eds7

Page 1

Bedaş İşçileri Kazandı

www.emegindunyasi.info

Savranoğlu İşçileri

S

“Kavga Bitmedi,

Daha Yeni Baþlýyor”

avranoðlu Deri’de iþçileri yýldýrmak için,Ýzmir’deki fabrikayý kapatıp, iþçileri Tuzla’ daki Kampana Deri fabrikasýna getiren, sonra da iþçilere konaklama hakký tanýmayan Mehmet Savranoðlu 13 Ekim günü iþçileri “Fabrikayý iþgal ettikleri için” iþten çýkarmýþtý.

Aylık İşçi Gazetesi

Sayı: 07 / Kasım 2011 / Fiyatı 1 TL

KAPİTALİZM ÖLDÜRDÜ

Sayfa 4

Sayfa 2

Darphane’de Grev Kararý

10

aydýr Kamu Ýþveren Sendikasý ile Basýn-Ýþ Sendikası arasýnda 220 iþçi adýna süren Toplu Ýþ Sözleþmesi görüþmelerinde anlaþma saðlanamadý. Basýn-Ýþ Sendikasý bunun üzerine grev kararý aldý. Alýnan grev kararý 25 Ekim günü iþ yerine asýlacak. Sayfa 2

Eðitim-Sen’in Eylemlerine Polis Saldýrdý

E

ðitim-Sen birçok ilde hükümetin grevsiz toplu sözleþme dayatmalarýný protesto etmek için AKP İl Binalarýna meþaleli yürüyüþler düzenledi. Eðitim emekçilerinin yürüyüþleri birçok ilde polis tarafýndan engellenmeye çalýþýlýrken Tire ve Tekirdað’da polis saldýrýsýna maruz kaldý. Tekirdað Eðitim-Sen üyelerinin AKP binasý önüne yapmak istedikleri meþaleli yürüyüþe izin vermeyen polis, eyleme katýlanlara biber gazlarý ile müdehale ederek 7 kiþiyi gözaltýna aldý.

V

Van’da Üþümek

Sayfa 6

an þu günlerde, ölüm ve üþümek sözcüklerinden ibaret. Diðer sözcükler, sözcüklerin çadýrýnda misafir, sözcüklerin toplanmasý iyidir ama, o çok üþümek ve buz tutmak var ya þu anda Van þehrinin en önemli gerçeði. Saat 16.30. Van’a indim. Ilk iþim þehir merkezine gitmek oldu. Oraya varana kadar insanlarla konuþmakla geçti vaktim. Çadýr, kömür, battaniye acil istek, ama tam anlamýyla daðýtýlmýyor veya daðýtýlamýyor. Öðreneceðiz. Sayfa 6

T

Merhaba

ürkiye ve Kuzey Kürdistan’da hayat o kadar yoðun yaþanýyor ki, gündem neredeyse her gün deðiþiyor. Biz ise size ayda bir “Merhaba” diyebilmenin sýkýntýsýný yaþýyoruz. Size yeniden “Merhaba” diyene kadar belki de siz iþten atýlýyor, iþsiz kalýyorsunuz. Belki tutuklanýp hapse atýlýyor, onlarca yýl hapse mahkûm ediliyorsunuz. Ya da özgür bir ülke için savaþýrken kimyasal >> Sayfa 3 bombalarla

ÜRETENİ ÖLÜME MAHKUM EDEN KAPİTALİZM

İ

şçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Ekim ayının iş kazaları bilançosunu açıkladı. Raporda Ekim ayında 53 işçinin öldüğü 142 işçinin ise yaralandığını belirtiliyor.Yapılan açıklamada “İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi olarak, basından derlenen bilgilere göre Ekim ayında en az 53 işçinin hayatını kaybettiğini ve yine en az 142 işçinin yaralandığını kayıt altına” alıdıklarını vurguladılar. Sayfa 11

HUGO BOSS İŞÇİLERİ EYLEME DEVAM EDİYOR

Van’da 23 Ekim Pazar günü 7.2 şiddetinde meydana gelen depremde 600’ün üzerinde kişi hayatını kaybederken, binlerce insan da yaralı olarak kurtuldu. Meydana gelen hasarlar nedeniyle günlük yaşanan artçılardan kaynaklı yeniden evler, binalar yıkılıyor. İnsanlar evlerinde kalamadıkları için kendi imkanlarıyla kurdukları çadırlarda yaşamaya çalışıyorlar.

Kampana Deri İşçileriyle Röportaj

Hava Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Atilay Ayçin’le Röportaj

D

D

ireniþ sürecimiz çok iyi gidiyor. Yapýlabilec ek herþeyi yapýyoruz. Biz direniþçiler olarak, sendikamýz olarak, çevremizdeki iþçi kardeþlerimiz tarafýndan her sabah ve öðle ziyaret ediliyoruz. Þuanda 225. gün;

ünyada yaþanan olaylara baktýðýmýzda emperyalizm”yeni dünya düzeni “ ve” küreselleþme” gibi sözlerle bütün dünyayý ve insanlýðý piyasanýn ve onun kural tanýmaz güçlerinin eli kolu

Sayfa 6

Devlet Binalarý Ýþgal Edildi

H

ükümetin krizi bahane ederek yürürlülüðe koymaya çalýþtýðý reformlara karþý kamu ve özel sektörde çalýþan iþçiler dün grev baþlattýlar. Bugün Atina, Selanik ve birçok kentte gösteriler devam etti

Sayfa 10

Þ

Sayfa 5

Öðrenciler Barikatlarý Yardý

ili Üniversitesi Öðrenci Federasyonu’nun 14 Ekim’de ilan ettiði 2 günlük grev bugün baþladý. Öðrenci Federasyonunun çaðrýsýyla yapýlan greve iþçi sendikalarý da destek verdi. Sayfa 10

E

ge Serbest Bölgede kurulu olan Alman firmasý Hugo Boss’ta sendikal faliyetlerin yürütülmeye baþlamasý üzerine parça parça iþçiler iþten atýldýlar. Sayfa 2

T

3. Gününde Kazandý

ümtis Sendikasý’nýn örgütlenmeye çalýþtýðý Çukurova Kargo’da iþverenin sendikayý kabul etmemesi üzerine 35 iþçi iþyeri önünde 17 Ekim günü eyleme baþladý. 3 gün süren eylemin ardýndan yapýlan görüþmelerle patronun iþçilerin taleplerini kabul etmesi ve sendikal örgütlülüðü tanýmasý üzerine iþçiler iþbaþý yaptý. Sayfa 3

“Halkýn Saðlýðý”na Soruþturma

Ý

leri sanayi þehirlerimizden Kocaeli bölgesinde çevre ve saðlýk sorunlarý üzerine çalýþan Prof. Dr. Onur Hamzaoðlu ‘Endüstri Yoðun Bölgelerde Yaþayanlarda Ölüm Nedenleri: Dilovasý Örneði’ isimli çalýþmanýn sonuçlarý 2005’te yayýmlandý;

P

Sayfa 9

Tüpraþ’ta 1 Saatlik

Uyarý Eylemi

etrol-Ýþ üyesi Tüpraþ iþçileri, iþverenin, imzalanan toplu iþ sözleþmesinin bazý maddelerine uymamasý üzerine 1 saatlik iþ býrakma eylemi yaparak protesto ettiler.

Sayfa 3


2

www.emegindunyasi.info

Sayı: 07 / Kasım 2011

Savranoðlu Ýþçileri “Kavga Bitmedi, Daha Yeni Baþlýyor”

S

ÝZMÝR / 22.10.11 avranoðlu Deri’de iþçileri yýldýrmak için, Ýzmir’deki fabrikayý kapatarak iþçileri Tuzla’daki Kampana Deri fabrikasýna getiren daha sonra iþçilere konaklama hakký tanýmayan Mehmet Savranoðlu 13 Ekim günü iþçileri “Fabrikayý iþgal ettikleri için” iþten çýkarmýþtý.Menemen’de bulunan fabrikasýný farklý isimle, Rodeo Deri adýyla yeniden çalıştıracığını öğrenen ve iþten atýlan 38 Savranoðlu iþçisi, patronun yeni oyunlarýna karþý Tuzla’daki direniþ yerinden tekrar Menemen’e dönerek eylemlerini orda sürdürme kararı aldılar. Ýzmir’e dönme kararý alan ve Tuzla’dan 20 Ekim günü kitlesel bir þekilde uðurlanan iþçiler akþam vardýklarý Menemen’de de yine kitlesel bir þekilde kaþýlandýlar. Karþýlamaya Sendikal Güç Birliði Platformu’nun yaný sýra DKÖ’ler de destek verdi.

SGBP’den Kam pa na-Sav ra noð lu Ýþ çi le ri ne Des tek

213

TUZLA / 13.10.11 . gününe giren Kampana Deri iþçilerine Sendikal Güçbirliði Platformu’nun birleþenleri (Tümtis, Hava-Ýþ, Petrol-Ýþ, Belediye-Ýþ, Kristal-Ýþ, TekGýda-Ýþ), patronun saldýrýlarýna karþý iþçilerin yanýnda olduklarýný verdikleri destek ziyaretiyle dile getirdiler. Sendika yöneticilerinin yaný sýra sendikaya üye iþçilerin de katýldýðý basýn açýklamasý Sendikal Güçbirliði’nin dönem sözcüsü Atilay Ayçin tarafýndan yapýldý. Ayçin konuþmasýnda burada verilen mücadelede Deri-Ýþ Sendikasý’nýn yalnýz olmadýðýný, platform birleþenlerinin de bu mücadelede ortak olduðunu belirterek, iþçilerin haksýzlýklara karþý artýk ortak mücadele edeceklerini belirtti. Kampana iþçilerine destek olacaklarýný vurguladý. Kampana önünde yapýlan eyleme ayrýca Almanya Gýda Ýþçileri Sendikasý Baþkaný katýlým saðlarken, ICEM Genel Sekreteri ve ETUF:TCL Genel Sekreteri’nin gönderdikleri dayanýþma mesajý okundu.

Hava-Ýþ ve ÝSG arasýndaki 1. TİS’te Anlaþma Saðlanamadý

H

ÝSTANBUL / 11.10.11 ava-Ýþ Sendikasý ile Ýstanbul Sabiha Gökçek Uluslararasý Havalimaný Yer Hizmetleri A.Þ arasýnda 05.08.2011 tarihinde baþlayan 1. Tis görüþmelerinde, 60 günlük süreç dolmasýna raðmen, 14 madde üzerinde anlaþma saðlanamadý. Hava-Ýþ Sendikası, Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý Ýstanbul Bölge Müdürlüðü’ne baþ vurarak arabulucu tayin edilmesi talebinde bulundu. Yapýlan açýklamada 15 gün içinde arabulucu anlaþma saðlayamaz ise sendika grev kararý alacaðýný açýkladý. Sendika ile iþveren arasýnda, resmi tatil günü ücreti, ücretler , ücret zamlarý ve fazla çalýþma mesai ücretleri gibi 14 madde üzerinde anlaþmaya varýlamadý

K

Savranoðlu Ýþçileri Önce Sürgün Edildiler Sonra Ýþten Atýldýlar

TUZLA / 13.10.11

ampana Deri patronu Ýzmir’de ki fabrikasýný kapatarak iþçilerin mücadelesini kýrmak için sürgün ettiði Kampana Deri’de 3 Ekim’den bu yana çalýþan iþçilerin kararlýlýðýný kýramayacaðýný anlayınca, sabah iþçileri fabrikaya almayarak iþten çýkartýldýklarýný belirtti. Sendikanýn yaptýðý açýklamada “Sabah çalýþmak için fabrikaya gelen iþçilere iþveren avukatý iþten çýkarýldýklarý ve tüm haklarýnýn verileceðini belirtmiþtir. Ýþveren çaresizce sendika karþýtý tutumunu açýða vurmaktadýr. Bugü-

Sav ro noð lu Ýþ çi le ri Gö zal týn a Alındı

ne kadar sendikayý engellemek için çeþitli oyunlara baþvuran, Kampana’da 16, Savranoðlu’nda 3 üyemizi iþten çýkartan, Ýzmir’deki fabrikayý kapatýp Tuzla’ya gelen, iþçiler üzerinde baský politikalarý uygulayan, haklarýný savunan iþçilerle kolluk kuvvetlerini karþý karþýya getirmek isteyen iþverenin tüm oyunlarý nasýl boþa çýktýysa çaresizce ve haksýzca baþvurduðu bu son adým da iþe yaramayacaktýr. Ýþçi arkadaþlarýmýz ve sendikamýz mücadelesini iþveren masaya oturana ve uluslar arasý standartlarda üretim yapmayý öðrenene kadar sürdürecektir” denildi..

K

ÝZMÝR / 26.10.11

ampana Deri’ye Ýzmir’den sürgün olarak gelen Savranoðlu iþçileri iþten atýldýktan sonra direniþlerini sürdürmek için Ýzmir’e geri dönüþ yaptýlar. İşçiler, patronun isim deðiþtirerek üretime devam etmesini önlemek için Menemen’deki fabrikanýn önünde direniþlerini sürdürmeye baþladýlar. Patronun RODEO Deri adýyla yeniden fabrikayý üretime geçirmek istemesine karþı, iþ baþvurusu yapmaya gelen iþçilere süreçle ilgili bilgilendirme yapan arkadaşlarına býçak çeken birisini etkisiz hale getiren iþçiler hakkýnda, patronun yaptığı suç duyurusu üzerine 3’ü kadýn 5 Savranoðlu iþçisi gözaltýna alýndý.

M

Deri-Ýþ Sendikasý yaptýðý yazýlý açýklamada “Ýþverenin bilinçli bir provokasyonu olduðunun açýk þekilde ortada olduðu olay þöyle geliþmiþtir: 26 Ekim Çarþamba günü yine yasalara aykýrý þekilde RODEO Deri adý altýnda yeniden açýlmaya çalýþılan Savranoðlu fabrikasýna iþ baþvurusu yapmaya gelen bir kadýn, kendisine süreci ve mücadelelerini anlatmak isteyen iþçilere býçak çekmiþ ve saldýrmýþtýr. Kadýnýn saldýrýsýnýn etkisiz hale getirilmesinin ardýndan iþverenin þikayeti üzerine üyelerimiz Þerife Danacý, Sevim Özcan, Esra Baysal ve Necdet Özcan gözaltýna alýnmýþtýr. Sendikamýzýn baþvurularýna karþýn savcý anlamsýz þekilde süreci uzatmýþ, sendikamýzýn saat 18.00’den 23.00’e kadar gözaltýna itiraz dilekçesi verme çabasý görev baþýnda o-

lan bir muhatap bulunamadýðýndan karakola teslim edilmiþ ve nöbetçi hakimin olmamasý nedeniyle iþçiler bir geceyi nezarethanede geçirmek zorunda kalmýþtýr.” dedi. Sendika mücadelelerine tüm baský ve provokasyonlara raðmen devam edeceklerini vurguladý.

Ýþten Atýlan Belediye Ýþçileri Baþkan’ýn Ýstifasýný Ýstedi

ISPARTA / 07.10.11 aaþlarýný alamadýklarý için iþ yavaþlatma eylemi yapan, Atabey Belediyesi’nde beton ve kum iþletmesinde sözleþmeli olarak çalýþa 48 iþçinin iþine son verildi. Ýþçiler 3 aydýr maaþlarýný alamadýklarý için eylem yaptýklarýný ve Belediye Baþkaný Ali Bal’ýn iþlerine son verdiðini belirtiyor.

Ýþten atlan belediye iþçileri Belediye Baþkaný’nýn istifa etmesi için imza toplama kampanyasý düzenledi. Toplanan imzalar Valiliðe verilirken iþçilerin yaptýðý açýklamada Belediye Baþkaný’nýn verdiði sözleri tutmadýðý ve bundan dolayý istifa etmesi gerektiði belirtildi.

Darphane’de Grev Kararý

10

Karikatür

ÝSTANBUL / 22.10.11 aydýr Kamu Ýþveren Sendikasý ile Basýn-Ýþ Sendikası arasýnda 220 iþçi adýna süren Toplu Ýþ Sözleþmesi görüþmelerinde anlaþma saðlanamadý. Basýn-Ýþ Sendikasý bunun üzerine grev kararý aldý. Alýnan grev kararý 25 Ekim günü iþ yerine asýlacak. Basýn-Ýþ Genel Baþkaný Yakup Akkuyu yaptýðý açýklamada Darphane çalýþanlarýnýn ücretlerinin düþük olduðunu söyledi. Ürettiklerinin karşýlýðýný alamadýklarýný vurgulayan Akkuyu “Bizim niyetimiz illa ki greve çýkmak deðil. Biz,

hakkýmýz olaný istiyoruz. Darphane iþçisi zam istemiyor, maaþlarýnýn güncellenmesini istiyor. Bunun için iþverenle tekrar görüþmeye hazýrýz. Grev kararýný asmadan önce tekrar iþverenle görüþmek için randevu talep ettik. Ancak anlaþmaya varamazsak, grev kararýný astýktan sonra 60 gün içinde, 6 gün önceden haber vererek greve gideceðiz ama 60 günlük süreyi sonuna kadar kullanmayý düþünmüyoruz” diye açýklama yaptý. Görüþme neticesinde anlaþma saðlanamamasý üzerine sendika iþyerine grev kararýný astý; iþçiler, 60 gün sonra greve çýkacak.

E

Hugo Boss Ýþçileri Eylemlerinin 25. Gününde ÝZMÝR / 22.10.11

ge Serbest Bölgede kurulu olan Alman firmasý Hugo Boss’ta sendikal faliyetlerin yürütülmeye baþlamasý üzerine parça parça iþçiler iþten atýldýlar. 25 gündür Ege Serbest Bölge önünde eylem yapan iþçiler sendikal haklarý için mücadele ediyor. Bugün Teksif Sendikasý tarafýndan yapýlan yazýlý açýklamada “Dünyada kendini moda devi diye

adlandýran bu firma, Türkiye’de , insan temel hakký olan çalýþma ve örgütlenme özgürlüðüne hiç de saygýlý olmadýðýný göstermiþtir.” denilerek, 20 Ekim günü iþyeri genel müdürünün iþçileri toplayarak sendika hakkýnda ileri geri konuþtuðu belirtildi. Açýklamada ayrýca Hugo Boss’a sendikanýn gireceði vurgulanarak direniþin devam ettiði duyuruldu.


www.emegindunyasi.info

Dev Saðlýk-Ýþ: “Hastane Yönetimi Suç Üzerine Suç Ýþliyor”

silcisi Fikret Sarýgül; hastane yönetiminin suç dosyasýnýn kabardýðýný belirterek kendilerinin mahkeme kararý ile asýl iþçiler olduklarýýnn tescillendiðini ve bunlara

raðmen yönetimin mahkeme kararýna uymayarak taþeron sistemini sürdürdüðünü söyledi. Sarýgül; yönetimin iþçilerin haberi olmadan kimlik numaralarýný kullanarak, izin almadan Ýþ-Kur’a baþvuru yaptýðýný, bunu neden yaptýklarýný sorduklarýnda ise “İþçilerin internet kullanmayý ve iyi okuma yazma bilmedikleri” gibi gerekçeler öne sürdüklerini belirtti. Sarýgül,”Bizler iþ aramýyoruz, adalet istiyoruz ve hali hazýrda çalýþmakta olduðumuz iþimize sahip çýkýyoruz.” dedi. Ýþ-Kur’a yapýlan baþvurularýn iptalini talep eden çalýþanlar sendika avukatý aracýlýðýyla da ilgili makamlara suç duyurusunda bulunacaklarýný belirterek kazanýlan haklarýný koruyacaklarýný mücadele ile kazandýklarýný kaybetmeyeceklerini açýkladý.

Merhaba...

U

BURSA / 20.10.11 ludað Týp Fakültesi Hastane Yönetimi Dev Saðlýk-Ýþ Sendikası’na üye iþçiler adýna Ýþ-Kur’a baþvuruda bulunmuþ... Ýþçilerin 2009 yýlýnda Bursa 4. Ýþ Mahkemesi’nin verdiði karar doðrultusunda, asýl iþi yapan olduklarý için taþerona baðlý deðil, , iþverene baðlý çalýþanlar olduklarý tespit edilmiþti. Bu durum karþýsýnda Dev Saðlýk-Ýþ üyeleri Fakülte Yönetimi’nin mahkeme kararýna uymamakla kalmayýp, çalýþanlarýn haberi olmadan Ýþ-Kur’a baþvurmasýna tepki gösterdi. Saat 12.30’da Hastane’nin Klinik giriþi önünde toplanarak bir basýn açýklamasý düzenlediler. Düzenlenen basýn açýklamasýnda “Yönetim Suç Ýþleme, Taþeronu Kaldýr!”, “Ýþ aramýyoruz, Hastanemizin Ýþçisiyiz!” sloganlarýný attýlar. Basýn açýklamasýný okuyan iþyeri tem-

Çukurova Kargo Ýþçileri Direniþlerinin 3. Gününde Kazandý

T

ADANA / 19.10.11 ümtis Sendikasý’nýn örgütlenmeye çalýþtýðý Çukurova Kargo’da iþverenin sendikayý kabul etmemesi üzerine 35 iþçi iþyeri önünde 17 Ekim günü eyleme baþladý. Tümtis Sendikasý’nýn yaptýðý açýklamada “Sigortasýz çalýþtýrmanýn yaygýn olduðu iþyerinde öðle tatili ve yemek molasý olmadýðý gibi çalýþma saatleri de aðýr ve düzensiz. Sabah 07:30’da baþlayan mesai akþam 10:00’ a kadar sürebiliyor. Kötü çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesi ve sigortalý çalýþma için sendikamýza üye olmaya baþlayan iþçilerin örgütlenmesi, iþveren tarafýndan kurulan paravan þirket aracýlýðý ile engellenmeye çalýþýlýyor. Ýþçilerin 27’sini bu þirketin hissedarýymýþ gibi gös-

300

Eylem Yapan Ýþçiler Kadroya Alýndý

KIRIKKALE / 27.10.2011 Ýþçisinin taþeron olarak çalýþtýðý Petlas Lastik Sanayi’nde kadrolu olmak için 25 Ekim günü fabrika önünden Petrol-Ýþ Sendikası önüne yürüyüþ düzenleyen iþçilerin eylemi sonuç verdi. Petlas Lastik Sanayi Fabrikasý’nda taþerona baðlý olarak çalýþan 300 iþçinin yaptýklarý yürüyüþün sonucu olarak 27 Ekim günü iþveren ile sendika arasýnda bir görüþme saðlandý. Petrol-

Ýþ Sendikasý iþyeri temsilcilerinin ve iþverenin katýldýðý görüþmede taþeron iþçilerinin kadroya alýndýðýna dair protokol imzalandý.

