DPG
+ASÂ?M !RALÂ?K 3AYÂ? &IYAT 4, ď Ž
ď Ž
Seçim SonuçlarÄąna Devletin Yeniden YapÄąlandÄąrÄąlmasÄą BĂźyĂźteciyle Bakmak ď Ž Liselerde Yeniden YapÄąlandÄąrma YĂśnelimine GiriĹ&#x; ď Ž DĂźĹ&#x;lerin SonsuzluÄ&#x;undan Uçurumun DipsizliÄ&#x;ine: BunalÄąm ď Ž Top Bir DĂźnyadÄąr: GeçmiĹ&#x;ten GeleceÄ&#x;e Futbol ď Ž Adnan YĂźcel’e Mektup ď Ž
FLJN JOEE
DPG EFO KĂ–KLĂœ BÄ°R Ä°LK ADIM Muhalif bir dergi deÄ&#x;il DPG. ÇßnkĂź yaĹ&#x;am, yeninin yaratÄąlmasÄą için muhalif olmaktan daha fazlasÄąnÄą gerektiriyor. Nesne deÄ&#x;il Ăśzne olmayÄą gerektiriyor. Ä°zleyen deÄ&#x;il mĂźdahale eden olmayÄą gerektiriyor. Ä°nsanlÄąÄ&#x;Äąn ve bilimin geliĹ&#x;ip serpilmesine ayak direyen ve onu bitimsiz bir karanlÄąÄ&#x;a mahkum eden mevcut tĂźm Ăźretim iliĹ&#x;kilerinin karĹ&#x;ÄąsÄąna, yeniyi yaratma inancÄą ve tutkusuyla dikiliyoruz. FarkÄąndayÄąz ki bu iddia çok yĂśnlĂź bir çabayÄą gerektiriyor. Her Ĺ&#x;eyden Ăśnce ise kendimizden baĹ&#x;lamamÄązÄą... YaĹ&#x;am “hazÄąr Ĺ&#x;eylerâ€?den oluĹ&#x;madÄąÄ&#x;Äą gibi bizimki de tamamlanmÄąĹ&#x; bir sĂźreç deÄ&#x;il, bir adÄąm. Tarihsel toplumsal akÄąĹ&#x;Äąn tersyĂźz edilmesi deÄ&#x;il, yaĹ&#x;amÄąn tam da tarihselliÄ&#x;i içerisinden kavrayarak devrimcileĹ&#x;tirilmesi ve aynÄą zamanda sĂźreklilik içinde kopuĹ&#x;un saÄ&#x;lanmasÄą .. TĂźm kliĹ&#x;elere, basma kalÄąp dĂźĹ&#x;Ăźncelere onlarÄąn kahredici boÄ&#x;untusuna savaĹ&#x; açĹyoruz. Çok yĂśnlĂź bir paradigma deÄ&#x;iĹ&#x;imidir kastettiÄ&#x;imiz. Dergimiz tam da bĂśyle bir formatta çĹkÄąyor. GençliÄ&#x;in ideolojik- politik eÄ&#x;itimini sosyalizmin alternatif bir yaĹ&#x;am dĂźzeyine çĹkartÄąlmasÄąyla perspektifi ile birlikte ele alÄąyoruz. Filizlenmekte olan yeni devrimci kuĹ&#x;aÄ&#x;Äąn gßçlĂź bir sÄąnÄąf kĂźltĂźrĂźyle eÄ&#x;itilmesi, gelecek iĹ&#x;çi kuĹ&#x;aÄ&#x;ÄąnÄąn kazanÄąlmasÄą, sÄąnÄąf savaĹ&#x;ÄąmÄąnÄąn geleceÄ&#x;i açĹsÄąndan ayÄąrt edici Ăśnemdedir. KomĂźnizmin ĂśzgĂźrlĂźk dĂźnyasÄąnÄą yaĹ&#x;amÄąn her adÄąmÄąnda yeniden keĹ&#x;federek uzun soluklu ve direngen bir yaĹ&#x;amÄąn izlerini geleceÄ&#x;e miras bÄąrakmak istiyoruz. Olup bitene Brecht’in “kuĹ&#x;kucu adamâ€? ÄąnÄąn gĂśzleriyle bakarken, kendimizi de tarihin ve yaĹ&#x;amÄąn kuĹ&#x;kucu gĂśzlerine açtÄąk ,BQBL 3FTNJ +PIO )FBSUmFME iŃŞJT JT UIF 4BMWBUJPO ŃŞFZ #SJOH w 1SBH
Krize KarĹ&#x;Äą Devrim Kapitalizme KarĹ&#x;Äą Sosyalizm Seçim SonuçlarÄąna “DEVLETÄ°N YENÄ°DEN YAPILANDIRILMASIâ€? BĂźyĂźteciyle Bakmak
3 7 10 13 16 18
Liselerde Yeniden YapÄąlandÄąrma YĂśnelimine GiriĹ&#x;
21 22 23
DitaĹ&#x;’ta DireniĹ&#x; SĂźrĂźyor
KuĹ&#x;atma Ä°ki Direngen Soluk SĂźreklilik İçinde KopuĹ&#x;
GĂźneĹ&#x; Bizden Yana DoÄ&#x;ar... Ekim Ĺžehitleri Ă–lĂźmsĂźzdĂźr
23
DĂźĹ&#x;lerin SonsuzluÄ&#x;undan Uçurumun DipsizliÄ&#x;ine: BunalÄąm
28
AyrĹntĹlar; Adnan Yßcel’e Mektup
30
Top Bir DĂźnyadÄąr
33
OrtadoÄ&#x;uda Kan Banyosu
ƧVCBU #BT‘N :BZ‘N -UE ƧUJ "E‘OB 4BIJCJ 4BLJOF :"-Âą*/ ď ś %FWSJNDJ 1SPMFUFS (FOĂŽMJL 4BZ‘ ď ś 4PSVNMV :B[‘ ƝǨMFSJ .Ă EĂ SĂ :BTFNJO ":"; ď ś :ĂšOFUJN ZFSJ ,BUJQ .VTUBGB ÂąFMFCJ .BIBMMFTJ #Ă ZĂ LQBSNBLLBQ‘ 4PL #FZPÇŒMV ĆťTUBOCVM ď ś #BOLB )FTBQ /P ƝǨ #BOLBT‘ ď ś 8FC TJUFTJ XXX E Q H OFU ZBL‘OEB
#BTL‘ ,BZIBO .BUCBBD‘M‘L
FLJN JOEE
3 dpg
DPG
EFO
Krize KarĹ&#x;Äą Devrim Kapitalizme KarĹ&#x;Äą Sosyalizm
E
mperyalist- kapitalist sistemin derinleĂžen krizi emperyalist burjuvaziyi yeni yĂśnelimlere itmeye devam ediyor. YaĂžanan krizin bĂźyĂźklßðß emperyalistkapitalist sistemin temel çeliĂžkilerini derinleĂžtirdiĂ°i gibi uygulamaya sokulan stratejik yeniden yapĂ˝landĂ˝rma saldĂ˝rĂ˝sĂ˝nĂ˝n boyutunu geniĂžletiyor. Azami sĂśmĂźrĂź azami egemenlik ihtiyaçlarĂ˝na artĂ˝k cevap vermeyen kurumsal iliĂžkileri yukarĂ˝dan aĂžaĂ°Ă˝ya yeniden dĂźzenliyor. Kimilerini de tĂźmden tasfiye ederek yerine yenilerini ikame ediyor. Ancak her yeniden yapĂ˝landĂ˝rma stratejik hamlesi emperyalist burjuvazinin elinde patlĂ˝yor. ÇßnkĂź sĂśz konusu uygulamalarĂ˝n ve devasa boyuttaki deĂ°iĂžimlerin çeliĂžkisi ĂžuradadĂ˝r ki, o bunu yaparken geleneksel sĂ˝nĂ˝flar arasĂ˝, sĂ˝nĂ˝f içi sĂśmĂźrĂź, bĂślßÞßm ve egemenlik iliĂžkilerinin taĂžlarĂ˝nĂ˝ yerinden oynatmak durumundadĂ˝r. Ve bu yaman çeliĂžkidir ki, krizi atlatayĂ˝m derken yeni krizlerin dinamiklerini oluĂžturmaktadĂ˝r. DiĂ°er taraftan yeniden yapĂ˝landĂ˝rma hamlesi, genel bir ifadeyle, iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ ve emekçi kitle hareketinin bastĂ˝rĂ˝larak ĂśrgĂźtsĂźzleĂžtirilmesini, mĂźcadelelerle kazanĂ˝lmýÞ sĂ˝nĂ˝fsal-toplumsal haklarĂ˝n gaspĂ˝nĂ˝, esnek Ăźretimin dayatĂ˝lmasĂ˝nĂ˝, bir bĂźtĂźn olarak iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ ve emekçi kitlelerin imhasĂ˝nĂ˝ içeriyor. Ăœretim maliyetlerinin dßÞßrĂźlmesi noktasĂ˝nda, iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝nĂ˝n olabildiĂ°ince ĂśrgĂźtsĂźzleĂžtirilerek, grev silahĂ˝ndan arĂ˝ndĂ˝rĂ˝lmaya çalýÞýlmasĂ˝, toplumsal-siyasal muhalefetin sĂ˝kĂ˝ bir Ăžekilde denetim altĂ˝nda tutulmasĂ˝ ve olanaklarĂ˝nĂ˝n daraltĂ˝lmasĂ˝, emperyalist tahkim aracĂ˝lýðýyla yerel kaynak ve pazarlar Ăźzerinde azami denetimin saĂ°lanmaya çalýÞýlmasĂ˝, IMF mĂźhendisliĂ°iyle Ăźcretlerin yaĂžam sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝nĂ˝n altĂ˝na bastĂ˝rĂ˝lmasĂ˝ ve kßçßk ĂźreticiliĂ°in tasfiyesi, sosyal gĂźvenliĂ°in ĂśzelleĂžtirilmesi azami sĂśmĂźrĂź ve egemenliĂ°e uygun olarak dĂźzenlenen politikalardĂ˝r. Krizin yarattýðý sĂ˝kýÞmalar ve Ăśzelliklede 11 EylĂźl â€œĂžokuâ€?, ABD baĂžta olmak Ăźzere birçok emperyalist devletin egemenlik yoĂ°unlaĂžmasĂ˝nĂ˝ yeni bir dĂźzleme taÞýdĂ˝. 11 EylĂźl saldĂ˝rĂ˝larĂ˝yla otoritesi sarsĂ˝lan
FLJN JOEE
sadece ABD deĂ°il tĂźm bir emperyalistkapitalist sistem ve devletleriydi. 11 EylĂźl emperyalist-kapitalist sistemin yeni bir krizi ve saldĂ˝rĂ˝sĂ˝ olarak belirirken, burjuva ideologlarĂ˝nĂ˝n da sĂśylediĂ°i gibi “ArtĂ˝k hiç bir Ăžey eskisi gibi olmayacaktĂ˝.â€? TerĂśrle mĂźcadele adĂ˝ altĂ˝nda, burjuva demokrasisinin gĂśstermelik vitrini bĂźyĂźk bir ĂžangĂ˝rtĂ˝yla tek tek Ăźlkeler bazĂ˝nda dßÞtĂź. Bizdeki olaĂ°anĂźstĂź hal uygulamalarĂ˝nĂ˝ aratacak yeni yasal dĂźzenlemelere gidilerek emekçi kitlelere yeni saldĂ˝rĂ˝ dalgasĂ˝na start vermiĂž oldu. Bir yandan ekonomik gĂźcĂźn dĂźnya ĂślçeĂ°inde sayĂ˝lĂ˝ tekelde toplanmasĂ˝, diĂ°er yandan “Bizden olmayan bize karÞýdĂ˝râ€? sĂśylemiyle meĂžruiyet ve hegomenyasĂ˝nĂ˝ yeniden ikame etmeye çalýÞan ABD ve diĂ°er emperyalist devletler, Afganistan’dan sonra Ăžimdide Irak halkĂ˝nĂ˝n kanĂ˝na gĂśzlerini dikmiĂž durumda. Emperyalizm ve Proleter Devrimler ÇaĂ°Ă˝nĂ˝n ßç ana çeliĂžkisi –burjuvazinin yeniden yapĂ˝landĂ˝rma sĂźreci içerisinden dßÞßnĂźldßðßnde- Ăžiddetlenerek gĂźn be gĂźn keskinleĂžiyor. Emperyalistler arasĂ˝nda, dĂźnya ĂślçeĂ°inde sĂźregelen rekabet, ayrĂ˝ ayrĂ˝ bĂślgelerin siyasal ve ekonomik açýdan kimin kontrolĂź ve hakimiyeti altĂ˝nda olacaĂ°Ă˝ konusunda ortaya çýkan gerilimler iyice artmýÞ durumda. DĂźnyanĂ˝n yeniden paylaÞýlmasĂ˝ kavgasĂ˝ emperyalist devletleri adĂ˝m adĂ˝m yeni bir dĂźnya savaÞýna doĂ°ru sĂźrĂźklemektedir. Beraberinde burjuvazi ve proletarya arasĂ˝ndaki uzlaĂžmaz karÞýtlĂ˝k, yukarĂ˝da bahsettiĂ°imiz sĂźreçlere baĂ°lĂ˝ olarak bĂźyĂźyĂźp keskinleĂžiyor. Kar oranlarĂ˝nĂ˝n dßÞmesi, Ăźretimin artan toplumsal niteliĂ°iyle mĂźlk edinmenin tekelci kapitalist niteliĂ°i arasĂ˝ndaki çeliĂžkiyi artĂ˝rĂ˝rken, sosyalizmin dĂźnya ĂślçeĂ°inde yeniden alternatif bir hale gelmesi sĂźrecini de hĂ˝zlandĂ˝rĂ˝yor. SĂśmĂźrĂźlen- baĂ°Ă˝mlĂ˝ Ăźlke ve emekçi halklarĂ˝n emperyalist sĂśmĂźrĂź ve
4 dpg
Tßrkiye iÞbirlikçi tekelci burjuvazisinin erken seçimle gelen yeni atraksiyonu, emperyalistkapitalist sistemin yaÞadýðý krizden baðýmsýz dßÞßnßlemez elbette. Tßrkiye egemen sýnýfý, bir yÜnetememe ve meÞruiyet krizi içerisindedir.
tahakkĂźmĂźn derinleĂžmesine karÞý geliĂžen kitle muhalefeti ve geniĂžleyen direniĂž hareketleri, krizi derinleĂžtiriyor. Emperyalizm talan ve “borçâ€?
emperyalist Seçimâ€? “BaskĂ˝n sĂźreç, yaĂžadýðý burjuvazinin uygulamak dolayĂ˝mĂ˝nda kriz zorunda kaldýðý politikalarla birlikte dßÞßnĂźldßðßnde daha da netleĂžmeye baĂžlayacaktĂ˝r. OyunlarĂ˝ Oynanan Cephesinden BozacaĂ°Ă˝z!
GeniÞ kitleleri manipßle etme çeÞidinin her yÜntemlerinin denendiði bir seçim sßrecini geride býraktýðýmýz Þu kesitte, egemen sýnýfýn en ßrktßðß dinamiklerden toplumsal birisinin gençlik olduðunu bir kez daha gÜrdßk.
dÜngßsßnß sokarak, darboðaza mali sermayenin dÜngßsßnß de darboðaza sokuyor. Bu da baðýmlý ßlke ve emekçi halklar ßzerideki emperyalist egemenlik mßcadelesini ve baskýlarýn artýrýp yoðunlaÞmasýný, askeri mßdahale vb. araçlarý yeniden devreye sokuyor.
sýnýfý, egemen Tßrkiye yÜnetememe ve meÞruiyet içerisindedir.
bir krizi
Ekonomik ve siyasal krizlerin ardĂ˝ arkasĂ˝na patlamasĂ˝, geniĂž kitlelerin dßÞßncelerinde ve eylemlerinde biriken tepkileri, uçlarda birikmenin; iĂžsizlik, yoksulluk ve yoksunluĂ°a paralel olarak artmasĂ˝, beraberinde AB’ye tam adaylĂ˝k sĂźrecine hĂ˝z kazandĂ˝rĂ˝lmaya çalýÞýlmasĂ˝, IMF programlarĂ˝nĂ˝n seri bir biçimde uygulanmasĂ˝, Irak’a saldĂ˝rĂ˝ya kitle “desteĂ°iâ€? almýÞ bir hĂźkĂźmetle girmek istemesi ve bu konuda
Gençlik
ve planda Uluslararasý Tßrkiye Üzelinde yaÞanan sßreci dßÞßndßðßmßzde, gençlik olarak, burjuva propagandanýn Ünemli hedeflerinden biri durumundayýz.
tekelci iÞbirlikçi Tßrkiye burjuvazisinin erken seçimle gelen emperyalistatraksiyonu, yeni kapitalist sistemin yaÞadýðý krizden baðýmsýz dßÞßnßlemez elbette.
FLJN JOEE
parlâmento içinde ve dýÞýndaki tßm çatlak seslerin ayýklanmasý, Tßrkiye burjuvazisini erken seçime zorlayan temel faktÜrler arasýndadýr.
yĂśnlĂź her Burjuvazi gençliĂ°i kuĂžatmayla bir kendi politikalarĂ˝ etrafĂ˝nda yedeklemek durumundadĂ˝r. Bunu için her tĂźrlĂź baskĂ˝ aygĂ˝tĂ˝nĂ˝ kullanmaktan geri durmayacaktĂ˝r. Ancak bunu yaparken o, aynĂ˝ zamanda gençliĂ°i ucuz iĂžgĂźcĂź olarak aĂ°Ă˝r çalýÞma koĂžullarĂ˝ içerisine çekerek artĂ˝-deĂ°er sĂśmĂźrĂźsĂźnĂź geniĂžletmek zorundadĂ˝r. ÇeliĂžkinin bu boyutu gençlik olarak, antikapitalist, antiemperyalist ve antifaĂžist mĂźcadele dinamiklerinin varlýðýnĂ˝ daha da keskinleĂžtirmektedir. Irak’a yapĂ˝lacak olan emperyalist rolĂźnĂźn TĂźrkiye’nin mĂźdahale, netleĂžmeye baĂžlamasĂ˝yla gençlik olarak bu vahĂži savaÞýn içerisine çekilmeye çalýÞýyoruz. Ecevit’in “ Çok gencimiz Ăślecekâ€? ifadesi baĂžka neyi anlatabilir ki?
6 KasĂ˝m YĂ–K eylemlerinin ilerleyerek, yoldan gĂśsterdiĂ°i gençliĂ°in antiemperyalist, antifaĂžist mĂźcadelesini daha da yukarĂ˝lara BarýÞ “Halklara taÞýtarak, Emperyalizme SavaĂžâ€?â€? ve “Krize KarÞý Devrim Kapitalizme KarÞý Sosyalizmâ€? sloganlarĂ˝ doĂ°rultusunda, burjuvazinin krizini devrimci bir krize dĂśnßÞtĂźrerek, oynanan oyunu bozalĂ˝m.
5 dpg
HABERLEĹžME!!! GeçtiĂ°imiz gĂźnlerde Adalet Bakanlýðý yeni bir genelge yayĂ˝nlayarak cezaevlerindeki tu tuklu ve hĂźkĂźmlĂźlerin bundan sonra haftada bir kez olmak Ăźzere 10 dakika yakĂ˝nlarĂ˝ ile telefon gĂśrßÞmesi yapabileceklerini açýkladĂ˝. Bu gĂśrßÞmelerin ilgili cezaevinin idare binasĂ˝nda bulunan ankesĂśrlĂź telefonlardan yapĂ˝lacaĂ°Ă˝ belirtiliyor. Tabi yine aynĂ˝ genelgede telefondan yararlanabilmenin ĂžartlarĂ˝ da sĂ˝ralanĂ˝yor. Ăžartlardan bazĂ˝larĂ˝ ÞÜyle: KonuĂžulacak olan yakĂ˝nlarĂ˝nĂ˝n adlarĂ˝nĂ˝n bildirimi bu kiĂžilerin cezaevi tarafĂ˝ndan araĂžtĂ˝rĂ˝lmasĂ˝, (bu arada tĂźm araĂžtĂ˝rma masraflarĂ˝ tutuk lulara Ăśdettiriliyor.) araĂžtĂ˝rma sonuçlarĂ˝nĂ˝n deĂ°erlendirilmesi, gĂśrßÞme anĂ˝nda konuĂžulanlarĂ˝n teybe kaydedilmesi, konuĂžma yapan ve yapĂ˝lan kiĂžiler için çizelgeler dĂź zenlenmesi vb. Ăžartlara ÞÜyle kabaca baktýðýmĂ˝zda tutuklu ve hĂźkĂźmlĂźlerin te lefon gĂśrßÞmesi yapabilmeleri neredeyse imkansĂ˝z hale getirilmiĂž. Zaten amaç da bu deĂ°il mi? SĂśzde, F tipi cezaevlerinde kalan tutuklu ve hĂźkĂźmlĂźlere hak olarak tanĂ˝nan ve basĂ˝na- kamuoyuna açýklanan genelgenin tamamiyle burjuvazinin demokrasicilik oyununun bir parçasĂ˝dĂ˝r. Tutuklu ve hĂźkĂźmlĂźlerin dýÞarĂ˝dan ve birbirlerinden tecrit edileceĂ°i Ăžekilde hazĂ˝rlanmýÞ olan F tiplerindeki tutsaklar aile gĂśrßÞlerini haftada 1 saat telefonla yapmaktadĂ˝rlar. Telefonla yapĂ˝ldýðý için de idare tarafĂ˝ndan istendiĂ°i takdirde mĂźdahale edilerek gĂśrßÞme kesilebilmektedir. BazĂ˝ F tipi cezaevlerinde gĂśrßÞ esnasĂ˝nda KĂźrtçe konuĂžmak yasaktĂ˝r. (Edirne F Tipi Cezaevi) TĂźrkçe bilmeyen ailelerin gĂśrßÞ yapmasĂ˝ imkansĂ˝z hale getirilmiĂžtir. TĂźm bu Ăžartlar altĂ˝nda tutsaklara tanĂ˝nan “telefon hakkĂ˝â€? siz ce de gĂźlĂźnç deĂ°il mi?
“TERĂ–RÄ°ST KÄ°M?â€?
VAHĹžETÄ°N RESMÄ°!
F TÄ°PÄ°
Devlet liselerdeki “beyin yĂ˝kama seanslarĂ˝â€?nda sĂ˝nĂ˝r tanĂ˝mĂ˝yor. GeçtiĂ°imiz gĂźnlerde Bolu Emniyet MĂźdĂźrlßðß â€œĂśĂ°rencileri terĂśr konusunda bilinçlendirmeâ€? adĂ˝ altĂ˝nda liselerde bir dizi konferans ve dia gĂśsterileri dĂźzenlendi. MĂźcadeleleri uĂ°runa yaĂžamlarĂ˝nĂ˝ hiçe sayarak ĂśzgĂźrlĂźk ve sosyalizm yolunda Ăžehit dßÞen devrimcilerin bedenlerini “iĂžte terĂśristler!â€? diyerek aĂ°Ă˝zlarĂ˝ndan salyalarĂ˝nĂ˝ akĂ˝ta akĂ˝ta Üðrencilere izlettiler. VahĂžet belgeleri karÞýsĂ˝nda dehĂžete kapĂ˝lan Üðrencilerin kimi yĂźzlerini kapatarak kimi de sĂ˝rtlarĂ˝nĂ˝ dĂśnerek tepki verdi. Bu insanlĂ˝k dýÞý olaya velilerin ve Üðretmenlerin de karÞý çýkmasĂ˝ Ăźzerine vahĂžet fotoĂ°raflarĂ˝nĂ˝ gĂśsteriden çýkaran Emniyet MĂźdĂźrlßðß, burjuva basĂ˝nĂ˝n da yĂ˝llardĂ˝r Ă˝sĂ˝tĂ˝p Ă˝sĂ˝tĂ˝p gĂźndeme soktuĂ°u “laleleri dĂśven kĂ˝zâ€? fotoĂ°rafĂ˝yla konferanslarĂ˝na devam etti. Genç beyinleri esir almak için her tĂźrlĂź yolu deneyen devlet, karÞýsĂ˝nda, geleceĂ°i ve ĂśzgĂźrlßðß için savaĂžan gençliĂ°i bulacaktĂ˝r.
Ă–LĂœM ORUCU ĹžEHÄ°TLERÄ° Ă–LĂœMSĂœZDĂœR 4JODBO ' 5JQJ DF[BFWJOEFO "OLBSB /VNVOF IBTUBOFTJOF LBME‘S‘MBSBL [PSMB NĂ EBIBMF FEJMFO FLJQ ĂšMĂ N PSVDV EJSFOJǨÎJTJ WF %),1 $ EBWB UVUTBnj‘ 4FSEBS ,BSBCVMVU ZBǨBN‘O‘ ZJUJSEJ
FLJN JOEE
6 dpg
YĂœKSEKOKULDA
K
Ă˝rĂ˝kkale Ăœniversitesi Beden EĂ°itimi YĂźksekokuluna ek kontenjanla girmek isteyen 1170 Üðrenci okulun açtýðý sĂ˝nava girdi. 17 AĂ°ustos StadĂ˝nda yapĂ˝lan sĂ˝navĂ˝ kazanan 200 Üðrencinin isimleri sĂ˝nav komisyonunun imzasĂ˝nĂ˝n olduĂ°u listelerle okula asĂ˝ldĂ˝. Fakat kĂ˝sa bir sĂźre sonra sĂ˝nav komisyonu tarafĂ˝ndan bu listeler deĂ°iĂžtirildi. Listelerin deĂ°iĂžtirilmesiyle birlikte sĂ˝navĂ˝ kazanan birçok Üðrencinin isimleri yeni listelere alĂ˝nmadĂ˝, birçoĂ°unun ismi de yedek listelerde gĂśrĂźldĂź. Bu durum karÞýsĂ˝nda maĂ°dur olan Üðrenciler BĂślge Ă?dare Mahkemesine, gĂśrevi suistimal etmek, sahte evrak dĂźzenlemek ve gĂśrevi kĂśtĂźye kullanmak gibi gerekçelerle yĂźrĂźtmeyi durdurma kararĂ˝ için baĂžvurdular.
SKANDAL
Skandalýn ortaya çýkmasýyla birlikte sýnav komisyonu ßyesi ve ayný zamanda okul mßdßrß olan OkÞan Arman BaÞoðlu, rektÜr Prof. Dr. Tahsin Nuri Durlu tarafýndan gÜrevinden alýndý. Öðrencilerin B.�.M’ ne yßrßtmeyi durdurmak için yaptýklarý baÞvurunun ardýndan rektÜr yardýmcýsý Prof. Dr. Hßseyin AktaÞ Üðrencileri tek tek odasýna çaðýrarak sýnav hesaplamalarýnýn yanlýÞ yapýldýðýný sÜyledi ve bu yÜnde imza atmalarýný istedi. Bu skandal YÖK’ ßn ne ilk skandalýdýr ne de sonuncusu olacaktýr.
YÖK davayý kaybetti!!! EskiÞehir versitesinde paralý eðitimi kýsýtlanmasýný
Anadolu ĂœniYĂ–K’ß, savaÞý, ve ĂśzgĂźrlĂźklerin protesto eden
birçok Üðrenciye soruĂžturma açan YĂ–K, bu Üðrencilere bir ve iki dĂśnem uzaklaĂžtĂ˝rma cezasĂ˝ verdi. Ceza alan Üðrenciler bu kez de susarak YĂ–K’ß protesto etme kararĂ˝ aldĂ˝lar ve gĂśzleriyle aĂ°Ă˝zlarĂ˝nĂ˝ siyah bantlarla bantlayarak okulun ĂśnĂźnde oturma eylemi yaptĂ˝lar. 25 Ocak 2002’ de yaptĂ˝klarĂ˝ bu eylemde Ăźzerlerinde “ YĂ–K’e Evet “, “IMF’ye ParalĂ˝ EĂ°itime Evet “ yazĂ˝lĂ˝ dĂśvizler açtĂ˝lar. YapĂ˝lan bu eylem de YĂ–K tarafĂ˝ndan cevapsĂ˝z bĂ˝rakĂ˝lmadĂ˝ ve hemen yeni soruĂžturmalarla cevap verildi. Bu ikinci soruĂžturmanĂ˝n sonucunda da 5 kiĂži okuldan atĂ˝ldĂ˝. YĂ–K’ßn bu kararĂ˝na karÞý yĂźrĂźtmeyi durdurma davasĂ˝ açan Üðrenciler davayĂ˝ kazandĂ˝lar ve tekrar okula baĂžlamak için rektĂśrlßðe baĂžvurdular.
ABD ASKERĂ? OLMAYACAĂ?IZ. Ă?.Ăœâ€™DE EMPERYALĂ?ST SAVAĂž KARĂžITI EYLEM Emperyalistlerin kana susamýÞlýðý gĂźn be gĂźn artĂ˝yor. ABD ve diĂ°er emperyalist devletler kendilerine yeni hedefler seçerek dĂźnyayĂ˝ kana bulayacaklarĂ˝ gĂźnler yaklaÞýyor. Biz de devrimcidemokrat Üðrenciler olarak halklarĂ˝ katlederek ve halklarĂ˝ birbirine dßÞman ederek kendi siyasal ve ekonomik egemenliklerini pekiĂžtirmeye çalýÞan emperyalist barbarlýða karÞý . sesimizi yĂźkseltme kararĂ˝ aldĂ˝k. ÇeĂžitli Üðrenci gruplarĂ˝yla ortak alĂ˝nan bir kararla 23 Ekim ÇarĂžamba gĂźnĂź saat 13:00’te bir basĂ˝n açýklamasĂ˝ yaptĂ˝k. Eylem, Ă?.Ăœ Merkez kampĂźsĂźnĂźn kapĂ˝sĂ˝nĂ˝n ĂśnĂźndeki platformda hem içerden çýkan hem de, diĂ°er Ăźniversitelerden katĂ˝lan iki grubun katĂ˝lĂ˝mĂ˝ Ăžeklinde
FLJN JOEE
yapĂ˝ldĂ˝. Merkez kampĂźsten çýkan grupta Ăźzerinde “Emperyalist SavaĂža HayĂ˝r!â€? yazĂ˝lĂ˝ pankart vardĂ˝. DýÞarĂ˝dan gelen Üðrencilerde ise “SavaĂž Ă?steyen DĂźzen Partilerine Oy Yok!â€? pankartĂ˝ vardĂ˝. BasĂ˝n açýklamasĂ˝na yaklaÞýk 500 kiĂži katĂ˝ldĂ˝. BeyazĂ˝t ve HernepeĂž marĂžlarĂ˝ sĂśylenerek, sloganlar eĂžliĂ°inde Merkez kampuse geri girildi. ArdĂ˝ndan KESK’in savaĂž karÞýtĂ˝ eylemine çaĂ°rĂ˝ yapĂ˝larak eylem bitirildi. Eylemde sĂ˝k sĂ˝k “ABD askeri olmayacaĂ°Ă˝z, Irak halkĂ˝ yalnĂ˝z deĂ°ildir, YaĂžasĂ˝n halklarĂ˝n kardeĂžliĂ°iâ€? sloganlarĂ˝ atĂ˝ldĂ˝.
