43-PROLETER

Page 1

CİLT:4

SAYI: 43

Ağustos: 2007

----------------------------------------------------------------------------------------------------

LİBERAL BURJUVAZİ “DEMOKRASİ” MÜCADELESİ Mİ VERİYOR?

İçinde yaşadığımız dönemde sınıf mücadelesi, burjuvazinin iki kesimi -“ulusalcı”- Cumhuriyetçi, liberal- arasındaki çatışmalar olarak ortaya çıkmış bulunuyor. Küçük burjuvazi ve işçi sınıfı bağımsız bir varlık gösterme yerine, büyük burjuvazinin bu iki kesiminin arkasından sürüklenmiş durumda. Bu çatışma ise, laiklik ve “şeriatçılık” arasındaymış gibi sunuluyor. Burjuvazinin kavramları ile dile getirilişi böyle olmakta. 22 temmuz 2007 “genel seçimleri “ ve onun öncesi ve sonrasındaki süreç bu iki kesim arasındaki çatışmanın ateşlendiği günler oldu. “Ulusalcı- cumhuriyetçi burjuvazi laiklik ve cumhuriyet sa-

vunuculuğu ile devlet ve millet birliğini politikasının merkezine koymuştu. Liberal burjuvazinin politikasının merkezinde ise “demokrasi”, “normalleşme”, “modernleşme” vardı. AKP’nin “genel seçimlerin” birinci partisi olarak çıkıp kendi adayı Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirmesi, şimdilik hasmı “ulusalcı”cumhuriyetçi burjuvazinin süngüsünü düşürmüş bulunuyor. Liberal burjuvalar atağa geçmiş durumda. Burjuva basının büyük bir kısmı , sahip oldukları “medya tekeli” ile onların yanında yer alıyor. düşmanlarının temsilcilerini aralarından ayıklamaya başlamış bulunuyorlar. Liberal burjuvaların “demokrasi” mücadelesi, “II. Cumhuriyet” için mücadele olarak sunuluyor. Burjuvazi içindeki bu çatışmayı doğru anlayabilmek için onların bu konulardaki düşüncelerini bilmemiz gerekir. “Ulusalcı”-


www.proleter.org

cumhuriyetçi burjuvazinin görüşlerini genellikle eksik ve fazlasıyla bilinir, mağdur rolü oynayıp haksızlığa uğradığını söyleyen genellikle liberal burjuvazidir. Dün nasıl “ulusalcı” cumhuriyetçi burjuvazinin görüşleri nasıl Marksistlerin düşünceleri ile karıştırılıyorduysa, bun gün de, liberal burjuvazinin görüş ve talepleri Marksistlerin düşünce ve talepleri ile karıştırılmaktadır. Bu durumdan kurtulmak için onların bu konulardaki görüşlerini bilmemiz ve işçi sınıfının talepleri ile nasıl bir ilişki içinde olduğunun kavranması gerekir. “II.Cumhuriyetçiliğin” işin babası olduğu söylenen Mehmet Altan liberal burjuvaların önde gelen temsilcilerinden biridir. Bakın gelinen noktayı nasıl değerlendiriyor: “İkinci Cumhuriyet, Kemalist bir cumhuriyetten demokratik bir cumhuriyete geçme önerisidir. Bu, Türkiye’nin fay hattıdır. Ülkenin temel tartışmasıdır. Bakın… cumhuriyet de her toplumsal değişim gibi sancılarla doğdu, çocukluğunu yaşadı, sonrada büyüyüp olgunlaşması gerekiyordu. Ama Kemalist cumhuriyet büyümek, boy atmak, olgunlaşmak istemiyor. Sürek2

li geçmişte, çocukluk döneminde kalmak istiyor. Çünkü Kemalistler bu günkü sistemdeki egemen pozisyonlarını ve kuralsızlıklarını sürdürmek istiyorlar. Hukuka bağlı olarak yaşamak istemiyorlar. Bu büyüyememe hali raşitik bir toplum ve devlet yaratıyor tabii. Birinci Cumhuriyet, asker ve sivil bürokrasinin çıkarları ve rantı üzerine şekillenmiş bir devlet ve toplum demektir. İkinci Cumhuriyet ise toplumun hizmetinde olan bir devletin ve toplumun kurulmasıdır. Birinci cumhuriyetin egemeni asker ve sivil bürokrasidir. İkinci Cumhuriyetin egemeni ise toplumdur, millettir. Kemalizm bir ideoloji olarak, asker ve sivil bürokrasiyi, sosyal, siyasal ve ekonomik hayattaki egemenliği sürdürebilmesi için müthiş bir olanak ve rahatlık sunuyor. İkinci Cumhuriyet ise Kemalizm’in yerine demokrasiyi, hukuku geçiriyor. Çünkü bir ülkedeki çok çeşitli, çok renkli, çok farklı yaşam tarzlarını ancak demokrasi ve hukuk bir arada taşıyabilir. Kemalizm pratikte altı oktur ve altı okun içinde demokrasi yoktur. demokrasinin olmadığı yerde ise toplum


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 le bizde ulus devletini kurmayoktur. Toplumun iktidarı yokmış, devlet ulusunu oluşturtur.”1 “Birinci Cumhuriyetin, muştur. Bu durum onları rahatsız eder. Başka yerlerde Kemalistlerin uluslaşmayı, bir başka ifade ile burjuvalaşmaise bunun tersinin olduğunu yazar. Bizde burjuva ve küçük yı, - ki buna ‘İkinci Cumhuriburjuva ideologlarının bazıları, yetçiler’ ‘modernleşme’ diyorburjuva devriminin gelişmesi nasıl yaptığını şu ifadelerle karşısında bu tip yakınmalaranlatıyor. “Bakın… Burası bir da bulunmuş bunu başlıca sorun yapmışlardır. Burjuva devulus devlet kurmuyor. paşalarimin yukardan aşağı inşasını rın egemenliğinde önce bir küçümseyip onu bir sakatlık, devlet kuruluyor. Sonra bir ulus inşa ediliyor. Yani bir bir çarpıklık olarak görmüşlerulus kendi devletini kurmuyor. dir. Halbuki bu bir nesnel olgudur. Nesnel gerçeklikler ise Bir devlet, kendi ulusunu inşa yargılandıklarında değişmezetmeye çalışıyor. Atatürk, ler, kaldı ki bu nesnelliği kavTürklük adı etrafında bir ‘devrayamayan, soyutluklar, anlet-ulus’ inşa etti. yeryüzündecak kendi alemlerinde yaşamki klasik gelişme ise … Bir larını sürdürürler. Gerçek ilişetnisite, bir ırk, önce kendinin bir ulus olduğunun farkına vakiler karşısında tuz, buz olup rır, siyasallaşır ve sonra devdağılırlar. Yukarıdan aşağı let kurar. Bizde tersi yaşanıburjuva devrimleri, burjuva yor. Bu yüzdende burada hala toplumun, kapitalizmin gelişbir sürü kavram yerli yerine mesinin bir ürünüdür. Burjuva oturmuyor. Burası bir ‘devlettoplum, kapitalizmin çeşitli ulustur’. Burası bir ‘ulusdönemlerinde farklı tarzlarda devlet’ değildir.” 2 gelişme göstermiştir. Bazı “II. Cumhuriyetçilerin” yerlerde burjuvazi aşağı yukateorisyenin son söylediklerinrı halkı arkasına alarak, Franden başlarsak mantığını daha sız tarzı denen şekilde, feodakolay kavrarız. Onun deyimiyliteye karşı üstünlüğünü sağlamış. Bazılarında ise, Türkiye ve Portekiz örneklerinde ol1 Mehmet Altan 13 Ağustos 2007 Radiduğu gibi yukardan aşağı gekal 2 lişme göstermiştir. “II. CumhuMehmet Altan Agy. 3


www.proleter.org

riyetçiler” bunun bizdeki örneğine askeri ve sivil bürokrasinin egemenliğini sağladığından yakınıp kendi cumhuriyetlerinde bunun son bulup, “toplumun” , “milletin” egemenliğinin gerçekleşeceği görüşünü ileri sürmekteler. Gerçekte ise birinci denen cumhuriyette burjuvazi egemenliğini asker ve sivil, temsilci vekilleri aracılığıyla, toplumsal ve ekonomik egemenliğini güvence altına almaktadır. Unutulmamalıdır ki kapitalizmin doğuşu ile birlikte dünya pazarı için üretim yapar, evrensel bir eğilim gösterir. Burjuvazinin bazı sözcülerince “ulus-devlet” dedikleri dönemde de aynı eğilim içindedir. Yani, Türk devriminde burjuva sınıfı yoktu, bu sonradan devlet eli ile yaratıldı demek, kapitalizmin temel niteliklerine aykırıdır. Burjuva devrimi başta Fransa olmak üzere diğer yerlere yayılma göstermiştir. Nasıl proletarya iktidarları dünya proletaryasının iktidarının bir parçası ise “ulusal” burjuva iktidarları da dünya burjuvazisinin iktidarının bir parçasıdır. Aralarındaki ilişki diyalektiktir. Burada metafizik bir karşıtlık gören kafa, “ulusal” burjuva sınıfının olmamasını devrimin temel so4

runu haline getirir. Halbuki Avrupa’da eğitim gören Jön Türklerin buralardaki burjuva yaşamdan etkilenip, bu yönde siyasi mücadele verdiklerini burjuvazinin çeşitli sözcüleri sık sık dile getirirler. Burjuva devrimlerin nasıl bir birlerini harekete geçirdiğini 1800’lü yıllar Avrupa sı bize göstermiştir. Bizim burjuvalarımızın iki ana kampa bölünmüşlüğü 1923 burjuva devrimi öncesine kadar uzanır. Devrimci jakoben burjuvalar, devrimci cumhuriyet kurma çabası içindeyken, liberal burjuvalar anayasal monarşi ile yetinmek isterler. Jakoben burjuva, monarşist hasımlarına ölümüne düşmandır, liberal burjuva monarşi ve din ile uzlaşmak ister, onları burjuva çıkarlar için kullanma arayışı içindedir. Liberaller sınıfları ve sınıf mücadelesini kabul eder, jakoben –tepeden inmeci- burjuvalar ise bölünmez bir ulus olduğunu düşünürler. Marksistler ise sınıf mücadelesini işçi sınıfı diktatörlüğüne varacağını bilir ve kurarlar. burjuvazi içindeki bu iki temel politik eğilim bizim burjuva devrimimizde de kendini gösterdi. Burjuva hareket içinde 1923 devrimi öncesine uzanan bu


