Yeni Dünya İçin ÇAĞRI • Özel Sayı • Mayıs 2014 • Fiyatı: 1,00 TL
EGEMENLER ARASINDAKİ İKTİDAR MÜCADELESİNDE TARAF OLMAYALIM! BAĞIMSIZ SINIF MÜCADELESİNİ GELİŞTİRELİM!
1 MAYIS 2014...
SOYKIRIM KURBANLARI ANILDI
Tunus Dersleri
Güvercin Anıldı
DHL’DE TOPLU SÖZLEŞME İMZALANDI
BİRGİ-MEFAR’DE DİRENİŞ Emekçiler Torba'ya Girmeyecek!
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
1 MAYIS’IN ARDINDAN…
2
İşçi sınıfının, birlik, mücadele dayanışma günü 1 Mayıs geride kaldı. Çeşitli illerde 1 Mayıs eylemleri bölündü. Türk İş ayrı kutlamaları tercih etti. Türk İş suya sabuna dokunmayan, içeriğinden boşaltılmış göstermelik 1 Mayıs “bayramı” kutladı. İstanbul’da ise sıkıyönetim vardı. Sıkıyönetime rağmen Şişli, Beşiktaş, Tarlabaşı’na ulaşmaya çalışanları polis terörü karşıladı. Envayi çeşit gaz, plastik mermi, tazyikli su, cop kullanıldı. Sonuç 171 kişi gözaltına alındı, onlarca kişi yaralandı. Ne yazık ki İstanbul’da 1 Mayıs AKP ile nasıl olursa olsun AKP’yi götürmek isteyen anti AKP cephe arasındaki kavgaya/dalaşa heba
edildi. İşçi sınıfı egemenler arasındaki dalaşta, birilerinin yedeğine düşmekten, birilerinin payandası olmaktan kurtulmalıdır. Biz işçiler açısından Taksim’in tarihsel bir önemi vardır. 1 Mayıs 1977’de devletin katlettiği işçi kardeşlerimizin anısına 1 Mayıs’ta Taksim’de olmak istiyoruz. Bu nedenle 1 Mayıs’ta Taksim’i zorlamamız doğrudur. Bu uğurda mücadele etmemiz doğrudur. Ancak Taksim alanı biz işçiler için ilke sorunu değildir. Taksim 1 Mayıs kutlaması ile mutlaka eşitlenmemelidir. Biz işçiler, egemenler arasındaki iktidar savaşından bağımsız kapitalist sisteme karşı sınıf mücadelesi vermeli, kendi taleplerimizle alanlarda olmalıyız.
*** 30 Mart’ta Mahalli İdareler Seçimi yapıldı. Sonuçlar şunu gösteriyor: *Yerel seçime katılım oranı oldukça yüksek olmuştur. Seçim döneminde yaratılan kutuplaşma ve yerel seçimin referanduma dönüştürülmesi katılımın yüksek olmasında etkili olmuştur. Seçmenlerin çok büyük çoğunluğu sistem içi çözümden yanadır. *CHP-MHP-Gülen koalisyonu bütün çabalarına rağmen, AKP’ni % 40’ların altına çekme hedefine ulaşamamıştır. AKP’ni seçimlerden önce devirme, Erdoğan’ı 30 Mart’tan önce devirme iddiaları sandıktan dönmüştür. *AKP’nin aldığı oy % 45,6’dır. AKP’nin büyük oranda oy kaybedeceğini bekleyen kesimlerin hesabı tutmamıştır. Yolsuzluk, rüşvet operasyonunun, Gülen cemaati ile iktidar savaşının AKP’ye çok fazla oy kaybettirmediği görülüyor. Seçimin tartışmasız galibi AKP’dir. 2009 yerel seçimlerinde AKP’nin aldığı oy oranı % 38,80 idi. Yerel seçime göre AKP oylarını artırmış, son genel seçimlerde aldığı % 50 oya göre oy kaybetmiştir. *Açık ara ile AKP seçimi önde tamamlamıştır. Seçim esas olarak AKP ile anti AKP cephesi arasında geçmiştir. Bu sonuç AKP’yi bölme, parçalama siyasetinin, çabalarının boş olduğunu gösteriyor. AKP önemli oranda halk desteğine sahiptir. *AKP iktidarını seçim yoluyla devirme umutları bütünüyle bitmedi ise de, AKP’nin en azından önümüzdeki seçimlerden de açık ara birinci parti olarak çıkacağı tescillenmiştir. *Türkiye’de siyaseti esas olarak belirleyen parti AKP’dir. Yerel
seçimlerde AKP’nin aldığı oy oranı, onun bu durumdan biraz uzaklaşma durumunda olduğunu göstermektedir. AKP bu konumunu korumak istiyorsa önümüzdeki dönemde desteğe ihtiyaç duyacaktır. *AKP’nin oy oranında genel seçimlerle karşılaştırıldığında bir gerileme söz konusudur. Bu nedenle AKP ittifak içine gireceği güçler arayışında olacaktır. Bu güç BDP olabilir. İki taraf da ilerlemek için ortak hareket etmek (resmi/ gayri resmi) durumunda kalabilir. *Gezi direnişi, 17 Aralık operasyonlarına rağmen ekonomi büyüyor. Gerçek ekonomi işliyor. Borsa düşmesine rağmen yeniden yükseliyor. Buradaki dalgalanma şimdilik gerçek ekonomiye yansımıyor. Seçmenin oy tercihini esas olarak ekonomi belirliyor. *CHP % 27,8 oy almıştır. CHP 2009 yerel seçimlerinde % 23,1 oy almıştı. CHP oylarını % 4 artırmıştır. Bu sonuç ana muhalefet partisi için başarılı bir sonuç değildir. CHP seçimi kaybetmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden yeni CHP projesi tutmamıştır. Kaydedilen oy artışı yeterli değildir. İstanbul’da Sarıgül CHP’ye 1 milyon oy artışı sağlamıştır. Ankara’da Mansur Yavaş CHP’nin oylarını artırmıştır. Önümüzdeki dönemde CHP içinde genel başkanlık savaşı yaşanacaktır. *MHP % 15,2 oranında oy almıştır. 2009 yerel seçimlerinde MHP % 16,1 oy almıştı. MHP oylarını artırmamış, tam tersine oy kaybetmiştir. MHP seçimi kaybedenlerindendir. “Şehit cenazeleri”nin gelmiyor oluşu MHP’ye yaramamıştır!! *BDP 2009 yerel seçimlerinde % 5,7 oranında oy almıştı. BDP ve HDP bu seçimde birlikte % 6,1 oranında oy aldı. Kuzey Kürdistan’da, belediye sayısını artırmasına rağmen BDP’nin kısmen oy kaybı söz konusudur. Türkiye’de HDP ile oy oranı artırılmıştır. Hangi düzen partisi sandıktan çıkarsa çıksın seçimler kurtuluş değildir. Sermayenin egemen olduğu bir düzende hiçbir seçim bizim temel sorunlarımızı çözemez. Temel sorunlarımızın çözümü için halk iktidarı/halk demokrasisi gereklidir. Bunu sağlamanın yolu ise işçi sınıfı önderliğinde bir devrimden geçer. Bunun için örgütlenmeli, mücadele etmeliyiz. 04.05.2014
1 MAYIS BASIN AÇIKLAMASINA İZİN YOK! 1 Mayıs Tertip Komitesi ve 1 Mayıs Taksim çağrıcılarının 21 Nisan’da Taksim Gezi Parkı merdivenlerinde yapmak istediği basın açıklamasına polis izin vermedi. Saat 12.00’de yapılacağı duyurulan basın açıklaması öncesinde polis Taksim meydanını abluka altına aldı. DİSK Taksim Hill Otelde Temsilciler Kurulu toplantısı yaptı. Saat 12.00’ye doğru toplantıya ara verildi. Kitle otelden çıkmak istedi. Otel önünde barikat kuran polis kitlenin Taksim Meydanına çıkmasını engelledi. DİSK’e üye sendikaların temsilcileri yanında, çağrıcı kurumlardan insanlar da otel önüne geldi. Otel önünde kitle ile polis arasında bir süre arbede yaşandı. Polisi kalkanlarla kitleyi iterek uzaklaştırmaya çalıştı. Kitle de yer yer barikata yüklenerek barikatı yarmak istedi. Otel önünde DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu basın açıklaması okuduğu sırada polis biber gazı sıktı. Kitleden fenalaşan, rahatsızlananlar oldu. Kitlenin büyük çoğunluğu otel içine girdi. Kitlenin bir bölümü
polis tarafından Sıraselviler caddesi girişine kadar kalkanlarla iteklendi. Aralarında Greif işçilerinin de bulunduğu topluluk bir süre sloganlar atarak bekledi. Sendika konfederasyonları genel başkanları otel girişine çıktı. Sırayla Kani Beko, Lami Özgen, Osman Öztürk, Süleyman Solmaz konuşma yaparak polis saldırısını kınadı ve basın açıklamasına izin verilmemesini protesto etti. Polisin saldırısı sırasında 13 kişi gözaltına aldı. Saldırı sırasında kitle: “1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanındayız!, 1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak!, Faşizme geçit yok!, 1 Mayıs Taksim'dedir!" sloganlarını attı. 1 Mayıs öngününde, basın açıklamasına izin verilmemesi, devletin Taksim’de 1 Mayıs mitingine izin vermeyeceğinin işaretidir. Başbakan RTE’nın, İçişleri Bakanı’nın, İstanbul Vali’sinin yaptığı açıklamalar bu yöndedir. Görünen 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması yasaklanacaktır. 1 Mayıs’ta alanlara! Yasağı çöpe atmaya! 21.04.2014
1 Mayıs sabahı İstanbul günü sıkıyönetim koşulları ile karşıladı. Vapur seferleri durduruldu. Avrupa yakasında Taksim yönlü Metro ça lışmadı. Metrobüs Beylikdüzü Topkapı arasında sefer yaptı. Sadece Yenikapı’ya giden toplu taşıma araçlarının çalışmasına izin verildi. Kendi imkanlarıyla Şişli DİSK Genel Merkezi’ne gitmek isteyen işçiler, emekçiler polis tarafından engellendi, saldırıya maruz kaldı. İlk saldırı Okmeydanı’nda oldu. Saat 7.30 civarında Okmeydanı Anadolu Kahvesi önünde Taksim’e yürümek için hazırlanan bir gruba polis saldırdı. Okmeydanı Hastanesi ve Çağlayan çevresinde yoğun çatışmalar yaşandı. Bir grup YDİ Çağrı okuru Okmeydanı SSK Hastanesi yönünden Şişli istikametine doğru yürüyüşe geçti. Çağlayan köprüsü üzerinde polis okurlarımızın içinde olduğu kitleye saldırdı. Okmeydanı SSK hastanesi ve Çağlayan çevresinde uzun süren çatışmalar yaşandı. Polisin saldırısı sırasında iki okurumuz hafif yaralandı. S a at 10. 3 0 c iv a r ı nd a
Çağlayan’dan yolu trafiği kapatarak Taksim’e yürüyen içinde Eğitim-Sen üyelerinin çoğunluğ unu oluşturduğ u k it leye Mecidiyeköy köprüsü üzerinde polis saldırdı. Tüm yollar kapatılmasına rağmen, Şişli DİSK önünde çok sayıda kişi bir araya geldi. DİSK Genel Merkezi önünde kortejler
oluşturuldu. Saat 11.00’e doğru Taksim’e yürümek için DİSK önünden Halaskargazi Caddesi’ne inildi. Kortejler oluşturuldu. Polis barikatının önüne kadar yüründü. Kitlenin ilerlemek istemesi üzerine, yoğun gaz, tazyikli su, plastik mermi ile polis saldırdı. Saldırıdan korunmak için
DİSK’e çıkan merdivenlere yönelen kitleye tazyikli su sıkıldı, gaz bombası atıldı. Polis saldırısı sırasında THY ofisinin camları kırıldı. DİSK’in arka sokaklarında yoğun çatışmalar yaşandı. Yüzlerce polis arka sokaklardaki direnişi kırmak için yoğun gaz ve kimyasal toz içerikli plastik mermi kul-
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
İSTANBUL’DA 1 MAYIS
3
landı. Polis DİSK binasını ablukaya aldı. Bina önüne kadar geldi. Şişli Etfal Hastanesi Sokağında yoğun çatışmalar yaşandı. Polis yoğun gaz, tazyikli su, plastik mermi ile direnişi bir süre sonra kırdı. Öğleden sonra Sıracevizler, Bomonti, Mtrocity, Okmeydanı SSK, Çağlayan çevresinde çatışmalar bir süre devam etti. Beşiktaş’ta da toplanan gruplara polis saldırdı. Burada da polis ile kitle arasında çatışma yaşandı. İstanbul Valiliğinin açıklamasına göre aralarında gazetecilerin de bulunduğu 19’u polis 90 kişi yaralandı, 171 kişi gözaltına alındı.
