ED-14-TEMMUZ-2012

Page 1

EMEĞİN DÜNYASI’NA SENİN DE KATKIN OLSUN

Aylık İşçi Gazetesi www.emegindunyasi.info Sayı:14 -15 TEMMUZ - 2012 - Fiyat 1 TL

Emeğin dünyası, aylık yayınlanan bir işçi gazetesi; sizin gazeteniz, işçilerin, emekçilerin sesi, soluğu. Emeğin Dünyası, Dünya Emeğin Olsun diye ter dökenlerin gazetesi. Emeğin Dünyası, sermaye sınıfının saldırılarına karşı işçilerin, emekçilerin safında mücadele veriyor. Sermayenin egemenliğinin yıkılacağı, sınıfsız sömürüsüz bir dünyanın kurulacağı günler için çalışmalarını sürdürüyor. Emeğin Dünyası, emekçi halkların özgürlüğü, baskı ve zulümden kurtuluşu için, halkların birlikte mücadelesi için emek harcıyor.. Emeğin Dünyası, sizin dünyanız. Özgür ve mutlu bir geleceğin bugünden habercisi… Emeğin Dünyası’nı büyütmek, geliştirmek için sizin de katkınız gerekiyor. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” diyerek uzatın ellerinizi dayanışmayı yükseltelim. Hep beraber Emeğin Dünyası’nı ilmek ilmek örelim Emeğin Dünyası Gazetesi

þçi sýnýfý mücadelesi,tüm dünyada olduðu gibi üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda da geliþim gösteriyor.Elbette bu geliþim,yavaþ,tekdüze,sýradan bir geliþim deðildir;iniþli çýkýþlý,sýçramalý bir geliþimdir.Bu geliþmenin diyalektiði gereði böyledir;geliþmeyi sýçramalar olmadan sadece bir evrim olarak görenler belki her þey olabilirler ama asla devrimci olamazlar. Dünya üzerinde ve üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda kapitalist sistem kendi iç evrimi sonucu bir aþamaya ulaþtý. >> S7

i

KESK SALDIRILARA BOYUN EĞMEYECEK Ýþçi sýnýfý mücadelesi, tüm dünyada olduðu gibi üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda da geliþim gösteriyor. Elbette bu geliþim,yavaþ,tekdüze, sýradan bir geliþim deðildir;iniþli çýkýþlý,sýçramalý bir geliþimdir.Bu geliþmenin diyalektiði gereði böyledir; geliþmeyi sýçramalar olmadan sadece bir evrim olarak görenler belki her þey olabilirler ama asla devrimci olamazlar. Dünya üzerinde ve üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda kapitalist sistem kendi iç evrimi sonucu bir aþamaya ulaþtý.Þimdi artýk tarihin düðüm noktasýndayýz.Tarihin daha ileriye gitmesi için,ki bu mutlak bir zorunluluktur,bu düðümün çözülmesi gerekiyor. Bunun için de bir müdahale..Bu müdahaleyi yapacak olan tarihin en devrimci sýnýfý olan iþçi sýnýfýdýr.Bugün iþçi sýnýfýndan baþka hiç bir sýnýf,tarihi ilerletme yetneðine sahip deðildir.


2

Sayı 14 /Temmuz 2012

SİVAS’I UNUTMA UNUTTURMA! 2 Temmuz 1993 tarihinde devlet, Sivas’ta Madýmak otelinde 34 canýmýzý ateþe vererek diri diri yakmýþ, katliamlarýna bir yenisini daha eklemiþti. Devlet bu defa da Sivas’ta dinci-gerici güruhu iþ baþýna koymuþtu. Döneminin DYP-SHP hükümeti de bu katliamda üzerine düþeni en iyi þekilde yerine getirmiþti!. Dün Maraþ’ta, Çorum’da yaptýklarýný bugün Sivas’ta yaparak ilerici olan ne varsa yok etmeye baþlamýþlardý. Bu katliamlar devletin ne ilk nede son katliamlarýdýr. Özünde, Alevi inancýnda olan kesimlere yönelik gibi gözükse de aslýnda yapmaya çalýþtýklarý, devlet ideolojisinin karþýsýnda olan ne varsa ve kimler bu ideolojinin karþýnda yer alýyorsa bunlarý bir an önce yok etmek ve bir daha dirilmemesini saðlamaktý. Oysa tam tersine, bu tür katliamlar, devletin gerçek yüzünü teþhir ederek halklarýn daha çok öfkesini bilemekten baþka bir iþe yaramýyor. Onlar ne yaparlarsa yapsýnlar emekçi halklar, kendi türkülerini söylemeye, faþizme karþý halaylara durmaya, alanlarý on binlerle, yüzbinlerle doldurmaya devam etmiþlerdir. Bu çürümüþ düzen ve ideolojileri tarihin çöplüðüne atana kadar böyle devam edecektir. Ben de Emeðin Dünyasý okuru olarak, tarihsel bilincim ve faþist devlete olan kinimle birkaç yýldýr 2 Temmuz’la da Sivas’ta alanlarý doldurmaya ve insanlarý davet etmeye devam ediyorum. Bu sene de hazýrlýklarýmýzý tamamlayýp bayraklarýmýzla, üzerinde “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta” pankartýmýzla Sivas’a gitmek için yola koyulduk. 1 Mayýs Mahallesinden Pir Sultan Abdal Derneði’nden canlarýmýzýn ayarladýðý araçlara binmeden önce 1 Mayýs Mahallesinde bir yürüyüþ gerçekleþtirdik. “Katil Devlet Hesap Verecek” “Dün Maraþ’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta” “Halkýmýz Saflara Hesap Sormaya” “Sivas’ý Unutma Unutturma” sloganlarýný atarak eylemimizi sonlandýrdýk. Araçlarýmýza bindik ve yolumuzu tutuk. Otobüste türkülerimizi ve marþlarýmýzý hep bir aðýzdan söyledi. 2 Temmuz sabahý Sivas’a vardýðýmýzda her sene olduðu gibi yine otobüsleri arama ve kimlik kontrolü bahanesiyle bütün araçlarý durdurdular. Yapmaya çalýþtýklarýnýn bizleri yýldýrmak ve sindirmek olduðunu biliyorduk. Kimliklerimizi vermeden otobüslerden indik. Ýndik ve bir süre sonra yeniden binerek hareket ettik. Alibaba mahallesine vardýðýmýzda kitleler toplanmaya baþlamýþtý. Saat 11 gibi pankartýmýz ve Denizlerin bayraðýný açarak sloganlarýmýzla kortej halinde yürüyüþümüze baþladýk. Geçen sene olduðu gibi bu sene de on binler halinde Sivas’ýn sokaklarýný zapt ederek faþizme karþý öfkemizi sloganlarla hep birlikte haykýrarak alanlarý inlettik. Devletin valisinin 1 gün önce “madýmak oteline kimseyi yaklaþtýrmayacaðýz” söylemine karþý devletin kolluk güçlerinin kurduðu barikatlarý bir bir aþarak Madýmak Oteli’nin önüne kadar geldik. O anda aldýðýmýz bir habere göre, düzen partilerinden CHP de Madýmak Oteli’nin önünde açýklama yapýyordu;onlar açýklama yaparken biz de barikatlarý aþmaya çalýþýyorduk. Bu göstermelik basýn açýklamasý ile olayý oldu bittiye getirmeye çalýþýyorlardý. Bu sayede CHP’nin gerçek yüzü bir kez daha otraya çýkmýþ oldu. Biz alana girdiðimizde CHP alandan ayrýlmýþtý. Alanda hep birlikte “Dün Maraþ’ta Bugün

Sivas’ta Çözüm Faþizme Karþý Savaþta” sloganlarýný haykýrmaya baþladýk. Ses aracýndan Pir Sultan ve Avrupa Alevi Federasyonu’ndan birkaç kiþi Sivas katliamý ile ilgili konuþmalar yaptýlar. Konuþmalarda dikkat çeken yön, devletin Sivas katliamýnýn tezgahlanmasýnda rolünün olduðunu ve bilinçli olarak zaman aþýmýna uðratýldýðý, Baþbakanýn davanýn bitiminde “Herkese hayýrlý olsun” sözünü vurgulamasýnýn tesadüfü olmadýðý, davamýzýn mahþere kalmayacaðý ve halklarýmýnýz bu davayý göreceði vurgularýnýn yapýlmasý oldu;konuþmanýn ardýndan miting sona erdi. Ben de,bir Emeðin Dünyasý okuru olarak kitlelerin öfkesinin doðru yollara kanalize edilmesi gerektiðinin bilinciyle hareket ediyorum. Faþizmin katliamlarýnýn engellemenin tek yolu komite ve konseylerde örgütlenip faþist devleti yýkmak olduðunu ve halklarýn özgür ve mutlu bir þekilde yaþayacaðý,fabrikalarýn, tarlalarýn, siyasi iktidarýn, her þeyin emeðin olacaðý sosyalizmi kurmak gerektiðini insanlara anlatmaya devam ediyorum.

Türküler Yanmaz… Bilmez misiniz “ türküler yanmaz Pir Sultanlar ölmez “diyerek söylenen türkü bir acýnýn ve öfkenin türküsüdür. Yüzyýllardýr bu topraklarda katliamlar yapmýþtýr egemenler ;kendi iktidarýný kabul ettirmek için …Bizler ise bu katliamlara cevap vermek için, Seyid Rýzalar ,Pir Sultanlar, olmuþuz.Biz bu düþüncelerle 2 Temmuz’da Sivas’ a yola çýkmýþýz.Devlet Sivas’ta yakmakla kalmamýþ,bir de üstüne üstlük davayý zaman aþýmýna uðratmýþtý;Sivas’a gitmek ve yanan otuz beþ insanýn anmasýna katýlmak þart olmuþtu artýk. Ben burada sizlere, Sivas’ ta gördüðüm,tanýþtýðým,orada yaþayan alevi kökenli insanlarýmýzýn bana anlattýðý olaylarý aktarmaya çalýþacaðým: Sabah 10.00 civarýnda yürüyüþ yerindeydik 11’de baþlayacak yürüyüþ için erken olduðu için benim ve arkadaþlarýmýn ihtiyaçlarý için bakkal veya market arýyordum Ali Baba mahallesinde iþte o anda duyduðum bir türkünün geldiði sese doðru yürümeye baþladým. Türkü bir marketten geliyordu ;ben içeri girdiðimde iki güler yüzlü insan karþýladý beni; ben ne istediðimi söylemeden önce bana nerden ,neden geldiðimi sordular, ben de Ýstan-

bul dan anma için geldiðimi söyledim ve ondan sonra sohbete baþladýk ;”bizler sizleri gördükçe çok mutlu oluyoruz” dedi abla ve” dün akþamdan beridir uyku uyumadýk’ acaba bugün ne kadar kalabalýk olacaðýz’diye”dedi .Ben de onlarý, anmaya katýlmalarý için,bizimle yürümeleri için davet ettim.Abla baþladý anlatmaya: “sizler için gelip gideceksiniz diyorlar ‘siz ise burdasýnýz, evleriniz burda ve yaþýyorsunuz o yüzden anmaya katýlýrsanýz sonuçlarýna katlanýrsýnýz’ diyorlar; hadi biz kendimizden geçtik ama çoçuklarýmýzý tehdit ediyorlar biz nasýl katýlalým “dedikten sonra aðlamaya baþladý ;ben de konuþmayý fazla uzatmadan onlara teþekkür ederek marketten ayrýldým. Bu konuþmadan sonra,bu ablanýn gözyaþlarý içime dokundu ve bir kez daha kendi kendime þöyle dedim: Sivas ilinde ve ülkemizin her tarafýnda yaþanan bu insanlýk dýþý katliamlarý durdurabilmek için faþist devletin sonunu hazýrlamalýyýz ;çünkü iktidar, iþçilerin ve emekçilerin eline geçmedikçe bu katliamlarýn sonu gelmeyecektir; gözyaþlarýnýn da… DİK’li Bir İşçi

Atatürk Havalimaný’nda Atar Damar Durdu

Merhaba Emeðin Dünyasý okurlarý. Ben Atatürk Havalimaný’nda taþeron þirkette çalýþan bir iþçiyim. Bu son günlerde havalimanýnda bir hareketlilik söz konusu. THY çalýþanlarý grev haklarýnýn ellerinden alýnmamasý için önce basýn açýklamasý yaptýlar. Eðer grev yasasý meclisten geçerse THY’de “genel grev” ilan edeceklerini sloganlarla haykýrdýlar. Ben o kadar çalýþaný bir arada ilk kez görmüþtüm, basýn açýklamasýnda Genel Müdürlük binasýnýn önünde. Taþeron bir þirkette çalýþmanýn vermiþ olduðu deneyimle hak gasplarýnýn THY çalýþanlarý için de geçerli olabileceðini grev haklarýnýn alýnarak örgütlülüðün ortadan kaldýrmak istenebileceðini biliyordum. Sendikal örgütlülüðü iþlevsiz býrakmaya çalýþan sermaye yandaþlarýna fýrsat vermemek ve her þeyden önce bir iþçi olduðum için basýn a-

çýklamasýna ben de destek verdim. Bu durumun egemen sýnýfýn iþçi sýnýfýna yönelik aðýr bir saldýrýsý olduðunu düþünüyorum. Basýn açýklamasý olduðu gün,havalimaný bayram yerine dönmüþtü. Ýnsanlar, o gün birbiriyle öyle ilgili öyle alakalýydý ki, sanki herkes ayný renkte. Ýstemler aynýydý. Onlarý bir araya getiren,haklarýna yapýlan saldýrýydý. Baþarabileceklerini,kazanacaklarýný düþünüyorlardý; yasanýn meclisten geçmeyeceði umudu vardý hepsinde. Tek yumruk olmuþlardý. Evet, basýn açýklamasý böylesine coþkuluydu. Derken grev yasaðý meclisten geçti. THY çalýþanlarýnýn bir bölümü olan uçuþ kaptaný, pilot, hostes çalýþanlarý grev yasaðýnýn meclisten geçeceði gün iþ býraktýlar. Yani basýn açýklamasýnda verilen söz çalýþanlar tarafýndan tutulmuþtu. Havalimanýnýn atar damarý durdu. 150 sefer iptal edildi. 150 seferin iptal olmasý iþvereni milyon dolarlýk zarara uðrattý. Apron’a iniþ vardý ama kalkýþ yoktu. Seferler bir bir iptal ediliyordu. Diðer birimler ise yolcularla karþý karþýyaydý. Terminal týklým týklýmdý. Seferleri iptal olan yolculardan sinir krizi geçirenler de vardý, eylemi destekleyenler de .. Eylemin olduðu gün diðer birimlerde sýkýyönetimi aratmayan önlemler alýnmýþtý. Birimlerin önünde polisler görevlendirilmiþti. THY Yönetim Kurulu Baþkaný,o gün eyleme destek vermesinler diye birimleri geziyordu. Dýþarda polis içerde sermayenin kuklalarý çalýþanlara gözdaðý veriyorlardý. Çalýþanlarýn suratý asýktý, çalýþma istekleri yoktu. Bu yüzlerinden ve davranýþlarýndan hissediliyordu. Vicdanen rahat deðillerdi. Eyleme çýkan arkadaþlarýna destek olamamanýn vermiþ olduðu huzursuzluk yüzlerinden okuna biliniyordu. Ama sýnýf bilincini alamadýklarý için eylemdeki arkadaþlarýna destek veremiyorlardý. Çünkü iþlerini kaybetme korkusu daha baskýn geliyordu. Hepsi ara ara bir araya gelip yorumlar yapýyor, kalpler uçuþ

biriminde atýyordu. Sonra eyleme çýkan arkadaþlarýndan 305 kiþinin iþine son verildiði haberini aldýlar. Bir anda yüzlerine bir hüzün çöktü. Kendilerini yenilmiþ görüyorlardý. Dile getirmeseler de, bir þey yapmasalar da yüreklerinin eyleme çýkan arkadaþlarýyla atýyordu. Çünkü onlarýn haklarý da gasp edilmiþti. Taþeronlaþmanýn bu kadar ayyuka çýkmasýnýn bir baþka nedeni de iþçi örgütlenmesinin önüne geçmektir. Þimdi bu örgütlülüðün de daðýtýlmasýnýn asýl amacý,taþeronlaþtýrmanýn ilk adýmýdýr. Bunu da açýk bir biçimde görmekteyiz. Eyleme çýkan THY çalýþanlarý da bunun farkýndalar. Ve haklarýný iþlerini geri almak için günlerdir direniþteler. Bütün iþçi ve emekçileri bu mücadeleye destek vermeye çaðýrýyoruz. THY çalýþanlarýnýn iþlerine geri dönmesini, grev yasaðýnýn kaldýrýlmasýný talep etsek de bu köklü çözüm olmayacaktýr. Kapitalist sistem tekelci sermeye var olduðu müddetçe kazanýlmýþ haklar dahil hak gasplarý sürekli yaþanacaktýr. Eðer bu hak gasplarýnýn yaþanmasýný istemiyorsak, taþeronlaþmayý istemiyorsak, yaþamdan kovulmayý istemiyorsak iþçi sýnýfýnýn ve emekçilerin mücadeleyi yükseltmesi gerekiyor. THY’de Çalýþan Taþeron Bir Ýþçi


Sayı 14 / Temmuz 2012

KESK SALDIRILARA BOYUN EÐMEYECEK

Merhaba...

D

evletin saldýrýlarý yoðunlaþarak devam ediyor. Kürt ulusuna dönük saldýrýlar her alanda hýz kesmeden sürüyor. Kürt ulusuna yakýn duran herkes bu saldýrýlardan nasibini alýyor. KESK’e dönük geliþtirilen baskýcý yönelim sadece KESK’e karþý deðildir, KESK’in þahsýnda baþta emek ve meslek örgütlerine, muhalif olan bütün siyasal güçlere yönelik bir uygulamadýr. Hükümetin ya da devletin kurumlarýnýn bir bütün olarak faþist saldýrýlarýnýn küçük bir kýsmýdýr bu. Sendikacýlar, KCK’nin üyesi ve yöneticisi olduklarý gerekçesiyle evleri ve sendika binalarý basýlarak gözaltýna alýndýlar. Kamu emekçilerine yapýlan saldýrýlarýn amacý çok açýktýr ; 23 mayýs grevi,4+4+4 ‘e karþý yapýlanlar ve buna benzer eylemleri ve etkinlikleri engellemek ,ileri olan ne varsa ondan arýndýrmak ve sindirmektir. Ayrýca, iþçileri,emekçileri baský ve þiddetle mücadelenin dýþýna itmek ve geliþen devrimin önünü kesmek ,sömürünün devamýný saðlamaktýr.Bize düþen ise her koþulda ileri olanýn yanýnda yeralarak faþizmin karþýsýnda durmaktýr.Elbette ki KESK’in eleþtirilecek bir çok yaný var ,yine de KESK eksiklerine raðmen bu gün için savunulmasý gereken bir sendikadýr. Faþist devlet, ileri olan her þeye saldýrýyor, KCK operasyonlarýndan 8 ay önce tutuklanan BDP yönetici ve üyelerinin yargýlandýðý tiyatroyu biliyoruz. Hukukun olmadýðý sadece göstermelik bir yargýlamanýn yaþandýðý KCK Davasý ‘nýn görülmeye baþlandýðý Silivri’de aslýnda Kürt ulusunun yargýlandýðý biliniyor.Týpký avukat Sevinç Sarýkaya’nýn mahkeme heyetine dediði gibi ”siz burada bir ulusu yargýlýyorsunuz þayet öyle olmasaydý insanlarý 8 aydýr burada sudan gerekçelerle tutmazdýnýz kendi ana dillerinde savunma yapmasýna izin verirdiniz.Biz hukukçularýn da savunmalarýný engellemek için her türlü engeli oluþturuyorsunuz.Bu davanýn hukukla uzaktan yakýndan bir iliþkisi yok ,bu dava siyasi bir dava ve sizler burada Kürt ulusunu yargýlýyorsunuz. Bu tiyatroya hiç gerek yoktu; polis yakalayýp cezaevine atsaydý ve bu göstermelik yargýlamada olmasaydý. ” Ýþçilere dönük saldýrýlar devam ediyor. THY iþçileri iþten çýkarýldý, BEDAÞ iþçileri maaþlarýný istedikleri için iþten çýkarýldýlar,HEY tekstil iþçileri tazminatsýz iþten çýkarýldý vb. vb. bu örnekleri daha çoðalta biliriz.Bu olaylarýn toplamýna bakýldýðýnda faþist devletin topyekun bir saldýrý baþlattýðýný görüyoruz. O zaman bizlerin de bu saldýrýlara karþý top yekun bir mücadele vermesi gerekiyor. Ýþçilerin-Emekçilerin,Kürt halkýnýn ve tüm ezilenlerin zaman kaybetmeden mücadele birliðini örerek devrim ve iktidar için savaþmasý bir zorunluluk halini almýþtýr. Topyekun bir saldýrýya ancak topyekun bir mücadele ile cevap verebiliriz.

rin yerini ismi deðiþen ama iþlevi deðiþmeyen Özel Yetkili Mahkemeler aldý. Amaç iþlevi deðiþmeyen mahkemelere bir makyaj yapmaktý. Nitekim bu makyajýn deðiþikliðe yol açtýðýna inananlarýn sayýsý da az deðildi. 3. Yargý Paketiyle Özel Yetkili Mahkemelerin yerini Bölgesel Aðýr Ceza Mahkemeleri aldý söylemi kelimenin tam anlamýyla bir aldatmaca. Özel Yetkili Mahkemelerin yaný sýra, iþlevi ayný ismi farklý olan özel yetkilerle donatýlmýþ mahkemeler getirildi. Bunu nasýl mý anladýk? Çünkü yasa maddesi þuan itibariyle Özel Yetkili Mahkemelerde devam eden yargýlamalarýn devam edeceðini belirtiyor ve bunun yanýnda Bölgesel Aðýr Ceza Mahkemelerinin açýlacaðýný da ekliyor. Oysaki Özel Yetkili Mahkemeler kaldýrýlmýþ olsaydý 3. Yargý paketinin yürürlüðe girmesi ile birlikte Özel Yetkili mahkemelerin tüm sonuçlarý ile ortadan kalkmasý gerekirdi, hatta bu mahkemeler tarafýndan yargýlanmýþ ve hükümlü olmuþ kiþilerin davalarýnýn yeniden görülmesi gerekirdi. Ama durum bunun tam tersi! Ayrýca belirtmek gerekir ki Özel Yetkili Mahkemelerin görev ve yetkilerini düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu(CMK) ‘nun 250. Maddesinin kaldýrýldýðý da aldatmacadýr. Çünkü CMK.’nýn 250.vd maddelerinde yer alan hükümler, Terörle Mücadele Kanunu 10. Maddesine yerleþtirildi. Hatta CMK madde 250.vd’da yer alan düzenlemelere yenileri eklendi. “Gözaltýndaki þüphelinin müdafi ile görüþme hakký, Cumhuriyet savcýsýnýn istemi üzerine, hâkim ka-

Gün geçmiyor ki, ölüm haberleriyle sarsýlmayalým. Ýzbe iþmerkezlerinde ölüme koþarýz bir çoðumuz hiç farkýna varmadan. Yanımızda bir iki poðaça, bir iki çay götürmüþsek þanslýyýz. iki poðaça, iki çay öðlen paydosuna yetiþtirir bizi çoðu kez. Sermaye sýnýfý azami miktarda kar için katleder insaný ve doðayý. Hem doða hem de emekçi insanlýk yýkýma uðratýlýyor azami miktarda kar için. Doða ana da kendisine yapýlan saldýrýlara tepkisini gösteriyor. “Küresel Isýnma” baþka nasýl izah edilebilir. Küresel ýsýnma, sel felaketleri, hortum, tsunami, depremler dönüp bizi vuruyor. Biz yoksullarý, emekçi insanlarý... Bazen Roboski’de katlediliriz düzinelerce, Bazen bir patlamayla havaya uçarýz üçer, beþer izbe iþ merkezlerinde, Bazen göçük altýnda kalýrýz, heyelandan, Bazen grizu patlamasýnda can veririz, Bazen ise giderken sele kapýlýverir servis aracýmýz, ölürüz beþer onar, kadýn erkek, Bazen derme çatma köprülerle karýþýrýz sellere, Bazen gecekondularýmýz yýkýlýr baþýmýza “kentsel dönüþüm” adýyla rant paylaþýmý için Bazen de Samsun’da olduðu gibi uykuda yakalar bizi ölüm TOKÝ konutlarýnda,... Çoluk çocuk, bazen hak deriz, hukuk deriz; Tutuklanýrýz, öðrencisi, iþçisi, memuru zindana atýlýr zindanda katlediliriz, yangýnlarda, Çoluk çocuk denize gireriz, kum tüccarlarýnýn girdabýna düþer göçüp gideriz bu dünyadan ve ilahi adalet seslenir bize uzaktan... “Alýnyazýsý, kader, takdiri ilahi” denir. Sabýr derler sabrederiz, “Buna da þükür” derler þükrederiz!.. Ah benim insanlarým, Bu dünya öküzün boynuzlarý üstünde deðil, Bu dünya ellerinizin üstünde duruyor.

