Halk¦ n sesi 112

Page 1

SAYFA

2

‘Evet’çi medya yalana sar›ld› ‹ktidar yanl›s› bas›n, yalan ve manipülasyonla halk›n referandum tercihini yönlendirmeye çal›fl›yor

SAYFA

11

Dörtyol’da neler yafland›? Kürtlere yönelik kitlesel sald›r›lar›n canl› tan›¤› gazeteci Murat Altunöz anlat›yor

SAYFA

13

Gözyafllar›ndaki tarih ‹ktidarlar halk› yönetmek için pek çok yönteme baflvurdu. A¤lamak da bunlardan biriydi

SAY

16

Y›l 5 • Say› 112

AKP’nin yalanına, sermayenin talanına k

Halkın ‘Hayır’ı V

Emek ve halk örgütleri AKP’nin yalanlar›na kanm›yor, yeni bir sermaye sald›r›s› ile karfl› karfl›ya oldu¤unu biliyor

Anayasa de¤iflikli¤i kamu yarar› ilkesini yok ediyor, grev ve örgütlenme hakk›n› engelliyor, 12 Eylül ruhunu koruyor

AKP’nin oyununa g yen sendikalar, halk gütleri ve sol partil egemenlerin de¤il h ç›karlar› için ‘hay›r’

Çel-Mer iflçisi Kerbela’da direniyor ■ Sendikal› olduklar› için iflten at›lan Çel-Mer iflçileri, 2 A¤ustos’ta iflyerlerini iflgal etti. Polis, Birleflik Metal-‹fl üyesi iflçilerin su almas›n› engelliyor. ➜ S. 8

Türkiye’yi kara günler bekliyor ■ 20 milyon kiflinin elektri¤ini veren 4 da¤›t›m flirketi özellefltiriliyor. Halk› yüksek faturalar ve kötü hizmet ➜ S. 9 bekliyor.

HAYIR! Kad›nlara gerçek bir devrim gerek ■ Kad›nlar›n var olan hak ve

■ Kad›n devrimi görmek isti-

Sadece HAYIR’› örgütleme yeter mi? Yetmez. Halk›n d dan ç›kar›na düzenlemeler yap›lmal›d›r... YOL YAZISI ➜


2 Halk›n Sesi

Kenar Notlar› Kifli kendinden bilir ifli

A

KP, 12 Eylül “anayasa de€iflikli€i referandumunu” darbelerle hesaplaflma günü ilan etti. ‹slamc›faflist hareketten devflirilip liberallerle tahkim edilmifl AKP kadrolar›, “darbelere ve faflizme karfl› demokrasi” yanl›lar›n› “Evet” cephesinde birleflmeye ça€›r›yorlar. Ça€r›lar›na bak›l›rsa, darbe ve faflizm ma€durlar›na “büyük hesaplaflma f›rsat›” için alt›n tepside bir imkân sunuluyor. “Devletin karanl›k tarihi”yle giriflilen bu kutsal hesaplaflman›n d›fl›nda kalanlar›n, bu geç ele geçirilmifl kahramanl›k f›rsat›n› teptikleri gibi, “Hay›r” cephesi içinde kalarak, kaç›n›lmaz olarak darbenin ve faflizmin savunuculu€una düflece€ini propaganda ediyorlar… Otuz sene sonra “demokrasi kahramanl›€›”na giriflen yeni iktidar kadrosu ve ‹slamc› liberal propaganda korosunun samimiyeti sorgulan›rken, genellikle, onlar›n “kahramanl›€›”, ifl iflten geçtikten sonra yap›yor olmalar› elefltirilir. Bu elefltiride küçük bir hakl›l›k pay› olmakla birlikte as›l sorun göz ard› edilir; daha do€rusu, kirli propagandayla gizlenir. As›l sorun fludur: “Özel AKP kadrosu”, Türkiye’nin karanl›k tarihinden devflirilmifltir; onun öznesi ve suç orta€›d›r. Bir özne ve suç orta€› olarak temel misyonu, iflçi sn›f›n›n ve halk›n demokrasi mücadelesinin bast›r›lmas›na, darbelere ve faflizme hizmet etmektir. Örne€in. Cemil Çiçek, Melih Gökçek, Ali Müfit Gürtuna, Hüseyin Gülerce, Aykut Edibali, Yavuz Aslan, Ahmet Taflgetiren, Mehmet Alt›nsoy gibi Milli Mücadele Birli€i’nden yetiflen kadrolar otuz senedir Türkiye’nin siyasetini biçimlendiriyor. 1970’lerde Türkçü-‹slamc› gençlerin sokak militanl›€›n› örgütleyen bu kadrolar, son otuz y›ld›r sa€ partilerde memleketi yönetiyorlar. Ama olay yaln›zca bunlarla bitmiyor. Bu isimlerin yan›na, Hiram Abas ve Mehmet Eymür gibi mitçileri, Fethullah Gülen ve Necmettin Erbakan gibi ‹slamc›lar›, Abdulkadir Aksu ve Saffet Ar›kan Bedük gibi emniyet bürokratlar›n›, Alpaslan Türkefl ve Muhsin Yaz›c›o€lu gibi faflist parti yöneticilerini, Demirel ve Özal gibi sa€ parti yöneticilerini, Kemal Yamak ve Teoman Koman gibi kontrgerillac›lar›, Tayyip Erdo€an ve Beflir Atalay gibi liberal ‹slamc› parti yöneticilerini koydu€unuzda Türkiye’nin darbe ve faflizm potansiyeli ortaya ç›kar. Elli y›ld›r Türkiye’de devletin ve toplumun idare edilmesinde siyasal, ekonomik, kürtürel ve ideolojik gericili€in sistematik olarak örgütlenmesi iflte bu kadrolar›n seferberli€i sonucu ortaya ç›km›flt›r. Son zamanlarda “demokrasi kahramanl›€›”n›n sözcülü€ünü üstlenen Cemil Çiçek’in gerici karanl›k ba€lant›lar›, onun söylemindeki ›rkç›l›€›, maçolu€u, küfürbazl›€› gayet net bir flekilde aç›kl›yor. Cemil Çiçek’le Mehmet Eymür’ün iliflkisinin Milli Mücadele Birli€i döneminden bafllad›€› söyleniyor. Cemil Çiçek, 3 y›l önce Mustafa Karaalio€lu ile yapt›€› röportajda, "Nitekim, 68 flartlar›nda o so€uk savafl döneminde devletin yak›n ilgisi ve bilgisi dahilinde çal›flma yapan kurulufllar oldu€u anlafl›l›yor bunlar›n. Ben orada belli bir süre bulundum” diyor. Devam›n› fiamil Tayyar’dan okuyal›m: “Dönemin Jandarma Genel Komutan› Kemalettin Eken Pafla vuruldu€unda da harekete mensup gençlerin a€lad›€›n› anlatan Küçükköy (hareketin kurucular›ndan biri), flöyle devam ediyor: ‘Nitekim bir grup üniversiteli genç arkadafl›mla birlikte ben de paflam›z› GATA'da ziyaret etmifltim. Onlarca defa 'Ordu-millet elele' mitingi düzenledik.’ Küçükköy, hareketin "derin devletle" iliflkisine dair iddialara ise kitab›nda flu yan›t› veriyor:

‘Evet’çi medya yalana HAKAN DEM‹R

ktidar bas›n›n› takip eden herkesin görebilece€i üzere, referandumdan “evet” çoktan ç›kt› bile, hem de yüzde yüze varan oranlarda. AKP bas›n›n›n haberlerinden, 12 Eylül’de solculardan liberallere, ülkücülerden dinci kesimlere kadar herkes “evet” oyu verecek, sadece hay›r ça€r›s› yapan liderler evet oyu atmayacak sonucu ç›k›yor. fiimdilerde anayasa de€iflikli€ine “evet” diyece€ini söyleyen ne kadar insan varsa Star, Yeni fiafak, Zaman, Sabah, Taraf vb. yay›n organlar›nda görülüyor. Ayr›ca bu kesim o kadar ileri gidebiliyor ki, “hay›r” oyu verecek herkesi “terörist” ilan edeni bile var. ‹T‹NAYLA “EVET”Ç‹ BULUNUR AKP yanl›s› bas›n›n “evet” ça€r›s›n› güçlendirmek için en s›k kulland›€› araç röportaj yöntemi. Röportajlarla “Asl›nda akl› bafl›nda herkes evet diyecek” havas› yaymaya çal›flan iktidar bas›n›, kap›s›n› evet oyu verece€ini söyleyen herkese aç›yor. Röportajlarda göze çarpan fley ise söylefli tekni€i. Röportaj› yapan gazeteci, sorular› öyle bir yönlendiriyor ki, karfl› taraf›n a€z›ndan “Referandumda ben de evet diyorum” sözü al›nmadan söylefli sona ermiyor. Star Gazetesi’nin 25 Temmuz’da yay›mlad›€› Zeynep Tanbay röportaj›ndaki bir soruya bakal›m;

“28 y›ld›r pek çok hükümet kuruldu, sol partiler de iktidar oldu ve 1982 darbe anayasas›na suya sabuna dokunmayan maddeler d›fl›nda neden kimse dokunmad›?” Gazeteci bu soruyla “kimse yapamad› AKP yap›yor, darbeyle hesaplafl›l›yor, 82 anayasas› çöpe

‹ktidar forsuyla gazetecilik yapanlar yalan ve manipü yonla halk› yönlendirmeye çal›flsa da, bu çabalar haya gerçekleriyle bafl edemiyor. Hayat, medyay› tekzip ed

gidecek, askeri vesayet kalkacak” iddias›n› önkabul olarak al›yor. Böylece sorularla almaya çal›flt›€› cevaplar› Zeynep Tanbay’dan almakta zorlanm›yor. Ama yetinmiyor tabi gazeteci “evet” cevab› almakla. S›rada AKP’nin referandum kampanyas›nda en önem verdi€i konulardan birisi var: “referandumda evet demek için AKP’li olman›n gerekmedi€ini halka anlatmak”. Bunun için de flu soru geliyor; “Siz evet oyu kullan›nca AK Partili mi olmufl olacaks›n›z?” Cevap malum, Zeynep Tanbay evet oyu vermek için AKP’li olmaya gerek olmad›€›n› söylüyor. “Evet” oyu verilmesi yönündeki propaganda yeterli görüldükten sonra ise bir darbe de

SABAH Gazetesi, fieyho Karakoç’un ‘HAYIR’›n› ‘EVET’e çevirdi

“boykot” ça€r›s› yapanlara vurulmak isteniyor. Onun için de AKP sözcülerinin sürekli kulland›€› bir cümlenin sonuna bir olumsuzluk bir soru eki koymak yetiyor; “BDP boykot karar›yla kiflilerin özgür iradelerini ipotek alt›na alm›fl olmuyor mu?” Henüz referandumda “hay›r” diyece€ini aç›klayan ç›kmad› bu gazetelerde. Asl›nda Sabah gazetesinde ç›km›flt›, ama Sabah gazetecilik eti€ini bir kenara b›rak›p ‘hay›r’› ‘evet’e çevirmekte de zorlanmad›. Sabah, 30 y›ld›r askeri faflist darbeyi protesto etmek için tepeden t›rna€a siyah giyinen 72 yafl›ndaki Malatyal› fieyho Karakoç ile görüfltü. Yan›nda beyaz bir gömlek getiren Sabah muhabiri, fieyho Karakoç’un net bir ifadeyle “hay›r” oyu verece€ini aç›klamas›na ra€men haberi de€ifltirdi ve fieyho day›n›n oyunu “evet”e çevirdi. Sabah muhabiri daha Malatya’ya gitmeden önce haz›rlad›€› anlafl›lan bafll›€› da haberde kulland›: “13 Eylül’de ilk kez beyaz giyecek”. Karakoç ise daha sonra Birgün gazetesine sözlerinin çarp›t›ld›€›n› belirterek, Sabah’a dava açaca€›n› söyledi. DARBEC‹LER‹N YAPTIKLARI fi‹MD‹ AKILLARINA GELD‹ AKP referandum kampanyas›n›n ana hatt›n› “12 Eylül darbesiyle hesaplaflmak” üzerinden kurunca, kendisine ba€l› medya da buna paralel haberler yap›yor. Bu temay› en iyi biçimde destek-

lemek için kulland›klar de askeri faflist darbeni uygulad›€› solcu darbe ma€durlar›na evet dedi Taraf gazetesinden Ne röportajlar›n› genelde b eksende sürdürürken, S “12 Eylül’ün y›kt›€› hay dizisiyle ayn› söylemi k As›l ilginç olan ise anti yay›n çizgisini günümüz sürdüren Yeni fiafak ga bir anda 12 Eylül ma€d hat›rlayarak “evet”çi ar Yeni fiafak en son Dev davas› san›klar›ndan Su Baysal’a “evet” dedirtti gazetesi ise daha çok d etkilenen ülkücü faflistl dedirtme misyonunu ü gibi görünüyor. fiU EVET DEMEYENLE B‹R TANISANIZ ‹ktidar medyas›n›n “Ev güçlendirmek için kulla di€er taktik de, “evet d lerin ne kadar kötü old evet diyeceklerin ne ka olduklar›n›” halka ispa çal›flmak. AKP yanl›s› g hangi akl› bafl›nda insa konuflsalar “evet” oyu v söylüyor, bu da yetmiyo bak›n sokakta vatandafl lar yine herkesten “eve ç›k›yor. Tek bir “hay›r” “boykot” yok. Taraf ga Cihan Aktafl, Erzincan da€lar›ndaki çobanlarla görüflmüfl, hepsi de “ev Yarat›lmaya çal›fl›lan ç ayd›na, sa€c›dan solcuy