KADIKÖY’DE RUHSUZ 1 MAYIS!
Türk-İş 1 Mayıs’ta Kadıköy’de miting yaptı. Valilik İstanbul’da 1 Mayıs için Kadıköy ve Yenikapı’ya
izin verdi. Yenikapı’ya hiçbir sendika gitmedi. Mitinge Marmara bölgesindeki bütün Türk-İş’e üye sendikalar katıldı. Sabah erken saatlerde Haydarpaşa Numune Hastanesi önünde toplanmaya başlayan sendikalar, saat 11.00’de
Kadıköy Meydan’ına doğru yürüyüşe geçti. Saat 11.30 da kortejin ilk bölümü meydana girdi. Yürüyüşe 8-10 bin kişi katıldı. Yürüyüşte ne ruh, ne de coşku vardı. Miting alanının yakınında bulunan Kadıköy çarşısındakiler
mitingin seslerini duymuyorlardı. Birkaç sendikanın dışında muhalif slogan atan sendika da olmadı. Mitinge İP, TGB, ADD de katıldı. 01.05.2014
Yeni Dünya İçin Çağrı’nın 1 Mayıs öncesinde çıkardığı, çeşitli yerlerde dağıtılan bildiriyi yayınlıyoruz.
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
1 MAYIS’TA FABRİKALARDAN ALANLARA! EGEMENLER ARASINDAKİ İKTİDAR MÜCADELESİNDE TARAF OLMAYALIM! BAĞIMSIZ SINIF MÜCADELESİNİ GELİŞTİRELİM!
4
İşçiler! Emekçiler! 1 May ıs geliyor! 1 May ıs Emperyalizme, kapitalizme, faşizme, ırkçılığa, ulusal baskıya, erkek egemenliğine, çevre katliamına vb. karşı; bizim birlik, mücadele, dayanışma günümüzdür. 1 Mayıs 2014’te de temel sorunlarımız çözülmedi. İşsizlik, yoksulluk, açlık, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız koşullarda çalışma, düşük ücretler vb. olduğu gibi varlığını koruyor. Kapitalist sistemde ücret kölesi olarak yaşam mücadelesi vermeye çalışıyoruz. Biliyoruz ki kapitalizm var olduğu sürece de temel sorunlarımız çözülmeyecek. YEREL SEÇİMLER YAPILDI. KAZANAN BİZ DEĞİLİZ! 30 Mart’ta Mahalli İdareler Seçimi yapıldı. Seçim kasetler/tapelerin, yolsuzluğun, rüşvetin ayyuka çıktığı bir dönemde yapıldı. Seçim yerel seçim olmaktan çıktı. “Tayyip, AKP nasıl olursa olsun gitsin” seçimine, referandumuna dönüştürüldü. AKP cemaat iktidar savaşı, kavgası sertleşti. Yarış AKP ile anti AKP cephesi arasında yaşandı. Bu ortamda AKP açık ara ile sandıktan birinci parti olarak çıktı. Bu sonuç AKP’ye önemli oranda halk desteğinin sürdüğünü gösteriyor. Seçime katılım oranı rekor düzeyde ger-
çekleşti. Bu işçilerin, emekçilerin bu sistemden umudunu kesmediklerinin işaretidir. Hangi düzen partisi sandıktan çıkarsa çıksın seçimler kurtuluş değildir. Sermayenin egemen olduğu bir düzende hiçbir seçim bizim temel sorunlarımızı çözemez. Temel sorunlarımızın çözümü için halk iktidarı/halk demokrasisi gereklidir. Bunu sağlamanın yolu ise işçi sınıfı önderliğinde bir devrimden geçer. NE AKP/MİLLİ GÖRÜŞ, NE DE CEMAAT! AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE! AKP hükümet olduğunda adım adım iktidarı ele geçirme yolunda ilerledi. Kemalist bürokrat burjuvazinin iktidarını çok önemli oranda ele geçirdi. AKP bir cemaatler koalisyonu idi. İktidarı önemli oranda ele geçirdikten sonra, kendi içlerinde kim söz sahibi olacak, iktidar kimin olacak kavgasına tutuştular. İkisi de ılımlı İslamcı olan AKP ile Gülen cemaati arasındaki iktidar savaşında taraf olmamalıyız. Yolsuzluğa, rüşvete karşı cemaatin mücadelesi AKP’yi yıpratmak, iktidardan düşürmek için araç olarak kullanılmaktadır. Gerçekte kendisi de yolsuzluk batağına batmış cemaatin yolsuzluğa karşı mücadele etmesi sahtekarlıktan başka bir şey değildir.
Bugün AKP yolsuzluk batağına batmış durumdadır. Yolsuzluğun bir ucu Başbakan RTE’na dayanmaktadır. Yolsuzluğa karşı mücadele edilmelidir. Yolsuzluk yapanlar bunun hesabını vermelidir. Yolsuzluğu, rüşveti üreten kapitalist sistemdir. Burjuvazi egemen olduğu sürece yolsuzluk, rüşvet hep olacaktır. Yolsuzluğa, rüşvete karşı mücadele, bu kokuşmuş sömürü düzenini yıkma mücadelesine bağlı olarak verilmelidir. Daha dün nasıl ki AKP ile Kemalist bürokrat burjuvazi arasındaki iktidar mücadelesinde taraf olmadıysak, bugün de AKP ile cemaat arasında taraf olmamalıyız. Hepinize, topunuza, düzeninize hayır demeliyiz! Aranızda fark yok, hepiniz aynısınız demeliyiz! Aranızda tercih yapmak, kolera mı, veba mı, kırk katır mı, kırk satır mı? Tercihi yapmaya benzer! Bizim tarafımız sömürünün, sınıfların, baskının, üretim araçları üzerinde özel mülkiyetin olmadığı; insanın insanca yaşayacağı bir düzen için mücadeledir. EGEMENLER AR ASINDA Y ÜRÜ Y EN İ K T İ DA R M ÜC A D E L E S İ N İ N P A Y A N D A L A R I OL M AYA L I M! BAĞI M SI Z SINIF MÜCA DELESİNİ GELİŞTİRELİM! Devlet geçtiğimiz yıl Taksim’de
1 Mayıs kutlamasına izin vermedi. Taksim 1 Mayıs alanında bayramını kutlamak isteyen işçilere, emekçilere azgınca saldırdı. Taksim Meydanında her türlü gösteri yasaklandı. Bu yıl 1 Mayıs da bu yasağın sürmesi, Taksim’de 1 Mayıs kutlamasına izin verilmemesi mümkündür. Biz işçiler açısından Taksim’in tarihsel bir önemi vardır. 1 Mayıs 1977’de devletin katlettiği işçi kardeşlerimizin anısına 1 Mayıs’ta Taksim’de olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta Taksim’i zorlamamız doğrudur. Bu uğurda mücadele etmek doğrudur. Ancak Taksim alanı biz işçiler için ilke sorunu değildir. Taksim 1 Mayıs kutlaması ile mutlaka eşitlenmemelidir. 1 Mayıs kutlaması, AKP ile nasıl olursa olsun AKP’yi götürmek isteyen anti AKP cephe arasındaki kavgaya heba edilmemelidir. 1 Mayıs egemen sınıflar arasındaki iktidar savaşına kurban edilmemelidir. Biz işçiler, egemenler arasındaki iktidar savaşından bağımsız kapitalist sisteme karşı sınıf mücadelesi vermeli, kendi taleplerimizle kendi bayramımızı kutlamalıyız. Bu bi l i nç le he p bi rl i k te haykıralım: Yaşasın 1 Mayıs! Bıji yek Gulan! Kahrolsun kapitalizm! Yaşasın sosyalizm! Nisan 2014
1 MAYISLARDA DÜŞENLER ANILDI 2014 1 Mayıs Tertip Komitesi ve 1 Mayıs’ta Taksim’e çağrısı yapan kurumlar, 1977, 1989, 1996 yıllarında 1 Mayıs’ta katledilenleri andı. Kazancı Yokuşu AKM binası önünde toplanan kitle Kazancı Yokuşunun başındaki 1 Mayıs1977′de yaşamını yitirenler için yapılan anıta yürüdü. Polis Taksim’de olağanüstü önlemler aldı. Gezi parkı merdivenleri, metro çıkışı ve Taksim Anıtı polis tarafından kapatıldı. Kazancı Yokuşu’nda 1 Mayıs 1977 yılında katledilen 37 işçi, emekçi için saygı duruşu yapıldı. “Yaşasın 1 Mayıs! Bıji yek Gulan!, 1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanındayız!, Taksim 1 Mayıs alanıdır!” sloganları eşliğinde Kazancı Yokuşu’na kırmızı karanfiller bırakıldı. DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu kısa bir konuşma yaptı: “Selam olsun 1977′de yitirdiğimiz işçi kardeşlerimize, selam olsun 1 Mayıs’ın yasaklı olduğu yıllarda şehit olanlara, selam olsun Haziran isyanında halkların özgürlüğü için bedenini ortaya koyanlara!” ”Taksim’e sahip çıkmak, geleceğine sahip çıkmaktır. İşçi sınıfı bu meydanı yasaklı olduğu dönemde aldı, tekrar alacak.” “Taksim’den ümidi kesmek yaşam ve emekten ümidi kesmek anlamına” geldiğini söyleyen Çerkezoğlu herkesi 1 Mayıs’ta, Taksim’e çağırdı. KESK Genel Başkanı Lami
Özgen yaptığı konuşmada: “2009 yılında AKP’nin demokrasicilik oynamak suretiyle Taksim’i 1 Mayıs kutlamalarına kendi açmış gibi gösterdiğini, ama alanın ezilenlerin, işçi sınıfı, devrimci ve sosyalistlerin mücadelesiyle açıldığını” söyledi. TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. O sma n Ö z t ü rk : “A K P Hükümeti’nin Taksim ve 1 Mayıs paranoyasına kapıldığını, biz paranoyaya rağmen 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağız” dedi. TMMOB İK K Sözcüsü Süleyman Solmaz: “Geleceği, adaleti, özgürlüğü temsil etmek için Taksim Meydanı’nda olacağız” dedi. Şişhane Anmanın ardından İstiklal Caddesi üzerinden bildiri dağıtımı yapılarak Şişhane’ye gidildi. Burada 1 Mayıs 1989’da katledilen Mehmet Akif Dalcı’nın vurulduğu yerde anma yapıldı. Saygı duruşu yapıldı. DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu kısa bir konuşma yaptı. “Taksim’in 1989 yılında da yasaklı olduğunu ve o gün de Taksim Meydanı’na girmek için çok büyük mücadeleler verildiğini, Mehmet Akif Dalcı’nın 1989 1 Mayıs’ın eşitlik, özgürlük mücadelesinin simgesi olduğunu” söyledi. Kadıköy Kadıköy’de 1996 1 Mayıs’ında polis tarafından katledilen, Hasan Albayrak, Dursun Odabaş ve Yalçın Levent adlı 3 işçi anıldı.
