62-PROLETER

Page 1

CİLT:7

Ekim – Kasım- Aralık :2009

SAYI:62

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Soru sormaktan çekinme yol-

“ÖĞRENMENİN ÖVGÜSÜ daş! En basitini öğren! Zamanı gelenler için hiç bir zaman geç değildir! Abc’yi öğren, yeterli değil,

Kendini kandırtma, kendin bak! Kendin bilmediğini, bilmiyorsundur. Faturayı kontrol et. Onu sen ödeyeceksin. Parmağını her kaleme koy. Sor: Bu, buraya nereden gel-

ama öğren! Tembelliğe kapılma, başla! Her şeyi bilmelisin! Öncülüğü üstlenmek zorundasın.

di?

Barınaktaki adam, öğren! Hapisteki adam, öğren! Mutfaktaki kadın, öğren! Altmış yaşındaki, öğren! Sen öncülüğü üstlenmek zorundasın. Evsiz-barksız olan, okula git! Soğuktan titreyen, bilgiye sahip ol! Aç olan, kitaba sarıl: o bir silahtır. Sen öncülüğü üstlenmek zorundasın.

Sen öncülüğü üstlenmek zorundasın.” Bertolt Brecht


www.proleter.org

MARKSİZM-LENİNİZM HER ZAMAN GÜNCEL VE BİLİMSEL ÖĞRETİ KAPİTALİST EMPERYALİZMİN KRİZİ VE İŞSİZLİK Kapitalist üretim biçiminin ürünü olan işsizlik, bu üretim biçiminin kriz (buhran) dönemlerinde hat safhaya çıkmaktadır. İşsizliğin ekonomi politikteki açılımı, değişen sermayenin üretim sürecinden uzaklaştırılması, üretimden dışlanmasıdır. Bu durum sadece değişen sermayenin (emek-gücü=işgücü) başına gelen bir durum değildir. Burjuva toplumunu oluşturan diğer emekçi sınıflar, küçük üretim, zanatçı, esnaf küçük burjuvaların işlerinin durması, azalması; mülklerinden ve sermayelerinden koparılması sonucu ortalıkta kalması anlamına da gelmektedir. Burjuvazi tarih sahnesine çıktığı günden bu 2

güne önceleri kendinden önceki sınıf ve mülkiyet ilişkilerini yıkarak1, eski üretim biçimlerini darmadağın ederek, onları üretim araçlarından kopararak mülksüzleştiren burjuvazi, kendisine bir sanayi ordusu (proleterler ordusu) yaratmış, üretimde yer alanların dışında da kendisine yedek bir sanayi ordusunun (işsiz emekçiler) oluşumunu da yaratmıştır. Bu oluşumun kapitalist üretim sürecinin değişik evrelerinde nitelik ve nicelik olarak değişiklik göstermişse de özünden bir şey kaybetmemiştir. Burjuvazinin elinde her zaman işçi sınıfı ve emekçilere karşı bir silah olarak kullanmaktan da geri kalmamıştır. Böylece işçi ve emekçiler arasında bir rekabeti de ortaya çıkarmıştır. İşçi sınıfının değişik örgütlenmelerinin sendikalar, dernekler vs. şeklindeki örgütlenmeleri bunun yansıması olan ekonomik politik tutumlarından kaynaklanmıştır. ―Dünya pazarını sömürmekle burjuvazi, bütün ülkelerin üretim ve tüketimine kozmopolit 1

“Burjuvazi, o zamana dek saygınlık gören kutsal bir saygıyla karĢılanan mesleklerin niĢanelerini koparıp attı. Hekimi, hukukçuyu, papazı, ozanı, bilim adamını, hepsini, kendisinin ücretli hizmetlileri durumuna getirdi.” (Komünist Manifesto Karl MarksF.Engels S.31)


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 bir karakter vermektedir. Sanayileşme araçları ile, bütün ulusları, yi ulusal temelinden yoksun bıhatta en barbar olanları bile, uyrakması, tutucuların (Bu günkü garlığın içine çekiyor. Ucuz meta konumuyla Ulusalcı, Milliyetçifiyatları, bütün Çin setlerini yerle MD) mutsuzluğu olmuştur. Eski bir ettiği, barbarların inatçı yaulusal sanayiler yıkıldı ve her gün bancı düşmanlığını teslim olmayıkılıyor. Bunların yerini, kuruluşya zorladığı ağır toplar oluyor. ları bütün uygar uluslar için bir Bütün ulusları, yok etme tehdidiyölüm-kalım sorunu durumuna gele, burjuva üretim biçimini benimlen yeni sanayiler alıyor; bu yeni semeye zorluyor; onları uygarlık sanayiler artık, ülke içinde üretidediği şeyi benimsemeye, yani len hammaddeleri değil, en uzak bizzat burjuva olmaya zorluyor. yerlerden getirilen hammaddeleri Tek sözcükle, kendi hayalindekikullanıyorlar, ve ürünleri de, yalne benzer bir dünya yaratıyor. nızca ülke içinde değil, tüm dünBurjuvazi, kırı kentlerin egeyada tüketiliyor. Eskiden ulusal menliğine soktu. Çok büyük kentürünler tarafından karşılanabilen ler yarattı, kentsel nüfusu, kıra gereksinimler yerine, artık karşıkıyasla, büyük ölçüde artırdı, ve lanması uzak ülkelerin ve iklimleböylece, nüfusun oldukça büyük rin ürünlerini gerektiren yeni gebir kısmını kırsal yaşamın bönlüreksinimler doğuyor. Eski yöresel ğünden kurtardı. Kırı nasıl kentleve ulusal yalıtıklık ve kendi kenre bağımlı kıldıysa, barbar ve yadine yeterlilik yerine, her yönde rı-barbar ülkeleri de uygar olanlailişkilerle ulusların bir birlerine evra, köylü ulusları burjuva uluslarensel bağımlılığı görülüyor. Ve ra, Doğuyu Batıya bağımlı kıldı. maddi üretim için doğru olan, Burjuvazi, nüfusun, üretim manevi üretim için daha az doğru araçlarının ve mülkiyetin dağınık değildir. Ayrı ayrı ulusların entedurumuna giderek daha çok son lektüel eserleri ortak servet haliveriyor. Nüfusu biraraya toplane geliyor. Ulusal tek yönlülük ve mış, üretim araçlarını merkezileşdar görüşlülük gün geç tikçe datirmiş, ve mülkiyeti birkaç elde ha da olanaksızlaşıyor, sayısız yoğunlaştırmıştır. Bunun zorunlu ulusal ve yöresel edebiyattan bir sonucu, siyasal merkezileşme dünya edebiyatı doğuyor. oldu. Ayrı çıkarlara, yasalara, Burjuvazi, bütün üretim hükümetlere ve vergi sistemleriaraçlarındaki hızlı iyileşme ile, ne sahip bağımsız yada birbirleson derece kolaylaşmış haberriyle gevşek bağlara sahip eya3


www.proleter.org

letler, tek bir hükümete, tek bir hukuk düzenine, tek bir ulusal sınıf çıkarına, tek bir sınıra ve tek bir gümrük tarifesine sahip tek bir ulus içinde bir araya geldiler. Burjuvazi, ancak yüzyılı bulan egemenliği sırasında, daha önceki kuşakların tümünün yaratmış olduklarından daha yoğun ve çok daha büyük üretici güç yarattı. Doğa güçlerine egemen olunması, makine, kimyanın sanayiye ve tarıma uygulanması, buharlı gemiler, demiryolları, elektrik telgrafı, koskoca kıtaların tarıma açılması, nehirlerin suyolları haline getirilmesi, yerden bitercesine nüfus çoğalması toplumsal emeğin bağrında böylesine üretici güçlerin yatmakta olduğunu daha önceki hangi yüzyıl sezebilmiştir? Şu halde görüyoruz ki: burjuvazinin kendisini onlara dayanarak güçlendirdiği üretim ve değişim araçları, feodal toplum içerisinde yaratılmışlardır. Bu üretim ve değişim araçlarının gelişiminin belirli bir aşamasında, feodal toplumun üretimde ve değişimde bulunduğu koşullar, tarımın ve imalât sanayiinin feodal örgütlenmesi, tek sözcükle, feodal mülkiyet ilişkileri, gelişmiş bulunan üretici güçlere artık ayak uyduramaz hale geldiler; bir o ka4

dar ayak bağı oldular. Bunlar kırılmalıydılar; kırıldılar. Bunların yerini, kendisine uygun düşen bir toplumsal ve siyasal yapı ile, ve burjuva sınıfının iktisadi ve siyasal egemenliği ile birlikte, serbest rekabet aldı. Gözlerimizin önünde buna benzer bir hareket yer alıyor. Kendi üretim, değişim ve mülkiyet ilişkileri ile modern burjuva toplumu, böylesine devasa üretim ve değişim araçları yaratmış bulunan bu toplum, ölüler diyarının büyüleriyle harekete geçirdiği güçleri artık kontrol edemeyen büyücüye benziyor. Sanayinin ve ticaretin tarihi, on yıllardan beri, modern üretici güçlerin, modern üretim koşullarına karşı, burjuvazinin ve onun egemenliğinin varlık koşulu mülkiyet ilişkilerine karşı isyanının tarihinden başka bir şey değildir. Bu konuda, tüm burjuva toplumunun varlığını dönemsel yinelenmeleriyle her keresinde daha tehdit edici bir biçimde sorguya çeken ticari bunalımların sözünü etmek yeterlidir. Bu bunalımlar sırasında yalnızca mevcut ürünlerin değil, daha önceleri yaratılmış üretici güçlerin de büyük bir kısmı dönemsel olarak tahrip ediliyor. Bu bunalımlar sırasında, daha önceki bütün çağlarda anlamsız görülecek bir salgın baş gösteriyor —aşırı üre-


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 tim salgını. Toplum kendisini birAma burjuvazi kendisine denbire, gerisin geriye, geçici bir ölüm getiren silahları yaratmakla barbarlık durumuna sokulmuş kalmamış; bu silahları kullanacak buluyor; sanki bir kıtlık, genel bir insanları da var etmiştir, — yıkım savaşı, bütün geçim araçmodern işçi sınıfını— proleterleri. ları ikmalini kesmiştir; sanki saBurjuvazi, yani sermaye, nayi ve ticaret yok edilmiştir; peki hangi oranda gelişiyorsa, proleama, neden? Çünkü çok fazla tarya da, modern işçi sınıfı da uygarlık, çok fazla geçim aracı, aynı oranda gelişiyor —iş buldukçok fazla sanayi, çok fazla ticaret ları sürece yaşayan ve emekleri vardır da ondan. Toplumun elinsermayeyi artırdığı sürece iş budeki üretici güçler, burjuva mülkilan bir emekçiler sınıfı. Kendileriyet ilişkilerinin ilerlemesine artık ni parça parça satmak zorunda hizmet etmiyor; tersine, bunlar, olan bu emekçiler, bütün öteki tikendilerine ayak bağı olan bu caret nesneleri gibi, bir metadırilişkiler için çok güçlü hale gellar, ve bunun sonucu olarak, remişlerdir, ve bu ayak bağlarından kabetin bütün iniş çıkışlarına, pakurtuldukları anda, burjuva topzarın bütün dalgalanmalarına lumunun tamamına düzensizlik açıktırlar. getiriyor, burjuva mülkiyetinin Yaygın makine kullanımı ve varlığını tehlikeye sokuyorlar. işbölümü yüzünden, proleterin Burjuva toplum koşulları, bunlaişi, tüm bireysel niteliğini, ve burın yarattığı zenginliği kucaklanun sonucu olarak da, çalışan yamayacak denli dardır. Peki, insan için tüm çekiciliğini yitirmişburjuvazi bu bunalımları nasıl attir. Kendisi makinenin bir eklentisi latıyor? Bir yandan üretici güçlehaline geliyor, ve ondan beklerin büyük bir kısmını zorla yok nen yalnızca en basit, en tekdüederek; öte yandan yeni pazarlar ze ve en kolay edinilen hüner ele geçirerek, ve eskilerini de oluyor. Dolayısıyla, bir işçinin daha kapsamlı bir biçimde sömüüretim maliyeti, hemen tamamıyrerek. Yani, daha yaygın ve daha la, kendi bakımı ve neslinin çoyıkıcı bunalımlar hazırlayarak, ve ğalması için gerek duyduğu gebunalımları önleyen araçları azalçim araçlarından ibaret oluyor. tarak. Ama bir metaın, ve dolayısıyla Burjuvazinin feodalizmi yerle emeğin de fiyatı, kendi üretim bir ettiği silahlar, şimdi, burjuvamaliyetine eşittir. Dolayısıyla, işin zinin kendisine karşı çevrilmiştir. iğrençliği arttığı oranda ücret 5


www.proleter.org

azalıyor. Dahası, makine kullanımı ve işbölümü hangi oranda artıyorsa, ister çalışma saatlerinin uzatılması ile, ister belli bir zamanda çıkarılması gereken işin artırılması ile, ya da ister makinelerin hızının artırılması, vb. ile olsun, işin ağırlığı da aynı oranda artıyor. Modern sanayi, ataerkil ustanın küçük atölyesini sanayi kapitalistinin büyük fabrikası haline getirmiştir. Fabrikaya doluşmuş emekçi yığınları, askerler gibi örgütlenmişlerdir. Sanayi ordusunun erleri olarak mükemmel bir subaylar ve çavuşlar hiyerarşisinin komutası altına sokulmuşlardır. Yalnızca burjuva sınıfının ve burjuva devletin kölesi olmakla kalmıyorlar, makine tarafından, denetleyici tarafından ve, hepsinden çok, tek tek burjuva imalâtçılarının kendileri tarafından gün be gün, saat be saat köleleştiriliyorlar. Bu despotluk, amaç ve hedefinin kazanç olduğunu ne denli açıkça ilân ederse, o denli bayağı, o denli nefret uyandırıcı, o denli öfke yaratıcı oluyor. El emeğinin içerdiği hüner ve güç harcaması ne denli az olursa, bir başka deyişle, modern sanayi ne denli gelişirse, erkeğin emeğinin yerini o denli kadınınki alır. Yaş ve cinsiyet farklılıkları6

nın işçi sınıfı için artık herhangi bir ayırıcı toplumsal geçerliliği yoktur. Bunların hepsi de, kullanılmaları, yaşlarına ve cinsiyetlerine bağlı olarak, az ya da çok pahalı iş araçlarıdırlar. Fabrikatör tarafından sömürülmesi son bulup ücretini nakit olarak alır almaz, emekçinin üzerine burjuvazinin öteki kesimleri, ev sahibi, dükkâncı, tefeci, vb. çullanır. Orta sınıfın alt tabakaları — küçük çapta ticaretle uğraşanlar, dükkâncılar, ve genellikle emekli olmuş esnaflar, zanaatçılar ve köylüler— bütün bunlar, kısmen kendi küçük sermayelerinin modern sanayiin işletildiği ölçek bakımından yetersiz kalması ve büyük kapitalistlerle rekabette yenik düşmeleri yüzünden, ve kısmen de bunların özel hünerlerinin yeni üretim yöntemleri karşısında değerini yitirmesi yüzünden, giderek proletaryaya karışıyorlar. Proletarya çeşitli gelişme aşamalarından geçer. Doğmasıyla birlikte, burjuvaziye karşı mücadelesi de başlar. Savaşım başlangıçta tek tek işçiler tarafından, sonra bir fabrikadaki işçiler tarafından, sonra da bir işkolunun bir yöredeki işçileri tarafından, onları doğrudan sömüren tek tek burjuvalara karşı yürütülür. Saldırılarını burjuva üretim koşullarına kar-


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 şı değil, bizzat üretim araçlarına karlar ve yaşam koşulları, makikarşı yöneltirler; kendi emekleriynenin tüm emek ayrılıklarını sille rekabet eden yabancı malları mesi ve hemen her yerde ücretimha ederler, makineleri parçaleri aynı düşük düzeye indirmesi larlar, fabrikaları ateşe verirler, oranında giderek daha çok eşitortaçağ işçilerinin ortadan kalklenirler. Burjuvazi arasındaki bümış statüsünü zor yoluyla geri yüyen rekabet ve bunun sonucu getirmeye çalışırlar. ortaya çıkan ticari bunalımlar, işçi Bu aşamada emekçiler hâlâ ücretlerini durmadan dalgalandıtüm ülkeye dağılmış ve karşılıklı rır. Makinelerdeki sonu gelmez rekabet yüzünden parçalanmış iyileşme, durmadan daha hızlı düzensiz bir yığın oluştururlar. gelişerek, bunların geçimlerini Herhangi bir yerde daha toplu giderek daha çok güvensiz yaorganlar oluşturmak üzere birapar; tek tek işçiler ile tek tek burraya gelseler de, bu henüz kendi juvalar arasındaki çatışmalar, gietkin birliklerinin sonucu değil, derek daha çok iki sınıf arasınkendi siyasal amaçlarına varmak daki çatışma niteliğini alır. Bunun için tüm proletaryayı harekete üzerine, işçiler, burjuvalara karşı geçirmek zorunda kalan ve, dabirlikler (sendikalar) oluşturmaya hası, bir süre için bunu başaran başlarlar; ücret hadlerini yüksek burjuvazinin kendi birliğinin. Bu tutmak için biraraya gelirler; zaaşamada, demek ki, proleterler man zaman çıkan isyanlar için kendi düşmanları ile değil, düşönceden hazırlık yapmak üzere manlarının düşmanları ile, mutlak kalıcı dernekler kurarlar. Şurada monarşi kalıntıları, toprak sahipburada, savaşım, ayaklanma haleri, sanayici olmayan burjuvazi, lini alır. küçük-burjuvazi ile savaşırlar. Zaman zaman işçiler galip Böylece, tüm tarihsel hareket gelirler, ama ancak bir süre için. burjuvazinin ellerinde yoğunlaşır; Savaşlarının gerçek meyveleri o bu biçimde elde edilen her zafer, andaki sonuçlarda değil, işçilerin burjuvazinin zaferidir. durmadan genişleyen birliğinde Ama, sanayinin gelişmesiyle, yatar. Modern, sanayi tarafından proletarya, yalnız sayıca artmakyaratılan gelişkin haberleşme la kalmaz, daha büyük yığınlar araçları bu birliğe yardımcı olur halinde yoğunlaşır, gücü büyür ve bu, ayrı ayrı yerlerdeki işçileri ve bu gücü daha çok hisseder. birbirleriyle ilişki içine sokar. Proletarya saflarındaki farklı çıHepsi de aynı nitelikteki sayısız 7


www.proleter.org

yerel savaşımları, sınıflar arasındaki tek bir ulusal savaşım halinde merkezileştirmek için gerekli olan da işte bu ilişkidir. Ama her sınıf savaşımı bir siyasal savaşımdır. Ve ortaçağ kentlilerinin, perişan karayolları ile ulaşmak için yüzyıllara gerek duydukları bu birliği, modern proleterler, demiryolları sayesinde, birkaç yıl içinde gerçekleştirirler. Proleterlerin bir sınıf olarak ve, bunun sonucu, bir siyasal parti olarak bu örgütlenmeleri, gene işçilerin kendi aralarındaki rekabet yüzünden sürekli bozulur. Ama daha güçlü, daha sağlam, daha kuvvetli olarak durmadan yeniden doğar. Burjuvazinin kendi arasındaki bölünmelerden yararlanarak, işçilerin özel çıkarlarının yasal olarak tanınmasını zorlar. İngiltere'deki on-saat tasarısı böyle yasalaşmıştır. Eski toplumun sınıfları arasındaki çatışmaların tümü, proletaryanın gelişim çizgisine birçok bakımdan yardımcı olur. Burjuvazi kendisini sürekli bir savaş içerisinde bulur. Başlangıçta aristokrasi ile; daha sonraları bizzat burjuvazinin, çıkarları sanayinin ilerlemesine ters düşen kesimleri ile; her zaman da, yabancı ülkelerin burjuvazisi ile. Bütün bu savaşlarda, proletaryaya başvurmak, onun yardımını istemek, ve 8

böylece, onu siyaset arenasına sürüklemek zorunda kaldığını görür. Demek ki, proletaryaya kendi siyasal ve genel eğitim öğelerini sağlayan bizzat burjuvazidir, bir başka deyişle, burjuvaziye karşı savaşacağı silahları proletaryaya sağlayan kendisidir. Ayrıca, daha önce de görmüş olduğumuz gibi, egemen sınıfların bütün kesimleri, sanayinin ilerlemesiyle birlikte, proletaryaya doğru itilirler, ya da, bunların varlık koşulları, en azından, tehlikeye girer. Bunlar aynı zamanda proletaryaya yeni aydınlanma ve ilerleme öğeleri sağlarlar. Nihayet, sınıf savaşımının karar saatine yaklaştığı anlarda, egemen sınıf içerisinde, aslında boydan boya tüm eski toplum içerisinde, sürüp giden çözüşme süreci öylesine sert, apaçık bir nitelik alır ki, egemen sınıfın küçük bir kesimi kendisini koparır ve devrimci sınıfa, geleceği ellerinde tutan sınıfa katılır. Demek ki, tıpkı daha önceleri soyluluğun bir kesiminin burjuvaziden yana geçmiş olması gibi, şimdi de burjuvazinin bir kesimi proletaryadan yana geçmektedir, ve özellikle de burjuva ideologlarının kendilerini tüm tarihsel hareketi teorik olarak kavrama düzeyine ulaştırmış olan kesimi.