Ă?.Ăœ Demokratik Ăœniversite Komitesi
7 dpg
SEÇİM SONUÇLARINA
“DEVLETÄ°N YENÄ°DEN YAPILANDIRILMASIâ€? BĂœYĂœTECÄ°YLE BAKMAK
3
KasĂ˝m seçimlerini geride bĂ˝raktýðýmĂ˝z Ăžu gĂźnlerde, burjuva siyaseti kazanĂ˝ yĂźz dereceyi de aĂžan bir Ă˝sĂ˝da kaynamaya devam ediyor. KaynadĂ˝kça ortalýða “demokrasicilik oyunuâ€? tadĂ˝nda pis kokular yayĂ˝lĂ˝yor. DĂźzen partileri her seçim Ăśncesinde olduĂ°u gibi deĂ°iĂžik tonlarda ama aynĂ˝ ĂžarkĂ˝nĂ˝n nakaratlarĂ˝nĂ˝ tĂźm ikiyĂźzlĂźlĂźkleriyle tekrarladĂ˝lar: “En iyi biz deĂ°iĂžtik, en iyi biz deĂ°iĂžtireceĂ°iz, artĂ˝k cefalarĂ˝mĂ˝z bitecek!â€? Seçim sĂźrecinde bol keseden daĂ°Ă˝tĂ˝lan vaatler, geniĂž kitleler nezdinde, meĂžruiyetini kaybeden sistemin yeniden inĂžasĂ˝na hizmet ediyordu. BĂźyĂźk bir acz içinde olan sistem ve dĂźzen partilerinin çoĂ°unluĂ°u, kendilerinin koyduĂ°u yĂźzde 10’luk seçim barajĂ˝nĂ˝ altĂ˝nda kaldĂ˝lar. Bu dahi kitlelere gelecek umudu olamamalarĂ˝nĂ˝n somut ifadelerinden biri deĂ°il midir? KĂ˝sa Bir HatĂ˝rlatma, Erken Seçime Neden Gidildi? Burjuva siyasetinin geleneksel iĂžleyiĂž biçimlerindendir: Belli bir konjonktĂźr çerçevesinde ve Ăśzelliklede kapitalizmin doĂ°asĂ˝na içkin yaĂžanan kriz evrelerinde –ki her iki faktĂśr de daima sĂ˝nĂ˝flar savaÞýmĂ˝nĂ˝n geldiĂ°i aĂžama içerisinde belirir ve anlam kazanĂ˝rartĂ˝k kendi çýkarlarĂ˝na cevap ver(e)meyen kurum ve kuruluĂžlarĂ˝ yer yer yeniden biçimlendirerek ve yer yer de tasfiye ederek sarsĂ˝lan gßç ve otoritesini yeniden ikame etmeye çalýÞýr. Hangi siyasal ve ekonomik konjonktĂźrde geliĂžiyor olursa olusun seçimlere karÞýdevrimin gßç ve otoritesini yeniden ikame etmeye çalýÞacaĂ°Ă˝ bir sĂźreç olarak bakmak gerekiyor. Ancak “olaĂ°anâ€? sĂźreçlerden farklĂ˝ olarak TĂźrkiye Ă?Ăžbirlikçi Tekelci Burjuvazisini erken seçime zorlayan Ăśnemli bir dizi etmen vardĂ˝.
FLJN JOEE
ve bunlarĂ˝n sistem ve parlamento içerisine çekilerek eritilme çabasĂ˝, kĂ˝sacasĂ˝ sĂ˝nĂ˝f karÞýtlĂ˝klarĂ˝nĂ˝n keskinleĂžmesi eĂ°ilimi.. YanĂ˝ sĂ˝ra IMF programlarĂ˝ doĂ°rultusunda neoliberal yeniden yapĂ˝landĂ˝rma politikalarĂ˝nĂ˝n uygulanmasĂ˝na istikrar kazandĂ˝rĂ˝larak, AB’ ye uyum sĂźrecine hĂ˝z kazandĂ˝rĂ˝lmaya çalýÞýlmasĂ˝ ve bu konuda parlamento içinde ve dýÞýnda çatlak seslerin ayĂ˝klanmasĂ˝, beraberinde olasĂ˝ bir Irak savaÞýna yĂ˝pranmýÞ bir hĂźkĂźmetle girmek yerine, gßçlĂź bir hĂźkĂźmetle girilmek istenmesi, tĂźm bunlar burjuvaziyi erken seçime zorlayan temel dinamikler olarak sĂ˝ralanabilir. Erken seçim hamlesi; IMF programlarĂ˝, AB sĂźreci, Ă?srail’le ittifak, ABD’nin Irak’ý vurmasĂ˝ gibi temel politikalarda pĂźrĂźz yaratan ve yaratacak olan geleneksel kemik partilerin hĂźkĂźmetten ayĂ˝klanmasĂ˝ ve yerlerine neoliberal postmodern patentli partilerin (CHP, AKP) getirilmesi operasyonudur. 3 KasĂ˝m ‘baskĂ˝n seçim’ sĂźreci ve bugĂźn itibariyle seçim sonuçlarĂ˝, gerek iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝- emekçi kitleler açsĂ˝ndan gerekse de burjuvazi ve Ăśzellikle de onun oligarĂžik yapĂ˝sĂ˝ içindeki gßçler açýsĂ˝ndan gerilimli bir sĂźreç olma ĂśzelliĂ°ini koruyor. HalihazĂ˝rdaki erken seçim, sĂ˝nĂ˝flararasĂ˝ iliĂžkilerin yeniden dizaynĂ˝ açýsĂ˝ndan Ăśnemli bir muharebe ĂśzelliĂ°i de taÞýyordu. Gerilim tam da eĂžyanĂ˝n tabiatĂ˝na uygun olarak sĂ˝nĂ˝fsaldĂ˝r. Bir yandan geniĂž kitlelerin karÞýlanamayan siyasal ve ekonomik ihtiyaçlarĂ˝ ve sistemin daralan kitle tabanĂ˝, diĂ°er taraftan vahĂži kapitalizmin doĂ°asĂ˝na içkin çeliĂžkilerinin her adĂ˝mda kendini “azami kar, azami egemenlikâ€? gĂźdĂźsĂź doĂ°rultusunda yeniden yeniden biçimlendirmesi zorunluluĂ°u... I.
Bunlardan en ßste yazýlmasý gerekeni; burjuvazinin gßnden gßne derinleÞen bir yÜnetememe ve meÞruiyet krizi içerisinde debelenip durduðudur.
Seçimler ve sonrasýnda geliÞecek olan sßreç burjuvazinin rejim ve sistemin yeniden yapýlandýrýlmasýnýn Ünemli bir adýmý olarak tespit edilmelidir.
Ardý ardýna patlayan siyasal ve ekonomik krizlerle birlikte, iÞçi sýnýfý ve emekçi kitlelerde sistemin sorgulanmasýna yÜnelik olarak geliÞen dßÞßnce, sistem dýÞý çÜzßm arayýÞlarýnýn mayalanmasý, iÞsizlik, yoksulluk ve yoksunluða paralel olarak toplumsal patlama dinamiklerinin daha geniÞ bir tabana yayýlmasý
3 Kasým erken seçimleri yeni bir krizin fitillerini ateÞlemiÞ durumda, Ünßmßzdeki sßreci resmetmeye çalýÞýrsak, akýp gidecek olan gÜrßngßlerin baÞýnda Þu olgu belirleyici bir rol oynayacaktýr: sistemin genel krizi temelinde, burjuvazinin yeni oloðanßstß egemenlik biçimlerini ve iliÞkilerini oturtmaya
8 dpg yÜnelik uygun yapý ve pratiklerini oluÞturmaya çalýÞmasý.
çýkarýlmaktadýr.�*
Meclise iki partinin çýkmasĂ˝ bir yandan %45 gibi azĂ˝msanmayacak bir oranĂ˝n yansĂ˝madýðý sonucunu doĂ°urdu. Daha Ăśnemlisi oy vermeyen ya da geçersiz verenlerin oranĂ˝nĂ˝n %25 gibi rekor bir dĂźzeye yĂźkselmesiydi. Ve bu durum 4 KasĂ˝m sabahĂ˝ ‘temsili demokrasinin’ krizi anlamĂ˝nda yeni hĂźkĂźmetin ve seçim kanununu meĂžruiyetini tekrar tartýÞýlĂ˝r kĂ˝ldĂ˝. DiĂ°er taraftan AKP’nin tek baÞýna hĂźkĂźmeti kuracak çoĂ°unlukta sandalyeye sahip olmasĂ˝ burjuvazi için beklenmeOylarĂ˝n demografik daĂ°Ă˝lĂ˝mĂ˝ dik bir durum olmasa da -ki seçim açýsĂ˝ndan bakĂ˝ldýðýnda; bĂślgeler ßç Ăśncesi AKP’ye, kalĂ˝nĂ˝ndan inceparti (AKP, CHP ve DEHAP) sine tĂźm ayarlar MGK’sindan TĂœSĂ?AD’ýna kadar çekilmiĂžtiaçýsĂ˝nda net bir Ăžekillenme ortaya onun rĂźyalarĂ˝nĂ˝ kaçýran asĂ˝l çýkmýÞtĂ˝r. Bu tablo aynĂ˝ zamanda konu AKP’nin dayandýðý kitle tabanĂ˝nĂ˝n varoĂžlar ve gelenekpratik olarak merkezileĂžmiĂž sel orta sĂ˝nĂ˝flardan oluĂžmasĂ˝dĂ˝r. geleneksel dĂźzen partilerinin AKP, genel baĂžkan yardĂ˝mcĂ˝sĂ˝ temsiliyet sistemi açýsĂ˝ndan bir zaaf Ali ÇoĂžkun’un aĂ°zĂ˝ndan: “Ne ve rejim açýsĂ˝ndan bĂźyĂźk bir tehlike yapĂ˝lacaksa, piyasa ile birlikte yapĂ˝lacaktĂ˝r.â€? diyerek burjuvazioluĂžturmaktadĂ˝r. nin yĂźreĂ°ine su serpmektedir.
Ancak burjuvazinin bu yĂśnelimi kendi içinde baĂžlĂ˝ baÞýna bir krizin dinamiklerini taÞýmaktadĂ˝r. ÇßnkĂź ‘yeni egemenlik biçimlerini ve iliĂžkilerini oturtmaya yĂśnelik uygun yapĂ˝ ve pratiklerini oluĂžturmaya çalýÞýlmasý’ bir dĂśnemki sĂ˝nĂ˝flar arasĂ˝, sĂ˝nĂ˝f içi sĂśmĂźrĂź, bĂślßÞßm ve egemenlik iliĂžkilerinin gĂśreli istikrarĂ˝nĂ˝ kĂśkĂźnden dinamitleyecektir. “...
Burjuvazi cephesinden ‘demokrasiyi yozlaĂžtĂ˝ran’ ve onu iĂžlemez hale getiren ektenler tasfiye edilmeliydi. oylarĂ˝n ‘merkez sað’ ve ‘merkez sol’u temsil eden iki partide toplanmasĂ˝nĂ˝ saĂ°layacak bir seçim sistemi oluĂžturulmalĂ˝dĂ˝r. Bu mantĂ˝kla getirilen Ăśneriler, tabii ki sadece bir seçim sistemi deĂ°iĂžikliĂ°i ile sĂ˝nĂ˝rlĂ˝ deĂ°ildir. Mantýðýn temelinde, burjuva demokrasisinin pratikte zaten fiilen kullanĂ˝lmaz halde olan biçimsel bazĂ˝ haklar veya mekanizmalarĂ˝n dahi ‘demokrasiyi yozlaĂžtĂ˝ran ve yĂśnetemez hale getiren etkenler’ olarak gĂśrĂźlmesi yattýðý için, çok partili bir dĂźzen yerine iki partili bir siyasi partiler dĂźzenine geçiĂžin zorlanmasĂ˝ndan hĂźkĂźmetlerin ve parlamentonun yetkilerinin sĂ˝nĂ˝rlanmasĂ˝na, iktidar gĂźcĂźnĂźn merkezileĂžmesini saĂ°layacak baĂžkanlĂ˝k ya da yarĂ˝ baĂžkanlĂ˝k sistemine geçilmesinden bazĂ˝ toplumsal kesimlerin açýkça ‘siyasetin dýÞýna itilmesi’nin Ăśnerilmesine kadar birbirini tamamlayĂ˝cĂ˝ bir dizi Ăśneriden oluĂžan kapsamlĂ˝ bir ‘sistem deĂ°iĂžikliĂ°i’ Ăśnerisi ile çýkmaktadĂ˝r bu gĂśrßÞ karÞýmĂ˝za.â€? (...)
“... gerek bir bĂźtĂźn olarak ekonomik yapĂ˝, gerekse siyasal yapĂ˝, yeniden yapĂ˝lanma sĂźreci içinde merkezi kurullar aĂ°Ă˝yla bĂźyĂźk Ăślçßde baĂ°landýðýndan, hĂźkĂźmet ve meclisin iktidardaki payĂ˝ da Ăśnceden son derece kßçßltĂźlĂźp, darlaĂžtĂ˝rĂ˝lmýÞ olduĂ°undan, yeni partilerin, oluĂžacak hĂźkĂźmet ve meclisin hareket alanĂ˝ belirlenmiĂž; en azĂ˝ndan “popĂźlist politikaâ€? yapmayacaĂ°Ă˝, emekçi sĂ˝nĂ˝flarĂ˝n yakĂ˝cĂ˝ ihtiyaç ve talepleriyle her tĂźrlĂź baĂ°lantĂ˝sĂ˝nĂ˝n koparĂ˝lmýÞ olacaĂ°Ă˝ Ăśnemli Ăślçßde garantilenmiĂž durumdadĂ˝r. BĂśylece, sadece oy baskĂ˝sĂ˝ ile sĂ˝nĂ˝rlĂ˝ olmayan, sĂ˝nĂ˝fsal-toplumsal ihtiyaç ve taleplerin mĂźcadele yolu ile kazanĂ˝lan kolektif-toplumsal haklara dĂśnßÞmesinin tĂźm yollarĂ˝ kapatĂ˝lĂ˝p olanaklarĂ˝ daraltĂ˝larak, her tĂźrlĂź hakkĂ˝n sermaye dolayĂ˝mĂ˝ ile bireysel olarak satĂ˝n alĂ˝nacaĂ°Ă˝, “tekelci piyasa faĂžizmiâ€? diyebileceĂ°imiz bir yapĂ˝ ortaya * AlĂ˝nteri Gazetesinin web sitesinden alĂ˝nmýÞtĂ˝r.
FLJN JOEE
II.
Hali hazýrdaki sonuçlar siyasal ve toplumsal çeliÞkilerin derinleÞeceðine iÞaret etmektedir. 3 Kasým erken seçimi yeniden yapýlandýrýlmakta olan postmodern dßzen partileri AKP ve CHP ile geleneksel dßzen partileri (MHP, ANAP, DYP, SP vb.) arasýnda bir seçim, bir hesaplaÞma, geleneksel burjuva politika ve yapýsýný belirlemenin bir adýmý olarak yaÞandý. Oylarýn daðýlýmýna baktýðýmýzda AKP % 34.23 ile seçimlerden birinci parti olarak çýktý. Onu % 19.30 ile CHP, % 7.13 ile GP izledi. Daha Ünce parlamentoda olan tßm partiler ise barajýn altýnda kaldýlar. 3 Kasým erken seçimlerinde toplam seçmen sayýsý 41 milyon 333 bin 105 olarak belirlendi. Kullanýlan oy sayýsý ise 31 milyon 398 bin 452. Bunlarla birlikte geçersiz oy sayýsý 1 milyon 262 bin 671 kiÞi olarak tespit edildi. Ve en Ünemlisi 8 milyon 671 bin 982 kiÞi oy kullanmayarak, % 78 ile son 20 yýlýn en dßÞßk katýlýmlý seçimini gerçekleÞtirdi. Seçimleri ayýrt edici kýlan diðer bir Üzellikte mecliste temsil edilmeyen oylarýn oranýn % 45 olmasýdýr. Oylarýn demografik daðýlýmý açýsýndan bakýldýðýnda; bÜlgeler ßç parti (AKP, CHP ve DEHAP) açýsýnda net bir Þekillenme ortaya çýkmýÞtýr. Bu tablo ayný zamanda pratik olarak merkezileÞmiÞ geleneksel dßzen partilerinin temsiliyet sistemi açýsýndan bir zaaf ve rejim açýsýndan bßyßk bir tehlike oluÞturmaktadýr. Hemen belirtelim
9 dpg ki, egemen sýnýf açýsýndan, sermayenin ana partilerinden herhangi birisinin seçimlerde salt çoðunluðu saðlayamamýÞ olmasý ve bununla da kalmayarak parlamento dýÞýnda kalmalarý, istikrarsýzlýðýn diðer bir nedenidir.
GençliÄ&#x;in RolĂź
Gerçek ĂśzgĂźrlĂźk ve eĂžitliĂ°in kazanĂ˝lmasĂ˝, devrim ve sosyalizm tehdidinin her dĂźzeyde bĂźyĂźtĂźlmesinden geçeceĂ°i, Ăśnemli bir sĂźreçten geçiyoruz. YĂźrĂźnmesi gereken yol, kitlelere umudun AKP ve CHP’ ve GP’nin aldýðý oylar tepki parlemento ve sistem dýÞýnda olduĂ°unu Ă˝srarla oylarĂ˝dĂ˝r, her ßç partinin topladýðý oylarĂ˝n hemen Ă˝srarla anlatmak, yeni rejim tipi deĂžifre etmektir. hepsi emekçi kitlelerin varolan rejimin ekonomik Seçim sonrasĂ˝ koĂžullar ve oluĂžturulmaya çalýÞýlan ve siyasal politikalarĂ˝na tepki olarak biçimlenmiĂžtir. “dengelerâ€? tam da kitle hareketinin sĂ˝nĂ˝fsal temelĂ–zelliklede AKP ve CHP’nin aldýðý oylar medyanĂ˝n de belirginleĂžip keskinleĂžeceĂ°ine iĂžaret ediyor. Ăśzel ĂžiĂžirmesi ve konjonktĂźrel etmenlerin de desteĂ°i Kriz dinamikleri Ăźzerinden rejime sĂ˝nĂ˝fsal karÞýtlĂ˝k alĂ˝narak kazanĂ˝lmýÞ oylardĂ˝r. Emekçi kitlelerin gertemelinde, kitlelerin mĂźcadele birliĂ°ini Ăśrmek çek istek ve ve toplumsal anlamda çekim merkezi olabilĂśzlemlerinin mek için Ă˝srarlĂ˝ bir pratik sergilenmelidir. Krizin manipĂźle Seçimler, sĂ˝nĂ˝f iliĂžkilerinin devrimci bir krize dĂśnßÞtĂźrĂźlmesi ‘Krize KarÞý edilmesiyle saĂ°lanan bir sarsĂ˝lmasĂ˝ ve deĂ°iĂžmesiyle birlikte Devrim Kapitalizme KarÞý Sosyalizm’ sloganĂ˝ ekseninde geniĂžletilmelidir. baĂžarĂ˝dĂ˝r. Ă–te taraftan, tepki oylarĂ˝ndaki muazzam bĂźyĂźklĂźk kitlelerdeki deĂ°iĂžim isteĂ°inin açýk bir gĂśstergesi olarak kaydedilmelidir.
dßÞßnßldßðßnde geleneksel parti yapýlarýnýn ve tabanlarýnýn çÜzßlme sßrecini hýzlandýrmýÞtýr. Geleneksel partilerin tabanlarý, seçim sonuçlarýný da gÜsterdiði gibi bugßn itibariyle iç içe geçmiÞtir.
Her dĂźzeyde ĂśrgĂźtlĂź ve maddi bir gßç olmayĂ˝ gerektiren sĂźreç, asĂ˝l olarak iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ ve emekçi kitlelerin ‘sĂ˝nĂ˝fa karÞý sĂ˝nĂ˝f’ ekseninde burjuvaziye karÞý vereceĂ°i savaÞýmĂ˝ kazanmasĂ˝yla aÞýlacaktĂ˝r. Ne var ki gĂźncel ve kesimsel taleplerin Ăśne çýkartĂ˝larak sĂ˝nĂ˝f mevzilerinin gßçlendirilmesi ayĂ˝rt edici Ăśnemdedir.
GençliĂ°in ayĂ˝rt edici rolĂź tamda buradadĂ˝r ki, biz “sĂ˝nĂ˝fa karÞý sĂ˝nĂ˝fâ€? ekseninde sĂ˝nĂ˝f savaÞýmĂ˝nĂ˝n Emekçi kitleler tarafĂ˝ndan verilen oylar politik kĂ˝yĂ˝daki bir bileĂženi olarak deĂ°il, bizzat onun aktif nedenler gĂśzetilmeksizin verilmiĂžtir. Kitlelerin seçimlerdeki tercihinde belirleyici olan sĂ˝nĂ˝fsal, yĂźrĂźtĂźcĂźsĂź olmak ekonomik, politik etkenler olmamýÞtĂ˝r. durumundayĂ˝z. Egemen sĂ˝nĂ˝f partileri tarafĂ˝ndan kendi Genç kitleler içeriSeçim sonrasĂ˝ koĂžullar ve çýkarlarĂ˝n doĂ°ru manipĂźle edilmiĂžlerdir. sinde politik- madoluĂžturulmaya çalýÞýlan DSP, MHP ve ANAP hĂźkĂźmeti dĂśneminde di bir gßç haline yaĂžanan ekonomik kriz, depremle gelen fe“dengelerâ€? tam da kitle gelmek, gençliĂ°in, laket, mezarda emeklilik yasalarĂ˝ vd. varolan emekçilerin, hareketinin sĂ˝nĂ˝fsal temelde hĂźkĂźmete karÞý Ăśfkeyi ve tepkiyi arttĂ˝rmýÞtĂ˝r. aydĂ˝nlarĂ˝n tĂźm belirginleĂžip keskinleĂžeceĂ°ine Emekçi kitlelerin bĂźyĂźk bir kĂ˝smĂ˝ bundan bĂślĂźklerini devĂśnce uygulanan politikalarĂ˝n sorumlularĂ˝nĂ˝ iĂžaret ediyor. Kriz dinamikleri rim ve sosyalizm gerek tepki oylarĂ˝ biçiminde, gerekse de Ăźzerinden rejime sĂ˝nĂ˝fsal mĂźcadelesinde sandýða gitmemekle tasfiye etmiĂžtir. birleĂžtirmek gĂśrevi karÞýtlĂ˝k temelinde, kitlelerin Seçimler, sĂ˝nĂ˝f iliĂžkilerinin sarsĂ˝lmasĂ˝ omuzlarĂ˝mĂ˝zdadĂ˝r. mĂźcadele birliĂ°ini Ăśrmek ve ve deĂ°iĂžmesiyle birlikte dßÞßnĂźldßðßnde Alansal faaliyetletoplumsal anlamda çekim merkezi rimiz derinleĂžmeli geleneksel parti yapĂ˝larĂ˝nĂ˝n ve tabanlarĂ˝nĂ˝n çÜzĂźlme sĂźrecini hĂ˝zlandĂ˝rmýÞtĂ˝r. Geleneksel olabilmek için Ă˝srarlĂ˝ bir pratik ve alansal tapartilerin tabanlarĂ˝, seçim sonuçlarĂ˝nĂ˝ leplerin Ăśne sergilenmelidir. da gĂśsterdiĂ°i gibi bugĂźn itibariyle iç içe çýkartĂ˝lmasĂ˝yla geçmiĂžtir. Seçmen tabanlarĂ˝ arasĂ˝nda ortaya kitlelerin içinçýkan karakteristik benzeĂžmeler, aralarĂ˝ndaki de olunmalĂ˝ ve onlarla birlikte yĂźrĂźnmelidir. sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝n yok olmasĂ˝, burjuvazi açýsĂ˝ndan terMĂźcadelemizin her evresini, kendimizi yenicih edilen bir durum deĂ°ildir. ÇßnkĂź, tepki oylarĂ˝ den yeniden ĂźrettiĂ°imiz/ yenilediĂ°imiz, her istikrarsĂ˝zlýðýn diĂ°er bir adĂ˝dĂ˝r, bir bĂźtĂźn olarak ‘tepki adĂ˝mda kendimiz ve kitleleri bir Ăźst dĂźzeyden oylarý’ Ăśzelliklede yeniden yapĂ˝landĂ˝rma sĂźrecinde ĂśrgĂźtlediĂ°imiz bir tempo ve stratejik bir bilinçle Ăśzlenen “istikrarâ€? Ă˝n saĂ°lanabilmesi için bir ‘istikyĂźrĂźtmeliyiz. rar’sĂ˝zlýðý ifade eder.
FLJN JOEE
10 dpg
YĂ–NELÄ°MÄ°NE GÄ°RÄ°Ĺž
LÄ°SELERDE YENÄ°DEN YAPILANDIRMA
T
arihler 16 EylĂźl’ß gĂśsterirken ilkÜðretim ve lise gençliĂ°i daha kapsamlĂ˝ ve saldĂ˝rgan bir cendere içinde yeni bir Üðretim yĂ˝lĂ˝na baĂžladĂ˝lar. Daha kapsamlĂ˝ ve saldĂ˝rgan, çßnkĂź iĂžbirlikçi tekelci burjuvazinin iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ ve emekçi kitleler Ăźzerindeki yeniden yapĂ˝landĂ˝rma eksenli, merkezi, planlĂ˝ saldĂ˝rĂ˝larĂ˝ bir bĂźtĂźn olarak Üðrenci gençlik Ăźzerinde de aynĂ˝ Ăžiddette yansĂ˝masĂ˝nĂ˝ buluyor. Bu noktada liseli gençlik ise burjuvazi için ayrĂ˝ bir Ăśnem teĂžkil ediyor. YarĂ˝nĂ˝n iÞçi gençliĂ°ini ya da Ăźniversiteli gençliĂ°ini oluĂžturacak olan liseli gençlik Ăźzerinde herbiri bĂźyĂźk bir titizlikle formĂźle edilen “oyun teorileriâ€? uygulamaya konuluyor. Birbirine geçiĂžken ve biri diĂ°erinin alt yapĂ˝sĂ˝nĂ˝ oluĂžturan bu formĂźlasyonlarĂ˝n ana gĂśvdesinde ise neo-liberal eĂ°itim politikalarĂ˝ durmaktadĂ˝r.
bir zafiyet içerisine sokmaktadýr ve sokmaya devam edecektir.
TĂœSĂ?AD’ýn ortaÜðretim ve yĂźksekÜðretimin yeniden yapĂ˝landĂ˝rmasĂ˝ için ortaya koyduĂ°u raporlarda Ăśne çýkan, her iki eĂ°itim alanĂ˝na iliĂžkin olarak farklĂ˝ stratejilere sahip olduĂ°udur. Alan farklĂ˝lĂ˝klarĂ˝nĂ˝ gĂśrmemiz her iki alanĂ˝n birbirlerinden hangi noktada ayrĂ˝ldĂ˝klarĂ˝nĂ˝ anlamamĂ˝z açýsĂ˝ndan Ăśnemlidir. AyrĂ˝ca burjuvazinin her iki alana yĂśnelik farklĂ˝ stratejilere sahip olmasĂ˝, onu birçok noktada ele vermektedir. Ki bu, burjuvazinin gelecek vizyonunu daha iyi anlamamĂ˝zĂ˝ saĂ°layacak, dolayĂ˝sĂ˝yla da devrimci çalýÞmalarĂ˝mĂ˝zĂ˝n, taktiklerimizin, alana yĂśnelimimizin ĂśnĂźnĂź açacaktĂ˝r.
