Aylık İşçi Gazetesi www.emegindunyasi.info Sayı: 11 / Nisan - 2012 - Fiyat 1 TL
Van’lý Ýþçiler Depremde Deðil Ama Yangýnda Öldüler ÝSTANBUL – 11.03.2012 Beylikdüzü Esenyurt bölgesinde 220 milyon avro yatýrým yapýlan Marmara Park AVM inþaatýnda gece 21.10 sýralarýnda yangýn çýktý. Çýkan yangýn nedeniyle 3 çadýr yanarak 11 iþçi yaþamýný yitirdi. 2011 yýlýnda temeli atýlan ve 2012 sonbaharýnda tamamlanýþ olacak AVM iþçilerin kaný üzerinden yükseliyor. Memleketlerinden çalýþmak için ailelerini býrakarak gelen inþaat iþçileri önlenebilir nedenlerden kaynaklý ölüyorlar. AVM inþaatýnda yanarak can veren iþçiler de önlenebilir nedenlerden kaynaklý öldüler. Yangýnýn elektrikli sobadan kaynaklandýðý belirtildi. Öte yandan 11 iþçi yaþamýný yitirirken 10 kiþilik çadýrlarda 30–40 kiþinin kaldýðýný iþçiler dile getirdi. Ýþçiler yaþanan acý olayýn ardýndan çadýrlarýn >>> 2.s kaldýrýlmasýný talep etti.
ESK Mücadele İçinde Doğdu, Mücadele İçinde Büyüdü. Emekçilerin Mücadele Birliğinin Sağlanmasında Önemli Bir Rol Üstlendi. KESK ve Onunla BirlikteBaharın Sıcak Soluğunu Ankara Sokaklarına Taşıyanlara Saldırmak, Çürümüş Sistemi ve Siyasi İktidarını Kurtaramayacak. Durduramayacaksınız Halkın Çokşun Akan Selini... >>> 7. Sayfa
K
MAYIS’A DOÐRU
‘“Sadece dert RÖPORTAJ
yanmak deðil adým atmak gerekir”
DERİ İŞ G.BŞK MUSA SERVİ >3.S
Maltepe İşçilerine Polis Saldırısı
“
Ýþçi sýnýfý ve emekçiler,bahar mevsimine eylemlerle “merhaba” dediler.Ve eylemleriyle sürdürüyorlar baharýn coþkusunu.Biliyorlar bahar kýsa sürmez “bizim eller”de. .....Ýlle de Mayýs!Baharýn bütün ihtiþamýný getirip serer gözlerimizin önüne...Daha ilk gününden baþlar gümbürtü;son gününe dek sürer.. >>> 2.s
EMEKÇİ KADINLAR KAPİTALİZME KARŞI SAVAŞ GÜNÜNDE
2
Sayı 11 / Nisan 2012
VAN’LI iŞÇİLER DEPREMDE DEĞİL AMA YANGILDA ÖLDÜLER ÝSTANBUL – 11.03.2012
B
eylikdüzü Esenyurt bölgesinde 220 milyon avro yatýrým yapýlan Marmara Park AVM inþaatýnda gece 21.10 sýralarýnda yangýn çýktý. Çýkan yangýn nedeniyle 3 çadýr yanarak 11 iþçi yaþamýný yitirdi. 2011 yýlýnda temeli atýlan ve 2012 sonbaharýnda tamamlanýþ olacak AVM iþçilerin kaný üzerinden yükseliyor. Memleketlerinden çalýþmak için ailelerini býrakarak gelen inþaat iþçileri önlenebilir nedenlerden kaynaklý ölüyorlar. AVM inþaatýnda yanarak can veren iþçiler de önlenebilir nedenlerden kaynaklý öldüler. Yangýnýn elektrikli sobadan kaynaklandýðý belirtildi. Öte yandan 11 iþçi yaþamýný yitirirken 10 kiþilik çadýrlarda 30–40 kiþinin kaldýðýný iþçiler dile getirdi. Ýþçiler yaþanan acý olayýn ardýndan çadýrlarýn kaldýrýlmasýný talep etti. Þantiyede çalýþan iþçilerin çoðunluðunu Van’dan gelen inþaat iþçileri oluþturuyor.
ÝSTANBUL – 22.03.2012 Esenyurt’ta AVM inþaat þantiyesinde 3 çadýrýn yanmasý sonucu 11 iþçi yanarak can verdi. TMMOB Ýl Koordinasyon Kurulu yangýnla ilgili yaptýðý inceleme sonucu bir açýklama yaptý. TMMOB iþçilerin “kar hýrsý”dan dolayý öldüklerini açýkladý. Açýklamada “AVM’nin inþaatý 1 Mart 2011’de baþlamýþ yaklaþýk dört bin iþçi çalýþ-
Gazi Hastanesi Çalýþanlarý Mahkeme Kararýna Uyulmasýný Ýstiyor SAMSUN – 27.03.2012
A
týrýlarak yürütülmüþtür. Ýnþaat sektörü, tüm kenti bir þantiye alanýna dönüþtüren bir sektördür. Daðýnýk çalýþma alaný ve esnek çalýþma biçimleri ile denetimin güçlükle gerçekleþtiði bir yapý arz etmektedir. Ýþçilerin önemli bir kýsmý taþeron firmalarýn günlük ya da belirli süreyle çalýþtýrdýðý bireylerden oluþmaktadýr. Göçmen iþçilerin de sýkça rastlandýðý bir alandýr. Ýþçilerin çalýþma yerleri ile barýndýklarý yerler ayný derecede korunaksýz ve çoðu zaman iç içe geçmiþtir. Yangýnýn yaþandýðý kamp alanýnda da 20-30 iþçinin ayný anda ranza sistemiyle barýnmasý, söz konusu sistemin tipik bir örneðidir. Ýþçilerin ücretleri ise genellikle günlük çalýþmalarýnýn bedeli olarak yevmiye þeklinde ödenmektedir. Sigortalarý ise sektörün esnek emek sürecinden beslenen bir yapýnýn doðal sonucu olarak oldukça belirsizdir. Söz konusu olayda da örneði görülen iþçilerin kaza sonrasýnda sigortalanmasý yine oldukça tipik bir durumdur” dedi.
rzu Çerkezoðlu 3. Ýþ mahkemesinin uygulanmasýný istiyor. Bir yýlý aþkýn bir süredir hastane bahçesinde kurduklarý çadýr ile iþe geri dönmek isteyen taþeron iþçiler mahkeme kararý olmasýna raðmen iþe alýnmýyor. Dev-Saðlýk-Ýþ üyesi olduklarý için iþten atýlan ve yaklaþýk 401 gündür hastane bahçesinde kurduklarý çadýr ile iþe iadelerini bekleyen iþçiler 3. Ýþ mahkemesinin hastanenin asýl iþçileri olduklarýna karar vermelerine raðmen halen iþlerine dönemediler. Yapýlan açýklamada “3. Ýþ Mahkemesi’nin Türk Ceza Kanunu’nun 118. maddesi gereðince iþlerine taþeron iþçi deðil, hastanenin iþçisi olarak alýnmalarý yönünde karar verdiðine de dikkat çeken Genel Baþkanýmýz, “Hukuk
mücadelesini kazandýk ama hastane yönetimi bunu görmezden geldi. Þimdi iþçilerimizin iþe bir an önce baþlamasýný talep ediyoruz” denildi.
Barajlarda Patlama Var Denetim Yok ANTEP – 26.03.2012
B
arak ovasýna sulama suyu saðlayan Hancaðýz barajýnda yaþanan patlama sonucu 2 iþçi göçük altýnda kalarak yaþamýný yitirdi Nizip’e 10 kilometre mesafede yer alan Hancaðýz barajýnýn su pompalama ünitesine inen iþçiler tünelde sý-
kýþan gazdan kaynaklý þiddetli patlama ile enkaz altýnda kaldýlar. Patlamada 1000 tonluk jeneratörün de hasar gördüðü olayda iþçilerin en kaz altýndan çýkarýlmasý çalýþmasý yapýlýyor. Ýlk belirlemelere göre patlamanýn metan gazý sýkýþýklýðýndan kaynaklandýðý idea edildi.
DÝSK Sendikalar Yasa Tasarýsýna Karþý Yürüdü ÝSTANBUL – 22.03.2012
M
eclis Gündemindeki Toplu Ýþ Ýliþkileri Yasa tasarýsýna karþý Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu saat 09.30’da Galatasaray Lisesi önünde toplanarak Taksim’e yürüdü. Yasa tasarýsýný protesto etmek için toplanan DÝSK üyeleri “ÝLO Sözleþmeleri Uygulansýn” pankartý açtý. Sloganlarla yürüyen iþçiler “Sendikal Baraj Kaldýrýlsýn” dövizleri de taþýdý. Taksim Meydaný’nda Disk Genel Baþkan Yardýmcýsý Ali Rýza Küçükosmanoðlu bir açýklama yaptý. Yapýlan açýklamada 12 Eylül faþizmi yerli ve yabancý sermayenin istemi doðrultusunda ÝLO sözleþmelerine aykýrý olmasýna raðmen 2821 ve 2822 sayýlý yasalarýn düzenlediðine deðinildi. Küçükosmanoðlu “12 Eylül öncesi sendikalý-örgütlü iþçi oraný %20 iken þuan bu oran %6-7’lerdedir. 12 Eylül öncesi denemde TÝSK Baþkaný Halit Narin “ Yirmi yýl biz aðladýk onlar güldü, þimdi gülme sýrasý bizde” sözü ile 12 Eylül’ün sermaye sýnýfý açýsýndan ne anlama geldiðini de anlatmýþtýr” diyerek o günden bugüne iþçilerin ekonomik ve örgütlülük bakýmdan sürekli geriletildiðini vurguladý. Ali Rýza Küçükosmanoðlu meclis gündeminde olan düzenlemenin 12 Eylül’ün de gerisinde bir düzenleme olacaðýný söyledi. Küçükosmanoðlu bunun sendikal örgütlenmenin önünü açmadýðý aksine iþyeri-iþ kolu barajýnýn aynen durduðunu “grev hakkýnýn sýnýrlanmasýný ve yasaklar geniþletilerek” korunacaðýný söyledi. Yapýlan bu deðiþikliðin iþçi sýnýfýnýn kazanýlmýþ haklarýný yok etmeye dönük olduðunu vurgulayarak buna karþý mücadeleyi yükselteceklerini söyledi.
Çapa Kampüsü Meclisi Yürüyüþ Yaptý ÝSTANBUL – 21.03.2012 Taþeron uygulamasýnýn hastanelerde son bulmasý için 30 gündür Çapa Týp Fakültesinde çadýr kurarak çalýþma yürüten Çapa Kampüsü Meclisi saat 12.00’da bir araya gelerek “mevzuat raporlarýný, iþ mahkemesi kararý uygulansýn / taþeron iþçi çalýþtýrmaya son / hileli çalýþmaya da hileli iþten çýkartmaya da geçir vermeyeceðiz / kadro çalýþma hakkýmýz verilsin” talepleriyle hastane içerisinde yürüyüþ gerçekleþtirdi. Hastane etrafýnda sloganlarla yürüyen emekçiler daha sonra dekanlýk önüne gelerek burada bir açýklama yaptýlar. Açýklamada 30 gündür kurulan bilgilendirme ve uyarý çadýrýnýn amacýnýn iþlerini ve emeklerini savunmak ve mahkeme kararýna uyulmasý isteklerini dile getirmek olduðunu belirten emekçiler, “eðer iþçi haklarýna saygýlý üniversite yönetimi ve bir hükümet iþ baþýnda olsaydý, bu çadýra gerek kalmazdý” diyerek, mahkeme kararýnda gereðinin yapýlmamýþ olmasýný eleþtirdi. Ayrýca Taþeronda çalýþanlarýn hastanenin asýl iþlerini yapanlar olduðunu ve bunun tespit edildiði söylenerek “Hastanenin asýl iþlerini taþeron iþçileri yapýyor. Ýþ yasasý asýl iþlerin taþeron firmalar eliyle yapýlmasýný suç sayýyor” denilerek taþeron firmalarýn iþ yasalarýna aykýrý çalýþtýklarýný ve 3 aydan 3 aya sözleþme imzaladýklarý vurgulandý.
Belediye Ýþçileri Ödenmeyen Maaþlarý Ýçin Eylem Yaptý ÝZMÝR – 20.03.2012
G
enel-Ýþ 5 Nolu þubesi üyeleri Çiðli Beledisi Kafesan þirketinde çalýþan 580 iþçi ücretlerinin tamamýnýn ödenmemesi nedeniyle Belediye önünde oturma eylemi yaptýlar. Ýþçiler belediyenin önünde yaptýklarý oturma eyleminin sonucunda alacaklarýnýn verileceði sözü aldýlar. Basýn açýklamasý yapan þube baþkaný Naci Çetin 02.06.2011 tarihinde TÝS imzaladýklarýný ve halen yetkili sendika olduklarýnýn altýný çizerek “Sendikamýz Çiðli Belediyesi kuruluþu Kafesan iþyerinde yetkili sendikadýr ve en son 02.06.2011 tarihinde imzalanan TÝS halen yürürlüktedir. Bu süreçte çok zor þartlar altýnda olan üyelerimiz Belediye ve halkýmýza karþý olan sorumluluk bilinciyle hareket etmiþ ve sorunlarýnýn çözülmesini beklemiþler, sabýr ve özveriyle çalýþmýþlardýr. Bu ay itibariyle üyelerimizin en az 2.000 TL’ den baþlayýp, ortalama 6.000TL ve 11.000TL’ ye kadar olan içeride birikmiþ alacaklarý bulunmaktadýr. Maaþ ve Toplu Ýþ Sözleþme farklarýndan doðan, bu geriye dönük alacaklarýmýzýn ödenmesi hususunda her ay düzenli olarak yetkililerle yaptýðýmýz görüþmelerde çeþitli sözler verilmiþtir. En son 2011 yýlý sonu itibariyle bütün alacaklarýn ödeneceði, yeni yýla borçsuz girileceði sözü verilmiþtir. Ancak her defasýnda verilen sözler yerine getirilmediði için üyelerimizin maðduriyeti daha da artmýþtýr. Çiðli Belediye yönetimi; ücret, toplu sözleþme farký
ve geriye dönük alacaklarýmýzýn ödenmesi konusunda haklý talebimizi karþýlamak ve sorunlarýmýza çözüm üretmek yerine bu taleplerimizi dile getirmemize bile tahammül göstermeyen olumsuz bir yaklaþým sergilemektedir. Bu tavrýn bir sonucu olarak da, bugün burada Þube Yönetim ve temsilcileri olarak uyarý amaçlý saat 17.00’ ye kadar oturma eylemi gerçekleþtiriyoruz” dedi. Daha sonra belediye baþkaný bir açýklama yaparak ödenmeyen maaþlarýn Mayýs ayý sonuna kadar ödeneceðini söyledi. Belediye baþkanýnýn açýklamasýna karþýlýk iþçiler “Mayýs ayýna kadar bizi çoktan evden çýkarýrlar” diyerek belediye baþkanýnýn sözünü kabul etmediler. Daha sonra tekrar görüþme yapan sendika temsilcileri ücretlerin Mart ayý sonuna kadar ödeneceðini söyledi. Ýþçiler yapýlan açýklamanýn ardýndan eylemi sona erdirdi.
Bosch’ta Birleþik Metal Türk Metal’i Ezdi BURSA – 16.03.2012 Türk Metal Sendikasý’nýn yetkili olduðu Bosch fabrikasýnda iþçiler, sendikadan rahatsýzlýk duyduklarý gerekçesiyle, istifa ederek Birleþik Metal Ýþ sendikasýna geçtiler. Ýþçilerin kitlesel bir þekilde Birleþik Metal Ýþ Sendikasý’na geçiþi Bosch yetkilileri tarafýndan engellenmek istense de baþarýlamadý. Yýllardýr T.Metal Sendikasý’nýn iþbirlikçi tutumundan dolayý rahatsýz olan iþçiler Birleþik Metal Ýþ Sendikasý’na coþkulu ve kitlesel bir þekilde üye oldular. Birleþik Metal Ýþ Sendikasý yaptýðý açýklama ile iþçilerin %72’sinin üyeliklerinin tamamlandýðýný ve üyelik sürecinin devam ettiðini söyledi. Sendika, bir yýldýr Bosch’un 3 ayrý fabrikasýnda üyelik faaliyeti yürütüldüðünü ve “ iþçiler, üye olma konusunda son derece kararlý
olduðunu, bugün bütün baskýlara karþýn akýn akýn Sendikamýza üye olarak göstermiþtir” dedi. “Çünkü Bosch çalýþanlarý her defasýnda uzun bayram tatilleri öncesine denk getirilen ve yangýndan mal kaçýrýrcasýna imzalanan Toplu iþ sözleþmelerinden kurtulmak istemektedir. Bunun da ötesinde toplu iþ sözleþmeleriyle elde ettikleri haklarýnýn ne olduðunu ve miktarýný bankamatiklere gidince deðil, toplu sözleþme imzalandýðý andan itibaren bilmek istemektedir. Bosch çalýþanlarý kapalý kapýlar ardýndaki anlaþmalarla ayakta durmaya çalýþan bir iþleyiþi deðil, görüþ ve düþüncelerinin alýndýðý, insan yerine konduðu, ortaklaþa paylaþýlarak alýnan kararlarla var olan bir sendikal iþleyiþin özlemini çekmektedir” diyerek iþçilerin sözleþmede kendi taleplerini dile getirmek istediklerini vurguladý.
