ARALIK 2014
NO:23 www.postkolik.com
ÜCRETSİZDİR facebook.com/postkolik
twitter.com/postkolik
instagram.com/postkolik ARALIK 2014
NO:23 www.postkolik.com
ÜCRETSİZDİR facebook.com/postkolik
twitter.com/postkolik
instagram.com/postkolik
ÇEYREK YÜZYILLIK KAHKAHA �SİNEMA
�GEZİ
� TASARIM
� RÖPORTAJ
� ŞEHİR
� MÜZİK
Sürpriz bir konferansta beş yıllık devasa sinema planını açıklayan Marvel’in süper kahraman kadrosunu mercek altına aldık.
Zaman makinesine atlayıp Ortaçağ havasında masalsı günler geçirmek isteyenlere Belçika’nın rüya şehri Brugge’ü anlattık.
Yenilikçi işleri ile dikkat çeken genç Türk tasarımcılarına ve onların harika işlerine sayfalarımızda yer açtık.
Dünyanın en ünlü Lego sanatçısı olarak gösterilen Nathan Sawaya ile yeni kitabı “The Art Of The Brick: A Life In Lego” üzerine konuştuk.
Hazır kış kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlamışken farklı çaylar deneyip içinizi ısıtabileceğiniz mekanları yazdık.
Evinizde konser keyfini doyasıya yaşamanız için bu yıl piyasaya çıkan en şahane konser DVD’lerini tanıttık.
ÜCRETSİZ İNDİRİN
ÇEYREK YÜZYILLIK KAHKAHA �SİNEMA
�GEZİ
� TASARIM
� RÖPORTAJ
� ŞEHİR
� MÜZİK
Sürpriz bir konferansta beş yıllık devasa sinema planını açıklayan Marvel’in süper kahraman kadrosunu mercek altına aldık.
Zamanda geriye gidip, Ortaçağ’da masalsı bir gün geçirmek isteyenler için Belçika’nın rüya şehri Brugge’ü anlattık.
Yenilikçi işleri ile dikkat çeken genç Türk tasarımcılarına ve onların birbirinden güzel işlerine sayfalarımızda yer açtık.
Dünyanın en ünlü Lego sanatçısı olarak gösterilen Nathan Sawaya ile yeni kitabı “The Art Of The Brick: A Life In Lego” üzerine konuştuk.
Hazır kış kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlamışken farklı çaylar deneyip içinizi ısıtabileceğiniz mekanları yazdık.
Evinizde konser keyfini doyasıya yaşamanız için bu yıl piyasaya çıkan en şahane konser DVD’lerini tanıttık.
ARALIK 2014
03
POSTKOLİK.COM YENİLENDİ Postkolik keyfini sürekli yaşayabilmeniz için web sitemizi yeniledik. Birbirinden eğlenceli haberler için sizleri her gün Postkolik.com’a bekliyoruz.
ARALIK 2014
NO:23 ARALIK 2014
NO:23 www.postkolik.com
ÜCRETSİZDİR facebook.com/postkolik
twitter.com/postkolik
www.postkolik.com
ÜCRETSİZDİR facebook.com/postkolik
twitter.com/postkolik
instagram.com/postkolik
instagram.com/postkolik
ÇEYREK YÜZYILLIK KAHKAHA �SİNEMA
�GEZİ
� TASARIM
� RÖPORTAJ
� ŞEHİR
� MÜZİK
Sürpriz bir konferansta beş yıllık devasa sinema planını açıklayan Marvel’in süper kahraman kadrosunu mercek altına aldık.
Zaman makinesine atlayıp Ortaçağ havasında masalsı günler geçirmek isteyenlere Belçika’nın rüya şehri Brugge’ü anlattık.
Yenilikçi işleri ile dikkat çeken genç Türk tasarımcılarına ve onların harika işlerine sayfalarımızda yer açtık.
Dünyanın en ünlü Lego sanatçısı olarak gösterilen Nathan Sawaya ile yeni kitabı “The Art Of The Brick: A Life In Lego” üzerine konuştuk.
Hazır kış kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlamışken farklı çaylar deneyip içinizi ısıtabileceğiniz mekanları yazdık.
Evinizde konser keyfini doyasıya yaşamanız için bu yıl piyasaya çıkan en şahane konser DVD’lerini tanıttık.
ÇEYREK BU HABERLER SADECE YÜZYILLIK KAHKAHA TABLET DERGİMİZDE! �SİNEMA
�GEZİ
� TASARIM
� RÖPORTAJ
� ŞEHİR
� MÜZİK
Sürpriz bir konferansta beş yıllık devasa sinema planını açıklayan Marvel’in süper kahraman kadrosunu mercek altına aldık.
Zaman makinesine atlayıp Ortaçağ havasında masalsı günler geçirmek isteyenlere Belçika’nın rüya şehri Brugge’ü anlattık.
Yenilikçi işleri ile dikkat çeken genç Türk tasarımcılarına ve onların harika işlerine sayfalarımızda yer açtık.
Dünyanın en ünlü Lego sanatçısı olarak gösterilen Nathan Sawaya ile yeni kitabı “The Art Of The Brick: A Life In Lego” üzerine konuştuk.
Hazır kış kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlamışken farklı çaylar deneyip içinizi ısıtabileceğiniz mekanları yazdık.
Evinizde konser keyfini doyasıya yaşamanız için bu yıl piyasaya çıkan en şahane konser DVD’lerini tanıttık.
İ Ç İ N D E K İ L E R MÜZİK
12
GEZİ
Zamanda geriye gidip, Ortaçağ’da masalsı bir gün geçirmek isteyenler için Belçika’nın rüya şehri Brugge’ü anlattık.
16
2015 yılı piyasaya çıkacak yeni albümlerle 2014’ü bile sollayacak gibi duruyor. Hal böyleyken yeni yılın merakla beklenen metal albümlerini kaleme aldık.
SİNEMA
Sürpriz bir konferansta beş yıllık devasa sinema planını açıklayan Marvel’in süper kahraman kadrosunu mercek altına aldık.
GEZİ
22
RÖPORTAJ
Dünyanın en ünlü Lego sanatçısı olarak gösterilen Nathan Sawaya ile yeni kitabı “The Art Of The Brick: A Life In Lego” üzerine konuştuk.
30
MÜZİK
Bazen gezmek yetmiyor; insan gezerken bir hikâyesi de olsun istiyor. Gezerken kendi hikâyesini yaratan birbirinden enteresan isimleri derledik.
Evinizde konser keyfini doyasıya yaşamanız için bu yıl piyasaya çıkan en şahane konser DVD’lerini tanıttık.
KONSER
38
TASARIM
Yenilikçi işleri ile dikkat çeken genç Türk tasarımcılarına ve onların harika işlerine sayfalarımızda yer açtık.
HAZIRLAYANLAR
Sorumlu Müdür: Pınar Özbakır pinar@postkolik.com Görsel Yönetmen: A. Erdal Şahin Yazı İşleri: Enis Hazan, Erdem Tatar, Mehmet Erdoğan, Duygu Kaçar, Orhan Meriç, Ahmet ‘Peace’ Çataltuğ , Eda Yenivatan, Merve Akan , Emrah Gürkan Fotoğraf: Cihan Turhan / CT Photograpy
42
ŞEHİR
Hazır kış kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlamışken farklı çaylar deneyip içinizi ısıtabileceğiniz mekanları yazdık.
REKLAM
BASIM
IPAD REKLAM
Altın Kitaplar Yayınevi Tic. AŞ. Göztepe Mahallesi, Kazım Karabekir Caddesi, No: 32 Bağcılar-İstanbul Tel: 0212 446 38 88 Sertifika no: 107666
Yetkin Nural 0537 371 90 50 reklam@postkolik.com MEDYANET Özkan Kaya 0212 304 21 01 mobia@medyanet.com.tr
• Postkolik’te kullanılan tüm yazılar kaynak gösterilerek yayınlanır. • Postkolik 15 bin adet basılıyor. Postkolik’in dağıtıldığı yerleri görmek için www.postkolik.com/nerdeyiz adresini ziyaret edebilirsiniz. • Postkolik’i e-dergi olarak www.postkolik.com adresinden okuyabilirsiniz.
İLETİŞİM Kağıthane Cd. No:72 Çağlayan 34403 İstanbul Tel: 0532 437 26 38 info@postkolik.com
Yıllar boyunca ortalığı kasıp kavuran ve “The Final Tour’ turnesiyle 34 yıllık kariyerlerini bitirme kararı alan Motley Crue’yu Kanada’da izledik.
TEKNOLOJİ
Akıllı telefonlarla hayatımıza giren ve birçok açıdan yaşamımızı kolaylaştıran en yeni aplikasyonları inceledik.
04
ARALIK 2014
CANAVAR KEPÇE! SIZLERI yarım metrelik boyuyla Lego Technics’in bugüne kadar üretmiş olduğu en büyük oyuncak ile tanıştıralım: Karşınızda Volvo mühendisliğinin son harikası, Volvo L350F Wheel Loader… En ince ayrıntısına kadar işlenmiş hareketli parçaları ve işlevselliği sayesinde bu oyuncak için bugüne dek gördüğümüz en havalı Lego Technics seti demek mümkün. Lego’nun tasarımcıları Volvo kepçe ile karşılaştıkları ilk anda ona aşık olmuşlar. Hal böyle olunca Lego’nun ekibi Volvo’nun mühendisleri ile kafa kafaya vermiş ve bu canavarın evde oynanabilir bir modelini hayata geçirmek için kolları sıvamışlar. Üstelik bu kadarla da kalmamış, canavar kepçenin gücünü hissedip o gücü oyuncak versiyonuna da aktarabilmek için hep beraber direksiyonun da başına geçmişler! Kepçesini kaldırdığında 36 cm yüksekliğe erişebilen bu arzu nesnesi hidroliklerin ve viteslerin de devreye girdiği uzaktan kumandası ile sınırsız bir eğlenceyi kesinlikle garantiliyor.
WALTER REYİZ İLE YEMEKTEYİZ İNANMASI güç ama Breaking Bad hayatımızdan çıkalı bir yıldan fazla oluyor. Büyük usta, gelmiş geçmiş en iyi Meth şefi Walter White Reyizi özlemediğimiz bir gün bile yok. Kendisini anmak ve üstün pişirme tekniklerini mutfakta denemek isteyenler için ise Walter Wheat imdada yetişiyor. Diziden sevdiğimiz sahnelerden ilham alan isimleriyle yüzlerce tarifin yer aldığı bu müstesna yemek kitabı kısa süre önce raflardaki yerini aldı. Kolay bulunan malzemelerle, kesinlikle hiçbir suç unsuru içermeyen bu tarifler sayesinde Walter ve Jessie’nin başarısını FBI ile uğraşmak zorunda kalmadan mutfağınıza taşıyabilirsiniz. H www.barnesandnoble.com H
H www.lego.com H
GÜNDÜZ İŞ, GECE KAHRAMANLIK! RJ-ROMAIN JEROME, DC Comics’in ünlü karakteri Batman’ın 75. yaşını kutlamak için Warner Bros ile güçlerini birleştirmiş ve ortaya bu güzellik çıkmış. Sadece 75 adet üretilen Batman-DNA, tam bir sanat eseri. 46mm siyah PVD kaplı çelik kasada bulunan siyah bezel, “Batmobile”nin sivri hatlarını anımsatan cüretkâr ve sıra dışı detaylarını sergileyebilmek için makineyle işlenmiş. Batman-DNA’nın kadranı, Gotham Şehri’nin süper kahramanının kişiliğini yansıtıyor: Ham ama sofistike. Siyah lakeli göz alıcı Batman amblemi, kadranın ortasına yerleştirilmiş. Kahramanın ünlü sembolü efsanevi “Yarasa Sinyali”, siyah Superluminova ile doldurularak oyma yöntemiyle yapıldığından geceleri karanlıkta parıldıyor. Kadranın geri kalanında RJ-Romain Jerome’nin özel “sert” rötuşu karanlık ve gerilim dolu bir görünüm vermek için kullanılmış. RJ logo aplikesi saat 12 yönüne yerleştirilmiş ve bu sayede kadran üzerindeki her bir detayın dikkat çekip hayranlık uyandırması garantilenmiş. Batman’in avangard deri kıyafetini anımsatmak içinse dişli siyah timsah derisi kayış da saate eklenmiş. Fiyatı 17 bin 500 dolar! H www.romainjerome.ch H
ARALIK 2014
05
3 BOYUTLU FOTOĞRAF ÇEKİN Bilmeyenler ya da unutanlar için hatırlatalım: Bir dönemin en popüler cihazlarından birisiydi stereoskop. İçine konulan ve dialardan oluşan bir çemberi yandaki mandal yoluyla çevirerek 3 boyutlu fotoğraflar görmemizi sağlayan sevimli bir cihazdı. Dünün bu Retro cihazı bugünlerde iphone ile 3 boyutlu fotoğraf ve video çekebilme hayalleri gerçek olunca geri döndü. Poppy 3D aslında son derece basit bir tasarım. Tamamen optik ve ayna yansımaları ile 3 boyutlu işler yapmanıza yarayan bu araç pil bile istemiyor. Cihaz tamamen mekanik. Kullanmak için telefonunuzu içine yerleştirmeniz on numara fotoğraf ya da videolar çekmeniz için yeterli. Akıllı telefonlar için her gün yüzlerce yeni ürün çıkıyor ama rahatlıkla söyleyebiliriz ki bugüne kadarki en orijinal ve en hesaplı aksesuarlardan biri bu.
ANHA EZOK LEKHES DOTHRAKI YUKARIDA ne yazıyor biliyor musunuz? Hemen söyleyelim: “Dothraki dilini öğreniyorum.” Bildiğiniz gibi bugüne kadar Game Of Thrones ile ilgili birçok lisanslı ürün piyasaya sürüldü. Ve biz Postkolik ekibi olarak taptığımız bu dizinin birçok ürününe sayfalarımızda yer verdik. Güzel haber: Çıta bir kademe daha yükseldi ve artık dizinin efsane ırkı Dothrakilerin dilini tüm ayrıntılarıyla öğreten bir kitap+CD’imiz var. Evet doğru duydunuz, artık hastası olduğumuz Dothraki savaşçıları gibi heybetli ve öfkeli tiradlar atabileceğiz. 20 dolar satış fiyatıyla piyasaya çıkan 120 sayfalık kitapta, Dothraki dilinin tüm ayrıntıları başlangıç seviyesinden ele alınıp adım adım zorlaşan bir şekilde sizi bu kadim dilin uzmanı haline getiriyor. Dilin telaffuzunun temelleri, basit cümleler, dil bilgisi açıklamaları ve kendinizi sınayabileceğiniz testler ile Game of Thrones’un die-hard fanları için olmazsa olmaz bir ürün bu. Setin içeriğinde bulunan CD ile de öğrendiklerinizi pekiştirip bu acımasız savaşçılar gibi gürleyebilir, eşi dostu şaşkına çevirebilirsiniz.
H www.poppy3d.com H
H http://store.hbo.com/ H
HARRY POTTER TEMALI HOTEL İSTER iflah olmaz bir Harry Potter fanı olun, ister sadece bu dünyanın orta karar bir meraklısı, size güzel bir haberimiz var: 163 yıllık tarihi bir Georgia tarzı ev, Hogwart’ın ünlü odalarının benzeri temalarla dekore edilerek otele dönüştürüldü. Harry Potter temalı odalar sandıklar, iksir şişeleri ve büyü kitapları ile döşendi ve artık hizmetinizde! Bitmedi! Hogwart deneyiminizi daha zenginleştirmek ve unutulmaz kılmak için, kaldığınız süre boyunca otel sizlere, filmin geçtiği Londra mekânlarında turu ve Warner Bros Stüdyo’larına filmin yapımı hakkındaki bir geziyi de arzu ederseniz paket halinde sunuyor. The Wizard Chamber’da bir gece konaklamanın bedeli 249 Sterlin. Şayet stüdyo turu da isterseniz fiyat 363 Sterline çıkıyor. Son olarak otele gelen konukların filmin müzikleri ile mumlar eşliğinde karşılandığını da söyleyelim. E daha ne olsun?
H www.georgianhousehotel.co.uk/ H
AYDINLATAN EKMEKLER EVINIZI aydınlatmak için gerekli malzemeleri yazınız lütfen: Un, su, tuz, LED ve birkaç pil. Evet, yanlış okumadınız. Dünyanın en garip icatlarını yıllardır bizimle buluşturan Japon kardeşlerimizin en yeni garipliği ekmek lambalar. Tasarımcı Yukiko Morita gerçek ekmekleri resin ile kaplayıp içlerine monte ettiği led ampuller sayesinde bu ilginç buluşa imza atmış. Bagetten tutun da kruvasana kadar çeşitli ekmek modellerini lamba olarak kullanmak mümkün. “Geceleri kruvasan ışığında uyuyoruz yeminlen” cümlesini kurmak istiyorsanız bu lambalardan birisi mutlaka size göre.
