04.03.2014 SAYI: 24
KATY PERRY Kendi Yolunda ve Seksi
Bu Kurabiyeler
Çok Farklı Barack Obama
Let’s Move Shivaratri
kutlaması
James’in Veliahtı!
Kyrie Irving @sealdergi
YAŞAM
Zamana Aldırmayan Albüm Hazırlayan
Elif MANDAN
L
event Yüksel. Adının anılmasının ardından akla hemen Sezen Aksu, Sertab Erener, Onno Tunç ve daha bir çok usta ismin geldiği sanatçı. Bir de harika bas gitar çalışının. Benim ve benim gibi çok sevenleri için ise bu durum biraz daha fazla; "bu topraklar üzerinde yetişmiş, hala bir eşinin olmadığı en başarılı erkek müzisyenlerden biri." Ne yazıktır ki, kendisi için uzun yıllardır "Med Cezir'den sonra bir türlü albüm tutturamadı" diye lanse edilir. Bu albümde olmayıp çok sevilen diğer şarkılarına yapılan haksızlık bir yana dursun, bu söylem Levent Yüksel'in diğer albümlerde başarısız olduğunu değil, esas başarısını vurgulaması gerekir asıl; Med Cezir'i!
Öyle bir albümdür ki Med Cezir, zaman tanımadan "daima" dinlenebilen, yıllar geçse de belleklerden silinmeyen. Düzenlemeleri, sözleri, vokalleri, müzikleri ile 90ların unutulmayacak albümler listesine tepeden giriş yapmış. Durum böyle olunca da -şimdi de olduğu gibi- yıllar geçse de kendisinden böyle güzel bir şekilde söz ettirebilmeye devam etmiş. Sonraki albümlerin onun kadar tutmaması başarısızlık değil, yalnızca böyle bir albüm yapabilme başarısının gölgesi altında kalmasıdır. Öyle bir albüm yapmıştır ki, kendisi dahil çoğu sanatçı Türk müziğinde bir daha aynı tadda başka bir albüme sahip olamamıştır. Kendisinin bu albümle birlikte, albümdeki şarkıları kendisinden başka birinin daha iyi yorumlayamaması gibi bir başarısı da bulunmakta. Aile büyüklerinin eski kasetlerine bakacak olursak aralarında mutlaka rastlanır üstünde Levent Yüksel'in kocaman gülümsemesinin bulunduğu bu albüme. Yine rastalayacağımız diğer bir durum da, bir yerde o parçalardan birini yıllar sonra duymaları ile hemen eşlik edecek olmaları. Bir dönem neredeyse herkesin hayatına değinmiş bu albüm için duyduğumuz" Türk müziğinde yapılmış en iyi albüm demek abartmak olmaz herhalde" yorumu daha uzun süre unvanını koruyacak gibi. Med Cezir'i anmışken Onno Tunç, Uzay Heparı, Sezen Aksu'yu anmamak olmak. Biz bize düşeni yapıp onları saygıyla bir kez daha anıp, tüm bu isimlerin birleşmesi ile ortaya çıkan o parçalara değinmek. Albüme ismini veren Med Cezir'den tutun da Levent Yüksel ile özdeşmişTuana'ya, dinlerken Orhan Veli'yi andığımız Dedikodu'dan, ilerleyen yıllarda bir çok sanatçıdan daha
duyduğumuz Kadınım'a kadar hepsi en çok onun yakışmıştır sesine, sahnesine... Bu yüzden her anışta hakkında daha da güzel şeyler söyleyenebilecek bu albümü yorumlamak yerine açıp bir kez daha dinlemek daha doğru olacaktır. Bu sebepten ötürü yorum yapmayıp tüm bu şarkılara bir daha kulak vermenizi isteyeceğim sizlerden. He bir de, canlı olarak mutlaka dinlemeli insan. Albüm dışında Zalim, Sultanım gibi daha bir çok şarkıyı da bizzat canlı dinlemek ayrı zevklidir. Hele bir de Sezen Aksu ile aynı sahnede izleme şansını yakalarsanız işte o zaman değmeyin keyfinize! Son olarak, müziği, sesi gibi kendisi de yaşlanmamaktadır. Hala aynı samimiyette, pek tatlı bir adamdır zannımca. Türk Müziği'ne katkılarından dolayı sesine, yorumuna, müziğine müteşekkir olunmalıdır. Müteşekkirim...
YAŞAM
Ben ve
kitaplarım New York kitapevi yöneticisi Emily Pullen ve çalışanlarını kitaplarıyla fotoğraflayan Robin Edds çektiği kareleri BuzzFeed adlı internet sitesinde yayınladı. Fotoğraf çekiminin ardından ortaya birbirinden eğlenceli ve dikkat çekici kareler çıktı.
YAŞAM
Kız beyni erkek 'daha d
A
raştırmalar, kız çocuklarının beyninin erkek çocukların beynine göre 'daha dirençli' olduğu için kızların otistik olma ihtimalinin daha düşük olduğunu gösteriyor. American Journal of Human Genetics adlı dergide yayımlanan araştırmaya göre, DNA moleküllerindeki hataların sinirsel gelişime zarar vermesi, erkeklere kıyasla daha düşük ihtimalli. Bulgular, erkeklerin otistik spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi sinirsel gelişimle ilgili rahatsızlıklara yakalanma risklerinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.Araştırmada, sinirsel gelişimle-
X kromozomu faktörü Araştırmada imzası olan uzmanlardan Washington Üniversitesi öğretim görevlisi Evan Eichler de erkek ve kız çocukların beynindeki gen mutasyonlarının sayı olarak birbirinden farklı olduğunu söylüyor. Eichler bu bulguları, kız çocuklarında iki tane X kromozomu bulunması, dolayısıyla bir X kromozomu zarar gördüğünde diğerinin işlevinin devam etmesiyle açıklıyor.
k beynine göre dirençli' rinde bozukluk tespit edilen 15 binden fazla bireyden elde edilen veriler ve otizm görülen yaklaşık 800 aile incelendi. Bilim insanlarının incelemelerinde, otizm teşhisi konulan kız çocuklarının genlerinde, erkeklere oranlara daha çok zararlı mutasyon görüldü. Fakat otizm teşhisi konulabilmesi için, olumsuz mutasyon seviyesinin yeterli seviyeye çıkmadığı tespit edildi. Bu sonuçlardan yola çıkıldığında, kız çocuklarının beyninde otizm semptomları üretilebilmesi için, erkek beynine oranla daha olağan dışı genetik değişimler görülmesi gerektiği anlaşıldı.
