Postkolik Sayı: 18

Page 1

TEMMUZ 2014

NO:18 www.postkolik.com

ÜCRETSİZDİR facebook.com/postkolik

twitter.com/postkolik

instagram.com/postkolik

HEYECANLA BEKLEDİĞİMİZ 20 OYUN

ÜCRETSİZ İNDİRİN

�GEZİ

�RÖPORTAJ

� TEKNOLOJİ

� MODA

� MÜZİK

� DİZİ

İngiltere’ye gittik ve “Studio Tour London: The Making of Harry Potter” turuna katılarak Harry Potter’ın çekildiği stüdyoyu gezdik.

Balayı niyeti ile evden çıkıp 675 günün sonunda 6 kıtada 33 ülke gezerek efsane bir olaya imza atan Anne ve Mike Howard ile konuştuk.

Basit dokunuşlarla akıllı telefonlarınızı bambaşka bir boyuta taşıyacak birbirinden ilginç aksesuarları mercek altına aldık.

Bergdorf Goodman, Cara Delevingne ve Miroslava Duma… Moda tutkunlarının takip etmesi gereken Instagram hesaplarını tanıttık.

13 Temmuz’da ülkemize beşinci kez gelecek olan Metallica’yı heyecanla beklerken, piyasaya çıkan ‘Mahşerin Dört Atlısı’ kitabına göz attık.

The Last Ship, The Leftlovers, The Strain, Manhattan, Legends ve Extant gibi yaz sezonunun iddialı yapımlarına baktık.



TEMMUZ 2014

03

APP’İNİZİ GÜNCELLEDİNİZ Mİ? Size daha iyi bir tablet dergi deneyimi sunabilmek için geçtiğimiz ay platform değişikliğine gittik. Yeni sayılarımıza ulaşabilmek için tablet ve telefonunuzdaki Postkolik app’ini güncellemeyi unutmayın!

BU HABERLER SADECE TABLET DERGİMİZDE!

İ Ç İ N D E K İ L E R ŞEHİR

Sayıları hızla artan butik hamburgercileri dolaştık ve şehrin en lezzetli hamburgerlerini sıraladık.

12

GEZİ

İngiltere’ye gittik ve “Studio Tour London: The Making of Harry Potter” turuna katılarak Harry Potter’ın çekildiği stüdyoyu gezdik.

14

RÖPORTAJ

Balayı niyeti ile evden çıkıp 675 günün sonunda 6 kıtada 33 ülke gezerek efsane bir olaya imza atan Anne ve Mike Howard ile konuştuk.

SOKAK SANATI

18

MÜZİK

13 Temmuz’da ülkemize beşinci kez gelecek olan Metallica’yı heyecanla beklerken, bu ay piyasaya çıkan ‘Mahşerin Dört Atlısı’ kitabına göz attık.

32

MODA

Bergdorf Goodman, Cara Delevingne, Miroslava Duma ve diğerleri… Moda tutkunlarının takip etmesi gereken Instagram hesaplarını tanıttık.

Hazırlayanlar

Sorumlu Müdür: Pınar Özbakır pinar@postkolik.com Görsel Yönetmen: A. Erdal Şahin Enis Hazan, Erdem Tatar, Mehmet Erdoğan, Ersay Uçak, Duygu Kaçar, Orhan Meriç, Ahmet “Başkan” Çatatuğ, Eda Yenivatan, Emrah Gürkan Fotoğraf: Cihan Turhan / CT Photograpy

22

TEKNOLOJİ

Banksy’in harika işlerini Lego ile yeniden yorumlayan fotoğrafçısı Jeff Friesen’in projesini sayfalarımıza taşıdık.

Basit dokunuşlarla akıllı telefonlarınızı bambaşka bir boyuta taşıyacak birbirinden ilginç aksesuarları mercek altına aldık.

34

VİZYON DİZİ

The Last Ship, The Leftlovers, The Strain, Manhattan, Legends ve Extant gibi yaz sezonunun iddialı yapımlarına baktık.

REKLAM

Basım

IPAD REKLAM

Altın Kitaplar Yayınevi Tic. AŞ. Göztepe Mahallesi, Kazım Karabekir Caddesi, No: 32 Bağcılar-İstanbul Tel: 0212 446 38 88 Sertifika no: 107666

Yetkin Nural 0537 371 90 50 reklam@postkolik.com MEDYANET Özkan Kaya 0212 304 21 01 mobia@medyanet.com.tr

ÖZÜR / Geçen ay yayınladığımız İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü ilanı bizden kaynaklanan teknik bir sorun nedeniyle hatalı basılmıştır. Konuyla ilgili olarak üniversite yönetiminden ve Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden özür dileriz.

İletİşİm Kağıthane Cd. No:72 Çağlayan 34403 İstanbul Tel: 0532 437 26 38 info@postkolik.com

Temmuz ayında vizyona girecek birbirinden güzel filmlere fragmanlarıyla birlikte yer verdik.

TEKNOLOJİ

Appkolik köşemizde dikkatimizi çeken aplikasyonlardan Slingshot, Star Walk ve Form Maker’ı mercek altına aldık.


04

TEMMUZ 2014

ZOMBİ AVLAMAK İSTEYEN?

BİR DİLİM CAM SANATI İnsanoğlunun yaratıcılığı gerçekten de sınır tanımıyor. Çok basit materyallerden inanılmaz güzellikte sanat eserleri çıkartılıyor. Hiç murrine diye bir cam işleme tekniği duymuş muydunuz? Değişik renklerdeki camlar eritilerek belirli bir şekil oluşturacak şekilde harmanlanıyor. Ve bu cam kütlesi dilimlendiğinde (yanlış okumadınız) tüm dilimlerde aynı şekil oluşuyor. Bir ekmeği dilimlediğinizde her diliminde Mona Lisa’yı gördüğünüzü düşünün. İşte murrine de böyle bir cam işleme tekniği. 4000 yıl önce Ortadoğu’da başlayan ve sonrasında Murano’da devam ettirilen bu teknik bugün Kaliforniyalı cam sanatçısı Loren Stomp tarafından yaşatılıyor. Stomp tekniğini 35 senede geliştirmiş ve artık gerçek birer tablo görüntüsünde dilimler elde edebiliyor. Örneğin fotoğrafta gördüğünüz Leonardo da Vinci’nin Virgin of the Rocks çalışmasında her bir dilim 5000 dolara alıcı bulmuş. Kendisini gerçekten ayakta alkışlıyoruz.

Sonunda bu da oldu! Zombie Experiences kafayı zombilerle bozan bizim gibi arkadaşlara hayatları boyunca unutamayacakları bir deneyimi garantileyen bir takım eksantrik işlere girişti. Web sitesi üzerinden başvurunuzu yapıp gerekli ödemeleri yaptıktan sonra çok manyak deneyimler sizleri bekliyor. Biz içlerinde en çok Zombi Alışveriş Merkezi ile Nazi Zombilere Karşı’yı sevdik. Senaryolar gerçekten muhteşem ve her şey son derece profesyonel. Örneğin Zombi Alışveriş Merkezi’nde bildiğiniz bir AVM’de mahsur kalıyorsunuz ve hayatta kalmak için zombilerle ölüm-kalım mücadelesine girişiyorsunuz. Tam gün süren bu etkinliğin bedeli ise yaklaşık 500 TL. Bu fiyata film seti kalitesinde makyaj ve giysiler, silah, cephane ile yaklaşık iki saat süren eğitim de dahil. Bu eğitimde silah kullanmayı ve hayatta kalmanın püf noktalarını eğitmenlerden öğreniyorsunuz. Bu çatlak deneyimi maalesef sadece İngiltere’de Londra, Manchester, Warrington ve Droitwich’te yaşayabiliyorsunuz.

H http://www.stumpchuck.com H

ÇADIRIN UZAYLI HALİ Bitmek bilmeyen çadır kurma seansları ve zor hava şartlarına dayanamayıp yarı yolda bırakan malzemeler kamp yapanların kabusudur. Heimplanet tarafından tasarlanan Airbeam ise kampçılar için işi bambaşka bir boyuta taşıyor. Elmasın yapısından ve de mimari kubbelerden esinlenilmiş Airbeam, içi hava dolu ekstra hafif ve hava geçirmez malzemeden oluşan iskeleti ve polyester kumaştan oluşan kubbesiyle en zor hava şartlarında bile sanki bir mağaradaymışsınız gibi güvenli bir kamp sunuyor. Dışarıdan bakıldığında çelik konstrüksiyonlu bir iglo gibi duran bu en son teknoloji kamp çadırı ile artık hava koşulları ne olursa olsun korkmadan kamp yapabilirsiniz. İki kişilik The Wedge modelinin fiyatı 449 Euro. H www.heimplanet.com/ H

H www.zombieexperiences.co.uk/ H


TEMMUZ 2014

05

JAGUAR DOKUNUŞU Jaguar ile bisiklet üreticisi Pinarello arasındaki flört ilk meyvesini kısa süre önce verdi. İşte karşınızda yüksek teknoloji harikası yarış bisikleti The Dogma F8... Aslında Jaguar bisiklet sporları dünyasına çok da uzak bir şirket değil... 2012 ve 2013 yıllarında tüm bisiklet sporcularının hayallerini süsleyen Tour de France’ı 2 kez kazanan Team Sky ile işbirliği yapmışlardı. Bu kez Team Sky için yeni bir ürün üzerinde çalışmışlar. Şirket mühendisleri Pinarello Dogma 65.1 iskeletinin ve aksamının deyim yerindeyse her santimine dokunarak aerodinamik bir makyaj yapmışlar. Sonuç olarak yeni Pinarello Dogma F8 ortaya çıkmış. Bu yeni “bebek” 65.1’e göre yüzde 26.1 oranında daha üstün bir aerodinamiğe sahip. Bu durumda Team Sky’ın üçüncü kez Tour de France’ı kazanması hiç sürpriz olmayacak gibi... H www.pinarello.com/ H

KİŞİYE ÖZEL VİKİNG GEMİSİ

Vikings diziyle İskandinav kültürünü tekrar keşfettik dersek yanlış bir şey söylememiş oluruz. History Channel’ın başarılı prodüksiyonu sayesinde Viking kültürüne olan ilgide gözle görülür bir artış var. Siz de bizim gibi bu kültürün sempatizanlarından biriyseniz, size güzel bir haber verelim. Sıkı durun, artık kendi Viking geminize sahip olma şansınız var. Üstelik tamamen orijinallerine bağlı kalarak ve yüzde 100 el işçiliği ile üretilmiş gemilerden söz ediyoruz. Culture Nordic ve Viking Ship Müzesi, online sipariş ile satın alabileceğiniz gerçeğine uygun el yapımı Viking geminizi kapınıza kadar teslim ediyor. The Little Gokstad adı verilen 6.5 metrelik iki kişilik teknenin fiyatı 33 bin dolardan başlarken, 12 metrelik Skuldelev 6’nın fiyatı ise 400 bin dolara kadara çıkıyor. Hey, bir Viking savaşçısı olmanın ucuz olacağı kim söyledi?

KESİNLİKLE İSTİYORUZ!

Lego sevdiğimizi biliyorsunuz. Düzenli olarak sizi yeni Legolar hakkında bilgilendirdiğimizin de farkındasınızdır. Bu ay sizlere yine heyecan verici bir Lego haberi vermek istiyoruz. Lego ile Mini Cooper sonunda bir araya geliyor. 1 Ağustos’ta satışına başlanacak olan bu arzu nesnesi tam 1077 parçadan oluşacak! Ördekbaşı yeşili gövdeye ve klasik beyaz sportif kaput çizgilerine ilaveten Mini Lego’nun tavanı tamamen beyaz renkte tasarlanmış. Ancak bu harika seti daha da çekici kılacak olan detaylar başka. Zira bu ufaklığın üzerinde gerçekten yatabilen koltuklar, manuel vites ve gerçek bir bagaj var. H http://shop.lego.com/ H

H culturenordic.com/ H


06

TEMMUZ 2014

TAŞ GİBİ TABLET

MUHTEŞEM POSTERLER Film izlemeyi seviyoruz. Sinemaya bayılıyoruz. Film posterlerine ise bakmaya doyamıyoruz. Ama ne yazık ki kağıt posterler zamana yenik düşüyor ve bir süre sonra da yıpranıyor. Spacewolf bu soruna ahşap posterleriyle kökten çözümü bulmuş. 30x45 cm ölçülerinde tamamı lazer ile orijinali ile birebir basılan bu posterler doğal ahşap üzerine kazınıyor. Aynı zamanda hafif kabartılı ve boyutlu olarak basıldığı için de uzaktan bakıldığında çok

daha canlı görünüyor. Her posterden sadece 50 tane basan Spacewolf ayrıca Game of Thrones hayranlarına da kıyak geçiyor ve her yeni üretimle birlikte Game of Thrones’dan bir “House” çalışması da yapıyor. Mümkünse hepsini almak ve duvardan duvara ahşap kaplamak istiyoruz. H http://www.spacewolflimited.com/ H

INSTAX-SHARE İLE KALICI FOTOĞRAFLAR Hepimiz cep telefonlarımızı küçük birer fotoğraf stüdyosu olarak kullanıyoruz. İyiden iyiye gelişen telefon kamerası teknolojisi ile birbirinden güzel fotoğraflar çekerken aynı zamanda çeşitli edit programları ile fotoğraflarımıza bambaşka bir hava katabiliyoruz. Sonra da bunları sosyal ağlarda arkadaşlarımızla paylaşıyoruz. Peki bu fotoğrafları sevdiğimiz kişilere hemen o anda basılı olarak verebilmek nasıl olurdu? FujiFİlm InstaxShare isimli yeni ürünüyle işte bu sorunun cevabını veriyor. Portatif fotoğraf yazıcınız, akıllı telefonlara yüklenebilen uygulamasıyla sadece 16 saniyede telefonunuzdaki fotoğrafı kablosuz olarak göndermenizi ve kredi kartı boyutunda basmanızı sağlıyor. Anılarınızı daha kalıcı hale getirmek için mükemmel bir ürün.

