91. YILINDA Peki bugün, komünistler “Ne Yapmalý?”. Tarihte iki kez yaratýlan bu komünü, üçüncü, dördüncü kez…ve bir dünya komünü yaratmak için. Bunun için öncelikle komünistler Ekim Devrimini gerçekleþtiren partinin yeniden yaratýlmasý için çabalarýný yoðunlaþtýrmalý. Bolþevik tipte bir komünist partinin inþasý için Bolþevik parti deneyimini anlamalý. Bu görevi yerine getirebilirsek, iþte ancak o zaman yeni bir komün yaratabiliriz. Ve böyle bir komünü yaratmak için en önemli þeyi, Bolþevik partinin inþasýný gerçekleþtirebildiðimizde, “Burjuvazinin kökünü kazýdýðýný sandýðý Komün ve Ekim Devrimi daha güçlü olarak yaþayacak ve iþte o zaman bizler de Komünün ve Ekim Devriminin bilinen yada bilinmeyen tüm kahramanlarý ile birlikte haykýracaðýz: YAÞASIN EKÝM DEVRÝMÝ!
EKÝM DEVRÝMÝ
ÝÇÝNDEKÝLER
EKÝM DEVRÝMÝ 2
Giriþ
3
Ekim Devrimi’nin Nesnel Arka Planý: Emperyalizm ve Proleter Devrimler Çaðý Ekim Devrimi’nin Öznesi: Bolþevik Parti i)Bolþevizmin Politik-Ö Örgütsel Evriminin Anlamý: Süreklilik ve Kopuþ ii) Ekim Devrimiyle Sýnanan Bolþevik Partinin Hazýrlýk Süreci iii) Þubatla Ekim Arasýnda Bir “Dönemeç” Olarak Nisan Tezleri Ekim Devrimine Giderken Zorunlu Bir Uðrak: Savaþ ve II. Enternasyonalin Çöküþü Bugünün Komünistleri Ýçin…
4 5 6 9 12 14
K om üni st
DEVRÝ M 1
Bugün açýsýndan baktýðýmýzda önemli nokta, bu gecikmenin nedenlerini, Bolþevikler içinde bu konudaki kararsýzlýklarý, Avrupa’daki devrimcilerin kararsýzlýklarýný yada bir enternasyonal için geliþmiþ ulusal partilerin varlýðýnýn gerekli olup olmadýðýný tartýþmak önemli olsa da esas olarak baþka bir noktayý öne çýkarmak gerekir. Bu nokta; Bolþeviklerin II.Enternasyonalin çöküþünden çýkardýklarý politik-örgütsel sonuçlarý ve buradan çýkan enternasyonalizm anlayýþýdýr. Bu anlayýþtýr ki; Lenin’i Nisan Tezleri’nde partinin adýnýn sosyal demokrat yerine komünist adýný benimsenmesi gerektiðine ulaþtýrmýþtýr. Bu anlayýþtýr ki; Bolþevikleri Ekim Devrimi ile dünya devrimi arasýndaki iliþkiye, emperyalist zincirin halkalarý biçiminde dile getirilen kavrayýþa ulaþtýrmýþtýr. Bu anlayýþtýr ki; Bolþevik partinin inþasýný tamamlayýp, politik tutumlarýnýn netleþmesine, böylece politik-örgütsel bir bütün olarak bolþevizmi evrensel bir akým düzeyine ulaþtýrmýþtýr.
Bugünün Komünistleri Ýçin…
Ekim Devrimi’nin tüm yirminci yüzyýlý etkileyen sürecin baþlangýcý olduðunu söyledik. Ekim Devrimi gerçekleþtikten sonra olumlu yada olumsuz muazzam bir deneyim býraktý. Bu deneyimden yararlanmak, derslerini çýkarmak için örgütlü bir mücadele vermek ve bu mücadeleyi devrimci bir partinin inþasý ile taçlandýrmak komünistlerin önünde görev olarak duruyor. Bu görevi yerine getirmek için yola koyulmuþ komünistlerin buraya kadar dile getirdikleri, Ekim Devriminden, Bolþevik parti deneyiminden çýkardýklarý sonuçlar kuþkusuz kimi eksiklikleri barýndýracaktýr. Hatta belki kimi sonuçlara katýlmayanlar da olacaktýr. Ancak bizler buraya kadar söylediklerimizi bir baþlangýç, giriþ olarak görüyor ve de buradan çýkardýðýmýz sonuçlarý örgütlü mücadelemizin içinde “yoðurarak”, sýnýflar mücadelesinin somut pratiðinde belirginleþtireceðimizi, sýnayacaðýmýzý unutmuyoruz. Ýþte bu mücadeledir ki; Ekim Devriminin derslerini çýkartacak, yeni Ekim Devrimleri yaratma yolunda yürüyecektir. Ekim Devrimi proleter devrimler çaðýný baþlatmýþtý. Bu çað hala devam ediyor. Bu çaðý anlamak ve görevlerini yerini getirmek için komünistler her zaman olduðu gibi yine Lenin’e kulak vermeli. Ekim Devrimine çok yakýnken, eylül ayýnda Lenin bu çaðý bir kez daha hatýrlattý: “Ve Sovyetler, Rusya’nýn iþçi ve yoksul köylülerinin, ittifaký, sosyalizme doðru yürüyüþünde yalnýz deðildirler. Eðer biz yalnýz olsaydýk, bu görevi sonuna kadar götüremezdik, çünkü, bu görev en doðru deyimle, uluslararasý bir görevdir. Ama bizim, öteki ülkelerdeki en ileri iþçi ordusu gibi pek tükenmez bir yedek gücümüz var: Rusya’nýn emperyalizmle ve emperyalist savaþla iliþkisini kesmesi, her yanda iþçi devriminin, sosyalist devrimin olgunlaþmasýný kaçýnýlmaz olarak hýzlandýracaktýr.” (Age,149)
ÖZEL SAYI :4 7 KASIM 2006 Fiyatý:1 YTL 14
Ekim Devrimine Giderken Zorunlu Bir Uðrak: Savaþ ve II. Enternasyonalin Çöküþü Ekim devriminin nesnel arka planýný; emperyalizm dönemiyle birlikte açýlan proleter devrimler çaðý olduðunu söyledik. Emperyalizm döneminin çözümlenmesinde emperyalistler arasýnda paylaþým savaþlarýnýn zorunluluðu, bu çözümlemelerin önemli bir öðesidir. Bu tanýmlamalar o günden bugüne kadar dünya tarihinde defalarca doðrulanmýþtýr. Biz burada, bu baþlýk altýnda Bolþeviklerin savaþ karþýsýndaki tutumlarýnýn ve savaþýn ortaya çýkardýðý sonuçlarýn ekim devrimine olan etkilerini anlatmayacaðýz. Savaþ karþýsýnda Lenin ve Bolþeviklerin tutumlarýný, konumuzla baðlantýlarýný ilk baþlýk (ekim devriminin nesnel arka planý: emperyalizm ve proleter devrimler çaðý) altýnda inceledik. Üstelik bizim tanýmlamalarýmýzda ekim devrimini nesnel geliþmelerle deðil, öznel etkenin, Bolþevik partinin rolüyle açýklandýðý, öznel etkenin rolünün öne çýkartýldýðý, bu broþürü okuyan herkesin görebileceði kadar açýktýr. Þimdi, savaþýn önemli bir olguyu, II. Enternasyonalin ve klasik sosyal demokrat anlayýþýn çöküþünü ortaya çýkartan yönünü vurgulayacaðýz. II. Enternasyonalin çöküþüyle yeni bir enternasyonalin inþasý ve Enternasyonalizm anlayýþýnýn Bolþeviklerin siyasetindeki yerini inceleyeceðiz. Lenin ve Bolþevikler II. Enternasyonalden koparak yeni bir enternasyonalin kurulmasý gerektiðini savaþýn ortaya çýkardýðý durumla birlikte gördüler. I. Emperyalist paylaþým savaþý Avrupa’daki sosyal demokrat partilerin oportünizmlerini çok açýk þekilde gözler önüne serdi. II.Enternasyonalin sosyal demokrat partilerinin savaþta kendi burjuvazilerini desteklemeye varan þovenist görüþleri bu partilerin oportünizmlerinin doruk noktasýný oluþturuyordu. Bu oportünizmi gören, onun en berbat yönlerini teþhir eden Devrimci Marksizm’e sadýk kalan militanlarýn sayýsý çok da fazla deðildi. Üstelik bu Sosyal demokrat partilerin oportünizmi “merkezci” diye adlandýrýlan bir akýmý da ortaya çýkardý. Merkezciler sosyal demokrat partilerin oportünizmini görüyor, ama devrimci tutumlarda almýyorlardý. Oportünizmi sözde kýnýyor, fiilen bunlarla ayný tutumu paylaþýyorlardý. Böylece devrimci Marksistlerin önünde hem oportünistlerden kopmak hem de merkezcilerle de ayrýmlarýný çekmek gibi bir görev duruyordu. Kuþkusuz Avrupa’daki sosyal demokrat partilerin oportünist yanlarý savaþla birlikte birden ortaya çýkan bir þey deðildi. Ya da bu partiler savaþtan önce Marksizm’e sadýk, savaþla birlikte oportünist olmadýlar. Lenin’de bu partilerin niteliðinin savaþtan önceki durumlarýna yönelik þunlarý söylemektedir: “ 1907 Stuttgart Uluslararasý Sosyalist Kongresinde beliren fikir ayrýlýklarýna bakarsak, uluslararasý marksizmin emperyalizme karþý olmasýna karþýlýk, uluslararasý oportünizmin daha o zaman emperyalizmden yana olduðunu fark ederiz.” (Lenin, Sosyalizm ve Savaþ, Sol Yay, 1975, 24) Lenin bu sözleri 1915 yýlýnda yazdýðý broþürde söylemektedir. Aslýnda Bolþevikler baþýndan beri II.Enternasyonalin partilerinden farklý bir örgütlenme yapýsýna sahiplerdi. Ama bu farklýlýðýn Rusya’ya özgü koþullardan kaynaklanan bir farklýlýk olduðu düþünülmekteydi. Ancak emperyalizm döneminin kavranýþý ve savaþ, Bolþeviklerin örgütlenmeleriyle birlikte siyasal tutumlarýnýn II.Enternasyonal partilerinden ayrý, Marksizm’e sadýk tek devrimci siyasal-örgütsel anlayýþ olduðunu daha da belirginleþtirdi. Bu noktadan sonra Bolþevikler kendi anlayýþlarýnýn evrensel anlamýný anlayýp, diðer komünistlere mal etmek için çabaladýlar. Savaþa kadar oportünizm, þovenizm, ekonomizm gibi kavramlar ulusal akýmlar için kullanýlýrken, I.Emperyalist savaþla birlikte ortaya çýkan durum sonucunda bu oportünist akýmlar uluslar arasý akýmlar ve karþýsýnda da Devrimci Marksizm uluslar arasý bir düzlemde tanýmlanmaya baþlandý. “Artýk çaðýmýzda enternasyonalizmden aþaðýsý kurtarmýyor. Enternasyonalist olduklarýný söyleyen aþýrý þovenlere deðin, Plehanov ve Potresov efendilere deðin, Kerenski’ye deðin, bu böyle. Proletarya partisinin de, sözde kalan enternasyonalizm karþýsýnda, kesin bir açýklýk, kesin bir belginlik, kesin bir seçkinlikle gerçek enternasyonalizmi çýkarma yolunda bir o kadar buyurgan görevi var” (Lenin, Nisan Tezleri, Sol Yay, 1992, 49) Bu sözler 1917 yýlýnda yazýldý. Fakat daha 1915 yýlýnda savaþýn baþlamasýnýn birinci yýlýnda Lenin sosyal demokrat partilerin kendi burjuvalarýnýn safýna geçmeleri karþýsýnda II.Enternasyonalin çöktüðünü söyledi. Yeni, devrimci bir enternasyonal kurulabilmesi için o zaman Zimmerwald Solu diye anýlan, Bolþeviklerinde içinde bulunduðu grubun bu görevi yerine getirmeye aday olduðunu belirtti. Geçen iki yýl içerisinde yeni bir Enternasyonal kurulamadýðý gibi III.Enternasyonalin kurulmasý Ekim Devriminin sonrasýna kaldý. Nisan tezlerinde Bolþeviklerin gecikmeden yeni bir enternasyonali kurmasý gerektiði belirtilse de Komünist Enternasyonal Ekim Devriminden iki yýl sonra 1919’da kurulabildi.
