AdaletWeb050

Page 1

Haftal›k Dergi

AKP’N‹N 100 GÜNÜ:

Say›: 50 2 Mart 2003 F‹YAT (KDV Dahil) 750 000 EUROPE: 3 EURO

www.ekmekveadalet.com

Açl›k, zulüm ve Amerikan uflakl›¤›

Türkiye iflgal alt›nda! Vatanseverler

Ba¤›ms›zl›k bayra¤›n› yükseltelim!

Venezuella Büyükelçisi İle Röportaj:

GENÇL‹K B‹RL‹K KOORD‹NASYONU

Liselileri, Üniversitelileri 4 Mart’ta Boykota Ça¤›r›yor

“Siyasi savafl› kazand›k!

www.ekmekveadalet.com

info@ekmekveadalet.com

Tecrite Karfl› Ölüm Orucu Sürüyor Direniflte 865. Gün

Ülkemizin kad›nlar› açl›¤a, zulme, iflgale, ABD’ye karfl› 8 Mart’ta Alanlara


Foto¤raflarla

Onursuzlu¤a sessiz onay çürütür

Ülkemizin ABD karargah› haline getirilmesine, gelece¤imizin ihale edilmesine, onurumuzun ayaklar alt›na al›nmas›n› karfl›;

ÜLKE ÇAPINDA B‹R D‹REN‹fi HAREKET‹ YARATALIM

Tarih: Aral›k 1996

Yer: Çukurova Üniversitesi E¤itim Fakültesi

ABD Karfl›s›nda Sürüngen, Kürtlere Karfl› fiahin

Gazi, Sivas, Marafl; bu ülkenin flehirleri, bu ülkenin semtleridir... Bu ülkede akt› bu kan... Ve söylemek kahinlik de¤il; daha çok kan akacak bu ülkede. Daha çok kan akacak; çünkü emperyalizmin tahakkümü, faflizmin hükmü sürmektedir bu ülkede. Gazi Çukurova’ya çok uzak; Marafl’la Çukurova aras›nda yüzlerce kilometre var... Ama Çukurova Üniversitesi ö¤rencileri biliyor ki, nerede olursa olsun, akan kan bizim kan›m›z. O kan› dökenler yerinde durdu¤u sürece, faflizmin kanl› eli, baflka yerlere de uzan›r... Resimdeki pankartta yazandan baflka çözüm var m›?

Kuzey Irak iflgaline karfl› ç›kmayan savafla da karfl› ç›kamaz!

8 Mart’ta emekçi kad›nlar gününde meydanlarda 12 Mart’ta Gazi Mahallesi’nde olal›m!

INTERNET adresi: www.ekmekveadalet.com Ekmek ve Adalet Dergisi Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Ali Ercan Göko¤lu Adresi: ‹nebey Mahallesi ‹nk›lap Caddesi Oto Han 55/54 Aksaray Fatih ‹stanbul ‹rtibat Telefonu: 0212 347 69 66 Faks:0212 347 69 65 Hesap No: 0041310 -4 Y›lmaz Bas. Yay. Da¤. Org. Akbank Yusufpafla fiubesi/‹ST

Ofset Haz›rl›k: Y›lmaz Yay›nc›l›k Bask›: ASPAfi Pazarlama Fiyat›: 750 000 Avrupa: 3 Euro Almanya:3 Euro

Fransa:3 Euro ‹sviçre:3 Euro Hollanda:3 Euro

‹ngiltere: £ 2 Belçika: 3 Euro Avusturya: 3 Euro

E-MAIL adresi: info@ekmekveadalet.com

Ekmek ve

Bürolar›m›z Akcadag Verlag- Odenwaldstr. 72 51105 Köln Tel: 0049 221 6906692 0049 221 6906693 Faks:0049 221 6906694 E-mail adresi: ekmekveadalet@t-online.de Adana- ‹nönü Cad. 7. Sokak K›z›lay ‹fl Han› arkas› Özkan Apt. No:10/2 Telfaks: 0 322 351 97 25 Ankara- GMK Bulvar› Onur ‹flhan› Kat: 6 Daire: 154 K›z›lay Tel-faks: 0 312 417 39 11 Antakya- Armutlu Mahallesi Elmas Sok. fiaban Kanatl› Apt. Kat: 4 D: 6 Telfaks: 0 326 223 87 18 Bursa- Baflak Cad. Gür ‹fl Han› Daire: 25/4 Heykel Tel-faks: 0 224 224 93 97 Gaziantep- Karatarla Mahallesi Gaziler Caddesi Yeniçeri Sokak No:27 Daire:10 fiahinbey Hopa: Hopa ‹fl Merkezi Zemin Kat No: 28 HOPA Tel-Faks: 0466 351 42 08

‹zmir- 3. Beyler Cad. 850. Sokak Yaparsoy ‹fl Han› No: 31/501 Konak Tel-faks: 0 232 446 27 96 Kocaeli- Ömera¤a Mah. Atça Cami Cad. No: 30 Kat: 2 Tel-fax: 0262 325 58 06 Malatya- Dabakhane Mah. Eskihalep Cad. Kardefller ‹flhan› Kat: 3 No: 15 Tel-faks: 0 422 325 24 61 Mersin- Kiremithane Mah. 4406 sk. Müzeyyen Boro ‹flhan› No: 9 kat: 1 Dair e 13 Samsun- Talimhane Cad. Bozluolcay ‹fl Han› Kat: 3/42 Tel-faks: 0 362 435 25 80 Trabzon- Kemerkaya Mah. Kundurac›lar cad. Dedeo¤lu sokak Pustular iflhan› Kat:1 No:33 Tel-faks: 0462 322 20 88 Zonguldak- Gazipafla Cad. Ofluo¤lu ‹flhan› Kat: 5 Daire: 9

Adalet

Kelimelerin, kavramlar›n ifade etmekte zorland›¤› bir pazarl›k gözlerimizin önünde yaflan›yor. ‹flbirlikçi AKP, “at pazarlar›” kurup topraklar›m›z› ihaleye ç›kar›yor. “Bir koyup üç alaca¤›z” diyen Özal’›n ahlak›, bugüne bak›nca neredeyse “masum” kal›yor, “kapitalistlerin ahlak›d›r” denip geçilebilecek düzeye iniyor. Evet, izledi¤imiz pazarl›k ad›na ister “diplomasi” desinler, ister “uluslararas› iliflkiler, müttefiklik” desinler kapitalizmin ahlak›n›n bir yans›mas›d›r. Beyinlerimizi teslim almak isteyenler, bu ahlak› da halk›m›za ony›llard›r dayat›yorlar. Dillerinden insana dair tek bir kelime ç›km›yor. BM’ye “insani yard›m amaçl›” olarak tashih edilen ‹skenderun Liman›’n›n “paray› bast›ran” ABD’nin savafl üssü haline getirilmesi bile, oligarflinin ahlak›n›n, parayla her fleyi satabilece¤inin örne¤i. “Biz hala bar›fl›n gerçekleflece¤ine inan›yoruz” sözlerinin nas›l bir riyakarl›k ve “özrü kabahat›ndan büyük” misali utanmazl›k oldu¤u da görülüyor. Peki ya halk olarak biz bu manzara karfl›s›nda ne yap›yoruz? En basitinden flu soruyu 70 milyon halk olarak sormak zorunday›z; Biz nas›l bir ülkeyiz ki, Amerika bizi sat›n alabilmekte, fahifle muamelesi yapabilmekte? Gerek AKP, gerekse ABD, halk olarak bizim bu alçakl›¤a, afla¤›lanmaya sessiz kalaca¤›m›zdan bu kadar “emin” flekilde pervas›zca al›p satmaktalar? Amerikan sald›rganl›¤›na öfkemiz kadar, pazarl›klara karfl› da öfkemiz büyük. “‹zin vermedik” diye diye TV kanallar›ndan limanlar›m›za indirilen savafl teçhizatlar›n›n “üslerin modernizasyonu” ile ilgisinin olmad›¤›n› bilmekten duydu¤umuz “aldat›lm›fll›k” duygular›m›z da ayakta; Ama bunlar›n da ötesinde AKP’si,

bas›n› bu kadar aleni flekilde onursuzlu¤u dayatabiliyorsa, bu, yaratt›klar› yozlaflmaya, bencilleflmeye, ahlaki çürümeye ba¤l›d›r. Yoksulluk, açl›k örgütlü bir güce dönüflmüyorsa, yozlaflmaya yol açar. Bir çok etken buna eklenebilir ama, bu sözdeki do¤ruluk pay› onursuzlu¤u sessizlik içinde izleyiflimizle daha da önem kazan›yor. Biz al›n›p sat›lan, onuru ayaklar alt›na al›nan bir halk olamay›z. Onursuzlu¤a sessiz onay çürütür, bir halk› halk olmaktan ç›kar›r. Naz›m’›n “23 Sentlik Askere Dair” fliirinde, t›pk› bugünkü gibi ülkemizi sat›n alan Amerikan D›fliflleri Bakan› Dalles’e hat›rlatt›¤› gerçe¤imizi hat›rlayarak bitirelim yaz›m›z›; “... Yaln›z bir mesele var Mister Dalles / herhalde bunu sizden gizlediler / Size tanesini 23 sente satt›klar› asker / mevcuttu üniforman›z› giymeden önce de / mevcuttu otomatiksiz filan / mevcuttu sadece insan olarak / Mevcuttu!.. / Tuhaf›n›za gidecek / Mevcuttu! / Hem de çoktan m› çoktan / Daha sizin devletinizin ad› bile konmadan! / Mevcuttu, ifliyle gücüyle u¤rafl›yordu. / Mesela, Mister Dalles, / yeller eserken yerinde sizin New-York’un / kurflun kubbeler kurdu o / gökkubbe gibi yüksek, / haflmetli, derin. / Elinde Bursa bahçeleri gibi nak›flland› ipek. / Hal› dokur gibi yonttu mermeri, / ve nehirlerin bir k›y›s›ndan öbür k›y›s›na / ebemkufla¤› gibi att› k›rk gözlü köprüleri. / Dahas› var Mister Dalles, / sizin dilde anlam› pek de belli de¤ilken henüz / zulüm gibi / hürriyet gibi, / kardefllik gibi sözlerin, / dövüfltü zulme karfl› o, / ve istiklal ve hürriyet u¤runa / ve milletleri kardefl sofras›na davet ederek, / ve yarin yana¤›ndan gayr› her yerde, / her fleyde, / hep beraber diyebilmek için / yürüdü peflince Bedreddin’in. / O, tornac› Hasan, köylü Memet, ö¤retmen Ali’dir, / kaya gibi yumru¤unun son ustal›¤›: / 922 y›l› 9 Eylül’üdür...”

Tarihimiz


‹çindekiler 3... 5... 8...

9... 12... 13... 14...

15...

16... 19...

21... 22... 24...

26... 29... 30... 32... 34... 36... 39... 42... 45... 46... 47...

48... 49... 50...

‹flgal ve Ba¤›ms›zl›k Bu Ülke Kimin ‹hanetin Tarihi Yaz›l›yor Özgürlüklerin Oldu¤u Ülkede Hücreler de Ölüm Oruçlar› da Olmaz! ABD’nin ve Hainlerin Karfl›s›nda Biz Var›z Genelevleri Boyamay› ‹hmal Etmeyin Sak›n! Yalanc› Genelkurmay Gazi Katliam›n›n Sorumlular› fiimdi Irak Katliam›n› Haz›rl›yor “Terör Listeleri”ni Belirleyen Ç›karlar Halk›n Hukuku Bozulan ABD ‹maj› (Ortaya Ç›kan Gerçek Yüz) Amerika Karfl›s›nda Sürüngen Kürtlere Karfl› fiahin! Susurlukla, ‹flkenceyle Özdefl General Kültürü Türkiye ‹flkenceler Ülkesi Kad›nlar›m›z; Tecrite, Amerikan ‹flbirlikçili¤ine Son Demek ‹çin Alanlara Ülke Çap›nda Bir Direnifl Hareketi Yaratal›m! Oligarfli Referandumdan Korkuyor Sat›n Ald›¤›m›z En Pahal› Müttefik AKP’nin 100 Günü Gençli¤in Örgütlenme Hakk›na Sald›r›lar YÖK’E YEK DEMEN‹N NERES‹ REFORM? AKP ve ‹slam Siyasi Savafl› Kazand›k Emperyalizme ve Faflizme Karfl› Mücadele Veli Özcan’› Kaybettik AKP’nin Demokrasicilik Oyunu Yerini Cop, Dayak, Gözalt›lara B›rakt› Oligarflinin Yeni K›br›s Plan› Savafl ve Bas›n Kahramanlar Ölmez

‹flgal ve Ba¤›ms›zl›k ‹flgali kabul mü edece¤iz? Yoksa ba¤›ms›zl›k için mücadele edecek miyiz? fiimdi tüm halk›n, herkesin önündeki soru budur! lkemizin bugünkü sürecinde bafl çeliflmenin Amerikan emperyalizmi ile bir Ü avuç hainin d›fl›ndaki bütün Türkiye halk› aras›nda oldu¤u aç›kt›r.

Mahir Çayan’›n bu sözleri, belki de hiç bir zaman bugün oldu¤u kadar ete kemi¤e bürünmemifl, bugün oldu¤u kadar pratik durumun do¤rudan ifadesi olmam›fl, bu kadar somutlanmam›flt›r. 27 fiubat tarihli Hürriyet’te yay›nlanan (dergimize de ald›¤›m›z) bir resim, ülkemizin bugün içinde bulundu¤u durumu baflka hiç bir söze yer b›rakmayacak aç›kl›kta anlat›yor. Türkiye art›k üzerinde p›trak gibi, mantar gibi Amerikan bayraklar›n›n bitti¤i bir yer durumunda. Türkiye iflgal alt›nda. Art›k bu yaln›zca “siyasi” bir terim olmaktan ç›kt›. Topraklar›m›zda onbinlerce Amerikan askeri var. Topraklar›m›zda Amerikan sald›r› karargah› var. Bu ülkenin baflbakan›n›n, bakanlar›n›n, burjuva yazarlar›n›n utanmazca adeta övünerek söyledikleri gibi “art›k Amerika komflumuz” da de¤il; evimizin içinde. Bu “davetsiz misafirin” ülkemizdeki ekonomik, askeri, siyasi tahakkümünü her gün daha fazla art›rmak isteyece¤inden kimsenin kuflkusu olmas›n. urtsever Halk›m›z! Katliamc›, bizim topraklar›m›z üzerinde tanklar›n›, toplar›n›, bombalar›n› haz›rl›yor. Bizim topraklar›m›zdan kontrgerilla timlerini, cinayet ifllemekte ustalaflm›fl birliklerini geçiriyor. Topraklar›m›z Amerikan postallar›yla çi¤neniyor. Art›k sadece “ABD’nin Irak’a sald›r›s›” yok gündemimizde. Amerika’n›n Türkiye topraklar›n› iflgali var. rak’›n iflgali, Türkiye’nin iflgalidir. ABD’nin Irak’a sald›r›yla durmayaca¤›n› herkes biliyor, kendileri de ilan ediyorlar. Sonraki hedef ‹ran deniyor, Suriye, Libya konuluyor sonra hedefe. Kuzey Kore say›l›yor, sonra? Sonras›n›n s›n›r› yok. ‹mparatorluk budur iflte. ‹ster gökten ya¤d›r›lan bombalar›n ard›ndan gelsin, ister mecliste kabul edilen bir “tezkere” sonucu; iflgalin özü ayn›d›r. Y›llard›r bu ülkeye neyi yap›p neyi yapmayaca¤›n› dikte ediyorlard›; iflçine flu kadar ücret vereceksin, bu¤day›n fiyat› flu kadar olacak, tekellere flu imtiyazlar› tan›yacaks›n, flunlar› özellefltireceksin; bunlar “ola¤an” olmufltu bir yerde; flimdi o efli¤i fiilen aflt›lar. Topraklar›n› bana vereceksin dedi emperyalizm, ve ald›. Ne hükümet, ne Genelkurmay direnemedi buna. Daha do¤rusu direnmedi. ünkü onlar da Amerikanc›yd›. Emperyalizmin gizli iflgali onlar›n sayesinde sa¤lanm›flt›. Amerikan askerlerinin aç›kça ülkemiz topraklar›na yerleflmesini de onlar sa¤lad›. AKP’nin bu süreçte üstlendi¤i rol çok ö¤reticidir; düzenin kanallar›ndan iktidar olanlar›n nas›l düzene tabi k›l›nd›¤›n›n çarp›c› bir örne¤idir. ‹ktidarda hangi düzen partisi olursa olsun, ayn› fley olacakt›. Bu da do¤rudur. Emperyalizmin bir ahtapot gibi kuflat›p teslim ald›¤› bu yap› içinde, emperyalizme karfl› savafl›lmadan reformist partilerin “düzeni de¤ifltirme” flans› var m›? Düzen ve devrim, devrim ve reform ayr›m› iflte burada çok somuttur. Devrime karfl› bu düzenin yan›nda olanlar, farkl› sözler etseler, farkl› “niyetler” tafl›salar da, ayn› zamanda Amerika’n›n yan›ndad›rlar. Devrime

Y I

Ç

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

3


karfl› reformist tercihleri öne ç›karanlar da niyetleri ne olursa olsun, Amerika’n›n de¤irmenine su tafl›rlar. “fiablonlar› terketmek laz›m” diyerek Avrupac›l›¤a dolay›s›yla da düzene yönelen sol, devrimden uzaklafl›rken, anti-emperyalizmden de uzaklaflm›flt›r. Bu çarp›k bak›fl aç›lar›n›n ne ba¤›ms›zl›k, ne demokrasi sorununu çözemeyece¤i flimdi art›k daha aç›kt›r. Ba¤›ms›zl›k da, demokrasi de, kelimenin gerçek anlam›yla mücadele vermekten geçiyor; hem emperyalizme, hem oligarfliye karfl›. ligarfli iflbirlikçidir. Oligarflinin sa¤c›, solcu, islamc› gibi çeflitli etiketler tafl›yan partileri de iflbirlikçidir. ‹flbirlikçilik ise faflizmi do¤urur. Emperyalizmin egemenli¤inin sürmesi, ülke içindeki yurtseverlerin, devrimcilerin sindirilmesine, halk›n ba¤›ms›zl›k ve kurtulufl mücadelesinin engellenmesine ba¤l›d›r. Faflizme baflvurmadan bunu sa¤layamazlar. ‹ktidarlar›n Amerikan uflakl›¤› artt›kça, içte halka karfl› uygulad›klar› bask› da artar. Bugüne kadar hep böyle olmufltur. Bugün de böyle olacakt›r. Bundan iki sonuç ç›kar; birincisi, ABD’ye karfl› mücadele, iflbirlikçi iktidara ve iflbirlikçi orduya karfl› mücadeleden ayr› düflünülemez. ‹kincisi, emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›ktan, faflizme karfl› demokrasiden yana olanlar, daha fliddetli bir mücadeleye haz›r olmal›d›rlar. Buna haz›r olunmadan ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesi verilemez. urtsever Halk›m›z! Dünyan›n çeflitli ülkelerinde Türkiye aleyhinde gösteriler yap›l›yor. Türkiye’nin ad›, ABD-‹ngiltere-‹srail katliam ittifak›yla birlikte an›l›yor. Katliamc›l›k ve dolar ahlak›, Türkiye’yi Ortado¤u’da da, tüm dünya nezdinde de güvenilmez ülke haline getirmifltir. Türkiye, hiç kimsenin dost göremeyece¤i, b›rak›n onu, kendi katliamc› müttefikleri taraf›ndan bile afla¤›lanan, hakir görülen bir ülke durumuna düflürülmüfltür.

O

Y

Türkiye iflgal alt›nda! Tüm milliyetlerden ve tüm inançlardan halk›m›z! emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›k, faflizme karfl› demokrasi için bugün aya¤a kalkmazsak, yar›n geç olacakt›r! Her gün afla¤›lanan, topraklar› Amerikan postallar›yla çi¤nenen, komflusunu s›rt›ndan vuran bir ülkenin halk› olmak istemiyorsak, Amerikan emperyalizmine ve emperyalizmin iflbirlikçilerine karfl› örgütlenelim, direnelim!

4

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

Bir halk, ne topraklar›ndaki askeri iflgale, ne de böyle bir afla¤›lanmaya seyirci kalamaz. Seyirci kal›rsa, bu onursuzlu¤a, afla¤›lanmaya, katillerle suç ortakl›¤›na ortak olur. Bir halk, tümüyle ve sonsuza kadar ülkesini yönetenlerin yapt›klar›ndan “sorumsuz” tutulamaz. Do¤rudur, Amerikan iflbirlikçili¤i, halk›m›z›n de¤il, iktidar›n, oligarflinin tavr›d›r. Ama bu iflbirlikçili¤e karfl› mücadele büyütülmezse, Amerikan iflgaline karfl› ba¤›ms›zl›k mücadelesi yükseltilmezse, bu ulusal onursuzluk batakl›¤›, halk› da içine çeker. ligarfli, Amerika’yla suç ortakl›¤›n› “milli ç›karlar›m›z” diyerek, Kuzey Irak’›n iflgalini de “flovenist” duygular› körükleyerek meflrulaflt›rma hesab› yap›yor. Ba¤›ms›zl›ktan ve demokrasiden yana olan güçler, bu tuza¤a düflmemelidir. Emperyalizm Kuzey Irak’ta iflbirlikçileriyle oynuyor. ‹flbirlikçi Türkiye’yi, iflbirlikçi Kürtler’e karfl›, Kürtler’i Türkiye’ye karfl› kullan›yor. Emperyalizme tav›r almayan her siyasi gücün kaç›n›lmaz ak›betidir bu. “‹slamc›-Ümmetçi” söylemini kaz›d›¤›n›z zaman alt›ndan AKP’deki ›rkç›l›k ve flovenizm ç›kar. Aynen “ulusalc›” söyleme sahip belli kesimlerin ulusalc›l›¤›n› biraz kaz›d›¤›n›zda, karfl›n›za Genelkurmay’c› ve flovenist bir yüzün ç›kt›¤› gibi. Bütün bu anlay›fllar, ba¤›ms›zl›k mücadelesinin önündeki engellerdir. Bu nedenle, bugün hem islamc›, hem ulusalc› kesimde rastlanan “anti-Amerikanc›l›k”, güçlü bir anti-emperyalizme, güçlü bir ba¤›ms›zl›kç›l›¤a dönüflememektedir. Kendine islamc›y›m diyen bas›n da ABD sald›r›s›na karfl› manfletler atarken, ayn› gazetenin sayfalar›nda kontrgerilla gazetecili¤i yapmaya, devrimcilere karfl› provokasyonlar›n, demagojilerin kürsüsü olmaya devam ediyor. Emperyalizme karfl› Türkiye halk›n›n en genifl cephesini oluflturabilmek için süratle bu yan›lg›lardan kurtulunmal›d›r. ahir Çayan’›n bir sözü vard›r: “Ancak ve ancak sap›na kadar sosyalist olanlar, emperyalizme karfl› mücadelede hem kendi saflar›nda hem de bütün anti-emperyalist s›n›f, zümre ve örgütler aras›nda birlefltirici ve yönlendirici olabilirler...” Do¤rudur ve biz bugün bu misyonu oynamaya aday›z. Ony›llard›r anti-emperyalist mücadele bayra¤›n›, yüzlerce flehit verme pahas›na, tutsakl›klar, iflkenceler pahas›na tafl›d›k. Tüm yurtseverleri bu bayrak alt›nda anti-emperyalist mücadeleyi yükseltmeye ça¤›r›yoruz. Bu mücadeleyi yükseltemedi¤imizde, bu ülkeyi bekleyen, Amerikan çizmeleri alt›nda alçalt›c›, utanç verici, ekme¤in ve adaletin emperyalist tekellerin insaf›na kald›¤› bir gelecektir. Bunu kabul etmeyece¤iz!

O

M


BU ÜLKE K‹M‹N?!

Amerikan askerleri ülkemizden ç›kar›lmal› ABD sald›r›s›na deste¤e son verilmeli

Katliam orta¤› olmay› kabul edecek miyiz?


‹hanetin Tarihi Yaz›l›yor Ba¤›ms›zl›¤›n Tarihini Yazmaya Ça¤›r›yoruz Kurtulufl savafl›n›n hemen öncesindeki Anadolu’yu kitaplardan, filmlerden bilmeyenimiz yoktur; yer gök emperyalistlerin iflgali alt›nda. Yönetenler (Osmanl›) ihanetin batakl›¤›nda, “milli ç›karlar› için” hangi emperyalist ülkenin mandas› olacaklar›n› tart›fl›yor birileri. Ve bugün... AKP’nin meclise gönderip, son anda görüflülmesini 1 Mart’a erteledi¤i tezkere resmen kabul edildi¤inde manzara tam da o günkü haline dönecek. Ola ki, farkl› hesaplarla kabul edilmezse durum de¤iflecek mi? De¤iflmeyecek. ‹lk tezkere ile birlikte “modernizasyon” k›l›f› alt›nda halihaz›rda ABD’nin kullan›m›na sunulan üsler, limanlar har›l har›l çal›fl›yor. AKP’nin manevra yapacak, içindeki, taban›ndaki, halktaki büyük karfl› ç›k›fl› nötralize etmek için oynayabilecek hiçbir alan› kalmad›. AKP için deniz bitti. Alaca¤› karar, tarihe geçecek. Bafltan bu yana “çat›r çat›r pazarl›k yap›yoruz” diyerek, Amerika’ya direniyor havas› yaratmak istedi; oysa yap›lan sadece para pazarl›¤›, Kürt devleti pazarl›¤› idi. Topraklar›m›z›n sat›fl›nda “üç afla¤a befl yukar›” sorun yoktu; Amerikal›lar›n dedi¤i gibi, “AKP bafltan beri Kuzey Cephesi için gönüllü olduklar›n›” ABD’ye daha ilk günden bildirmiflti. Tayyip Erdo¤an’›n milletvekillerini ikna etmek için gösterdi¤i çaba, mide buland›ran bir hamasete dönüflen “ulusal ç›karlar” demagojileri denizin bitti¤i yerde hükümsüzdür.

ABD-‹ngiltere-‹srail-Türkiye Halklara Karfl› Katliam ‹ttifak› “Milli ç›karlar” demagojisinin beynini teslim almad›¤› herkes, flu gerçe¤i görüyor; Türkiye dünya halklar›n›n gözünde Amerika’n›n kiral›k katili, tetikçisi durumundad›r. Hem de efendisi taraf›ndan afla¤›lanan, flark dansözü yerine konulan bir tetikçi. ‹ktidar›n Türkiye’yi içine düflürdü¤ü tabloya flöyle bir bakal›m; Amerikan baflkan› bu ülkenin bakanlar›n› çocuk gibi azarl›yor, emirler veriyor, ben bilirim sizi tüccarlar diye “fiyat›n›z neyse söyleyin” demeye getiriyor. ABD bas›n› Türkiye’yi al›n›p sat›lan, 6

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

gururu, onuru, haysiyeti olmayan bir ülke olarak resmediyor. Avrupa, kendi içine Amerika taraf›ndan sokulmaya çal›fl›lan, ne zaman nerede ne yapaca¤› belli olmayan bir truva at› olarak görüyor. Ortado¤u halklar›, katile yatakl›k eden, ülkesini iflgal edecek emperyaliste kap›s›n açan, müslümanl›¤›n› emperyalizme teslim olma arac› haline getirmek için “örnek” diye sunan bir ülke olarak görülüyor. ‹lk kez, Fas’›n baflkenti Rabat’ta onbinlerce insan Türkiye’yi ve AKP’yi protesto eden sloganlar at›yor, Kuzey Irak’ta üniversiteliler “topraklar›m›zda Türk askeri istemiyoruz” gösterileri düzenliyor. Latin Amerikal›lara, Asyal›lara, Balkan halklar›na sorsan›z, keza ayn› tablo karfl›n›za ç›k›yor. Peki bu tabloyu ony›llard›r “dört yan›m›z düflmanlarla çevrili” diyerek silahlanan, kendi halk›na zulmeden, “d›fl güçler” demagojisi yapan oligarflinin mant›¤›yla aç›klamak mümkün mü? Bu tabloyu yaratan oligarflidir. Dünyada onmilyonlarca insan›n sokaklara dökülerek lanetledi¤i Amerika ile, ony›llard›r lanetlenmifl ‹srail ile, yüzy›ll›k sömürgeci ABD’nin elketesi ‹ngiltere ile halklara karfl› katliam ittifak› kuran kimse, bu tabloyu da o yarat›yor. San›lmas›n ki, bu ittifak “karfl›l›kl› ç›karlara” dayan›r. Türkiye bir yeni-sömürge olarak bu ittifakta “kiral›k asker, kiral›k üs” konumundad›r. “Masada yer almak” üzerine yapt›klar› tüm hesaplar, aç tavu¤un rüyas›ndan ibarettir. “Büyük Türkiye” masallar›n› art›k kimse dinlemiyor. “Afliret yap›lanmas›” diye afla¤›lad›¤› Kuzey Irak Kürtleri “topraklar›m›za sadece ABD askeri isteriz” derken, ayn› karar› bir ay önce MGK’n›n ald›¤›n›, “topraklar›m›z› sadece Amerika’ya açar›z” dedi¤ini herkes hat›rl›yor. “Afliret yap›lanmas›” ile “Büyük Türkiye” aras›nda, ABD karfl›s›ndaki konumlar›nda bir fark var m›?

Irak ‹flgali Türkiye’nin ‹flgalidir Irak’tan bafllayan bütün Ortado¤u’ya iflgal harekat› bafllatan Amerika, onbinlerce askeriyle, tank›, topu, uça¤›yla topraklar›m›za doluyor. Irak’› iflgal ederken Türkiye de iflgal alt›na giriyor.


Yüzy›ld›r her ne gerekçeyle olursa olsun girdi¤i topraklardan ç›kt›¤› baki olmayan Amerika, sadece bu nedenle ülkemizi iflgal etmiyor. Ayn› zamanda bu sald›rganl›k, bu iflgal harekat› ne Irak’›n, ne sadece Ortado¤u’nun sorunudur. ABD, bütün dünyay› iflgale ç›km›flt›r. Burjuva bas›n›n köfle yazarlar›n›n dahi gördü¤ü bu gerçe¤i art›k hiçbir yalan tersine çeviremiyor. Ne Bush’un “özgürlük götürüyoruz” masallar›, ne “diktatör Saddam” yalanlar›, hiçbir çarp›tma Amerika’n›n imparatorluk iflgaline ç›kt›¤›n› gizleyemiyor. Kuzeyiyle, güneyiyle Irak’›n iflgaline karfl› ç›kmayan, kendi topraklar›n›n iflgal edilmesine de karfl› ç›kamaz.

Yönetenlerin ‹haneti, Ça¤r›d›r Topraklar›m›z› Amerikan üssü haline getiren iktidar›n uflakl›¤›, ihaneti ayn› zamanda bütün yurtseverlere, ba¤›ms›zl›k diyenlere bir ça¤r›d›r. Günlerce yaflanan geliflmeler aç›k olarak göstermifltir ki; Siyasi, ekonomik olarak ba¤›ms›z olmayan, kapitalist ba¤›ml›l›k zincirlerini tümden reddetmeyen bir ülke ba¤›ms›z hiçbir karar veremez. Karar›n halk›n neredeyse tamam›n›n iste¤ine karfl› olmas›n›n hiçbir öneminin olmad›¤› da aç›kt›r. ‹flbirlikçi iktidarlar sadece efendilerini dinler, koparabildiklerini, “kap› gibi dik duruyoruz” yalanlar›yla kopar›p kasas›na atar, efendisinin isteklerini sonuç olarak bir flekilde yerine getirir. Bu konuda yan›lg›ya, beklentilere, acaba flu iktidar, bu parti bu onursuzluk tablosunu de¤ifltirir mi demeye hiç gerek yoktur. Devrimcilerin ony›llard›r söyledikleri her konuda oldu¤u gibi, bu konuda da birer birer yaflanm›flt›r. Hem de gizli sakl› hiçbir fley yaflanmad›, her fley herkesin gözleri önünde cereyan ediyor. Böyle bir tabloda susan, oturan, bekleyen, baflka güçlere bel ba¤layan yurtsever, ba¤›ms›zl›kç›, demokrat, ilerici, sosyalist, devrimci olamaz. ‹hanetin yurtseverlere söyledi¤i tek fley var; ba¤›ms›zl›k bayra¤›n› yükseltmek. Bu topraklarda yaflayan bütün yurtseverler; Amerikan emperyalizmine, onun iflbirlikçisi iktidara, ba¤›ml›l›k düzenine karfl› halk›n cephesinde, yurtseverlerin cephesinde birleflelim, örgütlenelim, ABD bayraklar›n›n yerine ba¤›ms›zl›k bayra¤›m›z› dalgaland›ral›m.

‹ktidar koltu¤undaki

‹HANET alevler içindeki

YURTSEVERL‹K Kurflunlar›n v›z›r v›z›r uçufltu¤u, kad›nlar›n diri diri yak›ld›¤› Bayrampafla’da, alevler ortas›nda bir slogan yükselir 19 Aral›k 2000’de: “Yaflas›n Tam Ba¤›ms›z Türkiye” Ölüm orucu direniflçisi Aflur Korkmaz, sald›r›y› durdurmak, bizi teslim alamazs›n›z demek için kendini feda etti¤inde, bütün hücrelerini kaplayan duygular›yla, inanc›yla, ideolojisiyle hayk›rmaktad›r. Karfl›s›nda otomatik silahl›, yüzleri maskeli ölüm mangalar›. Aflur bilir ki, üniformalar›n›n üzerine Türkiye bayra¤› yap›flt›r›lm›fl da olsa, emperyalizm ad›na ony›llard›r ülkemizi iflgal edenlerdir onlar. Onlar›n sayesindedir zulüm, iflgal, ABD üsleri... Ve hayk›r›r, alevler son hücresini eritmeden önce: “Yaflas›n Tam Ba¤›ms›z Türkiye” Ve, o sloganlardan kulaklar› patlayanlar, ony›llard›r katlederler bu ülkede Aflur’lar›. TBMM koridorlar›nda, gazete sütunlar›nda, bakanlar kurulunda, AKP odalar›nda, genelkurmay karargahlar›nda, TÜS‹AD toplant›lar›nda; “milli ç›karlar›m›z için real politi¤in gere¤i olarak...” diye bafllayan nutuklarla pazarl›klar yap›l›rken, iktidar koltu¤unda ihanetler otururken; hücrelerden, gecekondulardan, da¤ bafllar›ndan, atefller ortas›ndan Aflur’un sloganlar› yükselip durur; “Yaflas›n Tam Ba¤›ms›z Türkiye” 70 milyon halk›n özlemidir hayk›r›lan. Afla¤›lanan, ezilen, horlanan, sömürülen, zulümle susturulan, topraklar› iflgal edilmifl bir halk›n susturulamayan sesidir bu. Ve bu gerçe¤i gizlemek için iktidarlar “terör” demagojileri yapar, katleder, F tipleri inflaa eder. ‹sterler ki, halk, kendi talepleri, özlemleri u¤runa direnen, mücadele eden, ölen devrimcilerden uzak dursun, Anadolu’nun bütün yurtseverleri, ba¤›ms›zl›k savafl›nda bir olmas›n, ihanet koltuklar›n› yerle yeksan etmesin, haritalar›m›z Amerikan bayraklar›yla donans›n...