Saygı duruşu yapıldı. DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu kısa bir konuşma yaptı. Sloganlar atıldı. İşçilerin katledildiği yere karanfil-
ler bırakıldı. 1 Mayıslarda toprağa düşenler ölümsüzdür! 28.04.2014
İşçi sınıfının birlik, mücadele, dayanışma günü 1 Mayıs, 27 Nisan Pazar günü Esenyurt Cumhuriyet Meydanında yapılan bir eylem ile kutlandı. Eyleme sendikalaştıkları için işten atılan Kumport Liman işçileri, Gıda İş Sendikası üyesi işçiler, EMEP, HDP, TKP ve YDİ Çağrı katıldı. Eylemde Liman İş Örgütleme Uzmanı Sinan Ceviz, Kumport Liman İşçileri adına bir işçi ve HDP İstanbul milletvekili Levent Tüzel birer konuşma yaptı. Basın açıklamasını direnişte olan Kumport işçisi Arslan Seyrek okudu: “Ülkemizde sendikal mücadelenin üzerine adeta ölü toprağı örtülmüştür. 12 yıllık AKP döneminde birçok hak elden git-
miştir. Emeklilik yaşı yükselmiş, işten atmalar kolaylaştırılmış, patronlara birçok hak tanınırken biz işçilerin hakları budanmıştır. Bu nedenle 1 Mayıs birliğimizin, mücadelemizin pekiştiği gün olmalıdır. Bugün Taksim yasak, yarın Kadıköy, sonra Yenikapı, sonra miting yasak, hak arama yasak, mücadele yasak olacaktır. Tüm işçi kardeşlerimize sesleniyoruz gelin birlik olalım, gelin sendikaları yeniden haklarımız için mücadele merkezlerine çevirelim, gelin elimizden alınan haklarımızı yeniden kazanmak ve ölmeden, aç kalmadan yaşamak için mücadeleyi büyütelim.” Ya p ı l a n k o n u ş m a l a r d a Taksim’in 1 Mayıs kutlamasına
kapatılması eleştirildi. Ayrıca 1 Mayıs kutlamasının çeşitli illerde Türk İş tarafından bölünmesi de eleştirildi. “Yaşasın 1 Mayıs, Bıji yek Gulan!, Yaşasın sınıf dayanış-
ması!, İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!, Birleşe birleşe kazanacağız!” sloganlarının atıldığı eylem, 1 Mayıs’a katılım çağrısı ile son buldu. 27.04.2014
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
ESENYURT’TA 1 MAYIS ANMASI
5
DİRENİŞÇİ İŞÇİLER 1 MAYIS’TA TAKSİM'DE OLACAK! Direnişçi Karşı Gazetesi, Greif, Kazova, Feniş işçileri Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması yaptı. İşçiler “Direniyoruz... 1 Mayıs’ta Taksim’e birlikte yürüyoruz! Direnişçi Karşı Gazetesi, Greif, Kazova, Feniş işçileri!” yazılı ozalit açtı. İşçiler, “Yaşasın 1 Mayıs!, Biji 1 Gulan!, Yaşasın sınıf dayanışması!, “Yatağan işçisi yalnız değildir, Kahrolsun sendika ağaları!, İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganları attılar. Basın açıklamasını Greif işçisi Orhan Purhan okudu: “Bu kavga bizim kavgamızdır. 1 Mayıs, 1886’dan bugüne sömürüye karşı direnen işçilerin, bu uğurda bedel ödemekten çekinmeyen işçilerin kavgasıdır. 1 May ı s Me yd anı’na , 1 Mayıs’larda kaybettiklerimizin, Gezi Direnişi’nde kaybettiklerimizin, İLO rakamlarına göre
her yıl çalışırken ölen 2 milyon 300 binden fazla işçinin öfkesiyle yürüyeceğiz. Milyonlarca emekçiyle birlikte mezar kazıcısı olduğumuz sömürücü kapitalist sistemin son bulması mücadelesine, yaşamlarımızı anlamlı kılan katkıyı sunmak için yürüyeceğiz. (...) Kapitalizmin yurdumuzda, sermaye ve emperyalizmle işbirliği halinde uygulayıcısı olan AKP hükümetine karşı isyanımızı haykırmak için yürüyeceğiz.” Orhan Purhan 1 Mayıs’ta Kazova, Karşı, Greif, Feniş’in direnen işçileri olarak Şişli Cami önünde toplanarak ortak pankart altında 1 Mayıs Meydanı’na y ürüyecek lerini söyledi. Atılan sloganların ardından basın açıklaması sona erdi. 28.04.2014
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
HAZİRAN DİRENİŞİNDEN 1 MAYIS’A…
6
Adana’da 1 Mayıs, işçi sınıfının Dayanışma ve Mücadele günü yüksek katılımla ve coşku içerisinde geçti. Saat 15’e doğru Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu önünde toplanan işçi ve emekçiler kortejler halinde Uğur Mumcuya doğru yürüyüşe geçti. Bu yılki mitinge Gezi direnişinin sloganları ve etkisi hâkimdi. Sık sık Gezi direnişinde yaşamını yitirenler anıldı. Taraftar grupları ve gençlik örgütleri geçen yıllara göre oldukça yüksek bir katılımla yürüyüşte yerlerini almışlardı. Ancak bu yüksek katılım hemen hemen tüm kortejlere yansımıştı. Özellikle Türk-İş’e bağlı sendikaların katılımı iyiydi. Petrol-İş, Tez Koop-İş gibi sendikaların yanı sıra DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş, Nakliyat-İş önceki yıllara kıyasla yüksek bir katılım göstermişlerdi. KESK’e bağlı sendikalar arasından Eğitim-Sen korteji dikkat çekiyordu. Eğitim-İş’e bağlı emekçilerde yoğun olarak katılmışlardı. Önceki yıllarda pek görülmeyen Koop-İş sendikası da bu yıl ki 1 Mayıs’ta yerini almıştı. Gençlik örgütlerinin katılımı, coşkuları ve enerjileri mitinge damgasını vurdu. Önceki yıllara göre özellikle Liseli gençler bir hayli fazlaydı. Çukurova
Belediyesinde çalışan taşeron temizlik işçileri de kendi pankartları ile alandaydılar. Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBT) Platformu üyelerinin de de kendi kortejleri ile mitinge katılmaları oldukça olumluydu. “Tomalara karşı gelen, işte benim Zeki Müren” sloganı atan grup dikkat çekiciydi. Mitinge yoğun katılım ve coşku ise miting alanına yine yansımadı. Çünkü miting alanına girenlerin önemli bir çoğunluğu daha ilk
10 dakikada alanı terk ediyordu. Son kortejler alana girmeye başladığında neredeyse hiçbir sendika üyesi işçi alanda yoktu. Miting a lanına girişte Enternasyonal Marşı çalındı. Tüm kortejler Türkçe, Kürtçe ve Arapça selamlandı. Kortejlerin alana girişi tamamlandığında devrim mücadelesinde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra işçileri temsilen Nazire Erdinç ve kamu emekçileri
adına da Tekin Müjde basın metnini okudu. Miting de Abdullah Öcalan’ın 1 Mayıs mesajı okundu. Bu mesajın okunmasına özellikle Türk-İş’e bağlı sendikaların yöneticileri tepki gösterdi. Tepkiye rağmen basın metni okundu. Kortejlerin alana girişi sırasında, alana yakın bir bölgede kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Ancak olay büyümedi. Miting çekilen halaylarla son buldu. 02.05.2014
MERSİN’DE 1 MAYIS COŞKUYLA KUTLANDI Saat 14.00’den itibaren İstasyon Meydanında bir araya gelen, DİSK ve TÜRK-İŞ’e bağlı işçi sendikaları, KESK, siyasi partiler, devrimci örgütler, kadın örgütleri saat 15.00’den itibaren yürüyüşe geçtiler. Binlerce emekçinin yürüdüğü bu 1 Mayıs’ta, taşeron uygulamalarına, asgari ücrete, nükleer santrallere karşı talepler, eylemde slogan ve taşınan dövizlerle dile getirildi. Eylemde Akkuyu’da yapılmak istenen Nükleer santral, Taksim ve Ankara’daki polis müdahalesi, atılan sloganlar ile protesto edildi. İstiklal Caddesi ve Sakarya Caddesinde sloganlar atarak, Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen emekçiler, “Taşerona esnek çalışmaya hayır!, Bu iş yeri Akkuyu’da nükleer santrale karşıdır!, Asgari ücret utancına son vereceğiz!, Barış, adalet ve özgülük için 1 Mayıs’a!, AKP gidecek umut sokakta!, Hırsızlar halka hesap verecek!, Asılan ve sökülen fidanlar
için adalet!” yazılı pankartlar açarken, alanda sık sık “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!, Taksim’de düşene dövüşene bin selam!, Yaşasın 1Mayıs!” sloganları yükseldi. Gezi direnişinde hayatını kaybedenlerin resimleri taşındı. Alanda uzun süre çalınan müzik eşliğinde halaylar çekildi. Mit i ngde konuşa n DİSK / Genel-İş Şube Başkanı Kemal Göksoy, 1 Mayıs’ın birlik ve dayanışma günü olduğunu belirterek, “Gün mücadele günüdür. Şimdi hamle sırası emek ve demokrasi güçlerindedir. Bunun için emekçiler ve ezilenlerin seçeneğini yaratmak, birleşik toplumsal mücadeleyi büyütmemiz gerekmektedir. Bugün işsizliğe, yoksulluğa, kölece çalışmaya, iş cinayetlerine, zorunlu mesailere, işten atmalara, taşeronlaştırmaya dur demek için 1 Mayıs’ı birlikte haykıralım diyoruz. Her kes dili, rengi ve kültürü ile burada” diyen Göksoy;
İstanbul ve Ankara’da yapılan kutlamalara müdahale edilmesini kınayarak, İstanbul ve Ankara’yı selamladıklarını belirtti. Mersin Kadın Platformu adına Eğitim Sen Mersin Şubesi Kadın Sekreteri Aynur Şahin konuştu. Neo liberal kapitalist çağda egemenlerin egemenliklerini sürdürebilmeleri için saldırılarını
kadınlar üzerinden geliştirdiğini ifade eden Şahin, “Neo liberalizmin uzantısı olan AKP de tüm politikalarını kadına dönük saldırılarıyla gerçekleştirmiştir” dedi. Yapılan konuşmaların ardından miting Kardeş Türküler’in söylediği ezgiler eşliğinde çekilen halaylar ile son buldu. 04.05.2014
Almanya’nın birçok şehrinde olduğu gibi Nürnberg’te de 1 Mayıs 2014 yürüyüşlerinin iki yüzü vardı. Birbirinden temelden farklı iki 1 Mayıs kutlaması yapıldı. Almanya Sendikalar Birliği (DGB) nin geleneksel içi boş, dışı sırmalı reformist olduğu kadar sistem endeksli 1 Mayıs kutlaması. Aslında birkaç yabancı kökenli örgüt var olan tabanlarını bunların kuyruğuna takmasa, DGB 1 Mayıs kutlamalarını bira çadırlarında yapmaya çoktan hazırdır. DGB önderliğindeki bu 1 Mayıs kutlamalarının 1 Mayıs’ın özü ve mücadeleci geleneği ile yakından uzaktan hiçbir alakası yoktur. Kokuşmuş emperyalist sistemin parçası sendika ağaları ellerindeki sendika aracını işçileri emekçileri sisteme bağlama, onları uyutma işlevinde kullanmaktadırlar… Örgütlü Otonomlar (OA) ve bir dizi devrimci grubun destek verdiği ve bizlerin 1980’li yıllarda alternatif olarak başlattığı Devrimci 1 Mayıs geleneğinin devam ettiği diğer kutlama Devrimci 1 Mayıs kutlaması idi. Mottosu Kapitalizme, Erkek Egemen Sisteme ve Faşizme karşı olan bu 1 Mayıs enternasyonal içerikli olmanın ötesinde gerçekten günümüzde 1 Mayıs’ın mücadeleci geleneğine sahip çıkan 1 Mayıstır. Devrimci 1 Mayıs sınıf uzlaşmacılığının reddi temelinde hareket eden bir 1 Mayıs kutlamasıdır.