Sözleflmeli kadrolu fark etmez KPSS iflsiz ö€retmenler ordusuna yeni


GÜNDEM 6 A¤ustos 2010 / 19 Agustos 2010

Emek ve halk örgütleri ‘hay›r’ diyor Toplumsal muhalefet, AKP’nin yalanlar›na kanm›yor. ‹lerici muhalefet güçleri referandumda 12 Eylül anayasas› ile AKP’nin anayasas› aras›nda bir tercihle de€il yeni bir sermaye sald›r›s› ile karfl› karfl›ya olduklar›n›n fark›nda. D‹SK, TMMOB, Türk-‹fl ve KESK’e ba€l› birçok sendika, Halkevleri, ÖDP, TKP, EMEP, Sosyalist Parti ve TB‹P “Hay›r!” diyecek

lerici muhalefet güçleri, referanduma sunulacak olan yeni anayasan›n demokratikleflme iddias›n›n bir yalan oldu€unu, bu yalan›n alt›nda iktidar›n elini sa€lamlafltrma çabas› ile birlikte eme€e yönelik yeni bir sald›r› program› oldu€unu belirtiyor. AKP’nin anayasas› grev hakk›n› gasp ediyor, yarg›n›n kamu yarar›n› gözeten kararlar vermesini engelliyor, halk›n insanca yaflam ve demokrasi özlemlerini hiçe say›yor. D‹SK ve TMMOB ‘Hay›r’ kampanyas› yürütmeye bafllarken, Türk-‹fl’e ve KESK’e ba€l› birçok sendika da grev ve toplu sözleflme konusunda de€ifliklik yap›lan maddelerle birlikte grev hakk›n›n önündeki engellerin ço€ald›€›, darbe anayasas›n›n özünde de€ifliklik yap›lmad›€› gerekçesiyle oylar›n› ‘Hay›r’ olarak kullanacaklar›n› aç›klad›. Anayasa de€iflikli€i grev yasaklar›n› ço€altman›n yan› s›ra birden çok sendikaya üyelik gibi maddelerle örgütlenme hakk›n› anlams›zlaflt›r›yor ve hükümet güdümlü sendikalar› teflvik ediyor. De€ifliklik paketi ayr›ca Ekonomik Sosyal Konsey gibi hükümet, sermaye ve emek örgütlerinin yanyana kararlara vard›€›, sendikalar› sermayeyle uzlaflmaya zorlayan yönetiflim mekanizmalar›n› Anayasa’ya dahil etti€i için de elefltiriliyor. SERMAYE TALANINA HAYIR Halk› ‘hay›r’ demeye ça€›ran Halkevleri, emek ve hak mücadelesi verenlerin bu Anayasa de€iflikli€ine neden ‘Hay›r’ denilmesi gerekti€ini çok iyi bildi€ini belirterek, AKP’nin idari yarg›da “yerindelik denetimi”ni

AKP’N‹N YALANINA HAYIR Türk-‹fl genel bir görüfl aç›klamazken, Türk-‹fl’e ba€l› 12 sendika “Emekçiye hay›r diyene biz de hay›r diyece€iz” slogan›yla tavr›n› aç›klad›. Petrol-‹fl, Bas›n-‹fl, Hava-‹fl, Tümtis, Kristal-‹fl, Belediye-‹fl, Tekg›da-‹fl, Türkiye Gazeteciler Sendikas›, A€aç-‹fl, Deri-‹fl, TezKoop-‹fl sendikalar› ortak bir ça€r› yapt›. Sendikalar›n tavr›n›n nedenleri; emekliler, iflsizler gibi emekçi kesimlerin sendikalaflmas›na olanak sa€layacak de€ifliklik yap›lmamas›, metnin iddia edilenin aksine sendika ve grevli toplu sözleflme hakk›ndan yoksun olmas›. Sendikalara göre de€ifliklikle, iflçi haklar›n› budamak için Kamu Hakem Kurulu uygulamas› getiriliyor. Ayr›ca anayasaya lokavt hükmü konuluyor.

ortadan kald›rma amac›na dikkat çekti. Halkevleri Genel Baflkan› ‹lknur Birol’un referandum tavr›n› ilan etti€i aç›klamas›nda bu konuya ayr›nt›lar›yla de€inildi. ‘Yerindelik denetimi’ hakk›n›n ortadan kalkmas› ile idari yarg›n›n kamu yarar› do€rultusunda aç›lan davalarda zamlar› iptal etmesi, özellefltirmeleri ve do€a ya€mas›n› durdurmas› art›k mümkün olmayacak. Böylece sermaye talan› önündeki yasal k›r›nt›lar da ortadan kalkm›fl olacak.

ihtiyaçlar›na hizmet etti€ini vurgulad›. Çelebi, yeni anayasa için haz›rlad›klar› ve hükümetle paylaflt›klar› raporlar›n›n da dikkate al›nmad›€›n› söyledi. D‹SK, ‘Hay›r’ karar›n› flöyle gerekçelendirdi: “12 Eylül Anayasas›’nda yürütmenin yarg› üzerindeki etkinli€inin fazlayken yeni metin bunu daha fazla art›r›yor. Genel grev ve dayan›flma grevi hakk› getirilmiyor, mutlak grev yasa€› getiriliyor.”

GREV YASA⁄INA HAYIR D‹SK ad›na aç›klama yapan Genel Baflkan Süleyman Çelebi, anayasa metnin AKP’nin siyasi

12 EYLÜL’E HAYIR TMMOB Maden Mühendisleri Odas› referandumda ‘Hay›r’ taraf›nda oldu€unu belirterek

AKP iktidar›n›n hiçbir 12 Eylül kurumunu ortadan kald›rmad›€›n›, AKP’nin 12 Eylül kurumlar›n› ele geçirme çabas›n› 12 Eylül’le hesaplaflmak olarak göstermeye çal›flt›€›n› vurgulad›. Referanduma sunulan metinde siyasi partiler yasas›, seçim barajlar›, örgütlenme özgürlü€ü, demokrasinin gelifltirilmesi gibi hayati sorunlara yer verilmedi€ine dikkat çeken maden mühendisleri, ihtiyaç duyulan anayasan›n eflitlikçi, özgürlükçü, paras›z e€itim, sa€l›k, güvenceli çal›flma ve insanca yaflam hakk›n›n, her kültür ve kimli€in özgürce ifade edilmesinin güvence alt›na al›nd›€› bir anayasa oldu€unu söyledi.

2 DEFA HAYIR KESK’e ba€l› sendikalardan ESM, E€itim-Sen, SES, Tüm-BelSen ve BES’in pek çok flubesi de oylar›n› ‘Hay›r’dan yana kullanacaklar›n› aç›klad›. ‹zmir fiubeler Platformu’nun yapt›€› aç›klamada flöyle dendi: “‹ktidar, toplu sözleflme hakk› veriyor görüntüsünün ard›nda, toplu sözleflme ve grev hakk›n› ortadan kald›rmay› hedefliyor. Kazan›lm›fl bir hak olan toplu sözleflme ve grev hakk›n› referanduma götürmenin amac› nedir?” Sosyalist muhalefetin örgütlerinin a€›rl›kl› bir bölümü de referandumda ‘hay›r’ diyenler aras›nda. ÖDP, TKP, EMEP, Sosyalist Parti ve TB‹P de halk› AKP’nin Anayasa de€iflikli€ine ‘hay›r’ demeye ça€›r›yor.

L m r ayd yon hal zor hem gaz seli diy Nur dem düfl söz get dik satç ile çizg bel Çak hes yap bel ade ver üye gru “Ha Edi oyu

Sadece HAYIR’› örgütlemek yeter m

A

ktüel gündem ayn›; referandum. Ve 12 Eylül’e kadar, hatta 12 Eylül’den sonra da gündemde kalmaya devam edecek. Ancak bu süreçte k›sa molalar›n da verilmesi kaç›n›lmaz oluyor. Erdo€an, YAfi’ta yaratt›€› “kriz” nedeniyle; K›l›çdaro€lu da Gürsel Tekin-Önder Sav krizi nedeniyle referandum kampanyalar›na ara vermek zorunda kald›lar. Erdo€an’da cisimleflen AKP, bir taraftan referandum sürecinde birden çok rakiple “kavga” ederken; di€er yandan da ordu ile “kavga” ç›karmakla meflgul. Bu kez ilginç olan, ordudaki yeni kademelerin belirlenmesinde yarg›n›n do€rudan bir araç olarak kullan›lmas›. K›saca özetleyelim: 7 Temmuz’da Balyoz davas›ndan

iliflkin emeklilik, terfi ve atama krizi henüz çözülmemiflti.) Çünkü I€s›z ve di€erlerinin terfilerinin engellenmesi Koflaner’in kendi ekibini kurmas›na karfl› yap›lan bir operasyon. Baflbu€, Genelkurmay Baflkan› oldu€unda “Yahudilerin a€lama duvar›nda” çekilen foto€raflar› servis edilmiflti, bu seferki taktik farkl›; yeni ekibin gücünü toptan zay›flatmak. Erdo€an’›n referandum kampanyas›na ara vermesine de€ecek nitelikte. (Ayr›ca tüm bunlar›n ABD’den ba€›ms›z geliflti€ini de düflünmek, safdillik olurdu. Benzer bir terfi sürecine müdahale 1977’de yaflanm›fl ve müdahale ile birlikte Kenan Evren’e Genelkurmay Baflkan› olma yolu aç›lm›flt›.) K›l›çdaro€lu’nun molas›na neden olan “bulunmaz Hint kumafl›” Gürsel

ca€›m diyerek kendisine yönelebileceklere korku salarak; “toplu sözleflmede son karar› uzlaflt›rma kurulu verecek” diyerek hükümeti masumlaflt›rmaya çal›flarak; kendi sendikalar›n› güçlendirerek, s›n›f hareketini denetim alt›na alarak; emek örgütlerini kendi “suçuna” ortak etti€i Ekonomik Sosyal Konsey’i anayasal güvenceye kavuflturarak; kiflisel verilerin sözde korunmas› ad›na kendilerinin dokunulmazl›€›n› sa€layarak AKP gücünü pekifltirmeye çal›fl›yor. Tart›fl›lamayacak bir baflka gerçek ise bu de€iflikliklerle, halk›n yürütme üzerindeki gücünün artmayaca€›. Bu de€ifliklikler, seramayenin ve onun iktidar› olan AKP’nin ihtiyaçlar› için yap›l›yor; halk›n gerçek sorunlar›n› çözmek ve ç›kar›n› gelifltirmek için

tafl›ma ücretlerini belirlemek ve YÖK’ün meslek lisesi ve imam hatiplerle ilgili katsay› tercihine müdahale etmek akla ilk gelenler. ‘Hiçbir surette yerindelik denetimi yap›lamaz’ düzenlemesiyle yüksek yarg›ya s›n›rlar› hat›rlat›l›yor.” Erdo€an’›n medyas›nda bu kadar saftirik olmayanlar da var elbette; Star gazetesi gibi. Hay›r korkusunun pani€ini yaflayan Star, tazminat ödemeyi göze al›p, “Hay›r dedi€i” için Halkevleri’ni bile terör örgütü s›n›f›na sokma aptall›€›n› göstermifl. Karfl›m›zda bir de CHP’nin HAYIR’› var. CHP yöneticileri hala “o iki maddeyi (HSYK ve Anayasa Mahkemesi’ni düzenleyen) ç›kars›nlar, biz di€erlerini destekliyoruz” türünden aç›klamalar yap›yorlar. Bu durumu cahillikle, maddeleri oku-

