CİLT:4
SAYI:37
Şubat: 2007
----------------------------------------------------------------------------------------------------
MARKSİZM-LENİNİZM HER ZAMAN GÜNCEL VE BİLİMSEL ÖĞRETİ lanan şeyin kendisinden çok harekete, birinden ötekine geçişlere, bağlantılara dikkat ORTAK YAYIN VE İLKELER ediyoruz. Dünyayı düşünmeOLUŞUMUNDA nin bu ilk, doğal, ama aslında DEVRİMCİ TEORİ doğru biçimi, antik Yunan filozoflarının düşünme biçimidir ve onu açıkça ilk formüle ANTİ-DÜHRİNG’den eden de Herakleitos olmuştur: Her şey hem kendisidir, hem “Doğayı, insan tarihini de değildir, çünkü her şey ya da kendi öz kafa etkinliğiakar, her şey sürekli dönüşmizi düşüncenin incelemesi me, oluş ve yok oluş durualtına koyduğumuz zaman, mundadır. Ama bu görüş bibize ilk görünen şey, hiçbir çimi olaylar bütününün sunşeyin olduğu gibi, olduğu yerduğu tablonun genel niteliğini de, olduğu biçimde kalmadığı ne denli doğru bir biçimde ama her şeyin hareket ettiği, kavrarsa kavrasın, gene de değiştiği, olduğu ve yok oldubu genel tabloyu meydana ğu sonsuz ve karşılıklı ilişkiler getiren ayrıntıları açıklamaya ve etkiler yumağı tablosudur. yetmez ve onları açıklamaya Demek ki içinde ayrıntıların henüz azçok silindiği genel yetenekli olmadığımız sürece, tabloyu görüyoruz; hareket genel tablo üzerinde açık bir eden, geçen ve birbirine bağdüşünce sahibi de olamayız.
www.proleter.org
Bu ayrıntıları bilmek için, onları doğal ya da tarihsel bağlantılarından ayırmak ve nitelikleri, özel neden ve sonuçları vb. içinde irdelemek zorundayız. Bu en başta, doğa bilimi ile tarihsel araştırmanın görevidir; bu araştırma dalları, Yunanlılar önce gereç toplama zorunda olduklarına göre, klasik çağ Yunanlılarında çok yerinde nedenlerle ancak ikincil bir yer tutuyordu. Eleştirici incelemeye, sınıflara, takımlara, türlere göre karşılaştırma ya da bölmeye geçebilmek için, önce doğal ya da tarihsel verileri, belli bir noktaya değin toplamış olmak gerekir. Gerçek doğa biliminin ana çizgileri, ancak İskenderiye dönemi Yunanlıları ve daha sonra ortaçağda Araplar tarafından geliştirilmiştir; gerçek bir doğa bilimine bir kez daha, ancak o tarihten sonra, bu bilimin durmadan artan bir hızla geliştiği 15. yüzyılın ikinci yarısında rastlanır. Doğanın tekil parçalarına bölünmesi, çeşitli doğal süreç ve nesnelerin belirli sınıflara ayrılması, organik cisimlerin iç yapılışla2
rının anatomik yönlerinin çeşitliliği içinde irdelenmesi: doğanın bilinmesinde son dört yüzyılın bize getirdiği büyük ilerlemelerin temel koşulları, işte bunlardı. Ama bu yöntem bize, doğal nesne ve süreçleri tek başlarına, büyük genel bağlantı dışında, bunun sonucu hareketleri içinde değil, hareketsizlikleri içinde; özsel bakımdan değişken öğeler olarak değil, değişmez öğeler olarak; yaşamları içinde değil, ölümleri içinde şöyle böyle kavrama alışkanlığını da geçirdi. Ve Bacon ile Locke sayesinde bu görüş biçimi, doğa biliminden felsefeye geçtiği zaman, son yüzyılların özgül dar kafalılığını, metafizik düşünce biçimini meydana getirdi. Metafizikçi için şeyler ve onların düşüncedeki yansıları olan kavramlar, biri ötekinden sonra ve öteki olmaksızın dikkate alınacak değişmez, eğilip bükülmez, her zaman tıpkı kalan, yalıtık irdeleme konularıdır. Metafizikçi orta terimler olmaksızın, yalnızca antitezler
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 kendini yitirdiği bir engele aracıyla düşünür: evet evet, çarpar; bunun nedeni, tekil hayır hayır der; bunun ötesine nesneler karşısında onların geçen şey metelik etmez. bağlantılarını; tekil nesnelerin Ona göre, bir şey ya var ya da varlıkları karşısında, onların yoktur; bir şey aynı zamanda oluş ve yok oluşlarını; harehem kendisi, hem de bir başketsizlikleri karşısında, harekası olamaz. Olumlu ile olumketlerini unutmasıdır; ağaçlar, suz birbirlerini mutlak olarak dıştalarlar; neden ve sonuç da onun ormanı görmesini engeller. Günlük gereksinmeler aynı derecede sert bir biçimde bakımından, örneğin bir haybirbirlerine karşı gelirler. Eğer vanın yaşayıp yaşamadığını bu düşünce biçimi, bize ilk bakışta son derece usa yatkın biliyor ve kesinlikle söyleyebigörünüyorsa bunun nedeni, liyoruz; ama daha belgin bir irdeleme bize, bu sorunun bu düşünce biçiminin sağduyu denilen şeyin düşünce biçimi bazen en karışık sorunlardan olmasıdır. Ama kendi dört biri olduğunu gösterir ve bir duvarının zavallı alanında çocuğu annesinin karnında kapanıp kaldığı sürece bu öldürmenin cana kıyma olduarkadaş, ne denli saygıdeğer ğu ussal sınırı bulmak için olursa olsun, geniş araştırma boşuna çabalayan hukukçular dünyasına atılmayı göze aldıbunu çok iyi bilirler; ve ölüm anını saptamak da aynı dereğı andan başlayarak sağduyu cede olanaksızdır, çünkü fizbüsbütün şaşılacak serüvenyoloji, ölümün tek ve bir anlık lerle karşılaşır ve metafizik bir olay değil, ama çok uzun görüş biçimi, boyutları konusüreli bir süreç olduğunu gösnun niteliğine göre değişen termektedir. Aynı biçimde, her geniş alanlarda ne denli doğorganik varlık, her an, hem rulanmış ve ne denli zorunlu aynı, hem aynı-olmayan şeyolursa olsun, her zaman, er dir; her an, yabancı maddeleri ya da geç, ötesinde dar, sınırözümler ve başka yabancı lı, soyut bir duruma geldiği ve maddeleri dışarı atar, her an çözülemez çelişkiler içinde 3
www.proleter.org
bedenindeki hücreler yok olur ve yeni hücreler oluşur; azçok uzun bir zaman sonunda, bu bedenin maddesi tamamen yenilenir, başka madde atomları ile değiştirilir; öyleki her organik varlık hem hiç değişmez, hem de bir başkasıdır. Şeylere biraz yakından bakınca, bir çelişkinin olumlu ve olumsuz gibi iki kutbunun, karşıt oldukları kadar ayrılmaz da olduklarını ve bütün antitez değerlerine karşın, karşılıklı olarak birbirlerine karıştıklarını; aynı biçimde, neden ve sonucun, ancak özel bir duruma uygulandıklarında geçerliği bulunan kavramlar olduklarını, ama bu özel durumu, dünyanın bütünü ile genel bağlantısı içinde düşünmeye başladığımız andan başlayarak, bu kavramların, neden ve sonuçların sürekli olarak yer değiştirdiklerini, şimdi ya da burada sonuç olanın, başka yerde ya da daha sonra neden, ve vice versa durumuna geldiği evrensel karşılıklı etki görünümü içinde birleştiklerini, birbirlerine dönüştüklerini de görürüz. Bütün bu sü4
reçlerin, bütün bu düşünce yöntemlerinin hiçbiri, metafizik düşünce çerçevesine girmez. Nesneleri ve onların kavramsal yansılarını, özsel olarak bağlantıları, zincirlemeleri, hareketleri, doğuşları ve sonları içinde kavrayan diyalektik içinse, tersine, yukarda sözü edilen süreçler, onun kendine özgü davranış biçiminin birer doğrulanmasıdır. Doğa, diyalektiğin deneme tezgâhıdır. Modern doğa bilimi onuruna, onun bu deneme tezgâhı için her gün artan zengin bir olgular hasadı sağlayarak, böylece doğada her şeyin, son çözümlemede, metafizik olarak değil diyalektik olarak olup bittiğini, doğanın durmadan yinelenen bu çevrimin sonsuz tekdüzeliği içinde hareket etmeyip, gerçek bir tarih geçirdiğini tanıtladığını söylemeliyiz. Burada, herkesten önce, bugünkü bütün organik doğanın, bitkilerin, hayvanların ve dolayısıyla insanın da, milyonlarca yıl süren bir evrim sürecinin ürünü olduğu tanıtlayarak, doğanın metafizik anlayışına en büyük darbeyi indir-
