2017 11-12 Ekim / October w w w. p r i nt i st a n b u l . o r g
2. Uluslararası Basım Teknolojileri Sempozyumu 2 nd International Printing Technologies Symposium
BİLDİRİLER BİLDİRİLER
ÖN KAPAK İÇİ
2. ULUSLARARASI BASIM TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU, İSTANBUL, TÜRKİYE 2 nd INTERNATIONAL PRINTING TECHNOLOGIES SYMPOSIUM, İSTANBUL, TURKEY 11-12 EKİM / OCTOBER 2017 www.printistanbul.org
Kongrenin Yeri / Congress Avenue Marmara Üniversitesi - Sultanahmet Yerleşkesi 34413 Sultanahmet - İstanbul / TÜRKİYE
Kongre Salonu / Congress Saloon Ord. Prof. Dr. Nihat Sayar Konferans Salonu ve Cumhuriyet Müzesi 34413 Sultanahmet - İstanbul / TÜRKİYE
2. ULUSLARARASI BASIM TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU 2 nd INTERNATIONAL PRINTING TECHNOLOGIES SYMPOSIUM Editörler Editors Doç. Dr. Cem Aydemir, Doç. Dr. Semiha Yenidoğan, Doç. Dr. Arif Özcan Dr. Yasemin Sesli, Dr. Doğan Tutak, Dr. Zafer Özomay
1. Basım First Edition, 2017 ISBN: *************** Yayınların Hazırlanması ve Kapak Tasarımı Manuscript Preparation and Cover Design
Semih Berke Ağır Baskı Printing ******************************************** ************************************** BEDELSİZDİR SATILAMAZ Aralık December, 2017 İSTANBUL TÜRKİYE Not: 2. Uluslararası Basım Teknolojileri Sempozyumu Bildirimler kitabındaki bildirilerin her türlü sorumluluğu yazarlara aittir. Bu kitaptaki bildiriler Marmara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Basım Teknolojileri Bölümü’nden izin almaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
KURULLAR
ONURSAL BAŞKAN / HONORARY PRESIDENT Prof. Dr. M. Emin ARAT Rektör
DÜZENLEME KURULU / ORGANIZATION BOARD Cem AYDEMİR Marmara Üniversitesi (Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı) Ahmet AKGÜL Marmara Üniversitesi Arif ÖZCAN Marmara Üniversitesi Batuhan KURT Marmara Üniversitesi Cahit CENGİZHAN Marmara Üniversitesi Cem ÖZAKHUN Marmara Üniversitesi Doğan TUTAK Marmara Üniversitesi Dragoljub NOVAKOVIC University of Novi Sad (Sırbistan) Efe N. GENÇOĞLU Marmara Üniversitesi Elif ÖZEN URAL Marmara Üniversitesi Emine ARMAN KANDIRMAZ Marmara Üniversitesi Gülhan BÜYÜKPEHLİVAN Marmara Üniversitesi Hayri ÜNAL Marmara Üniversitesi Lütfi ÖZDEMİR Marmara Üniversitesi Mehmet OĞUZ Marmara Üniversitesi Mehmet OKTAV Marmara Üniversitesi Mladen STANCIC University of Banja Luka (Bosna Hersek) Osman ŞİMŞEKER Marmara Üniversitesi Ömer B. ZELZELE Marmara Üniversitesi Semiha YENİDOĞAN Marmara Üniversitesi AA
Sinan SÖNMEZ Marmara Üniversitesi Stefan DURDEVIC University of Novi Sad (Sırbistan) Türkün ŞAHİNBAŞKAN Marmara Üniversitesi Yasemin SESLİ Marmara Üniversitesi Zafer ÖZOMAY Marmara Üniversitesi
BİLİM KURULU / SCIENCE BOARD Alev ERENLER Sinop Üniversitesi Anastasios E. POLITIS Athens TEI and Hellenic Open University, (Yunanistan) Aran HANSUEBSAI Chulalongkorn University, (Tayland) Arif KARADEMİR Bursa Teknik Üniversitesi Aytekin ERBAŞ İnönü Üniversitesi Csaba HORVATH Obuda University, (Macaristan) Daiva SAJEK Kauno Kolegija University of Applied Sciences, (Litvanya) Didier CHAUSSY Grenoble Institute of Technology, (Fransa) Dragoljub NOVAKOVIC University of Novi Sad, (Sırbistan) Emel BİROL İstanbul Aydın Üniversitesi Emre DÖLEN Marmara Üniversitesi Erdoğan KÖSE İstanbul Üniversitesi Erol HACIOĞLU Anadolu Üniversitesi Gamze ŞENTÜRK İstanbul Arel Üniversitesi Gunter HUEBNER Stuttgart Media University HdM, (Almanya) Gülen KURT ÖNCEL İstanbul Bilgi Üniversitesi H. Can İKİZLER Marmara Üniversitesi AA
KURULLAR Hasan GÜNDOĞDU İnönü Üniversitesi Helmut KIPPHAN Karlsruher Institute of Technology, (Almanya) Hülya SÖKER Anadolu Üniversitesi Hüseyin N. BEYTUT İstanbul Aydın Üniversitesi Igor MAJNARIC University of Zagreb, (Hırvatistan) Iskren SPIRIDONOV University of Chemical Technologies and Metalurgy, (Bulgaristan) İncilay YURDAKUL Hacettepe Üniversitesi Krittika Kate TANPRASERT King Mongkut’s University of Technology, (Tayland) Lutz ENGISCH University of Applied Sciences, HTWK-Leipzig (Almanya) Mark BOHAN Technology and Research, (ABD) Martin DREHER Stuttgart Media University HdM, (Almanya) Martti TOIVAKKA Abo Akademi University, (Finlandiya) Mert ÜLGEN Acıbadem Üniversitesi Mladen STANCIC University of Banja Luka, (Bosna Hersek) Muharrem SÖZEN İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Orhan SEVİNDİK Arel Üniversitesi Oya OĞUZ Haliç Üniversitesi Özgül YAMAN İstanbul Aydın Üniversitesi Öznur ÖZDEN İstanbul Üniversitesi Pelin HAYTA Sinop Üniversitesi Peter NUSSBAUM Norwegian University of Science and Technology, (Norveç) Petr NEMEC University of Pardubice, (Çekya) Rasa URBAS University of Ljubljana, (Slovenya) Reem El ASALEH Ryerson University, (Kanada) AA
Roland GONG The University of Wisconsin, (ABD) Said M. ABUBAKR Western Michigan University, (ABD) Samed Ayhan ÖZSOY İstanbul Üniversitesi Sami İMAMOĞLU Bursa Teknik Üniversitesi Samya EL-SHERBINY Helwan University, (Mısır) Shoji TOMINAGA Chiba University, (Japonya) Stefan BRUES University of Wuppertal, (Almanya) Tim C. CLAYPOLE Swansea University WCPC, (Galler, Birleşik Krallık) Timur SOYSAL İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Ulvi ŞEKER Gazi Üniversitesi Zuzanna Zolek TRYZNOWSKA Warsaw University of Technology, (Polonya)
DESTEKLEYEN KURULUŞLAR / SUPPORTERS ARED ASD BASEV Basım Dünyası Magazine BASMEN ESD KASAD Marmara University Communications Coordinator Matbaa Haber Magazine OMÜD
AA
ÖNSÖZ Marmara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Basım Teknolojileri Bölümü olarak, 2. Uluslararası Basım Teknolojisi Sempozyumunu 11-12 Ekim 2017 tarihlerinde düzenlemiş bulunmaktayız. Matbaacılığın bütün alanlarını kapsayan bu bilimsel ve çok yönlü paylaşım platformuna, İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliğine sahip Üniversitemizin Ord. Prof. Dr. Nihat Sayar Konferans Salonunda, ev sahipliği yapmaktan Sempozyum düzenleme kurulu olarak memnuniyet ve mutluluk duyduk. Çağımızda, bilgi üretiminin hızlanması ve bununla ilişkili olarak hızlı teknolojik gelişmeye bağlı olan rekabet kavramı yeni bir boyut kazanmakta, ucuz işgücü ve doğal kaynaklara dayalı rekabet anlayışının yerini uluslararası piyasalarda, rekabet edebilen üretim teknolojileri yer almaktadır. Bu çerçevede tüketici tercihlerini gözeten esnek bir üretim yapısı, yerel kaynakları ve yüksek nitelikli işgücünü kullanan, çağdaş işletmecilik anlayışını uygulayan, araştırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) önem verip, teknoloji üreten, özgün tasarım ve marka yaratan uluslararası pazarlarda rekabet eden bir sanayii geliştirmek önem kazanmıştır. İşte bu sanayii, ancak üniversite ve sanayinin işbirliğinde ortak projelerle bilim insanları tarafından geliştirilebilir. Sempozyumlar bu amaca hizmet eden üniversite ile sanayiyi buluşturarak bilgi paylaşımını sağlayan en uygun platformlar olmuştur. Bu Sempozyumda ülkemizden ve farklı ülkelerden araştırmacıları ve sektör temsilcilerini bir araya getirmeyi ve basım sektöründe gelişen ve ilerleyen teknolojiler çerçevesinde bilim insanları arasındaki bilgi ve araştırma sonuçlarının en yoğun şekilde paylaşılmasına katkı sağlamayı hedefledik. Hızlı iletişim ve sanal ortamların yanı sıra bu tür etkinliklerin akademisyenler, araştırmacılar, sektör çalışanları ve öğrenciler arasında bilimsel olduğu kadar kültürler arası etkileşim ve kişiler arası sosyal iletişim sağlamak bakımından önemli olduğunu düşünüyoruz. Tecrübelerini ve bilgilerini bizimle paylaşan çağrılı konuşmacılara, bildiri veya poster sunumlarıyla Sempozyumumuzu zenginleştiren değerli araştırmacılara, dinleyici olarak katılan misafirlerimize, bizleri her zaman destekleyen sektör temsilcilerine ve Sempozyumun başarılı bir şekilde hazırlanmasında emeği geçen başta düzenleme kurulu üyelerine ve emeği geçen akademisyen arkadaşlarımıza sağladıkları katkılardan dolayı teşekkürlerimizi sunarız. Ayrıca, bu Sempozyumun düzenlenmesinde bizleri destekleyen başta Üniversitemiz ve Üniversitemizin Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi (M.Ü.BAPKO) olmak üzere, sektörümüzün ileri gelen ayrıcalıklı kurumsal şirketleri olan Böttcher, Odak Kimya, Xerox, Sinangin, Acar Basım, Filmon firmalarına ve Sempozyum Bildiri kitabının basımında katkı sağlayan Konica Minolta firmasına kurumum ve Sempozyum kurulu adına teşekkürlerimi sunarım.
Doç. Dr. Cem Aydemir Düzenleme Kurulu Başkanı
AA
PREFACE As Marmara University School of Applied Sciences Department of Printing Technologies, we organized the 2nd International Symposium on Printing Technology between 11-12 October 2017. We, the symposium organization board, were happy and satisfied to have hosted this scientific and multi-pronged sharing platform comprising all areas of printing at Ord. Prof. Dr. Nihat Sayar Conference Hall in our university, which has the historical and cultural richness of Ä°stanbul. In our age, rapid production of information brings a new dimension in the concept of competition, which depends on a rapid technological development, and cheap labor force and sense of competition based on natural resources are replaced by manufacturing technologies that could compete in international markets. In this context, it has become important to develop an industry that pursues consumer preferences, uses a flexible structure of production, local resources and a high-quality labor force, applies a modern sense of enterprise, regards research and development (r&d), produces technology, creates genuine designs and trademarks and competes in international markets. This industry will only be developed by scientists in cooperation of university and industry with the help of common projects. Symposiums have become the best platforms serving this purpose, bringing university and industry together and sharing knowledge. In this symposium, we aim to bring researchers and sector representatives from our country and different countries together and contribute to sharing knowledge and research results among scientists intensely within the frame of technologies that develop and advance in the printing sector. As well as rapid communication and virtual environments, we believe that such activities are not only scientific among academicians, researchers, sector workers and students, but also important for providing an intercultural interaction and interpersonal social communication. We would like to thank invited spokesmen who shared their experiences and knowledge with us, dear researchers who enriched our symposium with their assertion or poster presentations, our guests who attended as audience, sector representatives who always support us and those who contributed to the success of our symposium; members of organization board and our academician colleagues in particular. Besides, I would like to thank those who supported us in organizing this symposium, particularly our University and Scientific Research Projects Unit of our University (M.Ăœ.BAPKO), as well as notable and privileged corporate companies of our sector; BĂśttcher, Odak Chemistry, Xerox, Sinangin, Acar Printing, Filmon and Konica Minolta firm which contributed to printing the Symposium Proceedings Book in the name of my institution and the Symposium Board.
Assoc. Prof. Dr. Cem Aydemir President of Organization Board
AA
*************** İÇİNDEKİLER ***************
AA
*************** İÇİNDEKİLER ***************
AA
*************** İÇİNDEKİLER ***************
AA
*************** İÇİNDEKİLER ***************
AA
TEKSTİL YÜZEYLERİ ÜZERİNE UYGULANMIŞ TRANSFER BASKI VE DİJİTAL BASKI TEKNİKLERİNİN GÖRÜNTÜ ANALİZİ YÖNTEMİYLE KARŞILAŞTIRMASI
Alev ERENLER1, Pelin HAYTA2, Memnun DEMİR3 Sinop Üniversitesi, Gerze Meslek Yüksekokulu, Gerze – Sinop e-posta : aleverenler@gmail.com
Özet Bu çalışmada tekstil sektöründe tercih edilen transfer baskı ve dijital baskı sistemlerinin tekstil yüzeyleri üzerine alınan baskılarının görüntü kalitesi araştırılarak görüntü analiz yöntemiyle iki baskı tekniği karşılaştırılmıştır. Görüntü analizlerinin yapılması için farklı kumaş yapılarına sahip %100 Polyester beyaz renkli 11 farklı kumaş iki takım şeklinde kullanılmıştır (Her bir takım 11 kumaş). Grafik programında oluşturulmuş vektörel desen görüntüsü ilk takım kumaş yüzeyi üzerine dijital baskı tekniği, ikinci takım kumaş yüzeyi üzerine transfer baskı tekniği yardımıyla basılmıştır. Baskıların alınmasının ardından baskı yüzeyleri dijital tarayıcı yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılarak MATLAB® R2014a programında görüntü analizleri yapılmıştır. Analizler sonucunda dijital baskı tekniği ve transfer baskı tekniği arasındaki görüntülerin kumaş dokularına bağlı bulanıklık/netlik farkı ve renk doygunluk farklılıkları belirlenmiştir. Her iki baskı tekniğinin oluşturduğu farklar grafiklerle gösterilmiştir. Böylelikle çalışma kapsamında farklı tekstil yüzeyleri üzerine uygulanan dijital ve transfer baskı tekniklerinin kumaş dokularına bağlı desen farklılıkları ortaya konulmuştur.
Anahtar kelimeler: Transfer Baskı, Dijital Baskı, Baskı Kalitesi, Tekstil Yüzeyler 1
COMPARISON OF TRANSFER PRINTING AND DIGITAL PRINTING TECHNIQUES APPLIED ON TEXTILE SURFACES WITH IMAGE ANALYSIS METHOD
Abstract In this study, image quality of transfer printing and digital printing systems which are preferred in the textile sector on textile surfaces were investigated and two printing techniques were compared by image analysis method. For image analysis, 11 different fabrics of 100% polyester white fabric with different fabric constructions were used in the form of two sets (11 sets of each fabric). Digital printing technique was applied to the fabric surface of the first set, and transfer printing technique was applied to the fabric surface of the second set. After the prints were taken, the printing surfaces were transferred to the computer with the aid of a digital scanner and then images were analyzed in the MATLAB® R2014a program. As a result of the analysis, the differences between the blurring / sharpness and color saturation of the images between the digital printing technique and the transfer printing technique are determined depending on the fabric texture. The differences between two printing techniques are shown graphically. Thus, in the scope of the study, the pattern differences of the digital and transfer printing techniques applied on different textile surfaces are revealed.
Key Words: Transfer Printing, Digital Printing, Printing Quality, Textile Surfaces
1. Giriş
Tekstil, her türlü tekstil elyafından çeşitli metotlar uygulanarak dokuma, örme ve dokusuz yüzey elde etme sanatı olarak tanımlanabilir1. Geçmişten günümüze insanların örtünme, korunma vb. ihtiyaçları için kullanılan bu sanatın eserleri olan kumaşlar zaman içerisinde moda ve estetik ile yoğrularak sadece örtünme amacından çıkmış aynı zamanda bir beğeni aracı da olmuştur. Bu süreçte tekstil mamulünün albenisinin artması amacıyla farklı dokuma tekniklerinin yanı sıra farklı renklendirme ve desenlendirme yöntemleri de ortaya çıkmıştır. Bu yöntemlerden birisi de kumaş yüzeyinde bölgesel desenler oluşturmak için geliştirilen baskı yöntemleridir. Gelişen baskı teknolojileri farklı baskı tekniklerinin farklı kumaş yüzeyleri üzerinde desen görüntülerinin basılmasını mümkün hale getirmiştir. Bu tekniklerden günümüzde en yaygın kullanılan iki teknik; transfer baskı tekniği ve dijital baskı tekniğidir.
Günümüzde çok farklı tekniklerle uygulamalarına rastladığımız transfer baskının ilk ortaya çıkışı antik çağlara kadar uzanmaktadır. Sümerler döneminde (M.Ö. 4000’ler) Mezopotamya’da kullanılan silindir mühürler ilk baskı uygulaması olarak bilinmektedir.2 Transfer baskının birçok alt uygulamaları olmakla birlikte bu çalışma kapsamında seri üretime uygunluğu bakımından süblime transfer baskı tekniği tercih edilmiştir. Süblime transfer baskı tekniğinde süblime yazıcı yardımıyla görüntü ilk olarak transfer baskı kâğıdına basılır, transfer baskı kâğıdı yüzeyinde ters olan görüntü kumaşa göre belirli dereceye ayarlanan pres yardımıyla tekstil yüzeyi üzerine aktarılır.
2
TEKSTİL YÜZEYLERİ ÜZERİNE UYGULANMIŞ TRANSFER BASKI VE DİJİTAL BASKI TEKNİKLERİNİN GÖRÜNTÜ ANALİZİ YÖNTEMİYLE KARŞILAŞTIRMASI Alev ERENLER, Pelin HAYTA, Memnun DEMİR
Bu yöntemde buharlaşmaya uygun olan boyarmadde ile transfer kâğıdı basılır ve tekstil malzemesi ile temastayken ısıtılan kâğıttan buharlaşan boyarmadde emilerek kumaşa geçer.3 Bilgisayar teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla geliştirilen dijital baskı tekniğinde ise görüntü bilgisayardan direk tekstil yüzeyi üzerine boya püskürtülmek suretiyle aktarılır.
2. Materyal ve Yöntem
Çalışma kapsamında %100 polyester kumaş kullanılmıştır. 11 farklı kumaş konstrüksiyonu ile özel olarak
dokunan kumaşlar üzerine hem transfer baskı hem de dijital baskı işlemi uygulanmıştır. Böylelikle kumaş konstrüksiyonunun baskı kalitesi üzerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında kullanılan kumaşların özellikleri ve çalışmayı kolaylaştırması açısından kumaşlara verilen kodlar Tablo 1’de sunulmuştur. Numune olarak kullanılan kumaşlar %100 polyester ham dokuma kumaş olup üzerine herhangi bir boyama ya da apre işlemi uygulanmamıştır. Şekil 1 ve Şekil 2’de çalışma kapsamında kullanılan iki farklı dokuma örgüsüne ait şematik gösterim sunulmuştur. Ayrıca kumaş yapılarının daha net gösterimi açısından Şekil 3 ve Şekil 4 ‘de 1 ve 6 numaralı kumaşlara ait görüntüler verilmiştir.
Tablo 1. Kumaş Özellikleri ve Kodları
Kumaş Kodu 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
Dokuma Örgüsü 3/1 Z Dimi 3/1 Z Dimi 3/1 Z Dimi 3/1 Z Dimi 3/1 Z Dimi 4/2 Z Dimi 4/2 Z Dimi 4/2 Z Dimi 4/2 Z Dimi 4/2 Z Dimi 4/2 Z Dimi
Atkı İplik Numarası 20/1 OE 20/1 OE 30/1 OE 30/1 OE 30/1 OE 20/1 OE 20/1 OE 20/1 OE 30/1 OE 30/1 OE 30/1 OE
Atkı Sıklığı 34 32 34 32 30 34 32 30 34 32 30
3
Şekil 1. Atkı sıklığına göre Z dimi dokuma örnekleri
Şekil 2. Atkı sıklığına göre 1 ve 6 numaralı kumaşın Z dimi dokuma detayları
Çalışmada her bir numune kumaştan iki örnek alınarak birisine transfer baskı diğerine ise dijital baskı tekniği ile seçilmiş bir vektörel desen basılarak toplam 22 adet baskılı numune elde edilmiştir. Böylelikle
aynı kumaşa hem dijital baskı hem de transfer baskı yapılarak her iki baskı kalitesinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Dijital baskı tekniğinde dispers boya kullanılarak Mimaki TS dijital baskı makinasında baskı işlemi uygulanmıştır. Transfer baskı tekniğinde ise Epson yazıcı kartuşları kullanılarak Epson L310 süblime yazıcı ile transfer kâğıdına baskı yapıldıktan sonra baskı presi ile 178 derecede 155 ısı aktarımı ile transfer kâğıdından tekstil yüzeyine absorbasyon yapılmıştır. Her iki baskı işlemi de CMYK sistemi ile yapılmıştır. Baskı işleminin ardından numunelerin her biri tarayıcı yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılarak MATLAB® R2014a programı yardımıyla bulanıklık/netlik ve renk doygunluğu açısından baskı kaliteleri karşılaştırılmıştır. Programda bulanıklık karşılaştırması yapılırken Roffet ve arkadaşlarının4 çalışmalarında kullandıkları algoritma kullanılmıştır.
3. Bulgular
Çalışma kapsamında kullanılan numunelerin transfer baskı ve dijital baskıya göre bulanıklık ve netlik değerleri Şekil 3’de grafik olarak verilmiştir. Grafik incelendiğinde genel olarak kumaş konstrüksiyonuna bağlı 4
TEKSTİL YÜZEYLERİ ÜZERİNE UYGULANMIŞ TRANSFER BASKI VE DİJİTAL BASKI TEKNİKLERİNİN GÖRÜNTÜ ANALİZİ YÖNTEMİYLE KARŞILAŞTIRMASI Alev ERENLER, Pelin HAYTA, Memnun DEMİR
olmaksızın bütün numunelerde dijital baskının transfer baskıya oranla daha bulanık olduğu gözlemlenmiştir. Transfer baskının ise kumaş yüzeyi üzerinde netlik derecesinin kumaş dokuma sıklığına bağlı olarak arttığı da ayrıca görülmüştür. Her bir numune için hem dijital baskıda hem de transfer baskıda bulanıklık ve netlik değerleri kumaş dokuma sıklığına bağlı olarak farklı sonuçlar vermiştir. Bu noktadan hareketle kumaş konstrüksiyonunun hem dijital hem de transfer baskıda bulanıklık açısından etkili bir parametre olduğu belirlenmiştir.
Tüm numuneler içerisinde hem dijital hem de transfer baskıda en bulanık baskının 2 numaralı kumaşta olduğu gözlemlenmiştir. En net baskının ise dijital baskı grubunda 4 numaralı kumaşta olduğu, transfer baskı grubunda ise 9 numaralı kumaşta olduğu görülmektedir. Dokuma örgüsü açısından sonuçlar incelendiğinde her iki baskı tekniğinde de genel olarak 4/2 Z dimi örgü üzerine yapılan baskıların daha net olduğu gözlenmiştir. Bu durumun 4/2 Z dimi dokuda 3/1 Z dimi dokuya göre daha uzun atlamalar olması nedeniyle daha düzgün bir yüzeyin olmasından kaynaklı olduğu düşünülmektedir (bkz. şekil 1). Kumaş sıklığı açısından bakıldığında sıklığın tek başına anlamlı bir etkisi olmadığı görülmüştür. İplik inceliği açısından bakıldığında ise genel olarak daha ince ipliklerin kullanıldığı numunelerde baskının daha net olduğu görülmüştür.
Şekil 3. Bulanıklık Değerleri Grafiği
Kumaşların dokuma sıklığına bağlı olarak netlik değeri dışında transfer ve dijital baskı sistemlerine göre renk doygunluk ve parlaklık değerlerinde sapmalar gözlemlenmiştir. Her bir kumaş için her iki baskı tekniğinin renk farklılık grafikleri detay görselleri ile birlikte şekil 4, 5, 6 ve 7’de gösterilmiştir.
5
Şekil 4. Dijital baskı ve transfer baskı tekniğine göre 1ve 2 numaralı kumaşların RGB değer grafikleri
6
TEKSTİL YÜZEYLERİ ÜZERİNE UYGULANMIŞ TRANSFER BASKI VE DİJİTAL BASKI TEKNİKLERİNİN GÖRÜNTÜ ANALİZİ YÖNTEMİYLE KARŞILAŞTIRMASI Alev ERENLER, Pelin HAYTA, Memnun DEMİR
Şekil 5. Dijital baskı ve transfer baskı tekniğine göre 3, 4 ve 5 numaralı kumaşların RGB değer grafikleri
7
Şekil 6. Dijital baskı ve transfer baskı tekniğine göre 6, 7 ve 8 numaralı kumaşların RGB değer grafikleri
8
TEKSTİL YÜZEYLERİ ÜZERİNE UYGULANMIŞ TRANSFER BASKI VE DİJİTAL BASKI TEKNİKLERİNİN GÖRÜNTÜ ANALİZİ YÖNTEMİYLE KARŞILAŞTIRMASI Alev ERENLER, Pelin HAYTA, Memnun DEMİR
Şekil 7. Dijital baskı ve transfer baskı tekniğine göre 9, 10 ve 11 numaralı kumaşların RGB değer grafikleri
9
4. Sonuç
Tekstil yüzeyi üzerine yapılan transfer ve dijital baskı sistemlerinin görüntü analizleri göstermiştir ki; transfer baskı sistemi %100 polyester kumaş yüzeyi üzerinde daha net görüntüler elde edilmesini sağlamaktadır. Bu kumaşların dokuma sıklıklarına bağlı olarak görüntü netliklerinin 4/2 Z dimi kumaş yüzeyleri üzerinde daha net sonuçlar verdiği görülmüştür. Numune kumaş yüzeyleri üzerinde renk parlaklık ve doygunluk grafikleri incelendiğinde ise dijital baskı sisteminde doygunluğun daha düşük ve renk sapmalarının daha fazla olduğu gözlemlenmiştir.
Her iki baskı tekniği ve kumaş yüzeyleri arasındaki farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda süblime transfer baskı tekniği ile uzun atlamalı dokumaya sahip %100 polyester kumaş yüzeyleri üzerinde daha net görüntüler elde etmek mümkündür. Transfer baskıda yüksek ısı derecesine sahip presin ısıyla görüntü transferini sağlarken kumaş yüzeyini daha gergin tutması görüntünün yüzey üzerine daha net transferini sağlamaktadır. Dijital baskı sisteminde ise herhangi bir yüzey gerginliği oluşturmadan doğrudan baskı makinesinin kumaş yüzeyi üzerine görüntüyü transfer etmesi kumaş yüzey düzgünlüğü derecesinde görüntü netliği oluşturmaktadır. Bu nedenle dijital baskı sisteminde elde edilen görüntü netlik, parlaklık ve doygunluk değerlerinin %100 polyester kumaş yüzeyi üzerinde daha düşük sonuçlar verdiği söylenebilir.
Araştırma sonuçları; tekstil sektöründe oldukça yaygın olarak kullanılan dijital baskı ve süblime transfer baskı sistemlerinin kumaş türlerine ve dokuma sıklıklarına bağlı olarak farklı görüntü kaliteleri elde edilebileceğini göstermiştir.
5. Teşekkür
Çalışmaya destek veren Aykur Tekstil Ltd. Şti.’e katkılarından dolayı teşekkürler.
6. Kaynakça 1. G. Başer, Dokuma Tekniği ve Sanatı Cilt 1. 2004, İzmir: Punto Yayıncılık Ltd. Şti.
2. F. Akpınarlı ve F. Bulat, Tekstil Yüzeylerinin Manipülasyonu ve Dijital Transfer Baskı Denemeleri, Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, Cilt:9, Sayı:17 (2016 Ocak – Haziran), s.167-186 3. L. Yıldırım, Günümüzde Yeni Tekstil Baskı Teknikleri Üzerine Bir Araştırma ve Alternatif Tasarımlar, 2003, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, İzmir.
4. F. C. Roffet, T. Dolmiere, P. Ladret ve M. Nicolas, The Blur Effect: Perception and Estimation with a New No-Reference Perceptual Blur Metric, 2007, SPIE Electronic Imaging Symposium Conf Human Vision and Electronic Imaging, Jan 2007, San Jose, United States. XII, pp. EI 6492-16.
10
DIGITAL PRINTING: A REVIEW ON CURRENT DEVELOPMENTS AND TRENDS
Christos Trochoutsos1,3, Anastasios Politis1,2,3, Dimitrios Zevgolis1
1. Hellenic Open University, School of Applied Arts, Patras, Greece . TEI of Athens, Department of Graphic Arts Technology, Egaleo, Greece
2
. HELGRAMED - The Hellenic Union of Graphic Arts & Media Technology Engineers, Athens, Greece 3
e-mail: chris.trochoutsos@gmail.com, politismedia@gmail.com, zevgolis@eap.gr
Abstract
Digital Printing (DP) has been established as one of the most rapidly evolving printing processes since its first introduction in 1982. In the years that followed, digital printing became one of the most significant new technologies for print media production. Digital printing has brought significant changes in production workflow and in the total landscape of media market. Since it has been introduced as a revolutionary technology, many predicted that this technology will eliminate traditional printing processes. One main objective of the study is to review whether digital printing kept its promises or not. In other words, how digital printing has been evolving and what will be its future within the printing industry. The paper intends to compare digital printing with the other principal printing processes in the past and its evolution to today. The question is whether this will affect all processes (offset, gravure, silk-screen and flexography) as well as print media products such as commercial, advertisement and 11
packaging. This comparison will allow getting an overview on its evolution in the foreseeable future, and in which degree, Digital Printing will continue to gain ground from traditional printing processes. Within the paper, an analysis of the trends and developments of digital printing will be conducted in matters such as technologies, penetration and establishment in the market, niche markets and market share, based on data analysis of various printing products categories as well as the materials/ substrates used. Finally, the paper intends to set the “big picture” of DP. As such, this paper can be regarded as a solid basis for a deeper analysis on specific printed products, substrates, markets and technologies in the years to come. Keywords: Digital printing, traditional printing processes, developments, trends, technologies 1. Introduction Digital Printing (DP) has been established as a principal printing process since its first commercial introduction in the 90s. In the years that followed, digital printing became a significant new technology for print media production. Since then, Digital Printing has been developed rapidly and has brought about significant changes not only in printing itself but also in production workflow and in the total landscape of media market. The establishment and the introduction of DP as well as its commercial application have led to predictions that this technology will eliminate traditional printing processes. Some older remember the title of an exhibition at a DRUPA (probably DRUPA 1982): “Good Bye Gutenberg”. This “apostrophe” has been related with the digitalization of the production processes in the prepress field, the Internet and digital publishing, as well as with the introduction of digital printing. The paper intends to investigate the roadmap of the evolution of DP from its introduction until today. One main objective of the study is to review whether digital printing kept its promises or not. In other words, how digital printing has been evolving and what will be its future within the printing industry. For this objective of the study, several forecasts presented in the past, will be compared with today, so the actual evolution of DP will be presented. This analysis will be carried out since current forecasts predict that Digital Printing will dominate the printing market in specific markets from today until 2024. Furthermore, the paper intends to compare digital printing with the other principal printing processes in the past and its evolution to today. The question is whether this will affect all processes (offset, gravure, silk-screen and flexography) as well as print media products such as commercial, advertisement and packaging. This comparison will allow getting an overview on its evolution in the foreseeable future, since we are witnessing that Digital Printing will continue to gain ground from traditional printing processes. Within the paper, an analysis of the trends and developments of digital printing will take place in matters such as technologies, penetration and establishment in the market, niche markets and market share according to various printing products categories as well as the materials/substrates used. Finally, the paper intends to set the “big picture” of DP. As such this paper can be regarded as a solid basis for a deeper analysis on specific products, markets and technologies in the years to come. 2. History of Digital Printing
12
DIGITAL PRINTING: A REVIEW ON CURRENT DEVELOPMENTS AND TRENDS Christos Trochoutsos, Anastasios Politis, Dimitrios Zevgolis
The history of digital printing is relatively short compared to printing as a whole, which dates back to 1439, when German businessman Johannes Gutenberg created a press that started the mass production of books. The first digital printing presses came onto the market in the early 1990s. In 1993 the world’s first digital colour printing press was launched called Indigo. The name of the printing press series came from a company formed by Benny Landa in 1977 to develop the world’s fastest photocopier. Landa later discovered that the ink developed for the photocopier, called ElectroInk, could also be used in printers. The first introduction of the Indigo printing machine, triggered a transformation in the printing world – all of a sudden, customers and print buyers were able to choose short-run, personalized, “high quality” print straight from prepress and the “desktop publishing” systems. Print media industry expert Chris Baker, who worked as vice-president at HP and Indigo for five years, predicts that this growth will continue into the future: “Digital print will be everywhere in the future. Digital printing will not just be used for commercial printing; it will be used for publishing and packaging. I believe that digital presses will be developed to go after the packaging market - the personalization of packaging will be huge in the future. Digital presses will also become faster and be designed to handle more types of printing,” [1] 2.1 Facts & benefits of Digital Printing The growth of digital printing can be attributed by the many benefits claimed that offers to customers: Green This method of printing can boost the green credentials of any company. Unlike conventional printing, there are no pre-press stages between the digital document file and the final print, so there is no need for film plates or photo chemicals. The process can be very environmentally friendly when water based inks are used and no powders or coatings are applied. It is sometimes cost prohibitive to go completely green but there are ways to keep costs down without harming the environment more than absolutely necessary. Speed Digital printing offers a quicker response time due to its minimal press setup. It simplifies the printing process, traditional plates and film are redundant, there is no press make-ready needed, no plate mounting, no registration adjustments and no ink keys. There are less steps and people involved in the printing process, and as result the final product can be delivered quicker. Cost effective Enabling companies to make financial savings is another benefit offered by digital printing. Traditional printing services have always had quotas or minimum orders required when you used their services. However, because of the flexibility of the printing press, digital printing companies do not have these sorts of boundaries, proving the freedom for the businesses and individuals to save and get the exact amount that they need. Short runs
13
Digital printing is the ideal method of producing short- to medium-runs in more effective ways than traditional print. Digital data is easily stored and updated; therefore changes are easily made either prior to printing or in the following batch. Digital printing allows more effective print management: there’s no need for bulk stock and no need to dump out of date stock. Some machines that use digital technology can not only print out the materials but also finish the final product at the same time. Print Enables Smarter Marketing
Variable data printing gives direct marketing a highly effective way to talk to customers, allowing companies to tailor their message to their audience. Delivering the right message to the right people at the right time. QR codes have also linked printed materials to the digital realm. Digital printing facts include information about variable data and variable imaging. Because computers control the printing process it is much easier to change the content of the item while it is being printed. This adds a new level of customization and personalization that can greatly improve your finished product appeal. [2] 2.2 Overview of the developments It is useful here to set out some of the technological changes in the industry and some of the innovations in other complementary media over the last two decades. The 1990’s began with the introduction of colour digital print (both with toner based xerography and liquid inks) which initiated the revolution in what the printer could offer his customers – short runs at economical prices backed up by long runs using conventional print technology. Interestingly, and this may say something about the perceptions of the industry from the outside, the initial market targeted by vendors was the agency and the repro house. Subsequently, the printing industry has embraced digital printing and even the smallest printer has some form of device. Digital printing also made inroads into the poster market, normally the realm of the screen printing technology, with wide format digital printing and now, as with conventional digital printing, wide format digital is to be found in many small and medium size print companies. The impact of digital printing had only just begun to be felt and the benefits realised by the industry when software providers (either independent or from equipment vendors) began to offer ways in which the full benefits of digital printing could be exploited – these include self-publishing, variable data printing, versioning and web-to-print. The latter offers the ability for printers to automate the production process, give control and responsibility to the customer (with template design and online proofing) and to market themselves via the internet. Additionally, suppliers offered the training to go along with the technology changes and therefore the latest disruptive technology was supplementing or usurping the traditional role of colleges for vocational education and training. “Social media” was originally within the hands of the marketers. Facebook, Twitter etc. have only been around since 2006/7 and with humble beginnings as a way of students communicating with each other or blogging by giving status updates/ information to a group. Further platforms were developed – for example Whatsapp! in 2009 (acquired by Facebook) and Instagram in 2010 (also acquired by Facebook) – all offering more ways in which marketers can get their message across and providing further competition, or collaboration opportunities, for the printing industry.
14
DIGITAL PRINTING: A REVIEW ON CURRENT DEVELOPMENTS AND TRENDS Christos Trochoutsos, Anastasios Politis, Dimitrios Zevgolis
3. Printing industry turnover facts and digital print market predictions
The global print industry is estimated at $898 Billion! It is estimated to be 8 times bigger than the video game industry and even rivals the auto industry. The global printing industry is forecast to reach $980 billion by 2018, driven by growth in packaging and labels, rather than graphic applications. Ever since the Internet became an everyday aspect of life, people have been saying that the printing industry is dead. With high accessibility to a variety of digital screens and consumers favoring digital sources of entertainment over physical ones, it makes sense that paper isn’t used as regularly. However, there is no indication that the printing industry is suffering at all. Various recent digital printing market analysis reveal that the digital printing share will grow from $131.5 billion in 2013 to $187.7 billion in 2018, a compound annual growth rate of 7.4%. Further, the trends; analysis reveals that the share of the total print market will grow from 9.8% in 2014 to 20.6% in 2018, with inkjet growing faster than electrophotography. According to the forecasts, offset printing will see its value shares fall, particularly in web offset. While making predictions, it is very important to consider about different databases, as the market is different in several countries around the world. It is also important to define the “print market”, what kind of shops are we interested in (copy-shop, private prints, etc.) and to consider the market segments (packaging, newspaper, commercial, 3D, etc.). As an example, the following chart from marketsandmarkets.com show the turnover of printing industry worldwide in the last 10 years (2006-2016).
Figure 1: Turnover of printing industry worldwide the last 10 years Further, as it concerns the regions, the comparison of turnover of the printing industry between 2011 and 2016 show that it is much bigger in Asia with North America to follow (Table in Figure 2).
15
Figure 2: According to the region, Asia comes first and North America second (the chart is in billion $) In 2011, the European printing industry had 118000 companies with 684000 employees. Most of the companies have 1-4 employees. In the last decade, although the turnover of printing industry in Europe is not getting down, the number of employees is decreasing. In 2011, the European printing industry had ₏88 billion turnover but the European printing industry is not a homogeneous market. Germany’s turnover is much bigger in Europe. Still, the total number of printing companies in Germany is also a descending number.
Figure 3: The European printing industry is not an homogeneous market (the chart is in million â‚Ź)
16
DIGITAL PRINTING: A REVIEW ON CURRENT DEVELOPMENTS AND TRENDS Christos Trochoutsos, Anastasios Politis, Dimitrios Zevgolis
The comparison goes further with the turnover of the specific printing processes between 2011 and 2016 as they are presented in the charts of figure 3:
Figure 4: Printing technologies worldwide (the chart is in billion $) As a summary of the charts illustrated, worldwide turnover with printed products will increase, but not in Western Europe. Packaging printing is boosting, while digital printing will take greater share. Flexographic printing will increase printing volume and gravure will be constrained to packaging. Sheet offset will increase slightly and web offset will decrease. But the question is “How fast will digital printing will take greater share and how much will that be?� Another study shows that there is a lot of space for digital printing to keep growing in North America and this is important, as it is the second biggest print market worldwide. Digital Printing makes up just 9% of the total page volume and digital color printing is ranging between 2.5% to 3%. [3]
17
4. Offset is Down but not Out An old song informed us that “video killed the radio star.” More recently, we’ve been told that digital is killing offset lithography. Neither of these claims is entirely true. Today, radio has talk shows and sports call-in shows, all with solid, if sometimes overly opinionated, audiences. Offset also has its own solid ground, following in an increasingly digital world, although in many quick and small commercial shops it is more and more playing a supporting role. According to NAPL’s most recent Capital Investment Study, offset’s share of printing industry sales, have been declining steadily for more than 10 years. “No turnaround in the economy -no matter how robust- is going to change that. Nevertheless, lithography is still a $40 to $50 billion market”. In shops with sales of between $1 million and $3 million, 16.1% had single and two-color offset presses on their shopping list, while 25.8% were considering four-color presses. However, 35.5% were considering a variable data digital press. Finally, printing shops with sales between $3 million and $5 million, were looking at one- or two-color presses (8.8%), four-color presses (20.6%), and variable data digital presses (55.9%). While offset press manufacturers have tended to emphasize medium- to large-format presses, many still offer small-format options. Increased automation and computerization have improved efficiency, quality, and speed on today’s small offset printing presses. In some ways, the discussion of which technologies are on the rise or in decline misses the point. In our market segment, offset is declining, digital is growing, and digital inkjet is emerging. [4] Another research by Smithers Pira on “The Future of Digital vs. Offset Printing to 2020”, predicts that digital printing will continue to grow in most print sectors across the world. Mono web-fed electrophotography is being superseded by full-colour inkjet, but despite this drop the volume and value of electrophotography will continue to rise as colour applications grow. Innovative users will find more applications and niches to exploit the advantages of digital, some at the expense of offset printing; but also to open up new opportunities [5].
Figure 5: Inkjet printing market increases, while sheetfed offset remains the same and heatset offset goes down
18
DIGITAL PRINTING: A REVIEW ON CURRENT DEVELOPMENTS AND TRENDS Christos Trochoutsos, Anastasios Politis, Dimitrios Zevgolis
The innovative use of digital printing for new products, while improving service levels, can prevent offset printers of being a “commodity�. Smithers Pira forecasts that digital printing trends will impact a strong growth in the industry from 2013 to 2018, led by inkjet technology. Digital printing market analysis shows that the industry is better suited to the changing demands of print buyers - and importantly, to end consumers of print - than offset is. Primary research conducted highlights the continuing demand of buyers for lower run lengths and faster turnaround, and the use of versioning and personalization. According to Smithers Pira, the average selling price of all offset print will fall from $11.43 per 1,000 x A4 prints in 2008 to $10.16 in 2018, a decline of 11.1%. The situation is different for digital where the average price will increase, from $92.48 per 1,000 prints in 2008 to $119.53 in 2018. The cost make-up of offset and digital print is different. Digital print has a low set-up cost but unit cost per copy is higher than for analogue print methods. Comparing the cost of processes is a useful tool for printers to select the most appropriate process for manufacturing. There are features, such as variable data printing, that will dictate digital, while there are other intangible benefits that buyers or brands will seek to achieve, with personal packaging a good example, where brands seek to engage with consumers and potential customers. Continuing falls in run length is the key reason for the adoption of digital technology by many offset companies. Smithers Pira’s digital printing market analysis highlights this factor, together with the recent improvements in digital print technology, as the key drivers for the adoption of digital printing. [6]
5. Growth in Digital Printing to remain strong until 2024 The total digital printing market will reach 225% of the 2013 value by 2024, according to a new market report by Smithers Pira. In 2013, the digital print market was worth $120.9 billion in constant 2012 dollar values, or $131.0 billion in current dollar terms that take into account inflation and currency exchange rate fluctuations. This is the equivalent of 1.13 trillion A4 size prints manufactured by print-for-profit service providers and packaging converters. The total digital market will reach 225% of the 2013 value by 2024, according to a new market report by Smithers Pira. Digital print is growing because it allows print suppliers to improve the levels of service they offer to customers, as well as opening new opportunities and helping them to make money. Increasing versioning and personalization helps make print more targeted to end users which is increasingly important as the digital world continues to become more and more connected. The maturing of Big Data with technology able to identify potentially valuable customers is a very powerful tool, and digital print will be used as a communication channel for this output. Digital print will also exploit many new opportunities for high value short runs and move increasingly into labels and packaging. According to the report, electrophotography is the major contributor to the digital market. However, inkjet is the sector which is growing more rapidly. Inkjet is forecast to overtake electrophotography after 2019, and by 2024 inkjet will account for 56% of the value and 53% of the digital print volume. Digital print is used in many diverse applications, and innovative print suppliers are developing new opportunities all the time. According to the report, there are some drawbacks of digital, which tend to be associated 19
with unit cost and productivity. However, these limitations are becoming less of an issue as capabilities are is steadily increasing; inkjet is now able to deliver 8,000+ A4 prints per minute, the equivalent of 30,000 B1 duplex prints per hour. There is also less choice of paper and substrate stocks with digital printing, however more paper companies are now supplying suitable grades while some printers apply primers to their materials. Additional limitations exist in the colours that can be printed, although some equipment suppliers have introduced spot colour capability with metallic and some specialist fluorescent toner capability. In terms of future forecasts, the report states that over the next ten years or so, the most dynamic area for change will be in the fields of packaging. Cartons, rigids, flexibles, metal and corrugated are sectors that will take up digital production methods. Future growth predictions for printed packaging are all positive with increases in volume and value, with no substitution for electronic versions. Digital print is being used even beyond the graphics and packaging sectors. These applications include textiles, ceramic tiles, flat and round glass, decorative laminates, automotive applications, electronic and photovoltaic products, bio-medical and many other promotional/miscellaneous items. [7] 6. Digital book printing A lot of companies offer short run digital book printing with many options for customization. There are a lot of benefits showed in the figure above, explaining why this market also is growing up.
Figure 6: Advantages of digital book printing
Although digital printing turnover is about to decrease in Western Europe in the future, digital book printing is predicted to increase its ratio compared with offset book printing.
20
DIGITAL PRINTING: A REVIEW ON CURRENT DEVELOPMENTS AND TRENDS Christos Trochoutsos, Anastasios Politis, Dimitrios Zevgolis
Figure 7: Predictions on digital book printing market share in Western Europe 7. Digital Printing for Packaging The potential of digital print is broadening, and packaging companies are only just beginning to realise the benefits on offer in terms of personalisation, customer engagement and integration with online campaigns. The industry is growing rapidly, and doesn’t show signs of slowing down any time soon. Estimated to be worth $7.3 billion in 2013, the digital print for packaging market is forecast to reach $15.3 billion by 2018 according to The Future of Digital Print for Packaging to 2018, a new market report from Smithers Pira. So what are the reasons behind this impressive growth rate? Firstly, digital print offers many advantages to packaging companies. It can be a successful method of driving traffic and creating a buzz around a brand, as proven by Coca Cola’s global “Share a Coke With . . .” campaign this summer. Designed to allow customers to ‘share a coke’ with friends, family and loved ones, the initiative featured a number of the world’s most popular names digitally printed onto 375ml and 500ml bottles of Coca Cola. “Share a Coke” took advantage of the variable data capability of digital presses, and used versioning and personalisation to roll out the campaign in 35 European countries over 750 million packs. Without digital print the project would not have been possible; printing the labels using analogue methods would give the same
21
number of individual bottles, but they would then be labelled and delivered together. Randomly printing names sequentially is the only way to get the right distribution at the point of sale. As part of their campaign, Coca Cola produced over a billion labels; putting the widespread notion that digital is only suitable for short runs into perspective. The campaign was the largest job on record for Indigo label presses, and increased both social media engagement and sales. And its effect reached way beyond consumers. “Share a Coke” has shown the packaging industry what is possible, created enormous interest, and pushed digital label acceptance forward in companies of all shapes and sizes. In fact, labels account for the bulk of digital printing market share – in 2013, their value will be $6 billion, 89.6% of all digital packaging
Figure 8: Global digital packaging sectors (in $billion) There are a number of other drivers behind the evolution of digital print. One major factor is the ability to produce short print runs economically, as packaging buyers continue to search for ways to engage with customers using innovative methods. Printing on demand means less waste, ensuring that new designs or changes in ingredients don’t result in redundant stock. Technological developments in inkjet and electrophotography are meaning that digital print is becoming increasingly accessible and cost-effective for all kinds of companies, big and small. Despite all of the advantages on offer, there has historically been reluctance in the industry to adopt digital printing processes on a large scale. A general lack of knowledge in the sector coupled with a perception that the process is expensive and difficult to manage has meant digital printing has evolved more slowly in the past. However, after successful campaigns like “Share a Coke”, it seems that more and more companies need to consider digital print to avoid being left behind in this fast-moving market. [8]
22
DIGITAL PRINTING: A REVIEW ON CURRENT DEVELOPMENTS AND TRENDS Christos Trochoutsos, Anastasios Politis, Dimitrios Zevgolis
Figure 9: All print products are expected to come under further pressure, with the exception of packaging and labels (European stats) [9]
Figure 10: Trends in European Printing & Printed Packaging Output (in € billion)
23
8. Latest trends in Digital Printing The printing industry has continued to change ever since it made the major shift to digital about a decade ago. With digital trends continuing to shape the printing industry, these rates of change have sped up as fast as the technology that pushes the industry’s boundaries. Printing speeds have gone up as the market has diversified to serve more specific niches while advancements such as the electro photographic engine and high-speed inkjet is changing the landscape of the industrial printing further. There is a ton of opportunity in wide format and industrial applications. Inkjet is going to continue to make waves in the industry and the market is going to continue to get more personalized in general. These trends are: Web-to-Print In today’s digital business world, those that rely completely on physical documents and assets are at a loss, especially compared to their brethren that put their faith in technology a decade ago. However, many companies cannot go 100 percent digital, and others simply don’t want to, as printed content provides benefits that cloud-storage data cannot. The solution is Web-to-print – a service with investment of around $259 million next year, according to Howie Fenton, associate director at InfoTrends. With Web-to-print technology, employees are able to upload their content to cloud services and order those materials to be printed and shipped anywhere around the world. All types of businesses are taking advantage of Web-to-print, as it allows them to quickly and easily order, ship and receive additional copies of training manuals, corporate binders, posters, brochures and more.
On-Demand Printing With Web-to-print services becoming the norm in commercial printing and almost 80 percent of businesses deciding to use less paper in the office – according to CompTIA – the meteoric rise in use of on-demand printing should come as no surprise. On-demand printing services allow organizations to order print resources in a piecemeal fashion. On one hand, this means that less paper is wasted. On the other hand, on-demand printing is a great solution for companies and associations that must frequently update and send content to satellite locations and remote offices or stores. Furthermore, on-demand printing services enable firms to order exactly what they need and deliver it overnight without shipping materials themselves. In essence, the days of bulk ordering are gone, and on-demand printing companies have replaced that process with smaller, more personalized offerings that can be delivered right to the front doors of stores and offices.
Digital Content Distribution As more organizations turn to Web-to-print and recognize the value in on-demand printing, the use of digital content distribution platforms is growing. In other words, the print industry isn’t dead, it’s evolving and taking advantage of technology.
24
DIGITAL PRINTING: A REVIEW ON CURRENT DEVELOPMENTS AND TRENDS Christos Trochoutsos, Anastasios Politis, Dimitrios Zevgolis
Now, businesses can upload content online and host it on digital content distribution platforms, allowing their partners, employees and customers to order branded print resources as they are needed. This allows all parties to access the same documents and contents, and those firms that host these resources can regularly update the materials, keeping up with client feedback and business process changes. Once organizations discover the power that digital content distribution platforms can offer, the printing industry will become more crowdsourced and reliant on its community, effectively keeping it alive for decades to come. Sheet-fed Digital Printing With vendors such as Fujifilm, HP, Screen, Delphax, Konica and Minolta talking so much about sheet-fed digital printing, it’s no wonder that we’ve already seen a number of new systems already. From direct mailing and other print marketing to printing up books and booklets, the costs for digital printing are going down while the variety of format sizes is expanding. Three Dimensional Printing 3D printing isn’t only a trend, it’s also super-exciting in terms of the future of digital printing. Jetting technologies are the biggest topic of discussion this year, mainly focusing on the materials used for jetting rather than the inks themselves. While some analysts in the field are expecting 3D printing to reach a peak others are looking at the impact of 3D print technologies as a fresh new start. Jetted Materials and Substrates With the printing industry seeing a large uptick in non-paper and plastic materials, it’s no wonder inkjet for foil, ceramic, textile, wood, metal and glass are trending. Non-document digital printing is expected to continue to spike sharply with many production announcements centered around packaging, corrugated boxes, ceramics, labels and cartons. On top of that, 3D printing is taking hold in the packaging industry, making design and printing a big part of getting the speed of the digital world out there into reality. Inkjet Inkjet is big right now and it’s not only going to remain so, it’s going to grow until it is absolutely monstrous. Inkjet systems have taken such a hold on the digital printing industry because they are not only high-speed, but ultra-reliable as well. On top of that, their options for use are scalable, meaning that you can expect inkjet to start to take over many other areas of technology as well. This has already started as inkjet has taken over label and color document printing and wide format graphics (both indoor and outdoor). This trend will continue to push into the territories of publications such as newspapers and catalogs as well as commercial printing in general. The only thing to hold inkjet back from taking over the world is the high costs of substrate. If someone makes a breakthrough in getting those costs down to make inkjet more cost-effective in other settings, it should signal the funeral pyre for other forms of digital printing. Customization The digital printing industry is following in some of the same footsteps package printing already laid down in that some of the high costs of a high volume production are being outweighed by the selling potential of personalization in printing. This trend indicates a rise in on-demand book production, and in materials for mar-
25
keting and merchandise for photography. As such, instead of mass production, the industry should see a shift towards mass customization. [10] 9. Conclusions Digital Printing is here and will stay. It has triggered structural changes in markets, products and processes within the graphic arts and print media sectors. Certainly, it offers arrange of advantages and possibilities in innovative print media production and this trend for growth will continue. The This study revealed these trends. However, at this very moment, it seems that the traditional printing processes are not totally replaced by digital printing. The printing industry has continued to change ever since it made the major shift to digital about a decade ago. With digital trends continuing to shape the printing industry, these rates of change have sped up as fast as the technology that pushes the industry’s boundaries. Printing speeds have gone up as the market has diversified to serve more specific niches while advancements such as the electro photographic engine and high-speed inkjet is changing the landscape of the industrial printing further. There is a ton of opportunity in wide format and industrial applications. Inkjet is going to continue to make waves in the industry and the market is going to continue to get more personalized in general. The innovative use of digital printing for new products, while improving service levels, can prevent traditional printers of being a “commodity”. At the moment, the convergence of traditional and digital printing technologies seem to be the most proper way for effective development of the industry. One final aspect that needs not to be left behind is that the print media industry is better suited to the changing demands of print buyers - and importantly, to end consumers of print. And naturally, print buyers and media markets are more mature in accepting new products with added value, offered also by digital printing.
Figure 11: Offset printing remains main print process but digital printing is increasing in both volume and value (European stats) [9]
26
DIGITAL PRINTING: A REVIEW ON CURRENT DEVELOPMENTS AND TRENDS Christos Trochoutsos, Anastasios Politis, Dimitrios Zevgolis
10. References [1] Printed.com, “History of Digital Print”, (n.d.) available from https://www.printed.com/history-of-digital-print[10] [2] Pearlprintdesign.com, “The digital future of print” (n.d.) available from http://www.pearlprintdesign.com/the-digital-future-of-print/ [3] Thomas Hoffmann - Walbeck: «Trends in Print Production», paper presented at the HELGRAMED Scientific and Technical Conference «Roadsmaps for Development-Innovative Applications for Graphic Arts Εntrepreneuship», GRAPHICA exhibition, 15 November 2015, Mediterranean Exhibition Center, Peania, Attiki, Greece [4] Printing news.com, “Offset is down but not out”, Bob Hall, (13/04/2011) available from: http://www.printingnews. com/article/10254475/digital-printing-is-overtaking-offset-printing-but-both-are-still-needed [5] Smitherspira.com, “The Future of digital vs offset printing to 2020”, (n.d.) available from: http://www.smitherspira. com/products/market-reports/printing/digital/the-future-of-digital-vs-offset-printing-to-2020 [6] Smitherspira.com, “Digital Printing Trends market analysis to 2018”, (06/2013) available from: http://www.smitherspira.com/news/2013/june/digital-printing-trends-market-analysis-to-2018 [7] Smitherspira.com, “Growth in Digital Printing to remain Strong until 2024”, (04/2014) available from: http://www. smitherspira.com/news/2014/april/digital-printing-to-remain-strong-until-2024 [8] WhatTheyThink.com, “What’s next for Digital Printing for Packaging” (12/2013) available from: http://whattheythink.com/articles/66480-whats-next-digital-printing-packaging/ [9] Intergraf. Federation for Print and Digital Communication, “The European printing industry – Facts-Challenges-Research Needs, April 2014, available from: http://www.intergraf.eu [10] Eddie Tabrizian on behalf of Prism Photo Imaging, “Latest Trends Digital Printing” (04/12/2013) available from:http://www.business2community.com/tech-gadgets/latest-trends-digital-printing-0703279#Ik4HoqeV17urPYOm.97
Author biography
Christos Trochoutsos has a Bachelor degree in Computer Science from University of Piraeus (2008) and Master degrees in Graphic Arts and Multimedia in Hellenic Open University (2013). In 2012, he participated in Bern. Erasmus - MediaPro Intensive Programme: Innovative Technologies in Media Production, Future Developments and Τrends, (20 Aug.-1 Sept., Burgdorf). At the moment he is a PhD Candidate at the Hellenic Open University (research on digital printing). He has worked for 10 years as a prepress manager in printing industry and for 6 years as an IT Manager in printing industry. Dr. Anastasios Politis possesses over 40 years of experience on the strategic analysis and development for the Greek and European Graphic Arts and Media fields (1977- today). He has a Bachelor degree in Graphic Arts Technology from Athens TEI (1977), Master degrees in Education and Multimedia, degree of Licentiate of Technology and a Doctoral degree from the Royal Institute of Technology - KTH Stockholm, Sweden (2004). He is an Associate Professor on Graphic Arts and Media Technology in Athens TEI and Hellenic Open University and elected Vice - Chairman of the Hellenic Union of Graphic Arts and Media Technology Engineers (HELGRAMED).
27
ELECTRICAL AND OPTICAL PROPERTIES OF NEW SURFACE MODIFIED POLYANILINE HYBRID COMPOSITE PRINTED WITH SCREEN PRINTING
Aslı Beyler Çiğil1, Emine Arman Kandırmaz2, Hatice Birtane1, Memet Vezir Kahraman1
1
Marmara University Faculty of Arts and Sciences, Department of Chemistry, Goztepe 34722 Istanbul 2
Marmara University Department of Printing Technologies, School of Applied Sciences, Goztepe 34722 Istanbul e-mail: asli.beyler@marmara.edu.tr
Abstract Polyaniline (PANI) as the oldest known conducting polymer has attracted attention due to its various structures, unique electrical properties, special doping mechanism, good stability and aspect of application in the technology. This study describes the preparation and characterization of new surface modified polyaniline (m-PANI) containing hybrid composite. This modification promotes the covalent bonding of PANI to the UV-curable matrix by crosslinking photo-polymerization and thus homogeneous composites are formed. PANI surface was photo-grafted with hydroxyethyl methacrylate (HEMA) to produce hydroxyl groups. Hydroxyl functionalized PANI were acrylated using isocyanatoethyl methacrylate (IEM) in order to improve the dispersion and interfacial interaction in composite. UV-curable resin formulation was prepared by mixing the acrylate modified PANI 29
(m-PANI), polyethylene glycol diacrylate (PEG-DA), trimethylolpropane triacrylate (TMPTA), hydrolized 3-(Methacryloxy)propyl trimethoxysilane (hydMEMO) and photoinitiator. The amount of m-PANI in the hybrid composites were 0% and 5 wt%. The hybrid composite formulation was printed on the glass surface with screen printing. Then the coating was subjected to UV irradiation. The morphology, thermal endurance, surface properties and electrical properties of hybrid composites were characterized by scanning electron microscopy (SEM), ATR-FTIR, thermogravimetric analysis (TGA) and contact angle. FTIR results showed that the new surface modified PANI and hybrid composites were successfully prepared. SEM results dictated that the m-PANI was homogeneously dispersed in the composite matrix and they showed good compatibility. Electrical results showed that PANI is usable for conductive line and screen printing was is a convenient method of printing conductive lines. Key Words: Conductive polymer, PANI, Screen Printing, Uv Curing, Photo-graft Introduction The current development trend towards miniaturized portable electronic devices has raised the demand for rechargeable power sources of appropriate size1. In addition, future developments are aiming at thin, light, cheap, flexible and sustainable solutions, with wearable electronics as one typical application. More specifically, the emerging field of “printed electronics�2, including printable transistors3, solar cells 4 and organic light emitting diodes 5 has the potential to meet these goals in future applications. To realize the printable potential for supercapacitor on an industrial scale, an inexpensive process for producing the thin film electrodes is required. Typically, one of the most important and powerful industrial printing techniques for the thin film fabrication is screen printing, which is inexpensive, rapid, and capable of mass production6-9. Furthermore, screen printing allows for good control over the deposition area, and the ink can be printed on a wide variety of substrates, including paper, fabrics, plastics, etc10. Since the performance of screen printed supercapacitor is strongly governed by the ink that is applied to the process, thus, it is necessary to explore ideal materials for the functional ink formulation. In recent decades, there has been growing interest in the development of organic materials for both electronic and optical applications11. The excellent structural versatility that may be achieved with organic compounds by both high-precision molecular design and an appropriate synthetic method is one of the main reasons for this fast-growing interest. Among the wide range of materials that may
30
ELECTRICAL AND OPTICAL PROPERTIES OF NEW SURFACE MODIFIED POLYANILINE HYBRID COMPOSITE PRINTED WITH SCREEN PRINTING Aslı Beyler Çiğil, Emine Arman Kandırmaz, Hatice Birtane, Memet Vezir Kahraman
be suitable for the aforementioned applications, conjugated polymers such as polyaniline (PANI) and polypyrrole (PPy) are of particular interest. Because of their potential applications, such as rechargeable battery12, electromagnetic interference (EMI) shielding13, photovoltaic cell14, chemical sensor15, enzyme immobilization matrices16, corrosion devices, gas separation membranes17 and microwave absorption18. In addition, conducting polymers can be used as conducting fillers in insulating polymer matrices in preparation of electrically conducting composites. These composites offer potentials in electromagnetic interference (EMI) shields, electronic packaging, display devices and electrodes19,20. The main drawback of unsubstituted π-conjugated polymers is its lack of solubility, which explains its limited processability due to the rigid backbone. To improve their processability, various procedures have been adapted. As one of the stand-alone synthetic methods to obtain PANI composites we may consider probably the grafting of some polymers to a PANI surface. In this study, we report the modification of PANI with functional groups which are UV reactive. This modification promotes the covalent bonding of PANI to the UV-curable matrix by crosslinking photo-polymerization and thus homogeneous composites are formed. The interest for composites of PANI with common polymers started from the early 1990′s with the discovery of solution processability of polyaniline. The continuously growing interest in the study of PANI and polymer composites over the years is driven by the need to replace traditional inorganic conductive fillers (metallic particles, carbon black) and to improve the mechanical properties and processability of PANI.
Experimental Materials Polyaniline (emeraldine base) (Mw ~5,000), Poly (ethylene glycol) diacrylate (PEGDA), trimethylolpropane triacrylate (TMPTA), Phenyl bis (2,4,6-trimethyl benzoyl) phosphine oxide (IRGACURE 2022), 2-Hydroxyethyl methacrylate (HEMA), para-toluene sulfonic acid (pTSA) and 2-Isocyanatoethyl methacrylate (IEM) were purchased from Sigma Aldrich. 3-(Methacryloxy)propyl trimethoxysilane (MEMO) was obtained from Merck. Photo-grafting procedure PANI functionalization were performed similar to the previous work which was conducted on polyaniline21. PANI were dispersed in a solution consisting of 25% 2-Hydroxyethyl methacrylate and 75% t-butyl alcohol-distilled water (3:1) by an ultrasonicator and exposed to UV light at 350 nm
31
for 15 min. After the UV exposure completed, the photografted PANI were directly immersed into dioxane for about 1 h to remove all unbounded acrylate ended chains that placed on its surface, then washed with methanol, and dried at 80 °C for 4 h. Preparation of new surface modified PANI (m-PANI) Photografted PANI powder was dispersed in a dichloromethane and isocyanatoethyl methacrylate (IEM) was added. This mixture was stirred for 3 h at 250 rpm at 40 °C. Dichloromethane was then evaporated under vacuum. The resulting resin was dried in a vacuum oven at 40 °C for 48 h. A schematic illustration of the preparation of surface modified PANI (m-PANI) is shown in Figure 1. Prehydrolysis of MEMO MEMO was hydrolyzed under acidic conditions. First 5 g of MEMO was weighed in a clean jar. Then distilled water and ethanol were added onto MEMO. This mixture was stirred at room temperature until homogenization. Finally, 0.03 g of pTSA which acts as an acidic catalyst for hydrolysis, was added in three batches. The ethanol/water ratio was taken as 1:2 and the water/silicone ratio is calculated as r= 3. The mixture was allowed to stir overnight.
32
ELECTRICAL AND OPTICAL PROPERTIES OF NEW SURFACE MODIFIED POLYANILINE HYBRID COMPOSITE PRINTED WITH SCREEN PRINTING Aslı Beyler Çiğil, Emine Arman Kandırmaz, Hatice Birtane, Memet Vezir Kahraman
33
Figure 1. A schematic illustration of the preparation of surface modified PANI (m-PANI) Preparation of UV curable hybrid composites UV-curable formulation was prepared by mixing polyethylene glycol diacrylate (PEG-DA), trimethylolpropane triacrylate (TMPTA), hydrolized 3-(Methacryloxy) propyl trimethoxysilane (MEMO) and m-PANI (0 wt% and 5wt%) and phenyl bis (2,4,6-trimethyl benzoyl) phosphine oxide (photoinitiator). The hybrid composite formulation was printed 6 nk line thickness on the glass surface ith screen printing. The screen printing specifations were 77 tpc weaving frequency, 14 dpc tram frequency, 75 degree rakle angle and 75 shore rakle hardness and printed with ARUS semi-automatic screen printing test machine. Then the coating was subjected to UV irradiation. Formulation of hybrid composites are given Table 1. Table 1. Formulation of hybrid composites m-PANI
PEG-DA
TMPTA
hydMEMO
Photoinitiator
(%)
(%)
(%)
(%)
(%)
Fm-P0
0
80
20
10
3
Fm-P5
5
80
20
10
3
Characterization techniques ATR-FTIR spectrum was recorded on Perkin Elmer Spectrum 100 ATR-FTIR spectrophotometer. Thermogravimetric analyses (TGA) of hybrid composites were performed using a Perkin-Elmer Thermogravimetric analyzer Pyris 1 TGA model. Samples were heated from 30 to 750 â—ŚC with a rate of 10 â—ŚC/min heating under nitrogen atmosphere. SEM imaging of the hybrid composites were performed on Philips XL30 ESEM-FEG/EDAX. The specimens were prepared for SEM by freeze-fracturing in liquid nitrogen and applying a platinum coating. Electrical conductivity was calculated with with the following formula. Current-voltage values were measured with Fluke 179 True RMS Digital Multimeter.
34
ELECTRICAL AND OPTICAL PROPERTIES OF NEW SURFACE MODIFIED POLYANILINE HYBRID COMPOSITE PRINTED WITH SCREEN PRINTING Aslı Beyler Çiğil, Emine Arman Kandırmaz, Hatice Birtane, Memet Vezir Kahraman
The a b and l values are width length and distance between contacts. Conductivity values were calculated by reversing the calculated resistivities. The wettability of hybrid composites was determined as the contact angle with the sessile water droplet method. The characteristics of printed surfaces were determined with volume change and contact angle (TAPPI T 458). Measure functions of time were determined using distilled water as the wetting liquid in a Pocket Goniometer Model PG-X, (FIBRO Systems AB, Sweden), program version 3.4. Images of water droplets were then recorded by using a CCD video camera. Results and discussion In this study, a series of m-PANI containing UV curable hybrid composites were prepared and characterized. 5 wt.% m-PANI was successfully dispersed in polymer matrix. Structural properties ATR-FTIR spectra of PANI, photo-grafted PANI and m-PANI are shown in Figure 2 and hybrid composites are shown in Figure 3.
Figure 2. ATR-FTIR spectra of a) PANI, b) photo-grafted PANI and c) m-PANI
35
The typical feature of pure PANI is also seen in Figure 2a. The peak at 810 cm-1 corresponding to the out of plane bending vibration of the C-H band of p-disubstituted benzene ring appears. The peaks at 1284 and 1104 cm-1 due to the stretching of the C-N band and vibration of C-H in the benzene ring have been observed. Similar results were also obtained in literature22. In the spectrum of the photo-grafted of PANI (2b), the peaks at around 3200–3500 cm−1, 1720 cm−1,1076 cm−1 are due to the hydroxyl groups in HEMA, carbonyl stretching and carbon-oxygen ether bond vibrations, respectively. After the reaction, absence of the acrylate peaks of HEMA at 1635 cm−1 indicates that HEMA was successfully bonded onto the surface of PANI. It is assumed that HEMA was grafted onto the PANI through the carbon–carbon double bonds on its surface. Similar results were also obtained in literature for the photo-grafted of nanodiamond23. As seen from Figure 2c, surface modified PANI exhibited characteristic absorption peaks at about 3300 cm− 1, 1720 cm– 1, 1624 cm– 1 and 810 cm− 1 for N-H, C=O and C=C double bond stretching vibrations, respectively. From these results, it is clearly that PANI was modified successfully.
Figure 3. ATR-FTIR spectra of a) Fm-P0 and b) Fm-P5 Figure 3. shows the ATR-FTIR spectra of Fm-P0 and Fm-P5 hybrid composites. The disappearance of the acrylic double bonds upon irradiation can be detected in the ATR-FTIR spectrum. It is known that the bond stretchings of the double bonds appear at 1600–1650 cm−1. Indicating that all acrylate-containing monomers and new surface modified PANI reacted after UV treatment. In ATR-FTIR spectra of the m-PANI containing composites we did not detect any absorption bands due to the m-PANI, because of their low amounts in the composites. This result is in accordance with literature23,24. Morphological properties SEM images of the fractured surface morphology of UV-curable hybrid composites are given in Figure 4a–b. It is clearly observed that the m-PANI is uniformly dispersed in and enwrapped tightly by 36
ELECTRICAL AND OPTICAL PROPERTIES OF NEW SURFACE MODIFIED POLYANILINE HYBRID COMPOSITE PRINTED WITH SCREEN PRINTING Aslı Beyler Çiğil, Emine Arman Kandırmaz, Hatice Birtane, Memet Vezir Kahraman
composite matrix due to the good compatibility of m-PANI with composite matrix.
Figure 4. SEM micrographs of hybrid composites a) Fm-P0, 1000x and b) Fm-P5, 1000x Thermal properties Thermal properties of the Fm-P0 and Fm-P5 hybrid composites are given in Table 2. and Figure 5 show the thermal degradation behavior of hybrid composites under nitrogen atmosphere. The maximum weight loss temperature (Tmax) of Fm-P0 was found as 382 °C. From the results, it can be seen that the addition of m-PANI decreases the maximum weight loss temperatures. The char yields at 750 °C were also collected. m-PANI contening hybrid composite, char yields were also increased.
Figure 5. Thermal degradation behavior of hybrid composites under nitrogen atmosphere. 37
Table 2. Thermal properties of hybrid polymers. Tmax
Char yield
Fm-P0
(°C) 382
(%) 3.5
Fm-P5
364
6.2
Electrical properties Electrical properties of formulations showed in Figure 6. Conductivity data shows that PANI is added to the serigraphy printing formulations, insulating prints make conductive but since the amount of PANI in the formulation increases coagulation, the amount and the mixing process should be considered. Contac Angle The contact angle shows the relationship between the contractional force (surface tension), which holds the liquid molecules together and the attractional force (surface free energy), which tries to conquer liquid molecules with its free bonds at the surface. To reduce the contact angle, one can reduce the surface tension or increase the surface energy. Contac Angles of the Fm-P0 and Fm-P5 hybrid composites are given in Figure 7. Showed that PANI added polymer matrix contac angle is lower than polymer matrix. It affects the coatability of conductive lines. The conductive lines are covered with insulating materials so as not to be affected by the ambient conditions. When contac angle is low the wetebility is high in this the printing of insulatoris too easy.
Figure 7. Contac Angles of screen printed hybrid composites and drop images of coatings.
38
ELECTRICAL AND OPTICAL PROPERTIES OF NEW SURFACE MODIFIED POLYANILINE HYBRID COMPOSITE PRINTED WITH SCREEN PRINTING Aslı Beyler Çiğil, Emine Arman Kandırmaz, Hatice Birtane, Memet Vezir Kahraman
Conclusions In this study, the effects of m-PANI on the structure, thermal properties and electrical properties of UV-curable hybrid composites were investigated. We first prepared photo-grafted PANI. Then we prepared acrylate modified PANI. Two different photocurable formulations were prepared by adding various amounts of these acrylate modified PANI containing formulations were prepared by using a 0 wt% and 5 wt% m-PANI containing compositions. The photo-grafting of HEMA onto the surface of PANI can effectively improve the dispersion of PANI in UV-polymer matrix and the interfacial adhesion between PANI and polymer matrix. The formulations were applied with screen printing onto glass surface. It was observed that the thermal properties of the m-PANI added hybrid composite was better. Electrical properties of m-PANI added hybrid composites are increase. PANI added formulation contac angle is lower than polymer matrix. The decrease of the contact angle improves wettability. In this when coat any material on it PANI added formulations can be used. Screen printing technique is a suitable technique for coating PANI added formulation. Acknowledgement This work was supported by Marmara University, Commission of Scientific Research Project (M.Ü. BAPKO) under grant FEN-C-DRP-090414-0100.
References 1. Armand, M., Tarascon, J.M., (2008), Building better batteries, Nature, 451, 652-657. 2. Berggren, M., Nilsson, D., Robinson, N.D., (2007), Organic materials for printed electronics, Nature materials 6 (1), 3-5. 3. Yan, H., Chen, Z.H., Zheng, Y., Newman, C., Quinn, J.R., Dotz, F., Kastler, M., Facchetti, A., (2009), A high-mobility electron-transporting polymer for printed transistors, Nature, 457, 679-686. 4. Krebs, F.C., (2009), Fabrication and processing of polymer solar cells: A review of printing and coating techniques, Solar Energy Materials and Solar Cells, 93 (4), 394-412. 5. Pardo, D.A., Jabbour, G.E., Peyghambarian, N., (2000), Application of screen printing in the fabrication of organic light-emitting devices, Advanced Materials, 12, 1249-1252. 6. Bruce, P.G., Freunberger, S.A., Hardwick, L.J., Tarascon, J.M., (2012), LiO2 and LiS batteries with high energy storage, Nature materials, 11, 19-29. 7. Kaempgen, M., Chan, C.K., Ma, J., Cui, Y., Gruner, G., (2009), Printable thin film supercapacitors using single-walled carbon nanotubes, Nano Letters, 9 (5), 1872-1876. 39
8. Gogotsi, Y., Simon, P., (2011), True performance metrics in electrochemical energy storage, Science, 334, 917-918. 9. Ji, X., Hallam, P., Houssein, S., Kadara, R., Lang, L., Banks, C., (2012), Printable thin film supercapacitors utilizing single crystal cobalt hydroxide nanosheets, RSC Advances, 2, 15081515. 10. Krebs, F., Jorgensen, M., Norrman, K., Hagemann, O., Alstrup, J., Nielsen, T., Fyenbo, J., Larsen, K., Kristensen, J., (2009), A complete process for production of flexible large area polymer solar cells entirely using screen printing, Solar Energy Materials and Solar Cells, 93 (4), 422-441. 11. Farag, A.A.M., Ashery, A., Rafea, M.A., (2010), Optical dispersion and electronic transition characterizations of spin coated polyaniline thin films, Synthetic Metals, 160, 156–161. 12. Qiao, Y., Li, C.M., Bao, S.J., Bao, Q.L., (2007) Carbon nanotube/polyaniline composite as anode material for microbial fuel cells, Journal of Power Sources, 170, 79–84. 13. Wang, Y., Jing, X., (2005), Intrinsically conducting polymers for electromagnetic interference shielding, Polymers for Advanced Technologies, 16, 344–351. 14. Lanzi, M., Paganin, L., Errani, F., (2012) Synthesis characterization and photovoltaic properties of a new thiophene-based double-cable polymer with pendent fullerene group, Polymer, 53, 2134–2145. 15. Kumar, P., Joseph, A., Ramamurthy, P.C., Subramanian, S., (2012), Lead ion sensor with electrodes modified by imidazole-functionalized polyaniline, Microchimica Acta, 177, 317–323. 16. Kızılyar, N., Ozden, N.Y., Toppare, L., Yagci, Y., (1999), Immobilization of invertase in conducting polypyrrole/polytetrahydrofuran graft polymer matrices, Synthetic Metals, 104, 45– 50. 17. Pellegrino, J., (2003), The use of conducting polymers in membrane-based separations: a review and recent developments, Annals of the New York Academy of Sciences, 84, 289–305. 18. Plesu, N., Ilia, G., Pascariu, A., Vlase, G., (2006) Preparation, degradation of polyaniline doped with organic phosphorus acids and corrosion essays of polyaniline–acrylic blends, Synthetic Metals, 156, 230–238. 19. Tang, Q.W., Lin, J.M., Wu, J.H., Zhang, C.J., Hao, S.C., (2007), Two-steps synthesis of a poly(acrylate–aniline) conducting hydrogel with an interpenetrated networks structure, Carbohydrate Polymers, 67, 332–336. 20. Sankir, N.D., Mecham, J.B., Goff, R.M., Harrison, W.L., Claus, R.O., (2006), Novel ductile polyaniline/sulfonated poly (arylene ether sulfone) composites, Smart Materials and Structures 15, 200–203. 21. Blinova, N.V., Svec, F., (2012), Functionalized polyaniline-based composite membranes with vastly improved performance for separation of carbon dioxide from methane, Journal of Membrane Science, 423, 514–521. 40
ELECTRICAL AND OPTICAL PROPERTIES OF NEW SURFACE MODIFIED POLYANILINE HYBRID COMPOSITE PRINTED WITH SCREEN PRINTING Aslı Beyler Çiğil, Emine Arman Kandırmaz, Hatice Birtane, Memet Vezir Kahraman
22. Weili, H., Shiyan, C., Zhenhua, Y., Luting, L., Huaping, W., (2011), Flexible electrically conductive nanocomposite membrane based on bacterial cellulose and polyaniline, The Journal of Physical Chemistry B, 115, 8453–8457. 23. Beyler-Cigil, A., Kahraman, M.V., (2016) Effect of surface modification on nano-diamond particles for surface and thermal property of UV-curable hybrid coating, Progress in Organic Coatings 101, 468–476. 24. Beyler-Çiğil, A., Cankurtaran H., Kahraman, M.V., (2017) Photo-crosslinked thiol-ene based hybrid polymeric sensor for humidity detection, Reactive and Functional Polymers 114, 75 –85.
41
NEW INITIATIVE TO EDUCATE THE “LEAN AND GREEN PRINTING” AS ELECTIVE COURSE-UNIT Csaba HORVATH
Institute of Media Technology and Light Industry Engineering Óbuda University, Budapest, Hungary E-mail: horvath.csaba@rkk.uni-obuda.hu
Abstract
This English language online course-unit (lecturing at the Obuda University) assembled by the author, is a primer that serves a dual role for today’s students of graphic communication. The course is an introduction to lean and green management and manufacturing strategy providing for solid base for any printer professional that wants or needs to begin the journey of becoming an efficient and sustainable enterprise. The knowledge base of the course is founded on the newest publications of Printing Industry of America, Print Process Champions (earlier Web Offset Champion Group) and Printers’ National Environmental Assistance Center.
The curriculum contains presentations, videos, tests and tasks for home work. The course is presented during one semester. The credit point value of the course is 2.The students are following the lectures online week by week. They need to pass six tests and complete six home works assignments to monitor their progress. 43
The main task of the students of this course is to design and virtually create their own future efficient and sustainable enterprise in graphic communication using the lean and green management tool box while also considering the associated social responsibility (CSR) aspects. This course is designed for the students of Obuda University, who are studying the undergraduate academic course of “Light industry engineering” and their specification is the graphic communication. The fulfilment of this course in English language is criteria to get their degrees.
Keywords: printing education, lean printing, green printing, e-learning
Introduction This English language online course-unit (lecturing at the Obuda University) assembled by the author, is a primer that serves a dual role for today’s students of graphic communication. The main task of the students in this course is to design and virtually create their own future efficient and sustainable enterprise in graphic communication using the lean and green management tool box while also considering the associated social responsibility (CSR) aspects. This course is designed for the students of Obuda University, who are studying the undergraduate academic course of “Light industry engineering” and their specification is the graphic communication. The fulfilment of this course in English language is criteria to get their degrees.
University, faculty – the place of education Obuda University is a dynamic and thriving institution located in Budapest, heart of Hungary, heart of Europe. For 132 years of existence, the educational excellence has remained paramount. The history of our institution is spanning over three centuries. Obuda University was established as of 1 January 2010, as a legal successor of Budapest Tech – and its legal predecessors, namely Donat Banki Technical College, Kalman Kando Technical College, and the Technical College of Light Industry. The fundamental mission of the University is to serve science and the future by transferring and developing knowledge at high standards and by research and innovation. Obuda University constantly builds and develops a competitive institution of higher education meeting the criteria and regulations of the European Higher Education Area (Figure 1).
44
New initiative to educate the “Lean and green printing” as elective course-unit Csaba HORVATH
Figure 1: Education system of Obuda University
The high level education is going on in various faculties and centres. These faculties are found in the most beautiful parts of Budapest and Szekesfehervar. Obuda University has six faculties: Banki Donat Faculty of Mechanical and Safety Engineering, Kando Kalman Faculty of Electrical Engineering, Keleti Karoly Faculty of Economics, John von Neumann Faculty of Information Technology, Rejto Sandor Faculty of Light Industry and Environmental Engineering, Alba Regia Faculty of Engineering (Szekesfehervar). Rejtő Sándor Faculty of Light Indrustry and Environmental Engineering offers three BSc programs: Light Industry Engineering, Industrial Design Engineering, Environmental Engineering, and a MSc program in Light Industry Engineering.
The bachelor’s program in Light Industry Engineering prepares students for the control and supervision of manufacturing processes related to their specialisation. After completing the fundamental courses in engineering, with basic technical and engineering skills they can choose from the following specialisations: Creative products and technologies, Quality Control System Developer, Printing and Media, Packaging and Paper Technologies.
45
Engineers, with a BSc degree in Industrial Design Engineering will be able to initiate, compile and implement projects, to carry out analyses using relevant design methods and to professionally justify the implemented work procedures. They will have competence in comprehensive product design, taking into consideration aesthetic, usability, market, safety, and implementation aspects, as well as historic, cultural, social, economic, industrial and natural environmental factors related to industrial design and product development. Specialisations: Product Design and Product Management. BSc Environmental Engineers will possess the necessary up-to-date vocational and technological skills needed to reduce and prevent environmental damage and pollution. They are trained to be capable of making environmental studies. We offer the Light Industry specialisation. Those who earned the BSc degree can continue their studies on the Light Industry Engineering MSc program. The training is organised in cooperation with the Faculty of Wood Sciences of University of West Hungary. Graduates of the BSc program may also continue their studies in the Engineering Teacher Master program in cooperation with Trefort Ágoston Centre for Engineering Education. Criteria subject By the regulation of Obuda University the undergraduate students have to cover four credits from the criteria subjects to get their degrees. An example can be seen on the Table 1. The criteria lectures units are optional presented in English or German languages. Table 1: Curriculum of Light Industry Engineering course (BSc.) for full time students No. 1 2 3 4
Main fields of study Natural Science Fundamentals Economics and Human Studies Technical Fundamentals Specializations
Credit [Pts] 41 20 75 69
Print media technologies Packaging and Paper technologies Fashion product technologies 5 6 7 Sum: 46
Industrial system development Optional course-units Criteria Subjects (English or German) - optional Thesis
6 4 15 210
New initiative to educate the “Lean and green printing” as elective course-unit Csaba HORVATH
Course unit of ‘Lean and green printing’ The course is an introduction to lean and green management and manufacturing strategy providing for solid base for any printer professional that wants or needs to begin the journey of becoming an efficient and sustainable enterprise. Why lean and green? Lean manufacturing reduces waste to minimise costs and time while simultaneously improving Green performance because any waste reduction provides direct environmental benefits as well as economic efficiency. Reduction of energy consumption and greenhouse gas emissions also takes a value chain approach. There is a direct correlation between CO2 fossil emissions, energy generation and consumption.
Figure 2: Lean and green strategy1 The knowledge base of the course is founded on the newest publications of Printing Industry of America1-2, Print Process - Champions3-6 (earlier Web Offset Champion Group) and Printers’ National Environmental Assistance Center. It is an English language online course unit, managed by the E-learning system of Obuda University. This optional criteria subject is educated by credit-based (2 credit points). The length of the programme is one semester (14 weeks), opened for all undergraduate students (not only for OE students).
The curriculum contains presentations, videos, tests and tasks for home work. The course is presented during one semester. The credit point value of the course is 2.The students are following the lectures online week by week. They need to pass six tests and complete six homework assignments to monitor 47
their progress. They finish the course unit with a closing test. The description, brief curriculum and the requirements are on the Table 2.
Table 2: Lean and green printing – brief curriculum and requirements Óbuda University Rejtő Sándor Faculty of Light Industry and Faculty Environmental Engineering Hungarian title of the course:
Media Technology and Light Industry
Hatékony és környezetbarát nyomtatás
Neptun code: RMTLGANVNC
English title of the course: Lean and Green Printing Type (compulsory/obligatory:)
optional, criteria
Institute
Credit: 2
Education Type online
Semester : 5-7
Study field: Light Industry engineering, Environmental engineering Lecturer: Dr. Csaba Horváth Required preliminary knowledge: Weekly teaching hours:
Lec2 ture:
Exam type: f
Practical 0 work:
Laboratory 0 work: In timeta- Tuesday ble: 13:30-15:10
Language English of course: Curriculum
Abstract: The course is a primer that serves a dual role for today’s students of graphic communication. It’s an introduction to lean, a bridge to that world of abstract theories. It’s also a first pass – a necessary first coat – that will provide a solid base for any printer who wants or needs to begin the journey of becoming lean and green enterprise. Requirements Attendance at lectures: It is online subject. The rules of education and exam directory (TVSZ) are the guidelines. Exams and tests (types, data) Test
6 pcs
6 x 5 points
Home work
6 pcs
Closing test
on 14 week
Improver closing test
15 week
6 x 8 points th
th
Requirements for qualification:
48
32 points
New initiative to educate the “Lean and green printing” as elective course-unit Csaba HORVATH
The students have to write min. 6 tests, and outline min. 6 home works. Closing test is obligatory. 0 - 49 50 - 59
(1) (2)
fail pass
60 - 69 70 - 84
(3) (4)
satisfactory good
85 - 100 (5) excellent In the latter case: re-take examination paper in week 14 or/and once more within the first 14 days of the examination period.
The detailed curriculum can be followed on the Table 3 and Table 4. All the files (marked ▀ ) are loaded to the platform of E-learning system . The students load up their home works and closing test to this platform. The six tests are passed by the students on the platform of E-learning system (https://elearning.uni-obuda.hu/). Table 3: Lean and green printing – the detailed curriculum of Lecture No. 1-6 Lecture Subject No.1 Introduction The course “Lean & green printing” is an online course. The education is organized by the E-learning system of Óbuda University. The tests, the home works, the valuating are managed trough the E-learning system.
Test/Homework Students cv‘s Students are needed to create and submit their CV’s in English. Format: Europass
Lecturer: Dr. Csaba Horvath Europass CV Sources to learn, required SEEN: Lean & green, Book 1 1 SEEN: Lean & green, Book 2 2 Print and Paper, Myths and facts7 Sustainable printing plants6 Source to learn, proposed Sustainability, Energy & Environment 5 Road to Succes - Lean in the Printing Industry8
49
No.2
What is the lean printing?
Test No.1
Presentation No.1 What is Lean Printing? Interview Prof. Malcolm Kief and Prof. Kevin Cooper (video)
No.3
Presentation with Malcolm Keif and Kevin Cooper - Basics of lean printing (video) Lean and 5S
Test No.2
Presentation No2. 5S / Visual Workplace Handbook No.4
5S training Introduction (video) Printing processes Presentation No.3 Four colour printing process (video) Print technology (video) Sheet-fed offset printing (video) Web offset printing (video)
Homework No.1 The students should find other kind of traditional or digital printing method what was not on the videos. Make an essay about this print technology! (Min. 300 and max. 500 words)
Flexography (video) No.5
Digital printing (video) Printed media trends Presentation No.4 Print media (pdf) Interactive printing by Canon (video) Canon bubble jet technology (video) Landa Nanographic Printing Process official (video)
50
Homework No.2 How can you imagine the future of the printed media? What is your opinion? Make an essay about your opinion! (Min. 300 and max. 500 words)
New initiative to educate the “Lean and green printing” as elective course-unit Csaba HORVATH
No.6
Sustainable green printing partnership Presentation No.5 SGP Fast facts (pdf ) What is the Sustainable Green Printing partnership? (videos)
Homework No.3 Students can find several solutions about the green printing certification in the different countries. They should choose one of them!
Make an essay to describe your chosen green printing confirmation! (Min. 300 and max. 500 words) Table 4: Lean and green printing – the detailed curriculum of Lecture No. 7-14 Lecture Subject No.7 Leaner & greener value chain
Test/Homework Test No.3
Presentation No.6 The Lean and Green Supply Chain by EPA (pdf) A practical guide for materials managers and supply chain managers to reduce costs and improve environmental performance (pdf ) Mith and facts about the print paper
Test No.4
Presentation No. 7 Mith & Facts - Two Sides publication (leaflet - pdf) The value of print - Printing Industry of America publication (pdf)
51
No.9
Lean & Green -Economic & Environmental Benefits of Lean
Test No. 5
Presentation No.8 The Lean and Environment Toolkit by EPA (pdf) ronmental Result
Improve Envi-
Reduce Business Costs and Risk No.10
Identify and Eliminate Waste ELLE Case Study
Test No.6
Presentation No.9 ELLE magazin - URL No.11
Visit the ELLE magazine’s website, please! Lean & green printing in practice (PIRA) Presentation No.10 (PIRA presentation) Lean manufacturing tour (video) A printing company’s example
Homework No.4 Students should create their own green printing companies! Describe it in an essay! (Min. 1000 and max. 1500 words).
www.pneac.org - URL
No.12
Visit and study the website of the Printers’ National Environmental Assistance Center! Calculate the carbon footprint of the printed products, Energy reduction Presentation No.11 Carbon footprint & energy reduction (pdf )
52
Home work No.5 Calculate (estimate!) the carbon footprint of your imagined printing shop!
New initiative to educate the “Lean and green printing” as elective course-unit Csaba HORVATH
No.13
Efficient and eco-friendly printing
Homework No.6
Visit and study the website of the Print Power and Two Sides!
Has your opinion been changed about printed media after you have studied more about it during this course unit?
www.printpower.eu URL www.twosides.info URL
No.14
Closing test During the follow week I load up a test to the e-learning system at 08:00, from Monday to Wednesday
Sum it, please! No matter if it has changed or not! (Min. 200 and max. 300 words) The students fill them and load them up to the system till 09:40, on those day. The questions of the tests will change in every day of course.
Conclusion The ‘Lean and green printing’ course unit was launched in spring semester of 2016. It has been become a successful and popular program very soon, supported the marketing of the paper-based communication. The student’ number has going up semester by semester.
53
Figure 3: Increasing the number of students learning the ‘Lean and green printing’ course-unit
The Obuda University is so open to collaborate with other universities o to split the education of ‘Lean and green printing’, o to develop this course-unit together, o students from other universities are welcome. In this case you should contact Dr. Csaba Horvath to get login, etc.)
References 1 Cooper, K. - Keif, M. G.- Macro Jr. K. L.: Lean Printing: Pathway to Success, PIA/GATFPress, Pittsburgh (2007) p.145, ISBN: 0-88362-586-5 2 Cooper, K.: Lean Printing: Cultural Imperatives for Success, PIA/GATFPress, Pittsburgh (2010) p.140 ISBN: 9780883626887 3. Wells, N. (ed): Print: seen lean & green! (Book 1), PrintCity GmbH & Co. KG, Gröbenzell, Germany (2012) p.35 4. Wells, N. (ed): Print: seen lean & green! (Book 2), PrintCity GmbH & Co. KG, Gröbenzell, Germany ˙(2012 p.35 5. Wells, N. (ed): Sustainability, Energy & Environment, PrintCity GmbH & Co. KG, Gröbenzell, Germany (2008) p.24 6. Calmy, A. –Moreau, B. – Wells, N.: Lean and green sustainable printing plant, IDEP France & International Centre for Manufacture by Printing (icmPrint) (2015) ISBN N° 978-2-915679-267 7. Two Sides leaflet: Print and Paper Myths and Facts, Daventry (UK) (2014) p.26 8. Pan C. – Storm Q.: Road to success –Lean in the printing industry, RIT ( 2014) http://carolpan. tripod.com/portfolio/411_lean.pdf (accessed date: 18/07/2017) 9. Rothenberg, S. – Cost, F.: Lean Manufacturing in Small- and Medium-sized printers, RIT Printing Industry Center, NY, 2004 (Research monograph)
54
İKNA EDİCİ BİR TEKNOLOJİ OLARAK WEB SİTELERİ: ALIŞVERIŞ SITELERININ GÖRSEL TASARIMLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME
Begüm Mutlu1
1
Nişantaşı Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu Basım ve Yayın Teknolojileri Bölümü begum.mutlu@nisantasi.edu.tr
ÖZET Kişilerarası iletişimde önemli bir yer tutan iletişim ortamı, bugün yerini bilgi iletişim teknolojilerine bırakmış ve teknoloji merkezli ilişkiler insanlar için olağan hale gelmiştir. Bilgi iletişim teknolojilerini, iletişim kaynağı olarak algılamamıza sebep olan bu değişim, bahsedilen teknolojilerin ikna becerilerine sahip olması gerekliliğini ortaya çıkartmıştır. Nihai amacı, kullanıcıları satın alma davranışına yönlendirmek olan alışveriş sitelerinin, ziyaretçilerin tutum ve davranışlarına etki edebilmesi için çeşitli özelliklere sahip olması gerekmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’nin en çok takip edilen 25 alışveriş sitesi, güvenilir web sitelerinin taşıması gereken görsel tasarım unsurları bağlamında incelenmektedir. Örneklemde yer alan alışveriş sitelerinin incelenmesinde, içerik analizi kullanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: ikna teknolojileri, web sitesi görsel tasarımı, güvenilir web siteleri, alışveriş siteleri 1
Nişantaşı Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Basım ve Yayın Teknolojileri Bölümü E-posta: begum.mutlu@nisantasi.edu.tr Telefon: 0507 176 25 85
55
Web Sites as A Persuasion Technology: A Study on Visual Designs of Shopping Websites ABSTRACT The communication environment, which has an important status in interpersonal communication, has left its status today by information technology and technology-centered relations have become commonplace for people. This change, which causes the inability to perceive information communication technologies as a communication source, has led to the necessity of the persuasion skills of the mentioned technologies. Shopping sites, whose purpose is to direct visitors to buying behavior, need to have various attributes in order to influence their attitude and behavior. In this study, the 25 most followed shopping websites in Turkey are examined in terms of visual design elements which should be in credible web sites. The shopping websites in the sample were investigated by content analysis.
Keywords: persuasion technologies, website visual design, credible websites, shopping websites
GİRİŞ İnsanlık tarihi boyunca kişilerarası iletişimin en önemli sonuçlarından biri kişi ya da grupları belli düşünce, duygu ve davranışa ikna edebilmek olmuştur. Ancak, kişilerarası iletişimde önemli bir yer tutan iletişim ortamı, bugün yerini bilgi iletişim teknolojilerine bırakmış ve teknoloji merkezli ilişkiler insanlar için olağan hale gelmiştir. Zaman ve mekân algısının ortadan kalktığı, ağlar ile çevrilmiş olan günümüz toplumunda, insanlar iletişim ihtiyaçlarını teknolojik araçlar vasıtası ile gerçekleştirebilmektedir. Bilgi iletişim teknolojilerini tıpkı birer insan gibi iletişim kaynağı olarak algılanmasına sebep olan bu değişim, bahsedilen teknolojilerin ikna becerilerine sahip olması gerekliliğini ortaya çıkartmıştır. Sosyal Psikoloji Sözlüğü iknayı “kişi veya kişilerin tutum veya davranışlarını zorlamak veya yönlendirmek yerine, çeşitli akıl yürütmelerle ve kanıtlama yoluyla etkileme eylemi olarak” tanımlanmaktadır1. Bilgisayarlar, insanlar ile aynı yollar ile iletişim kurmamalarına, bir başka deyişle, kullanıcılar bilgisayarların insanlara özgü hislere sahip olmadığını bilmelerine rağmen, onlara sosyal aktör gibi davranmaktadır. Örneğin, bilgisayarlara bağırmak, ekran ile konuşmak ya da bir internet sitesinin ana sayfası yavaş açıldığında sinirlenmek günümüzde sıkça gözlemlenen davranışlardır. Bu ve buna benzer davranışlar, insan-bilgisayar etkileşiminin temelinde toplumsal ve sosyal-psikolojik 56
İkna Edİcİ Bİr Teknolojİ Olarak Web Sİtelerİ: Alışveriş Sitelerinin Görsel Tasarımları Üzerİne Bİr İnceleme Begüm Mutlu
bir olgu olmasından kaynaklanmaktadır2. Bu bağlamda üç farklı ikna biçiminden söz edilebilmektedir. Bunlar, (1) iki veya daha fazla insan birbiriyle iletişime girdiğinde gerçekleşen kişilerarası ikna, (2) insanların e-posta, anlık iletiler veya diğer bilgisayar teknolojileri vasıtasıyla ikna edilebildiği bilgisayar aracılığıyla ikna ve (3) insan-bilgisayar etkileşimi sonucunda meydana gelen iknadır3. İkna edici sistemler, kullanıcılarının tutum ve davranışlarını etkilemek için amacıyla başarılı bir şekilde tasarlanmış sistemlerdir4. Günümüzde tutumun, bir nesneyle ilgili deneyimli biliş ve etkilerinin değerlendirici bir bütünleşmesini temsil ettiği kabul edilmektedir. Tutumlar, bu bilişsel/duygusal tepkileri bütünleştiren ve özetleyen değerlendirici yargılardır5. Bilgisayar aracılığı ile iknanın dışında insan-bilgisayar etkileşimi ile gerçekleşen iknayı ele alan Captology, bilgi iletişim teknolojilerinin kullanıcıları belirli bir davranışa yönlendirme, dolayısıyla da tutumlarını şekillendirme, pekiştirme ya da değiştirme gücünün incelenmesini içeren çalışmaları ve bu konudaki stratejik yaklaşımları kapsayan bir yaklaşım olarak tanımlanmaktadır6.
Şekil 1. Captology’nin Kapsamı7 İnsan-bilgisayar etkileşimi alanındaki önemli bir duygu, bir kullanıcın bilgisayar sistemine yerleştirdiği güven duygusudur8. İkna edici iletişim sürecinde kaynağın, hedef tarafından ne denli güvenilir bulunduğu iletişim etkisi açısından oldukça önemlidir. Eğer bilgi güvenilir bir kaynak tarafından gönderiliyorsa, bilginin hedef tarafından benimsenme süreci çok daha hızlı ve kolay gerçekleşmektedir9. Çünkü “insanlar genel olarak, güven duydukları, doğruyu söylediğine inandıkları kaynaklardan gelen mesajlara inanma eğilimindedirler”10. Bu noktada güvenilirliğin ne olduğu ve bilgisayarları güvenilir yapan unsurların neler olduğu önem kazanmaktadır. En basit ifade ile güvenilirlik, inandırıcılık olarak tanımlanabilmektedir. Güvenilir insanlar inandırıcı insanlardır, güvenilir bilgiler inandırıcı bilgilerdir11. İnsanlar, bilgisayarları yalnızca aktarım cihazı ya da hesap makinesi
57
olarak kullandığı durumlarda güvenilirlik çok önemli değildir. Ancak, bilgisayarlar kullanıcılara veri ya da bilgi sağladığında kullanıcılar verilen bilgilerin güvenilirliğini sorgulayabilmektedirler12. İnternet Sitelerinin Görsel Tasarımı ve Web Güvenilirliği İlişkisi “Yazı, resim, ses, film, animasyon gibi pek çok farklı yapıdaki verilere kompakt ve etkileşimli bir şekilde ulaşmamızı sağlayan çoklu hiper ortam” olarak tanımlayabileceğimiz bir sistem olan web, hız, geniş kitlelere ulaşabilme imkânı, ikna kabiliyeti, düşük maliyet, kolay, bağımsız ve etkin iletişim ve anlatım imkânı gibi özelliklere sahip olması nedeniyle ikna edici iletişimin önemli elemanlarından biri konumundadır13. Pek çok web sitesinin başarısı, kullanıcılar üzerinde yarattığı güvenilirlik duygusuna bağlıdır. Kullanıcılar, bir web sitesindeki bilgiye inandıklarında, sitenin amacına ulaşma olasılığı daha yüksektir. Kullanıcıların güvenilir bulmadıkları, uzmanlığından şüphe ettikleri web sitesinde vakit geçirmeleri, bir şey satın almaları ve siteye bir daha geri dönmeleri ise pek olası değildir14. Bununla birlikte günümüz bireyleri, her alanda hızlı olma ve kolay bir şekilde bilgiye ulaşma isteği doğrultusunda web siteleri ile uzun süreli etkileşim kurmamakta ve derin bilgi işlememektedir. Bir başka deyişle kullanıcıların çoğu web güvenilirliğini, internet sitelerine göz atarak hızlı bir şekilde değerlendirmektedir. Bu noktada ara yüz güvenilirliği ve ara yüz güvenilirliğinde önemli bir unsur olan görsel tasarım önem kazanmaktadır15. Ara yüz güvenilirliği, kullanıcıların ilk incelemelerine dayanarak sistem güvenilirliğiyle ilgili ilk değerlendirmelerini ifade etmektedir16. İkna edici iletişimde kaynağın nasıl göründüğü ikna edebilirlik noktasında önemli bir belirleyendir. İlk izlenim denen durum hedefin zihninde hemen oluşmaya başlamaktadır17. Ara yüz güvenilirliği ilgili yargılar, bir kişinin web sitesinin tasarımından ötürü güvenilir olabileceğine yönelik yüzeysel incelemeleri sonucunda ortaya çıkmaktadır18. Stanford Üniversitesi tarafından 1481 internet kullanıcısıyla gerçekleştirilen araştırma sonucuna göre web sitesinin grafik tasarımı, kullanıcıların siteye yönelik güvenilirliğini arttırmaya yardımcı olmaktadır. Katılımcılar, profesyonel bir şekilde tasarlanmış ve konuya görsel olarak uygun görünen web sitelerine inanma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu belirtmişlerdir14. 1410 internet kullanıcısı ile gerçekleştirilen bir diğer araştırmanın sonuçlarına göre ise kullanıcıların web sitesinde daha çok vakit geçirmeleri ve web sitesi ile etkileşime girerek iknanın gerçekleşebilmesi için sitenin kullanımın kolay olması ve kullanıcı tarafından anlaşılabilmesi gerekmektedir. Teknolojik gelişmeler doğrultusunda insanlar daha hızlı, görsel olarak çekici ve kullanımı ve kullanımı kolay web sitelerini tercih etmektedir19. Fogg ve arkadaşlarının 2500 katılımcı ile gerçekleştirdikleri araştırmada ise web sitesinin görsel tasarımının, kullanılan renk geçişlerinin, beyaz alanların, tipografinin, sitenin düzeninin ve kullanılan görsellerin güvenilirlik üzerinde en yüksek etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır20.
58
İkna Edİcİ Bİr Teknolojİ Olarak Web Sİtelerİ: Alışveriş Sitelerinin Görsel Tasarımları Üzerİne Bİr İnceleme Begüm Mutlu
Uygun renkler, logolar, yazı tipleri ve tasarım siteyi çekici bir hale getirmektedir ancak sitenin içeriğinin ve bu içeriğin kullanıcıları nasıl harekete geçirdiği, ikna edici iletişim sürecini başlatacak olan temel noktadır21. İyi bir görsel tasarım, belirlenen amaç için sonuç üreten bir biçimde iletişim kurmalıdır22. Tasarımcı, tasarlanan şey aracılığıyla bir öneride bulunmakta ve kullanıcı öneriyi kendi konumuyla ilişkili olarak kabul edebilmekte, reddedebilmekte ya da değiştirebilmektedir. İkna edici tasarım kavramı tasarım, kullanım ve nesnenin nasıl ilişkili olduğu ile ilgilidir. Tasarımcının yalnızca bir iletişim biçimi olarak değil aynı zamanda bir yol olarak da ikna ile uğraşması gerekmektedir23. Bu nedenle web sitesinin ikna ediciliği yüksek bir seviyede olabilmesi ancak işlevsellik ile estetik arasında bir denge kurulması ile mümkündür.
YÖNTEM Araştırmanın Amacı Bu çalışmanın amacı, alışveriş sitelerinin kullanıcılarda güvenilirlik hissi yaratabilmesi için kullanılan görsel tasarım öğelerinin nasıl özelliklere sahip olmaları gerektiğini belirlemektir. Araştırma Sorusu Alışveriş sitelerinin görsel tasarımında kullanılan öğeler kullanıcılarda nasıl güvenilirlik hissi yaratıyor? Araştırmanın Deseni Kullanıcıların bir alışveriş sitesinin ara yüzünü güvenilir bularak sitede vakit geçirmeyi kabul etmesi bir durumu temsil etmektedir. Bu nedenle ilgili çalışma kapsamında araştırma deseni olarak durum çalışması tercih edilmiştir. Her durum birbirinden farklı olduğu için araştırma sonuçlarının genellenmesi söz konusu değildir. Ancak duruma ilişkin olarak elde edilen sonuçların benzer durumların anlaşılmasına yönelik örnekler ve deneyimler oluşturması beklenmektedir24. Araştırmanın Örneklemi Bu araştırmada amaçlı örnekleme yöntemlerinden olan ölçüt örnekleme kullanılmıştır. Ölçüt örneklemenin tercih edilme sebebi, görsel tasarım öğeleri bağlamında hangi alışveriş sitelerinin daha 59
güvenilir olduğu ile ilgili bir verinin mevcut olmamasıdır. Ölçüt örnekleme yöntemindeki temel anlayış önceden belirlenmiş bir dizi ölçütü karşılayan tüm durumların çalışılmasıdır. Burada bahsedilen ölçüt araştırmacılar tarafından belirlenebilmektedir24. Bu nedenle öncelikle güvenilir olma kriteri olarak alışveriş sitelerinin Facebook sayfalarındaki 9 Ağustos 2017 tarihli beğeni sayıları ölçüt alınmıştır. Facebook sayfası 600.000 üzerinde beğeniye sahip 25 alışveriş sitesi araştırmanın örneklemi olarak belirlenmiştir25. Örneklemde yer alan alışveriş siteleri ve beğeni sayıları Ek 1’de gösterilmektedir. Kategorilerin Oluşturulması ve Veri Analizi Örneklemde yer alan Türkiye’nin en çok takip edilen 25 alışveriş sitesi, güvenilir web sitelerinin taşıması gereken görsel tasarım unsurları bağlamında içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Analiz sürecinde kullanılacak kod listesi ve kategoriler, literatürde yer alan görsel tasarım öğeleri bağlamında oluşturulmuştur8-22-26-27. Literatür taraması ve örneklemin incelenmesi sonucunda elde edilen kodlar, yerleşim (menü, slider, logo), tipografi (yazı karakteri sayısı, majiskül ve miniskül harf kullanımı, harflerin et kalınlığı, diklik – eğiklik durumu, serifli – serifsiz yazı karakteri kullanımı), renk (renk tonu, menünün rengi, beyaz alan, genel renk kullanımı), animasyon ve genel tasarım ilkelerine uygunluğu (yalınlık, tutarlılık, açıklık, denge, önem sırası, vurgu, ritim, oran-orantı, uyum/bütünlük) temaları altında toplanmıştır. İlgili kod listesi Ek 2’de gösterilmektedir. Güvenirlik ve Geçerlik Araştırmada analizler yapıldıktan sonra elde edilen bulgular bir süre sonra tekrar gözden geçirilerek araştırmanın güvenilirliği arttırılmıştır. Bununla birlikte, belirtilen temalar ve temalar içerisinde yer alan kodlar, içerik analizi için belirlenen değişkenler olarak ayrı tablolar altında sınıflandırılmış ve genel toplam içerisindeki frekans ve yüzdelik oranları belirlenmiştir. Araştırmacıların Rolü Araştırmacı, araştırma süreci içerisinde veri bütünlüğünü etkilememek için örneklemde yer alan web sitelerinin Facebook sayfalarını beğenmemiş ve sayfa yöneticileri ile etkileşime geçmemiştir. BULGULAR VE YORUM Örneklemde yer alan 25 online alışveriş sitesinin ara yüzü incelendiğinde, menü, slider, logo ve call to aciton butonlarının ana sayfadaki yerleşimleri Tablo 1’de gösterilmektedir.
60
İkna Edİcİ Bİr Teknolojİ Olarak Web Sİtelerİ: Alışveriş Sitelerinin Görsel Tasarımları Üzerİne Bİr İnceleme Begüm Mutlu
Tablo 1. Ana Sayfadaki Menü, Slider, Logo ve Call to Action Butonlarının Yerleşim Bakımından Dağılımı
YERLEŞİM • Menü o Sayfanın üstünde o Sayfanın sağında o Sayfanın solunda • Banner o Menünün hemen altında o Menünün sağında o Menünün solunda o Yok • Logo o Sayfanın sağ üst köşesinde o Sayfanın üst ortasında o Sayfanın sol üst köşesinde • Call to Action (Giriş yap/ Üye ol) o Sayfanın sağ üst köşesinde o Sayfanın üst ortasında o Sayfanın sol üst köşesinde
F R E - YÜZDE (%) KANS 20 0 5
%80 %0 %20
18 3 0 4
%72 %12 %0 %16
0 1 24
%0 %4 %96
22 0 3
%88 %0 %12
Web sitelerinin görsel tasarımında yerleşim açısından en önemli noktalardan biri kullanıcıların dikkatini bir sayfanın odak noktasına çekmek, gözün izlemesi için net bir yol sunmak, bir sonraki adıma ilerleyen net bir sonlandırma noktasına sahip olmak ve yol boyunca ilgili unsurlara doğru vurgu yapmaktır22. Tablo 1’de yer alan veriler incelendiğinde örneklemde alışveriş sitelerinin hiçbirinin menü çubuğunun sayfanın sağında yer almadığı görülmektedir. Aynı zamanda yalnızca Patırtı.com adlı alışveriş sitesine ait kurumsal logonun sayfanın üst orta kısmında yer aldığı, ilgili site dışında örneklemde yer alan tüm web sitelerine ait kurumsal logoların sayfanın sol üst köşesinde konumlandırıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte Üye Ol ya da Giriş Yap gibi site ziyaretçilerini eyleme davet eden butonların %88’sinin sayfanın sağ üst köşesinde yer almasını, web sitelerinin görsel tasarımda dengenin sağlanması gerekliliği nedeniyle açıklamak mümkündür. Elde edilen veriler doğrultusunda web sitelerinin %96’sının odak noktasının kurumsal logo ile başladığını ve sonuç noktasının call to action butonları ile sağlandığı görülmüştür.