Sayı 11 / Nisan 2012
ED: Baþkan merhaba, bizimle böyle bir röportajý yapmayý kabul ettiðiniz için öncelikle teþekkür ederiz. Ýlk sorumuz sendikalarýn durumu üzerine olsun, sendikalarýn ve sendikal hareketlerin durumunu nasýl deðerlendiriyorsunuz? MUSA SERVÝ: Türkiye’deki sendikal hareketin durumuna baktýðýmýz zaman gerçekten iþçi sýnýfýnýn taleplerine cevap verebilecek nitelikte deðil. Yani somut olarak baktýðýmýzda, þu aþamada 74 milyon nüfuslu olmasýna raðmen, toplu sözleþme yapan 600 bini bulmuyor toplu sözleþmeden faydalanan. Mesela ’80 öncesi 44 milyon nüfus ama iki buçuk milyon iþçi o dönemlerde toplu sözleþmelerden faydalanýyordu.. Bugüne kadar genelde kamu toplu sözleþmelerinde veya kamuya baðlý iþyerlerine dayanarak sendikacýlýk yapýlýyordu ama þimdi görüyorsun biz de yýllardan beri özel sektörde örgütleniyoruz. Artýk iþçilerin örgütlenme hakkýný kullanma temelinde tamamý iþsizlikle karþý karþýya, tamamý yoksullukla karþý karþýyalar. Çalýþanlarýn alým gücüne baktýðýmýzda her geçen gün düþüyor. Örgütlenme anlamýnda baktýðýmýz zaman da her türlü büyük engellerle karþý karþýya. Yani nerede bir hak gaspý varsa yoðun baský ve saldýrýyla karþý karþýyayýz. Þimdi o temelde çalýþanlarýn, emekten yana olan kesimlerin de mutlaka ne olmasý gerekir? Güçlerini birleþtirmesi gerekir. Bu durumdan açýkça rahatsýz olan sendikalar var; konfederasyonlar var. Mevcut iktidar ile iyi geçinme temelinde çaba harcayanlar var. Ama bir kesimde gerçekten emekten yana emek mücadelesini ileri taþýma temelinde çaba harcayan anlayýþlar var; yani somut olarak gerçekten mevcut bu yasal çerçeve içerisinde mevzuatýn içerisinde davranarak haklarýmýzý korumamýz mümkün deðil. Mevcut haklarý korumanýn yeni haklar elde etmenin yolu da mücadele etmesinden geçer diye düþünüyoruz. Elbette ki baktýðýmýzda Hey Tekstil’de de gördüðümüz 420 tane iþçi tazminatsýz bir þekilde kapýya býrakýlýyor. Bu da bakýyorsun mevcut iktidarlar tarafýndan (Hey Tekstil’e) kendisine plaket verilen madalya verilen ve onurlandýran bir iþverendir. Ama dönüp baktýðýmýzda da gerçekten hükümet kanadý ve hükmü iktidar kanadý bu iþçilerin yaþadýðý sorunlarý gerçekten de görmezden geliyor.. Bakýyorsun tekrar o grev yasaðý, yasakçý mantýk. Henüz kendisini koruyor. Mesela bir sendikada iþçilerin sendikalý olabilmesi için ne olmasý gerekiyor; iþ kolunda %10 barajý dediler sonra %5 dediler sonra %3 dediler su anda %1. Oda ekonomik-sosyal konseye baðlý olan bir sendika. Yani nedir? Gerçekten iþçilerin özgür bir þekilde baðýmsýz sendikalarýnýn oluþturulmasýný engelliyor esasen. Yani ne yapýyor?Sendikalý olacaksan ya DÝSK’e ya TÜRK-ÝÞ’e ya HAK-ÝÞ’e üye olacaksýn. Peki, bu anlayýþý beðenmiyorsan, bu kurumlar iþçilerin taleplerine cevap vermiyorsa, demokratik ve baðýmsýz bir þekilde sendika kurmasýný engelliyor. Mesela biz iþ kolumuzda %16’yla deri iþ kolunda 200 bin iþçi çalýþýyorsa %16 ile barajý aþýyorum. Þuanda tekstil ve deri iþ kollarýný birleþtiriyor %1 barajý tam tersine bakýyorsun deðerlendirdiðinde %26’larý aþýyor esasýnda. Yani nedir 900 bin tane iþçi oluyor, bununda ne yapman gerekiyor 9 bin 10 bin üye yapman gerekiyor. Böyle bir mantýkla karþý karþýya, getirilen bu yasayla birlikte 12 sendikanýn baraj altýnda kalmasýyla karþý karþýyayýz. . Hâlbuki iþçilerin ana yasada doðal hakký sendikalý olma hakký; sendikalý olan yerlerde verimlilik daha da artýyor. Bu konuyla ilgili tam tersine mümkün olduðu kadar köle ücretiyle köle anlayýþýyla iþçileri çalýþtýrma çabasý içerisindeler. ED: Sizin sendikanýz Deri-Ýþ’in de içinde bulunduðu Türk-Ýþ’e üye 10 sendikanýn oluþturduðu SGBP hangi ürünün ihtiyacý olarak ortaya çýktý. Þuan ki mücadele ve örgütlenme perspektifi nedir? MUSA SERVÝ: Bizim Türk-Ýþ içerisinde 10 sendikanýn Türk-Ýþ genel kurulu öncesi böyle bir þey ortaya çýktý. Somut olarak Türk-Ýþ iþçi ve emekçilere yönelik saldýrýya karþý gerçekten duruþ sergilemek konusunda belli sorunlar yaþandý. Mesela geçmiþte 1 Mayýs’ýn ortak kutlanmasý temelinde, ülkedeki yaþanan anti-demokratik uygulamalara sessiz kalmasý temelinde, yani nedir sendikalarýn görevleri iþçilerin emekçilerin taleplerini karþýlayan, ülkedeki yaþanan anti-demokratik uygulamalara da karþý koymak. Sadece 2 toplu sözleþme yapmak deðil yani. Bu anlamda sadece dert yanmak deðil adým atmak gerekir. O anlamda da 10 tane sendika bir araya geldik. Ve somut olarak da Türk-Ýþ Genel Kuruluna bir liste çýkarttýk. Mevcut iþçi ve emekçilerin haklarýný koruyabilmenin yolu mücadelelerini ortaklaþtýrmak gerektiðini, mevcut iktidarlarla dirsek temasý deðil mutlaka hak gasplarýna karþý tavýr geliþtirmesi. Þimdi biz o yönle ilgili bölgesel toplantýlar yaptýk. Sendikalar tabandan kopmuþ yani. Gerçekten bölgelerde yapýlan toplantýlarda tabandan yoðun bir istek var. Gerçekten teslimiyetçilik anlayýþýný terk etmek gerekir mücadele birliði anlayýþýyla alanlara çýkmak gerekir. Eylem ve mücadeleyi ileri taþýmak biricik yolda güçlerimizi birleþtirmesi temelinde bu anlayýþla ortaya çýktý. Mesela Türk-Ýþ kongresi sonrasý hem mevcut iktidarýn saldýrýsý ile karþý karþýya, hem de bürokratik sendikacýlýðý savunan kesimlerin saldýrýsý ile karþý karþýyayýz esasen. Sizin de izlediðiniz þekliyle hak almanýn yolu direnmektir. O zaman bu direniþleri ve direnen kesimleri de maddi ve manevi olarak desteklemek gerektiðini düþünüyorum. O anlamda mesela Türk-Ýþ Genel Kurulunda iþte bizim kampana ve savranoðlu iþçilerine destek kararý oy birliðiyle çýktý. Ýþte haklarýmýza yönelik saldýrýya yönelik kýdem tazminatýna dokunulmasý halinde genel grev kararý olarak çýktý. Bu da sendikal güç birliðinin buna benzer öneriler oy birliði ile kabul edildi. Bu temelde de elbette ki bu on sendika her konuda bire bir örtüþen, konular üzerinde mutabýk kalan sendikalar deðildir. Elbette ki geçmiþteki bürokratik yanýyla hareket eden kesimleri süreç içerisinde deðiþtirmek mümkün olabiliyor, ki iþte kendi içinde demokrasiyi yerleþtirme süreç zaman gerekiyor esasen. Amacýmýz sadece on tane sendika deðil, tüm kesimlerle yani somut olarak sadece Türk-Ýþ’te deðil DÝSK’le de KESK’le de diðer emek örgütleriyle de bu mücadelemizi birleþtirmemiz gerektiðini düþünüyoruz. ED: Biliyorsunuz gündemde Ortadoðu ile olasý bir savaþ var. TC devleti de bir Suriye savaþýna istekli gibi gözüküyor. Savaþa hayýr demekle savaþý durdura bilirmiyiz? Ýþçi sýnýfý ve emekçiler olasý bir savaþ karþýsýnda ne yapmalýdýr? Ne yapabilir? Ýþçi sýnýfýnýn ve emekçilerin savaþa karþý tavrý ne olmalýdýr. MUSA SERVÝ: Þimdi tabi savaþlarý ortaya koyarken bir haklý savaþlar var birde haksýz savaþ yani þu andaki mesela Türkiye yani nedir baktýðýmýzda Ortadoðu daki bahar rüzgarýndan bahsediyordu, þimdi bu anlamda da yani emperyalistler kendi çýkarlarýna el koymak ve siyasi olarak krize düþtüðünde mutlaka savaþ çýðýrtkanlýklarý yaparlar. Oraya silahlarýný satmasý pazar almasý temelinde. Ama iþçilerin emekçilerin kesinlikle bu tür haksýz savaþlara karþý çýkmasý gerekiyor. Yani düþünüyoruz baktýðýmýzda da gerek Irak’a gerekse Libya’ya gerekse Tunus’a gerçekten oralara özgürlük mü getirildi. Yaný baþýmýzda mesela þuanda Suriye’de mesela geçmiþte de komþularýmýzla pek bir sorunumuz yoktu. Sýrf emperyalistlerin çýkarlarýný korumasý temelinde onlarýn bekçiliðini yapma temelinde de kesinlikle bu tür savaþ çýðýrtkanlýðýna karþý mutlaka halklarýn ortak hareket etmesi gerekir diye düþünüyorum. Elbette ki bu tür savaþta yani düþünüyorsun alýn 372 günden beri sýrf ana yasal haklarý-
ný kullandýklarýndan dolayý insanlar gece gündür maalesef çadýrda. Ama maalesef devletin herhangi bir yardýmý yok. Tam tersi dipçikle karþý karþýya, çadýrlarýnýn yýkýlmasýyla karþý karþýya, öbür tarafta da yaný baþýmýzda komþu Suriye’de 16 bin tane insanýn iþte ne yapýyor getiriyor kamplarda besliyor. Bu yanlýþ esasen bu sakat bir anlayýþ esasen, bu anlamda bizim kesinlikle mazlum Ortadoðu halklarýyla bir sorunumuz yok esasen. Yani nedir gerçekten sendikalarýn da görevi bu tür savaþlara karþý çýkmasý gerekir. Sesimizi yükseltmemiz gerekir diye düþünüyorum. ED: Ýþçilerin emekçilerin kendi öz örgütlenmeleri olan komite ve konseyler hakkýnda neler düþünüyorsunuz. Komite ve konseylere bakýþ açýnýz nedir? MUSA SERVÝ: E tabi ki iþyerlerinin bu anlamda örgütlenmesinde kendi gücüne dayanmasý gerekir. Kendi derli toplu disipline olmasý için komite vasýtasýyla yani bir greve çýkarken grev komitesi olmasý gerekiyor. Bir örgütlenme komitesi olmasý gerekiyor. Bir basýn ve yayýn komitesi olmasý gerekiyor. Kurumsallaþmasý gerek, kurumsallaþa bilmenin yolu da buradan geçer esasen diye düþünüyorum. Tabi bu anlamda bu tür çeþitli iþ kollarýnda geçekten komite ve konseylerin oluþturmasý konusunda gerçekten elbette ki sýnýf mücadelesinin geliþmesinde büyük yararý olacak, desteði olacak, katkýsý olacaktýr diye düþünüyorum. Gelen saldýrýlarý boþa çýkara bilmek için elbette komiteler üzerinden hareket edilir. Yani bir sendikanýn içerisine demokrasinin yerleþmesini taban söz ve karar ilkesinin toplu sözleþmelerde söz sahibi olabilmenin yolu da elbette ki o kanallardan geçmesi gerekir diye düþünüyorum. ED: Son süreçte Güçlü Deri, Trexta Aksesuar ve 1 yýlý aþkýndýr devam Etmekte olan Kampana ve Savranoðlu iþçileri grevde sendikanýzýn öncülüðünde. Bunlar ile ilgili son geliþmeleri aktara bilirimsiniz. MUSA SERVÝ: Deri iþ kolunda 3 yerde direniþteyiz, bir iþ yerinde de grevdeyiz. Açýk ve net bir þekilde AKP iktidarý kesinlikle direniþ, eylem, mücadele etmeyi isteyen sendikayý istemiyor. Þimdi baktýðýmýzda da tüm iþ kollarýnda iþçiler anayasal haklarýndan doðan hakkýný kullanarak sendikaya üye oluyor. Üye olduktan sonra iþten atýlýyor, yetkiye itiraz ediyor, baþta iþkoluna itiraz ediyor. Dolayýsýyla iþkolu bir yýl içerisinde ancak sonuçlana biliyor. Ýþkolu yetkisini aldýktan sonra da bu seferde iþyerine itiraz ediyor, çoðunluða itiraz ediyor. Baktýðýmýzda da Güçlü Deri de olduðu gibi 2 yýlý aþkýn bir süreçtir, iþte arabulucu vs. süreci. 2 yýl sonra doðru dürüst iþçi de kalmýyor. Amaç nedir, tek amaç mümkün olduðu kadar örgütsüz bir toplum yaratmak. Baktýðýmýzda da ortaçaðý aratmayacak koþullarla karþý karþýyayýz esasen. O zaman ne yapmak gerekir. Sadece dert yanmak deðil bu tür saldýrýlara karþý mücadele etmektir. Mesela bir Kampana ve Savranoðlu’ndaki arkadaþlarýmýzýn yaþadýðý süreç gerçekten bir insanlýk dramýdýr. Kampana daki ayný iþverene baðlý iþyerindeki iþçiler üye oluyor, taþerondakiler de üye oluyor ve gerçekten bir bütünlük içerisinde kadrolu ve taþeron iþçiler kader birliði yaparak sendikasý ile birleþerek, sendikaya üye olduktan sonra iþten atýlýyor. Ýþten atýlmalara karþý direniþi esas alýyorsun. Ýþveren baþta dýþarda iþçiyi içeri sokmaya çalýþýyor. Örgütlü gücümüzle tavýr koyuyoruz, dýþardan iþçiyi sokmuyor. Peþinden de tutuyor iþveren Ýzmir’deki iþçiyi buraya taþýmaya çalýþýyor. Ýzmir’de de ayný çatý altýnda tek firma olmasý gerekirken üç ayrý firma oluþturuyor. Buna raðmen üç ayrý firmada Deri-iþ sendikasý olarak örgütleniyoruz, çoðunluðu alýyoruz bu seferde iþveren tekrardan buna itiraz ediyor. Ve toplu olarak iþçilerin sendikadan vazgeçmesini istiyor, vazgeçmeyen Ýzmir’deki iþçiye Tuzla’da iþ baþý yaptýrýyor. Ama nedir nasýl olsa iþçiler Ýzmir’den ailelerini çocuklarýný býrakýp gelmezler diyor ama iþçiler kararlý bir þekilde Tuzla’ya deðil Rusya’ya gönderseniz gideriz diyerek geldiler. Burada da gerçi sizin de takip ettiðiniz kadarýyla direndiler, çalýþtýlar. Ama baktýlar ki iþveren iþçilerin sendikalarý ile bütünleþtiði ve kararlý bir þekilde duruyor bu seferde buradaki iþçi arkadaþlarýmýzý da iþten attý. Þimdi bu anlamda hem burada hem orada, þimdi düþünüyorsun hem iþten atýyor, peþinde de baþka bir isimle yeni bir firma kuruyor. Gerçekten büyük bir adaletsizlikle karþý karþýyayýz. Bu adaletsizliði ortadan kaldýra bilmenin yolu da gerçekten 372 günden beri dile kolay geceli gündüzlü artýk çocuklar çadýrda büyüdü. Buradaki direniþlerimiz elbette ki hukuki anlamda þuanda Kampana’da ki arkadaþlarýmýzýn davalarý sonuçlandý ancak Yargýtay süreci baþlýyor, 4 + 12 üzerinden hesap yapýlacak. Ýzmir’deki ilk dava sonuçlandý 4+18’e karar verildi. Ekonomik anlamda tamam bir kazançtýr ama esasen amacýmýz oradaki iþyerlerinin ortaçað koþullarýný deðiþtirmek. En azýndan bundan sonra gelecek iþçi kardeþlerimize daha iyi bir gelecek ortam yaratma temelindedir. Güçlü Deri’de keza ayný. Güçlü Deride de ayný baskýyla karþý karþýyayýz. Bu tür saldýrýlara karþý tek tek sendika deðil, mutlaka tüm kurumlarýn emekten yana olan kesimlerini, gerek Hey tekstildeki gerek Hugo Boss’taki, Billur Tuzdaki, Savranoðlu ve Kampana ’daki direniþlerimizi birleþtirmemiz gerek. Yani bir emekten yana olan kesimlerin ve direniþ ve eylemlere sahip çýkan kesimlerin ortaklaþtýrmasý gerekir. Mevcut iktidarýn bu anti-demokratik uygulamalara karþý ne yapmasý gerekiyor. þimdi düþüne biliyor musun mesela yeni yasaya göre baraj getiriyor. Barajý da %3 getiriyor, %3’u mevcut bakanlýk isterse binde beþe düþürebiliyor. Ne yapacak benim gibi düþünüyorsan, benim düþüncemdensen, benim anlayýþýmdansan o zaman senin yolun açýk. Ama öbür taraftaysan gerçekten bir karþý duruþ sergileniyor. Ve buna karþý da mutlaka bizim ne yapmamýz gerekiyor, mücadele etmemiz gerekir. Mücadele etmekten baþka yok. Belki 372 günden beri iþçiler ekonomik olarak gerçekten sendikamýz olarak kendi gücümüz olarak desteklemeye çalýþtýk yýprandýlar ama öbür taraftan da iþveren bir sürü iþini kaybetti. Buna raðmen inatçý, hayýr arkadaþ diyor ki ben kesinlikle buraya sendikayý sokmam. Niye sendikayý sokmuyor çünkü sendika gelirse mecburen 45 saat çalýþtýracak. Fazla çalýþana ücretini mecburen zamlý ödeyecektir. Sosyal haklarý olacaktýr. Oysa hayýr ben 11-12 saat çalýþtýracaðým, mantýk bu esasen zihniyet bu esasen. Zihniyetin deðiþmesi gerekiyor deðiþe bilmesi için de mücadelemizi yükseltmemiz gerekiyor diye düþünüyorum. ED: Biliyorsunuz biz Emeðin Dünyasý gazetesini çýkarýyoruz. 11. Sayýsý çýkacak. Gazetemizi takip edebiliyor musunuz? Gazetemiz hakkýnda ne düþünüyorsunuz? MUSA SERVÝ: sonuç olarak, ülke öyle bir süreçten geçiyor ki, yani nedir mevcut iktidar kendi yargýsýný kendi basýnýný kendi üniversitesini kendi hukukunu oluþturuyor. Kendi sendikasýný esasen. Ýþçi ve emekçilerin sesini gerçekten, baktýðýmýzda da bakýyorsun kimin vasýtasýyla sizin gibi böyle sosyalist basýn vasýtasýyla ancak duyurulabiliniyor. Ama biliyoruz ki gerek Emeðin Dünyasý gerek diðer sosyalist basýn, gerçekten koþullarý olanaklarý çok zor koþullarda çalýþma yürütüyor. Bu anlamda da elbette ki iþçilerin emekçilerin sesi soluðu oluyorsunuz. O temelde de sendikamýz olarak da sizi gerçekten sizi kutluyoruz. Tüm zor ve sýkýntýlý sürece raðmen, bu mücadelenizde baþarýlar diliyoruz. ED: Biz de size tekrar teþekkür ediyor, kolay gelsin diyoruz.
Merhaba...
“Sadece dert yanmak deðil adým atmak gerekir”
3
Koca bir Mart ayýný geride býraktýk. Halklarýmýz MART ayý için dert ayý derler. Aslýnda haklarýmýzýn anlatmaya çalýþtýðý þey Mart ayýna gelindiðinde sorunlarýn daha da büyüyerek doruk noktasýna ulaþtýðýdýr. Aslýnda bu durumu burjuvazi de çok iyi biliyor. Bu nedenle bir dönemin Cumhurbaþkaný Celal Bayar “Bu kýþ komünizm gelebilir” diye diye korkuyla tamamlamýþtý ömrünü... Bir çoklarý Celal Bayar’ýn bu sözlerini “Bunamýþ, ne dediðini bilmiyor” diye geçiþtirmiþlerdi. Ama bir halk deyimi vardýr: “Mart kapýdan baktýrýr, kazma kürek yaktýrýr”” derler. Bu kýrsal alanda, köylerde böyle olsa da, kent merkezlerinde modern yaþamýn bir göstergesi olan doðal gaz kullanýlýyor. Ama kazma kürek yakma noktasýna gelmiþ köylü gibi kentli emekçiler de doðal gazýn vanasýný çevirirken elleri titriyor. Çünkü kýþý it gibi soðuktan titremeden geçirebilmenin faturasý yaklaþýk bir asgari ücret tutarýnda. Çalýþan nüfusun % 70’i de asgari ücretli olduðuna göre, demek ki kýþý da sýcak geçiremeyecek. Haklarýmýzýn deyimlerine güvenmeliyiz. Evet “MART kapýdan baktýrýr, kazma kürek yaktýrýr.” Bu yýl, bu halk deyimi çok daha duyumsandý. Çünkü küresel düzeydeki ekonomik kriz petrol, doðal gaz ve elektrik fiyatlarýndaki zamlarla birlikte küresel ýsýnmanýn sonuçlarý bu Mart’ta çok daha derinden hissedildi. Deyim yerindeyse son kýrk yýlýn en sert kýþýyla boðuþtuk. Aslýnda yaþam deneyimi olan dönemin Cumhurbaþkaný, devrimin kýþýn getirdiði ek zorluklarýn sonucu olabileceðini ön görmüþ. Ýþte bu nedenle zamanýnda “Bunamýþ, ne dediðini bilmiyor” diyerek durumun ciddiyetinin üstünü örtenler de biliyorlar artýk; her kýþ komünizm gelebilir. Gelebilir gelmesine de, sen istersen!.. Devrimin vahiy yoluyla gelmediðini Ýran’daki mollalar bile biliyorlar. Ama bizdeki iflah olmaz reformistler bir türlü anlamýyorlar dönemin devrimci olduðunu. Her kýþ komünizmin istersek gelebileceðini... Onlar öyle bir kýþ uykusuna yatmýþlar ki, uyandýrana aþk olsun. Uyandýklarýnda bir de bakýyorlar bahar gelmiþ. Baharda bayram yapýlýyor, 1 Mayýs bayram olarak kutlanýyor. Hem de iþçiler açlýk sýnýrýnýn da altýnda bir ücretle günün yarýsýndan çoðýunu çalýþarak geçirirken. Bu kýþ komünizm gelmedi... Biz proleter devrimciler ve proletarya devrimcileri olarak istedik. Bu kýþ komünizm gelsin diye. Ama olmadý... Açýk söylemek gerekirse, istedik istemesine ama yarým aðýzla derler ya, öyle... Çünkü ne kadar istediysek o kadar çalýþtýk. Ya da ne kadar çalýþtýysak o kadar... Ama biliyoruz ki, ne kadar istersek isteyelim, ne kadar çok çalýþýrsak çalýþalým bu çalýþma öncü devrimci iþçiler, emekçilerle sýnýrlý kaldýðý sürece devrim bir avuç devrimcinin eseri olmayacak. Ustalarýn deyimiyle söylersek devrim kitlelerin, emekçi kitlelerin ezici çoðunluðunun eseri olacak ve zora dayanacak. Yani kýsaca söylersek biz ne kadar rica minnet etsek, bizden aldýklarýný, çaldýklarýný, gasp ettiklerini burjuvaziden geri istesek de, O, bizim yarattýðýmýz ve onun gasp ettiði cenneti bize, cehennemi kendisine sunmayacaktýr. Ýstiyorsan alacaksýn. Uðruna dövüþeceksin, bedel ödeyeceksin. Aslýnda burjuvazi de esas olarak feodal beylerden iktidarý silah zoruyla almadý mý? Koca bir kýþý geride býraktýk. 8 Mart’ta Emekçi Kadýnlar bir isyan baþlatýrcasýna baþladýlar iþe.. Öyle de oldu. Döküldüler sokaklara... Duyduk isyan çýðlýklarýný... Seslerine ses, güçlerine güç kattý erkek yoldaþlarý... 11 Mart‘ta Ýzmir’deydik... 13 Mart 1982’de Buca’da idam edilerek katledilen iþçi önderleri Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar’ý anmak için sesimizi yükselttik, baþ kaldýrdýk. “Baþlar yukarý iþçi arkadaþ!” dedik. “Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak þiarýyla yürü... Faþizmin, kapitalizmin üstüne üstüne yürü. Korkuya kapýlma sakýn yürü. Þanlý kýzýl bayraðý burjuvazinin burçklarýna dikene dek yürü!..” dedik. Yürüdük... Henüz þanlý kýzýl bayarðý burjuvazinin burçlarýna dikemedik Çünkü iþçilerin, emekçilerin ezici çoðunluðu yanýmýzda deðildi... Þimdilik olmadý... 12 Mart’ta Gazi Mahallesi’ydik.. 16 Mart’ta Beyazýt’ý unutmadýk... 21 Mart’ta Kürt halkýnýn özgürlük çýðlýðýna kattýk çýðlýðýmýzý, döðüþtük... 30 Mart’ta Kýzýldere’yi, siper yoldaþlýðýnýn, dayanýþmanýn nasýl olmasý gerektiðinin en somut örneklerini gördük. Mart çekip gitti... Yüreklerimiz avucumuzda, arkasýndan baka kaldýk... Yine devrimi ete kemiðe büründüremedik... Ne yapmalý? Biliyoruz ki, ne devrim güncelliðinden bir þey kaybetti, ne de biz devrim hedefimizden vazgeçtik, Bazýlarý bize hayal görüyorsunuz dese de biliyoruz ki, insanlar hayalleri kadar özgürdür. Ernesto Che Guevara ne demiþ; “Gerçekçi ol. Ýmkansýzý iste!” Ýþte biz, o imkansýzý istiyoruz ve alacaðýz... Ama sen olmadan olmuyor. Haydi durma öyle çaresiz.. Sen de katýl kavgamýza. Ýþte o zaman yarýn bizim olacak. Öyleyse þimdi “1 Mayýs’ta, 1 Mayýs Alaný Taksim’e Devrime, Özgürleþmeye” þiarýyla yürüyelim. Devrim ve iktidar için savaþalým. Unutma Sen yoksan devrim eksik kalýr... Sevgiyle Merhaba...
4
Sayı 11 / Nisan 2012
Maltepe Ýþçilerine Yine Polis Saldýrdý ÝSTANBUL / 30.03.2012
polisler Maltepe iþçilerine ve desteðe gelenlere biber gazý sýkarak müdahale ettiler. Polisler pankartý aldýktan sonra geri çekildi. Ýþçiler ise polisin bu saldýrýsýna tekrardan pankartlarýný çýkartýp asarak cevap verdi. Bu saldýrýlar karþýsýnda iþçiler yýlmadýklarýný bir defa daha göstermiþ oldu.