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 Türkiye ise aslında sık eğilimler sürekli bir çatışma sık askeri darbeler ile kesintiiçinde oldular. Burjuva devriye uğradığı için aslında V. min gelişme döneminde olduCumhuriyeti yaşamaktadır. ğu gibi, devriminin yerini karşı Bunu “ikinci cumhuriyetçilerin” devrimin aldığı dönemlerde yol arkadaşları söylerler. libede sürdü. Türk burjuva devriral burjuvalarımız hemen aynı minin jakoben kesimin – türden olanların birleştikleri tepeden inmeci- en önemli nokta, bu gün için, “normalönderi Mustafa Kemal iken, leşme” ,”demokratikleşmedir”. Liberallerin ki Prens SabahatUzlaşmacılık onların temel katin’dir, tabii salt teorik alanda. rakterini ifade eder. Burjuva Burjuva kamplar birbirlerine dünyanın bekası için hemen boğan çeşitli sınıflar ile onurlandırırlar. Liberaller diğerleriher şeyle, şeytan ile dahi uzlaşma ararlar. “farklılıklar ne “statüko zaptiyeleri”, onlar zenginliğimizdir” deyip “Çanise diğerlerine “numaracı kaya ya çıkan türbanı” selamcumhuriyetçiler” demekteler. larlar. Bu onlar için temel özTabi liberallerimiz sadece gürlüklerin korunması, birey“ikinci cumhuriyetçiler” den sel tercihlere saygının ifadeibaret değiller. Liberalsidir. Halbuki birey toplumsal demokratlar ve liberalilişkilerin ürünüdür. Burjuva sosyalistler yan yana bulunutoplum, yalıtık, soyut, avcı, yorlar. “Numaracı Cumhuribalıkçı kategorilerinde ifade yetçiler” sıfatlandırmasını, edilen bireylerden meydana muhatapları kendilerine hakaret sayıp, bunu tarihsel örnekgelmez. “Ulusalcı” – lere dayanarak yanlışlığını Cumhuriyetçi burjuvalar ise kanıtlamaya çalışırlar. Fransa türbana “siyasal simgedir” 1792, 1848, 1870, 1946 ve demekteler. Liberal burjuvazi 1958 de olmak üzere beş için demokratikleşme, monarcumhuriyet yaşamış. İspanşist ve dinci partilerden karşıt ya’da 1873, 1931, ve 1939’da partilere ve siyasi hareketler olmak üzere üç cumhuriyet ile uzlaşma, “genel seçim” oluşmuş, Portekiz’de, 1910, sonuçlarına saygılı olmalıdır. 1926 ve 1974 olmak üzere üç Siyaset ve anayasa “sivilleşcumhuriyet görmüştür. meli”, asker kışlasında oturup siyasete müdahale etmemeli, 5


www.proleter.org

konuşmamalıdır. Seçim sandığı, genel oy, parlamento, demokrasi, en kutsal kurum ve araçlardır. “Marjinal uçlar”, “merkeze” gelmeli, burası her zaman güçlü kılınmalıdır. İlk bakışta, düşünce özgürlüğü savunucusu görüntüsü verirler. Burjuva basındaki köşe yazarı, kalem erbabı sık sık Volter’in, “Düşüncelerine sonuna kadar karşıyım, fakat düşüncelerini açıklama hakkının savunucusuyum” veciz sözünü hatırlatırlar. Ama hemen arkasından “teröre bulaşmayan, terör amacı gütmeyen düşünce” sınırlamasını getirmeyi görev bilirler. “Demokrasi”de özgürlük ve “sivillikte” olacak nitelik sıçramasının II. Cumhuriyetle yani demokratik cumhuriyetle olacağı inancındadırlar. Liberallerimiz I.Cumhuriyetin yada “Kurucu Cumhuriyetin” “Çok Kavimli İmparatorluktan” “rötarlı” ulus devlete geçişi sağladığını ama bu günün sorunlarına cevap veremediği inancındadırlar. Bunun ancak cumhuriyetin demokratikleştirilmesi ile mümkün olacağı her fırsatta tekrarlarlar. Bunun için Ertuğrul Özkök, Abdullah Gül II.Cumhuriyetin I. Cumhurbaşkanı oldu, sorusuna ortaya 6

attığında mal bulmuş mağripi gibi ona sarıldılar. Ve şimdiden birbirlerini kutlamaya başladılar. Mehmet Altan’ı en ateşlileri, II. Cumhuriyetin isim babası ve ideolojik önderi olarak görse de içlerinden bazıları buna itiraz ediyor. II. Cumhuriyet teriminin ilk kez Mehmet Altan tarafından değil, 1960 “Kanuni Meclisinde” CHP’liler tarafından kullanıldığını hatırlatıyorlar. Liberal burjuvalar, bunların içinde ağırlıklı olan “II. Cumhuriyetçiler” ,”Müslüman demokrasi” , “muhafız demokrat”, “Türkiyelilik”, “Normalleşme”, “sivilleşme”, “demokratikleşme” kavramları ve bunlar etrafında oluşturdukları liberal ideoloji ile “mücadelelerini” veriyorlar. Ekonomi-politik alanında ise 24 ocak kararları ile asker ve sivil bürokrasinin egemenliğini ilk defa sarsılıp Türkiye’nin dünyaya açılmaya başladığını düşünür. küreselleşme çağının gereklerinin yerine getirilmesi çağrıları yaparlar. “Otokratik ve hiyerarşik toplum projesi” ne karşı çıkmak onlar için bu günün Türkiye’sinde demokrat olmanın temel şartıdır. “Statüko zaptiyeleri” nin birçok alanda olduğu gibi “Kürt sorunu” dedikleri


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 soruna çözüm tarzlarına da cıdır. Bu gün liberallerimizin karşıdırlar. Silahlara dayalı savunacakları politikalar dikçözüm alternatifsiz değildir, katle incelediğimizde dahi bölgenin refahının artırılması bunların burjuvazinin egeçözüme önemli katkı sağlayamenliğini sağlamlaştırıp pekişcaktır. Korkak ve ürkek bir şetireceğini görürüz. Onların pokilde Kürtlerin demokratik litikalarının gerçekleştirilmesi haklarından söz eder. Ama burjuvazinin egemenliğini tek koşulu vardır. Bu kardeşdemokratik hale getirecek midir? Bir başka şekilde söylerlerinin toprak talebinde busek, onlar “demokrasi” lunmayıp vatanın, devletin ve savaşçılarımıdırlar? Ya da, milletin bütünlüğünün korunburjuvazinin demokratik diktamasıdır. Ama insanlar kendilerini “farklı kimliklerle” ifade törlüğü, demokratik cumhuriyet için mücadele, aynı zaediyorlarsa ne yapılabilinir ki? Gönülsüzce bunları kabul manda “demokrasi”, özgürlük eder görünür. Ve bütün bunlar ve devrim için mücadelemidemokratikleşmedir. Kadın dir? Liberalizmin devrimden hakları, işçi hakları gibi dehoşlanmadıkları onu ağızlarımokratik taleplerde de aynı na ve yanlarına almadıklarını ikiyüzlülüğü sürdürür. Onun görürüz. Bu sorulara kendi burjuva sınıfsal yapısı bunu açılarından nasıl cevap vergerektirir. diklerini liberal yazını okumaEmperyalist kapitalizm ya devam edelim. döneminde, liberal burjuvazi “Fazla uzatmak yersiz. ile demokrasinin yolları ayrılZenginleşme için, ekonomik büyüme ve kalkınma mıştır. Çünkü büyük burjuvazi için aş ve iş sorununun çözüartık her yerde özgürlük için mü için, kısacası pastayı büdeğil egemenlik için mücadele yütmek için, daha demokratik etmektedir. Devrime arkasını bir Türkiye ye ihtiyacımız var. dönmüş, ondan korkmakta, Demokrasiyi adam etdeğişimi, reformları dahi burmeden, yargı sistemini düjuva toplum sınırları içinde zeltmeden, hukuk devletini tutmak için gayret eder. devgerçekleştirmeden, insan hakrim artık onun korkulu rüyasıları düzenini çağdaşlaştırmadır. “Demokrasi” ve özgürlük dan veya AB ipine kararlılıkla mücadelesi artık ona yaban7


