45-PROLETER

Page 1

CİLT:4

SAYI: 45

Ekim: 2007

----------------------------------------------------------------------------------------------------

MARKSİZM – LENİNİZM HER ZAMAN GÜNCEL VE BİLİMSEL ÖĞRETİ SERMAYENİN “ETİK İLKELERİ” VE ANAYASA TARTIŞMALARI Toplumsal yaşamın tarihinde köleci ve feodalizm döneminden itibaren toplumu oluşturan sınıfların gelişme ve birbirleriyle mücadeleleri sonucu egemenliğin gücüne uygun yazılı veya sözlü bir takım yaşama ilişkin kurallar oluşmaya, sınıflar bunlara “riayet” ederek mücadelelerini bu kurallar çerçevesinde yürütürler. Zaman zaman isyan, ayaklanma, egemen erke karşı açık mücadeleler yürütürken ihlal edilen bu kurallar yeni-

den yeniden değişmiş ve değiştirilmiş bu uğurda çok mücadeleler edilmiştir. Bunun tarihsel süreç boyunca yer ve zaman olarak belli olmayan, eşit ve aynı olmayan kurallar olması yaşamın, toplumsal üretim ilişkilerinin ve kültürlerin farklılığından kaynaklanmıştır. Kölelerin, köle sahiplerine, serflerin, feodallere karşı mücadelesi sınıfsal mücadelenin gelişmesine bağlı olarak gelişme göstermiştir. Sömürünün, baskının arttığı, zulmün ve şiddetin varlığı ile birleşen ekonomik zorla bir başka üretim biçimini ortaya çıkardı; üreticiler özgürleşti, üretim araçları üreticilerden koparıldı. Ortaya sadece emek gücünü üretim araçları sahiplerine satarak geçinen bir sınıf, işçiler, proleterlerle üretim araçlarının sahibi olarak ta burjuvazi ortaya çıktı. Burjuvazi kendi mülkiyetini ve


www.proleter.org

erkini hem kendilerine hem de bu sınıfa, işçi sınıfına karşı “özgürlük, kardeşlik, eşitlik” nidalarıyla gelişmelerini sağlamlaştırmayı, hem de diğer sınıflar üzerindeki egemenliğini pekiştirmek ve süreklileştirmek için giriştiği birçok ilişkilerini yasalara (hukuka), hayata geçirdi. Bunun için kurumlar oluşturdu. Bunlar için önceli feodallere karşı gizli açık mücadeleler verdiler. Tarihte demokratik devrim olarak adlandırılan bu ilişkiler dönemine son vermek için burjuvazi ve proletarya çok kanlı, açık ve gizli mücadeleler verdiler. Burjuvazi gelişmesini ve egemenliğini pekiştirdikçe mücadelesini işçi sınıfına doğru çevirdi. Bunlar için yaşanmış savaşlar, devrimler, mücadeleler verildi. Bunlar önemli dönemler ve dönüm noktalarıdır. Burjuva devrimleri ile birlikte proletarya da mücadele bayrağını yükseltir, onun öncülüğünde devrimci mücadeleler ve devrimler gerçekleştirilir. Her sınıf mücadelesi kendi mücadele araçları ve programlarıyla gündeme damgasını vururlar. (1789’un, 2

1848’lerin tarihi süreci bunun en belirgin örnekleridir.) Arkasından devrimci mücadelenin dönüm noktalarından biri Paris Komünü’dür. 18 mart 1871’de Paris işçi ve emekçileri burjuva yönetimini paramparça ederek yönetimi ele geçirirler. Ve bir takım kararlar alırlar: Başta düzenli ordu ve polisi dağıtırlar, yerine silahlı halk milislerini örgütlerler. İşlikleri ve fırınları el koyarlar. Çalışma ve iş koşullarını düzenlerler. Yönetim ve Adli görevler için seçimle göreve gelme ve seçimle görevden alma kurallarını getirirler ve hayata geçirirler. Din ve kilisenin yönetimden uzaklaştırılmasını sağlarlar ve kilisenin tüm mallarını kamulaştırırlar. Okullarda din eğitimini yasaklarlar. Yönetici ücretlerini ortalama ücretli işçinin ücretine eşitlerler. Bu geleceğin sınıfının, proletaryanın tarihe geçecek ilk iktidar denemesi ve gelecekteki proleter demokrasisinin ilk sergilenişidir. Proletarya bunu 71 günlük iktidarıyla tüm dünya proletaryasına ve burjuvazisine gelecekle ilgili ilkeleri ve görevleri gün yüzüne çıkarır. İktidarın güvencesi proletaryanın örgütlü,


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 ayrı kendi ilkelerini ve progproleter demokrasiyle doramını hayata geçirerek münanmış, çelik disiplinli iradecadeleyi kendi inisiyatifine, siyle olacağını dünya alem’e üstünlüğüne almıştır. İşçi sınıilan eder. fı kendi mücadele araçlarını Burjuvazi kendinden yaratıp, sahip olurken, kendi önceki üretim biçimlerine ve programını uygulamaya koyasınıflara karşı verdiği mücaderak Çarlık Rusya’sında prolelede gerek politik gerekse aster devrimini gerçekleştirerek keri savaşımında şiarını “eşitdiğer ülkelerdeki sınıf kardeşlik, kardeşlik, özgürlük” üzerilerine uluslar arası proletarne yürütür. Bu anlamda “1789 yanın burjuvaziye karşı politik, İnsan Hakları Evrensel Beekonomik mücadelelerinden yannamesini” kabul etmek zoiktidar mücadelesine doğru runda kalır. Burjuvazi daha bayraklarını yükseltmesini işasonraki mücadelelerinde geret etmiştir. rek proletarya ile gerekse raTopladığı Uluslar Arası kipleri arasında bir çok anDoğu Halkları Kongreleri, enlaşmaları imzalamak duruternasyonal birliklerle ve buramunda kalır. Burjuvazinin, ekonomik olarak kapitalizmin larda aldıkları kararlarla başta işçi sınıfı olmak üzere büegemen olması, iç pazarların tün dünyadaki emekçi kardeşve uluslar arası pazarların paylaşımının zorunlu hale lerine burjuvazi ve gericilik geldiği ve bunun uluslar arası üzerindeki savaşımına dikkat çapta bir yeniden paylaşıma çekmiştir. Artık bundan sonra neden olduğu I. Paylaşım saişçi sınıfının ve emekçi kitlelevaşı ile birlikte proletaryanın rin önünde rehber alacağı bir mücadele deneyimi ve arkalada kendi kurtuluşunu dile getirında hissettikleri uluslar arası rip bu uğurda savaşımını büproletaryanın maddi ve matün dünyada kendini gösternevi gücü vardır. meye başlamış, yeni bir çaKonumuz açısından sığın başlangıcının işaretiyle nıf mücadelesinin argümanlabirlikte emperyalizm ve prolerının başında (ideolojik, siyasi, ter devrimler çağı dönemi örgütsel alanlarda) ideolojinin başlamıştır. Bu dönemde önemi çok iyi anlaşılması geproletarya artık burjuvaziden 3


www.proleter.org

rekmektedir. Sınıfın ideolojisi, sınıf bakış açısının içeriğini yansıtır. Böylelikledir ki sınıf ilişkileri, toplumsal ilişkilerin gelişme derecesine tekabül eden belli bir aşamasında üst yapıyı oluşturan ilişkilerin ve yapıların niteliğini, işleyişini bize açıklamaya yeter ve bunlara karşı sınıfsal duruşu, mücadele biçimini, içeriğini doğru kavramaya, doğru mücadele etmeyi kavratır. Siyasi ve örgütsel yapılanmayı ortaya çıkarır. Bu bağlamda “burjuva yasalar, anayasalar” a karşıda tutum değişmez. Hepsinde ortak olan yön işçi sınıfına ve onun ideolojisine uygunluk açısından değerlendirilerek sınıfsal duruş ve tavır gösterilir. Toplumsal ilişkilerin işleyişinin kurallarını “yazılı” veya “ananevi” belirleyen yasaları ortaya koyan “yasa koyucunun” -devletin – niteliği ve işlevini de bu açıdan değerlendirmek gerekir: Devlet nedir, niteliği nedir, önemi nedir ve proletaryanın partisinin, kapitalizmi alaşağı etmek için mücadele eden partinin tutumu nedir-onun devlete karşı tutumu nedir? Burjuva biliminin, felsefesinin, hukuk biliminin, eko4

nomi politiğinin ve gazeteciliğinin temsilcilerinin devlet sorunu kadar, bilerek ve bilmeyerek anlaşılmaz hale getirdikleri bir başka sorun yoktur. Bu güne dek pek sık olarak kendini dinsel önyargılardan kurtardığını kabul edenler bile, pek sık olarak özgün devlet sorununu din sorunlarıyla birbirine karıştırırlar ve devletin ilahi bir şey, doğa-üstü bir şey olduğunu, sayesinde insanlığın varlığını koruduğu belli bir kuvvet olduğunu, insanlara ihsan edilen, ya da insanlara ihsan edilebilen yada insanın olmayan, ona onun dışında verilen bir şeyler getiren ilahi kökenli bir kuvvet olduğunu ileri süren bir öğretiyi kurmaya çalışıyorlar. Ve söylemek gerekir ki, bu öğreti sömürücü sınıfların-toprak sahipleri ve kapitalistlerin- çıkarlarıyla öylesine yakın bir bağ içindedir ki, öylesine onların çıkarlarına hizmet etmektedirler ki, burjuvaziyi temsil eden bayların her türden gelenek, görüş ve bilimine öylesine derinlemesine sızmıştır ki, herkeste, devlete makul bir gözle bakabildiklerine kendilerini inandırmış olmalarına ve dinsel önyargıların boyundu-


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 egemenliğine sağlamasının ruğu altında oldukları yolunçizdiği rotayı oluşturmaktadır. daki yargıları öfkeyle reddetAvrupa demir-çelik melerine karşın, Menşevikler tröstlerinin başlattığı Pazar ve sosyalist-devrimcilerin devbirliği oluşturarak rekabetin let görüşlerinde bile bunun izyıkıcı etkilerinden kendilerini leriyle karşılaşacaksınız.1 Burjuva devlet yapısısağlama alarak oluşturdukları nın korunması, sınıflar araPazar birliği, bu günün Avrupa sındaki ilişkilerin düzenlenBirliğinin temeli olduğu hatırmesi konusunda toplum içerilanırsa, bu gün Avrupa birliğisinde yapılan tartışmaların ne oluşturan bu ekonomik ve sadece belli ülkelere ve ülkesiyasi birliğe katılmanın ülkemize has bir şey olmadığı gölerin ve birlik sermaye gruplarülecektir. Sermayenin uluslar rının oluşturdukları kriterlere arasılaşması -küreselleşmesiuymak zorunluluğuna dayan,yayılması ve ilhakları artık sımaktadır. nıflar arasındaki ilişkileri “küGünümüz emperyalist sermaye ilişkilerinin devletler resel” düzeyde düzenlemek düzeyindeki ilişkilerine dayagerektiğini zorunlu sonucuna nan kurallarının ve sermaye varmıştır. Emperyalist tekelleprensiplerinin işleyişi “ulus rin I. Emperyalist Paylaşım devletin” yasalarına ve kuralsavaşı ve sonrasında aralarında bir takım ekonomik, örlarına mı göre hareket edecegütsel birlikler ve anlaşmalar ği konusunda ortaya çıkan ankurarak oluşturdukları “sözlaşmazlıkların çözümü önceleşme”ler gelişmelerin ardınlikle ticaret, medeni kanun, dan Milletler Cemiyeti, IMF, borçlar kanunu- vergi yasaları Dünya Bankası gibi ekonomik vb ile başlayıp o ülkenin Anasiyasi örgütlenmelerle yapıyasasına dayanmaktadır. Dulanmaya çalışırken öte yanrum böyle olunca sermayenin dan NATO, Pakt anlaşmaları sorunlarının çözümü için hanvb askeri kuruluşları yoluyla gi yasaların ve anayasanın yeryüzünün sermayenin tam geçerli olacağı her günkü adli sorunlardan arındırılarak uluslar arası bir “yasal” düzenle1 Marks – Engels – Marksizm V.I.Lenin meye ihtiyaç duyulmuştur. S.491 5


www.proleter.org

Bunun oluşmasının ise güçlü olanın koyduğu kurallara göre şekilleneceği muhakkaktır. Şimdi bazı uluslar arası sermaye şirketlerinin “etik kuralları” neymiş bakalım: “….Etik, insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğruyanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaki açıdan araştıran ölçüler bütünüdür. Meslek etiği, meslek grubunu oluşturan bireylerin kendi aralarında ve toplum ile olan ilişkilerini düzenlerken; örgütsel etik, örgütün içinden ve dışından kaynaklanan sorunların çözümünde belirli kurallar getirerek örgüt içi davranış kültürünü tanımlar… ....Bankalar; kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkilerinde, dürüstlük, hesap verebilirlik ve saydamlık ilkeleri doğrultusunda hareket eder, mevzuat gereği denetim ve kontrol amacıyla istenen bilgi, belge ve kayıtların doğru, eksiksiz şekilde ve zamanında iletilmesi konularına özen gösterirler… … bankalar kendi aralarında her konudaki bilgi alışverişini doğru ve sistematik olarak gerçekleştirirler… 6

… ortak menfaatlerin gözetilmesi… … Bilgi ve belge istemeye kanunen açıkça yetkili kişi ve merciler dışında müşterilere ilişkin her türlü bilgi ve belgeleri gizli tutmak ve özenle saklamak zorundadırlar…. Bankaların veya banka personelinin etik ilkelere aykırı işlem veya eylemi olduğuna Birlik Yönetim Kurulu tarafından karar verilir. Bu etik ilkelere aykırı hareket eden bankalar ve/veya banka personeli Birlik internet sitesinde yayımlanır ve ayrıca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na bildirilir.” (Albara Türk Etik İlkeleri.) Tek bir dünya hukuku kurma eğilimindeki emperyalizm, ulus devletleri bu bakımdan tek tipleştiriyor. DTÖ’ü GATS’ı küreselleşme sürecinin ekonomik eğiliminin gerçekleşebilmesi için emekçi sınıfların önceki yüzyıldan kalmış tüm kazanımlarının ortadan kaldırılması, mevzilerin dağıtılması, araçların etkisizleştirilmesi gerekiyor. “Küresel İlkeler Sözleşmesi (Global Compact) Hakkın-


Proleter da Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, 31 Ocak 1999'da yapılan Dünya Ekonomik Forumu'nda, iş dünyasının liderlerinden uluslararası bir girişim olan Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne destek olmalarını istedi. Bu girişim, şirketleri, Birleşmiş Milletler teşkilatlarını, çalışma ve ‘sivil toplum örgütlerini’ bir araya getirecekti. Küresel İlkeler Sözleşmesi operasyonel çalışması 26 Temmuz 2000'de New York'taki BM merkezinde başladı. Bugün ise, dünyanın her tarafından üç bini aşkın sayıda şirket, uluslararası çalışma ve sivil toplum örgütü Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne katılmış ve insan hakları, çalışma ve çevre için ve yolsuzluk karşıtı 10 evrensel prensip doğrultusunda çalışmalarını sürdürmektedir. Küresel İlkeler Sözleşmesi, kolektif hareketin gücünden yararlanarak, şirketlerin, küreselleşmenin zorluklarını orta-dan kaldırmaya destek olmaları için, sorumlu vatandaşlık kavramını yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Bu sayede özel sektör diğer sosyal oyuncularla işbirliği yaparak - Genel Sekreterliğin vizyonunu, yani ‘sürdürülebilir ve kapsamcı bir küresel ekonomiyi ger-

Ekim: 2007

Sayı:45

çekleştirmeye yardımcı olabilmektedir. Küresel İlkeler Sözleşmesi, iki amacı olan, tamamen gönüllü bir harekettir: * On Prensip'i iş dünyasındaki aktivitelere entegre etmek * BM hedeflerini destekle-yen girişimler için katalizatör görevini yerine getirmek Bu hedefleri gerçekleştirmek için Küresel İlkeler Sözleşmesi farklı yöntemlere ve mekanizmalara başvurmaktadır. Bunlar karşılıklı yöntem/politika görüşmeleri, öğrenme/eğitim,İlksel/bölgesel ağlar ve projelerdir. Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin düzenleyici bir rolü yoktur ‘polislik' görevini üstlenmez, şirketlerin hareket ve tutumlarını ölçmez ya da zorlamaz. Onun yerine üzerine kurulu olduğu prensiplerin gerçekleştirilmesi için şirketlerin, çalışma ve sivil toplum örgütlerinin halka sorumluluk, şeffaflık ve kendi geleceklerini sürdürüle-bilir hale getirebilmek amacıyla çalışacağına güvenmektedir. Küresel İlkeler Sözleşmesi bir ‘Ağ'dır. Merkezinde “Global Compact” ofisi ve altı BM teşkilatı bulunmaktadır: İnsan Hakları Komisyonu Ofisi, BM Çevre

