Aylık İşçi Gazetesi www.emegindunyasi.info Sayı: 13 - Haziran - 2012 - Fiyat 1 TL
15-16 HAZİRAN İŞÇİ FESTİVALİ GAZİ MAHALLESİ’NDE YAPILDI üyük iþçi ayaklanmasýnýn üzerinden 42 yýl geçti.Bu sene Emeðin Dünyasý olarak,15-16 Haziran’ý bir iþçi festivali yaparak anmak istedik.Bu bir ilk olacaktý;iþçilerle birlikte bir iþçi semtinde,büromuzun da olduðu Gazi Mahallesinde yapmaya karar verdik festivali.Önce Gazi’nin büyük parkýný düþündük;gerekli bavurularý yaptýk;ama buraya bakan Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi,bizi bir süre oyaladýktan sonra baþvurumuzu kabul etmedi.Bunun üzerine gazete büromuzun hemen karþýsýnda olan Okul Parký’nda yapmaya karar verdik festivalimizi.Sanatçýlarla konuþtuk;panelistleri ayarladýk;afiþleri ve biletleri bastýrdýk;pankartlarýmýzý yazýp Gazi’nin dört tarafýna astýk;afiþlerimiz ve pankartlarýmýz Gazi’nin dört bir yanýný süsledi.Bildirilerimizi basýp daðýttýk;sesli ajitasyonlar yaptýk;standlar açýp iþçi ve emekçilere seslendik.
B
2
Sayı 13 / Haziran 2012
15-16 HAZÝRAN ÝÞÇÝ FESTÝVALÝ GAZÝ MAHALLESÝ’NDE YAPILDI
Haziran,kiraz mevsimi,karanfil mevsimi...Haziran ayný zamanda Türkiye’de sýnýf mücadelesinin kilometre taþlarýndan biri olan 15-16 Haziran büyük iþçi eyleminin yýldönümü.Tarihsel açýdan bu kadar önemli olan bir eylemin-ayaklanmanýn,burjuvazi tarafýndan,týpký üretim sürecinde iþçinin emeðini görünmez kýlmaya çalýþmasý gibi,görünmez kýlýnmaya çalýþýlmasý anlamlýdýr.Bu bir tür bellek silme operasyonudur.Burjuvazi,iþçi sýnýfý ve emekçilerin belleðinden 15-16 Haziran gibi büyük bir ayaklanmayý silmek suretiyle,sanki tarihte böyle bir olay yaþanmamýþ sanýsý uyandýrmaya çalýþýyor.Sermaye sýnýfý,15-16 Haziran 1970 yýlýnda yaþadýðý kabusu bir daha görmek istemiyor;çünkü 15-16 Haziran,her þeyden önce Türkiye iþçi sýnýfýnýn kendiliðinden bir sýnýf olmaktan çýkýp kendisi için bir sýnýf olduðunun açýk bir göstergesi.”Tükiye’de henüz proleter sýnýf yoktur”diyenleri,deyim yerindeyse sus pus eden bir süreç.Proletaryanýn Türkiye ve Kürdistan Devriminde belirleyici olduðunu ve olacaðýný dosta düþmana gösteren bir süreç.Bu tarihin iþçi sýnýfý ve emekçilerin belleðinde canlýlýðýný korumasý demek,sermaye sýnýfýnýn her yeni güne devrim korkusuyla uyanmasý demektir.Fabrikalarýndan,iþ yerlerinden çýkan iþçilerin burjuvazinin üzerine yürümesi onu kaçabileceði son noktaya kadar kovalamasý ve ezip geçmesi demektir 15-16 Haziran 1970’de iþçiler daha kurulalý 3 yýl olmuþ olan sendikalarý DÝSK’in kapatýlmasýný protesto için Ýstanbul ve Gebze’den harekete geçmiþler her gittikleri yerde büyümüþler ve adeta bir sel halinde burjuvazinin setleri üzerine akmaya baþlamýþlardý.Topkapý ve Haliçten Taksim’e doðru akan iþçileri engellemek için dönemin siyasi iktidari Galata ve Unkapaný köprülerini açmýþ,böylece baðlantýyý koparmaya çalýþmýþtý.Ýþçiler,iki gin boyunca önlerine çýkan jandarma ve polislerle çatýþmýþ,kelimenin gerçek anlamýyla ayaklanmýþlardý.Ýþçileri,jandarma ve polisin saldýrýlarý deðil ama,burjuva sendikacýlarýn”aranýzda þerefli Türk ordusuna taþ atanlar var;provokatörler var;provokasyona gelmeyin iþ yerlerinize,evinize dönün”çaðrýsý durdurabilmiþti.Ne yazýk ki,o tarihte iþçiler kendilerine bu çaðrýyý yapanlarýn kendilerine deðil ama burjuvaziye hizmet ettiðinin farkýnda deðillerdi. 15-16 Haziran iþçi ayaklanmasý,iþçilerin sýnýf disiplinin bir gereði olarak bu çaðrýya uymalarýyla bitti;ancak iþçiler DÝSK’in kapatýlmasý kararýný iptal ettirmeyi baþardýlar ve Türkiye sýnýf mücadelesi tarihine büyük bir deneyim býraktýlar. Büyük iþçi ayaklanmasýnýn üzerinden 42 yýl geçti.Bu sene Emeðin Dünyasý olarak,15-16 Haziran’ý bir iþçi festivali yaparak anmak istedik.Bu bir ilk olacaktý;iþçilerle birlikte bir iþçi semtinde,büromuzun da olduðu Gazi Mahallesinde yapmaya karar verdik festivali.Önce Gazi’nin büyük parkýný düþündük;gerekli bavurularý yaptýk;ama buraya bakan Ýstanbul Büyükþehir Bel ediyesi,bizi bir süre oyaladýktan sonra baþvurumuzu kabul etmedi.Bunun üzerine gazete büromuzun hemen karþýsýnda olan Okul Parký’nda yapmaya karar verdik festivalimizi.Sanatçýlarla konuþtuk;panelistleri ayarladýk;afiþleri ve biletleri bastýrdýk;pankartlarýmýzý yazýp Gazi’nin dört tarafýna as-
týk;afiþlerimiz ve pankartlarýmýz Gazi’nin dört bir yanýný süsledi.Bildirilerimizi basýp daðýttýk;sesli ajitasyonlar yaptýk;standlar açýp iþçi ve emekçilere seslendik. Festival günü geldiðinde hepimiz heyecanlýydýk.Gerçekten yoðun bir emek harcamýþtýk;tek dileðimiz emeðimizin karþýlýðýný almak,baita Gazi olmak üzere Ýstanbul’un iþçi ve emekçilerine 15-16
Haziran’ý anlatabilmekti. Park sabah erkenden bayraklarla ve pankartlarla donatýldý;parkýn her taraftan görülen en yüksek yerine bizzat iþçi yoldaþlarýmýz,arkadaþlarýmýz bir platform kurdular.Gerçekten deðme platformlara taþ çýkartacak güzellikte bir platform oldu(bu arada belirtmeden geçmeyelim;sökerken çok zorlandýk.Yine iþçi yoldaþlarýmýz söktüler platformu.Tabii genç öðrenci yoldaþlarýmýz ve iþçi emekçi dostlarýmýz yardýmcý oldular). Hemen arkasýnda yeralan Deniz Gezmiþ yoldaþýmýzýn resminin ve idama gitmeden önce söylediði son sözler olan”Yaþasýn Kürt ve Türk Halklarýnýn Birlikte Mücadelesi” pankartý iki gün boyunca gelenleri kucakladý.Onun hemen yanýnda üzerinde “Dünya Emeðin Olacak”logomuz,onun hemen yanýnda da Devrimci Ýþçi Komiteleri’nin üzerinde “Komite ve Konseylerde Örgütlenelim”yazan pankartý.Bir diðer yanda da uzunca yazýlýp aðaçtan aðaca uzatýlmýþ Emeðin Dünyasý imzalý üzerinde “Yeni 15-16 Haziranlar Yaratalým”pankartý(Yine belirtmeden geçmeyelim bu pankartý,bir kaza sonucu ayaðý kýrýlan ve koltuk deðnekleri ile ayakta zor duran bir iþçi yoldaþýmýz hazýrladý)..Gerçekten platform görselliðiyle dikkat çekiciydi.Alanýn belirli yerlerine yiyecek-içecekstandlarý,gazete,dergi ve kitap standlarý açýldý.Ýki gün boyunca baþta emekçi analarýmýz olmak üzere yoldaþlarýmýz,dostlarýmýz bu standlarda gönüllü çalýþtýlar.Analarýmýz gündüz gece gözleme yaparak festivale gelen insanlarýn aç kalmamasý için olaðanüstü bir çaba gösterdiler. Festivalimiz,ilk gün resim sergisiyle baþladý;iþçi ve emekçi eylemlerinden çekilmiþ AFA(Ayýþýðý Fotoðraf Atölyesi)’ya ait kareler izleyenlerle buluþtu.Sonra Ayýþýðý Tiyatro Grubu Devinim,”Yaþamýn Mimarlarý”oyununu sahneye koydu.Oyun gelenlerce ilgiyle izlendi.Daha sonra Doçent Doktor Özgür Müftüoðlu,Devrimci Ýþçi Komiteleri’nden Yýlmaz Ekþi,eski Tekel Ýþçisi ve Tek Gýda Ýþ üyesi Metin Arslan’ýn katýldýðý “15-16 Haziran ve Günümüze Etkileri”adlý panel yapýldý.Paneli kendisi de bir iþçi olan Ali Ekber Sever yönetti.Ali Ekber Sever’in 15-16 Haziran’a iliþkin kýsa deðünisinden sonra ilk sözü Özgür Müftüoðlu aldý.Müftüoðlu,”Direniþi bugün hala anýyor olmamýz üzüntü verici”diyerek baþladý sözlerine “çünkü 40 yýldýr böyle büyüklükte bir direniþ yaþanmadý”.Müftüoðlu daha sonra biraz 15-16 Haziran’ý anlattý;günümüzde süren sýnýfa saldýrýlardan bahsetti.”Her þeyden önce örgütsüzüz;15-16 Haziran’dan daha örgütsüz iþçi sýnýfý”dedi.Bilinç kaymasýnýn çok fazla olduðunu söyledi.Ýþçilerin daha çok tv,buzdolabý vb’nin taksitlerini nasýl ödeyecekleri ile ilgili olduklarýný dile getirdi.”Birleþmek çok önemli;iþçi sýnýfý ýrk,inanç vb olarak bölünmemeli,bir bütün olarak davranmalý”dedi.Ondan sonra söz alan Metin Arslan ise daha çok Tekel Eylemi sürecini anlattý.”Özelleþtirme Esnek çalýþma bir çok iþkolunun sorunuydu”dedi.Özelleþtirmenin özelleþtirme deðil peþkeþ olduðuna dikkat çekti.Tek Gýda Ýþ’in iþçilere karþý oyalama politikasý izlediðini buna raðmen Tekel eyleminin direniþleri sürekli ve kararlý hale getirdiðini söylediÝþçilerin sadece hükümete karþý deðil,sendikal bürokrasiye karþý da mücadele ettiklerini vurguladý.Daha sonra,kendisi de eski bir tekel iþçisi olan Yýlmaz Ekþi sözaldý.Yýlmaz Ekþi,15-16 Haziran’ýn iþçi sýnýfýnýn tekelci sermayenin saldýrýsýna verdiði en görkemli cevap olduðunu söyledi.”2 günlük büyük bir eylem,büyük bir ayaklanma”dedi.15-16 Haziran’ýn hangi koþullarda ortaya çýktýðýný anlattý.15-16 Haziran’da biri Tekel iþçisi Mehmet Gýdak olmak üzere 3 iþçinin katledildiðini söylediEylemdeki iþçilerin kendilerine saldýran jandarma ve polise”bütün öfkeniz bize mi?”dediklerini aktardý.Ýþçilerin o gün her yerd en Taksim’e,”Kýzýl Meydan”a aktýklarýný söyledi.Yýlmaz Ekþi,1516 Haziran’da da görüldüðü gibi sendika bürokrasisi ve aristokratlarýnýn iþçilere ve emekçilere verebilecekleri hiçbir þeyin olmadýðýnýnýn altýný çizdi.Yýlmaz Ekþi,”1970 ve 80’lerde iþçi sýnýfýnýn devrimci sýnýf partisi olsaydý,iþçi sýnýfýna yol gösterecek devrimci sendikacýlar olsaydý durum bugün çok farklý olurdu”dedi.Yýlmaz Ekþi,bugün de mücadelenin devam ettiðini,bir devrimin hiç olmadýðý kapitalizmin pencerelerinden bize baktýðýný söyledi.”ya kapitalizmi yýkacaðýz,içinde bulunduðumuz sömürü koþullarýný deðiþtireceðiz ya da kapitalist sistem bizleri insanlýðýmýzdan çýkaracak”dedikten sonra sözlerini,leninist partinin yol göstericiliðinde mücadele etmeye çaðrý yaparak bitirdi.Daha sonra soru cevap bölümüne geçildi.Yýlmaz Ekþi burada sorulan “Devrimci Ýþçi Komiteleri’nin ne olduðu”na dair bir soruya devrimci iþçi komitelerinin sýnýfýn kendi öz örgütlülüðü olduðunu söyleyerek cevap verdi.”Eðer ezilmek ve sömürülmekten kurtulmak istiyorsanýz o halde yoldaþýmýzsýnýz”dedi.Yine Yýlmaz Ekþi,15 -16 Haziranýn sadece burjuvazi tarafýndan deðil,kendisine” sýnýfýn öncüsü “misyonu biçmiþ olanlar tarafýndan da unutturulmaya çalýþýlmasýnýn nedeninin ne olduðuna dair bir soruya,küçük burjuva hareketlerin ve partilerin devrimden kaçtýklarý ve koktuklarý için böyle davrandýklarýný söyleyerek cevap verdi.Yýlmaz Ekþi,zincirlerinden baþka kaybedecek birþeyleri olmayanlar dýþýndakilerin devrimden kaçtýðýný,devrimden bahsettiklerini ama kendilerini hak alma
mücadelesiyle sýnýrlandýrdýklarýný söyledi.Yýlmaz Ekþi konuþmasýnýn sonunda bir kez daha hýzla devrimci komünist partilerde örgütlenmenin önemini vurguladý.Metin Arslan da bugün asýl sorunun adý devrimci,komünist kendileri uzlaþmacý partiler olduðunu,bugün yapýlmasý gerekenin sýnýfýn içinde örgütlenmek olduðunu,komiteler konseyler kurmak gerektiðini söyledi.”Tekel sürecinde komite ve konseyler olsaydý sonuç büyle olmazdý”dedi.Panel alkýþlarla sona erdi.Panelden sonra Gazi Mahallesinde müzik çalýþmalarýný sürdüren Vedat Sarýgül iþçi arkadaþýmýz bizlere baðlamasýyla türküler söyledi.Ýlk gün çocuklar için yapýlan bir çizgi film ve ardýndan Çark filminin gösterimi ile sona erdi. Ýkinci gün aðýrlýklý olarak Konser heyecanýyla geçti;ama Emekçi Kadýnlar(EKA)’ýn hazýrlayýp sunduðu “Kapitalist Sistemin Kadýnlara Saldýrýlarý ve Kürtaj Sorunu”adlý panel dikkat çekti.Özlem Oral’ýn yönettiði panele,Ýstanbul Tabip Odasý sözcüsü Dr.Süheyla Aðkoç,Avukat Sevinç Sarýkaya ve EKA adýna Ayþe Rojda Þendur katýldýlar.Ýlk sözü alan,Süheyla Aðkoç,Kürtajýn kazanýlmýþ bir hak olduðunu söyledi.Kürtajýn bir doðum kontrol yöntemi olmadýðýný,olamayacaðýný söyleyen Aðkoç,Kürtajý”isteðe baðlý düþük” olarak adlandýrdýklarýný söyledi.Son süreçte yapýlan tartýþmalardan hicap duyduðunu söyleyen Aðkoç,daha çok kadýný ilgilendirmesi gereken böyle bir konuda baþbakanýndan saðlýk bakanýna kimi erkeklerin ahkam kesmesinin kendisini sinirlendirdiðini söylediAðkoç,eðer Kürtaj yasaklanýrsa,ya “merdiven altý sektör”denilen þeyin artacaðýný ya da kara para vb’nin aklandýðý,Kuzey Kýbrýs’ýn kürtajýn da yapýldýðý bir yer haline geleceðini söyledi.Av.Sevinç Sarýkaya ise dünyada kürtaja iliþkin bazý istatistik bilgiler verdi.Sarýkaya,Türkiye’de 1923-65 arasý kürtajýn yasak olduðunu,1965-1983 arasý kürtaja sýnýrlý izin verildiðini,1983-2012 arasý Kürtajýn yasak olduðunu söyledi.Av.Sevinç Sarýkaya,TC hukukuna göre anne karnýndaki çocuðun birey sayýlmadýðýný vurguladý.Kürtajýn yasaklanmasýyla kadýnlara “doðurmak istemiyorsan git öl!”dendiðini,Ankara Büyükþehir Belediye Baþkaný Melih Gökçek’in süylediklerinin bu anlama geldiðini söyledi.Sarýkaya,kadýndan tecavüzcüsünün çocuðunu doðurmasýnýn isten-
diðini söyledi.Daha sonra söz alan Ayþe Rojda Þendur,ortada traji-komik bir durum olduðunu,bir milletvekilinin kürtajýn tecavüzden daha büyük bir suç olduðunu söylediðini aktardý.A.Rojda Þendur kürtajýn bundan tam 3762yýl önce Babil Kralý Hamburabi tarafýndan yasaklandýðýný süyledi.Bugün bir kadýnýn kürtaj olmak için parasýný kocasýndan almak zorunda kalmasýnýn bile aslýnda kürtajýn yasaklanmasýnýn esas olarak emekçi kadýnlarý zor durumda býrakan bir uygulama olduðunun altýný çizdi.Ayþe Rojda Þendur,dünyada kürtaja izin veren ilk ülkenin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliði olduðunun altýný çizerek kürtaj yasaðýna karþý mücadelenin toplumsal mücadeleden ayrýlamayacaðýnýn altýný çizdi.Panel,moderatör Özlem Oral’ýn yaptýðý eklemelerle sona erdi.Özlem Oral bu konuyu anlatan kimi film önerilerinde de bulundu. Panelden sonra Ayýþýðý Þiir Topluluðunun þiir dinletisi oldu.Þair dostumuz Selah Özakýn,15-16 Haziran için yazdýðý bir þiirini okudu.Þiirlerden sonra Devrimci Ýþçi Komiteleri adýna Ali Ekber Sever bir konuþma yaptý.Ali Ekber Sever konuþmasýnda 15-16 Hazirandan bugüne iþçi sýnýfý ve emekçilere saldýrýlarýn artarak devam ettiðini,Kürt Halký üzerinde baskýlarýn yoðunlaþtýðýný,bütün bunlara karþý mücadele etmek için örgütlenmek gerektiðini,iþçi ve emekçilerin kendi öz þrgütlülükleri olan komite ve konseylerde iktidarý hedefleyen bir mücadele vererek zaferi kazanabileceðini söyledi.Sonra Grup Emeðe Ezgi sahne aldý;önce albümlerine adýný veren “Adým Deniz”parçasýný seslendirdiler,sonra emeðin diðer ezgilerini;halay parçalarýyla gelenleri coþturdular.Onlar sahneyi alkýþlarla terkederken çalýþmalarýný Mezepotamya Kültür Merkezi’nde sürdüren Koma Çiya çýktý sahneye.Koma Çiya da Kürtçe stranlarýyla halký coþturdu.Hep bir aðýzdan atýlan “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði,Dünya Emeðin Olacak ve Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”sloganlarýyla Konser bitti.Ýþçi festivalimiz de böylece bitmiþ oldu.Festivale katýlan iþçi ve emekçilerin duyduklarý mutluluk gözlerinden okunuyordu.Ama bizim iþimiz daha bitmemiþti önce hep birlikte ortalýðý topladýk,sonra sabahki temizlik iþçilerine iþ býrakmamak için parktaki tüm çöpleri tek tek topladýk ve sonra 15-16 Haziran gibi önemli bir günü böyle bir festivalle kutlamanýn mutluluðuyla,”mutlu emeklerle mutlu dinlenmeler adýna”dinlenmeye çekildik.
Sayı 13 / Haziran 2012
THY’de Hem Grev Hem Eylem Yasak pankartýný açan iþçiler, ‘Ýþçi Memur El Ele Genel Greve”, “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý” sloganlarýný atarak Çakmak Caddesi’nden geçerek Ýnönü Parký’na geldiler. Burada basýn açýklamasýný Hava-Ýþ Adana Temsilcisi Bülent Koçder okudu ve þunlarý dile getirdi; “... Bu saldýrýlarý ancak emek güçlerinin birlikte mücadelesiyle karþýlayabiliriz.” dedi.
ÝSTANBUL – 02.06.2012
Hava’da Grev Yasaklanýyor! İSTANBUL -15.05.2012 ava Yollarýnda çalýþan emekçilerin grev yasaðýný gündeme getiren AKP Ýstanbul Milletvekili Metin Külünk 11 Mayýs 2012 tarihinde TBMM’ye kanun teklifi verdi. Külünk, grev yasaðýnýn gerekçelerini sivil havacýlýk iþkolunda kýsa sürede üst düzey eðitimlerden geçmiþ personel bulunamamasý, iþkolundaki tek sendika Hava-Ýþ’in güvencesiz çalýþtýrmaya karþý çýkmasý ve sivil havacýlýk iþkolunda taþeron sisteminin iþin bütünlüðünü aksatmasý olarak açýkladý. Külünk’ün teklifinin tesadüf olmadýðýný belirten Hava-Ýþ yönetimi, teklifin Hava-Ýþ’e karþý topyekün bir saldýrý baþlatýldýðý anlamýna geldiðini duyurdu ve Hava-Ýþ’in susturulamayacaðýný bildirdi.
H
Hava Yollarý Emekçileri Ýþ Býraktý 29.05.2012 avacýlýk iþ koluna grev yasaðý getiren kanun teklifinin bugün TBMM’nin gündemine geleceði haberi üzerine Türk Hava Yollarý’nda çalýþan teknisyen, hostes, pilot, görevli kabin memurlarýnýn Atatürk Havalimaný’nda iþ býraktý. Sabah saatlerinden baþlayan iþ býrakama eylemi 200’ün üstünde uçuþu iptal ettirdi. Bütün Uçuþlar rotarlý sürdü. Atatürk Havalimaný’nda toplanan THY’de emekçileri sloganlarla Dýþ Hatlar Geliþ Kýsmýnda eylemlerini sürdürüyorlar. Ýþ býrakma eylemi sonucu Ýstanbul-New York, Ýstanbul-TelAviv ve bir çok uçuþ yapýlamýyor duruma gelmiþti. Sendikadan yapýlan yazýlý açýklamada, jet hýzýyla bugün Meclis gündemine getirilen yasa teklifinin tekrar gözden geçirilmesini talep ettiklerini bu yüzden hastalanan, kendini uçuþa hazýr hissetmeyen havacýlýk çalýþanlarý görev yapamaz duruma düþürüldüðü belirtilerek,”Bugün saat 03.00 itibarý ile havalimanýnda birçok sefer iptal edilmiþ durumdadýr” denildi. Redhack ise greve katýlan personelini iþten çýkartma kararý alan THY sitesini kýrdý... RedHack,”bizi sevdiklerimize ulaþtýran THY markasý veya uçaklarý deðil, emekçileridir” dedi ve THY internet sitesinin RedHack Almanya tarafýndan eriþime kapatýldýðýný duyurdu.