Ve insanlar, Ah, benim insanlarým, Yalanla besliyorlar sizi, halbuki açsýnýz, etle, ekmekle beslenmeye muhtaçsýnýz. Ve beyaz bir sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasýya, göçüp gidersiniz bu her dalý yemiþ dolu dünyadan. Ýnsanlar, ah, benim insanlarým,

ÖZEL YETKÝLÝ MAHKEMELER KALDIRILMADI SAYILARI ARTTI! Bilindiði gibi 3. Yargý Paketi ile birlikte Özel Yetkili Mahkemelerin Kaldýrýldýðý ilan edildi. Bu durumun daha demokratik bir ülke olma yolunda atýlmýþ çok önemli bir adým olduðu safsatasý kamuoyuna lanse edildi. Peki durum gerçekten de böyle mi? Bu mahkemeler ilk olarak 1961 Anayasasý’nda 12 Mart 1971 muhtýrasýnýn ardýndan 1973 yýlýnda yapýlan deðiþikliklerle “Devlet Güvenlik Mahkemeleri” adýyla kuruldu. Sýkýyönetim mahkemesi olarak görev yapan bu mahkemelerde askeri hâkimler de görev yapýyordu. 12 Eylül 1980 darbesinin ardýndan hazýrlanan yeni Anayasa’nýn 143. Maddesine dayanýlarak “Devlet Güvenlik Mahkemeleri” yeniden düzenlendi ve 2845 numaralý kanunla sistem içindeki yerini aldý. Kuruluþ amacý “Devletin varlýðý ve devamlýlýðýyla ilgili suçlarda çabuk ve isabetli karar vermek” olan Devlet Güvenlik Mahkemeleri “ terör” suçlarý ile özel olarak ilgilenen merciler oldu. Ya da þöyle diyebiliriz burjuva sýnýfýn, proletaryanýn ve Kürt halkýnýn yanýnda olan kiþiler ve de örgütlenmelerle özel olarak ilgilendiði merciler oldu. 2004 yýlýna gelindiðinde bu mahkemelerde yeni bir düzenleme yapýldý. Bu düzenlemenin yapýlmasýnýn ana nedeni ,toplumda bu mahkemelere karþý oluþan tepkiyi azaltmak ve tabiî ki bu mahkemelerde görev yapan “Asker Hâkim” üyelerden dolayý Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’nin bu mahkemelerin kararlarý hakkýnda verdiði tazminat kararlarýndan kurtulmaktý. 2004 yýlý Mayýs ayýnda bu mahkemele-

3

Antenler yalan söylüyorsa, yalan söylüyorsa rotatifler, kitaplar yalan söylüyorsa, beyaz perdede yalan söylüyorsa çýplak baldýrlarý kýzlarýn, dua yalan söylüyorsa, yalan söylüyorsa sendikalar, yalan söylüyorsa meclis, yalan söylüyorsa partiler, sosyal reformistler, oportünistler, sen isyan etmeyesin diyedir. Bil ki, Bu zulüm, bu sömürü düzeni sürsün diyedir... Sevgiyle Merhaba...

rarýyla yirmidört saat süre ile kýsýtlanabilir” hükmü getirildi ,CMK 250 vd. maddelerinde bu süre 12 saat olarak düzenlenmiþti. Ayrýca eskiden gizlilik kararý verilse dahi avukatlar tarafýndan þüphelinin hazýr bulunduðu evraklarýn (ifade, üst arama, yakalama gibi tutanaklarýn) alýnmasý mümkün iken artýk bu 3 ay sonra mümkün olabilecek. Ve de belirtmek gerekir ki toplu deðil tekil olarak gözaltýna alýmlarda 24 saat olan gözaltý süresi de yargý paketi ile 48 saate çýkmýþ durumda. Yani artýk polis gözaltýna aldýðý birini 48 saat boyunca gözaltýnda tutma yetkisine kavuþtu. 3.yargý paketinin Özel Yetkili Mahkemeler ile ilgili hiçbir deðiþiklik yok hatta bu mahkemelerin hem sayýca daha fazla olmasýný hem de yetkilerinin artmasýný saðlayan düzenlemeler var. Yani ne CMK 250 vd maddeleri kaldýrýldý ne de Özel Yetkili Mahkemeler . 3. Yargý paketi ,eylemlerin yükseldiði þu günlerde eylemleri yargý kanalýyla bastýrmak ve yargýlamak için yetkilerini artýrdý hepsi o kadar!

Orak+Çekiç+Manifesto=Siberorist HABER MRK – 07.07.2012 97 yýlýnda kurulan RedHack (KýzýlHack) kurulduðu günden bu güne burjuva kurumlara yönelik siber saldýrýlar düzenledi. Diðer hack gruplarýnýn hack anlayýþýna göre amaç ve hedef bakýmýndan da ayrý bir çizgiye yönelen RadHackler burjuva kurumlarýn gizlilik kavramýný ortadan kaldýrarak devlet açýsýndan gizliliði olan belgeleri yayýnlayarak emekçi halklara sundu. Burjuva kurumlar RedHack’a karþý birçok strateji geliþtirse de baþa çýkamadý. Siber ordu kuracaðýný açýkladý. RedHack anýnda cevap verdi. BTK güvenliði arttýrdýðýný açýkladý ;RedHack anýnda cevap verdi. Burjuvazi iþçilere emekçilerin eylemine saldýrdý ;RedHack hemen cevap verdi. Yüzlerce defa burjuva kurumlarýn sitelerine indexler atarak propaganda yaptý. Her yaptýðý saldýrý ile burjuva basýnýnýn manþetlerini orak-çekiçle süsledi. Son günlerde yöneldikleri alan itibari ile gizli belgeleri gün ýþýðýna çýkaran RedHack’e yönelik bir operasyon yapýlarak çok sayýda RedHack destekçisi gözaltýna alýndý ve sorgulandý. Destekçilerden 7 kiþi tutuklandý. RedHack yapýlan bu tutuklamalara karþý önceden duyurduðu TTNET’e saldýrý eylemini gerçekleþtirerek ülkede 2 saat TTNET’in fiþini çektirdi. RedHack’ýn eylemlerini durdurmak adýna özel yetkili savcý atandýðýnýn duyurulmasý üzerine RedHack eylem yaparak özel yetkili savcýyý

selamladý. Her eyleminde özel yetkili savcýya selam vermeden geçmediler. Bu durum karþýsýnda her gün konuþulmaya ve insanlarýn ilgilerini çekmeye baþlayan RedHack’ý durduramayacaklarýný anlamýþ olmalýlar ki ,RedHack’i terör örgütü kapsamýna sokarak destekçileri ve haber yapanlarýn cezalandýrýlmasýnýn önü açýldý. TMÞ bu durumu þöyle yorumluyor : bu güne kadar RedHack üyelerinin yakalanmama sebebi olarak biliþim suçu kapsamýnda yürütülen soruþturmanýn darlýðý olarak görüyor. Dolayýsý ile RedHack terör örgütü kapsamýna alýndýðýnda soruþturmanýn da mahiyeti deðiþecek ,RedHack üyeleri olmasa bile TRT’nin haberinde bahsini ettiði destekçileri ve haber yapan yayýn basýn organlarý bu soruþturma kapsamýna alýnacak. Bu durumu nasýl deðerlendirdiklerini RedHack’a sorduk. Aldýðýmýz cevap bizi þaþýrtmadý.Ýþte RedHack’ýn Cevabý: Bu durum karisinda dahada radikallesecegimiz kesindir. Bugune kadar ne dediysek yaptik. Tavsiyemiz bizi küçümsemesinler” . Dolayýsý ile aslýnda deðiþecek pek fazla bir þey olmayacak. Çünkü daha önce de CIA’nýn FBI’ýn MÝT’in ve daha ismini bilemediðimiz bir çok istihbarat örgütlerinin RedHack’ýn peþinde olduðunu ve yakalanmalarýnýn an meselesi olduðunun haberlerini okuduk. Ki RedHack kendilerinin ulaþýlmaz bir yerde olmadýklarýný da rahatlýkla söylüyorlar. Bizi yakalayabilirsiniz de diyorlar. Ama yapýlan ve yapýlacak eylemlerin son bulmayacaðýný belirtiyorlar.

RedHack’ýn Twitter hesabý, son yaptýklarý Dýþ Ýþleri Bakanlýðýna ait diplomatlarýn açýk kimlik kartlarýný yayýnlamasý ve ABD Ankara Büyük Elçiliðinin RedHack’ý kýnamasý üzerine kapatýldý. RedHack Twitterin bu tutumuna karþý yeni KizilHackerlar hesabýný açarak yaygýn bir dayanýþma aðý yarattý. Twitterde 1 gün boyunca hastag oldu. Hesap 1 gün içerisinde anýnda onbinleri buldu. Bir çok aydýn, sanatçý, yazar, çizerden destek mesajý aldý. Hatta hiç alakasý olmayan kesimler bile RedHack’a destek mesajý gönderdi. Anlayacaðýmýz RedHack’ýn bir Manifestosunun olduðu, dahasý orak-çekiçli bir ablemlerinin bulunduðu, bu nedenle terör örgütü kapsamýna alýnmasý da burjuva kurumlarýn zedelenen prestijlerini kurtaramayacak. Belki birkaç kiþi, birkaç yayýn organýna ceza gelecektir. Ama RedHack’a sempati artacaktýr. Bunun önünü kesebileceklerini sananlar aldanýyorlar. Bu durumda RedHack bu güne kadar yayýnlamadýðý belgeleri wikilas tarzý bir bilgi bankasý kurarak tüm herkese açabileceklerinin sinyallerini verdi . Görünen o ki,biliþim alanýnda Red Hack,iþçilerden,emekçilerden yana tutumuyla sýnýflar mücadelesinde yeni bir sayfa açtý.Tehlikenin farkýna varan sermaye sýnýfý da Kýzýl Hakerlara karþý saldýrýlarýný yoðunlaþtýrdý;ama sýçramalý çöküþ sürecine giren bir sistemin sadece gerçek yaþamda deðil,sanal alemde de kaybedeceði açýk deðil mi?


4

Sayı 14 /Temmuz 2012

Küba ABD medyasýnda artan karalama kampanyasýna dikkat çekti Havana (Prensa Latina) – 27.06.2012 ranma gazetesi yayýnladýðý bir haberde, ABD hükümetinin, Küba’daki ekonomik modelde meydana gelen geliþmeleri medyada çarpýtarak, adaya karþý iftira kampanyasýna hýz verdiðini belirtti. Gazete haberinde, saldýrýlarýn amacýnýn Karayip ülkesinde yaþanan gerçeklerin deforme edilerek, ABD’nin görüþlerinin yaygýnlaþmasý olduðuna dikkat çekildi. Haberde “Ne zaman bir Kübalý, adayý ziyaret etmek için kendi hükümeti tarafýndan yetkilendirilmiþ bir ABD vatandaþý ile konuþsa, þaþkýnlýða uðruyor çünkü daha önce Küba hakkýnda okuduklarý ya da gördükleriyle sizin her yerde, anbean gördükleriniz arasýnda ciddi bir fark bulunuyor” denilerek ABD dezenformasyonundan örnekler veriliyor. 50 yýlý aþkýn bir süredir yürürlükte olan Washington’un abluka kanunlarý, lisans ve sýnýrlamalar altýnda yetkili olan kiþiler ve bazý durumlar dýþýnda, Amerikalýlarýn Küba’yý ziyaret etmesini yasaklýyor. Granma’daki makale, Küba Komünist Partisi’nin 2011 Nisan ayýnda gerçekleþen 6. Kongresinde onaylanan kararlar uyarýnca hayata geçirilen, sosyalizmi güçlendirmeyi, ekonomik verimlilik ve üretkenliði artýrmayý amaçlayan mevcut dönüþümlere yönelik medyada artan haçlý savaþlarý konusunda uyarýda bulundu.

HAVANA – (Prensa Latina) - 25.06.2012 ranma gazetesinde pazartesi günü yayýnlanan haberde Porto Riko’da yapýlmakta olan Centrobasket Basketbol Turnuvasý’na katýlan Küba basketbol takýmýnýn 5 üyesi ülkelerinden koparýlmaya çalýþýldý. Habere göre sporcularý Porto Riko’ya iltica etmeye ikna eden kiþi,1970’li yýllarda adaya karþý terör saldýrýlarý düzenleyen, avukat Sergio Ramos Suarez. Habere göre Ramos adlý terörist Kübalý sporcularýn yanýsýra saðlýkçýlarýn da iltica etmesini saðlamak için kimi kurumlar tarafýndan örtülü olarak da desteklenmekte. Þu sýralarda avukatlýk þirketini paravan olarak kullanan bu þahýs Abdala adlý terörist grubu kurmuþ, sonrasýnda 1974 yýlýnda bu grubu Küba Ulusal Kurtuluþ Cephesi FLNC olarak tanýtmýþtý. Örgütün 25 adet silahlý saldýrýdan sorumlu olduðu düþünülüyor. Porto Riko topraklarýndaki Küba hedeflerine karþý 1974-76 döneminde Ramos’un bizzat terör saldýrýlarý düzenlediði biliniyor. Porto Riko’da yayýnlanan Primera Hora adlý gazeteye demeç veren Kübalý Raul Alzaga Manresa, Ramos’un sporcularýn iltica etmesini saðlamak üzere çok sayýda kurum tarafýndan desteklendiðini belirtti. Alzaga, Kübalý sporcularýn çeþitli vaatlerle kandýrýldýktan sonra ortada býrakýldýklarýný hatýrlatýyor. En son 1999 yýlýnda iltica eden bazý Kübalý basketbol oyuncularý ortada býrakýlmýþ ve unutulup gitmiþlerdi.

G

G

Kötüleme kampanyasý sahiplerince, sosyalist ekonominin yürütülemediði ve mevcut dönüþümlerin gerçekte kapitalizme dönme arzusunun iþaretleri olduðu yönünde bir karalamanýn yapýldýðýnýn belirtildiði haberde bunun Beyaz Saray’ýn Küba’ya karþý yürüttüðü kampanyanýn bir parçasý olduðu vurgulandý. Ýstihbarat servisleri tarafýndan ayný amaç doðrultusunda iç istikrarsýzlýk çýkarýp hükümeti yýkma çabalarý için 1997 yýlýndan bu yana 200 milyon dolar harcandý.

Futbol Yaþamýmýzýn Neresinde?… Futbol sadece bir oyun mudur, yoksa burjuvazinin afyonu mudur? Buna bir çýrpýda karar vermek kolay olmasa gerek;çünkü þu anda ülkemizde ve dünyada futbol endüstriyel bir sistem haline geldi.

Futbol sadece bir oyun mudur, yoksa burjuvazinin afyonu mudur? Buna bir çýrpýda karar vermek kolay olmasa gerek;çünkü þu anda ülkemizde ve dünyada futbol endüstriyel bir sistem haline geldi. Milyar dolarlýk futbolcular ve milyar dolarlýk takýmlar var. Bir yanda Arap þeyhlerinin ve karapara aklayan silah kaçakçýlarýnýn satýn aldýðý takýmlar. Bir yanda iþçi ve halk yýðýnlarýnýn takýmlarý. Örnek mi?Alýn size, Arjantin’in fakir halkýnýn kurduðu Boca Junior ve aristokrat zenginlerin kurduðu River Plate. Ýrlanda’da ise Celtic ve Glasgow Rangers var; bunlardan Celtic, Ýrlanda’nýn özgürlüðünü diðeri ise Ýngiliz sömürgesini savunan takým.Ýspanya’da Atletico Madrit,sistemin has takýmý, Atletico Bilbao,BASK’ýn takýmý.. Ýþte futbol böyle bir þey ama biz futbola baþka pencerenden bakmaya çalýþacaðýz. Þu anda bildiðimiz ve tanýdýðýmýz iki futbolcunun hayat hikayelerine bir göz atacaðýz. Andres Iniesta (BARCELONA). Anders Iniesta 11 Mayýs 1984 doðumlu bir komünist ailenin çocuðudur. Annesi ve babasý faþist Franco zamanýnda yýllarca hapis yatmýþ ve amcasý ise Ýspanya iç savaþýnda hayatýný kaybetmiþtir. Iniesta ise her zaman söyleþilerde Franco‘ dan nefret ettiðini dile getirir. Ailesi için o yýllarýn tam anlamýyla kabus olduðunu anlatýr; çünkü annesinin ve babasýnýn ona anlattýðýna göre yaþadýklarý tam bir iþkencedir. Iniesta ayrýca futbol dünyasýnýn en fazla kitap okuyan futbolcu ünvanýna da sahiptir bütün boþ zamanýný kitap okuyarak ve ailesine

Kübalý sporculara ahlaksýz teklif

vakit ayýrarak geçirdiðini söyler . Cristiano Lucarelli (LÝVORNO). Endüstriyel futbolda pek örneði kalmamýþ bir futbolcu. Þehrin isyancý ruhunun bayraðý Livorno takýmýysa,takýmýn bayraðý da Cristiano Lucarelli. 37 yaþýndaki futbolcu, bir liman kenti olan Livorno’da doðmuþ ve bir liman iþçisinin oðlu.12 yaþýndan beri Livorno tribünlerinin gediklisi idi.2003’te Torino Kulübünü býrakýp 100 bin avro aþaðýsýna, Livorno’ya gelmesi onu büsbütün efsaneleþtirdi. “Livorno herhangi bir takým deðildir. Ýtalya futbolunu kurtaracak güçte bir takýmdýr” deyip doðduðu kentin takýmýna imza atar ve ‘’ben doðduðumdan beri komünistim’’ der. 1996 yýlýnda 21 yaþ altý milli takýmda attýðý ilk golle formasýný çýkarýp Che Guevara’ lý tiþörtünü göstermiþ ve bir daha milli takýma çaðrýlmamýþtýr. Þimdiye kadar her gol attýðýndan sonra sol yumruðuyla komünist selamý verdiði için de yirmi maç men cezasýna çarptýrýlmýþtýr. Dedik ya futbol öyle hakkýnda hemencecik karar verilecek bir spor dalý deðil . Kitlelerin birlikte hareket ettiði bir oyun olduðunu da görüyoruz .Yani futbol,kitlelere mal olmuþ bir spor dalý. Aslýnda istenirse futbol aracýlýðýyla kitlelerle geniþ baðlar kurmak mümkündür..Seyirci kitlesinin ne istediðini bilmesi halinde futbol bir oyundan ibaret olarak kalmayabilir. Ýþte futbol dünyasý özetle böyle bir þey, seyredip seyretmemesyi size býrakýyoruz.. DÝK’li Bir Ýþçi

Şiir... Çürümüþ etrafa pis kokular saçan sistem Her þeyin farkýnda olmaktan kaçan insanlarýn Beyinlerinde yarattýðý korkularý acýnarak artýran Bir yandan bir yana savrulan kuru yaprak gibiydi Ve karanlýk düþlere kelepçe olup yalnýzlýða mahkum olmaktaydý zihnim Karanlýðýn kölesi olmuþ bilincin ve bir kaðýt misali yanýp kül olmaktaydý bedenim Ve çatlamýþ dudaklarýnda suskunluðu yaþamaya dair hiçbir þey kalmamýþ Yok olma korkusu salmýþ hücreni ve biran içinde kaybolmakta gözlerin sözlerin dilsizliðe mahkum… Sen ki bir bahar sabahýnda güneþin bedenini sarmaladýðý zaman umutla bir sarmaþýk gibi filizlenirken topraktan Hayalini kurduðum özgürlüðüm ve sen doðacaksýn bir güneþ gibi daðlarda Esiri olduðum karanlýklar eðilecek önünde -------------------------------------------------------------------------------------------------------Devrim kadar onurlu olacaksýn Devrim kadar cesaretli Ve öyle bir umut ekeceksin ki yüreðine Özgürlük tadýndan bir çiçek düþecek topraða Anýlarda mahkum olsa da düþlerin Kýracaksýn zincirleri Aklýn köle olduktan sonra Bedenin neye yarar ki söyle yenilmekten korkmak neden ki Sen deðil misin mücadele eden Ver düþüncelerini düþüncelerime Özgürlük olsun yoldaþ olsun Sözlerin sözlerime Ýþçi Ali

ÝÞÇÝLERDEN AÇIK MEKTUP Bugüne kadarki bütün tarih, sýnýf mücadeleleri tarihidir. Bundan 1,5 asýr önce yazýlan bu çarpýcý belirleme, bugün dünya üzerinde yaþanan tüm geliþmelerle bir kez daha doðrulanýyor. Biz Türkiye iþçi sýnýfý olarak tarihten gelen gücümüzü biliyoruz ve son geliþmeleri izliyoruz. Biz emekçiler dostuz, düþmanýmýzý da çok iyi tanýrýz ve öyle bir sýnýfýz ki hiç bir þeyi unutmayýz. Biz deðil miyiz Kavelleri, 15-16 Haziranlarý, 1989 bahar eylemlerini, tekeli, itfaiyeyi, iskiyi örgütleyen;ellerimizle, alýn terimizle, üretimden gelen gücü bilerek yarattýðýmýz eylemleri biz baþlatmadýk mý. Þunu bilin ki bizler ne körüz, ne saðýr, ne de dilsiziz. Günü geldiðinde nasýrlý ellerimizle dünyayý nasýl yöneteceðimizi de çok iyi biliriz. Ýþte son dönemde sendikalarda kongreler yapýlýyor. Bizim adýmýza söylevler ve nutuklar çekiliyor, ama bizim istediðimiz sendikalarýn emek ve sermayenin uzlaþmaz çeliþkilerinden hareketle sermayeye karþý, emekçilerin üretimden doðan temel hak ve kazanýmlarýný korumalarý,ekonomik, demokratik ve siyasal taleplerin savunulmasý...Ancak bu doðrultuda demokratik merkeziyetçiliði uygulayan sendika sýnýf sendikasý adýný hakedecektir. Bunu bilerek ve isteyerek sizleri izliyoruz ve takip ediyoruz. Bizim ise hayatýmýzý ve yarýnlarýmýzý daha iyi bir sisteme kavuþturmak için istediðimiz þeyler, ögütlenmenin önündeki tüm engellerin kaldýrýlmasý,çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesi,çalýþma saatlerinin düþürülmesi, ulusal-sýnýfsal-cinsel sömürünün ortadan kaldýrýlmasý ,gerçek bir halk demokrasisinin kazanýlmasý. Ýþte bütün kazanýmlarýmýz iþçi sýnýfý tam anlamýyla iktidar ve yönetme gücünü ele geçirdiðinde kalýcý olacaktýr. Elbette þunu da biliyoruz:tüm sendikalarýn ve iþçi sýnýfýnýn gerçek hedefi iktidarý ele geçirmek olmadýkça hiç bir þey kazanamayýz. DÝK’li Bir Ýþçi


Gece Gündüz Çalýþtýk Sokaklara Atýldýk ÝSTANBUL -05.07.2012 EY Tekstil iþçileri bugün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði (TOBB) ve Ýstanbul Sanayi Odasý (ÝSO) önünde protesto eylemleri gerçekleþtirdi. 145. gündür Hey Tekstil fabrikasý önünde çadýrda eylem halinde olan iþçiler fabrika patronu Aynur Bektaþ’ýn üyesi olduðu TOBB ve ÝSO binalarý önünde “Aynur Bektaþ’tan Hesap Soracaðýz” sloganlarý atýldý. Birçok ilde tekstil fabrikalarý olan Aynur Bektaþ’ýn,fabrikalarýn iflasa girmesi ile iþ makinelerini fabrikalardan kaçýrdýðý bazý tekstil fabrikalarýyla anlaþarak üretimi sürdürdüðü söyleniyor. Fabrikalarýn iflasa girmesiyle iþçilerin kýdem ve ihbar tazminat haklarý ve ödenemeyen aylýk maaþlarýný vermeden ortan kaybolduðunu söyleyen iþçiler,145 gündür eylem yaparak haklarýný istiyorlar. Bugün Levent Gültepe Mahallesinde bulunan TOBB binasý önünde “Aynur Bektaþ’tan Hesap Sorulsun”, “ Gece Gündüz Çalýþtýk Sokaklara Atýldýk” sloganlarýný attýlar. Hey Tekstil iþçileri Aynur Bektaþ TOBB Kadýn Komisyonu baþkaný olduðu için TOBB baþkanýyla görüþme talep ettiler. TOBB’dan yönetimden

H

kimse olmadýðý bilgisi gelince, iþçiler “ biz her üç dört gün içerisinde burayý ziyaret edeceðiz” denildi. Taksim Tepebaþýnda bulunan Ýstanbul Sanayiciler Odasýna gelen iþçiler burada da sloganlar atarak Aynur Bektaþ’ý protesto ettiler. “ÝSO Aynur Bektaþ’ý Koruma”, “Direne Direne Kazanacaðýz” sloganlarý atýldý. ÝSO yetkileri ile görüþen iþçiler, ÝSO’nun ancak Aynur Bektaþ’ýn üyeliðini düþürebileceðini, bunun için de mahkeme kararýnýn sonuçlanmasý gerektiðini bilgisini aldýlar. Hey Tekstil iþçileri eylemlerini sloganlarla bitirerek, fabrika önüne geçtiler.

