15 EYLÜL’DE ANKARA’YA üm saldýrýlara topyekun bir cevap vermek için 15 Eylül’de Ankara’ya. Eðitim-Sen’in çaðrýsý ile sendikalar, tüm demokratik kitle örgütleri, siyasal partiler ve sýnýfýn öncüleri 4+4+4’e karþý Ankara’da buluþacaklar.
T Aylık İşçi Gazetesi / Yıl: 2 / Eylül / Sayı:16 Fiyat: 1 Lira
Sf.8
İŞTE KAPİTALİZMİN GERÇEK YÜZÜ
Sf.7
İþçiler Çatýyý Ýþgal Etti
Ýþten Atýlan “Münafýk” Ýþçiler
T
Sf.5
Adana Tedaş Elektrik Şirketinde Taşeron Olarak Çalışan ve İşten Atılan İşçiler 160 Gündür İşe Geri Dönme Mücadelesi Veriyorlar. Enerji-Sen’e Üye İşçiler Atıldıkları Günden Buyana Birçok Eylem Gerçekleştirerek Seslerini Duyurmaya Çalıştılar. İşe İade Davası Açan İşçilerin Mahkemesi Ertelendi. İşçiler Tedaş Müdürlüğü Önüne Gelerek Basın Açıklaması Yapmak İstedi. Açıklamaya İzin verilmeyince İşçiler Güvenlik Çemberini Kaldırarak Çatıya Çıkmayı Başardı. Çatından Aşağıya Pankart Asarak Durumu Protesto Ettiler.
eksif sendikasýna üye olduklarý için iþten atýlan Teksim iþçileri fabrika önünde iþlerine geri dönmek için eylem yapýyorlar. Ýþçilerin çalýþma koþullarýna karþý baþlattýklarý sendikalaþma mücadelesine karþý Teksim patronu iþten atarak cevap verdi. Ýþten atýlan iþçiler fabrika önünde sendika ile birlikte baþlattýklarý iþe geri dönme ve çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesi için eylemlerine devam ediyorlar.>>>Sf.6
Baþpýnar’da Bozkýr Tutuþtu Ýþçiler Ayakta
A
ntep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde Triko-Tekstil ve Dokuma Atölyelerinde Çalışan Binlerce İşçi Kölece Çalışma Koşullarına ve Düşük Ücret Zammına karşı Üretimi Durdurdu. 10 Gün Fabrika Önlerinde Eylem Yapan İşçiler Kısmi Kazanımlar Elde Etti.
Sf.4
Ýþçiler, Emeði ve Eylemiyle Özgürleþtirir
E
Sf.2
meðin Dünyasý olarak iþçiler ile birlikte örgütlediðimiz pikniði gerçekleþtirdik. Emeðin Dünyasý olarak 26 Aðustos Pazar günü Gazi Mahallesi Kent Ormanýnda saat 10.00’da piknik alanýna giriþimizle baþlayan piknik programý kurulan kahvaltý sofrasýyla baþladý.
07.s >>Gündem...
10.s >>Tarihe Yön Veren Kadınlar
08.s >>BİBER GAZININ DOĞALLIĞI
S
Aynil Oktar… Devrimci bir kadýnýn yaþam öyküsü… Son anýna kadar devrimci mücadelenin gerektirdiði hiçbir pratikten kaçýnmamýþ devrimci bir kadýn… Çanakkale Belediye Baþkanýnýn danýþmanlýðýný, festival organizatörlüðünü, Çanakkale’ye ait bir yerel televizyonun spikerliðini ve editörlüðünü yapan, ayný zamanda sendikal faaliyetlerde bulunan Aynil Oktar, evli ve bir çocuk annesiyken tanýþtý mücadeleyle.
S
iz hiç kýþ mevsiminde kendiliðinden tutuþan, orman yangýný duydunuz ya da gördünüz mü?Islak samana ne kadar kibrit çaksanýz nafile. Çakýlan her kibrit fýss deyiverir ve söner. Ama yaz aylarýnda ormanlar kýrýk bir cam parçasýndan yansýyan güneþ ýþýðýyla bile kendiliðinden tutuþabilir.
DÝK Antep Baþpýnar Ýþçilerini Selamladý
on 12 yýlda resmi rakamlara göre 628 tonluk biber gazý ithal eden ve bunun için 21 milyon 269 bin dolar yani yaklaþýk 38 milyon lira, eski parayla 38 trilyon lira ödeyen sevgili egemenlerimiz,bütün hak arama eylemleri ve toplumsal....biber gazýmýz %100 doðal!...
Sf.4
Baþpýnar Organize Sanayi Bölgesi’nde düþük ücret ve çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesi için üretimi durduran Þireci Tekstil, Gür Teks, Gür Ýplik, Motif Tesktil iþçilerinin verdiði mücadeleyi Ýstanbul Devrimci Ýþçi Komiteleri basýn açýklamasý yaparak kamuoyuna duyurdu. Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen DİK’liler sloganlarla işçilerin mücadelesini selamladı.
2
Sayı 16 / Eylül 2012 İZMİR-30.08.2012
Billur Tuz Eyleme Ara Verdi
Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecekleri şeyleri yok, kazanacakları bir dünya var. Bütün ülkelerin işçileri, birleşin! Karl Marx emegindunyasi.info
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
T
ekgıda-İş sendikası’na üye Billur Tuz işçileri fabrika önünde verdikleri 240 günlük mücadele sonucu eylem ara verdi. Sendikanın yap-
tığı açıklama ile eyleme ara verdiklerini duyurdu. Sendika, işçilerin işe iade davasının devam ettiğini hukuk mücadelesinin devam edeceğini vurguladı
Ýþçiler, Emeði ve Eylemiyle Özgürleþtirir Emeðin Dünyasý olarak iþçiler ile birlikte örgütlediðimiz pikniði gerçekleþtirdik. Emeðin Dünyasý olarak 26 Aðustos Pazar günü Gazi Mahallesi Kent Ormanýnda saat 10.00’da piknik alanýna giriþimizle baþlayan piknik programý kurulan kahvaltý sofrasýyla baþladý.
ÝSTANBUL – ED – 26.08.2012 ahvaltýnýn ardýndan voleybol ve halaylarla devam eden etkinlik Emeði Ezgi’nin gelmesi ve ezgilerini sunmasýyla devam etti. Emeðe Ezgi söylediði ezgileriyle piknik alanýna gelenlerin de ilgisini çekti. Halaylarýn çekildiði
K
dinletinin ardýndan program söyleþiyle devam etti. Söyleþide ilk sözü alan emekli Tekel iþçisi Yýlmaz Ekþi, dünyada üretilebilir tüm güzelliklerin iþçiler tarafýndan üretildiði ama iþçilerin hiçbir þeye sahip olmadýðýna deðinerek iþçilerin ancak devrim ve iktidar hedefiyle mücadele birliðini örerse kurtulabileceðini vur-
guladý. Ýþçilerin, emekçilerin iþçi komiteleri etrafýnda örgütlenmesinin önemine deðinerek DÝK’lerde örgütlenmeye çaðýrdý . Söz alan baþka bir kadýn iþçi ise yýllardan bu yana kendisinin sürekli emekten yana olduðunu vurguladý. Ve bundan sonrada mücadele vereceðini belirti.Daha sonra söz alan ve uzunca süredir
eylemde olan bir BEDAÞ iþçisi de,hem kendi eylem süreçlerinde yaþananlarý anlattý hem de mücadeledeki kararlýlýklarýný vurguladý. Kýsa kýsa konuþmalarýn yapýldýðý söyleyiþinin ardýndan yemek yenildi. Daha sonra saatin de ilerlemisiyle piknik alaný temizliði yapýlarak alandan ayrýldý.
Bedaþ Ýþçilerinden Lübnan THY Kiðýlý Ýþçileriyle Dayanýþma
ÝSTANBUL – ED / 10.08.2012 gündür iþlerine geri dönmek ve sendikal haklarýn tanýnmasý için mücadele eden Bedaþ iþçileri her Cuma günü düzenledikleri eylemlerine bugün coþku kattýlar. Bedaþ iþçileri “Lübnan’da Direnen 1000 Taþeron Elektrik Ýþçisine Bin Selam” pankartý açarak kadrolaþma mücadelesi veren Lübnan Elektrik iþçilerinin eylemini de selamladý. Bedaþ iþçileri enternasyonal dayanýþma örneði sergileyerek uluslararasý sýnýf dayanýþmasýný yükseltti. Ýþte atýlan “Kiðýlý iþçisi yalnýz deðildir” diyen Bedaþ iþçileri Kiðýlý Maðazasý önünde sloganlarla iþten atmalarý protesto ederek açýklama yaptý. Açýklamada iþten atýlan Didem Sorhun iþe alýnmadýðý müddetçe her Cuma günü Kiðýlý önünde olacaklarýný açýkladýlar. Galatasaray Lisesi önünden Türk Havayollarý Taksim þubesi önüne gelen, Bedaþ iþçileri “Havada Karada Direniþ Var” sloganlarýyla THY çatýsýnda “Bedaþ’tan ve THY’den Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn” pankartý açtý. Pankartýn açýlmasýyla THY önünde çevik kuvvet polisleri yoðun güvenlik önlemi alýrken THY kepenk indirdi. Burada da açýklama yapan iþçiler THY ve Bedaþ iþçilerinin or-
DHL’de Ýþten Atmalara Karþý Yürüyüþ Yapýldý
82
Askeri Ýþ Yerlerinde Grev Hazýrlýðý HABER MERKEZÝ – 08.08.2012 BD’li iþyerlerinde örgütlü olan T. Harb-Ýþ Sendikasý yaptýðý yazýlý açýklama ile 23. Dönem Toplu Ýþ Sözleþmelerinin anlaþmazlýkla sonuçlandýðýný belirterek grev hazýrlýðýna girdiklerini açýkladý.
A
tak mücadelesini simgelemek amacýyla THY çatýsýna dayanýþma pankartý açtý ve “THY iþçilerini selamlýyoruz” denildi. Yürüyüþe yolun 2 þeridini kapatarak devam eden iþçiler Bedaþ önünde açýklama yaparak eyleme son verdiler. Açýklamayý okuyan Bedaþ iþçisi Arif Ýnan “Baþlayýnca bizim saltanatýmýz, son bulacak sizin saltanatýnýz. Ýþte o zaman kefenini öreceðiz bu eski dünyanýn. Açýn kulaðýnýzý duyun, gümbür gümbür geliyor isyan!!!” diyerek 82 gündür inanç ve karalýlýkla mücadele ettiklerini vurguladý. “iþçilerin kendisine biat ermesini isteyenlere buradan bir kez daha
sesleniyoruz, sizler kendi masallarýnýzla avunmaya devam edin, zamaný gelince bu sendika ve bu iþçiler size yaptýðýnýz bütün hukuksuzlarýn hesabýný sormak için bir an bile tereddüt etmeyeceklerdir” diyerek eylemi sona erdirdi. Rumeli Han önünden Galatasaray Lisesine “Ýþçi Sýnýfýndan Antep Ýþçi Sýnýfýna Bin Selam olsun, Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði” pankartýný açan Mücadele Birliði Platformu Antep’te iþ býrakan iþçileri selamladý. Bedaþ Ýþçilerinin Yürüyüþü boyunca “Bedaþ Ýþçisi Yalnýz Deðildir” “Zafer Savaþan Ýþçilerle Gelecek” sloganlarý attýlar.
Yazýlý açýklama yapan T.Harb-Ýþ Sendikasý Genel Merkezi “Sendikamýzýn örgütlü olduðu ABD askeri iþyerlerinde sürdürülen 23. Dönem Toplu Sözleþme görüþmelerinde gelinen arabulucu aþamasýnda da anlaþma saðlanamadý. Ýlk etapta enflasyon artýþý öneren iþveren, görüþmelerin sonunda geldiði noktadan da geri giderek enflasyonun altýnda bir artýþ önerdi. Ýþverenin, iþçinin emeðini hiçe sa-
yan ve çalýþanlarýmýzý enflasyona ezdiren tavrý karþýsýnda tepkisiz kalmamýz mümkün deðildi. Arabulucunun uyuþmazlýk raporunu Çalýþma Bakanlýðý’na sunmasýnýn ardýndan grev kararý içinde yasal sürecimiz baþlayacak. Sendika olarak örgütlü gücümüze güveniyoruz. Çalýþanlarýmýzý enflasyonun altýnda ezdirmemek için yasalarýn bize verdiði haklarý sonuna kadar kullanmaktan kaçýnmayacaðýmýzý herkesin bilmesini isteriz” dedi.
ÝSTANBUL –ED – 14.08.2012 DHL iþçisi TÜMTÝS Sendikasý’na üye olduklarý için iþveren tarafýndan hiçbir gerekçe gösterilmeden iþten atýldýlar. 59 gündür iþten atýldýklarý DHL depolarý önünde eylemlerini sürdüren DHL iþçileri iþten atmalarý ve sendika düþmanlýðýný protesto etmek için Esenyurt 2 Nolu DHL deposuna Meydandan yürüyüþ yaptý. DHL deposu önüne yapýlan yürüyüþün ardýndan basýn açýklamasý yapýldý. Ýþçilerin eylemine birçok sendika temsilcisi ve kitle örgütleri de destek verdi. Esenyurt Meydaný’nda buluþan TÜMTÝS üyeleri ve iþten atýlan DHL iþçileri depo önüne kadar slogan atarak iþten atmalarý ve sendika düþmanlýðýný protesto etti. Depo önünde açýklamayý okuyan TÜMTÝS Þube Baþkaný Ersin Türkmen 1 yýla aþkýn DHL kargoda örgütlenme çalýþmasý yaptýklarýný ve iþverenlerin üye iþçilere hiçbir gerekçe göstermeden iþten çýkararak istifaya zorladýðýný belirtti. Türkmen “Sendikamýzýn, DHL yönetiminin bu iþçi düþmaný tavýrlarýna sessiz kalmayacaðý bilinmelidir. Açlýk sýnýrýnýn çok altýnda bir ücretle, her tür güvenceden yoksun ve yasal çalýþma sürelerinin çok üzerinde iþçi çalýþtýrýlmasýna karþý iþçilerin sendikalaþma mücadelesinin önderliðini yapmaya, bu onurlu mücadeleyi
29
kazanana kadar direnmeye devam edeceðiz. Üstelik bu mücadelede uluslararasý sendika federasyonlarý ITF, ETF, UNÝ ile birlikteyiz. Evet, bu mücadelenin asli unsurlarý bizleriz. Ama milyonlarca ITF, ETF ve UNÝ üyesinin bizlerle birlikte olduðunu biliyoruz. Þimdiden uluslararasý bir kampanya baþlamýþtýr. Uluslararasý bir imza kampanyasý ile baþlayan dayanýþma eylemleri giderek üretimi de etkileyen eylemliliklere dönüþecektir. Ýþveren sendikal nedenle çýkarýlan iþçileri iþbaþý yaptýrana, sendika hakkýna saygý göstererek iþçiler üzerindeki baskýyý sonlandýrana, DHL’de toplu sözleþme imzalanana kadar mücadelemiz devam edecektir. Ayrýca iþverenin eþit iþlem borcuna aykýrý bir davranýþla istifa eden iþçilerin ücretlerini arttýrarak sendika üyesi iþçileri daha düþük bir ücretle çalýþtýrmasýna da müsaade etmeyeceðiz. Anayasaya, Sendikalar Kanununa ve Ýþ Kanununa aykýrý bir biçimde iþçiler arasýnda sendikal nedenle ayrýmcýlýk yapýlmasý halinde yasal yollara baþvuracaðýmýzý buradan ilan ediyoruz. Tüm sendikalarý, emek örgütlerini, meslek odalarýný, emekten yana kurum ve kiþileri mücadelemizi desteklemeye ve DHL iþçilerinin onurlu mücadelesi ile dayanýþma içinde olmaya çaðýrýyoruz” dedi. Eylem çekilen halaylarýn ardýndan sona erdi.
Sayı 16 / Eylül 2012
30.08.2012
İşçiler Alacakları İçin Holding’i İşgal Ettiler Cankurtaran Holding’in Çorlu’daki fabrikasını kapatması üzerine işsiz kalan işçiler kıdem tazminatlarının verilmemesi üzerine eylem yaptı. Birleşik Metal İş üyesi işçiler Holding’in Beyoğlu’nda bulunan Merkezine çıkarak “Alacaklarımızı Derhal Ödeyin” pankartı açtı. Diğer taraftan da aşağıda kalan Sendika yöneticileri de basın açıklaması yaptı.
Emeðin Dünyasý: Mücadelenizin nasýl baþladýðýndan biraz bahsedebilir misiniz? Her yýl aldýðýmýz maaþ zamlarýmýzý bu sene vermediler bize. Böyle olunca aramýzdan bir arkadaþ Deri-Ýþ ile irtibata geçti. Ýlk olarak sendikadan arkadaþlarla bir toplantý gerçekleþtirdik. Haklarýmýzý, neler kazanabileceðimizi anladýk. 2 Nisan’da da Çalýþma Bakanlýðý’na sendika için baþvuruda bulunduk. Bunu patronlar öðrenince hemen ertesi gününde 9 kiþiyi iþ küçültme bahanesi ile iþten çýkardýlar. Daha sonra aramýzda oluþan birlikten rahatsýz olup toplamda 35 kiþiyi iþten çýkardýlar Emeðin Dünyasý: Eylemi gerçekleþtirdiðiniz yer aslýnda Ankara merkezinden uzak bir yer. Bir yandan da ODTÜ’ye Hacettepe’ye oldukça yakýn.O süreçte öðrenci destekleri sizin mücadelenize nasýl katký sundu? ODTÜ’deki devrim yürüyüþüne katýlmýþtýk bir ara. O zamanlarda o eylem bize özgüven saðlamamýza neden oldu. Daha sonralarý birkaç defa ODTÜ’de konuþmacý olarak panellere katýlmýþtýk. Üzerimizdeki deðiþimi net anlýyorduk. Bilinçlenme sürecimizi hýzlý yaþadýk. Bunlarýn dýþýnda bizim mücadelemize birebir
Kiðýlý Yenibosna fabrikasýnda 9 aydýr çalýþan Didem Sorhun hiçbir gerekçe gösterilmeden iþten atýldý. Kiðýlý tekstil fabrikasýndan atýlan Didem Sorhun iþine geri dönmek için fabrika önünde baþlattýðý eylem nedeniyle Kiðýlý patronu iþçileri 15 günlük izne gönderdi.Fabrikanýn izinde olmasý nedeniyle Didem Sorhun iþe geri dönmek için Ýstanbul Kiðýlý Maðazalarý önünde eylem yapýyor.
Didem Sorhun Kiðýlý Önünde Eyleme Devam Ediyor ÝSTANBUL – ED – 22.08.2012
emegindunyasi.info
de destek olmaktan çekinmediler. Örnek olarak direniþimizin ilk zamanlarýnda arka arkaya üç defa gözaltýna alýndýk. Biz gözaltýndayken meðerse yaklaþýk 200 öðrenci Togo Maðazasý önünde eylem yapýyorlarmýþ. Bunu duyduðumuzda mücadelemizdeki kararlýlýk çok artmýþtý. Emeðin Dünyasý: Son dönemde bir çok iþyerinde eylemler olmaya baþladý. Bunlarýn çoðu da THY gibi büyük þirketler. Sizce bu eylemlerin ortak noktasý ne olabilir? Aslýnda bu durum sadece maddiyata, maaþa baðlý deðil bizim açýmýzdan, biz insanca çalýþmak, insanca yaþamak istiyoruz. Geçenlerde de Hava-Ýþ’ten gelen arkadaþlar bizi ziyarete geldi. Konuþtuðumuz konularda genelde hep bundan þikayetçiydik. Bence çoðu iþyerinde de bu sýkýntý öne çýkýyor. Maddi çektiðimiz sýkýntýnýn yanýnda bunlarda yaþanýnca bir yerde patlak veriyor. Emeðin Dünyasý: Bu kadar iþçi direniþinin kazanmasý için sizce ne gereklidir? Burada önemli olan insanlarýn ortak noktalarýnýn olduðunun görülmesidir. Togo direniþi aslýnda sadece iþçilerinin deðil, Türkiye’deki
Kiðýlý Boykot Eylemleri Devam Ediyor
ÝSTANBUL – ED – 18.08.2012 Sefaköy Armina AVM’de bulunan Kiðýlý Maðazasý içinde eylem gerçekleþtiren Sorhun ve destekçileri Kiðýlý ürünlerini boykot çaðrýsý yaptý. Maðaza içinde saat 15.30 sýralarýnda alkýþlarla “Kiðýlý Boykot Et” sloganlarýyla alýþ-veriþ yapan insanlara çaðrýda bulunuldu. Ýçeride bulunan insanlara Sorhun kendisinin haksýz yere iþten atýldýðýný anlatarak ürünleri boykot ederek destek olunmasý çaðrýsýnda bulundu. Kiðýlý Maðazasý önünde pankart açan Sorhun’a ve destekçilerine Özel Güvenlik Birimleri saldýrdý. Eylemlerini Maðazanýn önünde basýn açýklamasý yaparak sürdürmek isteyen Sorhun’a ve destek verenlere ÖGB’ler biber gazý ve coplar ile müdahale etti. Sorhun ve destekçileri saldýrý esnasýnda da eylemlerinin amacýný çevredeki insanlara anlatarak Kiðýlý patronunu teþhir etti. AVM önünde de yaþanan arbedenin ardýndan Didem Sorhun basýn açýklamasý yaptý. Yaptýðý açýklama ile iþten haksýz yere atýldýðýný iþine dönmek istediðini vurguladý.
İşçilerin vatanı yoktur. Kendilerinde olmayan şeyi onlardan alamayız.Proletarya, her şeyden önce, politik iktidarı ele geçirmek, ulusun öndersınıfı durumuna yükselmek, kendisi ulus olmak zorunda olduğuna göre, o bu ölçüde zaten ulusaldır, ama sözcüğün burjuva anlamında değil. Karl Marx - Friedrich Engels
Ankara’daki Togo maðazasý önünde sendikalý olmak istedikleri için iþten çýkarýlan 35 iþçi 123 gündür Togo fabrikası önünde direniþteler. Birçok eylemle de Ankara’da gündemde olmayý baþardýlar. Emeðin Dünyasý olarak biz de direniþlerini bizimle paylaþmalarýný istedik.
TOGO ÝÞÇÝLERÝ ÝLE RÖPORTAJ
23 Temmuz günü iþten atýlan Kiðýlý iþçisi Didem Sorhun fabrikanýn yýllýk izni bitmesiyle fabrika önündeki eylemine baþladý. Fabrikanýn kapalý olmasý nedeniyle çeþitli AVM’lerdeki Kiðýlý maðazalarýnda eylem yaparak haksýz yere iþten atýlmasýný protesto eden Sorhun bugün fabrika önünde basýn açýklamasý yaptý. Sorhun fabrikanýn yýllýk izin döneminde, fabrikanýn önünde beklemek yerine eylemini Kiðýlý maðazalarýna taþýyarak Kiðýlý’yi boykot çaðrýsýnda bulunduðunu vurgulayarak “bu eylemlerle sesimi yüzlerce iþçiye emekçiye duyurdum, Kiðýlýyý boykot çaðrýsý yaptým. Pek çok iþçi ve emekçi boykot çaðrýma destek verdi” dedi. “Fabrikanýn kapalý olduðu dönemde öncesinde olduðu gibi Kiðýlý patronunun korkusunu büyüttüm. Bundan sonrada büyütmeye devam edeceðim” diyerek çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesini, sebepsiz iþten atmalarýn son bulmasýný istedi.
Ýþçiye Saldýrdýlar Muhabirin Kayýtlarýný Sildiler ÝSTANBUL – 04.08.2012 Bakýrköy Carousel AVM içinde olan Kiðýlý maðazasý önünde basýn açýklaması yapmak isteyen Sorhun ve destekçileri önce özel güvenik birimleri tarafýndan, daha sonra ise sivil polisler tarafýndan darp edildiler.
3
tüm iþçi sýnýfýnýn bir direniþidir. Bunun için birlikte mücadele etmek lazým. Ve illa ki sadece direniþte olan iþçilerin deðil, tüm ortak sýkýntý yaþayan insanlarýn mücadele içinde olmalarý gereklidir. Emeðin Dünyasý: Peki eðer iþe alýnýrsanýz yapacaðýnýz baþlýca þeylerden biri ne olur? Bu noktada biz sýnýf bilincini kavramýþ noktadayýz. Eðer iþe alýnýrsak örgütlü olacaðýmýz kesin. Sendika dýþýnda kendi örgütlülüðümüzü, komitemizi kuracaðýz. Kendi içimizde karar alýp sendikada çalýþmamýzý öyle sürdüreceðiz. Emeðin Dünyasý: Bu röportaj için size çok teþekkür ederiz .Son olarak belirtmek istediðiniz bir þey var mý? Þunu özellikle belirtmek istiyoruz. Daha önce de söylediðim gibi Togo direniþi bir örnektir. Ýþçi sýnýfýnýn ortak sorunlarýný içerir. Bu nedenle, bu dönemlerde desteðe ve büyümeye her zamankinden daha çok ihtiyacýmýz var.
