Ölümlere dur demek için... Tecrit zulmüne son vermek için... Direnifl karfl›s›ndaki ahlaki ve siyasi sorumluluklar›n› yerine getirebilmek için...
Ekmek ve
Adalet
Tecrite karfl› direnifl 5. Y›l›nda sürüyor...
Haftal›k Dergi / Say›: 133 / Tarih: 21 Kas›m 2004 / F‹YAT (KDV Dahil) 750 000
www.ekmekveadalet.net Mail:info@ekmekveadalet.net
Amerikan iflbirlikçisi
AKP
HÜCRELER‹ YIKMAK ‹Ç‹N Felluce açl›¤a yatt›lar katliam›ndan geceleri meflalelerle ayd›nlatt›lar ve floförlerin öldürülmesinden sorumludur!
Ekmek ve
Adalet
ISSN:
www.ekmekveadalet.com
info@ekmekveadalet.com
1304687X 132
1 Nisan Fiyaskosu
Gerçek kan›tland›! Mahkeme karar›yla resmileflti: Disketin nereden al›nd›¤› belli de¤il!
Taleplerimiz: ✪ Ba¤›ms›z, özgür bir ülkede yaflamak istiyoruz! Ba¤›ms›zl›¤›m›z ve özgürlü¤ümüz için AB ile, ABD ile, IMF ile, emperyalizmin tüm kurumlar›yla halka karfl› yap›lan tüm anlaflmalar›n iptal edilmesini istiyoruz!
Federasyonlaflma karar› ald› Çeflitli flehirlerdeki Temel Haklar Ve Özgürlükler Dernekleri’nin genel kurullar›nda bu dernekleri birlefltirecek bir Federasyon kurulmas› do¤rultusunda kararlar al›nmas›n›n ard›ndan Temel Haklar Dernekleri federasyon için bir giriflim oluflturdular. Temel Haklar dernekleri, k›sa sürede bir çok il ve ilçede yayg›nlaflm›fl, her alandaki haklar ve özgürlükler mücadelesinde önemli bir ihtiyaca cevap vermekteydi. TECR‹T politikas›n›n hapishanelerde ve d›flar›da her alanda uyguland›¤› bir aflamada, federasyonlaflma karar›, bu politikaya karfl› at›lm›fl bir ad›m niteli¤i tafl›rken, federasyon giriflimin formüle etti¤i talepler de halk›m›z›n bugünkü en yak›c›, acil sorunlar›n› içeriyor. Temel Haklar Ve Özgürlükler Dernekleri Federasyonu Giriflimi Ad›na Hayriye GÜNDÜZ taraf›ndan yap›lan aç›klamada neden federasyona ihtiyaç duyuldu¤u flöyle aç›kland›: “BASINA VE HALKIMIZA! Açl›¤›n ve yoksullu¤un, sömürü ve zulmün kol gezdi¤i bir ülkede yafl›yoruz. Dünyan›n ezilen halklar› kapitalizmin amans›z zulmüne karfl› bugün, dünden çok daha bilinçli oldu¤u kadar, çok daha zorlu bir mücadeleyle geleceklerini yaratma iradesini ortaya koymaya ve örgütlenmeye çal›fl›yorlar. Dünyada oldu¤u gibi ülkemizde de demokrasi mücadelesi veren, haklar ve özgürlükler mücadelesi veren toplumsal muhalefetin tüm kesimlerine karfl›, oligarflik yap› örgütlülükleri yok etmek için her türlü kirli politikay› pervas›zca hayata geçirebilmektedir. Emperyalizmin halklar› sömürebilmesinin en önemli koflullar›ndan birisi olan BÖL-PARÇALA-YÖNET politikas›n›n ülkemizdeki uygulay›c›s› siyasi iktidar; bu politikalar›n› AB nin “demokratikleflme” safsatalar›yla hayata geçirmeye çal›flmakta. ‹flçisi, memuru, ö¤rencisi, emeklisi gün geçtikçe a¤›rlaflt›r›lan tecritle birbirinden yal›t›larak, öncelikle kendi öz örgütlülükleri zay›flat›lmakta, sonras›nda ise düzene yedeklenmifl ve onun icazetinde hareket eden birer kurum haline dönüfltürülmektedir. ‹çinde bulundu¤umuz bu koflullarda hak ve özgürlük mücadelesi veren kesimlerin bu sald›r›lara karfl› koyabilmesinin tek yolu vard›r; B‹RLEfiMEK ve ÖRGÜTLENMEK! Temel Haklar ve Özgürlükler Dernekleri, ülkemizde
✪ Bu vatan›n gerçek sahipleri, üretenleri, yaratanlar› olarak gasp edilen haklar›m›z› istiyoruz!
✪ F tipi hapishanelerde yaflanan ve bugüne kadar 117 insan›n ölümüne sebep olan tecritin kald›r›lmas›n› ve hapishanedeki tutuklu ve hükümlülerin insanca yaflayabilece¤i koflullar›n sa¤lanmas›n› istiyoruz! Y›llard›r binlerce insan›m›z› ma¤dur eden iflkence, kay›p ve infaz politikalar›na son verilmesini ve bu politikalar›n uygulay›c›lar›n›n yarg›lanmas›n› istiyoruz!
✪
12 Eylül’ün yarat›c›lar›n›n yarg›lanmas›n› ve 12 Eylül Anayasas›’n›n tüm sonuçlar›yla ortadan kald›r›larak, demokratik bir anayasan›n yap›lmas›n› istiyoruz!
✪ Kürt halk› ve tüm milliyetler üzerindeki ulusal bask›ya son verilmesini ve farkl› ulusal kimliklerdeki halk›m›z›n ulusal haklar›n›n koflulsuz kullanmas›n›n sa¤lanmas›n› istiyoruz!
✪ E¤itimin ve sa¤l›¤›n paras›z ve eflit olarak tüm halka uygulanmas›n› istiyoruz!
✪ Düzen politikalar›n›n bir sonucu olan gecekondular›n y›k›mlar›na son verilmesini ve herkese bar›nma hakk›n›n sa¤lanmas›n› istiyoruz!
BÜTÜN BUNLAR ‹Ç‹N B‹RLEfiMEL‹Y‹Z! demokrasi mücadelesine yeni bir ivme kazand›rmak, hak ve özgürlüklerin gerçek anlamda savunucusu olmak iddias› ile yola ç›km›fllard›r. Bugüne kadar yürüttükleri mücadele ile de dost-düflman herkese bunun kararl›l›¤›n› ve iddias›n› ispat ettiklerini düflünüyoruz. ‹flte yukar›da bahsetmifl oldu¤umuz Türkiye tablosu içerisinde örgütlülüklerimizi ileriye tafl›yabilmek, demokrasi, hak ve özgürlükler mücadelesini ortaklaflt›r›p, büyütebilmek amac›yla Türkiye çap›nda ayn› amaç ve faaliyetleri paylaflm›fl oldu¤umuz Temel Haklar Dernekleri ile Federasyonlaflma karar› alm›fl bulunmaktay›z.”
Yaser ARAFAT (E bu AMMAR) Filistin ve Dünya Halklarının Şehidi
Ekmek ve Adalet Say› 133 ‹çindekiler
3...
‹slamc› k›l›f alt›nda kapitalist kafa
5...
EL‹NDE KAN BEYN‹NDE R‹YA
9...
F›rat kan ak›yor...
12...
Disket de ellerinde kald›
15...
3 Günlük Açl›k Grevleri Meflaleli Yürüyüfllerle Bitirildi
19...
Yalanlar›n›z da¤ gibi oldu O da¤›n alt›nda kalacaks›n›z!
20...
11. Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi Sergül Albayrak
22...
‹ç savafl ordusunun düflman› ba¤›ms›z Türkiye isteyenler
24...
O Bir “Teröristti”
26...
Gençlik Federasyonlular K›z›lay Direniflini Anlat›yor
29...
Gençlik Faflist Sald›r›lara Boyun E¤miyor
31...
Kürt Milliyetçi Önderli¤in ‹deolojik Savruluflu-3
34...
Burjuvazinin ‘kriterleri’ ittifak zemini olabilir mi?
36...
Gaz bombal› terörü ACM sürdürdü
38...
Emekçiler AKP’yi Mitingle Uyar›yor
39...
A¤dafl Davas›nda Yeniden Baflvuru
41...
‹stanbul TAYAD Kuruldu
42...
Direniflin 5. y›l›nda kim ne dedi- siyasi hareketler
46...
Susurluk çirkefinde kimler yok ki?!
47...
“25 milyon insan sefalet içinde”
48...
Hollanda demokrasisinin yald›zlar› döküldü
50...
Kahramanlar Ölmez
‹slamc› k›l›f› alt›nda kapitalist kafa ABD sald›rd›kça, katliamlar büyüdükçe, AKP’lilerin a¤z›ndan daha çok islam, müslüman kelimeleri ç›k›yor. Suç büyüdükçe, suçu gizleme telafl› art›yor. Tayyip Erdo¤an, Abdullah Gül ve Bülent Ar›nç’tan bafllamak üzere, tüm AKP yöneticilerinin geçen hafta boyunca peflpefle Felluce katliam›na karfl› ç›k›yor görünen demeçler vermeleri, bu telafl ve panik halinin tezahürüdür. Demeçler, aç›k ki, AKP’nin merkezi karar›yla verilmektedir. Bu karar›n içeri¤inin ne oldu¤unu tahmin etmek ise zor de¤ildir. M›zra¤› çuvala sokmak art›k giderek zorlaflmaktad›r. Irak’taki kan deryas›ndan bir dere floförlerin öldürülmeleriyle s›n›rlar›m›z içine akmaya bafllam›flt›r. Felluce’deki katliam, en Amerikanc›lar›n bile savunamayaca¤› kadar insanl›k d›fl›, vahfli bir biçimde sürdürülmektedir. Amerikan iflbirlikçisi AKP, Felluce ve tüm Irak’taki katliamlardan, floförlerin öldürülmesinden sorumludur. Bütün bu geliflmeler, AKP’nin ABD’yle ve ‹srail’le stratejik ittifak› gözönünde bulundurulmadan de¤erlendirilemez. AKP; Genelkurmay ve tekelci burjuvazi, emperyalist tekellerin hizmetindedirler. Emperyalist tekeller neyi ç›karlar›na görüyorlarsa, onlar da onu “ç›kar›m›z” diye savunuyorlar. ABD’nin Irak’a müdahalesini de bu nedenle tüm düzen güçleri desteklemifl, AKP bu sald›r›ya do¤rudan kat›lmak için ç›rp›nm›flt›r. Irak kukla ordusuna NATO çerçevesinde e¤itim veren kim? Türkiye ordusu! Felluce’deki Amerikan katliam birliklerinin lojistik ihtiyaçlar›n› karfl›layan kim? Türkiye tekelci burjuvazisi ve tüccarlar›! ‹flgalci Amerikan birliklerinin istirahat› ve ABD’ye sevki için ‹ncirlik’i açan kim? AKP hükümeti. ‹srail’in Ortado¤u’daki ekonomik, askeri, siyasi tek destekçisi kim? AKP! Oligarfli, boydan boya iflgal suçunun içindedir. Bu “stratejik müttefiklik”ten paylar›na düflecek kemiklerin peflindeler. Halktan gizlenmek istenen bu kanl› ç›kar ittifak›d›r. AKP, bu ittifak nedeniyledir ki, sadece Irak’taki katliamlardan de¤il, ABD ve siyonist katillerin her yerdeki katliamlar›ndan sorumludurlar. Düzen islamc›l›¤›, emperyalizmle, siyonizmle elele. AKP islamc›l›¤›, Ortado¤u planlar›nda “Haçl› seferi”nden sözeden hristiyan Bush’la ve siyonist fiaron’la ittifak içindedir. Peki bu nas›l mümkün oluyor? Oluyor çünkü, islamc›l›k kisvesi alt›nda aleni kapitalist zihniyet ve ç›karc›l›k, f›rsatç›l›k, iflgal rantç›l›¤› vard›r. E¤er bu ç›karc›l›k olmasayd›, sözleriyle yapt›klar› aras›nda elbette bu kadar büyük fark olmaz, bu kadar riyakarl›¤a gerek duymazlard›. AKP yöneticileri, Felluce katliam›na karfl› olduklar›n› belirten aç›klamalar yap›yorlar. Oysa onlar, aç›klama de¤il, icraat koltu¤unda oturuyorlar. Karfl›ysalar, yapacaklar› çok aç›kt›r; s›n›rlar› kapat›n, büyükelçinizi çekin, Irak’la ticareti kesin! Yapmayacaklard›r. Çünkü Irak büyük bir pazar. Ve onlar, inançlar›ndan, düflüncelerinden vazgeçer, ç›karlar›ndan vazgeçemezler. ‹flgalciden arta kalan kemi¤in peflindeler. Öldürülen floförlerin say›s› üç beflken “Irak’taki ç›karlar›m›zdan vazgeçemeyiz” diyorlard›, öldürülenlerin say›s› 60’› geçti, yine ayn› fleyi söylüyorlar. 6 bin floför de öldürülse, ayn› fleyi söylemeye devam edeceklerdir. Emekçiler ölmüfl kalm›fl umurlar›nda de¤ildir. Camiler yak›l›p y›k›lm›fl, o da umarlar›nda de¤ildir. ABD’nin Irak’a müdahalasine ortak olabilmeyi halka kabul ettirebilmek için hergün “komflumuzdaki
yang›n” edebiyat› yapan Baflbakan, Felluce yak›l›rken, tafl üstünde tafl b›rak›lmazken, camiler yerle bir edilirken, yang›n› seyrediyor. “Komflumuzdaki yang›n” edebiyat›, Amerikan politikalar›n› hayata geçirmenin k›l›f›yd›. Ortado¤u’nun islamc› iktidarlar›n›n günümüzdeki rolü de budur. ABD’yle belli çeliflkileri olan ‹ran gibi ülkeleri bir yana b›rak›rsak, geri kalan tüm islamc› iktidarlar, Amerikan politikalar›n›n hizmetindedirler. Güya ülkelerinin yönetiminde fleriat hükümleri, sosyal hayatta islami ilkeler geçerlidir; Irak’taki katliam karfl›s›ndaki tav›rlar›, islamc›l›klar›n›n foyas›n› meydana ç›karm›flt›r. Filistin kurtulufl hareketinin bugünkü gibi bir kuflatma alt›na sokulmas›nda da bunlar›n rolü belirleyicidir. Ortado¤u islamc› iktidarlar›n›n en iyi bildi¤i fley, kendi halklar›n› pasifize etmektir. Öyle ki, Ramazan ay›nda Felluce’de katliam olurken, bu ülkelerde ciddi bir kitle protestosu bile yoktur. Ancak yönetimler izin verirse kitlesel gösteriler yap›labilmektedir. fiii, Sunni dini liderler, tarikat örgütlenmeleri, halk›n pasifize edilmesinin bafll›ca araçlar›d›rlar. Ülkemizde de hem siyasal (parti), hem sosyal (tarikat vb.) alandaki islamc› örgütlenmeler, kitlelerin pasifize edilmesinin araçlar› olmufllard›r. Ülkemiz tarihine bak›ld›¤›nda görülür ki, islamc›lar›n siyonizme, “büyük fleytan ABD’ye” en çok karfl› ç›k›yor göründükleri dönemde bile, as›l “mücadeleleri” devrimcilere karfl›d›r. As›l rolleri, halk›n devrimci mücadelesinin ve örgütlenmesinin geliflmesini engellemektir. AKP bugün ayn› rolü, iktidar koltu¤unda sürdürüyor. ‹ktidar› holdinglerini büyütmenin arac› olarak gören tarikatlar, dini liderler, kitleleri dizginleme karfl›l›¤›nda, iktidardan paylar›n› al›yorlar. ‹slamc›l›¤›n, islamc› örgütlenmelerin büyük bir bölümünün nas›l bir ç›kar örgütlenmesine dönüfltü¤ü, art›k inançlarla bir ilgisi olmay›p inançlar› sadece kitleleri aldatman›n ve oyalaman›n bir arac› olarak kulland›klar› Felluce katliam› karfl›s›ndaki “büyük islamc› sessizlik”le aflikar hale gelmifltir. Art›k “islamc›” AKP yöneticilerinin, tarikat liderlerinin islamc› kisvelerini düflürüp onun alDüzen islamc›l›¤›, emperya- t›ndaki kapitalist, sölizmle, siyonizmle eleledir. mürücü, ç›karc›, rantç› ortaya ç›karmakAKP; ABD’nin stratejik yüzü ta her kesim cüretli olmüttefiki olarak tüm ABD mal›d›r. ABD’nin Irak’› katliamlar›ndan sorumludur. iflgaline karfl› ç›k›p AKP’ye karfl› mücadeAKP’yi desteklemek, Felluce leden geri duranlar, katliam›n› desteklemektir. aman AB süreci tehli-
keye girmesin diye AKP’ya karfl› muhalefet yapmaktan kaç›nanlar, bu tav›rlar›n iflgal ortakl›¤›n›n pekiflmesine hizmet etti¤ini görmek durumundad›rlar. Amerikan imparatorlu¤u aç›k ki, halklara, Ortado¤u özelinde müslüman halklara meydan okuyor. Oruç kana bulan›yor, tarihte efline az rastlan›r biçimde camilerde bile katliam yap›l›yor. AKP suçsuz mu? Tayyip Erdo¤an camideki infaz üzerine ABD Baflkan Yard›mc›s› Cheney’e “endiflelerini” belirtmifl. Cheney de Baflbakan’›n endiflelerini “anlad›¤›n›” belirtip “Baflkan’a” aktaraca¤›n› söylemifl... Tam bir oyun! Bu oyun bozulmal›, islamc› maske düflürülmelidir. AKP’lilerin Amerikanc›l›klar›n› gizleme telafl›, tüm burjuva, islamc› medyada da vard›r. Yeni fiafak’tan Tercüman’a, Zaman’dan Türkiye’ye kadar AKP’yi herfleyiyle destekleyen gerici bas›n, sanki hiç kendi sorumluluklar› yokmufl gibi, sayfalar›nda bol bol Felluce katliam›n› k›nayan yaz›lar yay›nl›yorlar. AKP’yi desteklemek, Felluce katliam›n› desteklemektir. Kimileri, bunu bildikleri için “Tayyip’ten haysiyetli ç›k›fl”, “Tayyip uyard›” gibi bafll›klarla AKP’nin suç ortakl›¤›n› gizlemeye çal›fl›yorlar. Bu sat›rlar›n yazarlar›, kendi suçlar›n› gizlemek için AKP’nin suçunu da gizlemeye çal›flanlard›r. Haysiyet parayla sat›lan bir fley olsayd›, ne kadar pahal› olursa olsun, Arçelik bayisi tüccar Tayyip pazarl›k yap›p onu alabilirdi. Ama haysiyet, sömürgeciler karfl›s›nda, haks›zl›klar, adaletsizlikler karfl›s›nda dik durarak, bedel ödemeyi göze alarak sahip olunabilen bir fleydir. ‹ktidar koltu¤una oturmak için “ben de¤ifltim” diye emperyalistler karfl›s›nda flirinlik yapan, türban meselesini bile halletmeyip “bedel ödeyemeyiz (Türkçesi iktidar koltu¤unu riske edemeyiz)” diyenler, haysiyetli olabilir mi? AKP riyakarl›¤›n›n haysiyeti yoktur, ama Türkiye halk› haysiyetini korumal›d›r. Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nin, Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu’nun, özel olarak floförlere yönelik “Irak’a gitme, iflgale ortak olma!” slogan›yla yürüttü¤ü mücadele, Türkiye sath›nda iflgal ortakl›¤›na karfl› bir mücadeleye, iflgal ortakl›¤›na karfl› bir halk tavr›na dönüfltürülmeye çal›fl›lmal›d›r. Tüm vatanseverler, ba¤›ms›zl›ktan yana olanlar, anti-emperyalist islamc›lar “Irak’a gitme, iflgale ortak olma!” fliar›n› sahiplenip yayg›nlaflt›rmal›d›rlar. Bu riyakarlar›n, din bezirganlar›n›n islamc› kisve alt›nda ç›karlar› için ülkemizi ABD üssü yapmas›n›, floförlerimizi ölüme sürmesini engellemek, ulusal onurumuzu yüksekte tutmak için bu görev sahiplenilmelidir.
Bush’a Baflka Halka Baflka Pazarl›kta Baflka Bayram Namaz›nda Baflka
EL‹NDE KAN BEYN‹NDE R‹YA Erdo¤an: “Irak’ta yaflananlar bayram›m›z› gölgeliyor. Yüzlerce insan›n flehit oldu¤unu görüyoruz. Dünyadaki güçler egemenli¤i ac›mas›z bir flekilde uygularken, bunlar karfl›s›nda güçbirli¤i yapmas› gerekenler, baflta Müslümanlar, bundan çok uzak flekilde birbirleriyle u¤raflmaya devam ediyorlar.” (14 Kas›m 2004, Ramazan Bayram›) Erdo¤an: “Bush’la Irak konusunda ideal birli¤i içindeyiz” (Mart 2004, Beyaz Saray ziyareti) Erdo¤an: “ABD’nin hava koridorunun aç›lmas›yla ilgili talebi oldu; izin verdik. Kara ve deniz ile ilgili bir talebin olup olmad›¤›n› da sorduk, istemediler.” (Mart 2004) A. Gül: “Türkiye’nin Ortado¤u vizyonu, ABD’nin politikas› ile tam olarak örtüflmektedir.” (Haziran 2003, Powell’e yazd›¤› mektup) A. Gül: “Büyük Ortado¤u Projesi’ne aktif destek veriyoruz. Hükümetimizin görüflleri ile BOP birebir uyumlu.” (1 Kas›m 2004) Ali Babacan: “ABD’yi destekleyen 30 ülke aras›nday›z.. Irak’a ilk bomba düfltü¤ünde ABD’den alaca¤›m›z para-
n›n ilk dilimi de kasam›zda olacak.” (‹lk bomba düflmeden az önce) “Irak’taki baflar›n›z baflar›m›zd›r. Yard›ma da haz›r›z.” (ABDTürkiye heyeti görüflmeleri, 18 Haziran 2003, Hürriyet) ABD’ye üsleri, limanlar› açan, isterse asker göndermeyi kabul eden TEZKERE, 7 Ekim 2003’te, Tayyip’in büyük gayreti ve AKP’lilerin oylar› ile meclisten geçti. ‹ncirlik bombalamalarda aktif kullan›ld›. ‹flgalin bafl›ndan beri iflgalcinin lojistik ihtiyaçlar› Türkiye taraf›ndan karfl›lan›yor.
AKP Felluce Halk›n›n De¤il, ‹flgalcilerin Yan›ndad›r Riyakarl›k dizboyu! Irak’ta iflgalcinin katliamlar› artt›kça, Türkiye’den giden floförlerin ölümü h›zland›kça, Tayyip Erdo¤an ve AKP’liler suçlar›n› örtbas etmek için her gün bir yalan söylüyor, adeta iflgale karfl›larm›fl, onlar›n hiçbir sorumlulu¤u yokmufl gibi davran›yorlar. “Bayram› gölgeleniyormufl” Felluce’den yükselen vahflet karfl›s›nda. Bafltan beri Irak iflgalini desteklerken baflka neyi bekliyordu Tayyip? Tarih boyunca iflgalciler ne yapm›flsa, Amerika da Felluce’de ve tüm Irak’ta bunu yap›yor. Katlederek, yak›p y›karak iflgali sürdürmek istiyor. 1920’lerin Türkiyesinde emperyalistler farkl› m› yapm›flt›? Fark, silah teknolojisindeki geliflmeye paralel, vahfletin boyutundad›r. Fark, o gün emperyalizme karfl› kurtulufl savafl› veren bir ülkenin hükümetinin bugün emperyalizmin yan›nda, mazlum halklar›n karfl›s›nda yer almas›d›r.
Say› 133 6 21 Kas›m 2004
Irak’ta dökülen her damla kandan AKP iktidar› da sorumludur. Felluce’nin ard›ndan a¤›t yakamaz Erdo¤an. “Yard›m kamyonlar›” göndererek kimseyi aldatamaz. Amerika da önce yak›p y›k›p katlediyor, sonra yard›m da¤›t›yor, binalar›n›z› yapaca¤›z diyor. Tayyip’in savundu¤u kapitalist düzeninin soytar›l›klar›d›r bunlar. Hele, Amerikan emperyalizmi ile stratejik ortakl›k yaparken, onun Ortado¤u’ya iliflkin politikalar›n›n müttefikli¤ini yerine getirirken, “egemen güçlerin ac›mas›zl›¤› karfl›s›nda halklar›n, müslümanlar›n birli¤inden” hiç söz edemez Tayyip. O büyük güçlerle en büyük iflbirli¤ini kim yap›yor? O halklar› s›rt›ndan kim hançerliyor? AKP iktidar›, Tayyip Erdo¤an. Riyakar islamc›l›k, ABD ve ‹srail ile iliflkilerini daha rahat sürdürmek için halk›n dini duygular›n› istismar ediyor, tepki gösteriyormufl gibi yap›yor. GOP’u destekleyenler, ABD imparatorlu¤unun art›klar›ndan nemalanmak isteyen akbabalard›r. Yedikleri halklar›n eti, içtikleri mazlumlar›n kan›d›r. Türkiye halk›; Ortado¤u ülkelerine “ya de¤iflirsiniz, ya da Irak gibi olursunuz” dayatmalar›n› ABD ad›na yapan›n, “komfluda yang›n var” edebiyat› ile iflgale destek verenin, parlamentosunda iflgal askerlerine kucak açma karar› alan, kendi askerini iflgale ortak etmeyi planlay›p iflgalcinin istememesi nedeniyle gönderemeyenin, topraklar›m›zdan kalk›p Irak’› bombalayan uçaklara izin verenin Tayyip oldu¤unu unutmad›. Bu oyun, bu büyük riya bozulmal›d›r. AKP, ezilenlerin de¤il, ezenlerin; iflgale direnenlerin de¤il iflgalcilerin; bugün Amerikan sald›r›s› alt›ndaki müslüman ülke halklar›n›n de¤il Amerikan emperyalizminin saf›ndad›r.
fioförlerimizin Katili AKP’dir ‹ktidar en büyük riyakarl›¤›n› ise öldürülen floförler konusunda gösteriyor. Kimse, vatan› iflgal alt›nda olan bir ülkenin direniflçilerini suçlama cehaletinde bulunmas›n! ‹flgale verilen her türlü destek o topraklarda daha fazla esaret, daha fazla ölüm demektir. fiu ana kadar resmi rakam 60’›n üzerinde floförün öldü¤üdür. Ki bu rakam çok daha fazlad›r. Zira, ne iktidar ne de bu emekçilerin kan›ndan, can›ndan para kazanan tekeller hiçbir aç›klama yapm›yor, sorunu yok sayarak rant elde etmeyi planl›yorlar. Buna ra¤men bu rakam bile, Türkiye’nin savafl›n içinde olmad›¤›n› yalanl›yor. ‹flgalciye lojistik, siyasi her türlü destek savafl›n taraf› olmak, içinde yer almakt›r. Öldürülen her floförümüzün katili iflgalci ile iflbirli¤i yapan AKP hükümeti ve tekelci holding sahipleridir! Her gün birer ikifler floförler öldürülürken, iktidar sanki bunlar›n hiçbiri yaflanm›yor, ülkenin dört bir yan›na Irak’tan dönen cesetlerin ard›ndan a¤›tlar yak›lm›yor, analar›n-babalar›n, efllerin-kardefllerin feryatlar› gö¤ü tutmuyor gibi davran›yor. Bu AKP islamc›l›¤›n›n siyasetidir. Suçlu oldu¤u yerde, kan döktü¤ü yerde susar, böyle bir olay yokmufl gibi yapar. F Tiplerinde katlettikleri insanlar konusunda da ayn› tavr› sürdürmüyor mu? Herkes biliyor ki, o kamyonlarla iflgalcilere akaryak›ttan, iflgalci üssü inflaas›nda kullan›lan malzemeleri, askeri mühimmata kadar her türlü lojistik malzeme tafl›n›yor. Bugüne kadar öldürülen floförlerin Amerikan üssüne malzeme tafl›yanlar oldu¤u ortaya ç›km›flt›r. AKP iktidar›n›n “ticaret” dedi¤i iflgale ortakl›kt›r. ‹flgal alt›ndaki bir ülkede, iflgali meflrulaflt›ran her davran›fl o halka düflmanl›kt›r. “Irak pastas›ndan pay kapmak” için ç›rp›nan, floförlerimiz ölürken, “Irak büyük bir pazar vazgeçemeyiz” diyen AKP iktidar›d›r. Bu aç›klamalar› gizli kapakl› de¤il, aleni flekilde yapt›lar. Çünkü iflgal baflar›ya ulaflt›, talandan bize ne pay düflecek hesab› içindeydiler. ‹flgalciler gibi, onlar›n da hesab› bozuldu. fiimdi sessizce kan dökmeye devam ederek “pazardan varolmaya” devam etmek istiyorlar. Kapitalist pazarda emekçi kan› sat›yorlar. “Tedbir al›yoruz” diyorlard›, “flirketler kendisi gidiyor, güvenliklerini als›nlar” demeye bafllad›lar. Aç›klamalar› yapt›lar. ‹flgalcinin canderdinde oldu¤u bir direnifl içinde hiçbir tedbir alamaz. Hem “Irak pazar›ndan vazgeçemeyiz” diyor, hem “flirketler kendi gönderiyor” diyor. Vazgeçmeyen kim, gönderen kim, aç›kt›r. “Pazardan vazgeçmeyiz” diyen Erdo¤an, o flirketlere, iflgalciye
lu¤unu kullanmaktad›r” denildi. fioförlerin buna izin vermemeleri, onurlar› için, aileleri için ve halklar›n kardeflli¤i için Irak'a gitmemeleri yönünde ça¤r›da bulunulan aç›klaman›n ard›ndan, “Irak'a Gitme ‹flgale Ortak Olma” sloganlar› at›ld›.
Samsun Temel Haklar: 16
Temel Haklar: fioförlerimizin katili iflgalciyle iflbirli¤i yapan AKP’dir Temel Haklar dernekleri yapt›klar› eylemlerle, “Irak'ta floförlerimizin katilinin, iflgalcilerle iflbirli¤i yapan AKP iktidar› oldu¤u” söylediler ve Tayyip Erdo¤an’›n ikiyüzlü tavr›n› gözler önüne serdiler.
‹stanbul Temel Haklar: 16 Kas›m günü AKP il binas› önünde yap›lan aç›klamada "Irakta Öldürülen fioförlerimizin Katili ‹flgalcilerle ‹flbirli¤i Yapan AKP'dir" pankart› aç›ld›. "‹flgal Ortakl›¤›na Son", dövizlerinin aç›ld›¤› eylemde, s›k s›k "Katil ABD Ortado¤u'dan defol", "Irak'ta ‹flgale Son" sloganlar› at›ld›. Dernek ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan, Genel Sekreteri Mehmet Püremifl flunlar› söyledi; "Halk›n yaflam hakk›ndan söz eden hükümetin yapmas› gereken tek fley, iflgal ortakl›¤›na son verip Irak halk›n›n ve emekçi
halk›m›z›n can›na mal olan ticaret anlaflmalar›na derhal son vermek ve Irak'tan çekilmektir.” dedi.
Malatya Temel Haklar: Ayn› gün AKP il binas› önünde toplanan Malatya Temel Haklar üyeleri, floförlerin bilerek veya bilmeyerek iflgalciye en büyük lojistik deste¤i verdiklerini” söylediler. Merkez postanesini önünde Temel Haklar Ve Özgürlükler Derne¤i Federasyon Giriflimi imzal› dövizler aç›larak yap›lan aç›klamada, iflgalin Irak'a ne demokrasi ne de özgürlük getirdi¤i belirtilerek, akan kandan iflgal ortaklar›n›n sorumlu oldu¤u dile getirildi. Bugüne kadar 60 Türkiyeli floförün öldürüldü¤ü hat›rlat›lan aç›klamada, “Bütün bunlar›n tek suçlusu ise AKP iktidar›d›r. AKP iktidar› büyük Pazar ç›karlar›ndan dolay› floförlerin iflsizlik ve yoksul-
yard›m karfl›l›¤›nda ba¤lant›lar kuran Erdo¤an; floförlerin de katilidir. Öldürülen onlarca floförün aileleri devletin en küçük bir giriflimde bulunmad›¤›n› TV kameralar› karfl›s›nda hayk›r›yorlar. Bir de düflünün ki, orada rehin al›nan, öldürülen, Irak rant›ndan pay kapmak isteyen tekellerin patronlar› olsayd›? Bakanlar Kurulu üst üste toplant›lar yapar, aç›klama yapmak için bakanlar s›raya girerdi. Ölen emekçiler olunca ne k›ymeti var; milyonlarca iflsiz bofl yere mi yarat›l›yor. Biri ölür, ötekisi yerini doldurur. Bütün mesele tekellerin kasas›n›n doldurulmas›ndad›r. AKP iktidar› tekellerin iktidar›d›r, onlar›n ç›karlar› için “Irak pazar›ndan vazgeçemiyor”.
Kas›m günü AKP Merkez ‹lçe Teflkilat› önünde toplanan Temel Haklar üyeleri, "Irak'ta Öldürülen fioförlerimizin Katili ‹flgalci ‹le ‹flbirli¤i Yapan AKP'dir” pankart› açarak bir aç›klama yapt›lar.
Dersim Temel Haklar: AKP il örgütü önünde, Temel Haklar Federasyonu Giriflimi imzal› pankart açan, Dersim Temel Haklar üyeleri ad›na aç›klamay› okuyan Cemal Kuhak, “Irak’ta öldürülen floförlerimizin katili AKP’dir” dedi. Hatay Temel Haklar: Irak’a en çok floförün gitti¤i kent olan Hatay’da, AKP il binas› önünde eylem yapan Temel Haklar, floförlere “Irak’a gitmeyin” ça¤r›s› yapt›. Felluce katliam›na da de¤inen devrimciler, "Irak'ta floförlerimizin katili iflgalciyle iflbirli¤i yapan AKP'dir" yaz›l› pankart açt›lar. Özlem Arslan’›n okudu¤u aç›klamada, Hatayl› T›r floförlerine seslenerek, "Bu iflgale ortak olmay›n ve ABD'ye hizmet etmeyin. Çocuklar›n›za kanl› ekmek yedirmeyin" dedi.
“Para’n›n dini yoktur”, çok do¤ru. Tekellerin iktidar›, emperyalizmin iflbirlikçileri için ne inanc›n, ne insanl›¤›n hiçbir de¤eri yoktur. Felluce kan gölü içindeyken, Irak’da katliam yapmaktan yorulan Conilere evsahipli¤i yapan, tatillerini huzur içinde geçirmelerini sa¤layan AKP’li Mersin K›zkalesi Belediye Baflkan› Necati Kale “Biz onlar› turist olarak görüyoruz. Onlar›n Irak’ta savaflmas› beni ba¤lamaz. Burda kal›p para b›rakmas› ba¤lar” diyor. Liderlerinin, Tayyip’in kafas›d›r bu! Tüccar baflbakan zihniyeti en alt kademedeki AKP’liye kadar geçerlidir. Müslümanl›klar›, dinleri imanlar› parad›r, iktidar koltu¤udur. Halk›n de¤erleriyle, halk›n vicdan›yla alakalar› yoktur. Ayn› günlerde
Say› 133 7 21 Kas›m 2004
Ankara Kalesi’nde turistik eflya satan bir küçük esnaf cam›na “Amerikal›lar›n giremeyece¤ini” yaz›yordu.
Aya¤a Kalkma, Soka¤a Dökülme Zaman›d›r Temel Haklar dernekleri gerçe¤i AKP önlerinde hayk›r›yor. Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu kampanya bafllat›yor. AKP iktidar›n›n iflgal ortakl›¤›n›n bedele-
nin emekçilere ödetilmesine, yaflad›¤›m›z topraklardan iflgalciye lojistik destek verilmesine sessiz kal›namaz. ABD katliamlar›na, iflgale karfl› ç›k›p, AKP iktidar›na karfl› mücadele etmeyenler en büyük riyakarlard›r. Tüm vatanserler, iflgale karfl› ç›kanlar, antiemperyalistler; flimdi soka¤a ç›kma, halka gerçekleri aç›klama, meydanlar› “floförlerin katili iflgalciyle iflbirli¤i yapan AKP’dir” sloganlar›yla inletme zaman›d›r. Sessizlik ortakl›¤› beraberinde getirir.
Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nden Bayram Mesaj› ‹flbirlikçi katiller, kan›m›z› dökerken, bayram›m›z› kutluyorlar!
