Aylık İşçi Gazetesi / Yıl: 3 / Ocak / Sayı:20 Fiyat: 1 Lira
İşçiler Emekçiler! Devrimci İşçi Komiteleri Sizleri 1 Mayıs 2013’te 1 Mayıs Alanı Taksim’e Çağırıyor!
SERMAYENİN SERVET HIRSI, İŞÇİLERİ KATLEDİYOR!
Sf.6
Şişecam’da Mücadele Sonuçlandı
Hey Tekstil “Sabrýmýzý Sýnamayýn”
Sf.3
Fabrikada sendikalarýyla birlikte Anadolu Cam Sanayi AÞ þirket yöneticilerinin önerisini tartýþmak için toplantý yapan iþçiler, þirketin önerisin kabul ettiler. Fabrika önünde akþam saatlerinde iþçilerle, sendika arasýnda yapýlan toplantýdan sonra açýklama yapan Kristal Ýþ Sendikasý yönetiminden Bilal Bildik yaptýðý açýklamada; Anadolu Cam Sanayi AÞ yöneticilerinin, üyesi olduklarý Kristal Ýþ sendikasýnýn iþçilerin Topkapý’da 420 iþçiden geçici olarak çalýþtýrýlan 70 iþçinin Eskiþehir’e kadrolu olarak mevcut haklarýyla daðýlmasýna, 45 iþçinin de memur olarak diðer fabrikalarda görev almasýna ve 135’e yakýn iþçi gönüllü olarak emekliliðe ayrýlarak kýdem tazminatlarýný alacak. 07.s >>Gündem...
S
ermayenin iç savaþ hükümeti hazýrlayýp meclise sunduðu 2013 bütçesi burjuva mecliste kabul edildi. Bütçe sermaye için servet, emekçiler için sefalet içeriyor. Bütçede en büyük pay yine askeri harcamalara ayrýldý.
Hey Tekstil iþçileri Güngören’de fabrika önünde 9 Þubat 2012’de kurduklarý çadýrla eylemlerine baþlamýþ 15 Kasým 2012 tarihinden bu yana da Aynur Bektaþ’ýn Kadýn Giriþimciler Grup Baþkaný olduðu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði önünde eylemlerini yapmaya baþlamýþlardý. >>Sf4
Hava İşçileri Adım Adım Zafere
D
ireniþlerinin 228.nci gününde Ýstanbul’un çeþitli yerlerinde yapýlan basýn açýklamasý bu hafta Bakýrköy Özgürlük Meydan’ýnda yapýldý. Yoðun yaðýþa raðmen iþten atýlan iþçiler, Kristal iþçileri, Hey Tekstil Ýþçileri katýlým saðladýlar
Sf.2
Türkiye (Büyük) Sağlıkçılar Meclisi Saðlýk alanýnda küresel sermayenin öngördüðü deðiþimin insanlarýn yaþama haklarýnýn ayrýlmaz parçasý olan ‘Saðlýk Hakký’nýn gaspý anlamýna geldiðini ortaya koyan öðleden önce on bir ve öðleden sonra yirmi beþ konuþmacý; Saðlýkta yýkýma dur diyebilmek için birlikte, amaca yönelik amaca yönelik olarak ýsrarla takip edilmesi gereken eylemlilik sürecinin gerekliliðini kendi pencerelerinden içten konuþmalarla ak-
tardýlar. Öðle arasýnda Devrimci Emekçi Komitelerinin daðýtýlan bildirilerinin öðleden sonra yapýlan sunumlar üzerinde etkili olduðu, sendika ve oda bürokratlarýnýn karþý karþýya kalýnan hak gasplarý ve yýkýmlar karþýsýnda tabanýn taleplerine odaklandýklarý ve onlardan gelecek her bir öneri dikkatle dinlenip not alýndý ve sonuç bildirgesine yansýtýlmaya çalýþýldý .>>Sf8
08.s >> Yeniden Ortak Mücadele Üzerine þçilerin ve emekçilerin ortak mücadelesi hakkýnda herkes ayný þeyi söylüyor. “Ortak mücadele þart”. Ancak bunun yol ve yöntemleri hakkýnda bir reçete olmadýðý gibi sayýsýz deneyimler de var. heryerde emekçilerin “evet ama nasýl?”sorularýyla karþý karþýya kalýyoruz.
i
Sayı 20 / Ocak 2013
Orhangazi Cargill İşçileri Eylemde Bursa - 11.01.2012
2
“Proletarya siyasal iktidarı ele geçirmeden egemen sınıf olarak örgütlenmiş proletarya devleti durumuna yükselmeden, burjuvaziyi alaşağı edemez” V.İ.Lenin emegindunyasi.info
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
Cargill fabrikasında çalışan bir işçinin haksız yere işten atılmasına tepki vermek için fabrikada çalışan işçiler yürüyüş yaptı. Yapılan basın açıklamasında işten çıkarmalara karşı mücadelelerini sürdüreceklerinin altı çizildi. İşçiler işten atmaların devam etmesi halinde tüm Cargill fabrikalarında eyle yapacaklarını belirti.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’nde 135 Ýþçi Ýþten Çýkarýldý 01.01.2013-Trabzon - Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’nde temizlik ve güvenlik birimlerinde çalýþan135 taþeron iþçi iþten çýkarýldý. Ýþçiler, bugün hastane önünde eylem yapacak. Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’nde temizlik iþçisi ve güvenlik görevlisi 135 iþçi yeni yýla iþsiz girdi. Taþeron iþçilerin iþten çýkarýlmasýna iliþkin açýklama yapan Türk-Ýþ Trabzon Temsilcisi Hasan Basri Hatipoðlu, “Türkiye’de 1 milyon 625 kiþi taþeron olarak çalýþmakta. Bu kiþilerin hiçbir sosyal güvence hakký bulunmamakta. Ne kýdem tazminatlarý var ne gelecekleri garanti altýnda. Durum bu kadar vahimken bir de üstüne-üstelik bu kýþ ortasýnda KTÜ Farabi Hastanesi’nde görev yapan 135 taþeron iþçisinin iþsiz kalacak olmasýna diyecek sözümüz bile kalmýyor. Yazýktýr-günahtýr. Bu insanlarýn ailesi var, çocuk okutuyorlar. Yeni yýlýn daha ilk günde bu yapýlanlar reva mý?” dedi. Ýþten atýlan iþçiler ise yeni yýlda aldýklarý haberle þok olduklarýný belirtti. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi’nde 1 Ocak itibariyle iþten çýkarýlan 135 iþçi hastane yönetimini Acil Servis önünde protesto ettiler. Ýþten çýkarýlan iþçiler, “Biz burada ekmeðimizin peþindeyiz. Bizi iþten çýkararak ne tasarrufu yaptýlar. Bizim hepimizin çocuðu var. Biz eve nasýl para götüreceðiz. Bizi iþten niye çýkardýlar, gelsinler cevap versinler. Biz hakkýmýzý alýncaya kadar buradayýz” diyerek tepkilerini dile getirdiler. Acil Servis önünde bazý iþçiler acile girmek isterken eski çalýþma arkadaþlarý kendilerine engel oldular. Eylemde iþten çýkarýlan bazý iþçilerin sinir krizi geçirdiði gözlendi.
Özelleştirmeye Karşı İşçiler Eylemde 09.01.13 Yataðan Termik Santrali iþçileri özelleþtirmeye karþý eylem çadýrý kurdu. Yataðan Termik Santrali’nin Baðkaya havzasýnda bulunan kömür taþýma ve dýþ üniteler bakým iþinin özelleþtirilmesi için 14 Ocak’ta ihale gerçekleþtirilecek. Özelleþtirmeye baþtan beri karþý olan Tes-Ýþ üyesi iþçiler ise tepkilerini göstermek ve özelleþtirmeyi engellemek için santralin önünde eyleme geçtiler.Yaklaþýk 600 iþçi “Santraller halkýndýr satýlamaz!” sloganlarý eþliðinde santralin önüne gelerek burada eylem çadýrý kurdular ve 24 saat nöbet bekleyeceklerini açýkladýlar. Çadýrýn önünde Tes-Ýþ Þube Baþkaný Fatih Erçelik basýna ve iþçilere seslenerek YEAÞ Genel Müdürlüðü ve Yataðan Ýþletme Müdürlüðü’nün iþleri parça parça özel þirketlere verdiðini ifade etti. YEAÞ Genel Müdürü Ýbrahim Hakký Gül’ün özelleþtirme idaresi baþkaný gibi hareket ettiðini belirtti. Direniþ çadýrýnda her vardiyadan 5 iþçinin 24 saat nöbet tutacaðýnýn an-
latýldýðý konuþmada bir müdahale olmasý halinde iþçilerin üretimden gelen gücünü kullanacaðý ilan edildi. 200 iþçinin maðdur edilmesine izin vermeyeceklerini açýklayan Erçelik konuþmasýný þu sözlerle noktaladý: “Yataðan Enerji iþçileri, Santrale sahip çýkmaya devam edecek. Yasaya aykýrý biçimde iþyerlerinin satýlmasýna karþý eylemi sürdürecektir”
A
Hava İşçileri Adım Adım Zafere Hava-ÝÞ koluna grev yasaðý getiren düzenlemeyi protesto ettikleri için iþten çýkarýlan THY iþçileri,223 gündür eylemdeler. Eylemin ilk günlerinden beri Hava Alaný Dýþ Hatlar Geliþ önünde oturma eylemi yapan ve havaalaný eyleminin yaný sýra Cumartesi günleri Taksim meydanýndaki THY Bilet Satýþ Bürosu önünde basýn açýklamasý þeklinde sürdürdüler. Taksim Meydaný’nýn bakýma alýnmasýndan sonra Cumartesi eylemlerini Ýstanbul’un çeþitli meydanlarýnda yapmaya devam ediyorlar. En son Kartal meydanýnda 16. oturma eylemi gerçekleþtirildi. Ýþçilerin eylem öncesi Topkapý’daki Þiþecam iþçilerine dayanýþma ziyareti gerçekleþtirdi .Eyleme Devrimci kurumlar, Demokratik Kitle Örgütleri ve Deri Ýþ Sendikasý da destek verdi. Eylemde Ýþçiler sýk sýk “Ýþten Atýlan Ýþçiler Geri
DEBA Ýþçileri OSB’de Nöbet Tutacak
Alýnsýn”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak” þeklinde slogan attýlar. Hava-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Atilay Ayçin konuþmasýnda; THY’nin iþçileri haksýz bir þekilde iþten çýkarýldýðýný ve iþçilerin verdiði mücadelenin yalnýzca kendi mücadeleleri olmadýðýnýn belirtti. THY iþçilerinden basýna açýklama yapan Hüseyin Uysal, THY yönetiminin çalýþanlara yönelik yaptýðý baskýlara dikkat çekerek, “THY personeli gülememektedir çünkü yaþadýðý aðýr baskýlar, tehditler, tutarsýz uygulamalar, maruz kaldýðý çirkin muamele, grev hakkýna yapýlmýþ olan utanmazca saldýrý, haksýz iþten çýkarma uygulamalarý, çalýþanlarý karamsar bir ruh hali içine itmektedir.” dedi. Uysal; iþten çýkartýlan 305 iþçinin iþe geri alýnmalarýný istedi. Eylem iþçilerin halay ve sloganlarýyla son buldu.
lacaklarýný alamadýklarý gerekçesiyle yaklaþýk bir yýldýr mücadele eden Denizli DEBA iþçileri, Esat Sivri ve Ýþ Bankasý arasýnda yapýlan gizli anlaþmayla, yangýndan mal kaçýrýrcasýna kapatýlan DEBA fabrikasý önünde hak ve adalet nöbetimiz her gün tüm engellemelere raðmen inat ve inançla sürmektedir. Kazanýmlar, iþçi sýnýfýnýn ve emeðin iktidarýna adým adým yaklaþmaktýr; dayanýþma kültürünü geliþtiremezsek herkes altýnda kalacak. Kurþun dökmeye, katký koymaya, barýþ, adalet, eþitlik mücadelesini yükseltmeye çaðýrýyoruz. Nerede olursan ol dayanýþmaya, ses ver, yürek ol. Bekliyoruz Denizli’ ye ‘diyerek Cumartesi Denizli Organize Sanayi Bölgesi’nde nöbet tutacaklarýný açýkladý. Ýþçiler adýna konuþan TEKSÝF Denizli Temsilcisi Recep Oktay, “Borçlarýnýzý ödeyin, sözünüzde durun, söz namustur. Türkiye’nin hiç bir yerinde peþinizi býrakmayacaðýz, ölmek var dönmek yok. Her Cumartesi burada nöbet tutacaðýz. Bizler hakkýmýzý alana kadar rahatsýz etmeye devam edeceðiz” dedi.
Seyisler Ýzmir’de Eylem Yaptý! 20 Trilyon Zarar Çýktý
S
HAVA-ÝÞ BU HAFTA BAKIRKÖY’DE BASIN AÇIKLAMASI YAPTI... Direniþlerinin 228.nci gününde Ýstanbul’un çeþitli yerlerinde yapýlan basýn açýklamasý bu hafta Bakýrköy Özgürlük Meydan’ýnda yapýldý. Yoðun yaðýþa raðmen iþten atýlan iþçiler, Kristal iþçileri, Hey Tekstil Ýþçileri katýlým saðladýlar basýn açýklamasýndan önce Hava-Ýþ sendikasýnýn baþkaný Atilay Ayçin kitleye 228 günlük eylemini anlatýrken gelin hep beraber Türkiye’nin, sosyalistlerine, devrimcilerine ve demokratik kitle örgütlerine çaðrýda bulunarak ülkemizi eylemlerle yangýn yerine çevirelim, yaþadýðýmýz sorunlarý çözelim diyerek birleþik mücadeleye çaðýrdý. Nakliyat-Ýþ ve Disk Genel Sekreteri Alirýza Küçükosmanoðlu Türkiye Ýþçi Sýnýfý’nýn direniþlerinden söz ederek iþçi sýnýfý’nýn ancak savaþarak kazanacaðýna deðinerek konuþmasýný bitirdi. Hava-Ýþ Sendikasýndan direniþçi iþçi Mahmut Kaplanseven yaþanýlan direniþ sürecini ve nasýl iþten çýkartýldýðýný anlatarak basýn açýklamasýný bitirdi. ITF Sendika Uzmaný David Cocfrod konuþmasýnda direniþin Avrupa ayaðýný nasýl örgütlediklerini ve iþçilerin iþlerine geri dönene kadar eylemlerine devam edeceðini söyleyerek konuþmasýný bitirdi. Konuþmalardan sonra iþçilerin halay ve türküleriyle basýn açýklamasý son bulmuþtur.
eyisler Ýzmir’de eylem yaptý, at yarýþlarý iptal edildi. 2 bine yakýn seyis kasým ayýndan bu yana çalýþma koþullarýný nedeniyle kimi zaman iþ yavaþlatýyor ve kimi zaman da iþ býrakýyor. Bu durum Ýzmir’de at yarýþlarýnýn geç baþlamasýna ya da yapýlmamasýna neden oluyor. Seyisler çalýþma þartlarýnýn düzeltilmesi ve krizin sona ermesi için bugün bir açýklama yaparak kamuoyuna bilgi verdiler. Seyisler, iþ býraktý, Ýzmir Buca Hipodromu’nda hayat durdu. 2 bine yakýn seyisin iþ býrakma nedeni de çalýþma koþullarý. Aslýnda seyislerin eylemi 2012’nin Kasým’ýnda baþladý. Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý ile Yüksek Komiserler Kurulu’nun 2013 vizesi için seyislerin saðlýk raporunu zorunlu hale getirdi. Eylem süreci iþte bu kararla baþladý. Seyisler saðlýk raporunun pahalýlýðýndan ve her hastaneden alamamaktan þikayetçi... Seyisler, talepleri kabul edilinceye kadar iþ baþý yapmayacaklarýný Hara Yönetimine ve Yüksek Komiserler Kurulu’na bildirdi. Kasým ayýnda tepkilerini bir buçuk saat iþ geciktirerek gösterdiler. Bu eylemle Buca Hipodromu’nda at yarýþlarý geç baþladý. Gecikme nedeniyle de eyleme katýlan 29 kiþiye 3 ay iþten uzaklaþtýrma ve 870 para cezasý verildi.
Cezalar seyisleri kýzdýrdý ve 30 Aralýk günü Buca Hipodromu’nda iþ býrakma eylemi yapýldý. Seyisler adýna açýklama yapan Serkan Yürekli Türkiye Jokey Kulübüne seslendi. Seyislerin eylemine sendikacýlar da destek verdi. Seyislerin eylemiyle Türkiye Jokey Kulübü’nün 20 trilyon zarar uðradýðý öðrenildi. Hipodromun özel haralar giriþinde toplanan seyisler, ‘Ýþten atýlan seyisler geri alýnsýn, cezalar kaldýrýlsýn’ pankartý açtý. Protestocu seyisler adýna açýklama yaptýktan sonra daðýldý. Seyislerin açýklamasý þöyle: “Bu sektörde, 8 binden fazlasý seyis olmak üzere 30 binden fazla insan çalýþýr. Sektörün esas yükünü seyisler taþýr. Bu atlarýn yarýya yakýný deðiþik hipodromlarda koþuya katýlýr. Seyislerin yaþam koþullarý korkunç denecek kadar kötüdür. Yönetimin keyfi uygulamalarý haralarý seyisler için çalýþýlmaz hale getirmiþtir. Yarýþan atlara canýmýz gibi bakarýz. Bu kadar deðer verdiðimiz hayvanlar kadar bize deðer verilmez. Bizim esas muhatabýmýz, burayý cezaevi gibi yönetsin diye güvenlik yöneticisi atayan TJK’dýr. Güvenlikten sorumlu kiþi hukuksuz ve keyfi uygulamalarý ile cezaevi müdürü gibi davranmaktadýr. Taleplerimiz kabul edilmedikçe atlarýn yarýþa hazýrlanma ve yarýþlarýn yapýlma þansý yoktur. Ýþlerine son verilen 29 arkadaþýmýzýn derhal iþe geri alýnmasýný istiyoruz. 2010’dan bu yana verilmiþ bütün cezalarýn kaldýrýlmasýný istiyoruz. Hara yönetiminin ve güvenlik müdürünün görevden alýnmasýný istiyoruz.”
Sayı 20 / Ocak 2013
İST -08.01.2012
RedHackten Üniversitelerin Yolsuzluğu RedHack yeni bir eylem yaparak üniversitelerin yolsuzluk belgelerini ortaya çıkardı. Hükümetin öğrenci eylemlerine yönelik saldırılarını protesto etmek için eylem düzenleyen RedHack üniversitelerin milyon liralık yolsuzluk belgelerini kamuoyuyla paylaştı. Ayrıca Redhack “Başta ODTÜ olmak üzere tüm üniversiteler AKP’nin saldırılarına karşı direnmeye devam edecek” dedi.
“Sınıflar savaşımının kabulünü, proletaryanın diktatörlüğünün kabülüne dek genişleten kişi marksisttir.” V.İ.Lenin emegindunyasi.info
emegindunyasi
Şişecam Mücadelesi Sonuçlandı
05-01-2013 - ÝSTANBUL Þiþecam Topkapý Fabrikasý’nda eylem yapan iþçilere, polis müdahale etmeye hazýrlanýyor. Fabrikayý terk etmeyen 250 kadar iþçi fabrikanýn çatýsýna, bacalarýna çýkarak slogan atýyorlar. Þiþe Cam Topkapý iþçileri Anadolu Cam Sanayii’nin diðer fabrikalarýnda mevcut koþullarýyla çalýþmaya devam etmek istiyorlar. Bu nedenle de bir süredir fabrikayý terk etmiyorlar. Aileler de fabrika dýþýnda beklerken çevik kuvvet ekipleri fabrika çevresinde müdahale pozisyonu almýþ durumda. Þiþe Cam’ýn Bursa-Yeniþehir, Gebze-Çayýrovva fabrikalarýnda çalýþan iþçiler de arkadaþlarýna destek olmak için Þiþe Cam Topkapý’ya geldiler. Çatý ve bacalarda slogan atan arkadaþlarýna onlar da “Þiþe Cam Ýþçisi Yalnýz Deðildir “”Yaþasýn Onurlu Mücadelemiz”, “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý” sloganlarla karþýlýk veriyorlar. Sendika yetkililerinin þirket yetkilileri ile fabrikada görüþme yaptýðýný fakat olumlu bir sonuç alýnamadýðýný belirten Kýlýç iþçilerin kendi rýzasý ile fabrikadan çýkmasý durumunda polisin müdahale etmeyeceðinin söylendiðini fakat iþçileri ikna etmenin mümkün olmadýðýný söyledi. Anadolu Cam Sanayii ; Fabrikada çalýþan beþ yüzün üstünde iþçi diðer fabrikalara asgari ücret ve SGK giriþ çýkýþ yapma koþulunu sunuyor. Sendika ve iþçiler patronun bu önermesine kýzgýn iþçilerin çoðunun en az 10-15 yýllýk iþçi olduðunu kýdem ve ihbar tazminatlarýnýn yanacaðýný ve asgari ücretle çalýþmak istemediklerini söylüyorlar. Ýþçiler bütün haklarýyla birlikte yatay geçiþ haklarýnýn kullanýlmasýný istiyorlar. Öðle saatlerine doðru fabrika tam bir polis ablukasýna sahne oldu. Onlarca çevik kuvvet aracý fabrikaya getirildi. Giriþ ve çýkýþlar çevik kuvvet tarafýndan barikat kuruldu. Öðle saatlerinde bir çok öðrenci ve emek hareketi iþçilere destek vermek için fabrika önüne geldi. Desteðe gelen Devrimci Ýþçi Komitelerinden ve Mücadele Birliði Platformundan kiþilerde katýldý Sendika baþkanlarý ve milletvekilleriyle birlikte Valilikle yapýlan gö-
rüþmelerden sonra polis fabrikayý terk etti. Polisin büyük bir bölümü fabrikayý terk ederken fabrika içinde ve fabrikanýn dýþýnda farklý noktalarda çevik kuvvet ekiplerinin beklediði görüldü. Desteðe gelen emek dostlarýna da teþekkür ederek konuþmasýný bitirdi. Eyleme iþten çýkartýlan THY iþçileri, Hey-Tekstil iþçileri de gelerek destek verdiler. Polisin çekilmesiyle çoðu iþçinin çatýdan indiði görüldü. Ýþçilerin büyük bir bölümü fabrikada nöbete olacaklarýný söylediler. Ýþçilerle birlikte desteðe gelenler fabrikanýn önünde kurulan çadýra gittiler. Ýþçiler eylemlerini sürdürüyor.
Bu haber eylem bitmeden 5 gün önce yazýlmýþtýr.
Þiþecam Kazandý 09-01-2013 - Þiþecam iþçileri Topkapý fabrikasýnda baþlattýklarý “mevcut haklarla diðer fabrikalara yatay geçiþ hakký” talebi ile baþlayan eylem baþarýyla sonuçlandý. Fabrikada sendikalarýyla birlikte Anadolu Cam Sanayi AÞ þirket yöneticilerinin önerisini tartýþmak için toplantý yapan iþçiler, þirketin önerisin kabul ettiler. Fabrika önünde akþam saatlerinde iþçilerle, sendika arasýnda yapýlan toplantýdan sonra açýklama yapan Kristal Ýþ Sendikasý yönetiminden Bilal Bildik yaptýðý açýklamada; Anadolu Cam Sanayi AÞ yöneticilerinin, üyesi olduklarý Kristal Ýþ sendikasýnýn iþçilerin Topkapý’da 420 iþçiden geçici olarak çalýþtýrýlan 70 iþçinin Eskiþehir’e kadrolu olarak mevcut haklarýyla daðýlmasýna, 45 iþçinin de memur olarak diðer fabrikalarda görev
emegindunyasi@gmail.com
Merhaba
Þiþecam iþçileri Topkapý fabrikasýnda baþlattýklarý “mevcut haklarla diðer fabrikalara yatay geçiþ hakký” talebi ile baþlayan eylem baþarýyla sonuçlandý. Polis Þiþecam’da Müdahale Hazýrlýðýnda!
