recorded 1

Page 1

RECORDED PAPERS digital zine...No.1

siyah kedi dışlanandır. siyah kedi sevilmez. siyah kedi anlaşılamadığı için uğursuzdur. tekinsizdir siyah kedi okunamaz.çözülemez. karanlık ve bilinmezliklerle yüklüdür siyah kedi. siyah saflığıyla belirgindir ve en çok göze batandır. siyah kedilerin varlığı batar diğer kedilere. ahengi bozuyor diye kızar insanlar. devrimcidir siyah kedi:tüm karanlığımla çökmek istiyorum der. tüm bedenine adımı yazmak istiyorum. iz bırakmak istiyorum. kapkara bir leke olsun masumiyetinin üzerinde. ben siyah kediyim. uğursuz görülen


punk kültürü kapitalizmin bireyselliğe olan şiddeti arttıkça bireysellerin sertliği de artmış, hippi kültürü punk kültürüne dönüşmüştür.68 sonrası özgürleşen insanlardan toplum ve devlet rahatsız olunca özgür insanlar toplum içinde kabullenilmemiş ve her yerde aşağılanmıştır.bu dışlanma sonucu birer mutant gibi ortada dolaşan insanlar birleşip kendi kültürlerini oluşturmaya karar verirler.aslında ortada sadece biçimsel olarak değişiklik gösteren bir kült vardır:dayanışma ve kardeşlik kültü. temelde şu soruya yanıt arayanların dahil olduğu bir kültürdür bu: birey toplum için midir,toplum birey için mi? toplumsal çıkaRlar uğruna bireyselliğinden vazgeçmek istemez bazı insanlar.,Anarşi evlerinde toplaşırlar,kimse kimsenin yaptığı şeye karışmaz,hiçkimse bişey yapmak zorunda değildir,herkes özgür iradesiyle topluluğa katkı sağlar. yaşamak için özgür bir alan ihtiyacı duyanların buluştukları yerlerdir anarşi evleri. tıkanma.


bi bağ oluştuğunda grup ile aranızda olacak şey tıkanmadır.o yüzden sert olması gerekir bir punk.kolay ŞEHVETE kapılmaması gerekir.sikine taşağına sahip olması gerekir.aksi takdirde dayanışma ve kardeşliğe zarar gelir.ülkemizde bulunan az sayıdaki Anarşi evlerinde dolaşmış bir punk olarak açıkça söyleyebilirim ki bu kültür ne yazık ki,gerçek manada yaşanamıyor.anarşi evleri sadece buluşulup uyuşturucu partileri verilen yerler değildir ve kesinlikle olmamalıdır. yazının dili fena değil aslında yani eski punk fanzinlerindeki yazılara bakarsak basit ve sıradan,zor şartlar altında yazdığımızı da düşünürsek idare eder) daha samimi bir dil değil mi istediğimiz?yalansız dolansız saf ve yalın anlatım.punkların istediği şey budur.fazla düşünmeden basitçe hayatı yaşamak.zorlukların üstesinden birlikte gelebilmek. kapitalizm yabancılaştırıp uzaklaştırdıkça insanları birbirinden,punk kültürü yakınlaşmayı savunur.birlikte ama bireysel varoluş mücadelesini içerir punk kültürü.bireysel varoluş için cesaret ve irade gerekir herşeyden önce.zor şartlara dayanıklılık ve kötü koşullarda bile mutlu olabilme sanatıdır punk sanatı.çöpten şaheser yaratmaktır amacı. parçala ekle ve kendi tarzını yarat.kimin umurunda ki?kimin lafını umursuyorsun?


bireysel varoluş tam olarak budur.özgürce kendi stilini oluşturmak.bit pazarından topladıklarınla cool görünebilmek.asıl mesele bu. tüm kurallardan arındırmadan zihnini, yeni bir yapı kurman imkansız gibidir.yeni bir ev inşa etmek için eski bina yıkılır elbet... niyetimiz ciddi.gerçek anarşi evleri kurmak istiyoruz.bu kültürün devam etmesini istiyoruz.elbette değişiklikler olacaktır ama özü aynı kalacaktır. sertliğimizi koruyarak kaybolan spiritüel düşünceyi geri döndürebiliriz. daha modern giysiler tercih edebiliriz. belki daha çok kitap okumalıyız birlikte. belki uyuşup sızmak yerine daha çok konuşmalıyız birbirimizle. yaşam kalitemiz için belki para kazanmayı da düşünmeliyiz sanki. .daha çok şeyimiz var anlatacağımız. where gothic meets punk. and much more...




Sanatsal Süreç Şi i rde, absürd, teatral , bi l i nçal tı , sözcükl eri n gi zl i oyunu, boşl ukl arı n şehveti . . . ve varol uşun deri nl i ği nde yatan anl aşı l mazı açı kl amak i çi n bu durum zorl ukl a fark edi l ebi l i r, i şte bi r bütün ol arak bu beni çeker. Müzi kl e deneyl er yapmak bi r gerekl i l i kti r, ve düşünceni n bi r devamı ve uzantı sı dı r. Bi r şeyl er yaratmak ve ortaya çı karmak, kı sa ve uzun döneml i bi r karardı r, ama bunl ar, fi ki rl eri n yardı mı i l e bi r araya gel mesi gereken i ki uçtur. Beni m i çi n yaşamak kı smen dengel eri n kesi n bi r seçi mi di r ve engel l erden hi l e i l e kurtul mak i çi n haml el enmekti r, ama onl arı nası l yoruml ayacağı mı zı ve öğrendi ği mi zi bi l mek zorundayı z. . . Ama dengel emek ve kol ayl aştı rmak i çi n sanat ve yaratı m var, daha akti f ve parl ak ve o kadar da zorl u deği l .

Ölüm / Melankoli Ölüm kaçınılmaz bir şeydir. İnsanoğlu bunun farkındadır; hepimiz bu durumda-durumsuzlukta son bulacağız. Ama insanların ölmek için yaşamaya ihtiyacı vardır. Her şekilde, her günün bize hayatta olmanın fiziksel nedenini sunmasının sebebi, ama belki de bu sadece kurgusal bir fikirdir. “Maddesel olmayan” (ruhani) nedir? ve fiziksel olarak varolmakla, veya içermekle, hesaplayabileceğim, doğru olmayabilen bir gerçekliğe batırılmış “madde” nedir? Belki de bize yavaş yavaş aşılanan bu doğru gerçekte yoktur, ya da belki de bir kısmı, birileri tarafından bulunmak üzere, dünyevi olmayan bir atmosferin içinde vardır?


Tanrı ve Şeytan (İyi ve Kötü?) Bunun için bir yanıtım yok. Bence sadece iyi ve kötü var, tıpkı iyi ve kötü niyetli koşullar ya da insanlar gibi, şanslı ve şanssız durumlar var, ama bunu fark etmek iyi bir şey, ilerler ve en iyi nereye gidebileceğinizi seçebilirsiniz.

Önemli olan nedir? Bilmiyorum??? Tek bildiğim daha çok şüphe ettiğim. Düşünüyorum da belki de bize limiti aştıran, aşk ... amaçlarla tanışmış, manevi kişisel hırsların, mental-fizik dengesinin kutsal seviyesine doğru çevirilmesiyle, bir mükemmellik mevkisine ulaşmış, daha iyi bir insan olmak, her günü son günmüş gibi yaşamak, ya da, neden olmasın, belki de ayrıca: gerçekliği çarpıt ve kendi çıkarların için kullan, bedeli her ne olursa olsun mutlu olmak için. Nostalji üzerine ya da başka bir şey Kesin bir dozda nostaljiye de sahibim ve inanıyorum ki bu bir noktada benim müziğimi ve beste yapma ve yaratıcı çalışma ve ele alış biçimimi canlandırma şeklimi etkiledi Nostalji bana zamanın, olayların, anıların, rastlantıların, yüzlerin, insanların fikri ile, diyaloglar, yokluklar, uzaktan etkileme ve buna ilişkin, arkadaşlık fikirlerini sağladı ... belki de bunların hepsi de hayatla ilgili bir şeyleri anlamamız için yaratılmış parametrelerdir, nerede yürüyoruz?,

hangi yöne?, nereye istersem ya da gerekirse, ve ulaştıktan sonra.. ne için? ve eğer öyleyse: mutluluğa ulaştım mı?