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

7


nme savafl›n

da

dire

ÖZGÜRLÜKLERİN OLDUĞU ÜLKEDE, HÜCRELER DE, ÖLÜM ORUÇLARI DA OLMAZ!

3. y›l 865. gün

Cemil Çiçek’in F tipleriyle ilgili aç›klamalar›n›, Ertosun’un “tafsilatl›” mektuplar›n› -mecburen- yay›nlayan gazeteler, yazarlar bile, sonuna flu notu düflüyorlar; “anlat›lanlara göre F tipleri lüks otel”!... Cemil Çiçek ve yaveri Ertosun, Bush ve Powell gibi; kimse onlara inanm›yor. Bush ve Powel’in inand›r›c›l›¤› ne kadarsa onlar›nki de o kadar. Öyle olmas› da do¤al; hapishanelerde kan gövdeyi götürürken, onlara göre “bir sorun yok”tu. Onlar “ölüm oruçlar› art›k bu ülkenin gündeminden ç›km›flt›r” dedikten sonra, 73 kifli ölüm oruçlar›nda öldü! Kim nas›l, niye inans›n onlara? Cemil Çiçek, kendilerine kimsenin inanm›yor olmas›n›, “kamuoyunun tek tarafl› bilgilendi¤i” gibi saçma bir bahaneyle aç›klamaya çal›fl›yor. Bu sansür ortam›nda TAYAD’l›lar›n, tutuklular›n dedikleri duyuluyormufl da, devletin sesi duyulmuyormufl! Durum tam tersi oysa herkesin bildi¤i gibi. Ama tabii, kimse devlete inanmazken, TAYAD’l›lar›n, tutsaklar›n dediklerine ister istemez kulak veriyor. Üç y›ll›k tarih böyle yaz›ld›; devlet ne dediyse, yalan ç›kt›, TAYAD’l›lar, tutsaklar ne dediyse, do¤ru ç›kt›.

Adalet Bakanl›¤› bir kez daha, “yok sayma” sald›r›s›nda: Direnifli k›rmak, bitirmek için her yola baflvurdular 865 gündür. Direnifli yokedemediler. fiimdi yokedemediklerini “yok gösterme” takti¤ine sar›l›yorlar yeniden. Yeni ç›kar›lan “zorla müdahale yasas›”, sadece zorla müdahaleyi yasallaflt›rmakla kalm›yor, ölüm oruçlar›na iliflkin her türlü aç›klamay›, F tiplerine karfl› direnifli desteklemeyi de “cezaland›rma”y› öngörüyor. Ekmek ve Ada-

8

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

let’in 49. say›s›n›n toplat›lmas›na F tipleri ve ölüm orucuyla ilgili iki yaz›n›n gerekçe gösterilmesi bunun pratik uygulamas›. Ama belirtti¤imiz gibi, Sami Türk ve onun emrindeki savc›lar, bu yolu çok denediler, çok zorlad›lar, öyle ki, 19 Aral›k’› alk›fllayan F tiplerini destekleyen burjuva bas›na bile göz açt›rmad›lar. fiu anda da devam eden direnifli yazm›yor burjuva bas›n. Ölümleri bile yazm›yor uzun süredir. Peki ne oldu? Onlar›n suskunlu¤u, direnifli susturabildi mi? Yeni bir yasa daha ç›kard›lar ya; san›yorlar ki, art›k ölüm oruçlar›n› unutturabiliriz. Yan›l›yorlar. Tüm dergileri, gazeteleri kapatsalar, sustursalar, ölümlerin sesini k›sabilirler mi?

Özgürlük, demagoji götürmez! Adalet Bakan› Çiçek bir röportajda “Türkiye art›k yasaklar›n de¤il özgürlüklerin konufluldu¤u bir ülke olmas› laz›m gelir” diyordu utanmazca (19 Ocak, Türkiye). Bu faflist yasalarla m› ülkemiz “ özgürlüklerin konu- Zehra Kulaks›z Ölüm fluldu¤u” bir ül- Orucu Ekibi direniflçileri, ke haline gele- F tiplerinde ve kald›r›lcek? Bu ülke ya- d›klar› hastanesaklar ülkesidir. lerde açl›¤a ve zamana Bu rejim faflist- karfl› ölüm yürüyüflünü tir; kan›t ortada: sürdürüyorlar. hücreler var, F tiplerinin hücrelerinde tecrit var! Gün- yeni direniflçiler al›nlar›demde özgürlük- na k›z›l bantlar kuflanler de¤il, yasakla- maya haz›rlan›yor. Ne ra karfl› ölüm zorla müdahale yasas›, oruçlar› var! Masne tecrit, onlar›n keleri düflüren diiradesini bükemiyor! renifl sürüyor.


ABD’nin ve Hainlerin Karfl›s›nda Biz Var›z Meydanlar›m›z, Anadolu’nun kentleri susmuyor, ihaneti kabul etmiyor, Amerikan sald›rganl›¤›n›n karfl›s›nda sesini halklar›n hayk›r›fllar›n›n yan›na kat›yor. Ülkenin dört bir yan›ndan yükselen “iflbirlikçi AKP” sloganlar›, bu ülkenin sahipsiz olmad›¤›n›, at pazarlar› kuranlara b›rak›lmayaca¤›n› gösteriyor. ‹ktidar bir çok yerde eylemlere sald›r›yor, gözalt›lara baflvuruyor. Vatan hainli¤inin üzerini polis zoruyla örtemeyecek kadar düflkün durumdad›r AKP. Düflen takkenin alt›ndan “kel” de¤il, AKP’nin beyni ortaya ç›km›flt›r. O beyin, kat›ks›z bir iflbirlikçi, müslümanl›kla ilgisi olmayacak denli ikiyüzlü ve ahlaks›z, bu ülkeyle ilgisi olamayacak kadar vatan hainidir. AKP’nin beyninin foto¤raf›n› flimdi meydanlar çekiyor.

Ifl›k Söndürme Eylemleri Sokaklarda Elaz›¤ Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Giriflimi’nin ça¤r›s› ile bir süredir yap›lan eylemlerden 19 fiubat günkü gösteri ABD ile birlikte AKP protestosuna dönüfltü. "Katil ABD, ‹flblrlikçi AKP", "Bu Vatan Bu Halk Bizim, Kahrolsun Emperyalizm" slogan-

lar› atan halk üslerin kapat›lmas›n› istedi. Elaz›¤ Haklar ve Özgürlükler Cephesi ve DEHAP’l›lar 22 fiubat itibariyle 3 akflam boyunca Y›ld›z Ba¤lar›’nda meflaleli yürüyüfller yapt›. ‹lk akflam kat›l›m bin kifli olurken, 2. gün "Katil ABD, Ortado¤u'dan Defol!" ve "Üsleri Kapat›n, Tecriti Kald›r›n!" sloganlar› yank›land›. 3. gün de yap›lan eylemler Pembe Köflk mahallesinde de gerçeklefltiriliyor. Malatya Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Giriflimi ve ‹flçi Köylü Gazetesi okurlar› taraf›ndan Paflaköflkü Mahallesi’nde meflalelerle yürüyüfl düzenlendi. Eylemde "Tecriti Kald›r›n Ölümleri Durdurun", "Kahrolsun ABD ‹flbirlikçi AKP" sloganlar› at›ld›. Malatya Savafl Karfl›t› Platform da her akflam bir mahallede düzenledi¤i eylemlerini sürdürüyor. 22 fiubat’ta Pafla Köflkü Cami önünde, 23 fiubat’ta Kernek meydan›nda, 24 fiubat’ta Melek Baba Çavdar Sitesi Kavfla¤›'nda düzenlenen eylemlerde "Açl›¤a Savafla Hücrelere Hay›r", “Kahrolsun ABD Emperyalizmi Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” ve “Terörist ABD ‹flbirlikçi AKP" sloganlar› at›ld›. 25 fiubat’ta Onbin Konut-

Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Dolmabahçe’den ABD Bayra¤›n› Denize Att›

Bugün Bayraklar› Denizde, Yar›n... Temmuz 1968; Amerikan emperyalizminin simgesi olan 6. filo Ortado¤u halklar›na karfl› k›y›lar›m›zda güç gösterisinde. Dolmabahçe k›y›lar›na ç›kan yankilerin karfl›s›nda ülkemizin yurtsever gençli¤i 'Yanki Go Home' sloganlar›yla dikiliyor karfl›lar›na. Çok geçmeden karaya ç›kan Yankiler Dolmabahçe’den denize dökülüyor. 23 fiubat 2003; Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i 25 y›l sonra, sadece Ortado¤u halklar›n› de¤il, tüm dünya halklar›na karfl› sald›r›ya geçen Amerikan emperyalizmini protesto etmek için ayn› yerde, Dolmabahçe önündeler. "Tecrite ve Amerikan ‹flbirlikçili¤ine Son Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i" pankart›n›n arkas›ndakiler yine bu ülkenin yurtseverleri, ba¤›ms›zl›kç›lar›. ‹flgalcinin Bayra¤› Denize! Yo¤un kar ya¤›fl› alt›nda gerçeklefltirilen eylemde "Kahrolsun ABD iflbirlikçi AKP", "Irak Halk› Yaln›z De¤ildir", "Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi" sloganlar› at›l›rken, “ba¤›ms›zl›k u¤runa al kanlara boyand›k” marfl› daha bir coflku ile söylendi. Dernek ad›na aç›klama yapan Dernek baflkan› Erol Ekici, “AKP hükümeti sayesinde ülkemiz ABD

‘k›fllas›’ haline getirildi. Tüm dünya halklar›n›n gözü önünde Amerikan imparatorlu¤unun iflleyece¤i suçlara ülkemizin ortak olmas›n› istemiyoruz” derken, bu sald›rganl›¤›n, tekeller için oldu¤unun, açl›k, yoksulluk, zulüm ve ölüm getirece¤ini vurgulayarak hükümetin halk› temsil etmedi¤ini belirtti. Aç›klaman›n ard›ndan emperyalizmi lanetleyen sloganlar eflli¤inde ABD bayra¤› lay›k olduklar› yere, denize at›larak taflland›.

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

9


lar’daki ›fl›k söndürme eylemine sald›ran polis Haklar ve Özgürlükler Cephesi üyelerinin de bulundu¤u 20 kifliyi gözalt›na ald›. Bursa Savafl Karfl›t› Platformu, Bursa'n›n çeflitli semtlerinde 21, 24 ve 26 fiubat tarihlerinde yapt›¤› eylemlerle Amerikan sald›rganl›¤›n› protesto etti. 21 fiubat’taki eyleme kat›lan 150 kifli, "‹flte Faflizm ‹flte AKP" sloganlar› att›. ‹zmir Savafl Karfl›t› Platformu 25 fiubat’ta ESM'de yapt›¤› bas›n toplant›s›yla "TBMM'de yap›lacak olan oylamada milletvekillerine ABD'nin Irak'a yönelik sald›r›s›na destek vermeyin" ça¤r›s› yapt›lar. Ayn› gün ÖDP’li 50 kifli de AKP binas› önünde eylem gerçeklefltirdi. Antalya Savafl Karfl›t› Ortak Alan taraf›ndan düzenlenen eyleme sald›ran polis, Antalya Gençlik Derne¤i üyesi Mustafa Y›lmaz ve Can Erkan'› gözalt›na almak istedi. Kitlenin sahiplenmesi ve “bizi de al›n” demesi üzerine polis 60 kifliyi geceyar›s›na kadar gözalt›nda tuttuktan sonra serbest b›rakt›. Antalya Gençlik Derne¤i, Demokrat Gençlik Hareketi, ‹flci Demokrasisi taraf›ndan 25 fiubat’ta üniversitede düzenlenen eylemde ise “Kahrolsun ABD Emperyalizmi” sloganlar› at›ld›. Artvin Hopa'da 20 fiubat’ta yap›lan eyleme sald›ran polis aralar›nda dergimizin temsilcisinin de bulundu¤u 7 kifliyi gözalt›na ald›. Sald›r›ya tepki gösteren halka karfl›, panzerlerle terör estiren polise, apartmanlardan at›lan saks›lar, tafllar ve "Kahrolsun ABD, Savafla Hay›r!" sloganlar›yla halk gereken cevab› verdi. ‹stanbul Gazi Mahallesi'nde 22-23 fiubat günlerinde gece saat 20:00’de polisin yo¤un ablukas› ve engellemelerine ra¤men meflaleli yürüyüfller düzenlendi. Halk›n ›fl›klar›n› söndürerek destek verdi¤i eylemlerin ilkine 300 kifli kat›l›rken, ikincisine 150 kifli kat›ld›. Gazi Halk Meclisi’nin de yerald›¤› Emperyalist Savafl Karfl›t› Birlik taraf›ndan düzenlenen eylemlerin her gece sürece¤i bildirildi. ‹stanbul Gülsuyu Mahallesi’nde 16 fiubat’tan bafl10

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

layarak gerçeklefltirilen ›fl›k söndürme eylemlerinde iki günde bir sokaklara ç›k›l›yor, meflaleli yürüyüfller düzenleniyor. 16 fiubat’ta Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Gülsuyu sokaklar›nda "Üsler Kapat›ls›n Tecrit Kald›r›ls›n" sloganlar›yla yürürken, 17 fiubat'ta Haklar ve Özgürlükler Cephesi'nin eylemine mahalle halk›n›n genifl kat›l›m› oldu. Sokaklar›n panzerlerle kuflatmaya al›nd›¤› mahallede eylemler sürüyor. ‹stanbul Esenler’de, HÖC’ün de yer ald›¤› çeflitli devrimci çevreler taraf›ndan oluflturulan Esenler Halk› Savafl Karfl›t› Platform Tepe Meydan›'nda yapt›¤› meflaleli yürüyüflün ard›ndan 23 fiubat’ta da polisin yo¤un engelleme giriflimlerine ra¤men bir eylem gerçeklefltirdi. Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Devrimci Demokrasi, ‹flçi Köylü, ‹flçi Gazetesi, Devrimci Durufl okurlar› Kartal meydan›nda 19 fiubat günü yo¤un kar ya¤›fl› alt›nda, "Katil ABD Ortado¤u'dan Defol", "Irak Halk› Yaln›z De¤ildir", "Katil ABD ‹flbirlikçi AKP" sloganlar›yla bir gösteri düzenledi. ‹stanbul Sar›gazi’de 24 fiubat gecesi düzenlenen eylemin ard›ndan kahveleri basan jandarma 10 kifliyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlardan 5’i ç›kar›ld›klar› DGM’ce tutukland›.

Halk›n %94’ü Karfl›, %6’n›n Ç›karlar›n›n Bekçileri Halka Sald›r›yor Hatay’›n Çekmece beldesinde 22 fiubat’ta ›fl›k söndürme eylemini soka¤a ç›karak düzenleyen halk jandarma sald›r›s›na u¤rad›. Hatay Gençlik Derne¤i üyesi Cihan Güler, dergimiz çal›flan› Seval Güzel ve Asi Gazetesi muhabiri Deniz Kutlu’nun da bulundu¤u çok say›da kifliyi sald›rarak gözalt›na alan jandarma belde halk› taraf›ndan alk›fllarla protesto edildi. Hatay Gençlik Derne¤i taraf›ndan sald›r›ya iliflkin yap›lan aç›klamada, halk›n yüzde 94’ünün ABD sald›r›s›na karfl› oldu¤u belirtilerek, “geriye kalan yüzde 6’s›n›n kim oldu¤u belli oluyor” denildi. ‹flbirlikçi AKP iktidar›n›n elefltirildi¤i aç›klama, “Biz dünyan›n ezilen, yüzy›llard›r emperyalist politikalarla iradesi yok edilen halklar› özgür yaflamak istiyoruz" sözleriyle son buldu ve eylemlerin sürece¤i vurguland›. TBMM’ye Kanl› Bebek, AKP’ye Kanl› Gömlek Adana’n›n ‹mamo¤lu ilçesinde 15 fiubat’ta E¤itim-Sen'de düzenlenen etkinlikte, Amerikan sald›rganl›¤› tart›fl›ld›. fiiirlerin okundu¤u etkinlik "Hakl›y›z Kazanaca¤›z" marfl›yla sona erdi. Ayd›n Savafl Karfl›t› Platform taraf›ndan faks çekme eyleminin yan›s›ra, ›fl›k söndürme eylemleri de sürdürüldü. Eylemlerde, "Terörist ABD ‹flbirlikçi AKP" sloganlar›yla öfke dile getirildi. ‹kitelli Emperyalist Savafl Karfl›t› Platformu 22 fiubat’ta CHP ‹lçe örgütünde “Ortado¤u ve Savafl”


“CANLI KALKANLAR” ANLATIYOR... Ba¤dat’ta çeflitli milliyetlerden yüzlerce insan, Amerikan sald›r›s›na karfl› kendilerini kalkan yapm›fl bekliyor. Enternasyonal dayan›flman›n yeni bir biçimi olarak ortaya ç›kan bu eylemi gerçeklefltirenler, Irak halk› taraf›ndan büyük bir coflkuyla sahipleniliyorlar. Ülkemizden giden canl› kalkanlardan Grup Yorum üyesi Cihan Keflkek ve ‹stanbul Gençlik Derne¤i‘nden Eylül ‹flcan’›n aktard›¤› bilgi ve izlenimleri sunuyoruz:

25 fiubat 2003, sal›. Sabah Türkiye canl› kalkanlar grubu içerisinde bir toplant›m›z oldu. Bu toplant›n›n ard›ndan vizelerimizi uzatmaya gittik. Sonras›nda Türkiye canl› kalkan grubundan dört kifliyi yerleflecekleri yere götürdük, yerlefltirdikten sonra kendi otelimize geri döndük. Saat 18.00'de genel toplant›lar›m›z oluyor. Bu toplant› için di¤er otellerden de canl› kalkanlar bizim kald›¤›m›z otele geliyorlar. Hep birlikte bu toplant›y› yapt›ktan sonra Irakl› yetkili Doktor El Haflimi ile görüflmek için ‹spanyollar›n kald›¤› otele gittik. As›l olarak ‹spanyollarla randevular› vard›, konu ayn› oldu¤u için Türkiyeli grup olarak bizleri

de oraya davet ettiler. Hastanenin önünde çad›r kurup, orada kal›p, hastanedeki genel iflleyifle yard›mc› olmak fleklinde talebimizi belirttik, o da, bizim ›srarlar›m›zla birlikte "olur" cevab› verdi. Akflam yeme¤inden sonra Ba¤dat'da bizim otelimizin yan›nda bulunan köprüde, küçük bir gösteri yapt›k. Yerel televizyon bizimle röportajlar yapt›. Koordinasyon içerisinde sürekli öneriler getiriyoruz, söylediklerimiz coflku ve heyecanla karfl›lan›yor ve hemen kabul ediliyor. Yar›n için yine bizim önerdi¤imiz mumlu eylem için flu anda haz›rl›k yap›yoruz. Yar›n saat sekizde bir meydanda mumlu eylem yapaca¤›z. Bunun d›fl›nda Türkiye ve dünyada yayg›nlaflt›r›lmaya çal›fl›lan ›fl›k söndürme eylemini burada da önerdik. fiu anda bunu konufluyoruz. Irak yerel bas›n› ile görüflüp, bunu yaymay› düflünüyoruz. 26 fiubat; Ken O'Kefee'in bas›n Merkezi'nde bir bas›n aç›klamas› vard›, Basra'yla ilgili. Saat 15.00'da bir grup petrol rafinesine yerleflti. Saat 18.00 Endülüs oteli'nde genel toplant› oldu. Saat 20.00'da El Tahrir Meydan›'nda Türkiye grubunun mumlu

konulu panel düzenledi. Ayn› akflam ‹kitelli sokaklar›nda yap›lan yürüyüfle kat›lan 150 kifli, "ABD Ortado¤u'dan Defol" sloganlar› att›. Platform eylemlerin her akflam yap›laca¤›n› aç›klad›. TBMM önünde Greenpeace örgütü taraf›ndan düzenlenen eylemde temsili olarak sergilenen kanl› bebeklerle Meclisin alaca¤› karar›n anlam› anlat›ld›. Polisin gözalt›lar› sonras›nda eylem oturma eylemine dönüfltürülerek Ku¤ulu Park'a tafl›nd›. TAYAD’l›lar›n da yerald›¤› buradaki eyleme de sald›ran polis Greenpeace üyelerinin ayr›lmas›n›n ard›ndan eylemi sürdüren 9 TAYAD’l›y› gözalt›na ald›. ‹slamc› gruplar›n oluflturdu¤u Savafla ve ‹flgale Hay›r Platformu, 25 fiubat’ta Fatih Postanesi’nden Bafl-

eylemi vard›. Cihan, kalaca¤›m›z El Mansur hastanesine gitti. Orada yetkililerle görüflmüfller. Saat 20.00'de eylemimizi yapt›k. Irakl›'larla birlikte tüm Canl› Kalkan gruplar› 250 kifli kat›ld›. Türkiyeli Canl› Kalkan grubu olarak “Irak halk›n›n yan›nday›z” pankart›n› açt›k. Japonlar da “No War Yes Peace” pankart›n› açt›. Karl ve Cihan Ba¤lama ve Gitar'le bir müzik dinletisi verdiler. Meksika as›ll› Amerikan Zapatista John Rol, Che Guevera'n›n bir fliirini okudu. Bugünkü eyleme tüm canl› kalkanlar›n kat›lmas›nda Türkiyeli grubun birlefltiricilk özelli¤inin de pay› oldu. Sabah otelden ayr›l›p, çad›rlar›m›zla birlikte hastanenin önüne gidece¤iz...

bakana kanl› çocuk elbisesi gönderdi. Eylemde "Kardefl Kan› Üzerine Pazarl›k Olmaz!" sloganlar› at›ld›. Ankara Savafl Karfl›t› Platform Hükümetin “savafl tezkeresini” meclise gönderme karar›n› TBMM önünde sloganlarla protesto etti. Irakta Savafla Hay›r Kordinasyonu Beyo¤lu’nda yapt›¤› eylemle AKP’yi uyard› ve 1 Mart eylemine ça¤r› yapt›. 25 fiubat’ta koordinasyonun ça¤r›s› ile Kenter Tiyatrosu’nda bir araya gelen ayd›n ve sanatç›lar sald›r›ya karfl› bir etkinlik düzenlediler. Sümerbank iflçileri, Bak›rköy’de iflyerlerinde yapt›klar› eylemle ABD’yi protesto ettiler ve fabrika önüne, “Savafl açl›k ve iflsizlik demektir” pankart› ast›lar. Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

11


Genelevleri boyamay› ihmal etmeyin sak›n! kerlekli araçlar ile mühimmat ve askeri malzemeler indirildi. ●●● ‹ngiltere’nin cephanelerini tafl›tmak için kiralad›¤› gemilerden üçü Türk flirketlere ait... ●●● ABD, Irak operasyonu için ‹skenderun liman›na indirmeye bafllad›¤› askeri Hummer’lerin patinaj zincirlerini, 5 AY ÖNCE Türkiye’den Atl› Zincir’den sat›n ald›... ABD’nin ‹skenderun Liman›’nda haz›rl›klar› sürerken, Amerikan askerleri ‹skenderun Orduevi’nde bir e¤lence düzenledi... Amerikal›lar orduevinde e¤lenirken TSK mensuplar› kap›da nöbet tuttu. ●●● Amerikal›lar Mardin, Nusaybin, K›z›ltepe’de lüks otel, konaklama yerlerini kiral›yorlar... Nusaybin ve K›z›ltepe Küçük sanayi sitelerinin Amerikal›lar taraf›ndan depo olarak kullan›laca¤› belirtildi. ●●● ABD, hem tüzel hem de özel kifliler arac›l›¤›yla, Silopi, Cizre, fi›rnak, Mardin, Adana ve Diyarbak›r’da çok say›da hangar, depo, ah›r ve arazi kiral›yor. ●●● ‹skenderun Liman›'ndaki 100 bin metrekare betonlanm›fl saha ile 3 bin 500'ü aç›k 7 bin metrekarelik antrepo ve 18 bin metrekarelik kapal› depolama alan› Amerikan askerinin kullan›m›na ayr›ld›. ‹skenderun liman›n›n etraf› konteynerlerle kamufle edildi. Amerikal›lar, limana indirdikleri yüzlerce askeri araçla ilgili bildirimde bulunma lüzumu dahi duymad›lar. ●●● Batman Hava Üssü'ne de önceki gün akflam saatlerinde 200 Amerikan askeri indirildi. Askerler hava üssünde kendileri için ayr›lan çad›rlara yerlefltiler... Geceleri s›k s›k kargo uçaklar›n›n indi¤i Batman Hava Üssü'nde THY seferleri de bir haftad›r aksad›... Üsse, 1 ay önce ABD'liler Diyarbak›r'daki uçak kazas›na neden olarak gösterilen ILS sistemini de kurdu. ●●● ‹skenderun Liman›'na bir gemi daha yanaflt›. Gemiden z›rhl› ve te12

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

●●● Orduevlerinin durumu bir baflka hal; Amerikan askerleri cirit at›yor, kap›s›nda Türk askeri beklerken, Amerikan conileri içeride parti düzenliyor; Hani flu halk›n, hele ki türbanl›lar›n girmesine kapal› orduevlerinin kap›s› Conilere ard›na kadar aç›k... TSK’nin özel, itibarl› misafirleri onlar. Belki de tersi; belki de as›l evsahibi gibi davranan Yankee’ler, donundan kurflununa kadar Amerika’ya ba¤l› TSK onlar›n kirac›s›d›r! Aralar›ndaki “ikili anlaflmalar›” bu halk bilmiyor ki, bilsek, kim kirac›, kim ev sahibi? ●●● Bütün bu haberlerin içinde farkl› bir haber de vard›: “ABD, Batman’a tabut ve ceset torbas› getirdi”... Eee, iflin bir de bu yönü var tabii. AKP iktidar› hala diyor ki “biz savafla girmiyoruz”... Hala diyorlar ki, “deste¤imiz s›n›rl›”d›r. fiu yaratt›klar› tabloya bak›n! Bütün bir ülke, onlar›n ayaklar›n›n alt›na serilmifl. Üç Amerikal› rezil astsubay bile kendilerine havaalan›nda V‹P statüsü uygulanmas›n› istiyor; var›n gerisini düflünün. Kim veriyor bunlara bu cüreti, kim veriyor bu hakk›! Bas›na henüz yans›mad›, ama AKP hükümetinin emri ve flehirlerde garnizonlar›n gözetiminde memleketin bilumum genelevleri, randevuevleri, baflka malum yerleri de Amerikal›lar için haz›rlanm›fl olsa gerek. Eee, bu kadar›n› yapan, ondan geri kalacak de¤il ya!

‹flkenceli Sevk Bak›rköy Kad›n ve Çocuk Tutukevi D Blokta kalan kad›n tutsaklar zorla, iflkence edilerek Uflak ve Gebze Hapishanelerine götürüldüler. Tutsak temsilcilerinin “idare görüflmek istiyor” denilerek zorla al›konulmas›yla bafllat›lan sald›r›da, ayn› anda ko¤ufla jandarmalar taraf›ndan sald›r›ld›. Bayan tutsaklar›n barikat kurarak direndi¤i sald›r›da çok say›da tutsak yaraland›. ‹flkencenin ring araçlar›na kadar sürdü¤ü sevk sonucu; Nursel Demirdövücü, Ebru Gümüflo¤lu, Aysel Güldo¤an, Ayfle Tuncer ve Neriman fiaflmaz Gebze Hapishanesi’ne; Filiz Gencer, Aysu Baykal, Mesude Pehlivan, Aysel Uzel ve Fatma Y›ld›r›m ise Uflak Hapishanesi’ne gönderildi. Sürgün sonras› bir aç›klama yapan TAYAD’l› aileler, sürgün-sevk edilenlerin 19 Aral›k'ta Bayrampafla Hapishanesi'nde kimyasal gazlarla yak›lan, sakat kalan tutsaklar oldu¤unu belirterek, hemen hepsinin sa¤l›k durumunun kötü ve tedavi görüyor olduklar›na dikkat çekerek, do¤abilecek olumsuz sonuçlardan hapishane idaresinin sorumlu olaca¤›n› belirttiler.

Metin Can ve Hasan Kaya An›ld› 21 fiubat 1993’te konrgerilla taraf›ndan kaç›r›larak katledilen Elaz›¤ ‹HD yöneticileri Metin Can ve Hasan Kaya mezarlar› bafl›nda 250 kiflinin kat›ld›¤› bir törenle an›ld›lar. DKÖ'lerin kat›l›m sa¤lad›¤› anmada "Kahrolsun Kontrgerilla" , "Katil Devlet Hesap Verecek" ve "Kahrolsun Faflizm Yaflas›n Mücadelemiz" sloganlar› at›l›rken, yap›lan konuflmalar s›ras›nda sivil polislerin "katlettik, kötü mü oldu” sözleriyle cinayetleri üstlenmeleri dikkat çekti. Anma karanfillerin b›rak›lmas›yla sona erdi.


Yalanc› Genelkurmay Amerikan askerlerinin, savafl teçhizatlar›n›n topraklar›m›zda konuflland›r›lmas›na iliflkin tezkerenin ç›kmas›na gerek var m›, zaten limanlar, havaalanlar› Amerikan silah deposuna dönüfltürüldü, her gün katar katar yanki gelip geçiyor topraklar›m›zdan. ‹kinci tezkerenin fark›, fiili olarak yap›lan›n resmileflmesi olacak, yankilerin say›s› 60 binleri bulacak; fark bu. “AKP ikinci tezkere için direniyor” yalanlar›n›n gizledi¤i gerçek de bu. Beyaz Saray sözcüsü Fleischer bofl yere daha pazarl›klar›n sürdü¤ü günlerde, “Türkiye'nin ABD birliklerinin konufllanmas›na izin vermemesi, ABD'ye yard›m› reddetti¤i anlam›na gelmez. Türkiye, bir rol oynuyor. Zaten üslerin modernizasyonuna izin verdi. Her halükârda bir rol oynamaya devam edecek. Mesele, rolün öneminde.” deniyordu. (21 fiubat, Radikal) Evet mesele “rol”deydi ve Türkiye bu rolü oynamaya 6 fiubat ihanet karar›nda fiilen bafllam›flt›. Ama, özellikle ‹skenderun Liman›’n›n tam anlam›yla bir ABD askeri üssüne dönüfltürüldü¤ünün, gemilerin birinin gelip ötekinin gitti¤inin, z›rhl› askeri araçlar›n, mühimmatlar›n resimlerinin bas›nda yer almas›n›n karfl›s›nda herkes sormaya bafllad›; “hani tezkere ç›kmam›flt›?” Soru ilkin AKP’ye soruldu. D›fliflleri Bakan› Yaflar Yak›fl, adresi gösterdi; “Genelkurmay’a sorun” dedi. Ayn› gün Genelkurmay bir aç›klama yay›nlayarak 70 milyon halka flöyle dedi: “resimlerini gördü¤ünüz, TV’lerden izledi¤iniz yalan, siz hayal görüyorsunuz, 70 milyonun en ak›ll›lar› biziz...” Genelkurmay Baflkanl›¤› aç›klamas›nda resmen yalan söylenerek, Ro-Ro gemisi “Tellus''tan ve ondan sonra gelen bir baflka ABD gemisinden indirilen çok say›da z›rhl› araç, Füze rampas› olarak kullan›lan özel araçlar, uydu iletiflim araçlar›, tank paletli araçlar “anlaflmaya uygun” olarak nitelendi ve “muharip unsurlar olmad›klar›, modernizasyon amaçl› olduklar›” söylendi. Gazetelerde boy boy yay›nlanan foto¤raflardaki askeri teçhizat›n “limanlar›n modernizasyonu amaçl›” olmad›¤›n› anlamak için öyle “uzman” olmaya da gerek yoktur. Füze rampalar›yla neyi “modernize” edecekler acaba? 70 milyona yalan söylemektir, alay etmektir bu aç›klaman›n anlam›. Yalanc›l›k generallerin en iyi becerdi¤i ifllerdendir. “Biz söylüyorsak inanacaks›n›z” zorbal›¤›na öyle bir al›flm›fllar ki, dünyan›n gözleriyle gördü¤ünü dahi inkar etmekte sak›nca görmezler. Susurlukçuluklar›n› da, katliamc›l›klar›n› da hep ayn› yalanlarla inkar etmeye çal›flt›lar. Gerçek de¤iflti mi; hay›r! Genelkurmay, susarak Amerikanc›l›¤›n› gizleyemeyece¤i gibi, yalanla da örtemez. Koltuk düflkünü islamc›lara bütün iflbirlikçilik anlaflmalar›n› imzalat›rlar, suçüstü yakaland›klar›nda da yalan söyler, inkar ederler.

ABD Çavuflu Önünde Hazrolda Duran Generallerden, Acizli¤ini ‹tiraf Eden Albaya 1950’li y›llarda yeni-sömürgecilik iliflkilerinin gelifltirilmeye baflland›¤› y›llarda Amerikan çavufllar› karfl›s›nda hazrolda duran generallere tan›k olunmufltu. ABD’nin savafl karargah› haline getirilen ‹skenderun Liman›’nda, kendi ülkesinin milletvekilinin can güvenli¤ini sa¤layamayaca¤›n› söyleyen TSK albay›na da tan›k olundu. CHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun, ‹skenderun Liman›’nda inceleme yapmak istedi, ‹çeriye sokulmad›. Bir TSK albay›n›n, “içeri girerseniz can güvenli¤inizi sa¤layamay›z” sözlerinin ard›ndan milletvekili limana girmekten vazgeçti. Kendi topra¤›nda kendi miletvekilinin can güvenli¤ini sa¤layamayan TSK, sözkonusu olan halk olunca, devrimcileri katletmeye gelince nas›l da flahin kesilir. Albay›n, Amerikan eri karfl›s›nda hazrolda durdu¤undan kuflkusu olan var m›?!