‹l Baflkanl›€›’ndan. CHP Diyarbak Örgütü’nün haz›rlad›€› ve Genel Merkez’e gönderdi€i “Kürt Sorun Çözüme Dönük Yol Haritas›” bafl rapor, Genel Merkez taraf›ndan h yan›tland›: “Bizi ba€lamaz, il örgütünün flahsi çal›flmas›.” En büyük grubunu BDP’nin oluflturdu€u bir de Boykotçular cephesi var. Bat›’da ona en uzak duran solcu bile BDP’nin izledi€i siyaseti anlamaya çal›fl›yor, empa kurmak için kendini zorluyor. (Asl›nda siyasetin öznesi olmaya çal›flan devrimciler için bu garip b durum.) BDP’nin referandumdak tutumu da ilk bafllarda bu alg›yla de€erlendirilmeye çal›fl›ld› ve bölg özgü bir tutum olaca€› ve saflaflm yaratarak bir sonuç gösterece€i i de olumlu de€erlendirmelere ma


4 Halk›n Sesi

Aç›l›m nas›l olur, nas›l olmaz

"A

ç›l›m"›n u€rad›€› baflar›s›zl›k, süreci "Habur'a geri döndürmedi", ‹negöl ve Dörtyol'a tafl›d›. Bir zamanlar "Türk Solu" gibi uç-›rkç› gruplar›n dile getirdi€i "etnik ar›nd›rma" alternatifi Ertu€rul Özkök'ün köfle yaz›lar›yla popüler tart›flma gündemine tafl›nd›. Ertu€rul Özkök Hürriyet'teki köflesinde “Birlikte yaflamak zorunda m›y›z?” bafll›€›n› att›. Bu noktaya nas›l ve neden gelinmifl olursa olsun; sürecin bugünkü geliflme do€rultusu ne tip tehditler içerirse içersin, AKP'nin oldu€u söylenen bu baflar›s›z aç›l›m, Kürt sorununu çözüme yaklaflt›racak bir “aç›l›m”›n nas›l olabilece€i ve nas›l olamayaca€›n› anlamam›z konusunda derslerle dolu bir deneyim oldu. AKP'nin “Aç›l›m”›n›n içinin bofl oldu€u; yeterli “haz›rl›k” yap›lmadan, alel acele gündeme getirildi€i; söylemde kalan, “sözde” bir aç›l›m oldu€u, Kürt sorununda bir aç›l›m isteyen veya istemeyen “AKP aç›l›m› elefltirileri”nin ortak noktas›. Ferda “Aç›l›m”›n sözcük anlam›ndan Koç da anlafl›laca€› gibi, AKP'nin ferdakoc@ vaadetti€i, t›kanm›fl, y›k›c› bir k›s›r hotmail.com döngüye dönüflmüfl olan Kürt Sorunu'nu çözüm yoluna sokacak bir bak›fl ve yöntem de€iflikli€ini gerçeklefltirmekti. Erdo€an ve “Aç›l›m”›n devlet kanad›ndaki di€er sözcüleri, yaflanmakta olan “t›kanm›fll›€›n”, “çözümsüzlü€ün”, bugüne dek uygulanan devlet politikalar›na hakim faflizan zihniyetten kaynakland›€›n› ileri sürdüler. Kendilerinin bu zihniyetin zincirlerini k›rarak, çözüm sürecinin önünü açacak bir tart›flma ve reform düzlemini infla edeceklerini iddia ediyorlard›. Önce “savafl ortam›/atmosferi” da€›t›l›p “bar›fla yolculuk iklimi” oluflturulacak; bu olumlu ortam içerisinde de, Kürt sorunu bir “kültürel kimlik” sorunu olarak ve TC s›n›rlar› içinde çözülecekti. Birinci amaca ulaflmak için sars›c› ilk hamle, silah b›rakm›fl PKK gruplar›n›n Türkiye'ye serbestçe giriflinin sa€lanmas› olarak tasarland›. Ancak bu bafllang›ç hamlesinin, savafl› himaye eden toplumsal iklimi ›l›ml›laflt›rmaya yetmeyece€i görüldü. “PKK'nin silahs›zland›r›lmas›”n›n “savafl›n bitirilmesi”nin zorunlu ilk ad›m› olaca€›n› düflünenler yan›ld›lar. Bu noktada iki önemli engel ortaya ç›kt›: fiehit ailelerinin “silahs›z çözüm” sürecine kazan›lmas›ndaki güçlük bunlardan birincisiydi. ‹kincisi ise “silah b›rakan gerilla”n›n politik ve toplumsal yaflama eflit ve özgür yurttafllar olarak kat›l›m› sürecinin “normallefltirilememesi” idi. Böylece savafl atmosferinin da€›t›labilmesi ve bir “bar›fla yolculuk iklimi”nin oluflturulabilmesinin önemli bir koflulunun “savafl›n yaralar›n›n zaferle sar›lmayaca€›n›n” tüm taraflar aç›s›ndan anlafl›l›r ve sindirilebilir hale getirilmesi oldu€unu ö€renmifl olduk. “Akan kan› durdurmak” ile “kan› dökülenin yaras›n› sarmak” aras›ndaki yak›n iliflki, “Türk cephesi”nde, flehit ailelerinin “Çocuklar›m›z bofluna m› öldü?”, sakat kalan askerlerin “Ben bu kolu-baca€› bofluna m› verdim” sorular›yla ortaya konuldu. fiehit aileleri ve sakat kalan askerlerin daha fazla duyulan bu “isyanlar›”n›n öte taraf›ndaki di€er “isyan dinami€i” ise gündeme dahi gelmedi. Oysa “içi bofl aç›l›m” karfl›s›ndaki bu isyan dinami€i de daha az önemli de€ildi. Ölen, sakat kalan, iflkencehanelerde, hapishanelerde çürütülen Kürt gençlerinin ailelerinin, köyleri, mezralar› yak›lan, sürgün edilen Kürtlerin “gerillan›n serbestçe silah b›rakabilmesi”nden ve “kültürel haklar”dan ibaret bir “uzlaflma”ya r›za göstermeyece€i; “pardon”un onlar› hiç tatmin etmeyece€i, aç›l›m sürecinde ve sonras›ndaki geliflmeler içinde hissedilen bir baflka gerçekti. Onlar için de en az birinciler kadar gerçek bir “bofluna m›” sorusunun gündeme gelece€inin kestirilmesi gerekir. Bu nedenle, Kandil-Mahmur Bar›fl Grubu'nun karfl›lanmas›ndaki coflkunun yaln›zca “çocuklar›m›z art›k ölmeyecek” sevinciyle izah edilmesi ve “masumlaflt›r›lmas›” do€ru de€il. Elbette bu savafl›n ac›lar›n› çok daha a€›r bir biçimde yaflam›fl olan Kürtlerin de savafl›n sona ermesini sindirebilmeleri için bir “zafere” ihtiyaçlar› var. Karfl›lamalar›n “zafer havas›nda” yaflanmas›nda, “dönüfl”ün bir zafer olarak alg›lanmak istenmesinin de önemli bir pay› bulunuyordu. Bir savafl›n nihai amac›na ulaflt›r›lamayaca€› kabul edildi€inde, daha önce bu amaçla izah edilen kay›plara iliflkin sorumluluklar›n ortaya ç›kar›lmas›n›n

fiiddetle perdelenen aç›l›m ba

AKP, aç›l›m politikas›n›n iflas›n› Kürtlere yönelik sald›r›lar› art›rarak gizlemeye iki taraf›n emekçi halk kesimlerinin kardeflleflmesini hedefleyen ortak mücadele

A

manos Da€lar›’yla Toroslar, kuzeyden güneye uzanarak Asi Nehri'nin Akdeniz'e döküldü€ü Samanda€ deltas›nda sona erer. Bitti€i yerde, Suriye s›n›r›nda gösteriflli Kelda€ vard›r. S›rada€lar›n büyük k›sm› Hatay'dad›r, Amik Ovas› ile Akdeniz'i birbirinden ay›r›r. S›rada€lar›n en yüksek noktas› Hatay'›n Hassa ilçesindeki M›€›r Tepesi olarak adland›r›l›r.

‘BU AMANOSLARI TEM‹ZLEY‹N D‹YORUM’ ‹çiflleri Bakan› Beflir Atalay, ''Çevre illerin valileri ve bölge komutanlar›m›z›n hepsi burada, emniyet burada. Bu Amanoslar› temizleyin diyorum. Ne yaparsan›z yap›n'' dedi€inde, bu sözler önceleri olay›n duygusall›€›yla söylenmifl sözler olarak anlafl›ld›. Hatay'›n Dörtyol ilçesinde PKK taraf›ndan 4 polis memuru öldürülmüfltü ve Kürt aç›l›m› siyasal bir baflar›s›zl›k olarak AKP iktidar›n› her geçen gün daha fazla s›k›flt›r›yordu. Üstelik ‹negöl’de Kürt düflmanl›€› üzerinden gelifltirilen ›rkç› provokasyon; Kürtlere yönelen ya€ma ve linç giriflimleri henüz yat›flt›r›lmam›flt›. 26 Temmuz’da ‹negöl’de Kürtlere yönelik toplu sald›r›ya dönüfltürülen olaylarda 20 polis yaraland›, 15 araç tahrip edildi ve 39 kifli gözalt›na al›nd›. Tam benzer olaylar›n Dörtyol’a da “s›çrama tehlikesi”nden söz ediliyordu ki, “beklenen tehlike” gerçekleflti. MHP, jandarma istihbarat ve yerel idarenin gizli tertipleriyle “halk›n ›rkç› duyarl›l›klar›yla bilinen kesimleri”sokaklara döküldü; barikatlar kuruldu; BDP konvoyu ilçeye sokulmad›… Çok k›sa bir zaman sonra,

Atalay’›n sözlerinin olay›n duygusall›€›yla söylenmifl sözler olmad›€›, asl›nda bölgeye ve Kürtlere yönelik topyekûn bir sald›r› emri oldu€u anlafl›ld›. Temmuzu a€ustosa ba€layan s›cak yaz günlerinde Amanoslar’da ve ard›ndan Cudi’de pefl pefle denetim alt›na al›nmayan yang›nlar ç›kmaya bafllad›.

YANGIN CUD‹’YE, ETN‹K KAMPLAfiMA ‹NEGÖL VE DÖRTYOL’A SIÇRADI “fi›rnak merkeze ba€l› ‹kizce köyü k›rsal alan›nda ‹kizce Tabur Komutanl›€›'na ba€l› askerlerce bafllat›lan operasyonda Cudi Da€›'ndaki a€açlar atefle verildi. PKK'ye karfl› yap›lan bombalamalardan sonra bafllayan yang›n hala söndürülemedi.” (Ramazan ‹mra€, DHA, Cizre- fi›rnak) “Serê Dehlê Köyü k›rsal alan›nda ç›kan

yang›na kendi imkanlar›yla müdahale etmek isterken Cangir Üstün (69) a€›r olmak üzere, Feyzi Üstün (55) ve Ömer Kayd› (55) adl› 3 köylü alevlerin ortas›nda kalarak yaraland›. Yaral›lardan durumu a€›r olan Cangi Üstün yaflam›n› yitirdi. Üstün için Cizre'nin Nur Mahallesi'nde taziye çad›r› kuruldu.” (D‹HA) PKK’ye karfl› planl› bir sald›r› hamlesinin bir parças› olarak Amanoslar’dan Cudi’ye s›çrat›lan yang›n Adana, Mersin, bütün Çukurova, Gaziantep, fi›rnak, Malatya ve yöredeki hemen hemen bütün illeri etkiliyor. fiimdiye dek on binlerce insan›n ölümüne yeni yeni ölümlerin eklenmesinin yan›nda, üretim araçlar›ndan kopar›lan insanlar›n mevsimlik ucuz iflçi olarak Bat›’ya göç etmelerine ve daha çok ‹negöl ve daha çok Dörtyol olaylar›na;

daha çok ›rkç›-gerici k› yol aç›yor.

