nçlik leter Ge o r P i c Devrim
Özel Sayı r Gençlik te le ro P rimci 09... Dev 1 Ekim 20
Devrimci Proleter Gençlik http://www.komunarca.net
ÖRGÜTLENMEYE, ÖZGÜRLESMEYE! ,
Ne zaman, ne mekan ‘bizim’ bugün. Düşündüklerimiz, öğrendiklerimiz, derslerimiz, işimiz, hatta hayallerimiz; hepsi başkalarının, bir başka sınıfın. Buna mahkum değiliz. Artık kendimiz için bir şeyler yapma zamanı. Artık omuz omuza mücadele etme ve ‘bizim’ olacak bir geleceği coşkuyla örme zamanı. Bizler, bilinçli seçimimizi onurlu ve insanca bir gelecekten yana yapanlar, o gelecek için sosyalizm için yola çıktık. Devrimci Proleter Gençlik olarak üniversitelerde, liselerde,
atölyelerde, emekçi semtlerinde soluğumuzu büyüttük. Kendi yaşamlarımızın öznesi olduk,
örgütlendik, özgürleştik. Seni de bu mücadeleye soluk katarak özgürleşmeye çağırıyoruz. sy. 2
IMF ve DÜNYA BANKASI DEFOL! İşçi-emekçileri ve biz gençleri daha fazla açlığa, yoksulluğa ve geleceksizliğe itecek olan kararlar almak için toplanıyor IMF. Üstelik İstanbul’da! Yerin yedi kat altına da girseler öfkemizden kurtulamayacaklarını onlara gösterelim...
sy. 4
ÖRGÜTLENMEYE, ÖZGÜRLEŞMEYE! Bugün bir durup düşünmeli. Öylesine geçip giden günleri, her geçen gün daha bir öncekinden daha kötü olan günleri. Bugün bir şeyleri değiştirmeli. Yaşayan bir ölüden farkın olduğunu hissetmek için, başkalarının değil ‘bizim’ olacak bir zamanı yaratmak için... Bugün günlerden Pazartesi. Haftanın başı, okulun başlangıcı. Harcını ödeyebildiysen önünde yapacağın ders kaydı. Müfredat dersleri, ‘zorunlu seçmeli’ dersler, projeler... Ders içeriğini belirleyen şirketler, projelerin ‘verimliliğini’ ölçen tekeller. Stajlarda ucuz emek sömürüsü. Okullarımız, eğitim çoktan sermayeleşmiş. Patronların günü olmuş Pazartesi... Bugün günlerden Salı. ‘Şanslı’ %5 içindeysen yurt parası, değilsen kira parası. 5-6 kişi tıkıştığın öğrenci evinde dolaplar tam takır, yurtlarda ise ‘insanca yaşam’ belirsiz bir vakte kadar evci çıkmış. Nerede barınacağın gibi ne yiyip içeceğin, nasıl ulaşacağın, hasta olursan ne yapacağın da onların umrunda değil. Salı günü her şey para; paran kadar varsın, yoksa yok!.. Bugün Çarşamba. Öğretmenler artık üç kuruşa ‘ücretlivekil’ öğretmenlik yapıyor. Avukatlar bir zengin avukatın bürosunda, mühendisler de bir zengin mühendisin şirketinde işçileşmekteler. Bir de diploması elinde, sertifikası belinde o kapıdan bu kapıya iş arayanlar, kariyer.net’te ömür tüketenler... ‘Teğet’ fukarası kriz, etkilerini şiddetle devam ettiriyor. Binlerce insan işten atıldı, ücretler bastırıldı. Çarşamba günü ücretli kölelik düzenine ‘merhaba’ de!.. Günlerden Perşembe. Kürt çocukları panzer altında ölüyor hala ve geçen dönem Kürtçe halay çeken öğrenciler atıldıkları için uzaktan baktılar dönem başında okullarına. Sermayesinin yollarını açmaktan başka ‘açılım’ derdi olmayan burjuva sınıfı, Ortadoğu’da bölgesel güç olmanın taşlarını döşüyor. Bu arada ‘açılım’ hediyesi; bir Perşembe günü Kürt metropollerinde ayda 100 TL’ye ‘ne iş olsa yapacak’ işçi aranıyor... Bugün günlerden Cuma. Bir genç kadının kesik başı çöp tenekesinde. Katilleri zengin sürüsü Garipoğlu familyası, artlarında milyon dolarların kışkırtıcı kokusu. Bu kokuyla sarhoş bir sınıfın ‘adaleti’... 14 yaşındaki kıza tecavüz eden Üzmezgiller ve rezilliği protesto ettiği için ondan daha fazla ceza alanlar. Cuma günü kadın, bedeniyle ruhuyla her şeyiyle bir meta... Bugün Cumartesi. Dizilerde, reklamlarda, billboardlarda her yerde seni arıyorlar. Umutlarını senden alıp sana sahte umutlar satmak, beklentilerini yok etmek, düşlerini ve sevgilerini alışveriş malzemesi yapmak için... Bankaların resim sergileri, tekellerin jazz konserleri, sponsor yarıştıran festivaller. Sanat sermayenin tutsağı... Zincirleri arttıkça geri kalan her şeyini kaybediyor sanat Cumartesileri...