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 Bugün burjuvazi ile karşı tir. Proleter mülksüzdür; karısıyla karşıya gelen bütün sınıflar içerive çocuklarıyla olan ilişkisinin sinde yalnızca proletarya gerçekburjuva aile ilişkileriyle artık ortak ten devrimci bir sınıftır. Öteki sıbir yanı kalmamıştır; İngiltere'denıflar modern sanayi karşısında ki ile Fransa'dakinin, Amerika'daerirler ve nihayet yok olurlar; proki ile Almanya'dakinin aynı olan letarya ise onun özel ve temel modern sanayi emeği, modern ürünüdür. sermaye boyunduruğu, kendisini Alt orta sınıf, küçük imalâtçı, bütün ulusal karakter izlerinden dükkâncı, zanaatçı, köylü, bütün arındırmıştır. Onun gözünde hubunlar, orta sınıfın parçaları olakuk, ahlâk, din, ardında bir o karak varlıklarını yok olmaktan kurdar burjuva çıkarını pusuda bektarmak için, burjuvaziye karşı saleten bir yığın burjuva önyargılavaşırlar. Bunlar, şu halde, devrıdır. Üstünlüğü ele geçirmiş rimci değil, tutucudurlar. Hatta bundan önceki bütün sınıflar, gericidirler, çünkü tarihin tekerletoplumu büyük ölçüde kendi mülk ğini gerisin geriye döndürmeye edinme koşullarına boyun eğdireçalışırlar. Kazara devrimci olsalar rek, zaten edinmiş oldukları kobile, proletaryaya katılmak üzere numlarını pekiştirmeye bakmışolduklarından ötürü böyledirler; lardır. Proleterler ise, daha önceşu halde, o andaki çıkarlarını deki kendi mülk edinme biçimlerini ğil, gelecekteki çıkarlarını koruve, böylelikle, daha önceki bütün makta, proletaryanın bakış açısıöteki mülk edinme biçimlerini de nı edinmek için kendilerininkini ortadan kaldırmadıkça, toplumsal terk etmektedirler. üretici güçleri ele geçiremezler. ‗Tehlikeli sınıf‘, toplumsal torKendilerine ait korunacak ya da tu, eski toplumun en alt tabakalapekiştirilecek hiç bir şeyleri yokrı tarafından fırlatılıp atılmış oltur; görevleri, özel mülkiyetin o duğu yerde çürüyen bu yığın, şugüne kadarki bütün güvencelerini rada burada, bir proleter devrimi ve korunaklarını yok etmektir. ile, hareketin içine sürüklenebilir; Daha önceki bütün tarihsel ne var ki, kendi yaşam koşulları hareketler, azınlık hareketleri, ya onu daha çok gerici entrikaların da azınlıkların çıkarına olan haparalı aleti olmaya hazırlar. reketlerdi. Proleter hareket, büEski toplumun koşulları zayük çoğunluğun, büyük çoğunluten, büyük ölçüde, proletaryanın ğun çıkarına olan bilinçli, bağımkoşullan içinde fiilen eriyip gitmişsız hareketidir. Proletarya, bu9


www.proleter.org

günkü toplumumuzun en alt tabakası, resmi toplumun tüm üstyapı tabakaları havaya uçurulmadıkça, davranamaz, doğrulamaz. Öz olarak olmasa bile, biçim olarak, proletaryanın burjuvaziyle savaşımı ilkin ulusal bir savaşımdır. Her ülkenin proletaryası, elbette, her şeyden önce kendi burjuvazisiyle hesaplaşmalıdır. Proletaryanın gelişiminin en genel evrelerini betimlerken, mevcut toplum içerisinde azçok üstü örtülü bir biçimde sürüp giden iç savaşı, savaşın açık bir ihtilâl olarak patlak verdiği ve burjuvazinin zor yoluyla devrilmesinin proletaryanın egemenliğinin temellerini attığı noktaya dek izledik. Bugüne kadarki bütün toplum biçimleri, görmüş olduğumuz gibi, ezen ve ezilen sınıfların karşıtlığı üzerine dayandırılmıştır. Ama bir sınıfı ezebilmek için, ona hiç değilse kendi kölece varlığını sürdürebileceği birtakım koşulların sağlanması gerekir. Serflik döneminde serf, kendisini komün üyeliğine yükseltmiştir, tıpkı küçük-burjuvanın, feodal mutlakıyetçiliğin boyunduruğu altında bir burjuva haline gelmeyi becerdiği gibi. Modern emekçi ise, tersine, sanayinin gelişmesiyle yükseleceği yerde, gittikçe daha çok 10

kendi sınıfının varlık koşullarının altına düşüyor. Sadakaya muhtaç bir kimse oluyor, ve sadakaya muhtaçlık, nüfustan ve servetten daha hızlı gelişiyor. Ve burjuvazinin artık toplumda egemen sınıf olarak kalacak ve kendi varlık koşullarını topluma belirleyici yasa olarak dayatacak durumda olmadığı burada açıkça ortaya çıkıyor. Egemen olacak durumda değildir, çünkü kölesine köleliği çerçevesinde bir varlık sağlayacak durumda değildir, çünkü kölesini, onun tarafından besleneceği yerde, onu beslemek zorunda kaldığı bir duruma düşürmeden edemiyor. Toplum bu burjuvazinin egemenliği altında artık yaşayamaz, bir başka deyişle, onun varlığı toplumla artık bağdaşmıyor. Burjuva sınıfın varlığının ve egemenliğinin esas koşulu, sermayenin oluşması ve çoğalmasıdır; sermayenin koşulu, ücretli emektir. Ücretli emek, bütünüyle, emekçiler arasındaki rekabete dayanır. Sanayiin, burjuvazinin elde olmayarak teşvik ettiği ilerleyişi, emekçilerin rekabetten ileri gelen yalıtılmışlıklarının yerine, birlikteliklerinden ileri gelen devrimci dayanışmalarını kor. Demek ki, modern sanayinin gelişmesi, burjuvazinin ayaklarının altından bizzat ürünleri ona daya-


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 narak ürettiği ve mülk edindiği ce emperyalizm hakkında birkaç temeli çeker alır. Şu halde, bursöz söyleyelim. juvazinin ürettiği, her şeyden önEmperyalizm üzerine birce, kendi mezar kazıcılarıdır. çok komünist ve devrimci değerKendisinin devrilmesi ve prolelendirmeler ve tespitler yapmış, taryanın zaferi aynı ölçüde kaçıbunlar tüm dünya komünistleri ve nılmazdır.‖2 Der, Marks, Engels devrimcileri tarafından paylaşılKomünist Manifesto‘da. mıştır. Bunların en ünlüsü ve Şimdi (2009) kapitalizm bu başlıca yapıt durumunda olanı ilişkilerini ve egemenliğini daha V.Lenin‘in kaleme aldığı ―Emperda pekiştirerek yer yüzünün büyalizm; Kapitalizmin En Yüksek tün alanlarında toplumsal üretim Aşaması‖ adlı yapıtıdır. ve ilişkileri belirli ellerden yürütLenin adı geçen eserinde mekte, politik ve ekonomik ege(Kapitalizmin) bu günkü temel menliği tüm ülkelere nüfuz etözelliklerini belirterek, tarihin ilermektedir. Artık kapitalizm tüm leyen yönünde, güncel görevlerin dünyaya egemen ve tekelci kotespitini kolaylaştırmıştır. numdadır. 1-―SANAYİİN olağanüstü Tekelci Kapitalizm, bir gelişmesi ve üretimin gitgide dabaşka deyimle emperyalist kapiha büyük işletmeler içinde son talist sistemdir. 2008 Eylül ve derece hızlı yoğunlaşması süreekim aylarında doruğa çıkan ci, kapitalizmin en belirleyici özel―durgunluğu‖ ile bir emperyalist liklerinden biridir.3‖ kapitalist kriz dönemine girmiştir. 2- ―BANKALARIN ilk ve temel Krizin özelliklerine girmeden öngörevi, ödemelerde aracılık hizmeti görmektir. Bu yolla, atıl para-sermayeyi etkin sermayeye, yani kâr sağlayan sermayeye 2 Aralık 1847 - Ocak 1848'de Marx ve Engels tarafından yazılmıĢtır Özgün basımı, Almanca olarak, ġubat 1848'de Londra'da yapılmıĢtır

[Türkçe'ye çevirisi, Marx-Engels, Seçme Yapıtlar, Cilt: I, s: 118-168, Birinci Baskı, Sol Yayınları, Aralık 1976] EriĢ Yayınları tarafından düzenlenmiĢtir. erisyayinlari@kurtuluscephesi.org

3

Viladimir Ġliç Lenin Emperyalizm Kapitalizmin En Yüksek AĢaması [V. Ġ. Lenin'in L'Imperialisme, Stade Suprême du Capitalisme -Editions Sociales, Paris ve Editions du Progrès, Moscou 1962adlı kitabından Cemal Süreyya tarafından Türkçe'ye çevrilmiĢtir. Sol Yayınları, Haziran 1979, Yedinci Baskı.]

11


www.proleter.org

dönüştürürler; her çeşit para gelirlerini toplayarak kapitalist sınıfın emrine verirler. Bankalar geliştikçe ve az sayıda kurumlar halinde yoğunlaştıkça, mütevazı aracılar olmaktan çıkıp, belli bir ülkenin ya da birçok ülkenin hammadde kaynaklarının ve üretim araçlarının çoğunu kapitalistlerin ve küçük patronların para-sermayelerinin hemen hemen bütününü emirlerinde bulunduran muazzam tekeller haline gelirler. Birçok mütevazı aracının, böyle , bir avuç tekelci haline gelmesi, kapitalizmin kapitalist emperyalizme dönüşmesinin temel süreçlerinden birini meydana getirmektedir.‖4 3- ―(Mali-Sermaye Mali Oligarşi) Üretimin yoğunlaşması, bunun sonucu olarak, tekeller; sanayinin ve bankaların kaynaşması ya da iç içe girmesi — işte malisermayenin oluşum tarihi ve bu kavramın özü.‖5 4- ―SERBEST rekabetin tam olarak hüküm sürdüğü eski kapitalizmin ayırt edici niteliği meta ihracıydı. Tekellerin hüküm sürdüğü bugünkü kapitalizmin ayırt edici niteliği ise, sermaye ihracıdır.

4 5

Age. Age.

12

Kapitalizm, emek-gücünün kendisinin meta haline geldiği gelişmesinin en yüksek aşamasındaki meta üretimidir. Ulusal ve özellikle uluslararası değişimlerin artması, kapitalizmin belirgin çizgilerinden biridir. İşletmelerin, sanayilerin ve farklı ülkelerin, eşit olmayan ve kesintili gelişmeler içinde oluşu, kapitalist rejimde, kaçınılmazdır. İlk kapitalist ülke olan İngiltere, 19. yüzyılın ortalarına doğru serbest ticareti kabul ederek, ‗bütün dünyanın atölyesi‘ olmak, bütün ülkelere, aldığı hammadde karşılığında mamul eşya vermek iddiasındaydı. Ancak İngiltere, 19. yüzyılın son çeyreğinde, bu tekel durumunu yitirmeye başlamıştır; çünkü kendilerini ‗koruyucu‘ gümrük tarifeleriyle savunan diğer ülkeler de gelişerek, bağımsız kapitalist ülkeler haline gelmiştir. 19. yüzyılın eşiğinde ayrı bir tekel türünün kurulduğu görülüyor: ilkin, bütün gelişmiş kapitalist ülkelerde tekelci kapitalist birleşmeler; sonra, sermaye birikimi dev ölçülere ulaşmış çok zengin bazı ülkelerin kurduğu tekel durumu. Böylece ilerlemiş ülkelerde muazzam bir ‗sermaye fazlası‘ meydana gelmiş bulunuyor. Kuşkusuz, kapitalizm, bugün her yerde sanayiye göre çok geri kalmış olan tarımı geliştirebilsey-


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 di, baş döndürücü teknik ilerle(tarımın geri kalmış olması ve yımeye karşın, her yerde aç ve ğınların yoksulluğu nedeniyle) yokluk içinde bulunan halk kitlesermayenin kârlı‘ yatırım alanı lerinin yaşam düzeyini yükseltebulamadığı bazı ülkelerde, kapibilseydi, bir sermaye fazlası sotalizmin ‗yüksek derecede bir olrunu olmayacaktı. Kapitalizmin gunluk‘ kazanmasına bağlıdır.‖6 küçük-burjuva eleştirmenleri her 5- ―KAPİTALIST tekel grupları — fırsatta bu ‗kanıtı‘ ileri sürmektekarteller, sendikalar, tröstler— dirler. Ama o zaman da kapitakendi ülkelerinin bütün üretimine, lizm, kapitalizm olmaktan çıkaçok ya da az mutlak ölçüde sahip caktı; çünkü gelişmesindeki eşitolarak, ilkin iç pazarı paylaşırlar. sizlik, yığınların yarı-aç yaşıyor Ama, kapitalist düzende, iç paolması bu üretim tarzının koşullazar, zorunlu olarak, dış pazara rı ve kaçınılmaz, temel öncülleribağlıdır. Kapitalizm, uzun bir südir. Kapitalizm, kapitalizm olarak reden beri dünya pazarını yaratkaldıkça, sermaye fazlası, belli mıştır. Sermaye ihracı arttıkça ve bir ülkede yığınların yaşam dübüyük tekel gruplarının yabancı zeyini yükseltmeye değil —çünkü ülkeler ve sömürgelerle ilişkileri bu durumda kapitalistlerin kave ‗nüfuz bölgeleri‘ her bakımdan zançlarında bir azalma söz kogenişledikçe ‗pek doğal olarak‘, nusudur—, dış ülkelere, geri işler, bu gruplar arasında genel kalmış ülkelere sermaye ihracı bir anlaşmaya ve uluslar arası yoluyla, bu kârları artırmaya yökartellerin kurulmasına doğru yönelirler. Geri kalmış ülkelerde, neliyordu. kâr her zaman yüksektir; çünkü Sermaye ve üretimde görülen buralarda sermaye pek az, topevrensel yoğunlaşmanın bu yeni rak fiyatı nispeten düşük, ücretler derecesi, daha önceki dönemleraz, hammadde ucuzdur. Sermade görülenlerden çok yüksektir. ye ihracı olanağı, bir kısım geri Bu süper-tekel durumunun nasıl kalmış ülkenin öteden beri dünya oluştuğunu görelim. kapitalist çarkına kapılmış olmaElektrik sanayi, teknikteki sından ileri gelmektedir; bu ülkemodern ilerlemelerin, 19. yüzyılın lerde büyük demiryolları yapılsonunda ve 20. yüzyılın başlamıştır ya da yapılmak üzeredir, rındaki kapitalizmin, tipik bir örsınai gelişmenin vb. gerekli koneğidir. Bu sanayi, özellikle, en şulları yaratılmış bulunmaktadır. 6 Sermayenin ihraç zorunluluğu, Age. 13


www.proleter.org

fazla ilerlemiş iki yeni ülkede, Birleşik Devletler ve Almanya'da, gelişmiş bulunmaktadır. Almanya'da söz konusu alandaki yoğunlaşma, özellikle 1900 bunalımıyla hızlanmıştır. O sıralarda, sanayi ortamına yeterince dadanmış bulunan bankalar, bunalım günlerinde nispeten az önemli işletmelerin silinip gitmesi ve büyük işletmeler tarafından yutulması olayını hızlandırmış, yüksek ölçüde şiddetlendirmiştir.‖7 ―Kapitalizmin bugünkü aşaması bize gösteriyor ki, kapitalist gruplar arasında, dünyanın ekonomik yönden paylaşılması esasına dayanan bazı ilişkiler doğmakta, buna koşut ve bağlı olarak da, siyasal gruplar, devletler arasında, dünyanın toprak bakımından paylaşılması, sömürge savaşı, ‗ekonomik önem taşıyan topraklar için savaşım‘ esasına dayanan birtakım ilişkiler kurulmaktadır. ―8 8- ―Büyük Güçler Arasında Dünyanın Paylaşılması‖9 9- ―Emperyalizmin olanaklı en kısa tanımını yapmak gerekseydi, şöyle derdik: emperyalizm, kapitalizmin tekelci aşamasıdır. Bu tanımlama da, temel öğeyi kap7