7


www.proleter.org

Programı, Uluslararası Çalışma Örgütü, BM Kalkınma Programı, BM Sanayi Kalkınma Örgütü, BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi. Küresel İlkeler Sözleşmesi bütün ilgili sosyal oyuncuları da bu harekete dahil etmiştir: bu inisiyatifi oluşturan prensipleri kabul etmiş hükümetler, hareketlerini bu şekilde düzenleyen şirketler, küresel reel üretimi gerçekleştiren çalışma örgütleri, geniş kapsamlı paydaşları temsil eden sivil toplum örgütleri, ve de düzenleyici ve yön gösterici olarak dünyadaki tek küresel politik forum Birleşmiş Milletler. İnsan Hakları İlke 1: İş dünyası ilan edilmiş insan haklarını desteklemeli ve bu haklara saygı duymalı. İlke 2: İş dünyası, insan hakları ihlallerinin suç ortağı olmamalı Çalışma Standartları İlke 3: İş dünyası çalışanların sendikalaşma ve toplu müzakere özgürlüğünü desteklemeli İlke 4: Zorla ve zorunlu işçi çalıştırma uygulamasına son verilmeli. İlke 5: Her türlü çocuk işçi çalıştırılmasına son verilmeli. İlke 6: İşe alım ve işe yerleştirmede ayrımcılığa son verilmeli. Çevre

8

İlke 7: İş dünyası çevre sorunlarına karşı ihtiyati yaklaşımları desteklemeli. İlke 8: Çevresel sorumluluğu artıracak her türlü faaliyete ve oluşuma destek vermeli. İlke 9: Çevre dostu teknolojilerin gelişmesini ve yaygınlaşmasını desteklemeli. Yolsuzlukla Mücadele İlke 10: İş dünyası rüşvet ve haraç dahil her türlü yolsuzlukla savaşmalı.” Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğinin “özel şirketlere” sunduğu ve uymalarını tavsiye ettiği bu kararlar ilerde “demokrasi getirecekleri” başka ülkelerin çalışma ve iş ilişkileri temelinde zorunlu kurallar yada “kriterler” olarak önlerine konacaktır. Bu ülkelerdeki “yerel” veya küçük sermayelerin rekabet güçlerini daha da daraltarak uluslar arası tekelci sermayenin önünü açmakta kullanacaklardır. Bu gün ülkemizde yaşanan emperyalist tekelci sermayenin “Kopenhag Kriterleri”, DTÖ ve GATS anlaşmalarının kabul edilen uygulama maddeleri bunlara en iyi örnektir. Bu anlaşmanın bazı maddelerine göz atarsak bunların neye mal olacağını kestirmek zor olmayacaktır. “Üye ülkeler Dünya ekonomisinin büyümesi ve gelişmesinde hizmet ticaretinin artan


Proleter öneminin farkına vararak; Hizmet ticaretini şeffaflık ve artan liberalizasyon koşulları altında genişletmek, ticarette bulunan bütün ülkelerin ekonomik büyümelerini ve gelişmekte olan ülkelerin gelişmelerini ilerletmek amacıyla hizmet ticaretiyle ilgili olarak çok taraflı prensip ve kurallar bünyesi oluşturma arzusuyla; Milli politika amaçlarını göz önünde bulundurarak, karşılıklı fayda prensibiyle bütün katılımcıların menfaatlerini ilerletmeyi ve hak ve yükümlülükler dengesi sağlamayı amaçlayan çok taraflı müzakereler yoluyla daha yüksek bir liberalizasyon düzeyine en kısa zamanda ulaşılması arzusuyla; Milli politika amaçlarını gerçekleştirmek amacıyla, ülke sınırları içinde hizmet arzıyla ilgili olarak yeni yönetmelikler ortaya çıkarma ve düzenleme haklarının ve farklı ülkelerdeki hizmet yönetmeliklerinin gelişmesiyle ilgili mevcut orantısızlık belli iken, gelişmekte olan ülkelerin bu haklarını kullanmalarıyla ilgili özel ihtiyaçlarının farkına vararak; Gelişmekte olan ülkelerin hizmet ticaretindeki artan katılımını ve hizmet ihracatlarının, diğer şeylerin yanında, yurtiçi hizmet kapasitesiyle etkenliğinin ve rekabet edilebilirliğinin güçlendirilmesi yoluyla genişletilmesini kolaylaştırma arzusuyla; En az gelişmiş ülkelerin özel ekonomik

Ekim: 2007

Sayı:45

durumları ve gelişmelerini, ticari ve mali ihtiyaçları karşısındaki ciddi zorluklarını özellikle göz önünde bulundurarak; Aşağıdaki hususlarda anlaşmıştır:”2 Bu kanunun uygulamasıyla ilgili olarak son yıllarda yürürlüğe giren ülkemizdeki mesleklerin tanımlanması ve bu meslek sahiplerinin mesleklerini ifa ederken uyması gereken kuralları içeren yönetmelikler konusunda “farkına varılanvarılmayan” eleştirilerin bazıları şöyledir: ” 13-14 Nisan tarihleri arasında YTÜ’de gerçekleştirilecek olan “GATS, AB uyum sürecinde meslekler nereye?” konulu sempozyumun tanıtım toplantısı 17 Şubat günü Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Dış Karakol binasında yapıldı. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Öğrenci Komisyonu’nun çağrısıyla bir araya gelen komisyonlar, kulüpler ve örgütlenmeler kendi gelecekleriyle ilgili konularda söz sahibi olmak istediklerini ifade ettiler. Sempozyum çalışması yeni dönemin açılmasıy-

2

“HİZMET TİCARETİ GENEL ANLAŞMASI T.C. Hazine Müsteşarlığı http://www.tresury.gov.tr web sitesinden alınmıştır.” 9


www.proleter.org

la beraber üniversitelerde başlayacak. Sempozyumun tanıtımının yapıldığı açıklamada; ‘95 yılında imzalanan GATS anlaşması ve AB uyum süreci gereği, mesleklerin yeniden yapılandırılmasının öngörüldüğü ifade edildi. Bu çerçevede meclisten çıkarılan kararlar doğrultusunda oluşturulan yönetmeliklere bakıldığında, mesleklerin tümüyle sermayenin denetimine bırakıldığı ifade edildi. Birçok kamusal alanda olduğu gibi tekelleşme ve tasfiyenin gerçekleştirilmeye çalışıldığı dile getirildi. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Öğrenci Komisyonu, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Öğrenci Komisyonu, Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube-si Öğrenci Komisyonu, Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Öğrenci Komis-yonu, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Öğrenci Komisyonu, Toplumcu Mühendislik Mimarlık Öğrencileri, Çağdaş Genç Avukatlar, Tıp Öğrencileri Kolu olarak, yaşanan sorunları meslek gruplarının öznel durumlarını da ortaya koyarak tartışabilmek ve ortak çözüm üretmek için bir araya gelindiği ifade edildi.

10

Sempozyumu birlikte örgütleme çağrısının yapıldığı açıklamada şunlar söylendi: ‘Çağrımız benzer dönüşümleri yaşayanlara; dört yıllık lisans eğitimi ve bu dönem içinde yaptığı stajları hiçe sayılan, tüm bu uygulamaların sonucunda işsizlikle karşı karşıya kalacak olan herkesedir! Sorunlarımıza çözüm arayacağımız bir platformu birlikte oluşturmak için, alanlarında benzer dönüşümleri yaşayan herkesi birlikte ha-reket etmeye, bu yönde 13-14 Nisan tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde ger-çekleştireceğimiz ‘GATS ve AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye’ konulu sempoz-yumu birlikte örgütlemeye çağırıyoruz!”3 Bir başka eleştiri ve bir başka platformda alınan tavırlar: ” Küresel ekonomik sistemin Türkiye’de de uygulanabilmesi için yapılan yasal düzenlemeler bildiğiniz gibi “AB uyum yasaları”, “yeniden yapılanma” ve “demokratikleşme” adı altında aynen gerçekleştirilmiştir. Paranın serbest bırakılması, sırdaş hesap, özelleştirme ve uluslararası Tahkim başta olmak üzere, Tür3

SEMPOZYUMA HAZIRLIK...

“GATS, AB UYUM SÜRECİNDE MESLEKLER NEREYE?” YTÜ


Proleter kiye’ de toprak ve devlet mülkiyetinin uluslararası sermeye tarafından devralınabilmesi için Ek Liste'de görüldüğü üzere bir çok düzenleme yapılmıştır. Sırada orman alanlarımız, 2B alanları vardır.”4 “GATS anlaşmasına göre en önemli konu başka bir ülkede hizmet sunacak olan kişinin gittiği ülkenin vatandaşı ile “eşit koşullarda” bulunmasıdır. Mesleki yeterliliklerin tanınmasına ilişkin Avrupa Parlamentosu ve konsey direktifinin iki temel amacı bulunmaktadır. 1- Avrupa Birliği üyesi ülkeleri arasında hizmetlerin serbest dolaşımını, 2- Mesleki eğitim ve uygulamada “ minimum” standartları sağlayarak AB üyesi ülkeler arasında hizmetlerin sunumunda karşılıklılık ilkesini sağlayabilmek için belli standartlar oluşturmaktır. GATS kapsamında hizmet sunucusunun mesleki yeterliliğin tanınması gerekmektedir. Bu çerçevede bir başka ülkede alınmış eğitimin ve mesleki tecrübenin belgelendirilmesi iki ülke arasın4

Özellikle 2001 yılı mühendislik ve mimarlık haftası çerçevesinde TMMOB’nin gerçekleştirdiği “İMF’ NİN DAYATTIĞI YASAL DÜZENLEMELER SEMPOZYUMU” kitabı.

Ekim: 2007

Sayı:45

da anlaşma ve düzenlemeler ile gerçekleşebilir. 400’den fazla meslek, mesleki tanıma konusunu düzenleyen “tek bir direktif” ile yürürlüğe girmektedir.”5 Bu emperyalist sermayenin dayatmalarına karşı duruşların bir kısmı sınıf ayrıcalıklarını yitirmekte olan küçük burjuva unsurların karşı koyma tavırları olsa da sermayenin örgütsel düzeyde yarattığı diyalektik tepkinin bir yansımasıdır. Bu anlamda yüzeysel sermaye tepkilerine küçük burjuva bakış açısıyla değil proleter sınıf bakış açısıyla değerlendirmek, bu küçük burjuvaların sonlarının nereye varacağını onlara göstererek kurtuluşlarının proletaryanın sınıf siyasetini izlemek olduğu gösterilmelidir. Proletarya ile burjuvazi arasındaki ara yolların burjuvazinin işine yarayacağı açıkça dile getirilmelidir. Sermayenin etik kuralları ile anayasal kurallar arasındaki sıkı ilişki, sermayenin uluslar arasılaşmasının getirdiği zorunlu bir sonuçtur. 5

HİZMETLERİN SERBEST DOLAŞIM-GATS ANLAŞMASI İLE TÜRK MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARINI NELER BEKLİYOR? HÜLYA YAKAR 27 MART 2005

11


www.proleter.org

“Anayasa, egemenliğin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu görüş doğrultusunda gerçek bir Avrupa Anayasası AB’nin federal bir devlete dönüşmesi ve dolayısıyla ulusal egemenliğin sona erişidir.” “Devletin Unsurları:... a. İnsan (halk, nüfus) unsuru, b. Ülke unsuru, c. Egemenlik unsuru (siyasal unsur), d. Şahsiyet (kişilik) unsurudur. Bunlardan birincisi halk unsurudur. Ülke unsuru, devletin üzerinde tesis edildiği toprak parçasını ve onun yansımasını ifade eder. Üçüncü unsur, egemenlik unsuru dediğimiz, devletin emretme gücünü, iktidarını, kamu egemenliğini belirler. Bu egemenlik, devletin bütün, gerçek ve tüzel kişiler üzerindeki üstün iktidarını ortaya koymaktadır. Son unsur olan devletin kişilik unsuru ise, devletin tüzel bir kişilik ifade etmesidir. Çünkü bilindiği üzere birlikte yalnızca kişiler hak sahibidir.”6 “Yeni” bir anayasa oluşturulmasında tartışmaya katılan “Sol”, “emekten yana” olanların penceresinden baktığımızda aşağıdaki bakış ve görüşler doğ6

AB Anayasa Taslağı.

12

rultusunda Anayasa talepleri belirtilmektedir. “Özgürlük ve Eşitlik için Demokratik ve Sosyal Anayasa Taleplerimizi Ortaklaştırmaya Çağırıyoruz” “Şirketlerin kârlarından ve devletlerin ali çıkarlarından önce emeği, barışı, demokrasiyi, adaleti, ezilenleri, doğayı ve insanı savunan bizler, farklılıklarımızı ortak hareket etmemizin önündeki engeller olmaktan çıkartıp, ortak gücümüzü artıracak zenginliklere dönüştürmek istiyoruz. Bu nedenle her kesimin birbirini dinlemesi, anlaması, ortak sözler ve eylemlilikler geliştirmesinin bizi daha ileri götüreceğini düşünüyoruz. Egemenlerin toplumsal muhalefete yönelik böl-yönet politikalarına karşı ‘ya hep beraber ya hiç birimiz’ sloganını pratiğe geçirmeye ihtiyacımız var. İçinden geçilen şu zorlu dönemde ortak anayasa kampanyamızı güçlü ve etkili kılmak için mümkün olan en büyük sayıda birey, parti, sendika, meslek örgütü, dernek, kampanya ve çevrenin birlikte hareket etmesini sağlamalı, mahallelerimizde, okullarımızda, iş yerlerimizde ortak anayasal taleplerimiz üzerinden birliğimizi güçlendirme sorumluluğu içinde olmalıyız. İhtiyacımız, ayrı ayrı yürütülen çalışmaların aynı mecrada buluşturulması, Sol’un anayasal ta-


Proleter lepler temelinde ortaklaşıp güçlü bir kampanya yürütmesi, akademik bir tartışmayla yetinmek yerine sokaklarda ve iş yerlerinde sürdürülmesi, vekillerimiz aracılığıyla da Meclis’e ve kamuoyuna taşınmasıdır. Bu ihtiyaca yanıt aramak üzere 27 Ekim Cumartesi günü Bilgi Üniversitesi’nde yapacağımız toplantıda ortaklaştırılması istenen ancak ortak akıl yaratma sürecimizde genişletilmesi ve değiştirilmesi her daim mümkün olan taleplere dair başlıklar aşağıda sunulmaktadır. 2. Özgürlük a)82 Anayasası ve Askeri Vesayet b)Düşünce ve İfade Özgürlüğü c)Siyasal Örgütlenme d)Yurttaşlık Tanımı: Kürt Sorunu, Azınlıklar, Milliyetçilikten arınma e)Laiklik: Diyanet, din eğitimi ve inanç grupları f)Kadınlar g)Çocuk Hakları h)Cinsel Yönelim i)Zorunlu Askerlik ve Ret Hakkı j)Kültür ve Sanat k)Hayvan Hakları 3. Eşitlik a)Örgütlenme: Sendikal barajlar, işkolu engelleri b)Grev kısıtlarının kalkması ve Lokavt yasağı c)Sağlık hakkı d)Eğitim hakkı e)Barınma hakkı

Ekim: 2007

Sayı:45

f)Çalışma hakkı g)Vatandaşlık geliri h)Çevre Hakkı i)Kamu Malları j)Tüketici Hakları”7 Şimdi de AB Anayasa Taslağı’ndan bazı bölümleri aşağıya alarak Birlik Anayasa Taslağı’nın Kendilerine “Sol”, “emekten yana” tavır koyanların talepleriyle karşılaştırma olanağına da sahip olalım: “Anayasamıza... demokrasi adı verilir; çünkü iktidar azınlığın değil, çoğunluğun elindedir. Thucydide II, 37” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde 2: Birlik’in değerleri Birlik, insan onuruna saygı, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukuk devleti ve insan haklarına saygı değerleri üzerine kurulmuştur. Bu değerler, çoğulcu, hoşgörülü, adil, dayanışmacı ve ayrım gözetmeyen bir toplumda, Üye Devletlerin hepsi için ortaktır.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde 3: Birlik’in amaçları 1. Birlik’in amacı, barışı, kendi değerlerini ve uluslarının refahını desteklemektir. 2. Birlik, vatandaşlarına iç sınırların bulunmadığı bir özgür7

(Ortak Zemin Oluşumu)

13


www.proleter.org

lük, güvenlik ve adalet alanı ile rekabetin serbest olduğu ve çarpıtılmadığı tek bir pazar sunar. 3. Birlik, tam istihdam ve toplumsal ilerleme hedefine sahip rekabet gücü yüksek bir sosyal piyasa ekonomisi, dengeli ekonomik büyümeye dayanan, sürdürülebilir şekilde Avrupa'nın kalkınması için çalışır. Birlik, çevrenin yüksek ölçüde korunması ve kalitesinin artırılması amacını güder. Bilimsel ve teknolojik ilerlemeleri teşvik eder. Birlik, toplumsal dışlamaya ve ayrımcılığa karşı savaşır ve toplumsal adaleti ve korumayı, kadın erkek eşitliğini, nesiller arası dayanışmayı ve çocuk haklarının korunmasını destekler. Birlik, Üye Devletlerin arasındaki ekonomik, toplumsal ve bölgesel uyumu ve dayanışmayı teşvik eder. Birlik, sahip olduğu zengin kültür ve dil çeşitliliğine saygı gösterir ve Avrupa’nın kültürel mirasının korunmasını ve geliştirilmesini garanti altına alır. 4. Birlik, diğer ülkeler ile ilişkilerinde kendi değerlerini ve çıkarlarını savunur ve destekler. Barışa, güvenliğe, dünyanın sürdürülebilir kalkınmasına, kişiler arasındaki karşılıklı saygı ve dayanışmaya, özgür

