HAZİRAN 2015
NO:29 www.postkolik.com
ÜCRETSİZDİR facebook.com/postkolik
twitter.com/postkolik
instagram.com/postkolik
10 SÜPER TATİL ÖNERİSİ
�SİNEMA Disney, 2015-2017 sinema programını açıklar açıklamaz listede büyük çoğunluğunu heyecanla beklediğimiz filmlere göz atalım dedik.
�21 HAZİRAN
Her adımımızda desteğini ve güvenini hissettiğiniz babalarımızın babalar gününü kutlarken, popüler kültürün süper babalarına baktık.
�MÜZİK Blur 12, Faith No More tam 18 yıl aradan sonra yeni albüm çıkarınca, müzik dünyasının en unutulmaz geri dönüş albümlerine bakalım istedik.
� MODA
Büyük bir vole vurmadığımız takdirde muhtemelen hiçbir zaman içine giremeyeceğimiz dünyaca ünlü lüks butikleri yazdık.
� OYUN
Bu yılın en çok merakla beklenen video oyunlarından birinin çıkışına günler kala, Batman: Arkham Knight’ı mercek altına aldık.
ÜCRETSİZ İNDİRİN
� ŞEHİR
Son derece özgün işler çıkaran, yemekleri bambaşka bir sunum ve aroma ile karşımıza çıkaran Türk şef restoranlarını dolaştık.
HAZİRAN 2015
03
POSTKOLİK.COM YENİLENDİ Postkolik keyfini sürekli yaşayabilmeniz için web sitemizi yeniledik. Birbirinden eğlenceli haberler için sizleri her gün Postkolik.com’a bekliyoruz.
BU HABERLER SADECE TABLET DERGİMİZDE!
İ Ç İ N D E K İ L E R
MAKYAJ
14
SİNEMA
Disney, 2015-2017 sinema programını açıklar açıklamaz listede büyük çoğunluğunu heyecanla beklediğimiz filmlere baktık.
18
BABALAR GÜNÜ
Çene ve ağız bölgesini sevimli çizimleri için tuval olarak kullanan Londralı makyaj sanatçısı Laura Jenkinson’ı yazdık.
Her adımımızda desteğini ve güvenini hissettiğiniz babalarımızın babalar gününü kutlarken, popüler kültürün en süper babalarını göz attık.
STAR WARS
30
MÜZİK
Blur 12, Faith No More tam 18 yıl aradan sonra yeni albüm çıkarınca, müzik dünyasının en unutulmaz geri dönüşlerine bakalım istedik.
38
MODA
Büyük bir vole vurmadığımız takdirde muhtemelen hiçbir zaman içine giremeyeceğimiz dünyaca ünlü lüks butikleri yazdık.
HAZIRLAYANLAR
Sorumlu Müdür: Pınar Özbakır pinar@postkolik.com Görsel Yönetmen: A. Erdal Şahin Yazı İşleri: Enis Hazan, Erdem Tatar, Mehmet Erdoğan, Ece Budayıcıoğlu, Orhan Meriç, Ahmet “Başkan” Çatatuğ, Eda Yenivatan, Merve Akan, Hande Aykun, Emrah Gürkan Fotoğraf: Sinan Bayar
32
OYUN
Bu yılın en çok merakla beklenen video oyunlarından birinin çıkışına günler kala, Batman: Arkham Knight’ı mercek altına aldık.
42
POP-KÜLTÜR ŞEHİR
Son derece özgün işler çıkaran, yemekleri bambaşka bir sunum ve aroma ile karşımıza çıkaran Türk şef restoranlarını dolaştık.
REKLAM
BASIM
IPAD REKLAM
Altın Kitaplar Yayınevi Tic. AŞ. Göztepe Mahallesi, Kazım Karabekir Caddesi, No: 32 Bağcılar-İstanbul Tel: 0212 446 38 88 Sertifika no: 10766
Yetkin Nural 0537 371 90 50 reklam@postkolik.com MEDYANET mobia@medyanet.com.tr
• Postkolik’te kullanılan tüm yazılar kaynak gösterilerek yayınlanır. • Postkolik 15 bin adet basılıyor. Postkolik’in dağıtıldığı yerleri görmek için www.postkolik.com/nerdeyiz adresini ziyaret edebilirsiniz. • Postkolik’i e-dergi olarak www.postkolik.com adresinden okuyabilirsiniz.
Star Wars evrenini keçeden kukla figürlerle yeniden yaratıp bir kitap serisi hazırlayan Star Wars Epic Yarns’ın harika işlerine göz attık.
İLETİŞİM Kağıthane Cd. No:72 Çağlayan 34403 İstanbul Tel: 0532 437 26 38 info@postkolik.com
Kalem talaşından harika popüler kültür görselleri yaratan Meghan Maconochie’yi ve harika işlerini sayfalarımıza taşıdık.
TEKNOLOJİ
Akıllı telefonlar sayesinde hayatımıza giren ve birçok açıdan yaşamımızı kolaylaştıran en yeni uygulamaları inceledik.
04
HAZİRAN 2015
İSTİKAMET LONDRA DÜNYACA ünlü balmumu heykel müzesi Madame Tussaud’s sonunda sesimizi duydu ve Disney ile anlaşarak Londra şubesinde Star Wars Evreni’ni açtı. Serinin hayranları için adeta bir tapınak yerine geçebilecek -hatta kutsal mekan sayılabilecek- bu evrende yok yok. 2.5 milyon Euro’ya mâl olan Star Wars Evreni’nde 16 önemli Star Wars karakterini gerçeğinin birebir boyutunda inceleyebileceksiniz. İki kata yayılmış 11 odada ise filmden ikonik kareleri görebilecek, hatta o karelerde yer alabileceksiniz. Silindir biçimindeki dev ışık sistemleri ve ses efektleriyle görsel bir şölene dönüşen Star Wars yolculuğunun en büyük seti ise Qui-Gon Jinn, Obi-Wan Kenobi ve efsane sith savaşçısı Darth Maul’un düello sahnesi. Gerçek bir Star Wars hayranını ağlatacak kadar güzel ve gerçekçi olan bu yolculuğa çıkmak için istikamet Londra. Marş Marş!
H www.madametussauds.com H
KAĞIT UÇAKTA SON NOKTA! KÜÇÜKKEN canımız sıkıldıkça evde kağıt katlayıp yaptığımız ve attığımız zaman canı nereye isterse oraya uçan kağıt uçaklarımızın yerini artık Power Up 3.0 aldı. Bu süper icat kağıttan uçak mevzusuna adeta bambaşka bir bakış açısı getirmiş durumda. Nasıl mı? Dupont lisanslı su geçirmez malzemeden yapılmış kağıt uçağımızı yapıyoruz, sonra kutudan çıkan uzaktan kumanda modülünü ve pervane ile yön değiştirmeyi kontrol eden modülü uçağımıza monte ediyoruz. Sonra? Sonrası harika! Uçağınızı fırlatın ve telefonunuz ile pilot lisansı için ilk adımınızı atın. Şarj edilebilir pil kullanan ana kumanda mini usb tadında bir aparatla şarj edilebiliyor. Acemi ve usta pilotlara, 2 tip uçak yapmak için gerekli malzeme ve yedek pervane de sete dahil. Eh hadi o zaman var mısınız it dalaşına?
IŞIK SAÇAN MAYMUNLAR Dekorasyonda artık sınırlar zorlanıyor. Tasarımcılar her gün yepyeni fikirlerle karşımıza çıkıyor ve bu sonsuz tasarım denizinde aradan sıyrılıp dikkat çekmek git gide zorlaşıyor. İşte tam da böyle düşündüğümüz sırada İtalyan tasarımcı Marcantonio Raimondi Malerba’nın maymun lambalarıyla karşılaştık. 3 maymun konseptinden yola çıkan sanatçı, gerçek ölçeklerine sadık kalarak 3 farklı pozda duran bu lambaları ortaya çıkarmış. Reçineden yapılan maymunların her birinin elinde birer duyu bulunuyor. İnsan ve doğa ilişkisini ön plana çıkardığını söyleyen sanatçının bu farklı tasarımını çok beğendik. H www.poweruptoys.com H
H www.marama.it H
HAZİRAN 2015
05
EVİNİZİ THOR KORUSUN AVENGERS serisinin heyecanla beklenen filmi “Age Of Ultron” sinemalara bomba gibi düşerken, koleksiyoncular da film ile ilgili ürünleri heyecanla bekliyordu. Figürleri, eşyaları ve büstleri derken beklenmedik derecede büyük bir ürün Beast Kingdom Toys firmasından geldi. Evet, salonunuzu Thor ile paylaşmaya hazır olun. Figür kategorisinden bayağı uzak olan bu 1:1 ölçekli Thor heykeli fiberglas malzemeden üretilmiş. Çekicinden pelerinine kadar her detayın incelikle işlendiği ve gerçeğinden ayırt etmenin mümkün olmadığı bu “figür” özel standı ile birlikte tam 1.85 boyunda. Her eve bir Thor sloganıyla yola çıkan üretici şirket, bu devasa heykeli 7.100 doları olan herkese göndermeye hazır. Teslimatlar ekim ayından sonra gerçekleşecek. Saygıyla önünde eğiliyoruz Odin’in oğlu. H www.entertainmentearth.com H
KAZI/İŞARETLE ATLAS KENDINIZI sıkı bir dünya gezgini ve sanatsever olarak görüyorsanız, Lebedev Studio’nun hazırladığı bu oyuncaklı atlas tam size göre! Bu muzip arkadaşlar “Ben Buradaydım” kazı/işaretle atlas ile dünyada nereleri gördüğünüzü cümle aleme afişe etmenin çok enteresan bir yolunu bulmuşlar. Odanızın, ofisinizin duvarına asabileceğiniz poster boyunda hazırlanmış olan bu atlas üzerinde dünyadaki tüm ülkeler gümüş folyo ile kaplı! Tıpkı kazı/kazan kuponu gibi... Sizin tek yapmanız gereken gidip gördüğünüz ülkeleri bir bozuk para ile kazıyarak “işte ben buradaydım” demek!
H http://store.artlebedev.com H
GERİLİM KRALINDAN SON BOMBA EN SEVDIĞIMIZ yazarlardan Stephen King’in yeni romanı Diriliş, geçtiğimiz ay Türkçe olarak piyasaya çıktı. Hemen konuya göz atalım: New England’ın ufak bir kasabasında küçük bir çocuk ile kasabanın yeni rahibi arasında gizli bir takıntıyı temel alan derin bir bağ oluşur. Ancak, ailesinin başına korkunç bir felaket gelen genç rahip Tanrı’yı lanetleyerek kasabayı terk eder. Aradan yıllar geçer. Artık bir yetişkin olan küçük çocuk, parçası olduğu rock gruplarıyla bütün ülkeyi dolaşırken eski dostu ile tekrar karşılaşır ve bu karşılaşma şeytanın bile aklına gelmeyecek bir anlaşmayla perçinlenir... Elli yıllık bir dönemi anlatan ve Stephen King’in şimdiye dek yazdığı en dehşet verici sonla noktalandığı söylenen Diriliş’i mutlaka okuyun!
MANGALCILARA GÜZEL HABER STEAKCHAMP fotoğraflardan da görebileceğiniz üzere bir et termometresi. Klasik termometrelere göre farklı bir mekanizma kullanan SteakChamp, derece yerine etlerin pişme durumlarını LED ışığıyla gösteriyor. Yani az pişmiş, orta az pişmiş, orta ve iyi pişmiş gibi durumlarda yanan LED ışığıyla etin durumunu anlıyorsunuz. Paslanmaz çelikten üretilen her bir Champ, 1000 adet ete kadar sorunsuzca kullanılabiliyor. Entegre edilmiş ısı ölçüm mekanizması bulunan ürün, içine yerleştirilmiş sensörleri kullanarak etin durumunu net olarak gösteriyor. Üstelik sadece dana etinde değil, bu ürünü kuzu, ördek ve hatta somonda bile kullanabilirsiniz.
H www.steakchamp.com.tr H
06
HAZİRAN 2015
CAMARO TAM GAZ 80’LER aksiyon filmlerinde gerek esas oğlanın kullandığı araç olsun, gerekse arka planda duran, yanan ya da başına türlü türlü işler gelen figüran araç olsun, Chevrolet Camaro, Amerikan kültürünün ikon parçalarından birisi. Yakın zamanda Transformers filmlerinde Bumblebee olarak da görünen ve ününe ün katan bu Amerikan klasiği, 2016 modeli ile de hız kesmiyor. Transformers’ın son filminde de görme şansına eriştiğimiz ve Chevrolet’in altıncı jenerasyonu olan bu yakışıklı yol canavarı, yeni eklenen özellikleriyle yine aklımızı başımızdan aldı. 6 farklı motor ve 2 farklı vites seçeneği bulunan yeni Camaro’nun en etkileyici ve hızlı olan motoru 6.2 V8, sadece 455 beygircik güç üretiyor. İç tasarımında da geliştirmeler bulunan yeni Bumblebee kesinlikle görülmeye değer.
H www.chevrolet.com H
SON BAŞVURU 23 KASIM YURTBAY Seramik’in bu yıl 3. kez düzenlediği “Zeki Yurtbay Tasarım Yarışması” başladı. “Doğadan Sanata Sen Tasarla” sloganı ve “Doğa” teması ile düzenlenen yarışma, Mimarlık, Güzel Sanatlar, Sanat ve Tasarım Fakülteleri’nde 2014-2015 Bahar Yarıyılı itibariyle öğrenim gören önlisans, lisans ve lisansüstü öğrencileri arasında düzenleniyor. Dereceye giren üç genç tasarımcı ve beş eşdeğer mansiyon eser sahibi kişi veya ekip para ödüllerinin sahibi olurken, yarışmanın birincisine ayrıca Unicera 2016 Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda, Yurtbay Seramik standında tasarımının üretilerek sergilenmesi imkânı sağlanıyor. Yarışmaya son başvuru tarihi ise 23 Kasım. H www.dogadansanatasentasarla.com H
KAPTAN GİBİ HİSSEDİN SADECE 60 dolara artık siz de en az Kaptan Amerika kadar cool görünebileceksiniz. Fotoğrafta gördüğünüz harika sırt çantası, Age of Ultron filminde kullanılan kalkanın birebir ölçekte ve sert plastikten yapılmış versiyonu. Üstelik yine filmde gördüğünüz kayışlarla birlikte size geliyor. Kayışın üzerine işlenmiş Marvel ve Kaptan amblemleri ise son derece şık bir görüntü veriyor. İçinde bir laptop ve tablet gözü de olan bu çanta ile kendinizi gerçekten “süper” hissedeceksiniz.
H www.thinkgeek.com H
TAKİP ET BENİ LILY GÜN geçmiyor ki bir bilim kurgu fikri daha gerçek olmasın. Drone teknolojisinin artık zirve yaptığı günümüzde -tam da bir helikopter drone daha neler yapabilir dediğimiz anda- karşımıza drone’ların en akıllısı Lilly çıkıverdi. Ne farkı mı var Lilly’nin? Şöyle anlatalım: Bunda tek yapmanız gereken Lily’i havaya fırlatmak. İşte bu kadar basit. Fırlatıldığı andan itibaren çalışmaya başlayan ve üstünüzde taşıyacağınız verici ile senkronize bir şekilde sizin her hareketinizi kamerası ile kaydeden bu drone, ayrıca su geçirmez özelliğe sahip. Saatte 40 km hıza ulaşabilen ve 20 dakika uçabilen Lily, sizi yaklaşık 30 metre yükseklikten takip ediyor. Bundan iyisi henüz yok.
H www.lily.camera H
YurtbayPostkolik20x31ilan.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
16/05/15
12:56
08
HAZİRAN 2015
10 SÜPER TATİL ÖNERİSİ Yaz geldi ve tatil planları başladı. Yılın tüm yorgunluğunu üzerimizden atacak bu keyifli günlerde seçiminizde yardımcı olabilmek için kapak konumuzu yurtdışındaki tatil rotalarına ayırdık. Her birine tek tek gittiğimiz bu süper yerlerden asla pişman olmayacaksınız. n Özüm Kasapoğlu (Küçük Martha) SYMI ADASI Gitmesi dert, dönmesi dert bir Yunan adası olan Symi, bir süre sonra sizde bağımlılık yapabilir. Bodrum üzerinden Rodos feribotuna binerek toplamda 2 saat kadar süren feribot yolculuğu sonrasında ya da Fethiye’den doğrudan 20 dakika süren bir feribot yolculuğu ile Symi’ye ulaşabilirsiniz. Gitmesi dert diyoruz çünkü özellikle Bodrum’dan her istediğiniz saatte ya da günde feribot bulamıyorsunuz. Ancak Symi, kendisine daha yaklaştığınız anda denizin rengi ve çok iyi korunmuş mimarisi ile sizi büyüleyecek. İşte tam da bu nedenle dönmesi dert bir ada. Feribottan indiğiniz anda kendinizi adanın merkezinde bulacaksınız. Merkez, küçücük ve bir kıyı şeridine dizilmiş sıra sıra rengarenk evlerden ve restoranlardan oluşuyor. Denizi çok temiz olduğu için merkezden bunaldığınızda denize girebilirsiniz. Ancak plaj anlamında mutlaka gitmeniz gereken iki yer Aga Marina ve Aga Georges! Aga Georges’da tesis yok, Aga Marina da ise tesis var. Plajlara ulaşım deniz taksi ile sağlanıyor. Saatlerini mutlaka gider gitmez öğrenin. Gitmişken denemeniz gereken restoranlar ise, Mythos Restaurant-Stavro Chef, The Panthelis Restaurant, Tholos Restaurant ve
SYMI ADASI
HAZİRAN 2015 Ristorante La Vaporetta. Temmuz ve Ağustos aylarında adeta Türk turistlerin istilasına uğrayan adanın en güzel zamanının Eylül başı olduğunu da bir not olarak size bildirelim.