Maltepe Ýþçileri Mücadeleyi Ýstanbul’da Sürdürecek ANKARA – 05.03.2012
M
altepe Belediyesi önünde 102 gündür iþlerine dönmek ve haklarýný almak için mücadele dene taþeron Maltepe iþçilerine yönelik saldýrýlar hýz kesmiyor. Dün yine iþçilere saldýran polisler iþçileri gözaltýna almýþtý. Ayný þekilde bugünde iþçiler pankart astýklarý için polis saldýrýsýna maruz kaldýlar. Taþeron olarak belediyede çalýþan 6 iþçi 102 gündür Maltepe Belediyesi önünde mücadele ediyor. Maltepe Belediyesi karþýsýna neden iþten atýldýklarýný anlatan pankartlar asan iþçilere polis saldýrdý. Saat 11.30 civarýnda 30 – 40 çevik kuvvet polisi ve sivil polislerinde aralarýnda bulunduðu ekipler iþçilerin pankartlarýný almak istedi. Ýþçiler pankartlarýný vermeyeceklerini söyleyince
M
altepe Belediyesinde çalýþan taþeron iþçileri örgütlenmek ve haklarýný almak için mücadele yürütürken iþten atýldýlar. Ýþten atýlan iþçilerin bir kýsmý belediye önünde eylemi sürdürürken bir kýsmý ise 14 günlük yürüyüþle Ankara’ya ulaþtý. Ankara’ya ulaþan iþçiler CHP Genel Baþkan Yardýmcýlarý ile görüþme yaptý. Yapýlan görüþmelerin sonuç alamayan Maltepe taþeron iþçileri bir açýklama yaparak mücadelelerini Ýstanbul’da sürdüreceklerini söylediler. CHP’li yetkililerin kendilerine somut bir þey söylemedikleri, bu mücadelenin AKP’ye yönelik yapýlmasý gerektiðini söyleyen yetkililere iþçiler, kendilerinin Maltepe Belediyesi iþçileri olduklarýný söyleyerek ilk önce kendi sorunlarýný çözmek için mücadele edeceklerini söylediler.
Güçlü Deri Ýþçileri Greve baþladý TUZLA – 23.03.2012
D
eri Organize Sanayi Bölgesi Güçlü Deri iþyerinde uzun süredir örgütlü olan Deri-Ýþ Sendikasý patronun anlaþmaya varmamasý üzerine iþyerinde grev baþladý. 80 iþçinin çalýþtýðý deri fabrikasýnda %51 çoðunluðu alan sendika yetki aldýktan sonra patronla TÝS görüþmelerini baþlattý. Patron ile sendika arasýnda uyuþmazlýk çýkmasý sonucu sendikanýn aldýðý grev kararý bugün son görüþme yapýlarak iþyerine asýldý. Deri iþçileri patronun bu dayatmasýna karþýlýk greve çýkarak patronun anlaþmaya uymasýný ve taleplerini kabul etmesini istiyor. Saat 15.00’da Deri-Ýþ sendikasý ve iþçiler “Bu Ýþ Yerinde Grev Var” pankartýný asarak filen grev baþladý. Deri Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Musa Servi çabalarýna raðmen patronun iþ barýþýný bozmasý nedeniyle greve çýktýklarýný belirtti. Servi patronun sendikayý tasfiye etmesine izin vermeyeceklerini söyleyerek grevi kazanana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini açýkladý. Açýklamaya 369 gündür eylemde olan Kampana deri iþçileride destek verdi.
Sendikalý Olduklarý Ýçin Ýþten Atýldýlar KONYA – 23.03.2012 Mepsan Petrol Ürünleri Sanayi AÞ’de çalýþan 12 iþçi T.Metal sendikasýna üye olduklarý için iþten atýldýlar. Ýþçiler sendika seçme haklarýný kullandýklarýndan dolayý çeþitli mazeretler gösterilerek iþlerine son verildi. T.Metal sendikasý üyeleri 12 iþçi iþten atmalarý protesto etmek için Konya 3. OSB’de bulunan fabrika önünde açýklama yaptý. Türk-Ýþ bölge temsilciliðinin de destek verdiði eyleme bir çok sendika þube temsilcisi de katýldý. Sendikaya üye olan iþçiler performans düþüklüðü bahane edilerek iþlerine son verilmesine tepki gösterdiler. T.Metal Konya þubesinin yaptýðý açýklamada fabrikada örgütlenmeye çalýþtýklarýný ancak iþverenlerin sendikaya karþý her türlü baský giriþiminde bulunduklarýnýn altýný çizerek 12 iþçinin iþine son verdiðini dile getirdi. Ýþçiler
Tedaş İşçileri Eylem Güncesi oroslar Elektrik Daðýtým AÞ’de çalýþan 48 iþçi 2 aydýr maaþlarýnýn ödenmemesi nedeniyle bu durumu iþ býrakma eylemi yaparak protesto etmiþlerdi. Taþerona baðlý çalýþan iþçiler maaþlarýnýn verilmesi talebiyle iþ býrakma eylemi yaptýklarý için iþten atýldýlar. Tedaþ Ýþçilerine Yine Polis Saldýrdý
T
ADANA – 26.03.2012 ylemde olan 48 Tedaþ iþçisine yine saldýrý oldu. 3 aydýr maaþlarýný alamayan 48 iþçi iþten atýldýktan sonra Tedaþ önünde eyleme geçen Tedaþ iþçilerine geçtiðimiz gün polis ve zabýta ekipleri saldýrarak gözaltýna alýnmýþlardý. Saldýrýlar karþýsýnda yýlmayan iþçilere bugün yine çevik kuvvet ekiplerince saldýrý oldu. Ýþçiler polislerin el koyduðu çadýr tekrardan Tedaþ önüne kurdu. Sabah iþçilerin kurduðu çadýrý öðle saatlerinde gelen polis ve zabýta ekipleri kaldýrmak istedi. Ýþçilere kaldýrýmý iþgal ettikleri gerekçe gösterilerek çadýr söküldü. Çadýrý söken polisler 24 iþçiyi de gözaltýna aldý. Gözaltýna alýnan iþçiler Adana Emniyet Müdürlüðüne götürüldü.
E
Tedaþ Ýþçilerine Saldýrý Taksim’de Protesto Edildi ÝSTANBUL – 23.03.2012 Adana’da 5 Mart’tan bu yana alacaklarýný istedikleri için iþten atýlan Enerji Sen üyesi Tedaþ iþçilerine dün zabýta ve polis ekipleri saldýrdý. Yapýlan saldýrý sonucunda iþçiler gözaltýna alýnýrken pankartlarý ve çadýrlarýna el konuldu. Yaþanan bu saldýrýyý protesto etmek için Enerji Sen üyeleri Taksim Tramvay duraðýnda eylem yaptý. 18.30’da tramvay duraðýnda bir araya gelen Enerji Sen üyeleri “Taþerona Teslim Olmayacaðýz” pankartý açarak “Adana Ýþçisi Yalnýz Deðildir” sloganý attý. Yapýlan saldýrýya yönelik bir basýn açýklamasý yapýldý. Açýklamada Adana’da emek ve hak mücadelesine tahammülsüzlüðün bir örneðinin daha yaþandýðýna vurgu yapýlarak “taþeron þirket üzerinden çalýþan ve son üç aydýr alamadýklarý maaþlarýný istedikleri için iþten atýlmalarý ardýndan iþlerini ve emeklerinin karþýlýðýný almak için direniþte bulunan enerji iþçilerine polis saldýrýsý gerçekleþti” diyerek iþçilerin tamamýnýn gözatýna alýndýðý söylendi. Ýþçilerin öðleden sonra serbest býrakýldýðý belirtilerek “yeniden direniþ alanýna” döndükleri vurgulandý. “bizler enerji iþçileri olarak nerede olursak olalým taþeron sistemine karþý mücadelemizi kararlýlýkla sürdüreceðimizi buradan ilan ediyoruz” denildi.
Adana Tedaþ Ýþçilerine Saldýrý ADANA – 23.03.2012 İþçilerin kurduklarý çadýra bugün polis ve zabýta saldýrdý. Polis ve zabýta ekipleri “kabahatler Kanununa Muhalefet” ettiklerini gerekçe göstererek kurulan çadýrý kaldýrarak iþçilerin pankartlarýna da el koydu. Polisin saldýrýsý sonucu 25 iþçi gözaltýna alýnarak emniyet müdürlüðüne götürüldüler. Enerji Sen yapýlan saldýrý ile ilgili Adana’da ve Ýstanbul’da basýn açýklamasý yapacak. Enerji Sen’in yaptýðý yazýlý açýklamada üyelerinin maaþ alamadýklarý ve maaþlarýný istedikleri için iþten çýkarýldýklarýný bugün ise polis saldýrýsýna maruz kaldýklarýna deðindi. Açýklamada “Örgütlenme uzmanýmýz ve direniþteki iþçilerin tamamý Adana Emniyeti tarafýndan gözaltýna alýndý. Emek ve hak mücadelesine yapýlan bu saldýrýyý kýnamak ve gözaltýna alýnan arkadaþlarýmýzýn bir an önce serbest býrakýlmasý için bugün bir basýn açýklamasý gerçekleþtireceðiz. Tüm emek ve mücadele dostlarýmýzý basýn açýklamamýza davet ediyoruz” diyerek yapýlacak basýn açýklamasýna çaðrý yapýldý.
Tedaþ Ýþçileri Suç Duyurusunda Bulundu ADANA – 16.03.2012 Ýþten çýkarýlan 48 Tedaþ iþçisinin yerine iþçi alýmý yapmaya baþlayan Tedaþ yetkilileri hakkýnda iþçiler suç duyurusunda bulundu. Adana adliyesi önüne kadar yürüyüþ yapan iþçilerin önüne polis barikat kurdu. Ýþçilerin kararlýlýðý üzerine polis barikatý aþýldý. Enerji sen yapýlan bu hukuksuzluða karþý mücadele edeceklerini belirtti.
TEDAÞ Ýþçileri Çadýr Kuracak
ise yaptýklarý açýklamada iþverenin sendikal mücadeleyi engellemek istediðine dikkat çektiler. Ýþçiler “Sendikal mücadeleden kaynaklanan bir hesap kesmedir. Ýþçi üzerinde oyun oynanýyor” þeklinde açýklama yaptýlar. Ayrýca Türk-Ýþ bölge temsilcisi de bir açýklama yaparak iþverenin bu tutumunu kýnayarak buna karþý mücadele edilmesi gerektiðini dile getirdi.
Berdan Tekstil Ýþçileri Alacaklarýný Ýstiyor
ADANA – 02.03.2012 Ýþten atýlan 48 iþçi ve Enerji-Sen saat 14.00’da TEDAÞ Müdürlüðü önünde bir araya gelerek yapýlan iþten atmalarý ve hak gasplarýný protesto ettiler. Yapýlan basýn açýklamasýnda taþeron firmaya Pazartesi günü saat 08.00’a kadar mühlet verdiklerini ve haklarýnýn geri verilmesi istendi. Aksi takdirde Pazartesi günü TEDAÞ önünde çadýr kurarak eyleme baþlayacaklarýnýn altýný çizdiler. Ýþçiler yaþanan hak gasplarýna karþý sonuna kadar mücadele edeceklerini belirtiler. Adana’da yaþanan hak gasplarýnýn Ýstanbul ve Diyarbakýr gibi illerde de yaþandýðýna dikkat çekerek “Ýþçilerin emekleriyle oynayan, onlarýn alýn terleri üzerinde tahakküm kuran taþeron belasýyla daha önce de karþýlaþtýk ve kararlýlýkla yürüttüðümüz mücadelelerimiz sonrasý kazanan biz olduk. Bundan önce olduðu gibi bundan sonra da taþeronlaþtýrmanýn yarattýðý sorunlara karþý mücadelemizden asla vazgeçmeyeceðiz. Haklarýmýzý alana kadar inatla ve kararlýlýkla mücadelemize devam edeceðiz” denildi. Ayrýca iþçiler basýn açýklamasý öncesinde Kozan ilçesinde yüksek gerilim nedeniyle yaþamlarýný yitiren 10 iþçiyi de andý. Basýn Açýklamasý “Umut Birliðimizde” “Umut Dayanýþmamýzda” “Umut Mücadelemizde” sloganlarýyla sona erdi.
Amylum Niþasta Ýþçileri Greve Baþladý ADANA – 05.03.2012
MERSÝN – 17.03.2012 yýl önce fabrikasýný kapatan Berdan Tekstil patronu 490 iþçinin alacaklarýný ödemedi. Tarsus ilçesince kuru Berdan Tekstil AÞ fabrikasý 2009 yýlýnýn Mart ayýnda fabrikayý kapatarak 490 iþçiyi maðdur etti. Ýþçiler 3 yýl sonra Yarenlik alanýnda toplanarak alacaklarýný istediler. “Berdan Tekstil Maðdurlarý” pankartýný açan iþçiler sloganlarla Saat Kulesine yürüyüþ yaptýlar. Maðdur edilen iþçiler adýna açýklama yapan Sertan Aydýn 3 yýldýr Berdan Tekstil maðdurlarý olduklarýný ama hak aramayý maalesef beceremediklerini söyleyerek “Hep oyaladýlar ama artýk dayanacak gücümüz kalmadý, bunu hak etmedik” dedi. Ardýndan konuþma yapan maðdur iþçilerden C. Yaþar Kýlýnç,3 yýllýk süre zarfýnda iþçilerin alacaklý iken borçlu duruma düþürüldüðüne deðindi. Kýlýnç “Berdan iþçisi parasýný zamanýnda almýþ olsaydý; tüketici kredisi kullananlar, bütün banka kredisi kullananlar, banka borçlarýný ödemiþlerdi. Hiç bir banka Berdan çalýþanýn kapýsýnda olmazdý. Ama bugün tazminatlarýný gününde almadýklarý için, ikramiyelerini, içerde kalan paralarýný alamadýklarýndan kaynaklý” bankalarýn evlerinden haciz kaldýrmak istediðini dile getirdi.
3
Tekgýda-Ýþ Sendikasýnýn 1 yýldýr örgütlenme faaliyeti yürüttüðü ve 5 ay önce de çoðunluðu saðlayarak yetki aldýðý Hacý Sabancý Organize Sanayi Bölgesi’nde Kurulu olan Amylum Niþasta fabrikasýnda grev baþladý. Fabrikanýn Londra Borsasý’na dâhil çokuluslu Tate&Lyle grubunun Türkiye’deki yatýrýmý olduðunu belirten sendika her türlü iyi niyetli çabalarýna raðmen iþverenin katý tutumu nedeniyle 5 aydýr anlaþmaya varamadýklarýný belirtti. Ýþverenin isteði üzerine grev oylamasý yapýldýðýný ve ezici bir çoðunlukla greve çýkýlma kararý üzerine, grevin uygulanmaya konulduðunu belirterek fabrika önünde saat 10.00’da basýn açýklamasý yapýldý. Açýklamaya Tekgýda-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Mustafa Türkel de katýldý. Türkel yaptýðý konuþmada ülke genelinde niþasta sektöründe tek grev olan Amylum Niþasta iþçilerinin baþarýya ulaþmalarý için ellerinden geleni yapacaklarýný belirterek “Grevin duyurusunu her platforma taþýyacaðýz ve sizleri burada yalnýz býrakmayacaðýz. Þimdiden sizlere kolay gelsin” dedi. Ayrýca açýklamaya Tekgýda-Ýþ Sendikasýnýn örgütlü olduðu Anadolu Efes, Coca Cola ve Pepsi iþyeri temsilcileri de katýldý.
Yunanistan Ýþçi Sýnýfýyla Enternasyonal Dayanýþma
Elta Elektrik Ýþçileri Eylemde
07.03.2012
P
etrol-Ýþ sendikasý Yunanistan emekçilerine yönelik saldýrýlarý protesto etmek amacýyla örgütlü olduðu tüm iþyerlerinde eylem yaptý. 11 Þubat günü Yunanistan’ýnýn Kavala kentinde yapýlan 4. Genel Kurulunda oy birliðiyle aldýklarý Yunanistan Ýþçileriyle dayanýþma kararýný uyguladý. Ýzmir TÜPRAÞ Rafinerisi iþçileri mesai baþlangýcýnda saldýrýlarý protesto etti. Kocaeli Þube Baþkaný Salih Akduman “Sermayenin ve kapitalizmin küresel saldýrýlarý karþýsýnda emeðin ve tüm çalýþanlarýn artýk tüm dünyada ortak bir küresel mücadele baþlatmasý gerektiðine inanýyoruz. Petrol-Ýþ Sendikasý olarak hem ülkemizde hem de dünyadaki emeðe karþý saldýrýlarda daha da duyarlý hareket ederek mücadele alanlarýnda sesimizi yükselteceðiz. Sendikal duruþumuz bu saldýrýlarý bertaraf ederek dünyada açlýðý, yoksulluðu, savaþý, zulmü insanlýk gündeminden çýkartarak, barýþý, demokrasiyi ve örgütlü toplum olmayý saðlayacaktýr” dedi.
TUZLA – 25.03.2012 Rami Koç’a ait olan RKM Tersanesi Elta Gemi Elektrik iþçileri çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesini, ücretlerinin artýrýlmasýný talep ettikleri için 10 Mart günü iþten atýldýlar. Ýþçiler kendilerine karþý dayatýlan çalýþma koþullarýný kabul etmeyerek zorla imzalatmaya çalýþýlan istifa dilekçelerini imzalamadýlar. 14 Mart Günü iþyeri önünde eyleme baþlayan iþçiler seslerini duyurmak için Taksim’de eylem yaptý. Elta Elektrik iþçileri Emek Sýnamasý önünde “Kölelik Dayatmalarýna ve Hak Gasplarýna Karþý Haklarýmýz ve Geleceðimiz Ýçin Direniyoruz” pankartýný açarak sloganlarla Galatasaray Lisesi önüne kadar yürüdüler. Galatasaray Lisesi önünde açýklama yapan iþçiler, ücretlerine zam yapýlmasýný istediklerini, isteklerini patrona ilettiklerini ardýndan zorla istifa dilekçesi imzalatýlmak istendiðini neticesinde de 10 Mart sabah iþe girerken kartlarýnýn iptal edildiðini söyleyerek 14 Mart günü RMK tersanesi önünde eylem baþladýklarýný vurguladýlar. Ýþçiler emekten yana herkesin mücadelelerine sahip çýkmasýný istediler.
kadýnlar susmuyor, bu karanlýðý kabullenmiyor. BirçoPatent Ýþçileri Ýþini Ýstiyor buðugün nun kadýn olduðu biz Patent iþçileri, bugün 8 Mart Dünya
ANKARA – 08.03.2012 Geçen yýl 8 Mart günü Türk Patent Enstitüsünde çalýþan 64’ü kadýn 110 iþçi iþten çýkartýlmýþtý. Sosyal-Ýþ sendikasýna üye olan 54 iþçi için açýlan iþe iade davasý kazanýldý Yargýtay sürecini bekleyen iþçiler birinci yýllarýnda eylem yaptýlar. Ýþten çýkartýlan iþçiler sabah saatlerinde Enstitü önünde toplanarak eylem yaptý. Basýn açýklamasýný okuyan Necla Karaþ iþten atýldýktan sonra maðdur olduklarýný dile getirdi. Karaþ “Borçlarý, faturalarý ödeyememeyi, çocuklarýmýzýn eðitim giderlerini karþýlayamamayý, geçim sýkýntýsýný, yoksulluðu, aile içi kavgalarý ve fazlasýný gördük. Ama baþka bir þey daha gördük. Örgütlü olmanýn, sendikalý olmanýn, yalnýz olmamanýn farkýný gördük. Susup gitmedik, Kabullenmedik. Taþeron denen illetin karanlýðýyla ilk kez biz yüzleþmedik ve biliyoruz ki son da biz olmayacaðýz. Ýsyanýmýz taþeron sisteminedir. Bizler artýk sorunlarýmýzýn çözümünü bekliyoruz. Dünden farklý olan bir þey varsa; bugün artýk iþçiler,
Emekçi Kadýnlar Günü’nde buraya gül almaya deðil, iþimizi talep etmeye geldik. Tüm güçlüklere ve zorluklara raðmen geçici bir ayrýlýða zorlandýðýmýz iþimize geri döneceðiz. Bunu baþarýncaya kadar mücadeleye devam edeceðiz” dedi.
Savranoðlu Ýþçileri Menemen Belediyesini Protesto Etti ÝZMÝR -17.03.2012
S
endikalý olduklarý için iþten atýlan Savranoðlu Deri iþçileri fabrika önünde baþlattýklarý eylemin 231. gününde. Ýþçiler ruhsatsýz iþletilen ve çevreyi kimyasal ve zehirli atýklarla kirleten fabrikanýn Menemen Belediyesince kapatýlmamasýna tepki göstermek için yürüyüþ yaptý. Savranoðlu iþçileri, Billur Tuz iþçileri, SGBP, DÝSK, KESK ve emek güçlerinin destek verdiði eylem Menemen Metro önünde saat 13.00’da baþladý. Ýþçiler belediyenin suça ortak olduðunu teþhir ederek Menemen Belediyesi önüne kadar sloganlarla yürüdü. Belediye önünde açýklama yapýlarak belediyenin ruhsatsýz iþletme hakkýnda iþlem yapmayýþý kýnandý. Tekgýda-iþ Genel Baþkan Danýþmaný Gürsel Köse, Deri-Ýþ Ýzmir Þube Baþkaný Makum Alagöz, Ýzmir SGBP adýna Tümtis Ýzmir Þube Baþkaný Þükrü Günseli ve KESK birer konuþa yaptý. Yapýlan konuþmalarda iþçilerin sendikal faaliyet nedeniyle iþten atýldýklarý dolayýsý ile fabrikanýn ka-
Parasýný Alamayan Ýþçinin Ýntihar Giriþimi BURDUR Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinde yüksek okul þantiyesinde çalýþan 51 yaþýndaki taþeron iþçi müthaitten para alamayýnca okul çatýsýnda intihar etmek istedi. Sabah saatlerinde Üniversite çatýsýna çýkan iþçi bir bidon benzin ile kendini yakmak istedi. Müteahhittin parasýný ödemediði için icralýk olduðu söyleyen iþçi “yaptýðým okul benim mezarým olsun” diyerek bidondaki benzini üzerine döktü yetkililerin araya girmesi ve müteahhitten alacaðýnýn alýnmasý sözünün verilmesi üzerine iþçi intihar etmekten vaz geçti. 56 yaþýndaki iþçi malzemeli iþ yaptýklarýný ve müteahhittin para ödememesi sonucu malzeme aldýðý yerlerden toplam 16 bin liralýk icra geldiðini ve çaresiz olduðunu dile getirdi.
patýlarak farklý ad altýnda ruhsatsýz olarak fabrikayý çalýþtýrdýðý ve çevreye kimyasal zehirli atýklar býraktýðýna deðinildi. Ýþçiler belediyenin ruhsatsýz çalýþan fabrikaya göz yumduðu için belediye önünde oturma eylemiyle durumu protesto etti. Yapýlan basýn açýklamasý ile Savranoðlu iþçilerinin mücadelesi anlatýldý.