ESKÝÞEHÝR / 28.10.2011 aliye Bakanlýðý’na ait inþaatta taþeron iþçi olarak çalýþan, Van’dan gelen 12 iþçi 7 aydýr paralarýný alamadýklarý ve depremde ailelerini kaybettikleri için geri dönüþ yapamayýnca eylem yaptý. Iþçiler ailelerini depremde kaybettiklerini ve Van’a dönmek istediklerini ama taþeron firmanýn kendilerine ödeme yapmadýðýný bundan dolayý inþaatýn çatý katýna çýkarak eylem yaptýklarýný belirttiler. Iþçiler taþeron firmanýn kendilerine haklarýný vermesini

istiyerek halen bazý iþçilerin ailelerinin enkaz altýnda kaldýðýný ve Van’a dönüþ yapamadýklarýný vurguladýlar. Iþçiler yapýlan görüþmelerin ardýndan eylemlerini sonlandýrdýlar.

M

Paralarýný Alamanyan Van’lý Ýþçiler Eylem Yaptý

Akaryakýt Ýstasyonu Ýþçileri Iþýklarý Söndürdü

A

nkara-Ýstanbul yolu üzerinde bulunan Highway Outlet alýþveriþ magazasýnýn akaryakýt istasyonunda çalýþan iþçiler 3 aylýk maaþlarýný alamamalarý üzerine þartelleri indirerek hizmet vermeme eylemi yaptýlar. Akaryakýt almak için istasyona giriþ yapan araçlara akaryakýt satýþý yapýlmadý. Eylemleri yanký bulan iþçilerle istasyon yetkilileri görüþerek ödenmeyen maaþlarýn BOLU / 05.11.2011 en kýza sürede ödeneceði belirtti. Iþçiler alýnan sözler üzerine eylemlerine son verdi.

teren iþveren Kemal Çelik, iþçileri BaðKur’lu yaparak sendikanýn önüne geçmeye çalýþýyor. Sabahtan akþama kadar Çukurova Kargo karþýsýnda direniþ devam ederken, demir parmaklýklarda ‘Yaþasýn Sendikal Mücadelemiz – Çukurova Kargo Ýþçileri – TÜMTÝS Adana Þubesi’ pankartý asýlý. Ayrýca sendikamýzýn örgütlü olduðu yerlerden de arkadaþlarýmýz, direniþi ziyaret ediyor. Yine Kemal Çelik’in sahibi olduðu sendikamýz üyesi Mega Çukurova iþçileri de destekleri ile sýnýf dayanýþmasýný yükseltiyor.” denildi. 3 gün süren eylemin ardýndan yapýlan görüþmelerle patronun iþçilerin taleplerini kabul etmesi ve sendikal örgütlülüðü tanýmasý üzerine iþçiler iþbaþý yaptý.

Eti Gümüþ A.Þ’de Ýþten Atýlan Ýþçiler Ýçin Eylem Yapýldý

S

KÜTAHYA / 01.11.2011 endikalý olduklarý için Eti Gümüþ A.Þ’de çalýþan 15 iþçinin iþten atýlmasýna tepki gösteren 700’e yakýn iþçi Eti Gümüþ A.Þ önünde eylem yaptý. Eti Gümüþ A.Þ önünde açýklama yapan Türk Metal-Ýþ Sendikasý Baþkaný, amaçlarýnýn saðlýklý ortamda, sendikal örgütlülük çerçevesinde çalýþmak olduðunu söylerken, 15 iþçinin çeþitli bahaneler öne sürülerek iþlerine son verildiðini söyledi. Açýklamanýn devamýnda sendikalý olmanýn anayasal hak olduðunu ve buna karþý saygýlý olunmasý gerektiðini ve anayasal haklarýný kullandýklarý için cazalandýrýlmak istemediklerini dile getirdi. Yapýlan açýklamanýn ardýndan kurum yetkilileri ile görüþmek istenmesi üzerine güvenlik görevlileri ile yaþanan tartýþmanýn ardýndan iþçi temsilcileri ve sendika yetkilileri görüþmeye gitti. Yapýlan görüþme sonrasý iþten çýkarýlan 15 iþçinin en yakýn tarihte iþe geri alýnacaklarý bildirildi. Geliþmelerin ardandan iþçiler fabrikaya girerek çalýþmaya devam ettiler.

P

TÝS’e Uymayan Tüpraþ’ta 1 Saatlik Uyarý Eylemi

ÝZMÝT / 28.10.2011 etrol-Ýþ Sendikası’na üye Tüpraþ iþçileri, iþverenin imzalanan toplu iþ sözleþmesinin bazý maddeleruymamasý üzerine 1 saatlik iþ býrakma eylemi yaparak protesto ettiler. Sendikanýn yapýðý açýklamada “Tüpraþ iþvereninin, imzalanan toplu iþ sözleþmesinin bazý maddelerine uymamasýný, bazý ünite amirlerini kapsam dýþýna almak istemesini protes-

to eden Kocaeli, Aliaða, Batman ve Kýrýkkale Rafinerinde çalýþan sendikamýz üyesi iþçiler 28 Ekim sabahý 1 saatlik iþ býrakma eylemi yaparak iþverenin tutumunu protesto etmiþlerdir. “denildi. Bu nu sen di kal ör güt lü lü ðe kar þý ya pý lan bir sal dý rý o la rak de ðer len di ren sen di ka yö ne ti ci le ri “ bu na ses siz kal ma ya cak la rý ný” ve “bu nun iþ ve re ne bir i kaz ol du ðu nu” vur gu la dý lar.

T

Sayı: 07 / Kasım 2011

3

ür ki ye ve Ku zey Kür dis tan’da ha yat o kadar yoðun yaþanýyor ki, gündem neredeyse her gün deðiþiyor. Biz ise size ayda bir “Mer ha ba” di ye bil me nin sý kýn tý sý ný yaþýyoruz. Size yeniden “Merhaba” diyene kadar belki de siz iþ ten atýlýyor, iþ siz kalýyorsunuz. Belki tutuklanýp hapse atýlýyor, onlarca yýl hapse mahkûm ediliyorsunuz. Ya da özgür bir ülke için savaþýrken kimyasal bombalarla daðlarýnýz, ormanlarýnýz bomba lanýyor bütün canlýlarla ayný kaderi paylaþýyor, katlediliyorsunuz. Taþ atan çocuklarýn kollarý TV kameralarý karþýsýnda kýrýlýyor, naklen yayýnlanýyor. On iki yaþýnda on üç kurþunla sokak ortasýnda katle di yor su nuz. On üç ya þýn da kü çü cük bedenleriniz onlarca þehvetli hayvan tarafýndan par ça la ný yor. Kan re van i çe ri sin de ka lý yor su nuz, utanýyoruz insanlýðýmýzdan. Adalet daðýttý ðý söy le nen hâkim am ca la rý nýz “ken di isteðiyle olmuþ” diyerek berat kararý verebiliyor lar. U tan ma dan, yüz le ri ký zar ma dan... En traji-komik olaný ise genelevde çalýþan kadýnlara vesika veren, onlardan vergi alan, kapitalist sermaye devleti ve onun bakanlarýnýn bize ahlak dersi vermeye kalkmasý. Ýnsan ne diyeceðini þa þý rý yor. Söy le ne cek tek bir söz ka lý yor geriye. Burjuva ahlak bu! Azami miktarda kar için yapamayacaðý ahlaksýzlýk, iþleyemeyeceði cinayet yoktur. Van, Erciþ ve köyleri yýkýldý. Yerle bir oldu. Bine ya kýn insan öldü. Öldürüldü. Kat ledil di. Bazý ýrkçý, þoven, faþist kafalara sahip sunucularýn dediði gibi “Tanrýnýn sopasý “mýydý? Yoksa ken di si ni bü yük dev let gös ter me taf ra sýy la uluslararasý yardýmý reddedip sonra da “Kapasitemizi ölçtük” piþkinliðinin sonuçlarý mý? Ýþin kolayýna kaçan, kaderci zihniyetin en yetkili aðýzlarýndan ilan edilen “Bütün evler kontrolden geçirildi, evlerinizde kalabilirsiniz” diyenle rin ih ma lin den mi? Yok sa kar hýr sýy la gö zü dönen sermayenin servet avcýlarýnýn kurbanlarý mý? Yoksa kapitalist cumhuriyetin çadýr yetersizliðini ileri sürüp intikam duygularýyla Kürt halkýný katletmek isteyeþine kurban mý edilmiþlerdi? Ve daha da ahlaksýzcasý Kürt halkýnýn yaralarýna merhem olmak isteyen Kürt, Türk, Laz, A rap vb. halk la rýn mer hem le ri ne el ko na rak katliamdan ekonomik, politik rant elde etme isteklerinin bir sonucu muydu? ... Acýlarýn en büyüðünü yaþayan Kürt halkýna uygulanan vahþet, inkâr ve imha, isyaný özgürlük türküsü haline getirmiþ bir halký kendi kaderini tayin etme hakkýndan vazgeçiremeyecektir. Halkýn örgütlü ve zora dayalý eylemleriy le sar sý lan bur ju va dev let e ge men li ði ni sür dü re bil mek i çin halk ço cuk la rý ný bir bi ri ne vurduruyor. Ölen de öldüren de halkýn kendi çocuklarý oluyor… Van’da Erciþ’te kurban bayramý bir halkýn kurban edilmesiyle kutlanýyor. A nalar, babalar, dedeler, çocuklar kýsacasý kardeþler bir halk acýyla haykýrýyor! EDÝ BESE!.. Emperyalist-kapitalist sömürü sistemi çöküyor. Yaðmacýlar Libya’yý yaðmalayýp Kaddafi ve oð lu nu kat le di yor. Su ri ye’ye, E sad’a ve Ý ran’a göz da ðý ve ri yor. ABD’nin mey dan la rý kitleler tarafýndan iþgal ediliyor. Wall Street iþgal ediliyor. Yunanistan’da Papandereu istifa edi yor. Ý tal ya e ko no mik kriz le sar sý lý yor. Berlusconi de Papandereu gibi sistemi kurtarmak için istifa ediyor. AB kendi birliðini daðýlmak tan ko ru mak i çin,Ýs pan ya’yý, Por te kiz’i, Yunanistan’ý, Ýtalya’yý, Ýrlanda’yý vb. iflas nokta sý na ge tir dik le ri ül ke le ri dev ri min kol la rý na býrakmaktan baþka bir þey yapamýyor… Dünya devrimi yaklaþýyor. Bakýnýz; Sendikal Güç Bir li ði top lan tý sýn da bir sen di ka cý ne diyor “Biz Türkiye iþçi sýnýfý olarak bu ülkeyi yönetmeye adayýz. Sendikacý sistem içi yasalarla kendini sýnýrlayamaz. Güçlü olan kendi yasalarýný yapar. Bizler iktidarý hedeflemeliyiz”. Bu söylendikten sonra herkesin bu mücadeleye katýlmasýnýn bir zorunluluk olduðunu bilmeliyiz. Eh doðru söze ne demeli. Umarýz bu sayýn baþkan ve baþkanlar sorunun kapitalist sistemden kaynaklandýðýný bilecek kadar sýnýf bakýþ açýsýna sahiptirler. O zaman yapýlacak tek bir þey kalýyor. Devrim için savaþmak. Amacý iktidar olanýn aracý, devrimci iþçi komiteleri, konseyleridir. Amacý devrim olanýn aracý devrimci sýnýf partisidir, Leninist partidir. Sevgiyle...Yeniden Merhaba...


4

Bedaþ Ýþçileri Dayanýþma Konseri

S

ÝSTANBUL / 21.10.11 endikal mücadele verdikleri için, iþten atýlan 156 BEDAŞ taþeron iþçisinin çadýr eyleminin 12. gününde bir dayanýþma gecesi düzenlendi. Enerji -Sen’in organize ettiði dayanýþma konseri Küçükköy Zarifler 3 Balo Salonu’nda Saat 19.00’da baþladý. Konserin açýlýþ konuþmasýný yapan Enerji-Sen Genel Baþkaný Kamil Kartal “Sendikamýz kurulduðu günden beri, güvencesizleþtirilen enerji iþçileri güvenceli bir çalýþma koþullarýna kavuþsun diye, mücadelesine devam ediyor. Bu mücadelede bazý arka- daþlarýmýz aðýr bedeller ödese de bu mücadelemiz devam edecek. Ta ki bu taþeron belasý ortadan kalkana kadar. Ne pahasýna olursa olsun taþerona teslim olmamayý þiar edinerek mücadelemize devam ediyoruz.

...Bu süreçte eylemin, bir taraftan hukuki mücadele verilirken bir taraftanda fiili ve meþru mücadele verilmeden baþarýya ulaþtýrýlmasý mümkün deðil.”diyen Kartal, geceye katýlanlara ve destek veren sanatçýlara teþekür ederek konuþmasýný sona erdirdi. Açýlýþ konuþmasýnýn ardýndan sahne alan Pýnar Sað “Bütün dostlarýmýzýn bu onurlu mücadelesinde hak arama mücadelesinde, emeðin hakkýnýn verilmedi-

K

www.emegindunyasi.info

Sayı: 07 / Kasım 2011

ði bu topraklarda, sistemin üç maymunu oynadýðý bu topraklarda ben her zaman onur duyuyorum Yaþasýn Ýþçi Sýnýfý” diye konuþma yaparak ezgilerini seslendirdi. Pýnar Sað’ýn ardýndan BEDAŞ iþçileriyle dayanýþma mesajlarý okundu. Mücadele Birliði Platformu “Merhaba arkadaþlar. Biz Mücadele Birliði Platformu olarak, iþçiler mücadelelerini kararlý bir þekilde sürdürdükleri müddetçe, daima onlarýn yanýnda olacaðýz. Biliyoruz ki, özgür bir dünya,mutlu bir yarýn iþçilerin kararlý mücadelesiyle gelecek. Hepinizi saygýyla selamlýyoruz.” diyerekişçileri selamlarken, Devrimci Sendikal Birlik mesajında “ Taþeronlarþtýrma saldýrýlarýyla iþ güvencemiz ortadan kaldýrýlýrken, þimdide egemenler kýdem tazminatlarýna gözlerini dikiyorlar. Geleceðimizi çalmak istiyorlar. Ancak direnen iþçiler ve emekçiler bu saldýrýlarý geri püskürtecektir. BEDAŞ iþçilerinin vermiþ olduðu mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz” denildi. Eðitim-Sen adına verilen mesajda ise “Taþerona ve güvencesizleþtirmeye karþý verdiðiniz mücadeleyi, biz Eðitim ve Bilim Emekçileri Sendikasý (Eðitim-Sen) Ýstanbul 4 nolu þube olarak selamlýyoruz.” denildi. Tekstil-Sen mesajında “Selam olsun semayenin baský ve sömürüsüne direnen iþçi sýnýfýna. Sermaye sýnýfý emekçilerinin kazanýmlarýný tek tek gasp etmeye devam ediyor. Taþeron sistemini dayatýyor bizlere. BEDAŞ iþçilerinin mücadelelerini selamlýyoruz.” dedi. Bilgi Üniversitesi Çalýþanlarý “Bu onurlu mücadelenizi yürekten destekliyoruz.”dediler. Mesajlarýn ardýndan Grup Sýlam sahne aldý. Sýlam ezgilerini seslendirdikten sonra tekrardan dayanýþma mesajlarý okundu. Eðitim-Sen 6 Nolu Şube’nin mesajında “Taþeronlaþmaya ve esnek ça-

lýþmaya karþý vermiþ olduðunuz bu onurlu mücadeleyi biliyoruz.”denilirken GOP BEDAŞ Ýþçileri “BEDAŞ ve CMS iþçileri olarak ayný çatý altýndan olan mesai arkadaþlarmýzýn onurlu direniþlerini kendi direniþimize atfediyoruz. Yollarý yolumuz davalarý davamýzdýr.” diyerek desteklerini belirttiler. Devrimci Ýþçi Komiteleri’nin (DÝK) mesajında ise “Direniþlerinin 12. gününü geride býrakan BEDAŞ iþçilerini Devrimci Ýþçi Komiteleri olarak selamlýyoruz. Taþerona karþý verdikleri örgütlü mücadele ve BEDAŞ önüne kurduklarý çadýr ile bir adým daha ileri atarak yýlmayacaklarýný gösterdiler. Ýþçiler sendikalarýnýn yaný sýra kendi öz örgütlenmeleri olan komite ve konseylerde örgütlendikleri zaman mücadelede baþarýya ulaþacaklardýr. Zafer Savaþan BEDAŞ Ýþçilerinin Olacak” denildi.

Okunan mesajlarýn ardýndan Bandista ezgilerini seslendirdi. Ardından Karadeniz Halk oyunlarý sahnede gösteri yaptý. Gece Hilmi Yarayýcý’nýn ezgileriyle sona erdi. Son olarak Hilmi Yarayýcý türkülerini geceye katýlanlarla paylaþtýktan sonra konser katýlan kurum ve sanatçýlara teþekürlerle son buldu.

ÇÖ ZÜM : MÜ L K S Ü Z L E Ş T İ R E NLE R İ N M ÜL K S Ü Z L E Ş T İ R İLMESİ

apitalizm tarihsel geliþim süreci içerisinde özel mülkiyeti daha az elde yoðunlaþtýrýrken kent ve kýrýn küçük mülk sahiplerini mülksüzleþtirerek tasfiye eder. Bu olgu üretimin toplumsal niteliðini geliþtirirken mülkiyetin daha az elde merkezileþmesini hýzlandýrýr Ýlkel sermaye birikiminden, tekelci sermayeye doðru ilerleyen bu süreç, ayný zamanda kapitalizmin temel çeliþkisini ortaya çýkarýr. Yani milyonlarca insanýn (iþçi sýnýfýnýn) ürettiði deðere küçük bir azýnlýðýn el koymasý çeliþkisi. Bu dönemde küçük mülk sahipleri de tekelci sermaye sýnýfý tarafýndan yutulur ve iþçi sýnýfýnýn saflarýndaki sayý artmaya devam eder.Tekelci kapitalizmin, büyük ekonomik, siyasi krizleri, yapýsal bunalýmlarý, emperya- list paylaþým savaþlarý ve benzeri devrimci durumu olgunlaþtýran etmenler bu temel çeliþki doðrultusunda þekillenir.Tekelci kapitalizm iþçi sýnýfý önderliðinde yýkýlmadýðý müddetçe ve burjuvazinin siyasal egemenliðine son verilmedikçe bu çeliþki ve çatýþma devam edecek. Antep; tekstil, inþaat,plastik,taþýmacýlýk sektöründe olduðu gibi dericilik sektöründe de bu temel çeliþkiyi yaþayan iþçi kentlerinden birisidir.1980’lerin ortalarýndan 1990’lara kadar ‘’Eski tabakhane’’ olarak adlandýrýlan semtte, birbirinden baðýmsýz küçük iþletmeler halinde bulunan önemli görülen sektörlerden biriydi dericilik; küçük mülk sahipleri bu semtte, en fazla 10-15 iþçi ile çalýþmakta, bazen üretim sürecine kendileri de dahil olmaktaydýlar. Ancak ekonomik geliþim süreci,hýzlý sanayileþme,banka sermayesine baðlý olan mali güçlenme isteði bazý küçük iþletmelerin büyümesine,küçük mülk sahiplerinin sýnýf atlayarak güçlenmesine neden olurken; bir çoðunun tasfiye olarak iflasýna yol açtý. Büyüyen (sýnýf atlayan) þirketler deri sektörünü ve pazarýný ele geçirirken; tasfiye olan küçük mülk sahiplerini, bu þirketler iþçi sýnýfýna dahil insanlar olarak þekillendirdi. Ýþçi sayýsýnýn çoðalmasý, küçük atölyelerin yerini fabrikalarýn ve büyük atölyelerin al-

ması, dericilerin, iþçilerle beraber þehir merkezi dýþýna taþýnmasýný beraberinde getirdi. 2000 yýlýndan sonra Antep’te deri atölyeleri kent merkezinin dýþýnda,halktan uzak bir alanda faaliyet sürdürüyor. Deri sektöründe en yoðun sömürüyü,ucuz iþ gücü olarak kullanýlan 15-18 yaþ arasý çocuk iþçiler yaþýyor. Ýþçilerin ezici bir çoðunluðu, sigortasýz, sendikasýz 14 saate kadar varan çalýþma koþullarýnda çalışıyor. Eski küçük mülk sahipleri, diðer iþçilere göre daha kalifiyeli görüldüðünden patron bunlarýn ücretini daha dolgun, çalýþma koþullarýný biraz daha esnek hale getirebiliyor. Böylece iþçi sýnýfý içinde kendine baðýmlý’’aristokrat’’bir tabaka yaratmaya çalýþýyor. Benim çalýþtýðým atölye geçici iþçilerle beraber 18 iþçiden oluþuyor. Bir de eski mülk sahibi olan, iflas etmiþ bir genel müdür var. Ýþçilerden yalnýzca 5 tanesi sigortalý, çalýþma süresi bazen 12 saati aþýyor. Ham deri geldiðinde,týraþlama ve zýmpara yaparken maskesiz, saðlýksýz çalýþma koþullarýna sahibiz.Deri artýklarýnýn olduðu yerde yemek yeniyor.Patron, genel müdürle beraber her kýsmýn yemek saatini deðiþik zamanlarda ayarlýyor. (Böylece iþçilerin ortak zaman geçirmesi ni engellemiþ oluyor.) Daha önce bu sorunlarý birebir aktardýðýmýzdan dolayý sonuç alamamýþtýk.Patrona ancak öðlen yemeðini tüm kýsýmdaki iþçilerin ayný yerde ve ayný saatte yemesini kabul ettirebildik. Bu da bize mevcut durumu deðerlendirmemiz için gereken fýrsatý saðladý. Madem birebir konuþmalardan sonuç almamýþtýk, biz de ‘’’ZENGÝN DERÝ’ ATÖLYESÝ ÝÞÇÝLERÝ” imzasýyla ortak bir metin hazýrlamaya karar verdik. El yazýsý ile hazýrlanan metinde yer alan; -Çalýþma saatlerinin 8 saate indirilmesi ve haftada bir gün izin kullanma -Fazladan çalýþma süresi için mesai ücretlerinin ödenmesi -Sigortasýz iþçilerin sigorta giriþinin yapýlmasý -İþçilerin yemek masrafýnýn karþýlan-

masý ve ayrý bir yemek alanýnýn saðlanmasý -Zýmpara ve týraþ yapan iþçilere maske ve önlük daðýtýlmasý; gibi sýnýrlý ekonomik taleplerimizi yazýlý olarak ‘Genel Müdür’e verdik. Daha önce birebir taleplerimizi ilettiðimizde aslan kesilen müdür,’’yazýlý’’ kurallarý ve ZENGÝN DERÝ ATÖLYESÝ ÝÞÇÝLERÝ” imzasýný görünce süt dökmüþ kediye döndü. Müdür ilk önce “Kabul etmezsek ne olacak” ve “Tüm iþçiler ayný düþüncede mi?” gibi sorular sorarak aramýzda gedik yaratmaya çalýþtý.Ancak kararlýlýðýmýzý ve ortak irade koyuþumuzu görünce,bu isteklerimizi patrona ileteceðini söyledi. Olur ya, olmayacak bir þey olur, iþçiler greve gider, fabrikayý iþgal eder, bu diðer deri iþletmelerine ve atölyelerine yansýr. O zaman iþ bu ekonomik taleplerle sýnýrlý kalmaz. Patron da bunu düþünmüþ olacak ki, bu ortak irade karþýsýnda geri adým attý. Çünkü atölyede baþlayacak olan bir hareket Antep’te deri iþçilerinin baþlatacaðý genel bir eyleme dönüþebilirdi. Bu isteklerimizi kabul eden müdür ve patron “Gelin fabrikaya da el koyun bari” dedi.Ýþçilerden biri o anda müdüre dönerek “bizim sorunlarýmýzýn esas çözümünü de bu saðlayacak” diyerek yanýt verdi. Þimdi 8 saat mesai süresi,haftada bir gün tatil gibi kýsmi kazanýmlarla çalýþýyoruz.Bir kýsmýmýzýn sigortasý yapýldý.Ama henüz hepimiz sigortalý deðiliz. Ýþin aslýna bakarsanýz, daha uygun koþullarda ücretli emek sömürüsünü yaþýyoruz.Yalnýzca sömürünün koþullarý deðiþti. Esas ve nihai çözümü patronun sözcülüðünü yapan müdür söyledi: “Fabrikaya iþçilerin el koymasý” Çünkü özel mülkiyeti elinde bulunduran sýnýfýn,mülkiyetine iþçi sýnýfý el koymadýkça ücretli emek sömürüsü varlýðýný biçim deðiþtirerek koruyacak. Bu yüzden “FABRÝKALAR, TARLALAR, SÝYASÝ ÝKTÝDAR HER ÞEY EMEÐÝN’’ olmadan nihai kurtuluþu saðlayamayýz. Antep’ten Bir Deri Ýþçisi