09
CAPRİ ADASI
CAPRİ ADASI İtalya’nın en güzel yerlerinden biri olan Capri Adası’na Napoli üzerinden feribot ile ulaşabilirsiniz. Feribot saatlerini internet üzerinden öğrenip, bilet rezervasyonunuzu mutlaka öncesinden yapmanızı tavsiye ederiz. Özellikle Ağustos ayı İtalyanların tatil dönemi olduğundan, Capri Adası yerli turist akınına uğruyor. Bu nedenle İtalya’daki herhangi bir yer için plan yaparken Ağustos ayının kalabalıklığını ve yüksek fiyat ihtimalini düşünmekte fayda var. Capri Adası, Capri ve Anacapri diye iki bölgeye ayrılıyor. Capri feribottan indiğiniz bölge, Anacapri ise adanın yüksekte kalan diğer tarafı oluyor. Eğer motosiklet kullanmayı biliyorsanız Capri Adası’nda mutlaka bir motosiklet kiralayın deriz. Yolların darlığına ve o yollardan iki aracın milimetrik hesaplarla nasıl çılgınca geçtiğine inanamayacaksınız. Bizim dolmuş mantığıyla neredeyse her 15 dakikada bir Capri merkezden birçok yere otobüs var. Aynı şekilde Anacapri’den de ulaşım bu şekilde gayet rahat. Fakat taksinin çok pahalı olduğunu söylememiz gerek. Capri’de mutlaka gidilmesi gereken restoranlar ise Ristorante Il Riccio ve Da Paolina Lemon Trees. Il Riccio’da akşamüzeri terasında deniz ve kokteyl keyfi yapabilir, yüzerek 5 dakika uzaklıktaki Grotta Azurra’yı deneyimleyebilir, Da Paolina’da ise muhteşem limon ağaçlarının altında harika bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Capri’de denize girmenin en kolay yolunun da tekne kiralamak olduğunu söylemeliyiz. Küçücük motorlu tekneleri 10 dakikalık bir eğitim sonrasında size teslim ediyorlar ve dilediğiniz koyda durarak denize girebiliyorsunuz. Kavun büyüklüğünde limonları ile meşhur olan Capri Adası’ndan limoncello almayı da unutmayınız.
ZAGREP & DUBROVNIK Hırvatistan’ın başkenti Zagrep, henüz hakkı verilerek keşfedilmemiş bir şehir. Çok modern ama bir o kadar da tarihle iç içe olan binaları ve şehir yapısıyla Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri olmaya aday. Aynı zamanda diğer Avrupa başkentlerine göre oldukça ucuz. Eğer ekonomik bir gezi gerçekleştirmek isterseniz, konaklamasından gece hayatına kadar her anlamda sizi tatmin edecektir. Özellikle modern hostelleri, ucuz birası ve kaliteli müzik anlayışı ile gece hayatı gerçekten çok
DUBROVNIK
CAPRİ ADASI
başarılı. Zagrep’ten sonra Hırvatistan’da size gerçek anlamda yaz tatili yaşatacak adres ise Dubrovnik olacaktır. Koskocaman bir kalenin içerisine inşa edilmiş bir liman şehri Dubrovnik. Kalenin içerisindeki daracık taş sokaklardan her an ortaçağdan bir karakter çıkacakmış hissi yaşıyorsunuz. Butik dükkanları, muhteşem deniz mahsulü deneyimleyebileceğiniz restoranları ve tertemiz denizi ile Dubrovnik gönlünüzü fethedecek. Dubrovnik’te mutlaka gitmeniz gereken restoranlar ise Arsenal Restaurant, Lokanda Leskerija ve Pizzeria Tabasco. Denize girmek için Copacabana Beach ve Lapad Beach gibi çok güzel alternatifleriniz olmasına rağmen mutlaka bir gün Dubrovnik’e çok yakın olan Lokrum Adası’na gitmenizi tavsiye ederiz. ZAGREP
10 Daha fazla vaktiniz varsa ve 2 saatlik bir feribot yolculuğu sizi yormayacaksa, mutlaka Mljet adasını da görün. Adanın içerisindeki turkuaz renkli gölde yüzmek gerçekten çok keyifli. Dubrovnik için en güzel zamanın ise Ağustos ayı olduğunu söylemeliyiz.
HAZİRAN 2015
AMALFI KIYILARI
AMALFI KIYILARI Dünyanın en romantik yerleri listesinde her zaman başı çeken Amalfi Kıyıları, İtalya’nın Capri Adası gibi bir başka değerli bölgesi. Bu bölge aslında Sorrento’dan başlayarak sırasıyla, Positano, Praiano, Amalfi, Ravello, Minori, Maiori ve Salerno ismindeki sahil şeridi boyunca uzanan kasabalardan oluşuyor. Positano ve Amalfi bu kasabalar arasında en popüler olanlarından. Ancak her birinin ayrı ayrı güzellikleri var. Mesela, Praiano’da günbatımını izlemeden, Ravello’da Villa Rufolo’nun bahçesinde kendinize müzik şöleni hediye etmeden, Minori kumsallarında denize girmeden ve Salerno’daki ilginç butiklerden alışveriş yapmadan dönmeyin. Bu bölgenin sizin için en büyük zorluğu ulaşım olacaktır. Bunun için özgürce seyahat edebilmeniz açısından motor ya da otomobil kiralamanızı öneririz. Konaklama konusunda ise mutlaka Positano ya da Amalfi’de kalmanız gerekmiyor, bu iki kasabada konaklama
dönüşen Mykonos, Yunanistan’ın en keyifli adalarından biri. Daha çok gece hayatıyla ön plana çıkan Mykonos, aslında oldukça romantik bir yer. Üstelik yeteri kadar erken rezervasyon yapabilirseniz oldukça ucuza geçirebileceğiniz bir tatil yöresi.
MYKONOS
seçenekleri popüleritesi nedeniyle oldukça yüksek fiyatlarda. Ancak diğer saydığımız kasabalardan herhangi birinde de kalıp gün içerisinde diğer kasabalara gidip gelebilirsiniz. Ravello’yu bu anlamda şiddetle tavsiye ederiz. Amalfi’nin en güzel tarafı aynı Capri Adası’nda olduğu gibi tekne kiralayabiliyor olmanız. O tekne ile Positano’ya kadar gidebilirsiniz. Dilediğiniz koyda durup dilediğiniz gibi denizin keyfini çıkartabilirsiniz. Bu bölgede -yakınında bulunan volkanik dağ nedeniyle kayalık bir bölge olduğundan-kafanızda alışık olduğumuz türden kumsallar canlanmasın. Genellikle taşlık plajlar sizi bekliyor olacak. Bu bölgede mutlaka gidilmesi gereken restoranlar ve özel mekanlar, Ristorante Il Giardiniello/Minori, La Zagara/ Positano, Trattoria Pizzeria Cumpa Cosimo/ Ravello, Ristorante La Torre Normanna/Maiori, Trattoria “Da Lorenzo”/Scala, Hotel San Pietro /Positano ve BAI (Birra Atigianale Italiana)/ Salerno. Bu bölgeye gidip de bölge şaraplarını denemeden ve bol bol cannoli yemeden sakın dönmeyin.
MYKONOS İstanbul’dan yapılan doğrudan uçuşlar sayesinde en yakın tatil cennetlerinden birine
Adanın, rüzgardan korunmak ve eskiden korsan saldırılarından halkın korunmasını sağlamak amacıyla yapılmış daracık ve labirent şeklinde sokaklardan oluşan bir merkezi var. Mykonos Little Venice denilen bölge ise, denize sıfır kafelerin ve restoranların
bulunduğu bir yer. Bölge özellikle akşam saatlerinde çok yoğun oluyor. Denizden sonra bu bölgede zevkinize göre bir şeyler yiyebilir veya günbatımında, manzaraya karşı kahvenizi ya da şarabınızı içebilirsiniz. Adanın en popüler plajları ise sırasıyla Kalafatis Beach, Paradise Beach,Super Paradise Beach ve Elia Beach. Kalafatis Beach ve Paradise Beach genellikle gündüzden başlayıp gece boyunca devam eden DJ performansları ve çılgın partileri ile ünlü. Bu arada geleneksel Yunan yaşantısının nasıl devam ettiğini görmek isterseniz, küçük bir yunan köyü olan Ano Mera’yı ziyaret edebilirsiniz. 1542 yılında yapılan Panagia Tourliani Manastırı ise bu köyün en tarihi ve görülmeye değer yapılarından birisi. Tabi ki görmeden dönülmemesi gereken bir diğer yer ise o meşhur yel değirmenleri. 16. yüzyıldan bugüne kadar sapasağlam gelmiş ve şuanda adanın en romantik noktalarından biri haline dönüşmüş yel değirmenleri adanın merkezinde bulunan Chora bölgesinde yer alıyor. Mykonos, hatırı sayılır derecede büyük bir ada ve plajların çoğu merkezden uzakta. Bu nedenle özgürce gezmek için ATV, motor ya da araç kiralamanızı tavsiye ederiz. Türk turistler tarafından da en çok bilinen ve tercih edilen meşhur Mykonos Nammos restorana da mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneririz. AtlasGlobal’in Mykonos seferleri 19 Haizran’da başlıyor ve haftanın altı günü sefer olacak.
SAN SEBASTIAN Dördü Fransa üçü İspanya topraklarındaki 7 eyaletten oluşan Bask bölgesinin kültür başkenti olan San Sebastian, özellikle SAN SEBASTIAN
HAZİRAN 2015 Fransa’dan kuzey İspanya’ya yapılacak tren yolculuklarında ya da Bilbao üzerinden yapılacak İspanya gezilerinde uğranması gereken bir nokta. Bu yazlık şehir yemekleriyle ve deniz keyfiyle öne çıkıyor olsa da, ziyaretçilerine tarihi ve kültürel zenginlikler de sunuyor. Özellikle okyanus kıyısında olmasının verdiği avantajla sörf meraklılarının ilgisini çekiyor. En önemli ve gözde plajı olan La Concha Plajı, deniz kum ve güneşin tadını çıkarmak, hem de şarap eşliğinde kumsalda günbatımını seyretmek için ideal noktalardan biri. Şehrin mutlaka görülmesi gereken yerleri arasında ise, Kursaal Köprüsü ve Kursaal Sarayı, Monte Urgull, Buen Pastor Katedrali ve Belediye Binası yer alıyor. Eğer seyahatiniz Eylül ayının sonuna denk geliyor ise, her yıl düzenlenen uluslararası San Sebastian Film Festivali’ne denk geleceğinizi, bu nedenle konaklama fiyatlarının çok yükseleceğini ve şehrin çok kalabalık olacağını da hesaba katmayı unutmayın. Bask Mutfağı, İspanya’nın en zengin mutfaklarından biri ve San Sebastian da kesinlikle bunun en önemli merkezi. Deniz mahsulleri, şarküteri ürünleri, et yemekleri, kahvaltılıklar, özel şaraplar… Bir bar yiyeceği olan ve yöredeki tüm tatları dilim ekmekler üzerinde sunan “pintxo”lardan (pinço) denemeyi, “Txakoli” adı verilen yöreye özgü beyaz şaraplardan tatmayı ve özellikle gençlerin gece dışarı çıkmadan önce tükettikleri şarap ve kolanın eşit miktarda karıştırılmasından meydana gelen “Kalimotxo”yu denemeyi sakın ihmal etmeyin.
SAINT-TROPEZ Fransız Rivierası’nın gözbebeği olan bu belde, 1956 yılında Brigitte Bardot’un oynadığı “Ve Tanrı Kadını Yarattı” filmi ile meşhur oldu ve bu tarihten sonra dünya jet sosyetesinin en sevdiği yerlerden biri haline geldi. Yılda yaklaşık 300 gün ışık alan bu bölge tarihi boyunca birçok ünlü sanatçı ve ressama da ev sahipliği yaptı. Hala dünya jet sosyetesinin bir numaralı tatil beldesi olarak görülüyor. Tabi ki Saint-Tropez’i onlar gibi yaşamak isterdiniz biliyoruz, ama bu durum bu güzel şehri görmek için bir engel değil onu da biliyoruz. Saint-Tropez’de zenginlikten ötürü toplu ulaşım aracı bulunmuyor. Sokaklar
11
SAINT-TROPEZ
çok dar ve tarihi eski şehir bölümünde araç girişine izin verilmiyor. Eğer özel aracınız ile gelirseniz, liman bölgesinde bulunan otoparka otomobilinizi park ederek, gezmeye başlayabilirsiniz. Quai Jean Jaurès ve Quai Suffren isimli sahil caddelerinde bulunan kafelerde manzara eşliğinde kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Trafiğe kapalı alışveriş caddesi Rue Georges Clemenceau’den ve Salı/Cumartesi günleri Place des Lices’de kurulan pazardan alışveriş yapabilirsiniz. Eğer Temmuz ve Ağustos ayında buraya gelmek isterseniz, Nikki Beach gibi, sıra sıra dizilmiş beach club’lardaki dünyaca ünlü DJ’lerin partilerine katılabilir, kumsalda güneşlenirken bir anda bulunduğunuz mekanda iç çamaşırı defilesi başlamış olduğunu görebilirsiniz. Beach club’ların girişi popüleritesine göre THASOS
THASOS
değişiyor ve ortalama 80 Euro civarında. Bunun haricinde denize girmek isterseniz Pampelonne civarındaki halk plajlarını deneyebilirsiniz. Saint-Tropez sahil şehri olmasının verdiği avantaj ile taze deniz mahsulü konusunda çok başarılı. Dolayısıyla küçük- büyük her restoranda gönül rahatlığıyla güzel deniz mahsulü tüketebilirsiniz.
THASOS İstanbul’dan kara yolu ile İpsala sınır kapısından çıkıp yaklaşık olarak toplamda 8 saat sonra ulaşabileceğiniz bir cennetten bahsedeceğiz size. İster özel aracınızla isterseniz otobüsle ulaşım sağlayabilirsiniz. Ancak özel aracınızla gitmeyi planlıyorsanız yanınızda bulundurmanız gereken bazı evraklar var. Bunlardan biri Uluslararası Taşıt Belgesi yani “Turing”, bir diğeri ise sigorta. Tüm bunları www.turing.org.tr adresinden halledebilirsiniz. Geçerli bir vizeniz ve yurtdışı çıkış harç pulunuz da varsa sınır kapısından sorunsuz bir şekilde geçebilirsiniz. Gelelim bu adanın yerine. Thasos, Kavala’ya çok yakında bulunan küçük bir Yunan adası. Kavala’dan ya da Keramoti üzerinden araçlı feribotla 35 dakika süren bir yolculuğun ardından ulaşabilirsiniz. Thasos’un çevresi toplamda araçla 2 saatte gezilebiliyor. Dolayısıyla özgürce gezmek adına aracınızla geçmeniz ya da oradayken araç kiralamanızda fayda var. Feribottan indiğiniz bölge Limenas yani liman bölgesi olarak geçiyor. Burada bir çok kafe ve restoran mevcut. Thasos kendi içerisinde bir çok köyden oluşuyor. Yalnızca kıyı şeridinde değil dağ eteklerinde de görülmesi gereken çok güzel köyler bulunuyor. Bu yüzden Kezavati, Potamia ve Panagia’ya mutlaka gidin. Plaj konusunda ise, Avrupa’daki bir çok ünlü plaja taş çıkartacak temizlikte ve doğal güzelliğiyle Marble Beach yani Mermer Plajı’nı öneririz. Plaj tamamen beyaz mermer parçacıklarıyla kaplı olduğu için bu isim verilmiş. Dolayısıyla bembeyaz bir plaj üzerine masmavi bir deniz görüntüsü sizi karşılamış oluyor. La Scala denilen plaj bölgesi ise tesis ağırlıklı ve daha çok bizim Türkbükü’nü andırıyor. Aliki Beach ise bir diğer görülmesi gereken doğal güzellikteki plajlardan. Thasos genel itibariyle çok ucuz bir ada. Yemeklerden plaj girişlerine, gece hayatından konaklamasına kadar Türkiye ile kıyasladığımızda bizim için çok kıymetli kalıyor. Deniz mahsulü ve oğlak çevirme Thasos’ta en popüler yiyeceklerden. Özellikte Panagia köyünde oğlak çevirme yemeden dönmeyin.
