KOMÜNİST DEVRİM
KARL MARX ( 5 Mayýs 1818 - 14 Mart 1883 )
"Ýçinde yaþadýðýmýz 19. yüzyýla özgü bir büyük olgu var ki, hiçbir parti bunu inkar edemez. Bir yandan, insan tarihinin önceki çaðlarýnda hiç akla bile gelmemiþ olan sýnai ve bilimsel güçler yaþama girdi. Öte yandan Roma Ýmparatorluðu'nun son zamanlarýnda rastladýðýmýz dehþetleri fazlasýyla aþan çürüme ve kokuþma belirtileri ortaya çýkmýþ bulunuyor. Günümüzde her þey kendi karþýtýna gebe görünüyor; insan emeðini kýsaltan ve meyvelendiren olaðanüstü güçle bezenmiþ makinelerle birlikte açlýðý ve amansýz çalýþtýrmayý görüyoruz. Yeni ortaya çýkan zenginlik kaynaklarý, sanki lanetlenmiþ gibi, yokluk kaynaklarý haline dönüþüyor. Sanatýn zaferleri, karakter kaybý pahasýna satýn alýnmýþ gibidir. Ýnsanoðlunun doðaya egemen olma hýzýna koþut olarak, insan baþka insanlara ya da kendi zaaflarýna köleleþtirilmiþ görünüyor. Bilimin tertemiz ýþýðý bile ancak karanlýk cehalet zemini üzerinde ýþýldayabilir görünüyor. Bütün icatlarýmýz ve ilerlememiz maddi güçlere zihinsel yaþam baðýþlamakla ve insan yaþamýný maddi bir güç durumuna indirgemekle sonuçlanýyor gibidir. Bir yanda modern sanayi ve bilim arasýndaki bu karþýtlýk, öte yanda modern sefalet ve çözülme; üretici güçlerle çaðýmýzýn toplumsal iliþkileri arasýndaki bu karþýtlýk elle tutulabilir ve aðýr basan bir olgudur. Bazý
20
partiler bu olguya bakýp dövünebilirler; bazýlarý çaðdaþ çeliþmelerden kurtulmak için çaðdaþ sanatlardan kurtulmayý isteyebilirler. Ya da sanayide böylesine bir geliþmenin politikada buna uygun bir gerileme ile tamamlanmasýnýn isteyebilirler. Bize gelince bütün bu çeliþmelere damgasýný vurmayý sürdüren hýnzýr þeytanýn nasýl bir þey olduðunu biliyoruz. Biz biliyoruz ki, toplumun yeni ortaya çýkan güçleri iyi iþ görmek için yalnýzça yeni ortaya çýkan insanlar tarafýndan yönetilmek isterler - ve iþçiler böyle insanlardýr. Onlarda týpký makineler gibi modern çaðýn icadýdýrlar. Arta sýnýf, aristokrasiyi ve zavallý dini peygamberleri þaþýrtan belirtilerde biz, yürekli dostumuz Robin Goodfellow'u yeraltýnda büyük bir hýzla köstebek gibi ilerleyen o deðerli öncüyü -devrimigörür ve tanýrýz. Ýngiliz iþçileri modern sanayinin dünyaya ilk gelen çocuklarýdýr. Öyleyse onlar bu sanayinin getirdiði toplumsal devrime,y onlarýn kendi sýnýflarýnýn tüm dünyaya kurtuluþu demek olan ve sermaye egemenliði ve ücretli kölelik kadar evrensel olan bir devrime katýda bulunmakla elbette sonuncu olmayacaklardýr. ( Marks, Engels Selected Works. Vol. I . p. 325 f. / Aktaran Bernal Marks ve Bilim. Bilim ve Sosyalizm Yayýnlarý Syf. 56 - 57 )
Devrim Ýçin Devrimci Parti, Parti Ýçin Örgütlü Hazýrlýk!
DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST HAREKET MERKEZ YAYIN ORGANI SAYI: 1 MAYIS 2004 FÝYATI: 1MÝLYON DEVRÝMCÝ SÝYASET, DEVRÝMCÝ ÖRGÜT, DEVRÝMCÝ EYLEM BÜTÜNLÜÐÜNDE BOLÞEVÝZM “YENÝDEN”
Komünistler sýnýfsýz, sýnýrsýz, sömürüsüz bir dünya toplumunu hedefliyorlar. Komünist Manifesto’dan beridir kapitailizmin az çok geliþtiði modern toplumlarda sýnýf mücadelesinin ete kemiðe büründüðü, insanlýðýn sýnýflý toplumlar belasýndan kurtarýlmasýnýn yöntemi bilinmektedir. Bu yöntem marksizmin kendisidir. Komünistler iþçi sýnýfýnýn burjuvaziye karþý verdiði mücadeleye bilinç katma çabasýnýn bilimsel bir ideoloji ýþýðýnda yürütmenin yöntemini Marks, Engels ve Lenin’e borçludurlar. 20. yüzyýlýn baþlarý kapitalizmden kurtuluþ yolunda devrimlere sahne oldu. Kapitalizmden kopuþ ilk Ekim Devrimi ile baþladý. Ekim Devrimi’nin etkisi dünyadaki tüm toplumsal mücadelelere etkide bulundu. Bu etkinin dünyanýn diðer bölgelerindeki devrimlere hangi düzeyde yansýdýðý komünistler için hâlâ incelenmesi, dersler çýrarýlmasý gereken deneyimlerle doludur. Bugün komünistlerin önünde Ekim Devrimi ile birlikte onu diðer devrimler üzerindeki etkisi, iliþkisinin önümüzdeki sorunlarýn çözümü doðrultusunda leninizmin yöntemini çýkarmak görevi duruyor. Bu aðýr bir yüktür. Beyaz bir sayfadan baþladýðýmýzý iddia etmiyorsak, bu görevin üstesinden gelmek zorundayýz. Dünya çapýndaki sýnýf mücadelesi iniþli çýkýþlý bir seyir izlese de, komünistler tarihsel olarak zor bir dönemden geçiyorlar. Bugün komünistler kendilerini yeniden üretmeleri, bir çýkýþ için önceliklerini doðru saptamalarý, doðru halkalarý yakalamalarý yaþamsal önemdedir. Ýlk doðru halka bolþevizme yeniden baðlanmak olmalýdýr. Bunun ne anlama geldiðinin teorik – pratik anlamý ise bizim ve tüm komünistlerin somutlamasý gereken bir görevdir. Bugün dünya, emperyalistlerin yaþadýðýmýz coðrafya baþta olmak üzere pek çok bölgeyi yeniden paylaþtýðý savaþýn içinde bulunuyor. Kapitalizmin emperyalizm aþamasýyla, emperyalist paylaþým savaþlarýnýn kaçýnýlmaz olduðunu Lenin’in çözümlemelerinden öðrendik.
1
Ancak Lenin’in ve Bolþeviklerin 1914’te I. Paylaþým Savaþý’ndan proletaryanýn devrimci bir iktidarýný kurarak bir devrimle çýktýklarý örgütsel – politik deneyimlerinden yeterince öðrenemediðimizi kabul etmemiz gerek. *** Bundan öncede, sonrada sýk sýk rastlayabileceðimiz gericilik dönemi ve içinden geçtiðimiz dönem tespitine dayalý yazýlar; durum tespitine ve bir dönemi geride býrakmayý hedefleyen, çýkýþýn yol ve yöntemini irdeleyen yazýlar olacaktýr. Onun için, bizim de içinden geçtiðimiz dönemi tahlil etmemiz ve dönemin olumsuzluklarýna raðmen, devrimci kavgayý ve mücadeleyi örgütleyerek ileri çýkmamýz, varoluþumuzun gerekçelerinden biridir. Bu tahlil ve deðerlendirmeler devrimci duruþ ve örgütlülük çerçevesinde, devrimci bir örgüt ve parti kuruculuðunu öne alarak yürüyüþümüzün önünü aydýnlatmak zorundadýr ayný zamanda. Gericilik dönemi ve gericilik tespitleri, bizlerin gerilemesi, hedeflerini küçültmesi için yapýlan tespitler deðildir. Görevlerimizin aciliyetini ve zorluðunu ortaya koymak, gelecekteki tüm insanlýðýn kurtuluþunun yolunun, komünistlerin plânlý, programlý ve hedefli olarak yürütecekleri faaliyetten geçtiðini belirtmek içindir. Öyleyse içinden geçtiðimiz dönemi anlamak, anladýklarýmýz çerçevesinde kendi sorumluluklarýmýzý belirlemek ve sonrasýnda bunlarýn takipçisi olmak, devrimci komünist politikanýn gereklerini yerine getirmek için yapýlmasý gerekenleri oluþturuyor. Ýçinden geçmekte olduðumuz dönem, baþýnda haydut ABD’nin yer aldýðý emperyalist devletlerin dünyayý üçüncü kez kendi aralarýnda paylaþmakta olduklarý bir döneme denk gelen bir dönemdir. Onun için, dönemin koþullarýný komünistler ve devrimciler için emperyalist paylaþým savaþlarý belirlemektedir. Bundan dolayý dönem gericilik dönemidir. Dönemin gericilik dönemi olmasýný tek baþýna dünyanýn emperyalist paylaþýma konu olmasý
KOMÜNİST DEVRİM
deðil, dünya iþçi sýnýfýnýn ve ulusal çitlere hapsedilmiþ olan proletaryanýn komünist bir öncüden yoksun oluþu; kapitalizmden komünizme geçiþ sürecinin bir anlýðýna duraðan bir döneme girmiþ olmasý da belirlemektedir. Dünyada komünist hareketin yenilmiþ, özelde Türkiye proletaryasýnýn 12 Eylül 1980’de aldýðý darbenin sonuçlarýnýn bertaraf edilememiþ olmasý, dünya ve Türkiye gericiliðini anlatmaya yetmektedir. Bunun dýþýnda bir gericilik aramak, bunun dýþýnda burjuvazinin farklý bölmelerinde gericilik aramak pusulasýzlýðý anlatmasýnýn yanýnda nafile bir çabadýr da! O zaman dünyada ve Türkiye’de gericiliði besleyen ve belirleyen olgular; birincisi dünyanýn emperyalistler arasýnda, güçleri oranýnda yeniden paylaþýlýyor olmasý; ikincisi, bu paylaþým anýnda dünya proletaryasýnýn komünist bir enternasyonalden, Türkiye proletaryasýnýn ise devrimci bir partiden yoksun oluþlarýdýr. Bu bir kader deðil, yola çýkarken ki konumumuzu ve misyonumuzu belirlemek için yaptýðýmýz deðerlendirmelerdir. Dünyada Gericiliðin Kaynaðý
Günümüzde, dünyada ve Türkiye’de gericiliðin kaynaðýný kapitalizmin geldiði aþama, emperyalist devlet ve odaklarýn dünyayý kendi aralarýnda güçleri oranýnda yeniden, pazar olarak, hammadde kaynaklarý olarak ve nüfuz alanlarý olarak paylaþmalarý oluþturmaktadýr. Ancak, bunun asýl kaynaðýnýn nesnel ölçülerle açýklanmasý ve anlaþýlmasýnýn yanýnda, ne kapitalizm ilk ortaya çýktýðý dönemdeki kapitalizm, ne de emperyalizm yirminci yüzyýlýn baþlarýndaki emperyalizmdir. Geliþmiþ, serpilmiþ, yöntemlerini zenginleþtirmiþtir. Bunun yanýnda kapitalizmden komünizme geçiþ için önemli bir kapýnýn aralandýðý Rusya coðrafyasýnda, aralanan kapý gerisin geriye kapanmýþ, emperyalist kapitalist odaklar ideolojik olarak bir üstünlük elde etmiþlerdir. Asýl üzerinde duracaðýmýz, bizi daha çok ilgilendiren, kaybettiklerimiz ve kaybettiklerimizin yeniden kazanýmý yolunda yürüteceðimiz faaliyettir. Bu gün zincirlerinden boþanmýþçasýna her yere saldýran, paylaþan, azgýnca her þeyi tahrip eden emperyalist kapitalizm; tüm dünyada insanlarý geleceksizlikle karþý karþýya býrakmýþtýr. Daha dün, “reel sosyalist” ülkelerin varlýðý koþullarýnda, daha “insani” bir görünüm ve vizyonla kendini takdim eden, emperyalist devletler; SSCB ve benzerlerinin tarih sahnesini terk etmesiyle, önce mutlak zaferini ilân etti, ardýndan
2
geliþtirdiði yeni stratejilerle dünyayý, SSCB’nin boþalttýðý nüfuz alanlarýný paylaþmaya koyuldu. Paylaþýmý kâh masa baþý pazarlýklarla, kâh tehditlerle, kâh sýcak savaþla sürdürdü. Hâlâ da sürdürüyor. Dünyanýn paylaþýlmasý sonlanmýþ veya tamamlanmýþ deðildir. Çünkü emperyalist kapitalizm mezar kazýcýlarý aracýlýðýyla, hak ettiði yeri boylamadýkça, dünyada ne sömürü sona erer, ne de paylaþým. Onun için içinden geçtiðimiz dönemi tahlil ederken, bir düþmanýmýzýn konum ve durumuna, bir de kendi durumumuza bakacaðýz. Buna göre kararýmýzý vererek konumumuzu belirleyeceðiz. Marks’ýn 150 yýl önce söylediði gibi “Günümüzde her þey kendi karþýtýna gebe görünüyor; insan emeðini kýsaltan ve meyvelendiren doða üstü güçle bezenmiþ makinelerle birlikte açlýðý ve amansýz çalýþtýrmayý görüyoruz. Yeni ortaya çýkan zenginlik kaynaklarý, sanki lanetlenmiþ gibi, yoksulluk kaynaklarý haline dönüþüyor. Ýnsanoðlunun doðaya egemen olma hýzýna koþut olarak, insan baþka insanlara, ya da kendi zaaflarýna köleleþtirilmiþ görünüyor…” bugün kapitalizm altýnda üretici güçlerin ulaþtýðý düzey ile onun irrasyonel örgütlenmesi arasýndaki çeliþki tüm insanlýðý tehdit ediyor. Ýnsanlýðý sýnýflý toplumlar belasýndan kurtarabilecek olan yegane toplumsal güç olan iþçi sýnýfý ise öncüsünün bunalýmýyla tarihsel misyonunu yerine getiremiyor. Ýnsanlýðýn bunalýmý adeta öncünün bunalýmýna indirgenmiþ görünüyor. *** Bundan 10 yýl önce emperyalist – kapitalistler Sovyetler Birliði ve Doðu Avrupa’daki “reel sosyalist” rejimlerin çöküþünün verdiði moral üstünlük ile toplumsal kurtuluþ mücadelesi veren güçlere karþý ideolojik bir saldýrýya giriþmiþlerdi. Yeni bir emperyalist paylaþým savaþýnýn içinden geçtiðimiz þu günlerde bütün ideolojik manipülasyonlarýn tersine dünya þimdi daha kütü durumdadýr ve güya Sovyet tehdidine karþý kurulmuþ olan Nato bugün SSCB yýkýldýktan sonra daha da geniþlemiþ ve yeni savaþlarýn plânlarýný yapmaktadýr. Geliþiminin baþlangýcýndan beridir dünya – tarihsel çerçevede bir sistem olan kapitalizme, dünyanýn yeniden paylaþýlmasý savaþýnýn sürdüðü þu günlerde emperyalist müdahalelere karþý çeþitli ülkelerdeki iþçi sýnýfýnýn birlikte mücadelesi daha yakýcýdýr. Enternasyonalizm nesnel bir olabilirlikten ziyade bugün bir zorunluluktur. Ancak iþçi sýnýfý uluslar arasý bir öncüden yoksundur. Bolþeviklerin Rusya topraklarýnda bir dünya
MAYIS 2004
MAYISIN KAVGA GÜLLERÝ KAVGAMIZDA YAÞIYOR, YAÞAYACAK!