H www.pampshade.com H
06
ARALIK 2014
CANIM İSTANBUL 7/24 yaşayan bir şehirde olup biten her şeyden haberiniz olabilir mi? Tabii ki hepsinden bir anda haberdar olmak ne mümkün. Ama işinizi biraz kolaylaştırmak isterseniz “Canım İstanbul” bunu sizin için yapabilir. Sergiler, konserler, moda, gezi gibi bir çok kategoriyi bulabileceğiniz Canım İstanbul’a ulaşmak da hiç zor değil. Çünkü zaten o size ulaşıyor. Tek yapmanız gereken www.canimistanbul.com adresine gidip 1 dakika süren ücretsiz üyeliğinizi tamamlamak. Sonrasında İstanbul’daki tüm aktiviteler size haftalık bülten olarak geliyor. Hem de öyle uzun, sıkıcı, karmaşık bir halde değil. Aksine son derece kısa ve eğlenceli yazılmış, güzel küçük illüstrasyonlarla süslenmiş vaziyette. Size kalan sadece olan bitenden haberdar olmak ve türlü aktivite arasından seçiminizi yapmak. İşte bu kadar basit! H www.canimistanbul.com H
HAVADA KARADA ÇEKERİM TELEFON kamerasıydı, kafa kamerasıydı derken helikopter kamerası da artık hayatımızın bir parçası oldu çıktı. Tam teşekküllü kameraman Cevat Kelle bugünleri görseydi yanında taşıdığı plastik leğenden utanırdı. Ancak bu kameralı helikopterlerin ya da diğer adıyla drone’ların en önemli ortak özelliği pahalı ve taşıması çok zor olmaları. Kumandası, çantası, pilleri, kendisi derken fazlasıyla yer kaplayan bu detaylar AeroCam’i harekete geçirdi ve Anura fikri ortaya çıktı. Katlanabilir pervaneleri, kamerası ve sadece bir iPhone büyüklüğündeki boyuyla yetinmeyen Anura, üretime geçtiği an itibariyle rakiplerinin nerdeyse 3’te biri fiyatına satışa çıkacak. Heyecanla bekliyoruz. H www.aericam.com H
URAL İLE YENİ MACERALARA RUSLARIN artık klasikleşmiş motosiklet markası Ural son yıllarda sıkça karşımıza çıkar oldu. 2. Dünya Savaşı döneminde ortaya çıkan ve bugüne kadar tasarımını aynen koruyan Ural, koleksiyonerler için de vazgeçilmez araçların başında geliyor. 2014 model MIR ise Ural’ın en son bombası. Yandaki yolcu taşıma sepetiyle James Bond filmlerinden fırlamış gibi görünen bu sempatik Rus, yolcu sepetindeki güneş panelleri sayesinde kendi elektrik aksamını şarj edebiliyor. Hafifliği de motosikletin başka bir önemli özelliği. Ülkemizde pek bulunmayan bu makinenin Amerika’ya sadece 8 adet gönderileceği ve diğer satışların Ural’ın kendi web sayfasından siparişle yapılacağı bilgisini de buradan ilgilenenlere vermek isteriz. Yeni ve konforlu maceralar sizi bekliyor.
H www.imz-ural.com H
JABBA’NIN ÇİKOLATALARI STAR WARS’UN büyük hastasıyız. Yeni seriye şafak sayarken Star Wars temalı her konu bizi daha da heyecanlandırıyor. Serinin hayranları Han Solo’nun kafatası avcısı Boba Fett tarafından dondurulmuş karbona hapsedilmesi sahnesini çok iyi bilirler. Henry Hargeaves bu ikonik sahneyi sevdiğimiz karakterlerle birleştirmekle kalmamış, bunu çikolata kullanarak yapmış ve sanata lezzet katmış. Ninja Kaplumbağalar, Batman, Homer Simpson, Hulk ve hatta Optimus Prime’ın çikolataya hapsedilmiş yenilebilir hallerini üreten sanatçı bunu oyuncaklardan basit bir kalıp çıkartarak kolayca başarıyor. Özellikel Indiana Jones çikolatası fazlasıyla ironik ve bir o kadar da leziz olmuş.
Hwww.henryhargreaves.com H
SENİN İÇİN LG G3 Beat’in Gesture Shot özelliği ve gelişmiş ön kamerasıyla selfie çekmek hiç olmadığı kadar kolay.
ADIM 1 Elinizi ön kameraya karşı açın.
ADIM 2 Sonra sadece bir yumruk yapın.
999*
ADIM 3 Kamera üçten geriye saymaya başlayacak ve size poz vermek için zaman tanıyacak.
*Tavsiye edilen perakende satış fiyatıdır.
Postkolik_(20x31)_G3_Beat.indd 1
23.10.2014 17:53
08
ARALIK 2014
ÇEYREK YÜZYILLIK KAHKAHA Aralık 1989’da ilk sezonuyla ekranlara merhaba diyen The Simpsons, bu sene 25. yılını kutluyor. Biz de fırsat bu fırsat, sarı benizli Springfield halkının tarihine ve The Simpsons’un geçmişine şöyle bir uzanıp hafızalarımızı tazeleyelim istedik. n Erdem Tatar
T
he Simpsons, Amerika’da çizgi dizileri “çocuk oyuncağı” olmaktan çıkaran ilk dizidir. Takipçisi olan South Park, Family Guy, American Dad ve daha onlarca çizgi dizi için “yetişkinlere yönelik” çizgi yapımların yolunu açmıştır. Meseleyi anlatırken Amerika’ya özellikle vurgu yapmamızın sebebi, büyüklere hitap eden çizgi dizi formülünün ilk kez Japonya’da hayata geçirilmiş olması. Tabii Japon çizgi filmleri hem felsefi, hem teknolojik, hem de politik açıdan Amerikalı rakiplerine göre oldukça ciddi ve temasına sonsuz sadakatle bağlı bir disiplini yaşatırlar. Amerikalılar ise ciddi mevzulara bildikleri en iyi yöntemle yaklaşırlar: Hicivle... İroni, metafor ve güldürünün harmanlanmasından oluşan anlatım dili, hem Amerikan halkının genel algısını zorlamayan hem de iğneyi gösterirken çuvaldızı sapladığını hissettirmeyen bir yöntemdir. Orta direk bir Amerikan ailesinin hayata, birbirlerine ve maruz kaldıkları popüler kültüre bakışına ayna tutan The Simpsons bazen aşırı derecede dürüst olması yüzünden tepki çekse de, bugünlere kadar başarıyla gelmeyi başardı ve eleştirdiği Amerikan popüler kültür duvarının en kıymetli tuğlalarından birine dönüştü. Aksini iddia etmenin lüzumu yok. Zaten yapım ekibi de bunun farkında ve dizinin özellikle son
beş yılı kendisini de bol bol iğnelemekle ve tükürüp yaladıkları mevzulara parmak basmakla geçiyor. Tüm bunlara dizinin efsanevi transferini anlatırken değineceğiz, ancak isterseniz şimdi zaman makinemize atlayalım ve her şeyin gaz ve toz bulutu olduğu o yıllara gidelim.
REKLAMLARDAN ÖNCE Her şey efsane yapımcı ve yönetmen James L. Brooks’un, prodüktörlüğünü yaptığı 80’lerin kült talk şovu The Tracey Ullman Show’un reklam araları için parlak bir fikir bulmasıyla başladı. Brooks’a göre Amerikan televizyon izleyicisi, reklamlar için kanalı değiştirdikten sonra bir daha bıraktığı kanala nadiren geri dönüyordu bu da ciddi rating kayıplarına sebep oluyordu. Talk şovlarda reklam arasında konuk değiştiği ve reklamdan önceki konukla her şey konuşulup bittiği için Amerikalılar bir beklenti içinde olmadan zap yapmaya devam ediyorlardı. Bu kopuşu engellemek ve izleyicinin ilgisinde devamlılık sağlamak adına Brooks, bir çizgi-skeç kuşağı tasarladı. Her reklam öncesi bir çizgi film başlayacaktı ve esas espriler reklam sonrasına kalacağı için kimse kanal değiştiremeyecekti. Bu ilginç öneri kanal yönetimi tarafından da kabul edilince sıra Brooks’un bu fikri hayata geçirecek
yeteneği keşfetmesine gelmişti. O sıralar “Life in Hell” adlı karikatür macerayı yaratan çizer ve yazar Matt Groening’le yolları kesişen Brooks, çizere bir şans vermek istedi ve The Simpsons böylece hayata geçiverdi. Televizyon tarihinde ilk The Simpsons şovu 19 Nisan 1987 tarihinde yayınlandı ve kısa sürede popüler hale geldi. 1989 yılındaysa yarımşar saatlik bölümlerle yayın hayatına resmen başladı. Matt Groening’in çöp olarak gördüğü Amerikan televizyonlarına alternatif bir bakış açısı kazandırmak amacıyla giriştiği proje, birkaç yıl içerisinde milyon dolarlık bir medya gücüne dönüşmüştü.
DÜNYAYA HÜKMETMEK Brooks ve Groening ikilisi altın madenini bulmuşlardı ancak bu madeni çıkaracak yetenekte birine daha ihtiyaç duymaktaydılar. Aradıkları kişi, Brooks’un efsane dizi Taxi’de birlikte çalıştığı Sam Simon’dı. Simon prodüktör koltuğuna oturduktan sonra sekiz kişilik müthiş bir yazar kadrosu kurdu ve bu kadro sayesinde birer saatlik The Simpsons bölümleri üretilmeye başlandı. Şu anda The Simpsons bünyesinde tam on altı kişilik bir yazar ekibi mevcut. İlk günlerden beri yazar kadrosunda bulunan George Meyer,
ARALIK 2014
09
2004 yılında emekli olana dek dizinin en önemli yazarıydı ve kendisi halen prodüktör olarak The Simpsons ailesi için çalışıyor. Hatta ünlü şovmen Conan O’Brien da 90’ların başında yaklaşık yirmi bölümde yazarlık yapmıştı. Tabii prodüktör ve yazar kadrosu kadar önemli bir diğer ekip de dizinin seslendirmesini yapanlardan oluşuyordu. Dizide bugüne kadar pek çok dublaj sanatçısı çalıştı, ancak altı kişilik kemik kadro hiç bozulmadı. Dan Castellaneta (Homer Simpson, Krusty, Bahçıvan Billy, Vali Quimby), Julie Kavner (Marge Simpson), Nancy Cartwright (Bart Simpson, Ralph), Yeardley Smith (Lisa Simpson), Hank Azaria (Moe, Polis Şefi Wiggum, Apu, Carl) ve Harry Shearer’dan (Mr. Burns, Smithers, Ned Flanders, Rahip Lovejoy, Müdür Skinner) oluşan kadro Amerikan televizyon tarihinin en çok kazanan dublajcıları olarak tarihe geçtiler. Ortalama bir The Simpsons bölümünden toplam kazançları yaklaşık 400.000$ olan bu altılının servetlerini varın siz hesaplayın!
25. YILA ÖZEL ÜRÜNLER müzisyenlerden James Brown, dev Çinli basketbolcu Yao Ming, Oscar ödüllü aktör Tom Hanks ve çok daha fazlası koleksiyonunuza dâhil olmayı bekliyor!
HARİKA AYAKKABILAR
SIMPSONS LEGO The Simpsons Lego setini size daha önceki haberlerimizde duyurmuştuk. Homer Simpson ve ailesinin evini odanıza taşıyan Lego seti, geçtiğimiz Eylül ayında piyasaya çıktı. Yetmedi, Lego firması yeni The Simpsons setlerinin ise çok kısa süre sonra tanıtılacağını duyurdu. Springfield şehrinin tüm kahramanları yakında sonra kendi Lego setlerine kavuşacaklar. Lego’nun video oyunları da artık meşhur bildiğiniz gibi. Hal böyleyken The Simpsons Lego video oyununa dair dedikodular da kulağımıza geliyor, müjdemizi isteriz!
ÜNLÜ OYUNCAKLAR The Simpsons, 25 yıllık geçmişi boyunca pek çok ünlü konuğu da ağırladı. Müzik grupları, aktörler, yazarlar, sporcular ve daha pek çok ünlü Springfield şehrinde türlü maceralara katıldı. İşte bu isimlerden en çok ilgiyi görenler The Simpsons’ın 25. yıla özel oyuncak setlerinde ölümsüzleştiler! Kimler yok ki bu ünlü figürler arasında? Playboy dergisinin sahibi Hugh Hefner, gelmiş geçmiş en büyük
Bu özel yıla uygun bir giyim kuşam serisi olmaması düşünülemezdi elbette. Converse firmasının hem büyüklere hem de çocuklara özel olarak ürettiği bu seride Homer, Marge, Lisa, Bart ve Maggie ayakkabılarınızı süsleyecekler. Çizgi dizideki en komik halleriyle ayakkabılarda yer alan karakterlerin her birinin dizaynı oldukça şık ve eğlenceli gözüküyor. Aynı zamanda bu yıla özel üretilen tasarım tişörtler de The Simpsons’ın resmi sayfasından satın alınabilir.
MAKYAJ SETİ Artık makyajınızı tazelerken asla yalnız kalmayacaksınız. Mavi kabarık saçları ve kendine özgü stili ile özverili anne Marge Simpson, her zaman yanınızda olacak. Ünlü makyaj markası Mac’in The Simpsons ile yaptığı işbirliği çerçevesinde ortaya çıkan koleksiyon, makyaj çantanızı renklendirmeye hazır. Canlı tonlardaki far paletlerinden allığa, takma kirpikten rimele kadar 10 farklı parça içeren koleksiyondaki ürünlerin ambalajları karşı koyulamayacak kadar sevimli.
10
ARALIK 2014
SARI BİR DÜNYA Her yeni The Simpsons sezonuyla birlikte aslında televizyon tarihine de tanıklık etme şansını yakalıyoruz. The Simpsons tüm zamanların en uzun süren Amerikan sit-com’u ve animasyon programı. Bugüne dek 31 adet Emmy ödülü kazanabilmiş başka animasyon program yok. Tam 26 sezon ve 559 bölümden oluşan The Simpsons efsanesi yayınlanmaya devam ettikçe kendi rekorlarını da kıracak gibi gözüküyor. Geçtiğimiz yıl FXX adlı Amerikan kablolu yayın şirketine tam 750 milyon dolarlık bir anlaşmayla transfer olan dizi, dünya televizyon yayınları arasındaki transfer rekorunu da elde etmiş oldu. Bu transfer şerefine FXX, tam 12 gün boyunca yayınlanmış tüm the Simpsons bölümlerini baştan oynattı ve bu 12 günlük süreçte yakaladığı izlenme oranıyla Amerikan kablolu yayın ağında en fazla rating alan tekrar bölüm yayını unvanının da sahibi oldu. FXX, üyelerine teşekkür amacıyla tüm The Simpsons bölümlerini bir mobil uygulamada topladı. Maalesef uygulamayı ülkemizden satın almak mümkün
değil. Ama bizi Amerika’dan ya da Kanada’dan takip eden okurlarımız varsa bu uygulamayı sakın kaçırmasınlar.
25. YIL KUTLAMASI The Simpsons’ın 25. yıl kutlaması ise Eylül ayında Los Angeles’ın ünlü konser arenası Hollywood Bowl’da düzenlenen özel bir gecede gerçekleşti. Çizgi dizinin tüm seslendirme kadrosu ve yaratıcılarının hazır bulunduğu gecede pek çok önemli konuk da sahne aldı. Amerika’nın en önemli parodipop şarkıcısı Weird Al Yankovic, dünyanın en önemli film müziği bestecilerinden Hans Zimmer ve Amerikan televizyonlarının en başarılı talk şov sunucularından Conan O’Brien
geceye renk katan ünlü konuklardan yalnızca bazılarıydı. Gecenin müziklerini Hollywood Bowl Orchestra icra ederken, vokalleri de Gay Men’s Chorus of Los Angeles korosu üstlendi. Gece boyunca hem The Simpsons tarihinden özel anlar dev ekranlara yansıtıldı, hem de Hollywood Bowl’un sahne dekoru yirmi beş yılın öne çıkan temalarına uygun olarak sürekli yenilendi. The Simpsons’ın şöhret ve görkemine eşdeğer bu konserin görüntüleri dizinin yirmi beşinci yılına özel DVD setinde yer alacak. Ülkemizde de oldukça sadık bir izleyici kitlesi olan The Simpsons’ın yeni sezonu CNBC-e kanalında Perşembe akşamları saat 20:00’de yayınlanıyor. Eski sezonlar ise hafta içi her gün 2 bölüm art arda FX’te.
25 YILA DAMGA VURAN AÇILIŞLAR BANKSY Dünyanın en önemli grafiti sanatçılarından olan ve gezegenin dört bir yanında muazzam eserlere imza atan Banksy’nin tasarladığı The Simpsons açılışı yayımlandığı dönemde infial yaratmıştı. Gayet normal gözüken bu açılış sekansı kısa süre sonra Asya’daki çocuk işçilerin istismarına dikkat çeken bir “kamu spotu” havasına bürünüyordu. The Simpsons ekibi kadar, bu açılışın yayımlanmasına müsaade eden 20th Century Fox da dünya çapında takdir toplamıştı.
GAME OF THRONES Game of Thrones, son yılların en beğenilen fantastik dizilerinden biri şüphesiz. Haliyle The Simpsons’ın açılış sekanslarından birinde bu dizi kullanılması kimse için sürpriz olmadı. Springfield’ın devasa bir Westeros haritasına dönüştüğü açılış, hem The Simpsons hem de Game of Thrones hayranlarından oldukça beğeni topladı. Gelen olumlu tepkilerden cesaret alan yapımcılar Game of Thrones–The Simpsons ortak bölümünün yapılabileceğinin de sinyalini verdiler.
GUILLERMO DEL TORO The Simpsons’ın geleneksel cadılar bayramı bölümü olan Treehouse of Horror’ın 2013
yılında yayımlanan bölümünün açılışını konuk yönetmen olarak Guillermo Del Toro tasarlamıştı. Kendisinin fantastik sinemaya katkılarından bahsetmemize gerek yok elbette, ancak Del Toro bu muhteşem açılış sekansında kendini bile aşmıştı. Korku temalı sinema ve edebiyat klasiklerine o kadar çok gönderme vardı ki, her birini ilk izleyişte fark edemeyeceğinize bahse gireriz!