Polislerin ve ÖGB’lerin Sorhun’u ve arkadaþlarýnýn darp edilme anýný görüntüleyen Mücadele Birliði muhabirine ise ÖGB müdahale ederek kayýtlarýn bir bölümüne zorla el koyarak sildi. 15 dakikalýk yaþanan arbedenin sonucunda pankartý yýrtýlan Didem Sorhun AVM önünde basýn açýklamasýný gerçekleþtirdi. Sorhun ÖGB’nin ve polisin saldýrýsýný kýnayarak 9 aydýr çalýþtýðý Kiðýlý Tekstil fabrikasýndan 20 Temmuz günü hiçbir gerekçe gösterilmeden iþten atýldýðýný dile getirerek iþten atýlma sürecini anlattý. Kendisinden önce de düzenli olarak iþten atýlmalarýn yaþandýðýný söyleyen Sorhun “ancak iþten çýkarýlan bütün iþçiler baþlarýný öne eðip gitmeyi tercih ettiler. Ama ben sýnýf bilinçli bir iþçi olarak iþime geri dönme talebi ile fabrika önünde direniþe baþladým” diyerek iþine geri dönmek için ve çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesi için mücadele ettiðini belirtti. 13. günü geride býraktýðýný Sorhun patronun direniþten ne kadar korktuðunu anlatarak iþçilerin kendisine destek olmasýný engellediðine deðindi. “Ben de Kiðýlý patronunun korkusunu büyütmeye devam edeceðim” dedi.
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
Merhaba Samsun Gazi Hastanesi, Billur Tuz, HEY Tekstil, TEDAÞ, Amlyum, Togo Ayakkabý, Bedaþ, THY, Kocaeli Týp fakültesi, DHL Kargo, Besefa Silvemet Çelik, Süreyya Paþa, Senkromeç, Frcm Tr Metal iþçileri direniþlerini sürdürüyor. Samsun Gazi Hastanesi iþçilerinin direniþi ise 547.gününde. Bunlara 4 Aðustos ‘ta baþlayan ve 10 gün boyunca Antep Organize Sanayi’yi sarsan, bir bütün halinde burjuvazinin yüreðini aðzýna getiren Tekstil iþçilerinin direniþini ve 15 Aðustos’ta Elâzýð’ýn Maden ilçesinde Eti Gümüþ Aþ’ de 65 Gündür maaþlarýný alamadýklarý için topluca iþ býrakan ve iþ akitleri fesih edilen iþçileri katalým. Kýsaca söylemek gerekirse iþçiler kendi sorunlarýný kendileri çözmek için ileri atýlýyor 4 Aðustos’ta Antep’te patlayan tekstil iþçilerinin eylemi sýnýf hareketine taze, diri bir soluk oldu. Sermaye medyasý bu taze soluðu sessizlik fesadýyla boðmak istemesine raðmen baþaramadý. Emeðin Dünyasý bu fesadý bozdu. Ýþçiler istediklerini tam olarak alamasa da amaçlarýna ulaþtý. En önemlisi de bazý iþyerlerinde DÝSK’e baðlý tekstil-iþ HakÝþ’e baðlý Öz iplik-iþ ve Türk-iþ’ baðlý Teksif sendikasý olmasýna raðmen iþçiler onlardan da baðýmsýz davranarak sendikalarý, onlarýn deyimiyle “satýlmýþlarý” bir kenara iterek kendilerinin oluþturduklarý iþçi komiteleriyle “Tabanýn söz ve karar sahibi” olma ilkesini pratikte uygulayarak, kendi kararlarýný kendilerinin almalarý kendi güçlerine dayanmalarý ve eylemlerini bu komiteler vasýtasýyla organize etmeleri, sonlandýrmalarý oldu. On gün boyunca burjuva sendikacýlar sermaye çevreleriyle birlikte iþçilerin “yasadýþý ”eylemini sendika ‘patronlarý vasýtasýyla kontrol altýna alýr, direniþi nasýl patronlarýn isteklerine uygun bir þekilde bitiririz’in çabasýný sürdürdüler. Kýsacasý Aðustos ayý hem sýnýfsal, hem de Kürt ulusal kurtuluþ mücadelesi anlamýnda da sýcak geçti. Özellikle Kürdistan’da çatýþmalar en yüksek düzeyine ulaþtý. 1 Eylül Dünya Barýþ Günü yaklaþýrken hem sýnýfsal hem de Kürt ulusal kurtuluþ savaþý yükseliyor. Kent merkezlerinde, daðlarda, yollarda bombalar patlýyor, çatýþmalar yaygýnlaþýyor, yoðunlaþýyor. Gerilla denetiminin kent merkezlerine indiðini bizzat burjuvazinin kendisi itiraf ediyor. Neden? Oslo’da ki görüþmelerde “yeter ki þu 12-Eylül Referandumu sürecinde eylem yapmayýn Abdullah Öcalan’a ev hapsi” vaadinin bir oyalama, bir aldatmaca olduðundan, Kürt özgürlük hareketi “ Kendi Kaderini Tayin Etme Hakký”ný kullanma isteðinden savaþý en yüksek düzeyine çýkardý. Sermaye dünyasý korku ve panik içinde ne yapacaðýný þaþýrmýþ durumda. Yapabildiði tek þey halklara þovenizm zehrini þerbet niyetine içirmektir. Sermaye dünyasý ve onun egemenlik aracý faþist devletin, devlet sendikacýlarýný da yanýna alarak Antep’e çýkarma yapmasý boþuna deðildir… Bizler de bu durumdan doðru devrimci dersler çýkararak burjuva devletin ve burjuva sendikacýlýðýn iþçi sýnýfý, emekçi kitleler arasýnda yaymaya çalýþtýðý þovenizm tuzaðýna düþmeden 23.yýlýnda Leninist partinin gösterdiði yoldan yürüyerek Kürt halkýyla birlikte kendi geleceðimize özgürce karar vermek için mücadele birliðimizi geliþtirip güçlendirmeli, birleþik sosyalist bir cumhuriyet için savaþmalýyýz. Sevgiyle yeniden merhaba…
Hey Tekstil Ýþçileri Eylemlerine Devam Ediyor ÝSTANBUL – 11.08.2012
9 Þubat’tan bu yana Hey Tekstil önünde çadýr kurarak eylem yapan iþçiler Bakýrköy Özgürlük Meydaný’nda basýn açýklamasý yaptýlar.
Ýþten alacaklarý ve tazminatlarý verilmeden atýlan Hey Tekstil iþçileri,186 gündür eylemlerine devam ediyor. Ýþçiler 9 Þubat günü hiçbir haklarý verilmeden iþten atýldýlar. 9 Þubat’tan buyana Hey Tekstil önünde çadýr kurarak eylem yapan iþçiler Bakýrköy Özgürlük Meydaný’nda basýn açýklamasý yaptýlar. Basýn açýklamasýný okuyan
Mehmet Zeki Gördeðir, 9 Þubat’tan bu yana hiçbir gerekçe gösterilmeden kapý önüne konulduklarýný dile getirerek “Direniþimizin 186. günündeyiz, direniþimiz devam ediyor. Bizler Hey Tekstil iþçileri olarak çalýþtýðýmýz, ürettiðimiz fabrikanýn önünde direniþimizi devam ettiriyoruz” diyerek patronlarýnýn sadece kendilerini deðil diðer fab-
rikalardaki 3600 iþçiyi de maðdur ettiðini vurguladý. “Hayali ihracattan tutuklanan patronumuz Süreyya Sýtký Bektaþ’ý serbest býrakan mevcut iktidar 186 gündür direnen biz iþçileri görmezlikten geliyor” diyerek haklarýný alana kadar direneceklerini belirttiler.
Sayı 16 / Eylül 2012
Bedaş’ta 330 İşçi Daha İş Bıraktı
30.08.2012
4
Komünizm hiç kimseyi toplumun ürünlerini mülk edinme gücünden yoksun bırakmaz; tüm yaptığı, onu böyle bir mülk edinme aracılığıyla başkalarının emeğini boyunduruk altına alma gücünden yoksun bırakmaktır. Karl Marx - Friedrich Engels emegindunyasi.info
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
Baþpýnar’da Bozkýr Tutuþtu Ýþçiler Ayakta ANTEP – ED / 10.08.2012 Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde Tekstil Fabrikalarında Çalışan Binlerce İşçi Düşük Ücret ve Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi İçin Üretimi Durdurdu. Þireci Tekstil iþçileriyle baþlayan iþ býrakma eylemleri, Gürteks, Gür Ýplik, Canan Tekstil, Meltem Tekstil ve Motif Ýplik iþyerlerine de sýçradý. Binlerce iþçi haklarý için üretimi durdurdu. Antep Baþpýnar Organize Sanayi’de maaþ, sendikal haklar ve hak gasplarýna karþý iþçilerin huzursuzluklarý en son patlama noktasýna geldi. Huzursuzluðun her geçen gün iyice arttýðý yüz bini aþkýn iþçinin çalýþtýðý Baþpýnar Organizede iþçiler tepkilerini iþ býrakarak göstermeye baþladý. Ýlk olarak 1500 iþçinin çalýþtýðý Þireci Tekstil’de 4 Aðustos günü iþ býrakma eylemi baþladý. Patronun iþçi maaþlarýna 10 lira gibi komik bir þekilde zam yapmak istemesi iþçileri harekete geçirdi. Maaþlarýnýn yükseltilmesi talebiyle iþ býrakan Þireci Tekstil iþçileri 4 günlük bir mücadelenin sonunda ücretlerde 35 liralýk bir artýþ ve eyleme katýlan hiçbir iþçinin iþten çýkarýlmamasý noktasýnda anlaþarak iþbaþý yaptý. Þireci Tekstil’in hemen ardýn-
dan iþ býrakma eylemleri ardý ardýna gelmeye baþladý. 1500 iþçinin çalýþtýðý Gürteks, 500 iþçinin çalýþtýðý Gür Ýplik, 600 iþçinin çalýþtýðý Canan Tekstil, 200 iþçinin çalýþtýðý Motif Ýplik ve Meltem Tekstil iþçileri fabrikalarýnda iþ býrakma eylemleri gerçekleþtirdi. Gürteks iþçileri 8 Aðustos günü iþ býraktý. Üretimi tamamen durduran Gürteks iþçileri ayrýca baðlý olduklarý Öz Ýplik Ýþ sendikasý yöneticilerini de protesto ederek fabrikadan kovdular. Komiteler þeklinde örgütlenen Gürteks iþçilerinin talepleri ise 1000 lira net maaþ, 3 ayda bir olmak üzere dört ikramiyenin ödenmesi ve mesainin yüzde 10’u olan 100’er li-
ralarýn aylýk ödenmesi þeklinde sýralanýyor. Yine ayný þekilde üretimleri durduran Motif Ýplik ve Gür Ýplik iþçilerinin eylemleri de devam ediyor. Bir anda yayýlan iþçi eylemleri , kurumuþ olan bozkýrýn nasýl bir kývýlcýmla bir anda yangýna dönebileceðinin de göstergesi oldu. Adeta Baþpýnar’ý yakan bu yangýna destek de gecikmedi. Baþpýnar Devrimci Ýþçi Komiteleri’nden iþçiler kendi iþyerlerindeki iþçilerle birlikte iþ býrakan iþçilere ziyaretler düzenleyerek dayanýþma mesajlarý verdiler, sohbetler geliþtirdiler. Devrimci Ýþçi Komiteleri/Baþpýnar
Grevlerde Son Durum
B
aşta Antep sermayesi olmak üzere bütün sermayenin büyük bir korku ve panikle izlediği Antep grevleri şimdilik sona erdi. Eksikliklerine rağmen büyük kazanımları olan grevler kimisinde anlaşma kimisinde de sürüncemede bırakılarak sona ermiş oldu. İşçiler grevin ortak taleplerinin 1000 lira net maaş, senede her 3 ayda bir olmak üzere toplam 4 ikramiye şeklindeki olduğunu açıklamışlardı. Grevdeki işçilerin bu grev sonunda her ne kadar istediklerini alamasalar da Başpınar Organize Sanayi’de devrim niteliğinde bir çıkış gerçekleştirdiklerini söyleyebiliriz. Canan Tekstil işçileri 875 maaş artı bayramlarda 10’ar yevmiye noktasında anlaşıp işbaşı yapmışlardı. Geriye Gürteks, Gür İplik, Şireci Tekstil ve Motif İplik kalmıştı. En son Motif İplik de 905 Lira maaş noktasında anlaşarak işbaşı yaptı. Şireci, Gür İplik ve Gürteks işçileri ise sermayenin yoğun bir ablukası ile karşı karşıya. Şehir merkezinde yaptıkları eylemin ardından fabrika önüne giden ve patronun açıklamasını bekleyen işçilere güvenlik şube polisleri seslendi. Açık bir şekilde patronun sözcülüğüne soyunduklarını gösteren polislerin çağrısı şu şekildeydi: “Öncelikle işçilerin iyi niyetlerini görmek için bir dilekçe imzalamaları gerekli. İşçilere
kademeli olarak 840, 865 ve 880 lira maaş verilecek. Ama dilekçe veren herkes de işe alınacak diye bir durum söz konusu değil.” Dilekçede ise " iş bırakma eylemine katıldığımdan dolayı pişmanım ve yeniden fabrikanızda çalışmak istiyorum” yazıyordu. İlk aşamada hep birlikte bunu reddetmelerine rağmen patronun ve polislerin yoğun çabası sonucu ve tazminatlarının yanacağı, direnişin başarısızlıkla sonuçlanacağı ve işe geri alınmayacağı endişesiyle dilekçeyi imzalamak için fabrikaya giden işçiler oldu. Belli bir kırılmaya da yol açan bu durum sonrası Şireci’deki direniş artık bayram sonrasına ertelenmiş durumda. Gür iplik ve Gürteks’te de durum çok farklı değil. Yine aynı korku ve tedirginlikle çalışmak için içeri giren işçilerin olduğu Gürteks ve Gür İplik’te patronlar işçilerin geriye dönük alacaklarından vazgeçmeleri noktasında baskı yapıyor. İşçiler de bu noktada taviz vermeyeceklerini belirtiyorlar. Bayram sonrasında da işçiler net tavırlarını belirleyecekler. Şireci Gürteks ve Gür İplik olmak üzere üç fabrikada da patronlar işçileri tamamen işten çıkarmak düşüncesinde değil. Çünkü bu patronlar başta kalifiye işçiler olmak üzere bu işçilere mahkumlar. Grevin uzadığı her gün etlerinden et, canlarından can
koptuğu ortada. Ama onlar da kendi sınıf çıkarları açısından düşünüyorlar. Onlar da bu direnişlerin mutlaka yenilgiye uğratılması gerektiğini düşünüyorlar ve ortak bir şekilde hareket ediyorlar. Bunu valilikte gerçekleştirdikleri ve grevlerle ilgili 20 büyük patronun katıldığı toplantıyla da açık bir şekilde gösteriyorlar. Patronlar örgütlü bir şekilde ve direnişleri hezimete uğratma düşüncesiyle hareket ediyorlar. Çünkü verilecek tavizler kendileri için ve bütün organize sanayi patronları için ileride bir yıkımın da habercisi. Artıları ve eksileriyle iyi değerlendirilmesi ve önemli dersler çıkarılması gereken Başpınar’daki grev dalgası şimdilik sona ermiş gibi görünse de henüz tamamlanmamış grevlerdir. Her an yeni gelişmelerin yaşanabileceği bu fabrikalarda işçiler artık daha bilinçli daha örgütlü. Artık buz kırılmış yol açılmıştır. Başpınar’daki bu grev dalgası bütün Antep’i sarsmış, taşları yerlerinden oynatmış ve bütün işçilerin gözlerini açmıştır. Bundan sonra yeni grev dalgaları bizleri bekliyor. Başpınar’da, buzu kıran ve sınıfın yolunu açan işçilere selam olsun. Emeğin Dünyası/Antep
Ü
cretlerini alamadıkları için Bedaş Müdürlüğü önünde eyleme devam eden Bedaş işçileri 100. Gününü geride bırakırken 300’ün üzerinde Bedaş açma-kapama’da taşeron olarak çalışan ve ücretleri ödenmeyen 330 işçi iş bıraktı. EnerjiSen uzun süredir Taşeron firmalar ile işçiler arasında sorun yaşandığını dile getirdi.
DÝK Antep Baþpýnar Ýþçilerini Selamladý
ÝSTANBUL – ED – 17.08.2012 aþpýnar Organize Sanayi Bölgesi’nde düþük ücret ve çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesi için üretimi durduran Þireci Tekstil, Gür teks, Gür Ýplik, Motif Tesktil iþçilerinin verdiði mücadeleyi Ýstanbul Devrimci Ýþçi Komiteleri basýn açýklamasý yaparak kamuoyuna duyurdu. Galatasaray Lisesi önünde toplanan DÝK’li iþçiler “Antep Bozkýrýný Tutuþturanlara Selam Olsun” “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði” pankartýný açarak “Zafer Savaþan Ýþçilerin Olacak” “Yaþasýn þçilerin Mücadele Birliði”, “Dünya Emeðin Olacak” sloganlarýný attý. Yapýlan basýn açýklamasýnda 4 Aðustos günü Þireci tekstil iþçilerinin ardýndan Gürteks, Gür Ýplik, Canan Tekstil, Motif Ýplik, Meltem Tekstil’in de aralarýnda bulunduðu binlerce iþçinin üretimi durdurarak gece gündüz eyleme geçtiðini belirtti. “Üretimi tamamen durduran Gürteks iþçileri, iþbirlikçi sendikayý bir kenara iterek (Öz-Ýplik-Ýþ) doðrudan kendi temsilcileriyle patronla görüþmeyi sürdürüyorlar. Birbirlerinden etkilenerek birlikte hareket ederek, birbirlerini destekleyerek ardý ardýna eyleme baþladýlar. Ýþçi eylemleri bizlere kurumuþ olan bozkýrýn nasýl bir kývýlcýmla bir anda yangýna dönüþebileceðini gösterdi. Baþpýnar sermayesini, polisini paniðe ve telaþa düþüren de bu” denilerek sýnýf hareketinin geliþiminin engellenmesi için devrimciler ile iþçiler arasýndaki baðýn kopmasý için yoðun bir çaba sarf edildiðinin altý çizildi. Ýþçi sýnýfýnýn birleþik mücadelesinin örülmesi , ekonomik demokratik talepleri ve iþçi sýnýfýnýn nihai kurtuluþu için mücadele edildiði belirtilen açýklamada “Devrimci iþçi komiteleri olarak baþýndan itibaren iþçilerin yanlarýndayýz. Ýþçilerin iþbirlikçi sendikacýlarýn ve reformist hareketlerin yanlarýna gelmesini istemediklerini belirterek “iþçiler mücadele deneyimlerinden bunu görüyor ve anlýyor, onlara güvenmiyorlar” denildi. Yanan bozkýrýn ülkenin dört biryanýna yaymanýn yolunun iþçilerin mücadele birliðini örmekten geçtiðinin vurgulandýðý basýn açýklamasý sloganlarla sona erdi.
B
Köle Pazarý Olan Baþpýnar Küçük Bir Kývýlcýmla Tutuþtu Antep’te yaþanan hak gasplarýna, ücretlere ve çalýþma koþullarýna isyan eden iþçiler üretimi durdurdu. Þireci Tekstil iþçileriyle baþlayan eylemler, Þireci iþçilerinin kazanýmla sonuçlandýrmasý üzerine diðer fabrikalara da sýçradý. Eylemlere aktif destek veren Devrimci Ýþçi Komiteleri yazýlý bir açýklama yaparak iþçilere çaðrý yaptý. Ýþçiler, Sýnýf Kardeþlerimiz, Topraðý kazan, tohumu eken, ekini biçen biz, hamuru karan, ekmeði piþiren biz; ama ekmeðe muhtaç olan da biziz. Yer altýndan kömürü, doðalgazý çýkaran biz; kýþýn soðukta titreyen de biziz. Demiri, kömürü, altýný iþleyen, parayý basan biz; ama beþ parasýz kalan da biziz. Hastaneler yapan, gökdelenleri diken biz; ama hastanelerde rehin kalan, gecekondularý baþlarýna yýkýlan da biziz. Okullar inþa eden biz; ama çocuklarýný okutamayan da biziz. Fabrikalar kuran biz; ama iþsiz kalan, fabrika önlerinde direnmek zorunda olan da biziz. Kýsacasý, her þeyi var eden, hayatý üreten biz, her þeyden yoksun býrakýlan, hayatýn dýþýna itilen de biziz. NEDEN? Çünkü biz ürettiklerimize sahip çýkamýyoruz. Patronlar tüm ürettiðimiz zenginliklere el koyuyorlar. Bize açlýktan ölmeyecek kadar bir ücret veriyorlar. Çünkü yarýn kendileri için daha fazla zenginlik üretelim diye. Patronlar tüm zenginliklere el koyarken, fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar her þey bana ait diyor. Ýþçiler, Sýnýf Kardeþlerimiz, Bizler sermayeye servet ürettikçe sermaye bize yoksulluk ve sefalet sunuyor. ARTIK YETER. Býçak kemiðe dayandý. Bu gidiþe bir dur demeli ve son vermeliyiz. Kendi geleceðimizle ilgili kararlarý baþkalarýnýn iki dudaðý arasýna býrakmadan kendimiz almalýyýz. Ýþçiler, Sýnýf Kardeþlerimiz, Bizler bilmeliyiz ki dillerimiz, milliyetlerimiz, inançlarýmýz, siyasal görüþlerimiz farklý da olsa sorunlarýmýz bir, çýkarlarýmýz ortaktýr. Bu nedenle mücadelemiz de bir ve ortak olmalýdýr. Ýþçiler, Sýnýf Kardeþlerimiz, Köle pazarý olan Baþpýnar Organize Sanayi küçük bir kývýlcýmla tutuþtu. Ýþçiler, birlik ve dayanýþma içinde isyan ve ayaklanmaya baþladýlar. Þireci Tekstil’den sýçrayan kývýlcým bütün fabrikalarý tutuþturdu. Ýþçiler ardý ardýna üretimi durdurarak fabrika önlerinde direniþe geçtiler. Sermaye sýnýfý ve iþbirlikçi sendikacýlar korku ve panik içerisinde büyüyen yangýný söndürmeye çalýþýyorlar. Çünkü onlarýn kaybedecekleri çok þeyleri var. Hâlbuki bizlerin zincirlerimizden baþka kaybedeceðimiz hiç bir þeyimiz yok. Ýþçiler, Sýnýf Kardeþlerimiz, Patronlara servet ve zenginlik saðlayan biziz. Bütün bu fabrikalar bizim eserimiz. Ama bu fabrikalarda kölece yaþam koþullarýna mahkum olan da biziz. Çünkü içinde yaþadýðýmýz kapitalist sömürü sistemi bizi buna mecbur býraktý. Kapitalist sömürü sistemi var olduðu müddetçe bizim ezilmekten, sömürülmekten ve kölece yaþamaktan kurtulma þansýmýz yok. Bugünkü direniþlerimizin sonucunda elde edeceðimiz kazanýmlar bir müddet sonra sömürü sistemi tarafýndan öðütülüp sermayeye dönüþtürülecek. O nedenle bu sömürü sisteminden kurtulmadan, insanca çalýþma ve yaþama koþullarýna sahip olamayýz. Bugün Baþpýnar’da sürdürülen bu direniþler sonucu elde edilecek kazanýmlar sadece günü kurtarmak için olacaktýr. Hâlbuki bizim yapmamýz gereken þey geleceðimizi kurtarmak için mücadele etmek olmalýdýr. Ýþte o zaman ezilmekten, kölece yaþam koþullarýnda çalýþmaktan kurtulabilir, özgür ve mutlu yaþayabiliriz. Bunun için hýzla bilinçlenmeli, baðýmsýz sýnýf örgütleri olan komiteler temelinde örgütlenmeli; fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar her þey emeðin olacak þiarýyla, sömürüsüz bir toplum için, sosyalizm için mücadele etmeliyiz.
Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði Baþpýnar Devrimci Ýþçi Komiteleri
Sayı 16 / Eylül 2012
27/07/2012
Ağustos Ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı
T
ürk-İş’in yaptığı açıklamaya göre Ağustos Ay’ı açlık ve yoksulluk sınırı belirlendi. Yapılan araştırmada dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 935,76 lira olurken yoksulluk sınırı ise3.048,06 lira olarak belirlendi. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 935,76 lira.