H http://instax.com H

ME-MOVER İLE HAREKETE GEÇİN Ağırlaşan şehir trafiğinde hem kolay ulaşım için kullanabileceğiniz hem de aynı anda spor yapabileceğiniz bir üç tekerlekli bisiklete ne dersiniz? Me-Mover işte tam olarak bu amaçla tasarlanmış. İlk bindiğiniz andan itibaren vücudunuzun bir parçası gibi kolayca kullanabileceğiniz Me-Mover tamamen beden gücünüzle hareket ediyor. Sağlam alüminyum gövdesi sayesinde sadece 20 kilo ağırlığında olan bu komik bisikletimsi, 12,5 inçlik 3 tekerlek ve disk fren sisteminden oluşuyor. İster spor yapmak için, ister işe gidip gelmek için, isterseniz sadece markete gitmek için kullanın. MeMover sizi sadece gitmek istediğiniz yere kolayca ulaştırmakla kalmıyor aynı zamanda hareket etmenizi sağlayarak sağlığınıza da katkıda bulunuyor. H http://me-mover.com H

Dışarıdan bakıldığında aksiyon filmlerindeki nükleer kod giriş çantasını andıran Windows 8 işletim sistemine sahip bu tablet, 4’üncü nesil Intel Core işlemciye, ve 256 GB’a kadar yükseltilebilen SSD’ye sahip. Bunlar teknolojik özellikleri. Bunların yanı sıra 2 metre yükseklikten düşüp sapasağlam kalması, tamamen toz geçirmez olması ve 30 dakika boyunca 1 metrelik suyun altında kalabilmesi de cabası. Ne dersiniz sıkı duruyor değil mi?

H http://www.xploretech.com/H


DESIBEL_POSTKOLIK_23x34.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

8

20.06.2014

19:11

VESTEL


08

TEMMUZ 2014

OYNATMAYA AZ KALDI!

Dünyanın en önemli video oyun fuarı E3 geçtiğimiz ay Los Angeles’ta gerçekleşti. Müthiş oyunlar müjdeleyen şirketlerin tüm kataloglarını inceledik ve sizler için 2014/2015 sezonunun en bomba oyunlarını listeledik! n Erdem Tatar

ALIEN – ISOLATION Bugüne dek Alien filmleriyle bağlantılı pek çok oyun oynadık. Çoğu aksiyon dolu, Alien öldürdüğümüz oyunlardı. Fakat uzun süre sonra ilk defa bir Alien oyununda kurban biziz ve gerçekten de savunmasızız. Orijinal filmlerdeki baş kahraman Ellen Ripley’in kızını canlandırdığımız oyunda Sevastopol adlı uzay istasyonunda annemizin izini ararken Alien’la karşılaşıyoruz. Evet, aynen serinin ilk filminde olduğu gibi tek bir Alien var oyunda ve en basit hatamız felaketimizle sonuçlanıyor. Eğer vadettikleri gibi çıkarsa, Alien Isolation sapına kadar bir survival horror oyunu olacak! 7 Ekim 2014’te Alien’la baş başa kalacağız. Platform: PC, PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One, Xbox 360

ASSASSIN’S CREED UNITY Ubisoft’un rekorlar kıran serisi Assassin’s Creed’in yeni oyunu Unity, bizi bu defa Fransız Devrimi’ne götürüyor. “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!” deme cüretini göstereceklere bir çift lafımız

Unity, yeni nesil konsol oyuncuları için 28 Ekim 2014’te piyasada olacak. Platform: PlayStation 4, Xbox One, PC

BATTLEFIELD–HARDLINE

olacak elbette! İlk etapta sadece yeni nesil konsollara gelecek oyunun neden buna mecbur kaldığını demosunu seyredince sizler de anlayacaksınız. PlayStation 3 ve Xbox 360 için de yeni bir Assassin’s Creed oyunu üreten Ubisoft maalesef o oyunu henüz tanıtmadı. Ancak Assassin’s Creed

Call of Duty’nin en büyük rakibi olan Battlefield serisi yeni oyunu Hardline’la birlikte bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Electronic Arts ve Visceral Games’in aldığı ortak kararla Battlefield serisi askeri savaştan tamamen soyutlanıyor. Battlefield Hardline’da polis güçlerinin suçlularla yaşadıkları amansız maceralarda yer alacağız. Banka soygunları, narkotik çeteler, arabalı takipler ve yoldan çıkmış polisler artık silahlarımızı doğrulttuğumuz taraflar olacaklar. Oyunun tek kişilik senaryosuna da büyük önem verdiğini anlatan firma, çoklu oyuncu kitlesine de ister polis isterse de suçlu olma seçeneğini sunacak. Battlefield serisinin yeni atılımı umarız serinin 4. oyununun yaşattığı hayal kırıklığını unutturacak. Platform: PC, PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One, Xbox 360


09

TEMMUZ 2014

BLOODBORNE Demon’s Souls ve Dark Souls adlı oyunlarıyla PlayStation severlerin korkulu rüyası olan Hidetaka Miyazaki, yepyeni bir oyunla karşımıza çıktı. Bloodborne adlı oyunda bir göçmen savaşçının yolunun düştüğü lanetli şehirde yaşadığı hayatta kalma mücadelesini oynayacağız. Oyun severlerin yüreklerine, Bloodborne’un önceki oyunları kadar zor olmayacağını açıklayarak bir miktar su serpmişti Miyazaki. Kendisini biraz tanıdıysak bu açıklama; “Saç baş yolmayacaksınız zorluktan, belki sadece fıtık olursunuz” anlamına geliyor bizler için! Bloodborne’u 2015’in ilk yarısında oynayacağımız öngörülüyor. Platform: PlayStation 4

bu sonbaharda tanışacağız. 7 Ekim 2014’te raflarda olacak olan Dragon Age Inquisition, ilk iki oyunun toplamından çok daha geniş bir alanda oynanacak ve oyuncuların senaryo içinde verecekleri kararlar direkt olarak oyuna yansıyacak. Ejderhalar, büyücüler ve türlü ucubeyle karşılaşacağımız serüvene atılmak için sabırsızlıkla bekliyoruz! Platform: PC, PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One, Xbox 360

tuhaf yerlere götürüp egzotik maceralar yaşatacak. Himalayalarda, Pagan Min adlı bir diktatöre karşı vereceğimiz savaşta istediğimiz yolu izlemekte, ister silahlarımızı, istersek de doğanın imkânlarını kullanmakta özgürüz. Sessizce bir karargâha sızmak yahut da filleri ürkütüp aynı karargâhın kapılarını yerle bir etmelerini sağlamak bizim elimizde! 18 Kasım’da savaş başlıyor! Platform: PC, PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One, Xbox 360

LITTLE BIG PLANET 3 PlayStation tarihinin en sevilen exclusive markalarından olan Little Big Planet, en yeni oyunuyla büyük sükse yapmaya hazırlanıyor. Sempatik karakteri Sackboy’a yeni arkadaşlar da getiren oyun birbirinden eğlenceli bölüm tasarımları ve bulmacalarıyla hem kadın hem de erkek oyun severlerin gözdesi durumunda. Bugüne dek oyun severlerin Little Big Planet için özel olarak tasarladığı tam 7 milyon adet ekstra bölüm de ücretsiz olarak oyunu

CALL OF DUTY ADVANCED WARFARE Oyun dünyasının tartışmasız en büyük markası olan Call of Duty her sene pek çoklarınca eleştirilir ancak yine de en yüksek satış başarılarını elde eder. Bu sene de yepyeni oyunu Advanced Warfare ile iddialı geliyor oyun. Askerlerimiz artık teknolojinin en ileri seviye silah ve zırhlarıyla donatılmış haldeler. Tüm oyun gelecek 50 yılın savaş teknolojileri baz alınarak tasarlanmış. Bugüne dek Kiefer Sutherland ve Gary Oldman gibi pek çok ünlü oyuncuya seslendirme yaptıran Call of Duty serisi bu defa işleri bir adım öteye götürüp Kevin Spacey’i hem sesi hem fiziğiyle oyuna taşımış! 4 Kasım 2014’te çatışma başlıyor! Platform: PC, PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One ve Xbox 360

DEAD ISLAND 2 Zombiler adadan taştı, San Francisco’yu ele geçirdiler! İlk oyunuyla RPG ve survival horror elementlerini buluşturan, devam oyunu Dead Island Riptide ile yüzleri ekşitse de eğlendirmeye devam eden Dead Island serisi ikinci oyunuyla bambaşka bir firma tarafından sıfırdan inşa ediliyor. Bu defa çok daha gelişmiş bir yapay zeka ve sadece eldeki silahımızla değil, etrafımızdaki her türlü imkanla kendimizi zombilerden koruyacağımız geniş bir oyun dünyası vadediyor yapımcılar. Eğlencenin de en az korku kadar üst düzeyde olacağı oyunun 2015’in ilk yarısında çıkması bekleniyor. Platform: PlayStation 4, Xbox One, PC

DESTINY Destiny oyun severlerin yakından bildiği efsanevi oyun serisi Halo’nun yaratıcıları Bungie’den yepyeni bir proje. FPS ve RPG elementlerini birleştiren ve MMO tarzında oynanan oyunda farklı ırklardan savaşçımızı her detayına kadar özene bezene yaratıp galaktik bir savaşın kucağına düşüyoruz. Devasa bir ortak hikayenin yanında takip edeceğimiz yan görevler, baskınlar ve daha pek çok varyasyonda savaş bahanesi bizleri bekliyor. Bungie, Destiny konusunda oldukça iddialı: Bugüne dek yapılmış en pahalı oyunu yaptığını açıklayan firma, evrenin tamamen oyuncuların kontrolünde genişleyen ve gelişen homojen bir yapısı olduğunu iddia ediyor. Çıktığı günden itibaren tüm kontrolü kitlesinde olacak olan Destiny evreni oyun severleri oldukça tatmin edeceğe benziyor. Çıkış tarihiyse 9 Eylül 2014. Platform: PlayStation 4, Playstation 3, Xbox One, Xbox 360

DRAGON AGE INQUISITION İlk iki oyunu oldukça ilgi gören fantastik RPG serisinin en geniş kapsamlı oyunuyla

THE EVIL WITHIN Oyun dünyasında aksiyon ve korku denildi mi bir Japon usta pek çok ismin önüne geçer. Kim mi? Tabii ki Resident Evil, Devil May Cry ve Vanquish gibi oyunların yaratıcısı olan Shinji Mikami. Üstadın, hepimizin içine korku salacağını iddia ettiği yepyeni oyunu ise The Evil Within. Tuhaf olayların yaşandığı bir malikaneye giden meraklı dedektif Sebastian Castellanos’un macerasına ortak olacağımız bu oyun şimdiden ürkütücü karakter ve mekan tasarımlarıyla yüreğimizi ağzımıza getirmeyi başardı, oynamak için ekim ayını beklemeye koyulduk bile. Platform: PC, PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One, Xbox 360

EVOLVE Çoklu oyunculu bir arena düşünün. Dört adet birbirinden farklı sınıf ve silahlara sahip cengaveri atın ortaya. Birbirlerine karşı değil, birbirleriyle uyum içerisinde mücadele edecekleri devasa bir yaratığı da arenaya salıverin ve cümbüşü seyredin! Evolve, arena savaşlarına yepyeni bir boyut getiriyor ve dörder kişilik takımları devasa bir yaratıkla mücadele etmek zorunda bırakıyor. Ortadaki canavarı kim mi kontrol ediyor? Elbette beşinci oyuncu! Burası Evolve arenası, buradan çıkış yok! Platform: PC, PlayStation 4, Xbox One

FAR CRY 4 Ubisoft’un sevilen serisi Farcry bu defa dördüncü oyunuyla bizi yeniden bilmediğimiz

alanların beğenisine sunulacak, anlayacağınız bu ufak gezegende eğlence sınırsız! Platform: PlayStation 4, PlayStation 3

MASS EFFECT 4 Aslında bu oyuna direkt olarak Mass Effect 4 dememek lazım ancak şimdilik elimizde oyunun asıl ismi olmadığından tüm medya gibi biz de doğal olarak bu adı kullanıyoruz. Efsanevi Mass Effect üçlemesi geride bıraktığımız yıllarda tamamlanmıştı. Şimdi sırada yeni maceralar var. 2016 yılında çıkması planlanan yeni Mass Effect oyunu ilk üçlemeden bağımsız olan ancak o oyunlarla aynı evreni paylaşan yepyeni bir macera olacak. Henüz heyecanlanmak için erken olsa da elimizde değil, daha fazla şey öğrenmek için deliriyoruz! Platform: PC, Xbox One, PlayStation 4


10

METAL GEAR SOLID V THE PHANTOM PAIN Video oyunları dünyasında eğer epik maceralardan bahsedeceksek en başa Hideo Kojima’nın ölümsüz eseri haline dönüşen Metal Gear Solid eserini koymaya mecburuz. İnanılmaz hikâyesi, sinema tadını yakalayan ve hatta aşan öyküsü, benzersiz oynanışı ve destansı sürprizleriyle her yeni Metal Gear Solid oyunu yepyeni bir efsanedir kendi içerisinde. Serinin her yeni yapımı gibi şimdiye dek yayımlanacak olan en iddialı oyunuyla karşı karşıyayız ve 2015’te bu benzersiz şölene dâhil olmak için sabırsızlıktan çatlamak üzereyiz! Platform: PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One, Xbox 360

MORTAL KOMBAT X Jetonlu Atari salonu günlerinden beri dövüş oyunları aleminin gelmiş geçmiş en şiddetli ve kanlı oyunu olan Mortal Kombat efsanesi onuncu oyunuyla sahalara dönüyor. Geniş

TEMMUZ 2014 mükemmel bir Tomb Raider macerası oynayacağımıza eminiz. Platform: PC, PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One, Xbox 360

STAR WARS BATTLEFRONT Star Wars oyunlarının hakları Electronic Arts’a satıldığından beri şirketin bünyesindeki tüm alt kümeler bu efsanevi markanın oyunlarını üretmek için canla başla çalışmaya başladılar. Electronic Arts’ın en becerikli ekiplerinden DICE, yaptığı güçlü lobi çalışmaları ertesinde yeni bir Battlefront oyunu yapmaya hak kazandı. Yeni diyoruz çünkü bu oyun Battlefront serisinin üçüncü oyunu olacak. Serinin diğer oyunlarını takip etmek yerine yeni bir başlangıç yapacak olan seri, oyuncuları Star Wars evreninin en önemli kara ve uzay savaşlarının cephelerinde macera dolu yolculuklara çıkaracak. Platform: PC, PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One, Xbox 360

çalışacaksınız. Konu klişe olabilir ancak 2015’i beklemeden demosuna bir göz atın deriz! Platform: PC, PlayStation 4, Xbox One

THE ORDER 1886 Fantastik bir Londra serüveninde yarı aksiyon, yarı survival horror tarzında bir maceraya hazır mısınız? PlayStation 4’ün en merak edilen exclusive oyunlarından olan The Order 1886, normalde bu yıl sonunda raflarda olacaktı ancak yapımcı ekip oyunu bir miktar daha cilalamak için çıkışını 20 Şubat 2015’e erteledi. Telaşa mahal yok, nasılsa sonbahar / kış sezonunda yetişemeyeceğimiz kadar çok oyun çıkacak. Bu iddialı yapımın biraz daha demlenmesi için sabredebiliriz. Platform: PlayStation 4

