SEAL 11.03.2014 SAYI: 25
SCARLETT
JOHANSSON HOLLYWOOD’UN SEKSİ YILDIZI HAMİLE Mİ?
ZEYNEP SARI
Eğer Kadınsan... SMYRCKL
Organik Ekmek AYKUT ULUTÜRK
@sealdergi
Işık, kamera, Kubrick!!
YAĹžAM
Nostalji ve L Efsane Bulu
Lüksün uşması
İstanbul Boğazı'nda süzülerek kendini hemen belli eden bambaşka bir tekne Armada Gezi Teknesi... Malzemelerinden tutun içinde kullanılan her bir dekor, kap kacak, çatal bıçak doğru bir teknenin içinde olması gerekenlere uygun... İstanbul'un tarihi kimliğine ve denizlerine yaraşır bu tekne, İstinye limanında demirlenmiş bir şekilde misafirlerini bekliyor.
YAŞAM
Eğer Kadınsan...
B
en buradayım. Burada yaşıyorum, biz burada yaşıyoruz. Biz sinamaya gideriz bazen, elimizde patlamış mısırlar.
Okula gideriz, işe gideriz şikayet üstüne şikayet ederek. Para kazanmaktır hedef; Adil Işık elbiseleri, Nine West topukluları, Avon katalogları dünyalara bedel çünkü. Starbucks kahvesi, Özsüt pastası.
Hazırlayan
Zeynep SARI
Hayatımız, kapitalizmin kalbine kan pompalamaya odaklanmış. ‘Daha güzelini istemek ve en iyisine sahip
olmak’ ateşiyle yanıp tutuşan insanlarız biz. Biz burada yaşıyoruz, ben burada yaşıyorum. Ben burdayım… Yine burada yaşayan bir kadın, Tüh’lenip Vah’lanarak okunuyor gazetenin 3.sayfasında. Gazetenin 3.sayfası; cinayetlerden, tecavüzlerden, tacizlerden, dayaklardan, el kaldırmalardan, balta kaldırmalardan, bıçak çekmelerden, silah dayamalardan, tüfek çekmelerden, ‘Namusunu temizledi’ ifadelerinden, ‘Töreye kurban gitti’ yan başlıklarından nasiplenmiş çünkü boydan boya. Gazetenin 4. ve 5. sayfaları da ‘Bu memleketin çivisi çıkmış’ dedirten 3. sayfayı yüz üstü bırakmıyor hiç. Şiddeti bol, işkencesi çeşitli haberlerle dolduruluyor sayfalar. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bugün, süpermarket reyonlarından deodorantları, parfümleri, yüz temizleme sütlerini indirimli alan kadının günü. Bugün, tarla nöbeti bekleyen, ellerini soğuk sudan sıcak suya daldıra daldıra nasırlaştıran Ayşe Teyzenin günü. Bugün, kollarına kelepçe misali takılan altın burmalarla 50 küsur yaşındaki müstakbel kocalarına teslim edilen çocuk gelinlerin günü. Bugün kemer tokasıyla dövülen, kaynar sularla yakılan, saçından tutulup yerde sürüklenen, sigara izmaritiyle vücutları dağlanan kadınların günü. Benimle aynı yerde yaşayan kadınların günü. Biz buradayız, birlikte yaşıyoruz.
