açık kent kıbrıs ara bölge’de
*
açık kent bir kavram olarak ele alındığında Lefkoşa ara bölgede yeni bir yaşam biçimi ve mimarlık olanağı sunabilir mi?
open city
considered as a concept, could it offer a new way of living and possibility of architecture in buffer zone of Nicosia?
a癟覺k kent http://kibrisacikkent.wordpress.com
içindekiler index
konu about önsöz preface özetler briefs
projeler projects
1 2 3 4 5
tuğçe alkaş commun’ication aydan aslan açık enstitü hande kalender habitat zümra okursoy ‘ara bölge’de açık kent burak öztürk meşguliyet alanları
6 7 8 9
nefize öztürk ‘ara bölge’de açık kent kenan sabırlı yeraltı ağı ömer faruk tekin h’umodul nazlı ece ünsal ortak bölge kaynakça bibliography
proje alan覺na girmek zirmek tehlikeli ve veyasakt覺r! asakt覺r! *
it is forbidden and dangerous to enter the project site!
konu brief
açık kent… bir kavram olarak ele alındığında Lefkoşa ara bölgede yeni bir yaşam biçimi ve mimarlık olanağı sunabilir mi? açık kentin kurumları, yaşam alanları, altyapısı hayal edilerek böyle bir kent kurgusunda bir mimari program ve 30.000m3 mimari tasarım önerisi beklenmektedir. müşterek… tek bir birey, kurum, ya da ülkeye ait olmadan, herkes tarafından paylaşılanlar ve herkesin sorumluluğunda olanlar... bize daha çok katılım ve ortaklık barındıran, daha demokratik, hoşgörülü, ve heterojen bir toplum için alternatif kavramlar ve taktikler sunabilir mi? mülkiyetsiz… sahiplik ve değişim değeri olmayan bir alanda mimarlık nasıl biçimlenir? evrensel… ne sadece bir tarafa ne de ötekine ait; ama her iki taraftakiler ve hatta tüm insanlık tarafından korunan ve sürdürülen bir alanda yaşam nasıl olur? fantazya… eleştirel ve yaratıcı bir pratik olarak düşünülebilir mi? yeni doğa… biz gidince Lefkoşa ara bölgede, doğa yeni bir topografya oluşturmuşsa, biz bu topografyaya yeniden nasıl dahil olacağız?
open city... considered as a concept, could it offer a new way of living and possibility of architecture in the buffer zone of Nicosia? the aim is to create a speculative architectural program and 30.000m3 of architectural design proposal dreaming of the open city’s corporations, living spaces and infrastructure. commons... not belonging to anyone, any corporation or any country, shared by everyone and in responsibility of everyone... could it provide us alternative concepts and tactics for a society that features participation, partnership, democracy, toleration and heterogenic structure? non-possession... how does architectural formation occur in an area where ownership and exchange values don’t exist? universal... how would the life be like in an area belonging neither to one side, nor another; but protected and sustained by both and even the whole humankind? fantasy... could it be considered as a critical and creative practice? new habitat... how are we going to become a part of a new topography that nature has created in Buffer Zone while we were gone?
Kıbrıs’ ta uzun yıllar süren Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasındaki şiddeti sona erdirmek üzere 1974’ te ateşkes ilan edildi ve Kıbrıs Cumhuriyeti iki ayrı coğrafi bölgeye ayrıldı. Kuzeyde Türklerin güneyde ise Rumların yaşadığı iki bölge oluştu. Bugün bu iki bölge arasında kalan alan, Yeşil Hat / Ara Bölge, adayı doğudan batıya katederek ve yer yer genişleyip daralarak ada halkını sosyal, ekonomik, ve yönetimsel olarak ikiye ayırır. Yeşil Hattın iki halkı ikiye ayırdığını en çarpıcı şekilde deneyimlediğimiz yer belki de Lefkoşa kentidir. Sınır, Lefkoşa kentini beklenmedik yerlerinden, bir binanın yarısından ya da kuzey güney yönünde giden bir sokağı çıkmaz sokak yaparak, böler. Lefkoşa’da sınırın bir tarafında diğer kentin sesleri gündelik hayata karışır, yüksek bir binadan öteki kentin hem tanıdık hem farklı dokusu kent imgesine katılır. Bu iki kentin arasındaki ara bölge ise eskiden kente ait olan ama şimdi (geçici olarak, belirsiz bir süre) Birleşmiş Milletler tarafından kontrol edilen yerleşime, kullanıma, geçişe kapalı bir alan olarak kalır. Sadece Ledra Palas Sınır Kapısı iki kent arasında sınırlı geçişlere imkan tanır, bu geçiş yolu kentteki ara bölgede kısa süreli ve gözetim altında bulunulabilecek tek mekandır. Kuzey ile güney Kıbrıs arasındaki sınır üzerinde 7 sınır kapısı bulunmaktadır. 2003 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararıyla Türk ve Rum tarafları arasındaki geçişler kontrollü olarak açılmıştır. İki halk arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi ve birlikte yaşama konusunda tartışmalar ve sanatsal
ve kültürel etkinlikler yürütülse de politik bir çözüme henüz ulaşılamamaktadır. 40 yılı aşkın süredir sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan farklı yaşam pratikleri geliştirmiş iki halkın, toplumsal belleklerindeki yaşanmış ve / veya nesilden nesile aktarılmış travmayı aşması ve yeniden ortak bir yaşam kurması zor olsa da iki taraftakilerin de paylaştıkları ortaklıkları keşfetmeleri ve yeni ortaklar oluşturmalarının zaman içinde olası olduğuna dair düşünceler var. Bunlardan en etkileyicisi 2012 yılında 5 ay süren Lefkoşa Ara Bölge’ deki işgal (Occupy Buffer Zone) hareketi. İşgal sırasında Kıbrıslı Türk ve Rum gençler ara bölgede barınmış, tartışma platformları oluşturmuş, sanatsal ve kültürel aktiviteler yapmış, ortak yaşamın mümkün ve gerekli olduğunu, bunun her iki tarafı da zenginleştireceğini göstermiştir. Pekiyi, mimarlık ile Lefkoşa’daki bu ara bölgeye nasıl yaklaşılabilir? Ara bölgenin kimsenin olmaması ve fakat herkesin olması üzerine düşünülebilir mi? Bu müşterek olma düşüncesi mülkiyet konusunu yeniden ele almamıza aracılık edebilir mi? Nasıl işlevler ara bölgeyi yeniden kentin parçası haline getirir, bunun da ötesinde farklı etnik ve sosyal gruplardan, yaşlardan, cinsiyetten, milliyetten herkesin kente katılmasını sağlayabilir?
Kıbrıs’ ta uzun yıllar süren Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasındaki şiddeti sona erdirmek üzere 1974’ te ateşkes ilan edildi ve Kıbrıs Cumhuriyeti iki ayrı coğrafi bölgeye ayrıldı. Kuzeyde Türklerin güneyde ise Rumların yaşadığı iki bölge oluştu. Bugün bu iki bölge arasında kalan alan, Yeşil Hat / Ara Bölge, adayı doğudan batıya katederek ve yer yer genişleyip daralarak ada halkını sosyal, ekonomik, ve yönetimsel olarak ikiye ayırır. Yeşil Hattın iki halkı ikiye ayırdığını en çarpıcı şekilde deneyimlediğimiz yer belki de Lefkoşa kentidir. Sınır, Lefkoşa kentini beklenmedik yerlerinden, bir binanın yarısından ya da kuzey güney yönünde giden bir sokağı çıkmaz sokak yaparak, böler. Lefkoşa’da sınırın bir tarafında diğer kentin sesleri gündelik hayata karışır, yüksek bir binadan öteki kentin hem tanıdık hem farklı dokusu kent imgesine katılır. Bu iki kentin arasındaki ara bölge ise eskiden kente ait olan ama şimdi (geçici olarak, belirsiz bir süre) Birleşmiş Milletler tarafından kontrol edilen yerleşime, kullanıma, geçişe kapalı bir alan olarak kalır. Sadece Ledra Palas Sınır Kapısı iki kent arasında sınırlı geçişlere imkan tanır, bu geçiş yolu kentteki ara bölgede kısa süreli ve gözetim altında bulunulabilecek tek mekandır. Kuzey ile güney Kıbrıs arasındaki sınır üzerinde 7 sınır kapısı bulunmaktadır. 2003 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararıyla Türk ve Rum tarafları arasındaki geçişler kontrollü olarak açılmıştır. İki halk arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi ve birlikte yaşama konusunda tartışmalar ve sanatsal
önsöz preface
ve kültürel etkinlikler yürütülse de politik bir çözüme henüz ulaşılamamaktadır. 40 yılı aşkın süredir sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan farklı yaşam pratikleri geliştirmiş iki halkın, toplumsal belleklerindeki yaşanmış ve / veya nesilden nesile aktarılmış travmayı aşması ve yeniden ortak bir yaşam kurması zor olsa da iki taraftakilerin de paylaştıkları ortaklıkları keşfetmeleri ve yeni ortaklar oluşturmalarının zaman içinde olası olduğuna dair düşünceler var. Bunlardan en etkileyicisi 2012 yılında 5 ay süren Lefkoşa Ara Bölge’ deki işgal (Occupy Buffer Zone) hareketi. İşgal sırasında Kıbrıslı Türk ve Rum gençler ara bölgede barınmış, tartışma platformları oluşturmuş, sanatsal ve kültürel aktiviteler yapmış, ortak yaşamın mümkün ve gerekli olduğunu, bunun her iki tarafı da zenginleştireceğini göstermiştir. Pekiyi, mimarlık ile Lefkoşa’daki bu ara bölgeye nasıl yaklaşılabilir? Ara bölgenin kimsenin olmaması ve fakat herkesin olması üzerine düşünülebilir mi? Bu müşterek olma düşüncesi mülkiyet konusunu yeniden ele almamıza aracılık edebilir mi? Nasıl işlevler ara bölgeyi yeniden kentin parçası haline getirir, bunun da ötesinde farklı etnik ve sosyal gruplardan, yaşlardan, cinsiyetten, milliyetten herkesin kente katılmasını sağlayabilir?
özetler
tuğçe alkaş
aydan aslan
agah erkan
hande kalender
zümra okursoy
G
G
G
G
G
burak öztürk
nefize öztürk
kenan sabırlı
ömer faruk tekin
nazlı ece ünsal
ünümüz kentlerindeki ‘şey’ler (üretim-tüketim, çalışma-barınma vb.) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır.
G
ünümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
ünümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
G
ünümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
ünümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
G
ünümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
ünümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
G
ünümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
ünümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
G
ünümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
projeler projects
1
tuğçe alkaş Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikrokent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
'COMMUN
ICATION
*daimi databank Uzmanlar tarafından geliştirilen bilgi bankalarıdır. Bir komünal mikrokent yaşamına bu paketle başlar ve coğrafik, sosyo-kültürel, tarihi, demografik, çevresel ve eğitimle ilgili özelliklerine göre evrim geçirir.
tuğçe alkaş
Rousseau’nun mülkiyet üzerine tespitine gelindiğinde ise; ‘’ Bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip bu bana aittir diyebilen ve buna inanacak kadar saf insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu oldu. Bu sınır kazıklarını söküp atacak, sonra ‘’bu sahtekara kulak asmayın, meyvelerin herkese ait olduğunu, toprağın ise kimsenin olmadığını unutursanız mahvolursunuz.’’ diye haykıracak olan adam, insan türünü nice suçlardan nice savaşlardan, nice cinayetlerden, nice yoksulluktan ve nice korkunç olaylardan esirgemiş olurdu.’’