BAYRAMIMIZI K‹RLETMELER‹NE ‹Z‹N VERMEYEL‹M!
Say› 133 8 21 Kas›m 2004
Müslüman dünyas›, kan içinde, iflgaller alt›nda geçirdi Ramazan ay›n›. Ve flimdi Ramazan bayram›n› yine kan içinde yafl›yoruz. Dünyan›n dört bir yan›nda mezarlar kaz›l›yor ezilenler için. Felluce'de, Filistin'de, Türkiye'de, Afganistan'da katledilenler müslüman halkt›r. Fakat baflka bir gerçek daha var; katledenler de kendine müslüman›m diyenlerdir. Felluce'de ABD ad›na katliam emirleri veren ‹yad Allavi kendine müslüman diyor! Afganistan'›n kukla devlet baflkan› Karzai de müslüman! Filistin halk›n› katleden, Arafat'› tecritte öldüren sadece ‹srail de¤ildir; ‹srail'le her türlü ekonomik, askeri iflbirli¤ini sürdüren ve müslüman geçinen AKP ve müslüman geçinen Arap ülkeleri de Filistin halk›n›n ve Arafat'›n katlinden sorumludur. Tecritte 117 kifliyi öldüren ve katliam› sürdüren AKP yöneticileri de müslüman! Ve “müslüman”lar olarak Ramazan Bayram›’n› kutluyorlar. Demeçler verip kardefllikten, bayram›n “hay›rlara vesile olmas›ndan” sözediyorlar. Müslümanl›k dahil, hiçbir din zulümden yana olamaz. Böylesine bir ezay› halklara reva göremez. Oysa bunlar; hem müslüman geçiniyor, hem katlediyorlar, iflkence yap›yorlar. Dini, müslümanl›¤› kendi katliamlar› için kullan›yorlar. ❖ Egemen s›n›flar, yani tekelci burjuvalar, tefeci tüccarlar, iflbirlikçileri, müslüman›, hristiyan›, yahudisiyle tam bir iflbirli¤i içindedirler. Bak›n; dünyan›n her yerinde, halklar› sömürmek ve sindirmek için müslüman-Hristiyan-Yahudi ittifak yapm›fllard›r. Irak'ta, Filistin'de, Afganistan'da müslümanlar ve hristiyanlar birlikte katlediyorlar. AKP müslüman geçiniyor, ama herkesin gördü¤ü gibi ABD ve ‹srail'le ittifak halinde. ABD'nin “Haçl› seferi” motifleriyle gerçeklefltirdi¤i Felluce sald›r›s›n› “Irak'ta istikrar›n sa¤lanmas› ad›na” destekliyor AKP hükümeti. Tablo çok hazindir; Felluce'de iflgal güçle-
ri 61 camiyi yak›p y›k›yorlar ve iflbirlikçi fiii lider Sistani, müslüman AKP'nin D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, Felluce operasyonunu destekliyor. Peki bu hükümetin Baflbakan› Tayyip Erdo¤an'›n veya Abdullah Gül'ün, Bülent Ar›nç'›n bayram demeçlerini dinlediniz mi? “‹smini vermeden” Felluce'deki katliam› elefltiriyorlarm›fl güya. Felluce'nin ismini bile aç›kça söyleyemeyen bir riyakarl›k, baflka neyi savunacak cesareti gösterebilir? Bayram sabah› “öldürülen müslümanlar”dan sözederken, hala riyakarl›¤› ve istismarc›l›¤› sürdürüyorlar. O katliamlara bizzat kendilerinin destek verdi¤ini gizlemeye çal›fl›yorlar. ❖ Müslümanlar, önce din bezirgan› bu zalimlerle hesaplaflmal›y›z. Onlar›n müslümanl›kla, islamla ilgisinin olmad›¤› gösterilmedi¤i sürece, her türlü riyakarl›k ve istismarc›l›k, bezirganl›k, islam ve müslüman kesimler içinde hüküm sürmeye devam edecektir. Zalimler ve katiller bayramlar›m›za sahip ç›kamaz. Bayramlar, yüzy›llard›r halk nezdinde kardeflli¤in, dayan›flman›n günü olarak yafland›. Bayramlar› kirletmelerine izin vermeyelim. Felluce'yi, Arafat'›, Afganistan'›, F Tiplerinde 117 ölümü düflünün! Katledenlerin, bizi sömürürken, bizim kan›m›z› ak›t›rken bayram›m›z› kutlamas› riyakarl›¤›na dur diyelim. Zalimleri, katilleri, din sat›c›lar›n›, “Allaha havale” etmeyin; birleflelim, mücadele edelim. ‹slam, müslümanl›k ad›na yaflanan bu riyakarl›klara, katliamc›l›klara gözlerimizi kapamaman›n her inançl› insan için bir görev oldu¤unu hat›rlatarak müslüman halk›m›z›n bayram›n› kutluyoruz. Riyakarl›ktan, iflgallerden, zulümden ar›nm›fl nice bayramlar yaflamak dile¤iyle.
....F›rat kan ak›yor Felluce’den dünyaya yay›lan az say›daki görüntüde, bombofl ›ss›z sokaklar ve caddeler var. 450 bin nüfuslu kentte kimse kalmam›fl adeta. Embedded medyan›n göstermedi¤i sokaklarda neler oldu¤unu ise Felluceli’ler anlat›yor: “Sokaklarda çok say›da ceset var. Köpekler cesetleri yiyor. Dün ve önceki gün ABD keskin niflanc›lar› taraf›ndan öldürülen çocuklar›n cesetleri hâlâ sokakta. Köpekler taraf›ndan oradan oraya sürükleniyorlar. Ne aileleri ne de direniflçiler, keskin niflanc›lar nedeniyle cesetleri toplayam›yor. Amerikan güçleri binalar› içindekilerle birlikte atefle veriyor..." “Allavi’nin iflbirlikçi askerleri” ya¤ma yap›yor, Amerika’n›n iflkencecileri, sokaklar›, evleri iflkencehaneye çevirmifller. Her yer misket bombalar›n›n parçalad›¤›, sald›r›n›n üçüncü günü Amerikan uçaklar›ndan at›lan kimyasal tozlar›n yakt›¤› cesetlerle dolu. Bir yudum su bulmak için evinin d›fl›na ç›kanlar, yüksek binalara yerleflen keskin niflanc›lar›n hedefi oluyor ve “ölü ele geçirilen” direniflçiler billançosuna bir çentik daha at›l›yor.
derin yaralar aç›yor bu tablo. Yüreklerini s›zlat›yor. Öfke birikiyor halklar›n tarihsel haf›zas›nda. Burjuva demokrasisinin yalanlar› paramparça oluyor beyinlerde. Emperyalizme karfl› direnmekten ve savaflmaktan baflka yol olmad›¤› kanla kaz›n›yor beyinlere.
Irak’›n iki yüzü: Direnen Irak, iflbirlikçili¤in Irak’› ‹flgalcilerle ba¤›ms›zl›k savaflç›lar› aras›ndaki savafl›n fliddeti artt›kça, iflbirlikli¤in rengi de belirginlefliyor. Felluce sald›r›s›nda, fiii önderlerin önemli bir bölümünün nihai anlamda nerede oldu¤u daha net görüldü. Bedir Tugaylar›'n›n fiii lideri Abdülaziz el-Hakim, Felluce katliam›n› bak›n nas›l de¤erlendiriyor: "Felluce halk› yabanc› direniflçilerin kenti üs olarak kullanmas›na engel olmamas›n›n bedelini ödüyor... Felluce halk› flimdi, kente girmesine izin verdi¤i direniflçilerin esiridir. Direniflçiler sebebiyle Felluce halk›, evlerini b›rak›p d›flar›ya ç›kam›yor"... Amerikan generalleri gibi konuflan “Ayetullah”lar› tan›yor Irak halk› ve tüm müslümanlar. Bu “Ayetullah”lar, ne Allah’›n ayetlerinin, ne peygamberin hadislerinin diliyle de¤il, iflgalci Amerika’n›n diliyle konufluyorlar.
Sald›r›n›n bafllamas›ndan 11 gün sonra ABD ad›na yap›lan aç›klamada “sokaklardaki cesetlerin toplanmas› için Felluceli’lere izin verildi¤i” aç›kland›. Bu bile, 11 gün boyunca nas›l bir terör uyguland›¤›n›n itiraf›d›r.
Nerede fiii’lerin büyük bölümünün lideri olarak görülen Sistani, nerede “Ben zalimlerle birlikte varl›k içinde yaflamay› alçakl›k; zalime karfl› gelerek bulaca¤›m ölümü ise yücelik sayar›m” diyen ‹mam Hüseyin? ‹slam dünyas›n› ve tüm müslümanlar› kaç›n›lmaz bir muhasebe bekliyor. Bunlar›n neresi fiii inanc›ndan, bunlar›n nas›l Hz. Ali’nin yolundan yürüyor?!
8 Kas›m’da bafllayan büyük sald›r›n›n sonucunda ortaya ç›kan Felluce resmi, iflte böyle bir resim. Bu, emperyalizmin resmi. Ressam Picasso’nun, Guernica tablosuna bakan Nazi komutan›n›n “bu resmi nas›l yapt›n›z?” sorusuna “siz yapt›n›z” cevab›nda oldu¤u gibi. Hiçbir edebiyatç›n›n tasvir edemeyece¤i, hiçbir ressam›n çizemeyece¤i kadar büyük bir vahflet hüküm sürüyor Felluce’de.
Amerika’n›n inançlara da sayg›s› yok, Ramazan› kana bo¤uyor, Kadir Gecesi katliam yap›yor demenin de fazla bir anlam› yok; emperyalizm halklar›n inançlar›n›, kültürlerini, iradelerini yoketmek için sald›r›yor zaten; üstelik “haçl› seferi” motifleriyle sald›r›yor. As›l sorulacak soru, kendine müslüman›m diyenlerin, islamc›y›m diyenlerin Ramazan ay›nda gerçeklefltirilen böyle bir katliam› neden ve nas›l seyrettikleridir.
Amerikan imparatorlu¤u, Felluce’den dalga dalga korku ve gözda¤› yaymak istiyor dünyaya. Daha fazlas› yay›l›yor Felluce’den. Ve ABD’nin istedi¤inin tam tersine iflgalcinin çöküflünü haz›rlayor yay›lanlar. ‹nsanl›¤›n ruhunda
‹flbirlikçili¤in di¤er aya¤›nda ise yine Kürt milliyetçili¤i var. Felluce’nin yenilgisini bekliyor Kürt milliyetçili¤i de. Sadece Irak’takiler de de¤il; baflkalar› da var bunu bekleyen. Ülkemizdeki Kürt milliyetçili¤i de “Kürt sorunu”nun öne ç›-
Say› 133 9 21 Kas›m 2004
kabilmesi için Irak direniflinin k›r›lmas›n›, Filistin’de Arafat’›n ölümüyle ABD çözümünün uygulanmas›n› dört gözle bekledi¤ini yaz›yor Kürt milliyetçi bas›nda. Irak’ta iflbirlikçilere yönelik sald›r›lardan Kürt milliyetçi partiler de pay›n› al›yor. Bir PDK yetkilisi, bu eylemler üzerine “bir ayda 50 Kürt öldürüldü. YNK ve PDK bürolar› havan toplar›yla vuruluyor. Art›k tahammülümüz kalmad›.” diye aç›klama yap›yor. Sen iflgalciyle iflbirli¤i yaparak 100 bin Irakl›n›n katledilmesine ortak ol, katliamlara bizzat kat›l, sonra da “tahammülümüz kalmad›.” de. Peki Irak halk› iflbirlikçili¤e tahammül etmek zorunda m›? Kürt milliyetçili¤i geliflmeleri “Musul’da iç savafl tehlikesi” diye veriyor. PDK ve YNK iflbirlikçili¤i Irak halk›na, Araplara, Türkmenlere, Sün-
Say› 133 10 21Kas›m 2004
ni, fiii tüm halka karfl› savaflm›yor mu zaten? Kürt milliyetçi cephede, tüm yaflananlara ra¤men, gerçe¤i görme yerine iflbirlikçilik teorileri üretilmeye devam ediliyor.
Felluce direniyor; ülkemizdeki Amerikanc›lar yine flaflk›n! Felluce’ye büyük sald›r›n›n bafllad›¤›n›n ertesi günü Milliyet flu bafll›¤› atm›flt›: “Felluce direnemedi...“ On gün sonra ise Milliyet’te flu bafll›klar okunuyordu: “Felluce enkaza döndü... ‹nsanl›k dram›... Halk açl›¤›n pençesinde... Felluce'de sivil kalmad›...” (16 Kas›m 2004) Ayn› günkü Hürriyet’in Felluce haberlerinin bafll›klar› da ilginçti: “Felluce art›k geri tepiistiyor. Peki yüzlerce Felluceli’yi katledenler yarg›lanmayacak m›? Onlar›n öldürmeleri meflru mu? Af Örgütü’nün ve benzerlerinin politikas›, insan haklar› savunuculu¤u de¤il, “insan haklar› soytar›l›¤›”d›r. Ülkemizdeki burjuva medyada bu konuda gösterilen tepkiler ise, iki kere ikiyüzlüdür. O infaz›n benzerlerinin yüzlercesi de bu ülkede gerçeklefltirildi. Yaral› ele geçirilen gerillalar kurfluna dizildi. Evlerinde, iflyerlerinde, sokak ortas›nda silahs›z savunmas›z insanlar infaz edildi. Ve her seferinde infaz edilenlerin, yurtseverlerin eline acemice mizansenlerle bir silah tutuflturulup ondan sonra infaz yeri medyaya aç›ld›.
‹NFAZ
ABD’nin Tek Suçu Mu? ABD’nin “resmi” aç›klamalar›na göre bile, 1600 direniflcinin katledildi¤i, binden fazla kiflinin tutsak al›nd›¤›, onbinlerce Felluceli’nin kamplarda toplan›p kendi ülkesinde “mülteci” durumuna düflürüldü¤ü operasyona iliflkin yans›yan bir kare, herfleyin önüne geçirildi. Bu bir karelik görüntü, bir infaz›n resmiydi. Görüntüde, Amerikan askeri, yaral›, silahs›z bir Irak’l›y› “bu daha ölmemifl” deyip infaz ediyor. Gerçek flu ki, camideki infaz, Felluce’deki vahflet ve katliam›n çok küçük bir parças›. Evet, çeflitli dönemlerde tek bir kare resim katliamc›l›¤›n simgesi haline gelebilir. Buna kimsenin bir itiraz› olamaz. Ama o tek bir kare resmi, ABD’nin Felluce’deki tek suçu gibi sunmak, flarlatanl›kt›r. ‹flgalcinin öteki yapt›klar›n› meflru görmektir. Günlerdir katliam› seyredip bu “infaz” görüntüleri üzerine ortaya ç›k›p “savafl suçu”ndan, insan haklar›ndan sözedenlerin tavr›, budur. Uluslararas› Af Örgütü, infazc› askerin yarg›lanmas›n›
***
Felluce’de katledilenlerin ne kadar›n›n “sivil” ne kadar›n›n “direniflçi” oldu¤u üzerine sürdürülen tart›flma da baflka bir çarp›tmad›r ve ikiyüzlülüktür. Amerikan imparatorlu¤u’nun “ya benden yanas›n ya bana karfl›s›n, bana karfl›ysan teröristsin” politikas› uygulanmaktad›r Felluce’de de. Felluce halk› iflgale, ABD’ye karfl›d›r. Bu da ABD için katledilmeleri için yeterli nedendir. Keskin niflanc›lar›n soka¤a ad›m atan herkesi vurdu¤u yerde siviller mi, direniflçiler mi diye tart›flmak, katliam› bir yan›yla meflru görmektir. ABD’nin silahl› direniflçiyi öldürmeye hakk› var demektir. ABD’nin oradaki varl›¤› meflru de¤ildir. Direnifl ise meflrudur. Bunu kabul etmeyen her yaklafl›m çarp›kt›r, iflgalciye hizmet eder.
yor... Felluce fiyasko... Hem y›kt›lar, hem yakt›lar... Savafl kurallar› alt üst...” ABD, iki günde yak›p y›k›p ç›ksayd›, tüm bu katliamlar›, “savafl kurallar›n›n ihlalini” görmeyecekti Do¤an Medya... ‹lk gün Amerikan generallerinin aç›klamalar›n› manfletlerine tafl›yarak direnenlere kinini kusmufltu. T›pk› 19 Aral›k hapishaneler katliam›nda “sahte oruç kanl› iftar” manfletinde oldu¤u gibi... T›pk› 9 Nisan 2002’de Irak iflgal edildi¤inde “direnemediler, nerde o canl› bombalar” diye alay ettikleri gibi. Amerikan emperyalizminin gücünü mutlak görüyorlar, defalarca tarih onlar› yan›ltmas›na ra¤men, öyle görmekten ve göstermekten vazgeçmiyorlar. “Felluce direnemedi” diye yazanlara tarih tükürdüklerini yalatmaya devam edecek.
Felluce direniyor, Irak direniyor ve direnecek; yalan, sansür, demagoji bunu gizleyemez! Amerikan iflgal güçlerinin Felluce’nin ne kadar›n› ele geçirdi¤i, kaç direniflçinin katledildi¤i, kaç iflgalcinin öldü¤ü, hiçbir fley net de¤il. Çünkü ortada yaln›zca Pentagon’un yani ABD’nin aç›klamalar› var. O ABD ki, Irak’› iflgal etmek için yalan söylemifl, yalan› aç›kça ortaya ç›kmas›na ra¤men, flimdi ayn› yalan› ‹ran’a karfl› tekrarlamakta hiçbir mahzur görmeyen bir devlet. Dolay›s›yla Pentagon aç›klamalar›na inanmamak için yeterinceden daha çok neden var. Irak’›n bir çok kentinde Felluce sald›r›s›na misilleme eylemlerinin yo¤unlaflmas›n›n d›fl›nda, Felluce’de de direnifl hala sürüyor. ‹flgalcilerin önemli kay›plar verdi¤i bölük pörçük yans›yan bilgilerden anlafl›l›yor. Mesela, BBC muhabiri Fadil El Berdani'nin izlenimleri vahfleti de, direniflini yans›t›yor: “Amerikal›lar geri çekilince sokaklarda dolaflt›m. Kent karanl›klara gömülmüfltü. Sadece kofluflturan direniflçilerin sesi vard›. Hassibiye'de yerde 6 Amerikan askerinin cesedini gördüm. Direniflçiler silahlar›n› alm›flt›. Ayr›ca hurdaya dönen 4 tank ve 3 z›rhl› araç ve ceset dolu sokaklara tan›k oldum. Çürümeye bafllayan bedenlerin kokusu flehri kaplamaya bafllad›. Kentte 150 cami var ama ezan sesi duyulmuyor. Sadece bombalar ya¤d›¤›nda minarelerden tekbir sesi yükseliyor...” Bütün bunlar›n yan›nda aslolan flu ki; Felluce’yi teslim alamam›fllard›r. Felluce iflgalciler taraf›ndan y›k›ld›, ama ele geçiremiyor. Y›k›nt›lar aras›ndan direniflçilerin, insanl›¤›n son kalesini savunur gibi yi¤it ve mert sesleri yükseliyor. Kaleflnikof ve roketatarlarla ezilen halklar›n kut-
Global köyde... internet ça¤›nda Felluce’de ne olup bitti¤inden
haberiniz var m›? Hani art›k “bu ça¤da” hiçbir fley gizlenemeyecekti? Dünya art›k küçük bir köy gibiydi... O köyün muhtar› kim, alik›ran baflkesini kim? As›l mesele burada! ‹flte Felluce katliam› karfl›s›nda dünyan›n gözleri adeta kapat›ld›. Yaln›z Pentagon’un izin verdi¤i kadar› geliyor önümüze. Videofonlarla her yerden, her an haber geçme teknolojisine ulaflan medya, ne tesadüftür, ayn› dönemde “embedded” (ilifltirilmifl) gazetecilik türünü de yaratt›. Egemen s›n›f gazetecili¤i alenilefltirildi. Ve flimdi dünya, savafllar›, katilamlar› embeddedlerin obljektiflerinin gösterdi¤i kadar›ndan izliyor. Küreselleflmenin, teknolojinin, internetin tek bafl›na demokratikleflmeyi, özgürleflmeyi sa¤layaca¤›n› umanlar, “iktidar” sorununu es geçiyorlar. ‹ktidar kimdeyse, teknoloji onun belirledi¤i kanalda hizmet verir. Bu, bu kadar basittir.
Irak direnifli, çeliflkileri büyütüyor NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutan› Orgeneral James Jones, geçen hafta yap›lan NATO Toplant›s›’n›n ard›ndan “10 kadar NATO üyesinin Irak'a asker göndermeyi istemedi¤ini” aç›klad›. General’e göre, bu durum NATO’nun gelece¤i için “kayg› verici” imifl. Direniflin kararl›l›¤› ve gücü, emperyalistler aras›nda varolan çeliflkileri art›raca¤› gibi, iflbirlikçileri de giderek daha fazla zora sokuyor. ‹spanya, Honduras gibi ülkelerin ard›ndan Macaristan’›n da Irak’taki askerlererini çekme karar› almas› bunun sonucudur. sal bir savafl› veriliyor... Ne Felluce halk›, ne onlar›n ba¤›ms›zl›k savaflç›lar› teslim olmam›fllard›r. ‹flgale karfl› direnifl aç›s›ndan da belirleyici olan budur. Felluce’de tafl üstünde tafl b›rakmayabilirler. Fakat teslim olmayan ve direnmeyi sürdüren bir halk asla yenilmifl say›lmaz. Direnifli k›ramad›¤› sürece, Felluce’yi haritadan da silse, ABD zafer kazanm›fl olmaz. Akan Felluce’nin kan›. Akan ezilen halklar›n kan›. Ortado¤u’nun damarlar›ndan ak›yor kan. Kan F›rat’›n suyunu, çölün kumlar›n› k›z›llaflt›r›yor. Bu kan denizinin ufkundan ba¤›ms›zl›k güneflinden baflka hiçbir fley do¤amaz.
Say› 133 11 21 Kas›m 2004
Keflif ve Tespit Zapt›: ‘Disketlerin Nereden Elde Edildi¤i Belli De¤il’ Sahte belgelere kaynakl›k eden, 82 insan›n tutuklanmas›nda ‘delil’ olan, ‘diskette ad›n var’ denilerek keyfi tutuklamalara bahane yap›lan
D‹SKET DE ELLER‹NDE KALDI!
Say› 133 12 21 Kas›m 2004
Yasal kurumlar›n hukuksuz bir flekilde bas›lmas›n›n ard›ndan polisin haz›rlad›¤› sahte belgelerle aç›lan 1 Nisan davas›nda, komplocular her geçen gün bat›yor. Ankara, Erzurum ACM kararlar›nda, disketlerin “delil olamayaca¤›” belirtilmiflti. Buna ra¤men davan›n ilk duruflmas›nda hukuksuzluk devam ettirilerek 23 kiflinin tutsakl›¤› sürdürüldü. Davada “en önemli delil” olarak gösterilen “disket” ve “bu disketlerde elde edildi¤i” söylenen “örgütsel dökümanlar›n” da nereden, nas›l elde edildi¤inin belli olmad›¤› mahkeme taraf›ndan onayland›. Böylece disket, 12 Kas›m 2004 tarihinde yap›lan bir keflifle geçersiz hale geldi. Mahkeme emanetinde yap›lan keflif ve tespit bafltan bu yana söylediklerimizin kan›t›d›r. Üstelik keflif bizzat davan›n devam etti¤i mahkeme taraf›ndan yap›ld›. 12. A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›ndan al›nan karar do¤rultusunda, mahkemece atanan naip hakim Necat Ede ve avukatlar›n kat›ld›¤› tespitte, ç›plak gerçek ortaya ç›kt›. Hangi disket, CD vb. nereden al›nm›fl? Dosyaya konulan sözde örgütsel dökümanlar hangi distek, CD vb.’den elde edilmifl? Bunlar›n hiçbi-
risi belli de¤il. Öyle ki, emanette yer alan bir çok çuval›n üzerinde mühür dahi yok. Alelacele getirip atm›fl ‹stanbul polisi. Sahte belgeleri düzenlerken de nas›l “acemilikler” yapt›klar›n› örnekleriyle belgelemifltik. Mahkeme emanetinde, hukuksuz bir bask›n ganimeti y›¤›na¤› ve polisin eline yüzüne bulaflan bir komplonun kan›tlar› flimdi resmi mahkeme zapt› haline getirilmifltir. 1 Nisan 2004 tarihinde yap›lan bask›nlarda, bas›lan kurumlar›n avukatlar›n›n tüm ›srarlar›na ra¤men, arama esnas›nda polis avukatlar› içeri almam›fl, aç›k bir flekilde yasay› çi¤nemiflti. Bu durumun aç›k bir sahte belge üretme senaryosu oldu¤unu bu sayfalarda defalarca dile getirdik. Tutuklananlar ve avukatlar› yapt›klar› aç›klamalarda kamuoyuna duyurdular, hukukçulara ça¤r›lar yapt›lar. fiimdi neden avukatlar› aramaya dahil etmedikleri anlafl›l›yor. Yoksa sahte belgeleri nas›l haz›rlard›? Komploculu¤u daha bafltan belli olan ve bu konuda oldukça sicili kabar›k olan polis, kendine göre belgeler düzenlemifl, kendine göre deliller yaratmak istemifltir. Ancak SUÇ ÜSTÜ YAKALANMIfiTIR!
Avrupa Birli¤i Bilgi Merkezi Önünde Gösteri: ‘Adalet ‹stiyoruz’ Haklar ve Özgürlükler Cephesi, 15 Kas›m günü Taksim’deki Avrupa Birli¤i Enformasyon Bürosu önünde sahte belgelerle tutuklananlar için eylem yapt›. “Sahte Belgelerle Tutuklananlar Serbest B›rak›ls›n" yaz›l› önlükler giyen ve "Sahte
Belgelerle Tutuklananlar Serbest B›rak›ls›n, Adalet ‹stiyoruz" yaz›l› pankart ve “Adalet ‹stiyoruz” dövizleri tafl›yan HÖC’lüler, üzerinde "Dikkat sahtedir” yazan bir de büyük disket maketi tafl›d›lar. Avrupa ülkelerinin ortakl›¤›yla yap›lan bu komplo operasyonunu AB merkezi önünde protesto eden HÖC’lüler ad›na, 1 Nisan tarihinde yap›lan operasyonlarda bas›lan Y›lmaz Yay›nc›l›k’›n sahibi Y›lmaz Kaya bir aç›klama yapt›. Operasyonun hukuksuzlu¤unun art›k alenileflti¤ini dile getiren Kaya, buna ra¤men 23 kiflinin tutsakl›¤›n›n devam ettirildi¤ine dikkat çekti. Ankara’daki 1 Nisan davas›nda mahkemenin verdi¤i “disket delil olarak kulan›lamaz” karar›n›n yer ald›¤› metnin de okundu¤u aç›klama, “Adalet ‹stiyoruz” slogan›yla sona erdi.
Ayn› mahkemede benzer durumdaki iki davada görüldü¤ü gibi, emanette görünen disketlerin ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’nde oldu¤u, disketlere istedikleri bilgileri koyarak, insanlara komplolar haz›rland›¤› da kan›tlanm›flt›. Bu disket, CD vb. de duruflmalar›n bafllad›¤› güne kadar mahkemeye adeta zorla getirilmifl, bu süre içinde emniyette sahte belge haz›rlamada rahatça kullan›lm›flt›r. fi‹MD‹ B‹Z SORUYORUZ; Polis neden en bafltan “flurada yakaland›” diyerek savc›l›¤a, mahkemeye teslim etmedi? Duruflmalar›n bafllad›¤› sürece kadar, aylar boyunca, emanette olmas› gereken disketler neden Emniyet’te tutuldu? Bu süre içinde polis “diskette ad›n geçiyor” diyerek onlarca insan› gözalt›na ald›, kimisi tutukland›. Polis bu süre içinde disketlere, -ihtiyaç duydu¤u- hangi sahte
belgeleri ekledi? “Delilden san›¤a gidiyoruz” diyerek propagandas› yap›lan, “delil elde etme” yönteminin tamamen yasad›fl› oldu¤u hakim huzurunda kan›tlanm›flt›r. Yasad›fl› davranan, hukuku hiçe sayan polistir. ACM bu suçun orta¤› olmufltur. Sonuç bölümüne sayfalar›m›zda yer verdi¤imiz bu tespit tutana¤›n›n karar›n›n ard›ndan yap›lacak olan fley bellidir. E¤er bu ülkede hukuk varsa, adaletin zerresinden söz edilecekse 12. ACM derhal flu iki fleyi yapmak zorundad›r: Birincisi; nereden al›nd›¤› belirsiz disketleri kullanarak sahte belgeler haz›rlayan POL‹SLER HAKKINDA DERHAL DAVA AÇILMALI VE TUTUKLANMALILAR. Düflünün ki, bu kadar insan sahteli¤i art›k mahkemelerce belgelenen “delillerle” tutukland› ve 7.5 ayd›r tutsaklar. Düflünün ki, yasalar›n uygulanmas›ndan sorumlu po-
Disketin delil olmad›¤›n›n belgesidir: “27.10.2004 tarihli san›k fiadi Naci ÖZBOLAT vekili Av. Taylan TANAY’›n dilekçesi do¤rultusunda talep gibi, ele geçirilen bilgisayar hard diski, scandisk, memory card, CD vb. kaydedicilerin ara karar do¤rultusunda Naip Hakim Necat EDE taraf›ndan emanet memurlu¤unda bulunup bulunmad›¤›n›n ve tamam›n›n emanete al›n›p al›nmad›¤›n›n tespiti ve bir k›s›m san›k vekillerince malzemelerin mahkeme huzurunda görülmek istenmesi, hepsinin mahkeme huzuruna getirilmemesi nedeniyle, yerinde tesbitine karar verilmifl olup, belirtilen gün ve saatte emanet memurlu¤una gelindi. (...) San›k vekillerinden Av Hakan KARADA⁄ söz alarak; CD’lerin ve disketlerin renk, miktar ve di¤er ay›r›c› özellikleri belirtilmeksizin, y›¤ma biçimde etiketsiz olarak ve nereden ald›¤› tek tek yaz›lmaks›z›n ambalajland›¤›; tutana¤›n 2. s›ras›nda yer alan zarf›n mühürsüz ve etiketsiz oldu¤u, yine tutana¤›n 4. s›ras›nda yer alan ve 31. çuvalda TAYAD etiketinin olmas›na karfl›n ‹dil Kültür Merkezi ve THÖD etiketli harddisklerin bulundu¤u; yan›k harddiskin nereden al›nd›¤›, etiketsiz olmas› nedeniyle anlafl›lamad›¤› hususlar›n›n tutana¤a geçirilmesi; bu anlamda zapt etme
ve emanet teslim iflleminin ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n 17/2/1983 tarihli ‘polisin adli görevleri yönetmeli¤i’nin Mad.6/E f›kras› ile 16. maddesi’nde gösterilen esaslara ayk›r› oldu¤u; yine 4422 say›l› yasan›n uygulanmas›na dair yönetmeli¤in madde 11 ve 18’deki esaslara ayk›r› oldu¤u taraf›m›zdan tespit edilmifltir. San›k vekili Av Taylan TANAY söz alarak; Mevcut dosya içerisinde bulunan örgütsel yaz›flmalar›n hangi disket, CD ve de baflka veri tafl›y›c›lar›ndan temin edildi¤inin yap›lan keflif ifllemlerinden anlafl›lamad›¤›n›; zira bu veri kaydedicilerin her birinin üzerinde buna dair bir ilgi ve iflaretin bulunmad›¤›n› tespit etmifl oldu. Gere¤i düflünüldü; yap›lacak baflkaca bir ifllem kalmad›¤› için yap›lan keflif ve tespite son verildi. 12.11.2004 13.00 ‹MZALAR: Hakim Necat Ede, Z.Katibi Ergin K›z›löz, Av. Taylan Tanay, Av. Hakan Karada¤, Emanet Memuru Korkmaz Tekin.”
Say› 133 13 21 Kas›m 2004
Say› 133 14 21 Kas›m 2004
lis yasad›fl›l›¤›n›, dünya kamuoyuna yans›yan bir davada da sergiliyor. Düflünün ki, bu polis, mahkemelere vermedi¤i, nereden buldu¤u belli olmayan sahte belge disketlerini haber yapt›r›yor. “fiu kadar DHKP-C’li yakalad›k... fiuralarda flu örgütsel belgeleri yakalad›k” aç›klamalar› bizzat Emniyet Genel Müdürlü¤ü sözcüsü taraf›ndan yap›lm›flt›r. Yasad›fl›l›k en tepededir. “fiu belgeleri Ekmek ve Adalet Dergisi’nde yakalad›k, buras› örgütün merkezi...” vb. onlarca haber yapt›r›yor ama mahkeme emanetindeki durum tam tersini söylüyor. Polis sadece kamuoyunu aldatmad›, ayn› zamanda mahkemeye de resmen yalan söyledi. Dosyadaki polis fezlekesinde delile, belgeye dayanan tek bir iddia kalmam›flt›r ortada. “Falanca örgütsel döküman flu kifliye aittir” diye savc›l›¤a iddianame haz›rlat›yor, ki DGM (ACM) savc›lar› bilerek bu hukuksuzlu¤a ortakt›r, ama ne disket hukuken bir delil, ne de hangi disketin nereden bulundu¤u belli. Böyle bir dava, dünya komplolar tarihindeki yerini çoktan alm›flt›r. Üstelik Türkiye polisi, sadece kamuoyunu ve mahkemeyi yan›ltmad›. Ayn› zamanda hukuksuzlu¤unu uluslararas› boyuta s›çratt›. Halen ‹talya’da süren 1 Nisan davas›nda da dosyada yer alan bütün “belgeler”, ‹stanbul polisinin nereden buldu¤u meçhul disketlerine dayan›yor. Polis, ayn› disketden al›nan ç›kt›lar› ‹talya’ya göndererek, oradaki mahkemeye de sahte belgelerle karar verdirtmek istiyor. Sahtekarl›ktan, delilleri karartmak ve komplo kurmaktan, hukuku yan›ltmaktan bu polis hakk›nda dava aç›lmayan her gün, her saat, mahkeme de ayn› suça ortak oldu¤unu ilan ediyor demektir. ACM’nin yapmas› gereken ‹kinci fley; nereden bulundu¤u belirsiz disketler kullan›larak haz›rlanan SAHTE BELGELERLE TUTUKLANAN ‹NSANLARI DERHAL SERBEST BIRAKMAKTIR. Ama mahkeme öyle gams›z, öyle adaletsiz ki, b›rak›n tüm tutsaklar› tahliye etmeyi, hatta davay› düflürmeyi; duruflmay› 3,5 ay ileri tarihe at›yor. “Ne kadar yat›r›rsak kard›r” diye bak›yor. Ankara, Erzurum, ‹zmir ACM’lerce verilen kararlar, Bursa Cumhuriyet Savc›s›’n›n bu saçmal›klar› delil kabul etmeyen karar› ve nereden elde edildi¤i belirsiz disketler; AKP iktidar› ve ACM’ler polisin bu hukuksuzlu¤una ortakl›¤› daha ne kadar sürdürecek?
✔ Namlu ucunda e¤itim Dersim’de ortaö¤retim okullar›nda “okul polisi” uygulamas› yap›l›yor. Uygulamaya düzenlenen bir bas›n aç›klamas›yla tepki gösteren E¤itim Sen Tunceli fiubesi Baflkan› Semra Polat uygulamay› flöyle anlat›yor: “Polis, okullarda bayrak törenlerine kat›lacak, okulla ilgili olarak istedi¤i bilgiyi alacak, ellerinde telsiz belinde silah ile okul içinde gezecek ve ilgili birimlere sunmak için haftal›k rapor haz›rlayacak...” Uygulamalar› görüldü¤ü gibi, demokratik eylemlere kat›lan ö¤rencilerin kamera kay›tlar›n›n okul idarelerine gösterilerek, ö¤rencilerin olup olmad›¤›n›n tesbiti ve olanlar hakk›nda soruflturma aç›lmas› gibi sindirme yöntemlerini de bunlara ekleyin. Gençli¤e, e¤itime, insana bak›fl›n, hak ve özgürlüklerden bu düzenin ne anlad›¤›n›n bir özeti gibi. Oligarfli gençlik için en “ideal e¤itimin”, polis namlusunun gölgesindeki e¤itim oldu¤unu düflünüyor. Gençli¤i daha o yafllarda bask› alt›na alman›n, haks›zl›klara karfl› ç›kmas›n› engellemenin ve sürülefltirmenin en kaba hali uygulan›yor Dersim’de. Çünkü gençlikten korkuyorlar. Korktuklar› için sindirmek, y›ld›rmak istiyorlar. ‹l Emniyet Müdürlü¤ü ile böyle bir projeyi uygulayan Milli E¤itim Müdürlü¤ü’nün e¤itimden anlad›¤› da polisinkiyle ayn›. Hat›rlanaca¤› gibi bir çok kentte de lise ö¤rencilerine “terör e¤itimi” ad›na, parçalad›klar› devrimcilerin cesetlerini gösteriyorlard›. Zihniyet ayn›; bask›yla, gözda¤›yla gençli¤i düflünemez, hakk›n› arayamaz hale getirmek, zapturapt alt›nda tutmak.