Sessizlik Sessizlikten hoşlanırım, ve sessizlik ve diğerlerinin haklarına saygı gösteren insanlardan da. Benim dünyam melodiler, metinler, kombinasyonlar, matematik, çakışan ve ters yönler, sesler, keyfilik, ahenksizlik, caz, çarpıtılmış ahenk ile çepeçevre kuşatılmıştır, ... ama bunca ağırlığa karşılık, nefes almak, düşünmek ve devam etmek, ve tüm bu mimariyi yaratma şansına sahip olmak için sessizliğe

gereksinimim var, sanki bu benim tutsaklığıma neden olan büyük bir kule.


çok zor lan!valla beceremezsiniz benim gibi yaşamayı.benim kadar mutlu olmanız da zor.hiç kolay değil tatminkarlık.aç köpekler gibi oraya buraya saldırmayı düşünmemek her insanın gelebileceği bir mevkkii değil.çok uğraştım bu noktayta gelebilmek içinç.özgürleşmek için çok çok ama bir o kadar da çok uğraştım.ne güzel oturuyorum şimdşi.kafama göre yazıyorum.şöyle şekilli olsun böyle romantik olsun ya da okuyana kosun gibi dertlerim yok.bir otelde çalışıyorum ben.bir resepsiyonist.bir bakıma bir eve gelen misafirleri karşılayan kişiyim.hoşgeldiniz derim.eve buyur ederim.misafirlerin isteklerine göre ihtiyaçlarına göre odalar veririm.gece çalışmayı severim ben.gece otelin tek yetkilisi ben olurum.gündüz otel müdürü ne kadar yetkiliyse gece de aynı şekilde benim yetkim vardır.sorumluluğum büyüktür.yıllardır bu işi, yapıyorum,yıllardır insanlarla uğraşıyorum.insanoğlu derdi bitmez,isteği bitmez,nazı çoktur.ne laftan anlar ne de kurallardan.para vermiştir bir kere ve kral gibi hizmet bekler.içki siparişi hemen odasına gelsin ister,bazen benden kadın bile istedikleri olur.ot isteyen olur,prezervatif isteyen olur,traş bıçağı isteyen olur,diş macunu isteyen olur,sigarası biter almamıştır gelirken fazla ,ben bulamayınca bana kızar.mecbur muyum aq senin sigara derdinle uğraşmaya?otele geliyorsun al iki üç paket tedbirli davran!insanoğlu böyledir düşüncesizce hareket eder hep.sonra da çocuklar gibi ağlayıp ortalığı telaşa sokar.neler gördüm neler,insanlardan tiksinti duymam için yeterince sebebim var.

onlar gibi olmayayım dedim,ben düğzgün biri olayım,yazdıklarım boktan olsun ama davranışilarım düzgün olsun dedim.gittiğim yerde küfür etmesinler ardımdan.ben çok küfür ettim müşterilere çok dalga geçtim alay ettim,hatta yüzlerine karşı dayanamayıp laf sokmuşluğum bozup otelden kaçırdığım insan sayısı çoktur.fazla sakin kalamıyorum yani sakinliğimin bozulmasına karşı sakin duramıyorum.sinirlerimi bozan bişi,biri oldu mu saldırıya geçiyorum.agresifim biraz.hayır aq biraz sakin olsalar panik yapmasalar her işlerini hallederim.gereksiz yere ortamı geriyorlar ve ben inadına yapmıyorum yapacağım şeyi.bir müşteriye kıl kaptıysam kolay kolay istekleri yerine gelmez.otelde kalıyorsun.resepsiyonist demek otelin tanrısı.burada benim sözüm geçer.istersem sabaha kadar senin kıçını dondurabilirim.rahat uyku uyuyamazsın.klimanın kontrolü benim elimde.yaparım yani.hiç acımam. otele kimler gelir: ipini koparan gelir.yani her türlü sürprize hazırlıklı olmamız gerekiyor.çok absürd sıradışı insanlarla karşılaşma olasılığı mevcut.bu insanları hemen anali,z etmek ve suyuna göre hareket etmek zorundayız yoksa kontrol edilemezler ve otelin dengesini bozup,diğer müşterilerin rahatını kaçırırlar.sarhoşlar ya da kafası güzeller derneğinin üyeleriyle uğraşmak en zorudur.dövsen dövülmez(müşteri velinimet)sövsen sövülmez(bıçak,mıçak çeker)artık zamanla onları tanıyıp inceleyip nasıl kontrol edilmeleri gerektiğini çok iyi öğrenmiş bulunuyorum.artık sinirlerimi yıpratamıyorlar.bir keresinde adamın biri beni öldürmeye kalktı,silahla.sebep oda yok demem.otelde harbiden oda yoktu.sen bana nasıl oda yok dersin?nasıl bir oda ayarlayamazsın diye sinirlendi bu


.ben de bu arada ağzımdan bir küfür kaçırmış olabilirim tam hatırlamıyorum ama öyle demiş ertesi gün müdüre.bana küfretti demiş.aq küfrettiysek silah çekmek mi lazım?karşılarında bir insan olduğunu unutuyor bazıları ve çalışma şartlarımızı bilmiyorlar.uzun süreli çalışıyoruz,az para kazanıyoruz,fazla tatil yapamıyoruz,arzularımız gerçekleşemiyor,istediğimiz konsere gidemiyoruz,haftasonu dışarı çıkamıyoruz,bayramda çalış,yılbaşında çalış.e tabi gerginlik olması doğal. bizim dünyamız otel ve otel çevresinden ibaret.bu çevrede ne bulursak sikeriz.ben sadece kadınlara saldırıyorum.bazı otel çalışanlarının durumu çok daha kötü.onlar erkeklere de saldırıyorlar.neyse ki zor kullanmamız gerekmiyor.otellere yurtdışından oldukça ateşli insanlar düşüyor.Düşmek fiilinin buradaki kullanımı beni yıllarca güldürmüştür. -Nerede çalışıyorsun? -Otelde çalışıyorum. -Düşüyor mu?Düşüyordur,düşüyordur.Keyfin iyidir senin. -Pardon ne düşüyor mu?

Bazı erkekler kadınları düşürmeye çalışırlar.Ağlarına düşürmek yani.Bu bir zafer anlamına gelir onlar için.Ben pek düşürmeye çalışmam.Daha çok düşmeye çalışırım.Bir kadının beni düşürmesi için türlü türlü taktikler geliştirmişimdir.öNce biraz ilgi gösteririm,gece sikmek istediğimi açıkça belli ederim.sonra da hiçbişi olmamış gibi gayet cool davranmaya başlarım.kadının aklı karışır.ilk geceyi beni düşünerek ve yalnız geçirir.Bazen bu yalnızlıklar tatilin son gecesine kadar devam eder.Son gece düşmeyi kabul ederim ve mutlu olur genellikle.Fazlasıyla mutlu ve tatmin olmuş.Kazanan yoktur.ikimiz de zevk alırız bu oyundan.


tüm dokunulmuşluklardan arınmış taptaze yenilenmiş bebeksi ve ipeksi teni sevgilimin ateşli bakışları unutturur zihnimde saplanmış hain kurşunları yaralar sıcaklığıyla çabucak iyileşir çölde yolunu kaybetmiş bedevinin susuzluğu kaynağın kapılarına sürükler ayaklarını el değmemiş sık ve dikenli çalılarla kaplı dudaklar dokunurken aralarken kanatsada sarhoş edicidir akacak hayat iksirinin kokusu çığlıkları sağır eder tüm sineklerini odanın tanrıça dervişe bağırır bekle ve ağzını açık tut tek damlasını boşa harcama akacak bütün suyumu yut olmalısın karanlığımda ışığını ve kaybetmelisin yolunu korkunun dağlarında afiyet olsun.