B

Bedaþ Ýþçilerinin Çadýr Eylemi Sonuç Verdi

ÝSTANBUL / 04.11.2011 EDAŞ bünyesinde taþeron olarak çalýþan 156 iþçi ihalenin bittiði gerekçe gösterilerek iþten atýlmýþlardý. 25 gündür iþten atýlan BEDAŞ iþçileri, Genel Müdürlük önünde kurduklarý çadýr ile iþe geri alýnma ve sendikal haklarý için mücadele verdiler. Verdikleri mücadele sonucunda iþten atýlan Enerji-Sen üyesi 156 taþeron iþçisi iþe tekrardan alýnacaklarýna dair söz aldýlar. Bugün BEDAŞ önünde toplanan verdikleri mücadele ile kazanýma ulaþmanýn sevinciyle halaylar çektiler. Ýþçiler bugün BEDAŞ önüne çadýrý toplamak için geldiler. Konuþma yapan Enerji-Sen Genel Baþkaný Kamil Kartal iþten atýlan 156 iþçinin iþe geri dönmesi konusunda BEDAŞ yönetimi ile anlaþtýklarýný dile getirerek ülkede sýnýf sendikacýlýðý yapmak istediklerini belirtti. Direniþin kazanýlmasýndaki nedenin bu anlayýþla hareket etmeleri olduðunu vurguladý. Kartal’ın ardından DÝSK Örgütlenme Daire Baþkaný ve Dev-Saðlýk Ýþ Genel Baþkaný birer konuþma yaptý. Son olarak BEDAŞ iþçi komitesi üyesi Selami Öðretici açýklama yaptý. Öðretici “Bugün burada 156 arkadaþýmýz için yakýcý olan bir sorun çözüme kavuþmuþ oluyor. Ýþten çýkarýlan arkadaþlarýmýz yeniden iþbaþý yapacak, görevlerini en iyi þekilde yerine getirmek için yeniden emek sarf edecekler” diyerek taþerona karþý mücadeleyi devam ettireceklerini duyurdu. Açýklamanýn ardýndan çadýr söküldü.

“Hepinizin Bayramý Kutlu Olsun”

M

MERSÝN / 07.11.2011 ersin Büyükþehir Belediyesi Ýmar Ýnþaatý A.Þ’de çalýþan taþeron iþçiler, iþ akitlerinin feshedilmesinin üzerinden 2,5 ay geçmesine raðmen iþe alýnmamalarýna tepki göstermek için bayramda CHP il parti binasý önünde eylem yaptý. Milletvekilleri ve il yöneticileri, partililer ile bayramlaþýrken iþten çýkartýlan iþçiler “Hepinizin Bayramý Kutlu olsun / Ýþten Atýlan Ýþçiler” pankartýný açarak bayramlaþmayý protesto etti.

Ýþçiler durumlarýna bir açýklama yapýlmasýný beklediklerini belirttiler. Bayramlaþmanýn ardýndan iþçiler alkýþlarla durumu protesto ederek eylemi sonlandýrdýlar.

Kaçak iþçi çalýþtýrmak, iþçiler a5 Resmi 1 Dini Bayramý dý na sahte imzalarla tutanaklar düDireniþ Çadýrýnda Geçirdiler

10

SAMSUN / 05.11.2011 Ayý geride býrakan direniþteki Samsun Gazi Hastanesi çalýþanlarý yine bir bayramý direniþ çadýrýnda karþýlýyorlar. 10 aydýr sendikalý olduklarý için iþten atýlan hastane çalýþanlarý mücadeleyi kazanýmla sonuçlandýrmak için kararlý olduklarýný gösteriyorlar. Hastane çalýþanlarýnýn bayram mesajý iseşöyle: BASINA VE KAMUOYUNA 10 aydýr iþimize geri dönebilmek için baþlatmýþ olduðumuz mücadele içerisinde; Ulusal birlik ve beraberliði simgelediði söylenen 5 resmi 1 dini bayramý hastane bahçesindeki çadýrda direniþde geçirdik. Dayanýþma ve paylaþma anlamýna gelen kurban bayramýna girerken; bu hastanede her türlü hukuksuzluklar devam etmektedir.

T

Maden Ýþçileri Ýstihkaklarý Ýçin Eylem Yaptý

ZONGULDAK / 02.11.2011 ürkiye Taþkömürü Kurumu Üzülmez müessesesinde çalýþan 400 maden iþçisi TÝS gereði verilmesi gereken 3 bin 600kg kömür 1,5 ay geç mesine raðmen verilmediði için vardiya çýkýþý kendilerini ocaða kapattý. 00.00 – 08.00 vardiyasý, vardiya çýkýþý ocaktan çýkmayarak eylem yaptý. Iþe baþlamak için gelen vardiya ise içerdeki iþçi arkadaþlarýna destek olarak ocaklara inmediler.

zenlemek, ihaleye fesat karýþtýrmak, çalýþan iþçileri iþsiz gibi İþ-Kur’a göndermek, sendikal nedenle iþten çýkarýlan iþçinin halen 34 günlük SSK’sý ve maaþý yatýrmayanların ve Anayasal hak olan sendikalaþmayý engellenmesi halen devam edilmektedir. Yasal haklarýmýzý kullanmak ve hukuksuzluða karþý çýktýðýmýz için iþten atýldýk. Aylardýr çadýr direniþimize, baskýlar, saldýrýlar ve gözaltýlar devam ediyor. “Haklarýmýzdan vazgeçmiyoruz, iþimizi geri istiyoruz” þiarýyla direniyoruz. Yapýlan haksýzlýklarý dilimiz döndüðünce anlattýk ve yetkilileri göreve çaðýrdýk. Bu kez de Baþbakan’ýn sözleriyle tekrar sesleniyoruz “Haksýzlýðý görüp de susan dilsiz þeytandýr!” Ýþimize, iþyerimize, emeðimize ve çocuklarýmýzýn geleceðine sahip çýkýyoruz. Direne-direne kazanacaðýz.” Ýþletmeye gelen yetkililer ve Genel Maden Ýþçileri Sendikasý ocaða inerek iþçilerin taleplerini dinlediler. Ýþçiler sözleþmeden doðan kömür haklarýnýn hala verilmemiþ olmasýndan kaynaklý eylemde olduklarýný belirterek bir an önce haklarýnýn verilmesini talep etti. TTK yetkilileri ile sendika arasýnda geçen görüþme sonucu iþçilerin istihkaklarý olan kömürün en kýsa zamanda verileceði sözü verildi. Ýþçiler bunun üzerine 4 saatlik eylemlerini sonlandýrdýlar.


www.emegindunyasi.info

Sayı: 07 / Kasım 2011

Kampana Deri Ýþçileriyle Eylemlerinin 225.Gününde yaptýðýmýz röportajý yayýnlýyoruz.

Emeðin Dünyasý: Merhaba, 225. gününüz bugün. Direniþ süreciniz ile ilgili bizi biraz bilgilendirir misiniz? Kampana Ýþçisi: Direniþ sürecimiz çok iyi gidiyor. Yapýlabilecek herþeyi yapýyoruz Biz direniþçiler olarak, sendikamýz olarak, çevremizdeki iþçi kardeþlerimiz tarafýndan her sabah ve öðle ziyaret ediliyoruz. Þu anda 225. gün; bu þekilde devam ediyoruz. ÝzYaklaþýk 1 Ay önce BEDAŞ ile taþeron arasýnda yapýlan ihalenin bittiði gerekçe gösterilerek BEDAŞ’ta taþeron iþçisi olarak çalýþan 120 EnerjiSen üyesi iþten atýlmýþtý. Görüþmeler neticesinde iþe iadelerinin yapýlmamasý ve sendikalý çalýþtýklarý için iþe alýnmayan iþçiler eyleme baþlamýþlar ve 10 Ekim günü BEDAŞ önüne çadýr kurmuþlardý. Eylemlerini çadýr kurarak Bedaþ önüne taþýyan iþçiler,mücadeleyi kazanýmla sonuçlandýracaklarýna inanýyorlardı ve başardılar. BEDAŞ İþçisi Selami: “Ýlk baþta iþte geri alýnma talebimiz var. Çünkü son söylediklerine göre sendikalý iþçilerle tekrar çalýþmayacaklar. Tabi ki ilk baþta kendi iþyerimize dönmeyi istiyoruz. Daha sonra deðiþmesi gerek bazý koþullar var. Örneðin ücretler, çalýþma koþullarý ve en önemlisi iþ güvenliði. Yaný sýra çalýþma saatlerinin sýnýrlamasý yok. Sabah baþlýyoruz iþe, akþam ne zaman biter belli deðil. Mesai ücretleri verilmiyor. Hafta sonu çalýþtýrýlýyoruz yine bir ücret ödenmiyor. Kadrolu iþçiler günde 10-15 evrak alýrken, biz taþeron iþçisi olduðumuz için bize tutup 80-90-100 tane evrak verebiliyorlar. Ve bunlarý bitiremediðimiz zamanda hesap

8

OKUR

mir’deki arkadaþlar örgütlendikten sonra, patron ordaki fabrikayý kapattý ve sonra da buraya gönderme kararý aldý. Ora daki arkadaþlarýmýz da kararlý olduklarýndan “Biz deðil Tuzlaya, Rusya’ya kadar da gideriz” diye kendi aralarýnda söz vermiþlerdi. Nitekim ordaki 38 iþçi arkadaþýmýz buraya geldi. Ýlk gün fabrikanýn içinde kaldýlar. Tabii iþverenin yer vermemek gibi bir düþüncesi vardý. Fabrikada kaldýktan sonra temsilci arkadaþlar sendikacýlarla toplantý yaptýlar. Ýþçileri kendi evlerinde misafir ettiler. Bu böyle bir kaç gün sürdü. Sonra da sendikamýz iþçi arkadaþlarýmýza iki katlý ev tuttu. Bu þekil de 7-8 gün sürdü. Daha sonra iþveren fabrikayý iþgal ettikleri gerekçesiyle iþçi arkadaþlarýmýzýn iþlerine son verdi. Emeðin Dünyasý: Ýzmir’deki 38 iþçinin buraya gelmesi, burdaki direniþi güçlendirmesi, hem Kampana açýsýndan hem de Tuzla açýsýndan nasýl bir etki yaptý. Kampana Ýþçisi: Onlarýn buraya gelmesi daha güzel oldu. Geldikleri zaman görkemli bir þekilde karþýladýk iþçi

arkadaþlarýmýzý. Güzeldi; ama patronun arkadaþlarýmýzı iþten çýkartmasý kötü oldu. Gerekçesi de içerde kaldýklarý için, benim iþ yerimi iþgal ediyorsunuz gibisinden.. Ýþlerini fes etti ve nitekim çýkartý. Ýki arkadaþýmýz hariç. O arkadaþlarýmýz da o gün raporlu olduklarý için onlarý çýkartamadý. Sonra sendikanýn kararýyla Ýzmir’den gelen iþçi arkadaþlarýmýz Ýzmir’e geri döndüler. Nitekim iþçi arkadaþlarýmýz geldikleri gibi çoþkulu bir þekilde Ýzmir’e gönderdik. ve direniþlerini orda sürdürüyorlar. Emeðin Dünyasý: Bugün 225. gününüz çevreden destek ziyaretleri oluyor mu ? Kampana iþçisi: Geçen gün Sendikal Güç Birliði Platformu’ndan gelen oldu. Önceleri daha çok oluyordu destek ziyaretleri. Þu an çevrede Deri-Ýþ’e üye iþyerlerinden iþçiler ve temsilciler öðlenleri bizi ziyarete geliyor. Birlikte çoþkulu bir þekilde sloganlarýmýzý atýyoruz.

BEDAŞ Ýþçileri Mücadeleyle Kazandý

soruyorlar. Bunlarýn düzeltilmesi gerekiyor. Önceden düzelttiðimiz bazý þeyler var. Biz Haziran ayýnda da yine bir direniþ yaptýk. Bir günde zaferle sonuçlandýrdýk. O zaman yýllýk izinleri almayý baþarmýþtýk. Ücret artýþý saðlattýrmýþtýk. Yinede anlaþmaya uymadýlar. Bazý koþullarý yerine getirmediler. Taþerona saldýrýlar sürekli olmuþtur. 80 darbesinden sonra oldukça iþçi sýnýfýný susturmuþlardý. Tekel iþçilerinin eylemleri bir kýpýrdanma yarattý. Bizim amacýmýz bu direniþi tamamen ayaða kaldýrmak. Ýþçi sýnýfýna yapýlan saldýrýlar, güvencesiz çalýþma koþullarý, asgari ücret herþey þu anda sýfýr. Tamamen köleleþtirmeye doðru yönelen bir durum var ortada. Tabiki de bunu kaldýrmaya çalýþýyoruz. Þöyle bir de durum var. Bizim direniþteki arkadaþlarýmýzýn % 80’nin yaþ ortalamasý 25-26. Bu zamana kadar genel bir yargý vardý; gençler fazla direniþe katýlmazlar veya direniþ çabuk biter diye. Biz bunun askini ispatlayacaðýmýzý düþünüyoruz. Çünkü hepimiz genç insanlarýz. Hepimizde uðraþýyoruz bunu kazanacaðýz kesinlikle.

BEDAŞ Ýþçisi Celal: Normalde taþeron hizmeti satýn alýyor. Bizi satýn almýyor. Biz normalde þuan BEDAŞ’ýn iþçileriyiz. Bizim taþeronla bir muhataplýðýmýz yok. Taþeron hizmeti satýn alýr bizim üzerimizden yaptýrýr. Bizim sabit ücretlerimiz var. Belli sabit ücretlerin bize verilmesi lazým. Bugüne kadar verilmedi. Bizim verdiðimiz bu mücadele iþçi sýnýfý içerinde bir mevzi kazanýmýdýr. Tekrardan bu iþyerinde birliktelik saðlanacak. Bu mücadeleyi kazanacaðýz. Kapitalizmin çýkmazlarý hep sorun üretiyor. Bu yaþanan dünya savaþlarý da bundan çýktý. Belki önümüzde yine büyük bir dünya savaþý bizi bekliyor. Tüm dünyada sorunlar var tüm dünyada krizler sýkýntýlar var. Bu sorunlar iþçi sýnýfýndan, üreten kesimlerden ve bizden kaynaklanmýyor. Tamamen bu sistemi yöneten, bundan nemalanan, bunun kaymaðýný yiyen, elit kesimden kaynaklanýyor. Türkiye’deki ve dünya daki iþçi sýnýfý birleþecek. Artýk krizlerin olmadýðý, krizlerin savaþlara neden olmadýðý, insanlarýn birbirlerini sömürerek deðilde paylaþarak yaþayabilecekleri bir dünyayý oluþtur bilecek bir sistemin varlýðýný görebilecekler. Bunlar hayal deðil.”

M ücadele Edersek Kazanırız

0 darbesinin getirdikleri; yýlgýn korkmuþ insanlar topluluðu, önü kesilmiþ aydýnlar, sosyal yaþantýdan eli ayaðý çektirilmiþ gençlik! Evet gelecekte ülkenin siyasetinde emeðin ve ekmeðin kavgasýnýn yanýnda olmasý gereken gençleri öyle pusturdular ki, gençler uzun zaman ne bir eylemin içinde tam anlamýyla yer alabildiler nede ülke siyasetinde söz sahibi olabildiler. Evet, biz dünyanýn en genç nüfusuna sahip olabiliriz; ama gençlik haraketlerine sahip deðiliz. Bence ülkeyi yönetenlerin ve kanun koyucularýn bundan utanmasý gerek. Günümüz gençliðinin bir kýsmý için hayat kavgasý ülke sevdasý, yaþam hayalleri, tuttuðu takýmýn kazanmasý þampiyon olmasý kadar deðerli. Tuttuðu takým maç kaybederse oturup aðlar, ama babasý iþten atýlsa “Olur böyle þeyler” der teselli eder! 80 den bu yana gençliðe vermek istenen þey bu; “Tuttuðun takýmýn peþinden koþ!”. Zamanýnı kendi hayallerin için harca, toplumsal deðil, kiþisel düþün, kendinden baþka kimseyi umursama. Evet, biz de aile olarak

buna izin verdik, belki kiþisel olarak kýsa vadede kazandýk, ama uzun vadede ve toplumsal olarak kaybettik. Bizim kaybetdiklerimizden ülkeyi yönetenler ve sermaye sahilepri kazançlý çýktı. Kimse ülkenin öz kaynaklarýný satan, devlet deðerlerini peþkeþ çeken, bankalarý hortumlayan, 16 yaþýnda þirket kuranlardan, en ufak bir krizde iþçiyi iþten atan, naylon fatura düzenleyip halký soyan, emek ve emeðin hýrsýzlýðýný yapan patronlardan hesap soramadý. Ve sorulmasýn diye gençliðin önü kesilmeliydi. Bunu da 80 askeri darbesiyle yapmayý hedeflediler. Duyarsýz bir gençlik, sömürülen emek, hedefi þaþýrtýlan bir halk yaratmak istediler. Ýdare etmek için bundan güzel bir ortam olmasa gerek! Eðer 80 darbesi olmasaydý aydýnlarý, gençliði ceza evlerine atýlýp korku gücü yaratýlmasaydý bugünkü emek ve siyasi eylemler böyle mi olurdu.? Bence hayýr. Daha ileri eylemler olurdu ve yinede olacaðýnýn iþaretleri var. Yeterki mücadele edelim. Denizli’den Bir İþçi

TKÝ Ýþçileri Taþerona Karþý Eylem Yaptý

G

MUÐLA / 26.10.2011

üney Ege Linyit Ýþletmeleri’nde çalýþan 800’e yakýn kadrolu iþçi taþeron ihalelerinin son bulmasý için Müessese Müdürlüðü önünde eylem yaptý. Türkiye Maden-Ýþ Sendikasý Baþkaný ve yöneticilerinin de destek verdiði eylemde “Özelleþtirilmeye, Taþeronlaþtýrýlmaya Hayýr - Kadrolu Ýþçi Alýnsýn” yazılı pankartlar açýldý.

Açýklama yapan Türkiye Maden-Ýþ Sendikasý Baþkaný taþeron ihalelerinin sona erdirilmesi gerektiðini vurgulayarak “... yeterli ekipman olmadýðý gerekçesiyle yine bir iþimiz ihaleye çýkarýlýyor. 300 bin metreküp üstü açýlmýþ olan kömürün, Ocak ayý içerisinde stok sahasýna yükleme ve taþýma iþi ihale edilecek” dedi; ihale edilecek iþi aslýnda kendi imkanlarýyla yapabileceklerini belirterek kurumun ö-

zelletirmeler ve taþerona ihale edilmesiyle içeriðinin boþaltýlmak istedindiðini söyledi.

Uluslararasý Birleþik Mücadele Deneyimleri

5

B

u yazý dizisine baþlarken, uluslararasý birleþik mücadele deneyimlerini inceleyeceðiz. Her sayýmýzda bir mücadele öyküsünü aktarmaya çalýþacaðýz. Tarihe mal olmuþ mücadele deneyimlerini sizlerle paylaþacaðýz.