14

ve adil ticarete, yoksulluğun ortadan kaldırılmasına, özellikle çocuk hakları başta olmak üzere insan haklarının korunmasına ve Birleşmiş Milletler Antlaşmasının ilkelerine saygı gösterilmesi de dahil olmak üzere uluslararası hukuka harfiyen uyulmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunur.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde 4: Temel özgürlükler ve ayrım gözetmeme 1. Kişilerin, malların, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı ile yerleşme ve iş kurma özgürlüğü, Birlik içinde ve Birlik tarafından Anayasa’nın hükümlerine uygun olarak garanti edilir. 2. Anayasa'nın herhangi bir özel hükmüne halel getirmemek kaydıyla Anayasa’nın uygulama alanında tabiiyet gerekçesiyle yapılan her türlü ayrım yasaktır.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde 5: Birlik ile Üye Devletler arasındaki ilişkiler 1. Birlik, bölgesel ve yerel özerk idareler dahil de olmak üzere, Üye Devletlerin siyasi ve anayasal temel yapılarının özünde var olan ulusal kimliklerine saygı gösterir. Ülkenin toprak bütünlüğünün garanti altına alınması ile hukuk ve düzenin korunması ve iç güvenliğin sağlanmasını da içe-


Proleter ren temel Ülke işlevlerine saygı gösterir.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde 8: Birlik vatandaşlığı 1. Üye Devletlerden herhangi birinin yurttaşları, Birlik’in vatandaşlarıdır. Birlik vatandaşlığı, ulusal yurttaşlığa ilavedir; onun yerini almaz. 2. Birlik Vatandaşları, Anayasa’da belirtilen haklardan yararlanırlar ve ödevlerden sorumludurlar. Birlik vatandaşları: – Üye Devletlerin topraklarında serbestçe hareket ve ikamet etme hakkına sahiplerdir; – ikamet ettikleri Üye Ülkede, o Ülkenin yurttaşlarıyla aynı koşullar altında Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ve belediye seçimlerinde oy verme ve aday olma hakkına sahiplerdir; – yurttaşı bulundukları Üye Ülkenin temsil edilmediği üçüncü bir ülkenin topraklarında, Üye Devletlerden herhangi birinin diplomatik makamları veya konsolosluk makamlarınca, o Üye Ülkenin yurttaşlarıyla aynı şartlar altında korunma hakkına sahiplerdir; – Avrupa Parlamentosu’na dilekçe verme, Avrupa Ombudsman'ına başvurma ve Birlik Kurumlarına ve danışma organlarına, Anayasa’nın res-

Ekim: 2007

Sayı:45

mi dillerinden birini kullanarak başvurma ve aynı dilde yanıt alma hakkına sahiplerdir. 3. Bu haklar, Anayasa’da tanımlanan şart ve sınırlamalara ve bu Anayasa’yı yürürlüğe koymak için kabul edilen önlemlere uygun olarak uygulanır.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde 10: Birlik hukuku 1. Kendilerine verilen yetkilerin uygulanması sırasında Anayasa ve Birlik kurumları tarafından kabul edilen hukuk, Üye Devletlerin yasaları karşısında önceliğe sahiptir.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “2. Birlik ve Üye Devletler arasında paylaşılan ortak yetki, esas olarak aşağıdaki alanlara uygulanır: – iç pazar, – özgürlük, güvenlik ve adalet alanı, – denizlerdeki biyolojik kaynakların korunması dışında tarım ve balıkçılık, – ulaşım ve Avrupa çapındaki şebekeler, – enerji, – III. Bölümde tanımlanan açılardan toplumsal politika, – ekonomik, toplumsal ve bölgesel uyum, – çevre, – tüketicilerin korunması, – kamu sağlığı konularında ortak güvenlik meseleleri.”

15


www.proleter.org

AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde 51: Kiliselerin ve dini cemaatlerin statüsü 1. Birlik, Üye Devletlerde bulunan kiliselerin ve dini örgütlerin veya toplulukların ulusal yasa çerçevesindeki statülerine saygı gösterir ve ihlal etmez. 2. Birlik, felsefi ve dini cemaatlerin statülerine karşı eşit ölçüde saygılıdır. 3. Bu kiliselerin ve örgütlerin kimliklerinin ve özel katkılarının farkında olan Birlik, bunlarla açık, şeffaf ve düzenli diyalogunu sürdürür.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde II-1: İnsanlık onuru İnsanlık onuru çiğnenemez. İnsanlık onuru saygı görmeli ve korunmalıdır. Madde II-2: Yaşama hakkı 1. Herkes yaşama hakkına sahiptir. 2. Hiç kimse ölüm cezasına çarptırılamaz veya idam edilemez. Madde II-3: Kişinin bütünlük hakkı 1. Herkes, kendi fiziksel ve zihinsel bütünlüğü için saygı görme hakkına sahiptir. 2. Tıp ve biyoloji alanlarında, aşağıdaki konulara özellikle saygı gösterilmelidir: a) yasalarca belirlenen prosedürlere göre, söz konusu kişi-

16

nin özgür ve bilgilendirilmiş rızası, b) özellikle insanların ayıklanmasını hedefleyen nesil ıslahı uygulamalarının yasaklanması, c) insan bedeninin ve onun parçalarının, mali kazanç kaynağı haline getirilmesinin yasaklanması, d) insanların eşeysiz üretilmesinin (klonlama) yasaklanması. Madde II-4: İşkencenin ve insanlık dışı veya alçaltıcı muamelenin veya cezalandırmanın yasaklanması Hiç kimse, işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muameleye veya cezaya maruz kalmayacaktır. Madde II-5: Köleliğin ve zorla çalıştırmanın yasaklanması 1. Hiç kimse, esir ya da köle olarak tutulamaz. 2. Hiç kimseden zorla veya zorunlu olarak çalışması istenemez. 3. İnsan ticareti yapılması yasaktır. Madde II-6: Özgürlük ve güvenlik hakkı Herkes, kişisel özgürlük ve güvenlik haklarına sahiptir. Madde II-7: Özel yaşama ve aile yaşamına saygı Herkes, kendi özel yaşamında ve aile yaşamında, evinde ve


Proleter iletişiminde saygı görme hakkına sahiptir. Madde II-8: Kişisel bilgilerin korunması 1. Herkes, kendisiyle ilgili kişisel bilgilerin korunması hakkına sahiptir. 2. Bu tür bilgiler, belirli amaçlar için ve ilgili kişinin rızasının alınması esasına göre veya yasa tarafından belirlenen başka bir meşru esasa göre, adil bir şekilde işlemden geçirilmelidir. Herkes, kendisi hakkında toplanmış bilgilere erişme ve bu bilgilerin düzeltilmesini sağlama hakkına sahiptir. 3. Bu kurallara uyulması, bağımsız bir makamın denetimine tabi olacaktır. Madde II-9: Evlenme ve aile kurma hakkı Evlenme ve aile kurma hakkı, bu hakkın uygulanmasını yönlendiren ulusal kanunlar gereğince garanti edilecektir. Madde II-10: Düşünce, vicdan ve inanç özgürlüğü 1. Herkes düşünce, vicdan ve inanç özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, tek başına ya da başkalarıyla birlikte topluluk halinde ve herkesin önünde veya özel olarak, din ya da inanç değiştirme özgürlüğünün yanı sıra, ibadette, öğretimde, uygulamada ve törenlerde dinini veya inancını

Ekim: 2007

Sayı:45

açıkça ortaya koyma özgürlüğünü de içerir. 2. Vicdani nedenlerle itiraz hakkı, bu hakkın uygulanmasını yönlendiren ulusal kanunlara uygun olarak tanınır. Madde II-11: İfade ve haber alma özgürlüğü 1. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, bir görüş sahibi olma ve haberlerle fikirleri, kamu yetkililerinin herhangi bir müdahalesiyle karşılaşmadan ve sınırlardan bağımsız olarak alma ve bildirme özgürlüklerini de içine alır. 2. Kitle iletişim araçlarının özgürlüğüne ve çoğulculuğuna saygı gösterilecektir. Madde II-12: Toplantı düzenleme ve dernekleşme özgürlüğü 1. Herkes, huzur içinde toplantı yapma özgürlüğüne ve özellikle politika, sendika ve yurttaşlık konuları da dahil olmak üzere her düzeyde dernekleşme özgürlüğüne sahiptir; bu da, herkesin kendi çıkarlarını korumak için sendikalar oluşturma ve sendikalara katılma hakkı bulunduğu anlamına gelir. 2. Birlik düzeyindeki siyasi partiler, Birlik vatandaşlarının siyasi iradesini ifadeye etmeye katkıda bulunurlar.

17


www.proleter.org

Madde II-13: Sanat ve bilim özgürlüğü Sanat ve bilimsel araştırmalar, sınırlamalara maruz kalmayacaktır. Akademik özgürlüğe saygı gösterilecektir. Madde II-14: Eğitim hakkı 1. Herkes eğitim görme hakkı ile mesleki ve sürekli eğitime erişebilme hakkına sahiptir. 2. Bu hak, ücretsiz zorunlu eğitim alma olanağını da içerir. 3. Demokratik ilkelere gereken saygı gösterilerek eğitim kurumları kurma özgürlüğüne ve ebeveynlerin kendi çocuklarının eğitimi ve öğretimini kendi dini, felsefi ve eğitim kanaatlerine uygun şekilde sağlama haklarına, söz konusu özgürlüğü ve hakkı yönlendiren ulusal yasalara uygun olarak saygı gösterilecektir. Madde II-15: Meslek seçme özgürlüğü ve bir işte çalışma hakkı 1. Herkes, bir işte çalışma ve özgürce seçilmiş veya kabul edilmiş bir mesleği sürdürme hakkına sahiptir. 2. Her Birlik vatandaşı, Üye Devletlerin herhangi birinde iş arama, çalışma, iş kurma hakkını kullanma ve hizmet sağlama özgürlüklerine sahiptir. 3. Üye Devletlerin topraklarında çalışma izni verilmiş üçüncü ülkelerin vatandaşları, Birlik vatandaşlarıyla eşit koşul-

18

lar altında çalışma hakkına sahiptir. Madde II-16:İşyeri çalıştırma özgürlüğü Birlik yasaları ile ulusal yasalar ve uygulamalara uygun olarak, bir işyeri çalıştırma özgürlüğü kabul edilmiştir. Madde II-17: Mülkiyet hakkı 1. Herkes, yasal olarak edindiği varlıklarına sahip olma, bunları kullanma, elden çıkarma ve miras olarak bırakma hakkına sahiptir. Kamu yararına olması ve yasa gereğince kayıpları için zamanında adil bir tazminat ödenen durumlar ve koşullar altında olması dışında, hiç kimse varlıklarından mahrum bırakılamaz. Mülkün kullanımı, genel çıkar açısından gerekli olduğu ölçüde yasalarca düzenlenebilir. 2. Fikri mülkiyet hakkı korunacaktır. Madde II-18: Sığınma hakkı Sığınma hakkı, 28 Temmuz 1951 tarihli Cenevre Konvansiyonu ve mültecilerin statüsü hakkındaki 31 Ocak 1967 tarihli Protokol kurallarına gereken saygı gösterilerek ve Anayasa uyarınca garanti edilecektir. Madde II-19: Nakil, ihraç veya suçluların iadesi durumunda korunma


Proleter 1. Toplu ihraçlar yasaklanmıştır. 2. Hiç kimse, ölüm cezasına, işkenceye veya başka insanlık dışı ya da alçaltıcı muamelelere veya cezalara maruz kalma riskinin yüksek olduğu bir Ülkeye nakledilemez, sınır dışı edilemez veya iade edilemez. Madde II-20: Yasalar önünde eşitlik Herkes yasalar önünde eşittir. Madde II-21: Ayrım yapmama 1. Cinsiyet, ırk, ten rengi, etnik veya toplumsal köken, genetik özellikler, dil, din veya inanç, siyasi veya herhangi başka bir görüş, bir ulusal azınlığın üyesi olma, mülkiyet, doğum, özür, yaş veya cinsel tercih gibi gerekçelere dayanan her türlü ayrımcılık yasaklanmıştır. 2. Anayasanın uygulanması kapsamında ve Anayasanın belirli hükümlerini ihlal etmeyecek şekilde, milliyete dayanan her türlü ayrımcılık yasaklanmıştır. Madde II-22: Kültür, din ve dil çeşitliliği Birlik, kültür, din ve dil çeşitliliğine saygı gösterecektir. Madde II-23: Kadın-erkek eşitliği İstihdam, çalışma ve ücret dahil olmak üzere her alanda, erkeklerle kadınlar arasında eşitlik sağlanacaktır.

Ekim: 2007

Sayı:45

Eşitlik ilkesi, yeterli ölçüde temsil edilemeyen cinsiyetin lehine belirli bazı avantajlar sağlayan önlemlerin sürdürülmesini veya kabul edilmesini engellemeyecektir. Madde II-24: Çocuk hakları 1. Çocuklar, kendi iyilikleri için gereken korunmayı ve bakımı alma hakkına sahiptir. Çocuklar, görüşlerini özgürce dile getirebilirler. Bu görüşler, onları ilgilendiren konularda, yaşlarına ve olgunluklarına göre göz önüne alınacaktır. 2. İster kamu makamlarınca, ister özel kurumlarca gerçekleştirilsin, çocuklarla ilgili tüm işlemlerde çocukların menfaati dikkate alınacak birincil husus olacaktır. 3. Her çocuk, menfaatine ters düşmediği sürece, ebeveynlerinin her ikisiyle de düzenli olarak kişisel ilişki sürdürme ve doğrudan temasta bulunma hakkına sahiptir. Madde II-25: Yaşlıların hakları Birlik, yaşlıların onurlu ve bağımsız bir yaşam sürme ve toplumsal ve kültürel yaşama katılma hakları olduğunu kabul eder ve bu haklara saygı gösterir. Madde II-26: Özürlü kişilerin topluma kazandırılması Birlik, özürlü kişilerin bağımsızlıklarını, toplumsal ve mes-

19


www.proleter.org

leki bütünleşmelerini ve toplumsal yaşama katılımlarını sağlayacak şekilde tasarlanmış önlemlerden yararlanma hakları olduğunu kabul eder ve bu haklara saygı gösterir. Madde II-27: Çalışanların işte bilgi alma ve danışma hakkı Çalışanlara ya da onların temsilcilerine, uygun düzeylerde, Birlik yasaları ile ulusal yasalar ve uygulamalar tarafından sağlanan durumlar ve koşullar altında, zamanında bilgi alma ve danışma hakları garanti edilmelidir. Madde II-28: Toplu iş görüşmesi ve eylem hakkı Birlik yasaları ile ulusal yasalar ve uygulamalar gereğince, çalışanlar ve işverenler ya da bunları temsil eden örgütler, uygun düzeylerde toplu anlaşmaları görüşme ve sonuca bağlama ve çıkarların çatışması durumunda kendi çıkarlarını korumak amacıyla greve gitme de dahil olmak üzere, toplu olarak harekete geçme haklarına sahiptir. Madde II-29: İş bulma hizmetine erişme hakkı Herkes, bir iş bulma hizmetine ücretsiz olarak erişme hakkına sahiptir. Madde II-30: Haksız işten çıkarma durumunda korunma

20

Tüm çalışanlar, Birlik yasaları ile ulusal yasalar ve uygulamalara uygun olarak, haksız işten çıkarmaya karşı korunma hakkına sahiptir. Madde II-31: Adil ve dürüst çalışma koşulları 1. Her çalışan, kendi sağlığına, güvenliğine ve onuruna saygı gösterilen çalışma koşullarında çalışma hakkına sahiptir. 2. Her çalışan, azami çalışma saatlerini sınırlandırma, günlük ve haftalık dinlenme süreleri ve yıllık ücretli izin alma hakkına sahiptir. Madde II-32: Çocukların çalıştırılmasının yasaklanması ve gençlerin işyerinde korunması Çocukların çalıştırılması yasaktır. En erken işe başlama yaşı, gençler için daha yararlı olabilecek durumlara aykırı olmayacak şekilde ve sınırlı ihlaller haricinde, en erken okuldan ayrılma yaşından daha düşük olamaz. İşe alınan gençler, yaşlarına uygun çalışma koşullarına sahip olmalı; ekonomik sömürüye ve güvenliklerini, sağlıklarını veya fiziksel, zihinsel, ahlaki ya da toplumsal gelişimlerine zarar verebilecek veya eğitimlerine müdahale edecek tüm işlere karşı korunmalıdır. Madde II-33: Aile yaşamı ve mesleki yaşam


Proleter 1. Aile, yasal, ekonomik ve toplumsal korunmadan yararlanacaktır. 2. Aile yaşamıyla mesleki yaşamın uzlaştırılması için, herkes, annelikle ilgili bir nedenden dolayı işten çıkarılmaya karşı korunma hakkına ve çocuğun doğmasını veya evlat edinilmesini müteakip ücretli doğum izni ve ebeveyn izni alma haklarına sahiptir. Madde II-34: Sosyal güvenlik ve sosyal yardım 1. Birlik, doğum, hastalık, endüstriyel kazalar, bağımlılık veya yaşlılık durumları ile iş kaybı durumlarında korunma sağlayan sosyal güvenlik ödeneklerinden ve sosyal hizmetlerden yararlanma haklarını, Birlik yasaları ile ulusal yasalar ve uygulamalar tarafından belirlenmiş kurallara uygun olarak kabul eder ve bu haklara saygı gösterir. 2. Avrupa Birliği içinde yasal olarak ikamet eden veya hareket eden herkes, Birlik yasaları ile ulusal yasalar ve uygulamalara uygun olarak, sosyal güvenlik haklarından ve sosyal avantajlardan yararlanma hakkına sahiptir. 3. Birlik, toplumsal dışlanma ve yoksullukla savaş için, Birlik yasaları ile ulusal yasalar ve uygulamalara uygun olarak, yeterli kaynaklardan yoksun

Ekim: 2007

Sayı:45

olan herkesin düzgün koşullara sahip bir yaşam sürebilmesini garantilemek amacıyla, sosyal yardım ve barınma yardımı hakkını kabul eder ve bu hakka saygı gösterir. Madde II-35: Sağlık hizmetleri Herkes koruyucu sağlık hizmetlerine erişme hakkına ve ulusal yasalarla uygulamalar tarafından belirlenen koşullar altında tıbbi tedaviden yararlanma hakkına sahiptir. Tüm Birlik politikalarının ve etkinliklerinin tanımında ve uygulanmasında, insan sağlığının yüksek ölçüde korunması sağlanacaktır. Madde II-36: Genel ekonomik çıkara yönelik hizmetlere erişim Birlik, kendi toplumsal ve bölgesel uyumunun teşvik edilmesi amacıyla, ulusal yasalar ve uygulamalarca belirtildiği şekilde, Anayasa’ya uygun olarak, genel ekonomik çıkara yönelik hizmetlere erişimi kabul eder ve bu erişime saygı gösterir. Madde II-37: Çevrenin korunması Gelişmiş düzeyde çevre koruma ve çevre kalitesinin artırılması konuları, Birlik politikalarına dahil edilmeli ve sürdürülebilir gelişim ilkesine göre sağlanmalıdır.