Sıkıntılı saatlerin ve rahatsız edici düşüncelerin ardından bir uyku ve görülen yeni bir rüya.Çok önemli kararlar öncesi ya da bir çıkmaz içindeysem,iki yol arasında bocalıyorsam kontrolümü kaybeder,sinirli olurum.Bu anlarda yaptığım herşeyi aptalca ve çocukça bulup hemen unutmak isterim.Gördüğüm rüya bana yapmam gereken şeyi ileten bir mesaj gibiydi.Bu mesajı iyi okumalı ve doğru analiz etmeliydim.Uyandıktan sonra bilgisayarımı açıp yazmaya başladım.Rüyamda bir adamın yanında çalışıyordum.Oldukça sıkıcı bir işti.Kendimi köle gibi hissediyordum.Düzenli bir iş.Özgürlük yok,eğlence yok.Sonra bir kız ile tanışıyorum.Oldukça özgür bir kız.Arkadaş oluyoruz.Sonra bir yere götürüyor beni.Karanlık ve oldukça eski bir sinema.Koltuklar yok.Yerde sadece yataklar ve yatakların üzerinde bizim gibi çiftler var.Işıklar sönüyor ve perdede oldukça eski bir porno film başlıyor.Yavaş yavaş elbiselerimizi çıkarıyoruz.Diğer çiftler de çıkarıyor.Herkes partneriyle karanlıkta sevişmeye başlıyor.Sadece kendi partnerinize dokunabildiğiniz bir orgy seansı bu.Kendi partnerinizi mutlu etmekten başka bir şey düşünmüyorsunuz.Topluluk halinde yapılan bir ibadet gibi müthiş bir huzur kaplıyor içinizi.Film bittikten sonra yine karanlık bir barda içkilerimizi içip mekandan ayrılıyoruz.Konuşmuyoruz ancak ikimiz de mutluluğun farkındayız.

Ertesi Gün:Kız arkadaşım yanında çalıştığım adamın başka bir fabrikasında köle gibi çalıştırılan biri ve sık sık işten kaçması nedeniyle patron kıza bağırmaya başlıyor.Kız daha fazla dayanamayıp gidiyorum diyor.İşi bırakıyorum.Patron oldukça rahat ve buradan giderse iş bulamayacağını söylüyor.Umurumda değil diyerek cevap veriyor kız,bir yolunu bulurum.Çantasını alıp dışarıya çıkıyor.Sokakta bekliyor.Daha fazla sabredemeyip patrona işten ayrılmak istediğimi söylüyorum.Kızı kaybetmek istemiyorum.Onun yalnız kalmasını istemiyorum ve nerede olursa olsun yanında olmak istiyorum.Sonra ben de çantamı alıp sokağa çıkıyorum.Şehrin merkezine götürüyor beni.Oldukça kalabalık bir yer.İnsanlar bana oldukça tuhaf bakıyor.Sanki hepsi daha önceden beni görmüşler ve tanıyor gibiler.Bakışları memnuniyet ve hoşluk içeriyor.


Bir anlam veremiyorum.Küçük bir oda veriliyor bize.Oldukça sıradan ve sade bir oda.Kirası çok az ve odadaki tek eşya eski bir yatak ve duvarda asılı üç beş tablo.Burada insanlar sokakta birşeyler satıyorlar.Hediyelik eşyalar,kitaplar,plaklar ve daha bir çok eski eşya zımbırtı.Bir tür bit pazarı gibi.İnsanlar eski eşyalara kayıtlı hikayeleri okumanın bir yolunu bulmuşlar ve her kullanılmış eşya kullanan kişinin hikayesini taşıyor.Hikayeler çok para ediyor burada ve elbette eski eşyalarla birlikte günümüze taşınan hikayeler en değerlisi oluyor. Sonra uyanıp düşünmeye başladım.Gitmek istediğim kenti ve oradaki kaotik yaşamı düşündüm.Eğlenen insanları düşündüm.Gerçekten mutlu muydular yüzleri gülücükler saçarken.Dinledikleri müzik ve katıldıkları dans onlara zevk veriyor muydu?Zevk aldıklarını ve eğlendiklerini hissetmemiştim en son ziyaret ettiğimde.Oldukça gergindi insanlar.Negatif enerji yüklüydüler.Onlara çok dikkatli baktım.Hayır bu insanlar kesinlikle özgür değildiler.Sevgilisi olanlar sürekli birbirini kontrol etme telaşı içindeydi.En ufak müdahalede patlamaya hazır birer bomba gibiydi insanlar.Hiç rahat değillerdi ve içki bile rahatlatamıyordu bu insanları.İhtiyaçlarının gerçek aşk olduğunu şimdi çok iyi biliyorum.İhtiyaçlarının güven ve özgürlük olduğunu biliyorum.Bu insanları aydınlatabilir miyiz John?Ne dersin?Özgürce dans edebilirler mi?Hazırladığımız bu fanzin kimlere verilmeli?Kim okumak ister bizi?Kim inanır?Kadir İnanır deme sikerim.Sus!


TARANTİNO'NUN BİLİNCİ(DEATH PROOF) yönetmenlerin filmlerinde onlar hakkında çok şeyler gizlidir,tıpkı yazarlar gibi,ressamlar gibi...üstü kapalı olarak,farklı karakterlerle kendilerini anlatırlar:ben böyleyim.bu anlatılar ancak onlar gibi ya da onlara yakın bilinçler tarafından çözümlenebilir.şimdi kucak dansı sahnesiyle death proof filmini analiz etmeye çalışalım.bardaki sahnede sert görünümlü dublör Mike şiir okuyunca kızlar onun bu yanından etkilenir.romantik bir adam ama acaba gerçekten kontrollü bir adam mı yoksa kolay bir av mı olduğunu görmek için kızlardan biri kucak dansı yapmak ister.kucak dansının püf noktası erkeğin asla kadına dokunmamasıdır,eller kullanılmaz,sadece hareketsiz bir şekilde izlemeniz gerekir.kadın ne yaparsa yapsın soğukkanlılığınızı korumanız gerekir,işte o zaman kadınlar için iyi bir av olduğunuzu ispatlarsınız.filmdeki araba ile anlatılmak istenen aslında bir tür meydan okumadır.kendinizi sevdiremezseniz ölürsünüz denmektedir,arabamla yani bedenimle sizin üstünüzden geçer giderim,kalbim sağlamdır der tarantino,ölüm geçirmez.


mmmmmhhh!

evlilik özgürlüktür. EVET BÖYLE BİR İDDİAMIZ VAR EFENDİM.

hassiktir oradan dediğinizi duyar gibiyim,olur mu öyle şey diye çığlıklar atmadan önce biliniz ki RecordedPapers asla temelsiz konuşmaz,anlatıcaz,sabırlı olun ve fanzini okumaya devam edin. değerli fanzin okuma meraklısı insancık kardeşlerim: biz ilişki uzmanıyız.insan ilişkileri üzerine uzun yıllar eğitim görmüş saygın akademisyen kadromuzla okuyucularımıza medeniyetimizin yapı taşlarını birer birer göstermek boynumuzun borcudur. neyiz ki biz?doğrusunu söylemek gerekirse ne olduğumuzu bilmiyoruz.evet canlı olduğumuzdan bile emin değiliz.canlı olduğumuzu söylüyoruz.bunu bizim söylememiz canlı olduğumuzu kanıtlamaz.insanız biz ulan!bok insansınız.biz kendi türümüzü insan olarak adlandırdık sadece.yarın bir gün ufolarla uzaydan bişeycikler gelse ve siz insan değilsiniz hayvansınız asıl insanlar biziz derse ne bok yiyeceğiz? çok basitinden biz kedilere kedi diyoruz ama onlar kendilerine ne diyor hiç düşündünüz mü bunu?belki de kediler arasında anlayamadığımız bir medeniyet söz konusu.onların da bir dili,bir ilişki sistemi,yasaları,günahları,dinleri falan var.belki de bir kedinin kendi kıçını yalaması bizim için terbiyesizce ama kediler için ibadet olabilir.neyse herkesin medeniyeti kendine diyelim ve biz kendi sosyal yapımıza bir göz atalım.

freedooom?