*

**

Oaxoca Halk Meclisi

Meksika’nýn Oaxaco eyalati 2006 yýlýnda Mayýs’tan Kasým sonuna kadar bir sokak iktidarýna sahne oldu. Mayýs ortasýnda greve giden öðretmenler, taleplerine olumlu yanýt verilmeyince 22 Mayýs’ta kent meydanýnda kamplar kurarak süresiz bir eylem baþlattýlar. 7 Haziran’da büyük bir eylem düzenleyen öðretmenler, anayollarý keserek tüm kentte hayatý durdurdular. Bunun üzerine iki yýl önce þaibeli bir seçimle yönetime gelen ve baskýcý uygulamalarý ile tepki çeken Vali Ulises Ruiz, 15 Haziran’da saldýrý emri verdi. Polisin vahþi saldýrýsý sonucunda 4 kiþi öldü, onlarcasý yaralandý ve kamp yýkýlarak öðretmenler meydandan atýldý. Ancak öðretmenler daha çatýþmanýn dumaný daðýlmadan kadýnlar, iþçiler, öðrenciler ve yerlilerle kol kola geri döndüler ve meydaný yeniden ele geçirdiler. 16 Haziran yürüyüþüne 400 bin kiþi katýldý. Kadýnlar ve öðrencilerin aktif rol aldýðý iþgallerde hükümet binalarý, TV ve radyo istasyonlarý iþgal edildi. Talepler Ulises Ruiz’in istifasýný da içererek geniþlemiþ ve mücadele öðretmenlerin yaný sýra kadýnlarýn, yerlilerin, iþçilerin ve öðrencilerin de mücadelesi olmuþtu. 17 Haziran’da Oaxaca Halk Meclisi’nin (APPA) kuruluþu ilan edildi. Ve APPO bu tarihten 25 Kasým’da merkezi yönetimin emriyle harekete geçen federal polisin Oaxaco kalkýþmasýna son veren büyük saldýrýsýna kadar kent meydanýný zapt etti ve kendi iktidarýný sürdürdü. APPO’nun kuruluþundan 25 Kasým saldýrýsýna kadar geçen süre içinde de dönem dönem saldýrýlar yaþandýysa da kentin kontrolü genel olarak APPO’daydý. Kararlar halkýn katýlýmýyla halk tarafýndan alýnýyordu. Yakalanan iki hýrsýzýn halk mahkemesinde yargýlanarak, resmi polis gücüne teslim edilmeden, halk tarafýndan, direðe baðlanarak teþhirle cezalandýrýlmasý da kültür devrimine yönelik bir anýþtýrma olarak uluslararasý kamuoyunun zihinlerinde yer etti. Devlet tarafýndan Meksika’nýn bir türlü dinmeyen politik krizinin en tehlikeli unsuru ilan edilen Oaxaca direniþi 25 Kasým’da federal polisin terör estirerek gerçekleþtirdiði müdahaleyle son buldu. Yüzlerce militan tutuklandý, farklý eyaletlerde hapse atýldý, kaybedildi, iþkence gördü. Ancak APPO meydaný terk etmek zorunda kaldýysa da faaliyetlerini durdurmadý. Tutsaklarla dayanýþma için eyalette ve ülke çapýnda eylemler düzenlendiðinde görüldü ki, APPO hala ayaktaydý. Ulises Ruiz’e ve devlet terörüne karþý mücadele devam ederken, APPO’nun yerli örgütlenmeleri Zapatistalar gibi, halk yönetimine/kontrolüne dayalý baðýmsýz belediyeler kurmaya baþladýlar. Triqui yerlilerinin eyaletin doðusunda kurduðu “San Juan Copala Özgür ve Özerk Belediyesi” ilk baþarýlý giriþim oldu. APPO Eyalet Konseyi’nin Oaxaca Eyaleti’nin bir köþesinden seslenen bildirisinde de dendiði gibi “APPO YAÞIYOR” * Oaxaca halklarý Halk Meclisi ** Tüm Güç Ýnsanlar Ýçin


6

www.emegindunyasi.info

Sayı: 07 / Kasım 2011

Van’da Üþümek

V

an þu günlerde, ölüm ve üþümek sözcüklerinden ibaret. Diðer sözcükler, sözcüklerin çadýrýnda misafir, sözcüklerin toplanmasý iyidir ama, o çok üþümek ve buz tutmak var ya, þu anda Van þehrinin en önemli gerçeði. Saat 16.30. Van’a indim.İlk iþim þehir merkezine gitmek oldu. Oraya varana kadar insanlarla konuþmakla geçti vaktim. Çadýr, kömür, battaniye acil istek ama tam anlamýyla daðýtýlmýyor veya daðýtýlamýyor. Öðreneceðiz. Saat 18.30. Gönüllü arkadaþlarýmýzýn gün boyu tespit ettikleri aileler için depoya gidip malzemeler hazýrlayacaðýz. Saat 19.30. Depoya girdiðimde düzenli bir depo beklerken, depo tam anlamýyla karýþýk durumda. Biz de arkadaþlarýmýzla bu karýþýklýkta baþlýyoruz daðýtým malzemelerini hazýrlamaya.Bugün 90 aileye yardým malzemesi teslim edeceðiz. Onun için gýda, giyecek, battaniye ve çocuk kolisi hazýrlýyoruz. Saat 23.00. Koliler hazýr kamyonu bekliyoruz ve kamyon geldi. Biz de kolileri kamyona yüklüyoruz. Yine de bir saatimizi aldý. Saat 01.30. Yardým kolilerini daðýtacaðýmýz mahalleye geldik. Ben kamyonun üstündeyim. Arkdaþlar gün boyu tespit ettikleri

evlerin kapýlarýný çalýp isim sorup, arabanýn baþýna gelerek yardým malzemesini teslim ediyor. Havada buz gibi soðuk. Havaya raðmen çocuklar ince bir kazakla ve ayakkabýsýz bizi izliyorlar. Bazýlarý da kendi imkanlarýyla çadýr kurmuþ, çadýrda kalýyorlar. Ben onlara þunu soruyorum, “Her yerde size yeterli miktarda çadýr verildiði söyleniyor;çadýr gelmedi mi?” Kesin bir þekilde “Hayýr”diyorlar. Zaten onlarýn bir þey söylemelerine gerek yok her þey alenen ortada. Neyazýk ki her zamanki hikaye. Ne çadýr var ne battaniye. Depremzedeler çaresizlik içinde. Nasýl bir çare olunacaðýna karþý birþeyler söylemeye çalýþýyorlar. Ama gözle görülen her þeyi anlatýyor. Saat 04.30. Yardým malzemelerimiz güvenli ve ihtiyacý olan ailelere daðýtýldý. Gece bizi mahallede oturan bir aile misafir ediyor evine. Evlerinde ve ellerinde ne varsa paylaþýyorlar bizimle. Ýþte o anda þunu görüyorum. Ne olursa olsun dünyanýn en güzel duygusu paylaþmak. Anlayacaðýnýz gibi Van’daki halkýn gündemi ne siyaset, nede magazin yalnýzca dünyadaki depremzedeler gibi istedikleri, acýyý korkuyu ve yardýmý paylaþmak. Ve onlarla bir bütün olarak ve bütün insanlýðýmýzla.

Hava Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný

Atilay Ayçin’le Röportaj

D

ünyada yaþanan olaylara baktýðýmýzda emperyalizm “yeni dünya düzeni” ve “küreselleþme” gibi sözlerle bütün dünyayý ve insanlýðý piyasanýn ve onun kural tanýmaz güçlerinin eli kolu baðlý güçleri haline getirmek istediðini görebiliriz. Emperyalizm, amacýna ulaþmak için bu uðurda, insan, emek, insan hakký, doða, çevre tanýmadan dünyamýzý tamamen hiçe sayan bir saldýrganlýk içindedir. Savaþ, talan, iþgal ve her türlü kirlilik, kod adý “yeni dünya düzeni” olan emperyalizmin temel yöntemi haline gelmiþtir. Emperyalizm ve çarpýk sömürü düzeninin en büyük temsilcisi ABD, Büyük Ortadoðu Projesi adý altýnda içerisinde bulunduðumuz coðrafyayý bir cadý kazanýna çevirirken, bu kanlý oyunun içine Türkiye’yi de çekmek istemektedir. ABD destekli AKP, bu oyuna katýlmaya hazýrdýr. Avrupa Birliði, ABD’nin bir alternatifi gösterilerek, halkýmýz “kýrk katýr mý, kýrk satýr mý” tercihine mahkum edilmeye çalýþýlmaktadýr. Türkiye’nin baðýmsýzlýðýna gölge düþüren, onu hiçe sayan bu baðýmlý diplomasi, halkýmýzýn onurunu rencide etmektedir.Türkiye ne ABD’nin ne de AB’nin uydusu olmalýdýr. Emperyalzmin neo-liberal iktisat politikalarý, yayýlmacý ve iþgalci saldýrgan yapýsý kendi iç çeliþkilerinin derinleþmesiyle birlikte günyüzüne çýkmaya baþlamýþtýr. Acýmasýzlaþan aðýr sömürü koþullarý, baþta iþçileri, emekçi ve öðrencileri sokak eylemlerinde yan yana getirmiþtir. Eylemler süresiz hale dönüþmüþ, sýnýr tanýmaz olmuþ ve baþta AB devletleri olmak üzere yaygýnlaþarak baþka bir dünyanýn var olacaðýný haykýrmýþ, alternatif sunmuþtur. ABD temsilciler meclisi, para ve maliye politikalarý konusunda tehlikeye dikkat çekmiþ, bugünkü þekliyle bir sonraki dönemin ciddi krizle karþý karþýya olduðu konusunda uyarýda bulunmuþ, bütçeyi onaylamakta tereddüt etmiþtir. Yine AB ülkelerinden baþta Yunanistan olmak üzere EURO ortak para politikalarýnýn ve mali kararlarýnýn, o ülke halklarýnýn yaþam standartlarýný yoksullaþtýrmaya dönük olarak olumsuz etkilemesi ciddi eylemliliklere yol açmýþtýr.Yunanistan’a yapýlan borç silme ve parasal destek kararlarý bile sýkýntýnýn aþýlmasýna yetmemiþtir. Emperyalist devletler arasý ittifak, kendi varlýðýný devam ettirebilmek adýna bir dizi kararlarla içerisinde bulunduðu krizi aþmaya çalýþýrken, kendi içerisinde de ciddi çatýþmalar yaþamaktadýr. Artýk daha güçlü olma zamanýdýr, taþýdýðý safra sermaye guruplarýný tasfiye ettiði gibi, geliþmekte olan ülkelere sunduðu reçeteler, bu ülkelerin emekçilerini adeta köleleþtirmektedir. Yani emperyalist devletler hapþýrdýðýnda bizim gibi ülkeler yoðun bakýmda yatýyor oluyoruz. Ancak vahþi kapitalizmin yaratmýþ olduðu iç çeliþkiler ve iç çatýþmalarýnýn olmasýna karþýn, emek hareketinin yeterli olabilecek karþý çýkýþý olduðunu söyleyemiyorum. Her ülkenin iþçileri , zaman zaman köylüler ve aðýrlýklý olarak öðrenci örgütlenmeleri ortak eylemliliklerle karþý çýkýþlar yaparak protesto etseler de ,bu hareketler ciddi alternatifler üretmekten yoksun görünmektedir. Emekçilerden yana, bir halk iktidarý yaratma vizyonu olmadýðý gibi, þimdilik niyet de yok gibi. Sadece yaþam standartlarý ve haklar konusunda biçimlenen bir çýkýþ olduðu düþüncesindeyim. Not:Hava Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Atilay Ayçin röportaj sorularýmýza yukarýdaki makaleyle cevap vermiþtir.

Þu anda dýþarıda kar yaðýyor. Bizim kaldýðýmýz evde insanlar sýcak insanlar; Mezopotamyanýn bütün misafirperverliðini sergiliyorlar. Ve bütün ellerindekileri paylaþýyorlar. Aklýma bir romanda okuduðum þu sözler geliyor:”Yoksullar cömert olurlar, zenginler cimri” Bir kez daha içimden “Ýyi ki Van’a gelmiþim”.diyorum

Ama ne yazýk ki Van’daki görüntü, çaresizlik ve yoksulluk. İnanýn dýþarýdan gelecek bir parça bez bile mutlu ediyor insanlarý. En azýndan diðer insanlarýn dayanýþma duygularýný görüyorlar bunda. Biz ise halklarýn arasýndaki baðlarýn ne kadar güçlü olduðunu görmüþ oluyoruz ve bu bizi mutlu ediyor. Van’a Giden Gönüllü Bir DÝK’li Ýþçi

Silikozis 47. Caný da Aldý

ÝSTANBUL / 12.10.11 2009’dan bu yana silikozis hastalýðýna yakalanan ve 1 yýldýr oksijen tüpüyle yaþayan Ali Rýza Erdemir dün yaþamýný yitirdi. Ali Rýza Erdemir, 2000’li yýllarda Ýstanbul’a gelerek 5 yýl kot taþlama (ölüm) atölyelerinde çalýþýyor... Daha sonra köyüne dönerek yaþamýný sürdürmeye çalýþan Erdemir, 2009 yýlýnda ölümcül silikozis hastalýðýna yakalandýðýný öðreniyor. Gittiði çeþitli hastanelerde tedavi gören Erdemir, 1 yýl da oksijen tüpüne baðlý olarak yaþýyor. Hastalýðý ilerleyen Erdemir’i, akrabalarý 2 ay önce Ýstanbul Yedikule Göðüs Hastalýklarý Hastanesi’ne getiriyorlar. Hastalýðýn çok ilerlemiş olmasından dolayý, yapýlacak bir þey kalmamýþ. Erdemir dün yaþama gözlerini yumdu. Daha önce de kot taþlamada çalýþan 46 iþçi yaþamýný yitirdi. Halen kot taþlamada çalýþan ve silikozis hastalýðýna yakalanan birçok insan ölümünü bekliyor. Ali Rýza’nýn köylüsü 12 kiþinin daha silikozis hastasý olduðu belirtiliyor.

Eðitim-Sen’in Eylemlerine Polis Saldýrdý

E

TEKÝRDAÐ / 15.10.11 ðitim-Sen birçok ilde hükümetin grevsiz toplu sözleþme dayatmalarýný protesto etmek için AKP il binalarýna meþaleli yürüyüþler düzenledi. Eðitim emekçilerinin yürüyüþleri birçok ilde polis tarafýndan engellenmeye çalýþýlýrken Tire ve Tekirdað’da polis saldýrýsýna maruz kaldý. Tekirdað Eðitim-Sen üyelerinin AKP binasý önüne yapmak istedikleri meþaleli yürüyüþe izin vermeyen polis, eyleme katýlanlara biber gazlarý ile müdehale ederek 7 kiþiyi gözaltýna aldý. Müdahale sýrasýnda aþýrý gazdan etkilenen 3 kiþi ise ambulans ile hastaneye kaldýrýldı. Gözaltýna alýnanlar arasýnda Şube Baþkaný, Genel Merkez Denetleme Kurulu üyesi ve þube yöneticileri bulunuyor. Tire’de de Eðitim-Sen üyelerine polis biber gazý ve coplarla müdahale etti. Tire Eðitim-Sen üyelerinin öðretmenlerevi önünden baþlattýklarý meþaleli yürüyüþ AKP il binasý önüne gelinmeden polis barikatý ile engellendi. EðitimSen’liler barikatýn açýlmasý istemiyle 1 saat oturma eylemi yaptýlar. Oturma eyleminin ardýndan barikatý aþmak isteyen emekçilere polis biber gazı ve coplarla müdahale etti. Eðitim-Sen üyelerinin açýklamasýna izin vermeyen polis saldýrýlarýna karþý “Bugün bu barikatý geçemedik ama en yakýn zamanda demokrasi bileþenleri ile bu barikatý mutlaka aþacaðýz” sözleriyle tekrardan öðretmenler evine yürüyüþ yapýldý. Emekçilerin Yükselen Sesinden Daha Fazla Korkun! Çünkü Bu Sesi Asla Kýsamayacaksýnýz! Eðitim-Sen Genel Merkez Yürütme Kurulu saldýrýlara

yönelik yaptýðý yazýlý açýlamada þunlarý dile getirdi: “Emekçilerin Yükselen Sesinden Daha Fazla Korkun! Çünkü Bu Sesi Asla Kýsamayacaksýnýz” Artýk Söz Bitti Diyoruz! Yarattýðýnýz korku imparatorluðuna mahkum olmayacaðýz! Siz korkularýnýza sarýlýn! Bizler emeðimize, haklarýmýza, barýþa ve geleceðimize sarýlarak her geçen gün daha fazla büyüyeceðiz! Kalemþorlarýnýz yazadursun, biz daha çok bilgi üreteceðiz! Size teslim olmayacak; emeðin, eþitliðin, adaletin ve barýþýn safýnda olmaya devam edeceðiz! Unutmayýn ki Eðitim-Sen olarak daha örgütlü ve daha güçlü bir sendikal mücadele ile dimdik ayakta durmayý sürdüreceðiz! Sizin teminatýnýz þiddetiniz, bizim teminatýmýz fiili meþru mücadele geleneði.”


www.emegindunyasi.info

Deprem mi? Katliam mý?

2

3 Ekim Pazar günü Van’da 7.2’lik deprem oldu. Van merkezde yýkýlan evlerin sayýsý az olmasýna raðmen hemen hemen bütün binalarda ciddi anlamda hasar meydana geldiğinden binalar oturulamaz halde. Depremde yýkýlan evler daha çok Erciþ ve köylerindeydi. Deprem bir doða olayýdýr. Tabiki depremden en az hasarla kurtulmanýnbugünün imkanlarýyla mümkün olduðunu hepimiz biliyoruz. Van’da tanýþtýðým bir Japon arkadaþ þöyle diyordu: “Bizim ülkemizde deprem olduðunda biz yemek yemeye devam ediyoruz” Bunun mümkün olduðunun somut bir örneðini yaþayan bir aðýzdan duymak düþüncelerimizi daha da güçlendiriyor. Peki bizim ülkemizde hele de Van’da bu mümkün mü? Evet deprem bir doða olayýdýr. Bunu herkes kabul eder. Ama depremin yarattýðý felaketin sonuçlarý; göz göre göre insanlarýn ölmelerinin beklendiðini görmek, duymak! Ýnsanýn aklýna deprem deðil de katliam yapýldýðý düþüncesinden baþkasý gelmiyor. Bu kanýya varmamdaki en büyük etken, daha Van depreminin ilk gününde Baþbakan’ýn yani bir ülkenin Baþbakaný’nýn ülkelerden gelecek olan arama kurtarma ekiplerinden tutun da her türlü yardýmý geri çevirerek ,“Kendi gücümüzü sýnamak istiyoruz” þeklinde akýllara zarar bir mantýkla asýl niyetinin, depremi dahi Kürt halkýna karþý bir þovenist histeriye dönüþtürme çabasýydý. Bu yapýlmasý planlanan katliamýn ipuçlarýný taþýyordu. Bu sezgilerin doðruluðunun kanýtýný görmek için TV ekranlarýnda çýkan haberlere odaklanmak deðil, Van’da olmak, yaþanan tabloyu yerinde görmek lazýmdý. Van merkezine yaklaþýk 8 saat, Erciþ’e 12 saat ve köylere 24 saat sonra, o da hepsine deðil bir kýsmýna, arama kurtarma ekipleri ulaþabildi. Tamamen Kürt halký kendi kaderiyle baþbaþa býrakýldý. Van’dan dönüþümde Erciþ’te otobüse binen depremde ailesinden 6 kiþiyi kaybetmiþ bir arkadaþla sohbet ettim. “Ben deprem anýnda 6. katta idim. 3. kata kadar inebildim 3. kattan kendimi dýþarýya kumun üzerine attým, -ellerini göstererek- ellerim paramparça oldu; ilk saatlerde 15 kiþiye yakýn insaný enkaz altýndan kendi çabalarýmýzla kurtardýk.” Evi yýkýlan bir ailenin kendi imkanlarýyla yaptýklarý naylon çadýra yardým götürüyoruz. Aileyi arkadaþlarýmýz tesadüfen tespit etmiþler. Yardým malzemelerini býraktýktan sonra deprem ile ilgili bir kaç soru soruyorum çevredekilere “Evim yýkýldý. Çadýr alamadým.” diyorlar. Evleri yýkýldýðý için hasar tespit yapýldýðýný söyleyen bir depremzede “Geldiler baktýktýlar, daha birþey vermediler”diyor.

V

an’ın merkezine yaklaþýk 8 saat, Erciþ’e 12 saat ve köylere 24 saat sonra, o da hepsine deðil, ancak bir kýsmýna arama kurtarma ekipleri ulaþabildi Bu sözleri, depremzede olan Van halkýnýn aðzýndan hemen hemen her konuþtuðunuzda duyabilirsiniz: “Geldiler, baktýlar, daha birþey vermediler.” Bu kesinlikle doðru; valiliðe baðlý hasar tespit ekipleri geliyorlar, bakýyorlar ama birþey vermiyorlar. Erçiþ’e gittiðimiz gün yýkýmýn tablosunu görmek pek de zor olmuyor bizim için. Hemen hemen her sokakta her caddede yýkýlan ve enkazýna hala el bile vurulmamýþ bir çok bina görebiliyoruz. Çelebibaðı Belediyesi’ne uðradýðýmýzda Belediye Baþkaný Veysel Keser ile görüþtük. Keser deprem ile ilgili þunlarý söylüyor: “Depremin olduðu gün, ilk dakikalarda genel kentin bütün caddelerinde sokaklarýnda dolaþmýþ, incelemiþ nerede nasýl hasar var bilen ve neler olduðunu görmüþ birisi olarak söyleyelim, ilk arayanlar örneðin Genel Baþkaným Osman Baydemir, sonra bölge milletvekilleriydi. Ve sizi temin ederim ki, onlar kente vardýklarýnda kentin üstünde hala toz bulutlarý vardý. Baþbakan daha sonraki saatlerde buraya teþrif ettiler. Sayýn Baþbakan gelirken de buradaki tüm resmi kurum ve kuruluþlar ve güvenlik güçleri onun geliþiyle ilgilenmek zorunda kaldýlar ve aðýrlama merasimiyle ilgilendiler. Ve o sýrada insanlar moloz yýðýnlarý altýnda can çekiþiyorlardý. Ben þahsen çocuk sesleri ve kadýn seslerini duydum. Ýlk gün ciddi bir kurtarma çalýþmasý yapýlamadý. Hemen hemen hiç profesyonel kurtarma ekibi gelemedi, ancak sabaha doðru AKUT yetiþti. Diyarbakýr Büyükþehir Belediyemizin kurtarma ekipleri ilk olarak yetiþti. Þu anda kentin 5,6,7,8 katlý binalarýnýn % 80-90’ýný yýkýlmýþ durumda.” Günler geçtikçe ölüm haberleri yükselmeye baþlýyor. Bizler gönüllüler olarak gecemizi gündüzümüze katarak halka belediyenin depolarýndan yardým paketleri yaparak götürmeye çalýþýyoruz Deprem bir felaket ama yoksulluk baþka bir felaket. Van’da yaþam koþullarý çok aðýr. Mevsimin kýþ olmasý günübirlik çalýþanlar için geçimi oldukça zorlaþtýrýyor. Insanlar kendi imkanlarýyla derme çatma çadýrlar yaparak bu çadýrlarda yaþamlarýný sürdürmeye çalýþýyorlar.