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 biçimindeki tarihsel bir süreç miş bulunan Darwin'i anmak biçimine dönüştürerek başlagerek. Ama şimdiye değin dı. Ve o bundan, daha o zadiyalektik biçimde düşünmeyi mandan, doğmuş olduğuna öğrenmiş bulunan bilginler göre güneş sisteminin bir gün parmakla sayılabilecek denli zorunlu olarak ölmesi gerektiaz olduğu için, bulunan soği sonucunu çıkarıyordu. Bu nuçlar ile geleneksel düşünce görüş, bir yarım yüzyıl sonra biçimi arasındaki çatışma, Laplace tarafından matematik bugün doğa bilimleri teorisinolarak doğrulanmış ve bir de egemen olan ve öğretmenyüzyıl sonra da spektroskop, ler ile öğrencileri, yazarlar ve evrende çeşitli yoğunluk deokurları umutsuzluğa düşüren recelerinde bulunan bu türlü o büyük karışıklığı açıkakkor durumunda gaz yığınlalar.Evrenin, onun ve insanlırının varlığını göstermiştir ğın evriminin olduğu gibi, bu evrimin insanların beynindeki Bu modern Alman felsefesi yansımasının da doğru bir doruğunu, ilk kez olarak bütün biçimde kavranması, öyleyse doğa, tarih ve tin dünyasının ancak oluş ve yok oluşun, sürekli bir hareket, sürekli bir ilerleyen ve gerileyen değişikdeğişme, sürekli bir dönüşüm liklerin evrensel karşılıklı etkive evrim içine girmiş bir süreç lerini sürekli olarak göz önünbiçiminde kavrayan ve bu hade tutarak, diyalektik yoldan reket ile bu evrimin iç bağlanolanaklıdır. Ve modern Alman tısını göstermeye girişen felsefesi de, kendini işte heHegel sisteminde buldu ve men bu yönde gösterdi. Kant, Hegel sisteminin büyük değimesleğine, Newton'un kararlı mi de budur. Bu açıdan insangüneş sistemini ve onun —bir lık tarihi, artık olgunluğa varkez o ünlü ilk hareket oldukmış felsefi us mahkemesi tan sonra— sonsuz süresini, önünde hepsi de aynı biçimde hüküm giymesi gereken ve güneşin ve bütün gezegenlerin dönüş durumunda bulunan olanaklı olduğunca çabuk unutulmasında yarar bulunan nebula yığınından doğduğu 5
www.proleter.org
anlamsız zorbalıkların kaotik bir karışımı olarak değil, insanlığın kendisinin evrimleşebilen süreci olarak görünüyordu ve şimdi düşüncenin, bu sürecin tüm dolambaçları arasından yavaş ilerleyişini izlemek ve onda, bütün görünür olumsallıklar arasında, yasaların varlığını göstermek gibi bir görevi vardı. Hegel'in bu sorunu çözmemiş olmasının burada pek önemi yok. Onun çağ açan başarısı, bu sorunu koymuş olmasıdır. Bu sorun hiç kimsenin, hiçbir zaman tek başına çözemeyeceği sorunlardandır. Hegel — Saint-Simon ile birlikte— çağının en ansiklopedik kafası olmasına karşın, gene de önce kendi öz bilgilerinin zorunlu olarak kısıtlı genişliği, sonra çağının bilgi ve görüşlerinin aynı biçimde kısıtlı genişlik ve derinliği ile sınırlıydı. Ama bir üçüncü özelliği daha hesaba katmak gerek. Hegel idealistti, yani kafasındaki fikirleri, gerçek şey ve süreçlerin azçok soyut yansıları olarak görecek yerde tersine, nesneler ile nesnelerin gelişmesini, dünya 6
var olmadan önce bilinmeyen bir yerde var olan "idea”nın gerçekleşmiş yalın kopyaları olarak görüyordu. Bundan ötürü her şey baş aşağı konulmuş ve dünyanın gerçek bağlantısı tamamen tersine çevrilmişti. Ve Hegel, birçok özel ilişkiyi büyük bir doğruluk ve deha ile kavramış bulunmasına karşın, yukarıdaki nedenler ayrıntının da çoğu kez yırtık yamamaya, oyuna, yapmacığa, sözün kısası gerçeğin bozulmasına dönmesini kaçınılmaz kılıyordu. Hegel sistemi, bu niteliğiyle büyük bir başarısızlık olmuştu — türün sonuncusu olmasına karşın. Gerçekten, her zaman onulmaz bir iç çelişkinin acısını çekmiyor muydu? Bir yandan, özsel konutu (postulatı), insanlık tarihinin, niteliği gereği, entelektüel sonunu sözde mutlak bir doğruluğun bulgulanmasında bulamayacak evrimleşebilir bir süreç olduğu yolundaki tarihsel anlayıştı; ama öte yandan, bu mutlak doğruluk kitabının ta kendisi olduğunu ileri sürüyordu. Her şeyi kapsayan ve
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 da modern materyalizm, terhep aynı kalan bir doğa ve tarih bilgisi sistemi, diyalektik sine, doğa biliminin, doğanın düşüncenin temel yasaları ile da zaman içinde bir tarihi olçelişki durumundadır; bununla duğu yolundaki modern ilerlemelerinin bireşimini yapar; birlikte, bu, dış dünyanın gegöksel cisimler, orada uygun nel matematik bilgisinin kukoşullar içinde yaşamaya yeşaktan kuşağa dev adımlarıytenekli canlı varlıklar olarak la yürüyebilmesini hiçbir zadoğarlar ve ölürler ve dolaşım man dıştalamaz, tersine içerir. çevrimleri, kabul edilebildikleri Geçmişteki Alman ideaölçüde, son derece daha bülizmine özgü tam bozulma bir yük boyutlar kazanır. Her iki kez kavrandıktan sonra, ister durumda da modern materyaistemez materyalizme dönlizm, özsel olarak diyalektiktir mek gerekiyordu, ama — ve öteki bilimlerin üstünde yer dikkat edelim— 18. yüzyılın alan bir felsefeye gereksinme katıksız metafizik, salt mekaduymaz. Her özel bilimin, şeynik materyalizmine değil. Bülerin genel bağlantısı ve bilgisi tün önceki tarihin o yalınkat, o içinde tuttuğu yer konusunda bönce devrimci bir biçimde tam bir hesap vermeye çağkınanması karşısında modern rıldığı andan başlayarak, gemateryalizm, tarihte insanlığın nel bağlantının her türlü bilimi evrim sürecini görür ve görevi gereksiz duruma gelir. O zade bu sürecin hareket yasalaman bütün eski felsefeden, rını bulmaktır. 18. yüzyıl bağımsız bir durumda, düFransızlarında olduğu denli şünce ve düşünce yasaları Hegel'de de egemen olan ve öğretisinden, biçimsel (formel) doğayı hep aynı kalan ve ve diyalektik mantıktan başka Newton'a göre ölümsüz göksel cisimler, Linné'ye göre ise bir şey kalmaz. Üst yanı, pozideğişmez organik varlıklarla tif doğa ve tarih bilgisi içine dar çevrimler biçiminde haregirer. Ama doğa anlayışındaki değişme, ancak araşket eden bir bütün olarak düşünen doğa anlayışı karşısıntırma buna uygun düşen nice7
www.proleter.org
likte olumlu bilgi sağladığı ölçüde gerçekleşebilirken, tarih anlayışında yeni bir yön getiren tarihsel olgular, kendilerini çok daha önceden kabul ettirmişlerdi. 1831'de Lyon'da ilk işçi ayaklanması olmuştu; 1838'den 1842'ye, ilk ulusal işçi hareketi, İngiliz çartistleri hareketi, en yüksek noktasına varıyordu. Proletarya ile burjuvazi arasındaki sınıf savaşımı bir yandan büyük sanayideki gelişme, bir yandan da burjuvazi tarafından ele geçirilmiş bulunan siyasal egemenlik ile orantılı olarak, Avrupa'nın en ileri ülkelerinin tarihinde birinci plana geçiyordu. Burjuva iktisadının sermaye ile emek çıkarları arasındaki özdeşlik üzerindeki, özgür yarışma (serbest rekabet) sonucu evrensel uyum ve evrensel gönenç üzerindeki öğretileri, olgular tarafından gitgide daha sert bir biçimde yalanlanıyordu. Bütün bu olguları ve bütün eksikliklerine karşın bu olguların teorik dışavurumu olan Fransız ve İngiliz sosyalizmini yalanlamak, artık olanaklı de8
ğildi. Ama tarihin henüz geri püskürtülmemiş bulunan eski idealist anlayışı, maddi çıkarlara dayanan sınıf savaşımlarını, hatta genel olarak maddi çıkarları tanımıyordu; üretim ve bütün ekonomik ilişkiler ona, yalnızca "uygarlık tarihi"nin ikincil öğeleri olarak, savsaklanabilir şeyler olarak görünüyorlardı. Yeni olgular, bütün geçmiş tarihi yeni bir incelemeden geçmeye zorladılar ve bütün geçmiş tarihin bir sınıflar savaşımı tarihi olduğu, birbirine karşı savaşım durumundaki bu toplumsal sınıfların her zaman üretim ve değişim ilişkilerinin, kısacası çağlarındaki ekonomik ilişkilerin ürünleri oldukları; buna göre, toplumun ekonomik yapısının her kez, son çözümlemede, hukuksal ve siyasal kurumların tüm üst yapısını olduğu gibi, her tarihsel dönemin dinsel, felsefi ve öteki fikirlerini de açıklamayı sağlayan gerçek temeli oluşturduğu görüldü. Böylece idealizm, son sığınağından, tarih anlayışından kovulmuş; tarihin mater-