SORAYA’YI TAŞLAMAK: YÜREĞİMDE BİR YARA… Yönetmen: Cyrus Nowrasteh Oyuncular: Jim Cavıezel, Shohreh Aghdasloo, Mozhan Marno, Navid Negahban, Vida Ghahremani Ben taşa ‘taş’ diye bakıp geçemeyeceğim sanırım hayatım boyunca. ‘Soraya’yı Taşlamak’ içime böylesine nüfuz etmişken, çakıl taşları gözümde bir bıçaktan, bir silahtan, bir tüfekten farksız artık. Kaç kez dondurdum filmi, kaç kez mola verdim bilmiyorum sakinleşebilmek için. Flim boyunca o kadar çok yerde o kadar fazla kontrolümü kaybettim ki, bu filmin izlenmesini içtenlikle öneremem kimseye. Olaylar gerçek çünkü! Yer İran. Yıl 1987… Soraya 4 çocuk annesi genç bir kadın. 14 yaşındaki genç bir kıza –genç kız yazasım bile gelmiyor çocuk o bildiğiniz çocuk!- göz koyan boyu devrilesice kocası Ali ile araları bozuk Soraya’nın. Ali Soraya’yla boşanıp o 14 yaşındaki genç kızla öyle böyle evlenmeyi kafasına koyar. Şeriat hükümlerine göre evlenmesinde bir mani yoktur fakat iki ev geçindirecek maliyete sahip değildir boyu devrilesice. Dünyevi zevklerin insan kalbini nasıl da taşlaştırdığı tezinin en büyük örneğini sunmaya niyetlenen Ali’nin çözümü şöyledir; “Soraya ölürse nafaka vermeme gerek kalmaz!” Bunun için de yalancı şahitlerle sağlamlaştırdığı ‘Karım başka bir adamla yatıyor!’ dedikodusunu, cahil cühela köy ahalisine yayarak istediği ortamı yaratmaya başlar Ali. “Soraya dalyan gibi (!) kocasına layıkıyla davranmıyor, ihtiyaçlarını karşılamıyor.” söylentileri kulaktan kulağa gezer önce. Ali parlak gri, üstü açık
arabasıyla o çiçek senin bu çiçek benim gönül eğlendirirken, Soraya, köy muhtarı Ebrahim’in ve gözümde yatacak yeri olmayan Molla Hashem’in ricasıyla, karısını yeni kaybeden Mullah Ağa ve oğlu için yemek yapmaya, evlerini temizlemeye başlar para karşılığı. E tabii Ali’den hayır gelmeyince 2 kızının kursağına 2 lokma koyabilmek için yapar bu işi Soraya gelir kapısıdır diyerek. Fakat işteki bit yeniği, Ali’nin kumpasıdır aslında, işbirlikçisi de bu işi Soraya’ya ‘rica’ eden Molla Hashem Efendi’den başkası değildir. Bu arada bir parantez açalım, bu Hashem Efendi 50-60 yaşlarındadır, zevcesi de 10-11 yaşlarında kapalı bir kız çocuğudur (Allah belanı versin). Neyse efendim, bu kötücül karakterlerin yanında beni benden alan, performansı olsun, bakışlarının derinliği olsun bir Zahra vardır, Soraya’nın teyzesi; sonuna kadar yeğenin yanında… Taa en başından sezer Soraya’nın başına kötü bir musibet konacağını, engellemeye çalışır o musibetin akıbetini fakat nafile… Atılan iftira, daha dünden inanmaya razı gelen köy cemiyetince öyle bir benimsenir, öyle bir kucaklanır ki, ‘oyun’ gözüyle baktıkları yasama-yürütme-yargı süresi
1 saati geçmeden ‘recm’e bağlanır. Karar; ‘Soraya fahişesi’ni taşlayarak öldürme fikridir, en cazibi yani. Şakaklarım ağrıdı, yolmadığım kaş kılı, saç teli kalmadı o ölüm kararından uygulama sahnesine geçmelerine kadar. Köyün ‘örümcek kafa’ zihniyetiyle yetiştikleri belli olan çoçukları, ceviz büyüklüğündeki, kavun büyüklüğündeki taşları birbirine sürtmeye başlıyorlar, ritim tutturuyorlar Soraya meydana doğru ölüm çukuruna yürürken… Daha fazla anlatmayacağım sevgili okur, düşündükçe taşlar benim yüzüme geliyor, bu gerçeklik beni recm ediyor sanki. Film, gerçek Soraya’nın 9 yaşındaki halinin fotoğrafıyla sonlanıyor. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. İşte bugün, Soraya’nın günü. Şimdi söyleyin, Ataerkil toplumlarda, akıbeti bir erkeğin 2 dudağı arasında saklı olan kadına, ‘8 Mart senin günün!’ demek, ‘Sen gününü göreceksin!’ tehdidiyle geçen 364 günü nasıl geride bırakır?