Age. Age. 9 Age. 8

14

samış olurdu; çünkü, bir yandan, mali-sermaye, birkaç tekelci büyük banka sermayesinin, tekelci sanayi gruplarının sermayesiyle kaynaşmasının bir sonucudur; öte yandan, dünyanın paylaşılması da, herhangi bir kapitalist devletçe el konmamış bölgelere kolayca yayılan sömürge politikasından, tamamıyla paylaşılmış yeryüzü topraklarının, tekellerin mülkiyetine geçmesi için uygulanan sömürge politikasına geçişi ifade etmektedir. Ne var ki, en kısa tanımlar, temel özelliği özetledikleri için elverişli olsalar da, tanımlanacak görüngünün çok önemli bazı çizgilerini dışarıda bırakmalarından ötürü, yetersiz kalmaktadır. Bu bakımdan, gelişme sürecindeki bir görüngünün birçok bağlantısını hiç kavrayamayan bütün genel tanımlardaki itibari ve göreli değeri unutmadan, emperyalizmin, aşağıdaki beş temel özelliğini kapsayan bir tanımını yapalım: (1) üretimde ve sermayede görülen yoğunlaşma öyle yüksek bir gelişme derecesine ulaşmıştır ki, ekonomik yaşamda kesin rol oynayan tekelleri yaratmıştır; (2) banka sermayesi sınai sermayeyle kaynaşmış, ve bu ‗malisermaye‘ temel üzerinde bir malioligarşi yaratılmıştır; (3) sermaye


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 ihracı, meta ihracından ayrı olagelen gelişmeler nasıl oluyor da rak, özel bir önem kazanmıştır; bu kadar geniş ve sarsıcı sonuç(4) dünyayı aralarında bölüşen lar doğurabiliyor? Kendi yarattıuluslararası tekelci kapitalist birğımız bir dünyada yaşıyoruz ve likler kurulmuştur; (5) en büyük son 50–60 yıllık dönemde dünya kapitalist güçlerce dünyanın topdaha küçük bir yer haline geldi. rak bakımından bölüşülmesi taBugün içinde bulunduğumuz dumamlanmıştır. Emperyalizm, terum da, son 50–60 yıllık küreselkellerin ve mali-sermayenin leşmenin bir parçası sanırım. egemenliğinin ortaya çıktığı; Şekil1, dünya ekonomisinin ortasermaye ihracının birinci planda lama son 60 yılda gittikçe artan önem kazandığı; dünyanın ulusbir eğilimle ve sürekli bir şekilde lararası tröstler arasında paylabirbiriyle bütünleştiğini gösterşılmasının başlamış olduğu ve mektedir. Siyah çizgi dünya ticadünyadaki bütün toprakların en retindeki büyümeyi, kırmızı çizgi büyük kapitalist ülkeler arasında gelişmekte olan ülkelerde uluslabölüşülmesinin tamamlanmış burarası yatırımın artışını ve kırmızı lunduğu bir gelişme aşamasına sütunlar da ABD‘ye artan göçü 10 ulaşmış kapitalizmdir.‖ göstermektedir. Yani, bunların İçinde yaşadığımız bu tümü artan ekonomik entegrasemperyalist kapitalizmin krizi bir yonun göstergeleridir.‖ yandan rakiplerini alt ederek, iflas ettirerek, yutarak, satın alarak kendine katarken bir çok küçük sermayeyi de tahrip etmiş, yok etmiş sermayenin yoğunluğunu Şekil 1: Ekonomik Entegrasyon: artırmaya devam etmektedir. 1870-2000 ―Aşağıdaki grafikte (Şekil 5) iki 11 şeyin ölçütü görülmektedir. Birin―Amerikan finans piyasasının cisi, Gini katsayısıdır. Gini katsaküçük bir bileşeninde meydana 10

Age. 11 “KÜRESEL KAPĠTALĠZMĠN GELECEĞĠ” Jeffrey Frieden Harvard University

TÜSĠAD-Koç Üniversitesi Ekonomik AraĢtırma Forumu tarafından 10 Ekim 2008 tarihinde düzenlenen “Küresel Kapitalizm‟in Geleceği ve Türkiye” konferansında yazarın yaptığı konuĢmanın metnidir.

15


www.proleter.org

yısı genel gelir eşitliğini - veya gelir eşitsizliğini - ölçer; katsayı değeri arttıkça

eşitsizlik artar. Grafikten gördüğümüz üzere, 1930lardan 1960ların sonuna kadarki dönemde ABD‘de gelir dağılımı gittikçe daha eşit bir hal almış; ama 1960ların sonlarından itibaren gelir eşitsizliği giderek artmıştır. İkincisi, koyu noktalı çizgiyle gösterilen, en zengin %10‘luk dilimdeki nüfusun ortalama gelirlerinin en fakir %10‘luk dilimdeki nüfusun ortalama gelirlerine oranıdır. Gini katsayısında olduğu gibi, bu oranda da 1930lardan itibaren sert bir düşüş görüyoruz; 1970lerin başlarından itibaren ise bu oran yükselmeye başlıyor. Yani son 30–35 yılda ABD‘de ge-

16

lir dağılımında ciddi bozulma oluşmuştur.‖12 ―Bunun daha belirli bileşenleri mevcuttur. Grafikten (Şekil 3) de görebileceğiniz gibi aşağı yukarı ilk 15 yılda işgücü piyasasında en altta yer alanların gelirlerinde büyük düşüş görülmektedir. Kalifiye olmayan Amerikan işçilerinin gerçek ve göreli ücretleri 1970lerin başlarından 1980lerin sonlarına kadar sürekli düşmüştür. Yani gelir dağılımındaki bozulmanın ilk dönemi, kalifiye olmayan işgücü piyasasının çöküşüdür. Amerikan işgücü piyasasının en az ücret alan %25‘i, kalifiye olmayan işçilerden oluşuyordu ve reel gelirleri hem göreli hem de pek çok durumda mutlak olarak düşüyordu.‖13 Bir yanda ücretlere ayrılan kısım düşerken diğer yanda sermayedeki artış hayal edilemeyecek düzeyde yükselmiştir14. 12

Adı Geçen konuĢma. Agk. 14 Sermaye konusundaki artıĢlara iliĢkin tatmin edici istatistiklerin elde edilemeyiĢi bu konudaki büyük eksikliktir. Amerikan, AB istatistikleri ile ĠMF, DB ve BM istatistikleri ve raporları kısmen bir veri sunmaktadır. ''2010 itibarıyla dünyanın ekonomik gücü birkaç ülkeden çok daha fazlasına yayılacak. Günümüzdeki ekonomik sıkıntılara rağmen dünyada trilyon dolar civarında 13


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 Amerikan emperyalizminin "Küresel rekabetin yoğunekonomik verileri kendine enteglaştığı günümüzde küresel üretim re olmuş ekonomilerin de aynazincirleri çoğunlukla çokuluslu daki yansımalarıdır. Bu entegre şirketler tarafından yönlendirilekonomilerdeki veriler aslında mekte ve doğrudan yatırımlar bu Amerikan ekonomik verilerinden süreçte önemli rol oynamaktadır. sermaye lehine daha yüksek veBu yatırımlar genellikle gelişmek15 riler içermektedir . te olan ülkelerin ihracatını artırırken, yeni sermaye ve teknoloji ihtiyacını da beraberinde getirbir servetin yaratıldığını, bunun yüzde mektedir. 60'ının geliĢmekte olan ülkelerden kaynaklanacağını göreceğiz. Çin, Hindistan, Türkiye gibi ülkelerin daha fazla ön plana çıkacağı bir dünyaya hep birlikte Ģahit olacağız. Ne kadar sıkıntı olursa olsun bu ülkelerle birlikte Endonezya, Meksika, Brezilya, ġili, Arjantin, Rusya, Ukrayna, Vietnam gibi ülkelerin ağırlığı artacak.''(Coca-Cola Üst Yöneticisi (CEO) Muhtar Kent-02 Kasım 2009)

“ABD'de iĢsizlik oranı beklenmedik bir Ģekilde 0.4 puan artarak % 10.2'ye sıçradı ve 1983'ten bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaĢtı. ĠĢsizliğin % 9.9'a çıkması bekleniyordu. Fed, bankaların bilançolarını test ederken iĢsizlik oranı için tepe noktasını % 10.2 olarak belirlemiĢ ve bu seviyeye 2010 yılında ulaĢılacağını öngörmüĢtü. Ama bu orana 2009 bitmeden ulaĢıldı.” (06.11.2009 finanstrend.com ) 15

“TÜĠK, kullanılabilir gelirin tespitine ve nüfus grupları arasında dağılımına, hanehalklarından aldığı, „beyana dayalı‟ bilgi ile ulaĢmakta ısrarlı. „Paranın ve imanın kimde olduğu belli olmaz‟ atasözüne sahip bir toplumda, vergi kaçağının, kaçakçılığının yaygın olduğu, devletten her türlü melanetin beklenebileceği kültürü ile yetiĢmiĢ bir toplumda, beyanla gelir bilgisine güvenilir mi? Nitekim, beyanla alınan gelir-harcama bil-

gileri alt alta yazıldığında ortaya tuhaf sonuçlar çıkıyor. Bu yolla elde edilen „pasta‟, hiçbir yıl, o yılın milli gelir hesaplarında yer alan özel tüketim harcamaları, ya da yeni düzenlemeyle yerleĢik hanehalkı harcamaları ile örtüĢmüyor. Beyanla elde edilen bilgiler, milli gelir tablolarındaki, aile harcamalarının en az yüzde 60-70 gerisinde kalıyor. Yani, TÜĠK‟in gelir, tüketim, yoksulluk araĢtırmalarına esas aldığı veri tabanı eksik, saklanmıĢ gelirler var. Özellikle üst gelir gruplarında bu Ģaibe daha belirgin. Bu dataların, hiç olmazsa, reel ücret, tarımsal fiyatlar, memur maaĢları vb. serilerle test edilmesi, yeniden düzenlenmesi gerekir. Beyanla elde edilen bilgilerin, ülkenin makro verileri ile uyuĢup uyuĢmadığı test edilmeli ki, inandırıcı olsun. Oysa öyle olmuyor. Mesela iĢsizliğin, yoksullaĢmanın arttığı 2001-2002 döneminde bu TÜĠK araĢtırmalarının bölüĢümde eĢitsizliği gösteren „gini oranının‟ düzeldiğini, yani eĢitsizlik uçurumunun daraldığını ilan etti!.. Ekonominin yüzde 1 bile büyümediği, krize sürüklendiği 2008‟de ise yoksullaĢmanın azaldığı ilan edildi!..” (TÜĠK, KAFA BULUYOR, HOCALAR SELAM DURUYOR… Mustafa Sönmez (Cumhuriyet) 04 Aralık 2009)

17


www.proleter.org

Öte yandan, dikey uzmanlaşmayı gerektiren bu yeni ticaret sistemi, ekonomilerin ithalat bağımlılıklarını artırmaktadır. Küresel üretim zincirlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte gelişmekte olan ülkelerde çokuluslu şirketler için üretim yapan firmaların, gerekli kalite düzeyine ulaşabilmek için ara ve yatırım mallarını ana firmanın ticari bağlantılarının bulunduğu diğer ülkelerden ithal etmeleri zorunlu hale gelmektedir. Bu işbirliği kalıbı, küresel rekabet gücü zayıf olan yerli yan sanayilerde güç kaybına yol açma potansiyeli taşırken, küresel bir üretim ağının gelişmesini de işaret etmektedir"16 Emperyalist tekellerin ve bu tekellerin desteğindeki devlet ve ulusların etki ve nüfuz alanları giderek daha doğrudan denetimleri altına alınması yönünde giriştiği 1980‘li yıllardan bu güne epeyce bir yol alınarak, bir çok ülke açık işgaller, savaşlar, iç ve doğrudan yönetim müdahaleleri ve bu yönde ateşlenen düşmanlık, çatışma, kargaşa senaryolarının biri bitip daha dumanı sönmeden diğeri ateşlenmekte, bu

durum ülkeden ülkeye, kıtadan kıtaya yayılmaya, Amerikan tekelleri ve emperyalistleri tarafından devam etmektedir. Zaman zaman geri çekilme ve pasif uygulamaları devreye girse de önümüzdeki günlerin potansiyel işgal, ilhak, sömürü sahaları olmaya devam ediyorlar. Bunun gözle görünen en önemli bölgelerinden biri Rusya ve Kafkas bölgeleridir. Bunlar şimdilik politik yollarla sürdürülmekte, yara durmadan kaşınmaktadır. Krizin savaşa dönüştüğü durumlarda ilk müdahale edilecek, ele geçirilecek ―B‖ planları olarak ―Harekat Planları‖nda yerlerini almaktadırlar. ―Eksen kayması‖, ―Rota değiştirme‖ vs. adlarla dillendirilen bu çabalar aslında bu tür faaliyetlerin emperyalist tekellerin yerli işbirlikçileri aracığıyla yürürlüğe koyduğu bu türden çabaların bir ürünüdür. TC Merkez Bankası Başkanı‘nın dediği gibi "Küresel rekabetin yoğunlaştığı günümüzde küresel üretim zincirleri çoğunlukla çokuluslu şirketler tarafından yönlendirilmekte ve doğrudan yatırımlar bu süreçte önemli rol oynamaktadır.‖17

16

“DurmuĢ Yılmaz, Merkez Bankası'nca yürütülen iki araştırma projesinin bulgularının tartışmaya açtı....” 17 Kasım 2009 www.patronlardunyası.com

18

17

DurmuĢ Yılmaz (17 Kasım 2009 www.patronlardunyası.com)


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 Emperyalist tekeller bir47‘ye yakın iken 2009‘da yüzde yanda ulusal devlet ve ekonomi25‘e kadar geriledi. 1990‘da taleri kendisine entegre ederken rımdan geçinen, tarımda istihdiğer yanda ulusal ekonomilerde dam 8.4 milyon iken 2009‘da 5.1 tarım, hayvancılık, balıkçılık sekmilyona indi. Bu, yaklaşık 20 yıltörlerinde tasfiye, yeni yapılanda 3.3 milyon işgücünün tarım dırmalar ve müdahalelerle bu dışına itilmesidir ve olağandışı bir alanlarda çalışan nüfusu şehirlepüskürtmedir. re sürerek bu alanlardaki nüfusu Tarımdaki hızlı erozyon, azaltmış, endüstriyel tarım tekulusal gelir içinde tarımın payını nikleri, ithalat, ticaret, tohumculuk da 20 yılda yüzde 17.5‘ten yüzde alanlardaki tekellerin önleri açıla9-10‘a kadar geriletti. Bu gerilerak bu alanlar tahrip edildi. ―1980 mede, birçok faktörün yanı sıra sonrası, özellikle de 1990 sonrabütçeden tarıma aktarılan dessı neoliberal politikalar, tarımı, teklerin azalması kadar, tarımla köylülüğü hızla tasfiye etti. Merilgili KİT‘lerin özelleştirilmesi, taskez ülkelerin, özellikle AB‘nin enfiyesi de etkili oldu.‖18 düstriyel tarımı karşısında, geleneksel Türkiye tarımını korumaDevam edecek sız bırakan, birçok ürünün ekimini caydıran, devlet desteklerini Aralık 2009 M. GÜNDAR azaltan neoliberal uygulamalar, köylülükte hızlı bir tasfiyeyi de beraberinde getirdi. Tarımdaki hızlı erozyon, kırlardan kentlere göçü hızlandırdı ve kentlerde, göçen nüfusu emecek bir sanayihizmet faaliyetinin yaratılamaması nedeniyle de köy kökenli ve vasıfsız işsizler, kentlerin ‗varoşlar‘ında tutunmaya, tutunabilmek için de çoğu AKP‘nin, cemaatlerin müridi olmaya mecbur kaldılar. Çok değil, bundan 20 yıl 18 “KÖYLÜLÜĞÜ VE TÜTÜN ĠġÇĠLEönce, 1990‘da toplam Türkiye isRĠNĠ TASFĠYE…” Mustafa Sönmez tihdamında tarımın payı yüzde (Cumhuriyet) 26 Aralık 2009 19


www.proleter.org

TÜRKİYE’DE DEVRİM VE KARŞI DEVRİM “SOL” MU?, SOSYALİZM Mİ? YADA “SOL” PARTİ Mİ?, PROLETARYA PARTİSİ Mİ? ―Sol‖ üzerine tartışmalar hız kazanmış durumda. Kimine göre ―sol‖un tam zamanı, kimine göre, ―sol‖un ilkeleri ―aşındı‖, AK P bunlara, ―sol‖dan daha iyi sahip çıktı, onun misyonunu bitirdi. Bu konu üzerine değerlendirme yapmadan önce, Türkiye‘deki tarafların görüşlerini göz önünde bulundurmakta fayda var. ―Sol, er ya da geç ‗resmi söylemi‘ korumaktan kurtulup, evrensel ‗doğası‘na uygun olan yatağına akacak, yani ‗resmi söylemi‘ eleştirme misyonunu üstlenecek… Türkiye‟nin halkçı, özgürlükçü, gerçek anlamda sol19 bir partiye ihtiyacı belki de ‗yakın tarih‘ boyunca görülmüş olan en yüksek düzeye ulaşmış durumda. Herkesin birleştiği ana noktaları öne 19

Altını ben çizdim.