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 üretim biçimi ile bu üretim biyalist bir anlayışı ortaya çıkçiminin sonuçlarını eleştiriyormış ve şimdiye değin yapıldığı du, ama onu ne açıklayabiligibi, insanların varlığını bilinçyor, dolayısıyla ne de üsteleri aracıyla açıklamak yerine, sinden gelebiliyordu; kötü diye insanların bilincini varlıkları kaldırıp atmaktan başka bir aracıyla açıklamak için yol şey yapamıyordu. İşçi sınıfıbulunmuş oluyordu. nın kapitalist üretim biçiminBunun sonucu sosyalizm, den ayrılmaz sömürülmesine artık şu ya da bu dahinin karşı ne denli çok öfkeleniyorrasgele bir buluşu olarak değil sa, bu sömürünün neye daama tarih tarafından oluşturulan iki sınıfın, proletarya ile yandığını ve kaynağının ne burjuvazinin savaşımlarının olduğunu açık bir biçimde o zorunlu ürünü olarak görünüdenli az gösterme durumunda yordu. Artık sosyalizmin görebulunuyordu. Sorun bir yanvi, elden geldiğince eksiksiz dan bu kapitalist üretim biçibir toplumsal sistem imal etmini tarihsel bağlantısı ve tamek değil ama iktisadın, bu rihin belirli bir dönemi için zosınıfları ve onların karşıtlıklarunluluğu içinde, öyleyse yırını zorunlu bir biçimde ortaya kılma zorunluluğu ile birlikte çıkaran tarihsel gelişmesini düşünmek, öte yandan, eleştiincelemek ve bu biçimde türeri şimdiye değin bu üretim tilen ekonomik durum içinde biçiminin işleyişinden çok kötü çatışmayı çözme araçlarını sonuçları üzerine atıldığından, bulmaktı. onun hala gizli kalmış iç hareAma Fransız materyalizketlerini ortaya çıkarmaktı. minin doğa anlayışı, diyalektik Artı- değer'in bulunması, işte ve modern doğa bilimi ile ne bu işi yaptı. Ödenmemiş denli bağdaşmaz idiyse, daha emeğe sahip çıkmanın, kapiönceki sosyalizm de bu matalist üretim biçiminin ve işçiteryalist anlayışla o denli bağnin bundan doğan sömürüldaşmaz idi. Gerçi daha önceki mesinin temel biçimi olduğu; sosyalizm var olan kapitalist kapitalist işçinin emek9
www.proleter.org
gücünü, bu gücün pazarda meta olarak sahip olduğu değer üzerinden satın aldığı zaman bile, ondan gene de onun için ödemiş bulunduğundan daha çok değer elde ettiği ve bu artı-değerin, son çözümlemede, varlıklı sınıflar elinde birikmiş, durmadan büyüyen sermaye yığınının çıktığı değer toplamını oluşturduğu tanıtlandı. Kapitalist üretimin olduğu denli, sermaye üretiminin işleyişi de açıklanmış bulunuyordu.. Bu iki büyük bulguyu: tarihin materyalist anlayışı ile kapitalist üretimin gizeminin artı-değer aracıyla açıklanmasını, Marks'a borçluyuz. Onun sayesindedir ki sosyalizm, şimdi bütün ayrıntıları üzerinde uzun uzun çalışılması gereken bir bilim durumuna geldi.” (F.Engels AntiDühring Sol Yayınları 1977 Sayfa.70-80) İnsanlık maddi yaşamlarını yeniden üretirken giriştikleri mücadelede kendi aralarındaki ilişkileri de yeniden üreterek yaşamlarını daha kolaylaştırmanın yollarını da 10
bularak, onları daha iyi yaşam koşulları sağlayacak ilişkileri de düşüncelerinde canlandırıp yeniden üreterek belirli kavramlar ve kurallar oluştururlar. Bu kavram ve kurallara göre yaşamı yeniden örgütleyip, üretmeye devam ederler. Sadece insana özgü bu özellik[1] sayesindedir ki, insanlık, giderek doğa üzerinde daha fazla egemenlik kurarak onu kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmeye, kullanmaya, buradan yola çıkarak kendi istedikleri biçimlerde eşya ve yaşam araçları üreterek yaşamlarını ve yaşam koşullarını kolaylaştırmaya çalışırlar. İnsanlığın bu eylemi onun tarihsel gelişimi içerisinde değişik evrelerden geçip, aralarında birtakım bölünmelere ve ayrışmalara uğramış, önce doğa üzerindeki üretim araçlarına, daha sonra toplumsal üretim araçlarını bir kısmının sahip olmasıyla sınıflara bölünerek üretici güçlerin gelişimine denk düşen, buna engel olan ilişkileri ve araçları da yeniden üreterek ilerici-devrimci- ve gerici sınıfları tarihsel süreçte
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 eden onlarca grup, örgüt ve yaratarak tarihin bu günkü partiler olmasına rağmen bu evresine getirmeyi başarmışgünün sorunlarına yanıt veren lardır. Bu gün devrimci gelişibütünleşmiş bir devrimci teomin devinimi, bu tarihi görevin rinin ortaklaşalığından söz devam ettirilmesi işçi sınıfının etmek mümkün değildir. Bu üzerinedir. Onun sınıfsal çıdurumu kendini devrimci ve karları ve ideolojisi tüm sınıf komünist olarak adlandıranlaçıkarlarının ortadan kaldırılrın çözmesi ve aşması geremasını gerektiren, sınıfsız bir ken en öncelikli ertelenemez toplumun oluşumunu ve inşagörevlerindendir. “Maddi hasını gerektirecek bir örgütsel yatın her gün yeniden üretimi mücadeleyi içinde taşıyarak, hayatın her alanındaki yansıbuna engel olan, olmaya çalımasıyla birlikte bütün ilişki ve şan diğer sınıf çıkarlarına kardüşünceleri de yeniden üretir. şı diktatörlüğünü gerektiHer üretim bir önceki üretimin rir. Devrimci sınıfların sahip aynısı değildir. Bir yandan olduğu evrensel bilgi ve bilinç önemini kaybetmiş, tarihi misyapısı Marks, Engels, Lenin yonunu tamamlamış öğeler ve daha birçok devrimci ve terk edilirken, yenilerinin tokomünistin toplumsal devrimi humları çimlenmeye başlailerletecek tek devrimci sınıf, maktadır. Bu bakımdan topişçi sınıfının ideolojik düşünlumsal, ekonomik, siyasi vb. cesini formüle edip geliştiren, tüm yasaları incelerken bunlaortaya koyan, yaşama geçirı tarihsel koşulları ve gelişimi ren, gelişimin toplumsal haliçerisinde değerlendirmeliyiz. kaları olarak sürdürülmesi Bizim için önemli olan tagereken bilimin bu günkü dürihsel koşullarda ve süreçte zeyi dağınık, bölük pörçük, bir birinden ayrı, birbirini tabu yasaların nasıl işlediği somamlamada eksik bir yapırunudur. Süreçteki her an’ın lanma içerisindedir. İşçi sınıfıfotoğrafı bize o an’daki olgulanın devrimci teorisini sahip rı yansıtır. Biz ancak buradan [2] olduğunu söyleyen , iddia onun değişim ve gelişme eği11
www.proleter.org
limlerine göre duruşumuzu ve mücadele biçimimizi belirleriz… …Bu gün işçi sınıfı ve önderleri sınıf bilincini, teorik birikim olarak belli bir düzeyde sahiptir. (Bunun yaygınlaştırılması için gerekli çalışma mücadelenin en baştaki görevlerinden biri olmalıdır.) Bu bilinci sürekli olarak artırmak, taze tutmak, kitlelere aktarmak gerekmektedir. Biz hangi yerel ve uluslar arası koşullarda yaşıyoruz, sorunlarımız ve bizi bekleyen görevlerimiz konusunda yanlışlıklara, sapmalara yer vermeyen bir değerlendirmeyi ivedilikle ortaya koymalıyız.Ülke gerçeklerinin (O An’ın) uluslar arası durumun tespiti, önümüze koyacağımız görevler, tarihsel duruşumuz ve programımız. İşte işçi sınıfının önderlerinin sınıf mücadelesini örgütleyecek, yön verecek tarihsel görevlerinden biri ...”[3]İşçi sınıfının ideolojisini oluşturan ve onun bilimsel öğretisi Marksizm-Leninizm’i kabul eden her devrimci ve 12
komünistin onun gerekliliklerini yerine getirmek üzere bu platformda yer alması zorunlu ve gereklidir[4]. Ancak böylelikle ORTAK YAYIN hayata geçirilebilir ve uygulamaya konabilir. Devrimci teorinin kişisel, grupsal hiçbir yönü bilimsel gelişmenin sınırlarını belirleyen teorik birikimi, kimsenin tekelinde değildir. Ama bilimsel gelişmenin ilkeleriyle örtüşmeyen değerlendirmeler de elbette kuru gürültüden başka bir şey değildir. Bunlar işçi sınıfının bilincini körelten, yolunu şaşırtmaya çalışan küçük burjuva düşüncelerdir. İşçi sınıfının devrimci komünist bilinci bunları fark edip açığa çıkarmakta, teşhir etmekte gecikmeyecek, sınıf içindeki bu ince çizgiyi her zaman canlı tutacaktır. Sınıf mücadelesinin ideolojik, pratik tarihi bunun örnekleriyle doludur. Yapılması gereken öncelikli adımlar, bu teorik tartışmayı başlatabilmek, işin polemiğine, söz dalaşına kaçmadan devrimin teorik ve pratik sorunlarına yanıt verecek çalışmaları ortaya koyabilmek