SMYRCKL
Evet bu da benim
SMYRCKL
parti masam! P
Sümeyra AÇIKEL www.smyrckl.com smyrcklblog@gmail.com
ratik 5 yöntemimi söyleyip sizi masayı incelemekle başbaşa bırakıyorum!
1. Cupcake yapmaya vaktiniz yoksa, hazır
brownie alıp üzerine tüp çikolata sıkmanız yeterli. Kürdana kurdele bağlayıp cupcakeinizin üzerine batırırsanız masadaki en gösterişli kekleri elde edebilirsiniz'!
2. Peynir tabağının masayı ne kadar klas bir forma soktuğu inkar edilemez. Özel peynir tabaklarınızın olması gerekmiyor, kesme tahtanızın üzerine bir kaç meyve dilimizi,
peynir, zeytin, salam gibi malzemeleri kafanıza göre dizip en şık peynir tabağını ortaya koyabilirsiniz!
3. Kurabiyelerinizi yaparken fırına koyma-
dan pipetle delikler açın ve kurabiyeleriniz fırından çıktığında o boşluklardan kurdele takın! Sıradan bir kurabiyenin nasıl göz alıcı hale geleceğini görebilirsiniz!
4. Vitrininizde öylece duran kadehle-
ri değerlendirme zamanı! Kafanıza göre (muzlu,çilekli,çikolatalı)puding, bisküvi ve çikolata parçacıklarını üste üste koyun, üzerini de meyvelerle süsleyin. Yandan baktığınızda rengarenk kuplar göze şahane gözükür!
5. Tabak ve peçete özeni! İşte bu çok önemli! Canlı renklerde olursa daha eğlenceli bir görüntü oluşturur, hayal gücünüze güvenin ve başlayın masayı kurmaya! Masanızda taze meyveler hatta mümkünse çiçekler bulundurmayı da unutmayın!
Şimdiden iyi eğlenceler! Unutmayın göz alıcı masalar büyük masraflarla değil büyük hayal güçleriyle olur!
RÖPORTAJ
Bu Kurabiyeler
Çok Farklı Bir gün Twitter’da gezinirken gözüme, içinde Tüylü Kurabiye ismi geçen cümleler takıldı. Bir de baktım ki liseden arkadaşım Elif İlayda Serbest, güzel mi güzel, sevimli mi sevimli bir işe imza atmış. Ben de hemen bu güzel işi sizlere
duyurmak için kendisiyle konuştum ve Etilerdeki çalışma ofisinde Pofpof, Negro, Çınçın, Pascal ve Efe ile ağırladılar bizi. Bizim için çok keyifli bir sohbet oldu. Şimdi de sizi Tüylü Kurabiye’yle tanışmaya davet ediyorum..
Tüylü kurabiyeleri ve hayvanlara olan sevgini zaten konuşacağız ama önce seni tanıyalım biraz. Bize kendinden bahsedebilir misin? 20 yaşındayım. Bahçeşehir Üniversitesi, Yeni Medya 1. Sınıf öğrencisiyim. 3 köpek ve 3 kedi annesiyim. Cat&Dog dergide yazıyorum.
Röportaj
Selin GÜRSEL Fotoğraflar
Gökçe KARAKÖSE
Köpek kurabiyesi almak isteyenler, Yeniköy’deki Avrupa Veteriner Kliniği’ne, Yeşilköy’deki Salve’ye ve Akatlar’daki Özsütler’e uğrayabilir. Uzakta olanlar veya kedi kurabiyesi isteyenler https://www. facebook.com/tuylukurabiye adresinden iletişime geçebilir.
Peki bu 3 kedi ve 3 köpeği nasıl buldun? Onların hikâyesi nedir? 6 yaşındaki köpeğim Hera’yı, böyle bir bilince sahip değilken bir evcil hayvan dükkânından aldım. Diğer 2 köpeğim Efe ve Pascal’ı da geçen yıl Bolluca’dan çıkardım. Efe uyuzdu ve neredeyse tüy yoktu vücüdunda. Pascal’da da raşitizm vardı, patilerine basamıyordu yani. Veteriner Pascal için, getirmeseydin yaşamazdı, dedi. Onları tedavi ettirdim. Sonra da bir süre yuva aradım ama telefonum bir kere bile çalmadı, çünkü cins değillerdi. Öyle olunca da gönlüm onları geri bırakmaya razı olmadı. O sırada da bu ofisi açıyorduk, bahçeye almak istedim ve böylelikle de bırakmamış oldum. Kediler de apartmanımızda doğdular. Ben besleyip büyüttüm onları da. Yine yuva aradım ama sadece iki kardeşleri yuva buldu. Bunlar kalmıştı bir tek ve apartmanda istenmediler. Bu yüzden onları da ofise getirince, çocuk sayım bir anda birden altıya çıkmış oldu. (Gülüyor) Gelelim kurabiyelere, nasıl çıktı bu Tüylü Kurabiye fikri, seni etkileyen bir şey mi oldu? Beş sene önce, erkek arkadaşımla okula giderken acı acı miyavlayan bir kedi bulduk. Kalçası kırılmıştı ve arka ayakları tutmuyordu. Kediyi alıp veterinere gittik. Veteriner sokak kedisi olduğundan masraflarını üstlenmedi, ben de üstlenemedim ve bizi yakındaki bir hayvan barınağına yönlendirdi. Ben de bu vesileyle hayatımda ilk kez barınağa gitmiş oldum. Ve gördüğüm görüntü benim için korkunçtu. Evimin dibinde böyle bir yer var ve haberim bile yok,
dedim. O görüntü beni çok etkiledi. İlk başta çevremdekilerin destekleri ve kendi çabalarımla bir şeyler yaptım. 2 yıl önce de Bolluca’daki grupla Twitter üzerinden tanıştım. Fakat oranın durumu da çok kötüydü. Ve orayı gördükten sonra da bu yardım toplama işine çok ağırlık verdim fakat bir türlü istediğim gibi şeyler yapamadım. Daha kalıcı şeyler arıyordum. O sırada internette dolaşırken kemik şeklinde kurabiye kalıpları buldum. Kurabiye yapayım, dedim. Hem Hera’ya da dışarıdan çok fazla abur cubur alıyorduk, o da ev yapımı, sağlıklı bir şey yer diye düşündüm.