Genel Grevde Çatışma Çıktı PORTEKÝZ – 22.03.2012
K
emer sýkma politikalarýna ve yapýlacak yeni kanun tasarýsý ile iþçi çýkarmanýn kolaylaþtýrýlmasýna karþý ülke genelinde genel greve gidildi. Hükümetin uyguladýðý politikalarý protesto etmek için iki büyük kentte de gösteri düzenlendi. Lizbon ve Chiado kentinde düzenlenen gösterilere polisin müdahalesi üzerine çatýþma çýktý. Genel greve ulaþým, posta gibi kamu sektörleri ve özel sektörlerde büyük katýlým gerçekleþti. Ýki kentte de düzenlenen gösterilerde ulaþým büyük ölçüde aksarken çöpler toplanmadý. Yeni iþ kanunlarýný protesto etmek için toplanan iþçiler ile polis arasýnda çatýþma çýktý. Polisin müdahalesi üzerine bir iþçi yaralanýrken, iþçiler de polislere kaldýrým taþlarýný atarak karþýlýk verdi. Ayrýca gece boyunca da çöp toplama kamyonlarýný engellemek isteyen iþçilere polis müdahale etti. Polisin müdahalesinde iþçilerin yaný sýra gazeteciler de yaralandý. Ýþçi sendikasý hükümetin uyguladýðý politikalarýn iyi sonuçlar yaratmayacaðý iþsizliði arttýracaðý ve güvencesiz çalýþmanýn önünü açacaðýný düþünüyor. Bu nedenle yapmayý planladýðý reformdan vazgeçmesini istiyor. Ýþçi sendikasý yeni iþ kanununa karþý grevlerin artacaðýný dile getiriyor.
Ýspanya’da Genel Grev MADRÝD - 29.03.2012 Ekonomik ve siyasal krizden kendini kurtaramayan kapitalizm iþçi sýnýfýnýn yýllarca bedel ödeyerek aldýklarý haklarýna saldýrýyor. Ýspanya’da da emekçilerin kazanýmlarýna göz diken sermayenin hükümetine karþý iþçi ve emekçiler genel greve baþladýlar. Hükümetin saldýrýlarý sonucu gecenin ilk saatlerinden itibaren çatýþmalý baþlayan grevde 58 kiþi gözaltýna alýndý. 6’sý polis, en az 9
kiþi yaralandý. Hükümetin tehdit ve baskýlarýna raðmen hak gasplarýna karþý iþçiler büyük fabrika önlerinde, vardiyalý çalýþmanýn yapýldýðý iþyeri önlerinde iþçiler gece yarýsýndan itibaren toplanmaya baþladý. Barcelona, Madrid gibi büyük þehirlerde metro ve otobüs seferleri durdu. Öncelikle Barcelona’da yollarda lastik yakýlarak yollar bloke edildi. Sendikalar greve katýlýmýn %89 olduðunu duyurdu. Greve katýlan CC. OO ve UGT sendikalarýnýn yaptýðý açýklamalarda metal, altyapý, maden, inþaat ve belediyenin çöp toplama hizmetlerinde büyük oranda greve katýlým olduðunu açýkladýlar.
Uluslararası Birleşik Mücadele Deneyimleri
Sayı 11 / Nisan 2012
5
Uluslararası Birleşik Mücadele Deneyimleri Filipinler 1 Mayýs Hareketi (Kilusang Mayo Uno – KMU)
K
uruluþ toplantýsýnda bir iþçi manifestosu düzenleyen KMU, þu taleplerle ortaya çýkmýþtýr: 1-Asgari Ücretin Makul Bir Seviyeye Geti-
rilmesi 2-Grev Hakkýnýn Tanýnmasý 3-Ücret Ödemelerinin Durdurulmasýnýn Önlenmesi 4-Vatandaþlýk Haklarýnýn Ýyileþtirilmesi 5-Kamuda Örgütlenme Yasaðýnýn Kaldýrýlmasý ve Toplu Ýþ Sözleþmesi Hakkýnýn Tanýnmasý 6-Yabancý Tekellerin Elindeki Sanayilerin Millileþtirilmesi 1980 sonrasý dünya sendikalarýnda oluþan krize karþý KMU 50 bin üye ile örgütlenmeye baþlamýþtýr. 10 yýl sonra bu sayý bir milyona yaklaþmýþtýr. Ancak bu süreçte Markos diktatörlüðünün çok yoðun baskýsýna uðramýþlardýr. KMU’nun temel ilkeleri þunlardýr: Politik yönetim ilkesi ile varolan bilgiler bütün üyelere verilmektedir. Böylece sendikayý üyelerinin yönetmesi amaçlanmaktadýr. Kolektif kitle eylemi ilkesi ile kitle mücadelesinin eðiticiliðinin bürokratlaþmayý engelleyeceði düþünülmektedir. Anti-Emperyalizm ilkesi ile Filipinler’in zenginliðinin Filipin halkýna ait olduðu söylenmektedir. Bu yüzden ülkedeki ABD üstlerine karþý mücadele, programýn önemli bir parçasýdýr. Kitlesel eðitim ilkesi ilkesi ile de sadece önderlere ya da temsilcilere deðil tüm üyelere eðitim verilmektedir. Son bir ilke de devletten, sermayeden ve sol partiler dahil bütün politik partilerden örgütsel anlamda baðýmsýzlýktýr. KMU, sendikanýn üyeleri tarafýndan yönetilmesini “gerçek sendikacýlýk” olarak tanýmlamýþ ve her türlü bilgiye ulaþa bilen üyeler doðrudan katýlýmýn saðlandýðý tartýþma forumlarýyla sendikal politikalarý da belirlemiþlerdir. Eðitim programý üç ana parçadan oluþmuþtur. Ýlk bölümde temel ekonomi-politik bilgiler, ikinci bölümde Filipinler emek tarihi ve iþçi sýnýfý tarihi konusunda deneyimler ve üçüncü bölümde ulusal demokratik bir ülke hedefi tartýþýlýr. BAYAN (Yeni Yurtsever Ýttifak) KMU’nun yaný sýra köylüler, kent yoksullarý, öðrenciler, balýkçýlar, kadýnlar ve kabileler gibi deðiþik toplumsal kesimlerle kurulan iliþkiler sonucu doðmuþtur. Bu ittifak Marcos diktatörlüðünü devirmiþtir. 1984 yýlýnda Davao City’de artan askeri operasyonlar ve adanýn askerilerþtirilmesine karþý halk grevi (Welga No Bayan) uygulanmýþtýr. 1985 yýlýnda BAYAN (halk ya da ülke) ittifaký kurulmuþtur. Ulusal düzeyde örgütlenmiþ ve yerel þubeleri kurulmuþtur. Halk grevi genel grevi kapsamýnýn bir bütün olarak tüm kenti kapsar. Kente ki ulaþým durur, dükkanlar kapanýr, özel araçlar durur ve balýkçý sandallarý denize açýlmaz vb. Ýlk kez 1985 yýlýnda ABD üstlerine elektrik saðlamak amacýyla yanardað eteklerine kurulmak istenen Bataan nükleer enerji santral giriþimine karþý yapýlan halk grevine sekiz kent katýlmýþtýr. Halk grevi ilk kez 1987 Aðustos’unda akaryakýt zammýna karþý ulusal düzeyde hayata geçmiþtir ve ülkenin %95’i bu greve katýlmýþtýr. Böylece üretim sürecinin yanýnda yeniden üretim sürecine de müdahale edilebilmektedir. 1. Bölge Çalıştayı
6
Sayı 11 / Nisan 2012
MAYIS’A DOÐRU
BUGÜN YAPILMASI GEREKENLER
Ý
þçi sýnýfýnýn bugün için en acil görevi burjuva diktatörlüðünü yýkmak ve proletaryanýn diktatörlüðünü kurmaktýr .Bunlarý yapa bilmek içinse örgütlü bir iþçi sýnýfýna ihtiyaç vardýr. Kendiliðinden bir sýnýf deðil, kendisi için sýnýf olmak. Kendisi için sýnýf olduktan sonra da iþçi sýnýfý partisi politikalarý doðrultusunda iktidar için mücadeleyi yükseltmek gerekir. Ýþçi sýnýfý bugün henüz bu düzeyde örgütlülüðe sahip olmasa da bunun iþaretlerini her yerde gösteriyor. Bunu baþarmasý içinse küçük burjuva ve sýnýf dýþý hareketlerin etkisinden kurtulmasý gerekir. Bu hareketler iþçi sýnýfýnýn bilincini bulandýrdýklarý için, iþçi sýnýfý henüz bütün gücünü bu savaþ için harekete geçirmiþ deðildir.Biz komünist iþçilerin görevi ise sýnýfý bu sýnýf dýþý akýmlara karþý uyararak,buna karþý mücadeleye çekmektirÝþçi sýnýfýnýn.küçük burjuva hareketlerin etkisinden kurtulmadan mücadelenin zafere ulaþma þansýnýn olmadýðýný bilince çýkartmasý gerekir. Sadece tekelci burjuvaziye karþý mücadele vermek yetmez,biryandan bunu yaparken diðer yandan da reformist,oportunist ve troçkist hareketlere karþý da mücadele etmek gerekir.Bir farkla reformist ve oportinist hareketleri sýnýftan teþhir ve tecrit yöntemleriyle,burjuvaziye karþý mücadeleyi ise sömürücü sýnýfý yok etmeye varacak amaç ve araçlarla yapmamýz gerekiyor.. Ýþçi sýnýfý yalnýzca ekonomik ve demokratik mücadeleyle zafer yüzü göremeyeceðini bilmelidir.Çünkü iþçi sýnýfýnýn kurtuluþu sömürüyü sýnýrlayarak olmaz,ancak sömürüyü tamamen ortadan kaldýrarak olabilir. Ýþçi sýnýfý kendini ekonomik mücadeleyle sýnýrlamadan,iktidar mücadelesini en baþa koyarak süreci sonuna kadar götüre bilir.Elbeteki günlük mücadeleyi yok saymýyoruz ,günlük kazanýmlar içinde iktidarý hedefleyen bir mücadele hedefiyle hareket ettiðimizde bu talepler devrimin yan ürünleri olarak elde edeceðimiz kazanýmlar olacaktýr. Bunlarýn hepsini yapmak için koþullar her zaman olduðundan daha uygun. Sýnýf mücadelesi bu topraklarda uzun zamandýr yükselerek sürüyor,bugün de daha da hýzlanmýþ durumda.Özet olarak süratle geliþen hareket çalýþmanýn temposunu eskisi gibi sürdürme þansýnýn olmadýðýný tüm sýnýf bilinçli iþçiler bilmelidir.Hareketin geliþme hýzýna uygun araçlarý,yöntemleri bulmak ve temposunu daha artýrmak durumundadýr.Þunu da hatýrlamalýyýz ki,iþçi sýnýfý hareketinin attýðý her pratik adýmda kesinlikle ve kaçýnýlmaz olarak harekete katýlan taze güçler oluyor ve olacaktýr. Katýlan bu taze güçleri daha verimli ,daha hýzlý bir biçimde eðitmek ileri taþýmak insiyatif almalarýnýn önünü açmak bugün için yapýlmasý gereken en acil görevlerin baþýnda geliyor. Bugün hýzlýca harekete geçmek, eksik olan ne varsa derhal tamamlamaya dönük yol ve yöntemleri bularak mücadelenin hizmetine vermek zorundayýz.Hayatýn her alanýnda bu taze güçleri derleyip toparlayarak insan sorunumuzu ortadan kaldýrabiliriz.Sadece daha fazla emek daha fazla fedakarlýk...Bu sorumluluk bizlerin omuzlarýndadýr.
Ýþçi sýnýfý ve emekçiler,bahar mevsimine eylemlerle “merhaba” dediler.Ve eylemleriyle sürdürüyorlar baharýn coþkusunu.Biliyorlar bahar kýsa sürmez “bizim eller”de. .....Ýlle de Mayýs!Baharýn bütün ihtiþamýný getirip serer gözlerimizin önüne...Daha ilk gününden baþlar gümbürtü;son gününe dek sürer..
Ý
þçi sýnýfý ve emekçiler,bahar mevsimine eylemlerle “merhaba” dediler.Ve eylemleriyle sürdürüyorlar baharýn coþkusunu.Biliyorlar bahar kýsa sürmez “bizim eller”de. .....Ýlle de Mayýs!Baharýn bütün ihtiþamýný getirip serer gözlerimizin önüne...Daha ilk gününden baþlar gümbürtü;son gününe dek sürer.. 1 Mayýs,iþçinin emekçinin bayramý;bizim bayramýmýz.Devrimin þanlý yolunda yürüyenlerin bayramý.Dünyadaki tüm iþçi ve emekçilerin birlik,mücadele ve dayanýþma günü;ayný zamanda bizi çarklarý arasýnda ezen,yaþamýmýzý öðüten ve yaþamýn dýþýna iten;iþçi ve emekçilerin alýnteriyle,dünya halklarýnýn kanýyla beslenen kapitalizme karþý,içinde yaþadýðýmýz bu sömürü düzenine karþý savaþ günü!Halklarýmýza karþý savaþ açmýþ olan ve yeni savaþlara hazýrlanan emperyalist-kapitalist sisteme karþý savaþ günü.Yok hayýr “Direniþ Günü” deðil,savaþ günü!Biz,herþeyi yaratan ve vareden yeryüzünün lanetlileri,bugüne kadar bu sefih düzene karþý yeterince direndik;artýk “kaybettik gözümüzde aðlamayý”.Bundan sonra nasýrlý ellerimiz,gözyaþlarýmýzý silmek için deðil,kendimizi savunmak için deðil,düþmaný yenmek için,savaþmak için kalkacak;” Savaþa Savaþa Kazanacaðýz”! Nasýl üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda Taksim Meydaný’ný savaþarak kazandýysak,Nasýl 1 Mayýs gününü bir emekçi bayramý olarak kutlamayý savaþarak kazandýysak,bundan sonra da savaþarak kazanacaðýz. Yýllar yýlý Taksim Meydaný iþçi sýnýfý ve emekçilere kapatýlmýþtý;Taksim’de herkes herþeyi yapabiliyordu;ama iþçi sýnýfý ve emekçiler,1 Mayýs’ý kutlayamýyorlardý.34 sýnýf kardeþimizin kanýyla kýzýllaþan bu kýzýl meydan her 1 Mayýs’ta ablukaya alýnýyordu.Bu yasaðý dinlemeyip her 1 Mayýs’ta 1 Mayýs Alaný’na yürüyenlerin saye-
sindedir ki,Taksim unutulmadý.Ve en nihayetinde iþçi sýnýfý ve emekçiler tarafýndan yeniden fethedildi.Þimdi siyasi iktidar Taksim Meydaný üzerine yeni hesaplar peþinde.Elbette bu hesaplarý bozacak olan yine iþçi sýnýfý ve emekçilerin,devrimcilerin kararlý mücadelesi,savaþý olacaktýr.Taksim Kýzýldýr Kýzýl Kalacaktýr.1 Mayýs’ta Denizlerin bayraðý altýnda Taksim’e yürümek Taksim’in kýzýl kalmasý ve bir devrim alaný halini almasý için yapýlacak ilk iþ olacaktýr. 6 Mayýs 1972,Deniz Gezmiþ,Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan’ýn idam edildikleri gündür.Onlarýn ölümsüzlük yataklarýna uzanmalarýndan bugüne tam kýrk yýl geçti.Sermaye sýnýfý ve onun devleti,iþçi sýnýfý ve emekçilerin bu yiðit önderlerini katlederek,onlarýn yaktýklarý devrim yangýnýný söndürebileceðini sanmýþtý.Aradan geçen 40 yýl,devrim yangýnýnýn sönmek þöyle dursun daha da bir gür yandýðýný gösteriyor.Onlarýn açtýðý yoldan bugün binlerce Deniz,binlerce Yusuf,binlerce Hüseyin devrime yürüyor.”Daraðacýnda Üç Fidan”ýn sözleri bugün kulaktan kulaða yayýlýyor.Onlarýn yoldaþlarý,devraldýklarý bayraðý devrime ve zafere taþýyorlar. Bu yýl,Denizler,Ýstanbul’da Kadýköy Meydaný’nda ve Antep’te mitingle,Ýzmir’de bir yürüyüþle Ankara’da da Mezarbaþý Anmasý ile anýlacaklar.Ýþçi sýnýfý ve emekçilerin önderlerine sahip çýkacaklarýna hiçbir þüphemiz yok. Ve 31 Mayýs....1971 yýlýnda Nurhak daðlarýnda katledilen üç gerillanýn,üç devrim önderinin sonsuzluða kucak açýþlarýnýn 41.yýlý.Sinan Cemgil,Alpaslan Özdoðan ve Kadir Manga,düþmanla diþe diþ girdikleri savaþta iþçi sýnýfý ve emekçilere nasýl önder olunabileceðini gösterdiler.Bu yýl onlar da hem Karacaahmet’teki mezarlarýnýn baþýnda hem de yürüyüþlerle anýlacaklar. Mayýs ayý tüm görkemiyle bizleri bekliyor.Dünyanýn emeðin olmasý için her birimizin yapacaðý çok þey var.
RedHack: Sosyal Medyadaki Gücümüzle Sansürü Deliyor Orak Çekiçlerimizle Gazeteleri Süslüyoruz HABER MERKEZÝ / 29.03.2012 Emeðin Dünyasý iþçi gazetesi olarak dijital biliþim ve iletiþim alanýnda yaptýklarý eylemle burjuvaziyi zor durumda býrakan RedHack ile yaptýðýmýz röportaj. Emeðin Dünyasý: RedHack’ý duymayan kalmadý. Ama biz yine sizden bize kýsaca RedHack’tan bahsetmenizi isteyeceðiz? RedHack: Bizler 97 yýlýnda devrimcilerin siber saldýrý-savunma araþtýrma-geliþtirme grubu olarak “örgüt ayrýmý yapmadan” bir bütün olarak Devrimci harekete kan taþýma maksadýyla kurulduk. O günden bu yana “aralýksýz” bu alanda muhaliflerin sesi olmaya, eþit adil sömürüsüz bir dünya mücadelesine kendi alanýmýzdan destek olmaya çalýþýyoruz. Fakat bizler Mobesse sistemlerine girilmesinden Ýstanbul’daki trafik cezalarýnýn silinmesine, tüm valilikleri ayný anda hacklemekten, e-devleti çökertmeye, hatta Adnan Oktar gibi sahtekârlarýn bütün sayfalarýný -ki 1000’nin üstündedir- ayni anda hackledik ve Sivas katliamý, 19 Aralýk, Mahir Deniz Ýbrahim gibi devrimci önderlerin anmalarýný bu alanda binlerce site kýrarak yaptýk, duyurduk! Fakat bu eylemler klasik sansür mekanizmasýyla halktan kýsmen gizlendi, bir tek devrimci yayýnlar haber yaptý, o çevrelerce bilindi. Þuan 15 senenin ardýndan halen devam ediyoruz… Emeðin Dünyasý: Biliþim alaný önemli bir alan. RedHack bu alanda bir boþluðu doldurdu ve ilgiyi bu alana çekti. Bunu nasýl baþardýnýz? RedHack: Aslýnda bu alaný seçtiðimizde çok tepki almýþtýk, “ne basabilirsiniz ki” denilmiþti, hatta halen “klavye devrimcileri” gibi ithamlarla “sol sekter” bakýþ açýsýyla yargýlandýðýmýz, devrimci çevreler içerisinde ki “dogmatik” bakýþ açýsýyla haberlerimizin sansürlendiði de oluyor. Bunun nedenini “alýþýla gelmiþ” yöntemleri dýþýna çýkamayan ve her olaya “statükocu” mantýkla bakan anlayýþýn ürünü olarak görmekteyiz. Ýste bu süreçte bunlar yaþanýrken biz 97 yýlýnda bu alanýn “emekçilerin mücadele alanlarýndan biri olabileceðini” düþündük.. Çünkü Bizler Marksist’iz ve Marksizm’in “hiç bir mücadele aracýný reddetmeme” kuramýna inanmakta, “somut koþullarýn somut tahlili” ilkesini günlük yaþantýmýzda uyarlamaktayýz. Bize “yeni model devrimci” diyorlar, fakat bizim “yeni” olan tarafýmýz sadece kullandýðýmýz araç-
lar ve “konum kaygýsý gütmeden” bir bütün olarak “samimice” devrimci hareketi savunmamýzdýr. Emeðin Dünyasý: RedHack’ýn iþçi sýnýfý ve emekçilerin eylemlerine yapýlan saldýrýlara aný anýna cevap vermesini çok önemsiyoruz. Ýþçi sýnýfý ve emekçilerin, yaptýðýnýz bu destek eylemlerinin daha fazla farkýnda olmasý için ne yapýla bilir? RedHack: Bunlarýn daha fazla farkýnda olmasý “basýn yayýn” organlarýmýzýn buna yer vermesi, bunu iþlemesiyle mümkündür. Hatta devrimci kurumlarýn Bu olayý bir ders, “kurumsal bir bölüm” olarak algýlayarak kadrolarýna sunmalarý önemlidir. Çünkü bu sizde farkýndaysanýz yaklaþýk 1 aydýr Ana akým medya ve egemenlerin tüm cabalarýna raðmen sosyal medyadaki gücümüzle sansürü deliyor, orak çekiçlerimizle gazeteleri süslüyoruz. Emeðin Dünyasý: Devrimci basýn ve yayýn organlarýnda dijital alana iliþkin pek yazý çýkmýyor, bizim hatýrladýðýmýz “Dijital Kýzýl” diye bir yazý var. O yazý da dikkatinizi çekmiþti zaten. Bu tür yazýlarýn artmasý için sizce ne yapýla bilir. RedHack: Ýste tamda bu sebeple, devrimci basýn yayýn organlarýnýn bu olaylar hakkýnda araþtýrma yazýlarýna önem vermesi, kriptoloji bilgi güvenliði, saldýrý ve savunma alanlarý gibi birçok konuda taraftarlarýnýn eðitilmesi gerekmektedir. Bu eðitimlere ek olarak “internetin ve zamanýn doðru kullanýlmasý”da eklenmeli “araç ve sahipleri” iliþkisinin doðru analiz edilmesi þarttýr. Ve seneler önce Mücadele Birliði’nde çýkan “dijital kýzýl” isimli yazý gerçekten önemlidir, ilk defa birileri bu olayýn ideolojik tarafýný ve nereye gidebileceðini görmüþtür, bu tür yazýlarýn diðer devrimci basýnýmýzda çýkmasý temennimizdir. Çünkü farkýnda deðiller belki ama biz onlarýn propagandasý için varýz, iþçinin emekçinin mücadelesi için varýz. Buna gereken önem verilmese bu alanda geri kalmamýz kimin iþine yarayacak düþünülmeli? Herkes kaygýsýný gütmeli. Bugün eðer RedHack eylemleri sayesinde binlerce “deðiþik görüþten insan” devrimcilere ve dürüstlüklerine inanýyorsa ve RedHack babýnda Komünistleri destekliyorsa, bu bir þeyleri baþarýlý yaptýðýmýzýn göstergesidir. Bunu büyütmek için ve RedHack’ý sürdürmek için gerekirse tüm devrimci kurumlar “kendilerine özel” bir RedHack birliði oluþturmalý, RedHack’ý daimi sürdürmelidir! Bu anlamda bizimle röportaj yaptýðýnýz için teþekkür ederiz, sizlerden de mücadelemize desteðinizi beklediðimizi bilmenizi, bu alanda halen boþta olan “ideolojik zemini” oturtma adýna Teknoloji ve Sosyalizm noktasýndaki diyalektik baðda yardýmcý olmanýz temennimiz dir.. Varolsun emeðin mücadelesi. Varolsun devrimci dayanýþma ve onun ürünü olarak biliþim ve iletiþim alanýnda baþ kaldýran RedHack emekçileri.. Emeðin Dünyasý: Ýþçi sýnýfý adýna bu röportajý bizim ile yaptýðýnýz için çok teþekkür ediyoruz. Ýyi akþamlar kendinize iyi bakýn. Daima RedHack: Sizde, sýnýfa bin selam! Ne zincirlerimizden, Ne Mous’umuzdan baþka kaybedecek bir þeyimiz yok ;)
Sayı 11 / Nisan 2012
SALDIRILAR EMEKÇİLERİN MÜCADELESİNİ DURDURAMAYACAK ESK Mücadele İçinde Doğdu, Mücadele İçinde Büyüdü. Emekçilerin Mücadele Birliğinin Sağlanmasında Önemli Bir Rol Üstlendi. KESK ve Onunla BirlikteBaharın Sıcak Soluğunu Ankara Sokaklarına Taşıyanlara Saldırmak, Çürümüş Sistemi ve Siyasi İktidarını Kurtaramayacak. Durduramayacaksınız Halkın Çokşun Akan Selini...