Her küçük burjuva felsefesinin hedefi, insanları, "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" yoluna, "sınıflar arasındaki asude işbirliği" yoluna götürebilecek biricik temel olarak bu "kutsal özel mülkiyet kurumu"nu güçlendirmek ve haklı göstermektir. Maksim Gorki emegindunyasi.info
emegindunyasi
HALKIN SOL AÇIÐI Metin Kurt ile tanýþmamýz 2003 senesinin son günlerinde oldu. Mecidiyeköy’de su sayaçlarýnýn kontrolü için iþe baþladýðýmda bir lokanta dikkatimi çekti. Ýsmi “Halkýn Sofrasý”ydý. Lokantanýn sahibini merak edip içeri girdim. Lokantanýn sahibi Metin Kurt’du. Ondan sonraki lokanta sohbetlerimize Tarýk Akan, Mahmut Cevher, Fatoþ Güney de katýlmaya baþladý. Her ayý iple çekiyordum lokanta sohbetlerine gitmek için. Metin Kurt, ailesinin geçim derdi yüzünden lise öðreni-
mi sýrasýnda Ýstanbul’daki amatör kulüplerde futbol oynamaya baþlar. Ýlk profesyonel transferini Ýzmir Altay Kulübüne girerek yapar. Ayný yýl Türkiye Kupasý Finali’nde Cumhurbaþkanlýðý Kupasý’ný alýr. Önemli mücadelelerde öne çýkar. Altay’dan ayrýldýktan sonra PTT’ye transfer olur. PTT’de yýldýzý parladýktan sonra Galatasaray’a gider ve orada þampiyonluklar yaþar ve takýmda kalýr. Ancak dürüst kiþiliði, özlük haklarýný savunmasý ve sendikal faaliyet giriþimleri
yüzünden kulüpten aforoz edilir, takýmdan uzaklaþtýrýlýr. Gittiði Kayseri Spor’da futbolu býrakýr. Futbol alanýnda sendika ve hak mücadelesi yapmak için farklý örgütlere kuruculuk yapmýþtýr. Bunlar arasýnda Spor-Sen ve Devrimci Spor Emekçileri Sendikasý sayýlabilir. Önce Lefter öldü, sona Metin Kurt... Biri vicdanýmýzdý, diðeri adalet duygumuz. Özgürlük, eþitlik adýna bildiðimiz deðerlerin bayraðýný taþýyanlarý bir bir kaybedi-
(El Movimiento de los Trabajadores Desempleados-MTD veya bilinen adýyla Yol Kesiciler-Piqueteros)
...Benim 55 yaþýndaki annemi dahi gözaltýna aldýlar. Biz artýk devletin polislerine nasýl güvenebiliriz. Bu polis halkýn deðil,sermayenin polisi bunu çok iyi anladýk
Ýþçileriyle Söyleþi
TEDAÞ ÝÞÇÝSÝ: Bizim büyüklerimizden öðrendiðimiz, polis bizim huzurumuz güvenliðimiz için vardýr. Haklarýmýzý korumakla görevlidir. Ama bu süreçte sayýsýz defa gözaltýna alýndýk bizimle birlikte eþlerimiz yakýnlarýmýz da ayný muamelelere maruz kaldý. Benim 55 yaþýndaki annemi dahi gözaltýna aldýlar. Biz artýk devletin polislerine nasýl güvenebiliriz. Bu polis halkýn deðil,sermayenin polisi bunu çok iyi anladýk. Bizim provokatör olduðumuzu söylüyorlar ama asýl provokatör olan ve bizi kýþkýrtanlar polislerdir. Bizi gözaltýna alýrken küfür ve hakaret ettiler. ADANA DÝK: Yol kesme, çatýya çýkma, kendinizi valiliðe zincirleme gibi birçok eylem yaptýnýz ama geri adým atýlmadý, valilikten verilen sözler tutulmadý. Bu inatlaþmayý neye baðlýyorsunuz? TEDAÞ ÝÞÇÝSÝ: Buradaki amaç bu eylemin kazanýmla sonuçlanmamasý ve diðer eylemdeki iþçilere örnek olmamasýdýr. Hatta sýrf eylemi bitirebilmek için bazý arkadaþlarýmýza rüþvet teklif edildi. “Size iþ buluruz maðdur etmeyiz” gibi sözler verildi. Ama hiçbir arkadaþýmýz bu sözlere itibar etmedi ve bizimle birlikte eyleme devam ettiler. Birlikte bu yola baþ koyduk ve sonucu ne olursa olsun sonuna kadar götüreceðiz. Bunu herkes böyle bilsin. ADANA DÝK: Peki, hukuki yollara da baþvurdunuz. Mahkemeden nasýl bir sonuç aldýnýz? TEDAÞ ÝÞÇÝSÝ: Geçtiðimiz ay ( Haziran) ilk duruþmamýz vardý mahkeme hâkimi davayý 14 Aðustos’a erteledi. Ama bu devletin mahkemelerin-
Polis Saldýrdý Ýþçiler Çatýyý Ýþgal Etti
160
Arjantin Ýþsiz Ýþçiler Hareketi
yoruz. Kesmeþeker Grubu’nhun þarkýsýndaki sözlerle bitirelim: “Ceza sahasýndaki Metin Kurt yalnýzlýðý yok artýk. Pozisyon ofsayt, hakem taraflý, futbolcular köle, taraftarlar figüran...” Ey futbolcular, zincirlerinizden baþka kaybedecek bir Metin Kurt vardý o da gitti... “Hadi artýk taþýn altýna koyun ellerinizi” diyeceðim ama sesimin havada kalacağından korkuyorum... Hangi futbolcu, hangi futbol, hangi ülke... DİK’li Bir İşçi
Te d a þ
ADANA – 15.08.2012 gündür iþten atýldýklarý için Tedaþ önünde eylem yapan iþçiler Tedaþ Müdürlüðü’nün çatýsýna çýkarak eylem yaptýlar. Sabah saatlerinde Tedaþ Ýl Müdürlüðü kapýsý önünde “Hukuksuz Ýþten Atýlmalarýn, Yasadýþý Kesilen Cezalarýn, Direk Tepelerinde Ölen Arkadaþlarýmýzýn Hesabýný Soraca-
ðýz” pankartI açarak toplanan iþçiler dün görülen mahkemenin taþeron firmanýn adresinin tespit edilemediði için ertelenmesini ve geçtiðimiz günlerde elektrik akýmýna kapýlarak hayatýný kaybeden Halil Akkaþ’ýn ölümünü protesto etmek ve iþlerine geri dönmek için oturma eylemi yaptýlar. Ýþçilerin oturma eylemlerini polisin saldýrýsý iz-
emegindunyasi@gmail.com
Uluslararası Mücadele Deneyimleri
Eylemdeki
ADANA DÝK(Devrimci İşçi Komiteleri) : Eyleme baþlama nedeninizi bizlere kýsaca anlatýr mýsýnýz? TEDAÞ ÝÞÇÝSÝ: 3 aydýr maaþlarýmýzý alamýyorduk. Müteahhit yeterli ödeneðin Tedaþ’tan gelmediði gerekçesiyle maaþlarýmýzý geciktiriyordu ve ben de dâhil 20 arkadaþýmýzýn iþten çýkarýlacaðýný bizlere bildirdiler. Toplam 52 kiþi olmamýza raðmen iþlere yetiþemiyorduk bir de 20 kiþinin iþten çýkarýlmasý iþ yükünü daha çok artýracaktý. Biz bunu kabul etmedik; direndik iþten çýkarýlmalarý önledik. Daha sonra ödenmeyen maaþlarýmýz için Tedaþ müdürü Mahmut Nimet Dalkýr dâhil bütün yetkili mercilere dilekçelerle baþvurduk. Ýçimizde aylardýr kredi kartý borçlarýný, ev kiralarýný, faturalarýný ödeyemeyen arkadaþlarýmýz vardý. Bu yüzden eþinden ayrýlma noktasýna gelen arkadaþýmýz vardý. Bu durumu tüm arkadaþlarla oturup konuþtuk ve iþe çýkmamaya karar verdik. 4 gün boyunca iþyerine geldik, giriþ yaptýk ama iþe çýkmadýk. Daha sonra 3 arkadaþýmýzý temsilci seçip valiliðe durumu görüþmeye gönderdik. Valiliðe sahte evraklarla maaþlarýmýzýn yattýðýný ispat etmeye çalýþtýlar ve bizim haksýz olarak eylem yaptýðýmýzý söylediler. Sendikal faaliyetlerimizi engellemeye çalýþtýlar. Eylemimiz basýna yansýyýnca Enerji-Sen’den arkadaþlar yanýmýza geldiler. Birlikte oturup konuþtuk ve Tedaþ önünde eylem yapmaya karar verdik. ADANA DÝK: Eylem süresince yaþadýklarýnýzdan bahseder misiniz?
5
ledi. Polis iþçilerin oturma eylemlerine müdahale edince arbede yaþandý. Ýþçilerin bu durum karþýsýnda müdürlük binasýnýn çatýsýna çýkarak “Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn Enerji Sen” pankartý yaný sýra Halil Akkaþ’ýn fotoðrafýný açtýlar. Çatýda on dakika kalabilen iþçilere polis müdahale etti. Ýþçiler pankartlarýný çatýya asarak aþaðýya inmesi üzerine polis pankartý çatýdan indirdi. Polisin yeniden saldýrmasý üzerine arbede yaþandý. Bunun üzerine iþçiler yola yatarak trafiði kestiler. Bir süre sonra iþçiler yolu trafiðe açarak eyleme son verdiler.
den de bir beklentimiz yok açýkçasý. Arkamýzda milletvekili veya yetkili birileri yok ki bizi savunsun. Bu ülkedeki adalet güçlünün adaleti. Herkes eþit ama birileri daha çok eþit bu ülkede. Türkiye Cumhuriyeti’nde hakkýný arayan kiþi suçludur biz bunu öðrendik ama yine de yolumuzdan dönmeyeceðiz. Ben birkaç gün önce iþ buldum baþka bir yere gidecektim ama sabaha kadar düþündüm, uyku tutmadý, arkadaþlarýmý yarý yolda býrakýyormuþum gibi hissettim ve sabah kalktým vazgeçtim. O iþyerine de gelmeyeceðimi bildirdim ve kaldýðým yerden eyleme arkadaþlarýmla devam ediyorum. ADANA DÝK: Peki sizin eyleminiz kazanýmla bitse de bu kavga bitmeyecek ;hakkýný arayan iþçiler sürekli eylemler yapacaklar. Siz bu eylemlere destek verir misiniz? TEDAÞ ÝÞÇÝSÝ: Tabii ki,maddi manevi her türlü desteði elimizden geldiðince vereceðiz. Bizim baþýmýza gelenler, bize bir ders oldu ve yaþadýklarýmýzý baþkalarý yaþamasýn diye onlarla birlikte omuz omuza mücadele edeceðiz. ADANA DÝK: Son olarak birçok yerde eylemler devam ediyor. Onlara söylemek istediðiniz bir þeyler var mý? TEDAÞ ÝÞÇÝSÝ: Haklarýný alana kadar eylemlerine devam etsinler. Sonuna kadar gitsinler çünkü bizim kaybedecek hiçbir þeyimiz yok. ADANA DÝK: Teþekkürler…
ITF’den Ýþten Çýkarýlan TÜMTÝS Üyesi Ýþçileri Ýçin Adalet Bakanýna Mektup HABER MRK. – 10.08.2012 ÜMTÝS’in de baðlý bulunduðu 153 ülkede 4.5 milyon taþýma iþçisini temsil eden Uluslararasý Taþýma Ýþçileri Federasyonu, Adalet Bakanlýðý’na baðlý Adalet Teþkilatýný Güçlendirme Vakfý’nda (ATGV) sendikaya üye olduklarý için iþten çýkarýlan 4 iþçinin geri alýnmasý ve sendikadan istifa etmesi için baský yapýlan iþçiler üzerindeki baskýlarýn kaldýrýlmasý için ATGV yönetimi ve Adalet Bakaný Sadullah Ergin’e birer mektup gönderdi. TUMTÝS’in örgütlenme çalýþmalarý sonrasýnda sendikaya üye olan 2 iþçi Ankara’da 2 iþçi de Ýstanbul’da iþten çýkarýlmýþ ve Ýstanbul Adliyesi’nde çalýþan 2 iþçi yoðun ihtiyaca raðmen Kartal ve Ümraniye Adliyelerine gönderil-
T
miþti. Bütün bu yaþananlarýn nedeninin iþçilerin sendikalaþmasý olduðu ise açýkça görülüyor. Diðer yandan hem ATGV yönetimi hem de Adalet Bakanlýðý TÜMTÝS’in sorunun barýþçýl çözümü için görüþme taleplerine yanýt vermedi. ITF Kara Taþýmacýlýðý Sekreteri Mac Urata yönetimin müdahalesi olmaksýzýn örgütlenme hakkýnýn Uluslararasý Çalýþma Örgütü ILO’nun temel sözleþmelerinde temel bir hak olarak belirtildiðini ayrýca Türkiye Cumhuriyeti Anayasasý 51. Madde’de garanti altýna alýndýðýný belirtti. Bu hakkýn yerine getirilmesini saðlayacak olan anahtar aktörlerden Adalet Bakanlýðýnýn duruma sessiz kalmasýný üzüntü verici olarak nitelendirdi.
Ýþsizlerin örgütlenmesi öz-örgütlenme deneyimi temelinde yükselmiþ ve klasik sendikal mücadele biçimlerinin ötesine geçmiþtir. Zaten Arjantin’de korporatist anlayýþla yönetilen sendikalar vardý. Ýþsiz haraketi ise sermayeden ve devletten baðýmsýz bir anlayýþla geliþmiþtir. Ýþsiz iþçiler güçlerini barrio’lardan almýþtýr. Bunun sebebi barrio’larda hiç iþe gitmemiþ gençlerin ve aile reisi kadýnlarýn yoðunlaþmasý; bu iþsiz iþçilerin sendika deneyimi olmasý; krizin ailelere etkisinden dolayý çoðunluðu kadýn olan bir kitleyi harekete geçirmesi ve barrio’larýn anayollara yakýn olmasý; olmuþtur. Piqueteroslar, birçok gruptan oluþmuþtur. Bunlar içinde en göze çarpaný öðretmenler ve kamu çalýþanlarýnýn oluþturduðu Arjantin Ýþçi Kongresi (Congreso de los Trabarojedes Argentinos-CTA)’dir. Sendika fiili üyelik temelinde iþsizleri de kapsayan, üyelerinin doðrudan yönetimine dayalý ve iþyeri dýþýnda mahalli çalýþma da yürüten, yerli hareketleriyle de temas eden bir anlayýþa sahip olmuþtur. 1999’da derinleþen ekonomik krize-IMF politikalarýna karþý; grevler, fabrika iþgalleri gerçekleþtirilmiþ ve iþçiler, iþsizler, öðrenciler, emekliler ve Mayýs Alaný Anneleri gibi gruplar iktidarla açýk bir siyasal karþý karþýya geliþ yaþamýþtýr. Sayýlarý yüz bini aþan iþsiz gruplarýnýn ulusal eylemi sonucu 19-21 Aralýk 2001’de ayaklanma yaþanmýþ ve devlet baþkaný istifa etmiþtir.Anayollara barikat kurarak ekonomiyi –mal ve hizmet dolaþýmýný- felç eden, barýþçýl gösterilerin yanýnda yerel hükümet ve belediye binalarýný iþgal eden ve zaman zaman yakan iþsiz gruplarýnýn talepleri de iþsizlik sorununun çözülmesinden bir hayli geniþlemiþtir. Ýþsizlerin ve güvencesiz çalýþtýrýlanlarýn oluþturduðu Piquetero’larýn, baþlangýçta iþsizlik ödeneðinin yükseltilmesi, gýda yardýmý, asgari ücret ödenen geçici iþ talebi (süreç içinde geniþleyerek yaþanýlabilir düzeyde ücret verilen iþe dönüþmüþtür), hapse atýlan iþsizlerin serbest býrakýlmasý ve su, saðlýk gibi kamu hizmetlerinin saðlanmasý talepleri vardý. Ancak sonralarý halk meclisleriyle ortaklaþan mücadele süreciyle birlikte dýþ borçlarýn ödenmemesi, bankalarýn ulusallaþtýrýlmasý, tarýmda sübvansiyon, iþ güvencesi, emeklilik fonlarýnda kamu kontrolü, devlet baþkaný Fernando de la Rua’nýn istifasý, IMF ile iliþkilerin kesilmesi ve çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesi vb. talepleri isteyen bütünsel bir mücadele sürdürmüþlerdir. Ancak 19-21 Aralýk 2001 ayaklanmasý devlet iktidarýný yýkmaya yönelmemiþ, Piquetero’lar kendi kurumsallaþmalarýný oluþturmaya çalýþmýþtýr. Bu da burjuvazinin iktidarýný Duhalde eliyle restore etmesine imkan tanýmýþtýr. 1. Bölge Çalıştayı
Sayı 16 / Eylül 2012
Tesco Kipa’da Sendika Düşmanlığı İzmir-30.08.2012
6
Diyalektik, metafiziğin tersine, doğadaki her şeyin ve her olayın yapısında iç çelişkilerin varlığını kabul eder; çünkü hepsinin olumlu ve olumsuz yanları, bir geçmişi ve bir geleceği, ölen bir yanı ve gelişen bir yanı vardır . Josef Stalin emegindunyasi.info
emegindunyasi
BU YALANLARLA BÝZÝ ALDATAMASINIZ
T
C. Devleti kocaman bir yalan üzerinde varlýðýný sürdürmeye çalýþýyor. Bu sonuca varmamýza neden olan birkaç örnek. Tabi bunun öncesi de var, fakat biz en yakýna bakmak istiyoruz: 1. Þemdinli Yalaný Herkesin bildiði 22 Temmuz’da UHK’nin baþlattýðýný açýkladýðý devrimci operasyon, günlerce bu yaþananlar halklardan gizlenilmeye çalýþýldý fakat baþarýlamadý, baþaramayýnca da tüm gerçekleri ters yüz etmeye çalýþtýlar. Bunu için de TC ordusu bölgede operasyon yapýyormuþ havasý yaratýldý. Oysaki devlet güçleri 22 Temmuz’dan itibaren karakollarýn dýþýna çýkamýyor hatta burnunu dahi çýkartamazken gerillalarýn baskýnlarý sonucu onlarca kayýp veriyordu. Yalnýzca uçaklar ve obüs toplarýyla daðlarý bombalýyor. Bunlar yaþanmýyor da durum farklýymýþ, gerillaya onlarca kayýp verdiriyorlarmýþ ve Þemdinli bölgesi gerilladan temizlenmiþ gibi haberlerle halklarý yanýltmaya çalýþýyorlardý. Ardýndan da TC. Ordusunun baþlattýðý operasyon baþarýyla bitirilmiþ gibi göstermeye çalýþtýlar. Ama gerçekler inatçýdýr üzerini kapatamadılar, operasyonlar bitti açýklamasýndan hemen sonra; Þemdinli’ye doðru yola çýkan BDP milletvekilleri ve beraberindeki konvoyun yolu gerillalar tarafýnda kesilmesiyle yalan balonu patladý. Hani operasyonla bölge temizlemiþ her þey kontrol altýndaydý! 2. Antep’teki Patlama Patlayan bombayla ayný anda faþist güruhun BDP bürolarýna saldýrmalarý ayný anda oldu, bu ne hazýrlýk, bu ne acele her olayda olduðu gibi araþtýrma ihtiyacý dahi görülmeden hemen yapaný açýkladýlar. Daha sonra UHK olayý yapmadýklarýný açýklayarak üstlenmedi. Bu olayý kimin yaptýðýna iliþkin birçok þüpheli var (Devletin yaptýðý, Suriye’nin yaptýðý veya yaptýrdýðý gibi).Kimin yaptýðýndan daha çok bu olayýn kimin iþine yaradýðýna bakmak gerek. Bu olayý kullanarak Kürt halkýna karþý baþlatýlan faþist saldýrýlara Türk iþçi ve emekçilerini çekmenin zemini yaratmayý amaçladýlar. Ayrýca aralarýndaki çeliþkilerden dolayý yýpranmýþ ve güçten düþmüþ burjuva kampýn birleþtirilmesi için kullandýlar. Tüm burjuva temsilcilerinin cenazelerin baþýnda cümbür cemaat poz vermelerinin baþka açýklamasý olmazdý. Bir de Suriye sorunu için yakalanmýþ bir fýrsat; Türkiye iþçi ve emekçi halklarýný bu savaþa ikna etmek ve Suriye’nin düþmanýmýz olduðuna inandýrmak. 3. Alevi Sorunu Alevi açýlýmý, alevi çalýþtaylarý vb. Bunun da koca bir yalan olduðu kýsa zaman içinde ortaya çýktý ve gerçek niyetlerini belli ettiler. Asýl amaçlarýnýn Alevileri oyalamak ve yok saymak olduðunu her fýrsatta gösterdiler. Sivas davasýnýn zaman aþýmýndan dolayý düþürülmesi, Anayasa Mahkemesi’nin Cemevleri’nin ibadet yeri olmadýðý kararý, arkasýndan Baþbakanýn”milletimize hayırlı olsun” açıklaması ve Karaca Ahmet Cemevine “ucube” benzetmesi arkasýndan Malatya, Ýzmir, Ýstanbul’da alevi inancýna mensup olanlara dönük saldýrýlarýn baþlamasý. Bütün bunlar bir rastlantý olamayacaðý gün gibi ortada. 4. Kýdem Tazminatý Fonu Önce kýdem tazminatý fonunun kaldýrýlacaðýna iliþkin yasa çalýþmasý sýnýfta homurdanmalar baþlayýnca geri adým atmalarý. Bu yasanýn geri çekileceðini, “iþveren sendikalarý ve iþçi sendikalarý otursun aralarýnda anlaþsýnlar biz ondan sonra yasalaþtýrýrýz” açýklamalarý. Bütün bunlarýnda koca bir yalan olduðu açýk geri adým atmalarýnýn tek bir nedeni var iþçi sýnýfýný þu süreçte karþýlarýna almak istemiyorlar. Yukarda deðindiðimiz Kürt sorunu, Suriye sorunu, Alevi sorunu vb. sorunlarda nefessiz kalan burjuva sýnýf mezar kazýcýlarýný da karþýsýna alarak kendi sonunu hazýrlamak istemiyor. Biliyor ki iþçi sýnýfý halklarý birleþtirecek tüm ezilen ve sömürülenleri kendi öncülüðünde toplayarak burjuva sistemi tarihin tozlu raflarýndaki yerine koya bilir. Bunlarý bildiði için de þimdilik geri adým atarak beklenen sondan kurtulmayý amaçlýyor, kendini hazýr ve güçlü hissettiði anda bu yasanýn (kýdem tazminatý)yeniden karþýmýza çýkacaðýný bilerek hareket etmeliyiz. Uyanýk olmalýyýz burjuvazinin bizleri bu yalanlarla kandýrmasýna ve aldatmasýna izin vermemeliyiz. Örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz.
emegindunyasi@gmail.com
T
esco Kipa’nın sendika düşmanlığı devam ediyor. Tesco Kipa Marketinde çalışan 28 işçi Tezkoop-İş sendikasına üye oldukları için işten atıldılar. İzmir Torbalı ilçesinde Yazıbaşı Mahallesinde kurulu markette çalışan işçiler sendikalı olduklarından dolayı işten atıldılar. Sendika yetkilileri 90 kişinin daha işten atılabileceğini söyledi.
Ýþten Atýlan “Münafýk” Ýþçiler ÝSTANBUL - 29.08.2012 eksif sendikasýna üye olduklarý için iþten atýlan Teksim iþçileri fabrika önüne iþlerine geri dönmek için eylem yapýyorlar. Ýþçilerin çalýþma koþullarýna karþý baþlattýklarý sendikalaþma mücadelesine karþý Teksim patronu iþten atarak cevap verdi. Ýþten atýlan iþçiler fabrika önünde sendika ile birlikte baþlattýklarý iþe geri dönme ve çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesi için eylemlerine devam ediyorlar. Sendika ile patron arasýndan yapýlan görüþmelerden olumlu sonuç alýnamýyor. Ýþçiler kendilerine dayatýlan çalýþma koþullarýný kabul etmedikleri için 1 yýldýr örgütlenme faaliyeti içinde olduklarýný belirti. Merter’de bulunan Teksim önünde eylem yapan ve Teksim’e fason üretim yapan Cebeci Triko patronu iþçileri “Münafýk” ilan etti. Ýþçiler iþten atmalarý protesto etmek ve iþlerine geri dönmek için Cebeci Triko önünde açýklama yapmak istedi. Sloganlarla Cebeci Triko önüne giden Teksim iþçilerine Cebeci patronu “‘Münafýksýnýz, kâfirsiniz, ahlaksýzsýnýz” teþhisini koyduktan sonra iþçilerin üzerine yürüdü.
T
Konuyla ilgili açýklama yapan iþçiler “Cebeci Patronu bayramdan önce iþçileriyle yaptýðý toplantýda, direniþimizi ve sendikamýzý karalamýþ. Sektörde 8 saat çalýþma olmayacaðýný 12 saat çalýþmanýn devam edeceðini söyledikten sonra, bizim hiçbir fabrikada çalýþmamamýz için isimlerimizi diðer patronlara göndereceklerini söylemiþ. Bizim direniþimiz diðer fabrikalarýn da patronunu rahatsýz ediyor. Patron ayný toplantýda bayramýn 2. günü çalýþmaya gelmeyecek iþçilerin iþten atýlacaðýný söylemiþ” dedi. Dini bütün patronun da deðiminden anlayacaðýmýz sömürünün her türlüsü mubahken, hak aramanýn her türlüsü “münafýklýða, kâfirliðe” giriyor.
Teksim iþçisi Vedat Sezer “bize makine fazlalýðý verdikleri için kabul etmedik. Çünkü bu bize %50 bir çalýþma yükü demekti. Patronun bu yaptýrýmýný kabul etmediðimiz için tutanak ve ihtar verildi. Bundan kaynaklý 35 kiþi iþten atýldý. 1 yýldýr Teksif sendikasýnda örgütlenme çalýþmasý yürütüyoruz. Daha çoðunluðu saðlamýþ deðiliz. Aslýnda sendikalý olduðumuz için iþten atýldý. Teksim iþçisi Cengiz Öçalan “bir yýlýk aþkýn süredir Teksim’de çalýþýyorum. Teksif Sendikasýna üyeyim. Sendikalý olduðumuz için ustabaþýlar bize karþý tavýr alýyorlardý patronun yönlendirmesinden dolayý. Muhasebede iþlerimiz olduðunda yapmýyorlardý. Sendikalý olduðumuzdan dolayý bize kiþisel borçlarýmýzý öne sürerek tehditler savuruyorlardý. Ailemiz üzerinden baský kurmaya çalýþtýlar. Teksif Sendikasý Örg.Dai.Başk. Asalettin Arslanoðlu “Türkiye’deki bütün triko sektöründe çalýþan iþçiler, yasa dýþý bir biçimde kesintisiz günlük 12 saat çalýþtýrýlmalarýna karþý 8 saatlik ücret ödeniyor. 1 yýl önce örgütlenmeye baþladýk Teksim’de ve diðer triko þirketlerinde bu örgütlenmeyi yaydýk. 20 yayýk þirkette 8 saatlik iþ gününü oluþturduk. Teksim Trikoda dokuma bölümü iþçilerine iþveren iþ gücünü %50 artýracaðýný söyledi. Ýþçilerde bunu kabul etmedi ve kendilerine fazladan verilen 2 makinayý açmadý. Ýþçilerde buradan hareket ile iþçilerin iþ akitlerini fes etti.”