12
HAZİRAN 2015
HALKIDIKI
HALKIDIKI Selanik’e yaklaşık 1 saat uzaklıkta bulunan Halkidiki, aslında Kassandra, Sithonia ve Athos adında üç yarımadadan oluşan bir bölge. Tüm Halkidiki’yi gezmeye kalkarsanız 10 günlük bir tatil süresi ayırmanız gerekebilir. Kassandra denilen Halkidiki’nin batısında yer alan yarımadada bolca lüks otel, gece kulübü ve plaj yer alıyor. Bu bölgede lüks konaklama seçenekleri daha fazla bulunurken, sakinlik ve huzur arayanlara da farklı seçenekler sunuyor. Özellikle hafta sonları plajlarda büyük partiler düzenleniyor. Sithonia denilen kısım ise, yarımadanın ortasında kalan, Kassandra’ya kıyasla daha fazla az keşfedilmiş sahil ve alternatif tesisleriyle dikkat çekiyor. Burada birçok kamping alanı bulunmakla beraber, guesthouselar da oldukça fazla. Athos denilen bölge ise, Kutsal Athos Dağı’nın bulunduğu ve Yunanistan’ın tarih boyunca en kutsal yerlerinden biri olarak biliniyor. Osmanlı döneminde de özerkliğini koruyan bölge Ortadokslar için bir nevi Vatikan’dır. Ziyaret etmek için Selanik‘teki özel bürolarına başvurup vize benzeri bir belge almak gerekiyor. Başka bir ilginç nokta ise kadınların girmesinin yasak olması. Görülmesi gereken plajlar Polychrono, Karidi Beach, Armenistis Beach, Kavourotripes (Orange Beach) ve Psakoudia Beach’dir. Sousourada Afytos’ta romantik bir akşam yemeği ve Trizoni’de midyeli risotto yemeden, günbatımında Nea Fokea’da şarap eşliğinde keyif yapmadan sakın dönmeyin.
CINQUE TERRE İtalya’nın Cenova’dan başlayıp Portovenere’ye kadar uzanan sahil şeridi birbirinden güzel köyleri, kasabaları ile mutlaka görülmesi gereken güzellikte bir yer. Beş ülke anlamına gelmesine rağmen Monterosso, Vernazza, Corniglia, Manarola ve Riomaggiore isminde
beş adet yan yana dizilmiş köyden oluşan Cinque Terre, bu kıyı şeridinde yer alıyor. Otelinizi Cinque Terre köylerinden birinde ayarlamak istiyorsanız kesinlikle en uygun olanı Monterosso olacaktır. Sokakları ve aksam için birçok güzel restoran seçeneği bulunuyor. İlk köy olduğu için tekne turlarının da başlangıç noktası burası oluyor. Her sabah saat 10:00’da tüm köyleri dolaşan tekneler buradan kalkıyor. Vernazza ise daha dar sokaklara ve daha az çeşitliliğe sahip diyebiliriz. Köyün yukarıdan manzarasını izlemek için tepedeki kuleye 1,5 Euro verip çıkılabilirsiniz ama kesinlikle en iyi manzara için Vernazza’dan Monterosso’ya giden patika yürüyüş yolunu tavsiye ederiz. Patika yolda biraz ilerledikten sonra tüm kasabayı karşıdan görebileceğiniz muhteşem bir manzara ile
karşılaşıyorsunuz. Corniglia ise Cinque Terre köylerinin içinde en küçük olanı. Bu köy biraz yukarıda olduğu ve denize kıyısı bulunmadığı için tekne ile ulaşamıyorsunuz. Motosiklet kiralamadıysanız tek ulaşım yolu tren. Corniglia istasyonunda trenden indikten sonra 10-15 dakika kadar merdiven tırmanarak köye ulaşabilirsiniz. Riomagiorre ile Manarola arasında Via d’amore (aşk yolu) olarak adlandırılan, dağın yamacından gidilen, yaklaşık 1 km’ilk, çok zor olmayan bir yürüyüş yolu bulunuyor. Bu yolu tamamladığınızda sizi Tirattoria dal Billy isimli muhteşem bir restoran karşılayacak. Patika yolun bitiminde, hemen şehre vardığınız yolun üzerindeki bu restoran Cinque Terre gezisinde mutlaka uğranması gereken bir yer. Ev yapımı makarnalarını ve deniz ürünlerini denemeden dönmeyiniz. CINQUE TERRE
AG MYKONOS ILAN 20x31 WBR BASKI.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
5/25/15
3:42 PM
14
HAZİRAN 2015
DISNEY’LE MUHTEŞEM İKİ YIL! Tüm zamanların en önemli sinema ve eğlence markalarından Disney, geçtiğimiz ay 2015-2017 sinema programını açıkladı. Listede büyük çoğunluğunu heyecanla beklediğimiz birbirinden iddialı onlarca film var! Az laf çok film diyelim ve sizleri kronolojik listemizle baş başa bırakalım. n Erdem Tatar INSIDE OUT (2015) Disney, her yıl çok farklı konseptlerde animasyon filmler yaparak sınırları zorlamaya devam ediyor. Inside Out bu hususta belki de bugüne kadar çekilmiş en ilginç konseptlerden birini barındırıyor. Film, vücudumuzu kimyasal tepkimelerle kontrol eden farklı hormonların dünyasını bize genç bir kızın yaşantısı üzerinden anlatacak. Bu enteresan animasyon yapım, 19 Haziran’da vizyona giriyor.
Bridge of Spies
ANT-MAN (2015) Marvel’ın süper kahramanları Disney’in himayesine girdiklerinden beri çok popülerler. Disney de bu gücü daha az bilinen kahramanları ön plana çıkarmak için avantaja çeviriyor. Aksiyon dolu bir süper kahraman yapımı olacağını öngördüğümüz Ant-Man, adından da anlaşılabileceği gibi özel kostümü sayesinde karınca boyutlarına küçülebilen bir maceraperestin yaşadıklarını anlatacak. Filmin başrolünde Paul Rudd, Michael Douglas ve Evangeline Lilly var. 17 Temmuz’da vizyonda!
BRIDGE OF SPIES (2015) Disney zaman zaman sevimli ve fantastik dünyalardan kopup hayatın tüm gerçekliğini gözler önüne seren yapımlara da geniş yelpazesinde yer veriyor elbette. Yaşayan en büyük sinemacılardan Steven Spielberg’ün yönettiği Bridge of Spies, Soğuk Savaş yıllarında CIA tarafından Sovyetler Birliği’ne esir düşmüş Amerikan pilotunu kurtarmakla görevlendirilen bir avukatın yaşadıklarını anlatıyor. Tom Hanks’in başrolünde olduğu film 16 Ekim’de vizyona girecek.
olan bu film, henüz vizyona girmesine altı ay varken bile tüm dünyayı etkisi altına almış durumda. Postkolik ekibi olarak biz de heyecanın doruklarındayız ve hemen her gün filmin fragmanını tekrar tekrar seyrederek heyecanımızı bastırmaya çalışıyoruz! Özel Star Wars kapağımız da yolda!
STAR WARS THE FORCE AWAKENS (2015) Bu yılın hiç şüphesiz en merakla beklenen filmi, yeni Star Wars üçlemesinin ilki olan The Force Awakens. Orijinal üçlemenin en sevilen karakterleriyle yepyeni isimler arasında köprü kuracak
THE GOOD DINOSAUR (2016) Tarih öncesi çağlara yolculuk yapmaya ne dersiniz? Devasa bir dinozor ve sevimli bir çocuğun eğlence ve dostlukla pekişen maceraları eminiz hem küçüklere hem de büyüklere keyifli bir seyirlik olacak. Pixar’ın deneyimli ve Oscar ödüllü kadrosu kolları sıvayıp bu animasyon filme giriştiklerine göre sonucun muhteşem olması kaçınılmaz!
HAZİRAN 2015
15 ailesi ve arkadaşlarını aramaya çıkacak. Ellen DeGeneres, Diane Keaton, Albert Brooks ve Eugene Levy’nin yer aldığı zengin seslendirme kadrosu bizi okyanusta yeni maceralara götürecek.
CAPTAIN AMERICA CIVIL WAR (2016)
THE FINEST HOURS (2016) Gerçek bir kurtarma operasyonunu konu alan The Finest Hours’da okyanus ortasında yaşanan bir fırtına ertesinde batma tehlikesiyle karşı karşıya kalan petrol tankerini ve hayatta kalan mürettebatı kurtarmaya çalışan sahil güvenlik ekibinin yaşadıklarını izleyeceğiz. Chris Pine, Eric Bana ve Casey Affleck gibi oldukça yetenekli oyunculardan oluşan kadrosuyla gelecek yılın iddialı yapımlarından olacak.
Siz bakmayın filmin adının Captain America olduğuna, Marvel’ın “üçüncü dönem” olarak adlandırdığı film serisinin ilkinde sevdiğimiz pek çok süper kahraman bir araya gelecekler hem de birbirlerine karşı! Iron Man, Scarlet Witch, Black Widow, Hawkeye, Winter Soldier, War Machine ve beyazperdeye bu filmle dönecek olan Spider-Man’le resmen şov yapacağa benziyor Civil War!
THE BFG (2016) Tüm zamanların en sevilen çocuk kitabı yazarlarından Roald Dahl’ın ölümsüz eseri The Big Friendly Giant sinemaya uyarlanıyor! Steven Spielberg’ün yönetmen koltuğunda olacağı filmde bir kız çocuğu, İngiltere kraliçesi ve iyi kalpli bir dev, kötü devleri insanların dünyasından kovmak için tuhaf bir maceraya atılacaklar. Siz bu satırları okurken filmin çekimleri başlamış olacak, sevimli bir serüven izleyeceğiz şüphesiz.
ALICE THROUGH THE LOOKING GLASS (2016)
ZOOTOPIA (2016)
Alice in Wonderland’in başarısı üzerine devam filminin gelmemesi düşünülemezdi. Bu defa yönetmen Tim Burton yerine James Bobin olacak, kendisini Muppets filmlerinden tanıyoruz. Kadro ise ilk filmin pek çok yıldızını barındırıyor. Johnny Depp, Anne Hathaway, Helena Bonham Carter, Alan Rickman, Mia Wasikowska, Sacha Baron Cohen ve Michael Sheen bizi yeniden masalsı diyarlara götürecekler.
Macera dolu bir fabl izlemeye ne dersiniz? Eğer cevabınız evetse, bu aksiyon dolu animasyon filmini ajandalarınıza not almalısınız! Zootopia kentinde kısa yoldan köşeyi dönmeye çalışan kurnaz bir tilkinin işlemediği suç üzerine kalınca, gözü pek dedektif tavşan da kendisinin peşine düşüverir. Basit bir kovalamaca olarak başlayan hikaye, ikilinin yolları kesiştikten sonra bambaşka bir hal alacaktır!
THE JUNGLE BOOK (2016) Disney’in en sevilen animasyon filmlerinden olan The Jungle Book, günümüzün benzersiz animasyon tekniğiyle yeniden çekilip vizyona girecek. Animasyon filmin yönetmenliğini ilk iki Iron Man filmini yöneten Jon Favreau üstleniyor. Filmin seslendirme kadrosuysa inanılmaz! Scarlett Johansson, Idris Elba, Ben Kingsley, Bill Murray ve Christopher Walken! Daha ne olsun?
FINDING DORY (2016) Tüm zamanların en sevilen Pixar filmlerinden olan Finding Nemo’ya bambaşka bir karakter üzerinden devam filmi geliyor! İlk filmi hatırlayanlar unutkan mavi balık Dory’i gülümseyerek anımsayacaklardır. İşte bu filmde baş kahramanımız tüm unutkanlığıyla
PETE’S DRAGON (2016) Disney bitpazarına nur yağdırmaya devam ediyor. Klasikleşmiş serüven filmlerinden biri olan Pete’s Dragon eminiz günümüz teknolojisiyle çekildiğinde muhteşem bir şölene dönüşecek. Orijinalinin yeri kalbimizde baki kalacak olsa da, bu yeniden çevrimi merakla bekliyoruz. Bryce Dallas Howard, Robert Redford, Wes Bentley ve Karl Urban’ın yer aldığı kadro da merakımızı körüklüyor.
DOCTOR STRANGE (2016) Disney yepyeni bir Marvel karakterini daha beyazperdede tanıtacak ancak bu defa ki çok farklı! Süper güçlerinden ziyade büyü yetenekleri olan ve paralel evrenler arası seyahatler yapan eksantrik karakter Doctor Strange eminiz süper kahraman filmlerine mesafeli olanların bile ilgisini çekecek. Tabii bunda dünyaca ünlü aktör Benedict Cumberbatch’in başrolde olmasının da payı büyük.
16
HAZİRAN 2015
hemen her şeyi sıfırdan başlatacağını ama favori karakterlerimizin büyük bölümünün döneceğini müjdelediler bile. Oyuncaklara emanet edeceğiz neşemizi.
Moana
STAR WARS EPISODE VIII (2017)
Ghost in the Shell
MOANA (2016) Disney’in en önemli alametifarikalarından biri hiç şüphesiz ki prensesleri. Bugüne dek hem geleneksel masallardan hem de orijinal animasyon filmlerden çıkan prenseslerin popüler kültürdeki yeri tartışılmaz. 2016 yılındaysa Disney tüm dünya ya en yeni prensesi Moana’yı tanıştıracak. Filmde azimli bir kaşif olan Moana’nın yarı tanrı olan maceracı Maui ile çıkacağı deniz yolculuğunu seyredeceğiz.
GHOST IN THE SHELL (2017) Tüm zamanların en çok sevilen Japon animasyon yapımlarından olan emsalsiz bilim kurgu klasiği Ghost in the Shell’in Amerikan sinemasına nasıl uyarlanacağını merakla bekliyoruz. Başrolünü Scarlett Johansson’ın oynayacağı filmde yarı insan yarı makine bir polisin tüm insanlığı tehdit eden bir hacker’ın peşine düşmesini izleyeceğiz. Milyonlarca Ghost in the Shell hayranı geri sayıma başladı bile!
GUARDIANS OF THE GALAXY 2 (2017)
STAR WARS ANTHOLOGY ROGUE ONE (2016) Disney, Lucasfilms’i satın aldığından beri Star Wars markası üzerinde gece gündüz demeden çalışıyor. Yeni üçlemenin yanı sıra Star Wars evreninde geçen, farklı karakterlere ait maceraları konu alan Anthology serisinin de ilk filmini gelecek sene izleyeceğiz. Rogue One, Deathstar’ın inşa planlarını çalmak için yola çıkan isyancı bir X-Wing filosunu Star Wars sevenlerle buluşturacak.
BEAUTY AND THE BEAST (2017) Tüm zamanların en çok sevilen animasyon filmlerinden olan Beauty and the Beast, animasyon dünyasından sıyrılıp gerçek oyuncularla çekilecek bir sinema şaheserine dönüşecek. Emma Watson, Luke Evans, Dan Stevens, Ewan McGregor, Ian McKellen ve Stanley Tucci’den oluşan iddialı başrol kadrosu şimdiden sabırsızlanmamıza sebep oluyor!
Her yıla bir Star Wars filmi müjdeleyen Disney, yeni üçlemenin ikinci filmini bizi fazla merakta bırakmadan 2017 yılında vizyona sokacak. Bu filmin yönetmenliğini, Hollywood’un yeni gözdelerinden Rian Johnson üstlenecek. Kendisini 2012 tarihli Looper filminden hatırlıyoruz. Güç 2017 yılının sonunda da bizimle olmaya devam edecek.
Marvel evreninin pek de tanınmayan zoraki kahramanlarından oluşan Guardians of Galaxy ekibi geçtiğimiz yılın en popüler sinema olaylarından birine dönüşmüştü. Hikaye yeni karakterler ve ilk filmde çok sevdiğimiz ekibin geri dönüşüyle devam edecek. Muhtemelen 2017 yılında sinema salonlarında kahkaha ve aksiyonun eşzamanlı garantisi olacak bu devam filmi.