3
almasýna ve 135’e yakýn iþçi gönüllü olarak emekliliðe ayrýlarak kýdem tazminatlarýný alacak, diðer kalan iþçiler ise diðer fabrikalara daðýlmasý düþünülüyor. Ýþçilerin fabrikalara kura ile belirleneceði söyledi. Bildik; Þiþecam iþçilerinin yaptýðý mücadelenin Türkiye iþçi sýnýfýnýn yaptýðý büyük eylemlerden bir olduðunun altýný çizdi. Bildik; iþçilerin mevcut haklarýyla diðer fabrikalara gönderilmesini olumlu karþýlarken, iþ yeri ortalama günlük ücretinde ufak düþüþlerin olacaðýný söyledi. 15-16 yýllýk bir iþçi, Topkapý’daki fabrikada saat ücreti olarak 12-13 lira alýrken, anlaþmanýn ardýndan gönderileceði fabrikalarda 8-9 lira alacak. Bu durum, iþçi ücretlerinde düþüþe neden olacak. Ayrýca, sosyal haklarýn ise nasýl olacaðý henüz bilinmiyor. Bilal Bildik konuþmasýnýn devamýnda þöyle konuþtu; “14 günlük bu direniþ bu akþam nihayet sonuca ulaþtý. Buradaki arkadaþlarýmýz Þiþecam içerisinde bulunan diðer fabrikalara toplu iþ sözleþmesiyle gelen bütün haklarýyla daðýlýyorlar. Bu direniþ iþçi sýnýfýnýn son zamanlarda yaptýðý en büyük direniþ olduðu için ve sonuç alýnan bir direniþ olduðu için biz Kristal-Ýþ olarak çok memnunuz. Buradaki direniþe destek veren iþçilerin ailelerini çocuklarýný tebrik ediyorum. Ayrýca basýn mensuplarýna gösterdikleri ilgi için de çok teþekkür ediyorum” dedi. Þiþecam iþçilerinde bir zafer havasý görülmezken iþçilerden bazýlarý yapýlan anlaþmadan memnun kalmadýklarýný dile getirdiler. Anlaþmaya tepkili olan iþçiler, Topkapý fabrikasýnda saat ücretlerinin 12 lira olduðunu diðer fabrikalara geçtiklerinde ise 8 lira alacaklarýný belirterek, “ 4-5 liralýk bir kaybýmýz olacak. Biz bu fabrikada toplam 200 kiþilik bir grubuz. Bu iþçiler anlaþmayý kabul etmedikleri halde anlaþma imzalandý. Bu durumda bu fark için bizlere tazminat verilmesi gerekiyor.” dediler. Ýþten gönüllü olarak ayrýlan iþçiler ise diðer þehirlerde yaþamlarýný sürdürmelerinin zor olduðu için bu kararý aldýklarýný belirttiler. Ýþçiler; “Bu durum tam anlamýyla bir yatay geçiþ deðildir. Sendikanýn bu durumu çözmesini istiyoruz” diyerek tepkilerini gösterdiler. Þiþecam iþçileri 14 gündür fabrikada yaptýklarý eylemlerine son vererek fabrikayý boþaltýlar.
2012 geride kaldý. Yeni bir yýla merhaba dedik. Küresel düzeyde süren ekonomik krizi fýrsata dönüþtüren tekelci kapitalistler trilyonlar kazanýrken emekçiler daha da yoksullaþtýlar. Sermaye sýnýfýnýn iç savaþ hükümetleri sermayenin servet biriktirebilmesi için onun ihtiyaç duyduðu tüm yasalarý bir bir çýkardý .Özelleþtirmeler, sendikasýzlaþtýrmalar, mezarda emeklilik yasasý, geleceksiz, güvencesiz çalýþma .ve kýdem tazminatýnýn ortadan kaldýrýlma isteði… 2012 iþçi sýnýfý açýsýndan lokal direniþlerle geçti. Direniþler irili ufaklý ve lokal olsa da esas olarak zaferle sonuçlandý. Hem de Türk-iþ in sessizlik fesadýna raðmen. Kadýn cinayetleri kesintisiz bir þekilde sürüyor. Töre cinayetlerine her gün bir yenisi ekleniyor. Kadýnýn makus talihi deðiþmiyor. Emekçi kadýnlarýn hem emekçi olmaktan hem de kadýn olmaktan kaynaklanan sorunlarý bitmek bilmiyor. Birde buna Kürt ve Alevi olmayý eklerseniz kadýn sorununun nasýl bir devrim sorunu olduðu ,kadýnlarýn devrim mücadelesinde militan mücadeleleriyle ön saflarda yer almalarý da kendiliðinden anlaþýlýr. Emekli emekçilerin durumu içler acýsý. Emekliler arasýndaki maaþ eþitsizliði (kýyak emeklilik) tüketim eþitsizliðini beraberinde getiriyor .“Ana yasa önünde herkes eþittir” Söyleminin bir aldatmaca, demagojiden baþka bir þey olmadýðý böylece ortaya çýkýyor. Dört kiþilik bir ailenin açlýk sýnýrý 1030, yoksulluk sýnýrýnýn 3300 tl olduðu Türkiye’de askeri ücret 774 tl olarak belirleniyor .On milyonun üzerinde insan kitlesi açlýk sýnýrýnýn altýnda bir yaþama mahkum ediliyor. Mersinde kredi borçlarýný ödeyemedikleri için tarlalarýna haciz gelen çiftçiler radikal eylemler yapýyor. Polisle çatýþmalara giriyor. Denizlerin yarattýðý devrimci gelenek ODTÜ’ de sürüyor. Baþbakanýn geliþini protesto eden ODTÜ’ lü öðrenciler ayaða kalkýyor, Polisle çatýþmaya giriyor, günlerce ODTÜ ‘yü iþgal altýnda tutuyor. ODTÜ’ nün çaktýðý kývýlcým tüm üniversiteleri tutuþturuyor. 2012 Kürt halkýnýn mücadelesinin de yükseldiði bir yýl oldu. Kürt halkýnýn bitmek bilmeyen acýlarýna Roboski katliamý eklendi. Kürt halký katliam karþýsýnda sinmedi, susmadý. Roboski inin hesabýný sormak için yeni serhýldanlara baþ vurdu. Þemzinan serhýldanýný zýndan serhýldanlarý izledi. Kürt halký kendi kaderini özgürce belirleme hakkýný doruða ulaþtýrdý. Suriye de gerçekleþen Rojova Devrimi bunun en somut kanýtý oldu. Kýsaca söylemek gerekirse iþçiler ,emekçiler, öðrenci gençlik, ezilen halklar, kent ve kýr küçük burjuvalarý her kes isyan ve ayaklanma içinde bu durumu iyi okuyan sermayenin iç savaþ hükümeti hýzla reformlara yöneliyor .her þeyi kaybetmeyi göze alamayan sermaye sýnýfý bir tas çorbaya koca bir devrimi satýn almak istiyor. Sevgiyle yeniden merhaba...
Eskiþehir’e taþýnacaðý için kapanacak olan Þiþecam Topkapý Fabrikasý’nda iþçiler 31 Aralýk’tan bu yana fabrikayý terk etmiyorlar. Ýþçiler aileleriyle birlikte bir haftadýr bekleyiþlerini sürdürüyorlar. Þiþecam iþçileri buradaki mevcut haklarýyla birlikte Eskiþehir ya da baþka bir fabrikada iþlerini sürdürmek istiyorlar. Eylemi sürdüren iki iþçinin düþüncelerini aldýk; Emeðin Dünyasý: Merhaba, Bize kýsaca kendinizi tanýtýp bu sürece nasýl gelindiðini aktarýr mýsýnýz? Metin Ünal: 16 yýldýr Þiþecam’da çalýþýyorum. Ben girdiðimde de söyleniyordu buranýn kapanacaðý, taþýnacaðý ama iþveren iki yýl önce bunu deklare etti, açýkça söyledi. Bir nebze bizi haberdar etmiþ gibi bir þey oldu. Biz devamlý bekliyorduk. Ben iþe girdiðimden beri devamlý kapanacak denildiði için ‘Ya acaba kapanýr mý? Belki kapanmaz ‘ diyorduk. Ýþveren son zamanlarda bunu kamuoyuna da bildirdi. Kimseyi maðdur etmeyeceðini söyledi. Bu makinalar buradan taþýnacak denildi, ama kapanacak denilmedi. Ve biz umutluyduk. Emeðin Dünyasý: Size nasýl bildirildi? Metin Ünal: Sendikaya bildirmiþ zaten. Sendikaya bildirdiðini de ilan tahtasýna asmak zorunda. Astý. Burasýnýn þehir içinde kalmasý ve kentsel dönüþüm planýna göre þehir trafiði, kamyonlarýn giriþ çýkýþý ve çevre kirliliði vb. þehir dýþýna taþýnmasý gerektiðini söyledi. Fabrikanýn taþýnacaðý söylenince biz de gideceðimizi umut ediyorduk ama ‘Hayýr ben sizi götürmüyorum, tazminatlarýnýzý veriyorum’ dedi. Yani o yazýnýn içinde böyle deniyor. Biz de bunun üzerine direniþimize baþladýk. Ne yapabiliriz? Nasýl olur? diye konuþmaya baþladýk.
Emeðin Dünyasý: Kaç iþçi çalýþýyordu fabrikada? Metin Ünal: 420 kiþi çalýþýyorduk. Memurlar da var fakat memurlarýn çoðunluðu yüzde 99’u gidiyor. Yani onlar istihdam ediliyorlar. Emeðin Dünyasý: Memurlar istihdam ediliyor ama iþçiler edilmiyor, üstelik sendikalý olan iþçilersiniz deðil mi? Metin Ünal: Evet, iþçiler, sendikalýlar. Ýþçileri almýyor. Bizleri bölmek için bir sürü çaba sarf etti. Kimilerimizi ustabaþý yapmayý teklif etti. Biz yine direnmeye devam ediyoruz. Bu haklarýmýzý alýncaya kadar sürecek. Emeðin Dünyasý: Þu an eylemdesiniz, ne düþünüyorsunuz? Metin Ünal: Ne düþüneyim? Ne düþünebilirim ki? Benim bir kýzým bir oðlum var. Oðlum dün gece canlý yayýna gitti. Gece 11.00’de canlý yayýndan buraya geldi. Buradan eve gittiler. Sabah da okuluna gitti. Ve benim cebime bir not býrakýlmýþ çocuklarým tarafýndan. Bunu kýzým yazmýþ. Bunu ben baba olarak cebimde taþýyorum. Aklýma geldikçe gözüm yaþarýyor. Biz o çatýya yalan yere çýkmadýk. Eðer o mektubu yayýnlaya-
caksanýz gösteriyim. Bakýn hiçbir basýna kimseye göstermedim ben bunu. Böyle dolaþýyoruz burada. Emeðin Dünyasý: Eylemi nereye kadar götürmeyi düþünüyorsunuz? Metin Ünal: Sonuna kadar, sonuç alýncaya kadar. Haklarýmýzla çalýþmaya baþlayýncaya kadar. Ölmek var dönmek yok dedik. Emeðin Dünyasý: Bize eylemin nedenini, sürecini anlatýr mýsýnýz? Giray Küçükaykanat: Ayýn 31’inden beri direniyoruz. Fabrika taþýnýyor. Bizim derdimiz ayný haklarla diðer fabrikalara ya da Eskiþehir’e gitmek istiyoruz. Çatý eylemimiz þov amaçlý deðildi. Herkes bunalýmda, çocuklarýmýzla buradayýz. Hepimizin geçim derdi var. Artýk iþverenin bizi görmesini duymasýný istiyoruz. Sesimize kulak versin. Bazý bu durumumuza sevinenler var. Bari onlara güldürmesin artýk. Havalar da kötü, zor þartlar altýndayýz. Sonuna kadar da götüreceðiz. Ölmek var dönmek yok. Benim yuvam daðýldý. Eþimle ayrýldýk biz. Elimde kalan tek þey evladým. Ona bakmam gerek. Eðer buradan ayrýlýrsak iþ bulamayýz. Ben 37 yaþýndayým ve 16 senedir burada çalýþýyorum. Ýþimi kaybedersem evladýmý da kaybederim ve artýk o zaman benim için yaþamanýn bir anlamý da kalmýyor. Bu kadar yani baþka sözüm yok.
Sayı 20 / Ocak 2013
PTT İşçileri Eylem Yaptı İST – 10.02.2013
4
“Önceki bütün devrimler devlet makinesini yetkinleştirmişler, güçlendirmişlerdir; oysa, onu kırmak yıkmak gerekir” Karl Marks emegindunyasi.info
emegindunyasi
GENÇ EMEKÇÝLER SÝZLERE SESLENÝYORUZ! Yaþadýðýmýz çað boydan boya ayaklanmalar ve isyanlar çaðýdýr. Ve bu çaðýn en aktif üyeleri biz gençleriz. En can alýcý sorumluluklar bizlerin üzerinde. Çünkü toplumda, yaþamýndan memnun olanlar yok denecek kadar azdýr. Toplumun hemen her kesimini incelediðimizde gördüklerimiz; hoþnutsuzluk ve mutsuzluðun artmasý, sýnýf kininin ezilen ve sömürülen kesimlerde bilenmesidir. Bu durum, devrimci bir durumdur. Ýþçi, öðrenci gençlikten tutun da memur ve esnaf kesimine kadar kimsenin sabrýnýn kalmadýðý, ateþle buluþan barut misali patlama noktasýna geldiðini, geliþen ciddi eylemlerle daha iyi anlýyoruz. Kapitalizm ayakta kalabilmek için daha fazla zora baþvuruyor. Ancak bataklýða düþen insan misali çýrpýndýkça, saldýrdýkça daha dibe batýyor. Öte yandan hýzla yayýlan iþçi grevleri, iþçileri eylem içinde birleþtiriyor, örgütlüyor. Kapitalizmin saldýrganlýðý bir devrim korkusu ile tir tir titremesinden ileri geliyor olsa gerek. Ýki uzlaþmaz sýnýfýn savaþýmýnýn bu kadar sert olduðu bir dönemde bu savaþýmýn kaderini belirleyecek güç iþçi gençlik olacaktýr. Türkiye ve Kürdistan topraklarý genç nüfusun en yoðun olduðu coðrafyalardan biridir. Ýhtiyacýmýz olan þey, iþçi sýnýfýnýn zaferini gerçekleþtirmek için en etkili rolü oynayacak olan iþçi gençliði örgütlemektir. Kapitalizm de bunu görüyor olacak ki, bugün fabrikalarda, atölyelerde üç kuruþa çalýþan milyonlarca genç iþçiyi etkisizleþtirmek için, elinden gelen her yolu deniyor. Ýþçiler yozlaþtýrýlýyor. Genç iþçiler uyuþturucuya, fuhuþa yönlendirilerek, devrim mücadelesinden uzaklaþtýrýlmaya çalýþýlýyor. Çünkü burjuvazi þunu çok iyi biliyor: “Gençlik” savaþýrsa devrim kazanacak, devrim kazanýrsa gençlik geleceðini kendi eline alacak. Yapmamýz gereken þey, iþçi sýnýfýný sahip olduðu gücü istedikleri anda hayatý durdurabilecek, tüm kapýlarý kýrabilecek güce sahip olduðunu göstermektir. Ne demiþti Lenin, “savaþýmýn sonucunu belirleyecek olan güç gençliktir, özellikle iþçi gençliktir” o halde þimdi bunun bilincinde olarak, iþçi gençliði örgütlemek için hazýrlamalýyýz. Kapitalist toplum, kadýnlarýn ve küçük yaþtaki çocuklarýn bile en aðýr koþullarda ucuz iþ-gücü ile telef olmalarýna aldýrýþ etmiyor. Bu burjuvazi için gayet doðaldýr. Çünkü o çalýþan iþçi çocuklarý, gençleri kadýnlarý bir insan olarak deðil de sadece zenginliðine zenginlik katan bir el olarak görür. Açlýk sýnýrýnýn 926 tl olduðu bir ülkede 700 tl ücret karþýlýðýnda 12 saatten 14 saate kadar çýkan iþ günleri burjuvazinin servetinin asýl kaynaðýdýr. Ancak onlarý bu kadar zenginleþtiren iþçiler açlýkla boðuþmakta, ay sonunu getirmek için kývranmaktadýr. Bu aðýr koþullarýn bir baþka yönü de iþçilerin makineleþtirilmesi ve bir robot durumuna getirilmesidir. Her þeyi üreten iþçiler, ancak iþçiler ürettiklerinden yoksun ve ürettiklerine yabancý. Ýþsizlik kervaný her gün saflarýna yeni üyeler alýyor, genç iþçi ve emekçiler burada büyük yer kaplýyor. Kapitalizm var oldukça, iþçi sýnýfý ürettiði zenginliklere gerçek anlamda sahip olamayacaktýr. Genç Ýþçiler, Genç Kadýnlar! Ýþçilerin ve emekçilerin hayatý, çekilmez bir boyuta ulaþtý. Bunlarý deðiþtirmek elimizde. Yeter ki, “artýk yeter!” deme cesaretini gösterebilelim. Kurtuluþumuz, ancak ve ancak sosyalizmdedir. Yaþanýlasý bir dünya ancak sosyalizmde mevcuttur. Emekçi gençliðimizi sosyalizme götürecek araç, sosyalizm mücadelesinde gençliðin ihtiyaç duyduðu bilinci saðlayacak olan, burjuvaziye karþý gençliðin gücünü birleþtirdiði yer GEB/ Genç Emekçiler Birliði’dir. GEB, iþçi ve emekçi gençliðin özgürlüðü için mücadele etmektedir. GEB, iþçi ve emekçi gençliðin sosyalizm mücadelesine kazandýrýlmasý için çaba sarf etmektedir. GEB, iþçi ve emekçi gençliðin mücadele organýdýr; gençliðin örgütlülüðü ile gücüne güç katar ve sömürüsüz, sýnýfsýz bir dünyayý kurmak bizlerin birleþmiþ gücü ile mümkündür. Ýþçi ve emekçi gençlik, GEB’de örgütlenerek ideallerini gerçekleþtirebilir. Yeter ki gücümüzün farkýnda olup harekete geçelim! Baþka bir dünya avuçlarýmýzýn içinde, kollarýmýzýn gücü ile mücadele ederek sosyalist dünyayý yaratabiliriz, kazanabiliriz. Gelecek güzel günleri yaratan bizim emeðimiz olacaktýr. “Ekmek Kavgasý Sosyalizm Kavgasýdýr!” Ýstanbul GEB (Genç Emekçiler Birliði)
emegindunyasi@gmail.com
TT işçilerinin şehir içi ücretsiz ulaşım hakları iptal edildi. PTT çalışanları yapılan bu uygulamayı protesto etti. Çalışanlar “Ücretsiz Ulaşım Hakkımız Engellenemez” pankartını açarak Eminönün’den Karaköy İett genel müdürlüğü önüne kadar yürüyüş yaparak ulaşım haklarının geri verilmesini talep etti.
P
Hey Tekstil “Sabrýmýzý Sýnamayýn” Hey Tekstil iþçileri 336 gündür Hey Tekstil patronu Aynur Bektaþ’tan maaþlarý ve tazminatlarýný alabilmek için yaptýklarý eylemlerini sürdürüyorlar. Hey Tekstil iþçileri Güngören’de fabrika önünde 9 Þubat 2012’de kurduklarý çadýrla eylemlerine baþlamýþ 15 Kasým 2012 tarihinden bu yana da Aynur Bektaþ’ýn Kadýn Giriþimciler Grup Baþkaný olduðu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði önünde eylemlerini yapmaya baþlamýþlardý. Yaðmur, soðuk, kar demeden her gün TOBB önünde yaptýklarý eylemlerini sürdüren Hey Tekstil iþçilerine 11 Ocak günü þair Ruhan Mavruk da ikinci kez katýlarak destek verdi. Kanyon AVM önünde baþlayan yürüyüþün sonunda TOBB önüne gelen Hey Tekstil iþçileri adýna basýn açýklamasýný Zeki Gördeðir yaptý. “Hey Tekstil iþçileri sadece maaþ, tazminat alacaklarý için direnmiyor, adalet için direniyor, onur için direniyor, bugün bu ülkede adalet ve onuru bizim direniþimiz temsil ediyor” diyen Gördeðir, “Bu ülkede iþçiyi köle gibi çalýþtýrmak hak mýdýr, suç deðil midir? Ýþçileri kölece þartarda çalýþtýrýp bir de emeðinin karþýlýðýn vermeke suç deðilse nedir? Basit bir alacak davasý konusu mudur?” diye soran Hey Tekstil iþçisi, iþçilerin emeklerinin çalýnmasýnýn bir dava konusu deðil, suçlarýn en büyüðü olduðunu, Aynur bektaþ ve Süreyya Bektaþ’ýn bu suçu iþlediklerini fakat korunduklarýný belirterek kimsenin bunun hesabýný
sormadýðýný söyledi. “Geciken adelet adalet deðildir” diyen Gördeðir, yargý sisteminin hýrsýz iþverenleri koruduðunu, iþten atýlan iþçilerden yargý harçlarý, giderleri istenmekte olduðunu, iþten atýlan iþçilerin bunu ödeyemeyeceklerine dikkat çekti. Mahkemelerin hakimlerin bunu sormalarý gerektiðini söyleyen Gördeðir, parasýný alamayan iþçi ve emekçilere “paran varsa adalet var” denilmekte olduðunu belirtti.Bir yýldýr emeklerinin karþýlýðý olan haklarýný alabilmek için mücadele verdiklerini hatýrlatan Gördeðir, “Karlarýna kar katan Bektaþ ailesi o zaman karlarýndan bize pay mý verdi ki, þimdi krizi bahene edip hakkýmýzý çalýyor? Madem kriz var, bu kriz neden onlarý etkilemiyor? Neden onlarýn mal varlýklarý, zenginlikler eksilmiyor? Nasýl oluyor da villalarýnda oturmaya, lüks otomobilleriyle gezmeye, iþlerini yürütmeye devam ediyorlar?” dedi. Hey Tekstil iþçileri olarak direnmeye devam edeceklerini belirten Gördeðir “kimse bizimle irade savaþýna giriþmesin. Bizim sabrýmýzýn sonsuz olduðunu,sanmasýnlar.Bektaþ ailesine ve onlara destek olanlara da seslenen Hey Tekstil iþçileri “Hýrsýz Bektaþ ailesine destek olmaktan vazgeçin, iþçinin emeðini çalan Bektaþ ailesine destek olmaktan vazgeçin ve haklarýmýzýn verilmesine destek olun” diyerek sözlerini tamamladý. Ardýndan eyleme katýlan þair Ruhan Mavruk, Hey Tekstil iþçilerinin halen sonuçlanmayan da-
valarýna atýfta bulunarak Yüksek Ceza Yargýçlarýna” adlý þiirini okudu. Hey Tekstil iþçileri TOBB önündeki eylemlerini bitirerek, Ýstanbul Ticaret Odasý önünde çadýr kurarak alacaklarýnýn ödenmesini isteyen Teknopark Ýnþaat iþçilerine destek ziyaretinde bulunmak üzere yola çýktý. “Teknopark Ýþçisi Yalnýz Deðildir, Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý - 336 Gündür Direnen Hey Tekstil Ýþçileri” yazýlý ozalitle Eminönü’nde yürüyüþ yaparak Teknopark iþçilerinin yanýna gelen Hey Tekstil iþçilerini Teknopark iþçileri ve emek dostlarý da sloganlarla alkýþlarla karþýladý. Bugün eylem çadýrýný kurmuþ olan Teknopark iþçilerinin saldýrýya uðramalarý ihtimalini gözönünde bulunduran Hey Tekstil iþçileri, Teknopark iþçilerine basýn açýklamalarý sýrasýnda destek mesajý göndererek yanlarýnda olduklarýný ve destek için geleceklerini belirtmiþlerdi. Teknopark iþçileri ve Hey Tekstil iþçileri sýnýf dayanýþmasýný sürdüreceklerini belirttiler. Coþkulu buluþmada dayanýþma sloganlarý atýldý, hep birlikte ezgiler söylenip halaylar çekildi.
Ýþçiye Maaþ Yerine Gaz Haklarý için direnen ÝTO-Teknopak iþçileri bugün yine Ýstanbul Ticaret Odasý (ÝTO) önündeydi. Yaklaþýk dört aydýr alamadýklarý ücretleri için ÝTO önünde eylem yapan iþçilere polis saldýrdý. Saat 10.00’da ÝTO önünde buluþan iþçilere direniþteki Abdi Ýbrahim iþçileri ve HEY Tekstil iþçileri de destek verdi. Eylemde HEY Tekstil iþçileri, “Yaþasýn sýnýf dayanýþmasý!/329 gündür direnen HEY Tekstil iþçileri” pankartý, Abdi Ýbrahim iþçileri “Haklarýmýz ve geleceðimiz için direniyoruz!” pankartý, Ýnþaat Ýþçilerinin Derneði de “Haklarýmýzý alacaðýz! ÝTOTeknopark iþçisi yalnýz deðildir” pankartýný taþýdý. Eylem ÝTO önünde direniþçi iþçilerin pankartlarý yan yana açýlarak baþladý. Eyleme ayrýca Çaðdaþ Hukuçular Derneði üyesi avukatlar, KESK’li kamu emekçileri ve bir çok devrimci çevre destek verdi. Basýn açýklamasýný Teknopark iþçileri adýna Burçin Kuz okudu. Kuz açýklamaya bir kez daha haklarý için burada olduklarýný ifade ederek baþladý. Kuz çalýþtýklarý Uzunlar Ýnþaat’ýn iþçiler nazarýnda sicili bozuk olduðunu belirterek þirketin TTNet Arena, Mersin Stadyumu, Van Deprem Konutlarý gibi projelerindeki haksýzlýklarýný anýmsattý. HEY Tekstil iþçisi Zeki Gördeðir ayný haklarý gasp edildiði için direniþte olduklarýný belirterek direniþlerin kazanmasý için þunlarý ifade etti: “Mutlaka iþten atýlan ve direniþe geçen iþçi arkadaþlarýmýzýn birleþmesi lazým. Bir araya gelip güçlerini birleþtirmesi lazým.”dedi. (11.01.13) – Aylardýr ücretlerini alamayan ÝTO-Teknopark iþçileri ücret talebiyle Ýstanbul Ticaret Odasý önünde eyleme baþladýlar.