K K
KESK’e Yönelik Saldýrý 2. Günde Devam Ediyor HABER MERKEZÝ / 29.03.2012
Sabah saatler 09.30’u gösterdiðinde emekçiler toplanmaya baþladý. Bu hazýrlýðýn üzerine polis anons yaparak KESK’lilerin derhal daðýlmasýný aksi taktirde daðýtacaklarýný açýkladý. Polisin açýklamalara raðmen mücadeleden vazgeçmeyen emekçilerin tavrý karþýsýnda poliste saldýrmaktan þuan için geri adým attý. Bir yandan KESK’li yetkililer ile polis arasýnda görüþmeler devam ediyor. 2 Saatlik Müsade Saat 10.00 sýralarýnda KESK yetkilileri ile polis arasýndaki görüþmelerden polisin 2 saatlik daha bekleye bileceklerini daha sonrasýnda ise daðýlmadýklarý takdirde saldýracaklarýný söyledi. Sorumlular Hükümettir KESK Genel Baþkaný Lami Özgen 12.30’da bir açýklama yaparak 2 gündür yaþanan baskýnýn sorumlularý emniyet, vali ve hükümettir diyerek yapýlan saldýrýlarý kýnadý. Saat 14.00’da Meclis oturumu baþlayacaðý için Lami Özgen Meclisin önünde basýn açýklamasý yapýp daðýlacaklarýný açýkladý. Polis Sert Müdahale Etti
KESK’in yaptýðý açýklamadan sonra Meclis önünde yapýlacak basýn açýklamasýna polis izin vermedi. Emekçiler ise basýn açýklamasýný yapmakta kararlý olduklarýný gösterdiler. (15.30) polis toplanan kitleye sert bir þekilde müdahale etti. Jop biber gazý tazyikli su ile müdahale etti. Saldırı sonrası yaralılar oldu. Sakarya Caddesinde Çatýþma Sürüyor Mithatpaþa üzerindede kitleye polis þiddetli bir þekilde saldýrdý. Polisle çatýþan emekçiler polislerin jop gaz bombasý ve tazyikli su kullanmasýna raðmen meclise yürüyüþ yapmaya kararlılıklarını gösteriyor. Sakarya caddesinde ise polis çok sert bir þekilde müdahalesini etti. Meclise Yürüyen Emekçiler Tazyikli Su ile yoðun Müdahale Atatürk caddesi üzerinde toplanan yüzlerce kiþi meclise yürümek için harekete geçti. Ýleride polis yola 3 toma ile 2 panzer ve yüzlerce polis ile barikat kurdu. Meclise yürümek isteyen kitle polis barikatý ile burun buruna geldi. Kararlýlýkla meclise yürümek isyene kitleye dakikalarca tazyikli su ile müdahale oldu. Emekçiler polisin joplar ve gazlý müdahalesine dakikalarca dayanarak kararlýlýklarýný bir defa daha gösterdiler.
Emekçiler Polise Karþý Saldýrýya Geçti Polisin tüm püskürtme ve saldýrýlarýna raðmen
daðýlmayan emekçiler polisin barikatýna karþý yoðun bir sekilde saldýrdılar. Polis kalkanlarý ile kendilerini korumaya çalýþtı. Tandoðan’da Polis Kitleye Saldýrdý Tandoðan üzerinde toplanan binlerce emekçiye polis sert bir þekilde saldýrdý. Saldýrýya taþlarla karþýlýk veren emekçiler belediye yönüne doðru çekildi. Polis KESK’lileri daðýtmak için daha da þiddetli saldýrýlar yaptı. Tüm Ýllerde KESK’li Emekçilere Barikat Ýzmir’de Polis Saldýrdý HABER MERKEZÝ / 28.03.2012 Polis Ýl çýkýþlarýna barikat kurarak KESK otobüslerini engelledi. Diyarbakýr, Mardin, Muþ, Batman, Siirt, Erzincan, Kars, Manisa, Yalova illerinden hareket eden otobüsler durduruldu. Giresun’dan gelen 1, Nevþehir’den 1 ,Sinop’tan 1 otobüs, Ýstanbul, Bartýn, Tekirdað ‘dan gelen otobüsler, Ankara giþelerinde durduruldular. ANKARA KIZILAY ABLUKA ALTINDA Eðitim emekçileri “Baskýlar bizi yýldýramaz” Kýzýlcahamam civarýnda yüzlerce KESK’li emekçi, bir süre, bekletildi. Polis ablukasýna karþý halaylarla türkülerle eylemlerine devam ettiler. Ankara Kýzýlay Meydaný ise,bu sýrada polis ablukasý altýndaydý. “09.45 itibariyle Ankara Valiliði KESK ‘in 4+4+4 eyleminin güvenlik güçlerince engelleneceði açýkladý” KESK saat:10.00’dan itibaren GMK Bulvarý, YKM önü ve Ziya Gökalp Caddesi Mithatpaþa Köprüsü altýnda toplanmaya baþladý. Eðitim emekçileri Ankara’da Eðitim Sen 2 no’lu þube önünde toplanmaya baþladý. Pankartlar açýldý “Baskýlar bizi yýldýramaz” ÝZMÝR
kara’ya gidilmesi engellendi. Polisin engelleme çabasýna emekçiler halay çekerek karþýlýk veriyor. Yarýn Ankara’da yapýlacak olan kitlesel basýn açýklamasýna gitmek için polis barikatýnýn kaldýrýlmasýný bekleyen emekçiler þiirler türküler eþliðinde bekleyiþlerini sürdürdü. KESK’li emekçilerin Kararlýlýðý üzerine polis barikatlarý açýlýyor. Mersin’den hareket eden emekçiler Ankara yoluna devam ediyorlar. Polis emekçilere “Nasýl olsa Ankara’ya giremeyeceksiniz” diye tehditlerde bulundu. BURSA Otobüslere El Konuldu KESK’li emekçiler Ankara’ya gitmek için bindikleri otobüsler polisler tarafýndan durduruldu. Polisler otobüslere el koydu. Emekçiler Fomara Meydanýnda sloganlarla durumu protesto etti. DÝYARBAKIR Ankara Yolunda
Ankara’ya gitmek için yola çýkan emekçiler Ergani yolu üzerinde petrol ofisinde durduruldu. Bir süre kimlik kontrolüne tabi tutulan emekçiler Ankara tekrardan hareket ettiler. Yola devam eden 2 otobüs Ankara’ya girilmesine izin verilmediði taktirde yürüyeceklerini söylediler. BATMAN Sendika binasýnda hareket saatini bekleyen emekçiler yola çýkmadan engellendi. Batman’da tüm yollar tutuldu. AFYON Polis Barikatýný Aþtý “Öyle Yada Böyle Ankarada Olacaðýz”
Polis Ýzmir’de Ankara’ya gitmek isteyen emekçileri durdu. Ankara’ya gitmek isteyenler polisin barikatýna karþý yolu kapatarak durumu protesto ettiler. Polis emekçilere biber gazlý saldýrýda bulundu. Emekçilerin tüm çabalarýna karþýlýk saldýrýyla cevap verilmesi üzerine KESK’liler Eðitim-Sen 1 Nolu Þube’ye gitme kararý aldý. Kesk’liler Eðitim-Sen binasý önünde sabah kadar oturma eylemi yaparak yapýlan engellemeyi protesto etti. MANÝSA
Afyon’dan yola çýkan emekçilerinde önü polis barikatlarý ile kesildi. Polis araçlarý otobüslerin önünde durarak geçmelerine engel oldu. Emekçilerin saatlerce bekleyiþi sonuç verdi. Emekçiler Ankara’ya Saatler sonra hareket etmeye baþladý. ADANA Ankara’ya Ulaþmaya Kararlýyýz
KESK üyeleri Ankara’ya hareket etmek için Öðretmenler evi önünde toplandý. Polis emekçilerin Ankara’ya hareket etmesine izin vermedi. Eðitim-Sen Manisa Þubesi Baþkaný Remzi Þirin’e teblið edilen yazýya iliþkin “Ýmamýn Ordusu resmen ve alenen engelliyor” dedi. Öðretmen evlerinden hareket eden 150 KESK’li kent merkezi çýkýþýnda polis tarafýndan durduruldu. Ankara’ya gitmelerine izin verilmedi. Kesk Soma Þube otobüsü de Kýrkaðaç ilçesi yakýnlarýnda durduruldu. KESK Manisa Þubesi üyeleri polis barikatý aþmak için saat 04.00’a kadar bekledi. Bekleyiþe raðmen polisler Ankara’ya gitmelerine izin vermedi. Emekçiler tekrardan þehir merkezine döndüler. MERSÝN Barikatlarý aþtý Ankara’ya hareket eden emekçiler Tarsus-Mersin yolunda durduruldu. KESK otobüslerinin önünü çevik kuvvet polisleri, toma ve akreplerle keserek An-
Eski giþelerde kimlik kontrolü bahane edilerek durdurulan KESK’liler mahkeme kararý olmadan kimlik kontrolü yapmanýn usulsüz olduðunu söyleyerek polisin tutumuna karþý tavýr koydu. Araçlarý durdurularak Ankara’ya gitmeleri engellenen emekçiler Ankara’ya ne pahasýna olursa olsun gideceklerini belirttiler. Adana Eðitim Sen Þube Balkaný Kamuran Karaca “Engellenme nedenini öðrenmeye çalýþýyoruz. Gerçekten de farklý gerekçeler öne sürülüyor. Önce kimlik kontrolü yapýlacak dendi. Mahkeme kararý olmadan kimlik kontrolü yapýlmasý usulsüzdür diye itiraz ettik arkasýndan trafik polisleri devreye girdi. Araç üzerinden taþýnan yolcularýn kimliklerini bilmemiz lazým diyor. Bu tamamen keyfi bir tutumdur. Yarýnki eyleme katýlýmýmýzý engellenmek için yapýlan bir tutumdur. Biz Eðitim-Sen Adana Þubesi olarak KESK Adana Þubeleri platformu olarak bu tür haksýz tutumlara teslim olmayacaðýz, Ankara’ya ulaþmakta kararlýyýz” dedi. Polislerin engellerini aşmak isteyen 90 emekçi gözaltına alındı.
Gündem...
amu Emekçileri Sendikası konfederasyonu KESK hükümetin 30 Mart günü Meclis Gündeminden geçirdiği 4+4+4 kademeli eğitim sistemine karşı kitlesel basın açılaması yapmak için bir çok ilden otobüslerle Ankara’ya gelmek istedi. Sermayenin hükümeti emekçilerin Ankara Kızılay Meydanı’nda düzenleyecekleri kitlesel basın açıklamaları yasakladı. İçişleri Bakanı valiliklere yazı göndererek Ankara’ya gelmek isteyen emekçilerin il dışına dahi çıkartılmamalarını beyan etti. Dolayısı ile tüm baskılara rağmen KESK’li emekçiler illerden otobüsler ile hareket etti. bir çok otobüs il dışına dahi çıkamadı. Bir kısmı ise barikatları aşarak Ankara’ya ulaştı. Tüm engellemere rağmen Ankara’ya ulaşan emekçilerin Kızılay’da toplanmasına dahi izin verilemdi. Emekçiler 2 günlük Ankara savaşımında kararlı bir tutum sergiledi.
7
Ýþ cinayetleri iþçi katliamlarý, sýnýfýn gündeminden hiç düþmüyor. Adeta sýnýfýn yakasýna yapýþmýþ bir kene gibi dinci gerci burjuva politikacýlar iþ cinayetlerini, iþçi katliamlarýný toplumun dinsel duygularýný sömürerek “kader” diyerek geçiþtirmeye çalýþýyorlar. Sermaye sýnýfý varlýðýný sürdürebilmek için sürekli büyümek zorundadýr. Sermaye, sürekli büyüyebilmek için; emeði açgözlü bir biçimde tüketen, iþçiyi, emekçiyi, sakatlayan, onu katleden, onun etinden, kemiðinden daha fazla sermaye biriktirmek isteyen bir canavardýr. “Sermaye sýnýfnýn azami miktarda kar için iþlemeyeciði cinayet, yapamayacaðý katilam yoktur” sözü sermaye sisteminin nasýl insanlýk dýþý bir sistem olduðunu, insanlýða ve doðaya karþý nasýl affedilmez bir suç iþlediðini en özlü bir þekilde ifade ediyor. Sermaye sahiplerinin kapitailst sömürü pazarýný tek baþýna ele geçirme isteði onlarý amansýz bir rekabete zorlar. Rekabet nedeniyle fiyatlarý düþük tutmak, maliyeti en aza düþürmek sermayedarlarýn en büyük kaygýsýdýr. Maliyetlerden kastýmýz üretimin kapsamýna giren her þeydir. Örneðin; yakýt, makine, inþaat, malzeme, amortisman giderleri vb. Ama en önemlisi de canlý emektir. Yani iþ gücünü saðlayan emekçi... Kýsaca iþ cinayetleri, iþçi katliamlarý sermaye sýnýfý için imalat sýrasýnda, imalat hatasý olarak deðerlendirilir ve kaza geçiren iþçi, iskarta mal olarak görülür ve bir tarafa atýlýr. Kapitalist sömürü sisteminde toplum, sýnýflara bölünmüþ olduðu için toplumun gündemi, yani en önemli temel konularý da doðal olarak sýnýflarýn ihtiyaçlarýna, taleplerine göre farklý olacaktýr. Ama zýtlarýn birliði ilkesinden yola çýkarsak, bugün burjuvaziyle proletaryanýn gündemi çakýþýr. Savaþ üzerinde herkesin hem fikir olduðu gibi. Emperyalist kapitailst sistem küresel düzeyde kriz içinde. Artýk ekonomik, politik zor yöntemleriyle sömürüsünü sürdüremiyor, toplumu yönetemiyor. Bu nedenle “askeri zor”a yani savaþa baþ vuruyor. Sýnýfý bir taraftan emperyalist bir savaþa hazýrlayýp, halklarý yýkma uðratmak isterken, diðer taraftan emekçi halklarýn arasýna düþmanlýk tohumlarý ekerek onlarý milliyet, mezhep ve inanç kavgasýna sokarak uluslarýn kendi kaderlerini tayin etme, kendi geleceðine özgürce karar verme hakkýndan yoksun býrakmak istiyor. Bu durum sýnýf savaþýmýnýn en yüksek biçimi olan içsavaþý daha da þiddetlendiriyor. Sonuçta kavga kaçýnýlmaz. Sýnýfsal ve ulusal kurtuluþ savaþý niyetlerden baðýmsýz bir biçimde gündeme geliyor, sýnýflarý nihai kavgaya doðru itiyor. Ýþte tam da bu noktada proletarya Enternasyonal Marþý’nýn ilk mýsrasýný söylemeye baþlamalý. “Bu kavga en sonuncu kavgamýzdýr artýk. Enternasyonalle kurtulur insanlýk”. Evet proletaryanýn gündemi, iþçileri ve halklarý burjuvazinin dinci, gerici, þoven, milliyetçi, mezhepçilik afyonuyla afyonlamasýna izin vermeden onlarý enternasyonalist bilinçle donatmak, iþçilerin ve halklarýn kurtuluþunun iç içe geçtiðini, kaderlerinin birleþtiðini bu nedenle de iþçilerin ve halklarýn birleþik örgütlenme, birleþik mücadele ve birleþik bir devrimden baþka çarelerinin olmadýðýný býkmadan usanmadan onlara anlatmakve kavratmak olmalýdýr. Proletaryanýn devrimci öncüleri olarak, devrimci iþçiler bu anlayýþla iþçi sýnýfýmýzý, emekçi halklarýmýzý eðitmeli, örgütlemeliyiz. 1 Mayýs’ta 1 Mayýs Alaný’nda Taksim’de olmal,, Taksim’i devrim ve halk iktidarý için Tahrir’e dönüþtürmeliyiz. Tahrir’den ders çýkararak devrimi,“HALK ÝKTÝDARI ÝÇÝN SAVAÞALIM!” þiarýyla ete kemiðe büründürmeliyiz...
8
Sayı 11 / Nisan 2012
Eðitim-Sen: “Yasayý Derhal Geri Çekin” ÝSTANBUL – 26.03.2012
Kademeli Eðitime Karþý Emekçiler Alanlara Çýkacak
2
8-29 Mart’ta 4+4+4 kademeli eðitim yasa tasarýsýna karþý emekçiler sokaða inecek. Ýstanbul Eðitim-Sen 4 Nolu Þubesi Gaziosmanpaþa Cumhuriyet meydanýnda bir eylem gerçekleþtirdi. Emekçiler hükümete çaðrýda bulunarak “yasayý derhal geri çekin” dedi. 27 Mart’a meclis gündemine gelecek kademeli eðitim yasa tasarýsýna karþý 2 günlük iþ býrakýlacak. Bir çok ilde iþ býrakma eyleminin çalýþmalarýný yürüten emekçiler basýn açýklamalarý ve yürüyüþler yaparak tepkilerini dile getiriyorlar. GOP Cumhuriyet Meydanýna yürüyüþ düzenleyen emekçiler “Çocuklarýmýzýn Geleceði Kararmasýn 4+4+4’e Hayýr” yazýlý pankartla ve sloganlarla meydanda basýn açýklamasý düzenlediler. Basýn açýklamasýný okuyan Eðitim-Sen Ýstanbul 4 Nolu Þube Sekreteri Hasan Ali Bacýoðlu,Mecliste tasarý görüþülürken emekçiler olarak baþta Ankara’da olmak üzere tüm illerde meydanlarda taleplerimizi haykýracaðýz dedi. Bacýoðlu “Bir süredir ülke gündemini meþgul eden 12 yýl kesintisiz eðitim tartýþmalarý, hükümetin iddialarýnýn aksine pedagojik kaygýlarla deðil, tamamen siyasal- ideolojik ihtiyaçlar üzerinden hazýrlanmýþ ve TBMM gündemine getirilmiþtir. Ayrýca zorunlu eðitim 12 yýla çýkarýlmamaktadýr. Bu düzenleme, ortaöðretimde yaygýn öðrenimi içererek zorunlu
eðitimi 12 yýlla deðil, fiilen 8 yýlla sýnýrlandýrmaktadýr. Dolayýsýyla, zorunlu 12 yýl eðitim hizmeti son kademede sadece diploma almaya baðlanmaktadýr. Ýlköðretim 4. sýnýftan sonra mesleðe yönlendirmenin benimsenmesi durumunda, hem özel dershanelerin eðitimdeki aðýrlýðý daha da artacak, hem de velilerin cebinden yaptýðý eðitim harcamalarýnýn iki katýndan fazla yükselmesine neden olacaktýr. Bugüne kadar özellikle ortaöðretime geçiþ sisteminde yapýlan deðiþiklikler nedeniyle özel dershane sayýsý ve dershaneye giden öðrenci sayýlarý iki kattan fazla artmýþtýr” diyerek tasarýnýn meclisten geçmemesi gerektiðini vurguladý.
KESK DÝSK TMMOB TTB Kademeli Eðitime Karþý
ANKARA – 17.03.2012 KESK, DÝSK, TMMOB ve TTB 4+4+4 kademeli eðitim siteminin kanun teklifine karþý Ankara Kolej Meydan’ýnda bir araya gelerek eylem yaptý. Kolej Meydan’ýndan sloganlarla Sakarya caddesine yürüyen emekçiler “Kesintisiz, Parasýz, Bilimsel Eðitim” “Çocuk Gelinlere Hayýr” “Çocuk Ýþçilere Hayýr” dövizleri ve pankartlarý taþýdýlar. Sakarya Caddesinde basýn açýklamasýný Kesk Genel Sekreteri Ýsmail Hakký Tombul okudu. Tombul iktidarýn attýðý her adýmýn uluslararasý sermayenin ihtiyaçlarýna göre olduðunu, toplumsal alanýn tüm hücresine müdahale ederek kendi çýkarlarýna dönüþtürdüðünü söyledi. Tombul “Saðlýkta, eðitimde ve kamu hizmetlerinin diðer alanlarýnda yaþanan büyük dönüþüme paralel olarak hükümet, ayný zamanda söz konusu dönüþümün karþýsýnda duran sendikalarý ve emek örgütlerini etkisizleþtirmek için büyük çaba harcamaktadýr. AKP, tüm toplumu olduðu gibi, sendikal alaný da yine kendi çýkarlarý doðrultusunda biçimlendirmek istemekte, örgütsüz, tepkisiz ve itaatkâr bir toplum yaratmak için birbirinden farklý içerikteki yasal düzenlemeleri ayný anda gündeme alarak, daha önce defalarca yaptýðý gibi her þeyi “oldu bittiye” getirmeye
çalýþmaktadýr. 4+4+4 düzenlemesi, Baþbakan’ýn “dindar nesil yetiþtirmek istiyoruz” açýklamalarýna paralel olarak gündeme getirilmiþtir. Eðitim sisteminin gerçek ihtiyaçlarýndan çok, Baþbakanýn ve hükümetin “dindar ve kindar” nesil özlemlerinin bir sonucu olarak ülke gündemine giren ve bütün itirazlara raðmen Milli Eðitim komisyonundan geçen 4+4+4 kademeli eðitim düzenlemesi ile eðitimde çok baþlýlýðýn önü açýlmakta ve çocuklarýmýzýn geleceði ile oynanmak istenmektedir. 12 yýl kademeli zorunlu eðitim tartýþmalarý, milyonlarca öðrenci baþta olmak üzere, tüm halký yakýndan ilgilendirmektedir. Bu nedenle emek ve demokrasi güçleri olarak çocuklarýmýzýn, öðrencilerimizin ve ülkenin geleceði açýsýndan son derece önemli ve tehlikeli düzenlemeler içeren söz konusu yasa teklifine karþý sessiz kalmamýz, yaþananlarý kabul etmemiz mümkün deðildir. Uzunca bir süredir saðlýkta, eðitimde ve örgütlü mücadele alanýnda yaþanan olumsuz geliþmelerden kaygý duyan herkesi zalimlerin zulmü karþýsýnda birleþmeye ve birlikte, omuz omuza mücadele etmeye çaðýrýyoruz” dedi.