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 olmalıdır. İncelenmeye değer 1-Marksist-Leninist ilkonuların seçimi, konular kelerin bilimsel araştırma ve incelemelerde uygunluğunu, hakkındaki görüşlerin yayını, yapılan eleştirilerin konuları 2- İllegalitenin ve gizliliğin şartlarını kabul etmek ve çözme ve ilerletme yolunda yerine getirmek. izlediği yön tayin edecektir. 3-Uluslar arası M-L geYetkili kurul tarafından belirlelişime ve dayanışmayı kabul necek ilkeler çerçevesinde etmek. Çalışma ve uygulamaçoğunluğun kabulüne göre de larından yararlanmak. ortak görüş biçimine dönüştü4-Bu koordinasyonun rülebilecektir. Ortak Yayın dışında kalmış olanları ortak hazırlanmasında en büyük yayın faaliyetlerine katılmalazorluk, oluşturulacak koordirını davet etmek, bilimsel çanasyonun seçiminde karşımılışmalarının ve faaliyetlerinin za çıkacaktır. Bu bakımdan tek çatı altında toplanması bu koordinasyonun oluşumu olabildiğince geniş tutulmalı, yönünde çağrılar yapmak. oluşuma katılanların arasın5- Koordinasyona katıdan seçilmiş temsilcilerinden lacakların maddi katkı sağlaoluşturulmalıdır. Koordinasmayı kabul etmeleri vd. Biçiyonun faaliyetlerini ve yetkileminde olmalıdır. rini belirleyen ortak bir (tüzük) Bu yönde oluşturulmuş kabul etmeleri, oluşabilecek bazı platformlar ve kurullar olumsuzlukların birçoğunun mevcut olmasına rağmen oluşumuna meydan vermeyekendi kısır döngülerinin dışına cektir. Bu aynı zamanda koçıkamamaktadırlar. Bu yönordinasyona hukuki bir dayadeki seferberlik aynı zamanda nak olacaktır. Bu koordinaskısır döngülerini aşamayanlayona katılacakların kabul rın bir çıkış yolu bulmalarına edecekleri ve uyacakları ortak yada yeni bir yol açmalarına vesile olacaktır. İşçi sınıfının ilkeler kısaca şöyle formüle edilebilinir: ideolojik silahlanmasını artıracak, dikkatleri daha bir üzeri13
www.proleter.org izlerler.” (Saraydan Çukura- Proleter C.1 Sayı.1 Şubat 2004) [3] Proleter Ocak 2006
ne çekerek devrimci teorinin önemi üzerindeki ilgiyi daha fazla uyandıracaktır. Edilgen bir gündemden etken bir gündeme dönüşerek, sınıf içerisinde baskın görüş ve düşünceler zincirine bürünecektir. Her cılız, etkisiz, korkak gürültüler yerine, sınıfın etkin, gür, kendinden emin sesi çıkmış olacaktır. Bu aynı zamanda işçi sınıfının mücadelesini yönetecek organların yaratılmasına da ön ayak olacak, insanlığın kurtuluşuna götürecek yolları açacaktır. M.Gündar. Şubat 2007 [1]
Diğer canlılar, örneğin arılar; yaşamalarını devam ettirmek ve idame etmek için bu gün bir mühendisin sahip olduğu bilgi birikimi, sahip olduğu araç ve gereçler olmadan bile çok mükemmel altıgenlerden bal petekleri oluştururlar. Ama sadece oluştururlar. Bu ayrı bir yazının bir konusu olmasına rağmen düşünce ufkumuzun daha geniş ve derinlikte konuyu irdelememiz bakımından önemli olduğu için bir dip not olarak belirtilmiştir. [2] “Genel olarak sınıflara karşı mücadele sınıfa dayanarak yürütülür, başarıda bununla mümkündür. Ama tarih her zaman teori ve ‘nasihat’leri izlemez, olan tersidir, onlar tarihi
14
[4]
Bazı gruplardaki yoldaşlar ortak yayın çıkarılması konusunda bu platformda yer almak için III. Enternasyonalin İlk Dört Kongresindeki alınan kararları kabul etmeleri yönünde bir önerileri söz konusudur. (Gerçi yapılan bir öneriden ziyade “şart” gibi değerlendirmek daha doğru olur.) böyle bir önerinin şart olarak kabul edilmesi bizce gerekli değildir. Biz bir partiye üyelik veya katılma şartlarından söz etmiyoruz. Sadece kendilerine komünistim diyen grup ve toplulukların görüşlerinin yer alacağı ve bunun ortak yayınlanacağı bir mecraya katılımdan söz ediyoruz. Burada yayınlanacak görüşler, değerlendirmeler ışığında tespitler sonucu bir komünist partiye, bir sendikaya veya başka bir toplumsal birliğe katılma koşullarının ve şartlarının belirlenmesinde bu şartı öne sürebilirsiniz, uygulamaya koyabilirsiniz. Fakat böyle bir çalışmanın yapılacağı, durumların ve şartların belirleneceği bir platformun oluşumuna katılacakların çalışma ve değerlendirme kriterlerine sınırlamalar getirerek doğru sonuçlar elde edemezsiniz. Bu yöntem ancak belli kalıplara yerleştirilmeye çalışılan bir düşüncenin, idealizmin ürünü olabilir. Elbette bu platform her düşüncenin cirit attığı, boy gösterdiği bir alan olmayacaktır. Böyle bir hedefimiz de yoktur. Aksine bu türden görüşlere karşı olduğumuz gibi, bunu savunan ve
Proleter tarihsel birçok örneklerini gördüğümüz böyle bir anlayışla da hesaplaşılması gerektiğinin de bilincindeyiz.
BİR KEZ DAHA KOMÜNİST BİRLİKÜZERİNE İşçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde son yaşanan yenilgi büyük değişiklikleri de ortaya çıkardı. Sınıf mücadelesinde yer alan ideolojik, siyasi yapıların bir çoğu, o genel kabul gören terimlerle söylemek gerekirse “büyük savruluşlar” yaşadı. Bir kısmı legaliteye çıkma örtüsü altında tasfiyeciliğe savunurken, bazıları da değişme söylemi gerisinde dönekliğini gizlemeye çalışarak açıktan burjuva kampa geçtiler. Burjuva ideologlarının deyişi ile “tek kutuplu dünya”da ana eğilim burjuva ideolojisinin çeşitli versiyonlarının egemenliğini getirdi. Rüzgârlar burjuvaziden yana esmeye başladı. Büyük fırtınalar kökleri derinde olmayan ağaçları yerinden söküp devirir. Sınıf mücadelesindeki fırtınalı dönemlerde de böyle olur, birçok siyasi hareket yerinden olur, ya da daha doğru
Şubat 2007 Sayı:37 ifade ile gerçek yerini bulur. 1989 fırtınası öncesi, sosyalizm, devrim, komünizm adına birbirini karşı devrimci, hain, burjuva uşağı olmakla suçlayanlar tekrar aynı paralelde bir araya gelmeye, ünlü deyişle “geleneksel tartışmalarını” aynı ortamlarda yapmaya başladılar. Birlik kavramı daha çok telaffuz edilmeye başladı. Bu gün sözü edilen birlik çağrıları, tarihsel zorunluluğun kendini ortaya koyup dayatmasıdır. Böyle olmasa, bu kafaların, halk deyimi ile burnundan kıl aldırmaz. En sağlam ilkelerin havası ile diğerlerini kendilerine ya katılmaya yada kendisine hizmet etmeye çağırır. Gerçekten birlik olmak istiyorsak tarihteki değişimlerden faydalanmasını bilmeliyiz. İlk kez komünistlerin birliğini oluşturanların yaşadıkları bizim için öğreti olmalı. Bunun için Marks ve Engels’in içinde yer aldıkları bu sürece, bu tarihsel döneme onların tanıklığı ile bakmakta fayda var. Komünist Birlik bu adı almadan önce, Adalet Birliği 15
www.proleter.org
adı ile Alman işçi ve aydınları tarafından 1836’da Paris’te Kuruldu. Bir propaganda kulübü ve gizli dernek niteliğindeydi. Marks, Adalet Birliği üyeleri ile ilişkileri ve gelişmeleri şöyle anlatıyor: “Paris’te ilk bulunuşum sırasında hem Birliğin yerel önderleriyle ve hem de Fransız gizli işçi derneklerinin önderleriyle, bunlardan her hangi birine girmeksizin, kişisel temas halindeydim. Guizot tarafından sürüldüğüm Bürüksel de, Engels, W.Wolff ve ötekilerle birlikte, halen var olan Alman İşçileri Eğitim Derneğini kurdum. Aynı zamanda, o sıra Birliğin gizli doktrinini oluşturan Fransız-İngiliz Sosyalizmi ya da komünizmi ile Alman felsefesinin karışımını acımasızca eleştirdiğimiz, kısmen basılı, kısmen taş baskısı bir dizi kitapçık yayınladık. Bunun yerine, tek aklayatkın teorik temel olarak burjuva toplumun iktisadi yapısının bilimsel anlayışını koyduk. Ayrıca, görevimizin herhangi ütopyacı bir sistemi gerçekleştirmek olmayıp, gözlerimi16
zin önünde yer almakta olan toplumsal devrimin tarihsel sürecine bilinçli olarak katılmak olduğunu, her kes tarafından anlaşılabilecek bir biçimde açıkladık. Bu faaliyet Londra Merkez Komitesinin bizimle irtibat içine girmesiyle sonuçlandı. Bizi, Birliğe girmeye çağırmak üzere, 1846’nın sonunda üyelerinden birini, Brüksel’e gönderdim. Bu, daha sonra yaşamını Baden savaşı devrimin bir neferi olarak (yaşamını) yitirmiş olan saatçi Joseph Moll’du. Bu öneriye karşı, bütün itirazlarımız, Merkez Komitesinin, Londra’da, Birliğin bir kongresini toplamsını tasarladığı yolunda Moll’un yaptığı açıklama karşısında hezimete uğradı. Orada, bizim takındığımız eleştirel tutum, açık bir manifestodan Birliğin doktrini olarak kabul edilmekti. Zaman geçmiş ve direnen öğelere, ancak bizim kişisel işbirliğimizle karşı konabilirdi, ama bu, ancak biz Birliğe katılırsak Böymümkündü. [1] lece bizde katıldık. Kongre,