Te k n o park iþçileri bugün gerçekleþ tir dik le ri basýn açýklamasýnýn ardýndan eylem çadýrýný kurdular. Ýþçiler “Aylardýr ücretlerimizi alamadýk. Ýþte Teknopark projeniz!” pankartýný açarken taþýdýklarý dövizlerle ÝTO yönetimini hedef aldýlar. “Sorun çözülünceye kadar burada olacaðýz!” Ýþçiler, aradan geçen üç hafta içinde tehdit edildiklerini ve polis saldýrýsý ile korkutulmaya çalýþýldýklarýný ifade ederek açýklamayý þöyle bitirdiler: “Bugün buraya kararlýlýðýmýzý göstermeye geldik. Bir kez daha en meþru hakkýmýzý, emeðimizin karþýlýðýný alacaðýmýzý ilan ediyoruz. Ücretlerimiz ödeninceye kadar proje sahiplerinin peþini býrakmayacaðýz! Bugünden itibaren, kurduðumuz eylem çadýrý ile sorun çözülünceye kadar burada olacaðýz.” 14 Ocak Pazartesi günü suç duyurusu yapýlacaðý ifade edildi.Eylem, çadýrýnýn kurulmasýyla devam etti. Zabýtalar, çevik kuvvet polisi eþliðinde çadýra izin vermeyeceklerini belirtmeleri üzerine iþçilerin kararlý duruþuyla karþýlaþtýlar. Çadýrý almaya çalýþan zabýtalara gerekli yanýt verildikten sonra iþçiler çadýrý kurdular, ardýndan bir Teknopark iþçisi kýsa bir konuþma yaparak patronlarýn
ya lý larýný, þirket binalarýný, villalarýný yapanlar olarak bugün de iþçilerin direniþ çadýrýný yaptýklarýný ifade etti. HEY Tekstil iþçileri de TOBB önündeki eylemlerinden çýkýp Teknopark çadýrýna geldiler. Direniþçi iþçiler “Yaþasýn sýnýf dayanýþmasý!” sloganýyla selamlandý. Direniþçi iþçiler birlikte mücadelenin önemine deðinerek çadýrda bekleyiþlerini sloganlarla sürdürdüler. Ýþçiler, eylem boyunca “ÝTO þaþýrma sabrýmýzý taþýrma!”, “Direne direne kazanacaðýz!” ve “Ýnþaat iþçisi köle deðildir!” sloganlarýný sýklýkla haykýrdý. Eylem boyunca çadýr önünden geçen emekçilere bildiri daðýtýlarak direniþin nedenleri aktarýldý. Ýþçiler 13 Ocak Pazar günü Uzunlar Ýnþaat patronunu evinin önünde protesto edecekler. Ýþçiler ve eyleme destek verecek güçler, Pazar günü saat 12.00’de Baþakþehir 4. Etap önünde buluþacaklar.
İşçilerin Maaş Eylemi Biber Gazıyla Bitti Sivas’ta 3 aydýr maaþ alamadýklarý gerekçesiyle protesto gösterisi düzenleyen iþçilere polis, biber gazýyla müdahale etti. Sivas’ta bir fabrikada çalýþan bir grup iþçi, 3 aydýr maaþlarýný alamadýklarý gerekçesiyle eylem yaptý. Saraybosna Parký’nda toplanan iþçiler, Cumhuriyet Meydaný’na yürüdü. Burada kýsa süreli oturma eylemi yapan iþçilerden bir grup, Sivas Valiliði’ne giderek yetkililerle görüþtü. Ýþçilerden Ahmet Güzel, görüþmenin ardýndan gazetecilere yaptýðý açýklamada, Ekim ayýndan beri maaþ alamadýklarýný söyledi. Son yýllarda maaþlarýnýn düzenli ödenmediðini dile getiren Güzel, þunlarý kaydetti:
‘Maaþ alamadýðýmýz için kimseye faydalý olamýyoruz. Arkadaþlarýmýz kredilerini ödeyemiyor, ne odun ne de kömür alabiliyoruz. Ben evime kömür alamadým. Milletvekilleri özel sektör olduðu için ‘biz karýþmayýz’ diyorlar. Biz de Sayýn Baþbakan’a gidip maaþ bordrolarýmýzý mý fýrlatalým, Burada 600 kiþi çalýþýyor. 600 kiþinin çalýþmasý Sivas ekonomisine katký demektir. Biz fabrikamýzýn bacasýnýn tütmesini istiyoruz” Bir süre sonra polis, gruptakilere daðýlmalarý yönünde uyarý yaptý. Ýþçiler, bu uyarýya sloganla karþýlýk verdiler. Polis, biber gazýyla saldýrdý; gazdan etkilenen 3 kiþi, ambulansla hastaneye
kaldýrýldý. Daha sonra yetkililerle tekrar görüþen iþçilerden Mahmut Kuzucu, kendilerine maaþlarýyla ilgili bir ödeme planý sunulduðunu, maaþlarýnýn verileceðini söyledi. Kuzucu’nun açýklamasýnýn ardýndan grup daðýldý.
Sayı 20 / Ocak 2013
08.01.2013
Kesk-Ar; Kamu Emekçileri Dibe Vurdu
K
ESK-AR kamu emekçilerinin Aralık ayında 4 kişilik bir ailenin sağlıklı geçinmesi için 1,119 liralık bir bütçe ayırması gerektiğini vurgularken kamu emekçilerinin alım gücünün düştüğünü söyledi. KESK AR yoksulluk sınırında yaşayan 4 kişilik bir ailenin eline net olarak 3,557 lira gelirin olması gerektiğini vurguladı.
“Elbette kapitalizmden komünizme geçişte, siyasal biçimler bakımından geniş bir çeşitlilik göstermekten geri kalamaz; ama hepsinin özü, zorunlu olarak bir olacaktır: Proleterya diktatörlüğü.” Vladimir İlyiç Lenin emegindunyasi.info
Dev Saðlýk-Ýþ Sendikasý Asgari Ücret Eylemi
D
evrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonuna baðlý Dev Saðlýk Ýþ Sendikasý, Mecidiyeköy’de AKP ilçe binasýna yaptýðý yürüyüþle asgari ücrete yapýlan %3,3 artýþý protesto etti. Asgari Ücret Belirleme Komisyonun belirlediði %3,3’lük zammý protesto etmek için DevSaðlýk Ýþ’in çaðrýsýyla yapýlan eyleme, Enerji Sen, Hava Ýþ, Tümtis, KESK, Sosyal Ýþ, TTB ve birçok siyasi parti temsilcisi destek verdi. 22 Aralýk Þiþli Cami önünde bir araya gelen iþçiler, yolun tek þeridini trafiðe kapatarak Þiþli AKP ilçe binasýna yürüdü. Eylemde “Ýnsanca Yaþanacak Asgari Ücret Ýstiyoruz, Asgari Ücret Ortaoyununu Bozacaðýz” pankartlý taþýnýrken, sýk sýk “Tayyip Sen Yaþa 93 Liraya”, “Asgari Ücret Ölüm Demektir” sloganlarý atýldý. AKP ilçe binasý önünde açýklama yapan Dev Saðlýk Ýþ Baþkaný Arzu Çerkezoðlu, insanca yaþayabilecek bir asgari ücretin olmasý gerektiðini söyledi. Çerkezoðlu, “Yüzde 3,3 zammý kabul etmiyoruz isyan ediyoruz” dedi. Çerkezoðlu, “Asgari Ücret Tespit komisyonu-
nu 2013 yýlý asgari ücretini belirlemek üzere son toplantýsýný 26 Aralýk Çarþamba yapacak. Ýþçi, iþveren ve hükümet temsilcileri sonucu 2013-2015 Orta Vadeli Ekonomik programýyla Ekim ayýnda ilan edilen bir dizi görüþmeyi yapmak üzere masaya oturuyorlar. Biz emekçiler açýsýndan çalýþma ve yaþam koþullarýmýzý daha da aðýrlaþtýracak bir ortaoyunu sergileniyor. Hükümet, programýna yüzde 3’lik artýþý koymuþ. Yani 22 TL’lik artýþ ile sefalette ýsrar demeye devam ediyor.” diye konuþtu. Ardýndan konuþan Hava Ýþ baþkaný Atilay Ayçin “on yýllardýr yapýlan saldýrýlar yetmedi, iþlenen katliamlar, vb bütün bunlar yetmemiþ olacak ki þimdi de asgari ücret savaþýyla karþý
karþýyayýz” dedi. DÝSK örgütlenme sekreteri Ali Rýza Küçükosmanoðlu’da “buraya asgari ücret komisyonunun belirlediði ücreti protesto etmek için geldik. Küçük Osmanoðlu, bu sefalet ücretine Türk Ýþ ortak olmaktadýr. Bu iþçi sýnýfýna ihanettir. Yüz karasýdýr” dedi Türk Ýþ’e seslenerek, bu oyundan çýkmasýný istedi.
Abdi Ýbrahim Ýlaç Fabrikasýnda Ýþten Çýkarmalar Sürüyor ÝSTANBUL – 27.12.2012 - Ýlaç fabrikasýnda iþten çýkarýlan iþçi sayýsý 180. Ekonomik olarak kriz yaþadýðýný belirten fabrika yetkilileri çözümü iþçileri iþten çýkarmakta buluyor. Ýþten atýlan iþçiler patronlarýn keyfi iþten atmalarýna karþýn haklarý için mücadele ediyor. Perþembe günü iþten atýlan 3 iþçi keyfi iþten atmalara karþý eyleme baþladý. Eylemdeki iþçiler demokratik kitle örgütleri ve emek örgütlerinin desteðiyle, aileleriyle birlikte bir eylem gerçekleþtirdi. Eylem, Hadýmköy yolu üzerinde kurulu bulunan Abdi Ýbrahim Ýlaç Sanayi ve Tic. A.Þ’nin yakýnlarýnda bulunan Özgür Nakliyat önünde toplanýlmasýyla baþladý. Buradan, fabrika önüne doðru sloganlarla yürüyüþe geçildi. Yürüyüþte “Haklarýmýz ve geleceðimiz için direniyoruz! Ýþimizi geri istiyoruz! - Direniþçi Abdi Ýbrahim Ýþçileri” pankartý ve “Keyfi iþten Atmalara Son!”, “Abdi Ýbrahim’in Ýþçilere Verdiði Deðer = Tazminatsýz Ýþten Çýkartmak” dövizleri taþýndý. Yürüyüþ fabrikanýn önüne gelindiðinde sonlandýrýldý. Sermayenin bekçilerinin fabrika önünde hazýr beklediði, çevik kuvvetin ve TOMA’nýn hazýr tutulduðu görüldü. Ýþçiler,fabrika önünde yemek molasý için dýþarý çýkan iþçilere ve Abdi Ýbrahim yönetimine seslenen bir basýn açýklamasý gerçekleþtirdi. Basýn açýklamasýný direniþçi iþçiler adýna Mehmet Emin Sönmez okudu. Basýn metninde ilk olarak “Bizler, ‘gücünü insana verdiði deðer ile kazandýðýný’ ifade eden ve bununla övünen Abdi Ýbrahim bünyesinde çalýþan iþçilerdik. Abdi Ýbrahim yönetimi tarafýndan çeþitli bahaneler ve keyfi sebeplerden dolayý iþten çýkartýldýk” denilerek Abdi Ýbrahim yönetiminin kendilerine, ilaç fiyatlarýndaki düþüþ ve üretim daralmasýný gerekçe gösterdiðini söylediler.
Açýklamada iþçilerin bu haksýzlýða sessiz kalmadýðý belirtilerek “Haklarýmýz ve onurumuz için eyleme baþladýk” denildi. Ýþçiler kendilerini yýllarca zorunlu mesailere, kölece çalýþma koþullarýna mahkum eden patronun þimdi de keyfi olarak iþten attýðýný vurguladýktan sonra firmanýn “saygýn” tarihine deðinerek “Ýlaç sektöründe devleþen Abdi Ýbrahim’in 100 yýllýk tarihi iþte bunlarla doludur. Abdi Ýbrahim’in iþçiye verdiði deðer ise iþsizlik, kölelik ve geleceksizliktir” dediler. Basýn metni þu sözlerle son buldu: “Bugün direniþimizin 3.günü. Buradan Abdi Ýbrahim yönetimine sesleniyoruz. Haksýz ve keyfi bir þekilde iþten çýkartmalara derhal son verilsin. Bizler Abdi Ýbrahim iþçileri olarak eylemlerimizi taleplerimiz karþýlanýncaya dek sürdüreceðimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Direniþçi iþçiler olarak emekten yana olan sýnýf kardeþlerimizi de eylemimize güç vermeye ve dayanýþmayý yükseltmeye çaðýrýyoruz” Abdi Ýbrahim iþçilerinin okuduðu basýn metninin ardýndan iþten atýlan iþçilerden biri konuþma yaptý. Ýþçi, Abdi Ýbrahim’deki sömürü koþullarýna ve þirketin yaptýðý anlaþmalar ve yatýrýmlardan bahsederek mücadelelerinin haklýlýðýný vurguladý. Konuþmanýn sonunda direniþe desteðe gelen kurumlarýn bir kýsmý söz aldý. Ýlk olarak Ýstanbul ÇHD adýna Av. Þerife Ceren Uysal bir konuþma yaptý. Uysal’ýn ardýndan Eðitim-Sen Avcýlar Þubesi adýna bir konuþma gerçekleþtirildi. Direniþin haklýlýðýna deðinilen konuþma, direniþle dayanýþmanýn büyütüleceði belirtilerek sonlandýrýldý.
ÝÞÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ GÜÇLENÝYOR
25 ARALIK 2013 TUZLA - Deri-Ýþ Sendikasý, Kuzu Deri’de iþten çýkarýlan üyesi Mehmet Þefik Dað’in iþine geri alýnmasý ve sendikal örgütlenmeye saygý duyulmasý için iþçilerle dayanýþma ve patrona uyarý eylemi yaptý. Sendikal örgütlenmeye yönelen iþçilerin iþten çýkarma tehdidiyle terbiye edilmeye çalýþýldýðý belirtildi. Kuzu Deri patronuna iþten atýlan Dað’ýn iþe geri alýnmasý ve sendikal haklara saygý duymasý ve sendika ile görüþme masasýna oturmasý çaðrýsýnda bulunularak bunun bir u-
5
yarý eylemi olduðu ve eylemi farklý boyutlara taþýyacaklarý belirtildi. 25 Aralýk günü öðle saatlerinde Kuzu Deri önünde Deri-Ýþ Sendikasý’na üye iþçiler, çevredeki iþyerlerinde çalýþan deri iþçileri toplanmaya baþladýlar. Bir süre sonra Kazlýçeþme’nin eski deri iþçileri, sendikalardan temsilciler, devrimci örgütler ve siyasi partiler de gelerek Mehmet Þefik Dað’a destek verdiler. Kuzu Deri’de iþten çýkarýldýðý için fabrika önünde eyleminin 5. gününde olan Mehmet Þefik Dað’ýn geri alýnmasý için bir basýn açýklamasý düzenlendi. “Sendika Anayasal Haktýr Ýþten Atmak Suçtur” pankartý açýlan eyleme çok sayýda iþçi de destek verdi. Çevredeki iþyerlerinden deri iþçileri, Kazlýçeþme eski deri iþçileri, eylemde olan Zegna ve Karaca Deri iþçileri, Tuzla’dan gelen deri iþçileri, TÜMTÝS yöneticileri, Belediye-Ýþ 2 Nolu Þube yöneticileri, Mücadele Birliði, Devrimci Ýþçi Komiteleri ve bir çok siyasi çevre temsilcisi ve üyeleri destek verdi. Eylemde ziyarete gelenler, “Kuzu Deri Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “ Yaþasýn Kuzu Deri Direniþimiz” sloganlarý atarken ,karþýlayanlar da “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý” sloganlarýyla karþýladýlar. Eylem boyunca “Sendika Haktýr Hakkýna Sahip Çýk”, “Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn”, “Köle Deðil Ýþçiyiz, Yarýnýn Sahibiyiz”,”Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz” sloganlarý atýldý.
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
ÝÞSÝZLÝÐÝN ÇARESÝ YOK MU ? Ýþsizliðin çaresi neden olmasýn? Elbette vardýr. Ýþsizlik ekonomik düzenin yapýsýndan kaynaklanýyor. Ýþsizliði bitirmek için ekonomik düzeni deðiþtirmek, planlamak ve tüm çalýþanlara, YETENEÐÝNE GÖRE ÇALIÞIP,EMEÐÝNE GÖRE KAZANACAÐI ilkesine dayanan bir ekonomik sistem kurmak,bu sorunu ve bunun gibi pek çok sorunu çözmek için yeter. Biz bunu saðlayacak sisteme Sosyalizm diyoruz. Bunu saðlayamayacak ve istenmeyecek bu günkü sisteme de kapitalizm diyoruz. Kapitalizm, saðlamaz. Çünkü her, þeyden önce sömürü sistemidir, sömürü yöntemidir. kula kulluk sistemidir. Yaþayarak görüyoruz, kapitalizm amacý tüm toplumun refahý-ilerlemesi-deðil, sadece burjuva sýnýfýn, sermayenin refahý, lüksü, zenginliðidir. Bu sistemin üretim biçimi, üretim araçlarý ve imkanlarýný kiþisel mülk edinme , kiþisel çýkara göre iþletme yasalarýna dayanan bir sistemdir. Emekçi halklarýn deðil asalak sermaye efendilerinin çýkarlarýný kayýran bir sistem. Bu sistemde, iþsizlik, patronlarýn faydasýna olduðu için hep olmasýný istediði bir olgudur. Neden mecburi bir sonuç ve istendiðini iþçiler çok iyi bilir. Ýþsizlik emekçileri baský altýna ve kontrol altýnda tutma aracý yapýlýr. Olumsuz, zor koþullara ve anlaþmalara razý etme aracýdýr. Ýþsizlik olmasýna raðmen, hiçbir asalak, iþçiyi ucuza ve çok aðýr çalýþmaya zorlayamaz. Sektörüne göre 4-10-15 kiþilik iþi bir iþçiye yýkamaz. Ýþçinin karýn tokluðuna bile zor geçindiði bir ücretle, iþçini emek gücünü kiralamasýna razý edemez. Bu kapitalistler neden iþsizliði yok etmek istesin ki, söyler misiniz ? Ýstemiyorlar, zaten isteseler de yok edemezler.Fýrsatçý kültürleri de, her sonucunu yine kapitalizm lehine kullanmalarýný saðlýyor. Ýþsizlik, kapitalist ekonominin doðal bir ürünüdür.Çünkü daha çok kar,daha çok artý-deðer sömürüsü hýrsýyla her kapitalist bir biriyle rekabet halindedir. Kapitalistler sadece iþçileri yemez ,birbirlerini de yer. Birbirlerini iflas ettirme yarýþý içindedirler. Bunun için en baþta daha ucuza –daha çok ürün mal etmek ve daha geniþ pazarda fiyat avantajý elde etme rekabeti gelir. Bunun yolu da basit; önce iþçi fiyatý ve masraflarýný mümkün olduðunca kýsmak (yani giderleri) daha az ücretle daha az iþçiyi , daha uzun süre, daha hýzlý tempoyla çalýþtýrmak. Ekonomi dilinde buna MUTLAK ARTI-DEÐER SÖMÜRÜSÜNÜ ARTIRMAK deniyor .Ve Teknolojyi geliþtirmek ,üretime yeni teknoloji uygulayarak üretim hýzýný yükseltmek ,maliyeti yani iþçi sayýsýný- ücretini düþürmek. Ekonomi dilinde buna NÝSPÝ ARTI-DEÐER SÖMÜRÜSÜNÜ ARTIMAK deniyor. Ýþte iþçiyi mahfeden dürtüler böyle iþliyor. Görüldüðü gibi, en iyi maliyet düþürme yöntemi ,tabi ki iþçi azaltmak ve az iþçiyi yine az maaþla çok uzun ve aðýr çalýþtýrmak. Makine tekniðinin geliþtirilmesi de, kapitalistin elinde iþsizliði –yoksulluðu ve ölesiye tüketen aþýrý çalýþtýrmayý destekleyen bir role sahip oluyor. Oysa teknoloji insanýn dostudur. iþleri kolaylaþtýrýr, üretim kalitesini arttýrýr, miktarýný arttýrýr. Kapitalist emeller elinde ise iþçiye düþman oluyor. Aslýnda düþman olan kapitalizimdir. Yakýn zamanda pek çok fabrika iþçisi bölük bölük isyan etti.OYAK RENOULT Fabrika iþçileri de en sonunda dayanamayýp isyan ettiler.Bir OYAK RENOULT iþçisi bir gazeteye durumlarýný þöyle anlatýyordu: “Fabrikada gerçekten aðýr çalýþma koþullarý var . Bundan 13 yýl önceki çalýþma koþullarý ile bu günkü arasýnda dünyalar kadar fark var.13 yýl önce iþçi fazlaydý.Ve yapýlan iþ daha azdý.Daha rahat çalýþýyorduk Þimdi abartýsýz söylüyorum 4 kiþinin iþini bir kiþi yapýyor. Yapamayýnca da savunma yazdýrýyorlar. Psikolojik baský yapýyorlar,’ dýþarýda iþsizler var’ ‘yapmak zorundasýn ‘deniliyor.” Görülüyor ki kapitalistler hem iþsizliðin sebebi ,hem de hiç utanmadan bunu baský zorlama-her þeye razý etme fýrsatý olarak kullanýyorlar. Ýradesi kýrýlan ,istemediði koþullara anlaþmalara razý edilen insana ise köle denir . Ancak nereye kadar ? Emekçi insan koyun deðildir.Emekçi çalýþmak için yaþayamaz. Yaþamak için çalýþýr.Çalýþmak yaþamaya yaramadýðý , yaþamý eziyete çevirdiði yerde ayaklanýr. isyan eder. Bu duruma gelmiþ iþçi- iþsiz emekçinin ilk yaptýðý þeyin bir araya gelmek öz örgütlerini oluþturmaya baþlamasý tesadüf deðildir.Kurulan komiteler –konseyler – temsil heyetleri vb… Ýþçi sýnýfýnýn ÝRADE oluþturmasý ve toparlanmasýdýr.Güç oluþturmasýdýr.Ýrade oluþturmak ve kendi çýkarýný –siyasetini yapmaya baþlamak özgürleþmeye atýlan ilk adýmdýr. Ýþsizliðin ve diðer sorunlarýn çaresi de buradadýr. Düzeni deðiþtirmek,iþsizliðin ,yoksulluðun -köle çalýþma – anlaþmalarýnýn çaresi olarak tek gerçekçi yol olarak bu hareketlenmede belirir. Devam edecek...
Sayı 20 / Ocak 2013
2012’de ölen işçiler anıldı İST - 07.01.2013
6
“Milyonlarca insanın alışkanlıklarının gücü korkunçtur” V.İ.Lenin emegindunyasi.info
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
SERMAYENİN SERVET HIRSI, İŞÇİLERİ KATLEDİYOR!