13
GÝRÝÞ
Kapitalizm en yüksek aþamasýna yani “emperyalizm aþamasý”na ulaþtýðýnda, kapitalizmden kopuþun baþlangýcý Ekim Devrimi ile oldu. Ekim devrimi, tarihin yasalarýnýn doðrulanmasý olarak Marksizm’i de haklý çýkaran bir süreçti ayný zamanda. Komünist Manifesto’nun yayýnlanýþýndan o zamana kadar Marksizm, yaklaþýk 70 yýllýk bir mücadele sürecinin öðretisiydi. Marksizm teorik-politik öngörülerini, çetin mücadele süreçlerinin içinde yoðrularak, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþunun temel ilkelerinin netleþtirilmesinden, sýnýfý örgütleme deneyiminden, ütopik sosyalizm, anarþizm, Blankizm gibi akýmlara karþý mücadelelerin içinden geçerek oluþturdu. Paris Komünü bütün görkemi ve yanýlgýlarýyla birlikte Marksizm’e proletarya diktatörlüðünü bir ilke olarak kazandýrmýþsa, Ekim Devrimi sýnýfsýz topluma geçiþin derslerini ve daha nice deneyimleri ama en önemli deneyimi yani sýnýflar mücadelesinde öznenin rolünün ne olduðunu ve bu öznenin nasýl yaratýlmasý gerektiðinin deneyimini kazandýrdý. Marks ve Engels yaþamlarý boyunca iþçi sýnýfýna örgütlü bir form kazandýrmanýn çabasý içinde olmuþlardýr. 1848’de Komünistler Birliði ile baþlayýp, I. ve II. Enternasyonal’deki mücadeleleri bu yöndeki çabalarýnýn kanýtýdýr. Ýþçi sýnýfýný, kapitalist toplumu yýkýp yerine sýnýfsýz bir toplumu kurabilecek yegane sýnýf olarak tarif ederlerken, onun bu rolü oynayabilmesini salt kendiliðinden bir süreç olarak tanýmlamamýþlardýr. Tersine iþçilerin ne kadar örgütlü olurlarsa o kadar tarihsel rollerini oynayabileceklerinin altýný defalarca çizmiþlerdir. Kendi yaþamlarý boyunca verdikleri mücadeleler de bu anlayýþlarýnýn tanýðýdýr. Onlar modern kapitalist toplumun bir ürünü olan iþçi sýnýfýnýn toplumsal gücünü ve rolünü bilimsel temelleriyle ortaya koymuþlardý. Bu çabalarý Marks ve Engels’in komünistlere býraktýðý en önemli mirastýr. Ýþçi sýnýfýný örgütleme mücadelesini verdikleri örgütlerin zaaflarýný, eksiklerini öne çýkarmak yerine, bu örgütlenmelerin, iþçi sýnýfýnýn dünya çapýndaki toplumsal konumlarýndan hareketle uluslar arasý bir örgütlenmeye kavuþturulmalarý yönündeki özelliklerini öne çýkarmak komünistlerin temel görevi olmalýdýr. Ekim Devrimi 20. yüzyýlýn bütününe damga vurdu. Gerçekleþmesiyle birlikte dünyadaki tüm süreçleri etkiledi. Bu devrimin yarattýðý devletin, Sovyetler Birliðinin yýkýlýþý da yine büyük altüst oluþlar yarattý. Hala da yaratmaya devam ediyor. Ekim Devriminin kendisi ve sonrasýnda ortaya çýkardýðý devlet, proletarya diktatörlüðü, muazzam bir deneyimi ifade ediyor. Bu deneyimin derslerini çýkarttýklarýný iddia edenlere raðmen, dünyanýn bugünkü durumu, iþçi sýnýfýnýn ve de komünistlerin bugünkü durumu bu derslerin hala çýkartýlmayý beklediðini gösteriyor. Ekim Devriminin ve onun yarattýðý proletarya diktatörlüðünün dersleri uzun yýllarý bulan bir mücadele süreciyle çýkartýlabilecek. Hatta denilebilir ki bu deneyimin dersleri, dünya da yeni ekim devrimleri gerçekleþtikten sonra bile yol göstermeye devam edecek bir süreçtir. Ekim devriminin kimi dersleri yeni ekim devrimleri gerçekleþtikten sonra çýkartýlabilecek. Baþka bir yönü belki somut bir d evrim deneyiminin bizzat içindeyken çýkartýlabilecek. Peki bugün Ekim Devriminden hangi dersleri, hangi deneyimleri çýkartmalýyýz. Bu devrim nasýl gerçekleþtirildi? Ekim Devrimini gerçekleþtiren özne, Bolþevik parti nasýl yaratýldý? Ekimden öðrenmek isteyenler öncelikle Ekim Devrimine önderlik eden partiyi yaratmak zorundadýrlar. Soruna öncelikle bu çerçeveden bakmak gerekir. Ancak bu sayede Ekim Devrimini anlayabilmemiz mümkün olabilir. Marks, Paris Komünü’nün 10. yýldönümünde, 1881’de Londra’da düzenlenen mitinge þu mesajý göndermiþti: “ Paris Komünü “düzen” savunucularý tarafýndan iþlenen tüyler ürpertici insan kýrýmý altýnda ezildiði zaman, yenenler on yýldan az bir zaman sonra uzak Petersburg’da, belki de uzun ve zorlu çatýþmalar sonucu, sonunda ve kesinlikle bir Rus Komünü kurulmasýna yol açacak bir olayýn ortaya çýkacaðýný düþünmüyorlardý bile. Paris’i kuþatarak ve böylece egemen burjuvaziyi halký silahlandýrma zorunda býrakarak Komünü hazýrlayan Prusya Kralý, on yýl sonra kendi öz baþkentinde sosyalistler tarafýndan kuþatýlan bu ayný Prusya Kralý, kendi tahtýný ancak kendi baþkenti Berlin’de sýkýyönetim ilan ederek kurtarabilecek durumda. Öte yandan Komünün yýkýlýþýndan sonra, kovuþturmalarýyla Uluslararasý Emekçiler Derneðini biçimsel dýþ örgütünden vazgeçmek zorunda býrakan kýta hükümetleri (büyük uluslar arasý iþçi hareketini buyrultular ve ayrýklama yasalarý ile ortadan kaldýrabileceklerini sanan hükümetler), on yýl sonra bu ayný uluslar arasý iþçi hareketinin her zamandan daha güçlü, sadece Avrupa iþçi
2
sýnýfýný deðil, ayrýca Amerika iþçi sýnýfýný da kazanacaðýný ve ortak çýkarlar için ve ortak bir düþmana karþý ortak savaþýmýn, onlarý kendiliðinden daha geniþ ve her türlü dýþ örgütlenme biçimlerini durmadan daha çok aþan yeni bir Enternasyonal içinde birleþtireceðini akýllarýndan bile geçirmiyorlardý. Demek ki eski dünya güçlerinin kökünün kazýndýðýný sandýklarý Komün, her zamandan daha güçlü olarak yaþýyor ve bizde sizinle birlikte þöyle haykýrabiliyoruz: Yaþasýn Komün!” (K.Marx, Fransa’da Ýç Savaþ, Sol Yay, 1991, 136) Marx’ýn 1881 yýlýnda “uzak Petersburg’da” diye bahsettiði olay; o tarihte Narodnaya Volya (Halkýn Ýradesi) adlý örgütün Rus çarý Alexandr II ‘ý öldürmesi olayýdýr. Daha sonralarý Narodnik örgütlenmenin atasý olarak anýlan halkýn iradesi adlý örgüt, bütün yanlýþlarýyla tarihe gömülmüþtü. Ancak bu örgütün teorisine, siyasetine, yöntemlerine deðil, örgütlenme konusundaki deneyimleri ve kahramanca mücadelelerine Lenin’in büyük onur atfettiði biliniyor. Lenin ve onun takipçileri, Batý Avrupa’nýn sýnýf mücadelelerinin derslerini, kendi topraklarýndaki mücadelelerin, örgütlenme deneyimlerinin derslerini çýkararak, özümseyerek ve de bir senteze kavuþturarak Bolþevik parti þahsýnda yarattýlar. Ýþte bu anlamda, Marx’ýn bahsettiði Rus Komününün, Ekim Devrimi olarak gerçekleþtiðini söylemek mümkün. Kendinden önceki Komünün, Paris Komününün izinden yürüyerek, tarihte ikinci kez ve yaratýlmýþ olmasý gerçeðini hiçbir þeyin silemeyeceði bir þekilde. Peki bugün, komünistler “Ne Yapmalý?”. Tarihte iki kez yaratýlan bu komünü, üçüncü, dördüncü kez…ve bir dünya komünü yaratmak için. Bunun için öncelikle komünistler Ekim Devrimini gerçekleþtiren partinin yeniden yaratýlmasý için çabalarýný yoðunlaþtýrmalý. Bolþevik tipte bir komünist partinin inþasý için Bolþevik parti deneyimini anlamalý. Bu görevi yerine getirebilirsek, iþte ancak o zaman yeni bir komün yaratabiliriz. Ve böyle bir komünü yaratmak için en önemli þeyi, Bolþevik partinin inþasýný gerçekleþtirebildiðimizde, “Burjuvazinin kökünü kazýdýðýný sandýðý Komün ve Ekim Devrimi daha güçlü olarak yaþayacak ve iþte o zaman bizler de Komünün ve Ekim Devriminin bilinen yada bilinmeyen tüm kahramanlarý ile birlikte haykýracaðýz: YAÞASIN EKÝM DEVRÝMÝ!