TOY STORY 4 (2017) Tüm zamanların en sevilen Oscar ödüllü animasyon film serisi geri dönüyor! Toy Story, yeni maceraları ve çılgın ekibiyle, küçük büyük herkesi kendine hayran bırakacak. Disney yapımcıları filmin
PIRATES OF THE CARIBBEAN DEAD MEN TELL NO TALES (2017) Çatlak korsan Jack Sparrow uzun bir aradan sonra yepyeni macerasıyla beyazperdeye geri dönecek. Johnny Depp, Geoffrey Rush ve Orlando Bloom’un yanı sıra Javier Bardem ve Kaya Scodelario da filmin geniş kadrosunda yer alacaklar. Kahkaha atarken patlamış mısırları dökmemeye gayret edin!
THOR–RAGNAROK (2017) Disney’in 2017 yılındaki son bombası Marvel evreninin en sevilen karakterlerinden olan Thor’un üçüncü filmi olacak. Ragnarok, Kuzey Avrupa mitolojisinde yıkım ve yok oluş manasına geliyor bu sebepten ötürü izleyeceğimiz en karanlık ve trajik çizgi roman uyarlamalarından biri olacağını öngörmek zor değil. Bakalım yakışıklı kahramanımız bu zorlu maceradan sağ kurtulabilecek mi?
18
HAZİRAN 2015
SÜPER BABALAR!
21 Haziran Babalar Günü... Postkolik ailesi olarak her adımımızda desteğini ve güvenini hissettiğimiz babalarımızın bu özel gününü kutlarken, keyifle okuyacağınızı umduğumuz bir süper babalar dosyası hazırladık. Herkesin babası en süper ama bunlar ultra süper! n Erdem Tatar GUIDO
MIKE HAGGAR
(LIFE IS BEAUTIFUL)
(FINAL FIGHT)
Baba gibi baba! Ne süper gücü var ne de parası. Dahası 2. Dünya Savaşı’nın göbeğinde oğluyla çaresiz kalmış bir adamcağız kendisi. Oğlu korkmasın, durumun vahimliğini anlamasın diye savaşı devasa bir oyuna dönüştüren, bir yandan güldürürken bir yandan ciğerimizi parçalayan bir deha kendisi. Unutmak mümkün değil!
Normal şartlar altında bir şehrin valisinin kızını kaçırırsanız peşinize o şehrin emniyet birimleri düşer. Bir zamanların atari salonu favorisi olan Final Fight’ta ise valinin ta kendisi, oğlunu ve kızının sevgilisini yanına alıp peşinize düşer! Bu oyuna verdiğimiz jetonların parasıyla muhtemelen apartman dikerdik!
HOMER SIMPSON (THE SIMPSONS) Televizyon ekranlarının en sevilen babası kim diye sorsanız çoğunluğun cevabı bu pedagojiden anlamayan,
gamsız, göbekli çizgi karakter olur. Simpsons efsanesinin aile direği olan Homer Simpson hemen her bölümde Bart’ın gırtlağına yapışsa da, ailesi söz konusu olduğunda cansiperane bir tavırla kendini feda etmeye kadar götürür işi!
BRYAN MILLS (TAKEN) “Eğer kızımı bırakmazsan seni ararım, bulurum ve öldürürüm.” Bu cümleyi kuran babaya bulaşmamak en iyisi! Kızını ve eski karısını Paris’te ve İstanbul’da türlü mafya ve kanunsuz adama kaptıran emekli CIA ajanı Bryan Mills en favori ve elbette belalı babalarımızdan. Başımız sıkışsa hiç çekinmeden ararız.
NED STARK (GAME OF THRONES) Westeros’un yiğidi, Stark ailesinin direği ve dizinin ilk sezonunun bahtsız kahramanı Ned Stark’ın arkasından ne kadar üzülsek az. Ailesini koruyup kollayan, kafadan hafif kontak kralı çekip çeviren Stark’ın çoluk çocuğun keyfine meze olduğu gerçeğini kabullenmemiz çok ama çok zor. Stark ailesi o günden sonra gün yüzü göremedi.
HARRY MASON (SILENT HILL) Kayıp evlatlık kızının peşinde dünyanın en tekinsiz, sisler ve canavarlarla kaplı kasabası Silent Hill’a gözü kapalı giden Harry Mason tüm video oyunu sevenlerin gözünde kahraman mertebesindedir. Metafiziğe takla attıran yaratıklarla ve ürkütücü bir tarikatla başa çıkan Mason’ın tüm bu belalarla baş ederken tek motivasyonu çok sevdiği kızına kavuşmaktı.
HAZİRAN 2015
19 coşturan rol hiç şüphesiz ki budur. Oğluyla yaşam mücadelesi veren bir babanın akıllara ziyan dramını izlerken hıçkırıklar boğazlarda düğüm üstüne düğüm olur adeta. Will Smith kadar oğlu Jaden Smith de müthiş oynamıştır.
izlerken yüreğini sıkıştıran performansıyla adeta tarih yazan Viggo Mortensen, Yüzüklerin Efendisi performansını bile katlar bu cefakar baba rolünde.
MR. INCREDIBLE (THE INCREDIBLES)
ETHAN MARS (HEAVY RAIN) Bir baba kaçırılan oğlu için ne kadar ileri gidebilir sorusunun yanıtını en iyi bilenlerdendir Ethan Mars. Playstation 3’e özel olarak çıkan Heavy Rain bir video oyunundan çok muazzam bir sinema filmine başrol yapıyordu oynayanı. Hem müthiş bir video oyunu hem de mükemmel bir karakter bir araya gelince sonuç klasik oluyor.
Babalar, evlatlarının gözünde birer kahramandır. Peki ya gerçekten süper kahraman babaların durumu nedir? Bir dönemin çok ilgi gören yapımı The Incredibles’ın aile reisi hem eğlenceli hem de otoriter mizaçlı babalardandı. Ailesi için canını ortaya koyan bu süper babayı yakında ikinci The Incredibles filminde süper ailesiyle yeniden seyredeceğiz.
HARRY STAMPER (ARMAGEDDON) Kız babası olmak zordur derler, hele ki kızınız Liv Tyler ise ve sadece erkeklerin çalıştığı devasa bir petrol kuyusunda sizinle yaşıyorsa işiniz gerçekten de zordur! Dünyayı kurtaran adam Bruce Willis’in kızıyla olan tatlı sert diyaloğu hem müthiş bir seyirlik olmuştur hem de finalde işler ciddileştikçe gerilimin dozunu yükseltmiştir.
TED KRAMER (KRAMER VS KRAMER) Mutlu bir evliliği varken bir anda hayatı tepetaklak dönen, eşi tarafından terk edilen ve sevimli oğluna bakmak için tüm yaşam tarzını değiştiren bir babayı oynuyordu Dustin Hoffman. Bu rolüyle hak ettiği Oscar ödülünü de kazanmıştı başarılı oyuncu. Baba gibi baba.
CHRIS GARDNER (THE PURSUIT OF HAPPYNESS) Will Smith’in kariyerindeki en yürek yakan, yaralara tuz basan, gözyaşlarını tsunami misali
DANIEL HILLARD (MRS. DOUBTFIRE) Babaların çocukları için yapmayacağı şey yoktur değil mi? Eşiyle mahkemelik olan Daniel, hiçbir sınır tanımaz ve kadın kılığında da olsa çocuklarına dadılık yaparak onların yanında olur. Geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan efsane oyuncu Robin Williams’ın en önemli rollerinden birini oynadığı bu film ve çizdiği baba portresi eşsizdir.
THE MAN (THE ROAD) Tüm zamanların en iyi post-apokaliptik drama filmlerinden biri olarak kabul edilen The Road’un isimsiz başrolü, oğlunu yok oluşun ve yozlaşmanın göbeğinde hayatta tutabilmek için insanüstü bir mücadele verir. İnsanın
MUFASA (THE LION KING) Afrika’da geçen bir Hamlet fablı, aslan baba Musafa’nın başına gelenler tüm dünya çocuklarını gözyaşlarına boğmuştu. Tüm zamanların en iyi animasyon filmlerinden biriydi şüphesiz The Lion King. Simba’nın babasıyla ilişkisi filmi hem gıptayla hem de yaşlı gözlerle izlememize sebep olmuştu filmi. Unutulmayacaksın Mufasa baba!
20
JOHN MARSTON (RED DEAD REDEMPTION) Tüm zamanların en başarılı western video oyunu olan Red Dead Redemption’ın baş karakteri John Marston pek çok açıdan unutulmaz bir ikondur oyun dünyasında. Henüz hiç oynamadıysanız, Grand Theft Auto’nun yapımcısı olan Rockstar Games’in bu başyapıtını muhakkak edinin ve inanılmaz hikayesine şahit olun.
HAZİRAN 2015
usta oyuncu Steve Martin’in benzersiz performansıydı. İlk film o kadar sevilmişti ki devam filminde Banks bu defa da torun heyecanı yaşamıştı.
iki çift lafım var…” cümlesiyle başlayan ve bu filmi izleyen her jenerasyonun aklına kazınan repliğiyle Yaşar Usta’nın yeri apayrıdır. İzleyene hem babalık hem de insanlık dersi veren Yaşar Usta’ya ve Münir Özkul ustaya şükran borçluyuz.
JOR EL (SUPERMAN) Süper kahramanlar için bile babaları esas kahramandır. Kripton gezegeni yok olmadan hemen önce oğlunu dünyaya gönderen Jor El için sadece baba demek az kalır, o idealist ve vizyoner bir adam. Oğlu Kal El gezegeninde Superman olsa da her daim dünyalıların iyiliğine öncelik verdi. Jor El’i sinemada Russell Crowe canlandırmıştı.
NOAH LEVENSTEIN (AMERICAN PIE) Sinema tarihinin en matrak baba figürlerinden biridir American Pie’daki Jim’in babası! Filme adını veren turta sahnesinde ergen ve azgın oğlunu uygunsuz pozisyonda basan sevimli baba Noah, film boyunca oğluna cinselliği ve ergenliği öyle komik yöntemlerle anlatmaya uğraşır ki, istemsizce kahkahalara boğulursunuz!
YAŞAR USTA (BİZİM AİLE) Türk sinema ve tiyatrosunun yaşayan efsanesi Münir Özkul bugüne kadar pek çok ölümsüz karakter canlandırdı ancak “Bak beyim, sana
GEORGE BANKS (FATHER OF THE BRIDE) Babaların babası George Banks’in olmadığı bir liste eksik kalırdı. 80’lerin en ünlü romantik komedilerinden Father of the Bride’da kız babası olmanın dayanılmaz çılgınlıklarını yaşayan karakteri ölümsüzleştiren elbette
FİKRET (SÜPER BABA) Süper Baba dosyası yapılır da en süper baba unutulur mu? Sımsıcak ailesiyle yaşadığı maceraları, hayatla ve çetrefilli oyunlarıyla mücadelesi, özlemini her daim duyduğumuz mahallesi ve komşularıyla Süper Baba Fikret, nam-ı diğer Fiko, elbette gönüllerimizin şampiyonudur. Özlemle andığımız ve ülkemizin son dönemindeki dizi enflasyonundan önceki o güzel günlerde kalan Süper Baba’nın da babalar günü kutlu olsun!
focus.lansman.20x31cm.indd 1
22/05/15 15:09
22
HAZİRAN 2015
ŞEHRİN 5 KEYİFLİ WORKSHOP ALTERNATİFİ İstanbul’umuzda, atölyeler konusunda bereketli günler yaşanmasına pek seviniyoruz. Birçok farklı konuda eğitimler veren workshop alternatiflerine, her gün bir yenisi ekleniyor. İşte sizin için seçtiğimiz bazı workshop’lar: n Eda Yenivatan DOĞAYA BULAŞ
KOKUNU YARAT
Güzel şeylerin popülerleşmesine bayılıyoruz! Son günlerde sağda solda bize göz kırpan, görenin ruhunu canlandıran teraryumlar da onlardan biri. Genellikle cam veya plastik gibi dayanıklı ve şeffaf malzemeden yapılan bu akvaryumlar, bitkilerin doğal ortamlarının yaratıldığı, minyatür habitatlar aslında. Farklı bitki türlerine göre açık ve kapalı olarak yapılan teraryumlar, iç mekanlara ferah bir hava getiren, bir nevi canlı heykeller. Üstelik bu dekoratif ürünleri tasarlaması da oldukça eğlenceli. Toprakla haşır neşir olup, doğaya ‘bulaşmak’ ve kendi küçük dünyalarını tasarlamak isteyenlere seslenelim o zaman. Yapmanız gereken, Terrarium House’un her ay düzenlenen workshoplarından birine katılıp, bu sevimli dünyaya adım atmak. Terapi etkisi olan bu deneyimi kaçırırsanız, üzülürsünüz!
Duyularınıza hitap edecek, enfes bir atölye önerisine hazır mısınız? Kentte birkaç alternatifi olan koku atölyeleri, hem bu duyumuzu daha yakından tanımamıza olanak veren, hem de kendi kişisel parfümümüzü üretmemizi sağlayan, kaçırılmaması gereken aktivitelerden. Üstelik genel kültürünüze eklenecek bilgiler de cabası. Mesela; müzik dünyasında kullanılan nota ve akor gibi terimlerin, parfümler için de kullanıldığını ya da bir parfüm satın alırken, üst üste birçok kokuyu denemenin doğru olmadığını biliyor muydunuz? Tüm bu konularla ilgili aydınlanmak isterseniz, size önerebileceğimiz iki koku uzmanı var: Vedat Ozan ve Bihter Türkan Ergül. Şahane bir deneyim fırsatı yakalamak için, bu iki ismi takipte kalın.
www.terrariumhouse.com
KAMERANI YAP Biz ‘hazıra konma devri’ çocukları, artık nerede bir el yapımı şey görsek, heyecanlanıyoruz. Bu heyecanımızı besleyecek, şahane bir atölye önerimiz var sırada. Sıkı durun! Kendi kameranızı, kendiniz yapabilirsiniz desek? Sıfırdan başlayarak, elinizdeki karton ve metal kutuları, fotoğraf makinelerinin atası Pinhole kameralara dönüştürmeniz mümkün. Üstelik eğlenceli çekimleri ve kırmızı oda deneyimlerini de içeren workshop süreci, bir hayli keyifli. E biz sizi tutmayalım! İğne deliği kameranıza kavuşmak için, Asmalımescit’teki, Bitti Gitti Atölye’ye gidiyorsunuz herhalde.
www.bittigitti.com.tr
www.kokucuk.com
ÇİKOLATANI YAP Mutfak Sanatları Akademisi ya da Sadeceçikolata Atölyesi’nden alabileceğiniz butik kurslarla, 4 saat içinde çikolata yapmanın temel prensiplerini görüp, uygulayabilirsiniz. Üstelik, Belçika kuvertürleri ve doğal malzemelerle yapacağınız çikolatalar, hiçbir katkı maddesi içermediğinden, dışardan satın aldıklarınıza göre daha sağlıklı olacaklar. Atölye sonunda da, kendi hazırlayacağınız roches, truffles ve kalıp çikolatalarla evinize dönebileceksiniz. İşin en güzel yanı da, artık öğrendiklerinizle, kendi damak zevkinize göre çikolatalar yapabileceksiniz. İçine koyacağınız malzemeler, formunun tasarımı hepsi sizin yaratıcılığınıza kalmış. Hele bir de, misafir ağırlarken “Çikolataları ben yaptım” demesi pek bir havalı, bizden söylemesi.
www.sadececikolata.com - www.msa.com.tr
DEFTERİNİ TASARLA Siz de girdiği her dükkanda, gördüğü tüm orijinal defterlere sarılanlardan mısınız? O zaman, artık kendi defterlerinizi yapmanın vakti gelmiş. Yıllardır hayatınızın kaydını tutan ve duygularınızı paylaştığınız defterleri, size özel kılmak için yapmanız gereken, Hoşaf Atölye’nin düzenlediği workshopları takip etmek. Bu eğitimlerde, farklı malzeme ve dikiş teknikleriyle, yaratıcı defterler yapmayı öğrenebilirsiniz. Rengi, dokusu ve kapağıyla baştan aşağıya sizin hikayeniz olacak bu defterleri kullanmak için sabırsızlanacaksınız. Sevdiklerinize hediye etmek için de, nefis bir alternatif olabilir. Aklınızda bulunsun.