✔ ‹flkenceci polise himaye F Tipi Hapishaneleri protesto etmek amac›yla 16 Eylül 2000'de ‹stanbul Galatasaray Lisesi önünde eylem yapan ÇHD üyesi avukatlara sald›ran iflkenceci polisler de yarg›n›n korumas›nda. Sözkonusu eylemde 31 avukat, polis taraf›ndan fliddet kullanılarak gözaltına alınm›fl, avukatlardan Gülizar Tuncer ve Muhittin Köylüo¤lu 3'er gün, Ali Baba Talipo¤lu ise 5 günlük Adli Tıp kurumu'ndan rapor alm›fllardı. Olayın ardından avukatlar›n suç duyurusu üzerine aç›lan dava sonuçland›. 4 y›l süren davan›n sonucunda bir polis beraat ederken 5 polis hakk›nda "görevin gerekti¤inden fazla güç kullanmaları ve yaralanmaya neden oldukları" için 3'er ay hapis cezası ve 3'er ay da meslekten men cezası verildi. Ancak bu cezalar da ertelendi. Yarg› iflkencecileri bir kez daha korumas›na ald›. Gençli¤in 6 Kas›m eyleminde, HÖC’ün AB Bilgi Merkezi önündeki eylemde oldu¤u gibi, onlarca eylemde ayn› fliddet yaflanmaya devam ediyor. Demokratik hakk›n› kullananlara karfl› polise vahflice sald›rma cüretini iktidarlar ve iflkencecileri cezaland›rmayan yarg› veriyor.
kampanya eylemleri sürüyor...
Haklar ve Özgürlükler Cephesi “Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›kal›m” slogan›yla bafllatt›¤› kampanya eylemlerini sürdürüyor. Bir çok kentte yap›lan üç günlük açl›k grevlerinin ard›ndan meflaleli yürüyüfller düzenlendi. Armutlu’da yap›lan açl›k grevi, 2001’de direnifli k›rmak için düzenlenen katliamda yak›lan fienay Hano¤lu’nun Direnifl Evi’nde yap›ld›. HÖC’lüler Armutlu flehitlerini, direniflin içinde selamlad›lar. fiehitlerin mezarl›¤›n› ziyaret eden ac›l› yürekler, isyanlar›n› hayk›rd›lar mezarbafllar›nda ve söz verdiler; sizin gibi direnecek, yazd›¤›n›z destan› tüm dünyaya duyuraca¤›z diye. Riyakar ‹slamc› iktidar ise, bir bayram› daha kanla, ölümle karfl›lama “flerefini” yaflad›!
3 Günlük Açl›k Grevleri Meflaleli Yürüyüfllerle Bitirildi HÖC’lüler, hücreleri y›kal›m ça¤r›s›n›, bir çok kentte yapt›klar› 3 günlük açl›k grevleri ve meflaleli yürüyüfllerle sürdürdüler.
HÖC’lüler Yeniden Direnifl Evinde Meflaleler Gazi Sokaklar›nda ‹stanbul Küçükarmutlu’da 12 Kas›m günü, ölüm orucu flehidi fienay Hano¤lu’nun evinde yap›lan açl›k grevi, bas›n aç›klamas›yla bafllad›. Dört devrimcinin katledildi¤i evde açl›k grevine bafllayan HÖC’lüler, “Tecride Karfl› Büyük Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›kal›m” pankart› açt›lar. Devletin katliamlarla, tecritle 117 insan› katletti¤inin hat›rlat›ld›¤› aç›klamada, HÖC’lüler, tecrit kald›r›lana ve ölümler durdurulana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini ilan ettiler. Aç›klama; “Ölüm orucu direniflçisi Arzu Güler, ölüm orucu refakatçileri Sultan Y›ld›z, Bülent Durgaç ve Bar›fl Kafl nezdinde Armutlu direniflinde katledilen 117 can›m›z›n an›s› önünde sayg›yla e¤iliyoruz” ifadeleriyle sona erdi. HÖC’lülerin açl›k grevini çeflitli ayd›n ve sanatç›lar›n yan›s›ra, gecekondu emekçileri ziyaret ettiler. Direnifl Evi’nde içi, k›zm›z› bez üzerine 117 flehidin foto¤raflar› as›ld›. Eylemin ikinci günü Direnifl Evi’ni ayd›n ve sanatç›lar ziyaret etti. Ercan Ayd›n, Grup Yorum, Nurettin Güleç türküler söylerken, Ruhan Mavruk da fliirler okudu.
Gazi
Eylemin bitirildi¤i gün Armutlu Cemevinde bir anma yeme¤i düzenlendi. Bayram›n ilk gününe denk gelen anmada yap›lan konuflmada, direnifl boyunca 10 bayram yafland›¤›n›n alt› çizilerek, “Gerçek anlamda bayram edece¤imiz günleri yaratmak için tecrite karfl› ölüm orucunu sürdürürken halk›m›z›n geleneksel bayram›n› da kutlamaya devam ettik.” ifadelerine yer verildi. HÖC’lüler anma yeme¤i ve yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan, direniflin flehitlerinin yo¤unlukta bulundu¤u Gazi Mahallesi’ndeki Gazi Mezarl›¤›’n› ziyaret ettiler. Gazi Cemevi’nin önünde toplanan 350 kifli meflalelerini yak›p pankartlar›n› açarak mezarl›¤a kadar yürüdü. Gazi sokaklar›nda direniflin sloganlar› yank›lan›rken, Gazi halk› da kahraman evlatlar›n› anmak için korteje kat›ld›. fiehitlerin mezarlar› bafl›nda sayg› duruflunda bulunan HÖC’lüler, direnifl kararl›l›klar›n› bir kez daha hayk›r›rken HÖC ad›na yap›lan konuflmada flehitler selamlanarak flöyle denildi: "‹nançlar›ndan, düflüncelerinden vazgeçmeyen tutsaklar, tecrit, sansür ve yalanlar karfl›s›nda 5 y›ld›r hücre hücre eriyen bedenleriyle barikat ördüler. Dayat›lan onursuzca yaflama karfl›, gözlerini k›rpmadan ölümü kucaklad›lar. Hapishanelerde devam eden tecrite karfl› büyük direnifli sahiplenmek ve tecrit politikas›n› protesto etmek için, kamuoyunu duyarl›l›¤a ça¤›r›yoruz.”
Katillerinin Karartt›¤› Ankara’y› Meflalelerle HÖC’lüler Ayd›nlat›yor Ankara’daki açl›k grevi ÇHD Genel Merkezi’nde yap›lan bas›n aç›klamas› ile bafllad›. Açl›k grevine; Ayfle Arapgirli, iki o¤lu hücrelerde tutsak olan Zeynep Yayla, Seyfi Gümüfl, Hasan Karap›nar ve bir k›z›n› ölüm orucunda flehit veren, bir o¤lu tutsak olan Ali Türk kat›ld›. Aç›klamay› yapan Ayfle Arapgirli tutsaklar›n tecrit alt›nda düflüncelerinden ve siyasi
Say› 133 15 21 Kas›m 2004
kimliklerinden vazgeçirilmek istendi¤inin alt›n› çizerek, “4 y›l önce de¤erlerinden, düflüncelerinden ödün vermektense öleceklerini aç›klayan tutsaklar bugün de ilk günkü kararl›l›klar›yla direniyorlar.” dedi. Ölümlere dur demek, tecrite son vermek, direnifl karfl›s›ndaki ahlaki ve siyasi sorumluluklar›m›z› yerine getirebilmek için hücreleri y›kal›m! ça¤r›s› yapan Arapgirli, “Duyarl›, demokrat, hak ve özgürlüklerden yana olan herkesi bu mücadelemizde yan›m›zda görmek istiyoruz” dedi. 14 Kas›m’da eylemlerini Yüksel Caddesi’nde yapt›klar› bas›n aç›klamas› ile bitiren HÖC’lüler, meflalelerle karanl›¤› ayd›nlatt›lar. Zulüm politikalar›n›n kararlar›n›n al›nd›¤›, 117 insan›n katillerinin inlerinde yalan ve sansürle direnifli bo¤ma planlar›n› yapt›klar› baflkent, onlar›n meflaleleri ile ayd›nland›, sloganlar› ile yank›land›. “Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›kal›m” pankart› ve dövizler tafl›yan HÖC’lüler “Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz” slogan› atarak ‹nsan Haklar› An›t› önüne kadar yürüdüler. Burada Ayfle Arapgirli’nin yapt›¤› aç›klaman›n ard›ndan, eylem “Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez” slogan› ve alk›fllarla büyük bir coflku ile sona erdi. Say› 133 16 21 Kas›m 2004
‹zmir’de Halk›n Yo¤un ‹lgisi ‹zmir HÖC’ün eylemi, 12 Kas›m günü Buca fiirinyer Forbest giriflinde yap›lan aç›klamayla bafllad›. “Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›kal›m” yaz›l› pankart›n ve “Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz” yaz›l› dövizlerin tafl›nd›¤› aç›klamada, F tipi hapishanelerin ve tecritin emperyalizmin ve iflbirlikçilerinin ülkemizdeki muhalefeti yoketme sald›r›s› oldu¤u dile getirildi. Hiçbir gücün direniflin zaferini engelleyemeyece¤ini söyleyen HÖC’lüler, Forbest giriflinde açl›k grevlerini bafllatt›lar. 6 kiflinin kat›ld›¤› açl›k grevinde, eylemciler üzerinde “Direnifl 5.
Armutlu’da, d›flar›daki direnifli k›rmak, içerideki direniflin sesini bo¤mak için yakt›lar› D‹REN‹fi EV‹’ni, yine direniflin sesini hayk›rd›¤›m›z bir eylemle açt›k. Yakarak, katlederek ne bizi susturabildiler, ne de içerideki direnifli yaln›zlaflt›rabildiler. Selam olsun Armutlu barikatlar›nda, direnifl evlerinde ölümsüzleflen devrimcilere Y›l›nda Hücreleri Y›kaca¤›z/HÖC” yaz›l› önlükler giydiler ve pankart sürekli olarak as›l› kald›. Direnifle iliflkin dövizlerin de as›l› oldu¤u açl›k grevinin aç›k alanda yap›lmas›n›n halk›n yo¤un ilgisi ile karfl›land›¤›n›, çok say›da insana seslerini duyurabildiklerini belirten HÖC’lüler, “Bizi görüp gelenlere neden burada oldu¤umuzu anlatt›¤›m›zda, çay, fleker, sigara gibi yard›mlarda bulunuyorlar, bir çok insan ise saatlerce yan›m›zda bekleyerek destek oluyorlard›” dediler. Açl›k grevinin ikinci gününde ise, ‹zmir Gençlik Derne¤i müzik grubu Grup Harmanyeli türkü ve marfllar ile eyleme destek verdi. ‹zmir’deki eylem de, yine bas›n aç›klamas› ile 14 Kas›m’da bitirildi. Erdal Güngör’ün okudu¤u aç›klamada, dünya ve ülkemizde faflizme karfl› efli benzeri görülmemifl bir direniflin 117 flehit ve 600 sakatla, büyük bedellerle yarat›ld›¤›n› belirtilerek, “mücadele hücreler y›k›lana dek sürecek. ‹ktadar dahil herkesin anlamas› gereken, direniflin zafere kadar sürece¤idir” denildi.
‹stanbul Mahmutbey Otoban›'nda ve E-5 Karayolu Nurtepe Köprüsü civar›nda yol kesme eylemleri yap›ld›. HÖC’lülerin her iki eylemde de köprülere “Tecrite Karfl› Büyük Direniflte 5. Y›l Hücreleri Y›kal›m-HÖC" yaz›l› büyük pankartlar ast›¤› eylemlerde, yollar molotof kokteylleri ile kesildi. Gösteriler s›ras›nda “Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz” ve “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganlar› at›ld›.
Bu arada, bir çok kentte oldu¤u gibi, ‹zmir’de de AKP il binas› önünde kan f›rlat›larak bir eylem düzenlendi. 11 Kas›m günü yap›lan eylemde, AKP iktidar›n›n 4 y›ld›r kan›m›z› döktü¤ü gibi, efendilerinin Felluce'de, Filistin’de ve tüm dünyada halklar›n kan›n› döktü¤ü belirtilerek temsili kan, parti binas› önüne döküldü. Ayr›ca ‹zmir’in yoksul gecekondu mahallerinde direnifl selamlayan çok say›da yaz›lama yap›ld›.
Felluce’de, F Tiplerinde Direniyoruz
Dersim
l›m " pankart› ve k›z›l bayraklar açan HÖC’lüler, “Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz, Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez, Irak'ta ve F tiplerinde Direniyoruz" sloganlar› at›ld›. HÖC ad›na aç›klamay› okuyan Erhan Bingöl, açl›k grevini bitirdiklerini ancak mücadelenin hücreler y›k›lana kadar sürece¤ini belirtti.
Adana
Ankara
Dersim
Hatay
Bu arada Adana’n›n bir çok semtinde direniflin 5. Y›l› ile ilgili 300 bin kufllama yap›ld›. A d a n a HÖC üyeleri ‹nönü Park›'nda yapt›klar› bas›n aç›klamas› ile açl›k grevine bafllad›klar›n› duy u r d u l a r. "Ölümleri durdurun" yaz›l› önlükler giyen eylemciler, "Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz", "5. Y›l›nda Hücreleri Y›kaca¤›z" sloganlar› att›lar. Tecrite karfl› SDP ‹l binas›nda 3 günlük açl›k grevine bafllad›klar›n› duyuran HÖC’lüler ad›na aç›klamay› Özcan H›r yapt›.
3 günlük açl›k grevi boyunca çeflitli kurumlar destek ziyaretlerinde bulunurken, eylem 14 Kas›m günü yine ‹nönü Park›'nda yap›lan bas›n aç›klamas› ile sona erdi. “Tecrite Karfl› Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›ka-
‹zmir
AKP Yalanlara Devam Ediyor Malatya HÖC’lüler, "Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›kal›m" yaz›l› pankartla Merkez Postanesi önünde bas›n aç›klamas› yaparak eylemlerine bafllad›lar. Malatya Temel Haklar binas›nda, tutsaklar›n sesi olmak için üç günlük açl›k grevi bafllatt›klar›n› söyleyen Temel Haklar üyesi Çi¤dem Da¤deviren, “ölüm oruçlar›nda 117 ölümü görmemekte ›srar eden AKP iktidar› bas›na 'ölüm oruçlar› diye bir fley yoktur' diye yalanlar›na devam etmektedir. Tecritin sona ermesi ve ölümlerin durdurulmas› için herkesin üzerine düflmesi gerekeni yapmaya ve buna sessiz kalmamaya ça¤›r›yoruz" dedi. Eylemin bitirildi¤i 14 Kas›m günü ise, Cemal Gürsel Mahallesi’nde meflaleli bir eylem gerçeklefltirdi. Eylemde halka seslenilerek, “Hapishanelerde tecrit yüzünden 117 insan öldü ve bu insanlar sizlerin o¤lunuz, k›z›n›z, kardeflinizdir. Bu tecrit zulmüne karfl› sessiz durmayal›m.” denildi. Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez marfl›n›n söylendi¤i eylemde, bölüm bölüm okunan aç›klama tüm kitle taraf›ndan yinelerek HÖC’lülerin sesinin tüm mahalle halk›na ulaflmas› sa¤land›.
Dersim Halk› Meflalelerin Ayd›nl›¤›na Topland› Dersim de, açl›k grevi yap›lan yerlerden biriydi. Eylemin bitirildi¤i 15 Kas›m günü, meflaleli bir gösteri düzenlendi. Akflam saatlerinde Dersim Temel Haklar binas› önünde toplanan HÖC’lüler kent merkezinde bas›n aç›klamas› yapt›lar. Meflalelerle ve “Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Y›l›nda HÖC” yaz›l› pankartla yürüyüfle geçti. “Bedel Ödedik Ödetece¤iz, Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez, Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz” sloganlar›yla Yeralt› Çarfl›s›’n›n üzerinde yap›lan aç›klamay› Cemal Kuhak okudu. Aç›klaman›n ard›ndan meflaleleri toplu flekilde yerde bir piramid fleklinde koyan HÖC’lüler halaya durdular. Atefl çemberlerinden geçen direniflin sesini duyan Dersim’liler, HÖC’lülerin etraf›ndan toplanmaya bafllad›. Kitlenin say›s›n›n giderek artmas› karfl›s›nda telafllanan polis takviye ekipler istemek zorunda kald›. Kitleyi çembere alan polis, yine de
Say› 133 17 21 Kas›m 2004
Ankara
Dersim halk›n›n kat›l›m›n› engelleyemedi.
Meflale Olup Yolumuzu Ayd›nlatan fiehitlerimizle Direniyoruz Hatay HÖC üyeleri, 117 insan›n ölümüne, 600 insan›n sakatlanmas›na neden olan tecrit politikas›n›, ‹HD Hatay fiubesi’nde flehit ve tutsak yak›nlar›n›n kat›ld›¤› açl›k grevi ile protesto ettiler. Eylemin bafllad›¤› gün yap›lan aç›klamay› Hasan Kutlu okudu. 19 Aral›k 2000'de ANAP-MHP-DSP döneminde bafllayan ve AKP hükümetiyle devam eden katletme, tecritte imha etme politikas›n›n sonuçlar›n›, intiharlar›, sakatl›klar› gözler önüne seren Kutlu, "Bugün hayat›n her alan›nda tecrit vard›r. 4 y›ld›r hayat›n her alan›nda yaflanan bu tecrite karfl› mücadele ediyoruz.” dedi. Tecrite ve sansüre dikkat çekmek için açl›k grevine bafllad›klar›n› belirten Kutlu, herkesi tecrite karfl› mücadeleye ça¤›rd›. Kad›nlar›n bafllar›na beyaz baflörtüsü, k›z›l bant takt›¤› ve "Tecrite Karfl› Açl›k Grevindeyiz" yaz›l› önlüklerin giyildi¤i eylem boyunca yaflanan ziyaretlerde de bu duyarl›l›k ça¤r›lar› yinelendi. Say› 133 18 21 Kas›m 2004
Eylemin bitirildi¤i 14 Kas›m’da ise Ulus Meydan›'nda “Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›kal›m” pankart› aç›p k›z›lbayraklar tafl›yan HÖC’lüler, meflalelerini yakt›ktan sonra bas›n aç›klamas› yapt›lar. "Tecrit politikas›yla halk› yaln›zlaflt›ran, yoksullaflt›ran, kifliliksizlefltirenlere karfl› önümüze meflale olup ayd›nlatan flehitlerimizle direniyoruz" denilen HÖC aç›klamas›nda tecrite karfl› birleflme ve mücadele etme ça¤r›s› yap›ld›. Hatay halk›n›n yo¤un ilgi gösterdi¤i aç›klama at›lan sloganlarla sona erdi.
Tecrite Karfl› Oldu¤umuzu Pratikte Gösterelim Samsun HÖC’lülerin açl›k grevi Çarflamba Halkevi'ndeydi. Eylemin bafllad›¤› 12 Kas›m günü bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamay› okuyan Savafl Düzgün, tecrite karfl› olan herkesi mücadele etmeye, bu karfl›tl›klar›n› pratikte göstermeye ça¤›rd›. Bu arada polis y›¤›nak yaparak ziyaretçilere gözda¤› vermeye çal›flt›. Eylem boyunca ziyaretler yaflan›rken, 14 Kas›m günü PTT Çiftlik flubesi önünde bir eylem yap›ld›. "Tecrite Karfl› Büyük Direnifl 5. Y›l›nda Hücreleri Y›kal›m-HÖC" yaz›l› bir pankart, üzerinde "117 Ölüm" yazan temsili bir tabut ve meflalelerle Süleymaniye Geçidi’ne kadar sloganlarla yüründü. Burada HÖC’lüler ad›na aç›klamay› açl›k grevi eylemcilerinden Erim Alkan yapt›. SDP'lilerin de destek verdi¤i eylemde polisin yasad›fl› flekilde kamera çekimi yapt›¤› görüldü.
Tecrite Karfl› Mücadeleye Ça¤›r›yoruz Ayfle ARAPG‹RL‹ - Ankara: “Tecrit zulmünün sona ermesi ve koyu sansürün son bulmas› talebimizi duymak istemeyenlere duyurmak için buraday›m. Evlatlar›m›z zulmün önünde barikatt›r. Onlar› yok etmek için tecrit var. Evlatlar›m›z direniyor. Biz de onlarla direnece¤iz. Tecrit kalkana, zafere kadar...” ZEYNEP YAYLA - Ankara: “Tecrit hücrelerini y›kmak, yeni ölümler yaflamamak için buraday›m. ‹ki o¤lum F tiplerinde tecritteler. Baflta kendi ülkemin çocuklar› olmak üzere dünyan›n bütün çocuklar› için buraday›m. Nerede zulüm varsa, solu¤umuzun yetti¤i yere kadar zulmedenin karfl›s›nda olaca¤›z. Zulme karfl› ç›kmak insanl›k görevidir.” AL‹ TÜRK - Ankara: “K›z›m ölüm orucunda flehit düfltü. O¤lum Sincan F Tipi’nde. Tecriti de, F tiplerini de biliyorum. Onlar nas›l anlat›rsa anlats›n tecrit iflkencedir, zulümdür. Bunu biliyorum. Tecritin son bulmas›n› istiyorum. Bunun için buraday›m. Herkesi tecrite karfl› mücadele etmeye ça¤›r›yorum.” Erdal GÜNGÖR - ‹zmir: Hem Abdi ‹pekçi’deki direnifle hem de tecritteki tutsaklar›n direnifline destek olmaktan onur duyuyoruz. Devrimci tutsaklar bugüne dek teslim al›namad›, ölüm hücreleri ile de teslim alamayacaklar. Direniflimiz ayn› zamanda yaflanan bütün bask›lara, zulümlere karfl›d›r. Arif PEL‹T - ‹zmir: Tecrit alt›nda tutulan tutsaklara destek olmak amaçl› buraday›z. Sistemin dayatt›¤› yoksullu¤a ve zulme karfl› burada direnenlere destek olmaktan dolay› onur duyuyoruz. Özer YILMAZTEK‹N - ‹zmir: Tecrit hücrelerine ben de girebilirim, çok sevdi¤im insanlar da girebilir, sessiz imha politikalar›yla katledilebilirler. Ben bir lise ö¤rencisi olarak tutsaklar›n sorunlar›n› benim sorunlar›mdan ayr› oldu¤unu düflünmüyorum. Çilem KILIÇ - ‹zmir: 5 y›ld›r süren ölüm orucu direnifline destek vermek, sömürülen aç b›rak›lan, evleri bafl›na y›k›lan halk›m›za tecritin önemini vurgulamay› amaç edindik.
‹zmir
Yalanlar›n›z da¤ gibi oldu O da¤›n alt›nda kalacaks›n›z! direniflimizin
5.
y›l›nday›z HÜCRELER‹ YIKACA⁄IZ!
117 flehit, 600 sakat verdik; TESL‹M OLMADIK! Devrald›¤›m›z bayrak, flimdi bizim omuzlar›m›zda:
DHKP/C Davas› Tutsaklar›
Sevgi ERDO⁄AN Ölüm Orucu Ekibi Fehim Horasan Vedat Çelik M. Kemal Eren M. ‹nan Ifl›k H. Sergül Albayrak TKEP/L Davas›’ndan Remzi Ayd›n
Yalan›n ilelebet hükmünü sürdürdü¤ü nerede görülmüfl? Nerede görülmüfl, gerçeklerin halktan ve tarihten gizlenebildi¤i? Yalan›n hükmü, hiçbir zaman, hiçbir yerde ilelebet olmam›flt›r; egemen s›n›flar da bu gerçe¤i bilmesine ra¤men, yine de yalana baflvurmaktan hiç vazgeçmezler. Çünkü yalan, yönetmek için vazgeçilmez silahlar›ndan biridir. “Resmi makam” demek bu ülkede “yalan söyleme makam›” demektir. AKP’lilere sorarsan›z hepsi “elhamdülillah müslüman”d›r. Ve islama göre, yalan en büyük günahlardand›r. Ama iktidar koltu¤una oturup “resmi makam” olan AKP, dizginsizce yalan söylüyor. TAYAD’l› Ailelerin geçen hafta yapt›¤› bir aç›klama, AKP’nin büyük yalanlar›ndan birini daha ortaya ç›kard›. BÜYÜK YALAN; bu ülkenin Adalet Bakanl›¤›, Avrupa Birli¤i organlar›na “flu an ölüm orucunda hiçbir tutuklu yok” diye resmi yaz› gönderdi. Tecrit katliam›n› gizlemek için AB’ye “ölüm orucunda hiç bir tutuklu yok” yaz›s› yazan Cemil Çiçek, bu ülkenin medyas›nda her gün dürüstlük üzerine demeçler verip duruyor. O “resmi makam”lar›n en tepe koltu¤unda oturan Tayyip Erdo¤an ise, kendisine 117 ölümün hesab›n› soranlara, “bu olaylar bizim zaman›m›zda olmad›” diyerek yine yalana s›¤›nm›flt›. Yalana s›¤›nmaya devam edin. Yalan, güçsüzlerin, haks›zlar›n ve korkaklar›n kalesidir. Devam edin yalana... Hergün bütün burjuva gazetelere tam sayfa ilan verin; bizim zaman›m›zda hapishanelerde kimse ölmedi diye yaz›n. Her-
gün televizyonlarda “ulusa seslenifl” konuflmas› yap›p “ölüm orucunda kimse yok” deyin... Gerçe¤i yokedebilir misiniz? “Ölüm orucu yok” diyen, “AB’nin hapishaneler konusunda hiçbir elefltirisi yok” diyen Cemil Çiçek, AB ‹lerleme Raporu’nun çevirisiyle, SUÇÜSTÜ yakalanm›flt›r. AB kürsüsünde, TBMM kürsüsünde, kameralar›n önünde ayaküstü ve dizi halinde yalan söyledi¤i kan›tlanm›flt›r. SUÇÜSTÜ yakalanan Cemil Çiçek, AB’ye nas›l ve niye yalan söylediklerini aç›klamayacak m› flimdi? Osman Durmufllar, Sadettin Tantanlar, Sami Türkler de “ölüm orucu yok” dediler, flimdi kendileri YOK’lar! Direnen tutsaklar olarak, AB’nin ‹lerleme Raporu’nda tecrite yer vermifl olmas›na çok önem atfetmiyoruz. Avrupa emperyalizmi aç›s›ndan tecritin kendisinden çok, “tecrite karfl› direniflin” hala k›r›lamam›fl olmas› daha vahimdir kuflkusuz. Tecrite karfl› direnifl ve ölümler sürdükçe, AB de kaç›n›lmaz olarak daha fazla teflhir olmakta, AB’nin bu katliamdaki rolü gün ›fl›¤›na ç›kmaktad›r. Dahas›, Avrupa ülkelerinin bir ço¤unun hapishanelerinde de tecrit politikas› vard›r. Tecrite karfl› direniflin k›v›lc›mlar›n›n Avrupa hapishanelerine ulaflmas› ihtimali de emperyalizmi rahats›z eden bir baflka unsurdur. Bilinmelidir ki, AB-AKP iflbirli¤iyle, yalanlar ve göstermelik raporlarla, direnifli ne yok sayabilir, ne k›rabilirler. Da¤ gibi y›¤›lan yalanlar, iktidar›n da, iktidar› destekleyen emperyalistlerin de üzerine y›k›lacakt›r.
mü? Onlar varken, kesinlikle olamam, seçilemem düflüncesiyle gönüllü oldu¤umu dile getirmekte oldukça geç kald›m. Ha, bugünden bak›nca o güne, daha erken dile getirmekle geçebilir miydim? ‹flte bu soruya, o günkü Sergül geçemezdi diyebiliyorum gönül rahatl›¤›yla. Onlar› hiç kimse geçemezdi. Ama buna haz›r olmak, kendimi haz›rlamak için geç kald›¤›m› düflünmedim hiçbir zaman. Gönüllü ordusu diyoruz ya... Bu orduyu gördüm ben.
11. Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi Sergül Albayrak:
“Bizi bizden ay›ran bu duvarlar her gün daha da düflmanlafl›yor.” Afla¤›daki röportaj, 11. (Sevgi Erdo¤an) Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi Sergül Albayrak’la yap›lm›flt›r. Sergül Albayrak 1978 Almanya do¤umludur. 1997’de tutukland›. Ulucanlar, Sakarya, Çanakkale, Kütahya Hapishanesi’nde kald›, halen Uflak Hapishanesi’ndedir. Direniflin bafl›ndan bu yana ölüm orucu gönüllüsüydü. 25 Temmuz 2004’te aln›na k›z›l bant› takarak zulme karfl› kavgan›n en ön saf›nda yerald›. Sergül, açl›¤›n›n 100’lü günlerinde sorular›m›z› flöyle cevaplad›:
Say› 133 20 21 Kas›m 2004
◆Direniflin 4. Y›l›nda yola ç›kt›n. Ölüm orucu gönüllülü¤ünde seni özellikle etkileyen süreçlerden sözeder misin? ◆ Gönüllülük... Düflünüyorum da, akl›mda hep Çanakkale Hapishanesi’ne gidip geliyorum. Ulucanlar sonras› Ayfle (Bafltimur) ile sürecimizi konufluyoruz. Ulucanlar katliam› sürerken bütün hapishaneler tek vücut olup “varsa cesaretiniz gelin” diyerek o sald›r›y› yaflayan yoldafllar›m›zla bir oldu¤umuzu ilan etmifltik bütün dünyaya. Ulucanlar katliam› önemli gerçekten, hele 19 Aral›k’› yaflad›ktan sonra bunun önemini anlamayanlar da anlad›. Ama önemli olan bunu öncesinden kavramakt›. Ve biz öyle yapt›k. “Sald›r› olur, direnirim” zemininde olamayaca¤›n› anlamak, buna göre de neler yapabiliriz sorusuna yo¤unlaflmak gerekliydi. Tüm yoldafllar›m gibi ben de ölüm orucu üzerine, “ben de olmal›y›m” üzerine düflünmeye bafllam›flt›m. 1996’da ben d›flar›dayd›m. Yurtd›fl›ndayd›m. ‹diller, Berdan, Yemo, ‹lginçler, Müjdatlar gün gün ölüme giderken, ben henüz devrimcilikle yeni yeni tan›flm›fl bir insan olarak bile, ölüm orucu deyince sayg›mdan, ne büyük, ne onurlu bir davran›fl sergilendi¤ini görmekten ve tabii ki “bu kadar basit mi yani” demekten kendimi al›koyam›yordum. Ve iflte tarih 1999 Eylül’ünü gösterdi¤inde, ölüm orucunu konufluyorduk ve ben de “ben olmal›y›m” üzerine düflünüyordum. ‹lk o zaman kendime sormufltum ölüm ve yaflam›. Tabii ki gönüllüyüm diyene kadar epey bir zaman harcad›m. Demin de dedim ya, bir tek ben miydim böyle düflünen?.. Fidan mesela, Fidan’› geçebilmek mümkün mü? Ya da Fatma Ersoy’u geçmek mümkün
“Gönüllüler ordusu” kelime anlam›yla nas›l bir fley? Neye gönüllülük? diye soruldu¤unda bence as›l anlam›n› buluyor. Bahsedilen gönüllülük ölüme gönüllülük... Ölüm... Çanakkale kitlesi neredeyse tümden gönüllüler ordusunun bir parças›yd›k. Bir toplant› düflünün. Ve bu toplant›da, ölüme yar›fl olsun... Gözler dolsun, yoldafllar›n söylediklerine. Bir yoldafl›n kalks›n mesela, desin ki, benim ad›m› anarak “onun gülüflünü ben günün her saati, bulundu¤um her yerde duyamad›ktan sonra, ne anlam› var yaflaman›n”... Düflünebiliyor musunuz bilemiyorum, bunun a¤›rl›¤›n›, bu sevginin temelini... ‹flte 2000’de oligarfli F tipleri dedi¤inde, bu kadar sade, bu kadar yal›n bir sevgiyle ölüm orucu dedik. O toplant›lar böyle bir fleydi iflte. Ölüme yar›fl böyleydi yoldafllar aras›nda. Ve 19 Aral›k 2000. Al›nlar›na k›rm›z›lar kuflanm›fl, yüzünde yoldaflca gülücükleriyle ölüme yürüyenleri düflünün. Ve onlar›n içinden bir tanesi s›yr›ls›n aralar›ndan, f›rlas›n öne... Ve omuzlar üzerinde geri getirilirken gördü¤ümde, yan›na varmaya korktu¤unuzu düflünün. Hay›r, görece¤inden korkmak de¤il. Zay›fl›k gösterip a¤lamaktan korktu¤unuzu düflünün. Evet, Fidan’›n yan›na gitmekten bu yüzden korktum. Omzumdan ‹lker tutmufl, Fidan’a do¤ru itmiflti beni. Normalda en fazla sertçe sorard› belki “ne dikiliyorsun orada, ya git yan›na, ya burdan git”... Ama bu kez, ‹lker omzumdan tutup itmiflti beni Fidan’a do¤ru. Sanki içimden geçeni okumufltu. Evet, gözyafllar› akamazd›. Akmayacakt›! Akmad› da! ‹lk defa bir flehit yoldafl›m›n baflucundayd›m, ilk defa... Nas›l duygular içinde oldu¤umu tarif etmem mümkün de¤il. Sonra hücrelere götürüldük. Fatma Ersoy’u, Ayflemizi yan›m›zdan kopar›p hastaneye götürdüler. Ne bir faks, ne bir tek cümle telgraf. Yasak duvarlar›yla karfl›lafl›yorduk. Düflünebiliyor musunuz, y›llar›n› paylaflt›¤›n, bir tek bak›fl›na, tek gülüflüne kurban oldu¤un yoldafl›na, görüflmek bir yana, sevgini bildiren tek bir kelimeyle ulaflmak bile engelleniyordu.
Ve 11 Nisan sabah›yd›! TV’de bir haber; Fatma Ersoy yaflam›n› yitirdi. Hastaneye götürülmeden önce yatt›¤› ranzada, havaland›rman›n her bir köflesinde dolaflt› gözlerim. Ersoyumu ar›yorum. Son bir kez öpeyim, kucaklayay›m. Son bir kez bafl›nda yumruklar›m s›k›l› sayg›ya duray›m. Ama Ersoyumu görememifltim. Göremeyecektim bir daha... Fidan geldi gözümün önüne. Demek ki Fidan nezdinde u¤urlam›flt›m zaten bütün sevdiklerimi. Ve ‹lker geldi akl›ma. ‹yiki de itmiflti beni Fidan’a do¤ru. fiimdi bu zulüm, her gün, her ölüm haberiyle daha bir iflliyordu yüre¤ime. Bizi bizden ay›ran bu duvarlar her gün daha da düflmanlafl›yordu. Evet, gönüllülü¤üm boyunca böyle anlar oldu. 116 kez öldük bu dört y›lda. 116 kez öfkemizi, sevgimizi hayk›rd›k gökyüzüne, inanc›m›z› hayk›rd›k. Ama her hayk›r›fl›m›zda “ben de olmal›y›m” vard›. Olamaman›n a¤›rl›¤› vard›.