Ekim Devrimi’nin Nesnel Arka Planý: Emperyalizm ve Proleter Devrimler Çaðý
Ekim Devrimi I. Emperyalist Paylaþým Savaþý’nýn ortasýnda gerçekleþti. Bu savaþ baþladýðýnda iþçi sýnýfýnýn uluslararasý çapta tek örgütlülüðü olan “II.Enternasyonal” -içindeki kimi devrimci unsurlara raðmen- çoktan beridir Batý Avrupa’da sýnýfýn ayrýcalýklý tabakalarýna yaslanan bir konumda ve burjuva düzeniyle mesaisinde yol almýþ durumdaydý. Savaþýn sebebinin yüzeysel bir düþünüþle bile, Avrupa’nýn geliþmiþ kapitalist ülkelerinin birbirlerinin sömürgeleri üzerinde hakimiyet kurmak ve bu sömürgeleri paylaþmak için verilen bir savaþ olduðunu anlamak zor deðildi. II.Enternasyonalin sosyal demokrat partileri de bu gerçeði görüyorlardý. Ancak yine de sosyal demokrat partiler kendi ülkelerinde savaþa giren burjuvazinin haklý olduðunu söyleyecek kadar burjuvaziye baðlanmýþ durumdalardý. Savaþýn sebebini ne salt yayýlmacý bir devlet siyasetiyle açýklamak mümkündü ne de artýk kapitalizm eski kapitalizmdi. Yaþanan gerçekliði doðru bir þekilde açýklamak ve en önemlisi devrimci yöntemle bunlarýn siyasal-örgütsel sonuçlarýný çýkarmak yapýlmasý gereken devrimci tutumdu. Ama böyle bir tutumu II.Enternasyonalin oportünist partilerinin yapabilmeleri de mümkün deðildi. II.Enternasyonalin “otoriteleri” sayýlan Kautsky, Plehanov, Hilferding gibi sosyal demokratlar kapitalizmin geliþiminde gelinen noktayý açýklamaya çalýþmýþlarsa da onlarýn açýklamalarý ve yaný sýra çýkardýklarý siyasal sonuçlar da kendi siyasal meþreplerine uygun, yani oportünist ve sosyal þoven sonuçlar olacaktý. Savaþýn sebep ve sonuçlarýný da içeren, kapitalizmin geliþiminde o anki durumunu açýklayýp, savaþa karþý doðru devrimci siyasal tutumlarý alan, yine zaten II.Enternasyonal içindeki devrimci önderler -Lenin, Rosa Lüxemburg, Karl Liebknechtoldular. Lenin, “Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aþamasý” adlý çalýþmasýnda emperyalizmi, Marksist bilimsel yöntemin ýþýðýnda tanýmlayýp açýkladý. Lenin, emperyalizmi; kapitalizmin ulaþtýðý bir düzey olarak, kapitalizmin son aþamasý olarak tanýmladý. Kapitalizmin bu son aþamasý; sermayenin merkezileþmesiyle tekelleþme, mali sermayenin sanayi sermayesiyle iç içe geçiþi, mal ihracýyla birlikte sermaye ihtiyacýnýn öne geçiþi ve böylece kapitalizmin dünyaya yayýlýþýnýn hýzlanmasý, dünyanýn farklý bölgelerindeki hammadde ve pazarlarýn paylaþýlmasý
3
ve Ekim Devrimi, Sol Yay, 1992, 32) Bu sözlerinden de anlaþýlacaðý gibi Lenin; kitleler yanlýþ yolda iseler, bu kitlelerin partisi olmaktansa, bir propagandacýlar grubu olarak, ama devrimci olarak, kalmayý tercih ederim diyor. Kamanev’le yaptýðý tartýþma aslýnda partiyle ilgili bir tartýþma deðildir. Mevcut durumun ne olduðunun tanýmlanmasý ve bu durumdan çýkýþ yolunun ne olmasý gerektiði üzerinedir. Dolayýsýyla bu tartýþmanýn sonucu olarak partinin görevlerinin tanýmlanmasý yapýlmaktadýr. Daha doðrusu bu, Lenin’in yöntemidir. Kamanev ise bu yöntemden ne kadar uzak olduðunu sözleriyle göstermiþ oluyor. Ona göre, nisan tezlerinde partinin görevlerinin propaganda çerçevesinde ifade edilmesi-bu görevlerin kendileriyle birlikte-yanlýþ, oysa kendi görüþüne göre; sovyetlerde kitlelerin “suyuna gitmek”, geçici hükümeti þartlý desteklemek gibi politikalarla kitlelerin partisi olarak kalmayý tercih etmek gerekir. “Bu süreçte Bolþevik partinin üye sayýsý 40-45 bin civarýndadýr.” (Bkz, Stalin, Bolþevik Partisi Tarihi, Bilim ve Sosyalizm Yay, 1998, 234) Böyle bir partiyle bile Lenin baþkalarýnýn yapmayý hayal ettiði gibi “Büyük siyaset” deðil, “Propagandacýlar grubu” olarak kalmayý göze alan görevleri tarif etmektedir. Yine Lenin baþka bir yazýsýnda, “Devrimimizde Proletaryanýn Görevleri” baþlýklý yazýsýnda, yukarda söylediði sözlere paralel þunlarý söylemektedir: “ Eleþtiri çalýþmasý; sosyalist devrimci ve sosyal demokrat küçük-burjuva partiler tarafýndan yapýlan yanlýþlýklarýn açýklanmasý; bilinçli proleter parti, komünist parti öðelerinin hazýrlanýp bir araya getirilmesi; “genel” küçük-burjuva sarhoþluk içindeki proletaryanýn zehirlenmeden kurtarýlmasý. Propaganda çalýþmasýndan “baþka hiçbir þey deðil”miþ gibi görünür. Gerçeklikte son derece pratik bir devrimci çalýþmadýr bu.” (Age, 39) Bu sözlerden çýkartýlmasý gereken sonuç nedir? Lenin iddiasýz mýdýr? Tersine, Lenin’in önerileri-Nisan tezlerinde dile getirdikleri, Rus devriminin dünya devrimiyle iliþkisi gibi-pek çok Bolþeviðe bile olmayacak þeyler olarak gelmiþtir. Ama Lenin, bir kere doðru bir þekilde belirlendikten sonra bu hedeflere ulaþmak için yapýlmasý gereken örgütsel hazýrlýk görevlerinin tarif edilmesi konusunda “ayrýksýdýr”. Bu “ayrýksý” konumu, Lenin’in Marksizm’e katkýsý olarak anlamakla birlikte, ayný zamanda örgütsel hazýrlýk görevlerinin tarif edilmesi, Bolþevik partinin inþasýnýn bir anlamýyla tamamlandýðý süreci ifade etmesi bakýmýndan önemlidir. Þubat Devriminin ardýndan geliþen süreçler incelendiðinde partinin hazýrlýk görevlerini yerine getirdiði oranda hedeflerine varabildiði görülmektedir. Buradaki hazýrlýk hem devrimin hazýrlýðý hem de Bolþevik Partinin inþasýnýn tamamlanmasý anlamýnda bir hazýrlýktýr. Bolþeviklerin, Þubat Devriminden sonra yapmalarý gereken hazýrlýk görevleri ve partinin yenilenmesi/ yeniden inþasý konusunda bugüne yansýyan bir noktaya daha deðinmek gerekir. Nisan tezlerindeki görevlerin bir bölümü devrimin hazýrlanmasýný içermektedir. Bir bölümü de partinin inþasý ile ilgilidir. Bugün komünistlerin görevleri açýsýndan baktýðýmýzda; partinin inþasýnýn devrimin hazýrlanmasýna baþlamadan önce tamamlanmasý gerektiðini söyleyebiliriz. Ancak Rusya özgülünde, ekim devrimine varan süreç siyasal açýdan, ikili iktidar gibi bir durumun yaþanmasý açýsýndan bir özgün durumu yansýttýðý gibi ayný zamanda Bolþevik parti gibi bir partinin, örgütlenmesi, yapýsý, inþasý ile ilk kez Marksist gelenekte yaþanan bir örgütsel deneyim olarak bir özgünlüðü yansýtmaktaydý. Ýþte Bolþevik partiye bu özgünlüðü veren yanlarýndan biri, þubat ile ekim arasýnda hem partinin inþasýnýn tamamlanmasý hem de devrimin hazýrlanmasý görevlerinin iç içe geçmesi olmuþtur. Doðrusu bugün Bolþevik tipte bir komünist partinin inþasý için Rusya’da Bolþeviklerin geçtiði yollardan geçmek ne mümkün ne de doðrudur. 1919’da kurulan Komünist Enternasyonal’de dünyanýn diðer komünistlerine Bolþevik partinin geçtiði siyasal süreçleri bir deneyim olarak aktarmaya/benimsetmeye çalýþmýþtýr. Bolþevik partinin inþasý konusunda ise, Bolþeviklerin, II.Enternasyonalin izlerini taþýyan SosyalDemokrat anlayýþýndan henüz tam kopmadýklarý, Menþeviklerle, Otzovistlerle vs. ile ayný parti çatýsý altýnda bulunduðu dönemlerin önerilmesi deðil, tersine dünyanýn diðer komünistleri bir daha böylesi dönemleri yaþmamasý için Bolþevik partinin bir bütün olarak inþasýnýn tamamlandýðý, bir bütün olarak Bolþevik parti yapýsýnýn belirginleþtiði niteliðin anlaþýlmasý için çabalamýþtýr. Maalesef sonraki yýllarda ve günümüzde de komünist partiler içerisinde yada kendine komünist parti diyen örgütlenmelerde menþevizmden, tasfiyecilikten, II. Enternasyonalin oportünist anlayýþýndan bahsedilebilmesi, Komünist Enternasyonalin ve Bolþeviklerin deneyimlerinin ne kadar anlaþýldýðýný da gözler önüne sermektedir.