Ben Tüylü Kurabiye ismini çok sevdim. O nasıl çıktı ortaya? İlk düşündüğüm ismin, telif için başvurduğumda alındığını öğrenince başka bir şey aradım. İngilizce isimler bana çok özenti geldiğinden öyle bir şey istemiyordum kesinlikle. Sonra da kedi ve köpeklerin nesi ortak diye düşündüm, onları tüylü oldukları için de sevdiğimiz aklıma geldi. Öyle Tüylü Kurabiye oldu. Annemle beraber bulduk ismi.
Bir pakette 10 adet kurabiye var ve paketin fiyatı da 10 lira.
Kurabiyenin geliri de barınaklara gidiyor galiba.. Şu ana kadarki mama siparişlerini Bolluca için verdim ama aslında Tüylü Kurabiye’ye sadece Bolluca’ya mama götürmek amacıyla başlamadım. Ama ne yazık ki artık ülkemizde hayvanlara yardım konusu çok suiistimal ediliyor. Ben de gelirleri hem bizzat gittiğim, hem de ihtiyacın fazla olduğu bir yer olduğu için, şu ana kadar orası için harcadım. Orada köpekler çeşitli hastalıklarla mücadele ediyor. Temizlik, tedavi, beslenme gibi her konu gönüllüler tarafından karşılanıyor. Hal böyle olunca da Bolluca’ya daha çok ağırlık verdim. Ancak talep arttığı ve göndereceğim mamaların hayvanlara kullanıldığına emin olduğum takdirde başka yerlere de mama siparişi verebilirim elbette.
Bolluca’dan çıkardığım hayvanlar, cins değil diye kimse sahiplenmek istemedi. Bolluca’ya gitmek sana kendini nasıl hissettiriyor? Orası belediye desteği olmadan, Elle Dergisi Yayın Direktörü Işın Görmüş ve veteriner hekim Şükrü Çobanoğlu önderliğindeki gönüllülerce ayakta tutuluyor. Çeşitli yerlerden toplanıp atılmış ve terk edilmiş hayvanlar var. İlk
gittiğimde çok şaşırmıştım. Oraya girdim ve bu insanlık dışı bir şey, dedim. Arabayla gittiğinizde bile hemen etrafınıza toplanıp arabaya atlıyorlar. O kadar seviniyorlar ki sizi gördüklerine, anlatamam. Oraya gitmek bana terapi gibi oluyor. Oynuyoruz, besliyoruz. İşe yaradığımı hissediyorum. Sonuçta dünyaya boşuna gelmedik. Ben, herkesin dünyaya gelmek için bir amacı olduğuna inanıyorum ve benim amacım da bu bence. Bunun için yaratılmışım. Duygusal açıdan tatmin olduğumu hissediyorum.
Dünyaya gelme amacımın hayvanlara yardım etmek olduğunu düşünüyorum. Kurabiye konusunda tek başına mısın yoksa yardım edenler de var mı? Evde kendim yapıyorum. Şu ana kadar bir arkadaşım yardıma geldi. Pişirme, paketleme, kargolama hepsi bana ait. Tek kişilik bir müessese oldum. (Gülüyor) Tabii annem de yardım ediyor. En büyük destekçim annem. Kurabiyelerde tuz, şeker gibi zararlı malzemeler yok. Fakat kurabiye almak isteyenler, hayvanının buğday, yumurta gibi malzemelere alerjisi olmadığından emin olmalı. O malzemeler olmadan, özel kurabiye yaptırma imkânınız da var.
Peki, bu kadar büyük hayvan sevgin nereden geliyor? Aileden mi yoksa sen kendin kendine mi edindin? Ben küçükken adada yazlığımız vardı. Orada hayvanlarla iç içe büyüdüm. Sonrasında, sanırım teyzem yüzünden köpeklerden korkar oldum. Aslında Hera’yı da korkumu yenmem için almıştık. Ona aşığım resmen, çok seviyorum. Ama şu anki aklım olsaydı, evcil hayvan dükkânından köpek almazdım. Sanırım, o okul yolunda bulduğum kedi içimdeki bu büyük sevgiyi ortaya çıkardı.
YAŞAM
İNLEYEN NAĞMELER RUHUMU SARDI
BİR SEÇİM Kİ ORDA HEP ŞARKILAR VARDI Hazırlayan
Zeynep SARI
Ş
arkılar seni söyler dillerde nağme adın dillerde nağme adın' sözleri sırasında kötü anılarını büzüştürdüğü yüzüne yansıtan kadın, müzikten etkilenen kadındır. Aynı kadın 'Cama vuran her damlada seni hatırlıyorum ve sana susuzluğumu' nakaratında parmağını araba sileceği gibi sallayıp kalça yanını tokuşturuyorsa yanındakine, o zat-ı muhterem kadın müzikten gerçekten etkileniyor demektir. Bu abes örnekte de görüldüğü gibi şarkıların, içerdiği sözlerin ve ritimlerin ruha dokunduğu, bedeni harekete geçirdiği, 'ay bu şarkı beni anlatıyor resmen' dedirttiği malum bir gerçek. İnsan evladı müziği kullanıyor, eviriyor çeviriyor ve terk etmiş sevgiliye, 'haydi eyvallah ben toparlandım' mesajını verdiği hayata, çiçeğe böceğe, sahip olduğu hatıralara yediriyor. Müziğin hayatımızdaki rolü, kişisel olmaktan çıkıp toplumsal değerlere bakış açımızı şekillendirmeye
varıyor bazen. Yani müzik propaganda yapıyor. İşte yine o propagandaların vuku bulduğu arefelerden birindeyiz. Ses seviyesinin insan sabrıyla dalga geçer gibi 'bangır bangır'laştırıldığı parti araçları sökün etti yine caddelere, sokaklara. 30 Mart Yerel Seçimleri yaklaşıyor, e haliyle bir şeyler yapmak lazım. Bunun için modern zaman tellallığından, yani seçim arabalarından daha etkili (!) bir yol var mı? Zaman: birbirinden patlak hoparlörlerle yola koyulan bu araçların, yeni uyuyan bebekleri yerlerinden sıçratmalarının; yaşlıyı, hastayı, akşamdan kalanı ayaklandırmalarının zamanı. Teoride 'zılgıt' olup da "kadın öldürüyorlar galiba" düşüncesini akla getiren çığlığı pratiğe dönüştürmelerinin zamanı. Yolda sakin sakin yürüyen insanlara desibel görgüsüzlüğü yaşattırmalarının zamanı! Haydi hodri meydan!