Sevgi Erdo¤an Ölüm Orucu Ekibi Direniflçileri
Vedat Çelik (Tekirda¤ F tipi)
M. Kemal Eren (Kand›ra F Tipi)
M. ‹nan Ifl›k (K›r›klar F Tipi)
Fehim Horasan
◆Önümüzdeki süreçte Yeni ‹nfaz Yasas› ad› alt›nda yeni sald›r›lar planland›¤›n› biliyoruz. Bu anlamda 11. Ekip’in zamanlamas› hakk›nda ne düflünüyorsunuz? ◆11. Ekip olarak tam da bu sald›r› öncesi yola ç›kmam›z, düflman› daha hareket f›rsat› bile bulamadan mat etmek gibi bir fley bence. Ve düflman›n da bizden, Parti-Cephe’lilerden duydu¤u kinin ve nefretin temelini oluflturan fley de bu. (...) 10. Ekip, Gültekinlerimiz, bence çok farkl›, çok büyük bir ad›m att›lar bu bak›mdan. Düflman bang›r bang›r yasallaflt›r›lacak zorla müdahaleden sözederken –ki o güne kadar yasal olmasa da her türlü iflkenceyi direniflçilerimizin bedenlerinde uyguluyorken– irade çat›flmas›nda kazand›lar. 11. Ekip’e bu bak›mdan da bu zaferi sa¤lamlaflt›rmak kal›yor. ◆Sevgi Erdo¤an ad›yla yürümenin anlam› nedir? Bunun sende yaratt›¤› duygu ve düflünceleri anlat›r m›s›n? ◆ Sevgi Erdo¤an bir tarih. Bu tarihte s›n›rs›z bir sevgi, s›n›rs›z bir vefa var. Bu tarihte hep özveri var. Emek var. Ba¤l›l›k var. fiimdi Sevgi Abla deyince, peflpefle ilk akl›mdan geçenler bunlar elbette Bir de bak›n, Sevgi Abla’yla ‹brahim Abi ‘78 y›l›nda evleniyorlar. Benim do¤um tarihim de ‘78. Bugün Sevgi Ablam’›n yolunda, onun ad›yla yürüyorum. Sevgi Abla’n›n k›z›y›m ben. Bunun a¤›rl›¤› ve gururu bambaflka. Ve benim hedefim, Sevgi Abla’n›n eme¤ine, sevgisine, leke düflürmemek. Baflucumda Sevgi Abla’n›n Armutlu’da çekilmifl resmi as›l›. Her yatt›¤›mda Sevgi Abla sanki saç›m› okfluyor, benimle konufluyor. Bugün tek düflüncem Sevgi Ablam’a lay›k olmak. Ve bunu baflaraca¤›m. ◆Dilekçeni verirken veya band›n› kuflan›rken
(Sincan F Tipi)
H. Sergül Albayrak (Uflak E Tipi) neler hissettin? ◆ Özellikle bafllamadan önceki günler, art›k heyecan›m› bast›ramaz haldeydim. Sanki yüre¤im f›rlayacakm›fl gibi oldu. Ve yoldafllar›m›n gönderdi¤i son lokmalar› at›p, hadi dedim, yollun aç›k, yol senin. Yol benim... yürüyorum. Elimde dilekçem geçtim kap›ya. Gözümün önünde Çiçek’in surat›. Meymenetsiz surat›n› ekflitmesi canlan›yor gözümde. Tabii o ekflittikçe ben at›yorum kahkaham›. Ve zaten öyle oldu. Aynen öyle. Konuflmam› yaparken, hem çok heyecanl›yd›m, hem de “flehitlerimiz” dedi¤imde gözlerim doldu. Çanakkale’ye gittim o an.. En önde Fidan, Ersoy, Ayfle oturuyordu tam karfl›mda. Ve ben “flehitlerimiz” diyordum. ◆Bir direniflçi olarak günün nas›l geçiyor? ◆ Yaflam›n içindeyim tabii ki. Yoldafllar›m hangi çal›flmalar› yap›yorsa, ben de o çal›flmalara kat›l›yorum. Sabah her zamanki kalk›fl saatimizde kalk›yorum, yani 7.15... Velhas›l içtimam›zdan sonra da hemen tatl› bir içecekle günlü¤ümün bafl›na oturuyorum. Akflam yan hücrelerle sohbet saatimiz var. Mektuplar›m› da kalan zamanlarda yaz›yorum. Benim sevgim, Sevgi Ablam’›n yolunda, ölen her hücremle ço¤alacak ve ço¤ald›kça, Sevgi Abla’ya ulaflma sab›rs›zl›¤›m artacak.
Say› 133 21 21 Kas›m 2004
“Düflman ülke yok. En büyük tehdit terörizmdir”
‘‹ç Savafl Ordusu’nun Düflman› Ba¤›ms›z Türkiye ‹steyenler 11 Kas›m günü, Harp Akademileri’nde 10 ülkenin kat›l›m›yla gerçeklefltirilen Güneydo¤u Avrupa Simülasyon A¤› 2004 Tatbikat› nedeniyle düzenlenen yemekte konuflan Genelkurmay Baflkan› Org. Hilmi Özkök, “Türkiye'nin, art›k ülkelerin birbirine karfl› tehdit oluflturdu¤unu düflünmedi¤ini, en büyük tehdidin terörizm oldu¤unu” söyledi.
mparatorluk Savafl›na Uyum Sa¤layan Ordu
‹ Say› 133 22 21 Kas›m 2004
Ony›llarca halk› ‘dört yan›m›z düflman ülkelerle çevrili’ diyerek uyuttular. Bir yandan halka karfl› savafl›rken, öte yandan halk›n paras›yla yapt›klar› silah al›mlar›n›, ordunun oligarfli içindeki hakimiyetini ve her türlü özgürlükleri yok etmelerini buna dayand›rd›lar. fiimdi, o meflhur “tehdit tan›mlamalar›” içinde ‘düflman ülke’ yokmufl!!! Aç›klama iki noktay› ifade ediyor. Birincisi; Amerikan emperyalizminin imparatorluk projesi ve bu amaçla süren halklara karfl› savaflla do¤rudan ba¤ kuruluyor. Dünya gerçe¤i çarp›t›larak Amerikan imparatorluk savafl› meflru gösterilmek isteniyor. Ordu, sadece kendisi bu savafl›n bir parças› oldu¤unu itiraf etmiyor, ayn› zamanda tüm ülkeleri ABD’nin yan›nda yer almaya ça¤›r›yor. Amerikan genelkurmay› gibi konuflmas›, ordunun ony›llard›r emperyalistlerce e¤itilmesinin, beyinlerinin ABD ç›karlar›na göre flekillenmesinin sonucudur. Tüm “ulusall›k” propagandalar›na karfl›n gizlenemeyen beyindir konuflan. NATO’nun ucuz askeri olarak emperyalizme hizmette hiç-
bir zaman kusur etmeyen ordu, flimdi ayn› hizmeti “terörizme karfl› savafl” demagojisiyle gerekçelendirmek istiyor. Zaten Bush’un “ya bizden yanas›n›z ya terörizmden” dayatmas›nda ordunun bafltan beri hiçbir sorunu olmam›flt›r. Kimi zaman “rolünü oynayamad›¤›” için Amerika’dan f›rça yemifl olsalar da, dünya halklar›na karfl› emperyalizmin saf›ndad›rlar. Genelkurmay’›n NATO'ya ‘Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi’ kurma teklifinde bulunmas› da, ordunun bu savafla angaje olma konusundaki karar›n bir yans›mas›d›r. Biz Amerikan imparatorlu¤unun askeri olmak istiyoruz denilmektedir. “Terörizmin” kimin için ne anlama geldi¤ini bütün dünya biliyor. “Terörizm” demagojisinin hiçbir inand›r›c›l›¤› kalmam›flt›r. ‹flgallerle, katliamlarla, iflbirlikçi iktidarlar›n deste¤iyle süren “terörizmle savafl”›n, imparatorluk savafl› oldu¤unu, bu söylemi kullananlar›n imparatorlu¤un vasallar› olma onursuzlu¤unu kabullenenler oldu¤unu herkes biliyor. Bu savaflta; imparatorlu¤un önünde engel olan, emperyalizme direnen, ülkelerinin ba¤›ms›zl›¤›n› isteyen herkes teröristtir. Dünya halklar›n›n ard›ndan a¤›tlar yakt›¤› Arafat’tan, Latin Amerika’da Asya’da emperyalizme, iflbirlikçi iktidarlara karfl› halk kurtulufl savafl› verenler teröristtir. Genelkurmay’›n düflman ilan etti¤i de bunlard›r. Gerekti¤inde yine “düflman ülkeler” de belirlenebilir. Ama bu da yine ABD imparatorluk savafl›na paralel olacakt›r. Irak’›n iflgali öncesi yap›lan, “Saddam Türkiye için de tehdit” aç›klamalar› bunun somut örne¤idir. Oysa herkes bu
“tehdit” tan›m›n›n ABD’nin oldu¤unu çok iyi bilmektedir. Hangi demagoji alt›na gizlenmek istenirse istensin, “düflman terörizmdir” tan›m› yapmak ve ordusunu buna göre flekillendirmek, Amerikan emperyalizminin sürdürdü¤ü iflgallere ortakl›kt›r. Genelkurmay’›n bir süredir dilinden düflürmedi¤i, “ordunun global geliflmelere göre kendini yeniledi¤i” beyanatlar›ndeki yenilenmenin ne oldu¤u da böylece daha berrak hale gelmektedir. Gerçekte “yeni” olan bir fley yoktur. Dünyan›n bütün ezilen halklar› ile emperyalizmin tam bir saflaflma yaflad›¤› ve dünyan›n gelece¤i aç›s›ndan giderek yaflamsal bir önem kazanan “terörizme karfl› savafl›n” parças› olmaktaki bu heveskârl›k, tam da ordunun tarihsel iflbirlikçilik çizgisinin geldi¤i noktay› göstermektedir.
ürkiye’de Ordu, ‹ç Savafl Ordusudur
T
Özkök’ün sözündeki ikinci nokta ise, ony›llard›r devrimcilerin dile getirdi¤i, ordunun emperyalizmin iç savafl ordusu oldu¤u gerçe¤inin teyididir. “Düflman terörizm” tan›m›n›n do¤al sonucu, ba¤›ms›z Türkiye isteyenlere, emperyalizme karfl› savaflan, direnenlere karfl› düflmanl›kt›r. Düflman devrimcilerdir, halk kurtulufl savafl›d›r. Bir baflka deyiflle, Özkök orduyu iç savafl ordusu olarak tan›ml›yor. Ordunun iç savafla göre örgütlenmesi yeni-sömürgeleflme sürecinin ürünüdür ve ABD’nin politikas›d›r. Orduyu ba¤›ml›laflt›rman›n ad›mlar› Türkiye’nin yeni-sömürgeleflme sürecine girdi¤i Il. Paylafl›m Savafl› sonras›nda
at›lmaya baflland›. DP iktidar› ile yo¤unlaflan emperyalizmle bütünleflme süreci 1960’lar›n sonunda büyük oranda tamamland›. Siyasi, ekonomik ba¤›ml›l›k, iktidarlar›n temel niteli¤inin iflbirlikçilik olmas›n› getirirken, bir zamanlar emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›k savafl› veren ordu da emperyalizmin kuklas› haline geldi. Emperyalizmin ç›karlar› için tezgahlanan 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin, ordudaki küçük-burjuva radikallerinin (Kemalistler) tasfiyesini sa¤lamas› ise, bu niteli¤ini kal›c›laflt›rd›. Bu süreçten itibaren orduya yüklenen misyon; bölgede emperyalizmin jandarmal›¤›, içerde ise kendi halk›na karfl› savafl ve emperyalist ç›karlar›n›n bekçili¤i oldu. Bu sömürge tipi ordular›n yarat›c›s› ABD’dir. Amerikan emperyalizmin bu politikas› salt ülkemize özgü olmay›p, bütün yeni-sömürge ülkelerin karakteristik özelli¤idir. Latin Amerika bu konuda zengin deneylere sahiptir ve bir çok yönüyle ülkemize benzemektedir. Emperyalizm, kendine ba¤›ml› kukla ordular arac›l›¤›yla ülkeler üzerinde egemenliklerini pekifltirmifltir. Cuntalar bu egemenli¤in pekifltirilmesi için yap›lm›fl, orduya “oynamas› gereken roller” Pentagon taraf›ndan dikte edilmifltir. Baflta ülkemiz olmak üzere “bu ülkelerde ordu, siyasal yap› içerisinde ülkenin esas yönetici gücü konumunda olman›n yan› s›ra, esas olarak ülkedeki s›n›f mücadelelerini ve gerilIa savafllar›n› bast›rmaya yönelik bir ‘iç savafl ordusu’ biçiminde örgütlendirilmifltir. Ordu genel olarak veya bünyesinde oluflturulan özel örgütlenmelerle iç savafla göre haz›rlanm›fl, ideolojik olarak ve e¤itim yönünden bu do¤rultuda flekillendirilmifl, d›fl düflmandan çok ‘iç düflman’Ia mücadele etmeyi önüne hedef olarak koymufltur.” (Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Cilt 1, Syf: 453) TSK’n›n iç savafl ordusu hali-
ne getirilmesinde, yani emperyalizmin kukla ordusu yap›lmas›nda kullan›lan yöntemler ise, askeri yard›m ve krediler, ikili anlaflmalar, üsler, paktlar ve ordudaki tasfiyeler olmufltur. E¤itimi de buna göre flekillendirilmifltir. Kendi subaylar›n› ABD Genelkurmay›’n›n talimnameleri ile e¤iten ordu, kadrosuna ald›¤› gençleri, yo¤un bir gericifaflist ideolojik bombard›mana tabi tutmufl, Amerikan hayranl›¤›n› yerlefltirmifl ve “iç düflman” olarak ilerici, yurtsever, devrimcileri, sosyalizmi göstermifltir. Amerikanc› düzen karfl›t› görüflleri olanlar›n, ba¤›ms›zl›k düflüncesi tafl›yanlar›n törpülenmesi ya da tasfiyesi de, bu e¤itimin parças›d›r. ‹flbirlikçi oligarflinin düzenini sürdürmesi aç›s›ndan da ordunun kontrolü ve iç savafla göre örgütlenmesi hayatidir. Devletin faflistleflmesine paralel, ordunun s›n›f savafl›na karfl› istihdam›nda, oligarflinin ve emperyalizmin denetimine girmesinde bu ç›karlar›n belirleyicili¤i vard›r. Böylece hakim ittifak oligarflinin en büyük destek gücü ordu olmufl, emekçi halk›n iktidar mücadelesi hesaplanarak, iç savafl koflullar›na göre organize edilmifl, “ulusal ordu” etiketi kullan›larak da gizli iflgal ordusu oldu¤u gizlenmifltir.
adece Kendi Halk›na Karfl› Savaflan Ordu
S
Ordunun tarihine bak›n, sadece kendi halk›na karfl› savaflt›¤›n› görürsünüz. ‹flbirlikçilefltirme süreci öncesinde de k›y›mlar yaflanm›fl olmas›na karfl›n, esas olarak örgütlenme biçimiyle, e¤itimi ve donan›m› ile iç savafla göre flekillenifli sonras› halka karfl› savafl sistematikleflmifltir. Bu tarihte, halk›n dökülen kan› vard›r. Halk›n mücadelesinin geliflti¤i, emperyalizmin ç›karlar›n›n tehlikeye girdi¤i anda yap›lan ve milyonlara büyük ac›lar yaflatan cuntalar bu mis-
Ordunun t arihi, h alka karfl› s avafl›n t arihidir yonun bir parças›d›r. Güneydo¤u’da y›llarca köyleri yakan, y›kan, köylülere pislik yediren, kad›nlara tecavüzler edip, gerillalar›n kafalar›n›, kulaklar›n› kesip koleksiyon yapan... Konya Akkise’de halk› kurflunlayan... Kontrgerilla katliam›na karfl› aya¤a kalkan Gazi halk›n›n karfl›s›na dikilen... 19 Aral›k’da hapishaneleri yak›p y›kan, kad›nlar› diri diri yakan, alevler aras›nda “ba¤›ms›z Türkiye” diye hayk›ran direniflçileri kurflunlayan... 16 Mart’tan Marafl’a, Sivas’tan Çorum’a bütün kitle katliamlar›nda örgütleyici, yönlendirici rolü a盤a ç›kan, ordudur. Halka karfl› bu denli pervas›z olmalar›, iç savafl ordusu olmalar›ndand›r. Bu savafl›n amac› ba¤›ms›z, demokratik bir Türkiye’yi engellemektir. Bugün ordu, ba¤›ms›z Türkiye’nin önündeki en büyük engeldir. “Ba¤›ms›zl›¤›n bekçisi” demagojisi ise bu gerçe¤i gizlemek içindir.
Say› 133 23 21 Kas›m 2004
O Bir “Teröristti” halklar sevgiyle u¤urlad› Yaser Arafat, emper yalizmin egemen oldu¤u dünyan›n “terörist”lerinden biriydi. Amerika ve ‹srail de¤il sadece, Avrupa emperyalizmi de ABD’ye karfl› politik manevralar› bir yana b›rak›ld›¤›nda ayn› gözle bak›yordu ona. Ve flimdi onlar›n “terörist” diyerek lanetmeye çal›flt›klar› Arafat, sadece Filistin halk›n›n, sadece Ortado¤u halklar›n›n de¤il, bütün dünyan›n bütün ezilen mazlum halklar›n yüre¤inde derin bir sayg› ve sevgiyle lay›k oldu¤u yeri buldu. Bu, emperypalizmin, Bush’un, fiaron’un terörizm demagojilerinin dünya halklar› aç›s›ndan ne denli temelsiz ve ciddiye al›nmaz oldu¤unun, bir baflka ifadeyle terörizm demagojisinin bir kez de Ebu Ammar nezdinde çöküflünün kan›t›d›r. Arafat terör demagojisini y›karak gitti, halklar, Bush’un “terörist” ilan etti¤ini sahiplendiler. Evet, emperyalizm için Arafat bir teröristti. Çünkü o, halk›n›n kurtuluflu için elinde silah›yla büyük bir savafl›n, bütün ezilen halklar›n örnek ald›¤› bir direniflin yarat›c›s› oldu. Politika masas›nda “bar›fl” görüflmeleri yapt›¤›nda da hiçbir zaman bir elindeki silah› tutup atmad›, emperyalizme yaranmak için silahl› direnifli lanetleme gibi bir duruma düflmedi. 30 yafl›nda girdi¤i Filistin’in kurtuluflu için savafl› son nefesine kadar sürdürdü. Son üç y›ld›r hapsedildi¤i Ramallah’da boyun e¤meme tavr›n› sürdürmesi de, bir gerilla önderinin tavr›d›r. T›pk› halk›n›n onu bir “devlet adam›”ndan çok, kaleflnikoflar›n gö¤ü delen tarakalar› ve
dünyan›n hayretle izledi¤i coflkun bir sevgi seli aras›nda bir gerilla lideri olarak u¤urlamas› gibi. Arafat nezdinde flu gerçek bir kez daha çok berrak bir flekilde herkesin önüne gelmifltir. Emperyalizmin terörizm diye karalad›¤› halklar›n ulusal ve sosyal kurtulufl savafllar›d›r. Terörist dedikleri bu savafl›n y›lmaz savaflç›lar›, önderleri, neferleridir. Ne yaparlarsa yaps›nlar, halklar›n bu savafllara bak›fl›n› d e ¤ i fl t i r e m i y o r l a r. Halklar emperyalizme, siyonizme, faflizme ve oligarflik iktidarlara direnenlere deste¤ini bir flekilde ifade ediyor. Bugün bu deste¤in fiili bir durum almamas› geçicidir ve kimseyi yan›ltmamal›, umutsuzlu¤a düflürmemelidir. Ömrünü bir davaya adam›fl ve halk› nas›l yafl›yorsa öyle yaflayan bir liderin “serveti” demagojileri yapan bir iki hayas›z d›fl›nda burjuva bas›nda dahi ondan söz edenler büyük bir sayg›yla söz etmekten kendilerini kurtaram›yorlar. Savunduklar› kapitalizmin, bafltan aya¤a h›rs›zl›k sistemi oldu¤unu, borsalar, piyasalar diyerek halk›n açl›¤›n›n üzerinde tepindiklerini unutturmak istiyorlar. Hedefleri Arafat’tan çok, “terörist Arafat”t›r. Halklar›n bir “teröristi” böyle sahiplenmesi karfl›s›nda flaflk›nd›rlar. Ancak ne söylerse söylesinler, ne Filistin direniflinin meflruiyetini ne de Arafat’›n tarihteki yerini de¤ifltiremezler. Sadece onun alt›nda ezilen zavall›lar olarak an›l›rlar. Emperyalistler ve onlar›n kimi kiral›k kalemleri de akbabalar gibi Filistin direniflinin flimdi parçalanaca¤›, bo¤ulaca¤› tart›flmalar› yap›yorlar. Kuflkusuz Arafat’›n yeri tart›fl›lmaz, ancak kimsenin kuflkusu olmas›n ki, bafle¤meyen bir halk liderlerini yaratacak ve “zafere kadar devrim” yürüyüflünü sürdürecektir. Bu arada, kimi Amerikanc› Kürt milliyetçileri “Arafat öldü Ortado¤u’nun birinci sorunu olarak görülen Filistin sorunu ABD
ve ‹srail’in istedi¤i gibi çözülür, Kürt sorunu bölgenin birinci sorunu olur” diye seviniyor. Özgür Politika yazar› Cahit Mervan gibileri bu düflüncelerini aç›kça ifade etme cüretini gösterirken, feyz ald›klar› yer, y›llarca “Arafat tarz›... Filistin tarz›” diyerek sonuna kadar direnifl tavr›n› küçümseyen, afla¤›layan ve Filistin davas›n›n gündem olmas›n› hep kendi önünde engel gören Kürt milliyetçi hareketin kendisidir. Pragmatist milliyetçilik her olaya tam da bu gözle bakar. Ezilen halklar›n yüre¤i, saflar›m›zdan bir dava adam›n› kaybettik diye yanarken, o pekala sevinebilir. Çünkü, dünya yak›lsa y›k›lsa da “önce benim ç›karlar›m” diye düflünür. Bu mant›kla Irak iflgaline destek verilmiyor mu?
Filistin ve Türkiye Solu
Arafat’ı Ramallah’ta yüzbinden fazla Filistinli, “Hoşgeldin Ebu Ammar, hoşgeldin ihtiyar, Da rüzgarla sarsılmaz” haykırışlarıyla karşıladı. Cenaze töreni boyunca slogan ve silah sesleri hiç susmadı. İsrail’in, cenazeye katılmalarına izin vermediği Gazze Şeridi’nde yaşayan onbinlerce Filistinli ise sembolik törenler düzenledi.
Fidel’den Mesaj Arafat için Küba ve Kuzey Kore’nin de yer aldığı 10 ülkede 3 günlük yas ilan edildi. “Halkların bağımsızlığı ve özgürlüğü için bıkmaz usanmaz bir savaşçı örneği olan Arafat’ın ölümünden dolayı derin üzüntü içinde olduğunu” ifade eden Fidel Castro, “Filistin halkının haklı davasına olan sağlam desteğini” yineledi.
Filistin tüm dünyada ezilen halklar›n mücadelesinde önemli bir esin kayna¤›, moral güçtür. Ayn› zamanda halklar›n yok edilmek istenen vicdan›d›r, durmadan kanar. Avrupa’dan Latin Amerika’ya, Asya’ya kadar onlarca ilerici örgütün yolu Filistin kamplar›na düflmüfltür. Halklar›n Filistin ve Arafat ile y›prat›lamayan ba¤› hep bu süreçlerin ürünü olmufl, Filistin direndikçe bu sevgi, sayg› ve sahiplenme daha da büyümüfltür. Emperyalist yoz kültürün yo¤un bombard›man› alt›nda yetiflen kuflaklar› dahi etkilemesi çarp›c› bir örnektir. Filistin’deki atefl harland›kça dünyan›n bir çok kapitalist metropol ülkelerinin insanlar›n›n boyunlar›na kefiyeleri takarak gizliden bu atefli içinde hissetmesi anlaml›d›r.
Türkiye halk› ve özelde Türkiye solu içinse özel bir yeri vard›r Filistin’in. Sokaklar›m›zda, meydanlar›m›zda en çok at›lan enternasyonalist slogan›n 'Yaflas›n Filistin Halk›n›n Mücadelesi' slogan› olmas› bofluna de¤ildir. Türkiye solu ile Filistin davas› aras›nda derin ve köklü bir ba¤ vard›r. 1960’larda Türkiyeli devrimcilerin Filistin’e giderek savafla do¤rudan kat›lmas›ndan Filistin direniflinin ülkemiz solu üzerindeki et-
kilerine kadar uzanan bir ba¤d›r bu. Filistinli devrimci, ulusal örgütlerle gelifltirilen iliflkiler bu ba¤›n maddi örnekleri olurken, kararl›l›k, direnifl, büyük güçler karfl›s›nda boyun e¤meme tavr› gibi bir çok noktada, tüm dünya solu gibi, hatta daha fazla Türkiye solu etkilenmifltir. “‹ntifada Dersleri”nden iflgal alt›nda halk›n yarat›c›l›¤›, hayat› örgütleme örneklerini okumayan devrimci azd›r. Filistin bizim onurumuzdur. Filistin bizim öfkemizdir. Filistin yüre¤imizde yanan atefltir. Oradan tutuflan her atefli bedenimizde hissediflimiz bundand›r. Bir intifada savaflç›s› düfltü¤ünde yanar, siyonizme vurulan her darbede coflar›z. Buldozerlerle y›k›lan evlerin alt›nda kal›r›z bazen. Kimi zaman zalim siyonist bakan Rehavam Zeevi’ye kurflun s›kar›z koruma duvarlar›n›n aras›ndan s›zarak. FHKC lideri Ebu Ali Mustafa olur iflgalci roketleriyle parçalan›r bedenimiz, Hamas lideri fieyh Yasin olur kana bulan›r›z. Filistin biziz, Filistin bizim davam›z. Davam›z› devrime tafl›yaca¤›z. Thawra Hatt Ten Nasr!
Gençlik Federasyonlular K›
Demokratik Hakk›m›za Direnme Hakk›m›z› Kara Gençlik Federasyonlular, oligarflinin sald›r›s› karfl›s›nda DEV-GENÇ ruhuyla K›z›lay direniflin en ön saflar›nda direndi Gençli¤in mücadele tarihinde bir gelene¤e dönüflen 6 Kas›m K›z›lay direniflini Gençlik Federasyonlu ö¤rencilerle görüfltük.
K›z›lay Öncesi Tart›flmalar 6 Kas›m'› K›z›lay'da yapma konusunda çeflitli gençlik gruplar› farkl› tav›rlar ald›. Bildi¤imiz kadar›yla bu öneriyi siz getirdiniz ve tüm gençlik gruplar› ile tart›flt›n›z. Gelmeyen neden gelmedi? Siz neden baflka bir yer de¤il de K›z›lay dediniz? Derya ÖZKAYA (Gençlik Dernekleri Federasyonu Baflkan›): Evet 6 Kas›m eylemleri ve K›z›lay önerisini biz aylar öncesinden sunmufltuk. Ve yaklafl›k 2 ay sürdü tart›flmalar. Bu tart›flmalar içerisinde K›z›lay önerisini kabul edenler ile etmeyenler çok h›zl› bir flekilde ayr›flt›. Yani K›z›lay tart›flmas› çok k›sa sürdü. ‹stanbul'da yürütülen tart›flmalarda K›z›lay'da 6 Kas›m protestosunu yapmak isteyenler k›sa sürede ortaklaflt› ve eylem biçimini belirlediler. Reddedenlerin ise pek çok gerekçesi vard›. Her grubun, hem ö¤renci gençli¤in durumu, içinde bulundu¤umuz süreç hakk›nda kendince de¤erlendirmeleri vard›. Ama asl›nda verdikleri karar bu gruplar›n genel politikalar›ndan ba¤›ms›z de¤ildi. Pek ço¤unun K›z›lay'a kat›lmama nedeni uzun zamand›r solun içinde bulundu¤u iddias›zlaflma ve mevcut durumlar›n› koruma kayg›s›ndan baflka bir fley de¤il bence. Yani bu kararlar› genel politikalar›n›n yans›mas› asl›nda. Aylard›r derginizde yazd›¤›n›z gibi sol da ciddi bir iddias›zlaflma ve
statükoculuk mevcut. Bu, maalesef devrimci mücadelede ön saflarda yer almas› gereken gençli¤e de yans›yor. 6 Kas›m gibi gençli¤in büyük bir kesimini ilgilendiren ve toparlay›c› niteli¤i olan, ö¤rencilerin dikkatini çeken böyle önemli bir günü s›radanlaflm›fl eylem tarz› ve buna uygun yerlerde geçifltirmeye çal›flt›klar›n› düflünüyorum. Pek çok grup; “ö¤renci gençli¤in durumunun K›z›lay'daki çat›flmal› bir eylem tarz›n› kald›ramayaca¤›n›, sürecin uygun olmad›¤›n›, daha kapsay›c› eylemlilikler düzenlemek gerekti¤ini” savundu. Gelmeyenlerin ne kadar ‘kapsay›c›’ eylem yapt›klar›n›n 6 Kas›m’da görülmüfl olmas› bir yana, bunlar› savunan gruplar›n pek ço¤u geçen y›l 6 Kas›m'da bizimle birlikte K›z›lay'dayd›. Ve bize göre geçen y›l K›z›lay için geçerli olan nedenler bu y›l da geçerliydi. Ve ö¤renci gençli¤in durumu geçen y›ldan çok da farkl› de¤il. Ö¤renci gençli¤in böyle bir eyleme haz›r olmad›¤› düflüncesine gelince... Evet, gençlik belki çok politik ve militan de¤il; ama ö¤renci gençli¤in daha ileri olabilmesi için gençlik örgütlülüklerinin daha da ileride olabilmesi gerekir. Yani gençli¤in içinde bulundu¤u durumu de¤ifltirecek olan da yine örgütlülükleridir. Örgütlülükler daha kararl› ve iddial› olursa gençlik kitlesi de bu tarz eylemlere bu denli uzak olmaz. Ankara'daki tart›flmalar ise farkl› boyutlarda uzun sürdü. K›z›lay'da ortaklaflamayan gruplar› uzun süre ikna etmeye, K›z›lay'a getiremesek dahi, mant›¤›n› ve gerekçelerinin geçersizli¤ini anlatmaya çal›flt›k. Bu tart›flmalarda bir bak›ma bu gruplardaki iddias›zlaflmay› mahkum ettik. Alternatif olarak
K›z›lay eyleminin çok gerisinde öneriler de sunuldu, ama sonuçta ilgi görmedi bu öneriler. K›saca; gelmeyenlerin pek çok gerekçeleri vard›; ama tüm bu gerekçeleri solun iddias›zlaflmas›, statükoculu¤u ve kendine güvensizli¤ine ba¤l›yoruz.
Neden K›z›lay Dedik? Sonuçta nas›l bir ayr›flma oldu? Hangi gruplar geldi? Derya ÖZKAYA: Gençlik Dernekleri Federasyonu d›fl›nda merkezi olarak YDG, DPG, Ankara yerelinde ise SGD, DÜK ve Genç Direniflçiler K›z›lay'a ç›kt›. Ve polisle çat›flt›... Önceki sorunuza dönersek. Neden K›z›lay dedik? Karfl› ç›kt›¤›m›z pek çok uygulaman›n, YÖK kararlar›n›n al›nd›¤› yer Ankara. Bir anlamda "zulmün baflkenti" oldu¤u için zulme karfl› sesimizi bir de merkezinden yükseltelim istedik. K›z›lay dedik; çünkü bizim gençlik mücadelesinde mevzi kazanmak gibi bir hedefimiz var. Gençlik, tüm engellemelere, bask›lara ra¤men bedellerini de göze alarak yeni mevziler kazanmak zorunda. Bizden öncekiler nas›l bize baz› miraslar b›rakm›fllarsa bizler de b›rakmak istiyoruz. K›z›lay da bu anlamda kazan›lmas› gereken bir mevzi. Elbette bu alan› oligarfli bize kendi kendine verecek de¤il, meflru direniflimizle kazanaca¤›z. Oligarflinin her kesimin eylemlerini belli alanlara s›k›flt›rma, tecrit etme politikas›na ve demokratik eylemlerdeki “benim dedi¤imi yapacaks›n›z” fleklindeki dayatmalar›na da bir tav›rd›r K›z›lay. Özellikle geçti¤imiz y›l 6 Kas›m ve 13 Mart'ta at›lm›fl olan ad›mlarla bu yolda ilerledi¤imizi ve devam›n› getirmek gerekti¤ini düflünüyoruz.
DEV-GENÇ K›lavuz K›z›lay’› DEV-GENÇ gelene¤i ve
z›lay Direniflini Anlat›yor
Sald›r›ya Karfl› Meflru arl› fiekilde Kulland›k gençli¤in mücadelesi aç›s›ndan nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Derya ÖZKAYA: DEV-GENÇ gençli¤in devrimci mücadelesinde her zaman öncü güçtür. Halk›n her kesiminin her türlü sorununa sahip ç›km›fl, her türlü mücadelede en önde yer alm›flt›r. Bu anlam›yla bizlerin de gençlik mücadelesinde kendimize klavuz edindi¤imiz bir gelenek DEV-GENÇ. fiimdi bizler de DEV-GENÇ'in geleneklerini sahiplenerek, DEV-GENÇ ruhuyla gençlik mücadelesini ileriye tafl›may› hedefliyoruz. K›z›lay’daki meflru direniflimiz de bunun parças›. K›z›lay direnifli, bir yan›yla da ortak hareket edildi¤inde, meflru haklar›m›z› gaspeden oligarfliyi daha fazla zorlayabilece¤imizi gösterdi. Daha güçlü ç›kt›¤›m›zda da geri ad›m atmak durumunda kalacaklard›r.
Demokratik Hakk›m›z›n Karfl›s›na Bir Ordu Ç›kar›ld› K›z›lay'da neler yafland›? Derya ÖZKAYA: Yapmak istedi¤imiz K›z›lay'da bir bas›n aç›klamas›yd›. Bu bizim en do¤al, demokratik hakk›m›z. Çat›flma sahnelerini yaflatan iktidard›r. Yani onlar bu denli sald›rgan haz›rl›klarla, polis y›¤›na¤›yla karfl›m›za ç›kmasalar bizler demokratik hakk›m›z› kullanm›fl olacakt›k. Oysa karfl›m›za binlerce polis, panzerler, gaz bombalar›yla, bir ordu gibi ç›kt›lar ve sald›rd›lar. Bu andan itibaren de gençlik meflru direnme hakk›n› kulland›. Asl›nda iktidar, gençlikten ne kadar korktu¤unu gösterdi¤i gibi, ne kadar düflman oldu¤unu, anti-demokrat oldu¤unu da gösterdi. Bu kadar büyük gücün karfl›m›za ç›kar›lmas› baflka nas›l aç›klan›r.