21


www.proleter.org

Madde II-38: Tüketicinin Korunması Birlik politikaları, tüketicilere yüksek düzeyde korunma sağlayacaktır. Madde II-39:Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy verme ve aday olma hakkı 1. Tüm Birlik vatandaşları, ikamet ettikleri Üye Ülkede, o ülkenin yurttaşlarıyla aynı koşullar altında, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy verme ve aday olma hakkına sahiptir. 2. Avrupa Parlamentosu’nun üyeleri, serbest ve gizli oy pusulasıyla, doğrudan genel oylama yoluyla seçilecektir. Madde II-40: Belediye seçimlerinde oy verme ve aday olma hakkı Tüm Birlik vatandaşları, ikamet ettikleri Aday Ülkelerde, o Ülkenin yurttaşlarıyla aynı koşullar altında, Belediye seçimlerinde oy verme ve aday olma hakkına sahiptir. Madde II-41: İyi yönetim hakkı 1. Herkes, Birlik kurumları, teşkilatları ve dairelerinde kendi işlerinin tarafsız ve adil biçimde, makul bir sürede yapılması hakkına sahiptir. 2. Bu hak aşağıdakileri içerir: a) bir kişiyi olumsuz yönde etkileyecek herhangi bir bireysel önlem alınmadan önce, kişinin kendisini savunma hakkı;

22

b) herkesin, gizlilik konusundaki ve mesleki sırlarla iş sırları konularındaki meşru haklara saygı gösterilerek, kendi dosyasına erişme hakkı; c) idarenin, verdiği kararların nedenlerini bildirme yükümlülüğü. 3. Herkes, Birlik kurumlarının veya görevlilerinin işlerini yaparken neden oldukları zararların Birlik tarafından, Üye Devletlerin yasalarında ortak olan genel ilkelere göre Birlik tarafından telafi edilmesi hakkına sahiptir. 4. Herkes, Birlik kurumlarına, Birlik’in resmi dillerinden birini kullanarak yazabilir ve aynı dilde yanıt almalıdır. Madde II-42: Belgelere erişim hakkı Herhangi bir Birlik vatandaşı ve Üye Devletlerden birinde ikamet eden ya da kayıtlı işyeri Üye Devletlerden birinde bulunan bütün gerçek ya da tüzel kişiler, Birlik kurumları, teşkilatları ve dairelerinin belgelerine, bu belgelerin oluşturuldukları biçimde ulaşma hakkına sahiptir. Madde II-43: Avrupa ombudsman'ı Herhangi bir Birlik vatandaşı ve Üye Devletlerden birinde ikamet eden ya da kayıtlı işyeri Üye Devletlerden birinde bu-


Proleter lunan bütün gerçek ya da tüzel kişiler, Avrupa Adalet Divanı ve Yüksek Mahkemelerinin kendi salahiyetlerindeki çalışmaları dışında, Birlik kurumlarının, teşkilatlarının veya dairelerinin etkinliklerinde kötü yönetim durumlarına rastlamaları halinde, Avrupa Ombudsman'larına başvurma hakkına sahiptir. Madde II-44: Dilekçe hakkı Herhangi bir Birlik vatandaşı ve Üye Devletlerden birinde ikamet eden ya da kayıtlı işyeri Üye Devletlerden birinde bulunan bütün gerçek ya da tüzel kişiler, Avrupa Parlamentosu’na dilekçe verme hakkına sahiptir. Madde II-45: Hareket ve ikamet etme özgürlüğü 1. Her Birlik vatandaşı, Üye Devletlerin topraklarında özgürce hareket ve ikamet etme hakkına sahiptir. 2. Üye Devletlerden birinin topraklarında yasal olarak ikamet eden üçüncü ülke vatandaşlarına, Anayasa’ya uygun olarak hareket ve ikamet etme özgürlüğü tanınabilir. Madde II-46: Diplomatik korunma ve konsolosluk koruması Her Birlik vatandaşı, yurttaşı bulunduğu Üye Ülkenin temsil edilmediği üçüncü bir ülkenin topraklarında, Üye Devletler-

Ekim: 2007

Sayı:45

den herhangi birinin diplomatik makamları veya konsolosluk makamlarınca, o Üye Ülkenin yurttaşlarıyla aynı şartlar altında korunma hakkına sahiptir. Madde II-47: İhlalin etkin bir şekilde giderilmesini talep etme ve adil yargılanma hakkı Birlik yasalarınca garanti altına alınan hakları ve özgürlükleri ihlal edilen herhangi bir kişi, bu Maddede belirtilen koşullara uygun olarak, bir mahkeme önünde etkin bir şekilde giderilmesini talep etme hakkına sahiptir. Herkes, daha önce yasalarca oluşturulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkemede, makul bir süre içinde, adil ve açık bir duruşma yapılması hakkına sahiptir. Herkes, tavsiye alma, savunulma ve temsil edilme olanağına sahip olacaktır. Yeterli kaynaklardan yoksun kişilere, adalete etkin bir biçimde erişim için, gerekli oranda adli yardım yapılacaktır. Madde II-48: Masumiyet karinesi ve savunma hakkı 1. Suçlanan herkesin, yasa tarafından suçu kanıtlanana kadar masum olduğu varsayılır. 2. Suçlanan herhangi bir kişinin savunma haklarına saygı gösterileceği garanti edilecektir.

23


www.proleter.org

Madde II-49: Suçların ve cezaların meşruluğu ve oransallığı ilkeleri 1. İşlendiği sırada ulusal veya uluslararası yasalar kapsamında suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmal nedeniyle, hiç kimse herhangi bir suçla suçlanmayacaktır. Hiç kimseye, suç işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilmeyecektir. Belirlenen bir suçun ardından, yasa ile daha hafif bir ceza getirilirse, hafif olan ceza uygulanacaktır. 2. Bu Madde, suç işlendiği sırada devletler topluluğu tarafından kabul edilen genel ilkelere göre suç oluşturan herhangi bir eylem ya da ihmal için, herhangi bir kişinin yargılanması ve cezalandırılması konusunu ihlal etmeyecektir. 3. Cezaların şiddeti, suçların şiddetiyle orantısız olmayacaktır. Madde II-50: Cezai kovuşturmada aynı suçtan iki kez yargılanmama veya cezalandırılmama hakkı Hiç kimse, daha önce yargılandığı ve beraat ettiği ya da hüküm giydiği bir suçtan dolayı tekrar yargılanamaz ve cezalandırılmaz.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde III-7 Madde I-4’te belirtildiği şekilde, milliyete dayanan ayrımcı-

24

lığı yasaklayan kuralları, Avrupa yasası veya çerçeve yasası belirleyebilir. Madde III-8 1. Anayasa’nın diğer hükümlerini ihlal etmeyecek şekilde ve Anayasa tarafından Birlik’e verilen yetkiler dahilinde, bir Avrupa yasası veya Bakanlar Konseyi’nin çerçeve yasası, cinsiyet, ırksal ya da etnik köken, din veya inanç, özürlülük, yaş veya cinsel tercih gerekçelerine dayanan ayrımcılıkla savaşılması için gereken tedbirleri alabilir. Bakanlar Konseyi, Avrupa Parlamentosu’nun rızasını aldıktan sonra oybirliğiyle hareket eder. 2. Avrupa yasası veya çerçeve yasası, yasalarla tüzüğün herhangi bir şekilde uyumlulaştırılması dışında Üye Devletler tarafından yapılan faaliyetleri desteklemek amacıyla, Birlik’in teşvik edici tedbirleri için temel ilkeleri belirleyebilir ve bu teşvik edici tedbirleri tanımlayabilir.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde III-107 Komisyon, Madde III-103’te belirtilen hedeflere ulaşma düşüncesiyle ve Anayasa’nın diğer hükümlerini ihlal etmeksizin, bu Bölüm kapsamındaki tüm sosyal politika alanlarında, özellikle aşağıdaki konularla ilgili olarak, Üye Devletler


Proleter arasındaki işbirliğini teşvik eder ve faaliyetlerinin koordinasyonunu kolaylaştırır: a) istihdam; b) iş yasası ve çalışma koşulları; c) temel ve ileri mesleki eğitim; d) sosyal güvenlik; e) meslek kazalarının ve hastalıklarının önlenmesi; f) işyeri hijyeni; g) örgütlenme hakkı ve işverenlerle çalışanlar arasındaki toplu iş sözleşmeleri. Komisyon, bu amaçla, ulusal düzeyde ortaya çıkan sorunlarla uluslararası kuruluşları ilgilendiren konularda, özellikle de ana hatlar ve göstergelerin belirlenmesini, en iyi uygulama alışverişinin düzenlenmesini ve düzenli izleme ve değerlendirme için gerekli öğelerin hazırlanmasını amaçlayan inisiyatiflerle görüşler sunarak ve istişareler düzenleyerek, Üye Devletlerle yakın temas içinde hareket eder. Avrupa Parlamentosu sürekli olarak bilgilendirilecektir. Komisyon, bu Maddede belirtilen görüşleri sunmadan önce, Ekonomik ve Sosyal Komite’ye danışır.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde III-108 1. Tüm Üye Devletler, erkek ve kadın çalışanlara eşit veya eşit

Ekim: 2007

Sayı:45

değerde iş karşılığında eşit ücret ilkesinin uygulanmasını sağlar. 2. Bu Maddede geçen ‘ücret’ sözcüğü, çalışması karşılığında çalışanın işvereninden doğrudan ya da dolaylı olarak aldığı, normal temel veya en asgari ücret ya da maaş ile diğer ücretlerin tümü anlamına gelir. Cinsiyet ayrımı yapılmaksızın eşit işe eşit ücret: a) parça başı fiyatlandırılan aynı işler için ücretin aynı ölçü birimine göre hesaplanması; b) zamana göre fiyatlandırılan işlerde, aynı iş için aynı ücret uygulanması anlamına gelir. 3. Avrupa yasaları veya çerçeve yasaları, eşit işe veya eşit değerdeki işe eşit ücret ilkesi de dahil olmak üzere, istihdam ve meslek konularında erkeklerle kadınların eşit fırsatlara sahip olmaları ve eşit muamele görmeleri ilkesinin uygulanmasını sağlayacak tedbirleri alır. Söz konusu yasalar veya çerçeve yasaları, Ekonomik ve Soysal Komite’ye danıştıktan sonra kabul edilir. 4. Eşit muamele ilkesi, çalışma hayatında erkeklerle kadınlar arasında uygulamada tam eşitliğin sağlanması düşüncesiyle, hiçbir Üye Ülkeyi, yeterli ölçüde temsil edilmeyen cinsiyetin mesleki bir faaliyette

25


www.proleter.org

bulunmasını veya mesleki kariyerlerin dezavantajlarına karşı korunmasını veya tazmin edilmesini kolaylaştırmak amacıyla bazı avantajlar sağlayan tedbirleri sürdürmekten ya da benimsemekten alıkoymaz.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde III-123 1. Ortak tarım politikasının hedefleri: a) teknik ilerlemenin teşvik edilmesi ile tarım üretiminin ve özellikle emek olmak üzere, üretim etkenlerinin en uygun düzeyde kullanılmasının sağlanması yoluyla tarımsal üretkenliğin artırılması; b) böylece, özellikle tarımla uğraşan kişilerin bireysel kazançlarının artırılması yoluyla, çiftçilerin adil bir yaşam standardına ulaşmasının sağlanması; c) piyasalarda istikrar sağlanması; d) kaynakların güvenceye alınması; e) malların tüketicilere makul fiyatlarla ulaştırılmasının sağlanmasıdır. 2. Ortak tarım politikasının ve bu politikanın uygulanması için özel yöntemlerin oluşturulması sırasında aşağıdakiler göz önünde bulundurulur: a) tarımın toplumsal yapısından ve çeşitli tarım bölgeleri

26

arasındaki yapısal ve doğal eşitsizliklerden kaynaklanan, tarım faaliyetinin kendine özgü doğası; b) uygun ayarlamaların kademeli olarak gerçekleştirilmesi gerekliliği; c) Üye Devletlerde tarımın, bir bütün olarak ekonomiyle yakın bağlantıya sahip bir sektör oluşturduğu gerçeği.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde III-166 1. Birlik, aşağıdakileri gerçekleştirme düşüncesiyle, bir politika geliştirir: a) milliyetleri ne olursa olsun, iç sınırları geçen kişilere denetim uygulanmaması; b) dış sınır geçişlerinde kişiler üzerinde kontrol yapılması ve bu geçişlerin izlenmesi; c) dış sınırlar için bütünleştirilmiş bir yönetim sisteminin kademeli olarak uygulanması. 2. Bu amaçla, Avrupa yasaları veya çerçeve yasaları aşağıdakilerle ilgili tedbirleri alır: a) vizeler ve diğer kısa süreli oturma izinleri hakkında ortak politika; b) dış sınırları geçen kişilerin tabi olacağı denetimler; c) üçüncü ülkelerin vatandaşlarının Birlik içinde kısa bir süre seyahat etme özgürlüğüne sahip olacağı koşullar; d) dış sınırlar için bütünleştirilmiş bir yönetim sisteminin


Proleter kademeli olarak oluşturulması için gereken tüm tedbirler; e) milliyetleri ne olursa olsun, iç sınırları geçen kişilere denetim uygulanmaması. 3. Bu Madde, uluslararası yasa gereğince Üye Devletlerin sınırlarının coğrafi hudutlarına ilişkin yetkilerini etkilemez.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde III-170 1. Birlik, adli olmayan davalarda yargıların ve kararların karşılıklı tanınması ilkesine dayanarak, sınır ötesi sonuçlara sahip olan medeni konularda adli işbirliği geliştirir. Söz konusu işbirliği, Üye Devletlerin yasalarının ve tüzüğünün yakınlaştırılması yönünde tedbirlerin kabul edilmesini içerebilir. 2. Bu amaçla, yasalar veya çerçeve yasaları diğerlerinin yanı sıra aşağıdakileri sağlama yönündeki tedbirleri belirler: a) adli olmayan davalarda yargıların ve kararların Üye Devletler tarafından karşılıklı tanınması ve uygulanması; b) adli ve gayrı adli belgelerin sınır ötesi kullanımı; c) Üye Devletlerde yasa ve yargılama yetkisi uyuşmazlıklarına ilişkin olarak uygulanan kuralların uyumluluğu; d) kanıt toplanması konusunda işbirliği;

