IMF’ye mahkum de¤iliz Bugün halk› yoksullaflt›ran,
dayan›flma HAFTALIK ÜCRETS‹Z EK
●
12 EK‹M 2002
●
ÖDP Genel Baflkan› Ufuk Uras
iflsizli¤i artt›ran partilerin tek vaatleri IMF program›na ba¤l› kalmak, yani borçlar› ödemek. Ama biz bu politikalara mahkum de¤iliz. Bizim tercihimiz ülkenin kaynaklar›n› halk›n ihtiyaçlar› do¤rultusunda kullanmak, tar›m› aya¤a kald›rmak, borç ekonomisi yerine üretim ekonomisine geçmektir. Hepinizi halk›n ihtiyaçlar›na göre oluflturaca¤›m›z “Eflitlikçi ve Özgürlükçü bir Türkiye”yi birlikte kurmaya ça¤›r›yoruz.
SAYI 18
Borç partilerine oy yok ! Dış borç stoku (milyar dolar)
65.6
79.8
50
3.149 799
194 1990
1991
1992
1993
1994
1995
orç sarmalı, Türkiye ekonomisini krize sürükledi. Gelir dağılımı adaletsizliğini arttırdı. İşsizliği büyüttü. Rantiye ekonomi117.5 sini, kumar ekonomisini geliştirdi. Üreten ekonomi aşındı, küçüldü, yatırım ya112 pılmaz oldu. 102.0 Ama artık bunun sonuna 120. 000 gelindi. ANAP, DYP, SP, AKP, DSP, CHP ve Derviş, MHP... Bunlara oy verecek 36.000 her yurttaş iki değil, on kere 23.000 düşünmeli. Bunlar borç alırken halka danışmadı. Bu borçları halk yararına kullanmadılar. Bu borçlar gayri meşru. Bu borçlar yolsuzluğu geliştirdi. Batırılıp, hortumlanan bankalar ile dış borçlar el ele gelişti. 1998 1999 2000 2001 Bu borçlarla iktidarlara siyasi
B
İç borç stoku (Trilyon TL)
1996
E t e k l e rd e n d ö k ü l e n t a ş l a r Mesut Yılmaz “Biz anadolu solcusuyuz dediler (CHP), sonra gidip IMF solcusu oldular. “ Recai Kutan “Bizim Dervişlerimiz kendi içimizden çıkar, dışarıdan getirmemize gerek yok” Deniz Baykal “ANAP’lılar, DYP’liler, MHP’liler gelin CHP’yi tek başına iktidar yapalım” Sümer Oral “Derviş muhalefete geçti, halkın öfkesinden kurtuldu.” Kemal Derviş “Neler vaat ediliyor hayret, KDV kalkacak, herkese arazi verilecek”
1997
arpalık sağlandı. Bu borçlarla yandaşlar beslendi, eş dost kayırıldı. Bu borçlarla karşılığı olmayan krediler açıldı. Devlet malı ve parası iç edildi. Bu borçlar için bütçenin büyük kısmı faiz ödemelerine tahsis edildi.Yani halktan toplanan vergiler faize ödendi. Bu borçlarla halk yoksullaştı, kamu yatırımları durdu. İşsizlik arttı. Bu borçlar nedeniyle eğitim, sağlık, sosyal güvenlik hizmetleri aksadı, yapılmamaya başladı. Bu borçlar nedeniyle tarımda büyük tahribat yaşandı. Borçları büyütenleri, ‘borç yiğidin kamçısıdır’ diyerek halkı kamçılayanları bu kez seçmeyelim.
Brezilya’da olan Türkiye’de olur mu Türkiye’de emekçiler, yoksullar kendine, güçlerine güvenmiyor. Oysa biraz cesaret yeter.
Brezilya’da seçim oldu. PT’nin, yani Emekçiler Partisi’nin uzun yıllardır adayı olan Lula, eski işçi, yüzde 47 oy aldı. Başkanlık seçiminin ikinci turunda büyük ihtimalle Brezilya’nın ilk solcu başkanı olacak. Hangi politikalarla? Lula ve PT, Topraksızlar Hareketi’nin desteğini aldı.Yani köylüler Lula’yı destekle-
di. IMF politikaları ile perişan olan, işsiz kalan, hakkını alamayan emekçi kitleler Lula’yı destekledi. Çünkü Lula, IMF’ye teslimiyete Brezilya halkının daha fazla tahammül edemeyeceğini söyledi. Bunun için yoksullar, emekçiler, işsizler, topraksızlar, emekliler PT ve Lula’yı destekledi.