Bombalara Karfl› Tafl Elif KAYA (‹stanbul Gençlik Derne¤i Lise Komisyonu Üyesi): Eylem
Gençli¤in demokratik hakk› polis ilk Kurtulufl Park›'nda bafllad›. Eyleme kat›lan grupzoruyla yok edilemez. Gençlik larla birleflildi ve yürüyüfle zorbal›kla susturulamaz. geçildi. Mithatpafla Köprüsü'ne gelindi¤inde, kitlenin önü polis barikatlar›yla ¤ini, bunun için sald›raca¤›n› bilsek panzerlerle kesildi. Polisle tart›flma de bu hakk›m›z› kullanmaktan vazsürerken gaz bombalar›yla, tazyikli geçmeyiz. ve boyal› suyla sald›rd›lar. Gençlik de bu sald›r›ya karfl› direndi. Sald›r› Günay DA⁄ (‹stanbul Gençlik an›nda birçok arkadafl›m›z yaralanDerne¤i Üyesi): K›z›lay'a yürüme d› ve gözalt›na al›nd›. Bir arkadafl›konusundaki tavr›m›z haftalar önm›z da faflistler taraf›ndan belinden cesinden netleflmiflti. Bu bizim en ve baca¤›ndan b›çakl›. demokratik, en meflru hakk›m›zd›. Ve bu hakk›m›z› da sonuna kadar Direnifl 1-1.5 saat sürdü. Bir çok savunacakt›k. Bu bilinçle ç›kt›k K›arkadafl›m›z gaz bombas›yla zehirz›lay'a. Arkadafllar›m›n da belirtti¤i lendi. Her zaman oldu¤u gibi o kagibi, bir ordu ç›kar›ld› karfl›m›za. dar yo¤un gaz bombas› kulland›lar Böyle bir durumda, haklar›ndan ki çevredeki halktan insanlar da vazgeçmeyen, bask›yla sindirilmebombadan nasibini ald›. Gazbomyi meflru bir fley olarak görmeyen balar› köprünün üzerinden at›l›yor ne yaparsa, gençlik de onu yapt›. ve bütün kitle etkileniyordu. GençHak ve özgürlükler mücadelesini lik de oradaki polisi tafllayarak karkavramayanlar, ya da apolitik kiflifl›l›k verdi bu azg›n sald›r›ya. ler, “izin verilmeyece¤ini, sald›r› Ülkenin bir alan›n› yasakl›yorlar olaca¤›n› bilerek neden gittiniz” disonra da bombalar ya¤d›r›yorlar. yebilirler. Ki, iktidar da, “yassah Dan›fltay Sivas’ta bir olayda, ABD’yi dedik ya” diyerek ayn› fleyi dayat›protesto etti¤i için okuldan uzaklaflyor... Böyle düflünmek, hiçbir hakt›r›lan ö¤renciyi hakl› buldu, karar› k› savunamamay› beraberinde getiiptal etti. Asl›nda mahkeme demerir. Dünyan›n neresinde hangi devliydi ki; bu karar› veren okul idaresilet haklar› mücadele olmadan, benin akl› melekeleri kontrol edilmeli, deller ödemeden tan›m›fl ki? Bakcuntac›larla akrabal›klar› araflt›r›lmay›n siz AB’nin demokratl›¤› diye mal›d›r demiliydi. ABD’yi protestopazarlanmas›na, Avrupa’da da deyu suç sayan Cumhuriyet Üniversimokratik olan ne varsa, kökeninde tesi Rektörlü¤ü’nün kafas›yla, K›z›halklar›n direnifli vard›r. lay’› yasaklayan anlay›fl ayn›. Mithatpafla Köprüsü'nde önüGençlik gaz bombalar›na, kömüzü kesen polis fleflerine K›z›lay'a peklere, robocoplara, panzerlere yürüme kararl›l›¤›m›z›, bas›n aç›kkarfl› direnmifltir, çünkü hakl› olan, lamas› yap›p da¤›laca¤›m›z› ifade meflru olan bizdik. Ankara’dan ayettik. Ald›¤›m›z cevap gaz bombar›l›rken, otobüslerimizin floförlerinin lar› oldu. polis taraf›ndan tehdit edildi¤ini, bizi götürmemelerini söylediklerini ö¤rendik. Dönüfl esnas›nda da otobüslerimiz birkaç kez keyfi flekilde durduruldu. Polisin demokratik hakk›m›z› kullanmam›z› engellemek isteyece-
‹lk sald›r› ve direniflin ard›ndan, direne direne Kolej kavfla¤›na do¤ru birkaç yüz metre geri çekildik. Burada toplan›p tekrar K›z›lay’da bas›n aç›klamas› yapma hakk›m›z› zorlad›k. Direnifl sayesinde onca
Gençli¤in devrimci mücadelede en önemli güç oldu¤unu biliyor ve bunu engellemek için elinden geleni yap›yor. Elif KAYA: Ortada "demokratikleflme" falan yok. Göz boyama var. Bize, hakk›m›z› kullanmam›za, taleplerimizi seslendirmemize karfl› "demokratikleflme" de¤il, azg›nca sald›r› var, gözalt› var, tutuklama var. Bize azg›nca sald›r›p, halka da “siz de böyle hakk›n›z› ararsan›z böyle yapar›z” deniliyor, halk sindiriliyor.
Gençli¤i panzerlerle sindirmeyi hesaplayanlar, karfl›lar›nda meflru bir direnifl buldu. gücüne ra¤men polis bir süre durdurulabildi. Daha sonra da bölünen kitle parça parça direniflini sürdürdü. Binlerce polise ek olarak sivil faflistleri de devreye sokmalar› aczlerini gösteriyordu. Sonuçta, her fleye ra¤men demokratik hakk›m›z› her koflulda savunaca¤›m›z›, bunun için direnece¤imizi gösterdik. Daha büyük direniflleri de yarataca¤›z.
Gençlik Sald›r› Olaca¤›n› Bilerek Oradayd› Eyleme kat›l›m nas›ld›? Günay DA⁄: Gençlik Federasyonu olarak 400-450 kifliydi. Toplam kitle ise 750-800 kifli vard›. ‹nsanlar polisin sald›raca¤›n› bilerek geldiler. Birgün öncesinde Ankara Valisi "gösterilere izin verilmeyece¤ini” büyük bir keyfilikle ilan etmifl, sald›r› iflaretini vermiflti. Buna ra¤men geldi insanlar.
‘Demokratikleflme’ Masal "Demokratikleflmede devrim" propagandalar›ndan geçilmiyor, "gösterinin demokratik hak" oldu¤u söyleniyor..? Derya ÖZKAYA: Bütün bu söylemlerinin masaldan ibaret oldu¤unu herkes biliyordu, K›z›lay’da da görüldü. Ç›kar›lan her yasa, bizlere sald›r›larda maske olarak kullan›l›yor. AKP iktidar›n›n biz gençlere karfl› sürdürdü¤ü sald›rgan tutumu asl›nda çok da flafl›rt›c› de¤il.
Günay DA⁄: Onlar›n "demokratikleflme" diye sunduklar› bozulan imajlar›n›n düzeltilmesi için vitrinin süslenmesinden, gerçek yüzlerinin maskelenmesinden baflka birfley de¤ildi. En meflru, demokratik hakk›m›z›n karfl›s›na ç›kar›lan binlerce polis, gaz bombalar› ve panzerleriyle yaflanan sald›r›yla Türkiye gerçe¤inin ne oldu¤u görüldü. AB maskeli faflizmdir bu gerçek.
‘fiov’ Dedikleri Bedel Ödemeyi Göze Almakt›r Gençli¤in radikalizmine kimi sol gazeteler "gösterifl" dedi. Burjuva bas›n ve AKP "fliddet, anti-demokratik" gibi söylemlerle sald›r›ya geçti. Gösterifl mi yapt›n›z? S›rf fliddet olsun diye mi K›z›lay'a girmek istediniz? Derya ÖZKAYA: Burjuva bas›n ve AKP iktidar›n›n her direnifl, her hak ve özgürlük mücadelesi karfl›s›ndaki tavr› budur. Haberler ve aç›klamalar sald›r›y› hakl› ç›karmak ister tarzdayd›. K›z›lay’da; demokratik bir eylemi panzerlerle engellemeye çal›flan AKP ve polisi ile hakl›l›¤›n›, meflrulu¤unu savunarak direnen gençlik vard›. Bizi as›l flafl›rtan ve üzen, sol bas›n›n tavr›. De¤erlendirmelerinde sonuçta burjuva bas›nla ilginç paralellik yakalad›lar. Sormak istiyoruz bu arkadafllara; kimden yanas›n›z? ‹nsanlar s›rf “flov olsun” diye yaralanmay›, gözalt›na al›nmay›, tutuklanmay› ister mi? Bu nas›l bir de¤erlendirmedir! S›rf fliddet olsun diye böyle bir eylem yap›l›r m›? “fiov” dedikleri, bizim bedellerini göze alarak mücadeleyi büyütmeye çal›flmam›zd›r. Nas›l bir duruma düfltüklerini oligarflinin tavr›na bakarak da anlamal›lar. Bu paralellik
rahats›z etmeli. Elif KAYA: Bu direniflle alanlar›n bizim oldu¤unu, elimizden al›namayaca¤›n› gösterdik. Zaten flimdiye kadar al›nan haklara bak›n, hepsi direniflle, bedellerle al›nm›flt›r. Böyle kazanaca¤›m›za inan›yoruz. Direnifle “gösterifl” diyenler, eylemleri sadece izinli bir miting ya da polisin istedi¤i yerde ve biçimde yap›lacak bas›n aç›klamalar› olarak görenlerdir. Oligarfli cephesinden ise ikiyüzlülü¤e dikkat çekmek istiyorum. Kendi yasalar›nda "gösteri ve toplant› özgürlü¤ü”den söz ediliyor, biz bu hakk›m›z› kulland›¤›m›zda bafl›m›za bombalar ya¤›yor. Polis sald›racak, izin vermiyor diye hakk›m›zdan vazgeçecek ya da ›srar edecektik. Radikalizmi yaratan da bu hakl›l›k ve meflruluktur. Günay DA⁄: Bugün K›z›lay'dan vazgeçen, daha do¤rusu polisin "izin vermeyece¤iz, yapt›rmayaca¤›z" tavr› karfl›s›nda geri ad›m atan, hiçbir talebine sahip ç›kamaz, "gösterifle düflmemek” ad›na taleplerinden vazgeçer, izin verildi¤i ölçüde sesini ç›kar›r. Ve sonuçta parti-dernek binalar› önüne hapsolur. Biz bunu kabul etmiyoruz, etmedik...
Alanlar› Kazanaca¤›z Derya ÖZKAYA: Son olarak flunu eklemek istiyoruz; mücadele konusunda net olan örgütlülüklerin at›lacak ad›mlarda daha kararl›, gözüpek ve kendine güvenli olmas› gerekiyor. Bedelleri göze alan bir mücadele, genel gençlik kitlesiyle bütünleflebilir. Bu sab›r, kararl›l›k ve büyük bir azimle örgütlenme sorunudur. Alanlarda kararl› olamayan gençli¤i örgütlemede de kararl›l›k gösteremez. Elbette dönem dönem farkl› politikalar, farkl› eylem tarzlar› olabilir. Ama tüm bunlara karar verilirken en önemlisi mücadeleyi s›çratabilmek, yeni kazan›mlar katabilmek olmal›d›r. Daha iddial› kararlar vermek zorunday›z. Elif KAYA: Ben de, son olarak; bizlere yasaklad›klar› o meydanlar›n birgün mutlaka bizim olaca¤›n› söylemek istiyorum. Meydanlara, alanlara ç›kmaktan vazgeçmeyece¤iz. Biz hakl›y›z, biz meflruyuz, meydanlar› da kazanaca¤›z.
Gençlik’den
Gençlik Faflist Sald›r›lara Boyun E¤miyor Yo¤unlaflan faflist sald›r›lar gençlikten haketti¤i karfl›l›¤› al›yor. Faflistler, sald›rd›klar› her yerde, gençli¤in direnifliyle karfl›lafl›yorlar.
AKP Kadrolar›, Milliyetçi Cephe Politikalar›n›n Uygulay›c›s›d›r Üniversitelerde yo¤unlaflan faflist sald›r›lar, iktidar›n politikalar›ndan ba¤›ms›z de¤ildir. Bugünkü AKP kadrolar›n›n büyük ço¤unlu¤u, 12 Eylül öncesi Milliyetçi Cephe içinde yer alan MSP kadrolar›d›r. Faflistleri devrimci gençli¤e karfl› kullanma, sald›rtarak gençli¤in mücadelesini engelleme konusunda deneyimlidirler. Bugün iktidar koltu¤undalar. Polisini ilerici gençli¤in istisnas›z bütün eylemlerine Kocaeli sald›rtan iktidar, bir yandan da faflistlerin önünü açmakta, devrimci gençli¤in halk için bilim, halk için e¤itim mücadelesini bo¤mak istemektedir. Faflist sald›r›lar ile, K›z›lay’da gençli¤in üzerine bombalar ya¤d›ranlar ayn› politikan›n parçalar›d›r. Sald›ranlar›n MHP’li, BBP’li ya da baflka gerici faflist örgütlenmelerden olmas› bu politik gerçe¤i de¤ifltirmiyor. ‹stisnas›z bütün sald›r›larda faflistlerin polis taraf›ndan korunmas›, onlar›n denetiminde sald›r›lar gerçeklefltirilmesi, AKP’li ‹çiflleri Bakan› Abdülkadir Aksu’nun bilgi ve onay› dahilindedir.
“DTCF Faflizme Mezar Olacak” Sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› yerlerin bafl›nda gelen Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Co¤rafya Fakültesi’nin ö¤rencileri, okullar›nda yaflanan faflist sald›r›lar› 11 Kas›m günü düzenledikleri Ankara iki ayr› eylemle protesto ettiler. ‹HD Ankara fiubesi’nde DKÖ’lerin de kat›ld›¤› bir bas›n toplant›s› düzenleyen ö¤renciler, yaflanan sald›r›lar› anlatarak, “Biz-
ler, paras›z, bilimsel, demokratik e¤itim istedi¤imiz için susturulmaya, yetmedi¤inde faflist sald›r›larla uysallaflt›r›lmaya çal›fl›l›yoruz... Gerek yaz›l›, gerek görsel bas›nda yans›d›¤› gibi bir sa¤-sol çat›flmas› de¤ildir. Üniversitelerimizi bu gerici zihniyete terk etmeyece¤iz!” dediler.
‹stanbul
Ö¤renciler ayn› gün bu kez Ortabahçe’de “Sa¤ Sol Çat›flmas› Yok, Faflist Terör Var/DTCF Ö¤rencileri” yaz›l› pankart açarak eylem yapt›lar. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, ö¤renciler “Dil Tarih Faflizme Mezar Olacak, Polis Defol Üniversiteler Bizimdir” sloganlar› ve alk›fllarla fakülte önüne geldiler. Burada bekleyen ö¤rencilerle buluflan DTCF gençli¤i, bir aç›klama yapt›. DTCF’de ve faflist sald›r›lar›n oldu¤u her yerde kararl›l›kla mücadelenin sürece¤i vurgulananan aç›klaman›n ard›ndan “Faflizme Karfl› Omuz Omuza” sloganlar› at›larak eylem sona erdi.
Kocaeli’de Eylem: “Faflizme Karfl› Omuz Omuza” Kocaeli Üniversitesi Yeniköy MYO'nda 5 Kas›m günü demokrat bir ö¤rencinin kaç›r›l›p dövülmesinin ard›ndan, ö¤renciler protesto eylemleri düzenlediler. 10 Kas›m günü Yeniköy Kampüsü’nde bildiri da¤›tarak gençli¤e ça¤r›lar yapan Devrimci Demokrat Yurtsever ö¤renciler, “Faflizme Karfl› Omuz Omuza, Türkefl'in ‹tleri Bizleri Y›ld›ramaz” sloganlar› att›lar. 11 Kas›m günü Belediye ‹fl Han› önünde toplanan, aralar›nda Kocaeli Gençlik Derne¤i'nin de oldu¤u Devrimci Demokrat Yurtsever ö¤renciler, “Faflizme Karfl› Omuz Omuza” pankart› açarak merkez kampüse do¤ru yürüyüfle geçtiler. 150 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfl boyunca “Kahrolsun Faflizm Yaflas›n Mücadelemiz, Sa¤ Sol Çat›flmas› de¤il Faflist Sald›r›” sloganlar› att›. Merkez kam-
Say› 133 29 21 Kas›m 2004
püste yap›lan aç›klaman›n ard›ndan kitle yeniden Belediye ‹fl han› önüne yürüyerek eylemine son verdi ve burada da¤›ld›.
‹stanbul Üniversitesi’nde Sald›r› Faflistler 12 Kas›m günü ‹stanbul Üniversitesi’nde devrimci demokrat ö¤rencilere sald›rd›. Sald›r› sonucu üç ö¤renci yaraland›. 11 Kas›m akflam› ‹.Ü. içinde girerek gövde gösterisi yapan, provokasyon yaratmaya çal›flan faflist güruh, ertesi günü ö¤le saatlerinde okul-
dan toplu olarak ç›kan devrimci demokrat ö¤rencilere sat›rlar, döner b›çaklar› ve sopalarla sald›rd›. Sald›r› sonucu Ali Haydar Y›ld›z, Öztürk Alada¤ ve Hüseyin Bozda¤ isimli ö¤renciler yaralan›rken devrimci demokrat ö¤rencilerin toplanmas› üzerine faflist güruh kaçmak zorunda kald›. Ö¤renciler sald›r›n›n ard›ndan Beyaz›t Meydan›’na ç›karak bir aç›klama yapt›lar. Ö¤renciler ad›na aç›klamay› okuyan Zeliha Kabatafl, sald›r›lar›n cevaps›z kalmayaca¤›n› söyledi. Ö¤renciler daha sonra “Faflizme Karfl› Omuz Omuza” sloganlar› atarak kampüse girdiler.
Dersim’de Gençli¤in Birli¤i Ve Emek Gençli¤i’nin F›rsatç›l›¤›
Say› 133 30 21 Kas›m 2004
Gençlik Federasyonu, DGH ve YDG'nin ça¤r›s› ile Dersim’de Gençli¤in YÖK karfl›t› bir birlik deneyi yafland›. Yaflananlar, grupçulu¤un, f›rsatç›l›¤›n bir örne¤ini gösterdi bizlere... Dersim'de bulunan tüm ilerici demokrat devrimci yap›lara ça¤r›da bulunduk. DEHAP Gençli¤i hiçbir program› olmad›¤› gibi, kat›l›p kat›lmayaca¤› cevab›n› bile vermedi. EMEK Gençli¤i, birli¤e dahil olacaklar›n› söylediler. Yani, daha sonra görülece¤i gibi, bir bas›n aç›klamas› programlar›nda yoktu. Özgür Gençlik ve Liseli'nin Sesi (Barikat) olumlu bakt›lar. Tüm kurumlar›n kat›laca¤› bir toplant› karar› olmas›na ra¤men EMEK Gençli¤i hiçbir toplant›ya gelmedi. Özgür Gençlik, Liseli'nin Sesi dar grupçu yaklafl›mlar› nedeniyle toplant›larda sürekli kendilerini dayatt›lar. Eyleme nas›l kat›l›m sa¤lanaca¤›n› konuflmak yerine “dövizlerin rengini” ve bas›n aç›klamas›nda kimin nerede duraca¤›n› tart›fl›p onun telafl›na düfltüler, eylemin nas›l yap›laca¤›na iliflkin konuflma gere¤i bile duymad›lar. Tüm çal›flmalar›n bitirilmesinden sonra, son gün EMEK Gençli¤i eyleme saatler kala, birlikteli¤in içinde yer almak istediklerini söyledi. Toplant›lara neden kat›lmad›klar› konusunda verdikleri özelefltirinin samimiyetsizli¤i aç›k-
t›. “Kendilerinin toplant›lara ça¤›r›lmad›¤›, haberlerinin olmad›¤›, ilk toplant›da Gençlik Federasyonu temsilcileriyle görüflülece¤ini, toplant›n›n öylesine yap›ld›¤›n› bildiklerini” söylediler. Oysa Gençlik Federasyonu temsilcisi bizzat EMEK Gençli¤i'ne ça¤r› yap›lmas›nda yer alm›fl ve GDF, YDG ve DGH kendilerine toplant› saatini bildirmiflti. Bu “özelefltirinin” haz›r kitleye konmak için yap›lm›fl bir son dakika manevras› oldu¤u çok aç›k s›r›t›yordu. Gençlik Federasyonu, DGH ve YDG, EMEK Gençli¤i'nin bu tavr›ndan dolay› birliktelikte yer alamayaca¤›n› aç›klad›. Bu aflamadan sonra Özgür Gençlik’in EMEK Gençli¤i'nin avukatl›¤›na soyunmas›na tan›k olundu. Bafltan beri dayatmalar›n›n ra¤bet görmemesinden dolay› “s›k›nt›l›” olan Özgür Gençlik, EMEK Gençli¤inin aleni olan yaklafl›m›n› bir yana b›rakarak, birli¤in “sekter oldu¤u” elefltirileri ile da¤›t›c›l›k yapmaya bafllad›. Ya Özgür Gençlik EMEK Gençli¤i’nin as›l niyetini bilmemekte, ya da görmezden gelmekteydi. EMEK Gençli¤i, Özgür Gençlik ve Liseli'nin Sesi'nden ald›¤› destekle birlik içindeki devrimcilerle “Devrimci Ahlak” tart›flmas› yapma cüretinde dahi bulundu. Toplant›lara kat›lma, özelefltiride alabildi¤ine samimiyetsiz ol, sonra devrimci
ahlaktan söz et! Bu tart›flmalar›n ard›ndan, Özgür Gençlik ve Liseli'nin Sesi birlikten çekilerek EMEK Gençli¤i ile birlikte hareket ettiler. Olabilirdi. ‹steyen istedi¤iyle birlik yapabilirdi. Ama mesele orada bitmedi. Birli¤in bas›n aç›klamas› yapaca¤› saatten sadece 5 dakika önce eylem yerine gelerek bas›n aç›klamas› yapmaya bafllad›lar. Devrimci ahlak dersi verenler, birli¤in çal›flmas›n› yaparak toplad›¤› kitlenin aras›na girerek bas›n aç›klamas› yap›yordu!!! Üstelik kendileri okuyacaklar› bir bas›n aç›klamas› yazma gere¤i dahi duymam›fllar, birlik içinde haz›rlanan aç›klamay› okumufllard›r. Bu tür anlay›fllar birlikleri engelliyor, varolanlar› k›sa sürede da¤›t›yor. EMEK Gençli¤i bu tavr›n devrimci ahlak›n neresine oturdu¤unu aç›klarsa biz de ö¤renmifl oluruz. Özgür Gençlik ve Liseli'nin Sesi de EMEK Gençli¤i’nin bu tavr›na verdi¤i destekle eylemi sabote ederek kime hizmet ettiklerini umar›z görmüfllerdir. EMEK Gençli¤iyle ne olursa olsun yanyana olal›m gibi bir kayg›lar› yoksa, onlar›n da birlikten neden çekildiklerinin gerçekçi aç›klamalar›n› sormak hakk›m›zd›r. Devrimciler birli¤e devrimci safl›kla bakar, küçük ayak oyunlar›na dönüp bakmazlar.
Dersim Temel Haklar Gençlik Komisyonu
Kürt Milliyetçi Önderli¤in ‹deolojik Savruluflu Bölüm 3
Marks’›, Lenin’i “Aflma” iddias› ve “Apoculuk” Öcalan, savunmalar›nda gelifltirdi¤i düflüncelerle ilgili olarak özellikle son zamanlarda s›k s›k “Marks’›, Lenin’i aflt›¤›ndan” sözetmeye bafllad›. Avukatlar›yla bir yazara selam gönderirken flöyle diyordu mesela: “Son savunmam›n dünya çap›nda etkisi olacakt›r. Marks'› aflan bir çizgiyi Öcalan baflar›yla tamamlam›flt›r, Marksizm'in yüzelli y›ll›k çözümsüzlü¤ünden ç›k›fl buldu, bundan büyük mutluluk duyabilirsiniz deyin..." (Ülkede Özgür Gündem, 4 May›s 2004) Veya yukar›da aktard›¤›m›z sözlerinde görüldü¤ü gibi “Ben iktidar› çözdüm. Lenin bile iktidar› çözememiflti...” diyor. Bu, “Marks’›, Lenin’i aflma” iddias› üzerinde dural›m: Marks da, Lenin de bir gün elbette afl›lacaklard›r; toplumlar›n geliflimi, düflünce ve teorinin birikimi onlar›n afl›laca¤› noktay› belirleyecektir; ama bugünden, hala onlar›n tarif ve tahlil etti¤i bir dünyada onlar› “aflmak”tan sözedenler, Marks’›n ayaklar› üstüne oturttu¤u ne varsa, onlar› yeniden baflafla¤› yapmaktan baflka birfley ortaya koyamaz. Nitekim koyam›yorlar. Marks’›, Lenin’i aflma sevdas›na kap›lan Öcalan gibi pek çok “sol” teorisyen, materyalizmden ç›k›p yeniden idealizmin bata¤›na, diyalektikten metafizi¤e yuvarlanm›flt›r. Marks’›, Lenin’i aflt›¤› iddias›ndakiler, Marks’›n yerden yere vurdu¤u, deyim yerindeyse pestilini ç›kar›p savunulamaz hale getirdi¤i “s›n›flar üstü devlet” tan›mlar›na sar›l›yorlar. Lenin’in emperyalizm yeryüzünden yokedilinceye kadar geçerli emperyalizm konusundaki tezlerinin yerini, “demokratik emperyalizm” saçmal›klar›yla doldurmaya çal›fl›yorlar. “Marksizmin yüzelli y›ll›k çözümsüzlü¤ünden ç›k›fl yolunu ben buldum” diyor Öcalan. Neymifl bu yüzelli y›ll›k çözümsüzlük? Lenin’in iktidar sorununu çözememifl oldu¤unu söylerken dayand›¤› olgular nelerdir? Sovyetler Birli¤i’nde sosyalizm y›k›ld›! Öcalan’›n tek ç›k›fl noktas› bu. Sosyalizm y›k›ld›¤›na göre, Marks da Lenin de yanl›flt›. Düz mant›k. Öcalan, Marks’›, Lenin’i “afl›yor” ve burjuvazinin teorisyenlerine dönüyor. Yeni çözümlemelerinde, avukatlar›yla görüflmelerinde
ad› geçen, kendisine esin kayna¤› oldu¤unu söyledi¤i tüm düflünürler, burjuva düflünürler veya “küreselleflmeyi, kapitalizmi” kabul eden muhalif ayd›nlard›r. Öcalan, kendi teorisinin de¤erini yükseltmek, teorisinin “kendine özgü” oldu¤unu kan›tlamak için Lenin’i, Marks’› aflt›¤› iddias›nda bulunmak zorunda hissediyor kendini. O, Marksist-Leninist olmay› kendine yak›flt›ram›yor, onlar› aflarak ortaya “Apoizm”i ç›kar›yor. Bir dönem Kürt milliyetçi saflarda “Apoculuk” kavram› kullan›l›yordu. Bizzat Öcalan’›n kendisi de kullanmaktayd› bu kavram›. Apoculuk olarak bir tarzdan, bir savaflma, yönetme biçiminden sözedilebilir, ama bir teoriden, bir dünya görüflünden sözedilebilir mi? Öcalan’›n “çözümlemeleri”nde ve teorilerinde hiçbir yenilik yoktur; evet, yeni olgulardan, olgular aras›nda kurdu¤u do¤ru-yanl›fl yeni iliflkilerden sözedilebilir, ama yeni bir düflünceden sözedilemez. Öcalan’›n ‹mral›’da savundu¤u herfley burjuva düflünürlerden, Troçkizm’den, anarflizmden, sivil toplumcu görüfllerden al›nmad›r. Savundu¤u her fleyi bu ak›mlar›n yay›nlar›nda bulabilirsiniz. Öcalan bunlar›n bir “sentez”ini yapmaya çal›flarak “özgün” olmay› hedefliyor. Ama sentezini yapmaya çal›flt›¤› fleyler, benzer yanlar›na karfl›n bir araya gelmez yanlara sahipler. Dahas›, teorinin temelinde yukar›da da vurgulad›¤›m›z gibi, yanl›fl ça¤, devlet, emperyalizm, sosyo-ekonomik yap› tahlilleri vard›r. Sonuçta ortaya eklektik, tutars›z bir teori ç›km›flt›r. Öcalan’›n gerek ‹mral› savunmalar›nda, gerekse de Özgür ‹nsan Savunmas›’nda ortaya koydu¤u teori, bilimsel bir sentez olmaktan ziyade kaotik, eklektik bir görüfller karmaflas›d›r. Onlar›n içinde toplumlar›n tarihi bak›m›ndan Engels’ten, materyalizmden al›nm›fl görüfller, önerilen toplum biçimleri anlam›nda anarflizmden al›nm›fl görüfller, burjuva sivil toplumcu düflünürlerden aktar›lm›fl öneriler vard›r ama onlar›n hiçbirinin kendi iç bütünlü¤üne sahip de¤ildir. Bu da Öcalan’›n teorisinin “özgünlü¤ü”dür. Bu özgünlük ise, bir bütünlük oluflturmad›¤›, bir sistemati¤e sahip olmad›¤› için, halka yol gösteren, hedef gösteren bir niteli¤e sahip de¤ildir. Marksizm’i, Leninizm’i reddediyor, mahkum ediyor, ama yerine konmufl bir fley yok; yerine konulan pespaye burjuva tezleri... Öcalan’›n flu sözleri eklektizmi ve görüfllerindeki burjuva damgay› yeterince aç›k
Say› 133 31 21 Kas›m 2004
ortaya koymaktad›r: “Kaba determinist yaklafl›m (Marks’›n yaklafl›m›) do¤ru de¤ildir. Bu idealist yaklafl›m› onaylad›¤›m anlam›na da gelmez. ... Reel sosyalizmde de ak ve kara yaklafl›m› a¤›rl›kl›. Oysa ne yüzde yüz eme¤in ç›karlar› ne de yüzde yüz burjuvazinin ç›karlar› do¤ru de¤il. Her ikisi de diktatörlü¤e götürür. Yaflanan fliddetin kayna¤› da bu dogmatik yaklafl›md›r.” (Öcalan, 29 Mart 2002, Özgür Politika) Ne idealizm, ne materyalizm, ne iflçi s›n›f›, ne burjuvazi... Ne o, ne bu! Öcalan’›n hemen her konudaki düflünceleri iflte böyle bir karmaflay› içermektedir. Yüzde yüz, eme¤in ç›karlar› da yanl›fl, yüzde yüz burjuvazinin ç›karlar› da yanl›fl... Yani, hem eme¤in ç›karlar› gözetilecek, hem burjuvazinin. Peki bu görüflün özgünlü¤ü nerede? Bu burjuva ideologlar›n y›llard›r iflçi s›n›f›n›n “s›n›f bilincini” buland›rmak için tekrarlay›p durduklar› klasik söylemden baflka hiçbir fley de¤ildir.
Say› 133 32 21Kas›m 2004
Öcalan’›n ‹mral›’da gelifltirdi¤i teoriler içinde gösterilen bir hedef yoktur. Asl›nda bir hedef vard›r ve bu “düzen içinde yeralmak iste¤i”dir. Somut tüm politikalar, taktikler, PKK’n›n düzen içi bir güç olarak kabul ettirilmesine dönüktür. Fakat böyle bir hedef sonuçta ne teorik-ideolojik bir önem tafl›r, ne de kitleleri motive edebilir. Öcalan iflte bu bofllu¤u doldurmak için bafllang›çta “Demokratik Cumhuriyet” kavram›n› ortaya atm›flt›r. Gösterilen bu hedefin içi doldurulamad›. Bunu izleyen formüle edilmifl hedef ise “Ekolojik-demokratik toplum” oldu. Bu da en az birincisi kadar alt› bofl bir öneri durumundad›r. Nas›l bir toplum oldu¤u da, böyle bir toplumun nas›l gerçeklefltirilece¤i de belirsizdir. Bu hedefin içini doldurmaya yönelik her giriflim ise, Türkiye gerçe¤ine çarpmakta, Öcalan’›n “ekolojik örgütlenmeler” önerisi Kürdistan’daki zulüm ve Kürt halk›n›n yoksullu¤u üzerinde adeta mizahi bir öneri olarak as›l› kalmaktad›r. “Ekoloji” vurgusu Öcalan’da giderek artan bir yer tutmaktad›r. Öcalan bu konuyu öylesine abartm›fl ki, “21. Yüzy›l›n devrimi ekolojiktir.” demeye kadar vard›rm›flt›r: “21. Yüzy›l›n devrimi ekolojiktir. Boockhin’e bu yüzden yak›nlaflt›m. Marks ve Lenin sanayi kapitalizmine dayan›-
Marks da, Lenin de bir gün elbette afl›lacaklard›r; toplumlar›n geliflimi, düflünce ve teorinin birikimi onlar›n afl›laca¤› noktay› belirleyecektir; ama bugünden, hala onlar›n tarif ve tahlil etti¤i bir dünyada onlar› “aflmak”tan sözedenler, Marks’›n ayaklar› üstüne oturttu¤u ne varsa, onlar› yeniden baflafla¤› yapmaktan baflka birfley ortaya koyamaz.
yordu. Biz ekolojik, demokratik toplumsal sisteme dayan›yoruz. Cinsiyet eflitsizli¤i y›k›lacak. Bu üç fleyde toplum yenilenecek.” (29 May›s 2004, Özgür Politika) 21. Yüzy›lda tüm ulusal, toplumsal sosyal kurtulufl mücadeleleri tamamlanm›fl; tüm ulusal, sosyal, s›n›fsal sorunlar çözülmüfl; 21. Yüzy›l›n gündeminde ekolojik devrim var!.. Gerçek fludur ki, böyle bir tesbit üzerine çok uzun uzad›ya bir teorik elefltiri yapmak da gereksizdir. Hat›rlanacakt›r, çevreci hareket özellikle 1970’lerden itibaren Avrupa’da ortaya ç›km›flt›r. Çevreci hareketin özelli¤i, kapitalizmin yaratt›¤› sonuçlara karfl› ç›k›p, kapitalizme karfl› ç›kmamas›d›r. Bu nedenle de çevreci hareketler, burjuvaziden her zaman himaye görmüfller, burjuvazi, toplumsal muhalefetin devrimci bir kanala akmas›ndansa, çevreciyeflilci kanallara ak›t›lmas›n› kendi ç›karlar› aç›s›ndan uygun görmüfltür. Çevreci hareketi Avrupa’da örgütleyenler içinde 68 eylemlerinin yorgunlar›n›n, y›lg›nlar›n›n önemli bir yeri vard›r. Devrim istemekten vazgeçip, içinde bulunduklar› düzeni biraz “güzellefltirmekle” yetinme çizgisine ricat etmifllerdir. K›sacas›, çevreci hareketler, ayn› zamanda sistemle gerçek bir mücadeleden kaç›fl›n da adresiydiler. Öcalan ise, “ekolojik-demokratik toplum” diyerek buna çok özel anlamlar yüklüyormufl, çok daha kapsaml› bir fley tarif ediyormufl izlenimini verse de, “ekolojistli¤in” anlam› de¤iflmiyor. Öcalan da kapitalizme karfl› ç›kmaktan vazgeçip, kapitalizmin toplumu, insan›, do¤ay› tahrip eden sonuçlar›yla u¤rafl›yor. Sonuçta, “ekolojik-demokratik toplum” önerisi de burjuva düflüncelerin bir versiyonu olmaktan öteye geçmiyor. Bu ekolojik toplum örgütlenmesinin ve mücadelesinin bizim gibi ülkelerde, Avrupa’da oldu¤u kadar bile bir alan›n›n olmad›¤› da Öcalan’›n ikinci açmaz›. K›sacas›, çeflitli düflünce ve görüfllerin “teori” niteli¤ini kazanabilmesi, esas olarak kendi içinde bir bütünlük ve tutarl›l›¤a sahip olmas›n› gerektirir. “‹zm”ler ise, bunun da ötesinde, teorinin belli bir alandaki sorunlara iliflkin olmaktan ç›k›p hayat›n her alan›na cevap veren bir dünya görüflü haline dönüflmesidir. Öcalan’›n görüflleriyse, bu anlamda sistematik bir bütün oluflturmaktan uzakt›r. Özgün bir kurtulufl yolu önerisi ve özgün bir toplumsal formasyon tarifi yoktur.