Her iki 1 Mayısta da farklı talepler söz konusudur DGB 1 Mayısının temel talebi “İyi iş, sosyal Avrupa” , “Barış içinde sosyal birlik ve özgürlük” sizler bunu sınıf barışı içinde patronlarla bir beraberlik olarak algılayabilirsiniz. Bunların bahsettiği özgürlük ise, sermayenin gem vurulmamış sömürü özgürlüğüdür. Devrimci 1 Mayıs temel talebi ise; “Kriz, kapitalizmde günlük hayatın parçasıdır. Buna karşı bizim için direniştir esastır.” “Sistemin müzik notaları ile dans etme yerine, örgütlü dayanışma içinde bu sistemi yıkma hedef lenmelidir,” “Komünizmsiz çözüm, çözüm değildir.” “Faşizmin arkasında kapital vardır, Mücadele ve kurtuluş enternasyonaldir.” Her iki yürüyüşte de farklı sloganlar, farklı katılım ve farklı sesler çok barizdi Bizim Devrimci 1 Mayıs yürüyüşümüzde, 2500 civarındaki katılım da gençler daha dominant ve sayısal fazlalığa sahipti, enerjileri tüm yürüyüşe hâkim idi. DGB de ise tersi söz konusuydu. Geleneksel hantallık, gönülsüz katılım hem yürüyüşte, hem de meydanda fazlasıyla sırıtıyordu. Katılımda kendine Alman ve bir dizi yabancı grup taraftarları bu söyleme uygun bir pratik içindeydi.
Kendine devrimci-ilerici diyen birkaç Türkiyeli grubun faydacı bir anlayışla (örneğin Atılımcıların) DGB kuyruğuna katılmalarını yadırgadık dersek yeridir. Enternasyonalizm bizim yürüyüş ve miting te gerçek içeriğe sahipti. Çünkü yürüyüş ve miting yapılan yerlerde Almanca’nın yanı sıra Türkçe, Sırpça, Arapça, İngilizce, İtalyanca, İspanyolca, Fransızca uluslararası sorunlara temas eden konuşmalardaki içerikte enternasyonaldi. Bizim yürüyüşte farklı sesler kendini ifade etme imkânına sahipti. Yaşasın Enternasyonal dayanışma! sloganı en sık atılan sloganlardan biri idi. DGB de ise sadece katılımcıların içindeki Türkiyeli ve Kürdistanlı yürüyüşçüler görüntünün cilası idi.
Bizim yürüyüşe katılanların hepsinin pürü pak olduğu da söylenemez. Yürüyüş esnasında kafa çekenlerde vardı, her renkte anarşist de vardı. Bizim yürüyüşte sıkça üzerinde durulan konulardan biri de Nazilerin devlet işbirliği ile katlettiği 9 yabancının anılması ve Alman devletinin lanetlenmesiydi. Alman polisinin her yıl olduğu gibi bu 2014 Devrimci 1 Mayısın da katılımcıları kontrol etme etrafını sarma, tam teçhizatlı varlığıyla korku salma kışkırtmalarında bu yıl diğer yıllara göre daha gevşekti. Diğer yıllara göre daha geri planda durdular. Yaşasın devrimci 1 Mayıs ve geleneği! Nürnberg’ten YDİ Çağrı okuru 02.05.2014
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
NÜRNBERG’DE 1 MAYIS
7
BERLİN’DE 1 MAYIS 124 yıldır dünya çapında 1 Mayıs kutlanıyor. 1 Mayıs’ın ortaya çıkışı, şekillenişi ve burjuvaziye karşı isyan bayrağını kaldırmasının nedenlerini iyi kavramak gerekiyor. Herkes 1 Mayıs tarihçesini biliyor ama günümüzde burjuvazinin temsilcileri bile 1 Mayıs’a sahip çıkmaya başladı! 1 Mayıs kutlamalarını engellemeyenler, 1Mayıs’ın içeriğini değiştirerek, saptırarak 1 Mayıs’a sahip çıkmaya başladı! Sistem partileri, sendika ağaları ve burjuvazinin kimi savunucuları, 1 Mayıs kutlamalarında boy göstermeye başladı! Neden? İşçi sınıfının kapitalizmin temellerine yönelebilecek mücadelesini engellemek, 1 Mayıs’ın kavga, direniş ve mücadele günü olduğunu unutturmaktır. İşçi bayramı, sokak eğlenceleri adı altında yeme içme ve alkol tüketme bayramına dönüştürüldü. Berlin’de Kreuzberg semtinde her yıl yapılan, binlerce insanın katıldığı yeme içme ve alkol tüketme eğlencesine 1 Mayıs sokak eğlencesi adı verilmektedir. Alman Sendikalar Birliği’nin (DGB) düzenlediği yürüyüş sonrasında, Brandenburg meydanında eğlence yapılmaktadır. Bu eğlencede yenilip içilmekte, alkol tüketilmekte ve küçük burjuvazi iyi para kazanmaktadır. Bu eğlenceler ve DGB’nin yaptığı 1 Mayıs kutlamalarının 1 Mayıs’ın içeriği ile hiçbir ilgisi yoktur. Sendika ağa-
ları, kapitalizmin temsilcilerinden iyi bir çalışma ve sosyal bir Avrupa talep etmektedir. 1 Mayıs 2014’te Berlin’de iki yürüyüş yapıldı. Sendika ağalarının yürüyüşü ve devrimci 1 Mayıs yürüyüşü. Her iki yürüyüşün içeriği birbirinden farklı idi. Almanya’yı “Büyük Koalisyon” yönetiyor. Yani Sosyal Demokratlarla, Hıristiyan demokratlar. Alman Sendikalar Birliği ise büyük koalisyon ile el ele bir politika yürütüyor. DGB yürüyüşü Hackescher Markt’da saat 10.00 da başladı. Bu yıl DGB’nin 1 Mayıs parolası, “iyi iş, sosyal bir Avrupa” idi. DGB pankartının arkasında IG Metal, Ver-di, GEW vb. sendika kortejleri yer aldı. Sendika kortejlerinin arkasında göçmen örgütleri kortejlerini oluşturdu. Yürüyüşe yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Yürüyüşte öne çıkan pankart ve dövizlerde daha çok iş güvencesi, işçi ücretlerinin yükseltilmesi ve sosyal bir Avrupa vurgusu öne çıktı. Yürüyüş Brandenburger Tor’da yapılan mitingle son buldu. Miting alanında DGB BerlinBrandenburg başkanı Christian Hosbach, IG Metal l BerlinBrandenburg başkanı İrene Schulz birer konuşma yaptılar. Akşam saat 18.00’de devrimci 1 Mayıs yürüyüşü için Kreuzberg Lausitzer meydanında toplanıldı. Kortej hareket etmeden önce yapılan konuşmalarda, Taksim'de
gösteri yapılmasına izin verilmemesi ve polisin sert müdahalesi kınandı. Türkçe devrimci marşlar çalındı. Devrimci 1 Mayıs çağrısı, içeriği ve taşınan pankartlar devrimci idi. Saat 18.45’te yürüyüş başladı. Yürüyüşün en önünde “kriz, savaş, sermayeye karşı Direniş, Ayaklanma, Devrim” (Wiederstand gegen Krise, Krieg, Kapital, Aufstand, Revolotion) pankartı taşındı. En önde yer alan pankartın hemen arkasında, “Berlin, İstanbul, Rojava ve Atina’yı selamlıyor. Her yer direniş” pankartı yer aldı. Devrimci 1 Mayıs yürüyüşüne yaklaşık yirmi bin kişi katıldı. Alman polisi devrimci 1 Mayıs yürüyüşü için geniş güvenlik önlemleri almıştı. Yaklaşık yedi bin polis görev başında idi. Ancak polis güçleri, kortejin etrafında değil ara sokaklarda konuşlandırılmıştı. Devrimci 1 Mayıs yürüyüşü saat 22.00 sularında Hallesches Tor meydanında sona erdi. Devrimci 1 Mayıs yürüyüşüne Herşeye Rağmen (Trotz Alledem) taraftarları, “Devrimci 1 Mayıs: Sosyalizm için Sınıf Mücadelesi (Revolotionarer 1 Mai: Klassenkampf her mit dem Sozialismus) pankartı ile bir kortej oluşturarak katıldı. Herşeye Rağmen taraftarları yürüyüşte, “1 Mayıs 2014: Büyük Koalisyon ile DGB Elele, Direnişi Örgütleyelim”
başlıklı bildiri dağıtımı yaptı. 1 Mayıs kapitalizme karşı, isyan, direniş ve mücadele günüdür. Kapitalizme, savaşa, krize ve sahte 1 Mayıs savunucularına karşı mücadele etmek günümüzün acil görevidir. Gerçek komünizm savunucularının en zayıf dönemlerini yaşadığı günümüz dünyasında, devrimci 1 Mayıs’ın gerçek içeriğini savunmak ve sendika ağalarının maskelerini indirmek görevdir. 1 Mayıs’ın içeriğinin boşaltılarak sokak eğlencelerine dönüştürülmesi ve 1 Mayıs’ın yeme içme, alkol tüketme partilerine dönüştürülmesinin 1 Mayıs’ın ruhu ile hiçbir ilgisi yoktur. Devrimci 1 Mayıs’ın çağrısı, taşınan pankartlar ve yapılan konuşmaların içeriği devrimcidir. Ama yürüyüşe katılanların önemli bir bölümünün devrimci bir yaşama sahip olduğu söylenemez. Sistemden hoşnutsuz olan çok sayıda genç var. Ne yazık ki, bu gençler alkolizm ve uyuşturucu batağına saplanmıştır. Kapitalizme karşı olmak, mücadele etmek, kapitalizmin türevlerine karşı da mücadele etmeyi gerektirir. Berlin devrimci 1 Mayıs yürüyüşünün en olumsuz yanı budur. 1 Mayıs kızıldır, kızıl kalacak. 1 Mayıs’ın kızıllığının karartılmasına karşı mücadele etmek görevdir. Berlin’den YDİ Çağrı Okuru 02.05.2014
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
77. YILDÖNÜMÜNDE DERSİM KATLİAMI PROTESTO EDİLDİ
8
4 Mayıs 1937 tarihinde dönemin CHP hükümetinin ‘Gayet gizlidir’ kararıyla başlayan Dersim katliamı birçok yerde lanetlendi. Dersim’de ‘38 Kayalıkları’nda yapılan anmada Zazakî ağıtlar yakılırken, ‘Unutmak ihanettir, hesabı sorulacak’ denildi. Mer si n’ den de D er si m Dernekleri Federasyonu, Mersin Dersimliler Derneği Ve Dersimli Gençler inisiyatifinin düzenlediği, “ Dersim Soykırımının 77. Yıldönümünü” lanetleyen eylemi için, Özgür Çocuk parkından bir araya gelindi. Çoğunluğunu Dersim’li gençlerin oluşturduğu kitle saat 12.30 da yürüyüşe geçti. “Katil devlet hesap verecek!, Dersim onurdur onuruna sahip çık!, Dersimde düşene dövüşene bin selam!, Dersimde kalekol istemiyoruz!, Dersim Faşizme mezar olacak!, Baraj yapma boşuna yıka-
cağız başına!”… sloganları atarak Büyük Şehir Belediyesi önüne kadar yürüdü. Buradan yapılan basın açıklamasını Dersim’li gençler adına Özer İnal okudu. Basın açıklamasında, 4 “Mayıs 1937’deBakanlar Kurulu kararıyla ‘Tedip ve Tenkil Hareketi’ adı altında travmatik etkileri günümüzde de süren bir etnik temizleme uygulaması başlatılmıştır. “denildi. Açıklamada: “Eylül 1935’de ‘Nürnberg Yasalarıyla Kanunlaşan ‘Kristal geceler’ ile zirve yapıp ‘Gaz Odaları’nda son bulan Yahudi soykırımı ile 26 Aralık 1935’te Tunceli Kanunu’ ile yasalaşan, 4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu kararı başlayan ve toplumun ileri gelenlerinin Kasım 1937’de idamlarıyla zirve yapıp, akabinde gaz mağaralarında son bulan Dersim kırımı arasındaki zamansal pa-
ralellik hiçte şaşırtıcı değildir.” Denilerek Yahudi soykırımı ile paralellik kurulmaktadır. Dersim katliamının AKP ile CHP arasında şantaj malzemesi olarak kullanılmasına karşı çıkıldı. Yapılan Açıklamada AKP samimiyetsizlikle suçlanırken, CHP’yi de Dersim katliamındaki rolü ile yüzleşmeye çağırıldı.