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

13


Gazi katliam›n›n sorumlular› fiimdi Irak katliam›n› haz›rl›yor Gazi katliam›yla, Irak’ta katliam haz›rl›¤› aras›nda kurdu¤umuz ba¤ soyut, sadece “siyasi iktidar” nezdinde kurdu¤umuz bir ba¤ de¤ildir. Somuttur. Necati Özgen, bir gazeteye yapt›¤› aç›klamalarda “Yeflil” ad› verilen ölüm mangas› eleman›n›n varl›¤›n›, onun Genelkurmay’›n (yani bugün ülkemizi ABD’nin katliamc›l›¤›na ortak ederek Irak’a karfl› savafla sokan Genelkurmay’›n) üst kademelerindeki generallerle do¤rudan ba¤› oldu¤unu itiraf ediyor. Yeflil, Gazi katliam›n› da organize eden kontrac›lardan biridir. * Türkiye’yi Irak katliam›na ortak eden öteki iktidar oda¤› ise AKP’dir. AKP hükümetinin üyesi Cemil Çiçek’in Susurlukçulu¤u ise malum. Çiçek, Korkut Eken’i aç›ktan sahiplenmifl, Susurluk’un bu flekilde deflifre edilmesini yanl›fl buldu¤unu aç›klam›fl bir kontrgerilla hamisidir. (Onun bu aç›klamalar›na, ne Baflbakan ne de öteki AKP’liler karfl› ç›kmam›flt›r.) Gazi katliam›, Susurluk örgütlenmesinin bin operasyonundan biridir. Korkut Eken’in e¤itti¤i, yönetti¤i ölüm mangalar›, katliam› fiilen hayata geçiren ekiptendirler. * Susurluk Devleti, ne Çiller-A¤ar-Bucak’tan ibaretti, ne de üç befl faflist katil ve mafyac›dan. Susurluk devleti, Genelkurmay’›n merkezinde oldu¤u, ve düzen partilerinin de “yasal, siyasi” k›l›f›n› oluflturdu¤u bir yap›lanmad›r. Genelkurmay yerindedir, Susurluk’un iktidar aya¤›nda ise flimdi AKP vard›r. Hiç yüksünmeden, hiç yabanc›l›k çekmeden bu yap›y› sahiplenmifl ve Susurluk politikalar›n› sürdürmektedir. * ‹flte bu nedenledir ki, Gazi katliam›n›n hesab›n› sormak, sadece o günkü “siyasi, idari sorumlulardan” hesap sormak de¤il; iflbafl›ndaki iktidar14

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

dan hesap sormakt›r. Çünkü ayn› yap›, ayn› anlay›fl, ayn› politika iktidardad›r. Kendi halk›n› Gazi’de oldu¤u gibi katledebilenlerin, baflka bir halk›n katledilmesinde hiç zorlanmayacaklar›, Gazi ve Irak yanyana düflünüldü¤ünde çok daha aç›k hale gelir. * Unutmamak, bir halk›n gücüdür. Unutturmak ise, sömüren ve katleden iktidarlar›n iste¤idir. Gazi’yi unutmak, yaflanmam›fl saymak, Gazi’nin hesab›n›n sorulmas›n› istemekten vazgeçmek, adaletten, demokrasiden vazgeçmektir. 12 Mart’ta Gazi halk›, emperyalizmin örgütledi¤i kontrgerilladan, emperyalizmin ülkemizdeki iflbirlikçisi olan iktidarlardan, Susurluk Devletinden hesap sormak için, sizi bekliyor olacak. “Kahrolsun Susurluk” demek, ayn› zamanda “Kahrolsun Amerika, Kahrolsun iflbirlikçileri” demektir.

Gazi şehitlerini anmak Gazi katliamını lanetlemek Katliamın halen bu ülkeyi yönetmekte olan sorumlularından hesap sormak için

12 MART ’TA GAZİ’DE OL ALIM! ALIM


“Terör listeleri”ni belirleyen ç›karlar Çeçen direnifl örgütleri, Kamikaze fiehitleri Taburu, Kafkas Mücahitleri Birleflik Gücü, Da¤›stan ve ‹çkerya Halklar› Kongresi’nin, ABD’nin “terör örgütleri listesi”ne al›nd›¤› aç›kland›. Aç›klamay›, Rus televizyonuna, ABD D›fliflleri Bakan› Colin Powell yapt› ve “Rusya’n›n terörle ilgili endifleleri konusunda ‘hassas olduklar›n›’” söyledi.

De¤iflen Ne? Her üç örgüt de yeni kurulmufl de¤il, düne göre farkl› bir mücadele çizgisi de benimsemifl de¤iller; o zaman de¤iflen ne? Ne oldu da ABD listeye alma ihtiyac› duydu? Bu sorunun cevab› ayn› zamanda terör listelerinin nas›l haz›rland›¤›n›n da cevab›n› teflkil etmektedir. De¤iflen flu ki, ABD, BM Güvenlik Konseyi’nden Irak’a sald›r› ile ABD ilgili istedi¤i karar› ç›kartt›rmak, en az›ndan aksi yönhukuku, tede bir karar›n ç›kmas›na kellerin ç›karlar›- engel olmak için veto n›n hukukudur; yetkisi bulunan Rusya’ya rüflvet vermek gereki“Terör listeleri” yor. Sen beni desteklersen, ben de senin “teröhukuksuzluk rist” dedi¤ini terörist ilan abidesidir!.. ederim, deniliyor. Örgüt ayn› örgüt, de¤iflen sadece tekellerin Irak ç›karlar›n›n gündemleflmifl olmas›. Hat›rlanaca¤› gibi ayn› mant›kla Türkiye’ye Irak’la ilgili verilen ilk rüflvet KADEK’in “terörist” ilan edilmesi olmufltu. Ç›karlara göre belirlenen “terör listeleri” sadece ABD’ye özgü de de¤ildir. Avrupa da ayn› politikayla belirledi listelerini. Terör demagojilerinin tüm inand›r›c›l›¤›n› yitirmifl olmas›n›, “en büyük terörist ABD” sloganlar›n›n Avrupa’dan Asya’ya dünyan›n her yerinde meydanlarda hayk›r›l›yor olmas›n› bir yana b›raksak dahi, listelerin nas›l ç›karlara göre flekillendi¤i, nas›l aleni bir hukuksuzluk sergilendi¤i Çeçen örgütleri nezdinde bir kez daha ortaya ç›k›yor. “Terör” tan›mlar›nda, “terörist listelerinde” Amerika ile ayn› dili-tan›m› kullananlar da ayn› hukuksuzlu¤un parças› olmaktan kurtulamazlar.

Halk›n

hukuku

Adaletsiz bir ülke, güneflsiz bir dünyaya benzer

Hukukçular, iflgal hukukuna karfl› Tunceli ve ‹zmir barolar› limanlar›n kullan›m› ile ilgili olarak anayasaya ayk›r› oldu¤u gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular. Buna karfl› savc›lar ne yapacaklar, hukuka m› yoksa “Türkiye’nin ulusal ç›karlar›”na m› bakacaklar, görece¤iz. Amerika tüm dünyada, AKP iktidar› ülkemizde kendi hukuk kurallar›n› dahi hiçe say›yor. Anayasas›nda “meflruiyet” flart›n›n aranmas› onu ilgilendirmiyor, o, yani AKP iktidar› Amerika’dan gelecek dolarlara, “ulusal ç›karlar›m›z” diyerek Kürt halk›n›n nas›l sindirilece¤ine, katledilece¤ine bak›yor. ‹flbirlikçinin ve katliamc›n›n hukuku olmaz. Onlar›n hukuku zorbal›k üzerine, güç üzerine kuruludur. Kimi farkl›l›klarla birlikte bütün kapitalizmi savunan iktidarlarda ayn›d›r bu gerçek. Burjuva hukukunun en geliflkin oldu¤u yerlerde dahi, ç›karlara göre hukukun birbirinin tam tersi kararlar› nas›l verdi¤inin örnekleri say›lamayacak kadar çoktur. Örne¤in Belçika hukuku, daha bir y›l önce ‹srail Devlet Baflkan› fiaron’un uluslaras› suçlu olarak yarg›lanamayaca¤›na karar verirken, geçti¤imiz hafta fiaron’un bakan›n› Sabra ve fiatilla katliamlar›ndan dolay› yarg›lamaya yetkili oldu¤unu aç›klad›. Peki de¤iflen neydi? De¤iflen Avrupa’n›n ABD ile iliflkileriydi. Belçika hukukunu da ABD’ye ‹srail arac›l›¤›yla darbe vurmada kullanmaya çal›flt›. Türkiye’de bu, çok daha pervas›z yap›l›yor. Katliamlar, iflkenceler, infazlar böyle aklan›yor. fiimdi de iflgalcilik ve baflka bir halk›n katledilmesini hukukçular, savc›lar, parti kapatma flampiyonu anayasa mahkemeleri sadece izliyor. Soruyoruz; yok mu iflgalcilerin hukukuna karfl› ç›kacak hukukçular, savc›lar? Bu ülkede hukuku savunmak sadece iki kent barosunun görevi mi?

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

15


11 Eylül’den 15 fiubat’a...

Bozulan ABD ‹maj› (Ortaya ç›kan gerçek yüz) 15 fiubat günü, 10 milyondan fazla insan dünyan›n dört bir yan›nda meydanlara döküldü, ABD’yi lanetledi. Tüm ülkelerdeki ABD elçileri Beyaz Saray’a, “‹nsanlar art›k dünya bar›fl› için Bush'u Saddam'dan daha büyük bir tehlike olarak görüyor” (Washington Post) raporlar› veriyor. Yap›lan anketler, “ABD dahil tüm ülke halklar›n›n ço¤unlu¤u Irak'la hiçbir flart alt›nda, (BM karar› olsa bile) savafl olmamas›n› istemektedir.” diyor. Hatta o “Amerikan imaj›n›n” geldi¤i durumu en iyi, ABD’nin “kurtard›¤›... demokrasi götürdü¤ü..” ya da ekonomik “yard›m paketleri” verdi¤i ülkelerdeki ABD karfl›tl›¤› oran› anlat›yor; Arjantin’de yüzde 83, Uruguay’da yüzde 79, Makedonya’da yüzde 76, Bosna-Hersek’te yüzde 75... Oysa 11 Eylül’ün üzerinden geçen zaman, “madur, sald›r›ya u¤ram›fl ABD” imaj›n›n haf›zalardan silinmesine yetecek bir zaman de¤ildi. Buna ra¤men, kimse art›k Amerika’n›n 11 Eylül üzerine demagojilerini, “terör” yalanlar›n› dinlemiyor. Üstelik emperyalist medya, tek tek ülkelerin devletleri ayn› terör demagojisini alabildi¤ine yo¤un olarak ifllemesine, onlar da kendi ç›karlar›na göre kullanmas›na ra¤men böyle olmufltur. Amerikan yalanlar›, suya yaz› yazmaya dönüflmüfltür art›k. Bush’un son konuflmalar›ndan birinde söyledi¤i, “askeri operasyonlar yapt›¤›m›z yerlerde geride asker de¤il anayasalar b›rakt›k, özgürlükler b›rakt›k” yalanlar›n›n, 100’den fazla ülkedeki Amerikan askeri varl›¤›na, Filistin halk›n›n katledilmesinin arkas›nda ABD’nin oldu¤u gerçe¤ine, Filipinler ve Kolombiya’ya yeni yeni askeri y›¤›naklar yap›lmas›na, Güney Kore’deki askeri varl›¤›n› art›rarak Kuzey Kore’nin tehdit edilmesine çarparak geri dönmesi do¤al oland›, bugün olmaktad›r. Peki bu k›sa sürede dünyada “Amerikan imaj›” nas›l de¤iflti, kim de¤ifltirdi ve “teröre karfl› savafl›n baflar›s›”na ne oldu?

Gerçe¤in Üzeri Bombalarla Örtülemedi Devrimci Halk Kurtulufl Partisi, 11 Eylül sonras›nda “gerçe¤e ça¤r›”s›nda flöyle demiflti; “Neden ABD? Bütün dünya bunu sormak, bunu tart›flmak durumundad›r.” Amerika gerçe¤i tart›flt›rmamak, kendi halk›n›n kan›n› kullanarak imparatorlu¤unu tesis etmek için Afganistan’a sald›rd›. Ama gerçek kendini dayatt›. Her düflen bomba halklar›n gözüne çekilen perde16

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

leri birer birer aralad›. Son on y›lda yarat›lan “globalizm, küreselleflme” yan›lg›lar›nda gerçe¤i bir biçimde görenler ço¤ald›. Meydanlar›n onmilyonlarla doluflunun ve kitlelerin büyük bir bilinçlenme sürecine giriflinin, Latin Amerika'da h›zla anti Amerikanc› iktidarlar›n ortaya ç›k›fl›n›n, iflbirlikçisi devletlerin dahi “uzak durma” çabas›na giriflinin, “yeflil kuflak”larda kulland›¤› islamc›larda büyük bir anti-ABD öfkenin yarat›lmas›n›n, “demokrasi, özgürlük, insan haklar›” pazarlayan ‘özgürlüklerin Amerikas›’ rüyas›n›n ciddi darbe yemesinin nedeni Amerikan sald›rganl›¤›d›r. Nas›l ki, 11 Eylül’ü yaratan bizzat ABD’nin kendi politikalar› ise, 11 Eylül’den bu yana “imaj›n›” de¤ifltiren de yine kendisi oldu. ‹mparatorluk planlar› tüm dünyan›n kafas›nda netleflti. “Terör, kitle imha silahlar›, özgürlük, demokrasi” gibi kavramlar ABD’nin dilinde sadece birer demagojiden ibaretti, aslolan emperyalist tekellerin dünya hakimiyetiydi. Karmafl›k denklemler, demagojiler, yalanlar araland›¤›nda karfl›m›za ç›kan Marksizm-Leninizmin tarif etti¤i emperyalizmden baflkas› de¤ildi. Bu nedenle “neler oluyor” sorusuna en net cevaplar› veren bizdik. Dünyaya, iliflki ve çeliflkilere s›n›flar gerçe¤inin gözlü¤ünden bakarak, daha 11 Eylül’ün hemen ard›ndan, “Dünyada ve ülkemizde, savafl, tüm muhalefeti yoketme politikas›n›n aç›kça ilan edilmifl halidir. Hala anlamayanlar, hiç bir zaman anlamayacaklard›r.” (1 Ekim 2001, Y.Vatan) denilmifl ve eklenmiflti; “Amerikan imparatorlu¤u devrimcisinden islamc›s›na, yasal›ndan illegaline, en reformistinden en radikaline kadar, emperyalizmin düzenine flu veya bu aç›dan karfl› ç›kan tüm muhalif güçlerin sindirilmesini, dahas› on y›ll›k bir plan içinde yokedilmesini hedeflemekteydi.” (1 Ekim 2001, Vatan) Bugün yaflanan bundan ibarettir.

‹mparatorluk Amac› Netleflti “Afganistan’a düflen her bomban›n Amerika’ya karfl› öfkeyi büyütece¤ini” söyledi¤imiz yaz›m›z›n mürekkebi kurumadan öfke büyümeye bafllad›. “Sonsuz adalet” operasyonlar›n›n, Amerika’n›n ezeli ve ebedi adaletsizli¤inin bir parças› oldu¤u, sald›r›n›n Afganistan’la, Irak’la s›n›rl› kalmayaca¤› tart›flmas›z olarak ABD taraf›ndan gözler önüne serildi. ABD’nin tüm dünyay› karfl›s›na alarak, tehdit etmedik, gözda¤› vermedik, flantaj yapmad›k


ülke b›rakmad›¤›, sald›r›n›n birini bitirmeden ötekinin zeminini yaratmak için kampanyalar bafllatt›¤› bir süreç yaflan›yor. Afganistan’a bombalar düflerken, Irak kampanyas› bafllat›ld›. fiimdi Irak’a sald›r› daha bafllamadan, baflka ülkeler “gündeme” al›nd›. Amerika’n›n imparatorluk planlar›n›n hiçbir gizlilik yan› kalmad›. Daha geçen hafta ‹srail’de yay›nlanan Haaretz gazetesinde (17 fiubat) yer alan habere göre; fiaron ile görüflen ABD D›fliflleri Müsteflar› John Bolton, “Amerika'n›n Irak'tan sonra ‹ran, Suriye ve Kuzey Kore tehditlerine yönelece¤ini” aç›klarken, yine ABD Savunma Bakanl›¤› dan›flman› Richard Perle, Suriye Devlet Baflkan› Beflflar Esad’›, "Irak'taki tecrübe bölgedeki reformlar için bafllang›ç olacak. Suriye Devlet Baflkan› Beflflar Esad'›n reformlar› dikkate alaca¤›n› ümit ediyorum. Aksi takdirde kendisini 'ikinci s›rada hedef ben olabilirim' demek durumunda kalabilir" diye tehdit ediyordu. Ortado¤u, Asya, ülkeler, örgütler bu liste uzay›p gidecektir. 11 Eylül sonras› devrimci örgütlerin “yokedilmesi gerekenler listesine” al›nd›¤›nda söyledi¤imiz gibi.

Gücün Pervas›zl›¤› Burjuva sistemin kendi yaratt›¤› kurumlar› yok

etme/etkisizlefltirme pahas›na, emperyalistler aras› dengeleri yeniden flekillendirmenin alenileflmesiyle birlikte, emperyalistler aras› çeliflkiler keskinleflme sürecine girdi. Pazar alanlar› kavgas› BM ve NATO arenas›nda cereyan etmeye bafllad›. ‹flte tam da bu noktada Amerikan sald›rganl›¤›n›n ideolojik mimarlar›ndan eski ABD Ulusal Güvenlik Dan›flman› Zbigniew Brzezinski, Bush yönetimine ak›l vererek, “emperyalistler aras› dalaflmay› b›rakal›m dünyay› birlikte paylaflal›m” diyordu, Radikal’in aktard›¤› yaz›s›nda. (21/02/2003) Afganistan’dan bu yana dünya kamuoyunun tersine dönerek, “dünyada sadece tek bir ülkenin kamuoyunun, ABD'nin Irak'a karfl› olas› harekât›n› destekledi¤ini; onun da her an tersine dönebilir oldu¤unu” belirten Brzezinski, Avrupa ile dalafl›n “hiç görülmemifl çirkinlikte” oldu¤unu, “yan› s›ra NATO'nun birlik beraberli¤inin de gerçek bir tehditle yüz yüze” oldu¤unu ve “terörizmle savaflta stratejik bir baflar›dan söz etmenin çok zor” oldu¤unu dile getiriyor ve evet Irak’a karfl› güç kullanal›m, ama bunu yaparken, emperyalist kamp› bölmeyelim uyar›s›nda bulunuyor. “Yanl›fl gidenin ne oldu¤unu” da sorguluyor Brzezinski; “Irak'›n BM kararlar›na uymad›¤›na dair aç›k gerçek, niye bu kadar çok tart›flma yarat›nektir. Geçen hafta kan, katliam üzerinde tepinerek “h›rlayan” Özkök, Amerikan çocu¤u oldu¤unu daha aç›k hale getirdi: “Türkiye yapt›¤› iki fleyden hiç mi hiç utanmamal›, hatta gö¤sünü gere gere bunu yapmal›d›r. Birincisi, ... stratejik müttefiki ABD’ye askeri her türlü kolayl›¤› sa¤lamak. ‹kincisi de, ... sa¤layaca¤› kolayl›klar karfl›l›¤›nda, ... pazarl›k yapmak.” (21 fiubat, Hürriyet) Özkök “elinden geleni yap›yor”, AKP gibi; ama kimse kaale almay›nca, eksiki gibi “Hürriyet’in Yay›n Yönetmeni dedi ki...” diye tart›flmay›nca, art›k gemi az›ya al›yor ve kurtulufl savafl› y›llar›n›n mandac›lar›n›n kemiklerini s›zlat›yor. Bu katiller ve Amerikanc›lar güruhu sadece Irak halk›n›n de¤il, bu ülke insanlar›n›n, devrimcilerinin katledilmesinde de ayn› övüncü duyuyor, Susurlukçular› da ayn› utanmazl›kla savunuyorlar. Bas›n camias›n›n zerrece bir onuru varsa, “iletiflim fluralar›nda” Özkök zihniyetini lanetlemeleri gerekirdi!

“Medya Gücü”nün ‹flas›, Amerikanc› Özkök’ün Çaresizli¤i Dünyada ve ülkemizde bütün kampanyalara, senaryolara ra¤men halklar› etkileyemediler. Irak’›n gündeme getirildi¤i andan itibaren Pentagon kaynakl› dünya medyas›na pompalanan yalanlar›, medya kampanyalar› görülmedik düzeye yükseltildi. Hatta ülkemizde Amerika’dan daha Amerikanc› oldu¤unu kan›tlayan bas›n, köfle yazarlar› halk›m›za Amerikanc›l›¤› kabul ettirmek için her türlü demagoji ve yalan› kulland›lar. Sonuç ortada! Ne “Bin Ladin” korkutmalar›, ne “diktatör Saddam” üzerine yap›lan ve kimisi komediye dönüflen yay›nlar ne de “ABD’nin yan›nda olursak flöyle ç›kar›m›z” olur diye bafllayan ahlaki düflkünlükler, hiçbiri halk›m›z›n ABD’ye karfl› düflüncelerini de¤ifltirmedi. Aç›k ki, ABD ile birlikte medya da propaganda savafl›n› kaybetti. Kendi gücünü mutlak görüp, savafl› kaybeden bütün zorbalar gibi dengesizleflti, pervas›zl›k boyutland›. Ertu¤rul Özkök’ün pervas›zl›¤› bu konuda ör-

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

17


yor? Yak›n müttefikler aras›nda bile niye bu denli çok anlaflmazl›k ç›k›yor? Niye savafla dünya çap›nda ('yeni Avrupa'da, yan› s›ra Britanya'da bile) bu kadar yayg›n muhalefet var? Ve ABD'de dahi niye büyük boyutta belirsizlik yaflan›yor?”. ‹mparatorluk cephesinden “nedenler” de s›ral›yor Brzezinski ve temel olarak izlenen politikalar›n özüne itiraz› olmamakla birlikte zamanlama, propaganda da kabal›k, öteki emperyalistleri dikkate almama gibi nedenlere ba¤lad›ktan sonra uyar›yor; “Saddam rejiminin devrilmesi u¤runa ABD'nin küresel liderli¤ini kaybetmesi gibi büyük bedeller ödeme riskine karfl› hassas, kapsaml› bir strateji..” Ben gücüm, ne diyorsam o, ne yaparsam do¤ru, tüm dünya bana itaat edecek diyen Amerikan imparatorlu¤una içeriden yap›lan bu uyar›lar, ayn› zamanda imparatorluk cephesindeki korkunun da belirtileridir. Zira aç›k ki, 11 Eylül’den bugüne geçen süre ABD imparatorlu¤u için yenilgidir.

Halklar Bush’a Cevap Verdi ABD Baflkan› Bush 11 Eylül sonras›, tüm dünyaya meydan okuyarak, “ya bizden yanas›n›z, ya bize karfl›s›n›z” demiflti. Bunu söylerken bolca “terör” demagojileri yapmas› k›sa bir süre sessizli¤e neden olmufl olsa da, halklar›n cevab› gecikmedi:

‘STK'lar Ne ‹fle Yarar? Reformizmin sevdi¤i terimle ‘STK’lar, aç›k ad›yla ‘Sivil Toplum Kurulufllar›’ ne ifle yarar; bu konuda en bilinenlerinden Human Rights Watch cevap veriyor. Human Rights Watch (Uluslararas› ‹nsan Haklar› Örgütü) geçti¤imiz günlerde Irak’la ilgili, bir rapor yay›nlad›. Raporda, “Saddam Hüseyin'in 1979'da resmen iktidara geliflinden sonra Irak'ta bir terör rejimi oluflturdu¤u ve bu rejimi korumaya dönük uygulamalar›n; Irak'taki toplumsal yaflam› her yönüyle olumsuz etkiledi¤ini, Irak cezaevlerindeki insanlara uygulanan iflkencelerin, dünyada bilinen iflkence yöntemlerini gölgede b›rakt›¤›n›” aç›klad›. Görevidir yapar m›, diyorsunuz? De¤il. Irak’a yönelik kampanyan›n ihtiyaçlar›na “STK’lar” cephesinden destek veriyor. Türkiye hapishaneleri, F tipleri ölüm evlerine dönüflmüflken, ayn› raporlar› Türkiye için haz›rlam›yor mesela. Niye, çünkü Türkiye’ye de ABD’nin rüflvet verme süreci yaflan›-

18

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

“Size karfl›y›z!” Bu kaç›n›lmaz cevapt›; hiçbir halk iradesi elinden al›narak, açl›¤a, zulme mahkum edilerek yaflayamaz. Dünya üzerinde hukuksuzluk, gayri meflruluk düzenine halklar sürgit sessiz kalamazlar. Bundan sonraki aflamada verilecek cevap, karfl› olman›n ötesinde halklar›n imparatorlu¤un karfl›s›na bir güç olarak ç›kmas›nda. ‹ki bloklu dünyam›zda halklar blokunun tek kurtulufl yolunun tek tek ülkelerde sosyalizm yolunda verecekleri mücadelede oldu¤unu görmesinde. “ ABD emperyalizmiyle ezilen halklar aras›ndaki çeliflki, dünyan›n BAfi ÇEL‹fiK‹” olmaya devam ettikçe, o süreç de çok uzak de¤ildir. Emperyalistlerin 1990’lar›n bafllar›ndaki söylemlerini hat›rlay›n. Art›k kapitalizmin, burjuva demokrasisinin ebedi zaferi ilan edilmifl, her yere bar›fl›n, demokrasinin, insan haklar›n›n gelece¤i söyleniyordu. Sosyalizm, devrimcilik, devrimler ölmüfltü art›k. Demek ki hiç bir fleyi çözememifller. Demek ki hiç bir fleyi bitirememifller. Dünkü “zafer” 盤l›klar› halklar›n mücadelesi karfl›s›nda nas›l toz bulutlar› gibi da¤›l›p gittiyse; bugünkü “savafl” 盤l›klar› da halklar›n direnifline çarp›p da¤›lacakt›r. ” (17 Eylül 2001, Y. Vatan) yor, tersi olsa onu da haz›rlarlard›.

2.9 Katrilyon Ne ‹çin, Kime? Avrupa Birli¤i yerel giriflimlerle kurulmufl olan çocuk, gençlik, kad›n, insan haklar›, çevre, kalk›nma ve kültür gibi konularda etkinlik gösteren, bu konularda proje üreten yaklafl›k 80 STK'ya, Sivil Toplum Gelifltirme Program› (STGP) kapsam›nda 1 milyon 650 bin Euro (2.9 katrilyon) destek karar› ald›. (Radikal, 21 fiubat) Sak›n kimse, Avrupa’n›n ne kadar “hay›rsever”, ne kadar “hukuka, insan haklar›na sayg›l› oldu¤unu, bu de¤erleri tüm dünyada gelifltirmek için para harcad›¤›n›” anlatmas›n. Yugoslavya’da karfl› devrimci darbenin kitle gücünü oluflturan STK’lara da ayn› kaynaklardan Eurolar, Dolarlar ak›t›lm›flt›. “Kimin ekme¤ini yersen onun k›l›c›n› sallars›n.” Avrupa emperyalistlerinin ekme¤ini yiyenler, kime karfl›, hangi alanlarda k›l›ç sallayacaklar ve bu 80 STK kim? ‹flte size STK’lar›n ne ifle yarad›klar›na ve çal›flma tarzlar›na iliflkin iki örnek!


Amerika karfl›s›nda sürüngen

Kürtlere karfl› flahin! Türkiye bugünlerde tam bir savafl hali içinde. Yollarda, yolcu otobüslerinden daha çok askeri konvoylar var. Bir yandan Amerikan ordusu, bir yandan Türk Silahl› Kuvvetleri Irak’a tafl›n›yor. Peki ne için? Amerika aç›kça Irak’› iflgal etmeye gidiyor. Peki Türkiye’nin ordusunun orada ne ifli var? O da ayn› fley için, “‹fiGAL” için gidiyor. Burjuva bas›ndan aktaraca¤›m›z bir cümle, iflgali tüm ç›plakl›¤›yla gösteriyor zaten: “Birliklerimiz Zaho ve Duhok baflta olmak üzere Batufa, Begova, Bamerne, Daretuye, Sersenge, Dereluke, Osmana ve Serigelye bölgelerine yerlefltirildi.” Bak›n, bu isimler, Türkiye’de 80 y›ld›r süren bir asimilasyonla yokedilmek istenen bir dile ait isimlerdir: KÜRTÇE’dir. Gitmiflken, o isimleri de “Türkçelefltirir”ler art›k. ‹flgalcinin amac› tam da budur. Hewler’de toplanan Kürt Yerel Parlamentosu, “Türkiye ordusunun Güney Kürdistan’› iflgal etmesinin kabul edilemeyece¤i” karar›n› ald›. Kararda “Topraklar›m›za ordu göndermek isteyen ülkelere kap›lar›m›z› kapat›yoruz... Türk ordusunun herhangi bir müdahalesi karfl›l›k görecektir...” denildi.

sahip olmas›n›, Bulgaristan’daki Türk az›nl›¤›n haklar›n› savunurken, Irak’taki Kürtlerin haklar› niye meflru olmuyor? Bu soruya da verilecek bir cevaplar› olamaz. ‹flgal eden oligarfli olunca “ulusalc›”s›ndan “demokrat”›na kadar hepsi destekliyor. fiovenizm beyinlerini teslim alm›fl. Oligarfli de bu beyinleri tepe tepe kullan›yor. Kuzey Irak’taki Kürtlerin “Türk ordusunun topraklar›m›za girmesini istemiyoruz” aç›klamas› üzerine, Hürriyet Gazetesi flu bafll›¤› kulland›: “Kürt Meclisi: Türkler K. Irak’a Giremez. Gel de Ç›kar, Zaten Oraday›z...” (26 fiubat 2003, Hürriyet) fiovenist kafa, ayn› zamanda ahlaks›zd›r, hukuktan nasibini almam›flt›r. Karfl›s›nda bir halk var, kulland›¤› üsluba bak›n. Ertu¤rul Özkökler’le Bushlar, ayn› hamurdan yo¤rulmufllard›r. Katliamc›l›kta, teröristlikte, kovboyculukta, ahlaks›zl›kta, birbirlerinden geri kalmazlar. Birbirlerinden sanki “farkl›” gibi görünen Hürriyet ve Cumhuriyet yazarlar›, konu flovenizm olunca, ayn›lafl›veriyorlar. Cumhuriyet’ten de Hikmet Çetinkaya flöyle yaz›yor: “E¤er Saddam devrilirse Kuzey Irak'ta 'Kürt devleti' yaflama geçecek!.. Tüm bunlar Türkiye üzerine oynanmak istenen bir senaryonun parças›!.. KDP Lideri Barzani, Kuzey Irak'a giren Türk Silahl› Kuvvetleri'ni 'istilac›' olarak görüyor!..” (25 fiubat 2003) Peki istilac› de¤il de ne olarak görmeli acaba Çetinkaya’ya göre? Üstelik Türkiye’yi iflgalci olarak gören sadece Kürtler de

Kuzey Irak ‹flgali Durdurulmal›d›r!

fiovenizm, iflgalcili¤e götürüyor: Kuzey Irak’ta Türkiye’nin ne hakk› var? Burjuva bas›n ve generaller, Kuzey Irak’taki Kürtlerin “Türk ordusu topraklar›m›z› iflgal ederse, direniriz, karfl›l›k veririz” sözlerini, “bizi tehdit ettiler” diye yans›t›yor. ‹flgalci bir güce karfl› topraklar›n› savunmak, her halk›n hakk›d›r. Nas›l ki Türkiye, 1920’de iflgalcileri denize döktüyse, e¤er Türkiye oligarflisi iflgalcili¤e soyunursa, baflkalar›n›n da onu denize dökme hakk› vard›r. Kuzey Irak’taki baz› Kürt gruplar›n›n tutars›zl›¤›, emperyalizmle iflbirli¤i içinde olmas›, bu gerçe¤i de¤ifltirmez. fiovenist kafa, orada bir “Kürt devleti”nin kurulmas›n› engelleme hakk›n› kendinde görüyor. Peki bu hak nereden geliyor? Dünyada nas›l ki uluslar›n büyük ço¤unlu¤unun bir devleti varsa, Kürtlerin niye bu hakk› olmas›n? Bu soruya verilecek cevaplar› yoktur. Türkiye K›br›s’taki 150 bin Türk’ün ayr› bir devlete

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

19


de¤il, Kuzey Irak’taki Araplar, Sunni liderler de “Türkiye ordusunun girmesini iflgal olarak görürüz” diyorlar.