YAŞAM
12. Uluslararası Gezici Filmmor
Kadın Filmleri Festivali
İ
stanbul Modern Sinema, Sinema Sponsoru D-Smart’ın katkılarıyla 15-23 Mart tarihleri arasında bu yıl 12. yaşına giren Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Bu yıl kadın emeğini odağına alan festival, yine dünyadan ve Türkiye’den kadınların son yılda yaptıkları uzun metrajlara, belgesellere ve kısa filmlere yer veriyor. Filmmor’un bu yılki İstanbul Modern programında filmler, 'Bedenimiz Bizimdir', 'Kadınların Sineması' ve 'Kendine Ait Bir Cüzdan' adlı temalar içinde gösteriliyor.
Aynı zamanda, sinema yapmak için pek çok fedakârlıkta bulunan Türk sinemasının değerli yönetmeni Bilge Olgaç’ın ölümünün 20. yılı dolayısıyla bir anma günü gerçekleşecek. 20 Mart Perşembe günü Olgaç'ın İpekçe,Açlık ve Kaşık Düşmanı filmlerinin gösteriminin ardından, saat 19.30’da Füsun Demirel ve Perihan Savaş’ın katılacağı "20. Yılında Bilge Olgaç" başlıklı bir söyleşi olacak.
YAŞAM
Havlu ve Bornoz Günü
Tekstil açısından önemli bir ilimiz olan Denizli’de, 6 Mart Dünya Türk Havlu Ve Bornoz Günü’nün bu yıl ikincisi düzenlendi.
D
enizli’de havlu ve bornoz günü, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de katıldığı törenle kutlandı. Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği’nin (DETGİS) girişimiyle bu yıl ikincisi düzenlenen tören nedeniyle, Bakan Zeybekçi dahil, törene katılan herkes bornoz giydi. Böylelikle ortaya eğlenceli görüntüler çıktı. Geçtiğimiz yıl ilki kutlanan günün kapsamında Pamukkale’de de bin kişiye bornoz giydirilmişti.
SMYRCKL
Organik
Ekmek Günümüzde vücudumuza aldığımız kimyasallarla birlikte hastalık artışlarına bağlı olarak organik beslenmenin revaşta olduğunu göz önünde bulundurursak, size evde ekmek makinasında yapılan organik bir ekmek tarifiyle merhaba demek istiyorum.
SMYRCKL
Sümeyra AÇIKEL www.smyrckl.com smyrcklblog@gmail.com
Hamur Malzemesi 4 bardak un 1 bardak ılık su (asla sıcak değil) 2 büyük şeker 2 büyük yağ 2 küçük kuru maya 2 küçük tuz
B
en ekmek makinası tarifini verdim fakat fırında yapacaklar uzun bir mayalanma süresini göz önünde bulundurmalı ve yüksek ısıda pişirmeli. Bu konuda detaylı bilgi internette çokça mevcut. Büyük/Küçük olarak belirttiklerim makinaya dahil olan iki uçlu kaşık aparatıdır, fakat siz başka bir araçla yapacaksanız tarifi Tatlı kaşığı/Çay kaşığı olarak uygulayabilirsiniz. İç malzemesi tamamen size kalmış.. Domates, zeytin, peynir, biber.. Her şey uygundur bu ekmeğe.
Yapılışı Su hariç tüm malzemeleri koyup, en son üzerine suyu ekliyorsunuz.. Pişme süresi 3 saattir.
İç Malzemesi Zeytin Sarmısak Keten Tohumu Kekik
35 dakika sonra iç malzemelerini ekliyorsunuz.. Ve kalan 2 saat 25 dakikayı daha mis kokular eşliğinde geçirip bekliyorsunuz.. 3 saat geçti bile.. Ev yapımı ekmeğiniz hazır.. Afiyet olsun!
SİNEMA
Bahara merhaba! B
u hafta hem içimizi ısıtacak hem de aksiyonseverler için filmler mevcut. Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır demiş ya atalarımız bu soğuk haftasonunda sinemalara kapanıyoruz. En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülleri dahil olmak üzere toplam 3 dalda Oscar toplayan Sınırsızlar Kulübü vizyona giren filmler arasında. Öneri kısmımızda ise Başka Sinema kapsamındaki Mavi Dalga var. İyi seyirler!