Medeniyet dediğimiz şey canlılar arasındaki ilişkilerden doğan kültürlerin bütününü ifade eder.iki insanın bir yerde karşılıklı oturup yemek yemesi bir ilişkidir.bu ilişki esnasında oluşan iletişim ve etkileşimden ortaya çıkan çağrışımlar kültürdür.yemek yerken iki kişi konuşur,bu konuşmadan yeni düşünceler oluşur,sonra bunlar oturulur kaydedilir,önce beynimize sonra kağıtlara falan:işte kültürel birikimlerimiz.medeni davranışlar da ilişkilerde ortaya koyduğumuz tavırlardır.bunların dereceleri insandan insana,topluluktan topluluğa farklılıklar gösterir.kimine göre çok medeni bir davranış?!hayır böyle bir tanım olmaz.bir sanat eseri için çok sanatsal denilemeyeceği gibi davranışlar için de çok medeni denilemez.nezaket vardır,kabalık vardır.ah aq bu bile farklılıklar gösteriyor işte.neyin ne bok olduğu tam olarak kestirilemiyor.insana dair ne varsa bir genelleme yapamıyoruz.her insanın kendine has değer yargıları oluştuğundan genel bir nezaket kuralı,genel bir ahlak kuralı dayatamıyoruz.çatışmalarımız da burada başlıyor: WELCOME TO THE FİGHT CLUB ODAMIZDAYIZ.canımız sıkılıyor.yalnızız.dışarıda sürüsüne bereket 7 küsur milyar civarında insan evladı bulunuyor.herkes bu cansıkıntısı denilen şeyden kurtulmak için kara kara düşünüyor.napsak ki bu akşam?nereye gitsek?kimle gitsek?ne konuşsak?ne yapsak?

evet hareketsiz kaldığımızda canımız sıkılıyor çünkü biz insan evlatları hareket eden makinelerdir bir bakıma.içlerinde nereden geldiği belli olmayan(tahminlerimiz var)bir enerji söz konusu bu makinelerin.bu enerji beden dediğimiz et ve kemik yığınını harekete geçirmek için öncelikle can sıkıntısını oluşturur,bu can sıkıntısı beyne vurur ve düşünmeye başlarız.çok hareket mi?çok tatmin mi?evet isteklerimiz oluşur öncelikle.şunu yaparsam tatmin olurum yani can sıkıntım geçer deriz ve hareket başlar.yapmak istediğimiz şey ile ilgili en uygun koşulları aramaya başlarız. odanızda kendi başınıza özgürsünüz.istediğiniz boku yiyebilirsiniz ancak sokağa çıktığınızda işler değişir.özgürlüğünüz kısıtlanır.sokakta insanlar birbirine tavır yapar:sokağa tükürsen gelir biri neden tükürdün deme hakkını bulur,yanlışlıkla birinin kıçına gözünüz deyiverse ne bakıyon birader denilip bi ton sopa yeme ihtimali sokakta her daim mevcuttur.aha işte korkularımız burada başlıyor canlarım.sokaktaki insan evlatlarını tanımıyoruz.başımıza ne çorap örür bu vahşiler hiç belli olmaz.onun içindir ki temkinli olmak gerekir yani çoğu zaman kenardan kenardan süzülmek gerekir sokakta ilerlerken,dövemeyeceğimiz insan evlatlarının omuzlarına çarpmamak gerekir.


Kasılıyoruz yani bunun en basit ifadesi budur.başka bir insan yanında bir insanın kasları gergin olur ve bu ruhlarımız için hiç hoş bir durum değildir.yani bu kasılmalar varken özgür değiliz,rahat değiliz.peki ne ki özgürlük?şu içimizdeki enerjinin bedene dışına akması efendim.bunun için gerekli olan, hareketin kasılmadan rahat bir şekilde sergilenmesi,dışa vurulmasıdır. bi sigara daha yakıyorum.çünkü yazı biraz dağıldı gibi.nasıl toparlayacağımı bilemedim,biraz gerildim sanki. neden sigara yaktım ki bu durumda?biraz sakinleşmek için.sigara biraz sakinleştirir mi?çok az miktarda evet.daha farklı maddeler de mevcut elbette.alkol dediğimiz şey:bir kadeh bişey de içebilirdim.sonra yasal olmayan şeylerr de var elbette.yani ne kadar sakinleşmek istediğimize bağlı olarak kullanılan maddeler çeşitlilik gösteriyor. amacımız nedir öncelikle onu tespit edelim:bişeyler almak mı istiyoruz davranışlarımızla yoksa sadece davranışlarımızı sergilemek yeterli mi? bişeyler almak istiyorsak yani davranışlarımız sonucu diğer insanlardan beklentilerimize uygun davranışlar bekliyorsak dengeli hareket etmeliyiz.dengeli hareket düşünerek hareket etmektir,bunun için beynimizin iyi çalışması gerekir.bu aşamada uyarıcılara ihtiyaç duyarız.uyarıcılar algılarımızı keskinleştirir ve daha çabuk karar verip uygun davranışı sergileyebiliriz.yok hayır bir beklentimiz yok sadece insan içerisinde özgürce hareket etmek bize yeterli

geliyorsa beyni devreden çıkarmak gerekiyor.düşünmeden hareket etmek yani dengesiz diye nitelenen davranış biçimini sergilemek gerekiyor.burada da uyuşturuculara ihtiyaç duyuyoruz.yani insanların çoğunluğu davranışlarını madde yardımıyla gerçekleştirebiliyor.çok az bir bölümü de madde kullanmadan kendi öz varlığının getirdikleriyle hareket edebiliyor.bunun için çalışmak,çalışmak,çok çalışmak gerekiyor.tecrübe olayı diyebiliriz buna. evden çok uzaklaştım aq nasıl geri döneceğim bilemiyorum.buraları da hiç tanımıyorum ve oldukça karanlık.yeniden evimde olsam bireysel özgürlüğüme kavuşsam.çok sıkıldım lan dışarıda. doğru.fazla dışarıda kaldığımızda yine canımız sıkılır.çünkü hep gözler üzerinizdedir.açık alan falan öyle özgür bir ortam değildir.public adamın götünü si,ker.en iyisi bir insan evladı ile anlaşıp eve dönmek. iki çeşit özgürlük.fazlası zararlı.kendi başına istediğin gibi davranmak ve kendin dışında bir insanın yanında istediğin gibi davranmak.tamam buradan evlenmek olayına geçip şimdilik yazıyı dondurmak istiyorum.sonra gerekirse boşluklara bişeyler ekleyebilirim.


evlenmek öyle rahip karşısında söz verip birbirini öpmek falan değildir.bir eve yerleşmektir.birey olarak kişisel özgürlüğümüz için bir ev sahibi oluruz ve kendimizle evlenmiş oluruz.belli bir aşamadan sonra evde sağladığımız özgürlük yeterli gelmemeye başlar ve başka bir insan olsun deriz.işte rahipli ve öpücüklü kısım burada devreye giriyor.birini bulmak lazım.bu kişi yanında özgür olabileceğimiz kişi olmalı.evde delirebileceğimiz kişi.işin zor kısmı da burada yatıyor canlarım.yanında kasıldığınız bir insan ile bir evde uzun süre yaşamanız kesinlikle mümkün değildir.bu yüzden yeterince tanımadan gerçekleştirilen evlilikler belli bir süre geçince çöküntüye uğramaktadır.yani ciddi bir özgürlük istiyorsanız öncelikle kendinizi çok iyi tanımalısınız ve ardından kendinize uygun kişiyi bulmalısınız. sonra da eve gidip istediğiniz gibi davranabilirsiniz.


warhol'un saatlerce aynı durağan görüntüyü çekmesi ve insanlara izlettirmek istemesinin mantığı nedir?

bana kalırsa warhol bize burada şunu anlatmak istiyor:sinema izleyicilerinin hareket beklentisi.insanlar film izlemeye başladıktan sonra hareketliliğin tekrarına alışmışlar ve hayattan da aynı hareketliliği bekler olmuşlardır.belki de aşkların kısa sürmesi bu beklentilerin fazlalığından ve insanların sabırsız olmasından kaynaklanıyor olabilir.90 dakika içinde başlayıp sona eren aşkların bilinçlerde nasıl etki bırakacağını biliyor muyuz?insanlar bu hareketli filmlere alıştıktan sonra sahile gidip saatlerce dalgaları seyreder mi?warhol sadece apartmana bakıp düşünün der.kendinizi düşünün.sahte dünyalar ve sahte kişilikler yerine kendinizi düşünün.bir warhol filmi sevgilinizle sinemada özgürce öpüşme imkanı sunar.perdede pek önemli bişey yoktur.önemli olan yanınızda oturan kişidir.


it's about shining it's about experience it's about parallel lines thinking,masking,believing it's about harmony it's about disinformation it's about barkling walking on the streets charmly secularism it's about transcendental meaning of life thinking it's about preachers misunderstood times it's about distance and escape reality watching movies at night with ghost photography,filming,painting,writing all i can do it's about loving, what i want,what i do it's about dreaming yourself in futurism it's about marketing solutions,wet cats,kissing,touching feeling.

it's about jim flora. black leather boots,it's about. breathe.