20

çıkartan, ayrılıkları değil birliği ön planda tutan, demokrasi isteyen, kendisini solda, demokrasi cephesinde gören her yurttaşın benimseyebileceği, ülkemizdeki adaletsizlikleri, haksızlıkları, eşitsizlikleri „ana meselesi‟ olarak algılayan, bütün bunların yanı sıra da marjinal sosyalist jargona sıkışmaktan kaçınan bir partiye ihtiyaç var. Büyük bir değişim ve dönüşüm yaşayan Türkiye‘nin dertlerine çare aramayı temel amaç olarak gören, aktif, dinamik, gerçekçi ve değiştirici bir partiye acil ihtiyaç bulunuyor.‖ (Oral Çalışlar.02.12.2009 Radikal) ―Şimdi aslında, tam şimdi, sol gibi bir sol aranmakta. Özgürlüğü de, eşitliği de aynı derecede önemseyen. Bulunamıyorsa bu da ‗solun tümünü‘ almalı.‖ (L.Doğan Tılıç. Birgün 17.11.2009) Evet, görüldüğü gibi bazı çevreler ―sol‖ ve ―sol‖ parti ―arayışlarını‖ sürdürmekteler. Bunu ne için, ne adına yapmaktalar? Kendi kavramları ile söylersek, özgürlük, eşitlik, ―demokrasi‖, ―adalet‖ ve ―Türkiye‖ adına bu çaba içinde bulunuyorlar. Liberaller ile demokratlar bu ilkeler ve durum için şu yada bu şekilde, AKP aracılığıyla siyasi iktidarı elinde bulunduran burjuvazi ile


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 ittifak içinde görülüyorlar. ―Sol‖da “Eğer devrim dediğimizbirlik ve ―Sol‖ Partiye sahip olmak de aklınızda hala „1917‟ devrien önemli amaçları. Eskiden mi varsa, şartların değiştiğini, ―devrimci hareketin‖ birliği telafsınıfların değiştiğini, yaşam fuz edilirdi, şimdi devrim gözlerbiçimlerinin değiştiğini, zihniden uzak ―out‖ olan değerlerden yetlerin değiştiğini, sosyal taolduğu için ―sol‖un birliğinden söz bakaların değiştiğini göremiedilmeye başlandı. Bir taraftan yorsanız, „devrimciliğiniz‟ sada ―sol‖un ilke ve değerlerinin hicilikten kopuk, çocuksu bir gözden geçirilmesinden dem vunostaljik özleme dönüşür. Devrulmakta. Şimdilik şu kadarını rimcilik, „gerçekleşebilecek‟ bir söyleyelim. ―sol‖un birliğe değil, hayal kurmakla mümkündür… ayrışmaya ihtiyacı var. –Şimdi Hala „emek-sermaye‟ çelişkisitam da ―sol‖ içine ―iç savaş bayni „başat‟ çelişki sanıyorsanız, rağını dikme‖ zamanı. Zaten ya2009 yılının gerçeklerini, sınıfşam, sınıf mücadelesinde buna sal hareketliliğini, üretim ilişkiişaret ediyor. ―Sol‖un ya da devlerini algılayamıyorsunuz derimci hareketin önemli bir maddi mektir. İşçi sınıfının öncülügücü olan küçük burjuvazi, ğünde gerçekleşmesi beklenen 1979‘lu yıllarda olduğu gibi prole„enternasyonalizmi‟, kapitaliztaryaya değil, büyük burjuvaziye min öncülüğündeki „globalizyakın durup onu destekliyor. min‟ bir başka düzeyde gerKendi bağımsız talepleri de yok çekleştirmesinin nedenlerini artık. Zaten sonuçta burjuva devmerak etmeden, işçilerin „enrimlerinin ―tamamlanma‖ dönemternasyonalizmi‟ neden kapitaleri dışında, küçük burjuvazi listlere kaptırdığını ve neden (köylülükte buna dahildir.) ba„sol‟un enternasyonal karşığımsız bir güç olarak tarih sahsında „yerelleştiği‟ni inceleminesinde yer almaz. Şimdi küçük yorsunuz, „devrimcilik‟ etiketi burjuvazi, liberal burjuvazi ile birkitlelerden kopuk kişisel bir lik olmuş devrime karşı, ―demoktatminden öteye geçmez. Bu rasi‖ ve ―özgürlük‖ sözlerini (söz, gün sol bu sorunların hepsini çünkü bunlar maddi yaşamda yaşıyor.” (Ahmet ALTAN karşılığı olan kavramlar olarak 07.05.2009 Taraf) kullanılmamakta.) ağzında geveAKP destekçisi liberal yaleyip duruyor. zar, ―sol‖ ve sosyalizmi aynılaştırıp, devrime ve devrimcilere karşı 21


www.proleter.org

kinini kusup ―değişimcilik‖ dersi vermekte. Evet bu günlerde bu çevreler, devrime karşı değişimin bayrağını dalgalandırıyor. Hem de ilk kez, ―değişmeyen tek şey değişimdir‖ deme onuru kendisine ait olan bilimsel sosyalizme karşı. 1917 Ekim Devrimi korkusu akıllardan çıkmayıp, uykularını kaçırdığı belli oluyor. Liberal burjuvalara bakarsanız her şey değişmiş, bir tek devrimciler değişmemiş. Kapitalizm ―globalizm‖le, işçilerin enternasyonalizmini ―bir başka düzeyde‖ gerçekleştirmiş. Böylece kapitalist , işçinin karşısında geleceğin temsilcisi, önemli bir zatı muhterem oluyor. Kapitalist üretimin temelinde, emek-sermaye karşıtlığında şekillenmeyip, ücretli kölelik yok olduğuna göre kapitalistin üstünlüğü tartışılmaz. Bir çırpıda, kapitalizmin temeli olan değer teorisi yok edilip, kapitalistin güvenli kollarında ―özgürlük‖ ve ―demokrasi‖ içinde, kapitalist enternasyonalizm kurulur. Kapitalizmin 2008 krizi yaşanmıyormuş, emperyalist kapitalistler başka halkları sömürgeleştirmiyormuş gibi, arsızca kapitalizmi ve kapitalisti kaybolan itibarını iade edip ödüllendirmekteler. Aslında sosyalizm diye savaş aştıkları bizdeki küçük burjuva sosyalizmidir. Ne kapitalizm değişti, ne de sos22

yalizm. Değişen liberalizmdir, bütün o ―asker‖ ve darbe karşıtlığı söylemine rağmen, feodal kafalı burjuvaların koltuk değneği olmaktan ileri gidememektedirler. ―Bizde milliyetçiliğin kör kuyusunda debelenen ‗solcular‘, ‗ama şeriat mı gelsin?‘ diye bir bahane uyduruyor… Şimdi burada çok önemli bir nokta var. Küreselleşmenin kurumsallaşması ve sınırları eritilerek ilerlemesi sol‟da tıpkı birinci savaş öncesinde olduğu gibi, geri bir reflekse yol açıyor. Bu politik duruşun yalnızca ‗sol‘ tarafta karşılığı yok.‖( Cemil ETHEM 22.05.2009 Taraf) Türkiye de ‗sol‘ adına, devrimcilik adına milliyetçi tutum ve görüşler oldu. Çünkü ‗sol‘ bizde, Rusya‘da devrimcidemokrasinin olduğu gibi, işçi sınıfından başka, en başta küçük burjuvazinin temsilcilerini barındırıyordu. Küçük burjuvazinin, ulusalcı-cumhuriyetçi, laik burjuvazinin kuyruğuna takılması, -bu kaçınılmaz bir sınıf eğilimidir.bunu ortaya çıkardı. ―küreselleşme‖nin ―sınıfları eritmesi‖ne gelince, bunu salt sermaye ihraçları ile olmayıp, işgal, ilhak ve emperyalist savaşlarla olduğu ortadadır. Onun karşısında komünist proletarya hareketi ‖ulusal sınırları savunmamakta‖, dünya pro-


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 letarya diktatörlüğü için mücadeçiliğe kaydıkları görülüyor. İşçi le etmektedir. Düşman sermayesınıfının siyasette özgürlükçü dir, kapitalizmdir. ―Küreselleşme‖ olamayacağı özellikle sosyalist ile emperyalist sömürünün kalkülkelerde ortaya çıktı… Çünkü tığı ise yaldızlı bir yalandır. Yasol, iktidarın temel kavramlarıbancı halkların sömürülmesi olan nı yok sayıyor. Yani piyasayı emperyalizm, yok olsa da kapitayok sayıyor… Şu anda Anadolist sömürü devam eder. Kaldı ki lu sermayesi daha rekabetçi. böyle bir ―ulus-devlet‖ dedikleri, Çünkü malını çok daha elverişsermayenin iç pazara dayalı örli fiyatlarla üretiyor… dolayıgütlendiği burjuva uluslar yaşamsıyla dünyada emperyalizm talarını sürdürmektedir. Bir yandan rafından sömürüldüğü için geri da emperyalist işgallerin ulusal kalan hiçbir ülke yoktur. Ama uyanış ve hareketleri artırdığını sömürülmediği için geri kalan görüyoruz. ülke vardır… Bu yüzden de ―Ayak uyduramadı, çünemperyalizm sloganlarının içi kü sosyalizm ve sosyal deboştur. „Emperyalizme hayır‟ mokrasi bir ulus projesi olarak demek aslında bir şey demeoluşmuştu… Sol dediğiniz şey, mektir.” (Hüseyin ERGÜN, Neşe geniş yığınların özgürlük, eşitDÜZEL‘in Pazartesi Konuşmalalik ve refah içinde yaşamalarırı‘ndan. 16.06.2009 Taraf) dır. Bence „üretim araçlarının Küçük burjuva sosyalizmikamulaştırılması, merkezi plannin döneği sayıklamış. Bir defa lama, işçi sınıfının iktidarı „ gibi ―sol‖ ve sosyalizm aynı özdeş tanımlar pek anlamlı değildir. şeyler değildir. Şimdi ―eleştiri‖, Çünkü işçi sınıfı üretim güçleyada saldırı noktalarına bakalım. rini geliştirme peşinde koş1-Sosyalizm ve Sosyal demokramaz. Aksine bu bakımdan musi ―bir ulus projesi olarak oluşhafazakardır. Mesala hiçbir muştu‖ deniyor. Her şeyden önsendikanın üretim gereçlerini ce sosyalizm bir proje değildir. geliştirme diye bir talebi yokModern burjuva toplumunun bilgi tur. Bilgisayarın üretim sürecive pratiğine dayanır. Varlığı burne girmesini istemez. Bu dijuva ulusun yaratılmasına değil, rençte ilericilik değildir tabii. dağılıp, çözülmesinin, yıkımının Bu direnç tutuculuktur. Nihai eseridir. Burjuva toplumun karşıtolarak olunamıyor ve olamıyor lıklarının eseridir, ürünüdür. 2zaten. Ulusalcılığa ve milliyet―Sol‖ geniş yığınların, özgürlük, 23


www.proleter.org

eşitlik ve refah içinde yaşamasıdır. Tespiti yapılmış. Bu burjuvazinin ―eşitlik, özgürlük, kardeşlik‖ sloganının ebedileştirilip, ölümsüzleştirilmesidir. Sosyalizm bununla yetinip kendini sınırlandırmaz, tam aksine burjuvazinin iktidarının yani eşitsizlik ve adaletsizlikler yarattığını düşünür. Ve bunların ancak işçi sınıfının egemen olması ile yok edilip sınıfların yok oluşuna doğru yürünebileceğini, bunun ilk koşulunun da işçi sınıfı iktidarı olduğunu ve ancak böylelikle ücretli köleliğin yıkılacağını bilir. Yani kısacası, sosyalizm, proletaryanın kurtuluş mücadelesinin teori ve pratiğidir. Hiçbir dahinin, üstün beyninin ürünü ve onun yarattığı bir sistem değildir. Onun için ―döneğimiz‖ sosyalizmi, o, çok önemsediği piyasada, burjuva toplumun iktisadi, toplumsal ilişkilerinde aramalıdır. Tabi böyle bir niyeti varsa. 3- ―Üretim araçlarının kamulaştırılması, merkezi planlama ve işçi sınıfı iktidarı gibi tanımlar pek anlamlı değildir.‖ İncisini yumurtlamış. Bunlar sosyalizme en kritik noktalardan saldırılardır. Hem eşitlik, özgürlük ve ―sol‖dan bahsedeceksiniz, hem de işçi sınıfı iktidarı ve üretim araçlarının kamulaştırılması sizin için bir şey

24

ifade etmeyecek. Ve işçi sınıfının üretim güçlerini geliştirme20 konusunda tutuculukla suçlayacaksınız. Kapitalist üretim koşullarında , üretim araçları sermaydir, işçi ise en önemli üretim güçlerindendir. Kapitalist üretim sürecinde işçinin üretim araçları ile ilişkisi değişmeyen sermaye ile değişen sermaye arasındaki ilişkidir. İşçi değişmeyen sermayeyi çalışması ile artı-değer yüklü metaya aktarır, onların yaşamasını sağlayan ruhu verir. Üretim araçlarını sermaye yapan bu ücretli emek-sermaye ilişkisi, emek gücünün, para sahibi tarafından satın alınıp, üretim sürecinde tüketilmesidir. Kapitalist üretimde her şeyi ters yüz görülür, emeğin üretici, değer yaratan gücü ser20

“Ne var ki ancak makinenin kullanılmaya baĢlanılmasıyla , iĢçi sermayenin somutlaĢmıĢ Ģekli olan bu emek aracının kendisiyle savaĢmaya baĢlamıĢtır.” (Karl Marks Kapital C.1 S.439) Marks makineyi “sermayenin somutlaĢmıĢ Ģekli” görür, ama (sermaye ile savaĢta) mücadelede iĢçiyi tutuculukla suçlayıp, iĢçiyi üretim güçlerini geliĢtirmemeyle itham edip, yargılamak aklının ucundan geçmez. O iĢçi sınıfının savaĢçısıdır. Bizim burjuva sosyalizm eleĢtirilerimiz gibi sermayenin kölesi değildir. “Ama makine, iĢçinin karĢısında daima onun sırtını yere getirme ve devamlı olarak onu gereksiz kılan bir rakip gibi çıkmakla kalmaz. Aynı zamanda o iĢçiye düĢman bir güçtür ve bunu sermaye –hem bütün gücüyle ilan eder, hem de bundan yararlanır.” (Age.S.447)


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 mayenin üretici, değer yaratan rına son vermek için, zor dahil, gücü olarak görülür, fetişizm ―her türlü‖ önlem aracını kullanaegemendir. Toplumsal ilişkiler, caktır. 5- ―Sol iktisadın temel kavşeyler arasındaki ilişkiler olarak ramlarını yok sayıyor.‖ Savına görülür. Emekçinin gücü, sermagelince; Yine ―Eleştiri‖, suçlama, ye sahibi kapitalist tarafından sasosyalizmedir. ―Piyasayı‖ kabul hiplenilir. Kapitalist ilericilikle etmesi isteniyor. Tabi bunların ödüllendirilip, işçi tutuculukla ce―piyasa‖da ne anladıklarını biliyozalandırılır. Mazeretçi iktisatçı ve ruz. ―Piyasa‖ sermayedir, kapitaküçük burjuva sosyalizmi döneği, lizmdir. Yani, kapitalizmin başat kapitalistin paçasına tutunup kavramlarına, sermaye-parakendi payını ister. Bu gün sizin meta-kar‘a dokunmayacaksınız.payınız çanak yalamaksa, yarın Bunlar, sizin dünyanızda yer bultarihin çöplüğüne atılmaktır. İktisunlar, siz ondan sonra, özgürlük dardaki işçi sınıfını ise bu noktave eşitlik mücadelesi verebilirsida kimse tutuculukla suçlayaniz. Yani, kapitalistler efendi, işçimaz, o, burjuvaziden devraldığı ler ücretli köleler olarak kalmaya teknik temelden hareketle yeni devam etsinler, siz bunlar aradünyayı kurma mücadelesi verir. sında ―sosyal devlet‖, toplumsal 4- ―işçi sınıfının siyasette özgürsadakalarla eşitliği sağlarsınız, lükçü olmadığı‖na gelince: burademek isteniyor. 6- Emperyalizda ne demek istediği belli, burjume karşı tutum konusunda da vaziye özgürlük talep ediyor. Burgünah çıkarmaya devam. ―Emjuvazi kendi iktidarında ona ne peryalizme hayır‖ demek ülkeleri kadar özgürlük veriyorsa, o da geri bıraktı. ―Küresel kapitalizm‖ burjuvaziye o kadar verecektir. içinde yerimizi alalım. Küçük burBurjuvazi, işçi sınıfını kapitalist juva sosyalizminin en ağır eleştiköleliğe mahkum eder, verdiği en rilere uğradığı noktalardan biri fazla ―eleştiri özgürlüğü‖dür. En emperyalizm konusudur. Emperdemokratik burjuva cumhuriyetleyalizm bir politika olarak ele alıri işçi sınıfının köleliğine dokunnınca, ona karşı bakış değiştimaz. Bu ise özgürlük değil, ezilğinde sorun çözülecek sanılme, sömürülmedir. İşçi sınıfı da makta. Devrimci hareket ve devcelladına aşık olmayacak, kölerimciler emperyalizme karşı müleştirmesine izin vermeyip burjucadeleyi, kapitalizme karşı müvazinin direncini kırmak, kapitacadeleden kopuk ele alıp onu yalist cenneti tekrar kurma çabalalıtık hale getirmişlerdi. Oysa bu 25


www.proleter.org

günkü dünyada emperyalizmin, son aşamaya gelmiş, can çekişen kapitalizmdir. Ona karşı, ―ulusal‖ yerel, kapitalizme dayanarak mücadele edilemez. Bunun en dikkat çekici örnekleri, Türkiye ve Vietnam‘dır. Her ikisi de, emperyalizme karşı ulusal kurtuluş savaşı verdiler, bu mücadele bir dizi devrimlerle daha ileri, sosyalizm doğrultusunda geliştirilmediği için tekrar kapitalist –kapitalizmin bir parçası haline geldiler. ―Biz laikliği, devletin kurallarını dinden almayacağı, ama devletinde dine dayanmayacağı bir sistem olarak kabul ediyoruz… çünkü sol liberalliği, piyasa ekonomisini içerir. Çünkü sol demek, devletçi olmak demektir. Sol demek, sivil olmak, darbelere karşı çıkmak, Ergenekon karşıtı olmak demektir. Sol demekle, insanlığın bugüne kadar özgürlükçü, eşitlikçi, kaliteli yaşam mücadelesine bir katkıda bulunmak demektir. Türkiye‘de sol daima askerle işbirliği yaparak iktidara gelmeyi düşünür. Çünkü halk oyuyla iktidara gelemeyeceğine inanır. Sol akımlar askerle siyasal ittifak kurmakta hiçbir sakınca görmezler. Hatta kargaşa dönemlerinde işbirliği de yaparlar… Darbe öncesi provokasyonlar da solun ro26

lü feci bir şeydir. Vurmalar, kırmalar hep istikrarı bozmak ve darbe ortamı hazırlamak için yapıldı… Türkiye‘de silahlı gençlik hareketlerini 1970 ve 1980 öncesinde askerler kullandılar… Türkiye‘de askerlerle işbirliği yaparak iktidara gelme düşüncesi, ‗az gelişmiş ülkelerde ordunun ilerici rolü olacak‘ yaftası altında savunuldu… Ulus-devlet devletçilik sınırlarını yok ederek zenginleşme yarattı. Çünkü pazarı büyüktü. Bütün bir ülkeyi Pazar haline getirdi. Şimdi küreselleşme aynı şeyi yapıyor… Bize katılmak için yeterli. Yani Ergenekon karşıtı olacak. Ekonomik siyasi ve sosyal alanda devletçi olmayacak. Serbest piyasayı, Türkiye‟nin AB‟ye üyelik sürecini destekleyecek” (Hüseyin ERGİN SHP Genel Başkanı. Neşe DÜZEL‘in röportajından 17.06.2009 Taraf) Hüseyin ERGÜN, eski gençlik liderlerinden, devrimci hareket içinde bulunmuş biridir. Yaşayan bir çok devrimci hareket mensubu gibi oda içinden geldiği ―Sol‖u eleştirmiş. Bunların ―sol‖a bakışı karakteristiktir. ―Sol‖un ne olduğunu ortaya koyduğu gibi, ―Sol‖un bugün geldiği noktayı, sınıf mücadelesi içinde geçirdiği ―değişimi‖, evrimi gösteriyor. Türkiye ―sol‖ devrimci hareket, yada,


