de g dergi.sebokolik.com gi.sebokolik.com
ssayı ayı y :8 8
Şebnem Ferah’ın Fanta Gençlik Festivali Konserleri Özel Dosyası Yeni Klip Çalışması “Eski”
Konya ve Adana Konserlerinde Şebo ile Dans Eden Şebokolikler Sizler İçin Anlattı
RÖPORTAJLAR
“HİSTERİ ÇALIŞMALARI” ALBÜMÜYLE ÇİLEKEŞ
ROCK FM’den “AKUSTİK 1992-2009” “GİTARİST” OKAN MERİÇ ALBÜMÜYLE KARAPAKS
FESTİVAL İNCELEMELERİ: Sonisphere Festival 2010 / Foça Rock Tatili 2010 KEŞFEDİLECEK GRUPLAR : Multitap / Theory of A Deadman / Atakan Ilgazdağ
Ĺžebnem Ferah ve ekibine dair ne varsa ! www.sebokolik.com http://dergi.sebokolik.com http://tv.sebokolik.com
şebokolİk
İçİndekİler
+6 +8 +16
ŞEBNEM FERAH YENİ KLİBİMİZ “ESKİ” FANTA GENÇLİK FESTİVALİ VE FESTİVAL 2010 ALBÜMÜ ROCK MÜZİK BÖLÜMÜ
+18 +20 +22 +24
ROCK MÜZİK GENEL HABERLER YENİ KLİPLER GELECEK KONSERLER KEŞFEDİLECEK GRUPLAR
RÖPORTAJ: ÇİLEKEŞ
RÖPORTAJ: KARAPAKS
+34 +38 +42
+30
RÖPORTAJ: “GİTARİST” OKAN MERİÇ
SONISPHERE FESTİVAL 2010 FOÇA ROCK TATİLİ 2010 SİNEMA SAYFASI
Şebokolik Dergi Sayı 8 Öncelikle Tüm Şebokoliklere Merhabalar... 8.sayımızla karşınızdayız. Daha önceki sayılara olduğu gibi 7.sayıya da gösterdiğiniz ilgi bizleri oldukça sevindirdi.Dergiyi hazırlarken gelen yorumlara baktığımızda,derginin basılıp basılmadığı soruları ve tebrikler bizleri gerçekten mutlu etmekte.Dergiyi basmanın doğru bir karar olmayacağını düşünüyoruz ve derginin online olarak her alana ulaşması bizim için büyük bir avantaj. Sayı 8’i hazırlarken oldukça keyifli bir süreç yaşadık. İçerik olarak Şebnem Ferah bölümünde hemen hemen tüm konserlere dair önemli olayları sizlerle paylaşmaya çalıştık. Bildiğiniz üzere gerçekleşen bir Şebnem Ferah konseri ertesi gün Şebokolik’te mutlaka incelemesiyle beraber vardır.Konserlerin ertesi günü,Şebokolik Foruma gelip,yaşadıklarını zevkle bizlere anlatan Şebokolik arkadaşlara da ayrıca teşekkürler. Rock Müzik bölümünde konuyu fazla dağıtmadan daha kısa ve öz bir bölüm hazırladık. Çilekeş’in yeni albümünü, Karapaks’ın Akustik albüm çalışmasını ve benim severek dinlediğim Rock Fm’den Gitarist programından Okan Meriç’i misafir ettik. Sayı 8’in proje çiziminden son kontrollerin yapıldığı ana kadar birlikte,başbaşa çalıştığım hatunuma da ayrıca teşekkürler. Sanırım hazırlamak istediğim dergiye dair en güzel hazırlık süreçlerinden birini yaşadım. Şebokolik Ailesi’ne ithafen, özellikle forumlarda ve sosyal ağlarda derginin yeni sayısının çıkmasını bekleyen,bizleri mesajlarıyla destekleyen herkese teşekkürler.Binlerce Şebokolik arkadaşımın bilmesini isteriz ki, Şebokolik Dergi ve Şebokolik Tv daha fazla projeyle ve daha fazla üretkenlik ile devam edecek. Sadece takipte kalın. Son olarak. Öncelikle nefes almamı sağlayan’a, daha sonra aileme ve kuzenlerime , son olarak da hatunuma teşekkürler. 9.sayıda buluşmak üzere. Selametle...
Sertan Kartal Şebokolik Dergi
GENEL YAYIN / SANAT YÖNETMENİ: SERTAN KARTAL EDİTÖR: MERVE C. KARTAL MUHABİRLER: SERTAN KARTAL - MERVE C. KARTAL YAZARLAR: DERYA ÜLKAR - RUKİYE ŞAHİN - BARIŞ ATMACA ENES YASİN BALİ - ERDEM ASLAN - ÖZGÜR AKIN - VOLKAN YALÇIN - GÜLŞAH HOŞ HANDE AYDIN - MELİS KUKA - FERYAL EKMEN - ÖZGENUR ACUN - MEHMET ALİ ÖZUYMAZ BASIN İŞLERİ: SERTAN KARTAL- ERDEM ASLAN - SERCAN KARTAL KATKIDA BULUNANLAR: DAMLA AKDEMİR - ŞEBOKOLİK AİLESİ ZEYNEL ABİDİN AĞGÜL (+KAPAK FOTOĞRAFI) İLETİŞİM : dergi@sebokolik.com / http://dergi.sebokolik.com
En Yenİ KlİbİMİz “Eskİ” Her klibin ardından oluşan “Bir sonraki klip hangi şarkıya?” gibi soruların cevabını, katıldığı bir radyo programında vermişti Şebnem Ferah. Soru işaretlerinin cevabı %90 “Eski” idi. Ve öyle de oldu. Çekimleri Beykoz’daki eski bir fabrikada yapılan Eski, Emir Khalizade’nin yönetmenliğinde 50 kişilik bir ekip ile 16 saatlik bir çalışmanın ardından tamamlandı. Klibin montajı 27 gün sürdü ve 9 Temmuz’da heyecanla beklenen klip ekranlardaki yerini aldı ve böylece meraklı bekleyiş sona erdi.Siyah-beyaz tonlardaki montajı, camlardan sızan ışık, buğulu atmosfer, yakın çekimden kraliçenin o güzel yüzü ve her zaman olduğu gibi performans sahnelerinde Buket Doran, Aykan İlkan, Metin Türkcan ve Ozan Tügen ile yine hikayesini izleyicinin yazdığı bir klip olarak karşımıza çıkıyor Eski. Şebnem Ferah’ın konserlerinde: “Yıllardır hep beraber yaşadığımız, birbirimizin hayatına anlam katan, sevgi katan, saygı katan, müzik katan, sinema katan, tiyatro katan, resim katan, heykel katan, düşünce katan, her şeyin birazcık daha derinliğini katan tüm büyüklerimiz için...” diyerek bahsettiği, sahnenin bir köşesine çekilip onlara itafen söylediği Eski şarkısı, Benim Adım Orman albümünün ikinci video klibi olarak müzik kanallarında yayınlanmakta... Ayrıca, klibin yayınlanmasından kısa bir süre sonra, Fanta Gençlik Festivali 2010 konserlerinden sonra yayınlanan “Festival 2010” albümünde “Eski” parçasının yaylı düzenlemesi yer aldı.
YAZI: DERYA ÜLKAR
r e l r e s Kon
20 Temmuz Bursa Konseri Foto: Aslıhan Çalkılıç
7 Temmuz Malatya Konseri Foto: Erdem Aslan
3 Temmuz Samsun Konseri Foto: Victorya Kruglova
21 Temmuz Eskişehir Konseri Foto: Feryal Ekmen
Neler Yaşandı? Son sayımızdan bu yana geçen sürede,Şebnem Ferah ile ilgili en önemli gelişme “Eski” parçasının klibinden sonra Fanta Gençlik Festivaliydi. Önce reklam filmi tvlerde dönmeye başladı,sonra teker teker konserler geldi.Biz de bu sayımızda Şebnem Ferah bölümümüzün büyük bir kısmımı Fanta Gençlik Festivali’ne ayırdık. Fanta Gençlik Festivali bu sene de fırtına gibi esti.Şebnem Ferah,TNK ve Ceza’nın sahne aldığı,Ozan Ünlü’nün performasları ile renk kattığı etkinlik,gençleri eğlenceye doyurdu.30 Haziran’da İzmit’den başlayıp 24 Temmuz günü Turkcell Kuruçeşme Arena’da müthiş bir konserle son bulan festival 16 ilde düzenlendi.