www.proleter.org

sarılmadan –Türkiye’nin ekonomik büyüme yolunda büyük hamleler yapabilmesi hayaldir. Kısacası: Türkiye’de birinci sınıf demokrasi ve hukuk talebi fantezi değildir, ekmek için vazgeçilmez bir önkoşuldur.”3 “Demokratik bir Türkiye” ye ne için ihtiyaç olduğunu yazar. “Zenginleşme”, “ekonomik büyüme”, “kalkınma” , “ pastayı büyütmek” için diye cevaplandırıyor. Liberal burjuvalar, kendi sınıflarının bu taleplerini herkesin çıkarına olarak sunmakta hatta, “çalışanlar” ile “işsizler” için daha önemli ve gerekli hedefler olarak sunarlar. “Gerginliği”, bir kenara bırakıp “normalleşme” çağrıları yapmaya devam ediyorlar. “Gerginlikten sakınmak şart. Siyasal tansiyonu düşürelim. Türkiye artık “gerçek gündemine” dönerek ve boğayı boynuzundan yakalamak zorunda. Sivil anayasa.. AB yolunda kararlı adımlar… ekonomik mali disiplini kalıcı kılacak sosyal güvenlik vergi gibi reformlar… aş ve iş sorunu-

nun çözecek istihdam dostu politikalar… Güney Doğu’dan barış ve huzura kapıyı açacak hamleler..”4 Liberal burjuvazi korkak, kararsız, çekingen ürkek politikalarını, demokratik talepler örtüsü ile sarıp sarmalayarak, burjuvazinin sınıfsal çıkarlarını yığınlara sunuyor. Burada asıl önemli olan, onların politikalarının burjuva özünün açığa çıkarılması, işçiler ve emekçi sömürülen kitlelerin aldatmasının engellenmesidir. Marksistlerin ve işçi sınıfı partisinin en başta gelen görevlerinden biri budur. Liberal burjuvazi monarşilere karşı mücadele günlerinde , krallar ve kralcıklar ile uzlaşan , dine sarılıp, ruhban sınıfına her zaman yakın durup göz kırptı ise, bu günde devrimin yatağının değiştiği , burjuvazinin kendisinin onun önünde engel hale geldiği dönemde yine “demokrasi” ve özgürlük mücadelesine sırt çevirip ihanet ediyor. Bakmayın demokrasi bayrağını sallar göründüğüne, onun temel hedefi özgürlük değil egemenliktir. Bu gün liberal politikaların merkezinde, “siyasetin

3

4

Hasan Cemal 21.08.2007 Milliyet

8

Hasan Cemal Agy.


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 lur. Bu sınırdan sonra ise işçi ve anayasanın sivilleşip” “desınıfının burjuva toplumu yımokrasinin kurumsallaşması” kıp, sömürüyü, sınıfsal eşitsizvardır. Böylece “vesayet delikleri yok etmek mücadelesi mokrasisi” dediği sistemin yebaşlar. İşte bu mücadeledir ki rini “Derinleşmiş Demokrasiburjuvazinin egemenliğini nin” alacağı düşünülür. Ekodemokratik olmaya zorlar. nomide “neo liberal politikala-Devam edecekrın” siyasi plandaki tamamlayıcısıdır. Liberal burjuvamız Necati Işık Ağustos 2007 için seçim sandığı kutsaldır, oradan hangi sonuç çıkarsa çıksın selamlamaya hazırdır. MARKSİZM - LELİNİZM Abdullah Gül’ün CumhurbaşHERZAMAN GÜNCEL kanlığında ve AKP iktidarının VE oluşmasında olduğu gibi, “staBİLİMSEL ÖĞRETİ tüko zaptiyeleri” karşısında can havliyle onları savunur. KAPİTALİST ÜRETİM “Genel seçimler” sonunda çoVE ğunluğu alıp iktidar olan parti, EMPERYALİZMİN ister faşist, ister monarşist, is“Kapitalist ter sosyal-demokrat, ister Olmayan” Diğer “dinci” olsun “meşruiyet” kaÜretim ilişkileriyle ilişkisi zanmış olduğu için onu baş tacı eder. “Çoğulcu” parti yaurada her şeyden pısı “demokrasinin” vazgeçilönce işçi sınıfının ve Marksist mez koşuludur. Bütün diğerlebilimin deneyimlerinden çıkari “totaliter” rejimlerdir. Sanrılan derslerin henüz işlendıktan çıkan siyasi iktidarın memiş olanları dışında pratik varlığını Türkiye’nin güçlenve teorik deneyimlerle konuyu mesi, demokrasinin zaferi olaaçımlandırmaya çalışacağız. rak görür. Bütün bunların arMarksizm’in bize öğretkasında yatan ise burjuva yatiği sermayenin aynı zamanda şamın güçlenip, üstünlük sağbir ilişkiler ağı olduğudur. Kalamasıdır. O dünyaların en pitalist üretimi niteliğini veren iyisi olarak alternatifsizdir. liüretim araçlarının özel mülkiberal burjuvaların ufku bu yeti ve bundan yoksun, sadedünyanın sınırlarında son bu9

B


www.proleter.org

ce emek gücünü satarak geçinmek, varlığını sürdürmek zorunluluğuyla, kapitalizme bağımlılığı ilişkilerle sürdürülen bir üretim biçimi olmasıdır. Kapitalist üretimin yoğunlaşması, hammadde ve enerji kaynaklarının sermaye sahipleri kapitalist tekeller tarafından ele geçirilip dünyanın ekonomik olarak paylaşılması buna mukabil, üretim ilişkilerinin gelişmesinin önüne engel haline gelen ilişkilerinin zoru ve bu zorun karşı konulması, ilişkilerin “kapitalist olmayan yol” üzerine devam eden proleter devrimler çağının olgusudur. Bu emperyalizm artıdeğer üretiminin koşullarının toplumsal temelde miadını doldurduğu, tekeller arası mücadelenin ve rekabetin artı-değer sömürüsünün zorlandığı alanlarda sermayenin ya terk ederek ya da rakiplerini politik ve siyasal yollarla ya da açık işgal, yeni sömürge yöntemleri kullanarak sürekliliğini koruma çabası içindedir. Konumuzun bir yönü kapitalist-emperyalist ilişkilerin proletaryanın doğrudan müdahalesi ile tarihin çöplüğüne atılma sürecine girmesi, diğer yönü ise kapitalizmin doğumundan beri devam eden bur10

juva, küçük burjuva aydınların burjuva sosyalizmi ve reformlar yoluyla kapitalistemperyalist ilişkilerin devamı altında sürdürülebileceğinin hayali ve çabası içinde olanların eleştirisidir. Marks’ın kapitalizmi, kapitalist sistemi her yönüyle ele alıp incelediği ve eleştirdiği o ünlü eseri Kapital’de ve diğer eserlerinde işçi sınıfına anlayacağı dilde bütün açıklığıyla ortaya sermiş, F.Engels ile birlikte ele aldığı diğer eserlerinde işçi sınıfına ve onun öncüsü komünist partilerine ölümsüz bilimsel eserler bırakarak görevlerini yapmışlardır. Eserlerinin bütün ülkelerin işçilerinde, sosyalist ve komünistleriyle partilerinde geniş kabul görmüş, onların mücadelelerine kılavuzluk etmiştir. Marksizm-Leninizm her zaman işçi sınıfı ve önderlerine bilinçli olmayı, çıkarlarını savunurken burjuvazinin oyunlarına ve aldatmacalarına kanmamaları gerektiği, inanmamaları bir yana burjuvazi ve uşaklarının kendilerine yarayacak merhemlerinin kalmadığını, proletaryanın kurtuluşunun kendi eseri olacağını her vesile ile dile getirmişler ve kendi pratiklerin de de bu-


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 nu açıkça uygulayıp bütün geliştirdiği yol ve yöntemlerle dünyaya ilan etmişlerdir. mücadelesini yer ve zamana Proletaryanın kurtuluuygun olarak verir. Komünist şunun “öznel ve nesnel” şartpartisi bir yanda sınıfı bilinçlendirip örgütlerken diğer larının olgunlaşması proletaryanın kendinde bir sınıf olayandan da işçi sınıfının kurtuluşu için geleceğe ilişkin gebilmesinin yanı sınıf partisinin rekli hazırlıklarını ve planlarını ve örgütlenmesinin sağlanmasını öngörür. Proletarya yaparak işçi sınıfının iktidarı ele geçirme ve elinde tutma partisi Marksizm kılavuzluaraçlarını geliştirerek kapitağunda sınıfı bilinçlendirip örlizme ve sermayenin ilişkilerini gütlenmesini sağlarken diğer yanda mücadelesini partinin tekrar ele geçirme koşullarının programına dayalı olarak yönoluşmasını engellemek için gerekli önlemlerini alır. Prolelendirir. Komünistler bütün ekonomik, siyasi, örgütsel, taryanın bu hareketi toplumsal ideolojik vb. bütün alanlarda olarak kendisi için demokrasi olayları sınıf mücadelesinin iken (işçi demokrasisi) diğer bilimsel ideolojisi içinde bakasınıf temsilcilerine ve ilişkilerirak olayları inceler, araştırır, ne karşı tam bir diktatörlüktür. bundan sonuçlar çıkararak sıProletarya ele geçirdiği sınıf nıfın bilinçlendirilmesi için çaiktidarını sürdürmenin aracı balar. Sınıfın bu yöndeki deolarak “devleti”, iktidarını tekrar eski sınıfın, burjuvazinin neyimlerinden, pratik çözümlerinden yararlanarak sınıfın ele geçirmesini önlemek için her yönüyle güçlenmesini ilişkullanır. kilerini geliştirmesine yardımcı İşçi sınıfının siyasi iktiolur. Burjuvazinin saldırılarıdarı ele geçirmeden önceki na, kandırmacılarına, uyutmatüm hazırlıklarında yaşam ve larına karşı ancak böyle karşı çalışma koşullarındaki bütün kor ve saldırılarını geri püsalanlarda örgütlenerek topkürtür. lumsal yaşamın ve üretimin Burjuvazinin her yönüyörgütlenmesinde maddi koşulle saldırdığı, bütün yönlerden ları yaratmış olur. Proletarya çevirip baskı altında tuttuğu kendi yaşam alanlarındaki örbu ortamda, her türlü aracı ve gütlenmeleriyle site, mahalle, mekanı kullanarak kendisinin okul, eğitim, yerel yönetim ör11