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 İsviçre’yi, Fransa’yı, Belçidurumlarda , oluşum süreci içinde olan komünist partika’yı, Almanya’yı ve İngiltere’yi temsil eden üyelerle topnin içişlerini ilgilendiren bir landı. Birkaç hafta süren sorun ortaya çıktığında,dünyanın dört bir yanındahareketli tartışmalardan ki dostlara ve muhabirlere sonra, Engels ve Benim tagönderdiğimiz çeşitli taşbasrafımdan yazılan Komünist ması, genelgelerden de yaParti Manifestosu kabul Manifesrarlandık. Bu genelgelerin edildi.”(Komünist konusu bazen Birliğin kendisi to’nun Doğuşu Dirk J. Struik. oluyordu. Amerika’ya gidip S.225–226 Sol Yayınları) orada kendisini Birliğin bir Aynı dönem için ise görevlisi olarak gösteren ve Engels şunları not düşmüş: “Adalet Birliği ile olan ilişkileGüney Amerika’nın altını üstüne getirmek için Birlikten rimiz şöyleydi: Birliğin varlığı yararlanma amacıyla çılgın bizce elbette biliniyordu. Hara Harring’le işbirliği yapan 1843’te Schapper katılmamı Westfalyalı genç bir öğrenci önermişti, ki o zaman bunu Herman Kriege konusu, bu doğal olarak reddetmiştim. durumlarda biri oldu. Kriege, Ama yalnızca Londra’dakilerle olan sürekli yaBirlik adına, “sevgi”ye dayazışmamalarımızı sürdürmekle nan ve saygı ile dopdolu abartmalı bir romantik kokalmadık, o sıra Paris topluluklarının önderi Dr. Everbeck münizm propagandası yaptığı bir gazete kurdu. Buna ile daha da yakın ilişkiler kurkarşı, bizde, amacına ulaşaduk. Birliğin içişlerine karışmaksızın olup biten her mam azlık etmeyen bir genelönemli olaydan haberimiz olge uçurduk. Birlik içinde du. Öte yandan, Birliğin en Kriege’nin adı duyulmaz oldu. Daha sonraları önde gelen üyelerinin teorik Weitling geldi. Brüksel’de görüşlerini, konuşmakla, Ama artık, kendi yeteneklerimektuplarla ve basın yoluyne şaşı duran, komünist bir la etkiledik. Bu amaçla, özel 17
www.proleter.org
toplumun neye benzeyeceği açık-seçik bir fikre sahip olmaya çalışan genç ve saf terzi kalfası değildi. Şimdi artık, her yerde hasım , gizli düşman ve tuzak kokusu alan, üstünlüğünü çekemeyenlerin gadrine uğramış büyük adamdı. Diyor . sürülen, cenneti yeryüzünde gerçekleştirmek hazır reçetesini cebinde taşıyan peygamber Londra’daki birliğin üyeleri ile arası zaten açılmıştı. Marks’ın ve Karısının kendisini neredeyse insan üstü bir sabırla ağırladıkları Brüksel’de de kimseyle geçinemezdi. Böylece, çok geçmeden peygamberlik rolünü orada denemek üzere Amerika’ya gitti. Bütün bu durumlar, Birlik içinde, özellikle Londra’daki önderler arasında yer alan sessiz devrime katkıda bulundu. Komünizm konusundaki eski anlayışlara, hem basit eşitlikçi Fransız komünizminin ve hem de Weitling’inkinin yetersizliği, bunlar için gittikçe daha açıklık kazandı. Weitling’in komünizmi ta ilkel Hıristiyanlığa kadar götürme çabası Das 18
Evangalizm eines armen Sünders’indeki bazı pasajlar ne denli parlak bulunursa bulunsun – İsviçre’deki hareketin büyük çapta önce Albracht gibi aptallar, ardından da Kuhlman gibi istismarcı, yalancı peygamberlerin ellerine teslim edilmesiyle sonuçlandı. Birkaç edebiyat yazarı tarafından ele alınmış ve Kriege tarafından ve buna tekabül eden yazının incelenmesiyle Birliğe sokulmuş olan “hakiki sosyalizm”in Fransızca sosyalist sözcüklerin çarpıtılmış Hegelci Almanca çevirisi ve duygusal sevgi düşünün (Bknz. Komünist Manifesto’da Alman sosyalizmi ya da “Hakiki” sosyalizm konusundaki kesim) salt dökülen yüreksizliği ile, Birliğin eski devrimcileri arasında çok geçmeden tiksinti yarattığı görüldü. Eski teorik görüşlerin savunamazlığı karşısında ve uygulamada buradan kaynaklanan sapıklıklar karşısında Marks’ın ve benim yeni teorilerimizde haklı olduğumuz , Londra’da gitgide daha çok fark edilir oldu. Lond-
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 ra’daki önderler arasında Salt propaganda amacıyla şimdi, teorik bilgi kapasitesi olsa bile, Almanya işçi sınıfı bakımından daha önce adı içerisinde nitelik olarak yalgeçenlerden, çok daha üstün nızca yerel olmadığı sürece, Almanya dışında bile ancak iki kişinin bulunuyor olmasıyla gizli olabilecek bir örgütün , bu anlayış, kuşkusuz daha gerekliliği konusunda hiçbir da gelişti. :minyatür ressam kuşku taşımıyorduk. Oysa Herlbranlu Marl Fander ve Birlik biçiminde, böyle bir örTharingra’lı terzi Georg güt zaten vardı. Bu Birlik içeEccarius. Kısacası, risinde daha önce itiraz etti1847 ilkyazında, Moll Brükğimiz şey şimdi Birliğin bizzat sel’de Marksı ve hemen artemsilcileri tarafından hatalı dından da Paris’te beni ziyagörülerek terkedilmiştir. Hatta ret ettirme yoldaşları adına yeniden örgütlenme çalışmabizi ısrarla Birliğe girmeye çağırdı. Kendilerinin, Birliği sına katkıda bulunmaya bile çağrılıyorduk. Hayır diyebilir eski komplocu geleneklermiydik? Elbette diyemezdik. den ve biçimlerden kurtarBöylece Birliğe girdik. Marks manın zorunluluğuna ne Brüksel’de, eski dostlar arakadar inanıyorlarsa, bizim sında Birliğe ait bir topluluk görüş biçimimizin genel kurdu. Bende Partideki üç doğruluğuna da bir o kadar toplulukla ilgilendim. inandıklarını bildirdi. Eğer Birliğin birinci kongresi 1847 girecek olursak, Birliğin yazında Londra’da toplandı. Manifestosu olarak yayınlaBurada W.Walf Brükselli, nacak bir manifesto biçibende Parti topluluklarını minde geliştirme olanağına temsil ediyorduk. Bu kongresahip olacaktık. Aynı şekilde yapılan ilk şey, Birliğin de, eskimiş birlik örgütünün baştan aşağı yeniden örgütyerine , zaman ve amaçlara lendirilmesi oldu. Komplocu uygun bir başkasını koydönemden kalma ne kadar makta kendi kontenjanımıza mistik ad kalıntısı varsa sahip olabilecektik. 19
www.proleter.org
bunlar artık kaldırılıyordu; Birlik şimdi topluluklardan, çevrelerden, bir merkez komiteden ve bir kongreden oluşuyordu. Ve bundan böyle de “Komünist Birlik” adını alıyordu. “Birliğin amacı, burjuvazinin devrilmesi, proletaryanın egemenliği, sınıf karşıtlıklarına dayanan eski burjuva toplumunun kaldırılması ve sınıfsız ve özel mülkiyetsiz yeni bir toplumun kurulması – birinci madde böyleydi. Örgütün kendisi de, seçimle gelen ve her zaman görevden alınabilen kurallarıyla tümüyle demokratikti. Bu diktatörlük gerektiren bütün komplocu özlemleri engellemeye yetiyordu. Ve Birlik – hiç değilse olağan barış dönemlerinde – salt bir propaganda derneğine dönüştürülüyordu. Yeni tüzük tartışılmak üzere topluluklara sunuldu.- izlenen yöntem şimdi bu kadar demokratikti. – ardından ikinci kongrede bir kez daha tartışıldı. Ve sonunda, bu kongre tarafından *aralık 1847’de* kabul 20
edildi. Bu tüzük Wermuth ve Streber Cilt I S.239 Ek 1’de bulunabilir. İkinci Kongre aynı yılın kasım ayı sonu ile aralık ayı başı arasında yapıldı. Bu kez Marks’ da hazır bulundu ve oldukça uzun süren tartışmalar içerisinde yeni teoriyi açıkladı.- Kongre en az on gün sürdü. Bütün çelişkiler ve kuşkular nihayet duruldu. Yeni temel ilkeler oy birliği ile kabul edildi. Ve Marks ile ben , Manifestoyu hazırlamakla görevlendirildik. Bu kongrenin hemen ardından yerine getirildi. Şubat devriminden birkaç hafta önce basılmak üzere Londra’ya gönderildi. O zamandan bu yana bütün dünyayı dolaşmış, hemen bütün dillere çevrilmiştir. Ve bu gün bir çok ülkede hala proleter harekete Kılavuzluk etmektedir. Eski Birlik ilkesi “Bütün insanlar kardeştir”in yerine savaşımın uluslar arası niteliğini açıkça ilan eden yeni savaş narası aldı: “Bütün ülkelerin İşçileri Birleşiniz!” On yedi yıl sonra bu savaş narası, dünyanın
