KOMÜNÝST DEVRÝM KENTSEL DÖNÜÞÜM MÜ, KENTSEL BÖLÜÞÜM MÜ? AKP hükümetiyle birlikte '' kentsel dönüþüm ' ' adý altýnda emekçi mahallelerine yapýlan saldýrý bir hayli artmýþ gözüküyor. Bu hem küresel ölçekte Türkiye Kapitalizmi'nin geliþmesiyle iþçi sýnýfýnýn kazanýmlarýnýn bir bir elinden alýnmak istenmesi hem de iþçi sýnýfýnýn henüz öncüsüyle buluþamamasý ile ilgili bir durumdur. Burjuvazinin iþçi sýnýfýna karþý olan baskýsý bu dönemde daha da artacak ve artýyor da. Ýçinden geçtiðimiz þu günlerde yapýlan referanduma ''evet '' mi yoksa ''hayýr'' mý tartýþmalarý mahallemizin yakýcý bir sorunu olan yýkýmlarý unutturmuþ gibi gözükse de bunun mümkün olmadýðýný biliyoruz. Nedir bu kentsel dönüþüm? Avrupa Birliðine uyum sürecinde eski ve saðlýksýz yapýlarýn yerine yeni, depreme dayanýklý ve kentin genel görünümüne uygun toplu konutlarýn yapýlmasý… Ýstanbul'u bir Avrupa Kültür Baþkenti yapma hayali… Bunlar burjuvazinin kendi rant kapýsýný açabilmek ve bu süreci sorunsuz bir þekilde iþletebilmek için kullandýðý yöntemlerdir. Gerçekte ise '' kentsel dönüþüm '' dedikleri '' kentsel bölüþüm '' den baþka bir þey deðildir. Emekçi mahalleleri sermayenin yeni sömürü alanlarýnýn odaðý olmaktadýr. Peki, neden burjuvazi emekçi mahallelerine saldýrýyor? Çünkü sömürüye en çok maruz kalanlarýn yaþadýðý emekçi mahalleleri her zaman devrimci bir potansiyel barýndýrmaktadýr. Çünkü onlar da biliyor ki birileri onlarýn planlarýný bozacaksa, olanlara bir '' dur '' diyecekse bu da iþçi sýnýfýndan baþkasý olmayacak. Ýþte bu yüzden emekçi mahallelerini bölüp parçalamak, iþçilerin birliðini yok etmek ve siyasal gücünü kýrmak istiyorlar. Devrimcilerle iþçi sýnýfýnýn arasýndaki baðý yok etmek için onlarca dolap çeviriyorlar. TV, radyo ve gazete gibi medya araçlarýyla halký devrimcilerden soðutmaya çalýþýyorlar. Amaçlarý bizim birliðimizi ve örgütlü gücümüzü yok edip yýkýmlarýn yozlaþmanýn ve gericiliðin önünü açmak. Burjuvazi sürekli ayný oyunlarý tekrarlayýp duruyor. Önce bir parti çýkýyor emekten, emekçiden, yoksuldan ve ezilenden yana söylemlerde bulunuyor halkýn güvenini kazanýp umutlarýný çalýyor. Ama iktidar olmasýnýn üzerinden çok geçmeden anlaþýlýyor ki o da ''havuzlu villalar' ' da kiler için çalýþýyor. Senaryo hep ayný... Burjuvazi sýkýþtýðý yerde hemen yeni bir aktör yaratýyor, adýna Karaoðlan diyor Gandi diyor ve emekçilerin umudu olup çýkýyor. Bu yýkýmlarýn sorumlusu gibi gözüken AKP hükümeti gidecek belki ama yerine gelen her kim olursa olsun bu düzeni deðiþtiremeyecek. Çünkü onun görevi bu düzeni deðiþtirmek deðil onun devamlýlýðýný kesin bir biçimde saðlamaktýr. Kýsacasý biz kime oy verirsek verelim o da bu çarký döndürmenin yollarýný arýyor olacak ve biz bir kez daha anlayacaðýz ki düzen týkýr týkýr iþliyor. Son zamanlarda Kýlýçdaroðlu'nun iþsizden ve yoksuldan yana tavýrlara büründüðünü görüyoruz. Fakat biz bu tavýrlarýný gerçekle baðdaþtýramýyoruz. Her þeye muhalefet gibi görünen ve halkýn gözünde '' solcu '' gibi duran CHP iþ, emekçilerin çýkarlarýna gelince burjuvalarýn yardakçýlýðýný yapmaktan geri durmuyor. Yýkým kararlarýný ilk onaylayan parti kendisi oluyor. Sonra da Kýlýçdaroðlu çýkýp '' havuzlu villalarda oturmayacaðým'' diye açýklamalar yapýyor. Biz biliyoruz ki yýkýmlar, yoksulluk ve iþsizlik bu düzen var olduðundan beri süre gelmektedir. CHP iktidardayken de DSP iktidardayken de vardý hala var yine olacak. Ta ki iþçi sýnýfý örgütlü bir güç olup kendi iktidarýný kurana kadar... Bu yalanlara artýk kanmamamýz gerekiyor... Biliyoruz ki þapkadan tavþan çýkmýyor, biliyoruz ki mendil kuþ olup uçmuyor... Biliyoruz ki kim gelirse gelsin aslýnda onlar burjuvazinin kötü bir oyuncusundan baþka bir þey deðil. Biz diyoruz ki; Ýþçiler kendi iktidarlarýný kurmadýkça ne bu yýkýmlar ne de bu sömürü sona erecek. Yýkýmlarý engellemenin tek bir yolu var; oda bu düzeni kökten deðiþtirmektir. Yýkýmlara ve emekçilere dönük saldýrýlara engel olmak için örgütlü mücadeleyi yükseltelim. YIKIMLARA KARÞI KOMÜNÝST ÖRGÜTLENMEYE!