H
Grevciler Ýþten Çýkartýldý 31.05.2012 üksek oranda etkili olan Hava-Ýþ Sendikasý üyesi emekçilerin eylemi Türk Hava Yollarý Genel Müdürlüðü, tarafýndan greve katýlan 305 kiþiyi iþten çýkardýðýný duyurdu. Yazýlý bir açýklama yapan THY Genel Müdürlüðü, Türk Hava Yollarý A.O’dan 260, THY Teknik A.Þ.’den ise 45 iþçinin iþine son verildiðini bildirdi. Grev nedeniyle 223 uçuþun iptal edildiðini açýklayan THY, 2 milyon dolarlýk maddi zararýn yaþandýðýný bildirdi. Açýklamada ayrýca, grev sonucu uðradýklarý zarar nedeniyle Hava Ýþ Sendikasý ile iþten çýkarýlan iþçiler hakkýnda tazminat davasýnýn açýlacaðý belirtildi. Hava Yollarý Emekçileri Eyleme Geçtiler Grev yasaðý getiren yasanýn çýkarýlmasýndam sonra iþten çýkartýlan THY emekçileri 4 gündür dýþ hatlar geliþ kýsmýnda bekleyiþlerini sürdürüyolar. Hava iþ sendikasýndan Simayi Çelen, eylemle iligili düþüncelerini bizimle paylaþtý. Çelen, internet ortamýnda THY yolcu biletlerinin boykotu konusunda sendikanýn böyle bir kararý olmadýðýný, hava yollarýnda çalýþan emekçilerin onlarca sýkýntýnýn getirdiði duruma bir tepkisinin olabileceðini söyledi. Çelen, Hala teknik bölümlerde çalýþan arkadaþlarýnýn iþten çýkarýlma durumlarýnýn sürdüðünü, bir taraftan da THY’nin iþten çýkartýklarý elemanlarý iþe alacakmýþ gibi davrandýðýný kaydetti. Ýþten çýkartýlan iþçilerle iligli eylemin etkili olduðunu, THY’nin 2 milyon dolar civarýnda bir zarar yaþadýðýný söyleyen Çelen, iþ býrakan emekçilere tazminat davasý açýldýðýný doðruladý ve buna karþý Hava Ýþ sendikasýnýn THY’ye karþý grev yasaklama ve iþten çýkarmalara karþý dava açmaya hazýrlandýðýný söyledi. Çelen; Bu eyleme iþe katýlan ve katýlmayan elamanlarýn bile iþ akidlerinin cep telefonlarýna sms olarak geldiðini söyledi.
Y
K
ESK Ýstanbul Þubeler Platformu THY’da bulunan Ulaþtýrma, Denizcilik ve Haberleþme Bakanlýðý önünde toplanarak iþten çýkatýlan Hava Yollarý iþçilerinin yanýna yürüyüþ yaparak geldiler. KESK Genel Baþkaný Lami Özgen ve diðer sendikacý yöneticelerle birlikte “ THY Emekçileri Yalnýz Deðildir” pankartýný taþýdýlar. Yürüyüþ esnasýnda “ Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Berabar Ya Hiç Birmiz”, “Genel Grev Genel Direniþ”, Hava Yollarý Ýþçileri Yalnýz Deðildir” þeklinde sloganlar attýlar. Hava yollarý emeçilerinin bulunduðu noktaya gelen KESK’liler alkýþlarla karþýlandý. Türkiye Sivil Hava Yollarý Sendikasý genel baþkaný Atilla Ayçil konuþmasýnda, hukuksal anlamda, yasa cumhurbaþkanlýðýndan onaylanýrsa durumu, yargýta taþýyacaklarýný, oradan da olumlu bir þey çýkmazsa, Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesine baþvuracaklarýný söyledi. Þuan amaçlarýnýn iþten çýkartýlan iþçilerin tekrar iþe alýnmasý ve grev hakýna dokunulmamasý olduðunun altýný çizdi. KESK Genel Baþkaný Lami Özgen, hava yollarýnda grev yasaðýnýn getirilmesinin emekçilere karþý bir saldýrý niteliði taþýdýðýný emekçilere gözdaðý verilmek istendiðini söyledi.
Hava’da Grev Yasaðý Hýzla Onaylandý! HABER MRK - 03.06.2012 avacýlýk sektöründe grev yasaðý getiren yasa cumhurbaþkan’ý tarafýndan hýzla onandý.
H
THY çalýþanlarýnýn grev yapmasýna neden olan ‘Bazý Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun’ Cumhurbaþkaný
tarafýndan onaylandý. Gül, yasayý yayýmlanmak üzere Baþbakanlýk’a gönderdi. Yasa,Resmi Gazete’de yayýmlanmasýnýn ardýndan yürürlüðe girecek. Hava Ýþ yaptýðý yazýlý açýklmada grev yasaðý getiren yasanýn onaylamasýna tepki gösterdi. Hava Ýþ’in yaptýðý yazýlý açýklamada; “Hava-Ýþ üyeleri demokrasi bilinçleri ve bedel ödemeyi göze alarak var olan olanaklarý ile ülkemiz iþçi sýnýfýmýza yönelen bu saldýrýyý göðüslemiþtir. Bu onurlu mücadelede görevlerini yapan tüm üyelerimize saygýlar sunarýz. Mücadele bitmedi bitmeyecek. Birlikte micadele edecek ve birlikle kazanacaðýz.” denildi.
THY Ýþçisi Yalnýz Deðildir ÝZMÝR – 06.06.2012
Hava Yollarý Emekçilerine Ýllerden Destek Eylemleri ADANA – 01.06.2012 danalý emekçiler iþten çýkartýlan Hava yollarý emekçileri için eylem düzenlediler.
A
Adana Hava-Ýþ üyesi iþçiler eylemi saat 12.00’da Adana Hava-Ýþ þubesinin önünde baþlattý. “THY’de Grev Yasaðýna, Ýþçi Kýyýmýna Hayýr, Yaþasýn Ýþ, Ekmek Özgürlük Mücadelemiz”
K
ESK Ýzmir Þubeler Platformu iþten atýlan THY iþçileri için yürüyüþ yaptý. 6 Haziran Çarþamba günü saat 18.30’da Cumhuriyet Meydaný’nda toplanan emekçiler “Grev Haktýr Yasaklanmaz” pankartýyla THY Ýzmir bilet satýþ bayisine yürüdü. Kitle sýk sýk “THY Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Hak Verilmez Alýnýr Zafer Sokakta Kazanýlýr”, “Yaþasýn Örgüt-
Merhaba...
KESK, Hava Yollarý Emekçilerinin Yanýnda!
3
Merhaba, Uluslararasý proletaryanýn birlik dayanýþma ve kapitalist sömürüye karþý mücadele günü olan 1 Mayýs geride kaldý. Tarihe Küba ve K.Kore’den sonra en kitlesel 1 Mayýs olarak geçti. Leninistler tarafýndan geleneksel hale getirilen, 6 Mayýs Denizleri Anma Mitingleri de ayný görkemlilikte anýldý. Þimdi Hazirandayýz. “Haziranda Ölmek Zor” demiþ ozan Hasan Hüseyin. Proletaryanýn büyük þairi Nazým Hikmet, zor olaný seçti hep . Saraylarda doðmasýna, paþa torunu olmasýna raðmen, proletaryanýn gözü kulaðý sesi soluðu beyni ve yüreði oldu. Büyük ozanýn yüreði 3 Haziran 63’te attý son kez ve büyük Nazým, 1 Mayýs Mahallesi’nde Deniz Gezmiþ Parký’nda 49. Ölüm yýl dönümünde anýldý. En görkemli þekliyle Emeðe Ezgi’nin muhteþem galasýnda halklarýn arasýnda. Ardýndan 15-16 Haziran yetiþti. Devrimci proletaryanýn tarihindeki en görkemli, en muhteþem 2 gün.. o gün, iþçi tulumlarýný giyer ve “Savaþ baþladý. Kahrolsun faþizm” diyerek sokağa çıkar; iki gün boyunca emeðin ve devrimin baþkenti oldu Ýstanbul. Ýki gün boyunca iþçi tulumlarýyla dolaþtý Ýstanbul’da hürriyet ve proletarya , sosyal reformizmin küçük burjuva sosyalizminin ihanetine uðradý. O tarihte Proletaryanýn devrimci sýnýf partisinin olmayýþý proletaryanýn daha ileri gidemeyiþinin de nedeni oldu. 15-16 Haziran, 42. Yýlýnda yürüyüþlerle ve mitinglerle, iþçi festivaliyle anýldý. 1516 Haziran,unutulmadý unutulamaz da. Ýki gün süren ayaklanmadan devrimci dersler çýkartýldý. Ýþçi sýnýfýnýn kendi öz örgütlenmeleri olan komite ve konseylerde örgütlenerek devrim ve iktidar için savaþýmý en baþa almak gerektiði bunlarýn en önemlisiydi. Çünkü görüldü ki,doðru devrimci önderlik olmazsa devrim ve iktidar hedefini en baþa koymazsak, iktidar için savaþmazsak tüm kazanýmlar geri alýnabiliyor. Böylece anlýyoruz ki, iktidar her þey, iktidar dýþýnda her þey hiç bir þeydir. Emeðin dünyasý 1. Yýlýný bu 1 Mayýs’ta doldurdu. Þimdi size 13. Sayýmýzda yeniden “Merhaba” diyoruz. Ýkinci yýlýmýzda siz okur ve de yazarlarýmýzdan Emeðin Dünyasý’na iliþkin öneri ve eleþtirilerinizi bekliyoruz. Her bir okur ve yazar onun doðal muhabiri olduðunu unutmamalýdýr. Emeðin Dünyasý ,iþçi sýnýfýnýn emekçilerin sesi soluðu olmaya devam edecektir. Bu güç, bu yetenek senin sýnýfsal alýnterinde fazlasýyla var. Onu, Emeðin Dünyasýna çok görme; çünkü dünya emeðin olacak. Sevgiyle merhaba
4
Sayı 13 / Haziran 2012
lü Mücadelemiz”, “Türk-Ýþ Uyuma Ýþçine Sahip Çýk” sloganlarý attý. THY iþçileri kamu emekçilerini alkýþlarla ýslýklarla karþýladýlar.
dikalarýmýzýn bütününe yapýlmýþ bir saldýrý olarak deðerlendiriyor, bertaraf etmek için her þeyi göze alarak iþçiler iþlerine iade edilene ve grev yasaðý kaldýrýlana kadar mücadele edeceðimizi ilan ediyoruz.” dedi.
“Grev Haktýr Yasaklanamaz” ÝZMÝR – 09.06.2012 endikal Güç Birliði Platformu Ýzmir bileþenleri tarafýndan örgütlenen eylem için 9 Haziran günü saat 12.00’de Ýzmir Cumhuriyet Meydaný’nda toplanan kitlenin yürüyüþü, Ýzmir Gümrük Türk Hava Yollarý merkezi önüne gelinmesiyle son buldu. THY Ofisi önünede konuþma yapan Hava-Ýþ Sendikasý Ýzmir Þube Baþkaný Serkan Mutlu Hukuki ve eylemsel süreçlerin iþe iadeler gerçekleþinceye ve grev hakkýna dönük saldýrýlar geri çekilene kadar süreceðini vurguladý. “Grev Haktýr Yasaklanamaz- Sendikal Güç Birliði Bileþenleri” “Atýlan iþçiler geri alýnsýn-Sendikal Güç Birliði Bileþenleri”, “Belediye-Ýþ Sendikasý Ýzmir Þubeleri”, “Grev Haktýr YasaklanamazKESK Ýzmir Þubeler Platformu” pankartlarý açýldý. Eylemde ve yürüyüþ sýrasýnda sýk sýk “Grev Haktýr Yasaklanamaz”, “Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn”, “Ýþçiye Uzanan Elleri Kýracaðýz!”, “Hak Verilmez Alýnýr Zafer Sokakta Kazanýlýr!”, “Kahrolsun Ýþçi Düþmanlarý!”, “Hava Ýþçisi Yalnýz Deðildir!”, “Savranoðlu Ýþçisi Yalnýz Deðildir” sloganlarý atýldý. .Eyleme TÜMTÝS, Belediye-Ýþ Ýzmir þubeleri, eylemdeki Billur Tuz ve Savranoðlu iþçileri kitlesel olarak katýldýlar. Ayrýca KESK, Sosyal-Ýþ, iþten atýlan ve Buca’da Caroline Koç’un evinin önünde tazminat haklarý için eylemde olan Ýzmir Basma Ýþçileri de eyleme katýlarak destek verdiler.
S THY Ýzmir þubesi önüne gelindiðinde KESK Dönem sözcüsü BES þube baþkaný Ramiz Saðlam basýn açýklamasý yaptý. Okunan açýklamanýn ardýndan THY iþçileri adýna Hasan Coþkun kýsa bir konuþma yaptý. Coþkun, “Biz birlikte olduðumuz sürece aþamayacaðýmýz hiç bir engel yoktur. Yeter ki yüreðimizle bilincimizle sokaklarda buluþalým… Yaþasýn iþçi sýnýfý. Yaþasýn iþçilerin mücadele birliði” dedi. Yapýlan konuþmalardan sonra eylem sloganlarla sona erdi.
Devrimci Ýþçi Komiteleri THY Emekçilerini Ziyaret Etti ÝSTANBUL – 07.06.2012 HY Dýþ Hatlar bölümünde eylem halinde olan emekçilere Devrimci Ýþçi Komiteleri tarafýndan ziyaret gerçekleþtirildi. Eylemin 10. gününde olan emekçilerin yanýna “ Zafer Savaþan Ýþçilerin Olacak” pankartýyla ve“Havayolu Ýþçileri Yalnýz Deðildir”, “Zafer Savaþan Ýþçilerin Olacak” sloganlarý ile geldiler. THY iþçisine ziyaret gelen Grup Emeðe Ezgi de seslendirdiði tür-
T
külerle iþçilere moral verdi. Edilen sohbet konuþmalardan sonra emekçilerin yanýndan sloganlarla ayrýldýlar.
Adana’da Hava Ýþçilerine Destek ADANA – 10.06.2012 dana Sendikal Güçbirliði Platformu üyeleri, Þakirpaþa THY havaalanýnda iþten çýkartýlan havayollarý emekçileri için eylem gerçekleþti. “Grev Haktýr Yasaklanamaz, Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn” pankartý açan iþçiler saat 12.30’da havaalaný giriþinden sloganlarla THY Bilet Satýþ Noktasý’na kadar yürüdüler. Yürüyüþ sýrasýnda “Grev Haktýr Yasaklanamaz”, “Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn”, “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý”, “Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz” sloganlarý atýldý ve THY bürosu önüne gelindi. Adana Sendikal Güçbirliði Platformu adýna Dönem Sözcüsü Tümtis Adana Þube Baþkaný Halil Çekin basýn metnini okudu. Açýklamada “ Sendikal Güçbirliði Platformu olarak bu saldýrýyý iþçi sýnýfýnýn ve sen-
A
İŞTEN ATILAN BEDAŞ İŞÇİLERİ EYLEMDE BEDAÞ Ýþçileri Ýþ Býraktý, Faþistler Ýþçilere Saldýrdý! ÝSTANBUL – 24.05.2012
E
nerji iþçileri 21 Mayýs’ta baþlattýklarý iþ býrakma eyleminde bugün (24 Mayýs) Yenibosna’da iþ býrakan iþçilere Ülkü Ocaklarýndan ellerinde sopa ve kesici aletlerle gelen faþistler iþçilere saldýrdý. Ýþçiler ülkü ocaklarýndan gelen çetenin saldýrýlarýna karþý koyarken gözaltýna alýndý. Ýstanbul’da BEDAÞ bünyesinde açma-kesme ve sayaç okuma iþlerinde görevli 700 iþçi Pazartesi günü ücretlerinin ödenmemesi üzerine Ýþ Kanunu’nun 34. maddesi gereði iþ býrakma haklarýný kullanmýþlardý. Ýþçilerin iþ býrakmasý üzerine açma-kesme iþlerini üstlenen taþeron þirketin patronlarý Enerji-Sen yöneticileri ve iþyeri temsilcileriyle yaptýklarý toplantý sonucunda talepleri kabul etmiþlerdi. Ancak sayaç okuma iþlerini alan Çýra-Marsaþ taþeron þirketi iþçileri tehdit etmeye baþladý. Noter getirerek iþ akitlerini son vereceðini söyledi. Haklý bir mücadele veren enerji iþçileri bu tehditlere aldýrmayarak Salý ve Çarþamba günleri de eylemlerini kararlýlýkla sürdürdüler. Ýþçilerin onurlu mücadelesini ve dayanýþmayý hazmedemeyen Çýra-Marsaþ patronun çaðýrdýðý Ülkü Ocaklarý’ndan gelen 25 eli sopalý çete üyesi de bölgeye gelmiþti. Ýþçilerin bir kýsmýný iþe çýkmaya ve zorla minibüslere binmeye zorladýlar. Buna karþý gelen iþçilere eli sopalý çete üyeleri saldýrdý. Olay yerine gelen Enerji-Sen Genel Baþkaný Kamil Kartal, Enerji-Sen Örgütlenme Uzmanlarý Ahmet Çakýr ve Ali Duman, üyeler Turgay Kobal ve Zeki Göre saldýrýlar sýrasýnda gözaltýna alýndý. Gözaltýna alýnanlar Yenibosna 75. Yýl. Polis Merkezi’ne götörüldüler. Gözaltýna alýnan Enerji-Sen Baþkaný Kamil Kartal ile okuma ve açma kesme iþinde çalýþan Enerji-Sen üyesi bir iþçi polis merkezinde ifadeleri alýndýktan sonra serbest býrakýldýlar. Enerji-Sen Genel Baþkaný Kamil Kartal, direniþlerinin ülkü ocaklarýndan getirilen kiþilerin zorlamasýyla kýrýlmak istendiðini ancak buna BEDAÞ önünde bekleyen 450 iþçinin izin vermediðini söyledi. Verilen Sözler Yerine Getirilmedi 120 Ýþçi Ýþten Çýkartýldý! Enerji iþçileri eylemlerinin 15. gününde Boðaziçi Elektirik Daðýtým A.Þ binasý önünde çadýr kurdular. Eyleme destek veren çalýþan açma ve kesme bölümünden 4 iþçi daha iþten çýkartýldý. Böylece toplam 124 iþçi iþten çýkartýldý. Ýþçiler Marsaþ Çýra taþeron þirketinin patronun kim olduðunu merak ediyorlar. Bugün (4 Haziran) iþçiler eylemlerinin 15. gününde BEDAÞ binasý önünde sabah erkenden getirdikleri çadýrý kurarak, haklarýný alýncaya kadar mücaele edeceklerini belirtiler. Ýþçiler ara ara sloganlar atýyorlar. Bayrampaþa iþyeri temsilcisi iþçisi Ünal Kovan iþten atýlmalarýný þöyle deðerlendiriyor; “iþ kanunun 34. maddesinde
göre bir iþyerinde maaþlarýnýn ödenmediði takdirde 20 gün sonra iþçiler iþ býrakabilir. Biz 21 Mayýs’ta yaptýðýmýz iþ býrakma eyleminden sonra geçen 20 günlük süre zarfýný dikkate alarak eylemimizi gerçekleþtirmiþtik. Yasal olarak haklý olduðumuz bir pozisyondayýz. Bedaþ’ýn önünde 15. günümüz bu eylem hiç kuþkumuz yok büyüyecek. Eylemimize çalýþan arkadaþlarýmýzdan 4 iþçi daha iþten çýkarýldýlar. Onlarda bize katýldý. Ýþçilerin moral ve düþüncelerini sorduk. Koval,” Buradaki arkadaþlarýn moralleri çok yüksek çünkü haklý bir mücaele yürütüyoruz. Bence þu an iþe alýnmamýzýn nedeni çalýþtýðýmýz þirketin üstündekilerden baský altýnda olmalarý”dedi. Bedaþ Yolsuzluklarýný Ýþçiler Su Yüzüne Çýkarýyor; Ýþten çýkartýlan iþçilerin BEDAÞ ve teþeron þirketlerle yaptýðý ihale ve iþlerde yolsuzluk yaptýklarý iddaasýndalar. Ýddialardan biri; ahaber.com.tr 09/05/2012 çýkan haber BEDAÞ ve TEDAÞ arasýndaki usulsuzlük ve yolsuzlukta sahte iþçi çalýþtýrma iþçilerin diplomalarýnýn sahte olmasý, elektirik faturalarýna yanýsýyan ücretler gibi bir çok idda var. Ýþçilerin bir diðer iddasýna göre ise sahada çalýþan iþçilerin taþeron þirket tarafýndan örnek olarak bir bölgede 70-75 gösterilmesi ama aslýnda o bölgede en fazla 40-45 iþçinin çalýþýyor olmasý. Teþeron firmalarýn BEDAÞ evrakta çok iþçi çalýþtýðýný göstererek çalýþmayan hayali iþçilerin parasýný BEDAÞ’tan çýkartýðýný söylüyorlar. Denetimi fazla olmayan bölgerde bunu çok yaptýklarýný denetim sýrasýnda ise bir bölgede çalýþan iþçilerin denetim yapýlan bölgeye gönderilerek sayýyý tamamlýyorlar. Ýþçiler bu duruma BEDAÞ’ýn bilerek göz yumduðunu söylüyorlar. Marsaþ Çýra teþoran þirketinin kim olduðunu merak eden iþçiler bilgisayardan internete baðlanarak, þirketin internet sitesi bile olmadýðýný gördüler.
BEDAÞ Ýþçilerinden Kitlesel Yürüyüþ
E
nerji-Sen üyesi Bedaþ iþçileri mücadelelerin 16. gününde Þiþli’deki DÝSK Genel Merkezi’nden Taksim’de bulunan Bedaþ Elektrik Daðýtým Þirketi önündeki eylem çadýrýna yürüdü. DÝSK Genel Merkez binasý önünde toplanan BEDAÞ iþçilerine seslenen DÝSK Genel Baþkan Yardýmcýsý ve Nakliyat-Ýþ Genel Baþkaný Ali Rýza Küçükosmanoðlu, Enerji-Sen’in mücadelesinin ayný zamanda sarý sendikacýlýða karþý mücadele olduðunu, baský ve zulme raðmen emekçilerin mücadelelerinde baþarýlý olduðunu dile getirdi. BEDAÞ Ýþçileri Halaskargazi Caddesi üzerinden tek þeridi trafiðe kapatarak BEDAÞ binasý önünde kadar yürüdüler. Çevreden geçen sürücüler eyleme kornalarýyla destek verdi. Halk da iþçileri sýk sýk alkýþladý. Yürüyüþte “Taþerona Teslim Olmayacaðýz” pankartý taþýyarak, “ BEDAÞ Þaþýrma Sabrýmýzý Taþýrma”, “Ýþimizi Geri Ýstiyoruz” sloganlarý attýlar. BEDAÞ binasý önüne gelen iþçiler adýna basýna açýklama sý yapan açma-kesme iþçisi olan Arif Ýnan Baþgedik, haklarýný alana dek sonuçlarý ne olursa olsun mücadelelerinden geri adým atmayacaðýný sözlerine ekledi. Enerji-Sen Genel Baþkaný Kamil Kartal, Adana’daki direniþin 94. gününde, Ýstanbul’da ise 16. günde olduklarýný hatýrlattý. Kartal, Adana’da bu sabah valiliðin karþýsýna “Ýþimizi geri istiyoruz” yazýlý pankartý astýktan sonra iþçilerin, yine gözaltýna alýndýðýný duyurdu.
Devrimci Ýþçi Komiteleri: BEDAÞ Ýþçileri Yalnýz Deðil! 07.06.2012
D
evrimci Ýþçi Komiteleri eylemde olan iþçileri ziyaret etti. Türk Hava Yollarýnda vrev yasaðýna karþý iþ býrakan emekçileri baþta ziyaret eden devrimci iþçiler daha sonra Hey Tekstil ve BEDAÞ iþçilerini yaptýklarý yürüyüþleriyle ziyaretler gerçekleþtirdiler. BEDAÞ iþçilerini (07 Haziran) günü saat 15.00’da Devrimci Ýþçi Komiteleri yürüyüþ yaparak ziyaret gerçekleþtirdi. Sayaç okuma, kapatma açma, denetim kontrolcüsü, teknik vb iþçilerin baþlatýklarý eylem 17. gününde iken BEDAÞ genel müdürülük binasý önünde kurduklarý eylem çadýrýna Muhtar Bey Caddesi üzerinden yürüyüþ düzenleyerek “BEDAÞ Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak” sloganlarýyla enerji iþçilerinin yanýna geldiler. Müzik grubu Emeðe Ezgi de türküleriyle iþçilere destek oldu.