Devlet kurumlarý yardým daðýtýmýný kýsýtlý ve belirli bölgelerde yani basýnda hergün naklen yayýnlalan hep ayný karelerde yapýyor. Buna dediðimiz birþey yok. Onlar iþlerini yapýyorlar. Yani yýllardýr özgürlük mücadeleleri için baþkaldýran halký bu þekilde cezalandýrmaya çalýþýyorlar. Ýllerden belediyeye gelen yardýmlar daha Van’dan içeri girmeden jandarma tarafýndan yolu kesilerek İl Özel İdaresi’nin depolarýna götürülüyor. Belediye ise kurtarabildiði týrlarý halka gönünllüler aracýlýðýyla daðýttýrýyor. El konulan yardýmlarýn haddi hesabý yok demek abartý olmaz. Sadece bununla kalýnýlsa yine amenna. Insanlara yaðma kültürünü alýþtýrmayý fýrsat bilen yetkililer, herhangi bir semtin ortasýndan týr’ýn kontaðýný kapattýrýp yaðmalanmasý için provakatörlerin de yardýmýyla týr’larý kamyonlarý yaðmalattýrýp, insanlarýn gözünde Kürt halkýný vahþileþtiriyor. Sadece bu da deðil. Biz gönüllüler ilk günlerde yardým daðýtamaz duruma geldik. Yardým bölgesine giderken son model arabalarla takip edilerek araçlarýmýz yaðmanlandý. Bunu yapanlarýn depremzede halktan kimseler olduklarý söylenebilir mi? Van depremi bize savaþla yenilemeyen bir halkýn depremle nasýl katledilebilineceðini göstermeye yetti. Burjuvazinin Kürt halkýna karþý yýllardan beri sürdürdüðü ilhak ve inkar politikalarýnýn deprem ile pervazsýzca nasýl sürdürüldüðünü gördük. Kar hýrsýyla bürünmüþ tekeller depremi bir fýrsata çevirerek milyarlarca para baðýþý topladýlar. Sanatçýlar sözde dayanýþma gösterisinde bulunarak ortak yayýnlarla emekçi haklarýmýzdan milyarlarca yardým topladýlar. Evet faþizmin topladýðý yardýmlar bölgeye ulaþýyor. Ulaþýyor ama ne olarak.? Valiðin kendilerine gelen yardýmlarý bir an önce daðýtmasýný isteyen ve valilik önünde toplanan halka biber gazý cop olarak... Yetkililer “Evlerinizde oturabilirsiniz” açýklamasý yapýyor ama 5.6’lýk bir depremde onlarca insanýn ölümüne neden olan otelin önünde toplanan halk yetkililerin istifasýný isteyince yine toplanan baðýþlar halka biber gazý, cop olarak dönüyor. Kürt halký yapýlan “baðýþlar”dan nasibini alýyor. Görünen o ki, almaya da devam edecek! Ama devletin de þunu çok iyi bilmesi gerekiyor: Kürt halký bugüne kadar zulmün ve ayrýmcýlýðýn her türlüsünü gördü; bunlara karþý mücadele ederek, savaþarak bugünlere geldi. Bundan sonra da bu çizgide devam edeceklerinden kimsenin þüphesi olmasýn. Biz Van’da bir kez daha buna kendi gözlerimizle tanýk olduk.

Sayı: 07 / Kasım 2011

Gündem

D

7

“SOKAK MECLİSİ”

ÝSK, KESK, TMMOB ve TTB, 7 Ekim’de Ankara’da bir miting düzenlediler. Mitingin adýný “Sokak Meclisi” koymuþlardý. Edirne’den Wan’a kadar Türkiye ve Kürdistan’ýn her yerinden otobüsler kaldýrýlmýþtý. On binlerce insan 7 Ekim akþamý yollara düþtü. 8 Ekim sabahý saat 10.00 sularýnda yarý, aç yarý, tok, yarý uykulu, yarý uykusuz Ankara Garý önünde toplanýldý. Ankara Garý önünde toplanan kitle 12.30 sularýnda mitingin yapýlacaðý Sýhhiye Meydaný’na doðru yürüyüþe geçti “Ýnsanca Yaþam” talebiyle… Sendika konfederasyonlarý DÝSK, KESK, TMMOB,TTB ve meslek odalarýnýn düzenlediði mitinge devrimci-sosyalist parti, örgüt ve çevreler de katýldý. Mitinge katýlan her çevre kendi pankartlarýnýn arkasýnda, kendi bayraklarýnýn altýnda yürüdü. Herkes kendi sloganýný haykýrdý. “çok sesli,çok renkli” bir eylem oldu “Sokak Meclisi” Deðiþik illerden kitleleri Ankara’ya taþýmak, Ankara’da eylem yapmak ne ilktir, nede son olacak. Emekçi kitleleri harekete geçirmek önemli bir iþtir. Ama ondan daha önemli olan þey, hangi amaçla ve niçin harekete geçirdiðinizdir. Ýþçi ve emekçi kitleleri Ankara’ya taþýyan DÝSK’in, KESK’in TMMOB ve TTB’nin “Sokak Meclisi” adýný koyduklarý eylemin amacý ve hedefi nedir? Bu çok sesli, çok renkli eylem amaca ne kadar hizmet etti, belirlenen hedefe ne kadar yaklaþtý? Bunu en iyi deðerlendirecek olanlar kuþkusuz “Sokak Meclisi” eyleminin düzenleyicileridir. Bize düþen ise dersler çýkararak olmasý gerekeni ortaya koymak, ona uygun davranarak, daha ileri gitmektir. “Sokak Meclisi” eyleminin hükümetin, emekçilerin kýdem tazminatýna yönelik saldýrýsýndan yola çýkýlarak örgütlenen bir tepki eylemi olduðu açýk. Ancak yine de sormak ve öðrenmek istiyoruz “Sokak Meclisi” sadece bu mitingin adý olarak mý belirlendi? Yoksa “Sokak Meclisi” toplumsal sorunlarýn çözümünde kalýcý toplumsal mücadele aracý olarak mý gündeme getirildi? Eðer sadece bu eylemle sýnýrlý bir mücadele aracý olarak örgütlenmiþse açýkça söylemeliyiz ki amacýmýza uygun bir araç, bir kavram kullanýlmamýþ. Kullanýlan kavram ve mücadele aracý sendikalarýn, meslek odalarýnýn özel ve tüzel kiþiliðine uygun bir araç deðildir. Ve olamaz. O nedenle atýlan taþ bir kurbaðayý bile ürkütmüyor. Çünkü; meclis sadece bir kavram deðildir yaa da sadece bir araya geliþi ifade etmez; ayný zamanda esas olarak bir egemenlik aracýdýr. Meclis yasama, yürütme yargý erkini belirler. Kýsaca söylersek meclis yasa yapar, yürütme (hükümet) yasalara dayanarak yönetir. Yargý da yasalara uyulup uyulmadýðýný denetler. Bunu yaparken onun da dayandýðý güç, egemen sýnýfýn baský ve zor aracý olan askeri militarist gücü, ordusu ve polisidir. Þimdi soruyoruz; siz “Sokak Meclisi” kavramýný düþünerek, bilerek mi kullandýnýz? Amacýnýz kapitalistlerin çürümüþ kokuþmuþ meclisini yýkmak emekçilerin meclisini kurarak egemen bir sýnýfýn konumuna yükselmek mi? “Üreten Biziz Yöneten de Biz Olacaðýz” mý diyorsunuz. Evet bu kullandýðýnýz kavram “Sokak Meclisi”ne uygun bir kavramdýr. Ama egemen sýnýf olmayý amaçlayanlar, ÝKTÝDAR hedefini en baþa koymalı, iktidar için savaþmalýdýr. Diðer bütün talepler iktidar hedefine baðlanmalýdýr. Ýktidar için savaþmak ise devrimci sýnýf partisinin öncülüðünde savaþarak, burjuva sýnýfýn egemenliðinin tescili, hukuk belgesi, “toplumsal sözleþmesi” olan burjuva anayasanýn yýrtýlýp atýlmasý, yerine emekçi sýnýfýn egemenliðinin tescili olan devrimin anayasasýný koymak anlamýna gelir. Devrimin anayasasý ise Geçici Devrim Hükümeti’nin öncülüðünde yapýlacak gerçek toplumsal sözleþme ile olacaktýr. Sermaye sýnýfý yeni bir anayasa yapmayý gündeme getirdiyse, bu devrimden korktuðu içindir. Sahi siz gerçekten bütün bunlarý düþünerek mi “Sokak Meclisi” eylemiyle “Ýnsanca Yaþam” talebini belirlediniz? Gerçekten bütün bunlarý düþünerek ve göze alarak yaptýysanýz ki, biz bunlardan yanayýz. Amaca uygun araçlar örgütlenmeli ki, DÝK(Devrimci Ýþçi Komiteleri) ve DEK(Devrimci Emekçi Komiteleri), bunun en mükemmel mücadele, iktidar ve yönetme araçlarý olacaktýr. Çünkü komite ve konseyler devrimci sýnýf partisinin omurgasýný oluþturarak emekçi sýnýflarýn kendi kararlarýný kendisinin almasýný saðlayacak, kendi geleceði hakkýnda özgürce söz söyleyerek yönetime katýlacak, yönetimi denetleyecek bir iþlev görecektir. Amacýnýz bu deðilse aracýnýz “Sokak Meclisi” talebiniz de “Ýnsanca Yaþam” olmamalýdýr. Çünkü niyetiniz ne olursa olsun düþeceðiniz durum, küresel krizin bir parçasý olan ve çöküþ içindeki kapitalist sömürü sistemini kurtarmak olacaktýr. Amacýnýz kapitalistlerin egemenlik ve özgürlük aracý olan burjuva meclisin daðýtýlmasý deðilse sermayenin iç savaþ hükümetlerinden olan AKP’yi yýpratmak güçten, takattan düþürmek ve kapitalist cumhuriyetin kurucusu devlet partisi olan CHP’yi hükümet yapmak ise ki,“Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek” gibi populist, kulaða hoþ gelen kafiyeli ama kapitalist sistemi ebedileþtirmek isteyen söylemleri dilinizden düþürmeyiþiniz kaygýlarýmýzý güçlendiriyor,bu insanlara ölümü gösterip sýtmaya razý etmekten baþka bir þey deðildir. Bilmelisiniz ki, sorun sadece burjuva partilerin beceriksizliði olsaydý, burjuvazi için iþler daha kolay olurdu. oysa burjuva iktisatçýlar bile emperyalist kapitalist sistemin çöküþ içinde olduðunu, hýzla bir yokoluþa gittiðini itiraf ediyorlar. Emperyalist, kapitalist sömürü sistemi gözlerinin önünde eriyip yok oluþa doðru giderken onu kurtarmaya Türkiye ve Kürdistan’ýn sosyal reformistlerinin oportonistlerinin gücü yetmeyecektir. Eðer niyetiniz bu ise sizin hiç yetmez… Sözlerimizi minik bir hikayeyle tamamlayalým: Rusya’da ayaklanan ve Çar’ýn sarayýný kuþatan iþçi, köylü ve asker Sovyetlerini gören sarayýn koruma görevlileri telaþla Çar’a haber verirler. Çar korumalarýna “Sorun bakalým ne istiyorlar?” der; korumalar Sovyetlere ne istediklerini sorarlar. Sovyet temsilcisi “ÝKTÝDARI” der, “Ýktidarý Ýstiyoruz”. Korumalar hýzla Çar’a koþarlar telaþla “Yüce Çarýmýz iktidarý istiyorlarmýþ” derler. Çar telaþ içinde “Ýktidar dýþýnda her þeyi verin” der. Hýzla Sovyet temsilcisine koþan korumalar “Ýktidar dýþýnda ne istiyorsanýz vereceðiz” derler. Sovyet temsilcisi ise “Ýktidar Dýþýnda Her Þey Hiç Bir Þeydir” der. Sahi siz “Sokak Meclisi” ile ne yapmak istiyorsunuz?


8

Sayı: 07 / Kasım 2011

www.emegindunyasi.info

EMEKÇİLERDEN

SENDÝKAL HAREKET ÝÇERÝSÝNDE ÝZLENMESÝ GEREKEN ÝLKE VE GÖRÜÞLER

1)Sendikalara yönelik ilke ve görüþler belirlenirken sýk sýk sendikalizme düþülüyor. Sendikalizme düþmeden, sendikal mücadele hakkýnda görüþ ortaya konmalýdýr. Sendikalizm ile sendikal mücadele farklý þeylerdir. Sendikal mücadele, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþ mücadelesinde dayanmasý gereken, teorik, politik ve pratik mücadele bütünlüðü içerisinde ekonomik mücadeleyi ifade eder. Ekonomik mücadele iþçilerin, emekçilerin sermayeye karþý mücadelesinde zorunlu bir mücadele biçimidir. Sendikalizm ise iþçi sýnýfýnýn bütünlüklü yani teorik, politik, ekonomik mücadelesinde ilk iki hedefi yadsýr. Ýþçilerin yalnýzca ekonomik mücadele yoluyla kurtulabileceði yanýlgýsýný yaratýr. Politik mücadeleyi yadsýr. Sendikalizm eleþtirilirken, mahkum edilirken bunun yerine konulmasý gereken devrimci sendikalizm deðildir. 2) Sendikalarýn hedefi, emeðin kurtuluþu, savunulmasý ve korunmasýdýr. Burjuva ve küçük burjuva reformist anlayýþýn egemen olduðu sendikalarda esas hedef olan emeðin kurtuluþu bir kenara býrakýlýr. Yalnýzca emeðin savunulmasý ve korunmasý çerçevesinde hareket edilir. Bu anlayýþa karþý emeðin kurtuluþu bakýþ açýsýna dayanarak mücadele edilmelidir. Emeðin kurtuluþu, emeðin savunulmasý ve korunmasý mücadelesinin ardýna da býrakýlamaz. Öncelikli ve temel bir hedef olarak görülmelidir. Böylesi bir hedef konmaksýzýn emeðin günlük mücadelesinin dýþýna çýkýlamaz. 3) Sendikalar iþçilerin sermayeye karþý bir mücadele aracýdýr, örgütüdür. Ýþçilerin örgütlü gücünün ana hedefi var olan toplumu dönüþtürmek ve iþçilerin temel çýkarlarýný korumaktýr. Sorun yalnýzca iþçilerin sendikalarda birliði deðil, bu birliðin iþçi sýnýfý için bir birlik, iþçinin kurtuluþunu hedefleyen bir birlik olmasýdýr. 4) Bu çerçevede iþçilerin sermayeye karþý mücadelesinin önünde engel oluþturan, burjuva sendikal anlayýþa karþý mücadele, sýnýfýn hedeflerine ulaþmasý için zorunlu bir koþuldur. Burjuva sendikacýlýk (sarý sendikacýlýk) iþçi sýnýfý için birliðin yerine sermaye için birliði koyar. Sendikal bürokrasi, burjuva sendika iliþkilerinin bir ürünüdür. Dolayýsýyla burjuva sendikacýlýk (sarý sendikacýlýk) zihniyeti ve politikasýyla mücadele edilmeden, sendika bürokrasisi ile mücadele yetersiz ve eksik kalýr, sonuç getirmez. 5) Sendikalar, sermayeyle sýnýf iþbirliðine deðil, sýnýf mücadelesine dayanmalýdýr. Ýþçi sýnýfý, tam kurtuluþ hedefine yalnýzca sýnýf mücadelesi yoluyla varýr. 6) Ýþçilerin, emekçilerin meslek darlýðý anlayýþýna düþmemesi için sendikalar mücadelelerini ve çalýþmalarýný yalnýzca sendikal çerçevede sýnýrlý tutmamalý, toplumu ilgilendiren bütün konularda görüþ ve tavýr koymalýdýr. Bunun yanýnda uluslararasý sorunlarda görüþ ve tutumunu açýkça ortaya koymalýdýr. Toplum ve dünya üzerine görüþ ve tavýr belirlerken iþi sýnýfýnýn devrimci ideolojisine, proletarya enternasyonalizminin ilkelerine dayanmalýdýr. 7) Ýþçiler yalnýzca, sendikalarýn birer üyeleri olarak görülemezler. Ayný þekilde, sendikal muhalefetler de iþçileri sadece sendika üyesi olarak göremezler. Ýþçi sýnýfý, toplumun temel, öncü ve dönüþtürücü gücüdür. Ayný þekilde devrimin öncü ve belirleyici gücüdür. Tüm ezilen ve sömürülenleri kapitalizmin baskýsýndan ve sömürüsünden kurtaracak sonuna kadar tutarlý devrimci tek güçtür. Böylesine tarihsel devrimci rolü olan iþçi sýnýfýnýn üyelerini yalnýzca sendika üyesi olarak görmek iþçi sýnýfýnýn tarihsel rolüne sýrt çevirmek olur. Dolayýsýyla iþçilerin görevleri ve mücadelesi yalnýzca sendika üyeliði çerçevesi ile sýnýrlandýrýlamaz. Ýþçilerin gücü ve enerjisi asýl olarak tarihsel devrimci rolünü gerçekleþtirmesi için harekete geçirilmelidir. 8) Sendikalarýn iþleyiþ ilkelerine öncelikle bu bakýþ açýsý ile bakýlmalýdýr. Ve ancak bu bakýþ açýsý ile doðru olarak konabilir. A) Sendikalar, örgütsel iþleyiþ bakýmýndan partilerden baðýmsýzdýrlar. Bunun yanýnda ideolojik ve politik olarak iþçi sýnýfýnýn görüþlerine baðlýdýrlar. Proletarya enternasyonalizmi ilkelerini benimserler. Sendikalar kesinlikle iþçi sýnýfý partisinin yanýnda yer almalýdýrlar. Çünkü iþçi sendikalarý iþçi sýnýfý partisinin ideolojik politik görüþlerini izleyerek ve onun yanýnda yer alarak iþçi sýnýfýnýn kurtuluþuna hizmet ederler. Burjuvazi, sendikalarý iþçi sýnýfý partisinin etkisinden çýkarmak ve bunun sonucu olarak kendi etkisine, sermaye partilerinin etkisine sokmak için, sendikalarýn partilerden baðýmsýzlýðý fikrini yayar. Bu burjuva ideolojik saldýrýya karþý kararlýca durulmalýdýr. B) Sendikalar, demokratik merkeziyetçi bir iþleyiþe sahiptirler. Ancak sendikalarda örgütsel yapýlarý gereði demokratik yön aðýr basmalýdýr. Bu iþçilerin sendikal faaliyete etkin ve üretken bir þekilde katýlmalarý için, sendika yönetiminin denetlenmesi için tabanýn söz ve karar sahibi olmasý için, kitlelerin yönetmeyi öðrenmesi için çok önemlidir. C) Her kademedeki sendika yönetimleri tabanýn sesine kulak vermeli, onlarý dinlemeli, sorunlarýný çözmeli, isteklerini yerine getirmelidir. D) Sendika yöneticilerinin ücretleri, sendikanýn örgütlü olduðu iþ kolundaki, en yüksek iþçi ücretini geçmemeli. E) Her kademedeki yöneticiler, kendilerini seçen üyeler istediði taktirde geri çaðýrýlýrlar. F) Üyelerin sendika giderlerini rahatlýkla denetleyebilmesi için sendikanýn ve yöneticilerin tüm harcamalarý açýk ve anlaþýlýr bir biçimde kýsa sürelerle yayýnlanmalý. G) Üyelerin sendikal faaliyet ve kararlara aktif katýlýmý için genel düzeyde ve þube düzeyinde iþçi temsilciler meclisi oluþturulmalýdýr. Temsilciler meclisinde alýnan kararlar, her kademedeki sendika organý için baðlayýcý olmalýdýr. Temsilciler meclisi, biçimsel olarak sadece danýþma organý olmamalýdýr. H) Üyeleri ve sendikayý ilgilendiren tüm temel sorunlarda üyelerin görüþ, öneri ve kararlarýna baþvurulmalý ve temel alýnmalýdýr. J) Sendikalarda demokrasinin iþlemesi için sendika kongreleri en geç iki yýl içerisinde yapýlmalýdýr.

GEREKÇESÝZLÝÐÝN GEREKÇESÝ

Olaðan Þüpheliler 12 Eylül faþizmini bile geride býrakan bir gözaltý ve tutuklamalar dönemi yaþýyoruz. Bugünler de bir insanýn tutuklanmasý hiçte zor deðil. BES Ankara 1 No’lu Þube Eski Baþkaný ve SGK Ýþyeri Temsilcisi Ahmet Turan ve Enerji Bakanlýðýnda çalýþan ayný zamanda hukuk fakültesi öðrencisi BES’ li Cihangir Öz’ün gözaltýna alýnmasý, Ragýp Zarakolu ve Prof. Büþra Ersanlý’nýn tutuklanabiliyor olmalarýnýn gerekçelerine hep birlikte bakalým. Gerekçeler; Mart Kültür Sanat ve Düþünce derneðine üye olmak! Devlet her zaman somut deliller üzerinden gider!! Örneðin Sosyal Güvenlik Kurumunda 20 yýlý aþkýn görev yapmýþ, Büro emekçileri sendikasý 1 no’lu þube baþkanlýðý yapmýþ Ahmet Turan’ýn da içinde olduðu gözaltýna alýnan 7 kiþiye yönelik yapýlan ev baskýnýnda Tolstoy’un Savaþ ve Barýþ kitabý, Komünist Manifesto, Lenin’in Devlet ve Ýhtilal ya da 50 x 70 Deniz Gezmiþ posterleri… Birçok kitabevinde satýn alabileceðiniz materyaller delil olarak gösteriliyor. Bu kanýtlar devlet tarafýndan her daim tutuklanma potansiyeline sahip “olaðan þüphelilerin” suçlu olduðunu ispatlamak için sunuluyor. Yapýlan savunma, derneðin ve yürütülen çalýþmalarýn yasal olduðu somut ve mantýklý delillerin sunulmasý ile gözaltýna alýnan BES üyesi Ahmet Turan ve diðer 6 kiþi serbest kalýyorlar. Suç ve Ceza “Ýçerde iseniz mahkumsunuz, dýþarýda iseniz müfteri, aslýnda bir insaný bir yere kapatmak bir suçtur ama kapattýðýnýz insan bir suçlu i-

Ý

se bu bir cezadýr. Yani aslýnda her ceza birazda suçtur ve her suç ayný zamanda ceza. Ýçerdekilerin bazýlarýnýn suçlu bazýlarýnýn suçsuz olduðuna þüphe yok ama bu dýþarýdakiler için de geçerli. Gerçek suçsuz yoktur içerde de dýþarýda da”… diye analiz etmiþti izlediðim oyundaki Hilmi Duran karakteri.