Mayýs ayý hem uluslar arasý, hem de ulusal olarak bir çok kavgayý, anýyý, mücadeleyi içinde barýndýran bir ay olmasý sebebiyle, devrimcilerin gündeminde önemli yer tutan bir aydýr. Öncelikle 1 Mayýs kavga gününü kazandýran, dünya proletaryasýnýn mücadelesini içinde barýndýrýyor olmasý, ikincisi ise Türkiyeli devrimciler ve komünistler açýsýndan, sorumluluðunu taþýdýðýmýz topraklarýn ürettiði devrimci deðerler açýsýndan mayýs ayý önemli bir dönemi ifade etmektedir. Bu yazýmýza bunlardan yalnýzca bu topraklara ait olan devrimci deðerleri iþleyeceðiz. Kendi yaþadýðýmýz topraklarýn devrimcilerini öne çýkaracaðýz. Yaþadýðýmýz topraklarda, 1971 devrimci kuþaðýnýn devrimci önderler kadrosunu oluþturan Deniz Gezmiþ, Hüseyin Ýnan ve Yusuf Aslan kapitalist diktatörlüðün zindanlarýnda, 6 Mayýs 1972’de asýlarak; Ýbrahim Kaypakkaya Diyarbakýr zindanýnda 18 Mayýs 1973’te iþkencede ve Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoðan ve Kadir Manga ise 31 Mayýs 1971 Nurhak’ta diktatörlüðün silâhlý güçleriyle girdikleri çatýþmada katledildiler. Onlarýn kavgalarý bizler için ne denli onurlu bir kavga ise, burjuvazinin saldýrýlarý, devrimcilere karþý sürdürdüðü seçmeli terör her zaman karþýsýnda olacaðýmýz, göðüsleyeceðimiz bir saldýrýdýr. Þarkýþla’ya Düþürmesin Oy… THKO’nun kurucusu olan Deniz, yoldaþlarýyla birlikte, Nurhak’a giderken Þarkýþla’da çatýþma sonucu düþman tarafýndan esir alýnýr. Yoldaþlarýyla birlikte, zindana konulur. Düþman onlar için çoktan hükmünü vermiþ, idam etmek için uygun bir zaman beklemektedir. THKPC ve THKO militanlarýnýn siper yoldaþlýðý bilinciyle giriþtikleri eylem de Kýzýldere’de kanlý bir þekilde 31 Mart 1971 tarihinde bir mevzi yaratarak sonuçlanmýþ, Mahir Çayan ve yoldaþlarý katledilmiþlerdir. Nurhak Daðý’nda ise Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoðan ve Kadir Manga burjuvazinin katilleri tarafýndan katledilmiþlerdir. Burjuvazinin 1971 devrimci önderlerine karþý baþlatmýþ olduðu bu sürek avý ve imha hareketi, 18 Mayýs 1973’te TKP-ML önderi Ýbrahim Kaypakkaya’nýn iþkencede katledilmesiyle sürmüþtür. Ancak burada þunu da belirtmeliyiz, burjuva diktatörlüðün saldýrýlarý ve katliamlarý bir nesnelliði ifade etse de, asýl önemli olan, 1971 devrimci kuþaðýnýn bedel ödemeyi göze almýþ olmalarý gerçeðidir. Komünistler için tutulmasý gereken halka, Mahirlerin, Denizlerin, Ýbolarýn mücadeleleriyle kendileri-
ni özdeþleþtirmeden, onlarýn geriye býraktýklarý devrimci baþkaldýrý, düþmana teslim olmama, iþkencede ser verip sýr vermeme mirasýna ve geleneðine sahip çýkmaktýr. 1971 devrimci kuþaðýnýn komünistlere býraktýðý ideolojik, örgütsel bir gelenek ve miras bulunmasa da; onlarýn içinde bulunduklarý reformizm ve liberal, düzen içi siyaset yapýþ tarzýndan koparak, düzen dýþý bir konumlanýþ ve arayýþa yönelmeleri sahip çýkmamýz gereken diðer bir yöndür. Nurhak Sana Güneþ Doðmaz… Devrimciler ve burjuvazinin paralý uþaklarý olan asker, polis ve diðer güçleri iki ayrý sýnýfýn temsilcileri olduðundan dolayý, buradaki çatýþmayý sýnýfsal içeriðinden, sýnýflar savaþýmýnýn bir baþka þekilde tezahür etmesinden baþka bir þey olarak görmemek gerekir. Onun için, 1971 devrimci atýlýmý, ezilenlerle ezenlerin arasýndaki sýnýf karþýtlýklarýnýn bir ürünü olarak, ezilenlerin kurtuluþ umudunu haykýrmasý bakýmýndan da, tüm ezilenlerin sahiplendiði bir hareket olmuþ ve sonrasýnda THKO, THKPC ve TKP-ML geleneðine baðlý irili ufaklý birden fazla örgütün doðumuna kaynaklýk etmiþtir. Devrimci hareket, liberaller ve reformistler eliyle 1971 devrimci kuþaðýnýn katledilen önderlerinin düzen içine çekilme çabalarýna sessiz kalabilmektedir. Deniz, Hüseyin ve Yusuf öðrenci lideri, genç ve hatta bir hukuk hatasý yüzünden idama mahkum edilmiþ, masum gençler derekesine indirgenmek istenmektedir. Hem de THKO’nun takipçisi olduðunu söyleyenlerin marifetiyle. Takipçileri olduðunu iddia eden, günümüzün reformist siyasetinin en rafine temsilcisi EMEP, Deniz, Hüseyin ve Yusuf’a yaptýðý düzen içine çekme operasyonunu, Nurhak’ta savaþarak düþen Sinan, Kadir ve Alpaslan’a yapamamaktadýr. Ancak ayný daðda sað ele geçen, devrimci barutunu bitirmiþ olan zat-ý muhteremler aracýlýðýyla, “Denizler yaþasaydý benim gibi olurlardý” tarzý söylemlerle, burjuvazinin sað iken teslim alamadýðý devrimcilerin ölülerini, burjuvazinin insafýna terk etmektedirler. Adeta kendi düzen içi siyasal varoluþlarýnýn bedeli olarak burjuvaziye sunmaktadýrlar. Burjuvazi bu gün Morrison Süleyman eliyle “yaþasalardý üç – beþ yýl ceza alýrlardý. Ýdam edilmezlerdi…” tarzýndaki tutumuyla, Amerika’da Sacco ve Vanzetti’nin baþýna ne getirildiyse, yaþadýðýmýz topraklardaki 1971 kuþaðý devrimcilerinin baþýna da benzer bir akýbeti getirmek istiyor. Çünkü, burjuvaziye bu fýrsatý
19
Devamý sayfa 17’de
KOMÜNİST DEVRİM
“Mayýs” ýn Kýzýl Gülleri Öldükleriyle Kalmadýlar
alan kopu þ l a r ý n ý b i z l e r e d e v r e t miþlerdir.
komünist kavgamýzda yaþatacaðýz.
1919 Macar Komünarlarýnýn sesi topraklarýmýzda çýnlýyor: “Ölümse ölüm ama savaþarak ölmek daha iyi!” Dünyanýn hangi coðrafyasýnda olursa olsun devrimin öncü müfrezeleri ayný inançla saldýrýyor düþmanýn en yýkýlmaz zannedilen kalelerine! Düþmanýn attýðý oklar devrimci komünistlerin gövdesini delip geçerek devrimi yalnýzca yaralýyor. Ancak kýzýl barikatlarýn, hainlerin siyasal iktidarýný altüst edeceði o büyük devrimi engelleyemiyor. 155 yýllýk mücadele tarihimizin devrimci geleneði, göðü fethetmeye çýkan Parisli Komünarlardan, muzaffer Ekim devrimi savaþçýlarýndan, Karadeniz’ in yiðitleri Onbeþler’e uzanýp. 71 devrimci çýkýþýnýn mimarlarý, Denizlerle, Mahirlerle, Ýbolarla üzerine bastýðýmýz bu topraklarda yeniden yaþam bulmuþtur.
Mayýs’ ýn Kýzýl Gülleri, kýzýl bayraðýmýzýn enginlerde daha da özgür daha da hýnçla dalgalanabilmesi için “Yaþasýn devrim” “Militan yaþadým militan militan öleceðim”diye haykýrmýþlar, bu haykýrýþlarýný bu topraklarda düzen dýþý mücadele yöntemlerini temel
18
O n l a r zamanýn hakim eðilimi olan parlamenterist, statükocu, gerici hareketlerinden kopmayý gerçekleþtirmiþlerdir. Bu kopuþu proleter devrimci bir mücadele çizgisine ulaþtýramasalarda; Ýbrahim’ in kemalizme açtýðý savaþla, devrimin ancak devrimci araç ve yöntemlerle gerçekl e þ e c e ð i anlayýþlarýyla, düþmanýn iþkencehanelerinde, zindanl a r ý n d a , daraðaçlarýnda yarattýklarý ser verip sýr vermeme gelenekleriyle yolumuzu aydýnlatmaktadýrlar. Bu topraklardaki devrimci damarýn köklerinden devraldýðýmýz illegal araç ve yöntemlerdeki kararlý ve ýsrarlý savunularýmýzý daha da ileriye taþýyabilmek, bu mücadeleyi ‘zafer’le sonuçlandýrabilmek için, 71 devrimci çýkýþýný gerçekleþtiren Mayýs’ ýn Kýzýl Güllerinin düþmana karþý sarsýlmaz yiðitliklerini ve cüretlerini kuþanmalýyýz. Düþmanýn onlarý ehlileþtirme, düzeniçine çekme saldýrýlarýna karþýlýkproleter devrimci uyanýklýðý hiç elden býrakmadan militan çizgide faaliyet yürüterek bu saldýrýlarý geri püskürtelim. Mayýs’ ýn Kýzýl Güllerini hakettikleri tarzda yaþatabilmenin, onlarýn kýzýllýðýný bugün-
MAYIS 2004
savaþýndan devrimle çýkarak ve bu devrimi tüm dünyaya yaymanýn aracý–partisi olarak ta örgütledikleri Komünist Enternasyonal gibi bir örgütlenmesi yoktur. Komünist Enternasyonal’in ilk dört kongresinde, devrimci olduðu dönemdeki politik–örgütsel deneyimlerden öðrenerek, bu geleneðe baðlanarak aþmak, bugünün komünistlerinin boynunun borcudur. Ayný zamanda yerine getirilmesi gereken bir ödevdir. *** Türkiye son yirmi – yirmi beþ yýldýr önemli deðiþim döneminden geçmektedir. Kapitalizmin ulaþtýðý düzey ona emperyalist paylaþýmda rol alma ihtiyacýný dayatmaktadýr. Bir yandan hem kapitalizmin nesnel bir eðilimi olarak emperyalistleþme isteði hem de irrasyonal bir sistem olmasýnýn getirdiði tarihsel çeliþkilerinden kaynaklanan içerdeki sorunlarý halletmek için devletin tekelci tipte yeniden örgütlendirilmesi gündemdedir. Avrupa Birliði uyum yasalarýyla hak ve özgürlüklerin arttýðý söylemiyle birlikte seçmeli terör ve devletin toplumsal yaþamýn her alanýna etki etmesi, baský aygýtlarýnýn hem içeriye, hem de dýþa dönük olaðanüstü artýþta örgütlendirilmesi sýnýflar mücadelesinin önümüzdeki yýllarda çok daha çetin koþullarda geçeceðini anlatmaktadýr. Ýþçi sýnýfýnýn sendikalý kesimleri düzen içinde elde ettikleri ayrýcalýklarla bir tür aristokrat durumda iken bugün bu ayrýcalýklarýný da ellerinden alýnma saldýrýsýyla karþý karþýyalar. Ýþçi sýnýfýnýn bu kesimleri bulunduklarý nesnel olarak ayrýcalýklý konumda yýllar içerisinde edinilen statükocu, gerici eðilimler, reformist sendika önderlikleriyle burjuvazinin düzenine baðlayabildiði kesimlerdir. Bunlar içinde memur denilen, aslýnda hizmet sektöründe çalýþan iþçiler biçiminde adlandýrýlmasý gereken sýnýf kesimi son on yýlda verdiði sendikal mücadeledeki ileri çýkan konumunu, bugün elde ettiði kýsmi düzeniçi kazanýmlar ve reformist – uzlaþmacý yönetimler eliyle kaybetmiþtir. Kapitalizmin tekelci aþamasýnda mevcut rejimlerden kopamayan, onunla çatýþmayý göze alamayan, kendi meþruiyetini kendi yöntemleriyle dayatamayan hiçbir kesimin –yasal ya da yasadýþý– “ ilerici” bir konumda kalmasý dahi mümkün deðildir. Ýþçi sýnýfýnýn büyük bir çoðunluðunu oluþturan sendikasýz, sosyal güvenceden yoksun, düzensiz çalýþan, orta ve küçük ölçekli sanayide, tarým sektöründe çalýþan kesimlerinin örgütsüzlüðü önümüzdeki yýllarda giderilmesi gerekiyor. Sýnýfýn bu kesimleri bulunduklarý nesnel konumlarýndan dolayý
potansiyel olarak devrimcileþmeye açýk konumda oluþlarý, hâlâ devrimci hareketin kadro kaynaðý olmaya devam etmesi –son yýllarda gerilese de– düzenin saldýrýlarýna karþý mücadele dinamizmini barýndýran kesimi olmasý ile komünistlerin öncelikli örgütleneceði kesimdir. Komünistlerin örgütlenmesi, öncelikle herhangi bir örgütlenme deðil, devrimci komünist bir partinin hazýrlýk faaliyetlerinin örgütlenmesidir. Ýþçi sýnýfýnýn hedeflediðimiz kesimlerine yönelik politik faaliyetimizin, çerçevesini ve içeriðini;iþçi sýnýfýnýn komünist öncüsünün eksikliði ve bunun örgütlenmesi fikri oluþturmalýdýr. Çünkü günümüz koþullarýnda Türkiye ve dünyada proletarya devrimci öncüsünden yoksun durumdadýr. Ancak önderlik boþluðunu doldurduðunu söyleyenlerin tüm iddialarýna raðmen, bu gün iþçi sýnýfý burjuvazi karþýsýnda bir güç olma konumundan oldukça uzaktýr. Ýþçi sýnýfýnýn öncüsü olduðunu iddia eden melez –merkezci akýmlarla, devrimci –demokrat ve liberal, reformist akýmlarýn tamamý iþçi sýnýfýna ekonomist –sendikalist bir siyaset taþýma çabasýndadýrlar. Onlara göre iþçi sýnýfýnýn önderlik sorunu kendileri tarafýndan giderilmiþ, sorun iþçilerin partilerine kazanýlmasý sorunudur. Ancak komünistler açýsýndan durum böyle deðildir. Komünistler bütün bu iddialarýn tersine, proletaryanýn dünyada ve Türkiye’de yenilgisinin nedenlerini açýða çýkararak, ideolojik – örgütsel savrulma ve kavrayýþsýzlýklardan kendilerini ayýrarak, yollarýný bolþevik gelenekle birleþtirmek istiyorlar. Bolþevizmin açýða çýkardýðý derslerden öðrenerek iþçi sýnýfýna komünist bir siyasetin taþýmak istiyorlar. Hareketimiz, Devrimci Komünist Hareket bütün bu olumsuzluklarýn farkýnda olarak, iþçi sýnýfýnýn öncü partisini yaratmak için bolþevizme baðlanma iddiasýndadýr. Bu iddiasýný gerçekleþtirmek için örgütlü bir tarzda devrimci partinin hazýrlýk dönemi görevlerine yoðunlaþmýþtýr. Bu devrimci partinin kuruculuk görevlerini, dýþýndaki daðýnýk durumdaki kadro potansiyelinden beslenerek, ayný iddiayý paylaþan örgütlü güçlerle birleþerek yerine getirmek istiyor. Bu yolda, yolumuzu bolþevizmin doruðunu oluþturan Komünist Enternasyonal’in ilk dört kongre kararlarý aydýnlatýyor. Bu kararlarý hayata geçirebilecek yeni bir komünist enternasyonal hayal deðil bir gerçekliktir. Biz bu gerçeklikten hareket ediyoruz.