BEDAÞ Ýþçileri Pazartesiyi Bekliyor 08.06.2012 EDAÞ Genel Müdürlüðü, önünde gece gündüz çadýrda 19 gündür eylem halinde olan 124 taþeron iþçisi Sendikalarý ( Enerji Sen) ile yapýlan görüþlemelerde pazartesi günü iþe geri alýnabilecekleri bildirildi. BEDAÞ iþçileri (Cuma, 08 Haziran) günü Galatasaray Lisesi önünden baþlayarak Taksime doðru gerçekleþtirdikleri yürüyüþte þçilerin aileleri ve çocuklarýda katýlarak eyleme destek verdiler. Yürüyüþ sýrasýnda “BEDAÞ Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Kavga Bitmedi Daha Yeni Baþlýyor”, “Biz Haklýyýz Bir Kazanacaðýz”, “Taþerona Teslim Olmayacaðýz”, “Ýþime Aþýma Ekmeðime Dokunma” sloganlarý atýlar. Galatasaray Lisesi önünden BEDAÞ binasý önüne yürüyüþ planlayan iþçiler Taksim’e kadar yürüyüþlerini gerçekleþtirdiler. Bu duruma iliþkini açýklama yapan Enerji-Sen Genel Baþkaný Kamil Kartal, Galatasaray’dan, BEDAÞ Genel Müdürlüðü önünde sonlandýrmayý planladýklarýný ancak öðle saatlerinde Genel Müdürlük ile yapýlan görüþme üzerine Taksim’de biterekçelerini ifade etti. Kartal, yaptýklarý görüþmede sorunun pazartesi günü çözülmesi için her türlü çabanýn gösterileceði ve iþten atýlan 124 iþçinin iþbaþý yaptýrýlacaðýnýn söylendiðini aktardý. Verilen sözlerin yerine getirilmesini ve iþçilerin pazartesi günü iþbaþý yapmasýný temenni eden Enerji Sen Baþkaný, iþçiler iþbaþý yapana kadar direniþ çadýrýný kaldýrmayacaklarýný bildirdi. BEDAÞ iþçilerinin direniþinin 19, Adana TEDAÞ iþçilerinin direniþinin de 96. gününde olduðunu hatýrlatan, Kartal, bu direniþlerin zafere kadar süreceðini belirtti. BEDAÞ iþçilerinden konuþma yapan Turgay Kopal, “Bizler taþeron iþçiler olarak yumruðumuzu dimdik havaya kaldýrdýk. Tüm haklarýmýz verilene kadar direnmeye devam edeceðiz. Haklarýmýz verilmezse kaldýrdýðýmýz yumruðu baþlarýna vuracaðýz” dedi. Dev Saðlýk-Ýþ, Elektrik Mühendisleri Odasý, Mücadele Birliði Platformu, Devrimci Ýþçi Koýmiteleri, Emeðe Ezgi ve bir çok devrimci kurum eyleme destek verdi.
B
Pazartesi Görüþmeden Erteleme Çýktý 11.06.2012 nerji Sen ile taþeron þirket olan Marsaþ Çýra arasýnda pazartesi günü yapýlan görüþme patronun “cuma gününe kadar bana zaman verin” demesiyle cuma gününe ertelendi. Ýþten çýkartýlan 124 BEDAÞ iþçisinin pazartesi 11 Haziran günü BEDAÞ þirketinin alt açma kapama taþeron þirketi olan Marsaþ Çýra patronu ile Enerji Sen baþkanlarýyla yaptýklarý görüþmede iþçilerin geri alýnmasý için ve sendikal haklarý çözülmesi için zaman istediði belirtildi. Toplantýnýn iþçiler açýsýndan olumlu geçtiðini belirten iþçi-
E
ler Cuma gününden olumlu bir geliþme yaþanmasýný bekliyorlar. BEDAÞ iþçileri BEDAÞ önünde eylem çadýrý önünde eylemlerini sürdürmeye devam ediyorlar.
İşçiler Bogaziçi Köprüsünü Kesti 22.06.2012 İşten atılan taşeron Bedaş işçileri eylemlerini Bogaziçi Köprüsüne taşıdılar. İşçiler işten atıldıktan bu yana çeşitli biçimlerde eylemlikler yaparak işlerine geri dönme mücadelesi veriyorlar.
şten atıldıkları için eylemde olan taşeron BEDAŞ işçileri, bugün eylemlerine bir yenisini ekledi. Saatler 14.20 civarında enerji işçileri, Boğaziçi Köprüsünün Anadolu yakasına gidiş yönünü trafiğe kapatarak yürüyüş yaptılar. Kısa süre sonra işçilere müdahale eden polis, aralarında Enerji Sen Genel Başkanı Kamil Kartal'ın da bulunduğu 25 işçi gözaltına alınarak Vatan Caddesi'nde bulunan Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüler.
Borusan Kültür Sanat İşgal Edildi
BORUSAN Ýþçileri Eylemde ÝSTANBUL – 25.05.2012 orusan Holding’e baðlý Borusan Lojistik iþçileri, Nakliyat-Ýþ Sendikasýna üye oldular. 25 iþçi iþten çýkartýldý.
B
Sendikal çalýþmalarýn baþladýðýný ve iþçilerin sendikaya üye olduðunu öðrenen Borusan Lojistik’in iþlerini üstlenen taþeron þirket Real Hiz.Yön.Tem.Tic.Ltd. Patronu þirketin Tuzla, Þekerpýnar ve Tepeören iþletmelerinde çalýþan 25 iþçinin iþ akitlerin feshederek tazminatsýz olarak iþten çýkardý. 18 Mayýs – 23 Mayýs tarihleri arasýnda iþten atýlan iþçiler, aðýr çalýþma koþullarý, uzun mesai saatleri ve düþük ücretleri nedeniyle sendikaya üye olduklarýný belirtiyorlar. 25 Mayýs Cuma günü saat 11.30’da Borusan Lojistik’in baðlý olduðu Borusan Holding’in Baltalimaný’nda bulunan Genel Merkezi önünde Nakliyat-Ýþ Sendikasý yönetici ve üyeleri, DÝSK sendikalarýndan yöneticiler ile birlikte bir basýn açýklamasý yaptýlar. “Borusan Lojistik’te Ýþçi Kýyýmýna Son, Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn”, “Ýþçilerin Birliði Sermayeyi Yenecek” yazýlý pankartlarý “Borusan Lojistik’te Ýþçiler Sendikalý Oldu Ýþten Atýldý”, “Yaþasýn Borusan Lojistik Direniþimiz”, “Sendika Hakkýmýz Söke Söke Alýrýz”, “Ýþçilerin Birliði Sermayeyi Yenecek” yazýlý dövizler taþýdýlar. Basýn açýklamasýný DÝSK Genel Baþkan Yardýmcýsý ve NakliyatÝþ Sendikasý Genel Baþkaný Ali Rýza Küçükosmanoðlu yaptý. Küçükosmanoðlu, modern çaðdaþ iþveren profili çizmeye çalýþan Borusan’ýn iþçilerin anayasal haklarýný kullanmalarý sözkonusu olduðunda sendika düþmaný bir tavýr alarak önce 11 daha sonra ise 25 sendika üyesi iþçiyi, performans düþüklüðü gerekçesiyle iþten attýðýný belirtti. Küçükosmanoðlu,Borusan Lojistik’teki bu iþçi kýyýmýna sendika olarak sessiz kalmayacaklarýný ve iþçiler yasal haklarýný elde edinceye kadar Borusan Lojistik’in tüm iþletmelerini mücadele ve direniþ alaný haline getireceklerini söyledi. Ýþten atýlan iþçiler geri alýnýncaya kadar ve anayasal haklarý olan sendikalaþma hakkýna saygý gösterilinceye kadar Tuzla’daki depolar önünde direniþ çadýrý kurarak mücadeleyi sürdürme kararýnda olduklarýný belirti.
BORUSAN Ýþçileri Çadýr Kurdu 01.06.2012 orusan Lojistik’te Nakliyat-Ýþ Sendikasý’na üye olan 25 iþçi fabrika önünde çadýr kurdular.
B
Ýþten atýlan 25 iþçi, ( Cuma 01 Haziran) Tuzla Deri Organize Sanayi’deki Borusan Lojistik önünde çadýrlarýný kurarak, iþten atýlan iþçiler geri alýnýp, sendikal haklarýný geri alýncaya kadar mücadele edeceklerini belirtiler. (1 Haziran Cuma) Borusan Lojistik iþçileri ve Nakliyat Ýþ Sendikasý yöneticileri,saat 11.30’da Tuzla Deri Organize Sanayi çýkýþý TEM Giþeleri önünde toplanarak “Borusan Ýþçisi Köle Deðildir”, “Ýnadýna Sendika Ýnadýna DÝSK”, “Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn”, “Sendika Hakkýmýz Söke Söke Alýrýz” sloganlarýyla Borusan Lojistik çevresinde yürüyüþ yaptýlar. Borusan Lojistik binasý önünde basýna açýklama yapan DÝSK Genel Sekreteri ve Birleþik Metal Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Adnan Serdaroðlu; iþçilerin “performans düþüklüðü” gerekçesiyle iþten atýldýðýný belirtti. Serdaroðlu; “Hükümetin son uygulamalarýyla birlikte faþizmin son noktasýna ulaþýldýðýný ifade ederek “Kürtlere saldýrýyorlar, emekçilere saldýrýyorlar, demokratik talepleri dile getirenlere saldýrýyorlar. Dahasý nerede bir iþ kolu geliþmeye yüksek karlar getirmeye baþlýyorsa orada sendikalaþmayý yasaklýyorlar” dedi. Nakliyat-Ýþ Genel Baþkan Yardýmcýsý Ali Rýza Küçükosmanoðlu’nun kýsa konuþmasýndan sonra Borusan Lojistik Deposunun arka tarafýna çadýr kurulmasýna baþlandý.
Eylem Çadýrý Holding Önüne Taþýdý 08.06.2012 şçiler,1 Haziran günü Borusan Lojistik’in Þekerpýnar Deposu’nda çadýrlarýný kurarak burada eylemlerini baþlatmýþlardý.
i
Borusan Lojistik, 25 iþçinin atýlmasýndan sonra iþten çýkarmalar sürüyor. Çalýþan iþçilere de patron tarafýndan daha fazla baský uygulanmaya, tehditlerle sendikadan istifa etmeye zorlanmaya baþlandýðý belirtiliyor. Borusan,6 Haziran’da 14 iþçiyi, 7 Haziran’da ise 2 iþçiyi daha iþten çýkardý. Nakliyat-Ýþ Sendikasý, iþçilerin anayasal haklarýný kullandýklarýný ve iþten çýkarmalarýn yasal olmadýðýný söyledi. NakliyatÝþ Sendikasý iþten atýlan iþçilerle birlikte bu kez de Baltalimaný’nda bulunan Borusan Holding önüne eylem çadýrýný kurdu.
8 Haziran günü öðle saatlerinde pankartlarý, bayraklarý ve sloganlarýyla Borusan Holdin önüne gelen iþçiler, anayasal haklarý olan sendikaya üye olmalarýna saygý duyuluncaya, iþlerine geri dönünceye kadar eylemlerini sürdürme kararlýlýklarýný bir kez daha belirttiler. Basýn açýklamasýnda DÝSK Genel Baþkan Yardýmcýsý ve Nakliyat-Ýþ Sendikasý Genel Baþakaný Ali Rýza Küçükosmanoðlu, Borusan Lojistik’te iþten atýlan iþçilerin sayýsýnýn 41’e yükseldiðini ve iþçilerin sendikalarýndan istifa etmeleri için uygulanan baskýnýn ve tehditlerin bir iþe yaramadýðýný belirtti.
Aya Ýrini’de Ýþçilerin Protestosu 12.06.2012 Kültür sanat etkinliklerinde sponsorluðu yapmasýyla tanýnan Borusan Holding’e baðlý Borusan Lojistik’in iþten attýðý 41 iþçi, 11 Haziran günü Aya Ýrini’de Ýstanbul 40. Yýl Klasik Müzik Konseri sýrasýnda “Borusan Ýþçi Kýyýmýna Ortak Olma, Borusan’ý Boykot Et!” çaðrýsýyla müze önünde eylem yaptý. Daha iyi çalýþma koþullarý ve iþe geri alýnmalarý için mücadele eden iþçiler, Ýstanbul 40. Klasik Müzik Konseri’nin önünde eylem yaptýlar. Sultanahmet’deki Aya Ýrini Müzesi’nde Borusan Holding’in sponsorluðunda düzenlenen Ýstanbul 40. Klasik Müzik Konseri’nin yapýldýðý 11 Haziran Pazartesi akþamý Borusan Lojistik iþçileri Müze Giriþinin bulunduðu meydanda “Borusan Lojistik’te Ýþçi Kýyýmýna Son Yaþasýn Borusan Lojistik Direniþimiz” yazýlý pankart, sendika önlükleri ve bayraklarýyla bir araya geldiler. Borusan Lojistik iþçileri, Aya Ýrini Kilisesi önünde oldukça kalabalýk bir polis ve özel güvenlik ekibiyle karþýlandý. Eylem boyunca ajitasyon konuþmlarý yapan iþçiler “Borusan Lojistik Ýþçisi Köle Deðildir”, “Borusan Lojistik’te Ýþçi Kýyýmýna Son”, “Ýþçi-Sendika Düþmaný Borusan Lojistik”, “Ýþçi Kýyýmýna Ortak Olma, Borusan’ý Boykot Et”, “Yaþasýn Borusan Lojistik Direniþimiz”, “Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn!”, “Sendika Hakkýmýz Engellenemez!”, “Borusan’a Sendika Girecek Baþka Yolu Yok”, “Sendika Hakkýmýz Söke Söke Alýrýz” sloganlarý attýlar. Konuþmalarýn ardýndan iþçiler bir süre halay çekti. Konserin daðýlmasýný beklerken de kendileri baðlama çalarak ve emekten yana türküler söyleyerek Klasik Müzik Konseri’ne alternatif bir etkinlik yaptýlar.
Borusan Kültür Sanat İşgal Edildi 20.06.2012 orusan Holding baðlý lojistik firmasýnda çalýþan 41 iþçi iþten çýkartmasýyla baþlayan Nakliyat-Ýþ üyesi iþçiler Borusan’ýn Kültür Sanat binasýný iþgal ettiler. Taksim Ýstiklal Caddesi üzerinde bulunan Borusan Kültür Sanat binasýna çýkan iþçiler “Borusan’da Ýþçi Kýyýmýna Son” pankartý açarak binanýn camýndan slogan attýlar. Borusan Lojistik iþçileri, bugün (20 Haziran) saat 11.00 civarýnda Borusan Kültür Sanat binasýna girerek iþgal ettiler. Borusan Kültür Evi’nde üst katta balkonlara ve pencerelere çýkan Borusan iþçileri, balkondan “Borusan Lojistikte Ýþçi Kýyýmýna Son, Yaþasýn Borusan Direniþimiz” pankartý açtýlar. Pencere ve balkondan sürekli slogan atan iþçiler, “Yýlmayýz, Yýkýlmayýz, Buradayýz”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak” sloganlarýný attýlar. Borusan iþçilerine iþten çýkartýlan BEDAÞ iþçileri binanýn önünde durarak destek oldular. Borusan Lojistik’in sorunu çözünceye kadar buradan ayrýlmayacaklarýný söyleyen iþçiler için binanýn dýþýnda çevik kuvvet ve TOMA araçlarý, itfaiye ve ambulans hazýr bekledi. Saat 14.00 civarýnda Sendika yöneticileri ile Borusan yöneticileri arasýnda süren görüþmelerin ardýndan, Borusan yönetimi Cuma 11.00’de sorunun çözümü için randevu verdi. Ýþçilerle birlikte içerde olan DÝSK Genel Baþkan Yardýmcýsý Nakliyat-Ýþ Genel Baþkaný Ali Rýza Küçükosmanoðlu basýna açýklama yaptý. Küçükosamanoðlu; daha önce Borusan þirketini uyardýklarýný Borusan’ýn her alanýnda eylemlerini sürdürecekleri sözünü hatýrlatarak, “mücadelemizin talepleri, iþten atýlan 41 iþçi arkadaþýmýzýn iþlerine geri alýnmasý ve Borusan’nýn sendikal haklara saygýlý olmasý.” Küçükosmanoðlu sözlerini þöyle sürdürdü. “iþçi sýnýfý tarihe ve sanata saygýlýdýr ama sermayenin ve patronlarýnýn iþçi sýnýfýna zulmüne karþý direniriz. Biz bu yola çýktýðýmýzda tutuklanmak gözaltýna alýnmak výz gelir bize, çünkü bu dava iþçi sýnýfýnýn davasýdýr. Bu dava iþçi sýnýfýnýn gelecek davasýdýr.” dedi. Küçükosamanoðlu, “Borusan yöneticileri ile yapýlan görüþmelerde Cuma günü saat 11.00’a kadar bu sorunu halledecekleri sözünü verdiler. Temennimiz Cuma günü bu sorunun çözümlenmesidir.” dedi.
B
Uluslararası Birleşik Mücadele Deneyimleri
Sayı 13 / Haziran 2012
5
19 EYLÜL ULUSAL KONFEKSÝYON ÝÞÇÝLERÝ SENDÝKASI (MEKSÝKA) Kendiliðinden örgütlülükler, konut sorunlarýnýn çözülemediði 1987 yýlýnda düzenli platformlara dönüþtürülmüþtür. Mahalle örgütlülükleri 600 bin kiþiyi kapsayan imza ve anket eylemlilikleri düzenlemiþtir. Bu süreçte mahalle meclisleri (Assem- bly of Nighborhood) oluþturulmuþtur. Böylece 19 Eylül sendikasý kurulmuþtur. Sendikanýn temelini kayýt dýþý konfeksiyon sektöründe çalýþan kadýn iþçilerin örgütlenmesi oluþturmuþtur. Çünkü bu sektörde çok küçük yaþta çalýþan, hiçbir yasal hakký olmayan, berbat koþullarda çalýþmak zorunda kalan birçok kadýn vardýr. Deprem sonrasý insanlar evsiz ve iþsiz kalmýþtýr. Artçý depremler tekstil atölyelerinin yoðun olduðu San Antonio Abat bölgesini yýkmýþtýr. Bu bölgede 800 atölye yýkýlmýþ, 1600 kadýn iþçi ölmüþ ve 50 binin üzerinde tekstil iþçisi iþsiz kalmýþtýr. Deprem kurtarma çalýþmalarýnda iþ yeri makinelerini ve para kasalarýna öncelik verilmesi sonucu can kaybý çok olmuþtur. Bu süreç 1911 yýlýnda San Francisco’da ki konfeksiyon yangýnýna benzemektedir. Meksikalý kadýnlara sadece konfeksiyon iþçilerinden deðil, diðer iþ kollarýndaki iþçilerden, sol gruplardan, kilise gruplarýndan vb. para yardýmý gelmiþtir. 19 Eylül Sendikasý’nýn temel istemi, ölüm ve iþsizlik tazminatýdýr. Bir ay gibi kýsa bir sürede 18 atölyeden 5 bin kadýn örgütlenmiþtir. Çeþitli eylemlikler sonucunda uzun yýllardan sonra tanýnan ilk baðýmsýz sendika olmuþtur. Bir yýl içinde tazminatlarýn %80’i alýnmýþtýr. Sendikanýn temel talepleri toplu iþ sözleþmelerinde enflasyonun ücrete yansýmasý, günlük 9 saat çalýþma, standart asgari ücret ve iþverenlerin kreþ açmasý olmuþtur. 19 Eylül Sendikasý, üyelerine diðer iþ kollarýndaki iþçilerin mücadelelerini de aktarmaktadýr. Sendikal mücadelenin politik bir mücadele olduðu kavratýlmaya çalýþýlmaktadýr. Okuma-yazma ve temel eðitim kurslarý verilmektedir. 1987 yýlýnda bizzat sendika, çocuk bakým merkezi ve kadýn kliniði kurmuþtur.
BREZÝLYA TOPRAKSIZ KIR ÝÞÇÝLERÝ HAREKETÝ (MOVÝ MENTO DOS TRABALHATORESRURAÝS SEM TERRAMST) MST, yerleþim birimlerinde üyelerin aktif katýlýmýna dayalý, gönüllülüðü temel alan ve kolektif bir yaþam oluþturmayý hedefleyen bir harekettir. Ýþgal edilen topraklarda üretim, koþullara baðlý olarak, özel veya kolektif olarak gerçekleþtirilmiþ, elde edilen gelir ortak kullanýma açýlmýþtýr. Çiftçi Kooparatifleri sistemi (Sistama Cooperativistados Assentados – SCA) adý verilen kooperatifler, Brezilya Tarým Reformu Kooperatifleri Konfederasyonu (Confederecao Dos Cooperativios De Reforma Akraria Do Brasil – CONRAP) ‘no oluþturmaktadýr. Ekonomik ve politik yönü olan bu kooperatifler ortak yaþam ile özel mülkiyet arasýnda bir çeliþki yaratmaktadýr. Yeni bir toplumun bireylerini yaratmak için iç eðitim sistemine önem verilmiþtir. MST, ‘hepimiz birer önderiz’ anlayýþýndan hareketle üyelerinin katýlýmýna dayalý bir demokrasi anlayýþý oluþturmuþtur. Ýþgal sonrasý kurulan kamplar yeni bir toplum okulu olarak görülmektedir. Bunlara ek olarak alternatif týp yöntemleri ve organik gýda üretimi hayat geçirilmektedir. MST’nin toprak reformu talebi, Brezilya’da ki iþçi ve köylülerin ortak mücadelesinde anlam kazandýðý için devrimci bir içerik kazanmaktadýr. Bu yüzden yoðun bir devlet baskýsý ve toprak sahiplerinin silahlý çetelerin saldýrýlarýna maruz kalmýþtýr. Bu saldýrýlar sonucunda 1500’den fazla aktivisti öldürülmüþtür. Yeni proleterleþtirme sürecinde köylülerin hýzla mülksüzleþtiði ve iþsizliðin yoðun yaþandýðý bir ülke olan Brezilya’da klasik sendikal anlayýþýn dýþýnda geliþen hareket, farklý coðrafyalardaki köylüler için bir esin kaynaðý oluþturmaktadýr. Kaynak: 1. Bölge Çalýþtayý
6
Sayı 13 / Haziran 2012
YETER ARTIK M
art,Nisan,Mayýs derken Haziran oluverdi.Dönüp geriye baktýðýmýzda ne kadar acý ne kadar katliam yaþamýþýz ve hala yaþamaya devam ediyoruz.Bütün bu acýlarýn nedeni içinde yaþadýðýmýz kapitalist sistem olduðunu biliyoruz.Bu topraklarda uzun yýllardýr sýnýf savaþý iç savaþ düzeyinde sürüyor.Bu kadar çok katliamýn nedeni de bu.Eskisi gibi yönetemeyen burjuva sýnýf ve eskisi gibi yönetilmek istemeyen yoksul halklar ve iþçi sýnýfý, kýyasýya bir savaþa tutuþmuþ.Yönetemeyen eðmemen sýnýf varlýðýný sürdüre bilmek için her türlü katliamý yapmaktan,zora baþ vurmaktan baþka yöntemi kalmadý.Onlarca yýldýr Türkiye ve Kürdistan emekçi halklarý her gün yeni bir katlama maruz kaldý ve tarihimizdeki katliamlar sayýlamayacak kadar çok.Faþist devlet bu katliamlara dayanarak bu güne kadar varlýðýný sürdürdü.buna karþýn her katliam ezilen,sömürülen ve hayatta kovulan emekçi halklarý sindiremedi aksine daha da öfkesini bileyerek daha güçlü burjuvazinin karþýsýna çýkardý.Öyle ki dün yüzlerle,binlerle savaþ alanýnda olan emekçiler bugün yüz binler hatta milyonlar olarak savaþ alanýna indi.Faþist devlet bu katliamlarý önceden tasarlayarak ve bizzat planlayarak uygulamaya koyuyor.Daha sonrada kendini temize çýkartmanýn yollarýný arýyor,tamda bu aþamada reformist ve oportünistler politikalarýyla imdada koþuyorlar.Nasýlýmý?Þöyle ki!derin devlet,kirli savaþ vb.vb.Derin devlet söylemi en hafif tabirle devletin bir kýsmýnýn iyi olduðu,ancak içinde bazý kurum ve kiþilerin kötü olduðunun söylemekten baþka nedir?Oysaki bu devlet bütün kurumlarýyla faþisttir. Bu topraklarda uzun yýllardýr sýnýf savaþý var,kirli savaþ söylemi de doðru bir söylem deðil.Çok uzaða gitmeye gerek yok sanýrým 2007 yýlýnýn sonlarýna doðru baþlayan Ergenekon operasyonlarý takip eden yýllarda 12 eylül 1980 faþist anayasasýnýn deðiþtirilmesi ve buna benzer bir çok aldatmaca.iþte bugün demokratik anayasa hazýrlanmasý bunlarýn hepsi aldatmacadan baþka nedir?ve bunlarýn hepsini ortalama solla yapýyorlar.Oysaki her yeni yasa burjuva sýnýrlarý aþan emekçileri yeniden burjuva sýnýrlara çekmekten baþka ne iþe yarar.2 Temmuz 1993 Sivas madýmak otelinde yaþanan katliam,bizzat devlet eliyle dinci gerici faþist güruha yaptýrýlan olayýn kendisi bile tek baþýna devletin karakterini ortaya koymaya yeter.Olay karþýsýnda ortalama solun tavrý da ne diyorlar ;madýmak müze olsun,failleri yargýlansýn,firari sanýklar bulunsun vb. Peki bunlarý kimden istiyorsunuz,katliamý yapan bu faþist devlette.Bu isteklerinizi yapacak olsa bu katliamý yapmazdý.Ancak bizi aldatmaya ve oyalamaya dönük bir tiyatro sergilemekten baþka.Halklarýn katilinden kendini yargýlanmasý bekleniyor.Yine Roboski’de yaþananda bunun bir benzeri,yaþamýný kaçakçýlýkla kazanan insanlarýn üzerlerine uçaklar bomba yaðdýrmýþ 34 tane kürt genci öldürülmüþtü.Sonrasýnda faþist devlet komsuyolar kurarak olayýn nasýl meydana geldiðini ortaya çýkaracaktý ne oldu ortaya çýkarmak yerine üzerini kapattýlar.Oysa ki olay bütün çýplaklýðýyla ortada,devlet tarafýnda planlý bir þekilde hayata geçirilmiþ ve bu kürt halký tarafýnda biliniyor.Yani bizi her gün katleden devlette bizim çýkarýmýza karar çýkmasýný beklemek kadar safça bir düþünce olamaz.Egemenlerden iktidarý istemek yerine bizim ortalama sol kýrýntý istemekle yetiniyor.Sýnýflý toplumlarda sýnýf savaþlarý vardýr,ezenle ezilen sürekli savaþ halindedir.Sýnýflardan biri yenilmedikçe bu savaþ sürecektir,iþçi sýnýfý yenilse de kendini toparladýðý andan itibaren yeniden savaþa giriþecektir.sömürü düzeni var oldukça mücadelede kaçýnýlmazdýr.burjuvalar yenildiðinde yok olup gidecektir.Bunun içindir ki biz sömürülenler olarak iktidarý en baþa koyarak mücadele etmeliyiz.Baþka türlüsü mümkün deðil,kazanýlmýþ haklarýmýz korumakta hak alma mücadelesi de kalýcý olmaz.Ancak ve ancak iktidarý aldýðýmýzda kazanýlmýþ olaný koruya bilir ve geliþtire biliriz.Ýktidarý hedeflemeyen hiçbir mücadele zafer yüzü göremez,ancak iktidar için mücadele edersek kazanýrýz.Bütün dünyanýn emeðin olmasý ,zindanlarýn yýkýlýp tutsaklarýn özgürleþmesi,kürt ulusunun kendi kaderini tahin hakýný elde etmesi için iktidar hedefiyle mücadele etmeliyiz. Ýþçi sýnýfý olarak artýk iktidarý istemeliyiz.