www.proleter.org

gütleri olarak işlevlerini artırır, becerilerini ve deneyimlerini artırırken çalışma alanlarındaki örgütlenmeleriyle bir yanda ekonomik çıkarlarını, günlük yaşamdaki refahını artırmaya yönelik faaliyetlerini sürdürürken diğer yandan üretim araçlarının yönetimi ve denetimi konusunda bilgi ve deneyimlerini artırırken diğer yanda partinin, üretimin toplumsal planlaması konusundaki çabalarına doğrudan destek ve veri sağlar. Böylelikledir ki proletarya siyasi olarak iktidarı almadan önce kapitalist üretimin bir yanda üretimi ve sermayeyi toplumsallaştırırken proletaryanın ortaklaşa yapması gereken hareketlerinin maddi koşullarını da yaratarak onun toplumsal bir güç haline getirirken bir araya gelmesini sağlamış olur. Proletaryanın ideolojik olarak geri, Komünist Partisinden yoksun, örgütsel olarak zayıf olduğu yada örgütlerinin burjuvazinin çeşitli kesimleri tarafından baskı altına alınmış veya işgal edilmiş olması, burjuvazinin gerici politik tutumlarının etkisinde kalması, bu gün için bir çok ülkenin proletaryasına güç ve zor durumda bırakırken ko12

münistlere de büyük zorluklar ve ağır çalışmalar yüklemektedir. Bunun dışında işçi sınıfının kendiliğinden hareketleri veya küçük burjuva hareketlerin önderlik ettiği hareketlerin etkinliğinin gerçek yüzünü, kitlerin sosyalizmden anladıkları küçük burjuva uygulamaları ile karıştıkları kafa bulandırıcı sözde örgütlenmeleri, mücadeleleri, sosyalizm mücadelesini karartmaya yönelmektedir. Proletaryanın tarihsel deneyimleri hakkında burjuvazinin karartma ve yanlış, yanıltıcı bilgilerle sunduğu SOVYET deneyimi bu gün komünistler tarafından incelemelerin tümü işçi sınıfına iletilmeli, bilinçleri geliştirilmelidir. Proletaryanın burjuvazinin boyunduruğundan kurtulmasının ilk şartı komünistlerin işçi sınıfına önderlik edecek partisinin, programının hazırlanıp örgütlenmesinin tamamlanmasıdır. Böylelikledir ki, işçi sınıfı bütün mücadelesini aydınlatacak gerçek ışığını bulmuş olacaktır. Böylelikle israf edilen enerji sınıfın güçlenmesine ve dayanışmasına aktarılacak, zafere giden yolda mücadelesini daha ileri noktalara taşıyacaktır.


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 Şimdi geçmiş deneyvarlığı biz komünistlere yeni lerden aktarılan bazı bilgilerle, görevler vermiştir. Sovyet Revizyonistlerinin hem Sendika.org internet SSCB emekçilerine ve hem sayfasında yayınlanan yazıde dünya proletaryasına, dilarla bir dönemdir burjuvasosyalistleri, reformist aydınğer yandan burjuva demokraların göklere çıkardığı tik devletlerin emekçilerine Chavez ve uygulamalarıyla yaptıkları faaliyetleri, bakışlailgili toplumsal alt-üst oluşları rı, konusu bu günkü “gözle “ komünizm veya sosyalizmmiş nasıl göründüğünü anlamış gibi lanse etmeye çalışmaları olacağız. Bu konu aslında her sınıfın yönünü başka yerlere ülkenin sosyalist ve komünist çekmeye çalışmakta burjuvaunsurlarıyla partilerinin geçziye elinden gelen yardımı miş ilişkilerinin de bir tarihi iryapmaya çalışmaktadırlar. delemesi olacaktır. Burjuvazinin bu “sosyalist” göBurjuva döneklerin iharünümlü uzantıları sanki kapinetiyle sonuçlanan II. Entertalist emperyalizm şartlarında nasyonalin eleştirilerinden bir kısmı, özellikle Lenin’in toplumsal üretim ilişkilerinin Kautsky eleştirdiği makale ve ve toplumsal yönetimin (devkitaplarında işçi sınıfının biletin) burjuvaziden kolayca ele geçirilebileceğini vaaz etmeklimsel düşüncesinin nasıl katedirler. ratılmaya, mahkum edilmeye çalışıldığı üzerinedir. Bilindiği “Teorik açıdan, hiç gibi Kautsky kapitalizmin üst kuşku yoktur ki, kapitalizm ile komünizm arasında, bu her iki aşaması emperyalizm için toplumsal ekonomi biçiminin yaptığı değerlendirmeler işçi özelliklerini birleştirmesi geresınıfının bilimsel ideolojisini ken belli bir geçiş dönemi çarpıtan bir anlayış içerisinde uzanır. Bu geçiş dönemi, ölen ele almış, işçi sınıfını burjuvakapitalizm ile doğan komüziye peşkeş çekmenin kapılanizm arasında –ya da bir başrını aralamaya kalkmıştır. ka deyişle, yenilmiş ama yok Karşılığını işçi sınıfının önderedilmemiş olan kapitalizm ile lerinden, Lenin’inden gerekli doğmuş ama henüz çok zayıf dersi almıştır. Bu gün bu yolda yürümek isteyen yeni Kautsky’lerin 13


www.proleter.org

olan komünizm arasında- bir mücadele dönemi olmalıdır.”5 İşçi sınıfının burjuvazi ile mücadelesi ekonomik, siyasi (iktidar ) mücadelesi ile sınıfın ideolojik, örgütsel mücadelelerini içerir. mücadelenin öznel ve nesnel koşullarının oluşması sınıfın iktidar mücadelesini gündeme getirir. Mücadelenin iktidarı ele geçirme süreci, elde tutma ve geliştirme süreçleri ayrı mücadele ve çalışmaları gerektirir. Bu konuda en ufak yılgınlık, yorgunluk, beceriksizlik, uyuşukluk bütün emekleri bir çırpıda boşa çıkartabilir. Bizim özellikle üzerinde durduğumuz, mücadelenin her aşamasında, mücadele araçlarının buna uygun olması, partinin buna hazırlıklı olması gerekmektedir. Partinin olmadığı, sınıfın kendiliğinden ve ya küçük burjuva unsurların egemenliğinde yürütülmesi durumlarında mücadelenin kaçınılmaz olarak burjuvazinin kucağına atılması söz konusudur. Bu durumlarda sınıfın gerçek önderleri tarafından (Kendi partisi ve programı) yönetilmesidir. Komünistlerin

önündeki ivedi görevlerinin bu olmasıdır. Şimdi sendika.org’da yayınlanan haber- röportaja kısaca göz atalım. Yazıda deniyorki: “-21’inci yüzyıl sosyalizmini kurmak’ için stratejilerini öğrenme olanağım oldu.” Diyor röportajı yapan yazar. Bu yazarımıza göre bu olanlar ve yapılanlar “21.inci yüzyıl sosyalizmi” imiş. Bu konuyu okurun takdirine bırakarak diğer incileri gözden geçirelim. “El konulan fabrikalar” da yönetimin “- Yönetenlerin denetçiler değil, işçi meclisinin aralarından bir yıl süre için seçtiği, geri çağrılabilir6 ‘üretim koordinatörleri’ olduğu söyleniyor. Bu konunun işçiler arasında yerleşmesi ilerisi açısından önemli bir konu fakat kapitalist üretim ilişkileri içinde ve herhangi bir planlama ve program olmadan kapitalistlerin iktidarı altında bu konuda ham hayal sürülmesi bakımından üzerinde ayrıca durulması gerekiyor. Bu konuda komünist bir partinin bunları iş-yeri, fabrika gibi yerlerde örgütlenmelerin görevleri açısından geliştirilmesi ge-