3
KO M ÜN Ý S T D E V RÝ M
KOMÜNİST DEVRİM
DÜNYADAN VE ÝSTANBUL’DAN 1 MAYIS GEÇTÝ
Bir 1 Mayýs’ý daha, 2004 1 Mayýs’ýný da geride býraktýk. Burjuva basýnýnda ayrý, devrimcilerin ve liberallerin yayýnlarýnda farklý ve ayrý ayrý deðerlendirmeler yapýldý. Farklý sýnýf ve katmanlar kendi bulunduklarý yerlere göre deðerlendirmeler yaptýlar ve pozisyonlarýný buna göre belirlediler. Bu deðerlendirmeler burjuvazi için ayrý, liberal ve reformistler için ayrý, devrimciler için ayrý anlam taþýyor; yapýlan deðerlendirmeler, sonrasýndaki yöneliþlerin de ipuçlarýný veriyor. 2004 1 Mayýs’ý dünyanýn deðiþik baþkentlerinde, kentlerinde kitlesel bir þekilde kutlandý. Moskova’dan Londra’ya; Ýstanbul’dan Berlin’e, Paris’e deðiþik yerlerde alanlara çýkýldý. Ýþçi sýnýfý ve devrimciler 115. kez de 1 Mayýs’ta alanlarý doldurdular. Bu yönüyle bir sürekliliðin halkalarýndan birini tamamladýlar. Bu yýl Ýstanbul, Ankara, Ýzmir, Diyarbakýr, Mersin baþta olmak üzere, Türkiye’nin deðiþik illerinde alanlara çýkýldý ve 1 Mayýs geleneði bir þekilde yaþatýlmaya çalýþýldý. Yaþatýlmaya çalýþýlmasý bir yönüyle gerçekleþti. O da, alanlara çýkýlamasý þeklinde oldu. Dünyada ve Türkiye’de alanlara çýkýlarak kutlanan 1 Mayýs, içerik, alana çýkan güçlerin konumlanýþý, güçlerin yoðunlaþmasý ve burjuvazi ve proletaryanýn karþýlýklý güç dengeleri açýsýndan bir takým deðerlendirmeleri hak etmektedir.
2004’e Deðin 1 Mayýslar 2004 1 Mayýs’ýný deðerlendirmeden önce, önceki yýllardaki 1 Mayýslara göz atmakta fayda var. 12 Eylül darbesinden bu güne deðin, geçen süreçteki 1 Mayýslara göz atarsak; öncelikle; 1998 1 Mayýs’ýndan sonraki dönemde, 1999, 2000, 2001, 2002, 2003 1 Mayýslarý devrimcilerin alanlarda olmasýna raðmen, bir irade ortaya koyamadýklarý, alanýn sarýlaþmasýný önleyemedikleri ve liberal kaynaþmanýn had safhada olduðu, 1 Mayýslar olduðu görülecektir. Ancak, bu 1 Mayýslarý deðerlendirirken, soyut bir iradesizlikten deðil, devrimcilerin kendi güçlerinin olmasýna raðmen, gücüne güvenmeyerek, dönemin sorumluluðunu ortakça almayarak, burjuvazinin icazetinde, liberallerin denetiminde 1 Mayýslarý kutlamalarýdýr. Geçmiþ 1 Mayýslarý anlamadan, 2004 1 Mayýs’ýný anlamamýz, derslerini süzmemiz mümkün deðildir.
4
12 Eylül darbesinin toplumsal baþkaldýrýyý ezmesi, devrimcilerin de buna karþý ciddi bir savaþým geliþtirememeleri; fiilen yenilmeleri, toplumsal mücadelenin gerilemesine sebep olmuþtur. Buna paralel olarak ta iþçi sýnýfýnýn tüm kazanýmlarý budanýrken, birlik, dayanýþma ve mücadele günü 1 Mayýs ta bir mevzi olarak ellerinden alýnmýþtýr. 12 Eylül’ün yasaklamalarýna raðmen, 1987 yýlýndan itibaren, 1 Mayýs’ý tekrar kazanmak için mücadele baþlatýlmýþtýr. Dünya proletaryasýnýn 1 Mayýs’ý ile kazanmýþ olmasý, sýnýf savaþýmýnda önemli bir mevziyi temsil etmesi, bu günün tekrar kavga ile kazanýlabileceði gerçeðini dayatmýþtýr. Çünkü sýnýfsal olarak tüm kazandýklarýmýz kavgamýzýn sonucudur ve bu kazanýmlarý ancak kavgamýzla sahiplenebiliriz. 1987 yýlýnda Ýstanbul Emek Sinemasý’nda düzenlenen salon toplantýsý, 1 Mayýs’ýn tekrar kazanýlmasýnda, devrimcilerin üzerlerindeki ölü topraðýný atmasýna vesile olmuþtur. Sonraki yýllarda, korsan gösterilerle Taksim’e çýkma þeklindeki mücadele, devrimcilerin iþçi sýnýfýna bu günü nasýl kazanýlacaðýný göstermesi bakýmýndan önemlidir. Mehmet Akif Dalcý’nýn polis kurþunlarýyla katledilmesi, Gülay Beceren’in sakatlanmasý, 1 Mayýs’ýn tekrar kazanýlmasýnda devrimcilerin kanýnýn, canýnýn olduðunun en önemli kanýtýdýr. Düþmanýn devrimcilerin 1 Mayýs’ý kazanmak için ödedikleri bedeli görerek, içini boþaltmak ve önemsizleþtirmek için Sosyalist Parti (þimdiki ÝP) eliyle1992’de Gaziosmanpaþa’da 1 Mayýs kutlanmasýna izin vermesi, aslýnda devrimcileri düzen içine çekmek için yapýlan en önemli manevrasýydý. 1993 yýlýnda yaþanan, Abide–i Hürriyet ve Pendik alanlarý üzerinden yaþanan Türk–Ýþ ve Disk ayrýmý, aslýnda 2004 1 Mayýs’ýnda yaþanan alan ayrýmýna oldukça benzemektedir. Abide–i Hürriyet’te Türk–Ýþ bürokratlarýnýn önderlik ettiði 1 Mayýs ile, Disk’in önderlik ettiði Pendik’teki 1 Mayýs içerik olarak aynýydý. Ancak devrimci gruplarýn büyük bir çoðunluðu Pendik’e gitmiþti o zaman. 2004 1 Mayýs’ýnda yaþanan ayrýþma ise benzerlikleri olmasýna raðmen farklýlýklarý da içermektedir. 1994 1 Mayýs’ý burjuvazinin ulusal marþý ile Enternasyonal’in birbirine karýþtýðý, polisin bazý gruplara saldýrdýðý; devrimci gru-
MAYIS 2004
sol payandalarý altýn tepside sunmuþ bulunmaktadýr. Çünkü Denizler bütün eylemlerini “genç” olduklarý için yapmýþlardý. Akademikdemokratik üniversite talebinden baþka bir talepleri yoktu! Böyle anlatýyor liberal avanaklar. Ama nafile… Gece Elmalý’ya Varmýþ… O dönem, 1971 devrimcileri iþçi sýnýfýnýn kavgasýnýn, topraksýz köylülerin mücadelesinin hep yanýnda olmuþlardýr. Bu gün anlatýlan “onlar genç ve öðrenciydiler” mavalýna inat, tüm ezilenlerin kavgasýnýn, mücadelesinin yanýnda saf tutmuþtular. Marþta söylendiði üzere, Deniz hamamcý Ali’yi, akademik – demokratik üniversite sorunlarýný tartýþmak üzere sormamýþtý sanýrýz! Liberallerin ve reformistlerin tüm çabalarýna raðmen Denizlerin kavgalarýný komünist kavgamýzda yaþatmalýyýz. Yaþatacaðýz da! …Esasen Biz Komünist Devrimciler, Prensip Olarak Siyasi Kanaatlerimizi ve Görüþlerimizi Hiçbir Yerde Gizlemeyiz. Ancak Örgütsel Faaliyetlerimizi, Örgüt Ýçinde Bizimle Birlikte Çalýþan Arkadaþlarýmýzý ve Örgüt Ýçerisinde Olmayýp da Bize Yardýmcý Olan Þahýs ve Gruplarý Açýklamayýz… Bu uzun ara baþlýktan da anlaþýlacaðý gibi, bu sözler Kaypakkaya’nýn sorgusunda söylediði sözlerdir. Asistanlýktan, gerilla mücadelesine baþladýðý ve yakalandýðý döneme deðin biriktirdiði, yaþamýnda karþýlýðýný var ettiði görüþleri, Kaypakkaya’yý yýkýlmaz bir dað gibi saðlamlaþtýrmýþtýr, düþmanýn karþýsýnda. Kaypakkaya ayný sorguda þöyle devam ediyor. “…Vartinik’teki evi terk ettiðim zaman, cebime bir parça ekmek býrakmýþtým, bu ekmeði yemek suretiyle ayýn 24’ünden 29’una kadar daðda yaþayabildim, karlarýn içerisinde yattým. Tanýmadýðým bir köye gittim ve orada yakalandým. Müsademe esnasýnda ensemden ve boynumdan yaralandým. … Yukarýda da söylediðim gibi yanýmdaki arkadaþlarý tanýmýyorum ve tanýsam da söylemem.” Sorguda verdiði ifadesinden de anlaþýlacaðý gibi, düþmanýn ininde, ona kafa tutan tarzda, devrimciliði sahiplenen, ancak yoldaþlarýný ve örgütlü olduðunu gizleyen, kimseyi ele vermeyen; ser verip sýr vermeyen tarzý bizim de günümüzde sahipleneceðimiz devrimci tutumdur. Bir mirastýr, baðlanýlmasý gereken bir gelenektir. Bunun gerisinde düþenlerin devrimci partinin kuruculuk kavgasýna omuz vermesi, hazýrlýk faaliyetini örgütlemesine ise olanak yoktur. Günümüzde, komünistler uluslar arasý düzeyde tüm devrimci deneyimlerden beslenmek ve kendilerine gelenek olarak aldýklarý, Bolþevik Parti ve Komünist Enternasyonal’in ilk dört kongresinde kabul
17
edilen ilkesel kararlarýn gerisine düþmemekle yükümlüdürler. Bunun yanýnda, kendi yaþadýklarý topraklardaki –bu bizim için Türkiye coðrafyasýdýr– devrimci mücadeleden süzülüp gelen devrimci gelenekten beslenmek zorundadýr. Bundan dolayý hiçbir komünist, 1971 devrimci kuþaðýnýn yarattýðý deðerlere burun kývýrýp üzerinden atlayamaz. Atlarsa da, devrimci komünist geleneðe baðlanma iddiasý boþ bir nakarattan öte geçemez. Yaþadýðýmýz topraklarda, tüm devrimciler üç aþaðý beþ yukarý 1971 kuþaðý devrimci önderlerinin yaþamlarýný, kavgalarýný öðrenerek devrimci saflaþmayý yaþamýþlardýr. Çünkü, o dönem devrimcilerinin açtýklarý yol, devrimci kavgada kendilerini var etmeleri, fedakârlýklarý, bireysel kurtuluþ yerine toplumsal kurtuluþu öne almalarý devrimci militanlarda var olmasý gereken ortak özelliktir. Bundan dolayý yaþadýðýmýz topraklarýn devrimci geleneðinden beslenmek, onun komünist kavgamýzýn kaldýracý hâline getirmek zorundayýz. Doðal olarak sahipleneceðimiz yön, ideolojik kavrayýþý, örgütlenmesi ve mücadele tarzý deðil. Sahipleneceðimiz ve geleneðimizin parçasý hâline getireceðimiz yön, onun düzen karþýsýndaki devrimci konumudur. Yaklaþýmýmýz, 1971 devrimci geleneði ile kendimizi özdeþleþtirmeden, kendimizi her yönüyle onun takipçisi saymadan sahiplenmektir. Bir yönüyle Lenin’in narodnik hareketin hangi yönlerini sahiplendiyse, biz de Denizleri, Mahirleri, Ýbolarý, Sinanlarý, kýsacasý 1971 devrimci kuþaðýnýn mirasýný, geleneðini o þekilde sahipleniyoruz. Bundan dolayý mayýsýn kavga güllerini komünist kavgamýzda yaþatacaðýz. Düþman karþýsýnda tutumlarý bizim tutumumuz olacak. Onlar nasýl bedel ödedilerse, yeri geldiðinde bir sýra neferi gibi bizler de bedel ödeyeceðiz. Ancak öncelikle bedel ödetmeyi, burjuvaziyi alt ederek, komünizme giden yolu açacak olan kapýyý aralamayý hedefliyoruz. Öncelikle, reformist ve liberal düzen solcularýnýn 1971 devrimci önderlerini ehlileþtirmelerine ve onlarý birer aziz ikonuna çevirmelerine karþý durarak, onlarý nasýl anmamýz ve sahip çýkmamýz gerektiðini ortaya koyacaðýz. !971 devrimci önderlerinin içeriðinin boþaltýlarak, liberal ve düzen içi duruþlarýn malzemesi hâline getirilmesine ve burjuvazinin köhne düzeninin devamýnda bir araca dönüþtürülmeye çalýþýlmasýna da komünist mücadelemizin bir parçasý olarak algýlayýp, sahip çýkarak karþý duracaðýz. Devrimciler ölür devrimler sürer! Yaþasýn devrim ve komünizm kavgamýz! Denizleri, Mahirleri, Ýbolarý
KOMÜNİST DEVRİM