1
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Marx, K. “Conspectus of Bakunin's Statism and Anarchy”, 1874
[3] [2]
[1]
Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikro-kent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır. Örneğin, sanayi ve tüketim bir arada olduğundan, tasarımcı ile tüketicinin iletişimi arttığından standardizasyon azalarak, kişiye özel, daha işlevsel ürünler ortaya çıkar. P.M. “bolo'bolo. “,1983 Rousseau, J. “Discourse on the Origin and Basis of Inequality Among Men”, 1754
*DATABANK (db) ENERJİ DB. ENDÜSTRİYEL DB. TARIMSAL DB. ULAŞIM U Ş DB. EĞİTİM DB. MİKROKENT B
HİBRİTLEŞME
SOSYO-KÜLTÜREL DB..
PAZA RLAM A
MİKROKENT A
GELİŞME ÇOĞALMA
Bufferzone, devletsiz, mülksüz topraklara tekabül ettiğinden ve varolma nedeni günümüzdeki dünya düzeninin kendisi olduğundan, bu alanda bu düzeni protesto eden, yeni yaşayışlar türeyebilir. Bu yaşayışların türeyebilmesi için, günümüz düzenine ait tüm kurumların ve değerlerin inkar edilerek yeni bir yaşam sürülmelidir. Bu kasıtlı toplumun aktörleri, bulunduğu yerle ilintili olarak, herkese açık olabilmek bir yana, Kıbrıs kapsamında, tarihin bir yerinde dünya düzeninde, toplumsal bir harekat olarak değil, üslerin kararlarıyla şekillenmiş bir senaryodan nasibini almış insanlardan oluşacağı kaçınılmazdır.
Mülkiyet Üzerine Notlar: Mihail Bakunin, ‘’toplu mülkiyet’’ ‘ten bahseder. (bknz. sınırlı ortak paylaşım, açık mülkiyet) ‘’İnsanın evrim çizgisi, toplumsal yaşamda hayvansal güdülerin kuvvetle sınırlandırıldığı ilkel aşamadan ideal amaçların insanın kendi kendisini disiplin altına almasını sağladığı ‘’tinsel olgunlaşma’’ aşamasına doğrudur. Zorlayıcı, zorba devlet, özel mülkiyet, din hep ilkel aşamaların kurumlarıdır, ama insanlık gelişimi bu kurumların zamanı geçmiştir, bu nedenle kaldırılmalıdır. Gerçek ahlak, cezalandırma ve ödüllendirme olmadan olur, devletin bulunduğu toplumda böyle bir ahlak barınamaz.’’
*Mikrokentler gelişirken, databank’lardaki veriler evrilir. Mikrokent A ve B durumunu karşılaştırdığımızda, mikrokent A’nın tarımsal alanda, B’nin ise endüstriyel alanda daha fazla geliştiğini görüyoruz.
Bu çeşitlilik ve kendine yetme durumunun bir takım faktörlerle sınırlı olması durumu, mikrokentlerin birbirleriyle ve sınırın ötesindeki kentle ilişki kurmasını tetikleyecektir.
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
2
1
2
* mikrokent şehir çekirdeği
Bölgenin Türkiye’nin doğu ve güneyinden göç alması, göç eden halkın burada düşük-gelirli ailelerden oluşmasının çeperlerdeki baskı ve büyümeyi tetiklemesi
3 Her mikrokentin bir üs gibi çalışarak diğer mikrokentler ile bir network oluşturması
4
İşgal daha geniş alana yayıldıkça, mikrokentler arasında daha homojen bir network oluşur.
Kasıtlı toplum, belirli amaçların gerçekleşmesi için bütün bir hayat tarzı yaratmış insanlardan oluşan, görece küçük bir gruptur. Bu kasıtlı toplumda (komün, mıntıka), düşey yerine yatay bir sınıfsal örgütlenme vardır. Bu durum, bireyleri arasındaki iletişimin ve paylaşımın had safhaya ulaşmasına olanak sağlar. Mikro-kentler her bölgeye, etnik kültüre, yaşam tarzına uyarlanabilir, ancak kendi kimliğini oluşturarak hayatta kalabilir. Bu bir konuda uzmanlaşmayı da gerektirebilir, çok yönlü olmayı da. Olasılıklar ne kadar çeşitli olsa da, hiçbir mikro-kent kendi içinde çelişkiye düşmez.
5 *İletişim optimuma ulaşır.
3
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
kültürel üs
bufferzone yıkılmış yapılar takas yüzeyleri
rım
ta
s
lü
sa
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
4
1 / /Bilginin kümülatif olarak çoğalması ve paylaşılmasını öngören databanklar, tarımsal bölgede tohum, bitki türlerine göre sulama özellikleri vb. zirai bilgiler içerir. Çeperde konuşlanan bu databanklar her iki taraftan ulaşılabilir durumdadır. 2 // Her mıntıkanın kendine ait bir meclisi bulunur. Haftanın bir günü mıntıka üyelerinin hepsi bu mecliste ya da meclisin açıldığı agoralarda toplanır. Kişisel ve ortak talepler bu meclislerde tartışılır, oylamaya sunulur. Agoralar günlük yaşamda da tartışma, toplanma yerleri olarak çalışır.
*varolan yapıların giderek yok olması, ardından devam eden yeni yaşantıda izlerini barındırması.
3
4
5
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
6
/PAZAR 1 BANDABULİYA SONUNA EKLEMLENEREK ONUN DEVAMIYMIŞ GİBİ DAVRANIR. BURADAKİ PAZAR MODÜLLERİ DAHA SEYYAR HALDE BULUNUR. DEVİNGENDİR. İŞLEVSEL VE BOYUTSAL FARKLILAŞMALARA GİDEBİLİR.
PAZAR 2 / YAŞAYAN BİR DUVARDIR. DUVAR YERİNE BARİKAT KURAR HEM SINIR OLUŞTURUR HEM İLİŞKİ KURAR. ÇEVRESİNE HİZMET ETTİĞİ GİBİ MUTFAĞA DA HİZMET ETMEKTEDİR.
*Bölgenin sura yakın olan bölgesin tarımsal üretim odaklı çalışırken, merkeze yaklaştıkça sistem pazarlaşır.
/ Bölgedeki eski hanlar üzerinden hareketle, Lefkoşa’da bulunan mıntıka ve diğer mıntıkalarca üretilen ürünler Ayiou Antoniou Hanı’na açılan pazarda takas usulü ile satılır. Satılan ürünler karşılığı alınan ürünler için bir hangar bulunur. Bu hangar sanayi üretiminin ihtiyaçlarına da cevap verir. /Sanayi bölgesi, mevcut durumda marangoz ve demir atölyelerin yoğun olarak bulunduğu sokak sonuna yerleştirilerek, kollektif , paylaşımcı bilgi ve hammadde takasları öngörülmüştür. / Pazar bölgede ticaret merkezi olarak süregelen bandabuliya ile doğrudan bir ilişki kurmamakla beraber, ona alternatif olarak sunulmuştur.
1/ pazar alanı _01 2/ depo_pazar 3/ depo_marangozhane 4/ depo_demir atölyesi 5/ marangozhane 6/ demir atölyesi 7/ pazar alanı _02
imaj[1] ortak mutfak
5
imaj[2] tarımsal üs
6
7
8 Tarımsal bölgede amaç, çok fazla üretim yapıp satmaktan çok kendini beslemektir. Bu tür sistemlerin bufferzone boyunca süregeldiği varsayımından hareketle her topluluğun kendi özelliklerini barındırması ve tarımın kırsal bölgedeki mıntıkalarca Lefkoşa’daki pazar aracılığıyla takas usulü ile alışverişidir. Tüm mıntıkalarda ve kent çeperlerinde, gerek maddi
1/ ortak mutfak
_01 şarap üretim tesisi_02
2/ tadım alanı 3/ mutfak 4/ şişeleme 5/ depolama 6/ boya atölyesi 7/ info box
/ Lokmacı Kapısı, kamusal alanların yoğun olarak bulunduğu bir koridordur. Bu kamusal alanlardan kasıt, üretime dayalı bu yaşayışın doğrudan içinde olmayı sağlayacak atölyelerdir. /Ziyaretçiye ayrılan konut stoğu için özel bi bölge tanımlanmamıştır. Bu konutlar varolan yaşayışın içlerinde tekil birimlerdir. Bu durum ziyaretçilerin doğrudan yaşamın içine dahil olabilmelerine olanak verir.
5
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
/ Şarap yapımı atölyesinde mevsimsel meyvelere göre meyve şarapları üretilir. Katılımcılar sürecin herhangi bir yerinde üretime ve tüketime dahil olabilirler.
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
6
Tüm bufferzone boyunca varlık gösteren, kasıtlı toplulukların Lefkoşa eski sur içi arasında kalan arabölgede nasıl davranabileceğinin senaryosu geliştirilmiştir. Bu noktada, 2 ana temel sorudan yola çıkılabilir, kendi kendine yetme durumundan ve bulunduğu noktaya ilişkin karakteristik özelliklerinin neler olacağından. Kendine yetme durumu, bir makrokent’in bu yaşayış biçiminde farklılaşan mikro durumları iken, bulunduğu bölgeye adapte olma durumunda ise, bufferzone içinden çok çeperlerin yan/yaşam’a dokunması noktalarında daha potansiyelli bölgeler olduğu düşünülmüştür.
5
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
6
imaj[4] ortak duş alanları
11
imaj[3] pazar alanı
9
10
imaj[5] deÄ&#x;irmen
12
13
14
15
2
aydan aslan Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikrokent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
3
agah erkan Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikrokent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
4
hande kalender Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikrokent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
AÇIK KENT LEFKOŞA, “habitat”
hande kalender
Ada; deniz, sur ve ara bölge tarafından kuşatılmışlık hissi verirken, yapı ölçeğinde ise avlulu yapılar ve hanlar da bu hissi verir. Ara bölgenin; morfolojik yapısı, mikroklimatik koşulları, zamanın ve yaşamın izleri düşünülerek, yeni ortaklıkların, müşterek yaşamların sürdürülebildiği kentin bir parçası haline gelmesini sağlamaktadır. Ara bölgenin önceki kullanımlarının, sokakla, kentle kurduğu ilişkinin izleri sürüldüğünde ‘Ermou Street’ ve sokağı oluşturan yapıların dokusunun büyük önem taşıdığı görülür. Bazı yapıların tamamen izlerinin silindiği bu bölgede, sokağın iki yanında sıralanan dokunun da kaybolduğu görülmektedir. Bu izlerin yerini doğa yeni bir katman olarak örtmektedir. Doğanın oluşturduğu habitat, bize o bölgenin zaman içerisindeki geçirdiği değişimi deneyimleyebilmemizi sağlamaktadır. Bu katmanların korunarak yeni yaşamların ara bölgeye sızması, Lokmacı sınır kapısından başlayarak Ermou Street boyunca izleri silinmiş parsellere yerleşerek sürecektir. Ada da taraf olma durumunun olmadığı yerden dışarıya bakmak nasıl olurdu? Arada kalan olmak… Uzun yıllar sonra, ara bölge tekrar sahiplenilebilir mi? Bu sahiplenme mülkiyet sahibi olmadan olabilir mi? Sonunda tüm ada üzerinde dolaşım, yerleşim ve mülkiyet haklarını herkese olanaklı kılan ara bölge, adanın özgür alanı olmuştur.
