Öfkeniz ÖDP’de bar›fl olsun Türkiye’yi borç bata¤›na sürükleyenler, flimdi de savafl bata¤›na sürüklüyorlar. Baykallar, Tayyipler savafla karfl› tutum alm›yorlar. Oysa savafl halk›m›za daha fazla iflsizlik ve yoksulluk getirecek.
dayan›flma HAFTALIK ÜCRETS‹Z EK
●
19 EK‹M 2002
●
SAYI 20
Bütün dünya biliyor ki, savafla karar verenler savaflmaz. Gençler, yoksul halk çocuklar› ölür. Oldu bitti pefline tak›lmayal›m. Savafl haz›rl›klar›na ve savafla seyirci kalmayal›m. Bar›flta kararl› olal›m. ‹ncirlik’i kulland›rmayal›m.
Amerikan askeri olmayaca¤›z ABD, petrol için fütursuzca sald›r›yor. Türki- “ABD’yi destekliyoruz” diyebiliyor. Bu savafl ye’deki politikac›lar ise “maalesef savafla sü- partilerine mahkum de¤iliz. Sand›kta IMF seçrükleniyoruz, binlerce gencimiz ölecek” veya meni, savaflta ABD askeri olmayal›m.
T
ÖDP, 13 Ekim Pazar günü, Ufuk Uras’ın katılımıyla Taksim’de yaptığı basın açıklamasıyla ‘Savaşa Hayır’ dedi. Açıklamadan sonra ÖDP’liler barış zinciri oluşturdular.
E t e k l e rd e n d ö k ü l e n t a ş l a r Bülent Ecevit “Savaş istemiyoruz ama maalesef pek çok gencimiz ölecek”. Kemal Derviş “Başbakan adayım İsmail Cem idi.” Yaşar Nuri Öztürk “Baykal, Anadolu’nun yağız delikanlısı, alpereni,Türkmeni’dir.” Tansu Çiller “Beş yıldır bu ananızı ağlatmaya kalktılar. Ama işte dimdik ayaktayım.” Masum Türker “Bu savaştan (Irak) daha yoksul çıkmayız.”
ürkiye’yi borç batağına sürüklemiş olanlar şimdi de ülkeyi savaşa sürüklüyor. Bir kez daha petrol için kan dökme hazırlığı sürüyor. ABD ve İngiltere, masumlara yönelecek bir saldırıya hazırlanıyor. Bu gelişmelerin Türkiye’ye yaraması mümkün değil.Asla ekonomik ve siyasal kazanç elde edilemeyecektir. Enflasyon, yoksulluk, işsizlik daha da artacaktır. Irak Savaşı yeni kriz demektir. Türkiye, geçmiş Körfez Savaşı’nın ağır ekonomik ve siyasal derslerini unutamaz. Türkiye, Irak’a askeri müdahalenin gerçekleştirildiği
1991 yılında 9 milyar dolarlık ekonomik kayba uğradı. Türkiye’nin 12 yılık birikimli kaybı 44.8 milyar dolar olarak hesaplandı. Alternatif maliyetleriyle birlikte bugüne kadarki toplam kayıp 100 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. CHP ve AKP susuyor. ANAP, DYP, MHP vd. ise ABD’yi destekliyor. Savaş politikalarını destekleyenlere, hayırhah tutum alanlara verilecek her oy, gençlerin ölüme gönderilmesi demektir. Türkiye, bölgenin barış odağı olmalıdır, savaş yaratıcısı değil.
ÖDP’ye oy verelim, çünkü... Seçim meydanlar›nda estirilen yalan rüzgarlar›na, siyasi sahtekârl›¤a karfl› güçlü bir ses olal›m.
Bugün Türkiye'deki partilerin hepsi birbirinin kopyası haline geldi. Politik alan işlevsizleşti. Çünkü halk politikadan dışlandı. Sol bir seçenek bu siyasal sistemin kendisine alternatif geliştirmelidir. Bunun için siyaset demokratikleşmeli; halkın politikayla ilişkisi göstermelik, 3-5 yılda bir oy verilen anlamsız bir oyun olmaktan çıkmalıdır.
Halk siyasete katılmalı, söz ve karar sahibi olmalıdır. Bu zor bir kavgadır. Uzun bir mücadeledir. Bu kavgada kısa yoldan ve zahmetsizce kazanmak yoktur. Bu yolda zafer, dişle tırnakla kazınarak, onurla mücadele edilerek kazanılacaktır. Seçimler bu mücadelenin küçük bir parçasıdır. ÖDP, bu devrimci anlayışın onurlu
ve temiz yüreğidir. Bu mücadelede ulaşabileceğimiz her insan, uğrayabileceğimiz her köy ve mahalle, kazanacağımız her yürek bize bu onurlu kavgada bin kat daha güç verecektir. Özgürlük içinde, onurla, insanca yaşanabilecek bir Türkiye umudunu bir kat daha yeşertecektir. Yalnızca bunun için bile önümüzdeki tek seçenek, sol seçenek ÖDP’dir!