EVET A PARTİSİ
B PARTİSİ
PARTİSİ
D PARTİSİ
ŞARKILARIN EDAT TÜMLECİ: 'MİLLET İÇİN' AKP ile başlayalım kritik yapmaya. Davul zurna, rap, horon ve halay içeren şarkılarda her kesime hitap etmek amaçlanmış belli ki. Ama esas şarkı, "Göründüğü gibi olan / Gücünü milletten alan / Recep Tayyip Erdoğan / Mazlumlara sırdaş olan / Gariplere yoldaş olan / Recep Tayyip
Erdoğan" nakaratıyla lider ağırlıklı bir tablo çizen, Nogay Türklerine ait 'Dombıra şarkısı'. Uğur Işılak tarafından yeniden yorumlanan şarkının 'çalıntı' olduğu iddiasıyla sosyal medyadan bol tepki toplaması, bir süre gündemi oyaladı... CHP deyince benim aklıma otomotik olarak güçlü yorumuyla Edip Akbayram geliyor. Fakat bu kez sözler İbrahim Karaca'dan, beste ve yorum Onur Akın'dan. 'CHP Türkiye’nin Birleştirici Gücü' adını taşıyan şarkıda 'Haydi şimdi CHP’yle' baskın olan cümle. Normal tempolu şarkıda milli enstrümanlar davul ve zurna başrolde, nakarat da şöyle; "Haydi şimdi CHP'yle / Varlık içinde birlik içinde / Haydi şimdi CHP'yle / Özgür biçimde Türkiye / Haydi şimdi CHP'yle / Sevgi İçinde Dostluk İçinde / Haydi şimdi CHP'yle / Yarınlara Türkiye"... MHP anadolu rockı benimsemiş, elektro gitar, kanun, keman, zurna ne ararsanız var. Solistin sesi Devlet Bahçeli'ye o kadar çok benziyor ki bir ara o mu yoksa bile dedim. 'Artık yeter şimdi söz senin' adlı parçanın nakaratı; "Yalan dolan son bulacak / Tüm korkular sona erecek / Milliyetçi hareketle / Geleceğimiz mutlu olacak"...
BİLMEM KAÇ NOLU SANDIK
HDP ve BDP'nin kemençeli, bağlamalı Kürtçe olan şarkıları 'Biji biji HDP' hareketli bir parça olmuş. 'Şehir Senin' parçası ise 'mastika'dan türemiş bir şarkı, Gezi olaylarının güzel bir özeti gibi. "Ooo yan yana yan yana / ooo yan yana yan yana /Şehir bizim şehrimiz geri alacağız yan yana /ooo ekmek için aşk için / ooo rengarenk günler için /Madrabaza bırakma sahip çık şehir senin / Düzenbaza bırakma sahip çık şehir senin."
VERDİM GİTTİ OYUMU EN YANIK SÖYLEYENE Partiler azimli. Dinlettikleri şarkılardaki anafikir aynı: 'Beni seç!'... Seçtikleri parçaların şarkı sözleri ideolojilerine, perspektiflerine ve '-izm' ekine dayanıyor, parti başkanlarının isimleri nakaratlara yazılıyor. Kimileri horon teptirmelik ritimleri, kimileri rap ile davulu birleştirmeyi, kimileri sazın, bağlamanın tellerini tercih ediyor. Coşku had safhada, zılgıtlar zaten peş peşe çığlık çığlığa... Peki, gerçekten etkili mi bu yöntem oy toplamada? Tabii ki bir partinin sembolik bir şarkıya sahip olması, destekleyenlerini yüreklendirmesi açısından manevi bir değere sahip. Fakat bu manevi değerin bozuk ses sistemiyle yolculuk eden otobüsler aracılığıyla turlatılması fikri? Vatandaş zaten desteklediği partiyi çoktan benimsememiş midir? Bu kadar basit mi yoldan geçen ses standardizasyonu bozuk bir şarkının vatandaşa siyasi görüşünü sorgulatması? Ya da yine aynı özellikteki o şarkıyı tekrar tekrar dinleyince insan, oy vermesi daha mı tatlı gelir? Partiyi takip eden zaten televizyon olsun sosyal medya olsun duymuştur, dinlemiştir şarkıyı, e niye maruz bırakılıyor insanlar bu sokak gürültüsüne? Niye zorlanıyor o kırılasıca bozuk hoparlörler? Simit satan çocuk, patates kuru soğan satan amca cidden daha gerçek, daha sevimli benim gözümde. Hatta, 'Hanımların dikkatine, overlok makinesi ayağınıza geldi' anonsuyla kulaklarıma kazınan abla daha samimi yemin ediyorum! Benim oyum halıflex kenarına 5 dakikada overlok çekebilen ve hemen teslim edebilen mekanizmaya gitsin lütfen!