örgütsel görevleridir. 4.Kadro sorunu tek baþýna bir iç-eðitimle çözülecek bir sorun deðildir. Komünist görevler açýsýndan ele alýndýðýnda kadro sorunu, nitelikli bir nicelik sorunudur. Komünist kadro birikiminin bugün daðýnýk ve amaç disiplininden yoksun durumda oluþuna bakarak, bu birikimi yok sayan, üzerinden atlayan ve tarihi kendisinden baþlatan yaklaþýmlar yanlýþtýr ve baþarý þansý da yoktur. Hazýrlýk dönemi bu nedenle ayný zamanda birbirinden ayrý komünist çevre ve kadrolarýn buluþma ve birleþme çabalarýnýn sürdürülmesi, tüketilmesi gereken bir dönemdir. Ancak, örgütlü-örgütsüz, bugün farklý yerlerde duran komünist kadrolarýn birleþmesini çekirdek kadrolaþmanýn tek yolu olarak görmek ve komünist bir çekirdeðin oluþturulmasýný birliklere baðlamak da doðru deðildir. Ýþçi sýnýfý ve devrimci gençlik içindeki taze-dinç güçler ulaþýlmasý ve komünistlerin önündeki örgütsel görevlerin çözümü yolunda donatýlýp, seferber edilmesi gereken önemli ve potansiyel bir kadro kaynaðý oluþturmaktadýr. Bu kaynaða ulaþamayan, ondan beslenemeyen bir giriþimin geleceði olmayacaktýr. 5.Hazýrlýk dönemi boyunca ve sondasý için örgüt sürekliliðini ve güvenliðini güvence altýna alacak bir çalýþma tarzý, kadrolaþma ve uzmanlaþma, parti öncesi dönemde kazanýlmasý gereken bir hünerdir. Komünistlerin bugünkü öncelikli ödevlerini yerine getirmesinin koþullarýnýn baþýnda, maddi-teknik altyapý kaynak ve kasnaklarýný titiz ve hýzlý biçimde oluþturmak gerekmektedir. Örgütlülük ayrýntýlarý planlamaktýr ve ayrýntýlarý planlamak, planlananlarý gerçekleþtirmek, maddi-teknik olanaklara doðrudan baðlýdýr. Hazýrlýk döneminin öncelikli görevlerini yerine getirmenin koþullarýndan biri de bu donaným ve iþleyiþin temellerinin atýlmasý olmalýdýr. 6. Partiyi inþa edecek bir devrimciler örgütünün hazýrlýk faaliyeti, stratejik ve dönemsel sorunlarda siyasal tutum ve savaþým hedeflerini geliþtirerek, hem konumlarýný netleþtirmek, hem kendisini ve iliþkilerini siyasallaþtýrmak, hem de kadrolarýný militanlaþtýrmak göreviyle karþý karþýyadýr. Siyasetten, kitle iliþki ve eylemlerinden yalýtýk bir konumlanýþ ve yaþam içinde olanlar siyasallaþamaz ve militan kadro normlarý kazanamazlar. Hazýrlýk dönemi propaganda faaliyeti hem deneyimli kadrolarýn teorik sorunlarýna yanýt, örgütsel-politik týkanýklýklarýna çözüm yollarý göstermeli; hem de yeni kuþaðýn taze dinç güçlerinin ilgi ve dikkatini kazanmaya, onlarý eðitip yetiþtirmeye uygun ölçek ve içerikte olmalýdýr. 7.Planlý bir hazýrlýk dönemi çerçevesinde çözülmesi gereken öncelikli grevler dururken, «kitle çalýþmasý», «politik faaliyet» ya da «devrimci eylem» adý altýnda amaçsýzca oradan oraya koþan, dönemin hakim akýntýsýna kapýlýp sürüklenerek kendini daðýtan ve yoran çalýþma tarzlarýnýn açmazlarý birçok örneðiyle çýrýlçýplak ortadadýr. Parti deðilken parti gibi davranmak, hiçbiri uygulanmayan taktikler önermek; bir komünist çekirdeðe, omurgaya, iþçi sýnýfý içinde
16
bir temele sahip deðilken, milyonlara eylem çaðrýlarý yapmak ortaya arkasýnda durulmayan, sahip çýkýlmayan kof ajitatif sloganlar atmak, devrimcilik deðil, lâfazanlýktýr. Öte yandan, legal, maddi ve teknik fýrsatlara yaslanarak yayýn çýkarmayý veya legal çalýþma yollarýný devrimci bir örgütün araç ve faaliyetleri olarak deðil, devrimci bir partiyi yaratma yollarý olarak ele almak da bu görevi askýya alýp, öncelikleri tersyüz etmenin en revaçta biçimlerindendir; tasfiyeciliðin en yaygýn kýlýflarýndandýr. *** Bu görev ve öncelikler propaganda olsun diye yazýlýp bir kenara atýlacak kuru sözler deðildir; sistemli ve planlý biçimde ele alýnýp, odaklaþýlmasý gereken eylem hedefleridir. Bugünün koþullalarýnda hazýrlýkla eylemlilik; propagandanýn giderek daha geniþ kesimlere militanca ulaþtýrýlmasý, kadrolarýn varolduðu alanlarda kitlelerle temel görüþlerin propagandasý yoluyla baðlar geliþtirme, biçimi ve mesajlarý amaç ve ilkelere, hazýrlýk döneminin önceliklerine uygun baðýmsýz eylemler örgütleme ve bunlarýn örgütsel, maddi-teknik alt yapýsýný döþeme noktasýnda kesiþmektedir. Bu bakýþ açýsýyla, enternasyonalist-devrimci bir partinin inþasý yolunda içinde bulunduðumuz merhalenin görevlerinin ve bu görevlerin dayandýðý önceliklerin saptanmasýnda buluþanlarýn ödevi ve ortak politik faaliyetinin muhtevasýný, araçlarýný, adým ve taktiklerini ortaya koymak üzere bu yolda adým atma sorumluluðunu üstlenmektir. Komünistlerin görevi kapitalizmi yok etmek; amacý sýnýfsýz toplum; yöntemi proleter devrimi; biricik ahlâký da bu devrimin ahlâkýdýr. Kapitalizmin yýkýlmasýna ve sýnýfsýz topluma giden yolun açýlmasýna öncülük etmekle yükümlü olan komünistler, dünya devrimi için, yaþadýklarý topraklardaki devrimden sorumludurlar. Bu devrime önderlik edecek sýnýfýn öncü partisini yaratmak için uzun ve zorlu sýnýf mücadelelerinden büyük bedeller ödenerek süzülmüþ derslerin billurlaþtýðý amaç ve ilkelerin savunusunda tavizsiz, bükülmez bir tutum izleme kararlýlýðýný göstermek, bu amaç ve ilkelerin ayaklar altýna alýnmadýðý koþullarda, komünistlerin önde gelen yükümlülüðüdür. Komünistlerin amaç ve ilkeleri, iman tazelemek ya da soyut bir propagandayla vicdanlarýný rahatlatmak için deðil; somut bir faaliyet yürütmek üzere ve örgütsel hedefler gözetilerek çizilmiþ bir çerçeve olmalýdýr. Bu amaç ve ilkelerde ve bir ortak faaliyet perspektifinde buluþmuþ komünistlerin bugünün asli ve acil görevinin yerine getirilmesine katký, her halükârda baðýmsýz ve özgür bir devrimci örgütlenmeyi gerektirir. Bu katkýyý yapmanýn yollarý, ortak amaç ve ilkeler doðrultusunda örgütlü bir hazýrlýk faaliyetini baþlatmak; bu doðrultudaki örgütlenmelere katýlmak/birleþmek ya da bu doðrultudaki örgütlü giriþimleri desteklemektir. Bir devrimci partiyi inþa edecek çekirdeðin yaratýlmasýna baþka bir yoldan varýlmasý veya katký yapýlmasý mümkün deðildir.
MAYIS 2004
plarýn kendilerini hissettirdikleri 1 Mayýs olarak yaþanmýþtý. 1995 1 Mayýs’ýna gelindiðinde ise, Gazi Ayaklanmasý ile varoþlarýn öfkesini arkasýna alan devrimciler, Kadýköy’de polisin arama noktalarý adý altýnda oluþturduðu barikatlarý tuzla buz etmiþlerdi. O ruh hâliyle yaþanan 1 Mayýs, özgür 1 Mayýslarýn nasýl yaratýlabileceðini de muþtuluyordu. 1996 1 Mayýs’ý ise iþçilerin, ezilenlerin tamamýnýn devrimci gruplarýn kortejinin arkasýný doldurduðu, sendika kortejlerinde ise sembolik düzeyde iþçi ve emekçilerin yer aldýðý görülmüþtür. Bunu gözleyen polisin devrimcilere karþý saldýrgan tutumu karþýlýksýz kalmamýþ, sabah toplanma yerinde iki devrimci katledilmiþtir. Bundan bilenerek ileri çýkan devrimcilerin moral, motivasyonlarýnda bir bozulma yaþanmamýþ, aksine devrimci gruplar alana hakim duruma gelmiþlerdir. Bu bir mayýsta, düzenin sol payandalarý epey sýkýntýya düþmüþ, alana kurduklarý kürsüyü býrakýp alandan kaçmýþlardýr. Devrimciler ise kürsüyü ele geçirmiþler, TÝKB’nin dar grupçu yaklaþýmý, kürsüyü tüm devrimci gruplarýn kürsüsü olmaktan uzaklaþtýrmýþtýr. Devrimcilerin bu tutumu karþýsýnda panikleyen polis, çatýlarda, banka binalarýnda mevzilendirdiði katillerini harekete geçirmiþtir. Alandan geriye dönerken yaþanan isyan, patlayan öfke Kadýköy’ün altýnýn üstüne gelmesine yetmiþtir. Polisler ve paralý uþaklarý kaçacak delik ararken, devrimcilerin üzerlerine kurþun sýkmaktan da geri durmamýþlardýr. Patlayan öfke, burjuvaziyi temsil eden ne varsa ezmiþ geçmiþtir. Ancak devrimcilerin psikolojik ve siyasal olarak etkiledikleri varoþlardaki iþçi sýnýfýnýn en yoksul kesimlerine devrimciler önderlik edememiþler, bu öfke devrimcileri de aþmýþtýr. Bundan dolayý, 1 Mayýs 1996’da öne çýkan isyaný devrimci gruplar sahiplenmemiþler, aksine liberallerin ekmeðine yað sürer bir tarzda, “halkýn kýrýlan, yakýlan mallarýný tazmin” etmeye koyulmuþlar, buna uygun beyanatlarda bulunmuþlardýr. Bundan sonraki 1 Mayýslar için 1996, hem bir doruðu, hem de gerilemenin baþlangýcýný ifade etmektedir. 1996’dan ders çýkaran burjuvazi, devrimcilerin de zaaflarýndan faydalanarak, liberal ve reformistlere, sendika bürokratlarýna ihale ettiði 1 Mayýs’ý 1997 yýlýnda Piyale Paþa kapanýna kýstýrmayý baþarmýþtýr. Ancak devrimcilerin, 1997 yýlý 1 Mayýs’ý öncesinde oluþturduklarý Devrimci Güç Birliði Plâtformu, 1 Mayýs’ýn devrimci içerikte kutlanmasýnýn, mücadele ruhunun yaþatýlmasýnýn bir dayanaðýný oluþturmuþtu. Fakat, plâtforma
5
önderlik edenlerin siyasal olarak bir irade olamamalarý, polis barikatýnýn önünde devrimci gruplarý saatlerce bekletmeleri, devrimcilerin 1 Mayýs’a yönelik hedeflerine ulaþmasýna engel olmuþtur. 1997 1 Mayýs’ýnda devrimci 1 Mayýs kýsmen de olsa yaþanmýþtýr. Bundan dolayý burjuvazi devrimcilere saldýrmýþ, devrimciler onlarca gözaltý vermiþlerdir. 1998 1 Mayýs’ý öncesinde oluþturulan Devrimci Güç Birliði Plâtformu, 1 Mayýs’a yönelik belirlediði taktiðini ve duruþunu hayata geçirdiði için, burjuvazinin azgýn saldýrýlarýna hedef olmuþtur. Piyale Paþa Bulvarý’nda polis barikatýný geçmemeyi tercih eden devrimci gruplar, alanýn Okmeydaný tarafýnda baðýmsýz kürsülerini oluþturarak kendi inisiyatiflerini koymuþlar, özgür 1 Mayýsý yarartmýþlardýr. Polisin saldýrmasý sonucu Okmeydaný’na çekilen devrimciler ve kitle burada kurduklarý barikatlarla akþama deðin yer yer polisle çatýþarak 1 Mayýs’ý içeriðine uygun olarak hayata geçirmiþlerdir. Ýki yüz elliye yakýn gözaltý verilmesine raðmen, devrimcilerin ortaya koyduklarý irade, sonrasýnda gözaltýndaki yoldaþlara nasýl sahip çýkýlacaðýný da göstermiþtir. 1 Mayýs Mahallesi’nde Vatan iþkence hanelerindeki yoldaþlarýna korsan gösteri ile sahip çýkan devrimciler, alanda yaratýlan iki ayrý 1 Mayýs’ý mahallelerine döndüklerinde de sürdürmüþlerdir. Kimse basýn açýklamasýyla, liberallerin kuyruðuna takýlarak yoldaþlarýna sahip çýkmamýþ, aksine Vatan’ýn önünde devrimci dayanýþma ve kararlýlýkla, mahallede korsan gösteri, faþistlere ait iþyerlerinin imha edilerek, gözaltýndakilere sahip çýkýlmýþtýr. 1998 de, alanýn Okmeydaný tarafýnda yaþadýðýmýz 1 Mayýs, en son yaþanýlan özgür, devrimci 1 Mayýs olmuþtur. Burjuvazinin boyalý basýný ve liberaller 1 Mayýs eylemine melânetlerini kusmaktan geri durmamýþlardýr. 1999 yýlý 15 Þubat’ýnda Abdullah Öcalan’ýn uluslar arasý bir komplo ile TC’ye teslim edilmesi, diktatörlüðün gerici reformlarýnýn sonuçlarýný devþirmeye baþlamasý, devrimcilere yönelik saldýrýlarýn dozunun artýrýlarak sürdürülmesi ve devrimci hareketin bir bölümünün PKK’nin kuyruðuna takýlarak, düzenin zemininde parlamentarizme göz dikmesi gibi sebeplerden ötürü 1 Mayýs 1999 tamamen liberallerin ve sendika bürokratlarýnýn önderlik ve denetiminde geçmiþtir. 1 Mayýs alaný sarý bir deryaya dönüþmüþtür. Devrimcilerin kendi sembollerini, pankart sopalarýný bile getirmediði
KOMÜNİST DEVRİM
1999 yýlý 1 Mayýs’ý liberallere aferini de kazandýrmýþtýr. Diktatörlük, bundan sonra havuç ve sopa taktiðini iyice hayata geçirmiþtir. Liberallere düzen içi yer iyice geniþletilirken, devrimcilere yönelik saldýrýlar azgýnca sürdürülmüþtür. Ulucanlar zindanýnda baþ eðmez devrimci tutsaklarýn vahþice katledilmeleri, devrimci güçleri daha da geriletmek için bir araca dönüþtürülmüþtür. Ýki bin, iki bin bir ve iki bin üç 1 Mayýslarý da sarý bir mayýs olma özelliðini korumuþtur. Ancak bu 1 Mayýslarda küçük küçük komünist gruplar adres olabilmek için yerlerini almýþlar ve alanda kýzýl bir yýldýz gibi parlamýþlardýr. Ýki bin üç 1 Mayýs’ýnda bir çok grubun karnaval havasý ile alana gelmesi, 1 Mayýs’ýn içeriðinin boþaltýlmasýnda devrimcilerin kendi rollerini oynayamamalarýnýn bir sonucu olmuþtur. Yer yer illegal,düzen dýþý araçlarýn, pankart ve bayraklarýn kullanýlmasý bu gerçeði deðiþtirmemiþtir.