Politik, örgütsel krizlerin kayna¤›, mevcut ideolojik savrulufl ve kaostur Kongra-Gel içinde yaflanan sorun da ancak Kürt milliyetçi hareketin içinde bulundu¤u ideoljik-politik kaosla birlikte düflünüldü¤ünde do¤ru biçimde anlafl›labilir. Osman Öcalan’›n ayr›l›rken söyledikleriyle daha önce söyledikleri aras›nda
temel bir fark yoktur. Özellikle Amerika’ya yaklafl›m ve bar›fl siyaseti konusunda, ayr›ld›ktan sonra söylediklerini ayr›lmadan önce de Kongra-Gel ad›na söylemifltir. Osman Öcalan bunlar› Kongra-Gel ad›na söyledi¤inde bu “büyük politika” yapmak olarak görülüyordu. Bunlardan bir kaç›n› hat›rlatmakta fayda var: “Osman Öcalan, ABD'nin Ortado¤u politikalar›n› yürütebilmesi için Kürtleri yan›na çekmek zorunda oldu¤unu belirterek, Türkiye'nin dayatmalar›n›n bofla ç›kaca¤›n› söyledi. Türkiye'nin ABD'ye ihanet etti¤ini söyleyen Öcalan, bu durumu flöyle aç›klad›: ‘Türkiye, ABD için stratejik düzeyde kullan›lan bir güçtü. ABD, Ortado¤u'da yeni bir düzenlemeye giderken Türkiye, hem müdahaleye karfl› ç›kt›, hem de baflar›s›z olmas› için çaba sarf etti. Bu ihanettir’...” (Yeniden Özgür Gündem, 9 Eylül 2003) “Osman Öcalan, Pearson'ın açıklamalarına tepki gösterirken flu belirlemelerde bulundu: ‘ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Pearson, savafl öncesi ve savafl sonrasında baflarısız bir politika izlemifltir. Türkiye'yi ABD'nin bir müttefiki olarak müdahale sürecine katmamıfltır. O, hem Türkiye'yi, hem de ABD'yi yanıltmıfl bir diplomattır. ... ABD, hiçbir zaman Amerika-Kürt çatıflmasını göze almayacaktır. ABD'nin politikalarında Kürt sorununun çözümü önemli bir noktadır. (...)” (23 Temmuz 2003, Yeniden Özgür Gündem) Bu al›nt›n›n do¤al olarak sorduraca¤› soru fludur: Osman Öcalan olaylara kimin gözünden bak›yor? Türkiye’nin, Irak’a Amerikan müdahalesi karfl›s›nda bir iki noktada pürüz ç›kartmas›n› “ihanet” olarak de¤erlendiriyor. Pearson’u “Türkiye’yi ABD’nin yan›nda Irak savafl›na katamad›¤› için” baflar›s›z buluyor. Osman Öcalan, ihanet, baflar› ve baflar›s›zl›¤a ABD’nin gözünden bak›p konufluyor. Peki bu tahlillere karfl› ç›kan oldu mu o zaman? Osman Öcalan bunlar› dün Kongra-Gel ad›na söylerken do¤ruydu da, bugün “kendi ad›na” söyleyince mi yanl›fl oldu? ABD’n›n Irak’a müdahalesine iliflkin de flöyle demiflti Osman Öcalan: “Müdahale Kürt halkı için bazı geliflmeleri açı¤a çıkarabilir. Kürtler böyle bir ortamda adım atabilir. Bunun önü alınmak isteniyor. Oynanan oyunlar bu amaçladır." (13 Aralık 2002, Medya TV) Tabii, bunu sadece Osman Öcalan de¤il, tüm Kongra-Gel yöneticileri söylüyordu. Bizzat Abdullah Öcalan, Osman Öcalan’›n söyledikleri için “benim Amerika konusunda söylediklerimden hareket etmifl” diyordu. Gerçek de budur. Mevcut ayr›l›¤›n temel bir ideolojik ayr›m oldu¤unu söylemek mümkün de¤ildir. Ayr›l›k daha çok pratiktir. Belki bir “zamanlama” yaklafl›m› fark› vard›r ve somut durumda Osman
Ne idealizm, ne materyalizm, ne iflçi s›n›f›, ne burjuvazi... Ne o, ne bu! Öcalan’›n hemen her konudaki düflünceleri iflte böyle bir karmaflay› içermektedir. Yüzde yüz, eme¤in ç›karlar› da yanl›fl, yüzde yüz burjuvazinin ç›karlar› da yanl›fl... Yani, hem eme¤in ç›karlar› gözetilecek, hem burjuvazinin. Peki bu görüflün özgünlü¤ü nerede? Öcalan’›n daha iflbirlikçi bir çizgiyi savundu¤u da söylenebilir. Kongra-Gel içindeki ayr›l›¤› çözmek için bir toplant› yap›lm›fl ve bu toplant›da “Abdullah Öcalan’›n çizgisinde buluflmak” çözüm platformu olarak görülmüfltür. Oysa Abdullah Öcalan çizgisi, mevcut çözümsüzlü¤ü do¤uran as›l nedendir. Osman Öcalan’›n art›k silahlar› bütünüyle terketmek, Amerika’yla daha yak›n olmak, Abdullah Öcalan’›n söylediklerinden ç›kan sonuçtur. Bunun ötesindeyse, Öcalan çizgisi, belirsizliklerle doludur, günübirliktir, ‹mral›’daki Öcalan’›n söylediklerinden herkes herfleyi ç›karabilir. Nitekim de böyle olmufltur. Kürt milliyetçi hareketindeki bir bölünme, hele hele ABD’ye daha yak›n olma çizgisinde bir bölünme, bu ülkenin devrimcilerini, demokratlar›n› sevindirmez. Ama, ad›na ister ayr›l›k, ister bölünme, ister kopma deyin, ortaya ç›kan bu durumun ideolojik, politik temelleri çözümlenmedi¤inde, Kürt milliyetçi hareket iflbirlikçilik üretmeye devam edecektir. Bir di¤er ihtimal ise, bugün de¤ilse yar›n Kürt milliyetçi hareketin bütün olarak Osman Öcalan’›n dedi¤i politikaya kaymas›d›r. Mevcut politik zeminde bu hiç de uzak bir ihtimal de¤ildir. Dikkat edilirse, Osman Öcalan ve beraberindekilerle ilgili sorun ortaya ç›kt›¤›ndan bu yana, onlar›n ABD konusunda söyledikleri, silahl› mücadele konusunda söyledikleri elefltirilmemekte, tart›fl›lmamaktad›r. Mesele Abdullah Öcalan’›n de¤erlendirmelerinde ve ayr›l›¤› çözümlemek üzere yap›lan toplant›da tamamen “kiflisellefltirilerek” ele al›nm›flt›r. Kiflisel yanlar› olabilir, bizim d›fl›m›zdad›r. Ama Amerikanc›l›k yan› üzerinde hiç durulmamas› dikkat çekicidir. Amerikanc›l›¤›n sorgulanmamas› göstermektedir ki, bu konuda kopanlar›n da, kalanlar›n da bir FARKI yoktur. Ama kopanlar da, kalanlar da, devrimcilerden FARKLI, devrimci anlay›fltan uzak olduklar›n› vurgulamakta hemfikirdirler. - Sürecek Önümüzdeki say›: Sosyalizme yönelmeyen bir hareketin son tahlilde burjuva demokrasisine ve emperyalizme mahkum olmas› kaç›n›lmazd›r
Say› 133 33 21 Kas›m 2004
A yn› S afta
Burjuvazinin ‘kriterleri’ ittifakların zemini olabilir mi?
Burjuvazinin “kriterleriyle” flekillenen bir teorinin ve burjuvazinin “kabul edebilece¤i çerçeve” içine hapsedilmifl politikalar›n yön verdi¤i bir siyasi oluflumun halk için bir umut ›fl›¤› olamayaca¤› aflikard›r. Kürt milliyetçi hareketin önderli¤inde oluflturulmaya çal›fl›lan Demokratik Toplum Hareketi’ne yön veren teori ve politikalara bu aç›dan bak›ld›¤›nda, daha bafltan bu çerçeve içine hapsoldu¤u görülüyor. Bu çerçeve içine hapsolmufl bir oluflumun, halk›n çeflitli kesimlerine, sola yönelik her türlü ittifak önerilerinin alt› bofltur. Çünkü bu çerçeve k›r›lmad›¤›nda, Demokratik Toplum Hareketi (DTH) çat›s› alt›nda buluflmak için yap›lan her türlü ça¤r› ve ittifak önerisi, burjuvazinin sistemi içinde yeralma ça¤r›s›na dönüflecektir. Say› 133 34 21 Kas›m 2004
DTH, iflte bu noktada son derece çeliflkili ve tutars›z bir yap› sergilemektedir. Bir yandan Türkiye’nin demokratik kesimleriyle birleflmekten sözetmekte ama öte yandan baflta sözünü etti¤imiz çerçeveye her geçen gün daha fazla hapsolmaktad›r. Birincisi; Teorik aç›dan bakt›¤›m›zda; son günlerin güncel tart›flma konular›ndan ulus-az›nl›k, alt kimlik-üst kimlik tart›flmalar›nda Kürt milliyetçi hareket taraf›ndan ileri sürülen görüfller, tümüyle burjuvazinin kavram ve sistemi içindeki görüfllerdir. ‹kincisi; politik aç›dan bakt›¤›m›zda ise, sözkonusu Demokratik Toplum Hareketi, halk›n sorunlar›na çözüm vadeden öneri ve politikalar›yla de¤il, halk›n hakl› ve meflru mücadelesini mahkum eden aç›klamalar›yla veya TÜS‹AD temsilcileriyle, Mehmet A¤arlar’la görüflme talepleriyle gündeme geliyor. Bu iki konuyu daha somut olarak ele alal›m.
Ulus ve az›nl›klar sorununa AB penceresinden bak›fl Devrimcilerin, sosyalistlerin uluslar, az›nl›klar meselesine bak›flta, ölçüsü “Kopenhag Kriterleri” de¤il, Marksizm-Leninizm’dir. Ne var ki, AB’ye iyice angaje olan Kürt milliyetçili¤i, bu konudaki teoriye, bilimsel gerçekleri, kavramlar› da buna kurban etmektedir. Abdullah Öcalan’›n yapt›¤› son aç›klama bilimsel ve tarihsel gerçekleri AB’ye kurban etmenin örne¤idir. Öcalan, bu konudaki tart›flmalara flu görüflle-
riyle kat›l›yor: “Gelelim ulus terimine: Benim ulus tan›m›m ça¤daflt›r. Türkiye somutunda konufluyorum. Türkiyelilik de¤il, Türkiye ulusu kavram›n›n daha çözümleyici oldu¤una inan›yorum. Devletin üst kimli¤i vatandafll›k ba¤›n› ifade eder. Avrupa ulusu da bir üst kimliktir... Avrupal›l›k bir üst kimliktir. Bu Avrupa'da nas›l oluyorsa, Türkiye'de de olabilir. Türkiye'deki farkl› milletler Türkiye ulusu içinde yer al›r. Üç kimlikli hareket edilecek. Birincisi Avrupa ulusu, ikincisi Türkiye ulusu, üçüncüsü her etnik kimli¤in kendi kavimsel özelli¤idir. Örne¤in Avrupa ulusundan›m, Türkiye ulusundan›m, ayn› zamanda Kürd'üm, Türk'üm, Çerkez'im. Böyle devam eder.” (Öcalan’›n 10 Kas›m tarihli görüflme notlar›ndan) Bu yaklafl›m, temelden sakatt›r. Temelden anti-Marksist-Leninisttir. Avrupa ulusu tan›mlamas› bafltan AB’ye endekslenmifl bir tan›mlamad›r. Bilimsel de¤ildir. Bugün Avrupa ulusu diye bir fleyden sözetmek mümkün de¤ildir. AB Anayasas›’n›n öngördü¤ü de tarihsel, bilimsel bir ulus tan›mlamas› de¤il, halklar›n emperyalist birli¤e karfl› ç›k›fllar›n, AB’ye tepkilerini zay›flatmak için ileri sürülmüfl bir kavramd›r. “Küreselleflme ça¤›nda ulusal s›n›rlar›n ortadan kalkt›¤›” tezinin Avrupa emperyalistlerince kendi ittifaklar›na uyarlanm›fl halidir. Ulusal bir kimlik, bir “aidiyet” kimli¤i, bu flekilde dayat›labilir mi? Öcalan, daha tan›mlamas›n›n ilk ad›m›nda, halklara “Avrupa ulusu” diye bir kimlik dayatmaktad›r. Türk halk›, Kürt halk›, ve Avrupa’n›n di¤er pek çok halk›, böyle bir kimli¤i benimsemifl midir, böyle bir tarihsel, ruhsal flekillenme yaflanm›fl m›d›r? Böyle bir fley ortada yokken, Avrupa emperyalistleri anayasalar›na yazd›lar diye, herkes de bu kimli¤i kabul edecek! Bu yaklafl›m, emperyalist ittifak AB’ye kay›ts›z, flarts›z ilhak etme düflüncesinin sonucudur. Kürt milliyetçili¤inin düflüncesine göre, art›k AB’siz bir Türkiye, AB’siz bir Kürt halk› düflünülemez bile. Formül de bunun üzerine gelifltiriliyor. Ba¤›ms›zl›k, özgürlük, herfley yokedilmifltir. Halk›n iktidar› tart›flmas› literatürden ç›kar›lm›flt›r. AB Kriterlerinden baflka söylenen bir fley yok. Evet, bu kriterlerde baz› hak ve özgürlükler vard›r.
Ama halklar›n ulusal ve sosyal sorunlar›n›n bütünlüklü bir çözümü yoktur. Varolanlar, burjuvazinin göz boyamalar›d›r. Kendi iktidar›n› ve sömürgecili¤ini sürdürmek, halklar›n ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelelerine, iktidar savafllar›na yönelmesini engellemek için savunur göründü¤ü veya savunmak zorunda kald›¤› hak ve özgürlüklerdir. Tabii bunu görebilmek için, emperyalistin emperyalist oldu¤unu kabul etmek gerek. Literatürden emperyalizm kavram› da ç›km›flt›r. AB’den sözederken, bir “kurtar›c›”dan, bir özgürlük abidesinden sözeder gibi sözedilmektedir. Bu ruh halinin soruna halk cephesinden, ezilen uluslar cephesinden bakmas› da mümkün de¤ildir. “Türkiyelilik”, “Türkiye ulusu” kavramlar› üzerine de çok fley söylemek mümkün; ki ikisi öz olarak birbirinden farkl› de¤ildir. Ve ikisi de oligarflik sistem içinde yap›lan tan›mlamalard›r. Burada esas nokta, sistem “aidiyeti” meselesini atlay›p “ulusal aidiyet” meselesini tart›flmakt›r. 1800’lü y›llar›n ya da 1900’lü y›llar›n bafllar›nda de¤iliz. Ulusal sorun ve az›nl›klar sorunu, onlar›n nas›l tan›mlanaca¤›, sorunun nas›l çözülece¤i, burjuvazinin kavramlar›yla ve emperyalist sistem içinde tan›mlanamaz. Oligarflinin iktidar› ve emperyalizmin sömürgesi olma durumu mutlak ve de¤iflmez kabul edilerek, onlara göre yap›lacak hiçbir tan›mlaman›n halklar›n ulusal taleplerine karfl›l›k düflmeyece¤i aç›kt›r. Bu tart›flmalar, ne Türk ulusal sorunu (emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›k sorunu) ne Kürt ulusal sorunu (Kuzey Kürdistan’›n ilhak› ve di¤er ulusal haklar›n›n gasb›, asimilasyon sorunu) ne de di¤er az›nl›klar›n ulusal sorunlar› aç›s›ndan hiçbir çözüm vadedemez. Sorun, emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›k ve halk›n iktidar› sorunuyla birlikte tart›fl›lmal›d›r. Çerçeve bu olmad›¤›nda, halklar› birlefltirmek de mümkün olmaz. Demokratik Toplum Hareketi de tüm “birlefltiricilik” iddias›na ra¤men, milliyetçilikten ve emperyalizme angaje olmaktan uzak duramad›¤› için, birlik söylemlerinin içi dolmuyor.
‘Baflta Kürt sorunu olmak üzere...’ teziyle bugüne kadar ne olduysa, bundan sonra da ancak o olabilir! Öcalan, 10 Kas›m tarihli aç›klamalar›nda oluflumun “ulusal” niteli¤ine iliflkin de baz› tesbitler yap›yor, flöyle diyor: “Biz ulus temelli bir partileflmeyi yanl›fl buluyoruz. Milliyetçi temelde partileflmeyi, siyaset yapmay› do¤ru bulmuyoruz... Burada toplum
esas al›n›yor, milliyet esas al›nm›yor.” “Ne dini rengi a¤›r basacak bir parti, ne de milli yan› a¤›r basacak bir parti... Her milliyetten insan girebilir. Bu çözümün ruhudur.” Ayn› günlerde DTH’nin program›na iliflkin aç›klamalarda bulunan Kongra-Gel yöneticilerinden Mustafa Karasu ise flunlar› söylüyor: “Demokratik Toplum Hareketi kendini örgütlerken, program›n› ortaya koyarken, özellikle Türkiye’deki tüm demokratik güçlerle ittifak yapabilecek, demokratik birikimleri bir hedefe do¤ru yöneltmeli. En baflta Kürt sorununun çözümüne program›nda ve siyasal söyleminde a¤›rl›k vermeli, ancak Türkiye’deki di¤er toplumsal kesimlerin sorunlar›na cevap verecek bir yaklafl›m› da gösterecektir.” (17 Kas›m 2004, Özgür Politika) Alt›n› çizdi¤imiz deyifl, Kürt milliyetçili¤inin de¤iflmez deyiflidir. Karasu, sözkonusu aç›klamalar› içinde, bu cümleyi de¤iflik biçimlerde defalarca tekrar ediyor. Bak›fl aç›s› bu oldu¤u için, Demokratik Toplum Hareketi’nin önceki DEP, HEP, DEHAP ve di¤erlerinden hiçbir fark› olmayacakt›r. Örgütsel anlamda onlar›n tekrar›, siyasi anlamda ise onlar›n daha da gerisinde kalacakt›r. Gerisinde kalacakt›r, çünkü, “en baflta Kürt sorununun çözümü” deyiflinden ne anlafl›ld›¤› herkesin malumudur. Bu öteki sorunlar›n yok say›lmas›d›r. Bunun yan›na zaman zaman “Türkiye’nin demokratikleflmesi”ni de koyuyorlar, ama zaten Türkiye’nin demokratikleflmesi’nden anlad›klar› da Kürt sorununun çözümünden baflka bir fley de¤il. Peki Kürt sorununun çözümünden ne anl›yorlar? Onun cevab› da belli: AB Kriterleri! Bundan dolay› da Karasu, DTH’nin çerçevesini çizerken flunu belirtmeyi ihmal etmiyor; “Karasu, Türkiye’nin demokratikleflmesi, Kürt sorununun çözümü siyasetin temel gündemi olsa da bunun yan›nda Türkiye’nin AB’ye haz›rlanmas›n›n da siyasal güçlerin program›na al›nmas› gerekti¤ini ifade etti.” K›sacas›, teoride, politikada herkesi AB çat›s› alt›na ça¤r›yorlar. Program›, “alt kimlik-üst kimlik mi, AB’nin tan›mlad›¤› gibi, demokratikleflme mi, AB’nin buyurdu¤u gibi olsun” olarak özetlenebilecek bir oluflumun demokrasi mücadelesini gelifltirmesi, halklar› birlefltirmesi mümkün olur mu? Bekleyip görece¤iz demiyoruz; çünkü bu anlay›fl›n sonuçlar›n› biliyoruz. Kendilerini burjuva düflüncelere ve emperyalist-kapitalist sisteme hapseden çerçeveyi k›rmad›klar› sürece, baflka bir sonuç da yarat›lamayacakt›r.
Say› 133 35 21 Kas›m 2004
Ülkemiz ve dünyada hiçbir fleye duyars›z kalmayan gençli¤in düflüncelerini, sorunlar›n› dile getirdi¤i dergi bürosuna ‘terör’ havas› yaratmak ve gözda¤› vermek için... Böyle geldiler
Gaz bombal› terörü ACM sürdürdü 10 Kas›m günü sabaha karfl› saat 06.00’da polis taraf›ndan, kap›lar› k›r›larak, içeriye gaz bombalar› at›larak bas›lan Yeniden Özlem Yay›nc›l›k’tan gözalt›na al›nan 19 kifliden ikisi, 12 Kas›m günü ç›kar›ld›klar› ‹stanbul 12. A¤›r Ceza Mahkemesi’nce tutukland›lar. Hak ve özgürlükler mücadelesi içinde yer alan, gençli¤in akademik, demokratik mücadelesini sürdüren insanlar› MUTLAKA TUTUKLAMA düflüncesiyle hareket eden ACM (DGM), bu kez de ayn› mant›kla hareket etti. Güya, Ülkemizde Gençlik Gelecektir Dergisi’nin teknik ifllerinin yap›ld›¤› Yeniden Özlem Yay›nc›l›k, “18 yafl›ndan küçük birini al› koyma” gerekçesiyle bas›lm›flt›, ancak, Meryem Özçelik ve Derya Güler, bambaflka gerekçelerle tutukland›lar. Birinin suçu; bundan tam 7 ay önce yap›lan ve onbinlerce kiflinin kat›ld›¤› yasal 1 May›s gösterilerine kat›lmak ve orada tek tip elbise giymekti. Di¤erininki ise, yine 9 ay önce Gazi Mahallesi’nde yap›lan ve binlerce kiflinin kat›ld›¤›, ölüm orucu flehidi Muharrem Karademir’in cenazesine kat›lmakt›.
Kap›lar› k›rd›lar, gaz bombalar› att›lar, bilime ve düflünceye düflmanl›klar›n› kitaplar› parçalayarak gösterdiler... Ve bu hale getirdiler
“Ben sizi tutuklayaca¤›m ve yat›rabildi¤im kadar yat›raca¤›m” hukuksuzlu¤u bu kadar pervas›z uygulanabilir ancak. Tek tip elbise giymenin suç olmad›¤› konusunda Malatya DGM’nin karar›n› okurlar›m›z hat›rlar. Keza cenazelere kat›lman›n halk›n gelenekleri aras›nda yer ald›¤›na iliflkin de onlarca örnek karar mevcuttur. (Bu arada, Esenler Temel Haklar Baflkan Yard›mc›s› Yunus Gündo¤du da “cenazeye kat›larak, megafonla slogan att›rmak” suçlamas›yla ayn› günlerde tutukland›.) Tüm bu mahkeme kararlar›n› bir yana b›rak›n. 1 May›s’a herkesin istedi¤i k›yafette kat›lmas›, sayg› duyduklar› insanlar›n cenazelerinde yer almas› kadar demokratik, meflru bir hak olamaz. Anlafl›lan polisin “diskette ad›n var” komplosu art›k para etmiyor olacak ki, flimdi de “falanca cenazeye kat›ld›n... Sen bir zamanlar 1 May›s’ta da tek tip elbise giymifltin” soytar›l›klar› devrede. Aylar olmufl, demokratik mücadele içinde yer alan ve polisin her an gözü önünde olan bu insanlar hakk›nda bu faaliyetlerden dolay› hiçbir soruflturma aç›lmam›fl, birden gaz bombal›, balyozla bask›ndan sonra ak›llar›na gelmifl! Komik! Polis, yaratt›¤› “operasyon” havas›n›n alt›n› doldurmaya çal›fl›yor.
Gençlik sindirilmek isteniyor
Yasad›fl›l›¤› ilke edinen polisin suç orta¤› ACM, tutuklayacak hiçbir fley bulamay›nca, aylar önce 1 May›s’a ve bir devrimcinin cenazesine kat›ld›n›z diyerek 2 kifliyi tutuklad›
Bask›n s›ras›ndan binada bulunanlar, serbest b›rak›lmalar›n›n ard›ndan yaflad›klar›n› anlatt›lar. Ö¤rencilerin tümünün vurgulad›¤› nokta, meflru ve demokratik bir mücadele veren gençli¤in sindirilmek istenmesi oldu. Özellikle 6 Kas›m’da Ankara K›z›lay’da demokratik haklar›n›n kullan›lmas›na panzerlerle sal-
d›r›lmas› karfl›s›nda direniflin en önünde yer alan Gençlik Federasyonu’nun susturulmak istendi¤inin alt›n› çizen ö¤renciler, bask›n›n bilinçli bir flekilde “terör” havas›nda yap›ld›¤›n› belirtiyorlar. ‹stanbul siyasi flubede iflkence gördüklerini belirten ve Adli T›p Kurumu'ndan 3 ila 7 günlük ifl göremez raporu alan ö¤renciler “Gözalt›nda fliddete, kaba daya¤a ve cinsel tacize maruz kald›k. Tek suçumuz 'YÖK'e hay›r' demekti” diyorlar. ‹flte, okuyun!
Cinsel tacize savc›n›n ‘morali bozuldu’ ‹brahim Gökçek anlat›yor: “‹flkencenin, hakaretin bolca oldu¤u 3 günlük bir gözalt› yaflad›k. Bayan erkek farketmeden, binada ve arabalarda, polislerin cinsel tacizlerine maruz kald›k. Savc›, ifade veren arkadafllara flöyle diyordu; ‘Nas›l yap›yorlar böyle bir fleyi.’ Ben gördü¤üm cinsel tacizi anlatt›m, ‘sana da m› yapt›lar? Dur, sus, anlatma, moralim bozuluyor’ dedi. (…) Gerçekten AB’cilik, demokrasi, hepsi yalan, tek gerçek faflizm. Bunun en bariz örne¤ini biz yaflad›k. Y›lmayaca¤›z, tüm hakl› eylemlerle yer almaya devam edece¤iz. Mücadelemizi haklar›m›z› alana kadar sürdürece¤iz.
Ö. Karakaya: Ç›r›lç›plak soyup dövdüler Özgür Karakaya: “Binaya kar maskeli ve a¤›r silahl› polisler girdi. Bize, ‘yere yat›n, ellerinizi bafl›n›z›n üstüne koyun, teslim olun’ dediler. Tehditlerde bulundular, ‘öldürece¤iz’ diye. O s›rada, zorla yere yat›rd›lar, dipçikleriyle vurdular, kafam yar›ld›. Ayaklar›yla üzerimize bast›lar, tekmelediler. Ortada bulunan, klavyeleri, ellerine geçen herfleyi üstümüze f›rlatt›lar. Kafalar›m›z duvarlara çarpa çarpa, yerlerde sürükleyerek merdivenlerden indirdiler. Bu flekilde bizi arabalara soktular. Arabalarda da hakaretler, fiziki olarak cinsel tacizlerde bulundular. Üstlerimize ç›kt›lar. K›z arkadafllar›m›z›n yüzünde kad›n polislerin t›rnak izleri var. fiubede bizi ç›r›lç›plak soyup dövdüler. Arama izinleri sadece Gençlik Gelecektir Dergisi’ni kaps›yordu, ancak biz ‹stanbul Gençlik Derne¤i ve Yeniden Özlem Yay›nc›l›k'›n bulundu¤u dairedeydik. Bas-
Bask›na Protestolar Irak'ta iflgale Hay›r Koordinasyonu, 11 Kas›m’da dergi bürosunun önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. 120 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamay› yapan Kemal Bozkurt, bask›n› ve gözalt›lar› k›nad›klar›n› belirterek, bir an önce serbest b›rak›lmalar›n› istedi. Koordinasyonun ard›ndan ‹stanbul Gençlik Derne¤i, Ö¤renci Koordinasyonu, Ö¤renci Muhalefeti, Demokratik Gençlik Hareketi, Sosyalist Gençlik Derne¤i, Devrimci Hareket, Emekçi Hareket Partisi ve
‘Arama karar›’n› böyle gösteriyorlar Özgür Karakaya anlat›yor: “Kap›y›, elektrikli demir testerelerle açmaya çal›flt›lar. Sonra balyozlarla da kap›y› k›ramay›nca, ön kap›y› duvarla birlikte k›rd›lar. Sonra içerdeki, itseler aç›lacak olan caml› kap›ya gelerek, ‘Çocuklar, kap›y› aç›n. Arama karar›m›z var’ dediler. O kadar kap›y› k›rd›n›z, son kap›y› m› açm›yorsunuz? Sanki “hukuki” davran›yorlar… Aldatmacayd›, kameraya çekiyorlard›. Savc›l›¤a göstererek, ‘bak›n biz yasal uyar›da bulunduk’ demek için...” Gökhan Türker: “Bizimle polis aras›nda sadece tahta bir kap› kalm›flt›. Kap›y› k›racaklar›n› beklerken zili çald›lar ve nazik bir üslupla 'Çocuklar arama iznimiz var. Kap›y› aç›n' dediler. Kap›y› aç›nca gördük ki AB kriterlerine uygun aramay› belgelemek için yanlar›nda kamera getirmifller. k›lara karfl›n demokratik lise ve üniversite mücadelesinden vazgeçmeyece¤iz.”
G. Türker: Bilgisayar Klavyelerini kafam›zda parçalad›lar Gökhan Türker: Derginin avukat› Behiç Aflç›'n›n tüm uyar›lar›na karfl›n polis bize sert bir flekilde müdahale etti. Bizi dipçik darbeleriyle yere y›kt›lar. Bilgisayar klavyelerini kafam›zda parçalad›lar. Sonra Terörle Mücadele fiubesi'ne gittik. Gözalt›na al›nma nedenimizi polise mukavemet olarak gösterdiler. Parmak izine giderken polisin biri yüzüme tekme att›, gözüm morard›. Bana gülerek 'Niye kap›ya çarp›yorsun' dedi.” DÜZELTME: 132. say›m›z›n kapa¤›nda “Oligarfli K›z›lay direniflini hazmedemedi; Devrimci Gençlik Dergisi teknik bürosu bas›ld›, 19 kifli gözalt›nda” fleklinde geçen haberde bas›lan yer “Gençlik Gelecektir Dergisi teknik bürosu”dur. Düzeltir, özür dileriz.
Yeni Demokrat Gençlik, bask›nla ilgili bir aç›klama yapt›lar. Aç›klamada kurum bask›nlar›n›n yan› s›ra, tüm ülke genelinde gençli¤e dönük sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤›na dikkat çekildi. Eylemde "Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz, Yaflas›n Devrimci Dayan›flma" sloganlar› at›ld›. Dicle Gençlik Dernekli Ö¤renciler 11 Kas›m’da, Diyarbak›r Sanat Soka¤›’nda yapt›klar› eylemle bask›n› protesto ettiler. "Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz" pankart›n›n aç›ld›¤› ve Gençlik Federasyonu bayraklar› tafl›nd›. Aç›klamada, AKP'nin Demokrasi anlay›fl›na de¤inilerek,
AB'nin de muhaliflere yaklaflm›n›n ayn› oldu¤u dile getirildi. Ö¤renciler, "Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z", "Bask›lar Bizi Y›ld›r›maz" sloganlar› att›lar. Ayr›ca çeflitli kentlerdeki Gençlik Dernekleri aç›klamalar yaparak bask›n› k›nad›lar.
Say› 133 37 21 Kas›m 2004
Emekçiler’den Emekçiler AKP’yi Mitingle Uyar›yor SSK’n›n devri ve Köy Hizmetleri’nin kapat›lmas›na iliflkin emekçilerin tepkilerini dikkate almayan iktidar› uyarmak için 20 Kas›m günü Ankara’da miting düzenleniyor. Dergimiz yay›na haz›rlan›rken, KESK eylem için Ankara’ya yürüyüfl bafllatt›. 18 Kas›m günü Diyarbak›r ve ‹stanbul olmak üzere iki koldan Ankara’ya yürüyen KESK flubelerinin yöneticileri ‹zmit ve Bursa’da KESK’lilerce karfl›lanacak. Edinilen bilgilere göre, KESK’in AKP iktidar›n›n haz›rlad›¤› tasla¤a alternatif olarak haz›rlad›¤› “Sosyal Program” yürüyüfl Bursa’ya ulaflt›¤›nda burada okunacak.
Say› 133 38 21 Kas›m 2004
Eylem Emek Platformu’nun karar›yla düzenlenmesine karfl›n, EP’de yer alan baz› konfederasyonlar yer almayacaklar. Emekçilerin S›hhiye Meydan›’nda toplanarak yapaca¤› mitinge, talepler aras›nda Köy Hizmetleri’nin kapat›lmas›na karfl› ç›k›ld›¤› için, Hak-‹fl ve Memur-Sen kat›lm›yor. Çünkü her ikisi de AKP program›n› destekliyorlar. Kat›lmayacak olan bir di¤er sendika da Kamu-Sen. Kamu-Sen’in gerekçesi de, daha önce Kamu-Sen’in baflkan› olan ve MHP’lilerin darbesi ile bu görevinden uzaklaflt›r›lan Resul Akay’›n baflkan› oldu¤u BASK’›n, halen EP Dönem Sözcüsü olmas›. Üçü içinde özet olarak söylenecek fley; AKP iktidar›yla hiçbir flekilde ters düflmemek...
Bakanlara Protesto Kocaeli - Alacaklar› ödenmeyen, D‹SK/Genel-‹fl üyesi Saraybahçe Belediye iflçileri, Kocaeli Büyükflehir Belediyesi'nin düzenledi¤i bayramlaflma törenine kat›lan AKP’li bakan, milletvekili ve belediye baflkanlar›n› protesto ettiler. Tören yerine al›nmayan iflçiler, bayrama aç ve paras›z girdiklerini belirterek, "Bayram› Bize Zehir Ettiniz", "‹flçiyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z" sloganlar› att›lar.
Yarg›tay Karar›na Tepki Tüzü¤ünde “ana dilde e¤itim” talebine yer verdi¤i gerekçesiyle E¤itim-Sen`in kapat›lmas› istemiyle aç›lan davada, Ankara 2. ‹fl Mahkemesi’nin verdi¤i red karar›n›n Yarg›tay’ca bozulmas›na E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer tepki gösterdi. Karar› de¤erlendiren Dinçer, “Avrupa ve dünyadaki emekten yana dostlar›m›za aç›lan kapatma davas› karfl›s›nda acil eylem ça¤r›s›nda bulunuyoruz” dedi.
Genel-‹fl’ten Nakliyat-‹fl’e Sorular Nakliyat-‹fl Genel Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu’nun, Genel-‹fl’i itham eden, 4 Kas›m tarihli aç›klamas›ndaki, “Erzurum'daki iflçilerin Tümtis’ten istifa ederek Nakliyat-‹fl'e geçmeye çal›flt›klar›, bunun için telefonla D‹SK'i aramalar›, onlar›n da bunu Genel-‹fl 2 No'lu Bölgeye bildirdikleri, 2 No'lu Bölgenin de durumu Tümtis'e ihbar etti¤i” fleklindeki sözleri üzerine, D‹SK/Genel-‹fl ‹stanbul 2 No’lu Bölge yönetimi bir aç›klama yapt›. Nakliyat-‹fl ile Tümtis aras›ndaki sorunun 2 y›ld›r emekçileri yaralayarak sürdü¤ü belirtilen aç›klamada, sendika olarak sorunun çözümü için hemen her platformda giriflimlerde bulunuldu¤u, bu amaçla s›n›f sendikac›l›¤›n› ilke edinmifl sendikalardan bir komisyon da oluflturuldu¤u hat›rlat›ld›. Aç›klamada sözü edilen ve “ak›l ve mant›k d›fl› itham” olarak nitelenen “ihbar” olay› ise flöyle anlat›ld›: “Olay fludur: D‹SK Genel Mer-
kezi, Bölge Baflkan›m›z Mehmet Karagöz’ü aram›fl ve iflkolu olarak sendikan›n alan›na girdi¤i belirtilen Erzurum'dan arayan kifliyle görüflülmesi istenmifltir. fiah›sla görüflen Karagöz, Erzurum'a müdahale imkanlar›n›n olmad›¤›n› belirterek, en yak›n örgütlülü¤ümüz olan A¤r› fiubemizin ilgilenebilece¤ini belirtmifl ve numaras›n› vermifltir. Bölge baflkan›m›z konuyu kendi iflkolunda bilmesinden ve arayan flahs›n bu durumu belirtmemesinden kaynakl› Nakliyat‹fl Baflkan›’n›n iddia etti¤i gibi TümTis’i ilgilendiren veya onlara ihbar› gerektiren herhangi bir gerekçesi de bulunmamaktad›r. Soru 1) Nakliyat-‹fl Genel Baflkan›, neden sorunun muhattab› 2 No'lu bölgeye sormadan ilk f›rsatta aç›klama yapma gere¤i duymufltur? Yap›lan çamur at izi kals›n de¤il de nedir? Soru 2) Nakliyat-‹fl Genel Baflkan› gerek sendikam›z›n, gerekse de yaz›s›nda belirtti¤i Ekmek ve Adalet
Dergisi'nin sorunun çözümü noktas›nda hiç kimsenin göstermek istemedi¤i duyarl›l›k ve s›n›fsal tavr› göstermifl ve gösteriyor olmas›ndan kaynakl› bir s›k›nt›lar› m› vard›r? De¤ilse bu hezeyan› ve çarp›tmalar› nedendir? Bolca ahkam kesti¤i s›n›f dayan›flmas› ve devrimcilikten anlad›¤› bu mudur? Genel-‹fl 2 No'lu Bölgemiz kuruldu¤u günden bugüne, D‹SK ve Türkiye sendikal güçler içinde mücadele çizgisi ve sayg›nl›¤› ile herkesin yak›ndan tan›d›¤› bir prati¤e sahiptir. Bu sayg›nl›¤› kazand›ran, demokratik kitle ve s›n›f sendikac›l›¤›n› lafta de¤il, mücadelesinin her aflamas›nda hayata geçirmesidir. Nakliyat-‹fl ve Tümtis aras›ndaki kangren haline gelmifl olan konu hakk›nda ne düflündü¤ümüz tüm devrimci demokrat güçlerce iyi bilinmektedir. Nakliyat-‹fl’e yakl›fl›m›m›z ne ise Tümtis’e de o olmufltur.” Aç›klama, bir kez daha, iki sendika aras›ndaki sorunun çözümü için yap›lan ça¤r›yla son buldu.