MISIR DEVRÝMÝNDE ÝÞÇÝ SINIFI
25
Ocak 2011. Mýsýr-Tahrir Meydaný. Diktatörün devrilmesi, hayat pahalýlýðýnýn, uzun ve aðýr çalýþma koþullarýnýn, baskýlarýn, yasaklarýn, iþkencelerin, tutuklamalarýn, iþsizliðin, kadýnlara yönelik taciz ve þiddetin son bulmasý için Mýsýr’ýn büyük meydanlarýný dolduran yüzbinlerce insan… çocuklarýný iki saatliðine evde ihtiyar annelerine býrakýp Tahrir Meydaný’na gelen ve günler süren ayaklanma sürecinde bir devrimin baþ aktörleri olan kadýnlar… ki bu kadýnlar, evde þiddet gören, sokaklarda taciz edilen, ilk önce iþsiz kalan, en düþük ücretle çalýþan, siyasal yaþamýn dýþýnda tutulan bu kadýnlar kendi sýnýf kardeþleriyle birlikte günleri geçirdiler Tahrir Meydanýnda ve hayatlarýnda belki de ilk defa onlar tarafýndan tacize uðramadan, aþaðýlanmadan, þiddet görmeden, dýþlanmadan devrimi kendi devrimleri yapmaya çalýþtýlar ve sýnýf kardeþleri onlara ve yaptýklarý bu devrime þöyle dedi: “Bravo bu kýzlarýn devrimi!” O günden bu yana, yani iki yýl boyunca, devrimi gerçekleþtiren emekçi ve ezilen yýðýnlar “Devrimi biz yaptýk ama onu elimizden almak istiyorlar, buna izin vermeyeceðiz” diyerek defalarca ayaklandýlar, Kahire ve Ýskenderiye’deki büyük meydanlarý doldurup günlerce “yeni” hükümetlerle çatýþtýlar. Devrimde sokaklardan hiç ayrýlmayan kadýnlar, Mübarek’in devrilmesinden sonra gelen (önce ordunun yönetimi, sonra Müslüman Kardeþler’in yönetimi) hiçbir hükümetin kendilerine özgürlük getirmediðini, bilhassa Müslüman Kardeþler’in yalnýzca kadýnlarla ilgili þeriat hükümlerini uygulamada hassas davrandýklarýný görüp büyük bir hayal kýrýklýðýna uðradýlar ve ayaklanmalarda bu sefer daha bilinçli olarak yer almaya baþladýlar.Daha bilinçli olarak yer almaya baþlayacak olan bir diðer ve en önemli güç de iþçi sýnýfýydý. Devrime kararlýlýk ve güç katan iþçi sýnýfý baþlayan ayaklanmada yer alarak, Mýsýr halkýný aslýnda kendi yanýna çekmiþtir. 25 Ocak’ta özellikle, genç iþçi, iþsiz ve öðrenci kitleler Tahrir Meydan’ýnda toplanýp, devletin kolluk güçlerine karþý çatýþmalara giriþtiðinde henüz Mýsýr halký karar aþamasýndaydý. “25 Ocak protestolarý ilk baþladýðýnda, merkezi güvenliðe baðlý toplumsal olaylara müdahale birliklerinin kolayca altedip bastýracaðý küçük aktivist gruplarýnýn katýlýmý görülüyordu. Ýsyana bir kez iþçi hareketi dahil olduðundaysa, sokaktakilerin sayýsý milyonlarý buldu ve Mübarek’in geri adým atmasý da uzun sürmedi.” (Mýsýr’da rekor sayýda iþçi eylemleriyle büyüyen ‘tehdit’ -Bisan Kassab) Özellikle Ýskenderiye’deki iþçilerin grevleriyle ayaklanmaya katýlmasý, Mýsýr’daki deðiþik bir çok yerdeki fabrikalarý hýzla ayaklanmanýn içine çekti. Kimi fabrikalarda iþçiler fabrika yönetimlerine el koydular ya da ‘rejim düþünceye kadar süresiz grev’ baþlattýlar. Ýþçilerin talepleri diktatörün devrilmesinin yanýnda, kendi ekonomik talepleri ve örgütlenmeleri üzerindeki yasaklarýn ve engellerin derhal sona erdirilmesi biçimindeydi. Ayaklanmanýn 12.gününde kitlelerin durumunu anlatan bir gazeteci þunlarý söylemektedir: “Ayaklanma, þu ana kadar Mýsýr toplumunun tüm kesimlerinden unsurlarý; kent yoksullarý, iþçi sýnýfý ve hatta Mýsýr elitlerinin kýzlarý ve oðullarýný bile içeriyordu. Ancak devrim devam ettikçe, doðal olarak bazý kutuplaþmalar da oluþmaya baþladý. Bu kutuplaþmalar, yorulan, yani orta ve üst sýnýflardan olup da artýk durmamýz ve hükümetle bir uzlaþmaya varmamýz gerektiðini söyleyenlerle temelde kaybedecek hiçbir þeyi kalmamýþ ve çok fedakârlýk etmiþ kent yoksullarý ve iþçi sýnýfý arasýndadýr.” Yani rahatlýkla diyebiliriz ki, iþçi sýnýfý ve yoksullarýn kararlý katýlýmý on yýllar süren bir diktatörlüðe son verilmesini saðladý. Ancak bu büyük ayaklanma sona erdiðinde týpký kadýnlar gibi iþçiler ve iþsizler ordusu da ayný “hayal kýrýklýðý”na uðradý. Ayaklanma sýrasýnda kapitalist orduya ve burjuvazinin yedekleri politik örgütlülüklere (örneðin Müslüman Kardeþler) net tavýr alamayan iþçi sýnýfý, haftalar sonra eylemlerini baþa geçen orduya karþý yapmaya baþladýlar. Yine ilk önce gençliðin baþlattýðý eylemler kadýnlarýn ve iþçilerin eylemleriyle sürdü. En sonunda ordu yönetimden çekildi fakat bu sefer de Müslüman Kardeþler iktidarý ele geçirdi. Ve geçtiðimiz haftalarda bir kez daha Kahire ve Ýskenderiye meydanlarý günler süren çatýþmalara, kalkýþmalara sahne oldu. Böylece 25 Ocak devrimi içinde baþlayan kutuplaþma iyice netlik kazandý. Mýsýr Devrimi ne kimi aklý evvellerin iddia ettiði gibi “Amerikan oyunu”ydu, ne de duru gökte çakan bir þimþekti. Mýsýr iþçi sýnýfý tarihi boyunca toplumsal ayaklanmalardan uzak kalmadýðý gibi yasaklarýn ve baskýlarýn gölgesinde örgütlenmeye çalýþmýþtýr. Sadece 2006-2010 yýllarý arasýnda (ki bunlarýn çoðu 2006-2008 yýllarýdýr) yüzlerce büyük grev gerçekleþtirmiþtir. Üstelik bu grevleri resmi Mýsýr Sendikalar Federasyonu’nun itirazýna ve grevleri engelleme çabasýna raðmen yapmýþlardýr. Yapýlan grevlerin yine bir kýsmý fabrikalardan taþarak sokak gösterilerine ve devlet güçleriyle þiddetli çatýþmalara dönüþmüþtür. Yazar Adam Hanieh’in deyimiyle; “2006 yýlý boyunca on binlerce iþçinin dâhil olduðu, Mýsýr’ýn on yýllardýr gördüðü en büyük grev dalgasýnda 220 çok önemli grev oldu. Bu grevler, … neoliberal kanunlardan ötürü topraklarýný kaybetmeye direnmeyi amaçlayan köylü hareketleriyle baðlantý kurdu. Bu ilk örgütlenme ve mücadele biçimleri, halihazýrdaki protesto dalgasýnýn temelini oluþturan tarihsel deneyimlerin kilit bir öðesi olmuþtur.” Bir baþka emek savunucusu Talal Shukr ise þu bilgiyi vermekte; “Mýsýr, 2005 yýlýndan 2010 yýlýnýn sonuna kadar geçen sürede 2 bin 938 emekçi protestosuna sahne oldu.” Devrimden önce baþlayan iþçi ve emekçi eylemleri bugün hala sürmektedir. Devrim sonrasý iktidara gelenler iþçi sýnýfýnýn sendikal taleplerini dahi karþýlamamýþtýr. 25 Ocak 2011 yýlýnda harekete geçen kitleler bir devrim yapma bilincinde deðillerdi ama koþullar ve kapitalist sömürünün, baský ve þiddetin yarattýðý öfke ve nefret kitlelerin hareketini bir devrime taþýdý. Bu devrim günlerinde ezilen yýðýnlarýn politik bilinci de geliþme gösterdi ve dost olanla olmayaný ayýrma iþinde daha da ustalaþtý diyebiliriz. Büyük Tahrir ayaklanmasýndan sonra sokaklar ve meydanlar, bu mücadelenin sonucunu belirleyecek olan gerçek sahiplerince dolmaya baþladý. Þimdi iþçi sýnýfýnýn ve kadýnlarýn önünde duran tarihsel sorumluluk ezilenlerin kendi iktidarýný kurma sorumluluðudur. Türkiye ve Kürdistan iþçi ve emekçilerine düþen ise, enternasyonal mücadeleyi yükseltmek ve kendi devrimlerini gerçekleþtirmektir.
İ
ş kazaları nedeniyle yakınlarını kaybeden aileler “vicdan ve adalet” nöbetinde bu defa 2012 yılında katledilen tüm işçileri andılar. 2012 yılında en az 878 işçinin önlene bilir kazalardan dolayı yaşamlarını kaybettiklerini kaydettiler.
T
ürkiye Taş Kömürü (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağında yaşanan metan birikmesi sonucu 8 işçi öldü, 1 işçi yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. İşçilerden 5'inin gazdan zehirlenerek, 3'ünün ise oluşan göçük altında kalarak öldüğü açıklanırken, galerinin başka bir bölümünde mahsur kalan 6 işçi de kurtarıldı. TTK Genel Müdürü Burhan İnan, bir açıklama yaparak ''Metan gazından etkilenen ve göçük altında kalan işçilerle ilgili çalışmalarımız sürüyor. Son tespitlerimize göre, gazdan etkilenen ve göçük altında kalan işçi sayısının 9 olduğunu belirledik. Özel firma ile yaptığımız görüşme sonucunda, köyündeki kar nedeniyle işe gelmediğini belirlediğimiz maden işçisinin yerine,
başka birinin görevlendirildiğini tespit ettik. 9 madenciden 8'inin hayatını kaybettiğini tahmin ediyoruz. Bu rakam cenazelerin tamamına ulaştıktan sonra kesinlik kazanacak.'' dedi. TTK Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Özçelik ise gazetecilere yaptığı açıklamada, ölen maden işçilerin isimlerini Hüseyin Kürekçi, Hasan Bozacı, Muharrem Yapıcı, Yüksel Koca, Ahmet Şekerci, Köksal Kadıoğlu, Muhsin Akyüz ve Satılmış Arslan olarak açıkladı. Hayrettin Dağkıran ise yaralı olarak kurtarıldı. DİSK'e bağlı Dev Maden-Sen'in raporuna göre, 2012 yılında maden ocaklarında meydana gelen toplam 132 “kaza”da 77 işçi yaşamını yitirdi, 216'sı yaralandı.
8 İşçi İçin Çalışma Müdürlüğü Önünde Eylem Zonguldak Kozluk maden ocağında grizu patlamasında 8 işçinin hayatını kaybetmesi Unkapanı'nda bulunan Çalışma Bölge Müdürlüğü önünde protesto eylemi gerçekleştirildi. Bugün (9 Ocak) Unkapanı Çalışma Bölge Müdürlüğü önünde 8 işçinin hayatını kaybetmesi Dev Sağlık İş, Enerji Sen, Limter İş, İstanbul İşçi sağlığı ve iş güvenliği meclisi çağrısıyla yapıldı. Eyleme Devrimci İşçi Komiteleri, İnşaat İşçileri Derneği'den işçiler de destek verdi. Eylemde “Taşeron Çalıştırma Yerim Altında da Üstünde de Can Alıyor, Taşeronu Bu Topraklardan Sileceğiz” yazılı pankart açıldı. Dev Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'nun okuduğu basın açıklamasında; “Türkiye işçi sınıfının en acılı bölüğü bir kez daha hepimizi yasa boğdu. Kozlu Maden
Ocağı'ında yaşanan grizu patlamasında 8 sınıf kardeşimiz hayatını kaybetti. Madende yaşanan patlamada yine katilin adı taşeron.” diye konuştu. Çerkezoğlu; Zogundak Kozlu'da 8 maden işçisinin yaşamına mal olan ölümlerin, ne tesadüf, ne kader, ne de tedbirsizlikle açıklanabileceğini söyledi. Çerkezoğlu; İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi 2012 için düzenlediği raporda en az 878 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini açıkladığını hatırlattı. Eylemde sık sık “Maden İşçisi Köle Değildir”, “Katil AKP, Katil Semaye”, “İşçiler Ölüyor Sermaye Büyüyor”, “İş Kazası Değil Bu Bİr Cinayet” şeklinde sloganlar atıldı. Eylem yapılan açıklamadan sonra sona erdi.
SERMAYE HALKA SAVAÞ AÇTI! Her yýl dünyada ve bu topraklarda binlerce iþçi iþ cinayetlerinde ölüyor, sakat kalýyor... Her yýl dünyada ve bu topraklarda binþlerce emekçi açlýk ve yoksulluktan, susuzluktan vb. nedenlerden ölüyor ya da hasta düþüyor... Her yýl binlerce iþçi emekçi, kendileri için olmayan savaþlarda ölüyor, sakat kalýyor... Her yýl böyle binlerce olay yaþanýyor ve bunun tek sorumlusu, bugün dünyada egemen durumda olan kapitalist sistem. Kapitalizmde sermaye sýnýfý egemen olandýr, paranýn egemenliði vardýr ve bu nedenle iþçilerin, emekçilerin yani halkýn saðlýðý, ne durumda olduðu önemli deðildir. Bu kapitalist ekonominin doðasýdýr. Çünkü o iþçilerin kanýyla zenginleþir, çünkü o halkýn yoksulluðuyla doyar. En son Zonguldakta olan ve þu anlýk 5 iþçinin ölümüyle sonuçlanan iþ cinayetinde de durum ayný. Ölen iþçilerin aileleri “Seni bu ocaklara girmeye mecbur eden düzen utansýn” diyerek kapitalizme olan öfkelerini dile getiriyorlar. Ama sermaye sýnýfýnýn daha fazla kazanmak için girdiði kirli yollardan utanacaðý yok, o bundan yalnýzca gurur duyar, çünkü baþka türlü ayakta kalamaz. Maden ocaðýndaki göçük maliyetler artmasýn diye alýnmayan iþ güvenliðinden kaynaklandý. Yani kapitalistler için maliyetlerin düþük olmasý iþçilerin yaþamýndan, saðlýðýndan daha önemlidir. Çünkü kapitalizm baþtan aþaðýya bir savaþ ekonomisidir. Çünkü kapitalizmde iki temel sýnýf olan iþçi sýnýfý ve burjuva sýnýf arasýnda kýyasýya bir mücadele vardýr ve bunun sonucu olarak da karþýmýza pek çok þey çýkabilir. Bunu en iyi her yýl hükümetlerin belirlemiþ olduklarý bütçelerin daðýlýmýnda görebiliriz. 2013 yýlýnýn bütçe daðýlýmý da AKP hükümetinin ve o-
nun nezdinde sermaye sýnýfýnýn halka savaþ açtýðýný gösteriyor. Bütçe daðýlýmý þöyle; 2013 yýlý bütçesinde Milli Ýstihbarat Teþkilatý‘nýn payý yüzde 32,2 oranýnda artarak 995,5 milyon TL‘ye çýkarýldý, Milli Savunma Bakanlýðý‘nýn payý 20,3 milyar TL, Emniyet Genel Müdürlüðü‘nün payý 14,7 milyar TL, Jandarma Genel Komutanlýðý‘nýn payý 5,8 milyar TL, Sahil Güvenlik Komutanlýðý‘nýn payý 432 milyon TL‘ye, tümünün toplamý ise 42,4 milyar TL‘ye yükseltildi. Rakamlardaki bu artýþlar kapitalizmin nasýl da bir savaþ ekonomisi olduðunu gösteriyor. Çünkü daðýlým tamamen silah ve savaþ sanayisini besleyecek þekilde yapýlmýþ. Buna karþýn ise; 2013 yýlý bütçesinde, önceki yýla göre Saðlýk Bakanlýðý‘na ayrýlan pay yüzde 25, Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý‘na ayrýlan pay yüzde 16 oranýnda düþmüþ. Buradan sermaye sýnýfýnýn neyi önemsediði çok açýk bir biçimde görülüyor. Böyle olunca da ne Zonguldaktaki gibi iþ cinayetler eksik olur ne de halkýn kendisine ait olmayan bir savaþta ölmesi eksik olur. Bu kadar aleni ve açýktan yapýlan bu hesaplamalar sermaye sýnýfýnýn ne kadar fütursuz olduðunu göstermekle beraber, ayný zamanda ne kadar zor durumda olduðunu da gösteriyor. Çünkü savaþ sanayisi savaþlarý, savaþlar da savaþ/ silah sanayisini zorunlu kýlar. Sonuç olarak iþçi ve emekçiler kapitalist toplumda sermaye sýnýfý ile kýyasýya bir savaþýn içindedir. Ýþçiler bu savaþtan zaferle çýktýklarýnda, yaþanýlasý bir dünyaya sahip olabilirler. Bunun için sermaye sýnýfýnýn iktidarýný yýkmak gerekir. Ve yerine emekçilerden, ezilen haklardan yana Demokratik Halk Ýktidarýný kurarak, savaþsýz bir dünyanýn yolunu açabiliriz.
Emperyalist Savaşa Hayır Emperyalist Savaşı Halk İktidarı Önler Ocak 2013 Pazar günü DİSK, KESK, TMMOB VE TTB’nin Çağrısını Yaptığı Antep Bölge Mitingine işçi, emekçi ve ezilen halklarımızı Emperyalizme-Kapitalizme karşı halklarımızı birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
20
DİK (Devrimci İşçi Komiteleri)
Sayı 20 / Ocak 2013
Amed - 06.01.2013
Reha Hazır Beton’da Sendikal Mücadele
R
eha Hazır Beton şirketinde çalışan işçilerin sendikal mücadele nedenle işten atıldılar. İşçiler telefonla aranarak işten atıldıkları bildirildi. 50 beton işçisi işten çıkarıldı. İşçiler sendikal örgütlenme çalışması yaptıkları için işten atıldıklarını belirttiler.
“Komünizmi kurmak için yeni ekonomik temeller atmak ne kadar gerekliyse, yeni insanlar yaratmak da o kadar gereklidir” CHE emegindunyasi.info
2012 İşçi Eylemleri
Ý
þçi sýnýfý ve ezilen halklar özgürlüðe, sýnýfsýz, sömürüsüz topluma giden yolda bir mücadele yýlýný daha geride býraktý. 2012 yýlýnda emekçiler, sermaye sýnýfýnýn varlýðýný sürdürebilmek için uyguladýðý baskýyý, terörü, hak gasplarýný kitlesel eylemlerle karþýladýlar. Avrupa’da iþçiler ve emekçiler “ekonomik tedbirler” adý altýnda kendilerine dayatýlan düþük ücretlere iþsizliðe, kötü çalýþma koþularýna karþý neredeyse bütün bir yýl ayaktaydý. Yunanistan, Ýtalya, Portekiz, gibi birçok Avrupa ülkesinde genel grevler örgütlendi. Ortadoðu’da geliþen ayaklanmalarda iþçi sýnýfýnýn sesi daha da yükseldi. Dünya, Güney Afrika’dan Hindistan’a, Mýsýr’dan Güney Amerika ülkelerine kadar milyonlarca iþçi- emekçi ve yoksul halklarýn sayýsýz eylemleriyle sarsýldý. 2012 içinde yaþadýðýmýz coðrafyada da iþçi sýnýfýnýn, iþten atýlmalara, taþeronlaþtýrýlmaya, iþ cinayetlerine, düþük ücretlere karþý kararlý eylemlerine sahne oldu. Ýþçi ve emekçiler sermaye sýnýfýna karþý sürdürdükleri mücadelede baþ eðmeyeceklerini, kendilerine reva görülen yoksulluða, açlýða razý olmayacaklarýný günlerce, aylarca kararlýlýkla sürdürdükleri çeþitli eylemlerle defalarca ortaya koydular. Ýþçi sýnýfý, sermaye sýnýfýna karþý yeni bir mücadele yýlýna yeni deneyimlerle giriyor. Ýnsanýn insanca yaþayabileceði emeðin dünyasýna, ancak iþçi sýnýfýnýn onlarca yýldýr mücadelede kazandýðý deneyimlerin ýþýðýnda ilerlenebilir.
2012 yýlýnda öne çýkan iþçi eylemleri: HEY TEKSTÝL: HEY Tekstil ‘den ekonomik kriz gerekçesiyle atýlan 420 iþçi kýdem tazminatlarý ve içeride kalan maaþlarýný alabilmek için eyleme baþladýlar. 320 günü geride býrakan HEY Tekstil iþçileri uðradýklarý saldýrýlara ve yoðun polis baskýsýna raðmen eylemlerini sürdürüyor. THY:Grev haklarý ellerinden alýndýðý için eylem yapan ve iþten çýkarýlan THY iþçileri, 200’ lü günleri geride býraktý. Hava yollarýnda grev yasaðýnýn kaldýrýlmasýný saðlayan 305 THY iþçisinden 26’sý da iþe iade davasýný kazandý. Eylem 305 iþçinin tamamýnýn iþe geri alýnmasý talebi ile devam ediyor. DHL:Uluslar arasý lojistik firmasý olan DHL 9 iþçiyi performans düþüklüðü dolayýsýyla iþten attý. TÜMTÝS üyesi olan iþçilerin eylemi 200’lü günlerde devam ediyor. ELKÝM: Gebze Dil ovasý Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Elkim Fabrikasýnda Birleþik Metal-Ýþ Sendikasýna üye 600 iþçi maaþ ve kýdem tazminatlarýný almak için eylemde. Ýþçiler, patronun makinelerin yarýsýný kaçýrmasýndan sonra 30 Kasým tarihinde fabrikayý iþgal etmiþlerdi. Elkim Ýþçileri eylemlerini fabrika önünde sürdürüyor. Manisa Mevsimlik Tarým Ýþçileri: 500 mevsimlik tarým iþçisi ücretlerinin yükseltilmesi için eylem yaptý. Ýþçiler, yaptýklarý eylem sonucu 25 Liralýk yemviyelerini 36 Liraya yükselttiler. Saya Ýþçileri:Adana’da 500 saya iþçisi sigortalý olmak ve çalýþma koþullarýný iyileþtirmek için bir hafta eylem yaptý. Eylem sonucunda saya fiyatlarýna % 25 oranýnda zam yapýldý. Süreyyapaþa:Süreyyapaþa Hastanesi’nde taþeron þirketin el deðiþtirmesi sýrasýnda 3 iþçi iþten çýkarýldý. 23 Temmuz’da hastane önüne çadýr kurarak eyleme geçen iþçiler, iþe iade davasýný kazandý.
BEDAÞ:BEDAÞ Ýþçileri, ödenmeyen maaþlarý için 21 Mayýs’da iþ býrakma eylemi yaptý. Yapýlan iþ býrakma eylemi üzerine iþten çýkarýlan 120 BEDAÞ iþçisi eyleme geçti. 208 günlük çadýr eylemi sonucunda iþ baþý yaparak eylemlerini zaferle bitirdiler. TEDAÞ: Adana Toroslar Elektirik. Daðýtým Anonim Þirketi (TEDAÞ)’ nde maþlarýný alamadýklarý için iþ býrakan ve sonucunda iþten çýkartýlan Enerji- Sen üyesi iþçiler Mart ayýnda eyleme geçtiler. Ýþçilerin açtýðý dava sonucu iþe iade ve direniþte geçen 9 aylýk maaþlarýnýn ödenmesi yapýldý. Antep Tekstil Ýþçileri: Baþpýnar Organize Sanayinde farklý fabrikalarda çalýþan 6 bini aþkýn iþçi maaþlarýna zam yapýlmasý için iþ býrakma eylemi yaptýlar. 11. gününde zaferle sonuçlanan eylemde, aylýk 780 Lira maaþ 1000 Lira’ya yükselirken yýlda 4 ikramiye hakký kazandýlar. DARKMEN:30 Aðustos resmi tatil gününde iþe gitmeyen DARKMEN Tekstil iþçileri 31 Aðustos’da patron tarafýndan darp edilerek iþten atýldý. Maaþ ve Kýdem tazminatlarý için eyleme geçen iþçiler, yaklaþýk 100 gün sonra kýdem tazminatlarýný ve maaþlarýný aldýlar. Roseteks: 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar gününde iþten çýkarýlan çoðu kadýn 382 Roseteks iþçisinden 30’u, baþlattýklarý eylemin ardýndan maaþlarýný ve tazminatlarýný alarak eylemlerini bitirdiler. Cansel Malatyalý:Ýnþaat Mühendisleri Odasý yönetimi tarafýndan “düþük performans” gerekçesiyle iþten atýlan Cansel Malatyalý eyleme baþladý. 8 aylýk eylem sürecinde açlýk grevine baþlayan Cansel Malatyalý 36. gününde iþe geri alýndý. Taþgök Galvaniz: OSTÝM’ de kötü çalýþma koþullarýna karþý çýktýklarý için iþten atýlan Taþgök Galvaniz iþçileri 9 Eylül’de fabrika önünde eyleme baþladýlar. Kýdem ve ihbar tazminatlarý için eyleme baþlayan iþçiler haklarýný alarak 1 Aralýk’da direniþlerini sona erdirdiler. Bilgi Üniversitesi: Üniversitede 24 Aðustos’da iþten çýkarýlan 24 iþçiden3’ü 80 günlük eylemin ardýndan eski ücretleri geçerli olmak üzere tekrar iþ baþý yaptýlar.