Türkiye’yi kimse davet etmedi oraya! D›fliflleri Bakanl›¤›’n›n resmi aç›klamas›nda Kuzey Irak’taki Kürt Meclisi’ne hitaben “Yersiz tepkilerle tahrik havas› yarat›lmamal›” deniyordu. Yüzsüzlü¤e bak›n! Sen git onlar›n topraklar›n› iflgal et, onlar›n ulusal haklar›n› kullanmalar›na engel ol, sonra “yersiz tepkiler” de, sonra “tahrik etmeyin” de. “Tahrik eden”, iflgalciden baflkas› de¤ildir. Tahrik eden, Türkiye oligarflisi ve Amerikan emperyalizmidir. Burjuva kalemflörler, “niye karfl› ç›k›yorlar anlam›yoruz” havas›ndalar. Sanki ortada bir iflgal yok! Newsweek adl› dergide Kuzey Irak halk›yla röportajlar yap›lm›fl, konuflan baz› Kuzey Irakl› Kürtler düflüncelerini flöyle dile getiriyorlar: “Türk askeri birlikleri Kuzey Irak'ta baz› bölgelerde konuflland›lar. Bu bölgeye ilk girmeye bafllad›klar›ndan bu yana Türklerden korkuyoruz. Onlar da bize Saddam'dan farkl› davranm›yorlar...”, Bir baflkas› da flu sözlerle tamaml›yor onu: “Türkler evlerine dönsün. Bizim için Saddam neyse Türkler de ayn›d›r. ‹kisi de düflman›m›z.'' Denilebilir ki, bunlar kas›tl›. Ama bak›n Türk Silahl› Kuvvetleri’nden emekli bir orgeneral ne diyor: “Kuzey Irak’ta Türk askeri sevilmez, bunu herkes bilmeli.” (Em. Org. Necati Özgen, 25 fiubat 2003, Hürriyet) Niye sevilmez, bunu söylemiyor orgeneral. Ama tahmin etmesi hiç zor de¤il. OHAL ad› alt›nda, Do¤u’da, Güneydo¤u’da yapt›klar› zulmü hat›rlay›n; Kuzey Irak’a bugüne kadar düzenledikleri onlarca “s›n›r ötesi harekat”ta neler yapt›klar›n› tahmin edebilirsiniz.

“Kendi Kürt’ünü katleden” oligarfli, flovenizmini “s›n›r ötesine” tafl›yor! Bask›, terör, gözda¤›; baflka bildikleri ne var ki? D›fliflleri Bakan› Yaflar Yak›fl, laf› doland›rmadan söylüyor: "Biz Kuzey Irak'a Kürtlere gözda¤› vermek için de giriyoruz." Bu gözda¤›, Kürt halk›n›n ulusal haklar›n› kullanmas›n› engellemek içindir. Bu gözda¤›, üstelik Türkiye s›n›rlar› d›fl›ndaki bir halk› sindirmek içindir. Bunun ad›, iflgalcilik de¤il de ne olur o zaman? Sen kendi s›n›rlar›n içindeki Kürtlerin dilini, kültürünü gasbetti¤in, onlar› bask› alt›nda tuttu¤un yetmiyormufl gibi, bir de kalk›p s›n›rlar› d›fl›ndakiler üzerinde bask› kurmaya çal›fl›yor. Irak “yeniden yap›lan›rken” Kürtlere hiç bir hak tan›nmas›n, kesinlikle “federasyon olmas›n” diyor. Bu pazarl›¤› 20

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

da bir baflka iflgalciyle, Amerika’yla yap›yor. ‹ki iflgalci, kafa kafaya verip, silahlar›n gücüyle, Irak topraklar› üzerinde yaflayan Kürt, Arap, Türkmen halk›n kaderini belirliyorlar. Kuzey Irak sorunu, Kürt sorunudur. Hangi k›l›fla, gerekçeyle örtülürse örtülsün, olgu budur. ‹flgal, ülkemiz s›n›rlar› içinde ony›llard›r Kürt halk› üzerinde sürdürülen bask›n›n bir parças›d›r.

“Türkmenlerin can güvenli¤i” bir baflka bahanedir. 1991’e kadar Irak’taki Türkmenler, Türkiye’nin gündeminde olmam›flt›r. Türkmenlerin ne can güvenli¤i, ne ulusal haklar›, Türkiye’yi ilgilendirmemifltir. Kürtlerin Kuzey Irak’ta etkinlik kazanmas›, kendi topraklar› üzerinde k›smi bir egemenliklerinin gerçekleflmesiyle birlikte, Türkiye “Türkmenleri” hat›rlay›verdi. Bütün amac›, Türkmenleri Kürtlere karfl› bir koz olarak kullanmakt›r.

Kuzey Irak ‹flgali, ülke içinde de bask› ve zulüm demektir! Oligarflik devlet, kimilerinin sand›¤› gibi ne “demokrasi”, ne de bir “hukuk devleti”dir. Oligarflik devlet, faflist bir yap›lanmad›r. Ve tüm faflist devletler gibi, kendi halk›na karfl› savafla göre örgütlendirilmifltir. ‹ktidardan gelip geçen tüm hükümetler, bu devlet yap›s›n› sürdürmüfl ve pekifltirmifllerdir. “Susurluk devleti“ olarak da adland›rabilece¤imiz bu devlet yap›s›n›n 1970’den bu yanaki “kanl› tarihi” ortadad›r. Bu devlet, aleni bir “iflgal”e, yani “savafl”a girdi¤inde, nisbi anlamda varolan tüm haklar› da rafa kald›rmaya çal›flacakt›r. Bunun ilk ad›m›, yeniden OHAL ilan edilmek istenmesidir. Kimse OHAL’i kendi d›fl›nda, sadece “bir bölge” ile s›n›rl› düflünmemelidir. OHAL orada varsa, tüm Türkiye’de var demektir. Bunun prati¤ini yaflad›k. ‹flgalle birlikte, s›n›rlar›n bu taraf›ndaki Kürt halk› üzerindeki bask›lar, daha bugünden görülmeye baflland›¤› gibi, katmerleflerek art›r›lacakt›r. 120 bin asker y›¤›lacak Kuzey Irak’a. Bu askeri harekat milyon dolarlar› sarfetmeyi gerektirdi¤ine göre, bunun da faturas›, halka daha fazla yoksulluk olarak kesilecektir. K›sacas›, Kuzey Irak’›n 120 bin kiflilik bir askeri kuvvetle iflgali, s›n›rlar›m›z içinde daha fazla yoksulluk ve daha fazla bask› anlam›na gelir. Barzani ve Talabani’nin tutars›z politikalar›, ABD’yle iflbirli¤i içinde olmalar›, Türkiye’ye Kürt halk›na, Irak’a askeri müdahale hakk› vermez. Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahalesi, hiçbir hakl›l›¤›, meflrulu¤u olmayan bir müdahaledir.


Faik Türün’den Necati Özgen’e

Susurlukla, ‹flkenceyle Özdefl General Kültürü 12 Mart’›n iflkenceci generallerinden Faik Türün’ün kim oldu¤unu anlat›¤›m›z geçen haftaki say›m›zdaki “bir iflkencecinin cenaze töreni” bafll›kl› yaz›m›z› flöyle noktalam›flt›k; “Demirel’in partisinden milletvekili seçilmesi, cumhurbaflkanl›¤›na aday gösterilmesi, onun katilli¤ini, iflkencecili¤ini unutturamad›. Bundan sonra da unutulmayacakt›r, çünkü Faik Türün zihniyeti ordunun her kademesinde hala yafl›yor.” Hürriyet Gazetesi’nde 24 fiubat’tan bafllayarak üç gün üst üste yay›nlanan bir röportaj “yaflayan” bir örne¤i daha gözler önüne serdi. Yeni emekli olan general Necati Özgen, bol bol as›p kesmekten, Kürtlerin kökünü kaz›maktan söz etti¤i röportaj›nda generallerin kültürü haline gelen Susurlukçulu¤unu da bir kez daha yineledi.

Eken Hepsinin Çocu¤u K›br›s’ta “Bar›fl Kuvvetleri Komutanl›¤›”, Do¤u ve Güneydo¤u’da Jandarma Asayifl Komutanl›¤› yapan emekli Orgeneral Necati Özgen, söz konusu röportajda, “Korkut Eken’in vatana çok hizmet etti¤ini, yapt›klar›n›n unutulamayaca¤›n›...” söylüyor. Daha önce Korkut Eken’e sahip ç›kan Necati Özgen, o zaman yaln›z de¤ildi. Emekli generaller, Do¤an Gürefl, Teoman Koman, Hasan Kundakç› da, Korkut Eken’in yapt›klar›n›n bilgileri dahilinde oldu¤unu söylemifllerdi. Hukuk, generaller karfl›s›nda elikolu ba¤l› izledi sadece. Göstermelik ifade alma flovlar›n›n da arkas› gelmedi. Özgen, bu rahatl›kla yeniden Eken’e sahip ç›karken, bir ad›m daha ileri atarak, “Yeflil” kod adl› kontra tetikçisi Mahmut Y›ld›r›m ile de görüfltü¤ünü itiraf ediyor. Elbette bütün yalanc› generaller gibi, “yeflil oldu¤unu bilmedi¤ini” söylemesi hiçbir fleyi de¤ifltirmiyor. Makam›na kadar getirilen bir tetikçiye para vermemifl de, odas›ndan kovmufl da... Katliamc›l›k kadar yalanc›l›k da generallerin kültürü.

Emekli Edin, Dinleyin! Görev bafl›nda olduklar›nda ne Yeflil’i ne de ad›

Susurluk’la bütünleflmifl “Yeflil”i hiçbir general savunmuyor, sahiplenmiyor. Ne zaman ki emekli olduklar›nda mikrofonlar önlerine tutuluyor, iflte o zaman gerçek düflüncelerinin en az›ndan bir k›sm› dökülüveriyor ortaya. Ve, sanki bu sahiplenme Genelkurmay’dan ba¤›ms›zm›fl, Genelkurmay Susurluk’a sahip ç›km›yormufl gibi gösteriliyor böylece. Halbuki bu isimlerin tümü ordunun en tepesinde görev yapan, politikalar›na yön veren generaller de¤il mi? ‹çlerinde eski Genelkurmay Baflkan›’ndan tutun, ordu komutanlar›na kadar kimler ayn› yolu izlemedi ki. Art›k gizlenemeyen gerçe¤in resmileflmesi için bütün generallerin emekli edilip konuflturulmas› m› gerekiyor? (Holdingcilikleri de hep emekli olduklar›nda alenilefliyor!)

Susurluk’la Özdefl General Kültürü Gerekmiyor elbette. Ordunun komuta kademesinde yer alan bütün generaller, Susurlukçu, iflkenceci, katliamc› olmad›kça o kademelere gelemezler. En az›ndan o kademeye gelebilmek için, bütün yeni-sömürge ülkelerinin ordular›nda oldu¤u gibi Amerikan e¤itimlerinden geçmeleri gerekiyor. Bütün paflalar hep Susurluk’a sahip ç›k›yor. Genelkurmay eski baflkanlar›, ordunun halen görev bafl›ndaki komutanlar› tescilli iflkencecileri hiç yaln›z b›rakm›yor. Bu, ne flu bu generale özgü ne de Genelkurmay baflkanlar›n›n de¤iflmesiyle de¤iflen bir durumdur. Bu, orduya, generallere hakim olan bir kültürün, politikan›n, yönetim tarz›n›n ve ideolojilerinin yans›mas›d›r. Katletmeden, iflkenceyi savunmadan, onbinlerce insan›n katili Korkut Ekenlere sahip ç›kmadan yönetemezler. Katledecekler, as›p kesecekler “ulusal ç›karlar›m›z” deyip herkesi susturacaklar. Bu hamaseti öylesine benimsemifllerdir ki, kimsenin inan›p inanmamas› umurlar›nda de¤ildir. Güvendikleri tanklar›n gücüdür sadece. 3 Kas›m 1996’n›n hemen ard›ndan söyledi¤imiz gerçe¤i bir kez daha yinelemekte fayda var; Susurluk devlettir, orduya bak›lmadan Susurluk’u anlaman›n olana¤› yoktur.

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

21


Türkiye iflkenceler ülkesi Sadece resmi rakamlarla bile günde 4 kiflinin son üç y›ld›r iflkence gördü¤ünün aç›kland›¤› TBMM çat›s› alt›nda, iflkenceyi önleme de¤il, Amerikanc›l›k tart›fl›l›yor! “‹flkence...” diye bafllayan her konuflman›n ard›ndan, devlet cephesinden “münferit...devlet politikas› de¤ildir...e¤itimsiz polislerin ifli...” aç›klamalar› gelir. Gerçe¤i demagojiyle geçifltirmenin klasik bir örne¤i olan bu ifadelere kimse inanmaz elbette. Çünkü bu ülkede yaflayan herkes bilir ki, iflkence bir devlet politikas›d›r. Muhalif güçleri sindirmenin, devrimci mücadeleyi engellemenin en temel araçlar›ndan biri olarak ony›llard›r kullan›lagelir.

Adalet Bakan›’ndan ‹tiraf Geçti¤imiz günlerde CHP Milletvekili Yakup Kepenek'in iflkenceyle ilgili soru önergesine Adalet Bakan› Cemil Çiçek'in verdi¤i cevap, devletin 'münferit' dedi¤i iflkencenin boyutlar›n› gözler önüne serdi. Ki bu rakamlar sadece resmi belgelere geçenlerdir. Gerçe¤in bu say›n›n katbekat üzerinde oldu¤u bilinmektedir. Çiçek’in, TBMM çat›s› alt›nda verdi¤i rakamlara göre; “2000-2002 aras›nda 4 bin 600 kifli iflkence nedeniyle savc›l›klara baflvurdu. Bu süreçte 2 bin 471 iflkence davas›n›n 205'inde iflkenceciler “mahkûm” oldu. Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi'ne de bugüne kadar Türkiye aleyhine iflkenceden 344 baflvuru yap›ld›.” Hat›rlanaca¤› gibi, önceki hükümet döneminde ‹çiflleri Bakan› Rüfltü Kaz›m Yücelen de benzeri bir soru önergesine, “1995-2001 aras›nda ülke genelinde 1 milyon 740 bin 70 kifli gözalt›na al›nd›...” cevab›n› veriyordu. ‹HD’nin verilerine göre de, son dört y›lda iflkence nedeniyle aç›lan davalar›n yüzde 80’i “takipsizlikle” sonuçland›.

‹flkence Tezgahlar› Har›l Har›l! Çiçek’in verdi¤i rakamlar, son üç y›ld›r (ki bu süreç devletin “iflkence olaylar› azald›” dedi¤i y›llard›r) her gün 4 kiflinin emniyet müdürleri ve jandarma karakollar›nda iflkence gördü¤ünün resmi kay›tlara geçti¤ini gösteriyor. Bir ülke düflünün ki, iflkence tezgahlar› her gün 4 insan› iflkenceye çekiyor ve hala bu ülkenin yöneticileri “iflkencenin münferit oldu¤u” yalan›na inan›lmas›n› istiyor. Kay›tlara geçmeyenleri, yeniden iflkenceye al›nmamak için suç duyurusunda bulunma22

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

yan binlerce insan› buna eklerseniz, karfl›n›za ç›kacak tablo günde de¤il, her saatte 4 kifliye iflkence yap›ld›¤› gerçe¤idir. ‹fiKENCEC‹LER‹N; “münferit” masal› anlatan yetkililerce, “zor kullanma anlar›nda amac›n› aflan olaylar yaflanmas› ferdi hareketlerdir. Tamamen münferit nitelikteki bu ferdi hareketler de kas›ttan de¤il, toplum psikolojisi içerisinde yer alan heyecan›n bast›r›lamamas›ndan kaynaklanmaktad›r.” diyen (‹çiflleri eski Bakan› R. Kaz›m Yücelen) bakanlarca, “polisimizin elini so¤utmay›n” diyen baflbakanlarca, “niye copla tecavüz etsinler, tafl gibi delikanl›lar›m›z var” diyen generallerce, “Memurun Muhakemat› Kanunu” gere¤i, iflkenceciler hakk›nda soruflturma iznini vermeyip, “bir sopa bulunmufl, ne olacak” diyen valilerce, takipsizlik, beraat kararlar› veren mahkemelerce KORUNDU⁄U ülkemizde bu rakam flafl›rt›c› de¤ildir elbette. Bu rakamlar ve sadece son bir ayda 1000 DEHAPl›’n›n gözalt›na al›nmas›, 200’ünün tutuklanmas›; “iflkenceye s›f›r tolerans” diye iktidar olan AKP döneminde de, günlük iflkence tarifesinin artarak sürdü¤ünün göstergesidir.

‹flkenceci Nas›l Korunur; ‹ki Örnek En son yaflanan, bas›na sadece son haftada yans›yan iki örnek verece¤iz. Bu iki örnek, iflkencecilerin nas›l “elinin so¤utulmad›¤›n›n”, nas›l cesaretlendirilerek, “iflkenceye devam” denildi¤inin örne¤idir. ‹lk örne¤imiz, Türkiye’nin EN UZUN ‹fiKENCE DAVASI; Birtan Altunbafl’›n 1991’de Ankara iflkencehanelerinde gözalt›nda iflkenceyle katledilmesi davas›. Geçen hafta görülen davada yine hiçbir ilerleme kaydedilmeden 2 May›s 2003 tarihine ertelendi. Aç›k ki, “zaman afl›m›” için 10 y›ldan fazlad›r, mahkeme-polis-bakanl›k iflbirli¤i içinde katiller aklanmaya çal›fl›l›yor. Peki nas›l uygulan›yor bu yöntem, ayn› davadan örnek vererek bakal›m:


Rakamlar Faflizmi Anlat›yor ‹HD 2002 y›l› raporunu aç›klad›. Rapora göre; 40 kifli infaz edilirken, 632 kifli gözalt›nda iflkence ve kötü muamele gördü. 32 bin kifli gözalt›na al›nd›, 5 kifli gözalt›nda katledildi. Cezaevlerinde 20 kiflinin ölüm orucu nedeniyle yaflam›n› yitirirken, 108 radyo ve televizyona toplam 3 bin 220 gün kapatma cezas› verildi, 20 kitap yasakland›.

Sezer’den Hukuksuzlu¤a Koruma Hukukçu A. Necdet Sezer, devletin iflkence ve katliamlar›n›n belgelenmesini önlemeyi amaçlayan 'Adli T›p Kurumu Yasas›'nda De¤ifliklik Yap›lmas› Hakk›nda Yasa'y› onaylad›. Sezer’in onaylad›¤› bir baflka tasar› da, iflkencecilere karfl› kendi alan›nda mücadelesiyle tan›nan fiebnem Korur Fincanc›’n›n görevden al›nmas›...

Polis “Karlar Erimeden” Yakalad› Kara ayakkab›lar›yla “savafla hay›r” yazan çocuklar› gözalt›na alan, belki ayaklar›ndaki tek ayakkab›lar›na, “yaz› bununla m› yaz›lm›fl” diye adli t›pa göndermek için el koyan devletin polisi, bu kez de Hakkari’de baz› esnaflar›n yapt›¤› ve üzerine “savafla hay›r, bizi petrole satmay›n” yaz›lar› yazd›¤› “kardan adam”lara operasyon düzenleyerek tümünü birden yerlebir etti! Bu arada Yüksekova’da 15 fiubat’ta kepenk kapatma eylemine kat›lan 147 esnaf hakk›nda soruflturma aç›ld›.

Aksu’nun Yan›nda Slogan Atma ‘Suçu’ Kaybetme, iflkence, infaz politikalar›n› daha önceki bakanl›k döneminde yaflama geçiren ‹çiflleri Bakan› Abdulkadir Aksu'nun AK Parti Esenyurt Belde Teflkilat›'na ziyareti s›ras›nda yan›na yaklaflarak, kendisiyle bayramlafl›p, savafl istemedi¤ini söyleyen DEHAP'l› Nigar Y›ld›z jandarma taraf›ndan gözalt›na al›narak iflkenceye maruz kald›. DEHAP Büyükçekmece Kavakl› Belde Örgütü yöneticisi Nigar Y›ld›z, bir grup arkadafl› ile birlikte bayramlaflmak üzere AK Parti Esenyurt Belde Teflkilat›'na gelen ‹çi¤leri Bakan› Abdulkadir Aksu'nun yan›na gitti. Aksu ile bayramlaflan Y›ld›z, daha sonra "Savafl istemiyoruz. Türkiye, 'ç›kar›m›z için savafla girmeye mecburuz' diyor. Ç›kar›m›z insan kan› pahas›na olmamas› gerekir. Savafla tecride karfl›y›z" fleklinde konufltu. Bu konuflman›n ard›ndan 7-8 kiflinin üzerine çullanarak gözalt›na ald›¤›n› belirtti. Esenyurt Jandarma Karakolu'nda Ahmet Cengiz adl› subay›n kendisine küfür etti¤ini ve tehdit etti¤ini belirten, Nigar Y›ld›z yaflad›klar›n› flöyle anlatt›: "Karakolda bulunan 4 görevli beni saçlar›mdan çekip, tekmelerle böbreklerime, bacaklar›ma ve bilek kemiklerime vurdu. Vücudumun çeflitli yerlerinde yara ve morluklar meydana geldi.” DGM’ye ç›kar›lan Y›ld›z, burada da iflkencecilerin zihniyetiyle karfl›laflt›. Savc›, "Bakan›n yan›nda slogan atm›fls›n" diye sorgulad› Y›ld›z’›.

‹flkenceci polisler uzun süre “adreslerinde” bulunamad›. Bulunamayanlardan biri, geçmifl hükümet döneminde MHP’li Devlet eski Bakan› Faruk Bal’›n dan›flmanl›¤›n› yapan ‹brahim Dedeo¤lu idi. Devletin meclis çat›s› alt›nda görevli iken bulunamayan Dedeo¤lu, son duruflmada “ortaya ç›kt›”. Ama onun “bulunmas› için” gereken süre kullan›lm›fl, bu kez s›ra baflka iflkencecilere gelmiflti. Polis Naip K›l›ç bunlardan biri. Devletin mahkemesi, emniyeti bildi¤i adresini bir türlü bulamad› K›l›ç’›n. Altunbafl’›n avukat› Oya Ayd›n kendi çabas›yla araflt›r›p buldu adresi ve mahkemeye bildirdi. Çaresiz talimatl› ifade al›nd›. Di¤er iflkenceci Ahmet Bafltan, düzenli emekli maafl› almas›na, adresi bilinmesine ra¤men halen “bulunamayanlardan”! Davan›n zamanafl›m›na u¤rama tehlikesi oldu¤unu belirten Avukat Oya Ayd›n, duruflmada, hakl› olarak “adresler belli oldu¤u halde san›klar› bulmamakta direnen emniyet müdürlükleri hakk›nda suç duyurusunda bulundu¤unu” belirtti. Ayr› bir dava olarak süren, Dedeo¤lu’nun yarg›land›¤› dosya ise yarg›tay taraf›ndan iflkenceci polisler lehine bozularak yeniden görüflülmeye baflland›. Manisa davas› nedeniyle “zaman afl›m›n›n kald›r›laca¤›ndan” söz eden AKP iktidar›, bu dava arac›l›¤›yla tam bir flov yapt› ve yüzlerce iflkence davas›n›n, binlerce suç duyurusunun üzeri örtülmeye çal›fl›ld›. Birtan Altunbafl davas› bir örnek; iflkencecilerin mahkemelerce korunma yöntemlerinden sadece birini deflifre eden bir örnek. Bir baflka örnek ise, siyasi olmayan, adli bir davadan; Edremit Karakolu'nda öldürülen 18 yafl›ndan küçük olan Özgür Ünal davas›. Daha soruflturman›n bafl›nda “hukuk” diyen savc›n›n katliamc› Adalet eski Bakan› Sami Türk taraf›ndan sürgün edildi¤i davan›n son duruflmas›nda, Özgür Ünal'›n gözalt›nda ölümüyle ilgili olarak san›k polislerin a¤›r cezada yarg›lanmas› istemi mahkeme taraf›ndan cevaps›z b›rak›ld›. Asliye cezada süren davan›n sonucu ise bugünden belli; ya göstermelik bir kaç ayl›k “ceza” ya da binlerce örnekte görüldü¤ü gibi beraat! Gözalt›nda ölüm yaflan›r, normal koflullarda, “iflkence sonucu ölüme neden olmaktan” aç›lmas› gereken dava, “görevi ihmalden” aç›l›r ve geçifltirilir, iflkenceciler “merak etmeyin, devam edin” diye cesaretlendirilir. Rakamlar, yaflanan örnekler gösteriyor ki, Türkiye bir iflkenceler ülkesidir, iflkence devlet politikas›d›r ve bu politika devletle uyum içinde olmakla övünen AKP taraf›ndan da sahiplenilmifltir. Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

23


8

Mart

Kad›nlar›m›z; “Tecrite ve Amerikan ‹flbirlikçili¤ine son” demek için

ALANLARA! layan talepler dile getirenler de olacak. 8 Mart dünya emekçi kad›nlar gününde, ülkenin dört bir yan›nda alanlar kad›nlar›m›zla dolaÜlkesi iflgal alt›ndayken, topraklar› bir halk› cak, mitingler, gösteriler düzenlenecek. Sloganlakatletmenin üssü haline getirilmiflken, hapishaner›m›zla, pankartlar›m›zla meydanlar› doldurmal›, lerinden tabutlar ç›karken, insanlar hücrelerde gösterilere evinde oturan, fabrikada atölyede tecrit edilmiflken, kad›n tutsaklar iflkenceler alt›neme¤ini satan, gecekondu sokaklar›ndan tan da sürgünlere maruz kal›rken, açl›k ve zulüm poa¤›rmadan zengin evlerine temizli¤e koflan... binlitikalar› hayat›m›z›n her karesine hakim olmufllerce, onbinlerce genç yafll› kad›nlar› tafl›mal›y›z. ken... ne bu sloganlar›n ne trampetli törenlerin kad›nlar›m›z›n kurtulufluna zerrece bir fley katAnadolu’nun emekçi kad›nlar› olarak meydanmayaca¤› aç›kt›r. Bunlar›n oldu¤u bir ülkede “kalara ç›kmak için bugün çok daha fazla nedenimiz d›n›n kurtulamayaca¤›”n› tart›flmaya dahi gerek var. Kad›n olmaktan kaynakl› sorunlar›m›z sömüyoktur. Bu olsa olsa burjuvazinin emekçi karü ve zulüm artt›kça ço¤al›yor. “Ça¤dafll›k... d›nlar gününü, “dünya kad›nlar günü” kad›n-erkek eflitli¤i” nutuklar›n›n çokça haline getirmeye çal›flmas›na kendi at›l›yor olmas› yaflad›¤›m›z çifte söcephemizden katk›da bulunmak mürü, fliddet, taciz gerçe¤ini, kapi8 Mart’ta olur. talizmin kimli¤imizi, kiflili¤imizi Irakla dayan›flmeta haline getirip pazarlara sunEmekçi kad›n›n gündemi, yokmas› gerçe¤ini de¤ifltirmiyor. mak, iflgale karfl› sullar›n, ezilenlerin, zulüm alt›ndakilerin gündemidir. 8 Mart alanAma sorunlar›m›z bunlarla ç›kmak için bitmiyor ve belki de ‘bizim’ diye görmedi¤imiz baflka sorunlar tüm alanlara! bunlar› daha da derinlefltirerek yaflamlar›m›za hakim oluyor, kuflat›yor. IMF’nin yaratt›¤› yoksullu¤un, açl›¤›n ac›s›n› en çok yaflayanlar›z biz. Topraklar›m›z Amerikan üssü haline getirilip, Yankiler taraf›ndan iflgal edilirken, yüre¤inde Irakl› bebeklerin katlinin orta¤› olma onursuzlu¤unun a¤›rl›¤›n› hissedenler biziz. Topraklar› iflgal edilmifl, eflleri, çocuklar› katledilmifl Irak’l› kad›nlar› en iyi biz anlar›z! Kurtulufl savafl›nda s›rt›nda mermi tafl›yan, vatan›n›n ba¤›ms›zl›¤›n› namusu bilen bir halk›n kad›nlar›y›z biz. F tiplerinde kad›nlar›m›z, erkeklerimiz tecrit edilirken, hücre hücre eriyerek ölüme koflarken, onlarla birlikte eriyen, ölen bizleriz.

Ülkemizin Gündemi, Bizim Gündemimiz Olmal› Meydanlarda her y›l oldu¤u gibi, “kad›nlar vard›r” diye z›playanlar, ne dedi¤i belirsiz, all› morlu pankartlar, emekçi kad›nla uzaktan yak›ndan ilgisi olmayan, ülkedeki mücadeleden kendini soyut-

24

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50


lar›nda kad›nlar›m›z›n gündemi, ülkemizin gündemi, mücadelesi ülkemizin ba¤›ms›zl›k, demokrasi mücadelesi olmal›. Ezilmiflli¤imiz, çifte sömürüye karfl› kinimiz, metalaflt›rmaya karfl› ç›k›fl›m›z, bu mücadeleye güç katmal›, meydanlar›m›z, kad›n› erke¤i, genci yafll›s› ile, Amerikan sald›rganl›¤›na, F tiplerine, tecrite, AKP iktidar›na karfl› öfkemizi hayk›rd›¤›m›z yerler haline dönüflmelidir.

ran Zehra, hücre hücre erirken “bütün sorulara cevap buldu¤unu” direniflin ortas›ndan hayk›rd›. “Özgürleflen kad›n”, kavgan›n ortas›nda olan, kavgaya giren kad›nd›r. Kavga do¤ru yerde verildi¤i zaman kapitalizmin bedenlerimize, beynimize takt›¤› zincirlerden kurtulmak mümkün hale gelir. Suland›r›lm›fl eylemlerle kad›n›n hakk›n› aramay› bir yana b›rak›n, kad›n› kavgan›n d›fl›na ça¤›rmas›yla zincirleri daha da s›k›laflt›ran bir etkene dönüflür. Rehberimiz Direnen Kad›nlar›m›z Gülsüman’›n nas›rl› ellerinin aras›ndan s›zan Gülsüman’lar, fienay’lar, Fidan’lar, Zehra’lar ter, New York’lu dokuma iflçilerinin kan›na kar›her yafltan, her meslekten kad›nlar›m›z›n savunfl›yorsa, Canan’lar Clara Zetkin’lerle kapitalist sömas› gereken kimli¤i, izlemesi gereken yolu yamürüye ve zulme karfl› kolkola kavgaya tutufluflamlar›yla gösterdiler. Onlar kavgan›n kad›nlar›yyorsa, ortak yanlar› kavgad›r, mücadeledir. “Özd›. Onlar, fabrikada, tarlada, okulda, gecekondugürleflen kad›n” kimli¤i, direnifllerin içinde, alevda sömürülen, ezilen kad›nlar›m›z›n kurtuluflunun lerin ortas›nda dimdik durarak yarat›l›yor. kad›n erkek omuz omuza mücadele içinde olmakÇok bilinir ama yinelemekte fayda var; “kad›ntan geçti¤ini yaflayarak, yaflatmak için ölelar olmadan devrim, devrim olmadan kad›rek gösterdiler. n›n kurtuluflu olmaz.” Kad›n›n nihaOnlar kavgaya girerek direniflçi i kurtuluflu kapitalist sömürünün 8 Mart’ta kad›n kimli¤ini yaratt›lar. “Evinin zincirlerinin k›r›lmas› demektir. kad›n›, temizlikçi Gülsüman”, büF tiplerindeki, Devrim demektir. Bundan dolay› tün emekçi kad›nlara böyle örözgürleflmek, devrime yürümeknek oldu. Düzenin yozlaflt›rd›¤› imral›daki tecrite tir. Büyük direniflin ölümsüzleflen gençli¤e, genç kad›na baflkald›ve halen hücrelerde, hastanelerde hay›r demek direnen kad›nlar› devrim yürüyüiçin alanlara! flünün neferleri olduklar› için yenilmez, iradesi teslim al›namaz bir abideye dönüfltüler.

‹flgale ve Tecrite Karfl› Meydanlara! Her yafltan ve meslekten kad›n› erke¤iyle, haklar ve özgürlükler mücadelesinde yer alanlar, gecekondu emekçileri, iflçiler, memurlar, ö¤renciler, köylüler, ayd›n ve sanatç›lar; Ülkenin bütün kentlerinde, meydanlar›nda sloganlar›m›zla, taleplerimizle 8 Mart’ta alanlara ç›kal›m. Kapitalizmin en azg›nca sömürü ve zulmünün hüküm sürdü¤ü 1900’lü y›llarda direnifllerle kazan›lan 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü anlam›na uygun olarak, mücadeleyle, direniflle anal›m. Haklar ve özgürlükler mücadelesinin sloganlar›n› hayk›ral›m. 8 Mart’›, sömürünün ve zulmün en dolays›z ifadesi olarak halklar›n, halk›m›z›n gündeminde olan Amerikan sald›rganl›¤›na, emperyalizmin iflgallerine, iflbirlikçi oligarflilerin zulmüne ve bu zulmün en üst boyutta yafland›¤› F tiplerindeki tecrite karfl› sesimizi yükseltti¤imiz bir güne dönüfltürelim.

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

25


26

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

Türkiye, gündemdeki savafl›n en yak›n›ndaki ülkeydi. Ama daha önemlisi, Türkiye, sözkonusu sald›r›n›n fiili ortaklar›ndan biri konumundad›r.

ABD’yle tam bir iflbirli¤i içinde katliamc›l›¤a soyunan, IMF’yle tam bir iflbirli¤i içinde halk›n› soyan, hapishanelerden tabutlar ç›karan ve durmaks›z›n yalan söyleyen bir iktidar›n yönetti¤i ülkede, halk›n mücadeleden ve direnmekten baflka çaresi var m›d›r? 15 fiubat’ta dünyan›n dört bir yan›nda yüzbinler, kimi yerlerde milyonlar alanlara ç›karken, ülkemizde bu say›n›n bir kaç binle s›n›rl› kalmas›, ülkesini seven, halk›na güvenen, emperyalizme, faflizme öfke duyan herkesi üzdü ve düflündürdü.

Direnifl hareketi yaratmak; hayat›n her alan›nda onurlu, namuslu, cüretli davranmakt›r.

Direnifl hareketi yaratmak; düzen partilerinden, Avrupa’dan, Genelkurmay’dan medet ummadan, ba¤›ms›zl›k ve demokrasi için, kendimizin mücadeleye girmesidir.

Direnifl hareketi yaratmak; tek bafl›may›m, az›z, polis sald›r›r, patronun gözüne batar›m, amirim sicilime ifller, yapaca¤›z da ne olacak... demeden, bahanelere s›¤›nmadan, korkulara, bencilliklere teslim olmadan harekete geçmektir.

Direnifl hareketi yaratmak; hayat›n her alan›nda örgütlenmektir.

Direnifl hareketi yaratmak; hayat›n her alan›nda hangi koflulda olunursa olunsun, açl›¤a, zulme, emperyalizme uflakl›¤a karfl› sesini yükseltmektir.