Basma Fabrikasý Ýþçileri Tazminatlarý Ýçin Ýstanbul’da ÝSTANBUL – 24.03.2012 Caroline Koç’un sahip olduðu Ýzmir Basma fabrikasýnda çalýþan iþçiler 7 yýl önce fabrikanýn iflas etmesi üzerine tazminatlarýný alamadýlar. Birçok defa tazminatlarýn ödenmesi için Ýzmir’de basýn açýklamasý düzenleyen iþçiler Caroline Koç’un duyarsýzlýðý üzerine mücadelelerini Ýstanbul’a taþýdýlar. Caroline Koç’a ait olan Beþiktaþ Akatlar daki Haremlique Maðazasý önüne gelen iþçiler burada bir basýn açýklamasý yaparak tazminatlarýný almak için 7 yýl deðil 70 yýl daha mücadele edeceklerini söylediler. “Sadaka Deðil Tazminatlarýmýzý Ýstiyoruz” pankartý açan iþçiler maðazanýn giriþ kapýsýna kadar sloganlarla yürüdüler. Basýn açýklamasýný okuyan Cavit Uður “Ýzmir Basma Fabrikasý iflas etmemiþtir. Þimdi harcadýklarýnýz bizim çocuklarýmýzýn geleceðidir. Bu onursuzluðu taþýmayacaðýmýz bilinmelidir. Kimse alýn terimizin karþýlýðý olan, çocuklarýmýzýn geleceði olan haklarýmýzdan vazgeçmemizi beklemesin. Haklarýmýzý vereceksiniz. 7 yýldýr sürdürdüðünüz tavýrdan vazgeçeceksiniz. Yedi yýl deðil yetmiþ yýl dahi geçse mücadelemizi sürdüreceðiz” diyerek haklarý olan kýdem tazminatlarýnýn bir an önce ödenmesini istedi.
ANKARA – 25.03.2012
K
ESK 27 Mart Salý günü Meclis gündemine alýnacak 4+4+4 kademeli eðitim düzenlemesine karþý 2 gün tüm illerde iþ býrakacak. Kademeli eðitime ve 4688 sayýlý kamu görevlileri sendikalarý kanununa karþýda eylem yapacak. Tüm illerde 27 – 28 Mart günü kamu emekçileri hizmet vermeyerek yasa tasarýsýnýn ve kademeli eðitimin geri çekilmesini talep edecek. Eðitim Sen Genel Merkezi’nde yapýlan açýklama ile yapýlacak eylem kamuoyuyla paylaþýldý. Yapýlan açýklamada “27 Mart Salý gününden itibaren Meclis genel kurul gündemine getirme kararý almýþtýr. Gerek çocuklarýmýzýn, ülkemizin geleceðini yakýndan ilgilendiren 4+4+4 kademeli eðitim düzenlemesi, gerekse sendikal alana yönelik önemli deðiþiklikler içeren düzenlemelerle ilgili olarak bugüne kadar yapýlan bütün itirazlar kendi bildiðini okuyan iktidarca yok sayýlmýþtýr. Sendikalarýn ve bu düzenlemelerden doðrudan etkilenecek olan toplumun geniþ kesimlerinin görüþleri hiçbir þekilde dikkate alýnmamýþtýr. Attýðý her adýmda sadece kendi siyasal çýkarlarýnýn hesabýný yapan hükümetin, bu tavrýnýn yasa tasarýlarýnýn Meclis genel kurulunda görüþülmesi sýrasýnda da süreceði anlaþýlmaktadýr” denildi. Eðitimin her kademesinin paralý hale geleceðine bundan dolayý da emekçi, yoksul halk çocuklarýnýn mevcut eðitim sisteminden yararlanamadýðý gibi hali hazýrda eðitim sisteminin yüzlerce sorunu olduðuna vurgu yapýldý. 4688 yasa ile sendikalarýn önlerinin kesildiðine deðinen açýklama da “Ekonomik Sosyal Konsey üyesi konfederasyonlara üye sendikalar dýþýndaki baðýmsýz sendika kurulmasýný engellemek için yüzde 3 iþkolu barajý getirilmekte, grev yasaklarý ve anti demokratik düzenlemeler büyük ölçüde korunmaktadýr. Benzer bir durum 4688 Sayýlý Kamu Görevlileri Sendikalarý Kanununda yapýlacak deðiþikliklerde yaþanmaktadýr. Bilindiði üzere 12 Eylül referandumundan bugüne kadar geçen 18 aylýk sürede bu yasada deðiþikliklerin yapýlmasý bekletilmektedir. Yasa tasarýsýnýn aylarca Bakanlar Kurulunda, komisyonlarýnda bekletilmesi sonucunda cumhuriyet tarihinde ilk defa, kamu emekçileri 4 aydýr zamsýz maaþ almak zorunda býrakýlmýþtýr” dedi. Mecliste tasarýnýn görüleþeceði zaman emekçilerin alanlarda olacaðý ve “alanlarýnda görmeyen gözlere, duymayan kulaklara inat taleplerimizi bir kez daha haykýracaðýz” denilerek “4+4+4 ve 4688 sayýlý yasa tasarýlarý geri” çekilmesi talep edildi.
4+4+4= Çocuk Gelin Çocuk Ýþçi ANKARA – 15.03.2012 Ülke genelinde eðitime bir gün ara veren Eðitim-Sen üyeleri 4+4+4 eðitim sistemini protesto etti. Eðitim-Sen 4+4+4 sisteminin eðitimi piyasalaþtýrmasýna ve gericileþtirilmesine izin vermeyeceklerini alanlara çýkarak gösterdiler. Baþta Ankara olmak üzere Ýstanbul, Antep, Eskiþehir, Ýzmir, Kayseri, Mardin, Batman, Van, Çorum, Adana, Antalya, Samsun, Tokat, Denizli gibi birçok ilde EðitimSen üyeleri sokaklara çýktý. Eðitim sisteminde yapýlacak olan 4+4+4 sistemine karþý protesto eylemleri düzenledi Ankara’da YKM önünde toplanan eðitim emekçileri Mimar Kemal Ýlköðretim Okulu önünde bekleyen DKÖ’lerle birleþerek Milli Eðitim Bakanlýðý önüne yürüyüþ düzenledi. Sloganlarla bakanlýk önüne yürüyen emekçiler 4+4+4 sistemini hayýr dedi. Bakanlýk önünde açýklama yapan Eðitim Sen Genel Baþkaný Ünsal Yýldýz “Eðitim ve bilim emekçileri olarak, toplumun büyük bir bölümünün kaygýyla takip ettiði 4+4+4 tartýþmalarýnda çocuklarýmýz, öðrencilerimiz ve velilerimizle ayný taraftayýz ve benzer kaygýlarý taþýyoruz. Yýllardýr sorunlarla boðuþan eðitim sisteminin ve çocuklarýmýzýn Baþbakan’ýn “dindar nesil” sevdasýna kurban edilmesine izin vermeyeceðiz. Eðitim emekçileri ve veliler olarak bir kez daha sesleniyoruz; öðrencilerimizin, çocuklarýmýzýn geleceði üzerinden ucuz hesaplar yapanlar, asla ve asla amaçlarýna ulaþamayacaklardýr. Düzenleme geri çekilmediði ve mevcut haliyle Meclis gündemine geldiði takdirde, üretimden gelen gücümüzü kullanarak tüm Türkiye’yi eylem alanýna çevireceðimizin bilinmesini istiyoruz” dedi.
Sayı 11 / Nisan 2012
Emekçiler 2 Nisan’da Yine Alanlarda
9
Emekçilere Yönelik Saldýrýlar Protesto Edildi ANKARA -30.03.2012
K
HABERMERKEZÝ – 31.03.2012 Kamu Emekçileri Sendikasý Konfederasyonu KESK YK bir açýklama yaparak “Sahte Sendika” yasa tasarýsýna karþý alanlara çýkacaklarýný belirtti. KESK 28–29 Mart tarihinde Ankara’da tüm engellemelere raðmen eylemler gerçekleþtirdi. Emekçilerin her türlü protestosunu engelleyen sermayenin iþbirlikçi hükümeti þimdi ise sendikal yasa tasarý ile kendi iþbirlikçi sendikalarýný yaratmak istiyor. KESK 2 Nisan tarihinde alanlara çýkarak “sahte sendika” yasa tasarýsýnýn geri çekilmesini talep edecek. Yapýlan yazýlý açýklamada “Her türlü baský ve þiddete raðmen, KESK olarak 28-29 Mart tarihlerinde gerçekleþtirdiðimiz eylemle, hak ve özgürlüklerimiz için yürüttüðümüz sendikal mücadele tarihine bir not düþtük. AKP’nin baský ve gözaltý düzenine boyun eðmeyeceðimizi, geleceðimize sahip çýkacaðýmýzý ve yarýnlarýmýza onurlu bir gelecek býrakma kararlýlýðýmýzý Türkiye’nin dört bir yanýna ve Ankara meydanlarýna taþýdýk. Üzerimize atýlan yüzlerce gaz bombasýnýn dumaný bu gerçekliðin üstünü örtmeye yetmeyecektir. Mücadele deðerlerimize yakýþýr bir kararlýlýk ve disiplinle eylemlere katýlan tüm yönetici ve üyelerimizi kutluyor, yanýmýzda yer alan bütün yol arkadaþlarýmýza teþekkür ediyoruz. Diðer taraftan, meclisteki sandalye çoðunluðuna güvenen AKP iktidarý hak ve özgürlüklerimizi sýnýrlayan düzenlemelerine devam ediyor. TÝS ve Grev hakkýmýzý içermeyen, örgütlenme özgürlüðü önündeki engelleri kaldýrmayan anti demokratik, “sahte sendika” yasa tasarýsý 2 Nisan 2012 Pazartesi günü Mecliste görüþülmeye baþlanacaktýr. “Sahte sendika” yasa tasarýsýnýn geri çekilmesi ve tasarýya iliþkin görüþlerimizin toplumsallaþtýrýlmasý için; 2 Nisan 2012 Pazartesi günü tüm illerde yeri ve saati þubeler platformlarýmýz tarafýndan belirlenmek üzere, yürüyüþler yapýlarak merkezi alanlarda uzun süreli oturma eylemleri gerçekleþtireceðiz. Ayný tarihte Ankara’da yapýlacak olan eylemde, saat 12.30’da Baþbakanlýk önünde (Milli Müdafaa Caddesi) toplanýlýp TBMM Dikmen kapýsý önüne yürüyecek ve burada basýn açýklamasý gerçekleþtireceðiz” diyerek emekten yana herkesi destek olmaya çaðýrdý.
ademeli eðitim sisteminin çocuklarýn geleceklerini karartacaðýný bu nedenle kademeli eðitim istemediklerini dile getirmek için eðitim emekçileri ve KESK 2 günlük iþ býrakma eylemi yaptý. Ankara’da kitlesel basýn açýklamasý yapýlmasýna izin verilmemesi üzerine emekçiler polisin jop gaz bombasý ve tayzikli su saldýrýlarýna maruz kaldý. KESK bu saldýrýlarý protesto etmek için Yüksel Caddesi üzerinde “Düþlerin sonsuza koþtuðu yerde, Sabrýn çiçeklerini açtýðý yerde, Asla kapanmaz yaþanan defter. Çünkü tarihin en güzel yerinde, Son sözü hep direnenler söyler” pankartýný açarak saat 17.30’da basýn açýklamasý düzenledi. Basýn açýklamasýný okuyan KESK Genel Baþkaný Lami Özgen TBMM Genel Kurulu gündeminde görüþülen kademeli eðitim yasa tasarýsý ve ardýndan 4688 sayýlý kamu görevlileri sendikalarý kanunun KESK’inde gündeminde olduðunu dile getirerek “Hazýrlýk aþamalarýnda görüþ ve önerilerimizin hiçbir þekilde dikkate alýnmadýðý bu düzenlemelere karþý yasal ve meþru hakkýmýzý kullanarak basýn açýklamalarý yapmanýn en doðal hakkýmýz olduðu da bilinmektedir” dedi. Özgen 28-29 Mart’ta yaptýklarý eylemin demokratik haklarý olduðunu ancak “Türkiye’de adeta sýkýyönetim ilan etmiþtir. Ýçiþleri Bakaný’nýn yayýnladýðý genelgeyle tüm illerde adeta olaðanüstü hal koþullarý yaratýlmýþ, kamu emekçilerinin eylemleri polis ablukasýna alýnmýþtýr” dedi. “Türkiye’nin dört bir yanýndan Ankara’ya gelmeye çalýþan emekçiler, kimi zaman “kimlik kontrolü” bahanesiyle, kimi zaman “otobüste ceset torbasý yok” gibi ilginç gerekçelerle otobüsler bile gözaltýna alýnarak engellenmiþtir. Ankara’ya girmeyi baþaran arkadaþlarýmýza Tandoðan’da tazyikli su ve gaz bombalarý ile saldýrýlarak, arkadaþlarýmýzýn bir araya gelmesi engellenmek istenmiþtir” diyerek yapýlan saldýrýlarý kýnadý.
KESK’e Saldýran Polise RedHack’tan Büyük Operasyon
HABER MERKEZÝ / 29.03.2012 RedHack aktivistleri KESK’e yönelik saldırılara, özgür basına yönelik saldırılara karşı bir eylem gerçekleştirdi. Yaptıkları eylemi Kızıldere katliamının yıl dönümü nedeniyle Mahir Çayan’a atfetti. Sermayenin korkulu rüyasý, emekçilerin dijital biliþim ve iletiþim alanýnda umudu olan RedHack aktivistleri bu saldýrýlara karþý Türkiye’de emniyet müdürlüðü il ilçe internet sitelerinin %95’ini eriþime kapattý. Emekçilere saldýran polise yönelik büyük bir operasyon düzenledi. RedHack yaptýðý açýklamada “KESK’e saldiri, ozgur basina yonelik engelleme girisimleri ve redhack tutuklamalari nedeniyle TR’deki “polis varligini” inter-
netten sildik!” dedi. Ayrýca RedHack “þuan itibariyle Turkiyede polis sitelerinin yuzde 95’i tarafimizca kapatilmistir! Hapisten bu kadari oluyor idare edin!” diyerek twitter hesabýndan duyurdu. RedHack, eylemi “30 Mart 1972’de þehit düþen Mahir Çayan’a atfettiklerini” dile getirdi. RedHack yaptýklarý operasyona dair “Sonuc olarak biz burdayiz adamim, hadi biraz dans edelim ;) Ve bu sucu islemekten onur duyuyoruz! Cunku tarih bizi belki hapisle sinayacak, ama sizi serefssiizlikle hatirlatacak! Buldugunuz masum insanlari kurbanlik koyun gibi hapse atiyor, bizleri buldugunuzda 36 yil vereceginizden soz ediyorsunuz! Siz elinizdeki medya ve guc organlariyla bize sansur getirmeye bize olan destegi “insanlari korkutarak” kesmeye calisiyorsunuz! Evet biz sucluyuz! Siz kendi halkinizi joplarken, biz halkimizi joplayanlari hackledik! Tek sucumuz bu! Ve siz bize terorist diyorsunuz++ Simdi biz tutuklanmadiysak iceride yatan ve biri 17 yasinda bir kiz ogrenci olan 7 kisi neden tutuklu? Sessiz kalacakmiyiz? 1 haftada yakalanirlar, “ozel savcidan sonra korkarlar” artik kayiplara karisirlar diyenler; idda’yi kaybettiniz sökülün yemekleri çaylari:) Facebook, Blogger, WP gibi saglayicilar tum sitelerimizi kapatti. Facebookta adimiza acilan “resmi” denilen sitelerin bizimle alakasi yoktur Kendi ilinizin veya ilcenizin sitesine girin aciliyorsa $ansli %5’e sahipsiniz, acilmiyorsa daha $ansli olan %95’tensiniz ;) Imamin ordusunun sanal ayagini kirdik, Halen TR’deki polis sitelerinin %95’ine erisilmiyor! Geri kalan %5’ide hapisten cikinca artik;)” dedi. Eriþimi Engellenen Sitelerin Listesi http://pastebin.com/TMqPdmEY
Sendikalar 29 Þubat Eylemine Destek Verdi ÝSTANBUL–29.02.2012 Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ETUC’un aldýðý 29 Þubat eylem günü kararýna DÝSK ve SGBP’de eylem yaparak destek verdi. ETUC 25 Ocak’ta bir açýklama yaparak Avrupa Birliði üye ülkelerinin toplantýsýný protesto etmek için 29 Þubat’ý eylem günü ilan etmiþti. SGBP ve DÝSK üyeleri de ETUC’un aldýðý eylem kararýna destek vermek için saat 12.00’da Taksim Gezi parkýnda toplandý. Gezi parkýnda toplanan sendika üyeleri Almanya konsolosluðu önüne yürüdü. Sloganlarla konsolosluk önüne yürüyen SGBP ve DÝSK uluslararasý iþçi sýnýfýyla dayanýþma içinde olduklarýný ve ETUC’un taleplerine sahip çýktýklarýný belirttiler. Konsolosluk önünde eylemin amacýna yönelik DÝSK ve SGBP bir açýklama yaptý. DÝSK adýna açýklama yapan Ali Rýza Küçükosmanoðlu ve SGBP adýna açýklama yapan Mustafa Türkel ,Avrupa Birliði’nin gündemine Almanya’nýn etkisiyle gelen emekçilere yönelik saldýrý politikalarýna ve ülkemizde artan iþsizlik, yoksulluk, kýdem tazminatlarýna yönelik saldýrýlar, sendikal hak gasplarýna deðinerek, uluslararasý enternasyonal mücadeleden bahsettiler. DÝSK ve SGBP üyeleri “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý” “Yaþasýn Enternasyonal Dayanýþma” sloganlarýný attý. Sloganlarýn ardýndan destek eylemi sona erdi.
“Hurdacýlar Gönüllü Çevrecilerdir” ANTEP – 24.03.2012 Büyükþehir Belediyesi tarafýndan dükkânlarý kapatýlan atýk ve hurda toplayan geri dönüþüm iþçileri eylem yaptý. Büyükþehir Belediyesi’nin verdiði karar üzerine hurda toplama depolarýnýn kapatýlmasý Gazikent Hurdacýlar ve Geri Dönüþümcüler Derneði tarafýndan Demokrasi Meydanýnda protesto edildi. Demokrasi Meydanýn da “Hurdacýlar Gönüllü Çevrecilerdir” “Ýþyeri Kapatan Deðil Çözüm Üreten Belediye Ýstiyoruz” pankartlarýný açan atýk iþçileri, sloganlar ve dövizlerle belediyenin kararýný protesto etti. Geri dönüþüm iþçileri kendilerinin gönüllü temizlikçiler olduklarýný savunarak çevrede ve çöp atýlan poþet, metal
hurdalarý ve kâðýtlarý toplayarak dolayýsý ile çevre temizliði yaptýklarýný belirttiler. Geri dönüþüm iþçileri adýna açýklama yapan dernek Baþkaný Necati Sarý “Sokakta hurda toplayan seyyar satýcýdan mahalle hurdacýlarýna, buradan da toptancýlara, toptancýlar vasýtasýyla da fabrikalara satarak binlerce insana iþ imkâný saðlayan hurdacýlar ne yazýk ki belediyenin emri ile kapatýlmaktadýr. Bizlere yer gösterilmeden, her hangi bir site yapýlmadan þehir dýþýna çýkarýlmasý abesle iþtigaldir. Þehir içerisinde ki bunca hurdacýnýn nerde ikamet edeceði belirsizdir. Aylardýr Büyükþehir Belediyesi’nden randevu istememize raðmen, dikkate alýnmadý. Bizimle muhatap dahi
olmadýlar. Hurdacýlarý hor görüyorlar. Belediyeye ulaþamayýnca sesimizi bu þekilde duyurmak zorunda kaldýk. Yeni yer gösterilene kadar kapatýlan iþ yerlerimizin tekrar açýlmasý için izin verilmesini istiyoruz. Bu kapatmalar sonucu Gaziantep’ te binlerce iþsiz insan meydana gelecektir” diyerek belediyenin kýsa zaman içinde sorunlarýný çözmesini talep ettiler.