Dersim isminin geri iade edilmesi, Genelkurmay arşivlerinin açılması, sürgünler, kayıplar ve evlatlık verilen çocukların listesinin açıklanması talep edilen eylemde, son olarak “Dillerimize ve başta Kızılbaş Alevi inancımız olmak üzere inançlarımıza özgürlük istiyoruz” denildi. 5.05.2014
SOYKIRIM KURBANLARI ANILDI 24 Nisan 2014 Ermeni soykırımının 99. yıldönümüdür. 24 Nisan 1915’de İstanbul’da yüzlerce Ermeni aydını gözaltına alındı. Yüzlercesi öldürüldü. Az sayıda Ermeni aydını bu katliamdan kurtuldu. 24 Nisan tüm dünyada Ermeni Soykırımının kurbanlarının anıldığı, soykırımın başladığı gün olarak kabul ediliyor. Soykırım kurbanları İstanbul’da yapılan bir eylem ile anıldı. Önceki yıllarda soykırım kurbanları anma etkinliği, Taksim Meydanı Sular İdaresi binası önünde yapılıyordu. Gezi direnişinden sonra, devletin Taksim
hassasiyeti, Taksim Meydanının gösterilere kapatılması, soykırım kurbanlarını anma etkinliğine de yansıdı. Sular İdaresi önünde anmaya izin verilmedi. İstiklal Caddesi Fransa Kültür Merkezi önünde anmaya izin verildi. Kültür Merkezi önü çift yönlü bariyerlerle kapatıldı. Anmaya katılacakların geçişine izin verildi. Polis sıkı güvenlik önlemi aldı. Buna rağmen yüzlerce kişi soykırım kurbanları anma etkinliğine katıldı. Soykırımda katledilen Ermeni aydınlarının resimleri taşındı. Mumlar yakıldı. Ermeni matem müziği çalındı. 24 Nisan
1915’te gözaltına alınan, katledilen Ermeni aydınlarının isimleri okundu.
Soykırımın 99. yılında, Ermeni soykırımını lanetliyoruz! 25.05.2014
10 Nisan’da polis şiddeti ve baskını ile fabrika işgali kırılan Greif işçilerinin mücadelesi sürüyor. Greif İşçileriyle Dayanışma Komitesi, 19 Nisan Cumartesi günü Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması yaptı. “Greif işçisi yalnız değildir! Greif İşçileriyle Dayanışma Komitesi” ozalitinin açıldığı eylem sırasında, “Taşerona köle olmayacağız!, Zafer direnen emekçinin olacak!, Greif işçisi direnişin simgesi!, Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı. Eylemde direnişçi işçiler konuşma yaptı. Greif işçisi Coşkun Alsaç, polis operasyonunun direnişi bitirme amacıyla yapıldığını belirterek, baskılara rağmen direnişin süreceğini, Greif işçileri olarak 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını söyledi. Hey Tekstil direnişçisi Zeki Gördeğir, 3 yıldır direnişlerinin sürdüğünü, direnişleri nedeniyle haklarında davalar açıldığını söyledi. Uzun süren direniş nedeniyle işçilerin maddi zorluklar nedeniyle direnişten ayrıldığını, buna rağmen direniş çadırlarının fabrikanın kapısında durmaya devam
ettiğini anlattı. İnşaat İşçileri Sendika Girişimi adına bir konuşma yapıldı. TOKİ şantiyesinde taleplerinin karşılanması için işgal yapıldığı, işgalin başarıya ulaştığı ve taleplerin karşılandığı ifade edildi. Greif İşçileriyle Dayanışma Komitesi basın açıklaması okundu. 10 Nisan Greif operasyonun 19
Aralık katliamına benzer bir saldırı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, DİSK Tekstil Sendikası bürokratlarının işçilere ihanet ettiği vurgulandı. Basın açıklaması şu sözlerle son buldu: “İşçiler; direnerek, öğrenerek, örgütlü ve birleşik bir güç haline gelmeyi de başaracaktır. İşçi kanı
emerek, semiren sermaye sınıfının ve onların içimizdeki uzantılarını tarihin çöplüğüne gömeceğimiz günler de gelecektir.” Greif İşçileriyle Dayanışma Komitesi basın açıklamasının ardından BDSP’de basın açıklaması yaparak, 10 Nisan polisi saldırısı ve şiddetini kınadı. 19.04.2014
GREİF İŞÇİLERİNİ DESTEKLEME ETKİNLİĞİ İstanbul Hadımköy’de bulunan Greif Sunjit çuval fabrikası işçilerinin, fabrikayı işgalinin 56. Gününde, işgali desteklemek amaçlı Esenyurt Depo durağında Yeni Dünya için Çağrı adına bir
eylem gerçekleştirdik. Eylemde hazırlamış olduğumuz Greif işçilerini destekleme çağrısı yapan bildirinin dağıtımını yaptık. Dağıtım sırasında bir arkadaş megafonla ara ara kısa konuşma-
lar yaptı. Konuşmasında; Greif işçilerinin kim olduğunu, hangi süreçten geçtiklerini, neden desteklediğimizi, bu mücadele sadece onların değil bizimde mücadelemiz olduğunu, onları yalnız bırak-
mayacağımızı, bu anlamada sahip çıkmamız gerektiğini vurguladı. Eylemimiz yapılan ajitasyonla birlikte çıkarmış olduğumuz bildiri dağıtımı ile sonlandırıldı. NİSAN 2014
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
GREİF İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMA KOMİTESİNDEN BASIN AÇIKLAMASI
9
Hukuk Köşesi Bu bölümde iş yasalarına göre açıklamalarda bulunmaktayız. Burjuva devletlerde yasalar patronlar ve sermaye yararına yapılır. İşçi sınıfı haklarını almak ve bu haklarını genişletmek için tüm yol ve araçlarla mücadele yürütmelidir. Bunlardan birisi de hiç kuşkusuz Hukuk mücadelesidir. Bu nedenle mücadele yürüten işçi sınıfı yasaları bilmek zorundadır.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu – XI
Sendikaların Faaliyetleri
Sendikalar Kanunu’nun 5. bölümü ile devam ediyoruz. Sendikalar yasasının 26. maddesi “Kuruluşların Faaliyetleri” başlığı altında sendikaların faaliyetlerinin genel çerçevesini çizmektedir. Bu maddenin ilk bendinde sendikaların tüzüklerinde yer alan konularda serbestçe faaliyette bulunabileceklerini belirtir. Buna göre sendikalar yasanın çerçevesini aşmadığı sürede tüzüklerde yer alan tüm konularda çalışma yürütebilirler. Bu maddeye göre sendikalar üyelerini ve mirasçılarını temsilen iş sözleşmesi, çalışma hakları ve sosyal güvenlik konularında dava açabilir, açılmış davalara müdahil olabilirler. İşçinin sendika üyeliği düşse dahi sendika bu davaları takip edebilir. Sendikalar faaliyetlerinden yararlanmada üyeleri arasında eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasaklarına uymak zorundadırlar. Ayrıca bu yasa ile sendikaların faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeteceği de hüküm altına alınmıştır. Yani sen-
dikalar kadınlar lehine pozitif ayrımcılık uygulayabilirler. Bu eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. Sendikaların sağladıkları hak ve çıkarların sendika üyesi olmayanlarca da kullanılabilmesi, sendikaların yazılı onayına bağlıdır. Sendikalar tüzüklerinde yer alan amaçları dışında bir faaliyette bulunamazlar. İşçiler ve işçi sendikaları işveren örgütlerine, işveren kuruluşları da işçi örgütlerine üye olamazlar. Ayrıca gerek doğrudan doğruya, gerek temsilcileri veya mensupları veya araya koyacakları diğer kimseler aracılığıyla biri diğerinin kurulmasına, yönetim ve faaliyetine müdahalede bulunamaz hükmü de yer almaktadır. Yasaya göre sendikalar siyasi partilerin ad, amblem, rumuz veya işaretlerini kullanamazlar. Sendikaların ticaretle uğraşamayacakları belirtilmektedir. Ancak sendikalar genel kurul kararıyla nakitlerinin %40’ından fazla olmamak kaydıyla sanayi ve ticaret kuruluşlarına yatırımda bulunabilirler. Yani hisse senedi vb. alabilirler. Son olarak bu maddeye göre sendikalar elde ettikleri gelirleri üyeleri ve mensupları arasında dağıtamazlar. Ancak grev süresince tüzüklerine göre üyelerine yapacakları yardımlar ile eğitim amaçlı yardımlar bu kapsamda değerlendirilemez. Bu maddeye göre sendikalar bir fon biçiminde, ticaret veya yatırım yaparak kazandıklarını üyelerine pay edemezler. Sadece bir işçi sendikası için doğal ve hatta zorunlu olan grev süresince üyelerine yardımda bulunabilirler, eğitim amaçlı yardımda bulunabilirler.(Madde 25) 2821 sayılı yürürlükten kaldırılan Sendikalar Kanunu’nda sendikaların faaliyetleri bürokratik bir biçimde çizilmişti. Aksi düşünülebilirmiş gibi TİS yapmak faaliyetler arasında sayılmıştı. Yasanın yeni halinde yer alan hükümler önceki yasaya kıyasla daha ileri bir durumdadır. iscikosesi@gmail.com adresine sorularınızı gönderebilirsiniz.
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
DHL’DE TOPLU SÖZLEŞME İMZALANDI
10
TÜMTİS Sendikasının uluslararası lojistik şirketi DHL’de 2 yıl süren örgütlenme çalışmaları başarıya ulaştı ve TÜMTİS Sendikası TİS yapma yetkisi aldı. DHL’de 2012 yılında başlanılan örgütlenme süreci kolay geçmedi. DHL işvereni sendikaya üye olan 32 işçiyi işten attı. Sendikaya üye olan işçiler üzerinde baskı kurdu, onları istifaya zorladı. Taşeron sendikayı (Öz Nakliye İş) DHL’ye getirerek TÜMTİS Sendikasının örgütlenmesini engellemeye çalıştı. Bu zorluklara rağmen örgütlenme çalışması başarıya ulaştı. DHL’de 2.200 işçiyi ilgilendiren Toplu İş Sözleşmesi 21 Nisan 2014 tarihinde imzalandı. 01 Ocak 2014-31 Aralık 2015 dönemini kapsayan TİS ile ilgili TÜMTİS Sendikası Merkez Yönetim Kurulunun verdiği bilgi şöyle: “İmzalanan TİS ile sendikal nedenlerle işten çıkarılan işçilerden 25’i geriye dönük 4 aylık ücretleri ile 01 Mayıs 2014 tarihinden itibaren iş başı yaptırılmıştır. Sendikamızın tüm çabalarına rağmen, işten çı-
karıldıktan sonra kıdem ve sendikal tazminatları ödenen 7 işçiye iş başı yaptırılmamıştır. Üc re tl e re top l a m g iyd i r i l m i ş net yüzde 32 ile 46 arasında değişen oranlarda zam alınmıştır. 750 taşeron işçi 01 Nisan 2014 tar ihinde kadroya alınmış, ücretleri, 01 Ocak 2014 tarihinden itibaren kadrolu işçilerle eşit seviyeye getirilmiştir. TİS ile alınan ücret zammı kadrolu işçilerle eşit seviyeye getirilen bu ücretlerine yansıtılmıştır. Sosyal yardımlarda önemli artışlar sağlanmış, yılda 2 ikramiye alınmıştır. Yakacak yardımı 350 TL olurken, Eğitim yardımı; İlkokul 100 TL, Ortaokul 120 TL, Lise 150TL, Yüksekokul 200 TL olmuştur. Evlenme yardımı
700 TL, doğum yardımı 200 TL, ölüm yardımı 500 TL olmuştur. 9 TL olan yemek yardımı 12 TL’ye çıkartılmıştır ve kademelere göre en düşük 12 TL olmak üzere 15 TL’ye yükseltilmiştir. DHL’ de toplu iş sözleşmesi üyelerimizin yüzde 90’nın onayı alınarak imzalanmıştır.” (www.
tumtis.org) DHL’ye sendikanın girmiş olması ve TİS yapılması olumludur. Sendikal nedenlerle işten çıkarılan 7 işçinin işe geri alınmaması olumsuz olsa da, genel olarak DHL işçileri için kazanım söz konusudur. 25.04.2014
Kısa... Kısa...