THE HOBBIT Peter Jackson’ın Orta Dünya’ya dönüşü The Simpsons tarafından da kutlanmıştı. Hobbit’ler, Gandalf, Smaug, Gollum, dağ troll’leri ve hayaletler birer Springfield karakteri olarak bu açılışa renk katıyorlardı. Simpsons bölümlerinde bugüne dek pek çok sinema klasiğine gönderme izledik ancak Hobbit belki de bunların en başarılısı oldu. Hazır Hobbit üçlemesinin son filmine de gün sayıyorken bu şahane Simpsons açılışını sık sık izlemekte fayda var!
MIYAZAKI Japon anime kültürünün mihenk taşı olan ve bu kültürün kitlelere yayılmasındaki en önemli isimdi Hayao Miyazaki. Büyük ustanın 2013 yılında emekli olacağını açıklaması tüm dünyada üzüntüyle karşılanmıştı. 73 yaşındaki Miyazaki’nin, genç sanatçıların önünü açmak adına emekliliği seçme kararına The Simpsons da muhteşem bir açılış sekansı hazırlayarak saygı duruşunda bulunmuştu.
yeni i20 postkolik 20_31.pdf
1
21.11.2014
15:50
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Onu gördüğünde kalbinin sesini dinle. Sana anlatacak çok şeyi olacak.
yenihyundaii20.com
facebook.com/hyundaiturkiye
twitter.com/hyundaiturkiye
instagram.com/hyundaitr
Yeni i20’nin ortalama yakıt tüketimi 3,9-6,7 lt/100 km ve CO2 emisyonu 102-155 g/km arasında değişmektedir.
12
ARALIK 2014
BİR ORTAÇAĞ RÜYASI: BRUGGE Ortaçağ havasını içinize çekip masalsı günler geçirmek istiyorsanız aradığınız yer Brugge olabilir. İşte Postkolik yazarı Eda Yenivatan’ın kaleminden Belçika’nın rüya kenti Brugge ve bu zaman makinesi misali şehirde yapabilecekleriniz.
“Uyanık olduğumu biliyorum; ama kendimi bir rüyadaymışım gibi hissediyorum”
Ö
lmeden önce görmeniz gereken yerler listesinin incisi, çarpıcı güzellikteki Brugge kenti, “In Bruges” filminde böyle tarif edilir. Filmde izlediğiniz bu büyülü Ortaçağ kentini dünya gözüyle gördüğünüzde ise, bu şehrin neden böyle tarif edildiğini bir anda anlayıverirsiniz. Bir düşünün, şehirdeki her şey Ortaçağ’dan kalmış. Dolayısıyla kente gotik bir hava hâkim. Bu dramatik havaya yüksek dozda romantizm katan su kanalları, birçok yerde şehrin içine doğru sızıyor. Film setini andıran
KÜÇÜCÜK BİR ŞEHİR! Brugge’e Brüksel’den bir saatlik tren yolculuğu ile ulaşılıyor. Hızlı trenlerle yapılan bu yolculuk gayet keyifli; üstelik yol boyu da birçok sevimli Belçika kasabasını görme şansınız oluyor. Brugge’e vardığınızda kent merkezine gitmek için taksi ya da otobüsü tercih edebilirsiniz. Hatta çok valiziniz yoksa merkeze yürüyerek de ulaşmak mümkün. Brugge küçük bir şehir. Dolayısıyla bu tarihi kenti yalnızca bir gün ayırarak bir kaç kez gezme şansınız olabilir. Şehri keşfetmek için her biri birbirinden keyifli bir kaç alternatif var. Kenti yürüyerek, bisikletle ya da kanallar boyunca düzenlenen tekne turlarına katılarak gezmek keyfinize kalmış. Ama vaktiniz varsa biz üçünü de deneyin deriz çünkü her birinin keyfi bambaşka!
ÇİKOLATAAAAAA! Eda Yenivatan
binaların güzelliğine mi baksam, yoksa nehirdeki yansımalarını mı izlesem derken, burnunuza muazzam çikolata kokuları geliyor. Çikolatanın izini sürmek için daracık Arnavut kaldırımlı sokaklardan ve Brugge’e adını veren köprülerden geçiyorsunuz (Brugge Flamanca köprü demek). Sonra karşınıza aniden at arabaları ve pek çok başka geçmiş zaman unsuru çıkıyor. Tüm bunları gördükten sonra ya zamanda yolculuk yaptığınıza inanıyorsunuz ya da bir rüyada olduğunuza! Brugge masalsı bileşenleri sayesinde ayarlarınızla oynuyor, sizi şehri gezerken ara ara gözünüzü kapatıp açarak rüyada olup olmadığınızı yoklamaya sevk ediyor.
Öncelikle tüm kenti bir yürümeli, ruhunu hissetmeli, karşınıza çıkacak sevimli kafe ve dükkânlara girip tadını çıkarmalısınız. Romantik sokaklarında kaybolmalı, çikolata kokusunu takip ederek hayatınızda yiyeceğiniz en güzel waffle’ları denemelisiniz. Mutluluk hormonunuzu tavan seviyeye getirecek butik çikolata mağazalarına girip ev yapımı ürünlerden tatmalı, hatta bağımlılık yapması muhtemel bu çikolatalardan mümkün olduğunca satın almalısınız. Sayabileceğinizden de çok çikolata mağazası olması bu konuda aklınızı biraz karıştırabilir. Bu noktada size çıtayı çok yukarılara taşımış bir öneride bulunmak isteriz: Pur Chocolat. Brugge’ün yerlisi bir ailenin işlettiği bu dükkânda yediğiniz kahveli truffe’ler, Brugge’e yeniden gelme sebebiniz olabilecek kadar lezzetli!
13
ARALIK 2014
ORTAÇAĞ RUHU Brugge’ün en ilgi çeken yerlerinden biri şüphesiz ki Markt Meydanı. Her daim turist kaynayan bu meydanda, kente yukarıdan bakıp Ortaçağ ruhunu bir de kuşbakışı deneyimleyebileceğiniz meşhur Belfort saat kulesi bulunuyor. Kulenin tepesine vardığınızda nefesinizi kesen manzaranın güzelliği mi, yoksa çıktığınız 365 basamak mı bilemiyor, ama kuleden mutlu mesut ve büyülenmiş olarak ayrılıyorsunuz. Biraz da Ortaçağ’ın ruhani havasını solumak isterseniz, rotanızı şehrin en görkemli yapılarından Church of Our Lady Kilisesi’ne çevirebilirsiniz. Burada Michelangelo’nun ünlü Madonna and Child heykelini görebilir, kilisenin bahçesindeki kanalın kenarında oturup sokak sanatçılarının keman ezgileriyle kendinizden geçebilirsiniz. Brugge’de atlamamanız gereken bir diğer dini yapı da Holy Blood Bazilikası. İç mekânı inanılmaz etkileyicilikte olan bu bazilikanın en önemli özelliği, İsa’nın kanı olduğuna inanılan kutsal kanın sergilenmesi. Turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bu yapıyı da gezdikten sonra, Brugge’de görülecekler listenize bir çentik daha atmak için istikamet Avrupa’nın ilk hastanesi olan Sint Janshospitaal! 11.yy’da yapılmış olan bu Ortaçağ hastanesini deneyimlemek için 8 Euro’luk giriş ücretini ödemeniz yeterli. Bir de o dönemlerde zenginlerin nasıl bir hayat yaşadığını merak ediyorsanız, The Gruuthusemuseum’a uğramadan geçmeyin. Müzede Ortaçağ’da yaşayan varlıklı bir ailenin ev yaşantısını görebilir, gündelik eşyalarını inceleyebilirsiniz. Brugge’deki bir diğer önemli mekân ise, ismini ünlü Flaman ressam J. Van Eyck’ten alan şahane meydan. Alabildiğine keyifli kafelerin olduğunu bu meydanda Van Eyck’in heykeline bir selam çakıp sanatçının eserlerinin sergilendiği Belçika’nın en önemli güzel sanatlar galerisi olan Groeningemuseum’ı ziyaret edebilirsiniz.
HUZURA DOYMAK Tüm bu tarihi mekânları gezip Ortaçağ havasını soluduktan sonra yapılacak en güzel şey kendinizi Brugge’ün romantik parkı Minnewater’a atmak. Yeşile doymuş bu alanda göle yansıyan şatonun güzelliğine şaşırıp sakin sularda süzülen kuğuları izleyerek huzurdan ölebilirsiniz. Kendinizi büyüleyici doğanın kollarına bırakmanın dayanılmaz hafifliğiyle Minnewater’a veda edip hemen yanı başındaki Beginjhof’u ziyaret edin. Günümüzde rahibe manastırı olarak kullanılan bu yapının akıllara zarar bir bahçesi var. Sıra sıra dev ağaçlarla dolu bu bahçede her yere ‘sessiz olun’ tabelaları asılmış olduğundan çıt çıkmıyor. Fonda rüzgâr sesi varken ağaçlar arasındaki bembeyaz manastırı karşınızda görünce, Brugge’ün başka bir masalsı yüzüyle tanışıyorsunuz.
GECE KEŞİFLERİ Brugge kentini keşfetmek için en güzel alternatiflerden biri de bisiklet! Henüz bisikletle bu şehrin tadını çıkarmadıysanız, üzgünüz ama hala fazla turist sayılırsınız. Turist havasından sıyrılmak için yapmanız gereken tek şey 12 Euro verip tüm gün sizin olacak bir bisiklet kiralamak ve bu rüya kentte bir gece sürüşüne çıkmak. Gündüz bütün görkemiyle duran şehrin enfes gotik yapılarını bir de ay ışığında görün! Her biri aydınlatılmış bu binaları izleye izleye ve kanal kenarlarından kıvrıla kıvrıla geçmiş zamana doğru pedal çevirdiniz mi, işte artık gerçek bir Brugge yerlisisiniz. Hele bir de geceleyin
bisikletle kilise bahçelerine daldıysanız artık sizden Brugge’lüsü yok! Brugge küçük bir şehir olduğu için, çoğu zaman insanların günübirlik uğradığı bir durak aslında. Bu yüzden güneş battı mı Brugge’e acayip bir sessizlik çöküyor. Turist tayfasından kalanlar geceleri Markt meydanında takılmayı tercih ediyor. Onun dışındaki tüm sokaklar oldukça sakin. Özellikle kanal kenarlarında insana pek rastlanmıyor. O kadar ki sevgiliniz “Senin için kanal kapattım!” dese inanabilirsiniz. Ama Brugge’de yaşayacağınız en güzel anlar da kuşkusuz terkedilmiş gibi duran bu Ortaçağ kentinde yapacağınız gece keşifleri...
ROMANTİK OTELLER Brugge’de yapılacaklar bitmez... Tüm bu önerilerimizin yanı sıra tekneyle şahane bir kanal turuna çıkabilir, Brugs Beertje’de hayatınızın en güzel biralarını içebilir, birçok efsane restoranda Belçika’nın ünlü beyaz şarapta pişirilmiş midyelerini deneyebilirsiniz. Bütün bunları yapmak için Brugge’de en az bir gece kalmalısınız. Peki nerede? Birbirinden ilginç birçok alternatif var; ama şüphesiz ki en can alıcı seçenek Relais Bourgondish Cruyce Hotel. “In Bruges” filminin de çekildiği bu otel, Brugge’de görülebilecek en muhteşem kanal manzarasına sahip olduğu için Avrupa’nın en romantik otellerinden biri seçilmiş. Brugge’e yazın gitmek isteyenlere, çok tercih edilen bu otelde yer bulmak için erken davranmalarını, süper bir deneyim yaşayacakları bu fırsatı ıskalamamalarını öneririz.
16
ARALIK 2014
BEŞ YILLIK SÜPER KALKINMA PLANI Marvel geçtiğimiz ay sürpriz bir şekilde düzenlediği konferansta beş yıllık devasa sinema planını açıkladı. Bu ay Postkolik ekibi olarak bu kalabalık süper kahraman kadrosunu mercek altına almaya karar verdik. Heyecan dorukta! n Erdem Tatar
M
arvel çizgi roman şirketinin film stüdyosu, Ekim ayının son haftasında Los Angeles’ın kült sinema salonu El Capitan’da düzenlenen sürpriz bir konferansta yepyeni projelerini tanıttı. Firmanın başındaki isim Kevin Feige’nin tanıtımını bizzat yaptığı projelerden bazılarına aşinaydık; fakat birkaç yeni haber hepimizin dudağını uçuklatacak nitelikte… 2015-2019 yılları arasında gösterime girecek tüm Marvel Studios projelerini vizyona giriş sırasına göre sizler için mercek altına aldık. Bu sayede hem kendi Marvel takviminizi tutabilecek, hem de gelecek filmlere dair geniş çaplı fikir sahibi olabileceksiniz!
AVENGERS: AGE OF ULTRON (1 MAYIS 2015) Tüm zamanların en yüksek üçüncü gişe hasılatını yapmış olan “Avengers”, sonunda merakla beklenen ikinci filmiyle sinema salonlarına dönüyor. Filmin fragmanı yayımlandığı gün tam on iki milyon kez izlenerek tekrarı zor bir rekora imza atmıştı; belli ki gişe grafiği de bu başarıya eşdeğer olacak.
“Avengers” adlı süper kahraman takımımızın sevilen kadrosu bu filmde de değişmiyor: Captain America, Iron Man, Thor, Hulk, Hawkeye ve Black Widow kadrodaki yerlerini koruyorlar. Ancak bu filmde karşılarında hem Ultron hem de Quicksilver & Scarlet Witch kardeşler yer alıyor. Ekibimize katılacak sürpriz isim ise Paul Bettany tarafından canlandırılacak olan Vision adlı karakter. Yönetmen koltuğunda yeniden Joss Whedon’ın oturacağı bu film, Marvel sinema evreninin tüm düzenini baştan yaratacak.
tanıdığımız Paul Rudd’un ilk dev bütçeli Hollywood filmi, Ant-man adlı bir süper kahramana dönüşmesini konu alacak. Kendisine akıl hocalığı yapan orijinal Antman’i ise Michael Douglas canlandırıyor!
CAPTAIN AMERICA: CIVIL WAR (6 MAYIS 2016)
ANT-MAN (17 TEMMUZ 2015) Bir karınca boyutlarına kadar küçülebilen, böceklere hükmedebilen ve süper insan güçlerine sahip gözü pek bir hırsızdan kahraman olur mu? Peki kendisini eğitecek hafif çılgın bir dâhiyi de hikayeye eklersek sonuç ne olur? Komedi filmlerinden
“Avengers” filmi sonrası Marvel sinema evreninde değişecek olan dengeler Captain America ve Iron Man’i karşı karşıya getirecek. Amerikan hükümetinin süper kahramanlar üzerinde kurmak istediği baskının iki zıt kutbuna liderlik edecek olan kahramanlarımızın mücadelesi devasa bir savaşa sahne olacak. Bu film aynı zamanda yepyeni bir karakter olan Black Panther’ın da tanıtılacağı film olacak. “Civil War”dan sonra Iron Man ve Captain America’nın ilişkisindeki gedik kapanmayacak boyuta gelebilir!
17
ARALIK 2014 Avrupa mitolojisinde “kıyamet” anlamına geliyor. Thor ve çevresindeki pek çok karakterin hayatı belli ki tehlikede! Thor kadar sinemaseverlerin bağrına bastığı kötü kardeş Loki’nin de kaderi oldukça merak ediliyor. İlk Avengers filminden beri adı sürekli geçen Thanos’un bu filmin konu alacağı felaket senaryosunda parmağı olacağı öngörülmekte. Kendisinden sonra gelecek filmleri doğrudan etkilemesine kesin gözüyle bakılan “Thor: Ragnarok”, kahramanlarımızın tepesine Mjolnir çekici gibi ineceğe benziyor.
DOCTOR STRANGE (4 KASIM 2016) Süper güçlere, devasa zırhlara ve mitolojik karakterlere alışığız. Peki ya büyüye? Doctor Strange’in Marvel evrenindeki metafizik maceraların başlangıç noktası olacağını müjdeleyelim. Farklı boyutlar ve paralel evrenler arasında yaşanacak çılgınlıklar bizleri bekliyor. Doctor Strange karakterini beyazperdede canlandıracağı söylenen pek çok ünlü aktörün arasından sıyrılacak ismin Benedict Cumberbatch olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Sherlock, Khan ve Smaug gibi pek çok başarılı karaktere can veren İngiliz aktör, eminiz Doctor Strange karakterini de üst düzey performansı sayesinde layığıyla sırtlayacak.
GUARDIANS OF THE GALAXY 2 (5 MAYIS 2017) 2014 yılının en çok beğenilen filmlerinden biriydi “Guardians of the Galaxy”. Eğer vizyonda ıskaladıysanız mutlaka DVD formatında bir şans verin, pişman olmazsınız. Marvel Studios yönetimini bile şaşırtan başarısıyla dikkat çeken yapım, oldukça tuhaf bir uzay çetesinin maceralarını konu alıyor. Star-Lord, Gamora, Drax, Rocket Racoon ve Groot’tan oluşan ekibimiz 2017 yılında galaksinin altını üstüne getirmeye devam edecek. Bu filmde yaşananlar, gardiyanların dünyaya dönüş yoluna çıkmalarına vesile olacak.
THOR: RAGNAROK (28 TEMMUZ 2017) Marvel sinema evreninde büyük kırılmalar bu filmle devam edecek. Ragnarok, Thor karakteri yaratılırken ilham alınan Kuzey
filmleri listesinde “Avatar”ı bile zorlayacak gibi duruyor.