Ekim: 2007

Sayı:45

e) adalete yüksek düzeyli erişim; f) gerektiğinde Üye Devletlerde uygulanan sivil prosedür hakkındaki kuralların uyumluluğunun teşvik edilmesi yoluyla sivil işlemlerin düzgün şekilde yürümesi; g) anlaşmazlıkların giderilmesi konusunda farklı yöntemlerin geliştirilmesi; h) mahkeme personeli ve adli personelin eğitimi için destek. 3. 2. paragrafa rağmen, sınır ötesi sonuçlara sahip aile hukukuna ilişkin tedbirler, Bakanlar Konseyi'nin bir Avrupa yasası veya çerçeve yasası tarafından belirlenir. Bakanlar Konseyi, Avrupa Parlamentosu’na danıştıktan sonra oybirliğiyle hareket eder. Bakanlar Konseyi, Komisyon’un bir teklifi üzerine, olağan hukuki usule göre kabul edilen tasarrufların konusu olabilecek, sınır ötesi sonuçlara sahip aile hukuku konularını belirleyen bir Avrupa kararını kabul edebilir. Bakanlar Konseyi, Avrupa Parlamentosu’na danıştıktan sonra oybirliğiyle hareket eder.” AB Anayasa Taslağı. 2003 “Madde III-176 1. Birlik; suçların önlenmesi, saptanması ve soruşturulması konularında, polis, gümrük ve

27


www.proleter.org

diğer uzmanlaşmış yasa uygulama birimleri dahil olmak üzere, tüm Üye Devletlerin yetkili mercilerinin dahil olduğu bir polis işbirliği oluşturur. 2. Avrupa yasaları veya çerçeve yasaları bu amaçla, aşağıdaki konularda tedbirler alabilir: a) ilgili bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi, çözümlenmesi ve alışverişi; b) personel eğitimi ve personel değişimi işbirliği konusunda, donanım konusunda ve suç tespiti hakkındaki araştırmalar konusunda desteği; c) örgütlü suçların ciddi biçimlerinin saptanmasıyla ilgili ortak soruşturma teknikleri. 3. Bakanlar Konseyi’nin bir Avrupa yasası veya çerçeve yasası, bu Maddede anılan makamlar arasında eylemsel işbirliğine ilişkin tedbirler alabilir. Bakanlar Konseyi, Avrupa Parlamentosu’na danıştıktan sonra oybirliğiyle hareket eder. Madde III-177 1. Europol'ün özel görevi, Üye Devletlerin polis makamları ve diğer yasa uygulama birimlerinin faaliyetlerini ve bunların, iki ya da daha çok Üye Ülkeyi etkileyen ciddi suçlar, terörizm ve Birlik politikası kapsamındaki bir ortak çıkarı etkileyen

28

suç biçimlerinin önlenmesi ve bu suçlarla savaşılması konusundaki işbirliğinin desteklenmesi ve güçlendirilmesidir. 2. Avrupa yasaları, Europol’ün yapısını, çalışmasını, faaliyet alanını ve görevlerini belirler. Bu görevler aşağıdakileri içerebilir: a) özellikle Üye Devletlerin veya üçüncü ülkelerin makamlarınca veya teşkilatlarınca iletilen bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi, çözümlenmesi ve alışverişinde bulunulması; b) Üye Devletlerin yetkili makamlarıyla ortak olarak veya ortak soruşturma ekipleri bağlamında yürütülen soruşturma ve operasyon faaliyetlerinin, uygun olan hallerde Eurojust ile bağlantılı olarak, koordine edilmesi, örgütlenmesi ve gerçekleştirilmesi.” AB Anayasa Taslağı. 2003 Tek tek ülkelerin yasaları, Anayasaları ve diğer prosedürleri üye oldukları “birlik” ve topluluk yasa ve kurallarına, Bu “birlik” ve toplulukların yasa ve prosedürleri de tüm diğer devletlerin “ortaklığı” veya “birliği” ;” . Birlik’in uluslararası sahnedeki faaliyetleri, kendi kuruluşu, gelişimi ve genişlemesi sırasında esinlenilen ilkeler olan demokrasi, hukuk devleti, insan haklarının ve temel


Proleter özgürlüklerinin evrenselliği ve bölünmezliği, insanlık onuru, eşitlik ve dayanışma ile Birleşmiş Miletler Antlaşması’nın ilkelerine göre uluslararası yasaya saygı ilkeleri tarafından yönlendirilir ve dış dünyada bu ilkeleri daha ileri götürecek şekilde tasarlanır. “Madde III-193 1. Birlik’in uluslararası sahnedeki faaliyetleri, kendi kuruluşu, gelişimi ve genişlemesi sırasında esinlenilen ilkeler olan demokrasi, hukuk devleti, insan haklarının ve temel özgürlüklerinin evrenselliği ve bölünmezliği, insanlık onuru, eşitlik ve dayanışma ile Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın ilkelerine göre uluslararası yasaya saygı ilkeleri tarafından yönlendirilir ve dış dünyada bu ilkeleri daha ileri götürecek şekilde tasarlanır. Birlik, bu değerleri paylaşan üçüncü ülkeler ve bölgesel ya da küresel uluslararası örgütlerle ilişkiler geliştirmeye ve ortaklıklar kurmaya çabalar. Özellikle Birleşmiş Milletler çerçevesinde, ortak sorunlara çok taraflı çözümler bulunmasını teşvik eder. 2. Birlik, ortak politikaları ve faaliyetlerini tanımlar ve izler ve aşağıdaki amaçlara ulaşmak için

Ekim: 2007

Sayı:45

uluslararası ilişkilerin tüm alanlarında yüksek derecede işbirliği için çalışır: a) Birlik’in ortak değerlerini, temel çıkarlarını, güvenliğini, bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak; b) demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve uluslararası hukuku pekiştirmek ve desteklemek; c) Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın ilkelerine uygun olarak, barışı sürdürmek, çatışmaları önlemek ve uluslararası güvenliği güçlendirmek; d) yoksulluğun yok edilmesi temel amacıyla, kalkınmakta olan ülkelerin sürdürülebilir, ekonomik, sosyal ve çevresel kalkınmasını teşvik etmek; e) uluslararası ticaretteki sınırlamaların giderek artan şekilde kaldırılması yolu da dahil olmak üzere, tüm ülkeleri dünya ekonomisiyle bütünleşmeye teşvik etmek; f) sürdürülebilir kalkınma8 sağlamak için, çev8

“İnsan Hakları, Çalışan Hakları ve Sürdürülebilir Kalkınma Temel Bilgileri ve İş Dünyası Uygulamalarına Entegrasyonu Uluslararası İnsan Hakları standartları klasik yöntemlerde hükümetlerin görevi olarak algılanmış olup, kişiler, gruplar ile hükümet arasındaki düzenleyici hukuki konular olarak kabul edilmiştir. Günümüzde ise şirketlerin etki ve kapsama alanları oldukça büyümüş olduğundan, son dönemlerde insan

29


www.proleter.org

re kalitesinin ve küresel doğal kaynakların sürdürülebilir yönetiminin korunması ve iyileştirilmesi amacıyla uluslararası tedbirler geliştirmeye yardımcı olmak; g) hakların, ülkelerin ve bölgelerin doğal ya da insan kaynaklı felaketlerle başa çıkmasına yardımcı olmak; h) daha güçlü bir çok taraflı işbirliğine ve iyi küresel yönetime dayanan bir uluslararası sistemi teşvik etmek.”9 AB Anayasa Taslağı. 2003 haklarının iş dünyasının da bu uygulamaları gündeme alması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu sonuca dayanarak yapılan çalışmalar 10 yıldan fazla bir dönemdir sürmesine rağmen, iş dünyası ve insan hakları bağlantısı konusunda halen birçok açık olmayan konu bulunmaktadır.” ( İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği) 9

“Avrupa Birliği, ekonomik, ticarî ve siyasî bir güç olmak yanında, aynı zamanda maddî hukuk kuralları koyan uluslar üstü bir topluluktur. Bu Birliğin koymuş bulunduğu maddî hukuk kuralları arasında 6762 sayılı Kanunun beş kitabını da ilgilendiren konular oldukça büyük bir yer tutmaktadır. Söz konusu Avrupa hukuku, özellikle ticaret şirketleri, sermaye piyasası ve ticarî işletme alanlarında yoğun, deniz ile kara taşımacılığında ve sigortada kendisini hissettirebilecek düzeydedir. Bu oluşumun, 6762 sayılı Kanunu doğrudan etkilememesi imkânsızdır. Kaldı ki, Türkiye 1960'lardan beri AET'nin ortak üyesidir. Ülkemiz 11 Aralık 1999'da Helsinki Zirvesinde tam üye adayı olmak konumu-

30

“…Nestlé, Birleşmiş Milletler Global Sözleşmesi’nin insan haklarına ilişkin yön gösterici iki ilkesini tamamiyle desteklemektedir. Nestlé bu nedenle: Etki alanı çerçevesinde uluslararası insan haklarının korunmasını desteklemekte ve bu haklara saygı göstermektedir. (İlke 1) ve Şirketlerinin insan hakları ihlallerinde bulunmamasını ve bunlara taraf olmamasını kesinlikle sağlar. (İlke 2) Nestlé tüm iş faaliyetlerinde insan haklarına saygılı olmak konusunda örnek olmayı amaçlar ve sağlıklı kalkınmanın önemli gereklerinden olan sosyal koşulların iyileştirilmesi konusunu teşvik eder. Ayrıca Nestlé, pazarlarında insan haklarının korunması için yasal bir çerçevenin oluşturulmasından nihai olarak hükümetlerin sorumlu olduğunu kabul eder. Nestlé her pazarın insan hakları uygulamalarına ilişkin yerel yasa ve düzenlemelere saygılı ve uyumlu olmasını bekler…. nu kazanınca acquis communautaire'nin Türk hukukuna aktarılması gerekli hâle gelmiştir. 17 Aralık'ta Türkiye ile müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlaması Konsey tarafından karara bağlanınca bu gereklilik, zorunluluk halini almıştır.” Yeni Türk Ticaret Kanunu Yasa Tasarısı Sunuş Bölümü. 2005


Proleter …Örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkının fiilen kabulü (İlke 3) Her türlü mecburi ve zorla çalıştırma uygulamalarının ortadan kaldırılması (İlke 4) Küçük yaştakilerin çalıştırılmasının etkin şekilde önlenmesi (İlke 5) İstihdamda ayrımcılığın ortadan kaldırılması (İlke 6) Nestlé pazarlarının tümünde insan kaynakları ile ilgili yürürlükteki tüm yasa ve yönetmeliklere saygılıdır…” (Nestle İş Etiğimiz) Sanırım bu kadar çeşit ve bol malzeme sermayenin yüzünü gizlemek için giriştiği bu çabaların ne anlama geldiği yine kendilerinin “toplayıp”, “derlediği” istatistiklerden ne kadar “çevreci”, ne kadar “insan haklarına” saygılı olduğu gün gibi ortadayken, proletaryanın ve emekçilerin sermaye ve sermaye sahiplerinden talepleri onların kabul ettiği ve çerçevesini çizdiği iki yüzlü görüş ve talepleri olamaz. Proletaryanın kendi kurtuluşu için giriştiği mücadele programı ve talepleri sermayeden “bağımsız” tüm insanlığı kurtuluşa götürecek, sınıfsız, sömürüsüz bir ekonomik ilişkilerin uygulamaya konulduğu, ekonomik ve siyasi her türlü baskı ve zorun ortadan kaldırıldığı, her türden kendi yöneticilerini seçerek belirlediği ve

Ekim: 2007

Sayı:45

yine seçimle görevden alabildikleri bir yönetim bütünlüğü içinde proleter demokrasinin sonuna kadar uygulandığı proletaryanın devrimci diktatörlüğüdür. Sermayenin adilliği, eşitliği, özgürlüğü ancak kendine özgü bir adillik, eşitlik, ve özgürlüktür. Sözcüklerin altındaki gizem onların ifade ettikleri biçim ve maddi şartların ortaya çıkarılması onların gerçek yüzlerini ortaya çıkaran, maskelerinin yırtıldığı anlardır. Dünya nüfusunun %1’inin geliri, zenginliği, varlıkları yine dünya nüfusunun %57’inin gelirine eşit olduğu bir ortamda sermayenin ne kadar adil olduğunun göstergesidir.10 Sermayenin ulusal sınırları aşıp küresel ölçekte, ulusal, yerel değerleri aşarak herhangi bir yasal, hukuki engelle karşılaşmadan, işçi sınıfını, yoksul köylülüğü, emekçileri nasıl sömürdüğünün göstergesi onların özgürlüğüdür. Hangi sermaye grubunun, hangi alanlarda, hangi dalda ne kadar pay alacağı ve bunların garantilerinin nasıl sağlanacağı ve harcamalarının, bedellerinin kimler tarafından nasıl, 10

Elli milyon kişiden az zenginin geliri, 2 milyar 700 milyon yoksulun toplam gelirini elde etmektedir. (İş Dünyası Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Bülteni.2007)

31


www.proleter.org

ne kadar karşılanacağının antlaşmalar, yasalar tarafından eşit bir şekilde nasıl belirlendiğinin belgeleri, devletler arşivlerinin kütüphanelerini doldurmaktadır. Örnekler ve uygulamalar yer yüzünün sınırlarını aşarak uzayın derinliklerinde pay kapmaktan, buzul denizlerinin diplerine bırakılan “bayraklar” la , “flamalarla” belirlenmektedir. Sermayenin sömürü özgürlüğü, emek ve doğa üzerinde sınırsız eşitliği ile pekişmektedir. Sadece ABD emperyalistlerinin uzaya saldığı sera gazlarının tüm dünya içindeki payının %25 olduğu göz önüne alındığında, ülkelerinden kilometrelerce uzaklarda “demokrasi” dağıttığı düşünülürse sermayenin “eşitlik, kardeşlik, özgürlük” şiarlarının ne anlama geldiği daha net açıklanabilir. Öyleyse, proletaryanın, sermayenin hiçbir ekonomik, siyasi, hukuki kuralları ve yapısıyla çıkarları çakışmaz, çatışır. Bu bakımdan proletarya kendi iktidar organlarıyla, sermaye ve sermaye sahipleri üzerinde diktatörlüğünü kurarak, kendi kurtuluşunu sağlayacaktır. Ekim 2007

M. Gündar

32

ULUSAL SORUNDA BURJUVA POLİTİKALARI Burjuvazinin siyasal krizi derinleşiyor. 22 Temmuz’ un ardından burjuva cephesinde derinleşen siyasal kriz seçim zaferini Abdullah Gül’ ün Cumhurbaşkanı olmasıyla taçlandıran hasımlarına meydan okuyan ABD-AB emperyalistlerinin desteklediği AKP hükümeti zaferinin tadını doyasıya yaşayamadan kendini yeni bir krizin içinde buldu. Kılıçlar hiç olmazsa geçici bir süre için kınına konacağı beklenirken ordu seçim yenilgisiyle kaybettiği prestijini PKK ya karşı açtığı savaşla kazanmaya çalışıyor. Savaşın yükseltilmesi ordunun siyasal iktidar içinde kaybettiği mevkii tekrar kazanabileceğini düşünen generaller seçim süreciyle aşlattıkları militarist propagandayı yükselterek toplum üzerindeki siyasal ipoteğini kazanacağını umuyor. PKK’ya karşı yükselttiği savaşı dışarıya K.Irak’a taşımaya çalışan ordu içerde hiç beklemediği bir saldırı zinciriyle PKK gerillaları karşısında ardı ardına