Ne demiştik Şebnem Ferah nereye,biz oraya. Daima :) Yoğun katılımın yaşandığı ve sanatçıları da memnun bırakacak bir kitleye ulaşan festivalin en yakın takipçisi dergimizdi... “Şebnem Ferah nereye,biz oraya” sloganı ile yola çıktığımız ve hiçbir konserinde yalnız bırakmadığımız kraliçemize ait detaylar,farklı illerimizden bizlerle birlikte olan arkadaşlarımızın ağzından yazının devamında. Ceza son parçalara geldiğinde “Benden sonra da gerçekten çok değerli ve özel bir sanatçı sahne alacak şimdiden hepinize teşekkür ediyorum” dedi. Daha sonra “Aranızdaki rockçıları görebilir miyim?” dedi ve kalabalığın nerdeyse tamamından büyük bir gürültü koptu. Benim yanımda duran 35 yaşlarındaki bir teyze bile “Hadi Şebnem hadi Şebnem çık artık öldük beklemekten” demeye başlamıştı. Sadece gençler değil yaşı büyük kitlelerden de baya kişi Şebnem’i izlemeye gelmişti.Şarkı sıralamasını tam olarak hatırlamıyorum ama yeni albümün aksine eski albümlerine çok daha öncelik vermişti. Gerçekten bunu tüm yüreğimle söyleyebilirim ki Şebnem Ferah gerçekten Türkiye’deki en iyi vokal ve bayan sanatçıdır. Performansları o kadar tüyler ürperticiydi ki her anını yaşadık resmen. “Mayın Tarlası”, “Delgeç”,”Sil Baştan”, “Ben Şarkımı Söylerken”, “Can Kırıkları”, “Çakıl Taşları”,Yağmurlar’’ “Sigara”... Hepsi birbirinden harika performanslardı. Enes Yasin Bali /1 Temmuz Ankara Konseri “Kalp sesleri ile kalp atışları hızlandı, çığlık ile birleşti.” Saatler 22.00′yi göstermekteydi. Kalp sesleri duyulmaya başladı…. Ritmler yerini elektronik müziğe, karanlık da yerini görsel şova bıraktı. Birden bir sesle gökyüzü aydınlandı ve havai fişek gösterisi ve ardından Aykan İlkan’ın ritmleri ile Şebo “Merhaba” dedi.Ardından “Yalnız” ile devam etti konser. Şebo süperdi her zamanki gibi. “Yalnız”dan sonra “İnsanlık” ile devam etti konser.Muhteşem performans ve ardından bir konuşma…“Teşekkürler hoş geldiniz. Nasılsınız? Keyifleriniz yerinde mi bugün,güzel vakit geçirdiniz mi? Ozan Ünlü,Tnk, Ceza...Bize gelene kadar harika müzikler dinlediniz mi? Ben arkadaydım, öyle duyuluyordu sesiniz, her biri birbirinden kıymetli arkadaşlarımızdan sonra sahnede olmak bizler için çok keyifli. Tanıdık yüzlere rastlamak çok güzel. Daha sonra sohbet edeceğiz ama şimdilik hepinize müzikle dolu güzel bir akşam diliyorum.” diyerek selamladıktan sonra konser “Çakıl Taşları” ile devam etti . ...Bu kalabalığı tek tek görmek çok mümkün değil ama bazen ekstra olaylar olduğunda insan onu algılıyor. Benim de konserin başından beri algıladığım bir arkadaşımız var. Kendisi bir pankart tutuyor. Diyor ki, sen rahat uyu şehidim… “Sizi görüyorum, konserin başından beri görüyorum kollarınız, sizi gördükçe benim kollarım yoruldu buna inanın ve sizin kalbiniz her ne kadar acıyorsa benimki de o kadar acıyor buna da inanın. Ben konserlerin müzik yeri olduğunu düşünüyorum ama şunu söylemeden edemeyeceğim,lütfen dinleyin ablanız sayılırım. Az önceki parçada (Eski) en çok kimleri alkışladınız biliyor musunuz sizi güldürenleri,sizi etkileyenleri her birinizin şu an da kendi içinde farklılıkları var ama buna rağmen sizi güldürenlerde birleştiniz. Sizi izlettirenlerde birleştiniz,mesele budur arkadaşlar sanatın böyle bir tarafı vardır.Sanat herhangi bir farkı algılamaz hepsini safdışı bırakır, her birimizin elele tutuşmasını sağlar. Burada oluşunuz da burada bulunmanızda bunun en büyük kanıtıdır.”diye cevap verdi Şebo. Erdem Aslan / 7 Temmuz Malatya Konseri
! I n a m Dans Za
Özgür Akın, Adana konserinde Şebo ile dans ederken... Foto: Csokra Ayça
Adana’da Şebokolik ile dans.. Saat 11 gibi düştüm yollara. İlk hedef gittiğim resim kursuydu, orada hocama pankartı hazırlatacaktım. Pankartta ise dans eden iki figür ve altında “Dance With Me?” (benimle dans eder misin?) yazıyordu ...Sıra “Dans Pisti”ne geldiğinde şarkıyı çok dinleyemedim daha çok beni seçmesini dilemekle meşguldüm =) Şarkının ikinci kısmı bittiğinde nakarata geldi ve hiç tereddütsüz beni işaret etti ve sahneye davet etti=) Sahneye çıktığımda sıcak bir şekilde “Hoşgeldin” dedi ve gülümsedi =) “Nasılsın?” diye sordu, “İyiyim sağ olun siz nasılsınız?” dedim, iyiyim der gibi başını eğdi. “Tanıdınız değil mi?” diye sordum “evet” dedi çok içten bir şekilde gülümsedi =) Bir ara konuşurken sesim biraz yüksek çıkınca eliyle sessiz dedi =) Köpükler kar yağıyor etkisi yaratmıştı. İkimiz de başımızı yukarı kaldırıp seyre daldık bir ara =) O sırada şarkıyı mırıldanıyordum, bir baktım mikrofonu bana uzatmış ben de utana sıkıla şarkıyı söyledim =) ve önünde eğilip çok teşekkür ederim dedim o da eğildi. Öptüm sahneden indim =) Herkesin tek sorusu ne konuştunuz o kadar oldu =) “Sil Baştan” çaldığında şarkının belli kısmını gözlerime bakarak söylemesi beni benden aldı =) Özgür Akın / 10 Temmuz Adana Konseri
Fatih Demirel, Konya konserinde Şebo ile dans ederken... Foto: Uğur Emir
Konya’da Şebokolik ile dans.. Ve hazırlıkların ardından kalp sesleri duyulmaya başladı. O an herkes anladı tabi “O” geliyordu sahneye:) Öncelikle Merhaba dedi bizlere.Ardından “Yalnız” ve “İnsanlık” geldi (davul show yine mükemmeldi:)) bu 3 şarkı bile yetmişti ses tellerimin kendinden geçmesine:) Ama bundan sonraki 3-4 şarkı boyunca pankartımı kaldırıp fotoğraf çekmekten bağıramadım pek:) Didem abla geldi bir ara öne ve pankartımı okudu gülümseyip inşallah dedi:) Sanırım Ben Şarkımı Söylerken’de Şebom okudu pankartımın önünde yazan “AYRI AYRI’ ÇOK DANS ETTİK BUGÜN BERABER ETSEK OLMAZ MI??” yazısını ve o mükemmel gülümsemesini yerleştirdi yüzüne ve bunun peşinden hemen pankartın arkasını çevirdim ve oradaki “BU BİR EVET Mİ??” yazısını da okuduktan sonra göz kırptı ve anladım ki bu gece sanırım şanslı kişi ben olacağım:) Sonra belki gece boyu hadi çalsın diye beklemeye başladığım şarkı başladı...Dans Pisti.. Ve tabi direk pankartı ne olur ne olmaz diye yeniden kaldırdım havaya. İkinci nakaratta sustu ve beni gösterdi:) Öyle bir fırladım ki sahneye düşüyordum az daha sağolsun Didem Abla tuttu:) Ve o anlatılmayacak ana geldi sıra DANS ZAMANI:) Sarılıp dans etmeye başladık ve o mükemmel kokusunu çektim içime:) O anları anlatmak mümkün olmadığı için söylenecek söz yok arkadaşlar darısı başına demekten başka :) her ne kadar hiç istemesem de inmem gerkiyordu tabi sahneden. Ayrıldıktan sonra “Bir kez öpebilir miyim?” dedim ve “TABİ Kİ” demesiyle yeniden sarılıp öptüm:) daha sonra birbirimizi selamlayıp zafer çığlıklarıyla indim aşağıya:) Didem abla tekrar gelip tebrik etti ve sonra diğer parçalarda sanki 8 saat beklememiş ve deli gibi bağırmamış gibi yeniden eşlik etmeye başladım Şeboma:) Ve en son Bu Aşk Fazla Sana’yla kapattı konseri ve kapatırken “Sizleri ne kadar sevdiğimizi hissetttiğinizi düşünüyoruz çünkü biz hissediyoruz Çok Teşekkürler” deyip ayrıca bizim bölüme “Sesiniz çok güzel geliyor Teşekkürler”diyerek ayrı bir teşekkür etti:) (Bizim grup biraz fazla bağırınca hissetmemesi mümkün değildi:)) Ve son olarak selam verip indiler sahneden. Böylece benim için dünyanın en güzel günü bir kez daha ayrı bir heyecanla sona ermiş oldu:) Konser sonrası tebrik edip “Nasıl bir duyguydu?” diye soran arkadaşlara toptan bir cevap vererek bitiriyorum yazıyı: MÜKEMMEL! Herkese ve tabiki MELEĞİME teşekkürler. Fatih Demirel / 13 Temmuz Konya Konseri
...Finale geldiğimizde “Bu Aşk Fazla Sana” çalmaya başladı. Metin ile mini bir danstan sonra şarkının en sonundaki “bu aşk fazla saaanaaa” kısmını söylemeden önce, “Sevgili dostlarımız, bugün geldiğiniz için ve bizlerle müzik dolu zaman dilimini paylaştığınız için her birinize her birimiz kalbiyle çok çok teşekkür ederim. İyi ki geldiniz, sizler öyle insanlarsanız ki buraya her geldiğimizde umut dolu olmamıza sebebiyet veriyorsunuz bu çok önemli bir şey bir müzisyen için… çok sağ olun çok teşekkür ederiz. Ben ve arkadaşlarım sizleri bütün kalbimizle ve kalbimizde en derinlerde bir yerde seviyoruz buna inandığınızı biliyoruz.” dedikten sonra Aykan, Ozan, Buket, Ceren, Serdar ve Metin’i selamlattıktan sonra şu sözleri ile duygularını bitirdi:
Fanta Gençlik Festivali’nde de Şebnem Ferah neredeyse, Şebokolik oradaydı. “Her birimiz sizleri çok seviyoruz, iyi ki geldiniz. Umarım iyi vakit geçirdiniz. Bizler çok iyi vakit geçirdik istiyorum ki eve giderken her birimiz aynı duygularla gidelim.” Herkes sana hayran bir şekilde gitti kraliçem. Bir ıslık çalıp şarkının son kısmını da Aykan’ın müthiş davuluyla şarkı ve konser sona erdi, sonra hep beraber el ele tutuşup seyircileri selamlayıp gittiler. Diline sağlık Şebo’m…. TANRI KRALİÇEYİ KORUSUN… Volkan Yalçın / 15 Temmuz Antalya Konseri Sahne hazırlanmaya başladı ve kalp sesleri duyuldu. Grup üyeleri gelmeye başladı ve ardından ‘Merhaba’ başladı. Ardından Yalnız, İnsanlık… İnsanlık parçasında yine davul show vardı. Kraliçe bizlere ”hoşgeldiniz hepiniz” dedi ve “bazen müzisyenler sahneye çıkarken omuzlarında yüklerle çıkabilirler ” dedi. Herkes bir anda ne oldu dedi. Biz konser için beklerken yine şehit varmış meğer. Üzgün ” Türkiye’nin her bir yanından aldığımız haberler bizi sarsabiliyor” dedi. Üzgündü. Ama bize ‘sizleri böyle görmek beni mutlu ediyor’ dedi ve konser devam etti. Dans Pisti’nde konserde tanıştığım bir çocuğu kaldırdı. Ben de yaptığım karakalem resmi Şebo’ya gösteriyordum gördü ve gülümsedi. Sonra önümden Didem Doran hanımcığım geçerken Dideeem Hanım diye bağırdım. Duymadı tekrar bağırdım sonra duydu ve yanıma geldi. ‘Efendim’ dedi. ”Didem Hanım bu resmi Şebnem Hanıma imzalatabilir misiniz?” dedim ben. Didem Hanım da ‘Elbette imzalatrım konser sonrası beni bul al resmini’ dedi tabii adımı sordu. Resmimi alıp gitti. Konser tek kelimeyle harikaydı. Şebo Fırtına’da o eline yakışan mükemmel gitarını çaldı. Gözgöze geldik, bize kalbimdesiniz der gibi işaret yaptı öpücük gönderdi. Eski’yi çaldı, her zamanki gibi slayt gösterisi vardı ve yine mükemmeldi… Ardında ‘Bu Aşk Fazla Sana’ başladı ve birden içimi hüzün sardı, konser bitiyordu. Unutmuşum bir de Sigara’da güzel bi show yaptı. Biz herzamanki gibi sonunda “geçmiiiiişş olduuun, geçmiiş olduuun” dedik. Ve Şebo’da çığlıklarıyla eşlik etti. Her birimizi çok sevdiğini ve bu sefer arayı fazla açmayacağını söyledi. Bursa’yı da çok sevdiğini söyledi. Bursa’da ben 7 sene yaşadım dedi. Bizde ”biliyooruuuz ”dedik. “Bildiğinizi biliyorum ben de” dedi gülümsedi. Hayatıma, hayatımıza anlam katan Şebo .. İyiki varsın ! (: Melis Kuka / 20 Temmuz Bursa Konseri Saatler 22.00’yi gösterdiğinde kalp atışları duyuldu. Şebo sahnedeydi. Her zamanki gibi büyük ihtişamıyla sahnede yerini aldı. Çok şıktı. Merhaba ile giriş yaptı. Aramızda o kadar mesafe olması rüya gibiydi. Ama bu gece Şebo başkaydı. Şebo yerine sahnede sevimli,küçük, yaramaz bir kız çocuğu vardı sanki. Merhaba, Yalnız… derken sırayla o muhteşem parçalarını bir kez daha bizim için seslendirdi. Ben ise bir yandan şarkılarını dinleyip bir yandan eşlik etmeyi, o güzellikten gözlerimi alamamayı sürdürürken aklımın bir ucundan hazırladığım zarfın Şebo’ya nasıl ulaşabileceği geçiyordu. İnsanlık’tan sonraki davul şovuyla alevler eşliğinde herkesi büyüledi. Çoğu şarkısında da gece boyunca dans etti. Can Kırıkları şarkısına geldiğinde sanki şarkıyı karşılıklı birbirimize söylüyorduk. Bir müddet göz göze kaldık ve deprem etkisi yaratan o parçayı karşılıklı söyledik. Uzun sahneye geldiğinde zarfı uzattım ve Şebo gülümseyerek bana “Güvenliğe” dedi ve güvenliği işaret etti. Zarfı güvenliğe vermiştim. Arka tarafa götürdüler. Çok mutlu oldum. O zarfı Şebo’ya hepimiz adına vermiştim çünkü. İçinde onu ne kadar sevdiğimi(zi) kanıtlayan bir fotoğraf ve tüm şarkılarını içeren bir mektup vardı. Feryal Ekmen / 21 Temmuz Eskişehir Konseri
Konserler
3 Temmuz Samsun Konseri Foto: Victorya Kruglova
“Şebo bize gitar çaldı’’ ...Ben uzun zamandır Şebnem’i çalarken görmemiştim keşke bir kez daha onu çalarken görebilsem diye düşünürdüm hep, bu yüzden bu anın her saniyesini doya doya yaşamaya çalıştım hiç kıpırdamadım, gözümü Şebo’nun gitarından ve parmaklarından bir an olsun ayırmadım, bir daha onu kim bilir ne zaman çalarken görebilirdim.”Sonra, yıllar önce gittiğim konserlerden birinde, Şebnem’i ilk kez gitar çalarken gördüğüm anı tekrar anımsadım, yıllar bizlerden olduğu gibi ondan da bazı şeyleri alıp götürmüştü belki ama, o hala aynı heyecanla dokunuyordu gitarının tellerine ve biz hala aynı heyecanla, aynı aşkla koşuyorduk Şebnem’in konserlerine… zaten asıl mesele de buydu. O çalarken, aklımdan kısaca bunları geçirdim, o gitarın, Şebnem’e uzun yıllar daha arkadaşlık yapmasını diledim… Şebo konser boyunca bol bol muhabbet etti bizlerle. Hatta Çakıl Taşları’nın son kısmında şarkıyı durdurup, “Hala neye umudum var biliyor musunuz? Metrolarda kimsenin yanlışlıkla ölmediği, kimsenin rahat yaşayabilmek için kimseyi vurmadığı bir hayata umudum var” dedi. İzmir ‘deki metro kazasını kastederek, bunu söylemesiyle uzunca alkışladık bu asil kadını. Gülşah Hoş – Hande Ayaydın / 18 Temmuz İzmir Konseri
20 Temmuz Bursa Konseri Foto: Aslıhan Çalkılıç
21 Temmuz Eskişehir Konseri Foto: Feryal Ekmen
TAM BİR KRALİÇE... Hava çok sıcak ama Şebnem Ferah için beklemeye değerdi.İlk olarak Fanta fest Türkiye genelinde birinci olan bir grup çıktı sahneye ardından TNK çıktı tabi daha sonra ceza. Aslında çok garip geldi cezayı dinlemek insanı hasta eder bir tarzı var yinede saygı duymak gerek.Cezada bittikten sonra etraf karardı. O koca koca CEZA yazıları gidiyor sahne canlanıyordu.İlk olarak yeni albümünden Merhabayı söylediherkese.Onu canlı izleyip dinlemek kelimelerle anlatılamaz inanın. Daha sonra Yalnız... Soloda kendimi bir an kaybetmiştim :) Ayrıca Şebnemin kıyafeti çok hoşuma gitmişti hele de o üstündeki takılar tam bir Kraliçe olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı.. Dans pisti parçasında birini seçeceğini söyledi sahnede dans etmek hiç aklıma gelmemişti.. Çünkü böyle bir şey olağanüstü olurdu benim için. Şebnem ile dans eden o çocuğu çok ama kıskanmıştım ama elden ne gelirdi ki… :( Ben Şarkımı Söylerken de sahne gösteri çok hoştu hele de şarkıda Gaziantep diye çığlık atması kopardı milleti zaten... Yeni albümündeki Eski parçasına sıra geldiğinde arkada eski sanatçılardan ve artistlerden hazırlanan çok hoş bir slayt vardı ve şarkıda harikaydı… Çok güzel bir gece olmuştu. Unutamayacağım asla ölümsüz olan bu fotoğraflarla tekrar tekrar hatırlayıp o güne gideceğim.... Mehmet Ali Özuymaz / 9 Temmuz Gaziantep Konseri
Fanta Gençlik Festivali Son Durak İstanbul ! Veee, başlıyor Merhaba ile. Ahh o ne güzellik, o ne endam. Görsel showlar, atılan çığlıklar. Yine tek bir ağız eşlik ediyoruz. Ardından, yeni albümün ilk klip parçası Yalnız ile devam ediyor. Daha sonra Serdar Barçın’ın flüt ziyafetiyle İnsanlık geliyor. Tabii Buket-Şebnem-Aykan 3lü davul şöleni burada da hayat buluyor. Her zamanki gibi güzel bir performans sergiliyorlar. Şarkıya geçişte Buket’in elindeki bagetleri arkaya doğru fırlatıp gitarını alışı gözüme çarpıyor. Müthişti, evet. Vee bir albüm öncesine gidiyor Şebnem. Çakıl Taşları, Can Kırıkları, Delgeç… Delgeç’teki “AAAAREEEEENAAAAAAAAAAAAAA” diye bağırışı yine tüylerimi diken diken ediyor. Ardından biraz daha eskilere uzanıyoruz. Ben Şarkımı Söylerken… ” Bir yanım seni halaa düşünüyooor, bir yanım sana fenaa kızgıın. Yalnız sen ve ben biliyoruz olanlarıııı, unutturamazsınnnn… ” Mayın Tarlası… ” …Sonuna kadar aşk yaa, yanımdasın sanmışımmm… ” Vee, vee, veee İyi-Kötü (Dans Pisti)… Yaşayarak eşlik ettik. ...... Ve saat 23.45. Şebnem söz alıyor. Çok mutlu olduğundan, en güzel geceyi orada yaşadığından bahsediyor. “ İnsanın evinde olması gibi yokmuş. “ diyor ve konseri bitirmek zorunda olduğunu açıklıyor. “ Sizin gibi pırıl pırıl gençlerin müzik dinleme hakkını engelliyorlar, bu doğru bir şey mi? “ diye soruyor bizlere. Aldığı her “ Hayır ! “ cevabı sonrası bir ” Duyamadım ” deyişi vardı ki, dillere destan dillere ! “Ben dediğinizi duydum ama başkalarının duyması için yapıyorum” dedi. Sizin de yapabileceğiniz bir şey var. Yaşamak istediğimiz her şeyi biz yaratıyoruz, o yüzden fikirlerimizi söyleyebilmeliyiz.” diyerek durumun vahametine değiniyor. Özgenur Acun / 24 Temmuz İstanbul Konseri Fotoğraf: Aslıhan Çalkılıç
Festival 2010 Albümü Yayında ! Pasaj Müzik etiketiyle 20 Temmuz tarihinde yayınlanan “Festival 2010” CD’sinde Şebnem Ferah’ın “Eski” şarkısının yaylı düzenlemesi, Ceza’dan bu güne kadar hiçbir albümünde yer almayan şarkısı “Yüksek Gerilim” ve TNK’nin “Dans Et” şarkısının remiksi bulunuyor. Ayrıca albümde Fanta Stage yarışmasının birincisi Ozan Ünlü’de kendisine birincilik kazandıran şarkısı “Bu Yüzden” le yer alıyor. Sebokolik.com Ailesi olarak,Festival 2010 albümünde yer alan “Eski” parçasının yaylı düzenlemesini Şebokolik Tv’de yayınladık.