UNCHARTED 4 PlayStation’ın en önemli exclusive markalarından Uncharted da görünene göre son oyunuyla arzı endam edecek. Tam adı

DAHA FAZ TABLE LASI TTE karakter kadrosu, eski ve yeni favori dövüşçülerimiz ve benzersiz “fatality” seçenekleriyle Mortal Kombat hiç şüphesiz gelecek yılın dövüş oyunu olacak. Oyunun ilk demo görüntülerindeki Sub-Zero ile Scorpion’un düellosunu seyretmek bile yüreğimizi ağzımıza getirdi, kim bilir 2015’te bize ne şoklar yaşatacak Mortal Kombat X? Platform: PC, PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One, Xbox 360

Uncharted 4: A Thief’s End olan oyunun 2015 yılının sonunda çıkması planlanıyor. Bir başka PlayStation exclusive oyunu olan The Last of Us’ın ekibi tarafından kotarılan Uncharted 4 daha ilk demosuyla kalplerimizin hızlı atmasına sebep oldu. Maceraperest Nathan Drake’in bu son macerası, yeni jenerasyonun ilk büyük oyunu olabilir! Platform: PlayStation 4

RAINBOW SIX SIEGE 2015’in en merakla beklenen oyunlarından biri de Rainbow Six serisinin dönüşünü müjdeleyen Siege elbette. Takım oyunu, realist baskınlar ve stratejinin aksiyondan daha ön planda olduğu bu seri, yeni oyununda da geleneği bozmuyor ve bir mekâna bodoslama dalmadan önce oyuncuları iki defa düşünmeye mecbur kılıyor. Rainbow Six Siege’ın grafik motorunun gerçekçi yıkım ve etkileşim maharetiyse oyun severlerin oldukça hoşuna gidecektir. Platform: PC, PlayStation 4, Xbox One

RISE OF THE TOMB RAIDER Square Enix firmasının son yıllarda imza attığı en iyi işlerden biri hiç şüphesiz ki Tomb Raider’ı sıkıştığı araftan çekip çıkarıp, baştan yaratmasıydı. Oldukça mükemmel tepkiler alan ve hem önceki jenerasyon hem de yeni jenerasyon konsollarda büyük ilgi gören oyunun devamı da geliyor. 2015 yılının son günlerinde yayımlanacak olan Rise of the Tomb Raider, Lara Croft’un yeni maceralarına odaklanacak. İlk oyunu kotaran tüm ekip geri döneceği için şimdiden

WITCHER 3

THE DIVISION Ubisoft’un senelerdir üzerine titrediği projesi The Division sonunda görücüye çıktı ve belirtmek isteriz ki muazzam görünüyor. Taktik FPS / RPG tarzında çığır açacağına inandığımız bu iddialı yapım aynı zamanda çoklu oyuncu desteğiyle bambaşka bir maceraya dönüşebilen bir survival oyunu. Oyunda hem bilgisayarın hem de diğer oyuncuların kontrol ettiği karakterlere karşı savaşacak ve Amerika’yı düştüğü kaostan kurtarmaya

Bugüne dek bu oyun için Xbox kullanıcılarını gıptayla takip eden PlayStation severler artık rahat bir nefes alabilecekler. Witcher serisi son yılların en başarılı fantastik RPG serisi ve üçüncü oyunuyla hiç olmadığı kadar iddialı geliyor! 24 Şubat 2015’te oynayacağımız bu destansı oyun öyle devasa bir hikayeyi öyle varyasyonlarla oynatıyor ve anlatıyor ki oyunda verdiğiniz her tepki oyunun tüm gidişatını tepetaklak çeviriyor. Son olarak Witcher 3’ün tam 36 adet farklı finali olduğunu söyleyelim de neyle karşı karşıya olduğunuza dair net bir fikriniz olsun. Platform: PC, Xbox One, PlayStation 4


21x32cm.indd 1

20.06.2014 17:09


12

TEMMUZ 2014

“War ner B ros Studio Tour London: Th e Making o f Harry Potter” Ha rry Potter h ayranları için eşsiz b ir deneyim sunuyor. S erpil O’Don nell bu tura katı ldı ve filmle rinin çekildiği stü dyoyu Pos tkolik okuyucuları için gezdi.

HARRY POTTER’CILAR KAÇIRMASIN! H

arry Potter Stüdyo Tur, Londra’nın 32 km kuzeyindeki Watford şehrinde bulunuyor. Burası gerçekten de Harry Potter filmlerinin çekildiği yer. Serinin son kitabı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları’nın çekilmesinden sonra, stüdyo Nisan 2012’de turistik bir yer haline getirilmiş. Anlayacağınız J. K. Rowling ve Warner Bros. bu işten daha uzun süre para kazanmaya kararlı görünüyor. Stüdyonun yeri oldukça kolay. Araba, tren veya otobüsle rahatlıkla ulaşılabilme imkanınız var. Watford Junction tren istasyonundan ve Londra merkezde bulunan Victoria istasyonundan ‘shuttle’ otobüslerle de ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Londra Euston tren istasyonundan Watford Junction’a sıkça tren seferi var. Yolculuk ise yaklaşık 20 dakika sürüyor.

Tura eşim Dave ve kızlarım Dilara (12) ve Rana (8) ile katıldım. Tura katılmak için bileti web sitesinden almanız veya telefon ile önceden rezervasyon yapmanız gerekiyor. Biz internetten aldık ve dört kişi için 90 Sterlin yani yaklaşık 400 TL ödedik. Bu rakam tabii ki sadece giriş ücretini kapsıyor. Dijital rehber ve hatıra kitapçığı için ekstra bir ödeme yapmak zorundasınız. Fakat çok yararlı bilgiler verdiklerinden dijital rehberi özellikle tavsiye ederim. Birçok dilde turun tamamı detaylı bir şekilde anlatılıyor. Türkçe mi? Ne yazık ki bu dillere dahil edilmemiş. Gezecek çok fazla yer olduğu için, rezervasyonumuzu erken bir saate aldık. Böylece görülebilecek her şeyi rahatça, acele etmeden görebilme şansı bulduk. Turda belirli sayıda gruplar halinde içeriye alınıyorsunuz. Böylece ziyaretiniz daha sakin bir ortamda geçiyor. Her

çocuğa pasaport tarzı bir kitapçık veriliyor ve tur boyunca farklı yerlerde bu pasaporta damga vurma olanakları sunuluyor.

KISA BİR FİLMLE BAŞLIYOR Tur kısa bir konuşmayla başlıyor ve hemen ardından bir sinema salonuna alınıyorsunuz. Burada size film şeklinde kısa bir sunum yapılıyor. Sonra The Great Hall diye adlandırılan büyük bir salona giriyorsunuz. Burası özellikle filmleri bilenler için çok etkileyici bir yer. Kendinizi birden Harry Potter ve arkadaşlarının maceralarının başladığı yer olan Hogwarts okulunun ana salonunda buluveriyorsunuz. Öğrenci ve öğretmenlerin bu salonu doldurduklarını hayal edebiliyorsunuz. Kızlarım ve ben buradan fazlasıyla etkilendik. Peşinden The Big Room diye adlandırılan büyük bir kapalı alana geçtik. Burada kostümler, öğrenci


13

TEMMUZ 2014

yatakhaneleri, iksir dershanesi, Hagrid’in evi, dijital efektler ve daha birçok farklı yeri gördük. Zamanınız varsa, buralarda farklı setleri ve çeşitli objeleri saatlerce keşfedebilirsiniz. Detaylar gerçekten muhteşem. Hatta burada sihirli değnek kullanım eğitimi alabileceğiniz bir yer de mevcut.

SÜPÜRGE İLE UÇUN Ardından yine aynı kapalı alanda bulunan başka bir bölüme geçtik ve burada uçan süpürgeye binme imkanımız oldu. Komik olduğunu sanan eşim kendi süpürgemi niçin getirmemiş olduğumu merak etti! Uçan süpürge çok zevkli bir deneyim. Özellikle de çocuklar için. Denemeyi yapan herkes filme çekildiği için, isterseniz turun sonunda hatıra olarak filmi satın alma imkanınız da var. Bu video görüntüsünü ister DVD olarak ister USB bellek olarak temin edebiliyorsunuz. Biraz pahalı ama kesinlikle güzel bir hatıra olduğunu düşünüyorum. Tabii sadece video değil, aynı zamanda fotoğrafınız da çekiliyor. İsterseniz yine turun sonunda bu fotoğrafı satın alma imkanınınız da var. Süpürgemizle uçtuktan sonra, Backlot diye adlandırılan ve açık havada bulunan arka kısma geçiyoruz. Burada Harry Potter’in teyzesinin evinin olduğu meşhur Privet Drive sokağını, Night Bus otobüsünü, Hogwarts Şatosu ile Hogsmeade’i birbirine bağlayan ahşap köprüyü ve benzeri setleri gördük. Bu bölümde aynı zamanda üstü kısmen kapalı bir restoran da bulunuyor. Özellikle Harry Potter hayranlarının yakından bildiği Butter Beer’ı da burada deneyebilirsiniz. Bu içeceği dünyada sadece iki yerde temin edebiliyorsunuz ve onlardan biri de burası. Bu arada size ilginç bir bilgi de vereyim: İlk çekimlerin yapıldığı orijinal ev, film stüdyosunun karşısında bulunan bir sitede bulunuyormuş. Ancak daha sonraları kolaylık sağlamak için aynı evin bir benzeri stüdyo alanının içerisine yapılmış.

düşünülmüş. Kapıların menteşeleri dahi var ve çevre düzenlemesi için gerçek bitkiler kullanılmış. Filmler çekilirken Hogwarts öğrencilerinin hollerde fener taşıyor izlenimi yaratılabilmesi için maket 2500 adet fiber optik ışıkla da donatılmış. Maketin bulunduğu oda aydınlık olunca bunu pek göremiyorsunuz ancak odanın ışıkları loşlaştırıldığında şato aydınlanıyor ve göz kamaştırıcı bir hal alıyor. Bu oda her 4 dakikada bir loşlaştırılıyor. Şato öylesine detaylı ki, söylenilene göre eğer bu maketi sadece bir kişi yapsaymış, 74 yaşına geldiğinde ancak bitirebilirmiş. Şato bizim için turun kesinlikle en favori yeriydi.

ALIŞVERİŞ ŞART

HOGWARTS ŞATOSU Daha sonra filmlerde izlediğimiz o acayip yaratıkları ve efektleri görebileceğimiz bir odaya doğru yol aldık. Yine oldukça ilginç bir deneyimdi. Peşinden en sevdiğim kısımlardan birine yani Diagon Alley’e geçtik. Burası neresi mi? Arnavut kaldırım taşlı yolu olan Harry Potter sihir aleminin alışveriş yeri. Harry’nin okul alışverişini yaptığı, sihirli değneğini seçtiği (daha doğrusu değnek Harry’yi seçmişti) yer. Buranın çok yakınında teknik yapım ile ilgili bütün planların ve çizimlerinin bulunduğu Art Department bölümü var. En etkileyici kısım sona saklanmış: Hogwarts Şatosu’nun maketi. İlk filmlerin çekimlerinde bu maket kullanılmış daha sonrasında ise, yerini dijital efektler almış. Detaylara gösterilen itinayı ancak görerek kavrayabileceğiniz için

Serpil, Rana ve Dave

ne desem boş. Fakat şatoya farklı açılardan ve yüksekliklerden bakıp sihrine kapılmamak imkansız. 1:24 ölçeğinde olan şato tamamıyla el yapımı ve en önemli özelliği de 360 derecelik açıdan görülebilir olması. Şato, ilk Harry Potter filmi olan Harry Potter ve Felsefe Taşı için yapılmış ve sonrasında her yeni film için yeni kısımlar eklenmiş. Detaylar en ince ayrıntısına kadar

Turun bitiminde ise -özellikle çocukların ilgisini çeken- oldukça büyük bir hediyelik eşya mağazası ile karşılaşıyorsunuz. Burada Harry Potter ile ilgili aklınıza gelebilecek her türlü eşya ve oyuncağı bulabilirsiniz. Rana buradan bir sihirli değnek aldı ve Lord Voldemort’un değneğini seçti. Dilara ise Slytherin renklerinde bir tişört satın aldı. Yine hatıra kitapçığımızı ve USB belleklerimizi de buradan aldık. Harry Potter diyarında neredeyse tam bir günümüzü geçirdik ve bu deneyimden hepimiz çok keyif aldık. Şimdi planımız filmleri tekrar izleyip, stüdyo turunda öğrendiklerimizin karşılaştırmasını yapmak. Yolunuz Londra’ya düşerse, bu turu kesinlikle kaçırmamanızı tavsiye ederim. Gerçekten sihirli bir yer ve böyle kült bir filmin çekildiği seti görebilmek için kaçırılmaması gereken bir fırsat!


14

TEMMUZ 2014

YOK BÖYLE BALAYI İddia ediyoruz, bu röportaj bünyenizde aşırı dozda kıskançlığa sebep olacak! Ama bir o kadar da sizi yaşama dair heveslendirecek, ‘Dünya beni bekliyor, ben neden hala duruyorum’ dedirtecek. İşte balayı niyeti ile evden çıkıp, dünyayı dolaşıp dönen Anne ve Mike Howard’ın öyküsü. n Eda Yenivatan

Anne ve Mike

tarafından araçlarından indirilip, “Evet, simdi bizimle dans edin” teklifiyle karşı karşıya bulabilmişler.

HONEYTREK.COM 675 günün sonunda, her birini ayrı ayrı ‘like’layacağınız 200 binin üzerinde fotoğrafla evlerine dönen Howard çifti, yolculuk süresince yaşadıkları tüm bu deneyimleri paylaşmak için bir de blog açmışlar. Zamanla takipçi sayıları da artınca, bu destansı maceralarını bir işe dönüştürmeye karar vermişler. Şimdi artık onlar gibi yeryüzünü keşfetmeye hevesli binlerce insana gezi koçluğu yapıyorlar. Dünyadaki herhangi bir yere gitme konusunda, yolculuk

B

eş yıllık bir birliktelikten sonra 2011’de evlenmeye karar veren Anne ve Mike Howard’ın hayatı tanıştıkları Alman bir çift ile değişir. Bir yıl süren bir dünya seyahatinden henüz dönmüş olan Alman çift, bu uzun yolculuğun kendilerine maliyetinin, günlük 50 dolardan az olduğunu söyler. Anne ve Mike kafalarında basit bir hesap yaptıklarında, o anda oturmakta oldukları apartmanın yıllık kirasının, dünyayı gezme bedelinden az olduğunu fark eder. Onları şaşkına çeviren bu gerçekle, ‘Şimdi değilse ne zaman?’ diye düşünürler ve evlenip dünyanın en uzun balayına çıkarlar.