12
Enternasyonalin oportünist anlayýþýndan bütünüyle koparak, yeni bir enternasyonalin kurulmasý gerektiði üzerine önerisi yada dünya proletarya devrimlerinin ve Rusya’daki devrimin bu anlamdaki rolü üzerine görüþler, hepsi emperyalizmin ýþýðýnda oluþturulmuþ yada onun doðurduðu politik sonuçlardýr. Nisan tezleri de bu politik sonuçlarýn ve bu politik sonuçlar ýþýðýnda partinin görevlerinin dile getirilmesinden baþka bir þey deðildir. Ve 1917 þubat ayý ile ekim ayý arasýnda geçen süreçteki tüm siyasal mücadeleler, gerek Bolþeviklerin kendi içlerinde süren siyasal tartýþmalar, gerek Bolþeviklerin diðer akýmlarla yaptýklarý mücadeleler, gerekse de sýnýflar mücadelesinin seyri, Lenin’in emperyalizm döneminin kavrayýþý ile çýkardýðý politik sonuçlarý doðrulamýþtýr. Lenin’in emperyalizm dönemini kavrayýþýyla ulaþtýðý politik düzey ve bu düzeyin Bolþevik partinin çizgisini belirlemesi için verdiði mücadele Ekim Devrimine varan sürecin bir yönünü oluþturmaktadýr. Doðrudan söylersek; Þubat Devrimiyle Ekim Devrimi arasýndaki sürecin iki önemli anahtarý vardýr. Bu anahtarlardan Birincisi; Lenin’in, kapitalizmin emperyalizm aþamasýna ulaþmasýnýn ortaya çýkardýðý politik sonuçlarý Bolþeviklerin siyasetine-dolayýsýyla da dünyanýn tüm komünistlerinin siyasetine-kazandýrmasýdýr. Ýkincisi; sýnýfýn en ileri unsurlarýný/öncülerini örgütlemiþ, bir devrimi gerçekleþtirebilmek için mýzrak ucu görevini yapabilecek sýnýfýn en yoksul kesimleriyle, geniþ kesimlerine önderlik edebilecek nitelikte bir partinin, Bolþevik partinin varlýðýdýr. Bolþevik parti Ekim devrimini gerçekleþtiren partidir. Bolþevik parti, yukarda söylediðimiz gibi þubatla ekim arasýndaki sürecin anahtarlarýndan biridir. Ama bu parti bir anda yaratýlmadý. Uzun ve zorlu bir inþa/hazýrlýk süreçlerinin, mücadelelerinin ardýndan yaratýldý. Bu inþa süreci önceki baþlýklar altýnda söylediðimiz hazýrlýklarla birlikte 1917 Þubat Devriminin ardýndan Ekim Devriminin gerçekleþmesine kadar geçen süreçte de devam etti. Þubatla ekim arasýnda hem hazýrlýklarý devam etti, hem önceki hazýrlýklarý sýnandý. Nisan tezlerine, bir de bu gözle bakmak gerekiyor. Nisan tezlerinde Lenin, Bolþeviklerin yapmalarý gerekenleri sýralar. Bolþeviklerin savaþ karþýsýnda tutumlarýnýn nasýl olmasý gerektiðinden, siyasal yaþamda parti çalýþmasýnýn özel koþullara kendini uyarlayabilmesinden, geçici hükümetin hiçbir þekilde desteklenmemesi gerektiðinden, sovyetler içinde çoðunluðu kazanabilmek için bir eleþtiri ve aydýnlatma çalýþmasý yapýlmasýndan, sovyetlerin neler yapmasý gerektiðinden (polisin, ordunun ve memurlarýn kaldýrýlmasý, bütün memurlarýn seçimle gelmesi, büyük toprak sahiplerinin topraklarýnýn zoralýmý, bütün bankalarýn tek bir banka halinde birleþtirilmesi, üretimin ve ürünlerin daðýtýlmasýnýn sovyetler tarafýndan denetlenmesi gibi), partinin programýnýn, adýnýn deðiþtirilmesi ve Enternasyonali yenilemek gerektiðinden bahsetmektedir. Tüm bunlar Bolþeviklerin örgütsel görevleridir. Bu tezleri partiye kabul ettirebilmek için yoðun mücadeleler veren Lenin, “Taktik Üzerine Mektuplar” adlý çalýþmasýnda partideki diðer Bolþeviklerle polemik halinde onlarý ikna etmeye çalýþýr. Bu mektuplarýn birincisinde özellikle Kamanev ile tartýþan Lenin, partinin örgütsel görevleri hakkýnda Kamanev’e þunlarý söyler: “ Kamanev yoldaþ, eðer bir komünist propagandacý grubu haline gelmek deðil de sonuna kadar proletaryanýn devrimci kitlelerinin partisi olarak kalmak istiyorsa ve kalmalýysa, devrimci sosyal-demokrasi için olanaklý tek görüþ olarak kendi görüþünü geniþ bir tartýþmada savunmayý ve üstün kýlmayý umduðunu açýklayarak sözlerine son veriyor. Kanýmca, bu sözler, bugünkü durum hakkýnda tamamen yanlýþ olan bir deðerlendirmeyi gösteriyor. Kamanev yoldaþ, “yýðýnlarýn partisi” ile “propagandacýlar grubu”nu karþý karþýya getiriyor. Oysa, bugün, “yýðýnlar”, “devrimci” amaçlarla savaþý sonuna kadar götürme sarhoþluðunun pençesi altýndadýrlar. Böyle bir anda, yýðýnlarla birlikte “kalmayý istemektense” yada, bir baþka deyiþle, genel bulaþýcý hastalýða boyun eðmektense, bu “yýðýn halinde” zehirlenmeye karþý koymak enternasyonalcilere daha çok yakýþmaz mý? Avrupa’nýn savaþ halindeki bütün ülkelerinde, þovenlerin “yýðýnlarla birlikte kalmak” istediklerini ileri sürerek kendilerini haklý göstermeye uðraþtýklarýný görmedik mi? propagandacýlarýn eylemi, kesin olarak, içinde bulunduðumuz þu anda, proleterlerin çizgisini, savaþý sonuna kadar götürme ve küçük burjuva “yýðýnsal” zehirlenmesinden kurtarmanýn merkez noktasý deðil midir? Proleter olan ve proleter olmayan bu yýðýnlarýn baðrýnda, sýnýf ayrýmý gözetmeksizin bir blok kurmuþ olmalarý olgusu, kesin olarak, savaþý sonuna kadar götürme bulaþýcý hastalýðýnýn koþullarýndan biri olmuþtur. Bana öyle geliyor ki, proleter çizgisinin “propagandacýlar grubu”ndan horgörü ile söz etmek hiç de hoþ kaçmamaktadýr.” (Lenin, Nisan Tezleri
11
olgusudur. Çaðdaþ kapitalizm olarak emperyalizmi, burjuva devletlerin yayýlmacý bir dýþ siyasete, tarýmsal alanlarý iþgal siyasetine ya da ulusal bir geliþim aþamasýna indirgeyen yaklaþýmlarla, özellikle de bunlarý teorileþtirip yayan Kautsky ile, Lenin mücadele etmiþtir. Lenin’in eleþtirip, mücadele ettiði anlayýþlarýn dünyada ve yaþadýðýmýz coðrafyada hala izlerini görmek mümkündür. Emperyalizmle feodalizmin, yan yana ayný ülke için tanýmlanmasý, burjuva devletleri emperyalist siyaset izlemekten vazgeçmeye çaðýran muhalefet hareketleri vb.leri bu akýmlara en iyi örnektir. Emperyalizmin doðru kavranýþý, nesnelliði doðru kavramanýn ötesinde; bu nesnellikten çýkartýlan politik sonuçlar açýsýndan önem taþýmaktadýr. Kuþkusuz emperyalizmin Leninist kavranýþýyla, Leninist olmayan kavrayýþlarýn çýkarttýklarý politik sonuçlar arasýnda da farklar olacaktýr. Ekim Devrimi emperyalizm çaðýnýn bir ürünü, bu çaðýn ilk proleter devrimi ise emperyalizmin nesnelliðinin doðru bir kavranýþý üzerinde oturduðunu kavramak dahasý ayný nesnelliðin yalnýzca Rusya’nýn deðil dünyanýn pek çok bölgesi için geçerli olduðu halde neden yalnýzca Ekim Devrimine yol açtýðýný kavramak Bolþevik partinin, öznenin rolünü anlamak açýsýndan önem taþýmaktadýr. Bu durumu þöyle de ifade edebiliriz: Ekim devrimi bir nesnelliðin üzerinden yükselmiþtir. Ancak bu süreçte ayný nesnel koþullar tüm dünya için geçerli olduðu halde yalnýzca Ekim Devrimi gerçekleþmiþse, emperyalizmin nesnelliðinin, onun politik-örgütsel sonuçlarýyla birlikte yalnýzca ekim devrimini gerçekleþtiren özne-Bolþevik Parti-þahsýnda kavranýldýðýný söylemek gerekir. Savaþýn baþlarýnda devrimci politik tutumlarý gösterebilen az sayýdaki devrimciler içerisinde yer alan Bolþeviklerin siyasal yönelimlerine önemli etkisi olan Lenin’in “Sosyalizm ve Savaþ” adlý eseri savaþ karþýsýnda devrimci tutumlarý ortaya koydu. Bu yapýt II. Enternasyonal’in devrimci kanadý olan Zimmerwald Solu’nun toplantýsýnda daðýtýldý. Savaþ karþýsýnda Bolþeviklerin tutumunu açýklayan, devrimci proletaryanýn tutumunun ne olmasý gerektiðini anlatan broþürde, savaþýn ancak bir devrimle ve genel olarak bütün savaþlarýn da sýnýflarýn ortadan kaldýrýlýp, sosyalizmin kurulmasýyla son bulacaðý belirtiliyordu. Savaþ karþýsýnda politik tutumlarla birlikte örgütsel konumlanýþýn da nasýl olmasý gerektiðinin altýnýn çizildiði bu yapýt, içinden geçilen nesnellik karþýsýnda en önemli yaklaþýmýn, savaþýn ve kapitalizmin ulaþtýðý düzeyin politik sonuçlarýnýn örgütsel tutumla baðýný kuran yaklaþýmýn temel bir örneðini verdi. “Ýllegal Örgütün Önemi” baþlýðý altýnda Lenin: “…Sosyal demokrat partiler her zaman ve her koþulda, yýðýnlarýn örgütlenmesi ve sosyalizmin yayýlmasý için en küçük legal olanaktan yararlanmayý ihmal etmemekle birlikte, legal çalýþmanýn kölesi olmaktan da kendilerini kurtarmalýdýrlar. Engels, iç savaþa ve burjuvazinin yasalarý çiðnemesinden sonra bizim de yasalarý çiðnememiz gereðine deðinerek, “ilk silahý patlatan siz olunuz bay burjuvalar!” diye yazýyordu. Ýçinde bulunduðumuz bunalýmlar, burjuvazinin bütün ülkelerde, en özgür ülkelerde bile, yasalarý ayaklar altýna aldýðýný göstermektedir; devrimci mücadele yöntemlerini savunmak, tartýþmak, deðerlendirmek ve hazýrlamak amacýyla bir illegal örgüt kurulmaksýzýn yýðýnlarýn devrime yöneltilmeleri olanaksýzdýr…” (Lenin, Sosyalizm ve Savaþ, Sol yay, 1975, 28) þeklinde görüþlerini ifade etti. Böylece Lenin bu nesnellik içerisinde Ekim Devrimi’nin gerçekleþebilmesi için temel koþulun ne olduðuna ve bugün de öne çýkarýlmasý gereken esas noktaya, Ekim Devrimi’nin esas ayýrt edici özelliðinin ne olduðuna açýklýk getirmiþ oldu.