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 masını istiyorlardı. Bu istekleher yerinde uluslar arası rini Komünist Manifesto ile İşçi Birliğinin sloganı olarak gerçekleştirdiler. İlk kez kendi yankılandı. Ve bu günde teorik görüşlerini sistemli olabunu bayraklarının üzerine (Agy.S.236rak bir program çerçevesinde yazmışlardır. ortaya koymuşlardı. Bu ko7,8,9,40) İki komünist münist teorinin bilimsel temelönder, Birlik ile ilgili ilişkilerini lere kavuşması, işçi sınıfı haböyle anlatıyorlar. Bunlardan anlaşılıyor ki , Marks ve reketinin ise böyle bir eylem kılavuzuna sahip olmasıydı. Engels teorilerini hazırlama İşçi sınıfının bayrağında bunçalışması içindedirler. Adalet dan böyle Manifestonun “BüBirliği içinde eski komünist tün ülkelerin işçileri birleşin!” , teoriler egemendir. Halbuki “Savaş narası” yazacaktır. bunların yerine yenisi konmalıdır. Temelde insanların kar1852 Kolonya Komünist yargılaması geride kalan üyeler deşliği ve komplocu örgüt anlayışının egemen olduğu koKomünist Birliği dağıttılar. münist teoriler sınıf mücadeManifesto ve işçi sınıfı harelesince işçi sınıfının kurtuluşu ketinin tarihine ilişkin Engels, amacını temel alan yeni teori Manifestonun 1890 Almanca ile değiştirilecektir. Kendi göbaskıya yazdığı önsözde şunrüşlerinin genel kabul gördüğü ları söylemekte: “Maninoktaya kadar ilişkileri örgüfestonun kendisine ait bir yatün dışında kalmak oldu. Tarşam öyküsü vardır. Çıktığında tışma zemini doğduğunda bilimsel sosyalizmin (ilk önBirliğe girmekte tereddüt etsözde sözü edilen çevirilerinmedikleri görülüyor. O günlerde tanıtladığı gibi) o sıralar hala sayıca hiç de fazla olmade Marks ve Engels için önemli olan komünist çevrede yan öncüsü tarafından coşkuyla karşılanan Manifesto ve işçi hareketi içinde kendi Haziran 1848’de Paris işçileteorik görüşlerinin egemen rinin yenilgileriyle birlikte başolması idi. Ve bunun bir proglayan gericilik tarafından çok ram olarak gerçeklik kazan21
www.proleter.org
geçmeden, arka plana itildi ve nihayet Kasım 1852’de, Köln Komünistlerinin mahkum edilmeleriyle, “yasa uyarınca” aforoz edildi. Şubat devrimi ile başlamış olan işçi hareketinin sahneden çekilmesiyle, Manifesto’da arka plana geçti. Avrupa işçi sınıfı, egemen sınıfların gücüne karşı yeni bir saldırı için yeterli güç topladığında, ortaya uluslar arası İşçi Birliği çıktı. Amacı, Avrupa’nın ve Amerika’nın tüm militan işçi sınıfını tek bir büyük ordu içinde kaynaştırmaktı. Bu yüzden, Manifesto’da ortaya konmuş bulunan ilkelerden hareket edemezdi. İngiliz Sendikalarına, Fransız, Belçika, İtalyan ve İspanyol protoncularına ve Alman Lasellacılarına kapıları kapanmayacak bir programa sahip olmak zorundaydı. Bu program – Enternasyonalin Tüzüğünün girişi- Bakunin ve anarşistlerin bile teslim ettiği bir ustalıkla Marks tarafından hazırlanmıştı. Manifestoda ortaya konmuş bulunan dü22
şüncelerin nihai zaferi için Marks yalnızca ve tamamıyla işçi sınıfının eylem birliği ve tartışma sonucu zorunlu olarak göstereceği düşünsel gelişmeye güveniyordu. Sermayeye karşı savaşımdaki olaylar ve iniş çıkışlar, başarılardan çok yenilgiler, savaşçılara o güne kadarki her derde deva düşüncelerinin yetersizliğini göstertemezlik ve zihinlerini de işçilerin kurtuluşu için gerekli gerçek koşulların adamakıllı kavranmasına daha açık hale getirtemezlik edemezdi. Ve Marks haklıydı. Enternasyonalin dağıtıldığı 1847’deki işçi sınıfı, kurulduğu 1864’tekinden tamamıyla farklıydı. Latin ülkelerdeki prodonculuk ile Almanya’daki özgül Lasalcılık ölmekteydi. Ve zamanın katmerli tutucu İngiliz sendikacıları, 1787’de yaptıkları Swanse Kongresi başkanının onlar adına, “kıta sosyalizmi bizim için korkunçluğunu yitirmişti.” Diyebileceği noktaya giderek yaklaşıyorlardı. Oysa 1887’de Kıta sosyalizmi hemen hemen tamamıyla Mani-
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 görürüz. Evet öyledir. festoda sunulan teoriden ibaretti. Böylece, Manifestonun Engels’inde gösterdiği gibi koşullar farklıdır. Komünist tarihi bir ölçüde, 1848’den bu yana ki modern işçi sınıfı Birlik öncesi günlerde eski teoriler yaşamlarını sürdürhareketinin tarihini yansıtmekte kendileri ise teorilerini maktadır.” (A.g.y. Sayfa 177yeni oluşturmaktadırlar. 178) Komünist Birlik bu 1864’de ise farklılık vardır. yapısı ile, Adalet Birliği döneTeorileri Komünist Manifesto mi hariç 1848-1852 yılları ile ifade edilip, program olarak arasında varlığını sürdürdü. I. ortadadır. Prodonculuk ve Enternasyonal olarak bilinen Lassallacılık gibi sosyalizm Uluslar arası İşçi Birliği ise türleri ölmektedir. Bu koşul1864-1874 arasında faaliyette larda yeni kurulan bir örgütte, bulunan bu iki birlik ile ilişkileprogram aracılığı ile kapıları rinde ve tutumlarına baktığımızda Marks ve Engels’in onlara kapatmak hareketin durumunu nasıl görürüz? Dayararına değildir. Onlar tarha önce gördüğümüz gibi tışma zeminine ve örgüt içine Adalet Birliği ile ilişkilerinde çekilerek, işçi sınıfını onların kendi teorilerinin birliğin progyapısını kavraması hızlandırıramı haline gelmesi ve kendi lacak bu da işçi sınıfının kurteorilerinin gelişmesi başlıca tuluş mücadelesini daha da amaçlarıdır. Eski komünist hızlandırılacaktır. teorilere karşı uzlaşmaz bir Marks ve Engels’in yaşadıklatutum içindedirler. Tek şartları rı bu iki tarihsel deneyimin kendilerinin desteklenmesidir. göz önünde bulundurulması, Bunu sağladıklarında birliğe komünistlerin birliği ve işçi katılır ve çalışmaya başlarlar. sınıfının kurtuluş mücadelesiEngels’in Uluslar arası İşçi ni geliştirecektir. Önemli olan Birliği’nin kuruluş ve progratarihsel koşulların doğru incemının hazırlanması ile ilgili lenip sahip olunan devrimci görüşlerine baktığımızda santeorinin işçi sınıfının kurtuluş ki farklı bir tutum izlediklerini 23
www.proleter.org
mücadelesi ile birleşmesini sağlamaktır. Necati IŞIK Şubat 2007 [1]
Altını Ben Çizdim.
Bir önceki yazının devamı... LENİN’İN KÜÇÜK BURJUVA YORUMU Devrimci hareketimiz içinde yer alan bütün guruplar kendilerine göre kendileri “Marksist – Leninist” ve yine kendilerine göre geri kalan tüm hareketler oportünist, tasfiyeci, küçük burjuva dır. Bu durumdan Marksist, Leninist bilimin özünü kavrayamamış, dışarıdan bakan birisi olsa olsa şu sonucu çıkarır. Marksist-Leninist bilim herkesin kendi gerçeğine uyarlayabileceği elastiki çektikçe uzayan bir şey uzayan bir şey olsa gerek. Birbirlerini oportünizmle suçlayan devrimci hareketlerimizin kendi “Türkiye gerçeklerine “ ilşkin teorilerine baktığımızda bu teorilerin Marks, Engels, Lenin ve Stalin tarafından doğrulandığını 24
gösteren yüzlerce alıntıya rastlarız. Marks, Engels, Lenin ve Stalin bizim guruplarımızın gerçekliğinin onaylayıcısı durumuna indirgenirler. Bu durumdan olsa olsa şu sonuç çıkar, ya MarksizmLeninizm anlaşılmaz, karmaşık bütün sınıfların sınıf gerçeklerine ilişkin bakışlarını doğrulayan sınıflar üstü bir bilimdir. Yada bu gruplarımız alıntılar üzerinde cambazlık yapıyordur. Marksizm-Leninizm in sınıflar üstü bir bilim olduğuna ilişkin bir şeyi ancak en aptal dar kafalı bir yobazın söyleyeceği açıktır. Dolayısıyla sorunun bu yönünü biz ele gereği duymuyoruz. İkincisine gelince bundan yıllarca önce 12 Eylül öncesinde bazı yoldaşlarında yazdığı gibi bu guruplarında kendi gerçeklerine ilişkin. Marks, Engels, Lenin ve Stalin den yaptıkları alıntıların cambazlığı üzerine ve bunların yorumlanmasını küçük burjuva seçmeci niteliğine bir örnek göstereceğiz. İnsanların her şeye itiraz etmeye hakları vardır.