Brezilya’da olan Türkiye’de neden olmuyor? Çünkü Türkiye’de emekçiler, yoksullar hala yanlış yerlerde çare arıyor.Ya patronlardan medet umuyorlar, ya sahtekarlardan ya da yalancı politikacılardan. Kendi gücüne güvenmiyor. Oysa biraz cesaret yeter. O zaman Brezilya’da olanTürkiye’de de olur.
Öfke Baykal’a m› kalm›fl Deniz Baykal, bir yandan Dervifl’i ekonominin bafl›na getirerece¤ini aç›klay›p, seçimden sonra IMF program›n› uygulayaca¤› sözünü veriyor. Öte yandan halk›n öfkesini CHP’nin hayk›raca¤›n› ilan ediyor. Baykal yan›l›yor! Öfkemizin sebebi olanlar öfkemizi umuda çeviremezler.
ÖFKEN‹N SES‹ SORU: Türkiye’nin borçlar› ödenebilir mi ?
“Yok kardeş
ödenmez, Türkiye’de insanlar kazandıkları paraları üreAli Gölp›nar time yatırmı(iflçi ) yorlar. O yüzden de borçlandıkça batıyoruz.
“Böyle gi-
derse çok zor. Senelerdir her gelen hükümet IMF ile antGülbahar Ünlü laşma yapıp (fiair) ekonomiyi batırıyor. Sonra da utanmadan gelip oy istiyor.
“Çok ümitli
değilim. çünkü hükümetler halk için çalışmıyor. Bir avuç fiahin Duhan zenginin da(Arflivci) ha zenginleşmesi için çalışıyorlar. Bu politikacılarla olmaz.
HP Genel Başkanı Deniz Baykal Ankara’da CHP’nin adaylarını tanıttığı toplantıda, halkın öfkesiyle adeta dalga geçti. Baykal burada yaptığı konuşmada, “Yaşananlar kabullenilemez.Yumuşak olmanın zamanı var. Şimdi öfke zamanıdır “ dedi. Sizin iktidarınızı da gördük biz Sayın Baykal! 1994 krizinden sonra DYP-CHP koalisyonu, mevduatları kamu güvencesine alarak bugün halkın parasının hortumlanmasının önü açarken öfkeniz neredeydi? “Ekonomik kurtuluş savaşını kendi öz gücümüzle gerçekleştireceğiz” diyorsunuz. İyi de Sayın Baykal, nasıl? Bildirgenizde borçları ödemeye devam edeceğinizi açıklayan siz değil misiniz? Sizin ekonomiden so-
C
rumlu bakan adayınız Amerika’dan ithal Kemal Derviş değil mi? Yani yaşadığımız, işsizliğin, yoksulluğun, uyguladığı programla sorumlusu olan ‘eski’ ekonomiden sorumlu devlet bakanımız! Siz kendi gücümüze güvenelim diyorsunuz, O ise
İMF’ye ve Dünya Bankası’na. Evet, şimdi öfke zamanı. Sosyal liberal sentezcilere, halkçılık lafının ardında IMF’cilik yapanlara, kendi partisinde bile demokratik olmayıp bir anda ‘en demokrat, en solcu’ kesilenlere öfke duyma zamanı.
Utanmaz Uzan em Uzan fakirlerin babası olabilir mi? Bu soru Uzan grubunu tanıyan ve bilenler için anlamsız, hatta saçma olabilir. Ama Cem Uzan konsermitinglerini dolduranlar belli ki bu soruya olumlu cevap verenlerdir. O nedenle Uzan ailesini ve yıllardır yaptıklarını hatırlatmak gerekiyor. Son 10 yılda Türkiye’deki büyük çaplı yolsuzluk iddialarının arkasında olan bir aileden söz ediyoruz. Çukurova Elektrik bu alandaki kilit firmalardan biridir. Üstelik bu aile uluslararası alanda Motorola’ya büyük bir borç takarak gündeme gelmiştir. Dolayısıyla yolsuzluk dosyaları ve iddiaları
C
açısından baktığımızda, kabarık bir sicille karşılaşıyoruz. Konu özelleştirilen işyerlerinden atılan işçiler mevzuuna dayandığında da yine bu ailenin işçi çıkarma rekorları kırdığını biliyoruz. Yani işini bilir bir aileden söz ediyoruz. Son yılların büyük
borsa spekülasyonlarından söz edildiğinde yine Uzan ailesinin adının sık sık anıldığını hatırlamamak mümkün değil. Elindeki televizyon kanallarında, radyolarda çeşitli insanlar hakkında teşhir kampanyaları yürütenler de aynı ailedendir: Uzanlar. Bu kişi yoksulların, fakir fukaranın babası değil, para babalarının babasıdır.