5

6

Marks-Engels Marksizm Lenin Sf.511

14

İtalikler bizim


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 reken ve bunun parti faaliyetlanmaya, kendileri patronleri ve üretimin örgütlenmesi laşmaya ve fabrika içinde için yerleşmesi gerekiyor. kapitalist ilişkiler kurmaya - “Pinero, ‘Biz fabrikabaşladı.” nın %100’ünün kamulaştırılİşçilerin bu türden faamasını ama fabrikada yönetim liyetlerin içinde bulunması onve üretimin işçi denetiminde ları mücadele içinde kısmen olmasını istiyoruz. Bizim anlaetkilenerek “politik olgunluyışımıza göre yeni üretim ğumuz hızla gelişti; sadece kendi kişisel çabamızla değil modeli bu, yeni kapitalistler ama kurucu meclis ve geri yaratmak istemiyoruz,’ diye açıkladı.” Pinero fabrikaların çağırma referandumu gibi %100’ünün kamulaştırılmasını daha geniş politik mücadeistiyor. Bu ülkedeki tüm fabrileler nedeniyle.’” İşçilerin eski sendika kaların, toprakların, enerji ve yöneticileri ile ilişkileri konuhammadde kaynaklarının tümünün el konularak partinin sunda ise şunlar söyleniyor: denetimimde ve yönetiminde “UNT (Ulusal İşçi Senbir el koyma anlayışı değildir. dikası) ile ilişkileri ve bütün işBu kapitalist bir ülkenin, kapiçi sınıfını devrim içinde birleştalist iktidarı altında fabrikanın tirme projesi hakkında düşün%100’nün işçinin denetimine cesini sorunca Rolando verilmesidir. Bunun anlamı Aguilar ‘UNT’nin daha değişik fabrikaların kapitalistler olmabir şekilde, tavanda liderlerdan, kapitalistçe üretim yapıden aşağı değil, fabrikada larak faaliyetini sürdürmek alt kademenin tartışarak tademektir. Aşağıda ise kağıt bandan seçtiği sözcülerle fabrikasındaki gelişmeler sanörgütlenmesini istiyoruz. ki bu söylediklerimizi anında Zorla kabul ettirilen kararlar istemiyoruz,’ dedi.” doğrular nitelikte gelişmeleri - “Pinero, ‘İşçiler üreiçeriyor. - “İşçi kooperatifinin tim alanını ele geçirmeli. Bu şirketin %49’una özel ortak şekilde sadece reform isteolduğu kağıt fabrikası yenlere baskı yapabiliriz çünkü bizim istediğimiz Invepal’da ise gelişmeler yalnız reform değil’, diye tam tersine oluyor. Koopeaçıkladı.” ratifçiler taşeron işçi kul15


www.proleter.org

“-Bununla beraber, Venezüella’da ele geçirilen fabrikalar, Chavez hükümetinin desteğine rağmen, Arjantin’de ele geçirilen fabrikaların karşılaştığı aynı sorunla karşı karşıya -kapitalist ekonomik ilişkiler içinde varlığını sürdürebilmek, gerekli ham maddeyi sağlamayı garanti altına almak, üretilen mal için alıcı bulmak. Inveval’ın sıkıntıları da bu sorunlardan kaynaklanıyor” - “Inveval’da işçiler hammaddeyi Meksika, Arjantin, Çin gibi dış ülkelerden de satın alabilirler ama ‘içten kalkınma’ yönetmeliği yerli malına öncelik tanınmasını emrediyor ve şu ana kadar bir kaynak bulamadılar.” “Bu nedenle %10 kapasite ile çalışan ve hükümetten alınan borçlarla yaşamını sürdüren Inveval’de yapılan başlıca iş, sürekliliği olanaksız olan var olan valfların tamir ve bakımı. İşçiler bize fabrika hiç kar yapamadığından, hükümetin kendilerine hammadde bulmak için iki ay süre tanıdığını, ama bu sürenin hü16

kümetle pazarlıkla uzatılabileceğini söyledi.” - “PDVSA kendine düşen sorumlulukları yerine getirmedi ve üretilen valflar son sekiz aydır fabrikada bekliyor.” - “Bütün işçiler her gün iki saat teknik ve sosyo-politik ders görüyor ve aynı zamanda saat 4’ten sonra Misyon Ribas ve Misyon Sucre’nin derslerine devam ediyor. Yerel halktan kişilerde bu sınıflara katılıyor.” “-‘Bolivar Devrimi bize çok yardım etti, şimdi bedava sağlık bakımı yapan Bario Adentro var, iş olanakları artıyor ve herkes eğitim görüyor. Eğer eğitilmiyorsan, olanaklar olmadığından değil, istemediğindendir.’ “ Bir yanda kendisini sosyalist ilan eden, sosyalizm terimleriyle sosyalizm sunmaya çalışanlar ve bunun bizlere ve işçilere sosyalizm olarak sunulması, her gün TV ekranlarında boy göstermesi, arkasındaki gerçeklerin su yüzüne çıkarılması ve kapitalizmin-sosyalizmin doğru kavratılması bizlere düşen en büyük görevdir. Bu güne kadar


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 bu yapılanlar ilk değildir, son ğin savunucuları oldu. Seçimda olmayacaklardır. ler sürecince sürdürülen üniter devlet laiklik ve cumhuMustafa Gündar Ağustos 2007 riyet temel ilkelerinin elden gitmesi karşısında Nisan da ordunun sanal muhtırasıyla başlatılan sokak gösterileri 22 TEMMUZ 2007 BURJUVA muazzam kalabalıkları meySEÇİM SONUÇLARI danlara taşıyan Cumhuriyet Mitingleri ordu ve ulusal bur(Önceki sayıdan devam…) juvaziyi umutlandırmıştı. Tüm Ordunun 27 Niseçim araştırmaları Ilımlı İssan gece yarısı tehdidi sanal lamcı partinin oy oranının ortamda bilgisayar ekranlarıyüzde otuzların üzerinde seyna düşünce generallerin aporettiğini gösteriyordu. Bu güne letlerinin gölgesi meclisin dukadar meclisin üstünde kendi varlarına yansıdığında 2007 gücünü ve asıl iktidar sahibi sonbaharında yapılacak burolduğunu sürekli hissettirmiş juva seçimleri cumhurbaşkanKemalist burjuvazinin temsillığı seçimiyle ortaya çıkan ikcisi ordu, burjuva devletinin tidar çatışması burjuva meclien tepesinde onu temsil eden sinde çoğunluğu elinde busiyasal iktidarların denetçisi lunduran “Ilımlı İslamcı” partidevletin prestijini temsil etme nin mecliste alelacele çıkardıgörevi üstlenmiş ordunun baş ğı erken seçim kararıyla sekomutanlığı sıfatını taşıyan çimler 22 Temmuz’ a alındı. cumhurbaşkanlığı makamını Hasımlarının toparlanmasına ya doğrudan ya da dolaylı olazaman tanımadan Ilımlı İsrak temsil etme hakkını elinde lamcı partinin seçimlerden bulunduran ordu Kemalist tek başına iktidar olacak çoburjuvaziyi temsilen elinde buğunlukla çıkmasını sağladı. lundurmuştu. Başta ordu olTemmuz seçimlerinin asıl mak üzere Kemalist burjuvazi kaybeden sürekli muhalefet için Çankaya hükümetler üstü partisi CHP değil ordu ve buriktidardı. Burjuva toplumunun juva basının elit kesim olarak devletin gerçek yöneticisi adlandırdığı Kemalist burjukendisinin kurduğu cumhurivazi, devletçi, ulusal geleneyet olarak gören toplumun üs17


www.proleter.org

tünde onun gerçek sahibi olma hakkının tekelinde olduğunu varsayan ordu, dolayısıyla onun temsil hakkının da sahibi sıfatını taşımak istiyordu. Her ülkenin kendi tarihsel koşulları içinde oluşan burjuva devlet yapısı bir bütün olarak ele alındığında sermayenin sınıf iktidarıdır. Bu iktidarın biçimi tarihsel olarak onun oluşum biçimiyle bu biçimin gelişim koşulları içinde şekillenir. Burjuva toplumunun sınıf savaşımları içinde bu şekillenme çeşitli dönemlerden kapitalist toplumu meydana getiren egemen sınıf burjuvazinin değişik kesimlerinin siyasal çatışmalarına eşlik eder. Bu çatışmalar en son tahlilde ekonomik üretim ilişkilerinin gelişmelerine uygun düşen sermayenin yeniden üretiminin koşullarının yarattığı sınıf egemenlikleriyle karşılanır. 22 Temmuz seçimleri burjuva sınıfı adına sermayeyi temsil etme hakkını kendi iç çekişmeleriyle bir kez daha ortaya çıkardı. Seçimlerden zaferle çıkan Ilımlı İslamcı parti olarak adlandırılan AKP olurken seçimin mağlubu Kemalist burjuvazinin en şiddetli savunucusu CHP değil bizzat 18

ordu oldu. 27 Nisan tehdidi ile doğrudan cumhuriyete sahip çıkın diye toplumu kendine yardım etmeye çağıran ordu, düzenlediği mitinglerle artık adından başka geriye bir şey kalmayan Kemalizm in şeklen korunmasını elinden kayıp gİden kendi siyasal gücünün korunmasına çalışırken Temmuz seçimleri tüm burjuvazinin üzerine basa basa en saygın kurum olarak göstermeye çalıştığı burjuva ordusunun gerçek bir şamar yemesine neden oldu. Devlet gelirlerinden en büyük payı alan orduya burjuvazi kışlanın yolunu gösterdi. Onun devlet gelirlerinden en büyük pastayı götürmesini içine sindirmek zorunda kalan büyük burjuvazi orduya kışlanın yolunu gösterirken “orada kal ve sadece düzenin korunması için sana görev düşünce kışlandan çık” diyordu. Büyük burjuvazinin desteğini arkasına alamayan ordu eski kasaba tüccarlarının burjuvalaşan partisi karşısında dükkanı kapatmak zorunda kaldı. Laiklik tezgahının malları işportada satılığa çıkarıldı. Büyük burjuvazi kendi sınıf çıkarları neyi gerektiriyorsa o yönde adım atar. Bu güne kadar devlet mülkiyeti-