10 Sayı 11 / Nisan 2012
Adım Adım 8 Mart’a Doğru... Adým adým 8 Mart’a doðru gelirken artýk geniþ kitlelere hitap edebilme ve bugünün anlam ve önemi üzerine bilgilendirme, emekçi kadýnlarý eyleme katma amaçlý bildiri, broþür daðýtýmý, afiþ çalýþmalarýna yoðun bir þekilde baþladýk. Düztepe, Yukarýbayýr, Üniversite, Karagöz Caddesinde yaptýðýmýz bildiri daðýtýmlarý insanlarýn büyük ilgisini topluyordu. Özellikle mahallelerde kadýnlar evlerine davet ediyor ve hoþ sohbetlere geçiriyorduk. Tabi bu sohbetler arasýnda en temel konu Kadýn konusu oluyordu. 8 Mart günü yapýlacak olan basýn açýklamasýnýn saat 17.30’da olmasýndan kaynaklý evden çýkma konusunda sorun yaþadýklarý, yemek ve çocuklarla ilgilenmeleri gerektiði, eþinin eve geldiðinde kendisini evde bulamamasýnýn sorun yaratacaðý vs. vs. gibi durumlardan böylesi bir eylemde yer almak istemelerine raðmen gelmelerinin zorluk yaratacaðýný söyleyenler de oluyordu. Yani bu dört duvar arasýna sýkýþtýrýlýp kaldýklarýný dile getiriyorlardý. Böylesi sohbetlerden biz Emekçi Kadýnlar da kadýnlarýn tamamen sistem tarafýndan kilitlenip kaldýðýný görüyor, ancak þunu da görüyorduk ki, kurtuluþa giden yol ilk önce bulunduðu durumun farkýna varýlmasýndan geçer ve emekçi kadýnlar da bulunduklarý ve hapsedildikleri durumun farkýnda ve bu durumdan asla ama asla memnun deðillerdi. Tabi 8 Mart’tan haberi olmayan ve de 8 Mart’ý Dünya Kadýnlar Günü olarak bilen ve sadece o günün kadýnlara hediye alýnarak sevindirildikleri gün olarak bilenler de vardý; kendilerine ait böylesi bir günün olmasý bir yandan onlarý mutlu ederken bir yandan da onlarý öfkelendiriyor ve kadýn olarak hem sokaklarda hem de iþyerlerinde yaþadýklarý zorluklardan bahsediyorlardý. 8 Mart günü artýk son hazýrlýklarýmýzý yapýyoruz ve saat 17.30’a doðru gelirken hepimiz basýn açýklamasýnýn olacaðý yere Yeþilsu Parký’na doðru yürümeye baþlýyoruz. Daha sonra alana emekçi kadýn arkadaþlarýmýz ve her zaman mücadelemizde yanýmýzda olan erkek arkadaþlarýmýz gelmeye baþlýyorlar. Tabi alanda afiþ ve bildiri daðýtýmlarý sonrasýnda duyup gelen emekçi kadýn arkadaþlarýmýz da var. Alanda “ Yaþasýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlarýnýn Kapitalizme Karþý Mücadele Günü Emekçi kadýnlar (EKA)” yazýlý pankartýmýzý ve dövizlerimizi açarak coþkulu ve gür bir sesle “Be Jin Þoreþ Nabe” “ Kadýn Olmadan Devrim Olmaz, Devrim Olmadan Kadýn Kurtulmaz” “8 Mart Kýzýldýr Kýzýl Kalacak” “ Kadýn Erkek Elele Yürüyoruz Devrime” “ Aysun’dan Sibel’e Yürüyoruz Devrime” “Emekçi Kadýnlar Devrimle Özgürleþecek” sloganlarýmýzý haykýrmaya baþlýyoruz. Ýþ çýkýþý saatine denk gelen eylemimizi izleyen insanlar basýn açýklamasýnýn sonuna kadar bekleyip izlediler. Özellikle meydanda yaptýðýmýz ajitasyonlarla insanlarýn yoðun ilgisini uyandýrdý. Ajitasyon konuþmalarý ve sloganlarýmýzdan sonra bir öðrenci kadýn arkadaþýmýz ÖNSÖZ dergisindeki Baran Yengi’nin KADIN adlý þiirini okudu. Ardýndan basýn metni okundu. Basýn açýklamasýna emek ve özgürlük mücadelesinde yer alan tüm emekçi kadýnlar selamlanarak baþlandý. Kadýnlarýn evde, okulda, fabrikada, hastanede, tarlada, sokakta yaþadýklarý sorunlara, kadýn cinayetlerine, ikinci cins muamelesine, ýrký, mezhebi yüzünden ezilmeye deðinilerek, sömürülmeye karþý mücadeleyi nasýl sýrtladýklarýný vurguladýlar. Ve dünyada, bu topraklarda yaþanan devrimci hareketliliðe deðinilerek bu hareketliliðin içerisinde ön saflarda kadýnlarýn yer aldýðý ve devrimi büyüterek ilerlediðine vurgu yapýldý. Kürt kadýnlarýnýn yürüttüðü özgürlük mücadelesinin altýnýn çizildiði basýn açýklamasý son olarak emekçi kadýnlarý özgürlükleri için mücadeleye çaðrýlarak bitirildi. Basýn metni ardýndan Bir iþçi kadýn arkadaþýmýz gitarýyla Fabrika Kýzý parçasýný söyledi. Daha sonrasýnda da bir erkek arkadaþýmýz emekçi kadýnlarýn ezilmiþliðine emekçi ve yaþamdaki üretici yönüne deðinerek, eylemde kýzý ile birlikte yer alan iþyerinden eyleme yetiþmek için erken çýkýp gelen bir emekçi anamýza Nergis vererek emekçi kadýnlarýn kapitalizme karþý savaþ gününü kutladý.. Daha sonra sanat merkezine doðru sloganlarýmýzla ve Yaþasýn Emekçi Kadýnlarýn Kapitalizme karþý savaþ günü afiþlerinden hazýrlanan dövizlerimizle kadýn arkadaþlarýmýz önde yürüyüþ gerçekleþtirdik. Yürüyüþ esnasýnda alkýþlayan, meraklý ve sevinç dolu bakýþlarýyla izleyen insanlardan olumlu tepkiler aldýk. Sanat merkezine vardýðýmýzda sýcak çaylarýmýzla birlikte eylemle ilgili deðerlendirmeler yapýldý. Yeni katýlan emekçi kadýn arkadaþlarýmýz eylemin niteliðinin çok yüksek olduðunu ve gerekli mesajlarýn verildiðini daha fazla insana ulaþýlabileceðini söylediler ve bunun için de ellerinden gelen çabayý sergileyeceklerini vurguladýlar;türkülerimiz ve halaylarýmýzla günü bitirdik.
Kadýnlar günü deðil! Emekçi Kadýnlar Günüdür Sekiz Mart! Bu akþam Tünel’den Taksim’e bir yürüyüþe tanýk oldum. Önde, ellerinde kýrmýzý bayraklar ve Clara Zetkin, Rosa Luksenburg ve belki de adlarýný hiç duymadýðýnýz, ya da belleðinizde yer etmemiþ, emek ve emekçi mücadelesinde kaybettiðimiz kýzlarýmýzýn, kadýnlarýmýzýn, mesela Aysun Bozdoðan, Sibel Sürücü, Aynil Oktarlarýn fotoðraflarý vardý. Sloganlarýný bir Türkçe baðýrýyorlardý, bir Kürtçe. Gelip geçmekte olan insanlar durup bakýyorlardý zaman zaman. Alkýþlayanlar da vardý aralarýnda, diþ gýcýrdatanlar da. Ama geçmekte olan kadýnlarýn tümü, durup o yürüyüþçülerle, gözleri ýþýldayarak konuþuyorlardý. Öpüyorlardý onlarý. Aralarýna geçip fotoðraf çektiriyorlardý onlarla. Yaðmur yaðýyordu. Buna raðmen azalmýyor, kalabalýklaþýyordu yürüyen emekçi kadýnlar. Birden karþýdan, slogan ata ata bir grup erkek belirdi. Bunlar emekdaþlarý
SİBEL SÜRÜCÜ
kadýnlara omuz vermeye gelen erkek emekçilerdi. Emekçi kadýnlar zýlgýtlarla, alkýþlarla karþýladýlar onlarý. Emekçi kadýnlara saygýlarýndan, arkalara geçtiler. Çünkü onlar hayatýn her alanýna, her hücresine emeklerini katan kadýnlardý. Hayret! Artan yaðmura raðmen, gerçek meþaleler belirmeye baþladý kortejdeki kadýnlarýn ellerinde! Bu kadýnlar reklamlarda mallaþtýrýlan kadýnlardan kesinlikle çok daha güzeldiler. Onlarýn güzellikleri giydirilmiþ güzellik deðil, gerçekti çünkü. Bu kadýnlarýn düþlerinde mücevher yoktu. Elleri nasýrlý, yürekleri pýrýl pýrýl insandý, bu kadýnlarýn. Çok ilginç! Þimdiye kadar çok yürüyüþ izledim ben. Çoðalan yaðmura raðmen, gelip geçmekte olan insanlarýn, yaðmurdan ýslanmayý umursamadan durup izledikleri ilk eylemdi bu. Çünkü yürüyüþçüler kýz kardeþleriydi! Hayat arkadaþlarýydý! Mesai arka-
daþlarýydý! Sýnýf arkadaþlarýydý! Yoldaþlarýydý! Çünkü onlar... Giderek azgýnlaþan sermayenin saldýrýlarýna karþý “dur!” demek için, yaþayacaklarý aþklarý hiçe sayan evrensel sýnýf kavgacýlarýnýn analarý, bacýlarý, yârlarý yoldaþlarý, emekçi kadýnlarýydýlar! Ve onlar, Türk ve Kürt kadýnlarýna, kurtuluþun ancak sýnýf temelinde olduðunu, “Mücadelemiz ortak! Kurtuluþumuz birdir!” çýðlýðýný, yere göðe baðýrandýlar! Çünkü onlar Clara Zetkin’di! Rosa Lüksenburg’tu! Aysun Bozdoðan’dý! Sibel Sürücü’ydü! Aynil Oktar’dý! Onlar kadýndý! Onlar emekçiydi! Onlar emekçi kadýnlardý! Ve gün yaðmurluydu! Ve gün sekiz marttý! Selah Özakýn
8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü
8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü’nde Emekçi Kadýn Yürüyüþü Ankara’da Konur Sokak baþýnda toplanýlarak baþladý. Emekçi kadýnlar saat 17.30’dan itibaren toplanmaya baþladýlar ve hep birlikte türkülerini söyleyerek kadýnlarý yürüyüþlerine davet ettiler. “Vardýk, Varýz, Varolacaðýz/Emekçi Kadýnlar” pankartýnýn arkasýnda kýzýl fularlý kadýnlar ve erkekler “Aysun, Sibel, Aynil Kavgamýzda Yaþýyor!” sloganýyla saat 18.30’da yürüyüþü baþlattý. “Kadýn Olmadan Devrim Olmaz, Devrim Olmadan Kadýn Kurtulmaz”, “Kadýn Erkek Elele Yürüyoruz Devrime”, “Biji Heþt Adar”, “Yaþasýn Kürt – Türk Kadýnlarýnýn Mücadele Birliði”, “Jin Jiyan Azadi” gibi sloganlarýn atýldýðý yürüyüþ, Yüksel Caddesi Ýnsan Haklarý Anýtý’da gelindiðinde sona erdi. Bir süre daha atýlan sloganlarýn ardýndan EKA adýna basýn açýklamasý okundu ve eylem, 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü’nde mücadele sözü vererek sona erdi. Emekçi Kadýnlar/Ankara
KADIN Kadýn; sefaletini herkesten habersiz, dört duvarýyla paylaþan gururdur. Kadýn; sýrtýnda bebesi, soðuða ve yorgunluða inat, sürüsünün önünde durabilen kavgadýr. Kadýn; susturulmuþ diliyle söylenecek aðýttýr. Kadýn; yayla kokulu teni, kýnalý eliyle sýrtýnda biten dayaktýr. Kadýnlar, kadýnlar bizim kadýnlarýmýz… Anamýz, kardeþimiz, yârimiz… Yaþamýn yarýsý nasýl bizimse kavganýn yarýsý da bizim. Yaþamý var eden iþçi ellerin yanýna eklenir kadýn iþçilerin elleri de… Bugün 8 Mart dünya emekçi kadýnlar günü… Bugün yaþamý var eden emekçi kadýnlarýn kapitalizme karþý mücadele ve kavga günü… Bizler Ýzmir Emekçi Kadýnlar(EKA) olarak bu kavga gününü eylem alanlarýnda kadýn ve erkek iþçilerle beraber geçirmeyi görev bilip koyulduk yola. Sloganlarýmýzýn yanýnda tiyatro, müzik ve þiirlerimizi de yanýmýza alarak çýktýk yola;Menemen’de onurlu mücadelelerinin 200’lü günlerini aþan Savranoðlu deri iþçilerinin yanýna gittik. EKA adýna yaptýðýmýz kýsa konuþmanýn ardýndan kýzýl karanfillerimizi kadýn iþçilere daðýttýk. Daha sonra tiyatromuzu sahneleyip müziðimizle devam ettik. Adana’dan aramýza katýlan deðerli bir dostumuzun okuduðu þiirle de programýmýzý orada sonlandýrdýk. Savranoðlu iþçileri adýna da kadýn bir iþçi söz alarak onurlu mücadelelerine kýsa bir þekilde deðinip 8 Mart’ý yaratanlarý ve yine mücadelelerinin 50. Gününü aþan Billur Tuz iþçilerini selamladý. Bizler de deri iþçilerinden aldýðýmýz selamý, Billur Tuz iþçilerinin yanýna taþýmak ve oradaki kadýn-erkek iþçileri selamlamak üzere koyulduk yola. Sloganlarýmýzla iþçileri selamladýktan sonra orada da kýsa bir konuþma gerçekleþtirip karanfillerimizi kadýn iþçilere daðýttýk. Savranoðlu deri iþçilerinin selamlarýný ilettikten sonra sözü tiyatromuza ve müzik dinletimize býraktýk. Dostumuzun þiiriyle de orada da ziyaretimizi sonlandýrdýk. Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý diyen billur Tuz iþçileri bizi sloganlarla uðurladý. YAÞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ EMEKÇÝ KADINLAR / ÝZMÝR
TARÝHE YÖN VEREN KADINLAR... Sibel Sürücü... Tarihte göðü fethe çýkan yüzbinlerce, milyonlarca kadýndan sadece birisi; yoldaþlarýnýn Güneþ’i... 24 yaþýndaydý daha, “burada yaþanmaz” diyerek F tipi zindanlarý protesto etmek, zindanlarýn yýkýlýp tutsaklarýn özgürleþtirilmesini istemek için bedenini açlýða yatýrdýðýnda. Sene 2000... Devlet Zindanlarý bir eðitim kurumu ve emekçi halklarýn umut kaynaðý haline getiren devrimci tutsaklarýn önünü kesmeliydi, Halk öncülerinden ayrýlmalýydý. 2 sene süren hazýrlýklarýný hayata geçirdiler. 19 Aralýk 2000 günü 20 zindana birden eþzamanlý baskýn yapýldý. 28 tutsak katledildi, yüzlercesi yaralandý. F tipi zindanlarda tutsaklar yeni bir eyleme baþladý: Ölüm Orucu. “Bütün Ýktidar Emeðin Olacak, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük, Kürt Ulusuna Kendi Kaderini Tayin Hakký, F Tipi Zindanlar kapatýlmalý, süren inþaatlar durdurulmalý, Terörle Mücadele Yasasý bütünüyle ortadan kaldýrýlmalý, DGM’ler kapatýlmalý, yaptýðý yargýlamalar bütün sonuçlarýyla iptal edilmeli, Üçlü Protokol iptal edilmeli” talepleriyle Ölüm Orucu eylemine baþ-
layan Leninist tutsaklar arasýndaki ilk gönüllülerdendi Sibel Sürücü... 124 gün boyunca her gün büyük bir inançla, kararlýlýkla sürdürdü eylemini ve 22 Nisan 2001 günü ölümsüzleþti... O örgütlü leninist bir kadýndý. Sibel Sürücü genç yaþlarda devrimci mücadeleye atýlmýþ, devrimci mücadeleyi bir yaþam biçimi olarak algýlamýþ ve tam bir kavga insaný olmuþtur. Düþmanýn eline düþtüðünde; iþkencehanelerde ortaya koyduðu komünist tutumun, bir leniniste yakýþacak düzeyde olduðunu dostta da düþmana da göstermiþtir. Ve “Sibel yoldaþýn düþmana karþý tavizsiz mücadelede örnek alýnmasý gereken bir çok yönleri bulunmaktaydý. Disiplinli, azimli çalýþmasý, hiçbir dönem kararsýzlýða düþmemesi, her anýný devrim mücadelesine adamasýyla örnek alýnmasý gereken bir kadýn devrimcidir. Sibel Sürücü, bugün Ýstanbul Ayazma Mezarlýðý’nda yatýyor; iþçi sýnýfý ve emekçilerin, yoldaþlarýnýn ve onu tanýyan herkesin gönüllerinde yaþamaya devam ediyor.
Sayı 11 / Nisan 2012
Akmercan Direniþi (3)
D
ireniþ çadýrýmýzý el birliðiyle kurduk. Ýçerde kalan bir kýsým maaþýmýz içinde açlýk grevine girdik Mahmut Nedim Orhan arkadaþ ile birlikte. Mahmut arkadaþ evliydi, dört çocuk babasýydý. Direniþ alanýný terk etmem, açlýk grevini de maaþlarýmýzý alýncaya kadar sürdüreceðim dedi. Dediði gibi de yaptý. Direniþçi arkadaþlarýmýzýn %98’i evliydi. Çalýþmak zorundaydýlar. Direniþin de devam etmesi gerekiyordu. Hani bu durum canýmý sýkmýyor deðildi. Ne yapmam gerektiði konusunda epeyce fikir üretmiyor deðildim. Ýþçilerin direniþ çadýrýna ve mahkeme sürecine sahip çýkmasý için en doðru kararý vermeliydim. Tüm iþçi arkadaþlarýn telefon numarasýný alýp listeledim. Kontör ve bazý acil ihtiyaçlarýmýz için de adam baþý 5 lira aldým. Sýrasý gelen arkadaþý aradýðýmýzda iþ çýkýþý gelip direniþ çadýrýndaki yerini alacaktý. Sabah iþine de direniþ çadýrýndan gidecekti. Bu çözüm en iyi çözüm gibi gelmiþti. Yýllar sonra 5 lira almanýn nedenli bir hata olduðunu anlayacaktým. Direniþ çadýrýna çaðýrdýðýmýz arkadaþlarýn büyük bir çoðunluðu katýlmýyordu. Bunun asýl nedeni bize 5 lira veren arkadaþlarýn bizi emirlerindeki iþçi gibi görmeleriydi. Sanki o parayý bir iþ karþýlýðý vermiþ gibi bakýyorlardý. Açlýk grevini 10. gün sonunda içerdeki ücretlerimizi aldýktan sonra bitirdik. Mahmut arkadaþ çok mutluydu. Ýlk zaferimizi almýþtýk. Zaim Özoluk amcamýz direniþi sonuna kadar sürdüren arkadaþlarýmýzýn baþýnda geliyordu. Zaim amcamýz muhafazakar milliyetçi düþüncelere sahipti. Onunla asla zýtlaþmadým. Daha doðrusu tüm arkadaþlarla fikir çatýþmasý ortamýna girmedim. Pratikte herþeyi daha iyi anlayacaklardý. Nitekim öyle oldu. 12 Eylül 2006’da çevik kuvvet ekipleri çadýrýmýza saldýrdý. Direndik!... O gün çok aðýr darbeler aldým. Zaim amcada kolundan yara almýþtý. Gözaltýna alýndýk. Benim durumum aðýr olunca Zaim amca çok üzülmüþtü. Karakolda memur bey kolumdan yaralýyým dedi. O memurda Zaim amcaya aðýr hakaret etti. O memura hemen tepki koydum. Zaim amca polisin bu tutumu karþýsýnda büyük bir þok yaþadýðýndan mýdýr, aðzýný býçak açmýyordu. Çadýra geldik serbest býrakýlýnca. Çadýrda þu sözleri söyledi; demek ki hak arayanlara polis saldýrdýðýnda ben polisi haklý görüyordum. Anladým ki kim hak aramaya kalkarsa polis hak arayanlara saldýracaktýr. Zaim amcada büyük bir deðiþim yaþanýyordu. Her geçen gün direniþe daha çok sahip çýkýyordu. Direniþ esnasýnda eksiklerimiz giderek artýyordu. Oysaki direniþin henüz baþlarýndaydýk. Yoðun polis ablukasý altýndaydýk. Bu durumdan kaynaklý iþçi yataðýndaki iþçiler çadýrýmýzý anlamakta güçlük çekiyorlardý. Polisin yarattýðý terörden kaynaklý yaklaþamýyorlardý. GOP.Paþa Belediyesine doðru yürüyüþümüzü Gazi mahallesinden geçirmek yerine, Sanko sanayi bölgesinden geçirip diðer iþ kollarýnda çalýþan iþçilere duyurmuþ olacaktýk. Fabrika yataðýndan geçip GOP Belediyesine gitmemekle yanlýþ karar aldýðýmý yýllar sonra daha iyi anlayacaktým. Ýþçilerin yoðun olduðu bölgelerden geçerken bildirileri de daðýtacaktýk. Böylelikle direniþimizi tüm iþçilerin bilgisinde olacaktý. Böylelikle direniþimize destek olacaklardý. Bizler birlikte halaylar çekip türküler söyleyeceklerdi. GOP Belediyesine doðru yürüyüþ güzergahýmýzý Gazi mahallesine yöneltmekle çok büyük hata yaptým. Bir genç iþçi cesaret edip yanýmýza geldi. Epeyce sohbet ettik. Neden direndiðimizi ayakkabý iþçisi olan o gence anlattýk. Sorunlarýmýzýn ortak olduðunu birlikte mücadele etmemiz gerektiðini anlattým. Genç izin isteyip ayrýldý. Aradan 3 saat geçti o genç annesini, kardeþlerini yanýna alýp bize geldiler. El arabasýyla gelmiþlerdi. O arabada ne yoktu ki her þey vardý. Genç iþçi anlatýmlarýmýzdan etkinlendiðini annesine anlattýðýný ve gerekli bazý ihtiyaçlarýmýzý karþýlamanýn gerektiðini anneme anlattým. O da buna sýcak baktý, böylelikle yanýnýza geldik. Zaim amca, aile gittikten sonra “Abidin inan seni dinlerken çok etkilendim. Dedim ki iyi ki mücadelenin içindeyim.”demiþti. Yukarýda söylediðim iki hatanýn temelinde popülizm yatýyordu. Popülist yaklaþýmda olanlar, karþýlarýna çýkýp doðru söyleyenleri dikkate almaz. Böylelikle hatalar artar çoðalýr. Bu yüzden popülizme karþý da savaþ vermeliyiz. Popülist tutumu yerden yere vuruyorum. Kolektif mücadelenin en doðru mücadele olduðuna inanýyorum. DİK’li Ýþçi Abidin Ateþoðlu Amasya E Tipi Kapalý Cezaevi
Baharın Habercisi Netaş Grevinin 26. Yılı
12
Eylül askeri faþist darbesinden sonra 1983’te çýkarýlmýþ Toplu Ýþ Sözleþmesi Grev ve Lokavt Kanunu yürürlükteydi. Yasayý yapanlar, Türkiye Ýþveren Sendikalarý Konfederasyonu’nun “ ’82 Anayasasý üzerine görüþler,düþünceler, öneriler” baþlýklý raporunu esas alarak grev hakkýný kuþa çevirmiþlerdi. Ýþçilere, sadece toplu iþ uyuþmazlýðý sonucu menfaat grevi yapma hakký tanýnmýþtý. O da önemli ölçüde sýnýrlandýrýlmýþ ve kýsýtlanmýþtý. Grev hakký göstermelik, iþlevsiz adý var kendi yok bir hale getirilmiþti. Dönemin sendikacýlarý “bu yasalarla grev yapýlmaz, bu yasalarla hak alýnmaz, hepimize geçmiþ olsun” diyordu. Bu kritik ortamda sahneyi yine metal iþçileri aldý. Sendikalarý Maden-Ýþ, 12 Eylül’cüler tarafýndan faaliyetten alýkoyulduðu için baðýmsýz Otomobil-Ýþ Sendikasý’nda toplanan metal iþçileri, Netaþ’ta 93 gün süren grev yaptý. 2600 iþçinin toplu iþ sözleþme görüþmelerinde yaþanan uyuþmazlýk sonrasý baþlatýlan grev, 12 Eylül sonrasýnýn ilk büyük greviydi. 93 gün sonunda iþçilerin taleplerinin büyük ölçüde kabul edilmesiyle sona eren grev, grev hakkýnýn yeniden kullanýlabilir hale gelmesinde önemli bir eþik oldu. Ýþçi sýnýfý fili mücadeleylemevcut yasalarla da grev yapýlabileceðini, hak alýnabileceðini gözler önüne serdi. Bu örnekle çeþitli iþkollarýnda ve iþyerlerinde grev, iþçiler için yeniden bir hak arama aracý haline geldi.. Netaþ (Northern Elektrik Malzemeleri Fabrikasý), Kanadalý Northern þirketi ile PTT ortak yatýrýmýdýr. Telefon santralleri ve malzemeleri üreten ve Ümraniye’de kurulu bulunan fabrika 1969 yýlýndan bu yana faaliyettedir. Netaþ Fabrikasý’nda mücadele geleneði 1986’lardan çok daha öncelere dayanýr. 1975 yýlýnda üyesi olduklarý sarý Tek Met-Ýþ Sendikasý’ndan ayrýlarak DÝSK’e baðlý Maden-Ýþ Sendikasý’na geçmelerinden dolayý iþten çýkarmalar baþlayýnca Netaþ iþçileri iþ býrakmýþ, iþyerini iþgal etmiþ, polisle ve eylem kýrýcýlarla çatýþmalar yaþamýþtýr. Netaþ iþçilerinin 18 Kasým 1986 yýlýnda baþlayan grevi ise, toplu sözleþme sürecinin týkanmasý nedeniyle baþlamýþtýr. 2600 iþçiyi kapsayan grev 93 gün sürmüþtür. Grev, Ümraniye’deki ana fabrikanýn yaný sýra diðer þehirlerdeki iþyerlerinde çalýþan iþçileri de kapsamýþtýr. Sendika ve grev yasalarýndaki sýnýrlamalara ve yasaklara raðmen, Netaþ iþçileri 93 günlük grevin sonunda, taleplerini büyük oranda kabul ettirerek patronu dize getirdiler.12 Eylül’ün ardýndan kaybettikleri ekonomik, sosyal ve demokratik haklarýnýn geri almak amacýndaydýlar. Örneðin yýlda 6 ikramiye alýyorlardý, oysa yeni yasada ikramiyeler 4’le sýnýrlandýrýlmýþtý. Disiplin kurullarýnda iþçi ve iþveren eþit sayýda temsil edilecek ve baþkanlýðý dönüþümlü olacaktý. Ýþten çýkarýlan iþçiye 3 ay daha ücret ödenmesini öngören iþsizlik tazminatý talep ediliyordu. Çevre fabrikalardan gelen iþçilerin ziyaretleriyle coþkulu geçen grev sürerken, PTT Genel Müdürlüðü devreye girerek, çalýþmanýn durduðu santrallerde kendi teknisyenlerinden oluþturulan ekipleri çalýþtýrmak istedi. 657 sayýlý Devlet Memurlarý Yasasý’na tabi olan bu teknisyenlerden çalýþmak istemeyenler, sürgünle tehdit edilerek grev kýrýcýlýðýna zorlandý. Grevin ilerleyen günlerinde de fabrikadan kamyonlarla malzeme çýkarýlmasýna engel olmak isteyen iþçilere karþý, fabrikaya polis istendi.Bunlara karþýda Netaþ iþçileri çalýþma müdürlüðü ve valilik önünde protesto eylemleri yaparak cevap veriyordu. Netaþ grevcileri, kendi iç örgütlülüklerini saðlam oluþturmanýn yaný sýra, diðer sendikalarla, çevre fabrikalarda ve iþyerlerinde çalýþan iþçilerle, bölge halkýyla iliþkiler kurdular. Netaþ iþçileri, grevin yürütülmesi iþini de sendikacýlara havale ederek bir kenara çekilmek yerine, bizzat kendi öz örgütlenmelerine dayanarak, grev mücadelesini baþýndan,sonuna kadar nasýl yürütüleceðini gösterdiler.Tüm bu özellikleriyle Netaþ grevi iþçi sýnýfýnýn mücadele tarihine eþsiz bir deneyim kazandýrdý. Bu deneyimden öðrenmeli ve geleceði kazanma mücadelemizde Netaþ greviniden dersler çýkarmalýyýz. 93 gün süren Netaþ grevi, taleplerin kabul edilmesi üzerine 18 Þubat 1987’de sona erdi. Ancak grev sona erdikten sonra, sendikaya yönelik baskýlar arttý. Emekliliði gelmiþ olanlardan baþlamak üzere iþten çýkarmalara gidildi. Yüzlerce iþçi iþten atýldý. Netaþ iþçilerinin eylemleri iþten atmalara karþý dasürdü . 18 Kasým 1986 yýlýnda baþlayan Netaþ grevi deneyiminden öðrenmeli ve geleceði kazanma mücadelemizde Netaþ greviniden dersler çýkarmalýyýz. Netaþ grevinin en önemli özelliði 12 Eylül faþist diktatörlüðünün karanlýðý altýnda gerçekleþmiþ olmasýdýr. 3 ay sürmüþ ve önemli kazanýmla sonuçlanmýþtýr. Netaþ grevi 12 Eylül karanlýðýnda iþçi sýnýfýna ýþýk olmuþtur.