Oligarfli, genifl halk kitlelerini sindirmekte, apolitiklefltirmekte, örgütsüzlefltirmekte oldukça önemli mesafeler katetmifl, ancak mücadele ve örgütlenmeyi yokedememifltir. Halk›n mücadelesinin lokomotifi, moral ve maddi gücü olan devrimcileri tasfiye edememifltir. Ony›llard›r kan ve atefl içinde sürdürülen ideolojik ve fiili direnifl sayesindedir ki, emperyalizm halk›m›z›n beynini ve yüre¤ini de teslim alamam›flt›r. Küreselleflmecilikten Avrupac›l›¤a, bireycilikten köfle dönmecili¤e kadar halk›m›z›n beynini zehirleyen, çarp›tan bir çok düflünce, Türkiye gerçe¤ini unutturamam›flt›r. En somutu; burjuva medyan›n, iktidardaki ikiyüzlü AKP’nin, muhalefetteki düzen partilerinin tüm çabalar›, halk›m›z› “Amerikanc›” yapmaya yetmemifltir. Halk›m›z›n yüzde 94’ünün Amerikan sald›r›s›na ve Amerika’yla katliam ortakl›¤›na karfl› ç›kmas›, halk›m›z ve ony›llard›r anti-emperyalist mücadelenin bayra¤›n› büyük bedeller ödeyerek dalgaland›ran devrimciler için onur ve gurur duyulacak bir sonuçtur. Eksi¤imizi gedi¤imizi tart›fl›rken, bunu bir kenara yazal›m.

Halk›m›z emperyalizmin suç orta¤› olmay› reddetmifltir. Türkiye’nin gurur duyaca¤› bir fley varsa e¤er, budur.

Ve bundan da önemlisi, Türkiye’deki iktidar›n ald›¤› savafl karar›, ayn› zamanda halka karfl› bir savafl karar› anlam›na gelecekti. ‹flte bu nedenlerle, denilebilir ki, en kalabal›k, en öfkeli, en radikal gösterilerin Türkiye’de olmas› gerekirdi. Elbette böyle olmad›ysa, bunun bir çok nedeni var; sadece belirli bir zaman› esas al›p meydanlardaki rakamlar› karfl›laflt›rmak, tek bafl›na ne o ülkedeki mücadelenin gerili¤ini ne de ilerili¤ini göstermez. Çeflitli ülke halklar›n›n yaflad›klar› süreçler, koflullar farkl› farkl›d›r. 22 y›ld›r Türkiye’nin yaflad›¤› süreçler, bu süreçlerin ortaya ç›kard›¤› ekonomik, siyasi, kültürel sonuçlar, çok çeflitli aç›lardan ele al›n›p incelenebilir. Fakat 15 fiubat mitinginin de¤erlendirmesi bir yana, Türkiye halk›, afla¤› yukar› 32 y›ll›k kesintisiz bir bask›, zulüm dönemine ra¤men, hala direnen, mücadeleyi sürdüren bir halkt›r. Art›k bekleyecek ne var? Art›k kaybedecek ne var? Kendimize, yan›m›zdaki yöremizdeki herkese bu soruyu soral›m. Beklenecek, denenecek bir parti mi var? Her gelenin gideni aratt›¤›n› defalarca yaflad›k. Bu düzen içinde, ne taleplerimize bir karfl›l›k, ne sorunlar›m›za bir çözüm olmad›¤›n› defalarca gördük. Kaybedeceklerimize gelince; on milyon civar›nda insan›m›z iflsiz. Nüfusumuzun yüzde 12’si açl›k içinde. Hala iflini, ekme¤ini kaybetmemifller, yeni ç›kar›lacak yasalarla köleden beter hale getirilecek. Milyonlarca köylü, büyük flehirlerin gecekondular›na s›¤›n›p iflsizler, açl›k kervan›na kat›lacak. Halk›n çocuklar›na yüksek okullar tümden kapanacak. Halka sa¤l›k hizmetinin her türlüsü çok görülecek... Bu bir “felaket senaryosu” de¤il, bu tablo, IMF’nin emretti¤i, AKP’nin de aynen önceki hükümet gibi uygulamaya devam etti¤i program›n do¤al sonucudur. Beklemek, zaten yaflamakta oldu¤umuz felaketi büyütmekten baflka bir sonuç vermez. Yüzde 94’ü Amerikan imparatorlu¤una karfl› olan halk›m›z, ayn› ezici ço¤unlukla ülkemizdeki Amerikanc›lara da karfl› olmak durumunda. Bugün için beyinlerde çözülmemifl çeliflkilerden biri budur. Düzen partilerinden koparken, her yönüyle Amerika’ya göbekten ba¤l› düzenden kopmam›fl olmak, genifl kitlelerin ellerini ayaklar›n› ba¤layan düflüncelerden biridir. Irak halk›n›n katledilmesine ortak olan, Kuzey Irak’› iflgale soyunan düzen politikalar› herkesin gözlerini açmal›d›r. fiu veya bu biçimde, bu düzeni savunmak, bu düzeni güçlendirmek, katliamc›l›¤a, soygunculu¤a, iflgalcili¤e destek demektir. Halk olarak, tek tek bireyler olarak, flu veya bu gruplar olarak, bu düzenin yan›nda olup olmamaya karar verece¤iz art›k.

Beklenecek ne var? Kendimizden baflka “kurtar›c›” yok! Amerika’ya karfl› olup, Amerikanc›lardan “medet” umma çeliflkisini çözmeliyiz!

Halk›m›z›n ve solun, teslim al›namayan, çürütülemeyen, çarp›t›lamayan de¤erleri, yar›n için en büyük güvencemizdir. Bir direnifl hareketini ancak bu de¤erler üzerinde infla edebiliriz.

Ülke çap›nda bir direnifl hareketi yaratal›m!

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

27

‹flçi sendikalar›; üretimden gelen gücünüzü flimdi kullanmayacaksan›z, ne zaman kullanacaks›n›z? ‹flçi sendikalar›n›n çeflitli kesimlerin oluflturdu¤u platformlar içinde yer almas› olumludur; ama s›radan bir dernek gibi, “bas›n aç›klamalar›”nda protestosunu dile getirmekle yetinmek, iflçilerin ne tarihi, ne güncel sorumlulu¤una denk de¤ildir. Y›llard›r iktidarlarla iflbirli¤i, uzlaflma içinde olan sendika yöneticileri, iktidar› b›rak›p iflçilere yüzlerini dönmeli; onlar›n taleplerinin, tepkilerinin tercüman› olmal›d›rlar. Türkiye’nin alenen sat›ld›¤›, Amerika taraf›ndan adeta iflgal edildi¤imiz, Amerikanc› iktidar›n kendi halk›na karfl› da savafl açt›¤› bu günlerde, ülkemizin iflçileri, art›k grev silah›n› kuflanmal›d›rlar. Fabrikalar, ulafl›m, iletiflim, “ABD sald›r›s›na, Amerikan iflbirlikçili¤ine hay›r!” sloganlar›yla durmal›! Türkiye’nin direnifl hareketini yaratmak için, iflçilerin bu harekete kataca¤› en büyük güç, grev silah›d›r.

‹flçiler, Memurlar Greve!

18 Gençlik Derne¤i’nin bir araya geldi¤i Gençlik Birlik Koordinasyonu’nun ça¤r›s›yla liseli ve üniversiteli gençlik, 4 Mart’ta boykota gidecek. “Irak’a sald›r› durdurulsun!” diyor gençli¤imiz. ‹ktidar›n Amerika’yla iflbirli¤ine son verilmesini istiyor. Gençli¤imiz görevini yap›yor.

Gençlik Boykotta!


Hayat›n her alan›nda örgütlenme Her an›nda eylem! Geçmiflteki herhangi bir dönemle k›yaslanmas› zor bir dönemden geçiyoruz. 1991’deki Irak sald›r›s›na da destek vermiflti Türkiye oligarflisi. Ama yine de katliam suçuna bu boyutlarda ortak olmam›flt›. 1990’lar›n ilk y›llar›nda infazlar›n, faili meçhullerin, kaybetmelerin doru¤a ç›kt›¤› bir dönem yaflad›k. Bunlar›n son bir kaç y›lda nisbeten gerilemifl olmas›, demokratikleflme demagojilerinin, “AB’ye uyum” propagandalar›n›n öne ç›km›fl olmas› kimseyi yan›ltmamal›. Zaten hep yerinde olan zulüm mekanizmas›, Amerikan sald›r›s›na ortak olma karar›yla birlikte harekete geçmifltir. Herkes, bugün içinde bulunulan durumun “ABD’ye destek”ten öte bir anlam tafl›d›¤›n›, bunun ayn› zamanda bize karfl› aç›lm›fl bir savafl oldu¤unu bir an önce görmelidir. Önceki direnifl ve mücadele biçimlerimiz, bugünün ihtiyac›n› karfl›lamaya yetmez. Halk›n her kesimi, örgütlü olanlar, mevcut örgütlülüklerini harekete geçirerek, örgütsüzler örgütlenerek, çeflitli biçimlerde bir araya gelerek, mücadele etmenin en temel arac›na sahip olmal›d›rlar. Örgütlenme ve mücadeleyi birlikte gerçeklefltirerek, ABD’nin dünya halklar›na, AKP’nin Türkiye halk›na karfl› açt›¤› savafla, akla gelebilecek her türlü protesto yöntemiyle, hesap sorma yöntemiyle direnmeliyiz. Tabiri caizse bunu bir “seferberlik hali” olarak adland›rabiliriz; halk muhalefetinin seferberli¤i... Her alanda komiteler kurmal›y›z! Ad›, biçimi de¤il, nas›l bir ifllev üstlenecekleri önemlidir. Bulundu¤umuz her alanda, dernekleri, sendikalar›, siyasi örgütlülükleri bir araya getiren, örgütsüz, apolitik insanlar› içine alan örgütlülükler yaratmal›y›z. ABD sald›r›s›na karfl› oluflturulmufl koordinasyonlar, platformlar, tüm flehirlere, flehirlerin semtlerine, mahallelere kadar tafl›nmal›d›r.

✔ Ifl›klar› söndürelim! ✔ Kepenkleri kapatal›m! ✔ Yürüyelim! ✔ Meydanlar› doldural›m! ✔ Hayat› durdural›m! 28

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

Amerikan sald›r›s›na ve iflbirlikçili¤e karfl› oluflturulmufl komiteler olmaks›z›n emperyalist ABD’ye ve iflbirlikçi AKP’ye karfl› bir direnifl hareketi yaratmak zordur.

Bu mücadele uzun sürelidir! Gördük ki, bir gün içinde 20 milyonu aflk›n insan meydanlara ç›kt›¤› halde, Amerikan imparatorlu¤u savafl naralar›, terör 盤l›klar› atmaya devam ediyor. Emperyalistler ve oligarfliler “halklara” ra¤men sömürülerini sürdürürler zaten. Bir kaç gösteriyle onlar› sömürüden, zulümden, iflgallerden vazgeçirmek mümkün olsayd›, emperyalizm emperyalizm olmazd›! Bu uzun süreli bir “iktidar” mücadelesidir. Halklar›n muhalefeti çok yayg›n olmas›na ra¤men, Amerikan sald›r›s› engellenemeyebilir. Bombalar ya¤maya bafllad›¤›nda mücadelenin yeni bir aflamas›n› bafllatmaya da haz›r olmal›y›z. “Ne yapal›m, önleyemedik...” deyip bir kenara çekilemeyiz. Çeflitli ülkelerde, Amerikan sald›r›s›na karfl› oluflmufl örgütlenmeler, sald›r› bafllad›¤›nda okullar›n boykot edilmesinden grevlere kadar bir çok eylemi hayata geçirmeyi tart›fl›yor veya kararlaflt›rm›fl durumdalar. Biz de tart›flmal› ve kararlar almal›y›z. Bu bir mücadeledir. Ne öyle tek bir olayda, ne de belli bir zaman dilimi içinde bafllay›p bitmez. Bu mücadele uzun sürelidir. Esas›nda iktidar mücadelesidir. Düzeni, dünyada ve ülkemizde kökten de¤ifltirme mücadelesidir. O kökten de¤ifliklik sa¤lan›ncaya kadar, say›s›z konuda, bir çok alanda flu veya bu talep do¤rultusunda yüzlerce, binlerce küçük muharebelere girmek kaç›n›lmazd›r. “Halk›m›z›n her kesimi, içine hapsedildi¤imiz korkular›n kayg›lar›n, bencilliklerin bentlerini y›karak, cesaretimizi kuflanarak, onurumuz, gelece¤imiz için aya¤a kalkarak, yarat›c›l›¤›m›z› kullanarak, bir direnifl hareketi yaratal›m. Bu tarihi vatan hainli¤ine karfl›, tarihi bir halk hareketi gerçeklefltirelim.” fiairin dedi¤i gibi, “Yüre¤i duralatan bir zehir varsa e¤er o zehri tezelden kusmal› bu kalabal›k; duralamak hayat›n yaralar›d›r. Bak›n! Z›rhlarla çevirmifller, tel örgüler ve tafl duvarlarla halk›n çevresini; do¤rulsun istemiyorlar bin y›ld›r ezilenler...” Onurumuzu, namusumuzu, cüretimizi kuflan›p do¤rulal›m.


Oligarfli Referandumdan Korkuyor Irak ile ilgili al›nacak karar›n, topraklar›m›z›n Amerikan üssü haline getirilmesinin halka sorulmas›, referanduma gidilmesi konusunda ça¤r›lar art›yor. Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nin kampanyas›n›n ard›ndan, odalar, sendikalar hükümete ça¤r› yaparak “referandum yap›n” dediler. Bu ça¤r›ya SP ad›na aç›klama yapan Mehmet Bekaro¤lu da kat›ld›. Bekaro¤lu ülkemizin üs haline getirilmesine karfl› ç›karak referandum istediklerini belirtti. Ne halk›n talepleri, ne ça¤r›lar hiçbiri AKP iktidar›n›n kula¤›na gitmiyor, duymamazl›ktan geliyor. Korkunun kayna¤› halk›n iradesinin, iflbirlikçili¤e, ülkemizin sat›lmas›na karfl› gizlenemez beyan›d›r.

Referandumdan korku, halktan korkudur. “Savafla sokakta karar verilmez” sözleri faflist kafa yap›s›n›n, halktan duyulan korkunun demagojisinden baflka bir fley de¤ildir. Amerikan sald›rganl›¤›na yatakl›k karar›n› “at pazarl›klar›nda” alanlar, katilliklerini “ulusal ç›karlar›m›z” demagojilerinin arkas›na gizlemeye çal›flanlar elbette “sokaktan” korkarlar, “sokak”tan kasettikleri halkt›r. Halk›n sadece seçimden seçime kendilerini iktidara getirmek için sand›¤a gitmesini isterler ve bunun ad›na da demokrasi derler. Elbette halk, AKP gibi, “zorunluyuz” demeyecektir, “duygusal” olacakt›r, “stratejik ç›karlar” diye vatan hainli¤ine onay vermeyecektir. Korku bu

yüzdendir. Korkular›n› büyütmeliy, irademizi her yol ve yöntemle iktidar›n karfl›s›na ç›karmal›y›z. Referandum ça¤r›lar›m›z, ABD sald›rganl›¤›na karfl› sesimiz daha da yükselmeli. Halk› dinlemeden bu ülkeyi yalanla, takiyye yaparak, Amerika ile iflbirli¤i yaparak yönetemeyeceklerini gösterelim.

BM’nin Hiçbir Karar› Sald›r›y› Meflrulaflt›rmaz Avrupa emperyalistlerinin, Irak’a Amerikan sald›r›s›n›n ayn› zamanda kendilerinin de siyasi ekonomik olarak yokolufluna giden sürecin temel tafllar›ndan biri oldu¤unu görmeleriyle birlikte karfl› ç›kt›klar› biliniyor. Önümüzdeki süreçte BM’de bir flekilde karar al›nacak. Silah denetçilerinin raporlar›n›n “topu ortaya atan” çizgisinin, 7 Mart’taki raporlar›nda da tekrarlanmas› güçlü olas›l›k. Çünkü onlar da as›l karar›n BM Güvenlik Konseyi’nin emperyalistlerince al›naca¤›n› biliyor. Almanya-Fransa cephesinden haz›rlanan karar tasar›lar›, Amerikan cephesinden haz›rlanan karar tasar›lar› ortal›kta uçufluyor. Gerek ülkemizde, gerekse dünyada, ço¤unlu¤u oluflturmasa da, az›msanmayacak bir kesimin “BM karar› olursa sald›r›ya onay veren” tutumu da bir gerçek. AKP de bütün Amerikanc›l›¤›na ra¤men, halk›n bask›lar› karfl›s›nda, (elinde olsa) ayn› dala tutunmak istiyor. Bu, emperyalistlerce yarat›lan bir yan›lg›d›r. Verili koflullar de¤iflmedi¤i halde, BM’nin bask›yla,

flantajla, rüflvetle, tehditle alaca¤› bir karar meflru olabilir mi? Güvenlik Konseyi’nin ço¤unlu¤u sald›r›ya onay vermedi¤ini aç›klad›; yar›n bir flekilde sessiz kalarak ya da destek vererek onaylamas› durumunda karar meflru mu olacak, buna göre? Ya da, AB ile Amerika’n›n ç›karlar›n›n çak›flt›¤› bir durumda kolayca istedikleri karar› ç›kartt›klar› koflulda sald›r› meflru hale gelebilir mi? Amerika’n›n kaale almad›¤›, ‹srail’in takmad›¤› BM’nin kararlar›, sözkonusu mazlum ülkeler olunca m› meflru olacak? Bu bir yan›lg›d›r. Halklar, son on y›lda gittikçe netleflerek, BM’nin emperyalistlerin onay kurumuna dönüfltü¤ü gerçe¤ini görmeye bafllam›flt›r. Bu nedenle, kimilerinin “TBMM, BM karar›n› beklesin, uluslararas› meflruiyete göre karar versin” demeleri, sald›r›ya karfl› ç›k›fl de¤il, tersine iradesini emperyalistlerin alaca¤› karara endekslemektir. Halklar›n gelece¤i, emperyalist pazarl›klar›n insaf›na b›rak›lamaz. Emperyalistlerin belirledi¤i hiçbir kurumun karar› halklar için meflru olamaz. Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

29


ABD Baflkan› Bush’tan TC Bakanlar›na;

Ba¤›ms›z Türkiye

“Beyler, ABD topraklar›nda yapaca¤›n›z bir fley yok, ülkenize gidin, Meclis'inizden bu tezkereyi geçirin.”

Sat›n ald›¤›m›z en pahal› müttefik “Alçakl›¤›n Evrensel Tarihi”nin Uruguayl› yazar› Eduardo Hughes Galeano, Türkiye iktidar›n›n ülkemizi Amerikan üssü haline getirilmesi, Irak halk›n›n ve Kürt halk›n›n katledilmesi üzerine yapt›¤› dolar pazarl›klar›n›n ulaflt›¤› noktaya tan›k olsa, kuflkusuz ki, o tarihin en “görkemli” yerine yerlefltirirdi bu pazarl›¤› ve yapanlar›. Oligarflinin Türkiye’sinin d›fl dünyadaki son ünvan›: Sat›l›k Ülke! Dünya bas›n›nda karikatürler, at›lan manfletler hep bu pazarl›¤› anlat›yor. “ABD ile görüflme yap›yoruz” dedikleri andan itibaren dillerinden “flu kadar dolar, bu kadar kredi” sözünü düflürmeyenler, flimdi “tek sorun para de¤il” demeye bafllad›lar. Evet tek sorun para de¤il, ama en önemli sorun oldu¤u kesin. “Hal› tüccar›”... “Kapal›çarfl› esnaf›”... “at pazarl›¤›”... Bunlar›n hepsi, ABD-Türkiye pazarl›¤›n› anlatmak için kullan›ld›. Art›k hiçbir yalan›n, k›v›rtman›n bu damgay› silmesi mümkün de¤ildir.

Onursuzluk Tarihine Kaydedildi Damga bofl yere vurulmad›. Art›k Türkiye d›flar›da “SATILIK ÜLKE” olarak an›l›yor. Türkiye’yi yönetenlerin hepsi flu anda “Türkiye’nin itibar›n› küçük düflürmek”ten san›k sandalyesine oturtulmal›. Ama AKP övünebilir, “çat›r çat›r yapt›klar› pazarl›k” sonucu, Türkiye Amerika’n›n “sat›n ald›¤› en pahal› müttefik” ünvan›na kavufltu! Rakamlar havada uçufltu¤u için net olmamakla birlikte, 2 milyar dolar› askeri malzeme al›m›nda gerisi ABD’ye iade edilmek üzere 6 milyarl›k hibe, 20 milyar dolarl›k kredi pazarl›¤› için 20 fiubat tarihli Washington Post Baflyaz›s› sat›n al›nan en pahal› müttefik diye yazd›. Buna ra¤men Türkiye kamuoyunun fikri de¤iflmezse, “Ankara'n›n harekâta kat›l›m›n›n fiyat› fahifl olabilir” dedi. Oligarfliyi sat›n alan Amerika, bir yandan kredi30

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

lerin ya¤malanaca¤›n› düflünerek öbür eliyle alma yoluna gitse de, bir baflka beklentisi de halk›m›z›n da bu rüflvetle sat›n al›nmas›. AKP, pazarl›¤›yla övünebilir, medya “Türkiye k›skand›rd›” bafll›klar›yla “müttefiklerinin deste¤ini almak için kesenin a¤z›n› açan ABD’nin Türkiye’ye verilecek paran›n di¤erlerine örnek olmas›ndan, ifltahlar›n› kabartmas›ndan çekindi¤ini” yazarak ahlaki çürümenin en dip noktas›nda yer ald›klar›n› sergileyibilir; ama halk›m›z sat›n al›nmay› kabul etmeyecektir. Ölü çocuklar›n kan›na bat›r›lm›fl dolarlara (ki tekellerin kasas›na akacakt›r) bayram etmeyecektir. Türkiye halk› ad›n›, “alçakl›¤›n evrensel tarihi”ne yazd›rmayacakt›r.

‹lk Bombada Dolar Gelecek! Pazarl›¤› Yaflar Yak›fl’tan dinleyin: “Teti¤in çekildi¤i gün piyasaya para sürmemiz gerekiyor.” Bu sözü söyleyen beyin yap›s›n›, politikay›, ahlak› düflünün; ilk teti¤in kimi yok edece¤i umurunda olabilir mi; elbette biz de bar›fl istiyoruz diyen biri bu sözü edebilir mi? Demek, ilk bomba düfltü¤ünde, AKP’liler bayram yapacak. Batmak üzere olan ekonomi bir y›ll›¤›na da olsa “kurtar›lm›fl” olacak ya; milyonlarca Irakl›’n›n katledilmesi, ülkemizin onurunun, haysiyetinin befl paral›k edilmesi AKP için “siyasi öncelikler” aras›nda say›lmad›¤› için önemsiz. Hem müslüman, hem demokrat! Beyaz Saray kap›lar›nda, Powell’in evinin kap›s›na dayanacak kadar cazg›r bir tüccar ayn› zamanda. Hakk›n› teslim etmek gerekir, çok iyi pazarl›k yapt› AKP! Bush ile Yaflar Yak›fl ve ekonomiden sorumlu bakan Ali Babacan’›n Bush ile diyaloglar› bunun aç›k kan›t› de¤il mi? Yak›fl’›n “biz buraya at pazarl›¤› yapmaya gelmedik” sözlerine karfl› “geç bunlar›” dercesine ne diyor Bush; “Say›n Bakan, ben Teksasl›’y›m. Bizim orada


büyük at pazarlar› kurulur. O at pazarlar›nda büyük pazarl›klar olur. Ben o pazarl›klar› iyi bilirim. O at pazarlar›nda kim, ‘para önemli de¤il, ata bakal›m’ derse bilin ki, onu diyen kifli karfl› taraftakini ç›r›lç›plak edene kadar soyar.” Adi bir at sat›c›s› yerine konduklar›n› do¤rulamaktan gocunmayan AKP’lileri iyi tan›yor Amerikan Baflkan›. 20. yüzy›l bafllar›ndaki sömürgeci “sahip” ufla¤›n› afla¤›lamakta nas›l sak›nca görmüyorsa öyle afla¤›l›yor “büyük ve de lider ülke Türkiye’nin” bakanlar›n›. Bu diyalog, “ayn› Allah›n kullar›” olmaktan, üstelik de “dost ve müttefik” olman›n verdi¤i “samimiyet”ten kaynaklanm›yor elbette. Ony›llard›r Beyaz Saray kap›lar›na oligarfli ad›na kim gitmiflse, sadece kelimeler de¤ifliyor. Kore savafl›ndan Afganistan’a kadar askerini “23 sente” satan bir ülkenin baflka türlü muamele görmesi mümkün mü? Bu Nas›l “Müttefiklik” Halk›m›z›n çok yerinde bir sözü vard›r; “Amerika’dan dost ay›dan post olmaz” der. 25 fiubat tarihli Cumhuriyet’ten Bush’un AKP’li bakanlara dediklerini okuyal›m önce; "Türkiye'den bekledi¤imiz deste¤i göremezsek tamamen Kuzey Irak'taki gruplarla hareket ederiz." "Birlikte hareket etmezsek IMF, Dünya Banka-

s› ve Dünya Ticaret Örgütü size s›rt›n› döner. Bu aflamadan sonra bize gelmenizin ya da durumu düzeltmeye çal›flman›z›n bir yarar› olmaz." "Ermeni karar tasar›lar›n›n ABD eyaletlerindeki yerini biliyorsunuz. Ancak bunlardan birinin Temsilciler Meclisi'ne gelmesi söz konusu olabilir. Lobiler bunu dört gözle bekliyor." Bu mu stratejik müttefik, ony›llard›r “dostumuz” dedi¤iniz Amerika? Oligarflinin boynundan tutmufl, istedi¤imi yapmazsan... diye tehdit ediyor ki, benzeri tehditler çok de¤iflik alanlarda aleni olarak Amerika taraf›ndan dile getiriliyor. Evet, müttefiklik dedikleri tam da budur? Paray› bast›r›r sat›n al›r, tehdit eder istedi¤ini yapt›r›r. Sömürge ülkenin uflaklar› ise ahlaklar›n›, inançlar›n› bir yana b›rakarak emirlere uyar. “Karfl›l›kl› ç›karlar›m›z” sözleri de sadece yalandan ibarettir. Amerika, dünya imparatorlu¤u kurmaya ç›km›fl emperyalist bir ülke. Emperyalistlerle iliflkilerde “müttefiklik... karfl›l›kl› ç›kar” diye bir iliflki sözkonusu dahi olamaz. O sadece kullan›r, ifline yaramaz duruma geldi¤inde ya da “yaramazl›k” yapt›¤›nda da tutup atar bir kenara. Hatta bombalar dahi ya¤d›r›r tepesine. Tekellere hizmet ediyorsan, Amerika’ya dostsundur.

Ba¤lant›s›zlar Hareketi Topland› 1955'te, ABD ile Sovyetler Birli¤i aras›nda tarafs›z bir yol izlemek üzere kurulan Ba¤lant›s›zlar Hareketi uzun bir aradan sonra Malezya'da topland›. ABD'nin ''fler ekseni'' ilan etti¤i Kuzey Kore, ‹ran ve Irak’›n yan›s›ra 114 ülkenin üye oldu¤u hareketin toplant›s›na Küba Lideri Castro

da kat›ld›.

rini"ni elefltirerek, zengin ülkelerin dünyan›n bafl›na bela oldu¤unu belirtti ve flöyle dedi:

ABD’nin elefltirildi¤i toplant›lar›n sonucunda Irak’a sald›r›lmamas› istenirken, yap›lan konuflmalarda ABD’nin amac› da aç›k olarak dile getirildi. Zirvenin aç›l›fl›nda konuflan Malezya Baflbakan› Mahathir Muhammed, terorizme karfl› ABD liderli¤indeki savafl›n, beyaz olmayan milletlere bask› yapma kampanyas›na dönüfltü¤ünü ve güçlü ülkelerin, 11 Eylül'den bu yana, s›n›rlara ve uluslararas› kanunlara uymad›klar›n› belirterek, “Bu art›k terörizme karfl› savafl›m de¤ildir. Bu, dünyay› yönetmek için giriflilen bir savaflt›r” dedi. Castro ise yapt›¤› konuflmada, Bush'un "önleyici savafl dokt-

"Amerika, dünya nüfusunu birkaç kez yok edecek kadar binlerce nükleer silaha sahip." Ba¤lant›s›zlar Hareketi’nin uzun bir aradan sonra toplanma ihtiyac› duymas›, Amerikan imparatorlu¤u karfl›s›nda devletlerin, halklar›n güç aray›fllar›n›n bir ifadesidir ve bu ve benzeri ittifaklar bu aray›fl nedeniyle daha da önemli hale gelmifltir. Halklar›n çaresiz oldu¤unu düflünerek zor kullanarak teslim alaca¤›n› düflünen emperyalizme karfl› halklar elbette kendilerine ç›k›fl yollar› bulacak, kendi güçlerini gördükçe Amerikan sald›rganl›¤›n›n karfl›s›na daha bafl› dik ç›kabilecektir.

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

31


AKP’N‹N 100 GÜNÜ: Açl›k, zulüm ve Amerikan uflakl›¤› Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, AKP’nin 100 Günü’ne iliflkin yapt›¤› bir de¤erlendirmeyi geçen hafta aç›klad›. AKP iktidar›n›n ekonomik, siyasi, sosyal “icraatlar›n›n” bir bilançosunun ç›kar›ld›¤› de¤erlendirmede, 100 günde halk›n talepleri do¤rultusunda hiçbir de¤iflikli¤in gerçeklefltirilmedi¤ine dikkat çekildi. Afla¤›da, Temel Haklar taraf›ndan yap›lan de¤erlendirmenin bir özetini sunuyoruz: Bölümler • AKP ve • AKP ve • AKP ve • AKP ve

Amerikan ‹flgali Avrupa Birli¤i Açl›k, Yoksulluk Hak Gasplar›

• • • •

AKP ve Kürt Sorunu AKP ve Gençlik, AKP ve K›br›s Sonuç

H›zla, Amerika’n›n ard›ndan kan›n, ateflin ve ulusal onursuzlu¤un, halklara düflmanl›¤›n batakl›¤›na sürüklendi¤imiz günleri yafl›yoruz. Baflka hemen hiç bir fley konuflulmaz, görülemez hale geldi. AKP’nin Amerika’n›n savafl›na kat›lma karar›, ayn› zamanda halk›m›za karfl› savafl karar›d›r. Her cephede (ekonomik, askeri, siyasi) tam bir sald›r›yla yüz yüzeyiz. Kuzey Irak’›n iflgali plan›, “savafl” bahanesiyle ülkemizin her yan›n› “ola¤anüstü hal, s›k›yönetim” koflullar›na sokacak. (...) AKP, 3 Kas›m seçimlerinden birinci parti olarak ç›kt›. 16 Kas›m’da Cumhurbaflkan› Sezer taraf›ndan hükümeti kurma görevi, Abdullah Gül’e verildi. 23 fiubat itibar›yla AKP iktidar›, 100 gününü tamamlam›fl bir iktidard›r art›k. AKP’nin “Acil Eylem Plan›”nda “ilk dilim” olarak öngörülen üç ayl›k süre de dolmufltur. AKP iktidar› alt›ndaki 100 günün bilançosunu yaparken “AKP’nin art›lar›, AKP’nin eksileri” diye iki ayr› sütun yapmak, mümkün de¤ildir. Çünkü halk aç›s›ndan “art›lar›” olmayan bir iktidar olmufltur AKP. ‹flçimizin, memurumuzun ö¤rencilerimizin, iflsizlerimizin, açlar›m›z›n, köylülerimizin, hapishanelerde yatan insanlar›m›z›n, çeflitli mesleklerden insanlar›m›z›n, ayd›nlar›m›z›n, sanatç›lar›m›z›n hayat›nda AKP iktidar›ndan bu yana, iyi, gü32

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

zel, olumlu olarak de¤erlendirilebilecek hiçbir geliflme olmam›flt›r. AKP ya¤c›lar› bile, AKP’nin “art›lar›” hanesine yazacak tek sat›r bulamazlar.

1) 100 GÜN BOYUNCA, HALKIN TALEPLER‹ VE DERTLER‹, AKP HÜKÜMET‹N‹N GÜNDEM‹NE G‹RMEM‹fiT‹R! AKP lideri Tayyip Erdo¤an, 3 Kas›m’›n hemen ard›ndan AKP milletvekillerine hitaben yapt›¤› konuflmada, “enkaz edebiyat› yapmayaca¤›z” demiflti. Ama aradan henüz bir ay bile geçmemiflti ki, bizzat Tayyip Erdo¤an’›n kendisi “enkaz devrald›k” demeye bafllad›. “Enkaz”, çok aç›kt› zaten, gözler önündeydi. AKP hükümetinin devrald›¤› Türkiye, art›k “aç mezarlar›”n›n oldu¤u bir Türkiye’ydi. (...) Peki aradan geçen bu kadar süre içinde bu tablo de¤iflti mi? AKP’nin devrald›¤› Türkiye, bask› ve yasaklar›n, zulüm ve katliamlar›n ülkesiydi. (...) Peki aradan geçen bu kadar süre içinde bu tablo de¤iflti mi? Türkiye’nin rakamsal gerçekleri, Türkiye’nin hergün yaflad›¤›m›z, tan›k oldu¤umuz gerçekleri, bu tablonun de¤iflmek bir yana, daha vahimleflerek sürdü¤ünün kan›t›d›r. 100 Gün boyunca, halk›n hiç bir sorununu, talebini gündemlerine almad›lar. ABD yetkilileriyle, AB yetkilileriyle, IMF’yle, TÜS‹AD’la görüfltüler, onlar›n taleplerini karfl›lamak için yasalar ç›kard›lar, kararlar ald›lar. O kadar. 100 günü özetlemek gerekti¤inde ortaya ç›kan sonuç fludur: AKP, mevcut düzeni sürdürmüfl, statükoyu korumufltur; bunun sonucunda halk›n hiç bir kesiminin durumunda bir iyileflme olmam›flt›r!