Ancak Þu Ünemli noktayý da ýsrarla vurgulamadan geçmeyelim: Rejimi yeniden yapýlandýrma Eðitim alanýna iliÞkin olarak yÜnelimi bir devreye sobßtßn olarak kulan yeniden yapýlandýrma E m p e r y a l i s t kEamv rpaenrmyaal ýl di ýsr.t programlarýnýn politikalarýn yßrßtßcßsß p o l i t i k a l a r ý n (burjuvazi son olarak Tßrkiye �Þbirlikçi y ß r ß t ß c ß s ß yýllarda bu Tßrkiye konuyla ilgili Tekelci Burjuvazisinin bu olarak �Þbirlikçi Tekelci sayýsýz rapor konu dolayýmýnda ortaya Burjuvazisinin bu h a z ý r l a m ý Þ t ý r. ) atýp hýzla uygulamaya konu dolayýmýnda kapsam ve ortaya atýp i ç l e m i n i n soktuðu politikalarýn tßmß hýzla uygulaanlaÞýlmasý, burtek bir mantýk ßzerinden maya soktuðu juvazinin gelecek hesaplarýnýn Þekillenmektedir. Sermaye p o l i t i k a l a r ý n tßmß tek bir deÞifrasyonu ve iktidar yoðunlaÞmasý... mantýk ßzerinden açýsýndan bßyßk Azami kar ve azami Þekillenmektedir. Üneme sahiptir. Sermaye ve iktidar Zira bir bßtßn egemenlik. yoðunlaÞmasý... olarak, yeniden Azami kar ve yapýlandýrma azami egemenlik. Burjuvazinin saldýrýlarýnýn iktisadi ve siazami kar ve egemenlik ihtiyacýna yasal boyutlarýnýn yeterince artýk yanýt veremez hale gelmiÞ anlaÞýlamayýp deÞifre edilememetßm ekonomik-siyasal-toplumsalsi durumu devrimci hareketi ciddi
FLJN JOEE
ieolojik-kßltßrel kurumlarýnýn bu temelde, yukarýdan aÞaðýya yeniden dßzenlenmesi... Eðitim sisteminin ise, hem dolaysýz bir azami kar sektÜrß hem de artýdeðer sÜmßrßsßnßn biricik kaynaðý olan emek gßcßnßn sermayenin bßyßyen ihtiyaçlarýna gÜre yeniden Þekillendiricisi olarak yeniden iÞlevlendirilmesinin anlam ve Ünemi açýktýr. Bu noktada eðitimin yeniden yapýlandýrýlmasýnda her iki alan (ortaÜðretim ve yßksekÜðretim) ßzerinden farklý stratejilerin olmasý, genel olarak yeniden yapýlandýrmanýn temel stratejisi ile çeliÞmemektedir.
EĂ°itimde “SĂśzdeâ€? Kalite Burjuvazi, her yanĂ˝ delik deĂžik olan sistemin gediklerini yamayarak gelecek planlarĂ˝ yaparken gençliĂ°i eskisinden daha çok kazanma telaÞýndadĂ˝r. Orta Üðretim kurumlarĂ˝ ise onun hesaplarĂ˝nda “sĂśmĂźrĂźlme yeteneĂ°iâ€? kazanmýÞ, dĂźzen içi insan yetiĂžtiren fabrikalar konumundadĂ˝r. Bu dßÞßnce “EĂ°itimde Toplam Kalite ProgramĂ˝â€? ile yeni bir aĂžama kaydediyor. Milli EĂ°itim Bakanlýðý; idareci-Üðretmen-Üðrenci ve veli dĂśrtlemesi Ăźzerine kurulan bu program ile ilgili olarak bir yĂ˝ldĂ˝r okul idarecilerine ve “seçilmiĂžâ€? Üðretmenlere iller bazĂ˝nda bir dizi eĂ°itim seminerleri uyguluyordu. BunlarĂ˝n genel deĂ°erlendirmesi için Ă?l Milli EĂ°itim MĂźdĂźrlĂźklerinin okul mĂźdĂźrleri ile eylĂźl ayĂ˝nda yapmýÞ olduĂ°u toplantĂ˝da ise kendileri için hiç de iç açýcĂ˝ olmayan bir tabloyla karÞýlaĂžtĂ˝lar. Zaten ticarethanelere dĂśndĂźrĂźlen liselerde yapĂ˝lan soygunlarĂ˝ eĂ°itime katkĂ˝ payĂ˝ vb. kĂ˝lĂ˝flar altĂ˝nda sunmaya çalýÞýrken, bu program içinde Üðrenci ve ve-
11 dpg linin mßÞteri, eĂ°itimcinin satĂ˝cĂ˝ aynĂ˝ zamanda iç mßÞteri sĂ˝fatlarĂ˝yla açýktan tanĂ˝mlanmasĂ˝ milli eĂ°itim yĂśneticilerinin bunlarĂ˝ hangi kĂ˝lĂ˝flara sokacaĂ°Ă˝ konusunda kafalarĂ˝nĂ˝ hayli karýÞtĂ˝rmýÞa benziyor. Zira toplantĂ˝ sonucunda programĂ˝n uygulanmasĂ˝ için alt yapĂ˝ eksikliĂ°inin ve uygulayĂ˝cĂ˝ yetersizliĂ°inin (çßnkĂź bu konuda eĂ°itim emekçilerini kendilerine yedeklemeleri gerekiyor ) vurgulanmasĂ˝ bunun açýk bir gĂśstergesidir. Esnek çalýÞma ve sĂśzleĂžmeli personel uygulamasĂ˝nĂ˝n yaygĂ˝nlaĂžtĂ˝rĂ˝lmasĂ˝nĂ˝ da beraberinde getiren “kalite programĂ˝â€? ile çalýÞanlarĂ˝n kendilerini iĂžleri için sorgusuz ve koĂžulsuz feda etmeleri zorunlu kĂ˝lĂ˝nmakta ve .BZ‘T ‘ Â˝ÇŒSFODJ #JSMJÇŒJ ,PSUFKJ
“
durmasĂ˝na ve burjuvazinin bu noktadaki yĂśnelimine kĂ˝saca deĂ°inelim. OrtaÜðretimin yeniden yapĂ˝landĂ˝rĂ˝lmasĂ˝ sĂźrecinde burjuvazinin sĂ˝k sĂ˝k vurguladýðý en Ăśnemli konu: Liselerin mezun bileĂženlerinin tanĂ˝mlanmasĂ˝dĂ˝r. Ă–yle ki TĂœSĂ?AD’ýn meslek liseleri için Ăśzel olarak hazĂ˝rladýðý
“
liklerinin kapsamý daha da geniÞletilerek ilkokul Üðrencilerine bile uygulanmaktadýr. Ve yine faÞist-gerici ders programlarý ile dßzen içi insanlar yetiÞtirmeye, genç beyinleri esir almaya çabalamaktadýr. Çabalamaktadýr çßnkß gençlik, çßnkß biz onlarýn nezdinde gelecekleri için can suyuyuz.
Burjuvazi bir yandan “vizyonumuz ve misyonumuz....â€? diyerek eĂ°itimde verimi arttĂ˝rmak ve
kaliteyi yĂźkseltmek safsatalarĂ˝nĂ˝ atarken bir yandan da yoĂ°unlaĂžan baskĂ˝larla okullarda burjuva “eĂ°itimâ€?in deĂ°iĂžmez temel yĂśntem ve içeriĂ°inin ne olduĂ°unu sergilemekten kaçýnmĂ˝yor.
iĂž gĂźvenceleri ortadan kaldĂ˝rĂ˝lmaktadĂ˝r. Ancak eĂ°itim emekçilerinin mĂźcadelesinin yalnĂ˝zca ekonomik taleplerle sĂ˝nĂ˝rlĂ˝ kalmasĂ˝, bu mĂźcadelenin siyasal mĂźcadele temelleri Ăźzerine oturtulamamasĂ˝, eĂ°itimdeki toplam kalite yĂśnetimi saldĂ˝rĂ˝sĂ˝ karÞýsĂ˝nda varolan muhalefeti de gĂźdĂźkleĂžtirmekte ve kendiliĂ°indenleĂžtirm ektedir.* Burjuvazi bir yandan “vizyonumuz ve misyonumuz....â€? diyerek eĂ°itimde verimi arttĂ˝rmak ve kaliteyi yĂźkseltmek safsatalarĂ˝nĂ˝ atarken bir yandan da yoĂ°unlaĂžan baskĂ˝larla okullarda burjuva “eĂ°itimâ€?in deĂ°iĂžmez temel yĂśntem ve içeriĂ°inin ne olduĂ°unu sergilemekten kaçýnmĂ˝yor. FaĂžist disiplin yĂśnetme-
Bugßn burjuvazinin, meslek liselerine yÜnelik planlamalarýna baktýðýmýzda sÜzde kaliteliliðinin altýndaki çok yÜnlß saldýrýlarý daha bir netleÞmektedir. Meslek liselerindeki yeniden yapýlandýrma programlarýný bundan sonraki yazýmýzda daha detaylý ele alacaðýz. Ancak eðitimdeki yeniden yapýlandýrma programlarýnda ortaÜðretim ve yßksekÜðretimin farklý stratejik noktalarda
“Mesleki ve Teknik EĂ°itimde Yeniden YapĂ˝landĂ˝rmaâ€? raporundaki temel vurgu meslek liselerinin varoluĂž gerekçelerini oluĂžturan en temel gĂśrevlerini bile yerine getirememesi, verilen eĂ°itimin çalýÞma yaĂžamĂ˝ndan (“yaratĂ˝cĂ˝ sĂśmĂźrĂźlmeâ€?den) kopukluĂ°u ve artĂ˝k bu liselerin iĂžlevsiz hale gelmesi Ăźzerinedir. TĂœSĂ?AD bize Ăžunu diyor: “BugĂźn TĂźrkiye’de liselerin
* Eðitim emekçilerinin ileri muhalif kesimini Eðitim-Sen oluÞturmaktadýr. Fakat eðitimdeki toplam kalite yÜnetiminin Eðitim-Sen’in gßndemine yalnýzca konu baÞlýðý olarak girmesi ve pratik anlamda gßçlß bir çýkýÞýnýn olmamasý bu muhalefeti de etkisizleÞtirmektedir. Muhalefetteki bu zayýflýk ve zafiyet, Ünßmßzdeki sßreçte burjuvazinin eðitimdeki kalite programýnýn alt yapý eksikliðini tamamlama ve uygulama noktasýnda Ünßnß açan etmenlerden olacaktýr.
FLJN JOEE
12
#VSTB
dpg
-lise tßrlerinin- uyguladýklarý eðitim programlarýndan kaynaklý olarak, mezun Üðrenciler kendi bÜlßmleriyle ilgili istihdam edilmemektedir. Genel liseler, mesleki ve teknik liseler ve imam hatip liseleri amaçlarýndan sapmýÞtýr. Örneðin Endßstri Meslek Lisesi mezunu bir Üðrencinin Hukuk Fakßltesinde ne iÞi vardýr? Bu liselerden mezun olanlar Hukuk Fakßltesine girecekse, Genel liselerin ve(ya) Endßstri Meslek Liselerinin olmasý gereken iÞlevleri ne olacaktýr. Veya sanayi yoðunluklu bÜlgelerde ya da Þehirlerde sanat okullarýnýn, �mam Hatip Liselerin ne iÞi vardýr. Buralarda okul- sanayi iÞbirliðinin gßçlendirilmesi için mesleki ve teknik liseler açýlmalýdýr. YÖK sýnav sistemi deðiÞmeli, ilgili Üðrencileri yine ilgili alanda konumlandýrýlmalý/ istihdam edilmelidir.� Bu bakýÞ açýsý, ilgili lisenin amacý doðrultusunda eðitim ve mezun vermesi gerektiðini anlatýyor bize. Ama bundan da Ünce burjuvazinin asýl amacý liseleri ve Üzellikle de mesleki ve teknik lise Üðrencilerini sanayi içerisinde direkt kalifiye iÞçi olarak konumlandýrmaktýr. Burjuvazi lise mezunu Üðrencilere her za-
FLJN JOEE
GPUPÇŒSBG "DMBO 6SB[ iÂąPDVL ƝǨÎJMFSw "MCĂ NĂ
manki gibi ucuz iĂžgĂźcĂź olarak bakmakta ama bunu yaparken de gelecek olan yeni kuĂžaĂ°Ă˝ direkt iÞçi olarak tanĂ˝mlamakta/ konumlandĂ˝rmaktadĂ˝r. BĂśylece doĂ°rudan ve açýkça, tĂ˝pkĂ˝ burjuva politikasĂ˝nĂ˝n “toplum mĂźhendisliĂ°iâ€? olarak tanĂ˝mlanmasĂ˝ gibi, eĂ°itim de burjuvazinin yeni isterlerine gĂśre “iĂžgĂźcĂźnĂźn yeniden Ăźretilme mĂźhendisliĂ°iâ€? olarak tanĂ˝mlanmaktadĂ˝r. Konunun burjuvazi açýsĂ˝ndan Ăśnemi bunun tastamam “sĂśmĂźrĂź gĂźcĂźnĂźn geniĂžleyen ve derinleĂžen Ăźretimiâ€? anlamĂ˝na gelmesidir. Ăœniversitelerde ise liselerdeki yĂśnelimden farklĂ˝ olarak -YĂ–K Yasa TasarĂ˝sĂ˝yla veya ilgili raporlarda- mezun bileĂženlerine yukarĂ˝da bahsettiĂ°imiz anlamda hiçbir vurgu yoktur. Sadece FenEdebiyat FakĂźltelerinde formasyonun ortadan kaldĂ˝rĂ˝larak, bĂślĂźmlerin gerçek iĂžlevlerini yerine getirilmesinden sĂśz edilmektedir. Burjuvaziye gĂśre bu fakĂźlteler “bilim insanĂ˝â€? yetiĂžtirmelidir. Onun derdi bu fakĂźlte mezunlarĂ˝nĂ˝n ne-
rede ve nasĂ˝l istihdam edileceĂ°i deĂ°ildir. Meslek YĂźksekokullarĂ˝na sĂ˝navsĂ˝z Üðrenci alĂ˝nmasĂ˝ konusu ise, Ăźniversitelerde ilgili bĂślĂźmlerin (Meslek YĂźksekokullarĂ˝nĂ˝n) amaç dýÞý çalýÞtýðý/ eĂ°itim verdiĂ°i Ăźzerinden bir geliĂžme olarak deĂ°il, daha çok ve direkt olarak teknik ve meslek liselerinin yeniden organize edilerek, mezunlarĂ˝nĂ˝n nitelikli iĂžgĂźcĂź haline gelmelerinin saĂ°lanmasĂ˝ olarak algĂ˝lanmalĂ˝dĂ˝r. Lise ve Ăźniversite alanlarĂ˝nĂ˝n yukarĂ˝da bahsettiĂ°imiz stratejilerini birbirinden ayĂ˝ran en Ăśnemli farkĂ˝, konun iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝nĂ˝ ve yeni iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ kuĂžaĂ°Ă˝nĂ˝ ilgilendirmesidir. BahsettiĂ°imiz bu farkĂ˝ gelecek sayĂ˝larĂ˝mĂ˝zda “EĂ°itimde Toplam Kalite YĂśnetimiâ€? ve “Meslek Liselerinde Yeniden YapĂ˝landĂ˝rmaâ€? baĂžlĂ˝klarĂ˝ altĂ˝nda ayrĂ˝ ayrĂ˝ inceleyeceĂ°iz.
-sĂźrecek-
13 dpg
KUĹžATMA “CHP Batman 2. sĂ˝ra millet vekili adayĂ˝ Orhan Ekmen, konuĂžmasĂ˝nĂ˝n bir bĂślĂźmĂźnĂź KĂźrtçe yapĂ˝nca soruĂžturma açýldĂ˝. Ekmen, Kozluk ilçesinde konuĂžmasĂ˝na “ KafamĂ˝z kĂ˝rĂ˝lmayana kadar baÞýnĂ˝zĂ˝ kĂ˝rdĂ˝rtmayĂ˝zâ€? anlamĂ˝na gelen atasĂśzĂźnĂź KĂźrtçe sĂśyleyerek baĂžlamýÞtĂ˝. Ekmen hakkĂ˝nda, TĂźrkçe dýÞýnda baĂžka dilde propaganda yaptýðý gerekçesiyle ‘seçim yasalarĂ˝nĂ˝ ihlal’ ve atasĂśzĂźnĂźn içeriĂ°i nedeniyle “bĂślĂźcĂźlĂźkâ€? iddiasĂ˝yla, savcĂ˝lĂ˝kça soruĂžturma açýldĂ˝. Ă?fade veren Ekmen, atasĂśzĂźnĂź TĂźrkçe’ye çeviremediĂ°i için KĂźrtçe sĂśylediĂ°ini belirtti.â€? Radikal gazetesinin 09.10.2002 tarihli sayĂ˝sĂ˝ndan aldýðýmĂ˝z yukarĂ˝daki haber son dĂśnemlerin –Üzellikle Ăźniversiteler cephesindenen çok tartýÞma yaratan konularĂ˝ndan birisi olan KĂźrtçe’nin yasallaĂžmasĂ˝ ve KĂźrtçe eĂ°itim ile ilgili ĂśnĂźmĂźzdeki dĂśnem devletin nasĂ˝l bir politik yaklaÞým izleyeceĂ°ini ele veriyor. Milli EĂ°itim BakanlýðýnĂ˝n açýkladýðý 16 maddeden oluĂžan KĂźrtçe Kurs YĂśnetmeliĂ°iyle birlikte nihayet(!) KĂźrtçe eĂ°itim hayata geçmeye baĂžlĂ˝yor. SĂźreç içinde yeterli personel saĂ°landýðý durumda KĂźrtçe kurslar açýlmaya baĂžlanacak.* Devletin Ăśzelde KĂźrt halkĂ˝na yĂśnelik (halen devam eden) imha eve inkar politikalarĂ˝nĂ˝ bilmeyen insan yoktur herhalde bu Ăźlkede. 20 yĂ˝llĂ˝lĂ˝k savaĂž sĂźreci boyunca yakĂ˝lan kĂśyler, tecavĂźze uĂ°rayan KĂźrt kadĂ˝nlarĂ˝, kulaklarĂ˝ koparĂ˝lan geril-
ĂśrneĂ°in; KĂźrtçe olarak “Bir TĂźrk DĂźnya ya Bedeldir, ya da AtatĂźrk’ßn GençliĂ°e Hitabesi’nin KĂźrtçe’siâ€?...gibi. YukarĂ˝da aldýðýmĂ˝z haberde bizi doĂ°rular durumda. Rejim krizinin geldiĂ°i noktada kaçýnĂ˝lmaz olarak yapĂ˝lan seçimlerde MGK ve TĂœSĂ?AD’ýn yeni dĂśnem en gĂśzde sosyal liberal partisi CHP’nin, milletvekili adayĂ˝nĂ˝n bile KĂźrtçe
Rejim krizinin geldiĂ°i noktada kaçýnĂ˝lmaz olarak yapĂ˝lan seçimlerde MGK ve TĂœSĂ?AD’ýn yeni dĂśnem en gĂśzde sosyal liberal partisi CHP’nin, milletvekili adayĂ˝nĂ˝n bile KĂźrtçe konuĂžmasĂ˝na tahammĂźl gĂśsterilmediĂ°i dßÞßnĂźlecek olursa, bir halkĂ˝n istediĂ°i gibi KĂźrtçe konuĂžmasĂ˝na ne kadar tahammĂźl edebilebilecektir. lalar, panzerlerin arkasĂ˝ndan sĂźrĂźklenen gençler, pislik yedirilen insanlara kadar KĂźrt halkĂ˝nĂ˝n ĂśzgĂźrlĂźk mĂźcadelesine karÞý verilen yanĂ˝ttĂ˝r bunlar. AB’ ye uyum sĂźrecinde devletin bir manevrasĂ˝ ve KĂźrt halkĂ˝nĂ˝ teslim almada bir adĂ˝m olarak hayata geçecek kurslar ise inkarcĂ˝ politikanĂ˝n ne kadar kĂśkleĂžmiĂž olduĂ°unu gĂśstermekte. Milli EĂ°itim BakanĂ˝nĂ˝n kurslarĂ˝ gitar kursuna benzetmesinden tutunda, ulusal deĂ°erleri ayaklar altĂ˝na alan bilcĂźmle uygulamalar kurs yĂśnetmeliĂ°inin içerisinde mevcut durumda. Herhalde ders mĂźfredatĂ˝ da içerik olarak aynĂ˝ mantĂ˝kla ele alĂ˝nacaktĂ˝r, .JMMJ &ĆJUJN #BLBO‘ O‘ ZBQU‘Ć‘ iLFN LĂ NwĂ O ĂšUFTJOF HFĂŽNFZFO BΑLMBNBMBSEB QFSTPOFM ZFUFSTJ[MJĆJOF WVSHV ZBQNBT‘ WF CV TPSVOV Ăš[FM LVSVMVĆžMBSB BUNBT‘ ZBTBO‘O OF LBEBS Ă TUĂ O LĂšSĂ IB[âSMBOE‘Ć‘O‘ BTM‘OEB EFWMFUJO ,Ă SUĂŽF FĆJUJNEFO OF BOMBE‘Ć‘O‘ WF TĂ SFLMJ HFĂŽJ¢UJSNF NBOU‘Ć‘ZMB IBSFLFU FUUJĆJOJ HĂš[MFS ĂšOĂ OF TFSNFLUF
FLJN JOEE
konuĂžmasĂ˝na tahammĂźl gĂśsterilmediĂ°i dßÞßnĂźlecek olursa, bir halkĂ˝n istediĂ°i gibi KĂźrtçe konuĂžmasĂ˝na ne kadar tahammĂźl edebilebilecektir. Milletvekili adayĂ˝, efendilerinin KĂźrtçe Ăźzerine yaptýðý son dĂśnem manevralarĂ˝na fazla abartĂ˝lĂ˝ bir anlam yĂźklemiĂž olacak ki bĂśyle bir aymazlĂ˝k içerisine girdi. “Peki ya KĂźrt emekçilerinin , yoksullarĂ˝nĂ˝n, gençlerinin ĂśnĂźne nasĂ˝l geçmeyi, onlarĂ˝ nasĂ˝l teslim almayĂ˝ dßÞßnĂźyor egemenler?â€? diye bir soru geliyor ister istemez aklĂ˝mĂ˝za. KĂźrt hareketinin ĂśnderliĂ°inin gelinen aĂžamada reformist çizgisinin netleĂžmesiyle birlikte
ulusal sorunu tamamen bir dil ve kĂźltĂźr sorununa indirgemesiyle baĂžlayan sĂźrecin, gĂźnĂźmĂźze evrilme dinamiĂ°i olarak geçen yĂ˝l yurtsever Üðrencilerin Ăźniversitelerde baĂžlattýðý “KĂźrtçe seçmeli ders olsunâ€? kampanyasĂ˝ baÞýndan itibaren sistem içi gĂźdĂźk reform arayýÞlarĂ˝nĂ˝n somutlanmasĂ˝ olarak karÞýmĂ˝za çýktĂ˝. Kampanya kendi içinde gĂźdĂźk bir reform talebini içerse de devletin en ufak hak kĂ˝rĂ˝ntĂ˝sĂ˝na dahi tahammĂźlĂź olmadýðýnĂ˝ da gĂśzler ĂśnĂźne serdi. YĂźzlerce Üðrenci direkt YĂ–K tarafĂ˝ndan soruĂžturmaya uĂ°radĂ˝, onlarca Üðrenci; okullardan atĂ˝ldĂ˝ ve yine bir çok Üðrenci iĂžkence tezgahlarĂ˝ndan geçerek cezaevlerine konuldu... Kampanya tek baÞýna YĂ–K ve MGK’nĂ˝n gĂźndemine girmekle kalmadĂ˝, Ăśzellikle KĂźrt halkĂ˝nĂ˝n hedefi haline geldi. KĂźrt ailelerinin ilkokullara kadar çocuklarĂ˝nĂ˝n KĂźrtçe eĂ°itim gĂśrmesi için dilekçelerle baĂžvurularda bulunmasĂ˝ kampanyanĂ˝n etkisini gĂśstermesi anlamĂ˝nda iyi bir Ăślçßt olarak ĂśnĂźmĂźzde durmakta.Ă–te taraftan kampanya sadece KĂźrt hareketi için deĂ°il TĂźrkiye devrimci hareketi içerisinde bir çok gençlik çevresini de etki alanĂ˝ içerisine çekmeyi baĂžardĂ˝. KĂźrt hareketinde yaĂžanan kĂ˝rĂ˝lmadan aldýðý gßçle politik manevralarĂ˝na hĂ˝z veren devlet, bir yandan geleneksel sopa politikasĂ˝ndan tamamen vaz-
14 dpg geçmese ve ĂśnĂźmĂźzdeki sĂźreçte de vazgeçmeyeceĂ°inin sinyallerini verse bile bir yandan da hareketi kendisine yedeklemek için neoliberal politikalar ekseninde kendisini yeniden yapĂ˝landĂ˝rmada adĂ˝mlar atmakta. Ă–zellikle yeni dĂśnemde AB’ye uyum sĂźrecine hĂ˝z verileceĂ°i dßÞßnĂźlĂźrse burada devletin yapmak istediĂ°i hamleler daha açýk gĂśrĂźlecektir. BilcĂźmle burjuva liberal gĂźruhun KĂźrtçe Ăźzerindeki oyunlarĂ˝ son dĂśnemde daha da artmýÞ durumda. Ă–zellikle AB çizgisinin fanatik taraftarlarĂ˝, bir yandan “KĂźrtçe’ serbest olsun Ăźlke bĂślĂźnmez ya!â€? adĂ˝ altĂ˝nda demokrasicilik oyunu oynarlarken, bir yandan da KĂźrt halkĂ˝nĂ˝n yĂ˝llardĂ˝r verdiĂ°i mĂźcadeleyi gĂśrmezden gelerek, bu direngen halkĂ˝ sisteme yedeklemek için ellerinden geleni ardĂ˝na koymamaktadĂ˝rlar. Radikal gazetesinin yukarĂ˝da bahsedilen haberinin hemen yanĂ˝nda bir haber daha gĂśzĂźmĂźze iliĂžiyor: Haberin baĂžlýðý; “ANAP, Sezen’in korosu-
FLJN JOEE
nu istedi.â€? “ANAP il baĂžkanlýðý (DiyarbakĂ˝r.- Yn.), 12 Ekim’de ANAP lideri Mesut YĂ˝lmaz’ýn katĂ˝lacaĂ°Ă˝ mitingde Sezen Aksu’nun konserlerine katĂ˝lan çocuk korosunun konser vermesi için DiyarbakĂ˝r BĂźyĂźk Ăžehir Belediyesi’ne baĂžvurdu. ANAP’ýn DiyarbakĂ˝r 1. sĂ˝ra milletvekili adayĂ˝ AydĂ˝n AyaydĂ˝n, olumlu yanĂ˝t almalarĂ˝ halinde koronun Ă?stasyon Caddesi’ndeki miting alanĂ˝nda konser vereceĂ°ini sĂśyledi. AyaydĂ˝n, mitinge katĂ˝lmasĂ˝ halinde koronun repertuvarĂ˝ndaki TĂźrkçe ve KĂźrtçe ĂžarkĂ˝larĂ˝ seslendireceĂ°ini de ifade etti. BĂźyĂźkĂžehir Belediye BaĂžkanĂ˝ Feridun Çelik ise daha Ăśnce BingĂśl’de sivil toplum kuruluĂžlarĂ˝nca dĂźzenlenen etkinlik için davet aldĂ˝klarĂ˝nĂ˝, BingĂśl’deki etkinliĂ°in iptali durumunda ANAP’ýn teklifine sĂ˝cak bakacaklarĂ˝nĂ˝ sĂśylediâ€? ANAP’lĂ˝ milletvekili adayĂ˝ CHP milletvekili adayĂ˝nĂ˝n yaĂžadĂ˝klarĂ˝nĂ˝ yaĂžar mĂ˝ bilmiyoruz ama, ANAP gibi yĂ˝llarca KĂźrt halkĂ˝nĂ˝n kanĂ˝nĂ˝n
dĂśkĂźlmesine Ăśnayak olmuĂž bir partinin, KĂźrt halkĂ˝na yĂśnelik saldĂ˝rĂ˝ planlarĂ˝nĂ˝n ve taktiklerinin deĂ°iĂžmiĂž olduĂ°unu anlamakta gßçlĂźk çekmiyoruz. KĂźrt ulusunun yarattýðý eĂžsiz mĂźcadele tarihi içerisinde yaĂžanĂ˝lan serhĂ˝ldanlar ve newrozlara tĂźm aygĂ˝tlarĂ˝yla saldĂ˝ranlar Ăžimdi ise daha dĂźn DiyarbakĂ˝r Newroz’unda sahne alan Sezen Aksu’nun çocuk korosunu getirmeye çalýÞarak KĂźrt ulusuna Ăžirin gĂśzĂźkmeye çalýÞýyorlar. Yok edilmeye çalýÞýlan asĂ˝l olarak KĂźrt halkĂ˝nĂ˝n halen kendisini koruyan devrimci dinamikleridir. Egemenlerin temsilcileri daha dĂźn inkar ettikleri bir ulustan, Ăžimdi –sĂśzde toplumsal barýÞ adĂ˝na- onlarĂ˝n dillerinde propaganda yaparak kendilerine oy vermelerini istemektedirler. “AB’nin yolu DiyarbakĂ˝r’dan geçerâ€?derken –sĂśzde- toplumsal barýÞý Ăśne çýkarmak isteyip aslĂ˝nda KĂźrt halkĂ˝ Ăźzerindeki egemenliklerininin yolunun ancak bu politikalarla dĂźzleneceĂ°ini vurgulamaktadĂ˝rlar. Evet toplumsal barýÞtĂ˝r istedikleri, egemenliklerini sĂ˝nĂ˝rsĂ˝zca sĂźrdĂźrebilecekleri bir barýÞtĂ˝r bu. Ezenin ezilen Ăźzerindeki azami kar ve azami egemenliĂ°idir, oluk oluk kan akĂ˝tĂ˝lan topraklarda, onca zulme boyun eĂ°ilmeyen topraklarda burjuvazi ve onun temsilcilerinin dolaĂžmasĂ˝ boĂžuna deĂ°ildir. YĂ˝llardĂ˝r zulĂźm, iĂžkence ve bilcĂźmle saldĂ˝rĂ˝ aygĂ˝tlarĂ˝yla teslim alamadĂ˝klarĂ˝ bir halkĂ˝ farklĂ˝ yĂśntemlerle teslim almaktĂ˝r amaçlarĂ˝. 20 yĂ˝lĂ˝ aĂžkĂ˝n tarihi boyunca KĂźrt halkĂ˝nĂ˝n verdiĂ°i eĂžsiz ĂśzgĂźrlĂźk mĂźcadelesi, ĂśnderliĂ°inin her seferinde bir adĂ˝m daha geriye attýðý gĂźnĂźmĂźzde, kĂ˝smi, gĂźdĂźk ve sistemin faĂžist çemberi zorlamayan, aksine neo liberal yeniden yapĂ˝landĂ˝rma politikalarĂ˝nĂ˝n savunucusu ve dolaylĂ˝ olarak yeniden yapĂ˝lanmaya hizmet eder bir çizgide ilerlemektedir. Kopenhag Kriterleri ekseninde sĂźren tartýÞmalarda, AB eksenini en ateĂžli savunanlar arasĂ˝nda yer alan KĂźrt hareketin reformist ĂśnderliĂ°i, devletin KĂźrtçe (ve sistem içi burjuva liberal reformlar) Ăźzerinden yaptýðý yeni yĂśnelimleri olumlu bulduĂ°unu sĂ˝k sĂ˝k dile getirerek, emperyalist kapitalist yeniden yapĂ˝landĂ˝rma programĂ˝na olumlu sinyaller vermektedir. Bunun yanĂ˝nda devlet ulusal hareketin yeni yĂśneliminin pratik adĂ˝mlarĂ˝nĂ˝ yetersiz bulmuĂž olacak ki her seferinde KĂźrt halkĂ˝na kayĂ˝tsĂ˝z koĂžulsuz tam bir teslimiyeti dayatmakta ve bunu yaparken de havuçlu sopalĂ˝ ve tĂźrlĂź saldĂ˝rĂ˝ aygĂ˝tlarĂ˝nĂ˝ kullanmaktan çekinmemekte. Devletin KĂźrtçe kurslarĂ˝na yaklaÞýmĂ˝ da aynĂ˝ mantĂ˝ktadĂ˝r. Bir yandan inkarcĂ˝ bir yaklaÞýmla, yurtsever hareketin mĂźcadelesini yok sayĂ˝yor ve “eĂ°er KĂźrtçe ders olacaksa onu da ben veririm, o da benim mantĂ˝k çerçevem içerisinde olurâ€? demeye getiriyor, bir yandan da KĂźrt hareketinin reformist çizgisinden de yararlanmaya çalýÞarak hareketi kendi ekseninde eritme politikalarĂ˝ gĂźdĂźyor. “KĂźrtçe seçmeli ders olsunâ€? talebi de
15 dpg
"EBOB .JNBS 4JOBO 1BSL‘ /FXSP[ ĞFOMJţJ
bĂźtĂźnlßðß içerisinde aynĂ˝ zeminde durmaktadĂ˝r. Yurtsever hareket kampanya ya baĂžladýðý sĂźreçte “KĂźrtçecin meĂžrulaĂžmasĂ˝ ve anadilde eĂ°itim için bir taktik adĂ˝mâ€? olarak deĂ°erlendirmelerde bulunmasĂ˝ ve bu yĂ˝lda KĂźrtçecin kurumsallaĂžtĂ˝rĂ˝lmasĂ˝ için mĂźcadele vereceklerini açýklamalarĂ˝, devrimci demokrasi çizgisinden kopan bir mĂźcadele anlayýÞýnĂ˝ izleyeceklerine ýÞýk tutmaktadĂ˝r. Ă–zelde “seçmeli dersâ€? mantýðý kendi içerisinde bile bĂ˝rakĂ˝n anadilde eĂ°itimi gßçlendirmeyi, anadilde eĂ°itimin mantýðýnĂ˝ ve mĂźcadelesini zayĂ˝flatan ve niyetin dýÞýnda ona engel olan bir talep haline dĂśnßÞmekte. ÞÜyle ki; yĂ˝llardĂ˝r verilen mĂźcadelenin birikimleri ve aĂžtýðý eĂžikler dßÞßnĂźlecek olursa en baĂžta seçmeli ders deĂ°il kayĂ˝tsĂ˝z koĂžulsuz bir KĂźrtçe eĂ°itim anlayýÞýnĂ˝n hakim olmasĂ˝ gerekir. Zaten anadil de eĂ°itimin temel mantýðý buradadĂ˝r, kayĂ˝tsĂ˝z ve koĂžulsuz olmasĂ˝dĂ˝r. Ama talebin daha baĂžtan “seçmeli dersâ€? olarak belirlenmesi ve “eĂ°itim sĂźrecinin herhangi bir yabancĂ˝ dil gibi ele alĂ˝nmasĂ˝ gerektiĂ°iâ€?nin sĂśylenmesi anadilde eĂ°itimin demokratik içeriĂ°ine ters dßÞmekte ve yĂ˝llarĂ˝n mĂźcadele birikimi Ăźzerinden kazĂ˝nĂ˝lmasĂ˝ gereken bir demokratik hakkĂ˝n herhangi bir yabancĂ˝ dil eĂ°itimine indirgenmesi vardĂ˝r. Ă?kinci olarak ise, es kaza bu talep kazĂ˝nĂ˝ldýðý durumda ana dil sorunu sanki çÜzĂźlmßÞ gibi bakĂ˝lmasĂ˝nĂ˝ ta baÞýndan itibaren koĂžullamakta olan bir olgu olarak ĂśnĂźmĂźzde durmaktadĂ˝r. Anadilde eĂ°itim mĂźcadelesi kendinden menkul bir dil ve onu Üðrenme sorunu deĂ°ildir. Ana dilde eĂ°itimin temel mantýðý insanlarĂ˝n gramer dili olarak bir dili konuĂžmalarĂ˝ deĂ°il, asĂ˝l olarak insanlarĂ˝n dßÞßnĂźce sistematiklerinin (ekonomik, kĂźltĂźrel, siyasal, ahlaki, duygusal... kĂ˝sacasĂ˝ toplumsal insan iliĂžkilerinin tĂźmĂź) yansĂ˝malarĂ˝ olarak konuĂžma dillerinde eĂ°itim almalarĂ˝dĂ˝r. Bu da insanlar nasĂ˝l yaÞýyorlarsa Ăśyle konuĂžacaklardĂ˝r anlamĂ˝na gelmekle birlikte, asĂ˝l olarak ne kadar ĂśzgĂźrse dilleri de o kadar ĂśzgĂźrdĂźr anlamĂ˝na gelmektedir. Anadilde eĂ°itim mĂźcadelesi, ya da bir ulusun anadilinde konuĂžmasĂ˝nĂ˝n sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝nĂ˝ yok etmek, ancak ve ancak varolan toplumsal koĂžullarĂ˝n bir demokratik anlayýÞ içerisinde olmasĂ˝nĂ˝ saĂ°lamakla baĂžarĂ˝lacaktĂ˝r. Bu da bize anadilde eĂ°itimin ,demokratik Ăźniversite ve emekçilerin ĂśzgĂźrlĂźk mĂźcadelesinden baĂ°Ă˝msĂ˝z ele alĂ˝nmadýðý koĂžullarda kazanĂ˝labileceĂ°ini gĂśstermekle birlikte, bir halkĂ˝n dillerindeki sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝nĂ˝n kalkmasĂ˝ ve (Ăśzelde KĂźrt halkĂ˝ için),
FLJN JOEE
Ana dilde eðitimin temel mantýðý insanlarýn gramer dili olarak bir dili konuÞmalarý deðil, asýl olarak insanlarýn dßÞßnßce sistematiklerinin (ekonomik, kßltßrel, siyasal, ahlaki, duygusal... kýsacasý toplumsal insan iliÞkilerinin tßmß) yansýmalarý olarak konuÞma dillerinde eðitim almalarýdýr. Bu da insanlar nasýl yaÞýyorlarsa Üyle konuÞacaklardýr anlamýna gelmekle birlikte, asýl olarak ne kadar Üzgßrse dilleri de o kadar Üzgßrdßr anlamýna gelmektedir.