TekGýda-Ýþ Üyeleri Ýþten Atmalara Karþý Eylem Yaptý ÝSTANBUL – 04.07.2012 ekgýda-Ýþ sendikasýna üye Ekmek Unlu Gýda iþvereni sendikal faaliyetten dolayý iþçilerin iþine son verdi. Son zamanlarda sermayenin, sendikalý örgütlü iþçilere yönelik iþten atma saldýrýlarý hýz kesmeden devam ediyor. Tekgýda-Ýþ sendikasý Ekmek Unlu Gýdada iþten atmalarý protesto etmek için Ata Holding önünde eylem düzenledi. Sendika yöneticileri ve üyelerin katýlýmý ile Balmumcu’da bulunan Holding binasýna yapýlan yürüyüþün ardýndan Holding önünde basýn açýklamasý yapýldý. Tekgýda-Ýþ Ýstanbul Þube Baþkaný Yunus Durdu açýklamada “Anayasa çiðneniyor, yasa yok sayýlýyor, suç iþleniyor. Holding yöneticilerine Ekmek Unluk Gýda genel müdürü ve yetkililerine bir daha sesleniyoruz. Sabrýmýzý zorlamayýn, iyi niyetimizi kötüye kullanmayýn. Ekmek Unlu Gýda iþçisi özgür iradesiyle hareket etmiþtir. Anayasal hakkýný ve özgürlüðünü kullanmýþtýr. Tekgýda-Ýþ bugün iþyerlerindeki çoðunluk sendikasýdýr ve çalýþanlarýn büyük bir bölümünü temsil etmektedir. Ýþveren olarak çalýþanlarýnýn hukukuna saygýlý olmak yerine gözdaðý vermenizi tehdit etmenizi ve zulüm yapmanýzý hoþ görecek deðiliz. Mücadeleyse mücadele. Biz bu iþin alasýný biliriz ve uygularýz. Talebimiz sadece sendikalaþma irademize saygý gösterilmesidir. Toplu sözleþme hakkýmýzdýr ve bunun için geri adým atmayacaðýz. Ýþveren yetkililerini saðduyu ile davranmaya çaðýrýyoruz. Bir kez daha söylüyoruz! Bizim derdimiz iþyerini baltalamak deðil. Biz hak ve özgürlüklerimizi engelleyen zihniyete karþýyýz. Ýþyerinde barýþ ve huzur istiyorsanýz, haklarýmýza saygý göstereceksiniz. Biz bu iþin takipçisiyiz. Sonuna kadar mücadele edeceðiz. Her türlü meþru zeminde mücadele edeceðiz. Kanunsuzluðunuzu tüm dünyaya yayacaðýz. Seçim sizin. Ya barýþ, ya kavga” dedi.

T

ANTEP Büyükþehir Belediyesi Önünde Eylem

Uluslararası Birleşik Mücadele Deneyimleri

Sayı 14 / Temmuz 2012

5

EKVATOR YERLÝ HALKLAR KONFEDERASYONU (El Confederacion de Nacionalidades Indigenas del Ecuador- CONAIE) CONAIE, doðal kaynaklarýn talanýna karþý mücadele ve bilim ile yerlilerin geleneksel yaþamlarýnýn kaynaþtýrýlmasý gerektiðinin savunusu üzerinden 1986’da kurulmuþtur. Politik partilerden, yabancýlardan, devletten, sermayeden ve dini kurumlardan baðýmsýz bir örgütlenme olan CONAIE 13 yerli grubunu temsil etmektedir. Demokratik bir yapýya ve doðrudan eylem özelliðine sahiptir. CONAIE üç devlet baþkaný devirmiþtir: Abdala Bucaram, Jamail Mahuad ve Lucio Guiterrez. Devlet baþkanlarýný ülkeden kaçýrtacak kadar etkili eylemler örgütleyebilen CONAIE’nin baþarýsýnýn arkasýnda elektrik ve petrol sendikalarýndaki müttefikleriyle oluþturduðu iþçiköylü ittifaký; öðrenciler ve mahalli hareketlerin bu ittifaka desteði yatmaktadýr. Bu noktada son altý yýldaki bazý satýr baþlarý bize hareketin baþarýsýnýn anahtarýný verecektir. 2000 yýlýnda devlet baþkaný Mahuad, paranýn deðerini düþüren, aþýrý zamlar yapan, ulusal para birimi sucre’yi ABD dolarýna endeksleyen, özelleþtirmeleri hayata geçirmeye çalýþan neoliberal bir politika hayata geçirmiþtir. Bu politikalara karþý muhalefeti örgütleyen ana odak CONAIE ve müttefiklerin talepleri ise ulusal para biriminin dolara dönüþtürülmesinden vazgeçilmesi, fiyatlarýn dondurulmasý, Mahuad’ýn istifa etmesi ve neo-liberal politikalardan vazgeçilmesi olmuþtur. Bu noktada Qutio yerlileri yol kesme eylemleri yapmýþ; kent hareketi ise grevlerle bu süreci yaygýnlaþtýrmýþtýr.

BOLÝVYA ÝÞÇÝ MERKEZÝ (Central Obrera Boliviana-COB)

Belediyenin sendikalý iþçilere karþý uyguladýðý baský politikasýna tepki gösterildi ANTEP - 29.06.2012 ÝSK üyeleri Büyükþehir Belediyesi önünde bir araya gelerek belediyenin sendikalý iþçilere karþý uyguladýðý baský politikasýna tepki gösterdi. Konuya iliþkin basýn açýklamasýný okuyan Nihat Bencan sermaye hükümetinin 12 Eylül yasaklarý ile yeni yasaklarla sendikalar üzerindeki saldýrýnýn arttýrýldýðýna deðinerek “Örgütlenme, sendika, seçme, sendikalý olma, sendika kurma, toplu sözleþme yapma, grev yapma haklarýmýz birer birer ortadan kaldýrýlýyor. 12 Eylül yasaklarý, yeni güvencesizliklerle birlikte AK Parti iktidarý tarafýndan sürdürülüyor. Sendika kurma ve üye olma hakkýndan grev hakkýna kadar pek çok þey gasp edilmiþ, iþsizlik fonlarý yaðmalanmýþ, mezarda emeklilik getirilmiþ, güvencesizlik dayatýlmýþ, kiralýk köle bürolarý oluþturulmuþ, çalýþanlar açlýk sýnýrýnýn altýnda yaþamaya mahkûm edilmiþ, iþçi saðlýðý ve güvenliði rafa kaldýrýla-

D

rak binlerce iþçinin önemli bir güvencesi olan kýdem tazminatlarý haklarý ellerinden alýnmaya çalýþýlýyorsa, bunun adý düpedüz emekçilere karþý yapýlan bir savaþtýr. Sermayenin sadýk partisi, yeni liberalizmin uygulayýcý AK Parti’nin iþçi sýnýfýna ve tüm emekçilere, yoksullara karþý savaþýdýr bu. Emekçilere bu kadar iþtahla saldýrmasýnýn baþkaca bir anlamý yoktur. Ülkemizin yeni muktedirleri, dün kendilerine yapýlanlarý zulüm diye adlandýrýyorlardý. Ýktidar koltuðuna oturunca yaptýklarý þey, bir zalime dönüþmek oldu. Bunlar bugünün yeni zalimleri ve yasakçýlarýdýr. Ama hayýr, bu zulme sessiz kalmayacaðýz. Boyun eðmeyeceðiz. Taþeronlaþtýrmalara, güvencesizliðe, iþsizliðe, yoksulluða, örgütsüzleþtirmelere, yeni sendikal yasaklara, toplumun baský altýna alýnmasýna, iþten atýlmalara karþý insanca bir iþ ve insanca bir yaþam için, zalimin zulmüne hayýr diyeceðiz” diyerek buna karþý mücadele edeceklerini belirtti.

En Küçük Ýþçi Eylemine Bile Tahammül Yok KOCAELÝ – 25.06.2012 ev Saðlýk-Ýþ üyesi Eyüp Dalboy’un,sendikal nedenlerden dolayý Kocaeli Üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesinde iþ akdine son verildi. Eyüp Dalboy hastanede eyleme baþlayarak iþten atma saldýrýsýna karþý mücadeleye baþladý. Hastane bahçesinde çadýr kurarak iþine geri dönme mücadelesi veren Dalboy sabah ilk önce özel güvenlikçiler le sorun yaþadý;Dalboy’dan güvenlikçiler tarafýndan çadýrýn kaldýrýlmasý istendi. Eyüp Dalboy ve arkadaþlarýnýn kararlýlýðý karþýsýnda elinden bir þey gelmeyen özel güvenlik birimleri olaya müdahale edemeyince polisler eylem çadýrýna saldýrdý. Polisin saldýrýsý üzerine 2 kiþi yaralanýrken 9 kiþi de gözaltýna alýndý. Ýþçiler gözaltýnda iken arkadaþlarý da eylem yerini boþ býrakmadý. Son zamanlarda iþçi, emekçi eylemlerine polisin saldýrýsý giderek hýz kazanýyor. Sermayenin hükümeti grevleri ardý ardýna yasaklýyor. Emekçilerin hak alma mücadelesinin önüne setler çekiliyor.

D

Özelleþtirmeler, yoksullaþma ve ayaklanmalar özellikle son beþ yýla damgasýný vurmuþtur. 1996’daki özelleþtirme süreciyle birlikte uluslararasý tekeller yeraltý zenginliklerini ellerine geçirmiþlerdir. Bunun sonucu olarak 2000 yýlýnda yabancý þirketin yoksul semtlere su hizmetini götürmeyiþi sonucu su isyanlarý patlak vermiþ ve (bu isyanýn sonucunda kazanýlan baþarýlarýn yoksullara verdiði güvenin de etkisiyle)Bolivya’daki toplumsal mücadele yeraltý kaynaklarýnýn –su, petrol ve doðal gazýn- iþçilerin ve halkýn eline geçmesi, kamulaþtýrýlmasý üzerine yoðunlaþtýrýlmýþtýr. Bu dönemde kurulan Hayatý ve Suyu Savunma Koordinasyonu’nu iþçiler, yerliler, öðrenciler, iþsizler oluþturmuþtur. Doðal Gaz Satýlýk Deðildir! (Elgas No Se Vende!) temel talebi üzerinden “Doðalgazý Savunma Ulusal Koordinasyonu” kurulmuþtur. Bu koordinasyonun birleþenlerini ,COB, Sosyalizme Doðru Hareket (MAS), Aymara Yerli Hareketi (CSUTCB), Bolivya Topraksýzlar Hareketi ve öðrenciler oluþturmuþtur. Diðer talepler tüm baskýcý yasalarýn iptal edilmesi ve Bolivya’nýn serbest ticaret anlaþmasýndan çekilmesi olmuþtur. COB tarafýndan ilan edilen genel grev sonucu baþkanlýk sarayý sarýlmýþ 17 Ekim 2003’de Lozada istifa etmiþtir.


6

Sayı 14 /Temmuz 2012

DHL Yöneticileri Kendilerini Nazi Subayý Zannediyorlar

YA BÝZ YA ONLAR !

Ö

nceki yazýlarýmýzda kapitalist sistemin krizinden uzun uzun söz etmiþtik, bu yazýmýzda ise bu krizi kendi lehimize nasýl çevirebilirizi irdelemeye çalýþacaðýz. Burjuva sýnýf ,bu krizin faturasýný bize çýkarmaya çalýþýyor,bizde iþçi sýnýfý olarak bu faturayý artýk ödemeyeceðimizi söylüyoruz ;o zaman buna uygun hareket etmemiz gerekir.Reformist hareketin yaptýðý gibi yapamayýz,ortalama sol yalnýzca sömürüyü sýnýrlamak için mücadele veriyor .Oysa ki asýl olan sömürüyü ortadan kaldýrmaktýr.Sömürüyü sýnýrlandýrma mücadelesi, faturayý bizim ödememize engel olmayacak.Asgari ücreti üç-beþ kuruþ artýrmak, iþ saatlerini kýsaltmak demokratik alanda kazanýmlardýr, elbette olumlu olan yanlardýr;ancak bu kazanýmlarý koruma ve geliþtirme þansýmýz yok,çünkü burjuvazi varlýðýný devam ettiriyor olacak.Burjuvazinin baský ve zor aygýtý olan devlet varlýðýný sürdürdüðü için kazanýmlarýmýzý koruyamayýz. Ýþçi sýnýfý kendiliðinden bir bilinçle de ekonomik ve demokratik kazanýmlarý için mücadele ediyor. Sýnýf bilinçli iþçilerin ve komünistlerin yapmasý gerekense iþçi sýnýfýný politik mücadele zeminine çekerek sömürüyü ortadan kaldýrmak olmalýdýr. Ancak iþçi sýnýfýnýn iktidarýný en baþa koyanlar öncü olabilirler.Ýþçi sýnýfýnýn faturayý ödememek için yalnýzca burjuvaziye karþý mücadele etmesi yetmez,bununla birlikte reformist ve oportünist hareketlere karþý da amansýz bir mücadele vererek iþçi sýnýfý içindeki bu sakat anlayýþý teþhir ederek sýnýfý bu anlayýþlardan kurtarmak zorundadýr.Reformist hareketle mücadele burjuvaziyle ayný yöntemle olamaz,burjuvaziyi devrimci zoru kullanarak yok etmek için mücadele ederken,reformistlerle ise,onlarý teþhir ederek kitlelerden yalýtmak þeklinde olmalýdýr.Ýþçi sýnýfýnýn büyük öðretmeni Engels,”Ýþçilerin her kurtuluþ çabasýný utanmasýz bastýran ve kaba kuvvet yoluyla sýnýf ayrýlýðýný ve egemen sýnýflarýn buna dayalý siyasal egemenliðini ölümsüzleþtirmeye çalýþan aðzýn bir gericikle karþý karþýya bulunmasý;iþçi sýnýfýnýn varlýklý sýnýflarýn bu genel gücüne karþý bizzat kendisi ayrý bir siyasi parti olarak,varlýklý sýnýflarýn tüm eski parti kuruluþlarýnýn tersine ayrý bir siyasal parti oluþma yoluyla ancak sýnýf olarak hareket edebilme durumunda bulunmasý;iþçi sýnýfýnýn siyasal parti olarak böyleProletarya ce oluþmasýnýn,toplumsal devrimin ve bunun son hedefinin sýnýflarýn ancak kendini ortada kaldýrýlmasýnýn zaferi için esnaf vazgeçilmez sayýlmasý,iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnýn dar belli bir noktaya kadar ekonomik savaþýmlarýyla zaten kurmuþ olduðu çerçevesi tek tek güçlerin birleþtirilmesinin içinde kýsýtlaayný zamanda sömürücülerinin simadýðý, toplum yasal gücüne karþý yürüttükleri sahayatýnýn vaþým için kaldýraç olarak iþ görebileceði göz önüne alýnarak bü- bütün alantün bu nedenlerden dolayý konfelarýnda ve rans Enternasyonalin tüm üyelerine bütün ,iþçi sýnýfýnýn kavgasý sýrasýnda omeselelerinde nun ekonomik hareketi ile siyasal etkinliðini birbirine ayrýlmaz biçim- bütün emekçi de baðlý olduðunu anýmsatýr”diyeve ezilen rek ekonomik mücadeleyle siyasal kitlelerin lideri mücadele arasýnda bað kurmanýn zorunluluðuna iþaret etmiþti.Bu ne- olarak denle biz iþçiler,her þeyden önce hareket ettiði kendimiz için sýnýf olmalýyýz ve iþçi ölçüde sýnýfý olarak leninist partide örgütlenerek mücadele etmeliyiz.Proletar- devrimci olur. ya ancak kendini esnaf çýkarlarýnýn dar çerçevesi içinde kýsýtlamadýðý, toplum hayatýnýn bütün alanlarýnda ve bütün meselelerinde bütün emekçi ve ezilen kitlelerin lideri olarak hareket ettiði ölçüde devrimci olur.Ýþçi sýnýfý olarak geniþ bakarak yalnýz gözükeni deðil gözükmeyen yanlarýný da görebilmeliyiz.Ýþçi sýnýfý olarak kendi dýþýmýzdaki sorunlara da sahip çýkmalýyýz ki,kendi dýþýmýzdaki kitlelerin sempatisini ve güvenini kazanabilelim.Nüfusun çoðunluðunu kendi yanýmýza çekmeden bir devrime öncülük edemeyiz.Kapitalist sýnýf tarafýndan bölünmüþ, aldatýlmýþ, gözü korkutulmuþ ,baský altýna alýnmýþ,yok sayýlmýþ ve ezilmiþ olan bütün emekçi ve sömürülen halký kapitalizmin mezar kazýcýsý olan proletaryanýn öncülüðünde birleþmeliyiz.Bu gün bu mücadeleyi sürdürmek ve kazanmak daha da olasý.Burjuvazinin kendi arasýndaki ve hükümetle olan çýkar çatýþmasý bu mücadeleye daha da uygun zemin hazýrlýyor.Kýr kesiminin yoksullaþmasý,sanayideki durgunluk hatta dibe vuruþ,alým gücünün düþmesi, devrimci durumu daha da olgunlaþtýrmakta.Krizin derinleþmesi saflarýmýza yeni güçlerin katýlmasýný da hýzlandýrmýþ durumda. Kapitalizme karþý zafer kazanmak için, öncü leninist partinin devrimci iþçi sýnýfý ve kitlelerin, yani emekçilerin, sömürülenlerin tümü arasýnda doðru iliþkiler yaratmasý gerekir.Sadece leninist karakterdeki parti, sýnýf devrimcilerinin gerçek öncüsü olabilir. Sömürücüleri ve en baþta onlarýn ekonomik ve politik temsilcisi burjuvaziyi devirerek sömürüyü ortadan kaldýrarak,bütün proletaryayý ve bütün sömürülenleri devrim saflarýna kazanma,leninist partinin ideolojik,politik öncülüðünde mücadele ederek mümkün olacaktýr; sömürücü sýnýfý tarihin çöplüðüne göndererek iþçi sýnýfý ve emekçileri özgürlüðüne kavuþturacak olan da buduri.Yeni zamanlar yaklaþýyor; iþçi sýnýfýný buna hazýrlamalýyýz.Önümüzdeki süreç bir çok olaya gebe,tüm hazýrlýklarýmýzý buna göre yapmalýyýz.

ÝSTANBUL – 20.06.2012 ÜMTÝS sendikasýnýn örgütlenme çalýþmasý yürüttüðü uluslararasý kargo tekelleri arasýnda yerini alan sadece uluslararasý kargo taþýmacýlýðý yapan DHL sendikalý iþçileri iþten atarak sendikal örgütlenmeye izin vermiyor. 15 Haziran günü sendikalý olduklarý için Kýraç ve Esenyurt Depolarýnda çalýþan 4 iþçinin iþine son verildi. Ýþçiler ve TÜMTÝS Sendikasý iþten atmalarý protesto etmek için DHL’nin deposu önünde basýn açýklamasý yaptýlar. Açýklamayý okuyan Ýstanbul Þube Baþkaný Ersin Türkmen,DHL’nin kölece çalýþma koþullarýna karþý iþçilerin ekonomik ve sosyal haklarý için mücadele ettiklerini buna karþý iþverenin baskýcý tutumunu sendikalý iþçileri iþten atarak bir kez daha gösterdiðini dile getirdi. Türkmen “Sendika üyeliðinden istifa edenlere %15 zam yapacaklarýný söylüyorlar. Ýstifa etmeyenleri de iþten atacaklarý tehditlerini savurmaktan geri durmuyorlar. Sendikamýz, bu yöneticiler hakkýnda savcýlýða suç duyurusunda bulunmuþtur. Yöneticiler depolarý toplama kampý, kendilerini de Nazi subayý zannetmesinler. Bizi örgütlenme mücadelesinden asla vazgeçiremezler” dedi.