300: Bir İmparatorluğun Yükselişi Lider Temistokles, Atinalıları donanmayı geliştirmeye ikna eder ve Pers saldırılarına karşı Yunanlıları birleştirmeyi hedeflemektedir. Eski ölümlü, yeni Tanrı Xerxes tarafından yönetilen Pers ordusunun donanma kuvvetlerinin başındaysa acımasız tanrıça Artemis vardır. Halkların kaderini belirleyecek bu savaş, bu kez denizde gerçekleşecektir.
Yapım:ABD- 2014 Yönetmen: Noam Murro Oyuncular: Eva Green, Lena Headey, Sullivan Stapleton Süre: 102 Dakika
Kuşlar Şehrinde Macera
Yönetmen: Wayne Thornley Seslendirenler: Leonard Nimoy, Jeremy Suarez, Abigail Breslin Süre: 83 Dakika
Kuşlar şehri Zambezia’dan gelen Gogo ve Tini’yle tanışan kartal Kai’nin hayatı değişir. Babasının Zambezia hakkındaki bilgilerini kendisinden gizlediğini öğrenen Kai, Zambezia’ya gider ve burada şehrin kurucu Sekhuru’nun kızı Zoe’ya aşık olur. Şehrin kontrolünü ele geçirmeye çalışan leylekler Kai’nin babası ve Tini dahil olmak üzere bütün çulha kuşlarını kaçırınca, Kai hem babasını hem de şehri kurtarmaya çalışacaktır.
Sınırsızlar Kulübü Bir fabrikada elektrik teknisyeni olarak çalışmakta olan Ron Woodroof tek başına küçük bir karavanda yaşamını sürdürmektedir. AIDS’e yakalandığını ve otuz günlük ömrü kaldığını öğrenen Ron’a ATZ adındaki ilaçtan verilmek istenir. İlacın hiçbir işe yaramayacağını anlayan Ron, yeni tanıştığı trans Rayon’u da yanına alır ve AIDS’i gerçekten tedavi eden ilaçları yasadışı bir şekilde ülkeye sokup satmaya başlar.
Yapım: ABD- 2013 Yönetmen: Jean- Marc Vallée Oyuncular: Matthew McConaughey, Jennifer Garner, Jared Leto Süre: 117 Dakika
Silsile
Amerika’dan yeni dönen eski sevgilisi Cenk ile bir partide karşılaşan Ece, Cenk’i unutmadığını fark eder. Ece, yeni sevgilisi Faruk’tan habersiz Cenk’i görmeye gider. Yeniden yakınlaşan ikili aniden evde birilerinin daha olduğunu fark edince paniğe kapılır ve olayların büyümesine sebep olurlar.
Yapım: Türkiye- 2013 Yönetmen: Ozan Açıktan Oyuncular: Nehir Erdoğan, İlker Kaleli, Tardu Flordun Süre: 105 Dakika
Haftanın önerisi
Mavi Dalga Yapım:
Türkiye Hollanda Almanya Yunanistan 2013
Yönetmen:
Zeynep Dadak Merve Kayan
Oyuncular:
Ayris Alptekin Onur Saylak Barış Hacıhan
Süre:
97 Dakika
Yaz boyunca görüşemeyen Deniz ve arkadaşlarının birbirlerine anlatacakları çok şey vardır. Son sınıftaki erkeklerin boyu ansızın uzamış, yeni albümler piyasaya çıkmış, Balıkesir’e doğalgaz gelmiştir. Ama aynı zamanda sanki hiçbir şey değişmemiştir. Anne babaları iş güç derdindeyken, Deniz ve arkadaşlarının üniversite tercihi konusunda kafaları hala karışıktır. Günlük hayatın rutin telaşı içinde bir yandan gelecek planları yapar bir yandan da ergenliklerinin en çetrefil dönemini yaşarlar. Kaya’yla yakınlaşıyor olsa da Deniz’in aklı hala rehberlik hocası Fırat’tadır. Arkadaşlarına bunun ‘’her zamanki gibi bir şey’’ olmadığını kanıtlamak ister. Hem arkadaşlarının gelecek tasarılarından, hem de anne babasının mevcut durumlarından farklı bir hayatı arzular Deniz. Kimsenin bilmediği bir şarkı, umutsuz bir aşk, yalnızlık…
DÜNYA
Işık, kamera, Kubrick!