MÜZİK H
A
Z
İ
R
A
N
2
0
1
5
GİTARLAR YETİM KALDI BLUES müziğin en büyük gitaristi B.B. King, Las Vegas’taki evinde hayata veda etti. 89 yaşında aramızdan ayrılan efsane gitaristin bugüne dek çalıştığı ve etkilediği isimler saymakla bitmez. Jimi Hendrix, Eric Clapton, Gary Moore ve U2 gibi dünya müziğinin önemli isimlerinin büyük kısmı B.B. King’in tezgahından geçti desek abartmış olmayız. Riley B. King nam-ı diğer B. B. King, ‘King’ lakabını taşıyan üç büyük Blues sanatçısından biriydi. B.B takısı; “Beale Street Blues Boy” olarak 1948’de kendisine lakap olarak verilmişti. Daha sonra lakabı “Blues Boy King” olmuş ve son olarak ise B. B. King şeklinde kısaltılmıştı. Amerikan hükümetinin de yeteneğine kayıtsız kalmadığı King, 1990 yılında George Bush’un elinden National Medal of Arts ve 2006 yılında George W. Bush’tan Presidential Medal of Freedom gibi nişanlar almıştı. 2012 yılında Beyaz Saray’da sahne aldığı
“In Performance at the White House: Red, White and Blues” adlı organizasyonda başkan Barack Obama ile Sweet Home Chicago adlı şarkıda yaptıkları düet de uzun süre konuşulmuştu. Büyük usta adına Amerika’da açılan kült kulüpler de bulunuyor. Los Angeles, Memphis ve New York’ta bulunan BB King’s Blues Club’lara ek olarak Connecticut, Orlando ve Las Vegas’ta da B.B. King’in adını yaşatan blues kulüpleri var. 1977 yılında Yale üniversitesinden müzik branşında onursal doktorluk unvanı alan B.B. King, 1980 yılında Blue Hall of Fame ve 1987 yılında Rock & Roll Hall of Fame’e katıldı. Dünyanın en prestijli dergilerinden Time ise 2009 yılında B.B. King’i gelmiş geçmiş en büyük gitaristlerden biri olarak seçti. İşte böylesine büyük bir adamdı B.B. King. Yaşamış en büyük müzik insanlarından biri olarak sonsuza kadar hatırlanacak olan ustayı saygıyla anıyoruz.
HOPARLÖRÜN HEP YANINDA PHILIPS’IN yeni su geçirmez kablosuz hoparlörü BT2200, bu yaz tatilcilerin gözdesi olacak. Isıya ve suya dayanıklı olmasıyla fark yaratan hoparlör, hafifliği ile de dikkat çekiyor. 2.8 W çıkış gücüne sahip BT2200, su üstüne bıraktığınızda sizinle birlikte suyun yüzünde kalabiliyor. Dahili şarj edilebilir piliyle istediğiniz yerde müzik dinleyebileceğiniz ürün, şık bir askıya da sahip. Pil ömrü ise 5 saat. Üstelik yerleşik mikrofonu sayesinde hoparlörünüz telefon ahizesi görevini de üstleniyor. Biri sizi aradığında müzik duraklatılıyor ve hoparlör üzerinden konuşabilmeniz sağlanıyor. BT2200’nin satış fiyatı ise 180 TL.
Š2015 Vans Inc.
26
HAZİRAN 2015
HARDCORE GERİ DÖNÜŞ! 2015 pek çok büyük geri dönüş albümü gördü ancak bu seferki bir başka olacak. İsveç’in taçsız hardcore kralları Refused, 1998 yılında yayımlanan albümleri The Shape of Punk to Come’dan bu yana suskunluğunu korumuştu. 30 Temmuz’da yayımlanacak olan Freedom adlı albümde uzun yıllar sonra bir araya gelmiş grubun nostaljik tınılarını duymayı bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Albümden yayımlanan ilk single Elektra’yı referans kabul edersek, Refused’un naftalin kokmaya hiç niyeti yok ve sert müzik tutkunlarını nakavt edecek kuvvette şarkılarla geliyorlar. Albümün prodüktörü Nick Launay daha önce Arcade Fire ve Nick Cave gibi isimlerle çalışmıştı. Bu yılın en heyecanla beklenen albümlerinden biri kesinlikle Refused’a ait!
VİSKİ FIÇISINDAN MÜZİK SARHOŞLUĞU! MÜZIK endüstrisinin en iyi gitarlarını ve teknik ekipmanlarını üreten firmalardan biri olan Fender yine süper bir işe imza atmış… Fender, viski ile müzik bileşimini yepyeni bir bakış açısıyla harmanlayarak “80 Proof Blues Junior” adlı yeni amfisini üretti. Fender’den beklendiği üzere teknik olarak her zamanki gibi mükemmel bir amfi olan 80 Proof, all-tube (lambalı) güç üretme teknolojisine, reverb özelliğine ve 12” 8-ohm Jensen P12Q marka hoparlöre sahip bir canavar… Gelelim bu arkadaşın viski ile olan ilişkisine… Buna ilişki yerine aşk desek yeridir! Zira amfinin kasası kullanılmış viski fıçılarından imal edilmiş! Buram buram kaliteli viski kokan bu baş döndürücü güzellikten sadece 100 adet üretileceğini ve bu rakamın da sadece 60 tanesinin Amerika’daki seçkin satıcılara sunulacağını söyleyelim ki, niyeti olan koşarak biletini alsın…
U2 TURNE HAZIRLIKLARINDA
KURT COBAIN’DEN YENİ ŞARKILAR SON dönemin en önemli müzik belgesellerinden Kurt Cobain: Montage of Heck’in hazırlanma süreci yepyeni bir albüme vesile oldu. Belgeselin yönetmeni Brett Morgen, filmi için araştırma yaptığı süreçte o kadar çok Kurt Cobain kaydı dinledi ki, en sonunda bu gün yüzü görmemiş kayıtların albüm olarak derlenmesi gündeme geldi. Morgen bu albüme dair “Bu yaz muazzam bir albüm yayımlayacağız ve bu albüm sayesinde insanlar Kurt Cobain’in bugüne dek duymadıkları cevherini keşfedecekler. 200 saate yakın ev kayıtlarından oluşan arşivden mükemmel şarkılar seçtik. Bu albümü dinlerken Kurt’le evinin verandasında takılıyormuş hissi yaşayacaksınız” açıklamasında bulundu. Albümün Ağustos ayında yayımlanması bekleniyor. Sabırsızlıktan eski Nirvana kasetlerimizi döndürmeye başladık bile!
BONO geçirdiği bisiklet kazasının ardından kendini toparladı ve U2 dünya turnesine çıkma hazırlıklarına başladı. Grup turne planlarını açıklarken repertuvarı ve sahnesine dair önemli detaylar da paylaştı. U2 bu turnede tarihinde ilk kez, iki perdeden oluşan konserler verecek. Konserin ilk yarısı her şehirde sabit olan bir repertuvardan oluşacak. Verilen aranın ardından sahneye dönecek olan grup ikinci yarıda hayranlardan gelen isteklere ağırlık vereceği daha serbest bir repertuvar sahneye koyacak. Bu sayede tüm konserler birbirlerinden farklı geçecek. Grup bu turneyi tamamen kapalı salonlarda düzenleyecek. Buna sebep olaraksa yeni ses sistemlerini gösteriyorlar. Artık sahne üzerindeki alışılagelmiş hoparlör düzeni yerine tavana kurulacak sistemlerle tüm ses tepeden seyircilere verilecek ve dünyada bu sistemi kullanan ilk grup U2 olacak. Henüz ülkemize gelip gelmeyecekleri belli değil ancak umarız biz de bu farklı teknolojiyi U2 şarkılarıyla deneyimleyecek yüz binlere katılırız.
HAZİRAN 2015
27
LORDE STÜDYODA İLK ALBÜMÜ Pure Heroine ile infial yaratan ve kazanmadık ödül bırakmayan Lorde, ikinci albümünün çalışmaları için stüdyoya kapandı. Pek çok farklı prodüktör ve besteciden destek gören genç yıldızın 2015’e imzasını atacağı konuşuluyor. Güzel sanatçı resmi sitesinden albüme dair “İlk albümler biriyle ilk kez tanışmaya benziyor, olumlu bir intiba bırakmak için elinizden gelen tüm çabayı sarf edersiniz ancak en nihayetinde günün sonunda söylediğiniz en dürüst şeyler kalır karşınızdakinin hafızasında. Yeni albümümü bu fikirden yola çıkarak dürüstlük üzerine kurguluyorum ve besteleyeceğim her şarkının beni dinleyenlere ilelebet kalacağını biliyorum” açıklamasında bulundu. Lorde’un ikinci stüdyo albümünün sonbaharda yayımlanması bekleniyor.
COLLINS PAZARINA NUR YAĞDI TÜM zamanların en başarılı sanatçılarından biri olarak kabul edilen Phil Collins’in solo kariyerinin tüm kayıtları yeniden elden geçirilip cilalanarak piyasaya sürülecek. Albümlerinin yayımlanma hakkını Warner Music Group’a satan sanatçının albümleri yeniden piyasaya sürülürken içerikleri de daha önce yayımlanmamış kayıtlarla zenginleştirilecek. Collins’in 1981 çıkışlı Face Value ve 1993 çıkışlı Both Sides albümleri sonbaharda piyasaya sürülen ilk deluxe baskılar olacak. Phil Collins 2010 yılından beri emekliliğinin tadını çıkarıyor bildiğiniz gibi. Ünlü sanatçı bundan sonra albüm ya da turne yapmayı düşünmediğini ancak elinde hazır şarkılar olduğunu, bu şarkıları dijital platformlar üzerinden dinleyicileriyle paylaşmak istediğini belirtti. Bugüne dek 100 milyon kopyadan fazla satılan Collins albümlerinin cilalı versiyonlarını dinlemek için sabırsızız.
YENİ BİR HENDRIX FİLMİ TÜM zamanların en önemli gitar virtüözlerinden olan Jimi Hendrix’in hayatı beyazperdede bir kez daha yer alacak. Bu defa projeyi, Jimi Hendrix’in tüm eserlerinin haklarını elinde bulunduran Jimi Hendrix Vakfı da destekliyor üstelik. Filmin yönetmenliğini United 93 ve Captain Phillips gibi filmlerle ünlenen Paul Greengrass üstlendi. Senaryo daha önce Eminem’in 8 Mile filminin senaryosunu yazan Scott Silver’a ait. Filmde Hendrix’in daha önce yayımlanmamış kayıtlarının da yer alacağının altını çizelim. Filmin başrolü için adı geçen adaylardan en kuvvetlisiyse Marvel filmlerinde Falcon rolünü oynayan başarılı oyuncu Anthony Mackie. Umarız bu film ölümünün kırk beşinci yılında bu projeyle yeniden gündeme gelen efsane müzisyenin hayatını layığıyla temsil eder.
ÜNLÜ YÖNETMENDEN BLACK METAL FİLMİ İSVEÇLI yönetmen Jonas Åkerlund, dördüncü uzun metrajlı filmi için çalışmalara başladı. En son Beyoncé ve Jay Z’nin ‘On the Run’ adlı turnesini ‘On the Run Tour: Beyoncé and Jay Z’ adlı filmle belgeselleştiren Åkerlund, şimdi ise 1993 senesinde öldürülen Øystein Aarseth’in yaşantısını perdeye yansıtacak. Black metal’in efsane grubu Mayhem’ın kurucu gitaristlerinden Øystein Aarseth, yani sahne ismiyle Euronymous, 1993 senesinde bir diğer black metal efsanesi Varg Vikernes yani sahne ismiyle Burzum tarafından öldürülmüştü. “Lords of Chaos” adını taşıyacak olan filmde Øystein Aarseth’i Macauley ve Kieran Culkin’in kardeşi Rory Culkin canlandıracak. Culkin’e filmde Caleb Landry eşlik edecek.
HAZİRAN 2015
28
CAZ, GARANTİ’YLE PARLIYOR İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, 18 yıldır Garanti Bankası’nın sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Caz Festivali, 27 Haziran’da başlıyor. 15 Temmuz’a kadar sürecek festival cazın önemli isimlerini İstanbul’da ağırlayacak. 15 farklı mekânda 40’a yakın konserle bu yaz İstanbul’da adeta caz tutulması yaşanacak. FINDIKOĞLU İLE BAŞLIYOR 22. İstanbul Caz Festivali, 27 Haziran Cumartesi akşamı Avusturya Başkonsolosluğu’nun Yeniköy’deki Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi’nde başlayacak. Festivalin bu yılki Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü usta caz müzisyeni, piyanist ve besteci Emin Fındıkoğlu alacak. Fındıkoğlu’nun, “big band” geleneğini sürdürdüğü yeni projesi Emin Fındıkoğlu+12 festivalin açılışını yapacak. Gece, Türkiye’de R&B vokalin aranan ismi Bora Uzer’in performansıyla devam edecek.
PARKLARDA CAZ Festival 22. senesinde caz müziğinin enerjisini parklara taşıyarak, Fenerbahçe Parkı’ndaki üç sahne ile, 4 Temmuz’dan itibaren İstanbullulara açık hava şenliği yaşatacak. Dünya çapındaki cazcılar ile Türkiye’nin başarılı genç cazcılarını aynı etkinlikte buluşturacak “Parklarda Caz” ücretsiz olacak. 8 kişilik New Orleans’lı grup The Soul Rebels Brass Band ve Montreux, Viyana ve North Sea Jazz Festivalleri’nde performans sergilemiş Gettysburgh College Jazz Ensemble, parkta konser verecek isimlerden ikisi.
GECE PİKNİĞİ Beyoğlu Belediyesi’nin işbirliği ile düzenlenecek Caz Gece Pikniği ile müzikseverler adeta caza doyacak. 5 Temmuz akşamı 20.30’da Aynalıkavak Kasrı’nda ücretsiz olarak gerçekleştirilecek pikniğe tüm İstanbullular davetli. Türkiye cazının önemli temsilcilerinin de müzikleriyle renk vereceği gecenin detayları ilerleyen günlerde açıklanacak.
GECE GEZMELERİ İlk defa düzenlenecek Gece Gezmeleri ile Kadıköy, Moda ve Yeldeğirmeni rotasında yer alan çeşitli konser mekanlarında, civar müzisyenlerin ev stüdyolarında ve atölyelerde -çoğunluğu ücretsiz olmak üzere- caz müziğin keyfi çıkacak. 2014 Nardis Caz Vokal Yarışması birincisi Su İdil ve geçtiğimizin yılın Genç Caz birincisi İlay Bal’ın da performanslara dahil olacağı programın tamamı henüz açıklanmadı.
JOAN BAEZ İSTANBUL’DA 30’dan fazla albümle müzikte yarım asrı geride bırakan, politik duruşuyla da popüler müziğin en önemli seslerinden kabul edilen efsanevi folk
müzisyeni Joan Baez, unutulmaz baladlarıyla 11 yıl sonra festival kapsamında yeniden İstanbul’da.
1 Temmuz Çarşamba akşamı 21.30’da Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda düzenlenecek konserde Baez, Diamonds & Rust, Donna Donna ve Queen of Hearts gibi kendi hitleri dışında yeniden hayat verdiği House of The Rising Sun, Let it Be ve Forever Young gibi klasikleri de seslendirecek.
SINATRA & LADY DAY İstanbul Caz Festivali, Frank Sinatra’nın 100. doğum yılını muhteşem bir konserle kutlayacak. 14 Temmuz akşamı Almanya Sefareti Tarabya Yazlık Rezidansı’nda gerçekleşecek konserin müzik direktörlüğünü 2 kez Grammy Müzik ödülüne layık görülen ünlü caz davulcusu Terri Lyne Carrington yapacak. Konserde, pop ve R&B dünyasının sevilen müzisyenlerinden Aloe Blacc ve Oleta Adams, Sinatra ile Holiday’in unutulmaz şarkılarını seslendirecekler.
MICHAEL KIWANUKA 15 Temmuz Çarşamba akşamı 19.00’da, KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleştirilecek festivalin kapanış konserinde, soul ve folk müziğin Londralı yükselen genç yeteneklerinden şarkıcı-söz yazarı Michael Kiwanuka sahne alacak. Konserden önce ise sahnede sırasıyla, AfroPhysicist ile geçtiğimiz yılın en iyi caz albümleri arasında gösterilen Theo Croker ve son yılların yükselen Avustralyalı neo-soul grubu Hiatus Kaiyote müzikseverlerle hareketli bir kapanış akşamı yaşatacak.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
30
HAZİRAN 2015
UNUTULMAZ GERİ DÖNÜŞLER Blur 12, Faith No More ise tam 18 yıl aradan sonra yeni albüm yapınca aklımıza düştü. Sahi, müzik dünyasının en unutulmaz geri dönüşleri hangileriydi? Haydi hep beraber en unutulmaz geri dönüşlere göz atalım n Sadi Tirak
THE EAGLES (1994) 1971-1980 arasındaki aktiflik döneminde 6 albüm yayımlayan, bu albümlerden 1976 tarihli “Hotel California” ile tüm zamanların en çok satan albümlerinden birine imza atan efsane grup, dağılmasından 14 yıl sonra geri döndüğünde yer gök inlemişti. Aynı yıl (1994) yayımladıkları yeni konser albümleri “Hell Freezes Over” da milyonlarca sattı. Grup geri döndükten sonra 2007 yılında Long Road Out of Eden adıyla sadece bir stüdyo albümü yaptı ve gişe rekorları kıran turnelerine devam ediyor.