T

Sermayeye Servet Emekçiye Ölüm Var HABER MRK – 04.07.2012 SÝGM’nin (Ýþçi Saðlýðý ve Güvenliði Meclisi) hazýrladýðý önlenebilir iþ kazalarýndan kaynaklanan ölüm raporuna göre Haziran Ayý içerisinde 59 iþçi yaþamýný yitirdi. Her ay düzenli olarak açýklama yapan ÝSÝGM Haziran ayý açýklamasýnda en çok ölümlerin yine inþaat ve tarým sektöründe yaþandýðýna dikkat çekti. Raporda mevsimlik tarým iþçilerinin ölümlerinin de arttýðýna vurgu yapýlarak “Bu durum sermayenin ve iktidarýn iþçinin saðlýðýna bakýþýnýn bir özetidir… Diðer yandan daha geçen ayki raporumuzda belirtmiþtik “çoðunluðunu yoksul Kürt köylülerinin oluþturduðu mevsimlik tarým iþçileri ölüm yolculuðuna çýktý”diye. Haziran’da da yollara savrulan 7 tarým iþçisi aramýzdan ayrýldý… Tersanelerdeki ölümler ise devam ediyor. Antalya’da 46 yaþýndaki

Ý

montaj ustasý Uður Kazancý’nýn ölümüyle Limter-Ýþ Sendikasý’nýn tespit edebildiði 151. iþ cinayeti gerçekleþti...” denildi. Ayrýca ÝSÝGM,en çok ölümlerin Eskiþehir, Manisa ve Ýstanbul’da meydana geldiðine dikkat çekerek “Haziran ayýnda da her gün ülkemizin dört bir yanýndan iþçilerin ölüm haberleri geldi. Eskiþehir ve Manisa’da 6’þar iþçi; Ýstanbul’da 4 iþçi; Ankara’da ve Bursa’da 3’er iþçi hayatlarýný kaybetti… Yine toplu ölümler yaþandý. Manisa’da bir inþaatýn dýþ cephesinde bulunan asansörün düþmesi sonucu 3 iþçi aramýzdan ayrýldý. Eskiþehir Oto Tamirciler ve Tornacýlar Sitesi’nde ise kaçak olarak kimyasal madde üretilen atölyede meydana gelen patlamada 20’li yaþlardaki biri mühendis 4 genç arkadaþýmýz yanarak öldü”dedi.

SGP :GÖZALTINA ALINAN SENDÝKACILAR DERHAL SERBEST BIRAKILSIN! HABER MRK – 25.06.2012 ESK’e yapýlan operasyona yönelik ülke genelinde ve uluslararasý tepkiler artarken Sendikal Güç Birliði Platformu da yapýlan operasyonu kýnayan bir açýklama yaptý. SGP dönem sözcüsü TÜMTÝS Sendikasý Genel Baþkaný Kenan Öztürk yaptýðý açýklamada hükümetin tüm emekçi kesimlere saldýrdýðýný belirterek “Türkiye, adeta muhalif bütün seslerin susturulmaya çalýþýldýðý faþist baský döneminden geçiyor” dedi. Kenan Öztürk “Bu aðýr baský koþullarýný teþhir edebilecek gazetecileri, hukuksuzluða karþý çýkacak avukatlarý,gözaltý ve tutuklamalarla susturan siyasi iktidar, partileri, sendikalarý, dernekleri basmaya, yöneticilerini gözaltýna alýp tutuklamaya devam ediyor. Ülke içinde anti demokratik, baskýcý uygulamalara itiraz eden tek bir ses dahi býrakmak istemeyen siyasi iktidar, bir taraftan kamu emekçilerinin mücadelesini sindirmeye, diðer taraftan grev yasaklamaya, iþten çýkarmalara ve kýdem tazminatý hakkýnýn gaspýna karþý çýkan iþçi sendikalarýna gözdaðý vermeye devam ediyor” dedi. Yapýlan siyasi operasyonu kýnadýklarýný dile getirerek emekten yana olan tüm kesimleri KESK ile dayanýþmaya çaðýrdý.

K

DERÝ-ÝÞ: FABRÝKAYI KAPATMAK ÇÖZÜM DEÐÝL HABER MRK – 22.06.2012 alýþma koþullarýnýn iyileþtirmesi, sosyal haklarýnýn verilmesi için sendikal mücadele veren Kampana deri iþçileri bir yýlý aþkýndýr fabrika önünde sürdürdükleri eylemlerine fabrikanýn kapatýlmasý nedeniyle son verdiler. T.Deri Ýþ sendikasýnýn yaptýðý yazýlý açýklama ile fabrikanýn iþveren tarafýndan kapatýldýðýndan dolayý eylemi fabrika önünde sonlandýrdýklarýný duyurdu. Deri-Ýþ sendikasý fabrika kapatmanýn çözüm olmadýðýný iþverenin sendikal haklara saygý duymasý gerektiðinin altýný çizerek “Kamuoyunun yakýndan bildiði gibi Kampana Deri direniþimiz ülkemizde hali hazýrda devam eden önemli iþçi direniþlerinden biridir. Kampana iþçileri de kötü çalýþma koþullarýna karþý insanca koþullarda çalýþabilmek için sendikamýza üye oldular. Ýþverenin sendika karþýtý tutum almasý ve 19 Mart 2011 tarihinde üyelerimizi iþten atmaya baþlamasýyla birlikte üyelerimiz direniþe geçmiþtir” dedi. “Kampana Deri’de ise iþçilerin haklý mücadelesi mahkemelerin vermiþ olduðu kararla bir kez daha ortaya çýkmýþtýr. Mahkemeler iþçilerin sendikal nedenle iþten çýkarýldýklarýna ve iþe geri alýnmama durumunda 12+4 maaþ tutarýnda sendikal tazminat ödenmesine karar verilmiþtir. Ýþ mahkemesinin vermiþ olduðu karar Yar-

Ç

gýtay tarafýndan da onaylanarak kesinleþmiþtir. Ancak iþveren sendika karþýtý tutumunu deðiþtirmemiþ ve iþçileri iþe geri almak yerine Kampana Deri’de çalýþan, aralarýnda üyelerimizin de bulunduðu iþçileri de iþten çýkarmýþ ve fabrikasýný kapatarak makinelerini de Ýzmir’e taþýmýþtýr. Sendikamýz hiçbir zaman fabrikanýn kapanmasýndan yana olmamýþtýr. Ancak iþveren anayasal ve yasal bir hak olan sendika hakkýna hala saygý göstermeyerek fabrikasýný kapatmayý göze almýþtýr” diyerek “Sendikamýz,Kampana Deri fabrikasýnýn kapanmasý üzerine direniþi sonlandýrma kararý almýþtýr. Ancak Ýzmir’de Savranoðlu direniþimizi kararlý bir þekilde sürdürmeye devam edeceðiz. Ýþveren nereye giderse gitsin sendika olarak takipçisi olacaðýz. Kampana Deri mücadelemize destek veren tüm kurumlara ve sýnýf dostlarýna teþekkür ediyoruz” deyip kamuoyuna duyurduklarýný açýkladý.

ANTEP TÜMTÝS THY Ýþçileri Ýle Dayanýþma ANTEP – 05.07.2012 HY’de grev yasaðýnýn üzerine iþten çýkartýlan iþçilerle dayanýþma hýzla büyümeye devam ediyor. Ülke genelinde yapýlan eylemlerin yaný sýra imza stantlarý kurularak emekçilerden destek alýnýyor. Antep Tümtis Þubesi THY iþçileriyle dayanýþmayý örmek,Antep emekçilerinin desteðini almak için 15 günlük imza kampanyasý

T

baþlattý. TÜMTÝS sendikasý Yeþilsu parkýnda stant kurarak emekçilerden imza toplamaya baþladý. Açýklama yapan Þube Sekreteri Mahmut Canyurt THY’de yasaklanan grev sonrasý iþten atmalarý protesto ettiklerini belirterek, iþçileri derhal iþlerine geri alýnmasýný belirtti. Anayasal hak olan grev hakkýnýn yasaklanmasýna göz yummayacaklarýný belirten Canyurt,15 gün sürecek imza kampanyasý baþlattýklarýný belirtti.


Sayı 14 / Temmuz 2012

Ýþçi sýnýfý mücadelesi,tüm dünyada olduðu gibi üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda da geliþim gösteriyor.Elbette bu geliþim,yavaþ,tekdüze,sýradan bir geliþim deðildir;iniþli çýkýþlý,sýçramalý bir geliþimdir.Bu geliþmenin diyalektiði gereði böyledir;geliþmeyi sýçramalar olmadan sadece bir evrim olarak görenler belki her þey olabilirler ama asla devrimci olamazlar. Dünya üzerinde ve üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda kapitalist sistem kendi iç evrimi sonucu bir aþamaya ulaþtý.Þimdi artýk tarihin düðüm noktasýndayýz.Tarihin daha ileriye gitmesi için,ki bu mutlak bir zorunluluktur,bu düðümün çözülmesi gerekiyor.Bunun için de bir müdahale..Bu müdahaleyi yapacak olan tarihin en devrimci sýnýfý olan iþçi sýnýfýdýr.Bugün iþçi sýnýfýndan baþka hiç bir sýnýf,tarihi ilerletme yetneðine sahip deðildir. Üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda her gün onlarca iþçi,emekçi eylemi yaþanýyor.Bu eylemlerin hepsinin böyle belli bir zamanda yoðunlaþmasýnýn bir anlamý var elbette.Bu bizlere birþeyi gösteriyor olmalý.Dönemi karekterize eden þey,daha önceden de olduðu gibi,kapitalist sömürü,ya da onun daha da yoðunlaþmýþ olmasý olamaz.Ýçinden geçmekte olduðumuz dönemin ayýrdedici karekteri kapitalizmin tüm dünya çapýnda krize girmiþ olmasýdýr.Emperyalist-kapitalist sistem dünya ölçeðinde bir kriz yaþýyor.Deyim yerindeyse emperyalist-kapitalist sistem için “aþaðýdan yukarýdan yolun sonu görünüyor”.Bugün emperyalist-kapitalist devletleri iç ve dýþ politikada bu kadar saldýrgan yapan gerçeklik budur.Býrakýn þirketleri,ülkelerin iflas açýkladýklarý bir dönemden geçiyoruz.Ve emperyalist-kapitalist sistemin bu bunalýmdan kurtulmak için artýk savaþtan baþka elinde fazla bir enstrumaný kalmamýþtýr.Dünya hýzla daha büyük savaþlara doðru sürükleniyor.Bugün daha tali aktörler arasýnda süren savaþ,giderek dünyanýn geneline yayýlma potansiyeli taþýyor.Ýþte böylesi dönemlerde hem emperyalist metropollerde hem de çeper ülkelerde yükselen iþçi eylemleri,kapitalist sistemin bunalýmýný daha da derinleþtiriyor.Varolan iktidarlar,bu eylemlere saldýrmak dýþýnda pek bir þey yapamýyorlar.Eskiden bunalýmdan çýkýþ için hep bir “dýþ yardým”seçeneði bulunurdu;þimdi artýk “kelin merhemi olsa kendi baþýna sürer”misali bu ihtimal de rafa kaldýrýlmak zorunda kalýnmýþ görünüyor;”her koyun kendi bacaðýndan asýlýyor”! Sermaye sýnýfýnýn,ömrünü biraz olsun uzatabilmek için iþçi ve emekçilere saldýrýlarý bu kadar boyutlanmýþken,iþçi ve emekçilerin de hem sermaye sýnýfýnýn saldýrýlarýna cevap vermesi,hem de daha ileri giderek sermaye sýnýfýný alaþaðý edebilmesi için güçlerini birleþtirmesi gerekiyor.Bu elbette bizzat mücadele içinde olabilecek bir þeydir.Bu nedenle iþçi sýnýfý ve emekçiler,bizzat sýnýf mücadelesinin pratiði içinde mücadele birliði yapmak zorundalar.Geliþmeler,sýnýfý birleþtiriyor;birlikte davranmaya zorluyor. Bir süredir devam eden BORUSAN iþçilerinin eyleminin zaferle sonuçlanmasýnda bunun payý büyük.Yine BEDAÞ iþçilerinin eylemlerinde ayný ruh hali görülüyor.Eylemde olan Hava iþçileri ve Hey Tekstil iþçilerinin,ve yine kendileri kazanýp eylemi bitirdikleri halde desteðe gelen BORUSAN iþçilerinin tutumu çok önemlidir.Sýnýf artýk kurtuluþun tek baþýna olamayacaðýnýn bilincine varmýþ durumdadýr;ancak birlikte mücadele ederse,varolan mücadele birliðini sahiplenir ve daha da yükseltirse sonuç alabileceðini bunca yýllýk deneyimleriyle öðrenmiþ durumda. Þimdi yapýlmasý gereken sýnýf içerisinde baþgöstermiþ olan bu eðilimi daha da güçlendirmek ve her alana yaymak olmalý.Eðer gerçekten sömürü ve zulümden kurtulmak istiyorsak yapmamýz gereken devrimin içerebileceði bütün güçleri birleþtirmek,büyük potansiyeli harekete geçirmektir.15-16 Haziran büyük iþçi eyleminden,1 Mayýs eylemlerinden çýkarýlacak en önemli sonuç budur.Eðer birliksek,eðer birlikte mücadele ediyorsak,önümüzde hiçbir gücün durmasý mümkün deðildir. Ýþçi sýnýfý ve emekçiler olarak sýnýfýn mücadele birliðini güçlendirirsek kazanacaðýz;ve yarýnlar bizim olacak.Þimdi yapmamýz gereken tüm gücümüzle sýnýfý biraraya getirmek ve ayrý ayrý süren eylemleri tek bir merkezden yönetmektir.Sýnýfýn birleþik örgütlü gücü sokaða yansýyor;daha ilerisi iktidarýn ele geçirilmesidir.Bu da mümkündür.

Borusan Ýþçileri Kazandý ÝSTANBUL – 07.07.212 Borusan Holdinge baðlý Borusan Lojistik’e çalýþan 25 iþçi sendikalý olduklarý için iþverenin baskýlarýna maruz kalarak iþten atýldýlar. Ýþten atýlan iþçiler Nakliyat Ýþ Sendikasý ve üyelerle birlikte Borusan Lojistik önünde eyleme baþladý. Borusan iþçilerinin yaklaþýk olarak 1 ayý geçen eylemi, 5 Temmuz günü kazanýmla sonuçlandý. Borusan iþçileri verdikleri mücadeleyi kazanýmla sonuçlandýrdý. Sendika ile iþveren yetkilileri arasýnda yapýlan görüþme sonucu iþverenin iþçilerin kýdem tazminatlarýný vereceði ve eylemde geçen günlerin ücretlerinin ödeneceði söylendi. Ayrýca sendikalý iþçiler üzerinde sendikal faaliyet yürütüldüðünden kaynaklý baský kurulmayacaðý konusunda da anlaþmaya varýldýðý söylendi. Ýþçiler iþlerine geri dönecek sendikal faaliyetlerine devam edecekler. Borusan iþçileri eyleme geçtikleri günden bu yana seslerini duyurmak için çeþitli basýn açýklamalarýnýn yaný sýra Borusan Kültür Sanat evini iþgal ederek pankart açmýþlardý. Bu tarz eylemlerle sürekli gündemde kalmayý baþaran iþçiler Borusan yönetimini sýkýþtýrmýþ,eylemlerinde sonuç almýþlardý.

Grevin 48. Gününde Kazandýlar MERSÝN – 05.07.2012 iþecam Grubuna baðlý Soda San. A.Þ. Soda Kromsan Krom Birleþikleri Fabrikasý ve Soda San.A.Þ. Tuz Ýþletmelerinde Petrol-Ýþ Sendikasý TÝS görüþmelerinde anlaþmazlýk sonucu 530 sendikalý iþçi ile 18Mayýs tarihinde greve çýkmýþtý. 01.01.2012 – 31.12.2013 tarihlerini kapsayan Toplu Ýþ Sözleþmeleri yapýlan görüþmelerin týkanmasý iþçilerin taleplerinin kabul edilmemesi üzerine alýnan grev kararý uygulanmaya konuldu. 530 iþçi 48 günlük mücadeleyi taleplerin kabul edilmesiyle sona erdirdi. Petrol-Ýþ Yönetim Kurulu yaptýðý yazýlý açýklama ile grevin kazanýmlarýn þöyle sýraladý “Grevin 48. gününde varýlan anlaþmaya göre 1.1. 2012-31.12.2013 yürürlük tarihli TÝS ile Petrol-Ýþ üyesi Soda Kromsan, Soda San. ve Tuz Ýþletmesi iþçilerinin ücretlerine ilk yýl, aylýk, seyyanen 213 Lira ücret zammý yapýldý. Ýkinci yýl ise ücretlere, enflasyon oranýna 1 puan eklenerek zam yapýlacak. Vardiya zammý ise saat baþýna 72 Kuruþ oldu. Üçlü paket olarak adlandýrýlan sosyal haklar da 2 bin 775 liraya yükseltildi. Her üç iþletmede de seyyanen yapýlan zam oraný, dönem enflasyonu olan yüzde 10.45’in altýnda kalan yüksek ücretlilere yüzde 10.45 olarak uygulanacaktýr” diyerek bilgilendirme yaptý. Ayrýca TÝS görüþmeleri sürecine iliþkin “Soda San. Soda Kromsan ve Tuz Ýþletmesi iþyerlerinde toplu iþ sözleþmesi görüþmeleri bu yýl, 17 Ocak’ta baþlamýþ ancak 5 ay ve 8 oturum süren görüþmelerde anlaþmaya varýlamamýþtý. 5 aylýk sürede bir çok uzlaþmazlýk konusu çözülmüþ ancak ücret zammý, gece ve vardiya çalýþma primi, üçlü paket diye tanýmlanan sosyal yardýmlar ve ilk giriþ ücretlerinde anlaþma saðlanamamýþtýr” diyerek 48 günlük süreç boyunca DTÖ’lerinin de destek ve dayanýþma içinde olduklarýný dile getirdi.

Þ

Gündem...

ÝÞÇÝLER MÜCADELE BÝRLÝÐÝYLE KAZANACAK

7

Kürt halký ulusal, sýnýfsal kurtuluþu için “topyekün” ayakta. Kürt halký devletin “topyekün savaþ” politikasýna karþý topyekün isyan ve ayaklanma içine girdi. Ayaklanma kesintisiz sürüyor. Türkiye iþçi sýnýfýnýn en ileri kesimleri, emekçiler ayakta. Grevler, direniþler geniþleyerek sürüyor. Emekçi kitleler, öðrenci gençlik durumlarýnda köklü deðiþiklikler istiyor. Sermaye sýnýfýnýn buna ne gücü ne de niyeti vardýr. Sermaye sýnýfý ve onun içsavaþ hükümeti tarihin en derin, en geniþ krizi karþýsýnda çaresiz, çözümsüz. Sermaye sýnýfý kendisini ekonomik krizden çýkaracak, bir devrim belasýndan kurtaracak çözümü emperyalist bir savaþta arýyor. Emperyalist bir savaþ yoksul emekçi kitleleri yýkýma götürürken, petrol, silah, gýda, ilaç tekellerinin karlarýný ona, yüze katlar. Kýsacasý emperyalist savaþ emekçilere açlýk, iþsizlik, sosyal yýkým getirirken tekelci sermayeye servet ve sefahat getirir. Sermaye sýnýfý yine kendi yapýsýndan, kendi iþleyiþ yasalarýndan doðan krizinden kurtulmak, sermaye biriktirebilmek için “demokrasiyi rayýna oturtmak, kardeþ kavgasýna son vermek için” 12 Eylül faþist darbesiyle “yönetime el koymak zorunda kalmýþtý”(!) Sermaye sýnýfý, yine bir devrim belasýndan kurtulmanýn yolunu yine askeri zor yöntemlerini devreye sokmakta, içsavaþa baþvurmakta bulmuþtu. 12 Eylül 1980’den bu güne yaklaþýk otuz iki yýl geçti. O günden bugüne gelen tüm hükümetler iþbirlikçi tekelci sermayenin ÝÇSAVAÞ hükümetleri oldu. 12 Eylül 1980’den önce baþlayan içsavaþ süreci deðiþik biçimler alsa da, iniþler, çýkýþlar gösterse de saðlý, sollu tüm hükümetler sermayenin servet; emekçilerin sefalet hükümetleri oldular. Karþý devrimci bir içsavaþý baþlatan hükümetlerin en temel amacý düþman sýnýfý; yani iþçi sýnýfýný, emekçileri, Kürt halkýný ve onun öncü güçlerini, devrimci komünistleri yenilgiye uðratarak kendi koþullarýný ona kabullendirmesidir. Sermaye sýnýfý 12 Eylül faþist darbesiyle en yüksek düzeyine çýkardýðý saldýrýlarýný bugün de kesintisiz bir þekilde sürdürüyor. Bu durum ayaklanmanýn, içsavaþýn doðasýnda vardýr: Düþmana irili ufaklý ama sürekli darbeler vurarak moralini bozmak, onu daðýtarak teslim olmaya zorlamak. Ýþte sermaye sýnýfý 42 yýldýr kesintisiz bunu yapýyor. Ýçsavaþý kazanmak istiyor. Ýþçi sýnýfý emekçiler, Kürt halký ve devrim güçleri savaþýyor, içsavaþ giderek yayýlýyor, yükseliyor. Sermaye sýnýfý ve onun içsavaþ hükümetleri ne yapsa olmuyor. Devrim giderek geliþiyor, güçleniyor. Çünkü emekçi kitleler ve Kürt halký giderek devletten ve düzenden umut keserek devrim saflarýna katýlýyor. Her ne kadar sermayenin saðlý sollu burjuva partileri ve burjuva sendikacýlarý sermayeye hizmet etmekte kusur etmese de burjuva sýnýf yönetemiyor. Ýþte bu nedenle ek yeni yasalara ihtiyaç duyuyor. Sermaye sýnýfý ve onun partilerini zaman zaman TÜSÝAD (Türkiye Sanayicileri ve Ýþadamlarý Derneði) eski dönem Sözcüsü Mustafa Koç “Siz kimin malýný paylaþamýyorsunuz. Siz akýl tutulmasýna uðramýþsýnýz” diye azarlasa da onlar sermayeye hizmet için birbirleriyle yarýþýrlar. Aralarýndaki tek fark yaðlý kemiðe kimin daha önce sahip olacaðýdýr. Yoksa onlarýn birbirlerine en aþaðýlýk sözlerle saldýrmasý bizleri yanýltmamalýdýr. Onlar için aslolan sermayeye hizmettir, gerisi teferruattýr. Burjuva partiler, burjuva sendikacýlar, sosyal reformistler, oportünistler bir cephe halinde sermaye düzenini ayakta tutmak için var güçleriyle çalýþýyorlar. Ama olmuyor, olmuyor... Sermaye düzeni dikiþ tutmuyor. Sermaye sýnýfý kendi yapýsýndan kaynaklanan ve küresel düzeye yayýlan tarihin en derin, en geniþ krizi karþýsýnda yeni emekçi kitlelere karþý savaþýyor, savaþýyor. Çünkü “Savaþ politikanýn baþka araçlarla devamýndan baþka bir þey olmuyor.” Politika ise ekonominin yoðunlaþmýþ hali... Sermaye sýnýfýnýn içsavaþ hükümetlerinin sermayenin azami miktarda karý için iþlemeyeceði cinayet, yapmayacaðý katliam yoktur. Ýþbirlikçi tekelci sermaye sýnýfýnýn tüm tarihi kanlý katliamlar tarihidir. Bunun en son örneði Roboski katliamýdýr. Artýk öyle bir noktaya gelindi ki, AKP’nin Kürt milletvekili Mehmet Mir Dengi Fýrat’ýn dediði gibi “Duvara dayandýk ya herþeyi kaybetmeyi göze alacaðýz ve savaþý yükselteceðiz ya da reformlara yöneleceðiz”. Ýþte sermaye hükümetinin reformlara yönelmesinin nedeni. Her þeyi kaybetmeyi göze alamayan sermaye sýnýfý “reformlara” yönelerek devrim belasýndan kurtulmak istiyor. Sermaye sýnýfý reform demagojilerine kendi sýnýfsal çýkarlarýný korumak için yöneliyor, reform yapýyormuþ gibi görünüp, daha aðýr yasalar çýkarýyor. “Demokrasi” diyor faþizmi uyguluyor. Bugüne kadarki tüm reform uygulamalarý bunu gösterdi. Sermayeye servet, emekçilere sefalet getirdi. Reform paketlerinin üçüncüsü “Yargý Paketi” savaþ dönemine yönelik yasalarý içeriyor. Sermaye sýnýfý devrim belasýndan kurtulmak, ekonomik krizden çýkmak için bir dýþ savaþa yöneliyor. Savaþta uygulayacaðý yasalarý, yani savaþ yasalarýný reform diye yutturmaya çalýþýyor. Çünkü sermaye sýnýfý bir dýþ savaþa hazýrlanýyor. Kurtuluþu dýþ savaþta görüyor. Ýþçiler, emekçiler, komünistler emperyalist bir savaþta anayurt savunmasý adý altýnda burjuva sýnýfýn egemenliði için deðil, emekçi halklarýn kendi iktidarý için savaþmalýdýr. Leninist devrim güçleri bunun için savaþacak. Ýþte o meþhur “Üçüncü Yargý Paketi” emekçi halklarý, devrimci güçleri yargýlamak ve mahkum etmenin hukuki zeminlerini bugünden hazýrlamaktýr. Kýsaca söylersek burjuvazi kýrk yılı aşkındır sürdürdüðü içsavaþý kazanmak istiyor. Emekçi kitleleri ve devrim güçlerini yenilgiye uðratmak için bir dýþ savaþa hazýrlanýyor. “Üçüncü Yargý Paketi” de savaþ yasalarýný içeriyor. Bu yasalarýn niteliðini az buçuk kavrayanlar her þeyden önce bu yasalara karþý savaþmalýdýr. Çünkü bu yasalar “Temel milli yararlara (siz bunu sermayenin yararýna okuyun) karþý hareket, halký askerlikten soðutma (siz bunu sermaye için savaþma olarak okuyun), askeri itaatsizliðe teþvik, savaþta yalan haber yayma (siz bunu devrimci propaganda olarak okuyun) vb. durumlarý kapsýyor. Ýþçiler, emekçiler, yoksul köylüler, gençler hiç vakit kaybetmeden bir araya gelmeli birleþik bir halk cephesi kurarak birleþik bir devrim için savaþmalýdýr. Ýþte o zaman burjuvazi Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacak. Ýþte bu nedenle, o devrimi yenilgiye uðratmak için “reformlara”, reform demagojilerine baþvuruyor. Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu emekçilerin ve Kürt halkýnýn kendi kaderini tayin hakký dahil, devrim savaþçýlarý, devrimci tutsaklarýn özgürleþmesi de dahil ancak devrimi en baþa koyarak devim için savaþýrsak mümkündür. Gerisi lafý güzaftýr...


