gazete_1

Page 1

ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras

fiimdi de ulusal solcu oldular! ■ Bülent Ecevit ulusal solculara çağrı yapıyor.“Tüm sola değil sadece ulusal solculara sesleniyorum” diyor. Üç yıldır Türkiye’yi IMF’nin yap-boz tahtasına çeviren, yabancı sermaye odaklarının her dediğini harfiyen yerine getiren Ecevit, şimdi ulusal solcu mu oldu? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Halkı hala kandırabileceklerini mi sanıyorlar? Elbette hayır! Cevabı 3 Kasımda sandıkta vereceğiz!

dayan›flma HAFTALIK ÜCRETS‹Z EK

1 EYLÜL 2002

SAYI 12

“Derviş’le aynı safta olamayız!” ● KESK Gn. Başkanı Sami Evren, Derviş’in listesinde adının geçmesine sert tepki gösterdi: “Eşyanın tabiatına aykırı!”

Sayfa 4’te

“Kediye ci¤er bir daha emanet edilemez!” ● ‘Bu memleketi kim düzeltecek’ sorusunun yanıtı ‘memleketi bu hale getirenler’ olamaz. ● Sıkıntı çekenler devreye girmeli, çektiklerinin hesabını bir bir sormalı.

Ödemiyoruz! ✭ ÖDP NE DİYOR?

1

117.5 milyar dolar dış Milli gelirin yarısındanborç yaptılar. dış borç var. Kişi başınfazlası kadar 2 bin dolar civarındayk a milli gelir en istenen kişi başına borç ödememiz dolara çıktı. Bu borç ha ise 3 bin lkın değil!

Derviş’le gelen 28 milyar dolarlık yeni borç, halkın cebinden çalınanlarla birlikte, batık bankaları kurtarmaya harcandı!

Borçların nasıl tasfiyesi edilir! Kısa vadeli 14.5 milyar dolar borç için hazine garantisi kaldırılacak ve bu borçları özel bankaların ve özel sektörün ödemesi istenecek. ● Orta ve uzun vadeli 103 milyar dolar borcun 29.7 milyar doları özel sektörün borcu. Bunlar da silinecek. Geriye 73.3 milyar dolar borç kalacak. ● Bu borcun ise 24.9 milyar doları IMF, DB ve diğer uluslararası mali kuruluşlara, 7.6 milyar doları hükümet kuruluşlarına. Bu borçlar çerçevesinde uygulanan ekonomi politikaları iflas ettiği için bu ●

Yemin istiyorlar! Seçime katılacak partilerden IMF programının sürmesi için söz isteyecekler!

M

erkez Bankası önerdi, Masum Türker çalışmaya başladı;“İç ve dış piyasalara güven verebilmek için şu an uygulanan IMF programının seçimler sonrasında kesintiye uğramayacağına

dair siyasal partilere mutabakat metni imzalatalım”. Brezilya ve Güney Kore’de seçimlerden önce partilere benzer metinler imzalatılmıştı. Biz şimdiden ilan ediyoruz, imzalamayacağız!

borçlar da ödenmeyecek. Geriye kalan 40.8 milyar doların 18.8 milyar doları ticari bankalarla diğer özel finans kuruluşlarına. Bu borçlar da, siciline bakılarak kullanım alanına göre silinecek veya ertelenecek. ● Son 22 milyar dolar ise tahvil borçları. Bu borçların piyasa değeri %70 oranında düşmüştür. Buna göre %30’u iskonto edilecek. ● Geriye kalan 15.4 milyar dolar ise, Brezilya, Meksika, Arjantin gibi ülkelerle ortak bir inisiyatif çerçevesinde bir ödeme planına bağlanabilir! ●


fiimdi söz halkta

Hep onlar konufltu

Bu seçimlerde emekten yana verilecek bir oy bile çok değerlidir, anlamlıdır ÖFKEN‹N SES‹ SORU: Sizce 3 Kas›m seçimlerinden sonra hayat›m›z de¤iflecek mi?