o halkýn kendi kaderini tayin hakkýndan baðýmsýz olmadýðýný anlatmaktadýr. Ezenlerin ezilen emekçi yýðýnlar ßzerindeki anti demokratik baskýlarýn ve sýnýrlamalarýn ortadan kaldýrýlmasýyla birlikte istediðimiz dßzeyde bir anadilde eðitimden sÜz edebiliriz..
Ăœlkemizdeki demokrasi mĂźcadelesinin Ăśnemli ayaklarĂ˝ndan birisi olan Ăźniversitelerin demokratikleĂžmesi sĂźreci, Ăśzellikle; 12 EylĂźlĂźn darbe kalĂ˝ntĂ˝sĂ˝ YĂ–K tamamen daĂ°Ă˝tĂ˝lmadĂ˝kça ve bilcĂźmle antidemokratik uygulamalar kaldĂ˝rĂ˝lmadĂ˝kça bitmeyecektir. YĂ–K ve onun antidemokratik uygulamalarĂ˝nĂ˝n parçalanĂ˝p atĂ˝lmasĂ˝ sĂźreci -yĂźzlerce yĂ˝llĂ˝k sĂ˝nĂ˝f mĂźcadeleleri de gĂśstermiĂžtir ki- kendiliĂ°inden olmayacaĂ°Ă˝ gibi, uzun erimli mĂźcadeleler sonucunda kazanĂ˝lacaĂ°Ă˝ açýktĂ˝r. Demokratik Ăźniversite mĂźcadelesinin Ăśnemli ayaklarĂ˝ndan biri olan “isteyen herkese kayĂ˝tsĂ˝z koĂžulsuz anadilde eĂ°itim hakkĂ˝â€?da ancak sistemin sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝nĂ˝ zorlayan ve devrim mĂźcadelesinde bir kaldĂ˝raç gĂśrevi gĂśrecek hak ve ĂśzgĂźrlĂźkler çerçevesinde dßÞßnĂźlmelidir. Aksi taktirde kendinden menkul bir anadilde eĂ°itim mĂźcadelesinin kazanĂ˝mla sonuçlanmasĂ˝, mĂźmkĂźn olmayacaktĂ˝r. Siyasal ĂśzgĂźrlĂźkler mĂźcadelesinin bir parçasĂ˝ olarak ele alĂ˝nmalĂ˝ ve diĂ°er hak ve ĂśzgĂźrlĂźk mĂźcadeleleriyle baĂ°Ă˝ gßçlĂź bir Ăžekilde kurulmalĂ˝dĂ˝r. Ă–nĂźmĂźzdeki sĂźreçte yurtsever gençliĂ°in kampanyayĂ˝ farklĂ˝ taleplerle sĂźrdĂźreceĂ°ini belirtmiĂžtik. Burada gĂśrevimiz, AB’ci liberal, demokrasi anlayýÞýnĂ˝, sistemin kendi içinde eritme, ona yedekleme olan yaklaÞýmlarla sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝ net çizmek kadar KĂźrtçe Ăźzerindeki gerici baskĂ˝lara karÞý da net bir tavĂ˝r almaktĂ˝r. KĂźrtçe sorunu basitçe bir kĂźltĂźrel ya da “farklĂ˝lĂ˝klara hoĂžgĂśrĂźâ€? sorunu deĂ°il, siyasal ĂśzgĂźrlĂźkler sorunudur. Emekçilerin ĂśzgĂźrlĂźkler mĂźcadelesinde irili ufaklĂ˝ talepleri ve kazanĂ˝mlarĂ˝ her zaman olacaktĂ˝r. Her talebimiz – bir reform talebi bile olsa- ancak ve ancak faĂžist legalitenin sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝nĂ˝ zorlayan, emekçilerin mĂźcadelelerinde yeni sýçrama tahtalarĂ˝ yaratan bir zemin hazĂ˝rladýðý koĂžulda kazanĂ˝mlara ulaĂžabilir ve yeni kazanĂ˝mlarĂ˝n ĂśnĂźnĂź açar... UnutulmamalĂ˝dĂ˝r.! KĂźrt halkĂ˝, tarihini, yĂ˝llardĂ˝r verdiĂ°i ulusal ĂśzgĂźrlĂźk mĂźcadelesiyle yazmýÞtĂ˝r. Her ne kadar gelinen aĂžamada çevresini tĂźrlĂź tuzaklar kaplamýÞ olsa da tarihinden aldýðý gßçle ĂśzgĂźrlĂźk mĂźcadelesini yeniden ateĂžleyecek ve kendi kaderini, kendi ellerine alacaktĂ˝r.
16 dpg
Ä°KÄ° DÄ°RENGEN SOLUK!.. Uzun soluklu ve kararlĂ˝ bir O zaman kendi kendine, ne iĂžiniz sendikalaĂžma mĂźcadelesiyle baĂžlayan var bu yaĂžta sokaklarda diye sĂśyleAymasan iÞçisinin direniĂži, 31 MayĂ˝s niyor, analara kĂ˝zĂ˝yordu. Ama bugĂźn 2001’de 246 çalýÞanĂ˝n iĂžten atĂ˝lmasĂ˝yla kendisiyle birlikte bĂźtĂźn arkadaĂžlarĂ˝nĂ˝ yeni bir dĂśnĂźm noktasĂ˝na girdi. 170 aynĂ˝ Ăžekilde yaka paça gĂśzaltĂ˝na alĂ˝p gĂźn sĂźrecek olan yeni bir direniĂž okukarakola gĂśtĂźrmßÞlerdi. lunun temelleri atĂ˝ldĂ˝. Aymasan iÞçilerinin, direniĂž boyunca Bu okulun temellerinin atĂ˝lmasĂ˝nĂ˝n sĂźren canlĂ˝lĂ˝klarĂ˝na, militanlĂ˝klarĂ˝na, ardĂ˝nda ßç yĂ˝l sĂźren sancĂ˝lĂ˝ bir sĂźdiĂ°er emekçi kitlelerle birleĂžik mĂźcareç vardĂ˝. Bu sĂźreç içerisinde pek deleyi Ăśrme çabalarĂ˝na (ki bunda devçok zorlukla karÞýlaÞýldĂ˝, umudun ve rimciler de Ăśnemli bir rol oynamýÞtĂ˝r) umutsuzluĂ°un hakim olduĂ°u nice gĂźnkarÞýn çok geniĂž ve sĂźrekli dayanýÞma ler yaĂžandĂ˝, nice ihanetle karÞýlaÞýldĂ˝ ve halkalarĂ˝nĂ˝n ĂśrĂźlemeyiĂži direniĂžin daha bu sĂźreç Aymasan iÞçisiyle birlikte tĂźm iyi kazanĂ˝mlarla sonlandĂ˝rĂ˝lmasĂ˝nĂ˝ eniÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝nĂ˝n haznesine irili ufaklĂ˝ pek gelledi. çok deneyim kazandĂ˝rdĂ˝. En Ăśnemli Patronun, eylemin baÞýndan sonuna deneyim ise iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝nĂ˝n yaĂžayarak kadar aynĂ˝ Ăśneride diretmesi, zamanĂ˝n kazandýðý, ĂśrgĂźtlĂź mĂźcadelenin Ăśnemi ilerlemesiyle birlikte eylem içerisinde ve bununla da birlikte sĂ˝nĂ˝fĂ˝n kendine ĂśncĂźleĂžen ve kararlĂ˝ iÞçilerin dýÞýndaki olan gĂźvenidir. FabrikalarĂ˝nda sendika iÞçilerde kopmanĂ˝n yaĂžanmasĂ˝ gibi hakkĂ˝nĂ˝n da kazanĂ˝lmasĂ˝yla birlikte, nedenlerle, tazminatlarĂ˝n alĂ˝nmasĂ˝ sĂ˝nĂ˝fĂ˝n kendine olan gĂźveni doruĂ°a gĂźndeme geldi. Ve son olarak da ulaĂžtĂ˝. Ve bu gĂźven 170 gĂźn sĂźrecek tazminatlarĂ˝n alĂ˝nmasĂ˝ ve fabrikanĂ˝n olan direniĂžin baĂžlamasĂ˝yla da kenditekrar açýlmasĂ˝ durumunda aynĂ˝ sini gĂśsterdi. iÞçilerin alĂ˝nmasĂ˝ sĂśzĂźyle direniĂž 16 31 MayĂ˝s 2001 gĂźnĂź 246 iÞçi, yĂ˝llardĂ˝r KasĂ˝m’ da bitirildi. DireniĂžin en Ăśnemli emek verdikleri fabrikanĂ˝n dýÞýna yĂśnlerinden birisi, sĂźreç içerisinde atĂ˝lĂ˝nca bu durumu sessiz sedasĂ˝z kabul iÞçilerin siyasallaĂžmasĂ˝, dĂśnßÞßme edemezlerdi. Bir Ăžeyler yapmalĂ˝ydĂ˝lar. uĂ°ramasĂ˝ ve sĂ˝nĂ˝fa yeni ĂśncĂźlerin Ve sĂ˝nĂ˝fĂ˝n ĂśrgĂźtlĂźlßðßnden gelen gßçkazandĂ˝rĂ˝lmýÞ olmasĂ˝dĂ˝r. Olumlu ve lerini kullanarak grev kararĂ˝ aldĂ˝lar olumsuz yĂśnleriyle, yaĂžanan bu ve hemen iĂže koyuldular. Ă?lk direniĂžte devrimcilerin ve Aymasan iĹ&#x;çilerinin, direniĹ&#x; boyunca sĂźren olarak fabrikalarĂ˝nĂ˝n ĂśnĂźne sosyalist basĂ˝nĂ˝n da çok direniĂž çadĂ˝rlarĂ˝nĂ˝ kurarak ken- canlÄąlÄąklarÄąna, militanlÄąklarÄąna, diÄ&#x;er emekçi kitlelerle Ăśnemli bir yeri var. DireniĂž di aralarĂ˝nda grev komitelerini iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝na çok Ăžey Üðretti, birleĹ&#x;ik mĂźcadeleyi Ăśrme çabalarÄąna (ki bunda oluĂžturdular. devrimciler de Ăśnemli bir rol oynamÄąĹ&#x;tÄąr) karĹ&#x;Äąn çok çok Ăžey kazandĂ˝rdĂ˝. Sosyalist Aymasan iÞçisi, sadece kendi geniĹ&#x; ve sĂźrekli dayanÄąĹ&#x;ma halkalarÄąnÄąn ĂśrĂźlemeyiĹ&#x;i basĂ˝nĂ˝n Ăśneri ve desteĂ°iyle, Aymasan iÞçisi yaĂžadýðý bu fabrikalarĂ˝yla sĂ˝nĂ˝rlĂ˝ kalan bir direniĹ&#x;in daha iyi kazanÄąmlarla sonlandÄąrÄąlmasÄąnÄą zengin deneyimleri kitap grevin çok etkili ve uzun ĂśmĂźrengelledi. haline getirerek TĂźrkiye iÞçi lĂź olamayacaĂ°Ă˝nĂ˝ biliyorlardĂ˝. sĂ˝nĂ˝fĂ˝na kazandĂ˝rdĂ˝. DireniĂžlerini tĂźm kitle ĂśrgĂźtlerikatĂ˝larak direniĂžlerini bu yerlere ne, iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝na, partilere ve tĂźm emek- taÞýdĂ˝lar. Sadece bunlarla da yetinme- Tecrit her yerde... çilere anlatmalĂ˝ydĂ˝lar. Bu nedenle Ăśnle- yerek kendi militan eylemliliklerini Ăśr- PaĂžabahçe iÞçisinin direniĂži, iĂžten rine gelen her fĂ˝rsatĂ˝ deĂ°erlendirmeleri, gĂźtlediler. Fabrika patronu Duran Ak- atĂ˝lmalara, maaĂžlarĂ˝n Ăśdenmemesine, yeni araç ve yĂśntemler geliĂžtirmeleri bulut’un yalĂ˝sĂ˝nĂ˝n basĂ˝lmasĂ˝ sĂ˝rasĂ˝nda Ăźcretteki zam artýÞýnĂ˝n az olmasĂ˝na gerekiyordu. KurduklarĂ˝ komitelerle ve patronu olduĂ°u “BĂźyĂźk KulĂźpâ€? karÞý baĂžlatĂ˝lan bir direniĂž deĂ°ildi. direniĂžlerini, fabrikanĂ˝n bulunduĂ°u ĂśnĂźnde oturma eylemi yapmak iste- PaĂžabahçe iÞçisinin ve Beykoz semtteki emekçilere, direniĂžteki diĂ°er diklerinde -onlar için bir ilk olan- dev- halkĂ˝nĂ˝n 17 gĂźn boyunca tĂźm enfabrikalarda çalýÞan iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝na an- letle karÞý karÞýya gelerek gĂśzaltĂ˝na gellemelere, tĂźm baskĂ˝lara raĂ°men latmaya çalýÞtĂ˝lar. Kendi ailelerini de alĂ˝ndĂ˝lar, coplandĂ˝lar ve yasalarĂ˝n sĂźrdĂźrdĂźkleri direniĂž fabrikanĂ˝n direniĂžin içerisine çekebilmek için “halk kimin için olduĂ°unu yine yaĂžayarak kapatĂ˝lmasĂ˝na ve Beykoz’ un istimgĂźnleriâ€? ve “kermesâ€? dĂźzenleyerek Üðrendiler. lak edilmesine karÞýydĂ˝. 870 çalýÞanĂ˝ hem diĂ°er insanlarla bĂźtĂźnleĂžtiler hem YalĂ˝ baskĂ˝nĂ˝ sĂ˝rasĂ˝nda polisler bulunan fabrikanĂ˝n sahibi Ă?Ăž BankasĂ˝ de grevin masraflarĂ˝nĂ˝ karÞýladĂ˝lar. Yine tarafĂ˝ndan dĂśvĂźlerek gĂśzaltĂ˝na alĂ˝nan ve bankanĂ˝n yarĂ˝ yarĂ˝ya ortaĂ°Ă˝ olan satĂ˝p para kazanmak için yaptĂ˝rdĂ˝klarĂ˝ kadĂ˝n iÞçilerden birisi olan Kelime’nin o CHP’dir. Ă–zellikle seçim dĂśnemlerinin kalemleri direniĂžlerini diĂ°er insanlaanda televizyonda defalarca seyrettiĂ°i yaklaĂžmasĂ˝yla birlikte iÞçi ve emekçira anlatmanĂ˝n aracĂ˝ olarak gĂśrdĂźler. gĂśrĂźntĂźler geldi aklĂ˝na. SaçlarĂ˝ndan tu- lerden yana, pembe bir tablo çizerek SayĂ˝sĂ˝z basĂ˝n açýklamasĂ˝na , mitinge, tulup sokaklarda sĂźrĂźklenen analarĂ˝n onlardan oylarĂ˝nĂ˝ vermelerini isteyen grev ziyaretlerine kendi pankartlarĂ˝yla gĂśrĂźntĂźleri geçti gĂśzlerinin ĂśnĂźnden. CHP’nin sĂ˝nĂ˝f dßÞmanĂ˝ yĂźzĂźnĂź Beykoz
170 gßnßn ardýndan...
FLJN JOEE
17 dpg
"ZNBTBO ƝǨÎJMFSJOJO )B[JSBO "ONBT‘
halký, iÞçileri ve tßm iÞçi sýnýfý bu olayla da birlikte bir kez daha gÜrmßÞlerdir. YaÞanan direniÞler Üðretiyor... �Þçi sýnýfý dostunu da dßÞmanýný da yaÞadýðý direniÞ okullarýnda Üðreniyor. Daha Ünceki sßreçlerde de militan eylemleriyle, iÞgalleriyle gelenek yaratmýÞ olan Beykoz iÞçisi ve halký sýnýfa yÜnelik bu saldýrý karÞýsýnda da ayný direniÞ geleneðiyle patronlarýna gereken cevabý vermiÞlerdir. Sendika, fabrikanýn iki ay Üncesinden kapanacaðýný bilmesine raðmen hiçbir giriÞimde bulunmadýðý gibi direniÞ boyunca da pasif bir tutum sergileyerek patronlarla uzlaÞmayý iÞçilere dayatmýÞtýr. Sendikanýn bu geri tavrýna ve patronlarýn fabrikayla birlikte tßm bir bÜlgeyi yalýtarak direniÞi kendi içerisinde boðma çabalarýna karÞýn, PaÞabahçe iÞçisi, geleneðinden gelen militan tavýrlarýyla direniÞlerini 17 gßn boyunca sßrdßrdßler. DireniÞ boyunca, iÞçiler ve mahalle halký ßzerinde yoðun bir psikolojik baský uygulandý. �Þçiler fabrika içerisine hapsedilerek, aileleriyle bile gÜrßÞtßrßlmediler.
YaĹ&#x;anan direniĹ&#x;ler ĂśÄ&#x;retiyor... Ä°Ĺ&#x;çi sÄąnÄąfÄą dostunu da dĂźĹ&#x;manÄąnÄą da yaĹ&#x;adÄąÄ&#x;Äą direniĹ&#x; okullarÄąnda ĂśÄ&#x;reniyor.
Fabrikaya ziyarete gelerek iÞçilere moral vermek, maddi ve manevi olarak desteðini sunmak isteyen yßzlerce kiÞi fabrikaya yaklaÞtýrýlmadý. Devlet, cezaevlerinde devrimci tutsaklara uyguladýðý tecrit politikasýný dýÞarýda da iÞçi ve emekçi kitlelerin yaÞam alanlarýnda uyguluyor. DireniÞçiler kendi geliÞtirdikleri bazý yÜntemlerle bu tecridi kýrmaya çalýÞtýlar. Fabrikanýn içerisine alýnmayan ailelerini, farklý yollarla içeriye aldýlar, su kesintilerine, salgýn hastalýklara ve daha bir çok olumsuzluða gÜðßs gerdiler. Mahalle halký da ayný Þekilde polis barikatlarýna, gÜzaltlarýna aldýrmadan her gece fabrika Ünßne yßrßyßÞlerini zaman zaman binlerle zaman zamansa yßzlerle sßrdßrdßler. Tecridin yarýlmayla çalýÞýldýðý bu direniÞ 17 gßnßn sonunda kazanýmsýz bitirildi. Patronlarla, emekliliði gelen iÞçilerin emekli edilmesi ve diðer iÞçilerin ise farklý illerdeki fabrikalara gÜnderilmesi Þartýyla anlaÞýldý. Doðup bßyßdßðß ve yýlladýr yaÞadýðý, çalýÞtýðý bÜlgeden ayrýlmak istemeyen yßze
yakýn iÞçi ise istifa etti. �ki direniÞin de kendi içerisinde birçok noktada birbirlerine benzer taraflarý vardý. Týkanmalarýnýn ve bazý hak kýrýntýlarýyla direniÞlerin bitmesinin nedenleri çokta farklý deðil. Kýsa vadede sonuç elde edememenin verdiði karamsar ruh hali, eskiden kullanýlan yÜntemlerin dýÞýna çýkýlamayýÞý, direniÞin diðer fabrikalara ve iÞyerlerine sýçratýlamayýÞý ve destek halkalarýnýn zayýf oluÞ gibi nedenlerle her iki direniÞ de bitmeye mahkumdu. �Þçi sýnýfýnýn, bu olumsuzluklarý kendi lehlerine çevirmelerini ve ayný Þeyi tekrar tekrar yaÞamamalarýnýn tek yolu bu olumsuzluklardan ders çýkarmalarý ve bunu mßcadeleyi sýçratacak bir halka olarak gÜrmeleridir. Sonuç olarak, yaÞanan her iki direniÞ de cesaretiyle ve militanlýðýyla iÞçi sýnýfýnýn bundan sonraki sßreçte vereceði mßcadelenin Ünßnß açtý ve bu mßcadeleye bir çok deneyim kazandýrdý. Ve iÞçi sýnýfý ailesi, Üðrendiði bu deneyimlerle burjuvaziye karÞý vereceði savaÞta artýk daha gßçlß.