buffer zone
izleri olan yapılar
izleri tamamen silinmiş yapılar
+ +
+
park
e t t r e
e t
p
p p a
h
o s
e r m o u
s t
r e
s t r e e
etkileşim
akış
e t
t
e
akış
habitat
s
l e d r a
lefkoşa
“1974 yılında iki ayrı coğrafi bölgeye ayrılan Kıbrıs’ın, kuzeyinde Türkler, güneyinde Rumlar yaşamaktadır. Aralarında kalan alan, Yeşil Hat/Ara Bölge, adayı doğudan batıya kat ederek ikiye ayırır. Yeşil Hattın iki halkı ikiye ayırdığını en çarpıcı şekilde deneyimlediğimiz yer belki de Lefkoşa kentidir. Bu iki kentin arasındaki ara bölge ise eskiden kente ait olan ama şimdi (geçici olarak, belirsiz bir süre) Birleşmiş Milletler tarafından kontrol edilen yerleşime, kullanıma, geçişe kapalı bir alan olarak kalır. Ledra Palas ve Lokmacı Sınır Kapıları iki kent arasında sınırlı geçişlere imkan tanır. 40 yılı aşkın süredir sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan farklı yaşam pratikleri geliştirmiş iki halkın, toplumsal belleklerinde yaşanmış ve nesilden nesile aktarılmış durumun aşılması ve tekrar ortak bir yaşam kurulması, ara bölgeden başlayarak, sınırın yeni yaşamla yavaşça kaybolması, mekanın kendini dönüştürürken yeni olanaklara ve deneyimlere açık olmasını sağlayacaktır.”
t
r
e
e
t
e
r
m
o
+
doğa
u
r e
e t
s
t
r e e
t
+
bitki
yeşil
bağlantı
“habitat”// yaşam 1 Açık Kent Lefkoşa, “habitat”
Açık Kent Lefkoşa, “habitat” 2
“habitat”
özelleştirmeye karşı “kamusallaştırma” metalaştırmaya karşı “kolektif kullanım”
Pinus brutia (Kızıl Çam) Cupressus sempervirens (Adi Servi) Arbutus andrachne (Sandal) Styraix officinalis (Tesbih Ağaçı) Pistacia lentiscus (Sakız Ağacı) Pistacia terebinthus (Çitlenbik) Olea europea (Zeytin)
İngiltere'deki çeşitli üniversitelerde okuyan İngiliz ve yabancı uyruklu öğrencilerin yanında Türkiyeli ve Kıbrıslı öğrencilerin oluşturduğu grup, Alagadi'de deniz kaplumbağalarının korunması yönünde yoğun ve özverili bir çalışma yürütüyor. ingiltere
Dünyada yer alan yedi tür deniz kaplumbağasından iki tanesi olan Caretta carettalar (Sini kaplumbağa) ve Chelonia mydas (Yeşil kaplumbağalar) yumurtlamak için Mayıs ve Ağustos ayları arasında Kıbrıs'ın kumsallarına geliyor.
alagadi
Kanada’da Prince Edward Island Üniversitesi’nde Master öğrencisi olan Ariana Salvo’nun BirdLife Kıbrıs ile işbirliği içersinde dört organik ve dört geleneksel tarım alanında kuş faunalarını (miktarları ve tür zenginliğini) karşılaştırmak maksadı ile kuşlar üzerine gözlemler yapılmış ve zengin bir biyoçeşitliliğin sağlanmasında organik tarımın oynadığı rol ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Bilim adamları, NGO'lar, Kıbrıslı Türk ve Rum toplumları, bölge okullarının öğrencileri ve farklı uluslardan Kıbrıs’ın fauna ve florasını incelemeye gelmiş olanlar... kim?
cumartesi 15:00
terk edemeyen, eyen, tutunan, tutunamayan, unutan ve hatırlayan, yeniden ve yeniden deneyen
kuzey karpaz altınkum Kıbrıs’ta kaydedilmiş 373 kuş türü mevcuttur. Bu kuşların 204’ü transit, 90’ı kış ziyaretçisi, 43’ü yerli ve 31’i yaz ziyaretçisidir. Kıbrıs’ın kuzey-güney göç yolları üzerinde bulunması çok sayıda kuş türünün görülmesine neden olmaktadır. Ayrıca uluslararası öneme sahip olan Larnaka ve Akrotiri’deki tuz gölleri de bu kadar çok kuş türünün Kıbrıs’ta görülmesinde etkendir. Bunlardan, Oenanthe cypriaca (Kıbrıs kuyrukkakanı) Sylvia melanothorax (Kıbrıs ötleğeni) endemik kuş türlerindendir.
lefkoşa
flora
sıfırnoktaiki
limonata
fauna kanada
flora Palmiyeler, Agave (Sabır), Kaktüsler, Mimosalar ve Okaliptüs ağaçları gibi dış kökenli bitki türleri ise günümüzde Kıbrıs peyzajında kullanılmaktadır.
Proje kamusal alan tartışmasını odağa koyar. Bugünün dünyasında “kamusal alan” ın üretim mekanizmalarını, gündelik hayatı ve peyzajın bu üretim mekanızmalarını ortaya çıkarma gücünü kullanmayı hedefler.
Değişim değeri yerine kullanım değeri üzerinden sahiplenme
“Doğa, ‘Yeşil Hat’ olarak da bilinen Ara Bölge’ye tutunmuş, bu bölge doğal yaşam alanı kayıplarına ve Kıbrıs’ın eşsiz vahşi yaşamına tehdit oluşturan unsurlara karşı güvenli, cennet gibi bir sığınak sağlamıştır.
Uzun yıllardır Kıbrıs’taki her iki toplumun da kullanamadığı ve insandan uzak kalan ara bölgenin; yeni adıyla ”HABİTAT” biyolojik çeşitliliğini tespit ederek: bilinmeyen ya da yok olduğu bilinen türleri belirlemek, türü tehlikede olan bitkileri korumak için bölgede bitki koruma bölgeleri oluşturmak, çocukların ve yerel halkın doğaya olan duyarlılığını artırmak.
ikincikat no.1
bulanık
sıfırnoktaiki
cuma 15:00
limonata
cumartesi 15:00
fauna Tulipa cypria (Kıbrıs lalesi) Ophrys kotschyi (Kotschyi'nin orkidesi) Helianthemum salicifolium var. glabrum Allium cupani ssp. cyprium Allium automnale Allium willeanum Onobrychis venosa Astragalus cyprius gibi endemik, nadir ve tehlikedeki türlerin korunmasını sağlamak.
bahçe
organiktarım
pazartesi-cuma 09:00-12:00
endemik flora
serbest bölge
ne için? Bu amaçlarla bir araya gelecek olan kişilerin barınmalarını ve paylaşımlarını sağlayacak mekanlar, (sürekli katılımcılar ve geçici katılımcılar için yıl içerisinde kullanım yoğunluğu değişkenlik gösteren bu barınma durumunun farklı kullanımlara da olanak sağlaması. Örneğin; her yıl mayıs ve ağustos aylarında Caretta carettaların yumurtlama alanlarında gözlemlerde bulunanların katılımıyla artan yoğunlukta barınma amaçlı kullanım diğer zamanlar da ise toplanma mekanı.) toplanan bilgilerin ve tohumların muhafazasını ve paylaşımını sağlayacak mekanlar, bilgilendirme materyallerine göre şekillenen mekanlar, permakültür alanları, doğayla ilişki kurma, anlama, farkındalık yaratma mekanları. Üretilen ürünlerin ortak mutfaklar da kullanımı, fazla olanların Bandabuliya’da cumartesi günleri satışı ve HABİTAT’ın tanıtımının sağlanması.
çatı ortak bölge
rahat bölge
uyku
perşembe 10:00
yemek değişken
hergün 15:00
nerede?
3 Açık Kent Lefkoşa, “habitat”
Açık Kent Lefkoşa, “habitat” 4
“habitat”
a nm // ak
ült ür
uy
gu la
m
a
ala
nı
tanıtım
plan
dab
k pa
zarı
res t
ora
syo
n
pe
rm
ban
bitki
soka
nı
etkinlik ala
doğa araştırma // inceleme
uliy
a
bilg
ilen
dirm
ma lan top
en okt ası
rı ba
yemek //
a
malzeme deposu
barınm
toplanma
K
hızlı rota // gezinti yavaş rota // etkileşim
5 Açık Kent Lefkoşa, “habitat”
Açık Kent Lefkoşa, “habitat” 6
“habitat” kıbrıs türk toplumunda tarım
kıbrıs rum toplumunda organik tarım yıl 1997
kişi sayısı 30
2005 yıl 2002
300 tarım alanı 1,665 dekar
2005
üretilen ürün tarım alanı %
zeytin %38.18
çiftlikler
mesarya ovası- trodoslar-limasol-baf-poli bölgesindeki çeşitli noktalarda yer alıyor. boyutları 5-45 hektar arasında
15,135 dekar
tarım istatistikleri dairesi, 2006
yıl şifalı ot 2009 narenciye patates sebze üzüm nadasa bırakılan alan tarım alanı % %7.06 %3
baklagil %19.64
hububat %14.55
çiftlikler
ekilen arazi 936.980 dekar toplam %57
narenciye patates enginar zeytin sebze üzüm
mesarya ovası- beyarmudu- gazimağusa- güzelyurtlefke-girne-yeşilırmak bölgesindeki çeşitli noktalarda yer alıyor.
ekoavrasya,2012
yaz aylarında yüksek sıcaklık ve nemden korunmak için doğal havalandırma
meyveler
yenebilir otlar
sebzeler
sebzeler
paneller ile güneş enerjisinin depolanıp kullanılması
batı rüzgarını alacak şekilde konumlanma
güneş ışınlarından korunmak için üst örtü elemanları barınma // toplanma mekanları arasında avlulu geçişler
7 Açık Kent Lefkoşa, “habitat”
kullanılan malzemeler palmiye dalları palmiye lifleri ahşap tuğla geven kil kamış taş
Kıbrıs Ara Bölgede Yetiştirilecek Bitkiler Citrus sinensis (Portakal) Punica granatum (Nar) Vitis vinifera (Üzüm) Rubus caesius (Böğürtlen) Actinidia chinensis (Kivi) Passiflora incarnata (Çarkıfelek) Cucumis melo (Kavun) Cucumis sativus (Salatalık) Capsicum annuum (Biber) Solanum lycopersicum (Domates) Cucurbita pepo (Kabak) Cynara scolymus (Enginar) Rosmarinus officinalis (Biberiye) Sinapis arvensis (Yabani hardal) Stellaria media (Kuş otu) Urtica dioica (Isırgan otu) Asparagus (Kuş konmaz) Allium sp.
meyveler
üretimin yapıldığı panel şekli tel kafes
sırık
Açık Kent Lefkoşa, “habitat” 8
sağda Doğa Araştırma // İnceleme Binası
barınma // toplanma // ortak mutfak // depo // organik tarım alanı
1
ara bölgede yer alan yıkılan binaların belirlenmesi yıkılmayan ve mimari değeri olan yapıların restorasyonu
2
ara bölgenin, yeni adıyla ”HABİTAT”,biyolojik çeşitliliğini tespit ederek bilinmeyen ya da yok olduğu bilinen türleri belirlemek türü tehlikede olan bitkileri korumak için bölgede bitki koruma bölgeleri oluşturmak
3
barınma ve paylaşım mekanları, bilgilendirme materyallerine göre şekillenen mekanlar, organik tarım alanları, doğayla ilişki kurma, anlama, farkındalık yaratma mekanları, ara bölge ve diğer iki bölge arasında etkileşimler
4
ara bölgede tarım alanlarında üretim yapılması, üretilen ürünlerin “bandabuliya” ve günlük kurulan sokak pazarlarına taşınması
5
hermes caddesi boyunca bulunan yapıların korunması sadece duvarları kalan yapıların duvarlarının ısınma amaçlı tromble duvar olarak kullanılıp içlerine hacimler eklenmesi
imaj [3]
imaj [2]
İnsanların ortak paylaşımlar, üretimler yapabildiği, sokak ile etkileşimlerinin daha fazla olduğu, düşüncelerini, yaşama biçimlerini kendilerinin tarif ettiği bir yaşam, açık kent kurgusunun en önemli bileşenidir. Şehir fiziksel biçimiyle değil, yaşam tarzıyla tanımlanır. Şehir, gündelik, geçici ve değişkendir. Kamusal birimler mümkün olduğunca gelenlerin yüklediği işlevlere göre şekillenen bir sistem gibi çalışır.