SEX PISTOLS (1996) 1975-1978 arasında yaptıklarıyla punk ateşini harlayan, dünya müzik tarihinin kilometretaşı akımlarından birini yayan İngiliz grup, orijinal kadrosuyla (Cook, Rotten, Jones, Matlock) 1996’da Filthy Lucre adlı turne ile geri döndü ve dünya ayağa kalktı! Altısı iptal olan 78 konserlik bu turnenin ardından yine sessizliğe gömülen grup, 2006 yılında Rock‘n’Roll Hall of Fame Töreni’ne davet edildi ama grup elemanları törene katılmayı reddettiler. Yazdıkları ret mektubu aylarca konuşuldu ve ertesi yıl, 2007’de yeniden turneye çıktılar. 2008’de ise son konserlerini verdiler.
IRON MAIDEN (1999) Efsanevi İngiliz heavy metal grubu, aslında hiç dağılmadı ama Iron Maiden’ın Bruce Dickinson’sız yılları grubun hayranlarının çoğu tarafından yok sayılıyor. 1993’te gruptan ayrılıp solo kariyer yapan Dickinson, 1999’da, üstelik yanına Adrian Smith’i de alıp dönünce heavy metal dünyası ayağa kalkmıştı. Öyle ki, grubun bu hamlesinin ardından kaydettiği “Brave New World” albümü ve Rock in Rio festivalinde 250 bin kişiye verdikleri konser, 90’ları biraz kendi kabuğunda geçiren heavy metal’i adeta yeniden uyandırmıştı!
PINK FLOYD (2005) Roger Waters’lı kadrosuyla son konserini “The Wall” turnesinin son konseri olarak 17 Haziran 1981’de veren Pink Floyd, 2005 yılında Live 8 festivali için bu kadroyla tekrar bir araya geldi. Bob Geldof’un bireysel çabasıyla tek bir konser için beraber çalmaya ikna olan Waters, Gilmour, Mason ve Wright dörtlüsü, TV karşısında toplanmış milyonlarca insanın önünde 25 dakikaya yakın süre içerisinde ‘Speak to Me’, ‘Breathe/Breathe (Reprise)’, ‘Money’, ‘Wish You Were Here’ ve ‘Comfortably Numb’ şarkılarını seslendirmişti. Bir yangının külünü yeniden yakıp geçen o performansın ardından, grubun yayınlanmamış eski şarkılarından oluşan yeni albümü de geçen yıl çıktı.
31
HAZİRAN 2015
ALICE IN CHAINS (2005) 90’ların en sert grunge gruplarından olan fakat 2002 yılında vokalistleri Layne Staley’in ölümüyle sessizliğe ve karanlığa gömülen grup, o karanlıktan 2005’te, o sessizlikten ise 2009’daki geri dönüş albümü “Black Gives Way to Blue” ile çıktı. Aslında karanlıktan çıktı demek yanlış zira o muhteşem geri dönüş albümüyle karanlığı içimize işlediler! Yeni vokalistleri William DuVall ile yola devam eden grup, 2013’te de “The Devil Put Dinosaurs Here” albümünü yayımladı. O da harikaydı.
LED ZEPPELIN (2007) Müzik tarihinin en prestijli firmalarından Atlantic Records’un kurucusu olan ve aralarında Led Zeppelin’in de bulunduğu onlarca efsaneyi “keşfeden” dahi müzik adamı Ahmet Ertegün’ün ölümünden bir yıl sonra, anısına bir konser düzenlenmişti. 10 Aralık 2007’de Londra’daki O2 Arena’da gerçekleşen bu konserde efsane grup Led Zeppelin, davulcuları John Bonham’ın 1980 yılındaki ölümünden sonra ilk defa sahne aldı. Bonham’ın kendisi gibi davulcu olan oğlu Jason ile çalan Led Zeppelin’in yer aldığı; tüm geliri Amerika, İngiltere ve Türkiye’deki üniversite öğrencilerine burs sağlayan Ahmet Ertegün Vakfı’na bağışlanan bu etkinlik, tarihin en çok bilet talep edilen konseri olmuştu. Sadece internet üzerinden satışa çıkarılan 20 bin bilet için toplamda 20 milyon talep kayda geçmişti! Konserin “Good Times, Bad Times” adını taşıyan CD ve DVD kayıtları da yayımlandı.
TAKE THAT (2006) 1990’da kurulup 1996’da dağılan İngiliz boyband Take That, aktif olduğu dönemin en büyük grubuydu. Milyonlarca albüm sattılar, her biri listelerde 1 numara olan singlelarıyla radyoları ve müzik kanallarını ele geçirdiler. Yüksek prodüksiyonlu turneleri hep kapalı gişe geçti ve inanılmaz bir pop çılgınlığı yaşattılar. Fakat grubun yıldızı Robbie Williams’ın ayrılmasından bir süre sonrasında dağıldılar. Ardından kıyamet koptu! İngiltere’de grubun fan’ları yürüyüşler düzenledi ve grup dağıldığı için intihar edeceğini açıklayan yüzlerce genç kız oldu! Take That öyle bir fenomendi... 10 yıl sonra grup nihayet geri döndü, fakat kadroda Williams’ın olmaması sebebiyle buruk bir geri dönüş olarak algılandı bu. “Beautiful World” (2006) ve “The Circus” (2008) albümlerini ardından, 2010’da nihayet Williams da geri döndü ve onunla kaydedilen “Progress” (2010) albümü de, sonrasında çıkılan Progress Live turnesi de büyük sükse yaptı. Fakat rüya uzun sürmedi. Grup şu an yoluna Williams ve Orange olmadan, 3 kişi devam ediyor.
SPINAL TAP (2009) 1984 tarihli kült film “This Is Spinal Tap” rock dünyasında o kadar büyük bir fenomen oldu ki, filmdeki kurgu grup, gerçek hayatta da albüm yapar oldu! Filmle aynı yıl çıkan soundtrack albümünü saymazsak, ilk albümü “Break Like the Wind”ı 1992’de yayımlayan grup, 2007 yılındaki Live Earth etkinlikleri dâhilinde Wembley Stadyumu’nda sahne aldı. 2009’da ise “Back from the Dead” albümünü yayımlayıp konserler verdi. Bu vesileyle henüz “This Is Spinal Tap”i izlememiş olanlara da bu kült filmi önermiş olalım :)
BLACK SABBATH (2013) THE POLICE (2007) Sting’in 1977’de Londra’da kurduğu grup, 1986’da dağılana kadar 5 albüm yapmış ve müzik tarihindeki ölümsüz yerini almıştı. Ardından Sting solo kariyeriyle yine en büyüklerden olmaya devam etti. Kimse onlardan bir geri dönüş beklemezken, grubun kuruluşunun 30. yılı olan 2007’de bir turne açıkladılar. 1 yılı biraz aşkın süren 151 konserlik bu turne, tüm zamanların en büyük turneleri arasına girdi! 7 Ağustos 2008’deki son konserin ardından yine herkes kendi yoluna gitti...
Orijinal kadrosuyla (Iommi, Osbourne, Ward, Geezer) geri döndüğünü, 11.11.11 tarihinde düzenlediği görkemli basın toplantısıyla açıklayan heavy metal’in yaratıcısı Black Sabbath, bu açıklamadan bir yıl sonra yeni albüm kadrosunda davulcu Ward’un olmayacağını bildirerek hayranlarını üzmüştü. Fakat “13” adlı geri dönüş albümünde Rage Against the Machine davulcusu Brad Wilk de şahane iş çıkarmıştı. Bu albüm Black Sabbath’ın 18 yıl aradan sonra ilk albümüydü. Vokallerde Ozzy Osbourne’un da 35 yıl sonra yeniden yer aldığı “13”, efsanevi prodüktör Rick Rubin’in de katkılarıyla şahesere dönüşmüştü. “13”, heavy metal tarihinin en iyi “geri dönüş” albümlerinden biriydi.
32
HAZİRAN 2015
YENİ NESİL YARASA Bu yılın en merakla beklenen video oyunlarından birinin çıkışına günler kaldı. 23 Haziran’da yeni nesil konsollar ve PC’ye çıkacak olan Batman: Arkham Knight ile kara şövalyenin en iddialı macerasında başrol olacağız. Uykusuz gecelere hazırlanın! n Erdem Tatar
R
ocksteady Studios’un efsane oyun serisi Batman Arkham, stüdyonun yaptığı bu oyunla sona erecek. Bu stüdyo tarafından yapılmış olan serinin ilk oyunu Arkham Asylum ve ikinci oyun Arkham City’e ek olarak geçtiğimiz yıllarda Batman markasının esas sahibi olan Warner Bros. Games de Batman Arkham Origins’i yayımlanmıştı hatırlayacağınız gibi. Görünüşe göre Warner Bros. Games, Rocksteady Studios’tan bayrağı alacak ancak esas üçleme olan Asylum ve City’nin finalini Arkham Knight yapacak. Daha önce yayımlanan oyunları henüz oynamadıysanız üzülmeyin, her oyun kendi hikayesini anlatıp tamamlandığı için herhangi bir şey kaçırmadınız. Arkham Knight’ta Batman’i gerçekten zorlayan bir rakip olacak. Kimliği açıklanmayan ve kostümü Batman’e çok benzeyen Arkham Knight karakteri yarasa adamın bir hayli başını ağrıtacak. Batman’n yanında da kendisine yardımcı olacak oldukça önemli karakterler
var. Robin, Oracle, Nightwing, Azrael ve Catwoman oyunda müttefikleriniz. Kimliği henüz açıklanmayan Arkham Knight karakterinin yaratıcılarıysa DC Comics’in tepesindeki iki önemli adam. DC Comics’in çizgi roman departmanının CEO’su Geoff Jones ve firmanın baş çizeri Jim Lee, kafa kafaya verip bu karakteri sadece bu oyuna özel olarak tasarlamışlar. Daha önce hiçbir çizgi romanda ya da filmde yer almayan Arkham Knight karakterinin tüm hikayesini bu video oyununda göreceğiz.
ATLA BATMOBILE’A Batman Arkham Knight oyunu maalesef bir önceki nesil konsollarda yayımlanmayacak. Playstation 4 ve Xbox One sahipleri ile yüksek donanımlı PC’ciler Arkham Knight’ı oynayabilecekler. Bu durumun sebebi elbette oyunun üst düzey
grafik yapısından kaynaklanıyor. Ancak oyunun performansını bir üst seviyeye çeken bir başka önemli geliştirme de var. Arkham Knight’ta; Batmobile! İlk kez yeni nesil bir video oyununda Batman’in efsane aracı Batmobile’ı da kullanabileceğiz. Üstelik bu araç sadece bir taşıt değil, tam teşekküllü bir savaş tankı olarak da kullanılabilecek. Arkham caddelerindeki düşmanlarınızla Batmobile’ın yeni tank modu sayesinde yüksek tahribat yaratan mücadelelere de girebileceksiniz. Aynı zamanda Batmobile Arkham Knight oyununun çok amaçlı bulmacalarında önemli bir faktör olacak. Oyunun yapımcıları bu taşıtın hemen her özelliğinden oyunda faydalanabileceğimizi duyurdular. Bu müthiş oyunun seslendirme kadrosuna değinmemek de olmaz. Batman’i, yarasa adamın 90’larda yayımlanan klasik çizgi film serisini de seslendiren tiyatrocu Kevin Conroy seslendiriyor. Breaking Bad dizisinin ünlü oyuncusu Jonathan Banks ise Komiser Gordon’a sesiyle hayat verecek. Fringe dizisinden hayranı olduğumuz John Noble korkunç Scarecrow’u seslendirirken, güzel oyuncu Ashley Greene de Oracle karakterine hayat veriyor. Bugüne dek yapılmış en büyük prodüksiyonlu Batman oyununu oynamamıza sadece günler kaldı, pelerini giymeye hazır olun!
ESKİ OYUNLARA CİLA Eğer Arkham Asylum ve Arkham City oyunlarını oynamak istiyorsanız ve eski nesil konsollara sahip değilseniz üzülmeyin, Rockstar Games serinin ilk iki oyununu HD olarak yeniden elden geçirip, yeni nesil konsollara özel olarak piyasaya sürecek. Asylum ve City’nin tek paket halinde yayımlanacağı ve yıl sonuna doğru piyasaya sürüleceği kulağımıza geldi. Rockstar Games’in yapımcılığını üstlenmediği Origins ise maalesef yeni nesil konsollara gelmeyecek. 2015 yılı anlayacağınız üzere yarasaya emanet!
iflte zip 20x31 cm ilan.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
22.04.2015
14:39
ŞİRKET ARACINIZ SİZ İSTEDİĞİNİZ ZAMAN HAZIR!
İşinizi kolaylaştıracak araçlar saati 12 TL’den başlayan fiyatlarla.
katılın
rezervasyon yapın
kilidi açın
kullanın
Detaylı bilgi almak için Zipline: 0850 250 0 947 www.zipcar.com.tr
/zipcarturkiye
İş’te Zip
34
HAZİRAN 2015
AZ BİLİNEN INSTAGRAM ÖZELLİKLERİ Instagram 2010’da piyasaya sürüldüğünden beri hayatımızın vazgeçilmezlerinden biri oluverdi. Peki kaçımız bu gönülleri fetheden fotoğraf paylaşma uygulamasının tüm özelliklerine hâkim? Sizin için uygulamanın az bilinen özelliklerini listeledik! n Hande Aykun PERSPEKTİFLE OYNAYIN Instagram son güncellemede kullanıcının fotoğraf üzerinde daha fazla hakimiyet kurmasını sağlayan birçok yeni özellik getirdi. Bilindik filtrelerin yanında, fotoğrafınızın kontrast ve gölge ayarlarını yapabilir, perspektif ile oynayarak görselinizi farklı açılardan keşfedebilirsiniz! Denemekten çekinmeyin; fotoğraflarınızı kendi eşsiz ifade biçiminizle şekillendirin.
KALABALIKTA KAYBOLMAYIN Birçoğumuz sinir bozucu arkadaşlarının gönderilerini Facebook haber kaynağından kaldırıyor, aşırı elektronik posta atan markaları gereksiz posta kutusuna yönlendiriyoruz. Benzer şeyi Instagram’da da yapabilirsiniz. Kaçırmak istemeyeceğiniz fotoğraflar paylaşan hesaplar için gönderi bildirimleri özelliğini açarak her yeni paylaşımdan haberdar olabilirsiniz. Böylelikle hiçbir güzelliği kaçırmazsınız. Bunun için takip etmek istediğiniz hesabın profil sayfasına girin ve sol üst köşedeki üç noktaya bastığınızda en alttaki “Gönderi Bildirimlerini Aç” önermesini tıklayın.
FİLTRELERLE DENEY YAPIN Instagram’ın içindeki birçok ayar seçeneğine rağmen bazen tek bir filtre kullanımından sonra gönlünüzü alacak, gözünüzü şenlendirecek o son fotoğrafa ulaşamıyor musunuz? Ayrıca başka fotoğraf düzenleme uygulamalarıyla da uğraşmak istemiyor musunuz? Sorun değil. Her zamanki gibi bir filtre seçin, filtrenin yoğunluk derecesini belirleyin ve üstteki oka basarak düzenleme ekranından paylaşımdan bir önceki bilgi ekranına gelin. Paylaşmadan bir önceki ekrana döner ya da uygulamadan çıkarsanız filtrelenmiş fotoğraf hesabınızda paylaşılmadan cihazınıza kaydedilecektir. O fotoğrafı Instagram’a tekrar yükleyin ve üzerine ekleyeceğiniz yeni filtrelerle elde edeceğiniz sonuçlara bakın!
FİLTRELERİNİZİ DÜZENLEYİN Instagram son güncellemesiyle repertuarına beş yeni filtre ekledi. Fakat bir iki basit adımla filtrelerinizi düzenleyebilir, hangi sırada görüneceklerini ayarlayabilirsiniz. Bunun için seçtiğiniz filtrenin üzerine dokunun ve ikonu istediğiniz yere kaydırın.
Hiç kullanmadıklarınızı ise filtrelerin sergilendiği şeridin sonuna doğru bulacağınız ayarlar seçeneğinden kaldırabilirsiniz. Merak etmeyin istediğiniz zaman sakladığınız filtreleri aynı ayarlar kısmından geri getirebilirsiniz.
FOTOĞRAFLARINIZI HARİTALAYIN Instagram’ın coğrafi etiketleme (geotag) özelliği ile fotoğraflarınızın çekildiği yerleri kaydedebilirsiniz; böylece profilinizdeki geotag simgesine tıkladığınızda fotoğraflarınız dünya haritası üzerinde çekildiği yerde görülebilir. Özellikle seyahat tutkunlarına öneriyoruz: Bu özellik seyahatlerinizin görsel bir güncesini tutmak için birebir! İsterseniz haritalama özelliğini kapatabilir ya da gizlilik ayarlarından sadece kendinizin görebileceği şekilde ayar yapabilirsiniz.