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 devrimci-demokrasi bir ayrışma egemenliği, onun yarattığı hava yaşamakta. Bu süreç halen deküçük burjuvazinin kalabalık, ve vam ediyor. Dünün en ―radikal‖ , çoğunlukta olan yapısı bunu bes―halkçı‖ siyasal kişi ve hareketleledi. Şimdi bu sınıf kapitalist gerinin içinden büyük burjuvazinin lişme sürecindeki, ayrışmayı yaöğeleri ile temsilcileri çıkıyor. Bu şıyor. Dünün devrimcileri, bu gün Rusya‘da 1917 Şubat sonrasınbirer kapitalizm savunucuları daki gibi devrimin değil, 12 Eylül olup çıkıyor. Bu şaşılıp üzülecek karşı-devrimi sonrası yaşanan bir durum değildir. Tam aksine, sürecin ürünüdür. Ve daha sancıkendiliğinden gelişmenin, devrimlı olmakta, bu günkü tarihsel kole yapılanmayanı yapmasıdır. şullarda, büyük burjuvazinin libeÖnemli olan onların karşısına teral destekli feodal kafalı kesimiorik planda komünist bir, kapitanin iktidarını güçlendirmektedir. lizm, ―piyasa‖ eleştirisi ve komüYaptıkları ―sol‖ ile bir tutma şeknist bir işçi sınıfı hareketi ile çıklinde olmakta. Küçük burjuva maktır. demokrasisi, büyük burjuvazinin ―Büyük fabrika bitti. yedek gücü haline gelmiştir. YapDünyada büyük fabrika bir datıkları eleştiriler, kapitalizmi ―piha hiç kurulmayacak. En son yasayı‖ tanrılaştırmaya hizmet büyük fabrika, bu son dünya etmektedir. Komünist işçi sınıfı ekonomik krizinde General Mohareketi, devrimci demokrasi tors‟un iflasıyla bitti… Ama ile birlikte hareket ettiği, burjusonra 12 Eylül geldi. Sanayi va devriminin tamamlanmasıyok, işçi sınıfı yok, burjuvazi yok. nın asgari programını oluşturKökler derine gitmeyince yoluduğu dönemde dahi, onlarla verdiler ve sol bitti. Türkiye‘de kaynaşmamaya özen gösterir. sol‘u büyük ölçüde 12 Eylül bitirBu kaynaşmama bunların içindi. … Osmanlıdan beri Türkide boğulup, erimeme, kendi ye‘nin tarihi, ‗devlet merkezli‘ bir bağımsızlığını koruma çok toplumsal gelişimdir… Aslında önemlidir. Biz de bu güne kaAKP, demokrasi için mücadele dar olmayan da budur. ―Antietmiyor. … Aslında Türkiye‘de faşizm‖, ―Anti-emperyalizm‖, fışkıran şey şu; Anadolu ekono―Demokrasi‖, ―Bağımsızlık‖ savumisi, Anadolu sermayesi fışkırınuculuğu, sosyalizmin komünist yor. Bu insanlar dünyayla büolmanın kıstasları olarak görüldü. tünleşmek istiyorlar. Bu günün Küçük burjuva sosyalizminin dünyasında, demokrasi artık 27


www.proleter.org

bir kamu malıdır, özgür gelişmenin temelidir… Çin, Rusya, Hindistan‘da hızla kapitalistleşiyor. Fakat orada demokratikleşme yok. Orada kapitalizm otoriter bir kapitalizm… Eski tarifler bitti artık. Dünyada eskiden her şey ikiden ibaretti… şimdi dünyada çokluk var artık. Şimdi çok sınıf var. İşçi sınıfının içinden bile onbeş sınıf çıkar bugün. … Büyük fabrika bitti en son büyük fabrika son dünya krizinde General Motors‟un iflasıyla bitti. Üstelik sadece işçi kesimi değil burjuvazi de renk, renk bugün… Sol sadece belli bir kesime değil bütün topluma hitap etmek zorunda. İkincisi sol, sadece kendi toplumunu değil, bütün dünyayı düşünmek ve sorumluluğunu almak mecburiyetinde… Üçüncüsü günümüzde, kapitalizmi yıkmak diye bir şey yok artık. Eskiden kapitalizm belli yerlerde merkezileşmişti. Büyük bankaları ele geçirebilirsen onu yıkabilirdin. Şimdi kapitalizm o kadar çok çeşitlidir ki, onu yıkmaya imkan yok. Bu gün kapitalizm demokratikleştirilebilir. … Elbette sol, sosyal piyasa ekonomisinden yana olmak zorunda.” (Zülfü DİCLELİ. Neşe DÜZEL‘in Pazartesi Konuşmaları‘ndan 20.07.2009 Taraf) 28

Bu günlerde liberal burjuva yazınında ―reel sosyalizme‖ eleştirilerin ardı arkası kesilmiyor. Bilimsel sosyalizm ile bütün bağları koparıp onun bütün izlerini yok etmeye çalışıyorlar. Eskiden burjuva ve küçük burjuva sosyalizmi bilimsel sosyalizmin etkisinde kalmıştı, günümüzde olsa onun kavramları ile konuşur, kekeleyerek onun ağzından konuşmaya çalışırdı. Bu gün artık burjuvazinin dili daha sivri, baskın durumda. Bunu her ağızlarını açışta görmekteyiz. Saldırı Marksizm‘in temellerinedir. Fabrikanın bittiği ilan edilip ―sosyal piyasa ekonomisine‖ övgüler düzülüyor. Dünün küçük burjuva ve burjuva sosyalistleri aceleyle kapitalizmi yıkılmaz ilan ediyor. Fabrikaya, büyük sanayiye karşı tavır, buna ilişkin düşünceler önemlidir. Çünkü sosyalizm üzerine düşünenler buradan hareketle temelleniyor. ―Proleter devrimciler sınıf mücadelesi içinde güçleri düzeyinde yalnızca işçi sınıfının değil, kapitalist topluma şu veya bu şekilde muhalif olan ve onunla çatışan diğer kesimlerinde örgütlenmesine girişmek, kendi iktidar hedefine dönük olarak onların potansiyellerini değerlendirmek için işyerlerinin ötesine taşan bir faaliyeti önüne koymak du-


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 rumundadır. Unutulmaması görüşleri karşılaştırıp doğru dügereken nokta, tüm bu muhalif şünceye ulaşabiliriz. yapıların işçi sınıfı hareketine ―Büyük sanayi, mevcut akmalarını sağlamaktır. Bunu üretim sürecini hiçbir zaman son sağlayacak olan ise işçi sınıfını ve bağımsız bir biçim olarak bir temelde örgütlenmesidir. görmez ve ele almaz. Bunun „Büyük fabrikalar kalelerimiz için de bu sanayinin teknik teolmalı‟ diyen Lenin‟in örgüt anmeli devrimcidir, oysa22 daha layışını bu gün için üretimin önceki üretim tarzları özünde parçalanmışlığı ile birlikte ele tutucuydu. Makineler, kimyasal aldığımızda tüm üretim birimsüreçler ve diğer yöntemler yarleri, kalelerimiz olmalıdır anladımıyla, yalnız üretimin teknik yışına evirerek işçilerin en baştemelinde sürekli değişikliklere ta üretim alanlarında örgütleyol açmakla kalmaz, işçilerin gönebileceği ve örgütlendirilmesi revleriyle, emek-sürecinin top21 gerektiğini unutmamalıyız.” lumsal bileşiminde de köklü deEvet gördüğümüz gibi fabğişikliklere yol açar. Böylece aynı rikaya karşı tutum bir çok çevrezamanda, toplumdaki iş bölülerde tartışılmakta, örgüt ve sosmünde de köklü değişiklikler yalizm anlayışlarına temel teşkil yapmakta ve sermaye ile işçi kitetmektedir. Marksist teoriye ilişlelerini durup dinlenmeden bir kin temeller örneğin işçinin –işçi üretim sürecinden diğerine aksınıfının ne olduğu, nasıl tanımtarmaktadır. Bu nedenle, büyük lanacağı- tartışılmakta. Her şeysanayi, niteliği gereği, bir yanden önce şunu söyleyelim, Ledan, emekte değişmeyi, görevde nin‘in olduğu söylenen formülasakıcılığı, işçide genel bir hareketyon, bir örgütlenme anlayışına liliği zorunlu kılarken, öte yandan değil, sosyalizm anlayışına işaret da eski iş bölümünü o katılaşmış etmekte, onun temelini teşkil etözellikle ve ayrıntılarıyla yeniden mektedir. O zaman önce, canlandırmıştır. Büyük sanayinin Marks‘ın fabrikaya ilişkin görüşleteknik zorunlulukları ile bu kapitarine bakmamız gerekmekte. list biçim içinde yatan toplumsal Çünkü bu gün giderek, ―sosyaniteliği arasındaki mutlak çelişkilizm‖ adına daha yüksek sesle nin, işçinin durumundaki her türlü söylenmeye başlanan yukarıdaki 22 21

www.proletaryaninkurtulusu.net

sözü edilen daha önceki üretim tarzları, el birliği ve manüfaktürdür.

29


www.proleter.org

kararlılık ve güvenliği nasıl yok ettiğini, emek araçlarını elinden alarak, gerekli geçim araçlarından da yoksun bıraktığını ve parça işlerine bile el atıp onu nasıl gereksiz duruma getirdiğini görmüş bulunuyoruz. Bu uzlaşmaz karşıtlığı, daima sermayenin emrinde olması için sefalet içinde yaşayan yedek sanayi ordusu gibi bir canavarın yaratılmasında, işçi sınıfı içinde durup dinlenmeden verilen kurbanlarda, emek-gücünü har vurup harman savurmasında ve her ekonomik gelişmeyi toplumsal bir rekabet haline dönüştüren toplumsal anarşinin yol açtığı yıkımlardan olanca çılgınlığı ile görmüş bulunuyoruz. Bu, olumsuz yandır. Ama bir yandan şimdi işteki çeşitliliği karşı konulan doğal bir yasa şeklinde ve her yerde direnmeyle yüz yüze gelen doğal bir yasanın gözü kapalı yıkıcılığı ile kendisini gösterirken, öte yandan, büyük sanayi, getirdiği felaketler aracılığı ile, üretimin temel yasası olarak, işin çeşitliliğinin kabul edilmesi zorunluluğunu ortaya koyarak, işçilerin bu çeşitli işler için yakın duruma gelmesini ve yeteneklerinin en geniş ölçüde gelişmesini sağlamıştır. Üretim tarzını, bu yasanın normal olarak işlemesine uy30

durmak, toplum için bir ölümkalım sorunu oluyor. Büyük sanayi, gerçekte, toplumu bütün yaşamı boyunca bir ve aynı işi yineleyerek güdükleşen ve böylece bir „parça-insan‟ haline gelen bütünün parçaişçisinin yerini çeşitli işlere yatkın , üretimdeki her hangi bir değişmeyi karşılamaya hazır ve yerine getirdiği çeşitli toplumsal görevleri, kendi doğal ve sıradan kazanılmış yeteneklerini serbestçe uygulama alanı sağlayan bir şey olarak benimseyen, tam anlamıyla gelişmiş bir bireyi koymayı, bir ölüm-kalım sorunu halinde zorlamaktadır. Bu devrimi gerçekleştirmeye doğru kendiliğinden atılmış bir adımı, teknik ve tarım okulları ile, mesleki öğretim okulları kurulmasıdır, buralarda işçi çocuklarına biraz teknoloji bilgisi ile çeşitli emek araçlarını nasıl kullanılacağı öğretilir. Sermayeden zorla koparılıp alınan ilk ve pek zayıf bir ödün olan fabrika yasası, ilk öğrenimi fabrikadaki çalışmayla birleştirerek bir sınırlama getirmiş olmakla birlikte işçi sınıfı iktidara geldiği zaman –ki bu kaçınılmaz bir şeydir-, hem pratik, hem teorik teknik eğitimin, işçi sınıfı okullarında layık


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 oldukları yeri alacaklarına hiç Bunu hazırlayan büyük sanakuşku yoktur. Eski tip iş bölüyinin teknik temelidir. Bu işteki münün ortadan kalkmasıyla çeşitlilik işçiyi uzman emekçinin sonuçlanacak olan, böyle devahmaklığından kurtarır, fabrika rimci bir oluşumun, kapitalist da aldığı eğitim çok yönlü hale üretim biçimi ve işçinin bu bigetirir. İşte bu sosyalizmin işçi taçim içerisinde aldığı ekonomik rafındaki maddi temellerinden bistatü ile taban tabana zıt olduridir. Salt tornacı, kaynakçı, mağuna da hiç kuşku yoktur. Ama rangoz, saatçi olanlarla sosyabelli bir üretim biçiminin içinde lizm kurulamaz. Büyük fabrikanın yatan uzlaşmaz çelişkilerin takullandığı üretici güçler, kapitarihsel gelişimi, bu üretim biçilistler böyle istiyor diye, manifakminin çözülüp dağılarak yerine tür yada el biriliğinin teknik temeli bir yenisinin kurulmasını sağgibi olan ―parçalı üretim‖ tarzında layan tek yoldur.” (Karl Marks kullanılamaz. Çünkü büyük saKapital C.1 Sayfa 497,498,499) nayide onlar dev boyutlarda geMarks, büyük sanayi kavlişmiştir. Üretimin toplumsal niteramını, fabrika ile aynı anlamda liği emeğin burada toplumsal, kitkullanır, ya da bizim Kapital çevilesel olmasından kaynaklanır, bu rilerimizde böyledir. Her yerde aynı zamanda merkezileşmenin metin içinde her ikisi de birlikte de temelidir. Bizim bilimsel soskullanılır. Fabrika, büyük sanayi yalizmin eleştirmeci yazarlarımız bir üretim tarzıdır, diğer kapitalist ise büyük fabrikayı, tarih dışı ilan üretim tarzları elbirliği, manifaktür edip, kapitalist üretimi ―parçalı‖ onun karşısında tutucudur. Manihale gelmiş olarak gösteriyorlar. faktür23de işçi emek-aracını kul―İşyeri‖ terimi tarih ve toplum dışı lanır, işçinin kol gücünün yerini, bir terimdir. Kapitalizm de temel su ve buhar gücünün, şimdi de ve belirleyici bir kavramlaştırma elektriğin aldığını görürüz. Manideğildir. Fabrika ise, gerek üretfaktürde parça işçi varken, emeği ken emeğin toplumsal örgütlenuzmanlaşmış emektir. Fabrika me tarzı olarak gerekse, kapitaişçisi her çeşit işi yapmaya yelizm koşullarından sosyalizmin tenekli vasıfsız emek sahibidir. maddi koşullarının yaratıcısı olarak varolmaya devam ediyor. Çünkü modern proletarya büyük 23 “El yazmaları ile manifaktürde, iĢçi aleti sanayinin ürünüdür. Der Engels. kullanırdı, oysa fabrika da, Ģimdi makine Hem de daha komünizmin ilkeleiĢçiyi kullanmaktadır.” (A.g.e Sayfa 434) 31


www.proleter.org

rinde, yolun başındayken. Bu konuda Marks şunları belirtir. ―Kooperatif fabrikalar ve mağazaların babası olan ve ama daha önce de belirtildiği gibi, bu bir birinden bağımsız dönüşüm unsurlarının önlemleri konusunda izleyicilerinin hayallerini hiçbir şekilde paylaşılmayan Robert Owen yalnız fabrika sistemini denemelerinin biricik temeli yapmakla kalmamış, bu sistemin, toplumsal devrimin çıkış noktası olduğunu da ilan etmiştir.” (Aynı Eser S.515) Evet fabrika sistemi “toplumsal devrimin çıkış noktasıdır.” Ve ilginçtir ki çeşitli çevrelerin itirazları bu noktada toplanmaktadır. Çünkü fabrika en gelişmiş kapitalist üretim tarzıdır. Ve henüz bu temel üzerinde, kapitalizm yenisini yaratmadı. Kapitalizmde üretken emek kavramı, karakteristik ekonomik biçim belirleyici, sermaye üretim anlamında üretici emektir. Bu üretken emeğin kapitalizmde örgütlendiği en gelişmiş, en ileri biçim fabrikadır. Bunun için ―Büyük fabrikalar kalelerimiz olmalıdır.‖ Diyenlerin salt örgütlenme anlayışına işaret etmemektedir. Bu tarihsel, toplumsal zorunluluktur. Konjonktüre göre, manüfaktür ve ―devlet dairesi‖, genel anlamda ―işyeri‖ kale olarak ilan edilemez. Bu hiç 32

kimsenin iradesi dahilinde değildir. Bütün bu fabrikayı, toplumsal devrimin, sosyalizmin çıkış noktası, kapitalizmin yarattığı sosyalizmin maddi temeli olmaktan çıkarma çabaları, ―kapitalizm artık yıkılamaz‖ teslimiyet, ―mazeret‖ kapitaliste uşaklığın altında yatan, proletaryayı büyük sanayinin, fabrikanın özel ürünü olmadan çıkarma çabasıdır. Ancak böylelikle proletarya içine, her türlü emekçi, (en başta zihinsel güç sahipleri) katılıp, ne olduğu belirsiz bir halika haline getirilebilir. Salt büyük fabrikaları ele geçirmek, onları ―kamulaştırmak‖ sosyalizm değildir. Sosyalizmin tam zaferi, ancak değer yasası üzerinde egemen olma, onu yok etme, bu da küçük meta üretimini yok etmekle mümkündür. Çünkü kapitalizmin kökleri oradadır. ―Bu gün kapitalizmin yıkılmaz, ancak demokratikleştirilebilir‖ diyenler ne kapitalizmden, ne de sosyalizmden bir şey anlamadıklarını ortaya koymaktalar. Tabii bilinçli bir ihanet içinde değilseler. Bu ise işçileri kapitalist köleliğe mahkum edip, en fazla olsa olsa ―sosyal devlet‖ sadakasına razı etmektir. Bizim ―Proleter Devrimci‖lerimiz ise, proleter devrimcilik şurada dursun, büyük fabrikalar artık kalemiz değildir derken, üç büyük ütopyacıdan Robert