Bu trajikomik durum bugünü nasýl da somutlar nitelikte. Siyaset akademisinde sürdürdükleri entelektüel faaliyet nedeniyle yasal alandaki çalýþmalarý yasadýþýymýþ gibi gösterilip “silahlý terör örgütüne üye olmak” suçlamasýyla tutuklanan Prof.Dr Büþra Ersanlý ve Belge yayýnlarý yetkilisi Ragýp Zarakolu’nun karþýsýna kitap hazýrlýklarý ya da, akademide kendilerine yöneltilen sorular üzerine araþtýrma yapmak suç delili olarak çýkabiliyor. O halde gözaltý ve tutuklamalarýn politik tahlilini yaparak görünenin altýndaki gerçeði görebiliriz. Somut Koþulun Somut Tahlili FAÞÝZM; Kapitalizmin genel bunalýmý döneminde kapitalist ülkelerde türemiþ olan en gerici poli-

tik akým-en gerici ve emperyalist burjuvazinin, tekelci kapitalizmin açýk ya da örtülü terörcü diktatörlüðüdür. Biliyoruz ki dünya tekelci burjuvazisi, büyük bir ekonomik bunalýmýn eþiðindedir. Bu bunalýmdan kurtulabilmek için iþçi sýnýfýnýn iþçi örgütlerini yasaklamak, demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldýrmak, bir þiddet ve terör rejimi oluþturarak, dýþ politikada da alabildiðine þovenizm ve ýrkçýlýk yaparak “SOYGUN” savaþlarýnýn koþullarýný yaratmaktýr... Bir taraftan açýlým söylemleri ile genel kitlelerin tansiyonu düþürülmeye çalýþýlarak, diðer taraftan en geliþmiþ silahlarla sýnýr içi ve sýnýr ötesi operasyonlarý yoðunlaþtýran çýkýþsýz iktidarýn, düzmece “demokratik ANAYASA” söylemleriyle de iç muhalefetin ( AYDINLAR-YAZARLAR-BASIN ORGAN VE ÇA LI ÞAN LA RI-SA NAT ÇI LAR v.s.) ve iþçi sýnýfýnýn susturulmasýna yönelik saldýrýlarý giderek artacaktýr. Bu bir tesadüf yada öznel bir niyet olmaktan çok bir sonuçtur. G-8 ülkelerinin altüst olmuþ ekonomileriyle, G-20 ülkelerinin arda rda ekonomik iflaslarý özünde kapitalizmin “ÝFLAS”ýndan baþka bir þey deðildir. Tüm bu saldýrganlýðýn tetikçisi olan yok oluþ “korkusu”, daha düne kadar müslüman kardeþ ilan edilen sýnýr komþularý ile sýcak savaþýn kaçýnýlmaz eþiðine getirmiþtir iktidarý. Bu durumda þimdi dillendirilmesi ve yapýlmasý gereken; bütün dünyadaki ilerici güçler ve iþçi sýnýfýnýn örgütlü güçleri, faþizme ve onun her türlü türevine karþý birleþmeli ve çetin bir savaþým yürütmelidir...

Ýþ Saðlýðý ve Meslek Hastalýklarý Çalýþtayý

stanbul Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Meclisi,16 Ekim Pazar günü TMMOB’ta “Çalýþýrken Hastalanýyoruz” “Meslek Hastalýklarý” çalýþtayý düzenledi. Saat 10.30’da baþlayan oturumda Berna Müftüoðlu ve Nevra Akdemir sözü aldý. Türkiye ve Dünyada yaþanan iþ kazalarý ve çalýþma ortamlarý hakkýnda bilgi aktardýlar. Kapitalizmin iþçi saðlýðýný hiç düþünmediðini ve iþçileri deðersiz gördüðünü örneklerle açýkladýlar. 2. Oturumda söz alan Aslý Odman “2. Dünya Savaþý’ndan sonra yoðun sanayileþmenin sonucu olarak meslek hastalýklarýnýn arttýðýný” belirtti. “Bunlarýn % 85’i amyant (Asbest) baðlý kanserlerdir” dedi ve bu kanserojen maddenin birçok Avrupa ülkesinde yasaklandýðýný söyledi. Onur Gökulvi ise iþçi saðlýðý için çalýþma gruplarý o-

luþturduklarýný belirtti. Ýþçi saðlýðý ve iþ güvenliðinin önemli oranda görünür kýlýnmasý gerektiðini söyledi. 3.Oturumda Ercan Duman meslek hastalýklarý ve iþ kazalarýndan bahsetti. 2011 yýlýnda yaþanan meslek hastalýklarý ve iþ kazalarýný istatistik bilgileriyle sundu. Üçüncü oturumda soru cevap kýsmýnda çalýþtaya katýlan insanlar söz alarak tecrübelerini paylaþtýlar. Son orturumda meslek hastalýklarýnýn önlenmesi için neler yapýlabilineceði üzerinde duruldu. Çalýþtaya katýlan bir kitap çevirmeni “Devlet ayný devlet, kapitalizm son rotasýný çiziyor. İyi iþveren kötü iþveren diye birþey yoktur. Bunun için kapitalist sistemi yýkmamýz gerekiyor.” diyerek düþüncesini belirtti.


www.emegindunyasi.info

EMEKÇİLERDEN

“Mücadele Etmeye Devam Edeceðiz”

Kapitalist sistemin emekçiler üzerindeki baskýsý þiddetlenerek artýyor. Özellikle Kürdistanlý emekçiler ulusal ve sýnýfsal, sistemin baskýlarýný daha derin yaþýyorlar. Yasal alanlarda çalýþma yürüten emekçiler en doðal ve demokratik haklarý olan örgütlenme haklarýndan vazgeçirilmeye çalýþýlýyor. Ulusal kimliklerinden dolayý KCK davasýna dahil edilebiliyorlar. Günlerdir haberlerden eksik olmayan KCK operasyonlarýna ve tutuklamalara baktýðýmýzda bunlarý net olarak görebiliyoruz. Mardin SES eski þube yöneticisi Þükran Koyuncu ve Mardin Eðitimsen eski þube baþkaný Doðan Angay tutuklanýp KCK davasýna dahil edilen emekçilerden birkaçý. 20. Ekim 2011 tarihinde Kamu Emekçileri Sendikasý Konfederasyonu (KESK) Mardin þubesi, yapýlan operasyonlar için Mardin Yeniþehir duraðýnda bir basýn açýklamasý yaptý. KESK’e baðlý Mardin Saðlýk emekçileri sendikasý baþkaný Hamit kasap tutuklanan üyeleri için Eðitim-Sen Mardin þube baþkaný Mehmetcan Yýldýz tutuklamalarýn ve saldýrýlarýn bir an önce durdurulmasý gerektiðini belirtti. Yýldýz “Yüzlerce arkadaþýmýz gözaltýna alýnýp tutuklanmýþtýr. Van, Þýrnak, Urfa, Diyarbakýr gibi birçok ilde üyelerimize yönelik haksýz yere sudan bahanelerle tutuklama furyasý baþlatýl-

Ý

mýþtýr. En son dün itibariyle Mardin’de eski þube baþkanlarýmýzdan Doðan Angay çalýþtýðý okuldan öðrencilerin gözü önünde jandarma tarafýndan yaka paça gözaltýna alýnmýþtýr. Jandarma, okula silahlarýyla birlikte girerek öðrencilerin psikolojilerini de olumsuz etkileyen hukuksuz bir tavýr sergilemiþtir. SES eski þube yöneticimiz Þükran Koyuncu’da çalýþtýðý hastaneden yaka paça gözaltýna alýnmýþtýr. Arkadaþlarýmýz, neyle suçlandýklarý bilinmeyen tamamen siyasi bir kararla gözaltýna alýnmýþlardýr. Türkiye’nin yýllardýr yaþadýðý bu acýlarý yaþamasýnýn öncelikli sorumlusu olan siyasilerin daha fazla savaþ ve þiddet çýðlýklarý karþýsýnda ‘artýk kimse ölmesin’ talebinin daha yüksek sesle dillendirilmesinin ve barýþý savunmak için somut adýmlar atýlmasýnýn zamaný gelmiþtir. Yaþanan acýlara son verilmesi için, gençlerimizin hayatýnýn baharýnda ölmesine daha fazla seyirci kalamayýz, kalmamalýyýz. Türkiye’nin bugün için en acil ihtiyacý daha fazla kan ve gözyaþý dökülmesi deðil, acil olarak barýþýn tesis edilmesidir” þeklinde belirtmiþti. Bu tür uygulamalar kurumsallaþmýþ faþizmin toplumda yarattýðý korku kültürü ile mücadele eden emekçilere, “devam edersen sana da bu olur” mesajý vermektir. Faþist devletin kirli ellerinin her an iþçi ve emekçilerin ensesinde olduðunu, mücadele alanlarýný sistemin kendine zararsýz gördüðü kadarý ile sýnýrlamasý, bu sýnýrý aþanlarý tutuklayýp zindanlara atmasý burjuvazinin karakterine uygun davranýþ biçimidir. Bu tür uygulamalar ve baskýlar biz emekçileri hiçbir zaman yýldýramayacak, mücadele etmeye devam edeceðiz. Baskýlar Bizi Yýldýramaz! Mardin’li Bir Saðlýk Emekçisi

“Halkýn Saðlýðý”na Soruþturma

leri sanayi þehirlerimizden Kocaeli bölgesinde çevre ve saðlýk sorunlarý üzerine çalýþan Prof. Dr. Onur Hamzaoðlu ‘Endüstri Yoðun Bölgelerde Yaþayanlarda Ölüm Nedenleri: Dilovasý Örneði’ isimli çalýþmanýn sonuçlarý 2005’te yayýmlandý; Hamzaoðlu,bir yýl sonra çözüm önerilerini Meclis’e sundu; üniversitesinin bilimsel araþtýrma fonu tarafýndan desteklenen, annelerin ilk sütünde ve bebeklerin ilk kakalarýnda bazý aðýr metaller ve eser elementler saptandýðýný ortaya koyan bu araþtýrmayý basýnla paylaþtý. Bu bilimsel tavra karþýlýk yetkililerin önlem almasý, sorunu derinlemesine araþtýrmasý gerekirken Büyükþehir Belediye Baþkaný ve Dilovasý Belediye Baþkaný Kocaeli Cumhuriyet Savcýlýðý’na þikayet dilekçesi verdi. Savcýlýk hazýrladýðý dosyayý, söz konusu fiilin incelenmesi amacýyla Kocaeli Üniversitesi Rektörlüðüne gönderdi. Açýlan dava ve soruþturmalarda Hamzaoðlu, 2 ile 4 yýl arasýnda hapis istemiyle yargýlanacak. Bu haksýz soruþturmayla ilgili TTB,SES,DÝSK basýn açýklamasý yaparak yaþanan bu süreci kýnadýlar. ‘HAMZAOÐLU HALKIN ONURUDUR’ KESK yaptýðý basýn açýklamasýnda; Bilimin ve bilimsel çalýþmanýn sermaye hizmetine sunulduðu bir dönemde, sahip olduðu akademik bilgi birikimini halkýn yaþamsal sorunlarýnýn araþtýrýlmasýna ayýran Prof. Dr. Hamzaoðlu`nun, halk için bilimin de önemli bir örneðini oluþturduðunu vurgulayarak “Eðer Hamzaoðlu projecilik yarýþýna girerek, sermaye lehine halkýn saðlýðýný hiçe sayanlar

için araþtýrma yapsaydý veya bilimsel gerçekleri çarpýtsaydý birileri tarafýndan baþ tacý edilecekti. Ancak bunun yerine halkýnýn saðlýðýný ve çýkarlarýný gözeten çalýþmalar yürüten Hamzaoðlu, halkýn hayatýna ilgisiz bir bilimin bu ülkeye hiçbir þey kazandýrmayacaðýna, tam tersine kaybettireceðine inananlarýn baþýnýn tacýdýr, halkýn onurudur” ifadelerine yer verdi. Prof. Dr. Onur Hamzaoðlu, Radikal gazetesine yaptýðý açýklamada ; “Benim üzerimden herkese verilmek istenen mesaj þu: Etliye sütlüye karýþmayacaksýnýz. Bunu hükümet ve üniversite iliþkileri çerçevesinde deðerlendirmek lazým. Üniversitede bile farklý sese tahammülün olmadýðý bir dönemdeyiz. Býrakýn eleþtirel görüþü, ampirik, doðrudan sayýsal verilere baðlý çalýþmalar bile reddedilebiliyor. Anne sütü, bebek kakalarý ve havaya dair verdiðimiz rakamlar benim özel laboratuarýmdan deðil. Kamunun, uluslararasý standartlardaki iki ayrý laboratuarýnýn sonuçlarý. Ben gerçeðin üzerindeki örtünün kaldýrýlmasýna aracýyým sadece. Artýk sizden beklenen, katma deðer yaratan araþtýrmalar. Teknoparklarda þirket kuracaksýnýz, patent çalýþmalarý yapacaksýnýz. Benim çalýþtýðým alan bir sorun tanýmlýyor ve her aþamasý para. Daha pahalý hammadde, para; teknoloji yenilenecek, para; arýtma sistemi kurulacak, para... Üniversitenin ürettiði araçlar sermayeye yeni bir getiri saðlamayacaksa kabul edilmiyor. Halk saðlýðý söz konusu olsa da...” ifadelerine yer verdi.

Sayı: 07 / Kasım 2011

HASTANELERÝN ÖZELLEÞTÝRÝLMESÝNÝN SON ADIMI ATILDI SENDÝKALAR NEREDE?

“Saðlýkta Dönüþüm Programý” devam ediyor. Son olarak, “Hastane Birlikleri Pilot Uygulamasý Hakkýnda Kanun” çýktý Bilindiði üzere, Saðlýkta Dönüþüm Programý adýyla gündeme getirilen “reform paketi”, temelde, üç ana ayak üzerinde kurulmuþtu. IMF’nin “minik adýmlar” dediði adýmlar 2003’de uygulanmaya baþlandý. Döner sermaye uygulamasý, performans yasasý, tam gün yasasý gibi adýmlar eþliðinde, ilk olarak, üç sosyal güvenlik kurumunun (Emekli Sandýðý, Bað-Kur, SSK) Genel Saðlýk Sigortasý (GSS) çatýsý altýnda birleþtirilmesi saðlandý. Ýkinci adýmda, Aile Hekimliði sistemine geçiþ oluþturuldu. Birinci basamak saðlýk hizmetleri tasfiye edildi. Üçüncü ve son olarak ikinci ve üçüncü basamak saðlýk hizmetlerinin özelleþtirilmesine sýra geldi. Kamu hastaneler birliði yasasýnýn çýkmasýyla bu aþamada “saðlýkta reform” tamamlanmýþ oldu. Daha önce de söylediðimiz gibi burjuvazinin aðzýndan “reform” çýkýyorsa, burjuvazi için yeni sermaye alanlarý, emekçiler için felaket hazýrlanmaktadýr. Saðlýkta dönüþüm reform paketi 2007-2013 arasýnda gerçekleþmesi gereken 9. kalkýnma planýnda “hastanelerin idari ve mali özerkliðe kavuþmasý” þeklinde geçiyor. Yasa, bakanlýða baðlý ikinci ve üçüncü basamak saðlýk kurumlarýný “özerk” “kamu hastane birlikleri” çatýsý altýnda özelleþtiriyor. Birliklerin bakanlýkla iliþkisi “ilgili kuruluþ” statüsünde. Birlikler birden fazla ili kapsayabileceði gibi, ayný ilde birden fazla birlik de kurulabilecek. Ayrýca, bakanlýk, birden fazla birliði bir araya getirerek “birlikler koordinatörlüðü” de kurabilecek. Birliklerin kuruluþu bakanlýðýn teklifi ve Bakanlar Kurulu’nun kararýyla saðlanacak. Hastane birliklerinin organizasyonu, Yönetim Kurulu, Genel Sekreterlik ve Hastane Yöneticilikleri’nden oluþacak. Birliðin karar organý Yönetim Kurulu, yürütme organý da Genel Sekreterlik olacak. Yönetim Kurulu, ikisi Ýl Genel Meclisi tarafýndan (biri hukukçu, biri de mali müþavir), biri Vali tarafýndan (iktisat, iþletme ya da maliye eðitimi almýþ), ikisi bakanlýk tarafýndan (biri týp hekimi, diðeri de saðlýk sektöründe deneyim sahibi, üniversite mezunu), biri de Sanayi ve Ticaret Odasý’nca (üniversite mezunu) belirlenen üyelerle Ýl Saðlýk Müdürü’nden (ya da yardýmcýlarýndan biri) oluþacak. Yönetim Kurulu üyelikleri konusunda dikkat çeken önemli bir nokta, üye seçilebilmek için 8 yýl kamu ya da “özel sektörde” iþ deneyimine sahip olmanýn yeterli görülmesi. Ýkincisi, Yönetim Kurulu üyeleri belirlenirken Ticaret ve Sanayi Odasýna bir üye seçme yetkisinin veriliyor olmasý. Birlik yönetimi konusunda dikkat çekici bir baþka nokta, her birliðin yýllýk olarak “hizmet altyapýsý ve organizasyonu”, “kalite”, “verimlilik” ve “hasta memnuniyeti” açýsýndan performans denetimine tabi tutulacak olmasý. Ýhtiyaç duyulmasý halinde “bakanlýkça yetkilendirilen baðýmsýz denetim kuruluþlarýndan denetim hizmeti satýn alý nabileceði”nin belirtilmiþ olmasý, performans denetiminin þirket mantýðýyla yapýlacaðýnýn ip uçlarýný vermektedir. Performansý yeterli bulunmayan birliklerde yönetim kademelerinde bulunanlarýn görevine son verilerek, yöneticilerin bakanlýkça atanmasý þimdiye kadar olduðu gibi yandaþ ve torpillilerin yolunu açýk tutmaktadýr. Yönetim kademelerinde görevlendirilen personelin “özel sözleþmeli” statüsünde çalýþtýrýlacak olmasý Anayasa’nýn, kamu kurum ve kuruluþlarýnda yönetim kademesinde bulunan personelin “kamu görevlisi” statüsünde bulunmasýný gerektiði maddesine de aykýrý. Yasaya göre, yeni alýnacak personel (yabancý uyruklu da olabilir) SSK kanununa tabi çalýþacak, “belirli sürede bitirilmesi gereken iþler söz konusu olduðunda” fazla mesai yapmak zorunda olacak, fazla mesai karþýlýðýnda herhangi bir ek ücret talep edemeyecek. “Aþýrý istihdamý” engelleyici tedbirlere göre, bakanlýk her yýl birlik yönetim kurulunun görüþünü de alarak azami personel sayýsýný tespit edecek. Yasanýn en temel amaçlarýndan birinin kamu hastanelerinin devlet bütçesinden karþýlanmasýna son vermek olduðu anlaþýlýyor. Vergilerin gitmesi gereken krizden kurtarýlmasý gereken çok þirket var. Zaten yasada kamu hastane birliklerinin gelir bölümünde hazine katkýsý hesaba katýlmamýþ. TÜSÝAD’ýn “Kamu, saðlýða daha fazla para aktarmalýdýr, kamu saðlýk sektöründen elini çekmelidir, özel sektöre daha fazla yer açýlmalýdýr”emri yerine getiriliyor. Yasanýn Yönetim Kurulu’nun görevlerini sayan 3. maddesinin (d) fýkrasýnda, Yönetim Kurulu’na “birliðin her türlü araç, gereç, malzeme, taþýnýrlarý ile tapuda birlik adýna kayýtlý taþýnmazlarý üzerindeki yapý ve tesisler ile birlikte satmak, kiralamak, kiraya vermek, devir ve takas iþlemlerini yürütmek; Hazineye ait ve birliðe tahsisli taþýnmazlarý üzerindeki ya-

9

pý ve tesisler ile birlikte tahsis amacý doðrultusunda kiraya vermek, iþletmek, iþlettirmek” yetkisi tanýnmýþ. Yönetim Kurulu birliðin “tapuda birlik adýna kayýtlý olan taþýnmazlarýn üzerindeki yapý ve tesisler ile birlikte satýþý, kiralanmasý, iþletilmesi veya iþlettirilmesinden elde edecekleri gelirler ile Hazineye ait ve birliðe tahsisli taþýnmazlarýn üzerindeki yapý ve tesisler ile birlikte tahsis amacý doðrultusunda kiralanmasý iþletilmesi veya iþlettirilmesinden elde edilecek gelirler”ini de kullanma yetkisine sahip. Yasa, eðitim hastaneleri dýþýndaki saðlýk kuruluþlarýný il özel idarelerine baðlýyor. 657’de öngörülen deðiþikliklerle çalýþanlar da il özel idaresine baðlanýyor ve yer deðiþikliði bu kuruma veriliyor. “Yeni görevine baþlayýncaya kadar eski haklarýndan yararlanýr” maddesiyle yeni gidilen yerde 657’li olunmayacaðý ifade edilmiþ. 4C kamu çalýþanlarýna tehdit olarak sallanmakta. Hazine katkýsý da ortadan kaldýrýldýðýnda kamu hastane birliklerinin bütçeyi denkleþtirmek için hizmetleri önemli ölçüde fiyatlandýrmaktan baþka çaresi kalmýyor. Bu durumda, emekçilerin hizmeti karþýlama yükümlülüðü yasallaþýyor. Bugün bile pekçok ilacýn ve týbbi malzemenin SGK ödemeleri dýþýnda olduðu düþünülürse her biri birer þirket olacak olan hastanelerin kapýlarýnýn emekçilere hayal olacaðýný anlamak mümkün. Bu modelde, ödeme gücü olmayanlarýn sigorta primlerinin devlet tarafýndan ödenmesi tümüyle yanýltmaca. Çünkü hem ödeme gücü olmayan kategorisi “asgari ücretin üçte birinden az geliri olanlarla” sýnýrlanmýþ, hem de temel teminat paketi dar tutularak GSS’nin teminat paketi dýþýndaki hizmetleri ödememesi planlanmýþ. Dolayýsý ile, yeni model yoksul kesimlerin saðlýk hizmetine eriþimine önemli sýnýrlamalar getirmekte. Bu yasa da týpký diðer saldýrýlar gibi, basýn açýklamalarý, “asla izin vermeyeceðiz” gürültülü konuþmalarý arasýndan geçip hayatýmýza girdi. KESK’in yapmasý gerekeni Tabipler Birliði yürütmeye çalýþtý. Bugün yasa hakkýnda bilgiyi de Tabipler Birliði’nin yayýnlarýndan edinmekteyiz. Tabipler birliði üyelerinin uðrayacaðý hak kayýplarýný, beyaz yakalýlarýn iþçileþeceklerini, ayrýcalýklarýný kaybedeceklerini gördü. Aslýnda tüm emekçileri ve emek örgütlerini yakýndan ilgilendiren bu topyekun saldýrý, topyekun bir mücadeleyi gerektirmekteydi. KESK’in ve özelde SES’in yapmasý gereken bu mücadele birliðini örgütlemekti. Saðlýk emekçilerinin olduðu gibi ve aslýnda tüm emekçileri saðlýk hakkýndan men eden bu yasanýn geleceði 2003’den beri bilinmekteydi. SSGSS eylemleri süreci uzattý ama durduramadý. Kapitalizmde kazanýlan tüm haklarýn kaybedilmeye mahkum olduðunu daha önce de pek çok kez söylemiþtik. Kapitalizmin sýnýrlarý içine hapsedilmiþ, ekonomik, özlük, mesleki haklarla boðulmuþ mücadelenin sonunu görmemek için sýnýf bilincinden yoksun olmak lazým. Sendikalarýmýzdaki lafazanlar eminiz bununla ilgili bize uzun söylevler vereceklerdir. Emekçilerin komiteleri ve bu komitelerin sendikalarýn üzerindeki baskýsý olmaksýzýn sendikalar laf ve lafazan üretmekten ileri gidemezler. Bugün bize dayatýlan evlerimizde ölümü beklemekten baþka bir þey deðil. Hastaneye gitmenin ek giderlerini emekçiler þimdiden öðrendiler. Yeni yasa ile hasta olmak emekçilere bütçelerinin kaldýramayacaðý yükler getiriyor. Saðlýk sigorta primini bile ödemek mümkün deðil. Dünyada da ülkemizde de saðlýk endüstrisi sermayenin aðzýný sulandýrýyor. Ýlaç ve týbbi ekipmanlarý üreten firmalarýn dünya tekellerinin önde gelenleri olmasý tesadüf deðil. En önemlisi emekçiler her þeylerini kýsabilirler ama yakýnlarýný kaybetmemek için ellerinde ne varsa harcamaktan hiç çekinmezler. Bu da saðlýk sistemini dev bir kaynak haline getiriyor. Yoksulluk sýnýrýnýn 50 milyona ulaþtýðý ABD de saðlýk sektörüne yapýlan harcamalarýn halký yoksullaþtýrdýðý, ancak saðlýk sigortasýna eriþemeyen Amerikalýlar’ýn, diðer alanlarda da maddi yoksunluk yaþadýklarý ve bu nüfus içinde fakirlik oranýnýn yüzde 30’larý aþtýðý görülüyor. Bizlerden her gün yeniden yeniden kazanan sermaye, saðlýðýmýzý harcadýðý gibi saðlýðýmýzý da kara dönüþtürüyor. Dünyanýn bütün emekçileri “saðlýkta reform” adýna çýkan bu ve benzeri uygulamalara karþý sokaklarý dolduruyor. Emekçiler ya bugün sokaklara çýkacaklar ya da sermayenin yakýnlarýný ve kendilerini mahkum ettiði ölümü evlerinde kabul edecekler. Sokaða çýkmanýn risklerinden bahsedenlere örgütsüzlüðün risklerinden bahsetmenin zamanýdýr. Kapitalizm öldürür, kapitalizmi öldürün! Ya devrim ya ölüm! DEK’li Saðlýk Emekçisi


10

www.emegindunyasi.info

Sayı: 07 / Kasım 2011

Gümrük Kapýlarý Kapandý

H

ATÝNA / 14.10.11 ükümetin “kemer sýkma” politikalarýna karþý grev kararý alan sendikalarýn grevi baþlatmasý üzerine gümrük memurlarý da greve gitti. Gümrük görevlilerinin baðlý olduðu sendikanýn aldýðý grev kararýna uyan gümrük görevlileri gümrükten geçmek isteyen araçlarýn giriþ ve çýkýþlarýna izin vermedi. Gümrük çalýþanlarý grevinin10 gün kadar süreceði ve acil durumlar dýþýnda araç geçiþlerine izin verilmeyeceði belirtiliyor.