Rock m
Haber Yenİ Klİ Gelecek Ko Keşfedİlecek
Röporta
çİlek karap “Gİtarİst” o
Sonisphere ve Fo Festİva ve sİn sİne
mÜzİk
rler İpler onserler k Gruplar
ajlar:
keş paks okan merİç
oça Rock Tatİlİ allerİ ema
MÜZİK HABERLER
İstanbul unutulmaz anlar yaşadı ! Metallica,Ramsstein,Slayer, Megadeth ve daha fazlası aynı festivalde olursa ne olur? İşte bunun cevabını haziran sonunda Sonisphere Festival 2010'da gördük. Ramsstein'in sahne şovu, Metallica performansı derken unutulmaz anlar yaşandı. İnceleme ve detaylar ise derginin ilerleyen sayfalarında.
Foça, rock müziğe doydu ! Bu sene festivallere doyan ülkemizde, bir diğer festival de 28 Temmuz - 1 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşen Foça Rock Tatili idi. Wasp,Duman,Manga,Ogün Sanlısoy, Hayko Cepkin ve Kurban gibi grupların sahne aldığı festival oldukça hareketli geçti. Organizasyon internet sitesinde, Rock Tatili 2011 için fikir ve görüşlerinizi bekliyor.
...yaşanan son olaylar
Yüksek Sadakat 2008 Mart’ında yayınlanan Katil ve Maktul albümünden sonra yeni bir albüm için kolları sıvayarak yeni şarkılar üzerinde çalışmayı sürdürüyor. Grup bir sürü yeni şarkının biriktiğini söylerken, yeni albümü sonbahara yetiştirmeye çalıştığını açıkladı… Grubun açıklaması ise şöyle; " Stüdyodayız... 19.07.2010 Sevgili Kafile, Yeni albüm için kolları sıvadık, hararetle yeni şarkılar üzerinde çalışıyoruz... Yeni şarkılar birikti ve onları sizlerle paylaşmak için aralıksız prova halindeyiz ve paylaşmak için sabırsızlanıyoruz..."
Aydilge, yepyeni single'ı ve klibiyle takıntılı aşıklara sesleniyor. Kendine has sesi ve müziğiyle, her zaman farklı işlere imza atmayı sürdüren Aydilge'nin "Takıntı" isimli yeni single'ı, aşkın en tehlikeli ama aynı zamanda da en yoğun halini anlatıyor. Ülkemizin önemli fotoğraf sanatçılarından Gökhan Palas'ın yönetmenliğinde, Öykü Onur Tanyel'in süpervizörlüğünde, Pirefabrika ekibi tarafından çekilen klip, yarı çizgi roman, yarı gerçek tadında ve de HD kalitesinde! Sözleri Aydilge'ye, bestesi Aydilge ve Cem Sarıoğlu'na ait olan parçada "Yarımınla bile yetinirim, ne olur kendinin tamamını alıp gitme" diye yalvaran tüm takıntılı aşıklara sesleniyor Aydilge...
YENİ KLİPLER
ÇİLEKEŞ - KARA MİZAH Çilekeş,“Histeri Çalışmaları” albümünü tanıtmaya devam ederken “Kara Mizah”ı kliplendirdi..
EMRE AYDIN - ALIŞTIM SUSMAYA Emre Aydın’ın “Kağıt Evler” albümünün 2.klibi “Alıştım Susmaya” isimli parçaya çekildi.
Dört günde tamamlanan klipte animasyon görünSözü ve müziği Emre Aydın imzalı “Alıştım tüleriyle bir sokak karşımızda. Susmaya”nın yönetmenliğini Murad Küçük, görüntü yönetmenliğini ise Robert Benevides üstleniyor. Maltepe’de eski bir fabrikada yaklaşık olarak 10 saatlik bir çalışma ile çekilen klip Emre Aydın ve grubunun performans görüntülerinden oluşuyor.
KOLPA - KADINIM Cover parçalarıyla dikkatleri üzerine çeken Kolpa grubu yeni videolarını Kadınım’a çekti.
4X4 - AŞK KATİLİ Yeni albüm hazırlıklarında olan 4X4 “Aşk Katili” adlı şarkıyla başlangıç yaptı..
Emir Khalilzadeh yönetmenliğinde çekilen klipte , Sözü ve müziği Deniz Tuzcuoğlu’na ait olan şarkı Çağkan Çulha ve Merve Boluğur’un rol alıyor. albüm “Evet” öncesinde dinleyiciler için önsöz niteliğinde.Eylül ayında müzik marketlerde yer alacak albümde bir Özge Fışkın düeti mevcut.
YENİ KLİPLER
ÖZLEM TEKİN - KİMSE BİLMEZ
Özlem Tekin altıncı solo albümü “Bana Bi’şey Olmaz”ın ikinci video klibini “Kimse Bilmez” e çekti.Şarkı sözleri Özlem Tekin ve Cem Öcal’a,müziği ise Özlem Tekin ve Murat Çekem’e ait. Serdar Gözelekli ve Eyüp Küçükosman yönetmenliğinde çekilmiş olan klipte performans görüntüleriyle Özlem Tekin’e yaklaşık 10 kişi de eşlik ediyor.
JEHAN BARBUR - NEDEN
MALT - YENİDEN Malt “Arıza” albümünün ilk video klibini, “Yeniden”e çekti. Sözü ve müziği Cenk Durmazel’e ait olan şarkı,duygusal bir yapıda. Yeliz Akkaya’nın yer aldığı klipte bunalımdan kurtulmaya çalışan kadının şarkıyı duyması ile başlayıp grubun performans görüntüleriyle devam ediyor. Çıkışlarıyla birlikte verdikleri konserlerle adından sık söz ettiren Malt Can Fakiroğlu yönetmenliğindeki klip çekimlerini iki günde tamamladı.
HAYKO CEPKİN - DOYMADINIZ
Jehan Barbur 3. videosu Neden’i yayınladı. 2009 3. albümü “Sandık” ile dinleyicilerden tam not yılında yayınlanan Uyan isimli albümden çıkan şar- alan Hayko Cepkin,”Sandık” yeni albümünün ikinci kının bestesi Cudi Genç ve Jehan Barbur’a,sözleri videosunu ‘Doymadınız’ adlı parçasına çekti. ise Jehan Barbur’a ait. Hayko Cepkin’in performans görüntülerinin yanı Bu arada Jehan Barbur’dan ikinci albüm müjdesi sıra “Ev” filminden sahneler de içeriyor.Video, de geldi. Söz ve besteleri yine Jehan Barbur’a ait Beylikdüzü’nde eski bir fabrikada çekilmiş. ‘Doyşarkıların olacağı ikinci albüm “Hayat” önümüzde- madınız’, 10 saat süren çekimlerin ardından “Ev” ki sonbaharda yayınlanacağı söyleniyor. sinema filminin görüntüleriyle birleştirilmiş.
ÖNÜMÜZDEKİ KONSERLER U2 İSTANBUL’DA ! Hayranlarının yıllardır dört gözle beklediği, dünyanın en büyük rock grubu U2, 360º Tour kapsamında ilk defa Türkiye’de! U2, Live Nation tarafından Pozitif ve İKSV işbirliğiyle, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın katkılarıyla, 6 Eylül 2010’da İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’nda hayranlarıyla buluşacak. “360º Tour” kapsamında İstanbul’a gelecek olan U2, Türkiye tarihinin en büyük stadyum konserine imza atacak. Uzun yıllardır U2’nun prodüksiyon direktörlüğünü sürdüren Willie Williams ve mimar Mark Fisher’ın beş yıl süren çalışmalarının sonucunda şimdiye kadar herhangi bir konser için tasarlanmış en etkileyici ve yaratıcı sahne dizaynlarından biri ortaya çıktı. Müzikseverlere muhteşem bir görsel şölen sunan “The 360º Tour” sahnesi, teknolojik açıdan müzik endüstrisinde gerçek bir devrim olarak kabul ediliyor. Sahne, konser alanında bulunan tüm izleyicilere her açıdan kusursuz bir görüntü sunabilmek için özel olarak hazırlandı. Işık ve ses sistemleri ile beş yüz bin piksel kapasiteli silindir dev ekranlarıyla “The 360º Tour” izleyicilere hayatları boyunca unutamayacakları bir tecrübe yaşatıyor. U2 360° turnesi kapsamında dev bir silindir video sistemi ile birbirine bağlanmış LED paneller ve 64 metreye ulaşan yüksekliğiyle sahne etrafında dönen metal köprü sistemi müzikseverlere tam anlamıyla 360 derecelik bir görüş alanı sunuyor.
BEKLEYİŞ SONA ERDİ !
Günümüzün yaşayan rock efsanelerinden Ozzy Osbourne Türkiye’ye Geliyor!
Her biri hit olmuş şarkılar, liste başı albümler, Ozzfest ile desteklediği sayısız müzik grubu, nefes kesen performanslar ve 50 yıla uzanan bir müzik geçmişi ile Ozzy Osbourne yaşayan bir efsane! 1948 yılında İngiltere’nin Birmingham kentinde doğan ve gerçek adı John Osbourne olan ‘Ozzy’, heavy metal ve rock dünyasının en köklü gruplarından biri olan Black Sabbath ile birlikte yaptığı çalışmalarla profesyonel müzik kariyerine başladı ve sonrasında solo kariyeri boyunca da milyonlarca albüm sattı. Sahne performansı ve renkli kişiliğiyle tanınan Ozzy Osbourne’un hayranlarının merakla beklediği İstanbul konseri 30 Eylül’de BKM tarafından Turkcell Kuruçeşme Arena’da gerçekleşecek. Ozzy Osbourne’un konser öncesinde ve Temmuz ayında Sony Music etiketiyle yayınlanacak olan 10. stüdyo albümünün adı ise “Scream” olacak. Ozzy Osbourne konserde hem bu yeni albümünden hem de eski albümlerinden şarkılar söyleyecek.
KEŞFEDİLECEK GRUPLAR MULTİTAP /myspace.com/multitaponline 8.sayıyı hazırlarken rastgele bir müzik kanalında dinleyip de dilime takılan parçanın sahibi Multitap,keşfedilmeyi bekliyor. Takım Oyunu verdikleri albümlerinin ilk klibi benim de dilime takılan “Battaniyem” isimli şarkıya çekilmişti. 2.klipleri olan “Çıbık” ise geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Alternatif bir albüm dinlemek istiyorsanız Multitap’ın albümü buna uygun bir albüm ve Multitap keşfedilmesi gereken bir grup.