murat: söyle şimdi ne anlatacaktın Majisyen okadar öneml bişey degildi ya tarot mevzusu murat: önemsiz şeyler için rahatsız etme o zaman önemliyse anlat Majisyen ya kzma abi tamam çalstgnı bilmiyod m murat: kızdığımı nerden çıkardın öyle bir ifade mi var yazdıklarımda Majisyen ya hayırda ne bileyim murat: bilemezsin zannedersin sözcükler böyledir Majisyen en kötüsüne göre düşüneyim ki yapıcı davranabileyim murat: hayır en iyisine göre düşün ki kavga çıkmasın seni sevmediğim sonucuna ulaşma

sertliğe sertlikle karşılık ver alttan alma

Majisyen yaşım sana göre küçük yaşı bırak tecrübem az ben saygı gosterilmesi gerektigine inanan bi insanım eger tartıstıgım benim üstümse murat: yaşın bir önemi yok hayır üst alt yok öğretmen öğrenci yok tanrıya isyan edebildiğin gibi öğretmenine de diklenebilmelisin Majisyen haklı oldgm konuda herkese diklenirim ama haksızsam ukalalık yapmam murat: ukalalık da yap haksız olduğunu nerden biliyorsun kural neydi:yapmak istediğini yap. bu kuralın önündeki engeller senin sınırların Majisyen yapmak istedigim zaten bu ben tartısmayı eger haklıysam sonuna kadar götürürüm .çekinmem fakat sen rahatsz oldgnu soyluyosan ben sana sen nasıl rahatsız olrsun benm muhaetimden diyemem sana


murat: ben anlatıyorum sakince ve anlamanı bekliyorum yapmak istediğini yaptığın zaman sorun yoktur Bu şekilde adam olacaksın.Bu şekilde yalnız kalacaksın.Bu şekilde güçlü olacaksın. Bu şekilde gerçek aşkı yaşayacaksın Majisyen haklısın ama bu muhaette kendime engel koydugum sınırladıgım bi duygum olmadı ne düşünüyosam ne hissediyosam soyledm murat: bak hala kendini savunuyorsun Majisyen hayır ben sadece mevcut durumu konusuyorm .nedemek istedigini biliyorm bunun için ugrasıyorum murat: sen benim en sevdiğim öğrencimsin kendini savunmakla vakit kaybetmeni istemiyorum Majisyen teşekkurler murat: mevcut durumu biliyorum zaten bunu açıklamana gerek yok Majisyen anlıyorum murat: bu yeterli soruyu sor açıklamayı dinle anladıysan anlıyorum anlamadıysan nereyi anlamadın sor

Majisyen anladım en önemli konu aslında tartıştıgımız ama yanlıs anlasılmak istemedigim için üstüne gittim konunun murat: tamam.şimdi anlattıklarımı anlaman önemli.inanman gerekmiyor. inanmak için deneyip görmelisin farkı Majisyen dinliyorm murat: sen soracaktın.tarot hakkında şu baştaki önemsiz mevzu Majisyen hiç fal bakmıstım kim dalga geçtiyse onun için kıyım oldu kartların tavrı hakkında konuscaktım okadar murat: bunu anlayamadım yani iyi anlatamadın bir daha dene nasıl yani? Majisyen fal baktım fal baktıklarım dalga geçtiler ama ısrarla bakmamı istediler baktım bitanesine aldatma bitanesinede maddi kayıp cıktı asırı derecede ve tuttu dalga geçilmesi kaderi etkilermi diye sorcaktım aslında cunku kader kartı kadere karısabiliyo


murat: ne ile dalga geçildi Majisyen tarot la kartlarla benle geçmediler biliyolar beni ama kartlarla görünce galiba orda biraz farklı düşündüler murat: dalga geçtikleri için gerçekleşmiş olabilir mi kehanetin kartlar göstermek istemiştir kendilerini Majisyen aynen kartlar diye düşündüm arastırdım kartlar sanki canlı gibi birazda bakanın aynası gbii kızdıgım içinde murat: elbette canlılar Majisyen o şekilde cıkmıs olabilir dalga geçmeyenlere iyi şeyler cıkyıo murat: her maddenin ruhu vardır. canlılık hareket değildir Majisyen enerji murat: ışık saçmaktır canlılık potansiyeldir canlılık Majisyen cok hoşuma gitti ders verir gibi kızdı ve öcünü aldı

murat: evet biliyorum benim de hoşuma gidiyor ders verir gibi konuşmak dalga geçenlere kızmam bu yüzden derslerini veririm dalga geçilecek kadar boş olmadığımı gösteririm Majisyen evett batakta olan insanlar için cok büyük bi şok yüze inen tokat ama insanlıgını kaybetmişler muhaf murat: sana tokat atana tokat atmak iste.kısasa kısas.tokatını attıktan sonra öbür yanağını dön ve bir daha dene de Dövüş kulübüne hoşgeldin Majisyen evet bunları konusuyoruz ya evdeki tavırlarım cok degişti mesela teyzem o ve büyükler yaparsa yapar sen yapamazsın soyleyemezsn eskiden kırmamamk adına boyun bükerdm şimdi kanlı bıcaklı kavga ediyoruz haklıyım bi süre bagrdıktan sonra sesleri cıkmıyo cünkü haklıyım herdefasında yaş yok büyüklük küçüklük yok bende insanım sende tartısıcaz mantık galip gelir otarafa yanaşmıyorlar murat: haklı olduğunda boynunu bükmemelisin ben babama karşı hep sesimi yükselttim küfür ettim bu nasıl evlat diyorlardı beni görenler (DEVAM EDECEK)


"Kadınla erkek arasındaki sevgide kadın da, erkek de yeniden doğar." Erich Fromm/Sevme Sanatı Fanzincilik gerçekten zor bir uğraş.Fanzin bireysel bir sanat aracıdır,isyankardır,başkaldırır,değişim yaratmak ister,cesur olmalıdır,söylenemeyeni söyleyebilmelidir,kurallara bağlı kalmamalıdır,yıkıcılık özelliğinin yanında yapıcılık özelliğini de taşıyabilmelidir.Fanzinin basit ve anlaşılır bir dili olmalıdır.Anlayamayanlara anlatmak derdindedir.Fanzin doğrudan bir saldırı aracıdır.Gösteriş meraklısı değildir fanzin sanatçısı.Fanzin öncelikle olgunlaşmalı ve sonra da olgunlaştırmalıdır.Değişkendir fanzinin içeriği.Her sayıda düşünceler değişir ve değişmelidir.Okuyucusunun aynı şekilde kalmasını istemez Fanzin yaratıcısı.Ticari bir kaygıyla ortaya çıkmaz ve okuyucuyu kaçırmamak gibi bir derdi yoktur,olmamalıdır.Fanzin biraz faşistçe yaklaşır topluma.Biraz serttir.Yanılıyorsunuz der.Israr eder.Böyle düşünmeli,böyle davranmalısınız.Bunları okuyun,bunları dinleyin,bunlar sizin için daha iyidir der.Özgürlük aşığıdır fanzin sanatçısı ve özgürlük için baskı uygular.Baskı gereklidir,rahatsızlık vermek gereklidir,dürtmek-iğne batırmak gereklidir.Uyanması gerekir bireyin ve farkına varması gerekir.Sahte bir dünyada yaşadığının ve bu dünyanın kurallarının saçmalığının farkına varması gerekir birey.