CAPTAIN MARVEL (6 TEMMUZ 2018) Marvel Studios yıllardır çizgi roman hayranlarının kadın karakter başrollü bir film beklediğinin farkına varmış sonunda. Biz kendilerinden bir “Black Widow” filmi bekliyorduk ancak Kevin Feige’nin yaptığı açıklamaya göre bu karaktere özel bir film çekilme ihtimali yok denecek kadar az. Yine de Marvel Studios ilk kadın süper kahraman filminin müjdesini verdi. “Captain Marvel” 2018 yılında uzaydaki Marvel karakterleriyle dünyadakiler arasında eksik olan bağı kuracak. Marvel geçtiğimiz ay Jessica Chastain ile bu rol için görüştüğünü duyurdu ancak taraflar henüz kesin bir anlaşmaya varabilmiş değil.
BLACK PANTHER (3 KASIM 2017) “Captain America: Civil War” filminde tanıtılacak olan Black Panther, kendi filmiyle arz-ı endam etmese şaşardık. Bu karakter adeta Marvel evreninin Batman’i… Wakanda adlı ülkenin kralı ve ucu bucağı olmayan bir servete sahip donanımlı bir bilim adamı olan Black Panther eminiz sinemaseverlerin çok ilgisini çekecek. Çizgi romanlarda aynı zamanda voodoo güçleri olan ve ölüler alemiyle de iletişim kurabilen kahramanımızı beyazperdede Chadwick Boseman canlandıracak. Oldukça yetenekli bir oyuncu olan Boseman’ı “42” ve “Get On Up” adlı filmlerde seyredebilirsiniz.
AVENGERS: INFINITY WAR PART 1 (4 MAYIS 2018) Marvel en büyük kozunu finale saklamış durumda. Avengers ve diğer Marvel Studios kahramanlarının neredeyse tamamının yer alacağı devasa final mücadelesi vizyona iki film halinde girecek. Joss Whedon’ın çekeceği son Avengers filmleri olacağı öngörülen bu iki film, Thanos’un resmen terör estireceği bir görsel şölen sunacak. Marvel çizgi romanlarının en sevilen serilerinden “The Infinity Gauntlet”ı konu alacak olan filmin ilkinde dünyalı süper kahramanların mücadele vereceği, ikinci filmdeyse galaksinin uzak köşelerinden gelecek destek kuvvetlerinden yardım alacakları konuşuluyor. “Avengers: Infinity War” tüm zamanların en çok izlenen
INHUMANS (2 KASIM 2018) Marvel çizgi romanlarının en tuhaf ekiplerindendir Inhumans. Ayın karanlık yüzünde yaşayan soylu bir süper ailenin üyelerinden oluşan Inhumans, uzaydaki tuhaf enerji bulutlarına maruz kalarak mutasyona uğramış karakterlerdir. X-Men karakterlerinin sinema hakları 20th Century Fox şirketinde olduğu için Marvel Studios son “Avengers” filminin destek kuvveti olarak “Inhumans”ı seçti. Umarız çizgi romanlardaki hikayelerinden ziyade Marvel sinema evrenine kolayca entegre olabilecekleri yepyeni bir hikayeyle tanıtılırlar.
AVENGERS: INFINITY WAR PART 2 (3 MAYIS 2019) Süper dananın kuyruğu bu filmde kopacak! Süper kahramanların hem dünyayı hem de galaksiyi kurtarmak adına Thanos’a karşı verecekleri mücadele kaderlerini belirleyecek. Filmin ilk yarısıyla birleştiğinde toplam altı saat sürecek bir epik sinema şaheseri izleyeceğimizi vadediyor Kevin Feige. Bu filmin bir diğer önemli özelliğiyse Mevcut Marvel sinema evreninin son halkası olması. Bu filmden sonra Marvel Studios hem yeni kahramanlarla hem de yeni oyuncularla yola devam edecek zira mevcut kadronun tamamının kontratları bu filmle sonra eriyor. Beş yıllık süper kahraman karnavalının bu görkemli finalle hepimizin hafızalarına kazanacağına eminiz. Önümüzdeki yıllarda çok eğleneceğimiz garanti.
18
ARALIK 2014
İSTANBUL’UN Dünyanın neresine giderseniz gidin mutlaka bir İtalyan restoranı ile karşılaşırsınız. Bunun tesadüf olmadığı kesin! Peki her İtalyan restoranı size gerçekten o geleneksel lezzetleri sunabiliyor mu? Tabii ki hayır. İşte Postkolik ekibinin İstanbul’daki favori İtalyan restoranları. Bu öneriler damaklarınızı şenlendirecek! n Özüm Kasapoğlu (Küçük Martha)
DA MARIO İstanbul’un ilk İtalyan restoranı olarak bilinen Da Mario, 1993’ten beri hizmet veriyor. Mönüsündeki taze ev yapımı makarnalar ve odun fırınında pişen pizzalarla İtalyan Mutfağı tutkunlarına harika lezzetler sunuyor. Özellikle pizza konusunda iddialı olan Da Mario’nun Bistecca ve Valtellina isimli pizzaları favorimiz. Etiler’de çok nezih bir sokakta yer alan villa tipindeki ilk şubesinden sonra, Anadolu Yakası’ndaki misafirlerini sevindirerek Kalamış’ta da bir şubesi açılan restoranın aynı zamanda oldukça zengin bir şarap mönüsü de bulunuyor.
CARLUCCIO’S “Two Greedy Italians” isimli televizyon programından da hatırlayacağınız Antonio Carluccio’nun sahibi olduğu bu restoran zinciri geçtiğimiz yıllarda İstanbul’da da şube açarak hepimizi sevindirdi. Kanyon AVM’de ilk şubesini açan restoran, hızlı bir şekilde Nişantaşı, Çiftehavuzlar, Akasya AVM ve Göktürk’te de kendisini göstererek İstanbullu lezzet severlerin ilgi odağı oldu. Mönüde yer alan favori
lezzetlerimiz Insalata Con Manzo (bonfile dilimli salata) ve Penne Giardiniera (kızarmış ıspanak toplu penne). Tatlı olarak da orman meyveli tiramisuyu denemeden kalkmayın sakın!
söylemeliyiz. Burada yemek yediğiniz takdirde mekânın alt katında bulunan kava uğramadan da dönmemenizi tavsiye ederiz.
RISTORANTE ITALIA DI MASSIMO BOTTURA
2001 yılında ünlü İtalyan şef Rosario Costa tarafından İstanbul’da açılan bu restoran senelerdir müdavimlerine gerçek Sicilya mutfağını adeta ev sıcaklığında sunuyor. Cuma ve Cumartesi akşamları canlı İtalyan müziği de dinleyebileceğiniz mekân, bir han şeklinde tasarlanmış. Garsonları da Sicilya’nın folklorik kostümleri eşliğinde servis yapıyor. Bu mekana gidip de Sicilya usulü pizza yemeden dönmek olmaz! Ayrıca deniz mahsullü risotto da burada denenmesi gereken bir diğer lezzet!
İtalya’daki üç Michelin yıldızlı restoran Osteria Francescana’nın sahibi Masimo Bottura, Zorlu Center’da açmış olduğu Ristorante Italia ile İstanbul’da. Bottura, Osteria Francescana ile dört yıldır ‘Dünya’nın En İyi 50 Restoranı’ listesinde yer alıyor. Durum böyle olunca beklentiler de oldukça yükseliyor! Eataly İstanbul’un üst katındaki alışveriş ve restoran bölümünden bir kapıyla ayrılan Ristorante Italia’nın az sayıda masası, münferit bir terası ve gösterişli bir barı var. Dileyen misafirlerine tadım mönüsü alternatifi de sunan restoranda favori lezzetlerimiz Pasta e Fagioli (peynirli ravioli) ve Costata al Barolo (50 gün kurutulmuş Bonfile).
TRATTORIA ENZO Mehmet Gürs’ün önderliğindeki İstanbul Yiyecek İçecek Grubu (İYİG), 2014 yılının ilk çeyreğinde “Trattoria Enzo” adında yepyeni bir İtalyan restoranını İstanbul’a kazandırdı. Restoran, bizzat ürettiği taze makarnalar, farklı teknikler ile üretilen pizza çeşitleri, kullandıkları taze ürünler ve özel sofra şarapları ile öne çıkıyor. Favori lezzetlerimiz Porcini Pizza, Tavuk Milanese ve Pescatora (deniz mahsullü risotto). Tatlı olarak ise Cannoli’yi denemeyi unutmayınız!
ROSSOPOMODORO Napoli’nin geleneksel yemek ve şaraplarını, Campania bölgesinin seçkin üreticileri ve çiftliklerinden gelen ürünlerle hazırlayan Rossopomodoro, odun fırınlarının malzemelerini bile İtalya’dan getirtiyor. Üç ayda bir yeni mevsime göre menü değiştiren Rossopomodoro’nun arşivinde 500 reçete var. Her restoran menüsünü, içinde bulunduğu ülkenin yeme alışkanlıklarına ve ürünlerine göre bu 500 farklı tarif içinden seçip hazırlayabiliyor. Pizzalarını genel olarak beğendiğimizi
TRATTORIA DA ROSARIO
DA VITTORIA Paper Moon ve W’dan aşina olduğumuz Vittorio Sindoni, şimdilerde konuklarını kendi adıyla açtığı Da Vittoria’da ağırlıyor. Kırmızı et ve deniz ürünleri ağırlıklı bir mönüye sahip olan restorana, oldukça rağbet gördüğü için rezervasyonsuz gitmemenizi tavsiye ederiz. Mönüden birkaç favori lezzetimizi sayacak olursak, sizlere minestrone çorbasını, branzino all’aqua pazza’yı (cherry domates, midye ve beyaz şarap sos ile deniz levreği) ve linguine con pesce spada e melenzane’yi (kılıç balığı, patlıcan ve domates soslu linguine) önerebiliriz.
fiat_500_ailesi_ilan_4_mer_20x31cm.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
20.11.2014
15:35
20
ARALIK 2014
EN PAHALI 10 CADDE Zengin adam öyle senin benim gibi apartman dairesinde oturmuyor haliyle. Ama dünyanın en pahalı 10 caddesinden birinde oturabilmek için de paraya hiç acımayacak kadar zengin olmak gerek! İşte dünyanın en lüks 10 caddesindeki metrekare fiyatları. n Billur Somer AVENUE MONTAIGNE, PARIS Adını Fransız aydınlanma çağının en önemli isimlerinden biri olan Michel de Montaigne’den alan bu cadde, meşhur Champs-Élysées ve Place de la Concorde’a yakın bir mesafede yer alıyor. Paris moda dünyasının merkezi olan Avenue Montaigne, Louis Vuitton, Chanel, Ralph Lauren ve Bulgari gibi ünlü markaların mağazalarına da ev sahipliği yapıyor. Ayrıca ikonik Plaza Athénée otelinin de bu cadde üzerinde bulunduğunu söyleyelim. METREKARE FIYATI: $26,000
FIFTH AVENUE, NEW YORK Manhattan Adası’nın merkezinden geçen 5. Cadde, New York’un ziyaret edilmesi gereken en önemli yerlerinin başında geliyor. Empire State binası, New York Halk Kütüphanesi, Rockefeller Center ve St.Patrick’s Katedrali gibi bir çok kent simgesinin yer aldığı bu cadde, aynı zamanda oldukça fazla sayıda lüks butiğe ve çok katlı mağazaya da ev sahipliği yapıyor. Tiffany’s, Bergdorf Goodman ve Henri Bendel bu cadde üzerinde faaliyet gösteren mağazalardan sadece ikisi. Cadde üzerinde bulunan lüks apartman daireleri ve penthouselardan özellikle Central Park manzaralı olanların çok ilgi çektiğini ve yüksek fiyatlara alıcı bulduğunu söyleyelim. METREKARE FIYATI: $28,000
OSTOZHENKA, MOSKOVA Moskova’nın kalbinde konumlanmış olan Ostozhenka, Kremlin Sarayı ve Kızıl Meydan’a yürüme mesafesinde. Son dönemde gösterişli bir konut bölgesi haline gelen Ostozhenka için “Moskova’nın altın madeni” de deniyor. Ancak Ostozhenka’da yeni ve ultra modern konutlardan çok daha fazlası var. Cadde aynı zamanda 19. yüzyıl Art Nouveau mimarisinin birçok örneğini barındırıyor. Yeni ve eskinin bu ilginç karışımı, caddenin konumu ile bir araya gelince doğal olarak zengin Rusların ilgisini çeken bir hal alıyor. METREKARE FIYATI: $29,000
21
ARALIK 2014
ROMAZZINO HILL, SARDUNYA Romazzino Hill, Sardunya adasının kuzey kıyılarında yer alan Costa Smeralda’da yer alıyor ve tüm Avrupa’nın en pahalı gayrimenkullerine ev sahipliği yapıyor. Bölgedeki golf sahaları, özel jet ve helikopter pistleri ile sayısız lüks otel pek çok ultra zengini mıknatıs gibi çekiyor. Bu zenginlerin birçoğu bu bölgede ev aldığı için de fiyatlar uçmuş durumda. METREKARE FIYATI: $32,900
şehrin en popüler alışveriş ve eğlence merkezi olan Orchard Road’a yakınlığı ile de ilgi çekiyor. METREKARE FIYATI: $42,500
BOULEVARD DU GENERAL DE GAULLE, SAINT– JEAN-CAP-FERRAT
CHEMIN DE RUTH, İSVİÇRE Chemin de Ruth, Cenevre yakınlarında yer alıyor. Muhteşem taş evleri ve özel düzenlenmiş bahçeleri ile bu cadde eski Avrupa’nın çekiciliğine sahip. Buradaki evlerin birçoğu aynı zamanda Cenevre gölünün manzarasına bakıyor. Dünya Ekonomik Forumu’na da ev sahipliği yapan bölge, her sene dünyanın dört bir köşesinden önemli kişileri Davos’ta ağırlıyor ve bu durum da fiyatlara oldukça etki ediyor. METREKARE FIYATI: $37,000
Güneydoğu Fransa’da yer alan Cap Ferrat, zamanında Belçika kralı Leopold II’nin nüfuzuna sahip bir bölgeydi. Şimdi ise bütün Fransız sahillerinin en rağbet gören gayrimenkul alanı. Gösterişli malikanelere ev sahipliği yapan bölgede daha önce David Niven, Charlie Chaplin ve William Somerset Maugham gibi ünlü kişiler yaşamıştı. Şu anki sakinleri arasında ise Hollywood’un ünlü çifti Brad Pitt–Angelina Jolie ve Microsoft’un kurucu ortakları bulunuyor. METREKARE FIYATI: $79,000
POLLOCK’S PATH, THE PEAK, HONG KONG
AVENUE PRINCESSE GRACE, MONAKO
PATERSON HILL, SİNGAPUR Singapur’un güneyinde bulunan Paterson Hill, Doğu Asya’nın en zengin ve başarılı dört bölgesinden biri olarak bilinir. Limitli konut alanı ve en zengin dört bölgeden biri olması sebebiyle, gayrimenkul fiyatları da tavan yapmış. Patterson Hill’deki en önemli konut projesi olan The Marq bu sene içerisinde açıldı. The Marq,
başlanan caddede 20.yüzyıl ortalarında gayrimenkul fiyatları o kadar çok arttı ki, o dönemde çoğu konut farklı ülkelerin büyükelçilerine kiralandı. Son 30-40 yıldır ise milyarderler bu bölgede tekrardan konut satın almaya başladı. Bugünlerde en büyük malikaneler İsrail ve Finlandiya gibi büyükelçiliklere ve dünyanın en zenginleri olarak bilinen insanlarına ait. METREKARE FIYATI: $107,000
Monako dendiğinde herkesin aklına ilk olarak lüks ve şatafatlı bir yaşam tarzı gelir. Tahmin edersiniz ki dünyaca ünlü süper zenginlerin boş vakitlerini geçirdiği Monako’da, Akdeniz’i ve muhteşem plajları gören bir yer satın almak hiç de kolay değil. Her yıl düzenlenen Boat Show ve Formula One Grand Prix de gayrimenkul fiyatlarının artmasındaki diğer etkenlerden. METREKARE FIYATI: $86,000
KENSINGTON PALACE GARDENS, LONDRA Londra’daki Kensington Palace Gardens’ın Avrupa’nın en pahalı ve ayrıcalıklı caddesi olduğunu söylemeliyiz. 1840’larda konut inşaatlarına
Dünyanın en pahalı caddesi Hong Kong’un The Peak bölgesinde yer alır ve Pollock’s Path olarak anılır. Adından da anlaşılabileceği gibi şehri yukarıdan gören bir dağın yamacında bulunan bu caddedeki evler nefes kesici bir şehir manzarasına sahip. Ülkenin en ünlü aktörleri ve en zengin bankacıları bu bölgede yaşıyor. METREKARE FIYATI: $120,000
22
ARALIK 2014
LEGO ADAM’IN KİTABI ÇIKTI! Dünyanın en ünlü lego sanatçısı olarak gösterilen Nathan Sawaya, nam-ı diğer “Lego Adam”, yaptığı birbirinden güzel heykel çalışmalarını “The Art Of The Brick: A Life In Lego” adlı yeni kitabında topladı. Biz de kendisiyle kitabı üzerine konuştuk. n Merve Akan
O
dünyanın en ünlü Lego sanatçısı... Çalışmalarıyla Lego’nun “oyuncak” algısını tamamen değiştiren Nathan, ilk Lego çalışmasını 10 yaşındayken gerçekleştirmiş. New Yorklu sanatçının ilk eseri bir köpekmiş. Eve bir köpek alabilmek için yanıp tutuşan Nathan’ın ailesi bu istediğine karşı çıkınca, bizim oğlan çareyi kendi köpeğini kendi yapmakta bulmuş. Elbette ki Nathan, 10 yaşından beri sadece Lego’yla uğraşmıyor. Sanatçının asıl mesleği avukatlık; ama o, 2004 yılında hukuk kariyerine son verip Lego sanatçısı olarak hayatına devam etmeye karar vermiş. Anlayacağımız Nathan’ın hikayesi bizimkinden birazcık farklı. Çünkü o gençlik dönemini çalışarak, olgunluk çağını ise eğlenerek geçirmeyi tercih ediyor!