61
Tablo 2. Ana Sayfadaki Görsel Tasarım Öğelerinin Tipografik Özelliklerine Göre Dağılımı
TİPOGRAFİ (SEKMELER, DİRME BUTONLARI)
YÖNLEN- F R E YÜZDE (%) KANS
• Kullanılan yazı karakteri sayısı o Tek tip o İki farklı yazı karakteri o İkiden fazla • Majiskül - miniskül harf kullanımı o Majiskül o Miniskül o İkisi bir arada • Harf et kalınlığı o Light o Regular o Bold • Harf diklik - eğiklik durumu o Dik o İtalik • Serifli - serifsiz yazı karakteri kullanımı o Serifli o Serifsiz
24 1 0
%96 %4 %0
2 0 23
%8 %0 %92
3 20 2
%13 %80 %8
25 0
%100 %0
0 25
%0 %100
Alışveriş sitelerinin tasarımın tipografik özelliklerine yönelik yapılan analizlerde yalnızca nurtuba. com.tr adlı internet sitesinde iki farklı yazı karakteri kullanıldığı görülmüştür. İlgili internet sitesi dışında örneklemde yer alan alışveriş sitelerinin tümünde (%96) tek tip yazı karakteri kullanılmaktadır. Bununla birlikte alışveriş sitelerinin %92’sinde, ana sayfada majiskül ve miniskül harf kullanımının bir arada tercih edildiği görülmüştür. Tablo 3. Alışveriş Sitelerinin Görsel Tasarımda Kullanılan Renk Özelliklerine Göre Dağılımı
RENK • Renk tonu o Sıcak Tonlu o Soğuk Tonlu • Menünün rengi
62
F R E - Y Ü Z D E KANS (%) 5 20
%20 %80
İkna Edİcİ Bİr Teknolojİ Olarak Web Sİtelerİ: Alışveriş Sitelerinin Görsel Tasarımları Üzerİne Bİr İnceleme Begüm Mutlu
o Özel (marka renkleri) o Diğer renkler • Arka plan o 1/2’nin üzerinde beyaz o 1/2’nin altında beyaz o Diğer renkler • Genel renk kullanımı o Tek renk ve tonları o Birden fazla
19 6
%76 %14
23 0 2
%92 %0 %8
4 21
%16 %84
Tablo 3’te yer alan veriler göz önüne alındığında örneklemde yer alan alışveriş sitelerinin %76’sının menü bölümünde markaya ait kurumsal renkleri (logoda yer alan özel renkler) kullandığı görülmüştür. İnternet sitelerinin ana sayfalarındaki beyaz alan kullanımının ise %92 oranında 1/ 2’nin üzerinde beyaz olduğu, sitelerin yalnızca 2 tanesinde ise gri renkte arka plan tercih ettiği tespit edilmiştir. Sitelerin %84’ünde ana sayfaların görsel tasarımında birden fazla renk kullanılırken (kırmızı ve yeşil gibi), %16’sında ise tek renk ve tonları (örneğin, koyu maviden açık mavi) kullanıldığı belirlenmiştir. Tablo 4. Alışveriş Sitelerinin Ana Sayfasında Yer Alan Animasyon Kullanımı
ANİMASYON o Basit animasyonlar o Farklı animasyonlar o Animasyon yok
FREKANS 15 0 10
YÜZDE (%) %60 %0 %40
İnternet sitelerinin görsel tasarımında animasyonlar, geribildirim vermek, ilişkileri göstermek, değişime dikkat çekmek veya görevleri görsel olarak açıklamak için22 kullanılmaktadır. Örneklemde yer alan alışveriş sitelerinin ara yüzü incelendiğinde, %60’ında çeşitli kampanya ya da indirim gibi bilgilerin yer aldığı basit slider animasyonların kullanıldığı, %40’ında ise sliderlar’da hiç animasyonun yer almadığı, tek bir görselden oluşan sliderlar’a yer verildiği görülmüştür. SONUÇ Örneklemde yer alan 25 online alışveriş sitelerinin ara yüzlerine yönelik yapılan analiz kapsamında, kurumsal logoların sayfanın sol üst köşesinde (%96), kullanıcıların sitedeki ürün kategorilerine ulaşacakları menülerin sayfanın üst kısmında (%80) ve kullanıcıları siteye üye olmaya ya da giriş yapmaya davet eden eylem butonlarının sayfanın sağ üst köşesinde (%88) konumlandırıldığı görülmüştür. Batı kültürlerinde, bir diğer değişle latin alfabesini kullanan toplumlarda, kullanıcıların okuma yönü soldan sağa şeklindedir. Bununla birlikte, kullanıcılar bir internet sitesinde gezinirken, okuma sayfanın sol üst köşeden başlamakta ve sağ alt köşede son bulan bir diyagram şeklinde ger63
çekleşmektedir. Gutenberg diyagramı olarak adlandırılan bu yol boyunca kullanıcılar en net şekilde sağ üst köşeyi görmektedir22. Alışveriş sitelerinin kullanıcıları eyleme davet eden butonlarının sağ üst köşede yer alırken siteye ait kurumsal logoların sol üst köşede yer alması görsel tasarım unsurlarının yerleşimi bakımından geçerli bir yaklaşımı benimsediklerini göstermektedir. Analiz kapsamında elde edilen bir diğer sonuç ise, alışveriş sitelerinin ara yüz tasarımında tercih edilen yazı karakterlerinin tümünün serifsiz olması ve dik bir biçimde kullanılmasıdır. Tasarımda açıklık ve okunabilirliğin önemi göz önüne alındığında dik bir şekilde, serifsiz ve tek tip yazı karakterlerinin kullanılması doğru bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Bununla birlikte alışveriş sitelerinin %92’sinde majiskül ve miniskül harf kullanımının, tasarımda vurguyu ve görsel hiyerarşiyi bir başka deyişle önem sırasını sağlamak için kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Örneklemde yer alan alışveriş sitelerinin %76’sının menü renginde markaya ait renkleri tercih etmesini ve %84’ünün sitenin ara yüz tasarımında birden fazla renk kullanmasını ise kullanıcının kurumun logosunu görmese dahi hangi sitede gezdiğini öngörmesini sağlamak amacıyla gerçekleştirdiğini söylemek mümkündür. İster ticari ister kar amacı gütmeyen kurumların web siteleri olsun, pek çok kurum site tasarımında kurumsal renklerine yer vermektedir. Ayrıca tasarımda önem arz eden kelimelerin ya da linklerin farklı renklere sahip olması kullanıcıların dikkatini çekmek için farklı bir alana yönlendirilmeyi sağlama ve en kısa sürede kullanıcıların beklentilerine yanıt verme bakımından oldukça önemlidir28. Alışveriş sitelerinin ana sayfalarının görsel tasarımlarında basit animasyonlar (%60) ya da hiç animasyon kullanılmaması (%40) ve karmaşık animasyonlara yer verilmemesi (%0) tasarımda yalınlık ilkesini sağlamak açısından oldukça önemlidir. Web tasarımında yalınlık ilkesi, kullanılan öğelerin iletinin daha kolay algılanması ya da iletilmesi için uygulanır. Görüntü öğeleri ya da metinleri kullanırken anlaşılırlık dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biridir. Kullanıcıların zihnini karıştıracak ve görsel/zihinsel algılamasını zorlaştıracak her tür gösteriş ve karmaşadan kaçınılması gerekmektedir26. Nitekim analizler sonucunda örneklemlerde yer alan alışveriş sitelerinin %54’ü yalınlık ilkesine uygun tasarımlara sahip olduğu görülmüştür. Örneklemdeki alışveriş sitelerinin ana sayfalarının genel tasarım ilkelerine uygunluğu yönelik yapılan analiz sonucunda ise %80’inin tutarlılık – görsel sürekliliği sağladığı, %68’inin denge, uyum - bütünlük, oran – orantıya sahip olduğu ve %76’sının görsel hiyerarşiye (önem sırası) dikkat ettiği görülmüştür. Elde edilen veriler göz önüne alındığında örneklemdeki alışveriş sitelerinin büyük çoğunluğunun ara yüz tasarımında genel tasarım ilkelerine dikkat edildiğini söylemek mümkündür.
64
İkna Edİcİ Bİr Teknolojİ Olarak Web Sİtelerİ: Alışveriş Sitelerinin Görsel Tasarımları Üzerİne Bİr İnceleme Begüm Mutlu
Araştırma kapsamında örneklemde yer alan 25 alışveriş sitesi görsel tasarımları bakımından başarılı örnekleri temsil etmektedir. Bu nedenle analiz sürecinde elde edilen veriler doğrultusunda alışveriş siteleri tasarlanırken, sayfanın genel tasarımında kurumsal marka renklerinin tercih edilmesi, menü, logo, slider ve call to action butonlarının kullanıcılara odak ve sonuç noktası sağlayacak şekilde soldan sağa doğru yerleştirilmesi, kullanıcıların zihinlerinde karmaşaya yer vermemek ve yalınlık ilkesini sağlamak için karmaşık animasyonlardan ve efektlerden kaçınılması, tipografik açıdan ise düz ve serifsiz fontların tercih edilmesi ve genel tasarım ilkelerine bağlı kalınması, kullanıcıların ilk incelemelerine dayanan ara yüz güvenilirliğinin sağlanabilmesi ve kullanıcıların sitede daha çok vakit geçirerek satın almaya ikna edilebilmesi için görsel tasarımda dikkat edilmesi gereken noktalar olduğu sonucuna varılmıştır. Araştırmanın Sınırlılıkları İlgili çalışmada ara yüz güvenilirliğinin ilk izlenimlere dayanması nedeniyle, örneklemde yer alan alışveriş sitelerinin yalnızca ana sayfalarına yönelik içerik analizi yapılmıştır. Bununla birlikte nitel araştırmalar nicel araştırmalara göre farklı kuramsal temellerden hareket ettiği için araştırma sonuçlarını genellemek mümkündür değildir. Elde edilen bulgular benzer durumlarda dikkat edilmesi gereken noktaları temsil etmektedir. KAYNAKÇA 1. Sosyal Psikoloji Sözlüğü: Kavramlar, Yaklaşımlar, N. Bilgin, Bağlam Yayınları, İstanbul, s. 163 (2003). 2. N. Clifford, J. Steuer, and E. R. Tauber, In Proceedings of the SIGCHI conference on Human factors in computing systems, ACM Press, pp. 72-78 (1994). 3. M. Harjumaa, and H. Oinas-Kukkonen, Second International Conference on Persuasive Technology, PERSUASIVE 2007, USA, pp. 311-314 (2007). 4. M. C. Kaptein, and P. Markopoulos, B. De Ruyter and E. Aarts, Journal of Ambient Intelligence and Humanized Computing, 1(1), 43 (2010). 5. W. D. Crano, and R. Prislin, Annu. Rev. Psychol., 57, 345 (2006). 6. M. Elden, S. Yeygel Çakır, ve U. Bakır, Global Media Journal: Turkish Edition, 5(9), 75 (2014). 7. B. J. Fogg, CH198 Conference of the ACM/SIGCHI, New York, ACM Press, pp. 225 – 232 (1998). 8. J. Kim, and J.Y. Moon, Interacting with computers, 10(1), 1 (1998). 9. Tutum Algı İletişim, M. İnceoğlu, Siyasi Kitabevi, Ankara, s. 4/213 (2011). 10. Reklam Çekicilikleri, M. Elden, ve U. Bakır, İletişim Yayınları, İstanbul, s.1/50 (2010). 65
11. B. J. Fogg, and H. Tseng, In Proceedings of the SIGCHI conference on Human Factors in Computing Systems, ACM Press, pp. 80-87 (1999). 12. S. Tseng, and B.J. Fogg, Communications of the ACM, 42(5), 39 (1999). 13. N.E. Köker, “Dijital Platform ve İletişim”, ed. B. Akıncı Vural, 2006, Ege Üniversitesi Yayınları, İzmir. 78-79. 14. B.J. Fogg, T. Kameda, J. Boyd, J. Marshall, R. Sethi, M. Sockol, and T. Trowbridge, Stanford-Makovsky Web Credibility Study 2002: Investigating What Makes Web Sites Credible, Persuasive Technologh Lab (2002). 15. Persuasive Technology: Using Computers to Change What We Think and Do, B.J. Fogg, Morgan Kaufmann Publishers, San Francisco, 7/167-168 (2003). 16. H. Oinas-kukkonen, and M. Harjumaa, Communications of the Association for Information Systems, 24(28), 485 (2009). 17. İknanın Sosyal Psikolojisi, E. Karadoğan Doruk, Derin Yayınları, İstanbul, 1/44 (2015). 18. B. Cugelman, M. Thelwall, and P. Dawes, Communications of the Association for Information Systems, 24(1), 455 (2009). 19. B.J. Fogg, J. Marshall, O. Laraki, A. Osipovich, C. Varma, N. Fang, J. Paul, A. Rangnekar, J. Shon, P. Swani, and M. Treinen, In Proceedings of the SIGCHI conference on Human factors in computing systems, ACM Press, pp. 61-68 (2001). 20. B.J. Fogg, C. Soohoo, D.R. Danielson, L. Marable, J. Stanford, and E.R. Tauber, In Proceedings of the 2003 conference on Designing for user experiences, ACM Press, pp. 1-15 (2003). 21. Pazarlamanın ve İletişimin Yeni Kuralları, D.M. Scott, Mediacat, İstanbul, 125 (2007). 22. UI is Communication: How to Design Intuitive, User Centered Interfaces by Focusing on Effective Communication, E.N. McKay, Morgan Kaufmann Publishers, San Francisco, 3/129130, 136-137 (2013). 23. J. Redstörm, Persuasive Technology, 112 (2006). 24. Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, A. Yıldırım, ve H. Şimşek, Seçkin, İstanbul, 3/83 – 6/140 (2013). 25. https://www.boomsocial.com/Facebook/UlkeAltSektor/turkey/alisveris/online (9.8.2017). 26. Elektronik Yayıncılık ve Web Tasarım, Y. Keş, Hiperlink Yayınları, İstanbul, 2/28 (2009). 27. Görsel Grafik Tasarım Sözlüğü, G. Ambrosse, ve P. Harris, Literatür Yayıncılık, İstanbul (2010). 28. Sanal Ortamda Bütünleşik Pazarlama İletişimi, B.G. Fırlar, ve S. Yeygel, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Yayınlar, İzmir, 226 (2004).
66
İkna Edİcİ Bİr Teknolojİ Olarak Web Sİtelerİ: Alışveriş Sitelerinin Görsel Tasarımları Üzerİne Bİr İnceleme Begüm Mutlu
Ek 1: Örneklemde Yer Alan Alışveriş Siteleri Sayfa Adı Sefamerve Hepsiburada GittiGidiyor Tozlu.com Trendyol Civil Çocuk Dünyası - Civil n11.com sahibinden.com Nurtuba SETRMS Modanisa Sateen.com Evidea Morhipo Trendbende Vavin Giyim e-tesettur.com.tr Kitapyurdu.com Hesnamoda Yahrenay addax modamizbir.com Alyadua.com Patırtı Yemeksepeti.com Ince Topuk
Beğeni Sayısı 4.442.183 2.670.727 2.318.133 2.262.876 1.908.732 1.746.354 1.711.998 1.532.240 1.273.065 1.182.076 1.112.757 1.086.071 949.504 941.880 925.952 910.772 874.382 865.233 821.439 780.714 719.789 680.970 640.667 627.777 623.772
67
Ek 2: Kod Listesi YERLEŞİM FREKANS • Menü o Sayfanın üstünde 20 o Sayfanın sağında 0 o Sayfanın solunda 5 • Banner o Menünün hemen altında 18 o Menünün sağında 3 o Menünün solunda 0 o Yok 4 • Logo o Sayfanın sağ üst köşesinde 0 o Sayfanın üst ortasında 1 o Sayfanın sol üst köşesinde 24 • Call to Action (Giriş yap/ Üye ol) o Sayfanın sağ üst köşesinde 22 o Sayfanın üst ortasında 0 o Sayfanın sol üst köşesinde 3 TİPOGRAFİ (SEKMELER, YÖNLENDİRME BUTONLARI) • Kullanılan yazı karakteri sayısı o Tek tip 24 o İki farklı yazı karakteri 1 o İkiden fazla 0 • Majiskül - miniskül harf kullanımı o Majiskül 2 o Miniskül 0 o İkisi bir arada 23 • Harf et kalınlığı o Light 3 o Regular 20 o Bold 2 • Harf diklik - eğiklik durumu o Dik 25 o İtalik 0 • Serifli - serifsiz font kullanımı 68
YÜZDE (%) %80 %0 %20 %72 %12 %0 %16 %0 %4 %96 %88 %0 %12
%96 %4 %0 %8 %0 %92 %13 %80 %8 %100 %0
İkna Edİcİ Bİr Teknolojİ Olarak Web Sİtelerİ: Alışveriş Sitelerinin Görsel Tasarımları Üzerİne Bİr İnceleme Begüm Mutlu
o Serifli o Serifsiz
0 25
RENK • Renk tonu o Sıcak Tonlu 5 o Soğuk Tonlu 20 • Menünün rengi o Özel (marka renkleri) 19 o Diğer renkler 6 • Arka plan o 1/2’nin üzerinde beyaz 23 o 1/2’nin altında beyaz 0 o Diğer renkler 2 • Genel renk kullanımı o Tek renk ve tonları 4 o Birden fazla 21 ANİMASYON o Basit animasyonlar 15 o Farklı animasyonlar 0 o Animasyon yok 10 ANASAYFANIN GENEL TASARIM İLKELERİNE UYGUNLUĞU • Yalınlık o Uygun 14 o Uygun değil 11 • Tutarlılık - Görsel Süreklilik o Uygun 20 o Uygun değil 5 • Açıklık o Uygun 14 o Uygun değil 11 • Denge o Uygun 17 o Uygun değil 8 • Görsel Hiyerarşi (Önem Sırası) o Uygun 19 o Uygun değil 6
%0 %100
%20 %80 %76 %14 %92 %0 %8 %16 %84 %60 %0 %40
%54 %44 %80 %20 %56 %44 %68 %32 %76 %24
69
• Vurgu o Uygun o Uygun değil • Ritim o Uygun o Uygun değil • Oran - Orantı o Uygun o Uygun değil • Uyum / Bütünlük o Uygun o Uygun değil TOPLAM
70
17 8
%68 %32
20 5
%80 %20
17 8
%68 %32
17 8 25
%68 %32 %100
INFLUENCE OF RESOLUTION AND PRINT SETTINGS ON COLOUR REPRODUCTION IN INK-JET PRINTING
Ivana TOMIĆ1, Sandra DEDIJER1, Ivana JURIČ1, Magdolna PAL1, Živko PAVLOVIĆ1, Gojko VLADIĆ1
1
University of Novi Sad, Faculty of Technical Sciences, Department of Graphic Engineering and Design, Trg Dositeja Obradovića 6, 21 000 Novi Sad e-mail: tomic@uns.ac.rs, dedijer@uns.ac.rs, rilovska@uns.ac.rs, apro@uns.ac.rs, zivkopvl@uns.
ac.rs, vladicg@uns.ac.rs
Abstract Ink-Jet printing is the most commonly used digital printing technique due to its speed, colour gamut and the possibility to print on the wide range of substrates. The adequate colour reproduction is principally related to the colour management settings as well as the substrate and inks used, while the reproduction of the details is in direct relation to the output resolution. In this work, we investigated the influence of the resolution and print settings on the colorimetric quality of the reproduced colours in ink-jet printing. The five CIE colour centres were printed on EPSON SureColor T7200 on matt coated 180 g/m2 paper. During the printing, we varied two options: managing colours by printer driver without changing the initial colour space (sRGB) and relying on the predefined EPSON settings for the same colour space. For each of the chosen settings we changed the output resolution from the lowest to the highest available. In order to estimate the degree of colour fidelity CIELAB values of the reproduced colours were compared with the values specified in the digital file. The obtained results indicate that the resolution does not have significant impact on colour reproduction, while the colour management settings mostly affect printed colour chroma and lightness. Keywords: ink-jet, resolution, quality, colour 71
Introduction The main factors that affect the performance of any printer are printing speed and addressability (more commonly known as resolution)1. Resolution of an ink-jet printer depends on the volume of an ink droplet1 and is expressed in number of dots per unit length (inch or cm)2. The higher the addressability of the printer, the more precise the reproduction of the dots will be2 and, consequently, more details can be reproduced. Nayak et al3 showed that the resolution influence to the small extent the colour gamut of ink-jet device, while Mandic et al4 found out that in case of digital offset printing resolution improve image contrast but do not affect colour reproduction. In addition, it was noticed5 that in electrophotography the high output resolution can lead to the same dot gain and colour reproduction for both high- and low resolution digital files. Furthermore, it is well known that the colour reproduction is highly dependent on the print settings related to the colour management6. The choice of an adequate output profile (i.e. colour conversion) can be crucial for colorimetrically accurate workflow. To meet specific demands digital printers’ manufacturers tend to include different predefined profiles in the settings of their device. In this work we were interested in the effect of resolution and colour management settings on the quality of colour reproduction in ink-jet printing. Since the ink-jet is one of the most commonly used digital printing techniques, the better understanding of how the abovementioned parameters influence colour reproduction can lead to the more efficient production. Materials and methods are explained in the section that follows.
Materials and methods The five CIE test colour centres (grey, red, green, blue and yellow) were printed on EPSON SureColor T7200 ink-jet printer on matt coated 180 g/m2 paper. Their CIELAB chromaticity parameters used for creating test chart are given in table 17. Printing settings included different output profiles and resolutions. The digital test chart was created in sRGB colour space, while colour management was performed by printer driver as well as EPSON predefined settings further named as: ICM sRGB, Business Graphics and Epson Standard. ICM sRGB setting implies that the colour management is performed entirely by the printer driver without changing the initial colour space. Epson Standard also implies colour management in accordance with sRGB colour space while simultaneously increasing the contrast in images8. Business Graphics, also based on sRGB colour space, stands out for output colour management primarily aimed at image sharpening as well as in increasing the saturation9.
For each of the mentioned colour settings the output resolution was varied as follows: 360x720 dpi, 720x720 dpi and 720x1440 dpi.
72
INFLUENCE OF RESOLUTION AND PRINT SETTINGS ON COLOUR REPRODUCTION IN INK-JET PRINTING Ivana TOMIĆ, Sandra DEDIJER, Ivana JURIČ, Magdolna PAL, Živko PAVLOVIĆ, Gojko VLADIĆ
Table 1: CIELAB chromaticity parameters of the test colour centres. The CIE1931 Standard Colorimetric Observer was used in the calculations
Colour centre Gray Red Green Blue Yellow
L1* 61.65 44.38 56.09 35.60 86.65
a1* 0.11 36.91 -32.13 4.83 -6.92
b1* 0.04 23.33 0.44 -30.18 47.15
C1* 0.12 43.67 32.13 30.56 47.66
h1o 20 32 179 279 98
In order to estimate the degree of colour fidelity, we measured CIELAB values of the reproduced colours and compared with the values specified in the digital file. The measuring were performed using spectrodensitometer Techon SpectroDens (illuminant D50 and 20 observer). Each colour patch (20x20 mm) was measured five times on different positions and average L*, a* and b* values were used for chroma, hue angle, lightness difference, chroma difference and hue angle difference calculation.
Chroma (Cab*) and hue angle (hab*) were calculated using following equations10, 11:
Cab*= [(a*)2+ (b*)2]1/2
(1)
hab*= tan -1 (b*/a*)
(2)
where a*, b* - chromaticity coordinates of the sample.
Lightness (ΔL*), chroma (ΔC*ab) and hue angle difference (Δh*ab) were calculated as10, 11:
ΔL*= L*1-L*2
(3)
ΔC*ab= C*ab,1 - C*ab,2
(4)
Δh*ab= h*ab,1 - h*ab,2
(5)
where L*1 lightness of sample 1(CIE colour centre); L*2 lightness of sample 2 (targeted colour patch); C*ab,1 is chroma of sample 1 (CIE colour centre); C*ab,2 - chroma of sample 2 (targeted colour patch); h*ab,1 is hue angle of sample 1 (CIE colour centre); h*ab,2 - hue angle of sample 2 (targeted colour patch).
73
The degree of colour change with different print settings and the resolutions was estimated by calculating colour difference between reproduced and initial CIELAB colour values for each of the CIE centres. When calculating colour difference we opted for ∆E00 (∆E2000) equation10, 11.
Results and discussion
Analysis of lightness reproduction accuracy Figure 1 shows lightness values (L) of printed colours using different colour management settings as well as output resolutions.
a)
b)
c)
d)
e)
Figure 1: Lightness (L) values for test colour centres obtained with different output settings; (a) red, (b) green, (c) blue, (d) yellow and (e) grey
74
INFLUENCE OF RESOLUTION AND PRINT SETTINGS ON COLOUR REPRODUCTION IN INK-JET PRINTING Ivana TOMIĆ, Sandra DEDIJER, Ivana JURIČ, Magdolna PAL, Živko PAVLOVIĆ, Gojko VLADIĆ
From the presented graph, it can be seen that output resolution has minimal impact on the final colour lightness value. Business Graphics colour setting ensures the lightest prints, while Epson Standard ICM sRGB provide similar results.
Figure 2 presents difference in lightness (∆L) between the initial and the colour reproduced with different output settings and resolutions.
a)
b)
c)
d)
e)
Figure 2: Lightness difference (∆L) values for test colour centres obtained with different output settings; (a) red, (b) green, (c) blue, (d) yellow and (e) grey
It is evident that different colour management settings have much higher impact on ∆L value in comparison to the output resolution. The greatest changes in lightness are calculated for green colour and ICM sRGB output colour setting. Lightness difference that goes beyond value of 3 was also obtained in the case of green and grey colour centres and Business Graphic output colour setting. Epson Standard and sRGB (ICM) outputs result in darker grey, blue, green and yellow colours in comparison to the original colour data, while Business Graphic setting led to quite the opposite results. The exception is green colour, which is reproduced darker in comparison to original data, regardless of output colour settings. 75
Analysis of chroma reproduction accuracy Chroma values for colour centres obtained with different output settings are presented in Figure 3. The output resolution has rather small influence on chroma values. It can be seen that the lowest chroma values, thus lowest relative saturation, was obtained with Epson Standard setting, with minor exception for yellow colour centre where the results for the three settings are quite similar. Therefore, more saturated colours will be reproduced with Business Graphics setting (as expected) as well as with driver colour management (ICM sRGB).
a)
b)
c)
d)
Figure 3: Chroma (C) values for test colour centres obtained with different output settings; (a) red, (b) green, (c) blue and (d) yellow
Figure 4 depicts chroma difference (∆C) between the initial and the reproduced colour values.
a)
76
b)
INFLUENCE OF RESOLUTION AND PRINT SETTINGS ON COLOUR REPRODUCTION IN INK-JET PRINTING Ivana TOMIĆ, Sandra DEDIJER, Ivana JURIČ, Magdolna PAL, Živko PAVLOVIĆ, Gojko VLADIĆ
c)
d)
Figure 4: Chroma difference (∆C) values for test color centers obtained with different output settings; (a) red, (b) green, (c) blue and (d) yellow
It is shown that only yellow colour has lower relative saturation, in comparison with the original data, regardless of the defined output settings. For the mentioned CIE centre changes are the smallest when colour management is performed by printer driver (ICM sRGB). In case of other colours, smallest change with respect to the original values are gained if Epson Standard settings are used.
Analysis of hue angle reproduction accuracy Figure 5 shows hue angle values (h) of the colours reproduced with different output settings, while figure 6 shows hue angle difference (∆h) between the initial and the reproduced colour values. Since for the chosen setting there were not significant change in hue angle with the change of resolution, the values shown in image 5 represent the value averaged with respect to the output resolution. It can be seen that the highest hue shift is obtained for green colour where the reproduced colour is shifting towards blue, especially in case of Business Graphic setting. Significant hue shift is also noticed in case of the blue colour centre, while the hue of red and yellow colour are quite correctly reproduced for each of the chosen settings.
a)
b)
77
c)
c)
Figure 5: Hue angle (h) values for test colour centres obtained with different output settings; (a) red, (b) green, (c) blue and (d) yellow
a)
b)
c)
d)
Figure 6: Hue angle difference (∆h) values for test colour centres obtained with different output settings; (a) red, (b) green, (c) blue and (d) yellow
Analysis of overall colour difference Obtained results of colour difference calculation (∆E2000) between the initial and reproduced colour values are presented in Figure 7. The highest colour difference was calculated for the green colour centre, which is in accordance with the previous analysis. The output resolution was shown to have low influence on overall colour difference. It can be noticed that the highest colour difference is obtained with Business Graphics setting while Epson Standard ensures the lowest colour difference in comparison to originally defined colour data.
78
INFLUENCE OF RESOLUTION AND PRINT SETTINGS ON COLOUR REPRODUCTION IN INK-JET PRINTING Ivana TOMIĆ, Sandra DEDIJER, Ivana JURIČ, Magdolna PAL, Živko PAVLOVIĆ, Gojko VLADIĆ
a)
b)
c)
d)
e)
Figure 7: Colour difference (∆E2000) values for test colour centres obtained with different output settings; (a) red, (b) green, (c) blue, (d) yellow and (e) grey
Conclusion In this work, we investigated the influence of different colour management settings as well as the printing resolution on the accuracy of colour reproduction in ink-jet printing in case of Epson SureColor T7200 printer. Managing colours was performed by printer driver without changing the initial colour space (sRGB) and relying on the predefined EPSON settings (Epson Standard and Business Graphics, both for the sRGB colour space). Additionally, the output resolution was varied from the lowest to the highest available. The reproduced colours of five CIE centres were measured by spectrodensitometer to obtain the CIELAB values which were compared to the initial values (defined when creating the test chart). The results showed that the differences in hue, chroma and lightness of a colour (any of the chosen CIE centres) reproduced with different output resolutions were rather small. Hence, it can be concluded that the resolution do not have significant impact on the colour reproduction for the chosen printing method. Even though choosing the high resolution is very important for reproducing details in prints, in case of printing solid patches one can opt for the faster option i.e. lower resolution setting. The most inaccurate colour reproduction was achieved with Business Graphic setting, which is no surprise
79
since this option is normally used to increase saturation. However, it was interesting to note that this setting not only alter saturation of a printed colour, but also its hue and lightness. The change in hue was especially noticed in the case of green and blue colour centre, while the lightness shift was noticed in case of all the colours (most of the colours were reproduced lighter in comparison to the original). In addition, the predefined printer setting (Epson Standard option) led to the most accurate reproduction – the colour differences were smallest in that case. Similar results were obtained when colours are managed by printer driver. Therefore, if the goal is the accurate colour reproduction the predefined printer settings that do not alter initial colour space should be chosen.
Acknowledgements The research is supported by the Ministry of Education, Science and Technology Development of the Republic of Serbia, project number: 35027 “Development of software model for scientific and production improvement in graphic industry”.
References 1. L. Yang, Ink-paper interaction, A study in ink-jet color reproduction, Dissertation, 2003, Linköping University. 2. H. Kipphan, “Handbook of Print Media, Technologies and Production Methods”, 2001, Chap. 1.4., Springer-Verlag, Berlin. 3. R. Nayak, P. Nayak, S. Nayak and V. Kamath, IJRET, 03(01), 41, (2014).
4. L. Mandic, I. Majnaric, A. Poljicak and D. Agic, In Proceedings of 15th International Conference on Systems, Signals and Image Processing, Slovak University of Technology, Slovak Republic, pp. 153-156 (2008). 5. R.Sh.Mohamed and G.A.Yousif, EJRS, 13(1), 75 (2010).
6. J-P. Homan, “Digital Color Management, Principles and Strategies for the Standardized Print Production”, 2009, Springer-Verlag, Berlin. 7. H. Xu, H. Yaguchi, S. Shioiri, Color Res. Appl., 27, 349 (2002).
8. https://files.support.epson.com/docid/cpd4/cpd43301/source/printers/source/printing_software/windows_ fy13/reference/sc_p400/color_management_options_scp400.html (05.06.2017) 9. https://files.support.epson.com/docid/cpd4/cpd41582.pdf (05.06.2017) 10. M.D. Fairchild, “Color Appearance Models”, 2013, Wiley, New York.
11. N. Ohta and A. Robertson, “Colorimetry - fundamentals and applications”, 2005, Wiley, New York. 80
6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU SONRASINDA MATBAACILIK SEKTÖRÜNDEKİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Bekir ORAL, Özlem YURTSEVER, Pınar SARIOĞLU ALTIN Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Yüksekokulu, Mülkiyeti Koruma ve Güvenlik Bölümü, Göztepe 34722 – İstanbul e-posta : bekiroral@marmara.edu.tr
Özet Matbaacılık sektöründe, hareketli ve kesici makinelerin kullanılması iş kazalarına yol açmakta, tehlikeli kimyasalların kullanılması hem iş kazalarına hem de meslek hastalıklarına neden olmaktadır. Bu nedenle, matbaacılık sektöründe tehlikelerin ve risklerin tanımlanması ve değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Bu çalışma; 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun uygulanmaya başlamasından önceki matbaacılık sektöründeki iş kazaları ve meslek hastalıkları verilerinin kanun yürürlüğe girdikten sonraki durumunun değerlendirmesini amaçlamaktadır. Söz konusu kanunun matbaacılık sektöründe iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılmasına yönelik katkısı ifade edilmiştir. Buna ek olarak, gelişen teknoloji ile birlikte değişim gösteren risk ve tehlikeler konusunda farkındalık yaratılması hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Matbaa sektörü, İş Kazaları, Meslek Hastalıkları, Tehlikeler, Riskler
81
Abstract In the printing sector, usage of moving and cutting machines lead to occupational accidents and the usage of hazardous chemicals cause occupational accidents and occupational diseases. Thus, identification and evaluation of hazards and risks in the printing industry is very important. This study aims to evaluate occupational accidents and occupational diseases in the printing sector, before and after the enactment of the law on Occupational Health and Safety Law No 6331. The contribution of the law assessed and stated. In addition, it is aimed to raise awareness about the evolution of occupational accidents and occupational diseases with technology.
Key Words: Printing Sector, Occupational Accidents, Occupational Diseases, Hazards, Risks
1. Giriş
İş kazaları ve meslek hastalıkları, üretimin gerçekleşmesi için bir araya gelen işveren, işyeri ve çalışan üçgeninde, istenmeyen iki olgudur. Hem çalışan hem de işveren açısından, çalışma hayatında sağlıklı ve güvenli bir ortam sağlanabilmesi çok önemlidir. İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu iş günü, iş gücü kayıpları hem işveren hem de çalışan açısından maddi ve manevi kayıplara sebep olmakta, aynı zamanda ülke ekonomisini de zarara uğratmaktadır. Çalışma hayatının bütün alanlarında, iş sağlığı ve güvenliği için alınacak önlemler, çalışma hayatının daha huzurlu olmasını sağlayacaktır. Bu durum, çalışanların daha mutlu olmasını sağlayacak, işveren ve işletme açısından da daha verimli bir ortam hazırlayacaktır.
İş güvenliğinin, iş yerlerinde meydana gelebilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek amacıyla yapılan sistemli, bilimsel çalışmalar olduğu herkesin ortak görüşüdür. İş sağlığı ve güvenliğine hak ettiği önemin verilmemesi sadece ülkeler bazında değil küresel anlamda bir so-
rundur. İş hayatında her yıl 300 milyon civarında ölümle sonuçlanmayan iş kazası gerçekleşmekte ve yine 160 milyon yeni meslek hastalığı vakası ortaya çıkmaktadır. Ayrıca çalışma hayatında yaşanan kaza ve ortaya çıkan hastalıklar neticesinde her yıl 3,2 milyondan fazla kişi hayatını kaybetmektedir. Tüm bu hastalık ve ölümlerin yarattığı ekonomik kayıp küresel boyutta Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’nın %4’ünü oluşturmaktadır1. Tüm bu sebeplerden ötürü, sağlıklı ve güvenli bir iş ortamının oluşturulması ve aynı zamanda bu ortamın sürdürülebilirliğinin sağlanması, çalışma hayatının vazgeçilmez önceliklerinden biri olmalıdır.
2. İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları
İş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi ve verimliliğin arttırılması ancak sağlıklı çalışanların olduğu sağlıklı çalışma hayatı ile mümkündür. 1981 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün hazırladığı ve Türkiye tarafından da kabul edilen, 155 No’lu “İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin Sözleşme’de sağlık tanımı yapılmıştır. Buna göre sağlık “işle bağlantısı açısından, sadece hastalık veya sakatlığın bulunmaması halini değil aynı zamanda, çalışma sırasındaki hijyen ve güvenlik ile doğrudan ilişkili olarak sağlığı etkileyen fiziksel ve zihinsel unsurları da kapsar”, şeklinde ifade edilmiştir2. Bunun yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 1948 yılında sağlığı,
82
6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU SONRASINDA MATBAACILIK SEKTÖRÜNDEKİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Bekir ORAL, Özlem YURTSEVER, Pınar SARIOĞLU ALTIN
“yalnız hastalık ve sakatlığın olmaması değil bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” olarak tanımlamıştır3. Bu manada “iş sağlığı” kavramının geniş bir çerçevede ele alınması gerekmektedir. ILO/WHO İş Sağlığı Ortak Komitesi, iş sağlığı alanındaki hedeflerini hangi işi yaparlarsa yapsınlar bütün çalışanlar için aşağıdaki şekilde belirlemiştir4:
• Bütün çalışanların fiziksel, zihinsel ve sosyal refahlarının mümkün olan en yüksek düzeye çıkarılması ve burada tutulması;
• Çalışma koşullarından kaynaklanan sağlık sorunlarının önlenmesi; • İşçilerin işleriyle ilgili olup sağlığa zararlı risklerden korunmaları; • İşçilerin fiziksel ve biyolojik kapasitelerine uygun mesleki ortamlarda çalıştırılmaları; • Özetle işin insana, insanın da işine uygun hale getirilmesi
Tüm çalışanları sağlıklı tutmak ve bunu sürdürmek iş sağlığı hizmetlerinin asıl amacıdır. Bunun için çalışanları çalışma koşullarından dolayı oluşabilecek sağlık zararlarından korumak, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını en aza indirmek için gerekli çalışmaları yapmak ve yaptırmak iş sağlığı ve güvenliğinin en önemli
gayesidir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 14. maddesinde meslek hastalığı, “sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleri” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun’da 13. Madde de ise iş kazası “sigortalının işyerinde bulunduğu sırada; işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.” olarak tanımlanmıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) istatistiklerine bakıldığında, 2010 ile 2015 yılı arasında, 6 yılda, Türkiye’de tüm sektörlerde iş kazası sayılarının artışlarının devam ettiği ve buna bağlı olarak ölümle sonuçlanan kazaların da paralel bir davranış sergilediği görülmektedir. Yine aynı periyotta, son altı yılda, meslek hastalıklarına bakıldığında ise tespit edilen meslek hastalıkları sayılarının az olduğu görülmektedir. Bazı sektörlerde meslek hastalığına yakalanan veya meslek hastalığından ölen sayısı sıfır olarak belirtilmiştir. Bu sayıların doğru olması istenilen bir durum olsa da, Türkiye’de bu sonuçların gerçeği yansıttığını söylemek mümkün değildir.
83
Ülkeler arasında meslek hastalığı sayılarında farklılık yaratan faktörlerin teknoloji kulanım düzeyi, riskli iş kollarının yoğunluğu, ülkenin iş sağlığı politikaları, işçi-işveren ve devletin akılcı ve sorumlu yaklaşımı olduğu söylenebilir. Türkiye’de riskli iş kolları gelişmiş ülkelere göre oldukça fazladır.
Meslek hastalıklarının tespitinin Türkiye’de neden bu kadar az olduğu araştırılması gereken önemli bir konudur. Meslek hastalıklarının tespit edilmemesi, olmadığı anlamına gelmemektedir. Yapılan önemli bir yanlış ise meslek hastalıkları tespiti üzerinde çalışmalar yapılmaması ve çözüm odaklı çalışmaların ortaya
konmamasıdır.
30 Haziran 2012’de Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun iş kazaları ve meslek hastalıkları sayısı üzerine etkisinin incelenebilmesi ve durum tespitlerinin daha iyi yapılabilmesi adına 2010, 2011 ve 2012 yılları “kanun öncesi”, 2013, 2014 ve 2015 yılları da “kanun sonrası” olmak üzere son altı yıl tüm sektörler açısından SGK istatistikleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Tüm sektörlere ait iş kazaları sayısı Şekil 1’de verilmiştir.
Şekil 1: SGK Verilerine Göre Tüm Sektörlerdeki İş Kazaları Sayısı
Şekil 1 incelendiğinde, “kanun sonrası” yıllarda yaşanan iş kazalarının sayısında 2,5 katından fazla bir artış olduğu gözlemlenmektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu sonrası raporlama sistemindeki düzenlemeler ile raporlamanın daha aktif kullanılarak iş kazalarının, özellikle aynı kanunla aktif olarak devreye giren iş güvenliği uzmanları tarafından kayıt altına alınmasıyla kaza sayılarında artış görülmesi beklenen bir sonuçtur. Bunun yanı sıra, “kanun öncesi” yıllarda iş kazası geçiren sigortalı sayılarına ait istatistikler verilirken ödemesi yapılıp kapatılan iş kazası vaka sayıları esas alınmaktaydı. 2013 yılından itibaren iş kazası bildirim formunun elektronik ortamda alınmaya başlanması ile iş kazası geçiren tüm sigortalı sayılarına ait veriler Avrupa Birliği Standartları (ESAW) dikkate alınarak kayıt edilmeye başlanmıştır5. 2013 yılında 191.389 olan iş kazası bildirimi sayısı yaklaşık % 15 artışla 2014 yılında 221.366’ya yükselmiştir. Bu sayı, Şekil 1’de görüldüğü üzere, 2015 yılında 241.547’ye ulaşmıştır.
84
6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU SONRASINDA MATBAACILIK SEKTÖRÜNDEKİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Bekir ORAL, Özlem YURTSEVER, Pınar SARIOĞLU ALTIN
Şekil 2’de son 6 yılda meydana gelen iş kazaları sonucunda ölüm sayıları verilmiştir. Bu veriler incelendiğinde kaza sayısı ve ölüm sayılarına göre ölüm oranı “kanun öncesi” yıllarda sırası ile % 2.3, %2.5 ve %1.0 iken “kanun sonrası” yıllarda bu oran sırası ile % 0.7, % 0.7 ve % 0.5 olarak hesaplanmıştır. Buna göre iş kazaları sayısının artmasına rağmen kanun sonrası zorunlu hale getirilen risk değerlendirmeleri sayesinde alınan önlemler ile ölüm oranlarının azaldığı söylenebilir.
Şekil 2: SGK Verilerine Göre Tüm Sektörlerdeki Ölümlü İş Kazaları Sayısı Türkiye’de meslek hastalıkları ile ilgili elde edilen veriler sadece Sosyal Güvenlik Kurumu istatistikleriyle sınırlıdır. Sağlık Bakanlığı istatistikleri içerisinde meslek hastalıkları ile ilgili bilgilerin 2017 yılına kadar yetersiz olduğu gözlemlenmiştir.6 Türkiye’de meslek hastalıkları sayısı SGK verilerine göre “kanun öncesi” yıllarda sırası ile 533, 967 ve 395 iken “kanun sonrası” yıllarda bu sayı sırası ile 351, 494 ve 510 olduğu Şekil 3’te görülmektedir. 2015 yılı SGK verilerine göre çalışan sayısı yirmi milyonu bulmuştur. Ülkeler arası değişmekle birlikte yılda her 1000 çalışandan 4-12 arasında yeni meslek hastalığın olgusu beklenmelidir7. Bu verilere göre Türkiye’de 80.000240.000 arasında meslek hastalığı tanısı beklenmekteyken bu sayı beş yüzlü rakamlarda kalmaktadır.
Şekil 3: SGK Verilerine Göre Tüm Sektörlerdeki Meslek Hastalıkları Sayısı
85
Son 6 yıldaki meslek hastalıkları sonucu ölüm sayısı SGK verilerine göre Şekil 4’te gösterilmiştir. “Kanun öncesi” yıllarında meslek hastalıkları sonucu ölümler bulunmaktayken, “kanun sonrası” yıllarında herhangi bir ölüm vakası kaydedilmemiştir.
Şekil 4: SGK Verilerine Göre Tüm Sektörlerdeki Meslek Hastalıkları Sonucu Ölüm Sayısı 6331 Sayılı Kanun’un meslek hastalıkları üzerindeki etkisi, meslek hastalıklarının ortalama yükümlülük sürelerinin uzun olması (1 hafta ile 30 yıl arasında ortaya çıkabilme) durumu göz önünde bulundurularak uzun vadede yorumlanabilecektir.
3. Matbaa Sektöründe İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları
Teknolojinin gelişmesi matbaacılık mesleğini de etkilemiş ve üretimde kullanılan makineler bilgisayar kontrollü hale gelmiştir. Günlük hayatta, yaşamın her aşamasında basılı ürünlerle karşılaşılması kaçınılmazdır. Dergi, gazete, ambalajlar, etiketler gibi birçok ürün matbaa sektörü ile yaşamın bir parçası haline gelmiştir8.
Ağır yük ile iş yapılan, hareketli ve kesici aksamlara sahip makinelerin ve mürekkep ile solvent gibi tehlikeli kimyasalların çokça kullanıldığı matbaa sektörü, fiziksel, kimyasal, ergonomik, psikososyal tehlikeleri içeren, iş sağlığı ve güveliği açısından oldukça riskli bir sektördür. Dolayısı ile matbaa sektörünün iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından incelenmesi gerekmektedir.
SGK istatistiklerine bakıldığında, matbaa sektörü NACE faaliyet grupları sınıflanmasına göre1 2 başlıkta raporlanmaktadır. Bunlar; 17-NACE Kodu ile Kâğıt ve kâğıt ürünlerinin imalatı, 18-NACE Kodu ile Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması alanları ve bunların alt başlıklarıdır. Tablo 1’de matbaa sektörü ile ilgili NACE kodları ve alt başlıkları bulunmaktadır.
1 NACE, Avrupa Birliği‘nde 1970‘ten bu yana geliştirilen çeşitli istatistikler için ekonomik faaliyet sınıflamaları göstermekte kullanılmış kısaltma bir isimdir. 86
6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU SONRASINDA MATBAACILIK SEKTÖRÜNDEKİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Bekir ORAL, Özlem YURTSEVER, Pınar SARIOĞLU ALTIN
Tablo 1: Matbaa Sektörü NACE Kodları Kâğıt ve kâğıt ürünlerinin imalatı (17-NACE Kodu) a)Kâğıt hamuru, kâğıt ve mukavva imalatı
Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması (18-NACE Kodu) a) Basım ve basım ile ilgili hizmet faaliyetleri
- Kâğıt hamuru imalatı
- Gazetelerin basımı
- Kâğıt ve mukavva imalatı
- Diğer matbaacılık
b) Kâğıt ve mukavva ürünleri imalatı - Oluklu kâğıt ve oluklu mukavva imalatı ile kâğıt ve mukavvadan yapılan ambalaj kutuları imalatı -Kâğıttan yapılan ev eşyası.
- Basım ve yayım öncesi hizmetler - Ciltçilik ve ilgili hizmetler - Diğer baskı ve hakkaklık işleri (tabaklar ve diğer eşya üzerine baskı. hakkaklık ve işleme yapılması gibi)
- Sıhhi ve tuvalet malzemeleri imalatı b) Kayıtlı medyanın çoğaltılması - Kâğıt kırtasiye ürünleri imalatı - Duvar kâğıdı imalatı
- Kayıtlı medyanın çoğaltılması (ses, görüntü ve bilgisayar kaydı)
-Kâğıt ve mukavvadan diğer ürünlerin imalatı 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun matbaa sektöründe iş kazaları sayısı üzerine etkisinin incelenebilmesi için, son beş yıla ait SGK istatistikleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmada matbaa sektörü ile ilgili veriler incelenirken, “kanun öncesi” yıllar olarak sadece 2011 ve 2012 yılları baz alınıp, 2013, 2014 ve 2015 yılları ise “kanun sonrası” yıllar olarak ifade edilmektedir. NACE 17 kodlu kağıt ve kağıt ürünleri imalatı sektöründe son beş yılda yaşanan iş kazaları sayısı Şekil 5’de verilmiştir. Bu şekilde görüldüğü üzere, tüm sektörlerde olduğu gibi bu sektörde de iş kazaları sayısında kanun sonrası artış gözlenmektedir.
Şekil 5: SGK Verilerine Göre Kâğıt ve Kâğıt Ürünlerinin İmalatı Sektörü İş Kazası Sayısı
87
Şekil 5 ve Şekil 6 incelendiğinde, kâğıt ve kâğıt ürünlerinin imalatı sektöründe “kanun öncesi” 2 yılın toplam kaza sayısı 1260 olup bunların 7’si ölümle sonuçlanmıştır. “Kanun sonrası” 3 yılda ise toplam 5866 kaza olup bunların 11’i ölüm ile sonuçlanmıştır. Kaza sayısı ve ölüm sayılarına göre, yüzdelere bakıldığında ise “kanun öncesi” iki yılın toplamında %0.56’lık ölüm oranı varken, “kanun sonrası” üç yılın toplamında sadece %0.19’luk ölüm oranı mevcuttur. Bu sayılar kanunun ölümlü iş kazaları sayısının yüzdelerini azalttığını göstermektedir.
Şekil 6: SGK Verilerine göre Kâğıt ve Kâğıt Ürünlerinin İmalatı Sektörü İş Kazası Ölüm Sayısı Bu sektörün alt kırımlarına bakıldığında ise, Şekil 7’de görüldüğü üzere, son üç yılda oluklu kâğıt ve oluklu mukavva imalatı ile kâğıt ve mukavvadan yapılan ambalaj kutuları imalatında oluşan iş kazaları, diğer alt kırımlara göre en fazla sayıya sahiptir. Aynı şekilde duvar kâğıdı imalatında ise iş kazaları sayıları son üç yılda en az seviyede yer almaktadır.
Şekil 7: SGK Verilerine Göre Kâğıt ve Kâğıt Ürünleri İmalatı Sektöründe Alt Kırımlara Göre İş Kazaları 88
6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU SONRASINDA MATBAACILIK SEKTÖRÜNDEKİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Bekir ORAL, Özlem YURTSEVER, Pınar SARIOĞLU ALTIN
Aynı sektörde, meslek hastalıkları sayısına bakıldığında ise (Şekil 8), 2011 yılı ve 2012 yılında bu sektörde oluşan meslek hastalıkları sayısı 1 olarak raporlanırken, diğer senelerde sıfır olarak raporlanmış ve ayrıca meslek hastalıklarından ölüm kaydına bu senelerde rastlanmamıştır.
Şekil 8: SGK Verilerine Göre Kâğıt ve Kâğıt Ürünlerinin İmalatı Sektörü Meslek Hastalıkları Sayısı NACE 18 kodlu Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması sektöründe son beş yılda yaşanan iş kazaları sayısı Şekil 9’da verilmiştir. Bu şekilde görüldüğü üzere, tüm sektörlerde olduğu gibi bu sektörde de iş kazaları sayısında kanun sonrası artış gözlenmektedir. Bu artış da daha önceki açıklamalar dikkate alındığında beklenen bir durumdur.
Şekil 9: SGK Verilerine Göre Kayıtlı Medya Sektörü İş Kazası Sayısı
89
Şekil 10 ve Şekil 11 incelendiğinde, Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması sektöründe “kanun öncesi” 2 yılın toplam kaza sayısı 571 olup bunların 2’si ölümle sonuçlanmıştır. “kanun sonrası” 3 yılda ise toplam 2412 kaza olup bunların 6’sı ölüm ile sonuçlanmıştır. Yüzdelere bakıldığında ise “kanun öncesi” iki yılın toplamında %0.35’lik ölüm oranı varken, “kanun sonrası” üç yılın toplamında sadece %0.25’lik ölüm oranı mevcuttur. Bu sayılar kanunun ölümlü iş kazaları sayısının yüzdelerini azalttığını desteklemektedir.
Şekil 10: SGK Verilerine Göre Kayıtlı Medya Sektörü İş Kazaları Ölüm Sayısı Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması başlığının alt kırımı olan (Şekil 11) “diğer matbaacılık” kısmı son üç yılda en fazla iş kazası gerçekleşen birimdir. Son yılda ise diğer baskı ve hakkaklık işleri kısmında hiç iş kazası yaşanmamıştır.
Şekil 11: Kayıtlı Medyanın Basılması ve Çoğaltılması Sektöründe Alt Kırımlara Göre İş Kazaları 90
6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU SONRASINDA MATBAACILIK SEKTÖRÜNDEKİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Bekir ORAL, Özlem YURTSEVER, Pınar SARIOĞLU ALTIN
SGK verilerine göre, matbaa sektöründe her iki NACE koduna ait alt kırımlarında 2011 ile 2015 yılları arasında meslek hastalığı sayısı sıfır olarak verilmiştir. Son yıllarda matbaa sektöründe meslek hastalığı tanısı konulmadığı için, bu sektördeki istatistikler, meslek hastalıkları açısından incelendiğinde tespit edilen durumun gerçek ile örtüşmediği görülmektedir. Çünkü matbaa sektöründe kullanılan zararlı kimyasallara maruz kalan çalışanlarda mesleki cilt hastalıklarının, mesleki akciğer hastalıklarının ve mesleki kanserlerin gözlemlenmesi beklenmektedir.9-10 Ayrıca gürültülü ve titreşimli makinelerin kullanımı sonucu mesleki işitme kaybı ve mesleki kas iskelet sistemi hastalıkları da matbaa sektöründe beklenilen meslek hastalıkları arasında yer almaktadır.
4. Sonuç Günlük hayatta kullanılan hemen hemen tüm araç gereç ve ekipmanlarda ister ambalajlama olsun, ister ürünün kendisinde olsun baskı teknikleri kullanılmaktadır. Bu baskı teknikleri ise matbaa sektörü sayesinde ortaya konulmaktadır. Yaşamın bir parçası olan matbaa sektörünün bu kadar yaygın bir iş alanı olması göz önünde bulundurularak, bu sektördeki istihdamın yüksek olduğu yorumlanabilir. Buna bağlı olarak da bu sektördeki iş kazası ve meslek hastalıkları oranlarının azaltılması üzerinde titizlikle durulması gereken bir konudur.
Kâğıt ve kâğıt ürünlerinin imalatı sektörü ile kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması sektörünün birleşimi matbaa sektörü olarak ele alınırsa, “kanun öncesi” 2 yılın toplam kaza sayısı 1831 olup bunların 9’u ölümle sonuçlanmıştır. Aynı şekilde “kanun sonrası” 3 yıla bakıldığında ise, toplam kaza sayısı 8278 olup bu kazaların 18’i ölümle sonuçlanmıştır. Ölümlü kaza oranları “kanun öncesi” 2 yılda %0.49 iken, “kanun sonrası” 3 yılda %0.22’ye düşmüştür. Bu düşüş Türkiye’deki tüm sektör toplamı ile paralel bir yapıya sahip olup, 6331 Sayılı Kanun’un ölümlü kaza oranlarındaki düşüşe olumlu etkisi gözlemlenmektedir. İş kazaları sayılarındaki artış ise, kanun sonrası raporlama sisteminin değişmesi ve daha aktif kullanılması sebep olarak gösterilebilir. Özellikle iş güvenliği uzmanları kanun sonrası getirilen yükümlülükleri ile birlikte, iş kazalarının kaydı konusunda daha titiz davranmaktadırlar. Tüm bu sebepler göz önüne alındığında iş kazaları sayılarının kanun öncesine göre artmış olması yadsınamaz bir gerçektir. Bununla beraber kanun sonrası zorunlu hale gelen risk değerlendirmesi çalışmaları ile tehlikeler ve riskler belirlenip, önleyici tedbirler alınmasının yaygınlaşmış olduğu düşünülmektedir. Bu önlemlerin ölümlü iş kazalarının oranının azalmasına etki ettiği görülmektedir.
Oldukça yüksek riskler içermesine rağmen, matbaa sektöründeki çalışanlarda meslek hastalığı tanısı konmaması, bu konu ile ilgili olarak önlemler alma aşamasında büyük zaaflara neden olmaktadır. Tüm sektörlerde olduğu gibi matbaa sektöründe de meslek hastalıkları tanısının konması konusunda bir korku ve endişe mevcuttur. İş kazaları ise tanı gerektirmeyen anlık vakalar olduğu için gizlenememektedir. Bu yüzden de raporlama ve kayıt süreci doğru bir şekilde işleyebilmektedir. Meslek hastalıklarının belirtilerinin ortaya çıkması için geçen yükümlülük süresi uzun zaman alabileceği için tespiti ve kayıt altına alınması sırasında sıkıntılar yaşanmaktadır. 91
Burada özellikle çalışanların ilk muayenesi sırasında iş yeri hekimi, aile hekimi ve gerekli uzman hekimlerinin ilk gözlemleri ve bunun sonucunda çalışanı ve işvereni yönlendirmeleri çok önemlidir. Başlangıçta çalışanın yaptığı işin sorgulanarak kayıt altına alınması ve ön tanı konduktan sonra özellikle meslek hastalıkları hastanesi, eğitim ve araştırma hastaneleri veya devlet üniversite hastanelerine yönlendirilerek tıbbi tanının ve tedavinin başlaması sağlanmalıdır. Doktorların, çalışanların muayenesi sırasında yaptıkları işi sorgulamaları, çalışma öyküsünü almaları bu açıdan çok önemlidir. İşyerinde çalışma sürecinde meydana gelen meslek hastalıklarının tanısının konmasında iş yeri hekiminin üzerine düşen görevin çok önemli olduğu unutulmamalı ve işverenin baskısı altında kalmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bakanlıklar arasında işbirliği ve organizasyonun gerçekleşmesi gerekmektedir. SGK verilerine göre 2015 yılı meslek hastalıkları sayısı 510 olarak belirtilirken, Sağlık Bakanlığı’nın birimlerinin her yıl 4000’i aşkın meslek hastalığı tespit ettikleri bildirilmektedir11.
Burada başta devlet olmak üzere hem işverene, hem de çalışana sorumluluklar düşmektedir. Özellikle Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın iş birliği içerisinde hareket etmesi gerekmektedir. İstatistiksel veriler anlamında SGK verileri ile Sağlık Bakanlığı verilerinin aynı çatı altında değerlendirilmesi tutarlılık açısından oldukça önemlidir.
92
6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU SONRASINDA MATBAACILIK SEKTÖRÜNDEKİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Bekir ORAL, Özlem YURTSEVER, Pınar SARIOĞLU ALTIN
Kaynakça
1. İş Sağlığı ve Güvenliği Profili Türkiye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Genel Yayın No: 62 Ankara – 2016
2. 155 No’lu İş Sağliği ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin Sözleşme URL: http://www.ilo.org/ ankara/conventions-ratified-by-turkey/WCMS_377299/lang--/index.htm (21.0.2017)
3. Preamble of the Constitution of the World Health Organisation as adopted by the International Health Conference: 1948, New York, 19–22 June 1946; (Official Records of the WHO, No. 2, p. 100) 4. Alli B.O., Fundamental Principles of Occupational Health and Safety, ILO, Geneva, 2001
5. 2014 Yılı SGK İş Kazası İstatistiklerinin Analizi, Kemal Üçüncü, http://www.isteguvenlik.tc/2014%20 SGK%20Analiz.pdf (21.09.2017) 6. Meslek Hastalıkları Rehberi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (İSGGM) Kasım 2011- ANKARA Dr. Rana GÜVEN, PhD. 7. Akarsu, H. V. (2013). Meslek Hastalıkları. Çasgem, Ankara: Özyurt Matbaacılık, 13, 40
8. Marmara Üniversitesi, Matbaacılık Mesleği, http://mtb.tef.marmara.edu.tr/genel-bilgiler/matbaacilik-meslegi-hakkinda/ (24.09.2017)
9. Agbenorku P, De-graft Johnsın O A, Nyador E, Agbenorku M. A Prospective Study of Diseases Associated with Workers in the Printing Industry in a City of Gana. Science Journal of Medicine and Clinical Trial. 2011. 10. Erdim H, Türkman A, Atalar C. Matbaalarda İş Sağlığı ve Güvenliği El Kitabı. Nisan 2010.
11. T.C. Sağlık Bakanlığı - 14-17 Eylül Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Fuarındaydık URL: http:// www.imhh.gov.tr/TR/haberler/detay/14-17-eylul-uluslararasi-is-sagligi-ve-guvenligi-fuarindaydik-1059 (24.09.2017)
93
RUBBING FASTNESS PROPERTIES OF DIGITAL PRINTED SAMPLES
Nemanja Kašiković1, Gojko Vladić1, Rastko Milošević1, Stefan Đurđević1, Ivana Jurič1, Dragoljub Novaković1, Živko Pavlović1
1
University of Novi Sad, Faculty of Technical Sciences, Department of Graphic Engineering and Design, Trg Dositeja Obradovića 6, 21 000 Novi Sad, Serbia e-mail: knemanja@uns.ac.rs
Abstract
During exploitation, textile products printed with digital printing technique are quite often exposed to various influences, which can affect the quality and reproduction of prints. One of which is rubbing process. Rubbing process affecting deposited colorants (ink) on the surface of the substrate material, as well as textile fibres in the material structure. As a result, colorimetric characteristics of printed colorants are changed. The research presented in this paper aims to determine the influence of rubbing fastness on colour changes of digital printed textile substrates, observed in CIE L*, a*, b* colour space. Research was done on three textile materials with different characteristic (fabric weight and material composition). Printing machine Epson Stylus Pro 4880 with water based inks was used. Printed samples were submitted to 10 series of 10 strokes using TF411 Electronic Crockmeter. Colorimetric measurements of the samples were taken after each series of rubbing and colour difference was calculated accordingly.
Keywords: digital printing, rubbing, colour difference 95
Introduction Textile products are most often sold to the final consumer with specific design applied to their surface. This makes textile products more desirable and more valuable. Textile printing can be defined as the process of transferring ink to the textile substrates by using specific printing technique and machines1. Suitable techniques for textile substrates printing are: gravure printing, screen printing, digital ink-jet printing or usage of thermal transfer processes. In the past and today the most popular textile printing technique is a screen printing, with its advantages in terms of total costs and productivity, as well as simplicity and speed in high printing volumes2. Also, screen printing machines usually cost less compared to the other printing techniques machines. On the other hand, digital ink jet textile printing offers higher printing speed of short runs, flexibility, creativity and environmental benefits. In addition, it is important to note that using digital printing techniques enables better visual effects, as well as wider flexibility of print formats. Besides that, it offers better control of print quality uniformity during the production runs. During exploration textile products are exposed to variety of factors such as friction, colour adhesion after washing, thermal load, washing process, UV light, rubbing etc3. The fastness property of pigment ink on the fabric depends on the adhesion between binder film and fibre and also on the strength of the binder film. In order to achieve desired quality, changes in colour should be as small as possible. Colour fastness to rubbing is often a topic of research4-12. Standard ISO 105-Xl2 can be used to examine influence of rubbing treatment on changes in printed material. This standard criterion for evaluation of colour fastness uses grey scale (visual judgment). When the top quality is a goal, manufacturers cannot rely on subjective visual judgment as used in grey-scale method. Much more reliable is determination of colour characteristics and colour differences by means of objective instrumental measurements which provide numerical values for describing colour13. That is a reason why colorimetric measurement were used in this experiment. The aim of this article is to explore rubbing fastness properties of digital printed samples.
Experimental Part Three different textile materials were used in this experiment. Material characterization was conducted according to the standards ISO 1833 – material composition standard and ISO 3801 (Material 1: cotton 88 % - polypropilene 12%, 138 g/m2; Material 2: cotton 95% - Lycra 5%, 185 g/m2; Material 3: cotton 80 % - polyester 20%, 207 g/m2). For the analysis of influence of the rubbing fastness a custom test chart was created. The test form consisted seven patches sized 12 x 5 cm with 100% tone value of all four process colors (cyan, magenta, yellow, black) as well as red, green and blue colors patches. Samples were printed using digital ink jet printing technique (Epson Stylus Pro 4880 printing system with Ultra Chrome K3 Ink, resolution 2880 x 1440 dpi, 8 x 180 nozzles, 3,5 pl drop). Electronic crockmeter Testex textile instrument LTD. TF411, was used for testing colourfastness of textiles to dry rubbing. Rubbing head diameter 16 mm, vertical pressure 9 N, rubbing stroke 104 mm, according to the ISO 105x12/D02 standard. Colorimetric measurements and microscopic analysis of the samples were taken after printing and after 10, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 90 and 100 rubbing repetitions.
96
RUBBING FASTNESS PROPERTIES OF DIGITAL PRINTED SAMPLES Nemanja Kašiković, Gojko Vladić, Rastko Milošević, Stefan Đurđević, Ivana Jurič, Dragoljub Novaković, Živko Pavlović
Colorimetric measurements of the samples before and after rubbing process were taken using HP200 colorimeter, D65 lighting, 2° standard observer and d/8 measuring geometry. Color differences between treated and untreated samples were calculated using ΔE76 formula. The colour difference ΔE76 is generally calculated as the square root of the combined squares of the chromaticity differences, Δa and Δb, and the Lightness difference, ΔL. Colour difference ΔE76 was chosen as recommended by14. Color difference value can be translated to human perception reference as 0 < ΔE < 1 - the difference cannot be noticed; 1 < ΔE < 2 - small colour difference, visible to “trained” eye; 2 < ΔE < 3,5 - Medium colour difference, visible to “untrained” eye; 3,5 < ΔE < 5 - Obvious colour difference; ΔE > 5 - Massive colour difference15. Microscopic imagery was made using Mi Scope digital microscopic (before and after rubbing process at 40x optical magnification and 1600 x 1200 px resolution). Untreated and treated samples were scanned using a flatbed scanner Canon CanoScan 5600F. Scanning resolution was set to 600 spi without auto correction function. Results of the colour differences analysis between prints just after printing and after rubbing treatment repeated 10, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 90 and 100 times are shown in figures 1, 2 and 3.
Figure 1: Colour differences between samples before and after rubbing treatment – material 1
97
Figure 2: Colour differences between samples before and after rubbing treatment – material 2
Figure 3: Color differences between samples before and after rubbing treatment – material 3
The analysis of the colour changes measured between samples before and after rubbing treatment shows that the greatest changes were caused by increasing rubbing repetitions. For all samples, the highest colour differences (ΔE) were caused by a 100 x rubbing repetitions, which generated values in colour difference ΔE > 5 - Massive colour difference. Average values for color difference are shown in figure 4.
98
RUBBING FASTNESS PROPERTIES OF DIGITAL PRINTED SAMPLES Nemanja Kašiković, Gojko Vladić, Rastko Milošević, Stefan Đurđević, Ivana Jurič, Dragoljub Novaković, Živko Pavlović
Figure 4: Average values for color differences between samples before and after rubbing treatment – all materials
Results shown in this figure show us, that most resistant material to rubbing is material 3. Material 1 had the worst results for rubbing fastness. When the colours are compared, we can see that results for yellow are the lowest. After yellow, the smallest results have green (probably because green is mixture cyan and yellow). The biggest colour difference had samples printed with black inks. Scanned images of samples after rubbing process are shown in Figure 5, 6 and 7.
99
Figure 5: Scaned samples after rubbing treatment â&#x20AC;&#x201C; material 1
Figure 6: Scaned samples after rubbing treatment â&#x20AC;&#x201C; material 2
100
RUBBING FASTNESS PROPERTIES OF DIGITAL PRINTED SAMPLES Nemanja Kašiković, Gojko Vladić, Rastko Milošević, Stefan Đurđević, Ivana Jurič, Dragoljub Novaković, Živko Pavlović
Figure 7: Scaned samples after rubbing treatment – material 3
Visual evaluation of figures 5, 6 and 7 shows similar results like results for colour difference. Increasing the number of rubbing cycles, significantly influences ink on the surface of textile material. The material 3 was most resiliant to rubbing and showed the best colour fastness characteristics. Figures 8, 9 and 10 shows the samples before and after rubbing treatment with 40 x magnification.
–
Figure 8: Samples before (abbow) and after (bellow) rubbing treatment (40 x magnification) – material 1
101
Figure 9: Samples before and after rubbing treatment (40 x magnification) â&#x20AC;&#x201C; material 2
Figure 10: Samples before and after rubbing treatment (40 x magnification) â&#x20AC;&#x201C; material 3 Samples before rubbing treatment show individual ink particles on textile substrates. After rubbing treatment the fabricâ&#x20AC;&#x2122;s surface is the smoother and more reflective, which was also confirmed by colorimetric measurements.
Conclusion The study has been made to evaluate the rubbing fastness properties of samples printed using ink jet printing. Rubbing is shown to be significant factor in exploitation of textile products, mostly influencing the ink on the surface of textile material. This efect is more pronounced in ink jet printing as the ink is deposited in thin layer on the material surface. Having this in mind further investigation of this efect is needed. Wider range of materials concerning composition, fabric weight, thread count, etc. should be considered. In this experiment materials with higher fabric weight are shown to be more resistant to rubbing process. Careful considration of combination of material properties and inks used could significantly increase rubbing fastness, thus resulting in better quality of textile products printed using ink jet techology.
102
RUBBING FASTNESS PROPERTIES OF DIGITAL PRINTED SAMPLES Nemanja Kašiković, Gojko Vladić, Rastko Milošević, Stefan Đurđević, Ivana Jurič, Dragoljub Novaković, Živko Pavlović
Acknowledgements This work was supported by the Serbian Ministry of Science and Technological Development, Grant No.:35027 “The development of software model for improvement of knowledge and production in graphic arts industry”.
References
1. N. Kašiković, G. Vladić and D. Novaković, Bosanci, Glasnik hemičara, tehnologa i ekologa RS, 1, 35 (2016) 2. M. Stančić, B. Ružičić, N. Kašiković, D. Novaković and R. Milošević, J. Chem. Technol. Metall., 2, 141 (2015). 3. N. Kašiković, D. Novaković, G. Vladić and M. Klančnik, J. Graph. Eng. Des., 1, 24 (2011) 4. K. Xie and A. Hou, J Disper. Sci. Technol., 3, 436 (2008)
5. H. Najafi, R. Assefipour, M. Hajilari and H. R. Movahed, H. R., Afr. J. Biotechnol., 6, 1127 (2009)
6. R. Mongkholrattanasit, J. Kryšttifek, J. Wiener and J. Studničkova, Fibres Text. East Eur. 2, 90 (2011)
7. P. Sanchez P., M. V. Sanchez-Fernandez, A. Romero, J. F. Rodriguez and L. Sanchez-Silva, Thermochim. Acta, 498, 16 (2010) 8. R. Mongkholrattanasit, J. Kryšttifek and J. Wiener, Fiber Polym., 3, 346 (2010) 9. R. Mongkholrattanasit, J. Kryšttifek and J. Wiener, J Nat Fibers, 4, 319 (2009)
10. O. Avine, M. Wilding, J. Bone, D. Phillips and D. Farringtone, Color Technol., 126, 353 (2010) 11. K. Xie and Y. Wang, Carbohyd. Polym. 80, 480 (2010)
12. A. Hou, J. Yu and Y. Shi, Eur Polym J., 44, 1696 (2008)
13. N. Kašiković, D. Novaković, N. Milić, G. Vladić, Ž. Zeljković and M. Stančić, The. Vjesn., 1, 33 (2015)
14. Colour measurement principles, advances and industrial applications, M. L. Gulrajani, 2010, Woodhead Publishing Limited in association with The Textile Institute Abington Hall, Granta Park, Great Abington Cambridge CB21 6AH, UK 15. Reprodukciona tehnika- priručnik za vežbe, D. Novaković, I. Karlović, Ž. Pavlović and Č. Pešterac, 2008, Faculty of technical sciences, Novi Sad, Serbia, p.86.
103
ÇOĞALTILMIŞ FİKİR VE SANAT ESERLERİ DERLEME KANUNU ÇERÇEVESİNDE DERLEME MÜKELLEFLERİNE İLİŞKİN SORUMLULUK VE YAPTIRIMLAR
RESPONSIBILITIES AND SANCTIONS FOR LIABLE COMPILERS UNDER THE LAW ON THE COMPILATION OF REPRODUCED INTELLECTUAL AND ARTISTIC WORKS
Ferhat YILDIRIM*
* Özyeğin Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı, İstanbul-Türkiye ferhat.yildirim@ozyegin.edu.tr
Özet
Kültürel varlıkların korunması kapsamında oluşturulan fikir ve sanat eserlerinin ya da çoğaltılan nüshalarının gelecek nesilllere aktarımı ve bu şekilde kültürel geçişin sağlanması 2527 sayı ve 21.06.1934 tarihli Basma Yazı ve Resimleri Derleme başlıklı yasanın ortaya çıkmasındaki ana fikri oluşturmaktadır. Bahse konu yasal düzenleme 17465 sayılı ve 21.06.1981 tarihli Resmi Gazete’de yer alan Basma Yazı ve Resimleri Derleme Yönetmelik ile ayrıntılı şekilde ele alınmış, daha sonra ise, 28219 sayı ve 29.02.2012 tarihli Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserleri Derleme Kanunu ile 2527 sayılı yasa yürürlükten kaldırılmıştır. Mevzuat bağlamında tüm bu gelişim nazara alındığında mevcut yasanın ve önceki yasaların, yönetmeliklerin aynı amaca hizmet ettiği açık şekilde görülmektedir. Nitekim bu durum 28219 sayılı yasanın 13. maddesinin 2. fıkrasında da “Diğer mevzuata, bu kanunla yürürlükten kaldırılan 2527 sayılı Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanununa yapılan atıflar bu kanuna yapılmış sayılır” getirilen düzenleme ile zikredilmiştir. Eski düzenleme ile Basma Yazı ve 105
Resimleri Derleme Kanunu, yeni adı ile Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu bünyesinde derleme mükelleflerine bazı yükümlülükler getirmekte ve bunların yerine getirilmemesi durumunda da bazı yaptırımlar öngörmektedir. Basım sektöründe önem arz eden ve taraflara sorumluluk, yaptırım getiren normlar uygulamada yaygın şekilde bilinmemektedir. İş bu çalışma ile, tüm derleme mükellefiyetinin yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülükler ayrıntılı şekilde ele alınmış, bu yükümlülüklerin ihlali durumunda da karşılaşabilecekleri yaptırımların neler olduğu incelenmiştir. Çalışma ile basım, matbaa alanı ile yakından ilgili olan bir meselenin farklı bir disiplin olan “hukuk” açısından ele alınarak incelenmesi ve pratikte uygulayıcılara faydalı olması amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: 2527 sayılı Kanun, 6279 sayılı Kanun, derleme mükellefiyeti, basım evi, matbaa
Abstract
Transferring of the intellectual and artistic works or their reproduced copies, which have been created within the scope of protection of cultural property, to the next generations and thus, providing cultural transmission produce the main idea in the emergence of the law titled Compilation of Pressed Writings and Paintings dated 21.06.1934 with number 2527. This mentioned legislative arrangement has been addressed in the same way as Compilation of Pressed Writings and Paintings Regulations, which was issued on Official Gazette dated 21.06.1981 with number 17465, and then Law on the Compilation of Reproduced Intellectual and Artistic Works dated 29.02.2012 with number 28219 and the law above-mentioned with number 27527 have been abolished. When all of these developments are taken into account in the context of legislation, it is clearly seen that both of current and previous laws and regulations have been serving at the same goal. Hence, this case has been cited within the regulation, said that “To the other legislation, the references to Law on Compilation of Pressed Writings and Paintings, which has been abolished by this law, are considered as if they were given to this law”, which has been implemented to Article 13 and paragraph 2 of the law with number 28219. With the previous regulation, Law on Compilation of Pressed Writings and Paintings imposes some obligations on liable compilers within the scope of Law on the Compilation of Reproduced Intellectual and Artistic Works and prescribes some sanctions in the case of non-fulfillment of them. The norms, which have an importance in publishing sector and impose responsibilities and sanctions on parties, have not commonly known in practice. By this study, the obligations which must be fulfilled by all of the liable compilers have been addressed in detail and the sanctions to which they would encounter in the case of violation of these obligations have been examined. By this study, it is aimed to investigate an issue, which is closely related to the press, in terms of a different discipline as “law” and to be beneficial for the implementers in practice.
Keywords : Law no. 2527, Law no. 6279, compilation liability, printing house, press.
106
ÇOĞALTILMIŞ FİKİR VE SANAT ESERLERİ DERLEME KANUNU ÇERÇEVESİNDE DERLEME MÜKELLEFLERİNE İLİŞKİN SORUMLULUK VE YAPTIRIMLAR Ferhat YILDIRIM
1. Giriş
Kültürel varlık dediğimiz, bir bölgede bulunan maddi kültür ürün ve eserleri anlamına gelmektedir. Tarihsel, toplumsal gelişme süreci sırasında yaratılan, meydana gelen her türlü maddi ve manevi değerler ve bunların gelecek nesillere aktarımı kültürel değerlerin yaşatılması toplum için büyük önem taşımaktadır1. Kültürel aktarım her alanda olduğu gibi yaratılan fikir ve sanat eserleri açısından da söz konusu olmaktadır. Meydana getirilen fikir ve sanat eserleri, bunların çoğaltılan nüshaları gelecek nesillere kültürel varlıkların kolayca aktarımı açısından bir köprü vazifesi görmektedir.
Böylesi önem arz eden ve kültürel değerlerin nesiller arasındaki geçişini sağlamada aracı konumunda olan çoğaltılmış fikir ve sanat eserlerine ilişkin düzenlemelerin yasal çerçevede bir düzenleme altına alınmamış olması düşünülemezdi. Nitekim bu açıdan konuya dair ilk 1934 tarihli Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu oluşturulmuş ve akabinde de günümüze kadar revize edilerek getirilen kanun, yönetmelik gibi normlar, bu kültürel geçişi yasal bir çerçeve ve düzen içerisine sokmuştur.
Çalışmada öncelikle eser kavramından ne anlamamız gerektiği, fikir ve sanat eserinin ne olduğu ele alınacak olup, akabinde çoğaltılmış fikir ve sanat eserlerine ilişkin yasal düzenlemelerin oluşturulma aşamaları ile günümüzde geçerli olan normlar ele alınacaktır. Bu normlar incelenirken özellikle derleme mükelleflerine getirilen yükümlülükler ve bunların ihlalleri halinde karşılaşılabilecek yasal yaptırımlar ele alınacaktır.
1
Benzer görüş için bkz. S. Karahan, C. Suluk, T. Saraç, “Temel Nal, Fikri Mülkiyet Hukukunun Esasları”, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2013, s.33 “Ülkelerin mali hazineleri kadar fikir hazineleri de koruma altına alınmalıdır. Fikri ürünler toplumun bilgi sermayesidir…”
107
2. Eser Kavramı ve Türleri
2.1. Eser Kavramı
Eser kavramına ilişkin hukuki tanımlama 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu2’nun “Tanımlar” başlığını taşıyan 1/B maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde tanımlanmıştır. İlgili düzenleme; “Eser; sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini...ifade eder” şeklindedir. Öğretide bir fikri ürünün eser olarak adlandırılabilmesi için dört temel şartın bulunması gerektiği konusu hakimdir3. Bu temel şartlar;
1-Kanunda sayılan gruplardan, türlerden birine girme
2-Sahibinin hususiyetini taşıma4
3-Sahibinin hususiyetini yansıtacak düzeyde şekillenmiş olma
4-Fikri çaba ürünü olması gerektiği
5846 sayılı yasanın getirdiği düzenlemeyi diğer ülkelerin yasal düzenlemeleri ile benzerlik açısından değerlendirmek gerekirse, mukayeseli hukukta da eser tanımlamasının bizim sistemimizdeki düzenlemeye benzerlik gösterdiğini görmek mümkündür. Örneğin; Almanya’da eser tanımı “Bu kanun kapsamı içerisinde eser, sadece bireysel düşünce yaratısından meydana gelmektedir” (md.2), İsviçre’de “Amaç ya da değeri nazara alınmaksızın bireysel nitelik taşıyan edebiyat ve sanat alanındaki düşünce yaratısıdır” (md. 2); İtalya’da “İfade şekli ya da yolu ne olursa olsun, edebiyat, müzik, grafik sanatlar, mimarlık, tiyatro ve sinema alanında yaratıcı nitelikte taşıyan düşünce ürünü” (md.1), şeklindedir. Tüm bu yasal düzenlemeler birlikte ele alındığında esere ilişkin iki temel unsurun ortak belirleyici olduğunu görmek mümkündür. Bunlar eserin orijinal olması ve sahibinin özelliğini taşıyan yaratıcı bir ürün olmasıdır. 2 3
13/12/1951 tarih ve 7981 sayılı RG Öğreti görüşlerinin ayrıtıları için bkz. Karahan, Suluk, Saraç ve Nal, s.39 vd. ; H. Yasaman, “Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku, Fikir ve Sanat Eserleri Endüstriyel Tasarımlar Patentler İle İlgili Makaleler, Mütalaalar, Bilirkişi Raporları”, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2006, s.33 vd.; M. Albayrak, “Fikir ve Sanat Eserleri ile Sınai Mülkiyet Hakları Aleyhine İşlenen Suçlar”, Adil Yayınevi, Ankara 2004, s. 29 vd. ; Ü. Tekinalp, “Fikri Mülkiyet Hukuku”, Beta Yayınları, İstanbul 2004, s. 97; Öğretide iki ana temel unsurun olması gerektiğini savunan görüş için bkz. M. Ateş, “Fikir ve Sanat Eserleri Üzerindeki Hakların Kapsamı ve Sınırlandırılması”, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2003, s.56 vd.; Ş. N. Erel, “Türk Fikir ve Sanat Hukuku”, Dayınlarlı Yayıncılık, Ankara 1988, s.26 vd. 4 Eserin sahibinin hususiyetini taşıması ne anlama gelmektedir. Bu konuda doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır. Doktrindeki farklı görüşler için bkz. Tekinalp, s.98; Erel, s.27
108
ÇOĞALTILMIŞ FİKİR VE SANAT ESERLERİ DERLEME KANUNU ÇERÇEVESİNDE DERLEME MÜKELLEFLERİNE İLİŞKİN SORUMLULUK VE YAPTIRIMLAR Ferhat YILDIRIM
2.2. Eser Türleri
Kanunumuzda eser tanımı yapılırken, eser türleri de sınırlı sayıda sayılmıştır.5 Sınırlı sayı ilkesi çerçevesinde yasa incelendiğinde eser türlerinin dört temel grupta toplandığını söylemek mümkün olabilmektedir. Bu ana gruplar;
1-İlim ve edebiyat eserleri (FSEK md. 2)6
2-Güzel sanat eserleri (FSEK md.4)7
3-Musiki eserleri (FSEK md.3)8
4-Sinema eserleri (FSEK md.5)9
5
Tekinalp, s.5, 106“Bir fikri mülkiyet konusu üzerindeki mutlak nitelikli haktır. Bu hakkın numerus clauses olduğuna ilişkin pek de belirgin kabul edilemeyecek anlayış etkisini yitirmiştir. Alman hukukunda malvarlıksal hakların haksız fiillere karşı korunmalarına olanak sağlayan Alman MK § 823(1)’deki “diğer haklar” ibaresi numerus clauses’un aşıldığını göstermektedir...”; Ateş, s.61; Eren, s.31; http://www.telifhaklari.gov.tr/ESER-NEDIR (13.09.2017) 6 I-İlim ve edebiyat eserleri: Madde 2 – “İlim ve edebiyat eserleri şunlardır; 1.(Değişik:7/6/1995-4110/1 md.) Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları, 2.(Değişik: 1/11/1983-2936/1 md.) Her nevi rakıslar, yazılı koreografi eserleri, Pnadomimalar ve buna benzer sözsüz sahne eserleri, 3.(Değişik: 7/6/1995-4110/1 md.) Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, herçeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri, (Ek: 7/6/1995-4110/1 md.) Ara yüzüne temel oluşturan düşünce ve ilkeleri de içine almak üzere, bir bilgisayar programının herhangi bir öğesine temel oluşturan düşünce ve ilkeler eser sayılmazlar.” 7 III- Güzel Sanat Eserleri: Madde 4- “Güzel sanat eserleri, estetik degree sahip olan; 1-Yağlı ve suluboya tablolar, her türlü resimler, desenler, pasteller, gravürler, güzel yazılar ve tekzipler, kazıma, oyma, kakma veya benzeri usullerle maden, taş, ağaç veya diğer maddelerle çizilen veya tespit edilen eserler, kaligrafi, serigrafi, 2-Heykeller, kabartmalar ve oymalar 3-Mimarlık eserleri, 4-El işleri ve küçük sanat eserleri, minyatürler ve süsleme sanatı ürünleri ile tekstil, moda tasarımları 5-Fotografik eserler ve slaytlar, 6-Grafik eserler, 7-Karikatür eserleri, 8-Her türlü tiplemelerdir. Krokiler, resimler, maketler, tasarımlar ve benzeri eserlerin endüstriyel model ve resim olarak kullanılması, düşünce ve sanat eseri olmak sıfatlarını etkilemez.” 8 II- Musiki eserleri: Madde 3- “Musiki eserleri, her nevi sözlü ve sözsüz bestelerdir.” 9 IV- Sinema eserleri:
109
şeklindedir. Kanun dört ana grubu belirlemekle birlikte bunların altında yer alan eser çeşitleri sadece örnek kabilinden olmak şartıyla değerlendirilmektedir.
3. Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserleri Derleme Kanunu Süreci ve Yasal Kaynaklar
3.1. 2527 sayı ve 21.06.1934 tarihli Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu
Türkiye’deki bibliyografya çalışmaları Türkiye’nin önemli kültür ürünlerinden biridir. Bu kültürün ortaya çıkışı üç evre şeklinde ele alınmaktadır. Bu bağlamda başlığı taşıyan Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu’nun ortaya çıkışı ikinci evrede karşımıza çıkmaktadır. Daha doğrusu ikinci evre bu yasanın yürürlüğe girmesi ile başlamış olmaktadır. Yasalaşma sürecinde Fehmi Ethem Karatay’ın katkıları yadsınamaz. Fethi Ethem Karatay Fransız Derleme Yasasını çevirerek ilgililerin bilgisine sunmuş ancak bu çalışma 1934 yılına kadar, yasanın çıkışına kadar, gerekli önemi görmemiştir. Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu (BYRDK) 2. maddesi hangi eserlerin bu kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ele almış ve “(1) Gazeteler, ajans tebliğleri, mecmualar, kitaplar, risaleler, tahlil tezleri, atlaslar, tablolar, oyma baskılar (gravür), her çeşit resimler, sanat kıymetini haiz duvar ilanları, kılavuzlar, planlar, krokiler, destan ve şarkı mecmuaları, musiki notaları, dans notaları ve tiyatro piyesleri, cemiyet ve şirketlerce neşredilen raporlar, her çeşit kataloglar, takvimler, yıllıklar, yıllaçlar ve muhtıralar. (2) Memleketin kültür hayatiyle alakası olduğu Maarif Vekilliğince tespit ve ilan olunan eserler de bu mecburiyete tabi tutulabilir” şeklinde açıklamıştır. Kanun hangi eserlerin teslim edilmesi gerektiğini saymakla birlikte aynı zamanda bazı eserlerin de nüshalarının verilmesini istisna olarak göstermiştir. Nitekim kanunun 5. maddesinde istisna olarak zikredilenler şu şekildedir:
“a) Resmi dairelerin cetvelleri, defterleri, makbuzları, formülleri, başlıklı kağıt ve zarfları gibi her türlü hizmet evrakı; b) Ticarethanelerin, şirketlerin ve fabrikaların tarife, etiket, fatura, defter, ilan gibi basma yazı ve resimleri; Madde 5- (Değişik: 21/2/2001-4630/3 md.) “Sinema eserleri, her nevi bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi, tespit edildiği materyale bakılmaksızın, elektronik veya mekanik veya benzeri araçlarla gösterilebilen, sesli veya sessiz, birbiriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisidir.”
110
ÇOĞALTILMIŞ FİKİR VE SANAT ESERLERİ DERLEME KANUNU ÇERÇEVESİNDE DERLEME MÜKELLEFLERİNE İLİŞKİN SORUMLULUK VE YAPTIRIMLAR Ferhat YILDIRIM
c)Davet tezkereleri, kartvizitler, adres ve ilan kartları, başlıklı kâğıt ve zarflar ve lokantaların yemek listeleri gibi şahsi basma yazı ve resimler ve her nevi biletler”
Hatta yasal düzenlemenin 7. maddesi uyarınca Türkiye’de yayınlanmak üzere yurtdışında bastırılarak Türkiye’ye ithal edilen eserlerin dahi bu kanın kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini bizlere işaret etmektedir. Dolayısı ile bu eserleri yani yazılı basma yazı ve resimleri basanlar eserlerin beş nüshasını Maarif Vekaletinin emrine vermeye mecburdur. (BYRDK md. 1) Bu eserlerin on beş gün içerisinde Maarif Vekaletinin bu işle ilgilenen birimine göndermek kaydı ile makbuz karşılığında Maarif iradelerine teslim edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Beş nüshanın gönderileceği birimler nelerdir? Bu konuda da kanun koyucu 11.maddesinde düzenleme getirmiştir. Buna göre, Maarif Vekilliği emrine verilen eser nüshaları;
1-İki nüsha Milli Kütüphaneye
2-Bir nüsha Ankara Umumi Kütüphanesine
3-Bir nüsha Maarif Vekilliği Müzeler Dairesi Kütüphanesine
4-Bir nüsha İstanbul Asarı Atika Müzeleri Kütüphanesine
5-Bir nüsha Türk Tarihi Tetkik Heyeti Kütüphanesine
iletilmektedir. Bu yasal düzenleme kendisinden sonra gelen düzenlemeler ile kıyaslandığında daha öz düzenlemeler barındırmakta olup, özellikle derleme mükelleflerinin sorumlulukları ve uygulanacak idari yaptırımlara yer verilmediği görülmektedir.
3.2. 17465 sayılı ve 21.06.1981 tarihli Basma Yazı ve Resimleri Derleme Yönetmeliği
Yönetmelik, Türk ulusunun kültürel varlığını oluşturan fikir ve sanat ürünlerinin, en etkin ve sağlıklı bir biçimde toplumun bilgi ve yararına sunulmasını ve ulusal kültür birikiminin gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak üzere derlenmesine ilişkin düzenlemeler barındırmaktadır. Yönetmeliğin uygulama alanı da 2527 sayılı Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu hükümlerinin uygulanmasına ilişkindir.
Yönetmeliğin hükümleri incelendiğinde, derleme işlemine ilişkin ayrıntılı düzenlemeleri getirmektedir. Derleme müdürlüğü, servisleri, büroları (md.4), teşkilat yapısı (md.7), derleme işlerinin yürütülmesi adına kurulan servisler (md.8), illere ilişkin derleme servisleri, katalog ve tasnif servisleri, büro hizmetleri servisi, sevkiyat
111
servisi gibi temel başlıklar bu yönetmelikte ele alınmıştır.
3.3. 2819 sayı ve 29.02.2012 tarihli 6279 numaralı Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserleri Derleme Kanunu
6279 sayılı kanun hali hazırda uygulanmakta olan düzenleme olup, söz konusu yasal düzenleme ülkenin kültürel varlığı ile bilgi birikimini oluşturan fikir ve sanat eserlerinin basılmış ya da çoğaltılmış nüshaları ile ikili ya da çok taraflı anlaşmalar uyarınca yurt dışında basılan veya çoğaltılan fikir ve sanat eserlerinin etkin, sağlıklı ve etkisiz biçimde toplanması, gelecek kuşaklara aktarılması, elverişli ortamlarda saklanması, korunması, düzenlenmesi ve toplumun bilgi ve yararına sunulmasına ilişkin esasları belirtmek adına normlar getirmiştir.
Kanun kapsamında her çeşit basma, ozalit, teksir, ofset, optik, manyetik, elektronik ve diğer çoğaltma yöntemleri ile satılmak ya da parasız dağıtılmak üzere üretilen çoğaltılmış fikir ve sanat eserlerinin derlenmesini, derleme işlemlerini yürütecek birimlere ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır (md.2).
6279 sayılı kanun tanımlar başlığı taşıyan 3. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde “Derleme Mükellefi”ne ilişkin tanım getirmiştir. Buna göre derleme mükellefi, derleme nüshalarını derleme müdürlüğüne veya derleme birimlerine teslim etmekle yükümlü gerçek ya da tüzel kişiyi10 ifade etmektedir. 6279 sayılı yasanın yürürlüğe girmesine kadar geçen süreçte yasal düzenlemeler derleme mükelleflerine ilişkin bir düzenleme getirmemiştir. Bu yöndeki ilk düzenleme ve tanımlamanın 6279 sayılı yasa ile yapıldığını söylemek mümkündür.
Kanun derlenecek eserler hususunda ikili bir ayrım yapmıştır. Buna göre, derlenecek eserler ya Türkiye Cumhuriyeti Sınırları içerisinde derlenecek olan eserler ya da Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında kalan eserler şeklindedir. Yasanın 4. ve 5. maddeleri bu eserlere ilişkin örneklendirme yoluna gitmiştir. Örneğin; md.4 uyarınca; kitap, kabartma harfli kitap, ansiklopedi, albüm, gazete, dergi, takvim, slayt, film parçası, bilgisayar, müzik ve video cihazları kullanılarak yapılan ses, görüntü içeren eserler, coğrafik, topoğrafik bilgi içeren harita, plan ve krokiler vb. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde derlenecek eserlere örnek olarak verilmiştir. Yine md.5 uyarınca; mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin Türkiye’deki kütüphane, müze, arşiv ve belgeliklerden yararlanarak hazırlamış oldukları eserler ile ülkemizde yapılan arkeolojik kazı ya da araştırmaların yöntem ya da sonuçlarına ilişkin olarak yurt dışında yayımlanmış ya da çoğaltılmış eserler vb. Türkiye Cumhuriyeti dışında derlenecek eserlere örnek olarak verilmiştir.
Altıncı madde kapsamında kanun koyucu ayrıntılı şekilde derleme mükelleflerine ilişkin tanımlamalar ve yü-
10
Kişi; hukukun kendilerine hak ve borç sahipliği yetkisini tanıdığı varlıklardır. Gerçek kişiler (hakiki şahıs), inşalardır. Tüzel kişiler (hükmi şahıs), başlı başına bir amaç gütmek üzere kurulan veya oluşan varlık. Örneğin, dernek, vakıf, ticaret şirketi gibi. Kişi tanımlamaları için bkz. M. K. Oğuzman, N. Barlas, “Medeni Hukuk, Giriş, Kaynaklar, Temel Kavramlar”, Vedat Yayıncılık, İstanbul 2014, s.53; F. Bilgili, E. Demirkapı, “Hukukun Temel Kavramları”, Dora Yayınları, 8. Bası, Bursa 2013, s.215 vd., 235 vd.; K. Gözler, “Hukuka Giriş”, Ekin Basım Yayın, Bursa 2014, s.84
112
ÇOĞALTILMIŞ FİKİR VE SANAT ESERLERİ DERLEME KANUNU ÇERÇEVESİNDE DERLEME MÜKELLEFLERİNE İLİŞKİN SORUMLULUK VE YAPTIRIMLAR Ferhat YILDIRIM
kümlülüklere ilişkin düzenlemeler getirmiştir. Ancak söz konusu tanımlamalar ve yükümlülükler çalışmamızın bu konuya ilişkin başlığı altında ayrıntılı şekilde ele alınacağından burada içeriğini dile getirmeksizin kısaca zikretmiş bulunmaktayız.
4. Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserleri Derleme Kanunu Çerçevesinde Derleme Mükellefleri ve Mükelleflerin Sorumlulukları
4.1. Kim/Kimler Derleme Mükellefidir?
6279 sayılı Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserleri Derleme Kanunu’nun üçüncü bölümü “Derleme Esasları ve Uygulaması” başlığını taşımaktadır. Bu başlık altında 6.madde incelendiğinde düzenlemenin “Derleme Mükellefleri”ne ilişkin olduğu görülmektedir. Kanun kapsamında derleme mükellefleri kimlerdir sorusunun yanıtını yasa koyucu bu maddede açıklamaktadır. Buna göre, derleme mükellefleri şunlardır: 1- (4).maddenin11 (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilmiş eserler için; gerçek ya da tüzel kişi yayıncı, yayıncının olmadığı durumlarda basımevi ya da matbaa 2- (4).maddenin (ç), (d) ve (ğ) bentlerinde belirtilmiş eserler için; yapımcı ya da üretici gerçek ya da tüzel kişi 3- (4).maddenin (e) ve (f) bentlerinde belirtilmiş eserler için; kullanmak ya da dağıtmak üzere çoğaltma işlemlerini yapan gerçek ya da tüzel kişi
11
4- (5).maddenin12 (a) bendinde belirtilmiş eserler için; hazırlayan gerçek ya da tüzel kişi
Madde 4- “(1) Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde basılan veya çoğaltılan, aşağıda belirtilen her türlü eser, bu kanun kapsamında derlenir: a)Kitap, kabartma harfli kitap, kitapçık, ansiklopedi, albüm, atlas, ve nota gibi tek başına ya da bir takımın veya bir dizinin parçası niteliğinde olan ayrı yayımlanmış eserler. b)Gazete, dergi, yıllık, bülten, takvim gibi surely yayınlar c)Afiş, kartpostal, gravür, reprodüksiyon, basılı fotoğraf gibi grafik eserler ç)Veri içeren her türlü slayt, şerit, film parçası, makara, kaset, kartuş, film ve mikroform gibi materyal d)Her türlü bilgisayar, müzik ve video cihazlarında kullanılmak üzere üretilmiş ses, görüntü ve veri içeren optik ve manyetik ortamlara kaydedilerek çoğaltılan eserler e)Prospektüsleriyle birlikte blok veya tek olarak pul ve kağıt paralar f)Coğrafik, jeolojik, topografik, ya da meteorolojik harita, plan ve krokiler g)Yurt dışında basımı veya çoğaltımı yapılarak, yurt içinde satışı ve dağıtımı yapılan eserler ğ)Elektronik ortamda üretilerek kullanıma sunulmuş elektronik yayınlar “ 12 Madde 5- “(1) Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında derlenecek eserler şunlardır: a)Yürürlükteki kanunlar ile ikili ya da daha çok taraflı anlaşmalar uyarınca, yabancı uyruklu gerçek ya da tüzel kişilerin Türkiye’deki kütüphane, müze, arşiv ve belgeliklerden yararlanarak hazırlamış oldukları eserler ile ülkemizde yaptıkları arkeolojik kazı ya da araştırmaların yöntem ya da sonuçlarına ilişkin olarak yurt dışında yayımlanmış veya çoğaltılmış oldukları eserler b)Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde faaliyet gösteren derleme mükelleflerinin yurt dışında basmını veya ço-
113
5- (5).maddenin (b) bendinde belirtilmiş eserler için, basım ve çoğaltma işini yaptıran gerçek ya da tüzel kişi
6- (4).maddenin (g) bendinde belirtilen eserler için, bu eserlerin yurt içinde satışını ve dağıtımını yapan gerçek ve tüzel kişi. Görüldüğü üzere, kanun sayma yöntemi ile eser türlerine göre derleme yükümlüsünün kimler olduğunu belirtmiştir.
4.2. Derleme Mükellefi/lerinin Yükümlülükleri
Kanunun saymış olduğu derleme mükellefleri, derleme nüshalarını yine kanun tarafından belirlenen merkezlere birer örneğini iletmek, vermekle yükümlüdür. 6279 sayılı yasa bu konuda derleme nüshalarının sayısı ve nereye gönderilmesi gerektiği konusunda derleme mükelleflerine bilgi vermektedir. 8.madde uyarınca derleme mükellefleri, derleme eserleri toplamda altı adet ve altı kurum olmak üzere teslim etmekle yükümlüdür. Şöyle ki;
Tablo 1: Derleme nüshalarının sayısı ve gönderileceği kütüphaneler
ADET 1 1 1 1 1 1
GÖNDERİLECEK KÜTÜPHANE Milli Kütüphane İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı İstanbul Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı İzmir Milli Kütüphane Vakfı Kütüphanesi Ankara’da Bakanlıkça1 belirlenecek bir kütüphane
Kanun koyucu 4.maddenin (a), (b) ve (g) bentleri ile 5.maddenin (b) bendinde belirtilmiş eserler, yerel ve bölgesel gazeteler hariç olmak üzere Tablo 1’de belirtilen şekilde bir dağıtım şekli belirlemişken, 4.maddenin (c), (ç), (d) ve (f) bentleri ile 5.maddenin (a) bendinde belirtilen eserlerin ikişer nüsha olarak düzenlenmesi gerektiğini ve bu nüshaların Milli Kütüphane ile İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesine gönderilmesine işaret etmektedir. 4.maddenin (ğ) bendinde belirtilen eserler sadece Milli Kütüphaneye gönderilirken, yerel ve bölgesel gazeteler ikişer nüsha derlenerek, bir adedi Milli Kütüphaneye, bir adedi ise yayımlandığı ilde bulunan halk kütüphanesine gönderilir. 4.maddenin (a), (b), (g) ve (ğ) bentlerinde belirtilen eserlerin 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun ek 11.maddesi13 uyarınca hizmete sunulmak amacıyla, ğaltılmasını gerçekleştirdikleri eserler..” 13 Bakanlık ile anlaşılması gereken 6279 sayılı Kanun md.3/1(a) uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığı’dır. 5846 sayılı Kanun Ek Madde 11-(Ek: 3/3/2004-5101/26 md.) “Ders kitapları dahil, alenileşmiş veya yayımlanmış yazılı ilim ve edebiyat erserlerinin engelliler için üretilmiş bir nüshası yoksa hiçbir ticari amaç güdülmeksizin bir engellinin kullanımı
114
ÇOĞALTILMIŞ FİKİR VE SANAT ESERLERİ DERLEME KANUNU ÇERÇEVESİNDE DERLEME MÜKELLEFLERİNE İLİŞKİN SORUMLULUK VE YAPTIRIMLAR Ferhat YILDIRIM
elektronik ortama aktarılan bir örneği görme engellilerin hizmetine sunulması için Milli Kütüphaneye gönderilmektedir. DERLEME NÜSHASI ALINDI BELGESİ Adı: Adres: Tel.: Derleme Müdürlüğü / Derleme Kütüphanesi / Derleme Birimi Teslim Alınan Derleme Nüshaları Eser Adı / Sıra Nu. Tür Adet Derleme Nu. Başlık
Makbuz Nu.:
Derleme Tarihi
Basım Nu. / Sayı
Yukarıda belirtilmiş olan eser (ler) 6279 sayılı Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanununun 8 inci maddesi gereğince alınmıştır. Tarih: Tarih: İl: Ad-SOYAD: İletişim Adresi: İmza: İl: Ad-SOYAD: İmza: Kargo Nu.: Teslim Alan Teslim Eden Gerçek / Tüzel Kişi
Şekil 1: Derleme Nüshalarını Teslim / Alındı Belgesi Örneği (Yönetmelik Ek-1)
Çalışmamızın önceki başlıklarında da belirttiğimiz üzere, derleme mükellefleri, derleme nüshalarını derleme birimlerine vermekle yükümlüdürler (md.9/1). Teslim etme kanun koyucu tarafından derleme mükellefleri açısından bir zorunluluk, yükümlülük olarak ele alınmıştır. Derleme nüshalarının çoğaltılmış olan diğer kopyalarla aynı olması zorunludur. Ciltleme şayet basımevinden farklı bir yerde yapılmışsa, sırf bu durum basımevinin ya da yayınevinin sorumluluğunu bertaraf etmemektedir. Basımevi ya da yayınevi sorumlu olmaya devam etmektedir14(md.9/2).
Derleme nüshalarının hazırlanması akabinde, mükellef, bu nüshaları çoğaltma işlemini izleyen on beş gün için kendisi veya üçüncü bir kişi tek nüsha olarak ya da engellilere yönelik hizmet veren eğitim kurumu, vakıf veya dernek gibi kuruluşlar tarafından ihtiyaç kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda çoğaltılması veya ödünç verilmesi bu Kanunda öngörülen izinler alınmadan gerçekleştirilebilir. Bu nüshalar hiçbir şekilde satılamaz, ticarete konu edilemez ve amacı dışında kullanılamaz ve kullandırılamaz. Ayrıca bu nüshalar üzerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulması ve çoğaltım amacının belirtilmesi zorunludur.” 14 Kanun koyucu ciltlemenin basımevinden farklı bir yerde yapılması durumunda hem basımevinin hem de yayınevinin sorumluluğunun devam edeceğine işaret ederken ne tür bir sorumluluk ilişkisi olduğundan bahsetmemiştir. Ancak yasa hükmü konuluş amacı, gerekçe ve maddenin ruhu nazara alındığında bu sorumluluğun müteselsil sorumluluk olduğu kanısındayız.
115
içerisinde eksiksiz ve hatasız şekilde derleme müdürlüğü ve derleme birimine teslim eder15. Ancak kanun iki durum için on beş günlük teslim süresini altmış gün olarak düzenlemiştir16. Teslim akabinde, der-
leme kütüphaneleri teslim edilen eserler içinde yanlışlık, eksiklik ya da ciltsiz nüshalar tespit ederse, bu durum derleme mükelleflerine bildirilir. Mükellef bu bildirime istinaden bahsedilen eksikli ya da hatayı on beş gün
içerisinde gidermelidir.
4.3. Derleme Mükellefine Uygulanacak Yaptırımlar
Yasa koyucu, derleme mükelleflerine bazı yükümlülükler getirmiştir. Bu yükümlülükleri getirirken aynı zamanda ihlali durumunda da bazı yaptırımları beraberinde düzenleme gereğini duymuştur. Ancak düzenlemelere bakıldığında belirtilen yükümlülüklerin ihlali durumunda yaptırımların idari mahiyette para cezasından ibaret olduğu görülmektedir. Nitekim kanunun 10.maddesinde konu ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Her kim (derleme mükellefi) bu kanunda belirtilen yükümlülükleri ihlal ederse, derlemenin yapıldığı yerdeki en büyük mülki amir tarafından kendisine yaptırımlar uygulanacaktır. Peki bu yaptırımlar nelerdir?
Öncelikle bu konuda iki durum nazara alınarak düzenleme getirilmiştir. İlk olarak yasanın 9.maddesi kapsamında yükümlülük ihlali, ikinci olarak ise, yasanın 6.maddesi kapsamında olan yükümlülük ihlali ve sonuçları.
9.madde uyarınca, derleme mükellefleri derleme nüshalarını derleme birimlerine vermekle yükümlüdür. İşte bu kuralın ihlali durumunda idari para cezası ile cezalandırmak mümkün olabilecektir. Yine md.9/3 uyarınca teslim edilmiş derleme nüshalarının eksik ve hatalı olduğu tespit edilmiş ise ve bu eksiklik ve hata muhatap tarafından on beş ya da altmış gün içerisinde giderilmemişse bu durumda da idari para cezası mekanizması devreye girecektir. Belirtilen hükümlerin ihlali durumunda her bir derleme nüsha için bin Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanmaktadır. Söz konusu idari para cezası için 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uygulanmaktadır. Ayrıca idari para cezasının ödenmiş olması yükümlülükleri ortadan kaldırmaz. Derleme mükellefi her durumda yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır.
Yaptırımlara ilişkin ikinci düzenleme yasanın 6.maddesinin (ç) bendindeki düzenleme ile aynı yasanın md. 5/1(a) hükmüne yaptığı gönderme neticesinde anlaşılmaktadır. Yasanın 6 (ç) maddesi, derleme mükellefinin kim olduğunu belirtmekte ve 5 (a) maddesinde de Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında derlenecek eserleri işaret etmektedir. Bu çerçevede yasanın getirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyen Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında derlenen eserlere ilişkin yabancı uyruklu derleme mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilere bir daha izin verilmeyeceği belirtilmiştir. Yükümlülüklerin yerine getirilmesi durumunda izin verilmesi söz konusu olmaktadır.
15 16 116
Teslim işlemi s.8’de yer alan teslim belgesi karşılığında yapılmaktadır. 6279 sayılı Kanun md. 4/1(g) ve md.5
ÇOĞALTILMIŞ FİKİR VE SANAT ESERLERİ DERLEME KANUNU ÇERÇEVESİNDE DERLEME MÜKELLEFLERİNE İLİŞKİN SORUMLULUK VE YAPTIRIMLAR Ferhat YILDIRIM
Söz konusu cezalara itiraz ya da para cezalarının tahsili hususunda uygulanacak prosedür, md.10’un da atfıyla 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri dahilinde gerçekleşecektir.
5. Sonuç
Kültürel varlıkların korunması kapsamında oluşturulan fikir ve sanat eserlerinin ya da çoğaltılan nüshalarının gelecek nesilllere aktarımı ve bu şekilde kültürel geçişin sağlanması 2527 sayı ve 21.06.1934 tarihli Basma Yazı ve Resimleri Derleme başlıklı yasanın ortaya çıkmasındaki ana fikri oluşturmaktadır. Bahse konu yasal düzenleme 17465 sayılı ve 21.06.1981 tarihli Resmi Gazete’de yer alan Basma Yazı ve Resimleri Derleme Yönetmelik ile ayrıntılı şekilde ele alınmış, daha sonra ise, 28219 sayı ve 29.02.2012 tarihli Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserleri Derleme Kanunu ile 2527 sayılı yasa yürürlükten kaldırılmıştır.
Eski düzenleme ile Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu, yeni adı ile Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu bünyesinde derleme mükelleflerine bazı yükümlülükler getirmekte ve bunların yerine getirilmemesi durumunda da bazı yaptırımlar öngörmektedir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu17’nun “Tanımlar” başlığını taşıyan 1/B maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde eserin ne olduğu tanımlanmıştır. İlgili düzenleme; “Eser; sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini...ifade eder” şeklindedir. Bu düzenlemeye göre bir fikri ürünün eser olarak adlandırılabilmesi için kanunda sayılan gruplardan, türlerden birine girme, sahibinin hususiyetini taşıma, sahibinin hususiyetini yansıtacak düzeyde şekillenme ve fikri çaba ürünü olmak üzere dört unsuru barındırmalıdır.
Eser türleri yasada sınırlı sayı ilkesi kapsamında sayılmıştır. Buna göre eser türü denildiğinde, ilim ve edebiyat eserleri, güzel sanat eserleri, musiki eserler, sinema eserleri anlaşılmaktadır.
Çoğaltılmış fikir ve sanat eserleri derleme kanunu süreci ve yasal kaynaklar nazara alındığında karşımıza 2527 sayı ve 21.06.1934 tarihli Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu, 17465 sayılı ve 21.06.1981 tarihli Basma Yazı ve Resimleri Derleme Yönetmeliği, 2819 sayı ve 29.02.2012 tarihli 6279 numaralı Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserleri Derleme Kanunu çıkmaktadır. Yasal düzenlemeler birbirlerini revize eden mahiyette olup, çoğaltılmış eserleri derleme mükelleflerine ilişkin yükümlülükleri ve bu yükümlülüklere aykırı tutumun yaptırımını ayrıntılı şekilde ele alan düzenleme 6279 sayılı yasadır. Düzenleme mükellefi neşredilen nüshaları yasa tarafından belirlenmiş kütüphanelere yine yasa tarafından belirlenen nüshada teslim etmekle yükümlüdür. Buna göre, mükellef eserleri birer adet olmak üzere altı farklı kütüphaneye vermekle yükümlüdür. Bu kütüphaneler; Milli Kütüphane, İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı, İstanbul Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire
17
13/12/1951 tarih ve 7981 sayılı RG
117
Başkanlığı, İzmir Milli Kütüphane Vakfı Kütüphanesi, Ankara’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca belirlenecek bir kütüphanedir.
Derleme nüshalarının hazırlanması akabinde, mükellef, bu nüshaları çoğaltma işlemini izleyen on beş gün içerisinde eksiksiz ve hatasız şekilde derleme müdürlüğü ve derleme birimine teslim etmelidir. Şayet teslimde bazı eksik ve hataların varlığı anlaşılmakta ise düzeltilmesi hususunda ilgili mükellefe durum iletilir, yasanın belirlediği süre içerisinde düzeltme gerçekleşmemişse yükümlülüğün ihlali söz konusu olmaktadır.
9.madde uyarınca, derleme mükellefleri derleme nüshalarını derleme birimlerine vermekle yükümlüdür. İşte bu kuralın ihlali durumunda idari para cezası ile cezalandırmak mümkün olabilecektir. Keza yine yasanın md.9/3 uyarınca teslim edilmiş derleme nüshalarının eksik ve hatalı olduğu tespit edilmiş ise ve bu eksiklik ve hata muhatap tarafından on beş ya da altmış gün içerisinde giderilmemişse bu durumda da idari para cezası mekanizması devreye girecektir. Belirtilen hükümlerin ihlali durumunda her bir derleme nüsha için bin Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanmaktadır.
Kanunun 6 (ç) hükmü göndermesiyle, 5(a) maddesinde de Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında derlenecek eserleri işaret etmektedir. Bu çerçevede yasanın getirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyen Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında derlenen eserlere ilişkin yabancı uyruklu derleme mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilere bir daha izin verilmeyeceği belirtilmiştir.
Genel olarak tüm yasal düzenlemeler çerçevesinde, fikri eserlerin toplumun sermayesi olduğu düşüncesi nazara alındığında, bu fikri eserlerin gelecek nesillere doğru ve eksiksiz şekildeki aktarımı 6279 numaralı Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserleri Derleme Kanunu ve buna bağlı diğer yasal düzenlemeler vasıtası ile olabilmektedir. Bu çerçevede de derleme mükelleflerine sistemin sorunsuz şekilde sürdürülebilmesi için kanun koyucu tarafından bazı yükümlülüklerin ve bunların ihlali durumunda da yaptırımların getirildiği görülmektedir.
118
ÇOĞALTILMIŞ FİKİR VE SANAT ESERLERİ DERLEME KANUNU ÇERÇEVESİNDE DERLEME MÜKELLEFLERİNE İLİŞKİN SORUMLULUK VE YAPTIRIMLAR Ferhat YILDIRIM
Kaynakça 1. www.resmigazete.gov.tr (03.09.2017) 2. S. Karahan, C. Suluk, T. Saraç ve T. Nal, “Fikri Mülkiyet Hukukunun Esasları”, Seçkin Yayıncılık, 3. Bası, Ankara 2014 3. H. Yasaman, “Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku, Fikir ve Sanat Eserleri, Endüstriyel Tasarımlar, Patentler İle İlgili Makaleler, Hukuki Mütalaalar, Bilirkişi Raporları”, Vedat Kitapçılık, 1. Bası, İstanbul 2006 4. M. Albayrak, “Fikir ve Sanat Eserleri ile Sınai Mülkiyet Hakları Aleyhine İşlenen Suçlar”, Adil Yayınevi, 1. Bası, Ankara 2004 5. Ü. Tekinalp, “Fikri ve Mülkiyet Hukuku”, Beta Yayınları, 3. Bası, İstanbul 2004 6. M. Ateş, “Fikir ve Sanat Eserleri Üzerindeki Hakların Kapsamı ve Sınırlandırılması”, Seçkin Yayıncılık, 1. Bası, Ankara 2003 7. N. Ş. Eren, “Türk Fikir ve Sanat Hukuku”, Dayındarlı Yayın, 1. Bası, Ankara 1988 8. http://www.telifhaklari.gov.tr/ESER-NEDIR (13.09.2017) 9. M. K. Oğuzman, N. Barlas, “Medeni Hukuk, Giriş, Kaynaklar, Temel Kavramlar”, Vedat Yayıncılık, 20. Bası, İstanbul 2014 10. F. Bilgili, E. Demirkapı, “Hukukun Temel Kavramları”, Dora Yayınları, 8.Bası, Bursa 2013 11. K. Gözler, “Hukuka Giriş”, Ekin Basım Yayın, 11.Bası, Bursa 2014 (Footnotes) 1
6279 sayılı Kanunu md.3/1(a) uyarınca Bakanlıktan anlaşılması gereken Kültür ve Turizm Bakanlığıdır.