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 güdüyor. İçerde ordunun son yenilgi alıyor. ABD emperyakayıplarıyla sıkışmış durumda lizmin koruması altındaki Barburjuvazinin hükümet dışına zani-Talabani’nin desteğini itilen muhalefet kanadı hüküarkasına alan PKK, ABD simetin ABD yanlısı politikalarılahlarıyla güçlenerek Türk ornı yığınların önüne atarak onu dusuna ciddi kayıplar verdiriişbirlikçisinden koparmaya, yor. Türk ordusu siyasal anyıpratmaya ABD ile doğrudan lamda ciddi kayıplar verdikçe kendi işbirliğini yaratmaya, her kaybedilen asker gerici AKP hükümetinin yerini almafaşist ordunun istediği askeri ya çalışıyor. Ordu ve burjuva bir yönetimin yolunu döşüyor. muhalefeti ulusalcı cephe Öfkeden çılgına dönen genebu sözcüğü taraftarlarınca raller seçim öncesi muhtırayla sıkça söylendiği haliyle kullakaybettikleri askerin döktüğü nacağız- iktidar mücadelesinkanlarla kazanmaya çalışıyor. de burjuvazinin iktidar dışında Ordu seçim yenilgisinin hıncıkalan kanadının kendisine nı AKP hükümetini ABD ile verdiği adla ulusalcı cephe karşı karşıya getirme çabalahükümeti ABD den gerekli rıyla Barzani’yi hedef göstererek savaş hazırlığı yapıyor. desteği alamamakla ona Türkiye’nin gücünü tam olarak Hükümet bir yan da ABD emifade edememekle suçluyor. peryalizmine verdiği sözlerle Ortadoğu da ABD emperyaUlusalcı cephe ABD emperyalizmine karşı savaşı değil lizminin çıkarlarını burjuva ABD emperyalizminin destekulusal çıkarlarının üzerinde lediği, koruduğu PKK, Barzatutma çabaları diğer yanda da ni-Talabani’ye karşı Türkiye yi ordunun sürekli yükselttiği saTürk burjuvazisini yeterince vaş çığırtkanlığı arasında sıanlatmamakla stratejik ortakkışmış durumda. Büyük burlarını Kürtlerle değil kendilejuvazinin desteklediği AKP riyle iş birliğine zorlaması gehükümeti Irak’ın ABD emperrektiğini anlatamamakla suçyalizmi tarafından işgaline luyor. ABD emperyalizminin destek verirken burjuva devlet korumasını arkasına alan çıkarlarıyla çelişen ABD emPKK,, Türk Ordusu karşısınperyalizminin sömürgeci siyada küçümsenmeyecek bir baseti arasında oyalama taktiği 33


www.proleter.org

şarı sağlamış durumda. Türk ordusuna ardı ardına ağır kayıplar verdiriyor. Burjuva cephesinde çatlak gitgide derinleşiyor. Ordu ve muhalefet hükümeti sıkıştırarak parlamentodan K.Irak’a doğrudan saldırı için yasal bir düzenleme yapmasını, teskere çıkarmasını istiyor. ABD ve AB emperyalistlerinin desteğiyle iktidar olan AKP hükümeti, savasın Kuzey Irak’a yayılması yada yayılmamasını değil, ABD emperyalizminin rızasının olup olmamasıyla doğrudan bağlantılı olarak, orduyu dizginlemeye çalıştıkça ulusal kurtuluşunu ABD’nin bahşişine bırakmış, Irak ve Türkiye Kürt ulusalcıları Türk burjuvazisinin açmazını iyi değerlendiriyor. Daha birkaç yıl öncesine kadar Türk pasaportuyla dolaşabilen Talabani ve Barzani Irak’ın ABD emperyalizmi tarafından işgaliyle rüyalarında görseler inanamayacakları bir güce eriştiler. Saddam’ın korkusuyla Türk gerici güçlerine dayanan, Türk burjuvazisinin ceplerine koyduğu kırmızı pasaportlarıyla dolaşabilen, karşılığında kendi soydaşlarına PKK ya karşı Türk ordusuyla işbirliği yapmaya 34

zorlanan eski yarı feodal aşiret reisleri ABD işgaliyle birlikte Irak Kürt Ulusal hareketini ABD emperyalizminin emrine verdiler. Emperyalist efendileri tarafından sömürge Irak’ın Cumhurbaşkanlığı makamıyla ödüllendirilen Talabani, rakibi Barzani ile emperyalistler tarafından uzlaştırılarak Irak’ın en yetkin iki memuru olarak atandılar. Barzani’nin kartvizitine ise Kuzey Irak Federal Kürt Devleti başkanı sıfatı yazıldı. Türk burjuvazisi ABD emperyalizmine yıllarca hizmetinin karşılığında şaşkın olup biteni hazmedemeyeceğini gördükçe tarihin garip bir cilvesiyle aşiret reisi olarak gördüğü Talabani ve Barzani karşısında devlet töreni düzenlemek zorunda kalmasını bir türlü içine sindiremiyor. Talabani ve Barzani sömürgeleştirilen ABD’nin eyaletlerine dahil edilen Irak’ın petrol kuyularının bekçileri olarak ABD emperyalizmi tarafından kendilerine verilen yeni görevlerin ABD’nin Ortadoğu da ki en önemli müttefiki sıfatıyla Irak “valiliğine” atandılar. Bu atamanın karşılığında kendilerine verilen bölgesel iktidar gücüyle


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 zani ile Talabani’nin koruması ABD emperyalizminin Ortaaltında ABD emperyalizminin doğu işgal planının güvencesi eğitimiyle Türk ordusu karşıolarak sahneye konulduklasında gerilla savaşında mevzii rında bir devlet olarak varlıklakazanmış durumdalar. Liderrını korumanın Kuzey Irak’ da leri Abdullah Öcalan’ın Türk ki sayıları dört milyona ancak burjuvazisine teslim edilmevaran Kürt ulusal varlığının siyle dağılma noktasına gelen yaşamasının ancak Türkiye PKK, Irak’ın işgaliyle yeniden topraklarında yaşayan 20 milcanlandı. Kuzey Irak da bayon Kürt milliyetine, Suriye ve rınması karşılığında ABD’nin İran’daki Kürt azınlığın tümüyTürkiye ve İran üzerindeki pole bir devlet olarak kendilerine litikalarının taşeronluğuna rıza katılmasıyla mümkün olacagöstermek zorunda kaldı. ğını hissettiler. Ayrı üç devlet Türk burjuvazisi ulusal içinde yaşayan Kürt milletinin çıkarlarıyla emperyalizme babir Kürt Cumhuriyeti olarak ğımlılığı arasında sıkışmış duKuzey Irak’ta ABD emperyarumda. Bu ikili denklem onu lizminin çıkarlarını korumak, içerde iki parçaya bölmüş dubekçiliğini yapmak amacıyla kurulan, federal devletin sarumda. ABD-AB emperyalistlerinin desteğiyle hükümet nayi haritalarını çizmeye koolmuş AKP ve emperyalist işyuldular. Irak’ın işgali öncesi PKK’yı kendilerine rakip gören birliğiyle ulusal çıkarları bağkendi güçlerinin PKK’ya kadaştırmaya çalışan çaresiz tılmasını engellemek için Türk ulusalcı cephe, içerde kıyasıya bir iktidar mücadelesi veridevletiyle işbirliğinden kaçınyor. Emperyalizme bağlılıkla mayan Barzani ve Talabani emperyalist bağlılık arasındaPKK’nın hamiliğini üstlenerek ki ilişkiyi karıştıran küçük burKürtlerin en yoğun yaşadıkları Türkiye topraklarına gözünü juva dar kafalılığının destekdikmiş durumdalar. PKK için lediği ulusalcı cephe, ABD ise 90’ların ortalarından itibaemperyalizmiyle doğrudan bir ren Türk ordusu karşısında çatışmayı göze alamadan kaybettikleri gerilla savaşı soABD’nin Ortadoğu sömürge nucu sığınabilecekleri tek liplanlarının bir parçası olarak man olan Kuzey Irak da Barkendini kullanmasının daha 35


www.proleter.org

doğru olacağını, kendilerinin Barzani ve Talabani den daha sadık ve daha güçlü bir işbirlikçi olduğunu ispat etme uğraşı içinde, ABD-AB emperyalist cephesine yaltaklanırken el altından korkuyla ABD’nin yenilgisini ve bölgeden çekip gitmesinin düşünü kuruyor. İşbirliğine yanaşmadığı için değil, kendisinin işbirliğine ihtiyaç duyulmamasından, bir köşeye atılmasından, sonunun Saddam’ın sonuna benzemesinden korkuyor, bunun için kendini gösterme, kendi varlığını koruma telaşına düşmüş durumda. Hükümetten, AKP den ulusalcıları ayıran ince çizgi burası. Sömürgeci ABD emperyalizmi diğer tüm sömürgeci emperyalist güçler arasında en güçlü olması özelliğiyle kendisi için savaşmaya hazır küçük figüranları arasında emperyalist tekellerin çıkarları doğrultusunda kan gölüne döndürdüğü Irak’ta, sömürgeci varlığını korumak ve sürdürebilmek amacıyla kendisi için en uygun işbirlikçileri Iraklı Kürtler, askeri ve siyasal anlamda destekleyerek bir Kürt Devleti oluşturmuş durumda. Irak’ta ki ulusal so36

runun emperyalist burjuvazi tarafından çözümü Türk burjuvazisi için kendi topraklarındaki ulusal sorunun, emperyalist burjuvazi tarafından çözümü, Türk burjuvazisi için kendi topraklarında ki ulusal sorunun zorla bastırılmaya çalışılan ulusal sorunun, gerçekte, doğudaki topraklarını yitirmek anlamına geleceğini çok iyi bilen Türk burjuvazisi, ABD emperyalizmine sadık uşaklığın, kendisinin tekrarlamaktan bıkmadığı stratejik ortaklığın, özünde emperyalizmin çıkarlarının korunması amacıyla, ABD emperyalizmi tarafından dayatılan, kendi ipini çekmekten başka bir anlam taşımadığını biliyor. ABD karşıtlığının yığınlar arasında yükselmesine el altından izin veriyor. Diğer tarafta ise, efendisinden korkan, onun gazabını üzerine çekmekten çekinen uşak gibi, ona yaltaklanarak, kendisini yok saymaması gerektiğini göstermeye çalışıyor. Türk burjuvazisi, içerde kendi ulusal sorunuyla boğuşurken, Kürt ulusuna karşı topyekûn bir savaş örgütlerken, dışarıda, Irak’lı Kürtlerle savaşmak için, ABD’nin icazetini bekliyor.


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 uygulanmaya konuldukça, Asıl tehlikenin Irak’ da Türk burjuvazisi çılgına dönüABD’nin desteğini arkasına yor. almış, Barzani-Talabani yanlıOysa burjuva liberalleri sı Kürt ulusalcılarından geletarafından medeniyet ve deceğini gösteriyor. Burjuvazinin mokrasi alkışlarıyla sunulan sadık uşağı Hürriyet gazetesi işgal, Irak’ın toprak bütünlüyazarı Ertuğrul Özkök, asıl ğüne dokunmayacak, Sadhedefin, Barzani olması gedam’ı devirerek dünyayı bir rektiğini yazdığında Türk gediktatörden kurtaracak, Sadnelkurmay Başkanın’ dan afedam’ın başta Ortadoğu olmak rin alıyor. Musul ve Kerkük üzere, dünyayı tehdit eden rüyasından çoktan uyanmış nükleer silahlarından arındıTürk egemen sınıfı şimdi Diracak, bölgeye huzur ve barışı yarbakır’ı korumaya çalışıyor. getirerek, Irak da zulüm gören Irak’ın emperyalistler milliyetlere, Araplara, Kürtlere, tarafından parçalanmasıyla, Türkmenlere, Şiilere batı tarzı Güney Irak da ABD emperyaburjuva demokrasisini bahşelizminin petrol bekçiliğini verdecekti. Saddam heykelleri diği, karşılığında Güney Irak da Kürdistan Devleti kurmalabirkaç yüzü geçmeyen ABD rına izin verilen Kürt burjuvaemperyalizminin satın aldığı zisinin temsilcileri, Barzani ve şakşakçıları tarafından devTalabani ise PKK aracılığıyla rilmesini, uygarlığın zaferi olaTürk burjuvazisine dolaylı olarak alkışlayan Türk burjuvarak savaş açmış durumda. medyası, emperyalizmin hizBarzani, Türk egemenlerine metinde, iki yüzlü yalanlarla, gözdağı vererek, sizin sınırı Irak’ın yağmalanmasını kutgeçmeniz bizim Diyarbakır’a suyordu. Emperyalist burjuvagirmemiz demektir diyor. zinin çıkarlarını, tekellerin çıkarlarını, ulusal burjuva çıkarBarzani Türkiye Kürdislarıyla bütünleştirmeye, Türk tan’ını Irak Kürdistan’ının deburjuvazisinin yağmadan vamı olarak görüyor. Barzakendisine payın düşeceğini ni’nin rüyalarını süsleyen harihesaplamaya başladı. Irak , ta ABD’de çiziliyor. Barzani, emperyalist haydutların bomTalabani ve PKK tarafından balarıyla yerle bir olurken, 37


www.proleter.org

burjuva medyası, savaş sonrası yeniden yapılandırmanın kendisine düşeceği payla, sağlam kalan kentlerin kalıp kalmadığını düşünüyordu. Emperyalizm, toprak bütünlüğüne saygı göstereceği Irak’ı, birkaç parçaya bölerek, Irak’ı oluşturan milliyet ve dinsel topluluklardan, kendi işbirlikçilerini yarattı. Sömürgeleştirilen Irak da, önce, kendi aralarında sürekli çıkar çatışmalarıyla savaş halinde bulunan iki Kürt burjuva cephesini, Barzani ve Talabani’yi barıştırarak Kürt ulusal sorununu, işgalin meşrulaştırılması, Irak petrollerinin ABD tekelleri tarafından yağmalanmasının meşru, hukuksal temelini, Kurulan Kürt devleti üzerinden oluşturdu. Talabani Irak Cumhurbaşkanı olarak atandı. Barzani ise Güney Kürdistan bölgesi devlet başkanlığına atandı. ABD emperyalizmi iktidarı kaybeden Sünni Arap burjuvazisinin ciddi bir direnişiyle karşılaştığında, yabancı topraklarda ki sömürgeci ordusunun, Arap burjuva temsilcileri karşısında uğradığı kayıplar, Şiilerin ABD emperyalistleri tarafından kontrol edilemediği, sıranın kendinse 38

geleceği alenen açıklanan, İran’ın Şiiler üzerinde, ABD emperyalizmini zor duruma düşürmesi, Kürt ulusal sorununun, ABD emperyalizmi tarafından, emperyalist burjuva çözümünü doğurdu. Güney Kürdistan bölgesi devleti fiilen kurularak, Talabani’nin Irak’ın başına oturtularak, Irak petrollerinin ABD tekelleri tarafından yağmalanmasının hukuksal dayanakları, yasal ayakları oluşturuldu. Güney Kürdistan da her türlü petrol arama ruhsatları, petrollerin işlenmesi, ABD tekellerine, güya yasal olarak, Güney Kürdistan “devleti” tarafından verilerek, çıplaklık, incir yaprağı ile kapatıldı. Her şey yasalara uygundu. Meşru bir Irak Cumhurbaşkanı, Meşru bir Irak Güney Kürdistan federal devleti, Barzani’nin akrabalarından oluşan bir Irak hükümeti ve bakanları, medeniyet ve demokrasiyi tamamlıyordu. Irak’ın, Sünni, Arap burjuvazisi, her türlü yağmanın dışına itilmiş, Şiiler ise, büyük çoğunluğu oluşturdukları Irak da, davet edildikleri hükümette, kendilerine verilen görevi yapabilecek bütünlüğe sahip değillerdi. İşgal sonrası Irak’ın en büyük ör-


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 tuttuğu, işbirlikçisinin, kendi gütlü gücü ve işbirliğine yakarşısına eşiti gibi çıkışını , naşmasıyla Kürt burjuvazisi , kendisinin nefretini bilen eski emperyalist ABD’nin en sadık işbirlikçisinin, yeni statüsüyle , uşağı rolünü üstlenmişti. kendi karşısına çıktığında, Türkmenler üzerinden Musul yüzündeki zaferinin izlerini ve Kerkük petrollerinden kengörmesinin ne demek olduğudilerine düşecek varillerin henu, ancak, iyi bir edebiyatçı sabını yapan Türk burjuvazisi, çizebilir. Talabani ve Barzani Irak’la, işgalci, emperyalist ile Türk burjuvazisinin ilişkisi , ABD adına görev yapan, BM tam da buydu. Kendisini hakir barış gücü askerlerine dahil gören, sıradan devlet memurolan birliğinin kafasına geçiriları düzeyinde ağırlanan, Anlen çuvalla, Musul ve Kerkük kara da köpek muamelesi görüyasından uyandı. Musul ve ren, Irak Kürt burjuvazisinin Kerkük nüfus daireleri yağmatemsilcileri, Şimdi ABD’nin lanarak Kürtlere teslim edildi. çizdiği Kürdistan haritasına Türkmenlerin zaten bir güç bakarak, büyük Kürdistan olmaktan uzak olan varlıklarıdüşleri kuruyorlardı. Abdullah na, resmi kayıtlarda son veriÖcalan ise, İmralı da hapselerek, Sünni Arapların yanına dildiği adadan, kendi gücügönderildiler. Türk burjuvazisi, nün, etkinliğinin, artık kendi ABD emperyalizminin satın elinden Barzani‘nin eline aldığı medyanın, kendisini geçmesini, kendi adına, kayuyutarak gösterdiği, petrol gıyla izliyor. Kendisinin dışzenginliği rüyasından uyandılanmasını daha İmralı günleğında, cebine Türk pasaportu rinin başlangıcında, Surikoyarak dolaştırdığı kaypak, ye’den sürülme sürecinde göönüne gelenle işbirliği yapmaren Abdullah Öcalan, kendisiya hazır Talabani’nin, Irak ne karşı büyük bir komplo düCumhurbaşkanlığı makamınzenlendiğini söylerken, Türk da otururken gördü. Kapitalisburjuvazisine teslim edildiğintin, ihtiyaç duyduğu için yade, “beni öldürmeyin”, “beni nında tuttuğu her şeyi, her an kullanın” diyordu. Kendisinden satan, kaypak ve güvenilmez direniş bekleyen küçük burjuyapısından dolayı nefret ettiği va sosyalistlerini hayal kırıklı, kendi dost çevresinden uzak 39


www.proleter.org

ğına uğratan Öcalan, ABD’nin BOP’una karşılık, Türk burjuvazisine Demokratik Cumhuriyet formülünü uzatıyordu. Kendi başına, emperyalist efendilerine karşı, politika yapmaktan aciz Türk egemen sınıfı, olayların akışına kendisini kaptırmış, Türk burjuvazisi, bildiği tek yöntemle, şiddetle, ulusal sorunun çözülebileceğine, kendini inandırmıştı. Öcalan’ın hayatını, kendisine uzatılan işbirliğinden dolayı değil, Öcalan’ı teslim eden efendileri istediği için bağışlamış. Burjuvazi, İmralı’dan Öcalan’ı bir devlet başkanı gibi örgütünü yönetmesine izin vermek zorunda kaldı. Kürt burjuvazisinin, Türkiye’den ayrılmak niyetinin olmadığını, Demokratik bir cumhuriyet içinde, eşit iki ulus olarak yaşamaktan yana olduğunu yazarken, Abdullah Öcalan, Türk burjuvazisine hizmet etmek değil, kendisine hizmet etmek istiyordu. Türkiye’de ki Kürt burjuvazisi, Türkiye’de kaldığı sürece, o, Abdullah Öcalan ve Kürt ulusal önderi olarak kalabilir. Irak’da ABD emperyalizminin eliyle kurulacak bir Kürdistan’ın, Türkiye Kürdistan’ını yutmasıyla, Ab40

dullah Öcalan değil, Barzani yükselecek, Barzani’nin devletinde, Abdullah Öcalan’a, İmralı’dan kurtulsa bile, bir ihtiyaç kalmayacaktı. İktisadi olarak Türk burjuvazisiyle iç içe geçmiş, federe bir cumhuriyette ise, devlet içinde, eşit haklara sahip, kendi vergilerini ve gelirlerini toplayan, iki kurucu ulus içinde, Doğu Perinçek ile birlikte yaşayan, son iki Atatürk hayranı olarak, federe devletin içinde yer alan, her Kürdün evinin köşesinde posterleriyle yaşayabilirdi. Abdullah Öcalan, Demokratik Cumhuriyet’i, Barzani’nin, Büyük Kürdistan’ının karşısına koymuştu. Ama her ikisi de, emperyalist burjuvazinin eli değmeden, onsuz olması düşünülmeyen, iki ayrı tezdi. Barzani, ne kadar Amerikancıysa, Öcalan ve Türkiye Kürdistan’ının burjuvazisi de o denli AB’ciydi. Ama bunun anlaşılması için, Türk burjuvazisini politik zekası, askeri yeteneğinin çok üzerinde, bağımsız bir politika yapabilmesine bağlıydı. Türk burjuvazisinde ne güç, nede zekâ vardı. Yirmi yıldan fazla süren iç savaşın sonucunda, bunu düşünebilecek, ne gücü, nede