KARŞI GAZETESİNDE İŞGAL
Karşı gazetesi çalışanları kendilerine hiçbir tebligatta bulunulmadan ve ödeme yapılmadan gazetenin kapatılmasını protesto için gazete binasını işgal etti. Yaklaşık 40 gazete çalışanı, ödeme yapılana kadar gazeteyi terk etmeyeceklerini açıkladı. Karşı gazetesi çalışanları bir yıllık iş ve maaş sözüyle işe alınmışlardı.
14 Nisan’da son sayısıyla okurun karşısına çıkan gazete, 9 Şubat Pazar günü yayın hayatına ”Yalana Karşı Gerçeğin Gazetesi” sloganıyla başlamıştı. 17 Aralık yolsuzluk operasyonunda gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Ali Ağaoğlu’nun tam sayfa ilanının gazetede yayınlanması, gazetenin yazarlarından Şebnem Sönmez, Ece Zereycan, İhsan Eliaçık, Deniz Evin’in ga-
zeteden ayrılmalarına neden oldu. Ardından İnsan Kaynakları Müdürü Deniz Çelik ve Reklam Müdürü Saynur Okuroğlu gazeteden ayrıldı. Bu gelişmeler üzerine gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Eren Erdem istifa etti, yerine yayın koordinatörü Kutlu Esendemir Genel Yayın Yönetmeni olarak atandı. Peşpeşe gelen istifa ve işten çıkarılmaların ardından zor duruma düşen Karşı gazetesinin 14 Nisan’da son sayısı çıktı.
DİYARBAKIR BEDAŞ’TA DİRENİŞ!
Dicle Elektri k Dağ ıtım AŞ (DEDAŞ) Diyarba k ır İl Müdürlüğü Arıza-Onarım-Bakım Servisinde çalışan Enerji Sen üyesi işçiler insanca çalışma koşulları
talebiyle direnişe geçtiler. İşçiler bir yandan yaşadıkları sorunları duyurmak için eylem süreci başlatırken, diğer yandan da işverenin sendikaya yönelik baskılarına maruz kaldılar. İşçilerin işveren tarafından yapılan "sendikayı ardan çıkartın görüşelim" teklifini reddetmelerinin ardından işyerine polis çağırarak işçileri göz altına aldırmakla tehdit etmelerine rağmen enerji işçilerinin kararlılığı sürüyor. İşçilerin talepleri şunlar: - İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri tam ve eksiksiz uygulansın. - İşten çıkarmalar durdurulsun. - Yol-yemek ücretleri ödensin - Geçmişe dönük ödenmeyen haklar ödensin.” (enerjisen.org) Nisan 2014
Petrol- İş Sendikasına üye olan 7 Birgi-Mefar işçisi işten atıldı. 5 işçi işe iade davasını kazanmasına rağmen işe geri alınmadı. İşçiler Birgi Mefar Fabrikası’nın sahibi İngiliz firması NBGİ’yi İngiliz konsolosluğu önünde protesto etti. Mefar işçileri Birgi-Mefar Şirket ler Gr ubu’nu n sa hibi Ethamba ve NBGI özel fon kuruluşlarını protesto etmek amacıyla İngiliz Konsolosluğu önünde buluştu. Greif işçileri de Mefar işçilerine destek verdi. İşçiler sık sık “Güvencesiz kölece çalışmaya hayır” sloganı attı. İşçiler adına konuşan Mefar İşçisi Cihan Güneş, İngiltere Konsolosluğu önünde seslerini Mefar’ın gerçek sahibi kuruluşlara duyurmak istediklerini söyledi. “Bugün Mefar işyerinde sendikalaşma çabasına öncülük edenler işten çıkarılmıştır, sendika
üyeleri üzerinde baskı oluşturulmaktadır” diyen Güneş, Mefar işçilerinin toplu iş sözleşmesi hakkının gasp edildiğini söyledi. Güneş, “İşten atılan 7 arkadaşımızın işe geri alınmasını istiyoruz. Çalışma Bakanlığı tarafından tespit edilen yetki kararının sendikamız Petrol-İş’e verilmesini istiyoruz. Anayasal hakkımız olan sendikal hakkımızın tanınmasını istiyoruz.” şeklinde taleplerini dile getirdi. 19 6 3 y ı l ı n d a n b u y a n a Türkiye’de ilaç sanayi içinde yer alan Birgi Mefar Şirketler Grubu’nun, 2011 yılında İngilizYunan ortaklığında Ethemba ve NBGİ isimli fon kuruluşları tarafından satın alındığını aktaran Güneş, şirketlere yatırım yapan bu fon kuruluşlarının, Birleşik K ra l lı k Finansa l Hizmet ler Otoritesi tarafından denetlendiğine dikkat çekti. Fon kuruluşla-
rının idaresi altındaki Mefar İlaç İşyerinde geçtiğimiz yıl yüzlerce işçinin Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikasına üye olmasıyla tehditlerin başladığına dikkat çeken Güneş, işverenin Petrol-İş Sendikasının toplu-sözleşme teklifine yanaşmadığı gibi, Temmuz
2013 ‘de “Performans eksikliği” bahane ederek 7 işçiyi işten çıkarttığını söyledi. İşçiler açıklamasının ardından İngiliz Konsolosluğu yetkililerine taleplerini iletmek üzere bir mektup verdi. 24.04.2014
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
BİRGİ-MEFAR’DE DİRENİŞ
11
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
TEZ-KOOP İŞ SENDİKASI 9.OLAĞAN GENEL KURULU YENİDEN YAPILDI. TEZ KOOP İŞ SENDİKASI ÜYELERİ, TAŞERONCU VE KAYYUMCU YÖNETİMLERE GEÇİT YOK! DEDİ
12
Tez-Koop İş Sendikası 26-27 Mart 2011 tarihinde yapılan 9.Olağan Genel Kurulu seçimini Osman Gürsu ve ekibi kazanmıştı. O Genel Kurul’da Kipa işyerlerinde çalışan sendika üyesi işçilerin Genel Kurul seçimlerine “sendika tüzüğü gereğince”, genel kurul seçimi çoğunluğuna dahil edilmemesi kararı üzerine, Gürsel Doğru ve ekibi yargıya gitti. Yargı da ilgili tüzük hükmünü göz önüne almadan, Kayyum kararı verdi. Kararda: “belli sayıda Kipa işçisinin genel kurul çoğunluğuna dahil edilmemesi” gerekçesi gösterildi. Böylece mahkeme kararı ile sendikaya Kayyum atandı. Atanan Kayyum, 12-13 Nisan 2014’te 9.Olağan Genel Kurulun yeniden yapılmasına karar verdi. 9.Olağan Genel Kurul seçimi 2011 delegeleri ile yapıldı. Seçimi yine Osman Gürsu ve ekibi kazandı. Genel Kurul Tes İş Sendikası Genel Merkezi konferans salonunda yapıldı. Kayyum’un altı ay işbaşında olduğu şartlarda Genel Kurula gidildi. Durum böyle olunca taraflar seçim üzerine konuşmalar yaptılar. Genel Kur u l sa lonu na: “TAŞERONCULAR A, K AY Y U M C U L A R A H AY IR!, İŞÇİLERİN BİR LİĞİ K AY Y UMCULAR I YENECEK!, GÜVENCESİZLİĞE SE N Dİ K A SI Z L IĞ A TAŞERONLAŞMAYA HAYIR!”
afişleri asılmıştı. Genel Kurula iki liste olarak katılım sağlandı. Birinci liste Osman Gürsu ve ekibi, İkinci liste Gürsel Doğru ve ekibi şeklindeydi. Genel Kurulun yapıldığı salonda güvenlik önlemi alınmıştı. İlk oturumda salona sadece yönetici ve delegeler ve az sayıda görevli vardı. Misafirler ve genel kurulu izlemeye gelen belli sayıda kişi de salon dışındaki televizyon ekranından izledi. Ver i len önerge y le D iv a n Başkanlığına Tek Gıda iş’in Başkanı Mustafa Türkel oybirliğiyle seçildi. Verilen karar tasarıları oylanırken gerginlik oldu. Karar tasarıları oylandıktan sonra salona misafirler de alındı. Olağanüstü Genel Kurulu Mustafa Türkel iyi yönetti. Genel Kurullar yapılırken genelinde işçi sınıfının andaki durumu ve neler yapacakları üzerine konuşmalar yapılır. Seçimle işbaşına gelmiş bir yönetim işbaşındayken, seçimi kaybeden eski Genel Başkan, kendi hırsı ve isteklerini bastırmadan yeniden sendikanın başına geçmek için yönetiminde bulunduğu sendikayı ve ona bir dönem güvenen ve oy veren sendikanın üyelerinin güvenini hiçe sayarak sendikaya yargı yoluyla Kayyum getirmek için bütün çabayı göstermişti. Tez Koop İş Sendikasında ilk kez seçimi kaybeden bir başkan kayyum
getirmek için çaba sarf etmiştir. Bu sendikaya yapılan haksızlıktı. Sendikanın üyeleri de bunu onaylamadı. Özelinde “Taşeron olduğu” iddia edilen eski Genel Başkan Gürsel Doğru 2011 yılındaki Genel Kurulu kaybetmişti. Bu Genel Kurul onun için bir rövanş niteliği taşıdığı anlaşılıyordu. Gürsel Doğru’nun ekibinde olanlar konuşmalarını eleştiriden çok hakaretler üzerine kurmuşlardı. Kimi haklı eleştirileri olsa da bu sendikayı büyütmek ya da daha işçi sınıfından yana bir sendikacılık yapmak istediklerinden değil, yönetime gelmek için yaptıkları eleştirilerdi. Genel Kurulda Osman Gürsu ve ekibi : “sendikaya getirilen Kayyum bu sendikayı işlemez hale getirmek için bir çabadır. Bu çabalarına rağmen biz işçinin verdiği güvenle görevimizi sürdüreceğiz. Genel Başkanlık yapmış bir yöneticiye yakışmayan bir şekilde bu sendikaya yargı yoluyla Kayyum getirmişlerdir. Böyle olunca örgütlenme ve diğer sendikal faaliyetlerin yerine getirilmesini engellemişlerdir. Ülkede dördüncü büyük sendika olan ve son yıllarda hem yapısal hem de örgütlenmede büyük atılım yapmış sendikamızı kamuoyunda itibarsızlaştırma çabalarına girmişlerdir.. Bu durumu görün, birlikte bu oyunu bozalım “Taşeroncu ve
Kayyum”cu anlayışı yine sandığa gömelim” dediler. Gürsel Doğru ve ekibi, yargının kendilerini haklı bulduğunu, seçilirlerse sendikayı daha ilerliye taşıyacaklarını belirttiler. 3 yıllık süreçte sendikanın büyümediği, sürecin iyi yönetilemediği gibi bilinen eleştiriler getirdi. İkinci bölüm başladığında, Gürsel Doğru salondaki yerini almasıyla onu destekleyenler “işte başkan, en büyük başkan!” diye bağırdı. Bu gurup sık sık konuşmacılara sataştı, yer yer karşılıklı sataşmalar oldu. Genel Başkan adayı Gürsel Doğru konuşma yaptığında salonundaki delege ve dinleyicilerin büyük bölümü salonu terk etti. Gürsel Doğru taraftarları, salonu terk edenlere laf attılar ve gerginlik olması için çabaladılar. “2011 yılında yapılan Genel Kurul’da yanlış yapıldığını, yargının Genel Kurul’u iptal edeceğini söyledik. Bunun sorumlusu biz değiliz, bize rağmen Genel Kurul yapanlar sorumludur.” Kendisine getirilen “işveren” eleştirisine ise cevap vermedi. Eski genel başkan Sadık Özben’i öven, Osman Gürsu için “o bir Osman abidir, başkanlık yapamaz”, bu işi en iyi ben yaparım!! Sendikanın güçlenip bu güne gelmesi süreci onunla başlamış izlenimi vermeye çalıştı. Tez Koop İş Sendikanın güçle-
Gürsel Doğru olduğunu gördüm. Biz bakanlığa bir kurum temsilcisi olarak zor girebilirken o “saygın işadamı” olarak girebilmektedir. Biz sendikamızı böylesi “saygın işadamı”na teslim edemeyiz.” “Biz 2011 Genel Kurul’un da sendikanın tüzüğüne uygun olarak seçime gittik. Kaybedenler sonra mahkemelerden, Türk-İş Konfederasyonundan çıkmadılar.