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 Owen‘in hayallerinin dahi gerisiüretim tarzı fabrikadadır. ―Zihinne düşmektedirler. Memurları, sel güçler‖ olarak her düzeyde genel olarak kafa emekçilerini fabrika yöneticilerinin ücretleri işçi sınıfına dahil etme çabalarıdeğişmeyen sermaye içinde yer nı, fabrika örneği üzerinden alır. Keza, mühendis, bakım onaMarks şöyle cevaplamış. rım işçilerinin ücretleri de öyle. ―Üretimin zihinsel güçleBu gün, büyük fabrika yöneticileri rinin el emeğinden ayrılması bittiği söylenen ―Büyük fabrika ve bu güçlerin, sermayenin General Motors‖ CEO‘su da işçiemek üzerindeki kudreti haline dir diyen ―solcu‖lar türedi. Her dönüşmesi, daha önce söylehalde bütün bu saçmalıklar, “işçi diğimiz gibi, en sonu, makine sınıfının çeşitlenmesi”nin sotemeli üzerine yükselen büyük nucu. ―Renklenerek‖ kapitalist sısanayi tarafından tamamlannıf kitlesini daraltmış oluyor. mıştır. Fabrika işçisi için Sermayenin tahlili, kapitalist üreönemsiz olan her bireyin özel timin yasaları üzerinde egemen hüneri, bilim, dev fizik güçler olup, sınıfsız topluma ulaşmak ve fabrika mekanizmasında için önemlidir. Sermayenin emek somutlaşan ve bu mekanizma ile ilişkisi, emeğin üretken ve ile birlikte „patronun‟ kudretini üretken olmayan emek olarak oluşturan, kitle emeği karşıbölünmesi, basit bir ayrıntı değil, sında, küçük bir miktar olarak sermayenin, kapitalist üretimin yok olur gider.” (Age.S.435) temeline işaret eder. Her tür El zanaatlarında , el birliemekçinin işçi, proleter olarak ğinde, manifaktürde emekçinin görülüp, işçi sınıfının katmanları emeği, hünerli uzmanlaşmış arasında sayıldığı günlerde üretemektir. Ustabaşıişin bilgisine ken emeğin ne olduğu önem tasahip uzman, bilgili biri olarak bu şır. konumda, kapitalist elbirliği ile ―Üretken emek, kapitalist manifaktürde emeğe karşı serüretim sistemi içinde emek mayenin emrindedir. Makine, işgücünden aldığı biçimin ve çinin hünerini elinden alır, fabrika tarzın, tüm ilişkinin kısa adıdır. düzeni, bilim, kapitalistin elinde Ancak onu emeğin öteki türlesermaye gücü olarak işçinin rinden ayırt etmek çok büyük düşmanıdır. Kafa emeği ile kol önem taşımaktadır. Çünkü bu emeği arasındaki düşmanlığın ayrım bir kapitalist üretim tartemeli bu en gelişmiş kapitalist zının ve sermayenin kendisinin 33


www.proleter.org

de üzerinde temellendiği emeğin özgül biçimini ifade eder. Dolayısıyla üretken emek- kapitalist üretim sistemi içinde- işvereni için artı-değer üreten ya da emeğin nesnel koşullarını sermayeye ve onların sahibini de kapitaliste dönüştüren emektir, yani kendi ürürünü sermaye olarak üreten emektir. Şu halde üretken emekten söz ettiğimiz zaman , toplumsal olarak belirlenmiş emekten, emeğin alıcısı ile satıcısı arasındaki özgül bir ilişki anlamına gelen emekten söz ederiz.” (Karl Marks. Artı Değer Teorileri Birinci Kitap S.370-371) Üretken emek üzerine yukarıda ifade edilen düşünceler, sermaye üreten dolayısıyla ekonomik biçim (sermaye üretim tarzı, manifaktür, fabrika) belirleyici emek olduğuna işaret ediyor. Bu özgürlük yapısı, sermayeyle bu ilişkisi içinde taşıyıcısı, emek gücü satıcısı işçiyi, işçi sınıfının temeli yapar. Bunun için fabrika işçisi ile devlet memuru, ―kamu emekçisi‖ aynı kategori içerisinde yer almazlar. Ekonomik biçim belirleme, yani, sermayeyi sermaye yapma, kapitalist üretimin belirleyeni olma özelliğidir. Bu ilişkilerin temelidir. Bu nitelik emeğin somut niteliğinden (terzi, dokumacı, 34

tornacı, marangoz vb ) kaynaklanmaz. Aynı tür emek, nesnel koşulları ile girdiği ilişkinin niteliği gereği emeğe bu özelliği verir. Sermaye ilişkisi içinde kapitalist tarafından tüketilen emek üretkendir. Aynı tür emek, kapitalistin gelir harcaması sonucu kurulan ilişkide üretken değildir. Bu işiki gelirin harcanması, emekçiyi üretken yapmadığı gibi, gelir kullanan da kapitalist olamaz. Bireysel sermaye açısından, örneğin tüccar sermayesinin tükettiği emek ve emekçi üretken olduğu halde, toplam toplumsal sermaye açısından, dolaşım sürecinde yer alan tüccar sermayesinin tükettiği emek üretken değildir. Toplam toplumsal sermaye ilişkileri için, değerin korunması, çoğaltılması, büyümesi, üretim sürecinde olur. İşte bu süreçteki emek , üretken emek , ekonomik biçim belirleyici emektir. Sermaye ve emek karşıtlığı sürecin temelidir. Ücretli işçi sınıfı sermaye ile bu karşıtlık içinde ―ilişkide‖ var olur. Peki bunun dışında üretken olmayan emek hangi tür emektir? Sermaye ile böyle bir ilişkisi içinde olmayan emektir. Bugün tartışmanın temelini teşkil eden ―kamu emekçileri‖ devlet memurlarının, doktorun, avukatların, askerlerin, din adamının (dinayet görevlileri), yargıçların emeği sermaye ile


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 böyle bir ilişkide, üretken olarak değişmeyen sermaye öğesi olatüketilmemektedir. Kapitalist ürerak artı-emek sömürme aracıdırtim sürecinde üretilen artılar. İşte bunlar üretimin ―zihinsel değerin gelir olarak harcanıp tügüçleri‖, sermaye –emek karşıtlıketilmesi onların gelirinin karşığında , sermayenin gücünün landığı değerdir. Aldıkları üctemsilcisi ve aracıdırlar. Üretken ret,kapitalizmin yarattığı yanılolmayan emeğin, devlet ―katında‖ sama içinde, sahip oldukları işki temsilcileri de, onun niteliği ve gücünün karşılığı gibi görünür. rolü gereği benzer bir işlev yerine Halbuki bunların ücretleri kapitagetirirler. Dolayısıyla kapitalist list sınıfın değişen sermayesi sınıf ile uzlaşmaz karşıtlık içinde içinde yer almaz. Kapitalistlerin, değildirler. Her emeğe üretkenlik yöneticilerinin ücretleri değişen payesi vermek bu ayrımı silmek, sermaye içinde yer almayıp, tıpkı sermayenin temel çelişkilerini makine, hammaddeler gibi degözden gizlemek, üretken emeğişmeyen sermaye içinde yer ğin, sermaye, artı-değer üreten alır. Kapitalistin yöneticileri makiemek olmasının ve onunla uznenin üretime katılıp değer üretlaşmaz karşıtlık içinde oluşumumemesi gibi üretim sürecinde yer nu gizlemek, günümüz burjuva alıp değer üretmez. Ücretlerinin iktisadının erdemi ve kapitalist değeri üretken işçi tarafından yesınıfın dönemsel çıkarlarına uyni metaının değerine aktarılır. gunluk gösterir. Kapitalist sınıfın Dolayısıyla kapitalist ile işçi arakendi gereksizliğinin üretken olsındaki ilişki de kapitaliste hizmayıp, asalaklığının göz önüne met, uşaklık, onların görevidir. çıkmasını engelleme çabasıdır. İşçi ücretinin karşılığını metaın Burjuvazi ve proletarya uzdeğerinde yeniden üretir. Bu, yelaşmaz karşıtlık içinde olan sınıfniden üretilen ücretlerin değeri ve lardır. Bu uzlaşmaz çıkar karşıtlıkarşılığı ödenmeyen artı-değer, ğının temeli sermaye üretimindeyeni katma değeri oluşturur. Kadir. Sermaye ücretli emek ilişkisi pitalistin fabrikasının yöneticileri, içinde uzlaşmaz karşıtlık oluşur. üretim sürecinde yer almakla birÜcret burada kategori olarak en likte değer üretmez, değeri degelişmiş durumdadır. Sermaye ğişmeyen sermayenin diğer öğeüreten emeğin taşıyıcısını (işçi) leri gibi işçiler tarafından yeni gelirinin adıdır. Bu ücret, sermetaın değerine aktarılır. Ve tıpmaye üretmeyip, kullanımkı, makine, hammaddeler gibi değeri, hizmet, üreten emekçi35


www.proleter.org

nin geliri ücret ile aynı ilişkinin sonucu elde edilmez. Ve, karşılığında, gelir harcanan, harcayanın kapitalist olmadığı ilişki, emek harcayanın da ücretliişçi yapmaz. Günlük burjuva dilinde böyledir, fakat ekonomi biliminde kategorik olarak ücret değildir. Çünkü iktisat biliminin kategorisi olarak ücretli emek karşıtı sermayeyi vaaz eder. Biri diğerinin zorunlu koşuludur. Ancak bu sermaye – ücretli emek ilişkisi içinde olanlar, burjuvazi ve proletarya karşıtlığını ortaya koyarlar. Bizim şimdiki ―reel sosyalizm‖ eleştirmenlerimiz başta olmak üzere, ―sol‖un ve ―sol‖ partinin zamanıdır diyen çevrelerimiz her şeyi birbirine karıştırarak ortada ne kapitalist bıraktılar nede proleter. Onlar için işçi sınıfı iktidarı anlamsızdır, çünkü herkesi üretken ilan ederek, kendi gereksizliklerini, gerekli hale getirmeye çalışıyorlar. Utanmadan kapitalizmin yıkılamayacağını ilan etmekteler. Tabi bunu işçi sınıfını uydurma teorilerinde ―anlamsız‖ hale getirerek yapma düşüncesindeler. Bunun için de Marksizm‘in bütün izlerini yok etmekle işe başlıyorlar. Gerçekler inatçıdır, teoriden geçici olarak silseler de, yaşamda bütün yakıcılığı ile yaşamaya devam ediyor. 36

Kasım 2009 Necati IŞIK Devam edecek… BURJUVAZİ VE ROLETARYA-II Marksizm en kaba deyimle modern burjuva toplumunun üretim, değişim ve politik sınıf ilişkilerinin yani modern burjuva toplumunun incelenmesi, sermayenin üretimi ve yeniden üretimi yasalarının bir bilim olarak ele alınması, açığa çıkarılması, bu üretim ilişkilerinin doğurduğu sınıfların birbirleri karşısındaki konumları, karşılıklı ilişkileri, bu ilişkilerin tarihsel gelişmelerinin kaçınılmaz sonuçlarının incelenmesi ve ortaya konulmasının teorik ve pratik ifadesidir. Marksizm işçi sınıfının devrimci mücadelesinin, bilimsel sosyalizmin teori ve pratiğidir. Marksist teorinin inceleme konuları genel olarak sınıflı toplumların ve asıl olarak kapitalist toplumun üretim yasalarının yol açtığı sınıf ilişkilerinin tarihsel gelişmesinin ortaya konmasıdır. Marks ve Engels‘ in öğretisi modern toplum diye adlandırdıkları kapitalist toplumun doğuşu gelişmesi ve kendi karşıtı sınıfsız topluma dönüşmesinin teorik kuramıdır. Bu açıdan bakıldığında Marks, burjuva öncesi toplumsal


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 biçimlerin genel bir özetini, budoğuran modern sanayi sermagüne kadarki toplumların tarihinin yesi, burjuvaziyi egemen bir sınıf sınıf savaşımları tarihi olduğunun haline getiren kapitalist üretim kısa bir özetini yaptıktan sonra, ilişkileridir. Bu da kendisini motüm yaşamını verdiği kapitalist dern sanayi sermayesinde bulur. toplumun ekonomik felsefi ve siBurada sözü edilen modern sayasal gelişmesini, kendi karşıtınayi sermayesinden anlaşılan, na, sınıfsız topluma dönüşmesini değişmeyen sermayenin bir böbilim olarak ele alıp inceler. lümünü oluşturan makineler ve Marks ve Engels‘in kuramının aletlerin teknik gelişmesinin betemeli budur. lirli bir dönemdeki konumu değil Kapitalist toplumun, burjubu ilişkilerin niteliğidir. vazinin tarihinin, kısa bir özetini Marksizm‘in işçi sınıfının verdiği Komünist Manifesto da; bilimsel öğretisi olduğunu kabul Marks, Engels ile beraber burjuedenler arasında bilindiği varsava toplumunun kendi mezar kayılan, burjuvazi ve proleter sınıf zıcısı proleter sınıfı yarattığını tanımlamalarına bu şekilde bir gianlaşılır bir şekilde ifade eder. riş yapmak benim içinde oldukça Nasıl ki burjuvazi insanlık tarihican sıkıcı bir durum olduğunu nin tüm evrelerinde mevcut dekabul etmem gerekir. Can sıkıcı, ğildiyse onu doğuran özel koşulçünkü söz konusu olan Marks‘ın, ları, ticaretin gelişmesi, manifakEngels‘in tarihsel koşullar içinde türün doğuşu ve en sonunda günübirlik politik mücadelenin aymodern sanayinin –fabrika sisrıntılarına ilişkin yorumlar değil, temi- burjuvaziyi doğurduğunu bu terimin, kuramın ana temelleegemen bir sınıf, kapitalizmi de rine proleter ve burjuvazi tanımegemen bir toplumsal biçim olalamalarına ilişkin olmasındandır. rak doğurduğunu yazar. Proleter Proleter Dergisi‘nin bundan önsınıf da aynı şekilde insanlık tariceki sayısında Proleter Nedir? hinin tüm evrelerinde var olan bir Sorusuna, memurlar proleter mi? sınıf değildir. Proletaryayı doğuSorusuna yanıt vermeye çalışran yoksulluk ve sefalet, mülktım. süzlük, emek gücünün satılması Burjuvazinin sürükleyip değildir. Proletaryayı doğuran götürdüğü siyasal sınıf mücadesermayedir. Ne var ki sözü edilen lesi içinde onca gürültünün, günsermaye ticaret ve tefeci sermacel tartışmaların tozu dumanı yesi değildir. Kapitalist toplumu içinde, basit bir ayrıntı, gereksiz 37


www.proleter.org

bir zorlama gibi görünen bir tartışmayı, proletarya nedir? Sorusunu öne çıkarmak dışarıdan bakıldığında her yöne koşturan, durmadan efor sarf edip ―hiç bir şey‖ yaratamayan, birlik çağrıları arasında sıkışıp kalmış burjuvazinin politikalarının peşinde sürüklenip giden sosyalistlerimizin küçümsemelerini doğrusu anlıyorum. Onların durmadan koşturup hiçbir yol alamamaları anlaşılamayacak bir olgu değil. Bilimsel sosyalizmin teorilerinin önderlik ettiği tarih deki ilk sosyalist devrim, 1917 Ekim devriminin gerçekleştiği Sovyetler Birliği‘nde doğan modern revizyonizm, dünya işçi sınıfı hareketi içinde bilimsel sosyalizmin öğretilerine ağır bir darbe indirdi. Anti-Marksist Avrupa Komünizmiyle birleşen modern revizyonizm, işçi sınıfının kazanımlarını, burjuvazinin arka tekerleğine bağladı. Emperyalist burjuvazi, modern revizyonizmin ihanetini sonuna kadar kullandı. Uluslar arası komünist hareket modern revizyonistlerin teorisi eski, kendisi yeni burjuva akımının tasfiyesini alt edemedi. Sosyalist hareketin tarihinde iki enternasyonal oportünizmiyle kıyaslandığında etki ve gücü bakımından kat kat yıkıcı olan bu akımın teslimiyetçi, uzlaşmacı ihanet çizgisini günümüze kadar 38

aşamadı. Bilimsel sosyalizmin Marks, Engels, Lenin‘in öğretilerinin işçi sınıfı için devrimci bir teoriye, burjuvazi için bir kabusa dönüşmesinin tek bir yolu, bu akımın işçi sınıfı içindeki etkilerinin bertaraf edilmesi, sökülüp atılması, Marksizm‘in devrimci öğretilerinin komünistler tarafından yeniden ele alınıp incelenmesi, işçi sınıfı için devrimci öğreti haline gelmesi ile mümkün olacaktır. Bunun dışındaki her türden teori, ancak, işçi sınıfını burjuvazinin arka tekerleğine bağlar. Küçük, dar sosyalist çevrelerde yapılan tartışmalarda bizler için genellikle Ortodoks Marksist tanımı yapılıyor. Bu tanımlamadan dolayı gocunduğumuz söylenemez. Marksizm‘in günümüz koşullarına uyarlanması konusunda hiç kimseye itirazımız yok. Ne var ki Marksizm‘in günümüz koşullarına uyarlanması demek, Marksizm‘in öğretilerinin yüz yıl önceki hasımlarına karşı verdiği, henüz daha ilk gençlik dönemlerindeki oportünistlerle yaptığı teorik çarpışmalara geri dönmek, eski oportünist sapmaları yeni bir olgu gibi ileri sürmek olmadığını bir kez daha belirtmek gerekir. Marksizm‘ in günümüz koşullarına uyarlanması adı altında burjuva öğretileriyle har-