675 GÜN SÜRDÜ Tüm dünyayı kucakladıkları bu balayında, Anne ve Mike çifti, gidilecek ülke önceliklerini belirlerken enteresan bir prensiple programlama yapmışlar. Nasıl mı? Düzenli bir işe sahipken gidilme ihtimali düşük olan ve yaşlandıklarında gitmeye enerjileri olmayacak olan uzak ülkelere öncelik vermişler. Bu felsefeyle Ocak 2012’de yola çıkıp, 675 günün sonunda, 6 kıtada, 33 ülke gezerek efsane bir balayının altına imza atmışlar. İlk durakları olan Brezilya’da, Rio Karnavalı coşkusuyla başlayan yolculukları, sayısız durakta devam ederken, insanın gözlerini parlatacak bir çok anı biriktirmişler. Kenya’daki doğal yaşam alanı Masai Mara’da, üstü açık safari araçlarının üstüne atlayıveren bir çitayla uzunca bir süre baş başa kalmaktan tutun da; Brezilya’daki balta girmemiş Amazon ormanlarında geceleri hamakta uyuyup, akşamları nehirden tuttukları piranhalarla (evet evet! Korku filmlerinden tanıdığımız, saniyeler içerisinde avını parçalayan minik balıklar) beslenmek gibi müthiş deneyimler yaşamışlar. Ve sıkı durun tüm bunları günlük ortalama

40 dolarlık bir bütçe ile yapmışlar. Japonya, Avustralya ve Norveç gibi pahalı ülkelerde bu rakam 75 dolara çıkarken, örneğin Bolivya’da 20 dolara düşmüş.

HER DETAY PLANLANMAMALI! Mike’ın söylediğine göre, bu tarz beklenmedik deneyimler yaşamanın yolu biraz da, her şeyi planlamadan seyahat etmekten geçiyor. Anne ve Mike çifti, yola çıkarken yalnızca rotaları belirleyip, ilk rotanın tren ve otobüs biletini almış. Sonrasını oluruna bırakmışlar. Bu da onlara hiç beklemedikleri olasılıkların kapılarını açmış. Bu sayede, kendilerini bir anda Vietnam’da yerli ailelerin çocuklarına İngilizce dersleri verirken, ya da Peru’daki kanyon gezilerinde, deniz seviyesinin kilometrelerce üstünde, aniden yerliler

planlama, bütçe belirleme, kalacak yer gibi detaylarda, birebir deneyimledikleri önerilerde bulunuyorlar. Türkiye’ye hayran kaldıklarını belirten ikili, Postkolik okuyucuları için de birkaç seyahat önerisinde bulunmayı ihmal etmediler: “Dünya uçsuz bucaksız bir yer. Öyle beş, on günlük tatillerle görülecek gibi değil. Hakikaten hayalinizi süslüyorsa böyle bir macera, bunun için zaman ayırın, olasılıklarınızı en iyi şekilde değerlendirin. Bir de gidilecek ülkedeki yaşantıyı gözlemleyebilmek için, mümkün olduğunca uçakla seyahat etmek yerine, tren, otobüs gibi yerel ulaşım araçlarını tercih edin. Çünkü havadayken, karadaki türlü macerayı kaçırma olasılığınız yüksek”. Siz de bu önerilerden daha nicesini okumak, yaşadıkları maceralarla ilgili videoları izlemek, hatta bu profesyonel balayıcı çiftten size gezi koçluğu yapmalarını isterseniz, www.honeytrek. com sayfasından kendilerine ulaşabilirsiniz. Henüz 30’lu yaşlarının başında ‘bir dünya’ anıyı biriktiren bu çift, hayallerinizi gerçekleştirme konusunda size de ilham verdiyse, hiç durmayın deriz. Uygun adım marş!



16

TEMMUZ 2014

FİLM GİBİ KARELER

Ö

nünden geçtiğiniz çamurlu bir araba, her gün bahçede gördüğünüz çim biçme makinesi, televizyonda maruz kaldığınız o sıkıcı politikacı... Günlük hayatın ve popüler kültürün artık size sıradan gelen anları, François Dourlen’in dünyasında oldukça eğlenceli bir hale gelebiliyor. Sevdiği filmlerden -özellikle Disney filmlerinden- kareleri uyumlu olacak bir günlük hayat anıyla bir araya getiren Dourlen, oldukça eğlenceli fotoğraflara imza atarak kısa sürede sanal dünyada isim yapmayı başardı.

MESLEĞİ ÖĞRETMENLİK Öncelikle böylesine yaratıcı ve eğlenceli fotoğrafların sahibi Dourlen’i tanımak istedik. Kendisi Fransız. Ne yalan söyleyelim, öğretmen olduğunu öğrenince şaşırıyoruz. 31 yaşındaki Dourlen, Fransızca ve tarih öğretmenliği yaparken bir yandan da müzik, denizcilik ve fotoğrafla ilgileniyor. Fotoğrafçılığa olan ilgisi, bir müzik grubunda çalarken ara verdiği döneme denk geliyor. Yaratıcılığını körüklemesi için kendine bir fotoğraf makinesi almasıyla yolculuğu başlıyor. Bir gün iPhone’yla arkadaşlarını güldürmek için çektiği fotoğraf oldukça ilgi görünce kafasında bir şimşek çakıveriyor. Sonra yenilerini çekmeye başlıyor. Çok değil, tam iki hafta sonra internette ünü hızla yayılmaya başlıyor bile! Projenin bu kadar bilinir olmasının en önemli sebebi ise Huffington Post’un projeye yer vermesi. Whatsapp’ten eğlencesine gönderdiğiniz bir fotoğraf ile 2 hafta sonra Huffington Post’ta yer aldığınızı bir düşünün. Biz düşündük ve Andy Warhol’un o meşhur sözünde ne kadar haklı olduğunu net bir şekilde gördük. Ne demişti Warhol? Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak. Dourlen aslında tahmin ettiğimiz gibi telefonkolik ya da sosyal medya delisi bir karakter değil. Aksine bu projeye kadar dijital

François Dourlen

Akıllı te lefonlar sayesin hepimiz de in fotoğ rafçı kesildiğ i bir dün yada fark yar atmayı başaran isimlerd en biri o lan François Dourlen ile ses getiren projesin i konuşt uk. n Duyg u

Kaçar

fotoğrafla alakası olmayan, Canon 7D ile fotoğraf çeken biri olmuş hep. Polaroid fotoğrafları özellikle çok sevdiğini de belirtmeden geçmiyor konuşmamızda. Tutkusu sayesinde şu an birçok makinesinin olduğunu da ekliyor.

POPÜLER KÜLTÜR “Çok basit ama çok güzel” ve “Neden benim aklıma gelmedi ki?” projelerinden biri olan Dourlen’in fotoğraf projesi için nelerden

ilham aldığını tahmin etmek çok da zor değil. “İlham kaynağım kültür. 31 yaşındaki sıradan bir adamın maruz kaldığı kültür, yani popüler kültür” diyen François Dourlen elindekileri yaratıcı bir şekilde harmanlamış diyebiliriz. Fotoğraflardan da görebileceğiniz Dourlen, hayatın içindeki herhangi bir enstantaneyi iPhone’uyla meşhur bir film ya da bir dizi karesine dönüştürebiliyor. Örneğin karaya çıkmış bir tekneden Titanic’in o meşhur sarılma sahnesini yaratabiliyor. Aslında bunu da gayet basit bir yöntemle gerçekleştiriyor. Önce film ya da diziden bir kareyi iPhone’una bir screenshot alıyor. Ardından dış dünyada o sahneye en yakın olabilecek görüntüyü aramaya koyuluyor. İstediği görüntüyü yakaladıktan sonra da, gerçekle hayal gücünü bir araya getiriyor. Dourlen Terminator, Pulp Fiction, Breaking Bad, Die Hard, Dexter ve Örümcek Adam gibi birçok önemli film ya da diziye iPhone’uyla bu şekilde yeniden hayat vermiş. Dourlen bunu yaparken de en çok Disney karakterlerinden yararlanmış. Fakat bunun bir sebebi var. Zira Dourlen’in fotoğrafçılık gibi bir başka tutkusu da Disney. 2 yaşındaki kızı Hannah ile sık sık Disney filmleri izlediğini belirtirken bundan çok da şikayetçi olmadığını hissetmek mümkün :) François Dourlen yeni projelerinde önceliğinin yaşadığı şehir olan Cherbourg olduğunu söylüyor. Dourlen’ın bu projesi kadar yeni projelerini de merak ediyorsanız sosyal medyada kendisini mutlaka takip edin deriz.



18

TEMMUZ 2014

METALLICA

5’LEMEYE GELİYOR!

Dünyanın en büyük metal grubu beşinci stadyum konseri için dört yıl aradan sonra İstanbul’a dönüyor. Heyecan dorukta! n Erdem Tatar

M

etallica 2014 yılında düzenlediği turnenin adını By Request olarak açıklayınca hafiften afallamıştık. Sonradan anlaşıldı ki grup radikal bir karar alarak repertuvarında çalacağı şarkıları hayranlarına oylatmaya karar vermiş ve uluslararası katılım gösterilecek bu turneye yakışır bir online sistem kurmuş. Bu sisteme girenler, Metallica’nın bugüne dek piyasaya çıkan tüm albümlerinden şarkıların bulunduğu bir şarkı havuzuna erişiyordu. Bu havuzdan seçtikleri tam 17 adet şarkıyı ise oy vermek suretiyle konser repertuvarına sokmaya çalışıyorlardı. Tahmin edeceğiniz üzere en çok oyu alan şarkılar, seçildikleri şehrin konserinde çalınmayı garantiliyorlardı. Tabii oylamaya her önüne gelen katılamayıp manipüle edilemesin diye sadece konserlere bilet alanların erişebileceği bir online sistemde

kullanıldı oylar. Şarkı havuzu o kadar derindi ki Metallica’nın yıllardır çalmadığı ya da kariyeri boyunca canlı icra etmediği şarkılar bu turnedeki oylama konsepti dahilinde çalınabilirlerdi. Oylamanın genel sonuçlarına bakarsak hayranlar grubun çoğu zaman halihazırda çaldığı şarkıları yeniden oylamış gözüküyorlar. İki ülke hariç repertuvarlarda sürpriz neredeyse hiç yok. Bu iki ülkeden birisi Finlandiya ve Finli metal severler oldukça kapsamlı bir kampanya yürütüp Metallica’nın kariyeri boyunca hiç canlı çalmadığı Frayed Ends of Sanity adlı şarkıyı repertuvara sokmayı başardılar. Bu sayede Finlandiya, Metallica tarihinde iz bırakan ülkeler arasında yerini aldı. Bu ülkelerden diğeri ise Peru oldu. Yayımlandığı 1991 senesinden beri tüm Metallica turnelerinde çalınmış olan Nothing Else Matters ilk defa Peru’da çalınmadı. Birlikten doğan kuvvetin sonuçları ortada, bizim ülkemizde hangi şarkıların çalınacakları merak eden varsa, bu sayfalarda bir yerde Metallica’nın şimdiden kesinleşen İstanbul konserinin repertuvarını bulabilirsiniz.

YORGUN SAVAŞÇI Metallica geride bıraktığımız yılları müthiş bir yoğunlukla geride bıraktı. O kadar ki uzun süredir planladıkları stüdyo albümü

de ertelendikçe ertelendi. 2012 ve 2013 yıllarında düzenledikleri ve Metallica üyelerinin bizzat organize ettikleri Orion Music + More festivali kalabalık bir kadro ve Metallica dolu etkinliklerle iki farklı yıl iki farklı şehirde düzenlendi. İlk senesinde Amerika’nın kumarhane cenneti sayılan Atlantic City’de, ikinci senesindeyse Detroit’te düzenlenen festivalde bir Metallica hayranını mutlu edecek her detay vardı. Sağlam festival kadrosu ve eğlenceli etkinliklerin yanı sıra Metallica üyelerinin hobilerinden ilham alınarak oluşturulmuş özel alanlar vardı. Bu alanlarda düzenlenen etkinliklere dört Metallica üyesi de eşzamanlı olarak katılıyorlardı. James Hetfield ile modifiye arabalar ve özel tasarım motosikletlerden oluşan bir açık hava garajında takılabiliyordunuz. Lars Ulrich, kapalı bir alanda sevdiği filmlerin gösterimlerini düzenliyor ve bu gösterimler öncesindeyse filmlerin yönetmen ve oyuncularıyla söyleşiler düzenliyordu. Kirk Hammett, çocukluğundan beri korku filmlerine dair özel bir koleksiyon yapmaktaydı ve bu koleksiyon yıllar içerisinde kendi müzesini açacak kadar genişlemişti. Festivalde hem Kirk eşliğinde bu müzeyi gezebiliyor hem de korku sineması tarihinden önemli parçaları keşfedebiliyordunuz. Rob Trujillo, ekstrem sporlara meraklıydı o sebeple devasa bir half-pipe’ın etrafında


19

TEMMUZ 2014

METALLICA İSTANBUL SETLIST Master of Puppets One Fade to Black Enter Sandman Sad But True Seek and Destroy Wherever I May Roam The Unforgiven For Whom the Bell Tolls Nothing Else Matters Welcome Home (Sanitarium) Turn the Page, Creeping Death …And Justice for All Orion Memory Remains Fuel / Battery / Whisey in the Jar Lords of Summer

konuşlandırılmış kaykay alanında takılıyor, zaman zaman sörf hakkında bilgiler veriyor, zaman zaman kaykayıyla diğer festival katılımcılarıyla takılıyordu. Anlayacağınız Orion Music + More, sadece Metallica seyrettiğiniz değil, Metallica üyeleriyle takılıp özel zevkleriyle tanışabildiğiniz oldukça interaktif bir festival deneyimi sunuyordu. Bu festivalden hevesini alan Metallica, oldukça alternatif bir sinema projesi için kolları sıvadı. Konser içinde film deneyimi sunması için tasarlanan bu projenin adı Through the Never olacaktı. Film maalesef ülkemizde gösterime giremedi ancak DVD ve Blu-ray formatında satışa sunulmasını bekliyoruz. Oldukça ilginç bir yapım olan Through the Never’da bir yandan müthiş bir Metallica konserine şahit olurken, bu konserin şarkı aralarına örülen eşzamanlı bir film senaryosunu da izliyorsunuz. Bir noktada aksiyonun ve müziğin dozu öyle bir artıyor ki sinema filmiyle konser birbirine giriyor! Through the Never aklınızda olsun, ülkemizde piyasaya çıktığı anda mutlaka deneyimlemeniz gereken alternatif bir konser / sinema deneyimi. İşte bu projelerle kendini oyalayan Metallica By Request turnesinin hemen ardından yeni stüdyo albümü için stüdyoya kapanacak.