SAVAfi YAYGINLAfi Referandum yaklaflt› PKK aras›ndaki çat›flma fliddetleniyor. Devletin P Kandil’e s›k›flt›rarak k›sk takti€i ve bölgede hava sald›r›lar›n›n artmas› h›z bir kara harekat›na gere do€uruyor. Son derece r kararl›l›k gerektiren böy harekat için TSK pek ac yor. Kendisine aç›k üstü yacak hava bombard›ma obüs top at›fllar›n a€›rl›k Bunun karfl›s›nda PKK, Bat›’ya ve kentlere yaym k›skac› etksizlefltirmeyi a Son olarak 3 A€ustos’ta Akkufl ilçesinde yol kon yapan Jandarma trafik t militanlar› taraf›ndan at

CHP’den eme€e ‘hayır’ yok A

nayasa de€iflikli€i referandumu mitingleri bafllad›€›ndan bu yana AKP ve CHP il il dolafl›p evet ve hay›r propogandas› yap›yor. AKP evet söylemini 12 Eylül ile hesaplaflma üzerine kurarken CHP hay›r›n› AKP’nin reddiyesiyle oluflturuyor. CHP, 3’ü geçici 26 maddeden oluflan anayasa de€iflikli€i paketine 3 madde d›fl›nda evet demiflti. CHP, malum 3 madde d›fl›ndaki diger maddeler hakk›nda henüz bir reddiye gerçeklefltirmifl de€il. CHP hala, Hakimler Savc›lar Yüksek Kurulu’nun ve Anayasa Mahkemesi’nin yap›s›n›n de€ifltirilmesi ve parti kapatmalarla ilgili de€ifliklik önerileri d›fl›nda AKP’nin önerilerini desteklemekte bir beis görmüyor. Baykal liderli€inde gösterilen bu tav›r, K›l›çdaro€lu

önünü kapatan de€ifliklik önerisi karfl›s›nda ve özellefltirmelerin önündeki en büyük hukuki engel olan ‘mahkemelerin kamusal yarar gözetmesi’nin de€ifltirilmesi konusunda “evet” anlam›na geliyor. K›l›çdaro€lu liderli€indeki CHP’nin hay›r’›n›n AKP’nin evet’inden çok fark› bulunmuyor. K›l›çdaro€lu, gitti€i mitinglerde dokunulmazl›klar›n kald›r›lmas›, seçim baraj›n›n yüzde 7’ye düflürülmesi ve 35’inci maddede de€iflklik yap›lmas› gibi önerileri dillendiriyor. CHP bu taleplerini bir öneri haline getirip meclise sunmufl de€il. Bu önerileri AKP’den bekleyen K›l›çdaro€lu yönetimindeki CHP önerilerinden sadece TSK iç hizmet yönetmeli€iyle alakal› 35’inci maddenin

Beflikten


6

‹NS

Halk›n Sesi

Bar›nmada hücum borusu çald Bar›nma hakk› büro ledikleri eylemlerle durmaya çal›fl›yor. 3 bölgede bulunan bü hakk› mücadelesini dayan›flma içinde sü

Belediyeler Kanunu’ndaki yeni düzenleme ve kentsel dönüflümü destekleyen Bakanlar Kurulu karar› belediyeleri harekete geçirdi

B

ar›nma hakk› mücadelesi devreye hükümetin girmesiyle yeni ve kritik bir evreye girdi. Ankara’n›n 7 farkl› bölgesini kentsel dönüflüm alan› ilan eden Bakanlar Kurulu karar›yla, belediyeler için hücum borusu çalm›fl oldu. Ankara Yenimahalle Belediyesi bir önceki belediye yönetiminden devrald›€› kentsel dönüflüm projelerini f›rsatç›l›k yaparak hayata geçirdi. Gökçek ise Bakanlar Kurulu karar›na dayanarak Dikmen Vadisi için yeni bir plan›, Belediye Meclisi’nde karar alt›na ald›. Öte yandan bar›nma hakk› bürolar› yeni taarruz karfl›s›nda direnifl için bir araya geldi. GÖKÇEK’LE MÜCADELEDE 2. RAUND Bakanlar Kurulu karar›yla kentsel dönüflüm bölgesi ilan edilen Dikmen Vadisi’nde halk bar›nma hakk› mücadelesini güçlendirmek için kollar› s›vad›. 2009 Nisan’›nda belediye meclisi karar›yla Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etap Kentsel Dönüflüm Projesini iptal eden Ankara Büyükflehir Belediyesi, Bakanlar Kurulu’nun ald›€› karara dayanarak bir ön karar ç›kard›. Dikmen Vadisi yeniden kentsel dönüflüm alan› ilan edildi. Gökçek karar al›rken halk da bofl durmad›. 1 A€ustos’ta Dikmen Vadisi Bar›nma Hakk› Bürosu önünde bir araya gelen vadililer, “2. raunda” haz›r olduklar›n› aç›klad›. 1500 vadili,

“Evlerimizi y›ksan›z da çad›rlarda, çad›rlar›m›z› toplasan›z da kuytularda ama yine do€up büyüdü€ümüz Vadi'mizde yaflamaya devam edece€iz” dedi. BARINMA HAKKI BÜROLARINA YEN‹ B‹R KARDEfi GELD‹ Y›k›m cephesiyle beraber direnifl cephesinde de çal›flmalar h›zland›. Ankara Yenimahalle’de bulunan Mehmet Akif Ersoy Mahallesi y›k›m tehdidine karfl› 21 Haziran’da mahallelerinde kurulan bar›nma hakk› bürosu çat›s› alt›nda bir araya geldi. 2008 y›l›nda AKP’li Ankara Yenimahalle Belediyesi taraf›ndan bafllat›lan kentsel dönüflüm projesinin kamu yarar› gözetilerek yeniden düzenlenmesini isteyen Mehmet Akif Ersoy Mahallesi halk›, seçim döneminde kendilerine bu do€rultuda söz veren Yenimahalle Belediyesi’nin CHP’li yeni baflkan› Fethi Yaflar’dan hesap sordu. Mahalle halk› bir süredir oyuna getirilerek imzalad›klar› sözleflmelerin geçersiz k›l›nmas› ve koflullar› iyilefltirilmifl yeni bir sözleflme haz›rlanmas› için eylemler yap›yor. Eylemlerin adresi yaln›zca belediye birimleri de€il. Mahalle halk› 21 Temmuz’da CHP ‘nin Sö€ütözü’nde bulunan genel merkezi önünde bir eylem yaparak parti yetkililerinin belediye baflkan›n› uyarmas›n›

n› istiyor. Yenimah A€ustos Cuma gün aralar›nda belirledi le tekrar gidecek.

istedi. EYLEM‹ FIRSAT B‹L‹P YIKIMA GELD‹LER Yeni baflkan Fethi Yaflar’›n seçim döneminde söz verdi€i halde projeye eski biçimiyle devam etmesi üzerine mahalle halk› seslerini duyurmak için Yenimahalle Belediyesi önünde de bir çok defa bir araya geldi. Yaz boyunca farkl› tarihlerde belediye önünde gerçekleflen eylemler rantç› belediye için baflka bir f›rsat anlam›na da geldi. 30 Temmuz’da mahalle halk›n›n belediye önünde gerçeklefltirdi€i eylemi f›rsat bilen Yenimahalle Belediyesi

y›k›m ekipleri Mehmet Akif Ersoy Mahallesi'ne giderek daha önce sözleflme imzalam›fl olanlar›n evlerinden ikisinin y›k›m›n› gerçeklefltirdi. Eylemden dönen mahalleliler yokluklar›n›n f›rsat bilinerek bofl durumda bulunan iki evin y›k›ld›€›n› görünce belediyenin kepçelerine ve mahallede bulunan y›k›m bürosuna müdahale etti. Müdahale sonucunda y›k›m bürosunun camlar› k›r›l›rken mahalle halk›ndan Mahmut Aydo€an ve Necip fiahin gözalt›na al›nd›. Mahalledeki gerilim y›k›m ekiplerinin bölgeden ayr›lmas›yla sona erdi.

Öte yandan 3 A€ustos’ta aralar›nda bir heyet oluflturarak Yenimahalle Belediye Baflkan›n› masaya oturmaya zorlayan Mehmet Akif Ersoy Mahallesi halk›, mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini baflkana da söyledi. Görüflmede mahallelilere kaba davranan Belediye Baflkan› Fethi Yaflar, “Siz mücadelenizi sürdürün, ben de mücadelemi sürdürece€im” diyerek bar›nma hakk› mücadelesine savafl açt›. Yenimahalleliler, belediyenin mahallede yaflam› olanaks›z k›lmak için kapatt›€› esnaf›n tekrar aç›lmas›n› ve çöp konteyn›rlar›n›n geri koyulmas›-

REFERANDUMDA HAKKI DA OYLAN Ankara’n›n Yen ilçesinde bulunan M Ersoy Mahallesi Ba Bürosu ile beraber kurumsal kimlik ka bar›nma hakk› hare say›s› üçe yükseldi. Dikmen Vadisi hal aralar›na kat›lan bu bir destek ziyareti g Bürolar vesilesiy gelen üç ayr› bölge kenti belediyenin y açan Belediyeler K Bakanlar Kurulu k ortak mücadele ola konufltu. Yasalar›n uygula siyle beraber maha gelecek dönem için bafllad›. Ele al›nan içerisinde ilk s›rada de€iflikli€i referand bulunuyor. De€iflik yer alan 125. madd düzenleme yarg›n›n denetimi yapmas›n Yarg›n›n bu görevi mesi mahkemelerin olan proje ve ifllem yarar› aramas›n›n ö Bu de€ifliklik, kent projelerini durdura yavafllatan yarg› ka al›nmas›n›n olanak gelmesi demek.

17 A€ustos depremini unutturmuyorla Y

ak›nlar›n› deprmede kaybeden ‹zmitlilerin yaflad›€› Irak Ar›zl› Kal›c› Konutlar›’nda halk 17 A€ustos 1999 depreminin y›ldönümünde kaybedilenleri hat›rlamak, depremi kendileri için felakete çeviren sorumlular› unutturmamak için ay boyunca bir dizi etkinlik gerçeklefltirecek. Anma program› kapsam›nda düzenlenecek etkinlik ve eylemlere, oturduklar› hibe konutlardan at›lmak istenen Ar›zl› halk›n›n bar›nma hakk› mücadelesi de yans›yacak. Otuz binden fazla insan›n hayat›n› kaybetti€i 17 A€ustos depreminin 10. y›l›nda Kocaeli’nde yaflayan depremzedeler anma etkinliklerinde buluflacak. Kentte a€ustos ay›yla beraber bafllayan bir anma program› haz›rlayan Irak Ar›zl› Kal›c› Konutlar›’n›n sakinleri A€ustos ay›n›n ilk haftas› boyunca kent merkezinde

bulunan ‹nsan Haklar› Park›’nda bir çad›r kuracak ve anma etkinliklerinin merkezi olarak bu çad›r› kullanacak. Çad›rla beraber kentte depremde yaflanan can kay›plar›n›n sorumlular›ndan hesap sormak için ça€r›lar yap›lacak. Ayr›ca yak›nlar›n› kabettikleri için yerlefltirildikleri yard›m konutlar›ndan valilik taraf›ndan ç›kart›lmak istenen Ar›zl› halk› bar›nma hakk› mücadelelerine destek vermel e r i için tüm kent halk›na ça€r› yapacak. 16 A€ustos akflam› Ar›zl› k o n utlar›n›n bulundu€u yerleflkede bir anma gecesi düzenlenecek. Gecede depremzedeler video gösterimi yapacak ve gerçekleflecek sohbetlerle deprem ve halk›n bar›nma hakk› üzerine konuflacak. Anma program›n›n saat 23.00’da Ar›zl›’dan kent merkezine yap›lacak bir yürüyüflle sona ermesi planlan›yor.