Savaþa Sürülecek Binlerce Emekçi İnsanýn Çocuðuna İhtiyaç Var
R
.T. Erdoðan’ýn “kürtaja karþýyým, her kürtaj bir Uludere’dir” sözlerini duyduðum zaman hissettiðim öfkeyi, kini- artýk adýna ne denirse, bana kalsa o duygularý anlatacak kelime yok-bir þekilde paylaþmam gerekiyordu. Benim de aklýma yazmak geldi. Çok bilmiþ R.T. Erdoðan’ýn “her kürtaj bir Uludere’dir “sözüyle Uludere’nin bir cinayet hem de bilinçli yapýlmýþ bir katliam olduðunu istemeden de olsa aðzýndan kaçýrmasýný bir yana býrakýyorum. Elbette bir yana býrakýlacak bir konu deðil Uludere ama bu yazýda kürtaj, sezeryan, çocuk doðum ve kadýn saðlýðý gibi konularla ilgili düþüncelerimi ifade etmek istiyorum. Erdoðan aile planlamasý gibi yöntemlerin ve sezeryanla doðumun bu ülkenin nüfusunu azaltmak için yapýlan sinsi planlar olduðunu söylüyor. Ne de olsa etrafýmýz bin bir düþmanla dolu ve iþleri güçleri yok bu ülkenin nüfusuyla ilgileniyorlar. Baþka dertleri kalmadý…Bunu da bir yana býrakalým R.T. Erdoðan gerçekten bu ülkenin nüfusunun azalmasýndan endiþe duyuyor mu acaba?Belki duyuyordur, nasýl olsa askere gönderilecek,savaþa sürülecek binlerce emekçi insanýn çocuðuna ihtiyaç var. Bunu saðlamak için ülkenin nüfusu azalmasýn istiyor olabilir. Bunu da bir kenara koyduktan sonra R.T.Erdoðan’ýn bu sözleri kadýnýn ancak alýnýp satýlabilen bir mal olduðunu ve dolayýsýyla sahibi ne istiyorsa onu yapmasý gerektiði düþüncesini açýða vuruyor. Binlerce emekçi insan gibi kadýn da burjuvazinin malý ve sevgili burjuvalarýmýz çok çocuk doðurmasýný istiyor kadýnlarýn. Nasýl olsa kadýnlar sadece çocuk doðurmak, eve kapanýp ev iþleri yapmak ve erkeðin hizmetçiliðini yapmak zorundalar. Kadýnýn karnýndan sýpayý sýrtýndan sopayý eksik etmeyeceksin(!)Ýþiniz gücünüz ne caným doðurun çocuk, bakýn zaten ülkenin nüfusunu azaltmak için oyunlar oynanýyor boþa çýkarýn o oyunlarý…Zaten eskisi gibi çocuk bezi de yýkamýyorsunuz, baðlýyorsunuz hazýr bezi kirlenince de atýyorsunuz… Ýþiniz de kolay caným artýk…Siz doðurun sadece, doðururken de bir çocuðu dokuz ay karnýnda büyütmek bir kadýný ne kadar yýpratýr hiç düþünmeyin. Fizyolojik ve psikolojik olarak saðlýðýnýz nasýl etkilenir bunlarý takmayýn. Hele ki çok doðum yapmak kadýn bedenini, saðlýðýný ne hale getirir boþverin canýýým..Þimdi size soruyorum gebelik hipertansiyonu, gebelik diyabeti gibi þeyler duydunuz mu?Tamam diyelim ki bunlar herkeste görülmeyebilir. Peki, hamilelik süresince vücudunuzdaki tüm depolarýn boþaldýðýný ve bundan kaynaklanan sorunlarý gidermek için yeterli, dengeli ve iyi beslenin denildiðini duydunuz mu? Hamilelik sýrasýnda ya da sonrasýnda diþ çürüklerinin arttýðýný ya da ortaya çýktýðýný duydunuz mu ya da dikkat ettiniz mi? Yetersiz beslenme hem anneyi hem de bebeði etkiliyor. Taa bebeðin doðumundan önce baþlýyor ve sonra da devam ediyor. Ayrýca önemli hastalýklara da neden oluyor, kalp-damar hastalýklarý, kanser gibi… Beslenme yetersizliði nedeniyle pek çok kadýn gebelikten önce , gebelik sýrasýnda ve sonrasýnda ölümle karþý karþýya kalýyor. Burjuvazinin tabiriyle “geliþmekte olan ülkelerde” misal Türkiye’de gebe kadýnlarýn yarýsýndan fazlasýnda demir eksikliði anemisi halk dilinde kansýzlýk, iyot eksikliði, vitamin eksiklikleri görülüyor. Anemi ve diðer sorunlar da bebek ve anne ölümlerine neden oluyor ya da dünyaya daha doðumdan itibaren saðlýksýz bireyler gelmesine yol açýyor. Peki beslenme bu kadar önemliyse beslenebiliyor mu ki bu kadýnlar doðurdukça doðursunlar? Þu bir
gerçek ki bu ülkede milyonlarca insan açlýk sýnýrýnda hatta aç. Bulgur ile tarhana fakirlik bizden yana… Dolayýsýyla beslenemiyoruz. Kansýzlýk olmamasý için kýrmýzý et yemek gerek. Kaçýmýzýn sofrasýna haftada bir kýrmýzý et geliyor? Eminim ki birçoðumuz yemek bir yana görmüyoruz bile, belki kasap vitrinlerinde… Durum böyle iken çýkacaksýn utanmadan çocuk doður aile planlamasý yapma diyeceksin… Görüldüðü gibi çocuðun geleceðini, nasýl büyütüleceðini hesaba katmýyorum bile. Neyse R.T.Erdoðan’dan da kadýnýn saðlýðýný düþünmesini beklemem zaten. Gelelim sezeryanla doðuma… Evet sezeryan gerçekten de doðum için riskli ve zor bir yöntem. Bir kadýn için normal doðum en saðlýklý olan. Ancak normal doðum yapamayacak olan kadýnlar da var. Fizyolojik olarak ya da anatomik olarak normal doðuma uygun deðil. Bu durumda ne yapalým? Eskiden, ebem dedem çaðýnda yapýldýðý gibi doðuma zorlayýp anneyi de bebeði de öldürelim mi? Býrak yapýlacak düþünülecek bir þey varsa bu konuda týp düþünsün. Bilmediðin konularda bari konuþma Erdoðan. Aile bakaný Fatma Þahin Erdoðan’ýn sözlerini toparlamak için bilimin gerektirdiði gibi yapýlacak her þey yapýlacak, kadýnlarýmýzý bilinçlendireceðiz demiþ. Eminim bilinçlendirirsiniz; aman ha aile planlamasý yapma bak ülkenin nüfusu artmasýn diye oyunlar bunlar mý diyeceksiniz? Kürtaj’a gelince Fatma Þahin kürtaj bir aile planlamasý deðil demiþ. Aile planlamasý gibi kullanýldýðýný ve çok ciddi bir artýþ olduðunu söylemiþ. Evet doðru söylüyor kürtaj bir aile planlamasý deðildir. Ancak bunu söylerken bir þeyi dikkate almak gerekir, toplum aile planlamasýný biliyor mu, doðru kullanýyor mu? Devlet öðretiyor mu? Yoksa insanlar bilmiyor ve öðrenmeye geleni de bu sistemin deðer yargýlarýyla bakan hekimler, hemþireler azarlýyor, onlarla dalga mý geçiyorlar? Hepsinden de önemlisi kürtajdaki bu artýþ neden? Ýnsanlar geleceklerinden emin mi deðiller? Bu çocuðu büyütemeyeceklerini mi düþünüyorlar? Böyle düþünüyorlarsa bunun nedeni ne? Ýþte tüm bunlarý sorgulamak gerekiyor . Yoksa hiçbir kadýn caný istiyor diye kürtaj yaptýrmýyor. Birçoðu mecburiyetten, bakamayacaðý için yaptýrýyor. Yoksa o kadýnlar R.T.Erdoðan’dan Fatma Þahin’den daha iyi biliyorlar kürtajýn aile planlamasý yöntemi olmadýðýný. Hiçbir kadýn için kolay deðildir kürtaja karar vermek. Sadece o kadýnlar bilir kürtajdan kaynaklý fizyolojik ve psikolojik olarak çektiði acýyý… Sonuç olarak madem çok çocuk doður diyorsun o halde annenin ve çocuðun saðlýklý olarak yaþayabileceði koþullarý yaratmalýsýn devlet olarak. O çocuklarýn doðumundan itibaren geleceklerini saðlamalýsýn. En önemlisi de çocuðu var diye bir kadýnýn dört duvar içine hapsolmasýný engellemelisin. Madem ülkenin nüfusunu düþünüyorsun ve madem o çocuklar toplumun geleceði o halde çocuk sadece kadýnýn sorumluluðu, o bakar anlayýþýndan vazgeçmeli ve çocuk bakýmýný toplumsallaþtýrmalýsýn. Ama ben biliyorum ki bu saydýklarýmýn hiçbiri kapitalizm koþullarýnda olmaz. Tüm bunlar ve daha fazlasý ancak sosyalizmle mümkün olabilir… Ankara’dan Emekçi Bir Genç Kadýn
Tarým Bakanlýðýna Uðrayan RedHack Kaypakkaya’yý ve Emekçilerin Grevini Selamladý HABER - MRK -22.05.2012 RedHack gece yaptýðý eylemiyle “Süt’ü AK’layanlarýn Hayatýný Ha(c)klayacaðýz” diyerek Tarým Bakanlýðýna ait http://sgb.tarim.gov.tr/ - http://www.taryat.gov.tr - http://tarimsurasi.tarim.gov.tr” sitelerine siber saldýrý gerçekleþtirerek ,hackladý. Sermayenin iþbirlikçi iktidarý tarafýndan “akýllýca” bir proje imiþ gibi gösterilen “Okul Sütü Akýl Küpü” projesi kapsamýnda ilköðretim okullarýnda haftanýn 5 günü süt daðýtýmý yapýlýyor. Bunun çocuklar için deðil ama ihaleyi alan süt tekelleri için can kurtaran bir proje olduðu açýk. Ýhaleyi alan belli baþlý tekeller ellerinde patlayan ihtiyaç fazlasý süt ürünlerini ilk elden daðýtarak 10 binlerce öðrencinin zehirlenmesine neden oldu. Yapýlan tartýþmalarda sermayenin iþbirlikçi sözcüleri sütün zehirli olmadýðýný, bozulmadýðýný iddia ederek, zehirlenenlerin sütten zehirlenmediði konusunda atýp tuttular. Sonuç olarak milyarlarca liraya mal olan projede emekçi çocuklarýnýn zehirlenmesi veya zehirlenmemesi onlarýn umurunda bile deðil. Asýl mesele bu proje ile süt tekellerinin karýna kar katmak olunca zehirlenen onbinlerce emekçi çocuðunun pek önemi yok. RedHack’erler daha öncede süt tekellerine yönelik siber saldýrý düzenleyerek süt tekellerinin sitelerini hackledi. Bugün yaptýðý eylem ile sermayenin iþbirlikçi hükümetinin Tarým Bakanlýðýna ait siteleri hackleyerek eylem gerçekleþtirdi. Bu eylemi öncelikle 1973’yýlýnda iþkencede katledilen Ýbrahim Kaypakkaya’ya atfen yaptýklarýný açýklayan Hackerler 23 Mayýs’ta kamu emekçilerinin eylemine de katýlým çaðrýsý yaptý. RedHack yaptýðý açýklamada “Bak Mehdicim; sen ve senden onceki aðabeylerin emperyalizmin ekonomi politikalarýný, tarima ve hayvancýlýða getirilen kotalarý savunarak köylülüðü, tarýmý katletmeseydi bugün her çocuk zaten süt içebilecekti.. Sen ükeyi biz emekçilere býrak yeterki, merak etme resimde gördüðün gibi bizim
çocuklarýmýz kendi pastasýný bile kendi yapar ;)) sen kafaný yorma Mehdi baþkan ;) Gözümüz üstünde bay Mehdi Eker. Unutma sizin cemaatiniz varsa bizim de iþçilerimiz, köylülerimiz, emekçilerimiz var! Süt’ü AK’layanlarn Hayatýný Ha(c)klayacaðýz! Bu eylemi; hayatýný köylü mücadelsine adamýþ ve 18 Mayis 73’te iþkencede katledilen önder Ýbrahim Kaypakkaya’ya adýyoruz!.. Ayrýca bu vasttayla herkesi 23 Mayis’taki Emekçilerin grevine davet ediyoruz! 23 Mayýs’ta grevdeyiz Ve biran once Haziranda 26 bin öðretmen atamasý yapýliýrsa MEB’e saldýrmak zorunda kalmayýz ;) Yaðma yok artýk RedHack var!” denildi. Ayrýca “Savci Hakan’a artik selam gondermiyecegiz, kustuk ona, biraksana cocuklari ayip ediyorsun yaa.. bak kotu olacaz sonunda.. ;) Ama su istanbul’daki bilisime selam cakiyoruz, adamlarin ses felaket ha ;)” dedi.
Sayı 13 / Haziran 2012
TARÝHÝN TANIKLIÐINDA ÝLERÝ
ANTEP’TE 15- 16 HAZÝRAN EYLEMÝ
ANTEP – 15.06.2012 970’te çalýþma yaþamýnda ve temel sendikalar mevzuatýnda düzenlemeler yapýlarak iþçilerin sendika seçme özgürlüðü önemli ölçüde kýsýtlanarak, sendika deðiþtirme durumlarýný ortadan kaldýrýlmaya çalýþýlmýþtý. Kanunlaþan tasarý esas olarak Türk-iþ ten DÝSK’e iþçi akýþýný önlemeyi amaçlamaktaydý. Bu durma tepki göstermek için iþçiler iki gün boyunca merkezi Ýstanbul olmak üzere çevre illerde ayaklanma yaratmýþlardý. Türkiye iþçi sýnýfý tarihinde önemli bir yere sahip olan 15– 16 Haziran iþçi ayaklanmasý her sene iþçi sýnýfý tarafýndan bu ayaklanmaya sahip çýktýklarýný göstermek için eylemliliklerle anýyor. Bu sene de iþçi sýnýfý ,15–16 Haziran’da alanlardaydý. Antep’te de DÝSK bölge temsilciliði tarafýndan 15 Haziran saat 13.30’da Kýrkayak Parký’nda toplanarak Yeþilsu Parký’na
1
doðru yürüyüþ ve basýn açýklamasý gerçekleþtirildi. Kýrkayak’ta toplanan kitle çýplak ayaklarla Yeþilsu Parký’na doðru yürüyüþe geçerken “ Zafer Direnen Ýþçilerin Olacak” “Baskýlar Bizi Yýldýramaz”, “ Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” “ Ýþçilerin Birliði Sermayeyi Yenecek” sloganlarýný attýlar. Yeþilsu Parký’na gelindiðinde Gaziantep DÝSK Bölge Temsilcisi Nihat Bencan son dönemde iþçi sýnýfýna yönelik baský ve hak gasplarýna deðinerek uzun yýllar içerisinde birçok deðiþiklik olduðuna ancak açlýk iþsizlik, sefalet ve yaþamsal sorunlarýn deðiþmediðine vurgu yaptý. Ardýndan iþçi ve emekçilerin bu yükselen saldýrý ve hak gasplarýna karþý direneceðini dile getirdi. Eyleme KESK ve Sendikal Güç Birliði Platformu bileþenleri destek verdi.
Soda Ýþçilerinin Grevi Sürüyor MERSÝN – 14.06.2012 Mayýs günü greve çýkan Petrol Ýþ üyesi Soda iþçilerinin grevi devam ediyor. Ýþveren ile sendika arasýnda süren toplu sözleþmelerde anlaþma saðlanamamasý üzerine iþçiler taleplerini kabul ettirmek için grev kararýna uyarak eyleme geçtiler. Ýþçilerin grevi sürerken Petrol iþ yöneticileri iþçileri ziyaret etti. Ýþçileri ziyaret eden yöneticiler arasýnda Genel Baþkan Mustafa
18
Öztaþkýn, Gen.Mal. Sekr. Ýbrahim Doðangül Gen.Ör.Eðt.Sekr. Nimetullah Sözen ve Adana Petrol iþ sube yöneticileride yer aldý. Þiþe Cam Grubuna ait olan Soda, Kromsan ve Tuz iþletmeleri iþvereni ile petrol Ýþ Sendikasý arasýnda 17 Ocak’ta baþlayan TÝS görüþmeleri 8. Oturumda sosyal haklarýn iþveren tarafýndan kabul edilmemesi üzerine sendika grev kararý aldý. Alýnan grev kararý üzerine iþyerinde greve gidildi.
TPE iþçileri: “Tazminat Deðil, İþe Geri Dönmek İstiyoruz” HABER MRK – 16.06.2012 ürk Patent Enstitüsü’nde taþeron þirkette çalýþýrken iþten atýlan Sosyal iþ üyelerinin açtýðý iþe iade ve muvazaa davasý sonuçlandý. Yargýtay 9. Hukuk Dairesi tarafýndan da onanan kararla asýl iþveren olan Türk Patent Enstitüsü’ne iþe iadesine karar verildi. Yargýtay’ýn verdiði bu karar, benzer koþullarda çalýþan iþçiler için büyük önem taþýrken, taþeron þirketlerde çalýþan yaklaþýk 500 bin iþçiyi ilgilendiriyor. Sosyal-Ýþ Genel Baþkaný Metin Ebetürk, karara iliþkin kamuoyunu bilgilendirmek için bir basýn toplantýsý düzenledi. 16 Haziran’da Sosyal Ýþ Genel Merkezi’nde düzenlenen basýn açýklamasýna sendika yöneticileri ve Türk Patent Enstitüsü’nden iþten atýlan iþçiler de katýldý. Konu ile ilgili bir açýklama yapan Genel Baþkan Metin Ebetürk, iþçilerin iþten atýlmasýyla beraber yaþanan süreci kýsaca anlattý. Yargýtay 9. Hukuk Dairesi’nin iþe iade kararýný onadýðýný söyleyen Ebetürk, “Yargýtay 9. Hukuk Dairesi, kamuda taþeron þirketlerde çoðu muvazaalý biçimde çalýþtýrýlan 500 bine yakýn taþeron iþçi için emsal teþkil edecek bir karar vermiþ oldu. Taþeronda çalýþan ve haksýz bir biçimde iþten çýkarýlan 46 iþçinin, asýl iþveren olan kamu kurumuna iþe geri dönmesine olanak saðlayan mahkeme kararý böylece kesinleþti” þeklinde konuþtu.
T
Yargýtay kararýnýn teblið edilmesinin ardýndan, Türk Patent Enstitüsü’ne iþbaþý yapmak için baþvuruda bulunulduðunu söyleyen Ebetürk, Enstitü’nün, üyelerimizi iþe geri almak için Devlet Personel Baþkanlýðý’ndan görüþ istediðini belirterek, “ Önümüzdeki günlerde Türk Patent Enstitüsü’nün üyelerimize kadro tahsis edilmesi için Maliye Bakanlýðý’na baþvuruda bulunmasýný bekliyoruz.” dedi. Sendika üyelerin iþbaþý yapmasý için tüm gücüyle çaba harcayacaðýný söyleyen Ebetürk, “Bu noktada Maliye Bakanlýðý ve Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý’ndan üyelerimizin iþbaþý yapabilmesi için gerekli iþlemleri yapmalarýný bekliyoruz. Özellikle Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Sayýn Faruk Çelik’ten daha önce kamuoyuna yaptýðý açýklamalarýn gereðini yapmasýný, muvazaa kararýnýn uygulanmasý için gerekli çalýþmalarý gerçekleþtirmesini talep ediyoruz. Artýk kangren halini almýþ olan taþeron sorununun çözülmesi için adým atýlmasýný istiyoruz” þeklinde konuþtu. Ebetürk sözlerini þöyle tamamladý: “Bir kez daha 46 üyemizin iþbaþý yapabilmeleri için yetkili makamlara gerekli çalýþmalarý yapma çaðrýsýnda bulunuyoruz. Ýþyerinden gözyaþlarý içinde ayrýlan üyelerimizin davulla zurnayla düðün yapar gibi iþlerine geri dönmeleri için her türlü çalýþmayý gerçekleþtireceðimizi de kamuoyuna ilan ediyoruz” dedi.
Gündem...