i&MJOJ[EFLJ LJUBQ IBLT‘[ ZFSF JǨUFO BU‘MBO WF EJSFOJǨF HFĂŽFSFL CVOB LBSǨ‘ LPZBO "ZNBTBO JǨÎJMFSJOJ WF ZBLMBǨ‘L BMU‘ BZ TĂ SFO "ZNBTBO EJSFOJǨJOJ BOMBUNBLUBE‘S #JS JǨÎJ EJSFOJǨJOJ ZB EB HSFWJOJ BOMBUBO SPNBOMBS ZB EB EFÇŒFSMFOEJSNF JĂŽFSJLMJ LJUBQMBS ĂŽPL GB[MB PMNBTB EB NFWDVUUVS "ODBL FMJOJ[EFLJ LJUBC‘O CVOMBSEBO PMEVLĂŽB GBSLM‘ CJS Ăš[FMMJÇŒF TBIJQ PMEVÇŒVOV SBIBUM‘LMB TĂšZMFZFCJMJSJ[ #V LJUBC‘O UĂ N ĂšO ĂŽBM‘ǨNBT‘ WF ZB[‘ZB EĂšLĂ MNFTJ EJSFOJǨJ ZBǨBZBO CJ[ "ZNBTBO JǨÎJMFSJ UBSBG‘OEBO ZBQ‘MN‘ǨU‘S :BǨBE‘nj‘N‘[ EJSFOJǨ CJ[JN Ă [FSJNJ[EF ĂŽPL ZĂšOMĂ EFÇŒJǨUJSJDJ WF ĂšÇŒSFUJDJ CJS TPOVĂŽ ZBSBUU‘ %JSFOJǨJO CJ[F ĂšÇŒSFUUJÇŒJ FO UFNFM HFSĂŽFL TPSVOMBS‘ WF ΑLBSMBS‘ BZO‘ PMBO ĂŽPL CĂ ZĂ L CJS BJMFOJO JǨÎJ T‘O‘G‘O‘O CJS QBSĂŽBT‘ PMEVÇŒVNV[EV #V EFÇŒJǨJN WF ĂšÇŒSFONF TĂ SFDJNJ[J CĂ UĂ O ZBOMBS‘ZMB BZO‘ TPSVOMBS‘ ZBǨBZBO ZB EB ZBǨBNBT‘ LBΑO‘MNB[ PMBO BJMFNJ[JO EJÇŒFS CĂšMĂ LMFSJOF BLUBSNBZ‘ LFOEJNJ[F CJS HĂšSFW CJMEJL "ZMBS‘ CVMBO CJS ĂŽBM‘ǨNBO‘O BSE‘OEBO FMJOJ[EFLJ LJUBQ PSUBZB ΑLU‘ w
FLJN JOEE
“Sorular doĂ°ru sorulduĂ°unda birer silaha dĂśnßÞßr.â€? der Ăžairler... Ă–rneĂ°in geleceĂ°e iliĂžkin tasarĂ˝mlarĂ˝mĂ˝zĂ˝n, gĂśrdßðßmĂźz bir dßÞßn veya bize haz ve mutluluk veren bir hayalimizin, gerçeĂ°e yakĂ˝nsanabileceĂ°ini ya da ete kemiĂ°e bĂźrĂźnebileceĂ°ini en son ne zaman dßÞßndĂźk? Veya hiç dßÞßndĂźk mĂź? DßÞß gerçekle karýÞtĂ˝rmadan, aklĂ˝mĂ˝zla duygularĂ˝mĂ˝zĂ˝ barýÞtĂ˝rdýðýmĂ˝z ve her ikisinin uyumunu yakalamaya çalýÞarak, toplumsal yaĂžamĂ˝, dßÞßnce ve devrimci eylemlerimiz için temel aldýðýmĂ˝z bir dßÞßnme Ăžekli olsun ama bu. Ne zaman? Siz bunu dßÞßnĂźrken biz de hemen konuya bir giriĂž yapalĂ˝m. Evet, DPG yeniden çýkĂ˝yor. DPG’ yi yeniden ele alýÞ sĂźrecimiz, kapsamĂ˝ sadece bir dergi ve onun ekseninde varolan sorunlarĂ˝n tartýÞýlmasĂ˝ ve çÜzĂźmlenmesinin dýÞýnda, kimi baĂžka soru(n)larĂ˝n yepyeni bir perspektifle ele almamĂ˝zĂ˝ zorunlu kĂ˝lĂ˝yor. “NasĂ˝l bir dergiye ihtiyacĂ˝mĂ˝z var ve nasĂ˝l bir dergi istiyoruzâ€? sorularĂ˝nĂ˝ dßÞßndßðßmĂźzde ise Ăśncelikle devrimciliĂ°imizin, sosyalist toplum projemizin yeniden, tarihsel stratejik dinamikler içerisinde tanĂ˝mlanmasĂ˝nĂ˝/ geliĂžtirilmesini ve çÜzĂźm halkalarĂ˝nĂ˝n yeni bir anlayýÞla, yeni bir içerik ve biçimle ĂśrĂźlmesini gerektiriyor. Lokal bir tartýÞma konusu gibi gĂśrĂźnen “nasĂ˝l bir dergiye ihtiyacĂ˝mĂ˝z var ve nasĂ˝l bir dergi istiyoruzâ€? sorularĂ˝ aslĂ˝nda sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝na gelip dayanan devrimci hareketin ve Ăśzelinde de gençlik hareketinin bugĂźnkĂź bir dizi yapĂ˝sal krizi dolayĂ˝mĂ˝nda ele alĂ˝nmasĂ˝ gereken sorular ve sorunlardĂ˝r. Bu bakýÞ açýsĂ˝nda hareketle; GençliĂ°in yaĂžamla iliĂžkisi, yaĂžamdaki yerini doĂ°ru olarak gĂśrebilmek ve gĂśsterebilmek için gerek gençliĂ°in, gerekse de bir gençlik ĂśrgĂźtĂź olarak bizim bilgi edinme sĂźrecimizin, bilgi edinme yĂśntemimizin geniĂžlemesi gerekiyor. KĂśklĂź bir dĂśnßÞßm ve geliĂžim sĂźrecine girmesi gereken budur. Bununla birlikte DPG’nin derinleĂžtirerek araĂžtĂ˝rmasĂ˝ gereken ve araĂžtĂ˝rarak, geliĂžtireceĂ°imiz konularĂ˝n baÞýnda bir bĂźtĂźn olarak gençliĂ°in tipolojisi geliyor. DĂśnem itibariyle gençliĂ°in -ayrĂ˝ ayrĂ˝ iÞçi gençlik, Ăźniversite ve liseli gençlik olmak Ăźzere- yapĂ˝sal Ăśzellikleri nelerdir, gençlik bugĂźn burjuvazinin hangi saldĂ˝rĂ˝larĂ˝yla karÞý karÞýya ve gençlik bugĂźn hangi cendereler içerisinde boĂ°ulmak isteniyor, yaĂžam koĂžullarĂ˝ nelerdir, nasĂ˝l ve nelerden zevk alĂ˝r, gßçlĂź duygusal eĂ°ilimleri neredir, neleri reddeder ve neleri niçin onaylar
FLJN JOEE
Sßreklilik İçin vs. Gençlik sosyalizmle nasýl bað kuruyor veya nasýl bað kurmalý? Ve yine bunlarla birlikte gençliðin faÞizme teslim edilmemesi, devrimcileÞtirilerek devrim ve sosyalizm mßcadelesine kazandýrýlmasý hangi yeni araç ve yÜntemlerin yaratýlarak devreye konulmasýný gerektiriyor. Gençliðe yÜnelik ajitasyon- propaganda faaliyetimizin ayýrt edici Üzellikleri -dÜnem itibariyle- nelerdir. Ve nasýl bir ajitasyonpropaganda dilinin ve yÜntemlerinin kullanýlmasý gerekiyor. Yine, merkezi gençlik Ürgßtßmßzßn ve(ya) alan Ürgßtlerimizin daha gßçlß olabilmesi için ilgili kitle Ürgßtlerimizin mßcadele biçimleri-
NasĹl bir dergiye ihtiy NasĹl bir dergi ist nin- Ürgßt Þekillerinin gelecek hedeflerimiz doðrultusunda bulunup çýkartýlmasý yine DPG’nin analitik olmayan bir çerçevede ele almasý gereken soru(n)lardandýr. BÜyle bir yÜnelim, gençliðin gßnlßk ihtiyaçlarýný bulup çýkarmanýn Ütesinde, tam da gençliðin, Üzellikle de yeni gençlik kuÞaðýnýn yapýsal ve nesnel dinamiklerini kavramamýzýn kapýsýný aralar. Bu aralama beraberinde bir
İçinde KopuĹ&#x;
rgiye ihtiyacÄąmÄąz var r dergi istiyoruz bĂźtĂźn olarak gençliĂ°e ve gençlik mĂźcadelesine nasĂ˝l mĂźdahale edeceĂ°imizin gßçlĂź zeminlerini yaratĂ˝r. Bu yapĂ˝lmadýðýnda basma kalĂ˝p dßÞßncelerin tekrar edilip durulduĂ°u bir konuma dßÞmekten kendimizi kurtaramayĂ˝z. Niyetimizden baĂ°Ă˝msĂ˝z olarak “kendi kendimizin engelleyicisiâ€? oluruz ki Ăśzelinde gençlik hareketinin gĂźn itibariyle yaĂžadýðý kriz tam da buna iĂžaret etmiyor mu?
FLJN JOEE
Bu anlamda DPG; gençlikle, devrimci gençlik hareketiyle ve genel olarak yaĂžam ve devrimci hareketle ilgili tĂźm verilerin, deĂ°iĂžimlerin ve geliĂžmelerin en Ăźst dĂźzeyde tartýÞýldýðý ve ĂśrgĂźtlenme eksenlerinin yaratĂ˝lmasĂ˝ perspektifiyle hareket edildiĂ°i bir içerikte olmalĂ˝dĂ˝r. “Ya yanlýÞa dßÞersek...â€? korkusuna kapĂ˝lmadan ileriye yĂśnelik gßçlĂź adĂ˝mlarĂ˝n gerek teorik gerekse de pratik boyutuyla yaratĂ˝lmasĂ˝ DPG’nin Ăśnemli gĂśrevleri arasĂ˝na konmalĂ˝dĂ˝r. Sosyalist bir gençlik kuĂžaĂ°Ă˝ yetiĂžtirmenin adĂ˝mlarĂ˝nĂ˝ Ăśrmek, ideolojik-politik-ĂśrgĂźtsel alt yapĂ˝sĂ˝nĂ˝ oluĂžturmak iddiasĂ˝ndayĂ˝z. Buna denk
bir kafa yapĂ˝sĂ˝nda olmak, kuĂžkusuz ki gĂźnĂźn ve dĂśnemin ihtiyaçlarĂ˝na artĂ˝k cevap ver(e)meyen eski tarz ve alýÞkanlĂ˝klardan sĂ˝yrĂ˝lmamĂ˝z anlamĂ˝na geliyor. Bu sĂźreklilik içinde bir kopuĂž. GĂźcĂźmĂźzĂź geçmiĂžten, geleneĂ°imizden ve gelecek perspektifimizden alĂ˝yoruz. Devrimci pratiĂ°imizin her aĂžamasĂ˝nĂ˝ sorgulayarak, geliĂžtirici bir eleĂžtirelik içinde olmak ve bilinçli her faaliyetimizi ĂśzĂźmseyerek, geleceĂ°e gßçlĂź deneyimler bĂ˝rakarak adĂ˝m atmalĂ˝yĂ˝z. BugĂźn itibariyle bizi engelleyen/kilitleyen geçmiĂž mĂźcadele tarzĂ˝na savaĂž açtýðýmĂ˝z, yeniye –yeni bir devrimcilik ve ĂśrgĂźtçßlßðe- yĂśnelimimizin bayraĂ°Ă˝/ silahĂ˝ olmalĂ˝dĂ˝r DPG. Olanla yetindiĂ°imizde ilerlemenin çok sĂ˝nĂ˝rlĂ˝ bir anlamĂ˝ olacaktĂ˝r. Sadece bununla kalsa iyi (!) olanla yetinmek, yenilginin, tasfiyeciliĂ°in virĂźslerini içinde taÞýyor. Gençlik hareketinin bugĂźnkĂź krizini çÜzmek, bir bĂźtĂźn olarak “hayĂ˝râ€?cĂ˝lýðýn ve “protestoâ€?culuĂ°un sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝nĂ˝ parçalamak, ĂśrgĂźt ve ĂśrgĂźtçßlĂźk anlayýÞýmĂ˝zĂ˝ daha geliĂžkin ve stratejik kĂ˝lmamĂ˝zĂ˝, geleceĂ°in ihtiyaçlarĂ˝nĂ˝ karÞýlamaya dĂśnĂźk bir perspektif içerisinde hareket etmemizi gerektiriyor. Gençlik hareketinin yaĂžamdan kopartĂ˝larak politikleĂžtirilmesi deĂ°il, politikleĂžtirmenin sosyalist yaĂžam ve mĂźcadele Ăžekillerinin konulmasĂ˝dĂ˝r Ăśnemli olan. Sosyalizmin gençlik yýðýnlarĂ˝ içerisinde bir çekim gĂźcĂź kazanmasĂ˝, yarĂ˝nĂ˝n deĂ°il bugĂźnĂźn gĂśrevi olarak gĂśrĂźlmelidir. Sosyalizmin kavramsal dĂźzeyden çýkartĂ˝larak, yaĂžamla buluĂžturulmasĂ˝nda Ăśzellikle DPG açýsĂ˝ndan dßÞßndßðßmĂźzde popĂźlist ve faydacĂ˝ sĂśylemlerden uzak durmamĂ˝zĂ˝ gerektiriyor. Ă–ncelikle kendimizden baĂžlayarak Politeknik EĂ°itimin yaĂžamĂ˝n her alanĂ˝nda bir kĂźltĂźr dĂźzeyine yĂźkseltmeliyiz. Teori ile pratiĂ°in canlĂ˝, iç içe geçirilerek Üðrenilmesi..Ă–Ă°renme ve uygulamanĂ˝n birbirini koĂžulladýðý bir eĂ°itim anlayýÞý ve sĂźreci.. Yeni ĂśrgĂźtçß tipinin yaratĂ˝lmasĂ˝ da sĂźrecinin Politeknik EĂ°itimin mantýðýyla ele alĂ˝nmasĂ˝.. “Yeni gençlik kuĂžaĂ°Ă˝nĂ˝nâ€? sosyalist bir perspektifle eĂ°itilerek kazanĂ˝lmasĂ˝ gĂśrevini yine Politeknik anlayýÞla ĂśrĂźlmesi bizde bir ĂśrgĂźt fikri/kĂźltĂźrĂź haline gelmelidir. BugĂźnkĂź ve gelecek gençlik kuĂžaĂ°Ă˝nĂ˝n, sĂ˝nĂ˝f savaÞýmĂ˝ sĂźrecinde ve sonrasĂ˝nda nasĂ˝l bir karakterde olmasĂ˝ gerekiyor? Ve biz nasĂ˝l bir gençlik kuĂžaĂ°Ă˝ yaratmalĂ˝yĂ˝z? GĂśrevlerimiz nelerdir? NasĂ˝l bir gençlik kuĂžaĂ°Ă˝ istiyoruz? Siyasal ĂśrgĂźtsel faaliyetlerimizi ve
20 dpg Ăśzelinde dergimizi aynĂ˝ zamanda ve zorunlu olarak pedagojik bir çerçevede ele almalĂ˝yĂ˝z. GençliĂ°in sosyalist bir çerçevede eĂ°itilmesi ve sosyalizm savaÞçýlarĂ˝ haline gelmeleri gĂśrevi bizim omuzlarĂ˝mĂ˝zdadĂ˝r. Ancak bunun saĂ°lanmasĂ˝ yani, sĂ˝nĂ˝f savaÞýmýý sĂźrecinde gençliĂ°in ML bilinci kazanmasĂ˝, savaĂž koĂžullarĂ˝ içerisinde yeni pedagojik metotlarĂ˝n oluĂžturulmasĂ˝yla olanaklĂ˝dĂ˝r. Bu da ancak ve sadece gençliĂ°in burjuvaziye karÞý vereceĂ°i mĂźcadele içerisinde, devrimci bir dĂśnßÞßm. atĂ˝lĂ˝m ve sosyalist bir bilinci tamda devrim çarpýÞmasĂ˝ içerisinde edinebilmesiyle mĂźmkĂźndĂźr/ olanaklĂ˝dĂ˝r. Lenin ÞÜyle diyor: “SavaĂž sĂ˝rasĂ˝nda acemiler, eĂ°itimleri için gerekli dersleri doĂ°rudan doĂ°ruya askeri harekatlardan almalĂ˝dĂ˝rlar. Ă–yleyse yeni eĂ°itim metotlarĂ˝nĂ˝ daha cesaretle ele alalĂ˝mâ€? Ă?nisiyatif ve iradenin çok yĂśnlĂź ve geliĂžkin bir Ăžeklide, nasĂ˝l Üðrenmemiz gerektiĂ°ini Üðrenerek kazanĂ˝lmasĂ˝... Yeni Üðrenme tekniklerinin kazanĂ˝lmasĂ˝yla, Üðrenmeyle ilgili geleneksel alýÞkanlĂ˝klarĂ˝mĂ˝zĂ˝n kĂ˝rĂ˝lmasĂ˝. Ă–Ă°retmek için neyi, nasĂ˝l Üðrenmemiz gerektiĂ°ini Üðrenmemiz.. Olgu, sĂźreç ve olaylara “tek boyutluâ€? bakma darlýðýnĂ˝n yenilmesi.. Yeni ĂśrgĂźtsel yĂśnelimlerimizin ve Ăśzelinde dergimizin bu bakýÞ açýsĂ˝yla varolmasĂ˝ ve beslenmesi, yukarĂ˝da bahsettiĂ°imiz pedagojik metotlarĂ˝n bulunup çýkartĂ˝lmasĂ˝ bugĂźn için ayĂ˝rt edici Ăśzelliktedir. Dergimiz DPG’nin yeniden –yukarĂ˝da bahsettiĂ°imiz çerçevede- tasarlanmasĂ˝ kuĂžkusuz ki bitmiĂž bir sĂźreç deĂ°il. Ancak karakteristik ĂśzelliĂ°imiz, mĂźcadelenin her evresinde kendini yenileyebilen ve geliĂžtiren bir çizgide somutlanmalĂ˝dĂ˝r. DPG’nin gençlik içinde aranĂ˝r bir yayĂ˝n haline getirilmesi ve geniĂž gençlik yýðýnlarĂ˝nĂ˝ kucaklayabilmesi hepimizin omuzlarĂ˝nda olan bir gĂśrevdir. YazĂ˝ akýÞýndan, haber ve bilgi akýÞýna, dergi paralarĂ˝nĂ˝n dĂźzenli olarak gĂśnderilmesine kadar tĂźm bunlar, DPG’nin sahiplenilmesinde ve sĂźrekliliĂ°inin saĂ°lanmasĂ˝nda Ăśnemli yerde duruyor. Sonuç Yerine GO oyununu ustalarĂ˝ iyi bir GO oycusu olabilmek için “Bir askerin taktik gĂźcĂź, bir matematikçinin kesinliĂ°i, bir sanatçýnĂ˝n hayal gĂźcĂź, bir filozofun dinginliĂ°i ve gßçlĂź bir zekaâ€? nĂ˝n olmasĂ˝ gerektiĂ°inden sĂśz ediyorlar. Go Japonca’da çevreleme, sarmalama demektir GO oyununun temel stratejisi, rakibi olabildiĂ°ince, her yĂśnlĂź bir
FLJN JOEE
kuÞatmayla sýkýÞtýrmak, maksimum alaný elde etmek ve bunlarý yaparken de rakibi boðma-oyun tahtasýndan silme ßzerine kuruludur. GO oyunu birçok Üzelliði bir nevi bir savaÞý
Siyasal Ürgßtsel faaliyetlerimizi ve Üzelinde dergimizi ayný zamanda ve zorunlu olarak pedagojik bir çerçevede ele almalýyýz. Gençliðin sosyalist bir çerçevede eðitilmesi ve sosyalizm savaÞçýlarý haline gelmeleri gÜrevi bizim omuzlarýmýzdadýr. Ancak bunun saðlanmasý yani, sýnýf savaÞýmýý sßrecinde gençliðin ML bilinci kazanmasý, savaÞ koÞullarý içerisinde yeni pedagojik metotlarýn oluÞturulmasýyla olanaklýdýr. andýrýr. Cephe savaÞýný da gerektiren oyun daha çok kuÞatma ve boðup yok etme stratejisine dayanýr. Sonsuz sayýda taktik geliÞtirilmediði durumda oyunun kazanýlmasý mßmkßn deðildir. Ataklar akýlcý ve stratejik planýnýza hizmet etmelidir. Bu olmadýðý durumda yani, taktikleriniz stratejinize hizmet etmiyorsa oyun bßyßk bir hßsranla biter. Yine bununla birlik-
te oyun anýnda deðiÞen koÞullarýn gßçlß bir çÜzßmlemesini yaparak taktik deðiÞtirmek, tßm gßçlerimizi bu taktik etrafýnda konumlandýrmak ve onlarý yeni koÞullara gÜre biçim-
lendirmek bir o kadar hayati. Oyun içerisinde konsantrasyonun bir an için kaybolmasý rakibi gßçlß bir konuma sßrßkleyebilir. Ataklar sßrekli ama etkili olmalýdýr. Oyunda rakibinize karýÞ en bßyßk avantajýnýz ve rakibinizin de en zayýf yÜnß (Tabii ayný Þeyler sizin için de geçerli) saldýrýnýn nereden ve ne zaman geleceðinin bilinmemesidir. Oyunda gerek saldýr anýnda gerekse de savunmada gßçlß bir dengeyi oturtamýyorsanýz iÞler bir anda karýÞabilir. Ve sizin bu zayýflýðýnýz rakibinizi adým adým oyunu kazanmaya gÜtßrebilir. Disiplinli olmanýz ve oyun içerisinde kendinizi yeniden yeniden gÜzden geçirmeniz hayati bir Ünem taÞýyor. MßthiÞ bir hayal gßcßnßzßn olmasý gerekir. Saldýrý ve savunama Üncesini tßm yalýnlýðýyla Ünceden gÜrebilmeniz olasý durumlarý kestirebilmeniz gerekiyor. Bunun yanýnda oyunu sadece saldýrgan taktiklerle kazanamazsýnýz. Bir alaný ele geçirmeyi çok erken istiyorsanýz zayýflýðýnýz sizi bitirebilir. Sabýr ve adým adým Ürßlen zafer gßçlß bir iradeyi gerektiriyor. Oyunda her Þey strateji ve taktiðin uyumu ßzerine kuruludur desek yanlýÞ olmaz. GO oyunu bize bir yerlerden tanýdýk gelmiyor mu? Bitirirken yazýmýzýn baÞýnda sorduðumuz soruyu tekrar edelim. En son ne zaman?
21 dpg
DĂ?TAĂž iÞçisi, yaklaÞýk 10 yĂ˝ldĂ˝r sendikasĂ˝z, genel mĂźdĂźr ve 15 taĂžeronun saltanatĂ˝nda kĂźfĂźr, hakaret ve baskĂ˝ ile 45-50 dereceye varan Ă˝sĂ˝da orta çaĂ° koĂžullarĂ˝nda çalýÞýyor. Asgari Ăźcretin altĂ˝nda bir Ăźcret alĂ˝yor. 8 ay sĂźren bu direniĂž sonunda DĂ?TAĂž iÞçisi iĂž yerine dĂśnmeyi baĂžardĂ˝. Bir iÞçi ÞÜyle sĂśylĂźyor: “KanunlarĂ˝ hep onlar belirliyor, kurallarĂ˝ onlar koyuyor. Fakat bu sefer bu fabrikada kanun ve nizamĂ˝ fabrika ĂśnĂźnde geceleyen DĂ?TAĂž iÞçisi yapacak.â€? Ă?Þçi gĂźcĂźnĂźn farkĂ˝na varĂ˝yordu. ÇßnkĂź bu 8 aylĂ˝k sĂźreç
FLJN JOEE
Sendikalý iÞçiler iÞe geri dÜnmßÞlerdi dÜnmesine ama hiçbir Þekilde hiçbir iyileÞtirme yapýlmadý. Ne çalýÞma koÞullarý dßzeldi ne de ßcretler yßkseldi. Aradan 1.5 yýl geçmesine raðmen iÞveren tek bir kez bile toplusÜzleÞme masasýna gelmedi. �Þçiler 1’er ay arayla çalýÞtýrýlmaya baÞlandý. (Ay baÞýna dßÞen ßcret 80-90 milyon TL) Þartlarýn bu derece aðýr olmasý ve iÞverenin toplusÜzleÞme masasýna gelmemesi de eklenince D�TAÞ iÞçisi 25Temmuz 2002 gßnß greve baÞladý. �Þ yerinde sendikalý iÞçinin asla çalýÞtýrýlmayacaðýný sÜyleyen Aydýn Doðan akla gelmedik oyunlar oynuyor, iÞçilerin kararlý tutumu da olmadýk tekliflerle bozmaya çalýÞýyor. ) B MB Z‘OE B
Niðde’de, Rot ve Rotil ßreten D�TAÞ’ta, D�SK BirleÞik Metal-iÞ sendikasýna ßye olduklarý gerekçesiyle yaklaÞýk 500 iÞçi 18 Aralýk 2000 tarihinde kapý dýÞarý koyuldular. %51 hissesi Aydýn Doðan’a ait olan fabrikanýn genel mßdßrß faÞist Yßcel GÜher’in tek bir sÜzß ile kapý dýÞarý edilen iÞçiler, zorlu bir direniÞ baÞlattýlar. Kara ve soðuða raðmen fabrika Ünßnde plastik yakarak 8 ay direndiler.
boyunca iÞçi fabrikanýn Ünßnde lâstiði deðil mßcadele ateÞini kÜrßklßyordu.
Ancak D�TAÞ iÞçilerinin dediði gibi: Aylarca da direnmek zorunda kalýnsa J FS M J fabrikadan içeri Ürgßtlß olarak Î ƝǨ Ǩ B girilecek. U %J ( SF W
DÄ°TAŞ’TA DÄ°RENÄ°Ĺž SĂœRĂœYOR
En bĂźyĂźk ihtiyacÄąmÄąz ĂśrgĂźtlenme ve dayanÄąĹ&#x;ma! a,
b rha
S i z l e r e iĂžyerindeki bazĂ˝ sorunlarĂ˝mdan bahsetmek istiyorum. Ben dĂśkĂźm iÞçisiyim. Ama kuyumcuda çalýÞýyorum. ÇalýÞtýðým iĂžyerinde yaklaÞýk 13 saatlik bir çalýÞma sĂźresi var. Ă?Ăž gĂźvencemiz yok ve 70 kiĂži aĂ°Ă˝r koĂžullar altĂ˝nda çalýÞýyoruz. Sosyal haklardan çekirdek kadrosu -yani patronun uĂžaklarĂ˝- yararlanĂ˝yor. 12 yaĂžlarĂ˝ndaki çocuk iÞçiler Ăžiddete maruz kalĂ˝yor. Ă?Ăžsizlik korkusundan kaynaklĂ˝ ve burada bilinçli bir ĂśrgĂźtlenme olmadýðý için iÞçiler arasĂ˝nda dayanýÞma saĂ°lanamĂ˝yor. 19 yaÞýnda genç bir iÞçiyim. MaaÞýmĂ˝n yetersizliĂ°inden kaynaklĂ˝ sĂźrekli borçlanĂ˝yorum. Ă?Ăžyerine ilk girdiĂ°im dĂśnemde bir iÞçi arkadaÞým yanĂ˝ma gelerek “iĂži bĂ˝rakĂ˝yoruzâ€? dedi. Hemen toplandĂ˝k. Motorlar kapatĂ˝lmýÞ, herkes bir bekleyiĂž içerisindeydi. Ă?Ăžten atĂ˝lma korkusu birçok iÞçide hissediliyordu. Ama aĂ°Ă˝r çalýÞma koĂžullarĂ˝ karÞýsĂ˝nda ya
Me
iĂž bĂ˝rakĂ˝lacaktĂ˝ ya da eskisi gibi çalýÞýlacaktĂ˝. Patron geldi. Birçok iÞçi konuĂžtu; “AldýðýmĂ˝z para çok dßÞßk, sigortamĂ˝z yokâ€? dedik. O sĂ˝rada patronun uĂžaklarĂ˝ndan bir iÞçi “Ekmek yediĂ°in yere nasĂ˝l ihanet edersin, kĂśpek!â€? diye baĂ°Ă˝rdĂ˝. TartýÞma bĂźyĂźdĂź. Daha sonra aramĂ˝zda sĂśzcĂź seçtik. Patronla konuĂžmaya gidildi, Ăžartlar kabul edildi ama, sigorta yalnĂ˝zca birkaç iÞçiye yapĂ˝ldĂ˝. YapĂ˝lan zam da en fazla 15 milyondu. Mesai Ăźcreti olarak ise 5-6 milyon veriliyor. 18 kiĂžilik servise 30 kiĂži biniyoruz. BahsettiĂ°im sorunlarĂ˝ herkes yaÞýyor. Ancak bilinçli bir ĂśrgĂźtlenme ile mengeneyi parçalayabiliriz. Yeter ki, kendi aramĂ˝zda dayanýÞma ve ĂśrgĂźtlĂźlßðßmĂźzĂź geliĂžtirelim. Kendi aramĂ˝zda bize ihanet eden iÞçilere aman vermemeliyiz ve attýðýmĂ˝z her adĂ˝mdan sonra bir dahaki sefere nasĂ˝l adĂ˝m atacaĂ°Ă˝mĂ˝zĂ˝ da ÜðrenmiĂž olalĂ˝m....
DPG’li bir iÞçi
22 dpg
GĂźneĹ&#x; Bizden Yana DoÄ&#x;ar, RĂźzgar Bizden Yana Eser, Topraktaysa Bizim KanÄąmÄąz
BĂźyĂźk Sosyalist Ekim devrimi Lenin’in de ifadesiyle “Proleter Devrimler ÇaĂ°Ă˝nĂ˝nâ€? ĂśnĂźnĂź açtĂ˝ ve Sosyalizmin kaçýnĂ˝lmazlýðý, kapitalizmin çeliĂžkileri içerisinde kendini bir kez daha ortaya koymakta. Ăœretim ve emeĂ°in toplumsallaĂžmasĂ˝, bu muazzam geliĂžme sonucu artan uçlarda birikme... Ekim devriminin ĂśnĂźnĂź açtýðý sosyalizm yĂźrĂźyßÞßnĂź daha da belirginleĂžtirmekte. YokmuĂž gibi gĂśsterileni bir kez daha gĂźn yĂźzĂźne çýkarmakta. Biz baĂžlangĂ˝cĂ˝ yaptĂ˝k, ne kadar zamanda, hangi ulusun proleterleri bu eseri sonuna vardĂ˝rĂ˝rlar, bunun Ăśnemi yok. Ă–nemli olan buzun kĂ˝rĂ˝lmýÞ, yolun açýlmýÞ ve gĂśsterilmiĂž olmasĂ˝dĂ˝râ€? demiĂžti iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝nĂ˝n Ăśnderi Lenin. 1871 yĂ˝lĂ˝nda tarihte bir ilk gerçekleĂžmiĂž, bir dßÞmßÞ gibi gĂśrĂźnen proleter devlet kurulmuĂžtu. KĂ˝sa ĂśmrĂź ve bununla beraber gelen yenilgisine raĂ°men bĂśylesine bir kalkýÞma, 72 gĂźn sĂźren “serĂźvenâ€? burjuvazinin uykularĂ˝nĂ˝ kaçýrmaya yetmiĂžti. Paris KomĂźnarlarĂ˝nĂ˝n bu “serĂźveniâ€? gĂśzĂź pekliĂ°i yepyeni bir toplumsal dĂźzen kurmaya aday devrimci bir potansiyeli içerisinde taÞýyordu. Bir kere, kulĂźbelere barýÞýn nasĂ˝l geleceĂ°i ezilen yýðýnlarĂ˝n nasĂ˝l kurtulacaĂ°Ă˝, proleter devletin dĂźnya Ăźzerinde hayat bulabileceĂ°i tĂźm açýklýðý ve netliĂ°i ile gĂśzler ĂśnĂźne sermiĂžti Paris KomĂźnĂź. Buzu tam olarak kĂ˝rmasa bile çatlatmýÞtĂ˝. 20. yĂźzyĂ˝la; burjuvazi için lanetli yĂźzyĂ˝la girmeden Ăśnce geçmiĂžten geleceĂ°e uzanan bir kĂśprĂź iĂžlevi gĂśrmßÞ, kalkýÞma ve yenilgiden çýkarĂ˝lan derslerle daha da anlam kazanarak tarihe bir daha silinmemek Ăźzere kocaman bir iz bĂ˝raktĂ˝. Yeni, yepyeni bir çaĂ°Ă˝n açýlmasĂ˝nĂ˝n ĂśncĂźlerinden biri oldu Paris KomĂźnĂź. Ve yirminci yĂźzyĂ˝lĂ˝n baĂžlamasĂ˝yla beraber burjuvazinin uykularĂ˝ hepten kaçmaya baĂžladĂ˝. 1905 devrimiyle yeni bir ulusun
FLJN JOEE
proletaryasĂ˝ uykusundan uyanmaya baĂžlĂ˝yordu. Ă?Þçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝nĂ˝n bu uyarĂ˝sĂ˝ aynĂ˝ zamanda dĂźnya iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ ve ezilen halklarĂ˝nĂ˝n uyanmasĂ˝ demek oluyordu. Çarlýða karÞý geliĂžen mĂźcadele iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝nĂ˝n ĂśnderliĂ°i ile beraber olgunlaĂžmakta ve sosyalizmi baĂ°rĂ˝nda filizlendirmekteydi. Paris KomĂźnĂźyle beraber aralanan, içerisinden oluk oluk ezilenlerin akacaĂ°Ă˝ ve sĂśmĂźrĂźnĂźn olmadýðý “baĂžka bir dĂźnyayaâ€? geçiĂž yapabilecekleri kapĂ˝ açýlĂ˝yordu. Ă?Þçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝nĂ˝n bunca yenilgi ve zamandan sonra çýkarĂ˝lan derslerle kapĂ˝yĂ˝ sonuna kadar açacak olan bĂźyĂźk toplumsal dĂśnßÞßmleri beraberinde getirecek olan devrim hedefini ĂśnĂźne tĂźm netliĂ°iyle koymasĂ˝nĂ˝ yakĂ˝cĂ˝laĂžtĂ˝rĂ˝yordu, koyuldu da. Bu zoru baĂžarmanĂ˝n ilk adĂ˝mĂ˝ydĂ˝. AdĂ˝mlarĂ˝n hĂ˝zlĂ˝ atĂ˝lmasĂ˝ gerekiyordu. Ă?Þçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝nĂ˝n ĂśnĂźne koyduĂ°u bu hedef nihayetinde 1917’deki Ekim Devrimiyle fethedildi. ÇýlgĂ˝nca ve gĂśzĂź pek bir biçimde gÜðßn fethine çýkan Paris KomĂźnarlarĂ˝nĂ˝n hedefi Ekim Devriminin damarlarĂ˝na kan oluyordu. Bir dĂśnem kapanĂ˝yor yepyeni bir çaĂ°Ă˝n kapĂ˝sĂ˝ sonuna kadar açýlĂ˝yordu. Bir daha geri dĂśnĂźlmesi mĂźmkĂźn olmayan içerisinde bulunduĂ°umuz 21. yĂźzyĂ˝lda yeni Ekim Devrimlerini, sosyalizmi bĂźyĂźtecek olan yeni, yepyeni bir çaĂ°, yepyeni bir tarih... “Ya barbarlĂ˝k içinde yok oluĂž, ya sosyalizmâ€? ikileminin en yakĂ˝cĂ˝ biçimde yaĂžandýðý bugĂźn, iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ ve emekçi kitlelerin kurtuluĂž yolunun, Ekim Devrimi’nin yolu olduĂ°u açýk ve nettir.