imaj [1]
“habitat”
9 Açık Kent Lefkoşa, “habitat”
Barınma // Depo
“Gabion duvar, güneş enerjisini gün içerisinde depolayıp geceleyin ışınım (radyasyon) yoluyla odaya vererek pasif ısınma sağlanır. ‘Trombe-duvarı uygulamalarının Kıbrıs hava koşullarında gerek teknik, gerekse ekonomik olurluluğu mevcuttur. Lefkoşa’da Ocak ayında ısı ihtiyacanın %90’ı karşılanıyor.” http://me.emu.edu.tr/erc/
Açık Kent Lefkoşa, “habitat” 10
“habitat”
kış
ba
ü1
yön
bakış
yönü
2
plan
K
11 Açık Kent Lefkoşa, “habitat”
Açık Kent Lefkoşa, “habitat” 12
“habitat”
bakış yönü 1
“Umumun malı olan bizim ortak mekânlarımızın –şehir meydanlarının, sokakların, okulların, tarlaların, fabrikaların- yerini balo n gibi şişen pazar yerleri aldı, dünyada bir direniş ruhu güçleniyor. İnsanlar bir parça doğa ve kültürü yeniden ele geçiriyor ve bunun kamusal mekân olacağını söylüyor. […] Avrupalı çevreciler ve ehlikeyifler işlek kavşaklarda partiler veriyor. Topraksız Tay köylüleri çok aşınmış golf sahalarında organik sebzeler dikiyor. Bolivyalı işçiler su kaynaklarının özelleştirilmesini tersine çeviriyor. […] Kısaca eylemciler devrim için beklemiyorlar, yaşadıkları okula devam ettikleri, çalıştıkları, ziraat yaptıkları yerlerde hemen harekete geçiyorlar.“ (Klein, 2001: 51)
13 Açık Kent Lefkoşa, “habitat”
Açık Kent Lefkoşa, “habitat” 14
“habitat”
bakış yönü 2
Kıbrıs, çok sayıda endemik türe ev sahipliği etmektedir. Yerel ve göçmen kuşlar için göç durakları ve çoğalma noktası oluşturmaktadır. Organik tarım, yerel ekolojik sistemin sağlığını korurken bir diğer taraftan kısıtlı miktarda toprağa bağımlı olan hem şimdi hem de gelecekteki nesillere yiyecek sağlayacak bir yöntem. 2002 yılında Kıbrıs’ta çalışmalarına başlayan UNDP’nin Partnership For the Future (PFF) programı AB’den gelen destekle KTT’deki organik insiyatife öncülük etmiştir. Grup, hem onaylı üreticiler hem de geçiş yapmakla ilgilenen çiftçiler için organik tarımla ilgili birçok konuda yıllık olarak dört ya da beş kursun sponsorluğunu yapmaktadır. PFF, geçiş evresinde onay almak isteyen çiftçileri desteklerken Türkiye’de bir ofisi bulunan ve onaylama işlemlerini buradan yürüten bir İtalyan şirket olan ICEA’nın vereceği ilk onayın masraflarını karşılamaktadır. (Sürdürülebilir ada tarımı, UNDP-USAD, 2006)
15 Açık Kent Lefkoşa, “habitat”
#gezibostanı
Açık Kent Lefkoşa, “habitat” 16
5
zümra okursoy Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikrokent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
6
burak öztürk Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikrokent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
Meşguliyet Alanları burak öztürk
Kees Christiaanse açık kent kavramını kendi döngüsüne sahip bir şehir olarak değil, mevcut kentin içerisinde bir takım özel haklara sahip toplulukların bulunduğu, tek işlevli alanlardan arındırılmış bir parçası olarak tanımlamakta. Özelliklerini ise yaşamı doğrulama, birbirlerine benzemek zorunda olmayan kişilerle de iletişim kurma, insani özellikleri ve memnuniyetleri bilme, negatif alanları dağıtma olarak sıralıyor. “Kent mekanının kentli tarafından ezberlenmiş bağlamından kopartılıp yeni bir anlam yüklenmesi mümkün müdür?” sorusunu Situationist International üyeleri; kendini bırakmış bireyin katılımcı konumuna geçmesine dayalı etkinlikler... Bir yere ulaşmaya çalışmadan duygulanımları hissettirene kadar kent mekanında dolaşmak... Ara sokaklar, kaybolmak, sokağı uzunca yürümek, düğüm noktalarında bağlanmak, her sokakta değişen etki... maddeleriyle cevaplıyorlar. Açıklamalardan yola çıkılarak Lefkoşa Ara Bölge’de yer alan açık kent meşguliyet alanları ile tanımlandı. İnsanların günlük hayatlarında yaptıkları her türlü etkinliklerini (meşguliyetlerini) daha serbest bir ortamda farklı imkanların desteğiyle yapabilecekleri yer olan meşguliyet alanları ara bölgede yer alan, kullanılmadıkları için köhneyen yapıları dönüştürür veya restore eder. Doğanın ele geçirdiği alanlara ise müdahale etmez. Meşguliyet alanları kullanıcısını seçmez, kullanıcısı kendi isteği ile orada olur. Başlıca kullanıcıları meşguliyet meraklıları ve uzman meşgullerdir. Meşguliyet meraklıları merak duydukları bir konuyu öğrenmek için veya herhangi bir ihtiyacını karşılamak için uzman meşgullerin yardımlarıyla çalışırlar. Meşguliyetler kullanıcısının geçim kaynağı olabilir. Sahip olduğu ayrıcalıklar kaygılarını azaltır. Alan genelindeki motivasyon çalışma verimini artırır. Etkileşimli çalışma ortamı klasikleşmiş ürün/hizmet alışverişini ortadan kaldırır, yeniden tanımlar. Çalışma alanları kendi ihtiyaçlarına göre sınıflanıp ayrılırken ortak ihtiyaçlar söz konusu olduğunda farklı bir araya gelişler görmek mümkün olur. Meşguliyetler esnasında ihtiyaç duyulabilecek ortak etkinlikler sergileme, buluşma, geçici barınma ve beslenme olarak sıralanabilir.
1
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Meşguliyetlerini sergilemek isteyen tüm kullanıcılar sergileme alanında; toplu görüşmeler, buluşmalar yapmak isteyen kullanıcılar buluşma alanında; meşguliyet alanlarına gelen misafirler ve kısa süreli uyku/dinlenme ihtiyaçlarını karşılamak isteyen kullanıcılar geçici barınma alanında; beslenme ihtiyaçlarını karşılamak isteyen kullanıcılar da beslenme alanında etkinliklerde bulunabilirler. Kendi içlerinde mahremiyet ihtiyacı duyan ancak ortak alanlarında açıklık söz konusu olan atölyeler ile kendi içlerinde açık olabilen, ortak alanlarında mahremiyet ihtiyacı duyan ofisler farklı iki yol üzerinde konumlanırlar. Yollar araç ulaşımına imkan verir, yaya ulaşımı yol kenarlarında bulunan alanlardan yapılabileceği gibi atölye, ofis birimlerinin aralarından da sağlanabilir. Paralel devam eden yollar ortak ihtiyaçların karşılanacağı noktalarda kesişir.
Kıbrıs Adası
Lefkoşa Suriçi
Sekiz yüzyıllık bir geçmişe sahip olan Lefkoşa Suriçi 1974 yılında Yeşil Hat ile ülkenin ikiye ayrılmasıyla birlikte bölünmüş ve bu bölünmüşlük kentin sürdürülebilirliğine olumsuz etki yaratmıştır. Kuzeyinde Türk Kesimi, güneyinde Rum Kesimi yer alan kentin Yeşil Hat arasında kalan kısmı ise ara bölge olarak kalmış, bölünmeden itibaren aktif olarak kullanılamamıştır. Kent parçasının önemli bir ticaret aksı olan Hermes Caddesi de ara bölge içinde yer almaktadır. Ara bölge içerisindeki yapılar kullanılmamaktan ötürü köhnemiş, doğa kentin bir kısmını ele geçirmiştir. İçerisinde pek çok anıtsal, mimari veya çevresel değere sahip olan bina bulunduran Lefkoşa Suriçi’nde 1995 yılından itibaren çeşitli geliştirme projeleri yapılmaktadır.
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
2
kullanılabilir durumdaki yapılar kullanılamaz durumdaki yapılar yıkılmış durumdaki yapılar niteliksiz yapılar
3
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
geliştirme projeleri alanları anıtsal, değerli yapılar
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
4
açık kent önerisi : MEŞGULİYET ALANLARI 2 1 3
>herhangi biri >herhangi bir konuya merak duyuyorsa >herhangi bir konuda bir ihtiyacını karşılamak istiyorsa <uzman meşguller’in yardımıyla çalışmalarını yapar. <isterse uzmanlaşabilir.
>herhangi biri >herhangi bir konuda mevcut birikimi ve ustalığını kullanarak >bir takım kaygılardan uzak kalarak <uzmanı olduğu konunun atölyesini/ofisini işletir.
meşguliyet alanları park alanları
Doğanın fazlasıyla ele geçirdiği alanlar Meşguliyet Alanları’na ve Lefkoşa’ya hizmet verebilecek park alanları olarak ayrılmıştır. Park alanları yeşil dokuya sahip olduğu gibi batı tarafında St. Anthony Kilisesi, doğu tarafında kız ve erkek okulları gibi anıtsal değerleri olan yapılara da sahiptir. Meşguliyet aksı içindeki binalara mevcut durumlarına göre müdahalelerde bulunarak meşguliyet alanlarına dönüşümü sağlanır.
türk kesimi
rum kesimi büyük han
ara bölge
phaneromeni kilisesi
(1) Servis Alanı Kesiti
st. anthony kilisesi
st. anthony kilisesi
beslenme alanı mutfak atölyesi açık mutfak pazar yeri 5
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
sergileme alanı bütüncül sergileme atölye üretimlerini destekleme
barınma alanı geçici konaklama tazelenme dinlenme
buluşma alanı kısa süreli görüşme toplantılar konferanslar
(2) Park Alanı Kesiti
(3) Meşguliyet Alanı Kesiti
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
6
müdahale tipleri
atölyeler ofisler servis alanları
meşguliyet aksı
kullanılabilir durumdaki yapılara müdahale örneği
kullanılamaz durumdaki yapılara müdahale örneği
vaziyet planı
5
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
6
v
v
A
A
v
v
v
B
v
B
B
B
v
v
C
C
.A
.A
v
v
C
C v
v
D
D
v
v
D
D
v
v
A
A
zemin kat plan覺
birinci kat plan覺
A - A kesiti
B - B kesiti
C - C kesiti
D - D kesiti
7
nefize öztürk Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikrokent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent nefize öztürk
1
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Lefkoşa Ara Bölge’, Trodos ile Beşparmak Dağları arasında, Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türkler arasında insan eli ile doğa arasında oluştuğu dönemden beri apayrı dönüşümler geçirmiştir. Önce, şimdiki ara bölgeden geçen bir nehir, devingen doğa ve sonra insan eliyle bu nehrin doldurulması ve doğanın durağanlaştırılarak o bölgede devinme sırasının insana gelmesi… Tam da bir dönem akan o nehrin üzerine gelen Ermou Caddesi ve oradaki insan akışı, ticaret, iletişim… Ardından yine insanın ara bölgeyi durağanlaştırdığı başka bir eylem, savaş ve bırakma. İnsanın devingenliğinin durduğu noktada doğanın yine kendini sürdürmesi… Kırk yıldır kendi haline bırakılmış olan bu bölgede insan şimdi yine devinmek istiyor ve bunun yolu bu bölgedeki yapıları bilinen restorasyon teknikleriyle iyileştirme ve yeniden işlevlendirme olarak görülüyor. Bölgedeki devingenlik durumu zamansal olarak incelendiğinde insan ve doğa arasında el değiştirmiş olduğu görülüyor. UNDP’nin yeni önerisi ise uzun bir dönemdir süregelen bu el değiştirme oyununa yeni bir basamak daha eklemekten öteye gidemiyor. Biz ise yeni bir yaşam biçimi ve bunun yaratacağı bambaşka mekanları tartışıyoruz. Bu noktada aklıma şöyle bir soru geliyor: İnsan burada var olan durumu dondurmak, hapsetmek ya da geriye götürüp –mış gibi yapmak yerine olduğu biçimiyle devinime katılsa nasıl olur?