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 nin kapitalist devlet işletmelerekli bir güç kaybederek çekirinin altında onunla rekabetliyor. Bu çekilme bir çık çaten uzak kendi varlığını sürdütışmayla beraber yürüyor. ren büyük burjuvazi kendi Doksanlar dan sonra ortaya çıkan yeni emperyalist sermaye gücünü aşan büyük sermaye yatırımları gerektiren paylaşım savaşı, emperyalist uzun süreli yatırımları devlete kapitalizmin yeryüzünü daha bırakırken devlet mülkiyetini şiddetli daha vahşi bir şekilde savunan büyük burjuvazi bu yeniden paylaşımıyla kapitalist üretim ilişkilerini yeryügüce erişir erişmez buna salzünde daha derinliğine yayadırmaya başlar. Devlet ekorak büyüyor. Emperyalist nomik hayattan elini çeksin sermayenin daha büyük bobunu gerçek sahiplerine devyutlarda büyümesiyle kendisiretsin sloganıyla devlet kapine yeni sömürü alanları aratalizmiyle çatışkı içinde bulur ması eski toplumsal yapıları kendini. Burjuva kapitalist devlet biçimlerini burjuva üremülkiyetini, küçük burjuvazide tim ilişkilerini altüst ederek anlaşılmasını güçleştiren koşekillendirerek gelişiyor. Emlektif kapitalist devlet mülkiyeti kendisinin de çeşitli şekillerde peryalist sermaye ihracı deyönetici olarak içinde yer aldıvasa boyutlara ulaşmış durumda. Hiçbir burjuva üretimi ğı devlet mülkiyeti küçük burjuvaziye kendi mülkiyeti gibi bunun karşısında duramıyor. görünür. Büyük sermayeye Özelleştirmeler adı verilen karşı bunu savunma ihtiyacı ulusal burjuva mülkiyetlerin bu duyar. Onun yıkılmasında sermayenin saldırılarına yem kendi yöneticiliğini burjuva sioluyor. İster kendiliğinden isyasal iktidarından tamamen ter dirençle ama sonuç olarak uzaklaştırılması olarak görür. emperyalist sermayeye teslim Bunun tarihsel bir oluşum ololuyor. Daha şimdiden Bir çok duğunu kapitalist üretimin çeülkenin burjuva devlet egeşitli evrelerinde ortaya çıkan menliğinin vazgeçilmez alanmülkiyet biçimi olarak kavraları olarak kabul edilen ulusal yamaz. Kemalist burjuva olasanayilerinin, emperyalist terak adlandırılan burjuva topkellerin eline geçiyor. Devletlumunun bu kesimi uzun bir çilik diye tanımlanan burjuva süredir siyasal sahneden südevletinin kolektif mülkiyeti 19


www.proleter.org

emperyalist tekellerin doğrudan el koyduğu sanayi dalları haline dönüştü. Türk burjuvazisi egemenliğini emperyalist tekellerin rekabetinin insafına bıraktıkça bundan beslenen burjuva sınıfı siyasal gücünü yitiriyor. Burjuva aydınları arasında milliyetçilik bağımsızlık ideolojisi içi boş bir palavrayla birlikte emperyalist tekellerin yeryüzünü sömürmesinin aracı olarak köleleşmenin unsuru olarak gelişiyor. 2002 seçimleriyle büyük sermayenin emperyalist çok uluslu tekellerin desteğiyle iktidara gelen AKP ilk dört buçuk yıllık iktidarı boyunca burjuva ulusal devlet mülkiyetini özelleştirmeler yoluyla emperyalist tekellere, büyük burjuvaziye peşkeş çekilmesi 2001 krizinin etkilerinin yavaş yavaş aşılmaya başlanmasıyla dünya kapitalizminin göreceli olarak rahatlamasıyla yükselen dünya kapitalizminin rüzgarını arkasına alan AKP kapitalist üretimin belli bir istikrarla büyümesini kendisinden önceki düzen partilerinin dönemindeki sürekli yükselen enflasyonist baskıyı durdurabildi. Devlet borçlanması bu dört buçuk yıllık iktidar döneminde iki katına çıktı. Devletin 20

borçlanması burjuvazinin yöneten ve meclisler aracılığıyla yasalar koyan kesimi için Marks ın belirttiği gibi büyük bir çıkar sağlar. İktidarını güvence altına alır. Zenginleşmenin başlıca kaynağı spekülasyonların asıl hedefi devletin bütçe açığıdır. Borçlanma, bütçe açığı her dört yada beş yılda bir yeni borçlanma devleti soymanın yeni bir fırsatını yaratır. Hükümetlerin ve meclisin sırrını çok iyi bildikleri borsa oyunları ile parasını devlet tahvillerine yatıran halkı soymak için yeni bir fırsat sağlar. Muhalefetin, yolsuzluk soygun diye bağırtması iktidarın ekonomik gücünü arttırır. Yeni iktidar aracılığıyla zenginleşen burjuvazinin yeni bir kesimi palazlanır. AKP iktidarı boyunca ardı ardına çıkan özeleştirme yasalarıyla ulusal ve uluslar arası büyük sermayenin emperyalist sermayenin devlet mülkiyetinin belirli bir azınlık tarafından yutulmasını kolaylaştırdı. Devletin soyulması soygunun ortaklaşalığı burjuva sınıfı tarafından paylaşıldığı ölçüde bu paylaşımı tehdit eden yeni bir krizle karşılaşılmadığı ölçüde bu kasaba tüccarlarının patisini güçlendirdi. 2007 Nisanın da


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 meydanları dolduran küçük tışmasıydı. Toplumsal zenginburjuva demokratları kahrolliğin burjuva sınıfı arasında sun emperyalizm sloganıyla paylaşılması savaşıydı. Küçük kendisine ait olduğunu sandıburjuvaziye düşen ise bu savaşımın içinde elindekini kayğı tüm toplumun ortak mülkibetmek ve işçi sınıfının saflayeti olarak gördüğü devlet rına itilmekti. Son model cipmülkiyetinin bu talanına tepki olarak meydanları doldurdulerde kasılmış türbanlı bayanğunda kendisine yol gösterelar, yükselen Müslüman burjuvalar, zenginleşen camilernin bu mülkiyetin yöneticileri de birbirlerinin gırtlağına sarıordu ve burjuva bürokrasisini lan tarikatlar, büyük sermaye görünce hayal kırıklığı içinde tarafından yağmalanan ulusal ne şeriat ne ordu çığlıklarıyla zenginliğin toplumun gözü bayraklarını dürüp evlerine önünde hayasızca tüketilmesi, geri döndü. Emperyalist kapisabahlara kadar alkol denitalizmin rekabetiyle elindeki zinde yüzen borsanın ve hamülkiyetini ipotek altında gövadan zenginleşmenin çıldırtren küçük burjuvazi hiçbir tığı burjuvazi siyasal iktidar zaman kendisine ait olmayan ama hep kendisinin zannettiği sahnesinde henüz yeni yeni devlet mülkiyetinin aslında yer alan İslamcı burjuvazinin büyük burjuvazinin farklı ketek ayak üzerinde kırk yalasimleri arasında bir nıyla büyük sermayeyle bübölüşümünden ibaret olduğutünleşen İslamcı burjuvazinin nu hissettiğinde cumhuriyetin siyasal gücünü arttırdı. Laiklik değil kendi mülkiyetinin, devburjuvazi için demokrat küçük letin değil kendi dükkanının burjuvazinin korkuyla sindirilgerçek bir tehdit altında oldudiği bir bez parçasından ibağunu gördü. Tehdit altında retti. Çoğu taşradan çıkan olan burjuva egemenliği burkentlerin tüccar orta sınıfının juva yaşam tarzı burjuva söyükselmesiyle büyük sermayeyle birleşen bütünleşen mürüsü değil, işçi sınıfının geçmişlerinde devlet mülkiyetoplumsal olarak yaratığı burtinin desteğinden uzak kalan juva mülkiyetinin, burjuva muhafazakar İslamcı orta sızenginliğinin bu sınıfı meydanıfın büyük burjuva haline döna getiren üyeleri tarafından nüşen kesimi AKP iktidarında yani burjuvazinin iktidar ça21


