KOMÜNÝST DEVRÝM
YENÝ BÝR DÜNYA BÝZ ÝÞÇÝ VE EMEKÇÝLERÝN MÜCADELESÝNÝN ESERÝ OLACAKTIR*
Ýþçi sýnýfý, yaþadýðýmýz bu düzenin her gün yeniden üretilmesini saðlayan, yani en temel ihtiyaçlardan en karmaþýk teknolojik ürünlerin, makinelerin, sistemlerin oluþmasýný mümkün kýlan güç olarak toplumsal yaþamda varlýðýný sürdürmektedir. Ancak tarihin çöplüðüne atýlmayý çoktan hak etmiþ olan bu düzenin gündelik yaþamýnda, sömürücülerin politik gündeminde, sosyal hayatta, zenginliði övüp fakirliði lanetleyen sýnýf atlama hayallerini her programla yaymaya çalýþan medyada, yeni kuþaklarý kapitalizme hizmet etmeleri için bilinçsiz bireyler olarak yetiþtirmeye yarayan eðitim kurumlarýnda iþçi sýnýfýnýn gerçekliklerine hiç yer verilmemektedir. Bizlerin emeðinden, uðradýðýmýz baskýlardan, sarf ettiðimiz iþ gücünün bu kadar büyük olmasýna raðmen bunun karþýlýðýný almak bir yana ciddi boyutlarda sömürüldüðümüz doðrusundan bahsedilmemektedir. Bu çark kendi baþýna dönüyor; yapýlan iþler, topluma verilen hizmet, devasa boyutlarda üretim iþçi ve emekçilerin hiçbir katkýsý olmaksýzýn sürüyormuþ gibi gösterilmekte dahasý baþka politik, askeri, ekonomik gündemlerle kitlelerin gözlerine bir bant çekilmektedir. Amaç bellidir: Sýnýf savaþýmýnýn böylesine çetin geçtiði bu topraklarda iþçi sýnýfýnýn kendi gücünün, iktidarý alabilme potansiyelinin farkýna varýp sýnýf bilinci kazanmasýný engellemek, yani biz emekçiler lehine bir toplumsal alt-üst oluþun yaþanmasý için iþçi ve emekçilerin örgütlenmelerini geciktirmektir. Geciktirmektir diyoruz çünkü sömürücüler, iþçi sýnýfýnýn, bir devrimci öncünün önderliðinde örgütlenip, ayaklanýþýný mutlaka gerçekleþtireceðimizi bilmektedirler. Bu yüzden korkularý her gün daha da büyümekte bizleri farklý araçlarla kandýrmaya-oyalamaya çalýþmaktadýrlar. Ýþçiler, Emekçiler, Yoldaþlar! Egemenler, bizlerin doðru bir anlayýþla hem kendi yaþamýmýzý hem de toplumsal yaþamý örgütlememizin önüne setler çekmeye çalýþmaktadýrlar. Kitleleri dinin, milliyetçi eðilimlerin afyonuyla uyutup istedikleri politikalarý rahatça hayata geçirmeyi hedeflemektedirler. Ezenlerin isteði üzerine, bizler kimi yapay gündemlere mahkûm edilmekte, bu tartýþmalarda saf tutmaya
zorlanmaktayýz. Öyle ki önce seçimler, sonra Cumhurbaþkanlýðý seçimleri, ardýndan Kürtleri yok etmek için yapýlacak olan askeri harekâta destek ve son zamanlarda üniversitelerde türbana serbestlik meseleleri her türlü araçla yaþamýmýza girmekte, bizleri kendi gerçekliðimizden uzaklaþtýrmaktadýrlar. Oysa bugün ne “türban”, ne de Kemalistlerin buna karþý yükseltmeye çalýþtýklarý “türban karþýtlýðý” gündemleri bizlerin yaþadýðý gerçekleri ifade etmektedir. Nedir bu gerçekler diye sorulacak olursa cevap bellidir. Bugün iþçi ve emekçiler, uzun iþ saatleri boyunca, sefalet ücretleriyle, sendikasýz, sigortasýz bir þekilde çalýþmak zorundadýr. Dahasý, bunlara karþý mücadeleyi yükseltenler olursa onlarý kapýnýn önüne koyup yerlerine yeni emekçilerin getirilebilmesi için iþsizler ordusu büyütülmektedir. Her gün en temel ihtiyaçlarýmýza gizli zamlar yapýlmakta, sosyal haklara sahip olanlarýmýzýn haklarý ellerinden bir bir alýnmakta, Kürt halkýnýn özgürlük istemleri þiddet yoluyla bastýrýlmaya çalýþýlmakta, devrimcilere, komünistlere dönük polis zorbalýðý arttýrýlmaktadýr. Ancak biz komünist devrimciler biliyoruz ki mücadelemizi geldiði bu noktadan çýkarmak, hayatýmýzýn her alanýný saran bu karanlýktan kurtulmak mümkündür. Çözüm, iþçi sýnýfýnýn devrimci siyasal partisi önderliðinde bir devrimin gerçekleþtirilmesidir. Böyle bir partiyi yaþadýðýmýz topraklarda yaratabilmek için komünist bir örgütlenmeye katýlmalý, onunla mücadeleyi yükseltmeliyiz. Bizler Devrimci Komünist Hareket olarak 4. Yýlýmýzda, iþçi sýnýfýmýzýn öncü partisinin inþa edilmesi için kavgayý büyütmek, sýnýfa karþý sýnýf savaþýný yükseltmek þiarýyla, sýnýf bilinçli öncü iþçileri, devrimcileri örgütlü bir hazýrlýk sürecinde birleþmeye çaðýrýyoruz. DEVRÝM ÝÇÝN DEVRÝMCÝ PARTÝ, PARTÝ ÝÇÝN ÖRGÜTLÜ HAZILIK! SINIFA KARÞI SINIF SAVAÞI! KOMÜNÝST BÝR DÜNYA KURACAÐIZ!