rtalık toz duman! Siyasetin neredeyse bütün taşları yerinden oynadı. Türkiye’nin üç yıllık ekonomi rotasını çizen yerli-yabancı güçler, siyasetin de buna uygun olarak yeniden şekillenmesi için harekete geçti. Geçti ama evdeki hesap çarşıya uyacak mı belli değil. Zira, siyaset sahnesinin yeni aktörlerle yeniden kurulması o kadar kolay değil. IMF programını aksatmayacak güçlü(!) uygulayıcıların iktidar ol-

O

Derviş, IMF kazanında pişirilen acı yemeği bu kez CHP tabağında sofraya getirip “sosyal” sosla yutturmaya çalışıyor erviş, geldiği günden beri yoksulu daha da yoksullaştıran, halkın yarınlarına ipotek koyan politikaların temsilcisi oldu. Sosyal devletin özelliklerini ortadan kaldıran, işsizliğe ve yoksulluğa çözüm üretmek yerine işverenlerin derdine çare arayan, her fırsatta pazar ekonomisinin faydalarından dem vuran Derviş, halkı IMF politikalarının doğruluğuna inandırmaya çalışıyor. Üstelik de “solcuyum” diyerek...Yani, zürafanın fil olduğunu iddia etmeye kalkıyor. IMF’nin haciz memuru Derviş’in, acı yemeği bu kez “sosyal” bir sosla yutturmaya çalışacağı ise CHP’ye girmesiyle kesinlik

D

bu partiler iktidar olursa, aynı tas aynı hamam olacak. Her ev iflçisi gelen bizi soydu. Birbirlerinden farkı yok. Hepsi memleketin taşını toprağını satma peşinde

.

“1.5 yıldır

.

“Eğitim siste-

mi çökmüş. Bu sene de üniversiteye giremedim. Milyarlarca lira iflsiz kurs parası istiyorlar. Babam emekli. Üç kardeşiz. Umutlu olmaya çalışıyorum

.

Eteklerden dökülen Deniz Baykal: “İşverenler önceleri bize inanmadı. Ama artık inanıyorlar, biz de serbest piyasacıyız.” Tansu Çiller: “Seçimlerin ertelenmesinden yana değilim ama Başbakanlık verilirse kabul ederim.” Tayyip Erdoğan: “Başörtüsü artık bizim öncelikli sorunumuz değil, başka önceliklerimiz var artık.” Murat Bozlak: “Öncelikle solda birlik istiyoruz ama meclise girmeyi de hedef olarak belirledik.” Bülent Ecevit: “Bölücülere destek olan solcular var. Çağrım onlara değil, ulusal solcularadır.” Necmettin Erbakan: “Çoluk çocuk bunlar.”

Oylar› yok sayma sistemi! A vrupa’nın en yüksek ülke barajı Türkiye’de. Seçim sistemi yüzünden 1999 seçimlerinde oyların % 20’si yok sayıldı.Aynı yasayla yapılacak bu seçimlerde, daha fazla oyun çöpe atılma riski var! Farklı fikirlerin Meclis’te temsilini engelleyen 12 Eylül kafası, varlığını koruyor. Açın

2

olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, bu, ikiyüzlü IMF solcularının değil, emekçilerin, yoksulların, işsizlerin, gençlerin, kadınların, tüm ezilenlerin ittifakıdır. Geçtiğimiz seçimlerde IMF partilerine verilen oyların boğazımızı sıkan birer ilmek olarak geri döndüğü görülmüştür artık! Ve bu seçimlerde, emekten yana olanlara verilecek bir oy bile çok değerlidir, anlamlıdır. Sandıktan önce veya sonra, solda gerçek güçbirliği sağlanmalıdır ■

Ne sosyal ne demokrat!

“Eğer yine

işsizim. Bu adamlar yüzünden ailem dağıldı. Bunların krizi iflsiz çözeceği filan yok. Ha bire borçlanıp sonra bize ödetiyorlar. Şimdi yine oy istiyorlar, ama artık oy yok

ması hedefleniyor.Telaş içindeler.Yoksulluk ve işsizlikle boğuşan vatandaşı cezbetmek için ‘ben aslında solcuyum’ diyenler mi ararsınız,“çocukluğundan beri sosyal demokrat” olanlar mı, ikiyüzlülüğün bini bir para! Ama IMF’ci sol olmaz. Milliyetçi sol da olmaz. Eşitlikten, adaletten, özgürlükten, emekten yana olanlar soldur. ÖDP’nin son kongresinde açıkça altını çizdiği “sol güçbirliği”ne duyulan ihtiyaç artık net

demokrasinin önünü! Kaldırın bu barajları! Kaldırın ki, halkın gerçek temsilcileri Meclis’e girsin. %20 oy demek 9 milyon seçmenin oyunu görmezden gelmek demektir! Demokrasi lafla olmaz. Dünyanın hiç bir yerinde böyle adaletsiz bir seçim uygulanmıyor. Bu sistemi yaşatanlara da oy yok!