Düzenliliği düşündükçe kaosa saplanıyoruz.Aklımıza geleni istediğimiz biçimde söyleyebilmeliyiz.Giriş gelişme sonuç.Bu cümlelerden sonra bunlar söylenegelir mi? Siktiretmek gerek.OLMuyor ve olmaz gördüğümüz kadarıyla.Dışarıya çıkmak istiyoruz.Düzenden dışarıya!anlatabiliyor muyuz? Biz bu topluma baktık.BİZ kim mi?Kaç kişisiniz siz ?orada diye sorar bazı ahmaklar.Çok kalabalığız,bildiğiniz gibi gördüğünüz gibi değil.Çoğul bireyleriz biz.Çokluğu birlikte taşırız.Anlamamışsınızdır muhakkak.Bakın şöyle anlatayım:Ben diye bir şey yoktur.Görünen bir beden vardır ama ona ben diyemeyiz zate n konumuz bu satırları yazan et-kemik yığını değil.Bu bedeni hareket ettiren düşünceler.Bu düşünceler tek bir yerden gelmemiştir.Binler ce insanın düşüncelerinin harmanlaşması sonucu oluşan yeni bir kimlik.Bir bütün ama çokluk içerir.Tamam biraz algılaması zor kabul ediyorum ama siz de biraz soyut düşünmeye zorlayın kendinizi.Biz olarak devam ediyoruM. 1 976 yılında doğduğumuz söyleniyor.Kimlikte öyle yazmakta.Biraz geç kalmışız, bizden önce çok gelenler olmuş.yaşanmış bitmiş çoğu şey.yazılmış,çizilmiş biz kaçırmışız.Kaçırdıklarımız için ağlamıyoruz, efendim bir kızılderili olsaydım keşke ya da ortaçağda şövalye olmalıydım ben gibi dangalaklıklarla uğraşmıyoruz.Şanslıymışız ki ipin ucunu tutmuşuz yaşam denen güzelliği bir yerden yakalamışız.hoş bişey yaşamak,zevk var haz var daha ne olsun?Algılamak var,görmek var,duymak var,okumak var,izlemek var,duygulanmak var.Mutluluğu bir kaybedip bir bulmak var.


Oyun gibi.yaşamak yani çok zevkli bir oyun.Oynamayı bilmezseniz sıkıcı olur.Oyuna hazır olmazsanız oyunda sakatlanırsınız.Pas vermezseniz sevilmezsiniz.Pas almazsanız gol atamazsınız. Nihai hedef belli.Bir yatak ve en az iki kişi.Gerçekçi olalım ki en sevdiğimiz şey bu:sex. Sex nedir?basit anlatıyoruz bakın bundan sonra anlamayan olursa sınıfta kalır.İnsan ikiye ayrılır bedensel görünüşte.Kadın denir vajinası olana,Erkek denir penisi olana.Biz insan evlatları ne yapıyoruz?Erkek diyoruz şöyle böyle olmalı,erkekçe hareketler,erkeksi giyim tarzı,erkekçe söylemler düşünceler falan filan.Erkekler duygusal olmaz ağlamaz bu kadınlara ait şeylerdir,Erkekler renkli cıvıl cıvıl şeyler giyemez yanlıştır bu.Kadınlar için de aynı kalıpsal baskıları uyguluyoruz.Farkındasınız değil mi?Biz erkek ya da kadın farklı olduğumuz için böyle olmuyoruz.bunlar isteğimiz dışında gerçekleşiyor.Şekillendiriliyoruz.Seçimlerimizde özgür olmadık.Özgür irademizi hiçbirzaman kullanamadık.Birey daima toplumun kölesi olarak kalmıştır.Yıllardır böyleydi. Araştırmacı gazeteciliğimizin imkanlarını kullanarak bulduğumuz sonuçlar insan ruhunun cinsiyeti olmadığını gösteriyor.Ruh dediğimiz şeyi hemen şöyle basitçe anlatalım:ruh bir enerjidir.Bir akım.bir güç.bir titreşim.Ruh değişimi yaratan güçtür.Ruh bedene hareketini sağlayan görünmeyen şeydir.Daha basit anlatalım mı?Bir ampulün içinden elektrik geçmezse ışık vermez.Pil yoksa oyuncak araba hareket etmez.Tohum su ile temas etmezse yaratım olmaz.Yeni bir canlı oluşmaz.

Önce ayrılık olur,bu ölümdür,sonra kavuşma olur bu doğumdur ve yaşamdır.Enerji bir kesilir bir gelir.Başka bir durum yoktur.Şimdi tekrar insan bedenlerine dönelim: Bedenlerimiz neden farklı? Yılmadık,üşenmedik siz sevgili toplum kurbanları bireyler için gecemizi gündüzümüze kattık,kutsal kitapları satır satır okuduk,yetmedi antik çağlara,o da yetmedi mağara resimlerine kadar baktık.Sadece tek bir medeniyetle de yetinmedik.Hepsine baktık.Biz neyiz ulan?Ne diye yaratıldık?Neden yaşıyoruz? Ne yapmamız gerekiyor?asıl soru buydu.White Stripes dinlerken Kate pek bi güzel dans ederken bu soruyu binlerce insanın sorduğunu farkettik ve araştırmalarımızı hızlandırdık. Do you know what to do withyourself? Sevmeniz gerekiyor sadece ve severek yaratmanız.önce birbirinizi,sonra yeni düşünceleri yaratmanız gerekiyor.güzeli arzulamanız gerekiyor.yaratılan her şeyin o an eskidiğini ve kötü olduğunu bilmeniz gerekiyor.iyinin ve güzelin yaratılmamış olduğunu bilmeniz gerekiyor


iyiliğin ve güzelliğin içinizde yani hayallerinizde olduğunun farkına varmanız gerekiyor.iş birliği yapmanız gerekiyor.yalnız kalmamanız ve aşk yaşamanız gerekiyor.çünkü aşk duygularınızı canlandırır ve sizin güzel şeyler yaratmanızı sağlar.çünkü aşk sizin yaşamak istemenizi sağlar.aşk devrimcidir.sizi ileriye sürükler.yalnızlık korkutur sizi,ölümcüldür,sizi geriye sürükler.hiç doğmamış gibi yok olmak istersiniz yalnız kaldığınızda.yalnız kadınlar ve yalnız erkekler.birlikte olmalı ve birbirinize yaklaşmalısınız.yakınlaştıkça tanıyabilirsiniz birbirinizi ve anlayabilir sevebilirsiniz ancak.mümkün olduğu kadar closer!daha yakınlaş.yatağa girdiğinizde yani özgürce sevişmeye başladığınızda anlayacaksınız,aslında farklı olmadığınızı ve tek farklılığın bedende yani görünüşte olduğunu.unutmayın, hiçbirşey göründüğü gibi değildir. Peki kadın-kadına,erkek-erkeğe olsa nasıl olur diye soracaktır bazıları?Olmaz ulan!ayıptır,günahtır.doğaya aykırıdır deriz.ama şakadır bu o kadar katı değiliz.isteyen istediği ile yakınlaşabilir.ancak tavsiyemiz kadın ve erkeğin birlikte yaşamaları,birlikte sanat ile uğraşmaları.aşk ve sex bizi birleştiren şeyler sadece,asıl amacımız maddeye şekil vermek.bu şekillendirme yani sanat insan denen canlıların ürettiği şeyler olmakta.yani insanlığın kültürü.bu üretilenler insanların aynalarıdır.bunlara bakıp kendimizi görür ve nereden nereye geldiğimizi anlarız.sanat sayesinde sürekli evrimleşen bir canlı olduğumuzu unutmayız.ve daha güzele daha iyiye doğru evrimleşmek için daha fazla özgürlük isteriz.çevremizdeki insanların özgürleşmesi bizler için önemlidir.özgür insanlar arasında rahat hareket edebiliriz.özgür insanlar bizleri şekillendirmeye çalışmaz. kadın ve erkek bedeni.farklılık çok açık.kabalık ve incelik.erkek,güçlü,yontulmamış bir kaya gibi,sert.kadın bu kayanın yontulmuşu,fazlalıklarından arınmışı,yumuşak,hassas,ince düşünceli.sanatsal yaratımda böyle iki zıt kuvvetin kollektif çalışması gerekiyor.antik çağlarda böyleydi.erkek kayayı bulup getirir,kaba hatları şekillendirir.zor ve bedensel güç isteyen işler erkeğin göreviydi.kadın son dokunuşları yapar:yani ince işçilik.sanat nasıl doğmuştur?süsleme.benim mağaram seninkinden güzel.daha yaşanılır,daha iç açıcı.insanoğlunun en temel içgüdüsü:rekabet yani sidik yarıştırma.insanlar artık diğer çiftlerin mağaralarını görmüyor.evlere misafirliğe gitme adeti bilindiği gibi büyük şehirlerde neredeyse kalmadı.sanat biraz da bu yüzden can çekişiyor diyebilir miyiz?

biz öyle düşünmekteyiz ve yeni toplumsal yaşamda rekabeti,süslemeyi,güzelliği ve tasarımı önplana çıkarmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.sanatı ürettiğimiz her şeye yedirmeye çalışacağız.estetik yastıklar,estetik koltuk takımları,çok daha sanatsal buzdolapları vs.(bitti.bu kadar.şimdilik yani ama yazımızın sonunda bu yazıyı yazarken bize ilham veren iki kadın şairden alıntılar yapacağız.iki farklı toplumda varolmuş iki özgür kadın.iyi okuyun) "Ve kırmızı bir nehir gibi yanıyor yüzüm. Tatlı bakışın altındaki gözlerim, rengine bürünüyor gökyüzünün. Elinin dokunuşu ile eriyor göğsüm, karlar gibi adeta Ve tüm bedenim yitiyor bir bulut gibi, hani eser ya üzerine güçlü bir fırtına. "Maria Pawlikowska

"Tatlı hava Ten arzusu ile yanan İki susuz ruha öyle dokunmuştu ki, Sanki bilmişti acı çektiklerini.8 Denizin kollarına tutunan reddedilmiş iki beden Kendi kendine yenik düşmüştü Ve gecenin büyüsü kazanmıştı."Pervin Şakir..