7
TOGO: 35 TOGO iþçisi Deri-iþ Sendikasýna üye olduklarý için iþten atýldýlar. 145 gün boyunca eylem yapan iþçiler, TOGO Ayakkabýnýn kapanmasýyla eylemlerine son verdiler. Savranoðlu Deri: Savranoðlu deri fabrikasýnda çalýþan iþçiler Deri-iþ Sendikasýna üye olduklarý için iþten çýkartýldýlar. 347 gün süren eylem Savranoðlu Deri fabrikasýnýn kapanmasýyla son buldu. Kampanya Deri:Kampana deri iþçileri Deri-Ýþ’e üye olduklarý için iþten çýkartýlmýþlardý. 458 gün süren eylem fabrikanýn kapanmasýyla sona erdirildi. Billur Tuz:Tekgýda-iþ Sendikasýna üye olduklarý için iþten atýlan Billur Tuz iþçileri 1Ocak 2012’de baþladýklarý eylemlerini 28 Aðustos’ta bitirme kararý aldýlar. OMK Kaðýt ve Karton:Eskiþehir Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan OMK Kaðýt ve Karton fabrikasýnda çalýþan 219 iþçiden 153’ü SelülozÝþ’e üye olduðu için iþten çýkartýlmasý üzerine, iþçiler iþe geri alýnmalarý talebiyle eyleme geçtiler. Elit Çikolata:Tekgýda-Ýþ’in örgütlü olduðu Elit Çikolata fabrikasýnda geriye dönük mesai ücretlerini istedikleri için iþten atýlan iþçiler fabrika önünde eylem baþlattýlar. Fontana Metal:Tuzla Kimyacýlar Organize Sanayi Sitesinde kurulu Fontana Kalýp Fabrikasýnda çalýþan iþçiler sendikalaþma çalýþmalarý nedeniyle iþten atýldýlar. 16 Aðustos’da fabrika önünde eyleme geçen iþçiler 10 Eylül’de eylemlerini sonlandýrdýlar. TEXÝM: TEKSÝF Sendikasýnda örgütlendikleri için iþten çýkartýlan 36 Texim iþçisi 89 günlük eylemlerini kazanýmla bitirdi. Eylemde olan iþçilerin 19’u fabrikaya geri dönerken, 17’si kendi istekleriyle ayrýldý. KIÐILI Ýþçisi:Ýþe iade talebiyle 20 Temmuz da baþlayan eylem 28 kasým da sona erdi. Senkromeç Ýþçisi:Ýzmir organize sanayinde iþten atýlan bir iþçi 30 Temmuz da baþlattýðý eylemini 75 gün sürdürdükten sonra 15 Ekim de sonlandýrdý. Borusan Lojistik:Ýþten atýlan 41 iþçinin eyleme geçmesiyle iþçilerin talepleri olan ihbar ve kýdem tazminatlarý ödendi. BELTAÞ:Ýstanbul Beþiktaþ Belediyesi’nin BELTAÞ taþeronunda çalýþan, Genel-Ýþ üyesi iþçiler, iþ akitlerinin feshedilmesi üzerine, 29 Aralýk’ ta Beþiktaþ Belediyesi önünde eylem baþlatmýþlardý. Eylemin 5. günü belediye, iþten atýlan 135 iþçinin sendikalý olarak iþe alýnacaðýný açýkladý. Daiyang-SK Network Metal:Çorlu’da toplu sözleþme görüþmelerinin baþarýsýzlýkla sonuçlanmasý üzerine Birleþik Metal-Ýþ üyesi 150 metal iþçisi greve çýktý. ÞÝÞECAM:Þiþecam’ýn Topkapý’daki fabrikasýnýn Eskiþehir’e taþýnmasýnýn gündeme gelmesinin ardýndan iþveren ‘Eskiþehir’deki fabrikaya asgari ücretle çalýþmayý kabul edenler baþvursun’ bir yazýyý fabrika kapýsýna astý. Ayda 2.000 lira maaþ alan ve çoðu 20 yýldan fazla çalýþmýþ iþçiler kaðýdý yýrttý. Ýþçilerin hiçbiri asgari ücretle Eskiþehir’de çalýþmayý kabul etmedi. Kristal-iþ üyesi Þiþecam iþçileri 27 Aralýk günü fabrikayý iþgal ettiler. 10 Ocak tarihinde iþçilerin kararlý eylemi sonuç verdi ve iþçiler 2013 yýlýnýn ilk zaferini elde etmiþ oldular.
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
Gündem Sermayenin iç savaþ hükümeti hazýrlayýp meclise sunduðu 2013 bütçesi burjuva mecliste kabul edildi. Bütçe sermaye için servet, emekçiler için sefalet içeriyor. Bütçede en büyük pay yine askeri harcamalara ayrýldý. Çünkü sermaye sýnýfý bir dýþ savaþa hazýrlanýyor. Mali sermaye (banka ve sanayi sermayesinin iç içe geçmesi) nin 2012 net karý 20 trilyon tl olarak açýklandý. Sermaye sýnýfýnýn serveti büyüyüp giderek tek elde toplanýrken, emekçi kitlelerin sefaleti de büyüyor ve daha geniþ kitleleri kapsýyor Sermaye sýnýfý Kuzey Afrika’ dan baþlayan ve bir örnek oluþturarak ard arada patlayan devrimlerden ders çýkararak önlemler alýyor. Çünkü;biliyor ki, “…dünya kapitalist sisteminin gidiþi tek tekele doðrudur; ancak kapitalizm bu aþamaya ulaþamadan bir çok ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel nedenden dolayý kendi karþýtýna dönüþecektir”. Kýsaca söylersek, kapitalist özel mülkiyet sistemi, sosyalist toplumsal mülkiyet sistemine dönüþecektir. Ve bu bir devrim olmadan olanaksýzdýr. Sermayenin iç savaþ hükümeti bütün önlemlerini olasý bir silahlý halk ayaklanmasýna, bir halk devrimine ve oluþabilecek bir halk iktidarýna göre alýyor. Bütçede aslan payý bu nedenle askeri harcamalara ayrýlýyor. Burjuvazi devrim korkusuyla yatýyor, devrim korkusuyla kalkýyor. Ama iç savaþ hükümeti ne yapsa olmuyor. Her on yýlda bir gerçekleþtirdiði darbeler sonucu sermaye birikimini kolayca büyütmüþ kýsmi baþarýlar elde etmiþ ise de iþçi sýnýfýnýn sendikal ve siyasal mücadelesini tümden yok edemedi. Burjuvazi iþçi sýnýfýný sermaye düzenine baðlamak, onu çaresiz, çözümsüz býrakarak teslim almak istemiþse de bunu baþaramamýþtýr. Ne iþçi sýnýfýný teslim alabildi, ne de onun gerçek devrimci öncülerini. Sermaye sýnýfý uzun yýllar sürdürdüðü iç savaþý kazanamadý. Savaþ hem sýnýfsal hem de ulusal kurtuluþ temelinde yükselerek sürüyor. Burjuvazi iç savaþý kazanmak için askeri zora baþ vurdu olmadý. Savaþ þiddetlendi. Politik zora baþvurdu, zindanlarý politik tutsaklarla doldurdu. Olmadý. Politik mücadelenin merkezi zindanlar oldu. F tipi zindanlarda politik tutsaklarý teslim almak istedi. Dünyanýn en uzun süreli açlýk grevleri, ölüm oruçlarý oldu büyük bedeller ödendi, onur ölümü yendi; burjuvazi bir kez daha yenildi. Burjuvazi ne devrimci güçleri teslim alabildi, ne iþçi sýnýfý mücadelesini durdurabildi. Ne de Kürt halkýný kendi kaderini tayin etme hakkýndan vazgeçirebildi. 2012 hem iþçi sýnýfý mücadelesi açýsýndan hem de Kürt halkýnýn kendi kaderini tayin etme mücadelesi açýsýndan baþa baþ, diþe diþ bir kavgayla geçti. THY, BEDAÞ, UPS ,ANTEP Organize, OYAK Reno ve bir çok direniþ iþçilerin kazanýmlarýyla sonuçlandý. Ýþçi sýnýfý yeni yýla Topkapý cam iþçilerinin direniþiyle girmiþti; nihayetinde önemli bir mücadele deneyimine sahip olan cam iþçileri kazandý. Cam iþçilerinin mücadele tarihini bilenler açýsýndan 572 cam iþçisinin mücadele sonucunda kazanmasý þaþýrtýcý olmamýþtýr. Topkapý Cam iþçilerinin kazanmasý, üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda sýnýf mücadelesine olumlu bir katkýda bulunmuþtur; ancak sendika ile iþveren arasýnda varýlan anlaþma soruna sadece geçici bir çözüm bulma anlamýna geliyor.. Halbuki sorunun kendisi mevcut durumdan kaynaklanýyor. Mevcut durum nedir.? Emperyalist-kapitalist sistem çöküyor. Ýþte bu nedenle burjuvazi reformlara yöneliyor. Burada kulaklarýmýza yýllarca önce söylenen bir söz geliyor: “korku içindeki Çar bir manifesto çýkardý, ölülere özgürlük, yaþayanlara hapis verdi” Ýþçi sýnýfý, emekçi kitleler ve Kürt halký gerçek bir özgürlük, yaþayanlar için özgürlük istiyorsa gündemi devrim olmalýdýr. Devrim için savaþmalýdýr.
Sayı 20 / Ocak 2013
DHL’de Sarı Sendika
“Bütün hayvanların en toplumsalı olan insan”ın gelişiminde iki ayağı üzerinde doğrulmak ve böylece serbest hale gelmiş ellerini kullanarak doğayı değişime uğratmak önemli aşamalardan birisini oluşturuyor. Emek, tüm insan varoluşunun temel koşuludur ve bir anlamda bu öyle bi F.Engels ölçüdedir ki, emek insanın kendisini yarattı demek gerekir.” emegindunyasi.info
emegindunyasi
YENÝDEN ORTAK MÜCADELE ÜZERÝNE Ýþçilerin ve emekçilerin ortak mücadelesi hakkýnda herkes ayný þeyi söylüyor. “Ortak mücadele þart”. Ancak bunun yol ve yöntemleri hakkýnda bir reçete olmadýðý gibi sayýsýz deneyimler de var. heryerde emekçilerin “evet ama nasýl?”sorularýyla karþý karþýya kalýyoruz. Son saldýrýlar da bundan öncekiler gibi iþçi ve emekçileri ayný kulvarlarda buluþturdu. Emekçiler eski ayrýcalýklý konumlarýný hýzla kaybediyorlar. Ýþçilerin büyük çoðunluðunun kayýtsýz çalýþtýðý, asgari ücretin açlýk sýnýrýnýn %30 altýnda olduðu, sendikalý ve kadrolu iþçi sayýsýnýn genel iþçi kitlesinin içinde küçük bir azýnlýðý oluþturduðu ülkemizde emekçiler de iþçilerle aynýlaþýyor. Esnek çalýþma, hýzla eriyen ücretler, güvencesizlik, itibarsýzlaþtýrma emekçilerin önemli sorunlarýndan yalnýzca bazýlarý. Kaptalizm doktorluk, avukatlýk, mühendislik gibi yüzyýllarýn saygýn mesleklerini birer kasa memuru yaptý. Kapitalizm kendisi için çalýþmayanlara yaþama þansý býrakmýyor. Kapitalizm için çalýþanlar ise zaten yaþamýyor. Ýþ kazasýna uðrayarak hayatýný kaybeden iþçiler gibi hizmet verdikleri sýrada saldýrýya uðrayarak hayatýný kaybeden emekçiler var. Bütün bu aynýlaþma “kolundan ya da kafasýndan baþka satacak birþeyi olmayan ücretli köleler” olarak bizleri zorunlu olarak ayný noktada birleþtiriyor. Öyleyse bu ortaklýk nasýl kurulacak? Sendikalarýn arka odalarýnda yapýlmasý beklenen anlaþmalarla mý? Öyle olsaydý KESK tüzüðüne koyduðu halde -samimi olduðunu varsayýyoruz- taþeronlarý örgütlemek konusunda bu kadar sorun yaþamazdý. Kendi üyelerinin sürgünlerini bile durduramamýþ bir sendikada, toplu sözleþme hakkýný toplu görüþme masasýnda kaybetmiþ bir sendikada neden örgütlensin taþeron çalýþanlar. Zaten zorlukla bulduklarý iþlerini kaybetmek için mi? Ortak örgütlenmeyi kurmanýn tek yolu komiteler. Ýþyerinde, mahallede, okulda ve her yerde ortak sorunlar etrafýnda mücadele etmek isteyen herkesin hiçbir ayrým ve ayrýcalýk gözetmeksizin bir araya geldiði taban örgütlenmeleri. Ýþyerinde iþçi, memur, mühendis, part-time çalýþan demeden hepimiz ayný patron tarafýndan sömürülüyorsak hepimiz birlikte mücadele etmeliyiz. Ne sendikalarýn ne de herhangi bir partinin alt örgütü, tek baðlý olduðu yasa evrensel iþçi sýnýfýnýn sýnýfýna baðlýlýk ve mücadelede dürüstlük yasalarý... Eðer her yerde komitelerimizi kurabilirsek sendika yöneticilerine de, ikide bir tökezleyen küçük burjuvaziye de yön verebiliriz. Yýðýnlar, kitleler, kalabalýklar olmaktan çýkýp örgütlü güç haline gelebiliriz. Bugüne kadarki iþçi sýnýfý deneyimlerinden çýkarýlmýþ baþlýca ilkeler bize yön gösterici olacaktýr. Bu tarihsel deneyimler ortak örgütlenmede de rehberimiz olmalýdýr. * Demokratik merkeziyetçilik esas alýnmalýdýr. Kararlar doðrudan demokasi yoluyla alýnmalý ancak bir kere karar alýndýktan sonra sonuna kadar herkes dier komitelerle ya da konseyde merkezi hale getirilen karara uygun davranmalýdýr. * Her karar ortak tartýþmada alýnýr. Aslolan iknadýr. Acil durumlarda çoðunluk kararý uygulansa bile ikna olmayanlarýn tartýþma hakký sýnýrsýzdýr. * Örgütsel iþleyiþte ortak irade esas olmalýdýr. Hiç kimse ya da kurum ortak iradeyi temsilen karar alamaz ve uygulayamaz. * Esnek ve hareketli olmalý, hareketi öldürecek kalýpçýlýktan kaçýnýlmalýdýr. * Seçilenleri gerek görüldüðü anda geri çaðýrma temel ilke olmalýdýr. * Bütünlüklü hareket ve örgütlenmeyi koruyucu tedbirler süeklilik için zorunludur. * Devrimci tavýr, disiplin, gönüllülük, içte eleþtiri-özeleþtiri dýþta bütünlüklü tavýr temel ilkeler olmalýdýr. * Ýlkeleri benimseyen herkese açýk olmalýdýr. * Devletten ve siyasi partilerden baðýmsýz, enternasyonalist sýnýf ilkelerine baðlý olmalýdýr. * Ýþçi ve emekçilerin kurtuluþu temel perspektif, emekçi sýnýflarýn devrim yoluyla egemenliði temel ilke olarak ele alýnmalý günlük politikalara, mesleki darlýklara, geçici kazanýmlara boðulmamalý, günlük mücadele gerekli ama sürekli olarak gerekli olmayan bir mücadele olarak herkese anlatýlmalýdýr. * Tepkisel deðil ilkeli ve sürekli bir birlik hedeflenmelidir. Elbette iþçi ve emekçiler mücadelelerinde bu deneyimlere daha çok þey katacaklar. Ortak örgütlenmeyi bir dilek olmaktan çýkartýp yaþama geçirmek bir zorunluluk. Bu konudaki deneyimlerimizi birbirimize aktardýðýmýzda ve birlikte hareket ettiðimizde gücümüzün neleri bir çýrpýda çözdüðüne tanýk olacaðýz. Ya tarihi birlikte yazacaðýz ya da tarihe gömülüp gideceðiz.
emegindunyasi@gmail.com
05.01.2013
8
T
ÜMTİS yaptığı açıklama ile, DHL Lojistik Hizmetleri A.Ş.’de üyelerine yönelik baskıların artığına dikkat çekerek, işveren sendikal örgütlenmeyi engellemek için sarı sendika örgütlediği belirtildi. İşverenin HAK-İŞ’e bağlı ve yeni kurulan TAŞIMA-İŞ sendikasını, işyerine sokmak istediğini ancak bunu tutmayacağını söyledi.
TÜRKÝYE (BÜYÜK) SAÐLIKÇILAR MECLÝSÝ Ýþimize, Ýþ güvencemize, hastanelerimize sahip çýkýyoruz sloganlarýyla ve Kamu Hastaneleri Birlikleri’ne karþý mücadele programýný hep birlikte þiarýyla Ankara’da, Ýbn-i Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonunda toplandý. Türk Tabipleri Birliði, Saðlýk Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý, Devrimci Saðlýk Ýþ Sendikasý, Türk Diþ Hekimleri Birliði, Türk Hemþireler Derneði, Türk Psikologlar Derneði, Sosyal Hizmet Uzmanlarý Derneði, Tüm Radyoloji Teknisyenleri Ve Teknikerleri Derneði, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneði, Saðlýk Hizmetleri Sýnýfý Çalýþanlarý Derneði, Saðlýk Ve Sosyal Hizmet Çalýþanlarýnýn Sözü Sendikasý, Ebeler Derneði tarafýndan organize edilen meclis 33 ilden 250 temsilcinin ve KESK genel sekreteri Ý.Hakký Tombul, BES temsilcisi Hacý Özkan gibi çok sayýda gözlemcinin de katýldýðý bir ortamda çok coþkulu, kararlý, istekli bir biçimde sunumlarla gerçekleþti. Tabipler, Hemþireler, Diþ teknisyenleri, Diþ Tabipleri, Laborant ve Radyoloji teknisyenleri sunumcularýn her biri kendi penceresinden saðlýkta yýkýmýn boyutlarýný tüm açýklýðýyla gözler önüne serdiler. Saðlýk alanýnda küresel sermayenin öngördüðü deðiþimin insanlarýn yaþama haklarýnýn ayrýlmaz parçasý olan ‘Saðlýk Hakký’nýn gaspý anlamýna geldiðini ortaya koyan öðleden önce on bir ve öðleden sonra yirmi beþ konuþmacý; Saðlýkta yýkýma dur diyebilmek için birlikte, amaca yönelik amaca yönelik olarak ýsrarla takip edilmesi gereken eylemlilik sürecinin gerekliliðini kendi pencerelerinden içten konuþmalarla aktardýlar. Öðle arasýnda Devrimci Emekçi Komitelerinin daðýtýlan bildirilerinin öðleden sonra yapýlan sunumlar üzerinde etkili olduðu, sendika ve oda bürokratlarýnýn karþý karþýya kalýnan hak gasplarý ve yýkýmlar karþýsýnda tabanýn taleplerine odaklandýklarý ve onlardan gelecek her bir öneri dikkatle dinlenip not alýndý ve sonuç bildirgesine yansýtýlmaya çalýþýldý. Özellikle Konya bölgesi adýna konuþan hemþire katýlýmcýnýn ve Tepecik Hastanesi adýna söz alan hemþire Ülkü Þeyda’nýn konuþmalarý halkýn taleplerinin karþýlanmasý yönünde bürokrat-
larýn yetersiz kaldýklarýný, çözümün halkýn ve ezilen emekçi kitlelerin iradelerinin her yere, her bürokratik alana yansýmasý ve karþýlýk bulmasý ile olanaklý olmasýný belirten nitelikleri ile ön plana çýktýlar. Katýlýmcýlarýn tamamýnýn panel süresince salonu terk etmedikleri, her bir katýlýmcýnýn ve her bir çözüm önerisinin dikkatle dinlenildiði, her kes tarafýndan not edildiði ve birlikte ve sonuç alýnýncaya kadar eylemliliðin her bir katýlýmcý tarafýndan ortaya konulduðu çok güzel bir panel oldu. Özeleþtiri mekanizmasýnýn da panelde sýkça iþletildiði paranýn iktidarýnýn, sermayenin politikalarýnýn ve burjuvazinin tüm ye te nek siz li ði ne raðmen kitleleri yönetme gücünün bürokrat ve emekçilerin bu kendine düþman olan politikalarý içselleþtirip, uygulamaya ça lýþ týk la rýn dan kaynaklandýðý da açýkça ortaya konuldu. Kapitalist sistemde insanca bir biçimde yaþanýlamayacaðýnýn sýk sýk vurgulandýðý panelde, burjuvazinin yönetme kabiliyetinden yoksun olduðu ve kitlelerin taleplerini karþýlayamayacaðý bir kez daha ortaya çýkt. Kamu saðlýk kurumlarýný ticarethaneye çevirmek, Hastaneleri þirket yönetir gibi yönetmek, Çalýþanlarý daha, daha, daha fazla çalýþmaya zorlamak felsefesine dayalý burjuva saðlýk yönetim sisteminin insanlarýn saðlýk hakkýný karþýlamak bir yana hem hizmete gereksinim duyan vatandaþý piyasa koþullarýnda müþteri konumuna alýp, metalaþtýracaðý hem de çalýþanlarý robotlaþtýracaðý ve insani tüm deðerlerden uzaklaþtýracaðý vurgusunu yapan katýlýmcýlar bunun ancak saðlýksýzlýðý sürekli hale getirebilecek bir politika olduðunu dile getirdiler. TÜRKÝYE (BÜYÜK) SAÐLIKÇILAR MECLÝSÝ umudun hiç eksik olmamasý, hep birlikte, kararlý bir eylemlilik süreci ile bu yýkým politikalarýnýn ters yüz edilebileceði ve hep birlikte söylenen ‘Biþey yapmalý’ þarkýsý ile son buldu.