kazandı. Oyunun başrol oyuncusu, artık Deniz Baykal. Sol ve sosyal demokrat tutumla alakası olmayan bu gelişmeler, seçmenin yeni “dost kazıkları” yiyeceğinin habercisi... “Halkçılık” maskesini takıp halkın önüne el ele çıkan bu ikili, bir yandan da işverenlere güvence verme telaşında.“Ben de serbest pi-

yasayı savunuyorum” diyerek bu yolu açan Baykal, liberalizme teslim olmanın ibret verici bir örneğini sergiliyor. “Sosyal-liberal sentez” lafı ise, tek seçeneğin IMF politikaları olduğu yalanını yutturmak için ortaya atılmış bir uydurma. Sermayeyi yücelten bu anlayış, ne sosyal olabilir ne de demokrat!

‘Biz vazgeçtik ondan bundan, pay isteriz pastadan’ diyenlerin partisi

AKP’nin as›l meselesi k Parti, sokaktan alacağı desteği, iktidar sahiplerininin masasına pazarlık gücü olarak taşımanın ve her konuda tavizkar olmanın yeni markasıdır. O kadar pazarlığa açık ve uyumludur ki, kimi çevreler ‘yanlarına Derviş’i de bir alıverseler ne güzel olurdu’ şeklinde tavsiyelerde bulunmaktan kendilerini alamadılar.AK Parti’nin cevabı,‘Bizde yüzlerce Derviş var’ demek oldu. Çok güzel cevap. Hem karşıymış gibi görünen, hem de birilerine ‘Bizim de O’nunla aynı şeyleri yapacak adamlarımız var’ diyen bir cevap… Saadet Partili Mehmet Bekaroğlu’nun Tayyip Erdoğan için,‘Fakir gecekondularından oy alıp zengin sofralarında referans değiştiren adam’ dediğini unutmamalı… Peki AKP Seçim bildirgesinde ne diyor? Özelleştirmeye evet, yabancı sermayeye evet, serbest piyasaya evet...Yani, işsizliğe, pahalılığa, yoksulluğa, açlığa evet! Yani, bir kez daha halkın umutlarını harcayacak bir hareket! Bir gecede KİT’leri kelepir fiyatına medya patronlarına özelleştirme diye peşkeş çekenlerden öğrenmişler ‘siyaseti’.Ve bu yağmaya ortak olmak, pastadan pay almak istiyorlar.

A


Mış, Miş Yapanlar...

Biz bir yandan dışarıdan para alıyoruz, bir yandan da zırnık kadarını halka vermiyoruz. Buna son vermek lazım,” diyen İsmail Cem, IMF programını imzalayan 57. hükümetin önemli bir bakanıydı!

Geldiğim noktaya bakın yahu. Komando Yaşar oldu amele Yaşar, şimdi de proleter komünist Yaşar” diyen Okuyan, mezarda emeklilik yasası gibi emekçiler aleyhine bir dizi düzenlemenin altına imza koymuş bir yeni(!) MHP’li.

Deprem harcamalar› denetim d›fl› b›rak›ld› Bölgedeki sorunlara çözüm üretilmiş değil. İstanbul’da ise depremin soğuk nefesi var Depremzede Dernekleri’nin 64 konudaki sorularına Cumhurbaşkanlığı’nın yanıtlarından örnekler:

eprem sonrasında gelen bağışlar ve deprem vergileriyle toplanan fonun miktarı ve nereye kullanıldığı bilinmiyor. Sigaradan bile bu fona vergi alan hükümet, özellikle deprem bölgesindeki halkın ve depremzede derneklerinin bugüne dek yaptığı tüm çağrılara rağmen, fonda biriken paranın miktarını ve nereye harcandığını açıklamıyor.