119
THE PERSONALISED SIMULATION OF COLOUR VISION DEFICIENCIES Neda Milić, Gojko Vladić, Dragoljub Novaković, Jelena Vasić, Vladimir Dimovski University of Novi Sad, Faculty of Technical Sciences, Department of Graphic Engineering and Design, 21000, Novi Sad, Serbia e-mail: milicn@uns.ac.rs
Abstract Individuals with colour deficient vision have difficulties in discriminating certain colours and, consequently, have difficulties in perceiving information coded with colour. Previous research in the field revealed that these vision deficiencies are beyond the stereotypical inability to tell red from green – they affect the perception of the entire spectrum. The manuscript presents the new simple vision test and simulation algorithm for each user individually based on the test results. The concept of testing was guided by empirically validated psychophysicalexperiments and standard diagnostics using isochromatic plates. The test identifies positions of RGB primaries and uses them for defining matrix for converting initial RGB values to simulated ones and creating personalised ICC RGB profile. Ten colour deficient observers evaluated the test images simulated by the suggested approach. The evaluation results confirmed that suggested simulation provides more accurate insight into the perception of colour-defective observers compared to existing generic, commonly used simulations. Keywords:colour vision deficiency (CVD), simulation, isochromatic plates, calibration test, gamut
1
121
Introduction
A normal human eye contains three types of colour receptors in the retina, commonly known as L, M and S cones, because of their highest sensitivity to long-wave, middle-wave and short-wave bands of the spectrum, respectively.1 Thus, the standard colour vision is called trichromacy given that any colour sensation is defined by three cone responses.2 The cone responses can be modelled as a vector:3 (1)
[L, M, S] = ∫ [l(λ), m(λ), s(λ)] E(λ) dλ,
where l(λ), m(λ), s(λ) represent spectral sensitivity functions (Fig. 1a), and E(λ) is the spectral power distribution of light fell on the retina. The condition of severe colour blindness which occurs when one cone type is missing is called dichromacy (the L type in the case of protanopia, the M type in deuteranopia, and the S type in tritanopia). Perales et al. 4 estimated that dichromats perceive less than 1% of the colours seen by normal trichromats in natural scenes. Unlike dichromats, anomalous trichromats have three distinctive cone responses, but one cone type has altered sensitivity (the L type in the case of protanomaly, the M type in deuteranomaly, and the S type in tritanomaly).5The sensitivity function of the protanomalous L cones is shifted closer to the maximum sensitivity of normal M type (Fig. 1b), while peak sensitivities of the anomalous cone types in the cases of deuteranomaly (Fig. 1c) and tritanomaly (Fig. 1d)are shifted toward longer wavelengths.6 Based on the intensity of that shift, anomalous trichromacy covers a broad variety of colour discrimination from almost normal to significantly reduced such as that exhibited by dichromats.5
a.
c.
b.
d. Figure 1. The spectral sensitivity functions of: a. normal trichromacy, b. protanomaly (anomalous L cone type), c. deuteranomaly (anomalous M cone type), and d. tritanomaly (anomalous S cone type)7
2 122
THE PERSONALISED SIMULATION OF COLOUR VISION DEFICIENCIES Neda Milić, Gojko Vladić, Dragoljub Novaković, Jelena Vasić, Vladimir Dimovski
The malfunction or the absence of L and M types cause over 99% of all CVD cases with common name redgreen blindness (approx. 8% of male and 0.4% female population)5with 1:3 ratio between dichromatic and anomalous trichromats cases.Individuals with red-green types of colour blindness have red and green photoreceptors with spectral sensitivity functions that are altered compared to the standard ones – they overlap more than in case of a standard observer.6 The Brettel-Vienot-Mollonmethod8-10 represents the standard for simulating dichromacy in various software tools available online as a service11-14 or offline as a free plugin.15According to this approach, 8-10directions in the colour space spanned by three cone responses (LMS) that are parallel to the missing cone axis represent confusion lines for that particular type of dichromacy. These lines connect colours that differ only in the intensity of the missing cone response,so colours that lie on them are perceived as the same by dichromats. When confusion lines are transformed from cone response space to the CIE u'v' chromaticity diagram, they converge to specific confusion point (Fig. 2).16,17 In the 2D diagram, all chromaticities that dichromats can perceive are represented with the line connecting invariant monochromatic stimuli (485 nm and 575 nm for protanopia and deuteranopia, and 485 nm and 660 nm in the case of tritanopia). The dichromatic version for a given chromaticity is found as an intersection of the confusion line and the gamut line.8,17
a.
b.
c. Figure 2. Projection of colour stimulus to dichromatic colour gamut in CIE u'v' chromaticity diagram. The dichromatic version for a given chromaticity Cis found as an intersection of the confusion line and the gamut line. Confusion lines converge to specific confusion point: a Protanopia P(0.68,0.50), b Deuteranopia D(1.22,-0.78), c Tritanopia T(0.26,0.00) Since even the standard colour vision has limited accuracy, there is a region on a chromaticity diagram called discrimination or MacAdam ellipse, which includes all colours that are perceived as the same.18 While these MacAdam ellipses are nearly circular regions in the CIE 1976 u’v’ diagram for normal trichromacy, dichromatic discrimination ellipses are oriented along a confusion line with large axis ratio (see
3 123
Fig. 3) representing the area of indistinguishable chromaticities.16,19
Figure 3. An example of discrimination ellipses for normal (with axes r1T and r2T) and for dichromatic colour vision (with axes r1D and r2D)19 The significant progress concerning the simulation of anomalous trichromatic CVDs is done by Machado et al.6,20,21 Their simulation method is based on the stage theory of colour vision which combines the trichromatic theory as the first retinal stage and an opponent-colour theory as the second stage.1,22 According to Machado-Oliveira simulation model, 6,20,21 different types and severities of anomalous trichromacy are simulated by shifting the spectral sensitivity function of the anomalous cones as follows: (2)
LP (λ) = l(λ + ∆λL ); Md (λ) = m(λ + ∆λM ); ST (λ) = s(λ + ∆λS ),
where l(λ), m(λ), s(λ) are the cone spectral sensitivity functions for an average trichromat and ∆λL, ∆λM, and ∆λS represent the amount of shift in anomalous L, M, and S cones, respectively.
The first stage of simulating anomalous trichromacy includes shifting the spectral sensitivity function of the anomalous cones as follows: Protanomaly: Deuteranomaly: Tritanomaly
LP (λ) = L(λ + ∆λL ) Md (λ) = M(λ + ∆λM ) St (λ) = S(λ + ∆λS )
(3)
where l(λ), m(λ), and s(λ) are the cone spectral sensitivity functions for an average trichromat,2 and ∆λL, ∆λM, and ∆λS represent the amount of shift in sensitivity peak of anomalous L, M, and S cones, respectively. The second stage includes defining altered (anomalous) functions of opponent channels based on the shifted spectral sensitivity functions. Conversion for cone responses (LMS) to values of opponent channels (WSYBRG) is linear, and a matrix of conversion TLMS→Opp is defines based on the psychophysical and electro psychophysical experiments:23
4 124
THE PERSONALISED SIMULATION OF COLOUR VISION DEFICIENCIES Neda Milić, Gojko Vladić, Dragoljub Novaković, Jelena Vasić, Vladimir Dimovski
Trichromacy
Protanomaly:
Deuteranomaly:
Tritanomaly:
WS L 0.600 0.400 0.000 L [ YB ] = TLMS→Opp [M]= [0.240 0.105 0.700] [M] S RG 1.200 1.600 0.400 S L WS p [ YB ] = TLMS→Opp [ M ] RG p S L WS [ YB ] = TLMS→Opp [Md ] RG d S
(4)
L WS [ YB ] = TLMS→Opp [M] St RG t
The obtained values of opponent channels are thenmapped to the RGB space of the monitor. Simulated RGB values are obtained by a single matrix multiplication ФCVD: R CVD R R −1 ΓCVD [G], [GCVD ] = ϕCVD [G] = Γnormal BCVD B B
(5)
where Γ presents a class of transformation matrices that map the RGB values to the opponent channels: WSR WS R [ YB ] = Γ [G] = [ YBR RGR RG B
WSG YBG RGG
WSB R YBB ] [G]. RGB B
(6)
a. hue circle b. c. d. Figure 4. An example of simulatingprotan CVDs: a. an original hue circle, b. protanomalywith L-shift of 8 nm, c. protanomaly with L-shift of 20 nm, according to Machado-Oliveira method, and d. protanopia version according to Brettel-Vienot-Mollon method Fig 4. demonstrates that a severe case of protanomaly with a spectral shift of anomalous L cones of approximately 20 nm is very similar to the perception of a protanope by Brettel-Vienot-Mollon method since the function of the anomalous L type is, in that case, almost entirely overlapping with the function of normal M cone type.5,6 Method and participants Method of personalised simulation
5 125
The concept of personalised simulation is based on the analysis of the Brettel-Vienot-Mollon dichromacy simulation and the Machado-Oliveira method of anomalous trichromatic simulation. Also, the vision test is defined on the premise that each discrimination ellipse for any anomalous trichromatic condition lies between the boundaries of normal and dichromatic ones (r1T< r1AT< r1D and r2T< r2AT< r2D) (see Fig. 3).16,24 The r2AT axis should be taken to indicate the severity (weight) of the anomalous trichromatic deficiency.16 The proposed method uses the combined benefits of empirically validated simulations and diagnostics using isochromatic tables25 to determine the colour gamut for each CVD user individually. Isochromatic plates of vision test CIE Lu’v’ colour space is chosen as a space for determining personalised gamut because of its perceptual uniformity – equal distance in space corresponds sufficiently well with equal perceptual differences and is, therefore, a right tool for calculating the threshold of discrimination. 16,18 For the vision test, examples of the suggested isochromatic platesare presented in Figure 5. The size of the table is 400x400 pixels with the circle size – 8x8 pixels. In the 40x40 pattern, a letter C is insertedand oriented randomly to one of four sides - up, down, left or right. To avoid the effect of lightness contrast, the random pattern of lightness change is applied to the plates. The colours of individual circles have identical chromaticity, while the lightness value can vary to +/- 10% of the initial. The black space between the individual circular elements also reduces the effect of lightness contrast.
a.
b.
Figure 5. Plates for the evaluation of individual CVD. The layout of the plate for determining the individual position of the R primary on the protan confusion line in: a. the initial step (step 1) and b. the last step (step 10)
There are six sets of plates shown in Fig. 6: R and G primaries for the diagnosis of protan and deutan CVDs, and the sequences of G and B primaries for tritan CVDs. The background colour is one of the primary, and the colours of the ten target Cs are anomalous trichromatic versions of the primary colour along the confusion line containing it. In the first step, the colour of target C is a dichromatic version of the primary colour. Each subsequent plate reduces the distance between the trichromatic and the dichromatic primary by a step of 1/10.
6 126
THE PERSONALISED SIMULATION OF COLOUR VISION DEFICIENCIES Neda Milić, Gojko Vladić, Dragoljub Novaković, Jelena Vasić, Vladimir Dimovski
R array – protanCVD (P1)
G array – protanCVD (P2)
R array – deutanCVD (D1)
G array – deutanCVD (D2)
B array – tritan CVD(T1)
G array – tritan CVD(T2)
Figure 6. Arrays of calibration plates
After successfully solving the "task" (give the correct answer on the orientation of the letter C), the test goes to the next table in a row, and this procedure continues until the observer gets to a step where he or she cannot recognise the target C. A larger number of successful steps indicates a milder degree of anomalous trichromacy and vice versa. If the observer encounters the problem of differentiating the target from the background in the very first step, it indicates the dichromatic category of the deficiency. On the contrary, the successful mastering of all ten steps implies the absence of a colour vision deficiency related to that confusing line.
The algorithm of personalised simulation is presented in Fig. 7.
7 127
Figure 7. Scheme of vision test The user first solves the tables from R protan, R deutan, and B tritan arrays. Based on the worst result (the smallest number of resolved steps), the CVD type and the coordinates of the first primary (R or B) are determined, and then, according to the result of correspondent G array, the position of the G primary is determined. The third primary remains at a fixed position, with corrections needed to preserve the achromatic axis (neutral colours) as described in Machado-Oliveira simulation model.6,20,21
8 128
THE PERSONALISED SIMULATION OF COLOUR VISION DEFICIENCIES Neda Milić, Gojko Vladić, Dragoljub Novaković, Jelena Vasić, Vladimir Dimovski
The newly established RGB primaries positions can be used to define the matrix of the conversion of the initial RGB values into simulated and generate a personalised ICC profile. Evaluation method of simulation reliability The purpose of the evaluation is to demonstrate that the personalised simulation model simulates the specific CVD of an individual adequately. It is based on the premise that CVD users will have difficulty seeing the difference between the original image and the personalised simulation, and that these difficulties will be more noticeable than in distinguishing the original image and its dichromatic simulation. The testing hypothesis is that personalised simulation (based on calibration test) allows a more precise determination of the colour range of the individual with colour vision disturbance compared to standard dichromatic simulation. The methodological framework of the study was modelled on the behavioural evaluation method of SaMSEM.26 The results of using this methodology have shown that CVD users reacted more slowly (higher reaction times) and made more errors (low accuracy) than regular observers in detecting the exact image between the original version and the dichromatic simulation. The protanopic and deuteranopic perception simulations were created according to the Brettel-Vienot-Mollon model. Defined testing, unlike the SaMSEM method,26 compares two types of simulations to the original image: dichromatic and personalised. The original image will be first shown to the observer, and, then, the three versions of the image will be displayed at the same time: i) the original image, ii) a personalised simulation of the original image, and iii) a dichromatic simulation of the original image. It was told to participants that at least one of the three versions is identical to test image and that it is possible that two or all three versions are identical. The obtained measure is the similarity estimation - visual mismatching with the test image (0 - the same, 1similar, 2 - less similar). Scores can be repeated, that is: If the subject does not see the difference between all three versions, he or she should evaluate them with 0: (0,0,0), If the subject perceives one version identically as a test image, and the other two versions similarly, he or she should assign them a score of 1: (0,1,1), If the subject perceives one version identically as a test image, and the other two versions distinguish with ease from the test image, he or she should assign to them score 2: (0,2,2), If two versions are the same for the participant, and the third is similar or less similar, the scores should be, respectively, (0,0,1) and (0,0,2). The CVD simulation evaluation setup, shown in Fig.8, has the following steps: 1. instructions were presented for 15 seconds; 2. for one second, a test image is shown centred on a screen on a neutral background; 3. for one second, a blank neutral screen is displayed; 4. three versions of the image: the original and the two simulated (one obtained using the personalised simulation model and the second obtained by the Brettel-Vienot-Mollon model of the dichromatic simulation) were presented simultaneously and in the random arrangement. Steps 2, 3 and 4are repeated for N number of test images (in this research N = 18).
9 129
Figure 8. An evaluation process of personalised simulation Participants Ten male individuals with CVD participated in the evaluation. They were categorised based on the results of Farnsworth-Munsell 100 Hue test as: - sixprotanparticipants with following severities of CVD: four participants with mild protanomaly, oneparticipant with moderate protanomaly, and one with severe (protanopia) - fourdeutan participants with following severities of CVD: two participants with mild deuteranomaly, one with moderate and one with severe deutan CVD (deuteranopia).
10 130
THE PERSONALISED SIMULATION OF COLOUR VISION DEFICIENCIES Neda MiliÄ&#x2021;, Gojko VladiÄ&#x2021;, Dragoljub NovakoviÄ&#x2021;, Jelena VasiÄ&#x2021;, Vladimir Dimovski
Results Personalised simulation The calculation of new RGB values after the personalised simulation is conducted based on the defined positions of RGB primaries of CVD user in a calibration test as follows: R 0â&#x2C6;&#x2019;1 PS XR [G0â&#x2C6;&#x2019;1 ] = 255 [[ YR ZR B0â&#x2C6;&#x2019;1
XG YG ZG
PS XB â&#x2C6;&#x2019;1 XR YB ] [ YR PS ZB Z PS R
XG PS YG PS ZG PS
1
XB PS R 0â&#x2C6;&#x2019;1 2.2 2.2 YB PS ] [G0â&#x2C6;&#x2019;1 ] ] , ZB PS B0â&#x2C6;&#x2019;1
(7)
where (XR , YR , ZR ), (XG , YG PS , ZG PS ) i(XB PS , YB PS , ZB PS ) represent tristimulus values of new positions of RGB primaries. PS
PS
PS
PS
According to the algorithm of personalised simulation, the number of successfully solved steps reveals the discrimination threshold â&#x20AC;&#x201C; the weieeght index of CVD in thefollowing manner: Îľ=0 when a number of solved tasks is 10 (without CVD), Îľ=0.1 for 9 solved steps,â&#x20AC;Ś, Îľ=1 for 0 solved steps (dichromatic CVD). Based on the type (protons, deutan or tritan) and CVD weights, the simulated RGB values can be calculated as follows: Protan CVD R 0â&#x2C6;&#x2019;255 P 1. â&#x2C6;&#x2019;0.8500 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; [G0â&#x2C6;&#x2019;255 ] = 255 [[0. +0.1140 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; B0â&#x2C6;&#x2019;255 0. â&#x2C6;&#x2019;0.0040 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC;
Deutan CVD D
R 0â&#x2C6;&#x2019;255 1. â&#x2C6;&#x2019;0.6330 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; [G0â&#x2C6;&#x2019;255 ] = 255 [[0. +0.2800 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; B0â&#x2C6;&#x2019;255 0. â&#x2C6;&#x2019;0.0120 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; Tritan CVD
T
0. +0.8610 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; 1. â&#x2C6;&#x2019;0.3275 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; 0. +0.0430 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC;
R 0â&#x2C6;&#x2019;255 1. +0.2560 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; G [ 0â&#x2C6;&#x2019;255 ] = 255 [[0. â&#x2C6;&#x2019;0.0780 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; B0â&#x2C6;&#x2019;255 0. +0.0050 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC;
Evaluation of personalised simulation
0. +1.0500 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; 1. â&#x2C6;&#x2019;0.2140 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; 0. â&#x2C6;&#x2019;0.0480 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC;
2.2 0. â&#x2C6;&#x2019;0.2000 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; R 0â&#x2C6;&#x2019;1 0. +0.1000 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; ] [G0â&#x2C6;&#x2019;1 ] ] 1. +0.0520 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; B0â&#x2C6;&#x2019;1
0. â&#x2C6;&#x2019;0.0770 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; 1. â&#x2C6;&#x2019;0.0690 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; 0. +0.6910 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC;
1
2.2 2.2
0. â&#x2C6;&#x2019;0.2280 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; R 0â&#x2C6;&#x2019;1 0. +0.0475 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; ] [G0â&#x2C6;&#x2019;1 ] 1. â&#x2C6;&#x2019;0.0310 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; B0â&#x2C6;&#x2019;1
1 2.2
]
(8) 1
2.2 2.2
0. â&#x2C6;&#x2019;0.1790 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; R 0â&#x2C6;&#x2019;1 0. +0.1470 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; ] [G0â&#x2C6;&#x2019;1 ] 1. â&#x2C6;&#x2019;0.6960 â&#x2C6;&#x2014; đ?&#x153;&#x20AC;đ?&#x153;&#x20AC; B0â&#x2C6;&#x2019;1
]
Graph1 shows the aggregated measure of visual mismatching with the test images for each participant.
11 131
Total measure of visual (mis)matching (for each observer separately) 35 30 25
26
20 15
14
10 5 0
1
21
18
2
8
13 1
27
25
12 5
4
10
3
27
18
14
11 3
27
26
24
31
3
10
3
14 4
OR PS DS OR PS DS OR PS DS OR PS DS OR PS DS OR PS DS OR PS DS OR PS DS OR PS DS OR PS DS 1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Graph 1. Total (aggregated) measure of visual (mis)matching with test images for each observer (ORoriginal image, PS- personalised simulation, DS- dichromatic simulation). Individual estimates for each of the 18 test images are 0 – the identical as a test image, 1 – similar to test image, and 2 – less similar (different). The minimum total is 0, and the maximum is 36 if the estimation of all 18 images is “different from the test image” (2x18). The Wilcoxon ranking test revealed a statistically significantly lower similarity of dichromatic simulation with original test images compared to a personalised simulation, z = -2.825, p <0.005, with a large difference (r = 0.63, major influence). The median result on the scale of visual non-matching has increased from (Md = 12.4) to the personalised simulation to (Md = 25.2) for the dichromatic. The overall estimation of visual mismatching of dichromatic simulation is higher in the case of all ten subjects, including two participants with a severe (almost dichromatic) deficiencies. The Chi-Square test of independence (with Yates's correction for continuity) showed a significant difference between personalised and dichromatic simulation in the number of images evaluated as the identical test image, c2 (1, n = 360) = 60.434, p <0.01. In one-third of all cases (66/180) participants estimated a personalised simulation of the image as identical to the test image, wherein 31 cases original image was replaced by the simulation – the simulated version was given a score of 0, and a version that is identical to the test image was given 1. The frequent observers’ comments of the "Similarly Only Darker" and "Just Brighter" suggest that the mapping of chromaticity is more accurate about the mapping of the luminosity, which raises the question of how the absence or dysfunction of the cones influences the light-dark opponent process. Based on defined three-dimensional RGB primary values, it is also possible to create an ICC RGB profile. An example of the generated personalised profile with three-dimensional coordinates is shown in Fig. 9.
12 132
THE PERSONALISED SIMULATION OF COLOUR VISION DEFICIENCIES Neda Milić, Gojko Vladić, Dragoljub Novaković, Jelena Vasić, Vladimir Dimovski
Figure 9. Personalised colour gamut comparing to trichromatic (sRGB) inCIE Lu’v’ space The visualisation of the profile gives an accurate insight into the colours that are beyond the scope of the viewer. In addition to qualitative analysis, by checking the profiles in Chromix ColorThink software or software for similar purposes, we can also reach the quantitative amount of gamut volume and the percentage of gamut reduction compared to trichromatic (sRGB). In the case of the profile presented in Fig.9, the volume of the gamut is only 16.34% of the standardisedsRGB gamut. The created personalised ICC profile can be used as the operating environment of the display device (Fig.10).
a.
b.
Figure 10. An example of using a personalised ICC profile. Original image with the assigned: a. sRGBprofile and b. personalised ICC profile
Conclusion The majority of available software tools simulatesonly dichromatic perception which, for anomalous trichromatic cases, represent an excessive reduction in the colour gamut, and even extreme in the case of a mild deficiency. A significantly better visual match by CVD participants between personalised simulation and original test images compared to the dichromatic simulation proves the hypothesis that personalised simulation allows for a more accurate insight into their perception. Although it does not provide an identical reproduction of each CVD condition, the proposed method is a reliable way of predicting which colour sets will be confusing for a colour-deficient observer.That way, it can be utilised for defining methods for compensating and correcting reduced colour discrimination of the target observer.
13 133
Acknowledgements This work was supported by the Serbian Ministry of Science and Technological Development, Grant No.:35027 “The development of software model for improvement of knowledge and production in graphic arts industry”. References 1. Colour Appearance Models, M. Fairchild, John Wiley& Sons, Chichester(2005) 2. Color Science: concepts and methods, quantitative data and formula, G. Wyszecki, W.S. Stiles, John Wiley & Sons, Chichester (2000) 3. Digital Colour Imaging, G. Sharma, CRC Press, London, (2003.) 4. E. Perales, Number of discernible colors for color-deficient observers estimated from the MacAdam limits, Journal of the Optical Society of America, 27, 2106(2010) 5. Color Vision: from genes to perception, T.L. Sharpe, Cambridge University Press, Cambridge. (1999) 6. G.M. Machado, A Model for Simulation of Color Vision Deficiency and a Color Contrast Enhancement Technique for Dichromats, Dissertation, Universidade Federal do Rio Grande do Sul (2010) 7. N. Milić, D. Novaković and B. Milosavljević, “Enhancement of Image Content for Observers with Colour Vision Deficiencies”, ed. E. Celebi, M. Lecca, B. Smolka, 2015, Chap. 11, Springer, Cham, 315. 8. H. Brettel, F. Vienot and J.D. Mollon, Computerized simulation of colour appearance for dichromats, J Optical Soc of America, 14, 2647 (1997). 9. F. Vienot, H. Brettel and J.D. Mollon, Digital video colourmaps for checking the legibility of displays by dichromats, Colour Research and Application, 24, 243(1999) 10. F. Vienot, H. Brettel, L. Ott, A.B. M’Barek and J.D. Mollon, What do colour-blind people see?, Nature, 376, 127(1995) 11. http://www.vischeck.com (Accessed 20 August) 12. http://www.ryobi-sol.co.jp/visolve/en (Accessed 20 August) 13..https://chrome.google.com/webstore/detail/chrome-daltonize/ (Accessed 20 August) 14. http://scien.stanford.edu/pages/labsite/2005/psych221/projects/05/ofidaner/ colourblindness_project.htm (Accessed 20 August) 15. http://help.adobe.com/en_US/creativesuite/cs/using/WS3F71DA01-0962-4b2e-B7FD-C956F8659BB3.html (Accessed 20 August) 16. Cambridge colour test, J.D. Mollon, B.C. Regan, Cambridge Research Systems, Cambridge (2000) 17. A. Byrne, D.R. Hilbert, “How do things look to the color-blind?”, ed. J. Cohen and M. Matthen, 2010, Color Ontology and Color Science, The MIT Press, Cambridge, 259. 18. D. MacAdam, Visual Sensitivities to Colour Differences in Daylight, J Optical Soc of America, 32, 247(1942). 19. N. Milić, M. Hoffmann, T. Tómács, D. Novaković and B. Milosavljević, A region-based naturalness-preserving daltonization method for dichromatic and anomalous trichromatic colour vision deficiencies, Journal of Imaging Science and Technology, 59 (2016) 20. G.M. Machado, M.M. Oliveira and L.A.F. Fernandes, A Physiologically- based Model for Simulation of Colour Vision Deficiency, IEEE Transactions on Visualization and Computer Graphics, 15, 1291(2009) 21. G.M. Machado, M.M. Oliveira, Real-Time Temporal-Coherent Colour Contrast Enhancement for Dichromats, Computer Graphics Forum, 29, 933(2010) 22. D.B. Judd, Fundamental Studies of Color Vision from 1860 to 1960, Proceedings of the National Academy of Science of the United States of America, 55, 1313(1966) 23. C.R. Ingling, H.B.P. Tsou, Orthogonal Combination of the Three Visual Visual Channels, Vision Research, 17, 1075(1977) 25. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK217821/(Accessed 20 August) 26. J.T. Simon-Liedtke, I. Farup, B. Laeng, Evaluating color deficiency simulation and daltonization methods through visual search and sample-to-match: SaMSEM and ViSDEM, In Proceedings of IS&T/SPIE Electronic Imaging, 93, International Society for Optics and Photonics, San Francisco, CA, USA (2015)
14 134
GRAFİK TASARIM UYGULAMALARINDA BASKI ÇÖZÜMLEME ÖRNEKLEMESİ: JİMMY CHOO PARFÜM AMBALAJLARININ TÜKETİCİ ALGISINDAKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ
PRINT ANALYSIS EXAMPLES FOR GRAPHIC DESIGN APPLICATIONS: INVESTIGATION OF THE EFFECT OF JIMMY CHOO PERFUME PACKAGES ON THE CONSUMER PERCEPTION
Gamze ŞENTÜRK1, Cengiz GÜZEL2
İstanbul Arel Üniversitesi, Kemalpaşa Mahallesi, Halkalı Caddesi No:101 34295 Sefaköy – Küçükçekmece, İstanbul-Türkiye)
1
e-posta : gamzesenturk@arel.edu.tr
Clotex-Labelon Label, Bağlar Mah, Mimarsinan Caddesi No:10 Yıldızlar Plaza Kat:4 D: 11-12 Güneşli / Bağcılar, İstanbul-Türkiye)
2
e-posta : cengiz.guzel62@gmail.com
ÖZET Grafik sanatlar baskı teknolojisinin gelişimi ile beraber daha geniş kitle iletişim kanalları yaratılmıştır. Günümüzde uygulanan birçok basılı materyal, gelişen baskı teknolojileri vasıtasıyla daha hızlı ve kaliteli şekilde görsel tasarıma hizmet etmektedir. Grafik tasarım ürünlerinin kaliteli görsel bir algıya dönüşmesinde baskı teknolojilerindeki muazzam gelişimin etkisi yadsınamayacaktır. Şöyle ki; grafik tasarımcının hazırladığı tasarımların birçoğu basım işletmelerinde ürün haline dönüşmektedir. 135
Bu çalışmanın kapsamı parfüm ambalajlarının tüketici algısındaki etki alanlarını incelemektir. Bir parfüm kendisini sadece kokusu ya da ambalaj tasarımı ile değil aynı zamanda uygulanan baskı teknikleri ile beraber tüketim olgusunu yaratır. Bir diğer ifade ile tüketiciler bir ürünü sadece marka olgusundan değil ürünün ambalaj tasarımı ve baskı şeklinin bireyde yarattığı mutluluk göstergesi ile tüketir. Çalışmamızda, baskı teknolojilerine ait ürünlerin özellikleri ve ambalaja göre kullanım alanları ve baskı sistemlerinin çalışma prensipleri ele alınmıştır. Kutuda kullanılan gofre, varak, yaldız, lak, vernik, selefon gibi baskı ve baskı sonrası işlemler ambalaj tasarımının tüketici nezdinde beğenme hissini yükseltmektedir. Bu durumdan hareketle bu savımızı destekler mahiyette “Jimmy Choo” markasının kadın parfüm ambalajlarının tüketici etkisi anket yöntemi kullanılmış ve sonuçları değerlendirilerek yorumlanmıştır.
Yapılan anket çalışmasında Jimmy Choo parfüm ambalajının toplumun farklı statülerinde yer alan (örneğin; öğrenci, ev hanımı, çalışan vs.) bireylerin yorum ve değerlendirmeleri yöntemi kullanılmış, Jimmy Choo marka parfümlerin ambalaj tasarımlarının tüketici üzerindeki etkisinde baskı çözümlemelerinin rolü değerlendirilmiş ve böylece baskıda kullanılan yöntemler ve ambalaj tasarımının uygulanma metotlarının bireyler üzerindeki etkisi irdelenmiştir.
Anahtar kelimeler: Ambalaj tasarımı, grafik tasarım ve uygulamaları, tasarım ve baskı çözümlemeleri, grafik tasarım ve baskı çözümlemeleri, baskı teknolojileri
ABSTRACT
With the development of graphic arts printing technology, wider mass communication channels have been created. Nowadays, many printed materials serve faster and higher quality visual design through developing printing technologies. The impact of the tremendous development in print technologies cannot be denied when graphic design products become a quality visual perception. That is to say; many of the designs prepared by the graphic designer are transformed into products in the printing business.
The scope of this study is to examine the consumer perceptions of perfume packaging. A perfume creates its consumption phenomenon not only with its smell or packaging design but also with the applied printing techniques. In other words, consumers consume a product not only from the brand but from the product’s packaging design and the impression of happiness in the individual created by the form of printing. In our study, the properties of the products of the printing technologies and the usage areas of the printing systems according to the packaging and the working principles of the printing systems are discussed. The printing and post-printing processes such as embossing, foil, gilding, lacquer, varnish, cellophane used in the box increase the liking of the packaging design to the consumer. Thus, we support this assertion by using the consumer impact survey method of the “Jimmy Choo” brand of women’s perfume packaging, and the results are evaluated and interpreted.
136
GRAFİK TASARIM UYGULAMALARINDA BASKI ÇÖZÜMLEME ÖRNEKLEMESİ: JİMMY CHOO PARFÜM AMBALAJLARININ TÜKETİCİ ALGISINDAKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ Gamze ŞENTÜRK, Cengiz GÜZEL
In the survey study, the interpretation and evaluation methods of Jimmy Choo perfume packaging in different social status of the society (e.g. student, housewife, employee etc.) were used. In the effect of Jimmy Choo perfumes’ Packaging design on consumers, the role of printing analysis was evaluated. And thus, the effects of packaging design implementation methods and printing methods on individuals were examined.
Keywords: Packaging design, graphic design and applications, design and printing solutions, graphic design and printing solutions, printing technologies
GİRİŞ
Baskı teknolojileri geliştikçe grafik sanatlarının baskı modüllerinde çeşitlilik tasarımın pratikte sonuçlanmasında önemli katkılar sağlamaktadır. Bu bağlamda Ambalaj tasarımlarındaki baskı çeşitliliği ve teknikleri ürünün pazarlama sürecinde tüketicileri etkilediği ve yönlendirdiği yapılan çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Bu çalışmadan da görülebileceği gibi ambalajın ürünün sadece kalitesi ile değil tasarım ve baskı sonuçları ile yarattığı algıdaki yönlendirme olgusu yapılan anket ve araştırmalar ile ortaya konulmuştur. Bu bağlamda Jimmy Choo parfümlerinin özelinden hareketle çıkan sonuçlar değerlendirilmiştir.
Bu çalışmanın birinci bölümünde ambalaj tasarımın kısa tarihi ve ambalaj tasarımın işlevselliği üzerine değerlendirmeler yapılmıştır. İkinci bölümde ise ambalaj tasarımın tüketici algısındaki etkisi değerlendirilip, ambalaj tasarımında kullanılan yaygın baskı teknikleri anlatılmıştır. Ayrıca genelde özele parfüm ambalaj tasarım ve teknikleri değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde ise Jimmy Choo parfüm ambalajın tüketici algısındaki değerlendirmesi için hazırlanan anket çalışması değerlendirilmiş ve çıkan sonuçlar yorumlanmıştır. Sonuç bölümünde ise araştırmanın metodu, işlevselliği ve baskı tekniklerinden yola çıkarak sonuç kısmında açıklanmıştır.
1. BÖLÜM
1.1 Ambalaj Tasarımına Giriş
İnsanoğlunun ihtiyaçları arttıkça ihtiyaçlarını saklama zorunluluğu da beraberinde gelmiştir. ‟İnsanlığın ilk yıllarında hayvan derileri, boynuzlar, bambular, geniş yapraklar, örülmüş sepetler, tulumlar daha sonraları anforalar, seramik kaplar, M.Ö. 5000’lerde Mısır’da ahşap kutular, fıçılar kullanılmış daha sonra seri üretim
137
seramikler, cam kaplar, Fenikelilerin şişirme camları, M.Ö. 2000’lerde Çin’de kâğıt ve selüloz lifleri ambalaj olarak kullanılmıştır.” 1 (Bayazıt, 2006) İnsanoğlu doğanın sunduğu içecek ve yiyecekleri koruma zorunluluğu hissediyordu. Nem, rutubet ve sıcaklık gibi çevresel etmenler zamanla gıdaları bozabiliyordu. Yine doğada bulunan vahşi ve yırtıcı hayvanlardan da yiyecekleri korumak gerekiyordu. Korumaktan kasıt aslında saklamaktan ibar etti. Ambalajın gelişim süresince dokunmuş malzemeler ve toprak malzemenin kullanımını sıkça görürüz. Çömlekler toprağın pişirilmesinin öğrenilmesiyle seri üretilerek, uzun süre ambalajın gelişiminde rol almıştır. Daha dayanıklı, sağlıklı ve kullanışlı olmalarından ötürü, cam ve ahşap ambalajlar günümüzde de kullanılmaya devam edilmektedirler. Ambalajlama olgusu yükselişini endüstri devrimiyle hat safhada yakalamıştır. Kâğıt ve karton kutular 1900’lü yıllarda ambalaj sektöründe yerlerini almışlardır. Ürün çeşitleri geliştikçe ambalaj sektörünün gelişmesi de kaçınılmaz olmuştur. 1940’lı yıllarda ambalaj sektörü donmuş gıda alanında yükselişini sürdürmüştür. 1960’lı yıllarda da teneke kutularda ambalaj faaliyet alanını arttırmıştır.
1.2 Ambalaj Tasarımın Yapısal İşlevselliği
Ambalaj tasarımını; koruma, saklama, dağıtım, depolama, iletişim, sergileme ve kullanım gibi sistemleştirilmiş bir araçlama olarak değerlendirebiliriz. Bu yapısal özellik ambalajın işlevselliğini ortaya çıkarır. Ambalaj tasarımları işlevsel olarak şekillenirken kategorize edilirler. Birinci olarak pazarlama ya da satış amaçlı ambalajlardır. Bu türler içerdiği ürünün doğrudan temas, görme yani iletişim kanalları ile teması sonucu ortaya çıkan araçlardır. Örneklemek gerekirse; gazlı gazsız içecekler, gıda ürünleri, kozmetik ürünleri ve çoğalta bileceğimiz birçok ürünleri kapsamaktadır. İkinci gurupta ise bir bütünlük içeren ambalajlardır. Bu ambalajlar birinci ürünlerin toplamını içeren paketlerdir. Bu ürünler geçici kullanımlı ve satış, pazarlama gibi özelliklere ihtiyaç duymayan sabitleştirilmiş ambalaj tasarımlarıdır. Bu tür ambalajlar için verilebilecek örnekler arasında ise 33ml su ambalajlarının toplamının yer aldığı bir ana ambalaj paketlemesi örneklendirilebilir. Üçüncü gurupta ise nakliye veya taşıma ambalajları olarak nitelendirdiğimiz ambalajlardır. Bu ambalajlar Ana ambalaj ürünlerinin rahat bir şekilde taşımasını, aktarılmasını kolaylaştıran koyucu paketlerdir. Ambalaj tasarımında yapısal olarak süreci kısaca özetlersek: toplumların gelişimi ve ihtiyaçların artması ile paralel hareket eden ambalajlar, zamanla teknolojik ilerlemeler kaydetmiştir. Bu birikimi ambalajın koruyuculuk, kolaylık, seçicilik, fiyat, bilgilendirme, iletişim ve görsel fonksiyonlar olarak nitelendirebiliriz.
1
Bayazıt, Nigan, Ambalaj Tasarımının Özet Geçmişi, ASD Bülteni, Mayıs/Haziran, s.68, İstanbul.2006
2. BÖLÜM
1.1 Ambalaj Tasarımında Tüketici Algısının Etkisi
‟Bir ambalajda, insanda dikkati öncelikle resimler ve görsel ikonlar vasıtasıyla çekilmektedir. Amerikan PRS (Perception Research Services, ABD, Algılama Yöntemi ile Araştırma Hizmetleri Firması)
138
GRAFİK TASARIM UYGULAMALARINDA BASKI ÇÖZÜMLEME ÖRNEKLEMESİ: JİMMY CHOO PARFÜM AMBALAJLARININ TÜKETİCİ ALGISINDAKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ Gamze ŞENTÜRK, Cengiz GÜZEL
araştırması, tüketicilerin, bir ürün alırken zamanının üçte ikisini ambalaj üzerindeki resim öğelerini incelemekle harcarken, aynı müşterinin zamanının üçte birini ise ambalajın üzerindeki metinleri incelemekle geçirdiğini ortaya koymaktadır. Buradan ambalajın görsel anlatılarının tüketici üzerindeki etkisinin çok daha etkili olduğu sonucuna varmak mümkün olabilecektir.’’ 2 (Gültekin, 2009) Tüketici göz ve doku duyularına hitap eden ambalaj tasarımını tercih eder. Çünkü tüketici görerek, seçerek, dokunarak ambalajı beğenmek ister. Bu sebeple ambalajın kalitesinin ürünün kalitesiyle aynı olacağına inanmak ister. Ambalajda ilk dikkatimizi çeken unsurlar, ambalajın üzerindeki renk, illüstrasyon, resim ve ambalajın biçimidir. Bu nedenle görsel açıdan ambalajların tüketiciler açısından önemli bir etkisi vardır. ‟Ambalajda görsellik unsurları yani grafik tasarımı, rengi, baskısı, şekli; ambalajı tasarlayan endüstriyel tasarımcısı, ambalajı üreten firma ve ambalajı piyasaya süren marka sahibinin güçlü bir biçimde ortak çalışması gerekir. Tasarım aynı zamanda o ürünün kimliğini belirlediği için tasarımın verdiği mesaj çok önemli. Yapılan araştırmalar, ambalaj tasarımının, grafiksel ve şekil yönünden başarıya ulaşması tüketicilerin satın alma davranışları üzerinde olumlu yönde etkili olduğu bilinmektedir. Özellikle tüketicilerin bir ürünü hatırlamasını en yüksek düzeye çıkarmak, yapılan grafik tasarımla mümkün olabilmekte”. 3 (Tüzel, 2009) Hızlı tüketim çağında zamanla yarışan tüketici ürün satın alırken, ambalajın üzerindeki bilgiye bakmak için az zaman harcar. Dolayısıyla tasarımı iyi hazırlanmış ambalaj, içindeki ürünün de tüketiciye vereceği etkiyle birlikte tüketiciye satın alma isteği uyandırır. Çünkü tüketicinin göz ve doku duyularına hitap edebilen ambalaj, çarpıcı form tasarımıyla ambalajın kalitesinin ürünün kalitesiyle eşdeğer olabileceğini vurgular.
1.2 Ambalaj Tasarımında Yaygın Baskı Tekniklerinin Kullanımı
Ambalaj üretim teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, daha gösterişli ve daha kullanışlı ambalajlar üretilmiştir. Sadece ambalajın görünümünden etkilenip, ürünü satın almak isteyen tüketicilerin sayısı da oldukça fazladır. Ambalajda uygulanan baskı teknikleri de bu fikri desteklemektedir. Grafik tasarımcı tarafından tasarlanan ambalaj albenili bir görünüme sahip olsa da baskı tekniklerine uygun tasarlanmayan ambalajın üretim açısından hiçbir değeri yoktur.
2.2.1 Tipo Baskı ve Ambalaj ilişkisi Tipo baskı sistemi, yüksek bir baskı sistemdir. Baskı kalıbında kâğıda görüntüyü veren yani mürekkebi basan bölgeyle basmayan bölgeler arasında yükseklik farkı vardır. Bu yüzden yüksek baskı olarak adlandırılan bir baskı tekniğidir. 2
Gültekin, E., Etkili Ambalaj Tasarımı, Dora Yayınları, 1. Baskı, S.29, Bursa, 2009. TÜZEL, Nihan, Raflarda Artan Rekabet ve Ambalaj Tasarımı, ASD Ambalaj Bülteni, Sayı: 3, S. 4243-44, 2012. 3
Tipo baskıda iki silindir bulunur. Bunlardan biri kalıp silindiri, diğeri baskı silindiridir. Kalıp üzerindeki görüntü terstir. Yüksek baskı sistemi içerisinde tipo baskı tekniği ve flekso baskı tekniği yer almaktadır. Tipo bas139
kının kalıpları kurşun, kalay ve antimuan içeren hurufatlar, pirinç çizgiler ve klişe altlıklarından oluşur. Tipo baskı kalıpları 200.000’e kadar kaliteli baskı yapabilmektedir. Tipo baskı mürekkepleri yağ bazlı ve emilerek kuruyan mürekkep çeşitlerindendir. Ambalaj üretimi açısından tipo baskı sistemleri özellikle kutulara pilyaj, perforaj, gofre baskı, varak yaldız ve özel kesimde kullanılır.
Resim 1: Kesim ve Pilyaj Uygulamaları 2.2.2 Flekso Baskı ve Ambalaj İlişkisi ‟Flekso baskı, hızlı kuruyan mürekkepler ve esnek yapılı baskı kalıpları kullanılan, gelişmekte olan direkt rotatif yüksek baskı teknolojisidir. Flekso baskı teknolojisi ile kaplanmış, kaplanmamış kâğıt malzemeler, özellikle ambalaj endüstrisinde kullanılan metalize ve kâğıt folyolar, plastik filmler gibi gözeneksiz yüzeyle üzerine çok hızlı baskılar yapabilmektedir.’’ 4 (Aydemir, 2014) Flekso baskı sistemi tifdruk baskı sistemi gibi tüm ambalaj sektörlerinde uygulanır. Günlük hayatta kulanmakta olduğumuz mevcut süt kutuları flekso baskı sistemi ile gerçekleşmektedir. Alışverişte kullandığımız plastik çantaların baskısında, hediye paket kağıtları, duvar kağıtları, ekmek poşetleri, yiyecek poşetleri, şekerleme ve sakız ambalajları yine flekso baskı sistemiyle gerçekleşmektedir. Ayrıca oluklu mukavva ambalaj baskıları da flekso baskı sistemiyle tabaka şeklinde gerçekleştirilir. Hızlı bir şekilde kuruyan su bazlı flekso baskı mürekkepleri, hafif ve yumuşak özellikteki flekso baskı kalıpları baskı forsası yardımıyla oluklu mukavva ve malzemelerin üzerine sorunsuz bir şekilde transfer edilir.
4
Aydemir, Cem: Özakhun, Cem, Matbaa Malzeme Bilimi, Marmara Üniversitesi Yayınevi, S. 13, 2014
140
GRAFİK TASARIM UYGULAMALARINDA BASKI ÇÖZÜMLEME ÖRNEKLEMESİ: JİMMY CHOO PARFÜM AMBALAJLARININ TÜKETİCİ ALGISINDAKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ Gamze ŞENTÜRK, Cengiz GÜZEL
Resim 2: Flekso Baskı Sisteminin Kullanıldığı Ambalaj Ürünleri
2.2.3 Ofset Baskı Tekniği ve Ambalaj İlişkisi
Ofset baskının temeli litografi (taş baskı) tekniğine dayanır. Ofset baskı litografi baskı tekniğinin ilerlemiş düzeydeki baskı tekniğidir. Ofset baskıda kalıp olarak litografi baskıdaki kalıp olarak kullanılan taş yerine, baskı silindirini çevreleyecek şekilde üretilen ince, esnek özellikteki metal levha kullanılmıştır ve görüntü kauçuğa ters olarak geçer. Yumuşak özelliği olan kauçuk görüntüdeki bütün detayların kâğıda geçişini sağlamaktadır. Çoğunlukla afiş, dergi, broşür, katalog vb. görsel ürünler günümüzde ofset baskı tekniği kullanılarak basılır. Baskı hızının yüksek olması, görsel kalitesinin yüksek olması, kalıplarının inceliği ve arşivleme özelliğinin daha uygun olması ofset baskı tekniğini kullanım açısından yaygın hale getirmiştir. ‟Ofset baskı, karton kutu üretiminde çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Kâğıt, karton, özel kâğıtlar, mukavva, oluklu mukavva, uygun plastik malzemeler ve metal malzemeler üzerine baskılar gerçekleştirilebilmektedir. Ofset baskının uygulandığı ambalajlar; katlanır karton kutu, çikolata ve şekerleme için çok renkli ambalaj kâğıdı, teneke kutulardır. Etiketler de ofset baskı yöntemiyle basılabilir. İlaç sanayinde de ilaç kutuları yapılmaktadır. Ayrıca tüm gazete, dergi, kitap gibi materyallere de çok hızlı bir şekilde baskı yapar.’’ 5 (Kocaman, 2014)
2.2.4 Tifdruk (Rotagravur) Baskı Tekniği ve Ambalaj İlişkisi
Tifdruk Almanca tief (çukur), druck (baskı) kelimelerinin birleşimiyle ‘’tiefdruck’’ sözcüğünden türemiştir. 15. yy.’da Avrupa’da ortaya çıkan bu baskı tekniği tahta kalıplara oyulan resimlerin içine mürekkep doldurularak, yapılan bu baskı çukur baskı tekniğinin temelini oluşturur. Tifdruk Baskı Sisteminde; baskı altı malzemesine görüntüyü veren yani baskı yapan kısımlar, görüntü vermeyen yani baskı yapmayan kısımlardan daha alçaktadır. Baskı yapan kısımlar çukurda olduğundan “çukur baskı” olarak adlandırılır. Baskı altı malzemesi ile kalıp, baskı sırasında birebir temas ettiği için de aynı zamanda “Direkt Baskı”dır.
141
Kocaman, Şeref Türkiye’de Ambalaj Tasarımında Baskı Teknikleri ve Yeni Oluşumlar, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Arel Üniversitesi , s. 53- 54, 2014 5
Resim 3: Tifdruk Baskı Sistemi
Tifdruk baskı tekniği ambalaj sektöründe kullanılan bir tekniktir. Ambalaj malzemeleri genel olarak kâğıt, karton, metalize filmler, alüminyum folyolar ve plastik filmler olarak karşımıza çıkmaktadır. Tifdruk baskı çoğunlukla ambalaj sanayinin önemli ölçüde pazar payını oluşturan, plastik film ve metalize filmlerin baskısında kullanılmaktadır. Tifdruk baskı sistemi günümüzde en yaygın gıda ürünlerinin çikolota, bisküvi, gofret, ...v.b. ambalajlarda kullanılmaktadır. Tifdruk baskı sistemiyle birlikte milyonlarca adet iş sorunsuz olarak basılabilmektedir. Tifdruk baskı sisteminin yüksek tirajlı işlerde tercih edilmesinin sebebi ilk baskı nasıl sonuçlandı ise, detaydan hiçbir özellik kaybetmeden son baskıyı da aynı nitelikte çıkarır. Bu sonucu diğer baskı tekniklerinde elde etmek çok zordur.
2.2.5 Serigrafi Baskı Tekniği ve Ambalaj İlişkisi
‟Serigrafi baskı sistemi genel anlamda; bir çerçeveye gerilmiş dokumanın üzerine dökülmüş serigrafi mürekkebinin, emici veya emici olmayan yüzeyler üzerine uygun bir ‘’rakle’’ lastiğinin basıncı altında transfer 142
GRAFİK TASARIM UYGULAMALARINDA BASKI ÇÖZÜMLEME ÖRNEKLEMESİ: JİMMY CHOO PARFÜM AMBALAJLARININ TÜKETİCİ ALGISINDAKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ Gamze ŞENTÜRK, Cengiz GÜZEL
edilmesidir.’’ 6 (Gençoğlu, 2009) Serigrafi baskı tekniği, grafik sanatlarda yaygın olarak kullanıldığı gibi endüstriyel alanda da yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Hızının yavaş olması bir dezavantajken düz olmayan yerlere baskı yapabilme özellikle silindir yüzeylere çok renkli baskı yapabime özelliği serigrafi baskı tekniğinin tercih nedenlerinden biridir. Kâğıt, karton, mukavva, plastik malzemeler, polietilen (PE), polipropilen (PP), polyamid, polyester, polikarbonat (PC), polistren (PS), polivinilklorid (PVC), metal, cam, seramik ve tekstil malzemeleridir. 6
Gençoğlu, Efe; Şimşeker,Osman;Özdemir,Lütfi, Flekso Baskı Sistemi, Geliştirilmiş 2. Baskı,
s.25-26, İstanbul, 2009
Resim 4: Serigrafi Baskı
‟En çok kullanıldığı alan ve sebebi, diğer baskı tekniklerinin yapamadığı cam, porselen, taş, kumaş, kalem, şapka, kâğıt, bez, tekstil ürünleri, araç kokusu, ajanda kapakları, ya da deri, kupa, cam ve ahşap promosyon gibi materyallerdir. Ambalaj alanında da tahta, metal, şişe basımı gibi zor ürünlerde kullanılır. Diğer baskı yöntemlerine göre sürati yavaş olmasına rağmen, çok çeşitli baskı materyaline baskı yapabilmesi, serigrafi baskının en önemli avantajıdır.’’ 7 (Kocaman, 2014)
1.3 Parfüm Ambalaj Tasarımları ve Teknikleri
Ambalaj tasarımları iyi bir imaja sahip olmadığı sürece istenilen tüketici algısında sağlıklı sonuçlar vermeyebilir. Kimi ürünler markalaştığı ve toplumsal algıda yeterliliği sağladığı için ambalajdan çok marka öne çıkabiliyor. Bu durum her ne kadar bütün ürünler için geçerli olmasa da bir ürünün ambalaj tasarımı farkındalık bağlamında önemli bir araç-amaç ilişkisi yaratabiliyor. Bu bağlamda özelde parfüm ambalajlarında kullanılan kabartma, gofre, özel kesim kutular, çeşitli maddede kullanılan şişeler ya da değişik baskı yöntemleri bera-
143
berinde ilgi ve dikkat yaratabiliyor. Bu durumdan hareketle ortaya çıkan imajın yeterliliğini sağlayan önemli bir faktör de parfüm ambalajında uygulanan baskı tekniğidir. Örneğin Jimmy Choo parfümlerinde uygulanan gofre ya da kabartma teknikleri tüketicide göze çarpan bir unsur olabiliyor. Nitekim yapmış olduğumuz anket çalışmasında ürünü tercih eden deneklerden küçük bir gurupta olsa ambalaja dikkat etiğini ifade etmiştir. Bir diğer durum ise Jimmy Choo parfümlerinde kullanılan çeşitli renk motiflerinin pullama ve varak baskı çeşitliliği ilk dikkat çeken tekniklerdendir. Jimmy Choo markası forfüm ambalajlarında sadelikten çok hareketli, renkli ve çeşitlilik arz eden bir amlaja tercih etmiştir. Bunun tüketici algısındaki sonucu ise yaptığımız ankete göre tercih edilebilirliği öen çıkarmaktır. Diğer bir ifade ile ayrıcalıklı ve yüksek kalite potansiyelini tğketici algısında yakalamaktır.
Kocaman, Şeref Türkiye’de Ambalaj Tasarımında Baskı Teknikleri ve Yeni Oluşumlar, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Arel Üniversitesi , s. 58, 2014 7
Jimmy Choo ambalajlarında tercih edilen baskı türleri genellikle ofset baskı yöntemleri öne çıkarken, Flekso baskı yöntemleride sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu guruplar genelde ambalaj baskı tekniklerinde öne çıkan yöntemlerin başında gelmektedir. Kullanılan malzemeler ise Kâğıt-karton, esnek malzemeler, plastikler, camlar ve metaller. Malzeme seçiminde dikkat edilmesi gereken hususlar ise üretim tekniği, ambalaj fonksiyon ilişkisi, ürünün yaşam ömrünün arttırılması gibi faktörler.
3. BÖLÜM
3.1 Jimmy Choo Parfüm Ambalajın Tüketici Algısındaki Değerlendirmesi
Jimmy Choo markası tüketici toplumlarında ve eşdeğer piyasasında markalaşmış ve tercih edilen bir ürün haline dönüşmüş bir markadır. Bu bağlamda bu markanın parfüm ve diğer ürünlerinde tüketici algısında tercih edilmesini belirleyen ana unsur marka ismidir. Bu durumdan hareketle markanın ürün çeşitliliğini tüketicide daha çok tercih edilmesini sağlayan pazarlama, reklam gibi unsurlar ikinci planda öne çıkmaktadır. Bu ise yeni bir ürünün tercih edilmesini sağlayacak olan araçlar ile mümkündür. Bu bağlamda yeni bir parfüm ürünü piyasaya sunmaya çalışan markanın, ürünün içindeki kalitenin yanı sıra ambalaj kalitesi ve tasarımını dikkate alması gerekmektedir. Çünkü bu markanın tüketici çevresi ve hitap ettiği müşteri çevresi, ürünün kaliteli olduğu yargısı ile hareket ederek, görünürlüğe önem vermektedirler. Buda o ürünün bireyde yarattığı istek ve arzularına cevap verebilmesi ile ilişkilidir. Buradan hareketle üründe kullanılan baskı çeşitleri ve kutu çeşitliliği görsel bir sunum sağlamaktadır. Örneğin bir parfümü sunarken, kokunun insanda yarattığı duyguları öne çıkaracaksa ambalaj tasarımında bunu ifade etmelidir. Bir ambalajında yılan motiflerini kullanarak pullama tekniği uygulanmış ve özel bıçak kesimleri ile kutuya yılan şekli verilmiştir. Bu bağlamda tüketicide algıyı pullama, özel bıçak ve baskı çeşitliliği gibi unsurlar ile öne çıkarmıştır.
144
GRAFİK TASARIM UYGULAMALARINDA BASKI ÇÖZÜMLEME ÖRNEKLEMESİ: JİMMY CHOO PARFÜM AMBALAJLARININ TÜKETİCİ ALGISINDAKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ Gamze ŞENTÜRK, Cengiz GÜZEL
Jimmy Choo parfümleri tüketici toplumlarında her ne kadar markalaşsa da yeni çıkardığı bütün ürünlerde, ambalaj içindeki ürün bilgisinden yola çıkarak ambalaj tarımında o algıyı yaratmaya çalışmaktadır. Bu ise ambalajın sadece tasarımına değil aynı zamanda uygulanan baskı tekniklerinin de etki algısını ortaya koymaktadır.
3.2 Anket Çalışmasının Yöntemi
Anket çalışmasında Jimmy Choo markasına ait 4 farklı parfüm ambalajı kullanıldı. Seçilen parfüm ambalajlarının tercih edilmesinde en çok satın alınan ve ilgi görene göre bir sıralama yapıldı. Deneklerin seçiminde ortalama baz alındı ve neden sonuç ilişkisine göre değerlendirilme yapıldı. Ortaya çıkan bulgu ve bilgiler üzerinden sonuç bölümüne ulaşıldı.
Bu bağlamda tüketicilere yöneltilen sorular şu şekildedir:
1- İsminiz, yaşınız ve mesleğiniz nedir 2- Parfüm kullanırmısınız 3- Parfüm alırken ambalajı önemsermisiniz 4- Ambalajı görünce sizde nasıl bir his uyandırıyor 5- Ambalaj size nasıl bir ifade çağrıştırıyor 6- Ambalaj güzel/çirkin ise nedeni nedir 7- Ambalaj ilginizi çekiyor/çekmiyor ise nedeni nedir 8- Ambalaj size ürünü ile ilgili bir merak yaratıyormu 9- Ambalaj sizde nasıl bir hissiyat yaratıyor
145
Resim 5: Jimmy Choo Leau
146
GRAFİK TASARIM UYGULAMALARINDA BASKI ÇÖZÜMLEME ÖRNEKLEMESİ: JİMMY CHOO PARFÜM AMBALAJLARININ TÜKETİCİ ALGISINDAKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ Gamze ŞENTÜRK, Cengiz GÜZEL
Şekil 1: Anket Katılım ve Sonuç tablosu
147
Tüketicilere yönetilen sorulara verilen cevaplar genel hatlarıyla şu şekildedir: Parfüm tercihleri genelde eğitim düzeyleri arttıkça yükselmekte ve ürün kalitesindeki beklenti artmaktadır. Bu durum genelde marka ürünlerde daha sık görülmektedir. Jimmy Choo markası daha çok ürünlerin kalitesi ile ön plana çıksa da yeni çıkardığı bütün ürünlerin tasarımında parfümün etki alanlarını yansıtmaya çalışmaktadır. Örneğin doğal egzotik koku içeren bir parfüm için tasarlanan ambalajda, tüketicinin ambalajda exotic dokuyu hissetmesi için kabartma ve pullama yöntemi ile baskıda farklı bir uygulama yöntemi tercih edilmiştir. Ayrıca ürün üzerindeki değişik renk kulvarlarının ve logonun varak yöntemi ile kabartılması çeşitliliği uygulanmıştır.
Resim 6: Jimmy Choo Exotic Anket deneklerinin ortak değerlendirme yapısına bakıldığında sorulara verilen cevaplarda, Bir parfümü sadece markası ile değil aynı zamanda kokusu ve sunumuyla da ilgilendikleri anlaşılmaktadır. Bu bağlamda 3. Sorudan başlayarak 9. Soruya kadar gelinen süreçte ürünün kalitesinin yanında ambalajın tasarımında uygulanan baskı tekniklerinin de etkili olduğu sonucu çıkmaktadır. Bu durum ürünün bütününe bakıldığında pazarlama ve satış unsurlarında göz ardı edilmemesi gereken bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü tüketicilerin eğitim seviyesi yükseldikçe kalite bakışları nasıl değişiyor ise, hissiyatı etkileyen koku ve tercihlerde o kadar değişebiliyor. Tüketici toplumları sadece arzulanan ürün tercihleri ile hareket etmemektedir. Bireylere sunulan ürünün iyi pazarlanması da önemlidir. Bu bağlamda Jimmy Choo parfümlerinde tüketicilere yöneltilen tercih ve beklenti sorularındaki genel hedef; ürünün tercihinde ambalajın etkisi ve ambalaj tasarımında uygulanan baskı çeşitlerinin yarattığı tercih ilişkisini ortaya koymaktır. Bu durumdan hareketle genel amaç ise, Tüketicinin tercihlerinde tasarım olgusunun yanında baskı çözümlemeleri de dikkat edilmeli ve yaratıcı çözümlemeler sunulmalıdır.
Sonuç itibari ile Jimmy Choo parfümleri kendine yaratmış olduğu Pazar payını büyütebilmek için iyi bir pazar-
148
GRAFİK TASARIM UYGULAMALARINDA BASKI ÇÖZÜMLEME ÖRNEKLEMESİ: JİMMY CHOO PARFÜM AMBALAJLARININ TÜKETİCİ ALGISINDAKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ Gamze ŞENTÜRK, Cengiz GÜZEL
lama araçları yaratırken ambalaj tasarımının etkisini ve baskı tekniklerinin önemini göz önünde bulundurması gerekmektedir. Bu bağlamda tasarımında tek başına bir ifade yaratmadığı da sonuçlanmıştır.
Resim 7: Jımmy Choo Blossom
3. SONUÇ
Gelişen baskı çözümlemeleri sayesinde birçok dergi tasarımına, afişe ve kataloğa yansıyan teknik farklılıklar kitle iletişimde algısal yönlendirme unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu farklı algılama güdüsü ürünün daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamaktadır. Diğer bir ifade ile baskı teknolojilerinde elde edilen farklı renk, teknik uygulama ve baskı çeşitliliği beraberinde değişik farkındalıklar yaratmaktadır. Bu çalışmanın kapsamı grafik tasarım uygulamalarının gelişen baskı çözümlemeleri ile yarattığı farkındalığın kitle iletişimde yarattığı algıyı ortaya koymaktır. Bu çalışmanın yöntemi ise grafik tasarım ürünlerinin baskı çözümlemelerini inceleyip değerlendirmek ve toplum içerisindeki genel gözlem sonuçlarını yorumlamaktır. Bu çalışmada genel sonuç itibari ile grafik tasarım uygulamalarının gelişen teknoloji ile baskı teknolojilerinin sonuçlandırılmasında toplumsal yansımalarındaki etkisi ve payı değerlendirilip, baskı çözümlemelerinin grafik tasarım ürünlerinin sonuçlandırılmasında önemliliği değerlendirilmiştir. Bu bağlamda iyi bir tasarım uygulanamadığı ya da görsel bağlamda sonuçlandırılamadığı zaman tek başına bir ifade taşıyamayacağı olgusu ortaya çıkmıştır. Bir diğer ifade ile grafik tasarım uygulamaları basılı görsele dönüşeceği zaman, Basım teknolojileri ile olan uyumluluğu değerlendirilmiştir. Sonuç itibari ile özelinde Jimmy Choo parfüm ambalajları genelinde ise parfüm ambalajlarında uygulanan çeşitli baskı ve print yöntemlerinin tüketici bireylerinde yaratmış olduğu algıdaki önemi ortaya konmuştur. Bu bağlamda ambalaj tasarımında baskı çözümlemelerinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır.
149
KAYNAKÇA
1. Bayazıt, Nigan, (İstanbul.2006) Ambalaj Tasarımının Özet Geçmişi, ASD Bülteni, Mayıs/Haziran, s.68, 2. Tüzel, N. (2012), Raflarda Artan Rekabet ve Ambalaj Tasarımı, ASD Ambalaj Bülteni, Sayı: 3, 3. Gültekin, E., Etkili Ambalaj Tasarımı, Dora Yayın, 1. Baskı, Bursa, 2009. 4. Aydemir, C., Özakhun, C., (İstanbul, 2014) Matbaa Malzeme Bilimi, Marmara Üniversitesi Yayınevi, 1.Baskı, 5. Gençoğlu, E., Şimşeker, O., Özdemir, L.,( İstanbul, 2009) Flekso Baskı Sistemi, Geliştirilmiş 2. Baskı, 6. Kocaman, Ş. (2014) Türkiye’de Ambalaj Tasarımında Baskı Teknikleri ve Yeni Oluşumlar, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Arel Üniversitesi. 7. İstanbul Üniversitesi TBMYO Baskı Yöntemleri I – Ders Notları; 9 Resim-1 (2015) 8. http://www.eksenofset.com/index.php?goster=ambalaj-urunleri/ (Erişim tarihi: 24.06.2017) 9. İstanbul Üniversitesi TBMYO Baskı Yöntemleri I – Ders Notları 7-Tifdruk Baskı Sistemi, Resim3 (2016) 10. İstanbul Üniversitesi TBMYO Baskı Yöntemleri I – Ders Notları, Resim4 (2016) 11. http://teknikbilimlermyo.istanbul.edu.tr/basimyayin/wp-content/uploads/2014/09/Bask%C4%B1-Teknikleri-01.pdf (Erişim tarihi: 23.06.2017) 12. http://row.jimmychoo.com/en/women/blossom-60ml/jimmy-choo-blossom-eau-de-parfum-60ml-JCBLOSSOM60MLFFUS.html Resim5(Erişim tarihi: 06.06.2017) 13. http://row.jimmychoo.com/en/women/blossom-60ml/jimmy-choo-blossom-eau-de-parfum-60ml-JCBLOSSOM60MLFFUS.html Resim6(Erişim tarihi: 06.06.2017) 14. http://row.jimmychoo.com/en/women/blossom-60ml/jimmy-choo-blossom-eau-de-parfum-60ml-JCBLOSSOM60MLFFUS.html Resim7 (Erişim tarihi: 06.06.2017)
150
INFLUENCE OF MICROCAPSULES’ CONCENTRATION ON THE PHYSICAL AND SURFACE CHARACTERISTICS OF THE PRINTS Rastko MILOŠEVIĆ1,Nemanja KAŠIKOVIĆ1, Živko PAVLOVIĆ1, Urška STANKOVIĆ ELESINI2, Dragan KUKURUZOVIĆ3, Raša URBAS2 University of Novi Sad, Faculty of Technical Sciences, Department of Graphic Engineering and Design, Trg Dositeja Obradovića 6, 21000 Novi Sad, Serbia 2 University of Ljubljana, Faculty of Natural Sciences and Engineering, Department of Textiles, Graphic Arts andDesign, Snežniška 5, 1000 Ljubljana, Slovenia 3 University of Novi Sad, Faculty of Technical Sciences, Department for Production Engineering, Trg Dositeja Obradovića 6, 21000 Novi Sad, Serbia rastko.m@uns.ac.rs, knemanja@uns.ac.rs, zivkopvl@uns.ac.rs, urska.stankovic@ntf.uni-lj.si, kukuruzovic@uns.ac.rs, rasa.urbas@a.ntf.uni-lj.si
1
Abstract Today, microcapsules are used in different fields of application, such as in medicine, pharmacy, agriculture, chemical industry, construction industry, food industry, biotechnology, electronics. Several microcapsule types, such as fragranced or PCM (phase change material) microcapsules, also found their use in printing and textile industries, where they need to be premixed with appropriate ink or varnish before application on the desired substrate. Microcapsules are mainly applied either by coating or by different printing techniques, which main advantage is the ability to transfer them onto target areas of the substrate material without or with as little damage as possible, allowing the deposited microcapsules to fulfil their basic functionality. The aim of this research is first to investigate the physical characteristics of the fragranced microcapsules printedusing the coating technique, and secondly to determine how different concentrations of the applied microcapsules, which were before coating premixed with the water-based varnish, affect the physical and the surface characteristics of the prints. Performed SEM (scanning electron microscopy) and AFM (atomic force microscopy) analyses of the prints revealed that the increase of the fragranced microcapsules’ concentration in the printed water-based varnish, significantly affected both physical and surface characteristics of the prints. Keywords: fragrancedmicrocapsules, coating, water-based varnish, surface characteristics, printing
1
151
Introduction One of the first industries that commercially started to usethe microcapsules is the graphic industry.Microcapsules are nowadays used for various applications in medicine, pharmacy, agriculture, construction industry, chemical industry, food industry, biotechnology, cosmetic industry, photography, electronics, textile and printing industry etc.1-4. Microcapsules are very small spheres,which usually consist of two parts: the core and the shell5. Microencapsulation process enables the core material to reach the “target” areas without beinginfluenced by the environment through which it passes, while its microscopic size allows the consumption of very small active agent quantity5-8. “In situ” polymerization microencapsulation method is one of the simplest and most frequently used in the graphic industryand provides high active agent loadings and production of smoothsurface microcapsules with good mechanical properties5,9-12. Microcapsules used in printing applications can be activated by usingvariousactivation mechanisms, that are mainly based on external pressure, abrasion and heat or light activation4,5,10,13. In addition to the visual and the tactile aspects of the printed matter, the progress of printing technology also enabled the inclusion of scent, by applying microcapsules containing fragrances14. Due to the high volatility of the fragrances, the encapsulation is a necessary step for ensuring longer activity time, protection against the environment, and controlled release of the encapsulated fragrance15,16. Microcapsules can be applied on different substrate materials,in order to enrich their properties and to add value to the final printed product. Microcapsules can be implementedat the end of the printing processes (by coating or spraying),they can be incorporated into the material itself, or transferred onto the substrate using various printing techniques (screen printing, sheet-fed and web offset printing, gravure, flexography, pad printing, inkjet and xerography)5,17-21. Microcapsules are usually premixed into the ready-to-use inks, conventional inks, UV and plastisol inks, or they can be used inthe combination with different printing varnishes16,22-24. The main advantage of printing technologies is that the microcapsules can beuniformly applied onto desired areas of asubstrate9,25.During theprinting process, clustering of the microcapsules often occurs, which can lead to the uneven spatial distribution of the microcapsules in the printed ink/varnish layer, thus negatively affecting the visual appearance and the functionality of the prints26,27. Basic properties of the microcapsules, such as morphology, microcapsule formation, size and volume distributions, can be determined usingoptical, scanning electron microscopy (SEM) or transmission electron microscopy (TEM) incombination withthe appropriate image analysis software17,28,29.The AFM (atomic force microscopy) is widely used to characterise the surface topography of the areas of the interest (printed or coatedimpressions)30,31, as well as for obtaining mechanical characteristics of the microcapsules31,32. A surface topography of the printed surface has a significant influence on the type and the amount ofthe reflected light from the printed surface, which distribution consequentlyaffects the printing quality (hue of the printed ink and the print gloss) and the appearance of the prints. Our perception of the print gloss, as one of the printingquality characteristics,isaffected by the surface properties of the observed prints. Surface characteristics of the printsareinfluenced by the substrate material properties, its surface structure(smoothness, roughness), texture, degree of transparency,type of the coating and complex rheological and surface tension effects of the coatings30,33,34.In the case of the surfaces with low surface roughness,spreading and diffuse scattering of the reflected light is decreased,thus resulting inincreased gloss35-39. The larger amount of the printed varnish enables better coverage of the surface imperfections (peaks and concavities) of the printed substrate and better levelling of the coating (which is affected by the coating viscosity, surface tension, yield value, thickness or volume, and the degree of wet coating irregularity), thus enabling more uniform surface structure of the printswith decreased surface roughness
2
152
INFLUENCE OF MICROCAPSULES’ CONCENTRATION ON THE PHYSICAL AND SURFACE CHARACTERISTICS OF THE PRINTS Rastko MILOŠEVIĆ, Nemanja KAŠIKOVIĆ, Živko PAVLOVIĆ, Urška STANKOVIĆ ELESINI, Dragan KUKURUZOVIĆ, Raša URBAS
andleads to the higher print gloss30. This research aims to investigate the basic physical characteristics of the fragranced microcapsules in the water suspension, in which scented fragrances were encapsulated. Besides mentioned, the goal of the research was to determine how different concentrations of the applied fragranced microcapsules affect the physical and the surface characteristics of the prints. Fragranced microcapsules were premixed,in different mass concentrations of 1% and 15%, with the water-based varnish and subsequently printed onto the printing substrate (transparent foil), bya coating technique. Experimental Part Materials As a printing substratewas used a commercially available transparent foilwhich basic characteristics (thickness, grammage, optical density and surface roughness),were determined withthe appropriate standard test methods40-42 listed under the Methods in continuation. In this research, fragranced mono-core microcapsules in water suspension, which were made by modified in situ polymerization method, were used43. The microcapsule core material was made of different essential oils combination, with the fragrances of sage, rosemary and lavender, while the microcapsule shell was made of partially methylated trimethylol melamine (Melamin, Slovenia). The C-375 water-based printing varnish (in the continuation designated as V) was based on the stabilised water dispersion of acrylic resins (styrene acrylic emulsion), with the addition of the polyethylene wax. Selected varnish is suitable for the protection of the printed packaging in the food industry (without direct contact with the food) and is characterised by its high gloss and abrasion resistance (Cinkarna Celje, Slovenija). Methods Various techniques and testing methods were used for determination of the specific properties of the printing materials (printing substrate, microcapsules and varnish) and the coated samples (with different concentration ofthe fragranced microcapsules). Before coating process, microcapsules were premixed with the selected varnish (for 10 min., at 800 rpm) using the HS-30D WiseStir mixer (Witeg Labortechnik GmbH, Germany).The application of the varnish with the fragranced microcapsules,onto the printing substrate,was done using a printing process performed by coating technique(BYK 4-sided applicator, Germany), which allows maximum deposition thickness of 200 μm. After coating, all samples were dried at room temperature (25°C, 55% relative humidity) for 24 hours. For the printing substrate, following properties were determined: grammage(Mettler AE200 analytical balance) (ISO 536:2012)40, thickness (measuring surface of 1 cm2, pressure 50 kPa and 100 kPa)(Metrimpex gauge, Hungary) (SIST EN ISO 5084:1996)41, optical density (Vipdens150, Viptronic, Germany) and surface roughness (AFM, VeeCO di CP II, Digital Instruments, USA). Selected fragranced microcapsulesand the prints were prepared andphotographedusing scanning electron microscopy(SEM; JSM 6060 LV, Jeol, Japan) to obtain microcapsules’ and prints’ morphology. Generatedimages were alsoanalysed using an image analysis software(ImageJ,USA)42 in order to determinemicrocapsules’ size/volume distributions.Determination of the fragranced microcapsules diameters was based on the 500 measurements on different SEM images. For the varnish (without and with different fragranced microcapsules concentrations) viscosity (RheolabQCC-PTD 180/AIR/QC, Anton Paar, Austria) and pH values (pH Meter MA 5740, Iskra, Slovenia)
3
153
were determined. On the printed samples, thickness, grammage and surface roughness were determined using previously mentioned methods, apparatus and standards. The surface roughness of the printed samples (with and without the fragranced microcapsules) were characterised using the atomic force microscopy (AFM, VeeCO di CP II, Digital Instruments, USA). Printing substrate â&#x20AC;&#x201C; transparent foilwas coated using the fragranced microcapsules in three different mass concentrationsin the varnish (1% and 15%). AFM image analysiswas performed in the contact mode. Topographic images were made using etched silicon probe symmetric type (MPP10 (K12-9)), while the imaging size and resolution were40Ă&#x2014;40 Îźm2 and 256Ă&#x2014;256 px respectively. Each sample was scanned on three different points, under the same ambient atmospheric conditions (20°C, relative humidity 50%), after which the mean value of all three measurements was presented. The whole scanned region was included in the calculation of the surface roughness parameters values, butthe original data was processedusing the SPIP software for the scanning probe microscopy (SPM), data visualisation and analysis (SPIP, Denmark). For the characterisation of the samples, we used three surface roughness parameters: RootMean-Square (RMS) roughness (Sq), Skewness (Ssk), and Kurtosis (Sku), which are frequently usedin other scientific investigations30,44. The Sq parameter is the most widely used amplitude surface roughness parameter,which expresses the standard deviation of the height, and can be expressed as: 1 â&#x2C6;&#x2018;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;â&#x2C6;&#x2019;1 â&#x2C6;&#x2018;đ?&#x2018; đ?&#x2018; â&#x2C6;&#x2019;1[đ?&#x2018;§đ?&#x2018;§(đ?&#x2018;Ľđ?&#x2018;Ľđ?&#x2018;&#x2DC;đ?&#x2018;&#x2DC; , đ?&#x2018;Śđ?&#x2018;Śđ?&#x2018;&#x2122;đ?&#x2018;&#x2122; )]2 đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC; đ?&#x2018;&#x2DC;đ?&#x2018;&#x2DC;=0 đ?&#x2018;&#x2122;đ?&#x2018;&#x2122;=0
(1)
đ?&#x2018;&#x2020;đ?&#x2018;&#x2020;đ?&#x2018; đ?&#x2018; đ?&#x2018; đ?&#x2018; =
1 â&#x2C6;&#x2018;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;â&#x2C6;&#x2019;1 â&#x2C6;&#x2018;đ?&#x2018; đ?&#x2018; â&#x2C6;&#x2019;1[đ?&#x2018;§đ?&#x2018;§(đ?&#x2018;Ľđ?&#x2018;Ľđ?&#x2018;&#x2DC;đ?&#x2018;&#x2DC; , đ?&#x2018;Śđ?&#x2018;Śđ?&#x2018;&#x2122;đ?&#x2018;&#x2122; )]3 đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x2020;đ?&#x2018;&#x2020;đ?&#x2018;&#x17E;đ?&#x2018;&#x17E;3 đ?&#x2018;&#x2DC;đ?&#x2018;&#x2DC;=0 đ?&#x2018;&#x2122;đ?&#x2018;&#x2122;=0
(2)
đ?&#x2018;&#x2020;đ?&#x2018;&#x2020;đ?&#x2018;&#x2DC;đ?&#x2018;&#x2DC;đ?&#x2018;&#x2DC;đ?&#x2018;&#x2DC; =
1 â&#x2C6;&#x2018;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;â&#x2C6;&#x2019;1 â&#x2C6;&#x2018;đ?&#x2018; đ?&#x2018; â&#x2C6;&#x2019;1[đ?&#x2018;§đ?&#x2018;§(đ?&#x2018;Ľđ?&#x2018;Ľđ?&#x2018;&#x2DC;đ?&#x2018;&#x2DC; , đ?&#x2018;Śđ?&#x2018;Śđ?&#x2018;&#x2122;đ?&#x2018;&#x2122; )]4 đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x20AC;đ?&#x2018;&#x2020;đ?&#x2018;&#x2020;đ?&#x2018;&#x17E;đ?&#x2018;&#x17E;4 đ?&#x2018;&#x2DC;đ?&#x2018;&#x2DC;=0 đ?&#x2018;&#x2122;đ?&#x2018;&#x2122;=0
(3)
đ?&#x2018;&#x2020;đ?&#x2018;&#x2020;đ?&#x2018;&#x17E;đ?&#x2018;&#x17E; = â&#x2C6;&#x161;
where M is the number of the points per profile, N is the number of the profiles within the sampling area, and z is the normal deviation from the mean surface plane at point x, y on the surface30,44. The surface skewness (Ssk) describes the asymmetry of the height distribution within the sampling area(a skewness value equal to 0 indicates a Gaussian-like surface, while a negative value presents a samplewhere the deep valleys are dominating over the peak regions, whereas, a positive value indicates a surface comprised of disproportionate number of peaks), and can be expressed as30,44,45:
The surface kurtosis (Sku) describes the peakedness of the surface topography and characterises the anomalies in the surface height distributions(a Gaussian value for this parameter is 3). When the surface consists of abnormally distributed high peaks or deep valleys, the kurtosis becomes very large (narrower height distribution), and when the surface is composed of a gradually varying or â&#x20AC;&#x153;rolling-hillâ&#x20AC;? type texture, the kurtosis will be less than 3 (broader height distribution). Sku is a good indicator of when an otherwise normally distributed surface may have some defects, inordinate peaks or valleys,and can be expressed as30,44,45:
Results Printing substrate Measured properties of the printing substrate â&#x20AC;&#x201C; transparent foil (thickness, grammage, optical density and surface roughness), are presented in Table 1. The surface roughness, i.e. the Sq ofthe front-side of the foil is lower than the Sqof the back-side of the transparent foil, which indicates the lower value of Sq parameter.Higher values oftheskewness and the kurtosis parametersindicate that the back-side surface of the
4 154
INFLUENCE OF MICROCAPSULES’ CONCENTRATION ON THE PHYSICAL AND SURFACE CHARACTERISTICS OF THE PRINTS Rastko MILOŠEVIĆ, Nemanja KAŠIKOVIĆ, Živko PAVLOVIĆ, Urška STANKOVIĆ ELESINI, Dragan KUKURUZOVIĆ, Raša URBAS
transparent foil possesses more peaks (Ssk),as well as more non-normally distributed high peaks or deep valleys (Sku). The reason for obtainingsuch high values of Ssk and Sku parameters can be contributed to the presence of the residuals in the form of dust or other impuritieson the surface of the transparent foil. Table 1: Measured properties of the printing substrate – transparent foil (surface roughness - Sq, skewness Ssk and kurtosis -Sku) Measured property Thickness [μm] Grammage [g/m2] Optical density Surface roughness front-side back-side
Sq [nm] 18.92 34.39
Value 96.90 133.11 0.0465 Ssk 4.04 7.62
Sku 31.49 115.85
Microcapsules Figure 1 shows morphology (1a) and size/volume distribution (1b) of the fragranced microcapsules in water suspension, that were used for coating process in combination with the water-based varnish. The fragranced microcapsules areregular, spherically shaped and had a smooth surface, but of various sizes (Figure 1a), which caused a wide size distribution curve(Figure 1b). Generated size distribution curve showed an extreme positive skew (blue bars and red curve in Figure 1b), where 32.87% of the sampled fragranced microcapsules had the diameter of up to 2 µm, while as much as 77.43% of the total sampled fragranced microcapsules had the sizes in the range of 0.5–6 µm. The mean diameter of the sampled fragranced microcapsules was 4.44 µm (st. dev. 4.30), while the minimum and maximum recorded diameters were 0.67 µm and 26.86 µm, respectively. For the simplification of the fragranced microcapsules volume calculation, theirshapes were approximated with the ideal spheres. In contrast to the fragranced microcapsule size distribution, the volume distribution (green curve in Figure 1b) had an opposite, negative skew, where 1.39% of all sampled fragranced microcapsules participated with 32.33% in the total fragranced microcapsules volume amount46.
a) b) Figure 1: Fragranced microcapsules in water suspension (a) (SEM; 1.000× magnification), with their size and volume distributions (b)46 Varnishes Viscosity and pH value of the selected varnish and the fragranced microcapsulesin water suspension are presented in Table 2.It can be noticed that the addition of the fragranced microcapsules (MC) in 1% (V_1%
5 155
sample) and 15% (V_15% sample) mass concentrationsincreased the viscosityof the varnish (viscosity results were recorded at the shear rate of 50 s-1). This was expected,because of the more viscous water suspensionof fragranced microcapsules (MC).Due to the acidic nature of the fragranced microcapsules in the water suspension, their addition to the water-based varnish slightly decreasedthe pH valueof the varnish (Table 2). Table 2: The basic characteristics of the varnish, the fragranced microcapsulesand their combination Sample
Viscosity [Pa·s]
pH[/]
MC V V_1% V_15%
0.550 0.063 0.066 0.077
5.64 7.97 7.81 7.67
Properties of prints After the coating process, thickness and the grammage measurements of the prints were performed and results are presented in Table 3. From the results can be noticed that the printed varnish layers weremuch thinner than the limitations of the coating apparatus, which was 200μm. The obtained lower varnish layer thicknesses couldbe contributed to the rheological and the drying characteristics of the varnish, the surface characteristics of the printing substrate and the interactions between them. It can also be observed that by increasing the concentration of the fragranced microcapsules in the varnish (PV_1% sample, and PV_15% sample), boththe thickness and the grammage of the samples, increased. Table 3:The thickness and the grammage of the printedsamples Sample
Property
Unprinted Transparent foil sample PV Printed PV_1% samples PV_15%
Thickness [μm]
Thickness increase [%]
Grammage [g/m2]
Grammage increase [%]
96.90
-
133.11
-
118.00
22.29
142.44
7.01
125.30
29.31
161.75
21.52
157.90
62.95
190.00
42.74
Scanning electron microscopy (SEM) and subsequent image analyses of the obtained SEM images were employed in order to investigate the fragranced microcapsules’ properties in the printed varnish layers. Figure 2 presents SEM images that show the surfaces of the printedsamples using varnish without (PV) and with the addition of the fragranced microcapsules in 1% (PV_1%) and 15% (PV_15%) mass concentrations. The surface of the prints made by solely varnish (sample PV) (Figure 2a) was very uniform.The surface of the samples where the fragranced microcapsules were added in the mass concentration of 1%(PV_1%) (Figure 2b), had a slightly rougher surface structure,and beside mentioned a lot of single fragranced microcapsules,that wererelatively uniformly distributed on the surface, could be observed. The prints made withthe fragranced microcapsulesin the mass concentration of 15% (PV_15%) (Figure 2c) possessed the
6 156
INFLUENCE OF MICROCAPSULES’ CONCENTRATION ON THE PHYSICAL AND SURFACE CHARACTERISTICS OF THE PRINTS Rastko MILOŠEVIĆ, Nemanja KAŠIKOVIĆ, Živko PAVLOVIĆ, Urška STANKOVIĆ ELESINI, Dragan KUKURUZOVIĆ, Raša URBAS
roughest surface structure, with visible fragranced microcapsuleson the sample surface.
a)
b)
c)
Figure 2:Surfaces of the printed samples PV (a), PV_1%(b), PV_15% (c) (SEM; 500× magnification) Presented3D renderings of the AFM images(Figure 3) and the obtained values ofthe selected surface roughness parameters (Table 4) revealed that the addition of the fragranced microcapsules causeda significantincrease of the surface roughness (Sq) of all printed samples.The surface of the substrate material – transparent foil was smoother than all printed samples,regardlessof the fragranced microcapsules concentration in the varnish layer (Table 1 and Table 4).The addition of the fragranced microcapsulesintroduced visible changes to the surfaces of the printedsamples(Figure3), wherethe higher fragranced microcapsules’ concentration led to the higher surface roughness. Table 4: Measured values of different surface roughness parameters(surface roughness - Sq, skewness - Ssk and kurtosis Sku) Surface Sample roughness parameter S q [nm] Ssk[/] Sku[/]
PV
PV_1%
PV_15%
27.63 3.12 25.72
72.23 2.85 17.09
112.62 1.27 7.19
A positive skew value (Ssk)was registered on all the samples (Table 4),which was a characteristicofthe surfaces with the predominant peaks.The sample without the addition of the fragranced microcapsules (PV) had the highest Sskvalue. By increasing the concentration of the added fragranced microcapsules in the varnish layer, the skewness value gradually decreased.Printing – coating process enabledvery uniform, flat and unporous surface structurewith few isolated peaks,whichcontributed to the high Ssk value (Figure 2a and Figure 3a). Regarding the sample printed with microcapsules in 1% mass concentration (PV_1%), the skewness slightly declined compared to the PV sample, while in the case of the sample printed with the fragranced microcapsules in 15% mass concentration (PV_15%), significant decline of Ssk value occurred, due to the generation of the numerous deep valleys along with the appearance of the new peaks.
7 157
a)
b)
c) Figure 3: 3D renderings of the AFM images: PV (a), PV_1% (b), PV_15% (c) (AFM; 40×40µm) As the measurement of the sharpness of the surface structure – the kurtosis parameter provides the information about the distribution of the spikes above and below the mean line and can be used to differentiate between the surfaces, which have different shapes while having the same value of Ra (average roughness)47. The surface of the solely printedsample (PV) shows the highest value of kurtosis (Table 4). The Sku values followed the same trend as Ssk parameter, i.e. the higherthe fragranced microcapsule concentration, the lower the Sku value. Addition of the fragranced microcapsules in the printed varnish layer led to the surface peak distribution change, where the initial PV sample surface, with few spikes, was changed to more rougher surfaces with more rounded peaks (PV_1% and PV_15% samples in Figure 3) which consequently had lower kurtosis values. Conclusion Based on the measurements of the printing material properties, SEM and AFM analysis, several conclusions were made. The addition of the fragranced microcapsules into the varnishincreased its viscosityandslightly decreasedthe pH value. Measured thicknesses of the varnish layers were much lower than the limitations of the coating process (200 μm), which could be attributed to the rheological characteristics of the varnishes, surface characteristics of the printing substrate, drying speed of the varnishes, and the interactions between them. Utilization of the higher concentrations of the fragranced microcapsules in the coating processproducedthicker and
8
158
INFLUENCE OF MICROCAPSULES’ CONCENTRATION ON THE PHYSICAL AND SURFACE CHARACTERISTICS OF THE PRINTS Rastko MILOŠEVIĆ, Nemanja KAŠIKOVIĆ, Živko PAVLOVIĆ, Urška STANKOVIĆ ELESINI, Dragan KUKURUZOVIĆ, Raša URBAS
heavierprints. The fragranced microcapsules in the water suspension had very regular, sphericaly shaped and smooth surface, though their sizes were not uniform, which caused a wide diameter size distribution. With the higher concentration of the fragranced microcapsules in the printed varnish layer,higher surface nonuniformity of the printed varnish layerswasobtained (Figure 2). The presence, as well as higher concentrations of the fragranced microcapsules in the printed varnish layer,caused a significant increase of the surface roughness (Sq).A higher concentration of the fragranced microcapsules led toa gradual decrease of both skewness (Ssk) and kurtosis (Sku) values.Printing by coating process without the fragranced microcapsulesprovideduniform and unporous surface structure with few isolated peaks, which contributed to high Sskand Skuvalues.At higher fragranced microcapsule concentrations, skewness and kurtosis values declined,because of thegeneration of new valleys,as the peaks were emergingtoo. Thus, according to the obtained values of Ssk and Sku parameters (Table 4), as well as according to the AFM images (Figure 3),printing by coating process with a certain concentration of the fragranced microcapsuleschanged original,flat surface with few spikes(PV), to bumpiersurface with moreirregularities. Acknowledgements This research was supported by the Serbian Ministry of Science and Technological Development, Grant No.:35027 “The development of software model for improvement of knowledge and production in the graphic arts industry”, and by Cinkarna Celjethat provided the varnish for the experimental part of the research. References 1. T. VanDamme, D. Poncelet and P. Subra-Paternault,“Microencapsulation: des sciences aux technologies”,2007, Lavoisier, Paris, pp. 9–22. 2. P. Glavič andD. Brodnjak-Vončina, in Proceedings of Slovenski Kemijski Dnevi, Maribor, Slovenia, pp. 762–767 (1999). 3. R. Arshady andB. Boh,“Microcapsule patents and products”, The MML series,2003, Vol. 6, Citus reference series, London, pp. 85156. 4. B. Boh andB. Šumiga,Materials and Geoenvironment, 55, 329–344 (2008). 5. S.K. Gosh,“Functional coatings by Polymer Microencapsulation”, 2006, Wiley-VCH, Weinheim. 6. M. McShane andD. Ritter,Journal of Materials Chemistry, 20, 8189 (2010). 7. R. Dubey, T.C. Shami andK.U. Bhasker Rao,Defence Science Journal, 59, 82–95 (2009). 8. http://www.microteklabs.com/technical-overview.html (24th September 2015) 9. M. Starešinič, B. Šumiga and B. Boh,Tekstilec, 54, 80–103 (2011). 10. G. Nelson,Review of Progress in Coloration and Related Topics, 31, 57–64 (2008). 11. B. Ocepek, B. Boh, B. Šumiga andP. Forte-Tavčer,Coloration Technology, 128, 95–102 (2011). 12. M. Kuković andM. Knez,WO1996009114 A1 (1996). 13. https://www.sensorprod.com/prescale/product-pages/prescale/prescale.pdf (4th April 2017) 14. https://projekt.beuthhochschule.de/fileadmin/projekt/sprachen/sprachenpreis/erfolgreiche_beitraege_2007/1._Preis_07__Scent_Encapsulated_in_Printed_Products_-_Heike__Rose.pdf (4th March 2017) 15. http://mikrocaps.com/products/microencapsulated-fragrances/ (4th April 2017) 16. Ž. Pavlović, S. Dedijer, U. Stankovič Elesini and R. Urbas, In Proceedings of the 7 th GRID Symposium, Serbia, pp. 65–70 (2014). 17. S.N.Rodrigues, I.M. Martins, I.P. Fernandes, P.B. Gomes, V.G. Mata, M.F. Barreiro and A.E. Rodrigues, Chemical Engineering Journal, 149, 463–472 (2009). 18. B. Goetzendorf-Grabowska, H. Krolikowska and M. Gadzinowski, Fibres & Textiles in Eastern Europe, 12, 62
9 159
(2004). 19. B. Goetzendorf-Grabowska, H. Krolikowska, P. Bak, M. Gadzinovski, B. Brycki and A. Szwajca, Fibres & Textiles in Eastern Europe, 3, 102–107 (2008). 20. V. Chovancova, A. Pekarovicova and I.P. Fleming, In Proceedings of the 57th TAGA Annual Technical Conference, Toronto, Ontario, pp. 93–94 (2005). 21. R. Milošević, N. Kašiković, Ž. Pavlović, U. Stankovič Elesini and R. Urbas, In Proceedings of the 8th GRID Symposium, Serbia, pp. 47–55 (2016) 22. H. Kipphan, “Handbook of Print Media”, 2001, Springer-Verlag, New York. 23. Y. Maekawa, S. Miyano, K. Yazawa and A. Kondo, US 3888689 A (1975). 24. R. Kulčar, M. Friškovec, N. Hauptman, A. Vesel and M. Klanjšek Gunde, Dyes and Pigments, 86, 271–277 (2010). 25. B. Ocepek, P. Forte-Tavčer, B. Boh and B. Šumiga, In Proceedings of 9 th Autex Conference, Izmir, Turkey, p. 334 (2009). 26. R. Urbas, Ž. Pavlović, S. Draganov and U. Stankovič Elesini, In Proceedings of the 7 th GRID Symposium, Novi Sad, Serbia, pp. 51–58 (2014). 27. B. Chen, T. Hashimoto, F. Vergeer, A. Burgess, G. Thompson and I. Robinson, Progress in Organic Coatings, 77, 1069–1072 (2014). 28. R. Urbas and U. Stanković Elesini, Journal of Graphic Engineering and Design, 6, 15–21 (2015). 29. B. Peña, M. Casals, C. Torras, T. Gumí and R. Garcia-Valls, Industrial and Engineering Chemistry Research, 48, 1562–1565 (2009). 30. I. Karlović and D. Novaković, J. Imaging Sci. Technol., 55, 020501-1 – 020501-10(2011). 31. M. Liu, PhD Thesis, School of Chemical Engineering, The University of Birmingham, UK (2010). 32. A. Fery, F. Dubreuil, H. Möhwald, New J Phys, 6, 1–13 (2004). 33. I. Karlović, PhD Thesis, Department of Graphic Engineering and Design, University of Novi Sad, Novi Sad, Serbia (2010). 34. D. Satas and A.A. Tracton, “Coatings Technology Handbook”, 2000, Vol. 2, Boca Raton, FL, 187. 35. N.J. Elton and J.C.C. Day, Meas. Sci. Technol., 20, 025309 (2009). 36. N.J. Elton, Meas. Sci. Technol.,20, 025303 (2009). 37. J. Järnström, J. Peltonen, L. Sinervo and M. Toivakka,Tappi J.,6, 23–31 (2007). 38. R. Xu, P.D. Fleming III, A. Pekarovicova and V. Bliznyuk, J. Imaging Sci. Technol., 49, 660 (2005). 39. J. Faucheu, K.A. Wood, L.P. Sung and J.W. Martin, J. Coat. Technol. Res., 3, 29 (2006). 40. International Organization for Standardization (ISO),ISO 536:2012 Paper and board – Determination of grammage, Geneva, Switzerland, edn. 3 (2012). 41. International Organization for Standardization (ISO)SIST EN ISO 5084:1996 Textiles – determination of thickness of textiles and textile products, Geneva, Switzerland, edn. 2 (1996). 42. https://imagej.nih.gov/ij/download.html (29 th June 2016) 43. B. Šumiga, PhD thesis, University of Ljubljana, Ljubljana, Slovenia(2013). 44. S. Wang, Doctoral Thesis, Laboratory of Paper Coating and Converting Center for Functional Materials, Department of Chemical Engineering, Åbo Akademi University, Åbo, Finland, (2014). 45. A.A.E.S. Sakrana, O.B. Abouelatta, H. Matsumura, H. Koizumi and N. Tanoue, Int Chin J Dent, 4, 85–91 (2004). 46. R. Milošević, N. Kašiković, T. Cigula, U. Stanković Elesini and R. Urbas, Journal of Graphic Engineering and Design, 8, 45–56 (2017). 47. P.L.Menezes, S.P. Ingole, M. Nosonovsky, S.V. Kailas and M.R. Lovell, „Tribology for Scientists and Engineers“,2013, Vol. 1, Chap. 1, Springer Science+Business Media, New York, p. 17.
10 160
THERMOCHROMIC INKS AND AUGMENTED REALITY AS PART OF NOVEL SMART PACKAGING SOLUTIONS Stefan ĐURĐEVIĆ, Dragoljub NOVAKOVIĆ, Željko ZELJKOVIĆ, Nemanja KAŠIKOVIĆ University of Novi Sad, Faculty of Technical Sciences, Department of Graphic Engineering and Design, 21000, Novi Sad, Serbia email: djurdjevic@uns.ac.rs Abstract The information about the surrounding environment world of the user becomes interactive and digitally manipulated. Smart packaging systems are capable of carrying out intelligent functions such as detecting, sensing, communicating, tracing and recording to extend shelf life, enhance safety, improve quality, provide information, and warn a user about possible problems. These systems are too expensive, and they are usually not adapted for use by the final customer. This paper presents the features and benefits of combining thermochromic inks and augmented reality technology through the development of the concept of smart labels and application for detecting the state of the product in real time. The smart label is printed with thermochromic reversible screen printing inks tone sensitive to the change of temperature. Augmented Reality is achieved by the concept of the mobile application which analyses the state of the tone of inks on smart labels and provides information of the product in real time. The aim is to obtain accurate information about the state of product based on the analysis of the tone of thermochromic ink printed on the smart label and provision of information about product state through the augmented reality application on the mobile device. Keywords: Smart Packaging, Augmented Reality, Thermochromic Inks, Application Development 161
Introduction Augmented reality The term â&#x20AC;&#x153;Augmented Realityâ&#x20AC;? was coined by Caudell and Mizell1 in 1992, as superimposing environment whose elements are merged with augmented computer-generated images creating a mixed reality2. Unlike virtual reality, which creates an artificial environment, Augmented Reality uses the existing environment and overlays new information on top of it. That means Augmented Reality requires less computation resource than Virtual Reality (VR) because it only needs to render the overlaid objects instead of every pixel on the screen. Augmented Reality combines real and virtual, it is interactive in real time and registered in 3D3. Combines real and virtual means that information or animations are displayed on the same screen as the user sees the actual world on or through, to enhance what the user can see and read out from real world objects. Interactive in real time means that the user can interact with whatever information is displayed in the AR system. For instance, a user might look at a food packaging and is provided information about the food manufacturer and by clicking on this information the user can get the other food product list or the manufacturers web site (Figure 1). Registered in 3D means that virtual information is displayed and aligned with the real-world object4.
Figure 1: Food product and Augmented Reality app From a marketer perspective, Augmented Reality is an image recognition technology enables you to add digital content and interactive experience over your physical touch points (Product Package, Marketing collaterals, Printed ads, etc..). Customer unlocks these digital contents through scanning the item with smart device camera (Smart phones, tablets, glasses etc.) using Augmented Reality enabled application. Besides adding objects to a real environment, Augmented Reality also has the potential to remove them (Figure 2)5. Graphic overlays might be used to remove or hide parts of the real environment from a user. For example, to remove a packaging (to see the product inside) in the real environment, draw a representation of the real product and space inside of the packaging in front of it, actually removing packaging from the users sight. Removing full packaging and present it interactively in an 162
THERMOCHROMIC INKS AND AUGMENTED REALITY AS PART OF NOVEL SMART PACKAGING SOLUTIONS Stefan ĐURĐEVIĆ, Dragoljub NOVAKOVIĆ, Željko ZELJKOVIĆ, Nemanja KAŠIKOVIĆ
AR system will be much harder, but this removal may not need to be photorealistic to be effective.
Figure 2: Augmented Smart Packaging Concept Smart Packaging Smart packaging provides enhanced functionality that can be divided into two sub markets: active packaging and intelligent packaging6. Active packaging is packaging, which has an extra function in addition to that of providing a protective barrier against external influence. It can control, and even react to, phenomena taking place inside the package. Intelligent packaging monitors to give information on the quality and state of the packed product. Smart, intelligent or clever packaging is defined as a packaging technique containing an external or internal indicator for the active product history and quality7. Smart Inks In recent years smart inks, lacquers and labels are used for the printing, packaging, security (brand protection, traceability, tamper-evidence), medical sterilisation, heat and radiation curing, food retorting, coding and marking, etc.8. Smart inks can respond to the following sources of stimulation9: •
Gamma Radiation
•
UV Radiation
•
Temperature (Heat or cold)
•
Steam
•
Ethylene Oxide
•
Infrared Radiation
•
etc. 163
Thermochromic Inks Thermochromic inks or dyes are temperature sensitive10 compounds that change color gradually in response to fluctuations in temperatures. There are both irreversible and reversible types9. Problem Description The aim of this work is to create the thermochromic smart label to check temperature changes using augmented reality application on the smartphone. Results For this experiment, we used blue Chameleon® thermochromic water based screen reversible inks heat activated with the standard activation temperature of 31°C9. Chameleon® Water Based Screen Ink is supplied as a two part ink system, and we mixed it equally (50% thermochromic ink, 50% thermochromic binder). We mixed thermochromic ink and binder using IKA KS 130 basic orbital shaker11 with these setups: Mot: 400/min and time: 5min. For printing purpose, we also used conventional water based textile printing ink Epta Inks Manoukian Argon Texilac Mono A Freddo Blu Navy M167626K00100012. We printed on Ritrama semi-gloss 80 g/m2 paper13. The ink was dried using hot air dryer Laboratory Drying Oven COLO DRYS53A14 set to a maximum temperature of 70°C for two minutes. For the printing process, four screen meshes (500 x 760 mm) with four different mesh counts (90, 120, 140 and 160 threads/cm) were used (Ševa-Grafika, Serbia), which were fixed on aluminum frames (580 x 840 mm)15. Test form was exposed in Vacuum Exposure Unit with UV lamps Black Light – Blue 18w F18W/BLB-T8 Sylvania16 for 3.5 minutes using test form films. We printed on Screen Printing Machine S55017. Printing speed was 15 cm/sec; squeegee hardness was 80 Shore Type A and 4 mm snap-off distance.
Figure 3: Thermochromic Smart label printing process
In the first pass, we printed thermochromic ink using the image on the test form. After drying process in the second pass, we printed conventional ink. After the second drying process, the samples were ready for the augmented reality check (Figure 3). During the development of augmented activated smart label, we used augmented reality application 164
THERMOCHROMIC INKS AND AUGMENTED REALITY AS PART OF NOVEL SMART PACKAGING SOLUTIONS Stefan ĐURĐEVIĆ, Dragoljub NOVAKOVIĆ, Željko ZELJKOVIĆ, Nemanja KAŠIKOVIĆ
generated with Unity18 using Vuforia19. Image recognition Augmented Reality apps built with the Vuforia SDK must have a public target dataset that can be used to match targets captured with the camera device. We uploaded same target images as test form images on Vuforia website to create target dataset. To access to the online datasets, it is necessary to follow this link https://developer. vuforia.com/targetmanager. Registration is required. After registration, we created the License Key in License Manager, then database in Target Manager. We added image targets to this database and download the dataset in the form of Unity package due to Unity3D is the development IDE. Downloaded package contains the dataset configuration XML file that allows configuring certain trackable features, and a binary file, holding the trackable database. Then we created new 3D Unity project with imported Vuforia SDK and dataset. We added image target ARCamera from the Assets/Vuforia/ Prefabs folder and deleted default camera. Target image and ARCamera positions were set to zero, so they are in the middle of the scene. ARCamera were sat to face in the Target image. Then we added the License Key found in the Developers Portals License Manager page to an App Licence Key in the ARCamera in Unity. In the Image Target Inspector, we set dataset and image targets. In the ARCamera inspector, the dataset has to be loaded and activated. Then we added a 3D object and User Interface and placed it on the image target. The 3D object has to be a child element to the target Image. Then it is possible to test it using the web camera. The final application is a working Augmented Reality application; it fully meets all the requirements for an Augmented Reality application. The system was able to recognize the state of the smart label under different temperature conditions (Figure 4).
Figure 4: Smart label state check using developed Augmented Reality Application Discussion Smart label and Augmented Reality application are a simple solution to control the product state. Current technological advances ensure the implementation of such a control system. For printing these types of labels, it is possible to use screen printing as well as flexo printing technique, which provides fast output production speeds for high circulation. In the future, we expect the fall in prices of smart inks and greater development of Augmented Reality. 165
Conclusion As a result, the service was able to show the product (label) state depended on smart label state. Unlike the conventional advertising applications which simply introduce and explain products by triggering user’s interests, this novel smart packaging solution is expected to be used in an area of smart packaging, by making the interaction between users and package. Acknowledgements This work was supported by the Serbian Ministry of Science and Technological Development, Grant No.:35027 “The development of software model for improvement of knowledge and production in graphic arts industry” References 1. T. Caudell and D. Mizell, “Augmented Reality: An Application of Heads-Up Display Technology to Manual Manufacturing Process”. Twenty-Fifth Hawaii International Conference on System Sciences, vol. 2, pp. 659 – 669 (1992). 2. B. Furht, “Handbook of Augmented Reality”, (2011) 3. R. T. Azuma, “A Survey of Augmented Reality”, Teleoperators and Virtual Environments 6, pp. 355-385 (1997) 4. G. Tholsgard, “3D rendering and interaction in an augmented reality mobile system”, (2014) 5. S. Đurđević, D. Novaković, Ž. Zeljković, D. Avramović, “Using augmented reality technology for controlling state of smart packaging products” International Symposium on Graphic Engineering and Design, pp. 427-437 (2016) 6. http://www.packagingdigest.com/smart-packaging (Accessed date: 13.04.2017) 7. Fabech et al., Active and intelligent food packaging: a Nordic report on the legislative aspects (2000)
8. http://siltechlimited.com/ (Accessed date: 20.02.2017) 9. https://www.sfxc.co.uk/products/chameleon-thermochromic-ink-trail-pack-for-paper-boardand-textiles (Accessed date: 10.03.2017) 10. M. Stančić, N. Kašiković, D. Novaković, R. Milošević and D. Grujić, Thermal Load Effect on Print Quality of Ink Jet Printined Textile Materials, Journal of Graphic Engineering and Design, vol. 4 (2), pp. 27-33 (2013). 11. https://www.ika.com/laboratory-equipment/products/shakers/products/1954/ks-130-basic?productPage=accessories#accessories-details (Accessed date: 25.03.2017) 12. http://www.eptainks.com/sites/default/files/download_series/texilac_mono_a_freddo_en.pdf (Accessed date: 22.01.2017) 166
THERMOCHROMIC INKS AND AUGMENTED REALITY AS PART OF NOVEL SMART PACKAGING SOLUTIONS Stefan ĐURĐEVIĆ, Dragoljub NOVAKOVIĆ, Željko ZELJKOVIĆ, Nemanja KAŠIKOVIĆ
13. http://www.ritrama.com/en/offset-sheets/papers/paper/ (Accessed date: 18.01.2017) 14. http://colo.si/index.php/products/lab-equipment/heating-apparatus/164-drys-laboratory-drying-oven (Accessed date: 15.06.2017) 15. http://www.seva.co.rs/grafika/06-Pribor-za-sito-stampu.html (Accessed date: 13.04.2017) 16. http://www.firstlightdirect.com/sylvania-part-number-698-blacklight-blue-2-18w-blb-ourpart-number-fl-cp-f18t8blb-syl-eanbar-code-5410288006987-40520-p.asp (Accessed date: 15.06.2017) 17. https://docs.google.com/viewerng/viewer?url=http://www.grid.uns.ac.rs/data/gc/katalog_masina.pdf (Accessed date: 05.11.2016) 18. https://unity3d.com/ (Accessed date: 07.12.2016) 19. https://www.vuforia.com/ (Accessed date: 07.12.2016)
167
NANOTEKNOLOJININ BASKI SISTEMINDEKI KULLANIMI: NANOGRAFI USE OF NANOTECHNOLOGY IN THE PRINTING SYSTEM: NANOGRAPHY
Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN* *Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü, Göztepe 34722 – İstanbul gulacar@marmara.edu.tr
Özet Nano bir ölçü birimi olup, kökeni Yunanca cüce anlamına gelmektedir. Bir Nanometre(nm), metrenin milyarda biri (10-9) kadar bir uzunluğa sahip olup, mevcut teknolojilerin daha ileri düzeyde duyarlılık ve küçültülmesine dayalı olarak hızla ortaya çıkan Nanoteknolojinin temelini oluşturur. Günümüzde nanoteknolojiye olan ilgi artmakla birlikte bu alandaki çalışmalar da hızla devam etmektedir. Neredeyse tüm sektörlerde ve toplumun her alanında önemli bir yer tutmaya aday olan bu teknoloji, daha iyi yapılmış, daha uzun süre dayanan, daha temiz, güvenli ve akıllı ürünleri evde, iletişimde, tıpta, ulaşımda, tarım ve endüstrinin her alanında kullanılmaya adaydır. Bu alanlardan bir tanesi de baskı teknolojisidir. Nanografi olarak adlandırılan bu teknolojide, Nano-pigmentlerin görsel taşıyıcı blankete ultra keskinlikle damlatılarak görüntünün oluşması sağlanır. Ardından bu taşıyıcı üzerinde ultra polimeric ve ultra ince bir yapı oluşur. Bu görüntü daha sonra baskı altı malzemesine penetrasyon olmadan aktarılır. Püskürtülen bu damlacık diğer baskı sistemlerine nazaran çok daha fazla keskinlikle baskı altı malzemesine tutunur. Temelinde dijital baskıya dayanan bu sistemde; baskı yapılabilirlik açısından kaplanmış ve kaplanmamış tabaka kağıtlar, web baskı ve plastik ambalaj ürünleri üzerine baskı yapılabilmektedir. Ayrıca bu teknolojide, baskı görüntüsünde, ışık daha fazla absorbe edildiğinden daha geniş renk evrenleri de elde edilmektedir. Nanografi baskı kalitesinin üst düzeyde olması ve beklentileri karşılaması noktasında dijital baskının geleceği olarak kabul görmektedir. Yapılan bu çalışmada, Nanografinin avantajları ve baskıya olan katkıları, literatür ve görseller taranarak derlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Nanometre, nanoteknoloji, nanografi 169
Abstract The nano is a unit of measure and the root of the word nano comes from Greek which means dwarf. A nanometer (nm) has a length of up to one billion (10-9) meters, and the present technologies are also the basis of growth nanotechnology based on further sensitivity and downsizing. Today, the interest in nanotechnology has increased and the workings in this area are continuing rapidly. This technology, which has been a candidate for an important place in almost all sectors and in all areas of society, is better suited to use at home, communication, envy, transportation, agriculture and industry, with better made, longer lasting, cleaner, safer and intelligent products. One of these areas is printing technology. In this technology called nanography, it is ensured that nano-pigments are dripped to the visual carrier blanket with ultra sharpness. This carrier then forms an ultra-polimeric and ultra-thin structure. This image is then transmitted without penetration into the underprint material. This droplet is sprayed onto the pressurized material with much more sharpness than other printing systems. In this system which is basically based on digital printing; For printability, coated and uncoated sheet papers, web printing and plastic packaging products can be printed on. In addition, in this technology, since the light is more absorptive in the print image, wider color universes are obtained. Nanography is regarded as the future of digital printing at the point where print quality is at a high level and can meet expectation. In this work, advantages of nanography and contributions to the press were compiled by scanning the literature and visuals. Key Words: Nanometer, nanotechnology, nanography
Giriş
Nano, “son derece küçük” anlamına gelen Yunanca nanos (cüce) kelimesinden türetilmiş olup bir ölçü ön ekidir. Bir Nanometre (nm) metrenin milyarda biri (10-9) kadar bir uzunluğa sahip olup diğer bir deyişle milimetrenin de milyonda biri kadar bir uzunluktur. Örnek olarak; bir karıncanın başının genişliği bir milyon nanometre, vücuttaki bir kan hücresinin büyüklüğü bin nanometre, DNA moleküllerinin yaklaşık 2.5 nanometre, atom çaplarının ise nanometrenin onda biri olduğu söylenebilir. Bir futbol topu ile dünyanın karşılaştırılması nano boyutu ifade etmede yanlış bir karşılaştırma olmaz. Nanoteknoloji, atomlarla ve onların dizilişleriyle; malzemede, üretim tekniklerinde, yenilik yapmak ve ihtiyaca uygun üstün özellikli yeni ürünler geliştirmek anlamına gelir. Özellikle DNA molekülü nano boyutlarda olan doğal bir nano üründür ve bu ölçeklerdeki tasarımın mükemmelliğini göstermektedir.1 Nanometrik boyutta malzemeler hem atomik hem de makroskobik özellikler göstererek, hiç bilmediğimiz yeni bir dünyayı bize sunmaktadır. Nanoteknoloji cihazların ve sistemlerin şeklini ve boyutunu nano ölçüsünde tutarak yapıların tasarımı üretimi ve uygulaması şekli olarak tanımlanabilir.2 Nano bir ölçek, nanoteknoloji de o ölçekte geliştirilen teknolojiler anlamına geliyor, bu yüzden nanobilim ve nanoteknoloji ile uğraşmak çok disiplinli bir durumdur; hedefi belirli bir konu değil; işbirliği gerektiren, birçok araştırmayı içine alan geniş bir kapsama alanını oluşturur. Nanoteknoloji; atomların ve moleküllerin en küçük birimlerini ifade etmek ve maddeyi atomik boyutu ile kontrol etmek amacı ile kullanılmaktadır. Atom üstüne atom koyarak yeni maddeler oluşturmayı ve mevcut maddelerin moleküler yapısını değiştirerek yeni maddeler oluşturma çalışmalarını içermektedir. Eğer
170
NANOTEKNOLOJİNİN BASKI SİSTEMİNDEKI KULLANIMI: NANOGRAFI Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
doğadaki atomik dizilim taklit edilebilir ya da kopyalanabilirse, atomlar hareket ettirilebilir ve böylece birçok farklı madde oluşumu sağlanabilir. Bu düşünce günümüzde nanoteknolojiye olan ilgiyi artırmakla beraber bu alandaki çalışmaları da hızlandırmıştır. Nanoteknoloji sayesinde süper kompüterlere mikroskop altında bakılabilecek, bir milyon sinema filmi alabilen DVD’ler yapılabilecek, insan vücudunun içinde hastalıklı dokuyu bulup iyileştiren, ameliyat yapan nano robotlar kullanılabilecek, insan beyninin kapasitesi ek nano hafızalarla güçlendirilebilecek, birim ağırlık başına şu andakinden 50 kat daha hafif ve çok daha dayanıklı malzemeler üretilebilecek. Yine günlük yaşamda kullanılan tekstil ürünleri gibi ürünlerin değişebileceği gibi, uzay araştırmalarında ve havacılıkta da yeni roket ve uçak tasarımlarının ortaya çıkması mümkün olacaktır. Bütün bu gelişmeler dünyayı yeniden şekillendirebilecek bilimsel ve teknolojik devrim niteliğindedir. Yani yeni dönem, nanobilim ve nanoteknoloji dönemi olarak başlamıştır. 1 Nanoteknoloji, mevcut teknolojilerin daha ileri düzeyde duyarlılık ve küçültülmesine dayalı olarak hızla ortaya çıkan bir teknolojidir. İnsan var olduğu günden bugüne çok farklı teknolojiler geliştirmiştir. Ürettikleri teknolojilerin boyutları makro seviyeden mikro hatta nano seviyelere kadar küçülmüştür. Günümüzde nanometre boyutlarda üretimlerin yapıldığı bu nanoteknoloji ile yeni bir dönem açılmıştır. Yapılan bilimsel çalışmalarda; üretim süreç- lerinde nanoteknolojiyi kullanan ve nanoteknoloji ile ilgili Ar-Ge çalışmalarına ciddi kaynaklar ayıran ve gerekli düzenlemeleri yaparak yüksek katma değerli ürünler üreten ülkelerin sosyo ekonomik göstergelerinin olumlu yönde değiştiğini ortaya koymaktadır.3 Nanoteknolojiyi tarih sürecinde; ilk dile getiren ünlü Amerikalı fizikçi Richard Feynman’dır. Feynman 1959 yılında bir konferansta ‘‘There is plenty of room at the bottom’’ (Aşağıda daha çok yer var) başlıklı konuşmasında ilk defa nano boyutlardaki gizeme değinmiştir. Feynman eğer atom ve molekül büyüklüklerde imalat yapılabilirse birçok yeni keşiflerin ortaya çıkacağını bildirmiştir. 1981 yılında G.K. Binnig ve H. Rohrer tarafından atomları tek tek görüntüleyebilen Taramalı Tünellemeli Mikroskobu (STM) icat edildi. 1985 yılında R. Curl Jr. , H. Kroto ve R. Smalley C60 ’ı keşfettiler. 1991 yılında ise Japon Lijima çok duvarlı karbon nanotüpleri keşfetti.1 1999 yılında ABD’de Bill Clinton hükümeti nanoteknoloji alanında yürütülen araştırma, geliştirme ve ticarileştirme faaliyetlerinin hızını artırma amacını taşıyan ilk resmi hükümet programını, Ulusal Nanoteknoloji Adımını (National Nanotechnology Initiative) başlatmıştır. 2001 yılında Avrupa Birliği, Çerçeve Programına nanoteknoloji çalışmalarını öncelikli alan olarak dahil etmiştir. Japonya, Tayvan, Singapur, Çin, İsrail, İsviçre, Norveç, İrlanda ve Rusya benzer programlar başlatarak 21. yüzyılın ilk küresel teknoloji yarışında önlerde yer almak için çalışmalarına hız vermişlerdir.2 Türkiye’de bazı üniversitelerde daha ziyade kişisel çabalarla nano ve mikro ölçekli malzeme, yapı ve cihazlar ile çalışmalar yapılıyordu. Doğrudan nanoteknoloji adı altında olmasa bile bu konularda çalışma yapılan başlıca üniversiteler arasında ODTÜ, Bilkent, Sabancı, Balıkesir, GYTE sayılabilir. Ayrıca TUBITAK-MAM’daki YİTAL (Yarıiletken teknolojileri araştırma laboratuarları) henüz mikro düzeyde cip üretimi yapmakla birlikte nanometre seviyesindeki üretime yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Nanoteknolojinin dünyanın her yerinde hızla popüler hale gelirken Türkiye›de önce bilim çevrelerinde, daha sonra sanayi kuruluşlarında önemi vurgulanmaya, medyada sık sık yer almaya başladı. Konu çevreden o kadar çok destek aldı ki bazen bilinen teknolojiler önüne nano’ kelimesi eklenerek bir anda nanoteknolojiye dönüştürüldü. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bilkent Üniversitesi›nde başlatılan «Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesine” önemli bir destek sağladı. Nanoteknolojinin Kullanim Alanlari Nanometre ölçekli yapıların analizi, Nanometre boyutunda yapıların fiziksel özelliklerinin anlaşılması, alışılandan farklı ve üstün malzeme özellikleri/üretim süreçlerinin elde edilmesi, daha dayanıklı, daha hafif, daha hızlı yapıların oluşması, daha az malzeme ve enerji kullanımının sağlanması, kaynakların etkin şekilde 171
kullanılması, çevre kirliliğinin azaltılması ve yok edilmesi, enerji sıkıntısı probleminin ortadan kaldırılması ve hastalıkların erken teşhisi, daha az maliyet ve daha fazla üretim, yaşam kalitesinin artması, daha sağlıklı ve güvenli bir yaşam, zaman ve maliyet kaybı en az seviyelere düşürebilme gibi konular Nanoteknolojinin temel hedefleri arasında yer alır. Nanoteknoloji, malzeme bilimi, matematik, fizik, kimya, biyoloji, elektronik, eczacılık, tıp ve bilgisayar gibi bir çok bilim dalı ile birlikte çalışan disiplinler arası bir bilim dalıdır. Daha iyi yapılmış, daha uzun süre dayanan, daha temiz, güvenli ve akıllı ürünleri evde, iletişimde, tıpta, ulaşımda, tarım ve endüstrinin her alanında kullanılmaktadır. Nanoteknolojinin alanı oldukça geniştir ve genişlemektedir. Enerji sektörü, otomotiv sektörü, yapı sektörü, iletişim, tekstil, gıda, ambalaj, elektronik, spor malzemeleri ve biyomedikal uygulamalar nanoteknolojinin yer aldığı sektör ve uygulamalardır. Tüm bu uygulamalar daha hafif, daha dayanıklı, daha ekonomik yatırımlı, daha kolay üretilebilen malzeme ve sistemlerin hedeflendiği uygulamalardır. Bu uygulamalar arasında biyomedikal alan uygulamaları hiç şüphesiz en hayati ve kritik uygulamalardır. Bu nedenle hiç şüphesiz ki tıp ve sağlık bilimlerinde bir başka deyimle biyomedikal uygulamalarda nanoteknolojik yaklaşımlar günümüze kadar çözüm bulunamamış pek çok hastalığın teşhis ve tedavisine önemli katkılar sağlamakta ve sağlamaya devam etmektedir. Nanoyaklaşımların en önemli ortak özelliği yine teknolojik olarak sahip oldukları nanoölçektir. Bu özellik ile çok daha derinlere inilebilecek ve detaylar ortaya çıkarılabilecektir. Böylece de her türlü hastalığın erken teşhis ve tedavisinde önemli üstünlükler ve avantajlar sağlanabilecektir. Nanoteknoloji son yıllarda pek çok endüstride kullanılmakta ve malzemeler üzerinde iyileştirme çalışmalarında da karşımıza çıkmaktadır. Gıda sanayisinde nanoteknoloji yeni gıda malzemelerinin ve akıllı ambalaj sistemlerinin üretimi şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Özellikle son dönemde geliştirilen nanokompozit ambalajlar gibi ileri teknolojik uygulamalarla gıdaların güvenliği ve raf ömrü daha da uzatılabilmektedir. Tüketiciler nanoteknolojinin gıda yerine gıda ambalajlarında kullanılmasını istemektedirler.4 Nanoteknoloji ürünleri tarım, bilim, savunma, çevre, sağlık gibi pek çok alana hizmet edebilmektedir. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde hızla ilerlemekte olan Nanoteknolojinin gerisinde kalmamak için ülkemizdeki bireylerin bu teknolojiye aşina olmasını ve bilinçlenmesini sağlamak gerekmektedir. Nanoteknolojiye ilişkin gelişmeler ilerledikçe bireylerin bu teknolojiyle günlük hayatlarında karşılaşma olasılığı artacaktır. Fen eğitiminde Nanoteknoloji eğitiminin yer alması ile güncel gelişmelerin farkında olan fen okuryazarı bireyler yetiştirilebilir. Bu bireylerin yetiştirilmesi toplumda Nanoteknolojik ürünlerin bilinçli tüketilmesini, bu ürünler hakkında doğru kararlar alınabilmesini ve güncel gelişmeler hakkında yeni fikirler üretilebilmesini sağlayacaktır. Toplumdaki bireylerin bir konuda bilinçlenmesini sağlayacak en temel sistem eğitim öğretim sistemidir. Nanoteknoloji eğitiminin fen müfredatlarında yer alması, bu konuda bilim insanlarının, teknisyenlerin, mühendislerin, girişimci ve politikacıların yetiştirilebilmesini ve böylelikle bilimsel ve teknolojik gelişmelere daha açık olmayı sağlayacaktır. Bu sebeple eğitim ve öğretim sisteminde Nanoteknoloji konusunu ve bu konudaki gelişmeleri açıklayan yeni prog-
ramların oluşturulması önem taşımaktadır.5
Yeni yüzyılda kritik bir teknoloji devrimi olarak görülen nanoteknoloji hala kuluçka dönemindedir. Bu kritik teknolojinin 2025 yılına kadar gelişmesini tamamlaması ve hayatın her alanına girmesi beklenmektedir.6 Bilim, mühendislik ve tıp gibi alanların ortak çalışmalarıyla oluşan Nanoteknoloji, disiplinler arası 21. yüzyılın teknolojisi olarak da tanımlanmaktadır. Türkiye’de Nanoteknoloji Çalışmaları, Türkiye Bilim Merkezleri Vakfı Bilim Merkezi’nin bir nanoteknoloji atölyesi bulunmaktadır. Ülkemizde şu anda bu alandaki önemli adımlar artırılmakta ve çalışmalar sürdürülmektedir. TÜBİTAK’ın 2023 Vizyon Programı’nda Stratejik Teknoloji Alanları bölümünde teknolojik faaliyetleri gerçekleştirebilme yetenegi kazanabilmek için, “stratejik teknolojiler” başlığı altında Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Biyoteknoloji ve Gen Teknolojileri, Mekatronik, Üretim Süreç ve Teknolojileri, Malzeme Tek172
NANOTEKNOLOJİNİN BASKI SİSTEMİNDEKI KULLANIMI: NANOGRAFI Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
nolojileri, Enerji ve Çevre Teknolojileri, Tasarım Teknolojileri yanısıra Nanoteknoloji de yer almaktadır. Ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi noktasında bir yol haritası oluşturulmuştur. (Tübitak) Bilkent Üniverisitesi’nin Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM) bu alanda büyük bir gelişim sağlamaktadır. Türkiye’nin her yerinden araştırmacılar bu kurumdan yararlanabilmektedir. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, TÜBİTAK, MAM gibi merkezler de bu araştırmalar için yeterli donanıma sahiptir.7 Deneysel Bölüm
Bu bölümde; nanoteknolojinin basım sektöründeki kullanım alanı olan Nanografi baskı hakkında bilgi verilecektir. Bu konuda burada yer alan tüm bilgiler literatür ve görseller taranarak derlenmiştir. Nanoteknoloji, eşsiz özelliklere sahip malzemeler üretmek için bir veya 100 nanometre arasındaki atom veya moleküler düzeyde maddeyi manipüle eden bilim olarak tanımlanır. Nanoteknolojinin sırrı, parçacıkların küçük boyutu ve yüzey alanı ile nesnenin boyutu arasındaki ilişkidir. Nano boyutlu nesneler, benzer hacimlerde mikroskopik nesnelerden daha fazla yüzey alanı sunarlar. Nanoteknolojide kullanılan Nanomalzeme türleri aşağıda açıklanmıştır.