KAYITLAR BAŞLASIN Yeni albümün gecikmesi hakkında Metallica davulcusu Lars Ulrich’in görüşleri söyle: “Elbette şimdiye dek albümü bitirmek isterdik. Ancak Metallica’yı taze tutmak ve kendimiz için de farklı kılmak için bu tarz projelere

METALLICA KİTABI ÇIKTI!

Metallica konserini coşkuyla bekliyoruz ancak bir sürpriz daha var Metallica ile alakalı! Bugüne dek ülkemizde birkaç defa Metallica tarihine dair kitap yayımlandı ancak hiçbiri bu denli geniş kapsamlı bir içeriğe sahip olmadı! Temmuz ayında piyasaya çıkacak olan METALLICA: MAHŞERİN DÖRT ATLISI adlı kitap Metallica tarihinin A’dan Z’ye her detayını sayfalarına taşıyacak. Sadece Metallica tarihine değinmekle kalmayacak olan bu önemli eser, Türkiye’de düzenlenen tüm Metallica konserlerinin organizatörlerinden de konserlerin perde arkası bilgilerini içeren yazılar barındıracak bünyesinde. Yazılara ek olarak yerel ve uluslararası medyadan bugüne dek görmediğiniz, emsalsiz bir görsel içerik de bu kitapta yer alacak. Hem dergimiz Postkolik’te hem de alanında Türkiye’nin bir numaralı müzik dergileri olan Blue Jean ve Headbang’de yazarlık yapan Erdem Tatar ve Hürriyet gazetesi, Blue Jean & Headbang dergilerinin önemli müzik yazarı Sadi Tirak bu kitabı tüm Metallica severler ve Metallica’yı tanımak isteyenler için hazırladılar. Bu ay başında yayımlanacak olan METALLICA: MAHŞERİN DÖRT ATLISI hem kariyerinin 30. yılını dünyanın zirvesinde devirmiş bir grubun macerasını anlatan keyifli bir eser hem de Metallica penceresinden heavy metal müziğe dair ülkemizde yayımlanmış olan en önemli kaynaklardan biri; Temmuz ayında tüm kitapevlerinde!

ihtiyacımız var. 2011 yılında Lou Reed’le yaptığımız Lulu adlı albüm buna bir örnek mesela. Sonradan da festival ve sinema fikri projelerine daldık. Arada 30. yılımızı kutladık. Derken albüm iyice ertelendi ancak limitimizi doldurduk. Ben de stüdyoya kapanıp daha çok şarkı yazmak isterdim ancak işler öyle yürümüyor. Yine de Metallica hayranlarını tatmin edecek bir albüme imza atacağımızdan şüphem yok. Kirk ve James’in tonlarca bestesi var hepsini elden geçireceğiz.” Metallica konserine iki haftadan az zaman kaldı. Bu konserde yepyeni bir de Metallica şarkısı dinleyeceğiz. Şarkının adı; Lords of Summer. Bu şarkının Metallica’nın yeni albümünde yer alma ihtimali biraz zayıf zira Metallica bundan önceki albümünün evvelinde çıktığı turnelerde de yeni şarkılar çalmıştı ancak o şarkılar da albümde yer bulmamışlardı. Lords of Summer oldukça sağlam ve yeni Metallica albümüne dair beklentiyi yükselten bir şarkı. Sırf bu şarkıyı duyma şansı için bile konsere gidilir ancak Metallica’nın emsalsiz gücüyle daha önce tanışmadıysanız esas o sebeple konsere iştirak etmelisiniz. Yaşayan efsanelerden olan Metallica’nın sahne enerjisi sizi adeta şok edecek ve konser performanslarına dair çıtayı atmosferin adeta dışına taşıyacak! Müzik tarihinin en başarılı gruplarından birinin bu özel turnesinde orada olmak her müziksever için ayrıcalıktır!


LIVING OFF THE WALL: A VANS DOCUMENTARY SERIES OFF THE WALL CHINA ALL THE STORIES:

/

DOCUMENTARIAN:

VANS.COM/LIVINGOFFTHEWALL



22

TEMMUZ 2014

SNAPPGRIP

XISTERA

Snappgrip’in resmi sitesi, bu aksesuarı basitçe iPhone’unuza kamera ayarları ekler diyerek tanıtıyor. Fakat bizce bu alçak gönüllü bir tanıtım. Snappgrip aslında komple bir iPhone kılıfı. Telefonun tamamını kaplıyor ve aynı bir profesyonel kamerada olduğu gibi sağ elinizin tarafına netlik, zoom ve beyaz ayarı gibi ayar düğmelerini koyuyor. Ayrıca telefonun ergonomisini de profesyonel bir kamera ayarına çıkartıyor. Bu kadar özellik eklemişken standart tripod vida yuvası ve güç bekletme düğmesi gibi ayrıntıları da unutmuyor. 60 saatlik bekleme süresi var ve bluetooth kullanarak telefonunuzla haberleşiyor. http://goo.gl/yQPRML Fiyatı 70 dolar H http://bitemyapple.myshopify.com/H

TELEFONUNUZU ŞIMARTIN!

Hemen baştan belirtelim, bu aksesuarın adı Zistera diye okunuyormuş. XiStera, bütün aksesuarların sonunu getirecek bir aksesuar olabilir. Bu garip görünüşlü alet, iPhone’unuzun üst köşesine takılıyor. Bir nevi çeyrek-kılıf diyebiliriz. Ama görüntü aldatmasın, asıl işlevi kılıf olmak değil. XiStera’nın sekiz farklı işlevi var: Kamera için lens adaptörü, masa üstü standı, tripod ayağı, kulaklık kablosu saracağı ve koruyucusu, stylus dokunmatik kalem, şişe açacağı, anahtarlık ve LED ışık (veya flaş) takma ayağı. XiStera, kendi ürünü ile uyumlu lensler de satıyor. Üç çeşit olan bu lensler balıkgözü, geniş açılı bir lens ve özellikle makro fotoğraflar çekmek için tasarlanmış bir lens daha. Bunların yanında 32 beyaz LED’den oluşan bir de ışığı var. Bu ışığın pili ayrı, cep telefonunuzun şarjını yemiyor. Bütün bu aparatların bulunduğu setin fiyatı 99,99 dolar. Yalnızca telefona takılan kısmı satın almak isterseniz 39,99 dolar. Lens ve ışıklandırmayı daha sonra da satın alabiliyorsunuz. http://goo.gl/6xhlmt H http://xizix.com/H

KEYBOARD BUDDY

Aksesuar pazarı öylesine hızlı büyüyor ki, hızına yetişmek nerdeyse imkansız. Artık çok basit dokunuşlarla telefonlarınızı bambaşka bir boyuta taşımak mümkün. Gelin bazılarına birlikte göz atalım. n Mehmet Göksu

Bir kılıf olarak iPhone’a takılan bu aksesuarın yan tarafından, eski Nokia telefonlara benzer şekilde kayarak açılan bir klavye var. Klavye tuşları üzerinde görebildiğimiz kadarıyla her türlü işleve yer verilmiş. Fiziksel klavye tuşlarının ayrıca arka aydınlatması da bulunuyor, yani karanlıkta bir şeyler yazarken zorluk çekmiyorsunuz. Telefon kılıfı kısmında klavyenin ayrıca bir pili bulunuyor ve tek şarj ile iki haftaya kadar kullanım ömrü sunuyor. Telefonunuz ile bluetooth aracılığı ile iletişim kuran Keyboard Buddy üzerinde bir de kapatma tuşu var. Kullanmayacağınız zaman klavyeyi kapatarak pil ömrünü epey daha uzatabiliyorsunuz. Ve bütün bunları bir kaç milimetrelik alana sığdırmışlar. Ayakta alkışlıyoruz. Bu aksesuar iPhone 5 ve 5S ile uyumlu üretilmiş.

http://goo.gl/HLN6D

H http://www.boxwave.com/H

IK MULTIMEDIA IRING PRO

http://goo.gl/jX0Ybs

http://goo.gl/MCySCS

KITVISION iPhone’un üstün kamera özelliklerini daha da üst düzeye çıkartan, özellikle retro severlerin ilgisini çekecek bir aksesuar Kitvision. Komple bir kamera, tripod ve lens seti olan Kitvision, özellikle iPhone 5 ve 5S için tasarlanmış. Paketin içinden teleskopik ayaklı küçücük ve taşınabilir bir tripod, iPhone kılıfı, sabitleme çerçevesi, 12x optik zoom yapabilen bir lens, bir de 160 derece açısı olan balık gözü lens çıkıyor. Özellikle tripod sayesinde uzun pozlamalı gece çekimleri için ideal. Mesela balık gözü lensi takıp, gece yıldızlı gözkyüzünün fotoğraflarını çekebilirsiniz. Veya tripodu boşverip, 12x optik zoomlu lensi takarak amatör paparazziliğe soyunabilirsiniz. Tabi bunları kullanarak fotoğraf değil, video da çekebilirsiniz. Fiyatı 60 dolar. H http://www.mobilefun.co.uk/H

H http://www.amazon.com/H

Müzik severler ve müzisyenler, dikkat! Artık ne idüğü belirsiz markaların distortion pedallarına, yok efendim akustik anfilerine çuvalla para bayılma dönemi bitti. Artık teknoloji konuşuyor. Cebinizdeki telefonun nimetlerini boş geçmeyin. iRig PRO, gitarınızı, klavyeniz veya herhangi bir MIDI aygıtınızı telefonunuza bağlayıp, tüm ses ayarlarını telefonunuz üzerinden yapabildiğiniz, enstrümanınızı kontrol veya kayıt edebildiğiniz, uzaylı icadı gibi bir alet. Çok yüksek kalitede analog-dijital sinyal çevrimi yapabilen cihazın 9 voltluk pille çalışan +48 volt phantom power’ı da var. Yani elektrogitar çalarken garip seslere son. XLR mikrofonlarla da kullanılabilen iRig PRO üzerine eski iPhone’ların 30 pinlik adaptörü, yenilerinin Lightning kablosu, USB ve MIDI kabloları bağlanabiliyor. Yani tüm iPhone ve iPad modelleri ile uyumlu. Amazon.com’da bulduğumuz fiyatı 145 dolar. “Pahalı ama bu” falan demeden önce bir amfi, pedal ve midi kontrolcü setinin fiyatını öğrenin, sonra yorum yapın.


MÜZİK T E M M U Z

2 0 1 4

DÖNÜŞÜ MUHTEŞEM OLACAK 20. yüzyılın en büyük müzik dehalarından biri olarak kabul edilen Beach Boys’un kurucularından Brian Wilson, stüdyoda yeni albümünün son hazırlıklarıyla meşgul olduğunu açıkladı. Usta müzisyenin albümündeki konuk yıldızlarsa bir hayli ilgi çekici. Örneğin Special Love adlı şarkıya sımsıcak sesiyle Frank Ocean can katacak. Ünlü oyuncu ve müzisyen Zooey Deschanel ise uzay çağı bossa nova’sı olarak betimlenen On the Island’da yeteneğini konuşturacak. Albümün en iddialı şarkılarından olan Last Song’da ise güzeller güzeli Lana Del Rey’i duyacağız. Ödüllü country sanatçısı Kacey Musgraves de Sharing a New Day’e Amerikan ruhunu tattıracak. Brian Wilson’ın bir araya getirdiği bu efsanevi kadro ve albüm gerçekten de çok konuşulacak! Albümde aynı zamanda ünlü gitarist Jeff Beck ve Wilson’ın Beach Boys’dan yoldaşları Al Jardine, David Marks ve Blondie Chaplin’in de konuk besteci olarak yer alacağı konuşuluyor. 2014 yılı müzik adına oldukça zengin bir yıl olmuştu ilk yarısı itibariyle. Görünen o ki yılın geri kalanında da bu hava devam edecek.

HEM ŞIK HEM KUVVETLİ PhIlIps’in taşınabilir kablosuz hoparlörü Philips BR-1X, 300 TL fiyatla satışa sunuldu. Sahip olduğu ayarlar sayesinde hem iç mekanlarda hem de dış mekanlarda kaliteli ses çıkışından hiçbir şey kaybetmeyen ürünün dış mekan modu yüksek ses sağlarken, iç mekan modu daha derin bas ve yüksek kaliteli ses çıkışı sağlıyor. Tüm Bluetooth özellikli cihazlarla çalışan Philips BR-1X, şarj edilebilir pilleriyle de daha portatif bir kullanım sunuyor. Dahili mikrofonu ile eller serbest telefon görüşmeleri de yapabildiğiniz Philips BR-1X, daha büyük müzik sistemlerine de bağlanabilme özelliğine sahip. Adını tuğladan alan Philips Br1X’leri birbirlerine bağlayarak daha yüksek sese ulaşmanız da mümkün.


24

TEMMUZ 2014

VETERAN RAPÇİDEN METAL ATAĞI

BEYONCE HBO İŞBİRLİĞİ SÜRÜYOR Amerika’nın ünlü televizyon kanalı HBO, Beyonce ile ortaklığını yeni bir boyuta taşımaya hazırlanıyor. Hatırlarsınız, HBO geçtiğimiz yıl güzel sanatçının hayatına dair ‘Life is But a Dream’ adlı belgeselin yapım ve yayınını üstlenmişti HBO. Bu sene ise hepimizi Mrs. Carter World Tour’a götürüyor. Beyoncé’nin rekorlar kıran turnesinden her bölümde biraz kulis biraz da konser performansı yayımlanacak programda. Beyoncé: X10 adı verilen program tam on hafta sürecek. HBO yayınları malumunuz ülkemizde izlenemiyor ancak telaşa mahal yok. Beyoncé: X10, yayımlanan tüm bölümleri ve televizyonda gözükmeyen ekstralarıyla Noel sezonunda dvd ve blu-ray formatında tüm dünyada yayımlanacak. Beyoncé hayranları bu programı bir kenara not etmeliler!