Nathan Sawaya
DUYGULARINI DÖKÜYOR Nathan, dünya çapındaki ününe her ne kadar yaptığı muazzam insan figürleriyle kavuşmuş olsa da, eserleri yalnızca insan heykellerinden oluşmuyor. Çalışmalarında Lego’dan koca bir dünya, hastalıklı bir kalp ya da farklı şehirlerden simgeler görmek mümkün. Nathan birbirinden bu kadar kopuk ve farklı eserler ortaya çıkarabilmesinin nedenini ise çalışmalarında duygularından ilham almasına bağlıyor. Aşk acısı çektiği bir dönemde göğsünü açarak birinin kalbini alması için yalvaran bir adamın heykelini ya da sırf Conan O’Brien şakalarına güldüğü için Conan O’Brien’ın birebir bir figürünü yapmasının nedeni de tam olarak bahsettiği bu duygular. Zaten Nathan’ın sergilerine giden insanların Lego heykellerden bu denli etkilenmesinin sebebi de, hammaddesi en nihayetinde bir “çocuk oyuncağı” olan heykellerin bu kadar duygu yüklü olmasını beklememeleri.
Heralde yine bu sebeple olacak ki, Nathan sergilerinde yapmayı en çok sevdiği şeyin bir köşeye gizlenip insanların tepkilerini izlemek olduğunu söylüyor. Onların duygulandığını, heyecanlandığını ve çalışmalarında etkilendiğini gördüğü her an yaptığı işle gurur duyuyor.
REKORU 500 BİN PARÇA Nathan eserlerinden bazılarını birkaç saatte bitirebildiği gibi, bazen üzerine aylarca çalışması gereken heykeller yapmak için de kolları sıvayabiliyor. Fakat şöyle orta karar bir insan figürü yapması yaklaşık 3 haftalık bir süreye tekabül ediyor ve bu üç hafta boyunca yaklaşık 25 bin adet lego parçası titizlikle bir araya getiriliyor. Nathan’ın bugüne kadarki en büyük çalışması ise bir billboard olmuş. 4,5 metre yüksekliğe ve 16 metre genişliğe sahip bu billboard’u ortaya çıkarmak için tam 500 bin adet Lego kullanılmış! Yazımızın esas konusu olan Kasım ayı çıkışlı “The Art Of The Brick: A Life In Lego” adlı
kitap ise, işte Nathan’ın bu eşsiz çalışmalarının hikayesini anlatıyor. Sanatçı nereden ilham aldığını, nasıl bir ortamda çalıştığını, Lego parçalarını birleştirirken kullandığı teknikleri ve merak edilen daha bir çok başka sorunun cevabını bu kitapta açıklıyor. Üstelik pek çok nefes kesen Lego heykelin fotoğrafını içermesi bakımında da kitabın arşivlik değeri olduğunu söyleyebiliriz. Nathan, bu kitap sayesinde çığ gibi büyüyen hayran kitlesine yaptığı işi kendi ifadeleriyle anlatma fırsatı bulabildiği için ayrıca mutlu olduğunu söylüyor. Nathan bu zamana kadar Amerika’dan Singapur’a, Avustralya’dan Belçika’ya kadar bir sürü ülkede farklı sergilerde boy göstermiş. Sanatçının takvimi önümüzdeki yıl da baya bir dolu. Bu yılın son sergisi ise Cape Town’un Waterfront bölgesinde bulunan V&A alışveriş merkezinin galerisinde gerçekleşecek.
h E RyE R D E
hERZAMAN TEK MONT T Ü M K O S¸ U L L A R D A S U N D U G U E S¸ S I Z I S I P E R F O R M A N S I I L E Ç I G I R A Ç A N T h E R M O b A L L™ h A K K I N D A D ETAyLI b I LG I I Ç I N Th E N O RTh FA C E . C O M
NEVER STOP EXPLORING AT L E T: L U C A S D E B A R I / Y E R : M I C A , B C / F O T O : A N D R E W M I L L E R
™
26
ARALIK 2014
YENİ YILIN OYUNLARI 2014’ün birbirinden güzel oyunlarla tanıştığımız efsane bir yıl olduğunu inkar etmeyeceğiz; ama siz bir de 2015’te çıkacak oyunlara bakın! Şimdiden uykusuz geceler için antrenman yapmalı, çünkü yeni yılda oyuna doyacağız gibi gözüküyor! WITCHER 3
THE ORDER 1886
Witcher son yılların en başarılı fantastik RPG serisi ve üçüncü oyunuyla daha önce hiç olmadığı kadar iddialı geliyor! 24 Şubat 2015 itibarıyla oynayabileceğimiz bu destansı oyun öyle devasa bir hikayeyi o kadar farklı varyasyonlarla oynatıyor ve anlatıyor ki, oyunda verdiğiniz her tepki oyunun tüm gidişatını tepetaklak ediverme gücüne sahip oluyor. Oyunun tam 36 adet farklı finali olduğunu söyleyelim de neyle karşı karşıya olduğunuza dair biraz daha net bir fikriniz olsun.
Fantastik bir Londra serüveninde yarı aksiyon, yarı survival horror tarzında bir maceraya hazır mısınız? PlayStation 4’ün en merak edilen exclusive oyunlarından “The Order 1886”, 20 Şubat’ta piyasaya çıkıyor. Kendisi yılın en heyecanlı oyunlarından olmaya aday merakla bekliyoruz.
DEAD ISLAND 2
UNCHARTED 4
İlk oyunuyla RPG ve survival horror elementlerini buluşturan, devam oyunu “Dead Island Riptide” ile yüzleri ekşitse de eğlendirmeye devam eden Dead Island serisinin ikinci oyunu yılın ikinci yarısında geliyor. Yapımcılar bu defa çok daha gelişmiş bir yapay zeka ve kendimizi sadece eldeki silahlarla değil, etraftaki her türlü alet edevatla zombilerden koruyabilmeye imkan veren geniş bir oyun dünyası vadediyor.
PlayStation’ın en önemli exclusive markalarından Uncharted da görünene göre son oyunuyla 2015’te arz-ı endam edecek. Tam adı “Uncharted 4: A Thief’s End” olan oyunun 2015’in sonunda çıkması planlanıyor. Bir başka PlayStation exclusive oyunu olan “The Last of Us”ın ekibi tarafından kotarılan Uncharted 4, daha ilk demosuyla kalplerimizin hızlı atmasına sebep oldu. Maceraperest Nathan Drake’in bu son macerası, yeni jenerasyonun ilk büyük oyunu olabilir!
THE DIVISION
RISE OF THE TOMB RAIDER
Ubisoft’un senelerdir üzerine titrediği projesi “The Division” 2015’in bombalarından biri. Taktik FPS/RPG tarzında çığır açacağına inandığımız bu iddialı yapım aynı zamanda çoklu oyuncu desteğiyle bambaşka bir maceraya dönüşebilen bir survival oyunu. Oyunda hem bilgisayarın hem de diğer oyuncuların kontrol ettiği karakterlere karşı savaşacak ve Amerika’yı düştüğü kaostan kurtarmaya çalışacaksınız.
RAINBOW SIX SIEGE 2015’in en merakla beklenen oyunlarından biri de Rainbow Six serisinin dönüşünü müjdeleyen “Siege” elbette. Takım oyunu, realist baskınlar ve stratejinin aksiyondan daha ön planda olduğu bu seri, yeni oyununda da geleneği bozmuyor ve bir mekâna bodoslama dalmadan önce oyuncuları iki defa düşünmeye mecbur kılıyor. “Rainbow Six Siege”ın grafik motorunun gerçekçi yıkım ve etkileşim maharetiyse oyun severlerin oldukça hoşuna gidecek.
Square Enix firmasının son yıllarda imza attığı en iyi işlerden biri hiç şüphesiz ki Tomb Raider’ı sıkıştığı araftan çıkarıp baştan yaratmasıydı. Mükemmel tepkiler alan ve hem önceki jenerasyon hem de yeni jenerasyon konsollarda büyük ilgi gören oyunun devamı da geliyor. 2015 yılının son günlerinde yayımlanacak olan “Rise of the Tomb Raider”, Lara Croft’un yeni maceralarına odaklanacak.
METAL GEAR SOLID V-THE PHANTOM PAIN İnanılmaz hikâyesi, sinema tadını yakalayan ve hatta aşan öyküsü, benzersiz oynanışı ve destansı sürprizleriyle her yeni “Metal Gear Solid” oyunu yepyeni bir efsanedir kendi içerisinde. Serinin her yeni yapımı gibi şimdiye dek yayımlanacak olan en iddialı oyunuyla karşı karşıyayız ve 2015’te bu benzersiz şölene dâhil olmak için sabırsızlıktan çatlamak üzereyiz!
MÜZİK A
R
A
L
I
K
2
0
1
4
AC/DC’DEN ÇALKANTILI GERİ DÖNÜŞ AC/DC hiç şüphesiz ki tüm zamanların en başarılı rock gruplarından. Dünya çapında şimdiye dek yaklaşık 200 milyon sattıklarının altını çizelim. 1980 çıkışlı albümleri “Black in Black”in 50 milyon kopya satarak tüm zamanların en çok satan beşinci albümü olduğunu da hatırlatalım. Bu yıl 40. sanat yılını deviren grubun kutlaması maalesef biraz buruk geçti. 2014 yılının ilk aylarında grubun kurucu üyesi Malcolm Young’ın demans hastalığı sebebiyle klinik tedaviye alındığı ve gruptan ayrılmak zorunda kaldığı açıklandı. AC/DC’nin sadık hayranları tarafından büyük üzüntüyle karşılanan bu haberin tek tesellisi ise Malcolm’un yeğeni Stevie Young’ın amcasının yerine gruba katılacağının açıklanmasıydı. Stevie’nin önceden de Malcolm’un hastalık nöbetleri süresince grupta yer aldığı biliniyor. Ayrıca amcasına olan şaşırtıcı benzerliğiyse Malcolm’un yokluğunun
ÇANTA MI HOPARLÖR MÜ? BANG & OLUFSEN’IN BeoPlay serisinin ilk Bluetooth hoparlörü BeoPlay A2, ses kalitesi ve tasarımıyla müzikseverler için yepyeni bir deneyim sunuyor. Danimarkalı ödüllü endüstriyel tasarımcı Cecilie Manz tarafından tasarlanan BeoPlay A2, iki sağlamlaştırılmış polimer muhafaza ve kırılmaz alüminyum dolgulu benzersiz düz tasarımıyla İskandinav zarifliğini akustik denge ve dayanıklılıkla bir araya getiriyor. BeoPlay A2’nin en önemli özelliği ise, dünyanın ilk her yöne ses çözümüne sahip düz hoparlörü Tru360 ile donatılmış olması. Gri, yeşil ve siyah renk alternatifleri olan ürünün fiyatı ise 550 Euro.
bir nebze az hissedilmesini sağlayacak kesinlikle. Tam her şey düzene girdi ve “Rock or Bust” albümü çıktı derken bu kez de AC/DC davulcusu Phil Rudd bir sabah evine yapılan ani baskınla tutuklandı. Bu baskına sebep olarak iki kişiyi öldürtmek amacıyla kiralık katil tutmak, aynı iki kişiyi öldürmekle tehdit etmek ve evinde yüksek miktarda uyuşturucu bulundurmak gibi suçlamalar gösteriliyordu. Dünya çapında infial yaratan bu haberden kısa bir süre sonra ünlü davulcu, kiralık katil tutma suçlamasından aklanarak tahliye edildi. AC/DC’nin yepyeni albümleri “Rock or Bust”ı tüm bu aksiliklere rağmen Kasım ayının son günlerinde piyasaya sürdüğünü belirtelim. Grup 41. yıl kutlamaları kapsamında devasa bir dünya turnesine çıkacağını duyurdu ancak henüz tarihler ve turnenin düzenleneceği ülkeler açıklanmadı. Umarız ülkemizde de bir konser verirler ve bir efsaneyi kariyerinin sonbaharında da olsa seyretme şansı yakalarız.
28
ARALIK 2014
KASKLAR HAZIRSA KONSER BAŞLASIN!
MÜZİĞİN GELECEĞİ: ARTIPHON
DÜNYAYI sallayan albümleri “Random Access Memories”in ardından tek bir konser bile vermemiş olan Daft Punk neyin peşinde bilemiyoruz, ancak bu çılgın ikiliyi canlı dinlemek isteyenler için bu ayın sonunda müthiş bir set piyasaya çıkacak. Daft Punk’ın bugüne dek yayımlanmış iki konser albümü “Alive 1997” ve “Alive 2007” bir arada piyasaya sürülecek. Plak formatında satışa sunulacak olan bu sette “Alive 2007” albümü beyaz renkte çift plağa, “Alive 1997” albümüyse gümüş renkte tek plağa basılı olarak yer alacak. “Alive 1997” albümünün daha önce piyasaya sürülmemiş olan Encore performansı da gri baskılı bir plakta yer alacak. Bu plağın arka yüzüyse Daft Punk’ın kendine has piramit logosuyla süslenmiş olacak. Sette aynı zamanda 52 sayfalık büyük boy bir turne kitabı, Daft Punk baskılı plak matı, turnenin VIP giriş kartının kopyası ve albümlerin download kodları yer almakta. Elektronik müzik hayranları bu seti kaçırmasınlar!
BIR alet düşünün ki resmen taşınabilir bir müzik stüdyosu… Hem gitar, hem piyano, hem bas gitar, hem keman, hem çello hem de davul! “Yok artık!” dediniz değil mi? Evet, biz de Artiphon’un adını ve yeteneklerini ilk duyduğumuzda aynen öyle demiştik. Ama birazdan okuyacaklarınız sizi bu müthiş buluşun inanılmaz detaylarıyla tanıştıracak. The Instrument 1, çoklu-müzik aleti ya da taşınabilir müzik stüdyosu olarak adlandırılabilir. Çalınan aletin türüne göre pek çok çalma pozisyonuna sahip. Nasıl mı? Gitar seçeneği açıksa gitar gibi. Keman seçeneği açıksa boynunuzda ya da piyano seçeneği açıksa kucağınızda çalabiliyorsunuz. Her alete ve tutuşa adapte edilebilen ahşap el yapımı çok özel bir tasarıma da sahip olan bu aletin beynini iPhone 5, 5S ya da beşinci nesil iPodTouch oluşturuyor. Tahminen iPhone 6 versiyonu da üretilmek üzeredir. Telefonunuza mobil müzik aplikasyonu yüklüyorsunuz, aletin üzerindeki yuvaya takıyorsunuz. Bağlantı kurulunca istediğiniz enstrümanın tuşuna getirip şarkınızı çalıyorsunuz. Çalarken ritmi loop edip başka bir müzik aletine geçiyorsunuz - mesela bas gitara - ve altyapıyı döşüyorsunuz. Bu şekilde katman katman giderek “tek kişilik dev kadro” şeklinde müziğinizi yapıp herkesin ağzını bir karış açık bırakıyorsunuz. Garageband, ProTools vb. tadında bir eklentiyle çoklu kanal kaydınızı yapıp albüme adım atmak bile mümkün! İçinde 25 wattlık entegre amfisi bulunan aletin üzerinde çok şık bir alüminyum kaplama hoparlörü de var. Bonus olarak aletin üzerinde USB, MIDI, kulaklık giriş-çıkışları da bulunuyor dersek ne dersiniz?
PLATİN BEYONCE GEÇTIĞIMIZ YIL sessiz sedasız çıkardığı kendi adını taşıyan albümüyle ortalığı birbirine katmıştı Beyoncé. Sıfır tanıtım ve medya desteğiyle piyasaya çıkan albümün tüm şarkılarına klip çeken Beyoncé, müzik dünyasında kuralları adeta baştan yazmıştı. Şimdi de “Beyoncé Platinum Edition Box Set” ile bu muazzam albümüne yeniden cila çekmeye hazırlanıyor güzel yıldız. Albümün bu yeni versiyonunda “More” adlı bir ek CD bulunuyor. İçeriğinde iki adet yeni şarkı ve dört adet remiks çalışma bulunduran More’da remikslerin altında imzası bulunan isimler Nicki Minaj, Kanye West, Pharrell ve Mr. Vegas. Albümde aynı zamanda hem video kliplerin hem de “Mrs. Carter Show World Tour”un DVD’leri yer alıyor. Bir adet fotoğraf kitabı ve 2015 Beyoncé takvimi de cabası! Daha iyi bir yeni yıl hediyesi olamazdı!
H www.artiphon.com H
29
ARALIK 2014
TAYLOR SWIFT’TEN REKOR ÜSTÜNE REKOR TAYLOR SWIFT şu an dünyanın en önemli pop yıldızlarından. Country tarzında söylediği şarkılarla başlayan kariyeri kısa süre içinde pop müzik eksenine çark etti ve güzel yıldız genç kızların hayranlık yörüngesine oturmayı böylece başardı. Geçtiğimiz ay piyasaya çıkan yepyeni albümü tam 1.200.000 kopya satarak son 12 yılın en büyük satış rakamına ulaşan albüm oldu. Dünya çapındaki satışı kısa sürede 3 milyon kopyayı geçen albümün rekor üstüne rekor kırmaya devam etmesi bekleniyor. Ülkemiz Taylor Swift’in dünya turnesi rotasında bu sefer de yer almıyor ne yazık ki. Ama her an her şey olabilir, enseyi de karartmamak lazım. Fırtınalı aşk hayatıyla dünya magazin basınının uzun süre gündeminde olan yıldızın sanatıyla da takdir görmesi eşine az rastlanır bir başarı.