Artık geri dönüşü yok bu oyunun.Bu benim için bir namus meselesi haline gelmiştir.Bu onurlu bir insanın bu noktaya kadar gelmişken pes etmemesi gereken anır.Bunun için ne fedakarlık yapmam gerekiyorsam yapacağım.Oyunu sert oynayacak olmam benim bozulmuş olduğumu göstermez.Ben biraz da insanlık adına oyundayım.Bir direnç ve dayanıklılık oyunu bu.Ölmek ya da yarı yolda sistemin içinde erimek aynı şey benim için.Hareket etmemek de öyle.Beni ancak bir ayrık otu olmak tatmin edebilir.Benden gerçekten rahatsızlık duyduklarında istediğim gerçekleşmiş olacaktır.Biliyorum ve inanıyorum ki şu ana kadar doğru hareket ettim.İnsanların büyük şehirlerdeki bütün sıkılmışlıkları yanılsamadan ibaret.Sorun o kişilerin bakış açısında ve zihinlerindeki sıkışmışlık duygusu.Bu duyguyu iyi bilirim.Küçük kasabamda hissettiğim şeyin aynısı.İnsanın çevresindeki insanlar oluşturmaz kafesini.İnsan kendi kafesini kendisi yaratır zihninde.Bu kafesi kıracak olan da kendisidir ancak.Özgürleştikten sonra aynı şartlarda cenneti algılayacaklarını bilseler aşka daha bir sarılırlardı eminim.Artık aşkın kimyasını biliyorum.Gerekli olan gerekli yere götürülecek.


illuminations...

iki saatlik bir yürüyüş iyi geldi.yarım kilo kiraz aldım,yıkayıp yemeyi düşünüyorum.saat bir olmuş.biraz terli ve sıcak bir bedenim var,soğuk bir duş alsam iyi olacakmış gibi görünüyor.otto gibi sokaklarda dolanmak oldukça eğlenceliymiş.siz de denemelisiniz bir gece bunu.insan etinden nefret etmek ve hayvan etiyle yetinmek.yarım kokoreç bir ayran.insan bağırsağının tadına hiç bakmadım ama hayvan bağırsağından hoşnutluk duyuyorsam kendi neslimi zevk için öldürmemem gerekir. özsütte dondurma ve keşkül ile beslenirken düşündüğüm bir şey yoktu.sadece damak zevki vardı o anda hissedilen.kaşıktan gelen metalimsi yabancılık ve yoldan geçen ölü bedenleri seyretmek.

kiraz zamanı.etli dokusu ve ekşiyle tatlının rdengeli uyumu sayesinde damak açlığımı gideriyorum.kırmızı,yuvarlak,küçük tasarımıyla kiraz benim için görsel bir çekiciliğe de sahip bir meyve.anlatmak istediğim çok şey var ama çok yavaş yazıyorum.bir zombi yavaşlığında.sakin,umursamaz,ne kadar hızlı koşarsa koşsun zombi mutlaka avını yakalar tüm yavaş salınımlarıylA.otto ve diğer ölü insanlar filmini izleyişimi tamamlayamadım henüz.son bölümü bu gece izlemeyi umut ediyorum. sanırım koku bizi asıl kışkırtan.koku yakınlardan gelir.dokunuştan önceki son algıdır.sahip olma içgüdülerinizi harekete geçiren bir varlığın yakınlarda olabilme ihtimali belirir,sevdiğiniz bir kokuyu anımsadığınızda. bir kadın iyi bir tohumun kokusunu binlerce kilometre öteden duyumsayabilir ve harekete geçer doğası gereği...


peki ya insan kokusu?spesifik bir anımsattırıcı kaydı bulunurmu genel insan kokusu adına,közlenmiş sucuk kokusu ya da bir balık,denizden yeni çıkmış ve bağırsakları temizlenmiş,karnı yarıldıktan sonra.okur okumaz burnunuza bir koku gelir gibi,oldu sanıyorum ve bir imaj belirmiştir .insan kokusunu ayırt edebiliyor muyuz?bu kokuyu oluşturan etmenler nelerdir?tehlikeli bir hayvan ile sakin bir kedinin kokuları aynı mıdır?

insanlığın en eski töreni yahudi paskalyası.yer yiyeceğe simgesel bir anlam verilen seder'le aile yemeği başlar.masanın ortasında seder yemeği bulunur.bu yemeğin üç bölmesinde de peçeteye sarılı bir parça mayasız ekmek bulunur.matsoth adı verilen bu ekmek,hem köleliğin sefaletini,hem de mısırdan aceleyle özgürlüğe doğru yola çıkışı belirler.mısırdaki hayatın anısına acı otlarla dolu kaplar.ilkbahar için maydanoz,acılı gözyaşları için tuzlu su ve sirke,firavunun istediği tuğlaların harcı ve kili için de şaraba doğranmış bir elma,badem ve tarçın karışımı.közde kızartılmış bir parça kemikli et binlerce yıl öncesinin kuzusunu simgelerken,külde pişirilmiş bir yumurta da kimine göre bu bayram için katlanılan yoksunlukları,kimine göre de Tapınağın yıkılışını gösterir.her paskalya sonrası yeni bir hayat için yeni bir şans daha sunar tanrı.mezmurlarla ilahilerin sonunda,gece süresince dört kere boşaltılması gereken şarap kadehleri de konukların yerlerini belirler.dördüncü kadeh gelecek yıl kudüste buluşmak dileğiyle boşaltılır.gelecek yıl kurtarılmış kudüste...


insanların binlerce yıldır paylaşamadığı bir şehirdir kudüs.uğruna çok kanlar dökülmüştür. yahudiler için en kutsal yer olan ağlama duvarının bir fotoğrafı ve islam'ın en kutsal yerleri arasında bulunan hazreti ömer camii fotoğrafı.hristiyanların kutsalı saint sepulcre kilisesini de unutmamak gerekir. bir gün önce bombayla bir arap işçisinin öldüğü yerde ertesi gün bir yahudi öldürülüyor.aynı noktada ve birer gün arayla.

doğduğun yeri değil vaat edilmiş toprakları koruma ve güvenliğini sağlama içgüdüsü.geleceğini korumak,tapulama ve adlandırma isteği.burası benim demek,yabancılara ekmek yok.kanun benim deme isteği.hepimizde yok mu?en güzel toprakların tek sahibi olmak istemiyor muyuz kimi zaman? hiç aşık olmuyor muyuz yoksa? bize ait beyaz bir kuzu.

filistin arapları dünyanın vicdanını rahatsız ediyor.1 948 savaşından sonra yerlerinden yurtlarından göçmüş,yıllarca toplama kamplarında yaşamış öfkeli insanlar bunlar.1 948de bacak kadar olan veletler bugün savaşın gerilla kumandanları.haksızın olmadığı bir savaştır bu yıllarca bitirilemeyen.dünya kararsızdır ama sorumluluk hissetmekten de kaçınamamaktadır.hayatım boyunca ikinci dünya savaşıyla ilgili izlediğim filmlerde yahudilere karşı yapılanları görmüş olmanın tesiriyle yahudiler ne yaparsa yapsın zalimlikle suçlayamıyorum.ırksal dışlanmanın en çok vurduğu insanları nasıl ırkçılıkla suçlayabilirim ki?