www.proleter.org

yönetici sınıf durumuna gelince bol keseden dağıttığı seçim rüşvetleriyle halk yığınlarının gözünde tüm itibarını kaybetmiş cumhuriyetçi laik burjuvaziyi ağır bir yenilgiye uğrattı. İslamcı burjuvazi daha düne kadar içinde yaşadığı orta sınıf olarak kentlerde ve kasabalarda komşuluk ettiği halk yığınlarının gözünde cumhuriyetçi burjuvadan yaşam biçimiyle kendisini ayırt eden dinci muhafazakar yaşam tarzıyla burjuva elitlerinin karşıtıymış gibi çıktı. Halk korkusundan saygı duyduğu ama nefret ettiği ordunun generalleri arasında tercih etmek zorunda kalınca yoksulluğunun nedenini toplumsal üretim ilişkilerinde değil ama toplumsal üretim ilişkileri dışında ilahi güçlerin adaletinde arayan, sefalete itildikçe dine sarılan halk yığınlarının gözünde henüz deşifre olmamış soysuzlaşma ve burjuva yaşam biçimiyle özdeşleşmemiş bu yeni burjuva iktidarının yanında yer aldı. Emperyalistler arasında şiddetlenen paylaşım savaşı kapitalist eşitsiz gelişim yasası dünyanın yeniden paylaşılmasını, yeni bir paylaşım savaşını gösteriyor. Rus Sov22

yet Emperyalizminin dağılmasıyla başlayan bu yeni süreç yeni emperyalist güçlerin sahneye çıkmasıyla daha da şiddetlendi. Asya da Çin emperyalizminin yükselen gücü kendini toparlayan ve kolay kolay sömürge savaşından çekilmeyeceğini gösteren Rusya dünyanın tek egemen emperyalist gücü olarak kendini gören ve başkalarına bu egemenlik hakkını bırakmaya niyeti olmadığını gösteren ABD emperyalizmi, ABD Emperyalizminin koltuğunun altından çıkmaya çabalayan Almanya, Fransa, İngiltere nin başını çektiği AB emperyalistleri dünyanın yeniden paylaşılması için şiddetli bir savaşa tutuştular. Savaş, şimdilik ekonomik ve kısmen dolaylı askeri çatışmalarla sürdürülüyor. Afganistan’ın, Irak’ın doğrudan işgali İran, Suriye, Kuzey Kore’nin işgal edilme planları Yugoslavya’nın parçalanması, Türkiye’nin parçalanma planları emperyalist rekabetin sömürge savaşlarının bir bütünün, emperyalist sömürge savaşlarının, parçaları olarak ortaya çıkıyor. Asya, Avrupa, Latin Amerika, Afrika bu emperyalist planların uygulanma alanları. İktidarlar dev-


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 riliyor, yeni iktidarlar yeni işbirmi karşıtlığın da yer alıyor. likçiler sahneye çıkıyor. UkABD ve AB emperyalistleri tarayna da, Gürcistan da, Kırgırafından kullanılıp bir kenara zistan da seçimler aracılıyla itilen sermaye yöneticilerinin belirli bir kesimi ulusallık ve dolaylı darbelerle yeni hükümetler, yeni nüfus bölgeleri bağımsızlık palavralarıyla yığınların anti amerikancı duyoluşuyor. Türkiye bu planların gularına sesleniyor. Söz kobir parçası olarak ortaya çıkıyor. Emperyalistler arası panusu olan emperyalizme karşıtlık değil, söz konusu olan zar savaşı dünya kapitalist ABD emperyalizmi tarafından emperyalist ekonominin Türk bir kenara itilmiş olmak. Kendi burjuva sınıfının da kendi akıbetlerini Saddam’ın akıbeiçinde savaşımını şiddetlenditiyle aynı gören ulusalcılar riyor. Seçimler emperyalistler ABD emperyalizminin Kürt arasındaki işgalin araçları olaulusal burjuva hareketini desrak bu ülkelerde uygulanıyor. Ukrayna da ki seçimlerde teklemesi Güneydoğu da Kuzey Kürdistan yaratma çabaABD emperyalizminin seçim süresince harcadığı paraların larından korkuyla anti Amerimiktarı bir süre önce burjuva kancı kesildiler. Laik cumhuribasının da yazılıp çizilmişti. yetçi ordunun emekli sözcüleri Türkiye deki seçimlerde dağışeriatçı İran, Rusya ve Çin ile tılan para miktarını ise muhaittifaktan söz ederken, Müslüman burjuvazi tarikatlar lefet partileri bile bilmediğini ABD nin Irak da on milyarca dillendirdi. ABD emperyalizMüslüman’ı katletmesini alkışminin AB emperyalistleri ile lıyor. ABD nin İran’ı işgal etbirlikte Türkiye yi bölme ve me planlarını destekliyor. parçalama planları BOB proABD ve AB emperyalistlerinin jesi dışına itilen kendilerine desteklediği “Ilımlı İslamcı ihtiyaç duyulmayan bir kesimi burjuvaziyle ulusalcı burjuvaemperyalizm karşıtı olarak ların çıkar çatışmaları tüm değil ABD ve AB karşıtı olarak şiddetiyle sürüyor. Emperyaortaya çıkıyor. Ulusal burjuvalist kapitalizmin desteği ve rızi adı verilen bu kesim ekozası olmadan, büyük sermanomik iktisadi olarak emperyeyi arkasına almadan kışlayalist ekonominin karşısında nın kapısından dışarıya çıkadeğil ABD ve AB emperyaliz23


www.proleter.org

mayacak olan ordu sıkışmış durumda. Vatan, cumhuriyet, laiklik palavralarıyla halk yığınlarının desteğini arkasını alarak emperyalist efendilerine kendilerini kabul ettirmeye çalışıyor. ABD emperyalizmine kah karşı çıkarak, kah göz kırparak kendisinin dışlandığı siyasal iktidarın yaşama şansı olmadığını göstermeye çalışarak içinde bulunduğu açmazı derinleştirerek emperyalizme kölece yaltaklanarak devlet içindeki siyasal gücünü korumaya çalışıyor. Büyük burjuvazi için ulusla bağımsızlık sermayenin üretim ve yeniden üretiminden başka bir anlam taşımaz. Burjuvazi hangi bayrağın altında olduğuna değil hangi para biriminin kasasında yer alacağına bakar. Emperyalist tekeller sınırların ortadan kalkması, emperyalist sermayenin özgürce tüm dünyada serbestçe dolaşacağı gümrük duvarlarının engeli olmaksızın sömürüyü gerçekleştirmek ister. Tekellerin çıkarları bunu gerektirir. İşçi sınıfının sömürülmesi toplumsal zenginliğin burjuva sınıfı tarafından paylaşılması söz konusu olduğunda yerel burjuvazi ve ulusal iktidarları emperyalist sermayenin doğrudan ta24

raftarı ve işbirlikçileridir. Ne var ki kendi ekonomik siyasal çıkarları tehdit altında olduğunda vatanın korunması bölünmez bütünlüğüne sahip çıkılması için işçi sınıfını yardıma çağırır. Rekabet ekonomik günlük yaşamda burjuva sınıfını nasıl iflasa sürükleyip kapitalist rekabetin dışına itiyorsa siyasette de emperyalist tekellerin egemenlik ve pazar savaşları güya bağımsız yerel burjuva iktidarlarını politikanın dışına itiyor. Bu durumu elbet teki şiddetli çıkar çatışmaları savaşlar vb. ile birlikte yürüyor. Emperyalizmin karşıtıymış gibi görünen ve saf küçük burjuva demokratlarının bağımsızlık hayranı burjuva aydınlarının kafası karışıyor. Kapitalist emperyalist ekonomi üretim ilişkileri kutsanarak onların varlığı korunarak ulusal bağımsızlık mümkünmüş gibi ham hayaller peşinde yığınların enerjileri de heder ediliyor. 22 Temmuz seçimleri büyük sermayenin ABD ve AB emperyalizminin temsilcilerinin bir kenara itilen ulusalcılar karşısında ezici bir çoğunlukla parlamentoda yer almalarını ortaya çıkardı. Seçimin mağlupları şaşkın şaşkın yığınla-


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 eden. İç savaşın taraftarı olrın nasıl olup da bunca yokmadığını vatan sağ olsun sulluğa ABD karşıtlığına rağsözcüğünü 20 yaşındaki oğmen sandıkta ABD yanlısı, lunun cenazesi başında başcumhuriyet karşıtı partiye oy ka türlü konuştuğunda başına verdiklerini anlayamadıklarını nelerin geleceğini çok iyi bilen ifade etmeleriydi. Türk halkını gerçek duygularını gizleyen aptallıkla suçlamaya kadar söylemek istediklerinin değil vardırdıkları yorumlarıyla gersöyleyemediklerinin ifadesiyçekte kendi programlarıyla di. Asker cenazelerinde mikmevcut ekonomik yaşamı rofonlara vatan sağ olsun disürdüreceklerini söylediklerini yen halk mikrofonlar kapandıunutuyorlar. Yığınların yoksulğında kendi çevresine hep biz luğuna yol açan emperyalist kapitalist ekonomik politikaları yoksulların çocukları mı ölecek diye zenginlerin cumhuriaynen devam ettireceklerse yeti ve vatanı korumak için nivar olandan farklı olarak neyi gösteriyorlardı? Burjuva muçin ölmediklerini soruyordu. Asker ölümlerinin en çok olhalefeti cumhuriyetin, laikliğin tehdit altında olduğunu bağırduğu bölgelerde savaş kışkırdıkça cumhuriyette kendi tıcı politikaları seçimlerde ezilmişliğinden başka bir şey yükselten muhalefet partileribulamayan yoksul halk onu ne ve orduya karşı daha ılımlı korumak için niye çaba göspasif politikaları benimseyen tersin. Halk için burjuva cumAKP nin oy oranının yükselhuriyetinde yoksulluk ve burmesini sağladı. Savaş çığırtjuvazinin laiklik olarak nitelenkanlığı yapan Kuzey Irak’a gidirdiği debdebeli yaşamdan rilmesini, Kürtlere ders verilbaşka ne görünüyordu? mesini isteyen halktan savaCumhuriyeti korumak demek şın bitirilmesi için daha çok ölümler isteyen ordu ve mumilliyetçi ideolojinin alıklaştırhalefet partilerine karşı ABD dığı serseri lümpen küçük ve AB emperyalistlerinin Kuburjuva unsurları dışında halk zey Irak politikaları doğrultuiçin zorla askere alınmak tasunda pasif bir tutum izleyen but içinde omuzlarda taşınAKP ikiyüzlü bir politikayla ormaktan ibaretti. Temmuz sedunun tahriklerini savuşturdu. çimlerinde halk yığınları 20 Mart tezkeresi sırasında ABD yıldan fazla süredir devam 25