Ekim Devrimi’nin Öznesi: Bolþevik Parti
Ekim Devrimi üzerine yazýlan yazýlarda genellikle Bolþevik Parti’ye atýflarda bulunulup onun önemini gösteren vurgular yapýlýr. Bolþevik Parti’nin farklý tarihlerdeki politikalarýna, þu yada bu özelliklerine dikkat çekilir. Adet yerini bulsun diye yapýlan vurgular deðil bahsettiðimiz. Yaþanmýþ, bitmiþ tarihsel bir gerçeðe iþaret etmek de deðil. Bugün dünyayý deðiþtirme iddiasýndaki komünistler için Bolþevik Partiye yapýlan vurgularý yoðunlaþtýrmak; örgütsel-politik konumlanýþýmýzla doðrudan ilgili olduðu içindir, “bugünü” deðiþtirmek amacýyladýr. Bugün böyle bir partinin olup olmadýðýný anlamak için de ya da bu nitelikte bir partinin inþa görevlerinin ne olduðunun belirlenip, bu görevlerin yerine getirilip getirilmediðinin denetlenmesi için de Ekim Devrimi’ni gerçekleþtiren Bolþevik Parti temel bir ölçüt olmaya devam etmektedir. Komünist bir partinin varolduðu iddialarý da böyle bir partinin inþa edildiði iddialarý da bu ölçüye göre deðerlendirilmek durumundadýr. Türkiye Devrimci Hareketi, Ekim Devrimi’ne ve Bolþevik Parti’ye uzun bir zaman boyunca baðlý olduðu uluslararasý akýmýn gözlüklerinden bakmýþtýr. Bu akýmlarýn Bolþevik Parti’ye bakýþlarý ise Sovyetler Birliði’nin sonraki akýbetinin deðerlendirilmesine,
4
Sovyetler Birliðinin durumuna bakýþla paralel olarak yapýlan eðip-bükmelerin, tahrifatlarýn izlerini taþýmýþtýr. Sovyetler Birliðinin akýbeti ne olursa olsun, onu nasýl tanýmlarsak tanýmlayalým, Ekim Devrimi ondan baðýmsýz olarak ele alýnabilmelidir. Benzer bir yanýlgýlý yaklaþým örgütsel konumlanýþ konusunda, örgüt içinde ve dýþýnda yapýlan tartýþmalarda görülür. Bu meselelerde Bolþevik Parti’nin tarihinden dayanaklar bulunup çýkarýlmak istenir ve Bolþevik Parti’nin deneyimleri baþka þekillerde yorumlanýr, onun deneyimleri ve dersleri istenildiði gibi eðilip, bükülür. Bolþevik partiyi anlamak, ne onu bugün varolan yapýlarýn kendi konumlarýný meþrulaþtýrmak için tahrif etmekle ne de onu birebir taklit etmekle mümkün olabilir. Bolþevik Parti’nin evrensel yönünü ve anlamýný bilince çýkarmak; kendi dönemindeki tarihsel sorunlara verdiði yanýtlardaki yöntemi anlamak ve bugün için en önemlisi, Bolþevik Parti’nin inþa görevlerini, hazýrlýk görevlerini ortaya çýkarmak esas görev olmalýdýr. Lenin’in aktarmalarýna göre Bolþevik Parti’nin hazýrlýk süreci 15 yýllýk bir süreyi kapsar. Yine onun deðerlendirmesine göre Bolþevizm siyasal, örgütsel bir akým olarak 1903’ten beri varolmuþtur. 1903’te RSDÝP (Rusya Sosyal Demokrat Ýþçi Partisi) II. Kongresinde ortaya çýkan Bolþevik, Menþevik ayrýmýnýn öncesi, bu ayrýmýn baþlangýcýný ifade etmesi bakýmýndan önemlidir. 1900 ile 1902 arasýnda çýkan “Iskra” gazetesi ve “Ne Yapmalý?” adlý broþürde Bolþevizm’in ilk siyasal, örgütsel temelleri atýlýr. Bu dönemde “siyasal bilincin iþçi sýnýfýna dýþardan götürülmesi” anlayýþý ile Lenin’in baþlangýçta Rusya’ya özgü olduðunu düþündüðü, sonradan evrensel bir anlayýþ olarak bilince çýkartýlacak olan Leninist parti teorisinin ilk önermeleri dile getirilir. “Siyasal savaþýmdan iþverenlere ve hükümete karþý iktisadi savaþýmý anlayan bir sosyal demokrat için “devrimciler örgütü” ile “iþçiler örgütü”nün aþaðý yukarý ayný þey olmasý doðaldýr. Nitekim fiilen olanda budur; öyle ki, örgütten söz ettiðimizde ayrý ayrý dillerden konuþmaktayýz….. Sosyal demokrasinin siyasal savaþýmý iþçilerin iþverenlere ve hükümete karþý iktisadi savaþýmýndan çok daha geniþ ve karmaþýk bir savaþýmdýr. Ayný biçimde (ve bundan ötürü) devrimci sosyal demokrat partinin örgütlenmesi, kaçýnýlmaz olarak iþçilerin iktisadi savaþým için örgütlenmesinden, ayrý türde bir örgütlenme olmak zorundadýr… devrimciler örgütü her þeyden önce ve esas olarak devrimci eylemi meslek edinmiþ kiþilerden oluþmalýdýr…” (Lenin, Ne Yapmalý?, Sol Yay, 113-114). Bolþevizmin siyasalörgütsel oluþumunun baþlangýcý sayýlabilecek bu dönemin ardýndan, pek çok siyasal deneyim içerisinde bu anlayýþ geliþti, olgunlaþtý, farklý yönlerle daha bütünsel ifadelere kavuþtu. 1902’de “Ne Yapmalý?” adlý yapýtýndan sonraki süreci Lenin, 1920 yýlýnda yazdýðý “Sol Komünizm” adlý eserinde þu sözlerle özetledi: “…öte yandan teorinin bu kaya gibi temeli üzerinde yükselen Bolþevizm, deneyim zenginliði yönünden dünyanýn hiçbir yerinde eþi olmayan onbeþ yýllýk (1903-17) bir tarih pratiði yaþadý. Bu onbeþ yýl boyunca, hiçbir baþka ülke, bu devrimci deneyime, hareketin-legal ve illegal, sessiz ve fýrtýnalý, yeraltýnda ve açýk, yerel çevreler ve kitle hareketi, parlamenter ve terörist-birbirini izleyen hýzlý ve deðiþik biçimlerine, yaklaþýk biçimlerde de olsa bir deneyim yaþamamýþtýr…” (Lenin, Sol Komünizm, Sol Yay, 14) “Ne Yapmalý?” adlý çalýþmadan “Sol Komünizm” adlý çalýþmasýna kadar, bu ikisi arasýnda geçen zaman diliminde, Bolþevizm’in pek çok deneyimle geliþtirildiði bu sözlerden de anlaþýlmaktadýr. Bu deneyimin ve Bolþevik Parti’nin örgütsel ayýt edici yönlerinin, ilk baþlarda Rusya’ya özgü koþullardan kaynaklandýðýný düþünen Bolþeviklerin, kendi eserlerinin evrensel anlamýný kavrayýp, dünyanýn diðer komünistlerine bir deneyim, anlayýþ ve model olarak önermeleri ve bunun anlaþýlmasý da yine onun yaratýlmasý gibi kolay olmayacaktý.