1
5-16 Haziran Büyük Ýþçi Eylemi,tarihe býraktýðý büyük derslerle daima anýlacak.Bu topraklar üzerinde iþçi sýnýfýnýn istediðinde neler yapabileceðinin iyi bir örneðidir 15-16 Haziran.Bu ayaklanma hem sýnýfýn kendisine büyük bir güven vermiþtir hem de proletaryanýn öncülerine.Ýki gün boyunca fabrikalarýndan çýkarak Ýstanbul’un ve çevre illerin sokaklarýný dolduran iþçiler,polisin ve jandarmanýn tüm engellemelerine ve saldýrýlarýna karþý kararlýlýkla yürüyüþlerini devam ettirmiþler,ayaða kalktýklarýnda nasýl bir güç olduklarýný dosta düþmana göstermiþlerdir.Coþkun bir sel gibi akmýþ önlerine çýkan her engeli yýkarak ilerlemiþlerdir.Ta ki,burjuva sendikacýlar tarafýndan geri döndürülene kadar.. Bu gün iþçi sýnýfý,yine büyük eylemlilikler içerisinde.Büyük Tekel Eylemi’nden sonra yaþanan bir çok irili ufaklýeylem,sýnýfý daha büyük kavgalara hazýrladý.Tekel Eylemi’nde atýlan “Kavga Bitmedi Daha Yeni Baþlýyor” sloganý ,pratikte karþýlýðýný buldu.Tüm dünyada yaþanan geliþmelerle birlikte proleter sýnýf öne çýktý.Kapitalist sistemin küresel çapta yaþadýðý kriz artýk onu iflah olmaz bir noktaya getirdi;küresel ölçekte yaþanan ayaklanmalar,bir sýçrama anýnýn yaklaþtýðýný gösteriyor.Bunun da etkisiyle üzerinde yaþadýðýmýz topraklar deyim yerindeyse tam anlamýyla kurumuþ bir bozkýrý ifade ediyor;tutuþmak için küçük bir kývýlcýmý bekleyen bozkýrý.. Havayollarýnda,BEDAÞ’ta,Hey Tekstil’de ,Borusan’da baþlayan eylemler,yayýlma eðilimi gösteriyor.Öyleki sýnýfa güvenini tamamen yitirmiþ olanlar bile bu eylemlerle yeniden canlandýlar.Ýþçi sýnýfý harekete geçtiðinde toplumu bir bütün halinde hareketlendiriyor;hiç bir birey,hiç bir sýnýf,parti vb olduðu yerde kalamýyor.Tarihin diyalektiði böyledir çünkü;ya ileri olanla birlikte ileri gidersiniz ya da gerilersiniz.Sýçrama ve kopuþ anlarýnda kimse olduðu yerde durmayý sürdüremez,statükolarýný koruyamaz. Bugün nereye baþýmýzý çevirsek grevlerle,eylemlerle karþýlaþýyoruz.Bunlar belki hala daðýnýk;tek bir merkez tarafýndan yönetilmiyorlar;ama bunlarýn bir bileþke kuvvetinin ortaya çýkmasý pekala mümkün.Bu ancak,irili ufaklý bir çok eylem arasýnda mücadele birliði yapýlmasýyla mümkün olacaktýr.Mücadele birliði sayesinde ortaya çýkacak bileþke güç,ayrý ayrý süren eylemlerin hepsinden daha büyük ve yýkýcý bir etkiye sahip olacaktýr.Bunu baþarmanýn yolu ise iþçilerin,emekçilerin komite ve konseyler kurmasýdýr.Kendi öz örgütlülükleri olan komite ve konseylerde örgütlenen iþçi ve emekçiler,þimdi deðilse bile ileride sendikalarýn önlerine çýkaracaklarý engelleri aþabilecek ve daha ileri bir mücadeleye girmekte tereddüt etmeyeceklerdir;çünkü yaþam bizi buna zorluyor;çünkü yaþam biz iþçi ve emekçilerin önüne mücadele etmekten baþka bir seçenek koymuyor.Ya sermayenin çarklarý arasýnda sessiz sedasýz öðütülüp posamýzýn çýkarýlmasýna izin vereceðiz ya da insanca çalýþmak ve insanca yaþamak için dövüþeceðiz;ya ebedi küleler olacaðýz ya da zincirlerimizi kýrarak özgürleþeceðiz. Tarih tanýktýr;özgürleþince özgürleþtirmeyi baþarabildiðimize..Ohalde tarihin tanýklýðýnda Ýleri!
7
1 Mayýs, bize bir þey gösterdi. 1 Mayýs’ý bu yýl, Türk-Ýþ ve DÝSK farklý alanlarda kutladýlar. Böylece iþçi sýnýfý hareketi giderek mücadele içince birleþirken sendikal rekabetin ve klasik burjuva sendikal anlayýþýn bir sonucu ve esas olarak da iþbirlikçi uzlaþmacý devletçi sendikal anlayýþýn bir sonucu olarak ayrýþtýrýldý. Ortaya þöyle bir görüntü çýktý: Türk-Ýþ’le hareket eden sendikalar; AKP’nin arka bahçesi onun dümen suyunda olan sendikalar ve DÝSK ile hareket eden sendikalar; CHP’nin arka bahçesi ve onun dümen suyunda olan sendikalar. Daha da katagorileþtirirsek Türk-Ýþ sað, DÝSK sol tandaslý sendikalarý temsil ediyor gibi bir yanýlsama yaratýlmak istendi. Amaç sýnýfýn bir bölüðünü diðerinin karþýsýna koymak, devrime karþý, karþý-devrimin cephesine iþçi sýnýfýndan güç alarak güçlendirmek. Bunun sonucunu da geçerken belirtelim; sað sermayenin egemenliðini temel alan bir ideoloji iken sol emeðin egemenliðini temel alan bir ideolojidir. Sermayenin egemenliði kapitalist sisteme, emeðin egemenliði ise sosyalist sisteme tekabül eder. CHP, kapitalist devletin kurucusu olan bir partidir. Ulusalcý maskesi takmýþ ýrkçý þoven bir partidir. Ve “sol” düþünceye, sosyalist devrimci düþünceye sahip kitleler ve örgütler en çok da bu partilerin hükümetleri döneminde aldatýldýlar, kýyýmdan geçirildiler. Yakýn tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. Onlar sol gösterip sað vuruyorlar. “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek”ya da “Ne Þeriat Ne Darbe” gibi sloganlar bir aldatmaca deðilse bir yanýlsamanýn ürünüdür. Burjuva partiler arasýndaki fark sermayeye hizmet karþýlýðýnda elde ettikleri ayrýcalýklarý olabilir ancak.. Aralarýnda baþka bir fark aramak abesle iþtigal etmektir. Çünkü onlarýn varlýk amacý her ne pahasýna olursa olsun kapitalist özel mülkiyet sistemini ayakta tutmak ,sömürüden pay alarak yaþamlarýný sürdürmektedir. Ýþçiler bu yanýlsamaya düþmemelidir. 1 Mayýs,arkasýndan 6 Mayýs, 3 Haziran ve 15-16 Haziran anmalarý bize baþka bir þeyleri daha gösterdi. Geniþ emekçi kitleler köklü deðiþiklikler istiyor. Bu isteklerini de en radikal bir biçimde ortaya koyuyorlar. Ýþçiler, emekçiler sermaye sýnýfýnýn karþýsýnda kavgadan kaçmýyorlar, geri çekilmiyorlar, sinmiyor susmuyor tersine daha ileri gitmek istiyorlar. 15-16 Haziran büyük iþçi ayaklanmasý bize gösterdi ki daha ileri gidebilmek, sorunlarýmýzý köklü bir biçimde çözebilmek için kendimizi burjuva yasalarla sýnýrlamamalýyýz. Sendikal örgütlenmeyi küçümsemeden ama sendikal mücadeleye hapsolmadan sendikal ve siyasal mücadelenin diyalektiðine uygun davranmalýyýz. Ýþçi sýnýfýnýn her türlü burjuva ideolojisinden burjuva örgütsel iþleyiþinden baðýmsýz, iþçi sýnýfýnýn kendi öz örgütlenmeleri olan komite ve konseylerde örgütlenmeden iþçilerin ekonomik ve demokratik talepleri de dahil, kendilerini ilgilendiren her konuda söz ve karar sahibi olacak örgütlenmeleri yaratmadan kendi geleceðimizi kendi ellerimize almadan ne köklü deðiþiklikler yapabiliriz ne de yaptýðýmýz deðiþiklikler kalýcý olabilir. Bunun en somut kanýtý, 15-16 Haziran büyük iþçi ayaklanmasýdýr. 15-16 Haziran 1970’te iki gün süren büyük iþçi ayaklanmasýný devlet güçleri durduramadý. Tam tersine DÝSK ve DÝSK e egemen olan sosyal reformist, oportünist anlayýþ durdurdu. Buradan da anlaþýlýyor ki, iþçi sýnýfýnýn geleceði ne sendikacýlarýn iki dudaðý arasýndan çýkacak sözlere býrakýlabilir ne de sosyal reformist oportünist parti ve örgütlerin niyetlerine… Öyleyse ne yapmalýyýz? 1-Hiçbir mücadele biçimini küçümsemeden, reddetmeden ama hiçbir mücadele biçimini mutlaklaþtýrmadan sendikal ve siyasal mücadelenin diyalektik birliðini temel alarak devrim ve iktidar mücadelesini yükseltmeliyiz. THY’ de Grev haklarýný savunduklarý için iþten atýlan sýnýf kardeþlerimizin yanýna koþmalý, onlarla dayanýþma içinde, mücadele birliði içinde olmalý, onlara komite ve konseyler biçiminde örgütlenmeyi,kendi kaderlerini kendilerinin belirlemesinde söz ve karar sahibi olmalarýnýn yol ve yöntemlerini göstermeli devrim ve iktidar mücadelesini yükseltmeliyiz. Türkiye iþçi sýnýfý daha çok sýnýfsal mücadeleyi temel alýrken Kürdistan proletaryasý ve emekçi kitleler ve yoksul köylülük ulusal mücadeleyi temel alýyorlar iki ülkenin iþçileri, emekçileri birleþmeden birleþik bir mücadele sonucu birleþik bir devrim gerçekleþtirmeden ne Türkiye iþçi sýnýfý ne de Kürt halký ulusal ve sýnýfsal kurtuluþ yüzü görebilir. Kürdistanlý sýnýf kardeþlerimize de iþçi komite ve konseylerinde örgütlenmelerini,Kürt ulusunun kendi kaderini kendisinin tayin etmesi için birleþik bir devrimden baþka bir yolun olmadýðýný anlatmalýyýz.
8
Sayı 13 / Haziran 2012
PATRONLARI ÝÞÇÝ KATÝLÝ OLMAKTAN KURTARAN YASA TASLAÐI þçi saðlýðý ve iþ güvenliði yasa tasarýsý iþçiyi koruyacak ve iþçi ölümlerini durduracak bir paketmiþ gibi sunuldu. Oysa gerçekler TÜSÝAD’ýn yabancý sermayeyi çaðýrmak için hazýrladýðý “Türkiye Raporunda” açýkça ifade edildiði gibi: “iþçimiz ucuzdur, uzun saatler çalýþýr ve iþ güvencesi sorunu yaþamazsýnýz”...
Ý Y
asa daha önceki yasada olduðu gibi sermayenin iþçinin hayatýndan çalarak hýzla büyümesinin önündeki engelleri ortadan kaldýrmaya yönelik tedbirleri içeriyor. Zaten yasanýn “iþ güvenliði” ni esas almasý, iþin devamýný, üretimi engelleyecek durumlara karþý tedbir içeriyor olmasý iþçi saðlýðýndan çok karýn saðlýðýyla ilgilendiðini gösteriyor. Yasanýn gerekçelerinden biri de her yýl 44 milyar liraya mal olan iþ kazalarýnda bu maliyeti kiþinin kendisine ölmüþse ailesine- yükleyerek sermayenin sýrtýndan bu yükü kaldýrmak. Yasanýn patrona, iþçiye ve Ýþyeri hekimleri ve iþ güvenliði uzmanlarýna getirdiði “yeni” düzenlemelere bakalým. Patron; Ýþyeri hekimleri ve iþ güvenliði uzmanlarýnýn yazýlý olarak belirttiði düzenlemeleri yapacak. Yapmazsa bakanlýða þikayet edilecek. Eðer þikayet olursa (?) ve düzenleme yapýlmamýþ olursa para cezasý kesilecek (?) iþçiye iþ için gerekli eðitim ve talimatlarý verdirecek. Önlem almak her zamanki gibi kayýplardan daha pahalýya mal olacaðý için önlem alýnmayacak. Þikayet karþýsýnda denetime geleceklerin de yasayý çýkaranlarýn bir parçasý olduklarýný hatýrlatalým. Buna raðmen sayýlarý o kadar az ki ancak tüm ülkede iþyerlerinin %3 ü denetlenebiliyor. Ýþyeri hekimleri ve iþ güvenliði uzmanlarý; Patronun anlaþtýðý bir þirketten hizmet alacaðý bu taþeron þirket patrona gelebilecek zararlarý bertaraf edecek. Parasýný patrondan alacak olan bir kurumun suçlu durumdan kurtulmak için iþçinin her adýmýný uyarýlar ve talimatlarla doldurmasý gerekiyor. Ýþçiye verilecek her eðitim onu daha fazla kurtaracak. Yasanýn baðýmsýz iþyeri hekimi ve iþ güvenliði uzmanlýðýna
neredeyse þans býrakmadýðý ve hep bu yönde yol gösterdiði bu taþeron firmalarýn iþ bulmalarý ancak patronlarý kurtarma güçleriyle mümkün. Baðýmsýz iþyeri hekimi ve iþ güvenliði uzmaný baþka iþlerle görevlendirilebilecek. Yani patron onun baþýný kaldýrmasýna izin vermeksizin baþka iþlerde çalýþmasýný saðlayarak bütün suçun üzerine kalmasýný saðlayacak. Bu uzmanlar ehliyetlerinin ellerinden alýnmasý tehlikesiyle her an karþý karþýya. Yasa iþyeri kapatmasý yaptýrýmýný tamamen kaldýrýyor. Ýþçi; kendisine verilen eðitim ve talimatlar doðrultusunda çalýþacak(?) Kendisini, diðer çalýþanlarý ve iþ aletlerini zarara uðratacak davranýþ yapmayacak. Buna uygun ortam yoksa bunu bildirmekle yükümlü. Ýþin “ciddi ve yakýn hayati tehlike” içerdiðini görürse tasarýya göre “çalýþan isterse çalýþmaktan kaçýnabilir, isterse bölgeyi terk edebilir veya isterse sözleþmesini feshedebilir.” iþçinin iþten atýlma hakkýný içeren yasaya göre tüm bunlarýn yerine gelmesi için iþçinin ölmeden önce uzun bir prosedürü tamamlamasý gerekiyor. Bu yasada çocuk iþçi tanýmý yok çünkü çocuk iþçi çalýþtýrmanýn olmayacaðý söyleniyor. Oysa 4-4-4 eðitim sistemine ve daha önce torba yasayla çýkan stajer çalýþtýrma hakkýndaki yeni düzenlemelere göre zaten özel okullarda okuyan çocuklar hariç 10 yaþýndan sonra herkes iþçi olacak. Yasa 10 kiþiden fazla iþçi çalýþtýran iþyerlerini içeriyor. Stajer çalýþtýrmadaki düzenlemelere göre zaten çok az iþ yerinde 10 dan fazla iþçi kalacak. Kayýt dýþý çalýþmanýn bu kadar yaygýn olduðu bir yerde sayýyý tartýþmak da yasayý tartýþmak kadar anlamsýz görünüyor.
SPOR=SAÐLIK =DAHAFAZLA MÜCADELE
H
ünerli bir kiþinin hayatýný bilimsel sosyalizmin ýþýðýnda, politik orjinine uygun bir þekilde yürütebilmesi için öncelikle bilinç altýndaki kirliliklerinden temizlenmesi gerekir. Bu temizlik; sosyalizme ve politik kýriterlerine uygun davranarak yapacaðý örgütsel çalýþmalar devrimin ve sosyalizmin üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda daha hýzlý ete kemiðe bürünmesini saðlayacaktýr. Çünkü etrafýmýza pozitif yüksek frekanslar yaymaya baþladýðýmýz zaman geniþ kitlelerce yükselerek yayýlan olumlu bir enerji fýrekansýnýn, kabül görerek emekçilerde emek cephesinin lehine deðiþmiþ olduðunu göreceðiz. Böyle bir çalýþma neticesinde sevgi duygusunun hafifliði ve korku duygusunun aðýrlýný tadarak, sevgi frekansýnýn yüksekliðini korku duygusunun hafifliðini yaratmýþ oluruz. Bu da bilinç altýndaki paslarý temizlediði gibi, etrafýmýzda yaþayan pek çok kiþinin davranýþlarýnýn olumlu yönde deðiþimini saðlar. Ýnsanlar ve hayvanlar kendilerini korumak için güçlü içgüdülere sahiptirler. Dýþardan gelecek bir saldýrýda vücutlarýnýn hayatý kýsýmlarýný korumak için içgüdüsel olarak bir yana kaçar eðilirler veya koþullara uygun bir þekilde gelecek saldýrýya karþý gardýný alýrlar. Bu nedenle sporun kaynaðý dünya üzerinde insan neslinin baþladýðý ilk günlere kadar gider. Bu en baþta ( KÜLTÜR-LÜ FÝZÝK) kültür fiziðinin kültürlü yapýlmasý ile mümkündür. O zaman hayatta kalabilmek için fiziksel güç gerekir. Bu ayný zamanda saðlýklý, direngen kalabilmenin ta kendisidir. Örneðin; eylemde olan bir kiþi güçlü ve saðlýklýysa daha çok dayanacaktýr. Savunma ve saldýrýsýný daha etkin yapacaktýr. Çünkü güçlü olmak azim ve cesareti üst noktalara taþýr. Sporun dallarý töresel kültürün ayrýlmaz bir parçasýdýr. Týpký TAEK-WONDO dövüþ sanatýnýn bütün hünerleri ile donatýlan düzenli ordusu ile, Kral Jeongjo, Koongye’nin diktatörlüðünü 1790 tarihine yýkarak þimdiki adý Kore olan ve adýný o bölgenin bir daðýndan alan Koryo’yu kurduðu gibi .. Sporlarýn ülke ve coðrafyalar üzerinde olumlu etkilerinin olduðu gibi, baþta mafya sektörü için halký soymanýn ve emekçileri sýnýf mücadelesinden uzaklaþtýrmanýn da etkin bir yöntemi olduðu gözle görülür bir gerçektir.. Tam da þu durumda; futbolun çok daha yaygýn ve teknik bakýmdan daha iyi oynandýðý yere yani Ýspanyaya bakalým. Ne demiþ faþist Franko “ben Ýspanya’yý yýllarca üç(F) ile idare ettim:futbol, fiesta(eðlence), fado (din)” yani þimdi sermayenin temsilcisi TC. yönetiminin yaptýðý da çok farklý bir þey deðil. Bu anlamda aðabeylerinden bol bol feyiz almaktalar. Sporun baþka bir yüzü de, gerek ulusal kurtuluþ mücadelesi veren uluslarýn, gerekse sýnýf mücadelesi veren iþçilerin emekçilerin,uzlaþmaz emek sermaye mücadelesinde saðlýklý ve dinç olmalarýnda sporun öneminin asla küçümsenemez oluþudur. Çünkü; sinirler sayýsýz iplikler halinde vücudun her yanýna yayýlýr. Sinirlere iletilen tüm uyarýmlar etkin güç ve koordinasyon halinde çalýþtýðý zaman, zihinsel ve ruhsal bakýmdan, sporun sayesinde uyumlu olarak hareket ederek tüm yaþamsal alanda, beden eðitimli reflekslere sahip olur. Hatýrlarým, 1996 yýlýnda, uzunca bir zamandan sonra Ýzmir’de ilk kez yapýlmýþ bir polis saldýrý olan, 2 Temmuz Sivas Katliamý mitinginde saldýrda gözaltý ve yaralanmalar olmuþtu. Yaralanan bir eylemci aynen þu sözü söylemiþti “ arkadaþlar biz düþmana karþý deðil etkin dövüþmek, kaçmasýný bile beceremiyoruz.” Sanýrým dingin bir bedenin önemi,sermayenin faþist çanak yalayýcýlarý tarafýndan darp edilen bir devrimcinin bu sözlerleri ile sporun önemi kendini daha net olarak kanýtlamýþtýr. Ne diyoruz: “SAVAÞA SAVAÞA KAZANACAÐIZ” Emeðin Dünyasý okuru TAEK-WONDO- Hakem ve Antrenörü
Ýþçi saðlýðý ve iþ güvenliði yasasý kendi adýna çalýþanlarý, stajerleri ve kamu emekçilerini kapsamýyor. Patronlarýn iþçileriyle tek tek “hizmet satýn alma sözleþmesi” yaparak onlardan kendi hizmetlerini satýn aldýklarý, onlarý hizmet satan “taþeron” durumuna koyduklarý bir durumda yine yasadan söz etmek anlamsýz görünüyor. Üstelik bu taþeron(?) iþ kazasý ve meslek hastalýðý primini yatýrmak zorunda. Yani yüzbinlerce (daha da artacak) çalýþandan kullanamayacaðý bir para toplanýyor. Zaten yasa en iyi ihtimalle þöyle iþleyecek; Ölümcül bir kaza olduðunda iþçi eðitimine ve talimatlara uygun davranmadýðý ve/ veya hatta ölümcül durumu görüp iþi býrakmadýðý için suçlu. Baþkalarýnýn ölümüne sebebiyet verdiyse daha da suçlu. Ýþ aletleri zarar gördüyse onlarýn tanzimi de onun sýrtýnda. Ýþyeri hekimleri ve iþ güvenliði uzmanlarý daha önce bu konuda patronu uyarmadýðý için (uyarýrsa iþinden olur!) suçlu. Patron suçsuz. Yasa sürpriz deðil. Sermayenin rekabet karþýsýnda daha ucuz iþ gücüne, iþin çeþitliliðine ve hýzýna ihtiyacý var. Dolayýsýyla herhangi bir engelle karþýlaþmaksýzýn yüksek karlar elde etmesinin önündeki tüm engeller, baðlar ve sorumluluklar kaldýrýlmalý! Burjuvazinin devletinin iþi de bu. Yasalarý iktidarlar yapar. Sermayenin yasalarýný emekçiler büyük bedellerle kendi leyhlerine kýsa bir süre çevirmeyi baþarsalar bile iktidarý ele geçirmedikleri sürece tüm kazanýmlar bir çýrpýda kaybedilmeye mahkum. Kendi yasalarýmýzý yapmadýðýmýz sürece onlarýn yasalarýna uygun olarak ölmeye mahkumuz. Hem de suçlu ve borçlu olarak.