ETİKETLERİ KALDIRIN Instagram’da etiketlendiğiniz fotoğrafların profilinizde görülebildiğini biliyorsunuz. Arkadaşınızın yüklediği ve kötü çıktığınız o grup fotoğrafının herkes tarafından görülmesini istemezseniz etiketlendiğiniz fotoğrafı saklayabilirsiniz. Profilinize gidin, etiketlendiğiniz fotoğrafları açın ve saklamak istediğiniz fotoğrafı tıklayın. Fotoğraf seçeneklerine girmek için üç nokta ikonuna basın. Fotoğrafı etiketi kaldırmadan profilinizden saklamak istiyorsanız, “Olduğun Fotoğraflar’da Tut” önermesini kapatın. Aynı şekilde etiketlerinizi de kaldırabilirsiniz.
INSTAGRAM DIRECT Fotoğraflarınızı sizi takip eden herkesle değil de seçtiğiniz ufak bir azınlıkla paylaşabilmenizi sağlayan Direct özelliği nedense Instagram’ın pek az bilinen özelliklerinden. Fotoğraflarınızı düzenledikten sonra gelen paylaşım ekranının üst kısmında Takipçiler sekmesinin yanında yer alan Direct sekmesine tıkladığınızda paylaşacağınız fotoğrafı kimin görebileceğini seçebilirsiniz.
MODA H A Z İ R A N
2 0 1 5
MARC JACOBS’IN YENİ GÖZDESİ UZUN yıllardır çalıştığı Louis Vuitton’ın sanat direktörlüğü görevinden kendi markasına odaklanmak için ayrılan ve alt markası Marc by Marc Jacobs’ı da yakında kapatacağını duyuran Marc Jacobs, yeni bir parfüm piyasaya çıkarmaya hazırlanıyor. Takip edenler bilecektir, Jacobs son olarak 2012 yılında Dot adlı parfümünü piyasaya sürmüştü. Ünlü tasarımcının yeni parfümünün adı Decadence olacak. Asıl haber ise bu parfümün kampanya yüzünün kim olacağı. Bu kişi markanın son defilesinde yer alan ve en son Met
BİR AĞAÇ DA SEN DİK! KALIFORNIYA çıkışlı ayakkabı ve giyim markası Etnies, kaykay, moto-x, surf, snowboard ve BMX atletleriyle tüm dünyada alternatif kültürü temsil eden en önemli markalardan biri. Şirket “Buy A Shoe, Plant A Tree” (Bir Ayakkabı Al, Bir Ağaç Dikelim) orman restorasyon programı sayesinde, dünyanın en çok ihtiyaç duyulan bölgelerinde bu yıl 1 milyonuncu ağacını dikmeye hazırlanıyor. İlk yıllarında koleksiyonun sadece birkaç modeliyle sınırlı olan program şu an koleksiyonun her modelini kapsıyor. Bu duyarlı hareketinden dolayı Etnies’e koca bir alkış.
Gala’da yine Marc Jacobs imzalı bir elbise ile boy gösteren Adriana Lima’dan başkası değil. Ünlü manken son dönemlerde Marc Jacobs’la olan yakınlığı ile dikkat çekerken, yeni sezon için bir kampanyayı daha garantilemiş oluyor. Lima ile çalışmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Marc Jacobs, Decadence adlı parfüm ile zarafetin kokusunu yaratmaya hazırlanıyor. Kampanyanın fotoğrafları ise usta isim Steven Meisel tarafından çekilecek. Decadence’i ve Adriana’nın fotoğraflarını merakla bekliyoruz.
36
HAZİRAN 2015
BİRAZ VINTAGE BİRAZ ASİ MOTTONUZ ‘Party Hard’, stiliniz benzersiz olmak ise, tam da aradığınız markayı ayağınıza getirmiş olabiliriz! İngiltere menşeili The Ragged Priest, vintage kıyafetler satarak işe başlayan fakat daha sonra işe yaratıcılıklarını da dahil ederek çok daha fazlasını ortaya çıkaran bir marka. The Ragged Priest tasarımları genellikle vintage izler taşıyan, özgün ve salaş parçalardan oluşuyor. İşlemeli anne kotları, kısa tişörtler, tül bluzlar ve parlak detaylar markanın en çok sevdiği tasarımlardan. Fiyatları 80 ile 280 TL arasında değişen ürünleri Bilstore mağazalarında bulabilir ya da internet üzerinden sipariş verebilirsiniz.
BU GÖZLÜKLER BİR BAŞKA 3D YAZICI teknolojisi çıktı çıkalı şöyle gönlümüze göre faydalı bir tasarım görememiştik doğrusu! Fakat sonunda hem zevkimize hem de yaratıcılık hastası ruhumuza hitap edecek bir şey çıktı karşımıza. Yaşam stili ürünleri markası ITUM, tamamen üç boyutlu yazıcılar kullanılarak üretilen gözlüklerden oluşan MONO adını verdiği bir koleksiyon hazırlamış. Hong Konglu mimar Edmond Wong tarafından kurulan marka, gözlüklerin yüzünüze daha iyi oturmasını amaçlayarak birçok farklı boyut ve formda seçecekler sunuyor. Çerçevenin genişliği, burun üstü aralığı ve gözlük camı uzunluğuna kadar her türlü ince ayarın yapılabildiği gözlükler yüz şeklinize göre en uygun gözlük formunu seçebilmenizi amaçlıyor. Bunun yanı sıra birçok da renk seçeneği bulunuyor. H www.itum.co H
EN SEVİMLİ YOL ARKADAŞI
PANTONE FORMALAR FUTBOL takımlarının bir numaralı bileşenidir renkler. Pantone de renklerin kralı olduğuna göre bu ikiliyi bir araya getirme fikri oldukça hoşumuza gitti doğrusu. Bu yaratıcı fikrin sahibi ise Portekizli tasarımcı Paulo Oliveira. Lizbon tabanlı yaratıcı kişilik, eğer olur da Pantone, futbol takımlarına sponsor olursa nasıl görüntüler ortaya çıkar diye hayal etmiş. Sonucunda da son derece estetik ve eğlenceli formalar çıkmış. Futbol hayranları ve tasarım düşkünlerini ortak paydada buluşturan fikrin sosyal medyada da oldukça büyük beğeni topladığını söyleyelim. Biz en çok çubuklu Milan ve düz Roma formalarını sevdik. Sizin favoriniz hangisi?
MINIK ayıcığınıza sarılmadan uyuyamıyor, ama artık ayıcıkla seyahat etmeye utanıyor musunuz? Ya da yolculuklarda boyun ağrısından kıvranıyorsunuz ama bir türlü aradığınız yastığı bulamıyor musunuz? İkisine birden çözüm bulduğumuzu söylersek bizi daha çok seveceksiniz, biliyoruz! Sevimli ayıcık şeklindeki bu yastık, ufak bir fermuar hareketi ile aynı zamanda bir boyun yastığına dönüşebiliyor. Yani bu da uyuma garantili yolculuklar ve yalnız kalmama garantili seyahatler demek oluyor! 30x20x11cm ölçülerindeki ayıcık yastık mikro boncuk dolgusu ile hayal edebileceğiniz en konforlu hayvancık olma özelliği taşıyor. Herkesin klasik bir seyahat yastığı varken siz ayınız ile fark yaratmak istiyor ve sevimli bir seyahat dostu kazanmak istiyorsanız 35 doları gözden çıkartarak bu minik ayıcığa sahip olabilirsiniz. H www.firebox.com H
37
HAZİRAN 2015
EVLERE ŞENLİK UNICORN BİLEKLER BOŞ KALMASIN EN SEVDIĞIMIZ mevsim geldi! Eh yazın şanındandır takıp takıştırmak, renkli boncuklarla kolları süslemek. Bu yaz da bileklerimiz boş kalmasın diye daha tatile gitmeden sezonun en şık bilekliklerini seçtik bile! Parisli iki kız arkadaşın Rio yolculuklarında karşılaştıkları şeylerden esinlenerek yarattıkları markaları Hipanema, tatil bilekliği konseptini şehre taşıyacak kadar şık alternatifler ile çıktı karşımıza. Bu rengarenk bileklikler inci tanelerinden deniz kabuklarına, renkli boncuklardan farklı çeşitte ipliklere kadar birçok değişik malzeme kullanılarak yapılıyor. Her biri el yapımı olan ürünlerin fiyatları ise 150 ile 350 TL arasında değişiyor.
HAYAL dünyamızın en renkli kahramanlarından Unicornların her zaman başımızın üzerinde yeri var. Fakat bu sefer yer değiştirdiler ve ayağımızın altına giriverdiler. Bu fantastik Unicorn terlikler her adımımızı sihirli hale getirecek yegane tasarım! Eğer evin içinde yere basmanıza karışan bir anneniz ve bir odadan diğerine geçerken sıkılan bir ruhunuz varsa, adımlarınıza biraz sihir biraz neşe katacak bu terlikler tam sizlik! Ayağınıza geçirdiğiniz gibi fantastik bir dünyaya adım atmanız garanti! İnternet üzerinden 35 dolara sipariş verebileceğiniz Unicorn terlikler standart ölçülerde üretilmiş. H www.firebox.com H
H www.bilstore.com H
PIRLANTA AYARINDA ÇANTALAR BIR KIZIN en iyi arkadaşı nedir? Bazıları pırlanta der. Fakat bize göre pırlanta kadar güzel ve aynı zamanda kullanışlı bir çanta. 2012 yılında piyasaya çıkan Octabag, tam da bu dileğimizi karşılar nitelikte! Marka ismini sekiz köşeli pırlanta kesiminden ve aynı şekildeki logosundan alıyor. Markanın ürünlerinin çoğu köşeli kesimlere ve fark edilir tasarımlara sahip. Şık bir stil ile yüksek kaliteyi ulaşılabilir fiyatlarla sunmayı hedefleyen marka son 3 yıldır piyasaya çıkardığı modeller ile amacına ulaşmışa benziyor. Birçok ünlü ismin de kullandığı Octabag’ler yaz sezonunda da farklı renk skalaları ile karşımıza çıkıyor. Fiyatları 145-650 dolar arasında değişen çantaları markanın web sitesi üzerinden sipariş verebilirsiniz. H www.octabag.com H
ACABA YAZLIK ÇANTAMIZI ALDIK MI? TATILE gidiyorsunuz ve plaj eşyalarınızı koyacak zevkinize göre bir çanta hala bulamadınız mı? O halde sizi rengarenk sırt çantaları üreten marka Acaba ile tanıştıralım. Ham kumaş, doğal iplik ve boyalar kullanılarak üretilen çantaların tamamı el yapımı. Birbirinden farklı renk ve desen seçeneklerine sahip çantalar, serigrafi baskı ve nakış teknikleri ile yapılıyor. Su geçirmez özelliği ile yaz tatilleriniz için süper bir alternatif olan çantaların boyutları ise 43x33 cm. Tüm modelleri unisex olan Acaba çantaların fiyatı ise 50 TL. Festival sezonu için de son derece kullanışlı olan modellerden en sevdiğiniz rengi seçin ve bütün yazı tek çanta ile geçiriverin! H www.shopthedesign.com H
HAZİRAN 2015
38
EN LÜKS BUTİKLER Büyük bir vole vurmadığımız takdirde muhtemelen hiçbir zaman içeriye girip bir şeyler satın alamayacağımız dünyaca ünlü butikler, gerçekten de lüksün ve hizmetin sınırlarını zorluyor. Ne demek istediğimizi anlamanız için size önde gelen lüks moda markalarının butiklerini derledik. Yazması bizden özenmesi sizden! HOUSE OF ALFRED DUNHILL, LONDRA Birinci sırada tabii ki lüksün ve asaletin kitabını yazan İngilizler var. İngiliz lüks ürünler markası Alfred Dunhill’in aslında mağazası bulunmuyor fakat marka müşterilerine ‘Ev’ adını verdiği mekanlarda benzersiz deneyimler yaşatmak konusunda da rakip tanımıyor. Özel terzi ve berber ziyaretinden sonra kişisel bar ve spa, Londra’daki ‘Ev’de sunulan hizmetlerden sadece bazıları.
OSCAR DE LA RENTA NEW YORK Ünlü modacının Madison Caddesi’ndeki butiği New York şehrinin en pahalı mağazası. Yapılan araştırmalara göre mağazaya giren müşteriler en az 3.000 dolar ödemeden mekandan ayrılmıyorlar. Butiğin içerisinde La Renta imzalı mobilyalar, palmiye ağaçları ve her müşteriye özel bir defile seti bulunuyor.
LOEWE, BARSELONA
ROBERTO CAVALLI, MILANO
Avrupa’nın en gözde alışveriş şehirlerinden Barselona’da ve bu şehrin en gözde alışveriş caddesi olan Passeig de Gràcia’da bulunan İspanyol Loewe, bu caddenin en prestijli mağazalarından biri. Etkileyici bir Art Nova binanın 3 katına sahip olan mağazada müşteriler VIP salonlarda iyi eğitimli satış temsilcilerinden ayrıcalıklı bir hizmet alıyorlar.
Milano şehrinin en lüks ve en meşhur caddesi olan Montenapoleone’de yer alan Roberto Cavalli mağazası, 5 katlı bir binadan oluşuyor. Aynı zamanda dünyadaki en büyük Cavalli butiği olma özelliğini de taşıyan mağaza, markanın son koleksiyonlarına ev sahipliği yaparken aynı zamanda özel tasarımların gerçekleştirildiği bir atölyeyi de barındırıyor.
LOUIS VUITTON, PARİS
HARRY WINSTON BEVERLY HILLS
Belki de dünyanın en meşhur caddelerinden birinde yer alan ve bulunduğu şehrin en önemli moda markalarından biri olan Louis Vuitton, sadece kendine ait olan binası ile ChampsÉlysées’de adeta bir sınır taşı. Eğer bir gün olur da Louis Vuitton’dan bir şey alacak olursanız, dileriz bu mağazasından alır, lüks ne demekmiş kendi gözleriniz ile görebilirsiniz.
HOUSE OF BIJAN BEVERLY HILLS Beverly Hills Rodeo Yolu’nda bulunan House of Bijan, dünyanın en pahalı mağazası olma özelliğini taşıyor. 1976 yılında İran doğumlu Bijan Pakzad tarafından kurulan mağaza tamamen görkem ve ihtişam hedef alınarak tasarlanmış. Pahalı mermerler, göz alıcı şamdanlar ve zengin antika koleksiyonu mağazanın en etkileyici yanlarından.
Mücevher alanında dünyanın en prestijli isimlerinden biri olan Harry Winston, Beverly Hills’in en lüks caddesi olan Rodeo yolunda oldukça görkemli bir mağazaya sahip. Mimarının özellikle bir mücevher kutusu gibi tasarlamayı amaçladığı mağaza, birçok Hollywood yıldızına ve ünlü isme sıkça ev sahipliği yapıyor.
incideri.com | facebook/incideri | twitter/incideri
40
HAZİRAN 2015
İKİ MUHTEŞEM DİZİ Dizi severler bu sayfayı atlamasın! Yaz sezonu iki müthiş diziyle açılacak. Scream ile korkudan tir tir titreyeceğiz, Sense8 ile aksiyon ve bilim kurguya doyacağız. Gelin bu iddialı yapımlara birlikte göz atalım. n Erdem Tatar SCREAM 1970’ler ve 80’lerde altın çağlarını yaşayan teen-slasher tarzı korkular 90’lara yaklaşıldıkça kabak tadı vermeye başlamışlardı. Freddy’nin kabuslarda, Jason’ın yaz kamplarında ve Myers’ın huzurlu mahallelerde kana buladığı gençler bir noktadan sonra birer korku filmi klişesine dönüşmüşlerdi. Tabii bu klişeleşmeyi kısa süre sonra parodiye dönüşüm takip etti. 90’ların ikinci yarısına kadar süren bu ‘kabak tadı furyası’ 1996 yılında çekilen bir filmle adeta bıçak gibi kesildi. Nightmare on Elm Street filmlerinin efsane yönetmeni Wes Craven, korku filmi klişelerini kullanarak kurbanlarını psikolojik baskı altına alan ve onları teker teker avlayan sapık bir katilin öyküsünü Scream adıyla sinemaya aktardı. Bu filmle birlikte nabzı iyice düşen korku sineması adeta ikinci baharını yaşamaya başladı. Scream serisi iki devam filmiyle bu başarıyı kalite olarak perçinleyemese de, gelir olarak iyi hasılat yaptı. Üçüncü filmin ilk filme dair ağır kanlı bir parodi olmasından mütevellit seri sessizliğe gömüldü. 2011 yılında dördüncüsü çekilen Scream oldukça başarılı olmasına rağmen gişede istediğini bulamadı. Şimdi tüm bu filmlerin yapımcı ve yaratıcı kadrosu bir araya gelerek Scream markasını televizyona taşıyor. MTV’nin üstlendiği prodüksiyon, filmlerden bile kanlı olacağa benziyor. Filmlerin yaratıcısı Wes Craven’a göre, dizi formatı Scream’in geleceği açısından en ideal platform. MTV artık mazide kalan müzik kanalı formatından tamamen sıyrıldı ve Scream ile kanalın en pahalı prodüksiyonu olarak tarihine kazındı. Dizinin ilk sezonu on bölüm sürecek. Ünlü Hollywood yapımcıları Weinstein biraderlere göre en az iki sezonluk hikaye daha ellerinde hazır ve seyircilerin reaksiyonuna göre diziyi daha da kanlı yapmak için ellerinden geleni ardlarına koymayacaklar. İlk bölümü 30 Haziran gecesi yayınlanacak olan Scream’i tırsarak bekliyoruz.