Şekil 1: Karbon Nanotüpler
Şekil 2: Buckyballs
Karbon nanotüpleri, bir nanometre çapında ve birkaç santimetre uzunluğa kadar küçük grafenden (bir atom kalınlığında bağlı karbon atomu tabakası) yapılmış bir boyutlu silindirik yapılardır. Karbon nanotüpler, bilinen herhangi bir malzemeden en yüksek mukavemete / ağırlık oranına sahiptir. Bakırdan çok daha iyi elektrik iletiyorlar ve elmas kadar verimli olmasına rağmen olağanüstü ısı iletkenliği sergiliyorlar. (Şekil1)8 Buckyballs, birbirine kenetlenen altıgenler ve beşgenler serisinde 60 karbon atomundan oluşan moleküllerdir ve çok küçük bir futbol topuna benzemektedir. % 30 oranında sıkıştırıldığında, elmas kadar iki kat daha sertleşme özelliğine sahiptiler. (Şekil 2)8 Kuantum Noktaları, (veya Q-noktaları) genellikle çap olarak 10 nanometre’den küçük yarı iletkenlerdir. Üretim esnasında çekirdek boyutlarını değiştirerek herhangi bir ışık rengini yaymak için ayarlanırlar. Daha küçük noktalar mavi, daha büyük noktalar kırmızıdır. Nokta, kızılötesi veya mor ötesi yaymak için görünür ışığın ötesinde ayarlanabilir. Klasik fizik bu nanometrik boyutta çalışmaz ve özelliklerini hesaplamak için kuantum fiziği kullanması gerekir. Bundan dolayı bu noktalara “kuantum noktalar” adı verilir. (Şekil 3) 8 Nanoteller, tipik olarak 10 nanometre çaptan küçük ve daha uzun uzunluktaki ince tek boyutlu moleküler yapılardır. Sayfalardan ziyade tellere benzerler ve çok küçük elektrik devrelerinde veya kompozit malzemeler yaratmada büyük potansiyel sahibi olabilirler. Karbon nanotüpleri, nanotellerin bir uygulamasıdır. (Şekil 4) 8 173
Şekil 3: Kuantum Noktaları Şekil 4: Nanoteller
Nanorafi Baskı Çağımız dijital bir çağ. Dünya çapındaki dijital patlama hayatımızın tüm alanlarında olduğu gibi baskı sektörünü de hızla etkilemeye başladı ve etkisini devam ettirmektedir. Basım sektörü olarak bakıldığına, dijital baskının tüm baskı sitemlerini etkilediği görülür. Dijital medya, en çok kağıdın baskıaltı malzemesi olarak kullanıldığı geleneksel ofset baskının yerini almaya başlamıştır. Temelinde dijital baskıya dayanan Nanografi sisteminde; Nano-pigmentler görsel taşıyıcı blankete ultra keskinlikle damlatılarak görüntünün oluşması sağlanıyor. Ardından bu taşıyıcı blanket üzerinde ultra polimeric ve ultra ince bir yapı oluşuyor. Bu görüntü daha sonra baskı altı malzemesine penetrasyon olmadan aktarılıyor.
(1)
(2)
Şekil 5: Geleneksel Dijital Baskı (1) ve Nanografi Baskı Teknolojisi (2)8
Mürekkep püskürtmeli su bazlı Geleneksel Dijital Baskı sistemlerinde (Şekil 5-1); mürekkep doğrudan kağıda püskürtülerek, baskı altı malzemesi tarafından ıslak görüntün emilimi sağlanır yani penatrasyon oluşur, bu da pigmentlerin yüzeyde daha az kalmasına ve mürekkebin az görünmesine neden olur. Bu sistemde mürekkebin tutunabilmesi için emici yüzeylere ihtiyaç vardır. Mürekkep kuruması için yüksek enerjiye ihtiyaç vardır. Sınırlı bir alan üzerine baskı yapılmaktadır. Nanografi Baskı sistemlerinde ise; mürekkep blanket üzerine aktarılarak blankette kuruyan görüntü istenilen her türlü baskıaltı malzemesi üzerine aktarılabiliyor. (Şekil 5-2) Böylece, blanket ve baskıaltı malzemesi üzerinde mürekkep kuruması için daha az enerji sarfediliyor.
174
NANOTEKNOLOJİNİN BASKI SİSTEMİNDEKI KULLANIMI: NANOGRAFI Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
Nanografi, ofset baskı ile dijital basının bir çok yönünü birleştiren bir sistemdir. Nanografi işlemi, baskı kalıplarına olan ihtiyacı ortadan kaldırmış, baskı hazırlık sürecini ve atığı azaltmış, müşteri odaklı çalışarak müşteri ihtiyaçları doğrultusunda baskı yaparak stoklamalarla ilgili masraf ve maliyetlerin düşmesini sağlamış, baskı sistemleriyle geri dönüşümlü kağıtlar ve mukavvalar da dahil olmak üzere tüm kağıt türleri üzerine baskı gerçekleştirmiş, geri dönüşüm kağıtları kullanılarak çöp atıklarının değerlendirilmesi yanında, kağıt hammaddesi olan ağaç kesim sayısını da azaltmıştır. Baskı altı malzemesi olarak, kaplanmış ve kaplanmamış kağıtlar, web baskı ve plastik ambalaj ürünlerine baskı yapılabilmektedir. Ayrıca ticari baskı, katlanır kutu, ambalajlama ve yayıncılık pazarları için çalışan teknoloji olup kısa ve orta vade de karlı üretim imkânı sağlayacağı düşünülen de bir sistemdir. Nano Mürekkepleri Nanografide önemli olan kullanılan mürekkeplerin özellikleridir. Birçok malzeme, nano parçacık boyutuna indirildiğinde, beklenmedik özellikler kazanır. Bazı partiküller süper sertleşir, yüzeyleri aşınmaya karşı koruyabilir; bazıları kan dolaşımında süper emici hale gelir ve benzersiz ilaç dağıtım sistemleri sağlar. Nanografi mürekkepleri için on yıl süren bir araştırmanın sonucunda mürekkep pigmentlerinin nanometrik ölçeğe indirgendiğinde olağandışı güçlü renklendiriciler haline geldiği gözlemlendi. Bu buluş, ofset mürekkep kullanılan pigment parçacıklarının yaklaşık yarısı boyutunda onlarca nanometre boyutunda ultra-küçük pigment parçacıkları içeren nanografi mürekkeplerini yarattı. (Şekil 6)
Şekil 6: Farklı Baskı Tekniklerine Ait Baskılardaki Pigment Büyüklükleri8
Su bazlı nano mürekkep renklendiriciler, çoğu geleneksel baskı mürekkebinden daha az miktarda uçucu organik bileşik (VOC) içerir. Nano mürekkep, diğer mürekkeplerden önemli ölçüde daha küçük pigment parçacıkları ile daha az pigment kullanarak daha parlak renkler sunar. Baskılı görüntülerde mürekkep kalınlığı sadece 500 nanometre kalınlığında olup, ofset mürekkep görüntülerinin kalınlığının yarısından daha azıdır. Nanografinin temelini oluşturan bu mükemmellikteki mürekkepler Nanografinin kalbi olarak nitelendirilir. Nonografi mürekkepleri proses için özel üretilmiş, nanoteknoloji kullanılarak geliştirilmiş, su bazlı ve çevre dostu özelliklere de sahiptirler. Keskin ve son derece az miktarda mürekkep kullanımı özelliği Nanografi baskıda mürekkeplerin baskılarda keskin kenarlı, yüksek optik düzgünlüğü ve tutarlı yoğunluğu ile son derece yuvarlak noktalar üretmesini sağlar. İster parlak veya mat kağıt üzerinde isterse başka herhangi bir tabaka üzerine baskı yapılırsa yapılsın aynı durum geçerlidir. (Şekil 7) Su bazlı Nanografi mürekepleri renklendiricilerini etkili, hafif emici nano-
175
pigmentlerle kullanarak baskı CMYK kullanarak geniş bir renk yelpazesi sunar ve Pantone renk grafiğinin% 75’inden fazlasını eşleştirir.
Şekil 7: Kaplanmış veya kaplanmamış Kağıt Yüzeyleri Üzerindeki Nanografi Mürekkep Noktalar8 Nanografi, özel hazırlık zamanı veya ön işlemden geçirme gibi prosedürlere gerek kalmadan her türlü baskı altı malzemesi kullanılmasını sağlar. Kaplamalı, kaplamasız (kuşelenmiş, kuşelenmemiş) özel ve sentetik ticari baskı ve yayın malzemeleri, ayrıca katlanır karton üretiminde ağır kartonpiyer, PE, PET, BOPP ve daha esnek paketleme ve etiket uygulamaları içinde baskı sistemi olarak kullanılmatadır. Bu baskı sisteminde, parlak veya mat, kaplamalı veya kaplanmamış baskı altı malzemeleri üzerine baskıda, baskı sonrası korumasını sağlayan benzersiz ince bir mürekkep tabakası oluşturmak için nanomürekkepler kullanır. İnce mürekkep tabakası, kuruma sonrası şişme, deformasyon ve görüntü hataları gibi istenmeyen medya etkilerini önlemekten kaçınarak, baskıaltı malzemesine kuru olarak aktarılır. (Şekil 8) Baskı sırasında, Nano mürekkepler ultra ince olup, her
türlü hazır kağıt ve plastik gibi baskı altı malzemelerine olağanüstü bir şekilde bağlanma özelliğine sahiptir. Nanografik Baskı prosesi nedeniyle, mürekkep görüntüleri, herhangi bir astarlama veya ön işleme tabi tutulmaksızın çok çeşitli tabaka veya web baskılarında kullanılabilirler.
Şekil 8: Kaplanmış ve Kaplanmamış Kağıt Yüzeyleri Üzerindeki İnkjet ve Nanografi Mürekkep Nokta Şekilleri Nano mürekkeplerin bir diğer önemli özelliğide sürdürülebilir olmalarıdır. Nano mürekkepler sıvı
konsantreler halinde temin edilir ve kullanıma hazır hale getirmek için sadece su ile karıştırılması gerekir. Bu besleme yöntemi su tasarruflu alan ve ağırlığın gereksiz yere taşınmasını ve gezegenimiz üzerindeki etkisinin azaltılmasını önler. Geri dönüşümlü mürekkep kapları ayrıca atıkların yok edilmesi maliyetini de düşürür. 176
NANOTEKNOLOJİNİN BASKI SİSTEMİNDEKI KULLANIMI: NANOGRAFI Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
Püskürtülen nanomürekkep damlacıkları diğer baskı sistemlerine nazaran çok daha fazla keskinlikle baskıaltı malzemisine tutunur. Nano mürekkeplerde yüzey üzerine binlerce nano partikül bıraktığı için yansıma oluşmaz ve ışık absorbe edilerek renklerin daha canlı oluşması sağlanır. (Şekil 9) 8
Şekil 9: Konvansiyonel ve Nanografik Mürekkeplerinin Yansıma Özellikleri
Nanografi baskı, ışığı daha fazla absorbe ettiğinden daha fazla bir renk evreni ile çalışmamıza olanak sağlar. (Şekil 10)
Şekil 10: Ofset Baskı ve Nanografi Baskı Renk Gamutlarının Karşılaştırılması
Gelenksel ofset baskı sistemleri ile kıyaslandığında renk keskinliği, mürekkep tutunması gibi özelliklerden dolayı Nanografi mürekkepleri mükemmel sonuçlar doğurmaktadır. (Şekil 11)
177
Şekil 11: Ofset, inkjet ve Nanografi Baskı ile Basılmış Nokta (Tram) Şekileri Ayrıca Nanografi ile basılmış görüntülerde çok geniş renk evrenleri elde edilmektedir. Dünyanın önde gelen markalarının çoğunun benzersizliğini ifade etmek için canlı Pantone renkleri kullanıyor. Ne yazık ki, ofset baskı makinelerinin ISO standardı CMYK paleti Pantone serisinin sadece% 65’ini kaplamaktadır. Bu, birçok markanın ek maliyetlerle spot renkleri kullanmalarına götürür. Nanografi mürekkep pigmentlerinin son derece küçük ve tutarlı boyutu ile baskıda üstün bir ışık dinamiği aralığı elde etmesini sağlar. Nanografide CMYK renk paleti Pantone renklerinin% 84’ünü (CMYK ofsetten% 30 daha fazla) kapsar. Nanografinin CMYK + OBG paleti, tüm Pantone renklerinin% 96’sını (CMYK ofsetinden% 50 daha fazla) kapsar. ( Şekil 12)8
178
NANOTEKNOLOJİNİN BASKI SİSTEMİNDEKI KULLANIMI: NANOGRAFI Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
Şekil 12: Nanogarfi Baskının Renk Gamutuna Etkisi
Sonuç
Geçmişten günümüze insanlık, ihtiyaçları doğrultusunda yenilikler yapmış, araç gereçler tasarlamış, çeşitli yöntemler geliştirmiştir. Ancak ilerleyen zamanla beraber, yaşanan teknolojik ilerlemeler; gelişme ve yenilikleri ihtiyaçların önüne geçirmiştir. Yani günlük hayatı kolaylaştırıcı dizaynların sayısı hayatımızı apayrı bir yere taşımış, yeni nesillere kısa sürede çok daha farklı bir dünya sunmuştur. Özellikle bilgi paylaşımının bilgisayar ve bilişim teknolojileri sayesinde inanılmaz bir hıza ulaşılması buna büyük katkı sağlamıştır. Son dönemde kuantum teorilerinin gerçekçiliği ve daha aşağılarda apayrı bir dünyanın bizi bekliyor olduğunu söyleyen nanoteknoloji, günümüzde canlı örnekleriyle hayatımızdaki yerini almaya başlamış durumdadır. Nanobilim ve nanoteknoloji devrimi denilen devrim niteliğindeki bu gelişmeler, bütün hızıyla birincil oyuncu olmaya başladı. Nanoteknolojinin henüz başlarında olsak ta birçok yenilik ve gelişme yaşanmış durumda ve eskiye nazaran gelişme hızları inanılmaz seviyelere ulaştı. Yeni yüzyıl bu teknolojide daha güçlü veya daha hafif veya daha reaktif olabilen veya çok küçük oldukları için, daha büyük formlarından farklı şekillerde kullanılabilen9 nanoteknolojinin, 2025 yılına kadar gelişmesini tamamlaması ve hayatımızın her alanına girmesi beklenmektedir.7 Günümüzde ABD dışında Japonya, Avrupa Birliği ülkeleri, İsrail, Çin ve Kore’de gibi ülkelerde nanoteknolojiye önem verilmekte ve bu yönde çalışmalar yapılmaktadır. Çin’de nanoteknoloji konusunda bir milyon uzman ve araştırmacı yetiştirmek üzere yeni bir program başlatılmış durumda. Avrupa Birliği 2010 yılında ABD ve Japonya’yı yakalamak için 6. Çerçeve Programında nanoteknolojiyi öncelikli alan ilan etti. Son zamanlarda ABD ve Avrupa’da çok sayıda nanoteknoloji araştırma merkezi, ayrıca üniversitelerde bu alanda yüksek lisans programları açıldı. Kozmetikte reflektan boyalardan tıp dalında kanser tedavisine kadar geniş bir alanı kapsayan uygun bir konu olarak ortaya çıktı ve bu nedenle de bütün önceliklere sahip oldu. Çin’de de tekstil sanayinde uygulanacak nanoteknoloji ürünleri hızla geliştiriliyor. Çin’de geliştirilen kirlenmeyen kumaşlar ve dokuma ürünleri nedeniyle, çamaşır makinesi üreten kuruluşların stoklarını eritip kapasite indirimine gideceklerinden bahsediliyor. Dokumada kullanılacak elektronik fiberler sayesinde, istenildiğinde renk değiştirebilen, vücudumuzu zararlı ışınlardan koruyan, güneş enerjisinden elektrik üreterek yazın soğutan, kışın ısıtabilen giysilerin
179
yakın bir zamanda vitrinlere çıkması beklenmekte. Özel polimerler sayesinde terin emilip vücudumuzun kuru kalmasını sağlayan, su tutmayan giysiler şimdiden geliştirildi.
Ülkemiz olarak bu büyük yarışta en ileri seviyelerde olarak, dünya teknoloji gelişimine katkı sağlamak, en başta insana; sağlık konusunda, günlük ihtiyaçlar tasarlamakta, rahat ve ferah bir yaşam geçirmekte yardımcı olacak olan bu teknoloji ile sonuna kadar içli dışlı olmak hedeflerimiz arasında olmalıdır.
Geleceğin baskı sektörüne yön vereceği düşünülen Nanografi verimli ve karlı bir baskı için yeni bir dijital teknoloji olarak kabül görmektedir. Nanografi, hareketli bir blanket üzerine biriken ve alt tabakaya aktarılmış çok özel bir mürekkep kullanan bir dijital mürekkep püskürtme işlemdir. Nanografi baskı sayesinde sayesinde; -
Ultra yüksek hızlı dijital baskı,
-
Geniş CMYK renk gamutu,
-
Oldukça yüksek düzgünlüğün ultra keskin noktaları,
-
Kaplanmış veya kaplanmamış normal tüm kağıt türlerine baskı yapma özelliği,
-
Hemen hemen her plastik ambalaj filmi veya etiket stoğu üzerine baskı yapma özelliği,
-
Olağanüstü aşınma ve çizilmeye karşı dayanıklı görüntüler,
-
Endüstride en düşük maliyetle dijital baskı,
-
Düşük enerji tüketimi ve sıfır emisyon gibi sonuçlarada ulaşılır.
Müşteri bakış açısından çok yönlülüğü ve düşük maliyeti ile ofsetle kıyaslanabilir bir noktada yer alması geniş yelpazede materyal üzerine baskı yapabilmesi diğer bir avantaj olarak görülmektedir. Nanografi, dijital ve ofset arasındaki uçurumu ortadan kaldırmış, ofset baskı maliyet ve kalitesine ulaşmıştır. Nano mürekkeplerini ve benzersiz dolaylı bir dijital baskı sürecini kullanan nanografi, ofsetin yüksek iş hacmi, muhteşem kalitesi ve geniş yelpazesiyle basılabilir materyal esnekliğiyle eşleşir. Ayrıca, kişiselleştirilmiş metin ve görüntüler için dijitalin benzersiz kapasitesine de sahiptir. Son olarak Nanografi baskı, ofset ile karşılaştırıldığında daha kaliteli, daha düşük işletme maliyetleri, dijitalden çok daha yüksek hızlar ve ortam desteği ile güçlü bir baskı sistemi olduğundan geleceğin teknolojilerine birinci dereceden aday bir baskı sistemi olarak görülmektedir.
180
NANOTEKNOLOJİNİN BASKI SİSTEMİNDEKI KULLANIMI: NANOGRAFI Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
Kaynakça
1. nanoteknolojinedir.com/upload/.../201303190540Nanoteknoloj-ve-uygulamalari.pdf (01.10.2017) 2. E. Özdoğan, A. Demir, N. Seventekin, Nanoteknoloji Ve Tekstil Uygulamaları, Dergipark Akademik Dergisi, Teksti ve Konfeksiyon, Cilt 16, Sayı 3, p.159-168, (2006) 3. Fen Eğitiminde Biyolojide Özel Konular: Biyolojide Nanoteknolojinin Kullanımı, M. Yakışan, Pegem Akademi, p.143-163, (2017) 4. P. Atayev, Poliolefinlerde Oksijen Gaz Geçirgenliğine Etki Eden Parametrelerin İncelenmesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, (2013) 5. S. K. Alpat, M. A. Uyulgan, S. Şeker, H. Ş. Altaş, E. Gezer, Effect of Cooperative Learning on Academic Achievement and Opinions of the 10th Grade Students’ in the Topic of Nanotechnology at Secondary Level, İnönü University Journal of the Faculty of Education, Vol 18, No 1, 2017 pp. 27-57, (2017)
6. Ş. Celep, E.Koç, Nanoteknoloji Ve Tekstilde Uygulama Alanları, Ç.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü, Cilt:177, (2008)
7. TÜBİTAK, Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023 Strateji Belgesi 8. http://www.landanano.com/nanography/nanotechnology, (01.10.2017) 9. http://www.nanoandme.org (01.10.2019)
181
Trends of Developing Me-Commerce Web-to-Print
Hsieh, Yung-Cheng1, Wong, X. Y.2, Wei, Ming-Chw3
1
Department of Graphic Communication Arts, National Taiwan University of Arts. No.59, Sec. 1, Daguan Rd. Banqiao Dist., New Taipei City. 22058, Taiwan (R.O.C.) e-mail: ych@ntua.edut.tw
2
Department of Graphic Communication Arts, National Taiwan University of Arts. No.59, Sec. 1, Daguan Rd. Banqiao Dist., New Taipei City. 22058, Taiwan (R.O.C.)
Graduate School of Creative Industry Design, National Taiwan University of Arts. No.59, Sec. 1, Daguan Rd. Banqiao Dist., New Taipei City. 22058, Taiwan (R.O.C.)
3
Abstract “Web-to-Print (W2P)” has become a new trend of printing industry all over the world since 2007. A widely definition of Web-to-Print is commercial activities for trading of printing products/services through the internet. Most of Asian printers still use traditional processes to print orders. Comparing to the printers in the U.S. or European countries, these printers in Asia seem not so active in the development of Web-to-Print. Under the influence of digitalization, it will be very important for them to consider how to provide “Web-to-Print” services. Not until four years ago, printers in Taiwan, Hong Kong, and China started to pay much attention to the investment into W2P. However, the development of W2P in Asia reminds on the stage of cloud printing for paper-related product with standardized and mass production workflow. In the meantime, printers in North America and Europe have elevated their services from W2P to customized W2P due to the great need of per-
183
sonalization and sharing of the young generation. To understand the needs, key elements, criteria, and necessity of a profitable customized W2P platform, this research conducted content analyses on major successful W2P service websites in North America, China, and Taiwan. To explore how Taiwanese printers view the must-have requirements and might-have obstacles, to understand the bottlenecks and difficulties encountered, and to comprehend the web structure and important functional items in the process of establishing, implementing, and maintaining a customized W2P platform, the study carried out thirteen in-depth interviews of experienced printers and educators in Taiwan. The qualitative research approach constructed interview agendas based on four dimensions, namely, information, capital, business, and logistics. This study disclosed the essential functionalities and obstacles of a successful me-commerce web-to-print platform. It presents the synergistic combination of traditional printing, web printing, and digital imagery to achieve the goal of yielding maximal utility for creative design resources, while providing an interactive internet-plus model for B2C, B2B, B2B2C, C2B, C2F or C2M trade transactions empowering renewed competitiveness for the future of the printing industry. We hope that this study will elevate competitiveness of traditional printing enterprise and create a new blue ocean for the conventional printers.
Keywords: Customization, Web-to-Print, Me-commerce, E-commerce, Printing Industry
Introduction The combination of Web to Print (W2P) and me-commerce (custom-made e-commerce), so called customized W2P, is the key trend of the digital printing industry worldwide. Customized W2P has been well established in the US and is developing rapidly in Taiwan and China, especially under the pressure of paperless and green policy. Compared with the W2P market in the US and Western Europe, the market in Taiwan and China is facing a stage of transformation from traditional business model to so called me-commerce model. The printers have heavily relied on the internet and web platform to maintain the business, reduce cost, increase productivity, and enhance competiveness no matter what printing processes they use. The customized W2P has brought a new business opportunity and challenge for conventional printers.
In Taiwan, although many printers have introduced some kind of W2P into their workflow, only a few of them offer custom-made services in terms of custom-made online design. The demand of personalized merchandises has been increased and its market competition has been intensified. Consumersâ&#x20AC;&#x2122; need for diverse printing products with high quality and personalized creativity from customers or their favor designers. The request of custom-made or unique design of images of text has become the main stream of W2P1. Moreover, some of advanced W2P printers have even provided smart phone applications (Apps) for users to do the online estimation, order, design, editing, and job tracking anytime and anywhere. In Taiwan, most of conventional printers own high quality facility and equipment with capability of performing W2P, but it is a pity that not many of them invest on customized W2P due to the lack of strong online service2. To understand the needs, key elements, criteria, and necessity of a profitable customized W2P platform, this study conducted content analyses on major successful W2P service websites in Europe, North America, China, and Taiwan. To explore how Taiwanese printers view the must-have requirements and might-have obstacles, to understand the bottlenecks and difficulties encountered, and to comprehend the web structure and important functional items in the process of establishing, implementing, and maintaining a customized W2P platform, the study carried out thirteen
184
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
in-depth interviews of experienced top managers and educators in Taiwan. The qualitative research approach constructed interview agendas based on four dimensions, namely, information, capital, business, and logistics. The study were to:
Currently in other countries the technology of W2P is mainly focusing on the short-run and on-demand markets. It is mostly used to develop commercial marketing in combination of digital content as it can maximize the scale and value of the application. The initial development of variable data printing focused on the printing of textual variations. To date, textual content remains the mainstream in variable data printing. However, as the requirement of customized content becomes more complex, variable data printing is transitioning to image printing, or sometimes even to basic security printing and other special effects. It can allow customers to change the content of any page and is flexible4. Research expert Romano at Graphic Arts Technical Foundation (GATF) even defined the process of variable data printing as non-analog printing, i.e. without the use of films, printing plates or other image generators. Instead, the output combines different content from the database1. Variable data printing has three distinct features: different basic information, customized texts, customized photos5. The advantage of variable data printing is to provide suitable information to the targets by maximizing the use of limited resources6. It has become valuable thanks to the prevalence of customized or tailor-made printing which is the core of me-commerce web to print.
Me-commerce targets individual customers and is an extension of e-commerce. Its only difference from e-commerce is that me-commerce focuses on individual needs of customers and emphasizes on the individual target marketing. The new habits of new customersâ&#x20AC;&#x153;4Psâ&#x20AC;? include Pervasive, Participatory, Per-
185
sonalized, Prescriptive7. They are the following. • Pervasive: prevalent and available for purchase anywhere • Participatory: Sharing with one another instantly • Personalized: Customization. Customers can win coupons by providing personal information • Prescriptive: Specific. Customers should have access to purchase deals on their mobile devices before shopping.
In an era where mobile devices are so prevalent, the relationship between me-commerce and W2P is closer than ever. The printing industry will experience drastic changes in the coming ten years and will embrace Customized Web to Print or so-called Me-commerce Web to Print under the trend of SMAC (Social, Mobile, Analytics and Cloud)8. This will maximize the use of conventional printing facility in combination with me-commerce that provides customization to meet unique needs of consumers.
Research Methods and Findings This research employed the content analysis method9 to examine the internationally known web-to-print platforms and their related web structure. The study aims to identify the trend of customized web-to-print printing and to provide suggestions to conventional printers that wish to develop online custom printing platforms in the future. This research analyzed websites involved in transactions and services related to web to print, and presents the collected data in Table 1 and Table 2 representing overseas and Taiwan respectively.
Table 1: W2P platforms in Hong-Kong, Europe and the United States W2P service providers Vermillion Silk (USA)
186
Websites http://www. vermillionsilkcards.com/
Description Business card, postcard, greeting card printing. Simple to use.
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
W2P service providers Coveroo (USA) Cafepress (USA)
Websites http://www.coveroo.com/ http://www.cafepress.com/
Description Target on mobile device (phone cases, tablets) printing *Sub-web of Zazzle Allow customers to buy products made by designers. Encourage customers to shop, create and sell their own design. The platform provides a variety of customized products and gifting services. Cooperate with a multitude of brands and provide high quality licensed photos
Pixum (UK)
http://www.pixum.co.uk/
*Services similar to those of VistaPrint and Zazzle Specialized in paper printing. Services similar to those in Taiwan.
Bob Books (UK) Photobox (UK)
http://www.bobbooks.co.uk/
Book printing, particularly photo books
Fotoinsight (UK) Shutterfly (USA)
TinyPrints (USA) Wedding Paper Divas (USA) Lulu Press, Inc. (USA)
https://www.photobox.co.uk/ Paper, pillow and mug printing Download app: http://www.photobox.co.uk/app http://fotoinsight.co.uk/gifts. Paper and fabric printing (bags, T-shirts). Mug and html jigsaw puzzle printing. https://www.shutterfly.com/ Download app: available on iPhone, iPad and Android
https://www.tinyprints.com *Subsidiary of Shutterfly https://www. weddingpaperdivas.com *Subsidiary of Shutterfly https://www.lulu.com/
Provide a variety of printing services. Conventional printing as well as customized printing. Customers can select their favorite photos from Facebook or Instagram for design and then print. Photos and designs can be stored in the cloud. https://www.shutterfly.com/upload-pictures/ Similar structure to Vistaprint and Zazzle. However, customers cannot sell their design; no consignment Similar structure to Vistaprint and Zazzle. However, customers cannot design and sell their products. Target wedding couples and provide printing services of wedding materials. Design and sell wedding materials. Personalized services. Similar structure to Vistaprint and Zazzle. However, customers cannot design and sell their products. Book printing, online bookshop, personalized design and book selling
187
W2P service providers MaynetStreet (USA) Fedex (USA) Minted (USA) PS Print (USA) Sticker You (USA) Printing For Less (USA) My1Stop (USA) AdoramaPix (USA) Spreadshirt (USA) CustomInk (USA) DesignAShirt (USA) Wholesales (USA)
Websites http://www.magnetstreet. com/ http://www.fedex.com/us/ office/ http://www.minted.com/
Description
Personalized artwork
https://www.psprint.com/
Online editing tools available. Specialized in paper printing. https://www.stickeryou.com/ Online editing tools available. Provide a variety of sticker printing services http://www.printingforless. Paper printing com/ http://www.my1stop.com/ Paper printing https://www.adoramapix. Photo book printing com/app/home/ https://www.spreadshirt. Personalized T-shirt printing com/ https://www.customink.com/ Personalized T-shirt printing https://www.designashirt. com/ http://www. wholesalescreenprinting. com/ http://www.nike.com/us/ en_us/c/nikeid https://www.primoprint.com/
NIKEiD (USA) PrimoPrint (USA) e-print (Hong http://www.eprintgroup.com. Kong) hk/ Snaptee https://snaptee.co/ (USA) Source: By authors (Date: June12, 2017)
Personalized T-shirt printing Personalized T-shirt and hat printing Personalized Nike sneakers/casual shoes printing Paper printing Paper printing Personalized T-shirt printing. Mobile application available.
The data regarding the web-to-print platforms in Taiwan is represented in Table 2. Web-to-print in Taiwan is still at a budding stage; currently only some of the web-to-print websites provide online editing capabilities. Table 2: Companies providing W2P services in Taiwan 188
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
W2P Company Gain How Printing Co., Ltd. Yuen Foong Web to Print
Online Design/ Editing https://gainhow.tw/ ✔ URL
http://www. cloudw2p.com/site/ index.php Wen Lian http://www. taipeiprint.com/ Inee Color http://www.inee. Printing Co., com.tw/ Ltd. Rfoot X http://www.rfootPrint print.com Zhi De http://www. Guang paper88.com.tw/ Chang YouPrint http://www. youprint.com.tw TinTint http://www.tintint. com/ CardHome http://www. cardhome.com.tw/ Blue http://www.blueco. com.tw/index.asp Yi Qun Ying http://www.copyYin printing.com.tw/ index.php Photo Book http://www. photobook.com.tw/ IngTouch http://www. ingtouch.com/book/ index.php Hypo http://hypo.cc/ Yuan Guang Chuang Yi Making In-Match
http://www.rtadv. com/ http://www. draw123.com.tw/ http://www. color888.com/
Only Provide Email / FTP
✔ ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ ✔ ✔
✔ ✔ ✔
189
W2P Company Bai Sha Technology Corp. Printing Co.
URL
Online Design/ Editing
http://www.bsbs. com.tw/
Nuphoto
✔
http://www.wenjaiprinting.com/ http://www. jdprinting.com.tw/ kdcopy/
Professional Print Enterprise Co.,Ltd. Ruei Mei http://www.rueimei. Printing Co., com.tw/ Ltd. Double A http://dacc.doublea. com.tw/ Print Soldier http://www.colofor. com.tw/ Wan Dai http://www.winb. com.tw/index.aspx Zhong Hua http://www.ccolor. Cai Se com.tw/home/ content.asp InkFool https://inkfool.com/ https://nuphoto. com.tw/ Macis https://www.macis. com.tw/ Sheng Huo http://www. lifebooks.com.tw/ Fun-love http://www.funlove.tw/ Memobook http://www. memobook.com. tw/ Bardshop https://www. bardshoptw.com/ Source: by authors (Date: 10 May 2017)
Only Provide Email / FTP ✔
✔
✔ ✔ ✔ ✔ ✔ ✔
✔ ✔ ✔ ✔
✔ ✔
The data from Table 2 indicates that the number of website providing web-to-print services is increasing. Of the 32 printing companies above, eleven provide online editing services. Printing companies are improving their services based on the market demand. This research takes reference from the Top Ten Reviews10 in the 190
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
United States that rate the performance of different web-to-print services in 2016 and evaluate the top ten service providers based on their overall performance. The rating criteria are as follows. 1. Price Competiveness 2. Product Choices
3. Users Create online/ Degree of Customization 4. User Interface 5. Trading mode 6. Shipping
7. Customer Service; Help & Support The business flow refers to the pricing and trading modes while the information flow refers to printing product options and customer services. Online editing functions include the evaluation of online design tools available to creators, customization availability and user interface while logistics refers to shipping methods. The research has concluded the results in Table 3 below. Figure 1 shows the functions of the web-to-print websites outside of Taiwan as well as their focus and service trends.
Figure 1: 2016 top ten web-to-print service platforms (Source: Top Ten Reviews10) Table 3:
2016 US top ten online printing service platforms10
191
Platform/ 1 Items Price (US Dollars) Business $21 Cards (500 sheets) DM (500 $113 sheets) Postcards $65 (500 sheets) Product Category Quality Score 95 Brochures ● & Business Cards Event Cards ● & Postcard Flyers & ● Banners/ Poster Stickers/ ● Labels Magnets ●
2
3
4
5
6
7
8
$33
$40
$24
$55
$54
$25
$23 $19
$18
$99
$325 $96
$91
$95
$211
-
$170
$47
-
$46
$129
$300
$284
$43 $58
$63
90 ●
85 ●
80 ●
60 ●
80 ●
65 ●
70 ●
70 ●
65 ●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
-
-
●
-
-
●
●
●
●
-
-
●
●
●
●
●
●
●
●
-
●
●
●
●
●
●
-
●
● -
● ● ● ● ●
● ● -
● -
● ● ● ●
● ● -
-
● ● ●
-
-
● -
-
-
●
-
-
-
-
Menus/Table ● ● ● Tents Booklets/ ● ● ● Bookmarks Hang Tags ● ● ● Calendars ● ● ● Mugs ● Phone Case T-shirt and ● Fabric Stationary Puzzle ● ElectronicUSB/ Speakers Food Package Online Design Service and Customization
192
9
$58
10
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
Platform/ 1 2 3 4 Items Many choices ● ● ● ● of size/page/ color etc. Upload ● ● ● ● design/photos Select ● ● Template and Online Editing Download ● ● template Many choices of images Online file ● saving space Online ● preview and editing User Interface Design (Information Flow) Product ● ● ● ● search List of price ● ● ● ● and Quantity Simplicity of ● ● ● site operation Q&As ● ● ● ● Online ● ● ● ● estimation App for ● download Trade model (Capital/Cash Flow) Visa ● ● ● ● MasterCard ● ● ● ● PayPal ● ● ● American ● ● ● ● Express Discover/ ● ● ● ● Others Online order ● ● ● ● tracking
5
6
7
8
9
10
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
-
●
-
-
●
-
●
●
●
-
●
●
-
●
●
●
●
●
-
●
●
●
●
●
-
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
●
● ●
● ●
● ●
● ●
● ●
● ●
-
●
-
-
-
-
● ● ● ●
● ● ● ●
● ● ● ●
● ● ● ●
● ● ● ●
● ● ●
-
-
-
-
-
-
●
●
●
●
●
●
193
Platform/ 1 2 3 Items Shipping (Logistics) Post mail ● ● ● Rush delivery ● ● ● Ship to ● ● ● Customer Shipping ● ● ● within 24 hrs. Shipping ● ● ● tracking Refund/ ● ● ● reprint Customer Service / Help & Support Overall 100 85 85 Rating Email inquiry ● ● ● Phone inquiry ● ● ● Live Chat ● ● Source: Compiled by authors
4
5
6
7
8
9
10
● ● ●
● ● ●
● ● ●
● ● ●
● ● ●
● ● ●
● ● ●
●
●
●
●
●
-
●
●
●
●
●
-
-
-
●
●
●
●
●
●
-
70
85
60
90
75
70
90
● ● ●
● ● ●
● ● ●
● ● ●
● ● -
● -
● ● ●
Table 3 shows that the top performing W2P platforms that provide digital content added-value applications on their websites generally put great emphases on five areas. These include online editing functions, free online digital content sharing, unlimited online storage, customized products and 100% customer happiness service. In addition to online editing functions, some international companies also provide a variety of customizable products (including phone cases, T-shirts, stationery, interior decoration or even pet products). As a result, products that used to be restricted to mass printing can now be available through Print on Demand. Consumers can create customized products and gifts. Some international companies provide trading services to creators, designers, and artists which allow them to sell their creativity on the platforms. Taiwanese W2P platforms, on the other hand, rarely provide the five aforementioned services. In regard to product customization, the Taiwan market is still in the process of development. Generally the product types are not as varied as those of international companies. Regarding the content editing process, consumers generally design their files offline before uploading them to a W2P platform. Few provide personalized content editing software to consumers on line or free download services. To date, this research has yet to find any Taiwanese customized W2P platform that offers consignment services for designers and/or artists.
Web to print services has become increasingly popular in China. Chen Yan published the Top 20 digital printing companies in China in the “Analysis and forecast of the online printing market in China 2017” in March 201711. The report showed that the number of online printing platforms has increased from 80 in 2014 to more than 400 in 2016, at least 280 of which are in good operation.
194
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
Chinese enterprises invest heavily in e-commerce and digital content industry. These financial figures are massive. In the publication of the top 20 W2P companies in 201711, the concept of “brand” is emphasized. PEK (Printing Industry E-commerce Data Key Indicators) created by keyin.cn is a ranking mechanism which evaluates the overall performance of the W2P service in China (excluding Hong Kong, Macau and Taiwan) using criteria such as content quality, volumes and website security, etc. 20 companies have been selected on the basis of PEK index as shown in Table 4. Table 4:
Top 20 web-to-print companies in China in 201711
Company name 36588.com Easy Print EP365.com Namex Yifutu Yofus Hucais kaixinyin.com FastPrint wdxc.cn ininin.com pptake.com CYT
Web Site http://www.36588.com.cn/ http://www.98ep.com/ http://www.ep365.com/ http://www.namex.cn/ http://www.yifutu.com/ http://www.yofus.com/ http://www.hucais.com/ http://www.kaixinyin.com/ http://www.92mp.com/ http://www.wodexiangce.cn/ http://www.ininin.com/ http://www.pptake.com/ https://www.0757p.com/
sq.kiy.cn Yi Si De Zhi Xiang Ge eheyin.com Zhonghao Ziyun Technology Co.,Ltd Xuan Cai duoduoyin.com Xiangin Boxdiy art2print.cn LVAI Xiao Mei Ji
sq.kiy.cn/ http://www.yiside.com/ http://www.zhixiangge.com/ http://www.eheyin.com/ http://www.11ziyun.com/
huluwa360.com
html
http://www.xuancai2008.com/ http://www.duoduoyin.com/ http://www.xiangin.cn/ https://www.boxdiy.cn/ http://www.art2print.cn/scene https://lvaifood.1688.com/ http://www.xiaomeij.com/Index/Packing. https://www.huluwa360.com/
195
Company name Web Site suyinw.cn http://www.cailuan.cc/ Source: Keyin.cn (http://www.keyin.cn/), Top 20 online digital printing companies in China in 2017
The development of customized W2P in China is being popular as companies learn from overseas counterparts to provide uniqueness and value in their services. In addition to the common customization printing services, five of the companies target the massive packaging market by providing customized packaging design and printing services to small- to medium- sized enterprises. “Zhi Xiang Ge” has integrated advertising into its package printing business, taking advantage of the advertising influence. Some W2P platforms, from reading to usage, are user-friendly and simple. Few of them even provide online editing tools, which makes online ordering, automatic quotation, order allocation, production plans and seamless online payments possible. Customers can easily place orders online, receive quotations, conduct file transfers, complete online payments and have products delivered to a designated address. They can even track their order online2.
To understand the platform requirement for customization services of traditional printing, this research selected and compared 10 outstanding customized W2P websites from eight regions. The result is shown in Table 5. Table 5:
Ten Selected Successful W2P Platform Worldwide
Company URL Vistaprint http://www.vistaprint.com/ (USA) Shutterfly https://www.shutterfly.com/ (USA) 36588.com http://www.36588.com.cn (China) ininin.com http://www.ininin.com/ (China) Gain How https://gainhow.tw/ (Taiwan) Source: by author (Date: 10 May 2017)
Company Eprint (Hong Kong) CEWE (France) Pixartprinting (Italy) Printpac (Japan) Printi (Brazil)
URL https://www.e-print.com.hk/ https://cewe-photoworld. com/ https://www.pixartprinting.it/ http://www.printpac.net/ www.printi.com.br
The evaluation results are shown in Table 6 and are used as a reference for the research. The table analyzes the major functions and services of the top 10 companies that provide customized W2P services.
Table 6. Evaluation and comparison of the platform functions and services offered by companies that customize traditional printing
196
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
Platform/Items 1 2 3 A: Main Page Search ● ● ● Language ● - Free shipping on - ● ● order Live chat ● ● ● Email inquiry ● ● Customer ● ● ● hotline Consignment - - Shopping cart ● ● ● Promote code ● ● News ● ● ● Best seller - ● ● Season ● ● ● promotion Feature product ● ● ● Customized ● ● products for event Office supplies / ● ● ● Clothing/Bags etc. Upload your ● ● ● design Design Service ● - ● Customer ● ● ● reviews Contact us ● ● ● Artist/celebrity - ● endorsement Refer a friend ● ● Mobile App - ● Average ● ● ● customer ratings Customer ● ● ● product photos B: Member Account/Services Account tools ● ● ●
4
5
6
7
8
9
10
● ● ● ● ● ● ● - - ● ● ● - - - - ● - ● ● - ● ● - - ● ● - ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● -
● ● ● ● -
● ●
● ● ● -
● ● ●
● ● ●
● ● ● ●
● ● ● ● ● ● - ● -
● ● - -
● ● -
-
● -
●
● ● ● ● ● ● ● ● - -
-
● - -
-
-
● ● - - -
- - - - ● ● ● ● - - - - -
● -
- ● ● ● ● -
-
●
● ● -
-
● ● ● ● ● ● ●
197
Platform/Items 1 View order ● history Reorder ● Update account ● settings Stored payments ● View recent ● communications My images and ● logos My favorites ● Business e-mail ● Domain names ● C: Products/Services Postcard mailing ● Design Re● creation Service Graphic design ● services for customers (e.g. logo, cards, DM…) Product & ● Package design service (food package, phone cases…) Email marketing ● Local listing ● Social media ● marketing Browse our ● designs Upload your ● own complete design Design yourself ● Gift certificates ● Personalized ● mugs Holiday cards ● 198
2 3 4 5 6 7 8 9 10 ● ● ● ● ● ● ● ● ● - - - - - - - - ● ● ● ● ● ● ● ● ● -
-
● -
-
● - -
-
-
-
-
● ● ● ● ● -
●
● ● ● - - - ● - - -
-
-
-
-
-
● - -
- ● -
-
-
-
-
-
-
● ● -
-
-
-
-
●
-
● ● -
-
-
-
-
-
-
- - ● ● - - -
-
-
-
-
-
● -
-
●
● ● ● ● -
● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● - - - - ● ● ● ● -
● - ● -
- ● ● - ●
● ● ● ● ● ● ● ● ●
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
Platform/Items 1 Canvas prints ● Phone cases ● Clothes (e.g. ● T-shirt) Puzzles ● Labels & gift ● tags Home decor ● D: Tutorial Getting started ● How-to-video Help center ● Contact us ● Shipping & ● delivery Request samples ● E: Partner with us Upload designs ● Our partners ● Contributing ● Photographer/ designer Advertising with ● us Reseller ● program Popular searches ● F: Our Company About us ● Careers ● For media ● For investors ● G:Our Policies Copyright ● matters Trademark ● matters Patents ●
2 ● ● -
3 ● ●
4 ● -
5 ● ● ●
6 -
7 ● ● -
8 ● ●
9 -
10 ● ●
● ● - - ● - ● ● -
● - - ● -
-
● -
-
● -
● ● -
-
● ● ● ● ●
● ● ● ●
● ● ● ●
● ● ● ●
● ● ●
● ● ●
● ● ●
● ● -
-
-
-
● -
-
● ● -
● ● ● ●
● - ● ● ● ● ● ● ● ● - ● - - ● ● ● - - - - -
● ● ●
● ● -
-
-
-
-
-
-
● ● ● ● -
-
-
●
● -
● ● ● ● -
● -
● ● ● ●
● ● ● -
● ● ● -
● ● -
● ● -
● -
-
● -
-
● ● ● ● ●
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
● ● -
● ● ● -
● ● -
199
Platform/Items 1 Terms & ● conditions Privacy policy ● Absolutely ● guaranteed H: Connect with us ● Facebook Instagram Twitter Pinterest Google+ WeChat Line@ Weibo QQ Source: by authors
● ● ● -
2 3 4 5 6 7 8 9 10 ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● ● - - - - ● - -
● -
-
●
● ● ● ● -
● -
-
● ● -
-
● ●- -
●
● ● ● ● -
● ● -
● ● -
-
The evaluation shows the focus of the services provided by the 10 platforms concerning customized W2P service includes homepage, search function, customer hotline, latest news and hot selling products, followed by instant customer service, promotion codes and seasonal discounts. Many platforms are now available in smart phone applications due to the growing popularity of mobile devices such as smart phones and tablets in recent years. In addition, multilingual websites also bring convenience to users around the world. Conditional free shipping, promotion codes and “share with friends to enjoy discounts” can also stimulate customers’ buying desire. In regard to memberships, besides the essential account information, purchase history, updates for members, the “my favorite” function (save button in the website) can be a very useful to users. It will be even better if the website provides free storage space for members. From the analyses, only some of the platforms provide print and packaging design service and online marketing services. An increasing number of platforms are developing “online templates and editing tools” for users. This will not only result in labor cost and time savings, but also increase efficiency.
Most platforms have shifted their focus from print products to more diversified lifestyle products, some of which offer printing services for textile products, phone cases, mugs, indoor decorations or even pet products. This provides more options for customization. In terms of usage and support functions, FAQs, contact information, shipping and collection methods are essential information, followed by free or paid “samples”. In order to diversify the platform, many platforms allow public access to designs uploaded by individual users who would like to share their work with business partners or to recruit long-term business partners. To deepen users’ understanding of the company, the brand vision and the media coverage of the company usually appear on the platform website. Some platforms make use of the “recruitment” column to attract potential candidates. In regard to information security and privacy, the majority of printing platforms display the website terms and 200
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
conditions as well as privacy policy that users must agree to in order to user their services.
Finally yet importantly, each company shares content on their social media platform based on the region in which it is located. Apart from China-based companies, most printing platforms have their only Facebook fan page. Companies that operate in Europe and Americas share the work of their customers on Instagram while those in China promote their brand on WeChat.
In addition, the research conducted in-depth individual interviews of 13 experts including experienced high level printing management, stakeholders, and educators12. The interviews discussed the requirements of leading into customized W2P service from a conventional printing business or establishing a new customized W2P platform, as well as the bottlenecks faced by the businesses. All interviews were conducted between March 29 to May 25, 2017. The agendas of the interviews are as follows. 1. Understanding online printing services in Taiwan: Does your company provide customized W2P services? If yes, can you share with us the bottlenecks or dilemmas that your companies have faced? If not, please explain why the company decides not to provide such services. 2. Currently most traditional printers are faced with difficulties caused by business transformation and customized W2P services. 3. The prerequisites of developing customized W2P platforms in Taiwan 4. Requirements of internal development: Evaluate and align companyâ&#x20AC;&#x2122;s capabilities such as logistics, cash flow, information flow and online editing functions with the requirements of the customized W2P platforms. 5. The considerations of traditional printers investing customized W2P platforms and suggestions about website structures The summary of the opinions collected from the expert interviews is as follows.
Change conventional mindset and learn new concepts Most traditional printers and employees still adopt a traditional mindset towards printing when it comes to business operation. A customized W2P system should include cloud platforms, information systems, online marketing, website design and more. What these provide customers with are less expensive, more convenient, more time saving, and highly custom-made online shopping experiences. Traditional printers are encouraged to learn new mindsets through participation in seminars and classes, and exchange ideas with industry professionals. This helps make customized W2P more prevalent and services will therefore improve.
Improve the UI and UX of online editing tools
201
The interview results show that there are existing sets of software available on the market that printers can either rent or buy. However, there is a lack of creativity in these templates. One way to improve this is to differentiate the platform by designing the functions based on the custom-made features for customers to use on line freely. In addition to improving the editing tools and uniquely design the company website, the UI should also look modern and sleek while the UX should be easy enough to use. Adjustments to computer and mobile versions are to be made. Only if the aesthetic value of the website and editing tools increases will they attract more users.
Use big data to analyze the customers’preferences Businesses can maximize the use of big data collected from their platforms to explore customers’ shopping habits and to predict their shopping behavior in the future; moreover, do target marketing accordingly. The personalized marketing tactic of announcing discount codes and sales can boost customer spending. In addition to attract new customers, businesses should understand current consumers’ buying behavior, changes in preferences, changes in transaction processes to increase their loyalty. While boosting sales, companies should also pay attention to their cash flow. This can be achieved by evaluating the credit score of customers using big data analyses, which avoids unnecessary labor costs.
Tap into overseas markets and improve quality and services Since Taiwan’s print market is limited, most business owners believe the W2P industry should also tap into overseas markets, especially Southeast Asia. Nonetheless, customized W2P is not the ultimate goal of business transformation. The key is to become specialized in a particular field and continously strengthen the quality of its products.
Cooperate with IT specialists to construct a better customized W2P system Most successful W2P platforms are partner with business owners with IT background. The key for online printing is to keep the communication between customers and the printing house. Although “Content is the King”, a successful customized W2P platform should have an operating system that runs smoothly in the backend. IT specialists are necessary to maximize the readability and user friendliness of customized W2P platforms.
Online marketing and offline promotion In addition to a good platform, personalized marketing also plays a vital role. Businesses can draw attention from the target audience by using keyword ads, social media, hot searches and starting conversations. Big data analyses reports can be very useful in personalized marketing, specifically for festive and special event products. As to offline promotion, word-of-mouth is very critical tool for marketing. Consumers nowadays see the CP value of a product as an important influence of purchase. They evaluate products and services online as well as offline. Therefore, products and services should be reasonably priced and should continue to improve
202
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
customer purchase experience. Businesses should pursue continual improvement in pre-sale and post-sale activities, as well as in the product itself, which translates into word-of-mouth marketing in the long term.
Collaborate with cloud and platform economy The biggest feature of e-commerce is that it allows users to look for business partners in the cloud. Printing companies can outsource different tasks such as designing, printing, finishing, binding, packaging, and delivering to other business partners and share the profits. Especially in a me-commerce W2P, it requires diverse creativity for personalized design, communication, custom service, and marketing. Companies can make the best use of the platform to learn about usersâ&#x20AC;&#x2122; preferences and improve their services accordingly.
Adopt a customer-oriented approach to sell a lifestyle to consumers Nowadays most consumers pay more attention to the personalized quality of a product used in daily life than price itself. It is suggested that companies should put more efforts in developing DIY (Design It Yourself) gifts for consumers to buy for their family members, friends, and even pets. The design and packaging of these custom-made products should be heavily emphasized so that products look presentable to customers. Custommade gifts are not only a good way to surprise a loved one, they can also be an effective way to promote a brand especially when these products are offered during new year/ year-end celebrations or other festive occasions and special events.
Conclusion and Recommendation Conclusion The combination of web to print and me-commerce has become the mainstream trend in the digital printing industry. The customized W2P market will be more and more prevalent around the world, especially under the pressure of paper-less and green policy. Traditional printing business must undergo transformations or make appropriate changes in their operations. In Taiwan, many printers still adopt a conventional production operation and business model, while many W2P business in the United States and Europe do not only provide trading platforms for customers, but also advertising and marketing services. In light of this, Taiwanese printers should devise better strategies to accommodate this trend.
Owners of customized W2P platforms generally have requirements that are more stringent on the homepage, printing products, online editing tools and services. Information flow, human resources and sales are usually well managed. The longer the history of a company, the higher the requirements a company has on the functions of its platform. The more capital a company owns, the higher the requirements its online editing tools and related services are expected to meet. Companies that use traditional printing processes need to pay more attention to the marketing and management of the customized W2P platform.
203
In terms of information flow, Taiwanese printing companies generally own equipment and facility that can provide a limited range of custom-made printing products. Most of the companies expressed that although they do offer custom-made printing services, some of them do not own a unique customized W2P platform. In expert interviews, the results revealed that some companies outsource the design and production process to their business partners upon receiving orders. In terms of service guarantees, most companies provide reprinting services under certain conditions or unconditionally. Many companies expressed they provide a wide range of product selection to customers, many of which provide FAQs and a service/product price list.
As to cash flow, printers generally receive payments through secure traditional channels. Despite its convenience, the credit card payment method is not prevalent in e-commerce due to security concerns in Taiwan. As to product delivery, while post delivery services are well developed in the printing industry, the more time efficient home delivery service is available but not popular. The shortage of storage space also tends to be a common difficulty faced by most Taiwanese printers.
Concerning human resources, there is a decent supply of graphic designers and customer service staff in the Taiwanese printing industry, but there is a shortage of work force dedicated to the development of “customized W2P platforms”. However, the percentage of companies that hire dedicated website engineers and data analysts remains low. As to marketing management, companies fare better in traditional media than on social media (such as blogs and Facebook pages) or mobile marketing. Due to the easy entry provided by social media, an untrained person can generate online coverage as long as they publish the right content. The study suggests that printers focus on improving their social media efforts in combination with mobile and cloud environment; in other words, adopting SMAC (Social, Mobile, Analytics and Cloud) strategy for their “me-commerce W2P” services.
The data analyses showed that customized W2P became a hotly debated topic in the industry as early as 10 years ago. Nevertheless, only about 11 printing companies in Taiwan that started to provide W2P services; the market share is relatively low. The expert interviews revealed that many print business owners hold a pessimistic view toward customized W2P services. The research has therefore summarized the challenges faced by traditional printing companies during their transformations and the corresponding suggestions to Taiwanese printers proposed by the experts interviewed as shown in Table 7.
Table 7: Common challenges faced by traditional printing companies during transformations and the corresponding suggestions proposed by the interview experts13-18. Problems faced by traditional printers
204
The expert suggestions
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
Different business models between traditional Relearn and change conventional mindset printing and me-commerce High cost in building creative editing tools. Poor Improve front-end design. Focus on improving performance of the current tools. UI (User Interface) and UX (User Experience), as well as differentiate the platform from competitors. Low Internet bandwidth. Unable to handle the Suggest Internet providers (telecom. providers) number of files and cope with the huge “online” to increase Internet bandwidth and provide faster demand Internet speeds to its users Lack of human resources such as web engineers, Partner with IT specialists and develop a win-win data analysts. Unable to quickly resolve problems partnership that is sustainable of customers and product. Second generation of business owners unwilling Participate in the “Digital service plan for SMEs” to take over traditional businesses implemented by the government. Attract talents to join the industry by reforming traditional businesses. Saturated market in Taiwan. Fear low investment Follow the New South Bound Policy of Taiwan return due to limited development. (Bureau of Foreign Trade, 2017). Set long-term plan to develop overseas markets. Recommendation Table 10 lists a total of six problems and their corresponding solutions. Below are suggestions to companies that wish to develop online printing services.
The results of the content analysis and interviews showed that the technologies of traditional plate-making and ink-paper printing are highly mature among traditional printing companies while information flow, human resources, marketing and management, and software and hardware are relatively lacking. However, it is important to note that the integration of the front-end information flow design and the back-end database are inextricably intertwined to me-commerce in W2P platforms. Companies interested in developing s services can focus on improving the three aspects: information flow, human resources and marketing management. Figure 2 provides suggestions to printing businesses.
205
Improve product quality
Front-end designer
On-line template develop UI design UX design
Paradigm shift relearn
Develop longterm plan on oversea market
Tap into government policy
Printers
Current employee training & education
Cloud platform & online editing tools building IT Company Big/Small data analysis
Front-end info. flow design
On-line customer services
SMAC Marketing Strategy
Back-end info. flow design
Figure 2: Suggestions to printing businesses (by authors)
Figure 2 shows that it is possible for traditional printing businesses, front-end designers, IT specialists to cooperate and share a business model. During the interviews, it was found that there is an absence of IT engineers and data analysts in the majority of W2P businesses. Training and recruiting these quality professional are not easy. The study suggests that printers cooperate with IT specialists and designers/artists to develop a partnership model that is beneficial to all and makes resource and profit sharing possible. It is also important to conduct big data analyses to evaluate the current positioning of the company and make predictions about future market trends based on customersâ&#x20AC;&#x2122; buying preferences and behaviors.
Secondly, the content analysis results showed that both Taiwanese and overseas W2P enterprises provide online editing tools for customers to do custom-made design. The content analysis and expert interviews revealed that the existing online editing tools lack both creativity and flexibility. To make a platform unique, experts suggested that businesses seek help from professional designers/artists to improve the UI and UX of the editing tools19. The tools should be developed in a way that reflects the characteristics of the company or the services it provides, followed by the integration of artificial intelligence and big data analyses with the help of back-end engineers. The goal is to achieve automated production. The talent pool in the design and IT industry of Taiwan is comparable to other countries. Therefore, printers should consider giving opportunities to local talents and attract them with innovative partnership models so the printing industry can keep abreast times by being creative and acquiring new knowledge.
206
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
Experts suggested in the interviews that customized W2P businesses improve the quality of their products and services and be more creative and flexible on customization. Especially packaging printing services can diversify the customization options in their design templates and packaging products, which can become a unique feature of the company. This does not only allow traditional printers to build on their expertise, but also make developing a customized platform much easier through further cooperation with designers, IT specialists and data analysts.
Concerning print market, many printing businesses are hesitant about developing customized W2P services due to a number of market constraints. Many of them believe that the Taiwanese market is not only small but saturated; investing in new services might result in business losses. Regarding this, experts suggested that printing businesses set long-term goals of developing overseas me-commerce W2P markets using the advantage of Internetâ&#x20AC;&#x2122;s free of any national boundaries. As long as the businesses can develop multilingual websites and learn about the cultures and history of other countries. Ultimately, they can incorporate these elements into the design and bring their platforms to the international market.
From the content analysis, the study found that the customized W2P platforms in the United States are more advanced than those in China and Taiwan in terms of web technologies, design content, product options, and supplementary services. However, the rapid development of the telecommunications industry in China and the fast digitalization process in every facet of life from daily necessities to virtual products have made customized W2P platforms more mature and popular than in Taiwan. The content analysis revealed that traditional Taiwanese printing companies are generally very willing to develop customized W2P platforms. While they believe the company has enough manpower to implement such a project, they do not have enough employees who specialize in creative design, web technology, and data analyses.
Examining the functions of successful customized W2P platforms, this research creates a list of high-demand items for printing companies to develop such services based on the results of the content analysis and expert interviews20-30. Table 8 lists seven platform functions as a reference for future website development.
207
Table 8: Functions of online customized printing platforms developed by traditional printing companies and their requirements Platform functions and their requirements Homepage Account Tools Average Customer Ratings Customer photos Feature Product Customer reviews Printing Items
Best Seller Clothing and bags Home Decor
Holiday Cards Online Editing Tools and Related Design it yourself Services Upload your own complete design Design Help Service Social Media & Personal Comm. Declarations
Consignment for designs/artists Facebook, Instagram, Twitter, Plurk, Line, WeChat Patents
About the Company
Terms and Conditions About us
Members
Advertising with us View Order History Contact us Help center
In addition to the recommendation of the platform construction, the study looks into the content of the editing tools as well as the improvement of their functionality to develop customer loyalty. Printers are suggested to create innovative content and product design. It will be a challenge, however, for platform operators to convince creative designers or artists to constantly work with printers to monitor and improve the website. Further researches on the collaboration model between printers and designers/artists should be conducted to understand what they expect while participating such customized W2P operation. Moreover, future researches to identify the most optimal UI/UX designs for customized W2P platforms is necessary, especially, on how to design business Apps for use on mobile devices based on customersâ&#x20AC;&#x2122; preferences. Researches on the need of cognition, user experience and the level of satisfaction among consumers regarding current customized 208
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
W2P services are even more important due to that many consumers are still unfamiliar with me-commerce customized printing services.
There is a need to conduct further researches on the challenges faced by traditional printing businesses during the development of customized W2P platforms. Expert interviews revealed that most traditional printing companies are pessimistic towards developing customized W2P platforms. The second generation of these traditional family businesses are also reluctant to take over the businesses, which the printing industry might be facing an aging crisis, but crisis also means opportunities. Future researches can identify these “opportunities” as well as provide suggestions on business transformation.
Acknowledgements The study wishes to express a great amount of gratitude to the printing experts and educators who participated in the study and provided valuable opinions and suggestions.
References 1. C. Boone, How Print-on-Demand Is Leading the Me-Commerce Revolution, Coveroo Inc. The Magazine Forecast Part 1 The Year Ahead 2015.1 Printing Industries of America (2015). 2. Y. C, Hsieh, The new blue sea for printing media - from online printing to cloud customization e-commerce. 2017 IC Annual World Congress & 8th China Academic Conference on Printing and Packaging (2017). 3. N. Liu and C. Cao, The Design of Network Printing Function Model. Advanced Graphic Communications, Packaging Technology and Materials, Vol. 369, pp. 423-431 (2016). 4. Y. C, Hsieh, and S. Lin, The functions of online printing tools and workflow, China Packaging and Printing Magazine (2011). 5. J. A. Ollis, Optimized editing of variable data documents via partial re-evaluation, Doctoral dissertation, University of Nottingham. (2011). 6. S. McKibben and J. Shaffer, Web-to-Print Primer, American Printer. (2009). 7. http://www.imaginewow.com/social-media-marketing/customer-behavior/Rebekah Radice . 2014_The Four Ps of Customer Behavior (2014). 8. Q. Lin, Z. Chen and X. Li, Discussion on cloud computing applications in the printing industry. Printing Technologies, 26(4), 45-60 (2010). 9. J. Lin, C. Yen, and M. Chen, Qualitative research method: interview method and analysis of the implementation, Quarterly publication on physical and mental disabilities, 3(2), 122-136 (2005). 10. http://www.toptenreviews.com/services/internet/best-online-printing-services/ (2015/11/02). 209
11. http://www.keyin.cn/special/spcexp/201703/07-1103050.html /Keyin.cn, 2017_Top 20 e-commerce printing companies in China (2017/03/07). 12. W. Wang, Education research method - Theories and implementation of education. Research, Wunan Publishing, Taipei city (2001). 13. http://new.tcoc.org.tw/articles/20060609-1f149c53/Cai Yaojun, 2006_The emergence of the personalized Web2.0. Website of Commonwealth Magazine (2015/11/03). 14. http://www.netprint101.com/text/43373744-360.html /Digibooks, 2008_The era of digital printing. The present and future of traditional printing (2015/11/10). 15. http://www.scrapbase.tk/2011/12/blog-post_7639.html/ Frank Na, 2011_Online printing has just begun, TPI (2015/11/12). 16. http://www.grprint.com.tw/content/faq.html /Grprint of Top Color, 2006_FAQs about printing (2015/11/02). 17. http://www.runpc.com.tw/news.aspx?id=100704/He Xinda, 2010_HP entering the cloud printing era (2015/11/02). 18. http://www.brainnew.com.tw/article/na2002/n_062002.htm/Frank Na, 2002_If bookstores can Print on Demand (2015/11/02). 19. http://conversionlab.co/2016/01/30/ui-vs-ux-%E5%B7%AE%E7%95%B0%E8%AA%AA%E6%98%8 E%E5%9C%96%E5%A4%A7%E6%95%B4%E7%90%86/Han Shih, 2016_The differences between UI & UX. Explanation using images, Conversion Lab (2017/03/05). 20. http://influence-central.com/kids-tech-the-evolution-of-todays-digital-natives/Influence Central ,2016_ Kids & Tech: The Evolution of Today’s Digital Natives (2017/02/21). 21. http://www.bnext.com.tw/article/view/id/21310/Liu Hanqian, 2011_The future of paper books (2015/11/02). 22. http://www.cagst.org.tw/manager_c.php?no=13/Ma Lan, Guo Ailing, 2013_Digital printing technology brings us closer to Print on Demand, China News Service (2015/11/02). 23. http://www.business2community.com/digital-marketing/digital-marketing-2016-trends-lessons-past-01411904 Mordecai holtz,2015_ Digital Marketing in 2016, Trends and Lessons from the Past (2016/01/30). 24. https://dmz9.moea.gov.tw/gmweb/investigate/InvestigateFactory.aspx/Ministry of Economic Affairs, 2016_List of factories (2016/6/27). 25. http://www.convertingquarterly.com/the-converting-curmudgeon/digital-versus-traditional-packaging-print-whats-ahead-at-drupa-2016/Michael Seidl ,2016_ Digital Versus Traditional Packaging Print: What’s Ahead At Drupa 2016 (2016/6/27). 26. http://www.retailleader.com/article-how_to_thrive_in_the_age_of__me_commerce_-6528.html/Nora Aufreiter, Kelly Ungerman,Philip Dalzell-Payne ,2013_ How To Thrive In The Age Of “Me-Commerce”
210
TRENDS OF DEVELOPING ME-COMMERCE WEB-TO-PRINT Hsieh, Yung-Cheng, Wong, X. Y., Wei, Ming-Chw
(2015/11/10). 27. http://tech.ifeng.com/a/20160520/41610793_0.shtml /Phoenix Technologies. Research shows that the average age of children owning their first smartphone is 10.3 years (2016/05/20) 28. http://www.smitherspira.com/news/2014/april/digital-printing-to-remain-strong-until-2024/Smithers Pira,2014_ Growth in Digital Printing to Remain Strong until 2024 (2015/11/03) 29. http://news.cts.com.tw/cna/life/201112/201112130890820.html /Taiwan Digital Publishing Forum TDPF. Challenges of digitalization – Media’s transformation by cloud (2015/11/02). 30. http://www.niia.tw/share_detail.aspx?NO=122/Yao Shu, 2015_How digitalization changes the DNA of printing (2015/11/03).
211
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ
Hülya SÖKER1, Gürcan BANGER2 Anadolu Üniversitesi Porsuk Meslek Yüksek Okulu hsoker@anadolu.edu.tr bizobiz.net Danışmanlık, Eskişehir gbanger@bizobiz.net Özet Gerek vizyon gerekse uygulama olarak dijital baskı sektörünü etkileyecek Sanayi 4.0; bilişim, iletişim ve İnternet alanlarındaki gelişmeleri üretim teknolojilerindeki yeni yaklaşımlar ile bir bütünsellik içinde ele alan bir olguyu ifade etmektedir. Sanayi 4.0, kendini öncekilerden ayırt eden dört anahtar özelliğe sahiptir. Sanayi 4.0; 1) İşletmeler arası işbirliğini kolaylaştırmak için değer ağları aracılığıyla yatay entegrasyon, 2) Esnek ve yeniden yapılandırılabilir imalat sistemi oluşturmak için hiyerarşik alt sistemlerin işletme içindeki dikey entegrasyonu, 3) Ürünün veya hizmetin özelleştirilmesini desteklemek için tüm değer zinciri boyunca uçtan uca mühendislik entegrasyonu ve 4) Üstel teknolojiler aracılığı ile ivmelenme sağlar. Yeni üstel teknolojiler arasında akıllı makineler, Endüstriyel İnternet, siber fiziksel sistemler, üç boyutlu yazıcılar, bulut bilişim, büyük veri ve analitikler ile artırılmış gerçeklik öne çıkmaktadır. Elektronik medyanın yaygınlaşmasına rağmen, –ambalaj güçlü bir pazar olmaya devam ederken– dünya çapındaki baskı üretim hacminin genel olarak orta derecede artacağı sektörel olarak öngörülmektedir. Değişen pazar yapısı ve müşteri profiliyle sektörün büyümeye devam edebilmesi için dijital teknoloji daha önemli olmaktadır. Küresel bas1 2
Öğr. Gör., Anadolu Üniversitesi Porsuk Meslek Yüksek Okulu, Tel: (222) 224 13 91, hsoker@anadolu.edu.tr Y. Müh., İş-İşletme danışmanı, bizobiz.net Danışmanlık, Eskişehir Tel: (533) 349 99 95, gbanger@bizobiz.net
213
kı pazarında; uygulama bilgisine olan artan talep, standartlaşma yönündeki beklentiler, baskı süresi azalırken iş sayısının artışı, teslimat hedeflerini gerçekleştirmek için esneklik ve çalışabilir zaman ihtiyacı belli başlı yönelimlerdir. Yeni şartlar altında dijital baskı sektörünün özellikleri 1) Ürünlerin kişiselleşmesi ve hibritleşmesi, 2) Sektörel işletmeler tarafından ek hizmetler sunulması, 3) Müşterilerin ve paydaşların iş süreçlerinde ve değer zincirinde bütünleşmesi, 4) Otonom olmaya başlayan makinelerde gömülü sistemlerin varlığı ve 5- artan bağlantılılık olarak söylenebilir. Bu bildiri, Sanayi 4.0’ın dayanakları olan teknolojilerin dijital baskı sektöründeki pazar ve müşterinin değişimine, kurumsal strateji ile politikalara, iş modellerine ve iş yapma biçimlerine olan etkilerini tartışmaktadır. Anahtar kelimeler: Sanayi 4.0, teknoloji, dijital baskı, dijitalleşme, değişim Abstract Industry 4.0, which will impress the digital printing industry as a vision and application is a phenomenon that deals with the developments in the areas of information, communication and the Internet in an integrated manner with new approaches in production technology. Industry 4.0 has four key features that differentiate itself from the previous ones. Industry 4.0 includes 1) Horizontal integration through value networks to facilitate interoperability between businesses, 2) Vertical integration of hierarchical subsystems within the enterprise to create a flexible and reconfigurable manufacturing system, 3) End-to-end across the entire value chain to support customization of the product or service engineering integration and 4) Acceleration through exponential technologies. New exponential technologies include intelligent machines, industrial Internet, cyber physical systems, three-dimensional printers, cloud computing, large data and analytics, and increased reality. Despite the widespread adoption of electronic media, it is predicted sectorally that the worldwide production of print production will generally increase moderately, while packaging remains a strong market. Digital technology is more important for the sector to continue to grow with changing market structure and customer profession. In the global printing market; increased demand for application information, expectations for standardization, increased number of jobs while printing times are decreasing, flexibility for achieving delivery targets, and workable time requirements. Under the new circumstances, the characteristics of the digital printing industry are: 1) The personalization and hybridization of products, 2) The provision of additional services by sectoral enterprises, 3) The integration of customers and stakeholders in the business processes and value chain, 4) The existence of embedded systems in machines which are becoming autonomous; It said. This paper discusses the impact of technology, which is the basis of Industry 4.0, on the exchange of market and customers in the digital printing sector, corporate strategy and policy, business models and modes of doing business. Key words: Industry 4.0, technology, digital printing, digitalization, change 214
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
Giriş Bildirinin “Sanayi 4.0” başlığını taşıyan bölümde bir vizyon ve uygulamalar demeti olan Sanayi 4.0’ın genel çerçevesi ve bu çatıyı oluşturan teknolojiler özetlenmekte, devamında “Geleceğin Fabrikası” olgusunun bu çatıya bağlı olarak gündeme gelişine değinilmektedir. “Sanayi 4.0 ve Geleceğin Basım İşletmesi Öngörüsü” başlıklı bölümde –beyin fırtınası yaklaşımına benzer bir tarzda– Sanayi 4.0’ın bir endüstriyel girişim olarak yeni türden işletmenin oluşumu için vizyon, şartlar, stratejiler ve özellikler anlatılmaktadır. “Sanayi 4.0 ve Dijital Baskı Sektöründeki Yeni Gelişmeler” temalı bölümde ise mevcut dijital baskı sektörünün–özellikle teknoloji geliştiriciler ile donanım ve hizmet üreticileri açısından– geleceğin basım sektörü öngörüsüne yakınsaması konusu ele alınmaktadır.
Sanayi 4.0 18’inci yüzyılın sonunda su ve buhar gücünün mekanik imalat sistemlerine uygulanması sonucu olarak Birinci Sanayi Devrimi gündeme geldi. 19’uncu yüzyılın sonunda elektrik ile enerjilenen ve işbölümü ile desteklenen kütlesel üretim İkinci Sanayi Devrimi’nin gerçekleşmesini sağladı. 1970’li yıllarla birlikte enformasyon teknolojisi ve ileri elektroniğin imalat otomasyonuna yol açacak biçimde uygulanması Üçüncü Sanayi Devrimi’nin yükselişini sağladı1. Dördüncü Sanayi Devrimi’nde ise ilginç bir durum oluştu; devrime ilişkin iddialar söz konusu teknolojik ve sınai dönüşümün kendisinin ortaya çıkmasından önce başladı2,3. Dünyanın değişik bölgelerinde devletler, şirketler ve çeşitli organizasyonlar Sanayi 4.0 veya Endüstriyel İnternet gibi kategoriler altında bu devrimin gerçekleşmesi ve ilerlemesi için çok boyutlu çalışmalar içindeler. Diğer yandan sınai ve teknolojik dönüşüme ilişkin çeşitli kişi ve kuruluş tarafından üretilen çok farklı görüşün ve öngörülerin yer aldığı akademik çalışmalar, popüler yayınlar ve çeşitli tartışmalar bir zihinsel karışıklığına da yol açtı. Literatür tabanlı araştırmama tekniğini kullanmayı tercih eden çoğu çalışmada Sanayi 4.0’ın bileşenleri olarak bazı teknolojiler sayılmakla birlikte bunlar arasında da bir ortak listeye ulaşılamadığı anlaşılmaktadır1,4. Gelecek ve strateji fikri içermesi bakımından Sanayi 4.0 öncelikle bir vizyondur5. Diğer yandan yeni bir teknolojik ve sınai geleceğin kurulabilmesi için bu vizyonun bir sistem olarak üretim zeminlerinde ve fabrikalarda gerçekleştirilebilmesi gerekir. Dolayısıyla Sanayi 4.0, bir fiziksel üretim zemini ölçeğinde uygulama açısından bir teknolojik altyapının oluşturulması ve bunun üzerinde bir üretim metodolojisinin fiiliyata geçirilmesi anlamına gelir6. Dolayısıyla uygulama deneyimi açısından Sanayi 4.0; esasını akıllı ve bağlantılı, siber fiziksel sistemlerin oluşturduğu yeni teknolojik altyapı ile yenileştirilmiş yalın üretim felsefesini de içeren yeni üretim metodolojisinin birbirine sıkıca eklemlenmesi olarak ifade edilebilir. Bu üretim metodolojisinin özünü Sanayi 4.0 vizyonunun bir üretim sistemi olarak gerçekleştirilmesinde en önemli unsurlardan birisi olan sistem entegrasyonu oluşturur. 215
Dördüncü Sanayi Devrimi anlamına gelen Sanayi 4.0, küresel ölçekte sertleşen rekabete ilişkin bazı darboğazları ve meydan okumaları aşmak için sanayiyi teknik olarak geliştirme ile ilgilidir7. Uygarlığın gelişimi ile birlikte bireyler kendi yaşam kalitelerini yükseltmek için yeni talep ve beklentiler geliştirmektedir. İletişim araçlarının gelişimi ile birlikte bu tür istekler bir yandan kişiselleşirken diğer yandan yaygınlık kazanmaktadır. Sanayi bu tür biteviye yenilenen talepleri karşılayabilmek için kendini çok boyutlu olarak geliştirmek zorundadır. Geçmişte yaşanan ilk üç sanayi devrimi bu ihtiyacı doğrular nitelikte kanıtlardır. Günümüzde sanayi insanlara daha çeşitli, kaliteli ve ucuz ürünler sunarak yaşam kalitesini iyileştirirken aynı zamanda çalışanlar için daha nitelikli, sürdürülebilir çalışma şartları sunmak durumundadır. Diğer yandan sanayinin biteviye kendisini geliştirme girişimlerinin yaşadığımız dünya açısından bazı sürdürülebilirlik sorunları yarattığı görülmektedir. Örneğin hâlâ sınai üretim küresel ısınma ve çevre kirliliği yaratmayı devam ederken diğer yandan petrol ve kömür başta olmak üzere pek çok yenilenemeyen doğal kaynağı yok etmektedir. Bazı ekonomilerde yaşanan toplumun yaşlanma süreci iş gücüne katılımı olumsuz yönde etkilemektedir. 1980’li yıllarda yoğun biçimde iş gücünün daha az maliyetli olduğu bölgelere kayan bazı sınai sektörler buralarda yükselen ücretlerin etkisiyle yeni çözümler arama çabasındadır. Sonuç olarak sanayi, birikerek daha etkili bir meydan okuma haline gelen değişim karşısında kendini yeni yaklaşımlar bulma zorunluluğunda hissetmektedir. Sanayi 4.0 hem bünyesinde barındırdığı yeni ve/veya evrimleşen teknolojiler hem de yeni üretim metodolojileri ile bu ihtiyaca cevap verebilecek gibi görünmektedir. Böylece iş süreçleri ile mühendislik ve imalat süreçleri birbirine daha sıkı eklemlenerek daha işbirlikçi, esnek ve verimli biçimde işleyerek daha yüksek kalite ve daha düşük maliyet yaratabilecektir. Sanayi 4.0, kendini öncekilerden ayırt edici nitelikte dört anahtar özelliğe sahiptir6: Sanayi 4.0, 1) İşletmeler arası işbirliğini kolaylaştırmak için değer ağları aracılığıyla yatay entegrasyon, 2) Esnek ve yeniden yapılandırılabilir imalat sistemi oluşturmak için hiyerarşik alt sistemlerin bir fabrika içinde dikey entegrasyonu, 3) Ürünün özelleştirilmesini desteklemek için tüm değer zinciri boyunca uçtan uca mühendislik entegrasyonu ve 4) Üstel teknolojiler aracılığı ile ivmelenme sağlar. Ürün yaşam döngüsü ile ilişkili mühendislik sürecinin uçtan uca entegrasyonu için işletmelerin yatay entegrasyonu ve fabrikanın dikey entegrasyonu iki temel unsurdur. Sonuç olarak ürün yaşam döngüsü, baştan sona farklı işletmeler tarafından gerçekleştirilen bir dizi aşamadan oluşur. Yeni iş-işletme dünyasının dayattığı şartlar gereği bir işletme, pazar ve tedarik zinciri nedeniyle kendi işiyle ilgili diğer işletmeler ile hem rekabet etmeli hem de işbirliği yapmalıdır: İşbirlikçi rekabet8. İşletmeler arası yatay entegrasyon sayesinde ilgili işletmeler etkili bir ekosistem oluşturabilir. Bu işletmeler arasında enformasyon, finans ve materyal akıcı bir şekilde akabilir. Bu nedenle, yeni değer ağları ve iş modelleri ortaya çıkabilir. 216
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
Bir fabrika; fiziksel ve enformasyonel fonksiyonları gerçekleştiren alt sistemlere sahiptir. Bunlar arasında aktüatörler9 ve sensörler gibi fiziksel unsurlarla stratejik planlama, üretim yönetimi ve kurumsal kaynak planlama gibi işletmenin fonksiyonel unsurlarından birkaçını örnek olarak sayabiliriz. Esnek ve yeniden yapılandırılabilir bir imalat sistemi gerçekleştirmek için aktüatör ve sensör sinyallerinin farklı fiziksel seviyelerden kurumsal kaynak planlaması seviyesine kadar dikey entegrasyonu esastır10,7. Bu entegrasyon ile akıllı makineler; farklı ürün türlerine uyum sağlayacak şekilde dinamik olarak yeniden yapılandırılabilen ve kendi kendini organize edebilen bir sistem oluşturur. Bu entegrasyondan elde edilen kütlesel enformasyon, üretim sürecini uzaktan saydam olarak izlenebilir hale getirmek üzere toplanır, analiz edilir ve işlenir. Uçtan uca mühendislik entegrasyonu, ürün yaşam döngüsü ile ilgili bir Sanayi 4.0 özelliğidir10,7. Ürün odaklı bir değer yaratma sürecinde, müşteri ihtiyacı ifadesinin tespiti ile başlayan ürün tasarımı ve geliştirme, üretim planlaması, üretim mühendisliği, üretim, hizmetler, bakım ve geri dönüşüm gibi bir dizi faaliyet gerçekleştirilir. Entegrasyonun gerçekleştirilmesi ile sürekli ve tutarlı bir ürün modeli geliştirilebilir ve ürün yaşam döngüsünün her aşamasında yeniden kullanılabilir. Ürün tasarımının imalat ve hizmetler üzerindeki etkileri, güçlü yazılım araçları kullanılarak önceden kestirilebilir. Bu sayede kişiselleştirilmiş ürünlerin gerçekleştirilmesi mümkün olacaktır. Nesnelerin İnterneti (Internet of Things, IoT) ve bununla ilgili hizmetler; yatay, dikey ve uçtan uca olmak üzere üç çeşit entegrasyon için sağlam bir temel oluşturur. Örneğin, akıllı nesneler ağı kendisini dinamik olarak yeniden yapılandırabilir ve bulut üzerindeki enformasyon sistemlerine kütlesel veri sağlayabilir. Bu, dikey entegrasyondur. Bulut üzerinde konuşlanmış güçlü yazılım araçları ve veri modeli sayesinde uçtan uca entegrasyon gerçekleştirilebilir11. Sanayi 4.0, kişiselleştirilmiş ihtiyaçları tatmin etmeyi ve küresel zorluklarla başa çıkmayı, böylece pazarların küreselleştiği bir dünyada rekabet gücünü geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu amaçla, yeni ortaya çıkan ve/veya evrimleşen enformasyon teknolojileri üç entegrasyonu türünü gerçekleştirmek üzere sanayinin her alanına uygulanmalıdır. Böylece gelişmiş kaynak verimliliği, üretkenlik ve düşük maliyetle yüksek kaliteli ve özelleştirilmiş ürünler ortaya çıkacaktır. Sonuçta Sanayi 4.0, sadece sınai sektörlerle sınırlı olmayan derin bir etki yaratacak; yaşamın tüm alan ve boyutlarını dönüştürecektir9,12. Yeni üretim metodolojisinin özünü oluşturan sistem entegrasyonu bileşenini eksiksiz ve doğru kavramak için Sanayi 4.0’ın ekosistemini inceleyerek yola çıkılmalıdır. Sanayi 4.0’a ilişkin büyük resmi olabildiği ölçüde doğru görmeden uygulama deneyimine yönelmek ciddi yatırım kayıplarına
217
yol açacaktır. Sanayi 4.0; bilişim ve iletişim alanlarındaki gelişmeler, otomasyon, sensör (veri toplama) ve paylaşma ile üretim teknolojilerindeki yeni yaklaşımları birbirine eklemlenmiş bir bütünsellik ile ele alan bir kavramı ifade etmektedir. Sanayi 4.0; çağdaş teknolojilerle değer zincirinin yeni türden bütünleşmesi anlamına gelir. Bu bütünleşme içinde gerçek ve sanal sistemler bilişim, Nesnelerin İnterneti ile çoğalıp çeşitlenen İnternet servisleri önemli bir yer tutar. Sanayi 4.0; bilişim, iletişim, İnternet, sensör, otomasyon, yapay zekâ ve robotik teknolojilerinin üretim süreçlerini yoğun biçimde etkilemesi ve dönüştürmesi ile ortaya çıkan yeni bir durumdur5. Sanayi 4.0 konusundaki bulanıklığı aşmak için çeşitli çalışmalarda tanım arayışları yer almaktadır13: “Sanayi 4.0, teknolojiler ve değer zinciri organizasyonu kavramları için ortaklaşa bir terimdir. Sanayi 4.0’ın modüler yapılanmış Akıllı Fabrikalarının için Siber Fiziksel Sistemler (SFS) fiziksel süreçleri izler, fiziksel dünyanın sanal kopyasını yaratır ve desantralize kararlar verir. Nesnelerin İnterneti üzerinden siber fiziksel sistemler birbirleri ve insanlarla gerçek zamanlı haberleşir ve işbirliği yaparlar. Hizmetlerin İnterneti aracılığı ile hem iç hem de çapraz örgütsel hizmetler sunulur ve değer zincirinin katılımcıları tarafından yararlanılır.” Böyle bir geniş tanımlama çabası Akıllı Fabrika, siber fiziksel sistem, Nesnelerin İnterneti, Hizmetlerin İnterneti gibi Sanayi 4.0’ın bazı temel kavramlarını içermekle birlikte bunların anlaşılabilir biçimde açıklanmasını gerekli kılmaktadır. Sanayi 4.0 üzerine öne sürülecek görüş, öngörü ve yaklaşımların sağlam bir zemine ihtiyaç duyurduğu açıktır. Farklı ülkeler Sanayi 4.0 olgusuna farklı biçimlerde yaklaşmaktadırlar14. “Sanayi 4.0” ismi Almanya’nın kamusal bir programla sanayiyi dönüştürme ve yenileştirme isteğinden kaynaklanmaktadır. Benzer bir yaklaşımı, bu süreci “İnternet+” olarak isimlendiren Çin’de de görülmektedir. ABD’de ise dönüşüm ihtiyacı ve süreci “Endüstriyel İnternet (Nesnelerin Endüstriyel İnterneti)” şeklinde isimlendirilip büyük teknoloji ve sanayi şirketlerinin desteği ile yönetilmektedir. Bazı teknolojik dönüşüm plan ve programları konuyu sadece sanayi sektörleri ve işletmeler açısından ele alırken ABD gibi kimi ülkelerde ise sosyal yaşamı da içine alacak şekilde bir gelişim öngörülmektedir. Kavram karmaşasına düşmemek için “Sanayi 4.0” teriminin genel hatlarıyla yukarıda özetlenen farklı vizyon ve yorumları ifade ettiği kabul edilebilir. Sanayi 4.0 vizyonunun temel çekirdeği “nesne” sözcüğü ve kavramıdır. Sanayi 4.0 bağlamında ise nesne, içinde gömülü olarak bilişim-iletişim donanımı ve yazılımı bulundurabilen (bulundurma ihtimali ve potansiyeli olabilen) her türlü fiziksel varlık olarak tanımlanır15. Dolayısıyla Sanayi 4.0 (veya Nesnelerin İnterneti) nesnesi duruma göre bir sistem, cihaz, araç, aksesuar veya herhangi bir fiziksel-maddi varlık olabilir. Sanayi 4.0 nesnesine gömülü olarak barındırdığı bilişim-iletişim dona-
218
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
nımı ve yazılımı nedeniyle “akıllı ve bağlantılı (iletişebilir) nesne” adı verilir. Nesnenin akıllı olarak nitelenmesi içindeki bilişim donanım ve yazılımı sayesinde –sınırlı ölçüde de olsa– bazı kararları verebilmesi ve uygulayabilmesidir. Bunu gömülü olarak içerdiği bilişim donanım ve yazılımının gerçekleştirdiği “yapay zekâ” uygulamaları ile başarır. Yapay zekâ, makineler tarafından sergilenen zekâ türüdür16. Yapay zekâ, bir bilgisayarın veya bilgisayar denetimli bir makinenin çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme yeteneğidir. Yapay zekâ alanındaki çalışmalar genelde insanın düşünme yöntemlerini analiz ederek bunların benzeri yapay yönergeleri geliştirmeye yönelik olarak gerçekleştirilir. Sanayi 4.0’ın ana çekirdeğini oluşturan akıllı ve bağlantılı nesne, yapay zekâ özelliğini gerçekleştirmek için gömülü bilişim donanımı ve yazılımından yararlanır. Bilgisayar elektroniği ile yazılım geliştirme ürünlerinin fiyatlarındaki düşüşler nesneye gömülü uygulamaların yaratılmasını olumlu yönde etkilemektedir. Özellikle tek parça karttan oluşan mikro denetleyici temelli mikro bilgisayarlar akıllı nesne geliştirmek –en azından bu tür bir nesnenin prototipini yapmak– için ihtiyaç duyulan teknolojik zemini hazırlamaktadır17. Bu cihazlara giriş/çıkış uçları ve kapıları aracılığı ile ses, görüntü, iletişim veya veri toplama gibi değişik amaçlara uygun ek elektronik parçalar bağlamak mümkün olmaktadır. Giderek küçülen fiziksel boyutları nedeniyle bu tür elektronik donanım herhangi bir nesneye gömülü olarak uyarlanabilmektedir. Akıllı ve bağlantılı nesnelerin iletişim özelliğinden söz etmeden önce sensör konusuna değinmek uygun olur18,19. Canlıların çevrelerinde olup bitenleri duyu organlarıyla hissetmesine benzer biçimde, makineler de sıcaklık, basınç, hız, nem, hareket, titreşim vb. gibi değerleri kendi üzerlerindeki sensörler aracılığıyla algılarlar. Teknik olarak söylendiğinde “sensör”; ısı, ışık, nem, ses, basınç, kuvvet, elektrik, uzaklık, hız, ivme ve pH gibi fiziksel veya kimyasal büyüklükleri elektrik sinyallerine çeviren düzeneklere verilen genel isimdir. Gömülü bilişim donanım ve yazılımına sahip olan akıllı nesneler, kendi ve çevresel durumlarını tespit etmek için kendileriyle ilişkilendirilmiş sensörler aracılığı ile elde ettikleri ölçüm verilerinden yararlanır. Böylece akıllı nesne, sensör(ler)den kendisine gelen verilere dayalı olarak bazı kararlar üretme ve oluşan durumu ilgili noktalara iletme veya gerekli bazı eylemleri yerine getirme imkânına sahip olur. Verilere dayalı olarak kendi başına karar üretip buna göre eyleme geçebilen fiziksel varlıklara “otonom nesne” adı verilir. Akıllı ve bağlantılı nesne, sensörler aracılığı ile elde ettiği verilerin veya bunlara bağlı olarak
219
ürettiği enformasyonun tümünü kendisi kullanmaz. Başka yerlerde (başka sistem, cihaz veya kişiler tarafından) kullanılması gereken verileri iletişim donanım ve protokollerini kullanarak ilgili noktalara iletir20,21. Verilerin veya enformasyonun iletildiği nokta bir başka akıllı nesne (sistem veya cihaz), bir mobil cihaz taşıyan insan operatör veya verilerin kaydedileceği “bulut bilişim” deposu olabilir. Bulut bilişim ortamına kaydedilen veriler gerçek zamanlı olarak ya da daha sonraki bir zamanda “analitikler” adı verilen analiz yazılımları tarafından incelenir veya ilgili kişilerin (örneğin yöneticilerin) yorumlaması için yazılı ve/veya görsel rapora dönüştürülür. Akıllı ve bağlantılı nesneler genel olarak kablosuz şekilde iletişim kurar. Bu amaçla kablosuz bağlantı donanım ve protokollerinden yararlanırlar. Hangi donanım veya protokolün kullanılacağı sorusu iletilecek veri hacmi, haberleşme sıklığı, iletim hızı ve alıcının uzaklığı gibi kriterlere bağlı olarak cevaplanır. Örneğin akıllı ve bağlantılı, sürücüsüz taşıtlar için 4G/5G gibi yüksek hız ve kaliteye sahip bir bağlantı biçimi gerekirken, akıllı ev veya akıllı tarım uygulamaları için biraz daha düşük özellikli bağlantılar tercih edilebilir. Hangi iletişim standardının kabul edileceği, tümüyle teknolojik uygulamanın ihtiyaçları ile ilgilidir. Akıllı ve bağlantılı nesnelerin iletişim amacıyla kullandığı çok sayıda kablosuz teknoloji ve standart var21. Bunlar arasında Bluetooth, ZigBee, Wi-Fi, NFC, Hücresel G3/G4/G5, LPWA, LTE, uydu gibi bazılarını sayabiliriz. Kablosuz bağlantı aracılığı ile çok uzak mesafelere ulaşmak ‘henüz kolay ve ucuz olmadığından’ akıllı ve bağlantılı nesneler ilk aşamada makul uzaklıkta bulunan “ağ geçidi” ismi verilen bir bağlantı cihazına erişir, bu cihaz aracılığı ile İnternet ağına bağlanırlar. Nitelikli bir ağ geçidinin birden fazla sayıda kablosuz bağlantı biçimini (standardını) destekliyor olması istenir. 2025’e kadar olan süre içinde akıllı ve bağlantılı nesne sayısının 50 milyarı aşacağı yönünde tahminler bulunmaktadır22. Aynı çerçevede bir akıllı evde onlarca, çok da büyük olmayan bir fabrikada yüzlerce akıllı ve bağlantılı nesne (sistem, cihaz, makine, hatta ürün) bulunacak. Bu nesneler kendileri ile ilişkilendirilmiş sensörlerden elde ettikleri verilerle kendi durumlarını tespit edecek; üzerinde gömülü bilgisayar yazılımı sayesinde bazı kararlar üreterek eylemlerde bulunacaklar. Nesnelerin elde ettikleri verilerin bir kısmı ayrıca işlenmek üzere “bulut bilişim” depolarına gönderilerek kaydedilecek. Gene bulut bilişim ortamında yer alan analiz yazılımları çok farklı kaynaklardan yoğun biçimde gelen bu verileri gerçek zamanlı veya çevrim dışı şekilde işleyerek bazı sonuçlar çıkarılması için raporlayacak. Örneğin bir fabrika ortamında bulunan akıllı ve bağlantılı bir makine kendi çalışması ile ilgili verileri bulutta depolayabilir; bu verilerin işlenmesi ile elde edilen enformasyondan
220
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
fabrika yöneticileri daha etkili ve verimli çalışma şartları ve performans oluşturmak üzere yararlanabilir. Bu verilere erişim yetkisi verilen makine üreticisi bulutta yer alan verileri analiz ederek makine tasarımını daha iyi hale getirebilir, makinenin geliştirilmiş yeni sürümlerini tasarlayabilir. Akıllı fabrika ortamını düşünelim. Aynı anda yüzlerce, belki de binlerce farklı yapı ve özellikteki sensörden elde veriler akıllı ve bağlantılı nesneler tarafından bulut bilişim depolarına iletilmektedir. Gelen bilgilerin bulut ortamında veri yığınları oluşturduğunu düşünebiliriz. Bu yığınların bir hububat deposuna benzemekle birlikte buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi farklı ürünlerden karışık biçimde oluştuğunu hayal edebiliriz. Farklı kaynaklardan gelen ve karışık biçimde depolanmak durumunda kalan bu veri yığınlarına “Büyük Veri” adı verilir23. Büyük veri yığınları, karışık ve karmaşık yapıları nedeniyle geleneksel veri tabanı ve dosya sistemlerinden farklıdır. Bu yığınların analiz edilmesi, ayıklanması ve işlenmesi amacıyla “Analitikler” adı verilen özel yazılımlar kullanılır. Büyük veri ve analitikler, Sanayi 4.0 çatısını oluşturan ana teknolojilerden birisi olarak kabul edilir. Büyük veri; İnternet sunucu bilgisayarlarının günlük (bağlantı) kayıtları, İnternet istatistikleri, sosyal medya içerikleri, bloglar, (sıcaklık, basınç, nem, hareket vb. gibi) farklı özelliklere sahip sensörlerden gelen ölçümler, GSM operatörlerinden elde edilen arama kayıtları gibi büyük miktardaki verilerden oluşmaktadır. Büyük Veri, doğru seçilmiş analiz yöntemleri ile yorumlandığında kuruluşların stratejik kararlarını sağlam biçimde almalarına, risklerini daha iyi yönetmelerine ve inovasyon fırsatı yaratmalarına imkân sağlamaktadır. Geleneksel veri tabanı ve dosyalama sistemleri hızlı ve yoğun biçimde büyüyen veri yığınlarını depolamakta yeterli değildir. Bu yetersizlik hem verinin çok büyük hacmi ve düzensiz yapısı hem de veriye aynı anda çoklu erişim açısından oluşur. Bu nedenle büyük veriyi depolamak, analiz etmek ve işlemek için geleneksel veri tabanı ve dosyalama sistemlerine oranla farklı yaklaşımlar kullanılır. Geleneksel bilgisayar kullanımında işletilen yazılım ve ilgili veriler yararlanılmakta olan bilgisayarın üzerinde kayıtlıdır. Örneğin kullanıcı kişi kendi bilgisayarında kayıtlı olan bir ofis yazılımını işletir, ürettiği dokümanı gene aynı bilgisayara (örneğin bu cihazın sabit diskine) kaydeder. Tekrar aynı programa ve dokümana erişmek istediğinde aynı bilgisayarı kullanmak durumundadır. İnternet’in bilişim dünyasına getirdiği imkânlar sayesinde söz konusu yazılım ve doküman İnternet ortamında yer alan sunucu bilgisayarlara kayıtlı halde bulunur. İnternet’e bağlanarak söz konusu programa ve dokümana erişme imkânımız olur. İnternet erişimi olan herhangi bir bilgisayar (örneğin bir akıllı telefon, tablet veya taşınabilir bilgisayar) bu tür kullanım için uygundur. Sanayi 4.0’ın ana teknolojilerinden biri olan “Bulut bilişim” bu örnekteki duruma benzer şekilde işler24.
221
“Bulut bilişim”; bilgisayarlar ve diğer benzeri cihazlar için istendiği zaman kullanılabilen ve kullanıcılar arasında paylaşılan bilgisayar kaynakları sağlayan, İnternet tabanlı bilişim hizmetlerine verilen genel isimdir. Bulut bilişim; temel kaynaktaki (örneğin İnternet sunucularındaki) yazılım ve bilgilerin paylaşımı sağlanarak ağ üzerinden kullanılmasıdır. Bulut bilişim hizmeti veren kuruluşların varlığı nedeniyle işletmelerin bilişim alanında yatırım yapma ihtiyaçları azalır. Bunun yerine bulut bilişim platformuna İnternet ortamından erişerek yazılımlarını işletir ve verilerini bu platformdaki sunucular üzerine kaydederler. Bulut bilişim firmaları uzmanlık becerilerine bağlı olarak yazılım ve veri depolama, bunlara erişme, yedekleme ve güvenlik gibi hizmetleri sunarken, bu hizmetin bedelini “kullandığın kadar öde” yaklaşımı ile alırlar. Sanayi 4.0 açısından bulut bilişimin önemi büyük veri yığınlarının ve analitiklerin (analiz yazılımlarının) bulut ortamına kaydedilip saklanması ve analiz programları aracılığı ile işlenmesidir. “Nesnelerin İnterneti (Internet of Things, IoT)”; fiziksel dünyadaki nesnelerin, bunların içinde gömülü halde veya yanında bulunan sensörlerin kablosuz ve kablolu bağlantılar aracılığı ile İnternet’e bağlanmalarına imkân veren bir sistemi ifade eder. Sensörler, Nesnelerin İnterneti ağında yer alan nesnelerin veri toplama cihazlarıdır. Nesneler ve sensörler iletişim kurmak için RFID, NFC, Wi-Fi, Bluetooth ve Zigbee vb. yerel kablosuz ağ bağlantı türlerinden birini kullanır21,25,26. İnternet çıkışı ağ geçidi türünde cihazlarla sağlanır. Diğer yandan gene nesneler ve sensörler geniş alan ağlarına erişimde GSM, GPRS, 3G/4G/5G ve LTE gibi teknolojilerden yararlanır. Özetlersek; Nesnelerin İnterneti fiziksel cihazların, makinelerin, taşıtların, binaların ve çeşitli elektronik ve/veya mekanik donanım ile yazılım içeren nesnelerin veri toplamak, dağıtmak ve iletişim kurmak için oluşturduğu ağ sistemidir. Yakın geçmişte Nesnelerin İnterneti uygulaması olarak kabul edilebilecek örnekler endüstriyel cihazların bir ağa bağlanması şeklinde oldu. Bundan sonraki Nesnelerin İnterneti uygulamalarının sadece sınai cihazlarla sınırlı kalmayıp günlük yaşamda yer alan tüm nesnelere doğru genişleyeceğini söyleyebiliriz. Bunlar arasında vanalar, aktüatörler, kontrol panelleri, tezgâhlar, motorlar, türbinler, taşıtlar, giyilebilir cihazlar, dijital sağlık aygıtları, evde kullanılan hizmet sistemleri gibi çok çeşitli unsurlar yer alacak. Böylece iletişim yaşamın her alanını ve nesnesini ilgilendiren bir fonksiyon haline dönüşecek; enformasyon daha akışkan hale gelirken akışın kendisi de hızlanacak. Nesnelerin İnterneti’nin getirdiği yeniliklerden bir başkası yaşam ve çalışma alanlarının her noktasında veri toplanmasına imkân sağlamasıdır. Ağda yer alan fiziksel nesneler kendi bünyelerinde bir ya da daha fazla sensör barındırarak ortamdan veri toplayacak ve ağ üzerinden bunları başka
222
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
nesnelerle paylaşacaktır. Bu bağlamda akıllı telefon, tablet, taşınabilir bilgisayar, kontrol paneli veya (gözlük, baret, tulum vb. gibi) giyilebilir teknolojik cihazlar sayesinde yönetici ve çalışanların da Nesnelerin İnterneti’nde yer alan bileşenler olacağını söyleyebiliriz. Ağda yer alan sensörler miktar, konum, titreşim, hareket, hız, sıcaklık, basınç, nem vb. gibi durumları izleyerek elde ettikleri sayısal sonuçları gerekli noktalara iletecek. Gene ağ içinde yer alan donanım ve yapay zekâlı yazılımla geliştirilmiş akıllı sistemler kendilerine akan verileri anlama, bilgi verilmesi gereken diğer sistemlere aktarma ve imkân varsa verilerden çözümlenen sonuçlara göre gerekli eylemi gerçekleştirme performansı gösterecek. Sonuçta sensörler sayesinde işletmenin bilişim sistemleri, yöneticileri ve çalışanları doğru kararları vermek ve doğru eylemlerde bulunmak için ihtiyaç duydukları enformasyonu elde etmiş olacak. Nesnelerin İnterneti; sanayi sektörlerine ve sınai işletmelere odaklı olarak ele alındığında “Nesnelerin Endüstriyel İnterneti (Industrial Internet of Things, IIoT)” veya kısaca “Endüstriyel İnternet” adını almaktadır26. Endüstriyel İnternet; karmaşık makineleri nitelikli yazılım uygulamaları ve sensörler ile bütünleştiren, böylece verileri analiz ederek verimliliği artırmayı ve operasyonel maliyetlerle yararsız kaynak tüketimini azaltmayı hedefleyen bir sistemdir. Bu tanım; akıllı makineler, ileri düzeyli analitikler ve yeni iş gücü olmak üzere üç ana destek noktası üzerinde yükselir. Ev, iş veya dış mekân olmak üzere herhangi bir ortamdaki neredeyse tüm nesnelerin (sistemlerin, cihazların, araçların) İnternet’e bağlantılı hale gelmesi yeni türden bir bilişsel mahremiyet ve güvenlik problemini gündeme getirmektedir. Bireylerin veya kuruluşların açıkça paylaşmayı istemeyecekleri enformasyon kolayca erişilebilen ağlar üzerinde nasıl korunacak? Bireylerin veya işletmelerin enformasyon ağlarına yetkisiz ve hukuksuz erişimler nasıl engellenecek? Kötü niyetli kişilerin ev, iş veya dış mekânlarda yer alan akıllı ve bağlantılı nesnelere zarar vermeleri nasıl önlenecek? Sanayi 4.0 bağlamında bilişsel mahremiyet ve güvenlik nasıl sağlanacak? Bu soruların cevabı “siber güvenlik” başlığı altında yer almaktadır11. Siber güvenlik; enformasyonun izinsiz ve yetkisiz kullanımı, açıklanması, yok edilmesi, değiştirilmesi, enformasyona zarar verilmesine yönelik erişimleri engelleme ile enformasyonun korunması işlemlerini içerir. Siber güvenlik; genel olarak enformasyonun yetkisiz kullanımı karşı korunması anlamına gelen gizlilik; enformasyonun eksiksiz, tam, tutarlı ve doğru olması anlamına gelen bütünlük ve enformasyona ihtiyaç duyulduğunda erişilmesi anlamına gelen kullanılabilirlik gibi başlıklar altında ele alınır.