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 deye dokunan ve ona olan Biz hiçbir şeyi zorla kabul etyabancılığını, çok bilgiçlik, tirmeden yana değiliz. Biz ahkam kesme, şişinme vb. yaşamda var olan olguları ele küçük burjuvalara özgü sınıf alıp inceliyoruz. Dolayısıyla karakteriyle Marksizm’i nasıl guruplarımızın bir çoğu içine karmaşık anlaşılmaz bir bilim düştükleri bu durumu kabul haline getirdiğini, sınıf mücaetmeyecekleri açıktır. Sorun deleleri tarihi kerelerce gösşu yada bu gurupların neyi terdi. Marks dahiyane eseri kabul edip neyi kabul etmeFransa da Sınıf Savaşımladikleri olgusu değil, gerçek rı’nda açıkça bu sınıfın, işçi yaşamda bu olguların olup sınıfıyla olan ilişkisini gösterdi. olmadığıdır. Örneğin geçmişte Küçük burjuva sınıfının genel Marksizm-Leninizm in şanlı bayrağını yükseltmekte birbirkarakterini bu şekilde hatırlattıktan sonra bunun özel bir lerine bu bayrağı bırakmaya hiç niyetleri olmayan bu guyansıması bu sınıfın pratik bir ruplarımızın. O günkü gerçeksorun karşısında Marks’ın lerinden bu gün geriye sadece Leninin teorilerini nasıl çarpıtciltlerce yazılmış anılar kaldı. tıklarını ele alalım. Bizim program sorununda da Sorun geçmişin değerlendideğindiğimiz gibi gerçek yarilmesinin ele alındığı devrişam bu seçmeci küçük burjumimizin niteliği üzerine Ekim in görüşleri. Bu gurubun deva yorumlarını, küçük burjuva eklektizmini yere çaldı. Bu mokratik devrimin tamamlanolgu bile bu gruplarımızın idedığı devrimimizin niteliğinin olojik niteliğini sınıf karakterlesosyalist devrim olduğunu ileri sürdüğünü biliyoruz.. Küçük rini çıplak bir şekilde ortaya burjuva olarak nitelediğimiz serer. bu gurubun görüşlerinin PlatKüçük burjuvazinin, form (Program) Taslağını inproletarya adına harekete celemiştik. Burada sorun geçtiği her yerde kendisine yabancı olan MarksizmEkim in demokratik devrimin Leninizm i yabancı bir madtamamlandığına ilişkin kendi 25
www.proleter.org
gerçeklerine Lenin i tanık etmeye çalışması, kendi küçük burjuva taslağını Lenin e onaylatmak için bir ve aynı olguymuş gibi Lenin in eski bolşevikler olarak tanımladığı Kamenevcilerin ileri sürdüğü demokratik devrimin Rusya da tamamlandığına ilişkin görüşleriyle bu gün Türkiye de burjuva demokratik devriminin tamamlandığına ilişkin ileri sürülen görüşlerin aynıymış gibi gösterilmesine çalışıyorlar. Rus Siyasi tarihini ciddi olarak inceleyen tüm devrimciler bilir; Rusya Ekim devrimine kadar üç ciddi devrimci dönemden geçer. 1905 tamamlanmamış burjuva demokratik devrimi, 1917 Şubat burjuva demokratik devrimi ve 1917 Ekim sosyalist devrimi. Dikkat edilsin Lenin 1917 Şubat devrimini burjuva devrimi olarak nitelendirir. Bu sekiz aylık burjuva devrimi döneminde özellikle köylülüğün burjuvaziden koptuğu ve proletaryaya katıldığı dönem olarak nitelendirir. Bir burjuva devrimi denilince bizim Ekimcilerimizin anladığı 26
burjuvazinin feodalizme karşı, feodal derebeylik, krallık rejimlerine karşı siyasi ve ideolojik olarak önderlik ettiği emperyalizm öncesi burjuva cumhuriyet devrimlerini anlar. Bu gün emperyalizm çağında sömürge ve bağımlı ülkelerde gelişen demokratik devrimleri, burjuvazinin yerine kendi kurtuluşu için yapmak zorunda kalan proletaryanın bu devrimlerde oynayacağı rolü ve bu devrimin zorunluluğunu kavrayabilmek için 1917 Şubat devrimini ve RSDİP nin bu devrime karşı tutunduğu tavrı iyi incelemek gerekir. Kamenev in burjuva devriminden anladığı eski tipteki burjuva devrimidir. Onun red ettiği, anlayamadığı proletaryanın burjuva devrimine önderlik etmesi onu kesintisiz olarak sosyalist devrime dönüştürmesidir. “Her devrimin temel sorunu iktidar sorunudur. Bu sorun aydınlatılmadıkça devrimde kendi rolünü bilinçli olarak oynamak ve hele devrimi yönetmek söz konusu olamaz” diyordu Lenin. Dikkat edilirse Lenin ikti-
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 hemen sonrasında Lenin şundarı kimin alacağı sorusunu ortaya koyuyordu. İşte devriları yazıyordu: “ Bu günkü min özü temel sorunu budur. Rusya da özgün olan şey Şubat devriminden önce Leproletaryanın bilinç ve örgütnin, burjuva devriminden devlenme düzeyinin yetersizliğinrimin niteliğinin burjuva devden ötürü iktidarı burjuvaziye rimi olduğunu bunun ise alıvermiş olan devrimin birinci şılmış tipte bir burjuva devrimi aşamasından iktidarı proletarolmayacağını yazıyordu. Bir ya ve köylülüğün yoksul katlaburjuva devrimine yol açan rına devredecek olan ikinci aşamasına geçiştir. tarihi koşulları yazarken sosyalist devrim tezini ileri süren“Bu geçişin özelliği, bir yanlere şunları söylüyordu: “Prodan azami yasallıktır. letarya partisi nüfusun ezici (Legalite) (Bu gün Rusya saçoğunluğu sosyalist bir devrivaş halinde bulunan bütün min zorunluluğu bilincine ülkeler arasında dünyanın en varmadıkça, bir küçük köylüözgür ülkesidir.) Öte yandan ler ülkesinde hiçbir biçimde yığınlara karşı zor kullanılsosyalizmi ‘sokmaya’ niyetmaması. Ve en sonu kapitalenmez” (Nisan Tezleri) Lenin, listlerin hükümetine karşı yısiyasi özgürlüklerin önemini, ğınların göstermek de oldukotokrasiyle yönetilen bir ülkeları bilinçsiz güvendir. Bu özde demokrasi savaşımının gün durum, bizden siyasal önemini kavrayamayan sosyaşama henüz gözlerini açyalist devrimcilere, Rus solcumış o muazzam proletarya larına proletaryayı örgütleyığınlarının bağrında parti meyi bir deneyin bakalım diye çalışmasının özel koşullarına yazıyordu. Tarih ve olayların kendimizi uydurabilmemizi gelişimi Lenin ni haklı çıkardı. istemektedir.” (Nisan Tezleri ) 1917 Şubat, proletaryanın Lenin şöyle devam eder: küçük burjuvaziyle birlikte “Çünkü unutmamak gerekir ki otokrasiye karşı verdiği burPetograt ta fiilen iktidar, işçijuva devrimi idi. Bu devrimin lerin ve askerlerin elindedir, 27
www.proleter.org
yeni hükümet onlara hiçbir şeyi zorla kabul ettirmez, ettiremez de çünkü ne polis, ne halktan kopmuş bir ordu, ne de halkın üstünde yer alan güçlü bir bürokrasi vardır. Bu bir olgu. Bu olgu eski şemaların çerçevesi içerisine girmiyor, onlara uygun düşmüyor. Bu gün artık anlamını yitirmiş ‘Proletaryanın ve köylülüğün diktatörlüğü’ üstüne genel sözleri yinelemek değil, şemaları yaşama uygulamak gerekir. Sorunu daha iyi aydınlatmak için bir başka yönden ele alalım...Burjuvazi iktidardadır. Ama köylü yığını da, bir başka kategoride, bir başka türde, bir başka nitelikte bir burjuva değil midir? Niçin bu toplumsal kategori iktidara gelmesin böylece burjuva demokratik devrimi “tamamlanmasın?” Bu niçin mümkün olmasın? ... Bir Marksist bir durumu değerlendirmek için olabilecek olandan değil gerçek olandan devam eder.” (Age) İşte Kamenevin anlayamadığı bu gerçektir. O ileri ye sosyalizme değil geriye kapitalizme 28
bakıyor. Ekim in karıştırdığı sadece sözcükler değil o aynı zamanda tarihi nesnel gerçekleri de karıştırıyor. Bu olguya daha sonra döneceğiz. Evet biz şimdi biz yine Kamanevle , Lenin arasında ki tartışmaya dönelim. Kamanev şöyle yazar: “ Lenin yoldaşın genel şemasına gelince, bu şema, şu burjuva demokratik devrimin tamamlanmış olduğu tezinden hareket etmesi bakımından ve devrimin derhal sosyalist devrime dönüşmesine dayanması yüzünden bize kabul edilemez bir şema olarak görülüyor.” Kamanev böyle yazar Lenin in yanıtı şudur : “Burada iki büyük yanlış var. Birincisi burjuva demokratik devrimin tamamlanmış yada tamamlanmamış olduğu sorunu yanlış konmuştur. Sorun, şeylerin yalnız bir yönünü dikkate alan, nesnel gerçeğe uygun düşmeyen soyut ve yalın bir biçimde konmuştur. Kim ki sorunu böyle koyar, kim ki bugün ‘burjuva demokratik devrim tamamlanmış mıdır?’ diye sorar, en azından