‹NSANCA YAfiAM 6 A¤ustos 2010 / 19 A¤ustos 2010

Yetersiz denetimler halk›n sa€l›€›n› tehdit ediyor Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›€›’n›n aç›klad›€› 2009 y›l› g›da denetimi raporu üzerine bakanl›€›n politikalar›n› ve g›da denetimlerini Ziraat Mühendisleri Odas› Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Tafldö€en’e sorduk

AKP’nin g›da güvensizli€i Geneti¤i De¤ifltirilmifl Organizmalar (GDO) içeren besinlerin Türkiye’de kullan›m›n›n önünü açan düzenlemelerin ard›ndan g›da güvenli¤i konusundaki tart›flmalar yo¤unlaflt›. GDO tart›flmalar› sürerken, 2 Haziran’da AKP’lilerin önerisiyle TBMM’de G›da Yasas› görüflüldü. G›da Yasas›, 10’dan az iflçi çal›flt›ran pastane, f›r›n, katering flirketi, peynir imalatç›lar› gibi g›da sektöründeki iflyerlerinde g›da mühendisi çal›flt›rma zorunlulu¤unu kald›rmay› öngörüyordu. G›da Mühendisleri Odas› ve Ziraat Mühendisleri Odas›, yasayla Türkiye’deki g›da imalathanelerinin yüzde 70’inden fazlas›nda g›da denetimlerinin ortadan kald›r›laca¤›n› ortaya koydu. Son olarak, Tar›m ve Köy ‹flleri Bakanl›¤› 23 Temmuz günü 2009 y›l›n›n g›da denetimi raporunu aç›klad›. Rapora göre denetimi yap›lan 22.172 g›da ürününden 1.171’inde olumsuz örnek bulundu. G›dalarda kimyasallara ve boyalara rastland›. Analiz edilen 122 bebek mamas›ndan 3’ünde kurflun ç›kt›. Geçen y›l, analiz edilen 493 k›rm›z› toz-pul biber örne¤inden 7’sinde kanserojen oldu¤u bilinen Sudan boyas› bulunurken, olumsuz örnek oran› yüzde 1.42 olarak tespit edildi. G›dada, ortalama olumsuz örnek oran› yüzde 5.28’e ç›karken, bal, pekmez, tavuk eti, k›rm›z› toz-pul biber ve incir ezmesi, en fazla olumsuzluk tespit edilen ürünler oldu. Olumsuz örnek oran›, pekmez örneklerinde yüzde 33.96’ya, bal örneklerinde yüzde 16.74’e, kanatl› etlerinde ise yüzde 17.98’e ç›kt›. ‹ncir ezmesi örneklerinin yüzde 17.39’unda, k›rm›z› toz-pul biber örneklerinin yüzde 14.77’sinde limitlerin üzerinde aflatoksin belirlendi. Zeytinya¤›nda taklit oran› yüzde 2.5, ayçiçekya¤›nda yüzde 8, k›zartma ya¤lar›nda sa¤l›¤a ayk›r› ya¤ kullan›m› oran› yüzde 7.95 ç›kt›.

T

ürkiye'de g›da üretimi yapan 40 bin iflyeri var. Bu iflyerlerinin d›fl›ndag›dan›n sat›ld›€› yerlerle birlikte yaklafl›k 600 bin tane g›da denetimi yap›lmas› gereken nokta var. 600 bin g›da denetim noktas›n› bakanl›k, 5 bin kifli ile denetliyor. Bu durum teknik olarak mümkün de€il. Ayr›ca bakanl›€›n teknik altyap›s› yeterli de€il. 5 milyon nüfuslu ‹rlanda’da 2500 denetmen var ve ‹rlanda bunu yeterli bulmuyor. Biz bak›yoruz 72 milyon nüfusa sahibiz bunun karfl›s›nda 5000 denetmenle denetlemeye çal›fl›yoruz. Buna ra€men kimi yetkililer “Biz Avrupa'n›n denetim seviyesinin üzerindeyiz. Halk›m›z›n g›da güvenli€i tehdit alt›nda de€ildir” diyor. GIDA DENET‹M S‹STEM‹ NASIL OLMALI? G›da denetiminin, tüm Türkiye'yi kapsayacak flekilde her noktaya ulaflacak bir sistemi bar›nd›rd›€›n› belirten Tafldö€en, olmas› gereken g›da denetim sistemini anlat›yor. “Normal koflullarda g›da alan›nda denetim sistemi oturmufl ülkeler üç temel ayak üzerine oturtulmufl flekilde sistemi kurarlar. Bunlar; 1) Rutin denetim: Bir iflyerinin y›lda en az iki kere denetim yap›lmas› esas›na dayal› bir program ve proje yap›l›r. O y›lki denetimler bu çerçevede de€erlendirilir. Nereye, hangi tarihte, ne kadar süre ile gidilece€i, denetimlerin nas›l yap›laca€›, hangi içerikte, hangi teknikte ve hangi personelle denetim yap›laca€›n›n planlamas› yürütülür ve altyap› oluflturulur. 2) ‹stek üzerine denetim: Firmalar, kendi üretti€i ürün için özel olarak denetim ister. Denetim sonucunda ortaya bir rapor ç›kar ve sistem raporlar ›fl›€›nda kurulur. 3) fiikayet üzerine denetim: Bir vatandafl o firmadan bir fley alm›flt›r ve üründen memnun olmam›flt›r ya da üründen beklemifl oldu€u fayday› görmemifltir. Ya da fiilen bekledi€i baz› hizmet koflullar› hofluna gitmemifltir. Bu durumu flikayet eder. Bakanl›k da ilgili yerde denetim yapma zorundal›€›n› hisseder. Bu koflullardan bak›ld›€›nda 600 bin denetim noktas›n› rutin olarak y›lda 2 defa, firmalar›n kendi ürünlerini görmek için en az bir defa ve flikayet üzerine de birer defa denetleyebilece€ini esas al›rsak bu

y›lda 2,4 milyon denetim anlam›na gelir. Raporlara bakt›€›m›zda bakanl›k 22.172 numune alm›fl, 1.171 örnekte olumsuzluk tespit etmifl. 2,4 milyon denetim sonucunda sadece 22.172 numune son derece cüzi bir rakam. Verilerin ve analiz say›s›n›n yetersiz oldu€u aç›k. Bakanl›k pekmezde %33.96, balda %16,74 olumsuzluk görüldü€ünü kendi rakamlar› ile ortaya koyuyor. AKP HALKIN SA⁄LI⁄IYLA OYNUYOR Bakanl›k mevzuatta sa€l›€› bozucu maddelerin kullan›m limitlerini koyuyor ama gerçek anlamda denetim yapm›yor. Tüketiciyi ve üreticiyi e€itmezseniz, ziraat mühendisi denetiminde g›da maddesi üretimi yapt›rmazsan›z, hatta böyle bir mevzuaat zorunlulu€u varken Veteriner Hizmetleri, Bitki Sa€l›€›, G›da ve Yem Kanunu ile bunu ortadan kald›r›rsan›z g›da güvenli€ini sa€layamazs›n›z. Ayn› zamanda bu sizin konuya ticari rant m› yoksa halk›n sa€l›€›n› koruma ad›na m› bir duyarl›l›kla bakt›€›n›z› ve politikalar›n›z› ortaya koyar.” KIRMIZI SUCUK, DENET‹MS‹ZL‹⁄‹N KANITI Tafldö€en, kar için halk sa€l›€›n›n nas›l tehlikeye at›ld›€›n› sucuk örne€i ile anlat›yor:

“Örne€in sucu€u al›yorsunuz pancar gibi bir rengi var. Normalde et kurutuldu€u zaman pancar gibi bir renge dönüflmez. Etteki sodyum nitrit ve nitratta k›rm›z› renk verme özelli€i var. Oysa onun normal kullan›lma gerekçesi mikrop kapmas›n› önlemektir. Fakat onun yan›nda k›rm›z› renk verme durumu sanayici taraf›ndan, tüccar taraf›ndan tespit edilince albenisini yükseltebilmek için, sucu€un sat›labilmesini kolaylaflt›rabilmek için limitin üzerinde sodyum nitrit ya da nitrat kulland›klar›n› ve fazla kullan›m›n kanserojen etki gösterdi€ini biliyoruz. Bakanl›k da biliyor ve ted-

bir alm›yor. Ayn› fley balda pekmezde, deniz ürünlerin de var.” GIDA YÖNET‹M S‹STEM YETERS‹Z “fiu anda Türkiye’deki tim yap›s›n›n hukuki, tekn yeterlili€i yoktur ve bunlar bir yönetim düzenini kapsa Türkiye’de yeterli bir g›da için ba€›ms›z bir g›da dene otoritesine ihtiyaç vard›r. ‹ melerin kendini üretim afla denetleyece€i flekilde ilgili alanlar›n›n görev yapm›fl o denetim müess esesine ve y sistemine ihtiyaç var.”

Tarihte gı da denetim Tarih boyunca hep denetim olmufltur. Osmanl› yönetiminde istisas a¤al›¤› denilen bir sistemle pazar yerlerinde denetim vard›. Yine Türkiye’de 1593 say›l› umumi ihtisas kanunuyla ki bu 1930 tarihli kanundur; daha sonra 1950’li y›llarda ortaya ç›kar›lan g›da maddeleri tüzü¤üyle Türkiye g›da denetimini yap›yordu. Bakanl›k standarda uygunluk denetimi

yap›yordu. 1995 tarihinden sonra 56 G›dalar›n Ünetim, Tüketim v Denetlenmesine Dair Kanun Kararnameyle birlikte g›da tü noktalar› da denetlenmeye baflland›. fiu anda ilaç ve sul d›fl›ndaki denetim noktalar› ve Köyiflleri Bakanl›¤›’n›n de minde. Bakanl›k bu görevi 1 sonra yerine getirememifltir.


8 Halk›n Sesi

Çel-Mer iflçisi ‘Kerbela’da direniyo K

ocaeli’nin Gebze ilçesinde kurulu ÇelMer Çelik Endüstri A.fi’ye ait fabrikada D‹SK Birleflik Metal-‹fl’e üye olduklar› için 17 Temmuz’da iflten ç›kar›lan iflçiler 2 A€ustos günü fabrikay› iflgal etti ve üretimi tamamen durdurdu. ‹flçiler iflten ç›kar›ld›klar› günden itibaren direnifle geçmifllerdi. Fabrikan›n içinde 23’ü iflten ç›kar›lan iflçi olmak üzere 63 iflçi var; d›flar›da da iflçilerin aileleri. ‹flgalin hemen ard›ndan polis fabrikay› abluka alt›na ald›. Buna karfl›l›k olarak aileler de polisin etraf›n› sar›p iflçilerin eylemine destek verdi. Halk›n Sesi, hem fabrika d›fl›nda bekleyen ailelerle hem de telefonla fabrikan›n içindeki iflçilere ulaflt›. Fabrikan›n içinden Ömer bulunduklar› yeri tarif ediyor: “‹çerisi 50 derece, herkes 12 metre yükseklikteki vinçlerin üzerinde. 63 kifli 50 santim sac›n üstünde tavana 2 metre mesafede s›cakla bo€ufluyoru z.” POL‹S ‹fiÇ‹LERE VER‹LEN SUYU B‹LE ENGELL‹YOR Polis, ifllerine dönmek için direnen iflçilere Çel-Mer’de Kerbela’y› yaflat›yor. Kap›lar› kapatan ve elektri€i kesen polis, ailelerin iflçilere yiyecek yollamas›n› engelliyor, hatta suya bile izin vermiyor. Emektar iflçi Ömer, aileler deste€e geldikten hemen sonra polisin, ailelerle iflçilerin göz temas›n› kesmek için fabrikan›n

M

eteoroloji s›caklar yüzünden uyar›yor, ‘Gerekli olmad›kça d›flar› ç›kmay›n’ diyor. Çel-Mer iflçisi 50 derece s›cakta, her yan› metal bir fabrikada ifllerini almak için direniyor

kap›lar›n› kapatt›€›n› söyledi. Kap›lar›n kapanmas›yla fabrikan›n içinin giderek ›s›nd›€›n› belirten Ömer, 3 arkadafllar›n›n fenal›k geçirip hastaneye kald›r›ld›€›n› söylüyor. Arkadafllar›n›n sa€l›k durumunun iyi oldu€unu ö€rendiklerini belirten iflçi Ömer devam ediyor: “Ne olursa olsun iflimize dönene kadar inmeyece€iz bu vinçlerden.”

Fabrika d›fl›nda bekleyen iflçilerden Erdinç, iflçilere yemek ulaflt›rmak için her seferinde polisle tart›flmalar›n yafland›€›n›, yer yer ufak çapl› arbedelerin ç›kt›€›n› söylüyor. Ömer devam ediyor: “Biz sendikalaflmaya bafllad›ktan sonra patron iflten ç›karmalara bafllad›. Biz de direnifle geçtik 10 gün sonra iflimize geri döndük. Ancak 2 hafta sonra

tekrar iflten ç›karma gündeme geldi. Bu sefer 23 kifli iflten ç›kar›ld›k. Patronun, acil iflini yetifltirmek için bizleri ifle ald›€›n› daha sonra ö€rendik. Direniflimiz sürerken fabrikay› iflgal etme karar› ald›k ve karar›m›z› di€er iflçilere anlat›p onlar› da içeri davet ettik. O s›rada fabrikada olan herkes bizle geldi ve 63 iflçi vinçlerin üstüne ç›kt›k.”