Bugün günlerden Pazar. Bugün bir durup düşünmeli. Öylesine geçip giden günleri, her geçen gün daha bir öncekinden daha kötü olan günleri. Bugün bir şeyleri değiştirmeli. Bugün, bir şeyleri değiştirmek için hareket etmeli. Yaşayan bir ölüden farkın olduğunu hissetmek için, başkalarının değil ‘bizim’ olacak bir zamanı yaratmak için... Tüm bunları düşünmesi kolay değil. Ne de olsa örneğin bir gecelik yağmurun sele dönüşerek 31 can aldığı, örneğin sadece bu dönem bini aşkın öğrencinin harcını ödeyemediği için kayıt yaptıramadığı ve örneğin 130 bin öğretmen açığı varken liselere öğretmen yerine 5 bin polis gönderildiği bir yerde yaşıyoruz. Bugüne kadarki tüm bildiğimiz ‘Böyle gelmiş böyle gider’ ve ‘An’ı yaşa’ felsefesi ile ‘Her koyun kendi bacağından asılır’ vecizi kırması bir ezber. Kitaptan, dersten, televizyondan, akrabalardan vs vs hep bunları öğrendik. Ama yaşayacağımız ‘an’ bizim miydi ya da hakikaten tek başına kendimizi kurtarmamız mümkün müydü sorunlardan? Olmadığını öğrendik. Ve bugüne kadar ‘böyle gelmiş’se de artık böyle gitmeyeceği aşikar. Tüm bunları yaşatan bu lanet sistemi ya kökünden söküp tarihin çöplüğüne yollayacağız, ya da onun kendisiyle beraber tüm insanlığı yokoluşa sürüklemesine seyirci kalacağız. Bir gün gelecek, zaman bizim olacak, bizim, Bütün düşünürlerini okuyacağız bütün çağların Bütün ustaların bütün tablolarını göreceğiz Bütün maskaralara kırılacağız gülmekten Arkadaş olacağız bütün kadınlarla Ve bütün insanlara Öğreteceğiz gerçeği B. Brecht Ne zaman, ne mekan ‘bizim’ bugün. Düşündüklerimiz, öğrendiklerimiz, derslerimiz, işimiz, hatta hayallerimiz; hepsi başkalarının, bir başka sınıfın. Buna mahkum değiliz. Artık kendimiz için bir şeyler yapma zamanı. Artık omuz omuza mücadele etme ve ‘bizim’ olacak bir geleceği coşkuyla örme zamanı. Bizler, bilinçli seçimimizi onurlu ve insanca bir gelecekten yana yapanlar, o gelecek için sosyalizm için yola çıktık. Devrimci Proleter Gençlik olarak üniversitelerde, liselerde, atölyelerde, emekçi semtlerinde soluğumuzu büyüttük. Kendi yaşamlarımızın öznesi olduk, örgütlendik, özgürleştik. Şimdi ‘bizim olacak’ geleceğimizi hep beraber örüyoruz. Seni de bu mücadeleye soluk katarak özgürleşmeye çağırıyoruz. Bugünün herhangi bir günden farkı olması için ve yarınların tüm zamanların en güzel günleri olması için... n
GENÇ SEN MÜCADELEYE ÇAĞIRIYOR! Harç zamlarına karşı verilen mücadelede örgütlü gücün karşısında en sert kayaların bile nasıl delineceğine dair güzel bir örnek oluşturan Genç Sen, öğrenci gençliğin birleşik-kitlesel ve hak alıcı örgütü olma yolunda da önemli bir adım atmış oldu. Geride bıraktığımız yaz ayları geçmiş yıllara oranla oldukça sıcak geçti. Sermayenin temsilcisi AKP hükümeti yaz aylarında eğitim-öğretimin tatil döneminde olmasını fırsat bilerek öğrenci gençliğe karşı “harç zamları” adı altında yeni bir paralı eğitim saldırısı hazırlığına girişti. Yüksek miktarda artış yapmayı düşündükleri üniversite harç paralarına karşı oluşabilecek tepkiden çekindikleri için, bu saldırıyı yaz aylarında gerçekleştirmeleri kendilerince daha kolay olacaktı. Sermayenin yıllardır olduğu gibi paralı eğitim saldırısı içerisinde giriştiği bu yeni saldırı öğrenci gençliğin birleşik-kitlesel ve hak alıcı örgütü olma iddiasını taşıyan öğrenci