D

Talep: Deprem nedeniyle toplanan iç ve dış yardımlar ile ek vergilerin miktarı ve nerelerde kullanıldığının açıklanması. Yanıt: “İlgili kuruluş olan Başbakanlık tarafından iç bağışlar ve deprem vergisi tutarı için bilgi verilmemiştir.” Talep: İmar affı çıkartanlar,yanlış yer seçimi ile planlama yapanlar, plan tadilatı yapanlar, malzeme çalanlar gibi tüm sorumluların yargılanması. Yanıt: “Başbakanlık’tan bu konuda yanıt alınamamıştır.” Talep: Bölgedeki orta hasarlı binaların yıkılması, sahiplerinin hak sahibi yapılması, az hasarlı binaların güçlendirilmesi, sahiplerine onarım ve güçlendirme kredisi sağlanması. Yanıt: “Orta hasarlı binalar için belediyelik yerlerde öngörülen 2 milyar TL yardımın artmasına olanak yok. Orta hasarlı binaların yıkımı ise milli servetin kaybına neden olacağından uygun görülmemiştir.”

Utanmaz IMF: “E¤itime ve sa¤l›¤a çok harc›yorsunuz” ■ IMF Türkiye temsilcisi Odd Brekk, “sağlığa ve eğitime çok para harcıyorsunuz, bu konuda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır” dedi. Brekk,Türkiye’de uyguladıkları programın, özel sektörün öncülüğünde büyümeyi sağlamak olduğunu, 2004 yılına kadar verecekleri 31 milyar dolarlık ek paranın, finans piyasalarında istikrarın oluşması için verileceğini söylerken, eğitim ve sağlık gibi harcamaların daha da kısılmasını istiyor! Yani, parayı işverenlere verip, halkın sağlığından ve eğitiminden kısın diyor!

MHP emekçi adaylar istemiyor ■ MHP’nin ön seçimlerine işçiler, kamu emekçiler ve gençler katılamıyor. IMF’ci MHP, kendi üyesi emekçi ve gençleri bile karar alma süreçlerinin dışında bırakıyor. Verdiği sözleri yutmaya alışan MHP, kontrolünden çıkmaya başlayan bu kesimleri artık baskı ve zorla kontrol edemeyince, dışlamaya çalışıyor.

✩Üniversite yurtlarına yine zam

Y

üzde 18’i yoksulluk sınırı altında yaşayan, ekonomisi geçtiğimiz sene %7.8 küçülen ve milyonlarca orta gelirlinin yoksullaştığı ve işsiz kaldığı Türkiye’de bir de parasız olması gereken yurtlara zam yapıldı. Halkın ortak birikimleri ile kurulan ve finanse edilen eğitim kurumlarını adım adım işletme organizasyonları haline getiren ve “parası olan okusun” diyen iktidar partileri, üniversite sisteminin ayrılmaz parçası olan yurtlara geçtiğimiz sene yaptığı %100 zammın üstüne şimdi de yaşanan yoksullaşmaya rağmen %25 zam daha yaptı.

Haberler

✔ Fındık üreticisi

IMF partilerine kızgın FINDIK toplama mevsimi geldi. ÖDP'nin ülke çapında tarımın çökertilmesine karşı başlattığı kampanya, Ordu'da fındık üreticileriyle birlikte örgütlendi. Temmuz ve ağustos ayları boyunca "IMF ve Dünya Bankası fındıktan elini çek, Alınterimize sahip çıkalım" başlığıyla yürütülen kampanyada bildiri, broşür ve afişlerle köylere ve ilçelere ziyaretler düzenlendi. Yeni Tarım Satış Kooperatifleri Yasası'nın Fiskobirlik’in idam fermanı olduğunu ve fındık üreticisinin avuç açmaya mahkum edileceğini söyleyen üreticiler, yasayı çıkaran IMF partilerine oy vermeyeceklerini belirtiyorlar.

✔ Omtaş direnişine ÖDP desteği sürüyor GEBZE Omtaş’tan atılan 70 işçi iki aydır direnişte. Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu fabrikanın el değiştirmesiyle işçi kıyımı yaşandı. Omtaş işvereni direnişteki işçileri sindirmek için, ülkücü olduğu bilinen kişileri kullanıyor. ÖDP Gebze ilçe örgütü, gerek direnişe destek çağrısı yaptığı bildirileri dağıtarak, gerekse düzenledikleri destek ziyaretleriyle ilk günden itibaren Omtaş işçilerinin yanında olmayı sürdürüyor.