DEVRİMCİ EMEKÇİ KOMİTELERİ’nin Türkiye Büyük Saðlýk Meclisinde ilettiði bildiri; SAÐLIKÇILAR MECLÝSÝ VE SAÐLIK HAKKI MECLÝSÝ HAKKINDA GÖRÜÞ VE ÖNERÝLERÝMÝZ “Amacý isteyen araçlarý da yaratmalýdýr” 2013 Yýlý emekçilere saldýrýlarla baþladý. Bu saldýrýlara karþý mücadele etmek hatta süreci iþçi ve emekçilerden yöne çevirmek elimizde. Dünyadaki geliþmeler, Kürt ulusunun mücadelesinin geldiði düzey ve emekçilerin birikimleri bizlere gelecek güzel günlerin çok uzak olmadýðýný gösteriyor. Marks’ýn sözüyle “Devrim, gözlerimizin önünden akýp giden olaylar zinciridir”. Devrimin güncelliði emekçilerin her kesimine yönelik saldýrýlarýn boyutundan ve ortaya çýkardýðý deneyimlerden anlaþýlýyor. Tarihin pek çok devrimci döneminde olduðu gibi ülkemizde de eski araçlarýn güçlerini ve kitleler nezdinde güvenlerini kaybettiði süreçlerde komite, konsey, þura, sovyet ya da meclis adýyla ortaya çýkan örgütlenmeler devrimci dönemlerin mücadele, ayaklanma, birlik ve iktidar organlarýdýr. Komitelerin ortaya çýkýþý eski araçlarý reddetmez, tersine güçlendirir ve devrimcileþtirir. Komite ve Konseyler, bugün saðlýkçýlar meclisinde olduðu gibi sýnýf mücadelesinin olaðan seyriyle sürdüðü evrimci koþullarýnda deðil, bu koþullarýn köklü biçimde deðiþtiði, sýnýf savaþýmýnýn giderek iç savaþ biçimini alacak derecede sertleþtiði, yaygýnlaþtýðý ve keskinleþtiði devrimci durum koþullarýnda, toplumsal alt-üst oluþ dönemlerinde dolaysýz kitle mücadelesi organlarý olarak ortaya çýkmýþlardýr. Burada karþýmýza çýkabilecek olan sorunlarý tarihsel incelemelerle tespit etmek gerekir. Tüm devrimler ya da devrim deneyimleri komite, konsey, meclis vb. deneyimleriyle doludur. Onlarýn baþarýsý ya da yanýlgýsý devrimleri doðrudan etkilemiþtir. Bu güne kadar yaþanmýþ baþlýca yanýlgýlarý þöyle sýralayabiliriz: *Kapitalizmin piyasa koþullarýnda komitelerden öz yönetim organlarý olarak söz etmek büyük bir yanýlgýdýr. Komitelerin ilerlemesini durdurur. *Komiteleri devrimci sýnýf partisinin kadrolarýyla sýnýrlandýrmak komitelerin kitlelerle arasýndaki baðý kopartýp darlaþtýrýr ve iþlevsizleþtirir. *Burjuva sendikacýlar ve sendika üzerinde etkinliði olan reformistler komite ve konseylerin her türlü partiden baðýmsýz ve sendikalarýn alt organlarý olmasý gerektiði görüþünü ýsrarla ileri sürerler. Bu durumda komiteler emekçi kitlelerin deðil sendikalarýn araçlarý olurlar. Komite, konsey, sovyet, birlik, meclis ya da baþka bir adla adlandýrýlsýnlar bu araçlar emekçi kitlelerin en kapsamlý partisiz kitle örgütleridir. Devrimciler, bu kitle perspektifini kesinlikle bulandýrýp darlaþtýrmadan, komite ve konseyleri birer alt organý gibi görme darlýðý-
na düþmeden, onlarý iktidara yöneltmek üzere ideolojik, politik, pratik ve örgütsel olarak etkilemeye ve yönlendirmeye çalýþýrlar. Yine dünya deneyimlerinden bu tür araçlarýn temel almasý gereken ilkeleri gözden geçirelim; * Her karar ortak tartýþmalarda alýnmalýdýr. * Ýlkeleri benimseyen herkese açýk olmalýdýr. * Birliklerde “antikapitalist” þartý dýþýnda bir þart konulmamalýdýr. * Hiç kimse ya da kurum ortak iradeyi temsilen karar alamamalý ve uygulayamamalýdýr. * Esnek ve hareketli olmalý, hareketi öldürecek kalýpçýlýktan kaçýnýlmalýdýr. * Se çi len le ri ge rek gö rül dü ðü an da ge ri ça ðýr ma te mel il ke olmalýdýr. * Bütünlüklü hareket ve örgütlenmeyi koruyucu tedbirler süreklilik için zorunludur. * Devrimci tavýr, disiplin, gönüllülük, içte eleþtiri-özeleþtiri dýþta bütünlüklü tavýr temel ilkeler olmalýdýr. * Devletten, burjuvaziden ve kurumlardan baðýmsýz, enternasyonalist sýnýf ilkelerine baðlý olmalýdýr. * Ýþçi ve emekçilerin kurtuluþu temel perspektif, emekçi sýnýflarýn devrim yoluyla egemenliði ele geçirmesi, temel ilke olarak ele alýnmalý günlük politikalara, mesleki darlýklara, geçici kazanýmlara boðulmamalý, günlük mücadele gerekli ama sürekli olarak gerekli olmayan bir mücadele olarak herkese anlatýlmalýdýr. * Tepkisel deðil ilkeli ve sürekli bir birlik hedeflenmelidir. SES’in öncülüðünü yaptýðý Saðlýkçýlar Meclisleri ve Saðlýk Hakký Meclisleri bir ihtiyacýn ürünü. Mücadele, bize yeni araçlar yaratmayý dayatýyor. Burjuvazinin saldýrýlarýnýn eski araçlarla karþýlanmasý mümkün deðil. Daha esnek ve daha geniþ birlikleri oluþturabilecek araçlara ihtiyacýmýz var. Bu araçlarýn içinin boþaltýlmamasý, herhangi bir kurumun alt organýna dönüþtürülmemesi ve tüm emekçilerin doðrudan demokrasi yoluyla katýlabilecekleri bir tartýþma/ karar alma aracýna dönüþtürülmesi emeðin kurtuluþu için hayati önemdedir. Devrimci Emekçi Komiteleri, Saðlýkçýlar Meclisini ve Saðlýk Hakký Meclisini bu nedenlerle son derece önemli bir giriþim olarak görmekte ve meclisin baþarýsýnýn ülkemiz emekçileri için önemli bir deneyim olacaðýný bilmektedir. DEK/ Devrimci Emekçi Komiteleri
Sayı 20 / Ocak 2013
ANK - 03.01.2013
Eğitim Sen: Amaçlarına ulaşamayacaklar Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu, Talim Terbiye Kurulu'nun okullarda okutulan kitaplarda sansür uygulamasına tepki göstererek, "Baskı altına almak ve sindirmek için tüm imkanlarını seferber eden, okullarda bile okutulan kitaplara sansür uygulayarak 'tek tip' toplum yaratmak isteyenler, bu amaçlarına asla ulaşamayacaklardır" vurgusunu yaptı.
“İnsanların dünyasının değersizleşmesi, nesnelerin dünyasının değer kazanması ile orantılı olarak artar.” Karl Marks emegindunyasi.info
Kýbrýslý Emekçilerin Grevini Ve Onurlu Mücadelesini Selamlýyoruz! Kazanýlmýþ haklarý engellenerek güvencesiz ve angarya çalýþma dayatýlan Lefkoþa Türk Belediyesi iþçilerinin örgütlü olduðu Belediye Emekçileri Sendikasýnýn (BES) direniþi genel greve dönmüþtür. Bugün baþlatýlan grev sonucunda belediye hizmetleri baþta olmak üzere, hastaneler, okullar, telekom ve limanlar da dahil tüm alanlarda hizmetler durmuþtur. 2007 yýlýnýn Ocak ayýndan beri düzenli maaþ alamayan, son 4 aydýr ise hiç maaþ alamayan Lefkoþa Belediyesi iþçileri 15 Ekim 2012’de süresiz grev baþlatmýþtý. Grevin baþlamasýyla birlikte Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) iþçiler üzerindeki baskýsý da artmýþtý. Son olarak dün BES’in eylemine aþýrý güç kullanarak müdahale ederek onlarca kiþiyi yaralayan polis bununla da yetinmemiþtir. Akþam saatlerinde BES Genel Merkezini basan polis aralarýnda Genel Baþkan Savaþ Bozat’ýn da bulunduðu 21 sendikacýyý þiddet kullanýlarak hukuksuz bir þekilde gözaltýna almýþtýr. UBP’ye yakýnlýðý ile bilinen HÜR-ÝÞ konfederasyonu dýþýndaki tüm sendikalarýn bir araya gelerek oluþturduðu sendikal platform bugün genel greve çýkmýþtýr. BES üyelerinin gözaltýna alýnmasýný protesto eden emekçilerin kararlý mücadelesi sonucunda dün gözaltýna alýnan 21 sendikacý serbest býrakýlmýþtýr. KESK olarak, AKP iktidarýnýn baskýcý yöntemlerinden feyz alarak iþçilerin mücadelesini engelleyebileceðini sanan UBP’yi kýnýyoruz. Ekmekleri ve onurlarý için direnen Kýbrýslý emekçilerin grevini ve mücadelesini destekliyor, dayanýþma duygularýmýzý iletiyoruz. KESK Yönetim Kurulu
emegindunyasi
Asgari Ücret Eylemine Saldırı Asgari ücrete 2013 yýlý için yapýlacak 22 liralýk zammý protesto etmek isteyen sendika ve meslek odalarý üyelerine polis, tazyikli su ve biber gazýyla müdahale etti. Ýzmit’de 25 Aralýk 2012 akþamý Kamu Emekçileri Sendikasý (KESK) önderliðinde bazý sendika ve meslek kuruluþlarýnýn üyeleri, asgari ücreti belirleyecek komisyonun perþembe günü yapacaðý toplantý önceci dikkati çekmek düzenlediði yürüyüþe polis müdahale etti. Ýzmit kent merkezinde KESK’in yaný sýra Devrimci Saðlýk-Ýþ, TMOB, Tabip Odasý ve bazý sivil toplum kuruluþlarýný üyelerinden oluþan 150 kiþilik grup akþam saatlerinde Merkez Bankasý önünde bir araya gelerek yürüyüþ yapmak istedi. Polis yürüyüþün izinsiz olduðu gerekçesiyle kalabalýðýn daðýlmasýný istedi. Kalabalýk yürümede ýsrar edince polis barikat kurdu, bu yeterli olmayýnca da önce tazyikli su ile ardýndan biber gazýyla müdahale etti. Çevredeki esnaflar zarar gördü ve ‘yapýlan bu saldýrýnýn gereksiz ve yanlýþ olduðunu’ söyleyerek polise tepki gösterdi.
LUDDÝSTLER YA DA DEVRÝNÝN ÝKONA KIRICILARINA DAÝR! Kazananlarýn anlattýðý tarih, kaybedenlerin tarihi deðildir! Genel olarak makine kýrýcýlýk ne yalnýzca Ýngiltere’ye ne de 19. Yüzyýla özgüdür. Makine kýrýcýlýk, 16. Yüzyýldan itibaren Ýtalya’da, Fransa’da, Almanya’da ve Ýngiltere’de sanayi devrimine eþlik edegelmiþtir. Ancak Luddizmin geri planýnda, makine kýrýcýlýðýn feodalizmin koþullarýnýn gereði ya da loncalarýn kendini koruma ve menfaat çatýþmalarý sonucunda ortaya çýkan biçiminden ziyade, 1718’de ilk örnekleriyle karþýlaþtýðýmýz, daha sonra 1726-1727 yýllarýnda karþýmýza çýkan toplu pazarlýk aracý olarak kullanýlagelmesi temelleri bulunmaktaydý. Bu tür toplu pazarlýk eylemlerinde makinenin arkasýndaki asýl güç görülebildiði için, tahripkârlýk makinelerle sýnýrlý kalmýyor, iþverene zarar verebilecek diðer mallara, hammadde ve ürünlere hatta özel mülke bile yönelebiliyordu. Bu temel üzerinde Luddistlerin eylemleri, iþveren ve grev kýrýcýlarýn evlerini yýkmak, yünlerini yaðmalamak, dokuma tezgâhlarýnýn iplerini kesmek ve iþ aletlerini parçalamak þeklinde olabiliyordu. Benzer eylemler kömür madenciliðinde de görülmüþtür. Bu durumda makinelerin kendisine karþý bir düþmanlýk söz konusu deðildi. Bu bir sendikacýlýk tekniði olarak kullanýlýyordu. Bu tekniðin iþlevi, hem iþverenler üzerinde baský kurmak, hem de iþçiler arasýnda dayanýþma yaratmaktý. Çünkü emek ile sermaye arasýndaki mücadele güven ve korku üzerine kuruludur. Bu yüzden hem emekçiler, hem de kapitalistler için iki önemli olgudur; güven ve korku. Kendisine olan güveni artýran, karþýsýndakinin yüreðine korku salan taraf mücadeleden her zaman zaferle çýkar. Ve yüreðe korku salmak bir bakýma güç meselesidir, gücü hissettirme sorunudur. Bir kapitalist için en önemli þey sermayesini oluþturan üretim araçlarý, ürettiði mallar ve hizmetlerdir. Bunlara yönelik hiçbir kaygýsý olmayan kapitalisti korkutmak imkânsýzdýr. Luddizm, tam da bu yüzden basit bir makine kýrýcýlýðý deðildir. Tersine sermayenin emek üzerindeki tahakkümüne karþý, iþçilerin özgürlüðünü koruma, özgür kalma isteðinin bir aracýdýr. Emek ile sermaye arasýndaki mücadelede emekçilere güven saðlayan, kapitalistlerin yüreðine en kutsal deðerini hedef alarak, korku salan önemli bir mücadele biçimidir. Bunlarýn yaný sýra, emek ile sermaye arasýndaki çatýþmanýn baþka bir biçimi olduðu kadar, iþçi sýnýfý adýna güçlü sendikalarýn doðuþunu saðlayan bir süreçtir. Mücadele basit ve nettir: “SEN PATRON, benimle konuþmayý aklýnýn ucundan geçirmezsen, benim hak ettiðim ücreti vermez ya da geciktirirsen, beni aðýr koþullarda çalýþmaya mahkûm edersen, beni iþten atarsan, günah benden gitmiþtir. GERÝSÝNÝ SEN DÜÞÜN”den ibarettir Luddist mücadele. “Örgütlenme hakkýmý engellersen, emeðimin karþýlýðýný vermezsen ben de senin çok sevgili mallarýna zarar verebilirim, sevgili sermayene hatta sana bile zarar verebilirim” der Luddistler. Ve bu iþçi sýnýfý adýna, onu sömürmek isteyenlere en sert yanýttýr. Toplu pazarlýðýn ve sendikacýlýðýn en sert,
en çatýþmacý biçimidir. Yani zora karþý zoru içeren, þiddete karþý þiddeti içeren meþru bir zor ve meþru bir þiddettir Luddizm.Luddizmin tekstil sanayinde doðmasý rastlantý deðildir. O günlerin yaygýn üretim alaný ve doðal olarak makinelerle ilk tanýþan sektör tekstil sanayidir. Bunun yaný sýra ilk sermaye birikiminin edinilmeye çalýþýldýðý, emeðin yoðun sömürüldüðü sanayidir tekstil. Luddizm bilinenin aksine dar meslek örgütlenmeleri deðildir. 50 yýlý kapsayan bir dönemde, makine hangi üretim alanýna girdiyse, Luddizm hemen orada ortaya çýkmýþtýr. Yöresel ve yalýtýk bir hareket olduðunu iddia etmekse sadece gülünüp geçilmesi gereken bir abesle iþtigaldir. Çünkü Luddizm toplumca inanýlmaz kabul görmüþ, toplumu iþçi liderlerinin saklanmasýnda gönüllü yardýmcý olarak yanýnda bulmuþ, hatta Luddizmin kan ve ateþle tarih sahnesinden yok edilmesi sürecinde ulusal ordudan yüzlerce asker, en aðýr cezalara raðmen, Luddistlere ateþ açmayý reddetmiþtir. Luddizm, bir geçiþ aþamasý deðil iþçi sýnýfýnýn kapitalizme karþý ilk büyük baþkaldýrýsýdýr, kendisi için sýnýf olmada pusulasýz çýktýðý bir yolda, el yordamý ile attýðý devasa bir adýmdýr. Kapitalizmin kurumsallaþmasý ve sanayi devriminin sanayi proletaryasýný kitleselleþtirmesi, Luddizmin temellerini ortadan kaldýrmamýþtýr. Ýlk Luddist süreç, kapitalizmin duyduðu korku ve öfkenin doðurduðu þiddet, vahþet, kan, ateþ, idamlar ve sürgünlerle yok edilmiþtir. Toplumsallaþmayý ne kadar saðlam ördüðünü ise bu vahþet dalgasýna raðmen; Ned Ludd yerine, Kaptan Swing daha sonra ise Rebecca’nýn Kýzlarý imzalarý ile sürdürdüðünü görmek yeterlidir. Ve onlarýn da kapitalizmin acýmasýz yüzüyle yok edilmelerine raðmen, Ýngiltere’deki 1842 büyük grevlerinin altýný dolduran yapý, bu kez sýnýf adýna diðer oluþumlarla birlikte Luddistlerdir.Son söz olarak, sýnýf mücadelesinde sýnýfta kalan bugünkü sendikalara inat sýnýf olma mücadelesinde devasa bir adým atarak alnýnýn akýyla tarihe kazýnan Luddistlere dair bazý detaylarý da paylaþmak gerekir.Baþýbozuk bir kýrýp dökme hareketi hiçbir zaman olmamýþ, son derece disiplinli, eylemleri iyi planlanmýþ, gizli ve genellikle zora dayalý bir eylemliliktir. Ayaklanmalarla birlikte geliþmiþ, daha sonralarý iyi planlanmýþ hedeflere yönelen, geceleri köyleri dolaþan küçük hareketli birliklere dönüþmüþlerdir. Ücretin düþmesine karþý ücret seviyesinin korunmasýna, topraklardaki ipoteði kaldýrmaya, vergileri düþürmeye yönelik hedefler ortaya koymuþlardýr. Makine kýrýcýlýðý, hedefe yönelik, iyi planlanmýþ alaycý bir öfkeyle gerçekleþtirmiþlerdir. “Yalnýzca adamlarýn ücretlerini düþürenlerin tezgâhlarýný kýrýyorlardý, ücretleri düþürmeyenlerin makinelerine dokunulmuyordu. Dün gece bir evde altý makineden dördünü kýrdýlar, ücretlerini düþürmeyen iki ustaya ait olan diðer iki makineye dokunmadýlar.” Düþük ücret ve korkunçlaþan iþ koþullarýna karþý mücadele ile birlikte, ünlü “on saat hareketi”nin öncüleridir. Ve bu hareketi yaratan ve on saatlik iþgünün yasalaþmasýný saðlayanlardýr.
9
Farklarýn ortadan kalktýðý, eþit bir toplum ve mutlak adalete uygun iþlevleri olan bir yaþama göndermeler yapan bir eylemlilik ortaya koymuþlardýr. Mutlak adalet kavramýnýn dinsel bir kavram olduðu ancak Luddist savaþýmýn baþladýðý dönemde henüz ‘Diyalektik Materyalizm’ in ve ‘Bilimsel Sosyalizm’ in ete kemiðe bürünmemiþ olduðu gerçekliði ile birlikte deðerlendirilmesi gerekmektedir. Luddistler var olan statülerini korumak adýna deðil, makine üretiminin yaþam ve ürün kalitesinin düþmesine karþý alaycý bir eylemlilik gerçekleþtirmiþlerdir. Makine üretimi çoraplarla “KESMECE” adýyla alay edilmesi gibi… Tüketim köleliðine karþýydýlar. Kalitesiz ürünleri de yok ediyorlardý. Luddistler orta ve kuzeybatý Ýngiltere’de 17. yüzyýldan beri üretilen ürünleri denetleme ve belli bir standardýn altýnda olanlarý imha etme hakký kazandýrmýþtý çorap örücülere. Makine ve iþin kölesi olmayý hiç kabul etmemiþlerdi. Ýnsanýn sosyal yaþantýsýna ve zevklerine önem vermiþlerdir.Toprak rantý ve kilise vergilerine karþý açýktan savaþ verdiler. Bu yüzden sadece iþçiler ve köylülerin deðil, kiracý çiftçilerin ve küçük ölçekteki toprak sahiplerinin de sempati ve desteðine sahiptiler.1830’un sonunda güneybatý Ýngiltere’deki toprak sahiplerinin tamamýna yakýný Luddistlerce asgari ücret politikasýna razý edilmiþlerdir. Luddistler Ýngiltere’de Nottingham’da sendika da kurmuþlardýr. Luddist hareket 1847’ye kadar varlýðýný devam ettirmiþ, sýnýfýn evrimi yolunda zamanla ütopik sosyalist düþünceyle tanýþmýþ, etkileþim yaþamýþlardýr. Luddist iþçiler düþmanlarýný bilmekle beraber; nasýl bir düþmana karþý mücadele edildiðini tam olarak çözümleyememiþlerdi. Bu yüzden gerçek bir sýnýf mücadelesi henüz olmamasýna raðmen sýnýf olma yolunda atýlan devasa bir adým olarak kabul edilmelidirler. Düþmanýn nasýl olacaðý tam olarak belirtilmemiþ ise de, toprak sahipleri, kiliseler, fabrika sahipleri ve kraliyet dahil yerleþik tüm yapýlara karþý mücadele etmiþlerdir. Luddistler makine sahiplerine karþý eylemlilikleriyle, geleneksel koþullarýn kendilerini hazýrlamadýðý bir iktidar biçimine de karþý çýkýyorlardý. Luddizmi çok iyi duyan ve mesajýný çok net olarak algýlayan kapitalistler, bölgeye özel polis gücü ve gece bekçiliði sistemi oluþturmuþlardýr. 2000 daimi asker görevlendirilmiþ ve Luddistlere idam yolu açýlmýþ, bu öncü aydýnlýðý ancak vahþetle söndürebilmiþlerdir. Umudun adýydý Simurg Umudun kuþlarýydý Kör koymak adýna umutlarý Avladý zalim avcýlar Simurglarý Ve ders olsun diye umut insanlarýna Savurdular küllerini Dünya’nýn her bir köþesine Þimdi her bir zerre külden Yeni Simurglar olmanýn zamanýdýr Biz bir iken bin olamamýþtýk Milyonlarca otuz olabiliriz artýk...
emegindunyasi@gmail.com
iNSANLIK VE YENİ YASALAR Ýnsan çaðlar boyunca hayatýn akýl almaz karmaþasýný, vahþetleri, isyanlarý, savaþlarý hatta en yakýnlarýnýn ihanetlerini görmüþ; dinin ve ideolojilerin getirdiði bilinmeyen anlaþmazlýklarý derin ve bitmek bilmez bir boþa kürek çekme hissiyle kendi kendine sormuþtur: Ne yapmalý? Yaþamak dediðimiz bu þey nedir? Tam da burada TC. Sermaye devletinin iþçilerin ve emekçilerin haklarýný gasp eden yasalarý bir kez daha belleklerde güncelliðini korumasý için yazmak istedim. 01.10.2008 tarihinde çýkan 5510 sayýlý sosyal güvenlik hak gasplarý yasasýnda; ölen bir çalýþan veya emekli bir kiþinin SGK. ca ödenmesi gerek cenaze yardýmý üç asgari ücret den iki asgari ücrete düþürüldü Çoðumuz zalim iktidarlara ve diktatörlüðe karþýyken zihnimizi ve yaþam biçimimizi çarpýtan burjuvazinin iðrenç medyasýnýn emekçilerin üzerindeki etki otoritesini kýrma gücünü ertelemesi gerçekten bir deðil iki kez düþünülmesi gereken bir durumdur. Yine; ayný sayýlý ve ayný yasanýn bitmek bilmeyen bir gaspý daha: yeni doðum yapan bir kadýn ilk altý ayýn da SGK dan almasý gereken süt parasý; o zamanki paraya göre, 1000-TL. den 350-TL. ye düþürüldü. Bu sosyal haklar dan geriye gidiþ bütün kapitalist ülkelerde olduðu gibi Türkiye de de devam edecektir. Baþka bir düþünce þekli iþçi ve emekçinin aklýnýn köþesinden bile geçmemelidir. Bana göre ve olmasý gereken þey halkýn geleneksel kabullenme yaklaþýmýný ret edip, tepkisini içine gömme ezberini elinin tersiyle itip, isyan ateþini yükseltmelidir. Saðlýkta katký payý ilk malum yasa ile çýktýðýnda, 2- tl. olarak çýktý. Ancak yasa SGK ya bu katýlým payýný on kat artýrma yetkisi verdi. zaten avrupa ülkelerinde bu pay %50 dir çok yakýn zamanda, çalýþanlarýn ve emekli olanlarýn bu ücretlerle karþýlaþmasý hiç þaþýrtýcý olamayacaktýr. Burada bir þeyi açýklamada yarar var. 2013 ocaðýnda yürürlüðe girecek olan intibak yasasý diye insanlara yutturulmaya çalýþýlan komedi aynen þöyledir. “2000 yýlýndan önce maaþlarý SGK tarafýndan sehven yanlýþ baðlanmýþsa, düzeltilmeler yapýlacak. Yani eksik baðlanan varsa geriye dönük haklarýyla ödeme yapýlacak. Fazla baðlanmýþsa düþülecek.” olay bundan ibarettir. Yeni baðlanacak emekli maaþlarýnýn zaman içerisinde içerisin de eksileceðini miktar miktar yazmýþtým. Zihinlerin güncelleþmesi için bir kez daha göz atmakta yarar var. 01.10.2008 den 2015 yýlýný sonuna kadar yeni baðlanacak maaþlar yer yýl kademeli olarak; % 2,5 azalacak. 2016 dan sonrada %2 olarak azalmaya devam edecek. Bu azalýþ 2035 yýlnda son bulacaktý ancak sermaye iktidarýnýn düþüþleri hýzlandýrarak 2020 de asgari ücretten emekli olacak bir iþçinin maaþýný; 279_ TL. ye indirmeyi hedefliyor. Öyleyse parçadan deðil de bütün den bahsetmek gerekirse, insanlarýn milyonlarca yýldýr yaþamlarýný böyle sürüp gitmediðine göre, korkunun yerine þefkati, suskunluðun yerine baþkaldýrý yý, eskiyi yýkýp yerine yeni ve güzeli koyabilen insan elbette, vahþet ve sömürüye dayalý bu sistemi alaþaðý edecektir. O halde siz ve ben dýþarýda gürül gürül akan bu zamanýn hakkýný vermek adýna, cezalandýrýlmaktan korkmadan, devrim için, etrafýmýzdaki gerçekleri görerek,hayatý; bir akþam vakti sýrtýmýzý huzur içerisinde etrafýnda bol ýþýklarýn olduðu o ulu çýnara yaslanmak için hazýrlamaktan geçer. .
10
Sayı 20 / Ocak 2013
Güçlükonak Katliamını Unutmadılar!
C
umartesi Anneleri 407 kez Galatasaray Meydanında bir araya geldi. 12 Ocak 1996’da Güçlükonak ilçesinde 11 köylünün bir minibüs içinde katledilmesi kınandı. Ve 9 Ocak 1996’da gözaltında öldürülen gazeteci Metin Göktepe’yi unutmadıklarını, Fransa'da üç PKK'linin öldürülmesini ise kınadı.