gençlik sendikası Genç Sen’e takıldı. Öğrenci gençlik sendikasının bu topraklarda konuşulmaya başlandığı daha ilk günden beri uykuları kaçan kapitalist kan emiciler, sendikaya kurulur kurulmaz kapatma davası açmışlardı. Açılan kapatma davasına, gözaltına alınan ve tutuklanan üyelerine, toplatılan bildirilerine rağmen Genç Sen mücadele kararlılığıyla yoluna devam etmişti. Kampüslerde, amfilerde, dersliklerde, caddelerde, sokaklarda “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganını haykıran Genç Sen, harç zamlarına karşı yürüttüğü kararlı mücadele sonucunda zamları geri çektirmesiyle öğrenci gençliğin kapitalizm tarafından uğrayacağı tüm saldırıların karşısındaki güç olduğunu da gösterdi. Üniversite harç paralarına yapılması planlanan %500’lere varan zamma karşı, zam yapılacağının duyulduğu daha ilk günden itibaren “Harç zamlarını geri çektireceğiz” sloganını haykırmaya başladı ve sokaklara çıkarak bu yazın sermayenin düşündüğü gibi
hiç de sessiz sedasız geçmeyeceğini gösterdi. İstanbul, Ankara, İzmir, Denizli, Eskişehir, Balıkesir başta olmak üzere örgütlü olduğu birçok şehirde harç zamlarını geri çektirmek için ilmek ilmek mücadeleyi ören Genç Sen, yaz aylarının fazlasıyla sıcak geçmesinin başlıca nedeniydi. Gün gün eylemleriyle, bildiri dağıtımlarıyla, bizlerden habersiz bizler adına karar alacak olan YÖK Çalıştayı protestosuyla ve son olarak da harç zamlarının kararının alınacağı Bakanlar Kurulu’nu yaptırmama iradesiyle öğrenci gençliğin yani bizlerin hak alıcı örgütü olduğunu ve bizleri paralı eğitim-geleceksizlik girdabı içerisinde ezmeye çalışan kapitalistlerin uykularını daha fazla kaçıracağını gösterdi. Üniversite harç paralarına karşı verilen mücadelenin en ön safında yer alan Genç Sen yapılması planlanan %500’lük zammı %8′e düşürmeyi başardı. Harç zamlarına karşı verilen mücadelede örgütlü gücün karşısında en sert kayaların bile nasıl delineceğine dair güzel bir örnek oluşturan Genç Sen, öğrenci gençliğin birleşik-kitlesel ve hak alıcı örgütü
olma yolunda da önemli bir adım atmış oldu. Harç zamlarının %8′e çektirilmesinden sonra da alanları soğutmayan Genç Sen, üniversitelerin kayıt haftalarında birçok üniversite kampüsünde açtığı kayıt destek masalarıyla üniversiteye yeni kayıt yaptıracak öğrencilerin yanında oldu. Üniversite kayıtları sırasında alınan kayıt paralarına da karşı duran Genç Sen, birçok üniversite de öğrencilerden kayıt parası alınmaması için mücadele başlattı. Kayıt paralarının ödenmemesi için öğrenciler bilgilendirildi ve eylemler örgütlendi. Kayıt paralarına karşı verilen mücadelede de bazı üniversitelerde kısmi kazanımlar elde edildi. 26 Eylül günü Ankara’da Temsilciler Meclisi toplantısını gerçekleştiren Genç Sen yeni mücadele yılını ve izleyeceği yolu konuştu. Öğrenci Gençlik sendikası Genç Sen yeni eğitim-öğretim döneminde de paralı eğitim saldırısının temel sorunlarından biri olan barınma sorununa karşı mücadele örme kararlılığıyla öğrenci gençliği Genç Sen’de örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağıracak. n
yerin yedi kat altına girseniz de
öfkemizden kaçamazsınız! 6-7 Ekim’de İstanbul’a gelen IMF-DB temsilcisi emperyalist haydutların, bizleri daha fazla açlığa, yoksulluğa, geleceksizliğe itecek olan kararlar almalarına izin vermeyelim.