Devlet Binalarý Ýþgal Edildi

H

YUNANÝSTAN / 20.10.11

ükümetin krizi bahane ederek yürürlülüðe koymaya çalýþtýðý reformlara karþý kamu ve özel sektörde çalýþan iþçiler dün grev baþlattýlar. Bugün Atina, Selanik ve birçok kentte gösteriler devam etti. Sintagma meydanýnda toplanan Pema iþçi sendikasý üyesi ve emekçiler yasanýn görüþüldüðü parlemento binasýnýn çevresini kuþattý. Birçok kamu ve iþçi sendikalarýnýn katýldýðý

eylem,meydandan parlemento binasýna yürüyüþ yapýlarak baþladý. Yürüyüþün baþlamasý üzerine polis parlemento etrafýnda yoðun güvenlik önlemi aldý. Parlamentonun çevresi kuþatýlýrken bir yandan da Girit Adasý’nda ve Lamiya’da Pame üyeleri bölge sekreterliklerini iþgal etti. 48 saatlik grevde özel sektör ve kamu alanýnda birçok iþ yerinde hizmet verilmiyor. Yer yer göstericiler ile polis arasýnda þiddetli çatýþmalarýn yaþandýðý belirtiliyor.

5

Öðrenciler Genel Grev Çaðrýsý Yaptý

Taksiciler

Ulaþtýrma Bakanlýðýný

Ýþgal Etti

YUNANÝSTAN – 14.10.11 “Kemer sýkma” politikasý kapsamýnda 13.10.’11 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafýndan mesleklerin serbestleþtirilmesi ile ilgili yasa onaylandý. Onaylanan yasaya tepki gösteren taksiciler Ulaþtýma Bakanlýðýna girerek Bakanlýk Genel Sekreterliðini iþgal ettiler. Taksiciler Ulaþtýrma Bakaný Yannis Ragusis ile görüþme talebinde bulunarak ilgili yasayý görmek istediklerini belirttiler. Temizlik Ýþçileri Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn Giriþ Çýkýþýný Kapattý. Ülke genelinde hükümetin son zamanlarda uygulamaya koyduðu politikalarý protesto etmek için birçok iþ kolunun aldýðý grev kararý uygulanýyor. Belediye çalýþanlarýnýn greve çýkmasý nedeniyle Atina ve birçok kentte oluþan çöp yýðýnlarýnýn toplatýlmasýný özel sektöre vereceðini açýklayan Ýçiþleri Bakaný Haris Kastanidis temzilik iþçileri tarafýndan protesto edildi. Temizlik iþçileri,bakanýn yaptýðý açýklamanýn ardýndan Ýçiþleri Bakanlýðý önüne gelerek Bakanlýðýn giriþ çýkýþ kapýlarýný kapattýlar. Ýçiþleri Bakanýnýn da dýþarý çýkmasýný engellediler.

ÞÝLÝ / 10.10.11 aydýr eðitim reformu talebiyle sokakta olan öðrenciler hükümet ile yaptýklarý görüþmelerde istedikleri talepleri elde edemedikleri için yeniden genel grev çaðrýsýnda bulundular.

18-19 Ekim arasýnda yapýlmasý düþünülen genel greve iþçi sendikalarý da destek vereceklerini açýkladý. Öðrenciler,eðitim kalitesinin yükseltilmesi, kar amaçlý eðitimin sona erdirilmesi ve ücretsiz eðitim hakký için aylardýr sürdürdükleri eylemleri,yapýlan görüþmede anlaþma saðlanamamasý üzerine,tekrar baþlatacaklar. Öðrenci hareketi liderlerinden Camilla Vallejo görüþmelerin olumsuz sonuçlandýðýný, liselilerin ve üniversitelilerin derslere girmemeyi sürdürmelerini söyledi.

Ford Ýþçileri Üretimi Durdurdu

F

KÖLN / 22.10.2011 ord’un þanzýmanýný üreten bölümde çalýþan iþçiler sermayenin yýkým politikasý olan Era Entgelt-Rahmenabkommen (Tazminat Çerçeve Anlaþmasý)’na karþý bugün sabah saat 05.30’da fabrikananýn ana giriþ kapýsýnda iþ býrakma eylemi yaptý. Era ile iþçilerin ücretlerinin düþürülmesi hedeflenirken yaný sýra performansa göre ücret berlirlemesi hedefleniyor. Ford iþçileri,yapýlacak yeni uygulamaya karþý daha önce de imza kampanyasý ve bilgilendirme çalýþmalarýnda bulunmuþlardý. Son aþamada iþçiler iþ býrakma eylemi yaparak 600’e yakýn aracýn üretimini engellediler. Iþçiler önümüzdeki dönemlerde de bu tür eylemler yapacaklarýný duyuruyorlar.

Grevdeki Maden Ýþçilerine Polis Saldýrdý 1 Ýþçi Öldü

15

ENDONEZYA – 10.10.11 Eylül’de maaþlarýnýn arttýrýlmasý ve çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesi için Papau adasýndaki ABD’li Freeport maden þirketinde çalýþan 12 bin iþçi greve çýkmýþtý. Ýþçilerin greve çýkmasýyla üretimde yaþanan aksaklýklar karþýsýnda þirket madene iþçi sokmaya yeltenince grevdeki iþçiler engel olmak istedi. Grev kýrýcý iþçileri engelleyen iþçilerin üzerine polisin ateþ açmasý üzerine 1 iþçi yaþamýný yitirdi. Maden sendikasý yetkilisi Virgo Solosa yaptýðý açýklamada polisin madene sokulmaya çalýþýlan grev kýrýcý iþçilere engel olan grevdeki iþçilerin üzerine ateþ açtýðýný, 2 kiþinin vurulduðunu bir kiþinin hastanede yaþamýný yitirdiðini belirtti.

Öðrenciler Barikatlarý Yardý

Þ

ÞÝLÝ / 20.10.11 ili Üniversitesi Öðrenci Federasyonunun 14 Ekim’de ilan ettiði 2 günlük grev bugün baþladý. Öðrenci Federasyonunun çaðrýsýyla yapýlan greve iþçi sendikalarý da destek verdi. Ýþçi sendikalarýnýn da öðrencilerin telepleri doðrultusunda greve katýlmasýyla Þili’de birçok fabrika’da üretim durduruldu. Iþçiler ülkenin dört bir yanýnda öðrencilerin eylemlerini desteklediler. Öðrencilerin toplantýðý baþkent Santiago’da ise bugün eylemler þiddetli geçti. Parasýz eðitim talebiyle sokaða inen öðrencilere polis, biber gazý, tazyikli su ile saldýrdý. Polisin saldýrýsýna bir müddet taþlarla karþýlýk veren öðrenciler,molotof kokteylleri de kullandý. Öðrenciler,polis barikatlarýna karþý molotoflu saldýrýlar yaparak barikatlarý yardýlar. Öðrencilerin molotoflu saldýrýlarýndan kaçmaya çalýþan polislerin bir kýsmý ise öðrenciler tarafýndan rehin alýndýlar. Rehin alýnan polisler iþgal edilen okullara kitlendi. Yaþanan çatýþmada 300’e yakýn öðrenci gözaltýna alýnýrken onlarca polis de yaralandý.

Metal ve Teknoloji Ýþçilerinin Grevi Sona Erdi

Ý

FÝNLANDÝYA / 24.10.2011

þçiler, metal ve teknoloji alanýnda 40 firmanýn yaklaþýk 30.000 iþçisinin çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesi ve ücretlerin arttýrýlmasý için 21 Ekim günü 2 haftalýk greve çýktýlar. Iþçi sendikasý ile iþveren arasýnda 24 Ekim günü yapýlan görüþme ile anlaþma saðlandý. Ýki yýllýk yapýlan TÝS 1 Ekim 2013’te sona erecek. Yapýlan anlaþmayla ücretlerde artýþ saðlanacak, çalýþma koþullarý iyileþtirilecek.

Ýnsan Nasýl Ýnsan Oldu Ýnsanýn Oluþumu

(3)

130 bin ile 40 bin yýl önce Doðu Asya ve Batý Avrasya’da yaþamýþ Homo Sapiens’ten daha geliþmiþ Neanderthal* insana ait kalýntýlar artýk maymundan insana geçiþte büyük bir mesafe kaydedildiðini gösteriyordu. Neandartal insan olanca kabalýðýna raðmen, hem görünüþ hem de yaþayýþ olarak Homo Sapiens’ten ileriydi. Beyin yapýsý geliþkin Neanderthal topluluklarý elbirliðiyle birçok karmaþýk iþin üstesinden gelebilecek düzeye eriþmiþlerdi. Birlikte iþ yapmak az çok organize olmayý gerektirir. Topluca giriþilen en basit emek sürecinde bile bir çeþit iletiþim ihtiyacý doðar. Ýlk insanlar elbirliði ederken ihtiyaç duyduklarý iletiþimi ilkin iþaretlerle kurdular. Bugün çoðumuzun kýsaca bir þey anlatmak ya da konuþmamýzý desteklemek için kullandýðýmýz el iþaretleri ve mimikler uzunca bir süre ilk insanlarýn tek iletiþim aracý oldu. Ancak onlar, bir þey anlatýrken sadece ellerini deðil tüm vücutlarýný kullanmak zorundaydýlar. Örneðin, tehlikeli bir hayvanýn yaklaþtýðýný haber vermek için vücudunu týpký o hayvana benzetiyor, çeþitli el hareketleri ekleyerek tehlikeyi anlatmaya çalýþýyorlardý. Zamanla bu hareketlere çýðlýklar, çeþitli baðýrtýlar eklendi. Ve sonunda kulak ve gözlerdeki incelme, vücudun diðer kýsýmlarýndaki geliþimle birlikte ilk insanýn gýrtlak yapýsý, bitiþik sesler çýkarmaya uyarlandý. Karmaþýklaþan emek süreci, dilin geliþmesini zorunlu kýlmýþtý. Ýlk insan topluluklarý konuþmayý öðrendikçe birlikte yaþamý daha kolay örgütleyebiliyor, baþta maddi üretim olmak üzere birçok alanda öðrendiklerini birbirlerine aktarabiliyorlardý. Böylece toplumsal yaþamda kuþaktan kuþaða geçecek olan deneyim birikiyor, yeni nesil bu deneyimlerden yararlanarak geliþiyordu. Bu geliþimin derecesi yaklaþýk 40-50 bin yýl önce yaþamýþ Cro-magnon’lardan arta kalanlarýn incelenmesiyle daha iyi anlaþýlýyor. Cro-magnon insan bugünkü insana birebir benzerlikleriyle son halkayý oluþturuyor. Cro-magnon insan son derce geliþmiþ el becerileri ve beyin yapýlarýyla bir örnek aletler yapabiliyorlardý. Cro-magnon kazý merkezlerinde, çok parçalý silahlarýn öncüsü olan ok ve yaylar, zýpkýn fýrlatýcýlarý, olta, balýk aðý ve kapan gibi çeþitli aletlerin bulunmasý, avcýlýðýn bir hayli geliþtiðini, kuþ ve balýðýn beslenme maddelerine eklendiðini gösteriyor. Ýnsan artýk ok ve yayla tehlikesiz bir uzaklýktan hayvan avlayabiliyor, yerleþim yerinin özelliklerine göre avlanmayý öðreniyordu. Böylece deniz ve ýrmak kenarlarýna ya da ormanlarýn derinliklerine, yaþanabilir her yere yayýlýyor, yerleþebiliyordu. Ýlk insanlar gittikçe daha korunaklý evler yapmayý öðreniyor, taþ keskilerle kestiði deri parçalarýný kemikten yapýlan iðne yardýmýyla dikerek kendini soðuktan koruyabilecek giyecekler üretebiliyorlardý. Düþünce ve estetik olarak da bir hayli geliþme kat eden ilk insan, bir miktar yiyecek fazlalýðý saðlayýp boþ vakit kazandýðýnda, boncuklar, kemikten süs eþyalarý yapabiliyor, maðara duvarlarýna resimler çizerek insanlýðýn ilk sanat eserlerini veriyordu. Artýk cennetten deðil, yaklaþýk 5 ile 7 milyon yýl önce ýlýman iklimlerde yaþamýþ olan insansý maymundan geldiðimizi ve dünyanýn yaþanabilir tüm bölgelerine yayýldýðýmýzý biliyoruz. Ýnsanýn oluþum süreci ile ilgili tarihsel sýralamayý hep yaklaþýk olarak almak zorunda kaldýk. Bugüne kadar yapýlan araþtýrmalarda bulunanlar Darwin’in Evrim Teorisi’ne daha bir açýklýk ve kesinlik kazandýrmakla birlikte kesin tarihler vermek yine de imkânsýz. Her gün ortaya konan yeni bulgular, maymundan insana geçiþte yaþanan evrelere dair farklý kanýtlar ortaya koyabiliyor. Ateþin kullanýlmasýnýn daha eski bir döneme ait olmasý, çömlekçiliðin hangi bin yýllar arasý geliþtirildiði ya da madenlerin ilk ne zaman iþlenmeye baþladýðý gibi konularý tartýþmalý hale getirebiliyor. Bilimsel araþtýrmalar sürdükçe evrimin tarihsel sýralamasý ile ilgili daha kesin bilgilere kavuþacaðýz kuþkusuz. Þimdilik bizim için önemli olan bu rakamlar deðil, insanýn nasýl insan olduðu, bu oluþumdaki temel unsurun ne olduðunu görebilmekti. Ve artýk görebiliyoruz ki, insaný insan eden toplumsal emektir, “Ýnsanlarýn en önemli tarihsel faaliyeti, onlarý hayvanlýktan insanlýða yükselten, bütün öteki faaliyetlerinin maddi temelini oluþturan faaliyet, yaþam gereksinmelerinin üretimi yani bugünkü toplumsal üretimdir.” (6) Ýnsan alet yapmayý, avcýlýðý, ateþi kullanmayý, ev yapmayý, topraðý iþlemeyi tek baþýna deðil, diðer insanlarla elbirliði yaparak öðrendi. Ortaklaþa çalýþma insana konuþmayý, konuþmada düþünmeyi öðretti. Ýnsan bütün yeteneklerini kendi emeðiyle kazandý. Kültür, sanat, bilim tek bir insanýn emeðiyle deðil, milyonlarca insanýn toplum al emeðiyle oluþtu… Gelecek bölümde Ýlkel Komünal toplumdan sýnýflý topluma geçiþ, özel mülkiyetin ortayý çýkýþýný iþleyeceðiz. *Ýlk Neanderthal iskeleti, 1856 yýlýnda Almanya Duesseldorf yakýnlarýndaki bir vadideki maðarada bulunmuþtur. Vadi adýný besteci Joochim Neuman’dan almýþtýr. Bu soyadý Yunancaya “Neander” biçiminde uyarlanýnca “Neanderthal” adý ortaya çýkmýþtýr. Sözcük “Yeni Ýnsan” anlamýna gelmektedir. (Ýlerlemenin Kýsa Tarihi, R. Wright) 6-Doðanýn Diyalektiði, Engels


www.emegindunyasi.info

Sayı: 07 / Kasım 2011

ÜRETENİ ÖLÜME MAHKUM EDEN KAPİTALİZM

01.111962: Sovyetler Birliði Mars’a ilk roketi fýrlattý. 01.11.1990: Halkýn Emek Partisi (HEP) milletvekilleri Mehmet Ali Eren ve Mahmut Alýnak, Kürtçe konuþma ve yazmanýn serbest býrakýlmasýný istediler. 02.11.1958: Merzifon Yeni Çeltek Linyit Ýþletmesi’nde grizu patlamasý.10 iþçi öldü. 02.11.196 : Üniversiteye giremeyen 100 öðrenci Ýstanbul’dan Ankara’ya yürümeye baþladý. 03.11.1957: Laika adlý köpek, Sputnik 2 Sovyet uydusuyla uzaya gönderildi.Laika uzaya gönderilen ilk canlý oldu. 05.11.1966: Üniversiteye giremeyen 300 öðrenci Ýstanbul Üniversitesi rektörlüðünü iþgal etti. 06.11.1981: Yükseköðretim Kurulu (YÖK). Kurulduðu günden bu yana eleþtirilen YÖK’ü protesto için her yýl 6 Kasým’da üniversite öðrencileri eylemler yapýyor.

28.11.1820

Bilimsel sosyalizmin kurucularýndan Friedrich Engels’in Doðum Günü

SÖZLÜK

Tarihte Bu Ay

07.111963: Ýlk yasal grev Bursa’da baþladý. Bursa Belediyesi Otobüs Ýþletmesi’nde çalýþan 222 iþçi greve çýktý. Ýþçiler Motorlu Taþýt Ýþçileri Sendikasý TÜMTÝS üyesiydiler. 07.11.1980:Türkiye’de toplu suçlarda gözaltý süresi 30 günden 90 güne çýkarýldý. 07.11.1988:Türkiye cezaevlerinde bin kiþi, tek tip elbise, keyfi uygulamalar , baský ve sevk zinciri takýlmasý uygulamalarýna karþý açlýk grevine baþladý. 10.111970:Türkiye’de þehirler arasý otobüs ve kamyon þoförleri boykota baþladý. 12.11.1926 :Ýngiltere’de hükümet madencilerle anlaþtý; 6 aydýr süren maden grevi sona erdi. 12.11.1980 : 12 Eylül Faþist darbesi sonrasý ilk iki ayda 7,945 kiþinin gözaltýna alýndýðý açýklandý. 13.11.1963: Lastik-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Rýza Kuas tutuklandý. Sendika bir çok iþyerinde greve çýkmýþtý.

21.11.1831

Fransa’nın Lyon kentindeki dokuma iþçileri ayaklandý.

Ý

ÜRETÝM:

13.11.1990: Metal iþkolunda örgütlü 50 bin iþçi Madeni Eþya Sanayicileri Sendikasý MESS’i protesto için iþyerlerinde yürüyüþ yaptý. 15.11.1924 : Ýstanbul’da yüksek öðrenim gençliði Ýstanbul Tramvay Þirketi’ni protesto etti. Þirket, öðrencilere indirimli tarife uygulamýyordu. 15.11.1937 : Dersim Ýsyaný lideri Seyit Rýza ve 6 yoldaþý Elazýð’da idam edildi. 15.11.1942 : Türkiye’de Ýki fiyatlý ekmek satýþýna baþlandý;memurlar14, halk 27 kuruþtan ekmek alacak. 15.11.1968 : Ýtalya’da çalýþanlar genel greve gitti. 15.11.1990 : Ýstanbul Metaþ fabrikasýnda çalýþan 950 iþçi üretimi durdurdu. Ýþçiler eþ ve çocuklarýyla birlikte açlýk grevine baþladýlar. 16.11.1975 : Eylül depreminde evsiz kalan Liceliler resmi daireleri iþgal etti.

24.11.1942 Stalingrad Zaferi: Sovyet Kýzýlordusu Stalingrad’ý kuþatan Alman Nazi ordularýna karþý saldýrýya geçti. II. Dünya Savaþý’nýn gidiþinde Nazi askeri üstünlüðüne son verildi.

nsanýn var olabilmesi için doðayý deðiþtirmesi ve doðayý deðiþtirirken kendini ve toplumu deðiþtirmesi sürecidir. Üretim, insanýn yaþayabilmesi için gerekli her türlü araç ve besinleri kendi iþ gücünü tüketerek doðadan elde etmesini dile getirir. Bundan ötürü insan varlýk koþuludur. Bundan baþka insan yaþamýnýn belirlenmesinde de temel etmendir. Ýnsanlar doðayla iliþki kurabilmek için zorunlu olarak birbiriyle de iliþki kururlar. Ýnsanlar üretmek için doðayý deðiþikliðe uðratýrken kendilerini ve dolayýsýyla birbirlerini de deðiþikliðe uðratýrlar. Toplumsal yapý bu deðiþikliklerle belirlenir. Tarihsel süreçte hayvanlýktan insanlýða geçiþ üretimle baþlamýþtýr. Bu süreç tek düzde geliþen bir süreç deðildir. Doðanýn bütün varlýklarý arasýnda üretebilen tek varlýk insandýr. Demek ki üretim, her þeyden önce insanca bir iþtir. Ýnsanýn varlýk bundan ötürü temel niteliði de üretici olmaktýr. Üretim süreci insanýn deðiþtirmesi ve onu kendi gereksinimlerine uydurmasý çabasýnda toplumla doða arsýnda bir etkileþim sürecidir. Bu süreç toplumsaldýr ve deðiþik biçimler alýr. Üretim, toplumun varlýk koþuludur, insan yaþamýnýn belirleyicisidir. Son çözümlemede, toplumda ki bütün koþullarý ve güçleri belirleyen tek güç üretimdir, nasýl üretiliyorsa böyle bölüþülür, öyle tüketilir ve yaþanýr. Üretimin sürekli olarak geliþmesi de nesnel bir zorunluluktur. Bu zorunluluk, insanlarýn gereksinimlerinden doðar.