PULP’I ANLAMAK
30 YILLIK YARDIM MARŞI ÜNLÜ İngiliz sanatçı Bob Geldof dünya çapında düzenlediği yardım konserleriyle tanınır. Bundan 30 sene önce bestelediği ve tüm geliri Etiyopya’daki veba hastalarına bağışlanan “Do They Know It’s Christmas?” adlı şarkısı dünya çapında infial yaratmıştı. Tamamı İngiliz sanatçılardan oluşan ünlüler korosuyla seslendirilmiş olan şarkı 30 sene sonra bu defa Ebola salgını mağdurları için yeni düzenlemesi ve yepyeni korosuyla kaydedilip bağışlar karşılığında piyasaya sürüldü. Kimler yok ki bu koroda? Jessie Ware, Robert Plant (Led Zeppelin), Bono (U2), Chris Martin (Coldplay), Sam Smith, Roger Taylor (Queen), Ellie Goulding, Underworld, Sinéad O’Connor, Bastille, Ed Sheeran, One Direction, Elbow, Rita Ora, Paloma Faith, Clean Bandit, Olly Murs, Seal, Emile Sandé… Anlayacağınız bu koronun hayranlarının yarısı şarkıyı satın alsa Afrika’da açlık biter! Bob Geldof’un bu duyarlı projesi umarız amacına ulaşır ve sanatın iyileştirici eli bir defa daha dünya hükümetlerinin yapamadığını başarır.
DİSKO KRALI GERİ DÖNÜYOR 70’LERIN ve 80’lerin en büyük tutkusuydu disko müzik. Bu tarzın kralıysa hiç şüphesiz ki İtalya’nın en ünlü prodüktörü Giorgio Moroder’dı. Büyük usta uzun yıllar inzivadaydı ancak geçtiğimiz yıl Daft Punk’ın “Random Access Memories” albümünde yer alan Giorgio By Moroder adlı şarkı sayesinde dünya, disko kralını yeniden keşfetti. Son solo albümünün üstünden 30 sene geçmişken Giorgio Moroder yepyeni bir albümle müzik piyasasına dönüyor. Albümü önümüzdeki bahar aylarında dinleyebileceğiz. “74 is the New 24” adlı albümün konuk listesi de oldukça şaşalı. Sia, Britney Spears, Kylie Minogue, Mikky Exxo, Foxes, Charli XCX şimdilik kesinleşen isimlerden sadece birkaçı. Yeni konuklar ve albüme dair detaylar elimize geçtikçe Postkolik sayfalarında duyuracağız.
PULP, İngiltere müziğinin en kült gruplarından biri. Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde de ağırladığımız bu muhteşem grup yepyeni bir belgeselin konusu oldu. 2002 yılında dağılan ve yaklaşık on sene boyunca bizi kendilerine hasret bırakan Pulp’ın 2011 yılındaki toparlanışı ve memleketleri Sheffield’da 2012 yılında verdikleri birleşme konserinin perde arkasını işleyen bu belgeselin adı “Pulp: A Film About Life, Death & Supermarkets”! Florian Habicht’in yönetmenliğini üstlendiği belgeselde Pulp üyeleri Jarvis Cocker, Nick Banks, Candida Doyle, Steve Mackey ve Mark Webber’in izlerini takip ediyoruz. Kurulduğu günden beri Pulp’ı yalnız bırakmayan azılı hayranları ve grubun doğduğu Sheffield kenti de bu belgeselin başrollerinde. Bir yandan muhteşem konserin hazırlık aşamalarını izlerken diğer yandan da Pulp hayranlarının yıllar boyunca grupla kurduğu organik ilişkiyi seyredeceğiz. Sheffield kentinin müzik piyasası da bu belgesel vesilesiyle gözler önüne serilecek. İngiltere çıkışlı en çılgın gruplardan birini daha yakından tanımak için bu müthiş fırsatı kaçırmayın!
30
ARALIK 2014
EVDE KONSER ZAMANI Konsere gitmek büyük keyif ama evinizin konforunda konser izlemenin tadı da bir başka! Sizin için 2014 yılında yayımlanan en şahane konser DVD’lerinden bir seçki yaptık. İster arşivinize ekleyin, isterseniz yılbaşında hediye alternatifi olarak değerlendirin! n Erdem Tatar PLANES, TRAINS AND ERIC Yaşayan en değerli müzisyenlerden olan Eric Clapton’ın Orta Doğu ve Uzak Doğu turnelerinde kaydedilen bu DVD klasik bir konser seyirliğinden fazlasını vadediyor. Televizyonun karşısında otururken turnenin farklı duraklarında kaydedilen on üç şarkının canlı performansını izlemenin yanı sıra Clapton’la müthiş bir yolculuğa çıkma şansını yakalıyorsunuz. Böylelikle hem gittiği yerleri görüyorsunuz hem de grubuyla yapılan röportajlar sayesinde ünlü sanatçıyı çok daha yakından tanıyorsunuz.
R40 Tüm dünyanın huzurunda saygıyla eğildiği efsane progressive rock grubu Rush, bu sene kırkıncı sanat yılını kutladı. Bu yıldönümü kutlaması elbette grubun tüm kariyerini kapsayan arşivlik bir materyal olmadan eksik kalırdı. R40 adlı bu 10 diskten oluşan DVD setinde, grubun bugüne dek yayımladığı tüm görsel arşiv oldukça uygun bir fiyata satışa sunuluyor. Sınırlı sayıda üretilen bu sete sahip olmak her rock müzik tutkununun rüyasıdır!
THE MILLION DOLLAR PIANO Elton John’un 2011 yılından beri Las Vegas’ın en şatafatlı gösteri salonlarından The Collosseum’da devam eden ve 100’ü aşkın konserle tarihe geçmesini sağlayan performansına şahit olmak için artık Nevada’ya uçmanıza gerek yok. Bu DVD’nin adına ilham veren ve tamamen interaktif şekilde konsere entegre edilen piyano tam bir sanat eseri, aynı zamanda tüm performansın da odak noktası. Elton John’un kırk yılı aşkın kariyerinin en özel şarkılarına yer veren, aynı zamanda müthiş bir görsel şovla taçlanan bu konseri ve “milyon dolarlık piyanoyu” kaçırmayın.
QUADROPHENIA: LIVE IN LONDON İngiltere dendi mi rock müzik efsaneleri birer birer üşüşür akıllara… Bu efsanelerin en önemlilerinden olan The Who, geçtiğimiz yıl çıktığı turnede efsane albümleri “Quadrophenia”yı baştan sona icra etmişti. Turnenin final konseri olan Londra ayağını kaydeden grubun bu muazzam şovunu kaçırmayın. Özellikle de konserin son bölümündeki akustik The Who hitlerine ve “Quadrophenia” konseptli görsel şova hayran kalacağınız konusunda iddialıyız.
QUEEN LIVE AT THE RAINBOW ‘74 Rock müzik denince akla gelen efsanelerden biridir İngiliz topluluk Queen. 1974 yılında yayımlanan unutulmaz albümleri “Queen II” ve “Sheer Heart Attack”in turneleri kapsamında Londra’nın efsane konser salonlarından Rainbow Theatre’da kaydedilmiş olan bu konser, grubun kuruluşunun kırkıncı yıldönümü şerefine DVD formatında restore edilerek yayımlandı. Queen efsanesinin en popüler dönemlerinden birine şahit olmak için daha güzel bir fırsat bulunamaz!
LANG LANG AT THE ROYAL ALBERT HALL Klasik müzik dünyasının yaşayan en yetenekli genç piyanistlerinden Lang Lang’ın bu muazzam performansını seyrederken gözlerinize ve kulaklarınıza inanamayacaksınız. Geçtiğimiz ay ülkemizde de kapalı gişe bir konser veren ünlü piyanistin Londra’nın en saygın konser salonu Royal Albert Hall’da imza attığı bu performans “Anlatılmaz, yaşanır!” dedikleri cinsten. Mozart, Chopin ve kendi bestelerinden oluşan repertuvarıyla Lang Lang sizi büyüleyecek.
APPETITE FOR DEMOCRACY: LIVE AT THE HARD ROCK CASINO Rock müziğin efsane gruplarından Guns N’Roses 2012 yılının Kasım ayında Las Vegas’ın ünlü mekanlarından The Joint’te muazzam konserler vermişti. Grup orijinal kadrosundan sadece Axl Rose’u barındırıyor olabilir; ancak sahne performansı konusunda kimse ellerine su dökemez! Müthiş repertuvarı ve eşdeğer kalitedeki icra performansıyla izleyenlere benzersiz bir Guns deneyimi yaşatacak bu DVD’yi mutlaka edinmelisiniz!
WHERE WE ARE THE CONCERT FILM Son yılların popüler müzikteki en büyük fenomenlerinden olan One Direction, yepyeni bir konser filmi deneyimiyle arşivlere girmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz yaz Milano’daki San Siro Stadyumu’nda verdikleri konser bu DVD’nin müzik kısmını oluşturuyor. Fakat esas ilgi çeken nokta grubun dünya turnesi boyunca kaydettiği ve bu konserle eş zamanlı olarak izlenen turistik görüntüler. Tabii sadece konseri izlemek isteyenler için o seçenek de mevcut ancak bu mini dünya turu değme gezi programlarına taş çıkaracak cinsten! Son yılların müzik ikonlarıyla seyahate çıkmaya hazır mısınız?
zipcar ilan6.pdf
6
11.11.2014
17:24
癟ok yak覺nda!
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
32
ARALIK 2014
BERLIN’İ EĞLENDİREN KIZ Doğu müziğini club ve elektronikle birleştirip meşhur Gayhane partileri ile Berlinlileri sabaha kadar coşturan İpek İpekçioğlu’nu geçtiğimiz ay İstanbul’da yakaladık. Biz de bu fırsatı kaçırmayıp kendisine merak ettiklerimizi sorduk. İşte Bavul Çocuk’un öyküsü. n Merve Akan
B
iyiden iyiye gönül verdiği DJ’likle yoluna devam etmeye karar vermiş. Berlin gecelerinde çaldığı politik, feminist, göçmen temalı dayanışma partileri sayesinde ismi iyiden iyiye eğlence camiasında duyulmaya başlamış ve İpek festivallerden festivallere, turnelerden turnelere koşturmuş. 1998’de ise meşhur Gayhane macerası başlamış. Halen Gayhane performanslarına devam eden İpek, “Ben Gayhane’de büyüdüm, Gayhane de benle büyüdü” diyerek mekanın kendisi için neler ifade ettiğinin altını her fırsatta çiziyor.
erlin bu yıl İstanbul ile kardeş şehir olmasının 25. yılını kutluyor. İstanbul ve Berlin, 25 yıllık beraberliklerini 13-16 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen “Berlin Meets Istanbul” kapsamında pek çok farklı etkinlikle kutladı. Bu etkinlikler kapsamında Türkiye’ye gelen isimlerden biri de İpek İpekoğlu’ydu. Berlin gibi eğlencenin patlama yaptığı bir şehirde ‘Berlin’i eğlendiren kız’ olarak tanınan DJ İpek, 14 Kasım’da KargArt’da, 15 Kasım’da ise Wake Up Call’da Türk hayranlarıyla buluştu. Bizde bu vesileyle İstanbul’da yakaladığımız DJ İpek ile bir araya geldik.
BAVUL ÇOCUK İpek, kendisini tanımlamak için “dünya vatandaşı” ve “bavul çocuk” benzeri terimler kullanıyor. Bunun nedeni hayatının Almanya, Türkiye ve bir dönem de İngiltere’de geçmiş olması. Farklı ülkelerde büyümesinin dünya görüşünün gelişmesindeki katkısı bir yana, son derece düzgün kullandığı Türkçesi, aldığı sosyal pedagoji ve hukuk eğitimleri ile de dopdolu bir profil çiziyor. Hem müziği hem de sosyal duruşu sebebiyle de kesinlikle tanınmaya değer bir kişilik. İpek’in DJ’lik macerası tamamen arkadaş ısrarıyla başlamış. 1994’de takıldığı SO36 adlı kulüpte çalışan bir arkadaşı, bir gece performansı sırasında İpek’ten kabine geçip kalabalığı coşturmasını isteyince İpek, “Ben anlamam
KENDİ MÜZİĞİ İÇİN KULÜBE DJ’likten. Tamam partilere gelip istek filan yapıyoruz ama bu farklı. Zaten evde de kaset olarak bi Mezdeke, bi Sezen Aksu var, olmaz o iş!” diye diretmiş. Ne var ki, hatun doğal yetenek. Kabine bir geçmiş, pir geçmiş ve o gece SO36 en eğlenceli partilerden birine ev sahipliği yapmış.
GAYHANE MACERASI Şeytanın bacağını bir kere kıran İpek, insanların yaptığı müziği beğenmesiyle birlikte tatil günlerinde eğlencesine çalmaya başlamış. DJ’liğe soyunmasıyla eş zamanlı olarak üniversite hayatını sürdürmeye ve bir yandan da Alman Kızılhaç’ında proje yöneticiliği yapmaya çalışırken, hayatı birden inanılmaz bir tempoya girivermiş. Nitekim tüm bunları bir arada yürütmekten yorulan İpek, en sonunda
Bu zamana kadar üç albüm hazırlayan İpek, “Tipik DJ İpek müziğini dinlemek isteyenler kulübe gelmeliler. Ama yalnızca müzik dinlemek isteyenler albümlerimi satın alabilirler” diyor. İpek’in albümlerinde eski tangolardan aryalara, günümüz müziğinden politik, popüler ve özgün müzik türlerine kadar pek çok farklı tarzı bir arada dinlemek mümkün. Ne var ki programının yoğunluğu yüzünden dördüncü albümünü bir türlü bitirememekten yakınıyor. İpek, festivallerde yaptığı müziği ise “diplomatik müzik” olarak adlandırıyor. Bir yandan insanların ilgisini çekebilecek, dinlemek isteyecekleri parçalar çalıyor, ama bunu yaparken diğer yandan da onları normalde hiç dinlemek istemeyecekleri parçalarla dans etmeleri için çaktırmadan kıvama getiriyor. “Bunun da yolunu bilmek lazım” diyen İpek, kitleleri coştururken bile kendi müziğinden vazgeçmiyor. DJ İpek, Almanya’nın yeni çok kültürlülük kimliğine bir örnek olarak sayısız yere davet edilmiş. Çin’den Ermenistan’a, Amerika’dan Yemen’e kadar birbiriyle hiç alakası olmayan yerlerde kendi yarattığı eklektik müziği tanıtmış. Schubert’i bizim Hekimoğlu türküsü ile birleştirmekten çekinmediği için hem beğenilmiş hem eleştirilmiş. Ama eleştiriler onu yıldırmıyor, çünkü müzik konusunda kısıtlamalara takılırsa törpüleneceğini düşünüyor. Kendi kimliğinin çok kültürlülükten beslendiğini ancak, müzikal anlamda en zengin bulduğu ülkenin Türkiye olduğunu fırsatını yakaladığı anda dile getiriyor.
MODA A
R
A
L
I
K
2
0
1
4
BÜYÜK ŞOVA
HAZIR MIYIZ?
VICTORIA’S SECRET Fashion Show zamanı yine geldi çattı! Hiçbir zaman sahip olamayacağımız güzellikte vücutların her zaman sahip olmak istediğimiz şıklıkta iç çamaşırları ile buluşup festival tadında bir şova dönüştüğü bu klasikleşen gece, 9 Aralık’ta gerçekleşecek. Ülkemizde yılbaşı gecesi yayınlanacak olan Victoria’s Secret Fashion Show’da markanın Noel ve yeni yıl koleksiyonu yine muhteşem bir şov eşliğinde tanıtılacak. Bunun yanı sıra değeri milyonları bulan yılın “Fantasy Bra”sı da görücüye çıkacak. İlk olarak bu yıl 2 adet üretilen ve “The Dream Angels Fantasy Bra” adını taşıyan iki’şer milyon dolarlık
sütyenler Victoria’s Secret’ın en ünlü iki meleği Adriana Lima ve Alessandra Ambrosio tarafından taşınacak. Dedikodulara göre iki efsane manken bu sene VS sahnesine veda edecekleri için servet değerindeki “The Dream Angels Fantasy Bra” ile son defa sahnenin tozunu bir arada atacaklar. Bu yılki Victoria’s Secret Fashion Show’da yer alacak diğer melekler ise şöyle: Candice Swanepoel, Douzten Kroes, Karlie Kloss, Lily Aldridge, Lindsay Ellingson ve Behati Prinsloo. Cara Delevingne ve Kendall Jenner ise aynı gece gerçekleşecek Chanel defilesine katılacakları için şovda sahne alamayacaklar.
EN TATLI İŞBİRLİĞİ Yeni yıla ağız tadıyla girelim, tatlı başlasın tatlı devam etsin diye kolları sıvayan Vakkorama’dan şahane bir işbirliği haberi geldi. Yalnız gecelerimizin avuntusu ve ekmek aralarının neşesi Nutella, sadece sofralarımızı değil Vakkorama’nın vitrinlerini de süslemeye hazır. Yılbaşı bahanesiyle bir araya gelen iki firma, ortaya ağızları sulandıran bir iş çıkarmış. Vakkorama, Nutella’nın kavanozlarını süsleyerek çok sevimli bir tasarım yaratmış. Ren geyikleri ve çam ağaçları ile süslü bu şirin Nutella kavanozlarını dilerseniz evinizde saklayıp koleksiyonunuza katabilir ya da Nutella delisi bir arkadaşınıza yeni yıl hediyesi olarak verebilirsiniz. Tüm Aralık ayı boyunca sadece Vakkorama mağazalarından edinebileceğiniz özel tasarım Nutella’lar yeni yıl öncesinde mağazanın yılbaşı vitrinlerini de süsleyecek.