KÝTLESEL GREV VE EYLEM 2012 yýlý Kamu Emekçilerinin maaþ zamlarý ile ilgili görüþmeler sonuçlanma aþamasýna geldi. Türkiye tarihinde ilk defa zamsýz maaþlarýný alan emekçiler 5 ay gibi süredir zamsýz maaþ almaya devam ediyor. En son 4688 Sendikalar Yasasý ile Grevsiz Toplu Sözleþme süreci 30 Nisan 2012 tarihinde baþladý. 30 Nisan 2012 tarihinde Kamu Ýþveren Heyeti adýna Hükumet, birinci yýl için %3+%3, ikinci yýl ise %2+%2 teklifi ile toplu sözleþme (görüþme) sürecini baþlattý. Daha sonra bu oraný birinci yýl 3,5+3,5 2013 yýlý için %2+%3 yine en son 2012 yýlý için %3,5+%4, 2013 yýlý için ise 3+3 oranýna yükseltti. Bu belirlenen oranlar dýþýnda baþka bir teklifin mali disiplini bozacaðý gerekçe gösterilerek bu konuda taviz verilmeyeceði belirtilerek, toplu sözleþme (görüþme) süreci Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun belirleyeceði zam ile karara baðlanacak. Kamu Çalýþanlarý adýna yetkili sendika olarak Memur Sen ise özetle; 2012 yýlý için %8+%8, 2013 için %7+%7 oranýnda zam yapýlmasýný, taban aylýða 2012 için 120, 2013 için ise 80 TL artýþ talebinde bulunmuþtu. Yetkili sendika olan memur Sen Kamu Ýþverenleri Heyeti ile olan pazarlýðýnda, 2012 yýlý için 7.5+7.5’e, 2013 için ise yüzde 6.5+6.75’e çekti. Toplu sözleþme (görüþme) masasýna oturan ikinci büyük sendika konfederasyonu Türkiye Kamu-Sen ise; yüzdelik artýþ olarak 10+10 olmak üzere 2012 yýlý için toplam yüzde 20 zam, ayrýca tüm kamu görevlilerine ve emeklilerinin taban aylýðýna yansýtýlmak üzere 100 TL ve ayrýca özel hizmet tazminat puanlarýnýn artýrýlarak 100 TL ve Kurban ve Ramazan bayramlarý öncesinde tüm memur ve emeklilere 886,5 TL bayram ikramiyesinin verilmesi. artýþ talep etmiþtir. Bu yýl KESK, geçtiðimiz toplu görüþmeler sürecine, Kamu Ýþverenleriyle ayný masaya oturarak pazarlýk yapmayý uygun görmüþ ve geçtiðimiz yýllarda göstermiþ olduðu masayý terk etme, görüþmelere katýlmama tavrýndan vazgeçmiþtir. KESK’in talepleri ise; Grev hakkýnýn teminat altýna alýnmasýný, 2012 yýlý için en düþük memur maþýnýn 2 bin 145 TL’ye yükseltilmesi, bu kapsamda da tüm kamu çalýþanlarýnýn maaþlarýna yüzde 30 zam yapýlmasýný, kamuda sözleþmeli ve taþeron gibi farklý statülerdeki güvencesiz çalýþmaya son verilmesini ve tüm çalýþanlarýn iþ güvencesine kavuþturulmasýný, her ne ad altýnda olursa olsun tüm ek ödemelerin emekli
aylýðýna yansýtýlmasý, maaþlarýn vergi dilimi artýþýndan etkilenmemesi gibi taleplerde bulundu. Bundan sonraki süreç 11 kiþiden oluþan Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun vereceði kararla son bulacak. Bu hakem kurulunun 2 kiþisi Hükumet yanlýsý olan yetkili sendikadan, 1 kiþisi Kamu Sen, diðeri ise KESK’den olmak üzere oluþacaktýr. 11 kiþilik bu Heyetin çoðunluðu tahmin edileceði gibi Hükumetten yana oluþacaktýr. Bu görüþmelerden bir sonuç alýnamayacaðý en baþtan belli olduðu için ilk önce KESK 23 Mayýs 2012 tarihinde bir günlük iþ býrakacaðýný açýkladý. Kamu Sen ise Ankara merkezli miting hazýrlýðý yaparken bu grevi iptal edip, KESK’in grevi ile ayný güne denk gelen bir günlük iþ býrakacaklarýný açýkladýlar. Daha sonra diðer sendikalarda bu greve katýlacaklarýný açýkladýlar. En son yetkili sendika da bir günlük iþ býrakacaðýný açýkladý ve 23 Mayýs 2012 tarihinde yoðun katýlýmlý iþ býrakma eylemi gerçekleþmiþ oldu. KESK, daha önceki yýllardaki Toplu Görüþme süreçlerinde Devlet ile görüþme masasýna oturmayý reddetmiþ, Grevli Toplu Sözleþme yoksa görüþme olmaz demiþti. Bu tavýr doðru kabul edilmekle beraber, sadece görüþme masasýna oturmamak deðil kitlesel militan eylemlerle bu tavrýnýn altýný doldurmasý gerektiði yönünde eleþtirilere maruz kalmýþtý. Bugün ise adý toplu sözleþme olan grev hakkýmýzýn olmadýðý bu bu görüþmelerde yine grev hakkýmýz yok. Hatta geçtiðimiz yýllardan daha kötü þartlarla bu görüþmeler gerçekleþmektedir. Bu yýl Grev hakkýmýz mý varcda KESK toplu sözleþme (görüþme) masasýna oturuyor. KESK bu durumda ya geçmiþte yanlýþ yaptýðýnýn Ya da bugün yanlýþ yaptýðýnýn açýklamak zorundadýr. 23 Mayýs tarihinde Kamu Ýþveren Heyetinin Kamu Emekçilerini ayaða kaldýran zam teklifi sokaklara sýðmayan emekçi eylemlerine tanýk olmamýzý saðlamýþtýr. Artýk devlet yanlýsý sendikalar bile emekçilerin sokaklara olan talebinin önüne geçememekte, bu talebi karþýlamak zorunda býrakýlmýþtýr. Bugünkü eylem artýk sokaklarýn emekçilerle, iþçilerle, öðrencilerle dolacaðýnýn müjdecisidir. Yoksul olan ve yoksullaþan halklarýn durdurulamayan bu seli, bentlerini aþarak yeniye ve ileri olan insanca yaþanýlacak bir dünyanýn menziline girmiþtir. Bunu kimse durduramayacaktýr. DEK’li bir Eðitim Emekçisi
EÐÝTÝM-SEN SÝVÝL ÝTAATSÝZLÝK EYLEMÝ
E
ðitim Sen Genel Merkezinin 11-18-25 Haziran tarihlerinde Milli Eðitim Bakaný Ömer DÝNÇER’in tele konferans yöntemiyle, Ýlköðretim Okulu öðretmenlerine (Sýnýf ve Okul branþlarýnda) vereceði seminer için sivil itaatsizlik eylem kararý için 11 haziran Pazartesi günü saat 09:00’da seminerin baþlamasý saati ile birlikte, bir müddet dinledikten sonra, öðretmenlerin itibarsýzlaþtýrýlmasý, angarya iþlerle yaz tatili hakkýnýn gasp edilmesi, yöneticilerin bir önceki tele konferansta tehdit edilmesini protesto amacýyla, kýsa bir ajitasyon konuþmasýnýn ardýndan Bakanýn dinlemeyi reddedip alkýþlarla salonun terk edilmesi þeklindeki sivil itaatsizlik eylemi, ülkenin birçok kentinde büyük ilgi gördü. Tekirdað Eðitim sen Þubesi ise Tekirdað Merkez Zübeyde Haným Kýz Meslek Lisesinde gerçekleþtirilen bu seminerde bu eylemi gerçekleþtirmiþtir. Þube baþkanýnýn kýsa konuþmasýnýn ardýndan alkýþlarla salon terk edilerek Sivil itaatsizlik eylemi gerçekleþtirilmiþ bir sonraki tarih olan 18 Haziran için tekrar gerçekleþtirilmek üzere eylem sonlandýrýlmýþtýr.
Sayı 13 / Haziran 2012
9
BURJUVAZÝNÝN YAPACAKLARI BELLÝ YA BÝZ YAZ TATÝLÝNDE(!)NE YAPACAÐIZ? mekçiler aleyhine tüm yasalar yazýn, okullar tatile girdikten, örgütlülük daðýnýklýða uðradýktan sonra çýktý. Emeklilik yasasý, torba yasa ve diðerleri. Tüm bunlarla birlikte emekçiler yaz dönemlerine raðmen büyük eylemlere de imza attýlar.
E
1 Þubat 2008’de resmi gazetede yayýnlanan “bakanlar kurulu kararýyla” yürürlüðe konulan ve 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun deðiþik 4 üncü maddesinin (C) fýkrasýna dayandýrýlan yasanýn tüm kamu iþçi ve emekçileri için hazýrlandýðýný hepimiz bilmekteyiz. Yasanýn en son torba yasa ile birlikte kamu iþçilerini ve emekçilerini güvencesizleþtirmek üzere 24 Temmuz 2011 de onaydan geçtiðini ve 1 Ocak 2012 tarihinde de yürürlüðe girdiðini de biliyoruz. Bilmediðimiz ise þu: bu yasa ne zaman yaþamýmýza yansýyacak ve ne olacak. Aslýnda kamu emekçileri çalýþma alanlarýnda bu belirsizliði yaþýyorlar. “Dur bakalým ne olacak” bekleyiþi aslýnda sadece çalýþma alanlarýnda deðil ayný zamanda sendikalarda da hakim. Olup bitenler hakkýnda bilgilendirme, eylem planý, program ya da bir tartýþma, hiç birþey yok. Emekçiler aleyhine tüm yasalar yazýn, okullar tatile girdikten, örgütlülük daðýnýklýða uðradýktan sonra çýktý. Emeklilik yasasý, torba yasa ve diðerleri. Tüm bunlarla birlikte emekçiler yaz dönemlerine raðmen büyük eylemlere de imza attýlar. Biz bunlarý biliyoruz peki ama bütün o sendikalarýn herþeyi bilen yöneticileri bunlarý bilmiyorlar mý? Seçim oyunlarýný, türlü lafazanlýklarý, devrimcileri ve ulusal hareketi tasfiyeyi hatta üyelerine mobing uygulamayý bilen yöneticiler neyi bekliyorlar? TEKEL iþçilerinin 4C karþýtý eylemleri sürerken sendikalarda tartýþ-
malar emekçiler için bu eylemin ölüm kalým meselesi olduðu yönündeydi. TEKEL’e yönelen saldýrý aslýnda tüm kamu iþçi ve emekçilerine yönelik saldýrýlar dizisinin ilk aþamasý, provasý niteliðindeydi. Oysa birçok kentte KESK sendikalarý tatil öncesi son toplantýlarýný yaparak kapýlarýna kilit vurup gidiyorlar. Kamu çalýþanlarý için en zayýf olduðumuz bir döneme giriyoruz. Tatilden geri dönenler iþ yerleri deðiþmiþ olarak bulabilirler kendilerini. Torba yasadaki deðiþikliðe göre “yeni görev yerine baþlayýncaya kadar eski haklarýndan faydalanacak” olanlarýn yeni görev yerlerinde kendilerini 4C’nin “geçici personeli” olarak bulacaklar. Þu an yürürlükte olan yasaya göre hepimiz 4C’liyiz. Yani minarenin kýlýfý hazýr. Yeni görev yerine baþlamak için 5 gün süre var. Bu süre zarfýnda iþe baþlamayan iþten ayrýlmýþ kabul edilecek. Yani kamu emekçilerinin bir çoðunun düþünmeye, þaþkýnlýðýný atmaya bile vakti olmayacak. Bu durumda ne yapacaklar, hangi eylem planý devreye girecek, patronu burjuva devlet olan KESK ve iþçi sendikalarý ne yapacaklar? Son dönemde sýkça kullanýlan tabirle “acil eylem planý” nedir? Burjuvazi tatil planlarýný engellememek için olacak son dönemin en can alýcý saldýrýsýný, “Kamu Hastaneler Birliði” uygulamasýný Eylül ayýna býraktýðýný söylüyor el altýndan. Sendika yöneticilerinin ne durumda olduklarýný anlatmaya gerek yok. Onlar, emekçiler onlarý sokaklara çaðýrýncaya kadar sokaða çýk-
mamanýn her yolunu deneyecekler. Gürültülü konuþmalar, masa arkasý hesaplar vb. Ama görünen o ki emekçiler onlarý daha önce olduðu gibi sokaða çaðýracaklar. Bu çaðrýnýn eskisinden daha farklý olacaðý görünüyor. Emekçiler sistemin içinde yaþamlarýný, yaþam standartlarýný riske atmamanýn her yolunu denedikten sonra bütün o kýrmýzý halýnýn ayaklarýnýn altýndan çekildiðini hissediyor, tümüyle çekildiðini de görecek. Bu durumda devrimciler için ayaklanacak kitlelerin devrimcilerle reformistler, uzlaþmacýlar arasýndaki farký görmelerini saðlayacak az bir zaman var. Ýþçilerle emekçilerin mücadelesi hýzla ortaklaþýyor. Devrimci iþçiler ve devrimci emekçiler her yerde mücadele birliðini örmenin yeni yöntemlerini ortaya çýkartmak zorundalar. Ýþyerlerinde, evlerinde emekçilerle iþçilerle süreci tartýþacak birikimi kazanmamýz gerek. Gelecek saldýrýlarý önceden bilen ve ona hazýr olan kazanacak; emekçilerin komitelerini örebilenler kazanacak. Ama daha da önemlisi saldýrý bekleme psikolojisinden kurtulan, sýnýfa asýl mücadelenin iktidar mücadelesi olduðunu “iktidar dýþýnda herþeyin hiç birþey olduðunu” anlatabilen kazanacak. Emekçiler yenilgilerinin hesabýný sorduklarýnda hiçkimse onlarýn karþýsýnda olmak istemez.
Ya Devrim Ya Ölüm Ýzmir’den DEK’li Emekçi.
ALTI AY SONRA YAPILAN ZAM EÐÝTÝM ULUDERE-KÜRTAJ-CÝNAYET SÝSTEMÝYLE KAFÝYELENDÝRÝLDÝ 4+4 Baþbakan’ýn ‘’Kürtaj Cinayettir’’ sözü ile baþlayýp, tüm yurtta, özellikle kadýnlarýn tepkisi-
E
ðitim Sen Tekirdað Þubesi Hükumet ile sendikalarýn Toplu Sözleþme (Toplu Görüþme) sürecinin anlaþmazlýkla sonuçlanmasýndan sonra Hakem Heyeti Kuruluna taþýnan memurlarýn zam oranlarýnýn belirlenmesinin son günü olan 29 Mayýs günü saat 17:00’de Tuðlalý Park önünde basýn açýklamasý gerçekleþtirdi. Yapýlacak zam oraný konusunda kamu emekçilerinin birçoðunun 4+4+4 eðitim sistemiyle kafiyelendirilerek 2012 yýlý için 4+4 zam oranýný konusunda hemfikirdi. Eðitim Sen Þube baþkanýnýn yaptýðý basýn açýklamasýnda; iþbirlikçi-yandaþ sendikaya göndermelerde bulunuldu.” Sermayeye gelince oldukça bonkör olan, kendilerine (milletvekili) maaþlarýna yüksek oranda zam yapýlýrken bütçeye oluþturacaðý yük hiç hesaplanmazken, emekçilere gelince mali disiplin gerekçe gösterilerek açlýða yoksulluða mahkum olmalarý isteniyor”dendi. Hakem Heyeti Kuruluna da zaten tartýþmalý olan baðýmsýzlýðýnýzýn yapýlacak zam oranlarýyla daha da sorgulanýr hale geleceðini söyleyen Eðitim Sen Þube Baþkaný, hakem Heyeti Kuruluna hükumetin noterliðini deðil 23 Mayýs’ta yapýlan ve büyük katýlýmýn saðlandýðý grevdeki iradeyi temel almasý gerektiðini söyledi. Ýnsanca bir yaþam için kamu emekçilerinin sesi ve taleplerinin takipçisi olmayý kararlýlýkla sürdürüleceði ve iþbirlikçi sendikacýlýk anlayýþýnýn mahkum edileceði söylenerek eylem sonladýrýldý. Eylem sonladýrýlýrken Hakem Heyeti Kurulunun 2012 yýlý için 4+4 zam kararýnýn haberi geldi. Bu karar açýklanarak protesto edildi. Eylemde sýk sýk ‘’Zafer Direnen Emekçinin Olacak’’, ‘’Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz’’, ‘’Sermayeye Deðil Emekçiye Bütçe’’ sloganlarý atýldý.
Emekçiler Sefalet Zammýna Karþý Ülke Genelinde Ýþ Býraktý HABER MRK - 23.05.2012 Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu KESK’e baðlý sendikalar ve Kamu-Sen ülke genelinde hükümetin emekçilere reva gördüðü %3-4’lük zamma ve karþý iþ býrakarak alanlara çýktý. Kamu emekçileri “Grevli Toplu Sözleþme, Ýnsanca Yaþayacak Bir Ücret, Güvenceli istihdam, Ek Ödemelerin Emekliliðe Yansýtýlmasý, Ücretlerimizin Vergi Artýþýndan Etkilenmemesi, Kadýn Emekçilere Pozitif Ayrýmcýlýk, Sendikalara Yönelik Baskýlarýn Son Bulmasý” talebiyle bugün baþta Ýstanbul, Ýzmir Ankara, Diyarbakýr, Batman olmak üzere Türkiye ve Kürdistan’ýn çeþitli illerinde miting ve yürüyüþ düzenledi.
Kadýn Olmanýn Bu ülkedeki Zorluklarý Taa Çocukluk Yaþta Baþladý Anlatmak için oturduðum sandalye dahi kýrýk; kýrýlmýþ benliðim, çaresizim ama yýlmadým emeðin dünyasý emeðin sesi bana bu ülkede kadýn olmak nasýl bir duygudur öðretti. Her þeyden önce insan olmayý ve canlý olan her þeye, her varlýða nasýl saygý duyulduðunu… Ben yalnýzým;kadýným, kadýn olmanýn bu ülkedeki zorluklarý taa çocukluk yaþta baþladý. Bu faþist düzen kahrolasý ve onlara kulluk eden dinci ýrkçý yobaz kesim benden bilmediðim birçok emek götürdü; çocukluðum gençliðim hapis geçmiþ meðer yýllarca; bu benim seçimimmiþ tabiki hayýr zincirleri kýrmak elimdeymiþ elimdeymiþ de ben bunun farkýna yirmisekiz yaþýmda vardým yoksulluk ýrkçýlýk ve her þeyden önemlisi kadýn olmak.. hele ki eþinden ayrýlmýþ tabiri caizse dul kadýnýn hiç þansý yoktur bu düzende. Erkek egemenliðinin bu derece ön planda olduðu bir düzendir bu. O nedenle dayanýþma,birlik, her þeyden önemlisi insan olduðumuzun farkýna varmak haksýzlýðýn arkasýnda deðil karþýsýnda durmak, ne olursa olsun yýlmamak, ucunda ölüm olsa dahi göðsümüzü gere gere “evet iþte ben buyum kadýným anneyim emekçiyim iþçiyim” diyebilmeliyiz.
Gazi mahallesi’nden Ýþçi Bir Kadýn
ni sokaklara taþýyan eylemlere tanýk oldu. Bu eylemlerden bir tanesini de Tekirdað Kadýn Platformu gerçekleþtirdi. 7 Haziran tarihinde saat 17:00’de Tekirdað alýþ veriþ merkezinin önünde yapýlan basýn açýklamasýna birçok demokratik kitle örgütleri de destek verdi. Yapýlan basýn açýklamasýnda; Hükumetin, ülkenin gündemini suni konularla deðiþtirdiði, Kürtaj tartýþýlýrken memura 2012 yýlý için 4+4 maaþ zammýný layýk gördüðünü, çocuklarýn geleceðinin 4+4+4 eðitim sistemi ile ellerinden iyice alýndýðýný, Hava Ýþ sendikasýnda çalýþanlarýn iþlerinden atýldýðýný, yokluðu, yoksulluðu, baskýlarý, sürgünleri ve karartýlan geleceðin unutulmasýný istedikleri belirtildi. Ancak, kadýn ve kürtaj konusunun suni bir gündem olmadýðý söylendi. Baþbakanýn Uluslararasý Nüfus ve Kalkýnma Konferansý’nda, sezeryaný ve kürtajý Uludere katliamýyla benzeþtirip cinayet olarak tanýmlaya çalýþmasý, sermayeye ucuz çocuk iþ gücü yaratmaya çalýþmak, kadýný anneliðe indirgeme, eve kapatma ve istihdama katýlýmýný engelleme çalýþmasý olduðu söylendi. Devam eden açýklamada, Uludere katliamýyla benzeþletirilip, Uludere katliamýyla hesaplaþma yerine bu katliamýn örtbas edilmesine çalýþýldýðý söylenerek birtakým talepler sýralanarak basýn açýklamasý sonlandýrýldý. Basýn açýklamasýnda ‘’Kürtaj deðil kürtajýn yasaklanmasý cinayettir.’’ ‘’Bedenimden Elini Çek’’ gibi sloganlar atýldý.
Unutma, Unutturma! 15-16 Haziran senin tarihinin dönüm noktasıdır. Türkiye İşçi Sınıfı 1970 yılının Haziran günü büyük bir isyan ve ayaklanma içine girdi. Çünkü işbirlikçi tekelci sermaye yapısal bunalımdan kurtulmak için, uluslararsı pazarda rekabet gücünden yoksun “60 Cent’e muhtacız” diye feryat ediyor ve çalışma yaşamında acilen “değişiklik” adı altında devrimci işçi sınıfının elini kolunu bağlamak istiyordu. Dönemin hükümet partisi AP CHP’ninde desteğini alarak 274 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt yasası ile 275 sayılı sendikalar kanunda değişiklik yapıyor. Bu kanun işçilerin sendika seçme ve değiştirme özgürlüğünü sınırlandırıyordu. Çünkü DİSK o zamanlar işçi sınıfının iktidarından yana sosyalizmden yana bir tutum içerisindeydi. DİSK bu saldırıya fabrika önlerinde “küçük küçük yürüyüşler”le cevap verdi. Ancak işçilerin öfkesi öylesine büyüktü ki “Savaş başladı. Kahrolsun faşizm. Bütün kininiz işçilere mi?” diyerek DİSK’i de aşarak bir isyan ve ayaklanma içine girdi. 150 bine yakın işçi 15-16 Haziran günlerini İstanbul’da işçi baharına dönüştürmüştü. Sermayenin egemenlik aracı faşist devlet ayaklanmayı durdurabilmek için önce polis gücünü yetmeyince askeri birlikleri işçilerin üzerine sürdü. Yaşanan şiddetli çatışmalarda 3 işçi, 1 esnaf, 1 de polis öldü. İzmit ve İstanbul’da sıkıyönetim ilan edildi. İsyan ve Ayaklanma içindeki işçileri faşist devlet durduramadı. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in sıkıyönetim komutanı’nın isteği üzerine, radyodan yaptığı konuşma da “Aranızda kışkırtıcılar var şerefli Türk subayına taş atanlar var, eylemi bırakın ve evlerinize dönün” çağrısı üzerine işçiler o büyük tarihsel eyleme son verdiler. Meclisten geçen yasa geri çekildi. Böylece işçi sınıfı burjuva saldırıyı geçiçi bir süre için püskürtmüş oldu. Fakat burjuvazi daha koşulları uygunlaştırdığında 12 Eylül faşist darbesiyle Şerefli Türk Subayları DİSK’i kapatmış yöneticilerini idamla yargılamıştı. İşçiler, Sınıf Kardeşlerimiz, Sendikalar Sömürüyü sınırlandıra bilir sadece, yapıları gereği sömürüyü sona erdiremezler. Sömürüyü sona erdirmek için Kapitalist sömürü sistemini yıkmaktan başka bir yol yok. Olmadı, olmayacak. Kapitalist sömürüye son vermek istiyorsak devrim yapmalıyız. Devrim yapmak istiyorsak Leninist Parti öncülüğünde Devrimci İşçi Komite ve Konseylerinde Devrim ve İktidar için savaşmalıyız. Gerçek bir işçi baharı yaratmak, kendi geleceğimizi güvence altına almak, tüm ezilen ve sömürülenleri kurtuluşa götürmek, bizim tarihsel ve sınıfsal zorunluluğumuzdur.
DÜNYA EMEĞİN OLACAK! EMEĞİN DÜNYASI
10
Sayı 13 / Haziran 2012
İşçi Eşleri Eylemin En Önünde
KÜRTAJ “CÝNAYET”, ROBOSKÝ “KAZA”, SÝZ DE “MELEK”SÝNÝZ ZATEN!
Adana EKA olarak Tedaþ eyleminde eþlerinin yanýnda birçok kez gözaltý ve saldýrýlara maruz kalan bir iþçi eþiyle yaptýðýmýz röportajý sizlerle paylaþýyoruz. Emekçi Kadýnlar: Ýþten çýkarýlma sürecinden biraz bahsedebilir misiniz? Geçen yýlýn Eylül ayýndan bu yana maaþlar düzensiz verilmeye baþlandý. Birkaç defa TEDAÞ Müdürü Mahmut Nimet Dalkýr ile görüþüldü, herhangi bir sonuç vermedi. Birkaç yere daha baþvuru yapýldý, sonuç vermeyince 3 gün iþ býrakma eylemi yaptýlar ve valiliðe gittiler. Valiliðin tepki vermesinin sonucunda Mahmut Nimet Dalkýr soluðu bizimkilerin yanýnda aldý. Ya iþinize geri dönün ya da sözleþmeniz fesh edilecek dedi. Bizimkiler iþe geri dönmeyince güvenlik tarafýndan dýþarý çýkarýldýlar. Hâlbuki maaþlarý düzgün verilmiyorsa 20 gün sonra iþ býrakma eylemi yapma haklarý yasalarda var. Buna raðmen eylem yapmak için üç ay beklediler. Emekçi Kadýnlar:Siz ailesi olarak nasýl tepki verdiniz? Ne diyebiliriz ki, birden bire oldu her þey, ben elimden geldiðince yanlarýnda olmaya çalýþýyorum. Baþlarda sadece aralýklarla yaptýklarý eylemlere katýlýyordum. Þimdi daha fazla geliyorum, son bir ay çok yoðun geçti zaten. Ailelerimizin yanýnda olduðumuz için, bizi de gözaltýna almaya baþladýlar. Emekçi Kadýnlar: Peki, son yaþadýðýnýz gözaltýný ve sonrasýný anlatabilir misiniz? O sabah erkenden sorun yaþandýðýna dair baþka bir arkadaþýn eþinden haber aldým. Çocuðumu alýp apar topar evden çýktým. Geldiðimizde her taraf kýyamet gibiydi zaten. Eþimle birlikte yolu kesmeye gittik. Kavþaðýn dört bir yanýný gruplara ayrýlarak kapattýk. Sonra bizi oradan kaldýrdýlar. Tedaþ’ýn karþý tarafýna geçtik. Orada da bir hengâme yaþandý. O sýrada kucaðýmdan çocuðu almak istediler, ben vermedim tabi. Zorla elimden çocuðumu aldýlar. Beni de gözaltýna almak istediler direnince kolumu incittiler. Bacaðým mosmor oldu. Ben o sýrada “kadýna þiddet uyguluyorlar” diye baðýrýyordum, ben çok direnince amirleri geldi sinirlendi; “bir kadýný 10 kiþi bir arabaya sokamadýnýz mý” diye baðýrdý. Bana da “þov yapmayý býrak” dedi. “Biz ekmeðimiz için buradayýz þov yapmak için deðil” diye baðýrdým. Beni zorla gözaltý arabasýna bindirdiler. Arabada sinirden aðlamaya baþladým, polislere tepki verince de dedikleri tek þey “elimizden bir þey gelmez biz de emir kuluyuz” oluyordu. Kimlerin emir kulu olduklarýný biliyoruz artýk. Bu ülke de kimin parasý varsa onun sözü geçiyor. Baþka bir arkadaþýn eþine de bir kadýn polis saldýrdý. Onu saçýndan sürükledi. Ve sürekli hakaretler etti. Bizi o gün akþama kadar tuttular. Bir sonraki gün yine eþlerimizi aldýlar. Üzerimizde sürekli bir psikolojik baský uygulamaya çalýþýyorlar. Onlarý bir gece nezarethanede tutmalarý, parmak izlerini almalarý, mahkemeye çýkartmalarý hep bunun göstergesi. Eþlerimiz gözaltýnda iken emniyet müdürlüðü sendika baþkanlarý ve Mahmut Nimet Dalkýr’ýn gönderdiði temsilcilerle bir görüþme ayarladý. Orada da vazgeçilmesini iþe geri alýnmayacaklarý söylendi. Bunlarýn hepsi yýldýrmak için yapýlan þeyler biz bunlarýn farkýndayýz. Emekçi Kadýnlar: Eþiniz iþten atýlmadan önce iþten çýkarýlanlarýn eylemlerini izlediðinizde nasýl tepkiler veriyordunuz? Daha önce televizyondan 1 Mayýs görüntülerini izliyordum, “bu insanlar deli mi, iþleri güçleri yok mu, neden yürüyorlar” derdim. Bu sene 1 Mayýs yürüyüþünde eþim ve çocuðumla birlikte katýldým. Geçen sene Numune iþçileri eylem yapmýþ, ben bu sene duyuyorum. Geçen sene sadece duymuþtum, üstünde durmamýþtým. Tekel iþçisi bir kiracýmýz vardý. Onlar da neler neler yaptý. Kadýn mücadele ettiði için eþinden ayrýldý, ben bunlarý kavrayamýyordum. Ama þimdi baþýmýza gelince daha iyi anlýyorum bu durumu. Emekçi Kadýnlar: Peki, daha sonraki süreçlerde baþka iþçi eylemlerine desteðe gider misiniz? Eþimle birlikte elimden geldiði desteði sunmaya çalýþýrým. Zaten birkaç gün önce Hava-Ýþ’ten de iþçiler iþten çýkartýldý, onlara desteðe gittik. Emekçi Kadýnlar: Bu durumun nasýl sonuçlanacaðýný düþünüyorsunuz? Ýþ Mahkemesine baþvurduk, onun sonucunun olumlu olmasýný umut ediyorum. Onun dýþýnda sendikanýn öncülüðünde yapýlacak eylemlerle kazanacaðýmýzý umuyorum. Emekçi Kadýnlar: Teþekkür ederiz.
