İstanbul Şiir Dükâlığı’na Siktir Çekmenin Anatomisi Serkan Engin
İstanbul Şiir Dükâlığı’na Siktir Çekmenin Anatomisi Taşra aslında uzak demektir. "Taşramızdan sormak ile kimse bilmez ahvalimiz" dediği dizedeki gibi Muhyi'nin, "Zahit bizi tan eyleme" adlı Bektaşi nefesinde. Peki, nereye uzak? İstanbul'a uzak. İstanbul nedir? İstanbul siyasal iktidarın merkezidir imparatorluk döneminde. Bugün de sanat erkinin merkezidir, şiir erkinin merkezidir. İktidar yalakası, çanak yalayıcı divan şairlerinden kalma bir bakış açısıyla, İstanbul dışında yaşayan şairleri "taşralı" diye küçümseyen bir İstanbul Şiir Dükâlığı vardır (Ne acıdır ki bu dükâlıktaki şairlerin çoğu, aslında "taşra"da doğup büyümüş ve İstanbul'a kapağı attıktan sonra geldikleri yerde yaşayan insanları küçümseyerek aşağılık komplekslerini bastırmaya çalışan zavallılardır). Taşra(!)daki şairler onlara biat etsin isterler. Kendi hegemonyalarına katılsın isterler. Müritleri olsun isterler. Onlara en fazla bu hakkı(!) tanırlar. Bunların çoğu, Cihangir Orospu Çocukları Cumhuriyeti’nde dip dibe yaşarlar. Birbirlerini okumaz, ama yüzlerine karşı överler, sonra da arkalarından çekiştirir, küfrederler. Ülkeyi Cihangir'den ibaret sayıp taşra(!)da nitelikli şiir üretilemeyeceği şeklinde, divan şairlerinden kalma hastalıklı ve küstah bir düşünce yapıları vardır. “Topunuza gülle koyayım” diyorum bu şiir köçeklerine, bu sefil dükâlığa yamanmayı reddeden tüm taşra(!)lı şairler namına. Taşrada İsyan Hazırlıkları "topunuza gülle koyayım" bahadır elal dilim sürmene bıçağı sokarım istanbul şiir dükâlığı’na taşralı bir dizeyim dirimin alnına yazılı Serkan Engin Güney Dergisi Ocak-Şubat-Mart 2007