Amerikan müzik piyasasının en ünlü rap yıldızlarından olan Ice-T, hafızası kuvvetli müzik severler tarafından metal müzikle içli dışlı olduğu bilinen bir isimdir. 1990 yılında, gitarist Ernie C kurduğu metal grubu Body Count, 90’larda oldukça popüler olmuştu. Toplam dört albüm yayımlayıp sessizliğe gömülen Body Count’un üzerindeki ölü toprağı tamamen kalktı ve grup belki de kariyerinin en başarılı albümlerinden biri olan Manslaughter ile piyasaya geri döndü. Grubun solisti Ice-T bu geri dönüşü, “Grup yeniden bir araya gelmek istedi. Ben New York’ta yaşıyorum, grubun geri kalanıysa Los Angeles’ta. Bir dün Ernie beni aradı ve ‘Ice, hadi rock ‘n’ roll yapalım!’ dedi. Benimse tek bir şartım vardı. Single falan değil albüm yapmak ve turlamak istiyordum. Baktık ki grubun tümünde aynı ateş halen yanıyor, girdik stüdyoya! Bu albümle gurur duyuyorum. Milyon falan satmayacak ancak her dinleyeni kulaklarından, kalbinden ve beyninden vuracak!” sözleriyle anlatıyor. Eğer sert müzik ve rap’in ortaklığından hoşlanıyorsanız Bodycount’un 2014 çıkışlı Manslaughter adlı albümünü kesinlikle tavsiye ederiz.

FENDER’DEN AHŞAP ATAĞI INTERPOL HASRETİ SONA ERİYOR New York’un sevilen gruplarından Interpol, son baharda yeni albümle sahalara geri dönüyor. Kendi adlarını taşıyan son stüdyo albümlerini 2010 yılında yayımlanan grup, verdiği dört senelik aranın ardından zımba gibi geri dönmeye hazırlanıyor. Şimdiden bir Avrupa bir de Amerika turnesi açıklayan grup, yepyeni albümü El Pintor (Ressam) ile 8 Eylül’de kulaklara bayram ettirecek. Kayıtları New York’ta yapılan albümün prodüktörü, Arctic Monkeys ve Foo Fighters albümlerinden tanıdığımız James Brown. Brown’un Interpol’e gitarların sesini açtırdığını umuyoruz. Bu arada Interpol, yeni albümden Anywhere ve My Desire adlı iki şarkıyı görücüye çıkarttı. İlk intiba beklediğimize değmiş bir albüm dinleyeceğimiz yönünde. Umuyoruz ki albümün geri kalanı da bu iki şarkı kadar sağlam olur ve bir sonraki turnede Interpol’ü yeniden ülkemizde görürüz.

Akustiğe duyarlı polimer malzemeler gitar üretiminde artık sıkça kullanılsa da iyi bir gitar ustasını bu yapay malzemeyle kandırmak oldukça zor. Bunun bilincinde olan dünyaca ünlü gitar markası Fender, ustalara reddedemeyecekleri bir teklifle geldi.1930’lardan günümüze sayısız ünlü müzisyenin tercihi olan Stratocaster ve Telecaster gitarları sınırlı sayıda yeniden üretildi ama tek farkla. Bu gitarlar tamamen ahşap kullanılarak büyükbabalarının mirasını bugüne taşımak üzere yapıldı. Akçaağaç, sekoya ve gül ağacından yapılan bu son derece vintage gitarların sınırlı sayıda olması elbette ki fiyatına yansıyor. Ancak her iyi müzisyenin bildiği gibi ahşap malzemeden yapılan bir gitarın tonunu da başka hiçbir malzeme yakalayamıyor.


25

TEMMUZ 2014

MARSHALL’DAN GÜZEL HAMLE Efsane amfilerinin üreticisi Marshall, yeni alanlara girmeye devam ediyor. Kulaklıklardan kablosuz hoparlörlere kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan marka şimdi de bu muhteşem iPhone kabıyla kalbimizi kazandı. Marshall amfilerin kasasında kullanılan ve bir klasik olan kabarcıklı vinil siyah malzeme üzerine yine patentli olan beyaz Marshall imzasını taşıyan bu estetik harikası kılıf, hem ofis arkadaşlarınızın hem de müziksever dostlarınızın kıskançlıktan çatlamasına sebep olacak gibi. Kötü haber ise, ürünün şimdilik Türkiye’ye gelmeyecek olması.

BEASTIE BOYS FİŞİ RESMEN ÇEKTİ New York çıkışlı ünlü hip hop grubu Beastie Boys, tarzının temellerinde emeği bulunan en önemli gruplardandı. Siyahi çoğunluğun içinde beyaz bir rap grubu olarak var olmayı başarmaları ve uluslararası başarı elde etmeleri, müzik tarihinin şahit olduğu en ilham verici hikayelerdendir. Ne yazık ki grubun kilit üyesi Adam Yauch bundan iki sene evvel hayatını kaybetmişti. Geçtiğimiz aylarda ünlü bir enerji içeceği firmasının reklamlarında Beastie Boys şarkılarını haksız yere kullanması Amerikan basınında büyük olay olmuştu. Firmayı mahkemeye veren grup, 2 milyon dolar tazminat kazandı. Mahkeme sonrası açıklama yapan Mike D, artık Adam hayatta olmadığı için yeni şarkı yazmayacaklarını ve turneye çıkmayacaklarını resmen duyurdu.

KISS HAYRANLARINA MÜJDE Dünya çapında en sevilen Rock gruplarından olan, sürekli ürettiği kendi markasına dair ürünlerle de ünlenmiştir. Dünya çapında en çok lisanslı ürüne sahip rock grubu olan Kiss, en az müziği kadar imajı ve bu imajın satış başarısıyla da rakiplerine parmak ısırtmıştır. Kiss şimdi de plak severler için inanılmaz bir koleksiyon yayımlamaya hazırlanıyor. Adı Kissteria olan bu koleksiyon dünya çapında sadece 1000 tane üretilecek. Koleksiyonun içerisinde grubun bugüne dek yayımladığı tüm albümler, toplam 34 adet yeni basım plak olarak alıcılara sunulacak. Kiss tarihi boyunca hiç plağa basılmamış altı albümse bu koleksiyona özel olarak ilk kez plak baskısı yapacak. Bu plaklara ek olaraksa türlü hediyeleri var Kiss’in: Tam 12 adet dev promosyon posteri, Kiss logolu plak temizleme seti, Kiss logolu pikap matı, Kiss logolu domino seti, grup üyeleri tarafından imzalanmış 4 adet koleksiyon değeri taşıyan fotoğraf ve 1000 adet üretilen bu setin özel numaralandırılmış sertifikası. Peki, bu muazzam seti nerede saklayacaksınız? Kiss logolu turne kabında elbette ki! Grup, turnelerde enstrüman taşıdıkları kabinin bir eşini bu koleksiyonun tümünü saklamak için özel olarak ürettirmiş. Yani tüm plaklar + diğer ürünleri oldukça dekoratif olan bir Kiss kabininde saklamanız da mümkün olacak. Kiss’in bugüne dek yayımlanan en kapsamlı seti olan ve 1000 adet üretilen Kissteria setinin fiyatıysa biraz tuzlu; 1750 $! Bakalım ülkemizden bu efsane seti satın alacak bir babayiğit çıkacak mı?


26

TEMMUZ 2014

İSVEÇ ÇIKARMASI ROBYN 2005’ten beri önlenemez bir yükselişte olan Robyn, 90’ların dans müziği ruhunu 2000’lere taşıyarak gönüllerimizi fethetmeyi başardı. Müziğe ilk adımını 90’larda atsa da 2005’te kendi adını taşıyan albümüyle önce İsveç ardından dünya müzik piyasasında ses getirmeyi başaran Robyn’in ismini kitlelere duyurması ise şüphesiz Röyksopp ile seslendirdiği “The Girl and The Robot” parçası ile oldu. Dancing On My Own hitini ise duymayanınız yoktur sanıyoruz. Girls ve Gossip Girl gibi popüler dizilerin soundtracklerinde de yer alan Robyn’in daha uzun süre bizi kendine hayran bırakacağına ise Röyksopp ile imza attığı yeni single’ı Do It Again’i dinlediğinizde emin olabilirsiniz.

İsveç son zamanlarda yetenekleri kadar güzellikleriyle de göz alan kadın sanatçılarıyla müzik dünyasını ele geçirmiş durumda! Bu güzel ve yetenekli isimlere gelin yakından bakalım. n Duygu Kaçar

LYKKE LI Birçoğunuzun “Aaa o da mı İsveçli’ymiş?” dediğini duyar gibi olduk. Hippi bir ruha sahip, punk-rock grubu olan bir anne babanın çocuğu olarak gezmedik ülke bırakmayan Lykke Li’nin uluslararası müzik piyasasında yakaladığı başarıda bu ruhun katkısının büyük olduğu belli. Björn Yttling prodüktörlüğünde 2008’de ilk albümünü yayınlayan Lykke Li’nin şüphesiz ortalığı çalkalaması 2011 yılındaki albümü Wounded Rhymes’tan “I Follow Rivers” ile oldu. Bu sene de listelerden eksik olmayacağına eminiz. Zira kısa süre önce yayınladığı I Never Learn albümü ile birçok müzik listesinde çoktan yerini aldı bile.

FIRST AID KIT Indie folk sularında yüzüyorsanız ve Fleet Foxes seviyorsanız First Aid Kit’i duymamış olamazsınız! Klara ve Johanna Söderberg kardeşler 2008’de bir Fleet Foxes şarkısı coverlayıp videolarını Youtube’a yükleyerek başladıkları maceralarına şu ana kadar üç albüm sığdırdılar. 10 Haziran’da piyasaya sürdükleri üçüncü albümleri Stay Gold siz bu yazıyı okurken müzik listelerinde çoktan yerini aldı. 10 şarkıdan oluşan albüm Columbia Records etiketi taşıyor. Omaha, Nebraska’da kaydedilen albümün prodüktör koltuğunda ise Bright Eyes’ın da birçok albümünde önemli görevler almış Mike Mogis var.

ICONA POP

Aranızda “I Love It” ile çılgınca dans etmeyen kaldı mı hala? Caroline Hjelt ve Aino Jawo ikilisi 2012 yazına damgasını vurdu ve bizi deli gibi dans ettirdi! “I Love It” müzikseverler kadar markaların da dikkatini çekmiş olacak ki Need For Speed’ten Coca Cola reklamına kadar birçok yerde gördük kendisini. Müzikleriyle özellikle “teen” dinleyicinin gözdesi olan Icona Pop, 2013’te yayınladıkları son albüm ile farklı müzik türlerine yer verip bu algıdan kurtulma peşinde. Başarabilecekler mi göreceğiz.

THE KNIFE Nev-i şahsına münhasır gruplar kategorisinde üst sıralarda yer alan The Knife grubunun vokalisti Karin, hem grubun başarısı hem Röyksopp’un “What Else Is There?” şarkısındaki vokali ile bu listede yer almazsa üzülürdük. Sahnede, röportajlarında farklı maskeler, ilginç kostümler, video showları gibi farklı unsurları müziğine dahil etmeyi seven elektronik müzik ikilisi, canlı performansları mutlaka görülmesi gereken gruplar arasında Türkiye’ye gelmesini heyecanla beklediklerimizden. Grubun aktivist bir yanı olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.


Nietzsche, Özgürlüğü Yaratmak Onfray-Le Roy Çeviren: İbrahim Şahin esenkitap.com

Marx: Bir Çizgi Biyografi Corinne Maier-Anne Simon Çeviren: İbrahim Şahin twitter.com/esenkitap

Freud: Bir Çizgi Biyografi Corinne Maier-Anne Simon Çeviren: İbrahim Şahin facebook.com/esenkitap


28

TEMMUZ 2014

HAYATINIZI POPMUNDO’YA SIĞDIRIN Hayatınızın bir oyuna sığdırıldığını düşünebiliyor musunuz? Kendi hayatınızda olduğu gibi yaşlanıyor, evleniyor, çoluk çocuğa karışıyor, kariyer yapıyor hatta yetinmeyip siyasete bile atılabiliyorsunuz. İnternet üzerinden oynanan ve giderek popülerleşen Popmundo, bize bunları sunuyor. nEda Kayabaşı

D

ünyanın çeşitli ülkelerinden oyuncusu olan Popmundo, 2004 yılında internet kullanıcılarının beğenisine sunuldu. Kısa sürede farklı platformuyla ilgi çekerek birçok kullanıcıyı bünyesine kattı ve katmaya da devam ediyor. Popmundo, iki İsveçli arkadaş Jonas Farnsworth ve Frank Blomdahl tarafından kuruldu. Kullanıcıların beğenisine sunulduğu zaman adı Popomundo’ydu. Daha sonra adı İspanyolca ‘popüler dünya’ anlamına gelen Popmundo olarak değiştirildi. Tamamen metin bazlı olan bu oyun, hareketli ya da sesli olarak ilerlemiyor. Her şey olağan ve göz yormayan şekilde gerçekleşiyor. Oyunun tercih edilmesinin en önemli özellikleri de bunlardan geliyor.

Popmundo, kısaca bir “rol yapma” oyunu. Seçtiğiniz karakter üzerinden rol yapıyorsunuz. Metin temeline dayanarak oluşturulan oyun, internet üzerinden oynanıyor. Dünyanın çeşitli yerlerinden üye olan kullanıcılar, belli bir karakter oluşturuyor. Sonucunda ise oyunu oynayan siz değil, sanal ortamdaki küçük kuklanız oluyor. Oluşturduğunuz karakter üzerinden bir kariyer belirliyorsunuz. Müzik, politika, suç ve tıp gibi çeşitli kariyerlerden birini seçiyorsunuz. Ardından da bu doğrultuda karakterinizi geliştiriyorsunuz. Müzik temelli bir oyun olan Popmundo’da ister sanatçı, ister doktor, ister vali bile olabiliyorsunuz. Aslında gerçek hayatınızda sahip olamadığınız her şey size bir tık kadar uzak kalıyor.