ABD’nin sad›k bekçisi: MHP MHP, y›llard›r kendi halk›na en çok zarar veren partilerden ön ayak olmufltur. MHP, bugün yabanc› ve özel sermayenin biridir. Halk›n gelenek ve yaflam tarz›n›n savunusu görün- yeni ihtiyaçlar› do¤rultusunda ülke kaynaklar›n› ve gençtüsü alt›nda, halka zarar veren politikalar›n uygulanmas›na lerini ABD ve iflbirlikçilerinin hizmetine sunuyor.
ÖFKEN‹N SES‹ SORU: Başbakan, ‘savaşın en iyisini biz yaparız’ diyor. Siz ne diyorsunuz?
“Ben bir anneyim. Gençler ölmesin. Barış içinde yaşayalım. Girsel Berke Savaş (Muhasebeci) çığlıkları atanların insanlıklarından şüphe duyuyorum.” “Savaş hem acı hem de açlık ve yoksulluk getirir. Baştakiler savaşı bahane edip, iyice Fatofl Aydo¤an tepemize (Ev kad›n›) binecekler. Savaş istemiyoruz.” “Evet bir savaş olmalı, ama bu savaş Irak’a karşı değil, bence ABD’ye karşı Cem Mansuro¤lu olmalı. Kendi ülkesinden (Ö¤renci) binlerce kilometre ötesini işgal etmeye bence hiç bir devletin hakkı yok.“
M
HP yine ABD’nin çıkarlarına hizmet ediyor.Türkiye tarihinde sık sık tekrarlanan bir olgu vardır. En fazla “milliyetçiyim” diye böbürlenenler, emperyalizme en fazla hizmet edenler olmuşlardır. 12 Eylül öncesinde solcular, demokratlar öldürülürken, ABD’nin Soğuk Savaş politikalarına hizmet ediliyordu. Bugün ise IMF’ye karşı yürütülen sahte muhalefet ile ülkenin kaynaklarının sömürülmesine ve uluslararası bankalara ve tekellere peşkeş çekilmesine hizmet ediliyor. Bahçeli, ne dedikleriyle ne de yaptıklarıyla IMF’ye karşı. IMF’nin istediği yasaların hepsinin altında imzası var. Ayrıca, son 3 sene içindeki bütün IMF anlaşmalarının altında ve niyet mektuplarında da imzası var. IMF ise bugün öncelikli olarak ABD’nin ve çok uluslu sermayenin
dünyadaki ekonomik hakimiyetini korumayı ve sürdürmeyi öncelik olarak benimseyen bir kurumdur. MHP, “köylüden, fakirden yanayım” diyor. Ama borç politikalarının uygulanmasına sadık bekçilik yapıyor.Tarımın tahrip edilmesine, küçük ve orta üreticinin tasfiye edilmesine, Türkiye’nin tarım ürünleri ithalatına tamamen açılmasına ön ayak oluyor.
Çiller ve Mesut Yılmaz’dan sonra Bahçeli de “Kuzey Irak‘ta milli menfaatlerimizi koruruz” diyor. Yine ABD’nin petrol çıkarları savunuluyor. Sanki kendileri savaşacaklarmış gibi rahat konuşuyorlar. Irak’a 1991 müdahalesinin Türkiye’nin ekonomik gerileyişinin başlangıcı olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin bu savaşa girmesi bir tek ABD’ye yarar sağlar.Türkiye’ye değil.
Tayyip nereden kofluyor
T
ayyip Erdoğan siyaset sahnesinde, suya sabuna dokunmadan iktidara gelme çabasında. Konuşmaları bunu gösteriyor. İl il dolaşan AKP Genel Başkanı, merkez sağdaki herhangi bir partiden farklı hiç bir politikaya sahip değil. Siyasal programı aynı; IMF’ci, özelleştirmeci, tarımın tasfiyesinden yana... Üstelik de hakkında açılmış birçok dosya ve dava bulunuyor.