YAĹžAM
Kendi Yolunda
ve Seksi
G
eleneksel Elle Style Ödülleri’nin Londra ayağı sahiplerini buldu. One Embankment’ta düzenlenen ödül töreninde ‘Yılın Kadını’ ödülünü Katy Perry aldı. Perry’nin Yılın Kadını seçilmesinin sebepleri arasında, kendi yolunda gitme cesareti göstermesi ve stil anlayışının seksi olması yer alıyor. Katy Perry geceye, kıvrımlı vücut hatlarına çok yakışan ve göğüs dekoltesi ön planda olan Vivienne Westwood imzalı çiçek desenli elbisesi ve Christian Louboutin ayakkabıları ile katıldı. Kıyafetini retro şıklığındaki saçları ile tamamlayan Katy Perry aldığı ödülün hakkını verircesine son derece şık ve güzel görünüyordu. Katy Perry’e ödülünü veren Kylie Minogue, töreninin ardından 29 yaşındaki Perry’i Twitter hesabından paylaştığı mesajla da kutladı. Katy Perry gecede objektiflere, sevgilisi John Mayer ile nişanlandıkları haberlerini yalanlamaksızın yüzük parmağına bir yüzük takarak poz verdi.
YAŞAM Candan Erçetin
Lucy Lawless
Neredeyse hık demiş
burnundan düşmüş Hazırlayan
Nazan UYSAL
‘A
y ben seni birine çok benzettim’, ‘Kardeş olsalar bu kadar olmaz’, ‘Aynı anneden doğmuş gibi’ sözlerini sık sık duyarsınız. Birbirine benzetilen arkadaşlar, akrabalar, komşular hep vardır. Ya da mahallenin yakışıklı erkekleri adeta bir Kadir İnanır’a, güzel kızları ise Türkan Şoray’a benzetilmekten vazgeçilmezler. İnsanlar çift yaratılmış diye boşuna denmemiştir. Şimdi hep beraber Türk oyuncularıyla Hollywood oyuncularını karşılaştıralım bakalım kimler kimler var…
Liev Schreiber
Bay J
Emina Sandal
Penelope Cruz
Javier Bardem Keira Knightley
Jeffrey Dean Morgan Natalie Portman
DÜNYA
Sh
hivaratri kutlaması Maha Shivaratri, her yıl Shiva Tanrısı’nı anma amacıyla düzenlenen bir Hindu festivalidir. Bu festivalde her yıl Hindular Shiva Tanrısı ile ilgili kostümler, onun gibi yüz boyamaları, makyajlar yapmaktadırlar hatta sahte cenazeler bile düzenliyorlar. Festival neredeyse bütün Hindistan’da kutlanıyor, belirli bir yerde kutlanmıyor; bütün şehirlerden katılım var. Allahabad’da bir Hint kadın, Hindu tanrısı Kali gibi giyinerek festivale katıldı. Festival arefesi Jammu’da Hintli bir kadın da Kali gibi giyindi. İnsanlar sadece
Shiva gibi giyinmiyorlar aynı zamanda diğer Hindu tanrılarını, şeytanlarını ve geleneklerini anımsatan kostümlerle ya da etkinliklerle festivale katılıyorlar. Hintli çocuklar, büyük bir fil portresinin üstüne oturup Shivaratri festivaline katıldılar. Bir Hint dindar, şeytan gibi giyinip odunların üstüne yatarak sahte bir cenazenin tanıtımını sağladı. Festival alanında marijuana içen Hindular bile oldu. Festival boyunca elinde bir piton tutan katılımcılar bile oldu. Aynı zamanda Ganj Nehri ve Yamuna Nehri için dualar edildi.
DÜNYA
Let’s Move!
Çocuklarda obeziteyi sonlandırmak için Let’s Move kampanyasını başlatan Michael Obama, kampanyanın 4. kutlamasını başlattı.
F
irst Lady, kutlamalar için Amerikan halkından sportif faaliyetlerini gösterdiği video klipleri #LetsMove hashtagiyle sosyal medya platformlarında paylaşmalarını istemiş, yeterli sayıda kişinin katılması durumunda ise ABD Başkanı ve Başkan Yardımcısının nasıl hareket ettiklerini göstereceklerini söylemişti. Çok sayıda kişinin hashtage rağbet göstermesi sonucu, Let’s Move kampanyasının bloğunda Barack Obama ve yardımcısı Joe Biden’in Beyaz Saray’da attığı Tur’un videosu yayınlandı.
DÜNYA
Kaybolan Muhabir
İ
ngiltere'nin kuzeyine bölgesel yayın yapan BBC’nin muhabiri, stüdyoda meydana gelen bir kameraman hatası nedeniyle, canlı yayın sırasında haberini sunarken bir anda ekrandan kayboldu. Caroline Bilton'un Pazartesi günkü öğlen haberleri sırasında başına gelen bu talihsizliğin görüntülerini Youtube’da yarım milyondan fazla izleyici izledi. Bilton, “Daha önce insanları bu kadar güldürdüğümü hatırlamıyorum bu olay sayesinde hem tanınmış, hemde izleyicileri güldürmüş oldum” şeklinde konuştu.
DÜNYA
Hayvanların ayakları
insan eli işlevin Yemek stilisti Claudia Ficca ve fotoğrafçı Davide Luciano, karı-koca çalışmalarına bu sefer hayvanların ayakları, insan elinin yaptıklarını yapsaydı ne olurdu adlı bir fotoröportaj ile devam etti. Bazı fotoğrafların çok rahatsız edici olmasının yanında bazıları da bir o kadar ilginç;
mesela bir tavuğun manikür yaptırması. Timsahların solitaire’yi ayaklarıyla oynaması, yengeçlerin kıskaçlarıyla bilardo, kurbağaların ayaklarıyla domino oynaması oldukça ilgi çekici. Peki domuzlar viski ve purodan neden bir insan kadar keyif alamasın? Tabiki, onlar da alıyorlar.
nde
DÜNYA
Fotoğraftan Heykel’e
H
eykel sanatı, mekan içinde üç boyutlu estetik biçimler yaratmayı amaçlayan görsel sanat dalıdır. Heykel genellikle taş, ahşap, kil, balmumu gibi malzemeler kullanılarak ortaya konulur. Ancak Koreli heykeltıraş Osang Gwan, ortaya fotoğraflardan heykeller çıkarıyor. Heykellerin her biri üstünde en az 300 fotoğrafı taşıyor.