S
Hazırlayan
Aykut Ulutürk
inema tarihinin gelmiş ve ne yazık ki geçmiş en iyi yönetmenlerinden biriydi Stanley Kubrick. Her filminde işlediği birbirinden farklı konularla, izleyiciyi yaptığı kamera sihirbazlıklarıyla derinden etkilemesi ve mükemmeliyetçiliğine bağlı olan detaycılığıyla yönetmen sınıflandırmalarında kendine has bir dal oluşturan bir sinema adamıydı Kubrick. Yaptığı filmlerle sinema tarihine adını adeta altın harflerle yazdırmasına rağmen şöhretten hoşlanmayan, kamera önünde olmaktansa hep kamera arkasında kalmayı tercih eden mütevazı yapısıyla hafızalara kazınmış usta bir yönetmendi.
Stanley Kubrick, yönetmenliğinin yanı sıra usta bir fotoğrafçıydı. Yönetmenliğinin bu kadar iyi olmasındaki en büyük pay belki de kariyerine fotoğrafçı olarak başlamasıydı. New York’ta yaşadığı dönemlerde Look dergisine çektiği amatör fotoğraflarla yaşamını sürdüren Kubrick, izlediği filmlerden daha iyilerini çekebileceğini düşünerek yönetmenliğe olan ilgisini artırdı. 1953 yılında ilk çektiği uzun metrajlı film olan Fear and Desire’ı arkadaşlarından ve akrabalarından aldığı borç paralarla çeken Stanley Kubrick, hem filmin yönetmenliği hem de prodüksiyonunu kendisi yaptı. Ancak Kubrick, filmi sevmemiş ve kimse görmesin diye bütün kopyalarını toplatmıştır. İlerleyen yıllarda Killer’s Kiss ve The Killing filmleriyle kendini dünya sinemasına ispatlar. 1957 yılında çocukken okuduğu romandan etkilenip sinemaya uyarladığı The Paths of Glory, BAFTA’da en iyi film ödülüne aday oldu. Bu filmde gösterdiği başarılı yönetmenlikle Hollywood’a kapak atan Kubrick, Spartacus ile 6 dalda aday olduğu Oscar’dan 4 ödül aldı. Bu filmle tescillenen başarılı yönetmenliği, bundan sonraki filmlerine de yansır. Sonraki iki filminde okuduğu romanlardan etkilenen Kubrick, bu kitapları beyaz perdeye taşır. Vladimir Nabokov’un aynı adlı eseri olan Lolita’daki dramı, Dr. Strangelove’daki tarihsel politikayı sübliminal mesajlar ve inanılmaz detaycılığıyla sinemaya kazandırır.n 1968 yılında yönettiği 2001: A Space Odyssey ile ilk defa bilim kurgu dalında bir film ele alan Kubrick, insan evrimini ve yapay zeka tematik unsurlarını aldı. Bilim-
sel gerçekliği, sessizliği ve nadir diyalogları görsel efektleriyle beslediği bu yapıt 4 dalda Oscar ödülü aldı ve önde gelen birçok film eleştirmeni tarafından en iyi filmlerden biri kabul edildi. A Space Odyssey hakkında “Eğer Da Vinci, Mona Lisa portresinin altına ‘hanımefendi gülümsüyor çünkü sevgilisinden sakladığı bir sır var’ yazsaydık bu izleyiciyi gerçeğe zincirlerdi ve ben
Jack Nicholson’un kapı arasından kafasını uzattığı bu unutulmaz kare 126 kez tekrar edilerek çekilmiştir.