Tetikçiler Bu Kez Kartal’da Ýstanbul Kartal’da Hürriyet Mahallesi’nde 25 Alevi yurttaþýn evinin iþaretlendiði öðrenildi. Edinilen bilgilere göre, sabah saatlerinde çoðunluðu Sivas Yýldýzeli nüfusuna kayýtlý Alevi yurttaþlarýn evlerinin duvarlarýna mavi renkli yaðlý boya ile (+) iþareti konuldu. Olaydan tedirgin olan mahalle sakinlerinin polise þikâyette bulunduðu; ancak emniyetten yurttaþlara, “Çocuk iþidir” denildiði ve olayýn büyütülmemesi gerektiðinin söylendiði kaydedildi. Halkta bir tedirginlik bulunduðunu söyleyen Saçlý, Kartal’da yaþananlarýn münferit olmadýðýný, daha önce Adýyaman, Erzincan, Ýzmir gibi kentlerde de benzer durumlarla karþýlaþtýklarýný, eðer bu olaylar “çocuk iþi” ise dahi faillerin bulunmasý gerektiðini vurguladý. Öðlen saat 2 sularýnda kaymakamlýða dilekçe verildiðini söyleyen Saçlý, akþam saatlerinde Alevi derneklerinin, demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi parti temsilcilerinin katýlýmýyla bir toplantý düzenlendiðini ve yarýn bir basýn açýklamasý gerçekleþtirileceðini söyledi. CEMEVÝNE SALDIRI Ýstanbul Kartal’da Yakacýk Mahallesi’nde bulunan Pir Sultan Abdal Kültür Derneði ve cemevinin kundaklanmaya çalýþýlmasý Yakacýk’ta protesto edildi.Mahallede bulunan Alevi vatandaþlar cemevlerine ve inançlarýna sahip çýkacaklarýný, mevcut iktidarýn bunu duymasý için de sokakta olacaklarýný belirtti. Yakacýk Endüstri Meslek
Lisesi karþýsýnda toplanan halk buradan yürüyüþe baþladý. Yürüyüþ sonrasý cemevinin önünde yapýlan basýn açýklamasýný PSAKD Kartal Þube Baþkaný Ali Ayýk yaptý. Ayýk konuþmasýnda AKP’nin iç ve dýþ politikalarý nedeniyle ülkenin kaosa sürüklendiðini belirterek, “Emperyalizmin taþeronluðunu yapan AKP iktidarý etnik ve mezhepsel çatýþmalarý ülkemizde tetiklemek istemektedir dedi. Bu AKP Hükümetinin tetikçileri Kartal Hürriyet Mahallesinde ve Yakacýk Mahallesinde bulunan PSKAD cem evini kundaklama giriþiminde bulunarak iþ baþýndaydýlar. Alevi yurttaþlar inançlarýna ve cem evlerine daha fazla sahip çýkmalýdýr” diye konuþtu. ATAÞEHÝR’DE DE KINANDI PSAKD Ataþehir Þubesi üyeleri de Kartal’daki cemevine yönelik kundaklama giriþimini ve Alevilere yönelik baskýlarý protesto etmek amacýyla 1
Mayýs Mahallesi’ndeki PSAKD Ataþehir Cemevi önünde bir araya geldi. 1 Mayýs Mahallesi boyunca yapýlan yürüyüþte AKP’nin ‘Alevi düþmaný politikalarýna’ karþý birlik çaðrýsý yapýldý. Yürüyüþün ardýndan PSAKD Ataþehir Þubesi Baþkaný Metin Arslan yaptýðý açýklamada Alevi olmanýn neden suç sayýldýðýný sorarak, Aleviler olarak AKP’nin asimilasyoncu politikalarýna teslim olmayacaklarýný dile getirdi. Arslan, Suriye’de süren savaþa dikkat çekerek,”Silahlý milisler Türkiye’de eðitim görerek Suriye halkýnýn ve Suriye Alevi toplumunun canýna kýymaya gönderiliyor. Bize de mesaj olsun diye ev iþaretleme ve kundaklama giriþimleri ile gözdaðý verilmeye çalýþýlýyor” diye konuþtu. Arslan , hükümeti Alevi toplumunu aþaðýlayan, hedef alan söz ve eylemlerine son vermeye çaðýrdý.
Öğretim Üyelerinden Baskılara Karşı Basın Açıklaması 10 Aðustos tarihinde Eðitim-Sen Ýstanbul 6 No’lu Üniversiteler Þubesi ve Marmara Üniversitesi öðretim üyeleri basýn açýklamasý yaptýlar.Yaptýklarý açýklamada, fiziksel þiddete varan haksýz uygulamalarýnýn yaþandýðýný belirterek, öðretim üyelerinin ortak bir mücadele yürütmesi gerektiðini söylediler. Marmara Üniversitesi (MÜ) Ýletiþim Fakültesi Dekaný Yusuf Devran’ýn hedef gösterme, öðrenciler arasýnda ayrýmcýlýk yapma, sözlü ve fiziksel þiddette bulunma gibi uygulamalarýnýn sürdüðünü ve Devran’ýn görevden alýnmasýný talep edildi. MÜ Sosyoloji Bölümü Baþkaný ve Genel Sosyoloji ve Metodoloji Anabilim Dalý Prof. Dr. Ayþe Durakbaþa, “Siyasi iktidar güdümünde, bilimsel özerklik yok sayýlarak jürilere, bölüm baþkanlarýna danýþýlmadan kadro alýmý yapýlýyor. Ýstenen isimler önceden bildiriliyor; dolayýsýyla insanlarýn baþvurmasý dahi önceden engellenmiþ oluyor.” dedi. Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Füsun Üstel ise akademide yaþananlarý “pervasýzlýk” olarak nitelendirerek çeþitli iktidar odaklarýnýn akademinin üstünden adeta “buldozer” gibi geçtiðini belirtti. Eðitim Sen 6. No’lu Þube Baþkaný Ýsmet Akça, yaptýðý açýklamada ise, “Facebook’tan öðrencileri terörist ilan edildiðini, Sosyal medyada öðretim üyelerine tehditler yaðdýrýldýðýný “örnekler vererek anlattý. Marmara Ünivesitesi Ýletiþim Fakültesi Dekaný Yusuf Devran jüriye yüksek lisans sýnavýnda okula kabul edilecek öðrenciler için bir liste verdiði ve bunu kabul etmeyen öðretim görevlisi Doç. Dr. Gözde Yýlmaz’ý tehdit ettiði ve fiziksel þiddette bulunduðu iddialarýyla gündeme gelmiþti. Suç duyurusunda bulunmasý üzerine Cumhuriyet Baþsavcýlýðý, Doç. Yýlmaz’a çaðrýlý koruma tahsis etmiþti. Tüm bu yaþanýlanlar karþýsýnda öðretim üyelerinin bir araya gelerek ortak bir tepki vermesi gerekiyor.” denilerek basýn açýklamasý sonlandýrýldý.
Sayı 16 / Eylül 2012
İzmir-30.08.2012
Hobim Bilgi İşlem İşçileri İşten Atıldı
B
asın-İş sendikasına üye oldukları için Hobim Bilgi İşlem Sistemleri’nde çalışan 18 işçi işten atıldı. Çukurova Holding’e bağlı Hobim Bilgi İşlemde örgütlenen Basın-İş sendikası işçilerin kötü koşullardan ve ücret düşüklüğünden dolayı Haziran ayında sendikalarına üye olduklarını belirterek işten atmaları eylem yaparak protesto edeceklerini belirtti.
Çağdaş toplumsal hayatın odağı, sınıflar mücadelesidir. Bu mücadele sırasında, her sınıfa, kendi ideolojisi yol gösterir. Burjuvazi kendi ideolojisine şu sözde liberalizme sahiptir. Proletarya da kendi ideolojisine sahiptir - bu, çok iyi bilindiği gibi, sosyalizmdir. Josef Stalin emegindunyasi.info
ÝÞTE KAPÝTALÝZMÝN GERÇEK YÜZÜ
G
eçtiðimiz ayýn ortalarýnda Güney Afrika Cumhuriyetinin Marikana bölgesinde tamamý siyahi olan maden iþçilerinin üzerine polisin ateþ açmasý ve 34 iþçiyi katletmesi,kapitalist sistemin gerçek yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.Kapitalist sistemin þaþaalý dünyasýndan yansýtýlan hava bir anda yerini gerçeklere,somut ve acýmasýz gerçeklere býraktý. Ne istiyorlardý maden iþçileri? Neden üzerlerine ateþ açýldý?Neden katledildiler? “Cahil Zulular” olarak damgalanmalarý mýdýr katledilmelerine sebep? Apartheid rejiminden (siyahilere karþý ayrýmcýlýk yapýlan ýrkçý rejim)kurtulduðu varsayýlan topraklarýn yeniden siyahi insanlarýn kanýna susamasý mýdýr?Yoksa bildiðimiz o yalýn sýnýf gerçekliði ve sýnýflar mücadelesi midir? Marikana bölgesinde yaþayan ve madenlerde çalýþmak zorunda olan insanlarýn,yaþam ve çalýþma koþullarýnýn berbat ötesi olduðunu,katliam sonrasý basýna yansýyanlardan öðreniyoruz.Vahþi kapitalizm döneminde(kapitalizmin ilk dönemlerinde,sermayenin dünyaya üzerinde kan lekeleriyle geldiði dönemde)yaþananlara rahmet okutacak düzeyde bu madenlerde çalýþan insanlarlara muamele yapýldýðýný öðrenince insanýn gidip mücevher satan büyük maðazalarýn önünde öðüresi geliyor.Bu madenlerin çoðu altýn madenleri;ayrýca dünyadaki platinyumun %75’i buradan saðlanýyor.Ýþçilerin çoðu bu madenlerde çalýþmaktan akciðer hastalýklarýna yakalanmýþ-
Hava-Ýþ Genel Baþkaný
Atilay Ayçin’nin süreç üzerine Gazetemize Yaptýðý Deðerlendirme
THY eylemi 73. gününü geride býrakýrken Ayçin THY ve Siyasal gündem üzerine yaptýðý deðerlendirme ile THY eyleminin Türkiye’deki emekçilerin, devrimci, demokrat bütün sosyalistlerin, bütün komünistlerin meselesi olduðunun altýný çizerek dayanýþmayý yükseltmeye çaðýrdý. UÇAK, OTEL, EV ÜÇGENÝNÝN DIÞINDA BÝR BAÞKA DÜNYA 73. günümüz. Buradaki arkadaþlarýmýz ilk eyleme baþladýðý günden bu yana yüksek moral ile mücadeleyi sürdürüyorlar. Her geçen gün eyleme katýlan arkadaþlarýmýz oluyor, yeni yeni katýlan arkadaþlarýmýz var. Bu arkadaþlarýn tamamý böylesi bir pratik mücadele ile ilk defa yüz yüze geliyorlar. Ama Türkiye’de kendilerinin yaþadýðý uçak, otel, ev üçgeninin dýþýnda bir baþka dünya olduðunun bilincine ulaþmýþ durumdalar. Bundan sonraki süreç tabi ki daha çetin geçecek. Özellikle yürütmenin, yasamanýn ve yargýnýn tatilde olduðu ölü bir dönemden geçiyoruz. Bu dönem içerisindeki amacýmýz buradaki heyecaný, buradaki dayanýþmayý canlý tutabilmek. Eylül ayý itibari ile Türkiye’nin sýcak bir sonbahara doðru gittiðini görüyoruz. ZATEN ETRAFIMIZ BÝR ATEÞ ÇEMBERÝ Gerek çalýþma yaþamý ile ilgili olsun, gerek ekonomik gidiþat, siyasal gidiþat, gerek Güneydoðu’da süren savaþla ilgili olsun. Türkiye gerçekten sýcak bir sonbahara doðru gidiyor. Zaten etrafýmýz bir ateþ çemberi. Türkiye bu ateþ çemberi içerisinden bugünkü izlemiþ olduðu Neo-liberal savaþçý politikalarla çýðýrtkanlýk yaparak nasýl baþa çýkacak. Gerçekten hepimiz için merak konusu. SENDÝKALARIN BUNDAN SONRAKÝ VARLIÐI TARTIÞILIR BÝR DURUMA GELECEK Tabi çalýþma yaþamý ile ilgili de Türkiye sýcak günlere gidiyor. Özellikle kýdem tazminatýnýn da içinde olduðu yeni sendikalar yasasý, toplu sözleþme, grev ve lokavt yasa tasarýsý ciddi sýkýntýlar doðuracak. Eðer sendikalar ve baðlý bulunduklarý konfederasyonlar ciddi ve örgütlü bir tavýr, kararlý bir tavýr gösteremezler ise sendikalarýn bundan sonraki varlýðý tartýþýlýr bir duruma gelecek. BU MESELE SADECE BÝZÝM MESELEMÝZ OLMAKTAN ÇIKTI Bizim kendi mücadelemizde ilk gün aldýðýmýz karar gereði arkadaþlarýmýzýn iþe iadeleri yapýlana kadar bu mücadeleyi sürdüreceðiz. Bu kararýmýz halen geçerli, kesinlikle bu karar-
7
lar;istatistklere göre bu rakam son 10 yýlda 300 ila 500 bin arasý(siz bunu resmi,kayýtlý rakam olarak okuyun ve bir de kayýt altýna alýnmamýþ olanlarý düþünün)... Ýþçilerin neredeyse tamamý madenlere yakýn gecekondu mahallelerinde oturuyorlar ve düþük ücretlerle çalýþtýrýlýyorlar.Çalýþma saatleri çok uzun ve esnek çalýþma modeli geçerli;yani kimin nerede,ne kadar süre ve hangi saatler arasýnda çalýþacaðý patronlarýn insafýna(var mý öyle bir þey?)kalmýþ! Bu yaþama ve çalýþma koþullarýna karþý iþçiler,çözümü greve gitmekte bulmuþlar.Onlar iþçi sýnýfýnýn büyük önderi Karl Marx’ýn Kapital adlý eserinde dediði gibi,bir iþçinin çalýþtýðý yerde sermaye sahibine (patrona) yönelttiði bir itirazýn aslýnda bütün bir kapitalist sisteme itiraz anlamý taþýdýðýný belki de þimdi yaþayarak öðreniyorlar (Tabii eðer yaþamalarýna izin verilirse!) Ýþçilerin önce Lonmin Madeni’nde baþlattýklarý grev ve baþkaldýrý, hýzla diðer madenlere de yayýlmýþ ve iþçiler bir anda bir sýnýf olarak hareket ettiklerinde ne büyük bir güç olduklarýnýn farkýna varmýþlar.Bununla da yetinmemiþler,ilkel silahlarla da olsa silahlanmýþlar. Ýþte Marikana’da sermaye sýnýfýný korkutan geliþme budur;üstelik maden iþçileri,COSATU gibi sarý sendikalarýn da ayaklarýna dolanmalarýna izin vermiyorlar;kendi içlerinde örgütleniyor ve kendi inisiyatifleriyle harekete geçiyorlar.Hareketin en güçlü yanýný da
bu oluþturuyor. Marikana’da iþçilerin üzerine ateþ açýlmasý ve 34 iþçinin katledilmesi,þu anda Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yönetimi elinde tutan ANC(Afrika Ulusal Kongresi)’nin de nasýl bir sermaye partisi haline geldiðini gösteriyor.Apatheid rejimine karþý Nelson Mandela önderliðinde mücadele eden ANC,gelinen aþamada insanca yaþama ve çalýþma koþullarý için mücadele eden iþçilerin üzerine ateþ açabilecek bir noktaya gelmiþ,deyim yerindeyse iþçi sýnýfýna karþý gözü karartmýþtýr. Bu da bir kez daha gösteriyor ki,sözkonusu sýnýflar ve sýnýflar savaþý olunca gerisi lafý güzaftýr.Sýnýflar mücadelesinin kendine has yasalarý vardýr ve herkes o yasalara uymak zorundadýr. Irkýnýn, renginin,dilinin,dininin bir önemi yok;ya proletaryadan yanasýn ya da burjuvaziden.Ya kanlý kavgalý bir savaþ vereceksin ve özgürleþeceksin ya da öleceksin. Marikana’da yaþananlar bir kez daha göstermiþtir ki,sermaye sýnýfý ve onun devleti,sýnýflar mücadelesinin belli bir anýnda soðukkanlýlýðýný yitirip kitlesel katliamlara da yönelebilir;ama bizler de biliyoruz ki,bu bile sonu gelmiþ bir sistemi kurtarmaya yetmez,yetmeyecektir. Kapitalizmin gerçek yüzünü görmek isteyenler Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yapýlan iþçi katliamýna baksýnlar.Çürümüþ,etleri dökülmüþ,ölümü bekleyen bir cüzzamlýdan baþka ortada ne kalmýþ?!
Ayçin “Eylül Ayý Ýtibari Ýle Türkiye’nin Sýcak Bir Sonbahara Doðru Gittiðini Görüyoruz”
da geriye gidiþ ve vazgeçme söz konusu deðil. Çünkü her geçen gün arkadaþlarýmýzýn bu konudaki kararlýlýðý ve heyecaný artýyor. Ama bu mesele sadece bizim meselemiz olmaktan çýktý. Türkiye’nin meselesi, Türkiye’deki emekçilerin, devrimci, demokrat bütün sosyalistlerin, bütün komünistlerin meselesi. Bu nedenle burada ki mücadeleyi, bu mücadeleyi götüren insanlarýn þartlarýný bilmeden, bu mücadelenin hangi konumda ve koþulda sürdürüldüðünü bilmeden, dýþardan ahkâm keserek tamamen kendi siyasi hobilerini tatmin etmeye çalýþan insanlarýn oturduklarý sýrça köþklerden yazdýklarý köþe yazýlarýyla bu mücadeleye zarar vermelerini anlamak mümkün olmadýðý gibi, bu mücadelenin baþarýya ulaþmasýnýn Türkiye’deki bütün devrimci, demokrat emekçi kesim, iþçi sýnýfýnýn iktidarýndan olan bütün kesimlerin destek vermesi omuz ve dayanýþma içerinde olmasýyla baþarýya ulaþacaðýný bir kez daha altýný çizerek söylemek isterim. ÝÞVERENLERÝN VE SÝYASAL ÝKTÝDARIN DEÐÝRMENÝNE SU TAÞIYORLAR Bizimde kendi içimizde zaaflarýmýz olabilir, eksik býraktýðýmýz gözden kaçýrdýðýmýz olabilir. Ama eðer insanlarýn yüreðinde ve daðarcýðýnda birazcýk iþçiden emekçiden haktan hukuktan adaletten ve bu halkýn iktidar olma özleminin gerçekleþtirilmesinden yana bir anlayýþ biraz vicdan varsa, yani buradaki insanlarýn zafiyetlerinin ön plana çýkararak zarar vermek yerine dayanýþma içerinde olarak bu mücadeleyi baþarýya taþýmaktýr esas olan. Bütün bu olumsuzluklara raðmen, bir taraftan hükümet saldýrýrken, bir taraftan sözüm ona iþverenin oluþturduðu muhalif grup yalan yanlýþ, bilgilendirmelerle kendi yanýnda bulunan basýný kullanarak, bize zarar vermeye çalýþýrken, burada hükümdarlýðýný kurmak isteyen týrnak içinde söylüyorum belli siyasetlerin tümünü kastetmiyorum, kendi hükümdarlýðýný kuramayýnca burayý karalayacak bir kampanya baþlatarak zarar vermeye çalýþmalarý ne sosyalist ahlaka uyar ne komünist ahlaka uyar. Nede devrimci sýnýf duruþuna ve ahlakýna uyar. Bu tür yanlýþ yapan insanlarý iþverenlerin ve siyasal iktidarýn havuzuna, deðirmenine su taþýyor diye deðerlendiriyorum. Bu yanlýþtan ne zaman döner ve buraya omuz verirlerse o anlamda belki de tarihte kendileriyle ilgili yazýlacak çizilecek güzel söz olur diye düþünüyorum. ITF EN PASÝF EYLEMDEN EN RADÝKAL EYLEME
Uluslararasý dayanýþma Türkiye’deki dayanýþmadan kesinlikle çok ileri bir durumda. Özellikle baðlý olduðumuz ITF olayý çok ciddi sahiplenmiþ durumdadýr. Zaten yayýnladýðý bir aylýk eylem programý en pasif eylemden en radikal eyleme doðru bir seyir izliyor. Almanya ve Ýngiltere’de çok geniþ bir kampanya var. Özellikle buraya uðrayan yerli ve yabancý turistler, izine gelen Türk iþçiler Avrupa’da bu anlamda haklýlýðýmýza inandýklarý ve THY’nin yapmýþ olduðu uygulamanýn çað dýþý olduðunu böyle bir þeyin kabul edilir olmadýðýný bu nedenle, THY ile artýk iliþkilerini kestiklerini, ancak THY’nin kendisini affettirebilmesi için iþten atýlan iþçilerin iþe iade edilmesi gerektiðini söylüyorlar. MESELE BÝZÝM ÜZERÝMÝZDEN TÜRKÝYE’YE BÝR MESAJ VERME MESELESÝDÝR Biz her zaman söyledik yine söylüyoruz; biz haklý bir zemindeyiz. Bizim mücadelemizdeki heyecan coþku, bu güç bu coþku haklýlýðýmýzdan kaynaklanýyor. Çünkü bizim en temel hakkýmýzý elimizden aldýlar. Yani þiir okuduðu için mahkûm edilen Baþbakan eðer maðdurlarý oynuyorsa gerçekten grev hakký elinden alýnan insanlarýn maðdurlarý oynamasý herhalde çok daha öncelikli ve doðal haklarýdýr. Tüm yasal haklarýmýzý kullanacaðýz. Umuyoruz anayasa mahkemesinden grev yasaðý geri döner. Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesine gitmek zorunda kalmayýz. Umuyoruz 305 arkadaþýmýz iþe iade edilir, Türkiye bir geniþ mücadele alanýna dönüþmez, çünkü biz bu mücadeleyi Türkiye’nin her alanýna taþýmakta kararlýyýz. O nedenle de bugün maðdur olan ve yarýn maðdur olacak bütün unsurlarý bu mücadeleye davet ediyorum. Mesele bizim üzerimizden Türkiye’ye bir mesaj verme meselesidir. Siyasi iktidarýn kendi felsefesi ve ideolojisine göre yeniden yapýlandýrmayý düþündüðü daha doðrusu neo-liberal politikalara göre AKP üzerinden Türkiye’yi yeniden þekillendirme ve yapýlanma politikalarýndan rahatsýz olabilecek bütün unsurlarýn, bu süreçte bizimle birlikte olarak biz bir kývýlcým çýkarttýk onu aleve dönüþtürmelerinin zamanýdýr diye düþünüyoruz. Bunu Avrupa’da iliþkide olduðumuz kurumlarla yavaþ yavaþ baþardýðýmýzý düþünüyoruz. Bu çemberin Türkiye’ye doðru gittikçe daraldýðýný görüyoruz. Ama tabi içerideki kamuoyunun desteði ve sendikalarýn, konfederasyonlarýn bu sürece de mutlaka el atmasý ve omuz vermesi gerekiyor diye düþünüyoruz.