DAHA ÖNCE D‹RENEREK KAZANMIfiLARDI Demir çekme ifli yapan fabrikada vinçlerin üstüne ç›k›l›nca üretim de duruyor. Çel-Mer’de toplam 129 kifli çal›fl›yor ve Birleflik Metal-‹fl iflçilerin yüzde 90’›n› örgütlemifl durumda. Birleflik Metal-‹fl’in örgütlenmesinden rahats›zl›k duyan patron Gazi Y›lmaz, ilk ifl olarak iflçileri sendikadan isti-

faya zorlam›fl ancak ist olmay›nca 19 Haziran iflçiyi iflten ç›karm›fl. P ten ç›karmalara gerek “ekonomik s›k›nt› sebe daralmas›n›” gösterse sendikalaflmay› engelle iflten ç›kard›€› biliniyo Çel-Mer’de iflten ç› malar›n ard›ndan di€e sendikalar›ndan istifa için flirket yetkilileri ta uygulanan bask›lar gid artm›fl ancak fabrikada iflçiler direnifle destek patron iflçileri 29 Hazi almak zorunda kalm›fl Patronun ekonomik içinde oldu€unu söyled Mer’in internet sitesin flirketin ‹ran, Suriye, L ‹srail, Bulgaristan, Yu Almanya, Fransa ve ‹t ihracat yapt›€› yaz›yor tede Çel-Mer’in esnek modelini, yani kurals›z may› benimsedi€i aç›k tiliyor. ESNEK ‹ST‹HDAMIN ESNEMEYEN YANI Görüfltü€ümüz iflçil lere en büyük kar› sa€ ‘esnek istihdam›n’ nas oldu€unu ortaya koyu ‹flçiler, 2 y›l boyunc alamad›klar›n› söylüyo primlerinin asgari ücre üzerinden yat›r›ld›€›n› iflçiler bu primlerin bir kimi zaman elden veri kalk›fl›ld›€›n› da söylüy ifle girifl saati sabit anc belli olmuyor.

Çakma müfettiflin eli devletten ‘uzun M

aden ve tersanelerde meydana gelen ifl cinayetleri sonras›nda Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›€›’n›n “Denetimler yap›ld›, herhangi bir soruna rastlanmad›” aç›klamalar›n› duymaya al›flm›flt›k. Geçti€imiz günlerde sahte ifl müfettifllerinin, yapt›€› teftifllerle birçok iflvereni doland›rd›€› ortaya ç›kt›. Denetim merciinde çakma müfettifllerin türemesi “Denetleyenleri kim denetliyor?” sorusunu ak›llara getiriyor. KURAL TANIMAYAN ‹fiVEREN‹N BAfiINA GELENLER Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›€› ‹fl Teftifl Kurulu ‹stanbul Grup Baflkanl›€›’n› can›ndan bezdiren çakma ifl müfettifllerinin türemesinin sebebi iflverenin ifl kanununu tan›mazl›€›. ‹fl müfettifli Can Irmakl› imzal› evrak iflverenin kanun tan›mazl›€›n›

gözler önüne seriyor. O evrakta flu ifadeler yer al›yor: “Bak›rköy ‹fl Mahkemesi’nin istemi üzerine ad› geçen firma hakk›nda 4568 say›l› ifl kan. 63, 58, 23, 78 maddelerine istinaden ifllem yap›lm›fl olup sonunda ilgili mahkeme bünyesine bilgi verilecektir arz ederim.” ‹fl Kanunu’nun 4857 oldu€undan bihaber iflveren bu tuza€a bal›klama dal›yor. Esnek ve güvencesiz çal›flt›rman›n içsellefltirildi€i piyasa da çakma müfettifllerin çok rahat hareket etmesini sa€l›yor. ‹stanbul’da kurals›z çal›flt›rman›n kol gezdi€i Ba€c›lar, Haramidere, Sultanbeyli, Gayrettepe ve Ca€alo€lu’nda dolanan çakma müfettifller en çok tekstil ve kot kumlama ile ilgili iflyerlerini tercih ediyor. ‹fl verenlerin kendilerinin hangi kurum taraf›ndan denetlendi€ini bilmemesi de doland›r›c›lar›n iflini

17 A€ustos’ta grev geliyor 1

3 Temmuz günü ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’ne (‹BB) grev karar› asan Belediye-‹fl Sendikas› ‹stanbul fiubeleri, 31 Temmuz günü

kolaylaflt›r›yor. Gerçek ad› ‹fl Teftifl Grup Baflkanl›€› olan kurum, sahte evraklarda ‘‹fl Teftifl Daire Baflkanl›€› ya da ‹fl Teftifl ‹nceleme Gurup Baflkanl›€›’ olarak yaz›l›yor. ‹fl mahkemelerini izleyen doland›r›c›lar daval› flirketlere gidip kendisinin ifl mahkemesi taraf›ndan gönderildi€ini söyleyerek ifl verenlerden para topluyor. ‹fl verenin kural tan›mazl›€›, kendilerini tak›m elbiseye kanacak düzeye kadar getiriyor. Birçok iflveren fl›k giyimli çakma ifl müfettifline elden para veriyor. Çakma ifl müfettifllerinin kulland›€› Ali Uzun ismi ise yakalanamad›€› için efsaneleflmifl durumda. NEREDEYSE BAKAN OLACAK Devletin denetim eksikli€i, 2 y›l önce yaflanan bir olayla ortaya ç›km›flt›. Kendisini müfettifl diye tan›tan bir kifli

Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›€›’n›n ‹stanbul Unkapan›’ndaki binas›nda bir odaya yerleflmifl ve 1,5 ay boyunca bu binaya randevu vermiflti. GERÇEK TEFT‹fi Müfettifller normalde bir y›l önceden planlanan program çerçevesinde teftifle ç›k›yor. Teftifller ‘Genel Teftifl’, ‘‹fl Güvenli€i ve fiikâyete Ba€l› Teftifl’ diye ikiye ayr›l›yor. ‘Genel Teftifl’te iflçilerin sosyal haklar›n›n ödenip ödenmedi€i, kaçak ve çocuk iflçi çal›flt›r›p çal›flt›r›lmad›€› inceleniyor. ‘‹fl Güvenli€i’nde ise ifl sa€l›€› ve ifl güvenli€e ayk›r›l›€›n olup olmad›€›na bak›l›yor. Eksiklik saptand›€› takdirde iflverene süre veriliyor. Ard›ndan ‘Kontrol Teftifli’ne gidiliyor. Noksan sürüyorsa iflverene ceza kesiliyor. Ceza müfettifle de€il, Vergi Dairesi’ne ödeniyor.

OLEY‹S, ‘gizlice’ Hak-‹fl’e geçti D‹SK’e ba¤l› Türkiye Otel Lokanta ve E¤lence Yerleri ‹flçileri

yapaca¤› genel kurul hakk›nda suç duyurusunda bulunuldu¤unu

getirmemesi de etkili oldu OLEY‹S’in Genel Baflkan› Ka


EMEK 6 A¤ustos 2010 / 19 A¤ustos 2010

SERMAYE ELEKTR‹KTE BÜYÜK LOKMAYI YUTMAYA HAZIR

Türkiye’yi kara günler be 2

0 milyonluk nüfusu ve 5.300 çal›flan› kaps a y an dört bölgenin elektrik da€›t›m hizmetleri özellefltiriliyor. Elektrik da€›t›m özellefltirmeleri ihaleleri için son teklifler 22 Temmuz’da verildi. Türkiye Elektrik Da€›t›m A.fi’nin (TEDAfi) bünyesindeki Bo€aziçi Elektrik Da€›t›m A.fi (BEDAfi), Dicle Elektrik Da€›t›m A.fi (DEDAfi), Gediz Elektrik Da€›t›m A.fi (GEDAfi) ve Trakya Elektrik Da€›t›m A.fi.’deki yüzde 100 oran›ndaki hisselerinin blok olarak sat›fl yöntemi ile özellefltirilmesi amac›yla aç›lan ihalelerde 39 flirket teklif verdi. Cengiz, Kolin, Limak, IC Holding, MMEKA Makine, ‹flkaya ‹nflaat, Aksa, Eti Gümüfl&Sö€üt Sen Seramik dört bölge için teklif verirken Park Holding, Çal›k, Enerjisa (Sabanc›) ve KCETAfi da da€›t›m bölgelerinin ihalelerine girdi. TÜRK‹YE’N‹N ELEKTR‹⁄‹N‹N YÜZDE 30’U DAHA ÖZELLEfiT‹R‹L‹YOR ‹stanbul’un Avrupa yakas›n› kapsayan, yüzde 14’lük bir payla Türkiye’nin en büyük da€›t›m bölgesi konumunda olan BEDAfi 3,8 milyon kullan›c›ya hizmet götürürken ‹zmir bölgesini kapsayan GEDAfi 2,3 milyon, Diyarbak›r bölgesini kapsayan DEDAfi 1 milyon ve Trakya’y› içine alan Trakya Elektrik Da€›t›m A.fi 800 bin kullan›c›ya hizmet götürüyor. Dört elektrik da€›t›m bölgesi, Türkiye’deki elektrik kullan›c›lar›n›n yüzde 30’una tekabül ediyor. ELEKTR‹KTEK‹ MUAZZAM KÂR Elektrikteki kâr›n boyutlar›n› anlamak için Elektrik Üretim A.fi’nin (EÜAfi), 2008-2009 y›llar› aras›ndaki kar›na bakmak yeterli. Bir Kamu kuruluflu olan ve bünyesinde 17 termik, 108 hidroelektrik santral bulunduran EÜAfi, 2008’de 652.4 milyon TL zarar ederken 2009’da 1.4 milyar lira kâr etmiflti. AKP ENERJ‹S‹ Dört elektrik da€›t›m bölgesi için ihaleye giren flirketler içinde Sabanc› gibi köklü sermaye çevrelerinin yan› s›ra AKP iktidar›yla parlak günler yaflayan flirketler var. Limak,

E

lektrik özellefltirmeleri sermayenin ifltah›n› kabart›rken emekçilere güvencesizlik, halka kötü hizmet ve pahal› elektrik vaat ediyor

Aksa, Kolin, IC Holding gibi flirketler, kamu elektrik kurumlar›nda özellefltirmelerin h›zland›r›ld›€› AKP iktidar›n›n ilk dönemlerinde enerji sektörüne girifl yapt›. Bu flirketler, enerji özellefltirmelerinin ve zamlar›n›n t›rman›fla geçti€i AKP iktidar›n›n ikinci döneminde ardarda enerji yat›r›mlar› yaparak yükseldi. Hükümet bu flirketlerin yurt d›fl› yat›r›mlar›nda da önünü açt›. Tayyip Erdo€an’›n dünürü Ahmet Ç a l › k ’a ait Çal›k Holding, son sekiz y›l içinde enerji sektöründe milyar dolarl›k yat›r›mlara giriflti. Çal›k Grubu, Ceyhan Petrol Rafinerisi ve

Ceyhan ile ‹srail’in Hayfa kenti aras›ndaki petrol boru hatt› gibi milyar dolarl›k projeleri AKP deste€iyle ihalesiz ald›. AKP, büyük projelerin yan› s›ra küçük sermaye gerektiren hidroelektrik santrali projeleriyle (HES) AKP etraf›ndaki küçük sermaye gruplar›n› ihya etti. Madencilik alan›nda oldu€u gibi, HES projelerinde de lisanslar AKP’ye yak›n flirketlere verildi. ÖZELLEfiT‹RMELER ELEKTR‹K KES‹NT‹LER‹N‹ ARTIRDI Elektrik özellefltirmeleri ilk dönemlerinde

halka ‘Özel sektör kaliteli hizmet veriyor’ diye sunulmufltu. ‹lk özellefltirilen elektrik da€›t›m bölgesi olan Ayd›n ve Denizli bölgesini kapsayan AYEDAfi’a gelen flikayet kalemlerinin bafl›nda ‘elektrik kesintilerinin fazlal›€›’ vard›. Özel elektrik üreticileri fiyatlar› düflük bulduklar›nda s›k s›k kesintilere gidiyor. ZAMLAR ÖRTÜK VE OTOMAT‹K OLDU 2008 sonras›nda petrol fiyat›ndaki azalma elektri€in üretim maliyetini azaltt›. Ancak elektrik fiyatlar›nda bir azalma gözlenmedi aksine zamlar otomatik olarak devam etti.