bunun filmimde olmasını istemiyorum” şeklinde konuşmuş olan Kubrick, bir sonraki filmi olan A Clockwork Orange’da başrol karakteri ile insan doğasını ve toplumsal
değerlerin çatışmasını ele almıştır. Ahlaki değerlerin yozlaştığı bir toplumda bir çetenin insanlara yaptığı zulmü konu edinen bu film, günümüze kadar değişen dünya düzenini, suça ve şiddete olan eğilimi muhteşem sinema tekniği ile yansıtmıştır. Yönettiği her film adeta başlı başına bir olay olan, olay yaratan Kubrick filmlerini kelimelere sığdırabilmek pek mümkün değil. Her saniyesinde dikkat edilen, zekice detaylar yerleştirilen, insanı düşündüren yapıtlar hazırladı Stanley Kubrick. Jack Nicholson’u efsane aktörler arasına sokan The Shining filmi, senaryosu 7 yıla yakın bir sürede hazırlanan Full Metal Jacket ve son perde; The Eyes Wide Shut… Yahudi lobisine yakınlığıyla bilinen ve önceki filmlerinde de gizli mesajlara yer veren Kubrick, 1999 yapımlı son eseri olan The Eyes Wide Shut’ı tam 400 günde çekmiştir. Bu film, halen çekimi en uzun süren film olmuştur ve unvanını kaybetmemiştir. Stanley Kubrick’in, detaycılığını kelimenin tam anlamıyla yansıttığı filmdir. Her ne kadar filmin konusu psikanaliz ve cinsellik olsa da aslında Kubrick’in, son filminde masonik örgütlerin ritüellerini ifşa ettiği söylenir. Ünlü oyunculara çektirdiği eziyetlerle nam salan Kubrick, başrol oyuncuları Tom Cruise ve Nicole Kidman’ın sevişmesi gereken bir sahneyi 127 kez tekrar ettirmiştir. Sahnelerde görünen portrelerin neredeyse hepsini eşine yaptırdığı son filmi yayınladıktan 4 gün sonra, 7 Mart’ta ani bir kalp krizi ile hayata gözlerini yuman usta yönetmen, geriye milyonlarca detay ve izlenmesi gereken yüzlerce dakika bıraktı.
DÜNYA
10 parmağında
10 marifet
LA Lakers’ın yaşayan efsanesi Kobe Bryant, kendi piyanosunu tasarladı.
G
Kobe, sakatlığından ötürü aralık ayından bu yana forma giyemedi.
eçirdiği sakatlıktan ötürü uzun bir süredir basketboldan uzak kalan Los Angeles Lakers’ın yaşayan efsanesi Kobe Bryant, piyano tasarımcılığına el attı. Basketbolun yanı sıra piyano tutkusuyla da bilinen Bryant, sosyal paylaşım platformlarında sık sık piyano başındayken görülüyor. Kobe Bryant’ın, kendi markası ve aynı zamanda lakabı olan Kara Mamba’nın logosundan esinlenerek tasarladığı piyanonun satışa çıkıp çıkmayacağı hakkında bir açıklama yapılmadı.
DÜNYA
Yumurta Sanatı Ç Daha önce yumurtalardan oluşmuş bir banknot görmüş müydünüz?
in Halk Cumhuriyeti ilan edilmeden önce, Çin parasının çok değersiz olduğu söylenir. Öyle ki bir yumurtanın fiyatı bile 10 bin yuanmış. Güney Çin’de yaşayan bir sanatçı belki de bu gerçeği düşünerek, tek bir banknot için binlerce yumurta harcamış. Çalışma 1980 senesinde tasarlanan 50 yuanlık banknota dayandırılarak yapılmış. Modern ve çağdaş sanatın gösterime sunulduğu Guangdong Sanat Müzesi’nde gösterilen bu çalışma akıllara ‘’ bu yumurtalar kırılmıyor mu yahu?’’ sorusunu getirilebiliyor. Eserin püf noktası ise, bu çalışmanın aslında yumurtalardan değil yumurta biçimindeki taşlardan yapılmış olması.
DÜNYA
Pray ‘For 1’ Schumi
İngiliz Daily Mirror gazetesinin haberine göre, Fransa Alpleri’nde geçirdiği kayak kazası sonucunda komaya giren ünlü pilot yaklaşık iki aydır Grenoble Hastanesi’nde tedavi görüyor. Adı açıklanmayan doktor Michael için ümitsiz konuşuyor, ‘’Hastanın seyri daha kötü olamazdı. Michael berbat halde. Uzman doktorlar onu sadece bir mucizenin kurtaracağını söylüyor.’’ diye belirtti. Schumacher’in kaldığı hastanede zatürre olduğu ve komadan uyandırılmasının imkansız olduğu da önceden iddia edilmişti.