8

Sayı 14 /Temmuz 2012

SENDÝKA YÖNETÝCÝLERÝ! BÝZÝM ADIMIZA VE BÝZÝM YERÝMÝZE BÝR ÞEY YAPMAYIN! “Sendikalar sýnýfýn okullarýdýr.” Bu okullarda okuyanlar iyi bilir ki, tartýþan, karar alan, eylem örgütleyen ve sonuçlarýndan ders çýkartarak yeni sürecin kararlarýný alan emekçilerin sýnýf savaþýmýný öðrendikleri aktif bir okuldur sendikalar. Emekçiler, bu okullarda kendi birikimlerini, güçlerini sýnarlar. Burjuvazi, tarihi boyunca güçlenen iþçi sýnýfýnýn bu okullarýný pasif hale getirmenin türlü yollarýný buldu. Sendikalarý iþçi sýnýfýnýn okulu olmaktan, iþçi sýnýfýnýn ayaðýnýn prangasý haline getirmenin en iyi yolunun bürokratizmi yerleþtirmek olduðunu öðrendi. Ýþçi sendikalarýnda olduðu gibi KESK de “sahte sendika” yasasýnýn kabulüyle birlikte “yasallýðýný” kazandý. Bu yasa KESK’e “profesyonel” yani maaþlý yöneticilerini armaðan etti. 1988 bahar eylemliliklerinin ardýndan Kamu Çalýþanlarý Sendikalarý Platformu (KÇSP) çatýsýnda birleþen emekçiler iþkollarýný örgütlerken iþyerlerinde toplantýlar yapar, bunlarý aþaðýdan yukarýya doðru hýzla örer ve eylemleri örgütlerdi. Bu dönemin, kamu emekçileri için ne kadar güçlü dönemler olduðunu herkes bilir. Ýþyeri temsilcileri, aktivisyenler yoluyla o zamanýn dar iletiþim olanaklarýna raðmen emekçilerin ne büyük bir hýzla ne büyük eylemlere imza attýðýný ne burjuvazi unutabilir ne de onun devleti. Yasallýk kazanan ve devrimci mücadelenin kazandýðýna devrimcileri türlü ayak oyunlarýyla tasfiye ederek el koyan profesyoneller, kararlarý olduðu gibi bütün olanaklarý da yukarýya doðru toplayarak emekçilerle baðýný kopardý. KESK’in son Genel Kurul’unun aldýðý, tabandan örgütlenme üzerine “yeni” buluþlarý da bürokratizmi kýrmaya yetmedi. Tabanýn kararlarýna raðmen KESK genel merkezi karar almaya ve tüm sendikalarý bu karar doðrultusunda yönlendirmeye devam etti. Sadece karar aþamasýnda deðil eylem aþamasýnda da kitlelerden habersiz kendi kendilerine eylem yapar hale geldiler. Temsili, kotalý, yöneticiler düzeyinde eylemler sýradan hale geldi. Peki ama neden? KESK’in kitlesi her þeye raðmen KESK’de kalmaya ýsrar eden bir kitle. Sayý oldukça azalmýþ olsa da KESK’i tasfiye etmeye çalýþan burjuvazinin tüm saldýrýlarýna ve devlet sendikalarýna saðladýðý tüm olanaklara raðmen, KESK’li olmak her zaman dezavantajlý olduðu halde, KESK’li emekçiler onurlu duruþlarýndan vazgeçmediler. Uzun vadeli çýkarlarýný kýsa vadeli çýkarlarýna satmadýlar. Üstelik yýllardýr tüm saldýrýlara tek baþlarýna göðüs gerdiler. Tek baþlarýna! Yani KESK’in kitlesi aslýnda büyük çoðunlukla kararlý ve gözüpek bir kitle. KESK, bugünkü yapýsýyla kendi kitlesinin gerisine düþtü ve onun özlemlerine, isteklerine cevap verebilecek durumda olmadýðý gibi kontrol edemeyeceði bir kitleyle de karþý karþýya. Saldýrýlar kadar emekçilerin öfkesi de KESK yönetiminin boyunu aþýyor. KESK, uzun süredir bu kitleyi bir araya getirmemenin türlü yollarýný deneyerek bugüne kadar geldi. Merkezi kararlardan kaçýndý, duyurmak konusunda geç davrandý, gürültülü konuþmalarla beklentiye sokup oyaladý, eylem planý son güne kadar muðlaklýðýný korudu... En son gözaltý saldýrýsýnda KESK genel merkez yöneticisi bile gözaltýndayken her yerde yapýlan basýn açýklamalarýnda “bu saldýrý da daha öncekiler gibi KESK’in duvarýna çarpýp geri dönecektir” diyenlerin söyledikleriyle yaptýklarý arasýnda tutarlýlýk olmasý gerekiyor.. Cezaevlerinde onlarca KESK’li tutuklu var. Bu konuda KESK’in sonuç alýcý ne tür bir duvar ördüðü ise bilinmiyor. Emekçiler yarýn ne yapacaklarýný bilmiyorlar. KESK’den gelecek her hangi bir eylem kararýný bekliyorlar. Eylem kararý, eylemin örgütlenemeyeceði kadar kýsa bir süre önce þubelere geliyor. Üstelik ne afiþ, ne bildiri ne de baþka bir þey. Tabanda etkisiz, göstermelik eylemlerden dolayý bir güvensizlik hakim. Reformizmin ise kitlelere olan güvensizliðini, sýzlanmalarýný hepimiz biliyoruz. Onlara göre kitleler pasif ve geri. . Emekçiler kendi mücadelelerini kendileri verdiler, yine verirler ve verecekler. Sendika yönetimlerinin iþi, emekçiler yerine mücadele etmek, ediyor görünüp böbürlenmek deðil, emekçilerin mücadelelerinin önünü açmaktýr. Sendika yönetimleri emekçilerin aldýklarý kararlarý yürütürler. Yoksa onlarýn yerine karar alýp hatta onlarýn yerine sözüm ona “eylem” yapýp kendi kitlesine bürokratik duvarlar örmekle uðraþmazlar . Bu durumda ýsrarla ve onurla KESK’i sahiplenen emekçilerin, yani sendikalarýn asýl sahiplerinin yasalcý, uzlaþmacý yönetimlerine karþý da seslerini çýkartmalarý gerekiyor. KESK yöneticilerinin üyelerini sürekli devlet sendikalarýyla korkutmalarýna kulak asmamalýyýz. “KESK’i yýpratmayalým yoksa üyelerimizi onlar kaparlar” korkutmalarý “þeriat gelir ha!” korkutmalarýna benziyor. Aksine biz eðer sendikalarýmýzý fiili sýnýf sendikacýlýðý yönünde tabandan örgütlenmelerle ele almazsak zaten devlet sendikalarýndan bir farkýmýz kalmayacak. KESK yönetiminin bize raðmen aldýðý her kararý onlarýn tüm kýsýtlama çabalarýna raðmen aþmak zorundayýz. Tabandan örgütlenen eylemlerle yöneticilere pasif ve geri olmadýðýmýzý göstermeliyiz. Her eylemi daha ileriye taþýmanýn yollarýný bulmalýyýz. Bu eylemleri þubeler platformu aracýlýðýyla ve yönetimlerdeki ileri unsurlar aracýlýðýyla ortaklaþtýrmalýyýz. Yöneticiler bizim adýmýza Ankara’ya mý gidiyorlar bizi Ankara’ya gitmekten kim alýkoyabilir? Önümüzdeki süreç sendika bürokratizminin emekçilerin duvarlarýna çarptýðý bir süreç olmalý yoksa burjuvazinin duvarlarý bizim için yükseliyor.

KESK’LÝ KÜRT SENDÝKACILARA SALDIRILAR SÜREKLÝLÝK KAZANDI 25 Haziran 2012 tarihinde, aralarýnda KESK Genel Baþkaný Lami ÖZGEN’inde bulunduðu toplam 71 KESK üyesi ve yöneticisi, KCK operasyonu adý altýnda gözaltýna alýndý. Gözaltýna alýnan sendikacýlardan toplam 28 kiþi tutuklandý Tutuklananlarýn isimleri; 1-Metin VURANOK (Ankara) Tarým Orkam-Sen Genel Baþkaný, 2-Mehmet Sýddýk AKIN (Ankara) SES Genel Sekreteri, 3Ýzzettin ALPERGÝN (Ankara) Tüm Bel Sen Genel Sekreteri, 4-Sakine ESEN YILMAZ (Ankara) Eðitim Sen Kadýn Sekreteri, 5-Yunus AKIL (Ankara) BTS Eski Genel Baþkaný/KESK Genel Meclis Üyesi, 6-Belgizar SAZAK (Ankara) BES Genel Meclis Üyesi, 7-Yýlmaz YILDIRIMCI (Ankara) Tüm Bel Sen Ankara 2 No’lu Þube Yöneticisi, 8-Erdal TURAN (Ankara) SES Ankara Þube Yöneticisi, 9-Ferruh ÇELÝK (Ankara) Tüm Bel Sen Ankara 2 No’lu Þube Yöneticisi, 10-Aykut ERHAN TURGUT (Ankara) Eðitimsen 2 No’lu Þube Yöneticisi, 11-Seyran ÞIK (Ankara) Haber-Sen Genel Kadýn Sekreteri, 12-Mehmet Sezgin ÝBÝN (Ankara) Tarým Orkam Sen Þube Yöneticisi, 13-Mustafa BOZAN (Ankara) Yapý Yol Sen Þube Baþkaný, 14-Mehmet ARDA (Ankara) Eðitim Sen, 15-Nihat KILINÇALP (Ankara) Eðitim Sen 1 No’lu Þube, 16-Haným KOÇYÝÐÝT (Sakarya) Eðitim Sen, 17-Deniz BOZBEY (Kocaeli), 18-Sibel ANIL (Haber-Sen), 19Erdal YILMAZ (Adýyaman) Eðitim Sen, 20-Bekir GÜRBÜZ (Adana) Eðitim Sen, 21-Tarýk KAYA (Malatya) Eðitim Sen, 22-Osman ÝÞÇÝ (Ankara) Araþtýrma Görevlisi/Eðitim Sen 5 No’lu Þube, 23- Mehmet Bozgeyik – Eðitim Sen Genel Sekreteri, 24-Çerkez AYDEMÝR (Ankara) 2 No’lu Þube Sekreteri, 25-Fikret Çalaðan (Ankara) SES Merkez Denetleme Kurulu Baþkaný, 26-Veysel Özhekti – BTS Diyarbakýr Þube Sekreteri, 27-Hasan Ölgün – Eðitim Sen, 28-Þerif Ýldoðan – Eðitim Sen. Lami ÖZGEN,savcýlýk tarafýndan tutuksuz yargýlanmak üzere serbest býrakýldý. Ülkenin dört bir yanýnda KESK’e karþý yapýlan operasyonlar, gözaltýlar ve tutuklamalar protesto edildi. VAN: Faki Teyran parkýnda Van KESK platformu üyelerinin tutuklamalarý ve operasyonlarý protesto eden basýn açýklamasý, KESK Van Þubeler Platformu adýna dönem sözcüsü Mucip VERGÝLÝ tarafýndan yapýldý. Basýn açýklamasýnýn ardýndan 15 dakikalýk oturma eylemi ile protesto sona erdi. ANKARA: KESK’e baðlý sendikalar, demokratik kitle örgütleri ile siyasi yapýlardan oluþan kitle saat 17:00’de YKM önünde toplanarak Adalet Bakanlýðý önüne gitti. Burada Ýsmail Hakký TOMBUL’un yaptýðý basýn açýklamasý ile eylem sonlandýrýldý. ÝSTANBUL: KESK Ýstanbul platformunun çaðrýsýyla Taksim Tünel’de toplanan sendikacýlar ile devrimci-demokrat kitle örgütleri buradan yürüyüþe geçerek Tramvay duraðýna kadar ilerledi. Burada oturma eylemi gerçekleþtirildi. Oturma eylemi ile beraber konuþmalar yapýldý. Ferhat TUNÇ, konuþmasýnýn ardýndan ‘’Özgürlük Mahkumlarý’’ adlý ezgisini seslendirdi. Eðitim Sen 5 No’lu Þube Baþkaný Mehmet Aydoðan’ýn okuduðu basýn açýklamasý ile eylem sonlandýrýldý. ÝZMÝR: Ýzmir’de KESK’e baðlý sendikalar ile demokratik kitle örgütlerinin katýldýðý eylem, eski Sümerbank önünde gerçekleþti. Burada KESK Ýzmir Þubeler Platformu dönem sözcüsü Ramis SAÐLAM tarafýndan okunan basýn açýklamasý sloganlarla sona erdi. ADANA: Ýnönü Parký’nda bir araya gelen KESK üyeleri ile demokratik kitle örgütleri, devrimci, demokrat örgütler ile siyasi kurumlar, KESK’e yapýlan operasyonlar, gözaltý ve tutuklamal ile ile ilgili basýn açýklamasý gerçekleþtirdi. Adana Haber Sen Þube Sekreterinin de gözaltýna alýndýðý operasyonlar protesto edildi. DERSÝM: Eðitimsen Dersim Þubesi Baþkaný Hasan Ölgün ’ün evi ve Eðitim Sen Dersim Þubesi’nin aranmasý, KESK’e karþý yapýlan operasyonlar, Sanat Sokaðý’nda toplanan kitle tarafýndan yapýlan basýn açýklamasý ile protesto edildi. SAMSUN:KESK Samsun KESK Þubeler Platformu üyeleri, Süleymaniye Geçidi’nde toplanarak oturma eylemi ve basýn açýklamasý yaptý. Grup adýna basýn açýklamasýný okuyan KESK Dönem Sözcüsü Murat Arýkan yapýlan baskýlarýn, gözaltýlarýn ve tutuklamalarýn emekçileri yýldýramayacaðýný yaptýðý basýn açýklamasý ile duyurarak tutuklamalarý protesto etti. MERSÝN: Çankaya Mahallesi’ndeki Eðitim Sen Mersin Þubesi’nin önünde toplanan Eðitim-Sen üyeleri, tutuklamalara karþý basýn açýklamasý yaptý. Eylem sýrasýnda polisin etten duvar örmesi ve geniþ güvenlik önlemi almasý dikkat çekiciydi. Tutuklanan sendikacýlarýn serbest býrakýlmasý taleplerini içeren basýn açýklamasý okunduktan sonra eylem bitirildi.. AMED: Diyarbakýr Eðitim sen önünde, KESK Dönem Sözcüsü Alican Çetinkaya tarafýndan alkýþ ve zýlgýtlarla baþlayan basýn açýklamasý yapýldý. KESK’e karþý yapýlan baskýlar ve tutuklamalar için ayný gün, Diyarbakýr Emek ve Demokrasi Güçleri, saat 18.00’de Konuk Evi önünde açýklama yaparak daha sonra ise Koþu Yolu parkýnda 2 gün nöbet eylemi ile sürdüreceklerini duyurdu. ESKÝÞEHÝR: Eskiþehir KESK platformu saat 17.30’da Eskiþehir Ýl Saðlýk Müdürlüðü önünde baþlayarak Hamam Yolu Yediler Parký önündeki yürüyüþün ardýndan yapýlan basýn açýklamasýyla, Eskiþehir Eðitim Sen Þube Baþkanýnýn evinin aranmasý ve KESK’e karþý yapýlan operasyonlar protesto edildi. TEKÝRDAÐ: Tekirdað KESK platformuna baðlý sendikalar, 25 haziran günü saat 17:30’da Tuðlalý parkta yaklaþýk 100 kiþinin katýldýðý basýn açýklamasýyla, KESK’e karþý yapýlan gözaltýlar ve tutuklamalarý protesto etti. URFA: Urfa demokrasi platformu üyesi bir grup, 25 Haziran günü yurt genellinde KESK’lilere yönelik gerçekleþtirilen operasyonda gözaltýna alýnan 71 üye ile 28 tutuklama operasyonunu protesto etmek için oturma eylemi yaptý. Akþam saatlerinde Ahmet Bahçývan Ýþ Merkezi’nde toplanan yaklaþýk 50 kiþilik ‘Urfa demokrasi platformu’ üyesi, ‘Emek, demokrasi ve barýþ mücadelemiz sürüyor’ yazýlý siyah pankartýn arkasýnda toplanarak sloganlar attý. Urfa KESK Þubeler Platformu Sözcüsü Ýsmet KARADAÐ’ýn yaptýðý basýn açýklamasýyla eylem bitirildi. YALOVA: KESK üye ve yöneticilerine yapýlan operasyonlarý ve tutuklamalarý protesto etmek için Yalova Yalý caddesinde toplanan Yalova KESK üyeleri AKP önüne giderek basýn açýklamasý yapmak istediler;bu, polis þiddetiyle engellendi. Polis saldýrýsý sonucu 18 kiþi gözaltýna alýndý; birçok eylemci yaralandý. ZONGULDAK: KESK Þubeler Platformu ,Madenciler Anýtý önünde, KESK Zonguldak Þubeler Platformu Dönem Sözcüsü Onur Arslan’ýn yaptýðý basýn açýklamasý ile protesto etti. Basýn açýklamasýnda; gözaltýlarýn, baskýlarýn ve tutuklamalarýn KESK’i kararlý mücadelesinden asla vazgeçiremeyeceðine vurgu yapýldý. Öte yandan Uluslar arasý arenada da KESK’e karþý yapýlan tutuklamalar protesto edilmektedir. ITUC, daha önce tutuklanan 9 kadýn sendikacý ile 2012 yýlýnda tutuklanan 15 kadýn sendikacýlarýn acil serbest býrakýlmasý talepleri ile ilgili duyuruda bulundu ve Baþbakana ÝLO sözleþmelerine uyulmasý uyarýlarýný içeren mektup gönderdi. Ýsveç Memur Sendikalarý Konfederasyonu (TCO) KESK’e karþý 25 Haziran 2012 tarihinde yapýlan ve 71 gözaltý ile 28 tutuklama ile sonuçlanan operasyonlarý kýnadýðýný bildirdi.


Sayı 14 / Temmuz 2012

KESK’e Yönelik Gözaltý ve Tutuklamalar HABER MRK – 29.06.2012 amu Emekçileri Sendikasý Konfederasyonu’na, üye sendikalara,baþkanlarýna ve üyelere yönelik Türkiye ve Kürdistan’da yapýlan ev baskýnlarý sonucu çok sayýda emekçi gözaltýna alýndý. Yapýlan operasyon sonucu,aralarýnda KESK Genel Baþkaný Lami Özgen ve çok sayýda yöneticinin de olduðu kamu emekçileri gözaltýna alýnarak soruþturma için Ankara’ya getirildiler. Yaklaþýk olarak 50 kiþi gözaltýna alýnýrken 14 kamu emekçisinin evleri ve iþ yerlerinde arama yapýldý. 4 gün süren gözaltý ve soruþturma sonucu 28 KESK’li tutuklandý. Genel Baþkan Lami Özgen serbest býrakýlýrken,Genel Sekreter Mehmet Bozgeyik tutuklandý. KESK’e yönelik yapýlan saldýrýlar devam ederken binlerce kamu emekçisi de gözaltý ve mahkeme sürecinde gözaltýnda tutulan ve mahkemeye çýkarýlan kamu emekçilerini yalnýz býrakmayarak çeþitli eylem gerçekleþtirdi. Serbest býrakýlan Lami Özgen adliye önünde bir açýklama yaptý. Özgen,mücadele geleneklerinin boyun eðmemek olduðunu söyleyerek,”dün boyun eðmedik bugün de boyun eðmeyeceðiz,yarýn da” diyerek mücadele kararlýlýklarýna vurgu yaptý. Özgen “Kurulduðumuz günden bu yana sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinde, emek ve demokrasi mücadelesinde birçok arkadaþýmýz baský, gözaltý ve tutuklamayla, faali meçhullerle karþý karþýya kaldý. Yine belli bir süredir Hükümetin tekçi, otoriter, faþizan yönetim anlayýþý, toplumun bütün kesimlerini nasýl baský altýna alýp sindiriyorsa; ayný uygulamalar

K

José Campos Trujllo, FECCOO Ýspanya Genel Sekreteri” Fransa öðretmen sendikasý SNES FSU sendikasý sendikamýzla dayanýþma mesajlarýný ulaþtýrdý: “SNES- FSU olarak tekrar tekrar karþýlaþtýðýnýz siyasal baský ve saldýrýlarla mücadelenizde desteðimizi ve dayanýþmamýzý belirtmek isteriz. SNES-FSU, Merkez Yürütme Kurulu üyeleri de dâhil Eðitim Sen ve KESK aktivistlerinin gözaltýna alýnmasýný ve tutuklanmasýný kýnar. Bunlar sendikal

KESK’in üzerinde de terör estirilmek suretiyle gün be gün arttýrýlarak devam ettirilmektedir. Son bir kaç ay içinde arka arkaya KESK’e yönelik geliþtirilen operasyonlar, KESK’in yürütmüþ olduðu fiili meþru sendikal mücadeleye yönelik, KESK’in içinde bulunan devrimci, demokrat, yurtseverlere yönelik geliþtirilen bilinçli, kasýtlý ve programlý yönelimlerdir. Bu yönelimler, yürüttüðümüz sendikal haklar ve özgürlükler mücadelesini kriminalize etme, içselleþtirme, gözden düþürme, etkisiz hale getirme, bize geri adým attýrma ve boyun eðdirmeye yöneliktir. Ama öyle bir mücadele geleneðinden geliyoruz ki asla ve asla, sonucu ne olursa olsun, bize karþý yürütülen bu baskýlara dün de boyun eðmedik, bugün de boyun eðmedik, yarýn da boyun eðmemeye devam edeceðiz” dedi.

haklarýn normal kullanýmýna karþý süregelen bir þiddet, taciz ve baský dalgasýnýn bir sonucudur. SNES-FSU olarak gözaltýndaki sendikacýlarýn serbest býrakýlmasýný, Türkiye’deki yetkililerin çalýþanlarýn ve sendikacýlarýn temel insan haklarý ve sendikal haklarýna Türkiye tarafýndan da imzalanan Uluslararasý Çalýþma Örgütü sözleþmeleri’ne uyumlu olarak saygý göstermesini talep ediyoruz. SNES-FSU Fransýz Dýþiþleri Bakanlýðý’yla Türkiyeli yetkililere konuyla ilgili gerekli baskýnýn yapýlmasý için iletiþime geçmektedir.” þeklindeki mesajý dün itibariyle elimize ulaþtý. AB Geniþlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin de “Aralarýnda AvrupaAkdeniz Ýnsan Haklarý Aðý üyesi Osman Ýþçi’nin de bulunduðu bir grup sendikacý ve insan haklarý eylemcisinin tutuklanmasýný “Endiþeyle öðrendiðini” belirttiði” basýna yansýdý. Füle, AB Komisyonu’nun Türkiye’de insan haklarý savunucularý, sendikacýlar, avukatlar ve gazeteciler aleyhine ve çoðunlukla terörle ilgili suçlamalarla açýlan davalardaki artýþý not ettiðini dile getirdi. Hollanda’da sendikal haklar üzerine çalýþma yapan TIE-Netherlands Derneði de sitesinde yayýmladýðý haberle olayý duyurdu ve kýnadý.