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
Gündem Siz hiç kýþ mevsiminde kendiliðinden tutuþan, orman yangýný duydunuz ya da gördünüz mü? Islak samana ne kadar kibrit çaksanýz nafile. Çakýlan her kibrit fýss deyiverir ve söner. Ama yaz aylarýnda ormanlar kýrýk bir cam parçasýndan yansýyan güneþ ýþýðýyla bile kendiliðinden tutuþabilir. K. Kürdistan’ýn daðlarý, kent merkezleri uzun ve kahýrlý çabalar sonucu tutuþmuþ, alev alev yanýyor. Kürt halkýnýn özgürlük savaþçýlarý iþgalci, ilhakçý faþist devletten Kürt halkýnýn özgürlüðünü koparýp almak istiyor. Týpký Batý Kürdistan da olduðu gibi. Kürt halký, Kürdistan’ýn tüm parçalarýnda kol kola girmiþ halaya durmuþ, özgürlük türküleri söylüyor, serhýldanlara baþvuruyor. Ama bilmeliyiz ki bizde ulusal ve sýnýfsal kurtuluþ mücadelesi diyalektik bir bütünlük içermektedir. Çünkü ulusal ve sýnýfsal kurtuluþ iç içe geçmiþ bütünleþmiþtir; onlarý birbirinden ayýrmak mümkün deðildir. Biri olmadan diðeri olmaz. O nedenle iþçi sýnýfý ve Kürt halký kader birliði, mücadele birliði içinde olurlarsa iþçi sýnýfýnýn ve emekçi halklarýn kurtuluþu çok daha kolay ve yakýn olur. Artýk bilmeli, görmeli ve anlamalýyýz ki, içinde yaþadýðýmýz toplumsal sistem Türkiye ve Kürdistan’ý iþçiler ve emekçi halklar için birer halklar hapishanesi haline getirmiþ durumda. Antep Baþpýnar organize sanayi kuru çam ormaný gibi küçük bir kývýlcýmla tutuþtu. Yangýn tüm Antep organize sanayiye yayýldý. Bir iþçinin sözleriyle söyleyecek olursak“Biz organize yarý açýk cezaevinde yýlýn 362 günü 12 saat gece 12 saat gündüz çalýþýrýz. Ýki gün dini bayramlarda, bir günde yýlbaþýnda toplam üç gün dinleniriz. “Ne temiz bir hava, ne temiz bir su, ne besleyici bir yemek, ne sosyal bir hak ne de insanca yaþayabileceðimiz bir ücret. Bu sistemde ne bizim ne de çocuklarýmýzýn geleceði var. Biz çalýþýrýz onlar büyür, onlar büyür, biz küçülürüz. Organize patronlar için ucuz iþçi cenneti. Bu cennette onlar efendi biz köle; onlar buyurur biz yaparýz. “Bizim hayatýmýz organizedir.” Antep baþ pýnar organize sanayisini tutuþturan da iþte bu nesnel koþullar oldu. Ýþyerlerinde iþçilerin unvanlarý belirtilirken onlarýn niteliklerini anlatan usta, ustabaþý, posta baþý gibi kavramlar kullanýlýr. Antep organize sanayinde ise ONBAÞI, ÇAVUÞ gibi askeriyede kullanýlan kavramlar kullanýlýyor. Kullanýlan kavramlardan da anlaþýlýyor ki patronlar iþçileri asker, kendilerini de general sanýyorlardý. Maaþlara zam artýþ zamaný geldiðinde Þireci Tekstilin sahibi olan Ahmet Þireci iþçilerin maaþlarýna 10-TL zam yaptý. “Patron bizimle dalgamý geçiyor “diyen 1500 Þireci Tekstil iþçisi “ARTIK YETER” diyerek isyan etti, ayaða, kalktý. Þireci Tekstil iþçilerinin kendi güçlerine dayanarak 4-Aðustos’ ta üretimi durdurup fabrika önünde baþlattýklarý direniþte yalnýz kaldýlar. Yalnýz kalan Þireci Tekstil Ýþçileri talepleri tam olarak karþýlanmamasýna karþýn iþverenle anlaþarak iþbaþý yaptý. Þireci Tekstil iþçilerinin direniþ sonucu iþverenle anlaþtýðýný duyan Gürteks iþçileri “ayaklandý” Gürteks iþçilerini ayný patrona baðlý Gür Ýplik iþçileri izledi. Þireci tekstil iþçileri ikinci bir hamle yaparak diðer iþyeriyle birlikte yeniden direniþe geçti. Canan, Motif, Meltem, Zafer Tekstil onlarý izledi. Gürteks ve Gür Ýplik patronu daha önceden Öz Ýplik Ýþ sendikasý yöneticilerini çaðýrarak iþçileri baskýyla sendikaya üye yaptýrdý “sendikaya üye olmayaný iþe almam” diyerek iþçilerin Öz Ýplik iþ sendikasýnda örgütlenmesini saðlamýþ. Sonra da Öz Ýplik Ýþ sendikasýyla istediði gibi bir sözleþme imzalamýþ. Ýþçiler hem sendikalarýný hem de imzaladýðý bu sözleþmeyi tanýmayarak bir tarafa itmiþ ve doðrudan kendilerinin seçtikleri doðal önderleriyle kendi güçlerine dayanarak 10 gün boyunca aç, susuz direndiler. Adeta Baþpýnar organizede bir iþçi baharý yarattýlar. .Direniþ öncesinde burnundan kýl aldýrmayan, iþçilere ana avrat küfreden sonradan görme Antep burjuvalarý Antep proletaryasýnýn güçlü kollarýyla on gün boyunca gýrtlaðýný sýkmasý sonucu soluksuz kaldý. On günün sonunda iþçilerin taleplerini büyük oranda kabul ederek iþçilerle anlaþýp derin bir nefes aldýlar. Kýsacasý burjuva sýnýf “BAYRAM”a bu kavgadan hafif sýyrýklarla yüzü gözü morarmýþ bir þekilde girdi. Ýþçiler ise öfkeli bir dövüþçü gibi. On gün boyunca fabrikalarý sessizliðe gömülen tekstil patronlarý baþta olmak üzere tüm Antep burjuvazisi kâbus dolu günler yaþadý. Burjuva sýnýf bir bütün halinde davrandý. Proletarya ise bunu yeterince baþaramadý. Ýþçilerin bir diðer eksiði ise burjuva sýnýfýn özel mülkiyetinin güvencesi, onun egemenlik aracý olan faþist devlete ve emniyet müdürlerine güvenmesi oldu. Emniyet müdürleri patronlarýn temsilcisi gibi davrandýlar. Antep polisi sanki iþçilerin dostuymuþ gibi davranýrken aba altýndan sopa göstermeyi de ihmal etmedi. Ýþçilerin mücadele birliðini engelleyerek patronlarýn devleti olduðunu en geri düzeydeki bir iþçiye bile kanýtladý. Valisiyle, emniyet müdürleriyle faþist devlet iþçilere topyekûn savaþ açtý. Faþist devlet iþçilerin karþýsýnda, Ýþçileri ezmek, onlarý yenilgiye uðratabilmek için her yola baþvurdu, her yöntemi kullandý. Ama iþçilerle doðrudan çatýþmaya girmemek için de özel bir çaba sürdürdü. Politik öncüsüyle bütünleþemeyen iþçiler daha ileri gidemediler. Ýþçilerin kendi güçlerine dayanarak yükselttikleri bu ekonomik talepli eylemde herkes kendi amaçlarýna uygun bir tavýr, tutum içinde oldu. Burjuva partiler, politikacýlar, burjuva sendikacýlar ve onlarla kol kola olan sözde “sosyalist” özde reformist, fýrsatçý parti ve örgütler birer sendika simsarý, komisyoncu gibi davranarak kendi özel çýkarlarý için sýnýfýn çýkarlarýný sýnýfýn en geri bilincine seslenerek heba ettiler. Bizler devrimci iþçi komitelerinde örgütlü iþçiler olarak iþçilerin ve halklarýn mücadele birliðini örmek, ekonomik, demokratik kazanýmlarýmýzý devrim ve iktidar mücadelemizle bütünleþtirmek istedik. Biliyoruz ki ekonomik demokratik kazanýmlarýn güvencesi POLÝTÝK ÝKTÝDARIN BÝR DEVRÝMLE ELE GEÇÝRMESÝNDEN GEÇER. O halde politik iktidar için ileri.
YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN VE HALKLARIN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ
Sayı 16 / Eylül 2012
Bilgi Üniversitesi 13 İşçi Attı İSTANBUL-28.08.12
8
...bir gazetenin rolü, yalnızca fikirlerin yayılması, siyasi eğitim ve siyasi müttefiklerin kazanılmasıyla sınırlı değildir. Bir gazete sadece kolektif bir propagandacı ve kolektif bir ajitatör değil, aynı zamanda kolektif bir örgütleyicidir. V.İ. Lenin emegindunyasi.info
emegindunyasi@gmail.com
emegindunyasi
BİBER GAZININ DOĞALLIĞI! Son 12 yýlda resmi rakamlara göre 628 tonluk biber gazý ithal eden ve bunun için 21 milyon 269 bin dolar yani yaklaþýk 38 milyon lira, eski parayla 38 trilyon lira ödeyen sevgili egemenlerimiz,bütün hak arama eylemleri ve toplumsal olaylarda biber gazý sýkýlmasý ve bunun sonucunda ölümler meydana gelmesi üzerine zorunlu olarak bir açýklama buyurmuþlar:biber gazýmýz %100 doðal!... Bu açýklama üzerine Türk Toraks Derneði’nin özverili ve emekçi doktorlarý araþtýrma yapmýþ olup þu sonuçlara ulaþmýþlardýr:Biber gazý; 1.Astým denilen ilerleyici solunum hastalýðýnýn bir çeþit alt grubuna yol açmakta, 2.Önceden astým hastasý olan kiþilerde ölüme yol açabilmekte, 3.Kapalý alanda kullanýldýðýnda daha da öldürücü olabilmekte, 4.Biber gazýnýn yoðun kullanýmla açýk alanda da ölümcül olabilmektedir. Bu kadar tehlikeli olan biber gazýnýn, Ýstanbul Üniversitesi Farmakoloji bölümünün taraflý ve bilimsel açýdan yetersiz olan raporuyla ve bazý siyasilerin bu rapora dayanarak doðaldýr demeleri, bizzat biber gazý üreten firmalarýn raporlarýyla çeliþmektedir.Nitekim,’’OC’’ marka biber gazýnda; biber özütü dýþýnda, alkol, organik çözücüler, hidrokarbon gibi maddelerin katký maddesi olarak kullanýldýðý belirtilmektedir.Biber özütü dýþýndaki bu maddelerin solunmasý bile ani kalp,solunum,sinir sistemi etkilenmelerine,ritm bozukluklarýna ve ölümlere yol açmaktadýr. En ufak bir toplumsal hak talebine katlanamayan ve artýk eylemler dahil yazýlý ve sözlü eleþtirileri bile suç sayan emek ve insan düþmaný egemenlerimiz, elbette bu ‘ %100 doðal! ‘ gazý kendi halkýndan, emekçilerinden esirgememektedir.Saldýrý veya tehdit altýnda olduðunu içgüdüsel olarak anlayan ve saldýrganlaþan hayvanlar misali, uyanan ve hakkýný arayan emekçileri kendi sonunu hazýrlayan mezar kazýcýlar olarak algýlayan sistem, kendi takdire þayan faþist tarihine yaraþýr þekilde halka saldýrmakta tereddüt göstermemektedir. Biber gazýna maruz kalýnan durumlarda, çok yaygýn olarak kullanýlan limonun aslýnda çok da faydalý olmadýðý, araþtýrma sonuçlarý arasýndadýr malesef. Biber gazýnýn yoðun olduðu yerlerden uzaklaþmanýn veya uzaklaþabilmenin, o sýrada baþlayan rahatsýzlýklara iyi geleceði gerçeði yanýnda bu ölümcül gazdan kurtulmanýn en güzel yolu ona maruz kalmamaktýr aslýnda. Evet, tarih boyunca haklarý ve onuru uðruna bedeller ödeyen ve ödemeye devam halklarýmýz ve onun cesur evlatlarýnýn, bu acýmasýzlýða boyun eðmek yerine her zamankinden daha kararlý ve daha cesur olmalarý, emeðe insanlýk onuruna gaz sýkýlmayan bir dünya için omuz omuza mücadele tek çaremizdir... Emeðin Dünyasý Okuru Bir Doktor
15 EYLÜL’DE ANKARA’DAYIZ
Y
azýn bitiþi ve okullarýn açýlmasýyla birlikte emekçi eylemleri de yeni sezonuna giriyor. Saldýrýlar hiç bitmedi. Bu eylem de tüm saldýrýlara topyekun bir cevap olacak. Ýlk eylem 15 Eylül’de Ankara’da. EðitimSen’in çaðrýsý ile sendikalar, tüm demokratik kitle örgütleri, siyasal partiler ve sýnýfýn öncüleri 4+4+4’ e karþý orada buluþacaklar. Bu eylemin biz emekçiler açýsýndan burjuvazinin yaþamsal önemdeki saldýrýlarýna cevap vermek için iyi bir baþlangýç olmasý gerek. Bu nedenle baþta emekçiler olmak üzere emekçi sýnýfýn yanýnda yer alan tüm kesimlerin Ankara buluþmasýný örgütlemesi ve eylemi sonuç alýcý bir niteliðe çevirmesi çok önemli. 4+4+4’e karþý eylemde herkesin orada bulunmak için bir nedeni var. Ýþçiler, çocuk iþçiliði ve stajerlik yasasý yolu ile iþsizliðe ve çocuk iþçiliðinin yaygýnlaþtýrýlmasýna karþý orada olmalýlar. 24 Temmuz 2011 torba yasaýnda geçen stajer çalýþtýma sýnýrýnýn kalkmasý ve bu eðitim sistemi ile lisede okula devam zorunluluðunun kalkmasý birbirine tesadüfen denk düþmedi. Çocuk iþçiler yoluyla tüm üretim sistemi aþýrý sömürü ile yeniden düzenlenebilecek. Zaten burjuvazi için tüm diðer maddelerden önce asýl kazaným ve emekçiler için saldýrý burda yatýyor. Lise’de devam zorunluluðunun kalkmasý kadýn nüfusunun eðitimin dýþýna, yaþamýn dýþýna, iþ hayatýnýn dýþýna atýlmasýna da ön ayak olacak. Kürtaj yasaðý, 3 çocuk gibi emekçi kadýnlarýn yaþamý hakkýnda fikirlerini söyleyen burjuvaziye emekçi kadýnlarýn bir cevabý mutlaka olacaktýr. 30 Eylül’de Ankara’da miting düzenleyecek olan Aleviler için de zaten kendilerini yok sayan faþizmin daha küçük yaþlarda kök salmasýnýn yolu açýlacaðýndan orada olmasý þart. Dinci faþizme her fýrsatta söylenen kesimin samimiyeti de orada sýnanacak. Her sorunun yükünü aileye yükleyen burjuvazi, hiçbir konuda çocuklarýmýzýn bugünü ve geleceðine sahip çýkmazken onlarýn oyun çaðýna da el koymaya karar verdi. Kendi çocuklarýmýz için ve toplumun deðerleri olan tüm çocuklar için Ankara’da olmak sorumluluðunu “insaným” diyen herkesin taþýmasý gereken bir sorumluluk. Bütün deneyimler, bütün bilimsel veriler bu yaþta çocuklarýn okul disiplinine uygun olmadýðýný söylüyor. Üstelik bir takým (!) ayrýcalýklý kimseler doktor raporu yoluyla “kendi” çocuklarýný bu durumdan kurtarmanýn yolunu buldular bile. Özel okullar geniþ bir “kaynak” buldu bile. Yani yine zaten hedeflenen emekçilerin çocuklarý oyun çocuðu olma hakkýndan mahrum edilecekler. Erkenden fabrika tipi okullara kart basmaya baþlayacaklar. Burjuva eðitim sisteminin bu sistemden önce de emekçi çocuklarýný iþ sahasýna sürmekten ve ancak aralarýndan en iyilerinin zekasýný sömürmek için yarýþtýrýp almaktan baþka amaç taþýmadýðýný hepimiz biliyoruz. Eðitim sistemi olmaktan çok uzak bir sistem oluðunu da. Burjuvazinin ih-
TTB Merkez Konseyi’nin 4+4+4 Uygulamasýna Karþý Basýn Açýklamasý TTB Merkez Konseyi,17 Aðustos Cuma günü düzenlediði basýn açýklamasýyla hastanelerden alýnacaðý duyurulan rapora karþý açýklama yaptý
tiyaç duyduðu kalifiye köleyi yetiþtirmenin bir yolu olduðunu da. Bu saldýrýnýn farký iþçi giderini düþürmek olduðu gibi ayný zamanda sömürüyü emekçilerin çocuklarýna kadar vardýrmýþ olmasýdýr. Üstelik önceden eðitim giderleri vb. yoluyla yaptýðýný þimdi onun emeðinden de para kazanmak yoluyla yapmayý planlýyor. Tüm devrimciler eþit, kiþilik özelliklerine ve yönelimlerine göre, ücretsiz ve herkes için ulaþýlabilir bir eðitim sisteminin ancak iþçi sýnýfýnýn iktidarý ile mümkün olacaðýný haykýrmak için orada olacaklardýr. Sovyetler, Küba ve diðer sosyalizmin örnekleri bize bu konuda bolca örnek sunuyor. Eðitimciler kendileri ve öðrencileri için yola çýktýlar. Deðerlendirmesini ve eleþtirilerini sonraya býrakarak her yerde eylemi örmek görevi önümüzde duruyor. Eðitim-Sen eylem programýnýn ayrýntýlarýný dosta düþmana en yaygýn þekilde bir an önce ilan etmeli. Yürüyüþ kollarý, Ankara’daki buluþma, miting alaný ve tabi ki eylemin seyri. Mesela bir saldýrý söz konusu olursa eylem bir sonraki güne devam edecek mi? Eylem hangi durumda amacýna varmýþ olacak? Aydýnlatýlmýþ bir eylem katýlmak isteyen herkesin önünü açacaktýr. Ýllerde Eðitim-Sen þubeleri ile iletiþim sürekli açýk olmalý, kapalý gün olmamalý. Eylem hazýrlýk planý da bildiri, afiþ vb. materyaller de en kýsa sürede çok miktarda her yere ulaþtýrýlmalý. Eylemin hazýrlýk aþamasýnýn bile burjuvazide ne büyük bir korku yaratabileceðini ve pek çok eylemin bu hazýrlýk dönemlerinde kazanýldýðýný hepimiz biliyoruz. Ankara’ya yürüyecek emekçilerin ayak sesleri her yerden duyulmalý. Dosta güven düþmana korku salmalý. Bu durumda kendi kitlesini bile harekete geçiremediðinden yakýnan KESK’lilerin etraflarýnýn 90’lý yýllarýn baþýnda olduðu gibi nasýl da dolacaðýný görmek için az bir zaman kaldý. Osaka öðretmen yürüyüþünü hepimizin yeniden hatýrlamasýnda fayda var. DEK’li bir Saðlýk Emekçisi
MÝLLÝ EÐÝTÝM BAKANLIÐININ BECERÝKSÝZLÝÐI Eðitim Sen, 28 Aðustos Salý günü Milli Eðitim Bakanlýðý önünde 4+4+4 ile artan öðretmen maðduriyetlerine iliþkin basýn açýklamasý düzenledi. Yapýlan basýn açýklamasýnda “4+4+4 eðitim sistemi öðretmenleri de maðdur etmeye devam ediyor. Dün baþlayan özür grubu yer deðiþtirme baþvurularýnda, binlerce öðretmen, baþvuru modülünde ‘Branþýnýza ait boþ kontenjan bulunmamaktadýr’ ifadesi ile karþýlaþtý. Atama ve yer deðiþtirmelerde çok büyük sorunlarýn yaþandýðýnýn belirtildiði basýn açýklamasýna þöyle devam edildi; Daha önce Atama ve Yer Deðiþtirme Kýlavuzu’nda norm fazlalýðý olan branþlarda atamanýn yapýlmayacaðý dile getirilmiþti. Bu haliyle birçok sorunu içerisinde barýndýran düzenlemeye, bugün öðretmenlerin karþýlaþtýðý “Branþýnýza ait boþ kontenjan bulunmamaktadýr” ifadesi ile bir yenisi daha eklenmiþ; norm açýðý olan branþlarda da kontenjan açýlmadý. Milli Eðitim Bakanlýðý’nýn be-
B
ilgi Üniversitesi’nde çalışan 13 işçinin işten atılması protesto edildi. Sosyal-İş üyesi işçilerin küçülme nedeniyle işten atıldıkları belirtiliyor. Dolapdere Bilgi Üniversitesi önünde toplanan sendika üyeleri işten atmaları protesto etti. Basın açıklamasının ardından Üniversiteye girmek isteyen sendikacılara ÖGB izin vermeyince tartışma yaşandı.
ceriksizliði yüzünden tayin ve özür grubu atamalarýný bekleyen çok sayýda öðretmen maðdur edilmiþtir. 4+4+4 kademeli eðitim modelinin þimdiden binlerce öðretmeni maðdur etmiþ olmasý, yarýn okullar açýldýðýnda eðitim sisteminin karþý karþýya kalacaðý kaosu bugünden haber vermiþtir”denilen açýklama, yapýlmasý gerekenler þu sözlerle anlatýlarak son bulmuþtur: “Eðitim Sen olarak özgür grubu atamalarý nedeniyle maðdur olan öðretmenlerimizin tepkilerini bireysel olarak göstermelerinin anlaþýlýr olduðunu biliyoruz. Fakat her geçen gün çýð gibi büyüyen bu tepkiyi örgütlü bir þekilde göstermedikçe, Milli Eðitim Bakanlýðý’nýn somut bir adým atmasý ve yaþanan maðduriyetlere kalýcý çözüm üretmesi beklenmemelidir.”
TTB Merkez Konseyi,17 Aðustos Cuma günü düzenlediði basýn açýklamasýyla hastanelerden alýnacaðý duyurulan rapora karþý açýklama yaptý. Yapýlan basýn açýklamasýnda; 4+4+4 uygulamasýnýn çocuklarýmýz için yaratacaðý sakýncalarý, konunun taraflarýyla birlikte defalarca açýkladýk. (Eðitim ve Bilim Emekçileri Sendikasý/Eðitim Sen ve Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneði’yle birlikte yapýlan açýklama) Yaþý 66-72 ay arasý olan çocuklarýmýzýn oyun çocuðu olduðunu ve ilkokul birinci sýnýfa baþlatýlmaya zorlanmalarýnýn bilim dýþý olduðunu konunun uzmanlarýyla birlikte dile getirmemize raðmen Milli Eðitim Bakanlýðý’nýn ýsrarý sürüyor. Saðlýk Bakanlýðý da 06.08.2012 tarihinde valiliklere gönderdiði bir yazý ile bu yaþ grubunda olan çocuklarýmýz için “bedenen veya zihnen geliþmemiþ týbbi tanýlý rapor üzerine ilkokul kayýtlarý bir yýl ertelenebilmektedir” ifadesine yer verilmiþ ve bu raporlarýn kamu ve üniversite hastanelerinde çalýþan çocuk saðlýðý ve hastalýklarý uzmanlarýnca verilebileceði belirtilmiþtir. Bunun üzerine verilen kimi raporlarda çocuklarýmýza örneðin uluslararasý taný sýnýflamasý sistemi olan ICD 10’a göre “F82 Motor fonksiyonda özel geliþimsel bozukluk” tanýsý dahi konabildiði görülmüþtür. Çocuklarýmýzý “bedenen veya zihnen geliþmemiþ” diye damgalamak ve bakanlýklarýn aileleri buna zorlamasý en hafif deyimiyle büyük haksýzlýktýr. Çocuklarýmýzýn geliþimleri normaldir. Anormal olan bilim dýþý biçimde erken okula baþlamaya zorlanmalarýdýr. Bu açýklamamýz yaþlarý 66-72 ay arasýnda olan 600.000 çocuðumuza Türkiye’deki hekimlerin raporudur. Bir kez daha açýklýkla ifade ediyoruz: Bu yaþ grubundaki çocuklar sosyal, duygusal, biliþsel, dil ve motor becerileri açýsýndan anasýnýfýna gitmelidirler, birinci sýnýfa baþlatýlmalarýnýn geliþimlerine etkileri olumsuz olacaktýr. “Dindar ve Kindar” nesil yetiþtirmek için, henüz oyun çaðýndaki çocuklarýmýzý (okul öncesi eðitimin lâfýný bile etmeden) okula baþlamaya zorluyor. Çocuklarýn ruh ve beden saðlýðýndan sorumlu Saðlýk Bakanlýðý da Milli Eðitim Bakanlýðý’nýn yardýmýna koþuyor” denilen basýn açýklamasýnda, hekimleri rapor vermeye zorlayan bakanlýða da þu þekilde sesleniliyor; Toplum mühendisliði Saðlýk Bakanlýðý’nýn iþi deðildir, Hekimlik mesleðini kendi ideolojik, politik amaçlarýnýza alet etme çabanýzdan vazgeçin, Çocuðunu erken yaþta okula göndermek istemeyen anne babalara zorluk çýkarma, raporlarý düzenleyecek olan hekimler üzerinde psikolojik baský kurma tutumunuza son verin. Bilinsin ki; Bizler, mesleki bilgi ve birikimimizi binlerce yýldan süzülüp gelen hekimlik vicdanýmýzýn rehberliðinde, her zaman için çocuklarýmýzýn yararýna kullanacaðýz. Ve bilinsin ki; Çocuklarýmýzý “Dindar ve Kindar” Nesil Yetiþtirmek Emellerine Alet Etmek Ýsteyenlere Karþý DOKTOR AMCALARI/TEYZELERÝ UMUDUMUZUN ÇÝÇEKLERÝNÝN HEP YANINDA OLACAK!
Sayı 16 / Eylül 2012
Dersim-28/07/2012
Kürt Tarım Proleterleri İsyan Etti Manisa’nın Turgut’lu İlçesi Sarıbey Köyünde çalışan 500’e yakın tarım işçisi ücret düşüklüğü nedeniyle iş bıraktı. Sarıbey Köyünde üzüm toplama işi yapan işçiler çalışma koşullarına ve ücretlere isyan ettiler. Tarım İşçileri geçen yıl 35 lira olan yövmiyelerin 45 lira olmasını talep ediyorlar. İşçiler talepleri karışanıncaya kadar çalışmayacaklarını belirtiyoralar.
Öyle bir zaman gelecek ki, bizim suskunluğumuz, sizin bugün ipe çektiğiniz seslerden daha güçlü olacaktır! August Spies emegindunyasi.info
Tepecik Eðitim Araþtýrma Hastanesinde hemþirelerin baþlattýðý eylem sürecinde taleplere iliþkin bir cevap idareden gelmedi. Türk Saðlýk-Sen, Saðlýk-Sen, Demokratik Saðlýk-Sen ve idarenin yandaþlarýnýn yaný sýra hastanede ayrýcalýk kazanmýþ kiþilerin kiþisel çýkarlarý nedeniyle katýldýklarý karþý çalýþmalar eylemi devam ettirmek isteyenleri demoraliize etmeye baþladý.