223
Siber güvenlik ihtiyacı iki ayrı aşama halinde çözülür. Öncelikle; akıllı ve bağlantılı nesne kendi mahremiyetini ve güvenliğini sağlamakla sorumludur. Bu gereklilik söz konusu nesnenin tasarımcısı ve geliştiricisi tarafından sağlanır. İkinci çözüm enformasyonun üzerinde aktığı ağın ve bu ağda yer alan nesnelerin donanım ve yazılım bazında bir bütünsel sistem olarak enformasyon güvenliğinin sağlanmasıdır. Sanayi 4.0 çatısını ayakta tutan dayanaklardan bir diğeri “otonom robotlar” olgusudur27,28. Otonom robot kavramı; içerdiği gömülü bilişim donanımı ve yazılımı nedeniyle yapay zekâ uygulamaları gerçekleştirebilen, karar seçenekleri üretebilen, bunlardan uygun olanı eyleme dönüştürebilen, çevreden veri toplayan, başka akıllı ve bağlantılı nesnelerle iletişim kurabilen makine olarak tanımlanır. Benzer anlamlara gelmek üzere “akıllı makine” ve “öğrenen makine” gibi terimler de kullanılır. Akıllı makine; tasarımı sırasında öngörülen fonksiyonları yerine getirmesi yanında, donanım ve yazılım olarak gömülü halde yapay zekâ (karar üretebilme ve verebilme otonomisi) içeren, kendi durumunun farkındalığına, ağ üzerinden çalışanlar ve diğer sistemlerle iletişim kurabilme özelliklerine sahip olan makine (tezgâh, sistem, cihaz, nesne) türüdür22. Akıllı makine; gömülü halde içerdiği donanım ve yazılım imkânları ile yapay zekâ fonksiyonlarının bir kısmını yerine getirme potansiyeline sahiptir. Bu imkânlar sayesinde kendi durumunu (önceden belirlenmiş parametreler ihlal eden bir durumun oluşup oluşmadığını) tespit edebilir. Çoğunlukla operasyonel düzeyde olmak üzere bazı karar seçenekleri üretip operatör müdahalesine ihtiyaç kalmadan karar verip uygulayabilir. Karar verme yeteneği önceki nesil makineler gibi dar çerçeveli, yerel otomasyona bağlı değildir. Endüstriyel İnternet ağı üzerinden akan enformasyona bağlı olarak yerel ölçekte operasyonel olmanın ötesine geçerek daha ‘rasyonel’ kararlar verebilir. Akıllı makinenin kendi durumunu izleme yeteneği, önleyici bakım konusunda ihtiyaç duyulan verileri sağlar. Böylece makinenin kendisinde veya işlemekte olduğu malzemede bir arıza oluşmadan operatöre ve bakım-onarım takımına gönderilen durum iletileri ile gerekli önlem girişimi yapılmış olur. Sonuçta; zamanında gerçekleştirilen bakım planlama ve çizelgelemesiyle hem makinenin durma süresi azaltılır, hem de üretim kesintiye uğramaz. Sanayi 4.0’ı var eden bir diğer teknoloji “Siber Fiziksel Sistemler” veya “Simülasyon (Benzetim)” isimlendirmesiyle bilinir29. Bir siber fiziksel sistem (SFS), gömülü bilgisayar yazılımı olarak kurgulanmış algoritmalar tarafından izlenen veya denetlenen bir fiziksel ve bilişsel mekanizmadır. Siber fiziksel sistemler; iletişimi, fiziksel süreçleri ve sistemleri yönetmek veya izlemek için en-
224
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
formasyon teknolojisinden (bilgisayarlar, yazılım ve ağlardan) yararlanır. Sanayi 4.0 olgusunun en önemli bileşenlerinden olan ve gömülü sistem olarak anılan siber fiziksel sistem örnekleri arasında akıllı şebekeler, otonom taşıt sistemleri, medikal izleme, endüstriyel süreç denetim sistemleri, robotik cihazlar ve otomatik kumanda elektroniği sayılabilir. Siber fiziksel sistemler iki önemli bileşenden oluşur: Birincisi; birbirleri ile endüstriyel internet üzerinden, atanmış internet adresleri ile iletişim kuran (sistem, cihaz, makine, sensör vb. gibi) nesnelerin oluşturduğu ağdır. İkincisi; fiziksel nesnelerin ve davranışların bilişim ortamında simülasyonuyla oluşturulmuş sanal uygulamadır. Birisi gerçek dünyada fiziksel, diğeri bilgisayar ortamında sanal olarak üzere iki sistem paralel ve uyumlu olarak işler. Sanayi 4.0 bağlamında akıllı fabrika yaklaşımının gerçekleştirilmesi siber fiziksel sistemler (SFS) sayesinde gerçekleşmektedir. SFS’nin iki boyutu bulunmaktadır. Birincisi; akıllı ve iletişebilir makinelerin (tezgâh, aygıt ve benzerlerinin) oluşturdukları bağlantılı, büyük fiziksel sistemdir. İkincisi ise aynı sistemin bilişim ortamındaki simülasyonudur. Fiziksel sistem bir yandan gerçek ortamda çalışmasını sürdürürken, sürecin bir sanal kopyası bilişim ortamında gerçekleşir. Dolayısıyla sanal sistemi izleyerek fiziksel sistemde ne olup bittiğine hâkim olma fırsatı yaratılmış olur. Üretim hattı simülasyonu fiziksel sistem henüz kurulmadan bilgisayar üzerinde kurulup işletilebilir. Böylece kurulacak fiziksel sistemin en iyi şartlarda oluşturulması için gerekli ön hazırlık yapılmış olur. Böyle bir yaklaşım özellikle son tüketici ürünleri imal eden işletmeler açısından ekonomi yaratan, etkili sonuçlar verir. Fiziksel sistemden önce veya onunla birlikte, üretim hattının bilişim ortamında simülasyonu birtakım yeni iş pozisyonları ortaya çıkarır. Böyle bir üretim metodolojisi tercih edildiğinde –ki Sanayi 4.0’ın unsurlarından birisi budur, işletmelerin endüstri mühendisi, simülasyon uzmanı, veri uzmanı gibi alanlarda insan kaynağı ihtiyacı aratacaktır. Sanayi 4.0’ın bu bileşeni işletmenin kendi içindeki fonksiyon ve kaynaklarla dikey, kendi dışındaki (ekosistemdeki) paydaşlarla yatay entegrasyonunu ifade eder1,7,30,31. İşletme içi dikey entegrasyon sayesinde üretim alanı ile yönetim-ofis kademesi arasındaki kopukluğu ve ilişkisizliği ortadan kaldırarak verimliği artırır. İşletmenin ekosistemdeki paydaşlarla etkileşimi olan yatay entegrasyon ise hammadde tedarikçilerinden teçhizat üreticilerine kadar diğer paydaşlarla kaliteli işbirliğini sağlar. “Dikey entegrasyon”, fabrikada var olan tüm fonksiyonların birbirleri ile olan bağlantısını ifade eder. Bu entegrasyonda planlama ve geliştirme fonksiyonları üretim fonksiyonu ile entegre hale gelir.
225
Ağ yapılı üretim teknolojisinde takımlar, birimler ve işletmeler –dolayısıyla farklı işletmelerin ilişkili birimleri– arasında iletişim ve etkileşim artacak. Bir fabrikanın ekosisteminde ve tedarik zinciri içinde yer alan birimler arasında da yeni ve daha karmaşık ilişki yapıları gündeme gelecek. Böylece işletme içindeki dikey entegrasyondan ayrı olarak ekosistemdeki diğer paydaşları da içine alan bir “yatay entegrasyon” oluşacak. Örneğin imalat yapan bir fabrika ar-ge veya ür-ge konusunda farklı bir işletmenin ilgili birimi ile ya da tasarım ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir başka işletmedeki bir tasarım takımı ile ağ üzerinden iş-proje temelli entegre olma yoluna gidecektir. Dikey ve yatay entegrasyonlar, bir yandan işletme içi ve dışı işbirliği ile ortak çalışmayı geliştirip kolaylaştırırken aynı zamanda teknoloji sayesinde uzak (sanal) takım çalışmasını da daha mümkün hale getirmektedir. Böylece ortak tasarım, geliştirme ve imalat işbirliğinde yeni açılımlar, dolayısıyla yeni platformlar gerçekleşecek. Bu tür uygulamalarda bulut bilişim teknolojisi ve işletmenin özel kurumsal bulutu önemli roller üstlenecek. Bulut üzerinden üretime ilişkin verileri paylaşmak ve ortak çalışmalar yapmak mümkün olacak. Sanayi 4.0’ın bir başka bileşeni 3 boyutlu yazıcılar tarafından gerçekleştirilen “katmanlı (eklemeli) üretim” teknolojisidir32,33. Bilgisayarlarla etkileşebilen (veya zaten kendisi aynı zamanda bilgisayar olan) makineler insan müdahalesini gerek kalmadan üretim yapmaya başladılar bile. Bunda geleneksel kalıp teknolojilerinden üç boyutlu baskıya (katmanlı teknolojiye) geçişinde etkisi var. Adeta bir kâğıda çizen yazıcıların hızına ve kolaylığına benzer şekilde üç boyutlu baskı sistemleri küçük yedek parçalardan insan uzuvlarına, gıda ürünlerinden ev ve arabalara kadar her şeyi üretme yeteneğine sahipler. Bunları veri işleme yetenekleri ile birlikte gerçekleştirdiklerinde geleneksel fabrikalardan farklı bir üretim mekânına geçiş yapacağımız kolayca anlaşılabilir. 3 boyutlu baskı teknolojisinin kullanımı farklı sektörlerde prototiplerin veya tekil ürünlerin imalatına yönelik olarak yaygınlaşmaya devam etmektedir. Önümüzdeki dönemde küçük partili ürünlerin imalatına yönelik olarak daha yaygın biçimde kullanılacak. Yüksek performanslı, desantralize katmanlı üretim sistemleri stok yetersizliği ve ürün taşıma problemlerinin azalmasını sağlayacak. Katmanlı imalat (3B baskı), tasarımları üç boyutlu nesnelere dönüştürmek için kullanılan sürece verilen isimdir. Bu teknoloji; bitmiş ürünler kadar prototipler yapmak için de kullanılan kaliteli ve uygun maliyetli bir yoldur. İlk örneği 1984 yılında geliştirilen 3 boyutlu yazıcılar yaşamın pek çok alanında kullanılmaya başladı. Mevcut durumda 3 boyutlu yazıcılarda plastik, seramik, çelik vb. gibi kullanılan malzemeye de bağlı olarak çeşitli teknolojiler uygulanmaktadır32,33. Bu teknolojiler sayesinde karmaşık parçaların montaja ve depolamaya ihtiyaç duyulmadan tek işlemle üretilmesi
226
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
mümkün olmaktadır. Diğer yandan söz konusu yeni teknolojiler (montaj hattı işçiliğini ortadan kaldırmasına karşılık) 3 boyutlu bilgisayar destekli tasarım, 3 boyutlu modelleme gibi alanlarda ar-ge ve mühendislik hizmetlerini de içine alan yeni iş fırsatları yaratmaktadır. Önce bilgisayar oyunları olarak başlayan sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojisi medya-sinema sektörünün ve her an daha fazla olmak üzere iş dünyasının ayrılmaz parçası haline geldi34. Simülasyon (benzetim) amaçlı bilgisayar modellemesi yaklaşımları tasarım ve üretim sektörlerinde kendine yeni uygulama fırsatları bulmaktadır. Geleneksel uygulamaların yerini üç boyutlu ve sanal gerçeklik temelli yeni yöntem, teknik ve araçlar almaktadır. Önümüzde yeni görsel teknolojilerin yaşamın her alanında çok daha etkili biçimde yer alacağı bir zaman dilimi var. Giyilebilir teknolojiler, sanallaştırma ve artırılmış gerçeklik gibi yenilikler geleneksel iş yapış biçimlerinde önemli değişikliklere yol açacak. Bu süreçte mavi yakalı çalışanlar tarafından yapılan bazı işler daha karmaşık hale gelirken, bu süreçte yeni teknolojilerden kolaylaştırma destekleri almak mümkün olacak. “Sanal gerçeklik (SG)” bilgisayarlar tarafından taklit edilerek oluşturulan ortamlara denir. Çoğu sanal gerçeklik ortamı bir bilgisayar ekranı yoluyla edinilen görsel deneyimlerden ibarettir. “Artırılmış gerçeklik (AG)” ise gerçek dünyadaki çevrenin ve içindekilerin bilgisayar tarafından üretilen ses, görüntü, grafik ve GPS verileriyle zenginleştirilerek meydana getirilen canlı, doğrudan veya dolaylı fiziksel görünümüdür. Bu kavram, gerçek dünyanın sanal eklemelerle bilgisayar tarafından artırılması ve zenginleştirilmesidir. Sanal gerçeklik uygulamasında oluşturulan dünya tümüyle sanal iken artırılmış gerçeklik uygulamasında (aynen insanların anime karakterlerle birlikte rol aldıkları filmlerde olduğu gibi) gerçek ve sanal olan birlikte, iç içe yer alır. Yeni üretim yaklaşımında sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve konuşma tanıma iş yapma biçimlerinin unsurları olarak yer alacak. Çalışanlar kritik görevleri yerine getirirken ihtiyaç duydukları enformasyonu veya talimatları giyilebilir araçlar (örneğin akıllı gözlükler) sayesinde edinebilecek. Genel sanallaştırma uygulamaları sayesinde herhangi bir risk ve tehlikeye maruz kalmadan, yenilenmiş ergonomi şartları altında insanların robotlarla birlikte çalışması mümkün olacak. Sanayi 4.0 ve Geleceğin Fabrikası Geleneksel olarak üretim; çeşitli hammaddelerin fiziksel ürünlere dönüştürüldüğü bir süreç olarak tasvir edilir. Fabrika ise söz konusu üretimin meydana geldiği yapısal mekânlardır. Dönemin talep ve ihtiyaçlarına göre gerek üretim süreci gerekse fabrikası yapısı değişime uğrar. Günümüzde başta bilişim ve iletişim olmak üzere teknolojilerin ulaştığı yüksek düzey, sürdürülebilirlik ve optimizasyon gerekleri ile müşteri taleplerinin anında ve yerinde karşılanması ihtiyacı imalat sanayilerini bir kez
227
daha dönüşmeye teşvik etmektedir. Söz konusu dönüşüm; rekabet üstünlüklerini artırma, daha fazla katma değer yaratma ve çok yönlü tedarik hedefleri çerçevesinde işletmelerin değer zincirlerinin küreselleşmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Değişim sürecinde dikkatimizi çeken yeniliklerden birisi enformasyon teknolojileri (BİT) ile operasyonel teknolojiler (OT) arasındaki yakınsamadır. Bu bağlamdaki dikkat çekici yönelim; geleneksel otomasyonun enformasyon ve iletişim teknolojileri, veri, fiziksel altyapı ve cihazların birbirleri ile bağlantı kurma yeteneği ile bütünleşmesidir. Bu teknolojik değişim sayesinde üretim süreci, birbirinden ayrık ve kopuk birimlerin yer aldığı çalışma biçiminden farklılaşarak müşteri ihtiyaçlarını tam ve eksiksiz karşılayan çevik ve bütünleşik bir sistemler sistemine dönüşür. Bu yeni üretim sürecini “Geleceğin Fabrikası” şeklinde isimlendirilmektedir22,5. Otomasyon özelliği ile donatılmış sistemlerin üstünlükleri henüz 20’nci yüzyılın başlarından hızlı biçimde kavranmıştı. Aynı yüzyılın ikinci yarısında bilişim ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi, teknoloji ve mühendislik dünyasının giderek karmaşık hale gelen kontrol sistemleri yaratmalarına ve bunları fabrikanın imalat alanına entegre etmelerine imkân sağladı. Örneğin otomotiv sanayi, otomasyondan büyük oranda ve kapsamlı biçimde yararlanan sektörlerden birisi olarak farklılaşarak gelişti. Aynı çerçevede gıda, beyaz eşya, ilaç gibi endüstrilerde otomasyon teknolojileri daha düşük imalat maliyetleri elde etmek üzere yaygın kullanılır hale geldi. Teknolojinin üretim süreçlerinden daha etkin ve yaygın olarak kullanılması maliyet düşmesinin yanında müşteriye olumlu tatmin olarak yansıyan, daha yüksek kalite ve güvenilirlik şeklindeki sonuçların oluşmasını sağlar. Geleceğin fabrikasının nihai amacını, üretim –hatta tedarik– sürecinin her adımını bağlantılı hale getirmek olarak söyleyebiliriz. Bağlantılılık hem tek bir fabrika içinde hem de değişik lokasyonlardaki farklı tesisler arasında içinde gerçekleşecek. Farklı alanlarda, değer zincirinin farkı halkalarında, değişik coğrafi konumlarda ve ürün yaşam eğrisinin farklı dilimlerinde yer alacak biçimde kurulmuş tesisler birbirine entegre olmuş sistemler bütününe dönüşecek. Bu bütünleşmenin başarılı olması ise üzerinde küresel düzeyde uzlaşma sağlanmış standartlar ve protokollerin var olmasını ve bunlara uyumlu olmayı gerektirecek. Bu noktadaki anahtar kavram Nesnelerin İnterneti’dir. Nesnelerin İnterneti standartları; yeni türden endüstriyel otomasyonunun ve bununla ilgili diğer unsurların gerçekleştirilmesinde önemli bir kolaylaştırıcı olacaktır. Yenilenen teknolojilerin temposuna uyumlu kalabilmek için imalatçıların dijital teknolojilere olduğu kadar becerili ve yetenekli teknik personele yatırım yapmaları gerekecektir. Gerek kalifiye insan kaynağı gerekse ileri teknoloji olarak yenileşme, yeniçağın üretim süreçlerinin olmazsa olmaz faktörleri arasında ilk sıralarda yer alır. Akıllı ve bağlantılı makineler, otonom robotlar ve insanların birlikte çalışacağı geleceğin fabrikasında güvenlik gerekleri yenilenmiş bir ergonomi anlayışı ile insan ve veri güvenliği ihtiyacı doğuracak.
228
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
Yukarıda kısaca özetlenen çerçevede geleceğin fabrikası nasıl bir görünüme sahip olacak? Böyle bir fabrika nasıl işleyecek? Geleceğin fabrikasında insanlar daha karmaşık süreçler, makineler ve cihazlarla çalışacaklar. İnsan – makine etkileşimini optimize etmek için yeni işletme ve çalışma şartlarına uygun kavramlara ihtiyaç duyulacak. Yeni fabrikada hızlı, uyarlı ve akıllı imalat süreçleri başarının anahtar nitelikleridir. Değer zincirinin tam görünümünü ve yönetimini elde etmek üzere sanal (siber) ve gerçek olanın bileşimi; geleceğin fabrikasına daha az kaynak kullanarak daha hızlı, daha verimli ve daha miktarlı üretim imkânları sağlayacaktır. Bu durum, aynı zamanda işletmeler kişiselleştirilmiş ürün taleplerini daha hızlı sağlama, pazarın taleplerine daha çevik cevap verme imkânlarına sahip olacaktır. Mevcut durumda dünyadaki üretim tesislerinin pek çoğu kendilerine uyarlı, tam bağlantılı, akıllı ve daha verimli yapacak sistemleri devreye alma girişimleri içinde. Bu yeni imalat sistemlerinin oluşturduğu üretim devrimi “Geleceğin Fabrikası” olarak isimlendirilmektedir. Tam otomasyon şartlarında, tesis içinde ve dışında ileri teknolojik cihazların kullanıldığı bu durum ile birlikte yeni bir üretim çağının başlangıcına gelinmiştir. Geleceğin fabrikası; Birinci Endüstri Devrimi ile gündeme gelen ve giderek evrimleşen mekanik çağ ile büyük miktar ve çeşitlilikte verinin üretilip depolandığı, işlendiği dijital çağın yakınsamasının cisimleşmesidir. Geleceğin fabrikasında veri, işletmenin en değerli varlıkları arasında yer alacaktır. Geleceğin fabrikası; değer zincirine katılan tüm unsurların bağlantılılığı nedeniyle süreçlerle ilgili tüm enformasyonun gerçek zamanda erişilebilirliğini sağlamaya çalışır. Aynı zamanda bu enformasyona dayalı olarak verilen kararlar ve yapılan seçimlerle müşteri tatminini çoğaltacak optimal değer zinciri süreçlerini yaratma yeteneği elde edilir. Çalışanlar ile akıllı – bağlantılı nesnelerin etkileşimi sayesinde dinamik, gerçek zamanlı, iyileştirilmiş ve kendini düzenleyebilen bir değer zincirine doğru evrimleşme sağlanır. Bu değer zinciri birden fazla tedarikçi ile çalışma kapasitesine sahip olması yanında maliyet, erişilebilirlik ve kaynak tüketimi gibi farklı iş amaçlarına göre ayarlanabilir özelliğe sahip hale gelir. Geleceğin fabrikası; işletmeyi oluşturan sistemlerin eşsiz entegrasyonu ile küresel rekabet yeteneğini artıracaktır. Küreselleşme ile birlikte tüm şirketler yerel oyunculardan daha çok, küresel şirketlerle rekabet etmek durumunda olmaktadır. Tüm dünya ortak bir pazaryeri haline dönüştü; müşteri taleplerine hızlı cevap verebilen, çok verimli bir tesise sahip olmak şirketleri geleceğin fabrikası konusunda seçenekleri aramaya yönlendirmektedir. Geleceğin fabrikasına yönelik motivasyonu ve beklentileri şu başlıklar altında toplayabiliriz:
229
• Değişken talebine cevap vermek ve müşteri tatminini üst düzeyde sağlamak için imalat esnekliği kritik önemdedir. Buna fabrika jargonuyla ‘üretim kapasitesinin üretim yeteneğine dönüşümü’ diyebiliriz. • Dünyanın önde gelen üreticileri toplu – seri üretimden uzaklaşmaktadır. İşletmeler stoka üretim yapma yaklaşımını terk edilirken yeni üretim modelleri geliştirilmektedir. Geleceğin fabrikası çağında kabul gören yaklaşımlar; siparişe göre üretim, siparişe göre konfigürasyon, siparişe göre mühendislik türünde şeklinde daha fazla talep odaklı olmayı seçmektedir. • Farklı sektörlerdeki üreticiler, ortak platformlara ve yapılandırılabilir seçeneklere dayanan daha modüler ürünler üretmekle meşguller. Bu değişikliği gerçekleştirmek üzere daha fazla sayıda üretici, hibrit üretim ve tedarik stratejilerini benimseyecek. Üreticiler, yerel müşteri taleplerine daha iyi hizmet verebilmek için nihai ürünleri yerel olarak şekillendirmek için tedarikçileri, distribütörleri veya perakendecileri kullanırken merkezi olarak modüler platformlar üretecekler. • Fabrika otomasyonuna olan yönelim devam etmesine rağmen, insanlar fabrikanın merkezinde olmaya devam edecek. İnsanlar artan operasyonel karmaşıklığı gidermek için gereken esneklik ve karar verme yeteneklerini sağlayacaklar. Bu işgücünün, işçiler de dâhil olmak üzere işletmenin her seviyesinde, üretim süreçlerini daha da iyileştirmek için bilgi paylaşımı ile daha fazla etkileşim halinde olması gerecek. Fabrikalar; çalışanların, müşterilerin ve ortakların stratejik karar verme süreçlerine dâhil edilmesine büyük önem verilerek, daha üst düzey işbirliği vasıtasıyla yönetilecek. Geleceğin fabrikası vizyonunun sanayilere ve işletmelere neler getirebileceğini kısaca özetleyebiliriz34,22,35: • Maliyet azaltma, verimlilik ve kalite iyileştirme, gelir ve kârlılık geliştirme, nakit akışı iyileştirme, • İnovatif işletme kültürü, • Yüksek kaliteli, kişiselleştirilmiş ürün üretme, • Yeni ürün geliştirme hızı, • Tasarım ve üretim arasında sağlam, dijital bağlar, • Ürün yaşam eğrisinin her aşamasında veri toplama, • Daha etkin ve verimli üretime yönelik kararlar için veri toplama ve analiz yapma, • Esnek, çevik ve hızla uyarlanabilen üretim, • Pazara ve müşteriye hızlı cevap verme, pazara hızlı giriş, • İşletme varlıklarının daha verimli değerlendirilmesi,
230
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
• • • • • • • • •
Akıllı ve bağlantılı, tak-kullan modüller, Tedarikçi firmaların şeffaf hale gelmesi, Sürekli beceri iyileştirmeleri, birden fazla beceriye sahip çalışanlar, Çalışma şartlarını değiştirmeye imkân veren, uyarlanabilen iş alanları, Müşterilere daha yakın fabrikalar, Enerji ve kaynak verimliliği, Sıfır hataya odaklanma, hatalı ürün sayısını minimuma indirme, Üretim hattının durma süresini azaltma, kestirimci bakım, Bağlantılılık, iletişim, bulutta veri depolama.
Sanayi 4.0 ve Geleceğin Basım İşletmesi Öngörüsü Ekonomi toplumun şekillenmesindeki en önemli baskın bileşenlerden birisidir. Bu nedenle ekonomideki değişimler doğrudan toplumun yapılarına ve işleyişine yansır. Geçmişin değişim ve dönüşümleri incelendiğinde ekonominin ve toplumun yeni oluşumunda sınai bileşenin önemi kolayca fark edilir. Sanayinin gelişimi içinde el ile yapılan imalat yerini önce kitlesel olana bıraktı; ardından kitleselleşmiş bireysel imalat gündeme geldi. Günümüzde de toplumun taleplerine bağlı olarak yeni iş modelleri ve imalat sistemleri ortaya çıkmaya devam etmektedir. Teknolojideki gelişmelere bağlı olarak üretim; küreselleşme, bölgeselleşme, bireyselleşme ve karmaşıklaşma eğilimlerini sürdürecek gibi görünmektedir22,5. Pazarda müşteri istek ve beklentileri miktar ve çeşitlilik olarak artmayı sürdürmektedir. Küreselleşmenin etkileri bilişim ve iletişim sayesinde yaygınlaşırken işletmeler için yeni ürün ve hizmet fırsatları doğmaktadır. Buna karşılık müşteri taleplerinin ve pazardaki taleplerin fark edilmesi üretici firmaların rekabet konusunda pazarda başarılı olabileceklerini garanti etmez. Küresel pazarda iş fikrinden satış sonrası hizmetlere kadar olan değer zincirini incelediğimizde imalat aşamasının artık en az katma değer üreten halka olduğunu görebiliriz. Küreselleşme ve dijitalleşme değer zinciri halkalarının katma değer üretme oranlarında ciddi değişime neden oldu. Bu tür farklılaşmaların süreceği anlaşılmaktadır22,5. Pazarın yapısında ve müşterinin davranışlarındaki değişiklikler sadece değer yaratma sürecini etkilemekle kalmamaktadır. Kariyer ve istihdam kurumları da bu değişimden etkilenmektedir. Örneğin yaratılan katma değerin artışına oranladığında imalat süreçlerinde yer alan istihdamın azaldığı gözlenmektedir. İmalatta yer alan iş gücünün teknoloji ve otomasyonla, düşük nitelikli iş gücünün daha yüksek becerilere sahip daha az sayıda çalışanla ikame edildiği, buna karşılık verimliliğin arttığı
231
bir dönem yaşanmaktadır. Bu yeni durum iş yerlerinin akıllı destek sistemleri ile donatılmasını gerektirmektedir. Bu süreçte rutin ve bıktırıcı derecede tekrarlı işlerin yerini değere katkı yapan görevlere daha fazla oranda bırakacaktır. Edinilen deneyimin ve bilginin tüm işletme boyunca yayılımı üretim sistemlerinin bir bütün olarak sağlıklı işleyişine katkı yapacaktır. Dolayısıyla eğitimin varlığına tüm işletme boyunca yayılımı eşlik etmek durumundadır22,5. Sistemler, süreçler, ortamlar ve ürünler çok daha karmaşık hale ve teknoloji odaklı geldikçe bilginin ve becerinin önemi de artmaktadır. Bu durum, bilgiyi yeni bir sermaye türü olarak daha yoğun algılamamız yönünde etki yaratmaktadır. İşletmenin bilgiyi edinme, yönetme ve kullanma yeteneği pazarda rekabetçiliği artırmak ve inovasyon kapasitesini geliştirmek için birinci derecede önemlidir. Bu bağlamda üretim fonksiyonunda bilişim-iletişim teknolojisi (BİT) sistemlerinden yararlanma vazgeçilmezdir. İşletmenin ve BİT sistemlerinin olgunluğu değer zinciri boyunda bilginin ve karmaşıklığın yönetilmesinde etkilidir22,5. Günümüzde her işletme küresel pazardadır. Dolayısıyla her işletmenin küresel ve bölgesel çevrelerdeki çok sayıdaki değer zincirinin farkına varması ve onlarla bağlantıya geçmesi gereklidir. Bu tür bağlantı ve ilişkileri gerçekleştirirken işletmenin kendi değer zincirini başarının kriterlerinden birisi olarak algılaması önemlidir. Çekirdek uzmanlıkların belirlenmesi ve diğerlerinin dış kaynak kullanılarak edinilmesi işletmenin çeşitliliğe ve teknik üstünlüklere sahip olmasını sağlar. Değer zinciri mükemmeliyetini sağlamak için ise kriterler işletme boyunca görünürlük, işbirliği, çeviklik ve hız olarak söylenebilir. Çağdaş üretim sistemlerinde değer zinciri iki yönlü –paralel– işler. Bir yandan mal ve hizmetler zincir boyunca akarken enformasyon akışı buna eşlik eder. Bu ikili akış farklı işletmeler arasındaki sınırları ve engelleri aşarak değişik deneyim ve becerileri bir araya getirebilmelidir22,5. Yeni baskı üretim düzeninde fiziksel ve dijital sistemler ayrılmaz biçimde birbirine eklemlenmektedir. Böylece basım işletmesinin dağıtık ekosisteminde yer alan basım işletmeleri, imalatçılar, tedarikçiler ve destek hizmeti veren kuruluşlar bir bütün olarak hareket etme imkânını elde etmektedir. Böylece her işletme, fabrika veya tesis diğerleri ile Nesnelerin İnterneti ve Bulut Bilişim sayesinde haberleşme ve etkileşme gücü kazanmaktadır. Baskı üretim düzeni giderek daha karmaşık hale gelse de sonuçta canlı bir ekosistem oluşmaktadır. Bu yeni ortamda sistemler ve makineler kendilerini denetleyip yönetebiliyor, çıktıyı özelleştiriyor, kaynakları daha etkili ve verimli kullanmaktadır. Böylece fiziksel altyapı ile enformasyon sistemi birbirine bağlı olarak işlerken değer zinciri kesintisiz bir bütün haline gelmektedir.
232
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
Ekosistemdeki ve basım işletmesindeki fiziksel akış ile enformasyon akışı arasındaki eşleşme tüm değer zinciri, üretim akışı ve ürün yaşam eğrisi boyunca istikrarlı biçimde gerçekleşmek zorundadır. Dağıtık üretim sistemlerinin sayısallaşması ve birbirleri ile bağlantılı hale gelmesi geleceğin basım işletmesini oluşturmak açısından temel önemdedir. Söz konusu yüksek düzeyli sayısal bağlantılılık, baskı üretim zinciri boyunca elde edilen verilerden gerçek zamanlı karar desteği imkânı sağlar. Böylece yeni iş modelleri ve baskı üretim yönetimi yaklaşımlarını gerçekleştirmek mümkün olur. Pazar yapısı ve müşteri profili iki yönlü olarak değişmektedir. Bilişim, iletişim ve medya teknolojileri sayesinde müşteriler ürünler ve hizmetler hakkında kolayca enformasyon sahibi olabilmektedir. Dünyadaki genel durum bireyi bir aktör olarak öne çıkarırken bireyin ürün ve hizmetler konusundaki kişiselleşme beklentileri öne çıkmaktadır. Diğer yandan 20’nci yüzyılda bir darboğaz olarak görünen baskı üretim teknolojileri ve metodolojileri ile ilgili sorunların büyük ölçüde çözülmüş ve üretimin önündeki engellerin kalkmış olduğu bir yeni durum söz konusudur. Bu yönelimler kişiselleşmiş ürünlere olan talebi artırırken ürün yaşam eğrisi de giderek kısalıyor. Bu taleplere cevap verebilmek için değer zinciri sistemlerinin daha uyarlı, çevik ve esnek hale gelmesi gerekiyor. Bu sağlanabilirse daha az yeni yatırım harcaması ile pazarın ve müşterinin istekleri karşılanabilecektir. İşletmenin bu türden teknolojik ihtiyaçlarını karşılamak üzere teknoloji ve makine üreticilerinin modülerlik ilkesinin gereklerini sağlayacak, daha esnek yapılı donanım tasarlamaları ve üretmeleri gerekecektir. Geleceğin basım işletmesinde fiziksel donanımın (gömülü bilişim-iletişim donanımı ve yazılımı özellikleriyle birlikte) büyük sistemle hızla bütünleşmek üzere “tak-çalıştır” kolaylığına sahip olması beklenir. Yukarıda özetlenen yeni durum üretim hattında ürün değiştirme maliyetlerini düşürür, iş süreci faaliyetlerine özgü yatırım harcamalarını azaltır, ama buna karşılık üretici işletme ile tedarikçi arasındaki etkileşimi daha karmaşık hale getirebilir. Dolayısıyla geleceğin basım işletmesi sadece mevcut işletmenin veya tesisin yeniden düzenlenmesini değil, bu yeniden yapılanmaya tedarikçilerin de dâhil olmasını gerektirir. Bir konunun daha altını çizmeliyiz. Değer zincirinin modüler hale gelmesi, daha önce büyük yatırımlar gerektirdiği için –bilgi, deneyim, tanınırlık gibi– konularda teknoloji tabanlı pazarlara girme zorlukları yaşayan mevcut veya yeni firmalara pazara giriş kolaylığı sağlar. Diğer yandan bilişim-iletişim teknolojilerinin artık etkili ve katma değerli biçimde yer aldığı sektörlerden birisi lojistiktir. Bu sayede değer zinciri faaliyetlerinde gerçek zamanlı olmaya çok daha yakın planlama ve uygulama yapmak mümkün olmaktadır. Değer zinciri ile ilgili bu gelişmeler akıllı ve bağlantılı makinelerin üretim süreçlerinde, imalat yol haritalarında ve kaynak planlanmasında daha etkili ve yoğun biçimde yer almasını sağlamaktadır. Bir başka deyişle; değer zinciri adeta kendini denetleyip yönetir hale gelmektedir. 233
Geleceğin iş-işletme başarı kriterlerinin başında hızlı değişen müşteri taleplerine cevap verebilmek gelir36,37,38,39. Bu nedenle hem baskı üretim sistemleri hem de bir bütün olarak değer zinciri esnek, çevik ve hızlı olmak zorundadır. Bu bağlamda işletme, farklı ürün parti büyüklüklerini üretebilecek esnekliğe sahip olmalıdır. Gerçekten müşterilerin bireyselleştirilmiş ürün talepleri nedeniyle parti büyüklüklerinin giderek küçülmektedir. Ürün veya süreç değişimi ya da bakım-onarım nedenleriyle üretim sistemine yeni parçaların eklenmesi veya bazılarının çıkarılması için harcanan zaman en aza indirilmelidir. Dolayısıyla üretim sisteminin daha baştan bunu sağlayacak biçimde tasarlanıp kurulmuş olması beklenir. Yeni ürünlerin tasarlanması ve üretim sistemine dâhil edilmesindeki hız, işletmenin pazardaki değişime cevap verebilmesiyle ilgili esnekliğini belirleyici bir özelliktir. Geleceğin üretim sistemindeki esnekliği belirleyen bir diğer özellik, kurulum için büyük ölçüde ek kaynak ve zaman kullanımına ihtiyaç olmadan farklı ürünlerin aynı hatta üretilebilmesidir. Ayrıca üretim sisteminin dijitalleşme ve otomasyon düzeyleri de üretim sisteminin esnekliğini ortaya koyan bir başka özelliktir. Ekosistemindeki paydaşlarıyla birlikte bir geleneksel matbaada her ürün için özellikler üretim planlarına yansıtılır; çalışma talimatları ile makine ayarları işleri yapacak olan imalat birimlerine iletilir. Geleceğin akıllı ve bağlantılı basım işletmesinde ise bu süreç yazılım temelli planlama araçları kullanılarak bilişim-iletişim ağları üzerinden otomatik olarak gerçekleştirilir. Böyle bir yapıda tasarım ile üretim arasında kesintisiz akışlılık sağlanır, üretim için gerekli olan talimatlar ve ayarlar ürün özellikleri listesinden otomatik olarak üretilir. Bunun başarılmasında üretim hatlarında ve makinelerde gömülü olarak yer alan ve yapay zekâyı gerçekleştiren bilişim-iletişim donanımı ve yazılımından yararlanılır. Akıllı basım işletmesinde otomasyon sadece makinelere uzaktan, ağ üzerinden yeni ayar parametrelerinin iletilmesinden ibaret değildir. Ürün değişimi veya arıza-onarım gibi bazı durumlarda makine düzeninin fiziksel olarak değiştirilmesi gerekir. Akıllı basım işletmesinde bu tür değişiklik ihtiyaçları durumunda gene teknolojiden yararlanarak zamandan ve emekten tasarruf edilmesi yoluna gidilir. Baskı üretim hatları, konveyörler ve makineler vb. ve bunlarla ilgili iş atamaları böyle durumlar dikkate alınarak düzenlenmiş ve yerleştirilmiştir. Akıllı basım işletmesinde sistemler, makineler ve cihazlar elde ettikleri veya oluşturdukları verileri kullanarak bazı kararları kendileri üretir ve uygularlar. Kimi veriler ise ağ üzerinden bulut bilişim depolarına kaydedilir. Üretim ortamından gelen bu verilerin gerçek zamanlı analizleri ile üretim düzenleme ile ayarlarını değerlendirmek ve iyileştirmek mümkün olur.
234
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
Akıllı baskı işletmesindeki nesneler kendileri ve çevre şartları hakkında veri toplama işlemini sensörler sayesinde başarır. Sensörler; makinelerde veya cihazlarda ya gömülü ya da onlara ilişkilendirilmiş halde bulunur. Bunlar sıcaklık, basınç, nem, titreşim vb. ölçümler yaparak akıllı ve bağlantılı nesnenin durum tespiti yapmasına imkân sağlarlar. Nesne tarafından işlenmeyen ve yönetim sistemini ilgilendiren veriler ise kablosuz ağ ve İnternet üzerinden işlenmek üzere ilgili noktalara iletilir. Sensörler akıllı basım işletmesi için vazgeçilmez öneme sahip unsurlardır. Hangi makinenin hangi sensörlerle ilişkilendirileceği, hangi fiziksel veya kimyasal değişkenlerin ölçüleceği ve bunların nasıl değerlendirileceği akıllı basım işletmesinin ve baskı üretim hattının tasarımı –özetle teknolojik yol haritası– ile ilgilidir. Basım işletmesi ortamlarında ve imalat süreçlerinde teknolojinin daha fazla var olmaya başlaması üretim sistemi üzerinde çok yönlü etkiler yaratmaktadır. Teknoloji bir yandan basım işletmesinde yenilik ve kolaylık fırsatları oluştururken diğer yandan makine-insan ilişkilerine –kimi durumlarda riskli görünebilen– yeni bir boyut getirmektedir. Geleneksel baskı üretimi ilişkisinde insan ve matbaa arasında katı sayılabilecek ölçüde tanımlı bir ilişki geçerlidir. Yönetim katında oluşturulan iş planına dayalı olarak bir imalat takvimi geliştirilir ve iş gücü düzenlemesi buna göre yapılır. Vardiya sayıları, çalışma süreleri ve kimin nerede çalışacağı bu düzenleme uyarınca gerçekleştirilir. Tümüyle iş odaklı olan bu yaklaşım, çalışanların iş dışı kişisel yaşam şartlarını fazlaca dikkate almaz. Verimlilik ise doğrudan çalışanların kendilerini işe adamalarına bağlı olarak ele alınır. Geleneksel verimlilik artışı politikaları ve teknikleri basım işletmesine ve çalışana böyle –çalışanın kişisel hareket ve seçim alanını daraltarak ve onun fedakârlıkta bulunmasını isteyerek– bakar. Geleneksel matbaanın tanımlayıcı kavramlarından birisi gömülü bilgidir. İmalat bilgi ve deneyim birikiminin basım işletmesinde yoğunlaştığı kabul edilir. Bir başka deyişle çalışan ile matbaa birbirlerine bu birikim aracılığı ile sıkı sıkıya eklemlenmiştir. Bu nedenle yerelde yoğunlaşmış bilgi ve deneyim birikiminin ekosistemdeki diğer üretim birimlerine atanması zordur. Teknoloji sayesinde işletmeler arası bilgi ve deneyim aktarımının kolaylaşması ve çalışanın özel yaşam şartlarına daha fazla özen gösterilmesi geleceğin basım işletmesinde beklenen nitelikler arasında olacaktır. Geleceğin basım işletmesinde ileri bilişim-iletişim teknolojilerinin (BİT) kullanılması sayesinde iş-zaman planlaması ve çalışma takvimlerinin daha esnek düzenlenmesi mümkün olacaktır. Buna teknolojinin üretim ve yönetim metodolojilerine getirdiği yeni imkânlar da destek verecektir. Gene BİT sayesinde işletme içinde bilgi paylaşım platformları çoğalıp çeşitlenirken işbaşı eğitimi konusunda yeni açılımlar olacaktır. Akıllı ve bağlantılı kumanda panelleri, bulut bilişim, artırılmış gerçeklik
235
ve giyilebilir teknolojik ürünler işletme içi eğitimler için yeni imkânlar yaratacaktır. Böylece mevcut veya yeni çalışanlar işletmenin geçmiş deneyimleri hakkında bilgi sahibi olurken kendi yeni fikirlerini iletebilme şartlarına kavuşacaklar. Geleceğin basım işletmesinin önemli kavramlarından bir başkası ergonomidir. Akıllı makinelerin ve robotların insan çalışanlara vereceği destekler sayesinde ergonomik şartlar konusunda iyileştirmeler olması beklenir. Akıllı robot teknolojileri yük olarak ağır ve tekrarlı işlerin gerçekleştirilmesinde çalışanların üzerinden önemli sağlık risklerini alacaktır. Dolayısıyla çalışanlar bilgi yoğun işlere daha fazla yönelmek için zaman ve kaynak ayırabilecekler. Geleceğin basım işletmesinin odağı hızlı değişen pazardaki ihtiyaç, talep ve beklentilere aynı hızda cevap verebilmektir. Çünkü bilişim, iletişim, medya ve İnternet alanlarındaki gelişmeler pazarda müşteriyi çok daha seçici hale getirdi. Bu yönelimin yükselerek devam edeceği kolayca öngörülebilmektedir. Yeni teknoloji çağında iş-işletme yaşamının müşteri odaklı olması gereken bir döneme tanık olunmaktadır. Müşterinin baskınlığı giderek yükselirken bir diğer yönelim de kişisel beğenilerin ürün tercihinde daha öne çıkmasıdır. Bu da ürün parti büyüklüklerinin küçülmesini, müşteriye özgü tasarım ve üretim yapılması ihtiyacını gündeme getirmektedir. Böyle bir durumda her işletmenin –ekosistemdeki paydaşlarıyla birlikte– mevcut olanı iyileştirebilen, hızla fikir üreten, ürün geliştiren ve inovasyon yapabilen bir çevik konuma terfi etmesini gerektirmektedir. Bu tür ihtiyacın insan kaynağı bakışıyla okunması tasarım ve üretim süreçlerinde nitelikli çalışanları varlığı ve sürdürülebilirliği anlamına gelir. Bu çalışmalarda kalifiye iş gücünün en önemli yardımcısı akıllı ve bağlantılı sistemler, makineler ve cihazlar olacaktır. Bulut bilişim, işletmelerin enformasyon teknolojisine erişim yol ve biçimlerini değiştirip dönüştürüyor. Bulut bilişim sayesinde işletmeler enformasyon konusunda büyük yatırımlar yapmak yerine ihtiyaç duydukları hizmetlere talep ettikleri zamanlarda İnternet üzerinden erişme imkânına kavuşmaktadır40,41,42. Bu “talep edildiğinde hizmet” yaklaşımı “Hizmet Olarak Her Şey (Anything-As-A-Service veya kısaca XaaS)” şeklinde isimlendirilmektedir. XaaS terimi; SaaS (yazılım), PaaS (platform), IaaS (altyapı), CaaS (iletişim), MaaS (izleme, gözlemleme) vb. gibi birbirine benzeyen çok sayıdaki hizmeti bir sözcük ile ifade etmek için üretilmiştir. XaaS yeni bir iş olmaktan daha işletme içinde çok bilişim-iletişim fonksiyonunun yeni bir yönetim yaklaşımı olarak anlaşılabilir. Bulut bilişimin hızlı evrimleşmesi ve gelişimine bağlı olarak işletmeler de artan oranda bu teknolojiden ve XaaS’den yararlanmayı seçmektedir. Bulut hizmetlerinin “kullandığın kadar öde” modeliyle faturalandırılması işletmeleri büyük bilişim-iletişim yatırımı yapma yükünden kurtarmaktadır. Bu şartlarda işletmeler
236
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
açısından soru, operasyonlarını dönüştürmek için bulut bilişimden ve sunduğu hizmetlerden nasıl yararlanacaklarıdır. Hizmetlere yönelme, dünyada üretim alanlarında da giderek daha fazla ilgi görmektedir. Yukarıda kısaca özetlenen türde hizmetler, esnekliği artırmak üzere basım işletmesi ekosistemlerinde daha fazla uygulanma imkânı bulunmaktadır. Elde edilen esneklik sayesinde ihtiyaç duyulduğunda talep edilen hizmetlerle pazarın yeni, dinamik, değişken yapısına ve ihtiyaçlarına daha hızlı tepki vermek mümkün olmaktadır. Diğer yandan bulut hizmetlerinin kullanılabileceği alanlar sadece ürün tasarımı ve üretimle sınırlı değil. Bu hizmetlerden değer zincirinin her halkasında yararlanmak mümkün olabilir. Ürün tasarımı, imalatı, kullanımı, bakım ve onarımı, geri dönüşümü aşamalarında bulut hizmetlerinden yararlanılabilir. Ürün yaşam döngüsü boyunca geçerli olacak hizmetlerin bazıları insanlar tarafından yerine getirilirken, kimi hizmetler ilgili süreçte yer alan akıllı ve bağlantılı nesneler (cihazlar, makineler) tarafından Nesnelerin İnterneti aracılığı ile gerçekleştirilecektir. Uygulamada pek çok işletme, bulut hizmetlerinin operasyonel karmaşıklıklarını ve bunların iş modellerine getirdikleri değişim ihtiyaçlarını kavramakta ciddi zorluklar yaşamaktadır. Bu hizmetler hem maliyet uygunluğu hem de donanım-yazılım konularında getirdiği bağımsızlık nedeniyle heyecan uyandırsa da riskler ve meydan okumalar da içermektedir. Tek tipte ve her işletmeye standart biçimde uygulanabilecek bir bulut bilişim hizmetleri paketi söz konusu değil. Sağlıklı durum tespiti ve ihtiyaç analizi ile bunlara bağlı olarak dönüşümün planlanması gerekmektedir. Bu konuda uygulanabilecek yaklaşım Toplam Kalite Yönetimi’nin PUKÖ döngüsüne benzer bir “Düşün – Planla – Kur – İşlet” modeli olabilir. İşletmede üretilen ürünlerin gömülü donanım ve yazılım sayesinde akıllı ve bağlantılı hale getirilmesi, iş modelinde ürün ile hizmetin birbirine eklemlenmesi imkânını yaratılır. Böylece üreticiler ürünün yaşam döngüsü boyunca veri toplayabilir, bu veriler sayesinde bakım-onarım fonksiyonunu daha iyi işletebilir ve ürünün sonraki sürümlerini geliştirebilirler. Akıllı ve bağlantılı ürün müşteri deneyiminin tasarımcı ve üreticiye aktarılması açısından önemli bir fırsat yaratır. Müşteri ile üretici arasında ürün üzerinden sürekliliği olan bir bağın kurulması üreticinin özellikle satış sonrası için yeni hizmetler geliştirmesine de imkân tanır. Bu bağın kurulmasında ve yaşatılmasında bulut bilişim ortamı ve hizmetleri en katma değerli paydaş olacaktır. 20’nci yüzyılın son çeyreğinde bilgisayarlar öncelikle ofis ortamında kendilerine yer buldular. Üretim mekânlarına inmeleri bir hayli zaman aldı. Mevcut şartlarda bulut bilişim hizmetleri için de benzer bir durum gözlenmektedir. Ofiste yapılan operasyonel işler daha hızlı biçimde bulut bilişim ortamına aktarılmaktadır. Hâlbuki bulut bilişimin
237
baskı üretim alanlarında da değer katabileceği pek çok süreç ve faaliyet bulunmaktadır. Geleceğin basım işletmesinin kurulumu üretim sistemlerinin birbirine tam olarak eklemlenmesini sağlayacak uygun teknolojilere ihtiyaç duyar. Bu eklemlenme ile değer zincirinde yer alan basım işletmeleri, üretim ağları veya ekosistemler karşılıklı olarak enformasyon alışverişi yapma imkânına kavuşur. Söz konusu teknolojilerin seçiminde bazı şartlara ve kriterlere uyulması gerekir. Bunlara ‘geleceğin basım işletmesinin olmazsa olmaz teknolojik ilkeleri’ diyebiliriz. Verimlilik, kalite ve –teknolojiden yararlanarak çalışanlar arasındaki bilgi ve becerileri arasındaki farklılıkları silikleştirmek anlamına gelen– bireyselleştirmede iyileştirmeler sağlamak yeni teknolojilerle donatılmış geleceğin basım işletmesindeki amaçlar arasındadır. Bunun için tüm işletme içinde ve dış paydaşlar arasında iki yönlü dijital enformasyon akışının ve karşılıklı etkileşimin başarılması gerekir. Bu türden karşılıklı dijital enformasyon akışının temin edilebilmesi için ise üretim ekosisteminde yer alan donanım (sistemler, makineler, cihazlar vb.) ile kişiler arasında çok yönlü bağlantılılığın gerçekleştirilmesi gerekir. Bağlantılılık ve birlikte işlerlik; bütünleştirme için herhangi bir ek çabaya gerek kalmadan bir sistemin başka sistemlerle etkileşimde bulunabilme yeteneği olarak tanımlanır. Sistemin diğerleri ile etkileşimde bulunmak için daha baştan –mekanizasyondan otomasyona, iş süreçlerinden stratejik amaçlara kadar– bu kriter dikkate alınarak planlanmış ve kurulmuş olması gerekir. Böylece daha sonra donanım, yazılım veya protokol temelli ek ara yüz oluşturma, ara yüzlerin karşılıklı uyarlanması vb. gibi ihtiyaçlar oluşmaz. Bir bütün olarak bağlantılılık ve birlikte işlerlik; basım işletmesi içinde dikey entegrasyon, işletmenin ekosisteminde yatay entegrasyon ve uyumluluğu sağlamak üzere uçtan uca mühendislik entegrasyonu ile gerçekleştirilir. Dikey entegrasyon, basım işletmesi içindeki sistem, makine, cihaz, sensör ve aktüatörler ile çalışanların ağ üzerinden etkileşebilmesini sağlar. Yatay entegrasyon, işletmenin ekosistemdeki dış paydaşlar ve ağlarla gerçek zamanlı bağlantılılığını anlatır. Uçtan uca mühendislik entegrasyonu ise tüm sistemlerin ek ara yüz donanım veya yazılımlarına ihtiyaç duymadan uyumlu biçimde kolay haberleşebilmesi anlamına gelir. Geleneksel baskı üretim sistemi birbirinden bağımsız olarak işleyen makineler, tezgâhlar, cihazlar ve otomasyon birimlerinden oluşur. Keza; üretim yönetim sistemi, kurumsal kaynak planlaması, kalite yönetim sistemi vb. gibi yazılım temelli enformasyon yapıları da birbirlerinden bağımsız olarak işler. Ürün tasarımı, üretim planlaması, imalat mühendisliği, imal işlemleri ve çeşitli hizmetler farklı modeller ve veri yapıları kullanır. Bu aynı zamanda farklı departmanlar ve birimler arasında
238
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
düşük geçirgenlikte ‘duvarların’ varlığı anlamına da gelir. Hâlbuki bağlantılılık ve birlikte işlerlik işletmedeki birimlerin, sistemlerin ve faaliyetlerin arasındaki ‘kalın duvarları’ olabilen kurumsal ölçülerde silikleştirmeyi hedefler. Geleceğin basım işletmesinde sıralı ve hiyerarşik bir sistem yerine haberleşmeyi ve etkileşimi önemseyen ağ yapıları öne çıkar. İşletme içindeki akıllı ve bağlantılı nesneler ile süreçler, ekosistemdeki tedarikçiler ve müşteriler ağlar üzerinden –sistemde kendilerine sağlanan yetkilendirme çerçevesinde– gerçek zamanlı olarak haberleşebilirler. Geleceğin basım işletmesinde özellikli çözümler ve uygulamalar değişimi zor, özgün fiziksel sistem düzenlemeleri ile sağlanmayacak; bunun yerine enformasyona erişimin ve iş akışlarının uygulama odaklı kurulması ile gerçekleşecektir. Geleceğin üretim ortamları hizmet odaklı mimari ilkeleri esas alınarak yapılanacaktır. Geleceğin basım işletmesi oluşturma yolunda yapılacak uygulama bu süreçte yer alacak iç ve dış paydaşların söz konusu kavram ve teknolojileri benimseme başarısına bağlıdır. İç ve dış müşterilerle pazarın böyle bir oluşuma hazır olmaları için bazı ön şartların gerçekleştirilmesi gerekir. Söz konusu işletmenin yaratılmasındaki ilk şart; yönetimin istikrarlı desteği yanında mühendislik, enformasyon teknolojisi ve operasyonel faaliyetler birim ve takımlarının dönüşüm konusunda kurumsal düzeyde bir uzlaşmaya erişmiş olmalarıdır. Bu şartın önemi, geleneksel matbaada bu gruplar arasında sıklıkla değişimle ilgili ‘uzlaşmazlık ve gerginlik oluş(turul)ması geleneğinden’ kaynaklanır. Dönüşümün –tasarım, planlama, imalat, satış sonrası vb. gibi tüm fonksiyonları içeren– değer zinciri boyunca farklı disiplinlerden gelen kişi, takım ve birimleri etkileyeceği asla gözden kaçırılmamalıdır. Basım işletmesi bir bütün olarak dönüşüm sürecine aktif biçimde dâhil olmak zorundadır. Çünkü başarılacak olan basım işletmesi modeli sadece sistemlerin teknik olarak birlikte işlerliğini değil; aynı zamanda birden fazla disiplinden oluşan süreçlerin yaratılmasını da hedeflemektedir. Farklı disiplinlere sahip kişilerin geleceğin basım işletmesinde alacakları işbirlikçi roller ve ortak çalışma için gerekli kültürü edinmelerine yönelik eğitim ve danışmanlık ihtiyaçlarının giderilmesi gerekebilir. Çağdaş teknolojiler, ekosistemiyle birlikte geleceğin basım işletmesinde işbirliğini ve ortak çalışmayı desteklemek üzere çok sayıda seçenek ve imkân sunmaktadır. Örneğin bunlar arasında modelleme ve simülasyon araçları ile akıllı ve bağlantılı sistemler için kurulum, ayar ve entegrasyon tekniklerini ilk elde saymalıyız. Bu türden araç ve tekniklerin kullanılmasındaki ana gerekçe pazarın yeni, dinamik ve değişken taleplerinin karşılanmasında farklı disiplinlere ait bilgi, deneyim ve becerilerin bir araya getirilmesi ihtiyacıdır. Keza; inovatif potansiyelin değerlendirilmesi açısından işletmenin ekosisteminde yer alan ve aralarında karşılıklı etkileşim olan paydaşlar arasında geri bildirim
239
döngülerinin kurulmasında bu tür araç ve teknikler yararlı olacaktır. Birden çok disiplini ilgilendiren işbirlikçi çalışma, sadece karşılıklı enformasyon trafiğinin etkili işleyişinden veya değer zincirindeki işlerin başarıyla icra edilmesinden ibaret değildir. Etkileşimli, işbirlikçi çalışma sayesinde enformasyonun ve farkındalığın işletme içinde yaygınlaşması sağlanır. Böylece yeni teknolojilerin, kavramların ve çözümlerin kişiler, birimler ve takımlar tarafından kabul edilip benimsenmesi kolaylaşıp hızlanır. Yeni teknolojilerle donatılmış geleceğin basım işletmesinin insanlarda yarattığı ilk endişe türü işlerini kaybedebilecek olmaları yönündeki algıdır. Kişisel gelişim ve mesleki eğitim konularında yapılacak çalışmalar bilgi ve becerilerini yükseltecek olan çalışanların bu tür endişe ve gerginliklerden kurtulmalarını sağlar. Yeni teknolojilerin iş gücüne ve emeğe etkileri konusunda yapılan akademik araştırmalar yeni durumun kaçınılmaz biçimde istihdamda azalmaya neden olacağı fikrini desteklememektedir. Muhtemelen geleceğin basım işletmesi vizyonu çok sayıda yeni iş pozisyonunun açılmasına yol açacaktır. Buna karşılık yeni işler ve çalışma biçimleri geleneksel olana göre içerik ve tarz olarak farklılıklar içerecektir. İş gücünün nitel değişimi sadece düz mavi yakalılar için değil; yeni işletmenin tüm çalışanları için geçerlidir. Neredeyse tüm kurumsal dönüşüm projelerine karşısında olduğu gibi geleceğin basım işletmesi konusundaki dirençlerin ana nedenlerinden birisi belirsizliktir. Yapılacak dönüşümün beklenen sonuçları yaratması konusunda kuşkular dönüşüm projelerine karşı bir tür direncin oluşmasına neden olur. Dönüşümün sonucunda oluşan yeni sistem işletme içinde veya ekosistemde başka sistemlerle entegrasyon gerçekleştirecektir. Dolayısıyla yeni sistemin başarısı, bütünleştiği diğer sistemlerle birlikte ‘bütünün toplam performansı’ olarak öngörülmeli ve değerlendirilmelidir. Bütünsel performans konusundaki öngörüler ve mümkünse ölçümler beklenen sonuçların oluşma durumu ve ihtimali hakkında aydınlanma sağlar. Karar vermede çeşitli bilimsel ve disipliner yöntemler, teknikler ve araçlar ile başarı öyküsü örnekleri yardımcı olur. Keza; geçmişteki analizlerden yararlanan bilgi tabanlı sistemler, kararları sınayan simülasyon sistemleri ve yeni yapının bazı bileşenlerinin sanallaştırılması ile yapılan çalışmalar bütünsel performansın öngörülmesine katkı yapabilir. Diğer yandan geleceğin basım işletmesine yönelik kurumsal dönüşüm süreci sadece bazı yöntem ve tekniklerin kullanılmasından ibaret değildir. Bir bütün olarak dönüşümün işletmenin stratejik amaçları ile uyumlu olması kaçınılmazdır. Geleceğin basım işletmesinin yaratılması ve kurumsal dönüşümün gerçekleştirilmesi konusunda yapılacak en ciddi yanlış bunun bir teknolojik evrimleşme (özellikle enformasyon sistemlerinin yenilenmesi) olarak anlaşılmasıdır. İşletmenin yararları büyük oranda yeni teknolojilerle birlikte yeni
240
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
iş modellerinin yaratılmasına bağlıdır. Ancak yeni iş modelleri ile birlikte teknolojik dönüşümü bir yarar ve kazanç kaynağı haline dönüştürmek ve yatırımın risklerini düşürmek mümkün olur. Mevcut ve yeni iş modelleri birbirine eklemlenerek farklılaşmış bir değer zinciri oluştururken zincirin her halkasında ortaya çıkan katma değerin görünür hale gelmesi gerekir. Yeni iş modelleri ve değer zinciri yapısal dönüşüm konusunda bazı ipuçları sağlayabilir. Ama bir yatırım söz konusu ise kararın oluşmasında daima yatırımın geri dönüşü en önemli kriterler arasında yer alacaktır. Bu nedenle teknolojik dönüşüm, öncelikle bir yatırım kararı konusudur. Eğer yeni teknolojilerle donatılmış bir işletmenin kurulması söz konusu ise ve yatırıma yönelik öngörü ve kararlar da onay veriyorsa bütünsel baskı üretim sistemini geleceğin basım işletmesi olarak tasarlamak mümkündür. Ama genelde mevcut olan bir matbaada geleneksel makine parkı ve süreçlerle başlamak söz konusu olacaktır. Diğer yandan sanayi çevrelerinde ‘çalışan bir sistemin değiştirmeyi denememek’ yönünde bir düstur da genel kabul görmüştür. Tümüyle haksız bir önyargı olarak düşünülemeyecek bu kabul, üretim sistemine yeni yöntemler, kavramlar ve teknolojiler eklemleme veya mevcudun bazılarını ikame etme konusunda yapısal dönüşüm stratejilerine sahip olmamız gerektiğini ima eder. Mevcut matbaanın geleceğe taşınması bu stratejilerin gösterdiği şekilde durmalara yol açmadan, kesintisiz başarılmak zorundadır. Geleceğin basım işletmesinin var olacağını öngördüğümüz teknolojilerin tümünün henüz yeterli olgunluğa eriştiğini söylemek mümkün değil. Her an yeni teknolojiler ve uygulamalar gündeme gelmeye devam ederken mevcut olanlar da evrimleşmeyi sürdürmektedir. Ama geleceğin basım işletmesi bir ‘iş-işletme konusu’ olduğundan teknolojinin durumunu pazardan bağımsız olarak ele alınamaz. Dolayısıyla bir teknolojiyi değerlendirirken onun pazar ve müşteri ile olan ilişkisini de (değer zincirindeki yerini ve katkısını da) değerlendirmek zorundayız. Geleceğin basım işletmesi üzerine yapılacak öngörüler, bu yapısal dönüşümü başarmak isteyen kişi ve kuruluşlar için bir yol haritası hazırlamada yardımcı olabilir. Büyük bir küresel kırılma yaşanmadığı sürece çok uzak olmayan geleceğin basım işletmesinin nasıl bir görünüm vermesini ve hangi özelliklere sahip olmasını bekleyebiliriz? Küresel gelişmelerin sağladığı ipuçlarına ve yönelimlere bakarak bir çırpıda bazılarını sayabiliriz. Geleceğin basım işletmesi; öncelikle talep üzerine, isteğe bağlı, yüksek kaliteli, özelleştirilmiş ürün ve hizmetler üretmeyi hedefler. Bunu yaparken ölçek ekonomisinin avantajlarından yararlanmayı sürdürür. Siber fiziksel sistem esaslı ileri teknoloji yanında nitelikli iş gücü, işletmenin değer zincirinin odağında yer alır. Uyumlu insan-makine işbirliği ile yeni imalat süreçleri; işletmenin stratejik ihtiyaçları arasında yer alan sürdürülebilirlik, esneklik, inovas-
241
yon ve kalite gibi kriterlerin tatmin edilmesini hedefler. Akıllı basım işletmesinde bilişim-iletişim teknolojileri altyapısı, enformasyona her yerden ve farklı cihazlarla erişilmesini sağlayacak biçimde hazırlanmıştır36,37,38,39. Bu nedenle operatörler ve akıllı-bağlantılı sistemler yeni donanım veya yazılım arayüzlerine ya da ayar değişikliklerine ihtiyaç duymadan gerekli enformasyona erişebilir. Makineler arası iletişim, akıllı basım işletmesinin en önemli özelliklerinden birisidir. Sistemlerin, makinelerin ve cihazların akıllı ve bağlantılı olmaları onlara tanımlanan çerçevede otonomi (kendini yönetme) yeteneği sağlar. Fiziksel yapılarına ve özelliklerine bağlı olarak ürünler de akıllı ve bağlantılı olabilir; böylece değer zincirinin ilgili halkaları ile etkileşimde bulunabilir. Bu kısa görünüm bize işletme ortamında fiziksel altyapı ile dijital altyapının birbirine eklemlenerek bütünleştiğini, bu durumun ise akıllı basım işletmesini geleneksel matbaadan farklılaştırdığını göstermektedir. Yukarıda sayılan özellikler akıllı basım işletmesinin kurulumunda veya mevcut geleneksel matbaanın dönüştürülmesinde hangi kriterlere ve teknolojilere yönelinmesi gerektiği konusunda ipuçları verir. Geleceğin basım işletmesinin fiziksel üretim altyapısında akıllı ve bağlantılı sistemler, makineler ve cihazlar yer alır. Buna ‘üretim ekosistemi’ diyebiliriz. Bu yapı; işletmenin akıllı enerji sistemi, tedarik ve lojistik ile insan kaynaklarına doğru seçilmiş standartlar ve doğru belirlenmiş protokoller aracılığı ile bağlantılı olmalıdır. Böylece işletmeyi oluşturan ve/veya tamamlayan tüm akıllı ekosistemler planlama, iletişim ve iyileştirme gibi fonksiyonlar açılarından bir bütün olarak iyi yönetilebilir. Pazardaki değişen ihtiyaçlar ve çözüm bekleyen problemlerin, iş modellerinin ve ürün özelliklerinin üretim ekosistemine uyumlu ve uyarlı hale getirilmesi geleceğin fabrikası için anahtar niteliklerden birisidir. Bu çekirdek niteliğin gereklerini yerine getirmek için sistem bakış açısıyla bir dizi örgütsel ve teknolojik önlemlerin alınması gerekir. Burada sistem bakış açısı; birlikte işlerlik, bağlantılılık, ölçeklenebilirlik ve çeviklik gibi kriterler çerçevesinde bir üretim sistemi kurulmasını ifade eder. Bilişim-iletişim teknolojilerinden yararlanarak ürünlerin ek hata giderme ve onarım işlemlerine gerek bırakmadan ‘ilk seferde doğru’ yapılması vazgeçilmez kriterlerden bir diğeridir. Akıllı basım işletmesi sistemi, sadece kapalı bir mekân altında toplanmış insanlar, fiziksel donanım varlığı ve benzerlerinden ibaret değildir. Akıllı işletme, bu iş yerinin dışında yer alan müşteriler, tedarikçiler ve çeşitli hizmet sağlayıcılar gibi diğer paydaşlarla birlikte oluşacak bir bütündür. İşletmenin ağ altyapısının başka ağlarla bağlantılanması, değer zincirinde gerçek zamanlı olarak akan enformasyonun daha doğru değerlendirilmesi fırsatını oluşturur. Baskı üretim hattı ile tedarikçiler
242
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
arasında oluşacak gerçek zamanlı bağlantı tüm paydaşların değer zinciri boyunca bağımlılıkları, malzeme akışını ve süreç çevrim sürelerini izlemeleri için imkân sağlar. Gerçek zamanlı enformasyon; üreticilerin muhtemel problemleri önceden fark etmesini, her türlü stok maliyetleri ile gelecekte oluşabilecek sermaye ihtiyaçlarının azalmasını sağlar. Bağlantılılık ve Nesnelerin İnterneti ile birlikte verilerin ağda dolaşır hale gelmesi siber güvenlik konusunu yükselen bir olgu haline getirdi. Sistemlerin artan karmaşıklığı ve yoğunlaşan bağlantılılık ile birlikte siber saldırılar ile farklı nedenlerle oluşacak sistem kesintilerinin daha fazla dikkate alınması gerekmektedir. Siber güvenlik olgusunun bir yanı hem kişisel hem de örgütsel düzeyde enformasyonun mahremiyetinin korunmasıdır. Diğer yanı ise verilerin çalınmasının veya –hedef gözeterek veya hedefsiz– terörist amaçlarla sistemlere zarar verilmesinin önüne geçilmesidir. Her iki konu da ürünün yaşam döngüsü boyunca gözetilmek zorundadır. Siber güvenlik; mikro düzeyde her akıllı ve bağlantılı nesnenin kendisinin ve makro düzeyde bir bütün olarak işletme sisteminin korunması şeklinde iki boyutlu gerçekleşmelidir. Ayrıca müşteriler, tedarikçiler ve kamusal kuruluşlar açısından siber güvenlik sistemlerinin küresel ölçekte sertifikasyona sahip olması akıllı basım işletmesinin kaçınılmaz şartlarından bir başkasıdır. Ağların ve siber güvenlik sistemlerinin kurulması ve yürütülmesi basım işletmesi içinde ofisler ve imalat mekânları açısından farklılıklar gösterir. Bilişim ve iletişim sistemleri imalat ortamlarındaki elektriksel ve manyetik gürültüler ile olumsuz fiziksel ve kimyasal şartların yarattığı zorluklardan daha fazla etkilenir. Dijital cihazlar ve ağlar üretim zeminlerinde arıza yapmaya, kesintilere ve veri bozulmasına daha yatkın haldedir. Bu nedenle ağların, akıllı ve bağlantılı cihazların ve endüstriyel kontrol sistemlerinin sınai imalat ortamlarında kesintisiz ve güvenli çalışması akıllı basım işletmesinin sürdürülebilirliği kriteri açısından yüksek önemdedir. Tüm yaşam alanlarında olduğu gibi sınai üretim ortamlarında da yazılımın yükselişi sürmektedir. Akıllı basım işletmesinin üretim mekânlarında, değer zincirinin hemen her halkasında yazılım en önemli rolü oynamayı üstlenecektir. Yazılımın yükselen durumu esnek ve hızla yeniden düzenlenebilir işletmenin çekirdek niteliklerinden birisidir. Ağlar ile akıllı ve bağlantılı nesneler akıllı basım işletmesinin –hiç kuşkusuz yaşamın başka alanlarında da– hizmet güdümlü, ölçeklenebilir, yeni mimarilerin oluşturulmasının yolunu açmaktadır. Bu tür dijital mimariler akıllı basım işletmesinin hem içerideki hem de dışarıdaki özgün ihtiyaçlara ve potansiyel fırsatlara hızlı tepki vermesini sağlamaktadır. Bu yönüyle akıllı basım işletmesi, kendi ölçeğinde “Hizmetlerin İnterneti” olgusunu gerçekleştiren örneklerden birisi olarak dikkat çeker.
243
Akıllı ve bağlantılı nesneler normal faaliyetleri dışında akıllı fabrikanın veri kaynakları olarak görev yaparlar. Sensörlerden elde ettikleri ölçüm verilerinin bir kısmını kendileri kullanırken diğer kısmını başka sistemlerin kullanımı için “Bulut Bilişim” ortamında “Büyük Veri” depolarına gönderirler. İşletmede üretilen büyük hacimli verinin yararlı olabilmesi için verilerin uyumlu, tutarlı ve güncel olması gerekir. Büyük verinin işlenmesinde “Analitikler” olarak isimlendirilen semantik analiz yazılım uygulamaları kullanılır. Verilerin toplanması, analizi, işlenmesi ve değerlendirilmesi tüm ürün yaşam döngüsünü içine alabilecek bir anlayışla gerçekleştirilir. Her ne kadar işletme ortamında ileri teknolojiler insanı ikame edecek gibi görünse de nitelikli iş gücünün değeri asla yok olmayacaktır. Bu nedenle geleceğin basım işletmesi aynı zamanda insan odaklı olmayı sürdürecektir. İnsan odaklı üretim fikri, işletmeyi akıllı ve bağlantılı makinelerin insanlarla uyum içinde çalışacağı bir şekilde düzenlemek anlamına gelmektedir. Geleceğin basım işletmesinde sistemler, makineler ve cihazlar büyük hacimlerde veri üretseler ve bunların bir kısmını kullanarak otonomi özelliği gösterseler de sonuçta stratejik ve/veya kritik kararları insanlar verecektir. İnsan-makine etkileşimi ve insan odaklı işletme tasarımı gerçek fiziksel dünya ile bunun bilgisayar sistemleri üzerindeki sanal eşleşmesini sağlayacaktır. Böylece geçmişten farklı olarak otomasyon süreçlerine artırılmış gerçeklik de dâhil olarak verinin görselleştirilmesini daha üst seviyelere taşıyacaktır. Muhtemelen daha uzun bir süre için robotlar (akıllı makineler) ve insanlar ergonomi ve güvenlik çerçevesinde işbirliği içinde çalışacak, zor ve karmaşık işleri makine-insan dayanışması ile başaracaklar. Teknolojik ilerlemeler sadece geleneksel eğitim-öğretim kurumlarını değil, oryantasyon ve meslek içi eğitim süreçlerini de etkileyecektir. İşletme içinde insan operatörler akıllı yardım sistemleri tarafından desteklenecektir. Bu sistemler çalışanlara doğru kararlar vererek görevlerini başarıyla yerine getirmeleri için enformasyon desteği sağlayacaktır. Örneğin dijital gözlüğü, akıllı telefonu veya tableti ile bir tezgâhın başına gelen operatör, o makinenin özellikleri, o sırada yaptığı iş ve geçmiş deneyimi hakkında bilgileri ağ bağlantısı sayesinde izleyebilecektir. Böyle bir donanım ve yazılım altyapısı aynı zamanda bir eğitim platformu olarak hizmet verecektir. Artırılmış gerçeklik uygulamalarının iş başı eğitiminin en önemli tekniklerinden birini oluşturacağını söyleyebiliriz. Çalışanlar geleceğin basım işletmesinin gerektirdiği yeni bilgi ve becerileri gene bu akıllı ve bağlantılı üretim mekânın özellikleri sayesinde edinecektir. Böylece iç başı eğitimi veya hizmet içi eğitim konusu gerçek anlam ve değerini bularak yaşam boyu eğitim haline dönüşecektir. Geleceğin basım işletmesindeki bir diğer özellik, hiyerarşik ve katı tanımlı yapıların yerini takım çalışmasına ve yatay örgütlenmeye bırakmasıdır. Böyle bir modelde işin niteliğine de bağ-
244
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
lı olarak takımların farklı disiplinlere sahip kişilerden oluşması beklenir. Ayrıca ürünlerin ve değer zincirinin daha karmaşık hale gelmesi çok disiplinli çalışmayı gerektirmektedir. Dolayısıyla iş başı eğitimi de müfredat, içerik ve biçim olarak çok disiplinlilik yaklaşımına uygun olmak zorundadır. Ayrıca geleceğin basım işletmesinde takım çalışması modeli aynı zamanda bir iş başı eğitimi zeminidir. Geleceğin basım işletmesinde veriler ve bunları işlemek için kullanılan yazılım uygulamaları İnternet ortamında (Bulut Bilişim depolarında, basım işletmesinin kurumsal bulutunda) konaklar. Kurumsal kaynak planlama vb. gibi izleme, yönetme ve denetleme yazılım uygulamalarına İnternet üzerinden erişilir. Böylece İnternet’e bağlanabilen akıllı telefon, tablet, dizüstü bilgisayar veya giyilebilir teknolojik cihaz-ürünler işletme ortamına veya işletmeyle ilgili enformasyon yapılarına herhangi bir mekândan ulaşmak için uygun cihazlar haline gelir. Bu durum, pek çok çalışan için uzun süreler boyunca belli mekânda bulunma zorunluluğunu ortadan kaldırır. Geleceğin basım işletmesi ilke olarak ileri teknolojilerden yararlanır. Bu durum, işletme ortamının insan yaşamı için ergonomi ve hijyen açılarından daha uygun hale gelmesi demektir. İleri teknolojilerin doğru uygulanması ve çağa uygun yeni iş modellerinin geliştirilmesi ile çalışanların içeride veya dışarıda sosyal yaşam şartlarının mevcut duruma oranla iyileşmesi beklenir. Geleceğin basım işletmesinin temel unsuru akıllı ve bağlantılı nesnelerdir. Sistemler, makineler ve cihazlar kendilerine bağlantılı hale getirilmiş sensörlerden gerçek zamanlı veriler toplar, bunları kendi karar ve eylemlerini üretmek için kullanır, belli bir bölümünü ise başka uygulamalar tarafından kullanılmak üzere büyük veri depolarına gönderirler. Siber fiziksel sistemler ve Nesnelerin İnterneti tarafından üretilen büyük hacimli veriler gerçek zamanlı analizlere ve geri bildirimlere imkân tanıyarak işletme donanımına otonomi (operatör müdahalesine gerek kalmadan karar üretme ve eylemde bulunma) yeteneği sağlar. Örneğin akıllı ve bağlantılı makineler kendi bakım ve onarım ihtiyaçları konusunda operatörleri bilgilendirebilir. Bu ve benzeri durumlar, makine üreticilerinin tasarımlarını işletme içindeki ve dışındaki tedarik zincirleri ile bağlantı kurabilecek şekilde yapmalarını gerektirir. Yeniçağın her makine tasarımı akıllı ve bağlantılı olmak zorundadır. Bu tür makineler, üreticilerin kendi makine-ürünlerinin bakım ve onarım ihtiyaçları ile çalışma performanslarını yerel ağlar ve İnternet üzerinden izleme ve pek çok durumda ihtiyaç duyulan uzaktan arıza tespiti, ayar yapma, yazılım yenileme gibi teknik hizmeti verme imkânlarını zenginleştirecektir. Akıllı ve bağlantılı makineler sensörlerden elde ettikleri ve kendi durumları ile ilgili verileri işletmenin bilişim sistemine ağ üzerinden ileterek işletme fiziksel sisteminin sanal kopyasının bil-
245
gisayar üzerinde gerçekleştirilmesini sağlar. Fiziksel sistemin sanal benzerinin bilgisayarda yaratılması işine “gerçek zamanlı simülasyon”, fiziksel sistemin ve sanal kopyasının gerçek zamanlı olarak paralel işleyişine “siber fiziksel sistem” adı verilmektedir. Siber fiziksel sistemler ve simülasyon, yöneticilerin ve operatörlerin makine başında olmadan fiziksel sistemi izlemelerini, denetlemelerini ve yönetmelerini sağlar. Bu teknoloji tasarımdan dağıtıma –hatta satış sonrası hizmetlere– kadar tüm imalat zinciri boyunca geri bildirim kontrol çevrimleri yaratmak için çok değerli bir araçtır. Mahrem olabilen, ticari sır niteliğindeki işletme verilerinin kablosuz yerel ağlar ve İnternet üzerinde dolaşır hale gelmesi “siber güvenlik” olarak isimlendirilen yeni bir konuyu gündeme getirir. Siber güvenlik hem fiziksel hem de sanal eksende geleceğin nasım işletmesinin önlemler alması gereken bir risk alanı ve tehdittir. Alınacak siber güvenlik önlemleri, her akıllı ve bağlantılı (siber fiziksel) sistemin kendini koruması ve işletmenin Endüstriyel İnternet’inin bir bütün olarak korunması şeklinde olacaktır. Geleceğin basım işletmesi gibi çok çeşitli teknolojiler içeren büyük bir sistemin parçalarının uyumlu çalışabilmesi için küresel kabul görmüş bir dizi standarda ihtiyaç duyulacaktır. Standartlar ve protokoller konusunda değişik kurum ve kuruluşlar tarafından çalışmalar yapıldığı bilinmektedir. Değişik cihazlar arasında uyumluluk sağlanmadan geleceğin basım işletmesinin “tak ve çalıştır” kolaylığı gerçekleşemez. Sanayi 4.0 ve Dijital Baskı Sektöründeki Yeni Gelişmeler Bu bölümde; mevcut dijital baskı sektörünün–özellikle teknoloji geliştiriciler ile donanım ve hizmet üreticileri açısından– geleceğin basım sektörü öngörüsüne yakınsaması konusu ele alınacaktır. Sanayi 4.0 teknolojilerinin –diğerlerinden olduğu gibi– baskı sektörüne bazı önemli yenilikler getirmesi beklenir43. Beklenen ilk gelişme; üretim ve hizmetlerin birbirine eklemlenmesi ile birlikte ürünlerin kişiselleşmesi veya hibritleşmesi yönünde olacaktır. İkinci olarak; sektöre yeni iş modelleri ile birlikte yeni hizmetler eklenecektir. Üçüncü gelişme, müşterilerin ve paydaşların iş süreçleri ve değer zinciri boyunca bütünleşmesidir44. Dördüncüsü; basım işletmelerinde akıllı, bağlantılı ve mobil robotların (kısaca gömülü sistemler içeren otonom makinelerin) daha yoğun kullanılmaya başlamasıdır. Son olarak; tüm sektörlerde olduğu basım işletmesi de hem kendi içinde hem de ekosisteminde yer alan diğer aktör ve (tedarikçiler, müşteriler, servis sağlayıcılar vb. gibi) paydaşlarla artan oranda bağlantılı hale gelecektir. Sektöre pazar açısında baktığımızda ise elektronik medyanın dünya çapındaki yükselişine rağ-
246
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
men baskı üretim hacminin ‘ılımlı’ bir oranda büyümeye devam edeceği (en azından mevcut hacmini) koruyacağı öngörülmektedir43. Ambalaj sektöründeki büyüme baskı sektörünü kaldıraçlayacak ve pazarlama iletişimi çerçevesinde ticari amaçlı işlerde sağlam bir zemin oluşması beklenmektedir. Bu gelişmelerin temelinde dijital teknolojilerin yer alacağından kuşku duyulmamaktadır. Diğer yandan küresel baskı pazarında uygulama becerisine yönelik artan taleplerin, standardizasyon45 konusunda artan pazar beklentilerin, iş sayısı artarken daha kısa üretim ve teslim süreleri ile esneklik ihtiyacının yükseleceği söylenebilir44. Bu çerçevede KOBİ niteliğine sahip matbaaların yeni teknolojik altyapı ve hizmetler sayesinde yeni endüstriyel girişimlere dönüşeceği anlaşılmaktadır. Sanayi 4.0 vizyonu, teknolojileri ve uygulamaları açısından bakıldığında basım sektörünün pek çok başka sınai alana oranla öncü roller üstlendiği gözlenmektedir45. Baskı sektörü dijitalleşme sürecini yakalayan ve bununla ilgili potansiyeli fark eden ilk iş alanlarından birisi oldu. Sektöre (makine, cihaz, hizmet vb. gibi ) altyapı unsurları arz eden üreticiler 21’inci yüzyılın başından itibaren kendi alanlarında dijital evrimleşmeyi başlattılar. Bu nedenle baskı sektörünün Sanayi 4.0 açısından pek çok başka iş alanına oranla önde olması şaşırtıcı değildir. Sanayi 4.0’ı önceki sınai ve teknolojik devrimlerden ayıran özellik, bu kez teknolojinin sanayiye oranla çok önemli ilerlemeler kaydetmesi ve bunların sanayiye uygulamalarının gecikmiş olmasıdır. Önceki üç teknolojik devrim döneminde teknoloji ve sanayi paralel ilerlerken bu kez sanayi gerilerde kalmıştır. Bu nedenle ‘geç fark edenler’ açısından Sanayi 4.0 tam anlamıyla bir devrim görüntüsü verirken, baskı sektörü gibi öncüler açısından değişim bir evrimleşmeden ibarettir. Bu erken farkındalığa rağmen baskı sektörünün; işin esnek yürütümü açısından dijital üretim planlaması ve denetimi, durum izleme ve süreç boyunca kaliteyle ilgili verinin toplanması gibi konularda iyileştirmeler oluşturmaya ihtiyacı bulunmaktadır. Diğer yandan sektörün gerçek anlamda dijital süreç zincirini yaratabilmek için “tak-çalıştır” özelliğine sahip donanımı sektörel / kurumsal değer zincirine ekleyecek yeni çalışmalar yapması gerekmektedir. Genelde sanayi, özel olarak baskı sektörü –pazarın ve müşterinin değişen durumuna da bağlı olarak– kendini yeni teknolojik şartlara uydurmaya zorlanmaktadır46. Pazar talebi daha kısa baskı süreleri ve siparişe dayalı kişiselleştirilmiş baskı ürünleri yönünde oluşmaktadır47,48. Sanayi 4.0 çatısı altında yer alan 3B baskı teknolojisi, sektör için önemli iş unsurlarından birisi olmaya adaydır. Gene akıllı –ve muhtemelen mobil– robotlar tarafından lazer ve mürekkep püskürtme (inkjet) teknolojilerinden yararlanarak (kişiye özel futbol topu veya spor ayakkabısı vb. gibi) üç boyutlu cisimler üzerine yapılacak baskı işleri sektör açısından yeni ve yenilikçi iş alanlarına işaret etmektedir. Kısa ve orta dönemli pazarda otomobillerin veya başka tür taşıtların üzerine baskı yapılması yeni iş fırsatları arasında sayılabilir. Sanayi 4.0 teknolojilerinin baskı sektörüne getirdiği yenilikler sayesinde çok eksenli
247
uyumluluk, farklı hızlarda çalışabilme, yüksek kalite ve hassasiyet ile bir adede kadar inebilen ürün parti büyüklükleri mümkün olacaktır. Üretim fonksiyonuna işletme açısından bakıldığında performans gerektiren unsurlardan birisinin üretim maliyeti olacağına kuşku yoktur46. Bu nedenle küçülen parti büyüklükleri ile birlikte üretimin maliyet duyarlılığı gündeme gelmektedir. Bir yandan yüksek kaliteli, kişiselleşmiş baskı ürünleri imal edilirken aynı zamanda maliyet avantajı da gözetilmek zorundadır. Bu durum; atığın azaltılması, verimliliğin yükseltilmesi, kaynak (hammadde, malzeme vb.) tüketiminin iyileştirilmesi ve bir baskı işinden bir başka işe geçiş süresinin en aza indirilmesi anlamına gelir. Geleceğin basım işletmesinde konu, bugünün matbaasında olduğu gibi makinelerin dakikada kaç metre hızla iş yaptığı değildir. Örneğin yeni basım işletmesindeki önemli soru, bir işten diğerine ne kadar kısa sürede geçilebildiğidir47. Bir başka ilgi konusu enerji ve kaynak verimliliğidir. Değişik noktalardaki sensörlerden toplanan verilerin iş kalitesini yükseltmek ve/veya durmalara meydan vermeden iş akışının sürekliliğini sağlamak bir diğer iyileştirme alanıdır. Sanayi 4.0 sadece bir teknolojik altyapı değişimi değildir. Bu nedenle hem yüksek hıza imkân veren otomasyonun hem de küçük parti büyüklüklerinin aynı zamanda gerçekleştirilmesini sağlayacak paradigma değişikliğini yaratmak gerekecektir. Bu noktada basım işletmesinde donanım altyapısı kadar yazılım sisteminin gelişmişliği de bir başka değer yaratan faktör olacaktır. Bu yazılım sistemi sayesinde muhtemel arızayı önceden belirleme, teşhis, bakım ve servis işleri kolaylaşacaktır. Aynı şekilde yeni makinelerin baskı üretim sistemine kolayca giriş ve çıkışını sağlayacak olan “tak-çalıştır” özelliği de yazılımın yetkinliği sayesinde sağlanacaktır. Böyle bir çalışmada Sanayi 4.0 teknolojilerinin bir basım işletmesine ne tür fırsatlar sunduğunu görünür kılmak kaçınılmazdır49,43: • Zaman o Dijitalleşme esnekliği artırırken iş dönüş sürelerini kısaltır: Tam zamanında üretim sağlar, Son dakika değişikliklerine ve geç kararlara izin verir, Ön hazırlık süresi kısalır, Kampanya işlerini hızlandırır, Web’den baskı yapılabilir, Çevrimiçi enformasyon ile baskı içeriğinin senkronizasyonunu sağlar. • Maliyet
248
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
o Dijitalleşme nakit akışını hızlandırır: Maliyete duyarlı kısa süreli işleri mümkün kılar, Talebe bağlı üretim yapılabilir, Her türlü atık (muda) azalır, Stok ihtiyaçları azalır, sıfıra yaklaşır, İş akışı ve süreç otomasyonu sağlanır. • Değer o Dijitalleşme kazandıran ve fark yaratan değer üretir: Coğrafya, nüfus, kanal gibi farklılıklara yönelik versiyon üretmeyi mümkün kılar, Kişiselleştirmeyi sağlar, Müşteriye göre kitlesel bireyselleştirilmiş üretime imkân sağlar, Deneme üretimlerinden verimli, hızlı ve kolay sonuç alınır, Marka korumasına imkân tanır. • Ekoloji o Dijital baskı, karbon ayak izini azaltır: Daha az atıkla çevre kirliliğini azaltır, Baskı plaka ve kimyasallarına gerek kalmaz, Zarar ve atık üretmeyen, çözünebilir mürekkeplerin kullanımını sağlar, Ulaşım maliyetini ve çevresel zararlarını azaltır.
Sonuç Dünyanın geleceğini şekillendiren bölgesel, teknolojik ve ekonomik akımlar; geleneksel üretim ve yönetim modellerinin değişimi; akıllı robot, simülasyon yani benzetim, yazılımlardaki zenginlik ve entegrasyon, sanal gerçeklik, stratejik büyük veri ve verinin analizi, bulut sistemi, 3B baskılar, siber güvenlik ve nesnelerin interneti olan tetikleyici unsurlar; ekosistem; tetikleyicilerin iş süreçlerine uyarlanması; işgücü profilinin gelişmesi, yol haritasının oluşumu; dijital değer zincirinin dönüşümü; dijital baskı teknolojisiyle verimliliğin artırılması ve illaki baskı hatalarındaki düşüşler; iş süreçlerinde artırılmış gerçeklik teknolojisinin kullanımı ile görüntü işleme teknolojilerinin kullanımı: Yeni nesil yayımcılıkta, yayımcılığın daha kolay üretilir olması, bilginin daha ucuza çoğaltılması, her türlü bilgiye erişimin kolaylığı, yenilikçi ve nitelikli kurumsal yapılanmayı sağlayacaktır. Dijital baskı dünyası kesinlikle son derece heyecan verici ve çok hareketli bir platformdur. En249
düstri içinde de güven kazanıp kullanış açısından da kolaylıklar gösterdiği için, basım endüstrisinde ciddi bir ivme kazanmış ve yüksek değerli basılı ürünlere yönelik talebin artmasını sağlamıştır. Diğer taraftan yepyeni iş modellerine de ilham kaynağı olarak, işletmelerin dikkat çekmesini, çalışmalarında cesur olmalarını da kolaylaştırmıştır. Zira Sanayi 4.0 ‘ın temelindeki yapılanma tüm birimlerin birbirleriyle haberleşmesi, gerçek zamanlı veri ulaşımı sayesinde yüksek fark yaratılmasına dayanır. Dolayısıyla Sanayi 4.0 bir teori değil bir gelecek projesidir, yapay zekâ da en yakın arkadaşımız. Bilindiği gibi dijital baskıyı sektörde kullanmanın faydası yüksek kaliteli, az tirajlı bir işi düşük maliyet ve yüksek hızda üretebilme imkânı sağlamasıdır. Üreticiler kişiselleştirme ve özel efektli baskı yaratabilmek, ilgi çekici çeşitli materyaller kullanarak müşteri memnuniyetini artırarak yenilikçi bir işletme olarak pazarlama gücünü de artırmaktadırlar. Dijital baskı dünyasının yeni sanayi devrimiyle çok iyi anlaşacağı kuşkusuz. Zira söz konusu devrim akıllı telefon, tablet, bilgisayar ve otomasyonu birleştirerek çok daha farklı ve estetik görünen bir dijital iş platformu oluşturacaktır. Nesnelerin interneti ve bulut teknolojisiyle birbirine bağlanan makineler ve diğer cihazlar kendi aralarında her türlü veri ve bilgi alışverişi ile iletişimi sağlanacaktır. Otomatik tanımlama ve veri toplama çözümleri sayesinde üretim prosesinde verinin takibi de kolaylaşıp ürün oluşumu, maliyeti ve teslim edilmesi hususunda sorunsuz bir kurgu yapılacaktır. Dolayısıyla sistemlerin dijitalleşmesi üretim kesintilerini yüksek oranda azaltarak kullanım kolaylığı ve güvenliği de katlanarak sağlayacaktır. Dijital platform yeni teknolojileri kullanmanın yanı sıra farkındalık yaratan deneyimleri açığa çıkarmak, iş performansını yükseltmek, verimliliği artırıcı yollarla sorunları çözmek anlamına da gelmelidir. Değer ve performans odaklı modeller yaratan dijital operasyonlar işletmenin sürdürülebilir performansını fazlasıyla artıracaktır. Türk Basım Sektörü de 2023’e yüksek hedefler, güçlü bir ekonomi, ciddi bir büyüme bilinci ile iş imkânlarını genişletme, fırsatları değerlendirme olgusu ile yaklaşmaktadır. Bu bağlamda Sanayi 4.0 yapılanmasının önemli bir parçası olan ekosistemi basım endüstrisi için oluşturan donanım, yazılım, bağlantı, içerik, operasyon, tasarım, işbirliği ve maliyet unsurlarını dikkate alarak içeriği güçlü oluşturmakta büyük fayda olacaktır. Doğru yazılım çözümleri, donanım, tasarım vb. yapılanmalar etkili bir çalışma süreci oluşturup, bütün baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası aşamaları etkileyecektir. Dolayısıyla iş akışımız, RIP ya da sonlandırma yazılımlarımız çekici ve üretken olacaktır. Diğer taraftan baskı üreticinin kar marjı artarak, işlerini büyütmek ulaşılamaz bir hedef olmayacaktır. Örneğin bir ambalaj üreticisi için; Zihinsel faaliyetini somutlaştırmak, hataları daha en başta bularak çözümleyebilmek, kullanılabilirlik ve uygunluk açısından şekil ve kırım-katlamanın doğruluğunun testlerini 250
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
yapmak, başarılı konstrüksiyon ve katmanlı üretim oluşturma hususunda etkin ve yeterli olabilecektir. Verimli çalışmalar yapabilme, karmaşık olan parçaları daha seri ve kolay bir şekilde oluşturabilme, analiz yapabilme, ürün optimizasyonunu hızlandırma, tasarım ve üretim entegrasyonunu sağlayabilme, renk yönetimi hususunda gerçekçi sonuçlara ulaşma, daha temiz, daha çevreci ve daha az prosesle sorunsuz üretim yapabilme, enerji tasarrufu sağlayabilme imkânını bulacaktır. Gelişen ve büyüyen pazarda rekabet gücünü korumak ve sürekli kılmak için proaktif yenilik değerli bir yol olacak ve fark yaratacaktır. Hızla başarılı olmak belki de daha başarılı olmak yolunda değer kazanacaktır. Dolayısıyla ciddi bir yenilikçi girişim olan dijital yapılanma böyle bir yol olarak, günümüzde artık birçok işletme için ana teknoloji haline gelerek, değer yaratan üretimler yapabilme imkânını da beraberinde getirecektir.
Kaynakça 1. H. Kagermann, W. Wahlster, J. Helbig: Recommendations for implementing the strategic initiative INDUSTRIE 4.0 - Final report of the Industrie 4.0 Working Group, (2013). 2. R. Drath: Industrie 4.0 - eine Einführung. Open Automation 3/14, (2014): 16-21. 3. W. Wahlster: Industrie 4.0: Active Semantic Product Memories for Smart Factories. IDA 30 Year Celebration Seminar Linköping University, (24.09.2013). 4. M. Rüßmann, M. Lorenz, P. Gerbert, M. Waldner, J. Justus, P. Engel, M. Harnisch: Industry 4.0: The Future of Productivity and Growth in Manufacturing Industries. The Boston Consulting Group (BCG). (9 Nisan 2015). 5. G. Banger: Endüstri 4.0 ve Akıllı İşletme. Dorlion Yayınları, (2016). 6. S. Erol, A. Schumacher, W. Sihn: Strategic Guidance Towards Industry 4.0 – A Three-Stage Process Model. COMA ’16 International Conference on Competitive Manufacturing, (2016). 7. W. Wang, J. Wan, D. Li, C. Zhang: Implementing Smart Factory of Industrie 4.0: An Outlook. International Journal of Distributed Sensor Networks. Volume 2016, Article ID 3159805, (2016). 8. A. M. Brandenburger, B. J. Nalebuff: Co-Opetition: A Revolution Mindset That Combines Competition and Cooperation: The Game Theory Strategy That’s Changing the Game of Business. Broadway Business, (1997). 9. Aktüatör (eyleyici) bir mekanizmayı veya sistemi hareket ettirmek veya denetlemekten sorumlu olan bir motor tipidir. Enerjiyi harekete dönüştüren aktüatörün enerji kaynağı genellikle elektrik akımı, hidrolik sıvı basıncı veya pnömatik hava basıncıdır5. 10. Bitkom, VDMA, ZVEI: Implementation Strategy Industrie 4.0: Report on the results of the In251
dustrie 4.0 Platform. January (2016). 11. J.R. Vacca: Cyber Security and IT Infrastructure Protection. Elsevier - Syngress, (2013). 12. H. Foidl, M. Felderer: Research Challenges of Industry 4.0 for Quality Management. In: M. Felderer, F. Piazolo, W. Ortner, L. Brehm, HJ. Hof. (eds) Innovations in Enterprise Information Systems Management and Engineering. Lecture Notes in Business Information Processing, vol 245. Springer, (2016). 13. M. Hermann, T. Pentek, B. Otto: Design Principles for Industrie 4.0 Scenarios: A Literature Review. Working Paper No. 01/2015. Technische Universität Dortmund - Fakultät Maschinenbau. Audi Stiftungslehrstuhl Supply Net Order Management. (2015): 11. 14. H. Kagermann, R. Anderl, J. Gausemeier, G. Schuh, W. Wahlster (Eds.): Industrie 4.0 in a Global Context: Strategies for Cooperating with International Partners. Acatech study. Herbert Utz Verlag GmbH, (2016): 29-60. 15. J-P. Vasseur, A. Dunkels: Interconnecting Smart Objects with IP: The Next Internet. Morgan Kaufmann – Elsevier, (2010): 3-6. 16. F. Corea: Artificial Intelligence and Exponential Technologies: Business Models Evolution and New Investment Opportunities. Springer, (2017): 1-3. 17. G. Dökmetaş: Arduino ve Raspberry Pi ile Nesnelerin İnterneti. Dikeyeksen Yayın, (2016). 18. K. Karvinen, T. Karvinen: Getting Started with Sensors. Maker Media, (2014): 1-3. 19. C. Bell: Beginning Sensor Networks with Arduino and Rasperry Pi. Apress, (2013): 29-75. 20. H. Chaouchi (Ed.): The Internet of Things: Connecting Objects to the Web. Wiley - ISTE, (2010): 53-96. 21. D. Minoli: Building The Internet of Things With IPv6 and MIPv6. Wiley, (2013). 22. G. Banger: Endüstri 4.0 Ekstra, Dorlion Yayınları, Mayıs (2017). 23. T. Erl, W. Khattak, P. Buhler: Big Data Fundamentals: Concepts, Drivers & Techniques. Prentice Hall - ServiceTech Press, (2015). 24. S. Murugesan, I. Bojanova (Eds.): Encyclopedia of Cloud Computing. Wiley - IEEE Press, (2016): 1-14. 25. H. Al Agha, G. Pujolle, T. A. Yahiha: Mobile and Wireless Networks. Wiley-ISTE: (2016), 1-14, 153-190, 224-246. 26. A. Gilchrist: Industry 4.0: The Industrial Internet of Things. APress, (2016): 1-64. 27. M. J. Mataric: The Robotics Primer. MIT Press, (2007). 28. F. Fahimi: Autonomous Robots. Springer, (2009). 29. S. Jeschke, C. Brecher, H. Song, D. B. Rawat: Industrial Internet of Things: Cybermanufacturing
252
SANAYİ 4.0’IN DİJİTAL BASKI SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Hülya SÖKER, Gürcan BANGER
Systems. Springer, (2017): 3-21. 30. Deloitte: Industrie 4.0: Challenges and Solutions for the Digital Transformation and Use of Exponential Technologies. Deloitte, (2015). 31. R. Geissbauer, S. Schrauf, V. Koch, S. Kuge: Industry 4.0: Opportunities and Challenges of the Industrial Internet. PricewaterhouseCoopers (PWC), (2014). 32. C. Barnatt: 3D Printing. ExplainingTheFuture.com, (2016). 33. I. Gibson, D. Rosen, B. Stucker: Additive Manufacturing Technologies. Springer, (2015). 34. B. King: Augmented (Artırılmış Gerçeklik): Akıllı Dünyada Yaşam. Mediacat Kitapları, (2016). 35. TÜBİTAK Bilim, Teknoloji ve Yenilik Daire Başkanlığı: Yeni Sanayi Devrimi Akıllı Üretim Sistemleri Teknoloji Yol Haritası. Çalıştay raporu. TÜBİTAK, (2016). 36. The Economic Times: China sets up first unmanned factory; all processes are operated by robots. http://economictimes.indiatimes.com/articleshow/48238331.cms?utm_source=contentofinterest&utm_medium=text&utm_campaign=cppst . Date: Jul 27, 2015. (Mar. 21, 2017) 37. W. Wang, J. Wan, D. Li, C. Zhang: Implementing Smart Factory of Industrie 4.0: An Outlook. International Journal of Distributed Sensor Networks. Volume 2016, Article ID 3159805, (2016). 38. D. Lucke, C. Constantinescu, E. Westkämper: Smart Factory - A Step towards the Next Generation of Manufacturing. In: Manufacturing Systems and Technologies for the New Frontier: The 41st CIRP Conference on Manufacturing Systems, Springer, (2008): 115-118. 39. Microscan: Becoming the Factory of the Future: How to Prepare Now for the Industrial Internet of Things. Technology White paper. Microscan, (2015). 40. H. Dahir, B. Dry, C. Pignataro: People, Processes, Services, and Things: Using services innovation to enable the Internet of Everything. Business Expert Press, (2015). 41. P. Golding: Connected Services: A Guide to the Internet Technologies Shaping the Future of Mobile Services and Operators. Wiley, (2011). 42. Wikipedia: Fab Lab, TechShop, Microfactory, Crowdsourcing maddeleri. (Mar. 21, 2017) 43. U. Bader (Heidelberg), The Future of the Print Media Industry – Smart Integration, Printfest, March (2016), http://www.ambalaza.hr/UserFiles/file/ambalaza/printfest/2016/prez/cetvrtak/03%20 Heidelberg%202016%20Printfest%20Zagreb%20Future%20of%20PMI%20Uli%20Bader%20 -%20za%20web.pdf (Aug. 13, 2017) 44. M. Werfel, Drupa 2016 Trends, WAN-IFRA, October 2016, http://www.ediland.it/wp-content/ uploads/WII2016_11_Werfel.pdf (Aug. 13, 2017) 45. J. Schilp (Augsbug Uni.), Print 4.0 Is An Evolutionary Process, VDMA, April 2016, http://www. impuls-stiftung.de/en/article/-/articleview/12643536 (Aug. 13, 2017) 46. M. Sandhöfner (B&R), R. Kickinger (B&R), Printing Industry as Pioneers of Digital Process Cha-
253
ins of Industry 4.0, VDMA, October 2015, https://www.vdma.org/en/article/-/articleview/9089624 (Aug. 13, 2017) 47. T. Sporbert (Siemens), The Printing Technology Manufacturing Industry Can And Will Grow The Packaging Market, VDMA, January 2016, https://www.vdma.org/en/article/-/articleview/11794502 (Aug. 13, 2017) 48. K. J. Olsen and et al. (NGU), Digital Print, NGU, June 2016, https://www.fellesforbundet.no/ globalassets/dokumenter/grafisk/publikasjoner/ngu-digital-print-report-2016.pdf (Aug. 13, 2017) 49. M. Levaggi, The Digital Print Revolution, Harper Collins Publishers, http://www.bic.org.uk/files/ppt/Mike%20Levaggi%27s%20BIC%20New%20Trends%20Presentation,%20Sep%2015.pdf (Aug. 13, 2017)
254
Tasarımda Renk ve Subliminal Mesajların Etkileri
Ömür DİNEK*, Tuğba ARI *, Cengiz ŞAHİN*, Köksal BİLİRDÖNMEZ* *Adres: (Kastamonu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanlığı Kuzeykent Yerleşkesi Kuzeykent Mah. Orgenaral Atilla Paşa Cad. Merkez/KASTAMONU) E-posta: omurdnk@gmail.com
ÖZET
Hepimiz renklerle çevrili bir dünyada yaşıyoruz, Renk tasarımın önemli öğelerinden biridir geçmiş yaşantımızdan, kültürümüzü etkilenerek renklere anlam yükleriz. Renklerin bizi cezbetmesi veya yanıltmasının sebebi ışığın bize yansıtmasının sonucunda beyniminiz onu nasıl algıladığıyla da ilgilidir. Her rengin dalga boyu vardır ve bu dalga boyları bizim duygularımızı etkilediği gibi de bilinçaltımız da yer edip bizi günlük yaşantımızda farkında olmadığımız halde yönetir. Subliminal mesajlar insanın bilinçli dikkati tarafından fark edilemezler Bilinçaltı mesajlar, insanların psikolojik, nörolojik, sosyal yapıları göz önünde bulundurularak en etkin şekilde gönderilir. Davranışlarımızın, alışkanlıklarımızın, tesadüflerin tüm nedenleri bilinçaltımız da yatar. Tasarım yaparken etkisinde kaldığımız, bilinçaltımızda mesajlar ve renklerin bizi hangi yönden nasıl etkilediğine bu etkilerin günlük yaşantımızda ne gibi yaptırımları olduğuna kısaca bakacağız renk doğada bulunan bir lütuf iken sembol ile verilen Subliminal mesajlar bize nasıl etkiler. Tasarımlar ve renkler bizi nasıl hangi yönden niçin etkiler? Her gün her saat hatta her dakika bilinçaltı mesajlara maruz bırakılabiliyoruz. Bilinçaltı ikna insanların düşüncelerinin ve inançlarının değişimini ve yeni bilgileri doğru olarak kabul etmenin yanı sıra yayılmasını sağlamaktır. Reklâm, pazarlama, film yapımı, halkla ilişkiler, propaganda, tartışma ve din hepsi bilinçaltı iknaya dayalıdır. Tasarımda rengin önemi olduğu kadar da yapılan logoların çoğun da bilinçaltımıza hareketlendirmeyi hedefler. Tasarımda karmaşık veya karışık olmayan ve gizli öğelerin bulunmasının sebebi 255
insan beyninin kolay şekilde manipüle edip akılında hatırlatıcı bir mesaj bırakmak hedeflenir. Anahtar kelimeler: Subliminal Mesajlar, Renkler, Renklerin Anlamları ve Hissettirdikleri, Tasarım da Renk Önemi, Tasarım ve Subliminal Mesajlar
ABSTRACT
We all live in a world that is essentially formed by colours; colours are one of the most important elements of design. With our culture’s influence, we are then able to construct meaning for each colour. The reason to why sometimes colours may captivate our attention, or mislead us, solely depends on the lighting and how our mind chooses to interpret it back to us. Each colour has its unique wave amplitude to helps our subconscious register, to which it then identifies with the things we perceive in everyday life. Subliminal messages cannot be recognized by the conscious attention of the person Subconscious messages are sent in the most effective way, taking into account the psychological, neurological, social aspects of people. All our behaviours, our habits, and the coincidences throughout our lives all lie in our subconscious. We will lightly discuss about how messages and colors affect us in design, and how we influence them in our daily lives. We will also touch on how colours are a blessing in nature, and when combined with Subliminal messages that are influenced by the symbol, how they have an affect on us. In what way does design and colours affect us? How and why does it achieve this? We are left exposed to subliminal messages not only Everyday or every hour but in fact every minute. The subconscious persuasion allows people to share one’s thoughts and beliefs, as well as acknowledge the change and new information properly. Advertisement, marketing, filmmaking, public relations, propaganda, debate and religion all fall under the influence of the subconscious in design, much of the logos as well as the importance of color aim to stimulate the subconscious. It is aimed to easily manipulate the human brain and leave a reminder to creat self-aware of the complex or uncomplicated and hidden elements in design. Keywords: Subliminal Messages, The Colors Mean and Feel, Colours, The Importance of Color in Design, Design and Subliminal Messages
GİRİŞ
Renkler ilk olarak doğa da görülmüştür. Söz ve Tanyeli (1992,29)1’ye göre renk; ışığın kendi öz yapısının ve nesneler üzerindeki yayılımına bağlı olarak göz üzerinde yaptığı etkidir. İster doğal ister yapay olsun ışığın bir sonucudur. Bir nesnenin rengini algılamamız çeşitli etkenlerle sağlanmaktadır. Gerçekte tüm renkler ışığa bağlıdır ve hiçbir obje gerçekte renge sahip değildir. Tarih boyunca uygarlıklar, renk teorileri etrafında dünyayı tanımlamak ve renklerin nasıl göründüğünü anlamak için kendilerini geliştirmişlerdir. Renklerle ilgili teorilere, ayrıca Hinduizm’in kutsal kitaplarında rastlanmaktadır. Aristoteles’in fikirleri renk teorilerine daha çok dikkat çekmiş ve kendisinden sonraki teorileri etkilemiştir. Aristoteles’e göre renklerin tüm varyasyonlarına göre ışığın ve karanlığın karışımının bir sonucudur. Renk biliminin asıl temelleri 17.yy Isaac Newton’un “Cam Prizma” deneyleri ile atılmıştır. Newton’un Şekil 1 de Prizma deneyi.
256
TASARIMDA RENK VE SUBLİMİNAL MESAJLARIN ETKİLERİ Ömür DİNEK, Tuğba ARI , Cengiz ŞAHİN, Köksal BİLİRDÖNMEZ
Şekil 1. Cam Prizma2 Newton deneyinde her rengin farklı bir hızla cam prizmadan geçerken değişik dalga uzunluklarına sahip olduğunu görmüştür ayrıca, Newton ışıkta tüm renkleri karıştırarak beyaz rengi elde etmiştir ve de ışık görmemizde ön plandadır. Beyaz ışığın farklı yönlerden gelmesi sonucu görünen rengin farklı algılandığı Şekil 2 de görülmektedir.
Şekil 2. Işık Algısı3 Renkler hakkında Newton’un “Dalga Boyu” Şekil 3 te ki şeması incelenebilir;
257
Şekil 3. Dalga Boyu4 Newton rengin doğası üzerine bulgularını Londra da açıklamış. 1704 yılında ise “Optik (optics)” adında kitabı yayınlamıştır. Newton renk çemberleri oluşturmuştur. Newton dan esinlenerek yapılan farklı renk çemberlerini Şekil 4 de görebiliriz5.
Şekil 4. Renk Çemberi6 Renklerin, tür, değer, doygunluklarına göre değişen sıcaklık, soğukluk, aktiflik, pasiflik, hafiflik, uyarıcılık, dinlendirici, sevinç, üzüntü gibi pek çok psikolojik etkileri olduğu günümüzde de deneylerle kanıtlanmıştır7. Yaşamamız boyunca renklerle iç içe olmamıza rağmen renkleri tam anlamıyla sanat eğitimi neticesiyle tanırız, yapılan araştırmalar sonuçların bulgularını da grafiksel halini Şekil 5 ve 6 da görebiliriz.
258
TASARIMDA RENK VE SUBLİMİNAL MESAJLARIN ETKİLERİ Ömür DİNEK, Tuğba ARI , Cengiz ŞAHİN, Köksal BİLİRDÖNMEZ
Şekil 5. Renk Tercihleri8
Şekil 6. Renklerin Anlamları (Global)9 Bu araştırmalarda Şekil 7 de cinsiyete göre farklılıklar göstermiştir.
259
Şekil 7. Cinsiyete göre Renkler9 Kastamonu Üniversitesi öğrencileri arasında yapılan 60 kişilik bir anket sonucunda ise Şekil 8 de;
Şekil 8. K.Ü. Araştırma Sonucu (10.05.2017)10 Kastamonu Üniversitesi öğrencilerinin soğuk renkleri daha çok tercih ettiği görülmektedir. İletişimin doğal 260
TASARIMDA RENK VE SUBLİMİNAL MESAJLARIN ETKİLERİ Ömür DİNEK, Tuğba ARI , Cengiz ŞAHİN, Köksal BİLİRDÖNMEZ
bir öğesi olarak renk, insanlar için farklı bir dil biçimine dönüşmektedir. Yazılı herhangi bir bilginin olmaması durumunda dâhi renkler kullanılarak iletilmek istenen uyarıcı, bilgilendirici ya da yönlendirici mesajlar ile insanlar anlaşabilmekte ve kalıcı bir bilinçaltı etkisi ortaya çıkabilmektedir. Çok eski çağlardan itibaren renk simgesel olarak kullanılan ilk örneklerine Lascaux ve Altamira’ da ki mağara duvarlarında olan hayvan figürleridir. Eski zamanlarda mistik bir öneme sahip olan renk dekorasyondan ziyade güneş, dünya ve yıldız gökkuşağı ile özleştirilmiştir. İnsan vücudu renklerle betimlenmiş, insan vücudunun kırmızı, aklın sarı, ruhu mavi olduğu kabul edilmiştir. Rengin dünyada insanları koruyacağına inanılmıştır. Gökkuşağı batı Anadolu’da hayreti sembolize eden kutsal Thaunos’un kızı olan iris’ in sembolü kabul edilmiştir. Feminizm de kullanılan “eflatun” rengin’ in öyküsü Yunan mitolojisine göre yarısı kadın yarısı erkek bir tanrı olarak ve iki cinselliğin mitolojik anlatıda bahsedildiği belirtilir. Orta çağda hırçın erkeğin rengi kırmızı, sakin kadınların rengi mavi ve bunların birleşmesinin sonunda “zıtlık birleşmesi” olan mor rengi iki gerçeğin arasında yer alarak köprü oluşturduğu söylenir. Rengin estetik açıdan ya da sosyal yaşamda taşıdığı anlamlar dışında tedavi amaçla da kullanılır. Çünkü renkler insanın vücudunu yönettiğine inanılır renkler insanların psikolojisini derinden etkiler11. Renklerin hissettirdiği psikolojik etkilerini Şekil 9 da görebiliriz.
Şekil 9. Psikolojik Etkileri12 Renkler vücudun çeşitli bölgeleri ile iletişim halindedir. Örneğin eski Türklerde yeşil rengin ruh hastalarının sinirlerini yatıştırdığını ve bu yüzden akıl hastanelerinin yeşil renge boyanmış olduğunu, günümüz de ise menekşe ve çivit mavisinin migren tedavisinde kullanıldığı belirtilmektedir. Tasarım yapılırken de renklerin anlamlarından ve hissettirdiklerinden yararlanırız. Şekil 10 da markaların logolarının insanlara anlatmak istedikleri ifadeleri görebiliriz.
261
Şekil 10. Renklerin Verdiği Mesajlar13 Canlı renkler coşku ve heyecanı, mat renklerin durağan ve ağırbaşlı bir duyguyu yansıtır. Renkler insan psikolojisini etkileyebildiği için Subliminal (bilinçaltı mesajlar) vermede ön plandadırlar. Bilinçaltı mesajların temelinde insan beyni algısı vardır. Farkına varmadığımız ve beynimizin %95’lik kısmını oluşturan bilinçaltımız, bilinç eşiğinin altı olarak tanımlanabilir. İnsan beyni düşük veya yüksek frekansı algılar dolasıyla renkler insan beyninin kolaylıkla algılayabileceği için ve istenirse rahatlıkla Subliminal mesajlar verilebileceği saptanmıştır. Bilinçaltı, hafızayı, beş duyu organımızla algılanan bilgileri, günlük hayatımız da yaşadığımız bütün duygusal durumları bir bütün olarak işler, doğru ya da yanlış olarak değerlendirmez ve tartışılmaz. Şekil 11 de Şekil ve Zemin İlişkisini görebiliriz.
Şekil 11. Şekil ve Zemin İlişkisi14
İlk görünen ya bir kadın yüzü ya da saksafon çalan bir adamdır. Dikkatin siyah ya da beyaz renge yoğunlaşmasına göre değişiklik gösterir. Subliminal mesajlardan etkilenme olayı kişinin karakteristik yapısına ve çevre şartlarına bağlı olarak değişim gösterebilir. Farkında olmadığımız ve bilinçli beynimizin işlem kapasitesini aşan, kan dolaşımı, tansiyon, hormonların salgılanması gibi faaliyetlerde de önem durumuna göre devreye girer. Subliminal mesajlar sadece görseller ve renk cümbüşü ile değil aynı zamanda uyurken de maruz kalı-
262
TASARIMDA RENK VE SUBLİMİNAL MESAJLARIN ETKİLERİ Ömür DİNEK, Tuğba ARI , Cengiz ŞAHİN, Köksal BİLİRDÖNMEZ
rız. Subliminal mesajlar aslında fark edilebilecek şeyler değildir fakat beynimiz Subliminal mesajlara açıktır. Mesela bu yazıyı okuduktan sonra size doldurmanız için eksik bırakılmış kelimeler versem, örneğin “ya… ış...” gibi, büyük ihtimalle “yapay ışık” diyenleriniz “yanlış ışıklandırma” diyenlerinizden fazla olacaktır. Beyninizin bir parçası, biraz önce okuduğunuz metni bir kenara koymuş ve sonraki algınızı etkileyecek şekilde kodlanmıştır. Bu etkiye “hazırlama” (priming) adı verilir. Subliminal reklamcılık denen bilinçaltını hedef alan bu tür reklamlar, ilk kez 1950’ li yıllarda Amerika’ da ortaya çıkmıştır. James Vicary adlı reklamcılık uzmanı, sinema salonlarında yaptığı bir deney sonucu patlamış mısır ve kola satışlarının arttığını iddia etti. Bu deneyde film perdede oynarken, saliselik görüntüler halinde patlamış mısır ye ve Kola iç sloganları çıkıyordu. Seyirci bu sloganları bilinciyle algılayamadığı halde, bilinçaltına hitap eden bu sloganlar sayesinde kola satışlarının %18,1, patlamış mısır satışlarının ise %57,7 arttığı iddia edildi. Bilinçaltı reklamları Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde yasaklandı. Yani Subliminal mesajlara örnek olarak sinemalarda film gösteriminin başlamadan önce anlık gösterilen reklamlar verilebilir veya TV’lerde gösterilen reklamlar. Şekil 12 ‘de Türkçesi “Kuzuların Sessizliği” olan film afişinin üzerindeki subliminal mesajı görebiliriz.