www.proleter.org

nin emrine asker vermek için yoğun bir çaba gösteren AKP Temmuz seçimleri sırasında ABD emperyalizminin çıkarları doğrultusunda savaş karşıtıymış gibi pasif bir görüntü verdi. Ordu 27 Nisan da Abdullah Gül ün cumhurbaşkanlığını engellemek için gece yarısı tehditler savururken gerçekte 22 Temmuz da O nu cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtacak koşuları da yaratmış oldu. AKP nin bile ummadığı bir seçim zaferini kendi eliyle sağlamış oluyordu. Bundan önceki burjuva seçimlerinde bu “saygın” kurumun burjuvazinin ordusunun ne kadar saygın ve sevilen bir kurum olduğu burjuva seçimlerine her müdahalesinde açığa çıkmıştı. 12 Eylül’ün darbeci generallerinin işaret ettiği tüm desteğini verdiği Turgut Sunalp ve MDP bu gün adları bile unutulan bu parti ordunun desteği sayesinde sonuncu parti olmuş, yine bu destek sayesinde ANAP ummadığı bir seçim zaferi kazanmıştı. Ordu kime karşıysa halk onun tarafındaydı. Burjuvazinin sadık düzen koruyucusu ordunun saygınlığı sermayenin ikiyüzlü yalanından başka bir 26

şey değildir. Yolsuzluk, rüşvet ve yozlaşmanın batağında ki burjuva ordusu kışlanın duvarları arkasında sermayenin tüm kurumları örgütleri içinde en nefret edilen iki kurumundan birisiydi polis ve ordu. Halk için zorbalık baskı ve şiddetten başka bir çağrışım yapmıyordu. Bu iki burjuva kurumuyla açık hesaplaşmayı örgütsüz yığınlar işçi sınıfı yapamadığı sürece nefretini ancak kendi içinde fırsatını bulduğunda gösteriyordu. Polis ve ordu halk için saygı değil korkuyu, korku ise sevgi güven değil nefreti ifade eder. Ordunun tehdidi karşısında ABD, AB emperyalizminin ve büyük sermayenin maddi ve siyasal desteğini arkasına alan AKP ona meydan okumaktan çekinmedi. Ağustos da yeni parlamentoda Abdullah Gül cumhurbaşkanlığını parlamentonun üçüncü turunda ilan etti. 27 Nisan da sanal ortamda kabadayılık yapan generaller, Ağustos da dükkânı geçici olarak kapattılar. Kemalist burjuvazi Çankaya’nın tepesinde sallanan Ilımlı İslam’ın eski kasaba tüccarı burjuvazinin sembolü türban önünde istemeye istemeye hazır olda selam duru-


Proleter Ağustos: 2007 Sayı:43 sini yozlaştıran burjuva “komüşuna geçmek zorunda kaldılar. nist” partilerinin burjuva topluBüyük sermaye dört buçuk yılmu içinde demokrasinin gerlık talanın kesintisiz sürmesi çeklerinden olduğunu söyleye için istikrardan yana oldukların gelmiyor muydu. Dinsel motiflesöyleyerek orduyu boyun eğrin kullanılması sık sık halk yımeye davet etti. Burjuva medğınlarının alıklaştırılması için yası değişik türban modelleriyle moda dünyasının önünü açaburjuvazinin sıkça baş vurduğu cak türban modelleri çizimiyle bir yöntemdir. Göstermelik ikiÇankaya Köşkünde bu köşkün yüzlü laikliğin ortadan kalkmailk sahibi burjuva cumhuriyetisından yığınların burjuva topnin kurucusunun kılık kıyafet lumuna duydukları nefretin devrimlerini Kemalist burjuva saptırılmasından başka bir işe devriminin müzesine kaldırdı. yaramıyorsa varsın yoksullar, Sermayenin çıkarları söz konubaldırı çıplaklar kendilerini istesu olunca liberal burjuvazi için dikleri gibi örtsünler bundan din ve dinsizlik, laiklik ve şeriat kendi özgür burjuva yaşamını basit bir ayrıntıdan ibarettir. rahatça sürdüren büyük burjuBurjuva yaşam biçimi kendisi va sınıfı için bizzat kendi devleiçin en elverişli koşulları ancak tinin eliyle yarattığı ve beslediği kendi üretim ilişkilerinin sömürü koşullardır. Halk yığınları arakoşullarının kesintisiz devam sında örtünme burjuva yaşam etmesinde bulur. Biçim ve şebiçimine duyulan öfkenin tepkikiller geniş halk yığınlarını alsi olarak ortaya çıkmıştı. Asıl datmak söz konusu olduğunda tehlikeli olan bunu bertaraf etgeçerlidir. Sermayenin kazancı mek. Bunun burjuvazi için tehgüvence altında olduğu sürece dit unsuru olmaktan çıkarılmaburjuvazi için siyasal iktidarın sıdır. Sözde değil özde laiklik biçimi ve kimler tarafından yödiyen Kemalist ordunun genenetildiğinin önemi yoktur. Küralleri 12 Eylül de ellerinde kuçük burjuva demokratlarını korran, dilerinde tarikatların bile kuya iten AKP siyasal İslam cesaret edemediği ayetlerle büyük burjuvazi için kendisine meydanlarda yığınları caminin dönüşmüş eski kasaba tüccarilahi kaderciliğine yoksulluğa larının muhafazakar, esnaf çove sefalete boyun eğmesini cuklarından başka bir şey detanrısal bir buyruk olarak ğildir. Burjuvazi içi boşaltılmış öğütlememiş miydi. işçi sınıfının sınıfsal mücadele27


www.proleter.org

Zenginlik ve sefaletin kardeşliğini bu dinsel boyun eğmişlik içinde yoksullara öğütlenmiyor mu? Ordu, siyasal savaş meydanın dan yenilgiyle ayrılırken sahibi büyük sermaye ona kışlanın kapısını gösterdi. Kışlanda sana verilen görevleri yap ve çağrılmadan siyaset meydanına çıkma. Temmuz seçimlerinin hayal kırklığına uğrattığı küçük burjuva demokratlarının tek kazancı aşkın partisinin, barışın ve kardeşliğin temsilcisi olarak burjuva parlamentosuna bağımsız aday olarak göndermek oldu. Aşk ve savaş karşıtlığını kendine rehber edinen küçük burjuva demokratlarının pembe rengi Ufuk Uras meclis cumhurbaşkanını seçince Abdullah Gül’ü burjuva demokrasisinin zaferini tebrik etmek sırada ki yerini aldı. Kürt ulusal burjuva hareketinin legal temsilcisi DTP 12 Eylül öncesinin radikal, şimdilerin ise ılımlı küçük burjuva demokratlarıyla ittifak içine girdiği Temmuz seçimlerinde 2002 seçimlerine göre oy kaybederek grup kuracak sayıda milletvekilini parlamentoya göndererek Kürt ulusal burjuvazisini temsil etme hakkını kazandı. Bir dönemlerin 28

radikal küçük burjuvaları yama oldukları Kürt ulusal burjuvazisinin kontenjanından bir tek aday bile çıkaramadan boş bir böbürlenmeyle parlamentoda Kürt milletvekillerinin yer almasını devrim diye nitelendirdi. 12 Eylülden bu güne geçen süre 12 Eylül öncesi küçük burjuva radikallerinin, sosyalistlerinin devrimini evrimleştirerek sona erdi. Kürt ulusal burjuvazisinin 20 yıldır sürdürdüğü iç savaş Kürt halkına Türk ve Kürt burjuva sınıfları arasında ki pazar savaşı olduğu gerçeğini kendi deneyimleriyle göstermeye başladı. Kürt burjuva ulusal hareketi yerel seçimler aracılıyla Kürt illerinde kazandığı belediyelerin yönetiminde gelecekte ki Kürt burjuvazisinin iktidarını görmüştü. Türkiye İşçi Sınıfının burada sözü edilmedi. Kendi bağımsız sınıf hareketinden sınıf programından yoksun kendisi için değil burjuvazi için bir sınıf olduğu sürece onun eylemleri politik bakışı burjuvazinin eylemleri ve politik bakışı içinde kaybolup gider. Ve öylede oldu. Ağustos 2007 MAHİR


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.