AYSUN BOZDOĞAN
-26 HAZİRAN 2011
“Her kürtaj bir cinayettir”. Bu cümleyi kuranlar bundan birkaç ay önce17’si çocuk 35 insaný katlettiler. Þimdi bu yazýda bir cenin kaç haftalýkken ne oluyor, canlý haklarý ve benzerine hiç girmeyeceðiz. Çünkü dini ve ahlaki duygu sömürülerinin altýnda yatanýn nüfus politikalarý olduðu çok açýk. Þu konuþmaya bakýn: “Bu milleti dünya sahnesinden silmek için sinsice bir plan olduðunu biliyoruz. Bu milletin çoðalmasý için asla bu oyunlara prim vermemeliyiz. Genç, dinamik nüfusa ihtiyacýmýz var. Ýnsan ekonominin temelidir, insan varsa sermaye, emek, tüketim, üretim var. Ýnsan yoksa bunlarýn hiçbiri yok. Onun için genç nüfusu artýrmanýn gayreti içerisinde olacaðýz. Aksi takdirde 2037’de ihtiyar bir nüfusla gerileme dönemine baþlarýz” Erdoðan’ýn bu sözleri asýl niyetini açýklýyor. Dinin iþin ideolojik kýlýfý olduðunu da... Peki nedir bu nüfus artýrma politikasýnýn ardýndaki gerçek?. Nüfus ve savaþma kapasitesi. Yani burjuvazi kendi sýnýfýnýn çýkarlarý için savaþtýracak emekçi çocuklarýna ihtiyaç duymaktadýr. Ayrýca “genç, yetenekli” ucuz iþ gücüne duyulan ihtiyaç, tüm bunlarýn yanýnda “Türk milletinin çoðalmasýna karþý sinsi politikalar, uluslararasý komplo” milliyetçi söylemleri faþist Nazi subaylarýný aratmýyor. “Doðmamýþ canlýnýn yaþam haklarý” timsah gözyaþlarý ardýnda, Ortaçað’dan kalma yasa’k’lar getirerek asýl derdinin nüfus politikasý olduðunu gösteriyor. Yani faþizmin sömürecek daha çok sayýda iþçiye, savaþtýracak, onun için ölecek daha çok askere, daha çok “Türk”e ve hatýrý sayýlýr bir genç nüfus üzerinden dünyaya verilecek bir gözdaðýna ihtiyacý var... Tabi tüm bu politik açýklamalar kapitalizmin tüm emekçi sýnýflara özelde emekçi kadýnlara yaptýðý saldýrýlarýn bugün açýsýndan pratik çözümü deðil, ancak nedenini anlamak da çözümü üretmemize yardýmcý olur. Bir kadýn çocuðunu neden doðurmak istemez? Bu sorunun çok çeþitli nedenleri olabilir. Ekonomik, sosyal, psikolojik, fizyolojik, saðlýk vb. Ama baþlýca nedenin ekonomik olduðunu söyleyebiliriz. Kürtaj konusuyla ilgili hangi kadýna sorsanýz korkunç þeyler yaþamýþ, tanýk olmuþ veya duymuþtur. Ýþte onlardan biri: 64 yaþýndaki bir anamýz, tanýdýðý 35 yaþýndaki bir kadýnýn 5 çocuðu olduðu ve 6.sýný istemediði için 4,5 aylýk hamile iken kýna içtiðini ve canýndan olduðunu anlatýyor. Ana kendisi de 5 üvey ve iki öz çocuðundan sonra 7 çocuða bakmak çok zor olduðu için, sekizinci çocuðunu doðurmak istememiþ ve düþürmek için ikinci kattan bir buçuk metre karýn üstüne atlamýþ. Ama çocuðu düþmemiþ. “Ölebilirdim de ama ne yapayým” diyor. Doðurmak istemeyen bir kadýna zorla doðuracaksýn demenin kendisi de zorbalýktýr, ancak daha çarpýcý örnekler var. TBMM Ýnsan Haklarý Komisyonu Baþkaný ve Sakarya AKP milletvekili Ayhan Sefer Üstün tecavüze uðrayan kadýnlarýn da doðurmasý gerektiðini savunuyor. Örnek olarak da Bos-
na’da tecavüze uðrayan kadýnlarýn doðurduðunu söylüyor. “Tecavüz suçunun cezasýný bebekler çekmemeli”, “Anne bakmak istemiyorsa devlet bakabilir” diyebiliyor ve daha da ileri gidiyor ve “Kürtaj tecavüzden daha büyük bir suçtur” diyor. Ýþin kürtajla kalmayacaðýnýn anlaþýlmasý açýsýndan, Akit Gazetesinden de bir alýntý yapalým. Saadet Partisi Genel Baþkan Yardýmcýsý Birol Aydýn, Has Parti Genel Baþkan Yardýmcýsý Þeref Malkoç, Anavatan Partisi Genel Baþkan Ýbrahim Çelebi, MHP Baþkaný Devlet Bahçeli açýklamalarýnda; “Kürtajý yasaklamak yeterli deðil, 2004 yýlýnda zinanýn suç kapsamýndan çýkarýlmasý kürtajý tetikledi, gayri meþru iliþkiler çoðaldý, zina tekrar suç kapsamýna alýnmalý.”, “Zina yasasý deðiþmeden kürtaj azalmaz” diyorlar. Yani tecavüz sorun deðil, doðurmak zorunlu olacak, çocuða devlet bakacak, ama zina yasaklanacak. Tecavüz halinde “devlet bakar!” Devlet çocuklara nasýl bakar? Türkiye’de yaþayan 7-18 yaþ arasý çocuklarýn yüzde 56’sý fiziksel, yüzde 49’u duygusal, yüzde 10’u cinsel istismara maruz kalmakta. Ýstatistikler soðuk geldiyse Yýlmaz Güney’in Duvar filmini bir kez daha izleyin... Devlet baktýðý çocuklarý böyle öldürüyor: Uður Kaymaz, Mizgin ve Roboskilerle... Bu devlet çocuklarýný böyle öldürür .Dahasý mý? Maraþ’da, Dersim’de hamile kadýnlarýn karnýný deþerek... Çocuklara, kadýnlara tecavüz ederek, Kürdistan’da nüfus planlamasý adý altýnda kadýnlarý kýsýrlaþtýrarak, kadýnlara karakollarda cinsel iþkenceler uygulayarak, sakat býrakarak, öðrencileri tekmeleye tekmeleye çocuðunu düþürterek, eylemci kadýnlara kýz mýdýr, kadýn mýdýr belli deðil deyip belini kýrarak, kot giyenlerin tecavüzüne indirim uygulayarak, 3-5 çocuk yapýn deyip kadýný doðurma makinasý olarak dört duvar arasýna hapsederek... Kürtajýn yasaklanmasý özelde emekçi kadýnlara dönük bir saldýrýdýr! Neden emekçi kadýnlara? Çünkü her þeyde olduðu gibi bu konuda da sýnýfsal bir ayrým vardýr. Parasý olanlar Kýbrýs ya da Avrupa’ya gidip gelebilir, hatta kürtaj turizmi oluþabilir, parasý olmayan emekçi kadýnlar ise tavuk, kuþ tüyü þiþ, pamuk, sabun gibi ilkel yöntemlerle kendi kendilerine çözüm arayacak ya da kasap adý verilen merdivenaltý yöntemlerle canlarýný ortaya koyacaklar. Emekçi kadýnlarý her durumda ezen, aþaðýlayan, öldüren kapitalist sisteme karþý sadece yasa, kanun vb çerçevesinde mücadele dar ve tek yönlü kalýr. Biz emekçi kadýnlar soruna bütünlüklü olarak bakmalý, emperyalist-kapitalist sisteme karþý kavga bayraðýný yükseltmeliyiz. Sosyalizmde bebeðin doðumu ile ilgili tüm kararlar anneye aittir. Ayrýca ücretli doðum izni, ekonomik ve sosyal haklar ile annelik tüm toplumun sorumluluðu bilincini taþýr. Böylece annelik kadýnýn altýnda ezildiði bir yük olmaktan çýkar. Yine modern doðum kontrol yöntemleri yaygýnlaþtýkça kürtaj oranlarýnýn düþtüðü de bilimsel bir gerçektir. Ýstenen planlý gebelikler, güvenli annelik ve saðlýklý bireyler açýsýndan önemlidir. Bir kadýn hamile kalacak fiziksel ve zihinsel açýdan etkilenecek, hayatýnýn yönü deðiþecek, eðitiminden ve iþ hayatýndan uzaklaþacak, anne olmanýn sorumluluðu altýnda kalacak, hatta hayatýný riske edecek ama bu konuda karar sahibi olamayacak öyle mi? Baþbakan ve bakanlarý konunun meclise gideceðini, akla ve bilime göre hareket edeceklerini söylüyorlar. Biz emekçi kadýnlar, size de, sizin aklýnýza da, sizden gelecek bilime de karþý savaþ ilan ediyoruz. Bizi yok saymak ne demek göstereceðiz size! EMEKÇÝ KADINLAR
TARİHE YÖN VEREN KADINLAR... Lisede mücadele ile tanýþan Aysun Bozdoðan, Ýzmir 9 Eylül Üniversitesi’ni kazanmasýyla birlikte uzun soluklu kavgasýna baþladý. Ýzmir’de kaldýðý süre içerisinde DÖB çalýþmalarýna katýlýp, kýsa zaman içerisinde DÖB’ün tüm çalýþmalarýný üstlendi. Daha sonra Aysun, Tokat iline giderek çalýþmalarýný orada sürdürmeye devam etti, 94 yýlýnda ise Ýstanbul’a geldi. Ýstanbul’un o yoksul sokaklarýndaki insanlarla yaþamý paylaþýp sevgisiyle mücadeleye baðlandý. Aysun anaç ve korumacý yapýsý ile bütün çalýþmalarýnda disiplinli bir devrimciydi… Aysun, çevresindeki insanlarý duruþu ve konuþmasý ile devrimci mücadeleye kazandýrmayý bilirdi. Her alanda olduðu gibi Aysun sanatta da baþarýlý olmuþtur. Sanattaki yeteneðini ileriye taþýyarak Genç Ekin Müzik Grubunu kurdular. (Aysun Grup Emeðe Ezginin ilk kurucularýndan biri olmuþtur.) Sert geçen Mücadele sürecinde yazý iþleri müdürlüðünde de yer alýp çalýþmalarýna devam etti. 95 yýlýnda 1 Mayýs’ta Taksim’e çýkarak 1 Mayýs alanýnýn Taksim Meydaný olduðunu tüm iþçi sýnýfýna haykýrdý. Ýlk gözaltýsýný 1 Mayýs günü Taksim Meydan’ýnda yaþadý. Artýk bu Aysun’un ilk gözaltýsý olmayacaktý. Çeþitli eylemlerde yer alýp polisin faþistçe saldýrýsýna, keyfi gözaltýlarýna ve iþkenceye maruz kalacaktý. Yine de yýlmadan iþkencelere raðmen inanmýþ olduðu mücadelesine yürekten devam edecekti. Mücadelenin devamýnda 96 yýlý Þubat ayýnda tutuklandý. Ve Bayrampaþa Cezaevine gönderildi. Bayrampaþa Cezaevinde 20 Mayýs’ta baþlayan açlýk grevinin ilk gününde tahliye oldu. A7ysun için mücadele cezaevinden sonra daha da anlam kazanmýþtý. Aysun sevdiklerine, sevenlerine dokundukça umut daðýtýyordu. Mücadelede birlikte omuz omuza yürüyüp bocalayan yoldaþlarýný mücadelede tutmaya çalýþýyordu. Aysun kendisini mücadeleden uzak tutmaya çalýþan her þeyi geride býrakmýþ; yaþamýný, her þeyini artýk mücadeleye adamýþtý. 97’de yine tutuklandý. Tutuklanmasý sonucu Ümraniye Cezaevine gönderildi. Tutuklamalar artýk Aysun için son deðildi. Kýsa süre Ümraniye Cezaevinde kaldý. Yýllar sonra Ýzmir’e tekrar yolu düþmüþtü. Ýzmir’de Mart Ekin Sanat Merkezi’nin faaliyetlerini legal alanda yoðun bir þekilde hýzlandýrmýþtý. Aysun mücadele ve kavganýn sertliðinde çelikleþmiþ ve olgunlaþmýþtý. Ýzmir-Ýstanbul arasý çalýþmalarýný hýzlandýrýyor bir yandan da mücadeleye genç insanlarý dahil ediyordu. Operasyonlar sýklaþtýðýndan dolayý çalýþmalarýna legal alanda devam edemeyince illegal alanda devam etmeye baþladý. Ancak yoðun operasyonlar ve takipler sonucu illegal alanda kýsa süre kaldý. 99 Aralýk ayýnda operasyonlar sonucu gözaltýna alýnýp, tutuklanarak Ümraniye Cezaevine gönderildi. Cezaevlerinde doðan baskýlar sonucu açlýk grevi Ölüm Orucu’na çevrilince Aysun, Leninist Parti’nin ilk Ölüm Orucu gönüllülerinden biri olmuþtur. 19 Aralýk 2000 yýlýnda Devletin Hayata Dönüþ Operasyonu adý altýnda yaptýðý katliam tamamen iþçi ve emekçi sýnýflarý sindirmek için, onlarýn öncüleri olan devrimci tutsaklarý teslim almayý amaçlayan planlý bir saldýrýdýr Bunun sonucu F tipi Cezaevlerinin önünü açmak oldu. 19 Aralýk Zindan Savaþlarýnda sað çýkan Aysun “Bütün Ýktidar Emeðin Olacak, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük, Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakký” talepleriyle baþladýðý Ölüm Orucunda her zamanki dik duruþuyla ve gözlerindeki sönmeyen ýþýltýyla 26 Haziran 2001’de ölümsüzleþti.. Haziranýn yirmi altýsýydý / Saatler gün ortasýný geçmiþti / Yerkürenin bu noktasýnda / Gökyüzünde gündüz ay’ý / Beyaz bir buluta benziyordu / Güneþ / Rüzgarý saklamýþtý daðýn tepesine / Þehir rüzgarsýz /Þehir zamansýz / Þehir gündüz ay’ýna / Gündüz ay’ý sana bakýyordu. / Nar çiçeklerinden / birisi / düþtü dalýndan o an / Can yandý /Gün andý / Gül bandý kýzýla Alnýna kondu…
Sayı 13 / Haziran 2012
11
TARİHTE BU AY 01.06.1950: Ýzmir Ýþçi Sendikalarý Birliði kuruldu. “Bir Ýþçi Daha Ne Kadar Fedakar Olabilirki!” Bir önceki günün yorgunluðuyla gece yine yatarken saatimi 06.00’a kurdum. Her zamanki rutinliði ile uyandýrdý çalar saat beni. Önceleri minibüs ile gidiyordum iþe. Bu bana bayaðý pahalýya mal oluyordu. Her sabah iþe gidip gelebilmek için ödediðim 8 liranýn muhasebesini yapmaktan baþka bir þey düþünemez oldum. Çözüm çözüm. Bir ay sonu mesai saatimde bir hurdacý iliþti gözüme. Hurda arabasýnýn üzerinde þimdi benim yol arkadaþým olan, beni 8 liradan kurtaran rüzgarýnoðlu fýrtýna bisikletimi iyi bir pazarlýk sonucu aldým hurdacý Adem Dayý’dan. Benim rüzgarýnoðlu fýrtýna ile gidiyorum her sabah otobandan. Çok tehlikeli serüvendir belki ama çare tünne. Ben ne kadar mütevazi bir þekilde trafik kurallarýný ihlal etmesem de o gün radara her araç sahibi gibi bende takýldým. Trafik polisi “ne yapýyorsun sen” diye sorunca parmaðýmý sallayarak sakýn sakýn sakýn ha dedim ve ferrarim olsa da Ferrari ile girerdik otobana diye tepki gösterdim. Sonrasý malum, memur iyiliðimi düþünmüþ gibi görünüp nasihatlar verdi. Tabi ben de, hazýr cevap günlük 8 lira vermekten iyidir diyerek yoluma devam etti. Oysa ben de istemez miydim bir arabam olsun. Neredeeee. Aldýðým asgari ücretle ay sonunu gelmiyor. Elektrik, su, ev kirasý yiyecek, giyecek derken paranýn yüzüne hasret kaldýk. Yarým saatlik otoban serüveninin ardýndan biz iþçilerin it kulübesi (güvenlik kulübesi) diye tabir ettiðimiz ama patronlarýn diliyle mobonun önünde durdum. Gözlerinden uyku akan Ercan arkadaþtan nöbeti devraldým. Her zamanki gibi evden getirdiðim ekmek arasý ile kahvaltý yapmak için it kulübesinde çayýmý demledim. Etrafa göz gezdirirken ne garip; herkes bir telaþ içinde. Bir yandan iþçiler servise yetiþebilmenin telaþý ile koþturanlar, ýslýk çalanlar “dur gitme” diyenler. Yaþam acýmasýzlýðýyla akýp gidiyor. Ah ah zaman öylesine akýp gidiyor ki!. Ohooo farkýna varmadan demlikten suyu da taþýrdýk. Acele acele kahvaltýmý yapmam gerekiyor. Birazdan satýþ temsilcileri gelecek, kulübenin önünde onlarý karþýlamam gerek her gün olduðu gibi. Oh be bugünde kazasýz belasýz karþýladým satýþ temsilcilerini. Kolay deðil kardeþim her sabah bunlarý karþýlamak; gelenler bizi insan gibi görmüyorlar ki, sanki kapý önüne köpek baðlanmýþ. Aslýnda sadece satýþ temsilcileri deðil ki, patronlar, müdürler, þefler. Sonuçta biz de onlar gibi insanýz. Gel gör ki aramýzda uçurum var. Ne de olsa biz “ayak” takýmýyýz, iþçiyiz. Sabahýn dalgýnlýðýyla taþýrdýðým çaydan dolayý kirlenen yeri temizlerken mobonun camýna bir adam vurdu. Kafamý kaldýrdým karþýmdaki adamýn saçý sakalý bir birine girmiþ. Buyrun nasýl yardýmcý olabilirim diye sordum. Karþýmdaki adam o kadar dolmuþ ki hemen bana dert yanmaya baþladý; - 8 aydýr iþ arýyorum.8 aydýr kiramý, elektriðimi, suyumu ödemediðimden “devlet babamýz” hepsini kesti. Ev sahibi de beni evden çýkaracak, ne olursun yardýmcý ol bana deyince bunun üzerine kardeþ ismin ne diye sordum. –ismim Ali. Ali kardeþ ne iþ yaparsýn. –ben üniversite mezunuyum. Ne iþ olsa yaparým. Ali kardeþ buradan eleman alýmý yapmýyorlar. Ama ben bu konuda yardýmcý olacaðým. Gerçekten Ali’ye yardým etme isteði doðdu içimde. Bunun içinde satýþ ofisine gitti. Eleman alýmýnýn yapýldýðý adresi alýp Ali’ye verdim. Yazý yazan sekreter o kadar okunaksýz yazmýþ ki düzelteyim diye kulübeye girdim. -Bunlar kendilerini ne zannediyorlar. Bunlar kim. Sende çeksene lan arabayý! Ne oluyor diye kulübenden dýþarýya çýktým. Bu zamana kadar karþýlaþmadýðým biri el kol hareketi yapýp küfür yaðdýrýyor. Bense olayý anlamaya çalýþýyorum. Bu arada yeniden düzelterek yazdýðým adresi Ali’ye verdim. O ise hala baðýrýp çaðýrýyor. -Arabanýn da þoförün de, güvenliðin de…. deyince müdahale ederek beyefendi neden baðýrýyorsunuz neden küfür ediyorsunuz diye sordum.
-Sen kimsin deyince þaþýrarak ben buranýn güvenliðiyim dedim. Ben de siz kimsiniz diye sorunca bana cýðýrtlak kýzgýn ve oldukça yüksek bir ses tonuyla – Ben buranýn sahibiyim! Anladýn mý buranýn sahibiyim dediðinden bende olabilirsin, baðýrman çaðýrman saða sola küfür etmem gerekmez diyerek cevap verdim. O kodaman bana – sen kim oluyorsun neden beni dýþarýda karþýlamýyorsun deyince bende kendimden emin bir þekilde baskýn bir ses tonuyla birincisi sizin buraya geleceðinizden haberim yoktu. Ýkincisi ise sizin geleceðinizden þirket yetkilileri bana haber vermedi. Üçüncüsü ise sizi daha önce görmedim tanýmýyorum deyince - uzatma sen kimsin, kýçý kýrýk bir güvenliksin der demez sanki kan beynime sýçramýþtý. Ne yapacaðýmý bilmiyordum. Çok sinirlenmiþtim kulaðýmdan hiç düþmüyordu “kýçý kýrýk bir güvenliksin” sözleri. Bu kýzgýnlýðýmla kendimi tutamayým üzerine yürüdüm ve sen de terbiyesiz ukala parasýna güvenen züppesin dedim ve tam suratýnýn ortasýna öyle bir vuracaktým ki olayý görüp gelen müdürün arkasýna sýðýnarak kurtardý kendini. Adama bak ya sanki beni satýn almýþ. Biz ekmeðimiz için mücadele ederken, hatta yaþamak için deðil ölmemek için direnirken, þu kendini bilmez zengin herifin yaptýðý harekete bak diye düþünüyordum kendi kendime. Kesin beni iþten atarlar. Geliþecek olaylarý tahmin edebiliyordum. Hatta birazdan telefon çalacak þirketin müdürü beni yanýna çaðýrýp iþime son verecektir. Ve düþündüðüm oldu arayan müdürdü. Telefonda müdür baðýrýp çaðýrýyor. Ben de müdürün beni dinlemesi gerektiði konusunda ýsrar ederek yaþanan olaylarý olduðu gibi anlattým. Müdür biraz daha dikkatli olmam gerektiði konusunda beni uyararak azarladý. Bana son olarak –sen bizimle çalýþýyorsan dürüstlüðüne inandýðýmýz içindir, deyince biraz sakinleþtim ve rahatladým. Yahu bu ne talihsiz bir gün, oysa ki sabah kalktýðýmda neþe doluydum. Þu aksiliðe bak. Aha patron dýþarý çýktý. Adama bak burnundan soluyor. Bana pis pis bakarak arabasýna binip gitti. Tek patron mu ki þu yalaka müdürlere bak hele bir de karþýma geçmiþler öfkeyle bana bakýp sigara içiyorlar. Kim bilir içlerinden ne sinsi planlar geçiriyorlardýr. Ben de kulübenin önünde dikilmiþim. Ýki adamýn kaldýrýmda yürüdüðünü gördüm. Adamlar yürürken tüküre tüküre gidiyorlar. Bunu gören müdür hemen hýrçýnlaþarak –güvenlik neden müdahale etmiyorsun dedi. Beni iþten çýkartmak için bahane arýyor olmalýlar. Herhalde kendilerini uyanýk sanýyor þu yalaka müdürler. Oysa daha önce yüzlerce kez insanlarýn tükürdüklerine þahit olmuþlardýr. Herhalde hesaplarý beni adamlarýn üzerine salarak kavgaya tutuþturmaktý. Bunun akýbetinde iþime son vereceklerdi. Tamam efendim diyerek adamlarýn yanýna gittim. Saðdaki kiþinin omuzuna dokunarak dedim ki beyefendi yere deðil de (avucumu göstererek) buraya tükürün dedim. Adamlar afalladý. -Manyak mýsýn kardeþim çek git iþine sabah sabah adamýn asabýný bozma dedi adam bana. Adama müdürüm yere tükürdüðünüzden dolayý size müdahale etmemi söyledi. -Git müdürüne söyle sýkýyorsa gelsin kendisi müdahale etsin diyerek yüksek sesle söylenmeye baþladýlar. O sýrada müdürler kapýnýn önünde sigara içiyorlardý. Adamlar müdürlerin üzerine doðru yürüyerek bir yandan ana avrat küfür ederken - ben tükürüyorum ulan yiyorsa gelin karþý çýkýn. Þerefsizler, namussuz adamlar diye yüksek sesle baðýrdý adamlar. Müdürler ise içeri kaçtýlar. Bu olayýn üzerine moralim yerine geldi neþelendim. Ve kendi kendime düþündüm. Þunlara bak bir avuç asalaklar, paralarýyla onurumuzu satýn alacaklarýný düþünüyorlar. Bir kez daha gördüm ki iþçiler yani bizler, istersek patron ve patron yalakalarýný kendi silahlarýyla vurabiliriz.