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
2
Lebbeus Woods, War and Architecture’daki Patterns of Choice and Invention bölümünde şunları söylemiş: “Eski kentlerin zarar görmesi onların mekansal ve kavramsal düzenlerinin örüntüsünü/dokusunu bozar. Bir kez var olan örüntü şiddet yoluyla bölündükten/ zayıflatıldıktan sonra bu alçaltılmış örüntü tek bir adımda sağaltılamaz ya da eski yerine konulamaz/yeri doldurulamaz. Bununla birlikte bu zayıflatılmış kent dokusunun içinde başka bir şey vardır, yeni bir kent dokusunun başlangıç noktası olarak hizmet edebilecek daha yakın/içten ölçekte bir karmaşa. Patlamaların ve ateş etmenin yarattığı duvarlarda, çatılarda ve döşemelerdeki dağınık yırtıklar karmaşık oluşumlar/biçimler ve biçimlenmelerdir, onların tarih ve anlamında sıradışıdır. Hiçbiri birbirine benzemez ama hepsi aynı ortak durumdadır: onlar savaşın hesaplanmış riskleri içinde açığa çıkarılan/salıverilen güçlerin önceden bilinemeyen etkilerinden ortaya çıkan sonuçlardır. Onlar kendine özgülük/bireysellik ve yaratıcılıktan yola çıkan yeni bir düşünme, yaşama ve boşluğu biçimlendirme yolunun başlangıcıdır. Onlardan yola çıkarak organize şiddet ve savaşın hiyerarşik temelini engelleyen bir heterarşik topluluk oluşturulabilir.”
3
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
“...zayıflatılmış kent dokusunun içinde başka bir şey vardır, yeni bir kent dokusunun başlangıç noktası olarak hizmet edebilecek daha yakın/içten ölçekte bir karmaşa.” lebbeus woods
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
4
< doğa - devingen > insan - devinime katılan
insan - devinmek isteyen insan - durağan
insan - devingen
doğa/insan - durağan
doğa - devingen
ara bölgede eylem-zaman kesiti 5
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
6
yıkılmış - izi kalmış yapılar
izi kalmış yapılardan sokak oluşmunu etkileyenlerin seçilmesi ve yeşil dokuyla bütünleşmeyen kısımlarına yerleşilmesi yapıların izlerine yerleştirilen modüller
modüller arası yatayda bağlantı
modüller arası düşeyde bağlantı
7
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
sınır ve yapıların terkedilmesi nedeniyle yok olmuş sokakların düşeyde sürdürülmesi
yeşil dokuyla bütünleşen yapıların düşeyde de bu dokuyu sürdürmesi
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
8
barınma birimleri eski üretim yapısı > atölye ve alışveriş
eski konut > müzik terası
Woods’un War and Architecture’da Saraybosna üzerine yaptığı çalışmalar o dönem orada hala savaşın ve patlamaların olduğu, sıcak ve dönüşümün her an yaşandığı, bu dönüşüm sırasında ortaya çıkan anlık görüntülerin onun biçimlerine de kaynaklık ettiği bir zaman dilimidir. Bu okuma üzerinden ‘Lefkoşa Ara Bölge’ ilk yaklaşımla tekrar incelendiğinde, göze bırakılıp gidilmiş yapıların izleri çarpar. Hava fotoğrafında yıkılıp yok olmuş yapılar kahverengi bir leke olarak görünürken döşemeleri ve çatıları çökmüş yapılar bir antik kent görüntüsü oluşturur. Bu durum bir yandan da akla höyükleri getirir. Ara bölgede yeni bir yaşam ve açık kent kurgusuna başlangıç noktası olacak olan da bu yapıların izleridir. Yapılar yalnızca toprak üzerinde fiziksel izler bırakmamışlardır. Bir dönem kültürel ve işlevsel anlamda bir çok yaşamın ve yaşam biçiminin iç içe geçtiği, güçlü bir alışveriş hattı olan ara bölgede barınmış, çalışmış, okumuş olan insanlar da yani şimdiki Kıbrıslılar üzerlerinde tüm yaşananların izini de taşırlar. Peki iz nedir? İz etkidir. Birleşme, dönüşüm, artı, aynısı olmayan ama ondan bir parça taşıyan. Yok edilemez, sonsuza dek aktarılır. İz iki şeyin ayrı biçimlerde kaynaşmasıyla oluşur. Peki ara bölgede izi kalmış yapılar nasıl bir ikinciyle kaynaşıp yeni mekanlar oluşturur? Oluşacak mekanlar yeni bir iz olacak ve dönüşümü görünür kılacaklardır.
Bölgenin yaşama dair her şeyin merkezi olması ve içinde ticaret, konut, eğitim yapıları gibi çeşitli yapılar bulundurması bu yapıların izinde yeni bir yaşam kurgusunu destekleyen bir durumdur.İlk adımda seçilen yapıların izlerinin düşeyde sürdürülmesi planlanmıştır, höyük örneğinde olduğu gibi yeni eskinin izlerinde onun üzerine gelmektedir. Seçilen yapılar eskiden var olan sokakların izlerini sürdürecek biçimde üst kota taşınmış ve izi kalan yapılarla ilişkilendirilmiştir. Oluşan yeni sokaklar üzerinde, boyutları sokak yüksekliğine göre değişen çalışma ve barınma birimleri önerilmiştir. Zemindeki ağaçlar ve bitkilenmiş alana dokunulmamış, barınma birimlerinden olan ulaşım ile kullanıcının burada yeni uzantılar oluşturacağı düşünülmüştür. Eğitim yapıları bilgi paylaşımının ağırlıklı olduğu mekanlar olduğundan eski eğitim yapılarının üzerine işlevsel izler düşünülerek kitaplık, seminer odası ve sergi alanı önerilmiştir. Üretim yapılarının atölye ve alışveriş alanı olarak değerlendirilmiştir. Seçilen iki konut yapısından birine açık mutfak diğerine de müzik terası önerilmiştir. Eski yapıların üzerine gelen yapılar onların çizgisinde sürdürülmüştür. ‘Açık Kent’in yaratılabilmesi için öncelikle insanlar arasında iletişim sağlamak, onlara özgürce girip çıkabilecekleri, birlikte çalışabilecekleri/devinebilecekleri mekanlar sunmak gerekir. Projede, sokakların ve yapıların ayrı kotlarda konumlandırılmasının görünürlük nedeniyle iletişimi de güçlendireceği düşünülmüştür. İzlere yerleşme aşamaları
çatısı çökmüş/yıkılmaya yakın/eriyen yapıların 1iziçelikkalan hasırlar ile sarılarak taşın dönüşümü/erimesi eski konut > yemek kitaplığı ve mutfak
eski erkek okulu > seminer ve sergi alanı
sürecinde çevrede bulunanlara verilecek zararın engellenmesi + içine/yanına yerleşme durumuna olanak sağlaması
eski kız okulu > kitaplık ve dinlence
içinde taş ve yapıyı oluşturan diğer elemanlar 2zaman dönüşürken ortaya çıkan yeni strüktür + bu strüktürün yapının hacmini koruyarak onun izini sürdürmesi
tırmanıcı bitkilerin strüktürle karşılaşması 3çevredeki sonucu ortaya çıkacak yeni görüntü + yapının dönüşen malzemelerinin/taşın toprağa karıştıktan sonra topraktan gelen yeni bir şeyle -bitkiyle- izini sürdürmeye devam etmesi
9
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
10
Barınma Birimleri
Eski Üretim Yapısı > Atölye ve Alışveriş
Eski Konut > Yemek Kitaplığı ve Mutfak
Eski Konut - Müzik Terası
Eski Kız Okulu > Kitaplık ve Dinlence
Eski Erkek Okulu - Seminer ve Sergi Alanı
11
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
12
8
kenan sabırlı Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikrokent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
Açık Kent: Lefkoşa Ara Bölge’de Yeraltı Ağı kenan sabırlı
Her iki tarafta bulunan birleşme yanlıları, bu kent içindeki kapalı boşlukların, sorunları tartışabilecekleri, birkimlerini paylaşabilecekleri ve ortak yaşamın yararlı yönlerini diğerlerine kanıtlayabilecekleri birer platform olarak görmektedirler. 2015 yılında her iki taraftan başlanan yeraltı kazılarıyla kısa süre içerisinde hedeflenen bölgeye (boşluğa) ulaşılır.
Lefkoşa Ara Bölge’de Yeraltı Ağı projesi bir senaryoya göre gerçekleştirilmiş ve bir takım varsayımlardan yararlanılmıştır.
Artık ara-bölge birleşme yanlıları için müşterek bir deney alanı, adadakiler ve adaya hangi hükümetin toprağından giriş yapmış olursa olsun ada ziyaretçileri için evrensel yaşam bölgesi ve sahibinin tanımlı olmadığı mülkiyetsiz bir kent parçasıdır.
2014 yılında ara bölgedeki mülklerin iadesi, aradan çok süre geçmeden iki kesim hükümetleri arasında yeni gerilimlere neden olur. Yaşanan gerilimin nedeni buffer-zone da bulunan, 1974 öncesinde Kıbrıs Cumhuriyetine ait olan kamu arazileriyle (boşluklar) , artık sahiplerine ulaşılmayan mülklerin (yıkık yapı grupları) kime ait olacağı üzerinedir. Taraflar bu arazilerin hangi hükümete ait olacağı konusunda anlaşamazlar ve boşluklar etrafları teller ve duvarlarla çevrilerek ara bölge içerisinde yeni tanımsız ve tarafsız bölgeler olarak yer alırlar.
konaklama buluşma tartışma
1
plan
kesit
plan
kesit
zaman
2012 yılında başlayıp 5 ay süren ‘occupy the buffer-zone’ hareketi, ‘ara bölge’nin ada sorunlarını çözmede kullanılabilecek en önemli ve en büyük buluşma mekanı olabileceğini göstermiştir.
plan
yaya/bisiklet ağı
kesit
ışıklık hava
seyir kulesi yeme/içme ticari faaliyetler
Proje varsayımlardan biri Ada’da genel bir barış ortamının sağlandığı ve tam birleşme gerçekleşmese de her iki taraftan da birleşme yanlılarının Lefkoşa Suriçi’nde yeraltını kullanarak bir takım buluşma, paylaşma, tartışma mekanlarını oluşturarak, birleşmenin temellerini yerin altından atmalarıdır. Bu ‘yeraltı mekanları’ zamanla büyümeye ve gelişmeye açık bir ağ (buna bir network te denilebilir) ile ilişkili bir kurgunun parçalarıdır. Daha önceki yıllarda iki belediye tarafından gerçekleştirilmiş yeraltı atık su projesinin bu ‘yeraltı network’ düşüncesinin esin kaynağı olduğu söylenilebilir.