E
gili hem idare hem de Türk Hemþireler Derneði Ýzmir Þube ve SES Ýzmir Þube tarafýndan acilen yazý yazýlacak ve görüþme yapýlacak. 2Hastanedeki mevcut hemþire daðýlýmý, iþ bölüþümü ve çalýþma saatleri ile ilgili Türk Hemþireler Derneði Ýzmir Þubesi, SES hemþire temsilcisi ve Baþhemþire tarafýndan oluþturulacak bir komisyon kurulup hastanede inceleme ve deðerlendirme yapýlacak, hazýrlanýlan sonuç raporu üzerinden istihdam yeniden düzenlenecek. 3- Hastanede halen çalýþmakta olan hastane içi görevlendirme ve görev yeri deðiþtirme komisyonuna yetkili sendika olan SES temsilcisi katýlarak görevlendirmelerin gönüllülük, eðitim ve liyakate göre yapýlmasý konusunda çalýþanlardan yana taraf olup düzenli bilgilendirme yapacak. 4- Baþhekimlik, hemþirelere görevi olmayan iþlerin yaptýrýlmasý (hekim, sekreter iþleri
EMEK ÖRGÜTLERÝ ROBOSKÝ ‘DE
29
Temmuz’da K E S K , DÝSK,TMMOB, TTB, ÝHD, ÇHD ve TÝHV’den oluþan heyet 34 sivil yurttaþýn katledildiði Uludere Roboski Köyü’nü ziyaret etti. Basýn açýklamasýný yapan KESK Genel Baþkaný Lami Özgen “Yýllardýr acý ve ölümlerle daðlanmýþ topraklarda, Roboski’de 34 vatandaþýmýzýn savaþ uçaklarý ile katlediliþi üzerinden tam 7 ay geçti. Bugüne kadar ne vicdanlarý rahatlatacak bir özür dilendi, ne de sorumlularýn yargý önüne çýkarýlmasý yönünde bir giriþime rastlandý. Bununla kalmadý, “Roboski’ye adalet nöbeti” için köye gitmeye çalýþan demokratik kurum ve kuruluþlar engellenmeye çalýþýldý. AKP ve Genelkurmay Baþkanlýðý, katliamý “savaþ zayiatý” olarak deðerlendirdi ve “yasa dýþý bir iþ yapýyorlardý” diye geçiþtirerek, çoðu 1520 yaþlarý arasýnda 34 gencin öldürülüþünün üzerini örtmeye çalýþtý. Dahasý sadece adalet özlemi içinde olan, ölen gençlerin ailelerine “kan parasý” teklif edilerek, alay edercesine çözüme iliþkin “tazminatlarýný ödedik daha ne istiyorsunuz” denildi. Yýllardýr bölge üzerinde var olan savaþýn etkisi ile iþ imkaný bu-
lamadýklarý için sýnýr ticareti yapmaya itilen, hükümetin “kaçakçý” olarak tanýmladýðý gençlerin ölümü sýradanlaþtýrýldý, olayýn üzeri “tazminat” ile kapatýlmaya çalýþýldý.”diyerek AKP hükümetinin Kürt halkýna yönelik baskýlarýna örnekler vererek sözlerini “ Bizler, daha eþit, özgür ve demokratik bir ülkede, bir arada yaþam umudunu koruyan ve bu uðurda sonuna kadar mücadele edecek emek ve meslek örgütleri olarak, devleti yaþananlarýn bir katliam olduðunu kabul etmeye, sorumlu ve faillerinin yargý önüne çýkarýlmasý için üzerine düþen vazifeyi yapmaya davet ediyoruz. Bu davetimizi daha katliamýn gerçekleþtiði günün ertesi gün oluþturduðumuz rapor ile de ifade etmiþtik, bugün de yineliyoruz. Onlarca yýldýr gökyüzünden bomba yaðan bu coðrafyada artýk daha fazla gözyaþý olmamasý için, Roboski’de yaþananlarý unutmadýk, unutturmayacaðýz, takipçisi olacaðýz. Bir arada yaþam zeminlerini güçlendirerek katliamlarýn hesabýný kardeþliðin ülkesini kurarak soracaðýz!”diyerek basýn açýklamasýný bitirdi.
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
ÖZEL I S A YAS M VE Ý Ý K M H E A T T K SÝS Ý L Ý L TI A N Ý EMEK M TAZ M E D I K
Tepecikte Ara Anlaþma Saðlandý Ama Sular Durulmadý
ÝZMÝR – ED – 09.08.2012 ylem bir çeþit “torpilsizler eylemi” ne dönüþtü. Türk Tabipler Birliði eylemin dýþýnda kalmayý tercih etti. SES içinde hemþirelik dýþýndaki unsurlarýn çok azý eylemin yanýnda kaldý. Buna raðmen cuma sabahý iþ býrakacaðýmýzdan endiþe duyan tüm bu kesimler yoðun bir çalýþmaya baþladýlar. 09.08.2012 Perþembe günü SES genel baþkaný ve Türk Hemþireler Derneði genel merkezi adýna Ýzmir Þube baþkaný ile çalýþanlar arasýnda bir toplantý yapýldý. Toplantý sonunda saat 13.45’te SES Genel Baþkaný, SES Ýzmir Þube Baþkaný ve Türk Hemþireler Derneði Ýzmir Þube Baþkaný ile Hastanemiz Baþhekimi, Baþhekim Yardýmcýlarý ve Baþhemþirenin de olduðu idari heyetle yapýlan toplantýda taleplerimiz görüþüldü. Sonuç olarak; 1- Ýl Saðlýk Müdürlüðü’ne mevcut hemþire açýðýnýn giderilmesine dair hemþire talebiyle il-
9
vb) ve bu sorunun baþhekimliðe yansýtýlmasý durumunda hemþirelerden yana tutum alacaðýný beyan etmiþtir. 5- Acil serviste hemþirelerin yaþadýðý sorunlara iliþkin ( mobbinge, darp, triyajda hekim bulunmamasý) Türk Hemþireler Derneði temsilcisi, SES hemþirelik temsilcisi, Acil servis Sorumlu Baþhekim Yardýmcýsý ve Acil Servis Sorumlu Baþhemþire Yardýmcýsýndan oluþan bir ekip ile hemþirelerin maruz kaldýðý tüm sorunlar araþtýrýlacak ve gerekli müdahaleler yapýlacaktýr. Ayrýca acil servisin iþleyiþindeki aksaklýklara iliþkin diðer eðitim ve araþtýrma hastaneleri ile týp fakültesi hastaneleri acil servis iþleyiþleri incelenecek, yeniden düzenleme yapýlacaktýr. 6- Son atanan baþhemþire yardýmcýlarýnýn atanma usullerine dair inceleme baþlatýlacaktýr. Yukarýdaki görüþme sonucunda taleplerimizle ilgili verilen taahhütler Hemþirelik Komisyonu, SES Ýzmir Þubesi
DÝSK KESK TMMOB TTB‘den Alanlara Çaðrý 17 Aðustos Cuma günü DÝSK, KESK,TMMOB ve TTB 1 Eylül Dünya Barýþ Günü’nde alanlara çýkacaklarýný bildirdi. Sendika ve meslek örgütleri, “Alman faþizminin Polonya‘yý iþgal etmesi ile baþlayan, ardýnda milyonlarca ölü, milyonlarca yaralý, acý ve gözyaþý býrakan insanlýk tarihinin en acýmasýz, en kanlý ve en kirli savaþlarýndan biri olan Ýkinci Büyük Emperyalist Paylaþým Savaþý’nýn baþladýðý günü unutmamak, barýþ çýðlýðýmýzý en yüksek sesimiz ile haykýrmak için, 1 Eylül Dünya Barýþ Günü’nde alanlara çýkýyoruz.”dedi. Dünyanýn çeþitli bölgelerinde savaþlarýn devam ettiðini, özellikle Ortadoðu’da yeni emperyalist savaþ hazýrlýklarýnýn yapýldýðýna dikkat çeken sendika ve meslek örgütleri,” Türkiye’yi emperyalist müdahalelerin maþasý deðil, barýþýn ve kardeþliðin savunucusu ve mücadelecisi haline getirmek hepimizin görevidir. Bölgede ve dünyada barýþ, kardeþlik ve özgürce bir arada yaþamý savunmak için, þimdi her zamankinden daha fazla mücadeleye ihtiyaç” olduğunun vurgulandığı bildiride 1 Eylül’de alanlara çağrısı yapıldı.
ve Türk Hemþireler Derneði Ýzmir Þube Yönetimi ile koordineli olarak takip edilecek. Bu sebeple 10.08.2012 Cuma günü iþe 1 saat geç baþlama eylemini erteledik. Hemþire komisyonumuz her hafta Salý günü 12.30 da toplanýp süreci takip edecek ve alýnacak tavýr hakkýnda karar verecekler. Sonuçlardan da görüleceði gibi somut bir kazaným yok. Ancak bizim için önemli kazanýmlar var. Hemþirelik Komisyonu hiç bir alanda tanýnmazken ve sadece SES muhatap alýnýrken komisyon artýk bir muhatap oldu. Hastanede halen sürmekte olan politik ortam birçok konunun tartýþýlmasýný saðladý. Çalýþanlar eylem sürecinin yarattýðý ciddi deðiþiklikleri gördüler. Çalýþanlara karþý son derece kaba olan idarenin davranýþlarý anlaþýlýr derecede deðiþti. Hastanede ve Hemþirelik Komisyonunda tartýþmalar devam ediyor.
Dokuz Eylül Ünv.
Hastanesi’nde Saðlýk Çalýþanlarý Ýþ Býraktý
D
okuz Eylül Üniversitesi saðlýk meclisinin çaðrýsýyla, Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi kurum borçlarýný saðlýk çalýþanlarýna ödetmeye kalkýnca, çalýþanlar iþ býraktý. Ýþ býrakan hemþire, akademisyen ve doktorlar, uyarý grevinde bulunmak için hastane bahçesinde bir araya geldi. Meclis temsilcileri, öncelikle görevine yeni baþlayan Baþhekim Prof. Dr. Mehmet Refik Mas ile sabah saatlerinde yapýlan görüþmeyi aktardý.” Bütçede denge oluþturulana kadar kesinti yapýlacaðýnýn, hatta kesintilerin daha da artacaðýný” söyledi. Saðlýk çalýþanlarý hastanenin borçlarýndan kendilerinin sorumlu olmadýðýný ve bu yüzden de ödemeyeceklerini ifade ettiler. “Emeðimizin karþýlýðýný alamýyoruz. Biz emeðimizin dýþýnda bir þey istemiyoruz. Bu borçlarý biz yapmadýk, altýnda bizim imzamýz yok. Bu yüzden de biz ödemek istemiyoruz” diye konuþtular. Kýsa süreli bir bekleyiþin ardýndan, saðlýk çalýþanlarý baþhekimliðe kadar yürüdü. “Performans sistemi istemiyoruz” sloganýyla baþhekimliðin önüne gelen çalýþanlar, eðer maðduriyetleri giderilmezse greve gidecek-
Yaþamakta olduðumuz süreç, bir bütün olarak ele alýndýðýnda; TC devletinin, iþçi ve emekçinin azý diþlerini sökme yasalarý, dur durak bilmeksizin devam ediyorken, emek cephesinin de yaþamý patronlara dar etme ve ayaða kalkma iradesi mücadelenin baþlangýç noktasý olarak görülmelidir. Tablonun böyle görülmesi için milyonlarca neden var... 31.05.2012 tarihinde Ali BABACAN “ kýdem tazminatý artýk toplu bir para ödeme olmaktan çýkacak” ve ekliyor “ özellikle bireysel emeklilik sistemi üzerinden iþleyeceðini” söylüyor Bu çok vahim bir açýklamadýr. Yani kýdem tazminatýnýn bir kýsmýný da çeþitli kýlýflarla özel emeklilik için kesilecek anlamýna geliyor. Ýþçi sýnýfý bu fermaný hafýzalarýnýn çok önemli bir yerine yazmalýdýr. 4686 sayýlý Uluslararasý Tahkim yasasý, 21.06.2001 tarihinde TBMM de kabul edilerek resmi gazetede yayýnlandý ve yürürlüðe girdi. Bu sýradan bir yasa deðildir . Þimdiye kadar özel emeklilik diye bilinen Anadolu, Hayat, Þeker,Halk emeklilik vs bunlarýn hepsi birer finans kuruluþudur. Þirketler iþtirakçýnýn parasýný taksitler halinde topluyor, kiþi 10 yýl ödeme ile 56 yaþýný bitirdikten sonra þirket biriken parayý kiþiye toplu olarak veya aylýklar halinde geri ödüyor.. Bu finans þirketlerinden asgari ödeme planý ile, güya emekli olan insanlar þimdi, 80 Tl. ile 100 Tl. aylýk alýyorlar. Tabi ki saðlýk vs. gibi haklar falan da kesinlikle yok. Bu þirketlerin çok lüks ve konforlu ofislerini düþündüðümüzde, buralarda hatýrý sayýlýr sömürüler yapýldýðý açýkça belli oluyor. Zaten herkes bilmelidir ki ;bu lüks mekanlarda emekçi halký daha nasýl sömürebiliriz diye, sermaye oldukça ince hesaplar ve eðitimler yapar. Tüm bunlara karþýn Ali BABACAN’ ýn öncülüðünde uygulanacak olan özel emeklilik planýnýn yanýnda bu finans kuruluþlarý çok masum kalacak. Bunu daha iyi görebilmek için özel emekliliðin dünyadaki yansýmalarýna bir göz atmakta yarar var: Tarihte ilk defa diktatör PÝNOCHET döneminde Þili’de uygulanmaya baþlandýktan sonra, ÝMF ve Dünya Bankasý gibi kuruluþlarca; 1993 ile 1997 yýllarýnda, Uruguay, Bolivya, Meksika ve Elsalvador’ da aralarýnda bazý farklar olsa da Þili modeline benzer emeklilikte özelleþtirmeler gerçekleþtirildi. Halen Brezilya baþta olmak üzere diðer Latin Amerika ülkelerinde uygulanmak isteniyor. En baþta Þili ve özel emeklilik sisteminin uygulandýðý diðer ülkelerde de, büyük kapitalist ülkelerin ortak olduðu emeklilik þirketleri kuruldu. Bu þirketler ilgili yasadan dolayý, ülkelerinin emekçilerinden prim toplamaya baþladýlar. Tabi ki primleri toplarken de, “ haklarýnýz devlet güvencesindedir daha az primle daha iyi koþullarda emekli olabilirsiniz” gibi bir yýðýn ikna edici açýklamalar marifeti ile iþçinin primleri alýnmaya baþlandý . Bu devletlerin, resmi emeklilik primlerinin yüksek olmasý ve patronlarýn iþçileri dünyanýn her yerinde olduðu gibi,sigortasýz çalýþtýrmak istemesi gibi nedenlerle iþçilerin tercihini özel emeklilik þirketlerine yönlendirdi. Zaten en baþta soygun planý bunun üzerine yapýlmýþtý. Aradan bir kaç yýl geçtikten sonra bu yabancý ortaklý emeklilik þirketleri, faaliyet gösterdikleri ülkelerin iç sorunlarýný yani ,deprem sel felaketleri vs. gibi doðal afetler ile birlikte, iyi gitmeyen ekonomik durum yada sosyal olaylar gibi her ülkede olasý muhtemel olan nedenler bahane gösterilerek, birer birer konkordato( iflas) ilan ettiler. Bu ülkelerin devletini yöneten ulusal hükümetler de, malum þirketler ile yaptýklarý sözleþmeler gereði, iþçilerin primlerini geri ödeyeceklerini açýkladýlar. Hatýrlanacaktýr Türkiye de Ýmar Bankasý’nýn batýrýlmasýnda TC devleti de batýk paralarý ödemiþti. Ama faizsiz ve yýllara yayýlan taksitler halinde. Buradan çýkan sonuç þudur: Enflasyon, develiasyon vs. gibi durumlar nedeniyle, iþçinin nafakasýndan keserek yatýrdýðý primler çar çur edilmiþ oluyor Týpký Ýmar Bankasýn da olduðu gibi. Þili ve diðer ülkelerdeki iþçilerinde paralarý faizsiz ve yýllara yayýlarak pula dönüþtükten sonra ödenmiþti.. Sýra bu özel emeklilik þirketlerinin yargýlanmasý aþamasýna gelince, þirket sahipleri, ulusal yargýlara “ beni yargýlayamazsýnýz, ben tahkim yasasýnýn yabancý ortaklý þirketlere verdiði haklarý kullandým” diyor. Nedir bu haklar: Ülkelerin iç sorunlarý nedeniyle iflas eden þirketler ancak TAHKÝM kurulunun atayacaðý ekonomistlerce sorgulanýrlar. Peki bu ekonomistler kimlerin emrindedir. Elbette yine ayný þirketlerin veya yandaþ sermaye þirketlerinin ekonomi uzmanlarýdýr bu kiþiler. Peki bu itler birbirlerini ýsýrýr mý??? Bilinmelidir ki iþçi sýnýfý,toplumsal kurtuluþun ana zemini ve doðanýn bile tahribatýný engelleyecek ve onu sarýp sarmalayarak tedavi edebilecek sömürüsüz bir yaþam þekli olan sosyalizm den aþaðý bir yönetim þekli ile yetinmeyecektir. Bu uðurda sermayeye karþý asýrlardýr duyulan hýrsýný, öfkesini, devrimci yaratýcýlýðýný, özlemleri ile harmanlayarak, tahammülsüzlüðünü asla ehilleþtirmeden, törpülemeden devrime olan inancýný zaferle taçlandýrýp, mutlaka tarihin tanýklýðý ile buluþturacaktýr. Dek’li Sosyal Güvenlik Uzmanı/İzmir
Sayı 16 / Eylül 2012
“Oğlum Bak Git” Buraya Hes Olmaz
Kadının özgürlüğü, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi yalnızca emeğin sermayenin boyunduruğundan kurtarmasıyla olacaktır. Clara Zetkin emegindunyasi.info
emegindunyasi
H
eslere karşı halk “Oğlum Bak Giit! Bu Vadiye Hes Olmazz” pankartı açarak protesto etti. Gümüşhane’nin Torul İlçesine başlı Musallar vadisine yapılaması planlanan 5 Hidro Elektirk Santraline karşı yöre halkı eylem gerçekleştirdi. Yöre halkı vadiyede Hes istemediklerini belirttiler.
emegindunyasi@gmail.com
EMEKÇÝ KADINLARIN GÖREVLERÝ Ýçinden geçmekte olduðumuz toplumsal koþullar ve olaylar hýzla bir devrim yönünde ilerliyor. Çok yoðun bir süreç yaþýyoruz. Nerede bir kývýlcým çaksa orasý alev alýyor, tutuþuyor. Kürdistan ve Ortadoðu’da yaþanan süreç bizleri doðrudan etkiliyor. Ýþçi ve emekçi halklar hýzla bir savaþýn içerisine sürüklenmeye çalýþýlýyor. Kürt halkýnýn yürüttüðü mücadele artýk bir dönüm noktasýna ulaþmýþtýr. Artýk saflarýn daha belirgin hale geldiði dönemleri yaþýyoruz. Herkes kendi safýný belirlemek zorundadýr. Bunun ortasý yok. “Sýranýn sana geldiði” dönemde yaþýyoruz. Ya emekten yanasýndýr artýk, ya da sermayeden yana. “Bana dokunma-
30.08.2012
10
yan yýlan bin yaþasýn” dönemi çoktan bitmiþtir. Daha bir iki hafta önce Malatya Doðanþehir’in Sürgü beldesinde alevi bir aileye karþý yapýlanlar bunun somut kanýtýndan sadece birisidir. Sivas davasýnýn zamanaþýmýna uðratýlmasý, Bahçelievler katliamý sanýklarýnýn serbest býrakýlmasý, Kürt halkýna karþý yapýlanlar vs. daha pek çok örnek sayýlabilir. Faþist devlet kendi saflarýný güçlendirmek için elinden geleni yapýyor. Peki ya bizler? Emekçi kadýnlar saflarýmýzý sýklaþtýrýyor muyuz? Suriye ile bir savaþ çýktýðýnda bundan en çok kim zarar görecek?Faþizm kendi tabanýný güçlendirerek emekçi halklara saldýrtmak için dinci ge-
rici güruhu canlandýrmaya çalýþýyor. Peki ya bizler ne yapýyoruz? Çocuklarýmýzýn daha beþ yaþýna basar basmaz ana kucaðýndan alýnýp okula gönderilmesine dur demeyecek miyiz? Biliyoruz ki yaþanan tüm toplumsal olaylardan, ekonomik krizlerden, olasý savaþlardan, önce bizler, yani emekçi kadýnlar etkileniyoruz. Tüm bunlara dur demek için artýk harekete geçme zamaný gelmedi mi? Sokaða çýkma, kavgaya atýlma zamaný gelmedi mi? Daha ne kadar sessiz kalacaðýz? Emekçi kadýnlar; kendi komitelerimizde örgütlenerek, sermaye sýnýfýnýn tüm saldýrýlarýna karþý mücadeleyi yükseltelim.