✔ Grevdeki işçiler MHP’den istifa etti NİĞDE’DE 25 Temmuz’dan bu yana grevde olan 500 Ditaş işçisi 90 milyona çalışıyor. İşveren ise, özelleştirme yasasından yararlanarak hiç para vermeden fabrikayı ele geçiren Doğan Holding... ÖDP 10 Ağustos’ta grevdeki işçileri ziyaret ederek dayanışma içerisinde olduğunu belirtti. Hükümet üyesi partilere duyulan öfke sonucunda, MHP üyesi 170 işçi partilerinden istifa etti.

✔ Avanos’ta ÖDP gecesi coşkuluydu ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras Avanos’ta 2500 kişiyi aşkın katılımla,‘Başka bir Türkiye mümkün’ şenliğindeydi. Edip Akbayram’ın sanatçı olarak yer aldığı şenliğe Geçit Belediye Başkanı Kemal Irmak da katıldı. Uras yaptığı konuşmada, “Öfkeli çoğunluğun sesiyiz. Bu düzen değişecek” diyerek IMF politikalarına karşı ÖDP’nin toplumsal güçlerle birlikte mücadele edeceklerini anlattı. Ufuk Uras Avanos şenliğinden önce Kırşehir Kaman ilçe ve Kargın-Yenice belde örgütlerinin açılışını yaptı daha sonra Hacı Bektaş’ta halkla sohbet etti. ÖDP ad›na sahibi: Ufuk Uras, Sorumlu Yaz›iflleri Müdürü: Necdet Okcan Genel Merkez: Necatibey Cad. 23/11 S›hhiye Ankara. Tel: (0312) 231 72 32 Fax: (0312) 231 33 12 Bas›ld›¤› yer: Cumhuriyet Matb.

3


Meclis’in %30’u kadın olmalı! ÖDP’li kadınlar ‘Erkek Meclis’e savaş açtı. % 30 kotayı ilke edinen ÖDP, diğer partileri de kadın kotası uygulamaya davet ediyor! eclis’te kadın milletvekili oranı %1. Çünkü partilerin büyük bir kısmı kadınlar için çözüm üretmekten ve kadınların seçilmesini sağlayacak çabalardan kaçıyor. Oysa ‘kadınlar önemlidir’ diyorlar. ‘Kadın kutsaldır’ diyorlar. Ama kadınlar için hiç bir şey yapmıyorlar.Yoksulluğun, işsizliğin bütün yükünü çeken kadınlar, siyasette temsil edilemiyor. Çünkü bu partilerin çoğu “erkek” Meclis’e girmek için yarışırken kadınlara

M

temsil hakkı vermiyorlar. Nüfusun yarısı kadın! Evde, işte, tarlada çalışan tüm kadınların söz hakkı artık Meclis’e taşınmalı. Bunun içinse özel önlemler gerekli. Tüm eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için mücadele eden ÖDP, kadınların tüm parti kademelerinde en az %30 oranında yer almasını sağlayan tek partidir.Ve, 1999 seçimlerinde en fazla kadın aday (%41) gösteren parti olan ÖDP, 3 Kasım seçimleri için de aynı yaklaşımı uygulayacak.

Hepimiz için koş Süreyya! nadolu’nun bozkırlarından Avrupa’ya bir uzun koşu onunki... Binlerce yıllık erkek egemenliğine karşı açılmış bir bayrak; devletin ve bilcümlenin karanlık zihniyetine karşı şanlı bir direniş; aşkına ve kimliğine sahip çıkmanın ve her şeye rağmen kadın olmanın onuru ile kazanılmış bir büyük zafer! “Aslan kızımız” başlıklarına inat, dupduru bir su gibi koşuyor tüm kadınlar için...