İ

17.11.1965 : Devlet Tiyatrosu’nda grev baþladý. Grev, iki gün sonra sona erdi. 17.11.1973 : Yunanistan; Politeknik üniversitesinde cunta karþýtý protesto eylemi yapan öðrrencilere yönelik saldýrýda 20 öðrenci katledildi. Bu olay faþist cuntanýn sonunu getiren eylemlerin baþlangýcý oldu. 17.11.1975 : Antep’te bütün ortaokul ve liseler boykota gitti. 17.11.1990 : Genel Maden-Ýþ Sendikasý üyesi 48 bin maden iþçisi grev kararý aldý. 18 Kasým 18.11.1937 : Dersim Ayaklanmasý kanla bastýrýldý. 18.11.1976 : Zonguldak maden iþçileri direniþe geçtiler. 19.11.1923 : 1400 Þark Demiryollarý iþçisi greve gitti. Grev bir hafta sürdü. 20.11.1975 : Diyarbakýr Lice depreminde evsiz kalanlar resmi daireleri iþgal eylemi sonrasý Diyarbakýr’a doðru yürüyüþe geçtiler.

18.11.1986 12 Eylül sonrasý en büyük grev NETAÞ’da baþladý. 2650 iþçi grevde.

ÜRETİM İLİŞKİLERİ:

11

24.111880 : Haliç Vapur Þirketi iþçileri greve çýktý. 24.11.1970: Ýstanbul Teknik Üniversitesi’nde boykot baþladý; Rektör Prof. Kâzým Ergin istifa etti. 24.111976: Van ve çevresinde deprem. 3840 kiþi öldü. 26.11.1994: Ýþçi sendikalarý konfederasyonlarý Türk-Ýþ, DÝSK, Hak-Ýþ ile Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu KESK üyesi 70 bin iþçi ve kamu çalýþaný Ankara’da hükümeti protesto yürüyüþü yaptý. 27.11.196 : Ýstanbul polisi bacaðýnda Moskova yazýlý kaðýt bulunan kargayý nezarete aldý. 28.11.1979: Ýstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Maden Fakültesi’nde, forum yapan 525 öðrenci gözaltýna alýndý. Gerekçe; öðrenim özgürlüðünü engellemek. 29.11.1944: Arnavutluk’ta devrim gerçekleþti. 30.11.1967: Güney Yemen Halk Cumhuriyeti kuruldu.

30.11.1990 Zonguldak maden iþçileri greve çýktýlar. 48 bin iþçinin grevi çeþitli siyasi partiler, meslek kuruluþlarý ve kitle örgütlerinin desteðiyle baþladý. Zonguldaklýlar ilk günden itibaren greve aktif bir þekilde katýldýlar.

lkel insan doğadaki yırtıcı hayvanlar, diğer tehlikeler, kısacası doğa karşısında, bugünün insanı gibi donanımlı değildi. Elindeki sopası veya taşıyla sınırlıydı bütün silahı. Doğadan gelecek her türlü tehlikeye karşı tek çaresi vardı; toplu yaşamak. Bir arada, topluluk halinde yaşayan insan, doğayı dönüştürmekle, kendi maddi yaşamını üretmekle ayakta kalabilirdi. Bu emek süreci, maddi yaşamının, yaşam gereçlerinin üretimi, insanın hem fiziksel/biyolojik evrimini koşulladı, dil ve düşünce sisteminin gelişmesini belirledi; hem de karşılıklı ilişkilerini biçimlendirdi. "Varlıkların toplumsal üretiminde, insanlar aralarında zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan, belirli ilişkiler kurarlar, bu, üretim ilişkileri adını alır." (Marks) Toplumsal gelişimin her evresinde bu ilişkiler birbirinden kopuk, parça parça değil, bir sistem halindedir. Her üretim ilişkisi sistemi içinde, toplumun temel sınıfları arasında süren bu ilişkinin yaşamsal bir önemi vardır. Üretim ilişkisi, sınıfların karşılıklı konumlanışını belirler. Bu sınıflar arasındaki ilişkinin, mücadelenin sürdüğü maddi zemini oluşturur. Günümüz kapitalist toplumunda belirleyici olan ilişki, emek ile sermaye, proletarya ile burjuvazi arasındaki ilişkilerdir.


Emeğin Dünyası Gazetesi Aylık Süreli Gazete . Yıl: 1 Sayı:7 / 2011 Kasım Mart Yayıncılık Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Cenk Orçun İnal Hocapaşa Mah. Ankara Cad. No:22/15 Pamir Han. Eminönü / İstanbul / Baskı Estet Matbaacılık: Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4 Zer. San. Sitesi. No: 16/26 Topkapı / Zeytinburnu Tel: 0212 565 17 74

DÜNYADA 15 EKİM WALL STREET’E DESTEK EYLEMLERİ

15 Ekim’de Wall Street Ýþgaliyle baþlayan antikapitalist hareketi tüm dünyaya yaymak için, “Küresel Deðiþim” sloganýyla örgütlenen 15 Ekim küresel eylem gününde,milyonlarca insan, namý diðer “%99” sokaklardaydý.

ABD-New York: Manhattan’da bulunan Zucotti (yeni adýyla “Liberty”) Park’ta polisle eylemciler arasýndaki bir çatýþma ,parkýn sahibi olan Brookfield Office Properties Inc. þirketinin rutin temizlik iþlemini ertelemesi sonucu engellendi. New York’da 17 Eylül’de baþlayan iþgal eyleminde bugüne dek 700’den fazla insan gözaltýna alýndý. Gözaltýlarýn çoðu huzuru bozma bahanesi ile gerçekleþtirildi, fakat birçok video kaydýnýn ve tanýklýðýn da gösterdiði gibi pek çok vakada polis ortada hiçbir gerekçe yokken eylemcilere saldýrarak bazýlarýný gözaltýna almaya çalýþtý. 14 ekim’de 14 kiþi gözaltýna alýndý. Bu kiþilere sokakta toplu þekilde oturmak ve çöp kutularýný ters çevirmek gibi suçlamalar yöneltildi. Gün içerisinde New York polisi en az 85 kiþiyi gözaltýna aldý. Citibank binasýna gelen bazýlarý Zombi kýlýðýnda eylemcilerin hesaplarýný kapatmak için gerçekleþtirdikleri bir protestoda, eylemcilerin þube müdürünün dýþarý çýkmalarý konusundaki talimata uymadýklarý gerekçesiyle 24 kiþi gözaltýna alýndý. Gözaltýna alýnanlarýn bir kýsmý kapýlarý içerinden kilitlenen þubeye henüz girememiþti bile, müþteri olmalarýna, yasal haklarý olmasýna raðmen bankaya girip hesaplarýný kapatmalarý engellendi, sivil ve resmi polisler tarafýndan þiddet kullanýlarak gözaltýna alýndýlar. Ýkinci gözaltý dalgasý Times Meydanýnda kalabalýðý daðýtmak için polisin saldýrmasý sonucu yaþanan kargaþada gerçekleþti. Polis tarafýndan yere itilen 67 yaþýndaki Barbara Quist, eylemlere katýlmaktan vazgeçmeyeceðini belirterek “Ben kapitalizmin ve hýrsýn üzerinden geçtiði insanlardan sadece biriyim” dedi. Bir hafta önce Occupy Denver hareketinden gelerek New York’taki eylemlere katýlan Lauren Zygmont ise yaptýðý açýklamada “Sýnýrlarýn hiçbir önemi yok. Hepimiz insanýz ve bu meselede hepimiz birlikteyiz. Bu küresel bir hareket.” dedi. Akþamüstü 17:00 sularýnda Times meydanýný iþgal eden topluluðun sayýsý 5000’i geçiyordu. Polis uzun süre meydaný trafiðe kapatan eylemcileri bir kamyonla getirdiði barikatlarý kurarak geri gitmeleri konusunda ikna etmeye çalýþtý. Eylemcilerin bir süre kaldýrýmlara çekilmesi üzerine polis de geri çekildi. Kentte ayrýca Washington Meydanýnda bir öðrenci yürüyüþü ve ayrý bir noktada da Afganistan savaþýný protesto eden bir eylem gerçekleþtirildi. JPMorgan Chase & Co. þubesinde de kitlesel hesap kapatma eylemi yapýldý ve hesaplardan çekilen tutarlar doðrudan iþçiler tarafýndan yönetilen bankalara transfer edildi. Almanya Ülke çapýnda 50 þehirde Wall Street Ýþgali ile dayanýþmak için iþgal eylemleri gerçekleþtirildi. Toplamda 50.000’den fazla katýlým olduðu tahmin ediliyor. Berlin:10.000’ yakýn eylemcinin katýldýðý yürüyüþ sýrasýnda polisin provokatif saldýrganlýðýna raðmen kitle serinkanlýlýðýný korudu. Eylem genel olarak kitlesel olmasýna raðmen daha önceki yýllarda gerçekleþen uluslararasý eylemlere nazaran düþük bir katýlým olduðu gözlemlendi. Bazý eylemcilerin Parlamento binalarýna yaklaþmak istemesi üzerine bir arbede yaþandý. Eylemi en az bir polis helikopteri de havadan izledi. Gece kamp için kurulan çadýr alaný polisin saldýrýsýna uðradý, alanýn polis zoruyla boþaltýlmasýna raðmen gözaltýna alýnan olmadý. Eyleme ertesi gün devam edilmesine karar verildi ve grup daðýldý. Polis baskýsý nedeniyle alandan canlý olarak sunulan live stream yayýný da zaman zaman kesintiye uðradý.

Frankfurt: Avrupa Merkez Bankasý binasýnýn önünde toplanan 5000 kiþi alaný iþgal etti. 19 Ekim’e kadar izinli olarak kurulan çadýr kampýnýn izin verilenden daha uzun süre devam etmesi bekleniyor. Hamburg: Yaklaþýk 5000 kiþinin katýldýðý eylemde “Yaþasýn uluslararasý dayanýþma” sloganlarý atýldý. Köln: 1500 kiþinin katýldýðý bir iþgal eylemi gerçekleþtirildi. Münih:1000 kiþinin katýldýðý protesto eylemi olaysýz sona erdi. Avustralya-Sidney: Kentin iþ merkezi bölgesinde toplanan 2000’e yakýn eylemci ellerinde taþýdýklarý kartondan geri dönüþümle elde edilmiþ dövizler ve “Þirket Hýrsý deðil, insan ihtiyacý” (Human need not corporate greed) sloganýyla Avustralya Merkez Bankasý önüne yürüdü. Eyleme Aborijin gruplarý, komünistler ve sendikalar da destek verdi. Occupy Sydney sitesinde yapýlan bir açýklamaya göre eylemciler “%1 tarafýndan yönetilmeyen farklý bir dünyanýn inþasýný tartýþmak ve örgütlemek” için kamp yapacaklar. Melbourne: Binlerce kiþinin katýldýðý eylemin örgütleyicilerinden Alex Gard, yaptýðý açýklamada “Biz, Wall Street Ýþgali’yle dayanýþmak ve yerli halklarýn yaþadýðý sorunlardan, devlete dair sorunlara kadar pek çok konuyu protesto etmek için bir araya geldik.” dedi. Eylemi örgütleyenler, eylemcilerden yanlarýnda uyku tulumu ve uyumak için uygun ekipmanlarý da getirmelerini istedi. Eyleme katýlanlarýn günlerce, hatta belki aylarca kamp yapmayý planladýðý duyuruldu. Belçika-Brüksel: AB’nin baþkenti olan Brüksel’de 2000 kiþinin katýldýðý kitlesel bir yürüyüþ yapýldý. Bosna-Saraybosna: Che Guevara’nýn resimlerini ve “Kapitalizme ölüm, halka özgürlük” yazýlý dövizler taþýyan yüzlerce eylemcinin katýldýðý eylemde “Kahrolsun kapitalist diktatörlük” sloganlarý atýldý. Eylemcilerin arasýnda bulunan ve eski Yugoslavya’nýn kýzýl bayraðýný taþýyan 60’lý yaþlardaki Miro Vincic “Þimdiki insanlar korkak ve ilgisiz. Hiçkimse düþündüklerini söylemeye cesaret edemiyor” dedi. Eylemcilerden 22 yaþýndaki Tin Salek ise “Bir devrim istiyoruz. Düþünce þekillerinin deðiþmesini istiyoruz. Ýnsanlarýn haklarý için mücadele etmeye baþlamak zorunda olduklarýný anlamalarýný istiyoruz.” diyerek iç savaþýn ardýndan ülkeyi bir kez daha sarsan iþsizlikle boðuþan genç kuþaðýn görüþlerini özetledi. Bosna Avrupa’nýn en yoksul ülkesi; yüzde 40’ýn üzerinde iþsizlik oranýna sahip ülkede resmi rakamlara göre 3.9 milyonluk nüfusun yarýya yakýný yoksulluk sýnýrýnda yaþýyor. Danimarka- Kopenhag: Baþkentte düzenlenen eyleme 3000’in üzerinde eylemci katýldý. Endonezya-Cakarta: Baþkent Cakarta’da ABD Büyükelçiliði önünde toplanan bazýlarý maskeli 30-40 kiþilik grup Wall Street Ýþgaliyle dayanýþma eylemi gerçekleþtirdi. Uluslararasý Halklarýn Mücadele Birliði’nden Rudi Daman eylemle ilgili yaptýðý açýklamada “Amerikan rejimine emperyalist sisteminin yok edilmesi gerektiðini göstermek istedik.” dedi. Filipinler-Manila: Bankalarýn yaþadýðý krizden görece daha az etkilenen Asya ülkelerinde eylemlere katýlým da diðer ülkelere göre düþüktü. Filipinler’in baþkenti Manila’da yüz kiþinin katýldýðý bir protesto eylemiyle Wall Street iþgaline destek verildi.

Fransa-Paris: G20’nin finans þeflerinin bulunduðu Paris’te Belediye binasý önünde toplanan 1000’den fazla eylemci bir protesto eylemi gerçekleþtirdi. Güney Afrika-Johannesburg: Polisin toplantýnýn yasadýþý olduðunu iddia ederek karþý çýkmasýna raðmen 80 kiþilik bir topluluk Johannesburg Menkul kýymetler Borsasý önünde baþlattýklarý protesto eylemini sürdürdü. Parlamento yakýnlarýnda Cape Town’s Company Gardens’da toplanan 200 kiþilik bir grup da Güney Afrika’yý da etkileyen küresel ekonomik ve sosyal poltikalarý protesto etti. Güney Kore-Seul: Kent merkezinde toplanan 600’den fazla eylemci polisin bugünkü yürüyüþ güzergahýný yasaklamasý üzerine baþka bir yer seçerek eylemlerini gerçekleþtirdi. Hollanda-Amsterdam: Kent merkezinde bir araya gelen bazýlarý maskeli 2000’den fazla eylemci Wall Street Ýþgaliyle dayanýþmak için yürüdü. Ýngiltere-Londra: St Paul Katedralinin bahçesinde kendilerine ayrýlan alana yerleþen 3000 kiþilik topluluk eylemi süreklileþtirmek konusunda kararlý. Dýþarýda yaþanabilecek polis saldýrýlarýna karþý Katedral’in bahçesine sýðýnma hakký bulunan eylemcilerin 250’si geceyi Katedral’in bahçesinde geçirdi. Eylemcilerin bazý bölgelere geçiþi sýra halinde park etmiþ polis minibüsleri tarafýndan engelleniyor. Eyleme Wikileaks kurucularýndan Julian Assange de katýlarak bir konuþma yaptý. Assange konuþmasý sorasýnda kesik alkýþlarýn yaný sýra yoðun yuh sesleriyle de karþýlaþtý. Eylemde 7 kiþi çeþitli gerekçelerle gözaltýna alýndý. Ýrlanda-Dublin: Sayýlarý 1000’e yaklaþan eylemciler Maliye Bakanlýðýna yürüdüler. Yürüyüþün güzergahýnda yer alan Ýrlanda bankalarýna dair 67 Milyar €’luk kurtarma planýnýn görüþüldüðü ABIMF-Avrupa Merkez Bankasý bileþimli toplantnýn düzenlendiði Merrion Oteli de protestolara sahne oldu. Ýspanya Toplam 80 þehirde bir milyondan fazla insanýn eylemlere katýldýðý tahmin ediliyor. Madrid: Baþkentte yüzbinlerce eylemci Plaza de Cibeles toplanarak Puerta del Sol Meydanýna yürüdü. Eylemi örgütleyenlerin raporlarýna göre eylemcilerin sayýsý yarým milyonu buldu. Puerta del Sol meydanýnda toplanan her yaþtan ve sosyal sýnýftan insanýn oluþturduðu toplulukta çoðunluðu genç iþsizler oluþturuyordu. Wall Street’in de öncülü olan “Indignant” (Öfkeliler) hareketi Ýspanya’da 15 Mayýs’ta baþlatýlmýþtý. Ýsveç: Stokholm’de toplanan 500’den fazla eylemci, milyarlarca insan yoksulluk içinde yaþarken dünyanýn finansal kaynaklarýnýn büyük bölümünü kontrol eden %1’e göndermede bulunan “Biz %99’uz” yazýlý dövizler ve “Kapitalizmin krizini biz ödemeyeceðiz” yazýlý bir pankart taþýyarak yürüdü. Sendikacý Bilbo Goransson yaptýðý konuþmada kapitalist sistemin gayri insani yapýsýna deðindi: “Kimileri diyor ki sistem bozuldu, bu doðru deðil. Sistem zaten bu þekilde kurulmuþtu. Bu sistem zaten zengini daha zengin yapmak için var.” Ýsviçre-Zürih: Paradeplatz’da toplanan 200 kiþi bedava kahve standýnda sunulan kahvelerini yudumlayarak Monopol oynadý.. Ýtalya Roma: 200.000’in üzerinde bir kitlenin katýldýðý protesto eylemi normal bir þekilde baþladý, fakat sayýlarý 5000’i bulan kara blok, diðer eylemcilerin “Þiddete hayýr” slognlarýyla karþý çýkmalarýna ve

durdurmak için uðraþmalarýna raðmen kitleden ayrýlarak çevredeki araçlara ve iþyerlerine zarar vermeye baþlayýnca polis kitleye gaz bombalarý atarak ve su sýkarak saldýrdý. Çýkan çatýþmada üçü aðýr olmak üzere en az 70 kiþi yaralandý, yaralananlarýn en az 30’u polis. Sky Italia Kanalýnýn iki muhabiri de yaralananlar arasýnda. Eylemciler bir polis panzeri de dahil olmak üzere, pek çok polis aracýný ve banka atm’sini ateþe verdi. Pek çok bankanýn ve iþyerinin camlarý kýrýldý. Bir grup eylemci Ýtalyan ve Avrupa Birliði bayraklarýný yaktý. Þehrin son yýllarýn en büyük þiddet dalgasýný yaþamasý nedeniyle eylemi örgütleyenlerin planladýðý etkinlikler ve akþam yapýlacak kamp da iptal edildi. Gelecek ay Avrupa Merkez Bankasý’nýn baþýna geçecek olan Ýtalya Merkez Bankasý baþkanýMario Draghi, küresel deðiþim günü eylemcilerini desteklediðini açýkladý. Draghi yaptýðý basýn açýklamasýnda þunlarý söyledi: “Gençlerin öfkelenmeye fazlasýyla hakký var. Finans dünyasýna öfke duyuyorlar. biz yetiþkinler bile kriz nedeniyle öfkeleniyoruz. Yirmili, otuzlu yaþlardaki insanlarý düþünün bir de.” Japonya-Tokyo: Sabah saatlerinde planlanan üç ayrý eylem yoðun saðanak yaðmur nedeniyle insanlarýn katýlýmýný olumsuz yönde etkiledi. Hibiya Park’ta toplanan 200 kiþi nükleer enerji jeneratörlerinin kapatýlmasý talebiyle, 11 Mart depreminde sýzýntý yaparak binlerce insanýn göç etmesine ve saðlýðýný kaybetmesine neden olan bir nükleer reaktörün de sahibi olan Tokyo Elektrik Enerjisi þirketi önüne yürüdü. Kanada-Toronto: “%1’i tutuklayýn”, “Gençliði görmezden gelmekten vazgeçin” yazýlý dövizler taþýyan 3000 kiþilik kitle Wall Street Ýþgaliyle dayanýþmak için bir araya geldi. Bir köpeðin aðzýnda taþýdýðý “%99 þiþko kedilere karþý” yazýlý döviz dikkat çekti. Eylemden bir gün önce basýna açýklama yapan Toronto Valisi Rob Ford “Yurttaþlarýn görüþlerini yürüyüþ yaparak göstermesiyle ilgili hiçbir sýkýntým yok, inanýyorum ki bu etkinlik þiddete vesile olmayacak” demiþti. Norveç-Oslo: Hükümet binasýnýn önünde toplanan yüzlerce kiþi Wall Street iþgaliyle dayanýþma ve küresel deðiþim için eylemdeydi. Portekiz-Lizbon: Yaklaþýk 20.000 kiþi Parlamento binasýna yürüdü. Þili-Santiago: Aylardýr geniþ katýlýmlý öðrenci eylemlerinin devam ettiði Þili’de 60.000 kiþinin katýldýðý kitlesel bir yürüyüþ gerçekleþtirildi. Tayvan:Taipei101 olarak da bilinen Taipei Dünya Finans Merkezi önünde toplanan yüzlerce eylemci sessiz bir oturma eylemiyle bir protesto gerçekleþtirdi. Eylemciler hep birlikte Enternasyonal marþýný söylediler. Yunanistan-Atina: Parlamento önünde toplanan 4000 kiþilik bir eylemci topluluðu bir protesto gerçekleþtirdi. Yunanistan’da yaþayan Suriyeliler de Syntagma Meydanýnda toplanarak ülkelerinde yaþanan durumu protesto etti. Selanik: Kent merkezinde düzenlenen yürüyüþe 2000’in üzerinde eylemci katýldý. Yazarlar iþgal hareketine destek için imza topladý Aralarýnda Salman Rüþdü, Neil Gaiman, Pulitzer ödüllü Jennifer Egan ve Michael Cunningham’ýn da bulunduðu 100 yazar “Wall Street Ýþgali ve tüm dünyadaki Ýþgal Hareketi”ne desteklerini göstermek amacýyla açýlan bir imza kampanyasýna katýldýlar.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.