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 arasında sözcüklerden başka son derece karışık ve hiç olne tip bir bağ vardır? Ekim bir mazsa iki yönü içeren bir gerve aynı olguymuş gibi çeği anlamak olanağından Kamenevcilikle suçluyor, devkendini yokun kılar. Teoride rimimizin bu günkü niteliğinin bu böyle pratikte ise acınabir demokratik devrim olduğucak şekilde küçük burjuva nu ileri sürenleri. Bizim ekim devrimciliğine teslim olur. in bu görüşlerine karşı tek “Gerçekte bize hem iktidarın söyleyeceğimiz şey Ekim, burjuvaziye geçişini (alışılmış Kamenev ile Lenin arasında ki tipte ‘tamamlanmış’ burjuva görüş farlılığının niteliğini zerdemokratik devrim) hem de re kadar kavramış değil. hakiki hükümet yanında, “proBiz şimdi de çarlık Rusya’sın letarya ve köylülüğün devrimci dan günümüz Türkiye sine demokratik diktatörlüğü”nü dönelim. Ve bir an devrimci temsil eden ikinci bir hükümehareketlerimizi şaşkınlığa bütin varlığını gösteriyor. Bu yük bir yenilgiye uğratan kar“ikinci hükümet”de kendiliğinden iktidarı burjuvaziye bışı-devrim öncesi koşullara dönelim. Ekim burjuva derakmış, kendisini burjuva hükümete bağlamıştır. mokrasisi tamamlanmıştır “Kamenev yoldaşın “burjuva diyor. Bundan dolayı demokratik devrim tamamKamenevcilikle suçluyor halanmamıştır” yolundaki eski sımlarını . Ekim in suçlamalabolşevik formülü bu gerçeği rını bir tarafa bırakalım, gerhesaba katıyor mu? çek yaşamın neyi gösterdiği“Hayır, bu formül eskimiştir. ne bakalım. Artık hiçbir şeye yaramaz. Bu Ekim, 1970-80 arasındaki devrimci yükselişi “devrimci formül ölmüş bir formüldür. demokrat” ifadesiyle adlandırOnu yeniden diriltmek boşunadır.” (Nisan Tezleri ve Ekim dığını kabul ediyor. Özellikle Devrimi V.İ.Lenin ) 78-79 yıllarında gittikçe yükYukarıda özetini sunduğumuz selen bütün ülkeyi saran devrimci yükselişe baktığımızda tartışmayla Ekim in doktrini 29
www.proleter.org
burjuvazinin dediği gibi ilan edilmemiş bir iç savaş yaşandığını görürüz. Bu iç savaş Türkiye yi iki düşman kampa bölmüştü, adları ne şekilde adlandırılırsa adlandırılsın bu iki düşman kampın bir tarafında büyük burjuvazi, büyük toprak sahipleri ve bunların örgütlü gücü ordu, polis ve silahlı sivil faşist çeteler, diğer tarafta proletarya, köylülük ve kentlerin küçük burjuva sınıfları öğrencilerden oluşan oluşan halk cephesi. Bu halk kitlelerini bir arya getiren talepler, faşist diktatörlüğe karşı savaş, köylülerin toprak isteği, küçük üreticinin ucuz kredi, tekellerin kaldırılması vb isteği idi. EKİM ci yazar eğer zaman bulursa bu devrimci yükselişin, bu iç savaşın en önünde yürüyen “devrimci demokrat” hareketlerin programlarını inceleme zahmetine katlanırsa, bu programların bir küçük burjuva programları olduğunu görecektir. Sorun bu programların niteliğinde değil, bizim göstermeye çalıştığımız, devrime önderlik eden taleplerin neler olduğu. Ekim her halde 30
o günler de kitlelerin “Kahrolsun Faşizm, Yaşasın Mücadelemiz” , “Kahrolsun, Faşist Diktatörlük”, “Herkese İş, Köylüye Toprak, Halka Hürriyet”, “Faşizme Ölüm Halka Hürriyet”, “Toprak İşleyenin...” diye bağıran kitlelerin taleplerini seslerini duymamış olamaz. Yüz binlerce kitleyi harekete geçiren taleplerin özgürlük, demokrasi, toprak ve emperyalizme karşı bağımsızlık sloganları olduğunu görmemiş olamaz. Ekim in o günkü koşulları iyice hatırlaması için yeniden 1979 yılına dönelim. Ekim diğer hareketleri (halkçı hareketleri ) geçmişi değerlendirememekle suçlar. Ne yazık ki bize bu durum komşusunun eksiğini küçümseyen, kendi eksiğini ise göremeyen küçük burjuvazinin dar görüşlüğünü bir kez daha göstermesi açısından ilginç bir örnek. Ekim burjuva demokratik devrimi tamamlanmıştır diyordu. Öyleyse 19781979 da ki bütün ülkeyi saran halk savaşı neydi? Halk savaşı diyorum. Gerçeğe gözlerini kapamayan herkes bunu gö-
Proleter Şubat 2007 Sayı:37 içeren demokratik devrimini, rebilir,proletaryanın köylülüğün küçük burjuvazinin katılyığınların devrimci yükselişini, dığı ve bütün ülkeyi kucaklahalk savaşını bir genel ayakyan bir halk savaşından söz lanmaya dönüştüremeyen onu burjuva karlı devrimine ediyorum. İzmir Tariş de, Çoteslim eden küçük burjuva rum da, Kahraman Maraş da önderliğinde aramalıdır. Ve en Sivas da bütün Türkiye nin en sonu bugün devrimimiz yenilküçük kasabasında dahi atıgiye uğradıktan sonra özgürlan kurşunlardan bahsediyolüğün ve demokrasinin ulusal rum, büyük kentlerin kurtarılbaskının, yasayla sınırlı olmamış bölgelerinden söz ediyoyan baskının yaşandığı bugün rum, ama ne var ki bir savaş kitlelerin dikkatini bundan denilince klasik tip deki savaşuzaklaştırmaya çalışan herlardan başka bir şeyi göremekes, küçük burjuva siyasetine yen dar kafalı küçük burjuvasaplanır. Türkiye gerçeklerine lar anlayamaz bunu. Ancak aptalca gözünü kapatır. bütün ülkeyi saran ve niteliği Bizimde burjuva devridemokrasi özgürlük, ulusal mini tamamlayacağımız bir bağımsızlık ve toprak talebini içeren böylesi bir savaşın gün gelecektir. Ve o gün bizdemokratik devrim olduğunu de de Kamenev gibi sağcılar, ve ancak bu gün ülkemizde hareketi geriye çekmeye çalıtamamlanmamış bir devrimşan küçük burjuva önderleriden söz edilecekse bundan miz çıkacaktır. Ama bugün yığınların özgürlük, ulusal baTürkiye de burjuva devriminin ğımsızlık ve toprak talebini tamamlandığını işleri sürmek içeren böylesi bir savaşın her şeyden önce “askeri pardemokratik devrim olduğunu lamentoyu” faşist diktatörlüğü ve ancak bu gün ülkemizde aklamak Kürt Ulusal demokratik burjuva hareketini yok tamamlanmamış bir devrimsaymaktır. Ve bunun affedilir den söz edilecekse bundan hiçbir yanı yoktur. yığınların özgürlük demokrasi, ulusal bağımsızlık savaşını 31
www.proleter.org
Küçül burjuva devrimcileri Marksizm-Leninizm i hiçbir zaman anlayamamışlar ve anlayamayacaklardır. Sonuç olarak sorunun en genel ve kaba anlamıyla devrimci hareketler de tartışılması işçi sınıfının tartışma dışında tutulması küçük burjuva sınıfının kendi iç hesaplaşmasından öteye gitmeyen “teorik” bir tartışmadır. Bir ülke tarihinin devrimci eylemlerinin nedenleri ve sonuçları o eylemin içinde yer alan sınıfların siyasal karakterlerinden, sınıf davranışlarından bağımsız ele alınamaz. Devrimlerde öznel ifadelerle süslenen edebi yazılarla değil tarihsel maddeciliğin diyalektiğinin ışığında ele alınıp incelenir. Karmaşık bir tarihsel dönemin zengin sınıf savaşımının evrelerini bu savaşın içinde yer alan sınıflardan birisinin –küçük burjuvazinin- programı açısından ele alıp inceleyerek bu programı mutlaklaştırarak demokratik devrimi onun karşısına boş maddi dayanağı olmayan “teorik” bir önermeyi koyarak buna sosyalist devrim adını 32
vermek, sosyalizmi hiç anlamamak sınıf savaşımlarının zenginliğini tek yanlı kaba bir şekilde idealsize etmektir. Ekimci yazarın yaptığı da budur. Demokratik devrimi mutlaklaştırarak onun karşısına kendi sosyalist devrimini çıkarıyor. Ve haklı olarak görünüşte sanki ileriyi proletarya yı temsil ettiği yanılgısına kapılıyor. Oysa ki gerçek hiç de sanıldığı gibi basit kaba ve tek yanlı değildir. Sorun devrimimizin bu günkü niteliğinin ne olduğu sorunu demokratik mi sosyalist mi olduğu sorunu, işçi sınıfının devrimci eylemleri, uyanışı ve diğer sınıfların siyasal eylemliliğindedir. Teorinin sorunu bunu ortaya koymaktır. Bizim programımızı belirleyecek olan temel sorun ülkenin maddi,iktisadi, siyasal gerçekliği ve bu gerçekliğin yol açtığı sınıfların siyasal davranışlarındadır. Bunun dışındaki teorik tartışmalar boş aydın gevezeliği, laf ebeliğidir. 7 ARALIK 1990 MAHİR