23 dpg
M
"UBNBO ĆťODF
0TNBO "LHĂ O
&SBMQ :B[BS
6 )JDBCJ ,Ă ĂŽĂ L
EK Ä°
H e p s i mßcadelenin farklý cephelerinde Þehit dßÞen komßnist ekim Þehitleri. �Þçi sýnýfý ve sosyalizm savaÞçýlarýnýn her birinin Þehit dßÞßÞ biçimleri, yaÞadýklarý zaman diliminde oynadýklarý roller farklýdýr. Ancak ortak olan yÜn, hepsinin bir rol oynamýÞ olmalarý, yaÞadýklarý sßrecin yapýcýlarý, Üzneleri olmalarýdýr. Dßnyayý deðiÞtirmek iddiasýyla yola çýkmýÞlardýr. Ve bu yolda, ne bir yan duruÞ sergilemiÞler ne de kiÞisel gelecek hesaplarý yapmýÞlardýr. Mßcadelenin gereðini en iyi biçimde yerine getirmek, bu uðurda Üdenebilecek bßtßn bedellere, gÜðßs gerilecek bßtßn gßçlßklere, en baÞtan ve bßyßk bir gÜnßllßlßkle hazýr olmak, ve o gßn geldiðinde de bßyßk bir yalýnlýkla bunu yerine getirmek, onlarý Üne çýkarmýÞ, Ürnek haline getirmiÞtir. Sorun tek baÞýna onlarýn nasýl Þehit dßÞtßkleri deðildir. Þehit dßÞßÞ biçimleri, mßcadele içindeki duruÞ biçimlerini de ele veren bir sonuçtur. �çlerinde mßcadelenin çeÞitli dÜnemlerinde hata yapanlar, hatta Ünemli hatalar yapanlar da vardýr. Onlarýn bu noktadaki tutumlarý ise, hatalarýný derinleÞtirmeye deðil hýzlý bir biçimde onararak, mßcadeleye daha saðlýklý atýlmaya dÜnßk olmuÞtur. Þehitlerin, ne Þehit dßÞßÞ biçimleri ama ne de geride kalanlara yol gÜstericilikleri tesadßfßdßr. Her gßnkß mßcadele içindeki tutumlarýyla onlar bunu adým adým ÜrmßÞlerdir.
R DĂœ
0 :BǨBS :PMEBǨDBO
LERÄ° Ă–LĂœM T Ä° H SĂœ E Ĺž Z
4F[BJ &LJODJ
5BITJO :‘MNB[
:VOVT %VSNB[
;BGFS ,‘SC‘Z‘L
3FN[J #BTBMBL
Onlarý anmak, hatýrlamak, sahip çýkmak, ancak onlarý izleyerek mßmkßn olacaktýr. ƧBCBO #VEBL
/JMHĂ O (ĂšL
FLJN JOEE
24 dpg
DĂœĹžLERÄ°N SONSUZLUÄžUNDAN
UÇURUMUN DİPSİZLİĞİNE: Evren; keÞfedilmemiÞ bir sonsuzluk. �nsanlýðýn atalarý henßz bu sonsuzluðun farkýnda deðilken kendini dßnyanýn merkezine, dßnyayý da evrenin merkezine koyarak anlamlandýrmaya çalýÞmýÞtý çevresinde olan biteni. Ve sadece durduðu yerden bakabilen, gÜzlemleri kendisiyle ve çevresiyle sýnýrlý olan bu insan istemeden daraltmýÞtý sýnýrlarýný.
:"Ğ".", CVHà O CV iCV JOBO‘MNBZBDBL LBEBS Hà [FMw
Biz bugßn belki evrenin sonsuzluðunun farkýna vardýk ve bu sonsuzluðun bir kýsmýný keÞfettik ama insan yaÞamýndaki sýnýrsýzlýðý, renkliliði, canlýlýðý kaybettik.
CV BOMBU‘MNBZBDBL LBEBS TFWJOÎMJ ſFZ CÚZMF [PS CV LBEBS
Hayal kurmak, umut etmek, paylaÞmak, keÞfetmek, dßÞßnmek... Kýsacasý insan oluÞumuzu belirleyen, bizi diðer canlýlardan ayýran her Þey gelip gßnßmßz insanýnýn sýnýrlarýna takýldý. YaÞamadýklarýmýzla, yaÞamak istemediklerimizle tanýmlamaya baÞladýk yaÞamý.
EBS CÚZMF LBOM‘ CV EFOMJ LFQB[F
N. Hikmet
KarÞýlanmayan ihtiyaçlar, ketlenmiÞ yozlaÞan ve çßrßyen insan iliÞkileri, rekabet halindeki, birbirine ve kendine yabancýlaÞan çaðýmýz insaný ve bu insanlarýn korku ve kaygýlarýyla Þekillendirdikleri, umutsuzlukla besledikleri gelecek(sizlik)leri... �nsan kendi yarattýðý sýnýrlara takýldý ve yaÞamýn renkliliði silinmeye, canlýlýðý Ülmeye yßz tuttu bu sýnýrlarda. GeliÞimin, ilerlemenin, insanlaÞmanýn Ünßnde engeller belirmeye baÞladý.
#HRISTEL (OFMANN
“Ve kimse kendi kendinden akĂ˝llĂ˝ deĂ°ildirâ€? Ă?nsanĂ˝ toplumsal iliĂžkilerinden, toplumsal yaĂžamĂ˝ndan baĂ°Ă˝msĂ˝z ele
FLJN JOEE
BUNALIM alamayĂ˝z. Ki her insan doĂ°asĂ˝ gereĂ°i çevresiyle iliĂžki kurar, yaĂžamĂ˝ sevinçleriyle, hĂźzĂźnleriyle paylaÞýr. KiĂžiliĂ°imiz bu iliĂžkiler içerisinde Ăžekillenir ve geliĂžir. Ăœretken, sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝n zorlandýðý, tĂźm duygularĂ˝n ve dßÞßncelerin ĂśzgĂźrce ifade edilebildiĂ°i, çýkarsĂ˝z iliĂžkiler... Bu iliĂžkilerin ĂžekillendirdiĂ°i çok yĂśnlĂź, ĂśzgĂźr, Ăśzne
Ă?nsanlaĂžma, geleceĂ°i bugĂźnden yaratma bu geliĂžtirici, kapsayĂ˝cĂ˝ toplumsal iliĂžkilere dayanĂ˝r. Peki içinde yaĂžadýðýmĂ˝z toplumsal iliĂžkiler aĂ°Ă˝nda bu ne kadar mĂźmkĂźndĂźr? olabilen insanlar. YaĂžamda Ăśzne olmak, geleceĂ°e Ăžekil vermek isteyen insan için hava su kadar hayatidir paylaÞým. ÇaĂ°Ă˝nĂ˝n ve kendinin sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝nĂ˝ aĂžmak için geçmiĂži deneyimleriyle, bilgi birikimiyle ĂśzĂźmsemek, Üðrendiklerini yorumlayarak, hayata geçirip geliĂžtirmek ve gelecek kuĂžaklara aktarmak zorundadĂ˝r. BĂśylelikle geleceĂ°i de gĂźvence altĂ˝na alabilecektir. Ă?nsanlaĂžma, geleceĂ°i bugĂźnden yaratma bu geliĂžtirici, kapsayĂ˝cĂ˝ toplumsal iliĂžkilere dayanĂ˝r. Peki içinde yaĂžadýðýmĂ˝z toplumsal iliĂžkiler aĂ°Ă˝nda bu ne kadar mĂźmkĂźndĂźr? â€œĂ‡aĂ°daĂž kĂźltĂźr, ekonomik açýdan bireysel rekabet ilkesine dayanmaktadĂ˝r. YalĂ˝tĂ˝lmýÞ birey aynĂ˝ grubun Ăśteki bireyleriyle savaĂžmak, onlarĂ˝ aĂžmak ve sĂ˝k sĂ˝k onlarĂ˝ bir yana fĂ˝rlatĂ˝p atmak zorundadĂ˝r. Birinin avantajĂ˝ çoĂ°u durumda bir baĂžkasĂ˝nĂ˝n dezavantajĂ˝dĂ˝r. Bu durumun ruhsal sonucu, bireyler arasĂ˝ndaki yaygĂ˝n dßÞmanca gerilimdir.â€? (Karen Horney, ÇaĂ°Ă˝mĂ˝zĂ˝n Nevrotik KiĂžiliĂ°i) Beslenme, barĂ˝nma, saĂ°lĂ˝k gibi en
25 dpg asgari yaĂžamsal ihtiyaçlarĂ˝n en aĂ°Ă˝r çalýÞma ve rekabet koĂžullarĂ˝nda ve yine de en kĂśtĂź biçimiyle karÞýlandýðý kapitalizm koĂžullarĂ˝nda sosyal, kĂźltĂźrel, çok yĂśnlĂź paylaÞým ve geliĂžimin yerini bireyler arasĂ˝ “dßÞmanca gerilimâ€?e bĂ˝rakmasĂ˝ insanlarĂ˝ yalnĂ˝zlaĂžtĂ˝ran ve birbirine yabancĂ˝laĂžtĂ˝ran bir sĂźreç. Bunun Ăśrneklerini gĂźnlĂźk yaĂžamĂ˝n her anĂ˝nda gĂśzlemleyebiliriz. Bir Ăśrnek: Ă?Ăž bulma, gelecekteki yaĂžamĂ˝nĂ˝ Ăžekillendirme kaygĂ˝sĂ˝yla en iyi olmaya çalýÞan ve bunu da yanĂ˝ndaki arkadaÞýnĂ˝ geçerek -ezerek- yapabileceĂ°inin farkĂ˝nda olan ve çan eĂ°risi gibi bir sistemle bu yĂśnelimi beslenen bir Ăźniversite Üðrencisinin arkadaĂžlarĂ˝na ders notlarĂ˝nĂ˝ dahi vermemesi ve zamanla not ister korkusuyla çevresiyle iliĂžkilerini kesmesi ve yalnĂ˝zlaĂžmasĂ˝ .. Ve yalnĂ˝zlaĂžan insanĂ˝n yaĂžadýðý bĂźyĂźk çeliĂžki: baĂžarĂ˝lĂ˝ olmak için rekabet etme gerekliliĂ°i ve aynĂ˝ zamanda toplumsallaĂžmak, sosyal iliĂžkiler geliĂžtirmek, paylaĂžmak ihtiyacĂ˝... Kapitalizmin baĂžaramayacaĂ°Ă˝, kapitalist insan iliĂžkilerinin saĂ°layamayacaĂ°Ă˝ bir denge. ToplumsallaĂžma ihtiyacĂ˝nĂ˝ internet arkadaĂžlĂ˝klarĂ˝yla, bilgisayar oyunlarĂ˝yla,1 televizyon ve futbol vb. ile doldurmaya çalýÞan ve ancak yalnĂ˝zlýðýnĂ˝ paylaĂžabilen insanĂ˝n gittikçe toplumdan uzaklaĂžmasĂ˝ ve sonunda insan olarak kendine yabancĂ˝laĂžmasĂ˝. Sistem
içerisinde
çÜzßmß
1 “EverQuestâ€? adlĂ˝ internet tabanlĂ˝ oyunda herkes sanal bir dĂźnyanĂ˝n içindeki bir karakteri canlandĂ˝rĂ˝yor. Karakterinizi oynadĂ˝kça geliĂžtiriyorsunuz. Ă–rneĂ°in bir marangoz giderek daha uzmanlaÞýyor, bir asker daha iyi savaÞýyor. Oyunun gerçek yaĂžamla paralel yĂźrĂźmesi sebebiyle baÞýndan kalkamĂ˝yorsunuz çßnkĂź hayat sĂźrekli devam ediyor. BatĂ˝da bu oyun yĂźzĂźnden 3 aydĂ˝r evinden çýkamayanlar var ve “EverQuest dullarĂ˝â€? adĂ˝ altĂ˝nda bu oyunu oynadĂ˝klarĂ˝ için eĂžlerinden boĂžananlarĂ˝n toplandýðý kulĂźpler bile var. (Radikal, 7 Ekim 2002).
FLJN JOEE
imkansĂ˝z bu çeliĂžkinin sonuçlarĂ˝ ise sapkĂ˝n iliĂžkiler ve psikolojik sorunlar olarak kendini gĂśsteriyor. Depresyon gerek yaygĂ˝nlýðý gerekse insan psikolojisi Ăźzerinde yarattýðý yĂ˝kĂ˝m etkisiyle incelenmesi gereken bir olgu halini alĂ˝yor. Burjuva psikologlar tarafĂ˝ndan “Hemen hemen herkes depres-
iÞten atýlma korkusu, ekonomik yetersizlikler, çocuklarýnýn geleceðini planlayamamak vb. Hayal kýrýklýklarý, yalnýzlýk, gßnlßk yaÞamýn çatýÞmalarý olarak sýralanan ve kapitalist toplumda, rekabetin Þekillendirdiði insan iliÞkileri ise diðer nedenler arasýnda.
Artýk psikolojik bir rahatsýzlýktan çýkarak, toplumu -depresif toplumlar-, çaðýmýz insanýný karakterize etmeye baÞlayan depresyonu koÞullayan nedenlere baktýðýmýzda depresyonun kader deðil bugßnkß toplumsal koÞullarýn kaçýnýlmaz bir sonucu olduðunu gÜrßyoruz.
YaÞamýný idame ettiremeyen, ßretim sßrecinin dýÞýnda insaný kahreden bir iÞe yaramama duygusuyla boðuÞan ve geleceðe dair en ufak bir beklentisi olmayan bir kiÞinin depresif bir ruh haline girmesi ne kadar doðalsa, kapitalizmin kendi iç yapýsýndan kaynaklý bu ihtiyaçlarý karÞýlamaya yÜnelmesi, herkese iÞ olanaðý ve iÞ gßvencesi saðlamasý, çok yÜnlß ihtiyaçlara cevap vermesi de bir o kadar hayaldir.
yonun bazý Üzelliklerini yaÞýyor, kayýplarla, hatalarla, hayal kýrýklýklarýyla dolu bir yaÞamýn doðal bir parçasý� ve neredeyse bir kader olarak tanýmlanan depresyonla ilgili verilere bakmak oldukça ÞaÞýrtýcý olacak. Dßnya ßzerinde her yýl 100 milyon insan klinik olarak gÜzlemlenebilen depresyon yaÞýyor ve dßnya nßfusunun %25’inin gelecekte depresyonun en az bir ciddi belirtisiyle karÞý karÞýya geleceði belirtiliyor. �nsanlarýn hayatlarýnýn bir dÜneminde depresif belirti gÜsterme olasýlýðý ise %20. Artýk psikolojik bir rahatsýzlýktan çýkarak, toplumu -depresif toplumlar-, çaðýmýz insanýný karakterize etmeye baÞlayan depresyonu koÞullayan nedenlere baktýðýmýzda depresyonun kader deðil bugßnkß toplumsal koÞullarýn kaçýnýlmaz bir sonucu olduðunu gÜrßyoruz. Ekonomik faktÜrler -Üzellikle de yaÞanan ekonomik krizler sonrasýnda yapýlan araÞtýrmalardailk sýralarda yer alýyor: iÞsizlik,
“Normal insandaki bir baĂžka korku kaynaĂ°Ă˝ da baĂžarĂ˝sĂ˝zlĂ˝k beklentisidir. BaĂžarĂ˝sĂ˝zlĂ˝k korkusu gerçekçi bir korkudur çßnkĂź genelde baĂžarĂ˝sĂ˝z olma ĂžansĂ˝ baĂžarĂ˝sĂ˝z olma ĂžansĂ˝ndan çok daha bĂźyĂźktĂźr ve rekabetçi bir toplumda baĂžarĂ˝sĂ˝zlĂ˝klar, ihtiyaçlarĂ˝n gerçekçi bir engelleniĂžini içerirâ€? (Karen Horney, ÇaĂ°Ă˝mĂ˝zĂ˝n Nevrotik KiĂžiliĂ°i). YalnĂ˝zca hayal kĂ˝rĂ˝klĂ˝klarĂ˝, baĂžarĂ˝sĂ˝zlĂ˝klar deĂ°il, katliamlar, savaĂžlar, cinnet ve intiharlar da kapitalizmde gĂźnlĂźk yaĂžamĂ˝n doĂ°al bir parçasĂ˝ halini almýÞtĂ˝r. Toplumsallýðý dumura uĂ°ratĂ˝lmýÞ, krizler içerisinde hiçbir gelecek perspektifi umudu kalmamýÞ insanĂ˝n iliĂžkileri de içinde bulunduĂ°u ruh halini ele verir ni2 Tayfun TalipoÄ&#x;lu #BN 5FMJ programÄąnda çocuklarla sohbet ederken her birine hayallerini soruyor, cevaplar ise iyi yaĹ&#x;amla sÄąnÄąrlÄą, ki bu da bir evi, arabasÄą ve iĹ&#x;inin olmasÄą anlamÄąna geliyor. En çok tercih edilen mesleklerden biri ise polislik, nedeni de devlet gĂźvencesinin olmasÄą. DĂźĹ&#x;lerin sÄąnÄąr tanÄąmadÄąÄ&#x;Äą, geleceÄ&#x;in hep iyimserlikle ve uçarÄą bir Ĺ&#x;ekilde ifade edildiÄ&#x;i çocukluÄ&#x;un ve çocuklarÄąn “hayal alemindenâ€? “gerçeÄ&#x;eâ€? dĂśnĂźĹ&#x;ĂźnĂźn en çarpÄącÄą Ăśrneklerinden.
26 dpg telikler taÞýyor. Kral TV’nin top 10 listesinin ilk beĂž parçasĂ˝ kadĂ˝n erkek iliĂžkileri hakkĂ˝nda fazlaca bir Ăžey sĂśylemeyi gereksizleĂžtiriyor. ĂžarkĂ˝lar ÞÜyle: “Sen yoluna ben yoluma, kabahat, sakĂ˝n ha, lanet olsun sana, geçmiĂž olsunâ€?. ĂœstĂźn gelme, ezme hĂ˝rsĂ˝yla; aldatĂ˝lma, aĂžaĂ°Ă˝lanma paranoyalarĂ˝yla Ăžekillenen iliĂžkiler.
#HRISTEL (OFMANN i%FQSFTTJPOw
Kapitalizm insanlýk için bßyßk bir tehdit oluÞturmakta, gerek yozlaÞan, çßrßyen iliÞkiler boyutuyla gerekse de karamsarlýðýn hakim olduðu geleceksizliðiyle... Çýð gibi bßyßyen -ve insanlýðýn geliÞiminin en Ünemli koÞullayýcýsý olan- ihtiyaçlarýn karÞýlanamamasýnýn, hayallerin gerçekleÞmemesinin yarattýðý bßyßk gerilimi yaÞamak istemeyen bireylerin geliÞtirdiði bir savunma mekanizmasý: hayalleri asgariye indirme, gelecekten en asgariyi, en olabiliri, en akla yakýný bekleme. 2 (Hayal aleminde takýlýp kalma, gerçeklikten kopma Þeklinde daha aðýr boyutlarda yaÞanan kýsmýna burada yer vermiyoruz.)
FLJN JOEE
DßÞlerin, umutlarĂ˝n yok oluĂžu, hakim olan karamsarlĂ˝k ve beklentisizlik insanlĂ˝k için olduĂ°u kadar kapitalizm için de -ve hatta asĂ˝l onun için- bĂźyĂźk bir tehlike oluĂžturmakta. Tehlikenin boyutlarĂ˝nĂ˝ ayrĂ˝ntĂ˝larĂ˝yla ele almak yerine -ki bu ayrĂ˝ bir yazĂ˝ konusu olacak kadar kapsamlĂ˝dĂ˝r- bir alĂ˝ntĂ˝ya yer vermek daha yerinde olacak. “RĂźyalarĂ˝m olaylarĂ˝n doĂ°al gidiĂžatĂ˝nĂ˝n ĂśnĂźnden yĂźrĂźyor olabilir ya da olaylarĂ˝n gidiĂžatĂ˝nĂ˝n asla gitmeyeceĂ°i yĂśnde uçuyor olabilir. Birinci halde, rĂźyalarĂ˝mĂ˝n hiç-
bir sakýncasý yoktur, hatta emekçi insanlarýn enerjisini destekliyor ve geniÞletiyor olabilir. Öte yandan eðer insan bu çeÞit rßya gÜrme yeteneðinden yoksun olsaydý, zaman zaman Ünden koÞup bßtßn ve tamamlanmamýÞ bir tabloyu kafasýnda canlandýramayacak olsaydý o zaman sanat, bilim ve pratik çaba sahasýnda uzun ve zorlu iÞlere giriÞmek için insanoðlunu teÞvik edecek ne gibi bir dßrtß olabileceðini hayal edemiyorum...� (Pisarev’den aktaran Lenin, Ne Yapmalý).
Depresyondayým YaÞama dßrtßsßnß hepten kaybedip intihar edenlerin sayýsýndaki artýÞ herkesçe bilinen bir gerçek. �ntihar edenlerin % 70’inde intihar Üncesi depresif atak olmasý ise depresyonun toplamda kazanmýÞ olduðu boyutu ve oluÞturduðu tehlikeyi gÜzler Ünßne seriyor. KuÞkusuz tek sonucu intihar deðildir depresyonun. Þiddetine ve tßrßne gÜre de deðiÞen farklý belirtileri vardýr. Kendini deðersiz, aÞaðýlýk ya da suçlu hissetme, kronik yorgunluk, çÜkkßn bir ruh hali, ilgi kaybý ve yaptýklarýndan zevk alamama, gßnlßk iÞ ve gßcßnß yapamama, gßnlßk iÞlere karÞý isteksizlik, aÞýrý uyuma veya uykusuzluk, dikkatini bir noktaya toplayamama, sýkýntý ve huzursuzluk gibi. YaÞamda ihtiyaçlarýyla, iliÞkileriyle bir bßtßn oluÞturan varlýðýna yer bulamayan bireyin ÜzgßrleÞmeye ve insanlaÞmaya duyduðu Üzlem, ihtiyaç olmanýn
27 dpg Ăśtesinde bir zorunluluk haline geliyor ama bireyin zihninde daha bulanĂ˝k bir biçimde. Bu da Ăśncesinden çok daha bĂźyĂźk bir iradi çabayĂ˝ gerekli kĂ˝lĂ˝yor. *** YaĂžam coĂžkusu ve dinamizmin daha yoĂ°un yaĂžandýðý gençlikte durum farklĂ˝ deĂ°il. SanĂ˝ldýðýnĂ˝n aksine depresyon oranĂ˝ gençlerde orta yaĂžlĂ˝lara oranla daha yĂźksek. Veriler insanĂ˝n kanĂ˝nĂ˝ dondurmaya yetiyor. Ă?ntihar olaylarĂ˝nĂ˝n %35’i 15-24 yaĂž arasĂ˝ gençlerde gĂśrĂźlĂźyor. Son 8 yĂ˝lda Ăźniversite mezunlarĂ˝nĂ˝n intihar oranĂ˝ %47 oranĂ˝nda arttĂ˝. Ăœniversiteye hazĂ˝rlĂ˝k dĂśnemi ise bunalĂ˝mĂ˝n en yoĂ°un yaĂžandýðý sĂźreç. Bunun nedenlerini gençliĂ°in karakteristik Ăśzelliklerinde aramak gerekiyor.
rarlar, evlilik ve aile çatýÞmalarĂ˝ysa kapitalizm için tehdit oluĂžturan diĂ°er olgular. Sorunlara çÜzĂźm bulabilmek için yĂźzlerce araĂžtĂ˝rma yapĂ˝lĂ˝yor. Sorun hep kapitalizm ve kapitalist toplum iliĂžkileri dýÞýnda tanĂ˝mlandýðý için çÜzĂźm ya sĂ˝rf ilaçlarda aranĂ˝yor ya da “Depresyonla baĂža çýkmanĂ˝n yollarĂ˝â€? safsatalarĂ˝nda. Ve tabii ki yĂźzeysel kalĂ˝yor. Depresif toplum kavramĂ˝nĂ˝n yanĂ˝na bir de Prozac (mutluluk ilacĂ˝) toplumu kavramĂ˝ ekleniveriyor. “Ă?nsanoĂ°lunun Kaderi Ă?nsanoĂ°ludurâ€?
Fakat ilaç derde deva olmuyor. MarkalarĂ˝n, korkularĂ˝n ve kaygĂ˝larĂ˝n araya girmediĂ°i dolayĂ˝msĂ˝z insan iliĂžkileri, baskĂ˝lardan arĂ˝ndĂ˝rĂ˝lmýÞ bir iĂž yaĂžamĂ˝, aldatmak ve aldatĂ˝lmanĂ˝n uzman kadrolu bir sanat sektĂśrĂź haline gelmediĂ°i kadĂ˝n erkek Sorun hep kapitalizm ve iliĂžkileri, geleneklerle, ĂśnyargĂ˝larla kapitalist toplum iliĂžkileri duygu ve dßÞßnce dĂźnyasĂ˝ ketlenmedýÞýnda tanĂ˝mlandýðý için çÜzĂźm yen bir çocukluk ve geliĂžim dĂśnemi. dßÞler. Ă?htiyaçlarĂ˝n ya sĂ˝rf ilaçlarda aranĂ˝yor ya GerçekleĂžebilen sĂ˝kĂ˝ntĂ˝yĂ˝ deĂ°il geliĂžimi koĂžulladýðý iliĂžkiler da “Depresyonla baĂža çýkmanĂ˝n bĂźtĂźnĂź içerisinde ancak depresyonun yollarĂ˝â€? safsatalarĂ˝nda...Depr koĂžullarĂ˝ ortadan kaldĂ˝rĂ˝labilir. Ve tabii aynĂ˝ zamanda insanlýðýn geliĂžiminin esif toplum kavramĂ˝nĂ˝n yanĂ˝na ĂśnĂźndeki engeller de!