A

‹flten ç›karmalara dikkat “Derviş’le aynı saflarda olamayız” Sami Evren’in, Derviş’in listesinde adının geçmesine tepkisi sert oldu! ESK Genel Başkanı olarak benim açımdan tek bir doğru bulunmaktadır. Başta kamu emekçileri olmak üzere tüm emek ve demokrasi güçlerinin birlikteliğinden yanayım. Emek örgütlerinin, emekçilerin çıkarlarıyla Sayın Derviş’in temsil ettiği güçlerin çıkarları çatışmaktadır. Çünkü Sayın Derviş IMF ve Dünya Bankası’nın Türkiye ayağını oluşturmak için ülkemize gelmiştir ve uluslararası sermayenin çıkarları doğrultusunda siyasi hayatı tanzim etmek için görevlendirilmiştir. Sayın Derviş liberalizmi, özelleştirmeleri savunmaktadır. Sayın Derviş’le aynı safta olduğumu ileri sürmek eşyanın tabiatına aykırıdır. Solun birlikteliği ve bir güç olarak bu kötü gidişata karşı çıkmanın ancak IMF politikalarını reddeden bir temelde olabileceğine inanıyorum”.

K

Toplu sözleşme görüşmeleri için Ankara’ya hep birlikte giden kamu çalışanları, IMF’nin zam yasağı nedeniyle %7’lik zam önerisi karşısında, eylemleri sürdürme kararı aldılar.

4

Meclis, işverenlerin baskısıyla İş Güvencesi Yasası’nı 2003 Mart’ına erteledi. Metal ve tekstilde 300 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme dönemi öncesi tehdit sopası sallanıyor! üm engellemelere rağmen İş Güvencesi Yasası çıktı.Ama çıktı da ne oldu? Meclis yasanın yürürlük tarihini 15 Mart 2003 olarak belirledi. Hükümet şunu demekte açıkça, “bu tarihe kadar işten atacaklarınızı atın.” Yasa bununla da kalsa iyi, haksız yere işten çıkarılmayı önlemek için işverenin yükümlü olduğu kıdem tazminatını da ortadan kaldırmakta. İşten çıkarıldıktan sonra alınan üç kuruş paraya bile göz dikilmiş. Ayrıca 10 kişiden daha az işçi çalıştıran işyerleri, deniz iş kolu ve 50’den az işçi çalıştıran tarım ve orman işletmeleri de yeni iş güvencesi kapsamında yok. Yani ekonomide hayli ağırlığa sahip küçük işletmeler yok sayılmakta. İşveren örgütlerinin “temizlik harekatı” için süre kazanması, özellikle metal ve tekstil işkollarında aralık ayına dek sürecek olan toplu iş sözleşmeleri dönemi için büyük tehlike arzediyor. 300 bin işçiyi kapsayan bu görüşmeler öncesinde, yasanın yürürlük tarihinin ertelenmiş olması, sendika yönetimlerinin “rızasıyla” yeni işten çıkarmaları gündeme getirecek.

T

Direniş ruhu sürüyor 800 işçi ve aileleri, Boğaz’ın talan edilişinin faturasını ödüyor. 120 yıllık fabrika zorla kapatıldı...

aşabahçe Beykoz fabrikası 17 günlük direnişe rağmen kapatıldı. 876 işçi ve ailesi Mersin, Kırıkkale, Eskişehir fabrikalarına gönderildi. Nakillerde işçilerin yaptıkları tercihler, takas talepleri ve zorunluluk halleri dikkate alınmadı. Evlerini taşımadan gidenler ve emekliliğini isteyenlerin sayısı 100’ü buldu. Karar on yıl önce verilmişti ve plan büyüktü. Paşabahçe fabrikasının ardından Deri-Kundura ve Tekel Fabrikaları gelecek;

P

Beykoz, işçilerden arındırılacak, sayfiye yeri olacak. Çiğdem Mahallesi’ndeki dört eve gönderilen yıkım kararı, planın uygulanmakta olduğunun göstergesi.İstanbul’un depreme en dayanıklı semtine bahçeli, müstakil, ucuz işçi evleri yerine, Boğaz’a nazır havuzlu villalar istiyorlar. Beykoz’lular ise,25 Ağustos Pazar günü yaptıkları açıklamada semtlerinin yağmalanmasına izin vermeyeceklerini açıkladılar. Evet, işçiler gitti ama Paşabahçe’de direniş ruhu sürüyor.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.