2) AMER‹KANCI AKP, ÜLKEM‹Z‹ F‹‹LEN AMER‹KAN ‹fiGAL‹NE AÇMIfiTIR! Kuflkusuz, AKP iktidar›n›n flu ana kadar ki en önemli tavr›, girdi¤i en önemli s›nav, Amerika’n›n Irak sald›r›s› karfl›s›ndaki tavr›yd›. Bu konuda bafltan itibaren halk›m›za karfl› büyük bir oyun oynand›. Amerika’ya daha bafltan itibaren her konuda söz verilmifl olmas›na karfl›n, her aflamada halka karfl› yalan söylendi. Ülkemiz bir ay› aflk›n süredir,


fiilen Amerika’n›n savafl karargah› durumundad›r. (...) AKP, Amerikan iflbirlikçisi tavr›yla hiçbir ulusal de¤eri olmad›¤›n› göstermifltir. ABD’yle yürütülen “pazarl›k” politikas›yla ülkemiz tüm dünya nezdinde afla¤›lanm›flt›r. Dolar karfl›l›¤› kabul edilen kiral›k katillik, katliamc›ya yatakl›k, ülkemizin aln›nda bir damgad›r art›k. Bu tavr›n ortaya koydu¤u gerçek fludur: AKP hükümeti, halk›n de¤il, Amerika’n›n hükümetidir. (...)

4) EKONOM‹DE 100 GÜN: AÇLI⁄A AÇLIK, ‹fiS‹ZL‹⁄E ‹fiS‹ZL‹K EKLEND‹, PEfiKEfi, SOYGUN DEVAM ETT‹! Köylüden esnafa, iflçiden memura, ama daha önemlisi, halk›m›z›n en zor durumdaki kesimlerine, açlara, iflsizlere vaatler ya¤d›rd› AKP seçim meydanlar›nda. Tüm vaatleri karfl›l›ks›z ç›kt›. Böyle olmas› kaç›n›lmazd›, çünkü AKP’nin gerçekte bir “ekonomi politikas›” yoktur. Onun ekonomi politikas›, IMF’nin ve tekelci patronlar›n isteklerinden ibarettir. “Acil Eylem Plan›” AKP’nin Sömürücülere Hizmetidir: (...) Mali Milat›n Kald›r›lmas› ve Vergi Aff›: AKP’nin ilk ekonomik kararlar› “halk için” de¤il, “soyguncular için” oldu. Önceki hükümetler taraf›ndan ç›kar›lan ama uygulanmas› sürekli ertelenen Mali Milat Yasas›, AKP taraf›ndan külliyen kald›r›ld›. Ard›ndan ç›kar›lan “Vergi aff›”yla h›rs›zlar, doland›r›c›lar, sömürücüler için yeni imtiyazlar tan›nd›. (...) Afetlerde Kaderimiz De¤iflmedi: (...) Hortumculara Yine Milyar Dolarlar Ak›t›ld›: (...) AKP de ZAMCI bir iktidar oldu. (...) AKP kendinden öncekilerden daha h›zl› ÖZELLEfiT‹RMEC‹ ç›kt›. (...) Köylüler ve Esnaf Tümüyle Unutuldu: Bütün bunlar›n ortaya koydu¤u tek bir gerçek vard›r: AKP hükümeti, halk›n de¤il, IMF’nin hükümetidir.

5) BASKILAR VE HAK GASPLARINDA 100 GÜN: AKP’nin gerçek yüzü, en iddial› oldu¤u alanda ortaya ç›km›flt›r: (...) Özellikle iki konudaki tavr›, AKP’nin haklar ve özgürlükler karfl›s›ndaki tavr›n› net bir biçimde göstermifltir. Bu iki konu F tipleri ve türban konusudur. F Tiplerinde Tecrit ve Katliam Devam Ettirilmifltir: (...) “‹flkenceye s›f›r tolerans” de¤il, “yüzde yüz” sahiplenme! gösterilmifltir. (...) Her Alanda bask›, yasak, gözalt›, gasp devam etti.

6) AKP VE KÜRT SORUNU: Her alanda bask› ve terör uygulamalar›n› sürdüren AKP, Kürt halk›na karfl› inkarc›, katliamc› politikay› da sahiplendi: Tayyip Erdo¤an “Kürt sorunu” konusunda yapt›¤› ilk konuflmada, “Sorunu yok sayarsan›z, yok olur” sözleriyle zihniyetini ortaya serdi. Kürt halk›n›n hakl›, meflru taleplerini karfl›lamak yerine Genelkurmay paralelinde imha politikas›n›n önünü açt›. ‹mral›’da Öcalan’a karfl› tecrit uygulanarak, Kuzey Irak’taki Kürt halk›na karfl› bask›c› uygulamalar sürdürüldü. Hani-Lice k›rsal›nda 12 gerilla katledildi. Katledilenlerle ilgili olarak Tümgeneral Ali Nihat Özeyranl›’n›n yapt›¤› “12 lefl ald›k” aç›klamas›, mant›¤› hiç tart›flmaya yer b›rakmayacak flekilde gösteriyordu. (...)

SONUÇ OLARAK: 57. Hükümet, ne kadar soyguncuysa, ne kadar zalimse, 58. Hükümet de onlardan geri kalmayaca¤›n› hemen her vesileyle göstermifltir. AKP hükümetinin bakanlar›n›n s›k s›k çeflitli vesilelerle aç›klad›klar› gibi, AKP iktidar› “IMF ile hemfikirdir”, “ABD ile hiçbir pürüz yoktur”, MGK ve Genelkurmay’la, TÜS‹AD’la aralar›nda bir anlaflmazl›k yoktur”... AKP’nin tek anlaflmazl›¤›, HALK iledir. Apaç›k bir riyakarl›kla yüzyüzeyiz. Bu riyakarl›k, katlediyor, zulmediyor, aç b›rak›yor. Bu riyakarl›k, hemen her gün söyledikleri yalanlarla ar perdesini y›rtt›klar›n› kan›tlayarak ülkemizi Amerika’ya satt›. AKP emperyalizmin ve oligarflinin partisidir. ‹ktidar oldu¤unda da emperyalizmin ve oligarflinin program›n› uygulamaya devam etmifltir. Bundan sonraki “100 Günler” de bu durumu de¤ifltirmeyecektir. (...) ‹flte, halk›m›z›n yüzde 34’ünün “çare” diye gördü¤ü bir “umut” daha seçim sand›¤›na gömülmüfltür. Hak ve özgürlük isteyenlerin, ekmek isteyenlerin, adalet isteyenlerin, insan olman›n onurunu, ulusal onuruna sahip ç›kanlar›n açl›¤›n ve zulmün yeni ad› olan Amerikanc› AKP iktidar›na karfl› örgütlenerek mücadele etmekten baflka bir çaresi yoktur.

Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

33


Gençli¤in Örgütlenme Hakk›na Sald›r›lar Gençlik Dernekleri üzerindeki bask›lar AKP iktidar›n›n örgütlenme düflmanl›¤›n›n ve bilinçsiz, örgütsüz, yoz bir gençlik iste¤inin (12 Eylül cuntas› gibi) göstergesidir. AKP’nin YÖK’ü “bask›c›”l›¤›yla elefltirmesinin nas›l bir riyakarl›k oldu¤u sadece haz›rlad›¤› yasa tasla¤› ile belli olmuyor. Ayn› zamanda, özgür, bilimsel bir üniversite için örgütlenen gençli¤e yönelik bask›lar›n merkezi bir flekilde yo¤unlaflt›r›lmas›, AKP’nin de, t›pk› 12 Eylülcüler ve sonraki iktidarlar gibi, düflünmeyen, üretmeyen, ülkesinin ve halk›n›n sorunlar›yla ilgilenmeyen tek tip bir gençlik istedi¤ini aç›k olarak gösteriyor. Bir süre önce kurulufl çal›flmalar›na bafllayan ve flu anda 18 kentte kurulmufl bulunan Gençlik Dernekleri’ne yönelik kendi yasalar›n› dahi hiçe sayan örneklerin baz›lar›na dergimizde yer vermifltik. Bu örnekler bir araya geldi¤inde ortaya ç›kan tablo AKP iktidar›n›n örgütlenmeye ve gençli¤e bak›fl›n›n resmini ortaya ç›karmaya yetiyor. Yozlaflt›r›lmaya, uyuflturucuya, fuhufla, YÖK'e karfl›; paras›z bilimsel, halktan yana bir e¤itim ve demokratik bir üniversite için; halk kültürümüze sahip ç›kmak ve gelifltirmek için; kurulmaya bafllanan Gençlik Dernekleri daha ilk günden itibaren pek çok bask›, yasak, gözalt› ve keyfi tutumla karfl›laflt›.

"O Derne¤i Yak›p Y›kaca¤›z...” Bursa polisi bu sözlerle Bursa Gençlik Derne¤i kurucu üyelerinin ailelerini dolaflt›, “çocuklar›n›z› kurtar›n” dedi. Örgütlenmenin ad› “terör” idi bu devletin dilinde; politika de¤iflmedi. Dernek Baflkan›’n›n ailesine, "k›z›n›za sahip ç›k›n, k›z›n›z kand›r›l›yor" denilirken, kurucu üyelerden Mesut Erdo¤an’›n okuluna gidilerek okul yönetiminden ö¤renci dosyas› al›nd› ve "böyle ifllere kar›flmazsa burs temin ede-

Ben Polisim, Ne Kanunu! Kocaeli Gençlik Derne¤i baflvurusunda, önce 1970’lerden kalma dernek kanunu ç›kar›larak, “dernek kuramazs›n›z, rektörlükten izin almal›s›n›z” denildi ve dernek kurmaktan vazgeçirmek için tehdit, “tavsiyeler” s›raland›. Ö¤rencilerin ›srar› üzerine, “belgeleri b›rak›p gidin” keyfili¤i devreye girdi. Al›nd› belgesinin ›srarla istenmesine karfl›, polisin tavr›, kimli¤ini masan›n üzerine b›rak›p, "art›k polis de¤ilim sizinle yumruk yumru¤a kavga ederim” oldu. Söylediklerinin kanun gibi alg›lanmas›na, itiraz edilmemesine, kendini bütün yasalar›n üzerinde görmeye al›flk›n zihniyetti bu. Bu, polis devletinin basit bir tezahürü idi. Sonuç olarak al›nd› belgesi verilirken de tehditler unutulmad›; "bizim istedi¤imizi yapmazsan›z piflman olursunuz, size zorluk ç›kar›r›z"... Halen, kanunda bulunmayan belgeler istenerek “eksikleriniz var” diye kurulufl çal›flmalar› keyfi flekilde engellenmeye devam ediliyor.

34

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

ce¤iz" diye rüflvet teklif edildi. Dernekler Kanunu’na göre kurulan bir dernek, o yasalar› yapan devletin polisi taraf›ndan “yasad›fl›” gibi gösterildi, örgütlenmeye karfl› “terör” demagojisi bask›n›n gerekçesi haline getirildi. Benzeri uygulamalar bir çok kentte yafland›. Bunlardan biri de Isparta idi. Daha kurulufl çal›flmalar› s›ras›nda bask›lar bafllad›. Bir etkinlik için izin almaya giden ö¤rencilere polislerin “nasihat›” çok tan›d›k idi; "Sizin için iyi olmaz...” ‘Moral gecesi’ düzenlemek istediklerinde yine ayn› tehditlerle karfl›laflan Isparta Gençlik Derne¤i’ne, etkinlik için keyfi olarak izin verilmezken, dernek yerinin bulundu¤u iflhan›ndaki esnafa, “bu dernektekiler terörist” propagandas› yap›ld›. Dernek kurucu üyelerini takip, tehdit de Isparta polisinin “icraatlar›” aras›ndayd›. Kuruculardan Duygu Sezgin'in annesi bindi¤i araçtan indirilerek, "k›z›n iyi yolda de¤il, e¤er böyle devam ederse kendisi için kötü olacak ama geç kalm›fl say›lmaz.." tehditleri yap›ld›. Benzeri konuflmalar sürekli olarak telefonla da yap›ld›. Yine Sibel fiimflek isimli dernek kurucusunun köyüne giden polis, ailesini tehdit etti. Halk›n yüzde 99’unun karfl› ç›kt›¤› Irak’a sald›r›ya karfl› yapt›klar› anket sonuçlar›n›n aç›klanmas›nda ise, Isparta Gençlik Derne¤i üyeleri polisin azg›nca sald›r›lar›na u¤rayarak yaraland›, çok say›da kifli gözalt›na al›nd›.

Bask›, Yasak, Gözalt›, Tehdit... Di¤er kentlerde kurulan gençlik derneklerinin yaflad›klar›ndan baz›lar›n› s›ralarsak; ✓ Bal›kesir Gençlik Derne¤i Kurucu Üyesi Sezer fienol’a iflyerinde polis sorgusu yap›ld›, ajanl›k teklif edildi. Demokrat bir ö¤renci olan Cihan Güngör'e de bask›yla, rüflvetle ajanl›k teklif edildi. Dernek çal›flmas› yapanlar hakk›nda bilgi toplamas› istendi. ✓ Bal›kesir Gençlik Derne¤i kurucu üyelerinden Vildan Var’›n köyüne giden iki kifli, "biz M‹T'den geliyoruz" diyerek köy kahvesinde "Vildan’›n babas›na söyleyin k›z›na sahip ç›ks›n" diyerek “terör” demagojisi yapt›, ailesini tehdit etti. ✓ Ankara Gençlik Derne¤i kurucular› Sinan Cevahir Yalç›n ve Durdu Vural ile çal›flmalara destek veren Oktay Kaya polis taraf›ndan ayr› ayr› kaç›r›larak ölüm dahil olmak üzere tehdit edildi ve bask›lara maruz kald›.


✓ ‹zmir Gençlik Derne¤i Kurucu Üyesi Uysal Koçlan polislerce al›konularak ajanl›k teklif edildi. ✓ Samsun Gençlik Derne¤i, kurulufl aflamas›nda engellerle karfl›laflt›. Kurucular tehdit edildi, baflvuru s›ras›nda belgeleri alan polis, "siz verin evraklar›n›z› biz yapaca¤›m›z› biliriz" tehditleri savurdu, “al›nd› belgesi”ni vermedi. Valili¤e baflvuru ve ikinci kez “al›nd› belgesi” için gidilmesinde de sonuç al›namamas› üzerine, en son olarak suç duyurusunda bulunmak için gidilen savc›l›kta, savc›n›n polise “verin” demesiyle üçüncü gidiflte yasal bir hak ve zorunluluk olan “al›nd› belgesi” al›nabildi. ✓ Mersin Gençlik Derne¤i'nin baflvurusu bir ayd›r "evrak eksikli¤i var" denilerek oyalanmaktad›r. ✓ Hatay Gençlik Derne¤i kurucu ve üyelerine karfl›, polis ve Jandarma taraf›ndan taciz, takip, tehdit ve kurucular› çevresinden tecrit etme yöntemleri yo¤un olarak kullan›ld›. Kurucular›n köylerine, mahallelerine giden jandarma ve polis, baflvuru belgelerinde adresler bilinmesine ra¤men, kurucular›n isimlerini çevreden sorarak, “terör” demagojisi yapt›, aileler, "bu dernek yasad›fl› faaliyet gösteriyor, bu dernekte olanlar gözalt›na al›n›r, sürekli takip edilir" diye korkutulmak istendi. Yasal bir dernek yasad›fl› ilan edilmifltir. Kurucu üye ve üyeler, Ahmet Arslan Ali Alt›nöz. Sihem Camuz, Cihan Güler bu yasad›fl›l›ktan nasiplerini alanlardan. ✓ Edirne Gençlik Derne¤i Giriflimcisi Bu¤ra Bayraktar’a kendi evinde ajanl›k teklifi, devrimci demokrat ö¤rencileri kaç›rma ve tehdit, soruflturmalara karfl› haklar›n› savunanlara yönelik y›ld›rma politikas› uyguland›. Son 1,5 ay içerisinde gençlik der-

ne¤i Giriflimcilerinden Bu¤ra Bayraktar üç kez, Tercan Damat bir kez, Nurettin Derdiyok iki kez, Ça¤dafl Çanakc› bir kez, Gülseren Medar bir kez soruflturmalara maruz kald›. ✓ 7 fiubat günü Kocaeli Hereke Kampüsü’nde sivil faflist polis iflbirli¤iyle iki kurucu üyeye sald›r› gerçekleflti. Suç duyurusu s›ras›nda da polis Dernek Baflkan› Nazl› Zeynep fiimflek'i tartaklad›. ✓ Burdur Gençlik Derne¤i’nin sicil numaras› hiçbir gerekçe gösterilmeden “vermiyoruz” denilerek engellenmeye çal›fl›l›yor. Kurucu Üye Emel isimli ö¤renci tehdit edildi. ✓ S›vas Gençlik Derne¤i kuruluflunda yasada yer almayan “300 milyon para” istendi. ‹tiraz üzerine vazgeçildikten sonra bu kez valilik ve polis tüzükte “flu eksik, bu eksik” gerekçeleri üretmeye çal›flt›. Kurdurmamak için her yol mübaht›, yasa-kanun hak getireydi. Polisin, "on ö¤renci bir araya gelip dernek kuruyorsa bu dernek siyasi bir dernektir" sözü, zeka seviyesi kadar yasal bir hakk›n kullan›lmas›n›n nas›l engellenmeye çal›fl›ld›¤›n›n örne¤i oldu. Etkinliklerde polis terörü, "halay çekme" suçundan yaflanan gözalt› ve tutuklamalar, takip, tehdit, evleri ve derne¤i gözetleme gibi sindirme yöntemleri uyguland›. K›sa bir zaman diliminde yaflananlar örgütlenme özgürlü¤ünün keyfi bir flekilde, “yasalar› uygulamakla görevli oldu¤u” söylenenlerce yasad›fl› flekilde engellendi¤ini göstermektedir. Örgütlenmek, dayan›flma içinde sorunlar›n› çözmek, bütün halk kesimleri gibi, gençli¤in de en do¤al ve vazgeçilmez hakk›d›r. Bask›lar, keyfi uygulamalar, cezaland›rmalar bu hakk›n kullan›lmas›n› engelleyemez.

GENÇL‹K B‹RL‹K KOORD‹NASYONU Kuruldu! Adana, Ankara, Antalya, Ayd›n, Bal›kesir, Burdur, Bursa, Eskiflehir, Hatay, Isparta, ‹stanbul, ‹zmir, Kocaeli, Malatya, Sakarya, Samsun, Sivas, Zonguldak Gençlik Dernekleri yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla GENÇL‹K B‹RL‹K KOORD‹NASYONU’nun kuruluflunu ilan ettiler. Yap›lan aç›klamada 18 derne¤in bir araya geliflinin nedenleri flöyle s›raland›: “Kendi aralar›nda bilgi al›fl veriflini sa¤lamak; Tek tek yaflad›klar› sorunlara

karfl› ortak çözümler aramak; Birbirleriyle dayan›flmas›n› sa¤lamak ve seslerini daha güçlü duyurmak; Gençli¤in halkç›, yurtsever, bilimsel temelde yetifltirilmesini sa¤lamak; Amac›yla GENÇL‹K B‹RL‹K KOORD‹NASYONU Kuruldu.” Gençlik Birlik Koordinasyonu’na güç verilmesi ça¤r›s›n›n yap›ld›¤› aç›klamada, Koordinasyonun iletiflim adresi “Ayhan Ifl›k Sokak No: 19/ 1 Beyo¤lu/ ‹STANBUL” olarak verildi.

E-mail: genclikbirlikkoordinasyon@mynet.com

18 GENÇL‹K DERNE⁄‹ bir araya gelerek GENÇL‹K B‹RL‹K KOORD‹NASYONU’nu kurdu

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

35


AKP'nin Yeni "Yüksek Ö¤retim Yasas›"

YÖK’E YEK DEMEN‹N NERES‹ REFORM? YÖK kuruldu¤u günden bugüne tart›fl›lan bir kurum olarak hep gündemde oldu. Anti-demokratik, anti-bilimsel, bask›c› bir kurum olarak, meflrulu¤u olmayan YÖK'e yönelik tepkiler her geçen gün büyüdü, artt›. Bugün hiç kimse YÖK'ü savunam›yor. YÖK, bafla gelen her hükümetin çözmesi gereken sorunlardan biri olarak karfl›s›na ç›kt›. Kendinden önceki tüm hükümetler gibi AKP hükümeti de YÖK'le ilgili yeni düzenlemeler, e¤itimde reformlar gerçeklefltirece¤ini aç›klad›. Milli E¤itim Bakan› Erkan Mumcu, bu reformu "kat›l›mc›" bir anlay›flla gerçeklefltireceklerini aç›klayarak "baflta üniversiteler olmak üzere toplumun her kesimine 'kat›l›mc› iletiflim' ça¤r›s›" yapt›. Yüksekö¤retim yasas› konusunda E¤itim-Sen’in düzenledi¤i, Türkiye’den ve dünyadan bilim adamlar› ve e¤itimcilerin kat›ld›¤› sempozyuma ilgi dahi göstermeyen Erkan Mumcu’nun (bu arada E¤itim-Sen’in de panallere ö¤renci konuflmac› ça¤›rmamas› ayr›ca tart›fl›lmal›) kat›l›mc›l›¤› bir internet sitesinden ibaretti ve göstermelikti. Niyetinin kat›l›mc›l›k olmad›¤›, “siz söyleyin ben bildi¤im gibi yapar›m”da ifadesini bulan despotluk oldu¤u 18 fiubat'ta aç›klad›¤› yeni "Yüksekö¤retim Yasas› Tasla¤›” ile bir kez daha ortaya ç›kt›; Taslak haz›rlan›rken üniversite bileflenlerinin düflünce ve önerileri dikkate al›nmad›. Bilimselli¤in, özerkli¤in, özgürlüklerin bolca laf› edilen, ama somutta ciddi bir reformun izine rastlanmayan taslakta, kimi rötufllar›n eflli¤inde mevcut mant›k korunmaktad›r. Buradan da YÖK’e karfl› verilen mücadelenin, bundan sonra YEK’e karfl› verilece¤ini söylemek yanl›fl olmayacakt›r.

Sermayenin Ç›karlar›na Uygun Yasa Yeni ‘Yüksekö¤retim Yasas›’ YÖK'ün yerine Yüksekö¤retim Eflgüdüm Kurulu'nu (YEK) getirirken, "Akademik özgürlüklerin güvencesi" olarak da Üniversiteleraras› Kurulu (ÜAK) öngörüyor. "Yüksekö¤retim kurumlar›n›n e¤itim, ö¤retim, araflt›rma faaliyetlerini ülke kalk›nmas› ve toplumun ekonomik, sosyal, kültürel ihtiyaçlar› do¤rultusunda planlamak, yüksekö¤retim kurumlar›n›n etkinlik ve verimliliklerinin art›r›lmas›na rehberlik etmek, merkezi idare ile iliflkilerinde eflgüdümü sa¤lamak, uluslar aras› ilke ve ölçütlere uygunluklar›n› ve eflde¤erliliklerini sa¤layacak tedbirleri almak ve yüksek ö¤retim kurumlar› aras›nda iflbirli¤ini gelifltirmek amaçlar›yla Yüksekö¤retim Eflgü-

36

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

düm Kurulu kurulur" denilmektedir. ÜAK ise "Yüksekö¤retim kurumlar›nda, evrensel bilim ilkelerine uygun, uluslararas› akademik ilke ve ölçütlerle ba¤dafl›k, ulusal ihtiyaçlara duyarl› bir anlay›fl içinde, bilimsel üretimini ve ö¤retimini, f›rsat eflitli¤ini, akademik özgürlükleri sa¤lamak ve kurumsal özerkli¤i gözetmek amac›yla;" kurulmas› düflünülen bir kurum olarak anlat›l›yor. YEK'in nas›l bir misyon yüklenece¤ini anlamak için öncelikle kimlerden ve nas›l oluflturulaca¤›na bakmak gerekir. YEK, 17 üyeden oluflacak ve bunlardan 7'sini Cumhurbaflkan› atayacak, 7'sini ise Bakanlar Kurulu belirleyecek. Bakanlar Kurulu’nun belirleyece¤i üyeler Maliye, Milli E¤itim, Sa¤l›k, Çal›flma ve Sosyal Güvenlik ve ‹çiflleri Bakanl›¤›ndan birer, Genelkurmay Baflkanl›¤› ve DPT de birer kifli olmak üzere seçilecek. Mumcu'nun yeni olarak sundu¤u tek fley ise T‹SK, TOBB gibi patron örgütleriyle sar› sendikalar›n da birer üye seçmesi. Atanan üyelikleri yine Cumhurbaflkan› onaylayacak ve YEK Baflkan›n› da Cumhurbaflkan› seçecek. Demek ki, e¤itim politikas›, TOBB ile, Genelkurmay ile belirlenecek! Bütün kurumlar›n› sermayenin ihtiyaçlar›na göre dizayn eden devlet, e¤itimde de AKP eliyle bir ad›m daha atarak, üniversiteleri, sermayenin ihtiyac›na göre eleman yetifltiren yerler olmaktan bir ad›m daha ileri götürerek, piyasa mekanizmas›na aç›yor. Bütün e¤itim bileflenlerinin toplam 7 üye ile temsil edildi¤i YEK’te TOBB’un ne ifli var? Sermayeden, devletten özerk olmayan, politikalar› üniversite bileflenleri taraf›ndan belirlenmeyen bir üniversite nas›l “demokratik” olabiliyor?

Bileflenlerine Yönetimde Yer Yok! Kat›l›mc›l›ktan, demokratik iflleyiflten ç›ka ç›ka böyle bir ucube ç›km›flt›r. Burada demokrasinin zerresi yoktur. YEK bu haliyle anti-demokratiktir. Cumhurbaflkan›n›n, Genelkurmay›n yan›na yeni olarak sadece patronlar gelmifltir. Onlar da kat›l›mc›l›¤›n de¤il, olsa üniversitelerin nas›l birer ticari iflletmeye dönüfltürüldü¤ünün göstergesidir. Üniversite bileflenlerine; ö¤retim görevlilerine, üniversite çal›flanlar›na, ö¤rencilere hiçbir yönetim organ›nda yine yer yoktur. Ayn› mant›¤› ÜAK'da da görmek mümkündür.


Rektörler komitesi ve Bilim kurullar›ndan oluflan ÜAK'a ‹çiflleri Bakanl›¤› ve Genelkurmay birer üye göndermektedir. Polisin askerin yönetti¤i bir üniversite sisteminden ancak itaat eden ö¤renci tipi yetifltirilece¤ini söylemek için kahin olmaya gerek yoktur. YÖK’ün 20 y›ll›k tarihi bunun kan›t›d›r. Di¤er kurumlarda da bu anti-demokratik mant›k geçerli. Rektörler sözümona seçimlerle belirlenmekte ama atama yine Cumhurbaflkan› taraf›ndan yap›lmaktad›r. Bugün farkl› de¤il ki zaten. Üniversite Yönetim Kurulu’nda da yine üniversite bileflenlerinden baflka herkes bulunmaktad›r. Dekanlar, yüksekokul müdürlerinin kendi aralar›nda seçecekleri en az bir temsilci d›fl›nda sanayi ve ticaret odalar›ndan bir, il genel meclisi ve il belediye meclislerinde bir, ve en fazla vergi veren mükellefler aras›ndan valilikçe belirlenen iki üyeden (mesela vergi rekortmeni bir arabesk sanatç›s›!) oluflmaktad›r Üniversite yönetim kurulu. Holding mant›¤› öylesine oturmufltur ki üniversitelerde "mali ve idari" konularda karar alacak bir organda akademisyenlerin, ö¤rencilerin yeri yoktur. Ama Ticaret ve Sanayi Odalar› veya "vergi rekortmenleri" yer almaktad›r. Yani Sabanc›lar, Koçlar, ya da Manukyan gibi "vergi rekortmenleri" bilim üretmesi gereken kurumlar›n yönetimine girebilecektir. Böylesi bir mant›k içerisinde sözü edilen bir “özerkli¤in” neye hizmet edece¤ini bilmek s›r de¤ildir. Sermayenin daha aktif kat›l›m›yla üniversitelerde özellefltirilmeye daha da h›z verilecek. Holding üniversiteleri daha büyük bir sektör olacakt›r. Üniversite kap›lar› sadece daha çok paras› olana aç›lacak... Patronlar baflka ne isteyebilirdi ki!? Gerek vak›f üniversitelerinde gerekse de Mesleki Yüksek E¤itim Kurulunda da yine tekeller ifl bafl›ndad›r. Yeni oluflturulacak olan Mesleki Yüksek E¤itim Kurulunda Milli E¤itim, Sa¤l›k, Sanayi, Tar›m, Çal›flma-Güvenlik, Turizm Bakanl›klar› temsilcileri ile T‹SK, TOBB, TESK ve iflçi konfederasyonu temsilcileri de yer almaktad›r. Tekeller kalifiye iflçileri kendi idareleri alt›nda bizzat yetifltirmifl olacaklar böylece... Gerisi bofl laftan ibarettir.

Yasa Tasar›s›nda Olmayanlar Yeni tasar›s›n›n haz›rlan›fl›nda kat›l›mc›l›k yoktur. Üniversite bileflenlerinin bu tasar›n›n haz›rlan›fl aflamas›nda düflünce ve görüflleri al›nmam›flt›r. Herfleyden önce bu yasa tasar›s›nda bilime, özgürlüklere yönelik bir fley yoktur. Yüksekö¤retimdeki anti-demokratik yap› varl›¤›n› sürdürmektedir. Biçimsel de¤ifliklikler, daha çok AKP'nin kendi etki alan›n› güçlendirme amaçl›d›r. Gerici, faflist öz oldu¤u gibi korunmufltur

Üniversite ö¤rencilerine herhangi bir söz hakk› verilmemifltir. "E¤itim ve ö¤retim süreçleri ö¤renci odakl›d›r. Ö¤rencilerin bu sürece etkin kat›l›m› gözetilir." denilmektedir, ama pratikte bunun herhan-

Gençli¤in Çözümü 18 Gençlik Derne¤i ad›na GENÇL‹K B‹RL‹K KOORD‹NASYONU taraf›ndan haz›rlanan, “NASIL B‹R E⁄‹T‹M VE NASIL B‹R ÜN‹VERS‹TE ‹ST‹YORUZ?” bafll›kl› çal›flma, e¤itim sistemine, gençli¤in, üniversitelerin temel sorunlar›na somut çözümler sunmaktad›r. Çal›flman›n girifl bölümünde belirtildi¤i gibi gençlik, YÖK’e “sadece karfl› de¤il ayn› zamanda alternatifini, çözümünü de ortaya koyuyor.” Y›llard›r gençli¤in dile getirdi¤i, dile getirebilmek için say›s›z bedeller ödedi¤i YÖK gerçe¤i bugün herkesçe tart›fl›l›yorsa, bunda en çok onlar›n pay› vard›r. En baflta söz hakk›na sahip olan onlard›r. Ve gençlikten korkan, onlara söz hakk› vermeyenlere, Gençlik Dernekleri flöyle sesleniyor; “BASKICI ve PARACI bir sistemde bilimin zerresi yoktur. Bu sistemde yurtsever, halkç›, bilimsel temelde yetifltirilmifl bir gençlik bulamazs›n›z. Gelece¤i karart›lm›fl, kendine güvensiz, kendi ve ülkesinin sorunlar›na duyars›z, iki laf› biraraya getiremeyen bir gençliktir bulaca¤›n›z. Bu tabloda biz yokuz. Bu tabloyu biz yaratmad›k. Bu tablonun sorumlular› gençli¤e kendisiyle ilgili konularda söz ve karar hakk› tan›mayanlard›r. Gençli¤in örgütlenerek kendi sorunlar›na sahip ç›kmas›n› bask›yla, zorbal›kla engelleyenlerdir. Gençli¤i “öcü” gibi gösterenlerdir. AKP hükümeti YÖK’ün yerine YEK’i öneriyor. Yine bize söz ve karar hakk› tan›m›yorlar. Bu flekilde sorunlar›m›z› çözemezsiniz. Bizim karar vermedi¤imiz üniversite bizim de¤ildir diyoruz. YÖK’ü, yaratt›¤› karanl›k tabloyu B‹Z de¤ifltirece¤iz.”

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

37


gi bir karfl›l›¤› yoktur. Odak, tekeller ve onlar›n›n karlar›ndan ibarettir. Sadece göstermelik olarak baz› yerlerde ÖTK'lara yer verilmifltir. YÖK düzeninde “ak›ll›, uslu”, yani devletin istedi¤i tipte ö¤rencilerin temsilcileri olarak yer alan ÖTK'lar YEK’te de ayn› mant›kla dile gelmekte, ö¤rencilerin temsili ile ilgisi bulunmaktad›r. Senatodaki temsil oran› bile bunun somut göstergesidir. Senatoda "bölüm ö¤renci temsilcilerinden seçilecek en az iki ö¤rencinin bulunaca¤›” belirtilmekte, dekan seçimlerinde ise bir ö¤renci belirlenmektedir. Burada "oy kullanan ö¤renci temsilci say›s› toplam oy kullananlar›n onda birini geçemez" kural›n› koymak da, düzenin gençli¤e yönelik korkusunun ve düflmanl›¤›n somut ifadesidir. Ö¤rencinin söz hakk› iflte bu oyundan ibarettir.

“Vatan Millet Sakarya” Yeni yasa tasar›s› bilimsel düflüncenin önündeki engelleri kald›rmaktan çok uzakt›r. Üniversite ö¤retim elemanlar›n›n, ö¤rencilerin üzerindeki bask› cenderesi varl›¤›n› sürdürmektedir. Bir taraftan ö¤retim üyelerinin bilimsel çal›flmalardan ve yapacaklar› yaz›l› sözlü aç›klamalardan dolay› disiplin soruflturmas›na tabi tutulamayaca¤› söyleniyor. Öte taraftan "devletin varl›¤› ve ba¤›m-

s›zl›¤› ve milletin ve ülkenin bütünlü¤ü ve bölünmezli¤i aleyhinde faaliyette bulunma serbestli¤i vermez" denilerek, “devlet politikas›” sürdürülüyor. Her türlü hak ve özgürlükler gasp edilirken ayn› gerekçeye rastlam›yor muyuz?