“EYLEMDE BÝZ KADINLARIN SESÝ DAHA ÇOK ÇIKIYOR”
Tarihe Yön Veren Kadınlar
27 Eylül günü iþ býrakan, 30 Mayýs günü de grevleri yasaklanarak iþten atýldýklarý için eyleme çýkan THY’nin emekçi kadýn iþçileri ile Emekçi Kadýnlar olarak kýsa bir söyleþi yaptýk. Emekçi Kadýnlar: THY’de kaç yýldýr çalýþýyordunuz ve göreviniz neydi? Kadýn Ýþçi: Ben Deniz Aygen. 2,5 yýldýr THY’de kabin görevlisi olarak çalýþýyordum. Ben de Aslý Gökmen. 2 yýldýr THY’de kabin görevlisi olarak çalýþýyordum. kokamam”. Zaten bu zenginler eziyeti dým. Bana inanmadý sizi yüzleþtiricem Emekçi Kadýnlar: Bize biraz çalýþma KADINLIÐIMI severler. diyor bir de utanmadan… koþullarýný anlatabilir misiniz? ÝNSANLIÐIMI Emekçi Kadýnlar: Ev iþleri sýrasýnda Her gün tüm yol arkadaþlarým þahit eve Kadýn Ýþçi: Günde 15 saat çalýþýyorduk. yaþadýðýnýz iþ kazalarý oldu mu? aðlaya aðlaya geliyorum. Psikolojim bo- Ayda sadece 8 gün iznimiz vardý. Fakat geUNUTTUM Emekçi Kadýnlar: Kýsaca kendiniz- Ev Ýþçisi: Bana hep, “Gerizekalý dikkat zuldu. Eþim en sonunda boþ ver evin tak- ce uçuþtan döndüðümüz gece izin günü olaet” dediler. Hasta olduðum halde izin sitlerini çýk oradan dedi. Bugün iþten rak sayýlýyordu. Sabah tekrar kalkýp, uçuþ den bahseder misiniz? Ev Ýþçisi: 38 yaþýndayým. 13 yýldýr ev iþ- vermediler. Hasta hasta çalýþtým. Bir ke- ayrýldým. için iþe gidiyorduk. Yani anlayacaðýnýz izin lerine gidiyorum. Son 5 yýla kadar her resinde düþtüðüm halde yine de beni ça- Emekçi Kadýnlar: Ev iþçileri baþta ol- günümüzde sadece uyuyorduk. þeyden memnundum. On altý yaþýnda bir lýþtýrdýlar. Yani resmen iþkence mak üzere diðer iþçi arkadaþlara neBir de bizde görünmeyen mesaoðlum var. Ev taksitlerimi ödemek için çektirdiler. ler söylemek istesiniz? i var. Dýþ görünüþe önem vermek zorundaEmekçi Kadýnlar: Çalýþma koþullarý- Ev Ýþçisi: Gerektiðinde çantanýzý alýp çýçalýþmak zorundayým. sýnýz. Bundan dolayý, yüzünüz full makyajlý, Emekçi Kadýnlar: Ýlk çalýþmaya baþladý- nýzdan biraz bahseder misiniz? kýn, kendinizi ezdirmeyin. Ben borcum saçlarýnýz yapýlý, kýyafetiniz düzgün olmalý Ev Ýþçisi: Sabah 09.00’dan akþam var diye tahammül ettim. Ýþ yok, güç yok ðýnýzda neler hissettiniz? ve yüksek topuklu ayakkabý giymelisiniz. Ev Ýþçisi: Ýlk maaþýmý aldýðýmda çok 17.30’a kadar yemek, ütü, çamaþýr, ço- nereye giderim diye korkuyordum. SonYüksek topuklu ayakkabý giymek, saðlýk amutlu oldum. Özgürlüðümü elime aldý- cuklarla, köpekle bile ben ilgileniyor- ra Ev Ýþçileri Dayanýþma Sendikasý’yla ðýmý hissettim. Çalýþtýðým için çocuðum- dum. Köpeðin kakasýna kadar bana tanýþtým. Kendimi biraz daha güçlü his- çýsýndan çok zararlý…Kadýnlarda gebeliði ola fazla ilgilenemedim. Yeri geldi yemek temizlettiler. Ýki katlý evin tüm temizliði, settim ve bu güce dayanarak evden çýk- lumsuz etkiliyor. Hayatýmda hiç bel aðrýsý yapamadým, peynir ekmekle idare ettim. kapý, pencere, tuvalet her þey bana baký- mayý göze aldým. Þimdi çalýþtýðým çekmezdim, iþe baþladýktan sonra bel aðrýsý Kendi evimin temizliðini yapamaz hale yordu. Ýþ üstüne iþ çýkarýrlar, sonra da çýk evdeki çocuðun darp izleri ile ilgili rapor çekmeye baþladým. Bacaklarýmda varis ogeldim. Oðlum tek bir günümü ona ayýr- çýkabilirsen… iþlerin bitmezse istersen alýp hukuki yollara baþvurucaðýz. Hem luþmaya baþladý… Yani anlayacaðýnýz saðlýk sorunlarý yaþamaya baþladýk. Ýþe mamý ve gezmek istediðini söylediðin- akþam 19.00’da çýk bana ne diyorlar. þiddeti, hem mobing uygulamalarýna baþladýðýnýzda, ilk önce saðlýk kontrolünden de, “Anne bir gün de benimle kal” Tüm bunlar bana dokunmadý da alay etgeçiyorsunuz, daha sonra da saðlýk sorunlameleri çok aðýrýma gitti. Evdeki dayýlarý karþý hakkýmýzý arayacaðýz. dediðinde kalamadým. Emekçi Kadýnlar: Ev iþlerinde çalýþ- tüm ailenin önünde benim taklidimi ya- Eþim bir sonuç alabileceðime inanmýyor. rý yaþadýðýnýzda, performans düþüklüðünü maya gittiðinizde yaþadýklarýnýzdan parak herkesi güldürüyor. Bir de üstüne “Zenginin parasý, avukatý var sen neye bahane ederek iþinize son verebiliyorlar. bana diyorlar ki; senin bu evde konuþ- güveniyorsun” diyor. Zaten bu konuda Emekçi Kadýnlar: Sosyal anlamda biraz bahseder misiniz? Ev Ýþçisi: Kadýnlýðýmý, insanlýðýmý hep maya hakkýn yok, sinirlenmeye hakkýn emsal davalarda varmýþ. kendinize ve ailenize zaman ayýrabiliyor unuttum. Tüm ailenin içinde beni azarlý- yok. On atlý yaþýndaki oðullarý psikolojik Bizler ne kadar bir araya gelirsek o ka- muydunuz? yor, aþaðýlýyorlar. Bir gün temizliðe git- sorunlu. Bunu bile bile bana yaptýklarýna dar güçlü oluruz. En azýndan bu yolu aKadýn Ýþçi: Çok yoðun çalýþtýðým için, tiðim evde çocuklarýn ananesi, yürürken göz yumuyorlar. Çocuk hýrsýzlýk yapar çabiliriz. Haftanýn altý günü sabahtan sosyal yaþamýma pek zaman ayýramýyorterliklerim ses çýkardý diye bana etmedi- benim üstüme atarlar. Sinirlenince her akþama çalýþýp, bir de aþaðýlanmak ola- dum. Sadece izin günlerimde ailem ile yaþeyi kýrar döker, bazen beni de tekmele- cak iþ deðil. Bu yaþananlar diðer iþçi ar- þamadýðým için, ði laf kalmadý, hep hakaret etti. Evine gittiðim kadýn, kocasýnýn çocuðu- diði olurdu. Annesi de bunlarý bilerek be- kadaþlara ders olsun. Bu tip eziyetler onlara zaman ayýrabiliyordum. Bazen nun yanýnda eliyle burnunu tutup “Ay bu nim üstüme geliyor, çocuðunu tedavi yaþayan ev iþçisi kadýnlar Ev Ýþçileri Da- bayramlarda çalýþtýðýmýz için, ailemle vakit yanýþma Sendikasýyla irtibat kursunlar. ne! Leþ gibi ter kokuyorsun, git deðiþtir ettirmiyor. ayýramýyordum. üstünü” diye azarlýyor. Ben de artýk ken- Ama son olay bardaðý taþýran son damla Benim iþçi arkadaþlara son sözüm: Bundan dolayý, tanýmadýðým insanlarla dimi tutamadým “ Eee herhalde ter koku- oldu. Dün sokak terlikleriyle evin içinde KENDÝLERÝNÝ EZDÝRMESÝNLER. bayramlaþýyordum...Aileme gösterdiðim öcam, koca evin iþini yapýyorum ter gezme dediðimde “Gezerim sana ne, sen EV ÝÞÇÝLERÝ DAYANIÞMA SENDÝ- zel ilgiyi, hep baþkalarýna göstermek zorunkokmayýp ta sen gibi parfüm kokacak hizmetçisin temizleyeceksin” deyip tek- KASI ÝRTÝBAT: da kalýyordum. halim yok. Ben sizin gibi mis parfüm me tokat üstüme yürüdü. Annesini ara- GÜLHAN: 0536 795 77 68 Emekçi Kadýnlar: Eyleme baþlamadan önce, diðer eylemlere nasýl bakýyorYÜREÐÝMÝN ÇIÐLIÐINDA dunuz veya takip ediyor muydunuz? Kadýn Ýþçi: Sol görüþlü bir aileden geALEV ALIÞINLA DÝMDÝK VE ONURLUSUN liyorum. Farkýndaydým Türkiye’de olup bitenleri, iþçi sýnýfýna yapýlan zulmü ve sömürüyü, ama sesimizi çýkarmýyorduk… Aynil Oktar… Devrimci bir kadýnýn yaþam öyküsü… Son anýna kadar devrimci mücadeBelki de baþýmýza gelmediði içindir... Eylem lenin gerektirdiði hiçbir pratikten kaçýnmamýþ devrimci bir kadýnýn… olarak da, Tekel iþçilerini biliyordum… DaÇanakkale Belediye Baþkanýnýn danýþmanlýðýný, festival organizatörlüðünü, Çanakkaha çok basýna yansýdýðý için, onlarý gördüm. le’ye ait bir yerel televizyonun spikerliðini ve editörlüðünü yapan, ayný zamanda sendikal faaHey tekstil yaný baþýmýzdalar, fakat farkýnda bile deðiliz. liyetlerde bulunan Aynil Oktar, evli ve bir çocuk annesiyken tanýþtý mücadeleyle. Kadýn Ýþçi: Ben de sol görüþlü bir aileden geliyorum. 81 doðumluyum… Bütün o seçimlerinde boykot tavrýný benim- þasýn Marksizm-Leninizm” pankar- ihtilal dönemini ve dayýmýn gençlik yýllarýnsemesi, belediye baþkanlýðýndaki da- tý arkasýnda yürümesinde büyük bir da yaþadýklarýný ailemden dinliyordum. Anýþmanlýk görevinden payý olan Aynil Oktar, 96 Ölüm O- ma, böyle bir þey yaþayacaðýmýz, insanýn uzaklaþtýrýlmasýna neden oldu. Leni- ruçlarý sürecinde de ileri bir adým at- aklýna gelmiyor. Sanki hiç bir zaman eliniznist dünya görüþü festival organiza- tý. Çanakkale Zindanýndaki Ölüm den gitmeyecekmiþ gibi yaþýyorduk. Emekçi Kadýnlar: 80 günü aþkýn buratörlüðü, televizyon editörlüðü ve Orucu savaþçýlarýndan Ayça Ýdil da eylemdesiniz… Bir kadýn olarak neler spikerliði görevlerinden de uzaklaþ- Erkmen’in ölümsüzleþtiði haberini yaþadýnýz ve neler yaþýyorsunuz? týrýlmasýný getirdi. Ýlkeli tavýr onu aldýðý gibi belediyenin eski çalýþaný Kadýn Ýþçi: Bekar olduðum için kendiburjuva politika ve politikacýlardan, olmasýndan dolayý rahatça belediye- mi þanslý buluyorum. Aramýzda evli olan arburjuva medya dünyasýndan uzak- nin anons merkezine gitti ve mikro- kadaþlarýmýz var…Onlar için çok daha zor laþtýrýp hýzla iþçilerin emekçilerin fonu alarak bütün Çanakkale oluyor. Türkiye’de þöyle bir profil var. Erdünyasýna yaklaþtýrdý. Ve Çanakkale halkýný, bu ölümsüz savaþçýnýn Ça- kekler pazarda limon satsalar bile para kaTüm-Bel Sen Þube baþkaný oldu, e- nakkale’den uðurlanmasý sýrasýnda zanýrlar… Ama kadýnlar için çok daha fazla þi Rasim Oktar’la birlikte ÝHD yö- yapýlacak törene katýlmaya çaðýrdý. zorluklar var. Ama ben þuna inanýyorum ki, netiminde yer aldý. Tüm bunlarýn Bu eyleminden dolayý önce Lapseki kadýnlar bu iþe çok daha farklý bakýyorlar… yanýnda emekçi kadýn örgütlenme- zindanýnda, daha sonra Sakarya zin- Daha güçlü ve inançlý olduklarý için… Bu iþin kahramaný biz mi oluruz bilemem, ama Rýfat Ilgaz’ýn “Yýrt otuzunda aldý- sinde aktif rol aldý. Sendika eliyle danýnda bir süre tutsak olarak kaldý. bizim sesimiz çok daha fazla çýkýyor. ðýn diplomayý, alfabelik çocuk ol” kültür, sanat etkinlikleri organize et- Zindandan çýktýktan birkaç gün sonEmekçi Kadýnlar: Kadýn örgütlensözleri misali üniversiteden aldýðý ti ve Çanakkale’de ilk defa salt e- ra 23 Eylül 1996 yýlýnda eþi ve yol- mesi demek, bütün ailenin örgütlenmesi diplomayý ve bulunduðu konumu bir mekçilerden oluþan amatör bir daþý Rasim Oktar ile birlikte bir demektir. kenara atýp, her þeyi baþka gözle ye- tiyatro çalýþmasý baþlattý. Hiçbir za- trafik kazasý sonucu ölümsüzleþti. Ýþçi kadýn= Kadýnýn mücadeledeki fakniden okumaya, öðrenmeye baþladý. man bilinen klasik sendika ya da Leninist ilkelerden taviz vermeden törü çok daha önemli… Çünkü, kapitalizLeninizmi kavramakla kalmayýp Le- dernek çalýþaný olmadý, çünkü o bir yaþanmýþ kýsa hayatýndaki deneyim- min en çok sömürdüðü cins kadýnlar. Emekçi Kadýnlar: Kadýnlar bir de üç ler emekçi kadýnlara örnek olmaya ninist ilkelerden taviz vermeyen bir kitle önderiydi. fark lý þekilde sömürülüyor. Cinsel, Ulusal karaktere sahip olmasý nedeniyle 94 1 Mayýs mitinginde insanlarýn “Ya- devam ediyor.
ve Sýnýfsal olarak eziliyorlar. Kadýn Ýþçi: Sistem herkesi baðlýyor… Dünyadaki tüm erkekleri, kadýnlarý, çocuklarý, iþçileri ve emekçileri sömürüyor. Dolayýsýyla, din, ýrk ve millet ayrýmý yapmaya gerek yok. Kadýnlarýn mücadelesi neden ön plana çýkýyor, çünkü kadýnlar geçmiþten beridir eziliyorlar. Savunma mekanizmalarýný en iyi geliþtiren cinsiyet olmuþtur. Erkeðin böyle bir þeye ihtiyacý yok. Kapitalist sistem zaten erkeði bir þekilde besliyor... Dolasýyla burada kendini güçlendirmek zorunda olan kadýnlar, ezildiði için ve çok daha fazla görev yüklendiði için, daha güçlü olmak zorundalar. Emekçi Kadýnlar: Eyleme baþlama nedeninizi anlatabilir misiniz? Kadýn Ýþçi: Her þey kötü gitmeye baþladý… Elimizden yavaþ yavaþ haklarýmýzý almaya baþladýlar. Biraz düþününce hiçbir þeyin iyiye gitmediðini anladýk. Halen de sürüyor, çalýþan arkadaþlarýmýzdan duyuyoruz… Biz þimdi insanlarý canlandýrmak istiyoruz. Bir noktada baþlamak gerekiyor. Bu iþler zor süreçlerdir. Belki 1 yýl, belki de yýllar sürecek… Ama böyle baþlayacak. Birilerinin dur demesi gerekiyor. Bu biz oluruz, Hey tekstil olur, fark etmez. Ama birileri ön ayak olacaktýr. Kaybedecek bir caným var. Zaten her þeyimizi aldýlar elimizden… Hava Ýþ bizim için bir okul, yaptýðýmýz bu eylemde, yeni þeyler öðrendik ve sahip çýkmaya baþladýk. Elimizde alýnan bir hak var. Dünyanýn hiçbir yerinde olmayan þey, bizim ülkemizde var. Bedeli ne olursa olsun, yaptýðýmýzýn arkasýndayýz. Sonuna kadar mücadele edeceðiz. Kapitalist sistem insanýn kendi öz varlýðýný unutturuyor. Ýnsanlarý karþý karþýya getirerek rekabetler oluþturuyorlar. Sonra da kapitalist sistemin kölesi olmaya baþlýyoruz. Biz artýk köle olmak istemiyoruz. Emekçi Kadýnlar: Yaptýðýnýz eylemleri yeterli buluyor musunuz? Daha farklý eylemler yapmayý düþünüyor musunuz? Kadýn Ýþçi: Þu an yaz ayý olduðu için, kýsýr bir dönem yaþýyoruz. Bundan sonraki süreçte bizim de hýzýmýz artacak. Daha güçlü ve kitlesel eylemler yapmayý düþünüyoruz. Yurt dýþýnda da eylemler baþlayacak. Emekçi Kadýnlar: Eyleminizin kazanma taleplerinizi anlatabilir misiniz? Kadýn Ýþçi: 80 gündür inatla burada mücadele ediyoruz. Talebimiz ilk önce Grev hakkýmýzý tekrar geri istiyoruz. Kanlý mücadeleler sonucunda iþçi sýnýfýnýn kazandýðý bir hak, sen bunu bir gecede meclisten yasayla çýkartýp alamazsýn… Biz buna hop deriz… Burada sessiz kalýp oturmayacaðýz. Grev hakkýmýzý almadan iþe geri dönmeyeceðiz. Grev insani bir haktýr… Grev hakkýn yoksa, silahýn da yok demektir. Havacýlýkta eðitime baþladýðýnýzda söylenen ilk cümle, kurallar kanla yazýlýr. Biz yeni kurallar yazýlsýn istemiyoruz. Grevin yasaklanma sebebi, daha çok baský uygulamak enerjilerini sonuna damlasýna kadar kullanmak. Emekçi Kadýnlar: Eyleminizdeki kadýnlar olarak, bize ve kitlelere ne iletmek istersiniz? Kadýn Ýþçi: Þunu söylemek istiyorum, insanlar bizi alt burjuva sýnýf olarak görüyorlar. Bunlarýn direniþi direniþ deðil, hosteslerin maaþý çok yüksek ne istiyorlar, neyin peþindeler diyorlar. Ýnsanlara þunu söylemek istiyorum, kazanýlmýþ haklarýmýzý geri almak için, çok fazla aldýðýmýz maaþlarýmýzdan vazgeçtik. Kitlelere þunu söylemek istiyoruz… Yaptýðýmýz eylemlerde bizi yalnýz býrakmamalarýný ve destek vermelerini istiyoruz. Öyle kritik bir sektör ki, eylemimiz medya tarafýndan yayýnlanmýyor. Çünkü medya sistemle yandaþ olduðu için, iþine gelmiyor... Bundan dolayý da devrimci kitlelerin ve sendikalarýn yaptýðýmýz eylemleri ve mücadelemizi, bütün kitlelere duyurmalarýný istiyoruz. Mücadelemizi kazanana kadar devam edeceðiz.
Sayı 16 / Eylül 2012
27.08.2012
Setlerde Ölmek İstemiyoruz “Yıllardır, sinema/dizi çalışanlarının çalışma koşullarının, vahşi, acımasız ve yasa dışı olduğunu, yasal ve meşru haklarının gasp edildiğini anlatmaya” çalıştıklarını belirten Sine-Sen 20 Ağustos günü Eflatun filminin çekimleri sırasında 3 set işçisinin öldüğünü belirterek artık ölümlerin olmasını istemediklerini yetkililerin bu konuda adım atması gerektiğini söyledi.
11
“Sosyalizm... çocukların ama bütün çocukların kırmızı elmalar gibi gülüşü” Nazım Hikmet Ran emegindunyasi.info
emegindunyasi
emegindunyasi@gmail.com
SÖZLÜK Çok sýk rastlarýz hepimiz “bu ülkede iþsizlik sorunu yok kardeþim, iþ beðenmeme sorunu var” diyen genelde orta ölçekli bir market yada kýraathane sahibi çok bilmiþ abilere… Aslýnda sorunun iþ beðenmeme sorunu olmadýðýný pekala bizim gibi onlar da bilirler. Sorun artýk son nefeslerini soluyan ve yeni insanýn kuracaðý yeni toplumda yeri olmayan sermaye düzeninin kendini devam ettirebilmek adýna ihtiyaç duyduðu yedek iþ gücü gereksiniminden ileri gelen ve mevcut koþullarda düzeltilmesi mümkün olmayan yapýsal bir sorundur. Sayýlarý yaþadýklarý ülkelerin silahlý kuvvetlerinden kat kat fazla olan iþsizlere bu ürkütücü kitlelerinden dolayý “iþsizler ordusu” denmekte çoðu ülkede... Ýþsizler ordusunun neferleri aylarca hatta yýllarca bitmeyen ama sürekli azalan bir umutla bir çerçi misali kapý kapý emeklerini satýn alacak birilerini ararlar. Yukarýdaki ordunun neferlerinden genç bir iþsiz arkadaþýmýz (belki diðerlerinden daha þanslý) bir boya fabrikasýnda daha doðrusu küçük bir imalathane de iþ bulur. Tabii iliklerine kadar sömürülmek ve karýn tokluðuna sosyal güvencesiz çalýþtýrýlmak þartýyla. O da bu durumun farkýndadýr tabii; ama içinde bulunduðu çaresizlikten kaynaklý sesini çýkarmadan çalýþýr yaklaþýk iki yýl boyunca. Bu süreç içinde çevresinde gördüðü olaylarý, diðer iþçilerin maruz kaldýðý hak gasplarýný dikkatlice izler ama elinden bir þey gelmez tabii. Bir pazartesi sabahý saat tam 8’de makinesinin baþýna geçer yine birileri onun ürettikleriyle daha çok
zengin olsun diye. Aklýnda kira ve kart borçlarý, elinde çekici ve spatulasý. Belki küçük bir dikkatsizlik ama belki de gereken iþçi güvenliðinin saðlanmamasý nedeniyle bir kaza olur ve baþýnda durduðu boya karýþtýrma makinesine kolunu kaptýrýr bir anda. Bir kaç saniyelik bir olaydýr ama saatler sürer sanki. Hayatý boyunca yaþadýklarý, yoksulluk yüzünden býraktýðý ilkokulu, kendisini çocuk yaþta çalýþmaya zorlayan babasý, kapýsýnda tükenmez kalem sattýðý lise, ilk aþký, daha önce çalýþtýðý tamircideki patronundan yediði tokatlar her þey geçer aklýndan o anda. Yaþadýklarý geldikçe aklýna hatýrladýkça çektiklerini o kapýldýðý makineye kendisi sarýlýr sanki bir an önce kurtulmak için bu hayattan. Aslýnda defalarca geçmiþtir aklýndan daha önce ama her defasýnda daha yapýlacak çok iþ var diyerek vazgeçmiþtir. Sonunda hemen yanýnda duran diðer iþçi olayýn farkýna varýr varmaz makineyi kapatýr ve arkadaþýnýn kolunu kurtarýr ama o olayýn farkýna varana kadar makine bir çok kez genci çevirerek vücudunun çeþitli yerlerini hýrpalar irili ufaklý yaralar býrakýr onda. Ömür boyu bu kazayý unutmamasýný saðlayacak yara izleri býrakýr. Ýþ yerindeki baðýrýþ çaðýrýþlarý duyan komþu esnaflar toplanýrlar gencin baþýna. Þoka girmiþ genci kendine getirmeye çalýþýrlar. O arada birileri de patrona haber vermiþtir. Þaþýlacak bir hýzla iþyerine koþar gelir patron. Ýnsana verdiði deðerden deðil de güvencesiz çalýþtýrdýðý iþçinin baþýna gelecek bir kazadan kendisinin de göreceði zararý düþünüp telaþlanan patron birkaç dakika içinde iþ yerine gelir. Üstü baþý boya olmuþ, periþan haldeki iþçinin halini görür. Yapýlmasý gereken acilen
hastaneye yetiþtirmektir onu, patron da öyle düþünür zaten; ancak daha öncesinde yapýlmasý gereken ve daha önemli olan bir iþ vardýr…Tamamen boyaya bulanmýþ iþçinin arabasýný kirletmemesi için oturacaðý yere gazete bulup sermek.. Öyle ya dýþarýda o iþçiden daha çok var ama arabasýný yeni almýþtýr patron hangi vicdana sýðar onu kaza geçirmiþ bir iþçinin üstünde ki boyalarla kirletmek. Gayet tabii yapýlmasý gereken ilk iþ budur!!! Ne mutlu ki bu çok “hayati” sorun kýsa sürede çözülür. Hemen bir gazete parçasý bulunup koltuða serilir ve yola çýkýlýr. Aldýðý darbelerin etkisiyle yarý baygýn haldedir iþçi, idrak edemez olup biteni. Tabii ki sosyal güvencesiz bir iþçi iþ kazasýndan sonra devlet hastanesine götürülmez; bu “altýn kuralý” emek sömüren tüm kan emiciler bilirler. Ucuz bir özel hastane aranýr nihayet bu sýrada boyalar kurumuþtur ve artýk arabanýn kirlenme tehlikesi kalmamýþtýr. Uzun aramalardan sonra bulunur bir hastane ama girmeden önce iþçiye son taktikler verilir. ”Sen çalýþmýyorsun aslýnda evde boya yaparken düþtün kim sorarsa bunu söyleyeceksin” (þimdi durup dururken çalýþma bakanlýðýyla, polislerle, ifadelerle uðraþmanýn ne anlamý var deðil mi !!) Hastane kapýsýndan içeri girene kadar gencin kulaðýna bunlarý fýsýldayan patron bekleme odasýna geçer genç iþçi doktorun odasýna gider. Ýlk soru “Ne oldu sana böyle”.. Patronunun taktikleri aklýndan çýkmayan genç kendisine zor gününde “iþ, ekmek veren” bu yüce þahsiyete (!)sadakatte kusur eylememek için “evde boya yaparken düþtüm” der. Doktor aslýnda ne olduðunu hem iþçinin kýyafetlerinden hem de üzerinde ki
kurumuþ boyalardan anlamýþtýr. Klasik bir iþ kazasý, klasik bir iþçi, klasik cevaplar. Bunu pek inandýrýcý bulmayan doktorun ýsrarla ayný soruyu sormasýna raðmen, genç ýsrarla ayný cevabý verir ve tedavisini bitirip hastaneden sorunsuzca çýkar. Genci arabasýyla eve býrakýr patron ve hemen iþ yerine geçer; “ne olur, ne olmaz” mantýðýyla birkaç gün iþ yerini açmamaya karar verir. (Sonuçta” iþçi milletine güven olmaz gidip hakkýný arayacaðý tutar neme lazým”diye düþünür) Anadolu’da bir deyim vardýr “Yediðin kaba pislemek” diye. Ýþçileri, emekçileri hakkýmýzý aramayalým, “uslu” duralým, patronumuzun keyfini kaçýrmayalým diye hep böyle saçma sapan, uyduruk, kime hizmet ettiði gayet açýk olan deyimlerle, atasözleriyle oyaladýlar yýllarca. Aslýnda gerçek olan þu ki; patronlardýr iþçilerin sýrtýndan geçinen, hiç bir iþe yaramadan sadece onun ürettikleriyle bir asalak gibi yaþayan. Sonuç olarak “yediði kaba pisleyen” iþçiler deðil patronlardýr… Hikayemize dönecek olursak; Kazanýn izlerinin büyük çoðunluðunu hala vücudunun çeþitli yerlerinde taþýyan genç hastanede gösterdiði bu “yüksek sadakatin” ödülünü çok geçmeden alýr tabii. Ýþten atýlýr, tekrar yukarýda belirttiðimiz ordunun bir neferi olur. Peki iþten atýlma sebebi nedir dersiniz; Kaza sýrasýnda kolunu kaptýrdýðý makineye zarar vermek… Sonuçta iþsiz kalan genç halen diðer arkadaþlarý gibi kapý kapý gezerek baþka bir “yüce þahsiyet” bulup emeðini satmanýn çaresini aramaktadýr. Belki de baþka “yüksek sadakat” örnekleri sergilemek için… ÇINAR
ÞOVENÝZM
F
aþizm tarafýndan beslenen altyapýsýný oluþturan saldýrgan milliyetçiliði ifade eder. Þovenizm kelimesi Fransa’da Napolyon döneminde türemiþtir. Napolyon ordusunda asker olan ve savaþta 17 kez yararlanmasýna raðmen Napolyon’a baðlýlýðý ile bilinen Nicolas Chauvin adýnda bir askerdir. Bu körü körüne baðlýlýktan dolayý daha sonralarý ülkelerin özellikle dýþ politikada saldýrgan tutumlarýna Napolyon’un ordusundaki askere atfen þovenizm denmiþ ve günümüze kadar egemen sýnýflar tarafýndan kullanýlmaya devam ediliyor. Þovenizm günümüzde kendini birçok þekilde göstermektedir. Burjuva iktidarýn en kötü durumda sýðýndý ve kendi gerçek yüzünü örtmesine yardýmcý olan düþüncedir þovenizm. Egemen sýnýfa ( burjuvaziye )hizmet eden Devletin diðer halklarý yok saymasý kültürlerine düþüncelerine inançlarýna ýrkýna karþý saldýrmasý da þovenizmin bir boyutudur. Ülkemizde þovenizm ve milliyetçilik Osmanlý imparatorluðundan bugüne kadar etkisini sürdürmektedir. Alevilere karþý yapýlan Çorum Maraþ katliamlarý Kürt Halkýna karþý yapýlan yok sayma öldürme katliamlarý ve politikalarý devletin þovenizm ve milliyetçiliði yükselttiði dönemlerdir. Emperyalist savaþlarda bir baþka ulusun proletaryasýna karþý kendi burjuvalarýný desteklemeye sosyal þovenizm denir. Bunun en iyi örneði 1914 emperyalist birinci paylaþým savaþýndan önce Alman sosyal demokrat parti önderini Kautsky yurt savunmasýna hizmet kendi iþçi sýnýfýna sýrtýný dönmüþtü. Þovenizmin bir baþka biçimi de ezilen ulusa kendi kaderini tayin etme hakký verilip devletini kurma dâhil þartsýz koþulsuz kabul edilmemesidir. Þovenizm bir burjuva düþüncesidir. Ýþçi sýnýfý þovenizmi ancak enternasyonal bir düþünceye sahip olduðu zaman aþabilir. Bu ancak halklarýn ve iþçilerin kapitalizme faþizme karþý birlikte mücadelesi sayesinde olur.