THEORY OF A DEADMAN
myspace.com/theoryofadeadman
Yine 8.sayıyı hazırlarken karşılaştığım bir grup karşınızda. Kuzenimle beraber oynadığımız bir oyunun finalinde karşımıza çıkan “Santa Monica” isimli parçanın sahibi “Theory of a DeadMan” grubu keşfedilmeyi bekliyor. Alternatif parçalar dinlemeniz için “Gasoline” isimli albümü dinlemeniz yeterli.
ATAKAN ILGAZDAĞ
atakanilgazdag.com.tr
Beko, Vestel, Akbank, Fiat Panda ve Vodafone gibi yüzlerce markaya Jingle besteleyen, bir çok dizi ve filmin müziklerini yapan, Kristal Elma ödüllü Atakan Ilgazdağ, ilk solo albümü “Yeni Bir Gün” ile merhaba diyor .Albümün ilk video klibi; “Brüksel Lahanası-Washington Portakal” isimli şarkıya, Berent Baytekin & Fırat Mançuhan yönetmenliğinde Taxi Filmworks tarafından çekildi. Atakan Ilgazdağ da keşfedilmeyi bekleyen bir başka isim.
RÖPORTAJ: MERVE C KARTAL
...Tanı,Sır,Rönt
Çilekeş ile
aşama aşama yaş
Geçtiğimiz günlerde “Histeri Çalışma Çilekeş, albümlerine dair sorularla, Ş
Rehabilitasyonu amaya hazır olun !
aları” isimli albümleriyle müzikseverlerle buluşan Şebokolik Dergi’nin konuğu oldu.
FOTOĞRAF : MEHMET TURGUT
tgen,Havale,Askı...
Şebokolik: Katil Dans albümünden sonra şimdi de Histeri Çalışmaları ile bizlesiniz.Öncelikle tekrardan hoşgeldiniz. :) Yeni bir albüm illa ki yeni eleştiriler demek... Albüm nasıl gidiyor,tepkiler ne yönde?
götürüyor. Mümkün olduğu kadar yalın ve aracısız ulaştırmak istedik bu yüzden çalınan hiçbir şeyi editlemedik veya sound’u güçlendirmek için dışarıdan bir sound sample kullanmadık. Çaldığımız odada o 45 dakika ne duyulduysa aynen o haliyle sunmak istedik. Müzik, yapıldığı sırada o müziği çalanlar ve etrafında bulunan yaratıkları ilgilendiren bir şey olmalı. Aslında kaydetmek “eskiz” gibi bir şey. Bir fikrin, bir hayalin sunumu. Asla orada olduğu kadar gerçek değil.
Çilekeş: Biz bu albümün herkes tarafından beğenilmesinden ziyade, kulak verilmesini ve gerçeği paylaşma amacımıza hizmet etmesine tanıklık edilmesini önemsiyoruz. Y.O.K albümündeki şarkıların çoğu ilk dinlendiklerinde dinleyiciye ulaşabilen, kolay Şebokolik: Tanı,sır,röntgen,havale,askı... Günlük ve hızlı algılanabilen şarkılardan oluşuyordu. Hehayatımızda çok sık kullandığımız ama bir an için men ardından Katil Dans gibi kendi içine kapanmış şarkı olarak bağdaştıramadığımız isimler. Nasıl ve anlaşılmayı beklemeyen bir albüm yayınladıkseçildiler? :) tan sonra Histeri Çalışmaları bir nevi bizim önceki albümde hem kendi içimizde hem de dışarıya karşı koymuş olduğumuz filtreleri kaldırdığımız bir albüm Çilekeş: Albümdeki sözler başından sonuna kadar oldu. Anlaşılabilmek adına, sesleri olduğundan daha kendi rehabilitasyonunu yaşayan bir hasta-doktorun sayıkladıklarından oluşuyor. Bu bahsettiğiniz kelibasit ve dinlenilebilir hale getirmeye çalışmadık ancak iç hesaplaşmamız sırasında süregelen gerek melerin çoğu aslında şarkıların konularından ziyade kaotik yapıyı, gerekse sadeliği olduğu gibi yansıtbu rehabilitasyonun aşamaları. maya ve bu şekilde paylaşmaya çalıştık. Beğenilme beklentisi olmasa da şu ana kadar Katil Dans albüŞebokolik: Albümün çıkış parçası olan “Kara münün yapısını biraz hayal kırıklığı, biraz da şaşkın- Mizah” çok enteresan bir şarkı.İnişli çıkışlı bir lıkla karşılayan dinleyicilerin Histeri Çalışmaları’na melodi,isyan barındıran cümleler,ama yine de bir verdiği olumlu tepkiler çoğunlukta ve bu tabi çok umut,sonu düşünme.Tıpkı hayat gibi.Aslında bu mutluluk verici. Aslında Katil Dans ile ortaya çıkan şarkı hayatın kara mizahi yönünü anlatıyor,sözler soru işaretlerini kimileri için bu albümün cevaplaise etkileyici...Peki bu şarkı nasıl çıktı,hayatın yabildiğini hissedebiliyoruz. hangi oyununun başrolündeydiniz? Şebokolik: Tüm parçalar canlı çalındı,editleme yapılmadı,apayrı bir lezzet,farklı bir akış,sorgular bir bakış fakat eşsiz bir bütünlük... İnsan dinledikçe dinleniyor bir yandan da düşünüyor.Peki, siz bu albümü nasıl yorumluyorsunuz? Çilekeş: Canlı çalınmayan veya editlenen albümlerin gerçek olmadığını söylemiyoruz ancak şöyle bir şey var ki müziği o CD’nin içine sıkıştırmaya çalışmak bile enerjisinden, gerçekliğinden çok şey
Çilekeş: Az önce anlattığım süreçte Kara Mizah diğer şarkılara göre karakterin en “farkında” olabildiği bölüm. “Tanı” ile başlayıp geçmişe dair her bir sıkıntının bir anlamda sayıklandığı bölüm, “Havale” ile son buluyor. Ardından gelen “Kafakafesi” ve “Kara Mizah” kendi teşhisini koyup çözüme ulaşma, sorgulama halinde seyrediyor. “Röntgen”den sonra farkındalık ve anlamlandırmanın, hatta bildiğini zannetmenin düşürdüğü tuzaklar “Neva” ile son buluyor.
Şebokolik: Aynı şarkıya bir de klip çektiniz ve stopmotion tekniği ile çekildi bu klip.Çilekeş’in çok da ön planda olmadığı bir klip ,değişik tasvirler ve mesajlar var.Klip nasıl gelişti ve hayranlarınızın tepkisi ne oldu? Çilekeş: Klip İdil Tabanca ve Can Fide tarafından çekildi ve kurgulandı. Bu albüm zaten Çilekeş’in ön planda olduğu bir albüm değil, ondan ziyade “Histeri Çalışmaları”. Klipte her pencerede başka bir hikayeye odaklanabiliyorsunuz, zaman zaman birbirleriyle kesişen hikayeler var. Tepkiler de çok güzel oldu, beğenilmesine biz de sevindik. Şebokolik: “Y.O.K” albümünden sonra Çilekeş’in müziğinde özellikle de söz bazlı bir değişim izledik ve bunu son albümünüz olan Histeri Çalışmaları”nda daha net görüyoruz.Bireysellikten daha toplumsallığa belki de içselliğe giden bir süreç bu.Değişim beraberinde tepkiyi de getiren bir kavram.Olumlu ya da olumsuz...Bu değişimi siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Çilekeş: Evet Y.O.K albümü şarkı sözlerinin içerikleri bakımından genellikle kişisel ve belki de bireyi doğrudan ilgilendiren konularda geziniyordu. Kürar, Gözaltı ve Siyah haricinde. Aslına bakarsan içsel dediğimiz o şarkılar sadece yazan kişiyi ilgilendiren şeylerdi ve insanlar o kişinin söylediklerinde kendileriyle bağdaştırabildikleri ne kadar fazla öğe bulabilirlerse şarkıları da o kadar benimsiyorlar. Halbuki bizim kendimizi “bencil” diye ifade ettiğimiz ve hani o çok dışarıya kapalı olduğumuz Katil Dans albümünde yazdığımız şarkı sözleri çoğunlukla “sana” hitap ediyor. Yani doğrudan dinleyiciye yazılmış veya bazı konularda dinleyeni uyarmayı amaçlayan şarkılar vardı.
Konunun toplumsal olaylar olması, kişiye özel söylenecek bir şeyin olmadığı anlamına gelmiyor. Biz o albümde birçok kişinin iddia ettiği gibi müziğe siyaset falan sokmadık. Kimi şarkılardaki imgeler ülkenin tarihindeki bir çok olaya göz kırpsa da herhangi bir politik görüşten ziyade insani bir tavırda söyledik söyleyeceklerimizi. İnsan olabilmek adına herkesin hemfikir olması gerektiğini düşündüğümüz konularda ısrar ettik. İdeolojilerin en koyu taraflarına gözlerimiz kapalı çekilmedik. Gelen tepki zaten söylediklerimizin yanlış olduklarıyla değil, bunları neden söylediğimizle ilgiliydi. Yani “zaten yaşadığımız toplumda herkes bunları biliyor ne gerek var” der gibiydi. Mesela terörü lanetleyerek çözüm bulduklarını sanıyorlar, üstlerine düşeni yaptıklarını sanıyorlar mesela Facebook’ta haber linki vererek. Birilerinin de bütün olanlara masa başında ağlamaktansa tek yumruk olup dik durmak gerektiğini anlatması gerekiyor. “Sözde” alternatif müzik kanalı diye açtığınız Tv kanalında her gün aynı sesler aynı konular ve o ekrandakilerin günü kurtarma çabasını izliyorsunuz. Onlara yeni birilerinin eklenmesi inanın hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Zaten buna aday yolda yüzlercesi var ve hepsinin sırası gelecek, yerleri hazır. Ben gerçekten neyin alternatifi olduğunu bir türlü anlayamıyorum. Histeri Çalışmaları albümünde söylenenleri toplumsallıkla bağdaştırmak bence yanlış. Kağıda yazıp “şarkı sözü” diye okunması bile niteliğinden bazı şeyleri kaybettirecek sayıklamalar onlar. Önceki albümlerimizdeki sözlerden farkı bu. Sadece müziğin parçası. Şiir olamazlar. Zaten kendi düştüğü tufaları gizlemeye çalışan biri de söylemiyor onları, yanlışsa yanlış, hataysa hata. Çıplak yani. Herkes kendi içinde başka benlikler saklıyor, onu bilgilerle örtmeye ve dışarıyla mümkün olduğu kadar tanıştırmamaya çalışıyor. Bu albümün şu ana kadar bile öngörülenden daha fazla benimsenmiş olması, aslında birçoğumuzun bu vesileyle o “ben”lerle yüzleşmesinden kaynaklanıyor. Hani insanların “kendileriyle bağdaştırabildikleri öğeler fazla olduğunda” ortaya çıkan şey. Bu sefer tam olarak siz varsınız bu albümde. Hem de hepiniz, içinizdeki bütün “siz”ler. Şebokolik: 3 albüm sahibi bir grup olarak her albümü yaparken illa ki rock müziğin farklı bi yönü ile karşılaşıyorsunuzdur ve sizin sanatsal olarak gelişim sürecinizi de göz önünde bulundurursak “aa bu da buymuş”dediğiniz şeyler var mı ?