SONUN BAÞLANGICI

S

SUSKUN SENDÝKALAR AKAN ZAMAN VE SOSYAL GÜVENLÝK

G

KESK’e Yönelik Saldýrýlara Karþý Uluslararasý Dayanýþma Mesajlarý 29.06.2012 Ýspanya FECCOO sendikasý sendikamýza(Eðitim Sen)gönderdiði mesajda; “FECCOO; Ýspanya’nýn ilk öðretmen sendikasý olarak, EI’nin Türkiye’den üyesi Eðitim Sen’in ve Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu’nun (KESK) Genel Merkezi’nin, 25 Haziran sabahý polis tarafýndan basýlmasýný protesto ettiðimizi belirtmek isteriz… Sendika liderlerine yönelik süregelen taciz ve þiddet dalgasýný kýnadýðýmýzý, insan haklarý ve sendikal haklara saygý gösterilmesini ve tutuklu sendikacýlarýn derhal serbest býrakýlmasýný istediðimizi belirtir, sendikacýlar aleyhinde alýnan tüm adaletsiz kararlarýn geri alýnmasýný talep ederiz.”

9

aðlýk Bakanlýðý’nýn “kamu-özel ortaklýðý” çerçevesinde aldýðý karar ve yaptýðý ihale sonucunda Ankara Etlik Hastanesi’nin yýkýlmasýna karar verildi. 29 Haziran’da poliklinik hizmetinin ve 31 Aralýk’ta tamamen sona erecek saðlýk hizmetlerinin bitirilmesiyle baþlayacak yýkým süreci öncesinde, SES Ankara Þubesi ve Ankara Tabip Odasý, Etlik Ýhtisas Hastanesi önünde bir basýn açýklamasý gerçekleþtirdi. Basýn açýklamasýnda ;’ Etlik Saðlýk Kampus inþaatýnýn baþlamasý için Etlik Ýhtisas Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi alelacele boþaltýlýyor ve yýkýlacak. Etlik Ýhtisas Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi ülkemizde Kampus projesi için yýkýlacak olan ilk kamu hastanesi olacak. Saðlýkta ticarileþtirme uygulamalarý hýzlanýyor. Bugün Etlik Ýhtisas Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi yarýn Ankara’daki diðer hastaneler birer birer boþaltýlacak ve yýkýlýp yerlerine Alýþveriþ Merkezleri, Oteller vb. ticari iþletmeler yapýlacak. Þirketler saðlýktan daha fazla para kazansýn diye halkýn vergileriyle yapýlan hastaneler kamu-özel ortaklýðý adý altýnda sermayeye devrediliyor. Hastaneler devredilirken saðlýk emekçilerini ve halký neler bekliyor?’ denildi. Saðlýk Bakanlýðý; kamu-özel ortaklýðý ile hazine arazilerinin üzerine kira karþýlýðý hastane yaptýrmak için ihale yapmaya devam ettiðini Etlik Saðlýk Kampüsü ihalesiyle birlikte þirketlere ,11 hastanenin feda edildiðinin söylenmesinin ardýndan basýn açýklamasý þöyle devam etti : Etlik Ýhtisas Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi ile baþlayan bu sürece saðlýk teknisyeninden taþeron þirket çalýþanýna, hemþiresinden hekimine kadar hep birlikte örgütlüðümüzle müdahale etme zamanýdýr. Eðer yüksek sesle itiraz etmezsek, Etlik Ýhtisas Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi’nin 1000’e yakýn çalýþaný, 350-400 taþeron þirket çalýþaný, taþeronu-saðlýk teknisyeni, hemþiresi-hekimi, saðlýk personeli ile bir bütün olarak saðlýkta dönüþümün kurbaný olma yolundadýr. Eðer yüksek sesle itiraz etmezsek, eþit-parasýz-ulaþýlabilir olarak sunulmasý gereken bir saðlýk hizmeti almak artýk hayal olacak. Eðer yüksek sesle itiraz etmezsek, Etlik Ýhtisas Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi yýkýlýnca, bu süre içerisinde hastalandýðýmýzda, aðýr tedavi gerektiren hastamýz olduðunda ulaþabileceðimiz baþka yakýn bir hastane olmayacak. Bugün Etlik Ýhtisas Eðitim ve Araþtýrma Hastanesine sahip çýkmak; saðlýðýmýza sahip çýkmaktýr. Bugün Etlik Ýhtisas Eðitim ve Araþtýrma Hastanesine sahip çýkmak; çocuklarýmýzýn geleceðine sahip çýkmaktýr. Bugün Etlik Ýhtisas Eðitim ve Araþtýrma Hastanesine sahip çýkmak; güvenceli iþ, insanca yaþam mücadelemize sahip çýkmaktýr. Saðlýk Emekçilerini ve halkýmýzý Etlik Ýhtisas Eðitim ve Araþtýrma Hastanesine Sahip çýkmaya, SES’imize SES katmaya çaðýrýyoruz.

ünümüz dünyasýnda çok net görülen bir olgu var, o da gündemlerin çok hýzlý deðiþmesidir, bazen düþünmeden edemiyorum, “acaba eskiye göre dünya daha mý hýzlý dönüyor” diye. Elbetteki dünya dönüyor, dünya emperyalizme ve kapitalizme vura vura dönüyor. Artýk sigortasý atmýþ ve zembereði bozulmuþ bu sistem, sendika yöneticilerinin vicdanýný önce kuþatmýþ sonrada teslim almýþ. Bu konu da iyimser olmak bana göre gereksiz bir iyimserliktir. Para imparatorluðunun siyasi erkleri, halkýn kin ve nefret duygularýný artýk çok fazlasýyla hak ediyorlar. Bu hak ediliþler birgün elbette bu kiþilere yine halký tarafýndan teblið edilecektir. Bu da kaçýnýlmaz bir gerçektir. Burada tam da Tolstoy’ un þu sözünü hatýrlamakta yarar var.”Söyleyin Çar’a yýldýrýmlar yaðacak baþýna” Büyük üstat tarafýndan kaleme alýnan bu söz ,yaklaþýk aradan yüz yýl geçmesine raðmen bütün heybetiyle güncelliðini koruyor. Yukarda sendika ve yöneticilerin enkazýndan kýsmende olsa bahsettim. Ancak TC. burjuvazisi ,saldýrýlarda durdurak bilmiyor. Þöyleki: 01.10.2008 tarihinde resmi gazetede yayýnlanarak yürürlüðe giren 5510 sayýlý yasa gereði 1 ekim 2008’den önce iþe girenler emekli olduðunda, 1000-TL. alýyorsa, bu tarihten sonra iþe girip emekli olacaklar bugünkü parayla 279 TL. alacaklar. O da 65 yaþ bitince. Mesela bu tarihten önce iþe giren bir memur emekli olduðunda 975 TL. alacakken sonra girip emekli olanlar 400- TL. alacak ama 65 yaþýnda. 5510 sayýlý yasa gereði 1 ekim 2008 den önce milletvekili olan 5000- Tl. alacak sonra vekil olan 1200- TL. alacaktý ancak meclisteki vekiller bir önerge verdiler bütün partiler birleþti önce sonra ayrýmý yapýlmadan emekli olacak vekillerin maaþý 5000TL. deðil 8040- TL. oldu . Bu þu demek bundan 30 yýl sonra bugünkü parayla vekiller 8040- TL. alýrken emekli olan bir iþçi de, 279- TL. alacak. Burjuvazi uyguladýðý her anlamdaki vahþetlerinin rekorunu tazelerken, sendikacýlarýmýzýn vicdanlarýnýn “Z” raporundan az da olsa bahsettik,ancak burada ayrýca bir de akýl tutulmasý söz konusu. Bu akýl tutulmasý sendikacýlarý birgün mutlaka tedaviye muhtaç yalnýzlýklara götürecektir. Veya birgün aðýzlarýný açtýklarýnda bakteriler fýþkýrmasýn da, iþçilerin ve emekçilerin baþlarýna yaðdýracaklarý yýldýrýmlara maðruz kalmasýnlar. Sosyal Güvenlik Uzmanı

Araþtýrma ve Öðretim Özgürlüðü

27

.Haziran ‘da Araþtýrma ve Öðretim Özgürlüðü Uluslararasý Çalýþma Grubu (GIT) üyesi üniversite mensuplarý, ‘Akademik Hak Ýhlalleri’ dosyasýný dün kamuoyuyla paylaþtý. Toplantýya GIT Türkiye üyesi Füsun Üstel, Ýbrahim Kaboðlu ve Koray Çalýþkan ile üniversitelerde hak ihlallerine uðrayan akademisyenler konuþmacý olarak katýldý. KCK soruþturmasý kapsamýnda sekiz aydýr tutuklu bulunan Prof. Dr. Büþra Ersanlý’ya yöneltilen suçlamalara karþý bir kez daha sesini yükselten grup adýna basýn açýklamasýný Prof. Dr. Füsun Üstel yaptý. ‘Akademik Hak Ýhlalleri’ dosyasýný, üniversitelerde yaþanan baskýlarýn sürekliliðine vurgu yapmak amacýyla Prof. Ersanlý’nýn 2 Temmuz’daki duruþmasýndan önce kamuoyuyla paylaþtýklarýný söyleyen Üstel, þöyle konuþtu: “Prof. Ersanlý’nýn parmaklýklar ardýna konmasýnýn tek sebebi, kimilerine göre ‘haddini aþmýþ’ ve elini taþýn altýna koymaktan çekinmemiþ olmasýdýr. Ersanlý’nýn içeride tutulmasýndaki amaç, akademisyenler de dahil olmak üzere tüm düþünen ve üreten insanlara ‘haddinizi bilin’ mesajý vermektir.” ‘Akademik Hak Ýhlalleri’ dosyasýna göre, Kürt sorunu üzerine televizyonda yapýlan deðerlendirmeler, anadil üzerine çalýþmalar, iþten çýkarýlan iþçilerle yapýlan eylemler akademisyenlerin iþinden olmasýna neden oldu. Prof. Ersanlý’ya karþý bir itibarsýzlaþtýrma kampanyasýnýn yürütüldüðünü söyleyen akademisyenler, “Büþra Hoca’ya ve üniversitelere özgürlük” dedi.

DEVRÝMCÝ EMEKÇÝ KOMÝTELERÝNDEN BEDAÞ VE THY ÝÞÇÝLERÝNE ZÝYARET Devrimci Emekçi Komiteleri olarak 4 Temmuz günü, BEDAÞ iþçilerinin ziyaretine gittik. Sýcacýk gülüþlerle karþýlandýðýmýz BEDAÞ çadýrýnda iþçilerle sohbet ettik. Ýþçiler grev süreçlerinde geldikleri aþamayý bizlerle paylaþtý. Son süreçte, patronun grevin örgütlenmesinde ve devamýnda etkin olan 17 iþçi hariç diðer iþçileri iþe alacaðýný söylediðini, kendilerinin ise bunu kabul etmediklerini belirttiler. Biz de genel olarak emekçilerin yaþadýðý zorluklarý dile getirdik. Sohbetin sonunda artýk emekçilerin de yaþam koþullarýnýn eskisi gibi olmadýðý, burjuvazinin sömürüsünün emekçiler üzerinde de yoðunlaþtýðý bu nedenle iþçi ve emekçilerin birlikte mücadele etmelerinin önemli olduðu konusunda hem fikir olarak bir daha görüþmek üzere iþçilerle vedalaþtýk. 6 Temmuz günü ise Türk Hava Yollarýndan atýlan iþçilerin ziyaretine gittik. Orada da iþçilerle uzun uzun sohbet ettik. 2 gün önce BEDAÞ iþçilerinin ziyaretine gittiðimizi ve kararlý mücadelelerini anlattýk. Ve saat 3’te BEDAÞ iþçilerinin eylemlerinin olduðunu söyledik. THY iþçileri ise haberlerinin olduðunu ve oraya gitmek üzere otobüs tuttuklarýný söylediler ve birlikte gitmeyi önerdiler. Biz de bu öneriyi hiç düþünmeden kabul ettik ve hoþ sohbetlerimize otobüste devam ettik. Galatasaray Lisesinin önüne geldiðimizde BEDAÞ iþçileriyle, Hey Tekstil Ýþçileriyle, Borusan iþçileriyle karþýlaþtýk ve “ Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði” þiarýna uygun bir yürüyüþte olmanýn gururunu yaþadýk ;BEDAÞ önüne sloganlarýmýzla yürüdük;iþçi temsilcileri görüþme yapmak için içeri girdiler;biz de bir müddet daha bekledikten sonra iþçilerle vedalaþarak ayrýldýk.


10

Sayı 14 /Temmuz 2012

SAVAÞTA KADIN OLMAK Savaþ olgusu yeniden dillendirilir oldu coðrafyamýzda... Ve savaþ denilince ilk aklýmýza gelen, patlayan bombalar, dumaný tüten evler, aðlayan çocuklar ve gözü yaþlý kadýnlar... Emperyalist saldýrganlýðýn bir parçasý olmaya çalýþan TC de 11 Eylül 2001’de dünya halklarýna karþý baþlatýlan bu hegemonya savaþýnda aktif görev almak için her þeyi göze aldý. Bugün de Suriye’ye yapýlacak olan savaþýn baþýný çekmek istemesinin sebebi Ortadoðu’da bir güç sahibi olmak. Yasalarýný, ekonomisini her þeyini bir savaþa göre hazýrladý. Ancak devletlerin aksine halklar bu savaþý istemiyor. Savaþýn her türlü bedelini kendisinin ödeyeceðini biliyor. Bunu en iyi kadýnlar biliyor. Kadýnlar biliyor ki, savaþ çýktýðýnda cepheye sürülecek olan kendi çocuklarý, eþleri, kardeþleri, babalarý... Savaþ sürecinde ve sonrasýnda yaþanacak yoksulluðu, yoksunluðu yaþayacak olan kendileri... Savaþ meydanlarýnda ganimet olacak olan, cezalandýrýlacak olan kendi bedenleri... Kadýnlarýn, analarýn savaþa karþý çýkmak için yeterince sebepleri var. Bu yüzden savaþý istemeyenler en çok kadýnlardýr ve gelecekleri için en önde savaþa atýlacak olan yine kadýnlardýr. Kadýnlar savaþý istemez demek, “ne olursa olsun savaþa karþýdýr” anlamýna gelmez. Yaþamý üreten kadýnlar, yaþamý korumak ister her þeyden önce. Ve o tehlikeye düþtüðü anda göze alamayacaðý þey yok. Irak’ta savaþan kadýnlardan Avukat Sahar Mahdi “Iraklý kadýnlar için silahlý savaþ bir onurdur, Týpký Filistinli kadýnlar gibi. Iraklý kadýn, ABD’nin askerleri Irak’a adým attýðý andan itibaren direniþe geçmiþtir. Amacýmýz ABD’nin Ortadoðu Projesinin karþýsýnda durmak. Kadýnlarýn bu çabasý, direniþi saklayan, koruyan bir zincir oluþturdu. Özellikle kadýnlarýn yoðun olduðu sivil toplum örgütleri, iþgalciler ve emperyalistlerin saldýrýlarýný, vahþetlerini su yüzüne çýkarýp deþifre ediyorlar. (...) Cephede biz varýz, savaþýn baþýnda biz duruyoruz. Direniþi temsil eden yürüyüþler ve konferanslarda kadýnlar direniþi temsil ediyor. Filistinli kadýnlarla birlikte hep en öndeyiz” diye anlatýyor 2006 yýlýnda “Savaþ ve Kadýn Konferansý”na geldiðinde.

Ve kadýnlarýn savaþtaki avantajlarýný anlatýyor bize, “Direniþçi kadýnlarýmýzýn ne yaptýðýný kimse bilmiyor, güvenlik nedeniyle gizli. Silahlý çatýþmaya giren bir çok kadýn var. Biliyorsunuz, erkek direniþçiler hedeftir, direniþçi kadýnlarýn istihbarat toplamada hareket kabiliyeti daha fazladýr. Kadýnlarýn verdiði istihbarata göre operasyon düzenleniyor. Yazýþmalar hep kadýnlar tarafýndan örgütleniyor ve sürdürülüyor. Þu anda 35 tane silah mühendisi kadýnýmýz var ve silahlarýmýz kadýnlarýn ellerinden çýkýyor. Tedavi, evlerde insan saklama, kaçýrma gibi þeylerde kadýn örgütleri önemli bir görev oynuyor. Evden eve gidip baðýþ topluyorlar. Herkesin iþi belli ve herkes kendi iþini yapýyor. O yüzden direniþimiz arý kovaný gibidir” diyor. Tutsak edilen, iþkence gören, tecavüze uðrayan, bu yüzden “Ebu Garib’i bizimle birlikte havaya uçurun, böyle yaþamaktansa ölmek yeðdir” diyen, düþmana teslim olmaktansa ölümü isteyen cesur kadýnlarý anlatýyor bizlere Sahar Mahdi. Araþtýrmacý yazar Volkan Yaraþýr “Gücün Reddi” kitabýnda Cezayirli “Fatma”yý anlatýyor. Fransýz sömürgeciliðine karþý savaþta, gündüz “Gelma” olup Avrupai kýyafetlerle makyaj yaparak, geceleri çarþafýný giyip istihbarat ve bomba taþýyan “Fatma” olur. Volkan Yaraþýr bunu “Çarþaf direniþin sembolü olur. Kadýn çarþafýný çýkardýðý an bir gerilladýr; irtibat saðlayan bir militandýr. Sömürgecinin bu geliþmeye önlem almasýyla çarþaf yeniden giyilir, çarþaf taþýnan silahýn, bildirinin saklanmasýna yarayan araca dönüþür” diyerek anlatýyor. Filistin kamplarýnda gencecik bir kadýn gerilla olan Delal’in öyküsünü okuyoruz Ingela Bendt ve James Downing’in Mülteci Kamplarýnda Filistinli Kadýnlar’ý anlattýðý “Geri Döneceðiz” kitabýnda, 16 yaþýndaki Sena’yý öðreniyoruz Hülya Özzümrüt’ün þiirinde. Ve Svetlana Aleksiyeviç’in “Nazi Ýþgalinde Sovyet Kadýnlarý” kitabýnda savaþan kadýnlarý daha iyi anlýyoruz. Bir tarafta erkeklerin tümü faþizme karþý savaþa gittiði için tarlalarda, fabrikalarda erkeklerin yerini alan kadýnlarý, bir tarafta da cephede yanan tanklarýn içinden

GÜNEYİN GELİNİ SENA

askerleri kurtaran kadýnlarý, keskin niþancý, hemþire olarak en önde savaþan kadýnlarýn öykülerini okuyoruz. Orduya alýnmak için yaþýný büyük gösteren, cepheye giderken ceplerine þekerlemeler dolduran, savaþ bittiðinde topuklu ayakkabý giymeyi özleyen kadýnlarý okuyoruz. Cepheden döndüklerinde yaratmak yerine yok etmenin, ölümlere tanýk olmanýn kadýnlarda yarattýðý fiziksel ve ruhsal tahribata tanýk oluyoruz. Ve Ýlya Ehrenburg’un Fýrtýna’sýnda çocuðunun ölüm haberini alýnca hemþireliði býrakýp keskin niþancý olan, eþinden bunu saklayýp o aðýrlýðý tek baþýna taþýyan Raya’yý; düþmanla iþbirliði yapan eþini alnýndan tek kurþunla cezalandýran Mado’yu okuyoruz, savaþ bittiðinde kendini bu sefer iþçi mücadelesine adayan, atom bombasýna karþý eylemler yapan Mado’yu. Ve yine Ortadoðu’da, çok kýsa zaman öncesine kadar Mýsýr’da, Lübnan’da izledik, kadýnlarýn eylemlerin en önünde olduðunu, verdikleri mücadeleyi. Ortadoðu’nun kadýnlarý devrim sayesinde özgürleþtiklerini haykýrdýlar bizlere. Ve yine dünyanýn dört bir yanýnda emperyalizmin yürüttüðü adý konmamýþ savaþta eylemlerin en önünde kadýnlar var ve “Baþka Bir Dünya Mümkün” diye haykýrýyorlar. Savaþta aktif yer alan kadýnlarýn öyküleri bunlar. Madalyonun bir yüzünde yer alýyorlar. Madalyonun diðer yüzünde ise savaþýn maðdurlarý olarak yerini alýyor kadýnlar. Evleri baþlarýna yýkýlan, çocuklarýnýn ölümüne tanýk olan kadýnlar. Filistin’de kadýnlar neden çok çocuk doðurduklarýný anlatýyorlar “Geri Döneceðiz”de. Bir kýsmý siyonizme karþý savaþmak için, bir kýsmý da çalýþýp anne ve kýzkardeþlerine bakmasý için. “5 çocuktan sonra doðum kontrolü yapmamý önerdiler, yaptým. Þimdi kocam öldü, çocuklarým da, bana kim bakacak?” diye haykýrýyor mülteci kampýnda bir kadýn. Ve o kadýnlar saðlýk ocaðý kuruyor, okuma yazma öðretiyorlar çocuklara, okullar yuvalar kuruyorlar. Afrika’da, Balkanlar’da, Asya’da savaþ olan her yerde kadýnlarýn yaþadýðý vahþete de tanýklýk ediyor insanlýk. Savaþlarýn ganimetleri ve köleleri olan kadýnlarýn dramýný dinliyoruz her yerde. Bütün bunlar yaþanýrken, yüzlerce yýldýr insanlýk bunlara tanýklýk ederken, savaþa karþý çýkanlarýn en önünde kadýnlarýn, analarýn gelmesine kim þaþýrabilir ki? En son Irak savaþý öncesinde de yaþadýk. Tüm dünyada milyonlarýn sokaklara çýkýp “Savaþa Hayýr” demesine karþýn, emperyalizm dünyayý kana bulama hýrsýndan vazgeçmedi. Tüm dünya emekçi kadýnlarý olarak bizim, daha ciddi bir duruþ sergilememiz gerekmekte. Zaman, “Arap Baharý”nda Mýsýr’da, Lübnan’da en önde yürüyen kadýnlar gibi, faþizmin katlettiði çocuklarýný arayan Plaza Del Mayo ve Cumartesi Anneleri gibi, Kürdistan’da baþeðmeyen Zilanlar, Filistin’de Senalar gibi daha gür bir sesle haykýrmak zamaný. Yeri gelip kapý kapý dolaþýp iþgalci orduya asker göndertmemek, yeri gelip elde silah dövüþmek zamaný. Tüm dünya emekçi kadýnlarýyla birleþmek zamaný.