20
KOMÜNIST
DEVRIM
DEVRÝM ÝÇÝN DEVRÝMCÝ PARTÝ PARTÝ PARTÝ PARTÝ ÝÇÝN ÖRGÜTLÜ HAZIRLIK DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST HAREKET MERKEZ YAYIN ORGANI
SAYI : 40 TEMMUZ 2010 www.dkh2004.cz.cc
TÜRKÝYE DEVLETÝ’NÝN SON DÖNEM YÖNELÝMLERÝ VE TAKTÝKLERÝ, KÜRT HAREKETÝNÝN DURUMU, REFERANDUM SÜRECÝ Son baþyazýmýzda Mavi Marmara olayýyla birlikte hem Türkiye-Ýsrail arasýnda yaþanan gerginlik hem Türkiye Devleti'nin Ortadoðu'da artan prestiji açýsýndan deðiþen koþullarýn önemi belirtilmiþ hem de Türkiye Devleti'nin kýsa sürede dünya ekonomisinden söz sahibi birçok ülkeyle geliþtirdiði ekonomik, askeri, nükleer iþbirlikleriyle Türkiye Devleti'nin alt-emperyalistleþme sürecindeki hedeflerin ulaþtýðýný söylenmiþti. Hareketimiz açýsýndan böyle bir deðerlendirme bu güne kadar ortaya konulan görüþlerin deðiþmesi, geliþtirilmesi ve yeniden deðerlendirilmesini ifade etmektedir. Kuþkusuz Türkiye Devleti'nin ulaþtýðý bu hedef birkaç ay gibi kýsa sürede çeþitli ülkelerle yaptýðý iþbirliði anlaþmalarýna, Ortadoðu ülkelerinde kazandýðý prestije baðlanamaz. Türkiye Devleti'nin alt emperyalist hedeflere ulaþmasý uzun ve planlý bir sürecin sonucu ve ifadesi olarak ortaya çýkmýþtýr. Son süreçte yaþanan geliþmeler ise aslýnda beklide bir süredir gerçekleþmiþ olan (Türkiye Devleti'nin hedefleri açýsýndan) hedeflerin herkes tarafýndan görünebilir kýlýnmasýdýr. Emperyalist ülkelerin masa baþýnda yürüttükler görüþmelerde, kamuoyuna duyurulan kararlar dýþýnda aslýnda ne tip kararlar aldýklarýný bizim durduðumuz noktadan bilebilmek, görebilmek ve anlayabilmek mümkün deðildir. Ve bizce zaten kritik olan noktada emperyalistler arasýnda görüþmelerin bütün detaylarýna sahip olmaktan çok kamuoyuna yansýtýlan biçimin ardýndaki gerçek nedenleri MarksistLeninist bir bakýþ açýsýyla kavrayabilmektir. Bir devrimci hareket için dünyadaki emperyalist güç dengelerini hangi yönde deðiþtiðini anlayabilmek birçok açýdan önemlidir ve büyük bir deðer taþýmaktadýr. Bugün tüm dünyada gündemi belirleyen süreçleri deðiþtirebilen bir aktör olarak sol
hareketten bahsedebilmek mümkün deðildir. Durum böyleyken dahi, kamuoyunda yaratýlan gündemlerin peþinde koþmayan, kendi gündemlerini yaratabilen ve deðiþen görevleri tanýmlayabilen bir sol hareket olabilmek, bir örgüt açýsýnda ortaya koyduðu siyasal ve örgütsel hedefleriyle birlikte büyüyüp geliþtiðinde, kitlelerle kucaklaþtýðýnda bir örgütü zafere bir adým daha yaklaþtýracak önemli bir noktadýr. Dünyayý deðiþtirmek isteyenler her þeyden önce onu anlayarak iþe baþlamalýdýr ancak dünyayý anlamak onu deðiþtirmeye yetmeyecektir. Günün devrimci görevlerini belirleyebilmek, etki alanýmýzýn sýnýrlýlýðý ve darlýðýna bakmaksýzýn deðiþen görevlere uygun taktikler geliþtirebilmek proleter devrim stratejisinin kopmaz parçasýdýr. Türkiye'nin emperyalist hiyerarþide üstlendiði rol artmýþtýr. Üstlenilen bu rolün yaþadýðýmýz topraklarda sürdürülen her türden iliþki ve yürütülen mücadelelere etkileri olduðu/olacaðý bilinmelidir. Son birkaç yýldýr emekçi gruplarýn mücadelesinde bir derlenme, devrimi hareketlerin mücadelesinde bir toparlanma bir artýþ gözlense de devrimci mücadelenin niteliðinin gerilediðini söylemek mümkündür. Eylemliliklerin ve kitleselleþmenin içerdiði anlam, siyasal ve sýnýfsal bir mücadele perspektifinden çok, düzen karþýtý içeriðinden boþaltýlmýþ gündelik ve ekonomist bir niteliktedir. Düzen karþýtý bir mücadelenin yerine böylesine düzen içi muhalif bir hareketin geliþmesi, muhalefetin bu sýnýrlar www.dkh2004.cz.cc
BU SAYIMIZDA
Mezhep Savaþýna Deðil Sýnýf Savaþýna
7 15
Naksalit Hareket Üzerine Deðinmeler
9 15
Alt-Emperyalizm Tartýþmalarý
12 15
Emperyalist Sistem, TC’nin Deðiþen Rolü 13 15 Kentsel Dönüþüm mü, Kentsel Bölüþüm 20