34
ARALIK 2014
MİDEYE DEĞİL, AYAĞA! SUSHI’NIZI nasıl alırdınız? Sakın soya soslu ve wasabili demeyin! Çünkü bu sushi’ler bildiğiniz sushi’lere hiç benzemiyor. Taze taze hazırlanmış ve sarılmış bu lezzet bombası görünümlü şeyler aslında birer çift çorap. Tuhaf tasarımlarına artık şaşırmamayı öğrendiğimiz yaratıcı Japon kardeşlerimizden çıkan bu fikir, çorap çekmecenizi birer Japon restoranına çevirecek! Bu çoraplar arasında somonlu, karidesli, tonlu, yumurtalı, ahtapotlu, kırmızı havyarlı ve Masuzushi gibi tanıdık olan olmayan her çeşit sushi bulunuyor. Her parçayı tek tek seçebileceğiniz gibi hiçbir masraftan kaçınmayıp tüm tabağı da sipariş edebiliyorsunuz. Çifti 8 pound olan yaratıcı çorapların bütün seti ise 40 pound’dan satışa sunulmuş. H www.firebox.com H
KULAKLARDA ORİGAMİ ESİNTİSİ ORIGAMI sever misiniz? Biz çok severiz! Hele bir de bu şekilde yaratıcı bir aksesuara dönüştürülmüşse… Burcu Büyükünal’a ait bu tasarım geleneksel Japon kâğıt katlama sanatı Origami’den esinlenilerek yaratılmış. Tamamen elde yapılmış olan küpelerin hammaddesi gümüş ve oldukça narin bir tasarıma sahipler. Zarif tasarımlardan hoşlanan ve ince detaylara gönül verenler için biçilmiş kaftan! Origami kağıtları gibi ince katlamalara ve üç boyuta sahip küpenin fiyatı ise 285 TL.
GERÇEKÜSTÜ TASARIMLAR
YENİ YILDA ‘OFF THE WALL’ RUHU ÖZGÜR, maceracı ve bir o kadar da sorumluluk sahibi iseniz Vans ruhuna sahipsiniz demektir. Bu ruha sahip olan ya da olmak isteyenler için Vans, yılbaşında da hem cool hem retro görünümleri bir arada sunuyor. İlhamını kaykay ve sokak kültüründen alan Vans, asi tarzını alternatif bakış açısıyla bir araya getirerek yeni sezona sıra dışı bir enerji katıyor. Kış mevsiminin en özel günü olan yılbaşı gecesini sokakta kutlamak isteyen kadınlar, markanın bilekli modelleri sayesinde özgün bir görünüm elde ediyor. Sokak stilini retro bir tarzla vurgulayan saks mavisi, tütün rengi ve neon renkli tasarımları ise, yeni yılın yepyeni ruhuna ayak uyduruyor.
KIPKIRMIZI bir orman hayal edin. Göğe yükselen ağaç dallarını bürümüş kırmızı yapraklar… Bu romantik sahne bir film karesi değil, üzerinizde taşıyabileceğiniz bir sweatshirt’ün ta kendisi. Genç tasarımcı Günseli Türkay, kavramsal süreç ile tasarım sürecini ayrı tutmayan, hatta düşünsel süreci tasarımlarının merkezine almayı tercih eden bir modacı. Bu kırmızı ormana veya ufka doğru uzanan pespembe dağlara tasarımcının ellerinden çıkan bir ceketin ya da eteğin üzerinde rastlayabilirsiniz. Bu gerçeküstü tasarımlar günlük hayatınıza renk katsın, kendinizi bulduğunuz gizli dünyanız, moda zevkinizi yansıtan yegâne parçalar olsun istiyorsanız Türkay’ın koleksiyonuna mutlaka bir göz atın. Müzisyen, sanatçı ve fotoğrafçı Reuben Wu ile ortak bir çalışmanın ürünü olan bu kapitone sweatshirt’ün fiyatı ise 290 TL.
35
ARALIK 2014
JEREMY’NİN YENİ OYUNCAĞI MÜTHIŞ bir hayal dünyasında yaşayan ve bizleri de gönüllü olarak bu dünyaya dahil eden Jeremy Scott, yine doğrudan çocukluğumuza açılan bir tünel yarattı. Tünelin sonu ise çocukken yanımızdan ayırmak istemediğimiz, sevimliliğine doyum olmayan sadık uyku arkadaşımız oyuncak ayıya çıktı! Yeni parfümü Moschino Toy’u sevimli bir ayıcık kostümüne büründüren ve yine çocukluk anılarımızın bam teline vuran Scott, yaratıcılığı ile sınır tanımıyor. Üzerine “This is not a Moschino Toy” yazılı bir tişört giyen sevimlilik kumkuması ayıcık, gerçek bir oyuncak kutusunda satılıyor. Görünüşü ile paralel olarak insanlara neşe veren, canlı ve taze bir kokuya sahip parfüm, 110 dolardan satışa sunuldu. Brezilyalı model Isabeli Fontana’nın ayıcıklarla kaplı olduğu reklam çekimlerinin yönetmeni ise Steven Meisel.
MEYVE RAFINDAN ÇANTAYA YAĞMUR yağdığında biraz potasyum, ıslanmanızı tamamıyla önleyebilir! Çantanızdan çıkardığınız muzun kalın kabuğunu soyun ve ta daaa! Yaratıcı beyinlerin şemsiye ile meyve sebze rafını bir araya getirmekten hoşlandığını keşfettiğimizden beri çok eğleniyoruz! İster olgun sapsarı bir muz seçin ister henüz ham yeşil bir tane, bu muz şemsiye hem yağmurlu gününüze renk katacak hem de kompakt formu ile çantanıza kolayca sığacak. Yağmur yağınca çantanızdaki muza sarıldığınızı gören şaşkın bakışlara aldırış etmeden keyifle kullanınız! H
www.firebox.com H
8-BİTLİK KRAVAT
ALEXA CHUNG HILFIGER İÇİN SEÇİYOR GÜZELLIĞI seyre doyum olmaz, endamı dillere destan, yetenekli kişilik Alexa Chung, ünlü moda markası Tommy Hilfiger ile bir araya geliyor. Başarılı Amerikan markasına konuk moda editörü olarak katkıda bulunacak olan Chung, Ocak ayına kadar markanın koleksiyonundan yaptığı seçimler ile kendi tarzını ortaya koyacak. Kendine özgü stili ve karakteristik tercihleri ile her zaman adından söz ettiren başarılı model, bu sefer tercihlerini Tommy Hilfiger takipçileri ile paylaşacak. Bu kadar iyi tanınmış başarılı bir marka ile çalışmaktan onur duyduğunu belirten Alexa, her ay seçtiklerini internet sitesine yükleyecek ve markanın takipçilerinin beğenisine sunacak. Siz de Chung’ın kombinasyonlarını görmek için markanın web sitesine ya da modelin Instagram hesabına göz atabilirsiniz.
OFIS günlerini neşelendirmek isteyen beyaz yakalılar, davetlere tat katmak isteyen salon erkekleri ve gecenin çocuğu olmak isteyen parti-boy’lar için şahane bir tasarım! 8-bitlik kravat, en sıkıcı gününüzü bile iltifat yağmuru ile neşelendirecek, sizi tekdüze ve sıkıcı kravatlar dünyasından koparıp eğlenceli bir evrene dalmanızı sağlayacak bir güce sahip. Düşük pikselli aksesuarımız, ipeksi mikro fiber yapısı ve kolay takılabilir sistemi ile gardırobunuzun baş tacı olmaya aday. Thinkgeek’in farklılık yaratmak isteyenlere büyük hizmeti 8-bit kravat internet üzerinden yalnızca 20 dolara sipariş edilebilir.
H
www.thinkgeek.com H
36
ARALIK 2014
HEDİYENİZİ NASIL ALIRDINIZ? Biri bir fikir verse de kime ne hediye alacağıma hemen karar versem mi diyorsunuz? O halde yılbaşına en çok yakışacak hediye önerileri Postkolik’ten gelsin. ALOHA FROM DEER GÖMLEK Bir gömlek fazla sıradan bir hediye olabilir. Ama söz konusu gömlek Aloha from Deer’dan ise, asla! Sevgilinize ne kadar ‘cool’ olduğunu ve aynı zamanda ona duyduğunuz sevginin hiç ölmeyeceğini tek bir hediye ile anlatabilmek için yegâne tercih! 190 TL
GUMMY GOODS LAMBA
BOGİ OYUNCAK Bogi, Sertan Özant ve Bilge Kalfa tarafından 2011 yılında kurulan Petit Something markasının sevimli bir üyesi. Çocuk ruhunu hiçbir zaman kaybetmeyenler için şahane bir hediye alternatifi olarak sırasını bekliyor! 60 TL
GÜLÇİN UZUNALAN CLUTCH Yılbaşı için bundan güzel bir dilek olamaz: Yaşa, sev ve gül! Siz de sevdiklerinize bu mesajı en kullanışlı şekliyle hediye etmek için Gülçin Uzunalan’ın tasarladığı bu clutch’ı tercih edebilirsiniz. 69 TL
H&M TÜYLÜ BERE
LOMOGRAPHY FISHEYE KAMERA
“Esprili hediyelerden şaşmam, farkımı ortaya koyarım” diyorsanız aradığınız hediyeyi buldunuz! Sevimlilikten çatlamak üzere olan bu pelüş bere kışa uygun, yaratıcı ve eğlenceli bir hediye! 24 TL
Fotoğraf makinesi kadar güzel bir hediye yok. Üstelik her anınızı 360 derece yakalayan bu minik arkadaş gibisi hiç yok! Lomography’nin en popüler fotoğraf makinelerinden Fisheye, en sevdikleriniz için çok özel bir tercih olabilir. 169 TL
MARC BY MARC JACOBS ŞAL
NIKE INTERNATIONALIST AYAKKABI
PANTONE TERMOS
Eğer tamamıyla kararsız, ne alacağınızı bilmez durumdaysanız bir şal sizi kurtarabilir. Marc by Marc Jacobs’ınki gibi kırmızı kareli şal unisex ve her tarza gidecek süper bir hediye. 130 EURO
Spor tutkunu insanlara verilecek en güzel hediye onlara destek olmak, akabinde de bir çift güzel ayakkabı satın almak belki de! Nike’ın yeni piyasaya çıkan Internationalist serisi harika bir renk yelpazesine sahip. 199 TL
Bütün yıl boyunca sizi hatırlamasını istediğiniz biri varsa, ona portatif bir termos hediye edin! Böylece her çay kahve molasında ona hediyenizle eşlik edebilirsiniz. Pantone’un kırmızı termosu ise resmen yılbaşı için yaratılmış! 80 TL
SWATCH SAAT
TOPSHOP ETEK
TWIST TÜY ANAHTARLIK
En klasik hediyelerden olsa da baktıkça hatırlama konusunda rekor kırdıracak tek üründür kol saati. Hem kız hem erkek için ideal bir hediyedir aynı zamanda. Swatch’ın geniş renk yelpazesinden bizim seçimimiz tabi ki yılbaşı kırmızısı! 125 TL
Bir kızı sevindirmek için ona şirin bir etek almak pek de fena bir fikir değil. 60’lar esintilerinin tavan yaptığı bu sezonda Topshop’un retro kırmızı eteği moda sevdalısı arkadaşınızı sevindirmek için birebir! 115 TL
Ekonomik, sevimli ve kullanışlı bir hediye mi arıyorsunuz? Sonunda buldunuz! Twist’in pelüş tüylü anahtarlığı ne alacağınızı bilemediğiniz durumlar için ideal! 35 TL
Brooklyn menşeli firma Gummy Good, çocukluktan beri en sevdiğimiz şeylerden biri olan jelibon ayıları çeşitli tasarımlarla birleştiriyor ve ortaya şahane işler çıkıyor. Gummy Goods lamba eğlenceli ve yaratıcı bir hediye! 90 TL
inci 1407 230x340 Postkolik.pdf
1
19.11.2014
14:33
ARALIK 2014
38
TASARIMIN TÜRK HALİ
Son zamanlarda yenilikçi işleri ile dikkat çeken Türk tasarımcıların sayısı azımsanamayacak kadar çok. Fonksiyonel ürünlerden dekorasyona, aksesuardan takıya birçok farklı dalda aklımızı çelen şahane tasarımlara her yerde rastlıyoruz. İşte bayılarak takip ettiğimiz genç tasarımcılar ve onların harika ürünlerinden bazıları… n Pınar Özbakır BORA ÇAKILKAYA Kültürel zenginliğimizi tasarım sürecine katarak evrensel tasarımlar üretmek için çalışan Bora Çakılkaya, MÜGSF içmimarlık mezunu. Mimarlık ve içmimarlığın yanı sıra ürün tasarımı da yapan Bora, tasarlarken kendisinin de eğlendiği ve keyif aldığı ürünler yaratıyor. Daha önceden tasarladığı Facechair’in devamı niteliğinde ürettiği Facelight’a, “tasarımın gülen yüzü” desek yalan olmaz. Sevimli ve pozitif duruşu ile sıradan bir aydınlatmanın çok ötesinde olan Facelight sizi direkt gülümsetecek yegâne tasarım. Bulunduğu ortamı aydınlatmakla kalmayıp aynı zamanda bir duygu da katan yaratıcı bu lambalar 3 farklı karaktere sahip. Ruh halinize göre gülen yüz, şeytani yüz ve üzgün yüzden birini seçebilir, kendinize en kolayından bir arkadaş edinebilirsiniz. Turuncu, beyaz, antrasit, altın, bronz ve krom renklerinde üretilen Facelight en sevdiğiniz köşede yerini almaya hazır!
www.boracakilkaya.com
ŞEBNEM GEMALMAZ Aslen aydınlatma tasarımcısı olan Şebnem Gemalmaz, mimariden, kent yaşamından, sanattan ve ışıktan ilham alan geri dönüştürülmüş hikâyeler anlatmayı seven bir tasarımcı. Markası Urbanbake de aslında bir hikâye anlatıcısı. Alışılagelmişin dışında beton, kil ve elektronik eşya parçaları gibi alternatif malzemeler kullanılarak oluşturulmuş takı tasarımlarının her biri geri dönüştürülmüş şehir hikâyeleri anlatıyor. Urbanbake’te tasarlanan ürünler daha önce bir yerde karşılaşmadığınız ve görünce vurulacağınız türden şeyler. Ürünlerdeki sadelik ve zariflik ise kaynağını tasarımcının Stockholm’de yaşadığı zamanlardan miras İskandinav etkisinden alıyor. Birbirine her yönden zıt olan İstanbul ve Stockholm şehirleri hayata bakışında ve tasarım anlayışında da büyük rol oynamış Şebnem’in. Ortaya çıkan tasarımlar ise İstanbul’un kaotik yaşamı ve sürprizleri ile Stockholm’un yalın ve etkili stilinin harmanında konumlanmış. Son koleksiyonu ‘Un-expected’, Şebnem’in favori malzemesi olan hafif beton, pirinç ve atık mermerleri buluşturarak bizi beklenmeyenin güzelliği ile karşılaştırıyor.
www.urban-bake.com
ARALIK 2014
39
GÖKMEN TOROSLU-EZGİ ALKAN
SAİT ALANYALI
Gökmen ve Ezgi, sözlük anlamlarına takılı kalmayan, hayatın değerli anlarını birlikte paylaşabileceğiniz ve ruhunuza iyi gelecek tasarımlar yaratmaya kendini adamış iki genç tasarımcı. İkilinin 2013 yılında kurduğu Masa212 firması, endüstriyel ürünler üretmekle kalmıyor aynı zamanda mimari tasarımlar da yapıyor. Masa212’nin son ürünü “echO” ise müzik ve tasarımın en yalın halde buluştuğu nokta. Tam anlamıyla akustik bir hoparlör olan bu tasarım, iPhone’dan müzik dinleyebilmeniz için yaratılmış bir ürün. Bir gramofon mantığı ile çalışan “echO”nun en güzel yanı elektrik, pil ya da başka herhangi bir güç kaynağı gerektirmemesi. Cep telefonunuzu üzerine koyun ve kendinizi müziğin tınısına bırakın. Siyah lake, beyaz lake ve masif ahşap olmak üzere üç rengi bulunan ürün sade tasarımı ve naif çizgileri ile kesinlikle kalbimizi çaldı. iPhone 4,4S, 5, 5S ve 5C modellerine uyumlu olan “echO”yu Habitat ve hipicon.com’da bulabilirsiniz.