UMUTLUYUM, ASLA VAZGEÇMEYECEÐÝM Emekçi Kadýnlar: Hey Tekstil’de kaç yýldýr çalýþýyorsunuz? Ýþçi Kadýn: 3 yýldýr çalýþýyorum. Emekçi Kadýnlar: Çalýþma saatleriniz nasýldý? Kaç kiþi çalýþýyordu? Ýþçi Kadýn: Firmada 3000 kiþi çalýþýyordu. Sabah 8:30 akþam 19.00, fakat çok fazla mesaimiz oluyordu. Gece 12.00’lere kadar çalýþýyorduk. Emekçi Kadýnlar: Hangi bölümde çalýþýyordunuz ve göreviniz neydi? Ýþçi Kadýn: Ütü paket bölümünde, kalite kontrolcü olarak çalýþýyordum. Emekçi Kadýnlar: Ne zaman baþladýnýz eyleme? Ýþçi Kadýn: 9 Þubat’tan beridir eylemdeyiz. Emekçi Kadýnlar: Eyleme baþlama nedeninizi anlatýr mýsýnýz? Ýþçi Kadýn: 3 aylýk maaþýmý ve tazminatýmý alamadýðým için baþladým. Emekçi Kadýnlar: Ailenin sana desteði nasýl? Ýþçi Kadýn: Ailemin ümidi kesilmiþ durumda. Vazgeçmemi istiyorlar. Emekçi Kadýnlar: Sen ne düþünüyorsun? Ýþçi Kadýn: Ben umutluyum. Asla vazgeçmeyeceðim. Sonuna kadar devam edeceðim. Emekçi Kadýnlar: Çalýþtýðýnýz süre içerisinde baský görüyor muydunuz? Ýþçi Kadýn:Ýþçi Kadýn: Evet, baskýlar oluyordu. Özellikle Güvenlik görevlileri tarafýndan baský görüyorduk. Maaþlarýmýz ödenmediði için, 3 gün iþ býrakma eylemi yaptýk. Güvenlik görevlisi soðuk havada Klimalarýn ayarýný soðuk derece getirerek çalýþtýrýyorlardý, vazgeçmemiz için, fakat biz vazgeçmedik. Lavabo gittiðimizde, kapýlarý tekmeliyorlardý, çabuk çýkýn iþinizin baþýna geçin diye, bize baðýrýyorlardý. Sendikacýlar geldiði zaman, bizimle konuþmamýza izin vermiyorlardý. Hatta bir ara sendika geldiði zaman içeri almadýlar ve döverek firmadan kovdular. Emekçi Kadýnlar: Bir kadýn olarak, bu eylemde neler yaþýyorsunuz? Ýþçi Kadýn: Evli olmadýðým için pek sorun yaþamýyorum. Fakat evin geçimine katkýda bulunmam gerekiyor. Bundan dolayý da geceleri bir taþeron firmada çalýþýyorum. Emekçi Kadýnlar: Son olarak bize söylemek istediðin bir þey var mý? Ýþçi Kadýn: Eylemlerimizin duyurulmasýný ve insanlarýn desteklerini bekliyoruz. Olabildiðince en geniþ kitlelere sesimiz duyurmak istiyoruz. Emekçi Kadýnlar: Teşekkür ediyoruz bizimle düşüncelerinizi paylaştığınız için.

TARİHE YÖN VEREN KADINLAR Ýsrail siyonizmine karþý Filistin halkýnýn sürdürdüðü mücadele ezilen tüm halklarýn mücadelesine örnek olmuþtur. Bu mücadelede kadýnlar önemli bir yere sahiptir. Ulusal ve toplumsal kurtuluþ mücadelesinde aktif olarak yer alan kadýnlar bu uzun mücadele yýllarýnda korkuyu ve ikincil sýnýf konumunu yenmiþ ve ayaklanmanýn en önünde yürüyen gücü haline gelmiþtir. Çocuðuyla yan yana savaþan kadýnlar, daha inançlý, daha kararlý ve daha cüretkar bir þekilde düþmanýn üzerine yürümüþtür. Ölen çocuðunu gömdükten sonra, mezarlýktan eylem alanýna dönen Filistin kadýnlarý bütün eylem biçimlerinde de önemli görevler üstlenmiþlerdir. Bunlardan birisi de anýsý mücadelemize ýþýk tutan SENA’dýr. Yüreði, Filistin halkýnýn özgürlük mücadelesini kazanma ateþiyle tutuþan SENA, Nisan 1985’te içini patlayýcýlarla doldurduðu taksi ile Beyrut’a 40 km. uzaklýðýndaki Zahrani’ye baðlý Cizzin bölgesinde toplanmýþ olan Ýsrail askeri konvoyuna intihar saldýrýsý düzenler. Bu eylemiyle ellinin üzerinde iþgalci Siyonist asker ve subayý öldüren ve devrimci genç kadýnlar arasýnda yer almanýn onuruyla mücadelemizde yaþayacak olan SENA, Filistin halký tarafýndan “Güneyin Gelini” olarak anýlýr. Ölümsüzleþmeden önce yoldaþlarýna yazdýðý satýrlarda “Hayat sadece bir þeref, onur ve kendine saygý yeridir. Ben ölmedim yaþýyorum ve sizinleyim. Bir bilseniz bu þehitlikten dolayý ne kadar sevinçli ve mutluyum” diyen Sena, “þimdi ben kendi kanýmla suladýðým güneyin topraðýna gömülüyorum” diyor. Sena bir de ailesine, annesine bir mektup yazmayý ihmal etmiyor. Genç yaþta özgürlük mücadelesine atýlmak için evinden, ailesinden ayrýlan Sena “Size söylemeden evi terk ettiðim için bana kýzmayýn. Ben evlenip birisi ile yaþamak için terk etmedim.. Cesur þerefli ve mutlu þehitlik mertebesiyle buluþmaya gittim” diyor. Ayþe Hülya Özzümrüt’ün “Vatanýma, diyorsun, / Biraz genç kýz, biraz çocuk sesinle, / Vatanýna vataným diyemiyorsun. / Onurlu çocuk doðuramayacaksam eðer / Onurlu ölümlerle ona vatan kýlmak için, / 16 yaþ erken deðil diyorsun. / Merhaba Sena, / Hoþ geldin…” dediði Sena, son sözlerinde hepimiz adýna haykýrýyor: “Ben ölmedim! Bu sadece bir baþlangýç... Sizden son dileðim ‘Güneyin Gelini’ olarak hafýzalarda yaþamak...” “Merhaba Sena, / Hoþ geldin. / Ölümüne merhaba, ölümüne merhaba. / Ýki metre odamda, bütün yasaklarýn kýskacýnda, / Zulüm iþkence ve dost ölülerin, tükenmeyen ayak sesleri arasýnda / Güvercinin parmaklýklara kondu. / Dün akþamüzeri, karanlýk çökmek üzereydi. / Yavaþça kanat çýrptý, “Sena öldü” dedi, / Sena yurt kýldý bir kez daha Filistin’i / Sena 16 yaþýndaydý. / ... / Kamyonundaki yük dinamit miydi? / Senden az önce ne düþündüm, / Daha çocuktun ama sevdiðin oldu mu hiç… / Yarin bir vatan, yarin Golan tepelerinde kýrmýzý bir gelincik. / Bu sensin Sena. / Bütün gelinciklerde sen gülümseyeceksin. / Patlamayla gövdene saplanan her bir parça deliyor yüreðimi / Bir yaným deniz, bir yaným yangýn yeri… / On altý yaþýndaki ellerini uzat bana, / On altý yaþýndaki ellerini öpeceðim. / ... / Gözlerimle duvara resmini çizdim, / Hiç görmediðim yüzün hep karþýmda. / Güzel mi güzelsin Sena / Dudaklarýnda soylu çocuksu gülümseyiþ, / Gözlerin 16 yaþýnda Sena, / Biraz küçük ama ýþýl ýþýl.. / Nisan yaðmurum… / Kýzým, gücüm, acýmsýn Sena! / 16 yaþýndaki genç / Akdeniz’in üst yakasýndaki bir zindaný / Böyle ýsýtacaðýný düþünmüþ müydün hiç!” (Ayþe Hülya Özzümrüt)


Sayı 14 / Temmuz 2012

Müdür: Geçen gün þu pasaklý iþçilerin ön kapýdan girdiðini gördüm. Bu durum hoþ bir durum deðil. Bir çözüm bulmamýz gerekiyor. Müdür Yard.: Müdürüm doðru söylüyor. Hem müþterilerimiz de rahatsýz olurlar. Yönetim Kurulu Üyesi: Evet gerçekten bu durum hoþ deðil. Neden ana giriþ kapýsýndan giriyorlar ki?Bizim elit müþterilerimizin gözünde itibar kaybýna uðramamýza neden olacak. Ýþçilerin arasýnda bir tanesi var ki adam hiç mi kýlýk kýyafetine dikkat etmez. Hani kravatlý gelseler takým elbiseli gelseler ne güzel olurdu. Müdür: Yok yok beyim bunlar iþçi,nerede takým elbise kravat. Bunlar ömürlerinde bir defa takým elbise giyerler o da düðünlerinde. Müdür Yard.: Müdürüm doðru söylüyor. Buldum müdürüm buldum. (Müdür yardýmcýsýnýn gözleri parýldadý. Sanki kaleyi fethetmiþ bir komutan edasýyla ellerini bir birine kavuþturarak tekrarladý.) Buldum müdürüm buldum. Ýþçiler mal giriþ kapýsýndan girsin bu durumda görüntü ve gürültü kirliliði ortadan kalkmýþ olur. Müdür: Hay aklýnla bin yaþa. Bu güzel bir fikir. Hemen yönetim kurulunu topla bir toplantý yapalým karar alalým. (Müdür yardýmcýsý yönetim kurulu üyelerine tek tek giderek durum hakkýnda bilgi verdi. Ve toplantýya çaðýrdý. Toplantý odasýna gelen Yönetim Kurulu Üyeleri Müdür ve Müdür Yardýmcýsýnýn yaný sýra birkaç maðaza sahibi de içeride hazýr bulundular.) Müdür: Biliyorsunuz ki bölgemizde devasa bir AVM açarak elit müþterilerimize hizmet vermekteyiz. AVM’mizin iç tasarýmý dýþ tasarýmý oldukça ihtiþamlý bir görünüþe sahip. Müþterilerimizin ve gelen turistlerin gözünü boyamayý baþarýyoruz. Bildiðiniz üzere AVM’de ufak tefek tamir iþleri var. Bu durum için gelen inþaat iþçileri ana giriþ kapýsýndan giriyor. Biliyorsunuz beyler iþçiler görüntü ve gürültü kirliliðinden baþka bir þey deðil. (Birkaç Yönetim Kurulu Üyesi müdürün sözlerini onaylarken verdiði fikirden kaynaklý sevinçten sarhoþa dönen Müdür Yardýmcýsý )-Müdürüm doðru söylüyor dedi. (Müdür bu durumdan keyif alarak parlak fikrini açýklamak için aðýr adýmlarla masanýn etrafýnda ellerini arkadan kavuþturarak yürümeye baþladý.) Müdür: Evet Beyler bu sorunun çözümü var. Bu iþçileri mal kabul kapýsýndan alacaðýz. Bu þekilde çevre kirliliðini de ortadan kaldýrmýþ oluruz. Yönetim Kurulu Üyesi: Müdür bey sizi bu parlak fikrinizden dolayý tebrik ederim. Benim de kafamý kurcalayýp duruyordu. Bu görüntü ve gürültü kirliliðini nasýl ortadan kaldýrýrýz diye. Dâhisiniz. Maðaza Sahibi: Zaten iþçilerin maldan ne farký var ki. Ha bana gelen giyim mallarý ha iþçiler. Bence de mal kabul kapýsýndan girip çýksýnlar. (Toplantý odasýnda herkes kendi arasýnda bu durumu deðerlendirirken Müdür aldýðý övgüden dolayý þimdiden sarhoþa dönmüþtü. Müdür Yardýmcýsýný alarak bilgisayarýn baþýna oturdular. Müdür ve yardýmcýsý talimatnameyi hazýrladý. Tosmanlý AVM Güvenlik Þeflerinin Dikkatine Tosmanlý AVM açýldýðý günden bu güne elit müþterilerimizin gözdesi oldu. Müþterilerimize daha iyi bir hizmet sunmak için elimizden gelen her türlü önlemi almaktayýz. AVM’mizin itibarý her þeyden öncedir. Milyar dolarlar harcayarak kurduðumuz AVM içerisinde her türlü olumsuzluklardan kaçýnmaktayýz. Bu durumdan kaynaklý tamir için gelen inþaat iþçileri ortalýkta fazla görülmekte ve görüntü kirliliðine neden olmaktadýr. 1-Bu günden itibaren özellikle inþaat iþçileri ve diðer iþler için gelen iþçiler ana giriþ kapýsýndan giriþ yapmayacak. Ýþçiler mal kabul kapýsýndan içeri alýnacaklar. 2- Ýçeriye giren iþçilerin ortalýkta fazla dolaþmasýna izin verilmeyecek. Bu konuda iþçilerin görüldüðü andan itibaren uyarýlmalarý gerekmektedir. Güvenlik þefleri bu talimatlara bizzat uyarak güvenlik görevlilerini bu konuda uyarmalarý ve titiz davranmalarý konusunda bilgilendirmeleri Yönetim Kurulu tarafýndan emredilir. Buna uymayan personel hakkýnda gerekli iþlem yapýlacaktýr. Müdür taslaðý sesli bir þekilde okudu. Yönetim kuruluna talimatnameyi imzalatan müdür, yardýmcýsý aracýlýðý ile güvenlik þeflerine talimatnameyi gönderdi. Müdür yardýmcýsý toplantý odasýndan dýþarý çýkarak Güvenlik Þefi Ziya’yý aramaya baþladý. Ziya ana giriþ kapýsýnda güvenlik çalýþanlarý ile gündemde olan kýdem tazminatlarý ile ilgili hummalý bir tartýþmaya girmiþ baþýna toplananlarla fikir savaþý yürütüyordu. Ziya iþçilerin alýnteri olan ve emeklerinin bir nebze karþýlýðý olan kýdem tazminatlarýnýn fona devredilmesi konusunda arkadaþlarýnýn kafalarýný açmaya çalýþýyordu.)

Ziya: Arkadaþlar ülkemizde yýllarca bedeller ödenerek kazanýlan kýdem tazminatýmýzýn fona devredilmesi meclisten geçerse vay halimize. Ökkeþ: Aðabey iyi söylüyorsun hoþ söylüyorsun da her þeyin iyisini hükümet bilir. Eðer hükümet öyle uygun görüyorsa bizim için en makbulü öyledir. Mehmet: Ziya abi sen bu kalýn kafalýlara ne anlatýyorsun ki. Adam hayatýnda kýdem tazminatý mý görmüþ ki fona devredilmenin ne olduðu bilsin. Baksana bizi açýlýk sýnýrýnýn altýnda asgari ücrete mahkûm eden hükümetin her yaptýðýný makbul görüyor. Ulan Ökkeþ ayýn 15’inde yakýnmayý biliyorsun. Olum sen adam olmayacaksýn. Hasan: Ziya abi doðru söylüyor. Baksana hükümet ümüðümüzü sýktýkça sýkýyor. Abi böyle iþçiler oldukça daha bizim sýrtýmýza çok bindirir hükümet. (Ziya tam söze girecekti ki müdür yardýmcýsý yaklaþtý.) Müdür Yardýmcýsý: Beyler muhabbetiniz bol olsun. Ne o ülke meselelerini mi tartýþýyorsunuz. Ulan ülke meseleleri karýn doyurmuyor. Ýþinize bakýn. Ziya sen de gel bakalým yeni bir talimat yayýnlandý. Oku bakalým þu dilekçeyi. (Ziya’nýn içinden etmediði küfür kalmamýþtý. Þu yalaka herifi de hiç sevmiyor. Ne zaman iþçilerle sohbet etmeye baþlasa bu pis herif hep baþlarýnda biterdi. Keyfi kaçan Ziya dilekçeyi eline aldý. Dikkatle okumaya baþladý. O arada müdür yardýmcýsý çoktan toz olmuþtu bile. Talimatnamenin tamamýný okuyan Ziya’nın yüz hattý tamamen deðiþti. Öyle sinirlenmiþti ki arkadaþlarý bile ne olduðunu anlayamamýþ korkmuþlardý. ) Mehmet: aðabey ne oldu birden bire sarardýn soldun. Hayýrdýr inþallah, iþten falan mý çýkarýldýn. Ökkeþ: ne olacak bu kadar memleket meselelerine anarþikler gibi kafa yorarsa iþten atarlar tabi. Hasan: yok be oðlum sizde abartýnýz ha. Ne iþten atmasý. Aðabey ver hele þu kâðýdý ne yazýyor biz de bakalým. (Ziya ve arkadaþlarý dilekçeyi okuyunca keyifleri iyice kaçtý. Gerçi Ökkeþ için deðiþen bir þey yoktu. Dilekçede ki talimatlarýn amacýný kavrayamamýþtý. Ama Ziya, Hasan ve Mehmet talimatlarýn ne anlama geldiðini iyi kavramýþtý. Ziya’nýn isteðiyle Hasan herkesi güvenlikçilerin odasýna topladý. Birkaçý dýþarda kalmýþtý. Ziya bir ileri bir geri adýmlar atýp duruyor söze nereden baþlayacaðýný bilemiyordu. Nasýl olurdu da bu koca görkemli inþaatý diken iþçileri ana giriþ kapýsýndan görüntü kirliliði yaratýyor diye almamazlýk yapabilirlerdi. Ziya kararýný verdi.) Ziya: Arkadaþlar talimatý hepiniz okudunuz. (Bir süre durdu ve derin bir iç çekerek sözüne devam etti.) Patronlar ve patron yalakalarýnýn biz güvelik görevlilerine emrettiði bu talimatýn amacýnýn iþçileri aþaðýlama, mal olarak görmekten baþka bir þey deðildir. Bir düþünün bu binayý yapan bu görkemli binalarý yapan iþçilerin emeði, kaný deðil de nedir. Gecelerini gündüzlerine katan iþçiler bu görkemli AVM’yi yaptýlar. Ama þimdi insan yerine konulmuyorlar, hepimizin anasý, babasý, kardeþi, abisi iþçi deðil mi. Bizden ne istiyorlar? Gelen iþçileri mal kabul kapýsýndan içeri almamýzý istiyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum arkadaþlar. (Ziya yine durdu; odada 30’a yakýn insan vardý. Hepsinin yüzünden düþen bin parçaydý. Hepsinin morali bozulmuþtu. Ýçlerinde Ökkeþ gibi birkaç kiþi dýþýnda. Onlar için bir þey fark etmiyor du; umursamýyorlardý bu durumu. Hasan heyecanlý heyecanlý konuþmaya baþladý.) Hasan: arkadaþlar ben de bunu kabul etmiyorum. Ha biz onlarý mal kabulden almýþýz ha biz mal kabulden girmiþiz. Ben bunu onuruma, gururuma yediremem. Ýþçi aðabeylerimize böyle davranamam. Onlar onurlu insanlar üç beþ kuruþla çoluklarýna bir þeyler vermeye çalýþýyorlar. Bunca yükü biz çekelim her þeyi biz yaratalým biz üretelim talimatý yazan aþaðýlýk herifler ellerini hiçbir þeye sürmeden babalar gibi yaþasýn sonra aðabeylerimizi mal yerine koysunlar. (Hasan da sustu. Birçok kiþi hem Ziya’nýn hem de Hasan’ýn sözlerini destekleyerek onayladýlar. Ama elden ne gelirdi ki. Talimat talimattý diye düþünenler de vardý. Ziya kendini toparlayarak söze tekrar baþladý.) Ziya: Arkadaþlar görüyorum ki bir kaçýmýzýn dýþýnda hepiniz benim ve Hasan’ýn görüþlerini desteklediniz. Evet, biz mal deðiliz ve kendimizi mal yerine koydurtmayacaðýz, aþaðýlanmaya izin vermeyeceðiz. Hüseyin: Elden ne gelir ki abi talimata uymaktan baþka. (Ziya elini dostane bir biçimde Hüseyin’in omzuna koyarak tüm herkesin yüzünü süzdükten sonra devam etti.) Ziya: Arkadaþlar her ne pahasýna olursa olsun iþçi aðabeylerimizi ana giriþ kapýsýndan alacaðýz. Onlarý kesinlikle mal kabul kapýsýna götürmeyeceðiz. Ýþten atýlma pahasýna bile olsa. Herkes görüþünü söylesin. Benim görüþüm budur. Ne pahasýna olursa olsun iþçi aðabeylerimiz ana giriþ kapýsýndan girecekler. (Ziya son sözü söylemiþti. Ortalýðý heyecan sarmýþtý. Herkesin gözü

TARİHİN SÜZGECİNDEN... TARIK ZÝYA YILDIRIM

PAÞABAHÇE ÝÞGALLERÝ

Tarýk Ziya Yýldýrým, Çeçen-Ýnguþ asýllý bir ailenin çocuðu olarak Malatya’da dünyaya geldi. Îstanbul-Silivri’ye taþýnan ailesinin yanýnda büyüdü.1994 yýlýnda, Deniz Gezmiþ’lerin açtýðý devrim yolunda yürümek için her türlü bedeli ödemeyi göze alýp kavgaya atýldý. “Görev bitmez, devredilir” sözü onun mücadele anlayýþýnýn en iyi ifadesidir. Leninist Gerilla Birliði içinde yer almasýndan sonra bir çok eyleme katýldý. Askeri faaliyetler içinde olduðu sürede iþçilerle de iliþkilerini sürdürdü. Kimi gecelerini iþçilerin yanýnda konuþarak geçirdi. Kimi zaman arkadaþça sarýlarak, kimi zaman tutup halaya kaldýrarak, kimi zaman þiir okuyarak çevresindekilerin de coþkuyla dolmasýný ve neþelenmesini saðlardý. Þiir okumayý se verdi. Kimi zaman yolda yürürken, kimi zaman bir parkta otururken þiir okumaya baþlardý. 26 Temmuz 1995 tarihinde akþam, bir eylem hazýrlýðýndayken Bakýrköy’de kimlik soran polisle çatýþmaya girmesi sonucu bacaðýndan aldýðý yarayla uzaklaþmaya çalýþýrken, Merter’de, yanýndaki yoldaþýyla tutsak düþtü. Vatan iþkencehanesinde, ayný akþam kurþunlanarak katledildi. Ve Guraba Has tanesi’ne býrakýldý. Yaþamýnýn son anlarýnda, faþizmin kolluk güçlerine, kimlik soracaklarý zaman ölümü göze almalarý gerektiðini en i yi biçimde öðretti. Ýþkencecileri yenerek ölümsüzleþti.