A‹HM’in rüflvetini, oligarflinin kan paras›n› de¤il
ADALET ‹ST‹YORUZ A¤dafl Davas›nda Yeniden Baflvuru Halk›n Hukuk Bürosu, ‹rfan A¤dafl davas›ndan beraat eden polislerin yeniden yarg›lanmas› için Eyüp 2. A¤›r Ceza Mahkemesi'ne baflvuruda bulundu. A¤dafl, 13 May›s 1996’da, ‹stanbul Alibeyköy Saya Yokuflu’nda yasal Kurtulufl Gazetesi satarken, sokak ortas›nda polisler taraf›ndan infaz edilmiflti. Gülistan Sokak'ta kurflunlanarak katledildi¤inde 17 yafl›nda olan ‹rfan A¤dafl, demokratik lise mücadelesi veriyordu. Polisler aleyhine aç›lan davada mahkeme polislerin beraatine karar verdikten sonra dava Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi’ne götürüldü. A‹HM karara ba¤lad›¤› davada, Türkiye’yi 36 bin Euro’ya mahkum etti ve “dostane çözüm” önerdi. 17 Kas›m günü Eyüp Adliyesi’ne yap›lan yeniden yarg›lama talebi öncesi HHB avukatlar› ve ‹rfan A¤dafl’›n ailesi bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Av. Behiç Aflç›, A‹HM karar›n› anlatarak, yasal haklar› olan iade-i muhakeme haklar›n› kullanarak polislerin yeniden yarg›lanmas› amac›yla Eyüp 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’ne baflvuracaklar›n› söyledi. Baflvuru ekinde A‹HM karar›n› da mahkemeye teslim eden avukatlar, “bu karar gere¤i yarg›laman›n yenilenmesini, san›k polislerin tutuklanmalar›n› ve cezaland›r›lmalar›n› istiyoruz. Bu dava Türkiye'de hukuk olup olmad›¤› konusunda temel olacakt›r. Çünkü bugüne kadar infaz davalar›nda mahkemeler hep ayn› tavr› gösterdiler, san›k polislere beraat kararlar› verdiler. Yarg›tay'da bunlar› ayn› flekilde onaylad›. fiimdi görece¤iz, mahkeme ne yapacak. A‹HM
aç›kça polislerin suçlulu¤unu belirtmektedir." dedi. A.Y, B.Y ve A.K isimli polislerin "meflru müdafaa halinde" bulunduklar› karar› verildi¤ini hat›rlatan Aflç›, polislerin, ‹rfan A¤dafl'›n elinde silah oldu¤u ve kendilerine A¤dafl taraf›ndan atefl edildi¤ini iddia ettiklerini hat›rlatarak, "‹rfan A¤dafl'›n elinde parafin testinde nitrit ve nitrat iyonlar›na rastlan›lmam›flt›r. Yani A¤dafl hiç silah kullanmam›flt›r" dedi. Aflç›'n›n ard›ndan konuflan fiükran A¤dafl ise, bu ülkede adalet var diyenlerin kendisine adaleti vermesini isteyerek konuflmas›n› flöyle sürdürdü: “Devletin, benden ald›¤› paray› o¤lumun kan›na bat›r›p bana geri verme hakk› yok. Hiçkimse benim o¤lumun kan›na batm›fl paray› 'al bunu ye' diyemez. Bu davay› açarken de para talep etmedim. Yeniden yarg›lama yap›lacakm›fl. Yarg›la-
ma bitmifltir, art›k adalet istiyorum, cezaland›r›lmalar›n› istiyorum. Benim yavrum bu memleketi doland›rmam›flt›. Her yerde da¤›t›lan Kurtulufl Gazetesi'ni da¤›t›yordu. Ve siz benim o¤lumu fütursuzca çekip vurdunuz. Belki katilleri bunlar›n (o s›rada çekim yapmakta olan TEM'e ba¤l› polisleri göstererek) aras›nda. O¤lumun adaletini istiyorum, baflka birfley istemiyorum.” Aç›klama s›ras›nda “Adalet ‹stiyoruz” pankart› aç›ld›.
A‹HM Ve Adalet Kavgas› fiu bir gerçek ki, bir çok örnekte, hak ve özgürlükler konusunda, A‹HM mücadelede bir teflhir arac› de¤il, bizzat mücadelenin yerine konulmaktad›r. “Dostane çözüm” konusundaki tav›r da buna ba¤l› olmaktad›r. Yak›lan köyler, infazlar, iflkenceler konusunda çarp›k anlay›fl, oligarfliye, “paray› ver da-
‹RFAN’IN KANI SATILIK DE⁄‹L fiükran A¤dafl: ‹rfan'›n bir damla kan›n›n bedelini veremez Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesi. Biz onlardan kan paras› de¤il, adalet istedik. Ben bir tek damla kan›na de¤er biçemezken, öldürüyor sokak ortas›nda, diyor ki senin kan›n 36 bin Euro de¤erinde. Ben o¤luma kurflun s›kan›n, o¤lum gibi bir çok insan› sokak ortas›nda ac›madan katledenlerin elini s›kaca¤›m, onun verdi¤i paray› al›p yiyece¤im ve ben ‹rfan'›n kan›na ekmek do¤ruyaca¤›m. ‹rfan'›n kemiklerini ç›kar›p yemem laz›m, o paray› almam için... Bunu benden istemeleri bile hakarettir. Öldürdü¤ü yetmemifl, beni küçümsüyor, al 36 bin Euro'yu kes sesini diyor... Hay›r efendim. Benim ne o¤lumun kan› sat›l›k, ne benim beynim sat›l›k. Ben ‹rfan’› istiyorum, 17 yafl›nda toprakta çürüyen balam› istiyorum. E¤er balam› veremiyorlarsa adaletini istiyorum. Çok kolay zannediyorlar, çok ucuz zannediyorlar, parayla herfleyin al›naca¤›n› zannediyorlar. Bunu teklif etmek bile ‹kinci kez öldürmektir. (A‹HM’in ‘dostane çözüm’ karar›n›n ard›ndan 13 Nisan 2003 tarihli dergimize yapt›¤› aç›klamadan)
Say› 133 39 21 Kas›m 2004
vay› kapat” imkan› vermektedir. Elbette evi yak›lan köylü de¤il, bu konuda çarp›k anlay›fllar› yerlefltiren siyasi gruplar burada belirleyicidir. HHB’nin izledi¤i davalardaki tavr›, devrimci-demokrat tav›rd›r. A¤dafl davas› bunun son örne¤idir. Bu dava, oligarflinin, “katlet, iflkence yap, paras›n› öde ve katletmeye, iflkenceye, ihlallere devam et” politikas›na
bir darbedir. Hiçbir maddi de¤er yaflad›¤›m›z iflkencelerin, infazlar›n, katliamlar›n karfl›l›¤› olamaz. Kan sat›lamaz! Para almak adaletten vazgeçmektir. Yap›lan› mazur görmektir. Ç›karc›l›k, bencillik, kendisine yap›lan›n baflkalar›na da yap›lmas›na dolayl› destektir. Hele bu, kendisine ilerici, devrimci, demokrat diyenlerce yap›l›yorsa, ayn› zamanda haklar ve öz-
Arafat intifada yaflayacak Direnen Felluce kazanacak
Say› 133 40 21 Kas›m 2004
Irak'ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, 12 Kas›mda Taksim’de Arafat’› and›. "Her Yer Filistin, Hepimiz Filistinliyiz" yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eylemde Arafat resimleri tafl›nd›. Koordinasyon ad›na Grup Yorum üyesi Hakan Alak bir konuflma yaparken, “Hepimiz Bir Filistinliyiz" sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemin sonunda Grup Yorum Filistin için söyledi. Irak'ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, 12 Kas›m’da da Felluce için ‹ngiliz Konsoloslu¤u önündeydi. 200 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, aç›klamay› Özkan Kaygulu okudu. Direniflinin yan›nda olma ça¤r›s› yap›lan aç›klamada, “Katil ABD Ortado¤u’dan Defol, Irak Halk› Yaln›z De¤ildir, Direnen Felluce Kazanacak” sloganlar› at›ld›. Polis kitlenin konsoloslu¤a yürüyüflüne engel olmak için yer yer müdahalelerle bulunurken, ‹stiklal caddesi boyunca alk›fllarla yürüyen Koordinasyon üyeleri, kararl› davranarak konsolosluk önünde eylemlerini yapt›lar. Ayn› gün ‹stanbul’da Felluce için bir baflka eylem de; KESK, Türk-‹fl, KESK ile DEHAP, SDP, EHP, EMEP ve baz› DKÖ’ler taraf›ndan yap›ld›. KESK fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nejdet Uygun’un bir bas›n aç›klamas› yapt›¤› eyleme 150 kifli kat›ld›. Kocaeli’de aralar›nda Gençlik Derne¤i’nin de bulundu¤u demokratik kitle örgütleri, parti ve sendikalar, 12 Kas›m günü yapt›klar› bir eylemle Filistin ve Felluce direniflini selamlad›lar. Hatay Demokrasi Platformu’nun, 12 Kas›m’da Felluce için yapt›¤› eyleme, HÖC de kat›ld›. Ayr›ca, Ankara’da ABD konsoloslu¤u önünde, ‹stanbul’da, çeflitli sol gruplar ve Özgür-Der ve Mazlum-Der baflta olmak üzere islamc› gruplar Arafat ve Felluce için eylemler yapt›lar.
gürlükler mücadelesini Avrupa’ya havale etmektir. A‹HM davalar›nda devletin “dostane çözüm”lerini reddedelim. Bu konuda bir gelenek yaratmak, ayn› zamanda Avrupa’n›n göstermelik hukuk oyununu da teflhir edecektir. A‹HM’i “adalet” aranan yer de¤il, oligarflinin zulmünün tüm dünyaya teflhir edildi¤i bir alan olarak de¤erlendirelim.
Belçika’n›n baflkenti Brüksel’de, 14 kas›m günü, DHKC Enternasyonal’in de bulundu¤u, Arafat’› anma eyleminde Cephe Enternasyonal temsilcisi Arafat ve Felluce ile ilgili bir konuflma yapt›. 15 Kas›m günü ise, Belçika HÖC, ABD Konsoloslu¤u önünde Felluce katliam›n› protesto etti. Meflaleli eyleme, Türkiyeli, fiilili, Fasl› ve Belçikal›lar kat›larak, “Felluce Kalbimiz Seninle, Kazanacaks›n” slogan›n› çeflitli dillerde att›lar. HÖC’ün “Türkiye iktidar› ABD’nin iflbirlikçisi, Türkiye halk› Irak halk›n›n yan›nda” dövizleri tafl›d›¤› eylemde, HÖC temsilcisi ta0ne ABD Konosoloslu¤u önünde Felluce için bir eylem daha düzenlendi. Yunanistan’›n baflkenti Atina’da Cephe Güçlerinin de kat›ld›¤› bir yürüyüflle Arafat selamland›. ‹srail elçili¤ine “Ebu Ammar Rahat Uyu, Mücadeleni Tamamlayaca¤›z" sloganlar›yla yürüyen kitle, buradan Filistin Elçili¤i önüne geldi ve Elçi bir konuflma yapt›. Avusturya Viyana'da DHKC Enternasyonal heyeti, FKÖ daimi temsilcili¤ine baflsa¤l›¤› ziyaretinde bulundu ve taziye defterine, "Filistin halk›n›n ac›s›n› paylafl›yoruz ve onurlu direniflini zafere kadar sürdürece¤inden eminiz.” ifadelerinin yer ald›¤› bir mesaj yazd›. 14 Kas›m günü ise Filistin Toplumu’nda Arafat için yemek verildi. Yeme¤e DHKC Enternasyonal ve Anadolu Federasyonu temsilcileri de kat›ld›lar ve baflsa¤l›¤› mesajlar› ile karanfilleri Filistin Toplumu’nun baflkan›na sundular. Fransa’da, Paris baflta olmak üzere birçok yerde onbinler "Filistin’de Tecrit Duvar› Kalkmal›d›r” slogan› ile 13 Kas›m günü yürüdü. Önceden slogan› tespit edilen yürüyüflte, Arafat’›n flehit olmas›yla, onbinler Arafat’› sahiplenen sloganlar hayk›rd›lar. Eyleme Cephe Güçleri de pankart ve bayraklar› ile kat›ld›.
‹stanbul TAYAD Kuruldu 1 Nisan hukuksuzluk operasyonunun hedeflerinden biri de tutuklu ve hükümlü ailelerinin örgütlülü¤ü TAYAD’d›. Bask›n ve tutuklamalar›n ard›ndan 21 Nisan’da ‹stanbul’da bulunan Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i ile TAYAD Valilik karar›yla kapat›lm›fllard›. Ama halk›n demokratik mevzilerini yoketmek, o kadar kolay de¤ildi. “Kapatt›m” demekle yokolmazd› bu mevziler. Bu ülkede hak ve özgürlük mücadelesi yürütenlerin örgütlülükleri ony›llard›r sürekli kapatma sald›r›lar›na maruz kalm›flt›r. Örgütlülü¤ü savunmak, bafll› bafl›na direnifl biçimlerinden biridir. Heleki sözkonusu olan TAYAD’l› Ailelerse, oligarflinin bu bask›larla sonuç almas› hiç mümkün de¤ildi. Bir, üç, befl kez de¤il, onlarca kez kapat›lm›flt› TAYAD’lar. Ve onlarca kez yeniden kurulmufltu. Gerekti¤inde “her ev bir TAYAD’d›r” diyerek yine sürdürmüfllerdi örgütlülüklerini. 1984’ten beri Türkiye’nin meydanlar›ndan kimse silememiflti onlar›. TAYAD’l› Aileler, 1 Nisan hukuksuzluk terörünün TAYAD’› kapatmas›na karfl›, ‹stanbul TAYAD’› kurarak cevap verdiler. Geçen hafta yap›lan bir aç›klamayla ‹stanbul TAYAD’›n kuruldu¤u duyuruldu. TAYAD’l› Aileler, aç›klamalar›nda flöyle diyorlard›: “TAYAD, ülkemizde demokrasi ve temel haklar
Temel Haklar’dan Ankara Temel Haklar 1. Genel Kurulu Yap›ld› Ankara Temel Haklar Ve Özgürlükler Derne¤i uzun süredir devam eden Genel Kurul çal›flmalar›n› tamamlayarak 1. Ola¤an Genel Kurul'unu yapt›. 11 Kas›m’da dernek binas›nda yap›lan Genel Kurul, Geçici Yönetim Kurulu ad›na Mert Kavak’›n konuflmas›yla aç›ld›. Divan baflkanl›¤›na Nilgün ÖNER’in seçilmesinin ard›ndan GYK faaliyet ve mali raporlar› okunarak üyelerin görüflüne sunuldu. Raporlar›n kabul edilerek aklanmas›ndan sonra yap›lan seçimlerde yeni yönetim kurulu flu isimlerden olufltu: Levent HERGÜNER, Ayfle ARAPG‹RLi, Umut fiENER, Haflim AKGÜN, Murat KORKUT. Ayr›ca Denetim ve Onur Kurulu üyelerinin de belirlendi¤i seçimlerin ard›ndan Genel Kurul, önceki Geçici Yönetim e teflekkür konuflmas›yla sona erdi.
mücadelesinde kararl›l›¤›n ad›d›r. 20 y›ld›r ac›lar›n en büyü¤ünü, en dayan›lmaz›n› yaflad›k. ‹çeride çocuklar›m›z, efllerimiz, kardefllerimiz; d›flar›da biz. Ayn› vücutta birlefltik ve dikildik zulmün ve zorbal›klar›n karfl›s›na. Son 5 y›ld›r tecrite karfl› direniflimizle yine siyasi iktidarlar›n, polisin ilk hedefi olduk. ... Bask›lar, iflkenceler, komplolar, tutuklamalar yaflad›k. Gün geldi en de¤erlilerimizi ard arda topra¤a verdik. Gün geldi tabutlara, kafeslere girip bask›lar› protesto ettik. Ülkemizin her yerinde hapishanelerdeki yak›nlar›m›z›n sesi, solu¤u olmaya devam ettik... Her fleye, tüm yaln›zlaflt›rma politikalar›na ra¤men yine mücadelenin en önündeyiz. Evlatlar›m›z için, demokrasi ve adalet için buraday›z. ‹stanbul TAYAD çat›s› alt›nday›z.” Halk örgütsüzlü¤e mahkum edilemez. TAYAD’l›lar bunu kan›tl›yor. “TAYAD Kapat›lamaz” pankart›yla kaç kez yürüdüler onlar meydanlarda. Ve pratikleriyle kapat›lamayaca¤›n› gösterdiler her seferinde. Kapatmakla direnenlerin sesinin bo¤ulamayaca¤›n› gösterdiler. 20 y›ld›r demokratik mevzilerin nas›l yarat›laca¤› ve nas›l savunulaca¤›n›n tarihini yaz›yor TAYAD’l›lar. ‹stanbul TAYAD'›n kuruldu¤unu ilan eden TAYAD’l› Aileler, aç›l›fl tarihinin ayr›ca duyurulaca¤›n› belirterek aç›klamalar›n› flu sözlerle bitirdiler: “TAYAD'l› Aileler olarak tüm dostlar›m›z› yeni yerimize ve faaliyetlerimize destek vermeye bekliyoruz.”
fiakirpafla Temel Haklar’›n Kampanyas› Sürüyor fiakirpafla Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nin "Yoz Kültüre Uyuflturucuya, Fuhufla Karfl› Birleflelim" slogan›yla 15 Ekim'de bafllatt›¤› kampanya, semt semt, mahalle mahalle bildiri da¤›t›m› ile devam ediyor. Dernek üyeleri geçti¤imiz hafta üzerinde "Yoz Kültüre Uyuflturucuya Fuhufla Karfl› Birleflelim" yaz›l› önlükleriyle Adana'n›n bir çok semtinde, otogarlarda, merkezi çarfl›larda da¤›tt›klar› bildirilerle halk› yoz kültüre karfl› kendi kültürümüz etraf›nda birleflmeye ça¤›rd›.
Gazi Temel Haklar: "Zafer Beyazdo¤an Serbest B›rak›ls›n!" Gazi Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i geçen hafta yapt›¤› aç›klamayla, 9 Kas›m’da Taksim’deki AB temsilcili¤i önünde yap›lan protesto eyleminde gözalt›na al›nan Gazi Temel Haklar Baflkan Yard›mc›s› Zafer Beyazdo¤an’›n tutuklanmas›n› protesto etti.
Say› 133 41 21 Kas›m 2004
rö po rta jla r
Direniflin 5. Y›l›nda
Kim Ne Dedi?
Siyasi Hareketler Sendikac›lar, demokratik kitle örgütleri, siyasi hareketler, ayd›nlar, sanatç›lar, gazeteciler, islamc›lar, hukukçular... direniflin 5. Y›l›n› de¤erlendiriyor... Röportaj sorular›:
Say› 133 42 21 Kas›m 2004
1-) F tiplerinde sürmekte olan ölüm orucu direniflinin 5. Y›l›na girmesini nas›l de¤erlendiriyorsunuz? 2-) Bu süreçte toplumsal muhalefeti ve kurumunuzu yapt›klar›yla ve yapmad›klar›yla nas›l de¤erlendiriyorsunuz? ‹çeride ve d›flar›da 4 y›ld›r uygulanan tecrit politikas› nas›l etkisizlefltirilecek?
H.‹. Devrimci Demokrasi: Parçal› Olarak Süren Mücadeleyi Birlefltirmeliyiz 1) 28 May›s 2001 sonras›nda iki devrimci partinin eylem biçimi olarak ölüm orucu direnifline devam etmesini politik aç›dan do¤ru bulmamakla birlikte, büyük bir devrimci feda ve direniflçilik örne¤i olarak görüyoruz. 2) ‘Toplumsal muhalefet’ ve gazetemiz aç›s›ndan, neyin yap›l›p yap›lmad›¤›na somut cevaplar verebilmek için öncelikle, nelerin yap›lmas›na iliflkin net bir fikir olmas› gerekir. 28 May›s 2001'den bu yana yap›lmas› gereken ve halen esas olarak yap›lamayan fley, F tipi tecrit karfl›t› mücadelede içerde ve d›flar›da da¤›lan güçleri yeniden toparlamak, direnifl içerisinde k›r›lmalar yaflayan kesimleri yeniden aya¤a kald›rarak ve ileride giriflilecek yeni muharebelere her aç›dan haz›r olmakt›. Yeni ‹nfaz Yasas›’n›n yasallaflmak üzere oldu¤u ve bu yasa ile tecrit içerisinde tecritin dayat›l›p, devrimci tutsaklara tümden teslimiyetin dayat›ld›¤› koflullarda bunu yapmak çok daha önemlidir. Somut flartlar›n somut tahilini yapmak gerekirse, as›l görev içerideki devrimci tutsaklardan çok, d›flar›daki F tipi tecrit ve Yeni ‹nfaz Yasas› karfl›t› mücadele içersinde yer alanlara, almas› gerekenlere düflüyor. Çünkü:
Birincisi, içerideki komünist-devrimci tutsaklar, sürecin bafl›ndan sonuna kadar üzerlerine düflen sorumluluklar› fazlas›yla yerine getirdiler, getirmekteler. ‹kincisi, uzun y›llar boyunca süren direnifl, F tipi tecritin yaratt›¤› olumsuz koflullar, içerisindeki komünist ve devrimci tutusaklar› ciddi olarak y›pratm›fl durumda. Üçüncüsü, d›flar›daki F tipi tecrit karfl›t› mücadele, 20 Ekim 2000'deki düzeyi yakalamak bir yana, onun bir hayli gerisinde ve daha çok parçal› durumda. Kay›ts›z kal›namayacak bu gerçekler gözönüne al›nd›¤›nda; Yeni ‹nfaz Yasas›'n›n yasallaflmas›yla birlikte, hapishanelerde daha sert mücadelelerin yaflanaca¤›, ancak özellikle d›flar›s›n›n bu sald›r›lar› geri püskürtmek için gerekli olan nitelikten oldukça uzak oldu¤u, as›l olarak içerideki mücadele ile paralellik içerisinde, d›flar›da yap›lmas› gerekenlere yo¤unlafl›lmas›n›n gerekti¤i görülür. ‹lk olarak, F tipi tecrite karfl› mücadeleyi sürekli gündemde tutmak, somut koflullarda öne ç›kan di¤er önemli gündemlerle iliflkisini kurarak, mücadeleyi süreklilefltirme çabas› içinde olmak gerekir. Bu noktada ne var ki, ara kesimler bir yana bir çok devrimci politik çevre F tipi tecrite karfl› mücadeleyi bafll›ca gündem maddelerinden biri olmaktan ç›karm›fl durumda. Mücadeleyi süreklilefltirmek aç›s›ndan, öncelikle bu saptamay› düzeltmek gerekir. ‹kinci olarak, d›flar›daki mücadelenin motoru olan devrimci kurum ve kiflilerin, tutsak ve flehit ailelerinin yapt›klar› eylem ve etkinlikleri marjinallikten kurtarmak gerekir. Niyet ne olursa olsun, sürekli ayn› say›da çok az insan›n kat›ld›¤›, s›k aral›klarla yap›lan bas›n aç›klamalar› k›s›r döngüsünden kurtulmak çok önemli. Daha ciddi bir kamuoyu yaratmak aç›s›ndan daha ciddi organizasyonlar olan paneller, seminerler vb. etkinliklere de yer vermek, do¤ru olacakt›r. Ayr›ca, kampanya tarz›nda örgütlenmifl faaliyetlerin verimi daha çok olmakta. Yine, tüm parçalarda yap›lan eylem ve etkinlikler de örgütlemek faydal› olacakt›r. Parçal› olarak süren mücadeleyi daha derli toplu hale getirmek de önemli bir sorumluluk olarak karfl›m›za ç›kmakta. Sürece iliflkin farkl› demokratik yaklafl›mlara sahip olmak veya ölüm orucuna karfl› ç›kmak eylem biçimine iliflkin taktik farkl›l›klard›r. Bu F tipi tecrite karfl› mücadele sorumlulu¤undan kaçman›n gerekçesi olamaz. Bizce ilk elden yap›lmas› gerekenler bunlard›r. Çünkü, güçlü bir mücadele örmek için, öncelikle bu mücadelenin motor gücü olan kesimlerin kendi içlerinde nitel bir güç olma konumuna gelmeleri gerekir. Düflüncelerimiz de, önerilerimiz de öncelikle bu çerçevededir. Aksi halde, pratik karfl›l›¤› olmayan soyut tart›flmalar sonucu "mükemmel" bir program ç›kar›labilir. Fakat, büyük oranda ka¤›t üzerinde kalmaya mahkumdur. Çünkü, motor güç tekledi¤i ve bunun önü al›nmad›¤› müddetçe araba sa¤l›kl› çal›flmayacak, bizi sürekli yar› yolda b›rakacakt›r. Toplumsal muhalefet ve gazetemiz olarak bu sü-
reç içerisinde ne yapt›k, ne yapmad›k? ‘Toplumsal muhalefet’ denilen kesimlerin ve di¤er devrimci kurulufllar›n ne yap›p yapmad›klar›na de¤inme gere¤i duymuyoruz. Kendimize iliflkin olarak ise; birincisi; gazete olarak, ölüm orucunun bafllad›¤› tarih olan 20 Ekim 2000'den itibaren, üzerimize düflen sorumlulu¤u yerine getirdi¤imizi düflünüyoruz. ‹kincisi; çeflitli komünist, devrimci parti ve örgütlerin 28 May›s 2001 itibariyle ölüm orucuna son vermelerini politik olarak do¤ru bulmakla birlikte, F tipi tecritle mücadelelerin içinde ve destekleyici olduk ki buna süren ölüm orucu da dahildir. ‹ki devrimci parti taraf›ndan sürdürülen ölüm oruçlar›n› gazetemizin bafll›ca gündem maddelerinden biri olarak görmeye, okurlar›m›za aktarmaya devam ettik. Bu nedenle Ekmek ve Adalet Dergisi'nde çeflitli kereler ifade edilen "devrimci çevreler de ölüm orucunu görmezden geliyor" genellemesine kendi ad›m›za kat›lm›yoruz. Bu noktada belirtmek ihtiyac› duydu¤umuz iki fley var: B‹rincisi; devrimci hareket sadece F tipi karfl›t› mücadele ve ölüm oruçlar› noktas›nda de¤il, en temel gördü¤ü mücadele alanlar›nda ciddi bir yetmezlik yafl›yor. Tasfiyeci sürecin etkisi, örgütsel daralmalar, politik etki gücünde kayb›n sonucudur bu olumsuzluklar. fiöyle bir örnek verebiliriz: Bir, NATO sürecinde istinas›z hepimiz NATO Toplant›s›’n›n engellenmesini bafl görev olarak belirledik. Bunun için aylarca çal›flma yapt›k. Tüm kurumlar›m›z› mücadeleye katt›k. Fakat kabul etmek gerekir ki devrimciler olarak istedi¤imiz düzeyi yakalayamad›k. Bir "isteksizlik" durumu yokken dahi, ancak bu kadar›n› yap›yorsak itham etmek yerine, durup nedenlerini düflünmeliyiz. ‹kincisi ölüm orucu görmezlikten geliniyor mu? Evet. Bir çok devrimci de dahildir buna. Ço¤u, F tiplerine karfl› mücadeleyi bafll›ca gündem maddelerinden biri olmaktan ç›karm›fl durumda. Bu anlamda, önemli bir dar grupçuluk var. Gelinen aflamada politik koflullardaki de¤iflimi de¤erlendirilerek bir eylem biçimi olarak ölüm orucunu do¤ru bulmamak, eylemin amaçlar› için farkl› eylem biçimleri ile mücadeleyi d›fltalamad›¤› gibi süren bir ölüm orucu eylemi gerçekli¤ini görmezden gelmeyi hakl› göstermez.
SDP: Direnifl, Emekçilerin ve Ezilen Halklar›n Mücadelesinden Soyut De¤il ‹stanbul ‹l Örgütü Fahri Dan›flman› Ulafl Bayraktaro¤lu: 1-) Bütün bu geliflen sürecin, egemenlerin içerde ve d›flar›da tecrit ve izolasyon politikalar› ba¤lam›nda topyekün sürdürdükleri sald›r›lar›, onlarca devrimci tutsa¤›n ölmesine neden olan katliamlar›, tutuklama ve gelifltirilen di¤er tüm bask› yöntemlerini emperyalizmin bölgedeki tahakkümünden soyut ele almak mümkün de¤ildir. Cezaevlerindeki direniflin bu kadar uza-
mas›n› iki boyutta ele alabiliriz: Birincisi, toplumsal muhalefetin konjonktürel olarak zay›fl›¤›, ikincisi, egemenlerin ülkede ve bölgede topyekün sald›r› stratejisi. Asl›nda, devrimcilerin ve toplumsal muhalefetin konjonktürel olarak etkisizli¤i, da¤›n›kl›k ve birleflik bir devrimci hareket örme yoksunlu¤u ile alakal›d›r. Devrimci, demokrat, yurtsever ve tüm ezilen kesimlerden oluflan genifl bir anti-emperyalist, anti-oligarflik demokratik halk cephesi kurma zorunlulu¤u dün oldu¤u gibi bugün de yak›c› bir biçimde kendini dayat›yor. Cezaevlerindeki devrimci tutsaklar›n direnifllerini iflçi s›n›f›n›n, emekçilerin, ezilenlerin ve ezilen halklar›n mücadelesinden soyut ele almak mümkün de¤ildir. Bu bahsetti¤imiz kitlelerle fiili anlamda örtüfltü¤ü anlamda direnifller çözüm gücüne dönüfleceklerdir. 2-) Sosyalist Demokrasi Partisi, ço¤ulculuk ve sosyalist demokrasi ilkeleriyle örgütlenen, dostlar›na karfl› da iliflkilerini bu ba¤lamda belirleyen, çeflitli devrimci yap›lardan oluflmufl birleflik bir örgütlenmedir. Sosyalistlerin birlik sürecine hizmet eden ad›mlar atmaya çal›flmaktad›r. Ayn› zamanda, Sosyalist Demokrasi Partisi'nin içindeki devrimci yap›lar kendi ba¤›ms›z hatlar›n› koruma hakk›na da sahiptir. Partinin kurulufl sebeplerinden biri de F tiplerine karfl› tak›n›lan tav›rlard›r. Ayr›ca parti içindeki tüm gruplar ve parti cezaevlerindeki ve d›flar›daki tüm tecrit, izolasyon uygulamalar›na kendi gücü oran›nda karfl› ç›km›fl, bu ba¤lamda egemenlerle mücadele etmifl ve etmeye devam edecektir. Cezaevleri özelinde "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur” ve "Katil Devlet Hesap Verecek” fliarlar›n› tereddütsüz bir biçimde yükseltmeye devam edecektir. Bir bütün olarak toplumsal muhalefet ba¤lam›nda öznelimize iliflkin siyasal örgütlülü¤ümüzün söyleyecek elefltirileri elbette vard›r. Direnifl hala sürerken ve yeni Ceza ‹nfaz Yasas› gibi uygulamalar gündemde iken oluflturulmas› gereken ve üzerinde tart›fl›lmas› gereken, tüm sald›r›lara karfl› bir birleflik muhalefet cephesinin örülmesidir.
Say› 133 43 21 Kas›m 2004
Hukukçular, Ayd›nlar ÇHD Genel Baflkan› Av. Hüseyin Y. Biçen: D›flar›daki Tecrit Derinlefliyor Siyasi tarihte, bir mücadele yöntemi olan ölüm oruçlar› ilk kez bu kadar uzun süre uyguland›. Ölüm korkusu duvar›n› alt üst eden 5 y›ll›k ölüm orucu; tutsaklar yönünden kararl›l›¤›, devlet yönünden de ciddi bir duyars›zl›¤› ortaya koymaktad›r. Hiçbir mücadele biçimi sürekli ve seçeneksiz
Say› 133 44 21 Kas›m 2004
de¤ildir. E¤er ödenen bedel ile al›nan sonuç aras›nda ciddi bir orans›zl›k ortaya ç›karsa yeni mücadele biçimlerinin tart›fl›lmas› ve yarat›lmas› zorunludur. Mücadele biçimlerinin cüreti fedakarl›¤› kadar kitlelerde yaratt›¤› etki ve sempati de önemlidir. F tipi eylemlerinin bugünkü geldi¤i noktan›n niteliksel ve niceliksel de¤erlendirmesinin yap›lmas› gerekir. ‹çerideki tecrit devrimci kararl›l›kla kald›r›l›yor ama d›flar›daki tecrit her geçen gün geniflliyor. Uygulanan ekonomik, siyasal ve kültürel programla insanlar daha da yaln›zlafl›yor ve kendi F tiplerine kapan›yor. Kitlelerini yitiren Demokratik Kitle Örgütleri, AB, BM gibi emperyalist kurulufllardan ald›klar› proje paralar›yla daha da kitlesizleflmekte ve her geçen gün toplumsal muhalefetten uzaklaflmaktad›rlar. Bu olumsuzluklara karfl› direnen bir kaç DKÖ de di¤erleri taraf›ndan d›fllanmakta, bunlar›n yerine sa¤c› örgütler tercih edilmektedir. Sorunun çözümü için eski mücadele yöntemleri yeniden sorgulanmal› ve yeni mücadele biçimleri yarat›lmal›d›r. Aksi taktirde haz›rlanan Ceza ‹nfaz Yasas› ve zorunlu çal›flma ile tutsakl›k köleli¤e, TTE kefene, flartl› tahliyeleri yakacak disiplin cezalar› ile cezaevleri mezarl›¤a dönüflecektir.
Av. Selçuk Koza¤açl›: Tecrit Sürdükçe Herkes “Nas›l Çözebiliriz” Demeli 1-) Hem ülke hem de dünya ölçe¤i aç›s›ndan baflka örne¤i bulunmayan inan›lmas› güç bir direniflle karfl› karfl›yay›z. Ölüm orucu gibi son derece a¤›r bedel gerektiren bir eylemin kitlesel olarak bu kadar uzun süre devam edebilmesinin, bir yandan tecritin a¤›rl›¤›n› di¤er yandan da siyasi tutuklu ve hükümlülerin tecrite karfl› kararl›l›¤›n› gösterdi¤ini düflünüyorum. Bunun yan› s›ra, medyan›n kamuoyunu "uyutucu" ve "yan›lt›c›" etkisine en özel örneklerinden birisi oldu¤unu söyleyebiliriz. Tecrite karfl› mücadelenin hiç kesintisiz sürdü¤ü bu süre boyunca sadece ölüm orucu eylemi sürmedi. Görüfle, aç›k görüfle ç›kmama, telefon, televizyon vb. yararlanmama, onursuz aramaya ve say›ma karfl› direnme, ayakkab› aramas› tacizine karfl› mahkeme ve hastanelere ayakkab›s›z gelme, destek açl›k grevleri vb. onlarca eylem biçimi halen çeflitli düzeylerde devam etmektedir. Geçen sürenin bize gösterdi¤i en önemli fley, tecrite karfl› direniflin gelip geçici de¤il, tecrit tamamen ortadan kald›r›l›ncaya kadar devam edecek kal›c› ve kapsaml› bir eylem biçimi olarak yerleflti¤idir.
2-) Siyasal ve toplumsal düzeyde önemli bir özelefltiri yap›lmas› gerekmektedir. Halen Merkez Yürütme Kurulu üyesi bulundu¤um Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i her aflamada tecrite karfl› mücadelenin yan›nda ve içinde olmas›na ra¤men, gerekli çabay› gösteremedi¤imiz aç›kt›r. Çünkü bunun ölçüsü tecritin kald›r›lmas›d›r. Tecrit tek bafl›na a¤›r bir iflkence modeli ve insanl›k suçudur. Türkiye cezaevlerinde tecrit devam etti¤i sürece mesleki, siyasal ve demokratik kitle örgütlerinin önündeki soru flu olmal›d›r: "Neyi eksik yapt›k?" ve "nas›l çözebiliriz?" Tecrite karfl› direnifli gündeminden ç›karan her anlay›fl ileride bunun yarataca¤› a¤›r sonuçlar› bugünden öngörmek zorundad›r.