Mış, Miş Yapanlar...
“Seçim sonrasında AK Parti ile koalisyon yapmam” diyen Çiller, 1994 seçimlerinden önce ‘PKK’dan daha tehlikeli’ dediği Erbakan’la, seçim sonrasında hükümet kurmuştu.
“Kendi hesabını veremeyenlere devletin hesabını vermeyin” diyen Baykal, 3 Kasım’dan sonra ekonominin başına IMF adına hesap tutan, halkı açlığa mahkum eden Derviş’i getirmeyi planlıyor...
Yuh olsun..! Tayyip Erdo¤an hortumcular ile bulufltu. Her konuflmas›nda “Hortumcular›n yakas›na yap›flaca¤›z” diyen Erdo¤an, daha iktidara gelmeden halk› soyanlarla pazarl›k masas›na oturdu. KP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Bozhöyük’de, batık üç bankanın sahipleri ile ahlaksız bir buluşmayı gerçekleştirdi. Batan (hortumlanan) Toprakbank, Kentbank ve Pamukbank’ın sahipleri ile Erdoğan’ın ne konuştuğu bilinmiyor. Ankara siyasetinin kirli yüzü bir kez daha ortaya çıktı. Bankaları batıranların, halkın parasını hortumlayanların yakasına yapışmak
A
yerine onlarla pazarlık yapmak, onlardan destek almak siyasi ahlakın hangi düzeyde olduğunu gösteriyor. Evet, biz şimdiye kadar halka umut vaat edip, sö-
zünden dönen çok siyasetçi gördük. Fakat ‘ezilenlerin sesi olacağım’ diye meydanlarda haykırıp, kürsüden iner inmez halkı soyanlarla pazarlığa oturacak kadarını az gördük. Halkın 20 milyar doları aşan parasının üzerine oturanlarla pazarlık yapanların bu memlekete verebileceği hiçbir şey olamaz. Türkiye’nin öncelikle Tayyip gibi halkın güvenini istismar eden ikiyüzlülerden kurtulmaya ihtiyacı vardır.
Savafla hay›r! BD bütün dünyayı karşısına alarak, Irak’ı işgale hazırlanıyor. ‘Ben ne dersem o !’ mantığıyla hareket eden ABD, bu işgal çabasını mütteffiklerine dahi kabul ettiremiyor. 11 Eylül şoku içerisinde, Afganistan’ın işgali karşısında fazla ses çıkaramayan dünya halkları ise bu sefer susmuyor. Son bir ayda dünyanın çeşitli ülkelerinde savaş karşıtı gösteriler düzenlendi. Geçtiğimiz hafta ABD ve İngiltere’de onbinlerce kişi ‘Savaşa hayır!’ dedi. Türkiye Irak’a müdahaleden en çok zarar görecek
A
HA BER LER
✔ ÖDP Vezirköprü’ de miting yaptı. ÖDP, 7 Ekim Pazartesi günü Samsun’un Vezirköprü ilçesinde, Karadeniz Bölgesi’ndeki seçim çalışmaları kapsamında, yaklaşık bin kişinin katıldığı bir miting yaptı. ÖDP Başkanı Ufuk Uras, yaptığı konuşmada, “Halkı sefalete sürükleyen borç politikalarında imzası olanların oy istemeye yüzü olmadığını” belirtti. Uras, din istismarcılarına kanılmaması gerektiğini belirterek “Tayyip, camiden çıkıp mercedes’le gidiyor, sizler yaya gidiyorsunuz. Bu eşitsizlik giderilecek” dedi. Uras, mitingden sonra esnafla sohbet etti.