Paþabahçe cam iþçileri,25 Temmuz 1991’de, 600 yakýn iþçinin iþten çýkarýlmasýndan sonra fabrikayý aileleriyle birlikte iþgal etmiþtir. 21 gün süren direniþ karþýsýnda patron, kararýndan vazgeçmek zorunda kalmýþtýr. Patronu köþeye sýkýþtýran iþçilerin kararlýlýðý kadar,çevre esnafýnýn desteði,deri,Tekel ve Belediye iþçilerinin ve Beykoz halkýnýn da harekete geçmesi, direniþi bölgeselleþtirmiþtir. Aradan 11 yýl geçtikten sonra Paþabahçe Þiþecam iþçileri 22 Temmuz 2002 tarihinde fabrikalarýný iþgal etti. Patronun 15 günlük ücretli izin adý altýnda fabrikayý kapatmasýna, iþlerini savunmak için baþlattýklarý iþgal eylemiyle yanýt veren iþçilerin en büyük destekçisi yine aileleri ve fabrikanýn hemen yaný baþýnda tepelere doðru sýralanan gecekondularda oturan Beykoz halký oldu. 1991 yýlýnda baþlayan grev ve ardýndan iþçi kýyýmýna karþý fabrika iþgali eyleminde olduðu gibi, 2002’de de iþçiler, geceli gündüzlü fabrika önünde beklediler Paþabahçe iþçileri, son yýllardaki en etkin direniþi örgütlemelerine raðmen, daha önceki direniþlerden ders çýkaran Paþabahçe patronu, 17 gün süren direniþi fabrikayý kapatarak sonlandýrdý. Ýþçilerin bir kýsmý zorunlu emekliye ayrýldý, geriye kalan 700’ü aþkýn iþçi ise Mersin, Trakya, Denizli, Eskiþehir vb. illerdeki fabrikalara gönderildi.

11

parlamaya baþladý. Hep birlikte Ziya’nýn önerisi kabul edildi. Odaya girerken tüm çalýþanlarýn suratý beþ karýþ iken þimdi hepsi neþelenmiþ zaferi kazanmýþ ordunun erleri gibiydiler. Kendilerinden emin bir havaya girmiþlerdi. Ziya ile Hasan dýþýnda odada kalan olmadý. ziya sigarasýný çýkararak Hasan’a uzattý.) Hasan: Eyvallah abi. Abi sence ne olur bu durum? Sonuçta biz ana giriþ kapýsýndan aldýðýmýzda müdür ve yalakalarý müdahale etmeyecekler mi? Ziya: Göreceðiz Hasan el mi yaman Bey mi? (Sigaralarýný içtikten sonra ikisi de dýþarý çýktýlar. Ana giriþ kapýsýna doðru yürüdüler. Susuyorlardý. Ziya hep birlikte karar alýndýðýndan dolayý diðer arkadaþlarýnýn da kendisinin düþüncesine katýldýklarý için mutluydu. Hasan’ýn ise kafasý karýþýktý. Nedeni ise Ziya güvenlik þefiydi. Kendilerinden 2 kat fazla ücret alýyordu. Dolayýsý ile eðer bu talimatý yerine getirmeyecek olurlarsa en baþta Ziya iþten kovulacaktý. Hasan bir türlü Ziya’nýn bu davranýþýný kavrayamýyordu. Ziya’nýn yerinde gece vardiyasý þefi Hüsamettin alçaðý olmuþ olsaydý bu talimatý aðzýndan salyalar dökerek yapardý; yalaka herifin müdürlerin gözüne girmek için yapmayacaðý þey yoktu. 10-12 kadar iþçinin kapýya yaklaþtýðýný gören Ziya ve Hasan ana kapýya yöneldiler. ) Ziya: Hoþ gelmiþsin Ahmed aðabey. Nasýlsýn halýnýz keyfiniz nasýl? Sizde hoþ gelmiþsiniz arkadaþlar. Ahmet: ne olsun be Ziya yaþayýp gidiyoruz. Ýþte ömrümüzü yedi þu inþaatlar. Geçen gün bir arkadaþýmýzý kaybettik. 8. Kattan düþtü. Hepimiz üç beþ kuruþa ölüyoruz iþte. Daha ne ola. Ziya: Duydum Ahmed aðabey baþýnýz sað olsun. Aþaðýlýk herifler üç beþ kuruþu gözden çýkarýp güvenlik önlemlerini arttýrsalar hiçbir arkadaþýmýz ölmeyecek ama nerde. Görüyorsun pis heriflerin gözüne geliyor iskelede çalýþan iþçiye kask vermek, güvenlik kordonu vermek. (Bu üzücü konuþma üzerine kimsenin aðzýndan çýt çýkmadý. Ahmed usta Ziya’nýn omzuna elini koyarak gözlerinin içine öfkeyle bakarak patlamaya hazýrým demek istiyordu. Ýþçiler güvenlikçileri tek tek selamlayarak içeri girmeye baþladýlar. Bu sýrada birkaç Yönetim Kurulu üyesi, müdür ve yardýmcýsýnýn sesi duyulmaya baþladý. Ziya ve Hasan koþar adýmlarla içeri girdiler. Ahmet usta ve arkadaþlarý ne olduðunu ilk anda anlayamadý. ) Müdür: Siz ne biçim güvenliksiniz ha Ziya sen ne biçim þefsin. Sana sabah talimatý göndermedim mi? Okumadýn mý talimatýmý? (Müdür küplere binmiþti. Ahmet usta ve arkadaþlarý þaþkýnlýkla ne olduðunu anlamaya çalýþýrken Ziya söze baþladý.) Ziya: Efendim nasýl olurda biz iþçileri mal kabul kapýsýndan içeri alýrýz. Bu arkadaþlar da sonuçta herkes gibi insan. Nasýl olurda insaný mal kabul kapýsýndan içeri alýrýz. Nasýl olurda iþçi arkadaþlarýmýza görüntü ve gürültü kirliliði yapýyorsunuz diyerek mal kabul kapýsýndan giriþ yapmalarýný söyleye biliriz. (Ziya ve Hasan itirazlarýný sürdürürken Ahmet usta olayý anladý. Ve zaten arkadaþýnýn ölümünden dolayý morali sýfýra inmiþ hala üzerinden günler geçmesine raðmen arkadaþýnýn basit ölümünü kabullenememiþ ve þimdi ise kendilerinin mal yerine konulmasýna bozulmuþtu. Öfke dolu sözlerle konuþmaya baþlamýþtý.) Ahmet: Bana baksana gardaþ. Müdür müsün amir misin nesin. Biz mal deyilýh iþçiyýh. Hem burayý biz yaptýh. Duvarýný biz yaptýh, tuðlasýný biz ördüh, betonunu biz döktüh. Burasý böyle miydi müdür. Döner kapýsý mý vardý, yürüyen merdiveni mi, parlayan camlarý mý vardý. Hepsini ben yaptým ben (diyerek baðýran Ahmet ustanýn gözlerinden öfke dolu ateþler fýþkýrýyordu. Gözleri dolmuþtu. Bu arada etrafta epey kalabalýklaþmýþtý. Her kafadan bir ses çýkýyor herkes Ahmet ustayý destekliyordu. Ahmet usta kendini toparladý ve kararlý bir ses tonuyla ) Ahmet: þimdi sen bizi mal görüyon deyilmi. Biz insanýh müdür insan. Gerçi sen insanýn ne olduðunu bilmezsin ama biz onurlu insanlarýh. Müdür biz mal deyilýh ki mal kabul kapýsýndan gireh. Ben ve arkadaþlarým o kapýdan girmiyoh. Sizin iþinizi de yapmýyoh. (Ne yapacaðýný bilemeyen müdür, yardýmcýsý hemen oradan uzaklaþarak kaçmaya baþladýlar. Ahmet usta ve arkadaþlarý etrafa þöyle bir göz attýlar. Ahmet usta içinden hey gidi günler diye geçiriyordu. Belli ki böyle bir olayla karþýlaþacaðýný aklýndan bile geçirmemiþ. ) Ziya: Ahmed usta görüyorsun iþte alçaklarýn bize yaptýklarýný. Canýný sýkma o herifin dediklerine aldýrma. Keser döner sap döner gün gelir hesap döner. Ahmet: doðru söylüyon gardaþ. Gün gelir hesap döner.

Gımgım Seydo

SÖZLÜK - DEVLET Egemen sýnýfýn baský ve zor aygýtý.Ortaya çýkýþý,sýnýflý toplumlarýn ortaya çýkýþýyla ayný döneme rastlar.Ýlkel komünal toplumun son evresinde ve köleci toplum(antik dönem)’un ilk dönemlerinde önce sýnýflararasý çeliþkilerin üzerini örtmeye,sýnýflararasýnda bir hakem rolü oynamaya dönük olarak oluþan devlet,zamanla egemen sýnýf ya da sýnýflarýn ezilen,sömürülen sýnýf ve sýnýflarý baský altýna almasýnýn bir aracý haline dönüþtü.Toplumun içinde doðdu,giderek ona yabancýlaþtý ve bir üst yapý kurumu halini aldý.Egemen sýnýfýn bir egemenlik aracý oldu.Köle sahiplerinin köleleri,feodal beylerin serfleri ve burjuvazinin proletaryayý baský altýna aldýðý,zor uyguladýðý bir araç.Devletin ortaya çýkýþý ayný zamanda toplumun sýnýflara bölündüðünün bir itirafýdýr;çünkü devlet her zaman sýnýflar arasýndaki uzlaþmaz çeliþkiler nedeniyle varolmuþtur.Nasýl bugüne kadar ki tüm tarih sýnýf savaþýmlarý tarihi ise devletin tarihi de bu sýnýf savaþýmýnda egemen sýnýfýn ezilen sýnýflar üzerindeki baský ve zorunun tarihi olmuþtur. Proletarya diktatörlüðü de bir devlet biçimidir.Ancak tarihte ilk defa ezilen ve sömürülen bir sýnýfýn,toplumun çoðunluðunun azýnlýk üzerindeki bir diktatörlüðüdür.Proletarya diktatörlüðü,bunun yanýsýra artýk devlet olmayan bir devlet biçimidir;çünkü,sömürücü sýnýflarý ortadan kaldýran proletarya,artýk kendisiyle birlikte tüm sýnýflarý da ortadan kaldýracaktýr. Böylece devlet de yavaþ yavaþ sönümlenecek ve giderek tamamen yok olacaktýr. Devlet toplumlarýn geliþmesinin belirli bir aþamasýnda ortaya çýkmýþtýr ve belirli bir aþamasýnda da yokolup gidecektir.Engels’in deyimiyle antik eserler müzesinde çýkrýk ve tunç baltanýn yanýnda yerini alacaktýr.Sýnýfsýz bir dünya kurulduðunda devlete de gerek kalmayacaktýr.


Emeðin Dünyasý Gazetesi / Aylýk Süreli Gazete / Yýl: 2 / Sayý: 14 /15 Temmuz / 2012 / Mart Yayýncýlýk / Sahibi ve Yazý Ýþleri Müdürü: Cenk Orçun Ýnal / Adres: 75. Yýl Mahallesi 1341 Nolu Sokak No: 47/B Sultangazi/ÝST/ Tel.: 0212 419 68 51 / emegindunyasi@gmail.com - www.emegindunyasi.info / Baský Tuks Matbaa & Ajans / Þirinevler Mah. 1. Sok. No: 27/16 Bahçelievler/ÝST

Peru Maden Aramasýnda Çatýþma A

Peru’da ABD merkezli Newmont þirketi milyarlarca dolarlýk altýn madeni projesi ile doðal kaynaklarý yok edeceði için protesto eden Perulular, polisle çatýþtý. Çatýþmalarada 4 kiþi öldürülürken, 21 kiþi de yaralandý.

PERU - 04.07.2012 dalet Bakaný Juan Jimenez, Cajamarca eyaletine baðlý Celendin kentinde polis ve askerler, halka saldýrdý.Halkýn yükselen çatýþmalar üzerine 3 kentte olaðanüstü hal ilan edilmesine karar verildi. Cajamarka Saðlýk Direktörü Reynaldo Nunez, Associated Press ajansý yaptýðý açýklamada, çatýþmalarda hayatýný kaybeden 4 sivilden ikisinin baþýndan vurularak öldüðünün belirlendiðini belirtirken yerel savcýlýk olayla ilgili olarak 15 kiþinin gözaltýna alýndýðýný duyurdu. Binlerce kiþinin katýlýmýyla ülkenin kuzeyindeki Cajamarca eyaletinin Celendin kentindeki gösteride, yerel halk hükümetin bu projeye destek vermesinden dolayý kamu binalarýna saldýrdý. Polis eylemleri engellemek için halka aþýrý güç kullanýrken, eylemciler polislere taþ ve sopalarla karþýlýk verdi. Projenin, çevre kirliliðine neden olacaðýný ve su kaynaklarýný yok edeceðini vurgulayan Perulular, belediye baþkanýnýn da maden

projesine açýk destek vermesine büyük tepki gösterdi. ABD’nin Colorado eyaletindeki Newmont Mining Co. madencilik þirketinin büyük hissedarý olduðu 4,8 milyar dolar deðerindeki Conga altýn madeninin açýlmasý projesi Peru hükümetinin en büyük yatýrýmýný oluþturuyor. Projenin 2015 yýlýnda baþlamasý düþünülüyordu. Peru halký ise, rezervuarlarýn göllerin yerini tutmadýðýný ve bu göllerden gelen yeraltý sularýnýn tarýmda ve hayvan otlaklarýný sulamada kullanýldýðýný söylüyor. Aralýk ayýnda Cumhurbaþkaný Ollanta Humala, Cajamara’da altýn ve bakýr madenlerine karþý gösterilerin týrmanmasýnýn ardýndan olaðanüstü hal ilan etmiþti. Geçen yýl benzer protestolarýn yaþanmasýnýn ardýndan Newmont, çalýþmayý geçici bir süreyle durdurmuþtu.

MADEN İŞÇİLERİ SAVAŞIYOR İSPANYA - 05.07.2012

Ý

spanya hükümetin madenlere

yapýlan sübvansiyonda (devlet desteði) yüzde 63 kesintiye gitme kararý almasý üzerine baþlayan süresiz grev sürüyor. Grev iþçilerin polis ile çatýþmasýyla ve baþkent Madrit’e baþlatýklarý Büyük Yürüyüþ’le devam ediyor.Ýþçilerin 11 Temmuz ‘da Madrit’e ulaþmalarý tahmin ediliyor. Ýspanya’da hükümetin madenlere yapýlan sübvansiyonda (devlet desteði) yüzde 63 kesintiye gitme kararý almasý üzerine sendikalar ve iþçiler karara sert tepki göstermiþti. Sübvansiyonlarýn (devlet desteði) üçte ikisinin kesilmesinin, bölgedeki madenlerin kapanmasý ve iþçilerin iþten atýlmasý anlamýna geldiðini belirten sendikalar,bunun üzerine eylem kararý almýþtý. Eylemler Asturien’in yaný sýra Kastilien ve Leon kentlerinde de etkili oldu. Ýspanya’da iþletilen 40 kadar madende yaklaþýk 8 bin kiþi çalý-

þýyor, sektördeyse 30 bin kiþi istihdam ediliyor. Kesintiye gitme kararýyla madenlerin kapanacaðýný belirten maden iþçileri ve sandikalar buna izin vermeyeceklerini belirtiyor. Polisle çatýþmalarda çok sayýda iþçi ve polis yaralandý. Sendika temsilcileri ise madenci iþçilere sükunet çaðrýsý yapýyor. CCOO Sendikalar Birliði’nden Maximino Garcia, her þeyin iþçilerle polisin çatýþmasý gibi gösterildiðini ifade etti. Garcia, “Polisle çatýþarak dikkat çekme niyetimiz yok. Her þeyden önce akýllý davranmamýz ve sorunlarýn sebebine inmemiz gerekiyor. Böylelikle haberler; polis ve madenciler arasýndaki çatýþmalara odaklanmayacaktýr” dedi.

Ýþçiler Madenlerden Çýkmýyor

S

OMA-UGT Sendikasý Teknik Sekreteri Jose Luis Fernandez, bu yürüyüþün yapýlan diðer önemli eylemlerin uzantýsý olduðunu söyledi. Leon´da kendilerini madene kapatan 8 madencinin 40., Asturias bölgesinde, 3’ü Candin ve 5’i Santiago madenlerinde olmak üzere 8 madencinin de 35. günlerini doldurduklarýný, kuyulara kapanan bir çok madencinin de hastaneye kaldýrýldýðýný bildirdi. Onlarýn daha çetin koþullarda olduðunu ekledi.

Büyük Yürüyüþ

Ý

spanya’nýn önemli maden bölgelerinden biri olan Asturias Özerk bölgesinde Mieres kentinden 4’ü kadýn 80 madenci 22 Haziran´da yürüyüþe baþladýlar. Yaklaþýk 100 km. yürüdükten sonra yine bir maden bölgesi olan Kastilya-Leon bölgesine ulaþan madenciler, Leon kentinde 80 madenci meslektaþlarýyla buluþtular.

Pakistan’da Doktorlar Grevde

Kuzey Kýbrýs’ta Belediye Baþkaný Ýstifa Etti

04 Temmuz 2012 akistan’ýn 80 milyon nüfuslu Pencap eyaletinde doktorlar, çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesi ve maaþlarýnýn yükseltilmesi için greve gidildi. Pencap’ta saðlýk hizmetlerinin durma noktasýna gelmesi nedeniyle Eyalet Baþbakaný Þahbaz Þerif doktorlara acil iþbaþý yapmalarý çaðrýsýnda bulundu. Hastane ve hastane önlerinde bekleyen hastalar, hükümetin doktorlara istediklerini bir an önce vermesini istedi.

uzey Kýbrýs Lefkoþa Belediyesi’de temizlik iþçilerinin baþlatýðý grev belediye baþkanýný istifa ettirdi.Lefkoþa Belediyesi’nin yaklaþýk 150 milyon lira borcu nedeniyle temizlik iþçilerinin maaþlarýný aylarca ödenemeyince iþçiler greve baþlamýþtý. Ýþçiler Belediye binasý önüne çöpleri dökerek ve sert eylemler yaparak seslerini duyurmuþlardý.Belediye eylemde olan 123 iþçinin iþine son verildi. Lefkoþa Belediyesi temzilik iþçilerinin yaklaþýk 3 aydýr yaptýklarý grev nedeniyle hizmetler tamamen durdu. Lefkoþa’da yükselen çöp daðlarý 40 derece sýcaklýkta kokuþunca saðlýðý tehdit etmeye baþladý. Belediye baþkaný hiçbir koþulda istifa etmeyeceðini açýkladý. Belediye baþkanýna izne çýkmasý için çaðrý yapan hükümet, bunda baþarýlý olamayýnca, seçimle iþbaþýna gelen baþkaný ve meclis üyelerini yasa gücünde kararnameyle zorunlu izne gönderdi.Dünyada örneðine az rastlanacak bir kararnameye imza atan hükümet, Lefkoþa Belediyesi Baþkaný Cemal Bulutoðlularý ve belediye meclis üyelerinin 90 gün zorunlu izin yapacaðýný açýkladý. Belediyenin tüm yetkilerini de kaymakama devretti. Belediye meclisinin yerine ise, 8 kiþilik bir komisyon kurulmasý kararlaþtýrýldý.

P

Doktorlar Enstitüyü Ýþgal Etti Ravalpindi kentindeki Devlet Saðlýk Enstitüsü’nü iþgal eden doktorlar ise aðýr þartlarda ve düþük ücretle çalýþtýklarýný savunarak, iþ koþullarýnýn düzeltilmesi ve maaþlarýnýn yükseltilmesi durumunda yeniden iþbaþý yapacaklarýný belirtti. Doktorlar adýna bir grup temsilcinin Baþbakan Þerif ile bir araya geldiði, Þerif’in eylemlere son verilmemesi durumunda eylemlerin öncülüðünü yapan doktorlarýn çalýþma lisanslarýnýn iptal edileceðini söylediði bildirildi. Bu geliþme üzerine temsilcilerin, 24 saat süre istediði kaydedildi.

K

Ýçinden geçtikleri ve mola verdikleri köylerde büyük bir coþkuyla karþýlanan madenciler zaman zaman otoyollarý trafiðe kapattýlar. Babasý ve kýz kardeþi de madenci olan 45 yaþýndaki Asturiasli kadýn madenci Ana, “Villafrares köyüne girdik, birden bir kadýn koþarak gelip boynuma sarýldý ve beni yemeðe davet etti. Ýnsanlar hep bizden yana” diye duygularýný dile getirdi. Yaklaþýk 450 km. yürüyecek olan madencilerin 11 Temmuz gibi Madrid’e ulaþacaklarý tahmin ediliyor.

Madencilere Halk Desteði

M

adencilere yoldan gecen araçlarýn korna ile ya da araçlarýndan inerek sloganlarla eþlik edenlerin yaný sýra, otobüslerle gelip bir kýsým yolu onlarla yürüyenler de var. Asturias ve Kastilya-Leon Bölgesinden bazý müzik gruplarý da belli yerlerde onlara katýlýp madenci türküleriyle onlara moral desteði verdiler. Madencilerin yürüdüðünü gören bir sürücü de birden arabasýyla yolu kesip, ellerini havaya kaldýrarak “Yaþasýn Ýsçi Sýnýfý Kahrolsun Sarý Sendikalar” diye baðýrdý. Yürüyüþ kolundaki madenciler ise oldukça duygulu anlar yaþadýklarýný belirttiler. Leon bölgesinden ve 19 yýldýr madende çalýþan, 33 yaþýndaki madenci Cesar Alvarez, “Asturias´dan meslektaþlarýmýz buraya geldiklerinde birbirimize sarýlmamýzý, kucaklaþmamýzý görmeliydiniz. Oysa birbirimizi hiç tanýmýyoruz. Öte yandan mola verdiðimiz köylerde insanlarýn bize önceden hazýrladýklarý yiyecekleri, içecekleri sunmalarý, topladýklarý paralarý vermeleri inanýlmaz bir þey. Açýkçasý bu kadarýný beklemiyorduk” diyor.

Binler İltica Yasasýný Protesto Etti

Ý

sviçre’nin baþkenti Bern’de aralarýnda siyasi parti, sendika, insan haklarý kuruluþlarý ile demokratik kitle örgütlerinin olduðu binlerce kiþi, Ulusal Konsey’de kabul edilen ve “iltica yasalarýný” daha da aðýrlaþtýracak olan düzenlemeleri protesto etti. Yürüyüþe Ýsviçre’de bulunan siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve insan haklarý örgütleri katýldý. Schützenmatt’ta bir araya gelen binlerce kiþiye hitaben kýsa bir konuþma yapan UNÝA sendikasýndan Emine Sarýaslan, ülkede bulunan göçmenlerin ayrýmcýlýk, dýþlanma ve sömürüye maruz kaldýklarýný belirtti. Buradaki konuþmalarýn ardýndan binlerce kiþi Ýsviçre Ulusal Parlamento’nun önüne kadar yürüdü. Yürüyüþte “Ýlticacýlar için yapýlan yeni düzenlemeye hayýr”, “Hukuk devleti Ýsviçre 8 franka satýlýktýr”, “Ýllegal insan yoktur” yazýlý pankart ve dövizler taþýndý. Müzikler, dans ve sloganlar eþliðinde Federal Mahkeme önüne gelen binler burada yaklaþýk 10 dakika oturma eylemi yaptý.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.