“Mücadele etmeyenler zincirlerini fark etmezler.” Rosa LÜKSEMBURG
emegindunyasi.info
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
KADIN, ÞÝDDET VE YARGI
Katliamýn 34. Yýlý
M
araþ katliamýnýn bu sene 34. yýlý anmalarý yapýlmak üzere Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi þubeleri toplandý. ‘Maraþ Katliamýný Unutmadýk Unutturmayacaðýz’ þiarýyla Türkiye’nin birçok yerinden katliamýn anmasý için Maraþ’a hareket eden PSAK araçlarý þehir sýnýrlarýnda güvenlik güçleriyle karþý karþýya kaldý. Maraþ anmalarýný yasaklayan devlet, tüm güçlerini 34.yýl anmasýný yapacak olan emekçi Alevilere karþý kullanarak biber gazý, tazyikli su ve darplarla geri püskürtmeye çalýþtý. Çatýþmalarýn yaþandýðý sýcak günde devlet þiddetini yaþayan Menekþe Kartal’la eylem sonrasý EKA Emekçi Kadýnlar olarak röportaj yaptýk. Eka: Merhaba öncelikle okurlarýmýz adýna sizi tanýyalým. Ben Menekþe Kartal 1959 doðumluyum. Anneyim 3 çocuðum var. Ýki kýzým, bir oðlum var. Aslen Sivaslýyým, ama alevi olduðum için bu katliamýn anmasýna gitmek istedim. Eka: Bu eylem devlet tarafýndan yasaklandý, þehir giriþleri tutuldu buna raðmen katýldýnýz. Bu bir cürettir, kaygý duydunuz mu? Her zaman katýlýrým, istedikleri kadar yasaklasýnlar. 19 yaþýndaki erkek kardeþimi alevi olduðu için boðarak öldürdüler, onun acýsýný hiçbir zaman unutmadým. Bilsem ki öleceðim yine katýlýrým. Eka: Eylem süreci nasýl geliþti paylaþýr mýsýnýz? Aracýmýz Narlýya yakýn bir yerde durduruldu. Polis, jandarma yollarý tutmuþtu. Ýlk indiðimiz andan itibaren bizi geçirmemeye çalýþtýlar. PSAK baþkaný, jandarmayla birlikte valiyle görüþüyoruz dediler, bekleyin dediler…4 saat soðukta bekledik, ýsýnmak için ateþ yaktýk. Üzerimize su sýktýlar, gaz attýlar, içimizde yaþlýlar, astým hastalarý vardý kenarda duruyorduk. Hepimize hasta, yaþlý demeden saldýrdýlar. Eka: Eylemde neler yaþadýnýz, paylaþýr mýsýnýz? Ablukaya alýndýðýmýz zaman iyi niyetimle avukata görüþlerimi söyledim. Biz buraya anma yapmaya geldik, cem evinde ibadetimizi yapmak istiyoruz dedim, jandarma copunu çýkardý, beni itti, düþürdü. Polis de ayaðýma bastý. Onlara baðýrdým, çaðýrdým… Eka: Son olarak ne söylemek istersiniz? Devlet biz Alevilere insan gibi davranmadýðý sürece bizde mücadelemize devam edeceðiz.
Sakine Cansız ve Yoldaşları Ölümsüzdür! 10 Ocak 2013 Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen silahlı bir saldırıda aralarında PKK'nin kurucularından Sakine Cansız ve KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez adlı yoldaşlarıyla hayatını kaybetti. PKK’nin kurucularından olan Sakine Cansız uzun yıllar gerilla olarak mücadele etmiş,son süreçte mücadelesini Paris’te sürdürürken iki yoldaşıyla birlikte katledilmiştir.Yapılan bu saldırı Sakine Cansız nezdinde Kürt halkına ve emekçi kadınlara yapılmıştır.Bizler emekçi kadınlar (EKA) olarak bu saldırıyı unutmayacağız. Kürt halkının acısı acımızdır. Sakine Cansız ve yoldaşları ölümsüzdür.
Türkiye’de her gün 5 kadýn namus cinayetine kurban giderken, her üç kadýndan biri eþinin veya birlikte olduklarý kiþilerin þiddetine maruz kalýyor, her iki kadýndan biri ise kendi hayatýna dair karar verme aþamasýnda öldürülüyor. Ýçiþleri Bakanlýðýndan verilen resmi rakamlar 2012’nin ilk üç ayýnda 14 bin 987 aile içi þiddet olayýnýn yaþandýðýný gösteriyor. Bu da bir günde 167, saatte 7 aile içi þiddet olayý yaþanýyor demektir Yapýlan bir araþtýrma Dünyada þiddet nedeniyle hayatýný kaybeden kadýnlarýn sayýsýnýn kanser, sýtma, trafik kazasý ve savaþlar nedeniyle ölen kadýnlarýn sayýsýndan oldukça fazla olduðunu gösteriyor. Kadýna yönelik þiddet biçimleri oldukça çeþitlidir. Ailenin Korunmasý ve Kadýna Karþý Þiddetin Önlenmesine Dair Kanuna göre kadýnýn toplumsal, kamusal ve özel alanda yaþadýðý þiddet çeþitleri ; fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü ve ekonomik þiddettir. Bu þiddet çeþitlerine kadýnlarýn uðradýðý þiddet olaylarýnda þiddet uygulayaný koruyan karar ve uygulamalara imza atan yargý mekanizmasýndan dolayý yargýsal þiddeti de eklemek mümkün olabilir. Bu þiddet biçimlerini örneklemek gerekirse ; töre ve namus cinayetleri, kýz çocuklarýnýn okutulmamasý, çok eþli evlilik, oluru alýnmadan kadýnýn tüplerinin baðlanmasý, erken ve zorla evlendirilme, çok çocuk doðurmaya zorlama, kadýnýn maaþýna, banka kartlarýna el koyma, gözaltýnda taciz ve tecavüz, iþyerinde cinsel taciz ve ensest vakalarý ile yargýsal þiddet olarak da devletten koruma talep eden kadýnýn koruma altýna alýnmamasý veya gerekli önlemlerin alýnmamasý, yargýlamalarda þuçlu tarafýn kýsa sürede tahliye edilerek tutuksuz yargýlanmasý, haksýz tahrik indirimleriyle suçluya verilen cezalarda indirime gidilmesi örnek verilebilir. Kadýna uygulanan þiddet ve de kadýn cinayetlerine yönelik yargýlamalarda karþýmýza sürekli TCK madde 29, yani “Haksýz tahrik indirimi” çýkýyor. Þiddet uygulayanlara verilen cezalar TCK madde 29 çerçevesinde indirime uðruyor. Haksýz tahrik, kiþinin haksýz, hukuka aykýrý bir fiilin kendisinde meydana getirdiði hiddet veya þiddetli elemin etkisi altýnda kalarak suç iþlemesidir. Ve kanuna
göre bu durumda kiþiye verilen cezada indirime gidilir. O halde yargýlama mantýðýna baktýðýmýzda kadýnlarýn “boþanmak istemeleri”, “çocuðun velayetini almaya çalýþmalarý” , “birlikte olmayý reddetmeleri” , “beyaz tayt giymeleri” , “cilveli saat sormalarý” haksýz bir davranýþ sayýlýyor ve bu nedenle þiddet uygulayanlar korunuyor.Örnek vermek gerekirse ; yakýn zamanda bir alýþveriþ merkezinde 5 ve 7 yaþýndaki çocuklara saati soran karýsýný “cilveli saat sordun” diyerek 15 yerinden býçaklayan kocaya verilen müebbet hapis cezasý “kocanýn haksýz tahrik altýnda cinayeti iþlediði” gerekçesiyle 20 yýla indirildi. Ama buna þaþýrmamak lazým çünkü Yargýtay 2. Hukuk Dairesi de 2007 yýlýnda verdiði bir kararda zifaf gecesinde bakire çýkmadýðý iddia edilen kadýnla ilgili olarak kadýnýn kendinde bulunmasý lazým gelen vasfa sahip olmamasý nedeniyle kocanýn evliliðin iptali davasýnýn kabulü yönünde karar verdi. Kadýnlara þiddet uygulayan hatta onlarý öldüren sadece erkeklermiþ gibi görünse de gerçekte durum daha derin ve sorun daha köklü. Þiddet uygulayanýn korunmasý, katillerin komik cezalarla salýverilmesi gösteriyor ki bu þiddetleri ve cinayetleri onaylayan, koruyan, hatta teþvik eden bir yargýsal sistem var karþýmýzda. Bu yargýsal sistem ise kapitalist sistemin devamlýlýðýný saðlayan araçlardan yalnýzca biri. Öyleyse kadýnlara þiddet uygulayan ve kadýnlarýn öldürülmesi onaylayan kapitalist sistemin ta kendisi. Yani katiller ya da þiddet uygulayanlar ne þiddeti ne de cinayeti tek baþlarýna iþlemiyorlar. Dolayýsýyla bu cinayetleri fiilen iþleyenler ( yani erkekler) daha aðýr cezalar alsýn ya da kanunda deðiþiklikler yapýlsýn gibi taleplerle ne kadýn cinayetlerini ne de kadýnlarýn her gün maruz kaldýklarý þiddeti ortadan kaldýrabilmek mümkün deðil. Sorun derin ve köklüyse çözümde o denli derin ve köklü olmak durumundadýr. Çözüm; kadýnlara yönelik þiddeti ve kadýn cinayetlerini onaylayan bu sistemi tamamen ortadan kaldýrýp, yerine emeðin ve kadýnýn gerçek özgürlüðünü yaratacak sosyalist sistemi kurmaktýr. Emekçi kadýnlar ya çözümün parçasý olacaklar ya da þiddet maðduru olarak ve her an öldürülme tehlikesiyle karþý karþýya kalarak yaþamaya boyun eðeceklerdir.
Emekçi Kadınlar (EKA)
Emekçi Kadýn Arkadaþýmýz Necla Yýlmaz’ý Kaybettik 10 Ocak günü kanser hastasý arkadaþýmýzý kaybettik. 11 Ocak günü Sarýgazi Cemevi’ndeki son yolculuðunda tüm yakýnlarý, dostlarý yanýndaydýk. Necla’yý Emekçi Kadýn çalýþmamýz vesilesiyle tanýdýk. Kýsa sürede çarpýcý sorularý, giriþken tavýrlarýyla aramýzdaki yerini aldý. Kafasýna bir konu takýldýysa hiç çekinmeden sorar, ikna olana kadar da peþini býrakmazdý. Teorik konularda olduðu kadar eylemlerde de cesur bir arkadaþýmýzdý. Hiç unutmuyorum; geçen sene 1 Eylül mitingine gideceðimiz, sýrada geldi “bende geleceðim” dedi. “Necla seni götüremem çatýþma çýkabilir, gaz vb olabilir bunun sorumluluðunu alamam(hastalýðýndan kaynaklý)” dedim. Ama o kararlý tavýrlarýyla “bende geleceðim Kürt halkýnýn yanýnda olacaðým” dedi. Gerçekten o mitingde de öylesine gelmediðini kanýtladý. Yine 2 Temmuzlarý kaçýrmazdý. Geçtiðimiz yaz Malatya’nýn Sürgü beldesinde yaþananlarý protesto etmek için Sarýgazi’deki yürüyüþe yeðenini de alýp katýlmýþtý. Necla’nýn ayrýca baz istasyonlarýna hiç tahammülü yoktu. Zaten kanser hastasý olmasý nedeniyle bu konudaki baz istasyonu eylemlerinin çoðunda emekçi kadýnlar olarak kapý kapý gezip halký bilinçlendirmeye çok çalýþmýþ, çalýþmalarýn sonucu baz istasyonunun biri yýkýlmýþtý. Devrimcilerin dostu olan arkadaþýmýz her zaman maddi manevi yanýmýzda olmuþ bizleri elinden geldiðince desteklemiþtir. Emekçi kadýnlar olarak Sarýgazi Festivalindeki çalýþmalarýmýza, 25 Kasým kadýna yönelik þiddete karþý Sarýgazi’deki kadýn tiyatromuzda, 8 Martlarýmýzda baþta olmak üzere kendini iyi hissettiði her eylemde duyarlýlýðýný kanýtlamýþ bir arkadaþýmýzdýr. Bu hastalýða raðmen elinden geldiðince yanýmýzda oluþu herkese örnek bir davranýþtýr. Günümüzde birçok iþçi ve emekçinin grip olur gibi çocuk yaþlý demeden kanser olmasý da kapitalizmin kar hýrsýnýn bir sonucudur. Yediklerimiz, içtiklerimiz soluduðumuz hava baz istasyonlarý ve daha birçok zehirle çevrili yaþamýmýz. Üstelik saðlýk kurumlarýnýn nasýl bir ticarethaneye dönüþtüðünü biliyoruz. Ýnsan yaþamýnýn her konuda olduðu gibi bu alan içinde bir önemi yok. Ýþte tüm bunlarýn sonucu Necla ve birçok emekçi kapitalizmin bu kar hýrsýnýn sonucu yaþamýndan oluyor. Ama Necla sana sözümüz olsun ki hep düþlediðimiz o güzel günlerin, emekçi kadýnlarýn özgürleþtiði, iþçilerin sömürülmediði, çocuklarýn aç yatmadýðý emeðin dünyasýný kuracaðýz… SARIGAZÝ’DEN EMEKÇÝ KADINLAR
DOLORES ÝBARRURI
VARDIM, VARIM ,VAROLACAĞIM Rosa Luxemburg‘un Ölümsüzleşmesinin 94 ‘üncü Yılında Devrimin Kartalı Seslenmeye Devam Ediyor: VARDIM, VARIM ,VAROLACAĞIM Tüm hayatı sosyalist mücadele içinde geçen Rosa Luxemburg, 5 Mart 1871 yılında Polonya’nın Rusya kısmında doğdu. Daha 19 yaşındayken politik görüşleri ve siyasal faaliyetlerinden kaynaklı ülkesini terk edip İsviçre’ye gitmek zorunda kaldı. İsviçre’de Akademik eğitimini tamamlamak için 1889 yılında Zürih Üniversitesi’ne girdi; burada felsefe, tarih, politika, ekonomi ve matematik öğrenimini gördü. Bulunduğu ülkede de işçi sınıfı sorunlarıyla ilgilenmeyi bırakmadı. Polonya İşçi Partisinin önde gelen üyesi olarak faaliyetlerini sürdürdü. 1890’lı yılların sonlarında Almanya’ya taşındı ve burada işçi sınıfı mücadelesine aktif katıldı. 1898 yılında Alman Sosyal Demokrat Parti(SPD) üyesi oldu. Savaşın başlamasıyla esen milliyetçi rüzgar SPD'nin de milliyetçi eğilime yönelmesine neden oldu ki bu Luxemburg'un fikirleri ile tamamen tezatlık oluşturuyordu bu sebeple partiyle olan tüm ilişkisini kesti. 5 Ağustos 1914'de Karl Liebknecht ile beraber Interna-
tionale grubunu kurdu. 1 Ocak 1916'da grubun adı Spartaküs Birliği oldu. Aktif yürüttükleri mücadele sonucu 28 Haziran 1916’da Luksemburg hapis cezasına çarptırıldı. Hapiste geçirdiği yıllarda birçok makale kaleme aldı. Rosa, arkadaşı Sonia’ya (Karl Liebknecht’in eşine) zindandan yazdığı bir mektubunda şöyle diyordu: “Her şeye rağmen görev başında, bir sokak çatışmasında ya da darağacında can vermek isterim”. İstediği oldu da; 1918 Aralığında Spartakislerin ayaklanması bastırıldı. Sosyal demokrat hükümet başa geçti. Bütün ısrarlara rağmen Rosa, Berlin’i terk etmedi. Burjuva basın tarafından hedef haline getirilen Rosa ve Karl Liebknecht bir müddet sonra tutuklandı.15 Ocak 1919'da yine zindana götürülürken sermayesinin bekçileri tarafından dipçik darbeleriyle katledildiler ve bir kanala atıldılar. Lenin’in dediği gibi “devrimin kartalıydı” o. Derin bir insan sevgisi, gerçeği bulma isteğinin sınırsız arzusu, cesaret ve özveri, militan mücadele Rosa demekti.
Tarihe Yön Veren Kadınlar... 9 Aralýk 1985’de Ýspanya’nýn Bask bölgesi’nde Vizcaya kentine baðlý Gallarta’nýn bir kasabasýnda doðdu.Yoksul bir madenci ailesinin 11 çocuðundan sekizincisi olarak dünyaya geldi.Okumak istiyordu fakat ailesi onun eðitimi için para ayýrabilecek mali güçten yoksundu.1910’da eðitimine son vererek terzilik iþinde çalýþmaya baþladý.1916’da henüz yirmi yaþýndayken, ayný zamanda bir politik aktivist olan maden iþçisi Julian Ruiz ile evlendi.Altý tane çocuðu oldu fakat dördü yetiþkinliðe eremeden, aþýrý yoksulluk nedeniyle öldüler.1917’de genel greve katýldýktan sonra eþi Ruiz tutuklandý.Ibarruri, bu dönemde Marksizmle tanýþtý ve bu tanýþýklýk sýradan bir kadýnýn nasýl deðiþebileceðinin kanýtý oldu.Komünist partisine katýldý.Madenci gazetesi El Minero Vizcaino için “La Pasionaria” (tutku çiçeði) takma adýyla makaleler
yazdý.1920 yýlýnda Bask Komünist Partisinin taþra komitesine seçildi.Kazandýðý ün ve saygýnlýk nedeniyle 1930 yýlýnda Ýspanya Komünist Partisi’nin Merkez Komitesine seçildi.1931 yýlýnda Madrid’e taþýndý.Burada sol-kanat gazete Mundo Obrero’nun editörü oldu.Kadýnlarýn yaþam koþullarýný düzeltmek için çaba harcadý.Daha sona Parti’nin politbürosuna atandý.Faaliyetlerinden ötürü birkaç kez yakalandý ve tutuklandý.Hitabet yeteneði, onun Ýspanya Komünist Partisi’nin önemli temsilcilerinden biri haline gelmesini saðladý.1933 yýlýnda Moskova’da gerçekleþtirilen Komintern’e (Komünist Enternasyonal) delege olarak katýldý.1936 yýlýnda Ýspanya Temsilciler meclisine seçildi ve çalýþma, barýnma ve saðlýk koþullarýnýn iyileþtirilmesi için mücadele verdi.Ýspanya Ýç Savaþý’nýn patlak vermesinin ardýndan No Pasaran sloganý
eþliðinde sesini daha da yükseltti.Konuþmalarý toplumun büyük bir kýsmýný, özellikle kadýnlarý, anti-faþist mücadele için bir araya getirdi.Ancak, kanlý üç yýlýn ardýndan 1939 yýlýnda Madrid’in düþmesiyle beraber Milliyetçi güçler galip geldi.Ibarruri politik faaliyetlerine devam edeceði SSCB’ye iltica etti.Oðlu Ruben Kýzýl Ordu’ya katýldý ve 1942’de Stalingrad savaþýnda öldü.1944 yýlýnda Ýspanya Komünist Partisi’nin genel sekreteri oldu.Altmýþlý yýllarýn baþýnda Sovyet vatandaþlýðýna kabul edildi.Bu yýllarda politik baþarýsý Sovyetler Birliði tarafýndan kabul edildi ve Moskova Üniversitesi’nden fahri doktara ünvaný aldý.Ayrýca Lenin Barýþ Ödülü (1964) ve Lenin Þeref Rütbesine layýk görüldü.1975’te Francisco Franco’nun ölümünden sonra anavatanýna geri döndü.Ibarruri zatürre nedeniyle 93 yaþýnda hayata gözlerini yumdu.
Sayı 20 / Ocak 2013
03.01.2013
Taşerona karşı mücadele yılı
S
ES’in raporuna göre, 2002’de 11 bin olan taşeron çalışan sayısı, 2012’de 126 bine çıkıyor. Hükümetin sağlık programı güvencesiz çalışma alanına dönüştü. Sendika ve meslek örgütleri gidişata karşı mücadelenin yol haritasını hazırlayacak.
11
“Söylemenin en iyi yolu yapmaktır” Jose Martin
emegindunyasi.info
emegindunyasi
OKUR
emegindunyasi@gmail.com
SÖZLÜK
Agır İşçilikten de Ağırdır “Aydın” Olmanın Yükü Þu 2010’da, TEKEL iþçilerinin Ankara’daki eylemini anýmsarsýnýz mutlaka. Hani týpký þimdinin kýþý kadar soðuk bir kýþta, naylondan çadýrlar kurup direnmiþlerdi 4C yasasýna dayanarak iþten atýlmalara. Ýþte o direniþ sürecinde sosyalistler ve komünistler çok doðru davrandýlar. Ekonomik nedenlerle yola çýkan o iþçilere, “kendisi için sýnýf olmak” bilincini kazandýrmak için, onlarýn yanýnda günlerce çabaladýlar. Ki o direniþe ekonomik nedenlerle katýlan iþçiler arasýnda, patronlara hizmette kusur etmemek için kendilerini ekmeksiz býrakmaya kalkan siyasal iktidara oy verenler de vardý. Hatta hiç yakýnlýk göstermediler önceleri komünistlere. Çünkü kendilerine söylendiði kadarýyla dinsizdi ve kitapsýzdý bu komünistler.
Ama oy verdikleri siyasal iktidara karþý verdikleri mücadelede, siyasal iktidar deðil de bu komünistler yanlarýndaydý nedense!? Komünistlerin inatla sürdürdüðü sýnýf bilinci taþýma gayreti, sonunda ürünlerini vermeye baþladý ve Denizli’den gelen iþçiyle Diyarbakýr’dan gelen iþçi, bir haber gönderdiler Kürt-Türk kavgasýndan yarar uman siyasal iktidara. “Söyleyin o baþbakana! Biz çözdük Kürt sorununu burada!” Bunlar oluyorken… Kendilerini halkýn üstünde ve dýþýnda tutan aydýnlarýmýz, iþçilerin ekonomik nedenlerle direniþe baþlayýþýný küçümsüyor ve kendi sýrça köþklerinde laf ebeliði yapýyorlardý. Neymiþ? Ýþçiler, siyasi deðil de ekonomik nedenler-
le direniyormuþ! Ya ne bekliyordun beyzadem? Günde en az on iki saat çalýþýyor onlar! Eline geçen parayla da kendisinin ve ailesinin karnýný anca doyuruyor! Okuduðu ve yarý iþçi yarý öðrenci olduðu ilkokulda, kimse kitap okumanýn önemini anlatmadý ona! Kimse ona, yaþadýðý yoksulluðun kökenini göstermeye ve sorunun sýnýfsal olduðunu, yani yaþadýðý sefaletin ezenlerden yana olan iktidarlardan ileri geldiðini göstermedi bugüne dek! Þimdi koy takkeni önüne ve düþün bakalým! Bir aydýn olarak sen!... Emekçilere bilinç taþýmak için ne yaptýn? Şair Selah Özakın
Merhaba Sevgili Emekçi Dostlarım
Kitap Tanıtımı: TÜTÜN
Bütün emek alanýnda sömürünün olduðunu bilmektesiniz.Benim çalýþtýðým tekstil sektöründe de yoðun bir þekilde sömürü devam etmekte. Sevgili dostlarým, Bir yerde saðlýklý düþünmeliyiz.Sistem bizim kanýmýzý,canýmýzý yok ederken bizlerse verilen çok küçük ekonomik kýrýntýlarla kendimizi avutuyoruz.Oysa üreten biziz ,yok olan da biziz.Bunu görmemiz gerek . Sevgili emekçi dostlarým, örgütlü bir toplum olmadýkça, kolektif bir yaþamý benimsemedikçe yaþayabilme koþullarýmýzýn yok olduðunu görebilmeliyiz. Sevgili emekçi dostlarým,bizler asalak deðiliz ,zavallý hiç deðiliz.Biz emekçiler haklarýmýzý devrimci bir duruþla ,ayný zamanda mücadele ederek kazanacaðýz. Sevgili emekçi dostlarým,Mücadele Birliði çatýsý altýnda kenetlenmeliyiz .Emeðin Dünyasýný kurmak için ellerimizin birleþmesi gerek ,yüreklerimizin kýpýr kýpýr atmasý lazým. Sevgili emekçi dostlarým,biz emekçi dostlarýmýz için nelerden fazgeçtik.Sevgili emekçi dostlarým sizlerle özel yaþamýmda yaþadýðým bir olayý paylaþmak istiyorum;bir torba kömür alacaðým,hava soðuk,ihtiyacýmýz var.Dostlar tam iki hafta geçti kömür alabildim bunu anlayabilmiþ deðilim.sevgili emekçi dostlarým,bir kýzým var adý Deniz,ona daha iyi yaþam verebilmek için Sevgili emekçi dostlarým kýzým ve kendi adýma siz dostlarýmý dostluðumun olanca gücüyle kucaklar saðlýklý yaþam sizinle olsun DİK(Devrimci Ýþçi Komitesi)‘li Bir İşçi
Tütün, Bulgaristan'da Nazilerle işbirliği yaparak büyük bir ekonomik ve siyasal odak haline gelen tütün tröstünün ve bu fabrikadaki direnişçi işçilerin birbirlerinden derin bir uçurumla ayrışan çıkarlarının çatıştığı noktada sergilenen bir ülke haritasıdır. Sosyalist Gerçekçi akımın ustalarından Dimitır Dimov, faşizmin ekonomik ve siyasal yayılmacılıkla başlayıp açık işgale dönüşen egemenliğine karşı, Bulgar işçi ve emekçilerinin verdiği partizan mücadelesinin bir destanını yazıyor. Bulgar işçi ve emekçilerinin partisinin, tröstün gelişimiyle simgelenen faşist yayılmacılığa karşı kesin zafer kazandığı sürecin romanıdır. Yurtseverlerle işbirlikçiler arasındaki kesin saflaşmanın tümüyle berraklaştığı bir ortamda insanın değişmesinin, dönüşmesinin, çürümenin ortasında canlı kalmayı başarmış erdemin ve derin bir sağduyunun, diyalektik bir kavrayışla açığa çıktığı bu kitap, içinde yaşamaya devam ettiğimiz çelişkilerin anlaşılmasını kolaylaştırıyor. Tütün; insanı hiçe sayan eski bir dünyanın çatlaklarından doğarak serpilen ve eski kabuğu parçalayan yeni ve insani bir dünyanın öyküsü.
