AKP’nin Otoriter Düzeninin Tek Alternatifi
Eşitlik ve Özgürlük Mücadelesinde 14. Yaşımızdayız
Devrimci Siyasettir
Önümüze koyulmaya çalışılan 'demokrasi mi darbecilik mi' tartışmalarının hiçbir gerçekliği yoktur. Zira ne darbeden ne de demokrasiden söz edebilmemiz mümkün değildir. Darbelerle hesaplaşmak ve demokrasiyi savunmak ,dün darbelere kaynaklık eden, 12 Eylül ile birlikte ülkemizi emperyalizmin yeni liberal sömürü politikaları doğrultusunda yönlendiren ve bugün AKP eliyle yürütülen düzene karşı çıkarak, emperyalizme ve bağımlılığa karşı çıkarak mümkün olabilir.
ÖDP, Türkiye‘yi sosyal, kültürel, ekonomik her alanda parçalayan liberal-muhafazakar-milliyetçi politikalar karşısında, Türkiye‘yi eşitlik ve özgürlük temelinde yeniden kuracak olan tek gücün bağımsız sosyalist devrimci bir hareket olacağına inanıyor ve bugünün devrimciliğini de ‘yeniden kurulacak bir ülkeyi aşkla örmek‘ olarak görüyor. ÖDP umutla, aşkla, inatla özgürlük ve dayanışma ülkesine yürüyüşünü sürdürüyor.
m Yazısı Sayfa 3’te
m Yazısı Sayfa 8’de
İstanbul’un Ardından Ankara Piyangotepe’de Şimdi Halk Konuşacak Mitingi Yapıldı. m Yazısı Sayfa 2’de
Kapitalizmin Krizi Derinleşiyor, Mücadele Kızışacak!
Şubat 2010 - Sayı:3
m Yazısı Sayfa 4’te
TEKEL KAZANIRSA HALK KAZANACAK TEKEL işçilerinin direnişinde genel grev sonrası yeni bir evreye girdik. Bu noktada direnişin ve işçilerin güvencesizlik karşısında oluşan isyanının toplumsal muhalefetin tüm katmanlarına yüklediği önemli sorumluluklar bulunmaktadır. Emekçilerin çıkarları, birliği ve mücadelelerinin neden ve hedeflerinin sapmaksızın, saptırılmaksızın korunması, geliştirilmesi ve eylemliliklerin çok akılcı bir şekilde toplumsallaştırılması, Türkiye geneline yayılması ve merkezileştirilmesi gerekmektedir. TEKEL direnişi sınıf sendikacılığını ve sınıf mücadelesini geliştirmenin yakıcı önemini bir kez daha göstermiştir. Sınıf bilincinin siyasi bilinç, sosyalist, devrimci bilinç düzeyine ulaşması gerekliliği kendisini tarih önünde bir kez daha bütün yakıcılığıyla hissettirmektedir. 4/C köleliliğine karşı çıkışın genel olarak sömürü düzeni ve ücretli kölelik sisteminin bütününe yönelmesi; bütün söz yetki ve kararın işçiler ve halkta toplanması gerekliliği, zamanla kavranılması gereken temel bir halkayı oluşturmaktadır. Direniş, sınıfın eyleminin ve taleplerinin toplumsallaşması ve gelecek yeni hak gasplarına karşı emekçi, ilerici kamuoyu duyarlılığının geliştirilmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Şimdi artık, enerji, ulaşım, sağlık, tarım ve diğer sektörlerdeki özelleştirmelerin sonuçları daha yakıcı olarak hissedilecek, yeni direnişler örgütlenecektir. TEKEL işçilerinin direnişi, özelleştirmenin sonuçları üzerine gündeme gelmiştir. Sınıfın ve özelleştirmelerden etkilenen bütün halkın bundan böyle özelleştirmelerin bizzat kendisine, nedensellik ve sonuçlarıyla birlikte bütüncül bir şekilde bakmasını sağlamak görevi önümüzde durmaktadır.
Direnişin içine girdiği yeni aşamaya ilişkin en yakıcı görev ise iktidarın tüm tehditlerini karşılayacak kararlı bir taban örgütlülüğünün yaratılması ve işçilerin bölünmeksizin, birlik içinde eylemlerini sürdürmeleridir. Hükümetin işçiler ve sendikaları/konfederasyonları bölme, oyalama taktiklerine güç veren tavırları, direnişin aşması gereken görevleri arasındadır. Emekçilerin çıkarları, birliği ve mücadelelerinin neden ve hedeflerinin sapmaksızın, saptırılmaksızın korunması, geliştirilmesi ve eylemliliklerin çok akılcı bir şekilde toplumsallaştırılması, Türkiye geneline yayılması ve merkezileştirilmesi önemlidir. Bu, eylemin lokal bir sınırda tutulmasını engelleyecek ve sol muhalefetin geleceğini belirleyecek yeni bir emek cephesinin örülmesine önemli bir katkı sağlayacaktır. Bütün sendikalar göreve davet edilmeli, daha aktif tutum geliştirmeye zorlanmalı ve bu yönde tavır geliştirmeyenler teşhir edilmelidir. Sınıf mücadelesi, sınıfa ihanetleri affetmemeli; ekonomik, siyasal, ideolojik, sendikal cephelerde bütünlüklü olarak ve sendikal örgütlülüğe paralel işçi inisiyatifleri, işçi meclisleri ve halk meclisleri ufku ile yürütülmelidir. Unutmamak gerekir; AKP ancak emekçi sınıfların birleşik gücüyle geriletilebilir. Tek yol emekçilerin dayanışması ve mücadelesinden geçmektedir. İşçi, emekçi, halk düşmanı siyasi iktidar ve onun temsil ettiği bu köhne sömürü düzeni ancak böyle zaafa uğratılabilir, geriletilebilir.
1980’in Melun İkizleri: 24 Ocak-12 Eylül m Yazısı Sayfa 5’te
Tekel İşçisinin Direniş Sesleri Sol ve ÖDP m Yazısı Sayfa 6’da
Sanayisizleşme, Tarımın Tasfiyesi, Emperyalizme Bağımlılık, İşsizlik ve Yoksulluğa Uzanan Bir Öykü: TEKEL
m Yazısı Sayfa 10’da
Tayyip Erdoğan Ne Yapıyor? m Yazısı Sayfa 11’de
51. Yılında Küba Devrimi Işıldamaya Devam Ediyor
m Yazısı Sayfa 12’de
Dünya Kadınları Yürümeye Devam Ediyor m Yazısı Sayfa 13’de