2004 1 Mayýs ’ý Ne Ýfade Ediyor? Ýki bin dört 1 Mayýs’ý yaklaþýrken, devrimci hareketin tamamýnda bir kafa karýþýklýðý, bir pusulasýzlýk hakimdi. Önceki deneyimler yok sayýlarak, bu bir mayýsa nasýl sahip çýkýlacaðý, önderlik edileceði muðlaklýðýný korudu. Hatta son güne deðin bu gerçeklik kendini var etti. 1 Mayýs yaklaþýrken, DÝSK ve KESK 1 Mayýs’ý Taksim’de kutlayacaklarýný, 1 Mayýs alanýnýn Taksim olduðunu, Türk–Ýþ, Hak–Ýþ ise Abide–i Hürriyet’e gideceklerini açýkladýlar. Bütün bunlar olurken, devrimciler ise sendikalarla sürdürdükleri pazarlýk ve görüþmelerle, 1 Mayýs’a önderlik etmeyeceklerini, 1 Mayýs’ýn sorumluluðunu alamayacaklarýný da ortaya koymuþ oldular. Devrimci gruplarýn kendi güçlerine güvensizliðin ve liberallerle kaynaþmanýn getirdiði bu olumsuzluðun faturasý tüm devrimci gruplara ortak kesildi. O da, devrimci, özgür bir 1 Mayýs’ýn yaratýlamamasý. Hemen hemen tüm devrimci gruplar, eksikliklerine raðmen izinin sürülmesi gerekli olan 1998 1 Mayýs’ýnda yaratýlan, “bayraklarý karýþtýrmadan, düþmana karþý ortak durup, ortak vurma” taktiðinin bir sonucu olan devrimci güçbirliðini hatýrlamak bile istemediler. 1 Mayýs sonrasý devrimci gruplarýn yayýnlarýna baktýðýmýzda, bunun lafzýnýn bile edilmediðini –1 Mayýs öncesi de hatýrlanmamýþtý– hatýrlayanlarýn ise o dönemki kazanýmlara adeta küfrederek yaklaþtýðýný ibretle gördük. Maya sayfalarýna yansýdýðý þekliyle, 1998 1 Mayýs’ýnda yaþananlarýn, devrimci güç birliðinin Piyale Paþa Bulvarý’nda polisle çatýþarak irade
6
göstermesini “baþarýsýz zorlamalar” olarak deðerlendirmesi ise ibretlik bir vakadýr. Ama ayný deðerlendirmeleri yapanlarýn “Mümkünün son sýnýrýna imkânsýzý elde etmek için çabalayanlar ulaþabilir ancak. Gerçekleþmiþ imkânlar, zorlanmýþ imkânsýzlýklarýn sonucudur.” deðerlendirmesinin arkasýnda durduklarýný iddia ederler yine de! Devrimci hareketin tamamý, DÝSK ve KESK bürokratlarýný zorlayarak, onlarýn izin aldýðý bir alanda 1 Mayýs’ý kutlamaya kalkmalarý, kelimenin tam anlamýyla kendi zaaflarýyla ilgilidir. Son güne deðin yaþanan belirsizlik, diktatörlüðün yaptýðý izinsiz yapýlan tüm gösterilere saldýrýlacaðý açýklamasý, var olan belirsizliði oldukça artýrmýþtýr. Aralarýnda güçbirliði görüþmeleri sürdüren gruplar ise, 1 Mayýs plânlarýný tamamen DÝSK ve KESK’in alacaðý karara göre yapmýþlardýr. Son güne deðin KESK genel baþkanýnýn biz “Taksim’e çýkacaðýz, olacaklardan devlet sorumludur” þeklindeki açýklamalarý devletle sendikalar arasýndaki danýþýklý dövüþün bir parçasýndan baþka bir þey deðildir. 1 Mayýs’tan hemen önce ayný bürokratýn yaptýðý “Taksim’i vermezlerse alan göstersinler, biz oraya gideriz” tarzýndaki açýklamalarý, Vehbi’nin kerrakesini ortaya koymuþtur. Bütün bu olanlar bir bir ortaya çýkarken, Türk – Ýþ’ in Abide–i Hürriyet’e gideceðini açýklamasý, ardýndan EMEP gibi tescilli reformistlerin, düzen solcusu ÝP’in de bu alaný tercih etmesi, Saraçhane Parký ve Abide–i Hürriyet alanlarý üzerinden devrimci, liberal ve reformist ayrýmlarýnýn gerçekleþtiðini göstermez. Çünkü, içerik, talepler ve konumlanan güçler bakýmýndan her iki alanda da benzer güçler vardý. Ancak, iki alan arasýndaki ayrým, Abide –i Hürriyet’teki 1 Mayýs’ýn devletin denetiminde, düzenin sýnýrlarý içinde gerçekleþen, burjuva ulusal marþýnýn okunduðu, daha çok burjuva içerik kazandýrýlan, TC’nin sembollerinin hakim olduðu 1 Mayýs olarak gerçekleþtiði; Saraçhane Parký’ndaki 1 Mayýs’ýn ise, tüm olumsuzluklarýna raðmen, devletin resmi kutlamalarýnýn alaný olmuþ olan Abide–i Hürriyet’e gitmeyen, aðýrlýklý olarak devrimcilerin ve iþçi sýnýfýnýn yoksul ve ayrýcalýksýz kesimlerinin kutladýðý bir 1 Mayýs olmuþtur. Ayrým yýllardýr devletin icazetli alaný olmuþ alanla, bunun dýþýnda herhangi belirlenmiþ bir alan arasýndadýr. Bu yönüyle, devrimcilerin 1999’dan beri kolunun ve kanadýnýn kýrýlarak gittiði alanýn dýþýnda, baþka bir yerde de 1 Mayýs’ý kutlayabileceðini göstermiþtir. Bu bile ilk bakýþta küçük te olsa bir
MAYIS 2004
KOMÜNÝSTLERÝN SOMUT VE ACÝL GÖREVLERÝ
Devrimci bir sýnýf önderliðinin inþasý hedefiyle yola çýkan komünistler için, dezavantajlarý ne olursa olsun, yaþadýðýmýz topraklardaki sol hareket zengin ve elveriþli bir kalkýþ noktasý sunuyor. Yaþadýðýmýz topraklarda devrimci deneyim ve reflekslere sahip çok sayýda kadro var, ama daðýnýklýk nedeniyle siyasal-örgütsel odaklaþma saðlanamýyor. Komünistlerin ve devrimcilerin iþçi sýnýfýyla yýllar içinde kurulmuþ baðlarý var, ama bu baðlar devrimci komünist bir program ve örgüt zemininde yeniden üretilemiyor, birçok grup ve çevre «kitle çalýþmasý» yapýyor, ancak bu çalýþmalar «ekonomist ve esnafça» olmaktan öteye gidemiyor. Ancak bu birikimi bugünün dar ve kýsýr mücadele olanaklarý içinde yeni baþtan yaratmak ve varolaný bu sayede aþmak ümitsiz bir maceradýr. Bu birikimin olumsuz alýþkanlýklarýný ve týkanýklýklarýný aþmak için bu zeminde uzmanlaþmýþ örgütlerle yarýþma da gereksizdir. Her ne kadar bugünün en acil ve kendini dayatan ihtiyacý, iþçi sýnýfýnýn önderliðini kazanmaya aday bir devrimci parti olsa da, bu ihtiyacý hissetmekle gidermek arasýnda bir mesafe olduðu açýktýr. Böyle bir partinin varolan örgütlerden herhangi birinin nicel geliþimi sonucunda, ya da mevcut zemin üzerinde bunlarýn birbirleriyle birleþmesi sonucunda kurulamayacaðý da kavranmalýdýr. Bu partinin yaratýlmasý nitel bir sýçramayý gerektirir. Böyle bir partinin yaratýlmasýný zamana, koþullarýn olgunlaþmasýna havale etmenin bu görevden kaçmanýn en revaçta biçimi olduðunu ise bir an için bile gözden kaçýrýlmamalýdýr. Devrimci partinin yaratýlmasý bilinçli planlý ve sistematik bir hazýrlýk faaliyetini gerektirir. Komünistler sonuç alýcý, bir hazýrlýk faaliyetinin bilinçli ve planlý bir faaliyet olmasý gerektiðini vurgulayarak, ne için, hangi konuda, nasýl bir hazýrlýk faaliyeti sürdürmek gerektiðini saptamakla iþe baþlamalýdýr. Bugün asýl eksikliði duyulan, geçmiþi içererek eski dönemi aþabilecek bir örgütsel-politik atýlýmdýr. Güncel görev, bu atýlýmýn temelini döþeyecek örgütlü bir hazýrlýktýr. Temel amaç ve ilkelerle birlikte, görevler, öncelikler ve yöntemlerde ortaklaþanlarýn söz konusu hazýrlýk çalýþmasýný da ortaklaþtýrmalarý, güç ve olanaklarýný birleþtirmeleri komünistleri hedefe götürecek en devrimci, en saðlýklý yoldur. «Vaktinde ve yerinde söylenmeyen sözün eylemin ayak baðý» olacaðý bilinciyle mevcut durumdan ve bu durumun sunduðu imkânlardan hareket ederek ilerlemek gerekir. Bu bakýþ açýsýnda anlaþan komünistler, temel sorunlar ve görevler konusunda olduðu gibi, bir parti inþasýnýn genel planý ve yöntemi konusunda da anlaþarak güçlerini birleþtirip, dönemin görev ve sorumluluklarýný birlikte almalý, böyle bir hazýrlýk faaliyetine öncülük etme tarihsel
15
misyonunun gereklerini yerine getirmelidir. Bugün devrimci partinin yaratýlmasý bir dönem boyunca baþlý baþýna hedeftir, ama bu hedefe varýncaya kadar, sürecin herhangi bir merhalesinin kendi baþýna amaçlaþtýrýlmamasý gerekir. Sýnýf mücadelesini dünya çapýnda ortadan kaldýrmak üzere, ayný amaç ve ilkeleri paylaþan, komünizmi amaç, devrimciliði bir yaþam tarzý edinmiþ, enerjisini, yetenek ve olanaklarýnýn azamisini bu doðrultudaki örgütlü faaliyete sunmayý hevesle kabul eden militanlara, sýnýflar savaþýnýn Türkiye kesitinden komünistlerin çaðrýsý þu olmalýdýr: kýsmi ya da yerel teorikpolitik gayretlerin merkezileþmesini saðlayacak bir giriþime öncülük etmek için üzerinize düþen yükümlülüðü yerine getirmek üzere öne çýkýn! *** Bugün komünistlerin önünde duran en önemli, en acil ve bütün öteki görevlerin tabi olmasý gereken temel görev, enternasyonalistdevrimci nitelikte bir sýnýf partisi yaratmaktýr. Parti öncesi dönemin bütün örgütlülük, hazýrlýk ve çalýþmalarý þu öncelikler çerçevesinde ele alýnmalýdýr: 1. Partileþme sürecinin ana halkasý, amaç ve ilkelerde, program ve siyasal taktiklerde anlayýþ birliðine varmýþ, dönemin görevlerini yerine getirme irade ve kapasitesine sahip bir komünist çekirdeðin örgüt omurgasýnýn oluþturulmasýdýr. Ýþçi sýnýfýnýn birliðini de önceleyen sorun, komünistlerin komünist kadrolarýn birliðidir. Ýþçi sýnýfýnýn devrimci siyasal birliði, ancak bu temel görev yerine getirilirse gerçekleþtirilebilecek bir hedeftir. 2.Günümüzün koþullarýnda böyle bir çekirdeðin yaratýlmasý yolunda ilk elde yerine getirilmesi gereken temel görev, teorik yeniden üretimdir. Teorik yeniden üretim, devrimci gelenek ve deneyimin süreklilik – kopuþ baðlamýnda eleþtiriler deðerlendirilmesini, yeni geliþme ve süreçlerin gündeme getirdiði sorun ve gereksinimlere yanýtlar vermesini içeren, bir devrimci kopuþ, yeniden sentezleþtirme ve aþma faaliyeti olarak anlaþýlmalýdýr. Bu çalýþmanýn iþlevi, komünist program, propaganda, eðitim ve siyasetin teorik temellerini döþemektir. Hazýrlýk dönemi açýsýndan bu çalýþmanýn somut hedefleri, bir devrimci muhasebe çýkarmak, programý üretmek, propaganda ve eðitim materyalleri hazýrlamak, araçlarýný örgütlemektir. 3. Hazýrlýk döneminin teorik yeniden üretime paralel bir öncelikle görevi de kadrolaþmadýr. Leninist partinin, komünist bireylerin deðil, organ ve örgütlerin birliði olduðunun bilinciyle, kadrolaþma kadro adaylarýnýn tanýmlanmýþ somut iþlev ve görevler temelinde organlaþtýrýlmasý olarak anlaþýlmalýdýr. Bu çerçevede, kadro adaylarýnýn teorik ve pratik eðitimi, iþbölümü ve yetkinleþtirilmesi hazýrlýk döneminin önde gelen
KOMÜNİST DEVRİM
güvenliðini almaya çalýþýrýz. Düþman saldýrýlarýný bahane ederek faaliyeti ertelemek ya da baþka faaliyetle ikame etmek (her iki faaliyet de gerekli iken) düþmanýn hedeflerine uygun hareket etmektir. Bu durum bizim deðil yýlan gibi kývrýlan oportünistlerin meþrebidir. Nesnel duruma göre “devrimcilik” yapmak ortayolcu bir siyasal hat tutturmak, oportünizmin en rafine halidir. Örgütün sürekliliði bahanesiyle faaliyeti tatil eden bu anlayýþ, örgütü korumayý merkeze alarak (nasýl olsa tehlike geçince, örgüt, faaliyeti yeniden gerçekleþtirir önermesinden hareketle) faaliyeti ertelemekte hiç bir sakýnca görmez.Ancak, bir kez daha söyleyelim, örgütsel güvenliðin maksadý eylemsiz bir örgütün varlðýný korumak deðil, faaliyetin sürekliliðini korumaktýr. Dönemin sorumluluklarý arttýðýnda “devrimci mücadeleni geri çekilme taktikleri” ni eylemsizliðine kýlýf yapanlar, sadece “tehlikesiz”, “fiziksel saldýrýya maruz kalmadýklarý” dönemlerde faaliyet yürüterek iki iyi þey yaptýklarýný düþünürler. Hem hazýrlýk dönemi görevlerini yerine getirecek örgütün sürekliliðini saðlamak, hem de dönemin aðýr bedellerini ufak deformasyonlarla atlatmak. Onlar böyle düþünselerde dönemin bedellerini fazlasýyla ödeyeceklerdir. Yazýktýr ki; içlerindeki devrimci militanlarý çürütecek bir atraksiyondur. Bizim açýmýzdan örgütsel süreklilik, illegal zeminde saðlam bir örgüt omurgasýnýn yaratýlmasý hedefiyle somut acil görevler çerçevesinde uzmanlaþtýrýcý -kadrolarýn niteliðini artýrýcý faaliyetlerin süreklilik kazanmasýdýr. Bizi komünist devrimci parti niteliðine ulaþtýrabilecek yegane yöntem budur. Bu 1 Mayýs’ta “Kirli Gömleði Çýkarýp, Yeni Temiz Gömlek Giy”enlere Ne Oldu? Önceki yýllarda kutlanan 1 Mayýslarýn sorumluluðunu alarak, alanlarda adres olmayý, kýzýl bir yýldýz gibi parlamayý önemseyen KDH/L’ yi bu 1 Mayýs’ta baðýmsýz kortejini oluþturarak kýzýl bir yýldýz gibi parladýðýný göremedik. Anlaþýlan temiz gömlek giyince iþler deðiþiyor! 1 Mayýs’ýn politik sorumluluðundan kaçarak, bir sendikanýn etekleri altýna saklanarak varlýk göstermeye çalýþmak,
hele hele bunu da en devrimci taktik diye yutturmaya çalýþmak, devrimcilik deðil, oportünistliktir. Eðer bu taktik doðru bir taktik olsa, tüm devrimciler kendi baðýmsýz duruþlarýný ortadan kaldýrarak, pankartlarýný açmayarak sendika kortejlerine gitmelidirler. 1 Mayýs taktiði tüm devrimcilere önerilebilen bir taktiktir. Onun için biz, tüm devrimcilerin kendi baðýmsýz kortejlerini oluþturarak, sendikacýlarýn icazetinde olan bir alanda bile olsa pankartlarýný açmalarýnýn, tüm devrimcilerin bir arada bulunmalarýnýn, bu dönem doðru bir taktik olduðunu düþünüyoruz. Kendi baðýmsýz varoluþunun göstergelerinden biri olan pankart açmamayý deðil! Kirli gömleði çýkarmakla övünenlerin, giydikleri yeni gömleðin ve çýkardýklarý kirli gömleðin ne olduðu ortaya çýkmýþtýr. Kirli gömlek diye küçümsenen aslýnda devrimci politikanýn ta kendisidir. Giydikleri ise, eylemsizliðin teorisidir. Þimdi sormazlar mý? Kirli gömleði çýkarýp, temiz gömleði giyenler; çýkaramadýklarýný evde çitileyip yeniden giymeye çalýþanlar, pür –u pak olanlar, iddialarýnýzýn politik karþýlýðý nerede? 1 Mayýs’ta baðýmsýz pankartla alana çýkmayanlar, bu dönemin politik sorumluluðundan yan çizenlerdir. Böyle bir yan çiziþin ise politik bir geleceði, devrimciler nezdinde ise hiçbir kýymet – i harbiyesi yoktur. Böyle bir taktik izleyebilirsiniz, hatta hiç alana da gelmeyebilirsiniz, ancak bunun en devrimci politika olduðuna hiçbir devrimci komünisti inandýramazsýnýz. Ayrýþtýrmayý, ayrýþtýrarak devrimci komünist parti kuruculuðuna kazanmayý hedeflediðinizi iddia ettiðiniz, devrimcileri, merkezci –melez akýmlarýn içindeki kadrolarý bu yol ve yöntemle býrakýn etkilemeyi, o kadrolarý bulunduklarý yerin en doðru yer olduðu konusunda bilinçlerini saðlamlaþtýrýrsýnýz. Sonuç olarak, 2004 1 Mayýs’ý sarý bir içerikle geçmiþ te olsa; devrimcilerin Piyale Paþa kapanýna mecbur kalmadýklarýný, ancak devrimcilerin kendi güç ve olanaklarýný seferber ettiklerinde, dýþýmýza çekilen fesat dairenin parçalanabileceðini göstermiþtir. Ancak buna uygun bir konumlanýþ ve bilinç, irade bir bütün olarak kendini ortaya koyarsa. Bunun yanýnda, dönemin politik sorumluluðunu alacak olanlarla, bundan yan çizenlerinde belirginleþmesi, bu 1 Mayýs’ýn mihengine vurularak ortaya çýkarýlmýþtýr.