11
TARİHTE BU AY 1 Nisan 1937Büyük sinemacý Yýlmaz Güney Adana’da doðdu. Yýlmaz Güney’in gerçek adý Yýlmaz Pütün’dür. Kendi ifadesine göre Pütün kýrýlmasý zor sert meyve çekirdeði demektir. 1937 yýlýnda, topraksýz bir köylü ailenin iki çocuðundan biri olarak dünyaya geldi. Adana’da yetiþmiþ büyümüþtür. Üniversite okumak üzere Ýstanbul’a gitti ve Atýf Yýlmaz ile tanýþtý. Bu süreçte bir yandan da hikâyeler yazýyordu. Yeni Ufuklar ve On Üç gibi dergilere de öyküler yazan Yýlmaz Güney, bir öyküsünde komünizm propagandasý yaptýðý gerekçesiyle yargýlanýr ve 1961 yýlýnda bir buçuk yýl hapis cezasýna mahkûm olur. Yýlmaz Güney, 1972 yýlýnda “Mahir Çayan ve arkadaþlarýna yardým ettiði” gerekçesiyle 2 yýl hapse ve sürgüne mahkûm edildi. Yýlmaz Güney içeride kaldýðý süre boyunca sinema ve sanat ile ilgili fikirlerini; þiir ve öykülerini o dönemde çýkarmaya baþladýðý Güney dergisinde yayýnlamýþtýr. 1974’te cezaevinden çýktý. Ýki yýldan fazla cezaevinde kalan Yýlmaz Güney, ayný yýl Arkadaþ filmini çekti. Yine ayný yýl Endiþe adlý filmi çekerken Yumurtalýk ilçesindeki bir gazinoda ilçe yargýcý Sefa Mutlu’yu öldürmekten tutuklandý. Beþ yýl hapis yattýktan sonra 9 ekim 1981 tarihinde izinli olarak çýktýðý Isparta yarý açýk cezaevinden yurtdýþýna firar etti.Yýlmaz Güney’in hapisten kaçýþ serüveni çok ilginçtir; hapise girmeden önce çekmiþ olduðu Þeytanýn Oðlu adlý filmde bir günlük bayram izninde dýþarý çýkan ve kayýplara karýþan bir adamýn hikayesini anlatan sanatçý, filmi kendisi oynamýþ oldu. Bir günlük izin ile hapisten çýkarak Fransa’ya kaçtý ve yaþamýnýn geri kalanýný orada geçirdi. Cezaevinde sinema ile olan ilgisi devam etti. Cezaevindeyken GÜNEY adlý bir sanat-kültür dergisi çýkardý. Yol’un kurgusunu tekrar yaptý ve Cannes Film Festivali’nde ödül aldý. Yurt dýþýna kaçtýktan sonra Duvar filmini Fransa’da çekti. Duvar onun son filmi olmuþtur. Yýlmaz Güney Türk edebiyatýna ve sinemasýna çok büyük katkýlarý olmuþtur. Þu sözler ona aittir: “Sorunun esasý þudur: Ya devrim yolunu seçeceðiz… ya da, bu düzenin baskýlarýna, haksýzlýklarýna boðun eðerek, þu ya da bu biçimde teslim olarak yaþamayý seçeceðiz. Bu çeþit bir seçiþ, yok olmanýn bir biçimidir. Asýl hapishane insanýn kafasýnda yarattýðý hapishanedir. Hayatý sýnýrlayan hapishane odur ki,ilk fýrsatta yýkýlmalýdýr. Dünyayý daha iyi kavrayabilmek için.” 14 Nisan1930 :Büyük Rus þairi Mayakovski,Gürcistan’ýn Baðdadi köyünde hayata gözlerini yumdu. Mayakovski, bireysel ve toplumsal coþkularý geniþ soluklu bir biçimde dile getiren þiirleriyle çaðdaþ Rus þiirinin en önemli þairlerinden sayýlýr. Baðýmsýzlýk tutkusuyla büyük kitlelerin parçasý olmaktan duyulan coþkuyu, bireysel baþkaldýrý ile yýðýnlarýn sesi olabilmeyi ayný anda þiire yansýtmýþ, yergici, alaycý, ancak ateþli, coþkulu ve tutkulu þiirleriyle Devrim’in baþ þairi olmuþtu. 19 NÝSAN 1882: Charles Darwin öldü. Ýnsan dahil tüm canlý türlerinin doðal seçilim yoluyla bir ya da birkaç ortak atadan evrildiðini öne sürmüþ ve o günün þartlarýna göre bu teoriyi destekleyen pek çok kanýt sunmuþtur. Darwin’in fikirleri üzerine inþa edilen modern evrim teorisi, bugün biyoloji biliminin temeli ve birleþtirici öðesidir. Evrimin gerçekleþtiði gerçeði Charles Darwin’in yaþadýðý dönemde, doðal seçilim teorisinin evrimin ana açýklamasý olduðu ise 1930’lu yýllarda bilim dünyasý tarafýndan kabul görmüþtür. Darwinim yazdýðý yapýtlar yaptýðý açýklamalar bilimsel biyolojinin ortaya çýkmasýna yardým etmiþ idealizme ve metafiziðe yürütülen mücadeleye büyük bir hizmette bulunmuþtur. Darwin’in orijinal teorileri modern evrimsel biyolojinin temelini oluþturmakta, hayatýn çeþitliliði üzerine birleþtirici bir mantýksal açýklama sunmaktadýr. 22 Nisan 1870:Proletaryanýn büyük önderiVladimir Ýlyiç Lenin doğdu. Rus sosyalist devrimci, ekim devriminin lideri,(SBKP) ilk genel sekreteridir. Lenin,ayný zamanda Marksist teorik ve felsefi yazýlarýn yazarý olarak bilimsel sosyalizmin Marx ve Engels sonrasý geliþtiricilerindendir. Lenin’in en büyük amacý; kapitalizmin uzlaþmaz sýnýf çeliþkilerinden proleter bir dünya devrimi oluþturup toplumsal sýnýf karþýtlýklarýnýn olmadýðý, insan toplumunun tarihsel oluþumuna öncülük etmekti. Marksizm üzerine kurulmuþ politik ve ekonomik bir teori olan Leninizm’in de kurucusudur. Leninizm, Marksizmin çaðýn gereklerine göre hem kuramsal hem politik hem de ekonomik alanda, temel ilkelere baðlý kalarak yeniden uyarlanmasý olarak anlaþýlýr. Leninizm kavramý, yeni olgular ve yeni bilimsel geliþmeler doðrultusunda Marksizmin yeniden üretilmesi gereði üzerinden deðerlendirilir ve Marksizmin devrimci ve bilimsel özüne uygun olarak geliþtirilmesi olarak anlaþýlýr.[Yaþamýnýn ilk yýllarýnda iki trajedi ile karþý karþýya kalmýþtýr. Bunlardan birincisi 1886 yýlýnda babasýnýn beyin kanamasýndan ölümü, ikincisi de Mayýs 1887’de aðabeyi Aleksandr Ýlyiç Ulyanov’un Rus çarý III. Aleksandr’ýn hayatýna kasteden bir bombalama eylemine katýlmasý nedeniyle asýlmasýdýr.
S Ö Z LÜ K - DÜ Ş ÜN CE Düþünce özel þekilde organize olmuþ olarak beynin en yüksek ürünü ve onun aracýlýðýyla objektif dünyanýn kavramlar yargýlar teoriler halinde yansýdýðý aktif süreç. Düþünce insanýn sosyal üretici faaliyet süreci içinde ortaya çýkar. Düþüncenin oluþumu biyolojik evrimden çok sosyal geliþmeye baðlýdýr. Her çeþit bilginin ilkeleri vardýr. Düþünce bunlarý nereden alýr. Kendinden mi? Hayýr. Düþünce, bu biçimleri ancak kendisinden baðýmsýz geliþen dýþ dünyadan çýkartýp üretebilir. Düþünce baþlangýcý iþleyiþi ve sonuçlarý bakýmýndan sosyal bir üründür. Ýnsan düþüncesinin nesnel gerçeðe varýp varamayacaðý sorunu teorik deðil pratik bir sorundur. Düþünce bu gerçekliðini ve gücünü doða bilimlerini pratikte keþfetmesine baðlýdýr. Çünkü bütün bilgiler deneyden duyumlardan algýlardan gelir. Düþünce bunlara yön vermeye çalýþýr. Düþünce insanýn en yüksek derecede geliþmiþ organýnýn,beyninin ürünüdür ; insan düþüncenin ürünü deðildir. Ýnsan doðanýn bir ürünüdür. Ýnsan düþüncesi kendi bulunduðu toplumsal iliþkileri ne kadar geliþitirirse deðiþim de o kadar hýzlý olur.Düþünce soyuttur;fakat insan düþündüðünü pratiðe dönüþtürmeye baþladýðýnda, düþünce somut bir biçim alýr. Bütün deðiþmeler hareketten gelir; hareket sayesinde biz deðiþimleri anlayabiliriz. Ýnsan aklý doðada pek çok þaþýrtýcý þeyler buldu daha nicelerini de bulacaktýr ve bununla birlikte doða üzerindeki gücünü þimdiye göre daha fazla artýracaktýr.
Emeðin Dünyasý Gazetesi / Aylýk Süreli Gazete / Yýl: 2 / Sayý: 11 / Nisan / 2012 / Mart Yayýncýlýk / Sahibi ve Yazý Ýþleri Müdürü: Cenk Orçun Ýnal / Adres: 75. Yýl Mahallesi 1341 Nolu Sokak No: 47/B Sultangazi/ÝST/ Tel.: 0212 419 68 51 / emegindunyasi@gmail.com - www.emegindunyasi.info / Baský Tuks Matbaa & Ajans / Þirinevler Mah. 1. Sok. No: 27/16 Bahçelievler/ÝST
İDAMLARININ 30. YILINDA SEYİT KONUK, İ.ETHEM COŞKUN VE NECATİ VARDAR MİTİNGLE ANILDI Mart 1982 Yılında Faşist Cunta Tarafından Buca Zindanında İdam Edilen Üç Kominist İşçi Önderi 30 Yıl Sonra Düzenlenen Bir Miting İle Anıldı. Seyit Konuk 2 Şubat’a 1958’de Tokat’ın Günevi Köyünde Doğdu. İzmir Tariş Üzüm İşletmesinde İşçi Olarak Çalıştı. Çalıştığı Süre Boyunca Sendikal Örgütlenme Çalışması Yürüttü. Tariş Direnişinin Örgütlenmesinde Aktif Rol Aldı. İbrahim Ethem Coşkun 16 Ocak 1959’da Antep’in İslahiye İlçesinde Doğdu. İplik-İş Sendikasının Örgütlenme Faliyetlerini Yürüttü Bir Müddet. Daha Sonra İzmir’de Birleşik Metal İş Sendikası Şube Başkanlığı. Necati Vardar 21 Ekim 1960’da İzmir Urla’da doğdu. BMC Fabrikasında İşçi Olarak Çalıştı. BMC’de Sendikal Faliyet Yürütürken Ayrıca Genç Emekçiler Birliğininde Örgütlenme Faliyetlerinde Bulundu. Üç Komünist İşçi Yaşamlarını İşçi Sınıfının Kurtuluşu Olan Sınıfsız Sömürüsüz Bir Dünya İstemiyle Sosyalizme Adamışlardı. Ve Yaşamlarını İşçi Sınıfını Sosyalimz Yolunda Örgütleyerek Sürdürdüler. İşçi Sınıfının ve Emekçilerin Örgütlü Mücadelelerine Karşı Faşistlerin Silahlı Eğitimleri İçin Kurulan Komando Eğitim Kamplarını Finanse Eden Faşistleri Cezalandırdıktan Sonra Sonra Yakalandılar. Yakalandıkları Andan İtibaren Yaptıkları Eylemleri Üstlenerek Faşizmin Celatlarına Karşı Başları Dik Durdular. 1 Mayıs 1981 Yılında Çıkarıldıkları Mahkemede Seyit Konuk “Bugün İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele Ve Dayanışma Günü Olan 1 Mayıs. 1 Mayıs Şehitleri İçin Sizi Bir Dakikalık Saygı Duruşuna Davet Ediyorum” diyerek Mahkeme Heyeti Dahil Herkesi Sayğı Duruşuna Kaldırarak İşçi Sınıfının Baş Eğmez Sacaşçıları Denizlerin Yoldaşları Olduklarını Faşizmin Cellatlarını Teslim Alarak Gösterirleri. Haklarında İdam Kararı Daha Yakalandıkları İlk Anda Verilmiştir Aslında. Ve Onlar Yaşamlarını İşçi Sınıfının Uğruna Verdikleri Gururla Başları Dimdik Giderler İdam Sehpalarına. Seyit’in İdam Sehpasında Dediği Gibi “Şunlara Bakın Hele. Tir Tir Titriyorlar. Korku Sizinle Hergün Yaşayacak. Cellatlardan Ve Onun Devletinden Ergeç Hesap Sorulacak” diyerek İşçi Sınıfının Bayraklarını Devralacağını ve Faşizmi Yıkacağına Olan İnancıyla Göğüsledi İdamı.
13
13
Mart 1982 yýlýnda idam edilen iþçi önderleri Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar, Ýzmir’de Mücadele Birliði Platformu’nun düzenlediði bir mitingle anýldý. Devrimci Ýþçi Komiteleri, Devrimci Öðrenci Birliði ve Mücadele Birliði Platformuna ait pankartlarla saat 13.30 sýralarýnda Bornova Þehir Stadyumu önünde kýzýl bayraklarý, önlükleri ve dövizleriyle toplanan kitle, “13 Mart Savaþçýlarý Yaþýyor, Savaþýyor”, “Denizlerden Seyitlere Kavga Sürüyor”, Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Denizlerin, Seyitlerin Yolunda Yürüyoruz Devrime”, “Fabrikalar Tarlalar, Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”, “Yaþasýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði”, “13 Mart Savaþçýlarý Yaþýyor, Leninistler Savaþýyor”, “Deniz Yusuf Ýnan Savaþa Devam” sloganlarý atmaya baþladý. Alanda toplanma ve yürüyüþ süresince 13 Mart Savaþçýlarý olarak tarihe geçen iþçi önderlerin yaþamlarý, örgütlenme süreçleri ve idam ediliþlerini anlatan ajitasyon konuþmalarý, kuþlamalar ve bildiri daðýtýmlarý yapýldý. Zaman zaman marþlarýn da söylendiði bekleyiþ sýrasýnda çevreden geçenler ilgi gösterdiler. Kimileri kenardan izleyip alkýþlarken bazýlarý da kitleyle birlikte yürümeye baþladý. Zaman zaman yoldan geçen araçlar da korna çalarak desteklerini belirttiler. Miting alanýna gelindiðinde kitleye katýlanlar oldu. Miting alanýna gelindiðinde yine Denizler ve 13 Mart Savaþçýlarýna iliþkin sloganlar ve marþlar bir süre devam etti. Miting ilk konuþmayý Mücadele Birliði Platformu adýna Vefa Serdar yaptý. 13 Mart Savaþçýlarýnýn iþçi oluþlarýna ve devrimci kiþiliklerine iliþkin bilgiler veren Serdar, idam ediliþlerinin asýl nedeninin, proletaryanın sınıf bilincinin geldiği bilinç düzeyini temsiz etmeleri olduğunu, onların sınıfsız sömürürüsüz bir dünyanın mümkün olduğunun bilincine vardıklarını, bu bilinçle mücadeleye etmeye başladıklarını ve bunun sermaye sınıfını korkuttuğunu söyledi. Seyitlerin,Denizlerin yoldaþlarý olarak onlardan devraldýklarý mücadele bayraðýný iþçi önderler olarak taþýdýklarýný ve Mücadele Birliði Platformu bileþenlerinin de bundan sonra bu mücadele bayraðýný halklarýn mücadele birliðini örerek
devrime kadar sürdüreceðini belirtti. Ardýndan BDP Genel Baþkan Yardýmcýsý ve Muþ milletvekili Demir Çelik Kürt ve Türk halklarýnýn mücadele birliðinin örülmesinin önemi üzerinde duran bir konuþma yaptý. Denizlerin ardýndan iþçi önderler olarak Türk ve Kürt halklarýnýn birlikte mücadelesini öne çýkaran 13 Mart Savaþçýlarýnýn bugünkü devrim mücadelesine örnek olduklarýný belirtti. Mezopotamya Kültür Merkezi’nden Koma Agire Zerdeþt’in söylediði Kürtçe parçalara kitle arada coþkulu sloganlarla eþlik etti. 13 Mart Savaþçýlarý’ný tanýmýþ iþçilik ve tutsaklýk dönemlerinde onlarla arkadaþlýklarý olmuþ kiþiler de kýsa konuþmalar yaptýlar. Hamdi Gülçay, Necati Vardar’la iþçi olduðu fabrikada tanýþtýklarýný belirterek onun devrimci ve örgütleyici özelliklerini aktardý. Metin Saðdýç ise cezaevinde birlikte olduklarý sýrada ayný kelepçeyle kelepçelendiklerini belirterek, onlarýn iþçi sýnýfýnýn öncü devrimcileri olduklarýný söyledi. “Denizlerin idamýnýn ardýndan nasýl onlarýn adlarý doðan çocuklara konulduysa, þu an burada da birçok Seyit, Necati ve Ýbrahim Ethem’in olduðunu görebiliyorum” dedi ve onlarýn mücadelesinin devrimle taçlanýncaya kadar süreceðini ifade etti. Yaþýna raðmen “genç komünist” adýný hakeden, Osman Karatoprak ise Denizlerle baþlayan mücadeleyi 13 Mart savaþçýlarýnýn da devrimci iþçi önderler olarak mücadeleye ýþýk tuttuklarýný ve onlarý izleyen yoldaþlarýnýn Murat Sibel ve Aysunlar devrim yolunda kendini fedanýn örneklerinin verildiðini belirtti. Ardýndan Grup Emeðe Ezgi söyledikleri Türkçe ve Kürtçe parçalar ve marþlarla kitleyi daha da coþturdu. Kitlenin miting boyunca marþlara coþkuyla eþlik etmesi ve sloganlar atmasý çevreden geçenlerin de ilgisini arttýrdý. Mitinge Billur Tuz Ýþçileri, Savranoðlu Deri iþçileri, Deri Ýþ Sendikasý, Tümtis Ýzmir Þubesi, Genel-Ýþ Ýzmir 5 Nolu Þubelerinden yönetici ve üyeleri Tek Gýda iþ sendikasý Genel Baþkan Danýþmaný Gürel Köse, Tek Gýda Ýþ 7 Nolu Þube, BDP Ýzmir Ýl Örgütü, Bornova Ýlçe Örgütü, Narlýdere Ýlçe Örgütünden katýlanlar oldu. Ayrýca Devrimci 78’liler Derneði “Yaþasýn Devrim ve Sosyalizm” pankartý, Liseli Devrimci Gençlik ise “Liseliler Ayakta Faþizme Karþý Savaþta” pankartýyla katýldýlar.