i)Bolþevizmin Politik-Ö Örgütsel Evriminin Anlamý: Süreklilik ve Kopuþ
Bolþevik Parti’nin Ekim Devrimi’ne önderlik edebilmesi, yalnýzca teorik öngörülerinin doðrulanmasý yönüyle deðil, örgütsel sorunlarý, yapýsý, iþleyiþi, deneyimleriyle bir bütün olarak Bolþevik Parti’nin örgütsel boyutunu ve onun anlamýný komünistlerin gündemine getirdi. Leninist parti teorisinin ya da modelinin evrensel bir anlamý olsa da Bolþevik Parti’nin kendi döneminde bir özgünlük olduðunu söylemek gerekir. Çünkü Bolþevik Parti örgütlenme yöntemiyle, örgüt teorisiyle, deneyimleri ile o dönemde II. Enternasyonal’in partilerinden farklý bir anlayýþ ve niteliktedir. Hatta bu durumun yani Bolþevik Partinin diðer partilerden farklý örgütsel niteliðinin, III. Enternasyonal içinde de bir süre devam ettiðini söyleyebiliriz. Bu anlamýyla Bolþevikler kendi dönemlerinde “yalnýzdýlar”. Bolþevik Parti’nin örgütsel niteliði ve diðer partilerden farklý örgütlenme yöntemi, kendi döneminde ona özgünlüðünü veren ve
5
ülkede varolan devrimci ve sosyalist partilerin zemini üzerinde duracak olan devrimci demokratik iktidar fikri kabul görüyordu…28 Þubata kadar Bolþeviklerin hiçbir açýklamasýnda bir iþçi temsilcileri sovyeti kurma çaðrýsý bulunmadýðý gibi, o günlerde kurulmakta olan Sovyet üzerinde herhangi bir görüþ yoktu.” (Sos.ve Top. Mücadeleler Ansiklopedisi, Cilt 2, 562) Þubat devrimine kadar uzun yýllar yurtdýþýnda olan, devrimden sonra Rusya’ya gelen Lenin, sovyetlerin mevcut konumlarýnýn deðiþtirilmesi ile, iktidar organlarý olarak anlamýný yoðun mücadelelerle Bolþeviklerin siyasetine kazandýrdý. Þubat devrimden kýsa bir zaman sonra yazdýðý “Ýktidar ikiliði üzerine” adlý yazýda sovyetlerin anlamýný þu þekilde yazdý: “…Bu ikinci hükümetin sýnýf bileþimi nedir? Proletarya ve (asker üniformasý altýndaki) köylülük. Siyasal niteliði nedir? Devrimci bir diktatörlük, yani merkezi bir devlet iktidarý tarafýndan yayýnlanan bir yasaya deðil de doðrudan doðruya devrimci bir zorlamaya, halk yýðýnlarýnýn aþaðýdan gelen dolaysýz giriþkenliðine dayanan bir iktidardýr. Bu iktidar, alýþýlmýþ tipteki parlamenter burjuva demokratik bir cumhuriyette genellikle varolan ve ileri Avrupa ve Amerika ülkelerinde þimdiye kadar gördüðümüz iktidardan bambaþka bir iktidardýr. Ýþin özü burada olmakla birlikte, çoðu kez unutulan, yeterince düþünülmeyen bir þeydir bu. Bu iktidar, 1871 Paris Komünü ile ayný tipte bir iktidardýr” (Lenin, Ekim Devrimi Dosyasý, Sol Yay, 1999, 42) Lenin Þubat ile Ekim arasýnda yazdýðý hemen her yazýda, konuþmada, yaptýðý politik müdahalelerde sürekli sovyetlerin iktidar organlarý olarak anlamlarýný vurgulamýþ, ama bu vurgularý sovyetlerin iktidarý bütünüyle ele almak konusundaki zayýflýklarýna iþaret ederek, Bolþeviklerin siyasetinin temel ekseninin de bu durumu çözmeye yönelik olmasý gerektiði üzerine oturtmaya çalýþmýþtýr. Ancak Lenin bu dönemdeki siyasal vurgularýný, parti içindeki mücadelelerini yalnýzca sovyetin anlamý üzerine yapmakla kalmamýþ, ayný zamanda sovyet organlarýnýn niteliði ve durumunun çok önemli baþka bir konunun, devrimin bizzat kendisi üzerine olan iliþkileriyle baðlarýný kurarak yapmýþtýr. Bu yüzden Þubat devriminin baþýndan beri sovyetlerle devrimin niteliði arasýndaki bað konusunda þu fikri taþýmýþtýr: “ Ýktidar ikiliði, devrimin geliþmesinin geçici bir döneminden, onun olaðan bir burjuva demokratik devrimin ötesine gittiði, ancak “arý” durumdaki bir proletarya ve köylülük diktatörlüðüne de henüz varamadýðý bir dönemden baþka bir þeyi yansýtmýyor” (Age,48) Bolþevik parti içinde yoðun tartýþmalara, mücadelelere konu olan, devrimin geliþiminin nasýl olmasý gerektiði, partinin görevlerinin ne olmasý gerektiði sorunu, þubatla ekim arasýnda Lenin’in müdahalelerinin ana konusudur. Kuþkusuz Bolþevikler içinde tartýþmalarýn konusu bunlarla da sýnýrlý deðildir. Ekim devrimine varýncaya kadar geçen süre içinde, savaþa karþý tutum, geçici hükümet karþýsýnda alýnacak tutum, sovyetlerde kitlelerin önderliðini kazanabilmek için izlenmesi gereken politikalar, partinin örgütsel görevleri, ayaklanma gündemi gibi konularda önemli tartýþma ve iç mücadeleler olmuþtur. Bu tartýþmalardan kimisi daha baþlamadan önce, Bolþeviklerin siyasal görüþlerini netleþtirmeye yönelik Lenin’in ilk müdahalesi “Nisan tezleri” adlý çalýþmayla olmuþtur. Nisan tezleri, Lenin’in nisan ayý içerisinde, Bolþeviklerin toplantýsýnda sunduðu, 10 tane baþlýk altýnda dile getirdiði görüþlerdir. Lenin nisan tezlerinde Bolþeviklerin o ana kadar izlediði politikalar konusunda kimi deðiþiklikleri öngörüyordu. Tezlerin Bolþevik parti içinde kabul görmesi kolay olmadý. Gerçi daha Lenin Rusya’ya geldiði gün trenden indiðinde yaptýðý konuþmasýný; “yaþasýn dünya sosyalist devrimi” sözleriyle bitirdiðinde pek çoklarý için þaþýrtýcý bir konuþma olmuþtu. Yalnýzca bu konuþmada yaptýðý vurgular deðil, sonraki tüm yazýlarýnda, konuþmalarýnda da Lenin anlayýþýný devam ettirdi. Nisan tezlerinin bütünü Lenin’in bu anlayýþýný taþýmaktadýr. Bu anlayýþý açýklamak için özellikle tezlerin 9. maddesine bakalým. Lenin tezlerinin 9. maddesinde parti programýnda deðiþiklik ve partinin görevleriyle ilgili önerilerini sýralar. Partinin programýný, “ (1) emperyalizm ve emperyalist savaþ konusunda; (2) devlete karþý tutum ve bir “Devlet-Komün”ü istemimiz konusunda deðiþtirmek; (3) eskimiþ olan asgari programý düzeltmek; c) partinin adýný deðiþtirmek” ve 10. madde de Enternasyonali yenilemek” biçimde dile getirir. Bu cümlelerdeki anlayýþ, Lenin’in emperyalizm dönemi çözümlemelerinin politik sonuçlarýdýr. Lenin, emperyalizm çözümlemelerinde; tüm dünyada kapitalizmin proletarya devrimlerinin koþullarýný olgunlaþtýrdýðýný, kapitalist ekonomilerin tek tek zincirin halkalarý gibi iç içe geçtiðini, zincirin herhangi bir halkasýnýn kopmasýnýn bir bütün olarak zincirin kopmasý anlamýný taþýdýðýný ve Rusya’daki Þubat Devrimiyle bunun baþlamýþ olduðunu ifade etti. Nisan tezlerinde önerilen, partinin programýnda yapýlmasý istenilen deðiþiklikler, partinin adýnýn eski oportünist sosyal-demokrat yerine komünist parti adýyla deðiþtirilmesi önerisi, II.
10
olanlarla yaptýklarý amansýz savaþým sonunda parti yanlýsý anlayýþ için ortamý hazýrladýlar. Þimdi Bolþevikler, parti-içi savaþýmda kazandýklarý iþe yarar alaný kullanarak, kendi kanatlarýndan bir parti çýkarmak zorundalar.” (Lenin, Tasfiyecilik üzerine, Sol Yay, 1993, 46) Lenin’in 1909’da yazdýðý bu sözleri nasýl deðerlendirmek gerekir? Bir önceki dönemde saðlam bir örgütsel temel yaratýldýðýný, profesyonel devrimciler örgütü yaratýldýðýný söyleyen Lenin þimdi yeniden “birleþik bir proletarya partisi geliþtirmekten”, “Bolþeviklerin bir parti çýkarmalarý” gerektiðinden söz ediyor. Birincisi, partinin inþasý bir kere kazanýldýðýnda kaybedilmeyen, duraðan bir nitelik deðildir. Her dönem farklý mücadele zorluklarýnýn içinden geçerek saðlamlaþýr. Parti inþasýnýn, o dönemde yalnýzca 1903-05 arasýnda ya da gericilik döneminin içinden çýkýldýðýnda gerçekleþtiðini düþünmek sorunu bütünsel deðil, eksik kavramak olur. Ýkincisi, bahsettiðimiz parti, örgütlenme anlayýþý ve iþleyiþiyle bir model olarak dünyada henüz bir benzeri olmayan, böyle bir deneyimin ilk kez yaþandýðý bir partidir. Dolayýsýyla onun inþasý/hazýrlýðý da farklý dönemlerden geçerek, çeþitli yönleriyle inþasýnýn tamamlandýðý bir partidir. Bolþevik Parti’nin inþasý Iskra’nýn ilk yayýnladýðý dönemden baþlayýp, gericilik-tasfiyecilik döneminde devam eden, I. Dünya Savaþý’nýn, emperyalizm döneminin kavranýþý ýþýðýnda II. Enternasyonal’in anlayýþýndan koparak geliþtirilen ve Ekim Devrimi’nin somut deneyimi içerisinde bir bütün olarak tamamlanan bir hazýrlýðý/inþayý ifade eder. Böylece Bolþevik parti anlayýþý, bu noktadan sonra, çerçevesi çizilmiþ, bütünsel bir “model” olarak dünyanýn komünistlerine miras olarak kalmýþtýr. Lenin’in sözlerine yukarýda çizdiðimiz tarihsel panaroma içerisinden bakýldýðýnda bu sözler daha iyi anlaþýlýr. Tasfiyeciliðin örgüte büyük zarar verdiði bu gericilik döneminde, Bolþeviklerin örgütsel faaliyetlerinin yöntemine iliþkin Lenin’in þu sözleri -özellikle bizim içinden geçtiðimiz dönemi de göz önünde bulundurulduðunda- kulaklara küpe olmalýdýr: “Devrim sýrasýnda Fransýzca konuþmayý, yani yýðýnlarýn doðrudan doðruya giriþecekleri savaþýmýn gücünü arttýrmak ve çapýný geniþletmek üzere heyecan verici birçok slogan yaratmayý, bu sloganlarý harekete sokmayý öðrendik. Þimdi bu durgunluk, gericilik ve çözülme günlerinde Almanca konuþmayý, yani yavaþ (iþler canlanýncaya kadar yapacak baþka bir þey yok), sistemli ve düzenli çalýþmayý, adým adým ilerlemeyi, santim santim kazanmayý öðrenmeliyiz. Her kim bu çalýþmayý can sýkýcý bulur, her kim yolun bu dönemecinde þu ikinci aþama da sosyal demokratik taktiklerin devrimci ilkelerini koruma ve geliþtirme gereðini anlamazsa, Marksist adýný boþ yere almýþtýr. (Age, 46)