TÜRKLERİN İLGİSİ FAZLA Şu an 72 bine ulaşan üye sayısı her geçen gün daha da artıyor. Oyuna en çok ilgi gösteren ise Türk oyuncular. Bu nedenle oyuna başladığınızda Türk birini bulmak hiç de zor değil. Oyunda bulunan kırk dokuz şehrin içinde; İstanbul, İzmir, Ankara ve

Antalya şehirleri de yer alıyor. Şehirlere ait sayfalarda ise şehrin kendini tanıtan bir fotoğrafı bulunuyor. Türk şehirlerinden biri olan İstanbul’un şehir sayfasında ise boğaz manzaralı bir fotoğraf yer alıyor. İlginin yanı sıra, gerçek hayatta yapamayacağınız her şeyi bu oyun sayesinde yapabiliyorsunuz. Yazmayı çok seven oyunculara kalemlerini kullanması için yer veriyor. Tamamen “rol yapma” temeliyle oluşturulan bu oyunda, yine rol yaparak dergi için çeşitli yazılar yazabiliyorsunuz. Yazılan makaleler gerçek hayatta olduğu gibi editörler tarafından değerlendirmeye alınarak dergide yayınlanıyor. “Ben yazmam, çizerim” diyenler için de derginin karikatür bölümü var. Burada da karakterler üzerinden kullanıcıların yaptığı karikatürler yayınlanıyor. Diğer birçok internet bazlı oyunlardan farkı ise interaktif olması. Siz karakter üzerinden bunları yaparken diğer oyuncularla da sanal bir iletişim kuruyorsunuz. Dünyanın çeşitli ülkesindeki insanlarla tanışıp eş zamanlı olarak bu oyunu oynuyorsunuz. Karakterler arasında etkileşim kurabiliyorsunuz. Popmundo, oyunu ciddiye alan kullanıcılar için de çeşitli ayrıcalıklar sağlıyor. Bu ayrıcalıklardan biri de karakterlere ait bloglar. Sosyal medyada olan blogların daha basitleştirilmiş halini Popmundo’da bulabiliyorsunuz. Karakterleri oynatan kullanıcılar bloglarında ister rol yapıyor, ister gerçek hayata dair yazılar yazıyor. Ayrıca yazılarını beğendiğiniz karakterlerin blogunu da takip edebiliyorsunuz. Kulağa sadece bir internet oyunu gibi gelse de içinde birçok şey barındırıyor. Siz de internet ortamında bir karakter yaratıp bu deneyimin bir parçası olabilirsiniz. Çünkü Popmundo’yu oynamayan -ne kadar anlatsak bile- tam olarak neyden bahsettiğimizi anlayamaz. Eh, o zaman daha ne duruyorsunuz?


MODA T E M M U Z

2 0 1 4

ERKEK MODA HAFTASI BAŞLIYOR 2015 İlkbahar-Yaz sezonu erkek koleksiyonları temmuz ayında görücüye çıkıyor. Avrupa’nın en önemli moda şehirlerinden Londra, Milano ve Paris’te gerçekleşecek olan Erkek Moda Haftası’nda, ünlü markalar önümüzdeki yılın trendlerini belirleyecek parçaları sergileyecekler. İlk defile 15 Temmuz’da Londra’da gerçekleşecek ve 18 Temmuz’a kadar modanın kalbi Londra’da atacak. 21-25 Temmuz arası Milano’da devam edecek olan moda haftası ardından 25 Temmuz’da Paris’e taşınacak. Kapanış ise 30 Temmuz’da özel bir törenle yine Paris’te gerçekleşecek. Gelecek yıla damgasını vuracak olan trendlerin sergileneceği Erkek Moda Haftası’nda modacıların yanı sıra ünlüler dünyasından da bir çok ismin boy göstermesi bekleniyor. Ünlü markaların defilelerini eş zamanlı olarak online izlemek de mümkün olacak.

#CARAWANTSYOU TAM da podyumlara yeni bir ikon gelmez derken karşımıza çıkan Cara Delevingne, her yeni gün yeni bir işe imza atarak bizi şaşırtmaya devam ediyor. Modelliğin yanı sıra tasarım işine de el atan Cara, son olarak ünlü İngiliz markası Mulberry’e bir çanta koleksiyonu hazırlamıştı. Şimdi de uzun süredir marka yüzü olduğu DKNY ile bir işbirliği için anlaştı. Geniş bir yelpazeye sahip olan kapsül koleksiyon 15 parçadan oluşacak. Ünlü firma Cara’nın tasarımlarını #CaraWantsYou ve #Cara4DKNY hastagleri ile Instagram üzerinden duyurmaya başladı. Kasımda piyasaya sürülecek olan koleksiyon için takipte kalın.


30

TEMMUZ 2014

GOODYEAR MODAYA EL ATTI! Goodyear IMG Licensing ile gerçekleştirdiği işbirliği kapsamında, vintage t-shirt ve sweatshirt koleksiyonunu Pull&Bear mağazalarında ve internette satışa sundu. Goodyear Vintage moda programı adı altında vintage kotlar, ceketler, gömlekler ve ayakkabılardan oluşan bir spor giysi koleksiyonu tasarlamış. Üstelik koleksiyon, güneş gözlükleri, bavullar, sırt ve okul çantaları gibi diğer yan ürünlere de sahip. Pull&Bear ile anlaşmaktan memnun olan IMG Licensing yeni tişörtlerin ve sweatshirtlerin, tüketicilerin kendileri ile 115 yılı aşkın süredir performans, yenilikçilik ve güvenilirlik ile yoğrulan Goodyear markasının zengin tarihi arasında bir bağ kurmalarını sağlayacağını düşünüyor.

PEŞTEMA-Z KUMSALA uzanırken bile fark yaratanlardansanız havlunuzu seçmeyi en sona bırakın! Yedi yıldır İstanbul’da tasarım hizmetleri veren Bravoİstanbul, kendi tasarladığı Peştema-z markasına 2014 yazı için yepyeni bir koleksiyon hazırladı. Peştema-z’ın yeni koleksiyonu farklı renklerde dev baskılı koton ve bambu peştamallardan oluşuyor. Eğlenceli tasarımlarıyla yaz mevsimini daha da renklendirecek koleksiyonda üç farklı tasarım bulunuyor. Tanesi 55 TL olan ürünleri internet üzerinden satın almak mümkün. Eğlenceli tasarımların hafif ve çabuk kuruyan malzeme ile birleştiği peştamalları çantanıza atmadan tatile çıkmayın. H www.bravoistanbul.com/H

BİLEKLER YAZA HAZIR!

TATİL İNCİ İLE DAHA RAHAT

TATİLDE tek eksiğiniz yaz ruhunu tamamlayacak birkaç aksesuar mı? Sizleri The Good Machinery ile tanıştıralım! Kendisi İtalya tabanlı, ürünlerini Etsy üzerinden satan bir aksesuar tasarımcısı. Rengarenk boy boy bilezikleri ve capcanlı şeker gibi yüzükleri yazın en güzel aksesuarları olmaya aday. Son derece hafif olmasına rağmen kırılmaz bir materyale sahip bilezikler tamamıyla el yapımı. Üstelik her biri farklı renklerin karışımı ile elde edildiği için bir benzerleri daha yok. Haydi The Good Machinery’nin Etsy’deki sayfasına!

Olabildiğince hafif ve yumuşak parçalardan oluşan İnci Deri İlkbahar/Yaz Erkek Koleksiyonu’nun gerek casual ve sneaker ürünlerinde, gerekse klasik ürünleri olsun her çeşidinde rahatlık ve hafiflik ön plana çıkıyor. Pastel tonun hakim olduğu süet ve nubuk ayakkabılarda, mavinin farklı tonları, bordo, yeşil ve bej başta olmak üzere birçok farklı renk kombinleniyor. Ana renklerin eskitilerek ara renklere dönüştürüldüğü ve böylelikle renk yelpazesinin genişletildiği koleksiyonda; zıtların ahengi siyah-beyaz kombinasyonu da varlığını sürdürüyor.

H www.etsy.com/H


31

TEMMUZ 2014

MINUSH’U TAKİP EDİN YAKINDAN takip ettiğimiz markalardan biri olan Minush’un yeni koleksiyonuna tam anlamıyla bayıldık. Minush ürünleri markanın kurucusu Mine Atalar’ın eskiz defterinden özel bir baskı tekniğiyle ayakkabılara işleniyor. Yakından takip edenler bilecektir, Atalar 2011’de İnci için “Minush for İnci”, 2013’te ise Mavi için “Minush Loves Mavi” koleksiyonlarını hazırlamıştı. Özellikle bu iki işbirliğinden sonra hızla büyüyen Türkiye’de ve yurtdışında çeşitli konsept mağazalarda yerini alan markanın Balat’taki mağazasına uğramanızı tavsiye ederiz. Vaktiniz yoksa internet sitesine mutlaka göz gezdirin, pişman olmayacaksınız. H

www.minush.net/ H

TEKNOLOJİ MODA İLE BULUŞTU Lulu Guinness, ‘Dünyanın ilk akıllı, giyilebilir fotoğraf makinesi’ olarak lanse edilen ‘Archive Eye’ fotoğraf makinesi için özel bir çanta tasarladı. Üzerinde bir göz motifi olan ve tam da gözbebeğinde bulunan delik sayesinde bu çanta, kameranın en ideal anlarda fotoğraf çekmesine olanak sağlıyor. Bu ikili ile sokağa çıktığınızda artık anılardan kaçış yok demektir! Üstelik cep telefonunuz ile Bluetooth aracılığıyla senkronize olması sayesinde çektiğiniz her fotoğrafı anında paylaşabileceksiniz. Fiyatı 395 sterlin yani yaklaşık 1400 TL olan çantaya Lulu Guinness’in web sitesinden erişmek mümkün. H http://www.luluguinness.com/H

MOCHİLA ÇANTALAR HER YERDE!

SOKAKLAR BİRER KORT! Neyse ki bu yıl kıyafetlerde spor esintiler hakim ve bu güzelliği sadece tenis kortlarına saklamak zorunda kalmayacaksınız! Adidas imzalı eteğin tasarımcısı kim mi? Tabii ki dokunduğu her parçayı efsane bir tasarıma dönüştüren Stella McCartney. 4 farklı rengi bulunan eteğin fiyatı 150 TL.

Bu güzel mevsimde içimiz daha da açılsın, enerjimiz daha da artsın diye rengarenk Mochila çantalar aramızda. Güney Amerika’nın sıcaklığını ve neşesini kolumuza taşıyan Mochilalar, Kolombiyalı kadınlar tarafından elde üretiliyor ve hiçbirinin bir eşi yok. Bu çantaların hikayesi de oldukça ilginç: Kaliforniyalı iki kardeş olan Jessica ve David Güney Amerika’da sırt çantaları ile dolaşırken

Wayuu kabilesine rastlıyorlar. Bölgedeki kadınların ürettikleri bu çantalar ile tanışıyorlar. Onlarla biraz zaman geçirdikten sonra bu kültürü başkaları ile de paylaşmak istediklerini fark eden iki kardeş ‘wayuutrip’ adında bir web sitesi kuruyor ve bu çantaları da tüm dünyada meşhur etmeyi başarıyorlar. Fiyatları 129-179 dolar arasında değişen çantaları burada da bulabilirsiniz.


32

TEMMUZ 2014

TAKİP ETMENİZ GEREKEN 8 MODA HESABI Moda dünyasının içindeki tüm isimler Instagram’ı hayatlarını ve tarzlarını yansıtabilecekleri bir platform olarak kullanıyor. Peki ya siz onları ne kadar takip ediyorsunuz? İşte karşınızda her moda sevdalısının takip etmesi gereken 8 Instagram hesabı. n Pınar Özbakır

BERGDORF GOODMAN Bergdorf Goodman, birbirinden lüks markaların buluştuğu moda dünyasının en efsanevi mağazalarından biri. Ünlü mağaza, sektördeki iddiasını ‘Sadece bir adet Bergdorf Goodman var ve burası da sizin Moda Şehri maceralarını ve New York sırlarını bulabileceğiniz tek yer’ sözleri ile Instagram hesabına da yansıtıyor. Her ne kadar New York’ta yaşamasınız da, mağazanın Instagram sayfasını takip ederek Beşinci Cadde stilinden ipuçlarını kapabilirsiniz. instagram.com/bergdorfs

CARA DELEVINGNE Cara Delevingne şüphesiz son zamanların en popüler mankeni. Ünlü mankenin Instagram ile arası da oldukça iyi. Hatta bir ilke imza atarak podyumda dünyanın ilk catwalk selfie’sine de imza attı kendileri. Cara’nın hesabını, model dünyasına içeriden bakmak ve Rihanna, Rita Ora ve Pharrell gibi müzik dünyasının star isimleriyle olan eğlenceli ilişkilerine tanık olmak için takip edebilirsiniz. instagram.com/ caradelevingne

SONG OF STYLE 26 yaşındaki Aimee Song, Kaliforniyalı bir moda bloggerı ve iç mimar. Fotoğrafların kalitesi ve genç tasarımcının zevki ile bu hesap sayfanıza renk katacak. Aimee’nın şahane kombinasyonları, günlük yaşantısı, harika sofraları ve gezip dolaştığı yerler günlük ilhamınız olacak. 1,5 milyon takipçinin bir bildiği olmalı! instagram.com/songofstyle

COCO ROCHA Listemizdeki bir başka manken 26 yaşındaki Kanadalı Coco Rocha. Cara’nın aksine özel hayatını yansıtmaktan kaçınan Coco, onun yerine kamera önünde yaşananları ve defile arkasında gerçekleşenleri aktarıyor hesabına. Elegan bir stile ve ünlü markaların sahne arkasında neler yaşandığı şahit olmak istiyorsanız, takip edeceğiniz adres Coco Rocha. instagram.com/cocorocha

ELEONORA CARISI Rengarenk kıyafetleri, dikkat çekici dövmeleri, rengi değişse de modeli hiç değişmeyen klasik saçları ve desenlere olan tutkusu ile Eleonora’nın tarzı bir harika! Tamamen kendine özgü ve taklitten uzak bir tarzı olan Eleonora’nın Instagram hesabı sadece gardırobundan ibaret değil. Günlük hayatından da tadına doyulmaz kareler içeriyor. instagram.com/eleonoracarisi

MIRA DUMA Moda ile yakından ilgilenenler kendisini zaten tanır. Fiziken, alışık olduğumuz Ruslara hiç benzemeyen Harpers Bazaar Rusya’nın moda editörü, Büro 24/7’nin kurucusu Miroslava Duma, eşine az rastlanır bir stile sahip. Birbirinden şık kıyafetleri ve dikkat çekici tarzı ile Duma, Instagram’da mutlaka takip edilmesi gereken isimlerden. instagram.com/miraduma

GETTY FASHION Hepimiz moda fotoğraflarına bakmaya bayılıyoruz, hele bir de profesyonel bir ekibin ellerinden çıkmışlarsa... Getty Fashion ile moda haftası defile fotoğraflarından kırmızı halı etkinliklerine kadar, merak edilen organizasyonların en güzel fotoğraflarını takip etmek mümkün. Şüphesiz Instagram’ınızın en şık hesabı olacak! instagram.com/gettyfashion

THE COVETEUR En son trendleri ve moda dünyasında olanları eğlenceli bir şekilde takip mi etmek istiyorsunuz? O zaman adresiniz The Coveteur. Fotoğrafçı Jake Rosenberg’in objektifinden, her zaman görmek istediğiniz günümüz trendsetterların kamera arkası dünyasını gözler önüne seriyor The Coveteur. instagram.com/thecoveteur


Dergisos21x32.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

23/06/14

10:01


34

TEMMUZ 2014

DİZİ ARAYANLARA 6 YENİ ÖNERİ

Yazın gelmesiyle birlikte birçok dizi sezon finali yaptı. Fakat bu durum The Last Ship, The Leftlovers ve Extant gibi yeni dizilere de kapı açmış oldu. İşte yaz sezonunun iddialı dizileri. n Erdem Tatar

EXTANT Steven Spielberg’ün uygulayıcı yapımcı olduğu, başrolünde Oscar ödüllü Halle Berry’nin oynadığı Extant, safkan bir bilim kurgu dizisi. Tam bir yıl boyunca uzay üssünde görev yapan astronot kahramanımız dünyaya döndüğünde hamile olduğunu fark eder. Ailesine bu durumu bir türlü anlatamamakla birlikte, yapayalnız olduğu uzay üssünde kimden ya da neden hamile kaldığını bilememektedir. Şimdilik 13 bölümlük bir mini dizi olacağı duyurulan Extant, eğer yeterince başarılı olursa ikinci sezona uzatılma ihtimali olan bir hikayeye sahipmiş. İlk bölüm 9 Temmuz’da.