‹lk 500’ün yakıtı güvencesizlik Y

›l›n ilk alt› ay›n›n geride b›rak›lmas›yla, sermaye çevreleri Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluflunu aç›klad›. Fortune dergisi Temmuz say›s›nda, Capital de A€ustos say›s›nda Türkiye’nin en büyük 500 flirket listesini yay›mlad›. ‹stanbul Sanayi Odas› (‹SO) da 26 Temmuz’da ilk 500’ü yay›mlad›. 2008 y›l› ile k›yasland›€›nda ilk 500’e giren flirketlerin toplam sat›fllar› ve istihdamlar› azal›rken kârlar› artt›. ‹SO’nun listesinde krizin en yo€un yafland›€› sektör 2009 y›l›nda en çok kâr eden enerji s e ktörü oldu. Enerji sektörünü, otomotiv ve g›da sektörleri takip etti. ‹SO’nun listesine göre ilk 500 toplam 46,2 milyar dolar ihracat yaparken, 15,5 milyar lira kâr e t t i. Buna karfl›n, ilk 500’ün istihdam etti€i kifli say›s› 2008’e göre yüzde 5

kriz döneminde iflçi ç›karan flirketler kârlar›n› art›rd›. fiirket sat›fllar›n›n yüzde 10 düfltü€ü 2009’da flirket kârlar› yüzde 62 artt›. Fortune’a göre Türkiye’nin ilk 500 flirketinin 2009 y›l› net sat›fl› 237 milyar 707 milyon lira oldu. N e var ki, bu toplam ABD’li market zinciri Wall-Mart’›n ancakyar›s› ediyor. Fortune, üretim maliyetindeki düflüfl ve esnek istihdam modeli sayesinde flirketlerin karlar›n› art›rd›€›n› belirtiyor. Sermaye çevrelerinin, iflten ç›karma ve güvencesizlefltirmeyle flirketlerin büyüdü€ünü aç›kça söylemesi sermayenin önümüzdeki dönem eme€e yönelik sald›r› program›n›n da ip uçlar›n› veriyor. Fortune kâr›n kayna€›n› aç›kça belirtirken ‹SO Baflkan› Küçük bu duruma ‘ak›l s›r’ erdiremedi€ini iddia etti.

sinde göze çarp›yor. ‹slamc› cemaatlerin sermaye örgütü Müstakil ‹fladamlar› ve Sanayiciler Derne€i (MÜS‹AD) ve Fethullah Gülen cemaatine ait Türkiye ‹fladamlar› ve Sanayiciler Konfederasyonu’nuna (TUSKON) üye flirketler en büyük 500 listelerinde art›fl gösterdi. 31 MÜS‹AD üyesi flirket ile 45 TUSKON üyesi flirket ilk 500’e girdi. 2007’de listeye MÜS‹AD üyesi 23 firma girerken, bu say› 2009’da 31 oldu. MÜS‹AD’›n ilk kuruldu€u 1990’da ise bu say› sadece 8’di. 2009’da TUSKON’un yükselen ismi, siyanürlü alt›n arama çabalar›yla bilinen Koza Madencilik olurken MÜS‹AD’›n en h›zl› büyüyen üyesi Teverpan Levha oldu. MÜS‹AD ve TUSKON, ilk 500’deki kar›n yüzde 10,3’üne sahip olurken Koç

F›nd›€›n ka piyasan› A¤ustos ay›yla birlikte Karadeniz’de f›nd›k sezonu aç›ld›. F›nd›k fiyat› geçen y›l oldu¤u gibi serbest piyasaya göre belirlendi. F›nd›¤›n üretim maliyeti 4,39 lira olarak hesaplanmas›na ra¤men üreticinin f›nd›¤›n kilosu bafl›na alaca¤› para 4 lira olarak hesapland›. Üreticiler, al›mlar›n bafllamas›yla alacaklar› paran›n 5 lira civar›na ç›kmas›n› bekliyor. ‹hracatç›lar taraf›ndan kurulan F›nd›k Tan›t›m Grubu 2010 y›l› tahmini f›nd›k üretim miktar›n› (f›nd›¤›n rekoltesi) 630 bin ton olarak aç›klad›. Rekolte, geçen y›la göre daha az oldu ancak buna ra¤men üraticinin alaca¤› para ayn› kald›. F›nd›k al›mlar›n› yine tüccarlar yapacak. 2006’ya kadar f›nd›k al›m›n› yapan


10 Halk›n Sesi

Gerçek bir devrim

“Cenazelerini y›kayacak su bulamas›nlar”

S

uyu metalaflt›rma sald›r›s› Türkiye’de, HES projeleri gerekçe gösterilerek akarsular›n flirketlere sat›lmas›yla a盀a ç›k›yor. HES projelerinin en yo€un biçimde yaflama geçirildi€i Karadeniz’de, sermayenin, do€aya ve yöre halk›na açt›€› savafl tüm ç›plakl›€› ile görülüyor. Sermaye sald›r›s›n›n karfl›s›nda halk›n direnme e€ilimleri ve mücadele örnekleri yayg›nlafl›yor. Ancak aç›k ki kad›nlar mücadelenin resmi temsilcileri olamasalar da, direniflin en kararl› ve direngen unsurlar› oluyorlar. ‹flte bu yaz› sadece kad›nlar›n sesine odaklan›yor. Karadeniz’in en uç noktalar›ndan birindeyiz. Artvin Ardanuç’tay›z. Ardanuçlu kad›nlardan öfkelerini ve isyanlar›n› dinliyoruz. Kad›nlar su gibi, dere gibi konufluyorlar gürül gürül, hesaps›z kitaps›z. Kad›nlar “susuz hayat olur mu, kimin suyunu kime sat›yorlar, ölürüz de vermeyiz Özge suyumuzu kimselere” diyor ve Ozan bitiriyorlar ifli. En iyi onlar ‹stanbul Halkevi biliyor suyun hayat›n ta kendisi fiube Sekreteri oldu€unu. Ha bir de tüm konuflmalarda ad› geçirilmeyen ama herkesin kim oldu€unu bildi€i biri var. “O” diyorlar sadece. Ona lanet ediyorlar, insin diyorlar, defolsun diyorlar. Erdo€an’›n kod ad› “O”. Do€ma büyüme Ardanuçluyum diyen Nermin Avc› al›yor sözü “O satanlar›n eli uzun” diyor. Necmiye teyze araya giriyor “Eli uzun da inflallah onlar›n üzerine su bulunmaz ki y›kanalar. ‹nflallah öldüklerinde y›kanacak su bulamazlar.” Nermin teyze al›yor laf› “fiurada 30 senedir Ardahan-Artvin aras›nda yolumuz var, onu getiremiyorlar. Biz kendi ekme€imizi de kendimiz kazan›yoruz. Hastanemiz yok. Bizden bir fley istiyorlarsa bizi yaflama kats›nlar. Yaflama katmad›€› sürece her fleye hay›r.” Nermin teyze anlat›yor: Eskiden diyor burada her evde 8-9 çocuk büyütülürdü. Hakimini, doktorunu her fleyini ç›karm›flt›r bu memleket. Ama nerden büyüttüler onlar› diye sorup kendisi yan›tl›yor. “Topraktan, su d a n, hayvanc›l›ktan... Var m› burada sanayi, baflka bir fley gel sen gör. Hiçbir fley yok. Ama biz çal›flarak yapt›k.” Parmaklar› k›nal› ellerini gösteriyor; “Hele gene de çal›fl›yoruz. Suyumuzu da al›yorlar. Nerden geçinecek bu insanlar?” HES projelerini yapanlar›n suyun kullan›m hakk›n› ald›€›n›, bir süre sonra dere suyunun köylülere sat›laca€›n› konufluyoruz. Necibe Y›lmaz al›yor sözü; “Belediyelere kulland›€›m›z su faturas›n› bile zor ödüyoruz. De€il ki oradaki sulama suyunu. Hangi parayla sulama suyuna para ödeyece€iz. Ondan sonra da bizi icral›k edecekler. Zaten millet hep icral›k.” Diyorlar ki “Ardanuç’u satsan borç ödenmezmifl. Gelirlerse ifl makineleriyle diyorum, gülmeye bafll›yorlar ve diyorlar ki “kafalar›n› k›rar›z”… Vedalafl›p, ilerliyorum. Yan tarafta bir grup kad›n daha öbek halinde oturuyor gölgede. Yine bafll›yoruz en çok kad›nlar›n su mücadelesini sahiplenmesinin nedenlerinden konuflmaya. “Evlerde köylerde derdi s›k›nt›y› çeken kad›nlar” diyorlar. “Biz kad›nlar suyla iflimizi yap›yoruz” diyorlar. Bütün konuflma boyunca lafa “O’na söyleyin” diye bafllayan 67 yafl›ndaki Nazime teyze Erdo€an’a ba€›r›yor “O ne bekliyor bizden? Utanm›yor mu suyumuzu satmaya?...Fabrikay› satt›. Türkiye’yi satt›. Doymad› m› O?... Bunlar› O’na deyin. Duysun bunlar› beni hapse de ats›n… Neyin suyunu sat›yormufl O? Ardanuç’un suyuna m› eme€i var? A€ac›na m› eme€i var? Topra€›na m› eme€i var?” A€aca, topra€a, suya emek veren kad›nlar. Yaflam› suyla yeniden üreten en çok da bunun için suyun yaflam demek oldu€unu en iyi bilen kad›nlar “su h›rs›zlar›n›”na karfl› sular›n›, derelerini korumakta kararl›. fiunu eklemeden geçmeyelim Karadeniz’de kad›nlar birinin “ad›n› bile anmaktan” vazgeçtiklerinde onu çoktan yok saym›fllar demektir. Sular› kendi elleriyle satan Baflbakan Karadenizli kad›nlar›n gözünde çoktan tarihe gömülmüfl, cenazesini kald›racak su bile bulamadan.

1

2 Eylül’de oylanacak olan 26 maddelik Anayasa de€iflikli€i paketi, Kad›n ve Aileden Sorumlu Devlet Bakan› Aliye Kavaf taraf›ndan kad›n-erkek eflitli€i bak›m›ndan “devrim” diye nitelenen bir düzenlemeyi de içeriyor. “Devrim” flundan ibaret: Anayasa’n›n 2004 y›l›nda “Kad›nlar ve erkekler eflit haklara sahiptir. Devlet, bu eflitli€in yaflama geçmesini sa€lamakla yükümlüdür” cümlesine eklenen 10. maddesine bir ek daha yap›l›yor: “Bu maksatla al›nacak tedbirler eflitlik ilkesine ayk›r› olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yafll›lar, özürlüler, harp ve vazife flehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için al›nacak tedbirler eflitlik ilkesine ayk›r› say›lamaz.” AKP’nin “kad›n devrimi”, kad›nlar›n maruz kald›€› derin toplumsal eflitsizlikleri fiilen ortadan kald›racak ayr›nt›l› ve sürekli düzenlemelerden söz etmek bir yana, bu eflitsizlikleri tek bafl›na gündem yapmaktan bile kaç›nan bu maddeden ibaret. Hiçbir ayr›nt›l› alt düzenleme içermeyen maddenin neden hiçbir olumlu uygulaman›n önünü açmayaca€›n› görmek içinse, Kavaf’›n bofl sözleri yerine, Zaman yazar› Ali Bulaç’›n ayn› günlerde pozitif ayr›mc›l›k konusunda yazd›klar›na bak›lmal›: “Varl›k yap›lar› itibariy le erkek ve kad›nlar› eflitlemeye kalk›flmak, varl›€›n asli ve ahlaki düzenine ayk›r› bir giriflimdir.” Nitekim T. Erdo€an da, ayn› gericili€i, üstelik destek almak için toplad›€› 70 adet kad›n örgütü temsilcisinin yüzüne karfl› tekrarlamaktan kaç›nmad›: “Kad›n›n ve erke€in eflit oldu€unu kesinlikle kabul etmiyorum!” Sonras›nda yine buyurdu: “Kad›nlar en az üç çocuk do€urmal›!” Bu yüzsüzlü€ü sineye çeken kimi kad›n örgütleri, “Hiç olmazsa

H

ay›r! Kad›nlar›n var olan hak ve özgürlüklerini kullanmalar›n› gerileten, hak ve özgürlüklerin ihlaline neden olabilecek bofl tafl›yan neo-liberal muhafazakar Anayasa paketine hay›r!