Yoksuldan yana olmasına gösterdiği tek gerekçe ise Kasımpaşalı olması! Dış politikada ise ABD ile çelişmemek için sessiz kalıyor. Irak müdahalesi gündemde iken sesini çıkarmıyor. Kısacası, karşımızda tutarlı duruşu olmayan bir siyaset yapma biçimi var. Bunun sonu ne olur? Rantını alır, etrafını memnun eder, sonra da sırasını savar, gider. AKP’nin denediklerimizden farkı yok.
Mış, Miş Yapanlar... “ABD’deki mallarımı Türkiye’ye getirmekten vazgeçtim” demiş Çiller. İki sene önce de “ABD’deki mallarımı Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacağım” demişti. Demirel’in mirasçısı işte. Dün dündür, bugün bugündür felsefesi...
“IMF’ye kızmak icra memurunu dövmek gibidir” diyen Deniz Baykal, daha bir kaç ay önce yayınladıkları ekonomi raporunda ekonomiyi IMF’ye teslim etmeyeceklerini deklare etmişti.Ama şimdi işler değişti, Derviş geldi, IMF dost oldu.
IMF memurundan solcu olmaz...
S
eçim süreci ile birlikte bir sol tartışması başladı. Derviş’ten İsmail Cem’e kadar bir çok isim bir dolu kavram ortaya attı. Bazıları sosyal demokrat olduğunu, bazıları ise sosyal liberal sentezci olduğunu iddia etti. Solcu olmak adeta moda oldu. Fakat bunlardan hiç biri bizim bildiğimiz sol değerleri savunmuyor.Hiçbiri dayanışma ve eşitlikten söz etmiyor. Hiçbiri kamusal yatırımların arttırılmasını savunmuyor. Hiçbiri sendikal hakların artmasından, evrensel ölçüte getirilmesinden bahsetmiyor. Kamu emekçilerinin grevli sendika hakkına değinmiyor. Yoksulların yurttaşlık hakla-
ğini söyleyip duruyor. Üstelik IMF ile hazırladığı ve son olarak imzaladığı niyet mektubunda da kamu işçilerinin üçte ikisinin işten çıkarılacağı taahhüdünü vermişti. Bizim bildiğimiz sol, halkın ihtiyaçlarını gözetir. Emekçinin haklarını ön plana alır. Bunlar ise ‘Önce insan diye’ slogan atıp, sermayenin çıkarlarını öne alıyorlar. IMF’cilerden solcu olmaz. Bunlar halkın değil, bir avuç ulusal ve uluslararası rantiyenin sesi olmayı benimsirını sözkonusu etmiyor. Hatta İsmail Cem, kamu yorlar. Emekçi ve yoksul emekçilerine grevli-toplu halk umurlarında değil. sözleşmeli sendika hakkı 3 Kasım’da bu anlayışları için destekten bile kaçın- desteklemeyelim. Daha fazla mıştı. Derviş ise sürekli ka- bizleri kandırmalarına izin mudan işçi atılması gerekti- vermeyelim.
ÖDP Genel Baflkan› Ufuk Uras YSK’n›n DEHAP karar›n› de¤erlendirdi:
“DEHAP karar› bizi sevindirdi” DP Genel Baflkan› Ufuk Uras, yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda YSK’n›n DEHAP hakk›nda verdi¤i karar› de¤erlendirdi: “Yüksek Seçim Kurulu’nun gere¤inden uzun süren bir araflt›rma sonucunda DEHAP’›n seçime kat›lmas› yönündeki karar› demokrasi güçlerini ve ÖDP’yi sevindirmifltir. Bu ayn› zamanda Türkiye’de demokratikleflme aç›s›ndan da verilmifl önemli bir iflaret olmufltur.
Ö
Türkiye’nin önündeki en önemli hedeflerden bir tanesi Diyarbak›r ve güneydo¤u halk› ile bar›flmak ve eflit koflullarda birlikte yaflamakt›r. Bunu bozacak her ad›m Türkiye’nin iç bar›fl›n› zedeler; özgür ve demokratik bir ülke ve toplum olma özlemini yaralar. YSK’n›n bunun sorumlulu¤unu duyarak oybirli¤i ile karar vermesi seçim ortam›n›n bar›flç› bir flekilde sürmesini sa¤lam›flt›r.”
HA BER LER
✔ Ankara’da savaşa karşı eylem ÖDP Ankara İl Örgütü, 10 Ekim 2002 Perşembe günü, ABD Büyükelçiliği önünde savaşa karşı basın açıklaması yaptı. İl ve ilçe yöneticileri ve milletvekili adaylarının katıldığı açıklamada İl Başkanı Nilgün Aklar; ABD’nin 11 Eylül saldırısından sonra iyice saldırganlaştığını anlatarak, ‘ABD askeri müdahaleden besleniyor’ dedi. Ortadoğu’da savaşla halkların iyice yoksullaştığını, tek çözümün de halkların kardeşliği olduğunu anlatan Aklar, “Irak’a askeri bir müdahalenin katılımcısı ve destekçisi olmayacağız. Halkımızı da savaş partilerine oy vermemeye çağırıyoruz.” dedi.