AKP’nin Çözümü Yok, Çözüm Mücadelede Sözün k›sas›, çok laf edildi ama somut çözüm yoktur, YÖK makyajlan›p YEK olmufltur. Eskiyi “yeni” diye pazarlay›p karfl›m›za getirmifltir AKP. Ortada bir reform yoktur gerçekte. Elbette YÖK(YEK) düzeni de¤iflecektir. Ama bunun, bütün üniversite bileflenlerinin ortak mücadelesiyle mümkün olabilece¤i bir kez daha ortaya ç›km›flt›r. AKP’nin ve sisteme kökten karfl› ç›kmayan hiçbir iktidar›n 12 Eylül kurumlar›na köklü bir karfl› ç›k›fl› sözkonusu olamaz. YÖK’te olan da budur. Sahte demokratikleflme masallar› anlatanlar da, AKP’nin tasla¤›na “laiklik” diyerek karfl› ç›kanlar da gerçekten akademik özgürlükten, kurumsal özerklikten, demokratik kat›l›mdan yana de¤ildirler. Hiçbiri milyonlarca üniversite ö¤rencisinin, ö¤retim üyelerinin düflüncelerini, kararlar›n› dinlemekten, de¤erlendirmekten yana de¤ildir. Dinletmenin yolu tektir; örgütlü mücadele.

IRAK’A SALDIRI DURDURULSUN! 4 MART’TA BOYKOTA ÇA⁄IRIYORUZ! Ülkemizi Amerika’n›n savafl karargah› haline getiren kararlar›n alt›na imza atanlar›n bu kararlar› al›rken gençli¤e sormad›klar›n›, bunun karfl›s›nda “B‹Z‹M DE SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR” diyerek; 18 GENÇL‹K DERNE⁄‹ 20 fiubat 2003 tarihinde yapt›klar› aç›klamada; Amerikan sald›rganl›¤›na karfl› Irak halk›n›n yan›nda olduklar›n›; Ülkemizin Amerikan iflgali alt›nda oldu¤unu, topraklar›m›z›n Amerika’n›n savafl karargah› olmas›n› kabul etmediklerini; Bu halk›n, bu vatan›n sahipsiz kalmayaca¤›n›, Amerikan sald›rganl›¤›na karfl› direneceklerini ilan ettiler. Ancak tüm bu karfl› ç›k›fllara ra¤men bu ülkeyi yönetenler bildiklerini okumaya devam ediyorlar. Halk›n, gençli¤in iradesini dikkate alm›yorlar.

38

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

Peki bu durumda ne yapaca¤›z? Bekleyecek miyiz? Hay›r beklenemez. Amerikan sald›rganl›¤›n› durdurabiliriz. Bizim irademizi duymazdan, görmezden gelenlere karfl› sesimizi daha güçlü hayk›rmal›y›z. Gücümüzü göstermeliyiz. TÜM ÜN‹VERS‹TE VE L‹SE GENÇL‹⁄‹N‹ IRAK’A SALDIRI DURDURULSUN! D‹YE 4 MART 2003 TAR‹H‹NDE 1 GÜNLÜK DERS BOYKOTUNA ÇA⁄IRIYORUZ! Amerika’n›n ülkemiz topraklar›n› iflgaline ve topraklar›m›z›n savafl karargah› yap›lmas›na karfl› direnelim. Amerikan sald›rganl›¤›na karfl› Irak halk›n› yaln›z b›rakmayal›m. 24. 2. 2003 Gençlik Birlik Koordinasyonu


AKPve

‹slam

R‹YAKARLI⁄IN ‹KT‹DARININ 4. AYI Bölüm : 4

Emperyalizmle iliflkilerinde, sömürü karfl›s›ndaki tav›rlar›nda, faflizmi sürdürüfllerinde hep bir riyakarl›k var AKP’nin. Tüm bu riyakarl›klar›n›n ana kayna¤› ise, din istismarc›l›klar›d›r. Müslüman, islamc› görünmek onlar için vazgeçilmez bir taktik oldu¤undan, bu kimlikleriyle çeliflen her fleyi gizlemek, çarp›tmak durumundad›rlar. Bu ise her yapt›klar›n› gizlemeleri, çarp›tmalar› demektir. Çünkü AKP, herhangi bir düflüncenin, inanc›n, davan›n savunucusu olamayacak kadar, adil olamayacak kadar emperyalizmle ve düzenle bütünleflmifl bir partidir. Emperyalizme ve Genelkurmay’a güven vermek için bafl›ndan itibaren “Biz islamc› bir parti de¤iliz” sözünü nakarat haline getirmelerine ra¤men, hemen ard›ndan “müslüman demokrat›z” sözü gelmifltir. Yani, kendilerini tan›mlarken, onlar için iki önemli yan vard›r; bir, iktidara oturabilmek için egemenlere güven vermek, iki, yine iktidar yolunu açabilmenin bir koflulu olarak islamc› kitleye dini mesajlar vermek. Politika böyle bir riyakarl›k üzerine oturdu¤u için, AKP’nin kendini tan›mlarken yapt›¤›, egemen s›n›flara dönüp “vallaha billaha islamc› de¤iliz, fleriat istemeyiz” derken, müslüman kitleye dönüp “siz bu söylediklerimize bakmay›n” deyip hilekarca göz k›rpmakt›r. Ama daha önceki çeflitli yaz›lar›m›zda da vurgulad›¤›m›z gibi, hilenin “kime karfl›” yap›ld›¤› ise, AKP’lilerin göstermeye çal›flt›¤› gibi de¤ildir. Din konusunda hile, halka karfl› yap›lmaktad›r. 1950’lerden bu yana Türkiye burjuva siyasetinden hiç eksik olmayan “din istismarc›l›¤›” AKP’de en uç boyuta ulaflm›flt›r. Tabii burada belirtmek gerekir ki, tek bir “islamc›l›k” yok. Hamas’›n “radikal islamc›l›¤›”ndan, Kaddafi’nin “sosyalist islamc›l›¤›”, Taliban’›n bask›c› islamc›l›¤›, Usame Bin Ladin’in islamc›l›¤›, Baas’›n Arap milliyetçili¤ini islam ideolojisiyle harmanlayan ideolojisine, ‹ran’daki Humeyni is-

lamc›l›¤›na, ülkemizdeki Erbakan islamc›l›¤›na kadar, çok çeflitli flekillenmeler sözkonusudur. Pragmatizm, emperyalizmle ve yerli iflbirlikçi iktidarlarla iflbirli¤i, islamc›l›kta herhangi bir ilke, kural, düflünce b›rakmam›flt›r. “AKP islamc›l›¤›” bunlar›n içinde, en fazla ehlileflmifl, emperyalist dünya düzeniyle bütünleflmifl bir “islamc›l›¤›” temsil eder. Gerçek odur ki, e¤er AKP yöneticilerinin “kökenini” hesaba katmazsan›z, bir parti olarak DYP’si, BBP’si ne kadar “islamc›”ysa, AKP de asl›nda o kadar islamc›d›r. Ama ço¤u yöneticilerinin içinden ç›kt›¤› tabana dayanmak istedi¤inden dolay›, müslümanl›¤›n, islam›n istismar›nda onlardan ileridirler.

AKP, hiç bir inanc›n kararl› savunucusu olamaz Bugün söyledi¤ine yar›n baflka bir anlam yüklemek, düzeltme yapmak, burjuva politikac›lar›n ortak özelli¤idir. Ama bunu en fazla yapan islamc›lard›r. Önce kendi tabanlar›n›n gözünü boyamak için bir laf ederler. Sonra, Genelkurmay taraf›ndan veya onlar›n sözcüleri arac›l›¤›yla uyar›l›p, “düzeltme” yaparlar. Erbakan, Kutan, AKP yetkilileri, hep ayn› yöntemi izlemifllerdir. Politikalar› takiyye üzerine oturanlar›n yapaca¤› da bundan baflka bir fley de¤ildir. Sahip olduklar› tek gelenek iflte bu ikiyüzlülükleri, yalanc›l›klar›, sahtecilikleridir. “Baflörtüsü zulmü” deyip de sonra bu uygulamay› sürdürmenin baflka bir anlam› var m›? “Adil düzen” deyip ondan vazgeçen, “türban namusumuz” deyip ondan vazgeçen, islam ülkeleri kardeflimizdir deyip, “kardeflini” s›rt›ndan vuran, “en büyük fleytan” dedi¤i Amerika’n›n kiral›k askeri olan, “Bat›”ya “h›ristiyan kulübü” deyip, bizi de al›n diye kap›s›nda yalvar yakar olan, “faiz haramd›r” deyip, faiz da¤›tma sistemiyle yaflayan holdingler kuran, “israf haram” deyip Ç›ra¤anlarda dü¤ünler yapan islamc›l›k, böyle bir prati¤in sonucunda “riyakarl›k”tan baflka hangi s›fatla an›labilir ki? Dikkat edilirse, yukar›daki paragrafta s›ralad›¤›m›z tüm söylemler onlar›n “islamc›l›¤›”n›n alameti farikas› olan söylemlerdir; ve bunlar› rahatl›kla terkedebilmektedirler. Bu düflünceleri her zor dönemeçte terkedenlerin islamc›l›¤›ndan, hatta müslümanl›¤›ndan sözedilebilir mi? Denilebilir ki, ama AKP’lilerin ço¤u namaz›nda niyaz›nda insanlard›r, hatta ço¤u tarikat mensubu olacak ölEkmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

39


çüde islamc›d›r. Bir ço¤unun tarikat örgütlenmelerine mensup oldu¤u, onlar›n içinden ç›k›p geldikleri ve haldeki durumda da bu tür örgütlenmelerin sürmesinden, yayg›nlaflmas›ndan yana oldu¤u do¤rudur. Ama bunu niye istedikleri önemlidir. Tarikat, kelime anlam› olarak “yol” demektir. Bunlar›nki de bir tür “yol”; ama inanç temelinde bir yol de¤il, islam› yaflaman›n ve yaflatman›n yolu de¤il, iktidar ve ikbal yolu. Tarikatlar› da esas olarak bunun için istiyorlar. Onlar› iktidara götürmekte bir araç; ayn› zamanda da halk›n genifl kesimlerinin gözünün aç›lmas›n›, devrimcileflmesini, s›n›flar mücadelesi içinde kendi s›n›flar›ndan yana saf tutmas›n› engelleyecek bir araç. Genelkurmay’la, oligarflinin öteki kesimleriyle bu noktada hemfikirler zaten.

Zulüm devletiyle bütünleflenler, “adil” bir düzen kurabilir mi? Osmanl›, islamiyet ad›na nice katliamlar yapm›flt›r. Alevilik-Sünnilik ayr›m›yla Osmanl› padiflahlar›, halk›n kan›n› ak›tm›flt›r yüzy›llar boyunca. Ülkemizdeki islamc›lar, esas olarak bu gelene¤in takipçisidirler. Bu nedenle faflist, flovenist, mezhepçi politikalar› sürdürmekte, hiç zorlanm›yorlar. “Partimiz... tüm va‹nançlar, Özgürlükler, tandafllar›m›z› cinsiyetleri, etnik kökenleri, inançlar›, ve dünya görüflleri ne olursa olsun ay›r›m yapmaks›z›n kucaklamaktad›r. ... ‘Herkes özgür olmad›kça kimse özgür de¤ildir” özdeyifli, partimizin temel ilkelerindendir. Partimiz, temel insan hak ve özgürlüklerini temin etmeyi ve korumay› en önemli ödevleri aras›nda sayar. Partimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve bütünlü¤ünün, laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin, sivilleflmenin, demokratikleflmenin, inanç özgürlü¤ünün ve f›rsat eflitli¤inin esas kabul edildi¤i bir zemindir.” (AKP program›ndan) Böyle demifller programlar›nda. Ama “farkl› etnik kökenleri” nedeniyle, o kökenin bir parças› olan ulusal haklar›n› isteyen Kürt halk›n›n taleplerini, “ inançlar›” gere¤i türbanla okumak isteyenlerin taleplerini, “dünya görüflleri”nin bir parças› olarak örgütlü, dayan›flma içinde yaflamak isteyen tutuklular›n taleplerini duymazdan gelen, hatta bu talepleri dile getirenleri ezmek, susturmak, sindirmek isteyen de kendileridir. Program baflka, icraat baflkad›r; bugüne kadar ki tüm iktidarlarda oldu¤u gibi! “‹slamc›l›k, müslümanl›k” vurgusu, AKP’yi di¤er düzen partilerinden farkl› yapm›yor. Seçim bildirgesinde de “inanç özgürlü¤ü”ne özel vurgular› vard›r: “Farkl› inanç ve kültürleri ülkemiz için bir zen-

Bu noktada “düzen islamc›l›¤›”yla “radikal islamc›l›k” aras›nda fazla bir fark da yok. Hizbullah da, RP de, AKP de sözkonusu olan mevcut düzene karfl› mücadele eden devrimciler, yurtseverler olunca, birbirlerinden daha katliamc›lar. S›vas katliam›n› savunmakta da ülkemizin “radikal” ve “düzeniçi” islamc›lar› ayn› zihniyettedirler. MSP ve onun devam› niteli¤indeki partiler için hükümette kimlerle ittifak yapacaklar›, hangi kararlara imza atacaklar› neredeyse hiç önemli de¤ildir; Koltu¤a ve düzenin nimetlerine, kavuflacaklarsa, bunlar problem de¤ildir. Bu nedenle, faflist çetelerin MHP’siyle de, Susurluk hamisi DYP’yle de, “solcu” Ecevit’le de ayn› hükümette yeralmaktan geri kalmad›lar. “‹slamc›lara karfl› operasyon” yap›lmas›n› öngören MGK kararlar›n› imzalamakta, siyonist ‹srail’le ittifak anlaflmalar›n› imzalamakta, hiç sak›nca görmediler. ‘96 Ölüm Orucu’nda 12 devrimci tutsak “müslümanlar›n hükümeti” taraf›ndan katledildi. “‹slamc› bakan”. katliam›n› meflrulaflt›rmak için “Onlar da devlete silah çekmifllerdi” diyecek kadar devletçiydi. Bugün benzer sözleri eden Cemil Çiçek gibi... Erbakan “Susurluk fasa-fisodur” diyerek devletine sahip ç›karken, Cemil Çiçek bugün Korkut Eken’i sahiplenerek devletçi çizgiyi sürdürüyor. Bu çizginin “inanç sahibi” olmas› mümkün de¤il; bu çizgi, devletçili¤inin gere¤i ola-

ginlik kabul eden PART‹M‹Z, de¤iflik dil, din, soy ve sosyal statüden insan›n kanunlar›n eflit koruyuculu¤u alt›nda özgürce yaflamas›n› ve siyasete kat›lmas›n› gerekli görür.” (AKP Seçim Bildirgesi’nden) “Yaflama ve mülkiyet hakk›n›, düflünce, ifade, inanç, teflebbüs ve örgütlenme özgürlü¤ünü s›n›rlayan hükümler, evrensel hukuk ve özgürlük anlay›fl› dikkate al›narak yeniden düzenleyecektir.” (AKP Seçim Bildirgesi’nden) AKP’nin “inanç özgürlü¤ü”nün savunucusu olamamas›n›n tek göstergesi, “türban” meselesi de de¤ildir. AKP, Alevi halk›n inanç özgürlü¤ünü de, daha farkl› inançlara sahip olanlar›n özgürlü¤ünü de savunmaz. Tersine, bu konuda alabildi¤ine yasakç›d›rlar. Düzen içi dengeler elverdi¤inde, nas›l yasakç› kesilebildiklerine s›kça tan›k olunmufltur. Ama “sünni inanc›” en yasakç› ve ba¤naz yanlar›yla savunmak koltu¤u tehlikeye düflürecekse, AKP onu da savunmaz. AKP belgelerinden son olarak flunu aktaral›m: Diyorlard› ki, “PART‹M‹Z, Türkiye’nin ‹slam Ülkeleriyle iliflkilerine özel bir önem vermektedir.” (AKP Seçim Bildirgesi’nden) Bu “özel önem”in nereye kadar oldu¤u, bir islam ülkesi olan Irak karfl›s›ndaki tutumunda gözüküyor. ‹ktidar için, bir islam ülkesini gözünü k›rpmadan satarak, dillerindeki tüm “islam, müslüman” sözlerinin ne kadar sahte ve samimiyetsiz oldu¤unu bu konuda da göstermifllerdir.

Farkl›l›klar Konusunda

NE DEM‹fiLERD‹?

40

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50


rak, bir muhalefet olan, olma potansiyeli tafl›yan tüm inançlara düflman olacakt›r. Bu inanç “islami” olsa bile!

Kapitalizmle bütünleflenlerin “dini” kal›r m›? 12 Eylül cuntas›, halk›n devrimci mücadelesine karfl›, tarikatlar›n devlet denetiminde güçlendirilmesi ve yayg›nlaflt›r›lmas› plan›n› uygulam›flt›. ‹slamc› düzen partilerinin 90’l› y›llardaki “yükselifli”ni sa¤layan etkenlerden biri budur. Böyle oldu¤u için de, islamc›l›k içindeki “devletçi” damar da iyice güçlenmifltir. Bu güçlenme dönemi, yine bizzat cuntan›n, sonra da di¤er iktidarlar›n bilgisi ve onay› dahilinde, islamc›lar›n ABD, Suudi Arabistan taraf›ndan finanse edildi¤i dönemdir. Peflpefle Suudi sermayeli bankalar, holdingler, yat›l› okullar, kolejler, dershaneler aç›ld›. Fethullah Gülen de, o günlerde do¤du, büyütüldü. Bu dönemdeki mali güçlenmeyle birlikte, islamc› elit kesim, kapitalist sistemle bütünleflmifl, bugün kimilerinin “yeflil sermaye” dedi¤i holdingleflme dönemi bafllam›flt›r. Bugün islamc› parti denilen partiler, bu holdingler taraf›ndan finanse edilen partilerdir. Kapitalizmin kurallar› karfl›s›nda dinin kurallar›n› savunmalar› art›k sadece bu nedenden dolay› bile mümkün de¤ildir. Müslümanl›k ve “kar” karfl› karfl›ya geldi¤inde de tercih edilen ikincisi olmaktad›r.

K›sacas›, “bismillah” diye yola ç›k›p, ad›mlar›n› sadece ç›karlar›na göre atarlar.

AKP bir “inanç” partisi de¤ildir Bugün AKP’yi oluflturan kadrolar, 28 fiubat’tan sonra, bask›ya direnmek yerine, “hata askerde de¤il, bizim yapt›klar›m›zda” diyerek yan çizenlerdi. K›sa süre sonra da ayr›ld›lar. Gerçekte, Erbakan’›n izleyicisi olmaya devam eden Fazilet Partisi de ayn› noktadayd›. FP lideri Kutan, kendilerini ispatlamak için “Fazilet din partisi de¤ildir. Olmayacakt›r” demeçleri veriyor, “Fazilet fleffaf ve anayasa çizgisinde bir parti olmaya devam edecek” diye adeta yeminler ediyor, “Biz sekiz y›ll›k e¤itime karfl› de¤iliz. Hatta 11 y›l olmas›n› istiyoruz” diyerek boyun e¤meye haz›r olduklar›n› gösteriyordu. AKP’nin de vurgusu hep bu dört kelimedeydi: “Biz islamc› parti de¤iliz!”. Belki de AKP’nin tüm söyledikleri içindeki “tek do¤ru” buydu! E¤er AKP’de en küçük bir “islami duyarl›l›k” olsayd›, ABD’nin islama, müslümanlara karfl›, tarihinin hiç bir döneminde olmad›¤› kadar aç›k düflmanl›k yapt›¤› bir dönemde, ABD’nin yan›nda yer almazd›. - sürecek

Dün Bugün KOLTUKTA KIBLES‹ DE⁄‹fiENLER! “Körfez Savafl›, ABD’nin emperyalizmi ve siyonizmi dünyaya hakim k›lmak için yapt›¤› bir savaflt›r. ABD Rusya sorununu çözdükten sonra bütün dünyay›, kendi emrinde tek bir devlet yapma karar› ald›. Böylece siyonizmin egemenlik plan› yürürlü¤e konuldu. ABD’nin bu plan› uygulayabilmek için kendi emrine harfiyen uymayan Irak’› ezmesi ve böylece Ortado¤u’da ‹srail karfl›s›nda hiç bir güç kalmamas›n› sa¤lamas› gerekiyordu... Gayesinden sapt›r›lan bir savafl için Türkiye’nin, BM karar›na uydu¤unu ifade ederek ABD’ye yard›mc› olmas›, milleti aldatmakt›r.”

da içine al›r m›... Bu, tabiî, çok daha tehlikeli bir geliflmedir. Türkiye, bu sayede, âdeta, ç›kmaz bir soka¤a dönmüfltür. ...

(Tayyip Erdo¤an, 30 Ocak 1991, RP ‹stanbul ‹l Baflkan› iken)

Türkiye'nin, böyle bir olay›n içerisinde s›cak savafla girmesi, Türkiye'yi, Asya'ya yabanc› düflürecektir; Maalesef, Türkiye, bu hatay›, Ortado¤u'da yapt›¤› için, Ortado¤u'ya yabanc›laflm›flt›r.”

“Afganistan’da Savafl›n nereye varaca¤› belli de¤il dedik. Hepimiz kayg›yla takip ediyoruz ki, yar›n, bu, Irak'› da, Sudan'› da, Yemen'i de ve hatta hatta ‹ran'›

(Abdullah Gül, 10 Ekim 2001, Afganistan'a asker gönderilmesi tezkeresinin Meclis'te görüflülmesi s›ras›nda yapt›¤› konuflma)

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

41


Venezuela'n›n Avusturya Büyükelçisi Gustavo Marquez Marin:

Siyasi Savafl› Kazand›k Amerikanc› darbeyi püskürten, arkas›ndan ABD’nin destekledi¤i sermaye taraf›ndan örgütlenen “grevi” bofla ç›karan Venezuella’n›n Avusturya Büyükelçisi Gustavo Marquez Marin ile makam›nda görüfltük...

Ülkenizdeki son durum nedir? Mücadele hangi biçimlerde sürmekte, çat›flmada hangi güçler nas›l bir tav›r al›yor? G. Marquez Marin: FEDECAMARAS'ta yeralan kamu sektörünün yönetmenli¤i, ulusal petrol endüstrisi PDVSA'n›n yönetimi ve AD ile COPEI adl› siyasi partilerin etkin oldu¤u Bürokrasi Birli¤i (CTV) taraf›ndan 2 Aral›k'ta ilan edilen süresiz grevin yenilgisinin ard›ndan petrol ve ekonomik faaliyetler normalleflme yoluna girdi. fiimdi günlük petrol üretimi iki milyon varile ulaflt› ve tahminen yurtiçi ve uluslaras› petrol pazar› ve rafineri ürünlerinin üretim düzeyi Mart ay›n›n ortas›nda tamamen eski haline dönmüfl olacakt›r. Ayn› flekilde tar›m sanayisi ve ticaret gibi di¤er sektörler de kamu sektöründeki grevlerden olumsuz etkilenmifltir. Ama bu

sektörler de normal hallerine dönmeye e¤ilimlidirler.

Bolivarc› Devrim Süreci Desteklendi Bu kez petrol üretimimize darbe biçimi alt›nda sürdürülen grev yenilgiye u¤rad›. Grev, Baflkan Hugo Chavez'in anayasal hükümetini düflürmek amac›yla ekonomik bir kuflatma plan›yd›. Ülkenin demokratik ve anayasal meflrulu¤unu k›rmay› amaçl›yordu ve halk için büyük kay›plara yol açt›. Sadece petrol gelirlerinde ülke 4 trilyon Dolar kaybetti. Bu durum anayasal hükümete ola¤anüstü ekonomik tedbirler almay› dayatt›. Bankac›l›k sektörünün de greve dahil olmas›, uluslararas› rezervlerin düflmesini engellemek ve ülkenin son derece savunmas›z b›rak›lmas›n› önlemek için dövizlere denetim kurulmufltu. Yine de Venezuella'l› iflçiler, PDVSA'da çal›flan iflçiler dahil, Baflkan Chavez'in önderli¤indeki Bolivarc› devrim sürecini tam desteklediler ve darbeyi destekleyen CD (Demokratik Koordinasyon) flemsiyesi alt›nda Nisan 2002 darbe giriflimini tekrarlamak amac›yla medya

Hükümetin bafl önceli¤i Bolivarc› okullar a¤› ve insan›n sosyal geliflimi için e¤itimin geliflimiyle kamu sa¤l›k ve e¤itim sektörü sisteminin birlefltirilmesidir. Do¤rudan ve kat›l›mc› demokrasi mekanizmalar›n›n geliflimi halk›n yönetimini bu sürecin bafl aktörü olmas›n› garanti ediyor. 42

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

kampanyalar› düzenleyen büyük bas›n kurulufllar›nca desteklenen faflist kesimlerin plan›n› tasfiye ettiler. Darbe yapmak isteyenler bu kez demokratik kurumlaflmam›za ve anayasaya tam ba¤l›l›k do¤rultusunda monolitik silahl› güçlerle karfl›laflt›lar. Silahl› Güçleri halk›n darbe karfl›t› ça¤r›s› harekete geçirdi. "Petrol grevinin" yenilgisi nedeniyle; ve Baflkan Chavez'in "gönüllü reddi"ni sa¤lamak amac›yla CD taraf›ndan yap›lan referendum ça¤r›s› Yüksek Mahkeme taraf›ndan "yasad›fl›" ilan edildikten sonra, -ki, Anayasa zaten halk›n salt ço¤unlu¤u ile onaylanm›fl oldu¤u için Baflkanl›k kurumu da Anayasal bir kurum oldu¤undan, muhaliflerin referendum olsayd› bile baflar›s›z olaca¤› aç›kt›- Bu nedenle Anayasal kurumlar› kald›rmay› hedefleyen bir referandum ça¤r›s› yasall›ktan yoksundu. Anayasaya göre de her referendum ça¤r›s› illa da yerine getirilecek diye bir madde yoktur. Eylemleri anayasal ve demokratik yasall›¤› çerçevesinde koyma tezi, kendi içinde geliflmifl gibi göstermeye çal›flt›lar. Bunun bir örne¤i, muhalefetin hükümet taraf›ndan hayata geçirilen, bu krizde anayasal ve demokratik uzlaflma girifliminde Amerikan Devletleri Örgütü (OAS), Carter Fonu ve Geliflim için BM Program›'n›n (PNUD) yard›mc› olarak çal›flt›klar› diyalog masas›nda çal›flmay› kabul etmesiydi. Ayn› flekilde bu de¤iflimi a盤a ç›karan gelifltirici bir gerçek, muhalefetin Milli Meclis taraf›ndan tan›nm›fl yeni bir yasama çerçevesinde CNE (Seçici Ulusal Konsey)


ad›ndaki yeni bir yönetim organ›n›n bütünlefltirilmesi için pazarl›k yapmay› kabul etmesiydi. Son olarak flunu diyebiliriz; siyasi savafl› anayasal hükümet kazand›. D›fltan siyasi ve ekonomik etkenleri olan darbeyi destekleyen kifli ve iflbirlikçi faflistleri iki yönden yenmesi, hükümete olan genifl halk deste¤ini ve her zamankinden daha fazla ulusal egemenli¤i ve Venezuella'n›n demokrasisini koruyan Ulusal Silahl› Güçleri’nin kurumsal deste¤ini bir kez daha gösterdi. Chavez hükümeti ve onu destekleyen partiler ABD emperyalizminin ve Amerikanc› güçlerinin darbe ve komplolar›na karfl› direnifllerini hangi biçimlerde sürdürmek istiyorlar? Hükümetin eylemleri halk›n kat›l›m› ve örgütlemesini harekete geçirip Anayasa'da yeralan ekonomik ve siyasi reformlar›n birlefltirilmesi üzerine geliflecektir. Amaç, küçük ve orta flirketler ve kooperatif örgütlerinden endüstriyel bir yap› oluflturarak, dayan›kl› ekonomik ve sosyal geliflmeyi kazanmakt›r. Hükümetin bafl önceli¤i Bolivarc› okullar a¤› ve insan›n sosyal geliflimi için e¤itimin geliflimiyle kamu sa¤l›k ve e¤itim sektörü sisteminin birlefltirilmesidir. Do¤rudan ve kat›l›mc› demokrasi mekanizmalar›n›n geliflimi halk›n yönetimini bu sürecin bafl aktörü olmas›n› garanti ediyor. Ekonomik alanda hedef, üretken yap› tabanlar› eflit üretken bir model, küçük ve orta flirketleri kooperatiflefltirmeye yeniden bafllamak, ve yüzde 80’e yak›n yoksulluk oran› ile 25 seneden fazla gerileme yaflayan sanayi sektörünün mevcut sosyal bofllu¤unu doldurmakt›r. Petrol sanayisi ve temel flirketleri (Demir ve Alüminyum) konusunda, "sualt›" geliflmenin

stratejisi ve bu sektörlerin daha etkin k›l›nmas› için yeniden yap›land›r›lmas› çal›flmas› yo¤unlaflt›r›lacak. Böylece çeflitlenmifl ekonomi ayn› zamanda geliflmenin de "motor gücü" olacakt›r.

Halk En Önemli Güç Oldu¤unu Gösterdi Protestolar yer yer çat›flmalara dönüyordu. Bir provokasyon mu sözkonusu, yoksa halk savunma hakk›n› m› kullanmaktayd›? Tekelci burjuvazinin belli bir "kitle deste¤i" sa¤lamas›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Venezuella'da düflünce ve ifade özgürlü¤ü vard›r. Belki bu temel hak karfl›s›nda dünyada, hükümetin bunca sa¤duyulu ve sayg›l› davrand›¤› baflka ülke yoktur. Neredeyse, Bolivarc› Devrimin demokratik yollarla iktidardan uzaklaflt›rd›¤› eski siyasi partilerin yerini alan ço¤u özel televizyon araçlar› ve baz› gazeteler, bu hakk› aç›kça ihlal ederek medyay› siyasi ve ekonomik ç›kar do¤rultsunda kullanm›flt›r. Oysa bas›n›n görevi tüm topluma nesnel ve gerçek bilgiyi ulaflt›rmakt›r. Serbest ve hükümetin tam garantisiyle düzenlenen birçok protesto ve yürüyüfller medya kampanyalar›ndan bu amaçla ortaya ç›kar›ld›. Buna ra¤men hükümeti destekleyen parti ve hareketler de sürekli büyük yürüyüfller düzenlediler ve halk sü-

rekli sokaklarda kald›. Halk›n kesintisiz eylemlili¤i iç ve d›fl düflmanlara karfl› mücadelede belirleyici olmufltur. Aç›kça, sabotaj ve devrimci hükümetin çal›flmas›n› bloke etmek için inisiyatif alan muhalefettir. Neredeyse anayasal yivi k›rmak ve Chavez'in demokratik hükümetini devirmek için yapt›klar› tüm giriflimlere karfl›, halk›n büyük kesiminin hükümetin yan›nda oldu¤u aç›kt›r. Halk, kitlesel yürüfllerle ülke düflmanlar›n›n karfl›s›na dikilen en önemli güç oldu¤unu gösterdi. Baflkan Chavez'in bahsetti¤i, muhalefetin bir sözcüsünün kendileri taraf›ndan yapt›klar› bir kamuoyu yoklamas› hakk›nda verdi¤i bir bilgidir. Bu oylamada Chavez'in popüleritesi ortalama yüzde 30 ç›km›flt›. Bu, flu demektir; verileri çarp›tan hilekar muhalefet bile Baflkan›n popülaritesini bu düzeyde gösteriyorsa, bu asl›nda daha yüksektir. Muhalefetin bu verilerini do¤ru kabul etsek dahi, yine de flunu diyebiliriz; bugün hemen hemen hiçbir Latin Amerika ülkesindeki baflkanlar›n popülaritesi bu yüzde otuzdan fazla de¤ildir. Kald› ki Baflkan›m›z Hugo Chavez halk›n oylar›n›n yüzde 57’sini alarak iktidara gelmifltir. Di¤er Latin Amerikan ülkelerindeki geliflmeleri ve buralarda

“...Tüm dünyadaki dostlar›m›z, bu kampanya ve istikrars›zlaflt›rma giriflimlerine ra¤men, ülkemizdeki demokrasiyi derinlefltirece¤imize ve ekonomik geliflim ve refah› ülkemizin en ücra köflelerine ulaflt›rma kararl›l›¤›m›z›n de¤iflmez oldu¤una emin olabilirler?...” (Chavez’i devirme amaçl› grevin yenilgisinden sonra Hükümetin yay›nlad›¤› bir bildiriden)

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

43


IMF'ye muhalif kesimlerin seçimleri kazanmalar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Brezilya’da Lula'n›n, Ekvador'da Gutierrez'in kazanmas› ve Chavez'in Venezuella'daki varl›¤›, Latin Amerika'da halk›n dayatmas›yla ve toplumlar›n maruz kald›¤› ekonomik ve sosyal krizin nesnel koflullar›n›n getirdi¤i, sürecin de¤ifliminin somut bir manifestosudur. Neoliberal modelin, yani son ony›l boyunca bölgede önemli derecede sosyal ve ekonomik gerilemeyi art›ran, büyük bir sefalet, açl›k, iflsizl›k ve insan›n geliflimini azaltan modelin fiili olarak yenilgisidir. Ayn› zamanda ülkelerimizin, yabanc› iktidarlar›n›n varl›¤› olmaks›z›n egemenlik ve bar›fl ile demokrasi alt›nda geliflme haklar›n› kullanma iddias›nda bir yönetimin zorunlu¤unun, ve dengeli çok kutuplu bir toplumla ba¤lant›l› olarak bir geliflme kutbunu teflkil etmek amac›yla Latin Amerikada bütünleflmeyi derinlefltirme ve birlefltirme gereklili¤inin ifadesidir. Venezuella, Brezilya, Ekvador ekseni Kuzey Amerikan emperyal ve egemen politik niyetlerinin küresel ve neoliberal ideolojiye karfl› denge oluflturan alternatif bir sosyal ve ekonomik geliflim projesinin destekçisi olabilir.