Çilekeş: Gerçekten bir şeyi çok iyi bildiğimizi düşündüğümüz bir noktaya gelme fikri çok korkutucu. Ne yaptığını biliyor olmak önemli ancak sadece bildiklerinle sınırlı kalmakla aynı şey. Bir hard disk olmaktan öteye geçilebiliyor olması lazım ki hayat devam etsin. Şebokolik: Bizim sizinle ilk kez tanışmamızı sağlayan Fanta Gençlik Festivali’ni geride bıraktığımız şu günlerde bu ve bunun gibi organizasyonların yerini nasıl değerlendriyorsunuz ve sizin yolunuzdan gitmek isteyecek olan gençlere ne gibi mesajlar verirsiniz? Çilekeş: Türkiye’de birçok şehirde iyi bir ses sistemi ve düzgün bir organizasyon eşliğinde konser verebilmek çok zor. Neredeyse büyük şehirlerde bile nadiren denk gelir oldu. Bu yüzden bu tip festivallerin artması lazım. Özellikle büyük şehirler dışında konser verme imkanı bulamayan ve oralarda yaşayan insanların canlı performanslarını mutlaka dinlemesi gereken gruplar var. Ancak son zamanlarda hem bu festivallerin azalması, hem de olan festivallerde bu tip gruplara yer verilmemesi bir şeylerin gelişmesini yavaşlatıyor. Genç gruplara söyleyebileceğim tek şey, aman sırf sizi böyle yerlere çıkarsınlar diye gerçeğinizin dışına çıkmayın. Çünkü asıl felaket sizlerin azalmasından doğar. Şebokolik: Çilekeş’i düetler ile görmeye çok alışmıştık.Önemli isimler ile birlikte çalıştınız ilk iki albümde. İlerleyen zamanlarda da bu tarz birliktelikleri sık sık görebilecek miyiz? Çilekeş: Olabilir tabi neden olmasın. Şebokolik: Son olarak misafirimiz olduğunuz için teşekkürler. :) Çilekeş: Biz teşekkür ederiz.
...Ne kadar,İk RÖPORTAJ: MERVE C KARTAL
Karapaks i
ruhu yenide
“Akustik 1992-2009” isiml Karapaks, Şebokolik Derg
ki Yol,Al Beni...
le eski parçaların en diriliyor !
li albümleriyle geçmişin izlerini bugüne taşıyan gi’nin konuğu oldu.
Şebokolik: Öncelikle hoşgeldiniz. :) Albümle başlamak istiyorum röportaja; mayıs ayından bu yana bizlere müziğin o en ince tınılarını dinletip ruhlarımızı dinlendiriyorsunuz.Albüm nasıl gidiyor? Karapaks: Hoşbulduk, güzel sözleriniz için teşekkür ederiz... Albüm iyi gidiyor, şimdi 2. Klip için hazırlanıyoruz. Şebokolik: “Akustik 1992-2009’’ da 17 yıllık bir geçmişi ele alıyorsunuz hem de en özel,tarihe kaydolmuş şarkılar ile.Eskileri yeni kuşağa aktarma,yaşatma diyorum ben buna.Biraz albümden bahsedebilir miyiz? Nasıl karar verildi,gelişti ve bizlerle buluştu? Karapaks: Albümde yer alan parçalar KARAPAKS’ın kimliğini açıkça ortaya koyması açısından tartışmasız öneme sahip. KARAPAKS yeni bir grup gibi algılansa da kenara bırakılamayacak bir geçmişi var. Ayrıca albümde yer alan eski parçalar bir kez döneminde kaydedilmiş ve yeni kuşak dinleyiciye ulaştırılması gereken parçalar. Üstelik bu parçaların aradan 12 yıl geçtikten sonra bile dinlenebilen zamansız parçalar olduğunu görmek gurur verici. Aldığımız tepkiler, bizde bu albümün de uzun yıllar dinleneceği izlenimini oluşturdu. Şebokolik: Albümde 3 tane yeni parça var ve bunlardan “Oyuncak” isimli parça ile merhaba dediniz.Yeni-eski arasında üretkenlik köprüsünün yıkılmadığı bir grup olarak sizi neden bu kadar bekledik? Karapaks: Geçtiğimiz sene yeni albüm kayıtları için parçaları oluştururken, bu fikir ortaya çıktı. Biz parçaları önce akustik olarak yapıyoruz, daha sonra elektrikli versiyonları oluşuyor. 3 yeni parçayı akustik formda tamamladık ve bu sırada eski parçaların akustik hallerini de kaydedebileceğimiz fikri çıktı. Bu aslında bir sonraki proje olacaktı. Ama çok sevildi ve öne geçti, 2. Albüm olarak çıktı. Albümde konuk olarak yer alan yaylı ve tuşlu enstrümanların yazılıp kaydedilme süreci biraz zamanı uzattı. Yoksa grup olarak üretimimiz sürekli devam ediyor, hatta
sonraki album parçalarından çoğu yazılmış ve düzenleme aşamasında diyebiliriz... Şebokolik: Albüm konseptine değinecek olursak; kendi çocukluğunuza dair oyuncaklar,geçmişin izleri,anılar,iz bırakanlar...Siz ve sizin oyuncaklarınız sahnede idi.Olgunluk ve çocukluk bir arada yani.Nasıl gelişti bu konsept,siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Karapaks: Albümde yer alan eski parçalar şimdilerde rock dinleyicileri diyebileceğimiz kesimin bir bölümünün çocukluk ve gençlik dönemlerinde dinledikleri ve iz bırakan parçalar. Yeni parçalardan “Oyuncak”, tema olarak bu durumla örtüşüyor. Buradan yola çıkarak hem bu parçaların yalın halleri, hem de bizlerin klipte yer alan kendi evlerimizde parçayı çalar hallerimiz, hem de kartonette yer alan grup üyelerinin çocukluklarından sakladıkları birer oyuncaklarıyla fotoğrafları konseptin parçaları. Sanırım bunların biraraya gelmesi albümün ruhunu yansıtıyor. En azından bizim parçaları yaparken ve icra ederkenki ruh halimizi yansıttığını söyleyebiliriz. Umarız dinleyenlerde de aynı hisleri oluşturuyordur. Şebokolik: Albümde İki Yol adlı parçada Şebnem Ferah ile bir de düetiniz var.Bu kadar güzel bir şarkıyı çok daha özel yapmışsınız biz Şebokolikler için.Düet fikri nasıl ortaya çıktı?Şebnem Ferah ile çalışmak nasıldı? Karapaks: İki Yol, Türk rock müzik tarihinde önemli yere sahip bir parçadır ve akustik olarak yazılmıştır. Bu yalın halinin dinleyiciyle buluşmasının doğru olacağını, böyle bir parçaya Karapaks’ın ayırıcı özelliği olan perküsyondan öte bir şeyler katmak gerektiğini ve eski formundan çok uzaklaşmadan ancak farklı yapmanın yolunun bir kadın vokal olacağını düşündük. Aklımıza gelen tek isim Şebnem Ferah oldu. Kendisi de teklifimizi kabul etti ve ortaya sanırım yine uzun yıllar dinlenecek olan versiyonu çıktı.