iii) Þubatla Ekim Arasýnda Bir “Dönemeç” Olarak Nisan Tezleri
23 Þubat (bizim takvimimize göre 8 Mart) 1917’de Dünya Kadýnlar Günü’nde baþlayan ve sonraki birkaç günü kapsayan olaylar ardýndan yaþanan ayaklanma Rusya’da Çarlýk rejimini yýkan Þubat devrimi olarak adlandýrýlýr. Bu olaylar ve ayaklanma, herhangi bir partinin önceden öngörüp, planlamadýðý, bu anlamýyla kendiliðinden bir kitle ayaklanmasý olarak geliþmiþtir. Bu devrimin ilk sonuçlarýndan biri Çarlýk otokrasisinin yýkýlmasýnýn ardýndan geçici hükümetin ( baþlangýçta burjuvazinin partisi Kadet partisinden oluþan, sonra Menþevik ve sosyalist devrimci partilerinin de katýldýðý) kurulmasýdýr ve diðeri de kýsa bir süre sonra kitlelerin kendi öz örgütlenmeleri olan iþçi, köylü, asker sovyetlerinin oluþmasýdýr. Þubat Devrimi’yle birlikte geçici hükümetin kurulmasý, siyasal özgürlüklerdeki geniþleme gibi olaylar önemleri itibariyle bir yenilik olsa da esas önemli olan silahlanmýþ iþçilerin ve askerlerin kendi öz örgütlenmeleri, devrimci kitle organlarý Sovyetlerin oluþmasýdýr. Sovyetler, içinde geçici hükümeti oluþturan iki partinin yani Menþevik ve Sosyalist Devrimci partilerinin çoðunluða sahip olduðu, onlarýn dýþýnda üçüncü büyük (etkili) parti olarak, Bolþeviklerin olduðu örgütlenmelerdir. Ýlk kez daha önce 1905 Devrimi sýrasýnda ortaya çýkan Sovyetler, þimdi geçici hükümete paralel oluþan, geçici hükümeti oluþturan partilerin çoðunluða sahip olmalarýndan kaynaklý ona karþý tam bir iktidar alternatifi özelliði gösteremeyen, ama onun karþýsýnda bütünüyle etkisiz olmayan, zaman zaman geçici hükümetin uygulamalarýný iptal edip, uygulamayan organlardý. Ýþte Þubatla Ekim aylarý arasýnda Rusya’da devrimin geliþiminde kilit sorunlardan biri, Lenin’in deyimiyle bu “ikili iktidar” durumuydu. Bu ikili iktidar durumunun özgünlüðü ve bu özgünlüðün en önemli yanýný oluþturan sovyetlerin rolü konusunda Lenin’in müdahalelerine kadar Bolþevikler içinde bir netlik olmadýðý görülüyordu. “1917 Þubat Devriminin baþlamasýndan hemen önce Þliyapnikov’un deyiþi ile;
9
ayný zamanda evrensel bir “model” olan anlayýþ, Lenin’in ve Bolþeviklerin Marksizm’e katký sunduklarý alaný ifade etmektedir. Bolþevizm’in politik ilkelerinin Marksizm’den devralýnan ilkelerle saðlamlaþtýrýlmasý, geliþtirilmesi, somut durumlarda sýnanmasý ve örgütsel inþanýn oluþturulmasý düz bir çizgi izlenerek baþarýlamamýþtýr. Kimi zaman kendi içinde yapýlan tartýþmalar, hatta bundan daha önemli olarak diðer akýmlarla polemikler, çatýþmalar, bazen çeliþkilerin yarattýðý gerilimler sayesinde; kimi zaman da yaþanan kopuþlarla ve gerilemelerle dolu bir sürecin içerisinden geçilerek oluþturulmuþtur. Bolþevizm baþýndan beri Lenin’in kafasýnda varolan ve bunun adým adým uygulanmaya konulduðu bir süreç deðildir. Bolþevizmin politik-örgütsel oluþumunun nasýl bir süreçten ve hangi aþamalardan geçilerek oluþtuðunu anlamak iki açýdan gereklidir: Birincisi, Ekim Devrimi’nin öznesi olarak Bolþevik Parti’nin nasýl bir niteliðe sahip olduðunu anlamak açýsýndan gereklidir. Bolþevik partinin nasýl bir niteliðe sahip olduðunu anlamak ise, bugünkü parti iddialarýný deðerlendirebilecek bir mihenk taþýdýr. Ýkincisi, bugün komünistlerin önündeki görevleri açýsýndan; Bolþeviklerin geçtikleri yolu taklit etmek için deðil, tersine onun dersleriyle donanýp, nasýl bir örgütsel hazýrlýk ve inþa faaliyetinden geçmeleri gerektiðini anlamak için gereklidir. Bolþevizm (Leninizm) neyin sürekliliði ile nelerden kopuþlarla geliþtirilmiþtir? Ekim Devrimi’ne kadar geçen süreçte Bolþevizm’in tarihi incelendiðinde, ilk olarak Bolþeviklerin Marksizm’in teorik-politik ilkelerine sadýk kaldýklarýný görüyoruz. Bolþeviklerin deneyimlerinde Marksizm’in amaçlarý, ilkeleri soyut ilkelerin ya da “saf” doðrularýn tekrarlanmasý biçiminde algýlanmayýp, yaþanýlan her somut durumda, her politik dönemeçte, gündelik ve sistematik faaliyetin yürütülmesinde gözetilen bir uyumdur. Lenin’in, Rusya’da Bolþeviklerin örgütsel-politik süreçlerinden bahsederken yaptýðý tasnifler Marksizm’in ilkelerinden sapmadan yürünen yolu gösterdiði gibi Bolþeviklerin kendi dönemlerinde, hem Rusya’daki akýmlardan hem de uluslararasý hakim akýmlardan kopuþlarýný da ifade eder. Lenin 1915’te yazdýðý “Sosyalizm ve Savaþ” adlý broþürde, Bolþeviklerin hangi akýmlarla mücadele ederek, nasýl bir çizgiye ilerlediklerini gösteren bir deðerlendirme yaptý. Buna göre Rusya’da sosyal demokrasi; “Ekonomistler ve Eski Iskra” (1894-1903), “Menþevizm ve Bolþevizm” (1903-1908), “Marksizm ve Tasfiyecilik” (19081914), “Marksizm ve Sosyal þovenizm” (1914-1915) þeklinde ifade edilen dönemlerdeki saflaþmalarla netleþmiþtir. Devrimden sonra 1920 yýlýnda yayýnlanan “Sol Komünizm” adlý kitabýnda Lenin benzer bir tasnifi kimi dönemleri biraz daha ayrýntýlandýrarak yaptý. Belirtilen dönemlerdeki mücadeleler, Bolþeviklerin hem kendi içlerindeki farklý tutumlara hem de kendi dýþlarýndaki akýmlara verilen mücadeleleriyle netleþmelerini; iþçi sýnýfýnýn içindeki öncülerin ikna edilmesini ve iþçi sýnýfýnýn önderliðinin kazanýlmasýný saðlamasý açýsýndan büyük önem taþýmaktadýr. Tüm bu süreçlere, ayný zamanda öncünün hazýrlýk süreci olarak bakmak yanlýþ olmayacaktýr.
ii) Ekim Devrimiyle Sýnanan Bolþevik Partinin Hazýrlýk Süreci
Öncünün hazýrlýðý, kitlelerin önderliðini kazanmanýn hazýrlýðý, ayaklanmanýn hazýrlýðý gibi biçimlerle ve daha baþka pek çok biçimde ifade edilebilecek hazýrlýk kavramý, her dönem ve her örgüt için ayný þeyi ifade etmez. Bu kavramý kullanan öznenin durumu, kendisi için belirlediði görevler, içinden geçilen dönemin özellikleri, sýnýf hareketinin durumu vb. etkenler hazýrlýk kavramýnýn içeriðini belirleyen faktörlerdir. Ancak öncünün durumu bu kavrama içeriðini veren esas faktörü oluþturmaktadýr. Hazýrlýk, öznenin dýþýndaki nesnelliðe teslim olmamasýný ya da nesnelliðin olumlu özeliklerini kendi lehine çevirebilmesini, olumsuz özelliklerinin ise kendisini en az oranda etkilemesini saðlayan bir biçimde ele alabilmesi için bir planý ifade eder. Yani hazýrlýk ayný zamanda kendiliðindenciliðin reddedilmesi olarak bilinçli, planlý bir faaliyet demektir. Ele aldýðýmýz konu Ekim Devrimi ve onu gerçekleþtiren özne, Bolþevik Parti olduðuna göre bu partinin nasýl bir örgütsel hazýrlýk sürecinden geçerek Ekim Devrimi’ne varabildiðini bilince çýkarmak gerekir. Bugün Bolþevik Parti’nin örgütsel deneyiminin hangi evrelerden geçtiðini, hazýrlýðýnýn farklý evrelerini evrensel anlamý olan bir deneyim olarak incelemek büyük önem taþýmaktadýr. Rusya’da sosyal demokratlarýn mücadelesi baþlangýçta teorik bir düzlemde ve iþçi sýnýfý hareketinden, iþçilerle iliþkilerden kopuk, ideolojik bir akým olarak baþlamýþtý. Marksistlerin diðer akýmlar karþýnda kendi varlýk haklarýný kazanma dönemini olarak geçen bu dönem, iþçi hareketinin geliþimi ile onlarla iliþkilere geçildiði bir dönemdir. Ardýndan farklý sosyal demokrat
6
(Marksist) gruplarýn birleþme çabalarý görülür. “Birinci sosyal demokrat kongre 1898’de toplandý. Bu kongre emeðin kurtuluþu grubu ile birleþen yurtdýþýndaki sosyal demokratlarý birliðinin temsil ettiði, Rus Sosyal Demokrat Ýþçi Partisini kurdu. Ancak parti, merkez organlarýnýn üyeleri ile ele geçti ve bu organlar tekrar kurulamadý. Gerçekte birleþik bir parti mevcut deðildi; birlik, hala bir fikir, bir direktif olmaktan öteye geçememiþti. Grevlere ve ekonomik mücadeleye duyulan aþýrý tutku, “Ekonomizm” olarak bilinen sosyal demokrat oportünizmin özel bir biçimine yol açtý.” (Lenin, ‘Oniki Yýl Derlemesine Önsöz’, Yurt Yay, Ekonomizm Taraftarlarýyla Bir Konuþma, 1990, 85.) Birleþme çabasýnýn gerçekleþememesi, yani sosyal demokratlarýn parti olarak örgütlenmesi sorunuyla birlikte ekonomizm adlý oportünist akýmla mücadele, sürecin önemli görevi olarak -sonradan bu görevin Marksistler için temel ve stratejik önemde bir görev olduðu anlaþýldý- öne çýktý. Böylece Lenin ve yoldaþlarý “Iskra” adlý gazetenin çýkartýlacaðý süreçte bu görevleri yani partinin inþasý ve diðer akýmlarla mücadeleyle ayrýmlarýn netleþtirilmesi görevlerini yerine getireceklerdi. Iskra’nýn birinci sayýsýndaki þu sözler mücadelenin çerçevesini çizdi: “Sosyal demokrasi, iþçi sýnýfý hareketiyle sosyalizmin bir bileþimidir. Görevi iþçi sýnýfý hareketine ayrý ayrý her aþamasýnda pasif bir þekilde hizmet etmek deðil, fakat bir bütün olarak hareketin çýkarlarýný temsil etmek, bu harekete nihai hedefini ve siyasi görevlerini göstermek ve onun siyasi