bir üst yazıyla teslim eder.”) uygun Genel Kurul yaptık. Yargı tüzüğe atıfta bulunmadan karar verdi. Yargıtay da jet bir hızla 12 günde Kayyum kararını onadı. Altı aydır, bugünü bekliyorduk ve seçimimizi yapıyoruz. Sendika tüzüklerini yeniden inceledik, diğer sendikalarında tüzüklerinin de bizdeki tüzük gibi olduğunu gördük.” “Bu sendikayı işçi-
Onlarla birlikte sendikamızın itibarını zedelemeye ve ele geçirmeye çalıştılar. Biz tüzüğe (“3) Şubelerin Yönetim Kurulları, şubelerine bağlı Toplu İş Sözleşmesi bağıtlanmış işyerlerinde çalışan ve aidat ödeyen üyelerin Toplu İş Sözleşmesi, yetkisi kesinleşen işyerlerinde çalışan üyelerin ve Toplu İş Sözleşmesinin yürürlükte olduğu işyerlerinde, bir yıldan çok olmamak kaydıyla, her ne şekilde olursa olsun hizmet akdi askıda olan üyelerin listelerine Başkanlar Kurulu toplantısından en geç 10 gün önce Genel Yönetim Kurulu’na
ler yönetecek, bu sendikayı K a s a p O s m an yön e te c e k ! Sendikamıza yakışan tavır budur. Yarın bunu onaylayacağız. Kayyumcu ve Taşeronlara geçit vermeyeceğiz!..” Haydar Özdemiroğlu Genel Eğitim Sekreteri: “Taşeronlardan hesap soracağız, sendikamızı onlara yedirmeyeceğiz. Bizim gücümüz işçilerdir ve onlar bize onay verecektir.” “2011 Genel Kurul’un da söz verdik bütün şubelere eşit mesafede olacağız dedik, dediğimizi yaptık. İlk yönetim toplantısından sonra gittiğimiz yer İzmir
şubeleri oldu. Orada ne oldu, bir gurup çeteci beni linç etmek istedi, zor kurtulduk, beni linç etmek isteyenler daha sonra ceza aldılar. Kipa işletmesinin işyerlerine dönük bir dizi eylemlilik yaptık. Sonrasında Toplu İş Sözleşmesine oturduk ve önemli kazanımlar elde ettik, binlerce yeni üye yaptık. İç örgütlülüğümüze dönük bir dizi eğitim yaptık. Eğitim talebi olan tüm şubelere bu konuda yardımcı olmaktan geri durmadık. Yeni yerler örgütledik, gelişen eylemliklere destek verdik.” “Daha fazla iş yapmamıza açılan mahkemeler engel oldu. Bu mahkemeleri de şimdi başkanlığa aday Gürsel Doğru ve ekibi açıyordu. Öyle ki bir dizi yerde bu davaları açıyorlardı. Ve bizi bu mahkemelere koşturmaktan iş yapamaz duruma getirmeye çalışıyorlardı. Sırf bizim iş yapmamızı engellemek için. Şimdi bu taşeron gelmiş sendikamıza yaptıkları yetmiyor, yönetmek istiyor. Biz kimsenin arkasından konuşmadık, kim olursa olsun yüzüne karşı söyledik. Gürsel Doğru’nun Taşeron olduğunu belgeleriyle önüne koyduk.” Genel Başkan Osman Gürsu birleştirici ve toparlayıcı bir konuşma yaptı ve gerilimi azalttı. En can alıcı nokta ise; “Kayyum’cu anlayışın işçinin iradesine ipotek koymasıdır. Eğer amacınız seçim yapmaksa gelin olağanüstü kararı alalım 26-27 Mart 2011 seçimini yeniden yapalım. Gürsel
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
nip bu güne ulaşmasında Sadık Özben ve ek ibinin çabaları önemlidir. Sendikanın örgütlenme politikası o dönem şekillenmiş ve önemli başarılar elde edilmişti. Halil İbrahim Bebe Adana Şubesi İdari Sekreterinin konuşmasında altı çizilmesi gereken nokta: ”Gürsel Bey siz sendikacı olabilirsiniz, sendika başkanı adayı da olabilirsiniz, ama bunu işçi sendikasında değil gidip TÜSİAD-MÜSİAD (PATRONLAR) Sendikasında yapınız.” Bu konuşma salonda büyük alkış aldı. “Biz taşeron ve Kayyumcu başkan istemiyoruz. Onun için desteğimiz Osman Gürsu ve ekibine” dedi. Mustafa Barın Ankara 2 No’lu Şube Başkanı: “Gürsel Doğru’nun bu sendikaya Kayyum gelmesi için harcadığı emeği sendikanın güçlenmesi için harcamasını isterdim. Ne yazık ki durum bu değil başka yollarla bu sendikayı mahkemeler yoluyla itibarsızlaştırmak istiyor. İşçilerin kararına saygısızlık ediyor, üyelerin kararına saygı gösterin diyoruz.” “ Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığına sendikanın işi için gittiğimde, sendikanın şube başkanı olmama rağmen kimliğim alındı ve kötü muamele gördüm. Bakanlıkta, tanık olduğum olayı anlatayım: Gurup halinde toplananlar vardı, dönüp baktım, konuşanlar “Saygın bir işadamı” diye bahsediyorlardı. Bahsettikleri kişiye bakınca
13
Bey ve üyelik sorunu olanlar, varsa onların üyeliğini yapalım. Kayyum sürecini sendikamıza yaşatmayalım.” Dedik ama bizi dinleyen olmadı.” Bu yaşanılan süreç kamuoyunda sendikamızın itibarını zedelemiştir. Sendikamız çalışamaz hale gelmiştir. İşte bunun sorumlusu Gürsel Bey ve ekibidir.” Yapılan toplu İş Sözleşmeleri eleştirisine cevaben: “Toplu İş Sözleşmesini ben tek başıma imzalamıyorum, benimle birlikte şube başkanları ve işyeri temsilcileri var. Onlar herhangi bir sözleşmeye şerh koymadılar. Şube başkanları TİS yapmayı biz yöneticilerden bekliyorlar. Oysa onlarda bunu yapabilirlerdi. İşçiler TİS’i beğenmiyorsa; “merkez yaptı” deyip topu bize atıyorlar. Bu doğru değil. Biz bu işi ekip olarak yapıyoruz. Benim kadar, şubelerinde sorumluluğu var. İyiyi de kötüyü de birlikte göğüsleyelim. Çifte görevler vardı, onları bitirdik.” “Bana görev verdiklerinde gö-
revi alırım, layıkıyla yaparım. Kimse kalıcı değil, onun için önemli olan sendikanın büyümesi güçlenmesidir. Evet, bu sendikanın binlerce lirası mahkemelere gitmiştir. Mahkeme koridorunda emeğimiz harcanmıştır. Bunun suçlusu bütün uzlaşı çabamıza rağmen Kayyum’u getirenlerdir. Onun için ben siz değerli delege arkadaşlarımı uyarıyorum, nasıl bir tehlikenin sendikamızı beklediğini varın siz karar verin” dedi. Seçim iki liste ile yapıldı. Sandıklar açıldığında içeriye delegeler dışında kimse alınmadı. Gürsel Doğru’yu destekleyen aile fertleri ve yakın akrabalarının da içinde olduğu bir gurup önce kapı önünde bir kargaşa çıkardı. Polis onları çıkardığı sırada öğrendiğimize göre sendikanın Örgütlenme Daire Başkanı Sinan Kahraman’a Güsel Doğru’nun kardeşi, oğulları ve gelen diğer yakınlarıyla birlikte saldırdıkları ve linçten polisin kurtardığını, bu saldırı sonrası Sinan Kahraman’ın
saldırıda bulunan kişilerden davacı olduğunu öğrendik. Yine aldığımız bilgiye göre 2627 Mart 2011 Genel Kurulu sonrasında benzer saldırıyı Sendikanın Genel Eğitim Sekreteri Haydar Özdemiroğlu’na da yaptıkları şeklindedir. Bu iki saldırı olayını bir araya getirdiğimizde, işçi sendikası Genel Kurulu’nda dışarıdan adam getirerek sendika çalışanını dövdürmek ya da sendikanın Yönetim Kurulu üyesini işçiler önünde çetelere dövdürmek Başkanlık yapmış birine yakıştıramıyoruz. Sendika başkanlığı yapmış birinin demokrasi anlayışı bu olmamalıdır. Bu saldırıyı kınıyoruz. Genel kurul işçi sınıfı önüne yeni görevler koyup, daha örgütlü ve hak alma noktasında mücadele hattını örmelidir. İşveren olduğ u iddia edilen Gürsel Doğru, gelip işçi sınıfının örgütünde başkan adayı olabiliyorsa, bu sınıfın ve sınıf dostlarının güçsüzlüğündendir. İşçi sınıfının
bilinç ve örgütlülüğünün geri düzeyi bu tür sendika ağalarının sendikalarda yönetime gelme olanakları sağlamaktadır. Ama Tez Koop İş sendikası bu Genel Kurulun da net bir şekilde taşeron sendikacıya, burada sana yer yok demiştir. Gelinen noktada, Tez Koop İş üyesi işçiler kendi sendikalarına sahip çıkıp, sınıfsal mücadele eksenli iç örgütlüğünü arttırmalıdır. İşçi sınıfının örgütlülüğünün önündeki engelleyici-işbirlikçi sendika yöneticilerine geçit vermemelidir. Bu sendika benimdir ve ben yönetmesini bilirim demelidir. Bu Genel Kurulda sendikamı PATRON yönetemez diyerek kimin yöneteceğine karar vermiştir. Şimdi daha güçlü bir birliktelikle işçilerin hak alma mücadelesini güçlendirmeye! Haydi; Tez Koop İş sendikasında örgütlü işçiler, bu örgütlü gücünüzü sınıf eksenli mücadeleyle örmeye! 20.04.2014 Yeni İşçi Dünyası okuru
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
İŞÇİLER YATAĞAN TERMİK SANTRALİNİ İŞGAL ETTİ
14
Yatağan Termik Santralinin özelleştirilmesine karşı mücadele eden işçiler, santralin girişinde dozerlerle barikat kurup santrali işgal etti. Ankara’da ise Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önünde toplanan işçilere polis saldırdı. Muğla’daki termik santraller Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na bağlandı. Özelleştirmeye karşı enerji ve maden işçileri, yaklaşık 8 aydan bu yana eylemler yapıyorlar. 10 Nisan’da Yeniköy Termik Santrali için son teklif verme süresi doldu. 6 firma teklif verdi. Te k l i f l e r i d e ğ e r l e n d i r e n Özeleştirme İdaresi önünde, ihalesi öncesinde, Tes-İş ve Maden-İş sendikalarına üye bir grup enerji ve maden işçisi eylem yaptı. Eyleme özelleştirilmeleri gündemde olan üç santral ve kömür ocaklarının bulunduğu Yatağan ve Milas ilçelerinden de destek geldi. Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri ile Yatağan Termik Santrali ve her iki ilçedeki kömür işletmeleri işçiler tarafından eş zamanlı olarak işgal edildi. İşçilere aileleri de destek verdi. Oturma eylemi yapan işçiler tesislere girişi dozerlerle barikat kurup, engel-
ledi. Yöneticiler dâhil hiç kimse tesislere sokulmazken, Yatağan Belediyesi hoparlörlerinden, “Tüm Yatağan halkını, termik santral önündeki eyleme çağırıyoruz” anonsu yapıldı. Yatağan Maden-İş Sendikası İşyeri Baştemsilcisi Cihan Orhan, özelleştirmeye karşı başlattıkları eylemlerini sürdürdüklerini söyledi. Ankara’daki eylemlerinin devam ettiğini, bugün ise işyerlerinde eylem başlattıklarını belirtti. Orhan, direnişlerini sonuna kadar devam edeceğini belirterek, “Şu an iş bırakma eylemini gerçekleştiriyoruz. İçeriye giriş
çıkışları engelledik. Ocaklarda da çalışmıyoruz. Yatağan ve Yeniköy Termik Santralleri’nde bugün hiç
üretim yapılmadı” dedi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nda Kemerköy Termik Santrali ve Yeniköy Termik Santrali’nin ihalesi öncesi, bina önünde bekleyen işçilere polis saldırdı. Saldırı sırasında atlı polisler kullanıldı. 10 N i s a n’ d a n b u y a n a Ankara’da Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın önünde bekleyen işçiler, Kemerköy Termik Santrali ve Yeniköy Termik Santrali’nin ihalesi öncesi basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasının ardından polisin kurduğu barikatları yıkıp Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na girmek isteyen işçilere polis müdahale etti. Nisan 2014
DÜNYADAN İŞÇİ HABERLERİ Ruhani, Tahran’da 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlayan binlerce kişiye hitaben yaptığı konuşmada, devlet müdahalesi olmayan hür sendikaların kurulmasını desteklediğini söyledi. Ruhani’nin selefi Mahmud A hmedinejad döneminde İran’daki çok sayıda sendika kapanmış ve geriye az sayıda etkisiz sendikal örgüt kalmıştı.