✔ Dayanışma
Mersin’de büyüyor 6 Ekim 2002 Pazar Günü Mersin’de, milletvekili adaylarının tanıtıldığı bir halk şenliği düzenlendi. Gecede İl Başkanı Abdurrahman Yıldız, yaptığı konuşmada: “Özgürlük ve Dayanışma Partisi olarak, ülkemizi baştan aşağı şenlik alanına çevireceğiz... Öfkemiz ÖDP’de umut olacak, hortumcuların, IMF’cilerin, çetecilerin tarlalarına su taşıyan yatak değiştirilecek, sular artık işçilerin, emekçilerin, köylülerin, işsizlerin tarlalarını yeşertecek” dedi. Geniş bir katılımın olduğu şenlik oldukça coşkulu geçti. Mersin’deki seçim çalışmaları mahallelere doğru yaygınlaşarak sürüyor.
✔
Adana ÖDP ‘Savaşa hayır’ dedi. 5 Ekim 2002, Cumartesi günü Adana İl Örgütü, il binası önünde Irak savaşı üzerine bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında “Körfez’de savaş istemiyoruz. Bu savaşın asıl nedeni, ABD’nin Körfez ve Ortadoğu petrolleri ve doğalgazı üzerinde mutlak hakimiyet sağlamak hedefidir. Ülkemizi yönetenler ABD’nin emperyalist emellerine alet olmaktan vazgeçmelidir” denildi.
✔ Geçtiğimiz hafta İngiltere’de onbinlerce kişi savaşa hayır dedi
ülkedir. Buna rağmen siyasetçiler, “durun bakalım, ne olacak” havasındalar. Oysa savaşın pazarlığı olmaz,Türkiye halkı bu haksız işgale göz yumamaz. Kan üzerinden siyasi kazanç elde etmek isteyen
partilere 3 Kasım’da iktidar fırsatı vermeyelim. Petrol için kan döken ABD ve İngiltere emperyalizmine boyun eğenleri desteklemeyelim. ABD’nin paralı askeri olmayalım.
ÖDP artık Meriç’te de var
8 Ekim 2002 Salı günü Edirne’de Meriç İlçe’nin açılışı yapıldı. Halkın yoğun ilgisi ve katılımının olduğu açılışta Genel Başkan Yardımcısı Atilla Aytemur, Seçim Bildirgesi ve Irak savaşı üzerine konuştu. “ÖDP kayıtsız şartsız savaşa karşıdır” dedi. PM üyesi Ayşenur Talayman ise kadınların siyasette dışlanmaları üzerine bir konuşma yaparak, kadınları ÖDP’de siyaset yapmaya çağırdı.
ÖDP ad›na sahibi: Ufuk Uras, Sorumlu Yaz›iflleri Müdürü: Necdet Okcan Genel Merkez: Necatibey Cad. 23/11 S›hhiye Ankara. Tel: (0312) 231 72 32 Fax: (0312) 231 33 12 Bas›ld›¤› yer: Ça¤dafl Matb.
Herkese sosyal güvenlik Kadınlar için değil ve paras›z sa¤l›k kadınlarla birlikte
✭ ÖDP NE DİYOR?
Ülkemizde milyonlarca insan sa¤l›k güvencesine sahip de¤il. Sahip olanlara ise kalitesiz sa¤l›k hizmeti sunuluyor. ÖDP, bugün özellefltirme tehdidi alt›ndaki kamu sa¤l›k harcamalar›n› artt›rarak, sa¤l›k hizmetlerini iyilefltirecektir.
7
Ülkemizde her bin bebekten 43’ü ölüyor. Befl yafl alt› ölüm oran› yüzbinde 130. Kifli bafl›na düflen sa¤l›k harcamas› 108 dolar. Almanya’da 3000, Fransa’da 2500 dolar. Sa¤l›¤a, genel bütçeden %2.26 gibi dünya ortalamas›n›n çok alt›nda pay ayr›lmaktad›r.