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 manlanarak melez bir teori oluşlerine karşı, emperyalizme karşı, turmak değildir. işçi sınıfının devrimci, yapıcı, Dünya kapitalizmi kendi sosyalist mücadelesini örgütletarihinin en büyük bunalımından mekle görevlidir. Bu da ancak geçiyor. Bu günkü bunalımla kıMarksist öğretinin yol göstericiliyaslandığında burjuva iktisatçıları ğiyle mümkündür. Burjuvalaştı1929 büyük bunalımının çocuk rılmış bir Marksizm, melez bir teoyuncağı olduğunu ileri sürüyorori, işçi sınıfının bilimsel bir teorilar. Burjuvazi dünyadaki ilk sossi olmaktan çıkar burjuvazinin yalist devrimin restorasyonuyla, yedek lastiği haline gelir. Markburjuva kapitalist dünyayla büsizm‘ in en temel öğretilerinin yetünleşmesiyle kazandığı siyasal, niden ele alınıp incelenmesi bu iktisadi ve moral zaferinin sonuöğretinin işçi sınıfının emrine, na geldi. Burjuva toplumu, gelişunun için bir silaha dönüştürültirdiği üretim ilişkileri ve siyasal mesi komünistlerin en temel göyapısıyla milyonlarca insan için revidir. Sağa sola deli dana gibi sefalet, güvensizlik, gelecek kaykoşuşturmak, en temel konularda gısı, işsizlik, baskı, şiddet ve yeni aynı dili konuşmadan, dil birliği bölüşüm savaşlarıyla umut olsağlanmadan, sadece sözüm maktan çıktı. Bir engel haline ona günümüzün acil sorunlarına geldi. Sosyalizm karşısında kaburjuva demokrasisi içindeki güzandığı geçici zaferler onun için nübirlik mücadele biçimleri için, artık bir ilerleme olmaktan çokdurmadan birlik çağrılarıyla, kutandır çıktı. İşçi sınıfının bu dulaklarda tatlı nağmeler bırakmak, rumu kendi lehine çevirebilmek eski köy düğünlerinde bıçkın için tek eksiğinin örgütlü bir gücü sarhoşların, kulaklarına zurna ve yol gösterici teorisi olduğunu çaldırmasına benzer. İşçi sınıfıkavramakta gecikmeyecektir. nın sosyalist mücadelesinde bizGünümüz koşulları komünistlere leri bir adım ileri götürmez. Göbu gerçeği gösteriyor. Komünisttürmediği herkes tarafından görüler burjuva üretim ilişkilerinin, silüyor da. Sorun aynı şeyleri tekyasetinin bunalımından dolayı rar tekrar denmekle zaman kayoturup ağlayacak değiller. Bunabına, enerji israfına ve burjuvazi lım elbette ki yıkıcı etkilerini gösiçin kabul edilebilir bir mücadeleterecektir, bunda anormal olan ye tabi kılar. bir şey yoktur. Komünistler tüm Burada tartıştığımız konu dünyada burjuvazinin yıkıcı etkiaçısından sorunu ele alırsak, 39


www.proleter.org

proletarya nedir? sorusuna bizim bakış açımız her şeyden önce, sadece bugün yayınlanıp yayınlanmadığı konusunda bile, bilgiye sahip olmadığımız Devrimin Sesi adlı kısa ömürlü bir yayında yazılan bir yoruma yanıt vermek olmadığını açıklıkla söyleyebiliriz. Sorun Marksist öğretinin, bilimsel sosyalizmin abc si sayılabilecek bir konuda Karl Marks‘ın F. Engels‘in kuramının burjuva Marksizm‘ i tarafından nasıl yorumlandığı, bulanıklaştırıldığını kökleri sınıf uzlaşmacılığına uzanan – bunun bilerek yada bilmeyerek yapılmasının hiçbir önemi olmadığının- önemli olanın hangi sınıfa hizmet ettiğinin anlaşılmasıdır. II. Enternasyonalin kötü şöhretli eski Marksist‘i dönek Kautsky, ―Proletarya Diktatörlüğü‖ adlı kitabında Sovyet devrimini sinsice eleştirirken, diğer bir çok şeyin yanı sıra Sovyet anayasasını eleştirirken, emekçileri kurucu meclisin dışında bırakmakla, proleter tanımını sınırlandırmakla suçlar. Kurnazca Marks ve Engels‘in adını ağzına almadan proletaryanın tanımı nerede yapılmıştır diye sorar. Oysa Lenin‘in ―Proletarya Diktatörlüğü ve Dönek Kautsky‖ adlı kitabında belirttiği gibi Kautsky, Marks ve Engels‘ i ezbere bilir; hatta üretken emekçinin, proleterin tanımının 40

yapıldığı artı-değer teorileri adlı Marks‘ ın sağlığında yazdığı ama baskısını göremediği eserini baskıya hazırlayan da Kautsky‘ dir. Proleteri, ‗sınırlandıran‘ Lenin‘in önderliğini ettiği Rus komünistleri değil, Marks ve Engels‘ tir. Bay Kautsky, Marks ve Engels ile dövüşmeyi göze alamaz. Marks ve Engels, proleteri emek gücünü satan, başka satacak hiçbir mülkiyete sahip olmayan emekçi olarak tanımladıktan sonra, emekçinin emeğini üretken emek ve üretken olmayan emek olarak ikiye ayırır. Proleteri sermayeyi üreten üretken emekçi olarak tanımlar. Üretken olmayan emekten kastedilen hiçbir şey üretmeyen emek olmadığını bizim burjuva Marksistlerimiz anlamak istemezler, kafaları karışır. Nasıl ki sermayenin hareketi kapitalistin kişisel özelliklerinin bir sonucu değil bu üretim ilişkilerinin bir sonucuysa yani sermayeyi büyüten kapitalistin kişisel yetenekleri değilse, iş gücünün satıcısı olarak proleterin de proleter olduğu emek gücünden başka satacak hiçbir mülkiyeti olmayan emekçi olduğu için, emeğini sattığı için emeği artıdeğer yaratmaz . Emekçinin emeği üretken olarak işlev gördüğü sürece artı-değer yaratır.


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 Kapitalist salt para sahibi olduğu tarırken okura haksızlık etmek isiçin kapitalist olmaz. Nitekim tetemiyoruz. Okuyucunun en azınfecide para sahibidir. Her şeyden dan Marks‘ın kapitalleriyle bir taönce kapitalistin para sahibi olanışıklığı olduğunu kabul ederek rak parasını sermaye olarak yayazıyoruz. Bir süreliğine sermatırmasına bağlıdır. Bu da paranın yenin üretildiği alandan uzaklaşasatın alma işlevi dışında başka lım, para sahibi elindeki parasıyla olguları varsayar. P-M ilişkisi bir meta satın almış olsun yani Pkendi başına para sahibinin meta M olduğunda para satın alma sahibiyle ilişkisini, paranın satın aracı olarak başkalaşmış para alma işlevini gösterir. P-M ilişkisi sahibimiz kendisi için yararlı olan bir satın alma ve satış ilişkisidir. bir kullanım değerine sahip olParanın sermaye olarak işlev gömuştur. Şimdi artık o satın aldığı rebilmesi P-M ilişkisinin devamını metanın sahibidir. Bunu tükettiği yatırılan paranın geri dönüşünü andan itibaren metada parası gisalt geri dönüşünü değil aynı bi onunla bir daha geri dönmezamanda bir fazlalık olarak geri mek üzere vedalaşmıştır. Para dönüşünü gerektirir, P-M-P‘ olşimdi meta satıcısının elindedir. masını gerektirir. Para sahibini Ve meta satıcısının bu parayı ne kapitalist haline getiren ilişkinin şekilde kullanacağı bizim para sırrı burada saklıdır. Metayı busahibimiz için hiçbir şey ifade rada biz özel türden bir meta olaetmez. Bu meta satıcısının, satrak emekçinin kapitaliste sattığı tığı meta para sahibinin, midesiözel türden bir meta olarak görüne giren bir armut olabileceği gibi rüz, bu özel türden meta belirli şehvetini söndürdüğü bir fahişeilişkiler kapitalist üretim ilişkileri nin belirli bir zaman dilimi için kiiçinde kapitaliste başlangıçta saraladığı, satın aldığı bedensel tın aldığı metalardan daha büyük gücü, emeği de olabilir. Fahişe, bir meta yaratan canlı emektir. para sahibinin karşısına bir emek Emekçinin emek sürecinde yaratgücü satıcısı olarak bedensel tığı yeni metanın paraya dönüşenerjisini, eylemini belli bir süre mesiyle başlangıçtaki paradan için satmış olabilir. Bu alım ve daha büyük bir para yani artı pasatım ilişkisi para sahibinin, para olarak süreci tamamlamasıyla ranın geri dönüşünü gerçekleşsermayenin üretimi gerçekleşir. tirmek için satın aldığı canlı emek Okur bizi mazur görsün bu ilişkigücünden ayrı, sermayenin üreler ağını biz en kaba biçimiyle aktilmesinden bağımsız bir hizmet 41


www.proleter.org

alım ve satımıdır. Dolayısıyla kapitalist bir ilişki değil bir hizmet satın alımıdır. Emek gücü satıcısı olarak para sahibinin karşısına çıkan fahişenin emeği, şehvetini söndüren için yararlı bir emek, faydalı bir emek olması bu türden bir emeğin sermayenin üretilmesi açısından yararsız, gereksiz bir emek olduğu gerçeğini değiştirmez. Burada bazı aklı evvel zatların iyi ama bu emeği satın alan kapitalist psikolojik olarak rahatladığı için yaşama daha diri ve canlı bakacaktır, bunun sonucu olarak sermayenin üretildiği diğer alanda daha başarılı olacaktır. Buda sermayenin üretilmesine ve yeniden üretilmesine dolaylı olarak hizmet etmiş olmuyor mu? Böyle düşünürsek fahişede bir proleterdir. Emek gücünü sermayeye satan emekçi gibi kapitalist üretime artı-değer üretilmesine katkıda bulunmuş olmuyor mu diye soracaktır. Havada ki oksijenin, mandalinada ki c vitamininin sermayenin üretimine PM….R…M‘-P‘ sürecine katkısı ne kadarsa kapitalistin şehvetini söndüren fahişemizin emeğinin sermayenin üretilmesine katkısı o kadardır. Örneğimizi değiştirelim herkesin küçümsediği ve aşağıladığı fahişenin emeğinden toplumun yücelttiği kutsadığı saydığı öğretmenin, kutsal mes42

leğine geçelim. Bakalım orada işler nasıl oluyor? Yukarıda bizim para sahibi olarak meta alıcısı kapitalistimiz parasının belli bir miktarını üretken olmayan bir biçimde kendi kişisel zevki için herhangi bir meta alıcısı olarak şehvet satın almıştı. Burada oldukça ahlaklı iyi bir aile reisi saygın bir iş adamı olarak kapitalistimiz kendisi yada çocukları için beynini geliştirmek için bilgi satın aldığını düşünelim, bunun için kendisine ve çocuklarına öğretmenin belirli süreler eğitim vermesi için emeğini satın aldığının düşünelim. Yani kapitalist parasıyla (P) öğretmenin emek gücünü (M) yi satın aldığını ve belli sürelerde bunu tekrarladığını varsayalım. Öğretmen burada iş gücünün satıcısı, meta sahibi olarak para sahibinin karşısına çıkar. Para sahibimizde salt kapitalist olduğu için değil meta alıcısı olarak yer alır. Bu alım ve satım ilişkisi sonucu aynı fahişenin emeğinin sermaye yaratmadığı gibi öğretmenin emeği de sermaye yaratmaz. Üretim ilişkileri açısından bu iki emeğinde farklı emek türleri olması hiçbir şeyi değiştirmez. Fahişe ve öğretmenin emek harcamadıkları için değil, emekleri üretken emek olarak satın alınmadığı ve üretken emek olarak tüketilmedikleri için üret-


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 ken emekçi olamazlar. Proleteri bir üretken emekçidir. Çünkü tanımlayan ise emekleri sermaürünü daha başından itibaren, yeyle doğrudan değişilen emek sermayeye karışmıştır. Şarkısını olduğu, bu amaçla satın alındığı, kendi hesabına satan bir şarkıcı emek, sermaye olarak üretim koüretken olmayan bir emekçidir. şullarıyla değişilmiş ve dolayısıyAma bir girişimci tarafından kenla bu üretim koşullarıyla emek disine para kazandırması için tukarşı karşıya geldiği için emek tulan şarkıcıya üretken emekçi gücü satıcısı, üretken emekçi, denir; çünkü sermaye üretir. ( 1) proleter haline gelir. Herhangi bir metaı yı örBiz bir süreliğine yine araneğin pantolonu hazır mı aldığım dan çıkalım. Sözü ustamız Karl yada kumaşı alıp eve terzi çağıMarks‘a bırakalım. rarak ve onun hizmetini (terzilik Emeğin üretken emek olaemeğini) ödeyerek mi diktirdiğim rak tanımlanmasını, onun belirli benim açımdan hiç fark etmez. bir iç ereğiyle (kullanım değeri İkinci yolu seçmek yerine pantoyaratan özel türden emek olmalonu bir tüccar terziden satın alısıyla nb.) özgül yararıyla ya da rım, çünkü pantolonu kapitalist kendisini ifade ettiği belirli kullaterzi ürettiği zaman, daha az nım değeriyle kesin olarak hiçbir emeğe mal olur. Ve gündelikçi ilgisi yoktur. terziye göre daha ucuzdur. PanAynı türden emek üretken tolonu satın aldığım parayı her iki emek de olabilir, üretken olmadurumda da sermayeye değil, yan emek de olabilir. Örneğin 5 pantolona dönüştürmüş olurum, pound karşılığında Paraldise her iki durumda da para yalnızca Lost ‗u yazan Milton üretken olbir dolaşım aracı işlevini görmüşmayan bir emekçidir. Buna karşıtür. Bu nedenle para gerçi bir dulık yayıncısı için sınai emek harrumda bir meta karşılığı değişilicayan yazar üretken emekçidir. yor; ikinci durumda ise emek saMilton, Paradise Lost‘u bir ipek tın alıyorsa da burada sermaye böceği, ipeği hangi amaçla üreolarak işlev görmez. Yalnızca bir tirse o amaçla üretmiştir. Bu dolaşım aracı işlevi görür. onun doğasının bir etkinliğiydi. Burada emek yalnızca kulDaha sonra ürününü 5 pounda lanım değeri olarak kumaşı pansattı. Ama Lepzik‘in yayıncısının tolona dönüştürecek bir hizmet yönlendiriciliği altında kitap üstüolarak, belirli bir yararlı niteliği ne kitap üreten yazım proleteri 43


www.proleter.org

işime yarayan bir hizmet olarak ilgilendirmektedir. Emeğin bir sermaye üretmeden gerçekleştiği yerde , yani üretken olmadığı yerde, paranın emekle doğrudan değişiminde – paranın emek gücü satın almasında ve karşı yönde emek gücünün satışında P-M nb.- emek hizmet olarak satın alınır. (2) Ve dolayısıyla bu ilişki kapitalist bir ilişki sermayenin üretiminin ilişkisi değildir. Emeğin para karşılığı basit değişimi, emeği üretken emeğe dönüştürmez. Belirli bir etkinlik yada emek biçimlerinin sonucu olan belirli hizmetler, kullanım değerleri metalarda cisimleşir; bunun tersine, bir kısmı ise, geride, o hizmeti görenlerin kişi olarak var oluşlarından ayrı, elle tutulur bir sonuç bırakmazlar. Başka değişle, bu hizmetlerin sonucu satılımlık bir meta değildir. Örneğin bir şarkıcının hizmeti, benim estetik gereksinmemi giderir, ama hazzını tattığım şey şarkıcıdan ayrılmayan bir etkinlik içinde var olur. Ve emeği şarkı söylemesi sona erdiği anda benim haz almam da sona erer. Etkinliğin kendisi, kulaklarımdaki titreşimler bana haz verir. Metalar gibi satın aldığım bu hizmetler gerekli olabilir. Yada yalnızca gerekliymiş 44

gibi görünebilir. – Örneğin bir askerin yada doktor veya avukatın hizmeti, yada bana haz veren hizmetler olabilir. Ama bu onların ekonomik karakteri bakımından hiçbir fark yaratmaz. Eğer sağlıklıysam ve doktora gerek duymuyorsam yada bir hukuk davasına karışmayacak kadar şanslıysam vebadan nasıl sakınırsam tıp yada hukuk hizmetleri için ödeme yapmaktan da öyle sakınırım. Hizmetler bana zorla da kabul ettirilebilir. – resmi görevlilerin hizmetleri vb.Zihin melekelerimi geliştirmek için değil, ama para kazanabileceğim bir beceri kazanmak için bir öğretmenin hizmetini satın alırsam – yada başkaları bu öğretmeni benim için satın alırsa(devlet benim çocuklarımın okula gitmesini benden zor yoluyla isterse göndermeme durumunda beni cezalandırıyorsa, eğitim amacıyla okullar açıyor, öğretmen yetiştiriyor ve bunların ücretlerini ödüyorsa bunu hangi amaçla yaptığı beni ilgilendirmediği gibi konumuz açısından şimdilik önemli de değil. Nb.) ve gerçekten bir şeyler öğrenirsem ( ki bu kendi başına, bu hizmet için yapılan ödemeden tamamen ayrı bir şeydir. Marks ) o zaman bu eğitimin maliyeti, benim geçimimin giderleri gibi, benim emek


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 gücünü üretmemin gerektirdiği va devleti, kapitalist sınıf bu mamaliyetin içinde yer alır. Ama bu liyetleri her fırsatta emekçinin üchizmetin belli yararı, ekonomik retlerinden, emekçinin harcamailişkide hiç bir şeyi değiştirmez; larından alma eğilimindedir. Sübu ilişki benim parayı sermayeye rekli olarak kapitalist toplumun dönüştürdüğüm bir ilişki değildir. zorunlu giderlerini, aynı işsizlerin Yada bu hizmeti veren kişinin, yükünü orta sınıfın sırtına yükleöğretmenin, beni kendi kapitalisdiği gibi, bunları da orta sınıfların tine, patronuna dönüştürdüğü bir ve işçi sınıfının sırtına yükleme ilişki değildir. Sonuç da (hizmet – eğilimindedir. Devlet giderlerinin ç-) bu ilişkinin ekonomik karakteazaltılması, kamu harcamalarının rini değiştirmez. Doktor beni iyikısılması olarak adlandırılan bu leştirse de iyileştirmese de, öğdurumun devlet konusunda kafaretmen beni yetiştirmekte başarılı sı karışık kamu hizmetlerini kutolsa da, avukat davayı kazansa sayan, burjuva demokratları bu da kazanmasa da böyledir. ( bu durumu anlamakta güçlük çeker. hizmetleri benim kendi cebimden Tüm kamu harcamalarının bedaparasını ödeyerek satın almış va olması yönünde çığırtkanlığını olmam yada başkalarının örneğin sürdürür. Burjuvazinin hizmetkardevletin benim için şu yada bu ları, memurlar günlük yaşamda amaçla bu hizmetleri satın almadoğal olarak kendisini proleter iş sı durumu değiştirmez. Nb.) Yaverenini de patron olarak kapitapılan ödeme o hizmetin icrası list olarak görmez. Nasıl ki keniçindir. Sonuç bizzat doğası hizdisi yada başkası için kumaş alıp meti verenlerce garanti edilemez. pantolon dikmesi için ücret ödeHizmetlerin büyük bölümü ( kapidiği terzinin kendisine para ödetalist toplumun nb.) tüketiminin yeni kendi kapitalisti olarak görmaliyetlerine girer.(4) müyorsa ve gerçekte öyleyse, biBurjuva demokratlarının, zim memurumuz kamunun hizburjuva sosyalistlerinin eğitim, metçisi de burjuva devletinin sağlık vb. gibi devlet hizmetlerikendisini burjuva devletinin bir nin bedava olmasını istemeleriparçası olarak görür. Burjuva nin altında yatan bu gerçektir. toplumunun memurları, hizmet Burjuva sosyalistleri burjuva topsatıcıları olarak, devletin sahiplelumunun tüketim giderlerinin, kari, kamunun yürütücüleri, sınıflar pitalistlerin gelirlerinden, vergiüstü bir kurumun temsilcileri olalerden alınmasını isterken, burjurak görür. Ve kendi adına kutsal 45


www.proleter.org

kamuyu bir tarafa bırakarak ikiyüzlü bir tutumla çeşitli kurnazlıklar hile ve yolsuzluklarla halkı soymaya mümkün olduğunca kendi kişisel cüzdanlarını şişirmeye bakarlar. En sıradan devlet memuru bile kendini burjuva devletinin, muazzam örgütsel gücünün bir temsilcisi sayarak karşısındaki halka tepeden, küçümseyen bir gözle bakar. Onun kişisel başarısı kamu hizmetlerinin temsilcisi olarak, halkı rüşvet yoluyla soymasıyla beraber büyür. Bunu beceremediğinde sızlanır, dürüstlükten başkaları gibi çalıp çırpmadığından dem vurur. Aydın tanımlamasını, çoğunluğu ücretli emek güçlerini satanlar, serbest meslek sahipleri ve kafa işçileri olarak tanımlayan Lenin, bu sınıfla, proletarya arasındaki ilişkiyi şöyle gösterir: ―Bu gün bizi yakından ilgilendiren sorun… aydın tabakasıyla proletarya arasında ki uzlaşmaz karşıtlıktır. Bu karşıtlığı itiraf ettiğim için arkadaşlarımın çoğu öfkelenecektir. Ama bu uzlaşmaz karşıtlık gerçekten vardır. Ve başka konularda olduğu gibi gerçeği yadsıyarak yenmeye çalışmak çok yersiz bir taktik olur. Bu uzlaşmaz karşıtlık toplumsaldır, kişilere değil sınıflara ilişkindir. Birey olarak aydın, kapitalist birey gibi kendisini sınıf savaşımında 46

proletarya ile özdeşleştirebilir. Böyle yaptığı zaman o kişi karakterini de değiştirebilir. Ben aydın sözcüğünü burjuva toplumunun tarafını tutan sıradan aydını ifade etmek için kullanacağım. Bu sınıf proletarya ile belli bir uzlaşmaz karşıtlık içerisindedir. Ancak bu uzlaşmaz karşıtlık emek ve sermaye arasındaki uzlaşmaz karşıtlıktan farklıdır. Aydın kapitalist değildir. Gerçi onun yaşam düzeyi burjuvacadır. Ve eğer bir yoksul haline gelmek istemiyorsa o düzeyi sürdürmelidir, ama aynı zamanda kendi emeğinin ürününü ve çoğu zaman emek gücünü satmak zorundadır. Ve kendiside çoğu zaman kapitalist tarafından sömürülür ve aşağılanır. Görüldüğü gibi aydınla proleter arasında herhangi bir iktisadi karşıtlık yoktur. Ama aydının yaşam durumu ve çalışma koşulları proleterce değildir. Duygularda ve düşüncede belli bir karşıtlığa yol açan da budur.‖ (5) Proletaryayı doğuran burjuva üretim ilişkileridir. Proletarya, burjuva kapitalist üretim ilişkileri öncesine ait bir sınıf değildir. Oysa burjuva devletinin kamu hizmetlerini yürüten memurlar feodal devletin, kamu hizmetlerini yürüten bir sınıf olarak, burjuva