Bağdat ’ta çoğ unluğ u Irak Komünist Partisi üyesi olan göstericiler orak-çekiçli bayrak taşıdı.
Kamboçya başkenti Punon Pen’de bin kadar göstericiye copla müdahale eden polis, yaklaşık yarım saat içinde gösteriyi dağıttı. İnsan hakları grubu Lichadho yetkilisi Um Sem Ath, müdahalede beş kişinin yaralandığını belirterek, “Bu güvenlik güçleri adam dövmeye bağımlı gibi” dedi. Başbakan Hun Sen’in 30 yıla yakın süredir iktidarda olduğu Kamboçya’da asgari ücretin düşüklüğüne ve geçen Temmuz’da yapılan seçimlerin güvenilir olmamasına karşı protestoların şiddetlenmesi üzerine Ocak ayından itibaren gösteriler yasaklanmıştı. Bangladeş’teki gösteriye binlerce konfeksiyon işçisi katıldı. Göstericiler, geçen yıl 5 konfeksiyon imalathanesinin bulunduğu kaçak binanın çökmesi sonucu hayatını kaybeden 1100’den fazla
arkadaşını andı. Gösteride, Batılı firmalar için çalışan imalathanelerin bulunduğu Rana Plaza’nın sahibi Suhel Rana’nın idam edilmesi talebi dile getirildi. Eski bir konfeksiyon işçisi ve emekçi hakları eylemcisi Necme Akter, “Cezalandırılmalı ki böyle olaylar bir daha olmasın” dedi.
kutlayan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin lehine sloganlar attıkları görüldü. Ukrayna başkenti Kiev’deki 1 Mayıs yürüyüşü “Barış ve Birlik” şiarıyla düzenlendi. Rusya yanlılarının kent merkezindeki devlet binalarını işgal ettiği Slaviansk’taki 1 Mayıs yürüyüşünde Rusça sloganlar atıldı.
Hong Kong’daki gösteriye katılan işçilerin başlıca talebi çalışma saatlerinin azaltılması ve şartların iyileştirilmesiydi. Milletvekili Li Çiuk-yan, çalışma saatlerinin Uluslararası Çalışma Örgütü ILO tarafından dikkat çekilen konulardan biri olmasına rağmen Hong Kong’ta bu sorunun yıllardır devam ettiğini söyledi.
Filipinler başkenti Manila’daki gösteride, düşük ücretler ve kadrolu işçiler yerine hakları kısıtlı olan taşeron işçilerinin geçirilmesi protesto edildi. Gösterideki konuşmacılardan Joshua Mata, Filipinler ekonomisinin geçen yıl yüzde 7,2 büyümesine rağmen halkın neredeyse üçte birinin yoksul olduğunu hatırlatarak, “Bu ülkede büyüme var fakat işçi sınıfından hiç kimse bu büyümeden fayda görmüyor” dedi.
Rusya başkenti Moskova’daki Kızıl Meydan’daki 1 Mayıs gösterisine 100 binden fazla kişi katıldı. 1991’den bu yana ilk defa bu tarihi meydanda düzenlenen 1 Mayıs İşçi Bayramı yürüyüşünde sendika üyelerinin katılımı yoğundu. Diğer yandan, bazı göstericilerin, Ukrayna’nın Kırım bölgesinin Rusya tarafından ilhak edilmesini
Ma le z ya ba şkent i Ku a la Lumpur’daki gösteride, gelecek yıl yürürlüğe konulması planlanan mal ve hizmet vergisi protesto edildi. Göstericiler, yeni vergiyle birlikte geçinmenin iyice zorlaşacağını vurguladı. İran Cumhurbaşkanı Hasan
Mısır’daki devlet destekli medyada hükümetten yapılan 1 Mayıs açıklamasına geniş yer verilirken, diğer yayınlarda ülkedeki emekçilerin yaşadığı kötü çalışma koşullarına dikkat çekiliyor. El Cumhuriye gazetesinin haberine göre, Geçici Devlet Başkanı Adli Mansur, yeni çalışma yasasının işçilerin haklarını koruyacağı ve kamu mallarının satılmayacağı
Mayıs 2014 • yeni dünya için ÇAĞRI’nın İŞÇİ EKİ
DÜNYA’DA 1 MAYIS İşçi sınıfının birlik, mücadele, dayanışma günü 1 Mayıs, birçok ülkede işçi ve emekçi haklarına yapılan vurguyla ve coşkuyla kutlanırken, Türkiye ve Kamboçya gibi bazı ülkelerde göstericilere polis saldırdı, çatışmalar yaşandı.
İtalya’nın işçi kentlerinden Turin’de polisle göstericiler arasında çatışma yaşanırken, ülke genelindeki gösterilerde tasarruf paketi protesto edildi. Ve n e d i k y a k ı n l a r ı n d a k i Pordenone’de sendikaların çağrısıyla yapılan gösteride, İsveç şirketi Electrolux’un fabrikasının kapatılması nedeniyle 1300 civarında kişinin işsiz kalacağına dikkat çekildi. İtalya’nın en büyük sendikası CGIL Başkanı Susanna Camusso, “Avrupa’da hep emeğe yatırım yerine kesintilerden konuşulduğunu duyuyoruz” dedi. Ekonomisi İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük durgunluk dönemine giren İtalya’da işsizlik oranı Mart ayı itibarıyla yüzde 12,7. Roma’daki bir etkinlikte konuşan İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano çalışma dünyasının alarm verdiğini belirterek reform çağrısı yaptı.
15
sözü veriyor. El Ahram, önceki Müslüman Kardeşler hükümetinin kamu mallarını “kelepir” fiyatına sattığı vurgusunu öne çıkarıyor. Gazetenin başyazısında, işçi sınıfının haklarını almak için verdiği mücadeleden övgüyle bahsedilirken, “Mısır şimdi dünya milletleri içinde hak ettiği yeri almak için geçmişte hiç olmadığı kadar ülkenin yeniden inşası için el ele verme ihtiyacı hissediyor” denildi. Adını geçen yüzyılın ilk yarısındaki milliyetçi hareketten alan El Vafd gazetesi ise manşetinde şöyle diyor: “İşçiler: Umutsuz iki devrim, Vafd adalet verdi, Nasır destekledi, Sedat çökertti, Mübarek evinden barkından etti, Mursi kandırdı.”El Vatan gazetesinde yoksulluk içinde yaşayan işçi ailelerinin yaşam hikayelerine 3 sayfa ayrılmış.
Venezuela’da Hugo Chavez’in geçen yıl ölümünün ardından koltuğu devralan Nicolas Maduro işçi ve emeklilere 1 Mayıs müjdesi verdi. Maduro, asgari ücretin ve emekli maaşlarının yüzde 30 artırılacağını açıkladı. Ancak Venezuela’da 2013 yılında enflasyon yüzde 56,2 düzeyindeydi. Yunanistan’da sendikaların çağrısıyla 1 Mayıs’ta grev düzenlendi. Grev özellikle kamu sektöründe etkili oldu ve Atina’da
y ürürlüktek i tasarruf paketine karşı kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirildi. İngiltere’nin başkenti Londra’da D e m i r yo lu , D e n i z c i l i k ve Taşımacılık Sendikası (RMT) tarafından gerçekleştirilen metro grevi kentteki ulaşımı ciddi şekilde etkiledi. RMT Grevin 48 saat süreceğini duyurdu. Grev nedeniyle kentteki metro ve otobüs duraklarında yolcu kalabalıkları oluştu. Londra’daki metro hizmetlerini sağlayan Transport for London’dan (TfL) yapılan açıklamada hizmetlerin yüzde 50’sinin devam ettiği belirtildi.
RMT yetkilileri toplu işten çıkarmaları içermeyen bir planın kamuoyuna açıklaması durumunda grevi askıya almış olacaklarını söyledi. Greve tepki gösteren Londra Belediye Başkanı Boris Johnson ise plan kapsamında toplu işten çıkarmaların olmayacağı sözünü yineledi. Güney Afrika’daki madenci grevlerinde uzlaşı sağlanamadı. Ocak ayından bu yana eylem yapan platin madencileri, ücretlerinin iki katına çıkarılmasını istiyor. Güney Afrika tarihinin en büyük grevi nedeniyle maden şirketlerinin 925 milyon Euro zarar ettikleri belirtiliyor.Dünya platin üre-
timinin yüzde 40’ı bu ülkede yapılıyor.Dünyanın en büyük platin üreticileri konumunda bulunan madenlerde çalışan işçiler maaşlarına zam talep ediyor. Sendikalar maden işçileri için ödenen asgari ücretin yaklaşık 840 Euro’ya çıkarılmasını isterken, işverenler mevcut maaşın iki katından fazla olan bu talebi makul karşılamadı. Dünya platin üretiminin yüzde 70’ ini gerçek leştiren Güney Afrika’da 2012 yılında düzenlenen grev kanlı olaylara sahne olmuştu. Yaklaşık 34 maden işçisi güvenlik güçlerinin ateşi sonucu yaşamını yitirmişti. 05.05.2014
Yeni Dünya İçin ÇAĞRI Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Metin Yoksu • Yönetim Yeri ve Adresi: Fatih Mah. Bahçeyolu Cad. Ülbeği İş Merkezi No: 9 Kat: 4 Esenyurt - İstanbul • Tel/Fax: (0212) 620 67 57 • e-mail: info@ydicagri.net • web: www.ydicagri.net YDİ ÇAĞRI Sayı 169 nin İşçi Özel Sayısı •Mayıs 2014 • Fiyatı: Türkiye: 1,00 TL · Türkiye Dışı: 1,00 Avro Baskı: Berdan Matbaacılık Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No: 215-216-239 Topkapı/İstanbul Tel: (0212) 613 11 12 • Yayın Türü: Yerel Süreli