ÖDP sosyal güvenlik ve sağlık için ne yapacak Sosyal güvenlik kurumları tek çatı alkında birleştirilecek, çalışanları ve emeklileri diken üstünde tutan sisteme son verilecek. En düşük emekli maaşı, en az yeniden belirlenecek asgari ücret (net 500 milyon TL) kadar olacak. Tek bir sosyal güvenlik kartı ile renk renk kart uygulaması kaldırılacak, herkesin kamusal sağlık hizmetlerinden parasız ve eşit bir şekilde yararlanması
güvence altına alınacak. Sağlık alanındaki kâr amaçlı özel kuruluşlar kamusal yarar esasına göre çalışacak şekilde yeniden düzenlenecek. Koruyucu sağlık hizmetleri herkesin en kolay ulaşabileceği biçimde ve yerde verilecek. Sağlık yatırımları yerel ihtiyaçlar ve talepler gözönüne alınarak hızlandırılacak. Donanımlı sağlık ocakları yapımına öncelik verilecek.
DP farklı bir parti. Kadınları kadın kollarına hapsetmiyor. Parti içinde kadınların ayrı örgütlenmesini ve kendi kararlarını kendilerinin belirlemesini güvence altına alıyor. Parti içindeki tüm organlarda ve milletvekili adaylıklarında en az %30 kadın kotası uyguluyor.Toplantılarda kadınlara öncelikli söz hakkı ve kadın üyelere erkek üyelerden %30 fazla konuşma hakkı tanıyor. Parti üyesi erkeklerin, parti üyesi olan-olmayan kadınlara yönelik şiddet uygulaması halini yaptırıma bağlıyor ve disiplin cezası uyguluyor. ÖDP, kadınlara vaatte bulunmuyor. Çünkü ezilen cinsin muhalefetini ancak kendisinin gerçekleştirebileceğini biliyor. Milletvekili adaylarını önseçimle belirleyen ÖDP listelerinde 162 kadın aday yer alıyor. Yazarlar, gazeteciler, avukatlar, dişhekimlerinden ev kadınlarına, öğretmenlere kadar farklı meslek, eğitim ve yaş gruplarından kadınların yer aldığı ÖDP listelerinde 1. sırada 22, 2. sırada 24 ve 3. sırada 24 kadın milletvekili adayı yer alıyor. Çünkü ÖDP, kadınlar adına siyaset yapmak değil, kadınlarla birlikte siyasetin çehresini değiştirmek istiyor. Oy’umuzu ÖDP’ye verelim. Siyasetin çehresini değiştirelim!
Ö
YÖK kalkacak polis gidecek 12 Eylül yasaklar› devam ediyor. En çok da üniversitelerde... Üniversitelerdeki bask›c› zihniyetin uygulay›c›s› YÖK hala ayakta. kim ayı üniversitelerin dert ayı.Yeni öğretim dönemi de yine eski öğretim sorunlarıyla başladı. Her yıl olduğu gibi yine değişen sınav sistemi, yurt ve kayıt sorunları, harçlara yapılan %35’lik zamlar, soruşturmalar sorunlar listesinin sadece bir kısmı. Üniversitelerin açılışında bu yıl da “olaylı açılış töreni geleneği” bozulmadı. Daha ilk günden açılış şenliklerine polis damgasını vurdu. İstanbul Üniversitesi’nin açılış töreninde Rektör Alemdaroğlu’nun konuşmasını protesto
E
eden bir öğrenci yaka paça gözaltına alındı. Protesto için döviz açan öğrencilerse salonda sivil polislerce dövüldü. Olayın arkasından açıklama yapan İstanbul Emniyet Müdürü; müdahalenin gerekli olduğunu, üniversite yönetiminin isteği üzerine yapıldığını söyledi ve “Belki biraz abartmış olabiliriz” dedi. Ankara’da da Cebeci Kampüsü’nde Gençlik İnisiyatifi’nin düzenlediği açılış şenliğine polis müdahale etti. “IMF’siz bir Türkiye,YÖK’süz bir üniversite istiyoruz!” pankartını indirdi.
Üniversiteler bu karanlık kafaların işgali altındayken, özgür ve demokratik bir Türkiye’nin kurulması kuşkusuz mümkün değil. Bu yüzden üniversiteler ÖDP için önceliklidir. Özerk ve demokratik üniversitenin kurulması yolunda adımlar atılmalıdır. Bunun için, YÖK kaldırılmalı, öğrenciler ve üniversite çalışanları yönetime katılmalı, Üniversitelere mali ve idari özerklik tanınmalıdır.