biz
KARŞIYAKA’NIN ÖRNEKKÖY MAHALLESİNDE YAŞIYORUZ.
romanız.
Biz Karşıyaka’nın Örnekköy mahallesinde yaşıyoruz. Romanız. Biz eğitimsizlikle, işsizlikle, yoksullukla büyüdük. Bazılarımız düzenli iş sahibi oldu bazılarımız günübirlik ekmek parası peşinde koşuyor.
Yine de bir şekilde büyüdük. Şimdi çocuklarımıza bakıyoruz ve onlar için de farklı bir çıkış yok. Yine eğitimsizlik yine işsizlik yine yoksulluk. Okula gidiyorlar, anneleri babaları derslerine yardım edemiyor çünkü bilmiyorlar, mevsimlik işlere gidiyorlar, okul başarıları düşüyor, okulda tutunamıyorlar. Zaten diğer çocuklardan “farklı” oldukları için okul zor. Okulu bırakınca mahallede onları kötü alışkanlıklar veya erken yaşta birliktelik bekliyor. İki yol da onları bir aşamada hapse düşürüyor.
Sonra eğitimsiz, diplomasız, mesleksiz, çoğu zaman daha çocukken kendi çocukları olan bir nesil yetişiyor. Bu döngüyü kırmak için bir şey yapabileceğimizi düşündük. Mahallenin gençleri olarak ben (Emin), Aşkın (Güçin), Bülent (Demirkıran), Cemil (Yüm), Emrah (Tasun), Ferdi (Kızılaslan), Volkan (Demirdöven) bir araya gelerek derneğimizi kurduk.
“
Romanlar için oynamayı çok severler, neşeli dert keder bilmezler diye düşünürler. Ama aslında işin aslı hiç öyle değil, dedim ya biz de herkes kadar insanız. Hayat bizim için sürekli 9/8’lik değil kimi zaman keder kimi zaman acı yüklü.
“
roman olmak
Kimi çingene kimi roman kimi kıpti demiş, bizim tek bir adımız var o da insan. Biz de herkes kadar belki de onlardan daha fazla insanız. Onlardan eksikliğimiz yok, fazlamız ise biz yaşama maddesel değer yüklememiştik. Olduğunla yetinmeyi becedik ama bir şeylere sahip olmak için insanları kullanmayı beceremedik. Peki nerden çıkmıştı bu ayrımcılık? Aslında insanlık tarihiyle eşdeğerdik. İnsanoğlu ne zaman geniş araziler ve geniş hayvan sürülerine sahip olmaya başladı bizim de kaderimiz yazılmaya başlamıştı. Bu kast sisteminde zenginliğin dışında kalandık, fakirdik, yoksulduk. Arazilere sahip olmadığımızdan ve en önemlisi toprak için ölmeyi, öldürmeyi istemediğimizden göçebe hayata zorlandık. Yurt yurt, ülke ülke, şehir şehir gezdik. İşte bu göçebe gezintiler sonucunda hayatta kalabilmek adına bizlere özgü meslekleri geliştirdik. Ama bunun yanında göçebeliğin zararlarını da gördük. Yerleşik düzende olmadığımız için hor görüldük ve eğitimde sürekli geride kaldık. Çağa ayak uyduramadık. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de yaşayan etnik gruplar içerisinde eğitim düzeyi en düşük olan grubuz. Büyüklerimiz hayatta kalabilmek uğruna göçebe meslekleri icra etmek zorundayken biz de bu yüzden okul hayatından, eğitimden mahrum kaldık.