Basit, fonksiyonel, zarif ve eğlenceli şeyler tasarlamak için yola çıkan Sait Alanyalı, zaman içinde hayatı kolaylaştıracak ürünlerin peşine düşmüş bir tasarımcı. İnsanların yüzüne bir gülümseme kondurmayı kendine görev bilen Sait, ne istediğini bilen ve bunun için çalışan yaratıcı bir tasarım tutkunu. Renkli ve eğlenceli tasarımlarla hayatımıza biraz olsun neşe katmak için uğraşan Sait’in tasarımları bu konuda oldukça başarılı! ‘Timeless Series’ de bunlardan biri. Saatleri artık sadece bir aksesuar olarak taktığımız günümüzde, bu tasarım bize zaman algısını sorgulatacak saat şeklinde bir bileklik olarak karşımıza çıkıyor. Tüm macera Sait’in yıllar önce saatine artık bakmadığını ve onu sadece bir aksesuar olarak taktığını, çünkü artık etrafımızın sürekli bize saati söyleyen şeylerle çevrili olduğunu fark etmesi ile başlıyor. Yine de saat takmayı bir aksesuar olarak çok seven tasarımcı, saat gibi görünen ama saat olmayan bir aksesuar yapma fikri ile geliyor ve sonunda farklı bilek ölçülerine uyabilen, göbek ve kayışı farklı renkler ile değiştirilebilen bir sistem yapmayı başarıyor. Tasarım, üzerindeki ‘F.ck Time’ yazısı ile de zamana karşı duruşunu gösteriyor ve zamanın önemini unutmadan önemsememeyi hatırlatıyor bizlere. Birçok renk seçeneği bulunan Timeless Series Sait Alanyalı’nın web sitesinde satılıyor.
www.masa212.com
www.saitalanyali.com
MANA YILMAZ
GÜLİZ MUSTAFAOĞLU
Mânâ, eğitimini Hollanda’da The Design Academy’de tamamlamış bir endüstriyel tasarımcı. Ürünlerini aklına takılan görüntülerden ve onların kişiye verdiği hislerden yola çıkarak şekillendiriyor. Ürünleri arasında neler mi var? Birbirinden zarif kahve fincanları, kupalar, bardaklar ve çok daha fazlası. Porselen parçalardan oluşan koleksiyonundaki ürünler kullanışlı olmalarının yanı sıra birer görsel obje olma niteliği de taşıyorlar. Yani bu demek oluyor ki kullanmaya bir süre ara verseniz bile hepsini birer dekorasyon objesi olarak değerlendirmeye devam etmeniz mümkün. Biz tasarım diye buna deriz! Zevk sahibi bir arkadaşınızın evine giderken ne alacağınızı bilemiyorsanız ya da çoktandır naif zevkinizi yansıtan ürünler bulamamaktan şikâyetçiyseniz Mânâ’nın ürünlerine mutlaka göz atmalısınız! En sevdiğimiz ürünleri arasında lale formunda tasarlanmış Türk kahvesi fincanı ve yine aynı formlarda üretilmiş kupalar bulunuyor. Karaköy’de stüdyosu bulunan Mana Yıldız’ın ürünleri Sahi İstanbul’da satılıyor.
Güliz aslında bir Sinema-TV mezunu. Fakat içinde bir yerlerde tasarım aşkı hep yatıyormuş ki mezun olur olmaz mimarlık ve tasarım okumak için Londra’ya gitmiş. Döndükten sonra asıl mesleği sanat yönetmenliğine devam ederken kendi için yaptığı takı tasarımlarına da hiç ara vermemiş. Daha sonra aldığı bir kurs ile iyice şekillenen bu ilgisi 2009 yılında ‘Yuka’ markasını kurmasıyla sonuçlanmış. Marka, Güliz’in doğadan, içsel düşüncelerinden ve kendi deneyimlerinden yola çıkan bir ürün yelpazesi sunuyor. Gümüş, bronz ve pirinç gibi materyallerin yanı sıra kuru çiçekler gibi organik malzemelerle de oldukça yaratıcı ürünler tasarlayan Güliz, bir sanat yönetmeninin gözünden yenilikçi takılar ortaya çıkarıyor. Ona göre takılar kullanıcısı, üreticisi ve gören kişi ile birebir, eşi olmayan bir ilişki kurabilen en güçlü ama en az önemsenen iletişim araçları. Yalınlığı ile kendine hayran bırakan tasarımlar ve farklılığı ile dikkat çeken ürünler Güliz’in koleksiyonlarının ana parçalarını oluşturuyor.
www.manayildiz.com
www.yukabyguliz.com
move your lee Let’s celebrate 125 years of denim expertise
move your lee Let’s celebrate 125 years of denim expertise
ARALIK 2014
42
İÇİNİZİ ISITACAK 4 ÇAY EVİ Hazır kış kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlamışken farklı çaylar içmek ve yeni lezzetler keşfetmek istemez miydiniz? O halde gelin kahveye alternatif olarak içebileceğiniz en lezzetli çayları nerelerde bulabileceğinize bir bakalım. n Cem Karakuş
DEM
WHITTARD
Yaklaşık bir sene önce Eylül Görmüş ve Ömer Çağatay tarafından Karaköy’e açılan butik bir çay dükkânı. Mekânda Çin, Hindistan, Japonya, Fas ve Güney Afrika gibi dünyanın pek çok ülkesinden toplamda 60 adet çay sunuluyor. En az işlenmiş çay türü olan beyaz çaydan yeşil çaya, oolong’dan tütsülenmiş çaya, pu-erh çayından kırmızı çaya kadar pek çok çay çeşidi Dem’in menüsündeki yerini almış. Listede dünya çaylarının yanı sıra 3 adet de Türk çayı mevcut. Mekâna geldiğinizde ilk iş hangi tür çaylardan hoşlandığınız sorusuna cevap vermek. Sonrasında damak tadınıza en uygun çayı, farklı çay türlerini tek tek koklayarak seçebiliyorsunuz. Çayınızı ister fincanla ister demlikle isteyebilirsiniz. Dünya çaylarının fiyatları 12-18 TL arasında değişiyor ve bir demlikten 3 fincan çay çıkıyor. Çaylardan özellikle Huckleberry Friend’i denemenizi öneririz. Mekânın çok yakın bir zamanda Bebek’te de bir şubesi açıldı.
Ünlü İngiliz çay ve kahve markası Whittard of Chelsea, ilk şubesini Akasya AVM’de açtı. Dünyanın en nadir çay çeşitlerini barındıran Whittard, kurutulmuş meyve, baharat ve çiçek yapraklarından oluşan bitki-meyve karışımları ve kafeinsiz zengin aromalarıyla karşınıza çıkıyor. Whittard’ın hazır çayları, soğuk ve sıcak tüketim alternatifleriyle çok pratik ve lezzetli. Süt ile hazırlanan özel baharatlı çaylar ise farklı tatlar arayanlar için ideal bir alternatif… Oldukça zengin seçenekler içeren menüde çay ve kahve tutkunları için her damak tadına hitap eden lezzetler yer alıyor. Walter Whittard’ın 128 yıl önce bizzat geliştirdiği özel karışım “Afternoon”, siyah çay ve yaseminli yeşil çayın birlikteliğinden oluşuyor. “Spiced Chai” ise tarçın, karanfil, zencefil gibi baharatlarla içene egzotik bir tat sunuyor. White Pomegranate, English Rose, Oolong ve Gun Powder da Whittard’daki diğer çay lezzetleri arasında. Mekânda demlik sunumu mevcut ve her demlikten 1,5 fincan çay çıkıyor. Çayların fiyatları 12-16 TL arasında değişiyor. Üstelik beğendiğiniz çayları reyondan anında satın alabilirsiniz.
Adres: Hoca Tahsin Sk No:17, Karaköy
CHA’YA Cha’ya, İstiklal Caddesi’nden Tünel’e doğru giderken Alman Lisesi’nin alt tarafında kalan şirin bir kafe. Cha’ya Japonca “Çayevi” anlamına geliyor. Şehirde kahve çılgınlığı almış başını giderken, çay kültürüne önem veren nadir mekânlardan biri burası. Menüde Güney Afrika, Vietnam, Çin, Japonya, Sri Lanka ve Hindistan’dan çaylar var. Otantik bir tepsiyle gelen çayınızın beş dakika demlenmesini bekledikten sonra, servisi kendiniz yapıyorsunuz. Klasik çayların fiyatı 3-5 TL arasında değişirken, özel çayların tek kişiliği 13, çift kişiliği 18 TL’den sunuluyor.
Adres: Şah Kulu Bostan Sok. No:22/A Beyoğlu
Adres: Akasya AVM, Acıbadem
RONNEFELDT Frankfurt’ta 1823 yılında kurulan Ronnefeldt, tüm dünyadaki birinci sınıf oteller ve gurme restoranları için en iyi kalitede özel çaylar üreten bir marka olarak biliniyor. Öyle ki, Türkiye ve dünyadaki birçok prestijli otelde binlerce Ronnefeldt sertifikalı çay uzmanı bulunuyor. Artık bu özel markanın çaylarını Caddebostan’da da deneyimleyebilirsiniz. Ronnefelt’in ürünleri, soğuk demleme yöntemi kullanılarak yapılan soğuk çaylar ve sıcak demlik çayları olarak ikiye ayrılıyor. Bu arada Earl Grey sevenlere de burayı özellikle tavsiye edelim. Çünkü öyle kolay kolay bulunmayan Blue Earl Grey ve Green Earl Grey çaylarını burada bulmak mümkün. Demlik çayların fiyatı ise 7 TL.
Adres: Caddebostan Mahallesi, Ogün Sokak, No 4, Kadıköy
AJANDA A
R
A
L
I
K
2
0
1
4
7 ARALIK - MORRISSEY Alternatif rock müziğin en önemli gruplarından The Smiths’in vokalisti, yaşayan efsane Morrissey, Avrupa turnesi kapsamında Türk hayranları için 7 Aralık Pazar akşamı sahne alacak. Bestelediği parçalarla dinleyicilerine aşktan sosyal olgulara kadar pek çok konuda manifesto ve öyküler aktaran Morrissey, İstanbul konserinde son albümü “World Peace Is None of Your Business”ten şarkıların yanı sıra hem solo albümlerinden hem de The Smiths ile yaptığı albümlerden hit
14 ARALIK MARTY FRIEDMAN KLİNİK Dünyanın en yetenekli gitaristlerinden biri olarak gösterilen, Megadeth’in ve aynı zamanda thrash metalin en iyi albümlerinden sayılan “Rust In Peace”, “Countdown To Extinction”, “Youthanasia” gibi albümlerin solo gitaristi Marty Friedman, 14 Aralık’ta Kadıköy Sahne’de en fazla 150 kişinin katılabileceği klinik için İstanbul’a geliyor. 2 saat boyunca Marty Friedman’dan ders almak, ona sorular sormak ve sonrasında yine katılımcılara özel gerçekleştirilecek olan Meet & Greet’te yer almak istiyorsanız, satışa çıkan 150 adet biletten birini hemen edinmeye bakın! Mekan: Kadıköy Sahne Fiyat: 112 TL
şarkılara yer verecek. Aykırı fikirleri ve protest duruşu ile zaman zaman sansasyona varan açıklamalar yapsa da, 37 yıllık sanat hayatı boyunca birçok kesimin saygısını kazanan ve Rolling Stone Dergisi’nin gelmiş geçmiş en iyi 100 şarkıcı listesinde yer alan Morrissey’i kesinlikle kaçırmayın. Biz oradayız! Mekan: Volkswagen Arena Fiyat: 90-190 TL
44
ARALIK 2014
VİZYONDA NE VAR? Sinema
5 ARALIK
12 ARALIK
PATRONDAN KURTULMA SANATI 2
EXODUS: GODS AND KINGS Yönetmen: Ridley Scott Oyuncular: Christian Bale, Joel Edgerton, Aaron Paul, Sigourney Weaver, Ben Kingsley Tür: Epik,Aksiyon Süre: 151 dk.
Yönetmen: Seth Gordon Oyuncular: Jennifer Aniston, Kevin Spacey, Chris Pine, Christoph Waltz Tür: Komedi Süre: 108 dk. 2011 yılında çekilmiş “Patrondan Kurtulma Sanatı/Horrible Bosses”ın devam filmi, Jason Bateman, Charlie Day ve Jason Sudeikis’ı tekrar bir araya getiriyor. Üstlerinin taleplerini yerine getirmekten bunalan Nick (Bateman), Dale (Day) ve Kurt (Sudeikis) “Patrondan Kurtulma Sanatı 2”de kendi işlerinin patronu olmaya karar verirler. Ama kısa sürede güvenilmez bir yatırımcı altlarındaki halıyı çekiverir. Ellerinde yasal hiçbir fırsat kalmayan çaresiz üçlü, yatırımcının yetişkin oğlunu kaçırıp ondan fidye istemek üzere bir plan yaparlar.
Oscar mevsimi yaklaşırken iddialı filmlerin sayısı da artıyor. Ancak bu kadar Oscar kokan film az bulunur! Musa peygamberin 2. Ramses’e karşı verdiği uhrevi mücadeleyi konu alan filmin yönetmen koltuğunda “Gladiator”, “Alien” ve “Blade Runner” gibi efsane filmleri sinemaya kazandıran usta, Ridley Scott var. Zengin oyuncu kadrosuyla göz kamaştıran “Exodus: Gods and Kings”, prodüksiyonuyla da parmak ısırtıyor. Fragmanlarından ve perde arkası belgesellerinden gördüğümüz kadarıyla Oscar denizini ikiye ayıracak film tam olarak da bu!
Sinema
26 ARALIK 17 ARALIK
HOBBIT: BEŞ ORDUNUN SAVAŞI Yönetmen: Peter Jackson Oyuncular: Martin Freeman, Ian McKellen, Richard Armitage Tür: Aksiyon, Fantastik, Macera Yapım: ABD, Yeni Zelanda
The Hobbit üçlemesinin son bölümü olan üçüncü filmde, Bilbo Baggins’in heyecan dolu macerasını noktalamasını ve eve dönüş yolunu buluşunu seyredeceğiz. Ejderha Smaug ile karşı karşıya geldikten ve günahkar Hobbit Gollum’dan meşhur güç yüzüğünü aldıktan sonra sağ salim eve ulaşıncaya kadar Bilbo’yu daha onlarca yeni serüven bekliyor. Hatırlayacağınız üzere ilk başta iki bölüm olarak tasarlanmasına rağmen Peter Jackson ve ekibi, Hobbit Bilbo’nun maceralarını üçlemeye çevirmeye kara vermişlerdi. Bu sayede anlatılmamış hiçbir hikaye kalmayacak.
SON UMUT
Yönetmen: Russell Crowe Oyuncular: Russell Crowe, Olga Kurylenko, Jai Courtney Tür: Dram, Tarihi Yapım: Avustralya Ayın merakla beklenen filmlerinden biri de “Son Umut” ya da orijinal ismiyle “The Water Diviner”. Film, Avusturalyalı bir adamın Çanakkale Savaşı’nın ardından Türk topraklarının yolunu tutmasını konu alıyor. Amacı savaştan sonra bir daha haber alamadığı 3 oğlunun izini bulmaktır. Yönetmenliğini ünlü oyuncu Russell Crowe’un üstlendiği filmin senaryosu Andrew Anastasios ve Andrew Knight ikilisine ait. Filmin oyuncu kadrosunda Crowe’un yanı sıra Olga Kurylenko ve Türk oyuncular Cem Yılmaz ile Yılmaz Erdogan da yer alıyor.
ChipotlePostkolikdergi21x32cm.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
20/11/14
11:05
46
ARALIK 2014
AYIN ÖNE ÇIKANLARI Konser
8 ARALIK
PINCHAS ZUKERMAN Mekan: Zorlu Center Fiyat: 101-360 TL
21 Grammy adaylığı ve 2 Grammy ödüllü dünyanın en önemli keman virtüözlerinden biri Pinchas Zukerman İstanbul’a geliyor. Tel Aviv’de doğan Zukerman, 1962 yılında Amerika’ya giderek Juilliard School’da Ivan Galamian ile birlikte okudu. Sanatçı, “Sanatlar Madalyası” ve “Isaac Stern Sanatsal Mükemmellik Ödülü” ile onurlandırıldı ve Rolex Mentor and Protégé Arts Initiative’in müzik dalındaki ilk enstrümancı mentoru olarak atandı. Pinchas Zukerman isminin viyolacı, orkestra şefi, eğitimci ve oda müzisyeni olarak eşit ölçüde saygı gördüğünü de söyleyelim.
12 ARALIK
ANE BRUN
Mekan: KüçükÇiftlik Park Fiyat: 56-100 TL Son stüdyo albümü “It All Starts with One”ı 2011’de yayımlayan Ane Brun, müzikteki 10. yılını geçtiğimiz yıl retrospektif bir albümle kutladı. Brun, albüm için düzenlenen turne kapsamında, Kasım 2013’te İstanbul’a ikinci kez uğramış ve Salon İKSV’deki üç performansıyla dinleyicilere hafızalardan silinmeyecek konser deneyimleri yaşatmıştı. Özellikle bir tür meditasyon alanı olarak gördüğü sahnedeki farklı tarzıyla dikkat çeken Ane Brun’ün, Salon İKSV’deki tüm performansları için biletler günler öncesinden tükenmişti.
13 ARALIK
16 ARALIK
GUSGUS
JOSHUA BELL
Geçtiğimiz mart ayında “Crossfade” adlı single çalışmasını yayımlayan İzlandalı elektronik house grubu GusGus, bugüne kadar yaptığı çalışmalarla İskandinavların göz bebeği olmakla kalmayıp tüm dünya tarafından da tanınmaya başladı. Björk, Sigur Ros, Depeche Mode ve Moloko gibi olağanüstü müzisyenlere yaptığı remixlerle müzik camiasında yer edinen GusGus, beş milyonun üzerinde albüm satışı yaptı. Glastonbury, Split, Creamfields ve Benecassim festivallerinde boy gösteren ve efsanevi plak şirketi Kompakt ile yollarını birleştirerek en doğru kararı veren GusGus, Babylon’da sizleri bekliyor.
Washington Post gazetesince yapılan sosyal bir deney için metro istasyonunda keman çalmayı kabul eden ve bu performansı ile normalde klasik müzik dinlemeyen kişiler tarafından “Metrodaki Kemancı” olarak tanınan Joshua Bell, çağımızın en önemli müzik adamlarındandır. Sınırlı sayıda basılan biletlerinin bazı kategorileri şimdiden tükenmiş olan konser, bu yıl Türkiye’de düzenlenen en önemli sanatsal faaliyetlerden biri. Ünlü müzisyen Joshua Bell’in dünya çapındaki kapalı gişe konserlerine aşina olan sanatseverler etkinliğe büyük ilgi gösteriyorlar. Kaçıranın çok üzüleceği bu muazzam etkinliğin biletlerini edinmek için elinizi çabuk tutmanızı öneriyoruz.
Mekan: Babylon Fiyat: 73 TL
Mekan: Zorlu Center Fiyat: 101-366 TL
Š2014 Vans Inc. Photo: Taylor Bonin