Şekil 12. Afişte Subliminal Mesaj15 Bilinçaltı mesaj denildiğinde hep olumsuz mesajlar gönderildiği gibi genel bir kanaat olsa da bu teknik ile olumlu mesajlar gönderilerek istendik davranışların da elde edilmesine katkıda bulunulabilir. Örneğin, sigara alışkanlığı olan kişilere yönelik bilinçaltı mesajlar içeren programlar yapılarak, sigarayı bırakmalarına destek olunması söz konusu olabilir. Ancak televizyon, radyo, gazete, dergi, internet vb. kanallardan çok geniş bir kitleye hitap eden, medya sunduğu programlarda açık olarak ya da örtülü olarak mesajlar göndermektedir. Toplumun milli, dini, gelenek, görenek vb. gibi manevi değerleri ile örtüşmeyen ve bireylerin bilinçaltlarını olumsuz olarak etkilemeye çalışan ayrıca insanları tüketime yönlendiren mesajlar daha fazla yer almaktadır. Bilinçaltı rahmindeki bebeğin bazı uyarımlar almaya bağlamasıyla ivedilikle kazanan ve son nefeste biten farkında olma hareketidir ve insanın benliğinin yanında, dış dünyadaki tüm varlıkları ve kavramları algılamasını sağlayan beyinsel anlama faaliyetlerinin tümüdür bir başka deyişle bilinçli olmadan insan zihnine yerleşmesidir diyebiliriz. Psikolojide bilinçli olarak diye kullanılan tabir bilerek, isteyerek, farkında olarak anlamındadır. İstenmeyen bir olay olduğunda olaya karışan kişi “bilinçli olarak yapmadım” ifadesini kullanabilir, Aslında 263
demek istediği pişmanlığını belirtip karıştığı olayda “farkında olarak bulunmadığıdır” Hollanda Nijmeyen Üniversitesinden Johan Karremans’ın bir makalesinde belli bir içeceğin beğenilmesi konusunda bilinçaltının ikna edilmesini ele almıştır. Karremans susuzluğu gösteren konuları göstermiş ve bunlardan önce saniyenin binde biri sürede “Lipton Ice” diye bilinçaltı mesaj göndermiştir. Bu uygulamadan sonra, deneklere bir içecek seçmeleri söylendiğinde, %80 oranında Lipton Ice markasını seçmişlerdir. Bilgisayar oyunlarında da bilinçaltlarına gönderilen mesajlarda cinsellik, ölüm, öldürme, şiddet vb. birçok unsur yer almaktadır. Hatta toplumlar ya da insanlar arasında ayrım yapılması ya da bir başka deyişle inanışlar arasında kin, nefret duygularını oluşturma açısından bilgisayar oyunları kullanılabiliyor. Şekil 13’te görüleceği üzere Moorhuhn Winter isimli bilgisayar oyununda havada uçan tavukların vurulduğu yani yok edildiği zaman artı puan alınıyor, arka planda bulunan kilise vurulduğu zaman eksi puan alınırken, yine arka planda bulunan camii vurulduğunda artı puan alınıyor. Bunun gibi birçok bilgisayar oyunu insanların bilinçaltlarında kutsal inanışları konusunda ayrımcılığı ve şiddeti ön plana taşıyabilmektedir.
Şekil 13. Moorhuhn Winter Oyunu16 Red Kit, tam teşekkür alacağı sırada ortadan kaybolur. Bir de bakarsınız ki güneşin batışına doğru gitmektedir. Kimseye minneti yoktur yani. Şekil 14’te çizgi filmden bir kare görebiliriz. Red kit’ in ağzındaki sigara sayesinde Mallboro’nın satışlarını ciddi oranda artırdı. Daha sonra sigara karşıtları Red Kit’ in ağzındaki sigarayı kaldırttılar.
Şekil 14. Red Kit Çizgi Filmi17 Ülkemizde televizyon reklâmlarında yer alan “Magnum” markalı dondurma reklâmında üründen daha çok reklâmda yer alan kadın oyuncu cinselliği ile ön plana çıkarılmakta ve “asla daha azıyla yetinme” sloganı ile tüketicinin çocukluğundan itibaren bilinçaltına yerleştirilen cinsellik unsuru kullanılarak, bu ürünün akılda kalması 264
TASARIMDA RENK VE SUBLİMİNAL MESAJLARIN ETKİLERİ Ömür DİNEK, Tuğba ARI , Cengiz ŞAHİN, Köksal BİLİRDÖNMEZ
ve unutulmaması sağlanabilmektedir18. Şekil 15’te Magnum cinselliği ön çıkarttığı reklam afişini görebiliriz.
Şekil 15. Magnum Reklam Afişi19 Rusya da bu tür reklamlar çok yaygın fakat bununla mücadele eden 25. Kare diye bir oluşum var. Bunlar bilinçaltı reklamlarını tespit ediyor ve yasaklanması için mücadele ediyorlar. Amerika da kesin olarak yasak. Bilindiği üzere İngiltere de de yasak. Bilinçaltı reklamları insanlar bir nevi hipnoz edilmektedirler. Türkiye de bugüne kadar tartışılmıyordu bile. Meclis’te de gündeme geldiğine göre belki bundan sonra en azından tartışmaya başlarız. Eskiden yalnızca ürünü muhafaza etmesi için kullanılan ambalajlar, günümüzde tüketicilere ürünü tanıtan, beğendiren ve satın alma kararı oluşturan bir fonksiyon durumuna gelmiştir. Pazarlamacı için kilidi açacak anahtar, ambalajı güçlü bir satış silahına dönüştürmek ve rekabette bir avantaj sağlamaktır. Bu nedenle ambalaj konusunda yatırımlar her yıl artmaya devam etmekte ve ambalaj planlaması şirketler bünyesinde her gün daha büyük önem kazanmaktadır20. Şekil 16 da daha çok erkeklere hitap eden bir ambalaj tasarımı görebiliriz.
265
Şekil 16. Metal Şişe Tasarımı21 Ve Subliminal mesajlar logo, amblem gibi ürün temsillerinde kullanılır. Subliminal mesajlar çoğu logo da veya reklamda karşılaşabileceğimiz şeylerdir. Logo tasarımlarında 3 çeşit rengi geçilmemesi önerilir bunun nedeni ise logo’ nun daha akılda kalıcı olması ve izleyicinin o rengi gördüğü zaman Subliminal mesajların etki etmesi yani beynin o ürünü veya markayı hatırlamasını sağlamaktır. Logo veya amblem tasarlanırken oluşturulan simgeler de önemlidir. Örneğin; Aşağıda ki logo ve amblemler verilmek istenen mesajın sembolleştirdiğini görebiliriz.22
Şekil 17. Logo Tasarımı23 Logolar veya amblemler hissettirdiği duygular da önemlidir. Genellikle Subliminal mesaj vermek için “negative space” adın verilen doluluk ve boşluk prensibi kullanılır böylelikle göz boşluğu doldurduğunda akılda daha kalıcı etki yaratır ve kullanılan renkte o anlık olarak veya hatırladığında aynı duyguları hissettirmeye yarar. Amblemleri incelemek gerekirse en belirgin ve estetik olan hayvanat bahçesi amblemi incelenebilir. “Pittsbur-
266
TASARIMDA RENK VE SUBLİMİNAL MESAJLARIN ETKİLERİ Ömür DİNEK, Tuğba ARI , Cengiz ŞAHİN, Köksal BİLİRDÖNMEZ
gh Zoo & PPG Aquarium” adlı firmanın logosunu görebiliriz.
Şekil 18. Negative Space Logo24 Ve birde başarısız veya yanlış anlaşılan Subliminal amblem ve logolar vardır. Aşağıda ise bu amblem ve logolara örnekleri görebiliriz.
Şekil 19. Yanlış Anlaşılmalı Logolar25 Sonuç Logo veya amblem tasarımı yaparken tasarımın önemli olduğu kadarda kullanılan renklerde önemlidir. Renkler insanların psikolojisini etkiler dolayısı ile tasarımlar aslında insanları nasıl etkileyebileceğini bilmeli, renk267
lerin insanları nasıl yönlendireceğini ve kullanılan objenin veya figürün akılda nasıl daha kalıcı olabileceğini bilip ona göre tasarımlar yapması lazımdır. Subliminal mesajlar verirken mesajların nasıl etkiler yaratacağını ve yapılan Subliminal mesajların normalde fark edilmeyip dikkat edilince nasıl anlaşılacağını bilmeliyiz. Tasarımlar her zaman estetik olmalı ve verilecek mesajı yanlış anlaşılmadan doğrudan verilmesini sağlamalıyız. Subliminal mesajlara günlük hayatımızın her anında bazen bir afişte, bazen ise her gün yediğimiz yiyeceklerin ambalaj paketlerinde karşılaşırız. Logolar akılda kalıcı olması için üç rengi geçmemelidir bunun sebebi ise aslında renklerin azlığı hatırlanmasını kolaylaştırmasıdır. Yani logoların anlaşılır olmasının yanı sıra vereceği mesaj ve hissettireceği duygularda önemlidir.
KAYNAKÇA 1. Sözen, M., Tanyeli, U. (1992). Sanat Kavram ve Terim Sözcüğü, İstanbul: Remzi Kitabevi 2. http://4.bp.blogspot.com/-WvQGwTbR7Ak/VdW9VYoq5oI/AAAAAAAAC6o/32N_zg_IRjM/ s1600/renk-spekturumu-prizma.jpg 3. http://digitalage.com.tr/wp-content/uploads/2017/03/mavi-elbise.jpg 4. https://4.bp.blogspot.com/-B6NOmSQjjgM/VxiYcYi2jzI/AAAAAAAAAL8/timDg_XSmtwTbGBdfZKsVgf4mBtN-UvWgCLcB/s1600/renkler1.jpg 5. Per, M. Renk Teorilerine Tarihsel Bir Bakış, Yedi: Sanat, Tasarım ve Bilim Dergisi, Yaz 2012, Sayı 8:17-26; 6. https://68.media.tumblr.com/dbc7bd4b19e21d37d3db9cba45c4cbe7/tumblr_ov5qqeJNT21wpnx75o1_540.png 7. Özdemir, T., Tasarımda Renk Seçimini Etkileyen Kriterler, Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 14, Sayı 2, 2005 s.391-402 8. https://68.media.tumblr.com/44e7025d3b0b3fd3175ed87fc0c71a92/tumblr_ov5r1uSEiM1wpnx75o1_500.jpg 9. https://ideopsychology.files.wordpress.com/2016/03/favcolor-infographic.jpg?w=240 10. K.Ü. Araştırma Sonucu (Test sonuçlarına göre hazırlandı (10.05.2017)) 11. Erim, G., Renk Algılamaları ve Psikolojik Etkileri Üzerine Test ve Sonuçları, Gonca ERİM, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt.33 Sayı.1, 2000 12. https://www.siluettanitim.com/dosyalar/Renklerin_psikolojik_etkisi_siluet_tanitim.jpg 13. http://jmasiacambodia.asia/wp-content/uploads/2015/10/Branding-Strategy-01.jpg 14. http://www.sayisalmimar.com/kurslar/bs503/makaleler/bs503_201314_beydanur.pdf 15. https://img-s2.onedio.com/id-529bedaa57c008d621000013/rev-1/w-635/listing/f-jpg-webp/s-0ac6d586990c9c4340c78b30107bd445a305506e.webp 16. https://68.media.tumblr.com/93f70b71db26a612c08d264d401c2690/tumblr_ov5tguDsMm1wpnx75o1_1280.png 17. http://4.bp.blogspot.com/-IizVj7Jbjh4/UDA7dB2McbI/AAAAAAAABrI/_BtQKs4FUYs/s1600/ 268
TASARIMDA RENK VE SUBLİMİNAL MESAJLARIN ETKİLERİ Ömür DİNEK, Tuğba ARI , Cengiz ŞAHİN, Köksal BİLİRDÖNMEZ
Red-Kit.jpg 18. Deniz ÖZER, Toplumsal Düzenin Oluşmasında Renk ve İletişim, ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, Cilt:3, Sayı:6, Aralık 2012: 19. http://www.modaxa.com/images/resimler/magnum3.jpg 20. Beydanur KAYAN, .BİLİNÇALTI MESAJ TEKNİKLERİ, KULLANIM ALANLARI VE ŞEKLİ, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Enformatik Bölümü: 21. http://www.asosjournal.com/Makaleler/1115287189_446%20İBRAHİM%20GÖKHAN%20CEYLAN.pdf 22. İ. Gökhan CEYLAN, Ambalaj Tasarımında Kullanılan Subliminal Mesaj Öğeleri ve Satınalma İlişkisi, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl:2, Sayı:8,Aralık 2014, s.410-419 23. https://68.media.tumblr.com/c95c99cf068b5e156c66bf2d8ef0325b/tumblr_ ov5tu3LXDY1wpnx75o1_500.jpg 24. https://www.mobgenic.com/wp-content/uploads/2012/10/pittsburgh-zoo-and-ppg-aquarium-logolarge.jpeg 25. https://68.media.tumblr.com/b8f378c6461cd26b3497c4143e84bcff/tumblr_ ov5ty2IfRF1wpnx75o1_540.jpg
269
ÜRÜN AMBALAJLARINDA GÖRME ENGELLİLERİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARININ TESPİTİ Öznur ÖZDEN1, Sinan SÖNMEZ2, Samet ERGÜL1
1
2
İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesi Orman Ürünleri Kimyası ve Teknolojisi Anabilim Dalı Bahçeköy/ İstanbul
Marmara Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Basım Teknolojileri Bölümü, Kadıköy, İstanbul e-posta: ssonmez@marmara.edu.tr
Özet Bu çalışma görme engellilerin ürün ambalajları kullanırken karşılaştıkları problemler ortaya konulması amacıyla yapılmıştır. Çalışma evrenini az gören ve tamamen görme engelli bireyler oluşturmuştur. Araştırma örneklemi olarak İstanbul Şişli Altı Nokta Körler Derneğine üye farklı yaş ve cinsiyet grupları seçilmiştir. Araştırma yöntemi olarak soru-cevap şekli kullanılmıştır. Ön çalışma sonucu belirlenmiş olan altı adet soru araştırma örneklemine sorulmuştur. Alınan cevaplar değerlendirilerek görme engellilerin ürün ambalajlarında karşılaştıkları problemlerin tespiti gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda görme engellilerin en çok ürün ambalajları üzerinde Braille Alfabesinin mevcut olmamasından kaynaklı problemler yaşadığı belirlenmiştir. Özellikle ürün alımı sırasında fiyat öğrenmede, ürün alımı sırasında ürün özelliklerini anlamada, sonraki kullanımlarda ambalaj içerisindeki ürünü tanımakta ve son kullanım tarihlerini takip etmekte zorlandıkları belirlenmiştir. Bunlara ek olarak ürün ambalajı grafik tasarımlarında renkler arasında yeterli kontrast olmaması ve ürün ambalajı üzerindeki yazıların çok küçük punto değerlerinde olmasından ürünleri tanımakta ve yazıları okumakta zorlandıkları tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Görme Engelli, Braille, Ambalaj 271
DETECTION OF PROBLEMS FACED BY VISUALLY-DISABLED IN PRODUCT PACKAGES Abstract This study was done for purpose of exhibiting problem faced by visually-disabled persons when using the product packages. Study universe was created individuals with low vision and completely blindness. As a sample of the research, different age and gender groups were selected as members of the İstanbul Şisli SixPoint Blind Association. Question-answer style is used as research method. The six questions, which were identified in Preliminary study result, were asked to the research sample. By evaluating the answers, the problems faced by visually-disabled persons in product packages were determined. As a result of the study, it was determined that visually-disabled persons had the most problem due to the absence the Braille Alphabet on the product packages. Especially, it is identified that, while during the purchase of the product, they have difficult in learning price and understanding the product features, in the future uses, they have difficult in recognizing the product packages and following expiration dates. In addition to these, It is determined that low vision person is not read the text and do not recognize the products due to the fact that there is not enough contrast in packaging graphic designs and the texts are too small. In addition to these, because of the fact that there is not enough contrast between colors on product packages graphic designs and to be too small of the texts’ punto values on the product package, it is determined that low vision people have difficult in reading of the text and have difficult in recognizing of the products. Keywords: Visually-disabled, Braille, Package Giriş Engelli, doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıklar (vücudun görsel/işlevsel/zihinsel/ruhsal farklılıkları) öne sürülerek, toplumsal - yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanan, engellerle karşılaşan kişi demektir [1]. Engeller doğuştan gelebilir veya sonradan geçirilen hastalıklar veya kazalar sonucu ortaya çıkabilir. Dünya Sağlık Örgütü’nün Sınıflandırmasına göre engelli olma hâli için yeti yitimi terimi kullanılır. Engelliler; vücudun duyusal, işlevsel, zihinsel ve ruhsal farklılıkları öne sürülerek; toplumsal veya yönetimsel tutum ve tercihler sonucu, yaşamın birçok alanında kısıtlama ve engellerle karşılaşabilirler [2]. İnsanın bazı organları onun yaşaması için hayati öneme sahiptir, bunlardan biriside gözdür. Bazen anne karnında çeşitli sebeplerden dolayı, bazense doğumdan sonraki süreçte bir hastalık ya da bir kazadan dolayı göz görme işlevini kaybedebilir. Bu durumundaki görme yeteneğini kaybetmiş kişilere «GÖRME ENGELLİ» adı verilmektedir [3] ve özel eğitim hizmetleri yönetmeliğinde görme engelliğinin tanımı “Görme engelli, bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10 dan aşağı olan, eğitim öğretim çalışmalarında görme gücünden yararlanması mümkün olmayandır şeklinde tanımlanmaktadır. Az gören; bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10 ile 3/10 arasında olan ve özel bir takım araç ve yöntemler kullanmadan eğitim öğretim çalışmalarında görme gücünden yaralanması mümkün olmayanlardır” şeklinde tanımlanmaktadır [4]. Diğer bir deyişle, normal gören kişinin 6,1 m den görebildiği büyüklükteki bir şeyi yaklaşık 60 cm den ya da daha kısa bir uzaklıktan gören ya da hiç bir uzaklıktan göremeyen kişi, yasal tanıma göre kördür [5]. Yasal tanıma göre, tüm görme engellilerin sayısının toplumun 0,15 ile 0,56 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Görme engelliler, körler, az görenler ve görme yetersizliği olanlar olmak üzere üç grupta ele alınmaktadırlar. Görme duyumuz birçok görevi yerine getirmede en büyük yardımcımızdır. Sosyal ve günlük hayatımızı sürdürebilmek ve öğrenme faaliyetlerimizi gerçekleştirebilmek görme becerimiz sayesinde sağlanmaktadır. Görme engelli bir bireyin de sosyal ve günlük hayatını sürdürebilmesi için işitme algısı dışında, dokunma ve koku alma duyuları yardımıyla nesneleri tanımlayabileceği ve bilgi edinebileceği gerçeğinden hareketle çeşitli tasa-
272
ÜRÜN AMBALAJLARINDA GÖRME ENGELLİLERİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARININ TESPİTİ Öznur ÖZDEN, Sinan SÖNMEZ, Samet ERGÜL
rımlar gerçekleştirilmiştir. Bunlar arasında yer alan “Braille Alfabesi” (Körler Alfabesi/Kabartma Yazı) görme engellilerin okuyup yazabilmeleri için 1821 yılında Louis Braille tarafından tasarlanmıştır [5]. (Resim 1 ve 2)
Resim 1: Braille alfabesi harf [6]
Resim 2: Braille alfabesinin karton üzerine uygulanmış şekli [7] Braille alfabesi 1821 yılında Louis Braille tarafından geliştirilen, 6 noktanın 3x2’lik matrisinin değişik konfigürasyonlarını kullanarak özel plastik şablona oturtulmuş kabartma kâğıdının çivi ile delinmesiyle elde edilen yazma biçimidir. Her harfin kabartma düzeni farklıdır, Türkçe’ de olan noktalı harfler, standart Braille alfabesine sonradan eklenmiştir. İlk on harf aynı zamanda sayıları ifade eder. Yazının harf mi yoksa sayı mı olduğunu, son kabartma belirler. Bu kabartmalar dışında noktalama işaretleri farklı kabartmalar olarak mevcuttur [8]. Tüm dillere uyarlanabilen ve yazının dokunarak algılanması, okunması ve yazılması temeline dayanan Braille yazısı, tüm dünyada görme engellilerin kullandığı dokunsal iletişim ve öğrenme aracı haline gelmiştir [9]. Braille yazısının dışında görme engellilerin biçimleri dokunma duyusu ile algılamalarını ve kavramalarını sağlayan ve “Dokunsal Grafik” olarak tanımlanan kabartma kitaplar dışında son yıllarda, ambalaj tasarımı, gibi dokunsal grafik ürünler günlük hayatta yer almaya başlamıştır [5]. Resim 3’te görülen Eyüp Sabri Tuncer Limon Kolonya ambalajında Braille alfabesi kullanılmıştır. Ambalajlarda Braille Alfabesinde yer almayan üçgen “Yanıcıdır” işaretinin yanı sıra “Eyüp Sabri Tuncer Limon Kolonyası” ifadesi Braille Alfabesi ile yer almıştır.
273
Resim 3: Braille yazısı ile kolonya şişesi ambalajı [10] Piyasada görme engellilerin kullanımı için üretilen gereçler arasında kabartma yazının çıktısını alan yazıcılar, bilgisayar ekranını Türkçe okuyabilen yazılımlar, renk tanıyarak Türkçe seslendiren el cihazları, bilgisayar ekranını Türkçe kabartma yazıya çevirebilen kabartma ekranlar, kitap okuyup Türkçe seslendiren cihazlar gibi görme engellilerin kullanımına yönelik teknolojik araçlar bulunmaktadır [8]. Ambalaj; ürünleri dış etkilerden koruyan, onları bir arada tutarak, taşıma, depolama, dağıtım, tanıtım ve pazarlama işlemlerini kolaylaştıran, metal, kâğıt, karton, cam, plastik, vb. malzemelerden yapılmış dış örtülerdir. Kısaca ambalaj; içerisinde ürün bulunan koruyucudur. Ürünü, çarpma, ıslanma, zedelenme gibi fiziksel etkilerden korur. Ambalaj ürünün tüketiciye en ekonomik yolla ulaşmasını sağlar, depolama kolaylığı yaratır, önemli bir görevi de taşıdığı bilgilerle tüketiciye seçim ve kullanım kolaylığı sağlamasıdır. Üzerinde; ağırlık, fiyat, üretim tarihi, son kullanım tarihi, ürünün içeriği, üretici firmanın adı, kullanım açıklaması, TSE’ li olup olmadığı gibi tüm bilgiler, tüketiciye ve satış yapana büyük kolaylıklar sağlar [11]. Engeller doğuştan gelebilir, sonradan geçirilen hastalıklar veya kazalar sonucu ortaya çıkabilir. Bu engellerle karşılığında insanların yeterince bilinçli olmaması, geçiş sürecini büyük oranda zorlaştırmaktadır. Görme engellilerde bizler gibi temel ihtiyaçları olan ve bunları kendileri yerine getirmeleri gerekli bireyledir [3]. Onların hayatlarını kolaylaştırmak için atılan her adım onların günlük yaşantılarını daha sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmelerine katkı sağlamaktadır. Yapılan bu çalışma ile de görme engellilerin ürün ambalajları ile karşılaştıkları problemleri ortaya çıkarmak ve bunları ortadan kaldırmaya yönelik önerilerde bulunulmak amacıyla yapılmıştır. 2. Netod ve Yöntem 2.1. Araştırmanın Yöntemi Araştırma betimleyici nitelikte bir araştırmadır. Araştırmada verilerinin toplanması karşılıklı görüşme ile yapılmıştır. 2.2. Evren ve Örneklem Bu araştırmanın evrenini bir miktar görme yetkisine sahip bireyler ile tamamen görme yetkisini yitirmiş görme engelli bireyler oluşturmuştur. Araştırma örneklemi olarak ise İstanbul Şişli Altı Nokta Körler Derneğine üye farklı yaş ve cinsiyet grupları seçilmiştir. 274
ÜRÜN AMBALAJLARINDA GÖRME ENGELLİLERİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARININ TESPİTİ Öznur ÖZDEN, Sinan SÖNMEZ, Samet ERGÜL
2.3. Veri Toplama Araçları Soruların oluşturulabilmesi ve geliştirilebilmesi için çeşitli kaynaklar incelenmiştir. Görüşme sorularının anlaşılır, yalın ve amaca yönelik olmasına dikkat edilmiştir. Görüşmenin birinci bölümünde kişisel bilgilere yer verilmiştir. Görüşmenin ikinci bölümünde ise, ürün amablajlarında karşılaşılan sorunların tespit etme amacına yöneliktir. Bu bölümde 6 soru maddesine yer verilmiştir. 3. Bulgular ve Yorumlar İstanbul Şişli semtinde bulunan Altı Nokta Körler Derneği üyeleri gerçekleştirilen bu çalışmada, görüşülen kişi sayısı 30 olarak sınırlandırılmıştır. Görüşme yapılan kişişer 30-56 yaş aralığında olup, %40’ ı kadınlardan, %60’ ı ise erkeklerden oluşmaktadır. Bunların arasında %50’si bir miktar görme yetkisine sahip kişiler ile %50’si tamamen görme yetkisini yitirmiş görme engelliler oluşturmuştur. Görüşmeye katılanlara ilk soru olarak “Paketleme, ambalajlama denilince aklınıza neler geliyor?” sorulmuştur ve 9 kişi ürünlerin hijyenik olması, 9 kişi ürünlerin bozulmadan saklanması, 6 kişi ürünlerin insanlara sağlıklı bir şekilde ulaşabilmesi, 6 kişi de ürünlerin yapısını koruyarak taşınması şeklinde cevap vermişlerdir. Elde edilen görüşmelerde çalışmaya katılanların ambalaj konusunda temel bilgilere sahip olduğu görülmektedir. Görüşülen bireyler paketleme ve ambalajlamaya örnek olarak bisküvi, süt, meyve suyu, çikolata, tekstil ve kargo paketleri v.b. ürün ambalajları örnek verilmiştir. İkinci soru olarak “Kullandığınız ürünlerin ambalajı genellikle ne tür malzemeden yapılmıştır? (plastik, karton vb.)” sorulmuştur. 15 kişi plastik ve türevlerinden oluşan ambalajlar derken, 3 kişi jelatin, 9 kişi kâğıt ve türevleri, 3 kişi de alüminyum ambalaj olarak cevap vermişlerdir. Görüşme yapılan kişilere görüşme esnasında farklı ambaj örnekleri verilerek, mevcut ürünün ne tür bir ambalajda olduğuda test edilmiştir. Hem alınan cevaplar hem de test sonucu çalışmaya katılanların ambalaj türlerini birbirinden ayırt edebilecek düzeyde olduklarını göstermiştir. Üçüncü soruya olarak “Günlük hayatınızda en çok ne tür ambalajlar karşılaşmaktasınız? sorulduğunda, görüşülen kişilerin 18’i yaşantılarında genellikle plastik ambalajlama ile karşılaştıklarını ifade ederken, 12 kişi genellikle kâğıt ve karton ambalajlar ile karşılaştıklarını, fakat plastik ambalajlara da rastladıklarını dile getirmişlerdir. Dördüncü soru olarak “Kullandığınız ürün ambalajlamada karşınıza çıkan sorunlar nelerdir?” sorulduğunda, görme engellilerin tümü ürün ambalajlarının üzerinde tanıtıcı yazı olarak Braille alfabesinin kullanılmadığını ifade etmişlerdir. Braile alfabesinin kullanılmamış olmasından kaynaklı olarak satın aldıkları ürünlerin ne olduğunu bilmediklerini ve dolayısı ile ürünleri birbiriyle karıştırılabildiklerini dile getirmişlerdir. Örnek olarak ise süt ve meyve suyu paketlerinin ambalajlarının aynı olması, içerisindeki ürünün fark edilemediğini ifade etmişlerdir. Ürün ambalajlarında Braile alfabesinin kullanılmamasından kaynaklı olarak ürünlerin son kullanım tarihlerini anlamakta ve daha sonraki kullanımlarda takip etmekte zorlandıklarını dile getirmiştirler. Ayrıca ürün alımı sırasında ürün fiyatlayıcı etiketlerinde de Braile alfabesinin kullanılmamış olması ürün fiyatlarını öğrenmek için sürekli soru sorma gereksini yaşadıklarını belirtmişlerdir. Az görenlerin tümü ise, braile alfabesinin kullanılmaması yanı sıra, ambalajların üstündeki mevcut yazıların punto değerlerinin küçük olmasından dolayı okumakta sorlandıkları ve ayrıca ambalajın fon rengi ile yazının renginin bir birinin contrast sağlamamsı durumunda yazıları ambalaj fonundan ayırt edemediklerini bildirmişlerdir. Ürünlerin ambalajlarını açmak istediklerinde özellikle plastik ambalajlarda dağılmalar meydana gelebildiği ve ürünün etrafa saçılmasına sebep olduğunu bildirmişlerdir. Bu sebeple kağıt ve karton ambalajların kendileri 275
için daha kullanışlı olduğunu belirtmişlerdir. Ürünlerin ambalajlarında kullanılan kilit sistemlerinin kompleks yapılardan uzak olmasının onların kullanımlarını kolaylaştıracağını belirtmişlerdir. Ayrıca alışveriş sırasında reyonlarda bulunan ürünlerin yan yana sıklıkla dizilmemesi gerektiği ve reyonlar düzenlenirken ürünlerin üst üste koyulmaması gerektiği, hareket alanlarının artması için reyonlar arasındaki koridor açıklığının geniş olması gerektiğinide belirtmişlerdir. Beşinci soru olarak “Bu sorunların iyileştirilmesi için sizce neler yapılmalıdır?” sorulduğunda, 6 kişi ambalajların üzerinde yazılan yazıların büyük harfler ile yazılması gerektiğini, 5 kişi ambalaj üzerindeki renklerin yazı karakter rengi ile zıt olması gerektiğini, 13 kişi ambalaj üzerine Braille alfabesi ile ürünün tanıtımının yapılması gerektiğini, 6 kişi ürün üzerine Braille alfabesi ile fiyatının belirtilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Altıncı soru olarak “Bu sorunların çözümünden sonra kendinizi nasıl hissedersiniz?” sorulduğunda, 3 kişi kendilerinin değerli olduklarını ve toplum tarafında önemsendiklerini, 12 kişi mutlu olacaklarını, 6 kişi ise ambajlama da yapılan iyileştirmeler sonucunda, alışverişe çıktıklarında kendilerine yardımcı olması gereken bir kişiye ihtiyaçları kalmadan alış veriş yapabileceklerini, 9 kişi de hayatlarının kolaylaşacağını düşündüklerini ifade etmişlerdir. 4. Sonuçlar ve Değerlendirmeler Yapılan çalışma sonucunda kısmen görme yetkisine sahip ve tamamen görme yetisini yitirmiş görme engellerin ürün ambalajlarından beklentileri; -
Braille alfabesi kullanılması gerektiği
- Özellikle son kulanım tarihlerinin Braille alfabesi kullanılarak belirtilmesi gerektiği, -
Ambalaj kilit sistemlerinin kompleks yapılardan uzak olması gerektiği,
-
Ambalaj fon rengi ile metin renklerinin kontrastlık sağlaması gerektiği,
-
Metin punto değerinin mümkün olduğu kadar büyük olması gerektiği şeklinde özetlenebilir.
Elde edilen bu problemlerin ortadan kaldırılması görme engelliler ve az gören bireylerin rahat alışveriş imkanı bulacaklarını ve alışverişe çıktıklarında kendilerine yardımcı olması gereken bir kişiye ihtiyaç duymayacaklarından hayatlarının kolaylaşacağını düşünülmektedir. Bunun sağlanması için ürün ambalajlaması konusunda toplumsal farkındalık oluşturulması gerektiği, bunun için ise tüm halkın, görme engelli dernekleri ve kurumsal marketlerle işbirliği yaparak gerekli önlemlerin alınması için girişimlerde bulunmalıdırlar. Görme zorluğu yaşayan bireylerin hayatlarını kolaylaştırmak için yapılması gerekenlerden biri olan ambalaj tasarımında Braille alfabesi ile yazılar ve az görenler için de doğru renk seçimleri ile baskılardır. Güzel bir gelişme olarak yurt dışındaki firmalarda olduğu gibi Türkiye’de de bazı firmalar ürünlerinin ambalajında braille alfabesini kullanmaya başlamışlardır. Buna örnek olarak Eyüp Sabri Tuncer Kolonya ambalajlarını verebiliriz. Temennimiz bu tür örneklerin artması ve görme zorluğu yaşayan bireylerin braille yazısı sayesinde ambalajı okuyarak kendi başlarına ürün seçebilmelerine destek olunmasıdır.
276
ÜRÜN AMBALAJLARINDA GÖRME ENGELLİLERİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARININ TESPİTİ Öznur ÖZDEN, Sinan SÖNMEZ, Samet ERGÜL
Kaynaklar [1] http://www.turkcebilgi.com/engelli, [Erişim tarihi: 15 Aralık 2016]. [2] Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, https://tr.wikipedia.org/wiki/Engellilik, [Erişim tarihi:: 13 Aralık 2016]. [3] http://www.nedir.com/g%C3%B6rme-engelliler#ixzz4SRGatGwF, [Erişim tarihi: 13 Aralık 2016]. [4] http://www.gormeengelliogrenciler.com/node/11, [Erişim tarihi: 10 Aralık 2016].
[5] Ş. Benuğur, “Grafik Tasarım Eğitiminde Görme Engelliler İçin Sosyal Sorumluluk Tasarımı”, EBADJESR (Eğitim Bilimleri araştırma dergisi, Uluslararası e-Dergi), Cilt 4, Sayı 2, 2014.
[6] http://www.pekbilgili.com/braille-nedir-braille-alfabesi-nasil-bulunmustur/, [Erişim tarihi: 06 Haziran 2017]. [7] http://mevsil365.blogspot.com.tr/2013/05/hep-birlikte-korler-alfabesini.html, [Erişim tarihi: 06 Haziran 2017]. [8] https://www.rehabilitasyon.com/ct/Gorme_Engelliler/Hakkinda, [Erişim tarihi: 12 Aralık 2016]. [9] T.C. Milli Eğitim Bakanlığı MEGEP, “Pazarlama ve Perakende Ambalajlama”, Ankara, Sayfa: 6-8,1415, 2007. [10] https://haberdeistanbul.com/eyup-sabri-tuncer-ambalaj-ay-yildizlarinda-iki-odulun-sahibi-oldu/ tarihi: 06 Haziran 2017].
[Erişim
[11] M. Akgül, E. Derman, U. Çağlayan, A. Özgit, T. Yılmaz, XII. Akademik Bilişim Konferansı Bildirileri Muğla Üniversitesi CİLT 2, ISBN :978-605-4397-17-4 (2.c), Muğla, Sayfa: 506, 2010.
277
GÖRME ENGELLİ BİREYLERİN KARTON AMBALAJ TASARIMI ÇÖZÜMLEMELERİNİN VE TASARIMDA ESTETİK ALGILARININ İRDELENMESİ Pelin HAYTA Adres: Sinop Üniversitesi, Gerze Meslek Yüksekokulu, Tasarım Bölümü Grafik Tasarım Programı, Gerze 57600 – Sinop) e-posta : pelin@hayta.com.tr
Özet Karton ambalaj tasarımında, ambalajın form tasarımı görme engelli bireylerin ambalajı çözümlemelerinde önemli bir etki yaratmaktadır. Ambalajın formunun dokunma duyusu yardımıyla çözümlenmesi ambalajın işlevselliğini ve hedef kitlesini genişletmektedir. Dokunma duyusunun aktif hale gelmesi göz merkezcil anlayışın hâkimiyetini de kırmaktadır. Ayrıca tasarım bağlamında estetik anlayışın görme duyusu dışında algılatılabilmesi tasarımda estetik duygusunun dokunsal ileti olarak aktarılmasını sağlamaktadır.
Çalışmada görme engelli bireylerin günlük ihtiyaçları göz önünde bulundurularak örnek karton ambalaj tasarımları yapılmış ve baskıları alınmıştır. Ambalajın bakısı alınırken görme engelli bireylere yönelik alfabe ve diyagramların kabartma baskısı da yapılmıştır. Böylece ambalaj çözümlemesi ve estetik algıyla beraber basılı alan üzerinde kabartmaların yönlendirme etkisi ayrıca incelenmiştir. Baskısı alınan karton ambalajlar farklı engellilik derecesine, farklı eğitim seviyesine ve farklı yaş gruplarına ait görme engelli bireylerden oluşan bir çalışma grubu ile test edilmiştir. Test süreci ‘Emirgan Altı Nokta Görme Engelliler Rehabilitasyon Merkezi’nde ve ‘Altı Nokta Körler Derneği İstanbul Şubesi’nde bulunan görme engelli bireylerin çalışma grubuna katılımlarıyla gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucunda, ambalajın form tasarımından yola çıkarak estetik ve işlevsellik algısının görme engelli bireyler için tasarımda baskı teknikleri yardımıyla aktif olarak varlık gösterebileceği ortaya çıkmıştır. Özellikle ambalajın malzeme seçiminin, biçiminin ve dokusunun estetik algı üzerinde etkili olduğu gözlemlenirken, işlevselliğin ambalajın biçimiyle kavratıldığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Karton Ambalaj Tasarımı, Braille Alfabesi, Görme Engelli Olmak, Dokunsal Tasarım 279
Abstract In carton packaging design, form design of the packaging plays an important role in packaging analysis made by visually impaired people. Analysis of the form of the packaging by tactual sense extends the functionality of the packaging and the target group. Activation of the tactual sense also diminishes the dominance of eye-centered approach. Moreover, the perception of aesthetic sense outside the visual sense in the context of design ensures that the aesthetic sense is transmitted as a tactile message in design. In this study, sample carton packaging designs were taken and designed in the frame of the daily needs of visually impaired individuals. Besides the packaging printings, Braille alphabet and diagrams were also printed. Thus, together with the structural analysis and aesthetic perception, the effect of the orientation of the reliefs on the printed area was investigated. Printed carton packaging was tested via a test group consisting of visually impaired individuals of different degrees of disability, different education levels and different age groups from ‘Emirgan Altı Nokta Görme Engelliler Rehabilitasyon Merkezi’ and ‘Altı Nokta Körler Derneği İstanbul Şubesi’. Analyzes proved that special print design techniques may help aesthetic and functionality perception to actively come to exist for visually impaired individuals. Besides the fact that functionality can be comprehended by the form of the packaging, it is also determined that the type, form and texture of the material have influence on aesthetic perception.
Keywords: Carton Packaging Design, Braille Alphabet, Visually Impaired Individuals, Tactual Sense 1. Giriş
Bir iletişim aracı olan grafik tasarım, insanların çevreyi algılaması ve uyum sağlamasında etkili rol oynayan bir dildir. Bu dil, farklı ifadelerle birçok grafik tasarımcı tarafından “bir iletişim biçimi” olarak tanımlanmaktadır. Tasarımda görme duyusu hâkimiyetiyle gerçekleştirilen iletiler dokunma duyusunun aktif hale getirilmesiyle görme engelli bireylere yönelik iletinin oluşturulmasını sağlayabilir. Dokunma duyusu görebilen bireylerde zihnin gördüğü görüntünün hissedilmesiyle kavrama düzeyini arttırırken, görme engelli bireyler için tasarımı kavrama ve zihinde anlamlandırma sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Böylelikle herkes için işlevsel tasarımlar üretmek, tasarımın amacını yerine getirmesini sağlamaktadır. Karton ambalajın tasarımının dokunma duyusuyla çözümlenmesi ürünün daha geniş hedef kitlelere ulaşmasında etken olmaktadır. Tasarım çözümlemesinin yanı sıra tasarımda çizgi, biçim ve özellikle doku estetik kavramını belirlemektedir. Görme engelli bireylerin karton ambalajın dokusunu ve biçimini hissetmesi tasarımın uyandıracağı algıda ki estetiği ortaya koymaktadır. Görebilen bireylerde gerçekleşen görme odaklı güzellik algısı, bu algıyla görme engelli bireylerin zihninde dokunsal hissiyatlar olarak şekillenecektir. Bu da karton ambalajın bireyde yarattığı olumlu ve olumsuz etkiyi belirleyecektir.
2.
Karton Test Ambalajlarının Tasarımı ve Baskı Teknikleri
Ambalajlar aldığımız her ürünü muhafaza etmek, tanıtmak ve benzerlerinden ayırt edilmesini sağlamak amacıyla çeşitli malzemelerden üretilen ürünlerdir. Bu amaçla hizmet veren ambalajlar arasında kullanımı en yaygın olan karton ambalajlardır. Maliyeti düşük ve birçok ürünü muhafaza etme yeteneğine sahip olmalarından ötürü gıda, ilaç sanayi ve kozmetik gibi birçok alanda üretilen ürünlerin ambalajlanmasında tercih edilirler.
280
GÖRME ENGELLİ BİREYLERİN KARTON AMBALAJ TASARIMI ÇÖZÜMLEMELERİNİN VE TASARIMDA ESTETİK ALGILARININ İRDELENMESİ Pelin HAYTA
Çalışma kapsamında görme engelli bireylerin tasarımı çözümlemesini ve estetik algılarının irdelenmesi amacıyla iki karton ambalajın tasarımı yeniden yapılmış ve karton ambalajlar dijital ve serigrafi baskı, lazer kesme yapıştırma gibi üretim teknikleri yardımıyla üretilmiştir.
Kadın ve Erkek Sabun Ambalajlarının Yeniden Tasarımı ve Üretimi Bir sabun markasının kadınlara ve erkeklere yönelik olarak ürettiği tek ürün şeklindeki karton ambalaj tasarımlarının temel nitelikleri incelenerek yeni tasarıma ilişkin ihtiyaçlar ve yapılabilecekler konusunda fikirler oluşturulmuştur. Yeni tasarımın yapılandırılmasında belirlenen temel noktalar doğrultusunda ilk olarak kadın ve erkek sabun ambalajlarının cinsiyete uygun bir formda tasarımının yapılması düşüncesi belirlenmiştir. Kadınlara yönelik olan karton ambalaj tasarımında; ambalajının nasıl tasarlanması gerektiğine dair “kadını çağrıştıracak oval hatlar nasıl yapılandırılabilir?” sorusu sorulmuştur. Bu soru doğrultusunda içerisinde yer alacak olan sabun ölçüleri dikkate alınarak ambalajın bütününe oval bir hat vermesi fikri ortaya atılmış ve tasarımı yapılmıştır. Yapılan form tasarımında; oval yapılanma ile görme engelli bireylerde dokunma duyusuyla verilecek estetik algı ve tasarımın cinsiyete bağlı algısının oluşturulması hedeflenmiştir. Aynı hedef, görebilen bireylerin görmenin ötesine geçerek, dokunma duyusunu tasarımda aktifleştirmeleri ve tasarımı hissetmelerini sağlamakla gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Görsel ve dokunsal olarak ileti sağlaması amacıyla yapılan tasarımda; yüzey üzerine marka logosu, ürün bilgisi ve uyarıcı ifadeler yazılırken görme engelli bireylere yönelik olarak Braille alfabesi yardımıyla ayrıca yazılmıştır. Görme engelli bireylerin ambalaj tasarımı çözümlemelerine yardımcı olmak için kabartma
diyagrama da tasarımda yer verilmiştir.
Şekil 1. Kadınlara yönelik sabun ambalajının grafik tasarımı.
281
Resim 1. Kadınlara yönelik sabun karton ambalajının kutu şekli. Erkeklere yönelik olan karton ambalaj tasarımda; var olan tasarımının elde tutma zorluğu taşıdığına dair sunulan benzer görüşler doğrultusunda yapının yine erkekleri yansıtması ve aynı zamanda düz bir biçimde kurgulanması gerekliliği düşüncesinden yola çıkılarak ambalajın tasarımı yapılmıştır. Kutunun tasarımında, yanal yüzeylerin hafif içe kıvrımlı biçimde yapılandırılmasıyla, ambalajı tutmayı kolaylaştırması amaçlanmıştır. Hem görebilen bireyler hem de görme engelli bireyler dikkate alınarak yapılan bu tasarımda işlevsellik ön plana çıkarılırken ayrıca dokunma duyusunun estetik algısı da dikkate alınmıştır. Kadınlara yönelik yapılan ambalaj tasarımında olduğu gibi bu ambalaj tasarımında da Braille alfabesi aracılığı ile ürün ait genel bilgiler ve kabartma diyagramlar yönlendirici olarak kullanılmıştır.
Şekil 2. Erkeklere yönelik sabun ambalajının grafik tasarımı.
282
GÖRME ENGELLİ BİREYLERİN KARTON AMBALAJ TASARIMI ÇÖZÜMLEMELERİNİN VE TASARIMDA ESTETİK ALGILARININ İRDELENMESİ Pelin HAYTA
Resim 2. Erkeklere yönelik sabun karton ambalajının tasarımının kutu şekli.
Tasarımları tamamlanan karton ambalajlar numune baskı oldukları için ilk olarak dijital baskı tekniğiyle basılmıştır. Kabartmaların oluşturulabilmesi için dijital baskısı yapılmış olan ambalajlara serigrafi baskı tekniği uygulanmıştır. Serigrafi baskı Braille alfabesi ile yazılmış alanların ve diyagramların kabartması için bölgesel olarak yapılmıştır. Kabartma işlemlerinin de tamamlanmasının ardından karton ambalajların kesimi ve yapıştırma işlemi yapılmış ve test edilmeye uygun biçime getirilmiştirler.
3. Araştırma Yöntemleri ve Çalışma Grubu
Çalışma karton ambalajların test edilmesi ve görme engelli bireylerin verdiği cevaplar neticesinde tasarımların var olabilme derecesi belirlemek amacıyla durum çalışması olarak kurgulanmıştır. Durum çalışması olarak kurgulanan araştırma nitel verilerle desteklenmiştir. Veriler yüz yüze görüşmelerle, anket formu ve sorulara ilişkin görüşlerin belirtilmesiyle toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, 2015-2016 eğitim ve öğretim yılında Emirgan Altı Nokta Görme Engelliler Rehabilitasyon Merkezi’nde ve Altı Nokta Körler Derneği’nde bulunan 18 yaş ve üzeri altı görme engelli bireyden oluşmaktadır. Araştırmada; kurumların seçiminde belirlenen ölçüt, görme derecelerinin %50 ve üzerinde olması ve Braille alfabesi okuyabilme yeteneği olan bireylerin bulunduğu kurumların seçilmesidir.
4. Verilerin Analizi
Araştırma verilerinin çözümlenmesinde içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Değerlendirme, yapılandırılmış form üzerine işaretlenen yanıtların her birinin incelenmesiyle yapılmıştır. Verilerin incelenmesi sonucu verilerin analizinde ortaya iki ana tema ve bunlara bağlı dört alt tema ortaya çıkmıştır.
283
Tablo 1. Ana Tema ve Alt Temalar
Ana Tema
Alt Temalar
Ambalaj Tasarımlarına İlişkin Ambalajda Braille alfabesi ile yazılmış Görüşler bilgilerin yer almasına ilişkin görüşler Ambalaj tasarımlarına ilişkin görüşler Görme Engellilere Yönelik Am- Ambalajın tasarımının cinsiyete bağlı balaj Estetiğine İlişkin Görüşler algılatılmasına ilişkin görüşler Ambalaj tasarımının formuna bağlı estetik algıya ilişkin görüşler
5. BULGULAR
Araştırma katılımcılarının görüşleri gizlilik esasına dayandırılarak, isimleri verilmeden kodlanarak aktarılmıştır. Bu doğrultuda “görme engelli kişinin” ifade edilmesi bakımından katılımcılar “G” olarak kodlanmıştır. Ayrıca her katılımcıya kodunun yanında “G1, G2, G3, G4, G5, G6” şeklinde bir numara verilmiştir. Araştırmanın bu kısmında, görüşme formunda yer alan sorular alt problemlere göre gruplandırılarak bulgular sunulmuştur.
1.1. Ambalaj tasarımına ilişkin görüşler
Ambalajda Braille Alfabesi İle Yazılmış Bilgilerin Yer Almasına İlişkin Görüşler: Bu alt temaya göre görme engelli bireyler tarafından vurgulanan görüşler şunlardır; Araştırma katılımcılarından biri, görme engelli bireylere yönelik düzenlemelerin olmaması konusunda “ Görme engelli bir kadın, kadınlara yönelik bir kişisel bakım ürünü almak istediğinde, marketteki görevliye sormaya çekinebiliyor ve ambalaj üzerinde dokunsal olarak okumayı sağlayacak bir bilgi olmadığında yanlış ürünü alabiliyor.” (G1) şeklinde görüşünü belirtmiştir.
Ambalaj Formuna İlişkin Görüşler: Bu alt temaya göre görme engelli bireyler tarafından vurgulanan görüşler şunlardır;
Ürünlerin kokularından ayırt edildiklerine dair bir katılımcının (G1) benzer görüşleri olduğu görülmüştür.
Bir katılımcı “ Sürekli kullandığımız bir sabun var ise onu almak istediğimizde kokusundan bulmaya çalışırız ya da yeni bir sabun alıp beğendiysek tekrar almak istediğimizde yine kokusundan tanımlarız.” (G1) şeklinde görüşünü belirtmektedir.
1.2. Görme Engellilere Yönelik Ambalaj ve Estetiğine İlişkin Görüşler Ambalaj Tasarımının Cinsiyete Bağlı Algılatılmasına İlişkin Görüşler: Bu alt temaya göre görme engelli bireyler tarafından vurgulanan görüşler şunlardır;
284
GÖRME ENGELLİ BİREYLERİN KARTON AMBALAJ TASARIMI ÇÖZÜMLEMELERİNİN VE TASARIMDA ESTETİK ALGILARININ İRDELENMESİ Pelin HAYTA
Katılımcılardan biri ambalajın tasarımının cinsiyete bağlı algılatması açısından oval ambalaj formu hakkındaki görüşünü “ karton ambalaja dokunduğumuzda oval hatlara sahipse ve fazla detaylıysa kadınlara yönelik olduğunu düşünüyoruz.” (G1) şeklinde belirtmiştir. Bir başka katılımcı ise “Kare veya keskin hatlara ait ambalajlar erkeklere yönelik bir ürünü ifade etmektedir.” (G4) şeklinde görüşünü belirtmektedir.
Ambalaj Tasarımının Formuna Bağlı Estetik Algıya İlişkin Görüşler: Bu alt temaya göre görme engelli bireyler tarafından vurgulanan görüşler şunlardır; Ambalaj tasarımının formuna bağlı estetik algının yaratılabileceği konusunda bir katılımcının görüşü şöyledir: “Estetik algı bizde dokunsal olarak mevcut. Ambalajın formu ve dokunduğumuzda yüzeyinin hissettirdikleri tasarımın bizdeki estetik algısıdır.” (G2). Bir diğer katılımcının estetik algıyla ilgili görüşünü “ Tasarımda ürünü hissetmek, kıvrımlar ve hatlar estetik algıyı oluşturuyor.” (G6) şeklinde belirtmiştir.
6.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Görme engelli bireylere yönelik olarak karton ambalaj tasarımı ve estetik algının irdelenmesi üzerine yapılan bu araştırma göstermiştir ki; ambalajın formunun ve dokusunun dokunsal olarak ambalajın algılanmasında etkisi bulunmaktadır. Estetik algının özellikle ambalaj formu üzerinden varlık gösterdiği kadın ambalajının oval formda ve erkek ambalajının keskin formda ayırt edildiği denekler tarafından test edilerek tespit edilmiştir. Kabartmaların algılanmasında ise ambalaj yüzeyinin sert olmasının daha etkili olduğu görülmüştür. Araştırma sonucunda görülmüştür ki; karton ambalaj tasarımlarında ambalajın formu ve tasarımı oluşturulurken dokunsal tasarıma yer verilmesi görme engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırmak adına çözüm olabilir. Tasarımların dijital ve serigrafi baskı, lazer kesme yapıştırma gibi tekniklerle üretilebilmesi ve görme engellilere yönelik ambalajların tasarımında dokunsallığın özellikle dikkate alınarak üretilmesi görme engelli
bireylerin estetik algısının aktif olarak varlık gösterebileceğini ortaya koymaktadır.
7.
TEŞEKKÜR
Çalışmaya destek veren Emirgan Altı Nokta Görme Engelliler Rehabilitasyon Merkezi ve Altı Nokta Körler Derneği’ne katkılarından dolayı teşekkür ederim.
285
8.
KAYNAKÇA
1. A. Twemlow, Grafik Tasarım Ne İçindir? 2006. 2. Axel, E. S., Levent N. S. (2012). Art Beyond Sight: A Resource Guide to Art, Creativity, and Visual Impairment. New York: AFB Press. 3. Erkartal, P.Ö., Ökem, H. S., Mimari Tasarımda Dokunma Olgusu ve Dokunsal Haritalamaya İlişkin Bir Alan Çalışması. Megaron, 2015. 4. Kaynar, M., İngiltere’de Körler İçin Bir Hizmet Kuruluşu Olarak Kraliyet Körler Enstitüsü (Royal National Institute For The Blind- RNIB). Türk Kütüphaneciliği, Cilt:9, Sayı:1, s.39, 1995. 5. Köseler, H. Türkiye’de Özürlü Olmak. Altın Nokta Körler Derneği Web Sayfası, Erişim tarihi: 09.10.2014, http://www.altinokta.org.tr/yazarlar.php#1 6. M. McLuhan, Gutenberg Galaksisi Tipografik İnsanın Oluşumu, 2014, 118.
286
BASIM VE AMBALAJ ÜRÜNLERİNİN İHRACATI BAKIMINDAN AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KRİTERLERİNİN İNCELENMESİ A STUDY OF INCREASING PRINTING AND PACKAGING PRODUCTS EXPORTS ACCORDING TO EUROPEAN UNION COMPLIANCE CRITERIA Kamil GÖKAL *, Cem AYDEMİR**, Samed Ayhan ÖZSOY***, Semiha YENİDOĞAN** * Türk Hava Yolları, İstanbul-Türkiye **Marmara Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Basım Teknolojileri Bölümü, İstanbul-Türkiye ***İstanbul Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü, İstanbul-Türkiye samedayhan.ozsoy@istanbul.edu.tr
Özet Avrupa Birliği’nin, tek pazar olma yolundaki ana ilkesi; ürünlerin ve hizmetlerin serbest dolaşımını sağlamaktır. Ürünlerin serbest dolaşımı ancak uygun bir ambalaj ile sağlanabilir. Ürün ve ambalajların Avrupa Birliği ülkelerinde serbest dolaşımı sürecinde ortaya çıkabilecek, yasal, ticari, sağlık ve çevre sorunlarında birliktelik sağlamak amacı ile bir dizi yönerge hazırlanmıştır. Bunların bazıları uzun hazırlık aşamalarından sonra kabul edilmiş, bazıları üzerinde ise tartışmalar devam etmektedir. Avrupa Birliği’ne kesin üyeliği beklenen ve Avrupa Gümrük Birliğine üye olan Türkiye’nin; ihracatını arttırmaya önem verdiği günümüzde, amaca uygun ambalaj malzemeleri üretimi halen yatırım özelliğini ve eğilimini korumaktadır. Basım sektörünün ihraç ettiği ambalaj ve basılı ürünlerin bir kısmı Avrupa Birliği kriterlerine uygun olmadığından iade edilebilmektedir. Bu da ihracat yapan firmalarımızı ekonomik açıdan zor duruma düşürmekte ve ülke ekonomisine zarar vermektedir. 287
Bu çalışmada, ülkemizdeki matbaa işletmelerinin AB ülkelerine ihracatlarını problemsiz yürütmeleri ve uluslararası alandaki pazar paylarını arttırmaları hedeflenmiştir. Bu amaçla Avrupa Birliği’ne üye ülkelerdeki standartlar, normlar ve direktifleri ile ülkemiz matbaa işletmelerinin uyum sağlama çalışmaları, gelişmeleri ve sıkıntıları hakkında bilgiler verilerek matbaa işletmeleri çevreye ve insan sağlığına önem veren, kaliteli basılı ürün ve ambalajların üretimi konusunda özendirilmeye çalışılmıştır. Abstract The main principle of the European Union to be the only market is to provide free movement of goods and services. Free movement of products can only be achieved with a suitable package. A number of directives have been prepared with the aim of ensuring the coexistence in legal, commercial, health and environmental problems that may arise in the process of free movement of products and packaging in European Union countries. Some of them have been accepted following long preparatory stages, while discussions about others are going on. Turkey, which is expected to become a member of the European Union and is a member of the European Customs Union attaches importance to increasing exports nowadays, the proper production of packaging materials still maintains its investment character and tendency. Some of the packaging and printed products exported by the printing industry can be returned because they do not meet European Union criterias. This puts our exporting firms in a difficult economic situation and damages economy of the country. In this study, it is aimed that the printing houses in our country carry out their exports to EU countries without any problem and increase their market share in the international market. For this purpose, printing houses have been tried to be encouraged to attach importance to environment and human health, quality production of printed product and packaging production by giving information about the standards, norms and directives in EU member countries and the adaptation efforts, developments and troubles of our country. Anahtar kelimeler: Ambalaj, Basılı Ürünler, İhracat, AB Uyum Kriterleri, Çevre Giriş Ambalaj, ürünü dış etkilerden koruyan, taşıma, depolama, dağıtım, tanıtma gibi pazarlama işlevlerini kolaylaştıran ve çeşitli madde veya madde gruplarından yapılan fonksiyonel bir üründür. Ambalaj bir ürünün, üreticiden tüketiciye kadar uzanan dağıtım zincirinde, güvenli ulaşımın sağlanabilmesi için kullanılan koruyucu araçların tümü olarak da tanımlanır. [1] Ülkemiz Ambalaj sektörü diğer sektörlerden farklı olarak ticaret fazlası veren sektör durumundadır. Günümüzde, tüm ambalaj ürünleri ülkemize her yıl 4 milyar $ ihracat geliri kazandırmaktadır. Ülkemiz basım ve ambalaj ürünlerinin azımsanmayacak bir kısmını AB ülkelerine ihraç etmektedir. Bu süreçte Avrupa ile ticaret yapan her sektörden firmaların ürettiği bazı ürün ve hizmetlerin Avrupa Birliği tarafından ‘tam yeterli’
görülmediği; ancak yapılan üretim ve hizmet kalitesinin her geçen yıl arttığı bilinmektedir.
Müzakerelerle birlikte Türkiye birçok sektörde olduğu gibi basım sektöründe de geniş ve kapsamlı 288
BASIM VE AMBALAJ ÜRÜNLERİNİN İHRACATI BAKIMINDAN AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KRİTERLERİNİN İNCELENMESİ Kamil GÖKAL, Cem AYDEMİR, Samed Ayhan ÖZSOY, Semiha YENİDOĞAN
bir dönüşüm gerçekleştirerek mevzuatını AB müktesebatıyla uyumlu hale getirmeli ve bunu uygulamalarına da yansıtmalıdır. AB ülkelerinde tüketici açısından içindeki ürünü koruyan ve ona değer katan ambalajın standarda uygunluğu son derece önemlidir. Bu nedenle AB ülkelerine basılı ürün ve ambalaj ihracatının arttırılması, uyum kriterleri çerçevesinde AB normları ve direktiflerine uygun, kaliteli üretim yapılmasını gerektirmektedir. Esasında her bir AB ülkesinin kendi içinde farklı sektörler için ayrı uygulamaları mevcuttur. Bu konularda yapılan ulusal uygulamada farklılıkları ortadan kaldırmak ve tüm topluluk ülkelerinin tek bir ambalaj mevzuatı altında toplanması amacı ile çalışmalar devam etmektedir. Kâğıdın Kimliği Günümüzde gelişmiş ülkeler kendi kullandıkları ve ithal ettikleri ürünlerin orjinlerini (hammaddenin nereden temin edilip ve hangi şartlarda nerede üretimin yapıldığını) sorgulamaktadır. Birçok sektör gibi matbaa sektöründe de kullanılan malzemelerin nerelerden temin edildiği önemlidir. Giderek artan çevre bilinci ile birlikte birçok kuruluş, kullanmış olduğu hammadde ve yarı mamulleri iyi yönetilmiş ormanlardan sağlanmasını istemektedir. Bu konudaki güvence ise akredite edilmiş uluslararası belgelendirme firmaları tarafından verilmektedir. AB ülkelerine ihraç edilecek bazı kitapların ve ambalaj ürünlerinin baskısında kullanılacak kâğıtların FSC belgeli olmaları istenmektedir. Örneğin Zara, Massimo Dutti, Bershka gibi büyük firmalar kullandıkları ürün etiketleri ve fiyat etiketlerinin FSC belgeli kâğıttan olmasını şart koşmaktadır. Orman Yönetim Sistemi (FSC) FSC, Uluslararası ‘Forest Stewardship Council’ örgütünün baş harflerinden oluşmaktadır. FSC, dünya ormanlarının yönetiminin geliştirilmesi için çözümler üretecek kişileri bir araya getiren, kâr amacı gütmeden kurulmuş Uluslararası bağımsız bir organizasyondur. FSC’nin ilk oluşum tarihi 1990’lara dayanmaktadır. Bir grup ahşap üreticisi, kullanıcısı, çeşitli çevre ve sosyal sivil toplum örgütü temsilcilerinin bir araya gelmesi ile ilk toplantısını California’da (ABD) yapmıştır. 1990–1993 arasında geçen sürede, bütün türlerdeki doğal ormanları kapsayacak, dünya çapında bir belgelendirme ve akreditasyon sisteminin ve bunlarla ilgili standartların oluşturulmasını ve geliştirilmesini sağlayacak çalışmalar yapılmıştır. Şu an merkezi ve sekretaryası Bonn (Almanya)’da bulunmaktadır [2]. 2008 yılı itibari ile 79 ülkede 100 milyon hektardan fazla orman alanı FSC standartlarına uygunluğu nedeni ile sertifikalandırılmıştır. Şimdinin ve gelecek kuşakların sosyal, ekonomik ve ekolojik gereksinimleri ile yönetilen ormanlardan gelen FSC etiketli ürünler, bağımsız kurumlarca sertifikalandırılır. Ana kuruluş amacı tüm dünyadaki orman kaynaklarının doğru şekilde idare edilmesini sağlamak, bununla ilgili metotları belirlemek, standartları tarif edip bu standartların dünya genelindeki orman endüstrisi şemsiyesi altına giren tüm kuruluşları kapsayacak şekilde uygulandığını bağımsız ve akredite kuruluşlar vasıtasıyla denetlemek ve izlemektir. İhraç edilecek ürünlerin ağırlık ve adetsel ölçümleri yapıldıktan sonra çeki listesi sevkiyat bildirim formu ile dış ticarete yazılı bilgi verilir. FSC’li ürünlerin çeki listesinde FSC’li olduğuna dair uyarıcı bir not bulunur.
289
Böylece ihracatta hazırlanan dokümanlara (irsaliye vb.) da FSC’li olduğuna dair uyarıcı notlar yazılır veya işaretler konulur. FSC Belgesinin Faydaları; FSC belgesi sayesinde FSC markasını ve etiketlerini kullanma hakkına sahip olunması ve bu şekilde ürünlerin yasal ve iyi idare edilmiş kaynaklardan geldiğini gösterebilmesi, Mevcut orman ürünlerinin yasal olduğunun göstergesi, Uluslararası tanınma ve prestij göstergesi, Gelecek nesillere ormanların sağlıklı bir şekilde devredilmesidir. Koruma ve Gözetim Zinciri (CoC) FSC sertifika çeşitlerinden bir tanesi Orman Yönetim Konseyi Koruma Zinciri Sertifikasıdır (FSCCoC). Koruma Zinciri Sertifikası, ürünün ormandan başlayarak üretim, dönüşüm ve dağıtım proseslerini içererek tüketiciye kadar ulaşılan yolu ifade eder. Tüketici yönünden baktığımızda FSC, ürünün orijini hakkında bilgi sağlarken FSC-CoC da doğru ürünün doğru yollardan teslimini garanti altına alır. FSC-CoC sertifikası, ürünün iyi yönetilmiş ormanlardan ve kontrollü kaynaklardan elde edildiğini ispatlar ve bu ürünlerin kontrolsüz ağaçlardan üretilen ürünlerle karışmadığını doğrular. Daha net bir ifade ile örneğin etiket üreten bir matbaanın, etiketi oluşturduğu kâğıdın üretiminde kullanılan hammaddenin iyi yönetilmiş bir ormandan elde edilmesi ve bu kâğıtla oluşturulan etiketin gerek üretim aşamalarında gerekse depolama ve sevkiyat aşamalarında karışmasını engelleyici bir sistemin olması anlamındadır. Ürün ve hammadde üzerindeki FSC logosu ve kayıt numaraları bu sistemin uygulandığının görsel ifadesidir. FSC-
CoC kapsamında tahta, kereste ve türevleri gibi ürünlerin yanı sıra kâğıt ve kâğıt bazlı ürünler (gazete, dergi, mukavva koli, kâğıt ambalajlar vb.), her türlü mobilya, müzik enstrümanları, tahta oyuncaklar, tahtadan yapılmış kalem gibi daha birçok ürün sertifikalandırılır. İster ahşap, ister kâğıt her türlü odun kaynaklı ürün üzerinde görülen FSC-CoC damgası, o ürünün elde edildiği ormanın sürdürülebilir bir biçimde yönetildiğinin ve bunun bağımsız bir kurul tarafından onaylandığının işaretidir. Ürün izlenebilirliği; o üründe kullanılan malzemelerin tanımlanmasına ilişkin kayıtları verir. İzlenebilirlik, ürünün/ partinin son muayene ve testlerden geçip müşteriye ulaştırılmasında bir problem çıkmaması için ürünün veya partinin izini sürme ve gereken bilgilere ulaşılmasını sağlar.
CoC Sisteminin Belgelendirmesinin Amacı CoC belgelendirmesi, belgeli orman ürünlerinin yine belgeli, iyi yönetilmiş ürünlerden meydana geldiğini ve bazı sıkı kontroller altında ürünlerin tedarik zincirinin herhangi bir aşamasında belgeli olmayan orman ürünleri ile karışmayarak üretildiğini sağlamayı amaçlar. Şu anda dünyada bir orman ürünün iyi yönetilmiş bir kaynaktan sağlandığını göstermenin en geçerli yolu, CoC yönetim sistemini kurmak, işletmek ve bu yönetim sistemini akredite ve bağımsız bir belgelendirme kuruluşu vasıtasıyla belgelendirmekten geçmektedir.
290
BASIM VE AMBALAJ ÜRÜNLERİNİN İHRACATI BAKIMINDAN AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KRİTERLERİNİN İNCELENMESİ Kamil GÖKAL, Cem AYDEMİR, Samed Ayhan ÖZSOY, Semiha YENİDOĞAN
Bu sektör şemsiyesi altında faaliyet gösteren firmalar için müşterilerine ve/veya 3. taraflara bu hususlara göre çalıştığını göstermenin bir yolu olarak CoC belgelendirmesine olan talep tüm dünyada gözle görülür biçimde artmaktadır.
Şekil 1. FSC Ürün Logosu
Şekil 2. Karışım Olmaksızın İyi Yönetilen Ormanlardan Elde Edilen Ürünler
Yeşil Nokta (YN) Yeşil Nokta, Tehlikeli Maddeler Direktifi (DSD - Duales System Deutschland GmbH - kullanılmış ambalaj malzemelerinin toplanması ve yeniden değerlendirilmesi amacıyla kurulmuş bir firma) kapsamına giren satış ambalajlarında kullanılan işarettir. Bu işareti firmaya üye olma şartı aranmaksızın her yerli ve yabancı şirket paketlenmiş mamulleri için kullanabilir. Aidatlarla finanse edilerek Almanya çapında hizmet verir.
Şekil 3. Yeşil Nokta Etiketi
291
Ürünün ambalajı üzerinde bulunan Yeşil Nokta amblemi, o ambalajı piyasaya süren marka sahibinin, Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği uyarınca geri kazanım sorumluluğunu Yeşil Nokta kuruluşuna devrettiğini gösterir. Ülkemizdeki Yeşil Nokta kuruluşu ÇEVKO’dur [3].
Yeşil Nokta işaretinin kullanımı için başvuruyu yapan, tüketim malları üreticisidir. İthal edilen mallar için ithalatçı veya ticari markanın sahibi firma anlaşmayı imzalar. Ancak DSD başvuru sahibi ve anlaşma ortağı olarak Yeşil Nokta ile işaretlenmiş ambalajların sayısını tüm ambalajların malzemesini ve ambalaj içindeki malları iyi bilenleri tercih etmektedir. Yeşil Nokta işareti DSD GmbH tarafından verilir. Firma yalnız kendisi bu işareti yasal olarak kullandırma hakkına sahip olup bu işlem resmi başvuruya dayanılarak işaret kullanım belgesi ile gerçekleştirilir. Başvuru Yapılabilecek Ambalaj Malzemeleri DSD öncelikle özel tüketicileri kapsamına almaktadır. Ancak büyük tüketicilerde örneğin kantinler, okullar, kurumlar, hastaneler ve küçük çaplı ticarethaneler de kapsama dahil edilmektedirler. Kapsamın bu kadar geniş tutulması ancak DSD’nin geliştirilmesi ile mümkündür. Ambalaj Yönetmeliği uyarınca Yeşil Nokta zararlı madde ihtiva eden atıklar ve yapışkanların kullanıldığı ambalajlarda kullanılamaz. Zararlı olarak nitelendirilen maddeler mevzuatla tespit edilmiştir. Yeşil Nokta’nın Maliyeti Yeşil Nokta yalnız ücret karşılığı ambalajlara bastırılabilir. Ücretin oluşmasına etken Almanya pazarındaki yıllık ambalaj sayısı ve dolu ambalajların hacmidir. Şekilleri sert ve stabil olan ambalajlarda kenarına kadar dolu olması esası ölçü alınır. Esnek olmayan, şekilleri stabil olmayan mallar için ise kapalı ambalajların doldurma hacmi esas alınır. Doldurulmayan ambalajlarda örneğin kartonlar için alan ölçüleri esas alınır. Folyo, jelatin kâğıdı ve benzeri ambalaj malzemelerinde sarılan malın hacmi esas alınır, ancak malın hacmi 50ml’nin altında olması halinde alan ölçüsü esas alınır. Hafif ambalajlar boş ambalaj olarak hesap edilir. Hafif ambalaj, hacim dikkate alınmaksızın 3 gramın altındaki ambalajlardır. İthal veya İhraç Edilen Ambalajlarda Geri Dönüşüm Almanya’nın çok önemli bir ihracat pazarı olması ve AB içindeki önemi dikkate alınarak ihracatçı firmaların ülke ve AB içindeki yasal düzenlemeleri çok dikkatle takip etmesi gerekmektedir. Her durumda, Almanya’da ürünü satılan firmalar ister Alman ister yabancı olsun, ambalaj atıklarının geri toplanmasına dair Alman kurallarına uymakla yükümlüdürler. Bununla birlikte, Alman Ambalaj Yönetmeliği’nin Avrupa serbest rekabet kuralları üzerine olan etkileri nedeniyle birtakım itirazlar söz konusu olmaktadır. Ambalajlarını geri almak istemeyen herhangi bir toptancıya, ithalatçıya veya imalatçıya Yeşil Nokta kullanım izni verilmemektedir. Tüketici gözüyle bu ürünler, çevre dostu olmayanlar olarak nitelendirilmektedir. Bunun tabii bir sonucu olarak tüketiciler yeşil nokta olmayan ürünleri 292
BASIM VE AMBALAJ ÜRÜNLERİNİN İHRACATI BAKIMINDAN AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KRİTERLERİNİN İNCELENMESİ Kamil GÖKAL, Cem AYDEMİR, Samed Ayhan ÖZSOY, Semiha YENİDOĞAN
almaya eğilimli olmamakta ve satışları düşmektedir. Ambalajlar Üzerindeki Geri Dönüşüm İşaretleri Ambalaj ve ambalaj atıkları yönergesine (94/62/EC) göre paketlenen materyalin sınıflandırılması üzerine komisyon kararı (97/129/EC) vardır. Karar, 94/62/EC direktifinde yer alan, ambalaj atıklarının geri toplanması, tekrar kullanılması, geri kazanımının kolaylaştırılması ve tüketicinin bilgilendirilmesi amacıyla ambalajların üretimleri sırasında işaretlenmesi zorunlu olup bu kapsamda ambalaj üreticilerinin ürettikleri ambalajların üzerinde ‘geri kazanılabilir ambalaj’ sembolü ile ambalajın cinsini belirten, kısaltma ve malzeme cinsine ait numarayı bulundurmak zorundadırlar. Sembolün merkezine ambalajın üretildiği malzemenin cinsini temsil eden numara, altına da malzeme cinsini temsil eden kısaltma yazılır. İşaretleme, ambalajın üzerinde kolayca görülebilir, okunabilir, ambalaj açıldığı takdirde bile kalıcı ve dayanıklı olacak, işaretlemenin teknik nedenlerden dolayı ambalajın üzerinde yapılamaması durumunda piyasaya süren tarafından etiket üzerinde yapılacaktır.
Gıda Ambalajı Uygulamaları Avrupa’da, gıda ambalajında kullanılacak malzemeler yasalar tarafından tanımlanmış ve sınırlanmıştır. Ülkemizin AB’ye katılmasının gündemde olduğu bu dönemde basım sektörü, kâğıt ve mürekkep üreten firmalar hem iç piyasaya hem de ihracat için hazırlanan ürünlerin dünya normlarına uygun bir şekilde hazırlanması hepimizin sorumluluğudur. Türkiye’de de benzer yasalar mevcut olup ancak denetleme mekanizması yavaş ilerlemektedir. Yerli gıda ambalajı üreticisi daha çok ihracata çalışırken veya Türkiye’de işleyen çok uluslu bir gıda firmasına tedarik ederken bu yasalara ve sınırlandırmalarla karşı karşıya gelebilmektedir. Bu yasalar Türkiye’de de artan bir önem kazanmaktadır. Bu bakış açısıyla gıda, ilaç ve sigara ambalajlanması konusunda dünyada uygulanan kural ve yönetmelikler (bu tip ambalajların baskısında kullanılan mürekkep ve laklarda aranan özellikler) gıdaya uygunluğunun belirlenmesinde mürekkep ve laklara uygulanan testler ve bu testleri yapmaya yetkin firmalar gıda ambalajı baskısı sırasında dikkat edilecek hususlar incelenecektir. Ambalaj Materyallerine Yönelik AB Direktifi AB Gıdayla Temas Mevzuatı 2004/1935/EC direktifine göre ambalaj materyali, gıda maddesini özelliğine bağlı olarak sıcaklık değişimleri, nem, hava, ışık gibi olumsuz dış etkenlerden korumalıdır. Gıda maddelerinin bileşiminde istenmeyen değişikliklere ve organoleptik özelliklerinde bozulmalara neden olmamalı ve gıda maddesiyle etkileşim göstermemelidir. Ambalaj ürünleri üzerinde üretim izin tarih ve numarasının belirtilmesi gerekmektedir. Üretim izni alınmadan üretilen film, torba ve diğer ambalaj malzemelerinin gıda ambalajı olarak kullanılması yasaktır. Ayrıca Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’ne göre gıdaların ambalajlanmasında, gıda ambalajı olarak üretilmemiş basılı ve yazılı kâğıtların, yeniden işlenmiş kâğıt ve plastiklerin gıda ambalaj malzemesi olarak kullanılması yasaktır [4].
293
Kâğıt Esaslı Ambalaj Materyalleri Gıda maddelerini doğrudan sarmaya veya içine koymaya uygun kâğıt, karton, oluklu mukavva vb. içindeki maddenin bileşimini ve duyusal özelliklerini değiştirmeyecek, dışarıya sızıntı ve akıntı yapmasına imkân vermeyecek nitelikte olmalı ve gıda ile direkt temas halindeki yüzey, mürekkep içermemelidir. Gıda maddeleri ile doğrudan temas edecek kâğıt ve kartonların bileşiminde titandioksit (TiO2) % 3’ü, kurşun 20 mg/kg’ı, arsenik 2 mg/kg’ı, klorür %0,2’yi, poliklorbifenil 2 mg/kg’ı ve formaldehit 15 mg/kg’ı geçmemelidir. Plastik Esaslı Ambalaj Materyalleri Gıda maddeleriyle temasta bulunacak plastikler, yüksek molekül ağırlıklı polimerlerden oluşmalı ve gıda ile kimyasal etkileşime girmemelidir. Gıda maddeleriyle temasta bulunacak plastiklere üretim sırasında katılan; plastikleştirici, antioksidan, stabilizör, emülgatör, parlatıcı, katalizör gibi katkı maddelerinin miktarı, gıda maddesinin kalitesini değiştirmeyecek ve toksik bir etki yapmasına neden olmayacak düzeyde olmalıdır. Gıda maddeleriyle temasta bulunacak plastik malzemeler ve ambalajlar gıda maddelerini absorbe etmemeli, gıdayı sızdırmamalı, tat, koku ve rengini değiştirmemeli, taşıma ve depolama şartlarının gerektirdiği fiziksel ve mekanik özelliklere sahip olmalıdır. Gıda ambalajı olarak kullanılan plastikler bir kez kullanılabilir. Ancak plastik madde ve malzemenin yapısı ve şekli değiştirilmeksizin hijyenik koşulların tekrar sağlanarak yeniden kullanımı ile ilgili usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenir. Gıda maddeleri ile temas edecek plastiklerde kullanılacak mürekkepler, gıda maddelerine geçmemeli ve toksik madde içermemelidir. Gıda maddeleriyle temasta bulunacak plastik maddeler kolay kırılmayan, yırtılmayan ve şekil bozukluğuna uğramayan bir yapıda olmalıdır. Gıdaya Temas Eden Yüzeyler Tebliği (89/109/EEC) Ambalaj malzemesi doğru seçilmediğinde gıdaya çeşitli kimyasal maddeleri bulaştırma tehlikesi vardır. Gıda maddeleri, herhangi bir gıda dışı materyalle temas ettiğinde bir kimyasal geçiş veya bulaşma ihtimali her zaman vardır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın ortak çalışması sonucu Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddeleri Tebliği (Tebliğ No: 2002/32) hazırlanmıştır. Bu Tebliğ, 89/109/EEC sayılı ‘Gıda Maddeleri ile Temasta Bulunan Madde ve Malzemeler ile ilgili olarak Avrupa Birliği üyesi ülkelerin direktifi dikkate alınarak AB’ye uyum çerçevesinde hazırlanmıştır [5]. Bu tebliğin amacı, gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretim, işleme, depolama, taşıma ve pazarlamasını sağlamak üzere bu madde ve malzemelerin özelliklerini belirlemektir. Gıda ile Temas ile ilgili 22327 Sayılı Kararname Gıda ile temas eden malzemeler için ilgili tüzük AB direktiflerine göre hazırlamıştır. Tüzük temel ve 294
BASIM VE AMBALAJ ÜRÜNLERİNİN İHRACATI BAKIMINDAN AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KRİTERLERİNİN İNCELENMESİ Kamil GÖKAL, Cem AYDEMİR, Samed Ayhan ÖZSOY, Semiha YENİDOĞAN
prensiplerini ve onu takiben gıda ile temas eden gıda ve ambalaj malzemelerinin ithalatında kontrol sertifikalarının onaylama işlemlerini belirler. 28/6/1995 tarihli, 22327 Sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından 11/05/2009 tarihinde güncellenmiştir. Avrupa Birliği Ülkelerinde Gıda ile Temas Mevzuatı Gıdayla temas eden malzemeler ve ürünler üç tip yönetmelik ile düzenlenmektedir: A) Çerçeve Yönetmelik: (EC) 1935/2004 Düzenlemesi gıdayla temas eden tüm malzemeler için
genel gereklilikleri belirlemektedir.
B) Spesifik Direktifler: Çerçeve direktifte listelenmiş olan tek malzeme ve ürün gruplarını kapsamaktadır. C) Gıdayla temas etmesi planlanan malzeme ve ürünlerin imalatında kullanılan bireysel maddeler veya madde gruplarına ilişkin direktiflerdir. 2004/1935/EC Avrupa Birliği Çerçeve Yönetmeliği 13 Kasım 2004 tarihinde Resmi Gazetede kabul edilmiş olup 3 Aralık 2004 tarihinde yürürlüğe girmiş çerçeve yönetmelik, 89/109/EEC ve 80/590/EEC direktiflerinin yerini almıştır. Yönetmelikte gıdayla temas eden malzemelerin güvenli olması, bileşenlerini insan sağlığını tehlikeye atacak miktarlarda gıdaya aktarmaması, gıdanın bileşimini kabul edilemez bir şekilde değiştirmemesi veya yiyecek maddelerinin tadını ve kokusunu bozmaması gerektiği belirtilmektedir. Migrasyon ve AB Mevzuatı Gıda ile temas eden malzemelerde ilk yasa, 1976’da çıkarılmış olup Çerçeve Yönergesinin temellerini oluşturmuştur. Aynı tarihlerde AB üye ülkelerde de gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile ilgili ulusal yasalar bulunmasına rağmen, yasalar arasındaki farklılıklar üye ülkeler arasında yapılan ticaret önünde bir engel olmuştur. Çerçeve çalışma yönergelerinin benimsenmesi, gıda ile temas eden malzemelerin yasalarında uyum sağlanmasında ilk adım olmuştur. Bu sayede hepsinde olmamakla beraber, gıda ile temas eden malzemelerdeki yasalar ile uyum sağlanmıştır. Toplam ve spesifik migrasyon limitlerinin uygulanması için, spesifik direktiflerde analizler için prosedürler belirlenmiştir. Temas koşulları (süre, sıcaklık, gıda simulantları) gibi temel migrasyon testi kuralları AB direktifi 82/71/EEC’de verilmiştir. Direktif 82/711/EEC’de iki seçenek sunulmaktadır; Birinci seçenek: migrasyon testlerinin gıda ürünlerinin kendileri ile yapılması. İkinci seçenek: migrasyon testlerinin gıda simulantları (benzerleri) kullanılarak gerçekleştirilmesi.
Ancak, fiilen gıdadan alınan sonuçların pratik tüzük uyarınca simulantlardan alınan sonuçlara göre, önceliği olduğu unutulmamalıdır (AB uzman grubunun bu yorumu hukuki açıdan bağlayıcı olmasa da pek çok yetkilinin ortak görüşüdür). Gıda ile temasta bulunan malzemelerin test edilmesinde gıda 295
maddelerinin her zaman kullanılması mümkün olmadığından gıda benzerleri kullanılır. Spesifik Malzemelere İlişkin Direktifler Rejenere selüloz film, Direktif 93/111/EC ile değiştirilmiş olan Komisyon Direktifi 93/10/EEC ile düzenlenmektedir. Bu direktifte izin verilen maddelerin ve bunların kullanılabileceği koşulları içermektedir. Plastikler, AB Komisyon Direktifi 90/128/EEC ile bunun üzerinde yapılan yedi adet değişikliği (Direktifler 92/39/EEC, 93/9EEC, 95/3/EEC,96/11/EEC, 1999/91/EC, 2001/62/EC ve 2002/17/EC) bir araya getiren yeni AB Komisyon Direktifi 2002/72/EC ile düzenlenmektedir. Bu değişiklikler ile esasen monomerler ve katkı maddeleri gibi izin verilen madde listeleri üzerinde değişiklik yapılmıştır. Perakendeye kadar olan pazarlama aşamalarında, gıdayla temas etmesi planlanan malzemeler ve ürünlerin üzerinde yazılı bir beyan bulunmalı ve bu beyan2004/1935/EC yönetmeliği ile uyumlu olmalıdır. Eğer bir ürün gıdayla temas edecekse, bir bardak ve çatal içeren sembolü taşımalıdır. Gıdayla temas eden malzemelerin etiketlenmesi, bunların reklamının yapılması ve tanıtılması tüketiciyi yanıltmamalıdır [6].
Şekil 4. Gıda İle Temas Edecek Ürün İşareti
Gıda Ambalajı Mürekkeplerine Yönelik Yasalar ve Direktifler Dünyaca kabul görmüş, AB’nin 2004/1935/EC kuralına göre gıda, ilaç ve sigara ambalajlarında, ambalajlanmış ürüne zararsız olarak kabul edilmiş bile olsa ambalaj malzemesinden ve mürekkepten oluşacak migrasyon belirli limitlerin altında olmalıdır. Amerika’da ise bu konuda Food and Drug Administration (FDA) yönetmelikleri geçerlidir. Bunun yanı sıra gıda maddeleri ile ambalajın birbiri ile temasını belirleyecek başka yasalar da bulunmaktadır. Örneğin; Avrupa Plastik Yönetmeliği 90/128/ EEC; kâğıt ve plastik ile ilgili olarak FDA 175-177 maddeleridir [7]. Gıda ambalajı baskısında kullanılan mürekkepler ve lakların gıda ile ilgili kural ve tüzükler kapsamında değerlendirilmesi için mürekkebin gıda maddesine indirekt olarak katılıp katılmadığının belir296
BASIM VE AMBALAJ ÜRÜNLERİNİN İHRACATI BAKIMINDAN AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KRİTERLERİNİN İNCELENMESİ Kamil GÖKAL, Cem AYDEMİR, Samed Ayhan ÖZSOY, Semiha YENİDOĞAN
lenmesi gerekir. Eğer gıda maddesi geçirgenliği olmayan fonksiyonel bir bariyer tabakası ile kaplı ise mürekkep kurallar kapsamına girmemektedir. Ancak ambalajlar asidik, yağlı veya sulu gıda maddelerinin ambalajında kullanılması durumunda bariyer tabakası olsa bile bu ürün için yeterince fonksiyonel olmayabilir. Bu durumda mürekkep, gıda maddesinin indirekt bir parçası olarak kabul edilir ve mürekkebin yapısında bulunan kimyasallar gıda ile ilgili kurallar kapsamında değerlendirilir. Dünyaca yaygın olan bazı gıda üreticilerinin de (Coca-Cola, McDonald’s gibi) gıda ambalajı konusunda sıkı kuralları vardır. Gıda ambalajında kullanılacak olan baskı materyali yalnızca bu listelerde yer alan hammaddelerden hazırlanabilmektedir. Ancak baskıda kullanabilecek mürekkep ve laklara özel olarak hazırlanmış listeler ve kurallar bulunmamaktadır. Bu konuda belirlenmiş kuralların ve tüzüklerin olmaması, bir gereklilik olmadığı anlamına gelmez. Gıda ambalajının dış baskısında kullanılan mürekkep de ambalajın bir parçası olduğundan, ambalaj materyali için geçerli olan kurallar mürekkep için de uygulanmalıdır. Türkiye’de gıda ambalajları konusunda 16 Kasım 1997 tarih ve 560 sayılı kararname ile yayınlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği geçerlidir. Bu yönetmeliğin sorumluluğu Sağlık Bakanlığı’ndadır. Yönetmeliğin 9.Bölümü ‘Ambalajlama ve Etiketleme İşaretleme’ gıdaların ambalajlanması ile ilgilidir. Bu yönetmelikte gıda ambalajı hakkında gereklilik ve sınırlamalar ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Ambalajda kullanılacak olan kâğıt, metal, plastik ve cam malzemelerin yapılarıyla ilgili ayrıntılı bilgi verilmiş olmasına rağmen ambalajın baskısında kullanılacak olan mürekkep ve lakların yapısı ile ilgili sınırlamalar ve gereklilikler konusunda yeterince ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Ülkemizde gıda ambalajı üreten firmaların Sağlık Bakanlığı’ndan üretim izni almaları gerekmektedir. Gıda Ambalajları Üretiminde Hijyen Ambalaj üretiminde gıdaya temas etmeye uygun malzeme kullanımına özen gösterilmelidir. Malzeme, onay aşamasında öncelikle gıdaya temasının uygunluğu ile iş sağlığı ve güvenliği için ambalajda kullanılacak malzemenin “Malzeme Güvenlik Bilgi Formu” (MSDS) incelenmelidir. Eğer malzeme uygun değilse, deneme aşaması gerçekleşmemeli ve o malzeme kullanılmamalıdır. Gıda ile direk temas eden ambalaj malzemesi üreten basım işletmeleri gıda güvenliği için hijyen şartlarına uymak durumundadırlar. Bu hijyenik şartları sağlama yöntemlerinden biride BRC/IoP standardının edinilmesi ve şartlarının yerine getirilmesidir. Ülkemiz basım işletmeleri uluslararası pazarda rakipleriyle kalite, gıda güvenliği ve etkin yönetim sistemi bazında yarışabilecek düzeye ulaşabilmek için BRC/IoP vb. standartlar edinmeli ve bu standartlara uygun üretim yapmalıdırlar. Tehlike Analizi Kritik Kontrol Noktaları (HACCP); gıdaya temas eden ambalaj malzemesi üreten tüm
ambalaj üreticileri bu gerekliliği yerine getirmek zorundadır. Yurt içi ve yurtdışı müşterileri tarafından HACCP sistemi mutlaka istenmekte ve yılda bir kez gözden geçirme yapılması koşulu aranmaktadır. Kritik kontrol noktalarında yapılan deney sonuçları, malzeme için belirlenen limite uygun değil ise sevk edilmemeli, ancak gerekli işlemlerden geçirilerek uygun hale getirildikten sonra müşteriye sevki sağlanmalıdır. Tüm çalışan personelin bu konuda eğitimli ve bilinçli olarak görev alması için insan kaynağı yatırımı çok önemlidir.
Pest Kontrol; matbaa işletmeleri kendi olanakları ile gerçekleştiremiyorsa, dışarıdan yetkin bir teda297
rikçi firma ile sözleşme yapılarak bu konuda hizmet alınması uygundur. Hijyen ve ürün/gıda güvenliği ambalaj üreticileri, günlük hijyen ürün/gıda güvenliği kontrollerini gerçekleştirmelidir. Fabrika üretim alanlarına girilirken kurulmuş olan hijyen bariyer alanlarından geçilerek, el yıkama üniteleri, el dezenfektanı, hava perdeleri, ayak paspasları, ayak dezenfektanları gibi araçlar kullanılarak, gıda ambalajı gerçekleştirilmelidir. Tüm çalışanlar kendilerine işverenleri tarafından temin edilen iş elbise ve iş sağlığı ve güvenliğine uygun donanımlarla görevlerini yerine getirmelidirler. Tuvalet, soyunma odaları, sigara içme alanları sağlık bilgisi kurallarına uygun olarak belirlenmiş olmalıdır. Cam ve sert plastik uygulaması, takı, saat, tütün, yiyecek, bone, iş kıyafeti vb. politikalarına uygun kontrollerin yapıldığı ortamda üretim gerçekleştirilmelidir. Tüm hijyen faaliyetleri için tazeleme eğitimleri düzenlenmeli ve çalışanlar sürekli bilinçlendirilmelidir. Kullanılan temizlik ürünlerinin teknik ve güvenlik dokümanları incelenmeli ve uygun ürünler kullanılmalıdır. Gerekli mikrobiyolojik kontroller yapılmalıdır [8]. Eğer çeşitli kimyasallar kullanılıyorsa mutlaka kullanılan kimyasalların MSDS’leri incelenmeli, çalışanlar bilgilendirilerek gerekli önlemler alınmalı ve çalışanların kurallara uyması sağlanmalıdır. Mesleki hastalıklar ile ilgili tüm çalışmalar yapılmalıdır. İşyeri hekimi ile ortak çalışmalar yürütülmeli ve personelin sağlık durumu hatta moral durumu izlenerek değerlendirilmelidir. Tüm koruyucu malzemeler sertifikalı olmalı ve çalışanların kullanımı için teşvik ve takip edilmelidir. Tüm acil durum çalışmaları yapılmalı ve acil durum ekipleri belirli dönemlerde eğitimlerden geçirilerek olası acil durumlara hazır olunmalıdır. Gıda ambalajı üreten firmaların, standartlara uyum çerçevesinde yılda en az bir kez haberli/habersiz denetim programlarından geçirilmesi, özellikle gıda/ürün güvenliği kriterlerinin değerlendirilmesi ve müşterilerine belge anlamında da firmalarının durumunu belirtebilmesi önemli bir etmendir. İhracat yapılıyor veya AB kriterlerini esas alan müşterilere hizmet veriliyorsa, ambalaj üreticileri AB direktiflerini takip etmeli ve müşteri talepleri doğrultusunda üretim gerçekleştirmelidir. Ayrıca kullanılan tüm ambalaj ürün girdilerinin temin edildiği tedarikçiden mutlaka üretim izin belgeleri, gıda ambalajı üretimi kriterlerine uygun-
luğu, MSDS belgeleri, analiz sertifikaları istenmeli ve müşterilere gerekli uygunluk deklarasyonları yapılabilmelidir. Çevre açısından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yönetmelikler ile belirlediği tüm yasal gereklilikleri ambalaj üreticileri tarafından yerine getirilmelidir. Ambalaj Atıkları Yönetmeliği’ne uyum ve ambalajda bulunması gerekli işaretlemeler konusunda müşteri bilinçlendirilmelidir.
FEFCO Standardı ile Etkin Lojistik İmkânı Standart modüler ve istifleme kolaylığı sağlayan oluklu mukavva kutuların bu kadar kolay taşınır olması, ortak taban alanına sahip olmasındandır. Pazar standartlarındaki 600x400mm, 400x300mm ve 300x200mm boyutlarındaki bu oluklu mukavva kutular meyve-sebzelerin Avrupa genelinde kolayca nakliyesinin yapılmasını sağlar. Avrupa Oluklu Mukavva Sanayicileri Federasyonu (FEFCO) europaletlerle de uyumlu olan bu standardın oluşturulmasına öncülük etmiştir. Standart kutular aralarında boşluk kalmadan veya üst üste bindirme yapmadan europaletlere tamamen oturmaktadır. Kullanılan konektör sistemi Avrupa’daki farklı üreticilerden gelen standart kutuların tek bir palet üzerine oturtulmasını sağlarken yüksekliği değişen kutular farklı büyüklükteki meyve ve sebzelerin nakliyatında en 298
BASIM VE AMBALAJ ÜRÜNLERİNİN İHRACATI BAKIMINDAN AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KRİTERLERİNİN İNCELENMESİ Kamil GÖKAL, Cem AYDEMİR, Samed Ayhan ÖZSOY, Semiha YENİDOĞAN
iyi çözümleri sunmaktadır. Oluklu mukavva kutuların kullanımı lojistikte verimliliği arttırmaktadır [9].
Şekil 5. İstifleme Kolaylığı Sağlayan Oluklu Mukavva Kutular
Sonuç ve Öneriler Sanayileşen ve ihracata yönelen Avrupa Gümrük Birliği’ne üye olan, önümüzdeki yıllarda AB’ye kesin üyeliği beklenen ülkemizde ambalaj ürünleri açısından Türk Gıda Kodeksi yasa ve yönetmelikleri ile Türk Standartları, ISO veAB direktiflerine göre yeniden düzenlenerek uygun hale getirilmiştir. Bu yasa ve yönetmelikler basım ve ambalaj sektöründe ihracat yapan firmaların AB üye ülkelerindeki standartları yakalamasına yardımcı olmaktadır. Basım ve Ambalaj Üretiminde Dikkat Edilecek Bazı Hususlar Şunlardır; Tasarım aşamasında ürünün fiziksel ve kimyasal özelliklerine dikkat etmek gerekir. Ürüne uygun ambalaj kullanımı ile ürünün raf ömrünün artması sağlanabilir. Ambalajın bilgilendirme görevlerine uygun olarak yapısal ve görsel imajlarla ve değişik renklerde ve albeniyi ön plana çıkaracak şekilde donatımının yapılması gerekir. İhraç edilen ürün/ambalajın lojistik koşullara uygun boyutlandırılması gerekir. Böylece lojistik maliyetinin
düşmesi sağlanarak üreticiye katkıda bulunulabilir.
Ambalaj Üreticisinin AB Ülkelerine İhracatı Açısından Yükümlülükleri; En az atık üreterek ve çevreye en az zarar verecek şekilde ambalaj üretilmelidir. Ambalaj malzemesini tekrar kullanıma, geri dönüşüme uygun olacak şekilde tasarlamak, üretmek ve piyasaya sunmak ambalaj üreticilerinin sorumluluğundadır. Ambalaj ürünlerini kullanım alanlarına göre işaretlemek ve etiketlemek gerekir. Ambalaj kullanımına
299
göre geri dönüşlü/dönüşsüz madde işareti kullanmak ve ambalaj malzemesi türüne göre numaralandırma işleminin yapılması gerekmektedir. Matbaa sektöründeki firmaların çevreye karşı duyarlı olması gerekir. İnsan sağlığını tehdit edici bazı kimyasal maddelerin kullanımına ilişkin Reach yasaları kapsamında zararlı uçucu organik bileşenler (VOC) kuralları dikkate alarak üretim yapmalıdırlar. Alternatifi olmayan ambalajlar dışında, geri dönüşümü ve geri kazanılması teknik olarak mümkün olmayan ambalajların üretilmesi, piyasaya sürülmesi ve ithali yasaktır. Gıda ile direk temas eden ambalaj malzemesi üreten matbaa şirketleri gıda güvenliği için hijyen şartlarına uymak durumundadırlar. Bu hijyenik şartları sağlama yöntemlerinden biride BRC/IoP standardının edinilmesi ve şartlarının yerine getirilmesidir. AB Ülkelerine İhracat Yapan Firmaların Dikkat Etmesi Gereken Hususlar; İhracat yapılacak ülkelerin pazar büyüklüğü ve potansiyeli hakkında bilgi toplanarak işe başlanmalıdır. İhracat yapılacak ülkelerin ithalat ve ihracatı etkileyen kanuni prosedürlerin incelenmesi gereklidir.
Kullanılacak ambalajlarda kalite standartlarına uygunluk olmalıdır. Kullanılacak olan hammaddelerin bilinen bir firmadan test edilmiş ürünlerin temin edilerek üretim yapılması gerekmektedir. Malzemelerin imalat aşamasında gerekli olan standartların sağlanmış olması gerekir. Bu konuda satın alınan ürün ve hizmetlerin kontrolü sağlanmalıdır. Bazı AB ülkelerinde özel istenen evraklar ve standartların varlığı bilinmeli ve ona göre ihracat yapılmadan önce bu kural ve yönetmeliklere göre hazırlık yapılması gerekmektedir. AB ülkelerine ihracat yapmayı planlayan matbaa işletmelerinin pazar paylarını arttırmaları açısından faydalı olabilecek diğer noktalar ise; Nihai tüketiciye en rekabetçi biçimde ulaşmak için gerekli iletişim stratejilerinin belirlenmesine dikkat edilmeli, Tüketiciye ulaşan iletişim biçimlerinde kullanılacak özellikleri belirleyen konsept ve marka karakterleri geliştirmeli, Önceden saptanmış sayısal hedeflere yönelik dağıtım ve perakende noktaları stratejileri geliştirilmeli,
Yeni ürün lansmanı veya mevcut ürünler için önceden saptanmış sayısal hedeflere yönelik iletişim stratejileri geliştirilmelidir.
300
BASIM VE AMBALAJ ÜRÜNLERİNİN İHRACATI BAKIMINDAN AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KRİTERLERİNİN İNCELENMESİ Kamil GÖKAL, Cem AYDEMİR, Samed Ayhan ÖZSOY, Semiha YENİDOĞAN
Kaynakça [1] Sakarya S.: ‘Kağıt Karton ve Ahşap Ambalaj Sanayii değerlendirme Raporu’, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri, Ankara, (2002) 1-2. [2] https://www.fsc.org/fsc-rules.html (Erişim:09/2009) [3] http://www.cevko.org.tr/ (Erişim:07/2009) [4] Yalçın, S.; Bektaşoğlu S.; ve Sönmez A.: ‘İhracatta Ambalaj’ Ankara:İGEME, (2000) 32. [5] T.C. Resmi Gazete, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği, (22/04/2002),(Sayı:24734) [6] Geoffroy Tillieux.: ‘Europan Acquis fort he plastics industry’ – Gıda ile Temas Mevzuatı, İstanbul, (2008) [7] Mengüberti M.: ‘Gıda Ambalajı Uygulamaları’, Dyo Matbaa Mürekkepleri San. Tic. A.S., İzmir, (2006) 1. [8] Fleksibıl Ambalaj Sanayicileri Derneği ‘Ambalaj Bülteni’ Eylül (2008) 8. [9] Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği, ‘Oluklu Mukavva Dünyasından Haberler’, Mart, (2008) 8.
301
YÜZEY KAPLAMA VE SİZİNG UYGULAMASINDA KURUTMA TEKNİĞİNİN KÂĞIDIN RENK VE PARLAKLIĞINA ETKİSİNİN İNCELENMESİ
Semiha Yenidoğan*, Cem Aydemir*, Arif Karademir**, Emine Arman Kandırmaz* *Marmara Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Basım Teknolojileri Bölümü, Göztepe 34722 – İstanbul **Department of Forest Product Engineering, Bursa Technic University, Bursa, Turkey e-posta : semihayavuz@marmara.edu.tr
Özet Kâğıdın yüzey özelliklerini geliştirmek amacıyla kâğıt yüzeyine yapıştırma (sizing) ve kaplama (coating) uygulamaları yapılmaktadır. Bu her iki uygulamada da kâğıdın oluşum yapısından kaynaklanan yüzey boşluklarını polimer esaslı maddelerle doldurmak ve yüzeyi düzgünleştirmek amaçlanmaktadır. Yüzey uygulaması yapılmış kâğıtlar ya kendi halinde (hava kurusu) kurumaya bırakılır ya da kurutucu da sıcaklık yardımıyla (fırın kurusu) daha hızlı kurutulabilir. Farklı kurutma teknikleri kâğıdın optik özelliklerini etkileyebilir. Bu çalışmada yüzeyi kuşelenmiş ve sizing işlemi yapılmış kâğıtların yüzeylerindeki modifikasyon malzemelerinin kuruması sürecinde kurutma tekniğinin kâğıdın rengi ve parlaklığına etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla kaplanmamış kağıt yüzeyine ayrı ayrı nişasta bazlı yüzey yapıştırma uygulaması ve kalsiyum karbonat-nişasta bazlı
303
yüzey kaplama uygulaması yapılmıştır. Elde edilen farklı yüzeyli kâğıtların bir kısmı oda sıcaklığında bir kısmı ise kontrollü olarak etüvde kurumaya bırakılmıştır. Kuruma süreci tamamlanan tüm bu kâğıtların, spektrofotometre ile standartlara uygun olarak renk CIE L*a*b* ve glossmetre ile kâğıt parlaklığı ölçümleri yapılmıştır. Yüzey kaplama ve sizing uygulamalarında iki farklı kurutma tekniğinin kâğıdın optik özelliklerine etkileri ayrı ayrı incelenmiştir.
Anahtar kelimeler: Hava kurusu, fırın kurusu, yüzey kaplama, yüzey yapıştırma, basılabilirlik.
Abstract Sizing and coating applications made onto surfaces of paper to improve surface properties. In both of these applications, fill the capillary break, which is because of structures of paper with polymeric material and to smooth the surface. Surface-treated papers can either be left to dry in their own (airdried) or can be dried faster with the help of temperature (oven-dried). Different drying techniques can affect the optical properties of the paper. In this study, it was attempted to determine the effects of the drying technique on the paper color and brightness during the drying process. For this purpose, starch-based surface sizing and calcium carbonate-starch-based surface coating were applied to the uncoated papers. Some of the obtained surface papers were dry at room temperature and some of them were dry with oven controlled. Completed the drying process papers, CIE L * a * b * and gloss values are measured with spectrophotometer and glossmeter in accordance with standards. The effects of two different drying techniques on the optical properties of paper were investigated for coating and sizing applications. Keywords: Air dry, oven dry, surface coating, surface sizing, printability.
Giriş Basım sanayinin iki ana girdisi vardır. Bunlar; kâğıt ve mürekkeptir [1]. Kaliteli baskılar üretmek için bu iki girdinin bazı özelliklere sahip olması gerekir. Kâğıdın yüzey yapısı baskı kalitesini en çok etkileyen parametredir. Yüzey yapısını iyileştirmek için iki yöntem kullanılabilir. Bunlar yüzey liflerini yapıştırarak yüzey dayanıklılığını arttırma, sıvılara karşı direnç, düzgünleştirme işlemleri 304
YÜZEY KAPLAMA VE SİZİNG UYGULAMASINDA KURUTMA TEKNİĞİNİN KÂĞIDIN RENK VE PARLAKLIĞINA ETKİSİNİN İNCELENMESİ Semiha Yenidoğan, Cem Aydemir, Arif Karademir, Emine Arman Kandırmaz
(sizing) ve yüzey kaplama işlemleridir (coating). Sizing işlemlerinde yüzey kaplama reçinesi ile yüzey kaplanır ve boşlukların üzeri kapanır. Böylelikle basılmış mürekkebin kâğıdın derinliklerine ilerlemesi önlenir ve baskı parlaklığı artar. Yüzey kaplama işlemlerinde yüzey kaplama reçinesi içerisine eklenen dolgu maddesi ile yüzey pürüzsüzleştirilir, boşluklar doldurulur, kağıt baskıya daha uygun hale getirilir. [2,3]. Dolgu maddesi olarak genellikle fiyat-kalite faktörleri düşünülerek kalsiyum karbonat gibi inorganik doğal maddeler kullanılmaktadır [4,5]. Kaplama işlemi sonucunda kâğıt optik ve fiziksel özellikler bakımından daha efektif hale gelir ve daha iyi basılabilirlik özellikleri verir. Bu özellikler genellikle baskılı ya da baskısız parlaklık, yüzey düzgünlüğü, beyazlık ve opaklıktır [6,7]. Kâğıt üretimi ve yüzey işlemlerinde farklı tür nişastalar kullanılmaktadır. Nişasta amiloz ve amilopektin olmak üzere iki önemli molekülden oluşan doğal bir polimerdir. Yüzey yapıştırma ve kaplama işlemlerinde bağlayıcı olarak kullanılırlar. Doğal veya yapay bağlayıcılara göre en çok kullanılan bağlayıcı türüdür [8,9]. Doğal olarak sıkça bulunması, işlenmesinin kolay olması düşük maliyeti kullanım alanlarını artırmaktadır [10].
Şekil 1. Nişasta molekülünün kimyasal yapısı
Kâğıt yüzey işlemlerinde bağlayıcı olarak nişasta kullanımının birçok sebebi vardır. Sıvıların emiliminde direnç oluşturmak (absorbsiyon sınırlanması), mukavemeti artırmak (çekme dayanımı vb.), yüzeyi düzgünleştirmek ve katı bileşenler için dağılım ortamı oluşturmak bunlardan bazılarıdır [11-14]. Nişastalar; mevcut pozitif özelliklerinin ön plana çıkarılması, istenmeyen özelliklerinin azaltılması veya yeni özelliklerin kazandırılması amacıyla fiziksel ve/veya kimyasal yollarla modifiye edilirler. Öğütülmüş işlemden geçirilmiş nişastalar, enzim tarafından dönüştürülmüş nişastalar, amonyum persülfat, oksidize nişasta, nişasta eterleri ve katyonik nişastalar kâğıt endüstrisinin kullandığı bazı nişasta türleridir [15-17]. Kâğıt endüstrisinde en çok kullanılan modifiye nişasta türü katyonik nişastadır. Katyonik nişasta kullanımı ile atık oranı yarı yarıya azalır [18,19]. Kaliteli baskılar yapabilmek için basılan mürekkebin kağıt yüzeyinde kalması, kağıdın gözeneklerinden içeriye çok fazla sürüklenmemesi istenmektedir. Kâğıt lifleri arasında bulunan boşlukların bir
305
miktar doldurulması mürekkebin sürüklenmesini engellemektedir. Ayrıca kâğıdın belirli bir parlaklık değerinde olması baskının çekiciliği açısından önemlidir. Yüzeye uygulanan yöntem ister sizing işlemi olsun ister kaplama işlemi olsun bir kurutma uygulanması gerektirmektedir. Yaygın olarak kullanılan iki kuruma yöntemi vardır. Bunlardan ilki açık havada bırakarak kâğıtların kendi başına kuruması işlemi yani hava kurusu, diğeri ise kâğıtların bir ısıtıcı fırın yardımıyla kurutulduğu fırın kurusudur. Kuruma hızları farklı olan bu yöntemlerde kâğıt özellikleri farklı şekilde etkilenmektedir. Örneğin havada yavaş kuruyan bir kâğıdın bağlayıcının oksijen ile polimerleşmesi parlaklık sorunları yaratabilirken, ısı ile kuruyan kâğıtlarda ısının etkisiyle bazı sararmalar görülebilir. Bu çalışmada hazırlanan yüzey yapıştırma ve kaplama malzemelerinin kuruma sürecindeki farklılığın kâğıdın optik özelliklerine ve basılabilirliğine etkileri belirlenmeye çalışılmıştır.
Deneysel Bölüm Bu çalışmada kaplama ve yüzey yapıştırma işlemlerinde için gramaj ISO 536’ya göre 200 (g/ m2) kağıtlar kullanılmıştır. Bu kâğıda katyonik nişasta bazlı yüzey yapıştırma uygulanmıştır. Uygulanan yapıştırma formülasyonu; katyonik nişastanın %7,5 konsantrosyonlu karışımı 90ᵒC ‘ye ısıtılmış, elde edilen sıcak yüzey kaplama çözeltisi 60ᵒC soğutulduktan sonra laboratuvar tipi kağıt kaplama cihazında key bar kullanılarak kağıt yüzeyine uygulanmıştır. Çalışmanın diğer kısmı olan kâğıt kaplamalarının formülasyonunda da aynı hazırlık süreci uygulanmış ancak ilk karışım içerisine %2,7’lik CaCO3 eklenmiştir. Laboratuvar koşullarında laboratuvar tipi kağıt kaplama cihazında key bar kullanılarak kağıt yüzeyine uygulanmıştır. Elde edilen yüzeyi yapıştırılmış ve kaplanmış kağıt örnekleri hem açık havada 24 saat kendi haline bırakılarak hem de etüvde 105ode 6 Saat beklenerek kurutulmuştur. İlgili kağıtların renk ve sarılık özelliklerini belirlemek için CIE L*a*b* değerleri X-Rite eXact el tipi spektrofotometre ile ISO 12647-2:2013’e göre ölçülmüştür. Renk farkı ∆E değerleri CIE ∆E* 1976 ISO 13655’e göre (400 nm to 700 nm spectral aralık, D50 ışık kaynağı, 2° gözlemci, polarize filtre ve 0/45 derece geometrisi) ölçülmüştür. Renk değişimi formülü aşağıda verilmiştir. Hesaplamalar beş ölçümün ortalaması alınarak yapılmıştır[20]. Parlaklık ölçümleri BYK- Gardner GmbH glossmetre ile ISO 2813:2014 standardına göre 75⁰ açı ile yapılmıştır. Parlaklık değişimi hesabında kullanılan formül aşağıda verilmiştir.
306
YÜZEY KAPLAMA VE SİZİNG UYGULAMASINDA KURUTMA TEKNİĞİNİN KÂĞIDIN RENK VE PARLAKLIĞINA ETKİSİNİN İNCELENMESİ Semiha Yenidoğan, Cem Aydemir, Arif Karademir, Emine Arman Kandırmaz
Sonuçlar 1. Çalışmada kullanılan baz kâğıt üzerine hiç bir işlem yapılmadan hem oda koşullarında 24 saat bekletilmiş hem de etüvde kuruma sürecine tabi tutulmuş CIE L*a*b* renk ölçümleri yapılmıştır. İşlem görmeden önce baz kağıt; L= 93,83, a= 2,54 b= -7,57’dir. Renk ölçüm sonucunda kâğıttaki renk değişimi tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1: İşleme tabi tutulmayan kâğıtlarda farklı kurutma tekniklerinin renk üzerine etkisi
İşlem Türü Hava Kurusu Etüv Kurusu
ΔE
ΔL
Δa
Δb
0,28
-0,2
0,02
0,26
1,25
-0,38
0,16
1,53
Tablo 1 incelendiğinde en fazla renk değişimin Δb değerinde olduğu yani rengin sarardığı en fazla sararmanın ise etüv kurusunda gerçekleştiği görülmektedir.
2. Sizing ve kaplama işlemlerinden sonra uygulanan kuruma türüne gore ölçülen işlemleri sonrasında renk değişimleri tablo 2’ te verilmiştir.
Tablo 2: Farklı kurutma ve yüzey işlemlerinin renk üzerine etkisi İşlem Türü Etüv Kuşe Etüv Yüzey Yapıştırma Hava Kurusu Kuşe Hava Kurusu Yüzey Yapıştırma
ΔE 1,98 1,05 0,55 0,58
ΔL -0,62 -0,12 -0,49 -0,44
Δa 0,55 0,67 0,19 0,31
Δb 2,29 1,04 -0,28 -0,4
Tablo 2 incelendiğinde hava kurusunda yüzey yapıştırma ve kaplamaların ΔE’lerinin birbirine benzer olduğu ancak Δb’leri arasında yaklaşık 2 kat fark olduğu görülmektedir. Bunun sebebi kuşe içerisindeki CaCO3’tın beyazlatma etkisinden kaynaklanmaktadır. Etüvde kurutulmuş numuneler arasında 307
da benzer sonuç görülmektedir. 3. Diğer bir sonuç ise etüvde kurutulan yüzey işlemlerinin renklerindeki farklılaşmanın havada kurutulanlardan daha fazla olmasıdır. Nişasta doğal polimeri üzerinde bulunan çift bağlar ısı ile azda olsa koparak bazı yapısal kırılmalar meydana gelmektedir. Buda nişastanın kendine has parlak ve renksiz halinden uzaklaşarak renginin değişimi olarak karşımıza çıkmaktadır.
4. Şekil 2 incelendiğinde farklı kuruma tipinin rengin sarı bileşeni Δb üzerine etkisi gösterilmiştir.
Şekil 2. Farklı kurutma ve yüzey işlemlerinin sarılık üzerine etkisi Şekil 2’ye göre; en büyük sarılık farkının etüvde kurutulmuş kuşe kaplamalarda olduğu görülmektedir. CaCO3’ın 105o de yapısında kısmi bozulmalar oluşmakta buda rengini sarıya doğru farklılaştırmaktadır. Sıcaklık uygulanan etüv kurularında sararma sorunu havada kurutulanlardan gözle görülür derecede fazladır.
308
YÜZEY KAPLAMA VE SİZİNG UYGULAMASINDA KURUTMA TEKNİĞİNİN KÂĞIDIN RENK VE PARLAKLIĞINA ETKİSİNİN İNCELENMESİ Semiha Yenidoğan, Cem Aydemir, Arif Karademir, Emine Arman Kandırmaz
5. Şekil 3’de kaplama ve yüzey yapıştırma işleminin parlaklık üzerine etkileri verilmiştir.
Şekil 3. Farklı kurutma ve yüzey işlemlerinin parlaklık üzerine etkisi
Parlaklık değerleri incelendiğinde kuşe kaplamaların parlaklıklarının yüzey yapıştırmadan 5 kat daha düşük olduğu görülmüştür. Beyaz CaCO3 moleküllerinin ışığı absorplaması sonucunda ışığın yansımasını yani parlaklığı azaltması yüzünden olduğu düşünülmektedir. Ayrıca etüvde kuruma hızlı olduğundan hava ile oksidasyon daha az gerçekleşmiş bu sebeple daha parlak sonuçlar elde edilmiştir. Bulgular ve Öneriler 1. Hiçbir işlem uygulanmamış kâğıtlar kurutma işlemine tabii tutulduğunda kâğıdın iç yapıştırma bağlayıcısının ısıl reaksiyonundan dolayı etüvde kuruyan kâğıtlar daha fazla sararmış ve daha fazla renk değişimine uğramıştır. 2. Havada kuruyan kaplama ve yüzey yapıştırma yapılmış kâğıtların renk farkı olmadığı halde Δb’leri 2 kat değişmektedir. Buna CaCO3 eklenmesi sebep olmaktadır. Aynı durum etüvde kurutulan kaplama ve yüzey yapıştırılmış kâğıtlar kendi arasında incelendiğinde de görülmektedir.