Dinamizmi ve Üðrenme, keĂžfetme, kapasitesinin yĂźksekliĂ°i karÞýsĂ˝nda ulaĂžabildiklerinin sĂ˝nĂ˝rlĂ˝lýðý ve oluĂžan uçurum; geleceĂ°e dair umutlarĂ˝n henĂźz kararmadýðý, ideallerden, beklentilerden henĂźz vazgeçilmediĂ°i, gerçekleĂžmesinin içinde bir de Prozac (mutluluk ilacĂ˝) Son olarak da bir ufuk turu, Marx’ýn bulunduĂ°u koĂžullarda imkansĂ˝z toplumu kavramĂ˝ ekleniveriyor. toplumsal dßÞß: oluĂžunun yarattýðý çatýÞma. Ya hayallerin kanatlarĂ˝ kĂ˝rpĂ˝lĂ˝p “...oysa herkesin baĂžka iĂže olanak ayaklarĂ˝ yere basacak -basatanĂ˝mayan bir faaliyet alanĂ˝ olmadýðý ama cak yer bulamazsa da uçuruma yuvarlanĂ˝r herkesin hoĂžuna giden faaliyet dalĂ˝nda kenartĂ˝k- ya da gerçeklikten koparak hayal dini geliĂžtirebildiĂ°i komĂźnist toplumda, toplum alemine takĂ˝lĂ˝p kalacak ve gerçek yaĂžama genel Ăźretimi dĂźzenler, bu da benim için, buher dĂśnĂźp baktýðýnda sĂ˝kĂ˝ntĂ˝ daha da gĂźn bu iĂži, yarĂ˝n baĂžka bir iĂži yapmak, canĂ˝mĂ˝n derinleĂžecek. Tam da bu çatýÞmanĂ˝n içeistediĂ°ince hiçbir zaman avcĂ˝, balĂ˝kçý ya da risinde bireyin yaĂžadýðý iç çatýÞma, kiĂžiliĂ°in eleĂžtirici olmaksĂ˝zĂ˝n sabahleyin avlanmak, Ăžekillenme sĂźreci. Üðleden sonra balĂ˝k tutmak, akĂžam hayvan *** yetiĂžtiriciliĂ°i yapmak, yemekten sonra eleĂžtiri yapmak (bilinmeyen bir gezegene doĂ°ru yola Depresyondan yalnĂ˝zca toplumsal çýkmak, kendimin bulduĂ°u bir genetik bitkiyi iliĂžkiler ve bireyler zarar gĂśrmĂźyor, buryaĂ°mur ormanlarĂ˝nda yetiĂžtirebilmek, imamlajuvazinin kendisi de maddi manevi (tamara, papazlara, hahamlara ihtiyaç duyulmayan men duygusal) zarar gĂśrĂźyor. bir dĂźnyada yaĂžamak, komĂźnizm ve sonrasĂ˝ Ă–rneĂ°in gizli depresyon olarak bilinen Ăźzerine spekĂźlatif tartýÞmalara girmek, bĂźtĂźn ve baĂž aĂ°rĂ˝sĂ˝, sĂ˝rt aĂ°rĂ˝sĂ˝, mide aĂ°rĂ˝sĂ˝, kronik uluslarĂ˝n kendi dillerinden sĂśyledikleri ve tek yorgunluk gibi rahatsĂ˝zlĂ˝klarla ortaya çýkan bir dile dĂśnßÞen bir koronun dinleyicisi olmak, ve çoĂ°u zaman hastalýðýn nedenlerinin pek gĂźneĂžte kaybolmak...) olanaĂ°Ă˝nĂ˝ yaratĂ˝râ€?. (Karl anlaÞýlmadýðý bir depresyon tĂźrĂź Ăśzellikle biMarx, Alman Ă?deolojisi, 62) zimki gibi, insanlarĂ˝n kendini rahatlĂ˝kla ifade Sizce de bu dßÞ gĂźnĂźmĂźz insanĂ˝nĂ˝n edemediĂ°i toplumlarda, çok yaygĂ˝n olarak kendine çizdiĂ°i tĂźm sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝ ortadan gĂśrĂźlĂźyor. Ortaya çýkan hastalĂ˝klarĂ˝n tedavisi için trilyonlar harcanĂ˝yor ve ilaç tedavisi hiçbir kaldĂ˝rarak tĂźm canlĂ˝lýðýyla, gerçekliĂ°iyle ve zaman yeterli olmuyor. zorunluluĂ°uyla karÞýmĂ˝zda durmuyor mu? Ăœretkenlikteki dßÞßÞ, intiharlar, sosyal za-
FLJN JOEE
28 dpg
AYRINTILAR "EOBO :Ă DFM F
I. Ă?lk ve ortaokuldaki 23 Nisan Ăžiirlerini saymazsam; Ăžiirle tanýÞýklýðýmla Adnan YĂźcel’le tanýÞýklýðým aynĂ˝ dĂśneme denk gelir diyebilirim. Liseyi okuduĂ°um Ăžehirde bir kitapçýya girdiĂ°imde, sevdiĂ°ime duygularĂ˝mĂ˝ anlatmamda yardĂ˝mcĂ˝ olacak bir Ăžeyler arĂ˝yordum. Ăžiir yazamĂ˝yordum ama duygularĂ˝mĂ˝ en iyi, Ăžiirle ifade edebiliyordum. Ăžiir standĂ˝na geldiĂ°imde ince, bordo kapaklĂ˝ bir kitap gĂśrdĂźm: “Adnan YĂźcel - Bir Ăśzlem Bir TĂźrkĂźâ€? sayfalarĂ˝nĂ˝ karýÞtĂ˝rdĂ˝kça; bir daha kolay kolay çýkamayacaĂ°Ă˝m bambaĂžka bir dĂźnyaya girdiĂ°im hissine kapĂ˝ldýðýmĂ˝ hatĂ˝rlĂ˝yorum. “Beni bana yansĂ˝tma canÄąm-suskulara sokma baÞýmĂ˝â€? diyordu Ăžair. Ne demekti bunlar? Ne anlatĂ˝yordu? NasĂ˝l bir kelimeydi “suskuâ€?? ilk defa bu kelimenin bĂśyle kullanĂ˝ldýðýnĂ˝ gĂśrdĂźm. “Susâ€?, “susmaâ€?, “suskunâ€?, “sustur “... ama “suskuâ€? ilkti!. DahasĂ˝ “beni bana yansĂ˝tmaâ€? neyi anlatĂ˝yordu? Tabii ki orda, ayakta, durduĂ°um yerde cevaplayamayacaĂ°Ă˝m sorulardĂ˝ bunlar! “Bu kitabĂ˝ okumalĂ˝yĂ˝mâ€? dedim kendi kendime ve aldĂ˝m. Romantik bir liseli genç olarak bana farklĂ˝ bir dil ve farklĂ˝ bir dĂźnya açýlĂ˝yordu bĂśylece. Daha Ăśnce belki binlerce defa kullandýðým kelimeler bambaĂžka anlamlarla; adeta dans ediyordu o kitapta. Ama alýÞýk olduklarĂ˝m da vardĂ˝: “RĂźzgarsĂ˝z uyuyamamâ€? da olduĂ°u gibi... O gĂźn kitap bir solukta bitti, tekrar okudum; yine bitti ama ĂśnĂźme açtýðý uçsuz bucaksĂ˝z Ăžiir dĂźnyasĂ˝ hala ayak basĂ˝lmamýÞ bir durumda beni bekliyordu. Benim için ayak basĂ˝lmamýÞ bir dĂźnyaydĂ˝ o. “Ă?çimde
FLJN JOEE
kĂźl kalabalýðý bir korkuâ€? vardĂ˝ adĂ˝m atarken oraya. Her Ăžiirde sil baĂžtan alĂ˝nan sorular, sorular. Noktalama iĂžaretsiz Ăžiirler ama soru iĂžaretli ve Ăźnlemli duygular... BaÞým dĂśnĂźyordu. Sonra Filistin... Ah o; yĂźreĂ°imin kimi zaman kulaklarĂ˝ saĂ°Ă˝r edercesine haykĂ˝rýÞým, kimi zaman beynimi patlatĂ˝rcasĂ˝na suskunluĂ°um... “sabahĂ˝n yĂźzĂźnde Filistin yarasĂ˝â€?ydĂ˝ onu bĂśyle ilk kez hissediĂžim tepeden tĂ˝rnaĂ°a... Aldýðým o kitap belki sevdiĂ°ime duygularĂ˝mĂ˝ ifade etmemde yardĂ˝mcĂ˝ oldu ama asĂ˝l Ăśnemlisi aĂžkĂ˝, sevgiyi ve insanlarĂ˝ yeniden yeniden anlamlandĂ˝rma çabamĂ˝n baĂžlangĂ˝cĂ˝ oldu. II. Aradan yĂ˝llar geçmiĂž; Ăžiirle kardeĂžliĂ°im devam ediyorken Adnan YĂźcel’le aramĂ˝za bir ayrĂ˝lĂ˝ktĂ˝r girmiĂžti. ArtĂ˝k romantik liseli bir genç deĂ°il, kendisine dayatĂ˝lan onursuz ve depresif bir yaĂžamĂ˝ kabule yanaĂžmayan ama ne yapacaĂ°Ă˝nĂ˝ bilemeyen bir Ăźniversiteli olmuĂžtum. Ăžiir yazmaya baĂžlamýÞtĂ˝m ama Ăžiirlerim acĂ˝, hĂźzĂźn, yalnĂ˝zlĂ˝k ve yorgunluk dolu Ăžiirlerdi. Belki içimdeki o kĂźl kalabalýðý korku galip gelmiĂžti; belki de yeterince çaba harcamamýÞtĂ˝m ama sonuçta adĂ˝mlarĂ˝n arkasĂ˝ gelmemiĂžti o gĂźzel dĂźnyada, uçsuz bucaksĂ˝z bir yalnĂ˝zlýða gĂśmĂźlmßÞtĂźm. Tek amacĂ˝m kurtulmaktĂ˝ bu yalnĂ˝zlĂ˝ktan. Ama ne yapacaĂ°Ă˝mĂ˝ bilmiyordum. Ă?ste yasamla tekrar baĂ° kurmamla aynÄą dĂśneme denk gelir. Adnan YĂźcel’le yeniden buluĂžmam. Ay parçasĂ˝ insanlar tanĂ˝dĂ˝m ve. Ve sonra kitaplĂ˝klarĂ˝nda karsĂ˝laĂžtĂ˝m Adnan YĂźcel’le tekrar: “YERYĂœZĂœ AĂžKIN YĂœZĂœ OLUNCAYA
DEKâ€? ti bu kez karsĂ˝laĂžmamĂ˝zĂ˝n adĂ˝. YĂ˝llar sonra tanĂ˝dĂ˝k bildik bir yĂźzĂź tekrar gĂśrmenin, tekrar sorularĂ˝n ve cevaplarĂ˝n içine dalmanĂ˝n heyecanĂ˝ ve sevinciyle sarĂ˝ldĂ˝m kitaba. Bu kez sorularĂ˝m hazĂ˝rdĂ˝: “NasĂ˝l yenecektim bu yalnĂ˝zlýðý?â€?, “YaĂžamĂ˝n anlamĂ˝ neydi?â€?, “Ă?nsan ne kadar gßçlĂź olabilir ki bĂśyle bir yasamda?â€? “Onu yenebilecek kadar gßçlĂźyse nasĂ˝l bulabilirdi bu gĂźcĂź?â€? KitabÄą okuduĂ°umda ilk fark ettiĂ°im Ăžey yalnĂ˝z olmadýðýmdĂ˝. ÇßnkĂź bir yanĂ˝yla, bana ĂśzgĂź bana Ăśzel bir sorunmuĂž gibi gĂśrĂźnenin, daha genel bir durum olduĂ°u ve hatta çok daha fazla boyutlandýðý gibi bir gerçek duruyordu tĂźm heybetiyle karsĂ˝mda. Tabii ki tĂźm bunlarĂ˝ dßÞßndĂźren ve karĹ&#x;Ă˝ma çýkaran Ăžey tek baÞýna Adnan YĂźcel’in Ăžiirleri deĂ°ildi. Ăœlkenin son otuz yĂ˝lĂ˝ndaki olaylar, kimin nerede, ne zaman, nasĂ˝l davrandýðý gibi somut olaylarĂ˝n yanĂ˝ sĂ˝ra yaĂžamĂ˝ anlamlandĂ˝rmanĂ˝n ve kavramanĂ˝n, yĂśnteminin bilgisi de gerekiyordu. Ă–ncelikle, bir 12 eylĂźl vardĂ˝ bu Ăźlkede yaĂžanan. Bir gecede binlerce insanÄąn gĂśzaltĂ˝na alĂ˝ndýðý bir dĂśnemle karÞýlaĂžtĂ˝rĂ˝ldýðýnda belki gĂźdĂźk kalĂ˝yordu sorunlarĂ˝m. Ama bu karsĂ˝laĂžtĂ˝rmayĂ˝ yapmak bile aslĂ˝nda insanÄąn nerede duracaĂ°Ă˝nĂ˝ bilmesinin bir ilk adĂ˝mĂ˝ olacaktĂ˝. CuntanĂ˝n iĂžbaĹ&#x;Ă˝ yaptýðý gĂźnlerde “gÜçmelerle tozarken kaçmalarla uzarken Avrupa yollarĂ˝â€? umudun karartĂ˝ldýðýnĂ˝n naralarĂ˝ atĂ˝lĂ˝rken durmuĂžtu “bir avuç yiĂ°it, bir tutam kĂ˝r çiçeĂ°iâ€? umudun gĂźzelliklerin adĂ˝ olmuĂžlardĂ˝. Karanlýðý yaran gĂźn ýÞýklarĂ˝ydĂ˝ onlar. Yeri gÜðß aydĂ˝nlatan bir ĂžimĂžek gibi çakĂ˝p ve susmamanĂ˝n, korkmamanĂ˝n, yĂ˝lmamanĂ˝n ve direnmenin bitimsiz gĂźzelliklerini bĂ˝rakĂ˝p gittiler. Ama yitmediler “yine çiçekteydi onlar yine meyvedeâ€? yeniden yeniden çoĂ°aldĂ˝larâ€? yine doĂ°umdaydĂ˝ onlar yine sevinçteâ€?. Ve ben o gĂźnlerde doĂ°muĂžtum. Ne mĂźthiĂž bir tesadĂźf!
29 dpg
ŞUBAT RESSAMLARI �lk sularýn sevinci olacaktý Þubat saçlý kar sularýnýn sesi �çten içe eriyen. Eridikçe çoðalan kýpýrtýlarýn sesi Toprak için/sevda için Çelik ve gelecek YaÞamýn bßtßn pýnarlarýndan En kýlcal damarlarýndan akacaktý Bitimsiz bir tuvalin ortasýna �lk dalga renkler konacaktý GÜðßsleri bahara yurtlananlara KÜrßk kÜrßk korlananlar Yani Þubat umutlular Ayak direyip durmadýlar �hanetin puslu gßnlerini Kendi sabýrlarýyla omuzlamadýlar
III. Temmuz sonlarĂ˝ydĂ˝. Onun uzun zamandĂ˝r saĂ°lĂ˝k sorunlarĂ˝ yasadýðýnĂ˝ biliyordum. Giderek aĂ°Ă˝rlaÞýyordu durumu. Aksam saatlerinde yanĂ˝mdaki arkadaÞýmla birlikte bir Ă?nternet kafeye girdik. Bir yazĂ˝ dikkatimizi çekti: “kavganĂ˝n ve sevdanĂ˝n Ĺ&#x;airi Adnan YĂźcelâ€?. Onu anlatĂ˝yordu. Di’li geçmiĂž zaman kullanĂ˝lýÞý, baĂžlangýçta uygunsuz gelmedi bize, çßnkĂź çoĂ°unlukla 12 EylĂźl dĂśneminden sĂśz ediliyordu. Ancak yazĂ˝nĂ˝n sonuna geldiĂ°imizde soluĂ°um kesildi: “Kaleme aldýðý son Ăžiiri SUBAT RESSAMLARIâ€? NasĂ˝l yani? Ne demek kaleme aldýðý SON Ăžiiri? Bir an gĂśz gĂśze geldik arkadaĂžla. TemmuzdaydĂ˝k. Yaz sĂ˝caĂ°Ă˝ olanca hararetiyle çÜkĂźyordu Ăźzerimize... Ne gecesi gece bu kentin ne gĂźndĂźzĂź gĂźndĂźz. Dolup dolup boĂžalĂ˝yor otobĂźsler, hafif raylĂ˝ trenler, vapurlar, caddeler... Terliyorum. Ellerimde bir kaĂ°Ă˝t; beynim karmakarýÞýk. Sonra, dĂśnercileri, maĂ°azalarĂ˝, lokantalarĂ˝, otobĂźs duraklarĂ˝, apartmanlarĂ˝, kondularĂ˝ ve ýÞýklĂ˝ akĂžamlarĂ˝yla kent... Temmuz sĂ˝caĂ°Ă˝yla cayĂ˝r cayĂ˝r yanan kent. Bir aĂ°Ă˝rlĂ˝k var bugĂźn havada; Nem deĂ°il gam deĂ°il, keder, hĂźzĂźn, aĂ°Ă˝t, aĂ°lamak, susmak, durmak, gĂśmĂźlmek deĂ°il. Bir aĂ°Ă˝rlĂ˝k var bu havada. Kentin orta yeri sonra. OtobĂźs cami, ter damlasĂ˝ ve Adnan YĂœCEL..! YalnĂ˝zca tek bir resim var; gerçek. KitaplarĂ˝nĂ˝n arka sayfasĂ˝nda; ĂžiĂžmiĂž gĂśzaltlarĂ˝, sarĂ˝ya-kĂ˝zĂ˝la çalan teni, Çukurova gĂźlßÞßyle Adnan YĂœCEL! “ve yĂźrek; imgelerin en ulaÞýlmaz doruĂ°unda!â€? De hadi kurtul kurtulabilirsen bu doludizgin coĂžkudan, bu her anĂ˝ dize dize ezgilenen sevdadan, bu her gĂźnĂź ilmek ilmek ĂśrĂźlmßÞ kavgadan ey koca kent! HayĂ˝r, havayĂ˝ aĂ°Ă˝rlaĂžtĂ˝ran, birinin aramĂ˝zdan ayrĂ˝lmýÞ olmasĂ˝ deĂ°il. Bir bĂźyĂźk yĂźrek durduĂ°u için deĂ°il bu aĂ°Ă˝rlĂ˝k. “Her ĂślĂźm erken ĂślĂźmdĂźr biraz daâ€? deĂ°il bu.
FLJN JOEE
Onur adĂ˝na oĂ°ul adamaktĂ˝ iĂžleri SaksĂ˝larĂ˝ndaki açelyayĂ˝ bile GĂźn yirmi dĂśrt saat uyanĂ˝k tutmaktĂ˝ Ve nice Ăžubatlar adĂ˝na BĂźtĂźn koĂžullarda dik durmaktĂ˝ O gĂźnden beri her Ăžubat ayĂ˝ Ă?ri bir Ăśzlem oldu tuvallerde FĂ˝rça darbeleriyle nakýÞlandĂ˝ NakýÞlanĂ˝p çoĂ°aldĂ˝ içimizde Bir fĂ˝rça bir fĂ˝rça daha DĂźnyanĂ˝n her yerinde Renkten renge â€œĂžUBAT RESSAMLARIâ€? KĂźllenmemiĂž yĂźrekler için Çýð dßÞmemiĂž umutlar için Her tuvalde yepyeni tuvaller için Bir fĂ˝rça Bir fĂ˝rça daha
“Neden bĂ˝rakĂ˝p gittin?â€? deĂ°il bu. DoĂ°um sancĂ˝sĂ˝dĂ˝r havadaki bu aĂ°Ă˝rlĂ˝k. CoĂžkuyu, sevdayĂ˝. KavgayĂ˝ yeniden Ăźretip ezgileyeceklerin doĂ°uĂžunun sancĂ˝sĂ˝. “HoĂž geldinâ€?lerin sancĂ˝sĂ˝ bu! YaĂžamĂ˝mĂ˝n bende iz bĂ˝rakan dĂśnĂźm noktalarĂ˝nĂ˝n birebir tanýðýdĂ˝r o Ăžiirler. TanĂ˝klĂ˝k etmekle de kalmamýÞ, gĂźcĂźyle, etkisiyle ve dßÞßndĂźrdĂźkleriyle, o dĂśnemlerden en doĂ°ru yolu bularak çýkmamda etkisi olmuĂžtur o Ăžiirlerin. Belki artĂ˝k bundan sonraki zamanlarda yaĂžayacaklarĂ˝ma tanĂ˝klĂ˝k edecek bir Adnan YĂœCEL olmayacak ama ben yazacaĂ°Ă˝m. Bir doĂ°umda burada olacak yani, bir sevinç de burada... Ă?zmir’den bir DPG okuru
30 dpg
TOP BÄ°R DĂœNYADIR:
GEÇMÄ°Ĺ&#x;TEN GELECEÄžE F U T B O L
FLJN JOEE
“Klasik futbol yorumcularĂ˝nĂ˝n aĂ°zĂ˝ndan hiç eksik olmayan kliĂželer vardĂ˝r. ArtĂ˝k saĂ°Ă˝rlĂ˝k yaratan, içi boĂžalmýÞ, bĂ˝rakĂ˝n ne anlama geldiĂ°ini dßÞßnmeyi, neredeyse artĂ˝k duymadýðýnĂ˝z, b i r kulaĂ°Ă˝nĂ˝zdan g i r i p diĂ°erinden çýkan hazĂ˝r c Ăź m l e l e r. . . “Fenerbahçe, Fenerbahçe gibi oynamalĂ˝â€?. Ă?yi de hangi Fenerbahçe, hangi Fenerbahçe gibi? Sigma’ya yenilen mi, Manchaster’i yenen mi?â€? ...Fenerbahçe budur. Fenerbahçe kĂśtĂź giderken ya transfer lazĂ˝mdĂ˝r, ya hoca deĂ°iĂžmelidir...BaĂžarĂ˝lĂ˝ olunca “efsane geri dĂśnmßÞtĂźr!â€? (Mehmet DEMĂ?RKOL, Radikal Futbol, 8 ekim 2002)
çýta getirdi. Futbolun sistem ve oyun anlamýndaki bu geliÞimi, gßnßmßz futbolunun geldiði dßzey (oyun anlayýÞýndan teknoloji kullanýmýna, teknik bilgiden insan fiziðiyle dßÞßncesinin, bireyle takýmýn iliÞkisine) ayrý bir inceleme ve Üðrenme konusu, ama futbolla ilgilenen herkesin ortak dßÞßncesi eðer bÜyle giderse bu birkaç takýmýn yakýn gelecekte oynayacak rakip bulamayacaðý yÜnßnde. Öte yandan, belki de en zengin klßp olan Manchaster United’ýn Þehri Manchaster’da çocuklarýn oynayacak ve yeteneklerini geliÞtirecek dßzgßn saha bulamamasý da bir baÞka gerçek olarak duruyor Ünßmßzde.
Bu yalnýz Fenerbahçe midir? Toplumca bilimsel analizden uzaklaÞmýÞlýðýmýz, Ülçß tanýmazlýðýmýz deðil mi yansýyan? Ya bßyßk takýmlara karÞý direngen ve oyun bozmaya kurulu futboluyla en azýndan yenilmeyen, ama topla da oynamayan Elazýð gibi bir takýmýn karÞýsýna çýkýp da oyun kurmak sýrasý kendine gelince sahadan yenik çýkan Trabzonspor... Toplumsal muhalefeti ve onu muhaliflikle sýnýrlanmýÞlýðýný çaðrýÞtýrmýyor mu size? Avrupa’daki birkaç bßyßk takýmýn ellerindeki olanaklarla futbollarýný muazzam geliÞtirdikleri bir gerçek. Onlarýn oynadýðý oyun, sadece yýldýz çýkarma boyutuyla deðil sistem kurma anlamýnda da futbola baÞka bir
Futbol Topunun PeÞinde Farklý top oyunlarý, birbirinden baðýmsýz olarak farklý zamanlarda farklý toplumlarda ortaya çýktý.
31 dpg O toplumlarĂ˝n yapĂ˝sĂ˝, Ăźretim iliĂžkileri, sĂ˝nĂ˝f farklĂ˝lĂ˝klarĂ˝, inanýÞlarĂ˝ genelde dini tĂśrenlerle iç içe oynanan bu oyunlara (oynanýÞýndan oyuncu bileĂžimlerine kadar) yansĂ˝mýÞtĂ˝r. BugĂźnkĂź futbola en yakĂ˝n oyun, hem de kelime anlamĂ˝ da aynĂ˝ anlama gelmek Ăźzere (t’su kĂź/ayaktopu) Çin’de ortaya çýkĂ˝yor. Çin. O zamanlar dĂźzenli bir ordunun sahibi olan bir imparatorluk ve futbol da askeri bir taktik oyunu olarak oynanĂ˝yor; hem de bugĂźnkĂźne çok benzer kurallarla... Ancak “futbolun beĂžiĂ°iâ€? yine de Ă?ngiltere sayĂ˝labilir. Theo Stemmler “...ama belki de modern kitle futbolunun temeli, hatta ĂśnkoĂžulu Ă?ngiliz futbolunun asĂ˝rlar boyu sĂźren dĂźzensizliĂ°i ve toplumsallýðýdĂ˝râ€? derken sanĂ˝rĂ˝z haklĂ˝dĂ˝r. Ă?ngiltere’de futbol ortaçaĂ°Ă˝n sonlarĂ˝na doĂ°ru, bedensel zevklere duyulan nefret ve aĂžaĂ°Ă˝lamanĂ˝n azaldýðý yĂ˝llarda ortaya çýkar. Fransa’nĂ˝n kuzeyiyle eĂž zamanlĂ˝ olarak. Futbol topunun peĂžindeki engelli koĂžu da baĂžlar. Ă?ngiltere’de futbol o yĂ˝llarda oldukça sert bir oyundur. (Rugbi’yle futbolun kĂśkenleri aynĂ˝dĂ˝r zaten) Soylular Ăślesiye tiksinmektedir bu avam uĂ°raÞýdan. (Yine de bazĂ˝larĂ˝ oynar, gizliden gizliye seyredenleri de vardĂ˝r). O yĂ˝llarda tĂźm halk futbol topunun peĂžinden koĂžarken, saldĂ˝rĂ˝ ve yasaklar da peĂžlerini bĂ˝rakmĂ˝yordu. Pazar ayinlerini mahvetmesi bakĂ˝mĂ˝ndan puritenlerin baÞýnĂ˝ çektiĂ°i bir gericilik basĂ˝ncĂ˝ yetmiyormuĂž gibi; o zaman kraliyet de iĂži “milli bir meseleâ€?ye çeviriyordu. HaksĂ˝zda sayĂ˝lmazdĂ˝! Kitlelerin ve tabii ki bu arada askerlerin futbolla uĂ°raĂžmasĂ˝ okçuluĂ°u bir kÜÞeye fĂ˝rlatĂ˝yor; bu da Ă?ngiltere’nin askeri gĂźcĂź açýsĂ˝ndan pek hayra alamet sayĂ˝lmĂ˝yordu. Gerçi yasakla çoktu ama boĂž zaman ve arazi de çoktu! Teknik ilerleme, bedeli aĂ°Ă˝r da olsa, sporun ve sporcunun yardĂ˝mĂ˝na koĂžacaktĂ˝r. AteĂžli silahlarĂ˝n icadĂ˝; kraliyetin halkĂ˝n oynadýðý oyunlar Ăźzerindeki denetimini zayĂ˝flatacaktĂ˝r. PĂźritenlerin bir dĂśnem sĂźren katĂ˝ iktidarĂ˝na raĂ°mense; topraĂ°a baĂ°Ă˝mlĂ˝lĂ˝k çÜzĂźldĂźkçe, RĂśnesansĂ˝n da geliĂžtiĂ°i bir ortamda topa vurmanĂ˝n vicdani muhasebesi de zayĂ˝flayacaktĂ˝r. Ancak futbol hala serttir ve bu zarar vericiliĂ°in oyuncularĂ˝n fiziĂ°iyle sĂ˝nĂ˝rlĂ˝ kalmamasĂ˝ onu cezalarla karÞý karÞýya bĂ˝rakĂ˝r. SanayileĂžmeyle beraber kentleĂžmenin hĂ˝zlandýðý Ă?ngiltere’nin, topraktan kopmuĂž ve kentlere doluĂžan her an isyana açýk “baÞýboĂžâ€? halkĂ˝; sefaletin kol gezdiĂ°i kent sokaklarĂ˝na yanĂ˝nda futbolu da taÞýmýÞ ve hesaplarĂ˝nĂ˝ futbol yoluyla gĂśrmeye baĂžlamýÞtĂ˝r.1 O dĂśnemin oyuncularĂ˝ zararĂ˝ Ăśnlemekten çok; zarar vermeyi esas alĂ˝yordu. Ancak yerel yĂśnetimlerin ve yasalarĂ˝n yapamadýðýnĂ˝ kapitalizmin yĂźkseliĂži yapacaktĂ˝. Burjuvazinin yĂźkseliĂži ve sanayinin her Ăžeyi çiĂ°neyen geliĂžimi bizim de tanýÞýk olduĂ°umuz iki olguyla karÞý karÞýya bĂ˝rakĂ˝r o dĂśnemin insanĂ˝nĂ˝:
FLJN JOEE
BoĂž zaman ve mekan kĂ˝tlýðý! ArtĂ˝k kimsenin 14 saati bulan çalýÞmanĂ˝n ardĂ˝ndan futbol oynayacak takati kalmamýÞtĂ˝r. BaĂžka bir darbeyse HalkĂ˝n rahatlĂ˝kla futbol oynadýðý boĂž arazilerin; enclosure (çitle çevirme) yĂśntemiyle halka kapanmaya baĂžlamasĂ˝yla geldi. Bu aynĂ˝ zamanda futbolu bir eyleme de dĂśnßÞtĂźrmßÞtĂźr. 5 AĂ°ustos 1765 tarihli bir Ă?ngiliz dergisinden: â€œĂ–nceki perĂžembe ve Cuma gĂźnlerinde West Haddon’da çok sayĂ˝da kiĂži futbol maçý yapmak Ăźzere toplanmýÞtĂ˝r. Fakat toplanĂ˝r toplanmaz isyancĂ˝ bir kalabalýða dĂśnßÞmßÞler, bir arazinin çevrilmesinde kullanĂ˝lacak çitleri yakĂ˝p yĂ˝kmýÞlardĂ˝r...â€?2 Ă–zel Bir DĂśnem Bu dĂśnemden sonra futbol, yaĂžantĂ˝sĂ˝nĂ˝ daha rahat bir alan bulduĂ°u Ăśzel okullara kaydĂ˝rmýÞtĂ˝r. Orada burjuva ve kßçßk-burjuva kĂśkenli Üðrencilerin mevcut eĂ°itim sistemine karÞý isyanĂ˝nĂ˝n bir parçasĂ˝ olmuĂž; gençliĂ°in içki, kumar gibi alýÞkanlĂ˝klardan arĂ˝ndĂ˝rĂ˝lmasĂ˝ için pedagojik olarak kullanĂ˝lmasĂ˝na kadar bir dizi uygulama alanĂ˝ bulmuĂžtur. Ama bĂźtĂźn bu dĂźzensizlik içerisinde, ayrýÞma ve çatýÞmalar eĂžliĂ°inde kurallarĂ˝ oturmuĂž, organizasyonlar yapĂ˝lmaya baĂžlanmýÞtĂ˝r. Modern futbolun ana rahmi de bu okullar olmuĂžtur. Ă–nce okullar arasĂ˝nda yapĂ˝lan organizasyonlar bir federasyona dĂśnßÞmßÞ, futbol kendine bir çatĂ˝ bulmuĂžtur. ToplumsallaĂžmanĂ˝n kĂśy sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝nĂ˝ aĂžtýðý bir yaĂžamĂ˝n içerisinde bĂśylesi merkezi planlamalar olmadan belli bir geliĂžkinlik yakalanmasĂ˝ da mĂźmkĂźn deĂ°ildir. Sosyal yaĂžantĂ˝nĂ˝n dýÞýna itildikleri gibi ne vakittir futbol ilgisini de kaybetmiĂž olan kitlelerin bĂśylesi organizasyonlara giriĂžemediĂ°i yerde, buna olanaĂ°Ă˝ olanlar gerçekleĂžtirmiĂžtir bunu. BĂśylece futbol tekrar kitlelerin yaĂžantĂ˝sĂ˝na girebileceĂ°i bir toparlanma da yaĂžamýÞ ve futbol federasyonuna pek çok kulĂźp katĂ˝lmýÞtĂ˝r. Ancak bu kulĂźpler baĂžlangýçta bizim bugĂźn bildiklerimiz gibi deĂ°ildi. Ă–rneĂ°in 1883 kupasĂ˝nĂ˝ finalde soylu erkekler kulĂźbĂź olan Old Etonians’ý yenerek alan Blackburn Rovers’ýn kadrosunda ßç dokuma, bir iplik, bir pamuk iÞçisi, bir demirci, bir çerçeveci, bir tesisatçý, bir de diÞçi çýraĂ°Ă˝ vardĂ˝r. Kitleler kendi gibilerden oluĂžan bu takĂ˝mlarĂ˝ izlemeye akĂ˝n ediyordu. Ancak bu ilgiyle de futbolu bir sektĂśre dĂśnßÞtĂźrmekte gecikmedi. iki nĂźvesel olguya deĂ°inmek gerek. Blackburn Rovers’ýn kadrosunda iki profesyonel futbolcu vardĂ˝. Bir yanda kitlelerin futbola zaman ayĂ˝ramadýðý; Ăśte yandan futbolun meslek olarak geliĂžmeye elveriĂžli topraĂ°Ă˝ bulduĂ°u yerde takĂ˝mlar giderek profesyonelleĂžmiĂž; diĂ°erleriyse takĂ˝m tutmaya devam etmiĂžtir. Ă?kinci olgu federasyonun 1863’de kurulduĂ°unda aldýðý bir Ăžilin katĂ˝lma parasĂ˝dĂ˝r. Bir sektĂśr olarak geliĂžen futboldaysa kardan pay almak daha zordur.3 Zaten 1870’de maç biletlerini satmaya baĂžlayan federasyon 5 sterlinlik baĂžlangýç sermayesini 1904’de 17000 sterline çýkarĂ˝r.