Mayın tarlasına düştüm, yürüyorum dikenlerin üstünde Onurlu bir kavgayı seçtim, yürüyorum dikenlerin üstünde Fabrikalarda çalıştım, Leninistlerle tanıştım Bu yoldan dönmem demiştim yürüyorum dikenlerin üstünde Köroğluyum çaydan geçtim Denizlerime kavuştum Devrim yolumu seçtim yürüyorum dikenlerin üstünde
Yasalarda iþçilerin grev hakkýnýn olmadýðý, grevin yasadýþý sayýldýðý ve grev yapanlarýn cezalandýrýldýðý 1963 Türkiyesi’nde, Ýstanbul Sarýyer’de kurulu olan Kavel Kablo Fabrikasý’nda iþçiler 28 Ocak 1963’te iþ býrakma ve direniþ eylemine baþladýlar. 35 gün süren direniþin ardýndan iþçilerin grev hakký 275 sayýlý Toplu Ýþ sözleþmesi Grev ve Lokavt Kanunu ile yasalara geçti. Vehbi Koç’a ait olan fabrikada, Amerika’dan gelen genel müdürün göreve baþlamasýyla iþçiler üzerindeki baskýlar artmýþtý. Türk-Ýþ’e baðlý Maden-Ýþ Sendikasý’na üye 170 iþçinin sabrýný taþýran ise fazla mesai ve kýdem esasýna göre verilen yýllýk ikramiyelerin kaldýrýlmasý ve sendikadan istifa etmeleri yönündeki baskýlar oldu. Maden-Ýþ’in yaptýðý görüþmelerde sonuç alýnmadý. Ýþçiler, patronun bu saldýrgan tutumunu protesto etmek için iþ býrakarak tezgah baþýna oturdular. Ýþçiler kendilerini fabrikaya kilitledi Ýþçiler, fabrikanýn kapýlarýný kaynaklayarak kendilerini içeri kilitlediler. Bir hafta içeride kalan iþçiler, daha sonra seslerini duyurmak için dýþarý çýktýlar ve fabrikanýn önüne çadýr kurarak direniþe geçtiler. 4-5 Þubat günlerinde de eylemlerini sürdüren iþçiler, fabrikada idari kadroda çalýþan 40 kiþiyi de fabrikaya sokmadýlar. Fabrikaya alýnmayanlar bunun üzerine Vali Niyazi Aký ile görüþerek þikayette bulundu. Vali, iþveren ve sendika temsilcileriyle bir görüþme yaptý. 9 Þubat’ta Ýçiþleri Bakaný Hýfzý Oðuz Bekata’nýn olaya
Seçim sizin neyinize figan düştü evinize Demedik mi boykot edin, oturdunuz çulunuza Taksime çıkanlara omuz verin, inanmayın oportlara Demedik mi boykot edin Köroğluyla , Ayvazlara sizde katılın bizlere Selam olsun Denizlere Demedik mi boykot edin Çukurova’dan Emekli İşçi
KAPÝTALÝST FABRÝKA Ücretli emeðin sermaye tarafýndan sömürülmesinin aracý olarak makine: Kapitalist fabrika, kapitalist fabrika ücretli iþçilerin sömürülmesi üzerinde yükselen ve metalarýn üretimi için makine sistemi kullanan endüstriyel büyük iþletmedir. Makinelerin yardýmýyla, emeðin mekanizasyonu gerçekleþir. Makine kullanýmý, emek üretkenliðinde muazzam bir artýþ saðlar ve metanýn deðerini düþürür. Makine,ayný miktarda metayý kat kat az emek sarfýyla üretmeyi ya da ayný emek sarfýyla önemli ölçüde daha fazla meta üretilmesini mümkün kýlar. Makine kullanýmýndan doðan üstünlükleri, kapitalist üretim tarzýnda tümüyle ve bütünüyle bu makinelerin sahipleri-kapitalistler- kendi yararlarýna kullanýr, bunlarýn karlarý büyür. Daha, ta basit kapitalist iþbirliði sýrasýnda, kapitalist kaendisini bedensel çalýþmadan kurtarýr. Emeðin koorperasyonu büyük ölçülere vardýðýnda, iþçilerin doðrudan ve sürekli olarak gözetlenmesi görevini de üzerinden atar. Bu iþlev, kapitalist adýna fabrikada kumanda eden ve özel bir ücretli iliþki kategorisinde bulunan kiþilere –yönetici personel ve ustalar- görev olarak verilir. Kapitalist yönetim, karakteri itibariyle despotiktir. Sermaye, fabrikaya geçiþle birlikte özel bir disiplin, kapitalist iþ disiplini oluþturur. Kapitalist disiplin, açlýk disiplinidir. Ýþçiyi burada sürekli olarak iþten atýlma tehlikesi, tehdit eder; sürekli olarak, kendini iþsizler safýna atýlmýþ bulma korkusuyla yaþamak zorundadýr. Kullanýlmaya baþladýðýndan itibaren makine, iþçinin rakibi olur. her þeyden önce, makinenin kapitalist kullanýmýyla artýk gereksiz olan on binlerce iþçi, yüz binlerce iþçi geçim araçlarýndan yoksun býrakýlýr. Makine, insanýn doða güçleri üzerindeki gücünün büyümesi anlamýna gelir. Emek üretkenliðinin artýrýlmasý yoluyla, makine toplumsal zenginliðinin artýrýr. Ama bu zenginlik kapitalistlerin eline geçer; iþçi sýnýfýnýn –toplumun ana üretici gücünün- durumu gittikçe kötüleþir. Marx, Kapital’de aslýnda makinenin deðil, onun, içinde kullanýldýðý kapitalist düzenin iþçi sýnýfýnýn düþmaný olduðunu kanýtladý. O ‘makinenin aslýnda iþ zamanýný kýsalttýðýný, ama kapitalistçe kullanýldýðýnda iþ gününü uzattýðýný, aslýnda iþi kolaylaþtýrdýðýný, ama kapitalistçe kullanýldýðýnda iþ yoðunluðunu artýrdýðýný, aslýnda insanýn doða güçleri üzerindeki bir zaferi olduðunu, ancak kapitalistçe kullanýldýðýnda insanýn doða güçleri tarafýndan boyunduruk altýna alýndýðýna, aslýnda üreticinin zenginliðini artýrdýðýný, ama kapitalistçe kullanýldýðýnda onu yoksullaþtýrdýðýný’ yazýyordu. Makine ve makine tekniðindeki bütün bilimsel geliþmeler ancak sosyalist sistemde iþçi sýnýfýnýn yaþamýný kolaylaþtýrabilir, onu makinenin basit bir uzantýsý olmaktan kurtarabilir. Fabrika sosyalistçe kullanýldýðýnda toplumun ana üreticileri olan iþçilere zenginlik üretebilir.
Tarihin Süzgecinden
e l koyduðunun ve taraflar arasýnda anlaþma saðl a n d ý ð ý n ý n bildirilmesine karþýn herhangi bir protokol yapýlmadý. Pazartesi günü fabrikaya gelen patron, protokol yapýlmaksýzýn iþçilerden iþbaþý yapmalarýný istedi. Ýþçiler, protokol olmadan çalýþmayacaklarýný belirterek bu teklifi reddetti. Bunun üzerine bildiri yayýmlayan Türkiye Ýþveren Sendikalarý Konfederasyonu (TÝSK), iþçilerin anlaþmaya uymadýðýný, hukuk düzeni ve devlet otoritesine saygýnýn saðlanamadýðýný ileri sürdü. Savcýlýk patrondan yana 14 Þubat’ta polis devreye girdi. Daðýlýn uyarýsýna uymayan iþçilere polis saldýrdý. Saldýrýda 9 iþçi cop ve tabanca kabzasýyla yaralandý. Polise karþý geldikleri iddiasýyla 29 iþçi hakkýnda tutuklama kararý çýkarýldý. Sarýyer Savcýlýðý, fabrika önünde meydana gelen olaylarla ilgili soruþturma baþlattý. Savcýlýk, patronun tüm iþçileri iþten atmasýnýn lokavt sayýlmayacaðýný ileri sürerek patrondan yana tavýr aldý. Bu arada TürkÝþ Ýstanbul 1. Bölge Temsilciliði, valiye bir yazý göndererek uyuþmazlýðýn çözümü için hakem tayin edilmesini istedi. Ýþçilerin dayanýþmasý
Kavel iþçileri, baþka fabrikalarda çalýþan iþçilerce de desteklendi. Vehbi Koç’a ait General Electric Fabrikasý iþçileri bir dayanýþma kampanyasý açarak Kavel iþçileri için 335 lira topladý. Türk Demir’de çalýþan 800 iþçi de yardým kampanyasýnýn yaný sýra sakal býrakma eylemine baþladý. Kavel Direniþi giderek daha büyük ses getirmeye baþladý. 27 Þubat’ta güney bölgesinde bulunan 23 sendika baþkanýyla 45 yönetici, yaptýklarý toplantýda Türk-Ýþ’in Kavel olaylarýnda olumsuz bir tutum aldýðýný belirterek konfederasyonla iliþkilerini kestiklerini açýkladýlar. Sendikacýlar, Türk-Ýþ Ýcra Heyeti’nin Kavel’de pasif kaldýðýný, kendisinden bekleneni yerine getirmediðini, iþçilerin ekonomik ve sendikal haklarýný koruyamadýðýný ve patron zihniyetiyle hareket ettiðini söylüyorlardý. Açýklamada ayrýca, 4. Bölge Temsilciliði’nde toplanan paranýn Kavel iþçilerine verileceði, Güney Bölgesi Ýþçi Sendikalarý Konseyi’nin oluþturulduðu ve baþýna Abdulgafur Demir’in getirildiði belirtildi. Kadýnlar barikat kurdu Eyleme, 2 Mart günü iþçi eþleri de katýldý. Direniþ sürerken kablo yüklü kamyonlarýn fabrikadan çý-
KAVEL
karýlmak istenmesi üzerine, kadýnlar barikat kurarak bunu engellemek istedi. Ancak polis ekipleri kadýnlarý daðýttý. Yaralananlar oldu. Sürdürülen temaslar ve arabuluculuk çabalarý sonucu taraflar 4 Mart’ta anlaþmaya vardýlar. Anlaþmaya varýlmasý üzerine iþçiler iþbaþý yaptý. Sýkýyönetim el koydu Kavel Kabro Fabrikasý’ndaki direniþin sona ermesinin ardýndan 12 iþçi tutuklandý. 52 iþçi ile ilgili 5 ayrý dava açýldý. Bu iþçilere, Toplantý ve Gösteri Yürüyüþleri Kanunu’na muhalefet, polise mukavemet, mesken masuniyetini ihlal ve benzeri suçlamalar yöneltiliyordu. 10 Haziran’da tutuklu 6 iþçinin serbest býrakýlmasýndan sonra iþten atýlmalar üzerine, fabrikanýn kaplama dairesindeki 30 kadar iþçi toplu halde iþ býraktý. Bu eylem nedeniyle duruma el koyan Sýkýyönetim, 6 iþçiyi gözaltýna aldý, 5’inin grev kýþkýrtýcýsý olduðu ileri sürüldü. Kavel maddesi Grev ve toplusözleþme yasalarýnýn henüz çýkmadýðý ve grevin yasak olduðu bir dönemde yapýlan bu direniþ, Türkiye iþçi sýnýfý tarihinde dönüm noktasýydý. Eylem, çalýþma hayatýný düzenleyen yeni yasalarýn çýkarýlmasýnda önemli bir rol oynadý. 15 Temmuz 1963’te kabul edilen ve 24 Temmuz 1963’te yürürlüðe giren 275 sayýlý Yasa’da yer alan ve yasadan önce yapýlan grev nedeniyle haklarýnda takibat yapýlan iþçilerin davalarýnýn düþmesine iliþkin madde, Kavel maddesi olarak bilinir.
Emeðin Dünyasý Gazetesi / Aylýk Süreli Gazete / Yýl: 3 / Sayý:20 /Ocak / 2013 / Mart Yayýncýlýk / Sahibi ve Yazý Ýþleri Müdürü: Cenk Orçun Ýnal / Adres: 75. Yýl Mahallesi 1341 Nolu Sokak No: 47/B Sultangazi/ÝST/ Tel.: 0212 419 68 51 / emegindunyasi@gmail.com - www.emegindunyasi.info / Baský Tuks Matbaa & Ajans / Þirinevler Mah. 1. Sok. No: 27/16 Bahçelievler/ÝST
Tunus’ta Genel Grev Tunus’ta Halk Devrimi Sürüyor. Emekçilere Yine Sefalet Yaşatan Hükümete Karşı İşçiler Genel Greve Çıktı. Greve Çıkan İşçilere Polis Saldırdı. Saldırıya Karşı Onbinlerce Emekçi Protesto Eylemleri Düzenleyerek Hükümeti İstifaya Çağırdı. 06 Aralýk 2012 Perþembe Tunus’ta greve giden iþçilere, polisin saldýrýsýný protesto eden binlerce kiþi sokaklara döküldü. Eylemler diðer kentlere sýçradý. Tunus’ta greve giden iþçilere, polisin saldýrýsýný protesto etmek için binlerce kiþi Safakes kentinde bir araya geldi. Tunus Genel Ýþçi Sendikasý’nýn (UGTT) Safakes ‘deki toplanan Tunuslular, gösterilerde iktidar ortaðý Nahda Hareketi Partisi’ne baðlý güvenlik güçlerinin, iþçilere saldýrmasýný kýnadý ve hükümetin görevi býrakmasýný istedi. UGTT, 13 Aralýk Perþembe gününde, orga-
nize edilen genel grevde, eylemler ve anma töreni Muhammed Buazizi’nin kendini ateþe vererek isyaný baþlattýðý Sidi Bouzid kentinde yapýldý. Törene Tunus Cumhurbaþkaný Munsif Marzuki de katýldý. Ancak devlet erkânýnýn bu yaklaþýmý kýzgýn halký yatýþtýrmaya yetmedi. Sidi Bouzid’de sokaklara dökülen halk, hem belediye binasýný hem de konuþma yapan liderleri taþ yaðmuruna tuttu. Halk, hükümetin istifasýný isteyen sloganlar attý. Eylemler, grevler ve çatýþmalar devriminin ikinci yýl dönümünde tüm ülkeye yayýldý.
Portekiz’de Toplu Taþýma Durdu
KKTC’de Grev ve Ýsyan 28 Aralýk 2012 Cuma - KKTC’nin baþkenti Lefkoþa’da belediye iþçilerinin eylemi, sendikal dayanýþmaya dönüþtü. Belediye iþçilerine destek veren tüm sendikalar genel grev ilan etti. Aþýrý istihdam ve 200 milyon liralýk borç yüzünden batma noktasýna gelen Lefkoþa Türk Belediyesi’nin 11 aydýr düzensiz, 3 aydýr ise hiç maaþ alamayan yüzlerce iþçi baþkentte eylem yaptý. Haklarýný isteyen iþçilere polis saldýrdý. Ýþçilerle polis arasýnda çatýþmalar meydana geldi. Baþkent Lefkoþa savaþ alanýna döndü. Polisle, iþçiler arasýndaki çatýþmalardan kente isyanýn izleri görüldü. Çatýþmada çok sayýda iþçi ve polis yaralandý. Polis ardýndan 21 sendikacýyý da tutukladý. KKTC’de 28 Aralýk günü tüm sendikalar belediye iþçilerine destek için genel greve çýktý. Ülkede hayat felç oldu. Belediye hizmetleri baþta olmak üzere, hastaneler, okullar, Telekom ve limanlar da dâhil tüm alanlarda hizmetler durdu. Bakanlar kurulu sivil havacýlýktaki grevi engellemek için gece olaðanüstü toplanan bakanlar kurulu kararý ile sivil havacýlýktaki grevi 60 gün süreyle yasakladýlar. Sivil havayolu limanlarý seferlerine öyle devam saðlayabildi. Genel greve çýkan sendikalar tutuklu 21 sendikacýya destek amacýyla mahkemelere yürüdü. Mahkeme yargýcý, polisin 3 gün tutukluluk talebini reddederek sendikacýlarýn serbest býrakýlmasýna karar verdi. Belediye Emekçileri Sendikasý Baþkaný Savaþ Bozat polisin dünkü eylemde aþýrý güç kullandýðýný, iþçilere terörist muamelesi yapýldýðýný ve bunun baþbakanýn talimatý üzerine gerçekleþtiðini söyledi. Bozat konuþmasýný þöyle sürdürdü; “Aylardýr maaþ alamayan çalýþanlar haklýdýr ve hükümetin önündedir, belli ki bu hükümet gidecek” diye konuþtu. 07 Ocak itibariyle Lefkoþe Türk Belediyesi’de (LTB) grev bitti. Ocak sonuna kadar sorunlarýn çözümü ve yapýlandýrma için LTB yetkililerinden söz alan BES, yapýlandýrma ve tasarruf tedbirlerinin daha hýzlý hayata geçirilmesi için LTB’nin çalýþýr durumda olmasý gerekliliði üzerine grevi 31 Ocak tarihine kadar askýya alýp iþbaþý yapma kararý aldý.
02 Aralýk 2012 - Portekiz’de toplu taþýma çalýþanlarý, hükümetin tasarruf tedbirlerini protesto etmek için 24 saatlik greve gitti. Ülkede toplu taþýma sektörünün Portekiz’in gayri safi yurtiçi hâsýlasýnýn yüzde 10’una eþdeðer, 17 milyar Euro borcu bulunuyor. Hükümet ise kemer sýkma önlemleri çerçevesinde, sektörde küçülmeye gitmek istiyor. Sendika temsilcileri iþçi çýkartmalarý da içeren bu tedbirleri protesto etmekten hiçbir þekilde geri adým atmayacaklarýný belirtiyor. Sendika yetkilisi Armenio Carlos sabahýn ilk saatlerinde, “Grev iyi baþladý. Metro tamamen durdu. Bunlar gösteriyor ki greve katýlým iyi bir düzeyde olacak. Greve katýlacaðýný söyleyen sendikalar tam anlamýyla protestonun içinde.” þeklinde konuþtu. Ülkede metro seferlerinin yaný sýra, otobüs ve tramvaylar seyrek sefer gerçekleþtirirken, deniz taþýmacýlýðýnda ise büyük aksamalar yaþandý.
Portekizliler 2013 Bütçesini Protesto Etti 16 Aralýk 2012 - Ekonomik krizde olan Portekiz’de hükümetin kemer sýkma önlemlerini protesto eden binlerce emekçi sokaklara döküldü. Baþkent Lizbon’da toplanan halk 27 Kasým’da parlamentoda onaylanan 2013 bütçesini protesto etti. Ülke tarihinin en sert önlemler içeren bütçesi, memur ve emekli maaþlarýnýn yaný sýra saðlýk harcamalarýnda kesinti ve en önemlisi vergilere yüksek artýþ getiriyor.
956'nin kasımın da Fidel de içlerinde 82 kişi granma gemisinden denize indi 956'nın kasımında Küba kıyılarına sokulan granma gemisinden denize inip yarı bellerine kadar suya gömülü ve silâhlarını başlarının üstüne tutarak ve ansızın ve bir anda açılan top ve mitralyöz ateşi altında karaya çıktı ve karanlıkları polis köpekleri gibi koklayan araştıran ışıldaklardan sakınarak ve sarıldınız teslim olun seslerini ve iri kurbağaları çiğneyip bataklıklara ve şekerkamışı tarlalarına dalarak ve palmiyelerle hindistancevizi ağaçlarının ardı sıra tepeleri tırmananlar Sierra dağında buluştu Fidel de içlerinde 82'nin 12'si sağ kalmıştı Fidel de içlerinde 12 kişiydiler 56'nın kasımında Fidel de içlerinde 150 kişiydiler aralığında 56'nın Fidel de içlerinde 500 kişiydiler şubatında 57'nin Fidel de içlerinde 1000 oldular 5000 oldular Fidel de içlerinde Fidel de içlerinde bir milyon yüz milyon bütün insanlık oldular
Ýspanya Banka Emekçileri Ayakta!
24 Aralýk 2012 Pazartesi Ýspanya Madrid’deki Bankanýn genel müdürlüðü önünde toplanan 200 kadar emekçi, ekonomik kriz nedeniyle 5 bin kiþinin iþten çýkarýlmasý ve maaþlarda yüzde kýrk kesinti öngören planý protesto etti. Banka için öngörülen planda 5 bin çalýþanýn iþten çýkarýlmasý ve maaþlarda yüzde kýrklýk kesinti planlanýyor. Bankaya mali sorun-
larýndan kaynaklý, devlet tarafýndan 18 milyar Euro aktarýlarak el konulmuþtu. Sendikalar duruma tepki göstererek; “Umarým planlarýný deðiþtirirler, en azýndan iþten çýkarmalar kýsmýný. Bu þartlarda pazarlýk yapmak imkânsýz.” Banka emekçileri Ýspanya’nýn farklý þehirlerinde de banka yönetimini protesto etti. Emlak balonunun patlamasýyla ülkede aðýrlýklý olarak konut kredisi saðlayan tasarruf bankalarý büyük darbe almýþtý Madrid’de Ulaþým Grev’den Felç Oldu! 04 Ocak 2013 Cuma Ýspanya’nýn baþkenti Madrid’de ulaþým emekçilerinin grevlerine büyük katýlým gerçekleþti. Ýspanya’nýn baþkenti Madrid’de metro ve otobüs (EMT) emekçilerinin düzenlediði grevler ulaþýmý felç etti. Hükümetin yaptýðý kesintiler nedeni ile iþçi sendikalarý metroda 4-5 Ocak tarihlerinde 24 saat genel grev ve otobüslerde sabah ve akþam ikiþer saat iþ býrakma çaðrýsý yaptý. Ulaþým emekçilerinin greve gitmelerinin nedeni Madrid metro-
su ve EMT, Baþbakan Mariano Rajoy’un Temmuz ayýnda iþçilerin Noel ikramiyelerini kaldýrmasý ve 31 Aralýk’ta sona eren toplu sözleþmeye riayet edilmemesi. Madrid metrosu, 2011 ve 2012 yýllarý için öngörülen zammý uygulamamýþtý. Ýþçiler, metro yönetiminden toplam 33 milyon Euro alacaklý olduklarýný belirtiyor. Metroda trenler yüzde 37 seviyesinde minimum hizmeti verirken, 5 Ocak Cumartesi günü bu oranýn yüzde 93 seviyesine çýkacaðý bildirildi. Grev Ýspanya çapýnda düzenlenen en önemli festivallerden biri olan Cabalgata de Reyes’i de olumsuz etkiledi. Otobüs toplu ulaþým hizmetlerinde (EMT) ise 06.00-08.00 ve 18.00-20.00 saatleri arasýnda yüzde 40-50 seviyesinde hizmet verildi. Sabah iþe gitmek için yola çýkan insanlar normalden üç kat daha fazla tren beklemek zorunda kaldý. Okullar tatil olmasýna raðmen toplu ulaþým araçlarýnda yoðunluk yaþandý. Madrid metrosu bugünkü greve katýlýmý yüzde 46 olarak açýklarken, sendikalar bu oraný yüzde 96 olarak verdi. Ayný þekilde EMT, çalýþanlarýnýn yüzde 76,5’inin greve katýldýðýný bildirirken sendikalar yüzde 100 katýlým olduðunu açýkladý.