ve ideolojik baðýmsýzlýðýný korumaktýr. Ýþçi sýnýfý hareketi, sosyal demokrasiden tecrit edildiði taktirde küçülecek ve kaçýnýlmaz bir þekilde burjuvalaþacaktýr. Sadece ekonomik mücadeleyi yürütürse, iþçi sýnýfý siyasi baðýmsýzlýðýný yitirerek diðer partilerin kuyruðu haline gelir ve büyük ilkeye ihanet eder; “emekçi sýnýflarýn kurtuluþu, emekçi sýnýflarýnýn kendileri tarafýndan kazanýlmalýdýr” her ülkede iþçi sýnýfý hareketinin sosyalizmden ayrý olarak var olduðu, her birinin kendi yolunda gittiði bir dönem olmuþtur ve her ülkede bu ayrýlýk hem sosyalizmi hem de iþçi sýnýfý hareketini zayýflatmýþtý.” (Age, 66) Bu çerçevede partinin temellerinin atýlmasý, örgütsel inþanýn gerçekleþtirilmesi süreci baþladý. Lenin 1902’de yazdýðý “Ne Yapmalý?” adlý broþürde bu dönemin bütünsel bir açýklamasýný yaptý. “Iskra” gazetesinin ve “Ne Yapmalý?” adlý çalýþmanýn bu inþadaki rolünü 1907’de þu sözlerle dile getirdi: “Bugün Iskra’nýn (1901 ve 1902’de) profesyonel devrimciler örgütü fikrini abarttýðýný ileri sürmek; Rus-Japon savaþý ertesinde, Japonlarýn, Rus kuvvetlerinin gücünü ve bunlara karþý savaþabilmek için hazýrlýða olan ihtiyacý abarttýklarýný ileri sürmeye benzer. Zafere ulaþmak için, Japonlar bütün kuvvetlerini Ruslarýn muhtemel en yüksek gücüne göre ayarlamak zorundaydýlar. Ne yazýk ki bugün partimizi yargýlamaya kalkanlarýn çoðu, konu hakkýnda bilgisi olmayan ve bugün, profesyonel devrimciler örgütü düþüncesinin çoktan tam bir zafer kazandýðýný göremeyen dýþsal unsurlardýr. Eðer bu düþünce ön plana çýkarýlmasa ve eðer onu, gerçekleþmesini önlemeye çalýþanlara kabul ettirmek için “abartmasaydýk”, zafer bir hayal olurdu. Ne Yapmalý?, 1901 ve 1902’deki Iskra taktiklerinin ve Iskra örgütlenme politikasýnýn bir özetidir… ancak Iskra’nýn o günlerde hakim olan ekonomizm akýmý ile mücadelesini bilmeksizin ve bu mücadeleyi anlamaksýzýn, bu özet hakkýnda hüküm vermek boþ bir gevezelikten öteye geçmeyecektir. Iskra bir profesyonel devrimciler örgütü için mücadele verdi. Iskra özellikle 1901 ve 1902’de son derece þiddetli bir mücadele verdi, hakim olan ekonomizmi yenilgiye uðrattý ve sonunda 1903’de bu örgütü yarattý. Onu, Iskra’cý saflardaki bölünme sýrasýnda, fýrtýna ve baský döneminin çalkantýlarýnda korudu; onu, bütün bir Rus devrimi boyunca korudu ve 1901-02-1907 döneminden sað salim çýkardý.” (Age, 92) Lenin’in Ekim Devrimi’nden sonra, 1920 yýlýnda yazdýðý “Sol Komünizm” eserinde “…1900-1903 yýllarýnda, Rusya’da, devrimci proletaryanýn yýðýn partisinin temelleri atýldýðý zaman…” biçiminde bahsettiði bu dönem Bolþevik-Menþevik ayrýþmasýnýn da baþlangýcýný ifade eder. Bolþevizm’in ve onun örgütlü bir siyasal akým olarak inþa/hazýrlýk döneminin açýklanmasýnýn çok önemli bir yanýna daha vurgu yapýlmalýdýr. Bu inþa döneminin temel yönlerinden sonuncusunu yine Lenin’den bir alýntýyla açýklamak daha anlamlý olacaktýr: “Partimizin bu üstün birliðini, saðlamlýðýný ve dengesini kim saðlamýþtýr? Bütün bunlar, inþasýnda Iskra’nýn en büyük katkýya sahip olduðu profesyonel devrimciler örgütü tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir… muhakkak ki onlarýn bu baþarýsýnýn baþlýca nedeni, iþçi sýnýfýnýn, somut ekonomik nedenler dolayýsýyla, kapitalist toplumdaki bütün diðer sýnýflardan daha fazla örgütlenme yeteneðine sahip oluþudur ve sosyal demokrat partiyi de bu sýnýfýn en ileri temsilcileri inþa etmiþtir. Bu koþul varolmaksýzýn, profesyonel devrimciler örgütü, basit bir oyuncaktan, bir maceradan, yada tabeladan baþka
bir þey olmazdý. “Ne Yapmalý?” ‘Kendiliðinden mücadeleye giriþen gerçek devrimci sýnýf’ ile olan iliþkisi koparýldýðýnda, savunduðu örgütün hiçbir anlam taþýmayacaðýný tekrar tekrar vurgulamaktadýr. Ancak proletaryanýn bir sýnýf olarak birleþebilme konusunda sahip olduðu en üst düzeydeki nesnel yeteneði, yalnýzca canlý unsurlar tarafýndan ve belirli örgütlenme biçimleri yoluyla hayata aktarýlabilir. 1900-05 yýllarý arasýnda Rusya’da varolan tarihsel koþullarda, Iskra’dan baþka hiçbir örgüt, bugün sahip olduðumuz Sosyal Demokrat Ýþçi Partisini yaratamazdý. 1902-05 yýllarýndaki “Yuvarlar”ýn dar çerçevesinin çoktan dýþýna çýkmýþ olan bu eseri artýk dünyanýn hiçbir gücü yýkamaz. (Age, 93-94) Bütün bu uzun alýntýlar Lenin’in ve Bolþeviklerin anlayýþlarýný süzüp çýkartabilmemizi kolaylaþtýrmak için yapýlmýþtýr. Görüldüðü gibi örgütsel inþa, ideolojik-politik mücadeleyle, diðer akýmlarla mücadele içinde ve de sýnýfýn öncülerine ulaþma/örgütleme, onlarý eðitme/hazýrlama faaliyetiyle birlikte gerçekleþtirilebiliyor. Devrimciler örgütü ile iþçiler örgütünün farklý olmasý ile baþlayan, iþçi sýnýfýna siyasal bilincin dýþarýdan götürülmesi perspektifi ile geliþtirilen, iþçi hareketinin hedeflerinin ekonomik bir mücadele düzeyine indirgenmesine, siyasal mücadeleyi liberal burjuvazinin kuyruðuna takýlmýþ aydýnlarýn yapacaðý iþ olarak gören anlayýþa karþý, sýnýfýn bütünsel çýkarlarýnýn, sosyalizm hedefi ile birleþtirilerek verilmesi ve sýnýfýn öncülerinin siyasal bir partide örgütlenmesi gerektiðinin mücadelesi ile de daha da geliþtiriliyor. Örgütsel faaliyet, uzun zaman “yuvar” biçiminde ifade edilen örgütlenmelerin baþlangýçtaki eksikli/zaaflý da olsa yaptýklarý propaganda ve örgütlenme çalýþmalarý ile zamanla profesyonelleþtiriliyor. Ýþçi hareketinin en iyi unsurlarýný barýndýran, örgütsel faaliyeti giderek amatörlükten çýkarýp, sürekliliðe kavuþturan bir niteliðe ulaþýlabiliyor. Bolþevizm’in örgütsel temelleri bu inþa/hazýrlýk döneminden geçerek mümkün olabilmiþtir. Kuþkusuz Bolþeviklerin hazýrlýk faaliyetleri buraya kadar yazdýklarýmýzla sýnýrlý deðildir. Bundan sonra 1905 Devrimi’nin yenilgisinin ardýndan gelen gericilik yýllarýnda yaþanan tasfiyeci dönem, daha sonra I. Dünya savaþý sýrasýnda II. Enternasyonal’in çöküþü, ayný süreçte sosyal þovenizmin yükseliþi ve ardýndan 1917 Þubat ayýyla 1917 Ekim aylarý arasýnda Bolþeviklerin hazýrlýklarýný yaptýklarý dönem geliyor. Son olarak bunlar içinden tasfiyecilik dönemini de ele alýp, diðer dönemlerin özelliklerini, hazýrlýk faaliyetleri anlamýnda neyi ifade ettiklerinin incelenmesini sonraki baþlýklar altýnda yapacaðýz. 1905 Devrimi’nin yenilgisini izleyen yýllarda, Rusya’da Çarlýk rejiminin baskýsýnýn arttýðý, iþçi sýnýfý saflarýnda, sosyal demokrat ve diðer partiler içerisinde çözülme, davayý terk ediþin hýzlandýðý bir dönem baþlar. Çarlýk rejimi de artýk eski Çarlýk deðildir. Sýnýrlý bir temsili sisteme, danýþma kurulu yetkisiyle sýnýrlý bir monarþik rejime geçilmiþtir ancak kitleler üzerinde uyguladýðý baský azalmamýþtýr. Bu gericilik döneminde çürüme, yozlaþma, felsefi idealizme sapma gibi toplumsal yaþamdaki sonuçlarla birlikte örgütten kaçýþ, örgütsel daðýlma artar. Gerek yaþadýðýmýz topraklarda gerekse de dünyanýn diðer coðrafyalarýndaki toplumsal mücadelelerde de görülen, dolayýsýyla o dönemin Rusya’sýnda da görülen, örgütsel tasfiyecilik farklý düzeylerde de olsa tüm siyasal akýmlarý etkiler. Bolþeviklerin Aralýk 1908 Konferansý’nda “Parti üyesi bir kýsým aydýnýn, RSDÝP’in varolan örgütünü tasfiye etmek ve parti programýndan, taktiklerinden ve geleneklerinden açýkça vazgeçmek pahasýna da olsa onu þekilsiz legal bir grup haline getirme giriþimi” olarak tanýmlanan tasfiyecilik karþýsýnda Bolþevikler ve Lenin amansýz bir mücadeleye giriþir. Onlarýn mücadelesi tasfiyeciliðin hem sað kanadýna (hareketin tüm illegal yapýsýnýn daðýtýlýp, legal biçime getirilmesini savunan) hem de sol kanadýna ( her türlü yasal çalýþma metotlarýný reddeden anlayýþa) karþýdýr. Yine de bu dönem dikkatli bir biçimde incelendiðinde, onun tasfiyeciliðin en çok sað kanadýna karþý mücadeleyle geçtiði görülür. Bu tasfiyeci anlayýþýn tahribatý hiç de hafif deðildir. Burada önemli bir noktanýn altýný çizmekte fayda var: Gericilik döneminde düþmanýn saldýrýlarý, baskýlarý da partide ciddi bir gerileme yaratmýþtýr. Ama bu dönemde yapýlan Bolþevik Konferansý’nýn kararlarýna da bakýldýðýnda partinin kendi içindeki tasfiyeci eðilime ve yaný sýra diðer akýmlarýn tasfiyeciliðine karþý mücadelesini yoðunlaþtýrdýðý görülür. Düþmanýn saldýrýlarý çeþitli dönemlerde artabilir ya da azalabilir. Bu durum parti saflarýnda ciddi kayýplara da yol açabilir. Ancak en büyük tehlike, o ana kadar örgütlü olan kadrolarýn içinden gelen tasfiyeciliktir. Ýþte esas olarak buna karþý mücadele yoðunlaþtýrýlmalýdýr. Lenin bu dönemde Bolþeviklerin ne yapmalarý gerektiðiyle ilgili olarak þunlarý söyledi: “Bolþeviklerin þimdiki ödevi, parti yanlýsý öðeleri eðitmek, onlarý bir örgüt içinde birleþtirmek, gerçekten güçlü ve birleþik bir proletarya partisi geliþtirmektir. Bolþevikler 1903-1905 ve 1906-1907 arasýnda parti-karþýtý
7
8