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 da, ulusal sorunun çözümü , zekâsı kalmıştı. Öcalan’ı ölemperyalist burjuvazinin kışdürmeyip, ona bir devlet başkırtmasıyla, Balkanlar da yakanı olanaklarını sunması, İmşayan, çeşitli milliyetlerden ralı’dan PKK’yı yönetmesini halkların, birbirlerini boğazlaistemesiyle, ancak PKK’yı masıyla gerçekleşti. Benzeri zapt etmesini isteyebilecek, bir olgu, Türkiye de uygulanakli sınırlara sahipti. Ne var ki maya konulmak isteniyor. PKK, artık, Öcalan’ın kurduEmperyalizmin işgal ettiği , ğu, yönettiği, PKK değil, BarIrak’ta, Kürt, Türkmen, Arap, zani ve Talabani’nin evinde Sünni, Şii vb. halklar, milliyetsaklanan, korunan, ABD’nin ler ve dinsel mezhepler temekontrolünde bir örgüttü. Nerelinde bölünüp, birbirine karşı ye saldıracağını, ne yapması kışkırtılarak, katliamlar gergerektiğini, Öcalan değil, ABD çekleştiriliyor. Burjuvazinin isteyebilirdi. Sınıf mücadelelekışkırtmalarıyla Türkiye de, rine, politik olaylara, Marksist Kürt ve Türk halkları arasında bakış açısıyla değil, küçük katliam provaları yapılmak isburjuva duygusallığıyla bateniyor. Egemen sınıfların çıkan, Türkiye sosyalistleri için ise, Öcalan ve PKK, bugünüykarları doğrultusunda, her iki milliyetten halklar arasında, le burjuva hareketinin gelişim düşmanlık tohumları atılarak, çizgisiyle değil, ilkel, romantik, isyancı özelliğiyle hatırlanmak ortak düşmanları, burjuva sınıfına, emperyalist haydutluğa ve görülmek istendiği için, içikarşı, savaşımı engelleniyor. ne girilmeden, kenarından, Türk ve Kürt işçi sınıfı dışınbirkaç veciz sözle ifade edidaki tüm unsurlar, yığınların len, bir olgudan öteye geçemedi. düşmanlığından medet umuUlusal sorunun çözüyor ve bu yönde savaşı kışkırmünü işçi sınıfı, emperyalist tıyorlar. 80’lerin sonlarında burjuvaziye bıraktığında, halkyükselen Kürt ulusal bağımların kardeşliği değil, ancak, gırtlak gırtlağa boğazlaşmasısızlık mücadelesinde, Kürt nı doğuracağını unutmamalıküçük burjuvazisinin hareketi, dır. Yugoslavya örneği bunun PKK, 90’ların sonlarında, açık bir deneyimidir. Balkanlar Öcalan’ın tutuklanmasıyla 41


www.proleter.org

ağır bir yenilgiye uğramışken, Irak’ın işgaliyle PKK, ABD emperyalizminin kontrolüne girmiş durumda. ABD emperyalizminin, Irak’ta kurduğu Kürt Federe Devleti, Barzani, Talabani iktidarıyla, Kuzey Irak da, kendine barınma şansı bulan PKK, bunun karşılığında, ABD’nin İran ve Türkiye üzerindeki, emperyalist sömürü politikalarının, işbirlikçisi durumuna dönüştü. Farklı ülkelerin – Türkiye, İran, Suriye – burjuva devletlerinin, burjuva sınıflarının, ulusal çıkarlarıyla, emperyalist haydutların çıkarları arasında, politika yaparak, tutunmaya çalışıyor. PKK, Kürt ulusal burjuva demokrasi hareketinden, emperyalizmin taşeronluğuna dönüşmesini tamamlamış durumda. Dayandığı sınıf temeli burjuva sınıf karakterinin kendiside, sömürgeci bir sınıf olarak, sömürenlerin yanında yer almasını sağlıyor. Siyasal eylemleri ve politikalarıyla şu yada bu emperyalist gruplarla işbirliği ile, onların bağışlarından medet umuyor. PKK , amblem ve söylemlerinde işçi ve emekçilerin geçmiş yüzyıllarda zaferleriyle kazandıklarını, 70’li yılların 42

içinde, Türkiye de yükselen küçük burjuva sosyalist hareketlerinin etkisinde kalarak kullandığı amblemleri, söylemleri birer birer terk ederek, emperyalist burjuva ideolojisinden beslenerek, küçük burjuva sosyalizminin son kalıntılarını da terk ederek, kendi sınıf gerçeğine, burjuva karakterine, her geçen gün, daha bir açıklıkla sarılıyor. Kürt emekçilerini, Kürt burjuvazisinin çıkarları doğrultusunda, vatan edebiyatıyla, ulusal ezilmişliklerini öne çıkararak, kendi saflarına çağırıyor. Türk burjuvazisinin karşısında mazlumu oynayarak, yığınların devrimci duygularına hitap ediyor. Türkiye işçi sınıfı bu gerçeği unutmaksızın, ulusların kendi kaderini kendi belirlemesi gerçeğine, demokratik bir eğilim olarak, taraf olmak zorundadır. Halklar arasındaki kardeşliği yükseltebilmesinin bir tek yolu budur. Kürt emekçilerini, PKK ‘ın emperyalist işbirlikçisi karakterini görmelerini sağlayarak, bunu yapmalıdır. İşçi sınıfı her türden sömürücü sınıfa, her türden burjuva savaşlarına karşı çıkarak, bunu yapmak zorundadır. Şovenizm korkusuyla devrim-


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 ciler, bu gerçeği, PKK’nın işbirlikçisi gerçeğini, örtbas etLİBERAL BURJUVAZİ tiklerinde, Kürt emekçilerini, “DEMOKRASİ” emperyalist haydutların politiMÜCADELESİ Mİ VERİYOR? kalarına alet etmiş olduklarını unutmamalıdırlar. KomünistGeçen sayıdan devam… ler, her türden burjuva sınıf çıkarlarıyla, işçi sınıfının devBurjuvazinin siyasal rimci çıkarları arasında, baegemenliğinin ya da devletinin ğımsız bir duruş, bağımsız bir demokratik olması onun siyasal politika, yaratmak zorundadır. eylemlerinin, özgürlük ve “deTürk burjuvazisinin azgın salmokrasi mücadelesi”nin sonudırıları, katliam çığlıkları, komudur? Burjuvazinin ideologlamünistlerin bilincini karartrı ve liberal temsilcileri bu sorumamalı. Kendi bağımsız sosya olumlu yanıt vermekteler. yalist, demokratik taleplerini, Sınıf mücadeleleri tarihi bu gün halkların kardeşliğini geliştireburjuvazinin, burjuva toplumda, bilecek, yegane talepler, sosgerici ve karşı-devrimci, dolayıyalist, demokratik cumhuriyet sıyla demokratik olmayan bir taleplerini, karartmamalıdır. rol oynadığını göstermektedir. Komünistler, burjuvazinin Kürt Onlara bakarsanız, Monarşinin ve Türk burjuvazisinin bölücüyerini alan Cumhuriyet, demoklüğünü, işçileri bölme, halkları ratik değil “otoriter”dir, zamanı birbirine kırdırma, düşmanlık geldiğinde demokratikleştirilpolitikalarına karşı, her türden mesi gerekir. Başka burjuva uluslar da da liberal burjuvalar burjuva emperyalist çözüme benzer görüş ve talepler ile orkarşı, işçilerin birliğini savuntaya çıktılar, bizimkiler de bimalıdırlar. Bu gerçek, duyguzimkiler de aynı iddialarda busallıkla, hafife alınmamalı, lunmaktalar. Giderek artan bir korkuyla, yok edilmemelidir. şekilde sesleri yükselmekte, Seçim, bilinçli Türk ve Kürt işburjuva basın bunlar ile dolup çilerine bırakılmalıdır. Komütaşmakta. Liberal burjuvaların nistler, bunun için çaba gös“demokratik cumhuriyet” ve termelidirler. “demokrasi” konusundaki görüş ve taleplerinin ne olduğunu iyi Ekim 2007 Mahir. 43


www.proleter.org

bilmemiz gerekir. Daha önce belirtildiği gibi işçi sınıfının devrim mücadelesinde ona bağlı olarak öne sürülen taleplerin bazıları liberal burjuvazi tarafından kendi egemenliğini geliştirmek için öne sürülmektedir. açıkçası “demokrasi” için değil egemenlik amacı ile talep edilmektedirler. Liberal burjuvazinin önemli temsilcilerinden Mehmet Altan’ın ağzından “II. Cumhuriyetin” ne olduğunu görelim: “İkinci Cumhuriyet ne? 1923 Cumhuriyetimizin ‘tek sesliliğine’ karşı ‘demokratik ve çoğulcu’11 bir nitelik önermek? İkinci Cumhuriyet ne? Egemenliğin halka ait olduğuna inanmak. Buna cani gönülden kabul etmek. İkinci Cumhuriyet ne? Egemenliğin bürokrasiye ve orduya ait olduğu inancına şiddetle karşı çıkmak. Bunun demokrasi olmadığını bıkmadan usanmadan anlatmak. 12 “2. Cumhuriyet tabiri, bu günkü yaygın kullanımı,

Mehmet Altan’a borçlu, Altan liberal demokrasinin Türkiye’deki en istikrarlı ve tutarlı temsilcilerini Otokratik ve hiyerarşik toplum projesine karşı bu güne kadar çok etkili eleştiriler getirdi. Yerleşik statükodan , iktidarı bir ucundan yakalayanlara kadar geniş bir iktidar yelpazesi hemen her ülkede var. Ama siyasal ve toplumsal düzeni özgürlükçü eleştirilerle hizaya getiren, bireyi devlet karşısında her hal ve şartta savunan muhalif sesler her zaman çok nadir bulunuyor. Bu yüzden Mehmet Altan’ın ısrarla takip ettiği “Cumhuriyeti demokratikleştirme” projesi ileri ve medeni bir topluma ulaşmak için çok önemli ve değerli. Üstelik liberalizm bir ideolojik tercihten ziyade, ideolojik tercihleri bireylere bırakan ve bu tercihlere saygı gösteren bir yaklaşımı temsil ediyor. Demek ki Türkiye’nin liberal eleştirilere ve doğal olarak Mehmet Altan’a ihtiyacı var.” (Mümtazer Türköne 06.09.2007 ZAMAN) İkinci Cumhuriyet ne?

11

AKP milletvekili Özlem Türköne ise bu konuda konuşmak istemedi. Liberal “özgür lük”çü yazarlarımızın en demokratik haklarda dahi nasıl davrandığı kendi yaşamında görülmektedir.

Altını ben çizdim. Mümtazer Rürköne Gazi Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi.Eski eşi Mualla Kavuncu ondan dayak yediğini iddia etmekte. Yeni eşi 12

44


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 dığını denetleyebilmek hale Rejimin üzerindeki orgelmesi gerektiğine inanmak. du vesayetine son vermek. İkinci Cumhuriyet ne? İkinci Cumhuriyet ne? Türkiye’nin dünyalaşCumhuriyetin demokması. AB standartlarına saratikleştirilmesini istemek. hip bir toplum haline gelmek. Tek parti zihniyetinin tüm mevVatandaşların özgürleşip, zenzuatla birlikte ortadan kaldırılginleşmesinin önünü açmak. ması gerektiği fikrini savunmak. Zenginleşmeyi ve özgürleşmeKemalizm’e karşı demokrasiyi yi, bu hedefe ulaşmanın toptalep etmek. lumsal yollarını aramayı günİkinci Cumhuriyet ne? deminin ilk maddesi haline geSistemin sivil ve detirmek. Hayata ‘insan açısınmokratik bir şekilde baştan dan’ bakmak. Kavramların inaşağı yeniden yapılandırılsanların iyi yaşamasına yarması için yorulmadan çaba dımcı olduğunu unutmak. İnsasarf etmek. nı reddederek kavram fetişizmi İkinci Cumhuriyet ne? Devletçi soygun sisyapmamak. temine karşı çıkmak. Tüm keİkinci Cumhuriyet ne? simlerin üreterek, rekabet edeMustafa Kemal Atarek, halkın piyasadan almasıtürk’ün bu toprakların tarihsel paylaşımın siyasete değil, rebir lideri Kemalizm’in tek parti kabete dayalı olması. ideolojisi, demokrasinin ise İkinci Cumhuriyet ne? halk iradesine dayalı bir çoEkonominin patronuğulculuk olduğunu bilmek. nun halk olmasını savunmak. Demokrasinin KemaDevletin halkın ekonomik patlizm’i içerdiğini ama Kemaronu olmasına son vermek. lizm’de demokrasi olmadığını içtenlikle görebilmek. İkinci Cumhuriyet ne? Demokrasilerin zaten laEkonominin şeffafik olduğunu ama laikliğin delaşması. Vergi veren bir vamokrasi önünde engel haline tandaş ve vergi alan bir devlet getirilebileceğini kabul etörgütlenmesi istemek. mek. İkinci Cumhuriyet ne? Demokrasisiz bir Vergi verenlecumhuriyetin, sadece ve sarin,vergilerinin nereye harcandece hanedanın elinden iktidarı 45


www.proleter.org

alacağına ama asla ve kat’a halka vermeyeceğini anlamış olmak. Cumhuriyetten ziyade demokrasinin halkın önünü açtığını bilmek. Demokratik cumhuriyet vurgusunun bu nedenle çok çok önemsemek.” (Mehmet Altan 4.10.2007 Star) “II.Cumhuriyet” düşüncesinin babası olarak gösterilen Mehmet Altan, konuya ilişkin görüşlerini böyle hasımlarına “keskin” ve “sivri” gelen bir dil ile böyle ifade etmekte. Belli başlı, temellik sağlayan noktalardaki görüşleri bunlar. “Kemalist Cumhuriyet” demokratik değildir. Demokratikleştirilmelidir. Nasıl yapılacağını kendince sıralamış. egemenlik, bürokrasinin ve ordunun elinden alınacak. “Çok seslilik” sağlanacak. Kemalizm’e karşı demokrasi savunulacak. “Devletçiliğe” karşı çıkılacak. “Türkiye’nin dünyalaşması” sağlanacak. Bundan anlaşılan, burjuvazinin dünya burjuvazisinin bir parçası olması, ki o yolda ilerlemektedir, kapitalizmin dünya kapitalizmine “entegre” olmasıdır. Demokrasiyi laikliğin önüne koymak. Onu Cumhuriyetinde önüne koyup, “Demokratik