Sinema Yönetmeni Reis Çelik: Yaflanm›fl En Büyük Dramlardan Birisi 1) Asl›nda ne kadar a¤›r bir fley soruyorsunuz. Ölüm orucu Türkiye'de yaflanm›fl en büyük dramlardan birisi. Yani flimdiye kadar yaflanm›fl anlay›fl›n, zaman zaman askeri darbelerle, zaman zaman sivil yönetimlerle desteklenmifl ac› bir yüzü bana sorarsan›z. Dünyada tarih sayfam›za çok ac› geçecek olan bir yüzü. 5. Y›la girilen, ki o s›cak dönemlerini çok içiçe yaflad›k, bask›nlar›, ölüm oruçlar›nda yitirdi¤imiz insanlar› hep birlikte tan›d›k, bildik. Türkiye'de AB uyum süreci yaflan›yor. Kanunlar de¤ifliyor, ama henüz cezaevlerindeki F tipi tecrit mant›¤›ndan vazgeçmifl bir sistem yok karfl›m›zda. Kanunlar meclislerden geçebilir, baflbakanlar kalk›p aç›klayabilirler birçok fleyi ama bir ülkedeki demokrasi belirtilerini iflte o en y›pranm›fl köflelerden bakarak görebiliriz, ki bunu da henüz tam aç›k görmüfl de¤iliz. 4 y›l geçmesine ra¤men. 2) Kendimi bildim bileli alternatif bakan, yani duvar yaz›s›ndan, cezaevinden, bütün toplumsal hareketlerin içerisinde yer alm›fl birisi olarak, hangi noktalarda toplum duyarl›l›¤› ve tepkisi oldu¤unu görmeye çal›flt›¤›m noktalarda bir hayal k›r›kl›¤›na u¤ruyorum. Halk kavram› bana göre her zaman çok da tepkili, duyarl› aktif bir kavram de¤ildir. Halk› hareketlendiren küçük odaklar vard›r ve halk›n gerçek taleplerini tespit eder ve o yönde ç›k›fl›n› sürdürür ve büyük kitleleri de arkas›ndan sürükler. Bütün dünya devrimleri de böyle olmufltur... Halka do¤ru kanallarla gitti¤imize halen inan›yorum. Sosyalizm hala dünyan›n gitmesi gereken yol. Çünkü sosyalizmin uygulanmas› daha elzem hale geliyor, vahfli kapitalizm inan›lmaz boyutlarda. fiu anda da bizim o zaman söyledi¤imiz
fleyler hep gerçekleflti dünyada. Demek ki halk› politize etme biçim ve flekillerimizde yan›lmalar oldu. Sa¤dan bizim söylemlerimizi dillerine dolayarak iktidara gelenler oldu. Ama ac›lar›n› ve iflkencelerini biz çektik. Halk kapitalizmin tam olarak sindirdi¤i daha da sürü haline getirdi¤i bir biçim olarak karfl›m›za ç›k›yor. Onun içindir ki, sanata bakt›¤›m›z zaman bir popkorn mant›¤›, bir hamburger mant›¤›yla televizyonlarda, gazetelerde, filmlerde en çok sat›lan, izlenenlere bakt›¤›m›zda halk›n hangi yolda oldu¤unu çok net görürüz. Halk›n bu kadar köreltildi¤i bir dönemde bir sinemac› olarak daha çok bu konuda duyarl› üretimler yapmak zorunda oldu¤umu hissediyorum. Ayd›nlar›m›z›n ortak bir paydada buluflma noktas›nda eksik oldu¤unu düflünüyorum. Bana göre esas olan namuslu ve dürüst olmakt›r. E¤er namuslu ve dürüst de¤ilsen cezaevindeki koflullar iyi dersin. - sürecek -
Düzeltme: Önceki say›m›zda yay›nlad›¤›m›z Al›nteri Gazetesi’nin görüfllerinin son paragraf› teknik bir aksakl›k sonucu eksik ç›km›flt›r. Paragraf›n tamam›n› yeniden yay›nl›yoruz. “Komünist ve devrimci tutsaklar›n ço¤unlu¤u, direniflin pasif bir beklemecilik havas› içerisinde devrimciler için giderek daha da elveriflsiz ve tüketici bir biçimde ifllemesi karfl›s›nda tecrit karfl›t› mücadeleyi yeni araç ve yöntemlerle sürdürmek üzere 2002'de sonland›rd›lar. Sol tasfiyeci takti¤in, s›n›f mücadelesinin bugünkü koflullar›içerisinde ölüm orucunun 4 y›ll›k bir "dönemsel politika" olarak neden sürdürdükleri bizim için bir soru de¤ildir. Biz burada bir takti¤in bir örgütü teslim almas›n› görüyoruz. Devrimci bir taktik ustal›k ve güç mevzilenmesi ile çok daha farkl› siyasal toplumsal koflullar içerisinde mücadele edebilecekken, devrimci hareketin ' dip noktas› 'na geliflindeki sorumlulu¤un hesab›n› veremeyecek oluflu görüyoruz. Direnifl özelinde ise nispeten daha s›n›rl› bedellerle somut kazan›mlar›n elde edilebilece¤i düzlemlerin bofla ç›kar›lmas›n›, güçleri tüketici bir tarzda de¤erlendirmeyi... özelefltirel bir tarzda ele almaktan kaç›nmay› görüyoruz. Bir siyaset tarz›, liderlik tarz› bitmifltir. Bir dönem kapanm›flt›r. Sosyalizm idealinden lafta da olsa giderek uzaklaflan küçük burjuva devrimci demokrasisinin kah halkç›l›¤›n, kah küçük burjuva milliyetçili¤inin, kah en kaba sloganlar› d›fl›nda sosyal liberalizmin rüzgarlar›n›n etkisi alt›nda yürüme, kendisi ile birlikte yeni devrimci kuflaklar›n geliflimini damgalama süreci siyaseten bitmifltir. Komünistler olarak bu süreçten ald›¤›m›z en büyük ders bu oldu¤u gibi, ölüm orucu flehitlerine ba¤l›l›¤›m›z›n en anlaml› göstergesi, devrimci komünizmin ›fl›¤›nda kendi cephemizdende bu dönemi kapatmak olacakt›r.”
Abdi ‹pekçi'de
Bayram “Bir parçam›z ölüm, bir parçam›z yaflam...” TAYAD’l› Ailelerin Ankara Abdi ‹pekçi Park›’ndaki direnifli 61. haftas›nda. Bir bayram› daha parkta direniflle karfl›lad› tutsak aileleri. 3 gün boyunca gelen ziyaretçilerle bayramlaflt›lar ve yine tecriti, 117 ölümü anlatt›lar. fiekerlerini, tatl›lar›n› ikram ederek bayram› kutlad›lar. Bayram› Abdi ‹pekçi direniflinde geçiren TAYAD’l›lardan biri de Gülser Sar›gül. Gülser Sar›gül, tam yedi ayd›r parkta kal›yor. Ekmek ve Adalet muhabir ve çal›flanlar›, Abdi ‹pekçi’deki TAYAD’l› ailelere yapt›klar› bayram ziyaretinde Sar›gül’le de k›sa bir söylefli yapt›lar. ‹flte Sar›gül’ün anlatt›klar›: “Herkes ailesiyle, sevdikleriyle bayramlafl›rken biz yine içeride, d›flar›da direniflteyiz. HÖC’lü arkadafllar›n direniflin 5. Y›l› nedeniyle yapt›¤› açl›k grevinin son günü ayn› zamanda bayram›n ilk günüydü. O günü hep birlikte parkta geçirdik. Tabii duygular›m›z çok yo¤un. D›flar›da bayramlafl›l›rken içeride, hapishanelerde insanlar ölüyor. Bir parçam›z ölüm, bir parçam›z yaflam, ikisi birbirinden hiç ayr›lm›yor. 4 y›ld›r böyle. Bayramlafl›rken herkes birbirine ‘en kötü günün böyle olsun’ diyor. Çok güzel bir dilek. Ama içeridekilere, ölüm orucundakilere ne diyece¤iz? Herkes bunun cevab›n› da düflünmelidir...” Bayram›n son gününde parktaki 428. günlerini geçiren TAYAD’l›lar, birkaç gündür sürekli ya¤an ya¤mura ve artan keskin so¤u¤a karfl›n, direnifli kararl›l›kla sürdürüyor, ‘Hücreleri y›kal›m!’ ça¤r›s›n› herkese ulaflt›rmaya çal›fl›yorlar.
‘fiehitlerimiz zaferimizin teminat›d›r’ 9 Kas›m’da Dersim Aktuluk Köyü yak›nlar›nda meydana gelen çat›flmada flehit düflen Aflk›n Günel ve Cafer Kara adl› T‹KKO gerillalar›, ‹stanbul’da düzenlenen bir törenle topra¤a verildiler. fiehitlerle ilgili TKP/ML Örgütleme Komitesi taraf›ndan “fiehitlerimiz silahl› mücadele kararl›l›¤›m›z›n ad›, zaferimizin teminat›d›r” bafll›kl› bir aç›klama yap›larak, gerillalar›n mücadele yaflamlar› anlat›ld›.
Say› 133 45 21 Kas›m 2004
Susurluk çirkefinde kimler yok ki?!
Say› 133 46 21Kas›m 2004
Sedat Peker’in albümünden resimler ve Peker’in telefon görüflmelerinden yeni isimler yans›d› geçen hafta bas›na. Kimler yok ki içlerinde? Valiler, savc›lar, futbolcular, tekelci burjuvalar, ölüm mangalar›n›n tetikçileri... K›sacas›, Susurluk’un eksiksiz bir resmi.. ‹sterseniz, önce flu üç foto¤rafa k›saca bakal›m; Peker’le ayn› masada resimleri yay›nlanan fiadan Kalkavan ve Orhan Keçeli, burjuva bas›nda flöyle tan›t›l›yordu: “futbol, ifl ve siyaset dünyasının iki tanınmıfl ismi”. Evet, “futbol, ifl ve siyaset dünyas›” iflte böyle bir dünya. Hakan fiükür “en müslüman” futbolcu geçinir; fuhuflun, uyuflturucu ticaretinin, rüflvet ve haraç›n yani islam›n “haram” sayd›¤› ne kadar fley varsa, onlar›n göbe¤inde yaflayan mafyac›yla can ci¤er kuzu sarmas›. Hakan fiükür tüm düzen islamc›lar›n›n da aynas›d›r. Peker’in Ayhan Çark›n’la foto¤raf›n›n olmas› ise çok tabii.
Bir tetikçi, ya Mehmet A¤arlar›n yan›nda “resmi”, ya da Çak›c›lar›n, Pekerlerin yan›nda “sivil” olarak tetik çekmeye devam eder. Bu ve buna benzer iliflkiler, her seferinde burjuva medyada sansasyonel bir biçimde yer al›yor. Bu türden iliflkileri “kiflisel”lefltirmeye çal›fl›yorlar. Oysa gerçek tam tersidir. Bu türden iliflkiler içinde olmayan mafyac›, politikac›, ifladam› yoktur. Do¤rudan veya dolayl› bu iliflkilerin içindedirler. Onlarca mafyac›n›n, katilin cebinde Cumhurbaflkanl›¤› dan›flmanlar›n›n telefonlar›n›n ç›kmas› tesadüf müydü? ‹tirafç›larla generalleri bir arada gösteren foto¤raflar istisna m›yd›? M‹T destekli mafyac›lar›n hep tekelci burjuvalar›n ifllerini hallediyor olmas› tesadüf mü? Çatl›’dan Çak›c›’ya Peker’e hepsinin bir kollar›n›n da düzen partilerine, TBMM’ye, Bakanl›klara uzanm›fl olmas› tesadüf mü? Susurluk devleti, oligarflik egemenli¤in örgütlenifl biçimlerinden biridir. Peker ve iliflkileri gibi, yüzlerce iliflki a¤›ndan oluflmufltur. Bu yüzden ortaya ç›kan her pislik, her gayr›-meflru iliflki, “münferit”mifl gibi gösterilip sistemin böyle flekillendi¤i gizlenmeye çal›fl›l›yor.
Oligarflik Cumhuriyet’in kadrolar› ne hale düflmüfl! Bak›n flu koca Osmanl› bürokrasisinin geldi¤i noktaya; valisi, savc›s› hepsi bir gecelik alemlere sat›l›k... Çok ucuzlam›fllar çok. Peker soruflturmas›nda iki savc›n›n da ad› geçiyor. Geçmemesi sürpriz olurdu zaten. Yarg›
aya¤› olmayan mafya olur mu? Bu savc›lar, (biri Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ömer Güner Sazak, di¤eri ise Balıkesir’de görevli Suat Çalıflkan) davalar›n Peker’in istedi¤i biçimde sonuçlanmas› için çal›fl›yorlarm›fl. Karfl›l›¤›nda biri evinin PVC pencerelerini yaptırm›fl, tatil giderleri ve kredi kartı borçlarını Peker’e ödetmifl, bir de doktor bir yakınının tayinini istedi¤i yere ç›kartt›rm›fl. (Demek ki Peker’in Sa¤l›k Bakanl›¤›’nda da kolu var, acaba o soruflturma kapsam›nda m›?) Savcı Ömer Sazak’la Peker’in 14 ayrı telefon görüflmesi kay›tlara al›nm›fl. ‹flte o görüflmelerden bir bölüm: “Peker’in adam›: Mehmet Tosun'un adresini bulmam›z laz›m, adam korkup saklan›yor. Savc›: Merak etme, adres gelince sana iletece¤im. Peker’in adam›: Size yer ayarlad›m, her fley güzel olacak. Bekledi¤iniz misafirler de olacak. ‹yi bir gün geçireceksiniz. Savc›: Sa¤ ol Küçük.” Devletin savc›s›, iki orospuyla alem yapmak için savc›l›k yetkisini mafyac›n›n hizmetine sunuyor. Ortada “milliyetçiyim” diye dolaflan “reis” lakapl› mafyac› ise, düpedüz pezevenlik yap›yor. Ama daha ilginci bu ifli yapan mafyac›, ayn› zamanda “Türklük günleri” düzenliyor ve davetine generaller, tekelciler, burjuva politikac›lar icabet ediyor. Hakimler Savc›lar Yüksek Kurulu bu kan›tlar› inceleyecekmifl. Peki HSYK’daki hakim ve savc›lar› kim inceleyecek? K›sacas›, neresinden tutacaks›n›z, de¤ne¤in her taraf› b.klu.
AKP ‹ktidarda Albayraklar Büyüyor 25 milyonun sefalet içinde oldu¤u AKP iktidar›nda “köfleyi” h›zla dönenler de var. Baflbakan Tayyip Erdo¤an’›n ayn› zamanda “dünürü” olan Albayraklar bunlar›n bafl›nda geliyor. ‹ktidar olman›n nimetlerini kullanarak, bir baflka deyiflle “bal tuttuklar› parmaklar›n› yalayarak” servetlerine servetler kat›yorlar. Nokta dergisinin Albayrak fiirketler Toplulu¤u’nun Yönetim Kurulu Baflkan› Mustafa Albayrak ile yapt›¤› röportaj, iktidar›n kime hizmet etti¤inin de bir örne¤ini sunuyor. Nokta’n›n, “zenginlik ve ikbal basamaklar›n› ‘h›zl›’ t›rmanan, Tayyip Erdo¤an’a yak›nl›klar› ‘hiç unutulmayan’ Albayraklar, önümüzdeki y›llara damgas›n› vurmaya haz›rlan›yor” sözleriyle de¤erlendirdi¤i röportajda, Albayrak, bu y›l 250 milyon dolarl›k bir ciroya ulaflacaklar›n› söylüyor. Ulafl›rlar! Tüccar baflbakan›n elini tutan, ihya oluyor! Mübarek kutsal varl›k! Röportajda Albayraklar’›n konut zengini oldu¤unu görünce, Erdo¤an’›n gecekondular› neden “ac›madan y›k›n” talimat› verdi¤inin bir nedenini anlam›fl oluyoruz. O konutlar nas›l sat›lacak, Albayrak köfleyi nas›l dönecek! Özellefltirmeden büyük rant elde eden Albayraklar, sermayenin gücünü büyütmekte çeflitli biçimlerde kulland›¤› medya alan›na da girmeye haz›rlan›rken, akl›m›za Tayyip’in AKP’lilere “iftar çad›rlar›na gidin” talimat› geliyor. Halk›n gözünü boyarken, sermayelerini böyle büyütüyorlar.
“25 milyon insan sefalet içinde” Bafll›ktaki tespit bize ait de¤il, AKP iktidar›n›n Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’n›n bir araflt›rmas› söylüyor. Ancak bu da gerçe¤in bütününü yans›tm›yor. Çünkü bu rakamlar da, çeflitli biçimlerde “devletten yard›m” alanlar›n say›s›n› ifade ediyor. Buna göre; yaklafl›k 25 milyon kifli “Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›flma Fonu”, “yeflil kart”, “yafll› ve özürlü ayl›¤›”, “gazilik” gibi yard›mlar› al›yor. Araflt›rma SSK’lar›n devrini öngören yasaya hakl›l›k zemini haz›rlamak için yap›lm›fl olsa da, Türkiye gerçe¤inin bir bölümünü yans›tmaktan kurtulam›yor. 70 milyonluk bir ülkenin 25 milyonunun resmen muhtaç durumda oluflu, “devletin flefkatini” de¤il, düzenin halk› aç ve yoksul b›rakt›¤›n›, sömürüyü, kapitalist sistemin nileti¤ini anlatabilir ancak. Bu korkunç tabloda “devlet flefkati” görenler, halk› açl›¤a al›flt›rmak, dilencili¤i kan›ksatmak isteyen iktidar ya¤c›lar›d›r. Çarp›c› olan bir baflka gerçek, t›pk› iflsizlik gibi yoksulluk rakam›n›n da AKP iktidar›nda artmaya devam etti¤idir. Kald› ki, bu “devlet yard›mlar›”n›n nas›l bir yard›m oldu¤unu yaflayanlar çok iyi bilirler. Kirada oturan birinin bu “yard›mla” kiras›n› bile ödeyebilmesinin mümkünü yoktur. Keza “devlet yard›m›” almayan çal›flan kesimin de ezici bir ço¤unlu¤unun insan gibi koflullarda yaflayamad›klar› çok iyi bilinmektedir. Milyonlarca insan›n asgari ücrete mahkum edildi¤i bir ülkedir Türkiye. En yoksul yüzde 20’lik kesimin ülke gelirinin sadece yüzde 5.3'ünü, en yüksek gelir düzeyindeki yüzde 20'lik kesimin ise, gelirin yüzde 50'sini ald›¤› bir ülkede baflka bir sonuç elbette beklenemez. AKP iktidar›n›n IMF’ci düzenidir bu. Önünde secdeye durduklar› kapitalizmin halka sefaletten baflka hiçbir fley veremeyece¤inin rakamsal ifadesidir. Kapitalizmin propagand›s›n› yapanlar, milyonlar›n sefaletinin, tekellerin sefahat›n›n önünü açanlard›r. AKP’liler ramazan ay› boyunca yoksul gecekondularda flovlar yapt›lar, bayramda yald›zl› mesajlar yay›nlad›lar. Sonra? Sonras› yok. Çünkü IMF program›n› sürdürüyor AKP. Çünkü sömürü düzenini, kapitalizmi savunuyor AKP. ‹slamc›l›k kisvesi alt›nda halk›m›za yoksulluktan, sefaletten baflka hiçbir fley vermeyen bir düzeni sürdürüyor. Bu düzene karfl› ç›kanlar› ise polis zoruyla, katliamlarla, panzerlerle susturmak istiyor. Erdo¤an’›n bu sömürü düzenine yönelik her elefltiriyi “bunlar hayal... terör... ideolojik” diyerek bafltan Riyakar islamc›l›¤›n gerçek mahkum eden konuflmalar›yüzü bu: iktidar borazan› n› hat›rlay›n. Yani, bu düzeni AKP çaresiz oldu¤u için de- olunca, korkunç bir yoksulluk ¤il, onun da siyasi niteli¤i bu tablosu bile ‘devletin flefkatine’ oldu¤u için sürdürüyor. delil gösterilebiliyor.
Say› 133 47 21 Kas›m 2004
Dünya’dan
Hollanda demokrasisinin
yald›zlar› döküldü “Müslüman kökenli az›nl›klar›n hedef oldu¤u Hollanda'ya art›k dehflet ve korku egemen... Hoflgörü yerini nefrete b›rakt›.” Cumhuriyet Gazetesi’nin muhabiri, Hollanda’da 2 Kas›m’da bir film yönetmeninin öldürülmesinden sonraki geliflmeleri bu sözcüklerle özetliyordu.
ertesi günden bafllayarak müslümanlara karfl› sald›r›lar›n gerekçesi yap›ld›. Bir hafta içinde Hollanda’n›n bir çok flehrinde peflpefle camiler, müslüman ö¤rencilerin okudu¤u okullar, iflyerleri kundakland›. Irkç› yaz›lar yaz›ld›.
Resmi ve sivil ›rkç›l›k elele!
Sald›r›lar, sadece ›rkç›lar›n sald›r›lar›yla s›n›rl› de¤ildi. Hollanda hükümeti de “yabanc›lar›n fliddet olaylar›na e¤ilimini engellemek” amac›yla baz› önlemler al›naca¤›n› aç›klad›. ‹lk ad›m, ‹stihbarat ve Güvenlik Birimi (AIVD)'in geniflletilmeSay› 133 siydi. Ard›ndan camilerin ka48 2 Kas›m’da islamiyeti aflapat›lmas›, telefonlar›n dinlen21 Kas›m ¤›layan “Teslimiyet” adl› fil2004 mesi ve yabanc›lar›n s›n›rd›fl› miyle uzun süredir elefltirilerin edilmesi gündeme al›nd›. Holoda¤›nda olan ve yabanc›lara landa Parlamentosu’nda da yönelik ›rkç› yaklafl›mlar›yla konu ele al›nd› ve baz› parlabilinen film yönetmeni Theo menterler, radikal görüfllü din Van Gogh, Amsterdam'da bir adamlar›n›n s›n›r d›fl› edilmeleFasl› taraf›ndan öldürüldü. rini ve faaliyet gösterdikleri caVan Gogh’un bir ‘müslümilerin kapat›lmas›n› önerdi. man’ taraf›ndan öldürülmesi, Hollanda polisi LaAnadolu hey'de göçKültür menlerin yoMerkezi: Hak ve özgürlüklerimize sahip ç›kal›m! ¤un yaflad›¤› bölgelere Hollanda’da faaliyet gösteren Anadolu bask›n düzenKültür Merkezi, bu geliflmeler üzerine “Hollanda'da ledi. Bask›nNeler Oluyor?” bafll›kl› bir aç›klama yaparak, tüm da kentin hagöçmenlerin hedefe konuldu¤una, halklar› birbirine va sahas› kükarfl› k›flk›rtarak, ›rkç›l›¤›n-milliyetçili¤in körüklençük uçaklara meye çal›fl›ld›¤›na dikkat çekti. kapat›ld›, böl“Hollanda devletini, ilgili kurum ve kurulufllar›; gedeki sohalk›n hak ve özgürlüklerine sayg› göstermeye ve kaklara girifl son günlerde yabanc›lara yönelik provokasyon orta- ç›k›fllar yam›na son vermeye ça¤›r›yoruz” denilen aç›klama flu sakland›. ça¤r›yla son buluyordu: Devletin “Türkiyeliler, Müslüman halk›m›z; birlik olal›m, bu bask›lar› kimsenin bizim üzerimizden politika yapmas›na, sal- s ü r e r k e n , d›r› ve provokasyonlara izin vermeyelim. Hak ve öz- burjuva politigürlüklerimize sahip ç›kal›m!” kac›lar da Hollanda, Avrupa’n›n en liberal, özgürlükçü ülkelerinden biri olarak bilinirdi. Siyasi, sosyal haklar çok geliflmiflti. Ama bir tek olay, Hollanda burjuva demokrasisinin özündeki tekelcili¤i, diktatörlü¤ü ortaya ç›karmaya yetti.
Türkiyeliler, müslümanlar!
Hollanda halk›n› göçmenlere karfl› k›flk›rtma politikas›n› en uçlara vard›rd›lar. “Asal›m, keselim” hezeyan› içinde demeçler verildi. Mesela, Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Genel Sekreteri Markus Söder pervas›zca “ezanla çan sesinin, ‹slami bayramlarla da Noel'in bir tutulamayaca¤›n›” savunuyor, müslümanlara “dur” denilmesi gerekti¤ini aç›kl›yordu. Sald›r›dan tüm müslümanlar, tüm göçmenler sorumluydu. Hollanda devleti, polisi, düzen partileri, adeta bu konud ahemfikirdi. Hollanda’n›n “özgürlükçü” burjuva demokratlar›, bir anda hukukun en temel ilkesi olan “suçun flahsili¤i” ilkesini unutmufllar; burjuva demokrasisinin o çok övündü¤ü insan haklar›n› rafa kald›rm›fllard›. Keyfi bask›nlar, gözalt›lar birbirini izledi. Müslümanlar›n kald›¤› bölgelerin kamerayla izlenmesinden, göçmenlerin “düzene uyumunun” her ne olursa olsun sa¤lanmas›na kadar ›rkç›, faflist öneriler ortaya saç›ld›. K›sacas›, Avrupa’n›n en liberal, en özgürlükçü ülkesi olarak lanse edilen Hollanda’n›n ›rkç› yüzü bir anda ortaya ç›k›vermiflti.
Beslenip el alt›nda bekletilen ›rkç›lar Irkç› sald›r›lar›n böyle birdenbire, yayg›n ve organize bir biçimde gerçekleflmesi bir çok kesimde flaflk›nl›k yaratt›. Sald›r›lar, Avrupa’n›n hemen her ülkesinde uzun süredir örgütlenen ›rkç›, faflist yap›lar›n ifliydi. Avrupa’y› AB sarhofllu¤unun d›fl›nda de¤erlendirenler, bu örgütlenmelerin emperyalizmin himayesinde oldu¤unu biliyor ve söylüyorlard›. Bu “liberal, özgürlükçü” Hollanda’da da böyleydi. Hollanda’daki geliflmeler de bunu kan›tlam›flt›r. Faflist örgütlenmeler, her
zaman el alt›nda tutulmufltur. Devrimci örgütleri yasaklamakta hiç tereddüt etmeyen Avrupa burjuva demokrasisi, faflist, ›rkç› örgütlenmeler karfl›s›nda y›llard›r ciddi hiçbir yapt›r›ma baflvurmam›flt›r. Bu örgütlenmeler, sivil faflist hareketlerin karakterine uygun olarak militarist bir yap›dad›rlar. Bu da biliniyor olmas›na karfl›n, Avrupa polisi engellemek için bir fley yapmam›flt›r. Çünkü gerekti¤inde iflçilere, gerekti¤inde devrimcilere, gerekti¤inde göçmenlere karfl› kullan›lacak bir güçtü onlar ve iflte Hollanda’da günleri gelmiflti.
Herfley emperyalizmin ‘teröre karfl› savafl’› için bahane Hollanda’da 2002 yaz›nda da Pim Fortuyn adl› ›rkç› bir politikac› öldürülmüfltü. O eylemin ard›ndan da henüz fail belli de¤ilken, “yapan göçmenlerdir” düflüncesiyle yabanc›lara düflmanl›k körüklenmifl, Fortuyn'› öldürenin Hollandal› ç›kmas› nedeniyle ›rkç› rüzgar durulmufltu. Gerçekte bugün yaflananlar o zaman da yaflanabilirdi. Düzenin resmi, sivil tüm ›rkç›, faflist güçleri, göçmenlere karfl› bask›y› terörü art›rmak için f›rsat kolluyordu. Van Gogh’un öldürülmesinin Hollanda yönetimi taraf›ndan bir “f›rsat” olarak görüldü¤ünün kan›t›, sald›r›lar›n hemen sola da yönelmesinden de a盤a ç›kt›. Göçmenlere yönelik bask›n ve gözalt›lar aras›nda, 11 Kas›m’da Boxtel Kasabas›’nda Kürt kültürünü gelifltirmek amac›yla düzenlenen bir kampa bask›n düzenleyen polis, 29 kifliyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar›n büyük ço¤unlu¤u 10 günü aflk›n süre gözalt›nda tutuldular (Avrupa’da gözalt› süresinin 24 saat oldu¤unu sananlara ithaf olunur), kamptan gözalt›na al›nanlar›n terör örgütü üyeli¤i, yatakl›¤› vb. suçlarla yarg›lanaca¤› aç›kland›. Sald›r›lar, asl›nda tüm halka. Bugün tüm yabanc›lar› hedef alan k›s›tlamalar, yar›n bizzat Hollanda halk›n› da içine alacak. Emperyalistler ›rkç› örgütlerin sald›r›lar› ve polis terörüyle her bahaneyi kullan›p ad›m ad›m “teröre karfl› savafl” ad› alt›nda halk› sindirme planlar›n› uyguluyorlar.
Politeknik’ten Felluce’ye 17 Kas›m 1973, Yunanistan’da faflist cuntaya karfl› direniflin dönüm noktas›yd›. Cuntaya karfl› mücadelenin bafl›n› çeken ö¤rencilerin üniversite iflgaline sald›ran cunta, o gün 36 ö¤renciyi katletmifl ama o katliam cunta için sonun bafllang›c› olmufltu. Yunanistan’›n baflkenti Atina ve Selanik’te bu y›l yap›lan 17 Kas›m Politeknik direniflinin y›ldönümü yürüyüflünde Politeknik direnifliyle Felluce direnifli birleflti. Onbinlerce kiflinin kat›ld›¤› coflkulu yürüyüflte ABD lanetlenirken dünyan›n her yerindeki direnifllerle dayan›flma dile getirildi.
‘Avrupa Birli¤i Anayasas›na Hay›r’ Duisburg’da, Demokratik Sosyalizm Partisi, Intiativ e.V., Attac ve Alman Bar›fl Birli¤i'nin organize etti¤i "Avrupa Birli¤i Anayasas›na Hay›r" konulu toplant›lara, Anadolu Federasyonu da kendi stand›yla kat›ld›. Toplant›larda konuflmac›lar, yeni anayasan›n getirece¤i sosyal k›s›tlamalar›, güvenlik, silahlanma gibi yönlerini anlatt›klar› anayasan›n, Avrupa'da yaflayan baflta yabanc›lar olmak üzere tüm halklar› zor durumda b›rakaca¤› vurguland› ve “bu yüzden Avrupa Anayasas›'na hay›r diyoruz” denildi.
Filipinler'de greve karfl› katliam Büyük ço¤unlu¤u eski Baflbakan Cory Aquino'nun flekerpancar› tarlalar›nda çal›flan köylüler, ücret art›fl› taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle 6 Kas›m’da greve bafllad›lar. ‹ktidar greve sald›r›larla cevap verdi. Grev s›ras›nda ç›kan çat›flmalarda yedi çiftçi katledildi.
fiili’de Bush’a karfl› gösteriler Bush’un 18 Kas›m’da fiili’ye yapaca¤› ziyaret nedeniyle Bush’u ve iflbirlikçi yönetimi protesto için gösteriler yap›ld›. Polisin gösterilere sald›rmas›na, ö¤renciler molotoflarla karfl›l›k verdiler.
Belçika'da Anma 11 Kas›m’da Genk flehrinde Tokat flehitleri an›s›na iftar yeme¤i verildi. Yemekten önce yap›lan konuflmalarda, halk›m›z›n geleneklerinin bize ait oldu¤u ve iflbirlikçi rejimler taraf›ndan kirletilmesine izin verilmeyece¤i vurguland›. Tokat flehitlerinin, büyük direniflin flehitlerinin ve bütün dünyada emperyalizme karfl› savafllarda flehit düflenlerin bir ve ayn› kavgan›n yürütücüleri olduklar›n›n dile getirildi¤i konuflmalarda, Arafat’a da yer verildi. Direnen Filistin, Irak ve direnen Türkiye vatanseverlerinin mücadelesinin sürece¤i belirtilen konuflman›n ard›ndan Türkçe ve Arapça dualar okundu.
Say› 133 49 21 Kas›m 2004
kahramanlar ölmez 20 Kas›m - 26 Kas›m fiehitlerimiz Hikmet KURU Alaattin GENÇ Ahmet ÇOBAN Kadir DO⁄AN Kas›m 1979 Emekçi halk›n Devrimci Sol önderli¤indeki mücadelesinin içindeydiler. Karadeniz’in yoksul köylü ailelerinin çocuklar›yd›lar. Aybast›’da oligarflinin güçleri taraf›ndan katledildiler.
Hayrettin EREN 20 Kas›m 1980 ‹stanbul polisi taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Ve kaybedildi. Oligarflinin devrimci harekete yönelik “kaybetme” politikas›n› ilk uygulad›¤› devrimcilerden biri oldu. Polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›¤› daha sonra aç›kça kan›tlanm›fl olmas›na ra¤men, kaybedenler soruflturulmad›. Eren, Kafkasya’dan Biga’ya göç etmifl Çerkez kökenli bir ailenin çocu¤uydu. Devrimci Hareketin örgütlenmesi içinde Hasköy ve Okmeydan›’nda anti-faflist mücadelede yer ald›.
Ümit Do¤an GÖNÜL 24 Kas›m 1995 Oligarflinin hapishanelerdeki “sessiz imha” politikas›n›n katletti¤i devrimcilerden biri de Ümit oldu. Ayd›n Cezaevinde’yken rahats›zland›. Tedavisinin bilinçli olarak geciktirilmesi sonucu flehit düfltü. 1975 Mufl Bulan›k do¤umluydu. Babas› Çerkez, annesi Terekeme milliyetindendi. 90 At›l›m› sonras› ‹zmir’de mücadeleye kat›ld›. ‹zmir Liseli DEV-GENÇ’in kurucular›ndan ve yöneticilerinden biri oldu. 1992’de tutsak düfltü.
Erol YALÇIN Selma DO⁄AN 26 Kas›m 1993 Hasköy’de Selma Do¤an’›n evinde bulunduklar› s›rada, polis taraf›ndan düzenlenen bask›nda silahs›z ve savunmas›z durumda olmalar›na ra¤men infaz edildiler. Erol, 1965 K›rflehir do¤umluydu. Devrimci mücadeleye 1988’de Y›ld›z Üniversitesi’ndeyken kat›ld›. DEV-GENÇ’in mücadelesinde en önde oldu. 1991 y›l›nda DEV-GENÇ ‹ç Güvenlik Sorumlulu¤u’na, 1993 Ekim’inde de ‹stanbul DEVGENÇ siyasi sorumlulu¤una atand›. Selma, devrimci hareketin bir sempatizan›yd›; olanaklar› elverdi¤i ölçüde harekete yard›mc› olmak için çal›flm›flt›r.
Ekmek ve
Adalet
Fransa:3 Euro ‹sviçre:3 Euro Hollanda:3 Euro
Isparta Gençlik Derne¤i kurucu üyelerinden Pektafl, genç yafl›nda yakaland›¤› hastal›¤›n›n tedavisinin yap›lamamas› sonucu aram›zdan ayr›ld›. Ölümünden bir kaç gün önce baflvurdu¤u SSK’da gerekli bak›m› yap›lmad›; katili, bu düzenin sa¤l›k politikas›yd›. Soner Pektafl Denizli’liydi. Isparta’da, Gençlik Derne¤i çal›flmalar›na kat›ld›. Gözalt›lardan, iflkencelerden geçti, y›lmad›.
INTERNET adresi: www.ekmekveadalet.net
Ekmek ve Adalet Dergisi Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Pembe Özlem OLGUN Genel Yay›n Yönetmeni: Gülizar Kesici Adresi: ‹nebey Mahallesi Küçük Langa Caddesi No:29 C-26 Akflahin Pasaj› Aksaray-Fatih-‹stanbul ‹rtibat Telefonu: 0212 347 69 66 Faks: 0212 347 69 65 Hesap No: 0041310 -4 Y›lmaz Bas. Yay. Da¤. Org. Akbank Yusufpafla fiubesi/‹ST Ofset Haz›rl›k: Y›lmaz Yay›nc›l›k Bask›: ASPAfi Pazarlama ISSN: 1304 687X Fiyat›: 750 000 Avrupa: 3 Euro Almanya:3 Euro
Soner PEKTAfi 24 Kas›m 2003
‹ngiltere: £ 2.5
Belçika: 3 Euro Avusturya: 3 Euro
E-MAIL adresi: info@ekmekveadalet.net
Bürolar›m›z Hopa:Hopa ‹fl Merkezi Zemin Kat No: 1 HOPA 50825 Köln Yap›verlag Venloerstr. 507-A Tel: 0049 221 280 87 74 0049 221 280 87 75 Tel-Faks:0 466 351 42 08 ‹zmir- Milli-i Kütüphane Cad. No: 17/104 Tepeköylü ‹fl Merkezi Faks:0049 221 280 90 84 Konak/‹zmir Tel-Faks: 0 232 482 29 54 E-mail adresi: ekmekveadalet@arcor.de Kocaeli- Hürriyet Caddesi Gakko Kervan Saray ‹flhan› Kat:7 Adana- ‹nönü Cad. Örnekler Apt. No:5 Kat:5 No:79 Tel-Faks: 0 262 331 66 51 Tel-faks: 0 322 363 32 09 Malatya- Dabakhane Mah. Bak›rc›lar Çarfl›s› Sar›beyo¤lu ‹flhan› Ankara- GMK Bulvar› Onur ‹flhan› Kat: 6 Daire: 151 K›z›lay Kat:1 No:43 Tel: 0 422 323 24 77 Tel-faks: 0 312 419 27 38 Mersin- Bahçe Mah. 4604 Sk. Tütüncü Apt. Kat: 1/6 Antakya- Armutlu Mahallesi Elmas Sok. fiaban Kanatl› Apt. Kat: Samsun- 19 May›s Mah. Talimhane Cad. Albayrak ‹flhan› NO:24 4 D: 6 Tel-faks: 0 326 223 87 18 Kat:2 Daire:9 Tel-faks: 0 362 435 25 80 Bursa- Sakarya mah. Uluyol cad. Ayd›n ‹flhan›-2 No: 24 Kat: 2 Trabzon- Düzenli Ulusoy ‹fl merkezi Çömlekevi Yokuflu Daire: 2 Osmangazi/Bursa No: 42 Trabzon Tel-faks: 0 224 224 93 97 Tel-faks: 0 462 321 14 80