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 üretim ilişkilerinden önce vardıBizim burada memurlar lar. Burjuvazi feodal krallıkları alt proleter mi değimi sorununu, proedip kendi siyasal iktidarını kurletaryanın üretimde ki yerini ele duğunda kendi kamu hizmetlerialırken amacımız, proletaryanın nin yürütücüleri, memurları oluşsayısını çoğaltmak yada azaltturdu. Devleti yaratan burjuvazi mak gibi bir derdimizin olmadığı değildir. Onun yarattığı sınıf proaçıktır. Bir Marksist in böyle bir letaryadır. Sermayenin üretim ve görevi de yoktur. Marksistler için yeniden üretim ilişkileridir. Her sorun kapitalist toplumu ele alıp şeyden önce proleterin emek güincelemek, bunun ekonomik yacünden başka satacak, üretim salarını açığa çıkarmak, bu ekoaraçlarına sahip olmayan emeknomik ilişkilerin içinde şekillenen çi, işçi olması kapitalistinde para sınıf hareketlerini karşıtlıkları sahibi, üretim araçlarının sahibi içinde mücadelelerini incelemek, olarak başlangıçta karşı karşıya proletaryaya yol göstermektir. gelmeleridir. Sermayenin üretilKautsky‘ nin genişletmeye çalışmesi için gerekli olan kaldıraçtır, tığı ve Sovyet komünistlerini dabu, kapitalizmin ayırt edici özelraltmakla, sınırlandırmakla suçliklerinin en başta gelenidir. Ne ladığı proletaryanın sınıf kimliğivar ki bu her iki olgu tek tek ele ni, üretim ilişkileri içinde ortaya alındığında yani bu üretim ilişkisi koymaktır. Mark ve Engels de bir kenara itilerek ondan bağımaçıkça ortaya konan proletarya, sız olarak ele alındığında kapitaüretken emekçi, sermayenin ürelist üretimin anlaşılması, onun tilmesinde doğrudan yer alan içinde yer alan sınıfların anlaşılüretken işçidir. Burada ki üretması zordur. kenlik, herhangi bir şekilde fayKapitalist üretimi, sermadalı emek harcayan, bu ilişkiler yenin üretimi, işçi sınıfının üreiçinde emek gücünü satarak mı tim sürecinde yarattığı artı değeyoksa kendi emeğinin ürününü ri, sermayeyi proleterin el konumeta olarak pazara çıkarıp delan karşılığı ödenmemiş emeği ğiştiren ―bağımsız‖ emekçi mi ololduğu gerçeğini sermayenin duğunun önemi yoktur. Proleterideologları burjuvazinin dalkavukde söz konusu olan üretken ları sürekli karartmaya, gözden emekçi, doğrudan emek gücünü kaçırmaya anlaşılmaz bir olgu kapitaliste satmak zorunda kalan, gibi göstermeye çalışırlar. üretim süreci içerisinde, kapitalistin para sermaye olarak yatırdığı 47


www.proleter.org

parasını çoğaltan kapitaliste başlangıçta yatırdığı değerden daha büyük bir değer yaratan bunu yaparken kendi iş gücüyle birlikte kapitalistin başlangıçta yatırdığı sermayesinin tüm parçalarını bu üretim ilişkileri içinde parça parça yada tümüyle birlikte yeniden yaratan ve bundan ayrı olarak bir artı-değer yaratan üretken emekçidir. Sermayeyi oluşturan kapitalist ilişkiler bunlardır. Modern proletaryayı da yaratan üretim ilişkileri de budur. Kapitalist, ―üretim süreci yalnızca bir meta üretimi süreci değil, ama artı değer üretimi sürecidir.‖ (6) ―Paranın üretken olmayan emekle değişiminde, para ve emek, birbirleriyle yalnızca meta olarak değişime girer. Bu değişim sermaye oluşturmak yerine gelirin harcanmasıdır.‖ (7) Sanayi sermayesi, ―artı değerin yada artı ürünün yalnızca ele geçirildiği değil aynı zamanda yaratılması sermayenin biricik işlevi olan, sermayenin varlık biçimidir. Bu nedenle onda, üretimin kapitalist niteliği bir zorunluluktur. Varlığı kapitalistler ile ücretli emekçiler arasındaki uzlaşmaz sınıf karşıtlığını gösterir. Toplumsal üretimin denetimini ele geçirdiği ölçüde, emek sürecinin teknik ve toplumsal örgüt48

lenmesi kökten değişir. Ve bunlarla birlikte toplumun ekonomik tarihsel tipide değişikliğe uğrar. Toplumsal üretim koşulları arasında sanayi sermayesinden önce görülen ve geçmişe karışan ve can çekişmekte olan diğer sermaye türleri, yalnızca ona tabi olmakla işleyiş biçimleri ona uyacak şekilde değişmekle kalmayıp ancak ona dayanarak hareket ermekte ve bu temelde birlikte yaşayıp birlikte ölmekte ayakta durmakta yada çökmektedir. Belli iş kollarında para sermaye ile meta sermaye sanayi sermayesiyle işlevlerini yan yana yaptıkları sürece dolaşım alanında sanayi sermayesinin bazen büründüğü, bazen sıyrıldığı farklı işlevsel şekillerin varlık biçimlerinden başka bir şey değildir, toplumsal iş bölümü nedeniyle bu biçimler bağımsız bir varlık kazanmışlar ve tek yanlı olarak gelişmişlerdir.‖ ( 8) ―Büyük sanayinin olağanüstü üretkenliği, diğer bütün üretim alanlarında emek gücünün daha geniş ve yoğun bir şekilde sömürülmesiyle el ele vererek, işçi sınıfının büyük bir kesiminin üretken olmayan bir biçimde çalıştırılmasına ve böylece eskiden ev işlerini yapan kölelerin, şimdide erkek ve kasın hizmetçi, uşak ve benzeri gibi adlar


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 altında bir hizmetkârlar sınıfı olagücünün değerini) değil, ayrıca rak tekrar ortaya çıkmasına izin ona ek olarak kapitalist için bir vermiş olur. (9) artı değer üreten ücretli emektir. Bu yazının birinci bölüMeta yada para, ancak bu yolla münde de aktardığımız gibi sermayeye dönüştürülür, meta Marks; devlet memurlarını, rahipsermaye olarak üretilir. Yalnızca leri, hukukçuları, askerleri, başsermaye üreten ücretli emek kalarının emeğini rant, faiz vb. üretkendir. (11) Proleterin sınıf şekillerde sömürerek çalışmadan tanımı budur. geçinenler, dilenciler, serseriler Sermayenin varlığı ücretli ve suçlı-uları proletaryadan ayıemek üzerine kurulmuştur. Yalrır. nızca sermaye üreten emek Adam Smith‘in gözlemine üretkendir. Bir sınıf olarak prolegöre, vergilerden sağlanan devlet terin tanımlanması bu açıdan yegelirleriyle yaşayanların (memurrine oturur. ların n.b) tüm kişisel gelirleri de Marks, Adam Smith‘in yeni ya ücretlerden ödenmektedir, ücyetme, sonradan görme, yabanıl retlerden yapılan bir kesintidir; burjuvazinin temsilcisi olmasına yada kaynağı artı değerin farklı karşılık, kendilerinin yalnızca biçimlerinden başka bir şey ol―eğitilmiş kapitalistin temsilcisi mayan kar ve toprak rantıdır, bu olduğunu söylediği, ahbap çayüzden bu çeşitli toplumsal katvuşlar adını verdiği Nassau Semanların, karın ve toprak rantının nior‘un burjuvazi için yararlı olan tüketiminde payları olduğu iddiatüm işlevleri üretken emek olarak sına olanak sağlar. tanımlamasıyla epey bir dalga Öyleyse paranın faizi, vergeçer. Bizim Devrimin Sesi yagilerin ve vergilerden sağlanan zarları dostlarımızın burjuva topdevlet gelirlerinin yanı sıra ücretlumu açısından ele alıp, emeklelerden alınıp alınmadıkları ölçüde rini burjuva üretimi açısından – yalnızca karlar ve toprak ranüretken emekçilerin, proleterlerin tından alınan paylardır.- (10) safına dahil ettiği devlet memurKapitalist üretim alanında larının üretken emekçi proleter üretken emek, değişen sermaye saymayanlara karşı kızgınlığının parçasına ( sermayenin ücrete benzerini, askeri, polisi, yargıçları harcanan parçasına) karşılık devb. nin üretken emekçi olmadığığişilen ve sermayenin yalnızca nı, bunların kısır sınıflar olduğubu parçasını (yada kendi emek nu söyleyen Adam Smith‘e ol49


www.proleter.org

dukça kızan Nassau Senior nasıl Adam Smith‘ e karşı öfkeyle, tüfeğin, dipçiğin, papazın, vergi tahsildarının emeğini üretken emek olarak açıklamaya giriştiyse Devrimin Sesi dostlarımızda kaba bir alayla memurların emeğinin üretkenliğini Marks‘a dayandırarak açıklamaya giriştiler. Memurlar proleterdir. Devrimin Sesi. Burjuvazi için yararlı olan tüm işlevlerin üretken olduğunun ilan edilişi burjuvazi ve burjuva devletine dalkavukluk, ara başlığıyla Marks,şunları yazar: ―Kendi maddi üretiminin temeli giriştiği tüm öteki olduğu gibi insan kendisidir.bu nedenle insanı,üretimin öznesi etkileten bütün koşullar onun işlevini ve edimlerini ve dolaysıyla maddi zenginliğin,metanın yaratıcısı kimliğiyle işlevlerini az yada çok değiştirir.bu açıdan tüm insan ilişkilerinin ve işlevlerinin,her nasıl ve her ne türde ortaya çıkarlarsa çıksınlar, maddi üretimi etkiledikleri ve şöyle yada böyle bu üretim üzerinde belirleyici oldukları gösterilebilir.‖(12) ―Bazı ülkeler var ki onlarda kendilerini koruyacak askerler yoksa insanların toprakta çalışması olanaksızdır. Evet bu durumda Smith‘in sınırlamasına gö50

re kaldırılan ürün, sapanı kullanan insanla onun yanı başında elinde silah bekleyen insanın ortak emeğiyle üretilmişlerdir. Ona göre, (Senior Adam Smith‘i kast ediyor. Nb.) Yalnızca çiftçi bir üretken emekçidir ve askerin yaptığı iş üretken değildir. (Nassau Senior akt. Karl Marks) Bu dalkavuğa Marks şöyle yanıt verir. ―Birincisi bu doğru değil, Smith, askerin koruyucu gözetisinin, buğday tanesini değil ama savunmanın üretken olduğunu söylerdi. Eğer ülkede düzen yeniden kurulmuş olsaydı, emekçi fazladan bir de askerin geçimini sağlayacak üretimi yapmak zorunda kalmaksızın buğday eskisi gibi üretilecekti. Tıpkı kendileri maddi yada zihinsel hiçbir üretim yapmayan, hiç bir şey üretmeyen ama yalnızca sakat toplumsal ilişkiler nedeniyle yararlı ve gerekli olan, üretken olmayan emekçilerin büyük bir kesimi gibi, askerde üretken olmayan zorunlu giderler arasındadır. Varlıklarını toplumsal kötülüklere borçludurlar.‖ (13) Marks, alay ederek Senior‘a karşı Buçhanan‘ın şu sözlerini aktarır. ―Asker emeği, üretimin emrinde olduğu için, üretken emekçi sayılırsa, aynı kural


Proleter Ekim – Kasım - Aralık:2009 Sayı:62 gereği üretken emekçide, onun ve özel bir dokunulmazlık kazanyardımı olmaksızın hiçbir ordu dıran olağan üstü yasalarla sağsavaş alanına çıkamayacağı için lama bağlamak gerekir… en depekala askerin onur payeleri üzeğersiz polis memuru, Gentilice rinde hak iddia edebilir.‖ (14) toplumdaki bütün organların bir Kapitalist üretim ilişkileri arada sahip olduklarında çok konusunda kafası karışık, tutucu ―yetke sahibidir‖(15) burjuva Marksistleri özellikle dev―Engin askeri ve bület, kamu işleri söz konusu oldurokratik örgütü ile karmaşık ve ğunda sınıf kavramları bu baylayapay devlet makinesi, yarım rın kafalarında tamamen karmamilyon kişilik memur ordusu ve karışık hale gelir. Burjuvazinin sibeş yüz bin kişilik öbür ordusu ile yasal hizmetlerini yapan ücretli Fransız toplumunun bedenini bir ordusu memurları nereye koyazar gibi saran ve onun bütün göcaklarını bir türlü anlayamazlar. zeneklerini tıkayan, korkunç bir Oysa Marksist teoride bu sorun asalak gövde bu yürütme gücü, çok açık olmuştur. ―Bizzat silahlı mutlak krallık döneminde devrilgüç halinde örgütlenen halkla armesine yardım ettiği feodalitenin tık doğrudan doğruya aynı şey sona erişinde kuruldu. (16) olamayan bir kamu gücünün kuBurjuva devlet makinesiruluşu … bu kamu gücü her devnin en ayırt edici iki kurumu: Bülette vardır, yalnızca silahlı rokrasi ve sürekli ordudur. Marks adamlardan değil, ama maddi ve Engels bu kurumları burjuvabeklentilerinden de, her türlü ceziye bağlayan binlerce bağın söza kurumları ve hapishaneler, zünü ederler.(17) özel silahlı adam müfrezeleri. Sü―Komün, iki büyük masraf rekli ordu ve polis, devlet iktidarıkaynağını sürekli ordu ve menın başlıca güç aletleridir. Topmurculuğu ortadan kaldırarak bülumun üstünde yer alan özel bir tün burjuva devrimlerin belgesi kamu gücünü beslemek için verolan ucuz hükümeti gerçekleştirgiler ve devlet borçları gerekli hadi.‖ Marks le gelir. ―Bürokrasinin özü : Kamu gücünü ve vergileri …memurlar kapitalist çevre taraödetme hakkını kullanan memurfından bozulmuşlardır ve daha lar, toplumun organları olarak, todoğrusu bozulmaya eğilimlidirler. lumun üstünde yer alırlar… onlaVe bürokratlar durumuna yani rın yetkisini, onlara bir kutsallık ayrıcalıklı, yığınlardan kopmuş 51


www.proleter.org

ve onlar üzerinde yer alan kimseler durumuna dönüşme eğilimi gösterirler. Bürokratizmin özü işte buradadır. Kapitalistler mülksüzleştirilmedikçe … proletarya memurlarının bile belli ölçüde bürokratlaşmaları kaçınılmaz bir şeydir. Kautsky, şöyle der, mademki seçilmiş kamu görevlileri olacaktı öyleyse sosyalist rejimde de memurlar ve bir bürokrasi olacaktır. İşte yanlış olan da budur. Marks, Komün örneğiyle göstermiştir ki kamu görevlileri sosyalist rejimde seçimle iş başına gelmeleri bir yana, ayrıca her an görevden geri alınabildikleri, ayrıca maaşları ortalama bir işçi ücreti düzeyine indirildiği ve üstelik parlamenter kuruluşlar yerine hareketli aynı zamanda hem yürütmeci hem de yasamacı topluluklar geçtiği ölçüde bürokrat olmaktan, memur olmaktan çıkarlar.‖ (18) ―Sosyalizm iş gücünü kısaltarak yığınları yeni bir yaşama yükselterek, halkın büyük bir bölümünü istisnasız her kese ‗kamu görevleri yapmalarını sağlayan koşullara kavuşturacaktır.‖ (19) MAHİR Kasım – Aralık 2009 DİPNOTLAR 52

1Karl Marks Artı Değer Teorileri cilt 1 sayfa 375 2Adı Geçen Eser sayfa 378 3Adı Geçen Eser sayfa 378 4Adı Geçen Eser sayfa 379 5Lenin –Bir Adım Geri İki Adım İleri sayfa 156-158 6Artı Değer Teorileri sayfa 380 c.1 7Artı Değer Teorileri sayfa 381 c.1 8Marks, Kapital c.2 s.63-64 9Kapital c.1 s.458 10-Artı Değer Teorileri c.1 s.76 11- Adı geçen eser s.142 12- Adı geçen eser s.272 13- Artı Değer Teorileri s.272 c.1 14- Artı Değer Teorileri s.272 c.1 15- Lenin, Devlet ve İhtilal s.24 16-K.Marks Luis Bonapade 18.Broumai aktaran Lenin,Devlet ve İhtilal s.39 17-Lenin, Devlet ve İhtilal s.40 18- Lenin adı geçen eser s.129 19- Lenin, adı geçen eser s.130


Proleter

Ekim – Kasım - Aralık:2009

Sayı:62

53


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.