GIMGIM SEYDO
01.06.1971: Hüseyin Cevahir; 29 Mayýs 1971’de, Ýstanbul-Maltepe’de, Mahir Çayan ile birlikte saklandýklarý evde kuþatýldýlar. 3 gün süren kuþatma 1 Haziran sabahý nöbet tutan Hüseyin Cevahir’in vurulmasý ile son buldu. Çayan ise yaralý olarak ele geçirildi 02.06.1970: Usta Yazar Orhan Kemal Bulgaristan’da yaþama gözlerini yummuþtur. 02.06.1988: Toplu iþ sözleþmesi görüþmeleri týkandý. Direniþe geçen iþçi sayýsý 51 bin. 02.06.1991: Usta þair Ahmed Arif Ankara’da yaþama gözlerini yummuþtur. 03.06.1959: Polis Zonguldak Maden Ýþçileri Kongresini daðýttý. 03.06.1963: Komünist Þair Nazým Hikmet Ran Moskova’da yaþama gözlerini yummuþtur. 04.06.1970: “Altýn Portakal” Sinema Ödülünü baþrolünü Yýlmaz Güney’in oynadýðý Bir Çirkin Adam filmi kazandý. 08.06.1991: 600 bin kamu iþçisinin toplu sözleþmelerinde uyuþma saðlanamadý. Ýþçilerin protesto eylemleri arttý. Gölcük’te binlerce iþçi Yalova-Ýzmit karayolunu trafiðe kapattý. 08.06.1992: Ýstanbul Elektrik Tünel Tramvay Ýþletmesi’nde (ÝETT) çalýþan 30 bini aþkýn iþçi, toplu sözleþme görüþmelerinin uyuþmazlýkla sonuçlanmasýný protesto etmek için 1992 yýlýnda toplu viziteye çýktýlar 08.06.1996: Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu (KESK) üyesi memurlarýn Beyoðlu’nda yaptýklarý oturma eylemine polis müdahale etti. Polis gazeteci ve memurlarý copladý; 357 kiþi gözaltýna alýndý 10.06.1981: Veysel Güney 12 Eylül Askeri Faþist Diktatörlüðü tarafýndan idam edildi. 15.06.1970: 15-16 Haziran Ayaklanmasý .DÝSK’in çaðrýsý üzerine 70 bin iþçi direniþe geçti. Ýþçilerin amacý Sendikalar Kanunu’nda yapýlan deðiþiklikleri protesto etmekti. Ýþçiler Kartal’da Ankara Asfaltý’ný kapattý; Haymak Fabrikasý iþgal edildi. Bakýrköy’de Londra Asfaltý’ný kapattý. Levent ve Topkapý bölgesindeki fabrikalardan çýkan iþçiler Þiþli, Taksim yönünde;Türk Kablo Fabrikasý iþçileri ise Ýzmit’e doðru yürüdü. Ayaklanma iki gün sürdü. Yer yer polis ve askerle girilen çatýþmalarda 3 kiþi yaþamýný yitirdi. Ýþçilerin ayaklanmasý diskin örgütlenmesini engelleyen yasa tasarýsýný geri çektirdi. 16.06.1974: Ýzmir’de 60 bin iþçi genel direniþ yaptý. 17.06.1995: Grevli toplu sözleþmeli sendika hakký isteyen 10 binlerce memur Ankara’da oturma eylemi yaptý. 21.06.1633: Ýtalyan gök bilgini Galileo Galilei, engizisyon mahkemesinde dünyanýn döndüðüne iliþkin tezini inkara zorlandý 22.06.1941: Hitler Faþizmi Sovyetler Birliði’ne saldýrdý. 23.06.1992: Türkiye’de toplu iþ sözleþmesi görüþmelerin-
ÝÞVERENÝN ALÝ CENGÝZ OYUNLARI
2
003’n Mayýs ayýnda ilk okul 1. Sýnýfa giden bir çocuðu olan iþçi arkadaþýmýz güvenlik önlemleri alýnmadýðý için düþerek öldü. Etilerde Maya alýþveriþ merkezinde 2001 yýlýnda temizlik iþçisi olarak çalýþmaya baþladým. Zaman zaman gece çalýþtým, zaman zaman gündüz çalýþtým. Maaþýmýz asgari ücretti. Birgün gece vardiyasýnda sürekli çalýþan Haydar arkadaþýmýzýn üst camlarý silerken düþerek öldüðünü öðrendim. Ben Haydar arkadaþla yaklaþýk iki buçuk ay birlikte çalýþmýþtým. Ben gündüze geçtikten birkaç gün sonra Haydar arkadaþ dýþ cephenin camlarýný silerken koruma olarak kullanýlan vakumun eski olmasý nedeniyle camý býrakan vakum Haydar arkadaþýn dengesini kaybetmesine ve düþmesine neden oldu. Haydar arkadaþ 6 metre yükseklikten düþerek beyin kanamasý geçirdi. Kaldýrýldýðý hastanede 15 gün yaþam mücadelesi verdi. Doktorlarýn tüm çabalarýna raðmen Haydar arkadaþ kurtulamadý. Haydar arkadaþýn ölümünden bir ay sonra alýþveriþ merkezine inceleme yapmak için bir heyet geldi. Patron heyete kazanýn Haydar’ýn dikkatsizliði yüzünden meydana geldiðini anlatýyordu. Depodan çýkardýðý hiç kullanýlmamýþ vakumu cama yapýþtýrarak heyetten sökmelerini istedi. Bu þekilde yaparak iþ kazasýnýn tamamen Haydarýn dikkatsizliðinden kaynaklandýðýna heyeti inandýrmaya çalýþacak,onlarý kandýracaktý. Ben de heyetin geldiðini görünce yavaþ yavaþ heyete doðru yanaþmaya baþladým. Bu sýrada patron ve yalakalarý kullandýklarý iþ güvenliðini saðlayan malzemeleri depodan çýkarmýþ heyete gösteriyorlardý. Benim yanaþtýðýmý gören patron ve yalakalarý beni uzaklaþtýrmaya çalýþtýlar. Ben kulak misafiri oldum.
Heyete seslenerek ölen arkadaþýmýzýn hiçbir þekilde suçunun olmadýðýný tamamýyla iþverenin iyi bir þekilde güvenlik tedbirlerini almadýðýndan kaynaklý kazanýn meydana geldiðini söyledim. Haydar arkadaþýmýzýn avukatý hemen benim telefon numaramý aldý. Ben avukata çalýþma koþullarýmýzý anlattým. Sonra açýlan davaya þahit olarak katýldým. Mahkemede hakime müdürlerin patronun talimatýyla iþten anlayan iþçileri tazminat haklarý doðmadan iþten çýkarttýrdýðýný ve iþten anlamayan deneyimsiz iþçileri alarak düþük ücrete tehlikeli olan altý yedi metre yükseklikteki dýþ cephe temizliðini güvenliksiz olarak çalýþtýrdýðýný söyledim. Çalýþma koþullarýmýzýn zorluðunu anlattým. Daha sonra iþvereni savunmadýðým için beni her zaman sürgüne gönderdiler. Zor iþleri yaptýrdýrdýlar. Patron bana ben sana yemeðini veriyorum, maaþýný veriyorum niye benden yana konuþmadýn diye hep azarladý. 2006 yýlýnýn þubat ayýnda iþveren iþime son verdi. Ben 15 gün iþe gidip geldim. Ama iþveren bana iþ vermedi. Avukatým dava açtý.açtýðýmýz davayý kazandý. 25 senedir iþçilik yapýyorum ömrüm boyunca hiç yalakalýk yapmadým; bu zamana kadar çalýþtýðým tüm yerlerdeki patronlarý mahkemeye verdim ve tüm davalarý kazandým. 2007 yýlýnda emekli oldum. Þuan da halen teksitl atölyesinde çalýþýyorum. Emekli Temizlik Ýþçisi Güzel Kýsacýk
de uzlaþma saðlanamayýnca Belediye-Ýþ Sendikasý’na baðlý 34 bin iþçi bir günlük iþ býrakma eylemi yaptý. 24.06.1967: Ýstanbul’da üniversite öðrencileri Amerikan 6. Filosu’nun Ýstanbul Limanýna geliþini protesto ettiler. 25.06.1981: 12 Eylül Faþist diktatörlüðü tarafýndan Ahmet Saner ve Kadir Tanboða idam edildiler. 26.06.1985: Bilim ve Sosyalizm Yayýnlarý, 133.607 adet kitaplarýnýn Ankara Sýkýyönetim Komutanlýðý’nca imha edildiðini açýkladý.
S Ö Z LÜ K - PRAKSÝS
D
ünyayý deðiþtirme eylemi, pratik, bilinçli insan eylemi. Ýnsan düþüncesinin teoride kalmayýp pratiðe dökülmesidir. Ýþçi sýnýfýnýn büyük önderi Karl Marx, Alman ideolojisi adlý eserinin Feurbach üzerine tezler bölümünde, 11. Tez’de “Filozoflar, dünyayý yalnýzca çeþitli biçimlerde yorumlamýþlardýr, oysa sorun onu deðiþtirmektir” diyerek aslýnda praksisli en özlü þekilde anlatmýþtýr. Ýþçi sýnýfýnýn dünyayý deðiþtirme eylemi devrim anlamýna gelecektir. Ýþçi sýnýfýný dünyayý devrim yoluyla deðiþtirecektir. Ýþçi sýnýfýnýn pratiðinin en üst aþamasý ise sýnýfsýz, sömürüsüz bir dünya kurmak olacaktýr.
Emeðin Dünyasý Gazetesi / Aylýk Süreli Gazete / Yýl: 2 / Sayý: 13 / Haziran / 2012 / Mart Yayýncýlýk / Sahibi ve Yazý Ýþleri Müdürü: Cenk Orçun Ýnal / Adres: 75. Yýl Mahallesi 1341 Nolu Sokak No: 47/B Sultangazi/ÝST/ Tel.: 0212 419 68 51 / emegindunyasi@gmail.com - www.emegindunyasi.info / Baský Tuks Matbaa & Ajans / Þirinevler Mah. 1. Sok. No: 27/16 Bahçelievler/ÝST
Portekizliler Kemer Sýkma Politikalarýna Karþý Yürüdü
Madenci Ýþçilerin Eylemi Ýkinci Haftasýnda
17.06.2012 PORTEKÝZ’de halk,ülkenin kamu borçlarýný kapatmak için alýnan kemer sýkma önlemlerini protesto etti. Binlerce kiþinin eyleme katýldýðý baþkent Lizbon’da Cumartesi günü baþlayan eylem, geçen hafta Porto kentinde düzenlenen eylemden çok daha fazla katýlýmcý sayýsýna ulaþtý. Halk, ülkenin IMF ve Avrupa Merkez Bankasý’na (ECB) olan ve toplamda 78 milyon dolar olan borç nedeniyle koþullarýn giderek aðýrlaþtýðýný belirterek, merkez-sað hükümetin mali politikalarýný kýnadý. Eylemdeki halk, bütçe kesintilerinin Portekiz’in çöküþüne neden olacaðýný vurguladý. Portekiz’de Mayýs ayýnda parlamentodan geçen yeni düzenlemelere göre, çalýþma koþullarý aðýrlaþtýrýlmýþ, resmi tatiller ve izin günleri iptal edilmiþ ve iþten atýlmalarý kolaylaþtýracak önlemler alýnmýþtý. Sendika birliði CGTP, eylemin yalnýzca kemer sýkma politikalarýna karþý deðil, ülkede özellikle gençler arasýnda yaygýnlaþan iþsizlik, gelecek hakkýnda güvensizlik ve yaþam koþullarýndaki inanýlmaz düþüþ olduðunu belirtti. Öte yandan, sendika, çalýþma yasasýnýn yeniden gözden geçirilmesini veto eden Cumhurbaþkaný Cavaco Silva’nýn da bu durumdan ayný derecede sorumlu olduðunu söyledi. Yeniden düzenleme yapýlmazsa, emekçilerin greve gideceðini ve bu uygulamanýn, uluslararasý çalýþma standartlarýný ihlal eden ve Portekiz anayasasý ile çeliþen bir uygulama olduðunu belirtti.
vrupa’da süren ekonomik kriz ülkeleri arasýnda yer alan Ýspanya’da, madenlere yapýlan sübvansiyonlarýn (devlet desteði) kesilmesine karþý maden iþçilerinin baþlattýðý eylem ikinci haftasýna girdi. Pazartesi günü ülkenin Kuzey Batý’sýnda bulunan Asturin bölgesinde yollara ve köprülere barikat kuran maden iþçileri, polisin barikatlarý daðýtma giriþimine karþý eyleme geçti ve eylemlerini sürdürdü.
ÝNGÝLÝZ MADENCÝLERDEN MEKTUP
M
ariano Rajoy hükümetinin maden sektöründe aldýðý yýkýcý kesinti kararý üzerine 23 Mayýsta greve baþlayan, 31 Mayýsta süresiz greve giden ve sürekli eylem halindeki Ýspanyol madencilere Ýngiltere’deki madenci iþçilerden dayanýþma mektubu gönderildi. Mektupta kýsaca þundan bahsediliyordu. “Ýngiliz madencilerin ve NUM (Ulusal Madenciler Sendikasý) taraftarlarýnýn, Ýspanyol sendikalarýna ve özellikle de 1984-85 grevi süresince onlarla dayanýþan ve mali destekte bulunan madencilere büyük bir þükran borcu vardýr. Þimdi onlarla birlikte olma zamanýdýr.”
A
13.06.2012 ükümetin madenlere yapýlan sübvansiyonlarda yüzde 63 kesintiye gitme kararý almasý üzerine baþlayan süresiz grev kararýnýn ardýndan sendikalar ve iþçiler karara sert tepki göstermiþti. Sübvansiyonlarýn (devlet desteði) üçte ikisinin kesilmesinin, bölgedeki madenlerin kapanmasý ve iþçilerin iþten atýlmasý anlamýna geldiðini belirten sendikalar bunun üzerine eylem kararý almýþtý. Eylemler Asturien’in yaný sýra Kastilien ve Leon kentlerinde de etkili oldu. Madenciler iki hafta içinde 140 ayrý noktada yollara kömür dökerek barikat kurarak bölgedeki ulaþýmý önemli ölçüde aksattý. Ayrýca eylemlerden demiryolu ulaþýmý da etkilendi. Geçen hafta Leon kenti yakýnlarýndaki Cinera kasabasýnda madenciler ile güvenlik güçleri arasýnda çatýþmalar çýkmýþ, polis iþçilerin üzerine plastik mermilerle ateþ açmýþtý. Bölgenin belediye baþkaný da polisin attýðý plastik mermilerden nasibini almýþtý. Bölge halký da sübvansiyonlarýn (devlet desteði) kesilmesine karþý baþlatýlan maden iþçilerinin eylemine destek veriyor. Son iki haftadýr devam eden eyleme ülke genelinde büyük bir sempati oluþmuþ durumda. Ýþsizliðe ve yoksulluða karþý geçen yýl sokaklara çýkan “Öfkeliler” ve “15 Mayýs (15-M)” hareketi de maden iþçileriyle dayanýþma içinde olduðunu açýkladý. Ýspanya’da önemli bir yere sahip olan Austrien Bölgesi’nde geçmiþte de büyük mücadeleler yürütülmüþtü. 1934’de Alejandro Lerroux rejimine karþý gerçekleþtirilen büyük iþçi direniþi kanla bastýrýlmýþtý ve 3 bin kiþi öldürülmüþtü. Yine 1962 yýlýnda da bölgede Franko faþizmine karþý büyük madenci grevi gerçekleþtirilmiþti. Þimdi de maden iþçileri, iþbaþýna geldiði günden bu yana AB’nin istemleri doðrultusunda Çalýþma Yasasý’ný deðiþtiren Saðcý Baþbakan Mariano Rajoy’a karþý güçlü bir eylem baþlatýlmýþ durumda.
H
Ýspanya’da Maden Ýþçileri Polisle Çatýþtý 31.05.2012 Ýs pan ya’da büt çe ke sin ti le ri ni pro tes to e den kö mür ma de ni iþ çi le ri nin baþ lat tý ðý grev de vam e di yor. Ma den ci lik sek tö rü i çin res mi kal kýn ma yar dým la rýn da ki sert dü þüþ ler ü ze ri ne ey lem ka ra rý a lan ma den ci ler baþ kent Mad rid’te po lis le ça týþ tý. Ýs pan ya ge ne lin de bu lu nan 40 kö mür ma de nin de ça lý þan bin ler ce iþ çi Sa na yi Ba kan lý ðý ö nün de top lan dý. Ýþ çi ler po li sin sert mü da ha le si ne rað men ey lem le ri ne de vam et mek te ka rar lý:
“Biz böy le bir ça týþ ma ol sun is te me dik. As lýn da bu na biz se bep ol ma dýk a ma ma den ci lik sek tö rü nü a yak ta tut mak i çin so nu na ka dar mü ca de le et me ye ha zý rýz.” Gös te ri ci ler le po lis a ra sýn da çý kan o lay lar da en az 10 ki þi nin ya ra lan dý ðý, i ki ki þi nin de gö zal tý na a lýn dý ðý bil di ril di. Sen di ka lar, hü kü me tin ön gör dü ðü 111 mil yon E u ro luk ke sin ti nin sek tör de yak la þýk 25 bin ki þi yi iþ siz bý ra ka ca ðý ný sa vu nu yor. Ýs pan ya’da, son 20 yýl da ma den le rin ka pan ma sýn dan do la yý 40 bin ma den ci nin iþ siz kal dý ðý tah min e di li yor.
Tencereli Protesto 08.06.2012 rjantin’de halk Cristina Fernandez hükümetini protesto etmek için Buenos Aires’deki Baþkanlýk Sarayý önünde eylem yaptý. 2001-2002 krizinde gösterilerin sembolü haline gelen tencerelere vuran protestocular, iki haneli enflasyonu, döviz alýmýna getirilen yeni kurallarý ve yolsuzluðu protesto etti. Bir protestocu toplanmalarýn nedenini “Kurumlarýn yozlaþmasýný, mahkemelerin boyun eðmesini ve iktidarýn baðýmsýzlýðýný kaybetmesini protesto etmek için gösteri düzenliyoruz.” þeklinde açýklarken bir baþkasý ise, “Þu anda çok kötü bir döneme doðru gidiyoruz ve hükümetten bir cevap alamýyoruz. Kimse yüzünü gös-
A
termiyor, gösterseler bile bize doðruyu deðil sadece yalan söylüyorlar.” Ülkede yüzde 25’lere çýkan enflasyon ve yavaþ ekonomik büyüme devam ediyor. Arjantinliler Peso’ya güvenlerini tamamen kaybederken, yatýrýmlarýný Dolar’da tutmaya çalýþýyor.Hükümet ise Peso’ya güveni arttýrmak için döviz alýmlarýna kýsýtlamalar getirdi. Artýk yatýrým amaçlý Dolar almak isteyenler vergi numaralarý ile kimliklerini ibraz etmek zorunda kalacaklar. Ulusal Vergi Dairesi ise bu kiþilerin Dolar alýp alamayacaðýný araþtýrarak döviz almaya uygun olduklarýna dair izin vermesi gerekiyor. Kýsýtlamalarýn önümüzdeki aylarda daha da artmasý bekleniyor.
Ýspanya’da Eðitimde Büyük Grev 22.05.2012 spanya’da hükümetin eðitim alanýndaki kesinti planlarýna karþý tüm kamu eðitim sektörü greve gitti.Anaokulundan üniversitelere kadar tüm kamu eðitim kurumlarýnda düzenlenen grev, ülkede eðitim alanýnda bu denli geniþ kapsamda gerçekleþtirilen ilk büyük eylem oldu. Greve eðitimciler, öðrenciler ve veliler birlikte yoðun bir katýlým gerçekleþti. Hükümetin kesinti planlarý kapsamýnda, sýnýflardaki öðrenci sayýsýnýn artýrýlmasý, eðitimcilerin ayný maaþlarla daha uzun saatler çalýþmalarý ve üniversite harçlarýnýn yüzde 25’e varan oranlarda artýrýlmasý planlanýyor. Grev, Bask Bölgesi ve Balear Adalarý hariç, tüm bütün Ýspanya genelinde gerçekleþti. Kasým ayýndaki seçimlerde iktidara gelen Baþbakan Mariano Rajoy sert kesinti önlemleri alacaðýný açýklamýþtý. Hükümet ekonominin yeniden büyümesi için kesinti programlarýnýn uygulanmasý gerektiðini iddia ediyor. Grev, kesintileri protesto eden göstericilerin Madrid’in merkezindeki Puerto del Sol Meydaný’ndan polis tarafýndan çýkarýlmasýndan bir hafta sonra gerçekleþti.
Ý
Norveçli kamu çalýþanlarý 28 yýl sonra grevde 24.05.2012 orveç’te on binlerce kamu çalýþaný, ödemelerle ilgili anlaþmazlýk üzerine greve gitti. Norveçli devlet memurlarý en son 1984’te grev yapmýþtý.
N
Yaklaþýk 30 bin belediye ve hükümet çalýþanýn greve gitmesi, okul, hapishane ve anaokullarýný da etkiledi. Sendikalar, maaþlarýn özel sektörle uyumlu olmadýðý gerekçesiyle ödemelerde yüzde 4’lük artýþ talep ediyor, çalýþma þartlarýnýn da geliþtirilmesini istiyor. Huzur evleri, vergi bürolarý ve polis Perþembe günkü grevden etkilendi.
KKTC’de Grev Ertelendi Ýþçiler Belediyeyi Bastý 16.05.2012 uzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti’nde Bakanlar Kurulu’nun Lefkoþa Belediyesi çalýþanlarýnýn grevini ertelemesi üzerine iþçiler belediye binasýna girmeye çalýþtý. Bakanlar Kurulu, grevi 60 gün süreyle erteleyince iþçiler belediye binasýný bastý. Binaya giremeyen belediye iþçileri, belediye giriþi önüne çöpleri dökerek ateþe verdi. Grev süresince, belediye iþçileri baþbakanlýk önünde miting yaptý. Baþbakanlýk önünde düzenlenen mitingde, iþçilere polis saldýrdý. Ýþçilere saldýran polis bazý iþçileri gözaltýna aldý. Ýþçilerin polise attýðý cisimlerden polisler de yaralandý. Ýþçiler 2 Aydýr Maaþ Alamýyor Bakanlar Kurulunun grevi erteleme kararýna gerekçe olarak, baþkentte haftalardýr biriken çöplerin halk saðlýðýný tehdit eder boyuta ulaþmasý gösterilmiþti. 2 aydýr maaþ alamayan belediye iþçileri de grevin Bakanlar Kurulu tarafýndan 60 gün süreyle yasaklanmasýný tanýmadýðýný belirterek eylemi sürdüreceklerini açýklamýþtý.
K