Kentin bir parçasını teşkil edecek ve kent içerisinden okuma ve hissetme imkanımızın en net olacağı mekanlar şüphesiz bu ağ’a giriş yaptığımız noktalardır. Bu noktalar hem kapı işlevini yerine getirebilmeli hem de kent ile network’ü ilişkilendiren, bağlayan bir geçiş noktası olabilmelidir. Network’ün kent içerisinde uzandığı kollar, kendi iç kurgusu, programatik içeriği ve mekansallaşması projede sorgulanması gereken diğer kriterlerdir.
eğitim toplanma atölyeler
Projedeki diğer bir varsayım ise, belli bir zaman sonra, ara bölgenin askeri kontrolden arınması ve oradaki mülkiyetlerin eski sahiplerine iade edilmesidir. Mülkiyeti belli olan araziler sahiplerine geri verilecek, mülkiyetinin kime ait olduğu belli olmayan boşluklar ise network tarafından kullanılabilecek potansiyel boşluklar olarak ‘Açık Kent’ kurgusunun birer parçasını oluşturacaklardır. Yeraltı network’ü ihtiyaç duyduğu sıkıştığı veya fırsat bulduğu boşluklardan patlayarak burada da yeni oluşumlara, denemelere ve kamusal mekanlara imkan sağlayabilecektir. Açık Kent’in parçası olacak olan bu boşluklar yeraltı networkünün ulaşım olanağından faydalanarak kentin ve kentlilerin kullanımına açılacak, network ise ışık ve havalandırma gibi temel ihtiyaçlarını bu boşluklardan sağlayacaktır. Ağ ile boşluklar arasında kurulan bu mutualist ilişki açık kent kurgusunda düşünülen ihtiyaç ve fonksiyonları karşılamalı, bütüncül, devamlı, akışkan bir ilişki olmalıdır.
Lefkoşa’ya önerilen bu deneysel açık kent kurgusu, herkesin kullanımına açık, mülkiyetsiz ve zaman içerisinde yayılma potansiyelinin bulunduğu kentsel bir öneridir. Bu kurgu belki de tüm Lefkoşa’ya yayılarak, önce kentten beslenen bir oluşum iken zamanla kenti besleyen bir oluşum haline gelecektir.
müze sergi eğlence
2
PROGRAM
tünelin patlayarak kapıyı oluşturmaya başlaması
çatısı çökmüş harabe yapıların kullanımı
çıkarılan hafriyatın organik tarım ve kent peyzajında kullanılması
tünelin boşlukları kullanarak dışarı açılması
düğüm noktalrında ikinci cidarın oluşması
patlama noktalarının meydanlar ve park gibi kamusal alanlarla ilişkilendirilmesi
tünelin genişleyerek mekanları oluşturmaya başlaması
yöntem:natm benzeri bir yöntemle püskürtülerek
yöntem:dikdörtgen kesitli tbm
kent boşluklarında dışarı patlaması
kapı: başlangıç :kimi zaman bir avlu içerisinde, kimi zaman bir otoparkın kıyısında, kimi zamansa surun dibinde
meydan: buluşma :toplanılır, buluşulur, konuşulur, miting olur, pazar kurulur, piknik yapılır, güneşlenilir, konser posterleri, miting afişleri üretilir, seminer, eğitim, konser, sergi afişleri hazırlanır, konser öncesi hazırlık mekanları burada bulunur, pazarcılar için depo imkanları sağlanır
tünel: ulaşım :mekanları ve kenti birbirine bağlayan, networkün ana ulaşım elemanı
eğitim patlaması: paylaşma :gönüllüler, eğitimciler, sanatçılar tarafından çeşitli eğitimler verilir, derslikler, atölyeler ve diğer tüm açık alanlar eğitim fonksiyonuna sağlamak amacıyla kullanılır, seminerler ve küçük toplantılar düzenlenilebilir, açık kütüphane bulunur, kitaplar paylaşılır
hangar: hareket :bisiklet alınır, kullanılır, tamir edilir, meydanda bilmeyenler sürmeyi öğrenir, hurda parçalar toplanır, işlenir, birleştirilerek yeni bisikletler üretilir kentin kullanımına sunulur
üretim alanı: gelişme :küçük boyutta üretim ve mesleki pratik alanıdır, marangoz atölyesi, demir atölyesi, plastik atölyesi, matbaa gibi işlik mekanları bulunur, açık kentin ihtiyaçlarını karşılar aynı zamanda kentlilere mesleki pratik imkanı sunar
yeraltı müzesi: yüzleşme :sanatçıların, kuzey ve güney kesimdeki halkın buluşup sanatsal faaliyetler düzenleyebilmesi amcıyla tasarlanmıştır, çalışma odaları, sergi mekanları, okuma alanı ve konferans mekanı burda yer alır, çalışma odalarında üretilenler ve tasarlanılanlar açık sergi alanında geçici süreli olarak sergilenir
dinlenme patlaması: kaynaşma :gönüllüler ve açık kentin misafirleri için konaklama imkanı sunulur, halka kısa süreli dinlenme ve temizlik imkanları sağlanır, ortak mutfak burada yer alır
3
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
4
MASTERPLAN
YENİCAMI KAPISI SURDIŞI
KİRALABİLİR MEKANLAR BİSİKLET DURAĞI
BİSİKLET HANGARI
EĞİTİM PATLAMASI PALOURUOTISSA KAPISI SURDIŞI
SELİMİYE KAPI
KARAMANZADE KAPISI
DİNLENME PATLAMASI
KULE IŞIK HAVALANDIRMA
İPLİKPAZARI KAPISI
MEYDAN ÜRETİM ALANI
EĞİTİM PATLAMASI
KULE IŞIK HAVALANDIRMA
KİRALANABİLİR MEKANLAR BİSİKLET DURAĞI
ST KASSIANOS KAPISI
DİNLENME PATLAMASI KULE IŞIK HAVALANDIRMA KULE IŞIK HAVALANDIRMA KULE IŞIK HAVALANDIRMA
TEKNİK KAPI YERALTI MÜZESİ
ÜRETİM ALANI
KİRALANABİLİR MEKANLAR BİSİKLET DURAĞI BAF KAPISI SUR DIŞI 5
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
6
yeraltı mekanları (düğüm noktaları) ve bağlantılar
kapılar [K] ve patlamalar [P]
mekanlar arası mesafeler
sistem içerisinde kullanılan/kullanılabilecek mevcut yapılar
boşluklar/meydanlaşma ve park işlevine uygun alanlar
ağaçlar ve patlamalarla ilişkisi
ortalama yaya hızı 85m/dk olarak düşünülebilir
YERALTI MÜZESİ
0 2 4
20m
-8.00 m kotu planı
0 1 2
b-b kesiti
10m
0 1 2
a-a kesiti
10m
0 1 2
c-c kesiti
10m
EĞİTİM PATLAMASI
0 1 2
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent d-d kesiti
10m
6
HANGAR
-8.00 m kotu planı
20m
0 2 4
-11.50 m kotu planı
0 1 2
0 1 2
f-f kesiti
10m
e-e kesiti
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
10m
6
9
ömer faruk tekin Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikrokent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
h’umodul (i’m lost in bufferzone)
kurojo
h’umodul kimsenin sorumluluğunda değil. hiç bir yere bağlı değil. kuralları yok. binalar korumacılık doğrultusunda değil de kendi istekleri doğrultusunda kullanılıyor/korunuyor. var olana tutunularak/yapışarak, onu kullanarak yerleşiliyor. ama kalıcı yerleşim değil. çünkü göçmenliğin doğası bir yerleşme olmaz. bu kenttet sınırlar yok, duvarlar, tavanlar, döşemeler yok. gördüğünüz şeyler, tavan ya da duvar olsun diye yapılmadı. üstyapıya göçmence yerleşerek oluşturulan bir kent. yerçekimi yokmuş gibi, her an değişebilir, dinamik.. özel yok, kamusal hiç yok.sahiplik yok. sokak yok. her yer sokak ya da her yer yaşantı barındıran kümecik.
yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissedip kendini toplumdan soyutlayanların geldikleri yer. gardiyanı yok. yemeklerini dışarıdan temin ediyorlar aileleri ya da kendileri. buraya kendini mahkum eden h’umodullu ihtiyaçları dışında küresinden hiç çıkmaz. yalnız joge ilişkisinde energe’de çalışması zorunludur.
otobaks
manuk
jo
energe
veko
hurdalığa çıkmış ya da verilmiş otomobillerin parçalanıp depolandığı yer. bir yapıda vinçler yardımıyla parçalanan otomobilden çıkan parçalar, adlarına göre dizilmiş kutularda depolanır. ihtiyacı olan herkesin kullanımına açıktır.
kent sakinlerinin kafalarını dinlemeye geldikleri yer. manuk’un atmosferi ve içinde bulunan -devamlı baktıkları halde bir şey anlamadıkları- manuların (sergilenen şey) geometrilerinden dolayı olsa gerek.
otomobil parçalama atölyesindeki depolarda bulunan malzemenin yanında, buldukları her hangi bir şeyle yaptıkları barınma birimleri.
anlık yıldırım enerjisini devasa kondansatörler yarıdımıyla depolayıp, gerektiğinde transformatöre devreder. burada elektrik voltajı düşürülerek kent şebekesine transmitterlerle dağıtılır. çok yüksek voltajda elektrik olduğundan, topraklama kabloları sıktır.
kendi içlerinde yüzyüze olmanın dışında ayrıyeten bir iletişim aracına ihtiyaç duymayan h’umodullular, dış dünyayla görüşmek istediklerinde veko’yu kullanırlar.
atölyede biriken pis havayı dışarı atan borusu vardır. bu borudan çıkan pis havayı Lefkoşa’da nerde olsanız görürsünüz.
bazen gergin bir halat üzerinde bazen bir konsolda bazen eski dokunun içinde. yapabildikleri her yere yapabiliyorlar.
joge ilişkisinde kum’lar çalışır.
kurojo’daki
‘mah-
sermujo
dejo
huko
greko
vatansızların (göçmenlerin) burada daimi kalabilmek için göçmen/vatansız olduklarına dair testlerin yapıldığı yer.
bir tür depo. kenti kurmada gerekli olan parçaların, materyallerin sağlandığı yer. her kentlinin buraya katkı sağlayabilmesinin dışında, dışarıdan ‘bağış’ da kabul edilebilir. buradaki yaşama gıpta edip, bir takım şartlardan dolayı gelemeyen insanların yaptıkları ‘bağış’ hafife alınır gibi de değildir.
h’umodullular, su ihtiyaçlarını -genellikleTürkiye’nin onayıyla, Kuzey Kıbrıs’a çekilen yeraltı su borularından karşılarlar. bunun dışında yeraltı sondajlarıyla da su çıkardıkları olur. sular kentin içinden geçen su borularıyla her yere dağıtılır. yer yer kentin sadece bu borulardan oluştuğunu düşünürsünüz. Sovyet döneminin Sumqayıt şehri gibidir.
dinlenme alanı. bir çok h’umodullu tedavi amaçlı buraya gönderilir ya da kendisi dinlenmeye gelir. sürekli bir şeyler taşıyan vinçlerin, kreynlerin ses ve görüntüleri eşliğinde kenti seyreder.
sahipsizlik ve yersizlik duygularının beyindeki hareketlerini algılayan makinelerin, bu verileri depolayıp işleyen ve sınır boyundaki tellere aktaran daha büyük makinelere aktarıldığı yer.
veko’ya girildiğinde bir çok kutucuk ve bir kablo ağı sarmalıyla karşılaşılır. her ülke için kutucuklara geçilir, görüşmeler orada yapılır.
nekro ölülerini gömdükleri konutlar. odaları toprakla doldurup, çürümeye burada bırakıyorlar.
kentin siyah-beyaz, birbirine girmiş halini seyrederek kafalarını dinlemeye çalışırlar.
bubibu
iluk
besuk
kentin en tehlikeli alanlarıdır. savaştan kaldığı söylenen bubi tuzakları ve mayınların olduğu bu alana sadece bu konularda uzman ya da uzman olduğu düşünülenler girebilir.
bir tür tedavi merkezi denilebilir. h’umodul kentlilerinde öyle çok sık ve çeşitli hastalık görülmez zaten. belli bir kaç hastalık vardır onlar da; kuren: joge’de çalışanların maruz kaldıkları radikodan dolayı oluşur. ilaçla tedaviden sonra, greko’ya istirahata gönderilir.
energe’den dağıtılan kent içi hatlarla soğutulan/ısıtılan bu dolaplarda kolektif besinler -her h’umodullu aileye fert sayısıyla orantılı toprak verilir ve işleyip besin üretmesi beklenir- depolanır.