Geliyorlar!!! Emperyalist tekellerin uluslararası sömürü örgütlerinden olan IMF-Dünya Bankası temsilcileri, dünya işçi-emekçileri ve gençliğinin geleceği üzerinde kararlar almak için yıllık toplantılarından birini yapmak üzere 6-7 Ekim tarihlerinde İstanbul’a geliyorlar. Emekçilerin öfkesinden ‘korunaklı’ olduğunu düşündükleri, onlar için özel olarak inşa edilen, Harbiye’de yerin yedi kat altındaki İstanbul Kongre Merkezi’ne geliyorlar! Elleri işçi-emekçilerin kanlarıyla kirlenmiş emperyalist-kapitalizmin temsilcileri daha fazla kar elde edebilmek için daha fazla sömürmek üzerine kurulu düzenlerini güvence altına alabilmek için yeni saldırı paketlerini görüşmek üzere İstanbul’a geliyorlar! İşçi-emekçileri ve biz onların çocuklarını daha fazla sömürebilmek, daha fazla açlığa ve yoksulluğa sürüklemek, daha fazla geleceksizleştirmek için yeni yıkım politikalarını hayata geçirmeye İstanbul’a geliyorlar! Dünya çapında sömürü egemenliği kurabilmek için onyıllardır çıkardıkları savaşlarla dünya halklarını katliamlara sürükleyen emperyalist barbarlar İstanbul’a geliyorlar! Neoliberal saldırı politikalarıyla dünya gençliğini paralı eğitim ve geleceksizik karanlığına iten, üniversitelerimizi ve liselerimizi sömürü kurumları haline getiren asalaklar İstanbul’a geliyorlar!
Emperyalist barbarlara DEFOL diyeceğiz! Bugünden başlayarak üniversitelerimizden ve liselerimizden sokaklara akarak, alanlarda işçi ve emekçilerle buluşarak emperyalist barbarlara İstanbul’u dar edeceğiz. Geleceğimiz hakkında karar verecek olan asalakları eylemlerle protestolarla karşılamak için dersliklerimizden çıkıp sokaklara koşacağız. Sadece İstanbul’da değil bulunduğumuz tüm şehirlerde “IMF-DB Defol!” sloganını haykıracağız. Bugüne kadar geleceğimizi karanlığa sürükleyebilmek için kararlar alan, bizlerin ve işçi-emekçilerin sırtından kazan-
dıkları sermayelerini arttırabilmek için bizleri açlığa yoksulluğa sürükleyen, yeni kar alanları yaratabilmek için savaşlar çıkartarak katliamlar yapan emperyalistlerin birliği olan IMF-Dünya Bankası’na karşı birlikte mücadele etmeye ve “IMF-DB Defol!” sloganını haykırmaya seni de çağırıyoruz. İşçi-emekçileri ve bizleri daha fazla açlığa, daha fazla yoksulluğa, daha fazla geleceksizliğe itecek olan kararlar almalarına izin vermeyelim. IMF-Dünya Bankası’na karşı protestolara katılalım ve emperyalist barbarlara İstanbul’u dar edelim. Yerin yedi kat altına girseler de öfkemizden kurtulamayacaklarını onlara gösterelim! n
IMF ve Dünya Bankası Karşıtı Birlik’in eylem programı n1 Ekim saat 12:30′da Tünel’den Taksim’e SSGSS’nin birinci yılı dolayısıyla yürüyüş n4-5 Ekim’de Taksim ve çevresinde alternatif etkinlikler n6 Ekim’de “IMF defol!” mitingi n6-7 Ekim’de toplantıların yapılacağı salona yönelik yürüyüşler
Devrimci Proleter Gençlik -- Yerel süreli siyasi dergi -- Özel Sayı: 6 -- Şubat Basım Yayın Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi: Cihan Sedefoğlu Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Nilüfer Bıdık Yönetim Yeri: Bereketzade mah. Büyükhendek cad. Portakal sok. Mavili apt. No: 2/11 Beyoğlu/İSTANBUL Telefon: 0212 245 62 03 -- Baskı: Ser Ajans Matbaacılık Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4. Zer. San. Sit. No: 16/26 Topkapı Tel: 0212 565 17 74 -- Fiyat: 5 Kr