✔ Balıkesir’de ÖDP rüzgarı esti Balıkesir’de seçim çalışmaları yoğun olarak sürdürülüyor. Zeytin üreticileriyle yapılan kurultaydan sonra köylerde kurultayın sonuçları üzerinden örgütlenme çalışmaları devam ediyor. 12 Ekim 2002 günü Ufuk Uras, önce Altınoluk’ta semt pazarını ziyaret ederek esnafla sohbet etti. Daha sonra ise Edremit Cumhuriyet Meydanı’nda Balıkesir İl Örgütü’nün düzenlediği mitinge katıldı. Ufuk Uras mitingde yaptığı konuşmada “IMF partilerinin tercihi halkı yoksullaştıran, işsizliği artıran politikaları devam ettirmektir. Bizim tercihimizse ülkenin kaynaklarını halkın ihtiyaçları doğrultusunda kullanarak üretimi artırmak ve tarımı ayağa kaldırmaktır. Bu düzen değişmelidir. Hepinizi ‘Eşit ve Özgür Bir Türkiye’yi yeniden kurmaya çağırıyorum” dedi.
✔
Burdur ve Antalya’da ÖDP 12 Ekim Cumartesi günü Burdur’da Fakir Baykurt’un ölüm yıldönümünde etkinlikler düzenlendi. Baykurt’un annesinin isminin verildiği kütüphane açıldı. 13 Ekim Pazar günü ise Antalya ÖDP, savaşa karşı bir basın açıklaması yaptı.Burada konuşan PM üyesi Yıldırım Kaya: “Türkiye’de savaş karşıtlarının ABD ve İngiltere’deki gibi dayanışma içerisinde olması gerektiğini” belirterek, “ÖDP’nin barıştan yana bir dünya ve Türkiye talebini” dile getirdi.
ÖDP ad›na sahibi: Ufuk Uras, Sorumlu Yaz›iflleri Müdürü: Necdet Okcan Genel Merkez: Necatibey Cad. 23/11 S›hhiye Ankara. Tel: (0312) 231 72 32 Fax: (0312) 231 33 12 Bas›ld›¤› yer: Ça¤dafl Matb.
✭ ÖDP NE DİYOR?
9
Emeklilere borçluyuz...
Ü
lkemizde insan hayatının çok büyük kısmı yoğun ve çileli bir çalışma yaşamı ile geçiyor. Vatandaşlarımızın büyük kısmı çok küçük yaşlarda çalışmaya başlıyor ve zor şartlarda emekliliğe hak kazanıyor. Çoğu çalışma süresinin ilk döneminde SSK’lı bile olamıyor, çünkü kayıtdışı çalıştırılıyor. SSK’lı olanlar ise emekliliği geldiğinde bu ülkenin gelişmesi için verdiği emeklerin karşılığını alamıyor. Ve asıl dert bundan sonra başlıyor. Banka kuyrukları, kötü sağlık koşulları, olmayan sosyal tesisler... Üstelik maaşların yetersizliğinden dolayı yeniden iş aramak zorunda kalmak da işin cabası. ÖDP, bunlara son verelim,
emeklilere hak ettikleri yaşam düzeyini sağlayalım diyor: Sigortalı olsun olmasın, yaşlı ve emeklilerin tamamı yeterli sağlık hizmeti alacak. En düşük emekli maaşı, en az, yeniden belirlenecek asgari ücret (en az 500 milyon TL) tutarında olacak. Toplu sözleşme hakkı olan Emekliler Sendikası için yasal düzenleme yapılacak.
Ekonomik, sosyal ve kültürel alanda emeklilerin yaşamını kolaylaştıracak önlemler alınacak. Toplumsal yaşamda emeklilerin katkılarından yararlanabilecek düzenlemeler ve kurumlaşmalar yaratılacak. Kısacası, toplum emeklilere olan borcunu ödeyecek ve onların insanca yaşamasını sağlayacak.