immanu: manuk’tan etkilenmeme hastalığı. anlamadan baktıkları şeyden etkilenmemek en tehlikeli hastalık olarak görülür. h’umodullu olduktan -kente yerleştikten itibaren 5 yıl geçmesi gerekir- görülürse grekoya gönderilir ve psikolojik tedavi uygulanır. sonuç vermediği takdirde h’umodulluktan çıkartılır.
bunun yanında, dış dünyadan da besin yardımı kabul edilir. kıbrıs halkı pek bir gönüllüdür bu iş için. diğer ülkelerden gelen besin maddeleri güneydeki liman vasıtasıyla kente girer.
zamanla burası bubi tuzağının altından üstünden geçerek ve mayınlı bölgede yürüyerek h’umodulluları eğlendiren bir mekana dönüşmüştür. mayından dolayı bir ölüm olmamıştır, ancak böyle bir şey olsa da şüphesiz h’umodullular için korkunç bir olay olmayacaktır.
manuk ve nekro’nun birlikteliğinde kurulan bu ilişkiyle, manuk’ta sergilenen manularda cesetlere rastlanılır. cesetler manuk içinde asılı durabildikleri gibi herhangi bir manunun da üzerinde durabilir bu ilişki bir çok h’umodulluyu etkilemese de, bazıları için trajik olabilmektedir.
h’umodulda istenilmeyen ilişkilerden biridir. materyal deposundan sızan kirliliğin besin deposuna geçmesi olasıdır. bu durumda sızıntı miktarına bakılır, çok miktardaysa besinler hayvanlara yedirilir, az miktardaysa iluk kontrolünde besinler tüketilebilir.
manuk ve veko’nun yanyana gelmesiyle kurulan ilişki. bu birliktelikte manuk’un h’umodulluların üzerindeki yatıştırıcı etkisinin yanında bir de veko’nun, o kablo ağının heykelsiliğiyle kendilerinden geçerek burada dolaşırlar. bu ilişki h’umodulda oldukça önemlidir, bir festival gibidir.
kurojo ve energe’nin birlikteliğine verilen ad. bu durumda kurojo’da kendilerini hapseden h’umodulluların, böyle bir birliktelik durumunda energe’de çalışmaları şarttır. enerji üretim ve dağıtımından sorumludurlar.
eğer iluk ve jo yanyana gelecek olursa, jo seve seve iluk’un bir parçası haline getirilir. h’umodullular ilu*’ya çok önem verdiklerinden dolayı, başkalarının tedavisi için jo’larını iluk’a bırakıp başka yere gidebilirler.
*ilu: sağlık
kurojo ve huko yanyana geldiğinde kurulan ilişki. bu birliktelikte tıpkı joge’de olduğu gibi kurojo’da kendilerini mahkum eden h’umodullular, belli saatlerde huko ’da çalışmak zorundadır.
nekro ile besuk’un ilişkisi. kurulan en tehlikeli ilişkilerden biridir. böyle bir durumda besuk’ta bulunan gıdaların büyük çoğunluğu atılır. yeni besinlerin tedariği uzun süreceğinden bazen ölümler olabilmektedir.
suyun pompalanması, iletim borularındaki hasarların giderilmesi gibi durumlarda çalışırlar.
böyle bir birliktelik çok seyrek olur. o yüzden h’umodulluların pek de endişesi yoktur.
energe ve otobaks’ın birlikteliğinden olan bu ilişkiyle, h’umodullular tarım dışında üretim yapma imkanı bulurlar. energe’nin donanımı ve elektriğiyle otobaks’taki parçalar birleştirilerek, dayanıklı materyaller, motorla çalışan iş makinaları, palanga sistemleri kurmak mümkün olur.
veko ve huko’nun bu birlikteliğiyle kent görsel açıdan zenginlik kazanır. kentin içinden geçen su borularına dolanmış ağlar ve kablolar, en çok da greko’da dinlenenleri sevindirir. öte taraftan, kabloların suyla temasıyla kent bir süre iletişim sıkıntısı çekebilir. zaten dış dünyadan çok farklı hayat süren h’umodullular için çok da hayati bi şey değildir bu.
eğer nekro ve jo yanyana gelirse, kurulan ilişkiyle h’umodulluların -neyi
ne zaman yapacakları konusunda her daim özgür olmalarına rağmen- belli saatlerde
yapmaları gereken bir ritüelleri olur. ilişki kuran jo ailesi, belli saatlerde nekro’da yatan cesetlere dua etmek zorundadır. tekrar yer değiştirene kadar her gün yapar.
bu ilişki kentin harakirisidir denilebilir. energe ve bubibu’nun beraberliğiyle bubibu’daki tuzaklar ve mayınlar infilak ederler ve energe’yi de patlatırlar. bu patlamayla şehre dağılan yüksek gerilim direkleri h’umodulluları elektrik manyağına çevirir, bu durumda hiç bir canlı sağ kalmaz. bir süre boş duran kent, zamanla yeni h’umodullularla tekrar yaşamaya başlayacaktır.
10
nazlı ece ünsal Günümüz kentlerindeki ‘şey’ler ( üretim-tüketim, çalışma-barınma vb) arasındaki uzak mesafeler, ve çağ insanının bu farklı uzaklıklar arasında gündelik hayat içinde mekik dokuması, bu git-gellerin, dünya ve kişisel enerji kaynaklarının büyük bölümünü tüketmesi, bunun yanısıra kentin büyümesi ile doğru orantılı olarak, kültürel ve maddi kaynakların tüm dünya insanlarının eşit olarak faydalanabilme ihtimalinin azalması üzerine makro-kent yerine mikrokent’e geçiş esas alınır. Mikro-kent’te makro kentin aksine, otokontrol daha üst seviyededir. İnsanların çevresel farkındalığı artarken, iletişim de artmaktadır./
Dünya üzerindeki bölünmüş kentlere baktığımızda, sınırların tarihsel, sosyal, siyasal olarak geçici birer önlem olduğunu görüyoruz. Özellikle 2. Dünya Savaşı sonrasında artan politik gerilim bir fay hattı gibi yeni ülke sınırlarının oluşumunu tetikliyor. Çözülemeyen sorunlar ister istemez beraberinde şu soruyu akla getiriyor: Yeni duvarlar örme, işletme ve kontrol etmenin maliyeti acaba yeni bir toplumun gelişimi için yapılan yatırımın maliyeti olarak kullanılabilir mi?
Mülliyet sorunu Kıbrıs Sorunu’nun kilit noktalarındandır. Ara Bölge’deki devlet yapısının belirlenmesinde de önemli bir araç niteliği oluşturur.
Sorun bireysel davalar veya iki devlet arasında çözülememektedir.
Tampon Bölge’de mülkü bulunanlar ve gönüllüler toplanarak kendi hakları için iki devlete dava açar.
DeLanda’ya göre sosyal varlık olarak insan, yaşamını zaman-mekan aralığında geçirir. Ölçeği ne olursa olsun sınır, zamansal bir toplumun başlangıcı olur ve bu sınırlar toplumun kimliğini belirler. Bu kimliğin sınır durumunda yönünü kaybetmesi ve evrensel kimliğe dönüşerek politik tutumunu değiştirmesi, kimseye ait olmayan sınır durumunu güçlendirmektedir. Sınırın mülkiyetsizliği, mutlak olanı muğlağa, mekanı ise imkana dönüştürür. [1] Sınırın mekan deneyiminde Lefebvre’e göre zaman mekana, mekan da zaman dönüşür. Sınırların geçitlere dönüştüğü ortamda ise mekan kendini sonsuza kadar yeniden üretir. [2] Lefkoşa kent merkezinde sınırın çeperleri hissedilmektedir. Sınırdan kentin içine girildikçe bu etki azalır. Ancak sınır boyunda üretim kısıtlı olduğu için etki alanı çok kısıtlıdır. Sınırın yeni yaşamla yavaşça kaybolması, kent merkezine olan etkisi artacak ve mekan kendini dönüştürürken yeni olanaklara yer olacaktır.
İade alamayan gönüllüler AİHM’e tarafsız bir başvuruda bulunuyor. Müşterek Mal Komisyonu kurularak tarafsız bölgenin yönetim ve yaşam yapısının mülk sahiplerince yapılması isteniyor.
Başvurunun ardından eylemciler Lokmacı Kapısı’nda seslerini duyurmak için eylemlere başlıyor. Onlara göre bu eylem ‘’Mülkiyet hakkı kullanılarak, tüm halkın kaybettiği toprak için.’’
AİHM, KC ve KKTC’ye dostane çözüm önerisinde bulunuyor. Protestolar ise büyüyor.
dolaşım + yerleşim + ortaklık = özgürlük Ledra Palas’ta yapılan toplantıda KKTC yeşil ekonomi deneyini ve su sorununu çözebileceği için; KC ise işsizliğe çözüm olabileceği için Tampon Bölge’nin ortak kullanımını destekliyor. 1
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Bölgeye yerleşmeye başlayan grup, müşterek ve ortaklaşa anlamına gelen ‘de commun’ü kuruyor.
Artık Kıbrıs’ta dolaşım, yerleşim ve mülkiyet hakkının tüm ada halkına ait olduğu tek yer burasıdır.
Tüm ada üzerinde dolaşım, yerleşim ve mülkiyet haklarını herkese olanaklı kılan bu bölge, adanın özgür alanı olmuştur. Buraya yerleşenler din, dil, ırk gibi vahşileştirici unsurları bırakarak ‘de commun’e katılır. Artık adı Ortak Bölge olan alanda var olan, ancak kimsenin olamayan olanaklar bu şekilde ortaya çıkar ve herkesin olur. Ortaklıklarla yeni yaşam alanının altyapısı oluşturulur ve evrensel, sürdürülebilir bir topografyaya olanak sağlanır. Kamusal alan, yerel kültürün ve kaynakların herkes tarafından paylaşılması üzerine kurulmuştur. Yani açık kaynak, yerel örgütlenme, toplu öğrenim, yeşil ekonomi, yerel üretim, yerel enerji, kendi içinde değiş-tokuş ve dışarıdan alışveriş yoluyla paylaşım desteklenmektedir. Bu durumda dijital çağda yaşayan toplumun bilgiye ulaşımı açık bilgi ve paylaşım platformlarıyla mümkündür. Günlük aktivite yüzeyleri olan kamusal alanlar üzerine yerleştirilen zihinsel yüzeylerle teknik bilgi, makina, araç paylaşımları yapılır. Araç kutuları, Kendin Yap (DIY) dükkanları ve düşünce kuruluşları (think tank) bu noktada ortak çalışır ve üretimi destekler. Teknoloji unsuru çoklu üretim yapma amacından çıkar; malzemenin bilgi ve deneyimle değerlendiği know-how’ları dönüştüren unsur olur. Bununla beraber kent geri dönüşümün kaynak-atık döngüsü kadar, serbest dönüşümü de destekleyen alanlara olanak sağlar. Yani hizmet ve eşya da kentliler arasında döngü halindedir.