DÜNYA
Bu kent tamı tamına
5 milyon kalori!
İ
rlandalı heykeltıraş Brendan Jamison, yarım milyon adet küp şeker kullanarak bir şeker kent yarattı. Jamison, yaklaşık 5 milyon kalorilik enerjiye sahip olan şekerleri sanata dönüştürerek bizlere bu muhteşem görsel şöleni sunuyor. Üstelik bu proje, Jamison'ın ilk projesi değil. Geçmiş senelerde İngiltere Başbakanı David Cameron'ın konutu ve Beyaz Saray'ın replikalarında da imzası bulunmakta. Projelerinde yaklaşık 5 bin kişi gönüllü bir ekip ile çalışan Jamison, şekerleri bir arada tutmak için özel bir yapıştırıcı kullanıyor.
DÜNYA
Muhteşem Gösteri Kuzey Işıkları gösterisi büyüleyici renkleri bir araya getirmeye devam ediyor. Dünyanın manyetik alanı ile Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan doğal ışımalar, Norveç'in kutup dairesi içindeki bölgesi Trondheim'i süsledi. Trondheim yine Kuzey Işıkları gösterisine ev sahipliği yaptı.
DÜNYA
Gerçek değil, make ABD’nin Chicago eyaletinde yaşayan fotoğrafçı Michael Paul Smith, minyatür araba ve maketlerle 1930’lu yıllardaki ABD sokaklarını yaşattığı Elgin Park isimli bir fotoğraf galerisi hazırladı. Çeşitli hileler kullanarak çekilen gerçeği aratmayan perspektifli fotoğraflar görenleri hayrete düşürüyor.
ket!
DÜNYA
Sıradışı reklam
İsveç'te bir metro istasyonuna koyulan reklamı gören tüm yolcular şaşkına döndü. Bir kozmetik firmasının bakım ürünleri tanıtan reklam panosunda model canlıymış gibi hareket ediyor. Panoya yerleştirilen sensörler sayesinde gelen trenin hızına göre kadının saçlarının uçuşması çevredekilerin şaşkın bakışlarına neden oluyor.
SİNEMA
Dopdolu bir hafta sonu T amı tamına 7 filmin vizyona gireceği bir hafta sonuna merhaba! Haftanın en merakla beklenen filmi, Justin Chadwick’in yönetmenliğini üstlendiği, Idris Elba’nın ise başrolü oynadığı Mandela: Özgürlüğe Giden Uzun Yol. Diğer filmlerimiz ise, Kış Masalı, Meydan, Sürgün İnek, Lone Survivor ve Gulyabani. Öneri kısmımızda ise Başka Sinema kapsamındaki Kapital yer alıyor. İyi seyirler!
Mandela: Özgürlüğe Giden Uzun Yol Batılı beyazların yönetimi altındaki Güney Afrika’da bir avukat olmayı başaran Nelson Mandela, ezilenlerin yanında yer almıştır. Mandela, Afrika Ulusal Konseyi’ne katılmasının ardından şiddet ve ayrımcılık karşıtı sözleriyle dikkat çeken bir figüre dönüşür. Fakat özgürlüğüne kavuşup Güney Afrika başkanı seçilmeden önce, söyledikleri yüzünden 27 yıl hapis yatmak zorunda kalacaktır. Yapım: Birleşik Krallık, Güney Afrika- 2013 Yönetmen: Justin Chadwick Oyuncular: Idris Elba, Naomie Harris, Tony Kgoroge Tür: Biyografi Süre: 141 Dakika
Kış Masalı İrlandalı Peter Lake, günümüzden yaklaşık yüz yıl önce, hayalî bir New York’ta soymak üzere girdiği bir malikânede bir kadınla karşı karşıya gelir. Tüberkülozla cebelleşen ölüm döşeğindeki Beverly ile Peter birbirlerine âşık olurlar. Ancak, Beverly’nin ölmesi aşklarının bitmesi anlamına gelmez, Peter aşklarını yüzyıllar ötesine taşıyacaktır.
Yapım: ABD- 2014 Yönetmen: Akiva Goldsman Oyuncular: Jennifer Connelly, Colin Farrell, Jessica Brown Findlay Tür: Drama Süre: 118 Dakika
Meydan Mısır’daki otoriter yönetimi protesto etmek isteyen yüz binlerce kişi Kahire’nin Tahrir Meydanı’nda Ocak 2011’de toplanır. Halkın baskısı sonucu Hüsnü Mübarek devrilir ve yapılan seçimin ardından Müslüman Kardeşler’in desteklediği Mursi yönetimi iktidara gelir. Başlangıçta muhaliflerin yanında yer alan ordu ise devrim isteyen halka saldıracak ve meydan, bir savaş alanına dönecektir. Yapım: Mısır, ABD- 2013 Yönetmen: Jehane Noujaim Oyuncular: Khalid Abdalla, Dina Abdullah, Magdy Ashour Tür: Belgesel Süre: 108 Dakika
Sürgün İnek
Yapım: Türkiye- 2014 Yönetmen: Ayhan Özen Dakika Oyuncular: Hasan Kaçan, Şebnem Sönmez, Fırat Tanış Tür: Komedi Süre: 122
Gomalak Köyü'nde yaşayan Şevket ve Cemile, inekleri Sarıkız'ı çocukları gibi sevmektedirler. Haylaz Sarıkız bir gün ipini koparıp kaçar ve okulun bahçesindeki Atatürk büstünü kırar. Önce okul müdürünün, ardından jandarma komutanının müdahalesiyle olaylar iyice karışır. Şevket ve Cemile ise yaşananlardan dolayı kendilerine dava açılmasından korkarlar bu sebeple Sarıkız'ı bir köye sürgüne göndermek zorunda kalırlar.