46

Cumhuriyet” vurgusu yapmak. Gördüğümüz gibi liberal burjuva demokratın kendi önüne koyduğu var olan devlet biçiminin, ki, onlara göre demokratik olmayan, ya da yarı demokratik bir devlet vardır. Devrimden uzak durularak, onu ağzına almaksızın demokratik bir şekil olarak değiştirilecektir. Aynı düşünceleri sayıklayıp duran yazarların, düşüncelerinden görülüyor ki , “I.Cumhuriyet” bir devrimle monarşiyi yıkmıştır. Ama egemenliği halka vermemiştir. Monarşinin yıkılması için bir devrim gerekiyordu, ama bu gün demokrasiye ulaşmak, cumhuriyeti demokratik kılmak için devrime ihtiyaç yoktur. Üstelik bu tehlikeli bir iştir de. Onun için bazı “olmazsa olmazları” gerçekleştirmek gereklidir. “Aşağıda ikinci cumhuriyetçilerin (sıralama bana ait) bir hukuk devletinin, demokratik bir cumhuriyetin olmaz ise olmazları gördükleri bazı kısımları sıralamaya gayret edeceğim. Bu noktaları, soruları çoğaltmak mümkün ama ben ilk aklıma gelenleri sıralıyorum. 1. Bir hukuk devletinde idarenin her türlü tasarrufunun, mesela Yüksek Askeri Şura kararlarının, yapısal deneti-


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 bir temelde oturtulmamış olmame açılmasından yana mısısı anayasal vatandaşlık kavnız? ramından bu kadar uzak ol2.Vatandaşın ödediği mamız sizce doğal bir kanun her kuruş verginin kamu harmu? 2006 Eylülünde Sezer’in caması olarak yine yurttaşlara Cumhurbaşkanlığı sırasında dönerken eksiksiz, istisnasız, Rum ve Ermeni vakıflarının askeri harcamaların tümünün Cumhurbaşkanlığı DDK rapofaizler dahil, TBMM’nin ve Sayıştay denetimine açılmarunda ‘yabancı vakıf’ olarak tasına itirazınız var mı? nımlanmasını bariz bir ırkçılık 3. 1982 Anayasasında olarak tanımlıyor musunuz? kendine geniş bir alan bulan 7.Yüksek Öğretim Ku‘çift başlı yapı sisteminin’ (156.rumu’nun dördüncü madde157. maddeler) disiplin suçları sinde tanım ve etimolojik (kelidışında ortadan kaldırılmasını me bilim) olarak en evrensel savunuyor musunuz? kurum olan üniversitelerde öğ4. Milli Güvenlik Kururetimin ‘Atatürk İlkeleri Doğrullunun anayasal statüsünü ve tusunda’ yapılmasına yönelik anayasada yazdığı biçimiyle bu direktif gözünüzü, kulağınızı, kurulun görüşlerini mantığınızı rahatsız ediyor TBMM’sinin içinden çıkan Bamu? kanlar Kurulu’na ‘bildirilme8. 2007 Türkiye’sinde sini’ demokratik bir hukuk yedi-sekiz yaşında çocuklara her sabah ‘varlığım Türk varlıdevleti ile bağdaştırıyor muğına armağan olsun’ gibi eski sunuz? Yunan sunak-kurban ayinlerini 5. Siyasal Partiler Kaçağrıştıran bir andın tekrarlanunu’nun 89. maddesinde ifade tılması sizde çağdaş yurttaşedildiği gibi, Diyanet işleri Başkanlığı’nın genel idare içindeki lık kavramı ile bağdaşıyor mu? yerini tartışmaya açan partile9.Türkiye’nin en analmlı rin Anayasa Mahkemesi taraorta vade hedefini 2023 senefından kapatılması (SPK.89) sinde BM insani kalkınma sısize demokratik bir hukuk devralamasında ilk kırka girmesi letinde normal geliyor mu? olarak (Cumhuriyetin 84. sene6.Türkiye’de hala, Cumsinde 92. sıradayız) tanımlıyor huriyet’in 84. senesinde vamusunuz? tandaşlık kavramının hukuksal 47


www.proleter.org

10.AB tam üyelik hedefimizi de 9. sorudaki hedefe ulaşmak için zorunlu görüyor musunuz? (Eser Karakaş 28.09.2007) Liberal burjuvazinin temsilcisi, en sona yerleştirdiği hedefinin (AB tam üyeliği) amaç, diğerlerinin bu amaca ulaşmak için araç olduğunu kendince ifade etmiş. Türkiye burjuvazisi, temel, tarihsel hedefini “konjonktürsel” araçları, faydacı bir yaklaşımla kullanarak gerçekleştirmeye çalışmakta. Avrupa Birliği kapitalizmine “entegre” olmak, “insani kalkınma sıralamasında” ön sıralara geçmek cilalarıyla örtülmeye çalışılır. Yada zaten “insani kalkınma” onların gözünde “büyüme” kapitalist birikim ile olacaktır. Bütün araçlar aynı zamanda amaç, amaçlar da araçtır, diyalektik düşüncesi ile soruna yaklaşıldığında, bir şeyin hem kendisi, hem de başkası olduğu görülür. Bu “kalkınma” , ilerleme, uygarlık, gelişme, amaç ve hedeflerinin burjuva topluma özgü ikili, karşıt işlevlere sahip olduğu anlaşılır. Burjuva toplumun, kapitalizmin sağladığı “kalkınma”, gelişme, burjuvalar için ilerleme, işçiler için ise gerilemedir. Kim

48

ki kapitalizmin gelişmesi ile işçilerin durumu iyileşecek diyorsa yalan söylüyor, bunu kapitalist sınıfa hizmet için yapıyordur. Kapitalistler için gelişme araçları olan uygarlaşma araçları dedikleri, makineleşme, demiryolları, teknolojik gelişme, işçiler için sömürülme araçlarıdır. “Demokrasi” aracı da bu iki sınıf için aynı karşıt ilişkileri yerine getirir. Kapitalistler için özgürlük, işçiler için ise egemenlik altına alınma aracı. liberal burjuvazinin önde gelen temsilcilerinden olan her iki yazarımızın vurgusu da demokrasi üzerinedir, siyasi hasımları “ulusalcı” burjuvaların savunur göründüğü “Bağımsızlık”, kavramının onların yazılarında hemen hemen hiç yer almadığını görürüz. Şimdi bu iki yazarın konuya ilişkin görüş ve taleplerini sadeleştirerek tekrar gözümüzün önüne getirelim: 1. Tek sesliliğe karşı çok sesliliği savunmak, 2. Egemenliğin halka ait olmasını sağlamak. 3. Bürokrasinin ve ordunun egemenliğine karşı çıkmak. 4. rejim üzerindeki ordu vesayetine son vermek. 5. Cumhuriyeti demokratikleştirmek.


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 si”nin demokratik hukuk 6. Sistemin sivil ve demokradevleti ile bağdaşmadığını tik yeniden yapılandırılmabilip gereğini yapmak. sını sağlamak. 18. Siyasi partilerin Anayasa 7. Devletçi soygun sistemine Mahkemesi tarafından kakarşı çıkmak. patılmadığı Demokratik 8. ekonominin patronunun Hukuk Devletini kurmak. halk olmasını sağlamak. 19. Anayasal vatandaşlık kav9. Ekonominin şeffaflaşmasıramının hukuksal temelini nı sağlamak. sağlamak. 10. Vergilerin harcanmasının, 20. Irkçılığa karşı çıkılacak. verenlerce denetlenmesi21. Dünyada insani kalkınma nin sağlanması. sıralamasında ön sıralara 11. Türkiye’nin dünyalaşması, geçmeyi sağlamak. AB standartlarına sahip bir 22. AB tam üyelik hedefini gertoplum haline gelmek. çekleştirmek. 12. Kemalizm’in tek parti ideolojisi, demokrasinin halk Liberal burjuvazinin, idaresine dayalı çoğulculuk demokrat temsilcilerinin yazılaolduğunu bilmek. rında dile getirilen düşünceler 13. Laikliğin, demokrasinin genel hatları ile bunlar. Şimdi önünde engel haline gelebu hedef ve talepleri daha yabileceğini kabul etmek. kından inceleyecek olursak ne14. Demokrasisiz Cumhuriyeyi görürüz? Liberal burjuvazinin tin iktidarı hanedandan alsiyasal ve toplumsal hedef ve dığını fakat halka vermeditalepleri nelerdir? Daha ilk bağini bilmek. kışta görmekteyiz ki, burjuvazi15. Yüksek Askeri Şura kararnin siyasal ve toplumsal kurumlarının yapısal denetime ları reformlar yolu ile daha yetkin duruma getirilmek istenaçılmasını sağlamak. mektedir. Siyasal temel hedef 16. Askeri harcamaların tümücumhuriyetin demokratikleştinün, TBMM ve Sayıştay rilmesi, toplumsal hedef ise, AB denetimine açılmasını sağstandartlarına sahip bir toplum lamak. haline gelmek. burjuvazinin si17. Milli Güvenlik Kurulunun yasal eylemi ise gerçekleştirilanayasal statüsünün ve bu mek istenen, reformlar yolu ile kurulun görüşlerini Bakankendi sınıf egemenliğinin , lar Kuruluna “bildirilme49


www.proleter.org

(hem siyasal, hem de toplumsal) daha güvenli kılınmasıdır. Burjuvalar , egemenliklerinin demokratik bir biçimini kendileri için, diğerlerine göre, daha güvenli, daha rasyonel, daha modern olarak görürler. Böyle bir yönetim biçimi diğerlerine göre kendilerine bir çok avantaj ve üstünlükler sağlar. Her şeyden önce, sömürü ve yağma düzenlerine böylece meşruluk kazandırırlar. Genel oy’a dayanan bir iktidar (burjuvazinin iktidarı) meşru ve demokratiktir. Meşrudur, halkın çoğunluğunun oy’una (rızasına) dayanır, demokratiktir, yönetim mekanizmalarında halkın yer aldığı görüntüde de olsa vardır. Peki işçi sınıfı için, onun temsilcileri Marksistler için Demokratik Cumhuriyet’in işlevi nedir? “Bizim programımız demokratik cumhuriyeti ‘halk tarafından yönetim’ diye tanımlar. Ama bütün sosyal demokratlar pek iyi bilirler ki, kapitalizmde en demokratik cumhuriyette bile burjuvazinin görevlileri rüşvetle ayartmanızdan, hisse senetleri borsasıyla hükümet arasındaki ittifaktan kurtulmanın yolu yoktur.” (Lenin Emperyalist Ekonomizm Marksizm’in bir Karikatürü s.71)

50

Komünist işçi sınıfının programında , demokratik cumhuriyetin “halk tarafından yönetim” olarak yer aldığını görmekteyiz, biliyoruz ki “demokrasi” de halkın kendi temsilcileri üzerinde egemen olmasıdır. Liberal burjuva demokrat “halk iradesinin egemenliği” derken kendi efendileri burjuvaların temsilcilerini satın alması, böylelikle işlerini kolaylıkla yürütebilmesidir. bürokrasiye ve orduya ilişkin istedikleri reformların arkasında , bunlara ödenen haraçların azaltılması, böylelikle , toplam toplumsal artıdeğerin daha büyük bir bölümünü burjuvaların kendilerine kalması yani “ucuz hükümet” ile yönetimin gerçekleştirilmesidir. Liberal burjuva demokratların taleplerine baktığımızda, kapitalizmin ezilen ve sömürülen, sınıf ve tabakaları, ulusları için devrimci ve demokratik taleplere rastlamamaktayız. İşçi sınıfı, kadınlar, ezilen ulus ve milliyetlere ilişkin görüş ve talepleri, bu günkü siyasal hasmımız rakiplerinden farklılık içerir. Burada asıl amaç, bunların haklarının korunması değil, burjuvazinin egemenliğinin güvence kazanmasıdır. “ulusalcı” cumhuriyetçi burjuvazi, “devletin ve milletin bölünmez bütün-


Proleter Ekim: 2007 Sayı:45 DÜNYA lüğü” ile asimilasyonu hedeflerPROLETARYASININ ken, liberal burjuvazi “demokraYOLUNU AYDINLATMAYA tik entegrasyon”u hedef gösteDEVAM EDİYOR rir. Birincisi işçi sınıfının örgütlenmesine karşı çıkıp, yasal 90 Yıl önce Rus proletarengeller koyarken, ikincisi, Avyası, Rus gericiliğine, kapitalizmirupa tipi bir “sol” partide örgütne, Rus Çarlığı’na karşı, Komülenip “merkezde” yer almasını nist Partilerinin önderliğinde verdiister. ği amansız mücadele, çelikten Evet, sorun şurada düiradesiyle gericiliğin diktatörlüğünü ve kurumlarını tuzla-buz ederek ğümlenmektedir, doğru demokkendi konseyleri ve örgütleri aracıratik istekleri neye göre hazırlığıyla iktidara el koydu. Bu lanıp talep edileceği, geçmişe, 1871’ın temellerinin atıldığı prolekapitalizme göre mi? Yoksa geter iktidar girişiminin doruklarına leceğe yeni bir toplumsal devulaşıp gerçekliğe dönüştüğü, bir rime göre ona bağlayarak mı çoklarının “olmaz”,”mümkün değil” ele alacağız? Hiç kuşkusuz dediği, baldırı çıplakların, kaleye Marksistler, ikincisini, demokrabile alınmayan, “bir şey bilmezletik talepleri toplumsal devrime rin”, “aç ve sefillerin” gerçekleştirbağlamayı sağlayacak, bunun diği, kapitalistlerin ve gericilerin için mücadele edeceklerdir. korkulu rüyalarının gerçeklerle Devam edecek… Necati IŞIK

Ekim 2007

PROLETARYANIN ŞANLI DEVRİMİNİN, EKİM DEVRİMİNİN 90.YILI TÜRKİYE VE

gözlerini kör eden şanlı mücadelelerinin tarihe kazıdıkları günler olarak, tarihte yerini aldılar. Bütün ülkelerin işçi sınıflarının, komünistlerinin, devrimci ve emekçilerinin özlem ve isteklerini gerçeğe dönüştürdüler. Bu azim ve kararlılıkla “Emperyalizm ve Proleter Devrimler Çağı”nı tarihe mal ettiler. Güçlerini ve emeklerini kendi toplumsal çıkarları uğruna birleştirerek kardeşliğin, dayanışmanın insan onur ve şahsiyetinin gerçek anlamını yaşadılar, yaşattılar. Diğer ülkelerdeki sınıf kardeşlerine kararlılık, cesaret, kuvvet vererek onlarında kendi gericiliğine, kapitalist ve emperyalist sömürücülere

51


www.proleter.org toplumsal ilişkilerin engellerini orkarşı mücadelelerine hız ve destadan kaldırmaya yönelik çabaları tek verdiler. Uluslar arası sınıf dasonucu çöküşü hazırlayarak yanışmasının, enternasyonal ilişki1980’li yıllarda da tamamen kapilerini yeniden yaratıp ürettiler. Bir talizme açıktan entegre olarak biçok ülkede sosyalizm için mücarer birer “renkli devrimleriyle” emdelenin önderi oldular, öncüsü olperyalist saflarda yerlerini aldılar. dular. Emperyalizm ve gericilik geEmperyalizmin bir zaferi olarak ri adımlar atmaya, işçi sınıfına, ilan edilen bu gelişmenin aslında emekçilere karşı tavizler verip, reproletarya açısından yeniden diriformlar uygulayarak kendisine lişin, geçmişin hatalarının, eksikkarşı mücadeleyi yumuşatmaya, liklerinin, yanlışlarının yeniden işçi sınıfının yozlaşma ve gericiligözden geçirilip, özeleştirinin yağe açık bir kısmını satın almaya, pılmasına zemin hazırlaması bakendi tarafına çekmeye, örgütlerini kımından tarihi bir “tecrübe”nin teve partilerini işlevsizleşmek, etkizahürü olarak algılanmaktadır. sizleştirmek için ellerinden geleni Şimdi proletarya ve önderyapmaya başladılar. Sosyalizm leri, örgütleri, tarih bilinci, ideolojik, yolunda hızla ilerleyen mücadelesiyasi olarak toplumsal kurtuluşulerini, örgütlerini, Sovyetlerini kana, emperyalistlerin, gericilerin ve ralamaya, küçük düşürmekendilerine işçi sınıfının ideolojik , ye,ekonomik,siyasi, askeri saldırılar dahil olmak üzere her düzeyde siyasi kisvesinden yararlanarak sınıfın kafasını bulandıranlardan gerici kampanyalarını hayata gekopmanın şevki ve kararlılığıyla çirdiler. bunlarda kısmen de “basosyalist toplumsal mücadelelerini şarıya” ulaştılar. İçerde ve dışarıyeniden yükseltmenin heyecanı ve da elde ettikleri başarılarla sosyasevinci içinde toplumsal duruşunu list ilişkilerin ve ekonominin gelişgöstermektedir. mesine, sosyalist ülkelerin gelişmesine engel olarak, karartarak, yozlaşmaya elverişli unsurların YAŞASIN SOSYALİZM! sosyalist metabolizmayı bozucu VE etkileri kah kışkırtarak kah topSOSYALİZM İÇİN lumda, egemen olmasını sağlayaTOPLUMSAL MÜCADEMİZ! rak önce bozulmayı, ardından yozlaşarak kapitalist ilişkilerin tekrar canlandırmasını vesile olarak, sosyalist toplumsal örgütlenmeyi ve toplumsal yaşamı, yozlaştırıp giderek kapitalist ilişkileri ve ardından bu ilişkilerin açıktan ve doğrudan yapılmasını sağlayacak,

52


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.