DÜNYA
3 Tonluk Cheesecake
A
cılı yemekleri, Taco’su ve tekilasıyla tanınan Meksika, bu kez farklı bir tatla ortaya çıktı. Öğrenci şeflerden oluşan bir kadroyla Mexico City’de 3 ton ağırlığında cheesecake yapan şefler, Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye hak kazandılar. Cheesecake için 55 aşçı tam 60 saat uğraştı. Kekin yapımında 1 ton krem peynir, 1 ton yoğurt, 350 kilogram hamur, 250 kilogram şeker ve 150 kilogram yağ kullanıldı.
DÜNYA
Bilgisayarlı Çözüm
J
apon LCD ekran üreticisi Eizo renk körü hastalara bilgisayar kullanımında yardımcı olacak bir monitör geliştirdi. Kırmızı ve yeşil renk görme eksiği olan renk körleri için geliştirilen monitör sistemi, RGB renklerini hastaların algılaması için normal dalga boyutuna transfer ederek çalışıyor. Eizo’nun renk körleri için ürettiği bu monitörler Japonya’da satışa sunulmuş durumda, diğer ülkelere ihraç edilmesinin de yakın bir tarih olduğu düşünülüyor.
DÜNYA
İnternet devi Facebook
hızını alamadı Facebook’un internet erişimini kolaylaştırmak için güneş enerjili uçaklar üreten bir şirketi satın alacağı öne sürüldü.
T
ıpkı Google’ın sıcak hava balonu projesi gibi internet erişimini kolaylaştırmak için dünyanın en büyük sosyal medya platformu Facebook yeni bir proje üzerinde çalışıyor. Techcrunch sitesinin haberine göre Facebook, ABD merkezli insansız hava aracı üreten Titan Aerospace şirketini satın almayı planlıyor. Bu uçaklar, güneş enerjisiyle çalışıyor ve yere inmeden 5 yıl boyunca 20 kilometre yüksekte uçabiliyor. Henüz yapım aşamasında olan uçakları internet ağı olarak kullanacak Facebook, projeyi ilk olarak Afrika’da hayata geçirecek.
DÜNYA
iPhone 6'dan haber var
I
Phone 6 ile ilgili yeni haberler gündeme gelmeye başladı. Çıkan haberlerin doğruluğu henüz netleşmese de, yeni modelde çözüme yönelik yenilikler olacağı tahmin ediliyor. Chip Online'ın haberine göre, iPhone 6'da çizilmelere karşı kendi kendini tamir edebilen özel bir ekran olacak. Bu sayede de telefonun eskimesi oldukça zorlaşacak. Aynı teknoloji diğer iOS cihazlarında ve iMac'lerde de kullanılacak. Apple'ın 27 Şubat tarihinde yaptığı patent başvurusunda ortaya çıkan bu teknolojinin, iPhone 6'ya yetişmeme ihtimali de bulunuyor. Bu sistem gerçekten uygulanırsa, ekran çizilmesi sorunu belli ki tarihe karışacak.
SPOR
Geçtiğimiz hafta oynanan Miami Heat – Charlotte Bobcats karşılaşmasında burnundaki sakatlığından ötürü maskeyle çıkan LeBron James, maç boyunca ürettiği 61 sayıyla hem kendi kariyer rekorunu, hem de kulübe ait olan bir maçta en çok sayı atan oyuncu rekorunu kırmayı başardı. Daha önce Miami Heat formasıyla bir maçta 56 sayı üreten Glen Rice’a ait bu rekorun yeni sahibi olan James, Cavaliers’ta oynarken elde ettiği 56 sayılık kariyer rekorunu da geliştirdi. Kral lakabıyla bilinen süperstar, 61 sayı ile NBA’de bir maçta en çok sayı atan oyuncular listesinde 16. Sıraya yükseldi.
ilk 5
SAYI
100
En sk orer
81 73 71
OYUNCU
Wilt Chamberlain
Kobe Bryant
Devid Thompson
Elgin Baylor
David Robinson
SPOR
Dünya devi artık satılık! İtalya’nın köklü kulübü AC Milan, ekonomik kriz nedeniyle satılığa çıkarıldı.