Lone Survivor
El Kaide lideri Ahmet Şah'ı öldürmek için Afganistan'da göreve başlayan Marcus Luttrell ve ekibi bilmedikleri bir coğrafyada operasyonu yürütmeye çalışırlar. Ekip, Taliban askerleri tarafından çepeçevre sarılır. Görevini tamamlamaktan ziyade ekip, hayatta kalmaya çalışacaktır.
Yapım: ABD- 2013 Yönetmen: Peter Berg Oyuncular: Mark Wahlberg, Taylor Kitsch, Emile Hirsch Tür: Aksiyon Süre: 121 Dakika
Gulyabani Yazacakları fantastik filmin senaryosu üzerinde çalışmak için ormandaki bir av evine giden Güneş, Duygu, Aslı ve Yasemin mekânı daha iyi tanımak için ormanda bir geziye çıkarlar. Gezi esnasında, falcı bir kadının anlattığı Gulyabani efsanesini başta ciddiye almazlar. Ancak bir süre sonra yaşanan gizemli olaylar, gerçekten de bir Gulyabani'nin gizlendiğini düşünmelerine yol açacaktır. Yapım: Türkiye- 2014 Yönetmen: Ayhan Özen Oyuncular: Hasan Kaçan, Şebnem Sönmez, Fırat Tanış Tür: Komedi Süre: 122 Dakika
Haftanın önerisi
Kapital Yapım:
Fransa- 2012
Yönetmen:
Costa- Gavras
Oyuncular:
Gad Elmaleh Gabriel Byrne Natacha Regnier
Tür:
Drama
Süre:
114 Dakika
Büyük bir Avrupa bankası olan Phenix Bank'ın genel müdürünün golf sahasında geçirdiği kalp krizi sonucu ölmesiyle, yerine hırslı bir işadamı olan Marc Tourneuil gelir. Bir Amerikan yatırım şirketinin bankayı satın almak istemesi üzerine Marc, sahip olduğu iktidarı kullanma konusunda sınırlarını aşmaya başlar. Ölümsüz ve Kayıp gibi politik sinema başyapıtlarına imza atmış olan Costa- Gavras; yeni filminde yakın dönemde karşımıza çıkan Oyunun Sonu ve Entrika gibi örneklere benzer bir biçimde 2008 finansal krizini konu ediniyor. Eleştirmenlerden karışık yorumlar alan film, sürükleyici bir finans gerilimi.
TEKNOLOJİ
Dostlarımız konuşuyor! Birçok köpek sahibi insan köpeklerinin ne düşündüğünü merak eder ya da sorularına cevap vermelerini ister. Bilim adamlarının keşfettiği yeni bir cihaz sayesinde artık “hav hav” duymayacağız. Köpeğin kafasına elektronik sinyallerden oluşan aygıtı koyunca köpeğin hisleri kısa cümlelere çevriliyor, ‘yorgunum’, ‘uyumak istiyorum’ , ‘acıktım’ gibi. Bu cihazın fiyatları 65 ve 120 dolar arası değişiyor.
TEKNOLOJİ
Galaxy Gear'a
rakip geliyor Dünyanın en büyük teknoloji firmalarından biri olan Samsung'un çıkarttığı Galaxy Gear'a rakip mi geliyor?
Y
eni yeni ortaya çıkan giyilebilir teknoloji ürünlerine bir yenisi daha eklendi. Bir anda patlama yaşayan “Google Glass” ürününden sonra Google, Motorola ile anlaşarak bir akıllı saat tasarladı. Lenovo'ya satılan Motorola, Google ile birlikte bir akıllı saat ürettiklerini basına duyurdu. Satıştan önce çekilmiş birkaç fotoğraftan anlaşıldığı kadarıyla 2014 yılında bir Nexus saat göreceğiz gibi gözüküyor. Fotoğrafta saatin geri tuşu, Motorola logosu açıkça belli olurken, saatin özellikleri ile ilgili geniş bir donanımsal bilgiye sahip olmak henüz mümkün değil. Yalnızca bu saatin “Mücevher” adına sahip olacağı söyleniyor.
TEKNOLOJİ
WhatsApp Yenileniyor Zuckerberg'in satın almasıyla WhatsApp iki yeni özellik ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.
G
üncellemenin yakın zamanda hazır olması bekleniyor. Yeni güncellemede sizin rehberinizde kayıtlı olmayan kişiler profil fotoğrafınızı göremeyecek. Bunun yanında, şu anki versiyonda, son görülme bilginizi ya herkese kapatıyorsunuz ya da herkes görüyor. Artık bu güncelleme son görülme bilginizi, görmesini istediğiniz kişi ve grupla dışında kimse göremeyecek. Android kullanıcıları, WhatsApp'ın son versiyonunu, uygulamanın kendi sitesinden indirebilirler. App Store ve Google Play'de ise güncellenmiş uygulamanın bir hafta içinde çıkması bekleniyor.
SPOR
James’in Veliahtı! Cleveland Cavaliers formasıyla özellikle son maçlarda gösterdiği performanslarla müthiş bir ivme yakalayan Kyrie Irving, yeni LeBron James olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 2011 yılında yapılan Draft seçmelerinde Cleveland Cavaliers tarafından ilk sıradan seçilen Kyrie Irving, genç yaşına rağmen takımı Cavaliers’ın vazgeçimezi oldu. 21 yaşındaki Avustralya asıllı Amerikan oyun kurucu, gösterdiği performansla ve
genç yaşında kazandığı ödüllerle adını efsaneler listesine yazdırmaya niyetli görünüyor. Cleveland Cavaliers’ın LeBron James’in ardından All-Star’a gönderdiği ilk oyuncu olan Irving, 2013 yılında yapılan All-Star etkinliklerinde ‘en iyi çaylak’ ve ‘üçlük yarışması şampiyonluğu’ ödüllerini kazanmıştı. Kyrie Irving, geçtiğimiz hafta yapılan 2014 All-Star etkinliklerinde ‘en değerli oyuncu’ (MVP) ödülünü kazandı.
168
33.8
KARİYER İSTATİSTİĞİ
BU SEZON İSTATİSTİĞİ
58
35.7
OYNADIĞI MAÇ
DAKİKA ORT.