SENSE8 Birbirleriyle hiçbir bağı olmayan sekiz yabancı. Dünyanın sekiz ayrı köşesinde, sekiz farklı şehirde yaşıyorlar. Bir gün bir cinayet işleniyor ve bu cinayetin sonucunda bu sekiz kişi birbirleriyle zihnen ve duygusal olarak, zedelenmesi imkansız bir bağ kuruyorlar.
Bu bağın oluşumu talihsiz bir tesadüf mü yoksa teknoloji alanında yeni bir evrim çağını müjdeleyen benzersiz bir atılım mı? Bu sekiz kişi aralarında ansızın kurulan bu anlamlandıramadıkları bağın sebebini çözmeye çalışırlarken, Jonas adlı gizemli bir adam da onları bir araya getirmeye uğraşacak. Tabii her şey güllük gülistanlık değil kahramanlarımız için. Mr. Whispers adlı bir başka karakterse bu sekiz kişiyi öldürmek için peşlerine düşecek. Sense8’in 12 bölümlük ilk sezonunun konusu kısaca böyle. Dizi, The Matrix üçlemesini yaratan Wachowski kardeşlerin, Babylon 5 ve The Amazing Spider-Man çizgi romanlarının yazarı J. Michael Straczynski ile ortaklaşa imza attıkları bir proje. Aksiyon ve bilim kurgu dalında oldukça iddialı olan Sense8, Amerika’nın ünlü network’ü Netflix’in bu yılki en önemli projesi. House of Cards, Orange is the New Black ve Daredevil gibi dünya çapında isim yapmış dizilerin kanalı olarak bilinen Netflix, Sense8 ile büyük yankı uyandırmaya hazırlanıyor. Wachowski kardeşlere göre, bu dizi The Matrix üçlemesinden beri el attıkları en iddialı yapım ve birkaç saatlik sinema filmlerinin süre kısıtlaması olmadan akıllarındaki hikayeyi özgürce anlatabildikleri en uygun platform. Netflix dizilerinin tüm sezon bölümleri aynı gün içerisinde yayınlıyor. Bu sayede Sense8 tam on iki saatlik kesintisiz bir maraton halinde seyredilebilecek. 6 Haziran’da başlayacak bu iddialı bilim kurgu dizisini izlemek için sabırsızlanıyoruz.
/dcshoesturkey
dcshoesturkey.com
/dcshoesturkey
42
HAZİRAN 2015
ATLAMAMANIZ GEREKEN ŞEF RESTORANLARI Dikkatinizi çekmiştir, son dönemde İstanbul’da birbiri ardına şef restoranları açılmaya başlandı. Son derece özgün işler çıkaran, yemekleri bambaşka bir sunum ve aroma ile karşımıza çıkaran bu Türk şef restoranlarından bazılarını sizin için gezdik. n Cem Karakuş NEOLOKAL Şef Maksut Aşkar yönetimindeki Neolokal, ürünlerini sadece yerel üreticilerden sağlıyor. Menünün öne çıkan lezzetlerinden tereyağında sarımsaklı karides, karidesin kafası ve kabukları özel tereyağında kızartılarak hazırlanıyor. Ardından pancar sosu eklenip, pancar jölesi ve kuzu kulağı ile servis ediliyor. Satsuma kreması ile de son dokunuş tamamlanıyor. Katmerli Dana Tirit ise tarhanalı yoğurt kreması, tarhana kurusu ile geliyor. Tirit ördek suyunda pişerken kendi yaptıkları katmer ise ördek yağında kızartılıyor.
Adres: Salt Galata, Beyoğlu
SOFRA LONDON Türk mutfağını başta Londra olmak üzere tüm dünyaya tanıtmış ünlü şef Hüseyin Özer’in Karaköy’de geçtiğimiz ay açılan restoranını listemizin ilk sırasına koyuyoruz. Burada yiyeceğiniz antrikot, köfte, tavuk, kuzu, balık ve diğer pek çok şey, kelimelere sığmayacak kadar lezzetli. Hüseyin Özer’in kendisi gibi şefler yetiştirmek için açtığı mekanda mezeler tam olması gerektiği gibi orijinal tariflerine sadık kalınarak hazırlanıyor. Humus, pazı dolması, patlıcan salatası, acılı ezme ve tarama gibi klasik mezelerin çok üst düzey halini İstanbullular ile buluşturan restoranda Cod Fish ve keşkeki mutlaka deneyin.
Adres: Kemankeş Cad. No: 33 Beyoğlu
LOKANTA ARMUT Açık mutfağı ile Şef Burak Zafer Sırmaçekici’nin size neler hazırladığını görebileceğiniz Lokanta Armut, sadece 30 kişi kapasiteli son derece butik bir mekan. Menü olabildiğince sade. 8-10 çeşit başlangıç ve ara sıcağa eşlik eden 3 farklı ana yemek ve yine 3 farklı tatlı ile müşterilerinin kafasını karıştırmayan net bir menü sunuyor. Mutfaktaki hiçbir şey hazır ya da dondurulmuş değil. Izgara armutlu körpe ıspanak salatası, soğan reçeli ve kuş üzümü ile ördek ciğer pate, tereyağlı renkli havuçlar ile ahtapot, kalamar çeşitlemesi ve portakal ve renkli domatesler ile hazırlanan kavanozda somon dikkat çeken başlangıçlardan.
Adres: Atatürk Cad. No:6/B Etiler
DUBLE MEZE BAR Şef Umut Karakuş yönetiminde 2013’ten bu yana hizmet veren Duble Meze Bar, adından da anlaşıldığı üzere misafirlerine ağırlıklı olarak meze konseptini sunuyor. Mekan mezenin fine dining’i diye de adlandırılabilir aslında. Burada kullanılan ürünler Türkiye’nin tam 61 farklı bölgesinden mutfağa girip, usta ellere değdikten sonra masalara servis ediliyor. Trüf yağlı ve kestane mantarlı humus, İspanyol füme paprika çam fıstığı ile gelen çerkez pate, portakal suyunda marine edilmiş enginar, Kayseri’den gelen pastırmaya sarılı jumbo karides, dana ciğer ve 72 saat piştikten sonra servis edilen ahtapot damakta iz bırakan lezzetlerin başında geliyor.
Adres: Asmalımescit Mah. No: 85/A Kat 7 Beyoğlu
ALANCHA NİŞANTAŞI Alaçatı’da sadece tasting ile başlayan ve çok farklı sunumları ile adını herkese duyuran Alancha, Nişantaşı’nda geçtiğimiz Mart ayında açtığı şube ile konuşulmaya devam ediyor. Nişantaşı’nın farkı; tasting menünün dışında alt katta alacarte menünün de ilave edilmiş olması. Şef Kemal Demirasal mekanın sadece menüsünden değil, tüm dekorasyonu ve konseptinden de sorumlu. Sadece tasting için ayrılmış üst katta 40 kişi ağırlanabilirken, her cumartesi DJ performansları ile daha da hareketlenen alt kat ise 30 kişi oturma kapasiteli.
Adres: Maçka Kempinski Residence, Beşiktaş
HAZİRAN 2015
SAVULUN, KIZILORDU GELİYOR! DÜNYANIN en büyük korosu Rus Kızıl Ordu Korosu, dünyaca ünlü şarkılarını hayranlarıyla birlikte söylemek üzere 13 Haziran’da yeniden İstanbul’a geliyor. 1928 yılında özellikle savaş koşullarında askerlere ve halka moral vermek amacıyla gösterilerine başlayan Kızıl Ordu Korosu, değişik birliklerden gelen, farklı rütbelerde subay ve askerlerin görev aldığı; solistler, koro elemanları, orkestra ve dans gruplarından oluşuyor. Rus halk şarkılarından rock müziğe oldukça geniş bir yelpazede şarkılar söyleyecek koronun programında ayrıca sürpriz Türkçe parçalar da olacak. Koronun çalıştığı ünlü müzisyenler arasında David Foster, Roger Waters, Jean-Jacques Goldman ve Steve Barakatt gibi birçok popüler sanatçı ve yapımcı da yer alıyor.
SİNEMADA KUNG-FU RÜZGÂRI! HEZARFEN Film Galerisi ve Hong Kong Ekonomi ve Ticaret Dairesi, sinemaseverleri Hong Kong kültürünün vazgeçilmezi olan Kung-Fu dövüş sanatı ile tanışmaya davet ediyor! 10 Haziran Çarşamba akşamı saat 19.30’da Beyoğlu Cine Majestic Sinemaları’nda gerçekleşecek açılışın ardından “Bir Zamanlar Çin’de 2” filminin gösterimi ile sinemaseverler üç gün boyunca kung-fu dövüş sanatının ustası olacaklar! Etkinlik boyunca koreografik dövüş sanatları tutkunlarına Kung-Fu dövüş sanatları ile ilgili filmlerin unutulmaz klasikleriyle kısa bir retrospektif sunulacak.
44
HAZİRAN 2015
Fink
ONE LOVE FESTİVAL TÜRKIYE’NIN en uzun soluklu şehir festivali One Love Festival, Pozitif Live tarafından 13-14 Haziran tarihlerinde LifePark’ta gerçekleştirilecek. Bu yılın festival kadrosunda yine birbirinden önemli isimler var. James Blake, Tom Odell, Metronomy, Hot Chip, Julian Casablancas+The Voidz, José Gonzalez, Little Dragon, Fink, Everything Everything, Austra, Slow Hands, LouLou Players, Darren Roach, Ceylan Ertem, 123, Sattas, The Ringo Jets, Sapan, The Away Days, Kim Ki O, Biz, Norrda, Palmiyeler, Adamlar, Can Güngör, Barış Demirel, Ahmet Şendil, Dayko & Jamiryo, Cem Salman, Unus Emre, Ali Murat Karakuş, Batu Çelik, Deniz Kabu Sevil Soylu ve Radyo Eksen DJ Set One Love Festival’de! Ayın en önemli festivalinde yerinizi mutlaka alın!
ONE SHOT ONE KILL ! TEKNIK death efsanesi Dying Fetus, 11 Haziran’da KadıköySahne’de ilk kez Türk seyircisiyle buluşacak. 1991 yılında Maryland’de kurulan Amerikalı grup, birçok müzik tarzını (grindcore, death, groovy) harmanlayarak kendi tarzını yarattı. Kariyerinde yedi albümü bulunan Dying Fetus, her albümüyle hayran kitlesini artırarak, son albümü “Reign Supreme” ile zirve yaptı. John Gallagher, Sean Beasley, Trey Williams’lı kadrosuyla İstanbul’u sallayacak olan Dying Fetus, ilk kez buluşacağı Türk dinleyicisine unutulmaz bir gece yaşatacak!
KEYİFLİ BİR OYUN ARAYANLARA
BÜĞÜLÜ SESİ KAÇIRMAYIN
İSPANYOL oyun yazarı Rodrigo Garcia’nın kült olmuş oyunu ‘Agamemnon: Süpermarketten Döndüm Oğlumu Bir Temiz Dövdüm...’ GalataPerform sahnesinde izleyiciyle buluşuyor. Burak Safa Çalış’ın sahneye koyduğu oyunda şehirli bir adamın hayata tutunmaya çalışırken yakalayamadıklarını ironik ve sert bir dille anlatıyor. Uzun bir yemek masasında başlayan oyunda hikaye bir süpermarketten yıldızlı bir tarlaya kadar uzanıyor. Seyircinin hayal gücünü zorlayan kurgusuyla sıra dışı bir deneyim olacağı kesin. Oyun 18 ve 25 Haziran’da Beyoğlu’nda.
GELENEKSEL Azerbaycan müziği Mugam ile caz müziğini harmanlamasıyla tanınan piyanist ve besteci Vagif Mustafa Zadeh ile opera şarkıcılığı eğitimi almış şarkıcı Eliza Mustafa Zadeh’in kızları olan Aziza Mustafa Zadeh, cazın Bakülü Prensesi olarak biliniyor. Sony Records’dan çıkardığı ilk albümünden beri eleştirmenlerce Keith Jarrett, Bill Evans ve Chick Corea gibi sanatçılarla karşılaştırılan Aziza Mustafa Zadeh’e 9 Haziran’daki konserde davulda Simon Zimbardo, basta ise Ralf Cetto eşlik edecek.
BUYASHOEPLANTATREE
/etniesturkey
etniesturkey.com
/etniesturkey
46
HAZİRAN 2015
a
Sinem
12 HAZİRAN
12 HAZİRAN
AJAN
JURASSIC WORLD
Yönetmen: Paul Feig Oyuncular: Melissa McCarthy, Jason Statham, Jude Law Tür: Komedi Süre: 120 dk.
Yönetmen: Colin Trevorrow Oyuncular: Chris Pratt, Bryce Dallas Howard, Ty Simpkins Tür: Macera Süre: 144 dk.
Susan Cooper CIA’de masa başı çalışan bir analisttir. Partneri Bradley Fine ile iyi bir ikili olmuşlardır ancak son görevlerinde Bradley ile kurumun bir başka gözde ajanı olan Rick Ford’un kimliklerinin ifşa olur. Ölümcül silah ticareti yapan tehlikeli bir şebekenin dünyasına sızarak yol açacakları felaketi önleme görevi Susan Cooper’ın olur. Senaristliğini ve yönetmenliğini Paul Feig’in üstlendiği komedi-macera türündeki yapımın başrollerinde Melissa McCarthy, Jude Law ve Jason Statham var.
John Hammond’ın başarısızlıkla sonuçlanan Jurassic Park denemesinin üzerinden tam 22 yıl geçmiştir. Nublar Adası’nda bu kez tam kapasiteyle çalışan, Hammond’ın hayal ettiği gibi bir dinozor tema parkı Jurassic World adıyla kurulmuştur. Ancak kuruluşunun üzerinden 10 yıl geçen parkta müşteri sayısı günden güne azalmaktadır. Parkı işleten şirketin hedeflerini tutturabilmesi için parkta yenilikler yapılır, yeni bir dinozor türü yaratılır. Fakat işler istenildiği gitmez.
a
m e n i S
12 HAZİRAN
VICE
Yönetmen: Brian A Miller Oyuncular: Bruce Willis, Thomas Jane, Bryan Greenberg Tür: Bilim Kurgu/Aksiyon Süre: 96 dk Julian Michaels (Bruce Willis), VICE adında bir yapay dünya tasarlamıştır. Burada müşterileri en çılgın fantezilerini tıpkı insan gibi görünen, düşünen ve hisseden yapay kişiliklerle yaşayabilmektedir. Bir gün Kelly (Ambyr Childers) adlı bir robot, kendi gerçekliğinin farkına vararak buradan kaçar. Kaçtıktan sonra Michaels’ın fedaileri ile Vice’ı kapatmayı aklına koymuş Roy adında bir polis memurunun şiddetli çatışmasının ortasında kalır.
26 HAZİRAN
TERMINATOR: GENISYS
Yönetmen: Alan Taylor Oyuncular: Arnold Schwarzenegger, Emilia Clarke, J.K. Simmons, Lee Byung-hun, Matt Smith Senaryo: James Cameron, Süre: 135 dk. İnsan direnişinin lideri John Connor, Çavuş Kyle Reese’i Sarah Connor’ı koruması ve geleceği güvence altına alması için 1984’e geri gönderdiğinde olayların beklenmedik bir şekilde yön değiştirmesi zaman çizgisinde kırılma yaratır. Şimdi kendisini geçmişin yeni ve yabancı bir versiyonunda bulan Çavuş Reese, Gardiyan’ın da dahil olduğu olasılık dışı müttefiklerle, tehlikeli yeni düşmanlarla ve beklenmedik “geleceği yeniden başlatmak” göreviyle karşı karşıya kalır.