[3]
Toplumun yaşam biçimi gündelik hayatla kendini belli eder. Şehir fiziksel biçimiyle değil, yaşam tarzıyla tanımlanır. Yani şehir sosyal bir üründür; gündelik, geçici ve değişkendir. Kamusal birimler mümkün olduğunca gelenin kurduğu ve işleve göre şekillenen birer sistem gibi çalışır. Hiçbir işlev diğerinden baskın değildir. Yarı-kamusal ve geçici alanlar (örneğin sanatçı birimleri ve mutfaklar) kullanıcının gelip belli işlevi bir arada gerçekleştirmesi için önceden modül olarak düşünülmüş ancak eklenme ve genişlemelere ucu açıktır. Özelleşmiş (örneğin konut) alanları ise eşit olması için önceden modüllere bölünmüştür ve kişiselleştirmeye olanak sağlayan eklentilere açıktır. Hiçbir mekanda kalan kişi veya mekanın işlevi sonsuz değildir. Aksi takdirde mekan sahiplenilmiş olur ve ortaya mülkiyet durumu çıkar. Bu sebeple mekanlara farklı zamanlarda (örneğin gece-gündüz), farklı kullanımlar (kamusal-özel) ve biçim değişiklikleri önerilir. Böylece mekana dair insan zihninde birçok mekansallık ve zamansallık oluşur; mekânsal deneyim artar. Mülkiyetsizlik iki anlamda da mimariye biçim verir; kamusal ve yarı-kamusal alanlar (örneğin ortak mutfaklar) oluşturulur. Özel alanlardan olan konutlarda örneğin bir aile genişler veya ihtiyaçları değişirse, başka biriyle takas edebilir veya binaya ekleme yapabilir. Bu şekilde birimler özelleşir ancak geri dönebilir. Kentte yaşayan aktörlerde aranan tek şey, üretim yapılmasıdır. Çünkü üretim yapılmazsa tüketim de hakkedilmez. Kalıcı kişiler yapı, tarım, imalat, taşıma veya bireysel alanlarda çalışabilir. Hareket eden topraksız konakçılar ise bu mevcut işlerden birine sahip olur ve gün sonunda Ortak Bölge’den çıkar. Göçer sanatçı veya diğer ziyaretçiler ise belli bir süre için mekan kiralarlar. Kıbrıs tipolojisi göz önünde bulundurulduğunda avlulu sistem ve çevresindeki mekansan organizasyon göze çarpmaktadır. Avlunun mekânsal, iklimsel ve işlevsel geçiş alanı olarak kullanılması, ortak pişirme, yıkama, dinlenme alanı olmasını tetiklemiştir. Bu sistem Ortak Bölge’de de kullanılmakta ve çalışma/yaşam modüllerinin her birinin ortak alanı bulunmaktadır. DeLanda, M. “Extensive Borderlines and Intensive Borderlines”, AD, vol:69, 2009.
[2]
nazlı ece ünsal
Yeni duvarlar örme, işletme ve kontrol etmenin maliyeti acaba yeni bir toplumun gelişimi için yapılan yatırımın maliyeti olarak kullanılabilir mi?
Lefebvre, H., Production of Space, 1991.
[3]
“üretim hakkı eşsizdir, imkanların hakkı ortaktır, toprak müşterektir.” -de commun
[1]
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Woods, L., “Foreword to Divided Cities”, Divided Cities, 2009.
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
2
Ada
Sur İçi
Ortak Bölge Önerisi
Dolaşım, yerleşim ve mülkiyet haklarını herkese olanaklı kılan bu bölge, adanın özgür alanı olmuştur. Buraya yerleşenler din, dil, ırk unsurlarını bırakarak ‘de commun’e katılır. Artık adı Ortak Bölge olan alanda var olan, ancak kimsenin olamayan olanaklar bu şekilde ortaya çıkar ve herkesin olur. Sınır Boyu
Üç Kritik Nokta
Batıdan doğuya doğru balıkçı barınakları ve tesisleri, yaban hayat koridoru, tarım ve hayvancılık alanları, su rezervleri, bakır madeni, Athineou arkeo-parkı, Phyla Üniversitesi ve doğu kıyısında deniz suyu arıtma ve enerji üretim tesisleri kurulur. Üretim arttıkça kooperatifler oluşmaya başlar. Bu yeni kurgu barışçıl, üretimsel, çevreci ve yenileşimci olduğundan evrensel olarak desteklenir ve bir örnek olarak kabul edilir.
İkinci Çeper (Etki Alanları)
3
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
4
imaj[1]
Sınır boyundaki kullanımlar
imaj[2]
1 Kent Surları
Sınır boyundaki delinmeler
imaj[3]
Sınır Boyunun İncelenmesi
Gelişim haritası
Üç Kritik Noktada İşleyiş
1 Kent Surları
5
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
Seçilen üç kritik alanda, üretim ve yaşam adına ortak mekanlar oluşturulmuştur. Think Tank yani Fikir Atölyeleri, insanların ihtiyaçlarını belirlemek için geliştirilir. Açık kaynak sistemiyle veri tabanına Info noktalarından ulaşılabilir. DIY yani Kendin Yap dükkanları ise bu fikirlerin somutlaştığı yerdir. Gerekli yerel malzemeler önceden temin edilir ve iş birliğiyle inşaat, yapım, üretim başlar. Sürekli üretimle kamusal alan devamlı inşa edilir ve konut modullerinin ihtiyaçları karşılanır. Surlardaki kentsel tarım arazileri ve tarım enstitüsünde üretilen organik ürünler, başta Bandabulya olmak üzere tüm alandaki dükkanlara dağıtılır. Mutfakların da yiyecek ihtiyacı bölge içinde karşılanır. Ortak mutfaklar yalnızca yemek v pişirmek için değil; buluşmak ve toplanmak için de kullanılabilir.
2 Ledra Caddesi
3 Ermou Caddesi
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
6
1 Kent Surları
Afrodite yazdan beri her haftasonu kızı Rena’yı Ortak Bölge’deki tarım enstitüsüne götürür. 20dk’lık yolculuktan sonra Venedik Surları’na varırlar. Afrodite otoparkta yer ararken Rena geç kalmamak için arabadan iner ve bahçeye gider. Afrodite ise park ettikten sonra çevreye göz atmak için surların merdivenlerini çıkar ve surların dibinde kızının çalıştığı eğitim parselini görür.Rena eğitmenine son günlerde aklına takılan su sorununu sormaktadır. Eğitmeni ise deniz suyu arıtma tesislerini ve sulamada kullanılan gri suyun geri kazanımından bahseder. Afrodite biraz dolaştıktan sonra burnuna gelen yemek kokusunu takip ederek sınırı delen ortak mutfağı bulur. Kasalarda bekleyen güzel kokulu taze sebzelerin ve toprak kapta pişen yemeğin Rena’nın çalıştığı bahçeden olduğunu öğrenir. Belki de bu lezzetli domatesi Rena ekmiştir. 5
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
2 Ledra Caddesi
Efe Kuzey Kıbrıs’ta okumaktadır ve gezdiği yerlerle ilgili bir blog’u vardır. Bu hafta Lefkoşa hakkında yazmaya karar verir ve şehir merkezine iner. Merkezdeki yaşam ve sınırın etkisi dikkatini çeker. Eski dükkanların bulunduğu Arasta civarında dolaşır ve meşhur Ledra Caddesi’ni bulur. Eskiden zihninde askerlerin bulunduğu yer bugün serbesttir; hatta kamerasıyla Ortak Bölge’ye girebildiğine şaşırır. Sınırı geçince sanki herşey ortakmış gibi gelir. Sokaklarda dolaşır ve eski Lefkoşa dokusuna ek ahşap-taş binalar görür. Bir dükkana girer ve toprak kapların fotoğraflarını çeker. Başka bir dükkanda bisiklet parçaları görür. Dışarı çıktığında ise ‘Hepimiz ya da hiç birimiz’ yazılı pankartı farkeder. Altında ise insanlar boş konut strüktürünün içine girmektedir ve kendi işlerini hızlıca halletmektedir. Ortak Bölge’yi kuran halka karışan Efe daha da şaşırır ve insanların arasına karışır.
3 Ermou Caddesi
Nico ‘74 olayları sonrası İngiltere’ye gitmişti ve Kıbrıs’a o zamandan beri dönemedi. Ortak Bölge’nin açıldığını duyunca kuzey tarafında eski evinin yanından bir oda ayırttı. Otele yerleşir yerleşmez eskiz defterini kapıp gezintiye başladı. Eski Aya Sofia Katedrali olan Selimiye Cami ve Bedesten’i gezdikten sonra organik ürünlerin satıldığı Bandabulya yani Halk Pazarı’nı gezdi. Bandabulya’nın kapatılan ikinci kapısı buraya açılıyordu. Büyük bir heyecanla içeri girdi ve Ermou’daki esnaf gözlerinde canlandı. Tek katlı taş binalar yeniden canlanmış ve yaşam filizlenmişti. Görünüşleri farklıydı ancak yaşam eski haline benziyordu. Berber, lokmacı, salçacı, marangoz... Bazı harabe olmuş konutların bahçesinde komşuları bostan kurmuştu ve seyyar arabalarla burada yetişen nane, maydanoz satılıyordu. Nico biraz daha doğuya, henüz yerleşim başlamayan yerlere yürüdü. Acaba olaylardan sonra burada kalsa hayatı nasıl olurdu?
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
6
1 Kent Surları
Eski kent surlarının yanındaki bu aland halkın ortak kullanımı için oluşturulan kentsel tarım parselleri bulunur. Tarım enstitüsü burada oluşmuştur ve gelişimini devam ettirir. Enstitü misafir öğrenciler kabul eder ve kentin bahçelerinde uygulama dersleri işler. Bu ürünler mutlaka işlenir ve paylaşılır. Yapı elemanları Araç Kutusu (Tool Box)’lardan temin edilir ve DIY yardımıyle inşa edilir.
5
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
2 Ledra Caddesi
Ledra Caddesi’nin açılmasıyla kentin ana aksı yeniden tamamlanmıştır. Bu hat açıldığı andan itibaren sanatçıların uğradığı bir yer olmuştur. Sanatçılar için kiralanabilen birimlerin yerleştirileceği bir iskelet inşa edilmiştir. Eserlerini binanın dışına taşan strüktürel birimlerde sergilerler. Serginin sınır boyuna değen kısmında dolaşım ağı kurgulanmıştır. Kooperatifleşme ve kamusal alan burada toplanır. Aktivitelerin sınırsız olması için kamusal alan gridlere bölünmüştür ve hiç bir işlev diğerinden baskın değildir.
3 Ermou Caddesi
Kentin eski pazar yeri olan Ermou Caddesi üzerindeki yapılardan tamamen yıkılmamış olanlar restore edilmiştir. Bu binalara yeni birer işlev yüklemektense, pazar halinin sürmesi istenmiştir. Birimlerin ortalarına geleneksel Kıbrıs evindeki gibi avlu şeklinde depolar koyulur ve gece-gündüz kullanım farkı olan dükkanlar burayı kullanır. Bandabulya’ya eklemlenen dükkan ve mutfaklar konumları gereği iki tarafa da hizmet ederler.
Lefkoşa Ara Bölge’de Açık Kent
6
imaj[5]
imaj[4]
Açık hava tiyatrosunda prova
Sergi alanları ve açık stüdyoların kullanımı
Vaziyet Plan覺 ve Kesitler
imaj[9]
imaj[8]
imaj[7]
imaj[6]
Genel Görünüm
Ledra Caddesi cephesi
imaj[11]
Kamusal alana bakış
imaj[13]
imaj[10]
İç mekandaki boşluklar aktiviteler için gölge sağlıyor.
imaj [14]
Terastaki fideler
imaj[12]
Modüler Sistem Detayları
Zemin kattaki ortak mutfak herkesin kullanımına açık.
imaj[15]
Ana strüktür ve kullanımı
imaj[18]
Ahşap Sistem Detayları
Gece kullanımı
imaj[17]
Ahşap Palet Sistem (Kış için yalıtım malzemesiyle)
İç mekan
imaj[20]
imaj[16]
Ahşap palet sistem (Yaz için boşluklu kullanım)
imaj[19]
Gündüz kullanımı
yrd. doç. dr. aslıhan şenel araş. gör. ozan avcı prof. dr. hüseyin kahvecioğlu
prof. dr. ayşe şentürer
öğr. gör. deniz aslan
agah erkan
zümra okursoy nazlı ece ünsal doğa gülhan
araş. gör. zeynep günay
hande kalender
burak öztürk kenan sabırlı
aydan aslan
ömer faruk tekin melih gencer
ışıl karabulut tuğçe alkaş
nefize öztürk
ipek palalı
ebru cangazi