14
MAYIS 2004
kazanýmdýr. Kazaným olmasý da bu kadardýr. Devletin 1 Mayýs öncesi sürdürdüðü devrimcilere yönelik saldýrýlar, 28 Haziran’da yapýlacak olan Nato zirvesi öncesi estirdiði terör havasý, alanlara akacak olan kitleleri de etkilemiþtir. Devrimciler, iliþkileri olan, etkiledikleri kitlelerin büyük bir kýsmýný alana taþýyamamýþlardýr. Bunda devrimcilerin 1 Mayýs gibi genel bir eylemde gösterdikleri iradesizlik ve sendika bürokratlarýnýn kuyruðunda sürdürdükleri siyaset, kitlelerle devrimciler arasýndaki zayýf olan baðlarý da etkilemiþtir. 1996 1 Mayýs’ýnda kitlelerin alana akmasýnda en büyük etken, dönemin kitle hareketi açýsýndan bir yükseliþ dönemi olmasý yanýnda, devrimcilerin gösterdikleri irade ve baðýmsýz siyaset te etkiliydi. Devrimcilerin yýllardýr ve bu yýl böyle bir iradeyi göstermeyiþleri, diktatörlüðün sopasýný kaldýrmasýyla birleþince, katýlýmýn düþmesine sebep olmuþtur. Bu yýl Ýstanbul’daki 1 Mayýs iki ayrý alana çýkýlarak kutlandý. Abide –i Hürriyet’teki kutlamalara Türk –Ýþ ve ona baðlý sendikalar, EMEP gibi tescilli reformist düzen partisi ile, ÝP gibi düzenin savunuculuðuna soyunmuþ devlet solcusu parti; devrimci gruplardan Devrimci Hareket, Alýnteri, Demokratik Haklar Platformu, Partizan pankart açtýlar. Ancak Ýþçi –Köylü gazetesinde yazýlan habere göre TKP/ML pankartý ve TÝKKO flamalarý da açýldý. Buradaki kutlamalara on beþ bin kiþilik bir kitle katýldý. Genelde Türk bayraklarýyla süslenen alana baktýðýmýzda, iþçi sýnýfýnýn ve ezilenlerin kurtuluþunun temsiliyetinden çok, ezilen ve sömürülen kitlelerin, ezilme ve sömürülmelerinin sürekliliðini saðlamaya çalýþan devletin aðýrlýklý olarak temsil edildiðini rahatlýkla görebilirsiniz. Bu yönüyle devletin resmi kutlama alaný olma adýný rahatlýkla hak eden, Abide –i Hürriyet’teki kutlamalara katýlan devrimci gruplar da burada bulunmanýn vebalinden kurtulamayacaklardýr. Sonraki dönemde bu yaptýklarýnýn ceremesini çekeceklerdir. Sabah saat dokuzdan itibaren Saraçhane Parký civarýnda toplanmaya baþlayan, liberal partilerden SÝP –TKP, SDP, ÖDP, DEHAP, sendikalardan DÝSK, KESK, devrimci gruplar, Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Ezilenlerin Sosyalist Plâtformu, Sosyalist Dayanýþma Plâtformu, Halkevleri, Devrimci Parti Güçleri, Baðýmsýz Devrimci Sýnýf Plâtformlarý, Yaþasýn Komünistlerin Birliði, Kaldýraç, Direniþ, Devrimci Duruþ, Alýnteri, Emeðin Bayraðý, Fabrika, Köz, Barikat gibi dergi ve gazete çevreleri ve
7
küçük devrimci gruplar katýldý. KESK ve DÝSK’in öncülüðüyle buraya gelen yirmi –yirmi beþ bin kiþilik kitlenin doldurduðu alanda, bu sendikalarýn arkasýndaki kitle temsiliyet düzeyindeydi. Sanýrýz bu temsiliyeti de, baðýmsýz kortej oluþturarak dönemin sorumluluðunu almak yerine, sendikalarýn eteklerinin altýna saklanarak devrimcilik yaptýðýný zanneden, dönemin politik sorumluluðunu almaktan imtina eden oportünist avanaklar oluþturuyordu! Biz de dokuz buçuk civarýnda, Saraçhane Parký’na yakýn bir yerde yoldaþlarda buluþarak “Komünist Bir Dünya Kuracaðýz!” pankartýnýn arkasýnda saf tuttuk. Kortejimizi oluþturduktan sonra sloganlarýmýzý haykýrarak parka yürüdük ve parkta devrimci gruplarýn arkasýnda yerimizi aldýk. Bu yýl ilk kez bu þekilde örgütlü bir tarzda 1 Mayýs’ýn sorumluluðunu almak, dönemin politik sorumluluklarýnýn altýna girmek, bu gün vesilesiyle tüm yoldaþlarýmýzý oldukça coþkulandýrdý. Alanda, güneþin etkisiyle daðýlan, gevþeyen kortejlerden farklý olarak sonuna deðin coþkumuzu koruduk ve þiarlarýmýzý haykýrdýk. Alanda, iki bine yakýn þiarlarýmýzýn yazýlý olduðu kuþ yaptýk. Yan tarafýmýzda uzayan SÝP –TKP korteji kitleselliðine raðmen, “Legal deðil devrimci parti!” þiarýmýzdan oldukça rahatsýz oldular. Bu 1 Mayýs’ta hareketimiz, daðýnýk ve arayýþ içinde olan devrimci kadrolara bir adres olabilmek, sarý bir 1 Mayýs’ta kýzýl bir yýldýz olabilmek hedefiyle geldiði alanda, az ama diri kortejiyle, hedeflerine ulaþmýþ, üzerine düþen sorumluluðu yerine getirmiþtir. Devrimci Komünist Hareket 1 Mayýs Vesilesiyle Hangi Sorumluluklarýn Altýna Girdi? Hareketimiz yeni, ancak savunduðu fikirler ve amaçlar bakýmýndan oldukça köklü bir harekettir. Liberalizmin, reformizmin ve düzen içi araçlara tabiyetin en revaçta olduðu; diktatörlüðün havuç – sopa taktiðiyle, devrimci hareketi tasfiye etmeye, düzen içi mevzilere çekmeye çalýþtýðý, buna ayak direyenleri ise fiilen tasfiyeye yöneldiði bir dönemden geçmekteyiz. Böylesine olumsuz koþullarýn, zorluklarýn bizi kuþattýðý bir dönemde, devrimci parti kuruculuk görevlerini omuzladýk. Sorumluluk aldýk. Bunu devrimci kamuoyu ile de paylaþtýk. Komünistlerin bir plâtform kitabýyla duyurduklarý somut ve acil görevlere ve parti kuruculuk görevlerinin baþlangýcýný oluþturan hazýrlýk görevlerine yoðunlaþtýk. Bunu da legal araçlara tabi olarak deðil, düzen dýþý özgür araçlarla yapmayý tercih ettik. Çünkü
KOMÜNİST DEVRİM
luðunu” üstlendik. Bunun için, legalizmin ve her türden opotünizmin boy verdiði, günümüz koþullarýnda somut ve acil görevlerin yerine getirilmesinde sorumluluk üstlenmek, devrimci partiyi inþa edecek çekirdeðin yaratýlmasýna baþka bir yoldan varýlmasýnýn veya katký yapýlmasýnýn mümkün olmadýðýný bilince çýkarmak, ileri çýkmanýn olmazsa olmazýdýr. Bundan dolayý 1 Mayýs gibi genel bir eylemde, devrimcilerin bulunduðu alanlarda, kendi önceliklerimiz temelinde, kendi gücümüz oranýnda dönemin politik sorumluluðunu aldýk ve alýyoruz. Bu politik sorumluluktan kaçmak, yan çizmek içinde nesnel koþullarýn arkasýna saklanmýyoruz, sýðýnmýyoruz. Sýnýrlýlýklarýmýzý bahane etmiyoruz. Hele hele, sendikalarýn ve sendika bürokratlarýnýn eteklerinin altýna saklanmýyoruz. Böyle yapmanýn oportünizmin en rafine hâli olduðunun bilincindeyiz. Dönemin politik sorumluluðunu alarak, bulunduðumuz alanlarda, devrimcilerle ortaklaþtýðýmýz eylemlerin de sorumluluðunu almaya hazýrýz. Bu sorumluluðu almaktan imtina eden devrimci gruplarýn býrakýn somut ve acil görevleri yerine getirmesini, varlýklarýný bile sürdürebilmeleri mümkün deðildir. Hareketimizin, 1 Mayýs öncesi yaptýðý deðerlendirmeler doðrultusunda belirlediði taktiklere uygun tarzda aldýðý sorumluluklar,geliþimine ivme katmýþtýr. Alanda kýzýl bir yýldýz olabilme, adres olabilme gibi görevlerini yerine getirmiþtir. Belki bu komünist hareket için küçük bir baþlangýç olmuþtur, ancak bizim için çok büyük bir sýçramaya tekabül ediyor.