Şebnem ile çalışmak elbette çok zevkli. Sadece profesyonel bir yaklaşım sergilememesi bence en büyük artısıydı. Tüm albüm parçalarında varolan samimiyet ve içtenliği o da gösterdiği için albümde kesinlikle bizlerden ayrı durmadığını söyleyebiliriz. Sizin aracılığınızla tekrar teşekkür ederiz. Şebokolik: Klibe değinmeden geçemeyeceğim; “Oyuncak” adlı parçaya çekmiş olduğunuz klip çok samimi,sizden.Kendi evinizi yani kimliğinizi açtınız.Emre Özbay’ın yönetmenlğinde güzel bir kliple karşılaştık.Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Karapaks: Evet klipte herkes kendi ev ortamında (zaten hep olduğu gibi) kendi enstrümanını çalıyor. Şarkılarda zaten aslında açtığımız da kendi iç dünyamız değil mi? Bu durumda yaşadığımız gerçek dünyamızı da paylaşmak bunu bütünlüyor. Klipte kullanılan oyuncaklar Kaan’ın geniş kolleksiyonunun parçaları. Evinde zaten ortalıkta duran oyuncaklar. Ayrıca konserlerde arka planda gösterdğimiz bir videoya da konu oldular. Bu da oldukça beğeni topladı. Genel olarak bu albümdeki “Anti – Rock Star” tavrımızla oldukça uyum sağladığını düşünüyoruz. Emre Özbay’la çektiğimiz 3. Klip ve son derece memnunuz. Şebokolik: Sitenizdeki biyografi bölümüne bakış açınız çok çok ilginç.Sizi betimleyen ama o en ince ayrıntıyı bulabileceğimiz kelimleri bize yansıtmışsınız.Bu kimin fikri idi demeden önce sanırım Karapaks’ın başarısın sırrı da bu.Farklı,apayrı ama bir tarafından benzer kişiliklerin birleşip kaliteli işlere imza atması. Biri yalnızlığı severken biri kalabalığı;biri deniz derken biri “orman mı,deniz mi?” ikileminde... Fakat bir ortak nokta trenler. :) Siz nasıl değerlendirirsiniz? Karapaks: Biyografileri genelikle biraz sıkıcı buluyoruz, oysa sanatçılar için gerçek işlevleri insanlara teknik bilgiler vermeleri değil kişiliklerini yansıtmaları olmalı diye düşünüyoruz. Kelimeler sanırım az çok bunu sağlıyor. En azından izleyenlerin hayal güçlerini harekete geçirebiliyor. Trenlere gelince, ben (Sinan) şöyle değerlendirebilirim: Uzaklaşmayı olduğu kadar kavuşmayı da simgeleyen ve gideceği yöne müdahele edemeyeceğiniz kalıcı bir yapı ve tasarıma sahip araçlar. Büyük, eski, bizden ama günlük hayatımızda çok yer almayan, kişiliği olan araçlar. Hiçkimse için sadece ulaşım aracını simgelediklerini düşünmüyorum. Çocukluğumda
tren rayına koyduğum bozuk paralar, gazoz kapakları ve çiviler aklımdadır hala. Şebokolik: Müzik piyasasındaki değişime artık ayak uyduramaz hale geldiğimiz şu günlerde siz nasıl değerlendirirsiniz Türkiye’deki rock müziği. Desteklediğiniz, sizin de dinlemekten zevk aldığınız isimler kimler? Karapaks: Müzikte artık tüketimin aracı değişiyor. Bu günlerde album satın alan kişiler de mp3 formatına çevirip yanlarında taşıdıkları çalar aletlerle dinliyorlar. Yıllar once walkman çıktığı zaman büyük bir gelişme olarak günlük yaşamdaki müzik dinleme süresini çok artırmıştı. Şimdi mp3 formu da bunu bir adım daha öteye taşıdı. Bu durumda karşımıza çıkan artık 10 – 12 parçalık albümlerden çok single yapısındaki parçaların değerli olacağıdır. Bundan sonra gruplar üretimlerde buna öncelik verecekler gibi. Farklı sound’a sahip yeni ve oldukça sağlam gruplar
geliyor. Bizler için kıymetli olan bunlar, yoksa varolan ve “başarılı” kabul edilen grupların benzeri şeyleri yapmanın çok da ilginç olmadığını söyleyebiliriz. Şebokolik: İleriki zamanlar için projeleriniz nelerdir? Düetler ile karşılaşabilecek miyiz tekrardan mesela... Karapaks: Şu anda üzerinde çalıştığımız yeni bir parça var ve sürpriz bir düet olabilir. Bizi heyecanlandırıyor. Ancak kesinleşmeden söylemek doğru olmaz. Ayrıca akustikten sonra sert parçaların geliyor olduğunu söylemek isteriz. Şebokolik: Misafirimiz olduğunuz için teşekkürler. :) Karapaks: Biz teşekkür ederiz...
...Gitarcıların B RÖPORTAJ: SERTAN KARTAL
Prog
Okan Meriç
Rock Fm 94.5’de yaptığı “G sağlayan Okan Meriç, Şeb
Buluştuğu Yegane
gram...
ç’le Gitarist !
Gitarist” programıyla yıllardır “Gitarcıları” dinlememizi bokolik Dergi’nin konuğu oldu.
Şebokolik: Öncelikle misafirimiz olduğunuz için çok teşekkürler. Dergimize Hoşgeldiniz. :) Okan Meriç: Hoşbulduk, çok teşekkür ederim. Şebokolik: İlk olarak Okan Meriç’i ,Okan Meriç’den dinleyebilir miyiz, sizi tanımayan okuyucularımız için? Okan Meriç: Yaklaşık 10 yıldır “gitarist” adlı programın yapımcısı ve sunucusuyum. Halen Bulutsuzluk Özlemi sahne teknisyeniyim ve N. Yavaşoğulları mimarlık ofisinde çalışmaktayım. Belgesel ve kısa film müzikleri yaptım ve yapmaya da devam ediyorum. Müziği ve gitar çalmayı çok seviyorum. Müzik dinlemek, duyduğum ve hissettiğim bir şeyi notalara dökmek benim için bu dünyadaki en değerli duygudur. Sanırım müzik ve gitarım olmadan asla yaşayamam. Şebokolik: Gitarın hayatınızda önemli bir yeri var, bir müzisyen olarak gitar ile nasıl tanıştınız? Okan Meriç: Her gitara başlayan genç bir insan gibi ben de ilkokul yıllarında mandolin çalıyordum.Bir süre sonra bu yetmemeye başlamıştı. Mahallemizdeki tıpkı benim gibi Anadoluhisarlı olan Nejat abimiz (Bulutsuzluk Özlemi) gitar çalıp şarkı söylüyordu. O zamanın gençleri için bu inanılmaz üstün bir şeydi. Hiç unutmam zar zor anneme bir gitar aldırıp Nejat abinin kapısını çalmıştım. O günden sonra hiç elimden düşmedi bu alet, zaman zaman birbirimize küssek de o benim en kötü zamanımda bana destek olan, yaşamayı sevdiren arkadaşım oldu hep, halen
de öyle. Şebokolik: Peki radyoculuğa başlamanızdan bahsedebilir misiniz biraz, bildiğim kadarıyla Boyalı Kuş isimli programla başlamıştınız. Okan Meriç: 1999-2000 yıllarında sanırım yeni bir radyo kuruluyordu (Radyo 92.3), Sina Koloğlu’na (Bulutsuzluk Özlemi) teklif yapmışlardı bir program yap diye. Format da gazetedeki köşesini radyoya taşıyacaktı. Ama arada müzikler gerekiyordu. Sina beni aradı, müziğe olan düşkünlüğümü biliyordu. Severek kabul ettim ve “Boyalı Kuş” adlı bu programın müziklerini yapmaya başladım. Şebokolik: Gitarist programına gelecek olursak; Gitarist programı fikri nasıl oluştu? Okan Meriç: Boyalı Kuş programına devam ederken, çaldığım müzikler radyo yönetiminin dikkatini çekmişti. Beni çağırdılar birgün ve ayrı bir program teklif ettiler. Bütün formatı ve neler çalacağımı bana bıraktılar, tamamen özgürdüm yani. Nasıl bir program olmalı diye düşünürken; gitar müziğine yakınlığımla ilgili olarak bir radyoda duymak istediğim müziği düşünüp; enstrumantal ağırlıklı bir program olmasını istedim ve öyle başladım. Bir arkadaşım da programın adı “gitarist” olsun dedi ve öyle kaldı. Hatta Nejat abiden de bir ses kaydı alırken “gitarcıların buluştuğu yegane program” dedi ve bu, programın sloganı oldu.
Şebokolik: 2001 yılından beri Gitarist programı devam etmekte, neler kattı size “Gitarist” programı? Okan Meriç: Bu programa başlamamla birlikte ülkemizdeki ve dünyanın her yerindeki birçok gitariste ulaşabildim. Hepsi bu programın varlığından haberdar oldular ve gerek ses kaydı yollayarak, gerek albümlerini bana ulaştırarak ve teşekkürlerini sunarak destek oldular. Çünkü, dünyada bile pek benzeri olmayan programdı. Düşünsenize; o zamanlar enstrumental gitar, virtüöz müziği çalan kaç tane program vardı ki? Özellikle Andy Timmons, Jeff Kolman, Neil Rambaldi ve Dave Sharman gibi gitarstlerden çok destek aldım. Halen de bu gitaristlere yenileri ekleniyor ve bu benim için harika bir duygu. Şebokolik: Guthrie Goven 14 Eylül günü Gitarist’e konuk oluyor. :) Neler bekliyor bizi? Okan Meriç: 14 eylül akşamı Guthrie ile gitar çalma cesaretini göstermek istiyorum. Aslında bu bir intihar, yani ben programın sonunda yine 25 yıllık arkadaşıma küsebilirim ama yine de bu cesareti göstermek istiyorum. Müzik evrenselse ve farklı dilleri konuşuyor olsak da paylaşılabilecek bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında Guthrie’den birçok irili ufaklı hediyeler alıp dinleyicilerimize dağıtmayı düşünüyorum. Zaten bütün dinleyicileri programa davet ettim. Guthrie’yi yalnız bırakmayacağız hatta onu geldiğine pişman edeceğiz. :) Şebokolik: Gitarla ilgili olarak yoğunluklu olarak gitar barındıran projeler düşünüyor musunuz, eğitim dvdleri gibi ? Okan Meriç: Eğitim Dvd leri yapabilecek ve sunacak öğretmen vasfına pek sahip değilim aslında. Bunu ülkemizde layığıyla yapabilecek eğitmen arkadaşlarımız var zaten. Aslında birçok öğrencim oldu ve gitar çalmayı çok kişiye öğrettim ve sevdirdim. Ama bunun yanı sıra düşündüğüm birçok şey var. Programda veya bir konser mekanında birkaç ülkemizden iyi gitaristi bir araya getirmeyi düşünüyorum. Birçok amatör gitar çalan müzisyen arkadaşımızın bir araya gelebileceği, ufak çapta yarışmalar ve konserler de verdirmek hayalim. Bakalım göreceğiz. Şebokolik: Radyo programcılığının yanında film müzikleri yönünüze dair bir soru; film müzikleri konusunda yeni projeler var mı? Okan Meriç: İstanbul kültür başkenti olmasıyla beraber, bu konuda İstanbul’u anlatan birçok film ve belgeseller çekiliyor.