THE LAST SHIP Michael Bay sinemada devasa patlamalı filmler dendiğinde (mesela Transformers serisi) akla gelen ilk isimlerdendir. Bu defa yeni dizisi The Last Ship’e prodüktör koltuğundan gözetmenlik yapacak. Dünya nüfusunun yüzde 80’inin ölümüne sebep olan bir salgının ertesinde sağ kalanlar birbirleriyle hunharca savaşmaya başlar. The Last Ship, hem bu savaşlara müdahale edip bitirmekle hem de bu salgının tekrarlanmasını önlemekle görevlendirilmiş bir hücumbot mürettebatının hikayesini anlatıyor. 22 Haziran’da başlayan The Last Ship eminiz yaza renk getirecek.

MANHATTAN İnsanlığa felaket getiren buluşlardan olan atom bombasının icat edilme sürecini ve bu süreçte ülkelerin birbirleriyle yaşadıkları kıyasıya mücadeleyi anlatan bir dizi Manhattan. Hem dram hem de entrika öğelerini çokça barındıracağı söylenen dizide başrollerde Jonh Benjamin Hickey, Olivia Williams ve Daniel Stern yer alıyor. Dizinin yapımcısı, aynı zamanda oldukça başarılı bir ilk sezon geçirmiş olan Masters of Sex adlı dizinin de yapımcısı olan San Shaw. 27 Temmuz’da başlıyor.

THE LEFTOVERS Lost’un baş yazarlarından Damon Lindelof’un yeni dizisi The Leftovers esasen bir roman uyarlaması. Ancak uyarlandığı romanın çok ötesine geçecek bir hikaye oluşturmuş usta senarist bu dizi projesine başlarken. Bir gün aniden dünya nüfusunun yüzde 2’si ortadan kaybolur. Dizi bu tuhaf olay yaşandıktan tam üç yıl sonra başlıyor. Kayıplarının acısıyla mücadele etmeye çalışan kasaba halkı, nereden geldikleri belli olmayan bir tarikatın tacizleriyle karşı karşıya kalır. Kasaba halkından kopup bu tarikata katılan insanların sayısı arttıkça gerginlik ve soru işaretleri de artmaya başlar. The Leftlovers 29 Haziran’da başladı.

LEGENDS

THE STRAIN Fantastik sinemanın çılgın çocuğu Guillermo del Toro’dan (Pacific Rim, Hellboy, Pan’s Labyrinth) şanına yaraşır bir dizi geliyor! New York, JFK Havaalanına inen bir uçakta diğerlerinde gözlemlenmeyen bir terslik yaşanmaktadır. Mürettebatı da dahil olmak

dönüşmüştür! Bu yaz televizyonlarımızdan kan akacak! İlk bölüm 13 Temmuz’da.

üzere uçakta 200 ceset vardır. Bu olayı açıklaması için uçağa yollanan adli tıp uzmanını bir sürpriz daha beklemektedir: 200 ölünün hiçbirinin huzur içinde yatmaya niyeti yoktur çünkü hepsi birer vampire

Gizli görevlerin aranan ismi olan ve birbirinden farklı kişilerin kimliklerine bürünerek görevini ifa eden bir FBI ajanı, günün birinde kendi kimliğini sorgulamasına sebep olacak bir olay yaşar. O noktadan sonra dönüşü olmayan bir labirentin içinde olduğunu fark eden ajanımız, kendi kimliğinin peşine düşer. Sean Bean’in (Game of Thrones, Lord of the Rings) başrolünde oynadığı dizi, 24 ve Homeland’in yapımcısı olan Howard Gordon’ın en yeni projesi. İlk bölüm 13 Ağustos’ta.


AJANDA T E M M U Z

2 0 1 4

Konser

NEIL YOUNG

15 TEMMUZ

İstanbul Kültür Sanat Vakfı, müzikseverlerin uzun yıllardır heyecanla beklediği rock müzik efsanesi Neil Young’ı Crazy Horse grubuyla birlikte İstanbul’da ağırlıyor. Tek günlük bir festival gibi geçecek konserin ön grupları ise Midlake ve Büyük Ev Ablukada... İlk albümünü yayımladığı 1969’dan bu yana sayısız müzisyene ilham kaynağı olan Neil Young, yüksek perdeli tenor sesi ve elektro gitardaki kendine özgü stiliyle müzik tarihinin en büyük isimlerinden biri. 1970’lerden günümüze toplam 50 albüm yayımlayan Young, ünlü müzisyenler tarafından defalarca yorumlanan Only Love Can Break Your Heart, Rockin’ In The Free World, Heart Of Gold, Old Man, Hey Hey, My My, Harvest Moon gibi onlarca unutulmaz şarkının yaratıcısı. Neil Young’ın iki Grammy ödülü ve Philadelphia filminin müzikleriyle bir Oscar adaylığı da bulunuyor. Mekan: KüçükÇiftlik Park Fiyat: 105-475

Konser 9 TEMMUZ

HUGH LAURIE 21. İstanbul Caz Festivali’nin bu yılki en önemli konuklarından biri, oyuncu, komedyen, yazar, müzisyen ve yönetmen Hugh Laurie! “House” dizisinde oynadığı Doktor House karakteri ile geniş bir hayran kitlesi edinen, sinema ve televizyonun yıldız ismi Laurie, dizinin bitişi sonrası ağırlık verdiği müzisyenlikte de kendini kanıtladı. Blues ile yaşadığını, ağladığını ve dans ettiğini söyleyen Laurie yayımladığı Let Them Talk (2011) ve Didn’t it Rain (2013) albümleriyle Amerikan blues listelerinde bir numaraya yükseldi. Mekan: Harbiye Cemil Topuzlu Fiyat: 56-375 TL


36

TEMMUZ 2014

VİZYONDA NE VAR? Sinema

4 TEMMUZ

11 TEMMUZ

MEZARINA TÜKÜRECEĞİM 2

MAYUNLAR CEHENNEMİ: ŞAFAK VAKTİ

Yönetmen: Steven R. Monroe Oyuncular: Jemma Dallender, Yavor Baharov, Joe Absolom Tür: Korku, Gerilim Yapım: ABD Süre: 106 dk.

Yönetmen: Matt Reeves Oyuncular: Gary Oldman, Andy Serkis, Keri Russell, Toby Kebbell Senaryo: Mark Bomback Tür: Macera Süre: 104 dk.

İlgiyle karşılanan ilk filmin bir anlamda devam filmi olan yapımın yönetmeni yine Steven R. Monroe. New York’ta yaşayan genç ve çekici Katie, tanınmış bir model olmanın hayallerini kurmaktadır ve bir gün fotoğraf çekimi daveti alır. Portfolyosu için kullanabileceğini düşünerek çekimlere katılmayı kabul eder, ancak sonrasında bu randevu onun için tam bir kabusa dönüşür. Evine döndüğünde ekipten Georgy adında biri kapısını çalar ve genç kadını etkisiz hale getirir. Ekibin geri kalan üyelerinin de yardımıyla Katie’yi kaçırıp bir kilere hapsederler. Böylece Katie’nin tecavüz, işkence ve şiddet dolu günleri başlamış olur.

İşte uzun süredir heyecanla beklediğimiz film. Üç sene önce gösterime giren ve 300 bin seyirci geçen serinin ilk filmi Maymunlar Cehennemi: Başlangıç’ın 10 sene sonrasına gidiyoruz. Karşımızda Sezar’ın liderlik ettiği, genetik olarak evrim geçirmiş, daha zeki ve daha güçlü bir maymunlar topluluğu var. 10 sene önce yayılan ölümcül bir virüs salgınından sağ kalan bir grup insanla yüzleşiyorlar. Dünyanın “kuralları koyan türü” olmak için maymunlar ve insanlar arasında büyük bir savaş başlıyor. Virüsten kurtulan insanlar ve Caesar öncülüğündeki maymunlar, kaos ve ölümün hakim olduğu dünyada hayatta kalmaya çalışacaklar.

Sinema

25 TEMMUZ

18 TEMMUZ

HERKÜL ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI

BARSELONA’DA BİR YAZ GECESİ

Yönetmen: Brett Ratner Oyuncular: Dwayne Johnson, John Hurt, Joseph Fiennes Tür: Aksiyon Süre: 118 dk.

Hercules: The Tharcian Wars çizgi romanından esinlenilen film, klasik Herkül hikayesinin sona ermesinden bir süre sonrasını konu alıyor. Oyuncu kadrosunda Ian McShane, Dwayne Johnson, Rufus Sewell Joseph Fiennes, Rebecca Ferguson, Aksel Hennie ve John Hurt gibi birbirinden ünlü isimleri barındıran filmin senaryosunda ise Ryan Condal ve Evan Spiliotopoulos’un imzası olacak. Yapımcılığını Paramount Pictures ve Metro-GoldwynMayer Stüdyoları’nın beraber üstlendiği filmde doğa üstü güçlerin hakimiyetinden ziyade, daha mantıklı bir dünyada geçiyor.

Yönetmen: Dani de la Orden Oyuncular: Daniel Brühl, Jan Cornet, Elena Tarrats Tür: Dramatik komedi Yapım: İspanya Süre: 96 dk. Bir yaz günü Barselona semalarında görünen Rose kuyruklıyıldızı, bu büyüleyici şehirde bir gece vakti 567 farklı aşk hikayesinin doğmasına neden olur. Hayal, umut ve arzuyla kuşanan gece, insanlar arasında özel bir bağın oluşmasını sağlar. Bu hikayelerden altısını beyazperdeye yansıtan romantik komedi türündeki film, bir daha yüzyıllar boyunca gerçekleşmeyecek bu olay ekseninde dostluk, aşk ve tutku kavramlarını ele alıyor. Filmin yönetmen koltuğunda Dani de la Orden bulunurken başrollerinde Francesc Colomer, Jan Cornet ve Joan Dausà yer alıyor.



38

TEMMUZ 2014

AYIN ÖNE ÇIKANLARI Konser

1-16 TEMMUZ

21. İSTANBUL CAZ FESTİVALİ

5 TEMMUZ

YAVUZFEST

Program: www.caz.iksv.org/tr/program

Mekan: KüçükÇiftlik Park Fiyat: 34 TL

1-16 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek 21. İstanbul Caz Festivali, bu yıl da cazın önde gelen isimlerinden güncel müziğin yıldızlarına birçok ismi İstanbul’un farklı mekanlarında ağırlayacak. 13 Mekanda yerli yabancı 200’ü aşkın sanatçının katılımıyla gerçekleşecek festival programında kimler mi var? 56 Platin plak ödüllü eşsiz sesiyle Katie Melua, Güney Afrikalı yaşayan efsane Hugh Masekela ve grubu, perküsyon ustası Manu Katché’nin Richard Bona ile oluşturduğu yıldızlar topluluğu, Chick Corea-Stanley Clarke düeti, Danilo Perez, John Patitucci, Brian Blade, Brad Mehldau, Mark Guiliana ve Cécile McLorin Salvant festivalin bu ağırlayacağı isimlerden bazıları.

Türk rock müziğin Altın Çocuk’u Yavuz Çetin’in anılacağı 1. Yavuz Çetin Gitar Festivali, 5 Temmuz’da KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleşiyor. Türk rock camiasinin gönlünde taht kuran, 2001’de erken yaşta aramızdan ayrılan Yavuz Çetin her sene farklı mekanlarda, barlarda anıldı. İlk kez bu sene herkes bir araya geliyor ve barları, mekanları değil sokakları dolduracak bir anma etkinliği düzenleniyor. Kimler mi var? Hemen söyleyelim: Pentagram, Teoman, Ogün Sanlısoy, Bulutsuzluk Özlemi, Moğollar, Fuat Güner, Aylin Aslım ve Kurtalan Ekspres. Biz oradayız, sizide bekleriz.

13 TEMMUZ

31 TEMMUZ

METALLICA

DREAM THEATRE

Mekan: İTÜ Stadyumu Fiyat: 175-500 TL

Dünyanın en büyük heavy metal grubu Metallica bir kez daha İstanbul’da. Sayısız ödüllü heavy metal grubu ilk kez gerçekleştireceği Metallica By Request projesiyle, müzikseverleri çığır açan interaktif Metallica konseri deneyimi ile tanıştıracak. Metallica’nın geleneksel olarak 18 şarkıdan oluşan sahne şovunun, 17 şarkısı verilen bu oylar sayesinde belirlendi. 18. şarkı ise Metallica’nın yeni bir şarkısı olacak. Konser, Pozitif Live organizasyonuyla İTÜ Stadyumu’nda gerçekleşecek.

Mekan: KüçükÇiftlik Park Fiyat: 97-280 TL

Gold’N Strings, progresif metal hareketinin başını çeken gruplarından Dream Theater’ı ağırlamaya hazırlanıyor. Bas gitarist John Myung, gitarist John Petrucci ve davulcu Mike Portnoy tarafından kurularak yaklaşık 30 yıl önce Majesty adıyla müzik hayatına başlayan Dream Theater dünyanın en yetenekli virtüözlerinden oluşan kadrosu ile progresif müziğin yeniden yükselişini sağlamalarıyla tanındı. Dream Theater, beş yıllık aradan sonra, Along For The Ride Turnesi kapsamında İstanbul’da olacak.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.