Kadınlar Savaş İstemiyor! Savafllar›n en büyük bedelini kad›nlar ödüyor. Çünkü savafl ve militarizm gündelik hayat›n her alan›nda kad›nlara yönelik fliddeti besliyor. Çünkü savafl ayn› zamanda kad›nlar› anne ve efl kimliklerine mahkum ediyor. Savafllarda, kad›nlara yönelik sistemli fliddet ve tecavüz moral üstünlük sa¤lay›c› bir özellik olarak görülüyor. Bu haliyle de fliddet ve tecavüz s›cak savafllar›n kaç›n›lmaz sonucu oluyor. Savafla harcanan para, ücretlerde düflüfl anlam›na geliyor; bu da kad›nlar›n ev içi yükünü artt›r›yor. Savafl, öldürme, fliddet, sindirme, cinsel fliddet, göç ve ayn› zamanda yoksulluk anlam›na geliyor. Yani daha çok d›fl borç, daha çok açl›k ve iflsizlik... Biz kad›nlar istemedi¤imiz bir savaflta ölmek, fliddete u¤ramak, yak›nlar›m›z› kaybetmek ve daha fazla bedel ödemek istemiyoruz. Çocuklar›m›z›n savaflta ölmesine ve kardefllerini öldürmesine izin vermeyece¤iz. Savafl 盤›rtkanl›¤› yapan partilere, bu savafllardan ç›kar› olanlar›n borazanl›¤›n› yapanlara verecek oyumuz yok. Bar›fl için, insanca bir yaflam ve güvenli bir gelecek için oy’umuz ÖDP’ye. Çünkü ÖDP, terör ve savafl tehlikesi bahanesiyle insan hak ve özgürlüklerinin çi¤nenmesine karfl› tav›r al›yor. Savafla karfl› bar›fl için, ölüme karfl› yaflam için oy’umuz ÖDP’ye !
KESK’in taleplerini destekliyoruz ÖDP, ilan edilen KESK taleplerini destekliyor ve culuk maskesi takm›fl IMF partileri taraf›ndan bunlar›n gerçekleflmesi için mücadele ediyor. çözülemez. ÖDP, emekçilere ve emekten yana Emekçilerin y›llard›r birikmifl olan sorunlar› sol- olan herkese kendisine oy verme ça¤r›s› yap›yor.
K
ESK, kamu emekçilerini; eşit, adil, demokratik, özgürlükçü ve insanca bir düzen için bir dizi talebi kabul eden siyasi partileri desteklemeye çağırdı. Açıklamada “IMF programını esas alan, yasaklarla Türkiye’yi yönetmek isteyen, yoksulluk, işsizlik ve sefalet politika-
larını savunan, savaştan yana olan kesimlerin çözüm olamayacağı çok açık. Çözüm emekçilerin, ezilenlerin, işsizlerin, köylülerin, kısaca geniş halk kesimlerinin emekten, demokrasiden, barıştan yana mücadelesini güçlendirmekte. Eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye kurulmalıdır” dendi. Bildirgenin bazı talepleri şöyle: Anayasa ve yasalar toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla evrensel hukuk ilkelerini, insan haklarını temel alan içerikte yeniden hazırlanmalıdır. Kamu emekçilerine siyaset yasağı kalkmalıdır. Çok kimlikli, çok kültürlü toplumsal model güvence altına alınmalıdır. Asgari ücret yoksulluk sınırı dikkate alınarak belirlenmeli ve vergi dışı bırakılmalıdır.
Zorunlu tasarruf ve konut fonlarında biriken kesintiler, ana para ve nemaları ile birlikte reel kayıpları karşılanarak hak sahiplerine ödenmelidir. Toplu sözleşme ve grev hakkı önündeki engeller kaldırılmalıdır. Tüm çalışanların sendikalaşma, toplu sözleşme, grev hakları güvence altına alınmalı, ILO’ya uygun hale getirilmelidir. Haftalık çalışma süresi 35 saate indirilmeli, iş güvenliği sağlanmalı, işsizlik sigortası yaygınlaşmalı, kapsamı genişletilmelidir. Kamuda her iktidar değişikliğinde yaşanan siyasal kadrolaşmaya son verilmeli, sendikal hak ihlalleri durdurulmalı; baskı, sürgün ve cezalandırma politikalarından vazgeçilmelidir. Kayıtdışı ekonomi denetim altına alınmalı, ücretsiz, herkesi kapsayan sosyal güvenlik sistemi kurulmalı, sigortasız işçi çalıştırmaya yaptırımlar getirilmelidir. Çalışanların yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşayacak bir ücret almaları sağlanmalıdır. Çalışma yaşamında kadınlara yönelik her türlü cinsiyet ayrımı içeren düzenleme ve uygulamalara son verilmeli, kadınlara yönelik uluslararası sözleşmeler imzalanmalı ve uygulanmalıdır.