devrimcilik bir tercihtir. Iskra modeli, merkez yayýn organý etrafýnda düzen dýþý bir konumlanýþla, dönemin sorumluluklarýný aldýk. Ancak bu iþin bir yönünü oluþturmakta. Düzen dýþý bir yayýn faaliyeti, ve örgütlenme atýlýmý kalkýþ noktasýný oluþturmakla beraber, bununla sýnýrlý bir faaliyet deðildir. Bu görüþler ortaya atýlalý neredeyse yüz yýl olmasýna raðmen, ya unutulmaya yüz tutmuþ, ya da oportünistlerin, legal tasfiyecilerin marifetiyle üzeri küllenmiþ veya modasý geçmiþ görüþler olarak algýlanmaktadýr. Ancak, bu görüþleri açýða çýkaran, bunlara hayat vermeye çalýþan KDH’de 1998’den sonra kesintiye uðradýðý için, takipçisi olduklarýný söyleyen grup ve çevreler tarafýndan tek yönlü bir kavrayýþla, bu görüþler tasfiye edilmiþtir. Ya politik faaliyet diye legal bir dergi etrafýnda kümelenilmiþ, ya kitle faaliyeti diye kitlelerin en geri talepleri etrafýnda birleþilerek, düzen dýþý konumlanýþ, örgüt omurgasý yaratma, politik atýlým, ideolojik ve teorik yeniden üretim tasfiye edilmiþ; ya da sadece faaliyet illegal bir yayýn çýkarmaya indirgenerek, politikadan uzaklaþýlmýþ, en sonunda da, politika dýþý bir konumlanýþla, varolan kadrolar nesnelliðin teorisi etrafýnda eylemsizliðe mahkum edilmiþtir. Ýþte bunlarý gören hareketimiz, somut ve acil görevlerde ortaya konan, hazýrlýk dönemi görevlerini bir bütünsellik içinde kavrayarak, “…enternasyonalist-devrimci bir partinin inþasý yolunda içinde bulunduðumuz merhalenin görevlerinin ve bu görevlerin dayattýðý önceliklerin saptanmasýnda buluþanlarýn ödevi bir ortak politik faaliyetinin muhtevasýný, araçlarýný, adým ve taktiklerini ortaya koymak üzere bu yolda adým atma sorumlu-
ÝSTANBUL'DA ÝKÝ 1 MAYIS'I NASIL ANLAMAL I
2004 1 MAYIS'I Ýstanbul dýþýnda Türkiye ve Kürdistan' da genelde sýnýf mücadelesinde önemli olarak kaydedilebilecek bir süreç olarak yaþanmadý. Bu yýlki 1 Mayýs a Ýstanbul'da Disk ve Kesk in öncülüðünde "alternatif" alan tartýþmasý ve son anda alýnan karar doðrultusundaki miting tartýþmasý yaþandý. Kuþkusuz Ýstanbul yaþadýðýmýz topraklardaki sýnýf mücadelesi açýsýndan son derece önemlidir. Bu açýdan buradaki 1 mayýsa siyasal öznelerin ayrý bir özen,hazýrlýk ve ilgi göstermeleri gerek-
8
lidir. Disk ve Kesk Ýstanbul da 7 yýldýr 1 mayýsýn kutlandýðý alan olan Þiþli abide-i hürriyet meydanýnýn dýþýnda bir alan için (taksim için) izin istemiyle baþvurdular. Daha önceki yýllarda da Taksim için baþvurular yapýlmýþ,kabul edilmeyince 1 mayýs mitingi Þiþli'de kutlanmýþtý. Fakat bu yýl Disk ve Kesk valiliðe yaptýklarý baþvuru kabul edilmedikten sonrada Taksim'de "ýsrarcý" olmuþ,abide-i hürriyet meydanýnýn kutlamalar için kötü bir yer olduðu, halktan kopuk bir çukur þeklinde
MAYIS 2004
hiç “küçümsemeyen” bu hareket hiç küçümsemediði illega-örgütsel faaliyetleri gerçekleþtirmek için son derece “leninist” bir takvim çýkarmýþtýr. Bu takvime göre, hareket, yasal dergi bürolarýnda ve kültür merkezinde kitleselleþecek, yasal, çürümüþ platformlarda partileþme stratejisini sýnayacak, iþçi sýnýfýnýn en yoksul kesimlerine giden köprü baþlarýný tutacak (kültür merkezlerinde), yazdýðý teorik yazýlarla devrimci partinin programatik temellerini döþeyecek ( tüm bunlarý yaparken illegal örgüt sadece onlarýn kafalarýnda olacak yani kendilerinden baþka hiç bir devrimci bu hareketin hiç bir faaliyetini görmeyecek) sonra saðlam bir illegal omurga olup, bir süredir(?) tatil ettiði illegal faaliyetlerine (tabii bu sefer hakkýný vererek! Öyle sadece 50-100 Tane illegal yayýn daðýtarak deðil!) kaldýðý yerden devam edecektir. Örgütsel anlamda pörsümeyi , disiplinsizliði ifade eden bu laçkalaþmýþ anlayýþ komünist devrmcilerin deðil olsa olsa tasfiyecilerin anlayýþýdýr ve yaklaþýk 155 yýllýk mücadele tarihimizde defalarca izlenen son derece kurnaz(!) bir taktik olmuþtur. Bu dönem bir diðer yanýlsama da, örgütün güvenliðini-sürekliliðini saðlamak için faaliyetleri sýnýrlamak- ertelemek biçiminde “özgün” bir atraksiyonla karþýmýza çýkmaktadýr. Ýbret almamýz gereken bu “leninist” uyanýklýk Komünist Devrim Hareketi/Leninist’ te kendisini somutlamýþtýr. 1998 yýlýnda KDH’ de yaþanan bölünmenin ardýndan leninist kanat olarak ayrýþan KDH/L, hazýrlýk dönemi faaliyetlerinin illegal örgüt zemininde yerine getirilebileceðini söyleyereek yola çýkmýþ ve baþýndan itibaren düþmanýn açýk hedefi haline gelmiþtir. Düþmanýn tüm saldýrýlarýna raðmen fiili kesintiler dýþýnda hedeflediði hiçbir illegal faaliyeti ertelemeyen KDH/L son biryýldýr tam tersine çark etmiþtir. KDH/L merkez yayýn organý Leninist Iþýðý çýkardýðý dönemlerde; devrimci partiye referansla tanýmlanan hazýrlýk dönemi faaliyetlerinin temeline Iskra tipi bir merkez yayýn organýný omurga olarak belirlemiþtir. Ancak bir yýldýr, devrimci kamuoyuna hiç bir açýklama dahi yapmadan, kendi yayýn organýný çýkarma-
13
maktadýr. Önceleri düþmanýn tüm saldýrýlarýna karþýn yayýn organýný neredeyse kesintisiz çýkaran bu hareketin örgütsel güvenlik meselesindeki anlayýþýda melez merkezci akýmlarýn çizgisine düþmüþtür. KDH/ L belki illegal yayýn faaliyetini ertelemiþtir(!) ama, 2003’ün son aylarýnda bir konferans gerçekleþtirmiþtir. Arýnma, ileri çýkma (!) ile sonuçlanan bu konferansýn ardýndan, bir süredir ertelenen faaliyetlerini gerçekleþtirmesi beklenirken, yine sessizlik hakim olmuþtur. Son olarak yine güvenlik (!) gerekçesiyle ciddi bir taktik geliþtirerek 1 Mayýs’ta baðýmsýz kortej oluþturmayan bu hareket, 1 Mayýs’a çýkmasa bile alanda illegal kuþ faaliyeti gerçekleþtirmiþtir. Öyle ya, görüldüðü gibi bu hareketin gerçekleþtirmediði her faaliyetin “devrimci” bir gerekçesi var! Ýllgal yayýn çýkarmayýp, konferans gerçekleþtiriyor; politik kimlikle alana çýkmak yerine, kuþ faaliyeti yapýyor. Hem de en önemlisi düþmanýn fiili saldýrýlarýný artýrdýðý bu dönemi örgütü sapasaðlam koruyarak atlatýyor! Onlar kendilerini böyle kandýrabilir ve oyalayabilir. Ancak biz bu tabloya bakarak, hem faaliyetin risklerinden, hem dönemin sorumluluklarýndan kaçýþý görüyoruz.Ve bu taktik kurnazlýklarý düþmanýn istekleri doðrultusunda atýlan adýmlar olarak görüyoruz.Bu konuda devrimcilerin mücadele tarihinden süzdüðümüz bazý dersleri kendilerine hatýrlatmayý sorumluluðumuzun bir gereði olarak görüyoruz. Hazýrlýk dönemi görevlerini gerçekleþtirecek örgüt, faaliyetlerini kendi yarttýðý “dar”, “güvenli” sýnýrlarda gerçekleþtiremez. Bu görevler ancak mücadelenin bir takým siyasal örgütsel risklerini üstlenerek, siyasetin ateþi, zorluklarý içerisinde gerçekleþtirilebilir. Siyasetin ateþiyle þekillenmeyen her hareket, canlý bir kavgada çözülmeye mahkumdur. Bolþevik çelik irade tam da bu zorluklarýn üstlenilmesiyle oluþmuþtur. Burjuvazinin saldýrýlarý, illegal örgütü yok etmek, bunu gerçekleþtiremiyorsa faaliyetin sürekliliðini kesintiye uðratmak hedeflidir. Biz komünist devrimciler faaliyetin örgütlü zeminde omuzlanabileceðinden hareketle, faaliyetimizin sürekliliðini saðlamaya ve sürekliliðini saðladýðýmýz bu faaliyetlerin
HAZIRLIK
KOMÜNİST DEVRİM
FAALÝYETLERÝ
ÇERÇEVESÝNDE
DÖNEM VE SORUMLULUKLARIMIZ
Leninist tipte bir devrimci sýnýf partisinin olmadýðý günümüzde, burjuvazinin hoyratça saldýrýlarýyla karþý karþýyayýz. Özünde gericiliði barýndýran Avrupa Birliði’ nin hazýrlýklarý çerçevesinde çýkarýlan “özgürlükçü” yasalar, F tipi saldýrýlarý, iþkenceler, katliamlar... Burjuvazi karþýsýnda ciddi bir güç görmemenin verdiði hýzla iþçi sýnýfýna ve onun önderi olan komünistlere saldýrýlarýný arttýrmýþtýr. Akýntý devrimcilerin karþýsýnda þiddetini artýrarak fýrtýnaya dönüþmüþtür. Akýntýya karþý kürek çektiðimiz bu günlerin hem sorumluluklarý hem de bedelleri çoðalmýþtýr. Çok fazla emek harcayacaðýmýz bunun karþýlýðýnda çok az verim alabileceðimiz, bu tarihi dönem devrimciler açýsýndan tam da ayrýþtýrýcý niteliktedir. Ýþçi sýnýfýna önderlik edecek devrimci partinin yokluðu koþullarýnda mücadelenin siyasal riskleri oldukça fazladýr. Alýnan güvenlik tedbirleri risklerin bir kýsmýný ortadan kaldýrabilir ama tüm risklere karþý tedbirler almak mümkün deðildir. Bu risklerin bir kýsmýnýn da üstlenilmesi gerekmektedir.Ýþte mesele bu risklerin üstlenilmesi noktasýna geldiðinde, bazý devrimciler, tam bir aymazlýkla, ya örgütsel güvenliði bahane ederek ya da faaliyetin sürekli olmasý gerektiðini söyleyip örgütsel faaliyeti tatil ederek sorumluluklardan kaçmakta, geliþtirdiði kurnaz atraksiyonlarla dönemin bedellerinden de kaçabileceklerini sanmaktadýrlar. Bilinmelidir ki sorumluluk almayanlar dönemin bedellerini de fazlasýyla ödeyeceklerdir. Hemen her hareket örgütsel güvenlik meselesine iliþkin anlayýþýný yazýlarýyla ifade etmiþtir. Polis takibinde ne yapýlmalý, randevular sýrasýnda dikkat edilmesi gerekenler... gibi konularda devrimcilerin deneyimleri ve birikimleri bize de ýþýk tutmaktadýr. Ancak güvenlik meselesi sadece teknik meselelerle kotarabileceðimiz bir meseleden çok ötedir.Meselenin teknik yaný belki son durumda uyulmasý gereken kurallar toplamýdýr.
12
Devrimci partiye referansla faaliyet yürüten bir örgütün, bu faaliyetlerin sürekliliðini saðlayabilmek, kesintiye uðrayan bir faaliyati sürekliliðe kavuþturabilmek için aldýðý güvenlik tedbirleri, bizim için örgütsel güvenlik meselesinin omurgasýdýr. Teknik ayrýntýlara uyulup uyulmadýðý ancak bu durumdan sonra bir anlam kazanýr. Burjuvazinin, gericilik dönemindeki her türden saldýrýlarý, bilgisi dahilinde olmayan illegal faaliyetleri yok etmek, bu faaliyetleri gerçekleþtiren özneleri sindirmek, ortadan kaldýrmak yönündedir. Bilgisi dahilinde olan faaliyetleri gerçekleþtiren öznelerin de, iþçi sýnýfýnýn en yoksul kesimleriyle baðlarýný koparmak, gerçekleþtirilen eylemleri devrimci eylem çizgisinden yoksun, liberal bir çerçeveye çekmek yönündedir. Bunu yaparken , “Her türden þiddete karþý” eylemlere prim verip “havuç” gösterirken, devrimci zeminde ýsrarcý olanlara seçmeli terör uygulamalarýyla “sopa” göstermektedir. Bu dönemde örgütsel-illegal faaliyetin tatil edilmesi burjuvazinin istekleri doðrultusunda mevzilenmenin öbür adýdýr. Günümüzde, devrimci hareketin çok büyük bir kýsmý çeþitli gerekçelerle illegal faaliyetlerini tatil etmiþtir.Her birinin kendisine göre “haklý” nedenleri vardýr elbette. Öyle ya nedensiz yere illegal faaliyet tatil edilirmi hiç!! Kimine göre dönem deðiþmiþtir, düþman çok güçlenmiþtir, bu nedenle de illegal faaliyetler bizi asla baþarýya götürmez! (Ýnanýlmaz ama gerçek!) Kimine göre illegal faaliyet ancak devrimci durumda (yeraltýna geçilerek!) yapýlabilir! Kimine göre ise illegal faaliyeti gerçekleþtirecek örgüt önce yasal zeminde dergi faaliyetleriyle kurulacak, ondan sonra illegal-örgütsel faaliyetler yapýlacaktýr! Biz bu gerekçeleri devrimci mücadelenin siyasal risklerinden kaçýþ olarak deðerlendiriyoruz. Ama bu gerekçelerden sonuncusu bize oldukça tanýdýk geliyor. Özel olarak Komünist Devrim Hareketi’ nde somutlayabileceðimiz bu gerekçe tasfiyeciliðin resmidir. Ýllegal faaliyetin kendisini
MAYIS 2004