THY Emekçisi İşten Atılan
Meltem Akdağ “Meltem Ne Yaşar Ne Yaşamaz” ÝSTANBUL – 10.08.2012 Sermaye sýnýfý ve onun uþaklarý birçok skandala imza atmaya devam ediyor. Bugüne kadar iþçilerin mücadelelerini engelleme konusunda ellerinden geleni artlarýna koymayan patronlar ve patron uþaklarý yine ileride tiyatrosu yazýlýp oynanýrsa giþe rekoru kýracak bir oyuna imza attý. Bildiðimiz üzere THY A.O. ve Teknik A.Þ. emekçileri grev haklarýnýn ellerinden alýnmamasý amacýyla 29 Mayýs günü eylem yaptý. Eylemin ardýndan 300’ün üzerinde emekçi iþten atýldý. Sermaye sýnýfý ve onun uþaklarý THY’de örgütlülüðü daðýtmak için öyle bir saldýrýya geçti ki, gerçekten traji komik.. Los Angeles’e uçan hostes Meltem Akdað’ý havalanýnda býrakmak istemiþler. Uçaðýn kalkýþ yapmasý için baþhostesin olmasý zorunlu olduðu için, mecbur kalan THY Meltem Akdað’ý almak zorunda kalmýþ. Meltem ablanýn baþýna gelen bununla sýnýrlý olsa “buna da þükür” diyecektim ama bakýn iþten atýldýktan sonra neler olduðunu anlatayým. Meltem abla 24 yýl e-
mek harcamýþ THY’de. 1989’da iþe baþlamýþ.” O zamanlar” diyor” hostes olarak biz THY’de prensestik” . Þimdi ise hiçbir haklarýnýn ve deðerlerinin kalmadýðýný söylüyor. Ancak müþterilerinin karýnlarýný doyuran birer araç haline geldiklerinden bahsediyor. Bilindiði gibi THY’de çalýþanlar ve aileleri ücretsiz uçuþ hakkýna sahipler. Dolayýsý ile Meltem Abla iþten atýldýðý için bu haktan mahrum kaldý. Ama ayný zamanda yine bu hakka sahip. Çünkü eþi halen THY’de çalýþmakta. Bu nedenle Pas (ücretsiz) uçuþ hakkýna sahiptir. Ama THY yetkilileri emekçilerin örgütlülüðünü daðýtmak her gün eylemde olan emekçilerin morallerini sýfýra indirmek içeride çalýþan emekçileri sindirmek ve baský altýnda tutmak için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar. Konuyla ilgili Meltem abla ile yaptýðýmýz sohbette “Meltem ne yaþar ne yaþamaz” diyerek THY’nin içine düþtüðü komik durumu karikatürize ediyor. Meltem Abla “eþim Türk Havayollarýnda þuanda çalýþmakta. Türk Havayol-
Bugüne kadar iþçilerin mücadelelerini engelleme konusunda ellerinden geleni artlarýna koymayan patronlar ve patron uþaklarý yine ileride tiyatrosu yazýlýp oynanýrsa giþe rekoru kýracak bir oyuna imza attý. larýnda çalýþan kiþilerin aileleri bu haktan yararlana biliyor. Eþime personel bilgilerinin güncellenmesi için talimat verilmiþ. Eþim bilgisayara girip bilgilerini güncellemek isteyince benim ölü olduðumu görüyor ve þaþýrýyor. Çünkü ben 4 Haziran’da iþten atýldým. Los Angeles’te iken haberi aldým, benim ölüm tarihimi 29 Mayýs diye geçmiþler. Personel bilgilerinin yazýlý olduðu yerde benim ölüm tarihimi de yazmýþlar. Þimdi baktýðýnýz da 29 Mayýs’ta öldüysem ben 4 Haziran’da nasýl iþten atýlýyorum. 6 Haziran’da nasýl bana kâðýt geliyor, çok saçma. O an pas biletten faydalanmayayým diye böyle bir olay yapýldýðýný fark ettik. Ve basýna da vermedik. Yaklaþýk bir buçuk aydýr biliyorduk bu olayý. Eþim kendisi düzelttirmek istedi. Tekrardan personel bilgi formu doldurdu. Formu güncellemek için verdi ama yetkililer güncellememiþler. Yine form verdi ama yine düzeltme olmadý. Telefon açýp düzelttirmek istemiþ, fakat düzeltmediler. Ne hikmetse ölü ibaresini oradan kaldýrmak istemiyorlar” diyor
Meltem abla. Meltem abla yapýlan hukuksuzluða anlam veremediðini söylüyor. “Yöneticilerin gözünde böcek kadar deðerimiz yok. Çalýþanlar sayesinde bu þirket bu hale geldi. Bizim 18 saatlik mesailerimizle. Müdürler, baþkanlar oturduklarý yerde oturuyorlar. Türkiye’de doðru düzgün hukuk yok. Bize yapýlanlar yurt dýþýnda yapýlmýþ olsaydý; o þirketler iflas ederlerdi, açýlan tazminat davalarýndan dolayý. Diyecek bir þey bulamýyorum hangi birine dava açacaðýmý ben de þaþýrdým. Los Angeles’te uçaktan indirilmeme mi dava açacaðým, iþe iade davasý mý? Üstüne üstlük birde bu ölü mevzusu çýktý. Aziz Nesin’in bir öyküsü vardý “Yaþar Ne Yaþar Ne Yaþamaz”, ben de iþte Meltem ne yaþar ne yaþamaz oldum” diyor. Þimdi THY’ye göre ölü olan Meltem ablaya eylem yerinde ki arkadaþlarý takýlarak “a sen canlandýn mý? Meltem abla” diye takýlýyorlar.
Tarihin Süzgecinden
J
ulius Fuçik 8 Eylül 1943’te kýrk yaþýnda kurþuna dizilmiþ bir marksist. Yazar gazeteci fuçik Prag’ýn kömür depolarýyla fabrikalarýyla dolu en eski mahallesi Simichov’da doðdu. Fuçik çocukluðu fabrikayla tiyatro arasýnda geçti. Fuçik babasýnýn kendini tiyatroya verdiði pazen de liseye gitti. Tarihe karþý büyük bir meraký olan Fuçik 13 yaþýnda gazeteci olur. Fuçik kýsa zamanda çýkardýðý gazeteleri yönetiyor basýlmasýnda görev alýyor ve sonra daðýtýmý yapýyordu. Çocukluðundan beri fuçikte derin bir insan sevgisi herkes tarafýndan fark ediliyordu. Çocuklu-
ðunda bu dünyada bir takým yanlýþlarýn olduðunu fark etmiþti bile. Pazen Lisesi’ni bitirmesinden sonra çalýþmaya baþladý. Charles üniversitesinin edebiyat fakültesi bölümüne yazýldý. Julius Fuçik daha sonra sosyalist üniversite birliðinin bir üyesi olur. Ýnsanlarýn yaþam koþullarýný deðiþtirmek için politik mücadeleye girer. Rusya üzerinde yazdýðý bir kitap üzerine Çek polisi tarafýndan sürekli izlenen biri haline gelir. Kýsa süre sonra soluðu cezaevinde alýr. Kýsa süre içinde býrakýlýr. Fakat Nazi faþizminin çekoslavakyanýn üzerine gittiðini dönemlerde iþgale karþý çýkarak gazeteler çýkararak büyük mücadele verir. Fuçik Almanlara karþý özellikle basýný ilgilendiren konularda yasadýþý eylemlere yön verdi. 1942 baharýnda tutuklanan Fuçik bir yýl sonra Almanya da yargýç önüne çýkarýldý. Ölüm Cezasına çarptýrýlan yazar kurþuna dizildiðinde kýrk yaþýndaydý.
Emeðin Dünyasý Gazetesi / Aylýk Süreli Gazete / Yýl: 2 / Sayý:16 /Eylül 2012 / Mart Yayýncýlýk / Sahibi ve Yazý Ýþleri Müdürü: Cenk Orçun Ýnal / Adres: 75. Yýl Mahallesi 1341 Nolu Sokak No: 47/B Sultangazi/ÝST/ Tel.: 0212 419 68 51 / emegindunyasi@gmail.com - www.emegindunyasi.info / Baský Tuks Matbaa & Ajans / Þirinevler Mah. 1. Sok. No: 27/16 Bahçelievler/ÝST
Atina’da Irkçýlýk Karþýtý Yürüyüþ 24/08/12- Pakistan uyruklu göçmenlerden oluþan yaklaþýk 3000 bin kiþi göçmen karþýtý ýrkçý uygulamalarý ve göçmenleri hedef alan saldýrýlarý protesto etti. “Irkçýlýðý sýnýr dýþý edin hareketi’nin yaný sýra çok sayýda sivil toplum örgütünün destek verdiði yürüyüþte, göçmenlerin yaþadýðý sorunlara dikkat çekildi.Yunanistan polisinin “Xenios Zeus” adý verdiði ve göçmenlere yönelik yürüttüðü operasyonlarda yaklaþýk 8 bin göçmen gözaltýna alýnmýþ, bunlardan 1656’sý ülke sýnýrlarý içinde yasadýþý bulunduklarý gerekçesi ile tutuklanmýþtý.
Tunus Halký Ýþsizliði Protesto Etti 09/08 /12-Tunus’ta ayaklanmanýn baþladýðý Sidi Bouzid kentinde hükümeti protesto eden göstericileri polis göz yaþartýcý gaz ve plastik mermi kullanarak daðýttý. Gösteride plastik merminin isabet ettiði bir çok protestocu yaralandý. Ýþsizliði protesto eden göstericiler, hükümetin çözüm üretmesini talep ediyor. Göstericiler ayrýca kentte yaþanan son protesto gösterilerinde tutuklanan gençlerin hala serbest býrakýlmamasý kýnadý Ancak Tunus halký , Bin Ali’nin ardýndan göreve gelen yeni hükümetin de sosyal ve ekonomik sorunlarý çözmede baþarýsýz olduðunu düþünüyor.
Küba’lı 5’liler İçin Dayanışma Havana-05.08.2012 Yedi Latin Amerika ve Karayip ülkesinden toplam 140 aktivist Havana’da uluslararası dayanışmanın önemini ortaya koydu ve ABD’de 1998’den beri haksız bir şekilde tutsak bulunan 5 Küba’lı anti terörist savaşçının davasına desteklerini ifade ettiler. Küba’ya karşı Florida’da tezgahlanan terör eylemlerini engellemeye çalışan Küba’lı savaşçıların aileleri ile yapılan toplantıda aktivistler bu haklı davada adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunmak için mücadele niyetlerini aileler ile paylaştılar. Aynı zamanda 19. Latin Amerika ve Karayipler, Küba ile gönüllü çalışma ve dayanışma köprüsü üyesi olan toplantı katılımcıları; ABD mahkemelerindeki özgüven eksikliği ve kanunlardaki çarpıklıkların bu davayı bu kadar uzattığının altını çizdiler.
G.Afrika’da Maden Ýþçilerine Katliam Yapıldı Ýspanyol’da Polis’te Ýsyan Etti! RUSRENBURG - 16.08.2012 üney Afrika Rustenburg kentindeki Lonmin Marikina platin madeninde 10 Aðustos’ta baþlayan maden iþçilerinin grevinde 44 iþçi polisler tarafýndan 2 dakika boyunca taranarak katledildi. Kameralarýn önünde yaþanan katliam görüntülerine toplumdan çok þiddetli tepkiler geldi. Maden iþçileri aylýk 484-650 dolar maaþ alýyorlar. Ýþçilerin , Ýngiliz Lonmin Þirketi’nden ücretlerinin 1512 dolara yükseltmesini talep etmiþti. Lonmin Marikana madeninin bulunduðu bölgede toplanan yaklaþýk üç bin iþçi (10 Aðustos) cuma gününden beri grev baþlatarak iþ býrakan iþçiler, maden ocaðý yakýnlarýndaki bir tepeyi iþgal ederek protestolarýný sürdürüyordu. Ücret artýþý talebinde bulunan madenciler ile Lonmin yönetimi arasýnda dün polis eþliðinde yürütülen görüþmelerden sonuç alýnamamýþtý. Madenlerde sayýsal olarak büyük bir örgütlülüðe sahip olan Ulusal Maden Ýþçileri Sendikasý (NUM) ile Madenciler ve Ýnþaat Ýþçileri Sendikasý arasýnda yaþanan olaylar “sendikacýlar arasýnda kavga” olarak basýnda ön plana çýkmasý gerçeklikten uzak bir durumdur. Ulusal Maden Ýþçileri Sendikasý (NUM) iktidardaki Afrika Ulusal Kongresi (ANC) ile yakýn iliþkilere sahip olmasý ve iþçilerin greve çýkmasýna karþý çýkýyor, hatta iþçilerin ücretlerinin yükseltilmesi talebiyle baþlattýklarý grevi kýrmak için elinden geleni yaparak, grevi destekleyen Madenciler ve Ýnþaat Ýþçileri Sendikasý (AMCU) arasýnda yaþanan çatýþmalarda 8 iþçi 2 polis ölmüþtü. Madenciler ve Ýnþaat Ýþçileri Sendikasý’nda Güney Afrika Komünist Partisine yakýnlýðý ile bilinir. Ulusal Maden Ýþçileri Sendikasý (NUM) katliamdan önce ve sonra sermaye ile birlikte hareket ederek katledilen iþçiler için bir radyoda NUM Genel Sekreteri Frans Baleni
G
de (Kaya FM) yaptýðý açýklamada polisi savunarak, “Polis sabýrlýydý, ama bu insanlar tehlikeli silahlarla aþýrý derecede silahlanmýþtý” dedi. AMCU yapýlan açýklamada ise polisin Lonmin Marikana maden ocaklarýnda çalýþan iþçilere yönelik bir katliam yaptýðý vurgulandý. New York Times’ýn haberinde, Kelebone isimli grevci bir maden iþçisinin þu sözlerine yer verildi: “NUM bizi býraktý. Beyazlarla çalýþýyorlar ve para almaya bakýyorlar. Ýþçileri unuttular.” Haberde, vinç operatörü olarak çalýþan Kelebone ‘un, yaptýðý zor ve tehlikeli iþ için ayda yaklaþýk 500 dolar aldýðý belirtildi. 3000 iþçinin iþ býraktýðý Marikana platin madeninde daha önce çok sayýda iþçi NUM’dan ayrýlarak AMCU’ya geçmiþti. Madenin sahibi Londra merkezli Lonmin þirketinden yapýlan açýklamada “þiddet”ten AMCU sorumlu tutuldu. Açýklamada, þirketin ülkedeki 28 bin çalýþanýnýn yüzde 21’inin AMCU’ya üye olduðu bildirildi Dünya platinyum rezervlerinin yüzde 80’ine sahip Güney Afrika’da bulunan Lonmin, global üretimin yüzde 12’sini yapýyor. Londra merkezli dünyanýn en büyük üçüncü platinyum üreticisi þirketin yönetimi, grevi bitirmemeleri halinde bütün çalýþanlarýn iþine son verileceði uyarýsý yapýyor. Katledildiler, Þimdi de Ýþten Atarýz Tehdidi! 20.08.2012 Güney Afrika’da öldürülen 44
POLİSE KARŞI AYAKLANMA
15/08 /12 - Fransa’nýn Amiens kentinde bir mahallede çýkan olaylarda 17 polis memuru yaralandý. Öfkeli mahalle sakinleri bir okul binasý, çok sayýda araba ve çöp varilini de ateþe verdi. Geçtiðimiz hafta motor kazasý geçiren bir gencin ölmesiyle patlak veren olaylar, polisin mahallede kontrolünü artýrýlmasýyla þiddetlendi. Ýçiþleri Bakaný Manuel Valls, Cumhurbaþkaný François Hollande’ýn talimatý üzerine acilen bölgeye gitti: “Mahallede düzen ve istikrar saðlanmalýdýr. Güvenlik görevlilerini vurmak, bir okulu yakmak, altyapýya zarar vermek… bunlar katlanýlamaz.” denildi. Halktan insanlar da; “Bakan, polis memurlarýnýn vurulmasýnýn tolerans gösterilemez olduðunu söyledi. Ama polisten önce gençlerimiz yaralandý. Hepimiz çok üzüldük. Sabahleyin kayýplarýmýzýn etrafýnda tören düzenlemek için toplandýk. O sýrada polis geldi. Aramýzda kadýn ve çocuklar var diye çýrpýndýk ama ‘Hepinizi gömeceðiz.’ diye üstümüze saldýrdýlar.” Ülkede “sosyalist” partinin iktidara geçmesiyle sonra böyle bir ayaklanma yaþadý. Baþbakan Hollande’nin açýklamasý; önceliklerinin güvenlik olduðunu ifade ederek, bu alana yapýlan harcamalarýn artýrýlacaðýný söyledi.
iþçinin çalýþtýrýldýðý maden þirketi Lonmin, greve giden iþçilere iþlerine dönmek için yarýna (21 Aðustos) kadar mühlet verdiðini aksi halde iþten atýlacaklarýný açýkladý. Madencilerin öldürülmesi Güney Afrika halký tarafýndan protestolarýyla sürdürüyor. Halktan biri; “Polisin yaptýðý doðru deðil. O insanlara ateþ etmeleri gerekmiyordu. En azýndan göz yaþartýcý gaz kullanýlabilirdi.” Mahkeme 23.08.2012 Güney Afrikalý madencilerin davasýnýn görüldüðü mahkeme binasýnýn önünde öfke var. 44 madencinin polis tarafýndan öldürüldüðü gösteriler esnasýnda tutuklanan 250 ‘den fazla kiþi, içeride mahkemenin kararýný beklerken dýþarýda toplanan büyük bir kalabalýk ve yakýnlarý kendilerine destek veriyor. Olayý ölen iþçi madencilerin yakýnlarý bir ‘katliam’ olarak nitelendiriyor. Ýþçiler: Greve Devam! 25.08.2012 Grev halinde olan 28 bin iþçi 16 Aðustos’tan sonra yapýlan katliamdan sonra greve devam ediyorlar. Net bir sayý belirtilmese de Marikana’daki madende çalýþan toplam 28 bin iþçinin büyük bir kýsmý hala grevde olduðu, yaklaþýk yüzde 10’nun grevi býraktýðý belirtiliyor. Dünyanýn üçüncü büyük platinyum madeni Lonmin þirketi diðer iþçileri de bir an önce yeniden çalýþmaya baþlamalarý konusunda ikna etme çabalarýnýn sürdüðünü açýkla-
Ýspanya’da Demiryolu Grev’i 03/08/12 - Ýspanya’da hükümetin demiryolu ulaþýmýndaki özelleþtirme planlarýný protesto eden iþçiler 24 saatlik grev baþlattý. Sendikalarýn destek verdiði grevde halktan yolcularda destek verdi. Halktan insanlar bir tren istasyonunun önünde toplanarak hükümet karþýtý sloganlar attý. Grev nedeniyle ülke genelinde tren seferleri gecikmeli olarak yapýldý. Grevci iþçilerden biri “Hayatýmda hiç ticari alanda ulaþýmýn bu kadar minimum seviyeye düþtüðünü görmemiþtim. Þu anda ticari ulaþýmýn en düþük seviyelerini görüyoruz. Bu, saðcý partilerle faþist Rajoy hükümetinin duruþundan kaynaklanýyor.” diye konuþtu.Özelleþtirme nedeniyle 100 bin kiþinin iþini kaybedebileceði uyarýsýnda bulunan sendikalar önümüzdeki yýl yapýlmasý beklenen özelleþtirme programý öncesi yeniden genel grev çaðrýsýnda bulunacaklarýný açýkladý.
dý. Apartheid rejiminden bu yana yaþanan en kanlý katliam olarak görülüyor. Kanlý’ Maden Yeniden Açýldý 27.08.2012 Katliamdan sonra kapatýlan Marikana maden ocaðý yeniden açýldý. Dünyanýn üçüncü büyük platinyum üreticisi Ýngiltere merkezli Lonmin, 28 bin çalýþanýnýn yüzde 10’ünün iþbaþý yaptýðýný açýkladý. Maden iþçilerinin katliamdan sonra büyük bir çoðunluðun grevi sürdürüyorlar. Yaklaþýk 3 bin madenci ise ödemelerdeki anlaþmazlýktan dolayý grevlerini sürdürüyor. Ortalama aylýk geliri 480 dolar olan iþçiler, bunun üç katýna çýkarýlmasýný istiyorlar. Ýþçilerden biri: “Korkmuyorum; çünkü benim yaþam koþullarýmý daha iyi yapacak þeyler için mücadele ediyorum. Para, ailemin daha iyi bir hayata kavuþmasýna yardýmcý olacak. Þu anda evime tek ekmek götüren kiþi benim.” Olaylar sýrasýnda tutuklanan 250’den fazla kiþi bugün ülkenin yürütme baþkenti Pretoria’da hakim karþýsýna çýktý. Mahkeme dýþýnda da iþçileri yakýnlarý yalnýz býrakmadý. Güney Afrika polisinin 16 Aðustos’ta grevdeki iþçilere maden ocaðý önünde rastgele ateþ etmesi sonucu 44 kiþi ölmüþ; 80 iþçi de yaralanmýþtý. Polis ise olaydan 11 gün sonra soruþturma baþlattý.
Tunus’ta “Hükümet Ýstifa” 10/08/12 - Tunus’un Sidi Bouzid kentinde halk, yeni gelen hükümet Ennahda Partisi yürüttüðü politikayý protesto etmek için bir araya geldi. ‘Sidi Bouzid’i hükümetin pençesinden kurtarma’ sloganý ile baþlayan gösteride, hükümetin istifasý istendi. Muhammed Bouazizi adlý seyyar satýcý artýk Arap Baharý’nýn beþiði olarak kabul edilen bu kentte kendini yakmýþ devrim daha sonra dalga dalga diðer ülkelere sýçramýþtý. Valilik binasý önünde toplanan yaklaþýk 150 civarýnda gösterici bazý vatandaþlara haksýz suçlamalar yapýldýðý gerekçesiyle valinin, savcýnýn ve ulusal muhafýz bölge baþkanýnýn istifasýný istediklerini söyledi. Gösteride ayrýca, hükümetin yürüttüðü politika ve özellikle kentte yaþanan son protesto gösterileri sonrasýnda tutuklanan gençlerin hala serbest býrakýlmamasý kýnandý. Gösteri kýsa sürede polis ile protestocular arasýnda çatýþmaya dönüþtü. Emniyet güçlerinin cop, plastik mermi ve göz yaþartýcý bomba kullandýðý gösteride yaralananlar oldu. Hastane kaynaklarý olaylar sýrasýnda yaralanan altý kiþinin tedavi altýna alýndýðýný bildirdi.
23/08/12 - Hükümetin bütçe açýðýný düþürmek için baþvurmayý planladýðý ek tasarruf tedbirleri bu kez polisleri sokaða döktü. Üç büyük sendikanýn çaðrýsýyla bir araya gelen göstericiler, hükümetin 13. maaþ olarak bilinen yýl sonu priminin kaldýrýlmasý ve bazý sosyal haklara yeni düzenlemeler getirilmesini içeren planlarýna tepki gösterdi. Polisler; Genel itibariyle memurlarý ve özellikle de bizim gibi polisleri etkileyecek olan kesintilere karþýyýz.” diyorlar. Baþkent Madrid’de Ýçiþleri Bakanlýðý önünde toplanan yüzlerce emniyet mensubu çalýþma koþullarda görevlerini yapmanýn zorluðunu dile getirildi. Bir polis memuru: “Bu çok zor bir durum.” dedi
Fidel 86 Yaşında Havan - 13.08.2012 Küba Devrimi lideri Fidel Castro'nun 86. doğum günü Küba basını tarafından kutlanıyor. Yerel ve uluslararası basın organlarında Castro ile ilgili çeşitli haberler yapılıyor. Küba televizyonunda sabahın ilk saatlerinden itibaren devrim sürecinde Fidel'in liderlik özelliklerine vurgu yapılırken, vatandaşlar ve yabancı liderlerle görüşmelerinden bölümler gösteriliyor. Doğum günü kutlamaları çerçevesinde bugün Havana Devrim Meydanı'ndaki Jose Marti Anıtı’nda Fidel Castro sergisi açıldı.
Şili’li Öğrenciler Yürüyor Şili – 23.08.2012 Binlerce Şilili genç parasız eğitim haklarını talep etmek ve son dönemde artan polis baskısını protesto etmek için çok sayıda kentte yürüyüşler düzenledi.Başkentte sabahın erken saatlerinden itibaren toplanan öğrenciler üniversite öğrenci örgütleri ve sivil toplum örgütleri tarafından desteklenen yürüyüşlerine başladılar.Santiago'daki Paseo Ahumada'da gerçekleştirilen gösterilerde eğitimin ücretli olması protesto edildi. Eylem sırasında açıklama yapan Öğrenci Velileri Derneği Başkanı Dapne Concha ise gösterilere karşı yapılan polis baskılarını eleştirdi.