televizyonda ilgiyle izlenebilecek şeyler yok.cine beşte sabitliyorum kanalı.eski bir türk filmi gösteriliyor.dünyanın en güzel kadını. sleep pobcjet projesini devreye sokuyoruz.uyuyan kasa adını verdiğimiz bu projede paranın paylaşımı konusundaki engelleri aşmayı ümit ediyorum.insanın insana yani dostuna karşılıksız borç vermesine hangi devlet karışabilir hepbirlikte görmek istiyorum.istediğiniz insana istediğiniz kadar para yardımı yapabilirsiniz.ekmeğinizi paylaşmaktan farksız bir durum.eski ve kullanmadığınız ceketi çöp yerine bir insanda değerlendirme çabanız daha mı ahlaklı görünüyor? kendime ait banka hesap numarası.facebooktan edindiğim dostlarım dar günlerimde yardımlarını esirgemeyecektir.bizde söz senettir.geri ödenmesini bekleyecek kadar bağlıysanız paranıza hiç elinizi cebinize atmayın.

aylak bir adam olmak istiyorum açıkça söylemek gerekirse.çalışmak istemiyorum bundan böyle,en azından çalışma zorunluluğundan kurtulmak istiyorum.sonra da sevdiğim şeyde çalışabilme gücü ve olanağı.beklentisiz ve şartlanmasız bir çalışma ortamı.

uyuyan kasa ,yasadışı bir şirket oluşumu.hiçbirşey yapmak istemeyenlerin hiçbirşey yapmamak adına birarada bulundukları ve işe yaramayan hizmetlerde ciddi ciddi çalıştıkları,demlendiklerini ve umursamazlıklarını,tembelliklerini,geç kalmış uyku ile beraber katıldığınız iş toplantıları?böyle bir oluşuma katkıda bulunmak ister misiniz? sinyal çekmek eski bir punk geleneğidir.şimdi de sanal dünyada sinyal çekmeye başlıyoruz.bak abicim ablacım altta banka hesap numarası gönlünden ne koparsa.hadi güzel amcalarım ve teyzelerim boş geçmeyelim.akşama tencere kaynaması gerekiyor.çocuk üç gündür kuru ekmek yemekte,süte hasret kalmış.anneleri terk ettiğinden beri üç çocuğuma da ben bakmak zorundayım.dardayım.dayanağım yok.işe gittiğimde evde çocuklara bakacak kimsem yok.bu yüzden evde çalışabileceğim bir iş arıyorum.


yardımlarınızla kendi evimde bir şirket açmak istiyorum. bir insan özgürlüğüne yatırım yapmak kulağa hoş gelmiyor mu sizce?evimin kapıları şirkete yardım edenlere 24 saat açıktır.sohbetinize katlanmış görünürüm bir süre önce ödedikleriniz yerine,gece vakti utanmadan huzurumu kaçırmaya cesaret edebilirseniz eğer buyrun gelin.utanmazlığınızı yüzünüze vurmam.aldırmamış görünmeye çalışırım.yaptığın yardımın karşılığını almak için geldiğinizde bir fincan kahve ikram edebilirim ancak.çok fazla şey beklemeyin.benim orospuluğum buraya kadar,kusura bakmayın sınırlarım var heryerimi öptürmüyorum. uzakdoğu zen toplumlarda bilge insanların çalışmasına müsaade edilmez.anadolu dervişleri de aynı toplumsal ilgiyi ve yakınlığı görür.gittikleri köylerde köyün misafirhanesinde konaklayıp karınlarını doyururlar.istedikleri kadar misafir olabilirler.köylü hergün ekmeğini suyunu vermekten şikayetçi olmaz.köyleri bir allah dostunun korunması altındadır çünkü.derviş bulunan bir köye şeytanın uğramayacağı düşünülür. modern dünya burjuvazisi dervişlerin deli olduklarını öne sürerek onları yok etmek istedi.toplumda uyanmış olanların,akıllı olanların dolaşmasını istemiyorlardı.sırtını maddeye yaslamış modern dünya yaşantısı için tehdit olarak görülmekteydi deliler ya da mistik olgunluklar.saat dört oniki.şu saatte açık bir market bulabilir miyim acaba?ya da çorba içebileceğim bir yer...dışarıya yelteniyorum.açık bir lokanta bulmak umuduyla.modernizmin üzerine medeniyet kurmak istediği istediğin zaman istediğin şeye ulaşabilme özgürlüğü.24 saat açık lokantaların bulunduğu kentler modernizmden nasibini almış kentlerdir.modernizm insana hizmet olgusunun düzenli işleyişiyle ilgilenir.bira badem ve kaju üçlüsü eşlik ediyor şimdi yazdıklarıma.cinebeşte denizde vahşet isimli bir film başlamış.üç tane de muz alıverdim geceyarısı marketinden.


bir insan kendi işini yapamadığında başka bir insan için iş doğar.çalışmak köleliktir.gönüllü olması ya da tatmin edici bir gelir kölelik kavramından kurtulmanıza yetmez.başka bir insanın mutluluğu ve çalışmaması için siz emek veriyorsunuz.para karşılığı kurallara uymak,müdürlerin kıçlarını yalamak,emirlere itaat etmek,azarlanmayı sindirmek...bunlar sizin hoşunuza gidiyor mu bilmem ben hiç hoşlanmıyorum.her insan en azından hayatında kısa bir süre olsa da kölelikten nasibini almıştır.sana istediğimi yaptırabilirim çünkü benim için çalışıyorsun,paramla satın aldım seni?istediğim gibi çalışmak zorundasın mantığı. efendilerin saltanatına bir dur demek gerekiyor. efendinin mekanına bu kadar yakınlaşmışken,bilgi hırsızlığı yapmak gerekiyor.ezoterik yani içten gelen bilgilerin dıştan dayatılan egzoterik bilgiler karşısında bir zafer elde edişi.tanrısal ya da şeytani güçlerin kullanımı:önce ne olduğunu gör,sonra nasıl kullanacağını anlarsın zaten. "bu iki günlük tatilde iki arşın kadar boyumun uzadığını gördüm."mezmurlar,yeni ahit ötesi kusursuz beyazlıklar için,sayfa.bilmemsekiz. yani efendinin bize bu kadar yakın olması ve bunu farketmeyişi insanın,biraz tuhaf gelmiyor mu size de?çok komik evet. siz gerçekten ciddi misiniz?gerçekten bir bilginiz yok mu şimdi gerçek hakkında? olası sonuçlar ya da beklenmeyen sürprizler arasında nasıl bir ilişki vardır? görebildiğimiz bir sanrı olsa da bize ait bir sanrıdır bu, gerçek ile arasındaki çizgiyi görememek ise cehalet olsa gerek. böylesine güzel bir kadının şu an beni düşünüyor olması mümkün mü? belki de olasılık hesaplarının en uzağında yer alan sonuçları düşünebilme cesaretinde olmaktır hayat?beklemediğimiz,gerçekdışı,sürpriz sonuçları için belki de yaşamlarımıza değer vermeliyiz.herkes bir gün bir mucize beklerdi ama yanılmıyorsam. bu sikişlerin bir anlamı olmalı.neden bir insan durup dururken diğerini sikmek için harekete geçer?sikişin cazibesininin ardında yatan sır nedir gibi sorularımın cevaplarını bulmak için porno filmler izliyorum?nedir bu tutkunun sebebi bilmek istiyorum ve kontrol edebilmeye çalışıyorum. biz bu filmleri çok gördük heyecan vermiyor artık.herşeyi yeterince gördükten sonra gözler başka şeyler aramaya başlıyor.get connected. üçüncü muzu soymaya başlıyorum.biraz müzik.tamam black keys çalıyor yine.bıkıp usanmadan dinlediğimiz yepyeni bir albüm:the brothers. eve dönme vakti geldi.ev dediğim yine başka bir otel odası.eşyalarım var sadece taşıyabildiğim kadar.bi sigara daha içip yola koyulmalı,biraz toparlanmalı. çok daha iyi şeyler yazabileceğimi biliyorum ama buna journal style adı veriliyor.tuhaflığı biraz da yabancı olduğunuz için

bu anlatıma. köşe yazısı ya da journal.bir aydının içindekileri döktüğü günlük yaşamından notlar aldığı aklından geçenleri ve yaptıklarını merak edenlere okumaları için tuhaf bir yaşam yansıması.sunulmuş tabakta dilimlenmiş ve soyulmuş meyvalar gibi. yanında şampanya mutlaka der ezberimdeki gerçekliğim. beni boşverin de sizin dünyanızdan nasıl görünüyor gerçeklik?hele bir, anlatı-verin.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.