32 dpg HalkĂ˝n oyunu futbol, kapitalizmle beraber hem oyun olarak geliĂžmiĂž hem de halka yabancĂ˝laĂžmýÞ ve giderek kapanmýÞtĂ˝r. Futbolun her yerde oynanĂ˝r niteliĂ°i onu hala yaĂžatsa da, artĂ˝k ciddi bir maç için dahi halĂ˝ sahalara para vermek gerekiyor. ĂœstĂźne ĂźstlĂźk bugĂźn o geliĂžmiĂž oyun yeni
yaĂžadýðýmĂ˝z toplumun ve maddi dĂźnyanĂ˝n ĂźstĂźnde gĂśkyĂźzĂźne yerleĂžen bir dĂźnya. ( Ăžampiyonlar ligi jenerikleri bu bakĂ˝mdan ilgi çekicidir). Onun için dinle bir paralellik kurup “futbol kitlelerin afyonudurâ€? demek de doĂ°rudur.
bir týkanma ve kendini ßretememe durumuyla karÞý karÞýya.4 Her dßnya kupasýnda yinelenen bir tekerlemeye dÜnßÞtß durum.
vaazlara deĂ°il skorborda yansĂ˝mýÞtĂ˝r! Marks’ýn dediĂ°i gibi “DĂźnyevi temelin kendi kendinden, kendini baĂ°Ă˝msĂ˝z bir dĂźnya olarak hayal alemine yerleĂžtirmesi olgusu, ancak bu dĂźnyevi temelin kendi bĂślĂźnmßÞlßðßyle ve kendi kendisiyle çeliĂžmesiyle açýklanabilir.â€?
Top Bir Dßnyadýr! Hatýrlarsanýz bol sponsorlu bir serginin adýydý bu. Futbolun o dßnya ßstß bßyßsßnß yßcelten bir sergi. Evet futbol milyonlarca izleyiciyi karýsýndan ayýrýp televizyonun baÞýna koyan, sevinçleriyle meydanlarý doldurtan,
Ama bÜyle diyerek de reddedilebilir bir Þey deðildir. Ötesinde futbol dinden daha dßnyevi ve gerçektir. Topa vurabilirsiniz ve Zinedine zidane’ýn geçen sene finalde attýðý gol mucize gibi de gelse;
Kaldý ki top bir dßnyaysa da bu farklý bir gezegen demek deðildir. O da her Þey gibi bßtßnßn kendini yansýttýðý bir parçadýr. Her insan ve insan ßrßnß gibi tarihi ve toplumsallýðý vardýr, kendine ait doðasý deðil. Futbol topu sidik torbasýndan yapýlan toptan, teknoloji harikasý Fevernova marka topa çok yol katetmiÞtir. GÜrßnen o ki, deri iÞçilerinin ßç saatlik normal iÞgßnßnßn ardýndan, yeni bir ßretim organizasyonunun Þematik olarak futbol sahasýnda deneneceði bir maçta kullanacaklarý kendilerinin dizayn ettiði topa kadar da epeyce yolu vardýr!
1 AnlaÞýlan Ă?ngiliz burjuvazisi bunu hatrlamýÞ olacaklar ki iĂžgal altĂ˝ndaki Ă?stanbul’da futbol yasaktĂ˝. Bu arada Mustafa Suphilerin TKP’ sinin faaliyet programĂ˝ndan bir not: “TKP’nin direktifi ve rehberliÄ&#x;i altĂ˝nda yĂźrĂźyen TKGF fĂ˝rkanĂ˝n ĂžiarlarĂ˝nĂ˝ yaymak ve proletaryanĂ˝n inkĂ˝lapçý hareketine iltihak etmeleri muhtemel tekmil muhitlerde (kßçßk-burjuvazi, kßçßk ve orta-halli kĂśylĂźlĂźk, milli ekalliyetlerin yoksul kĂźtleleri, umumiyetle spor, harsi ve ilah.. gençlik te?kilatlarĂ˝) onlari tahakkuk ettirmek ve gençliĂ°in yĂźreĂ°inde, emperyalizme ve sermayedarlĂ˝k istismarĂ˝na karÞý sĂśnmez bir kin kĂśklendirmek hedefleri etrafĂ˝nda fasĂ˝lasĂ˝z, yĂ˝lmaz bir mĂźcadele devam ettirir.â€? 2 Futbol hiçbir zaman sadece futbol deĂ°ildir. Liverpool futbolcusu Robbie Fowler’in gol attĂ˝ktan sonra “liman iÞçilerinin grevini destekliyorumâ€? yazĂ˝lĂ˝ iç tiÞÜrtĂźnĂź açmasĂ˝, Zinedine Zidane’nin Le Pen’e karÞý Fransa milli takĂ˝mĂ˝nĂ˝ ĂśrgĂźtleyip o gelirse kupaya gitmeyiz diye direnç geliĂžtirmesi, 1978 tarihinde dĂźnya Ăžampiyonu olan Arjantin’ in teknik direktĂśrĂź “insanal geliĂžimi esas alan solun futboluâ€? taraftarĂ˝ Cesar luis menottinin faĂžist-darbeci devlet baĂžkanĂ˝nĂ˝n elini sĂ˝kmamasĂ˝ vs... Ancak hiçbirinde kitleler artĂ˝k Ăśzne deĂ°ildir ve ancak seyircidir. 3 Ă?ki dĂźnya kupasĂ˝ oynamýÞ Hollanda milli takĂ˝mĂ˝nĂ˝n ve efsanevi Ajax takĂ˝mĂ˝nĂ˝n efsane kaptanĂ˝ Johann Croyff’un “futbolun geleceĂ°i sokak futolundadĂ˝râ€? derken kastettiĂ°i bu olgu baĂžlĂ˝ baÞýna bir inceleme konusu. 4 Nitekim bugĂźnlerde pek çok Avrupa kulĂźbĂźnĂźn, Ăśzellikle bizimkisi gibi Ăźlkelerin takĂ˝mlarĂ˝nĂ˝n baÞý; UEFA’nĂ˝n futboldaki ĂžirketleĂžme kriterlerine uyumu saĂ°lamakla dertte. Tekelci kapitalizmin yeniden yapĂ˝landĂ˝rmasĂ˝ kßçßk kulĂźpleri de tehdit ediyor.
FLJN JOEE
33 dpg
Orta DoÄ&#x;u’da Kan Banyosu CBǨ UBSBG‘ BSLB LBQBLUB
ABD emperyalizminin 2. Bush devriyle birlikte terĂśrizmle mĂźcadele adĂ˝ altĂ˝nda kendisine dĂźnyanĂ˝n “adaletçi baÞýâ€? misyonunu biçip “benden olmayan yok olmaya mahkumdurâ€? edasĂ˝yla orta doĂ°uyu kan banyosuna hazĂ˝rlama senaryosunda sĂ˝rada ki rolĂź Irak’ý yerle bir etmek olarak ĂśnĂźmĂźzde durmakta.Afganistan’a karÞý diĂ°er emperyalist Ăźlkelerinde verdiĂ°i destekle pervazsĂ˝zca saldĂ˝ran ABD, savaÞý kĂ˝sa sĂźre içinde tamamladĂ˝. Irak’ta ise bĂ˝rakĂ˝n kendisine ittifak yapacak gßçlerden destek almasĂ˝nĂ˝ , aksine Avrupa emperyalistlerinin eleĂžtirilerine hedef olmaktadĂ˝r. DĂźnya kamuoyunun desteĂ°inin saĂ°lanmamýÞ olmasĂ˝na ve aksine savaĂž karÞýtĂ˝ gĂśsterilerden de anlaÞýlacaĂ°Ă˝ gibi Ăśzelde ABD emperyalizmi karÞýtlýðý ve genelde savaĂž karÞýtlýðý çýð gibi bĂźyĂźse de, ABD Irak’a karÞý saldĂ˝rgan tavrĂ˝ndan vazgeçmiĂž deĂ°il. Ăžu anda savaĂž, sĂ˝cak çarpýÞma Ăžeklinde olmasa bile (ki bunun da yakĂ˝n olduĂ°unu gĂśrmemek mĂźmkĂźn deĂ°il) aslĂ˝nda siyasal arenada çoktan baĂžlamýÞ durumda. Ă?ttifak arayýÞlarĂ˝, çýkar ortaklĂ˝klarĂ˝nĂ˝nĂ˝n saĂ°lanmasĂ˝ ile birlikte Ăžantaj, tehdit ve karÞýlĂ˝klĂ˝ restleĂžmelerle sĂ˝cak çarpýÞmalar sĂźrecine baĂžtan hazĂ˝rlĂ˝klĂ˝ ve gßçlĂź girmenin taktik adĂ˝mlarĂ˝ atĂ˝lmaktadĂ˝r.
dayandýrýlmaktadýr. Irak’ýn ABD ve bÜlge ßlkeler için tehdit unsuru olduðu belirtilmektedir. Fakat Þu ana kadar ABD’nin eline bu konuda diðer ßlkeleri de ikna edebilecek ciddi bir kanýt geçmemiÞtir. �Þin ilginç yaný odur ki, terÜrist olarak ilan edilen ve tehdit unsuru olduðu sÜylenen Irak’ýn yaný baÞýndaki komÞu ßlkeler bile- ki terÜrist bir saldýrý oluÞtuðunda bundan en zararlý çýkacak ßlkelerdir- yakýn bir zamanda Irak’tan kaynaklý bÜyle bir tehdidin olmayacaðý ve harekatýn gerçekleÞmemesi yÜnßnde gÜrßÞ bildiriyorlar.* ABD Ortadoðu’da ne Arýyor? Emperyalizm Özgßrlßk Deðil Egemenlik �ster! Emperyalist hegemonya mßcadelesin içerisinde, fatura her zaman iÞçi sýnýfý ve emekçi halk-
lara çýkmýÞtĂ˝r. Emperyalist kapitalizmin ayakta kalabilmesinin biricik koĂžulu budur. Sistemin derinleĂžen ekonomik krizleriyle birlikte (Ăśzellikle geçen yĂ˝l yaĂžadýðýmĂ˝z uluslar arasĂ˝ Ăślçekteki krizin ne denli derin olduĂ°unu emekçi kitleler yaĂžam pratikleriyle birlikte daha iyi sĂ˝namýÞlardĂ˝r) her geçen gĂźn daha da saldĂ˝rganlaĂžmasĂ˝ ve Yeni DĂźnya DĂźzenin “takkesi dßÞtĂźkten sonra kelinin gĂśrĂźlmesiâ€? emperyalist kamp içerisinde hegemonya mĂźcadelesinin kĂ˝zýÞmasĂ˝nĂ˝ beraberinde getirdi. Ă?Þçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ ve emekçi halklar içerisinde iler tutar yanĂ˝ ve hiçbir meĂžruluĂ°u kalmayan emperyalist kapitalist sistem 21. yĂźzyĂ˝lda egemenliĂ°ini sĂźrdĂźrebilmek için neredeyse kĂ˝rĂ˝ntĂ˝larĂ˝ kalan burjuva demokrasisini bile artĂ˝k yĂźrĂźrlĂźkten kaldĂ˝rmak için yeni adĂ˝mlar atmakta. Ă–zellikle 11 eylĂźl sonrasĂ˝ oluĂžturulan TerĂśrle MĂźcadele Konseptinden sonra Avrupa’nĂ˝n “sĂ˝nĂ˝rsĂ˝z ĂśzgĂźrlĂźk Ăźlkeleriâ€? içerisinde bile faĂžizm rĂźzgarlarĂ˝ emekçi halklarĂ˝ etkisi altĂ˝na almýÞ durumda. Emperyalizmin azami kar azami egemenlik gĂźdĂźsĂź, içinden geçtiĂ°imiz kriz dĂśnemleriyle birlikte istediĂ°i dĂźzeyde tatmin olmamakta (ki emperyalizm hiçbir zaman yetinme duygusu olmayan, asalak, çßrĂźyen ve vahĂži kapitalizmdir), azami kar ve egemenliĂ°ini pekiĂžtirecek yeni kanallar, yeni soluk borulularĂ˝ aramaktadĂ˝r. ABD’nin savaĂž sonrasĂ˝ Afganistan’a “serbest rekabet ve demokrasiâ€? gĂśtĂźrmesinin ardĂ˝ndan Irak’a da aynĂ˝ Ăžekilde yĂśneleceĂ°ini gĂśstermekte. Onun “serbest rekabet ve demokrasiâ€? anlayýÞý
ABD’nin Irak’ý hedef haline getirmesi Irak’ýn herhangi bir ßlkeye direkt kimyasal veya biyolojik kitle imha silahlarýyla saldýrmasý deðil bunu yapabilecek dßzeyde olmasýna
FLJN JOEE
34 dpg tam da azami egemenlik ve sÜmßrßsßnß kat be kat arttýrmak, emperyalist hegemonya mßcadelesi içerisinde tek sÜz sahibi olma serbestliði ve Üzgßrlßðßdßr.
Hani az buz da deĂ°ildir ĂśnĂźndeki ganimet, koca bir orta doĂ°unun petrol yataklarĂ˝, uyuĂžturucu trafiĂ°i, silah tĂźccarlýðý, ucuz ama çok ucuz iĂžgĂźcĂź... çÜlĂźn ortasĂ˝nda bir serap olmaktan da Ăśte, çÜlĂźn ortasĂ˝nda el deĂ°memiĂž bakir bir tropikal ada gibi durmaktadĂ˝r. ABD petrol tekellerinin Ăžimdiden yeni petrol kanallarĂ˝ projelerini baĂžlatmýÞ olmalarĂ˝ bunun en gĂźzel belirtisidir. En bĂźyĂźk petrol tekellerinden BP’ nin OrtadoĂ°u temsilcisinin “eĂ°er orta doĂ°uya demokrasi hakim olmazsa yatĂ˝rĂ˝mlarĂ˝mĂ˝z sonuçsuz kalĂ˝r, bĂśylelikle bĂślge halklarĂ˝ zenginlikten yeterince faydalanamazâ€? Ăžeklindeki açýklamalarĂ˝ asĂ˝l olarak ABD ve ittifak Ăźlkelerin yĂśnetimlerine verilen bir mesaj niteliĂ°ini taÞýmakta. Petrol tekellerinin demokrasiden anladĂ˝klarĂ˝ yeniden yapĂ˝lanma programĂ˝ çerçevesinde kendi politikalarĂ˝na ayak sĂźrĂźme yetkisi ve gĂźcĂź olmayacak uydu devletçikler yaratma anlayýÞýdĂ˝r. Emperyalizm kan kusturduĂ°u iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ ve emekçilerin Ăźzerindeki azami sĂśmĂźrĂźsĂźnĂźn IMF’si, GATS’ý , tahkim yasalarĂ˝, NATO’su
FLJN JOEE
ve bilcĂźmle savaĂž ve egemenlik aygĂ˝tlarĂ˝yla her geçen gĂźn daha da garanti altĂ˝na almaya ve ĂśmrĂźnĂź uzatmaya çalýÞmaktadĂ˝r. “21. yĂźzyĂ˝l ayaklanmalar yĂźzyĂ˝lĂ˝ ola-
cak� tespitini yapan emperyalizm, kendisini bu ayaklanma yßzyýlýna hazýrlanýrken tßm gßç birikimlerini elinde tutma telaÞý içerisindedir. Tespit doðrudur. 21. yßzyýl ezilen iÞçi sýnýfýný ve emekçilerin emperyalist kapitalizme karÞý baÞlatacaklarý sýnýf savaÞýmlarý yßzyýlýdýr. Özcesi,
nan ve hayata geçirilen iĂžbirlikçi Talabani ve Barzani’nin sĂśzde KĂźrt Meclisini duyar duymaz faĂžist histeri içerisinde savaĂž çýðlĂ˝klarĂ˝ atmaya baĂžladĂ˝. Efendisinin uĂžaklýðýnĂ˝ yapmada eksik kaldýðý Irak harekatĂ˝nda artĂ˝k ĂśnĂźnde hiçbir engel yokmuÞçasĂ˝na aĂ°zĂ˝ sulanan faĂžist devlet, kitleler içerisinde hĂ˝zla faĂžist politizasyon kampanyasĂ˝ baĂžlattĂ˝. AB’cisinden, gelenekçisine kadar savaĂž çýðýrtkanlýðý yĂźkselmeye baĂžladĂ˝.Ă–zellikle de TĂźrk Tekelci Burjuvazisinin utangaç bir iki yĂźzlĂźlĂźkle ama bir o kadar da iĂžtahlĂ˝ açýklamalarĂ˝ savaĂž gĂźndeminin gelinen aĂžamada TĂźrkiye’nin fiili olarak ABD askerliĂ°ine soyunmasĂ˝na ýÞýk tutmakta. “ABD emperyalizmi, Irak’ta da ‘mĂźmkĂźn olan demokratik ve serbest giriĂžimci’,yani ABD tarafĂ˝ndan atanmýÞ, kalĂ˝cĂ˝ orduyla korunan ‘yĂśnetiĂžim’ modelini daha geniĂž Ăślçekte uygulamaya geçirmeye yĂśnelmektedir. Barzani ve Talabani iĂžbirlikçilerin KerkĂźk’ten kemik payĂ˝ almaya heveslendirmekte, bĂśylece TĂźrkiye’nin (danýÞýklĂ˝ dĂśvßÞ ile)kurgusal Ăžovenizm histerileriyle savaĂža girme-
Emperyalizm kan kusturduÄ&#x;u iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą ve emekçilerin Ăźzerindeki azami sĂśmĂźrĂźsĂźnĂźn IMF’si, GATS’Ĺ , tahkim yasalarÄą, NATO’su ve bilcĂźmle savaĹ&#x; ve egemenlik aygÄątlarÄąyla her geçen gĂźn daha da garanti altÄąna almaya ve ĂśmrĂźnĂź uzatmaya çalÄąĹ&#x;maktadÄąr.
Lenin’in deĂ°imiyle çaĂ°a karakterini verenin “emperyalizm ve proleter devrimler çaĂ°Ă˝â€? olmasĂ˝dĂ˝r. Emperyalizme OlmayacaĂ°Ă˝z!
KĂśle
Birkaç hafta Üncesine kadar dßnya kamuoyunun yoðun baskýsýndan dolayý savaÞa katýlmayacaðýný, sadece ABD’ye sadece ßsleri açacaðýný belirten faÞist devlet, ABD eliyle kurgula-
sine zemin oluĂžturmaktadĂ˝r. TĂźrkiye’deki Ăžovenizm ve savaĂž histerisinin seçim Ăžarlatanlýðý Ăźzerinden iĂžlenmesiyle de ‘demokratik teamĂźllere’ uygun olmasĂ˝ saĂ°lanmaktadĂ˝r. ‘Açýn TĂźrkiye’nin ĂśnĂźnß’ MGK geliyor! Eh, ne de olsa dýÞarĂ˝da otokratik olabilmek için içeride demokrasi ile filan kĂ˝sĂ˝tlanmamak kaydĂ˝yla, Irak savaÞý da iĂžbirlikçi tekelci burjuvazinin bulup bulabileceĂ°i ‘en
35 dpg serbest giriĂžim’dir! Emperyalist ve tekelci kapitalist eĂžyanĂ˝n tabiatĂ˝ daha yaygĂ˝n emperyalist savaĂžlara ve faĂžizme doĂ°rudur. YalnĂ˝z tam da bu ‘eĂžyanĂ˝n’ kendi kendisiyle çeliĂžikliĂ°i gereĂ°i, bu bir mukadderat deĂ°ildir ...â€?** Sermayeye uĂžaklĂ˝kta sĂ˝nĂ˝r tanĂ˝mayan ve artĂ˝k konuĂžmaya bile mecali kalmayan korkuluk Ecevit’in “savaĂža girersek çok genç kanĂ˝ dĂśkĂźlĂźrâ€? sanki savaĂž taraftarĂ˝ deĂ°ilmiĂž gibi gĂśzĂźkse de aslĂ˝nda savaÞýn TĂźrkiye cephesinden maliyetini gĂśzler ĂśnĂźne sermektedir. Binlerce gencin ve OrtadoĂ°u emekçi halklarĂ˝nĂ˝n akacak kanĂ˝ emperyalist kapitalizmin azami egemenlik ve sĂśmĂźrĂźsĂźnĂźn beslenme kaynaĂ°Ă˝ olacaktĂ˝r. Ă–zgĂźrlĂźk ve demokrasi gßçlerinin dĂźnya ĂślçeĂ°inde (kĂźreselleĂžme karÞýtlýðý Ăźzerinden geliĂžen) baĂžlattýðý emperyalist savaĂž karÞýtlýðý Ăźlkemizde istenilen dĂźzeyde geliĂžtirilebilmiĂž deĂ°ildir. Ă–te taraftan TĂźrkiye’nin de savaĂža fiili olarak girmesi durumunda mayalanmakta olan tepki birikimlerinin kendisini açýða vurmasĂ˝ ĂžaÞýrtĂ˝cĂ˝ olmayacaktĂ˝r. Emperyalist savaĂž kýÞkĂ˝rtĂ˝cĂ˝larĂ˝ ve yĂźrĂźtĂźcĂźlerine karÞý mĂźcadele yĂźkseltilmediĂ°i durumda, gelecek on yĂ˝llarĂ˝mĂ˝zĂ˝n gasp edilmesi gĂźn gibi açýk dururken, duygusal, ahlaki, insani ve en Ăśnemlisi sĂ˝nĂ˝fsal kimliklerimize emperyalist savaĂža karÞý iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ ve emekçilerin kendi Ăśzlemleri ve ihtiyaçlarĂ˝ Ăźzerinden sĂ˝nĂ˝f savaÞýnĂ˝ yĂźkseltmeleri tarihsel açýdan artĂ˝k kapĂ˝mĂ˝za dayanan bir zorunluluk olarak durmaktadĂ˝r. Emperyalist efendiler tarihin geriye iĂžlemeyeceĂ°ini en az biz iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ devrimcileri kadar bilmektedirler. OnlarĂ˝n yaptĂ˝klarĂ˝, tarih çÜplßðßnĂźn en dibini boylayacak kan ve gĂśzyaÞý Ăźzerine kurulu sistemlerinin ĂśmĂźrlerini biraz daha uzatma,boĂžuna, çabasĂ˝dĂ˝r. Emperyalizm ve uĂžaklarĂ˝ teyakkuz durumundadĂ˝r. OnlarĂ˝n karÞýsĂ˝nda duracak tek gĂźcĂźn iÞçi sĂ˝nĂ˝fĂ˝ ve
FLJN JOEE
emekçilerin tarihsel haklýlýðý ve Paris Komßnß’nde,17 Ekim devriminde, 15-16 Haziranda..., dßnyaya kanýtladýklarý kahredici gßçleridir. Emperyalizmin;�21. Yßzyýl ayaklanmalar yßzyýlý olacaktýr�, karabasanýný gerçeðe çevirmek biz iÞçi sýnýfý ve emekçilerin elinde olduðunun bilinciyle, emperyalist savaÞa karÞý tßm Üzgßrlßk ve demokrasi gßçlerinin birleÞik, militan, Ürgßtlß mßcadelesi Ünßmßzde gÜrev olarak durmaktadýr. Emperyalizm yaÞama dßÞmandýr, Üyleyse yaÞamýmýzý ve insanlýðýmýzý savunmak için; Kahrolsun emperyalist savaÞ!,BaÞka Bir Dßnya Mßmkßn, Devrim ve Sosyalizm Kaçýnýlmaz! Þiarýyla alanlarý doldurmaya. Hak ve Üzgßrlßklerimize sahip çýkmak, ABD ve emperyalist kapitalizmin askeri olmamak için emperyalist savaÞa karÞý sýnýf savaÞýný yßkseltmek geleceðimize kendi ellerimize almak için; Kahrolsun Emperyalist SavaÞ!,BaÞka Bir
Dßnya Mßmkßn Devrim Sosyalizm Kaçýnýlmaz!
ve
DĂźnya proletaryasĂ˝nĂ˝n ĂślĂźmsĂźz Ăśnderi ve sosyalizmin biricik kurucularĂ˝ndan Stalin’in deyimiyle ; “Bizimde sokaĂ°Ă˝mĂ˝za bayram gelecek!â€?
Dipnotlar * GeçtiĂ°imiz gĂźnlerde Bush’un ABD parlamentosundan tam yetki almasĂ˝ sĂ˝rasĂ˝nda CIA’ nĂ˝n yaptýðý açýklama Ăžok etkisi yarattĂ˝. CIA raporunda; “ABD vurmazsa Saddam bir Ăžey yapmayacaktĂ˝râ€? olarak Ăśzetlenen açýklama bir yandan harekatĂ˝n ertelenmesine yĂśnelik olsa da diĂ°er taraftan Saddam hĂźkĂźmetinin elinde kullanmaya hazĂ˝r bir tehtid olduĂ°unu alttan alta vermeye çalýÞmaktadĂ˝r. ** AlĂ˝nteri gazetesinin Ă?nternet sayfasĂ˝nda bulunan “Emperyalist SavaĂža KarÞý SĂ˝nĂ˝f SavaÞý “ yazĂ˝sĂ˝ndan alĂ˝nmýÞtĂ˝r.
FLJN JOEE
EFWBN‘ TBZGBEB
Emperyalist kamp içerisinde bugĂźne kadar neredeyse tĂźm politikalarĂ˝nĂ˝ dĂźnyayĂ˝ Ăźzerinde bir anarĂži yaratarak hayĂ˝ta geçirmeye çalýÞan ABD, Ăžaibeli 11 EylĂźl saldĂ˝rĂ˝larĂ˝nĂ˝n ardĂ˝ndan terĂśrizasyon politikalarĂ˝na hĂ˝z vermiĂžti. “Orta doĂ°uya hakim olan dĂźnyaya hakim olurâ€? belirlemesinin verdiĂ°i zeminle Ăśnce Afganistan iĂžgalline yĂśnelen, Afgan halkĂ˝nĂ˝n kucaĂ°Ă˝na pastalĂ˝ bombalarĂ˝ bĂ˝rakĂ˝p burayĂ˝ yerle bir ettikten sonra, faĂžist TĂźrk ordusunun Afganistan’da konuĂžlaĂžmasĂ˝yla birlikte yĂśnetimin iplerini tamamiyle eline almýÞ durumda. 11 EylĂźl’den sonra her yerde “terĂśristâ€? avcĂ˝lýðýna soyunan “adalet savaÞçýsĂ˝â€? ABD, kendi terĂśrĂźnĂź daha da kalĂ˝cĂ˝ kĂ˝lmak amacĂ˝yla her taÞýn altĂ˝nda bir El Kaide bulmakta zorlanmĂ˝yor.Ve ABD’nin o mĂźthiĂž istihbarat aĂ°Ă˝ El Kaide’yi Ăžimdide Irak sĂ˝nĂ˝rlarĂ˝ içerisinde tespit etmiĂž durumda.(!)
Orta DoÄ&#x;uda Kan Banyosu