309
3. Etüv kurutma uygulamasının hem kaplamada hem de yüzey yapıştırmasında kullanılan nişasta doğal polimerinin yapısını bozduğundan rengi daha fazla değiştirmiştir. Rengi sarartmıştır. 4. Kaplama uygulanan kâğıtların parlaklığı hava kurusundan daha azdır. Bu CaCO3 moleküllerinin rengi soğurması ve yansıtmamasından kaynaklanmaktadır. 5. Etüvde hava kurusundan daha hızlı kurutma gerçekleştiğinden hava ile oksidasyona daha az uğrar ve daha parlak yüzeyler elde edilir.
Sonuç olarak hızlı kurumanın istendiği yerlerde etüv kurutma kullanılmalı ancak renk farkının minimum olmasının istendiği durumlarda hava kurutma yapılmalıdır. Ayrıca kaplama işleminde pigment rengine bağlı olarak renk değişmekte, parlaklığın istendiği durumlarda yüzey yapıştırma yapılmış ve etüvde kurutulmuş kağıtlar kullanılmalıdır. Kaynaklar 1. Arai, Y., Nojima, K., (1997), Coating structure for obtaining high print gloss, Tappi Journal 81(5), 213-221 2. Navaz, Homayun K., et al. “Sessile droplet spread into porous substrates—Determination of capillary pressure using a continuum approach.” Journal of colloid and interface science 325.2 (2008): 440-446. 3. Aydemir, Cem. “Time-dependent behavior of a sessile water droplet on various papers.” International Journal of Polymeric Materials 59.6 (2010): 387-397. 4. Stränger, K. “On-machine surface treatment of paper and board with the blade coater.” Surface Application of Paper Chemicals. Springer Netherlands, 1997. 9-20. 5. Aydemir, Cem, et al. “Effects of matte coating on the paper surface and print density.” Science and Engineering of Composite Materials 20.2 (2013): 141-145. 6. Li, Y., Wang, Q., Gu, W., He, B., (2015). Study on the coating surface characteristics of coated paper, International Conference on Materials, Environmental and Biological Engineering (MEBE 2015), 817-820. 7. Y. Xiang, D. Desjumaux, D. Bousfield, M.F. Forbes, (1998), Preprints of the Pan Pacific and International Printing and Graphic Arts Conference, Quebec, 1998, 85. 8. Kirby, K.W., (1985), Starch chemistry and reactivity, Papermakers Conference Proceedings, 310
YÜZEY KAPLAMA VE SİZİNG UYGULAMASINDA KURUTMA TEKNİĞİNİN KÂĞIDIN RENK VE PARLAKLIĞINA ETKİSİNİN İNCELENMESİ Semiha Yenidoğan, Cem Aydemir, Arif Karademir, Emine Arman Kandırmaz
TAPPI Press, Atlanta, 59. 9. Özcan, A., Zelzele, Ö., (2017), The effect of binder type on the physical properties of coated paper, Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 5 (1), 399-404. 10. Kearney, R. L., Starch Binders in Coating, (1988), Blade Coating Seminar, TAPPI Press, Atlanta, 99. 11. Lee, H.L., Shin, J.Y., Koh, CH., Ryu, H., Lee, DJ., Sohn, C., Surface sizing with cationic starch: its effect on paper quality and papermaking process, Tappi Journal, 85(1), 34-40 (2002). 12. Klass, C.P., Development of metered size press: A historical perspective, 2000 TAPPI Metered Size Press Forum III, 1, TAPPI PRESS, Atlanta, GA. (2000) 13. Bobek, B., Hamm, U., Dietz, W., et al., (2004), Process optimization to avoid calcium carbonate problems, Abschlußbericht INFORProjekt 35, Department of Paper Technology and Mechanical Process Engineering, Technical University of Darmstadt, Germany. 14. Schabel, S., Putz, H. J., Hamm, U., Kersten, A., Bobek, B., Hirsch, G., & Voss, D. (2014). Calcium carbonate in the paper industry-blessing for coated papermaking and curse for recycling processes. Tappi Journal, 13(11), 47-U54 15. Kearney, R.L., Maurer, H.W., Starch and Starch Products in Paper Coating, TAPPI PRESS, Atlanta (1990). 16. Whistler, R.L., BeMiller, J.N., Paschall, E.F., Starch Chemistry and Technology, 2nd Ed. Academic Press, Orlando, (1984). 17. Sirois, R.F., Paper Technology 33 (11), 31 (1993). 18. Mayatt, J., Cationic starches at the size press and their cost effectiveness, The Chemistry of Papermaking, Conference Proceedings, Pira International, UK (1993). 19. Glittenberg, D., Becker, A., Paperi ja Puu, 79 (4), 240-243 (1997). 20. Aydemir, C., Yenidoğan, S., Karademir, A., & Arman, E. (2017). Effects of color mixing components on offset ink and printing process. Materials and Manufacturing Processes, 1-6.
311
ATIK CEVİZ KABUĞU TAKVİYELİ KOMPOZİT MALZEMELERİN BASKI YAPILABİLİRLİKLERİNİN İNCELENMESİ Garip GENÇ1, Sinan SÖNMEZ2 1 2
Marmara Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Makine Programı, İstanbul
Marmara Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Basım Teknolojileri Bölümü, Kadıköy, İstanbul ssonmez@marmara.edu.tr
Özet Bu çalışmada atık kabuklu yemişlerin geri dönüşümünün sağlanması ve yeni kullanım alanlarının belirlenmesi amacıyla, ceviz kabuğu takviyeli kompozit malzeme üretilmiş ve baskı yapılabilirlik özelliği incelenmiştir. Kompozit malzeme üretiminde takviye elemanı olarak atık ceviz kabuğu ve matris olarak epoksi reçine kullanılmıştır. Üretilmiş kompozit malzemelerin yüzey temas açıları belirlenmiştir. Üretilmiş Kompozit malzeme yüzeyinde mürekkep tutumunun belirlemesi amacıyla, serigrafi baskı sisteminde, su bazlı mürekkep kullanılarak zemin baskıları gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar göstermektedir ki, üretilmiş kompozit malzeme yüzeyine baskı mürekkep homojen bir şekilde aktarılmış ve yüzeyde kalıcı bir şekilde tutunmuştur. Anahtar Kelimeler: Geri dönüşüm, Atık ceviz kabuğu, Kompozit, Mürekkep, Basılabilirlik, Yonga levha, Biyokütle
313
INVESTIGATION OF PRINTABILITY OF WASTE WALNUT SHELL REINFORCED COMPOSITE MATERIALS Abstract In this study, for the purpose of providing the recycling of waste nuts shell and determining new areas of use, walnut shell reinforced composite materials was produced and investigated the printability properties. In the production of composite material, waste walnut shell was used as reinforcement and epoxy resin was used as matrix. The surface contact angle of the produced composite material were determined. For the purpose of identifying the ink holding on the surface of composite material, it was carried out solid prints using water base ink in screen printing system. The obtained results provided that printing ink was transferred homogeneously to the surface of the produced composite material and was hold permanently on the surface. Keywords: Recycling, Waste walnut shell, Composite, Ink, Printability, Chipboard, Biomass Giriş Son yıllarda insanoğlu çevre korunmadığı takdirde, doğal kaynakların tükenmesi ve temiz hava üreten alanların büyük ölçüde azalma tehlikesi ile karşı karşıya kalacağının farkına varmıştır [1]. Bu nedenle; özellikle mobilya endüstrisinde, ambalaj ve kaplama endüstrisinde, inşaat sektöründe yaygın olarak kullanılan ağaç ve ağaç esaslı kompozit malzemelere alternatif olarak yeni malzemelerin geliştirilmesi çok önemli hale gelmiştir. Nüfusun her geçen gün artması ile odun hammaddesine olan talep ve mevcut arz arasındaki dengesizliğin kaçınılmaz olacağı açıktır [2]. Geri dönüşüm çerçevesinde ortaya çıkmış ve günümüzde kontrplak, çeşitli yapı levhaları, lamine edilmiş ağaç malzeme, yonga levha, MDF gibi kompozit malzemeler birlikte gruplandırılarak “Engineered Wood Products” olarak adlandırılmaktadır [3]. Ancak bu geri dönüşüm malzemelerinin de en nihayetinde odun esaslı olması çevresel endişeler açısından yeterli bir çözüm olmamaktadır. Bu nedenle, özellikle atık geri dönüşümü üzerine çalışmalar yapılması zaruri hale gelmektedir. Ülkemizde, tarımsal hasattan sonra kalan kısımlar ya tekrar toprağa karışmakta ya da yakılarak yok edilmektedir [2]. Bu noktadan hareketle özellikle atık yemiş kabuklarının odun esaslı kompozit malzemeler alternatif olarak kullanılıp kullanılamayacağı kompozit biliminde yapılan araştırmaların [4-8] odağı haline gelmiştir. Konu ile ilgili literatür araştırması yapıldığında; Batalla ve diğ. [4] çalışmalarında öğütülmüş yer fıstığı kabukları kullanarak orta yoğunluklu paneller üretmiş ve bu panellerin kullanımı ile pano yapımı fizibilitesi sunmuşlardır. Ürettikleri panellerin fiziksel ve mekanik özelliklerinin odun esaslı panellerin özelliklerine çok yakın değerlere sahip olduğunu tespit etmişlerdir. Carvalho ve diğ. [6] ise ağaç budama işlemleri sonucu ortaya çıkan talaşlar ile panel üretimi üzerine bir çalışma sunmuşlardır. Bu çalışmada farklı oranlarda çam talaşı ve matris kullanılmış ve üretilen panellere ait dayanım testleri gerçekleştirilmiştir. Gürü ve diğ. [7] ise sundukları çalışmalarında ceviz kabuğu kullanarak üre-formaldehit esaslı kompozit yonga üretmişlerdir. Üretilen bu kompozit levhanın uçucu kül ve fenol formaldehit kullanılarak yanmazlık, mantar ve böcek saldırısı eradikasyonu ve suya dayanıklılık özellikleri gibi gereksinimleri geliştirmeyi hedeflemişlerdir. Gürü ve diğ. [5] bir diğer çalışmalarında ise badem kabuğu kullanılarak ürettikleri kompozit suntanın mekanik davranışlarını incelemişlerdir. Mekanik davranışların belirlenmesi amacı ile sertlik ve eğilme deneyi gerçekleştirmişlerdir. Mohareb ve diğ. [8] ise keten ve Hint keneviri lifleri ile kavak ağacı talaşını takviye elemanı kullanarak kompozit panel üretmişlerdir. Kompozit levhanın üretiminde polyester reçineyi vakum destekli reçine transfer kalıplama tekniği ile uygulamışlardır. Üretilen bu kompozit levhanın mekanik, fiziksel ve biyolojik özellikleri üzerinde durmuşlardır. Rachtanapun ve diğ. [9] sundukları çalışmada kahve atığı takviyeli kompozit yonga levha üretimini üre-formaldehit matrisi ile gerçekleştirmişlerdir. Üretilen kompozit levhanın yoğunluğu, nem 314
ATIK CEVİZ KABUĞU TAKVİYELİ KOMPOZİT MALZEMELERİN BASKI YAPILABİLİRLİKLERİNİN İNCELENMESİ Garip GENÇ, Sinan SÖNMEZ
içeriği, kalınlık şişlik, su emme, eğilme dayanımı ve elastiklik modülü özelliklerini incelemişlerdir. Wang ve Sun [10] Buğday samanı ve mısır sapları gibi tarımsal artıkları takviye elemanı olarak soya bazlı yapıştırıcıyı ise matris olarak kullanmış ve yonga levha üretimi üzerine bir çalışma sunmuşlardır. Üretilen levhanın çekme ve basma dayanımı testlerini gerçekleştirmiş ve sırası ile bu dayanım özelliklerini 3.24 MPa ve 4.29 MPa olarak rapor etmişlerdir. Akbaş ve diğ. [2] ise polipropilen ve atık fındık kabuklarından elde edilen unlar farklı oranlarda kullanarak polimer kompozit üretilmişlerdir. Ekstrüzyon ve pres kalıplama yöntemleriyle ürettikleri kompozitler malzemelerin çekme, eğilme, darbe direnci, kalınlığına şişme ve su alma değerlerini incelemişlerdir. Ürettikleri bu malzemelere ait en iyi değerlerin %30 oranında fındıkkabuğu unu kullanılarak üretilen kompozit malzemeye ait olduğunu rapor etmişlerdir. Özellikle meyve suyu üretimi sonucunda açığa çıkan tonlarca atık çekirdek ve kabuk miktarı düşünüldüğünde, bu atıkların alternatif kompozit malzeme olarak Ülke ekonomisine kazandırılabileceği aşikârdır. Dolayısı ile bu çalışmada, atık ceviz kabuğunun geri dönüşümü ve yeni kullanım alanlarının belirlenmesi için atık ceviz kabuğu kullanılarak kompozit malzeme üretilmesi hedeflenmiştir. Özellikle ambalaj endüstrisinde kullanılan kağıt ve kağıt türevlerine alternatif olması amacı ile üretilen bu kompozit malzemenin mürekkep basılabilirlik özelliği incelenmiştir. Böylece; sadece ceviz kabuğu için değil diğer bütün yemiş atıkları için geri dönüşüm sağlanarak kimyasal veya odun esaslı kompozit kullanılan uygulamalar için alternatif bir malzeme önerilecektir. Materyal ve Metot Kompozit Malzemenin Üretimi Öncelikle, kuru ceviz kabukları öğütücüde öğütülür ve 1 mm2 lik elekten geçirilerek ayıklanır. İkinci aşamada ise epoksi reçine ve katılaştırıcının karışımı ile hazırlanan matris içerisinde öğütülmüş ceviz kabukları karıştırılır. Hazırlanan karışım plaka formuna uygun çelik kalıbın içine dökülür ve önceden 85ºC’ye kadar ısıtılan hidrolik pres makinesinin plakaları arasına yerleştirilir. 20 ton pres kuvveti altında 300 dakika süresince bekletilerek matrisin kürlenmesi sağlanır. Kürlenme süresi sonunda kalıp, presten alınarak ortam sıcaklığında soğutulmaya bırakılır. Üretilen kompozit levha istenilen ölçüde kesilerek şekillendirilir [11]. Baskı Kalıbının Hazırlanması ve Baskı Testlerinin Gerçekleştirilmesi Baskı testlerinin yapılmasında Serigrafi baskı yöntemi kullanılmıştır. Kalıpta 120 çözgü/cm ipek kumaş kullanılarak hazırlanmış kalıp çerçevesi yüzeyi diazo emülsiyon ile kaplanır ve 35-40ºC sıcaklığa ayarlanmış kurutma dolabında kurutularak hazır hale getirilir. Emülsiyonda görüntü düz olacak şekilde 40 Lpc tram sıklığında alınmış film çıktısının emülsiyonlu yüzü kalıbın emülsiyonlu yüzüne çakıştırılarak kalıp üzerine sabitlenir. Daha sonra U.V. ışık altında 40-45 sn pozlandırıldıktan sonra kalıp su ile yıkanarak poz görmemiş alanlardaki emülsiyondan arındırılmakta ve 35-40 ºC sıcaklığa ayarlanmış kurutma dolabında kurutularak baskıya hazır hale getirilir. Hazırlanmış olan Serigrafi baskı kalıp çerçevesi laboratuvar tipi serigrafi baskı aparatına sabitlenir. Baskı yapılacak kompozit levhanın kalıp altındaki konumu belirlenir. Kalıp çerçevesi kompozit levha üzerine indirilir ve su bazlı mürekkebi kalıp üzerine konulur. Kalıp üzerine konulmuş su bazlı mürekkep 75 sertlik derecesine sahip, 75 derecelik dik kenarlı kauçuk rakle eleğin gözeneklerinden kompozit levha üzerine aktarılmaktadır. Daha sonra kalıp çerçevesi kaldırılarak kompozit levha oda şartlarında kurumaya bırakılır [12].
315
,Basılabilirlik Testlerinin Yapılması Kompozit levhaların yüzey temas açıları TAPPI T 588 standartına uygun olarak PG-X Goniometre kullanılarak ölçülmüştür. Gretag Macbeth SpektroEye kullanılarak densite değerleri ölçülmüştür. ISO 2813 standartına göre kompozit levhaların baskılı ve baskısız gloss değerleri BYK Portable Glossmetre kullanılarak ölçülmüştür. Kompozit levhalara üzerine aktarılmış olan görüntünün kalıcılığı test etmek için ise IPC-TM-650 Adhesion, Tape Testing Metod kullanılmıştır. Bulgular ve Yorumlar Aşağıdaki Şekil 1’de 30 sn içersinde diyonize suyun test örnekleri üzerindeki davranışı görülmektedir. Diyonize suyun kompozit yüzeyine düştüğü anda 89o ile en yüksek yüzey temas açısını oluşturduğu görülmektedir. 30 sn sonunda kompozit malzemenin yüzey temas açısı 84o kadar düşmüştür. Bu sonuç üretilmiş kompozit malzemenin hidrofilik bir yapıda olduğunu göstermektedir.
Şekil 2: Kompozit Malzemenin Yüzey Temas Açısı Grafiği Şekil 3 de Kompozit malzeme üzerinde diyonize su damlasının yüzeye ilk düştüğü anda oluşturduğu yüzey temas açı görüntüsü ve 30 saniye sonraki oluşturduğu yüzey temas açısı görüntüsü verilmiştir. Bu görüntülerden de yüzey temas açısındaki azalış net bir şekilde görülmektedir.
Şekil 3: Kompozit Malzeme Üzerinde Diyonize Su Damlasının Davranış
316
ATIK CEVİZ KABUĞU TAKVİYELİ KOMPOZİT MALZEMELERİN BASKI YAPILABİLİRLİKLERİNİN İNCELENMESİ Garip GENÇ, Sinan SÖNMEZ
Şekil 4 de üretilmiş kompozit malzeme üzerine basılmış cyan rengin densite değeri görülmektedir. Kompozit levha üzerinde 1,48’lik bir densite değeri elde edilmiştir.
Şekil 4: Kompozit Malzemenin Baskı Densite Grafiği Şekil 5 de üretilmiş kompozit malzemenin baskılı ve baskısız lightness değerleri verilmiştir. Verilmiş olan bu grafikte kompozit malzemenin lightness değerinin yapılan baskı işlemi sonucunda azalmış olduğu açıkça görülmektedir.
Şekil 5: Kompozit Malzemenin Lightness Grafiği Baskı Chroma değeri baskı sonucunda elde edilebilecek renk gamutunun büyüklüğünü ortaya koyan bir değerdir. Renk gamutunun büyük olması ise kaliteli bir baskı için aranılan temel özelliklerdendir. Şekil 6 de üretilmiş kompozit malzemenin baskılı chroma değeri verilmiştir. 317
Şekil 6: Kompozit Malzemenin Baskı Chroma Grafiği Tablo 2 de üretilmiş kompozit malzemenin hem baskısız hem de baskılı hallerinden ölçülmüş Gloss değerleri mevcuttur. Tablodaki veriler göstermektedir ki baskı sonrası gloss değeri artmaktadır. Bu mürekkebin gloss değerinin üretilmiş olan kompozit malzemenin gloss değerinden yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Tablo 2: Kompozit Malzemenin Baskısız ve Basklı Gloss Değerleri Üretilmiş Örnekler Kompozit Malzeme
Baskısız Gloss 28,9
Baskılı Gloss 31,4
Aşağıdaki fotoğraflarda IPC-TM-650 Yapışma, Bant Testi uygulanmış kompozit malzemelerin görüntüleri görülmektedir. Aşağıdaki görüntülerde üretilmiş kompozit malzeme yüzeyine mürekkebin aktarılmış olduğu ve bant testi uygulandığında kompozit malzeme yüzeyinden mürekkebin bant ile kalkmadığı görülmektedir (Şekil 7). Bu üretilmiş kompozit malzeme ile mürekkep arasında bir bağ oluşturduğunu ortaya koymaktadır.
Şekil 7: Kompozit malzeme bant testi 318
ATIK CEVİZ KABUĞU TAKVİYELİ KOMPOZİT MALZEMELERİN BASKI YAPILABİLİRLİKLERİNİN İNCELENMESİ Garip GENÇ, Sinan SÖNMEZ
SONUÇLAR Üretilmiş kompozit malzeme yüzeyine cyan mürekkep ile serigrafi baskıda gerçekleştirilen baskılarda 1,48’lik densite elde edildiği, cyan mürekkeple baskılı iken elde edilen lightness değerinin baskısız halinden daha düşük değerde olduğu, belirli bir baskı chroma alanı oluşturduğu yapılan baskı sonucu elde edilmiştir. Ayrıca üretilmiş kompozit malzemenin gloss değeri baskı mürekkebinin gloss değerinden yüksek olduğu belirlenmiştir. Yüzeye mürekkebin tamamen transfer edildiği ve mürekkebin yüzeyde kalıcı bir şekilde tutunduğu gözlemlenmiştir. KAYNAKLAR [1] G. Genç, N. Akkuş, & F. Yalçın, Keten/Epoksi Bio-Kompozit Malzemenin Titreşim Yöntemi ile Elastiklik Modülünün Belirlenmesi, in 7th International Advanced Technologies Symposium (Iats’13), Istanbul, Turkey, p. 781-785, (2013). [2] S. Akbaş, M. Tufan, T. Güleç, C. Taşçıoğlu & H. Peker, Fındık Kabuklarının Polipropilen Esaslı Polimer Kompozit Üretiminde Değerlendirilmesi, Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, 14(1), p. 50-56, (2013). [3] B. Gullu, Odun Kompozitleri, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, A(2), p. 135160, (2001). [4] L. Batalla, A. J. Nuñez & N. E. Marcovich, Particleboards from Peanut-Shell Flour, Journal of Applied Polymer Science, 97(3), p. 916-923, (2005). [5] M. Gürü, S. Tekeli, & I. Bilici, Manufacturing of Urea-Formaldehyde-Based Composite Particleboard from Almond Shell, Materials and Design, 27(10), p. 1148-1151, (2006). [6] A. G. Carvalho, B. G. D. Andrade, C. P. T. Cabral & B. R. Vital, Effect of Adding Yerba Mate Pruning Residues in Particleboard Panels, Revista Árvore, 39(1), p. 209-214, (2015). [7] M. Gürü, M. Atar & R. Yildirim, Production of Polymer Matrix Composite Particleboard from Walnut Shell and Improvement of its Requirements, Materials and Design, 29(1), p. 284-287, (2008) [8] A. S. Mohareb, A. H. Hassanin, A. A. Badr, K. T. Hassan & R. Farag, Novel Composite Sandwich Structure From Green Materials: Mechanical, Physical and Biological Evaluation, Journal of Applied Polymer Science, 132(28), p. 1-8, (2015). [9] P. Rachtanapun, T. Sattayarak & N. Ketsamak, Correlation of Density and Properties of Particleboard from Coffee Waste with Urea-Formaldehyde and Polymeric Methylene Diphenyl Disocyanates, Journal of Composite Materials, 46(15), p. 1839-1850, (2012). [10] D. H. Wang & X. Z. S. Sun, Low Density Particleboard from Wheat Straw and Corn Pith, Industrial Crops and Products, 15(1), p. 43-50, (2002). [11] S. Sonmez, Development of Printability of Bio-Composite Materials Using Luffa Cylindrica Fiber, Bioresources, 12(1), p.760-773, (2017). [12] A. Akgül, T. Şahinbaşkan, & B. Y. Şahinbaşkan, Effects Of Enzymatic Pre-Treatments On Printing Of Cotton Knitted Fabrics, İn: Proceedings Of 2nd International Conference On Value Addition And Innovation İn Textiles, Faisalabad, Pakistan, p. 225-231, (2013).
319
OFSET BASKIDA KAĞIDIN OPTİK ÖZELLİKLERİNİN BASKI KONTRASTLIĞI ÜZERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI
Ahmet Tutuş*, Ufuk Yılmaz** *KSÜ Orman Fakültesi, Orman End. Müh. Bölümü, 46000 Kahramanmaraş e-posta: atutus@ksu.edu.tr **KSÜ Orman Fakültesi, Orman End. Müh. Bölümü, 46000 Kahramanmaraş e-posta: kufu27@hotmail.com
ÖZET Kalite kavramı son yıllarda tüm sektörlerde olduğu gibi basım sektöründe de daha da önem kazanmıştır. Bu nedenle baskı kalitesini etkileyen faktörlerin kontrol altına alınması çok önemli olup, baskı kalitesine etki eden birçok paramerenin yanı sıra matbaacılık sektörünün en önemli baskı malzemesi kağıttır. Baskıda kullanılan kağıtların fiziksel ve optik özellikleri, baskı kalitesini etkileyen önemli faktörlerdir. Bu çalışmada, ofset baskıda yoğun olarak kullanılan 70-80 gr/m2 I. Hamur kağıtlar, 115 gr/m2 Mat ve Parlak kuşe kağıtlar ve 230-350 gr/m2 Amerikan Bristol kartonlar kullanılmıştır. Bu kağıt ve kartonların her birinin optik özellikleri belirlenmiş ve sonrasında bu kağıtlara 4 renkli (trigromi) ofset baskılar yapılmıştır. Baskılar 22 °C ve %55 bağıl nem ortamında, 4 renk üniteli 70x100 cm ebadında IR (İnfrared) kurutmalı HeidelbergSpeedmaster CD 102 baskı makinesinde gerçekleştirilmiştir. Daha sonra Exact Renk Ölçüm Cihazı (spektro-densitometre) kullanılarak basılan kağıtların baskı kontrastlığı değerleri belirlenmiştir. 321
Sonuç olarak, tüm kağıt ve karton türlerinde (70-80 gr/m2 I. Hamur kağıtlar, 115 gr/m2 Mat ve Parlak kuşe kağıtlar ve 230-350 gr/m2 Amerikan Bristol kartonlar) ISO beyazlık, parlaklık ve CIE beyazlık değerlerinin artışına bağlı olarak tüm renklerde CMYK (Cyan, Magenta, Yellow, Key) baskı kontrastlık değerlerinin azaldığı, opaklık değerlerinin artışına bağlı olarak tüm renklerde baskı kontrastlık değerlerinin ise yüksek çıktığı tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Ofset baskı, baskı kontrastlığı, optik özellikler, kağıt, karton
INVESTIGATION OF THE EFFECT ON PRINT CONTRASTOF OPTICAL PROPERTIES OF PAPER IN OFSET PRINTING
ABSTRACT The concept of quality has become more important in the printing sector as well as in all sectors in recent years. For this reason, it is very important to control the factors affecting the print quality, and the most important printing material is the paper, as well as many factors affecting the print quality. The physical and optical properties of printed papers are important factors affecting print quality. 70-80 gr/m2 I. high grade, 115 gr/m2 Matte and Glossy coated papers and 230-350 gr/m2 American Bristol cartons were used extensively in offset printing.The optical properties of each of these papers and cartons were determined and then 4 color (trigromi) offset prints were made on these papers. The prints were made on a Heidelberg Speedmaster CD 102 press, IR (Infrared) dried at 4 °C and 70x100 cm, at 22 °C and 55% relative humidity.Then, the print contrast values of the papers printed using the Exact Color Meter (spectro-densitometer) were determined. As a result, determined that in all paper and cardboard types (70-80 gr/m2 high grade papers, 115 gr/m2 Matte and Glossy glossy paper and 230-350 gr/m2 American Bristol cartons) depending on the increased in ISO whiteness, gloss and CIE whiteness The CMYK (Cyan, Magenta, Yellow, Key) print contrast values weredecreased in all colors and the print contrast values were increased in all colors depending on the increase of opacity values.
Keywords: Offset printing, Print contrast, Optical properties, Paper, Carton 322
OFSET BASKIDA KAĞIDIN OPTİK ÖZELLİKLERİNİN BASKI KONTRASTLIĞI ÜZERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI Ahmet Tutuş, Ufuk Yılmaz
1. GİRİŞ Ofset baskı sistemi diğer baskı türlerinden daha sonra ortaya çıkmış olmasına rağmen bugün en fazla tercih edilen baskı sistemidir. Sağladığı avantajlar ve gelişen teknolojiye gösterdiği uyum tercih edilmesinde en önemli etkenlerdir. Baskı öncesi, baskı, baskı sonrası evrelerde; bilgisayar ve gelişen makine teknolojisi kullanımı artış göstermekte bu da kaliteyi yükseltmekte, zaman kaybını önlemekte ve çok yönlü tasarruflar sağlamaktadır. Özellikle gazete, kitap, dergi, broşür gibi yüksek tirajlı ve yüksek kalite beklenen ürünlerin çoğaltılmasında kullanılan ofset baskı teknolojisi zaman ilerledikçe karton ambalaj sektörünün de değişmezleri arasında yerini almıştır. Kolay kullanımı ve sağladığı baskı kalitesi açısından ofset baskı geniş çaplı olarak kullanılan baskı sistemidir 1. Baskı kontraslığı; baskı sonrası elde edilen görüntüdeki en parlak bölüm ile en karanlık bölüm arasındaki farktır. Görüntünün daha net ve daha parlak olması gerekir. Kaliteli baskı; basılmış işin verilen örneğine veya prova baskısına benzerlik derecesinden anlaşılır. Bu benzerlik derecesi açık, orta, koyu ve zemin ton yoğunluğu, baskı kontraslığı, gri balans dengesi, renklerin iyi oturması, netlik, temizlik gibi faktörlerdir. Kaliteli baskı sürecinin kontrolüne nokta şişmesi ve mürekkep yoğunluğu ve baskı kontrastlığı da dahildir. Düşük nokta kazancı ve yüksek kontrastlık iyi bir baskı için belirleyici kavramlardır 2. Tram yoğunluğunun zemin densitesine yaklaşması baskı kontrastlığının düştüğü anlamına gelir. Bu istenen bir durum değildir. Kaliteli bir baskıdan söz etmek için baskı kontrastlığının yüksek olması gerekir. Baskı kontrastlığına etki eden en temel faktör baskı blanketinin kirlenmesi olmakla birlikte baskı kontrastlığı baskı tekniğine, kağıt cinsine ve baskı makinesinin ayarlarına da bağlıdır 3. Her baskı sisteminde olduğu gibi ofset baskı sisteminin de ana malzemesi kağıttır. Kağıtların farklı optik özelliğinin, ofset baskı kalitesi ölçüm parametresi olan baskı kontrastlığında farklılık oluşturulacağı tahmin edilmiştir4.
323
Aşağıdaki Tablo 1’ de baskı kontrastlık değerlerinin kabul aralıkları verilmiştir. Tablo 1. Baskı Kontrastlığı Kabul Aralıkları5 75’lik (%) 50% ± 60 % 45 % ± 50 % 40 % ± 45 % 35 % ± 40 % 25 % ± 35 % …<25 %
Okunan Çok iyi İyi Mükemmel Standart Yetersiz Kabul edilemez
80’lik (%) 46% ± 54% 43% ± 46% 39% ± 43% 33% ± 39 % 23% ± 33 % …< 23 %
Bu çalışmada, farklı optik özelliklere sahip olan kağıtların optik özellikleriDatacolorElrephoSpektrofotometre cihazında ölçülmüştür.Optik özellikleri belirlenen kağıtlara ofset baskı tekniğiyle baskı yapılmış, ofset baskı yapılan bu kağıtların baskı kontrol şeritleri aracılığıyla baskı kontrastlık değerleri ölçülmüş ve değerlendirilmiştir. 2. MATERYAL VE METOD 2.1. Kağıt Örneklerin Temin Edilmesi Bazı firmalardan temin edilen 70 ve 80 gr. I. Hamur kağıt, 230 ve 350 gr. Amerikan Bristol Karton, 115 gr. Mat ve parlak Kuşe Kağıtlar A3 ebatlarında ofset baskıya hazır hale getirilmiş ve numaralandırılmıştır. 2.2. Kağıt örneklerin optik özelliklerinin ölçülmesi Numunelerden her biri KSÜ Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü laboratuarlarında TAPPI T 402 om-88 standardına göre sıcaklığı 25 ± 1 ve bağıl nemi %55 ± 3 olan klima odasında 48 saat kondisyonlama işleminden sonra aşağıdaki standartlara bağlı kalınarak Datacolor Elrepho Spektrofotometre cihazı ile optik testlere tabi tutulmuştur. Her bir kağıt numunesininön ve arka yüzeyinde 3 ölçüm tekrarı yapılmış ve çıkan sonuçların ortalamaları alınmıştır. Optik özelliklerden; ISO parlaklık (%) (Anonim a, 1997)6, ISO opaklığı (%) (Anonim b, 1997)7, ISO Beyazlık (%) ve CIE Beyazlık (%) (Anonim c, 2004)8 değerleri standart test metotları esas alınarak ve her kağıdın alt ve üst yüzeyindeki ölçümlerin ortalamaları alınarak belirlenmiştir. 2.3. Kağıt Örneklere Ofset Baskı Uygulanması Yukarıda belirtilen metotlarla fiziksel özellikleri tespit edilen kağıt numunelere4 renkli (trigromi) 324
OFSET BASKIDA KAĞIDIN OPTİK ÖZELLİKLERİNİN BASKI KONTRASTLIĞI ÜZERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI Ahmet Tutuş, Ufuk Yılmaz
ofset baskılar yapılmıştır. Baskılar 22 °C ve %55 bağıl nem ortamında, 4 renk üniteli 70x100 cm ebadında IR (İnfrared) kurutmalı Heidelberg Speedmaster CD 102 baskı makinesinde gerçekleştirilmiştir. Her bir numuneye 500 adet baskı uygulanmıştır. İlk 100. baskıdan 1 örnek, 300. baskıdan 1 örnek ve 500. baskıdan 1 örnek olmak üzere toplam 3 örnek alınmıştır. Ofset baskısı yapılmış her bir kağıt numunesinde baskı kontrastlığı değerleri Exact Renk Ölçüm Cihazı (densitometre) kullanılarak belirlenmiş ve her 3 örneğe ait sonuçların ortalamaları alınmıştır.
3. BULGULAR VE YORUMLAR Aşağıda 230 ve 350 gr AmerikanBristol, 115 gr. Mat ve parlak kuşe kağıtlar ve 70-80 gr AmerikanBristol kağıtlara ait bulgular verilmiş ve değerlendirmeler yapılmıştır. Bu konuda daha önce yapılan bir çalışmada kağıdın parlaklığının baskı kontrastlığını etkilediği belirtilmiştir9. 3.1. 230 ve 350 gr Amerikan Bristol Kartonlara Ait Bulgular Aşağıdaki Tablo 2’ de 230-350 gr. Amerikan Bristol kartonların optik değerleri verilmiştir. Tablo 2. 230 ve 350 gr. Amerikan Bristol kartonlara ait optik özellikler
230 gr. Amerikan Bristol 350 gr. Amerikan Bristol
ISO Beyazlık
CIE Beyazlık
Parlaklık
Opaklık
(%)
(%)
(%)
(%)
84,8
106,85
90,71
99,89
84,3
106,65
90
99,93
Tablo 2’ de belirtildiği gibi 230-350 gr. Amerikan Bristol kartonların fiziksel özelliklerinden dolayı optik özellikleri arasında belirgin bir fark görülememesine rağmen aşağıdaki Tablo 3ile karşılaştırıldığında ISO Beyazlık, CIE Beyazlık ve Parlaklık değerlerindeki artışa paralel olarak tüm renklerin (CMYK) baskı kontrastlık değerlerinde bir azalma gözlemlenmiştir. Bunun birlikte, opaklık değerlerindeki artışa bağlı olarak tüm renklerin baskı kontrastlık değerlerinde bir artış meydana gelmiştir.
325
Tablo 3. 230-350 gr. Amerikan Bristol kartonlara ait baskı kontrastlık değerleri 230 gr Amerikan Bristol 29,1 33 23,8 41,9
C M Y K
350 gr. Amerikan Bristol 30,4 33,7 24,8 47,9
3.2. 115 gr. Mat ve Parlak Kuşe Kağıtlara Ait Bulgular Aşağıdaki Tablo 4’ de115 gr. Mat ve parlak kuşe kağıtların optik özelliklerine ait değerler verilmiştir. Tablo 4. 115 gr. Mat ve parlak kuşe kağıtların optik özelliklerine ait bulgular ISO Beyazlık
CIE Beyazlık
Parlaklık
Opaklık
115 gr Mat Kuşe
(%)
(%)
(%)
(%)
82,48
113,74
91,16
98,79
115 gr. Parlak kuşe
82,97
135
97,76
97,53
Tablo 4 ve 5’ i karşılaştırdığında 230 ve 350 gr AmerikanBristol kartonlarda olduğu gibi 115 gr. mat ve parlak kuşelerde de ISO Beyazlık, CIE Beyazlık ve Parlaklık değerlerindeki artışa bağlı olarak tüm renklerin (CMYK) baskı kontrastlık değerlerinde bir azalma tespit edilmiş olup, opaklık değerlerindeki artışa bağlı olarak tüm renklerin baskı kontrastlık değerlerinde bir yükselme olduğu tespit edilmiştir. Tablo 5. 115 gr. Mat ve Parlak kuşe kağıtlara ait baskı kontrastlık değerleri 115 gr Mat Kuşe
115 gr. Parlak kuşe
C
31,2
30,8
M
31,7
30,9
Y
27,3
25,3
K
50,9
49,9
326
OFSET BASKIDA KAĞIDIN OPTİK ÖZELLİKLERİNİN BASKI KONTRASTLIĞI ÜZERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI Ahmet Tutuş, Ufuk Yılmaz
3.3. 70 ve 80 gr. I. Hamur Kağıtlara Ait Bulgular Aşağıdaki Tablo 6’ da 70 ve 80 gr I. hamur kağıtlara ait optik özelliklerine ait bulgular verilmiştir. Tablo 6. 70 ve 80 gr. I. Hamur kağıtlara ait optik özelliklerine ait bulgular ISO Beyazlık (%)
CIE Beyazlık
Parlaklık
Opaklık
70 gr I. Hamur
(%)
(%)
(%)
82,13
158,13
104
96,12
80 gr. I. Hamur
81
137,40
97,66
96,68
Tablo 7. 70 ve 80 gr. I. Hamur kağıtlara ait baskı kontrastlık değerleri 70 gr I. Hamur
80 gr. I. Hamur
C
24,6
26,5
M
23,5
25,5
Y
23
24,4
K
39,6
40,9
Tablo 6 ve 7 karşılaştırıldığında ve Şekil 1’ de görüldüğü gibi, diğer kağıtnumunelerinde olduğu gibi, 115 gr. mat ve parlak kuşelerde de ISO Beyazlık, CIE Beyazlık ve Parlaklık değerlerindeki artışa bağlı olarak tüm renklerin (CMYK) baskı kontrastlık değerlerinde bir azalma olduğu, opaklık değerlerindeki artışa bağlı olarak tüm renklerin baskı kontrastlık değerlerinde bir artış tespit edilmiştir. Aşağıdaki Şekil 1’de en yüksek baskı kontrastlık değerleri tüm kağıtlarda siyah renklerde daha yüksek çıkmıştır, baskı kontrastlık değerlerinin en düşük değerlerinin ise sarı renklerde olduğu görülmektedir. Bunun nedeni siyah renkle baskı kontrastlığının ölçülmesi esnasında kalibrasyon için esas alınan kağıdın zemin renginin birbirine daha karşıt renkler olması ve sarı rengin ise kalibrasyona esas kağıdın zemin rengiyle diğer renklere göre daha az karşıt olmasıdır. %50,9 değerindeki 115 gr Mat kuşe kağıdın siyah rengine ait olduğu, en düşük değer ise %23 ile 70 gr. I. Hamur kağıdın sarı rengine ait oluğu görülmektedir. Baskı kontrastlığı ile ilgili çıkan bu sonuçların, kağıtların fiziksel
327
özellikleri, kullanılan baskı tekniği ve baskıda kullanılan mürekkebin yanı sıra kağıdın optik özellikleri ile ilgili olduğu düşünülmektedir.
Şekil 1. Baskı kontrastlık değerlerinin grafiksel gösterimi 4. SONUÇLAR Baskının kaliteli bir şekilde ortaya çıkması için baskı öncesinde gereken işlemler dikkatli bir şekilde uygulanmalı, ofset baskı tekniğinde hangi kalite parametresine hangi kağıdın en uygun olduğu göz önünde bulundurularak kağıt seçimi yapılmalıdır. Bu çalışmada, kullanılan tüm kağıtların optik özelliklerinden ISO Beyazlık, CIE Beyazlık ve Parlaklık değerlerindeki artış ile birlikte tüm renklerin (CMYK) baskı kontrastlık değerlerinde bir azalma olduğu belirlenmiştir. Fakat bu durumun tersi olarak opaklık değerlerindeki artışla birlikte ise tüm renklerin baskı kontrastlık değerlerinde bir artışın olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, baskı kontrastlığının yüksek olması istenen baskılarda mümkün olduğu kadar baskı kontrastlık değerlerinin en yüksek değerlerde bulunduğu kuşe kağıtların tercih edilmesi önerilmektedir. TEŞEKKÜR Laboratuvar çalışmaları esnasında desteklerini esirgemeyen Marmara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Basım Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Sayın Doç. Dr. Sinan SÖNMEZ’ e teşekkür ederiz.
328
OFSET BASKIDA KAĞIDIN OPTİK ÖZELLİKLERİNİN BASKI KONTRASTLIĞI ÜZERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI Ahmet Tutuş, Ufuk Yılmaz
5. KAYNAKLAR 1. Şahin, C., Özomay, Z., Keskin, B., (2013). Gazete Kağıdında Baskı Basıncının Nokta Kazancına Etkisinin Değerlendirilmesi, Electronic Journal of VocationalColleges, s. 121-128. 2. Sönmez, S., (2011). Interactive Effects Of CopolymersAndNano-SizedPigmentsOn CoatedRecycledPaperboardsInFlexographicPrint Applications, AsianJournal Of Chemistry, Sayı 6, Cilt 23, s. 2609-2613. 3. Şahin, C., (2012). Ofset Baskı Tekniğinde Baskı Operatörlerinin Kalite Verimliliğine Etkisinin Değerlendirilmesi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara. 4. Yılmaz U, (2016). Bazı Kağıtların Fiziksel Özelliklerinin Ofset Baskı Kalitesine Etkisinin İncelenmesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Endüstri Mühendisliği Anabilim Dalı, Yüksek Lisans 5.
Tezi.http://www.cofomegra.it/www.cofomegra.it/documents/QUALITY_CONTROLS.pdf (25.08.2017).
6. Anonim a., 1997. ISO/DIS, 2470, Paper, board andpulp–measurement of bluereflectionfactor (ISO brightness) Beuth-Verlag, 10772, Berlin. 7. Anonim b., 1997. ISO/DIS, 2471, Paperand board determination of opacity (paperbacking)- diffuse reflectance Method. 8. Anonim c., 2004. ISO/DIS, 11475, Paperand board -- Determination of CIE Whiteness, D65/10 degrees (outdoordaylight). 9. Sonmez, S., 2010, Application of Nano Pigments in Inkjet Paper Coating Roland Gong, Paul Dan Fleming III; Western Michigan University, Kalamazoo, MI University of Marmara, Istanbul, Turkey
329
PARA-AMİNOBENZOİK ASİT EKLENMİŞ KAPLAMALARIN KAĞIDIN OPTİK VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNE ETKİSİNİNİNCELENMESİ Arif ÖZCAN1 Marmara Üniversitesi, UygulamalıBilimler Yüksekokulu, Basım Teknolojileri Bölümü, Göztepe 34722 – İstanbul
1
e-posta: arifozcan@marmara.edu.tr Özet Basım ve ambalaj sektörünün en önemli hammaddesi olan kâğıt ve karton, artan ihtiyaçlar ve reklam sektörünün yüksek beklentileri nedeniyle her geçen gün iyileştirilmeye ve geliştirilmeye çalışılmaktadır. Kâğıt optik ve fiziksel özelliklerini geliştirmek için yapılan en önemli işlem yüzey kaplamadır. Yüzey kaplama işlemi sayesinde kâğıt daha düzgün, daha opak, pürüzsüz bir yüzeye sahip olur. Ayrıca bu işlemler sayesinde parlaklık, beyazlık, sarılık değerleri de iyileştirilmektedir.Para-amino benzoik asit kimyasal yapısı gereği güneş kremlerinde de kullanılan bir UV bloklayıcıdır. Güneş ışınlarında bulunan UV ışık kâğıt ve kaplama kimyasallarının yapısında değişikliklere yol açarak sararmaya neden olmaktadır. Bu çalışmada, para-aminobenzoik asit (PABA) maddesinin kâğıt karton yüzey kaplama formülasyonuna eklenerek kâğıdın parlaklık, sarılık ve ışık haslığı değerlerine etkisi incelenmiştir. Bu amaçla standart beyaz kâğıt üzerine katyonik nişasta ve %3, %5 ve %7 oranlarında para-aminobenzoik asit maddesi eklenerek kaplama formülleri hazırlanmış ve laboratuvar koşullarında standartlara uygun olarak kaplama işlemleri yapılmıştır. Kaplanmış kağıtlara ışık haslığı diğer renklere göre daha hassas olan majenta mürekkeple laboratuvar tipi ofset basılabilirlik cihazı ile baskılar yapılmıştır. Baskılar daha sonra ışıl yaşlandırma testine tabi tutulmuştur. Baskılı baskısız, ışıl yaşlandırma öncesi ve sonrası bütün numunelere ait renk, parlaklık ve sarılık değerleri ölçülerek kayıt altına alınmıştır. Sonuç olarak para-aminobenzoik asit eklenmiş kağıtların baskılı baskısız parlaklık değerlerinin arttığı, ancak ışıl yaşlandırma testinden sonra bu parlaklık değerlerinin düştüğü saptanmıştır. Ayrıca bu kağıtların UV ışıktan daha çok etkilendiği ve daha kısa sürede sararmaya başladığı tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Para-aminobenzoik asit, kâğıt kaplama,ışıl yaşlandırma, sarılık, parlaklık
1
331
EXAMINING THE EFFECT OF PARA-AMINOBENZOIC ACID ADDED COATINGS ON THE OPTICAL AND PHYSICAL CHARACTERISTICS OF PAPER Abstract Paper and cardboard, which are the most important raw materials of the printing and packaging sector, are being improved and improved every day due to the increasing needs and high expectations of the advertising industry. The most important process to improve the optical and physical properties of paper is the surface coating. Thanks to the surface coating process, the paper has a smoother and opaquer surface. In addition, brightness, whiteness, yellowness values are improved by these processes. Para-amino benzoic acid, due to its chemical structure, is a UV blocking agent used in sunscreen creams. UV light in the sunlight causes changes in the structure of the paper and coating chemicals and accordingly causes yellowing. In this study, the effect of para-amino benzoic acid (PABA) on the paper gloss, yellowness and light fastness values was investigated by adding it to the paperboard surface coating formulation. For this purpose, coating formulations were prepared by adding cationic starch and 3%, 5% and 7% para-aminobenzoic acid on standard white paper and coating processes were done according to standards in laboratory conditions. Coated papers were printed with a lab-type offset printability device with magenta ink, whose light fastness is more sensitive than other colors. The printed papers were then exposed to a light aging test. Color, brightness and yellowness values of all samples printed and non-printed samples before and after light aging were measured and recorded. As a result, the printed and non-printed gloss values of papers; to which paraaminobenzoic acid was added; increased, but it was determined that these gloss values decreased after the light aging test. It was also found that these papers are more affected by UV light and begin to yellow in a shorter time. Keywords: Para-aminobenzoicacid, papercoating, lightfastness, yellowness, gloss Giriş Basım sektöründe en çok kullanılan malzeme olan kâğıda, daha yüksek beklentileri karşılayabilmek için yüzey kaplama işlemi yapılmaktadır. Yüzey kaplama işleminin temeli kâğıt üzerine pigment, bağlayıcı ve bir takım katkı maddeleri ile hazırlanan formülün kaplanmasıdır. Kaplama işlemi sonucunda kâğıt optik ve fiziksel özellikler bakımından daha efektif hale gelir ve daha iyi basılabilirliközellikleri verir1. Bu özellikler genellikle baskılı ya da baskısız parlaklık, yüzey düzgünlüğü, beyazlık ve opaklıktır 2,3. Işık haslığı ya da dayanımı da baskılı numunenin kalitesi, işlevini koruması ve devam ettirmesi açısından önemlidir. Solmanın sebebi temel olarak gün ışığı içerisindeki UV ışınlarıdır. Bu da özellikle dış mekân baskılarda büyük önem arz etmektedir. Işık haslığı kavramı basılı ürünün ya da mürekkebin solmaya karşı gösterdiği direnci ifade eder. Solmanın tek sebebi ışık kaynağı değildir. Işığın şiddeti, maruz kalma süresi, açısı, kâğıdın yüzey özellikleri, nem, iklim koşulları, içerisindeki pigmentin özellikleri ve daha birkaç sebep sayabiliriz. Işık haslığını belirlemek amacıyla belirli standartlara uygun olarak hızlandırılmış ışıl yaşlandırma testleri mevcuttur. Bu sayede mürekkebin ışığa ne kadar dayanıklı olup olmadığını önceden belirlemek mümkündür4-6. Günümüzde kâğıt endüstrisi gerek kâğıt üretiminde gerekse yüzey kaplama maddeleri olarak çok miktarda ve farklı özelliklerde nişasta kullanmaktadır. Nişasta genellikle formül içerisinde bağlayıcı görevi üstlenir. Doğal ya da sentetik polimerler ve lateksler gibi diğer bağlayıcı türlerine nazaran en çok kullanılan bağlayıcı türüdür7,8. Kolay elde edilebilir olması ve düşük maliyeti nişasta kullanımının fazla olmasının nedenlerinden
2 332
PARA-AMİNOBENZOİK ASİT EKLENMİŞ KAPLAMALARIN KAĞIDIN OPTİK VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNE ETKİSİNİNİNCELENMESİ Arif ÖZCAN
birisidir9. Nişastanın kâğıt içerisinde veya yüzey kaplamasında kullanılmasının amaçlarını, sıvıların nüfuz etmesine direnç sağlamak, daha iyi yüzey özellikleri elde etmek ve çekme, gerilme, yırtılma mukavemeti gibi bir takım fiziksel özelliklerini geliştirmek olarak sayabiliriz10,11. Öğütülmüş işlemden geçirilmiş nişastalar, enzim tarafından dönüştürülmüş nişastalar, amonyum persülfat, oksidize nişasta, nişasta eterleri ve katyonik nişastalar kâğıt endüstrisinin kullandığı bazı nişasta türleridir12,13. Son yıllarda katyonik nişasta kullanımı diğer türlerine nazaran daha fazladır. Katyonik nişastanın bir takım çevresel avantajları da mevcuttur. Katyonik nişasta kullanımı ile biyokimyasal oksijen seviyesinin ya da atık yükünün yarı yarıya azaldığını gösteren çalışmalar bulunmaktadır14-16. Kâğıt üreticileri ve hatta oluklu mukavva üreticileri de gerek mukavemet arttırmak için gerekse de geri dönüşüm işleminde pigment parçalanmasının hızlandırması nedeniyle proseslerinde nişasta kullanmaktadırlar17,18. Kaplama formülü hazırlanırken içine birtakım kimyasallar ilave ederek ışığa karşı direnci arttırmak mümkün olabilir. Burada devreye UV filtreler girmektedir. Para-aminobenzoik asit güneş koruyucularda çok sık kullanılan bir tür güneş filtresidir (Şekil 1). Beyaz- sarı katı kristal toz formda bir malzemedir. Suda %1 oranında çözünmesine rağmen alkol ve eterde çok iyi çözünür. 4-Aminobenzoic asit güneş koruyucu ürünlerde UVB (280-320 nm) filtresi olarak kullanılır. Yapısında bulunan 4 konjuge çift bağ ve oksijen ve azottaki bağ yapmamış çift elektronlar sayesinde güneşten gelen uv ışığı yapısına dağıtır ve bu sebeple uv koruyucu olarak kullanılır (Şekil 2).
Şekil 1: Para-aminobenzoik asit (PABA)’in kimyasal formülü
Şekil 2: Para-aminobenzoik asit (PABA)’in UV ile çevrimive UV spektrumu Deneysel Bölüm Yapılan çalışmada kâğıt üzerine yapılan kaplamalarda en sık kullanılan taşıyıcılardan birisi olan katyonik nişasta ve beyaz ofis kâğıdı kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan ofis kağıdının özellikleri tablo 1’de verilmiştir. Kâğıt üzerine yapılan kaplamalarda 4-aminobenzoik asit maddesinin kâğıdın optik ve fiziksel özelliklerine etkisinin anlaşılabilmesi için katyonik nişasta içerisine 3%, 5% ve 7% oranlarında 4-
3
333
aminobenzoic asit (PABA) katılarak formüller hazırlanmış (Tablo 2) ve kaplamalar yapılmıştır. Kaplama için laboratuvar tipi otomatik kaplama makinesi ile laboratuvar şartlarında çalışılmıştır. Tablo 1: Çalışmada kullanılan ofis kağıdına ait parametreler Özellikler Gramaj (g/m2) Kalınlık (µm) Beyazlık (D65/10) (%) Parlaklık (TAPPI75) Sarılık
Standart ISO 536 TAPPI T411 ASTM E313 T480 om-92 ASTM E313
Kâğıt 80 190 99 4.9 0.06
Tablo 2: Çalışmada kullanılan kaplama formülasyonları F1 F2 F3
Katyonik Nişasta
4-aminobenzoik asit (PABA)
97 95 93
3 5 7
Baskısız kağıtların ASTM E313 standardına uygun olarak sarılık ölçümleri yapılmıştır. Hazırlanan kaplamalar üzerine DYOPAN LR-5600 Magenta ticari ofset baskı mürekkebi ile IGT C1 laboratuvar tipi ofset basılabilirlik test cihazı ile standart densite değerinde 400 N/m2 basınç baskı koşulları altında baskılar yapılmıştır. Baskı sonuçları CIE L*a*b* değerleri X-Rite eXact el tipi spektrofotometre ile ISO 126472:2013’e göre ölçülmüştür. Renk farkı ∆E değerleri CIE ∆E* 1976 ISO 13655’e göre (400 nmto 700 nmspectral aralık, D50 ışık kaynağı, 2 gözlemci, polarize filtre ve 0/45 derece geometrisi) ölçülmüştür. Renk değişimi formülü altta verilmiştir. Hesaplamalar üç ölçümün ortalaması alınarak yapılmıştır19. (1)
ΔE = √ΔL2 + Δa2 + Δb 2
Parlaklık ölçümleri BYK-GardnerGmbHglossmetre ile ISO 2813:2014 standardına göre yapılmıştır. Daha sonra baskıları yapılmış kaplanmış kağıtlar BS 4321:1969 standardına uygun olarak ışıl yaşlandırma testine tabi tutulmuşlardır20. Işıl yaşlandırma testinden sonra numuneler için tekrar CIE L*a*b*, parlaklık ve sarılık ölçümleri yapılmıştır. Işıl yaşlandırma işlemi için öncelikle numunelerin CIEL*a*b*renk değerleri ve parlaklıkları ölçülmüştür.Daha sonra BS 4321-1969 standardına göre baskılı ve baskılı olmayan numuneler 192 saat boyunca sabit UV ışık altında Solarbox 1500cihazında kapalı kabinde ışıl yaşlandırmaya maruz bırakılmıştır. Soldurmaya uğramış baskılı ve baskısız numunelerin tekrar CIEL*a*b* renk ve parlaklık değerleri ölçülerek başlangıç ile arasındaki farklar hesaplanmış. Renk değişimleri Blue Wool skalaya göre değerlendirilmiştir. Sonuç
ΔGloss = Gbaşlangıç − Gson
(2)
1. Çalışmada kullanılan beyaz kâğıt üzerine kaplamalar yapıldıktan sonra, yapılan renk ölçümlerinde katyonik nişasta kaplandığı zaman renk ölçümü ∆E çok değişmez iken, PABA eklenmiş kaplamalarda ∆E renk farkı PABA oranı arttıkça sararma yönünde artış gözlenmiştir (Şekil 3).
4 334
PARA-AMİNOBENZOİK ASİT EKLENMİŞ KAPLAMALARIN KAĞIDIN OPTİK VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNE ETKİSİNİNİNCELENMESİ Arif ÖZCAN
5
4.5
4
3.5
3
2.5
2
1.5
1
0.5 0
Katyonik Nişasta
F1
∆E
∆b
F2
F3
Şekil 3: Baskısız beyaz kâğıt üzerine yapılan kaplamalara ait renk ölçümleri (∆E, ∆b) 2. Katyonik nişasta kaplaması renk solmasında çok etkili olmamıştır (Şekil 4). 10 9 8 7 6 5 4 3 2 1 0
Beyaz Kağıt
Katyonik Nişasta
Şekil 4: Baskısız beyaz kâğıt ve katyonik nişasta kaplaması yapılmış kâğıda ait ışıl yaşlandırma ölçümü ∆E renk farkı 3. Kaplamalarda 4-aminobenzoic asit (PABA) oranı arttıkça baskısız kâğıtta renk farkı ∆E artmaktadır (Şekil 5).
5 335
40 35 30 25 20 15
10 5 0
Katyonik Nişasta
F1
F2
F3
Şekil 5: Baskısız kağıtlara ait ışıl yaşlandırma sonrası ∆E renk farkı 4. Katyonik nişasta kaplanmış kâğıda yapılan baskılarda renk yaşlandırma testinden sonra baskıda renk farkında ∆E yaklaşık 2 azalmakta olduğu saptanmıştır. Yani katyonik nişasta kaplanmış kâğıtta solma daha az gerçekleşmiştir. Bunun nedeni pigmentin katyonik nişasta kaplanmış kâğıtta kâğıt lifleri arasına sürüklenememesi sebebiyle daha yukarıda kalması ve bu sebeple kâğıdın kendi solmasının etkisinin toplam ∆E değişimine etkisinin az olmasıdır (Şekil 6). 6
5 4 3 2 1 0
Kaplanmamış kağıt
Katyonik Nişasta
Şekil 6: Kaplanmamış ve katyonik nişasta kaplanmış kâğıtlara yapılan baskıların ışıl yaşlandırma sonrası ∆E renk farkı 5. 4-aminobenzoic asit (PABA) eklenmiş nişasta ile kaplanmış kağıtlarda baskı yapıldıktan sonra ışıl yaşlandırma sonucu PABA oranı arttıkça ∆E renk farkı artmaktadır (Şekil 7).
6 336
PARA-AMİNOBENZOİK ASİT EKLENMİŞ KAPLAMALARIN KAĞIDIN OPTİK VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNE ETKİSİNİNİNCELENMESİ Arif ÖZCAN
25 20 15 10 5 0
F1
Işıl yaşlandırmadan önce ∆E
F2
F3
Işıl yaşlandırmadan sonra ∆E
Şekil 7: 4-aminobenzoic asit (PABA) eklenmiş nişasta ile kaplanmış kağıtlarda baskı yapıldıktan sonra ışıl yaşlandırma testi öncesi ve sonrası ∆E renk farkı 6. Baskısız kağıtlara ait sarılık ölçümlerine göre ışıl yaşlandırma testi sonrası 4-aminobenzoic asit (PABA) eklenmiş kâğıtta sarılığın arttığı ölçülmüştür (Şekil 8). 45
40 35 30 25 20 15 10 5 0
-5
Katyonik nişasta
F1
F2
Işıl yaşlandırmadan sonra ∆Y
F3
Şekil 8: 4-aminobenzoic asit (PABA) eklenmişnişasta ile kaplanmış kağıtlarda baskıdan sonra ışıl yaşlandırma testine göre ∆Y sarılık farkı 7. PABA eklenmiş kâğıda baskı yapıldığında renk farkı yaklaşık olarak ∆E 3 kat farklılaşmaktadır. Bu da PABA’nın mürekkep içerisine kendi renginide katmasından kaynaklanmaktadır. 8. PABA eklenmiş kaplama yapılmış kağıtlardaki renk farklılaşmasının ve sararmadaki artışın nedeni PABA’nın çiftleşmiş elektronları ile katyonik nişasta polimerine çapraz bağlanmasıdır.
7 337
7
Parlaklık farkı ΔG
6
5
BL- ΔG
4
AL- ΔG
3 2 1 0
cationic starch
-1 -2
F1
F2
F3
-3 -4
Şekil 9: Baskısız numunelerde ışıl yaşlandırma testi öncesi ve sonrası parlaklık değişimi ∆G Sonuç olarak ışıl yaşlanmada PABA’da bulunan eşleşmiş elektronlar UV ışıktan etkilenerek kromofor grup haline geldiğinden, en fazla çiftleşmiş e- bulunduran PABA’da renk değişimi artarak renk sarıya kaymaktadır.Baskısız numunelerden yapılan parlaklık ölçümlerinde katyonik nişasta kaplamasının parlaklığı arttırdığı, PABA eklendiği zaman ise %3 ve %5’lik oranlarda yine parlaklığın artmaya devam ettiği, ancak %7’lik PABA eklemesinde ise parlaklığın tekrar düştüğü ölçülmüştür (Şekil 9).Işıl yaşlandırma testi sonrası ise parlaklıkta durum farklılaşmaktadır.Katyonik nişasta eklenen numunede parlaklık yine artma eğiliminde iken PABA eklenen numunelerde parlaklık düşmüştür (Şekil 9).Baskılı numunelerden yapılan parlaklık ölçümlerinde katyonik nişasta ve PABA eklenen numunelerde parlaklığın yüksek olduğu ancak %7 PABA eklenen numunede parlaklığın diğerlerine göre daha düşük olduğu saptanmıştır. Işıl yaşlandırma testi sonrasında da durum benzer bir eğilim göstermektedir (Şekil 10). 8 7 6 5 4
before lightfastness
After Lightfastness
3 2 1 0
paper
cationic starch
F1
F2
F3
Şekil 10: Baskılı numunelerde ışıl yaşlandırma testi öncesi ve sonrası parlaklık değişimi ∆G
8
338
PARA-AMİNOBENZOİK ASİT EKLENMİŞ KAPLAMALARIN KAĞIDIN OPTİK VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNE ETKİSİNİNİNCELENMESİ Arif ÖZCAN
Öneriler 1. Işıl yaşlanmanın önlenmesi için kullanılması planlanan 4-aminobenzoic asit (PABA)’nın kimyasal yapısı gereği çiftleşmiş elektronlarının UV’den çok etkilenmesinden dolayı sararma meydana gelir. Bu sebeple baskı yapılacak kağıtlara kullanımı uygun değildir. 2. Parlaklık sonuçları incelendiğinde baskısız kâğıtta %5 PABA katılmış kâğıdın parlaklığının 2 kat arttığı ancak ışıl yaşlanma sonucu bu oranın 1,5 kata düştüğü görülmüştür. 3. Baskısız kâğıtta en yüksek parlaklık değeri %3-5 PABA katılan kağıtlarda görülmüştür. 4. Işıl yaşlanma sonucunda PABA eklenen kağıtlarda parlaklık düşmektedir. 5. Baskılı kağıtlarda da en yüksek parlaklık değeri %3-5 PABA katılan kağıtlarda görülmüştür. 6. Baskılı kağıtlarda ışıl yaşlandırma testi sonrası bütün kağıtlarda parlaklık değerleri düşmektedir. Kaynakça 1. Arai, Y., Nojima, K., (1997), Coating structure for obtaining high print gloss, Tappi Journal 81(5), 213221 2. Li, Y., Wang, Q., Gu, W., He, B., (2015). Study on the coating surface characteristics of coated paper, International Conference on Materials, Environmental and Biological Engineering (MEBE 2015), 817820. 3. Y. Xiang, D. Desjumaux, D. Bousfield, M.F. Forbes, (1998), Preprints of the Pan Pacific and International Printing and Graphic Arts Conference, Quebec, 1998, 85. 4. Vikman, K. (2003)., Fastness properties of ink jet prints on coated papers - Part 1: Effect of coating polymer system on light fastness. Journal of Imaging Science and Technology, 47(1), 30-37. 5. Friskovec, M., Kulcar, R., Gunde, M. K., (2013). Light fastness and high-temperature stability of thermochromic printing inks. Coloration Technology, 129(3), 214-222. 6. Vikman, K., Iitti, H., Matousek, P., Towrie, M., Parker, A. W., Vuorinen, T., (2005). Kerr gated resonance Raman spectroscopy in light fastness studies of ink jet prints. Vibrational Spectroscopy, 37(1), 123-131. 7. Kirby, K.W., (1985), Starchchemistryandreactivity, Papermakers Conference Proceedings, TAPPI Press, Atlanta, 59. 8. Özcan, A., Zelzele, Ö., (2017), Theeffect of bindertype on thephysicalproperties of coatedpaper, Muş Alparslan Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 5 (1), 399-404. 9. Kearney, R. L., StarchBinders in Coating, (1988), BladeCoatingSeminar, TAPPI Press, Atlanta, 99. 10. Lee, H.L., Shin, J.Y., Koh, CH., Ryu, H., Lee, DJ., Sohn, C., Surfacesizingwithcationicstarch: itseffect on paperqualityandpapermakingprocess, TappiJournal, 85(1), 34-40 (2002). 11. Klass, C.P., Development of metered size press: A historicalperspective, 2000 TAPPI Metered Size Press Forum III, 1, TAPPI PRESS, Atlanta, GA. (2000) 12. Kearney, R.L., Maurer, H.W., StarchandStarchProducts in PaperCoating, TAPPI PRESS, Atlanta (1990).
9 339
13. Whistler, R.L., BeMiller, J.N., Paschall, E.F., StarchChemistryandTechnology, 2nd Ed. AcademicPress, Orlando, (1984). 14. Sirois, R.F., PaperTechnology 33 (11), 31 (1993). 15. Mayatt, J., Cationicstarches at the size pressandtheircosteffectiveness, TheChemistry of Papermaking, Conference Proceedings, Pira International, UK (1993). 16. Glittenberg, D., Becker, A., PaperijaPuu, 79 (4), 240-243 (1997). 17. Bobek, B., Hamm, U., Dietz, W., et al., (2004), Process optimization to avoid calcium carbonate problems, AbschluĂ&#x;berichtINFORProjekt 35, Department of Paper Technology and Mechanical Process Engineering, Technical University of Darmstadt, Germany. 18. Schabel, S., Putz, H. J., Hamm, U., Kersten, A., Bobek, B., Hirsch, G., & Voss, D. (2014). Calcium carbonate in the paper industry-blessing for coated papermaking and curse for recycling processes. Tappi Journal, 13(11), 47-U54. 19. Ciofini, D., Striova, J., Camaiti, M. &Siano, S. (2016) Photo-oxidative kinetics of solvent and oil-based terpenoid varnishes. Polymer Degradation and Stability. 123, 47-61. 20. Aydemir, C., YenidoÄ&#x;an, S., Karademir, A., Arman, E. (2017). Effects of color mixing components on offset ink and printing process. Materials and Manufacturing Processes, 1-6.
10 340
HEAT-SET BASKIDA SICAKLIK VE SİLİKON YAĞI UYGULAMASININ RENK EVRENİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ THE INVESTIGATION OF THE EFFECT OF TEMPERATURE AND SILICONE OIL APPLICATION ON THE COLOR GAMUT IN HEAT-SET PRINTING Ahmet AKGÜL1, Cem AYDEMİR1, Doğan TUTAK1 *Adres: (Marmara Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Basım Teknolojileri Bölümü, Göztepe 34722 – İstanbul) e-posta : ahmetakgul@marmara.edu.tr Özet Heat-set baskıda kâğıt üzerine basılı mürekkep filminin kurutma fırınında kuruma süreci son derece önemlidir. Zira kâğıt bu süreçte ıslak mürekkep filminin kuruması amacıyla ortalama 130°C sıcaklığa maruz kalır. Heat-set’te baskılı kâğıda kurutma ile birlikte silikon yağı emülsiyonu kaplama süreci de uygulanır. Heat-set baskıda bu kurutma ve silikon yağı kaplama süreçleri kâğıdın bazı özelliklerini değiştirebileceği gibi baskı renk evreninde de değişimlere sebebiyet verebilir. Bu çalışmada, heat-set baskı fırın ünitesinde uygulanan yüksek sıcaklığın ve sulu silikon yağı emülsiyonunun basılmış mürekkepteki renk değişimine etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla öncelikle test baskı sayfası hazırlanmıştır. Bu test sayfasında renk evreni oluşturulabilmesi amacıyla ECI2002R skalası kullanılmıştır. Daha sonra heat-set baskı makinasında kaplanmış ve kaplanmamış kâğıtlar üzerine DIN ISO 2846-1 standartlarına uygun trigromi mürekkeplerle, ISO 12647-2:2013 standartlarına uygun test baskıları yapılmıştır. Daha sonra baskı yapılmış kâğıt, yüzeyindeki ıslak mürekkep filminin kuruması amacıyla baskı ünitelerinin sonunda bulunan kurutma fırınına girmiştir. Kurutma fırınında 130°C sıcaklığa maruz kalan baskılı kâğıt, soğutma grubu silindirlerinden geçtikten sonra silikon merdaneleri yardımıyla silikon yağı emülsiyonu ile kaplanmıştır. Yüksek sıcaklığa ve silikon yağı uygulamasına maruz kalan test baskıları üzerindeki mürekkep filmi renk değerlerinin değişimi Xrite EyeOne IO renk ölçüm cihazında ölçümlenmiştir. Elde edilen veriler doğrultusunda yüksek sıcaklığın ve silikon yağı kaplamasının baskı rengi değişimine olan etkileri renk evreni üzerinde ayrı ayrı değerlendirilmiş ve tartışılmıştır. Anahtar kelimeler: Heat-set, renk evreni, silikon yağı, fırın kurutma, web-ofset. 1
341
Abstract Drying process of printed ink film on paper in drying oven is extremely important in Heat-set printing. Because ink and paper be exposed to average 130°C temperature in this process for drying of wet ink film. Then silicon oil coating process applies after drying process. Applied these processes can be change some properties of paper and color gamut in printing. In this study, the effects on color changing for printed ink of silicon oil coating and high temperature, which applied in drying oven unit, were tried to be determined. For this purpose, test page was prepared at first. ECI2002R scale was used in this test page for determine color gamut. Then test prints were made in accordance with ISO 12647-2:2013 printing standard and DIN ISO 2846-1 four-color process inks standard on coated and uncoated paper at Heat-set printing machine. Then the paper, which was printed with heat-set, printing machine passed on through drying owen placed at the end of the machine for drying of wet ink. It was coated with silicon oil after 130°C heating. Coated ink layer color changing which exposed high-temperature and silicon oil measured with Xrite EyeOne IO. The effect on color changing and color gamut of high temperature and silicon oil coated was investigated with obtained results. Keywords: Heat-set, colour gamut, silicon oil, owen drying, web-offset. GİRİŞ Heatset baskı, ofset baskı yöntemidir. Heatset baskı, tabaka ofset baskı yöntemi ile aynı prensipte çalışmaktadır [1]. Kağıt beslemesi bobin olarak yapılmaktadır. Heatset olarak ifade edilmesinin sebebi baskıda kullanılan mürekkebin sıcak hava yardımıyla kurutulmasıdır. Heatset baskıda, mürekkep baskı üniteleri tarafından kağıt yüzeyine uygulandıktan hemen sonra basılı kağıt bir fırın içerisinden geçirilerek sıcak hava yardımıyla mürekkebin kuruması sağlanır. Bu geçiş esnasında mürekkebin içerindeki bağlayıcı maddelerin ( mineral yağlar) buharlaştırılmasıyla kuruma gerçekleşir. Ancak akışkan haldeki mürekkebin kâğıt yüzeyine yerleşme ve emilme sürecinde, kâğıdın yüzey karakteristiği son derece önem taşımaktadır [2]. Kurutma fırını, her biri kendi sıcaklığına sahip birkaç bölümden oluşur. Genellikle ilk bölümün sıcaklığı, uygulanacak en yüksek sıcaklığa ayarlanır ve diğer bölümler kademeli olarak daha düşük sıcaklıklara ayarlanır [3]. Kurutma, kağıt kalitesine, kağıt gramajına ve mürekkep yapısına bağlı olarak genellikle 100 ila 130 ° C arasındadır. Kurutma bölümlerinden sonraki soğutma silindirleri mürekkebin yerleşmesi ve tam kurumanın sağlanması için gereklidir [4]. Baskısı gerçekleşen kağıt, fırın ünitesinden geçerken üzerine sıcaklık alır, nemini kaybeder. İçerisinden soğuk su dolaşımı olan krom soğutma silindirinden geçerek kağıdın soğuması sağlanır. Nemini kaybeden kağıdın soğutma işleminden sonra katlama ünitesine girmeden önce kağıdın tekrar nem almasını ve mürekkep yüzeyinin korunmasını sağlamak amacıyla silikon kaplaması yapılır. Yapılan soğutma işlemi ve silikon kaplama ile kağıdın çatlaması önlenir. Ayrıca, mürekkebin kurumasının çok kısa sürmesi ve sıcak fırından sonra soğuk şoklama uygulaması mürekkebin yüksek parlaklıkta olmasını sağlar [3]. Baskının amacı, basılacak ürünün orijinal kalitesinde basılmasını sağlamanın yanında doğru renklerle ve ekonomik olarak çoğaltmaktır [5]. Heatset web ofset baskıda da kaliteyi ve rengi etkileyen birçok faktör vardır. Örneğin, kağıt, baskı makinesi, baskı şartları, heatset mürekkebi, kurutma sıcaklığı, silikon yağı kaplaması gibi. 2
342
HEAT-SET BASKIDA SICAKLIK VE SİLİKON YAĞI UYGULAMASININ RENK EVRENİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ Ahmet AKGÜL, Cem AYDEMİR, Doğan TUTAK
Matbaa endüstrinde rengin önemi arttıkça herkesin anlayabileceği uluslararası bir standart geliştirilmiştir. Uluslararası aydınlatma Komitesi CIE 1931 yılında ilk standart renk evrenini geliştirmiştir. CIE’nin temel renk evren yapısı rengi üç boyu ile açıklar. Rengin üç temel öğesi vardır; Hue-Renk, Saturation-Doygunluk, Brigthness-Parlaklık’dır. CIE Renk Sistemi bu üç öğenin değerleri ile bir rengi renk evren modeline yerleştirir. CIE seneler içinde birçok renk evren modeli tasarlamıştır. Basım sektöründe en çok kullanılan renk evren modeli CIE L*a*b*’dır [6]. Bu çalışma, heatset ofset baskıda rengi etkileyen kurutma sıcaklığının ve silikon yağı uygulamasının baskıda üç farklı kağıt üzerinde elde edilen renk evrenine etkisi incelenmiş ve etkileri ortaya konulmuştur.
Materyal ve Metot
.
Deneysel bölümde hazırlanan test sayfasında, CMYK renklerinin zemin densitelerinin ölçülebileceği şeritler, Renk evrenlerini oluşturmak için gerekli olan ECI 2002 CMYK skala kullanılmıştır. Test baskılarında baskıaltı malzemesi olarak 1.hamur, Mat kuşe ve Parlak kuşe kullanılmıştır. Bu üç farklı yüzey yapısına sahip kâğıtların üzerine heatset web ofset mürekkebi ile ISO 12647-2:2004(E) standardına uygun olarak baskılar yapıldı. Baskı sürecinde üç farklı kağıt için ayrı ayrı sadece baskılı, sıcak hava kurutma uygulanmış ve silikon yağı uygulaması yapılmış numuneler alındı. Kurutma 130°C sıcak hava ile yapıldı. Daha sonra bu numuneler üzerinden baskının kalitesini belirleyen baskı renk değişimi, standartlara uygun olarak ölçümlenmiş̧ ve kayıt altına alındı. Basılı mürekkep filmlerin “L*a*b*” ölçümleri, X-Rite eXact TM Spektrofotometre ile kâğıt yüzeyindeki kuruma tamamen gerçekleşince yapılmıştır. Elde edilen tüm veriler doğrultusunda, kâğıtların yüzey özelliklerine, sıcak hava kurutmasına ve silikon yağı uygulamasının baskıda elde edilen renk evrenine etkileri değerlendirildi ve tartışıldı.
Bulgular ve Sonuçlar Tablo 1. incelendiğinde 1. hamur baskıların üzerinden yapılan ölçümler incelendiğinde sıcak hava ile kurutmanın ve silikon yağı uygulamasının renklerde değişikliğe sebep olduğu ve Delta E farkının çoğalmasına sebep olduğu tespit edilmiştir. Özellikle silikon yağı uygulamasının etkisinin fırınlamadan daha fazla etkilediği görülmektedir. Fakat bu etkiye rağmen renkler ISO standartlarının toleransları içerisinde kalmaktadır. Tablo 1. 1. Hamur Delta E Farkları
3
343
Elde edilen tüm veriler doğrultusunda, kâğıtların yüzey özelliklerine, sıcak hava kurutmasına ve silikon yağı uygulamasının baskıda elde edilen renk evrenine etkileri değerlendirildi ve tartışıldı.
Bulgular ve Sonuçlar Tablo 1. incelendiğinde 1. hamur baskıların üzerinden yapılan ölçümler incelendiğinde sıcak hava ile kurutmanın ve silikon yağı uygulamasının renklerde değişikliğe sebep olduğu ve Delta E farkının çoğalmasına sebep olduğu tespit edilmiştir. Özellikle silikon yağı uygulamasının etkisinin fırınlamadan daha fazla etkilediği görülmektedir. Fakat bu etkiye rağmen renkler ISO standartlarının toleransları içerisinde kalmaktadır. Tablo 1. 1. Hamur Delta E Farkları
Kağıt 1. Hamur Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu
Referans
Renk Cyan Magenta Sarı Siyah Kırmızı Yeşil Mavi
L
60 60
A
-26 -26
B
Baskı -44 -44
L
Fark
A B ∆E2000 58,12 -21,49 -45,62 2,884 56,69 -21,48 -46,92 4,099
56 56
61 61
-1 -1
54 52,59
60,93 62,39
0,62 1,66
2,114 3,591
89 89
-4 -4
78 78
88,53 88,37
-3,14 -2,31
78,95 80,46
0,693 1,194
31 31
1 1
1 1
33,67 31,31
1,02 1,02
-0,39 -0,18
2,954 1,171
54 54
553 55
26 26
52,81 51,81
58,9 59,69
30,52 29,54
1,750 2,277
54 54
-44 -44
14 14
52,73 51,3
-44,11 -42,99
17,29 15,55
2,060 2,857
38 38
8 8
-31 -31
38,55 36,62
9,46 9,87
-31,95 -30,67
1,090 2,136
Tablo 2. incelendiğinde Mat kuşe baskıların üzerinden yapılan ölçümler incelendiğinde sıcak hava ile kurutmanın ve silikon yağı uygulamasının renklerde değişikliğe sebep olduğu ve Delta E farkının çoğalmasına sebep olduğu tespit edilmiştir. Özellikle silikon yağı uygulamasının etkisinin fırınlamadan daha fazla etkilediği görülmektedir. Fakat bu etkiye rağmen renkler ISO standartlarının toleransları içerisinde kalmaktadır. Yalnızca mavi renk toleransların dışına çıkmıştır.
Tablo 2. Mat Kuşe Delta E Farkları
344
4
HEAT-SET BASKIDA SICAKLIK VE SİLİKON YAĞI UYGULAMASININ RENK EVRENİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ Ahmet AKGÜL, Cem AYDEMİR, Doğan TUTAK
Tablo 2. Mat Kuşe Delta E Farkları Kağıt Mat kuşe Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu
Referans
Renk Cyan
L
Magenta Sarı Siyah Kırmızı Yeşil Mavi
A
55 55
-37 -37
B
Baskı -50 -50
L
Fark
A B ∆E2000 55,31 -34,36 -49,55 0,837 54,08 -34,57 -50,95 1,378
48 48
74 74
-3 -3
49 48,75
73,74 74,27
-4,49 -4,77
1,164 1,022
89 89
-5 -5
93 93
87,16 87,23
-3,14 -3,19
93,5 92,25
2,068 1,982
16 16
0,1 0,1
0,1 0,1
18,99 18,92
0,93 0,9
0,13 0,06
3,091 3,018
47 47
68 68
48 48
48,94 49,15
67,19 67,1
50,49 48,97
2,325 2,250
50 50
-65 -65
27 27
49,11 49,51
-61,1 -61,33
29,77 26,92
1,957 0,769
24 24
22 22
-46 -46
26,24 26,8
15,71 16,16
-48,53 -48,41
5,749 5,663
4
Tablo 3’te verilen Parlak kuşe baskıların üzerinden yapılan ölçüm değerleri incelendiğinde mat kuşede olduğu gibi sıcak hava ile kurutmanın ve silikon yağı uygulamasının renklerde değişikliğe sebep olduğu ve Delta E farkının çoğalmasına sebep olduğu tespit edilmiştir. Özellikle silikon yağı uygulamasının etkisinin fırınlamadan daha fazla etkilediği görülmektedir. Fakat bu etkiye rağmen renkler ISO standartlarının toleransları içerisinde kalmaktadır. Yine mavi rengin toleransların dışına çıkmış olduğu tespit edilmiştir. Tablo 3. Parlak Kuşe Delta E Farkları Kağıt Parlak Kuşe Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu Fırınlı-Silikonsuz Fırınlı Silikonlu
Referans
Renk Cyan Magenta Sarı Siyah Kırmızı Yeşil Mavi
L
55 55
A
-37 -37
B
Baskı -50 -50
L
54,49 54,71
Fark
A B ∆E2000 -36,08 -48,89 0,510 -36,21 -48,88 0,292
48 48
74 74
-3 -3
47,57 47,73
75,22 75,87
-5,02 -4,62
0,883 0,661
89 89
-5 -5
93 93
85,97 86,22
-2,75 -2,85
94,23 94,02
3,223 2,974
16 16
0,1 0,1
0,1 0,1
16,39 16,46
0,63 0,77
-0,09 -0,08
0,774 0,925
47 47
68 68
48 48
49,39 48,88
66,3 66,82
51,37 49,28
3,069 2,078
50 50
-65 -65
27 27
49,9 49,91
-61 -60,84
31,02 30,06
2,240 1,904
24 24
22 22
-46 -46
28,41 27,76
11,34 13,18
-48,52 -47,92
9,572 7,912
Şekil 1’de 1. Hamur üzerine yapılan baskılar üzerinden elde edilen renk evrenleri gösterilmiştir. Renk evrenleri incelendiğinde azda olsa fırınsız-silikonsuz baskılardaki renk evreni daha geniş elde edilmiştir. Sıcak hava kurutma ve silikon yağı uygulaması yeşil ve mavi tonlarda renk evrenini daralmıştır. Kırmızı ve sarı tonlarda ise renk evreninin genişlemesine etki ettiği tespit edilmiştir. 5
345
Şekil 1. 1. Hamur Renk Evrenleri Şekil 2’de Mat kuşe üzerine yapılan baskılar üzerinden elde edilen renk evrenleri gösterilmiştir. Renk evrenleri incelendiğinde sıcak hava kurutma ve silikon yağı uygulamasının elde edilen renk evrenlerinin genişlemesine veya daralmasına etki etmediği, sadece sarı, turuncu ve yeşil tonlarda çok az renk evrenini genişletmiş Kırmızı ve mavi tonlarda ise renk evreninin daralmasına etki ettiği tespit edilmiştir.
Şekil 2. Mat Kuşe Renk Evrenleri Şekil 3’de Parlak kuşe üzerine yapılan baskılar üzerinden elde edilen renk evrenleri gösterilmiştir. Renk 6
346
HEAT-SET BASKIDA SICAKLIK VE SİLİKON YAĞI UYGULAMASININ RENK EVRENİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ Ahmet AKGÜL, Cem AYDEMİR, Doğan TUTAK
evrenleri incelendiğinde sıcak hava kurutma ve silikon yağı uygulamasının elde edilen renk evreninin sarı tonlarda kayda değer oranda genişlemesine etki ettiği, kırmızı ve mavi tonlarda ise renk evrenine hiçbir etkisi olmadığı tespit edilmiştir.
Şekil 3. Parlak Kuşe Renk Evrenleri Tüm bulgular incelendiğinde Heatset web ofset baskıda kullanılan sıcak hava kurutmasının ve silikon yağı uygulamasının renk değişimine etkisinin, çok az olduğu ve bu etkinin mürekkep renk değerlerinin ISO standartlarının içerisinde kaldığı tespit edilmiştir. 1. Hamur ve mat kuşede renk evrenlerine etkisinin az olduğu tespit edilmiş, sadece parlak kuşede sarı tonlarda dikkate değer şekilde renk evrenini genişlettiği tespit edilmiştir.
Kaynaklar [1] Kipphan, H., (ed.), Handbook of print media: technologies and production methods, Springer Science & Business Media, Germany, p. 60-63, (2001). [2] Aydemir, C., Kâğıdın Yüzey Pürüzlülüğünün, Baskı Renk değişimi, Işık Haslığı ve Baskı Parlaklığına Etkisi, Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, İstanbul, Türkiye p. 81–88, (2014) [3] FALAY, Ü., Heatset web ofset mürekkepleri, Matbaa teknik Dergisi, İstanbul, Mart (2017) [4] http://www.weboffsetprint.com/coldset-vs-heatset-offset-printing.html, Erişim Tarihi 15 Ağustos 2017 [5] Klein, R., Meder, G., The role of paper for dot gain in HSWO printing, Surface Coating International, p. 1–5, (2011) [6] Tutak, D., Ambalaj Baskılarında Kullanılan Farklı Karton Yüzeylerinin Renk Evreni Karşılaştırması, AJIT-e: Bilişim Teknolojileri Online Dergisi, İstanbul, Türkiye, p. 57, 66, (2014).
7
347
TÜKETİCİLERİN GİYSİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNE AMBALAJ TASARIMININ ETKİSİ
THE EFFECT OF PACKAGING DESIGN TO CONTINUE TO BUY CONSUMERS CLOTHING
Nuriye İŞGÖREN*, Çimen BAYBURTLU**, Demet ÖZNAZ*, Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN***
Adres: (*Marmara Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Tasarım Bölümü, Göztepe 34722 – İstanbul, ** Marmara Üniversitesi, Takı Teknolojisi ve Tasarımı Yüksekokulu, Göztepe 34722 – İstanbul) ***Marmara Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü, Göztepe 34722 – İstanbul)
Sorumlu yazar e-posta : doznaz@marmara.edu.tr
Özet Giyinme ihtiyacı, insanların temel ihtiyacından biridir. Tüketim toplumunun itici güçlerinden biri olan giysi satın alma davranışı tüketicilerin devinsel olarak yaptıkları bir iştir. Tüketicilerin satın alma kararlarını Sosyal, Psikolojik, Kişisel ve Ekonomik Faktörler etkilerken ürünün tutundurma faaliyetlerinden olan Pazarlama Çabalarının da bu etkilenmede payı büyüktür. 349
Giysiye ihtiyaç duyulması, alternatif ürünlerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi sonrasına satın alma kararının verilmesi; tüketicilerin satın alma karar süreçlerinin önemli basamaklarıdır. Tüketicilerin giysiyi satın alma sonrasında geliştirdikleri davranışlar ürüne olan bağlılıkları etkilemektedir. Satın alma kararının verilmesinde ürünün estetik öğeleri her zaman ilk etki olarak ön plana çıkmaktadır. Bir ürün tasarlanırken hedef kitlenin özellikleri, malzemenin nitelikleri, üretim süreçleri, trend ve sezon özellikleri, renk ve estetik kavramlarıyla sunum araçları da tasarlanmalıdır. Giysiler, tüketiciye sunulmadan önce ürünün kimliğine uygun etiket ve ambalaj tasarım süreçlerinden geçmiş olmalı aynı zamanda tüketicinin satın alma kararını etkileyecek estetik, geri dönüşüm, fonksiyonellik gibi öğeleri de içermelidir. Bir ürünün diğer ürünlerin yanından sıyrılıp ön plana çıkmasını sağlayan nedenlerin başında ambalaj tasarımı gelmektedir. TDK, ambalajı; “içindeki eşyayı dış etkilerden koruyarak bir arada tutan, dağıtım ve pazarlamayı kolaylaştıran ve içeriği hakkında tüketicilere bilgi veren çeşitli maddelerden üretilmiş sargı, kutu veya kaplar” şeklinde tanımlamaktadır. Ancak, sürekli değişen pazar koşulları, genişleyen tüketici profilleri, farklılaşan yaşam standartları, her alanı olduğu gibi ambalaj tasarımını da etkileyerek üreticilerin tasarımdan beklentilerini, tasarıma yüklenen sorumlulukları devamlı olarak artırmaktadır. Bu durum, özellikle ambalaj tasarımını oluşturan öğelerin tekrar tekrar sorgulanmasını ve daha etkili kullanılmaları için araştırmalar yapılmasını gerektirmiştir. Bu düşünce doğrultusunda geliştirilen bu araştırmanın amacı giysi satın alma karar süreçleri doğrultusunda tüketicileri etkileyen ambalaj tasarımlarında bulunması gereken nitelikleri belirlemektir. Bu nedenle hazırlanan anket aracılığı ile tüketicilerin sosyo demografik değişkenliklerini, satın alma alışkanlıklarını, giysi kullanım alışkanlıklarını ve giysi ambalajlarından beklentileri sorgulanmıştır. Elde edilen veriler, SPSS istatistik programı kullanılarak değerlendirilerek hem giysi tasarımcılarına hem de giysi üreticilerine öneriler oluşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: Ambalaj, giysi, moda, tüketici, satın alma.
Abstract The need for dressing is one of the basic needs of people. One of the driving forces of the consumer society is the purchase behavior of consumers, an act that consumers make dynamically. Social, Psychological, Personal and Economic Factors affect consumers’ purchasing decisions, while Marketing Efforts, which are product promotion activities, have a big influence on this. The need for clothing, the determination of alternative products and the decision to make a purchase after the evaluation; Is an important step in the procurement decision process of consumers. The behaviors consumers develop after purchasing clothing influence their commitment to the product. At the time of purchase decision, the aesthetic items of the product are always the first effect. 350
TÜKETİCİLERİN GİYSİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNE AMBALAJ TASARIMININ ETKİSİ Nuriye İŞGÖREN, Çimen BAYBURTLU, Demet ÖZNAZ, Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
When a product is designed, presentation tools should be designed with the characteristics of the target kit, the qualities of the material, production processes, trend and season characteristics, color and aesthetic concepts. The garments must have passed the label and packaging design process appropriate to the product identity before being served to the consumer and should also contain items such as aesthetics, recycling, functionality that will affect the purchasing decision of the consumer. Packaging design is at the beginning of a reason why a product has to come out of the way of other products. TDK, packaging; “Boxes, or containers that are made from a variety of materials that keep the item within the product while protecting it from external influences, facilitate distribution and marketing, and inform consumers about the content”. However, constantly changing market conditions, expanding consumer profiles, differentiated living standards, as well as every aspect of the packaging design, are also affecting the designers’ expectations of design, this necessitated repeated inquiry of the items that made up the packaging design and researches for more effective use. This research, which is developed in line with this idea, determines the qualities that should be found in the packaging designs that affect consumers in the direction of the purpose of apparel purchase decision process. Consumers’ socio-demographic variables, purchasing habits, clothing usage habits and expectation of clothing packages were questioned through the questionnaire prepared for this reason. The obtained data were evaluated using SPSS statistical program and suggestions were made to both clothes designers and clothes producers.
Key Words: Packaging, clothing, fashion, consumer, purchasing.
1. Ambalajın Tanımı ve Tarihçesi Ambalaj sözcüğü, Fransızcadan Türkçeye geçmiş, aslı emballage olan, en ve balya etmek anlamındaki balle sözcüklerinin birleşmesinden türemiştir.1 Ambalaj, içerisinde yer alan ürünü, ürünün yapısına ve şekline göre en iyi şekilde koruyan, temiz kalmasını sağlayan, taşınmasını kolaylaştıran ve aynı zamanda ürünün tanıtımını yapan değerli bir malzemedir. Ambalajlama malların korunabilmesi, tanınabilmesi, sürüklenebilmesi ve kullanımlarının kolaylaştırılabilmesi için kaplanan, eklentilerden, süsleme veya etiketlemeden yararlanılmasıdır. Ambalajın reklam ve tanıtım işlevi açısında yapılmış tanımları ise; Ambalaj, bir satış yerinde reklam aracıdır. Tüketicinin ilgisini çeker ve kapsadığı mala ilişkin nesnel ve duygusal bilgilenmeyi sağlar. Tüketicinin bir malı evinde her kullanışında, onunla ilgili imaj ve tutumları güçlendirme işlevini yerine getirir. Görsel yolla yapılan bir satış görüşmesidir. İçine konan ürünün anlamını taşıyan bir araçtır. Ambalajlama, malların taşınmak ve satılmak üzere hazırlanması sanatı, bilimi ve teknolojisidir. Kısacası ambalaj “sessiz bir iletişim aracı” dır.2 Gündelik yaşamımızda ambalajların kullanım alanı oldukça genişlemiştir. Yiyecekten, kozmetiğe, çiçekten mobilyaya kadar birçok ürünü ambalajıyla satın alıyoruz ve genellikle geri kazandırılabilir nitelikte ambalajlı ürünler tüketiyoruz.
351
Ambalajın tarihçesine bakıldığında cam, metal, kâğıt, plastik farklı malzemeler açısından farklı geçmişi vardır. Tarihte ilk ambalajlama yaprak gibi doğal malzemelerle başlamıştır. Daha sonra, dokunmuş malzemeler ve çömlekler gibi ürünlerle seri üretime geçilmiştir. Cam ve ahşap ambalajların yaklaşık 5000 yıldır kullanıldığı tahmin edilmektedir (Şekil 1).
Şekil 1: Tarihteki cam ambalaj örnekleri 3
1823 yılında İngiliz Peter Durand, sac levhadan yapılma ilk metal ambalaj olan ‘canister’in patentini almıştır. Çift dikişli üç parçalı teneke kutu 1900 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Kâğıt ve karton 1900’lü yıllarda önemli ambalaj malzemeleri haline gelmiştir. Plastiğin keşfedilmesiyle birlikte kâğıt ambalajın yerini alacak ambalaj malzemesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.1 Arkeolojik çalışmalardan, insanoğlunun yaptığı ilk cam örneklerinin M.Ö 3000 - 4000 yıllarında Mısır ve Mezopotamya’da olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca, cam üretiminin M.Ö. 8000 yıllarında Mısırda yapılan çömlekçilik ile de yakından ilgili olduğuna inanılmaktadır.4 M.Ö 8. yüzyılda önce ürünler kumaş ambalajlarda, çamur veya cam kaplarda tutulurdu. Milattan önce, Mısır’da pet şişe yapımı başlamış ve aynı zamanda palmiye ağaçlarının yapraklarından elde yapılan sepetler taşımacılık için kullanılmıştır. Çinliler M.Ö. 200’lerde dut ağacı kabuğundan kâğıt yaparak ambalaj olarak kullanmışlardır. Antik Yunanistan ve Roma’da ahşap kutuları ambalaj olarak kullanmak yaygındı ve parfümleri taşımak için de şişe kullanılıyordu. Yaklaşık 750 miladi yılında kâğıt sanayisi Ortadoğu ve sonra Avrupa’ya ulaştı. 1200 yılında Buhima’da kalay kaplı demir yapıldı ve ambalaj sektöründe kullanıldı ve bundan 3 yüzyıl sonra etiket sanatı yayıldı. 17. yüzyılda kâğıt yapma sanatı ABD ye gitti. Ayrıca M.Ö. 1. ve 2. yüzyıllarda Çin’de yiyecekleri sarmak amacıyla işlenmiş dut ağacı kabuklarının kullanılması ve M.Ö. 1500 yılında Mısır’da kullanılmış olan kap şeklindeki camlar da geçmiş dönemlerde ambalaj olarak kabul edilebilecek diğer kullanım örnekleridir.5 Bugünkü anlamda ticari ambalaj kavramının gelişmesi 1700’lü yıllarda olmuştur. Bu yıllarda yapılan çalışmalarda ambalajın estetik fonksiyonundan ziyade pratik fonksiyonu ön plana çıkmıştır.6 18’inci yüzyıl Avrupa’sı, kentlerin hızlı gelişimi ve servetin zengin kesimden çalışan sınıflara doğru, daha geniş şekilde dağılımıyla büyük ticari genişleme dönemine girmiştir. Teknolojik ilerlemeler, üretim süreçlerinin hızla artan nüfusa yetişmesini ya da ona paralel gelişmesini teşvik etmiştir.7 18’inci yüzyıl sonlarında Alois Senefelder tarafından geliştirilen litografi tekniği, bir baskı yöntemi olarak ambalaj tasarımının seyrini değiştirmiştir. Söz konusu teknik, o güne kadar mümkün olmayan çeşitli renklerle 352
TÜKETİCİLERİN GİYSİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNE AMBALAJ TASARIMININ ETKİSİ Nuriye İŞGÖREN, Çimen BAYBURTLU, Demet ÖZNAZ, Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
baskı yapılabilmesine olanak sağlamış, tanıtım ve reklam dünyasında köklü bir değişikliğe neden olmuştur. Litografi, reklamı yapılan ürünlerin ambalaj tasarımlarının görünüşünü değiştirmiştir.7 Reklamcılığın tam olarak 19’uncu yüzyıl sonlarında, güce dayalı baskı makineleri, malzeme üretimi ve litografinin gelişimi, ambalaj tasarımı kavramını yeniden tanımlamıştır. Makine ile üretilmiş kâğıdın ortaya çıkışına kadar, yiyecek ve diğer hızlı tüketim ürünlerinin ambalaj tasarımında kâğıt kullanımı lüks olarak görülmüştür. Bunun yanında, hem metinlerin hem de imgelerin üretimi ve çoğaltılması, önce buhar gücüyle ve daha sonra elektrik gücüyle çalışan baskı makinelerinin gelişimiyle hızlanmıştır. Ürün ambalaj tasarımları da bu gelişmelere bağlı olarak ilerleme göstermiştir.5 Teknolojinin gelişmesi, üretici ve yetiştiricilerin, ürünlerini önceden paketlenmiş biçimler halinde depolarda saklamasını mümkün kıldığı için 19’uncu yüzyılda bugün anladığımız biçimiyle ambalaj kavramı ortaya çıkmıştır. Bu teknolojiler ilk kez, tarım üreticilerinin hasat ettiği ürünlerin henüz tazeyken pazara taşınmasını mümkün kılmıştır. Bu, aynı zamanda endüstriyel üreticilerin, mamullerini tüccarların satabilmesi amacıyla, cazip şekilde paketleyebilecekleri anlamına gelmiştir. Ambalajın tüm bunlardan daha farklı bir şey haline dönüşmesi ve ambalaj kavramının ekonomik canlılığın temel parçası haline gelmesi, ancak 20’nci yüzyılda gerçekleşebilmiştir. Bunun iki nedeni vardır; birincisi, daha karmaşık bir uygarlığın ve buna bağlı yüksek yaşam standartlarının işlevsel anlamda daha detaylı ambalajları gerektirmiş olmasıdır. İkincisi ise ambalajın, satış sürecinin temel ve ayrılmaz parçası haline gelmesidir. Bu durum, kısmen ambalaj sektörünün yeni fikirler yaratılmasındaki çabalarından, kısmen de ambalaj tasarımının gelişiminden ileri gelmiştir. Öte yandan satış sürecinin niteliğinde de – süpermarketlerin gelişimi gibi bir takım gelişmeler olmuştur. Tüm bunlar, ambalaj kavramına bağlı olarak gelişmiştir. 1950’lerde teneke kutular icat edilmiş ve çok kısa bir sürede içki ve meşrubat sanayisinde kullanılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılın ortalarında cam, karton ve metal ambalajlar ağırlıktaydı (Şekil 2).
Şekil 2: Kolay taşıma (1941)8
1960’larda, polimerin gelişimi birçok ambalajlama sisteminde son derece hızlı bir değişim sağladı. Polietilen ambalaj (süt şişesi vb.) sıvı maddeler için camdan daha hafif ve yarı-esnek bir madde olmasıyla piyasaya iyi bir seçenek sundu. Ayrıca bu malzeme kırılmaz ve sıvı maddelerin taşımasında güvenlilik özelliğine büyük katkı sağladı. 1970’leride polimerli filmlerde büyük gelişime görülmüştür. Önceleri tekli ve sonraları iki ya da çoklu
353
filmlerle birlikte korumayı artırmak için daha da geliştirilmiştir. Başlangıçta selüloz ve polimer filmler yağlı kâğıt yerine kullanılmıştır. Ancak sonraları son derece gelişmiş nem ve oksijen engelleyici paket üretiminde kullanılmaya başlanmıştır. 20. yüzyılın sonlarında 40 yıllık dönem içinde çoğu perakende ürünlerin ambalajları sert yuvarlak kaplardan esnek ve genellikle dikdörtgen kaplara dönüştü. Bu daha kullanım kolaylığı ve dağıtım sistemlerinin enerji ve doğal kaynak tasarrufu açısından çok verimli bir dönem olmuştur.5
2. Ambalaj Tasarımı Avrupa’da 18. yüzyılda gerçekleşen ve 19. yüzyıla kadar uzanan endüstri devriminin etkisiyle yaşanan değişim kırsal yaşamdan kentsel yaşama geçişi sağlamıştır. İhtiyaçlar toplum yapısını şekillendirmiştir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında hızlanan seri imalat malları elde edilebilir hale getirmiş kendi ürettiğini tüketen dağınık toplum yapısı yerini, satın alarak gereksinimlerini karşılayan kentsel tüketim toplumuna bırakmıştır. İkinci Dünya savaşı neredeyse bir dönüm noktasıdır. Üretici arzı ve tüketici talebi yeni satış yöntemlerinin geliştirilmesini zorunlu kılmış, tüketicilerin gelişen ve değişen talepleri; Ürün sayısının artmasına ve rekabet ortamının oluşmasına, ürünün kolayca ayırt edilmesine ve tüketiciye çekici görünmesine neden olmuştur. Bu süreçte ürünün bir parçası olan ambalaj ve onun tasarımı stratejik bir araç haline dönüşür. Ardından girilen soğuk savaş, rekabet ortamını ulusal sınırlar dışına çıkarır ve pazarlama yöntemleri değişir. Soğuk savaşın sona ermesi küreselleşmenin başlaması ile tasarım, tüketici dünyasında önemli bir rol oynamaya başlamış, tüketici dünyasına seslenen sessiz satıcı ihtiyacı doğar. Tasarımın oluşturduğu değer algısıyla modern dünyada estetik ve tasarım ikilisinin, satın alma kararlarına olan etkisinin farkına varılır. Günümüzde artık ambalaj tasarımının satışa etkisi ve tüketiciyi ikna gücü tartışmasız kabul edilmektedir. Başarılı bir ambalajdan söz edebilmek için ambalaj tasarımında müşterinin merkez olarak alınması gerekmektedir. Müşterilerin demografik özellikleri, ihtiyaçları ve istekleri dikkate alınmalı, ambalaj ile müşteriye verilmek istenen mesaj ambalajın tasarlanması aşamasında belirlenmeli ve ambalajın etkin bir şekilde müşterinin ilgisini çekip çekmediği kontrol edilmelidir. IGD (The Institute of Grocery Distribution)’nin 2003 yılında yaptıkları çalışmada insanların zaman kısıtları nedeniyle gıda ürünleri ambalajındaki görsel elemanlara daha fazla dikkat ettiklerini ortaya koymuştur. Dolayısıyla ambalaj tasarımında görsel özelliklere de gerekli önemin verilmesi gerekmektedir.9 Dünyada, ambalaj endüstrisinde de üretici ve tüketici gereksinimleri göz önüne alınarak yapılan ürün geliştirme ve tasarım çalışmalarıyla birlikte büyük gelişmeler sağlanmaktadır. Ülkemizde de ambalaj endüstrisinin sağlam temellere oturtulabilmesi, belli standartların geliştirilmesine, araştırmalara ve ancak tasarım olgusunun ambalaj endüstrisine tam anlamıyla yerleştirilmesine bağlıdır.10 Çağın getirdiği değişimlerle yeni bir kimliğe bürünen insanoğlunun yaşam biçimi, beraberinde mobil yaşamı ve sürati getirmiştir. Bu değişim insanın tükettiği ürünleri beraberinde taşıyabilmesini gerekli kılmış, söz konusu zaman dilimi içinde ambalaj kimi zaman bir koruyucu kimi zaman bir kimlik belirteci olarak ortaya çıkmıştır. Bu yeni durum grafik tasarımcıları farklı biçimde düşünmeye zorlamıştır.11 Bir markaya veya ürüne doğrultusunda yapılan pazarlama stratejisi günümüzde ambalaj tasarımı ile bütünleşmiş bir şekilde yaygınlaşmaktadır. Firmalar için tasarım, günümüzde kurumsal bir yapı olarak ele alınmakta354
TÜKETİCİLERİN GİYSİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNE AMBALAJ TASARIMININ ETKİSİ Nuriye İŞGÖREN, Çimen BAYBURTLU, Demet ÖZNAZ, Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
dır. Bu nedenle tasarım, rekabet konusunda firmalara avantaj sağlayacak bir güç olarak tanınmakta ve firmanın tamamında yaygın bir değer olarak kabul görmüştür.5 Ambalaj satış ambalajı, dış ambalaj ve nakliye ambalajı olmak üzere üç farklı amaca hizmet eder. Satış ambalajı, herhangi bir ürünü tüketiciye veya nihai kullanıcıya ulaştırmak amacıyla satış noktasında sunulan, bir satış birimi olarak tanımlanan ve ürünle birlikte satın alınan ambalaj türü olup, dış ambalaj, birden fazla sayıda satış ambalajını bir arada tutacak şekilde tasarlanmış, üründen ayrıldığında ürünün herhangi bir özelliğinin değişmesine neden olmayan ambalajdır. Satış veya dış ambalajın taşıma ve depolama işlemleri sırasında zarar görmesini önlemek; ürünün üreticiden satıcıya nakliyesi sırasında taşımayı kolaylaştırmak ve depolama işlemlerini sağlamak amacıyla kullanılan ambalajı türü de nakliye ambalajı olarak ifade edilir. İç ambalaj, genellikle ürünle birlikte tüketiciye sunulan ve satın alma noktasında tüketiciyi doğrudan etkileyen unsurdur.
Şekil 3 : Hediye paketi (Dış Ambalaj)12
Şekil 4 : Hediye paketi (Dış Ambalaj)13
Örneğin genelde paketi açtıktan sonra kağıdı sonradan kullanmak üzere katlayıp saklamak, üzerindeki süsleri bir yere asmak kurdelesini yine sonradan kullanmak üzere saklamak veya kutusunun içine başka şeyler koymak gibi alışkanlıklarımız vardır. Bu alışkanlıklar doğrultusunda dış ambalajı daha cazip hale getirmek kullanıcıyı ürünü alım noktasında yönlendirme doğru bir yaklaşım olacaktır (Şekil 3-4). Başlangıçta biçim yaratımıyla ilgili olan tasarım, günümüzde oldukça kısır kalmaktadır. Özgün formların yanı sıra dönüşebilme, yeniden kullanım, gibi detaylar ve özellikler, ambalajın alınma etkisini daha güçlü kılmaktadır. Her ürünün veya firmanın kendi kimliğini ve özgün biçimini sunarak belirli imaj yaratması, tüketiciyi ikna etme ve satın alma kararlarında önemli değişikliklere neden olur (Şekil 5).
355
Şekil 5 : Tiffany’nin karıştırılamayacak mavi renkteki kutuları 14
Ambalaj tasarımı; tasarım alanlarının bir çoğunu içinde barındıran disiplinlerarası içeriği ile irdelenmesi gereken bir alandır. Çünkü içeriğinde yer alan görsel iletişim, hedef kitleye ulaşımda bir araçtır. Renk, illüstrasyon, fotoğraf, tipografi gibi alanların, sanatın estetik bakış açısıyla birleştirilerek üç boyutlu bir form haline gelmesi, albenisi güçlü farkındalık yaratacak tasarımlarla buluşması beğeni duygularını arttırır. Ambalaj tasarımı yeterli teknik bilgi yanın da grafik sanat yeteneği, moda eğilimleri hakkında bilgi, hedef, pazarda rakip ürünlerin ambalaj durumu ve bu konudaki tüketici tercihleri, boyutlar ve etiketlemeyle ilgili kanun ve yönetmeliklerin bilinmesine ihtiyaç gösteren bir konudur. Ayrıca ülke içinde üretilen materyallerden amaca uygun olanların seçimi, taşıma şartlarına uygunlukları ve kullanılacak ambalaj makinelerin teminiyle ilgili koşulların da üzerinde durmaktadır. Ambalaj tasarımına başlarken tasarım ekibinin etkilendiği dış çevre tasarım ekibi ile tüketicinin ortak çevresi, hedef kitlenin beğeni ve beklentileri göz önünde bulundurulmalıdır; bunun yanında önceden yapılan ambalajların da eleştirel gözle sorgulanması tasarım için olumlu bir puan olacaktır (Şekil 6-7).
356
TÜKETİCİLERİN GİYSİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNE AMBALAJ TASARIMININ ETKİSİ Nuriye İŞGÖREN, Çimen BAYBURTLU, Demet ÖZNAZ, Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
Şekil 6 : Şık hediye paketleri.
Şekil 7 : Şık hediye paketleri.
Üzerindeki süsler daha sonra saç tokası olarak Üzerindeki süsler daha sonra broş olarak kullanıkullanılabilir.15 labilir.16
Kişiler ürün ve ambalaj arasında bağlantı kurarken bunu duygusal algılar yoluyla yaparlar. Duygusal algı (ambalaj - koruma ve taşıma) her zaman aynı kalsa bile teknolojik değişimler ve zamanın ilerleyişi ile ilgili düşünceler değişir. Bu bağlamda istekler ve beklentilerde değişim gösterir (Şekil 8-9-10).
Şekil 8 : Taşıma kolaylığı sağlayan ambalajlar17
357
Şekil 9 : Taşıma kolaylığı sağlayan ambalajlar 18
Şekil 10 : Taşıma kolaylığı sağlayan ambalajlar 19
3. Ambalajın İşlevi İşlev, yaklaşıma bağlı olarak ürünün çekiciliğini arttırmada veya albenili hale getirmede çıkış noktası olabilir. Bir ambalajın işlevi genellikle hem tasarımını hem de kullanım şeklini etkiler. Bu noktada salt işlevselliği aşan, biçim ve işlev bütünlüğünü amaçlayan özgün bir sunum tarzı üretilir. Amaç, kullanıcı gereksinimini çok yönlü olarak karşılamaktır. (Şekil 11-12-13)
358
TÜKETİCİLERİN GİYSİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNE AMBALAJ TASARIMININ ETKİSİ Nuriye İŞGÖREN, Çimen BAYBURTLU, Demet ÖZNAZ, Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
Şekil 11 : Daha sonra çanta olarak kullanılabilecek ambalajlar. 20
Şekil 12 : Daha sonra çanta ola- Şekil 13 : Daha sonra çanta olarak kullanılabilecek ambalajlar.21 rak kullanılabilecek ambalajlar.22
İşlev ya da amaç (tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyen nedenler) çok net bir şekilde ortaya konulduğu zaman en uygun tasarımı oluşturmak mümkündür. Ürünün satılmasını kolaylaştırmak, alıcı üzerinde etki yaratmak genel amaç olmalıdır (Şekil 14-15-16-17-18-19).
Şekil 14 : Oyuncağa dönüşebilecek ambalaj tasarımı. 23
359
Şekil 15 : Hem yaratıcı hem eğlenceli bir ambalaj.
Şekil 16 : Oyuncağa dönüşebilecek bir ambalaj tasarımı.24
Şekil 17: Çok fonksiyonlu ambalaj.25
Şekil 18: Fonksiyonel ambalaj.26
24
360
TÜKETİCİLERİN GİYSİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNE AMBALAJ TASARIMININ ETKİSİ Nuriye İŞGÖREN, Çimen BAYBURTLU, Demet ÖZNAZ, Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
4. Uygulama 4.1. Veri Toplama Araçları
Bu çalışmanın amacı giysi satın alma karar süreçleri doğrultusunda tüketicileri etkileyen ambalaj tasarımlarında bulunması gereken nitelikleri belirlemektir. Sürekli değişen pazar koşulları, genişleyen tüketici profilleri, farklılaşan yaşam standartları, her alanı olduğu gibi ambalaj tasarımını da etkileyerek üreticilerin tasarımdan beklentilerini, tasarıma yüklenen sorumlulukları devamlı olarak artırmaktadır. Bu durum, özellikle ambalaj tasarımını oluşturan öğelerin tekrar tekrar sorgulanmasını ve daha etkili kullanılmaları için araştırmalar yapılması gerekliliğini doğurmuş ve çalışma bu doğrultuda gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak, “Tüketicilerin Giysi Satın Alma Karar Sürecine Ambalaj Tasarımının Etkisi” başlıklı anket formu kullanılmış olup, gönüllü olan katılımcılara yüz yüze uygulanmıştır. Bu araştırma, tarama modellerinden “İlişkisel Tarama Modeli”ne uygun olarak düzenlenmiş olup, tanımlayıcı tipte bir saha araştırmasıdır. İlişkisel tarama modelleri, iki veya daha çok sayıdaki değişken arasında değişim varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modelleridir. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak, “Tüketicilerin Giysi Satın Alma Karar Sürecine Ambalaj Tasarımının Etkisi” başlıklı anket formu kullanılmış olup, gönüllü olan katılımcılara yüz yüze uygulanmıştır. Araştırmacılar tarafından literatür taraması sonucunda hazırlanan anket formu iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde katılımcıların sosyo-demografik özelliklerini belirlemek amacıyla; yaş, cinsiyet, medeni durum, gelir durumu, eğitim ve çalışma durumuna ilişkin sorular yer almaktadır. İkinci bölümde ise katılımcıların ambalaj ve ambalajlı ürünlere ilişkin düşünce ve yargıları, alışveriş yapma nedenleri ve ambalajlı ürün satın alma alışkanlıklarına ilişkin bilgileri sorgulamaya yönelik toplam 58 soru yer almaktadır. Sorulara verilen yanıtlar 5’li likert tipine uygun olarak puanlanmıştır. Analiz; olumlu maddeler için “Kesinlikle Katılıyorum 5”, “Katılıyorum 4”, “Ne Katılıyorum Ne Katılmıyorum 3”, “Katılmıyorum 2”, “Kesinlikle Katılmıyorum 1” şeklinde yapılmıştır. Bu çalışmada kullanılan ölçme aracının güvenirliliği Cronbach’s Alpha yöntemi ile hesaplanmış ve testin güvenirlik katsayısı 0,95 olarak bulunmuştur. Araştırma kapsamda, ankete katılan katılımcıların ambalaj ve ambalajlı ürünlere ilişkin düşüncelerinin belirlenmesine ilişkin sorulan sorulara verilen yanıtlar ile sosyo-demografik özellikleri ve arasındaki ilişki incelenmiştir. 4.2. Evren ve Örneklem Araştırmanın evrenini İstanbul’da ikamet eden tüketiciler oluşturmakta olup, örneklem seçimi kolayda örnekleme yöntemi ile yapılmıştır. Örneklem grubu farklı demografik özellikler taşıdığı düşünülen Kadıköy, Ümraniye, Pendik, Şişli, Kâğıthane, Avcılar ilçelerinde yaşayan tüketicilerden oluşmaktadır. Tüketicilere yapılan kısa bilgilendirmenin ardından ankete katılmak isteyen 584 kişi örneklem grubuna alınmıştır. Anket uygulaması Mart- Ağustos 2017 tarihleri arasında uygulanmıştır. 4.3. Verilerin Çözümlenmesi Elde edilen verilerin değerlendirilmesi SPSS (Portable ‘PASW Statistics 18’) İstatistik Paket Programı ile yapılmıştır. İstatistik analiz tekniği olarak, sosyo-demografik bilgilerin değerlendirilmesi için frekans dağılımları, 361
değişkenler arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesi için ise “Bağımsız Örneklem T Testi” kullanılmıştır. Bulgular, .05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. 4.4. Bulgular Bu bölümde, araştırma kapsamında yer alan katılımcıların sosyo-demografik bilgilerine ilişkin bulgular yer almaktadır. Tablo 1’de ankete katılan katılımcıların sosyo-demografik durumlarına ilişkin bilgiler yer almaktadır.