44.8
20.9 43
ATIŞ YÜZDESİ
SAYI ORT.
5.9
3.4 6.3
ASİST ORT.
21.5
3.6
RIBAUND ORT.
SPOR
Endüstriyel futbolun asi
düşmanları: Ultralar!
D
ünyanın her yerinde, bir çok taraftar grubunun adı Ultra ile başlar. Peki neden Ultra? Kimdir bu Ultra kavramı altında birleşen taraftarlar?
Hazırlayan
Aykut Ulutürk
Evrensel bir tribün kültürüdür Ultra. Kelime anlamıyla aşırı, en uçtaki olarak tabir edilen ve kısaca Ultras olarak bilinen gruplar, İlk olarak 1960’lı yıllarda İtalya’da stadyumlardaki bilet fiyatlarını eleştirmek ve takımına gönülden bağlı olan taraftarları bir araya getirmek amacıyla başlayan Ultra hareketi, zamanla birçok ülkeye yayılmıştır. Yayıldığı bütün ülkelerde aynı kurallarla hareket eden Ultras’ın temel ilkesi futbolun endüstriyel bir gelir kaynağı olmasına karşı gelmektir.
“Her ne olursa olsun hep destek tam destek” yargısıyla hareket eden Ultras’ın esas amacı, en iyi şekilde takımlarına destek vermektir. Akustik desteğin yanı sıra konfeti yağmurları, meşaleler ve dev bayraklar gibi görsel şölenlere önem vermektedirler. Ultra grupları, görsel şov masraflarını kulüp veya sponsor aracılığıyla değil, kendi üyelik aidatları ve taraftar ürünlerinden elde ettikleri gelirlerle hazırlar. İki ezeli rakibin karşılaştığı maçlarda tribünde oluşturulan pankartlı göndermeler Ultra kültüründe sık görülmektedir. Ultra grupları, medyada daha çok şiddet olaylarıyla lanse edilmiştir. Karıştıkları olaylar holiganizm olarak yorumlansa da kavgalarının bile ilkelerine dayalı olmaları onları holiganlardan ayıran en büyük özelliktir. Yalnızca diğer Ultra gruplarıyla çatışırlar ve çatışmanın sebebi sadece takımlarına
olan bağlılıklarıdır. Kavgadan kaçan grup, savaşmaktan korktuğu gerekçesiyle Ultra bünyesinden çıkarılır. Endüstriyel futbola karşı olan Ultras, futbolun sadece spor olarak kalması gerektiğini savunur. Onlara göre
maçlar eski günlerdeki gibi Pazar günleri öğleden sonra oynatılmalı ve her maç aynı zamanda başlamalıdır. Ultra gruplarının bir başka özelliği ise hiçbir kulüp yönetimi, kolluk kuvvetleri, medya ve yayın organları işbirliği yapmamasıdır. Taraftar gruplarının kulüp yönetimiyle, herhangi bir medya organıyla veya çıkan çatışmalarda polisle hareket etmesi, ona göre kararlar alması kabul edilemez bir durumdur. 2006 dünya kupasından önce tüm Ultra grupları adına yapılan bildiri bütün dünyayı ayağa kaldırmıştı. “Biz birleştik, Dünya Kupası’nda bir katliam yapacağız. İlk kez İngilizce bir açıklama ve planlama yaptık. Alman, Hollandalı, İspanyol, hepimizin amacı aynı. Hepimiz Almanya’da olacağız ve Türkler, Cezayirliler ve Tunuslular da olacak. Türkler… Biz onları durduramayız. Ülkemizde pek yok, ama orada çok sayıda varlar. Onlar islami teröristler ve biz onlara saldıracağız. Onlar polis gibi, ortadan kaldırması gerektikleri çok düşmanları var. Biz Romanları tebrik ettiğimizde onlar bizi hapse koydu. Biz on binlerce kişi olarak orada olacağız ve onlarla savaşacağız.” açıklamalarıyla turnuva öncesi korku salmışlardır. Ülkemizde Ultra kültürüne sahip olarak görünen ultrAslan, Ultras Fener, Ultras 1912 (Karşıyaka) gibi taraftar grupları bulunmaktadır. Fakat şartlardan ötürü Ultras ilkelerinin gerekliliklerini yerine getirmemektedirler. Bunun sebebi ise ülkemizde taraftarları bilinçlendirme amacıyla uygulanan yaptırımların, taraftarları daha da hırslandırıp onları birer holigana çevirmesidir. Daha temiz, daha keyifli futbol adına bu yaptırımların düzenlenmesi, taraftarların haklarından mahrum edilmemesi gereklidir.
SPOR
Nereden
F Ailenin son üyesi Brazuca’nın
Nereye!
utbolun en prestijli organizasyonu Dünya Kupası’nın en belirgin sembolü, her turnuvaya ait maskotlar belirlense bile aslında turnuva topudur. Çünkü turnuvaya hayat veren, unutulmayacak golleri hafızamıza kazıyan, şampiyonu belirleyen meşin yuvarlaktır. Futbolun en güzel anlarında hep onlar vardı. 1986’da Maradona’nın “Tanrı’nın eli” ile attığı Azteca, 1998’de Roberto Carlos’un fizik kurallarına aykırı frikiğindeki “dili olsa da ne hissettiğini anlatsa” denilen Tricolore, 2002’de “Ne Kosta Rika ne de Çin…” edalarıyla üçüncü olduğumuz, Hakan Şükür’ün en erken golü attığı Fevernova ve daha niceleri… Hepsi aynı aileden olsa bile, ayrı anlamları, ayrı hatıraları var. Ailenin son üyesi Brazuca’nın, bu yaz futbolseverlere ne gibi duygular hissettireceği merakla bekleniyor.
SON SAYFA
Şölen Başladı! Her yıl Brezilya’da düzenlenen dünyanın en ünlü ve en büyük festivali olan Rio Karnavalı bu hafta başladı. 1823 yılından bugüne dayanan Rio Karnavalı’na 200’den fazla dans okulunun ve 3 milyon turistin katılması beklenen eğlence şöleni 4 Mart’a kadar devam edecek.