20
*Bu bildiri Devrimci Komünist Hareket’in 4. kavga yýlýnda militanlarýmýz tarafýndan emekçi semtlerde daðýtýlmýþtýr...
DEVRÝM KOMÜNÝST
DEVRÝM ÝÇÝN DEVRÝMCÝ PARTÝ PARTÝ ÝÇÝN ÖRGÜTLÜ HAZIRLIK DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST HAREKET MERKEZ YAYIN ORGANI SAYI : 27 ÞUBAT-MART 2008
FÝYATI: 1,50 YTL
DÜZENÝN YENÝ STATÜKOSU ve TOPLUMSAL MÜCADELE
Son aylarda gündemdeki konulara bir göz attýðýmýzda yoðun geliþmelerin yaþandýðýný görüyoruz. Öyle ki burjuva cephesinde yaþananlardan, Kürt hareketi ve devrimci harekete yansýyanlara kadar pek çok geliþmeden söz edilebilir. Yayýnýmýzýn iki aylýk periyodu gereði, bu süre içerisinde geçen pek çok birikmiþ gündem özellikle de son süreçte yaþanan geliþmelerin de oldukça yoðun bir biçimde ele alýnacaktýr. Elbette biz, yaþanan tüm geliþmeleri tek tek ele alýp, her gündemle ilgili mutlaka bir yorum yapmak gibi bir mantýða sahip deðiliz. Toplumsal, siyasal yaþamý etkileyen önemli gündemler baþta olmak üzere, siyasal gündemin sýnýf hareketi, devrimci ve sol hareket açýsýndan doðurduðu gerçekler üzerinden deðerlendirmeler yapmaya özen gösteriyoruz. Bu açýdan bakýldýðýnda da son süreçte gerek burjuva cephesinde yaþananlar gerekse de mücadele eden güçler açýsýndan önemli geliþmeler olduðunu kaydetmek gerekiyor. Türban serbestliðinden tutun da güney Kürdistan operasyonu ve Kürt hareketine dönük saldýrýlara, sosyal güvenlik yasasýyla bu haklara sahip olanlara dönük saldýrýlardan, sýnýfýn bu haklara sahip olmayan kesimlerinin iþ ve yaþam koþullarýna dönük saldýrýlara, AKP'nin kapatýlma davasý ve hükümetin Ergenekon operasyonlarýyla vermeye çalýþtýðý karþýlýklarla süren "statüko savaþlarýna" kadar hepsi bu çerçevede ele alýnmasý gereken kritik gündem maddeleri olarak sayýlabilir. Ýlk olarak ele alýnabilecek geliþmelerden biri Þubat ayý baþýnda yoðun bir tartýþamaya yol açan türban gündemidir. Hükümetin üniversitelerde türbaný serbest býrakma giriþimleriyle baþlayan tartýþma kýsa zaman sonra güney Kürdistan'a yapýlan kara harekâtýnýn gölgesinde ve düzen içinde çeþitli kesimlerin fiili engellemeleriyle þimdilik yarýda kalmýþ gözüküyor. AKP'nin düzen içinde kendisini saðlamlaþtýrma, toplumsal yaþamýn her
alanýnda kendi deðerlerini egemen kýlmaya çalýþtýðý bilinmektedir. Özellikle son seçimlerde aldýðý yüksek oy oranýna yaslanarak bu konuda yeni adýmlar atmaya çalýþacaðý da uzunca süredir açýktý. Tabi hükümet bu tutumunu burjuva liberalizminin her zamanki söylemine sarýlarak, kiþisel özgürlüklerin saðlanmasý biçiminde yansýtmaya çalýþtý. Burjuva liberalizminin özü, piyasanýn "doðal yasalarla" iþlemesi sürerken topluma dair her þeyin bireysel özgürlüklerle ilgili olmasý tezine dayanýr. Elbette bu mantýðýn burjuvazinin yararýna bir aldatmaca olduðu Marksistler açýsýndan kesindir. Burjuva toplumunda hiçbir þey bireysel özgürlükler çerçevesinde olamaz. Ekonomik, siyasal, toplumsal köklerinden baðýmsýz bir kiþisel özgürlük söylemi tam bir burjuva safsatasýdýr. Bu bakýmdan türban ya da baþka bir konu, Ýslamcýmuhafazakâr kesimin iktisadi alanda muazzam bir düzeye ulaþan konumlarý ve vakýflar, yurtlar, eðitim kurumlarý gibi toplumsal alanda örgütlenmelerinden ayrý düþünülemez. Bu ise, dinin toplumsal yaþamda örgütlenmesi anlamýna gelmektedir. Dolayýsýyla bizim için türban sorunu ne kiþisel bir özgürlüðün sýnýrlarý içerisinde ele alýnabilir, ne de dini sembollerin "modern" yaþama aykýrý olduðu bir mantýða dayanýr. Öncelikle özgürlükler sorunu, iþçi sýnýfýmýzýn örgütlenmesi, Kürt
BU SAYIMIZDA
Kadýn ve Erkeðin Ortak Mücadele Günü: 8 Mart15 6
Leninist Örgütlenme Yönteminde Organlý Çalýþma 7 15 16 Mart Beyazýt Katliamý ve Düþündürdükleri
10 15
11 Sýnýfýn Geniþ Kesimleri Ve Devrimci Dinamizm...15 9
160. Yýlýnda Komünist Manifesto Burjuva Düzeni, AKP ve Aleviler Hareketimizden Eylem Notlarý
12 15
17 15
19 15
Yeni Bir Dünya Mücadelemizin Eseri Olacak... 15 20