Tablo 1: Ankete Katılan Katılımcıların Sosyo-Demografik Bilgileri Katılımcıların Sosyo-Demografik Özellikleri Cinsiyet Yaş
N
Kadın
492
Erkek
92
% Katılımcıların Sosyo-Demografik Özellikleri
N
%
260
44,5
88
15,1
156
26,7
80
13,7
20 Yaş ve Altı
176
84,2 Ç a l ı ş m a Öğrenci 15,8 Durumu Eğitimci Çalışan 30,1
21-40 Yaş
264
45,2
41 Yaş ve Üzeri
144
24,7
192
32,9 Gelir Durumu 1000 TL ve altı
196
33,6
392
67,1
1001-3000 TL
184
31,5
328
56,2
3001-5000 TL
116
19,9
256
43,8
5001 TL ve üzeri
88
15,1
M e d e n i Evli Durum Bekar Eğitim Du- Ön Lisans rumu Lisans ve Üstü
Diğer
Tablo 1’e göre ankete katılımcılarının cinsiyetlerine bakıldığında çoğunluğunun kadınlardan oluştuğu (% 84,2), kadınların % 92,1’inin 21-40 yaş arasında, erkeklerin ise % 88,1’inin 41 yaş ve üzerinde olduğu görülmüştür. Katılımcıların çoğunluğunun 21-40 yaş arası (% 45,2), bekar (% 67,1) ve ön lisans eğitimi (% 56,2) düzeyinde olduğu görülmektedir. Ayrıca katılımcıların çoğunluğunun öğrencilerden (% 44,5) oluştuğu görülmektedir. Anket katılımcılarının çoğunluğunun 3000 TL’nin altında düşük gelire sahip olduğu (% 65), diğerlerinin ise 3000 TL üstü gelire sahip olduğu görülmektedir. Tablo 2’de ankete katılan katılımcıların “Ambalaj ile İlgili Yargılar”a ilişkin değerlendirmelerine yönelik bilgiler yer almaktadır.
Tablo 2: Ankete Katılan Katılımcıların “Ambalaj ile İlgili Yargıları”
362
Ne Katılıyorum Ne Katılmıyorum
Katılmıyorum
Kesinlikle Katılmıyorum
60,96 33,56
3,42
2,05
0,00
Ambalaj kalite imajı vermektedir
60,96 33,56
3,42
1,37
0,68
Ambalajın tasarımı önemlidir
64,38 30,82
4,11
0,68
0,00
Ambalajın rengi önemlidir
44,52 43,15
9,59
2,74
0,00
Ambalaj ile İlgili Yargılar
Kesinlikle Katılıyorum
Ambalaj önemlidir
Katılıyorum
TÜKETİCİLERİN GİYSİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNE AMBALAJ TASARIMININ ETKİSİ Nuriye İŞGÖREN, Çimen BAYBURTLU, Demet ÖZNAZ, Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
Ambalajın şekli önemlidir
44,52 42,47
9,59
3,42
0,00
Ambalajın kullanma kolaylığı olmalıdır
60,27 32,19
5,48
1,37
0,68
Ambalaj ürünü dış şartlardan koruması gerekir 80,82 17,81
0,68
0,68
0,00
Ambalaj saklama kolaylığı sağlamalıdır
60,96 28,08
9,59
1,37
0,00
Ambalaj kolayca taşınabilir olmalıdır
59,59 32,88
6,16
1,37
0,00
Ambalaj farklı işlevlerde kullanılabilmelidir
21,23 32,19
28,08
16,44
2,05
Ambalaj geri dönüşümlü olmalıdır
74,66 21,92
1,37
2,05
0,00
Ambalaj çevreye zarar vermemelidir
86,30 10,27
2,74
0,68
0,00
Ambalaj güven yaratmalıdır
60,27 30,14
8,22
0,68
0,68
Ambalaj markayı tanıtmalıdır
61,64 30,82
5,48
2,05
0,00
Ambalajın malzemesi önemlidir
52,74 38,36
7,53
0,68
0,68
Tablo 2’ye göre ankete katılan tüketicilerin “Ambalaj ile İlgili Yargılar”a verdikleri yanıtlar incelendiğinde % 60,96 oranında “Ambalaj Önemlidir”, % 64,38 oranında “Ambalajın Tasarımı Önemlidir”, % 60,27 oranında “Ambalaj Güven Yaratmalıdır”, % 61,64 oranında ise “Ambalaj Markayı Tanıtmalıdır” yargısına “Kesinlikle Katılıyorum” şeklinde yanıtladıkları görülmektedir. Ayrıca tüketiciler “Ambalaj Farklı İşlevlerde Kullanılabilmelidir” yargısına da % 32,19 “Katılıyorum” şeklinde yanıt vermişlerdir.
Anket katılımcılarının “Ambalaj ile İlgili Yargıları” toplam puan ortalamalarının medeni durumlarına göre farklılık gösterip göstermediğine ilişkin bulgular Tablo 3’de yer almaktadır.
Tablo 3: Katılımcıların “Ambalaj ile İlgili Yargılar”ına İlişkin Toplam Puan Ortalamalarının Medeni Duruma Göre Farklılaşma Durumu (T-Testi) Medeni Durum
n
s.s
t
sd
p
2,196
582
,028
Evli
192
1,582
,330
Bekar
392
1,510
,388
Tablo 3’de görüldüğü gibi anket katılımcılarının “Ambalaj ile İlgili Yargıları” toplam puan ortalamaları medeni duruma göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermektedir (p<,05). Evli katılımcıların alışveriş yapma nedenlerine ilişkin ortalamaları evliler yönünde daha yüksektir. (1,582) Tablo 4’de ankete katılan katılımcıların “Alışveriş Yapma Nedenleri”ne ilişkin değerlendirmelerine yönelik bilgiler yer almaktadır.
Tablo 4: Ankete Katılan Katılımcıların “Alışveriş Yapma Nedenleri” Alışveriş Yapma Nedenleri
Kesinlikle Katılıyorum
Katılıyorum
Ne Katılıyorum Ne Katılmıyorum
Katılmıyorum
Kesinlikle Katılmıyorum
İhtiyaç olması
62,33 30,14
4,79
2,05
0,68
363
İndirimde olması
26,71 44,52
17,12
10,96
0,68
Keyif vermesi
34,25 36,99
17,12
8,90
2,74
Son moda olması
11,64 21,92
23,97
32,19
10,27
Ürünün markası
13,01 36,99
27,40
17,81
4,79
Ambalajının güzel olması
13,01 27,40
28,77
22,60
8,22
Hediye olması
23,97 50,00
17,81
6,16
2,05
Tablo 4’e göre ankete katılanların alış veriş yapma nedenleri incelendiğinde % 62,3 oranla en çok ihtiyaç olunca alış veriş yaptıkları yönünde cevap verdikleri görülmüştür. İkinci olarak % 34,2 oranında alış verişi keyif için yaptıklarını belirtmişlerdir. Anket katılımcılarının “Alışveriş yapma nedenleri” toplam puan ortalamalarının medeni durumlarına göre farklılık gösterip göstermediğine ilişkin bulgular Tablo 5’de yer almaktadır.
Tablo 5: Katılımcıların “Alışveriş Yapma Nedenleri”ne İlişkin Toplam Puan Ortalamalarının Medeni Duruma Göre Farklılaşma Durumu (T-Testi) Medeni Durum
n
s.s
t
sd
p
3,223
582
,001
Evli
192
2,461
,555
Bekar
392
2,288
,631
Tablo 5’de görüldüğü gibi anket katılımcılarının “Alışveriş Yapma Nedenleri” toplam puan ortalamaları medeni duruma göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermektedir (p<,05). Evli katılımcıların alışveriş yapma nedenlerine ilişkin ortalamaları evliler yönünde daha yüksektir. (2,461) Tablo 6’da ankete katılan katılımcıların “Ambalajlı Ürün Satın Alma Tercihleri”ne ilişkin bilgiler yer almaktadır. Tablo 6: Ankete Katılan Katılımcıların “Ambalajlı Ürün Satın Alma Tercihleri”
364
Ambalajlı Ürün Tercihleri
Kesinlikle Katılıyorum
Katılıyorum
Ne Katılıyorum Ne Katılmıyorum
Katılmıyorum
Kesinlikle Katılmıyorum
Yiyecek
83,56 13,01
2,74
0,00
0,68
İçecek
25,34 32,88
27,40
14,38
0,00
Giyecek
68,49 21,23
7,53
1,37
1,37
Temizlik
90,41
7,53
1,37
0,00
0,68
Sağlık
87,67 10,96
1,37
0,00
0,00
Kozmetik
47,95 33,56
14,38
2,74
1,37
Oyuncak
30,14 38,36
22,60
8,22
0,68
Mobilya
30,82 39,04
23,29
6,85
0,00
Ev Aksesuarları
29,45 34,93
27,40
6,85
1,37
Kitap/Kırtasiye
39,04 34,25
19,86
6,85
0,00
TÜKETİCİLERİN GİYSİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNE AMBALAJ TASARIMININ ETKİSİ Nuriye İŞGÖREN, Çimen BAYBURTLU, Demet ÖZNAZ, Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
Tablo 6’ya göre, tüketicilerin ambalajlı ürün satın alma tercihleri doğrultusunda incelendiğinde en çok temizlik (% 90,41) ve sağlık ürünlerinde(% 87,67) ambalajlı ürün tercih ettikleri görülmektedir. Tüketicilerin “Temizlik Ürünleri” seçeneğine verdikleri yanıtın % 90,41 oranında “Kesinlikle Katılıyorum” yönünde olduğu görülmektedir. Yiyecek grubundaki ürünlerin ambalajlı tercih edilme oranının da %83,56 “Kesinlikle Katılıyorum” yönünde olduğu görülmektedir. Giyecek ürünlerini satın alan tüketicilerin ise % 68,49 oranında “Kesinlikle Katılıyorum” şeklinde yanıtladıkları görülmektedir.
5. Sonuç Ambalaj, bir ürünün giysisi gibi olup ürünün tanıtımı ve satılması için önemli bir işleve sahiptir. Ambalaj, tüketiciyi satın alma amacıyla uyaran tüm özelliklere sahip olmalıdır. Tüketicinin ürünü alması için önce dikkati çekilmelidir. Bu da ambalaj ile mümkündür ve tasarım bu aşamada önem kazanmaktadır. Bir ürününün pazarda tutunabilmesi, doğru ve etkili bir ambalaj malzemesinin seçimi ve ambalaj tasarımı ile de çok yakından ilişkilidir. Ürünün yapısına uygun renk, yazı ve biçimlerle tasarlanmış, çekici, farklı, güzel görünümlü bir ambalaj tüketiciyi de kuşkusuz olumlu yönden etkileyecektir. Bu çalışmada giysi satın alma karar süreçleri doğrultusunda tüketicileri etkileyen ambalaj tasarımlarında bulunması gereken nitelikleri belirlemek amacıyla, satın alma alışkanlıkları, giysi kullanım alışkanlıkları ve giysi ambalajlarından beklentileri demografik nitelikleri itibariyle incelenmiştir. Çalışma kapsamında yer alan katılımcıların anket sorularına verdikleri yanıtlar incelendiğinde; anket katılımcılarının cinsiyetlerine bakıldığında çoğunluğunun kadınlardan oluştuğu, kadınların % 92,1’inin 21-40 yaş arasında, erkeklerin ise % 88,1’inin 41 yaş ve üzerinde olduğu görülmüştür. Katılımcıların çoğunluğunun 21-40 yaş arası, bekâr ve ön lisans eğitimi düzeyinde olduğu görülmektedir. Ayrıca katılımcıların çoğunluğunun öğrencilerden oluştuğu görülmektedir. Anket katılımcılarının çoğunluğunun 3000 TL’nin altında düşük gelire sahip olduğu, diğerlerinin ise 3000 TL üstü gelire sahip olduğu görülmektedir. Anket katılan tüketicilerin “Ambalaj ile İlgili Yargılar”a verdikleri yanıtlar incelendiğinde çoğunluğunun “Ambalaj Önemlidir”, “Ambalajın Tasarımı Önemlidir”, “Ambalaj Güven Yaratmalıdır”, “Ambalaj Markayı Tanıtmalıdır” yargılarını “Kesinlikle Katılıyorum” şeklinde yanıtladıkları görülmektedir. Ankete katılanların alış veriş yapma nedenlerinde büyük çoğunluğun en çok ihtiyaç olunca alış veriş yaptıkları yönünde cevap verdikleri görülmektedir. Ayrıca tüketicilerin ambalajlı ürün satın alma tercihleri incelendiğinde en çok temizlik ve sağlık ürünlerinde ambalajlı ürün tercih ettikleri görülmektedir. Giyecek ürünlerini satın alan tüketicilerin ise yine büyük çoğunluğunun “Kesinlikle Katılıyorum” şeklinde yanıtladıkları görülmektedir. Ayrıca katılımcıların ambalaj ile ilgili yargıları ve alışveriş yapma nedenleri toplam puan ortalamalarının medeni durumlarına göre istatistiki olarak anlamlı farklılık tespit edilerek toplam puan ortalamalarının kadınlar lehine daha yüksek olduğu görülmüştür. Buna göre çalışmaya katılan kadın tüketicilerin ambalaj ve ambalajlı ürünlere yönelik beklentilerinin erkek katılımcılara göre daha yüksek olduğu ifade edilebilir.
365
Gelişen ambalaj teknolojisi, yeni ambalaj malzemelerini ve tekniklerini de geliştirmiş, daha kullanışlı, daha gösterişli, daha fonksiyonel ve daha özgün ambalajlar üretilmiştir. Şüphesiz ki bu durumda ambalaj tasarımı, ürünün kalitesini, kimliğini ve çekiciliğini yansıtacak, alma isteğini ve satılabilirliğini arttıracak önemli bir rol üstlenmiştir. Bu çalışmada örnek alınan kitle, tek bir şehirden seçildiğinden yapılan yorumlar genel anlamıyla bir kesinlik taşımamaktadır. Bu bağlamda, çalışmanın başka şehir ve bölgelerde de uygulanması sonuçların genellenebilir olması açısısından önem taşıyacaktır. Son olarak söylenebilir ki; ambalaj, ürün ile tüketici arasında bir iletişim aracıdır, ne kadar net ve açık ifade edilirse, tüketicinin dikkatini çekmesi o kadar mümkün olabilecektir.
Kaynaklar 1- Ö. Durmaz, Hızlı Tüketim Ürünlerinin Ambalaj Tasarımında Çağrışımsal Öğrenme İle Renk Kararları, T.C. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Grafik Anasanat Dali Yüksek Lisans Tezi, İzmir, s.10, (2009). 2- https://www.diyadinnet.com/yararlibilgiler-1252&bilgi=ambalaj -01.10.2017 3- http://www.ambalaj.org.tr/tr/ambalaj-ve-cevre-ambalajin-tarihcesi.html 4- F. İbrahimoğlu, Cam Ambalaj Üretiminde Kalite ve Verimlilik Arttırma Çalışmaları, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, s.4, (2002). 5- M. Mohajjel Shoja, Çikolata ve Gıda Ambalajı Tasarımında Resimlemenin Etkileri, Ankara, s. 4-6, (2017). A4 6- C. Vatan Özgen, Sürdürülebilirlik Kavramının Firma Stratejisi Açısından Ambalaj Tasarımına Etkilerinin İrdelenmesi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Endüstri Ürünleri Tasarımı Anabilim Dalı Endüstri Ürünleri Tasarımı Programı, s. 65-66, (2013). 7- Ö. Durmaz, Hızlı Tüketim Ürünlerinin Ambalaj Tasarımında Çağrışımsal Öğrenme İle Renk Kararları, T.C. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Grafik Anasanat Dali Yüksek Lisans Tezi, İzmir, s.10-19 (2009). 8- http://www.topdesignmag.com 9- F. Gökalp, Gıda Ürünleri Satın Alma Davranışında Ambalajın Rolü, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Doktora Öğrencisi, Ege Akademik Bakış Dergisi, s.79-97, (2007). 10-E. Koç, Türkiye’de Markalaşmış Ürünlerin Ambalaj ve Tasarımlarının İncelenmesi, İstanbul Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstütisi, İstanbul, s.31, (2013). 11-T. F. Uçar, Devinim Halindeki Çağdaş İnsan İçin Ambalaj Tasarımı, s.180, (https://earsiv.anadolu.edu.tr/ xmlui/bitstream/handle/11421/962/103422.pdf?sequence=1&isAllowed=y) 12- http://stylowi.pl/39650550
366
TÜKETİCİLERİN GİYSİ SATIN ALMA KARAR SÜRECİNE AMBALAJ TASARIMININ ETKİSİ Nuriye İŞGÖREN, Çimen BAYBURTLU, Demet ÖZNAZ, Gülhan ACAR BÜYÜKPEHLİVAN
13-https://www.noupe.com/inspiration/showcases/impressive-gift-package-design-inspiration-for-christmas. html) 14- http://niceice.com/tiffany-diamond-cut-quality/ 15-http://giftwrapping977.blogspot.com.tr/2013/12/holiday-gift-wrapping-ideas.html?m=1 16- http://www.topinspired.com/top-10-beautiful-diy-brown-paper-wrapping-ideas/ 17- http://ibrandstudio.com/inspiration/t-shirt-packaging-designs 18-http://www.ernestpackaging.com/its-a-paper-bag-its-a-backpack-its-paperjohn/ 19-http://www.packagingoftheworld.com/2016/03/flower-packaging-student-project.html 20-http://dukeandsons.tumblr.com/post/85808051218/whiskeygrade-via-blueblanket-denim-whiskey 21-http://www.packagingspecialist.eu/en/shop/the-sacconi-en/saccone-foglia-2/ 22-https://tr.pinterest.com/pin/469359592394612914/ 23-http://www.packagingoftheworld.com/2015/04/news-of-wooled-introduction-to-knitting.html 24-Josep Maria Minguet (Editör), Handmade Packaging Graphics, Barselona: Monsa, s. 31-180 25- http://ohjoy.blogs.com/my_weblog/2010/09/furoshiki.html 26-https://ethicalunicorn.com/2016/11/19/eco-friendly-wrapping-inspiration/
367
SERİGRAFİ İLE UYGULANAN YÜZEYİ MODİFİYE EDİLMİŞ POLİANİLİN İÇEREN POLİİMİD BASKILARIN TERMAL VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ Hatice BİRTANE1, Aslı BEYLER ÇİĞİL1, Emine ARMAN KANDIRMAZ2, M. Vezir KAHRAMAN1 Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Göztepe 34722-İstanbul
1
Marmara Üniversitesi, UygulamalıBilimler Yüksekokulu, Basım Teknolojileri Bölümü, Göztepe 34722 –
2
İstanbul e-posta : hatice.ceylan@marmara.edu.tr
Özet Aromatik poliimidler (PI), üstün termal, mekanik ve kimyasal özelliklere sahip olmalarından dolayı mühendislik alanlarında yaygın bir şekilde kullanılan polimerlerdir. Poliimidler, baskı için mürekkep kompozisyonları olarak kullanılırlar. Bu çalışmada, yüzeyi modifiye edilmiş polianilin (m-PANI) içeren yeni bir poliimidkompozit malzemesihazırlanmış ve karakterize edilmiştir. Poliamik aside farklı oranlarda yüzeyi modifiye edilmiş polianilin(%0 ve %10) (PImPA0 ve PImPA10)katılmış ve cam yüzeyine serigrafi baskı ileuygulanmıştır. Daha sonrabu baskılar 100, 200, 300 oC’ de birer saat ısıtılarak termal olarak imidleştirilmiştir. Hazırlanan PImPA0 ve PImPA10 baskıların yapısal, termal, yüzey ve elektriksel özellikleri, ATR-FTIR, TGA, temas açısı ve iletkenlik ölçümleri ile karakterize edilmiştir. Anahtar kelimeler: İletken polimer, PANI, serigrafi, foto-graft, poliimid 1
369
Giriş Günümüzde araştırmalar taşınabilir, tekrar şarj edilebilir güç kaynakları ve cihazlar yönünde ilerlemektedir1. Bunun yanında geleceğin ilgi çeken konuları arasında giyilebilir, esnek, ucuz ve sürdürülebilir elektronikler vardır. Daha spesifik olarak, basılı transistörler2, güneş pilleri3, ve organik ışık yayan diyotlar4 dahil olmak üzere ortaya çıkan "basılı elektronik"5 alanı gelecekteki hedefleri karşılama potansiyeline sahiptir. Endüstriyel alanda basılı elektronikler için ucuz ve uygulanabilir ince film hazırlama tekniklerine ihtiyaç duyulmaktadır. Basılı ince film üretimi için en önemli ve güçlü endüstriyel baskı tekniklerinden biri, ucuz, hızlı ve seri üretime olanak sağlayan serigrafi baskıdır5,9. Serigrafi baskıyı kullanılabilir kılan diğer unsurlar arasında kolay kontrol edilebilir bir sistem olması, düşük miktarda ve istenilen kalınlıkta baskılar yapılabilmesi, kağıttan cama birçok yüzeye baskı yapılabilmesi sayılabilir10.Basılı elektroniklerde yalıtkan yüzeye baskı yapılması gereksinimleri ve karşılaşılan kuruma zorluğu serigrafi baskı ile kolaylıkla karşılanabilmektedir. Aromatik poliimidler, üstün termal kararlılıkları, mükemmel mekanik ve elektriksel özellikleri, yüksek enerjili ışınlara karşı olan dirençleri nedeni ile yüksek performanslı polimerler olarak bilinirler. İleri teknoloji malzemeleri olan aromatik poliimidler; sivil ve askeri amaçlı uzay, havacılık, elektronik ve otomotiv sanayilerinde, metal ve kompozitlerin yapıştırılmasında, ve dış etkenlerden korunmasında yapıştırıcı sistem ve kaplama malzemesi olarak, yarı iletken uygulamalarda dielektrik olarak ve kompozit malzemelerde polimer matriks olarak önemli uygulama alanlarına sahiptirler3. Bunların dışında gaz ayırma membranları, elektronik paketleme malzemeleri, otomotiv, yakıt
pilleri
için membran olarak
kritik
uygulama alanlarıda
vardır12.Poliimidlerin içerisine nano parçacık ve/veya organik iletkenler konularak özellikleri daha da iyileştirilebilir. Literatürde bu tarz çalışmalarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Poliimidlerin endüstriyel uygulamalarında ısı ile kürlenmesi ve yüzeye uygulanmasındaki zorluklar kullanımını sınırlamaktadır. Serigrafi baskı poliimidlerin cam yüzeyine basılmasında kullanılan özel tekniklerden biridir. Hem emici olmayan yüzeye uygulama yapılması hemde poliimidlerin düşük akışkanlığına uygun bir baskı yöntem olması kullanımda ki avantajlarındandır.Poliimidmatrikslerin elektrik iletkenliğini artırmak ve iletken hale getirmek, süper kapasitör özellikleri kazandırmak için 2 370
SERİGRAFİ İLE UYGULANAN YÜZEYİ MODİFİYE EDİLMİŞ POLİANİLİN İÇEREN POLİİMİD BASKILARIN TERMAL VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ Hatice BİRTANE, Aslı BEYLER ÇİĞİL, Emine ARMAN KANDIRMAZ, M. Vezir KAHRAMAN
içerisine modifiyepolianilin eklenebilir. İletken polimerler arasında polianilin (PANI) elektriksel, optik, elektrokimyasal özelliklerinden dolayı en çokkullanılan malzemelerden biridir. PANI, iyi iletkendir, sentezi kolaydır ve kararlı bir yapıya sahiptir13. Polianilinin (PANI) en yaygın formu yeşil renkli protonlanmışemeraldin tuz yapısı olup iletkenliği yaygın olarak bilinen birçok polimerden daha yüksektir. Bu sebeple iletken polimer veya hibrit oluşturmada sıklıkla kullanılmaktadır. İletken polimerlerin uygulama alanları, her gün gerçekleşen yeni buluşlarla daha da artmaktadır. Bu
çalışmada
PI
vepoliimidlerin
özelliklerinin
geliştirilmesi
için
m-PANI
içeren
içerenpoliimidkompozit sentezlenmişve serigrafi baskı ile cam yüzeyine uygulanmış daha sonra imidleştirilmiş ve yapısal, termal, elektriksel ve optik özellikleri incelenmiştir. Deneysel Bölüm Materyaller 3,3’,4,4’-benzofenontetrakarboksilikdinahidrit(BTDA),
3-aminofenilsülfon(APS),
N-
metilpirolidon(NMP), polianilin (PANI), 2- Hidroksietilmetakrilat (HEMA) Sigma-Aldrich firmasından satın alındı. Karakterizasyon yöntemleri Sentezlenen yüzeyi modifiye edilmiş polianilin (m-PANI), hazırlanan poliimid ve m-PANI içerenkompozitin
fonksiyonel
grup
analizleri
ATR-FTIR
spektrofotometresikullanılarak
gerçekleştirilmiştir. Spektrumlar Perkin Elmer Spektrum 100 FT-IR Spektrometre cihazı ile 4004000 cm-1 aralığında kaydedilmiştir. Hazırlanan polimerik malzemelerin termo-oksidatif kararlılıklarını ölçmek amacıyla, Perkin Elmer STA 6000 model TGA cihazı kullanılmıştır. Ölçümler azot atmosferinde 20 oC/dak ısıtma hızıyla 30 o
C-750 oC sıcaklıkları arasında yapılmıştır.
İletkenlik ölçümleri için Fluke179 True RMS DigitalMultimeter ile akım ve gerilim değerleri 3 371
ĂślçßlmĂźĹ&#x; ve Ăśzdirençleri aĹ&#x;aÄ&#x;Äądaki, formĂźl ile hesaplanmÄąĹ&#x;tÄąr. Elde edilen Ăśzdirenç deÄ&#x;erlerinin tersi alÄąnarak iletkenlik deÄ&#x;erlerine ulaĹ&#x;ÄąlmÄąĹ&#x;tÄąr. đ?&#x2018;&#x2030;đ?&#x2018;&#x2030; = đ?&#x153;&#x17D;đ?&#x153;&#x17D;(đ?&#x2018;&#x2122;đ?&#x2018;&#x2122;/đ?&#x2018;&#x17D;đ?&#x2018;&#x17D;đ?&#x2018;&#x17D;đ?&#x2018;&#x17D;) đ?&#x2018;&#x2122;đ?&#x2018;&#x2122;
FormĂźldeki a b ve l deÄ&#x;erleri sÄąrasÄąyla en, boy ve kontaklar arasÄą uzaklÄąÄ&#x;Äą gĂśstermektedir. Serigrafi baskÄą yapÄąlmÄąĹ&#x; poliimid ve m-PANI içeren poliimidkompozitin temas açĹlarÄą ve yĂźzey enerjileri distile su kullanÄąlarak sesilledrop metodu ile ASTM D5946-0 standardÄąna uygun olarak Pocket Goniometer Model PG-X (FIBRO Systems AB, Sweden), cihazÄą ile ĂślçßlmĂźĹ&#x;tĂźr. Hesaplamalarda kullanÄąlan versiyon 3.4 tĂźr. DamlalarÄąn yapÄąlarÄą CCD video kamera kullanÄąlarak kaydedilmiĹ&#x;tir. Polianilinin yĂźzey modifikasyonu Polianilinin (PANI) foto-graft
yĂśntemiyle
modifikasyonu literatĂźrde verilen
yĂśntemden
faydalanÄąlarak gerçekleĹ&#x;tirilmiĹ&#x;tir14. 1 g PANI, 28 mL tersiyer butil alkol, 12 mL saf su ve 7,2 g 2hidroksietilmetakrilat
(HEMA)
alÄąnarak
15
dk.ultrasonik
banyoda
karÄąĹ&#x;tÄąrÄąlmÄąĹ&#x;tÄąr.
15
dkfotoreaktĂśrde UV-ÄąĹ&#x;ÄąnlarÄą altÄąnda tutulmuĹ&#x;tur (Ĺ&#x17E;ekil 1). Reaksiyona girmeyen HEMAâ&#x20AC;&#x2122;nÄąn ortamdan uzaklaĹ&#x;tÄąrÄąlmasÄą için 1,4-dioksanla yÄąkanÄąp, vakum etĂźvĂźnde kurutulmuĹ&#x;tur.
4 372
SERİGRAFİ İLE UYGULANAN YÜZEYİ MODİFİYE EDİLMİŞ POLİANİLİN İÇEREN POLİİMİD BASKILARIN TERMAL VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ Hatice BİRTANE, Aslı BEYLER ÇİĞİL, Emine ARMAN KANDIRMAZ, M. Vezir KAHRAMAN
Şekil 1.Polianilinin yüzey modifikasyonunun şematik gösterimi (m-PANI) m-PANI içeren poliimidkompozitin sentezi Yüzeyi modifiye edilmişpolianilin içeren kompozitin hazırlanmasında termal imidizasyon yöntemi tercih edildi14. Bu nedenle öncelikle sentezlenecek poliimidler içinpoliamik asitler çözeltileri hazırlandı. 2,4837 gram APS 100 ml hacminde azot girişi ve kalsiyum klorür tüpü ile donatılmış 3 boyunlu cam balona konuldu. APS ilavesi öncesinde balon hızlı azot akışı altında Bunsen alevi ile ısıtılarak kurutuldu. Ardından balona 22 ml NMP ilave edildikten sonra azot altında diamin çözülene kadar karıştırıldı. 3,2244 gram BTDA 3 kısım halinde diamin çözeltisine yarım saat arayla ilave edildi. Reaksiyona oda sıcaklığında bir gece karıştırılarak devam edildi. Yüzeyi modifiye edilmişpolianiliniçeren poliimidkompoziti, poliamik asit çözeltisine uygun oranlarda m-PANI ilave edilerek elde edilmiştir. %0 ve %10 m-PANI içeren poliimidkompozitleri hazırlanmıştır (PImPA0 ve PImPA10). %10m-PANI içeren kompozit film (PImPA10) 10 gram PAA çözeltisine 0,2 gram m-PANI ilave edilerek hazırlanmıştır. Hazırlanan reçineler, isopropil alkol ile temizlenmiş cam yüzeylere hazırlanan serigrafi kalıpları ile iletken yollar olarak basılmıştır. Serigrafi baskı koşulları 77 tpc dokuma sıklığı, 14 dpctram sıklığı, 75 derece rakle açısı and 75 5 373
Shorerakle sertliği olarak seçilmiştir. Baskılar ARUS yarı otomatik serigrafi test baskı makinesi ile yapılmıştır.Daha sonra poliimidkompozitleri sırasıyla 100, 200 ve 300oC ’lerde cam plakaların 1 ‘er saat bekletilmesiyle elde edilmiştir (Şekil 2).
Şekil 2.m-PANI içeren poliimidkompozitin hazırlanması (PImPA10) Sonuçlar Yapısal özellikler Bu çalışmada ilk olarak yüzeyi modifiye edilmiş polianilin sentezlenmiştir ve ardından PI ve mPANI içeren (%10) poliiimidkompozit hazırlanmıştır. PI, m-PANI ve kompozitin fonksiyonel grup analizleri ATR-FTIR ile yapılmıştır (Şekil 3 ve 4).
6 374
SERİGRAFİ İLE UYGULANAN YÜZEYİ MODİFİYE EDİLMİŞ POLİANİLİN İÇEREN POLİİMİD BASKILARIN TERMAL VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ Hatice BİRTANE, Aslı BEYLER ÇİĞİL, Emine ARMAN KANDIRMAZ, M. Vezir KAHRAMAN
a)
%T b)
4000
3600 3200 2800 2400 2000 1800 1600 1400 1200 1000 cm-1
800 650
Şekil 3. ATR-FTIR spektrumları a) PANI ve b) m-PANI Saf PANI’nin tipik titreşim bantları Şekil 3a’da görülmektedir. 810 cm-1'deki pik benzen halkasının para disübstitüeC-H bandının düzlem dışı eğilme titreşimine karşılık gelmektedir. C-N bandının gerilmesi ve benzen halkasında C-H’nin titreşimlerinden dolayı sırasıyla 1284 ve 1104 cm-1’deki pikler gözlenmiştir. Sonuçlar literatür ile uyumludur15. Yüzeyi modifiye edilmiş PANI (Şekil 3b)’nin spektrumunda 3200-3500 cm-1, 1720 cm-1,1076 cm-1 civarı pikler, HEMA’daki hidroksil grupları, karbonil gerilme titreşiminden ve eter yapısındaki karbon-oksijen bağ titreşimlerinden kaynaklanmaktadır. Reaksiyonun sonunda, 1635 cm-1’de HEMA’ya ait akrilat piklerinin bulunmaması, HEMA’nın PANI yüzeyine çifte bağlardan başarıyla bağlandığını göstermiştir.
7 375
Şekil 4. FTIR spektrumları a)PAA b) PImPA0 ve c) PImPA10 Şekil 4’te hazırlanan PAA,PImPA0 ve PImPA10’a ait ATR-FTIR spektrumları görülmektedir. PAA’in IR spektrumunda (Şekil 4a) 3300 cm-1 civarındaki bandlar amin grubuna aitken 2878 ve 2866 cm-1’ deki bandlar C-H gerilme bandlarıdır. 1671 cm-1’deki pik açilamid bağının (-NHCO-) karbonil grubunun pikidir. ATR-FTIR spektrumları incelendiğinde PAA spektrumunda görülen 1671 cm-1’deki
-NHCO-
bandının
poliimidkompozitlerde
kaybolması
imidizasyonun
başarıyla
gerçekleştirildiğini göstermektedir. Termal özellikler Şekil 5’de hazırlanan PImPA0 ve PImPA10 kompozitinTGA spektrumları verilmiştir. Yüzey modifiyepolianilin eklenmesiyle poliimidkompozitin kül miktarları artmıştır ve termal kararlılıkları da artmıştır. Tablo 1’de PImPA0 ve PImPA10 kompozitin termal özellikleri verilmiştir.
8 376
SERİGRAFİ İLE UYGULANAN YÜZEYİ MODİFİYE EDİLMİŞ POLİANİLİN İÇEREN POLİİMİD BASKILARIN TERMAL VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ Hatice BİRTANE, Aslı BEYLER ÇİĞİL, Emine ARMAN KANDIRMAZ, M. Vezir KAHRAMAN
Tablo 1. PImPA0 ve PImPA10 kompozitin termal özellikleri T5
Tmax
Kül
(oC)
(oC)
(%)
PImPA0
372
485
45
PImPA10
395
536
47
Elektriksel özellikler Şekil 6’daPImPA0 ve PImPA10 kompozitbaskıların elektriksel iletkenlikleri karşılaştırılmıştır. İçerisinde m-PANI bulunmayan baskının iletkenliği 0,2 x10-6 belirlenmiştir. Bu yarı iletkenband aralığındayken içerisine %10 m-PANI eklenmesi ile elde edilen kompozitin iletkenlik değeri 3x10-3 olarak hesaplanmıştır. Buda iletken bantta bulunmaktadır. Yani m-PANI katılarak yarı iletken imidler iletken hale getirilebilmiştir.
Şekil 6:PImPA0 ve PImPA10 baskıların iletkenlik değerleri Temas açısı Temas açısı sonuçları incelendiğinde formülasyon içerisine m-PANI eklenmesiyle temas açısının düştüğü (Şekil 7) ve üzerine yalıtkan bir lak basılmasına daha uygun hale geldiği gözlemlenmiştir. 9 377
Basılı elektronikler incelendiğinde üzerine yalıtkan lakların uygulandığı böylelikle hava temasının ve bundan kaynaklı iletkenlik değişimlerinin azaltılmaya çalışıldığı sadece iletken yolların uçlarındaki temas noktalarının açık bırakıldığı görülmektedir. Temas açısındaki bu azalma üzerine basılacak herhangi bir lak veya benzeri kaplama malzemesinin daha iyi yayılabileceği anlamına gelmektedir.
Şekil 7.PImPA0 ve PImPA10 baskıların temas açıları Şekil 8‘dePImPA0 ve PImPA10 kaplamaların yüzey enerji değişimleri gösterilmiştir. Beklendiği gibi temas açısı azaldıkça yüzey enerjisi artmaktadır.
10 378
SERİGRAFİ İLE UYGULANAN YÜZEYİ MODİFİYE EDİLMİŞ POLİANİLİN İÇEREN POLİİMİD BASKILARIN TERMAL VE ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ Hatice BİRTANE, Aslı BEYLER ÇİĞİL, Emine ARMAN KANDIRMAZ, M. Vezir KAHRAMAN
Şekil 8.PImPA0 ve PImPA10 baskıların yüzey enerjileri
Teşekkür Bu çalışma, Marmara Üniversitesi BAPKO Proje No: FEN-C-DRP-121114-0361no’lu proje kapsamında desteklenmiştir.
11 379
Kaynakça 1. M. Armand, J. M.Tarascon, Nature, 451, 652 (2008). 2. 2 M. Berggren, D. Nilsson, N. D. Robinson, Nat. Mater., 6, 3 (2007). 3. H. Yan, Z. H. Chen, Y. Zheng, C. Newman, J. R. Quinn, F. Dotz, M. Kastler, A. Facchetti, Nature, 457, 679 (2009). 4. F. C. Krebs, Sol. Energy Mater. Sol. Cells, 93, 394 (2009). 5. D. A. Pardo, G. E. Jabbour, N. Peyghambarian, Adv. Mater., 12, 1249 (2000). 6. P. G. Bruce, S. A. Freunberger, L. J. Hardwick, J. M. Tarascon, Nat. Mater. 11, 19 (2012). 7. M. Kaempgen, C. K. Chan, J. Ma, Y. Cui, G. Gruner, Nano Lett.,9, 1872 (2009). 8. Y. Gogotsi, P. Simon, Science, 334, 917 (2011). 9. X. Ji, P. Hallam, S. Houssein, R. Kadara, L. Lang, C. Banks, RSC Adv., 2, 1508 (2012). 10. F. Krebs, M. Jorgensen, K. Norrman, O. Hagemann, J. Alstrup, T. Nielsen, J. Fyenbo, K. Larsen, J. Kristensen, Sol. Energy Mater. Sol.Cells, 93, 422 (2009). 11. Y. Xu, M. G. Schwab, A. J. Strudwick, İ. Hennig, X. Feng, Z. Wu , K. Müllen, Adv. Energy Mater.,3, 1035 (2013). 12. E. Çakmakçı, A. Güngör, Polymer Degradation and Stability 98, 927-933 (2013). 13. . H. Farrokhzad, M.R. Moghbeli, T. Van Gerven, B. Van der Bruggen, Reactive & Functional Polymers 86, 161–167 (2015). 14. A. BeylerÇiğil, H. Cankurtaran, M. V. Kahraman, Reactive and Functional Polymers 114, 75-85 (2017). 15. 15.Weili, H., Shiyan, C., Zhenhua, Y., Luting, L., Huaping, W., The Journal of Physical Chemistry B, 115, 8453–8457 (2011).
12 380
MATBAA SEKTÖRÜNDE İŞ GÜVENLİĞİ DURUMUNUN İNCELENMESİ
M. Batuhan KURT*, Muhammet BAYRAK**
* Marmara Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Basım Teknolojileri Bölümü -İstanbul e-posta: batuhan@marmara.edu.tr ** İstanbul Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu, Avcılar -İstanbul e-posta: bayrakm@istanbul.edu.tr
Özet 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanunu’nun 2012 yılında yürürlüğe girmesinden itibaren çalışma hayatına çok ciddi düzenlemeler, uygulamalar, yaptırımlar ve yenilikler gelmiştir. Üniversitelerde İSG alanında lisans ve yüksek lisans eğitimlerine başlanmış ve akademik araştırmalar bu doğrultuda yoğunlaşmıştır. İSG bilinci ülkemizde her geçen gün artmaktadır. Matbaacılık sektörü sürekli ilerleyen bilgi ve teknoloji ile birlikte kendini geliştirmektedir. Kullanım amacına göre çeşitli baskı teknikleri bulunmaktadır. Bu baskı tekniklerinde çalışanların bilgi, donanım, yeterliliği ve İSG eğitimi almış olması gerekmektedir. 381
Mevcut bu eğilimlerden yola çıkılarak matbaa sektöründe çalışanların İSG eğitimlerine ilişkin durumları, yeterlilikleri, düşünceleri ve eğitim sonrası davranışlarının analiz edilmesi hedeflenmiştir. Bu hedefler doğrultusunda; matbaa sektöründe iş güvenliği durumunun incelenmesi için 2017 yılının Nisan ve mayıs aylarında küçük ve orta ölçekli işletmelerde çalışan 286 kişiye anket uygulanmıştır. Çalışmanın uygulama yeri olarak matbaa sektörünün yoğun olarak faaliyet gösterdiği İstanbul Avrupa bölgesi seçilmiştir. Sonuçlar R 3.2.1 paket programıyla istatiksel analizleri yapılmıştır.
Anahtar kelimeler: İş Sağlığı ve Güvenliği, Matbaacılık, Baskı Teknikleri, Anket Çalışması
Abstract Since the Law on Occupational Health and Safety (OHS) No. 6331 entered into force in 2012, there have been very serious regulations, practices, sanctions and innovations in the working life. Bachelor’s and Master’s degrees in the field of OHS has been started at universities and academic research has been concentrated in this direction. OHS is increasing day by day in our consciousness. The printing sector develops itself with the ever-advancing knowledge and technology. Various printing techniques are available for the purpose of use. Employees in these printing techniques need to have knowledge, equipment, proficiency and OSH training. From these current trends, it was aimed to analyze competencies, thoughts and post-training behaviors of the OSH training in the printing sector. In this direction; the surway was applied to 286 employees working in small and medium-sized enterprises in April and May 2017 to examine the job security situation in the printing sector. Istanbul Europe region, where the printing industry was heavily involved, was selected as the application site of the research. The results were analyzed statistically by R 3.2.1 packet program.
Keywords: Occupational Health and Safety, Typography, Printing Techniques, Survey Study
Giriş Ülkemizde her altı dakikada bir iş kazası yaşanmakta, her altı saatte de bir işçimiz hayatını kaybetmektedir. Bu evlerinden çıkan ve çocuklarının geçimlerini temin etmek için çalışmaya giden 4 işçimizin akşamları evlerine dönmemeleri anlamına gelmektedir. İstatistikler her 2,5 saatte bir işçinin iş göremez duruma geldiğini açıklamaktadır. İş kazaları istatistiklerinde Avrupa›da ilk sırada, Dünyada ise 3. sırada bulunmaktayız. İş kazaları ve meslek hastalıklarının üzerinde durulma nedenleri bedensel, maddi ve milli servet kayıplarını önlemek şeklinde sıralayabiliriz (Bayram, 2016). İSG alanında son olarak yapılan, 20 Haziran 2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihinde 28339 sayılı resmî gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunudur. Çalışma hayatı için önemli bir adım olan 6331 sayılı İSG kanunu, kamu ve özel sektör ayrımı yapılmadan tüm çalışanları kapsayan, kurallar koyan yaklaşım yerine önleyici yaklaşım esas almıştır. İSG işyerlerinde işin yapılması 382
MATBAA SEKTÖRÜNDE İŞ GÜVENLİĞİ DURUMUNUN İNCELENMESİ M. Batuhan KURT, Muhammet BAYRAK
sırasında, çeşitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa zarar verebilecek koşullardan korunmak amacıyla yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır (Kılıç, 2014; Engin, 2014; Tanır, 2004). Matbaacılık Matbaacılık, iletilmek istenilen mesajı kâğıt ve benzeri yüzeyler üzerinde basılacak formda tasarlama ve basarak çoğaltma işidir. Bilginin gelecek kuşaklara aktarılması, çoğaltılması, yayılması matbaanın bulunması ile olmuştur. Bilgisayar ve bilgi teknolojileri alanındaki gelişmeler matbaacılık sektörünü de olumlu olarak etkilemiştir. Matbaacılık alanında bilgisayarı ve otomatik matbaa makinelerini kullanmasını bilen nitelikli iş gücüne ihtiyaç giderek artmaktadır. Kitap, dergi, gazete ve benzeri basılı ürünlerin oluşturulması, imalat ve üretim sektörünün ihtiyaç duyduğu ambalajların üretilmesi ve baskısının yapılması matbaacılığın çalışma alanlarını oluşturmaktadır (Ceylan, 2012; Üstün, 2014).
Basım Sürecinin Temel Aşamaları Baskı öncesi, baskı süreci ve baskı sonrası işlemlerdir.
Baskı türleri Matbaacılıkta kullanılan baskı tekniklerini, baskıyı çoğaltırken kullanılan kalıpların kullanış şekillerine göre farklılık gösterir. Matbaacılıkta kullanılan beş temel baskı sistemi bulunmaktadır. Bunlar; düz(ofset), çukur(tifdruk), tipo, flekso ve elek(serigrafi) baskı sistemleridir (Kınık, 2008; Aydemir ve Özakhun, 2014).
Deneysel Bölüm Araştırmanın Hipotezleri Hipotez-1 H0: Baskı türleri arasında İSG eğitimi alma bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktur. H1: Baskı türleri arasında İSG eğitimi alma bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardır. Hipotez-2 H0: Baskı türleri arasında İSG eğitimini gerekli bulma bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktur. H1: Baskı türleri arasında İSG eğitimini gerekli bulma bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardır. Hipotez-3 H0: Baskı türleri arasında İSG eğitimini yeterli bulma bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktur. H1: Baskı türleri arasında İSG eğitimini yeterli bulma bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardır. Hipotez-4 383
H0: Baskı türleri arasında İSG eğitimi sonrası değişiklik bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktur. H1: Baskı türleri arasında İSG eğitimi sonrası değişiklik bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardır.
İstatistiksel Yöntem Çalışmanın istatistiksel analizler R 3.2.1 paket programında yapışmıştır. Çalışmada yer alan kategorik değişkenlere ait tanımlayıcı istatistikler frekans ve yüzde ile gösterilmiştir. Kategorik değişkenlerin gruplar arası karşılaştırmalarında Pearson ki-kare testi kullanılmıştır. Çalışmadaki tüm istatistiksel analizlerde p değeri 0,05’in altındaki karşılaştırmalar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Tablo 1: Araştırmaya katılan çalışanların demografik içeriklerine bağlı dağılımı n
%
Cinsiyet
Erkek Kadın
267 19
93,4 6,6
Yaş
16-25 26-35 36-45 46-55 56+
51 100 78 41 16
17,8 35,0 27,3 14,3 5,6
Eğitim
İlköğretim Lise Lisans Yüksek lisans
149 115 21 1
52,1 40,2 7,3 0,3
Cinsiyet değişkenine göre çalışanların 267 kişi yüzde 93,4 erkek, 19 kişi yüzde 6,6 kadın olarak dağılmaktadır. Yaş değişkenine göre çalışanların 51’i yüzde 17,8 16-25 yaş, 100’ü yüzde 35,0 26-35 yaş, 78’i yüzde 27,3 36-45 yaş, 41’i yüzde 14,3 46-55 ve 16’ı yüzde 5,6’sı 56 yaş ve üzeridir. Eğitim durumu değişkenine göre çalışanların 149’u yüzde 52,1 ilköğretim mezunu, 115’i yüzde 40,2 lise mezunu, 21’i yüzde 7,3 lisans mezunu, 1’i yüzde 0,3 yüksek lisans mezunu olarak dağılmaktadır.
384
MATBAA SEKTÖRÜNDE İŞ GÜVENLİĞİ DURUMUNUN İNCELENMESİ M. Batuhan KURT, Muhammet BAYRAK
Tablo 2: Araştırmaya katılan çalışanların İSG eğitimi aldı mı, gerekli mi, yeterli mi ve İSG eğitimi sonrası davranış değişikli oluşumuna bağlı dağılımı n
%
İSG eğitimi
Evet Hayır
208 78
72,7 27,3
İSG eğitimi gerekli mi?
Evet Hayır
229 57
80,1 19,9
İSG eğitimi yeterli mi?
Evet Hayır
121 87
58,2 41,8
İSG eğitimi değişiklik?
Evet Hayır
127 81
61,1 38,9
İş sağlığı ve güvenliği eğitimi aldınız mı değişkenine göre çalışanların 208’i yüzde 72,7 evet, 78’i yüzde 27,3’i hayır olarak değerlendirmişlerdir. İş sağlığı ve güvenliği eğitimi sizce gerekli mi değişkenine göre çalışanların 229’u yüzde 80,1’i evet, 57’si yüzde 19,9’u hayır olarak değerlendirmişlerdir. İş sağlığı ve güvenliği eğitimi sizce yeterli mi değişkenine göre çalışanların 121’i yüzde 58,2 evet, 87’i yüzde 41,8 hayır olarak değerlendirmişlerdir. İş sağlığı ve güvenliği eğitiminden sonra davranışlarınızda bir değişiklik oluştu mu değişkenine göre çalışanların 127’si yüzde 61,1’i evet, 81’i yüzde 38,9’u hayır olarak değerlendirmişlerdir.
Tablo 3: Araştırmaya katılanların baskı türlerinin İSG eğitimi alıp almaması durumuna göre dağılım tablo analizi Baskı türleri Düz(ofset) baskı Flekso baskı Dijital baskı Tipo baskı Elek(serigraf) baskı Çukur baskı Kesim (baskı sonrası) Toplam #Pearson ki-kare testi
İSG eğitimi aldı mı? Evet Hayır 89 (%74,8) 30 (%25,2) 47 (%79,7) 12 (%21,3) 21 (%75,0) 7 (%25,0) 18 (%64,3) 10 (%35,7) 9 (%47,4) 10 (%52,6) 13 (%86,7) 2 (%13,3) 11 (%68,8) 5 (%31,3) 208 78
Toplam 119 59 28 29 19 15 16 286
Baskı türleri arasında İSG eğitimi alma bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktur. (p=0,101). Yani H0 hipotezi kabul edilmiştir. Çalışanların düz(ofset) baskı %74,8’i, flekso baskı %79,7’si dijital baskı %75’i, tipo baskı %64,3’ü, elek(serigraf) baskı %47,4’ü, çukur baskı %86,7’si ve kesim(baskı sonrası) 385
%68,8’i iş sağlığı ve güvenliği eğitimi almışlardır. Bakıldığında tüm baskı türlerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimi almış olanların oranları benzerdir.
Şekil 1: Araştırmaya katılanların kullandıkları baskı türlerine göre İSG eğitimi alıp almaması durumu ilişkisi
Tablo 4: Araştırmaya katılanların baskı türlerinin İSG eğitimi gerekli görüp görmemesi durumuna göre dağılım tablo analizi Baskı türleri
Toplam İSG eğitimi gerekli mi? Evet Hayır Düz(ofset) baskı 96 (%80,7) 23 (%19,3) 119 Flekso baskı 56 (%94,9) 3 (%5,1) 59 Dijital baskı 25 (%89,3) 3 (%10,7) 28 Tipo baskı 19 (%67,9) 9 (%32,1) 29 Elek(serigraf) baskı 10 (%52,6) 9 (%47,4) 19 Çukur baskı 15 (%100) 0 (%0) 15 Kesim (baskı sonrası) 8 (%50,0) 8 (%50,0) 16 Toplam 229 57 286 Baskı türleri arasında İSG eğitimini gerekli bulma bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardır. (p<0,001). Yani H0 hipotezi reddedilmiştir. Çalışanların düz(ofset) baskı %80,7’si, flekso baskı %94,9’u, dijital baskı %89,3’ü, tipo baskı %67,9’u, elek(serigraf) baskı %52,6’sı, çukur baskı %100’ü ve kesim(baskı sonrası) %50’i iş sağlığı ve güvenliği eğitimi gerekli olarak değerlendirmişlerdir.
386
MATBAA SEKTÖRÜNDE İŞ GÜVENLİĞİ DURUMUNUN İNCELENMESİ M. Batuhan KURT, Muhammet BAYRAK
Şekil 2: Araştırmaya katılanların kullandıkları baskı türlerine göre İSG eğitimini gerekli görüp görmemesi durumu ilişkisi Tablo 5: Araştırmaya katılanların baskı türlerinin alınan İSG eğitimi yeterli görüp görmemesi durumuna göre dağılım tablo analizi Baskı türleri Düz(ofset) baskı Flekso baskı Dijital baskı Tipo baskı Elek(serigraf) baskı Çukur baskı Kesim (baskı sonrası) Toplam #Pearson ki-kare testi
İSG eğitimi yeterli mi? Evet Hayır 51 (%56,7) 39 (%43,3) 33 (%70,2) 14 (%29,8) 10 (%45,5) 12 (%54,5) 7 (%41,2) 10 (%58,8) 4 (%44,4) 5 (%55,6) 12 (%92,3) 1 (%7,7) 4 (%40,0) 6 (%60,0) 121 87
Toplam 90 47 22 17 9 13 10 208
Baskı türleri arasında İSG eğitimini yeterli bulma bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardır. (p=0,023). Yani H0 hipotezi reddedilmiştir. Çalışanların düz(ofset) baskı %56,7’si, flekso baskı %70,2’si, dijital baskı %45,5’i, tipo baskı %41,2’si, elek(serigraf) baskı %44,4’ü, çukur baskı %92,3’ü ve kesim(baskı sonrası) %40’ı iş sağlığı ve güvenliği eğitimi yeterli olarak değerlendirmişlerdir.
387
Şekil 3: Araştırmaya katılanların kullandıkları baskı türlerine göre İSG eğitimini yeterli görüp görmemesi durumu ilişkisi Tablo 6: Araştırmaya katılanların baskı türlerinin alınan İSG eğitimi sonrası davranışlarında bir değişiklik olup olmaması durumuna göre dağılım tablo analizi Baskı türleri
Düz(ofset) baskı Flekso baskı Dijital baskı Tipo baskı Elek(serigraf) baskı Çukur baskı Kesim (baskı sonrası) Toplam #Pearson ki-kare testi
İSG eğitimi sonrası davranış değişikliği? Evet Hayır 53 (%58,9) 37 (%41,1) 40 (%85,1) 7 (%14,9) 12 (%54,5) 10 (%45,5) 8 (%47,1) 9 (%52,9) 4 (%44,4) 5 (%55,6) 8 (%61,5) 5 (%38,5) 2 (%20,0) 8 (%80,0) 127 81
Toplam
90 47 22 17 9 13 10 208
Baskı türleri arasında İSG eğitimini sonrası davranış değişikliği olması bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardır. (p=0,001). Yani H0 hipotezi reddedilmiştir. Çalışanların düz(ofset) baskı %58,9’u, flekso baskı %85,1’i, dijital baskı %54,5’i, tipo baskı %47,1’i, elek(serigraf) baskı %44,4’ü, çukur baskı %61,5’i ve kesim (baskı sonrası) %20’si iş sağlığı ve güvenliği eğitiminden sonra davranışlarında bir değişiklik olduğu değerlendirmişlerdir.
388
MATBAA SEKTÖRÜNDE İŞ GÜVENLİĞİ DURUMUNUN İNCELENMESİ M. Batuhan KURT, Muhammet BAYRAK
Şekil 4: Araştırmaya katılanların kullandıkları baskı türlerine göre İSG eğitimi sonrası davranışlarında bir değişiklik olup olmaması durumu ilişkisi Sonuç Araştırmaya katılanlardan düz(ofset) baskıda çalışanlardan yaklaşık her dört kişiden üçü İSG eğitimi almıştır ve beş kişiden dördü İSG eğitimini gerekli olduğunu değerlendirmiştir. İSG eğitimi alanların yaklaşık iki kişiden biri İSG eğitimini yeterli olarak değerlendirmiş ve yaklaşık iki kişiden biri ise İSG eğitimden sonra davranışlarında bir değişiklik olduğu belirtmiştir. Araştırmaya katılanlardan flekso baskıda çalışanlardan yaklaşık her beş kişiden dördü İSG eğitimi almıştır ve yaklaşık hepsi İSG eğitimini gerekli olduğunu değerlendirmişlerdir. İSG eğitimi alanların on kişiden yedisi İSG eğitimini yeterli olarak değerlendirmiş ve yaklaşık beş kişiden dördü İSG eğitimden sonra davranışlarında bir değişiklik olduğu belirtmişlerdir. Araştırmaya katılanlardan tipo baskıda çalışanlardan yaklaşık her üç kişiden ikisi İSG eğitimi almıştır ve yaklaşık on kişiden yedisi İSG eğitimini gerekli olduğunu değerlendirmiştir. İSG eğitimi alanların yaklaşık beş kişiden ikisi yeterli olarak değerlendirmiş ve yaklaşık iki kişiden biri eğitimden sonra davranışlarında bir değişiklik olduğu belirtmişlerdir. Araştırmaya katılanlardan serigrafi baskıda çalışanlardan yaklaşık her iki kişiden biri İSG eğitimi almıştır ve yaklaşık her iki kişiden biri İSG eğitiminin gerekli olduğunu değerlendirmişlerdir. İSG eğitimi alanların yaklaşık her iki kişiden biri İSG eğitiminin yeterli olduğunu ve yaklaşık her iki kişiden biri İSG eğitimden sonra davranışlarında bir değişiklik olduğu belirtmişlerdir. Araştırmaya katılanlardan çukur baskıda çalışanlardan yaklaşık her beş kişiden dördü İSG eğitimi almıştır ve hepsi İSG eğitimini gerekli olduğunu değerlendirmiştir. İSG eğitimi alanların yaklaşık her on kişiden dokuzu İSG eğitimini yeterli olarak değerlendirmiş ve yaklaşık her iki kişiden biri eğitimden sonra davranışlarında bir değişiklik olduğu belirtmişlerdir. İSG eğitiminden sonra davranış değişikliğini arttırmak için yeni eğitim ve öğretim modelleri geliştirilmelidir. Çalışanlarda İSG eğitiminin gerekli olduğu iş yaşamında olmazsa olmaz olduğu bilinci artırılmalıdır.
389
Kaynakça 1. Bayram, M. İş Kazası Maliyetlerine Etki Eden Faktörler Üzerine Bir Ampirik Araştırma. Doktora Tezi, Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Sakarya, Türkiye,28 (2016). 2. Ceylan, İ.G. Matbaacılık Sektöründe Kullanılan Ofset Baskı Sisteminde Grafik Tasarımdan Kaynaklanan Baskı Hatalarının İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Türkiye,17-22-27 (2012). 3. Engin, T. 6331 Sayılı Kanun Çerçevesinde İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, Türkiye, 22 (2014). 4. Kınık, M. İlk Türk Matbaası’ndan Günümüze Baskı Tekniklerinin Türk Grafik Tasarım Eğitimine Yansımaları. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Türkiye, 56-87-121133 (2008). 5. Üstün, İ., Çalışan Memnuniyetinin Performans Üzerine Etkilerinin Araştırılması: İstanbul Avrupa Bölgesindeki Matbaacılar Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Yalova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yalova, Türkiye,28 (2014). 6. Tanır F., İş Sağlığı ve Güvenliği. İş Sağlığı ve Güvenliği Dergisi (17),10-13 (2004). 7. Aydemir, C, ve Özakhun C, ‘’Matbaa Malzeme Bilimi’’, Cilt no:758,1.Basım, Marmara Üniversitesi Yayınevi, İstanbul (2014). 8. Kılıç, N, ‘’İş Sağlığı ve Güvenliği Ders Notu’’, İstanbul Üniversitesi Auzef Endüstri Mühendisliği, İstanbul, (2014).
390
BASKILI VE BASKISIZ KÂĞIT GERİ DÖNÜŞÜM HAMURLARI KARIŞIMINDAN ELDE EDİLEN KÂĞITLARIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
INVESTİGATİN OF PHSİCAL PROPERTİES OF ACQUİRED OF MİXED PRİNTED AND UNPRİNTED PAPER RECYCLİNG PULPS
Doğan TUTAK* *Marmara Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Basım Teknolojileri Bölümü, İstanbul-Türkiye dtutak@marmara.edu.tr
Özet
Geri dönüşümün her sektörde arttığı günümüzde kağıt sektörü de bu alanda yerini almaktadır. Özellikle hızlı tüketim dijital baskı teknolojisinin gelişmesine buda bu alandaki atık kâğıt miktarının artmasına neden olmaktadır. Doğal kaynakların sınırlı olması atık kâğıtların değerlendirilmesi için de farklı yöntemler geliştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu çalışmada dijital ink-jet baskı yapılmış kağıtların geri dönüşümünden elde edilen hamurlar ile el yapımı kağıtlar üretilmiş ve hiç baskı yapılmamış kağıt hamurları ile elde edilen kağıt (baz kağıt) özellikleri ile karşılaştırılmıştır. Çalışmada öncelikle ink-jet mürekkep ile Epson stylus pro 9800 ile 192 g/m2 Epson Enhanced mat kuşe kâğıt üzerine dijital baskılar yapılmıştır. Bu dijital ink-jet baskılı kâğıtların bir kısmı INGEDE 11p. metoduna uygun olarak mürekkep giderme işlemine tabi tutulmuştur. Daha sonra mürekkepten arındırılmış ve arındırılmamış kağıt hamurları farklı oranlarda karıştırıldıktan sonra baskı yapılmamış (baz), 391
mürekkepten arındırılmış ve mürekkepten arındırılmamış kağıt hamurlarından ayrı ayrı elde edilen el yapımı kağıtların opazite, porozite, parlaklık ve kalınlık özellikleri karşılaştırılmıştır. Elde edilen veriler doğrultusunda baz kağıt hamurundan elde edilmiş kağıda en yakın özellikteki kağıt hamuru oranları tespit edilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler; dijital baskı, ink-jet, mürekkepsizleştirme, kâğıt hamuru, geri dönüşüm
Abstract Recycling increases in every industrial sector today and paper sector too attains its place in recycling. Rapid consumption gives rise to digital printing technology and this in turn causes an increase in the amount of wastepaper in this industry. And the fact that natural resources are limited has necessitated the development of new methods for making use of wastepaper. Hence, in this study, I compare handmade paper that were produced out of the pulps that were procured by way of recycling the papers on which inkjet printing was applied, with the traits of paper made with the pulp of paper on which no printing was applied (base paper). For this study, digital printing was first applied on 192 g/m2 Epson Enhanced matte coated paper with inkjet inks on Epson stylus pro 9800. Some of these inkjet-printed papers was subjected to ink removal process in accordance with the method of INGEDE 11p. After I mixed the undeinked pulp with the deinked pulp in different ratios, I made a comparison between the traits of three kinds of papers: papers that was separately handmade out of unprinted paper pulp (base paper), deinked paper pulp, and undeinked paper pulp in terms of opacity, porosity, brightness, and thickness. Based on the data obtained from this work, I attempted to determine the rates of paper pulp that are closest to the paper produced from base paper pulp.
Keywords; digital printing, inkjet, deinking, paper pulp, recycling
Giriş
Dünyada geri dönüşümlü kâğıtların kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Bu, kağıt üretimi yapan ülkelerdeki ormanların korunması ve ekolojik olarak dünyanın dengesinin sağlanması adına oldukça önemlidir. Bununla birlikte ormanların korunmasının bir diğer yolu ise geri dönüşümlü kâğıt üretiminde geri dönüşümlü kâğıtlardan daha fazla verim alınmasına bağlıdır [1]. Bu konuda kâğıt üreticileri ikincil dediğimiz geri dönüşümlü lifleri kullanmaya oldukça arzuludurlar. Ancak iyi kalitede bir kâğıt üretmek, iyi hazırlanmış kâğıt hamuru gerektirir yani hamurun mürekkepten, kaplama minerallerinden, içerisindeki yapışkanlardan ve kullanılan katkı maddelerinde iyi arındırılmış olmasını gerekir [2]. 392
BASKILI VE BASKISIZ KÂĞIT GERİ DÖNÜŞÜM HAMURLARI KARIŞIMINDAN ELDE EDİLEN KÂĞITLARIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Doğan TUTAK
Geri dönüşümlü kağıtlar global kağıt firmalar için de tıpkı yeni üretilmiş lifler gibi oldukça önemli bir role sahiptir ve bu her geçen gün artmaktadır. Hatta bazı firmalar kâğıt üretimi için atık kâğıt ithalatı bile yapmaktadır [3]. Bu ithalat sırasında kağıtların ayrıştırılması ve hangi baskı sistemiyle basıldığında önemlidir. Kağıt liflerinden en kolay uzaklaştırılan mürekkepler ofset baskı sisteminde basılan yağ bazlı mürekkepler iken en zor uzaklaştırılan mürekkepler solvent ve su bazlı mürekkeplerdir.
Ofset baskı gelişen teknolojiye ayak uydurması ve yüksek baskı kalitesi nedeniyle tercih edilen bir baskı sistemidir [4]. Ofset baskı sistemi ile basılan kâğıtlardan mürekkebin uzaklaştırılması (Şekil 1.) diğer baskı sistemlerine göre daha kolaydır. Ancak özellikle son yıllarda hızlı ve kolay kullanımından dolayı dijital baskı sistemlerinin kullanımı her geçen gün daha da artmaktadır [5]. Bununla birlikte ortaya çıkan atık kâğıt miktarı da artmaktadır. Atık kâğıtların geri dönüşümünde genellikle flotasyon yöntemi kullanılmaktadır. Ancak flotasyon yönteminde ofset baskılı kağıtlar gibi yağ bazlı ve büyük partiküllü mürekkepler kolay ayrıştırılırken, inkjet gibi yaklaşık partikül büyüklüğü 100 nm olan mürekkep partiküllerinin ayrıştırılması oldukça zordur [6].
Şekil 1. Mürekkepten arındırma [7].
Baskı Teknolojilerindeki gelişmeler ile birlikte kâğıt fabrikaları da dijital baskılı kâğıtların geri dö393
nüşümü için bünyelerinde yeni alanla açarak non-iyonik elektriksel alanlar kullanarak mürekkebin liflerden daha kolay ayrışmasını sağlayabilirler. Kâğıt yüzeyine yeni kaplamalar uygulayabilir ve daha parlak, birincil liflerden üretilmiş kâğıtlara daha yakın kâğıtlar üretebilirler [8]. Deneysel bölüm
Çalışmada öncelikle ideal baskı yapabilmek amacıyla üzerinde tanımlanmış alanların bulunduğu test skalası hazırlandı. Bu test skalası, ink-jet mürekkep ile Epson stylus pro 9800 dijital baskı makinesinde, 192 g/m2 Epson Enhanced mat kuşe kâğıt üzerine basıldı.
Tablo 1. Kullanılan mat kuşe kağıdın spesifik özellikleri
Temel ağırlık Kalınlık ISO Parlaklık Opacity Kuruma zamanı Su direnci Core Size Spindle Kağıt boyutu
192 g/m2 0.26 mm %104 %94 Anlık (< 30 saniye) Zayıf 7.62 cm 7.62 cm yüksek tansiyon 60.96 cm x 30.48 m
Dijital Baskı yapılmış kâğıtlar 24 saat şartlandırma odasında bekletildikten sonra bir kısmı INGEDE method 11p. uygulanarak mürekkepsizleştirildi (Şekil 2).
394
BASKILI VE BASKISIZ KÂĞIT GERİ DÖNÜŞÜM HAMURLARI KARIŞIMINDAN ELDE EDİLEN KÂĞITLARIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Doğan TUTAK
Şekil 2. Mürekkepten arındırma (Flotasyon) aparatı
Baskı yapıldıktan sonra mürekkepsizleştirilmiş-mürekkepsizleştirilmemiş kâğıt hamurları %20, %40, %60, %80 oranlarında birbirleri ile karıştırılarak ve hiç baskı yapılmamış kâğıt hamurlarından olmak üzere toplam 7 farklı tip geri dönüştürülmüş kâğıt hamurundan tekrar el yapımı kâğıtlar elde edilmiştir.
Tablo 2. Kağıt Hamuru Hazırlama Solüsyonu Standart Formülü [8].
Kimyasal
Oran
NaOH
0.6% (100%)
Sodyum Silikat
1.8% (1.3-1.4 g/cm3)
H2O2
0.7% (100%)
Yağ Asidi
0.8% (saf)
Farklı oranda hazırlanmış kağıt hamurları karışımından elde edilen kağıtlar her bir kağıt hamuru için el yapımı kağıt kalıbı ve 1.2 g kuru lif içerecek şekilde TAPPI T-272 standardına göre hazırlanmıştır (Şekil 3). El yapımı kağıtların tüm ölçümleri Technidyne Profile Plus ölçüm cihazı ile yapılmıştır. Opazite değerleri 15/d geometry, illuminant A/20, %89 reflectance, T 425 standardına uygun olarak, porozite değerleri Tappi T 460 standardına uygun olarak, parlaklık değerleri 75⁰, Tappi, T 480 standardına uygun olarak, kalınlık değerleri ise Tappi, T411 standardına uygun olarak ölçümlenmiş ve bu ölçüm sonuçlarının ortalamaları kayıt altına alınmıştır.
395
Şekil 3. El yapımı kâğıt yapma aparatı
Bulgular; Yapılan denemeler sonucunda farklı oranda hazırlanmış kâğıt hamurları karışımından elde edilen el yapımı kâğıtların opazite, porozite, parlaklık ve kalınlık ölçümü sonuçları karşılaştırılmıştır.
Şekil 3. Geri dönüşüm hamurları karışımlarından elde edilen kâğıtların ışık geçirgenlikleri 396
BASKILI VE BASKISIZ KÂĞIT GERİ DÖNÜŞÜM HAMURLARI KARIŞIMINDAN ELDE EDİLEN KÂĞITLARIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Doğan TUTAK
Farklı oranda hazırlanmış kağıt hamurları karışımından elde edilen kağıtların ışık geçirgenlik değerleri karşılaştırıldığında, mürekkepten arındırılmamış kağıt değerinin 89.4 değerle en yüksek değere sahip olduğu görülmektedir. Bu da kağıt içerisinde bulunan mürekkep pigment parçalarının ışık geçirgenliğini azalttığını göstermektedir.
Şekil 4. Geri dönüşüm hamurları karışımlarından elde edilen kâğıtların gözeneklilik değerleri Porozite değerleri karşılaştırıldığında, mürekkepten arındırılmış kağıt değerinin 12.43 değerle en yüksek değere sahip olduğu görülmektedir. Geri dönüşüm sırasında mürekkep partiküllerinden arındırılarak elde edilen kâğıtların hava yollarının tıkanmadan daha rahat geçtiğini göstermektedir.
Şekil 5. Geri dönüşüm hamurları karışımlarından elde edilen kâğıtların parlaklık değerleri
397
Kağıtların parlaklık değerleri karşılaştırıldığında yine mürekkepten arındırılmış kağıt 10.6 değerle en yüksek değere sahiptir.
Şekil 6. Geri dönüşüm hamurları karışımlarından elde edilen kâğıtların kalınlık değerleri
Kâğıt hamurlarının kalınlık değerleri karşılaştırıldığında, mürekkepten arındırılmamış kâğıt hamurları kalınlık değerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Buda kağıt içerisinde bulunan mürekkep pigment parçalarının kağıdın hacmini etkilediğini göstermektedir.
Sonuçlar ve Değerlendirme
Yapılan çalışmanın sonucunda elde edilen değerlere baktığımızda, Opazite değerleri, içerisindeki en yüksek değerin 89.4 ile mürekkepten arındırılmamış numune değerinin olduğunu görüyoruz. Bu değer baskısız geri dönüştürülmüş numuneye göre oldukça yüksek bir değerdir. Burada kağıt liflerinden ayrışmamış olan mürekkep partiküllerinin ışık geçirgenliği değerini etkilediği, ancak diğer tüm karışım numunelerine baktığımızda opazite değerlerinin baskısız geri dönüşümlü değerlere yakın olduğu tespit edilmiştir. 398
BASKILI VE BASKISIZ KÂĞIT GERİ DÖNÜŞÜM HAMURLARI KARIŞIMINDAN ELDE EDİLEN KÂĞITLARIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Doğan TUTAK
Porozite değerlerine baktığımızda mürekkepten arındırılmış numunenin 12.43 değerle en yüksek değere sahip olduğu görülmektedir. Bu değerin karışım numunelerinde özellikle de mürekkepten arındırılmamış kâğıt numunelerinde nerdeyse %50 daha az olduğu tespit edilmiştir.
Parlaklık değerlerine karşılaştırıldığında mürekkepten arındırılmış numunenin en yüksek değere sahip olduğu, mürekkepten arındırılmamış karışım miktarı arttığında ise parlaklık değerlerinin düştüğü tespit edilmiştir.
Thickness değerine bakıldığında ise en düşük değerlerin mürekkepten arındırılmış numunelerde olduğu görülmektedir. Karışım numunelere bakıldığında ise arındırılmamış mürekkep partiküllerinin bir dolgu maddesi gibi görev görmesinden dolayı elde edilen kağıdın kalınlık değerine etki ettiği tespit edilmiştir.
Genel olarak sonuçlara baktığımızda, mürekkepten arındırılmış ve mürekkepten arındırılmamış kağıt hamurlarının karışımından elde edilen kağıtlarda hem avantajlı hem de dezavantajlı durumların söz konusu olduğu belirlenmiştir. Geri dönüşüm esnasında kağıtların baskılı ve baskısız olarak ayrılarak geri dönüşüme katılmasında, karışım olsun yada olmasın önemli olduğu sonucuna varılmıştır.
Kaynaklar
[1] Karademir, A., Karahan, S., İmamoğlu, S., Ertaş, M., Aygan, A., Aydemir, C., & Peşman, E. (2012). Kâğıt geri dönüşümünde enzim ve ultrasonik enerji kullanımı. Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Vol. 1, No. 4, December 2012, özel sayı [2] Pala, H., Mota, M., & Gama, F. M. (2006). Factors influencing MOW deinking: Laboratory scale studies. Enzyme and Microbial Technology, 38(1), 81-87. [3] Pratima Bajpai, Recycling and Deinking of Recovered Paper, Pira International, Elsevier, 2014, Pages 1–19 [4] Tutak, D. (2014). Ambalaj Baskılarında Kullanılan Farklı Karton Yüzeylerinin Renk Evreni Karşılaştırması. AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology, 5(17). [5] Lee D.T., Hsieh J.S., (2014), “Liquid Phase plasma treatment for improved detachment of pigmented inkjet printing Paper”, Tappi journal Vol. 13 NO. 4 p.9 399
[6] Tutak D., Husovska V., Pekarovicova A., Fleming P.D., (2017) â&#x20AC;&#x153;Deinkability Of Soy Inkjet Ink Print By Modified Ingede Method Using Soy Oleic Acidâ&#x20AC;? Cellulose Chem. Technol., vol. 51 (3-4), 333-340 [7] Carre, B., Magnin, L., Galland, G., & Vernac, Y. (2000). Deinking difficulties related to ink formulation, printing process, and type of paper. Tappi Journal, 83(6), 60. [8] Jeffery S. Hsieh, Deinking of Inkjet Digital Nonimpact Printing, September 2012 | Vol. 11 No. 9 | Tappi Journal 9
400
BASIM VE YAYIN TEKNOLOJİLERİ BÖLÜMÜ MEZUNLARININ MESLEKİ YAŞAMINA YÖNELİK ARAŞTIRMA RESEARCH ON THE PROFESSIONAL LIFE OF GRADUATES FROM THE DEPARTMENT OF PRINTING AND PUBLİCATİON TECHNOLOGY
Emel BİROL, Özgül YAMAN
İstanbul Aydın Üniversitesi, Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Basım ve Yayım Teknolojileri Programı, İstanbul e-posta: emelbirol@aydin.edu.tr
ABSTRACT Throughout the course of education, each educational institution is in an effort to provide good quality educational services in accordance with the expectations of the students. For this reason, the quality of the education provided is important enough to answer the expectations of the students and the evaluation of their success in their professional life. In this respect feedback is required. Feedback will be provided through scientific research. The aim of this research is to determine the contributions of graduates of the printing and publishing technology program to the education, the professional life, and their effects on their professional lives. In order to determine this situation, the questionnaire consisting of 20 questions with descriptive and relational scanning method was applied to students graduated from department of printing and publishing technologies. The questionnaire included questions about the personal information of those graduating from the department of printing and publishing technologies and the professional lives of their graduates. Research has applied 104 graduate students. In the analysis of the data, as a result of the cross-tabulation findings with percentage and frequency, the graduates of the department 401
of printing and publishing have tried to describe the situation provided to their professional lives as a result of the education they have received, and proposals have been made according to the information obtained. Keywords: Printing and Publishing Technologies, Professional Life Analysis ÖZET Eğitim-öğretim süresi boyunca, her eğitim kurumu öğrencilerin beklentilerine uygun, iyi kalitede eğitim hizmeti verme çabası içerisindedir. Bu nedenle verilen eğitim kalitesinin öğrencilerin beklentilerine cevap verebilecek nitelikte olup olmadığı ve mesleki yaşamlarındaki başarı durumlarının değerlendirilmesinin önemi büyüktür. Bu açıdan geribildirimin sağlanması gereklidir. Geri bildirimin sağlanması ise yapılacak bilimsel araştırmalar sayesinde olacaktır. Bu araştırmanın amacı, basım ve yayın teknolojileri programından mezun olanların, okuldan almış oldukları eğitim-öğretimin, mesleki yaşamlarına yönelik katkılarının saptanması ve mesleki yaşamları üzerindeki etkinlerinin tespit edilmesidir. Bu durumun tespiti amacıyla, betimsel ve bağıntısal tarama yöntemi ile 20 sorudan oluşan anket, basım ve yayın teknolojileri bölümünden mezun öğrencilere uygulanmıştır. Ankette basım ve yayın teknolojileri bölümünden mezun olanların kişisel bilgilerine ve mezunların mesleki yaşamlarına yönelik sorular yer almıştır. Araştırma 104 mezun öğrenciye uygulanmıştır. Verilerin analizinde yüzde ve frekans ile çapraz tablo bulguları sonucunda basım ve yayın teknolojileri bölümünden mezun olanların aldıkları eğitimin neticesinde, mesleki yaşamlarına sağladığı durum betimlenmeye çalışılmış, elde edilen bilgiler doğrultusunda öneriler ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Basım ve Yayın Teknolojileri, Mesleki Yaşam Analizleri 1.GİRİŞ Lider ülkelerin modern ve teknoloji içerikli eğitimi benimsemiş olması, dünya tarafından bilinen bir gerçektir. Bu nedenle eğitim; gelişimleri takip etmeli ve bilimsel çalışmaları destekleyici yöntem ve metotlara dayanmalıdır. Eğitim içeriği de bu kalite zincirinin en güçlü unsurlarından birisidir. Eğitim sonrası, bireylerin iş (üretim) yaşantılarında ki memnuniyeti ve meslek alanında ki yeterlilikleri; kişinin almış olduğu eğitim kalitesini ve ülkenin ekonomik ve teknolojik yapısına göre sektör beklentilerini karşılama derecelerini gösterir. Kalite, ihtiyacı karşılayabilme derecesi olarak tanımlanır. Bu nedenle kaliteli eğitim anlayışı; sektörün ve bireyin isteklerini karşılarken, kişinin yaşam kalitesine de yön verir. Ortaya çıkan bu tespitler, basım sektörü ile ilgili eğitim memnuniyetini ve sektör çalışanlarının yapısını analiz etmeye yönlendirmiştir. Uygulanan araştırma metodu ve elde edilen sonuçlar ile uygulama eğitiminin, müfredat yeterliliklerinin ve sektör çalışanlarının demografik yapıları ile ilgili yeni çalışmaların yolunu açmak ve eğitimde kalite anlayışı eylemini tetiklemektir. Araştırmanın Konusu ve Amacı Bu araştırma, basım ve yayın teknolojileri bölümü mezunlarının, mezuniyet sonrasındaki iş deneyimlerine yönelik veriler elde etmek için hazırlanmıştır. Üniversiteden mezun olan öğrencilerin iş bulma süreci ve sektörde karşılaştıkları tutum incelenerek, mezunların yaşadıkları deneyimler, eğitim 402
BASIM VE YAYIN TEKNOLOJİLERİ BÖLÜMÜ MEZUNLARININ MESLEKİ YAŞAMINA YÖNELİK ARAŞTIRMA Emel BİROL, Özgül YAMAN
kurumunun yapacağı katkılar ve düzenlemeler konusunda yol gösterici olacaktır. Bu açıdan, basım ve yayın teknolojileri bölümü mezunlarının iş bulma sürelerini, aldıkları ücretleri, mezun oldukları bölüme yönelik nasıl bir tutumla karşılaştıkları, üniversiteden almış oldukları eğitimin (yabancı dil, baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası eğitim, staj) iş yaşamlarına etkisi ve iş yaşamlarındaki memnuniyetlerini belirlemektir.
2. YÖNTEM Araştırma Modeli Araştırmanın amacına uygun olarak “Tanımlayıcı (Betimsel) ve Bağıntısal Araştırma Modeli” kullanılmıştır. Betimsel araştırma yöntemlerinden biri olan anket çalışmasından yararlanılmıştır. Anket çalışması ile mezunların demografik özellikleri ve mezunların mesleki yaşamlarına yönelik aldıkları eğitimin etkisi konusunda bilgiler toplanmıştır. Bağıntısal araştırma modeli ile de, mezunların iş yaşamına yönelik, bölümden aldıkları eğitimin katkısını tespit etmek açısından ankette değişkenler belirlenmiştir. Değişkenler arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla bir örneklem oluşturulmuş, bu örneklemden değişkenler hakkında veriler toplanmıştır.
Veri Toplama Yöntemi Araştırmanın tarafsız ve istatiksel analize uygun olması için anket yöntemi kullanılmıştır. Anket, kişisel görüşme ile gerçekleştirilmiştir. Ana Kütle Çerçevesi ve Örneklem Araştırmanın ana kütlesini İstanbul Aydın Üniversitesi oluşturmaktadır. Araştırma; İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Basım ve Yayın Teknolojileri programı mezunlarının sektörde hizmet veren kişilerine uygulanmıştır. Anket çalışmasına toplam 104 kişi katılmış ve ankete katılan bütün bireylerin verileri incelenerek analiz edilmiştir. Verilerin Analizi Verilerin analizi için SPSS programında yapılmıştır. Veri analizinde; frekans, yüzde ve çapraz (cross) tablo analizlerinden yararlanılmıştır. 3. ARAŞTIRMA BULGULARI Basım ve Yayın Teknolojileri bölümü mezunlarının mesleki yaşamına yönelik araştırmada verilerin frekans ve yüzde bulguları aşağıdaki gibidir.
403
Tablo 1: Ankete Katılan Mezunların, Lise Türü Dağılımı Lise Türü Genel Lise Meslek Lisesi Açık öğretim Liseleri Diğer Total
(n) Frekans 32 69 2 1 104
(f) Yüzde 30,8 66,3 1,9 1,0 100
Tablo 1; ankete katılan mezunların %66,3’ünün Meslek lisesi mezunu ve %30,8’inin Genel lise mezunu olduğu tespit edilmiştir.
Tablo 2: Ankete Katılan Mezunların, Yaş ve Cinsiyet Dağılımı 20-22 23-30 31 ve üzeri Total Bay Bayan Total
Yaş
Cinsiyet
(n) Frekans 23 71 10 104 59 45 104
(f) Yüzde 22,1 68,3 9,6 100 56,7 43,3 100
Tablo 2; araştırmaya katılan mezunların, %68,3’ü 23-30 yaş aralığındadır ve mezunların %56,7’si Erkektir. Tablo 3: Ankete Katılan Mezunların, Lisans Tamamlama Dağılımı Lisans Tamamlama Evet Hayır Total
(n) Frekans 39 65 104
(f) Yüzde 37,5 62,5 100
Tablo 3; ankete katılan mezunların, Lisans tamamlama durumunu göstermektedir. Tablo 3’te mezunların %37,5’u Dikey Geçiş Sınavı ile Lisans tamamladıkları tespit edilmiştir. Tablo 4: Ankete Katılan Mezunların, İş Bulma Sürelerinin Dağılımı İş Bulma Süresi 1-3 ay 3-6 ay 6 ay-1yıl
404
(n) Frekans 21 11 25
(f) Yüzde 20,2 10,6 24,0
BASIM VE YAYIN TEKNOLOJİLERİ BÖLÜMÜ MEZUNLARININ MESLEKİ YAŞAMINA YÖNELİK ARAŞTIRMA Emel BİROL, Özgül YAMAN
1 yıldan fazla Mezun olmadan iş buldum Total
19 28 104
18,3 29,9 100
Tablo 4; araştırmada mezunların, iş bulma sürelerine göstermektedir. Elde edilen verilere göre, ankete katılanların %29,9’u mezun olmadan iş buldukları tespit edilmiştir. Tablo 5: Ankete Katılan Mezunların, Aylık Net Ücretlerinin Dağılımı Aylık Net Ücret 1000 TL ve altı 1000 – 1500 TL 1501 – 1750 TL 1751 – 2000 TL 2001 TL ve üstü Total
(n) Frekans 2 15 16 21 50 104
(f) Yüzde 1,9 14,4 15,4 20,2 48,1 100
Tablo 5; ankete katılan mezunların aylık net ücretini göstermektedir. Anket formunu yanıtlayanların %48,1’i 2001 TL’nin üzerinde ücret kazandıkları görülmüştür.
Tablo 6: Ankete Katılan Mezunların, İşe Giriş Türü Dağılımı İşe Giriş Şekli Gazete İş İlanı ile İnternet İş İlanı ile Referans ile Aile İlişkileri Total
(n) Frekans 2 32 53 17 104
(f) Yüzde 1,9 30,8 51,0 16,3 100
Tablo 6; ankete katılan mezunların işe giriş şekillerini göstermektedir. Bu duruma göre mezunların %51,0’ı referans ile iş bulmuşlardır. Tablo 7: Ankete Katılan Çalışmayan Mezunların, Çalışmama Nedenleri Üzerine Dağılım Çalışmama Nedenleri Henüz iş aramadım İş bulamadım Çalışmayı düşünmüyorum Dikey Geçiş Sınavı için çalışıyorum Çalışmayan Mezunlar Total Çalışan Mezunlar Total
(n) Frekans 6 5 1 4 16 88
(f) Yüzde 5,8 4,8 1,0 3,8 15,4 84,6 405
TOTAL
104
100
Tablo 7’de mezunlardan; çalışmayanların, neden çalışmadıkları üzerine yapılan araştırma neticesinde, %5,8’inin henüz iş aramadığı, %4,8’inin ise iş bulamadıkları tespit edilmiştir. Tablo 8: Ankete Katılan Mezunların İş Başvurularında, Sektörün, Bölüme Yönelik Tutumlarının Dağılımı Bölüme Yönelik Tutum Çok olumlu Olumlu Olumsuz Kararsızım Total
(n) Frekans 17 66 7 14 104
(f) Yüzde 16,3 63,5 6,7 13,5 100
Tablo 8’de; ankete katılan mezunların, iş başvuruları esnasında, sektörün mezun olanların okudukları bölüme yönelik tutumlarında %63,5’unun olumlu olduğu tespit edilmiştir. Tablo 9: Ankete Katılan Mezunların, İngilizce Kullanım İhtiyacına Yönelik Dağılım İngilizce Kullanım Durumu
Sözlü Yazışmalarda Sadece Bilgisayar Program Uygulamalarında Hepsi Total
(n) Frekans 10 6 50 38 104
(f) Yüzde 9,6 5,8 48,1 36,5 100
Tablo 9’da; ankete katılan mezunların, sektörde %48,1’inin, sadece bilgisayar program uygulamalarında, İngilizce kullanım ihtiyacına yöneldikleri gözlemlenmiştir.
Tablo 10: Ankete Katılan Mezunların, Baskı Öncesi, Baskı ve Baskı Sonrası Eğitimlerinin Çalışma Hayatına Uyumluluğu ve Staj Süreleri İle İlgili Görüşlerinin Dağılımı Baskı öncesi, Bilgisayar Eğitimlerinin Çalışma Hayatına Uygunluğu Baskı ve Baskı Sonrası Eğitimlerinin, Çalışma Hayatına Uygunluğu Öğrencilik Dönemi Zorunlu Stajın Yeterliliği
n
Yeterli
f
Kısmen Yeterli n f
n
Yetersiz
f
60
57,7
39
37,5
5
4,8
n
f
n
f
n
f
56
53,8
45
43,3
3
2,9
n 58
f 55,8
n 35
f 33,7
n 11
f 10,6
Tablo 10’da; ankete katılan mezunların, muzun oldukları bölümden baskı öncesi, bilgisayar eğitimlerinin çalışma hayatına uyumluluğu %57,7’ken, baskı ve baskı sonrası eğitimlerinin çalışma hayatına uyumluluğu %53,8 olduğu tespit edilmiştir. Mezunların % 55,8’i, öğrencilik döneminde almış oldukları zorunlu stajın, yeterli olduğunu belirtmiştir. 406
BASIM VE YAYIN TEKNOLOJİLERİ BÖLÜMÜ MEZUNLARININ MESLEKİ YAŞAMINA YÖNELİK ARAŞTIRMA Emel BİROL, Özgül YAMAN
Tablo 11: Ankete Katılan Mezunların, Staj Sürelerine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı Staj Süresi 15-29 gün 30 gün 31-45 gün 45-60 gün 60 gün ve üzeri Total
(n) Frekans 3 31 30 25 15 104
(f) Yüzde 2,9 29,8 28,8 24,0 14,4 100
Tablo 11’de; ankete katılan mezunların, staj sürelerine ilişkin görüşlerinde %29,8 ve %28,8’inin, 3045 iş gününün, mesleki hayatlarına hazırlık sürecinde yeterli olacağı tespit edilmiştir. Tablo 12: Ankete Katılan Mezunların, Sektörel Gelişmeleri (Dergi-İnternet-Kitap-Fuar) Takip Etme Durumlarının Dağılımı Sektörel Gelişmeleri Takip Etme Sıklığı Yıllık Aylık Haftalık Takip Etmiyorum Total
(n) Frekans
(f) Yüzde
19 50 12 23 104
18,3 48,1 11,5 22,1 100
Tablo 12’de; ankete katılan mezunların, %48,1’inin okudukları bölümle ilgili sektörel gelişmeleri, aylık olarak takip ettikleri sonucuna varılmıştır.
Tablo 13: Ankete Katılan Mezunların, Çalışma Alanlarına Yönelik Dağılımı Çalışma Alanı Baskı öncesi Baskı Baskı Sonrası Diğer Departmanlar (Yönetim, Maliyet vb.) Total
(n) Frekans 58 14 6 26 104
(f) Yüzde 55,8 13,5 5,8 25,0 100
Tablo 13’te; ankete katılan mezunların, %55,8’inin baskı öncesi departmanlarda çalıştığı tespit edilmiştir. Tablo 14: Ankete Katılan Mezunların, Çalıştıkları İşle İlgili Memnuniyetlerinin Dağılımı
407
Çok Memnunum n f Ücret Memnuniyeti 15 14,4 Kurum içi İlişki (Kurum n f içi Görev ve İtibar) 20 19,2 Memnuniyeti Fiziki Ortam ve Yaratıcılık n f 19 18,3 Desteği Memnuniyeti n f Çalışma Saati Memnuniyeti 15 14,4
Memnunum n f 60 57,7 n f
Memnun Değilim n f 29 27,9 n f
75
72,1
9
8,7
n 67 n 66
f 64,4 f 63,5
n 18 n 23
f 17,3 f 22,1
Tablo 14’te; ankete katılan mezunların, %57,7’si aldıkları ücretten, %72,1’i kurum içi ilişkiden (kurum içi görev ve itibar), %64,4’ü fiziki ortam ve yaratıcılık desteğinden, %63,5’u çalışma saatlerinden memnun olduklarını belirtmiştir. Değişkenler Arası İlişkiler Tablo 15: Ankete Katılan Mezunların, Lise Türüne Göre, Lisans tamamlama ve İş Bulma Sürelerine Yönelik Dağılım Lisans Tamamlama Evet
Genel Lise
Lise Türü
Meslek Lisesi Açık öğr. Lisesi Diğer
Hayır
1-3 ay
3-6 ay
İş Bulma Süresi 1 yıldan 6 ay-1yıl fazla n f n f
Mezun Olmadan İş Buldum
n
f
n
f
n
f
n
f
13
12,5
19
18,2
4
3,8
2
1,9
10
9,6
9
8,6
7
f 6,7
24
23,0
45
43,2
17
16,3
9
8,6
14
13,4
9
8,6
20
19,2
1
1,0
1
1,0
0
0
0
0
0
0
1
1,0
1
1,0
1
1,0
0
0
0
0
0
1
1,0
0
0
0
0
n
Tablo 15’te; araştırmaya katılan mezunların lise türüne göre, lisans tamamlama ve iş bulma süreleri karşılaştırılmıştır. %23,0 Meslek lisesi mezunlarının Lisans tamamladıkları ve %19,2’sinin mezun olmadan iş buldukları tespit edilmiştir.
Tablo 16: Ankete Katılan Mezunların, Cinsiyetlerine Göre, Çalıştıkları İşle İlgili Memnuniyetlerinin Dağılımı
408
BASIM VE YAYIN TEKNOLOJİLERİ BÖLÜMÜ MEZUNLARININ MESLEKİ YAŞAMINA YÖNELİK ARAŞTIRMA Emel BİROL, Özgül YAMAN
Çalışma Saati Memnuniyeti Çok Memnun Memnunum Memnunum Değilim
Cinsiyet Bay Bayan
n
f
n
f
n
f
n
f
n
f
n
f
11 4
10,5 3,8
36 30
34,6 28,8
12 11
11,5 10,5
13 6
12,5 5,7
36 31
34,6 29,8
10 8
9,6 7,6
Kurum içi İlişki (Kurum içi Görev ve İtibar) Memnuniyeti Çok Memnun Memnunum Memnunum Değilim n f n f n f Bay Bayan
Fiziki Ortam ve Yaratıcılık Desteği Memnuniyeti Çok Memnunum Memnun Memnunum Değilim
12 8
11,5 7,6
44 31
42,3 29,8
3 6
2,8 5,7
Ücret Memnuniyeti Çok Memnunum Memnun Memnunum Değilim n f n f n f 13 2
12,5 1,9
31 29
29,8 27,8
15 14
14,4 13,4
Tablo 16’da; araştırmaya katılan mezunların cinsiyetlerine göre, çalışma saatleri, çalıştıkları yerde fiziki ortam ve yaratıcılık desteği, kurum içi ilişkileri ve ücret memnuniyetleri karşılaştırılmıştır. Bayların %34,6’sı çalışma saatlerinden, %34,6’sı fiziki ortam ve yaratıcılık desteğinden, %42,3’ü kurum içi ilişkilerden ve %29,8’i ücretten, kadınlara göre memnuniyetlerinin fazla olduğu tespit edilmiştir. Tablo 17: Ankete Katılan Mezunların, Yaşına Göre, Çalıştıkları İşle İlgili Memnuniyetlerinin Dağılımı Çalışma Saati Memnuniyeti Çok Memnun Memnunum Memnunum Değilim
Yaş
20-22 yaş 23-30 yaş 31 yaş üstü
n
f
n
f
n
f
n
f
n
f
n
f
4 11 0
3,8 10,5 0
16 42 8
15,3 40,3 7,6
3 18 2
2,8 17,3 1,9
4 15 0
3,8 14,4 0
16 43 8
15,3 41,3 7,6
3 13 2
2,8 12,5 1,9
Kurum içi İlişki (Kurum içi Görev ve İtibar) Memnuniyeti Çok Memnun Memnunum Memnunum Değilim n f n f n f 20-22 yaş 23-30 yaş 31 yaş üstü
Fiziki Ortam ve Yaratıcılık Desteği Memnuniyeti Çok Memnunum Memnun Memnunum Değilim
5 14 1
4,8 13,4 1,0
16 52 7
15,3 50,0 6,7
2 5 2
1,9 4,8 1,9
Ücret Memnuniyeti Çok Memnunum Memnun Memnunum Değilim n f n f n f 4 11 0
3,8 10,5 0
13 39 8
12,5 37,5 7,6
6 21 2
5,7 20,1 1,9
Tablo 17’de; araştırmaya katılan mezunların yaşlarına göre, çalışma saatleri, çalıştıkları yerde fiziki ortam ve yaratıcılık desteği, kurum içi ilişkileri ve ücret memnuniyetleri karşılaştırılmıştır. 23409
30 yaş aralığındaki mezunların %40,3’ü çalışma saatlerinden, %41,3’ü fiziki ortam ve yaratıcılık desteğinden, %50’si kurum içi ilişkilerden ve %37,5’u ücretten, memnun olduklarını belirtmiştir. Tablo 18: Ankete Katılan Mezunların, Yaşına Göre, Lisans Tamamlama ve Sektörde Çalışma Alanlarına Yönelik Dağılım Lisans Tamamlama Evet
Yaş
Sektörde Çalışma Alanı Baskı öncesi
Hayır
Diğer Departmanlar (Yönetim, Maliyet vb.)
Baskı Sonrası
Baskı
n
f
n
f
n
f
n
f
n
f
n
f
20-22 yaş
6
5,7
17
16,3
13
12,5
7
6,7
1
1,0
2
1,9
23-30 yaş
32
30,7
39
37,5
39
37,5
6
5,7
3
2,8
23
22,1
31 yaş üstü
1
1,0
9
8,6
6
5,7
1
1,0
2
1,9
1
1,0
Tablo 18’de; araştırmaya katılan mezunların yaşlarına göre, lisans tamamlama durumları ve sektörde çalıştıkları alan karşılaştırılmıştır. 23-30 yaş aralığındaki mezunların, %37,5’u baskı öncesi alanda daha çok çalışırken; %22,1’i diğer departmanlarda çalıştıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca 23-30 yaş aralığındaki mezunların, %30,7’sinin Lisans tamamladıkları tespit edilmiştir. Tablo 19: Sektörün, Ankete Katılan Mezunların Aldıkları Eğitimin, Çalışma Hayatına Uygunluğunun Dağılımı Baskı öncesi, Bilgisayar Eğitimlerinin Çalışma Hayatına Uygunluğu Kısmen Yetersiz Yeterli Yeterli
Sektörün Bölüme Yönelik Tutumu Çok Olumlu Olumlu Olumsuz Kararsızım
Baskı ve Baskı Sonrası Eğitimlerinin, Çalışma Hayatına Uygunluğu Yeterli Kısmen Yetersiz Yeterli
n
f
n
f
n
f
n
f
n
f
n
f
14 36 2 8
13,4 34,6 1,9 7,6
3 28 3 5
2,8 26,9 2,8 4,8
0 2 2 1
0 1,9 1,9 1,0
13 35 2 6
12,5 33,6 1,9 5,7
4 30 3 8
3,8 28,8 2,8 7,6
0 1 2 0
0 1,0 1,9 0
Tablo 19’da; sektörün bölüme yönelik tutumlarında, mezunların baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası almış oldukları eğitimlerin çalışma hayatına uyumluluğu karşılaştırılmıştır. Sektör, ankete katılan mezunların %34,6 baskı öncesi bilgisayar eğitimlerinden; %33,6 baskı ve baskı sonrası eğitimlerinden, çalışma hayatına uygunluğu konusunda, olumlu bir tutum sergiledikleri tespit edilmiştir. Tablo 20: Sektörün, Ankete Katılan Mezunların Bölümle İlgili Sektörel Gelişmeleri Takip Etme Dağılımı
410
BASIM VE YAYIN TEKNOLOJİLERİ BÖLÜMÜ MEZUNLARININ MESLEKİ YAŞAMINA YÖNELİK ARAŞTIRMA Emel BİROL, Özgül YAMAN
Bölümle İlgili Sektörel Gelişmeleri Takip Yıllık Sektörün Bölüme Yönelik Tutumu Çok Olumlu Olumlu Olumsuz Kararsızım
Aylık
Haftalık
Takip Etmiyorum
n
f
n
f
n
f
n
f
3 13 1 2
2,8 12,5 1,0 1,9
12 31 0 7
11,5 29,8 0 6,7
0 7 3 2
0 6,7 2,8 1,9
2 15 3 3
1,9 14,4 2,8 2,8
Tablo 20’de; sektörün bölüme yönelik tutumlarında, mezunların bölümle ilgili sektörel gelişmeleri takip etme durumları karşılaştırılmıştır. Mezunların %29,8’inin aylık olarak sektörel gelişmeleri takip ettiği ve buna karşılık sektöründe mezunların bölümlerine yönelik tutumlarının, olumlu olduğu tespit edilmiştir. Tablo 21: Sektörün, Ankete Katılan Mezunların İngilizce Kullanım İhtiyaçlarına Göre Dağılımı İngilizce Kullanım İhtiyacı Sözlü Sektörün Bölüme Yönelik Tutumu Çok Olumlu Olumlu Olumsuz Kararsızım
Sadece Bilgisayar Program Uygulamalarında
Yazılı
Hepsi
n
f
n
f
n
f
n
f
1 8 1 0
1,0 7,6 1,0 0
0 4 1 1
0 3,8 1,0 1,0
7 30 3 10
6,7 28,8 2,8 9,6
9 24 2 3
8,6 23,1 1,9 2,8
Tablo 21’de; sektörün bölüme yönelik tutumlarında, mezunların İngilizce kullanım ihtiyaçları karşılaştırılmıştır. Mezunların %28,8’inin, sadece bilgisayar program uygulamalarında İngilizceyi kullandıkları ve buna karşılık sektöründe mezunların bölümlerine yönelik tutumlarının, olumlu olduğu tespit edilmiştir. Tablo 22: Ankete Katılan Mezunların, Sektörde Çalışma Alanlarının, İşe Giriş Şekline Göre Dağılımı İşe Giriş Şekli Gazete İş İlanı ile
İnternet İş İlanı ile
Referans ile
Aile İlişkileri ile
n
f
n
f
n
f
n
f
0
0
18
17,3
30
28,8
10
9,6
Baskı
0
0
4
3,8
6
5,7
4
3,8
Baskı Sonrası Diğer Departmanlar (Yönetim, Maliyet vb.)
0
0
3
2,8
3
2,8
0
0
1
1,0
7
6,7
14
13,4
4
3,8
Sektörde Çalışma Alanı Baskı öncesi
411
Tablo 22’de; mezunların sektörde çalıştıkları alan ile işe giriş şekilleri karşılaştırılmıştır. Referans ile işe girenlerin %28,8’inin, baskı öncesi alanlarda çalıştığı tespit edilmiştir. Tablo 23: Ankete Katılan Mezunların, Sektörde Çalışma Alanlarının, İş Bulma Sürelerine Göre Dağılımı İş Bulma Süresi 1-3 ay
3-6 ay
6 ay-1 yıl
1 yıldan fazla
Mezun Olmadan İş Buldum
Sektörde Çalışma Alanı Baskı öncesi
n
f
n
f
n
f
n
f
n
f
12
11,5
7
6,7
13
12,5
10
9,6
16
15,3
Baskı
4
3,8
2
1,9
6
5,7
0
0
2
1,9
Baskı Sonrası Diğer Departmanlar (Yönetim, Maliyet vb.)
1
1,0
1
1,0
1
1,0
1
1,0
2
1,9
4
3,8
1
1,0
5
4,8
8
7,6
8
7,6
Tablo 23’de; mezunların sektörde çalıştıkları alan ile iş bulma süreleri karşılaştırılmıştır. Ankete katılanların %15,3’ünün mezun olmadan baskı öncesi alanlarda iş buldukları tespit edilmiştir. 4. SINIRLILIKLAR Yapılan araştırma sadece, İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Basım ve Yayın Teknolojileri bölümünden mezunlara uygulanmıştır. 4. SONUÇ VE ÖNERİLER Üniversitelerin amacı, mezunlarını kaliteli bir yaşam standardı çerçevesinde iş yaşamına kazandırmaktır. Üniversitelerin öğrencilerine yönelik vermiş olduğu eğitim, öğrencilerinin mezun olduktan sonra iş yaşamında gösterecekleri performansları ile ölçülmektedir. Bu nedenle üniversiteler, öğrencilerinin mezun olduktan sonraki durumlarını takip etmelidir. Mezunların, durumlarının takip edilmesi, üniversitelerin kendilerini değerlendirmeleri için önemli bir geribildirimdir. Yapılan araştırmada mezunların, %68,3’ü, 23-30 yaş aralığındadır ve anket uygulananların %56,7’si Bay olup, %66,3’ü Meslek lisesi mezunudur. Mezunların %37,5’u Dikey Geçiş Sınavı ile lisans tamamlamıştır. Anketi cevaplayanların %29,9’u, mezun olmadan iş bulduklarını ve %48,1’inin de 2001 TL’nin üzerinde ücret kazandıklarını ayrıca okudukları bölümle ilgili sektörel gelişmeleri, aylık olarak takip ettiklerini ve yine mezunların %48,1’inin İngilizceyi sadece bilgisayar program uygulamalarında kullandıklarını belirtmişlerdir. Anketi cevaplayanların %63,5’u, iş başvuruları esnasında, mezun oldukları bölüme yönelik olumlu tutumlar ile karşılaşmışlardır. Sektör, ankete katılan mezunların %34,6 baskı öncesi bilgisayar eğitimlerinden; %33,6 baskı ve baskı sonrası eğitimlerinden, çalışma hayatına uygunluğu konusunda, olumlu bir tutum içindedir. 23-30 yaş aralığındaki mezunların %40,3’ü çalışma saatlerinden, %41,3’ü fiziki ortam ve yaratıcılık
412
BASIM VE YAYIN TEKNOLOJİLERİ BÖLÜMÜ MEZUNLARININ MESLEKİ YAŞAMINA YÖNELİK ARAŞTIRMA Emel BİROL, Özgül YAMAN
desteğinden, %50’si kurum içi ilişkilerden ve %37,5’u ücretten, memnun oldukları ve bayların, bayanlara göre memnuniyetlerinin daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca 23-30 yaş aralığındaki mezunların, %37,5’u baskı öncesi alanda daha çok çalıştığı, %15,3’ünün ise mezun olmadan, baskı öncesi alanlarda Referans ile iş buldukları tespit edilmiştir. Yapılan anket çalışmasında, mezunlar %55,8’i, öğrencilik döneminde almış oldukları zorunlu stajın yeterli olduğunu, %28,8’i ise staj sürelerinin 30-45 iş günü olarak yapılması gerektiğini belirtmişlerdir.
Öneriler Yapılan araştırmada elde edilen verilere göre, bu çalışmanın, başka üniversitelerin basım ve yayın teknolojileri bölümünden mezunlarını kapsayacak şekilde yapılması daha fazla mezuna ulaşabilmek açısından katkı sağlayıcı nitelikte olacaktır. Ayrıca elde edilen veriler doğrultusunda, üniversitelerin basım ve yayın teknolojileri bölümüne yönelik eğitim çalışmalarında, düzenleyici birtakım uygulamaların yapılması olumlu sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
Kaynaklar [1] KAPPLER, W., (1991), “Dual Eğitim Sisteminin Yapısı, Şartları ve Bunların Türkiye’ye Uyarlanması”, Türkiye’de İşletmelerde Mesleki Eğitim Paneli, Ankara [2] KURTULUŞ, K. (1998), “Pazarlama Araştırmaları”, İstanbul: Genişletilmiş Altıncı Baskı, Avcıol Basım-Yayın [3] LORCU, F. (2007), “Meslek Yüksekokulu Öğrencilerine Sunulan Eğitim ve Sosyal Olanaklar Üzerine Bir Araştırma”, 4. Ulusal Meslek Yüksekokulu Sempozyumu Bildiriler Kitabı: Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu [4] YÜKSELEN, C. (2000), “Pazarlama Araştırmaları”, Ankara: Detay Yayıncılık [5] ŞENGEL, S., TOKAY ARGAN, M., ARGAN, M., SEVİM, N., (2007), “Meslek Yüksekokulu Eğitim Ortamlarının Mesleki Eğitime Etkileri Üzerine Bir Araştırma”, İstanbul: Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Dergisi [6] TOMASELLİ, K.G., PARKER, B., (2005) “The Image of an Open University Reality”, London.
413
SONUÇ BİLDİRGESİ Saygıdeğer Konuklar; Çok değerli katılımcıların olduğu ve faydalı sunumların yapıldığı verimli bir Sempozyumu çok değerli katkılarınızla tamamlamış bulunmaktayız. Öncelikle bu Sempozyumda emeği geçen herkese, değerli araştırmacılara, genç akademisyenlere, birbirinden değerli konuşmacılara, yabancı akademisyenlere, dernek ve vakıf yöneticilerine, ülkemizin önde gelen sektör temsilcilerine, basın mensuplarına ve sevgili konuklarımıza içtenlikle teşekkür ederiz. Bu yıl ikincisi düzenlenen Sempozyuma yurt içi ve yurt dışından olmak üzere 300’ün üzerinde akademisyen, öğrenci ve sektör temsilcisi katılmıştır. Sempozyum; Türkiye, İngiltere, Hollanda, Tayvan, Sırbistan, Almanya, Yunanistan ve Macaristan olmak üzere toplam 8 farklı ülkeden, Swansea Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Novi Sad Üniversitesi, National Taiwan Üniversitesi, Atina Üniversitesi, Bergische Universität Wuppertal, Kastamonu Üniversitesi, Óbuda Üniversitesi, Sinop Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Nişantaşı Üniversitesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi olmak üzere 14 farklı üniversite, sivil toplum kuruluşu olarak 3 dernek (KASAD, BASMEN, ESD) ve 1 vakıf (BASEV) yöneticisi katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Sempozyumda öne çıkan konu başlıkları; Görsel tasarım, Ambalaj tasarımı, Baskıda nano teknoloji, Dijital baskıda güncel gelişmeler ve trendler, Ink-jet baskılarda çözünürlük ve reprodüksiyon ayarları, İletken Mürekkepler, Termokromik mürekkepler, Laklarda kullanılan micro kapsüller, Heat-set Baskıda Renk Evreni, Kâğıt yüzey kaplamalarda kurutma tekniğinin etkileri, Kompozitlerle yüzey modifikasyonu, Kâğıtta basılabilirlik, Çevre dostu baskı, Kağıtlarda geri dönüşüm, Basım sektöründe iş sağlığı ve güvenliği, Yeni akıllı ambalajlar, Basım ve ambalaj ürünlerinin ihracatı ve AB uyum kriterleri, Basım ve yayın teknolojileri programı mezunlarının mesleki yaşamları konularında, Türkiye, Sırbistan, Yunanistan, Almanya ve Macaristan olmak üzere 5 farklı ülke ve 11 farklı üniversiteden, 8 tanesi yabancı olmak üzere 7 oturumda 27 sözlü ve 9 poster olmak üzere toplam 36 bildiri sunulmuştur. Ayrıca, Türkiye, İngiltere, Hollanda, Tayvan ve Almanya olmak üzere toplam 5 farklı ülkeden, 3 farklı üniversite, 3 uluslararası firma, 3 farklı dernek ve 1 vakıf yöneticisi katılımı ile toplam 10 çağrılı konuşmacı; Flexo baskı tekniği ile basılı elektroniklerin üretimi, Dijital baskının gelişimi, Web to Print uygulamalarındaki gelişmeler, Türkiye’de basım sektörünün gerçekleri ve rekabet, Türkiye ve Dünyada kâğıt endüstrisi, Kâğıt ve Karton analizleri ve test sistemleri, Karton ambalajda bir ödülün hikâyesi, Baskıda renk, kalite ölçümleri, Basım teknolojileri, Sağlık ve çevre güvenliği konularında sunumlar yapmışlardır. Sempozyumda etkinlik sponsoru olarak; Böttcher, Odak Kimya, Xerox, Sinangin, Acar Basım, Filmon firmaları stand kurulumu gerçekleşmiş ve katılımcılarla mesleki iletişim kurmuşlardır. Değerli Katkılarından dolayı tüm emeği geçenlere teşekkür eder, Güzel bir İstanbul sonbaharında sonraki sempozyumda “Yeniden…Hep Beraber…” bir araya gelmekten mutluluk duyacağımızı bildiririz.
Doç. Dr. Cem Aydemir Düzenleme Kurulu Başkanı AA
FINAL DECLARATION Respectable Guests; We have completed a productive Symposium enriched by precious participants and useful presentations with your priceless contributions. First of all, we would like to express our profound thanks to everyone who contributed to this Symposium; dear researchers, young academicians, several valuable spokesmen, foreign academicians, association and foundation managers, leading sector representatives in our country, the press and dear guests. More than 300 academicians, students and sector representatives, both from abroad and within the country, attended the Symposium which was organized for the second time this year. The Symposium was conducted with the participation of 14 different universities; Swansea University, Bursa Technical University, Marmara University, Novi Sad University, National Taiwan University, Athens University, Bergische Universität Wuppertal, Kastamonu University, Óbuda University, Sinop University, İstanbul University, Nişantaşı University, Kahramanmaraş Sütçü İmam University and İstanbul Aydın University from 8 different countries primarily like Turkey, England, Netherlands, Taiwan, Serbia, Germany, Greece and Hungary, as well as managers from 3 associations (KASAD, BASMEN, ESD) and 1 foundation (BASEV) as non-governmental organizations. Prominent topics in the Symposium; Visual design, Packing design, Nano technology in printing, Current developments and trends in digital printing, Resolution and reproduction settings in ink-jet prints, Conductive Inks, Thermochromic inks, Micro capsules used in lacquers, Color Universe in Heat-set Printing, Effects of drying technique on paper surface coatings, Surface modification with composites, Printability in papers, Environment friendly printing, Recycling in papers, Occupational health and safety in the printing sector, New smart packages, Export of printing and packaging products and EU harmonization criteria. A total of 36 assertions; 27 verbal and 9 posters were presented regarding the professional life of printing and broadcasting technologies graduates, 8 of whom were foreigners, from 5 different countries like Turkey, Serbia, Greece, Germany and Hungary and from 11 different universities in 7 sessions. Besides, 10 invited spokesmen made presentations on; Production of printed electronics with Flexo printing technique, Development of digital printing, Developments in Web to Print applications, Realities of the printing sector and competition in Turkey, Paper industry in the world and in Turkey, Paper and cardboard analyses and test systems, Story of a reward in cardboard packaging, Color in printing, Quality measurements, Printing technologies, Health and environmental safety with the participation of 3 different universities, 3 international firms, managers of 3 different associations and 1 foundation from totally 5 different countries like Turkey, England, Netherlands, Taiwan and Germany. In the Symposium, activity sponsors; Böttcher, Odak Chemistry, Xerox, Sinangin, Acar Printing and Filmon firms set up stands and established professional communication with participants. We would like to thank all those who contributed and announce that we will be happy to meet up “Together… Again…” in the next symposium in a beautiful İstanbul fall.
Assoc. Prof. Dr. Cem Aydemir President of Organization Board AA
ARKA KAPAK İÇİ
2017 11-12 Ekim / October w w w. p r i nt i st a n b u l . o r g
2. UluslararasÄą BasÄąm Teknolojileri Sempozyumu 2 nd International Printing Technologies Symposium