Anti-emperyalist Cephe Zorunlu Anti-emperyalist, anti-Amerikan güçlerle daha ilerici, pratik ve somut bir iflbirli¤i öngörüyor musunuz? hükümetinizin bu konuda çabalar› var m›? Bush hükümetinin egemen politikas› büyük bir enternasyonal anti-emperyalist cephenin kurulmas› için önemli bir etken haline dönüflüyor. Ve bu senaryoda Latin Amerikan bloku bugün yeni sömürgeci proje olan TLC(Ticaretin Liberallefltirilmesi Anlaflmas›)'n›n hayata geçirilmesi ve tarihin de gösterdi¤i gibi, ülkelerimizi "arka bahçe" olarak görme temelinde egemenliklerimizi emperyal "ulusal güvenlik" doktrini alt›nda yoketme ile tehdit edilen uluslar›m›z›n hayatta kalmas› için temel bir rolü oynamal›d›r. ABD'nin Irak'a karfl› savafl haz›rl›klar›yla Venezuella'daki darbe giriflimlerinin aras›ndaki ba¤ sizce ne anlama geliyor? Her iki ülkeye yönelik ABD gerekçeleri ayn› öze sahip. ABD'nin perdelenmifl niyeti; kendisine flarts›z teslim olunmas› ve her iki ülkede bulunan önemli petrol rezervlerinin tam denetimini sa¤lamakla ba¤lant›l›d›r. Bence Bush hükümetinin sözde ‘terörü önleme savafl’ politikas› uluslararas› anti-emperyalist bir cephenin kurulmas› zorunlulu¤unu getiriyor. Ve bu süreç böylesi bir birli¤i sa¤layacak katalizör olabilir. 44

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

Egunkaria’ya Onbinler Sahip Ç›kt› Bask dilinde yay›n yapan Egunkaria gazetesinin ‹spanya hükümeti taraf›ndan “ETA’n›n yay›n organ› oldu¤u” gerekçesiyle kapat›lmas›n› protesto etmek için San Sebastian’da sokaklara dökülen onbinlerce Baskl› yurtsever karar› protesto ederek Bask dilinin yasaklanamayaca¤›n› hayk›rd›.

LTTE’den Boykot Tamil Elam Kurtulufl Kaplanlar› (LTTE) ile Sri Lanka hükümeti aras›nda yap›lan “ateflkes anlaflmas›”n›n birinci y›ldönümünde LTTE tamil bölgesinde kepenk kapatma eylemi ve boykot yapt›. Boykotun “hükümetin anlaflmaya tatmin edici de¤eri vermemesi” nedeniyle yap›ld›¤› belirtildi.

Castro: Roma Kadar Da Yaflayamayacak Vietnam’› ziyaret eden Küba lideri Castro “Amerikan imparatorlu¤unun da t›pk› Roma imparatorlu¤u gibi çökmeye mahkum oldu¤unu” söyledi. Bir üniversitede konuflan Castro ABD’nin küreselleflmesinin ve liberalizmin yaratt›¤› dünyan›n ekonomik ve ahlaki bunal›m›n içinde oldu¤unu belirtti. Castro imparatorlu¤un sonunu getirmek için bugünkü de¤iflimi h›zland›rmak gerekti¤ini belirterek, “Amerika, Roma imparatorlu¤u kadar da yaflayamayacak” dedi.

Filipinler ve Kolombiya’ya ABD Askeri Filipinler’de islamc› güçlere karfl› kanl› bir katliama giriflen hükümet ve ABD güçlerine 1700 ABD askeri daha kat›ld›. Son takviyeyle birlikte Filipinler'de fiili olarak cephe açan ABD’nin ülkede 10 bin askeri bulunurken, muhalif Moro ‹slami Kurtulufl Cephesi'ne yönelik son katliam sald›r›s›nda Filipin ordusu ile birlikte 200 kifliyi katletti. Kolombiya’da FARC taraf›ndan esir al›nan CIA ajanlar›n› kurtarmak için yap›lan operasyonlara ABD askerleri de kat›l›rken, ülkeye 250 yanki daha gönderildi.


Solun Beyni

Emperyalizme ve faflizme karfl› mücadele “Temsilen” yürütülen bir mücadele de¤ildir! Meydanlardaki tablo hoflumuza gitmeyebilir; ama sola dair nedenini do¤ru tesbit etmezsek, de¤ifltirme flans›m›z olmaz. Gördü¤ünüz tablo, sivil toplumculu¤un (reformizmin) “temsili mücadele, diyalogcu muhalefet” anlay›fl›n›n iflas›d›r. ‹lginçtir; tarihin garip bir “ironisi” de say›labilir. Daha düne kadar devrimcileri halktan kopuk, halk ad›na “öncü savaflç›l›k”la, halk›n d›fl›nda “kurtar›c›”l›kla elefltirenler, bugün “temsili” mücadelenin savunucusu oldular. Sivil toplumculuk, karikatürize edip elefltirdikleri o tarz›n daha da bir karikatür halidir. Bu tarzda kitlelerin örgütlenmesine yer yoktur; kitleler ad›na, sendika, oda baflkanlar› meclise giderler, hükümetlerle görüflürler, olmad› bir meydanda “bas›n aç›klamas›” yaparlar... Kitleler de arada bir temsilcilerinin arkas›nda vitrin olufltururlar. Bugünkü tablo, “temsili” mücadeleci sivil toplumculu¤un sonucudur. Kad›köy’deki yetersiz kat›l›mdan herkes yak›nabilir, herkes flikayetçi olabilir, ama onlar›n buna hakk› yoktur. Çünkü o tablo, onlar›n tarz›na uygundur. Bu tarz, flimdi ikinci açmaz›yla karfl› karfl›ya kalma durumundad›r: “temsilci”lerin hiç bir biçimde kaale al›nmayaca¤›, ortada “diyalog” kurulacak kimsenin olmad›¤› daha a¤›r bask› koflullar›nda ne yapacaklar?

“Aristokrat”lar›n Bürokratik Platformlar› de¤il, Halk›n örgütlü, dinamik cephesi Henüz ABD’nin Irak’a sald›r›s› bu kadar gündeme oturmadan önce de, “birlik” sorunu tart›fl›l›yordu. Bizim halk cephesi ve demokratik cephe olarak yapt›¤›m›z önerilerde özellikle bir kaç noktaya dikkat çekiyorduk: 1- Genifl bir programda anlaflamayabiliriz; gerekti¤inde tek bir talep çerçevesinde bile, mesela F tipleri, mesela Kürtçe veya IMF program› çerçevesinde birlik yapabiliriz. (Bu öneriyi kabul etmeyenleri, bizzat pratik tek bir talep etraf›nda “Irak’ta ABD sald›r›s›na karfl›” bir araya getirdi. Peki biz önceden prati¤imizle, kurumlar›m›zla haz›r olamaz m›yd›k? Olamamam›z›n sorumlusu, o gün önerilerimize kulak t›kayanlard›r. 2- Üzerinde durdu¤umuz bir baflka yan, oluflturula-

cak birli¤in, kitleleri örgütleyen bir iflleyifle ve prati¤e sahip olmas› gerekti¤iydi. 3- Buna ba¤l› olarak, birli¤in sadece temsilcilerin bir araya geldi¤i bir oluflum olmay›p illere, mahallelere, köylere kadar yay›lan alt kurumlara sahip olmas› gerekti¤ini vurgulad›k. Birinci madde aç›s›ndan oldu¤u gibi, hayat bu iki konuda da bizi zorlam›fl ama, yine de bunlar mümkün olamam›flt›r. Bugün “Irak’ta Savafla Hay›r Platformu’nun, Koordinasyonu’nun temel zaaf›, as›l güçsüzlü¤ü de iflte bu noktalarda ortaya ç›kmaktad›r. Reformist legal partiler ve onlarla ayn› anlay›fl› savunan DKÖ’ler, kitlelerin söz ve karar hakk›n›n, iradesinin “fazlas›yla” ifle kar›flaca¤› böyle bir birli¤e evet dememifllerdir. Çünkü onlar, çoktan kendi yönetimlerindeki “kitle örgütleri”ni, “kitlesiz” örgütler haline çevirmifllerdi. Reformizmin “kitle”si, partinin, sendikan›n, odan›n “üye say›s›” demekti. Eh, yeterince üye vard› nas›l olsa! Mücadele olmay›nca, kitleleri içine alan bir demokratik iflleyifl olmay›nca, o “üyeleri” bile kaybedeceklerini görmüyorlard›, sonra pratikte onu da gördüler. Ama yine de yanl›fllar›ndan dönmediler. Devrimci mücadele ve örgütlenme anlay›fl›ndan uzaklafl›p Avrupac›l›¤a o kadar yak›nlaflm›fllard› ki, art›k dönmeleri de zordu. Sendikalar, DKÖ’ler gerçek zeminlerinden, s›n›flar mücadelesindeki ifllevlerinden uzaklaflt›r›lm›flt›. Türkiye solu, 80 öncesi mesela sendikal mücadeleyi tart›fl›rken, reformisti de, revizyonisti de, oportünisti de yine Lenin’e baflvurur, mevcut çal›flma “devrimci ölçüler” ›fl›¤›nda elefltirilir veya savunulurdu. Reformizm, art›k o kayg›lar› tümden b›rakm›flt›. Yürüttükleri DKÖ çal›flmas›n›n, sendikal çal›flmas›n›n “devrimci” olup olmamas› gibi bir “sorun” yoktu gündemlerinde. Gün gün eridiler, dert etmediler. Sendikal çal›flma, DKÖ çal›flmas› kimisi için legal partisine oy deposu, kimisi için milletvekilli¤ine s›çrama tahtas›, kimisi için AB yolunda demokrasi mücadelesinin arac›yd›... Bu zihniyet içinde, emperyalizmin ve oligarflinin halk›n devrimci mücadele ve örgütlenmelerini yoketme tasfiye sald›r›s› ya zaten hiç görülmüyor, görülse de önemEkmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

45


senmiyor, ya da daha kötüsü, soldan o tasfiyeye destek veriliyordu. Sendikalarda, çeflitli “demokratik” kitle örgütlerinde, devrimcilerin tasfiye edilmesi için aynen polis literatürüyle devrimciler aleyhinde propagandalar yap›ld›¤›na az tan›k olmad›k. “Birlik” de onlar için baflka bir anlam kazanm›flt› art›k. “Devrimcilere”, oligarflinin yasad›fl›, tehlikeli ilan ettiklerine yer yoktu onlar›n “birli¤inde”. ÖDP, EMEP, HADEP, S‹P... ve onlara ilaveten KESK, D‹SK, TMMOB... kliflesi vard› sadece. Sendikalar›, DKÖ’leri eriten sivil toplumculuk, icazetcilik, tabii ki kendini bu birlikteliklerde de gösteriyordu. Y›llarca sendika a¤alar›n›, sendikalardaki, odalardaki bürokratikleflmeyi elefltirmesiyle bilinen sol, o a¤alar›, bürokratlar› sözcü, temsilci durumuna getirip, merkeze koyuyordu.

“Erime”nin seyri yokolmaya gider Bu anlay›fl›n ortaya ç›kard›¤› eriyifl o kadar h›zl› ve yo¤un oldu ki, bu klifle, hiç bir fley yapamaz, hiç bir siyasi sonuç yaratamaz hale geldi k›sa süre içinde. ABD sald›r›s›na karfl› ortaya ç›kan genifl birliktelik, onlar aç›s›ndan biraz da bu durumun sonucudur. (Ki bu durumda bile tasfiyeci entrikalar›n› asla terketmemektedirler, ama flimdi konumuz bu de¤ildir.)

Veli ÖZCAN’› Kaybettik Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nin kurucu üyelerinden, Okmeydan› halk meclisinin emekçilerinden Veli Özcan’› 4 fiubat Sal› günü geçirdi¤i kalp krizi sonucu 49 yafl›nda kaybettik. S›vas do¤umlu olan Veli Özcan Okmeydan›’nda esnafl›k yap›yordu. Her türlü kirlenmiflli¤e ve çirkinli¤e karfl›, Anadolu kültürünün temsilcilerinden biriydi. ‹flçi olarak çal›flt›¤› y›llardaki sendikal mücadeleden kazand›¤› tecrübeyi, gecekondu halk›n›n mücadele ve örgütlenmesine tafl›m›fl, genç yafll› herkese moral ve umut tafl›yan olmufltur. Okmeydan› halk› Veli Özcan’› unutmayacak.

Ama denilebilir ki, Kad›köy mitingindeki tablo, bir anlamda “yolun sonu”dur. ABD imparatorlu¤una karfl› mücadele içinde ortaya ç›kan bu sonuçlar, umar›z, onlara radikal biçimde bir dönüfl karar› ald›r›r. Sendika nedir, DKÖ nedir, bunlar›n s›n›flar mücadelesindeki yeri, rolü nedir, sol bunlar› yeniden (daha do¤rusu bafltan) tart›flmak durumundad›r. Bugün, tüm halk güçlerinin demokratik bir halk cephesi tarz›nda bir araya gelmesinin önemini, zorunlulu¤unu kim yads›yabilir? “Kitleleri örgütleyen” bir çal›flma tarz›n›n kaç›n›lmazl›¤›n› kim yads›yabilir? Ama sivil toplumcu kafa terkedilmedi¤inde ne oluyor; Koordinasyon örgütlülü¤ünü, kendileri ilçe ilçe, köy köy, semt semt yaymad›klar› gibi, sen yaymak için ça¤r› yapt›¤›nda da gelmiyorlar. Kimi ABD’den, kimi AB’den, kimi TÜS‹AD’dan bekledi demokratikleflmeyi. Onlar “demokrasi beklenecek” kadar demokratikleflti¤ine göre, öyle emperyalizme, faflizme, oligarfliye karfl› mücadele gibi hamasi sözlere de, militan direnifllere, disiplinli örgütlere, mücadeleci kitlelere de gerek yoktu... Yoktu da, bu masal çöktü. ‹flte dünya, iflte Türkiye. Difle difl mücadele ediyorsan vars›n; örgütlüysen vars›n, bedel ödemeyi göze al›yorsan vars›n, aksi halde... yoksun! 46

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

“Uluslararas› Bar›fl Konferas›” “Biz bu savafl› durdurabiliriz” bafll›¤›yla 22-23 fiubat tarihleri aras›nda ‹stanbul’da düzenlenen konferans›n “‹stanbul ça¤r›s›” bafll›kl› sonuç bildirgesi yay›nland›. Bildirgede meclisin tezkereyi reddetmesi istenirken, Amerika’n›n Irak’a sald›r›s› emperyalist politikalar›n parças› olarak de¤erlendirildi. “Filistin halk› üzerindeki ‹srail bask›s›n›n, Kürtler üzerinde oynanan oyunlar›n ve K›br›s’›n yeniden bir savafl merkezi haline getirilmesi yönündeki planlar›n, bu savafl›n görünmeyen yüzünde yer ald›¤›n›n” ifade edildi¤i bildirgede, K›br›s’ta çözüm, “ba¤›ms›z olarak K›br›s halklar›n›n ortak iradesi ile belirlenebilir” denildi. “Yaln›zca Irak halk›n›n zarar görmesini önlemek için de¤il, insanl›¤› kazanmak için (sald›r›) durdurulmal›d›r” denilen bildirgede, bunun için yayg›n ve güçlü eylemler örgütlenmesinin gereklili¤i vurguland›.


AKP’N‹N DEMOKRAS‹C‹L‹K OYUNU YER‹N‹ COP, DAYAK, GÖZALTILARA BIRAKTI ANKARA’DA 1 DAK‹KA KARANLIK EYLEM‹NE SALDIRI 24 fiubat 2003 Pazartesi günü saat 20:00’e TBMM yan›ndaki Milli Egemenlik Park›’nda "bar›fl için bir dakika karanl›k" eylemine kat›lmak için bekleyen kitle buradan polis zoruyla Ku¤ulu Park’a yönlendirildi. Burada oturma eylemi yaparak, sabaha kadar mecliste yap›lacak olan savafl tezkeresi oylamas›n› bekleyen gruba polis sald›rd›. Ankara Gençlik Derne¤i üyesi 8 kifli tartaklanarak gözalt›na al›nd›. Buradan TEM Ankara fiubesine götürülenlerin sorguland›ktan sonra savc›l›¤a ç›kar›lacaklar› belirtildi.

AKP ÖNÜNDE SALDIRI VE GÖZALTI 24 fiubat 2003 Perflembe günü saat 12:30’da tezkere oylamas›n› protesto etmek için meclis önüne giden Ankara Savafl Karfl›t› Platform üyelerinden oluflan yaklafl›k 100 kiflilik kitle, polis taraf›ndan gerekçe gösterilmeksizin, tartaklanarak da¤›t›ld›. Tüm flehirde sabah saatlerinden itibaren ola¤anüstü hal uygulamalar›n› aratmayacak kadar polis terörü estirildi. Meclis, Baflbakanl›k önü ve AKP binalar› baflta olmak üzere çeflitli merkezi yerlerde kimlik kontrolleri sürüyor. Saat 15:00’te Balgat semtinde bulunan AKP Genel Merkezi önüne giden, Ankara Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Giriflimi’nden yaklafl›k 20 kiflilik bir grup polis taraf›ndan ‘trafi¤i aksatt›klar›’ gerekçesi ile önce çembere al›nd›. Burada bir bas›n aç›klamas› yaparak AKP yetkililerine bir mektup b›rakacaklar›n›, bunun yasal bir hak oldu¤unu ifade eden gruba polis sald›rd›. Ard›ndan 18 kifli (Emrah Yayla, Do¤an Karatafltan, Levent Hergüner, Yurdum Ali Tokgöz, Ali Bayram, Ayfle Arapgirli, Deniz Arapgirli, Burcu Tamer, Hasan Tülek, Selhan Top, Serkan Onur Y›lmaz, U¤ur E¤ilik, Mehmet Yaflar, Sultan...,Gültekin Acar, Murat Korkut ve Özgür Gençlik'ten birinin ad›n›n P›nar oldu¤unu bildi¤imiz 2 kifli) dövülerek gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar Çankaya Merkez Karakolu’na götürüldüler.

REFERANDUM SANDIKLARINA MÜDAHALE Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nin Ocak ay›ndan bugüne halk›n emperyalist savafla karfl› tepkilerini a盤a ç›karmay› hedefledi¤i referandum sand›klar›na polis sürekli sald›rd›. En son sald›r› 28 fiubat 2003 günü Taksim ‹stiklal caddesi A¤a Camii önünde gerçekleflti. Henüz daha sand›k kurulmadan Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Sekreteri Gülsen Salman, Sayman Tigin Öztürk ve ‹dil Kültür Merkezi Çal›flan› Çetin Bayram daha sand›¤› açmadan polisin pervas›zca sald›r›s›na u¤rayarak gözalt›na al›nd›lar. Yaflanan gözalt›lar›n ard›ndan aç›klama yapan Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i “... Tüm bu bask›lara karfl› bizler halk›n söz ve karar hakk›na sahip ç›kaca¤›z... Bizler en do¤ru karar› halk›n verece¤ine inan›yoruz, bu nedenle referandum sand›klar›n› açmaya devam edece¤iz!” dediler.

ELAZI⁄ DEHAP ‹L B‹NASI BASILDI DEHAP ‹l binas› 26 fiubat çarflamba Saat:16.30 s›ralar›nda sivil polislerce "Özgür Halk, Kad›n›n Sesi, Genç Bak›fl" gibi dergilerin toplat›lm›fl say›lar›n›n bulundu¤u gerekçesiyle keyfi bir flekilde bas›ld›. Bask›nda al›nan Sinan Kaya, Ali Seçer, Murat Kopuk, Abdulbaki Orhan akflam saat: 20.30'da serbest b›rak›ld›lar.

TECR‹T ÖLDÜRMEYE DEVAM ED‹YOR Tecriti protesto etmek için Orhan U¤ur kendini yakt›. Orhan O¤ur, 16 fiubat 2003’te tutuklu olarak bulundu¤u Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde kald›¤› tek kiflilik hücrede kendini yakt›. Kald›r›ld›¤› hastanede 27 fiubat 2003 perflembe günü yaflam›n› kaybetti. Orhan U¤ur henüz 23 yafl›ndayd›. Bedenini tutuflturdu¤unda son 盤l›¤› “birfleyler yapmak gerek” oldu. Orhan O¤ur’un cenazesi Adli T›p’tan al›narak ailesi ve arkadafllar› taraf›ndan Okmeydan› Cemevi’ne götürüldü. Cemevi’nde yap›lan törenin ard›ndan Hasköy Mezarl›¤›’nda topra¤a verildi.

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

47


Oligarflinin yeni K›br›s plan›: Serbest bölgeler ve daha çok cami! Oligarfli, K›br›s’› K›br›s halk›na b›rakmaya niyetli de¤il. Ada’da tüm hesaplar, halk›n iradesini bo¤mak üzerine yap›l›yor. Önce, K›br›s Türklerinin kitlesel mitinglerine karfl› “halk Denktafl'› destekliyor” görüntüsü vermek için alternatif mitingler düzenlemeye çal›flt›lar. Fiyasko ile sonuçland›. Ard›ndan uydurma istatistiklerle halk›n Denktafl'› ve oligarflinin politikalar›n› destekledi¤i yalan›n› yaymaya çal›flt›lar. Kimse inanmad›. Eli kanl› sivil faflistleri adaya göndererek katliam tehditleri yapt›rd›lar. Sökmedi. Sonunda “K›br›s Türk halk›n›n istekleri de¤il, Türkiye'nin ‘stratejik ç›karlar›’ önemlidir” diyerek K›br›s halk›n› alenen yok saymaya bafllad›lar. Hesaplar›, flövenist politikalar›na Türkiye’de bir taban oluflturmak ve K›br›s’taki iflgallerini sürdürmekti. En son, bas›na yans›d›¤› kadar›yla K›br›s'ta halk› pasifize edip sindirmek için kapsaml› bir program haz›rlanm›fl durumda. Bas›nda "KKTC'de gençleri evlere ba¤lama plan›" diye yans›yan bu plan›n sadece gençleri kapsamad›¤› bütün halk› hedef ald›¤› aflikard›r. Plan›n KKTC'de haz›rland›¤› ve Ankara'n›n onay›na sunuldu¤u belirtiliyor. KKTC'nin hiç bir iradesinin olmad›¤›, her fleyin Ankara’da kararlaflt›r›ld›¤› bir kez daha itiraf edilmektedir. fiimdi bas›na yans›d›¤› kadar›yla bu plan›n neleri kapsad›¤›na bir göz atal›m: Gençlere kredi vermek gibi baz› “ekonomik tedbirler” d›fl›nda en göze çarpan flu üç maddedir.

48

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

1- KKTC'nin tümü serbest bölge ilan edilecek. Yani adan›n Türkiye'nin egemenli¤i alt›nda bulunan bölümü tümüyle emperyalizme peflkefl çekilecek. Faflist iktidar bununla "aday› en iyi ben kulland›r›r›m” diyerek emperyalist ülkelerin deste¤ini almaya çal›flmaktad›r. Adan›n emperyalizme peflkefl çekilmesinin K›br›sl› Türkler’e verebilece¤i bir fley yok tabii ki. Aksine bu halk için daha büyük esaret ve yoksulluk demektir. 2- K›br›sl› gençler için kuran kurslar› aç›lacak, camisi olmayan yerlere camiler yapt›r›lacak. Böylece 12 Eylül döneminde cuntan›n uygulad›¤› politika, K›br›s’a da tafl›nm›fl olacak. Laiklik flampiyonu geçinen ordunun haz›rlad›¤› program bu iflte. K›br›s’ta muhalefeti da¤›tmak, halk› pasifize ederek yeniden devlete ve Türkiye’ye ba¤lamak için din silah› kullan›l›yor. 3- Müracaatlar› halinde tüm KKTC vatandafllar›na, TC vatandafll›¤› verilmesi; K›br›s Türk halk›n› Türkiye Cumhuriyeti’ne ba¤lay›c› tedbirler al›nmas›. Özellikle bu madde gösteriyor ki adan›n ilhak edilmesi hala Türkiye faflizminin gönlünde yatan asland›r. KKTC halk› ne kadar "K›br›sl›l›k" bayra¤› kald›r›yorsa kald›rs›n, faflist kafa onu “Türkiyelilefltirmek” istemektedir. Baz› maddelerini aktard›¤›m›z program›n özü, K›br›staki muhalefeti da¤›tmak ve etkisizlefltirmek, Denktafl’ta ifadesini bulan iflgalci ve faflist rejime kitle taban› sa¤lamakt›r. Türkiye faflizmi bu konuda deneyimlidir. 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, 28 fiubat’ta bu tür programlar› uygulam›fl ve kendince neticeler alm›flt›r. Tabii bu tür programlar›n mutlaka bask› ve terör eflli¤inde uyguland›¤›n›, K›br›s’ta da öyle olaca¤›n› unutmamak laz›m.

TAYAD'LILAR AKP ÖNÜNDE ‹zmir TAYAD ’l› Aileler 22 fiubat günü AKP binas› önünde oturma eylemi ve bas›n aç›klamas› yaparak, “Tecriti Kald›r›n, Ölümleri Durdurun” dediler. "Ölümlerin Sorumlusu Amerika ve AKP'dir. Tecrit Kald›r›ls›n" pankart› açan, "Tecrit Ölümdür, Tecrite Son!" yaz›l› önlükler giyen TAYAD’l›lar, yapt›klar› aç›klamada, "AKP tecritle öldürüyor! AKP açl›kla, yoksullukla öldürüyor! AKP Amerikan iflbirlikçili¤iyle öldürüyor! AKP'nin savafl karar› halka karfl› savafl karar›d›r. Vatan›m›z› Amerikan üssü haline getirmekten vazgeçin! Tecriti kald›r›n" dediler. Esat Uçkan taraf›ndan okunan aç›klaman›n ard›ndan, 5 dakikal›k sesiz oturma eylemi gerçeklefltirildi. Oturma eyleminden sonra, kitle, "Tecriti Kald›r›n, Ölümleri Durdurun”, “Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz”, “Kahrolsun ABD Emperyalizmi” ve “Terörist ABD ‹flbirlikçi AKP" sloganlar› ile eylem sona erdirildi. Bu arada Malatya TAYAD'l› aileler 24 fiubat günü AKP il binas›na giderek F tipi hapishanelerdeki tecrit koflullar›yla ilgili AKP ‹l Baflkan Yard›mc›s› Ahmet Çak›r ile görüfltüler. Daha önce de benzeri görüflmeler gerçeklefltiren TAYAD’l›lar›n ›srar› karfl›s›nda, "idarenin sadece kendilerinde olmad›¤›n›, yapt›klar› birçok çal›flmada karfl›lar›na ‘derin devlet’in ç›kt›¤›n›” belirterek sorumluluktan kurtulmaya çal›flan AKP yöneticisi, bir hafta sonra Adalet Bakanl›¤› ve genel merkezlerinin cevab›n› iletece¤i sözünü vererek görüflme bitirildi.

Ha Gayret! Ony›llard›r bu ülkede faflizm, günefli balç›kla s›vamaya çal›fl›yor. Bir türlü beceremiyorlar elbette ki. Dergimizin geçen haftaki say›s› da, gerçeklerin dile getirilmesini yasaklayan toplatmaya neden oldu. F tiplerinden ve Öcalan’›n tecrit edilmesinden sözetmifltik ya, bu konular kimsenin duymamas›, bilmemesi gereken konulard› ya; DGM dergimizi toplatt›. Ha gayret belki s›vars›n›z!


bas›n tv

KIRILIR YALANIN ÇARKI

Savafl ve Bas›n -ABD: “Ne Dersek Onu Yaz›n”ABD Savunma Bakanl›¤›, Irak'a sald›r›da Amerikan askerlerine efllik edecek gazetecilerin kendileri ne istiyorsa onu yazabilece¤ini aç›klad›. “Hassas askeri operasyonlarla ilgili bilgi” k›l›f›yla aç›klanan bu talimata göre; bas›na kurallar konulurken, çat›flmalara iliflkin de sadece ABD Genelkurmay’›n›n bilgilerinin yay›nlanmas› sa¤lanmaya çal›fl›lacak. Yani katliamc›l›k gösterilmeyecek, Irak halk›n›n tepisine düflen bombalar “noel a¤ac›na” benzetilecek... Bas›n, daha ilk bomba düflmeden savafl›n bir parças›d›r asl›nda. Pentagon yalan merkezi medya arac›l›¤›yla halklar› aldatmaya çal›fl›r. Gerçekten “halklar›n haber alma hakk›na sayg› gösteren” bas›n elbette ne öncesinde ne savafl s›ras›nda Amerikan propagandisti de¤il, gerçe¤in sesi olmak zorundad›r. 1990 Körfez savafl›nda yaflad›k, bugün yafl›yoruz, emperyalist medya bunun tam tersi bir

eylemi kendine görev edinmifltir. Tekellerin ç›karlar›, medya tekellerinin ç›karlar›d›r. Söyledikleri her fleyin bugünden yalan kabul edilmesinde hiçbir sak›nca yoktur.

✍✍✍ Emperyalist efendiler bile Amerikanc›l›¤›n kampanyalar›ndan kendini kurtaram›yor. Kendi ç›karlar› gere¤i ABD sald›r›s›na karfl› ç›kan Fransa’n›n cumhurbaflkan› Chirac bir süredir aleni flekilde, Amerikanc›l›kta en üst vitese geçen Do¤an Medya’n›n hedefi durumunda. Örne¤in, 22 fiubat tarihli Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde zamandafl olarak; “Kirli tokalaflma: Chirac ile Mugabe’nin dokalaflmas›...” (Hürriyet) ve Chirac ile Saddam’›n 1975’de bir nükleer tesiste çekilmifl foto¤raflar› (Milliyet) yay›nland›. Egemenler bile Amerikan ç›karlar› için nas›l kampanyalara hedef oluyor. Onlara bunu yapanlar›n halklar›n direnifllerine, devrimcilere karfl› nas›l karalama kampanyalar› yapt›¤›n› düflünün. ‹nfazlar›n, iflkencelerin, katliamlar›n nas›l meflrulaflt›r›lmak istendi¤ini, devrimci önderler hakk›nda nas›l yalanlar üretildi¤ini siz hesap edin. Do¤an Medya kimin ad›na yap›yor bu haberleri? Resimleri eline tutuflturan beyaz saraydan ne kadar para ald›, hangi ç›kar u¤runa?

Ç‹ZG‹YLE

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

49


kahramanlar ölmez

Mazlum Güder

Mehmet Ali KARASU

fiehitlik tarihi: 3 Mart 1983 fiehit düfltü¤ü yer: Elaz›¤ fiehit düflme flekli: Halk›n›n ba¤›ms›zl›k, demokrasi, sosyalizm mücadelesinde yer alan bir devrimciydi. Cunta y›llar›n› tutsakl›k koflullar›nda geçirdi. Elaz›¤ hapishanesinden tahliye edilmesi gerekirken hapishane yönetimi taraf›ndan iflkencede katledildi. fiehitlik tarihi: Mart 1980 fiehit düfltü¤ü yer: Malatya fiehit düflme flekli: Malatya’da anti-faflist mücadelenin ön saflar›ndayd›. Önemli sorumluluklar ald›. Polis taraf›ndan gözalt›na al›narak iflkencede katledildi.

fiehitlik tarihi: Mart 1980 fiehit düfltü¤ü yer: ‹stanbul Kufltepe fiehit düflme flekli: Bir Liseli DEV-GENÇ’li olarak mücadele ederken jandarmalar taraf›ndan katledildi. Kadri GÜLDÜ

Mevlüt ÇINAR

50

fiehitlik tarihi: Mart 1980 fiehit düfltü¤ü yer: Kars fiehit düflme flekli: Anti-faflist mücadele içinde yer alan bir devrimciydi. Mücadelesini sürdürdü¤ü Kars’ta bir evde ölü olarak bulundu.

Ekmek ve Adalet / 2 Mart 2003 / Say› 50

Stalin, en k›sa anlat›m›yla Çarl›k Rusyas›na karfl› Sovyet devriminin ve emperyalizme karfl› sosyalizmin inflas›n›n önderlerinden biridir. Dünyada pek az devrimci, onun kadar sürekli ve yo¤un sald›r›laJosef STAL‹N ra hedef olmufltur. Öm6 Mart 1953 rünün hiç bir döneminde burjuvaziyle uzlaflmayan, ama daha önemlisi, emperyalizmin 2. paylafl›m savafl›ndaki hesaplar›n› bozan, ve dahas›, sosyalist sistemi en güçlü düzeyine ç›karan bir devrimci önder olarak, bu sald›r›lara maruz kalmas› da anlafl›l›rd›r. Ama devrimci Stalin, burjuvazinin sald›r›lar›ndan çok, özellikle 80’li y›llardan itibaren kendini “sol”da gösterenlerin sald›r›lar›ndan daha çok yaraland›. Stalin’e “sol”dan yap›lan sald›r›lar›n da burjuvazinin sald›r›lar›ndan pek fark› yoktu. Öyle ki, sald›r› malzemelerinin bile ço¤unu burjuvaziden ödünç alm›fllard›. Stalin, yani as›l ad›yla Josef Vissarionoviç Cugaflvili, 1879'da Tiflis‘te do¤du. 15 yafl›nda mücadeleye kat›ld›. 1898'de Rus Sosyal Demokrat ‹flçi Partisi Tiflis Örgütü'ne üye oldu. Bundan sonras› her devrimcinin yaflad›¤› aflamalardan geçti. 1899'da Marksist propaganda yapt›¤› gerekçesiyle ö¤rencisi oldu¤u ‹lahiyat okulundan at›ld›. 1902'de tutukland›. Sonraki y›llarda da s›k s›k tekrarlanacakt›r bu. Stalin, 1902-1913 aras›nda 7 kez tutukland›, 6 kez sürgün edildi, 5 kez sürgünden kaçt›. Devrimin gerçeklefltirilmesinde, devrim gerçeklefltirildikten sonra Sovyet hükümetlerinde ve karfl›-devrim hareketlerinin yenilmesinde, SSCB’de ulusal sorunun çözülmesinde, ve nihayet, Hitler faflizmine karfl› SSCB’nin ve dünya halklar›n›n savunulmas›nda onu hep bir önder olarak gördük. Tüm bu süreçlerde, burjuvazi ve emperyalizm karfl›s›nda devrimci iradenin, sosyalizmin gücünün sembolü oldu. Ona düflmanl›klar› bundand›. Sosyalizmden, devrimden, burjuvazi ve emperyalizmle savaflmaktan yorulup y›lanlar›n da ilk sald›rd›¤› bu yüzden Stalin’di. Stalin’e sald›r›, Lenin’e, Marks’a sosyalizme sald›r› için aç›lan kap›yd›. Sonras›nda hepsinin düzenin batakl›¤›n› boylamas› tesadüf de¤ildi yani. Amerikan imparatorlu¤unun Hitlervari sald›r›s›yla karfl› karfl›ya oldu¤umuz bir ça¤da, Stalin’de ifadesini bulan bir irade ve inanc›n de¤eri, önemi, ve gere¤i, flimdi daha tart›fl›lmaz.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.