Bunlardan bir tanesinin film müziğini yapma işi önüme geldi. Ben de bunu çok istiyorum. Çünkü belgesel ve kısa metrajlı filmlerdeki müziklerde çok daha başarılı olduğumu düşünüyorum. Müziği kayıt etme imkanlarım halen olmadığı için ve bütün müzikleri o ufacık beynime kaydedip öyle stüdyoya gittiğim için, kısa olması benim için daha iyi oluyor. Bir de reklam müziği ve 4-5 tane bestem var yine enstrumental. Bunları unutmadan kaydetmem lazım. Şebokolik: Gitarist programı haricinde,gündelik hayatta neler yapmaktasınız? Okan Meriç: N.Y. Mimarlık ofisinde çalışmaktayım diğer günlerde. Akşam bir an önce evime gidip gitarıma kavuşmayı hayal ediyorum hep gün içinde. Bazen sıkılıyorum bu hayattan. Değişik bir şeyler olmasını bekliyorum hep. Ne bileyim bu monotonluğu yenmek için tüm dünyayı değiştiren bir şey olsun istiyorum. Ama kesinlikle dünya ısınmasın, fırın gibi olmasın. Sıcakları hiç sevmiyorum. En korktuğum şeydir yanarak ölmek. Dünyanın ısısının artması beni çok korkutuyor. Hayatımın içine ediyor resmen bu sıcaklar benim. Onun dışında herhangibir buluş, deney, yeni bir insan hayatı olabilir. Yoksa öleyim gitsin. Şebokolik: Son olarak Şebnem Ferah hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz? Okan Meriç: Onu ilk olarak Bulutsuzluk Özlemi’yle çalışırken bundan 20 yıl önce Bilsak’da bir konserde dinledim. “Sözlerimi geri alamam” parçasına eşlik etmişti Nejat abiyle. O zaman daha çok gençtim. O zamana kadar hayatımda böyle bir sesi yakından duymamıştım. Dedim ki; “Üstün bir varlık bu”. Gözlerim açılmıştı resmen, kulaklarım ondan başkasını duymaz olmuştu. Bugüne kadar gelinen zamanda kendisini daha da geliştirdi, çok güzel bestelere ve albümlere imza attı. Severek dinliyorum. Şebokolik: Konuğumuz olduğunuz için çok teşekkürler. Okan Meriç: Ben teşekkür ederim asıl, beni konuk ettiğiniz için çok sağolun.
SonISPHERe FESTİVAL 2010 25-26-27 Haziran 2010 tarihlerinde, Bjk İnönü Stadyumu siyaha büründü. Ama bu kez kartallar yüzünden değil !
YAZI: RUKİYE ŞAHİN
FOTOĞRAFLAR: 46
Dünyanın en önemli müzik festivallerinden Sonisphere Festival bu yıl ülkemizde harika isimlerle karşımızdaydı. 25 Haziran saat 14:00’da Ete Kurttekin ile başlayan ziyafet Blacktooth ve Stone Sour ile sürdü... Ardından dinleyiciler için hüzünlü bir konser: Pentagram sahnedeydi. Rahatsızlığı sebebiyle Pentagram ile son konserini veren Murat İlkan müthiş sesiyle yıllara bir kez daha meydan okudu. Layne Staley’i aratmayan sesiyle grubun yeni vokali William Duvall ile Alice in Chains harika bir sound ile performanslarını sundu. Kariyerlerinin altıncı albümü Liebe Ist Für Alla Da kapsamında Rammstein ülkemizde ilk kez bulunuyordu.Till Linderman,klavyeciyi küvete atıp üstüne alev atmasıyla da,sahneye çıkan seyirciye alev püskürtmesiyle de,yorumuyla da,sahnesinin ışıklarıyla da dehşet bir alkış aldı. 2.Gün kendisine yapılan saygısız davranışlara rağmen istifini hiç bozmayıp müziğine devam eden Hayko Cepkin ve ardından festivalin ilk en yüksek volümünü kullanan Manowar sahnedeydi...Görsel materyalleri olmasa da şahane perfromanslarıyla… Ünlü gitaristleri Wolf Hoffman’ın konser ortasında gitarıyla klasik müzik parçalarında yorumunu sunduğu ve dinleyenleri mest ettiği saatler Accept’indi... Ve üçüncü gün. Saat dört civarı Türkiye’de ilk kez sahne alacak olan grup çok enerjik bir şekilde; Anthrax sahnedeydi. Ve yerini eski Metallica gitaristi Dave Mutaine’in liderliğindeki Megadeth’e bıraktı... Kötü ses düzeniyle beklenilen etkiyi yaratmasalar da dev oldukları ortada… İki Grammy ödüllü Slayer tüm stadı birbirine soktu...İzleyicilerin solukları kesilse de Creeping Death açılışıyla ; dokuz stüdyo albümlü,dokuz Grammy’e sahip ve 100.000.000 kopyayı aşan albüm satışıyla efsane grup Metallica sesleri Boğaz’a kadar yükseltti...Ve Amerikan thrash metal sahnesinin Big Four’u headliner Metallica ile festivale son noktayı koydu...
foça rock tatİlİ 2010
YAZI: BARIŞ ATMACA
Bu yıl 6.sı düzenlenen Foça Rock Tatili bu sene 5 gün devam ederek harika gruplarla karşımızdaydı. Foça Rock Tatili,28 Temmuz günü saat 17:00 sıralarında Myspace sahnesinde Neverland ile başladı. Neverland ile başlayan festival Murder King ve Kurban grubuyla sürdü,gece yurt dışından gelen U.D.O grubuyla ilerleyen saatlere kadar sürdü. Sonraki gün sahneyi Art Niyet grubu devraldı.Asena Özçetin ve Primal Fear’le konser sürdü. Ardından büyük bir sabır ve bekleyişten sonra konser W.A.S.P’la devam etti.Geçen yıllara rağmen W.A.S.P grubu perfonmasından ödün vermedi,dinleyicileri büyüledi.Muhteşem bir performans sundu.. Festivalin 3.gününde sahnede Moğollar vardı ardından Hayko Cepkin ile gece devam ediyordu.Büyük kalabalık Hayko Cepkin’den sonra çıkacak Erkin Koray’ı bekliyordu.Erkin Koray yine hiç eskimeyen şarkılarıyla ,gitar sololarıyla dinleyicilerine unutulmaz bir gece yaşattı. Ve 4.gün Cingi grubuyla devam etti.Cingi,Blues ve Alternatif Rock şarkılarıyla dinleyicilerinden büyük beğeni topladı.Yüksek Sadakatla konser devam etti ve ardından Duman grubuyla uzun bir gece ve konser devam etti. Foça Rock Tatili’nde ve son gün Marsis ve Ogün Sanlısoy ile devam etti.Ardından avrupada büyük bir başarıya imza atan ve Eurovizyon yarışmasında ülkemize ikincilik yaşatan Manga grubu konsere son noktayı koydu.
10 YENİ FİLM
Vizyondaki 10 film ve detayları
Sinemalar yaz sezonunda iken,yeni filmler de art arda izleyiciyle buluşuyor.Bunlardan 10 tanesi sizlerle.
01
Inception (30 Temmuz)
Dom Cobb (Leonardo Di Caprio) çok yetenekli bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız “başlangıç”ı tamamlayabilirse.
02
Ajan Salt (6 Ağustos)
Büyükler
03
04
(13 Ağustos)
Zorlu Görev (6 Ağustos)
Evelyn Salt (Jolie), görevi, Mezuniyetlerinden otuz yıl Yeni kurulmuş bir plak şirkeşerefi ve ülkesi üzerine yemin sonra beş iyi arkadaşın 4 Tem- ti efsanevi rock solisti Aldous etmiş bir CIA ajanıdır. Ancak bir muz haftasonu tatilini geçirmek Snow’u, Los Angeles’ta konser itirafçının onu Rus ajanı olmakla için bir araya gelişlerini konu vermesi için iknaya çalışmaksuçlamasıyla bağlılığı test edi- alacak olan yapımın başrolleri- tadır. Bir tür dönüş konseri lecektir. Salt sahip olduğu tüm ni; Adam Sandler, Salma Hayek, olacak bu etkinlikte rock yıldızı gizli görev tecrübesini kullaSteve Buscemi, Maria Bello, Rob gelmeye istekli değildir. Dahası narak kendini temize çıkarmak Schneider gibi ünlü oyuncular plak şirketinin yalnızca iki günü amacıyla kaçar. paylaşıyor. kalmıştır.
05
Vahşet Sapağı (6 Ağustos)
06
Son Hava Bükücü (23 Temmuz)
07
Norveç’e geri dönen Lina ve Hava, Su, Toprak, Ateş… KaderMartin’in arabayla seyahat ettiği leri birbirine bağlanmış dört yolun önü kesilmiştir. Polis, ülkedir. Ateş Ülkesi’nin diğeronlara İsveç ormanındaki kestir- lerine karşı vahşice bir savaş me bir yola sapmalarını söyler. başlatmasıyla bir anda her şey Ancak peşi sıra yaşadıkları olay- değişir. lar onları karanlık koruluklarda Koskoca bir yüzyıl geçtiği halde çaresiz bırakır, üstelik olanların bu yıkım sürecini değiştirecek hiçbiri tesadüfî gözükmemekte- en küçük bir umut belirtisi bile dir. yoktur.
Kediler ve Köpekler
08
(13 Ağustos)
Ciddi Bir Adam
09
(6 Ağustos)
Cehennem Melekleri (13 Ağustos)
The Expandables bir kiralık savaş timidir ve bu sefer ki görevleri Güney Amerika’da bir ülkeye sızarak, bu ülkenin acımasız dikatatörünü devirmektir. Fakat görev başlar başlamaz her şeyin tam olarak göründüğü gibi olmadığını anlar ve kendilerini tehlikeli bir ihanet ağının içerisinde bulurlar.
10
Deney (23 Temmuz)
Kediler ve köpeklerin ezeli 1960’ların ortasında geçen film- Clive ve Elsa, genetik mühençekişmesinde çılgın bir kedi de, Orta Amerika’da bir üniver- disliği dünyasının yıldızları olan rekabette birkaç pati öndedir. sitede fizik profesörü olan Larry iki bilim adamıdır. Clive ve Elsa Önceleri, Meows adlı casus kedi-Gopnik’in gitgide kötüye giden deneylerini gizlice yürütür. ler organizasyonunun üyesi olan hayatını Coenler’in filmlerinden Sonuç fiziksel ve ruhsal anlamda Kitty Galore’un, düşmanlarını alışık olunduğu üzere mizahi bir beklenmedik bir gelişme gösaltetmek için şeytani bir plânı anlatımla izleyeceğiz. teren hayret verici bir yaratık vardır. olan DREN’dir...
“...Bu dergiyi ne kadar özenli ve titiz bir şekilde çalışarak çıkardıklarını bilseniz, daha da şaşırırsınız. Elbette çok hoşuma gidiyor, onore oluyorum. Bu tip çalışmaları kendi iradeleriyle, istedikleri için yaptıklarını düşünüyorum. Yeri gelmişken; bu ve benzeri tüm çalışmalar için dinleyici arkadaşlarımıza hem kendim hem de grup arkadaşlarım adına teşekkür ederim...”
Şebnem Ferah / Hürriyet Röportajı
Şebnem Ferah ve ekibine düşünceleri için teşekkürler. Daha çok yolumuz var. Şebokolik Ailesi. www.sebokolik.com