roman olmak Romanlar için oynamayı çok severler, neşeli dert keder bilmezler diye düşünürler. Ama aslında işin aslı hiç öyle değil, dedim ya biz de herkes kadar insanız. Hayat bizim için sürekli 9/8’lik değil kimi zaman keder kimi zaman acı yüklü. Hiçbir toplumda görülmeyen ekonomik zorluklarla yaşamayı ve her şeye karşı bu zorluklara çare üretmeyi de başarmıştık. 1 liralık deterjan, açık sigara, külahta çay ve şeker bizim bakkallarımızda satılır. Yarın ne olacağını bilmeden günübirlik yaşamak zorundayız. Bizde tam bir paket margarin almak zorunlu değil yarım paket margarin de alabilirsin. Belki de bu acıyı yoksulluğu iki eşit parçaya bölmek ve onla yaşamayı kabul etmek en önemlisi yaradana isyan etmemeyi öğrenmek biz en farklı kılandı.
vizyonumuz vizyonumuz Eğitim seviyesi ve istihdam oranı yüksek, sosyal, kültürel ve siyasi alanlarda etkin ve eşit olarak yer alan Roman toplumu.
misyonumuz misyonumuz l Roman toplumunun eğitim seviyesini arttırmak, l Romanların kamu hizmetlerine erişimlerini arttırmak, l Romanlar hakkında toplumda doğru bir algı oluşturmak, l Romanların istihdam edilebilirliklerini arttırmak için geçerli meslek edinmelerini sağlamak, l Romanların girişimcilik kapasitesini arttırmak, İçin eğitim, farkındalık kampanyası, kamuoyu oluşturma, meslek eğitimi, yayın üretme, araştırma ve raporlama çalışmaları yapmak.
hedeflerimiz hedeflerimiz Örnekköy mahallesinde yaşayan Roman toplumunun en büyük sorununun eğitimsizlik olduğunu tespit ettik. Yoksulluk, mesleksizlik, işsizlik, toplumda etkin bir şekilde yer alamama gibi sorunların altında eğitimsizlik yatıyor. Bu nedenle üç ana hedefimiz var; l Mahallemizde yaşayan çocukları eğitim alanında desteklemek, ders çalışabilecekleri ve destek alabilecekleri ortamlar yaratmak, l Piyasa talep edilen meslekler doğrultusunda mesleki eğitimler düzenlemek ve Roman toplumunda istihdam oranını yükseltmek, l Roman toplumunun toplumun her alanında etkin ve başarılı olabilmesi için sosyal ve kültürel kapasitesini arttırmak,
avrupa’da
roman olmak
2008 yılından bu yana Romanların ekonomik durumu, hayatlarının her yönüne ciddi bir etkisi olan küresel mali krizin sonucu olarak dramatik biçimde kötüye gitmiştir. 2011 yılında Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Yunanistan, İtalya, Macaristan, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya ve İspanya’dan oluşan 11 üye ülkedeki Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı tarafından yapılan iki çalışma ile gösterilmiştir. Buçalışmalara göre; Romanlar arasındaki yoksulluk seviyesi son derece yüksektir. Romanların yaklaşık %90’ı yoksulluk sınırı altında yaşamaktadır. Bunu belirleyen gelir düzeyi ülkeden ülkeye değişmekte ancak bu ekonomik durum içerisinde olmak, düzenli gıda temini, uygun konut, elektrik, su temini, kışın ısınma gibi normal yaşama ilişkin temel koşulların yerine getirilmediği anlamına gelmektedir. Yoksulluk, daha fazla yoksulluk yaratmaktadır. Bu duruma neden olan en temel başlık Romanların eğitim eksikliği olarak öne çıkmaktadır. Roman çocuklar, örgün eğitim öncesinde bile dezavantajlıdırlar. Bazı ülkelerde okul öncesi eğitime katılanların ya da erken çocukluk dönemi eğitimi ve bakımı alanların oranı %10’dur. Zorunlu ilk, orta ve lise öğrenimlerini tamamlayanların oranı da hayal kırıklığı yaratacak derecede düşüktür.
romgeder.org Bu kitapçık Sivil Düşün AB Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile hazırlanmıştır. Bu kitapçığın içeriğinin sorumluluğu tamamıyla ROMGEDER’e aittir ve AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.