R
ivera, Maldini, Kaka, Shevchenko gibi oyuncuları dünya futboluna kazandıran, Avrupa’da bir çok zafere imza atan AC Milan, borç batağından sağ çıkamayan son kulüp oldu. 2011 yılında alınan son şampiyonluğun ardından ekonomik olarak ekside kalan İtalyan devi, yüksek maaşlarından ötürü Pirlo, Ibrahimovic gibi birçok yıldızıyla yollarını ayırsa da finansal açıdan huzur bulamadı. Kulübün sahibi olan Eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, borsaya yaptığı bildiride kulübü resmen satılığa çıkardığını duyurdu. Sportif açıdan da parlak günler geçiremeyen Milan, ligde 10. sırada bulunuyor.
SPOR
Kramponda
devrim!
2014 Dünya Kupası’nın yaklaşmasıyla sportif ürün devleri yeni modellerini tanıtmaya başladı.
S
portif olarak dünyanın en prestijli futbol organizasyonu olarak bilinen dünya kupası, ekonomik açıdan da markalar için önemli bir pazar. Nitekim tüm dünyanın ortak ilgi odağı olan dünya kupasında, büyük rekabet içindeki markalar yaptıkları yeniliklerle farklılıklarını sergileyecekler. Organizasyonun başlamasına az bir zaman kala yeni ürünlerini tanıtan iki büyük marka devi Adidas ve Nike’ın, bu yılki en dikkat çeken ürünleri yeni nesil kramponları oldu. Özel teknoloji örgü ve alışılagelmişin dışında konçlu yapılarıyla dikkat çeken yeni modeller, daha iyi top kontrolü ve yaratıcılık imkanı sunuyor.
Nike erken davrandı, Magista ile patladı Dünya Kupası’nın başlamasına yaklaşık üç ay kala harekete geçen dev markalar, yeni modellerini piyasaya sürerken Nike ve Adidas, yaptıkları devrim ile kıyasıya bir reka-
betin içine girdi. Tasarladığı konçlu ve örgü çorap dizaynıyla Nike, benzer bir model tanıtan en büyük rakibi Adidas’tan daha önce davranarak kendi ürünü Magista’yı piyasaya sürdü. Petek görünümlü iki katmandan oluşan Magista’nın iç katmanı Nike FlyKnit adındaki özel teknolojiden oluşuyor. Ayağın tamamını saran yapısıyla çorap hissi uyandıran bu özellik daha hızlı olmayı ve kontrolü artırmayı sağlıyor. Dış katmanı ise delikli yüzeyiyle daha iyi top kontrolü, hafiflik ve su geçirmez yapısıyla ayağınızın kuru kalmasını sağlıyor.
Reklam yüzü Iniesta
Nike Magista’nın reklam yüzleri arasında Türk futbolcu Arda Turan da yer alıyor.
Nike’ın çok konuşulan Magista modelinin reklam yüzü Iniesta oldu. Ayakkabıyı tasarlayan Denis Dekovic, yaptığı açıklamada bu modelin oyun kurucular için tasarlandığını dile getirdi. Ürünün tanıtım toplantısında konuşan İspanyol yıldız Iniesta “Ayakkabı, ayağımda eldiven varmış hissi uyandırıyor. Ayaklarımı çok sıkı sarıyor ve içgüdüsel olarak istediğim hareketleri daha güvenli ve rahat gerçekleştirmemi sağlıyor” şeklinde konuştu. Nike’ın en büyük rakibi Adidas’ın, tanıtımını yaptığı PrimeKnit’i önümüzdeki günlerde piyasaya sürmesi bekleniyor.
SON SAYFA
SCARLETT JOHANSSON Fransız gazeteci nişanlısı Romain Dauriac ile yaklaşık 6 ay önce nişanlandığını ilan eden Scarlett Johansson'un hamile olduğu ileri sürüldü. İddiaya göre yakın kaynaklar Johansson'un hamileliğini doğruluyor. People Magazine ve US Weekly'nin de haberi doğrulattığı diğer iddialar arasında.