nitelemeleriyle bir tartýþmayý baþlatmýþlardý. Son güne kadar valinin ve Disk baþkanýnýn karþýlýklý sözlü polemikleriyle güya her iki tarafta ne kadar kararlý olduklarýný belirtiyorlardý. Ancak son gün valilik yer gösterdi ve Saraçhane'ye daha doðrusu saraçhaneye mi Unkapaný' na mý gidildiði anlaþýlmayan bir yerlere gidildi. Þiþli abide-i hürriyet meydanýnýn bir kapan olduðu, kitlelerden tecrit edilmiþ bir mekan olduðu bir ölçüde doðrudur. Ancak son 7 yýldýr 1 mayýsýn kutlandýðý bu alanýn özelliði yeni mi fak edilmiþti? Ayný alanýn Okmeydaný tarafý 97 ve 98 1 mayýslarýnda devrimci hareketin kýsmen de olsa özgürleþtirmek için mücadele ederken düzen güçleriyle çatýþma alaný olmamýþmýydý? Devrimci hareketin kimi özneleri her 1 mayýsta sürekli Taksim'i iþaret etmiyor muydu? Þimdi bu yýl sendika yöneticilerini böyle sol pozlar takýnmaya iten neydi? Söylediðimiz gibi sendika yöneticilerinin tavrý bir poz dan ibarettir. Taksim alanýnda kararlý gibi görünen tavýrlarýnda bile alttan alta düzenin güçleriyle pazarlýk yapmýþ olmalarý ihtimali hiçte þaþýrtýcý deðildir. Siyasal meþreplerinin sonucudur bu. Sendika bürokratlarýnýn bu 1 mayýsta tavýrlarýný belirleyen birkaç etkeni sýralarsak; sendikalarýn yeni olmasa da bir süredir içlerinin boþalmasý, giderek erime süreci içerisinde olmalarý, dayandýklarý iþçi tabanýn ayrýcalýklarýný bile zaman zaman uzaklaþtýklarý hele de bu ayrýcalýklý kesimlerinde son süreçlerde ayrýcalýklarýnýn ellerinden alýnma tehlikesi ile karþý karþýya kaldýklarý durumlarda tabanlarýný bir ölçüde hava boþaltarak tatmin etme arayýþlarý sebeplerden bir tanesidir. Bir baþka sebepte; son seçimlerde AKP' nin yükseliþi, düzen içi sol' un bir seçenek olamayýþý içerisinde AKP karþýtlýðýnda bir muhalefete soyunma ihtiyacýnýn-bu muhalefet CHP'nin yapamadýðýný yaparak ama yine CHP yada diðer düzen içi sol' un zeminine taþýyarak yapmak-belirlediði sýnýrlarda bir tutum geliþtirmektir. Sendika bürokratlarýnýn sol görünümler altýnda düzenle en berbat uzlaþmacý tutumlarý açýk yada kapalý pazarlýklarla aldýklarý, bunu da hem kendi tabanlarýna hem de devrimci güçlerin etkisi altýndaki kitlelere dayattýklarý ya da pazarlayabildikleri durum-
9
lar yeni deðildir. Esas önemli nokta sýnýf mücadelesinde öncü olma iddiasýndaki devrimci hareketlerin-hareketimiz dahil olmak üzere- nasýl bir tutum içinde olduklarýdýr. 1 mayýs'larý öncülerin tutumuyla özgürleþtirmek mümkündür. Ancak … Devrimci hareketler-yasal parti þeklinde örgütlenmiþ düzen içi sol deðil- tek tek yada toplam olarak bir güç birliði zemininde olsalar dahi 1 mayýs'larda sendika bürokratlarýnýn manevralarýný boþa çýkarabilecek, onlarýn altýný boþaltabilecek ayný zamanda düzenin tüm saldýrýlarýný-hiç olmazsa 1 mayýs zemininde-geri püskürtebilecek bir siyasal güç düzeyinde deðildir. Elbette devrimci güçler belli bir siyasal güce, eylem kapasitesine sahiptirler. Ancak ayný devrimci hareketlerin köklü yapýsal zaaflarla, ideolojikpolitik-örgütsel zaaflarla malul olduðunu düþünürsek sendika bürokrasisinden kopabilmesi kolay görünmüyor. Saraçhanedeki 1 mayýs a disk ve kesk ciddi bir kitle getirememiþlerdir. Yine buradaki kitlenin çoðunluðu devrimci hareketin ve de genel olarak sol hareketin taþýdýðý kitlelerdir. Fakat sendika bürokratlarý itibarlarýndan bir þey kaybetmeyecekler tersine devrimci hareketlerin çoðunun bakýþýndaki yanýlsamalarda itibarlarý artmýþ olarak çýkacaklardýr. Ýstanbul'da yapýlan 1 mayýs'larýn sendika bürokratlarýnýn düzen güçleriyle anlaþmalarý sonucunda bir noktadan baþlayan, saatler süren bir bekleyiþ ve yavaþ yavaþ yapýlan kýsa bir yürüyüþün sonunda bir noktaya varýldýðýnda bitirilmesi biçimine indirgenmesi devrimci hareketler tarafýndan eleþtiri konusu yapýlýp, aþmak noktasýnda bir çaba da görülmemektedir. Saraçhane'deki 1 mayýs'ta devrimci hareketler açýsýndan olumlu bir nokta;hareketimiz dahil, birkaç gurubun sýnýrlýda olsa illegal örgüt platformlarýyla bir propaganda-ajitasyon yapmalarýdýr. Bugün düzen içi ,yasal zeminlere kaçýþýn had safhada olduðu, tasfiyeciliðin yaygýn kýlýflarýndan biri olan yasal dergiciliðin revaçta olduðu bir dönemde birkaç grubun bile olsa bu tür bir faaliyeti gerçekleþtirmeleri olumlu sayýlmalýdýr. Bu topraklardaki devrimciler, komünistler bugünkü durumdan daha zor baský koþullarýnda illegal araç ve yöntemleri
KOMÜNİST DEVRİM
kullanmýþlardý. Bugün saraçhanedeki 1 mayýsta bir ölçüde illegal araç ve yöntemlerle propaganda yapabilmenin olanaðý varken devrimci hareketlerin çoðu için tercih edilmeyen bir durumdur. Bu 1 mayýsta yasal zeminlerdeki "platform" tipi örgütlenme arayýþýna daha fazla ilgi-daha doðrusu buna illegal örgütlenmeden kaçýþ diyebiliriz-artmýþtýr. Devrimci bir partinin inþa görevlerinin illegal-özgür zeminlerde yapýlmasý gerektiði propaganda konusu bile edilmemiþtir. Tasfiyeci dönemde illegal zeminlerde partileþme görevlerinin propaganda edilmesi bile önemlidir. 2004 1 Mayýs'ý düzenin yerel seçimlerinin hemen ardýndan, haziran sonunda Ýstanbul' da yapýlacak Nato toplantýsýnýn öncesinde ve de Irak' taki savaþ ve onun etkisi ile Kürdistan' da yaþananlar vb. yoðun bir gündem içerisinde gerçekleþti. Tüm bu gündemler söz konusu olduðunda proleter devrimci bir seçenek varolmadýðý gibi genel olarak sol hareket, iþçi hareketi içinde devrimci, liberal ayrýþmasýnýn da bir bütün olarak yaþandýðýndan bahsetmek mümkün deðildir. KürdistanKürt sorunu söz konusu olduðunda, son yýllarda Kürt hareketinin düzenle barýþ süreci ve ýrak savaþý ile güney kürdistan da yaþananlarýnda etkisiyle, devrimci harekette zaten çokta devrimci, komünist olmayan ulusal sorunlu ilgili görüþlerinden dolayý sosyal þovenist görüþler daha hakim olmaya baþlamýþtýr. Ýstanbul'da yaþanan iki ayrý 1 Mayýs'ýn Kürt sorunu ekseninde proleter devrimci zeminde duranlar ile sosyal þoven zeminde duranlar arasýnda bir ayrýþma olduðunu söyleyemesekte Þiþli'deki 1 Mayýs'ýn Saraçhane' deki 1 mayýs a göre Türk bayraklarý, istiklal marþý,iþçi partisi arþý ile dað sað bir seçeneði temsil ettiðini vurgulamak gerekir. Sol hareketin devrimci ya ad liberal olsun hemen hemen tüm unsurlarýnýn nato karþýtlýðýný çok devrimci, sol bir zemin olarak gördüðü, göstermeye çalýþtýðý bir durumda komünistler bu tür bir nato karþýtlýðý zeminine karþý temkinli yaklaþýrlar. Hele de bugün nato karþýtlýðý ile militarizm,þiddet,savaþ karþýtlýðýnýn eþitlendiði durumlarda komünistler Nato' nun kuruluþundaki antikomünist amaçlara karþý devrimci bir sýnýf
10
savaþýnýn yükseltilmesi perspektifiyle yaklaþýrlar. Ancak bugün 1 mayýs ta bu eksende de bir ayrýþmanýn yaþanabilmesi de mümkün deðildi. Gerek devrimci hareketin kendi yapýsal zaaflarýndan,gerek bugünkü dönemde esen tasfiyeci rüzgarlarýn etkisinden,gerekse de bu durumun bilincinde olan biz komünistlerin güçlerinin zayýflýðýndan… Hareketimiz bu 1 mayýs da parti inþa döneminin-hazýrlýk döneminin baþlangýcýnda olmanýn getirdiði dezavantajlarla,sýnýrlý güçlerle devrimci güçlerin büyük çoðunluðunun bulunduðu alanda baðýmsýz kortejiyle yerini aldý. Hazýrlýk döneminin baþlangýcýnda olmak kadro birikiminde sýnýrlýlýk,kitle iliþkilerinde sýnýrlýlýk gibi özellikleri taþýsa da Kuruculuk döneminin baþýnda olmanýn getirdiði moral,motivasyonu da yansýtma çabasý içerisinde oldu.1 mayýs da Ýstanbul'da devrimci hareketin alamadýðý tutumu,kýramadýðý zincirleri kýrmak-almak (en azýndan bugün için) þeklinde deðil ama devrimciözgür 1 mayýs için gerçekleþtirilecek toplam bir devrimci iradeye katký koymak,bunun gerisine düþmemek yönünde bir tutum sergilemiþtir. Ýllegal örgüt imzasý ile propaganda faaliyetini bir tür tanýtým faaliyeti þeklinde gerçekleþtirmiþtir.Hareketimiz alanlara komünistlerin 150 yýllýk tarihinden süzülmüþ amaçlarýný þiarlarýnda yansýtma çabasý içerisinde olmuþ, savaþa karþý sýnýf savaþýmý ve Kürt sorunun devrimci çözümü doðrultusunda ezilen ulus için komünistlerin ilkesel tutumlarýný ifade eden sloganlarýný haykýrmýþtýr. Komünistler için 1 Mayýs' larda zincirleri kýrabilmenin devrimci-özgür bir 1 mayýsýn anlamý,iþçi sýnýfýnýn en çok sömürülen,örgütsüz kesimlerinin çalýþma ve yaþam mekanlarýndan baþlayarak gerçekleþtirilecek bir eylem ile mümkündür. Yakýn geçmiþimizde 96 yýlýnýn Kadýköy'de gerçekleþtirilen 1 mayýsta iþçi sýnýfýnýn söylediðimiz kesimlerinin devrimci hareketlerin kortejlerini doldurmasýyla ve 98 yýlý 8 Mart' ýnda Taksim' de Kürt kitlelerinin devrimcilerle gerçekleþtirdikleri eylem ve 98 1 mayýsýnda devrimci güç birliði platformuyla gerçekleþtirilen eylemler özgür 1 mayýsýn yolunun nereden geçtiðini göstermektedir.
MAYIS 2004
ALANLARDAN - YOLDAÞLARDAN
1 MAYISIN DERSLERÝYLE GÖREV VE SORUMLULUKLARIMIZI YERÝNE GETÝRMEK ÝÇÝN ÝLERÝ Sýnýf mücadelesinin köþe taþlarýndan biri olan bir 1 Mayýs daha geride kaldý. 98 1 Mayýsýndan buyana geçen beþ 1 mayýs günlerinden içerik olarak devrimci yönlerden geri olan, ancak bulundugu alan bakýmýndan çaglayan kapanýný aþan, bu yönüyle çaglayan meydanýndaki zincirin dýþýna çýkan bir 1 mayýs yaþandý. Çaðlayan ve Saraçhane olarak iki ayrý alanda kutlanan 1 mayýs bir tür arýnma gibi görünen, diðer taraftan devrimci iradenin her iki alanda da kendini teslimiyetçi bir anlayýþýn içine terk ettiði gözden kaçmayan bir hava içinde geçti. Devrimci ilke ve yöntemlere þiddetle ihtiyacýmýz olan bir dönemde, birkaç hareket dýþýnda bütün devrimciler kendilerini devletin legal sýnýrlarýnýn içine hapsolmuþ, kendi özgür mücadelesini reddeden Saraçhane’de polis aramasý olmadýðý halde kendini devletin çizdiði sýnýrlarla sýnýrlamýþ, bir teslimiyetçi politika çizgisindedirler. Hareketimizin 1 Mayýsta illegal bir zeminde alanda bulunmasý, mücadeleyi yükseltecek olanýn devrimcilerin özgür mücadelesini örmesiyle olacaðýný göstermesi bakýmýndan devrimci bir irade þeklinde görülmektedir. Devrimci mücadelenin bu kadar gerilediði bir dönemde tekrar bu mücadeleyi yükseltmek, bugünkü zeminin gerisine düþmemek için, devrimcilerin içinde
2004 1 MAYISINDA ZÝNCÝRLER ZORLANMIÞTIR
Geçtiðimiz 1 mayýs hem kitleselliði hemde saraçhanedeki devrimci kitlesi yanýna sendika burokrasisi ile zorlanan sýnýrlar Devrimciler için birlikte durma çabalarý ön plana çýkmýþ ama bu zincir yine kýralamamýþtýr. çünkü ortada bir devrimci olmayýnca 1 mayýs ( hatta son güne kadar sendikalarýn tutumu beklenmiþtir ) yine sendika burokrasisinin insiyatifinde gerçekleþen bir eyleme dönüþmüþtür. Sendikalar da kendi aralarýnda bir uzalaþamaya varamayýnca bunlarda 1 mayýsý iki farklý alanda kutlamak zorunda kalmýþlardýr. Sonuçta iki farklý alanda da devrimcilerin insiyatifinde geliþen 1 mayýs yaþatýlmamýþtýr. Bu 1 mayýs ta Devrimci ve sendika tabanýnýn bir nevi basýncý sonucu, yýllardýr þiþli ye sýkýþtýrýlan eylemler ve ayný zamanda Emperyalist paylaþm savaþýnýn tozu dumaný
bulunduðu zemini meþru saymakla deðil, devrimci ilke ve yöntemleri ýsrarla korumak ve eyleme geçirmekle olacaktýr. Biz bu sorumluluðu üstlendiðimizi 1 Mayýs alanýnda herkese gösterdik. 1 Mayýsý iþçi sýnýfýnýn proleter devrimci yolundaki uluslar arasý mücadelesini devrimci irademizle selamladýk. Ancak devrimci mücadelenin bugün burjuvazinin gündemine göre þekillenmesi, mücadelenin belli dönemlere sýkýþtýrýlmasý 1 Mayýsýn sýnýfsal öneminin üzerine perde gibi indi. Nato sorununun tamamen savaþ karþýtý bir zeminde ele alýnmasý, Ortadoðu’daki savaþa sýnýfsal olarak bakýlmamasý, 1 Mayýsýn içeriðinin geri yanlarýný oluþturuyordu. Dönemin bizlere yüklediði sorumluluklardan biri bugün, gerici, halkçý sloganlarýn gerisine düþmüþ olan sýnýf mücadelesini tekrar yükseltmektir. Bunun bilinciyle 1 Mayýsta bir adým daha attýk. Bugün bizleri devrime götürecek olan þey, sýnýf mücadelesini her koþulda yükseltmek, devrimci bir partinin inþasýnýn görevlerini yerine getirmektir.
Sýnýfa Karþý Sýnýf, Savaþa Karþý Sýnýf Savaþý Yaþasýn Proletarya Enternasyonalizmi H. KAMÝL
içinde gerçekleþtiði için hem kitlesellik hemde daha kararlý hatta çarpýþmalý bir 1 mayýs beklentisi vardý. Buna birde Nato zirvesi eþlik edince günler öncesinden burjuvazi ve onun uþaklarý sendikalar arasýnda bunun pazarlýðý yapýldý ve binbir sancý ve zorla devrimciler yine alandan tecrit edilmenin yoluna sokuldu. Uþaklar uþaklýðýný yapmýþ Burjuvazi tehditlerinini savurmuþtur. Bu burjuvaziden çok Devrimcilerin baðýmsýz duramama zaaflarýndan kaynaklanmaktadýr. Adeta eylem sonrasý bu bir mayýsýnda istenen içerikte kutlanamadýðý yüzlerden okunuyordu. Ama bu 1 mayýs ýn gösterdiði aslýnda Devrimciler biraz daha iradi davransalar kazanýlmayacak hiçbir mevzi yoktur. Bu bir mayýs tabi yine ileride sýnýf güçlerinin dinamiklerine baðlý olarak bu anlamda buzu kýrmýþtýr. Abidi-e Hürriyetten Kurtarýlmýþ 1 mayýs olarak anlamlýdýr ve mesajý nettir. Hodri Meydan.. D.SÝNAN
11