pozitif ayr›mc›l›k ilkesi anayasaya eklendi” diyerek “Yetmez ama evet” tutumunu benimsediklerini aç›klad›lar. De€ifliklik paketinin yarataca€› toplam sonuçlar› görmezden gelen bu tutum, kad›n mücadelesini gelifltirmeyi, neoliberalizm içinde yer kapmakla kar›flt›rman›n do€al sonucu. Oysa “yetmez ama evet” dedikleri paket, hem hep birlikte oylanacak olan 26 maddesinin, hem de kad›nlarla ilgili 10. maddesinin ruhuyla, “kad›nlar›n hak ve özgürlüklerini kullanmalar›n› giderek artan ölçülerde tehdit eden” geliflmeleri tetikliyor. BM Kad›na Karfl› Her Türlü Ayr›mc›l›€›n Ortadan Kald›r›lmas› Sözleflmesi (CEDAW) Türkiye Oturumu’nun 21 Temmuz tarihli

raporu, Türkiye’de son 5 y›lda kad›n-erkek eflitli€i konusunda hiçbir ilerleme kaydedilmedi€ini ve yükselen muhafazakârl›€›n mevcut kad›n haklar›n› bile tehdit etti€ini belgeledi. Kad›nlar›n mevcut sosyal güvenlik haklar›n› ellerinden alan Sosyal Sigortalar Genel Sa€l›k Sigotas› Kanunu’nun (SSGSK), Türk Medeni Kanunu’nu fiilen geriletmesi önemli bir örnek olarak vurguland›. Öte yandan “olumlu geliflmelerin baz›lar› bile muhafazakâr alt metinler tafl›makta ve var olan hak ve özgürlüklerin ihlaline sebep olabilecek boflluklar içermektedir” denildi. Anayasa de€iflikli€i paketi bu ölçütlerle de€erlendirildi€inde “devrim” diye sunulan›n, kad›nlar›n hak

ve özgürlüklerinin kulla len gerileten neoliberal kârl›€›n yeni bir hamlesi kamu yarar› bak›m›ndan olmayan kararlar›n iptal nin önünü t›kayan de€ifl desi, kad›nlar aç›s›ndan bi daha birçok hak gasp açarak, var olan yasal ha geriletecek. Bu yüzden 1 de€iflikli€inin neden kad lard›r talep ettikleri gibi kad›n erkek eflitli€inin fi geçmesini sa€lamakla yü Kad›nlar›n ve erkeklerin her alan›nda f›rsat ve uy eflitli€ine sahip olmas› h ulaflana kadar, devlet bu €in sa€lanmas› için kota kuksal ve kurumsal geçi

Cinnet de€il kadın cina Bu haber, skandallar›n ve ola€anüstü ahlak anlay›fl›na, ruhsal yap›lara sahip kimselerin geçirdi€i cinnetlerin haberi de€ildir! Gerici-muhafazakâr zihniyet, kad›n düflmanl›€›n› körüklüyor ve kad›n›n yaflama hakk› üzerinde hâkimiyet kuruyor. Temmuz 2010’da 36 kad›n cinayeti ifllendi. “Namus”unu kurtarma çabas›, tüm cinayetlerin ortak nedeni. Erke€in rüyas›nda eflini, k›z›n› ç›plak görmüfl olmas›, eflinin


YÜZ YÜZE 6 A¤ustos 2010 / 19 A¤ustos 2010

Dö rtyol olaylarının canlı tanı€ı

Hatay’›n Dörtyol ilçesinde yaflananlar› büyük televizyon ve gazetelerden izleyenler asl›nda gerçeklerden habersizdi. Yine bildik, “Öfkeli hassas vatandafl” masallar›yd› anlat›lan. Oysa gazetecilerin olaylar› izlemesi engellenmifl, bildik resmi kal›plar medyaya servis edilmiflti. Ancak gerçeklere her türlü tehlikeyi göze alarak kendi gözleriyle takip eden gazeteciler de vard›. Hatay Söz gazetesi Haber

DÖRTYOL’DA

L‹NÇ

YEN‹

AMA

Müdürü Murat Altunöz, kendisi “Öldürüleceksin” tehdidine ra€m etti. Ayr›ca Anta Haber Ajans› v da çal›flan Alt›nöz’le canl› tan›kl olaylar›n› konufltuk. Alt›nöz yafla kentte linç giriflimi yeni olsa da a var oldu€unu söylüyor.

AYRIMCILIK

Ç

6-7 Eylül gibi, Marafl gibi bir

O

laylar bafllad›ktan sonra Dörtyol'a baflta ülkücülerin yo€un oldu€u Belen’den ve farkl› ilçelerden, hatta köylerden arabalarla insanlar tafl›nm›flt›

K

ürtler, mahallelerine kapand›. Kendi yaflad›klar› kentte aç›k bir cezaevinde gibiydiler. fiu an durum biraz normalleflti ama hala tedirginlik var

D

örtyol’da yaflananlar› yerel bir gazeteci olarak canl› izle diniz. Dörtyol’da gerçekte ne yafland›? Siz olaylar› nas›l takip ettiniz? Olaylar›n patlak verdi€i ilk gece geç saatte Dörtyol'a gittim. Durum çok kötü idi. Sokaklarda çok say›da ülkücü intikam sloganlar› atarak dükkanlara sald›r›yordu. Yani tablo tam hani filmlerde izledi€imiz 6-7 Eylül olaylar› gibi idi. Bir grup önüne ç›kan her fleyi y›k›p yak›yordu. Sonra grup Emniyet Müdürlü€ü’ne yöneldi, birden binler oldu. Yani bana göre çok organize bir olayd›. Kendili€inden bu kadar anl›k refleks göstererek toplanabilecek bir kitleye benzemiyordu. Sanki provas› yap›lm›fl bir olay gibiydi. Akflam Antakya'ya geri döndüm. ‹kinci gün ise yeniden gittim ama maalesef polisler karfl›lad› ve kimlik sordular. On dakika sonra küçük bir çocukla bana bir not yolland›. Notta "öldürüleceksin" yaz›yordu. Orada olanlar› gerçek anlamda görmemizi istemiyorlard›. Ölümle tehdit etmeleri bu yüzdendir. Ondan sonra özellikle direniflin oldu€u Mezbahane Mahallesi’ne gittim. Mezbahane Mahallesi Kürtlerin yo€un olarak yaflad›€› bir mahalle. Mahalle halk›n›n yaflananlar karfl›s›ndaki refleksi nas›ld›? Mahallede geceleri nöbet tutuluyordu. Halk kendi aras›nda sabaha kadar sohbet ediyordu. Mahalle ilk bak›flta tipik bir taflra kentinin gecekondu mahallesi ama mahallenin içerisine girince bambaflka bir dünya ile karfl› karfl›ya kal›yor insan. Mahalle özellikle bir bölgede ve tek bir cadde üzerinde bulunuyor. En üst yerde bir tane kahvehane var ve genelde mahalle sakinleri bu kahvehaneye tak›l›yor. Mahallede ortalama 5 bin civar›nda Kürt yafl›yor ama bu say› göç mevsiminde çok aza iniyor.

d›flar›dan getirildi. Zaten olaylar›n sonlar›na bakt›€›m›zda tamamen organize edilmifl, içinde derin devletin de oldu€u bir iliflki yuma€› ortaya ç›kt›. Yeni bir 6-7 Eylül senaryosu veya bir Marafl katliam› sahnelenmek istendi orada. Ama Kürtler bu konuda duyarl› davrand›. E€er Kürtler flehre inmifl olsayd› veya karfl›l›k verseydi katliam olurdu ve derin devletin istedi€i de olurdu bana göre. Ama yine belirtelim; çok ciddi anlamda d›flar›dan insan getirildi. Çat›flmalar s›ras›nda kolluk güç lerinin tutumu nas›ld›? Sald›rgan lara nas›l Kürtlere nas›l muamele edildi? Asl›nda genel bir kan› var orda, yani linç giriflimi yeni orada ama

Asl›nda genel bir kan› var orada. Yani linç giriflimi yeni ama ayr›mc›l›k eskilere dayan›yor. Kürt gençleri ifl ararken bunu birebir yafl›yor yok’ diyor. Bize insan gibi davranm›yorlar, sanki bizi öcü görüyorlar. E€er Kürt isen sana ifl yok, e€er Kürt de€ilsen ifl bulmak daha kolay...”

davran›yorlar, hemen iflkence ediyorlar. Orada kendimizi ifade edemiyoruz, sorunlar›m›z› dile getiremiyoruz, çünkü bizi dinlemiyorlar hemen bizi suçlu ilan ediyorlar.” Yani orada ikinci s›n›f muamele görüyorlar. K›saca orada devletin bir ayr›mc›l›€› söz konusu. Polislerin öldürülmesinin ve çat›flmalar›n ard›ndan kentte bir normale dönüfl söz konusu mu? Yoksa kent Türkler ve Kürtler olarak ikiye mi ayr›lm›fl durumda? Böylesi kat› bir ayr›mdan söz edilebilir mi? Kesinlikle öyle bir durum var. Özellikle 6 güne kadar süren durumda, tamamen iki kutup vard›, biri sokaklarda ola€anüstü önlemler alan polisler, sokaklarda

Kürt mahallelerinde yaflayan halk›n flu anki durumu ne? Çat›flman›n ard›ndan göç etme, mahalleye kapanma, kendince güvenlik tedbirleri alma gibi fleylerin gündelik hayatta bir karfl›l›€› var m›? Mezbahane Mahallesi’nde özellikle Kürt kökenli vatandafllar›n kendi aralar›nda kurdu€u dünya di€er dünyalara hiç benzemiyor. Bir kere burada insan iliflkileri, akrabal›k ve en önemlisi dostluk halen en ön planda yer al›yor. Kahvehanede oturan, vatandafllar akflam yeme€i vakti gelince hangi evde sofra kurulmuflsa o meclisteki vatandafllar birlikte kardefllik sofras›na giderek akflam yeme€i yiyor ve ard›ndan çaylar›n› demliyor ve bu mahallede en fazla dikkatimi çeken genelde Roj TV izlenmesidir. Girdi€im her evde Roj TV aç›k bir flekilde duruyor. Zengin sofralar›n kuruldu€u evlerde, kardefllik sofras› denildi€i gibi, ne bulduysa insanlar ortak bir flekilde yemek yiyor. Zaten bu mahallede yaflayanlar›n büyük bir bölümünün yerleflik bir hayat› yok. Ço€u farkl› illere mevsimlik iflçi olarak gidiyor. San›r›m bu ay sonunda da Ankara'ya kendi deyimleriyle so€ana gidecekler. Mahallenin büyük bir bölümü flu an Konya ve Amik ovas›n›n çeflitli bölgelerinde çal›fl›yor. Güvenlik için ise gençler gece nöbet tutuyor. Mezbahane Mahallesi’nde akflamlar› uzun oluyor. Çünkü olas› bir sald›r› dolay›s›yla mahalleliler sokakta nöbet tutuyor. Akflam sohbetleri özellikle ana cadde üzerinde sa€l› sollu oturan insanlar ile kahvehanede oturan insanlar›n bir araya gelmesiyle bafll›yor. Gündem Dörtyol’da yaflanan linç giriflimleri ve ülke gündemi oluyor genelde. Herkes sohbeti bir kenar›ndan alarak geceyi sürdürüyor. Gençlerin ço€u iflsiz. Mevsimlik iflçi olduklar› için düzenli iflleri


12 Halk›n Sesi

TSK ne YAfi’ar, ne YAfi’ AKP ile TSK aras›ndaki iktidar çat›flmalar›, flimdiye dek hiç olmad›€› kadar YAfi toplant›s›na da yans›d›. Eskiden yaln›zca TSK kurmay çekirde€indeki iç çekiflmelerin belirleyici oldu€u YAfi toplant›lar›na, art›k AKP de yeni kanallar

yaratarak etkin müdahale ediyor. AKP iktidar›n›n denetimindeki “Özel Yetkili Mahkemeler” (eski DGM’ler) operasyonel bir müdahale arac› gibi kullan›larak, AKP’nin istemedi€i askerler terfi ettirilmedi ve etkin görevlere getirilmedi. Böylece

isteyen Özal’› istifa ederek durd

1

A€ustos 2010’da Ankara’da toplanan Yüksek Askeri fiûra (YAfi), çat›flma ve uzlaflmalarla dolu yo€un bir çal›flma temposunun ard›ndan çarflamba günü sona erdi. TSK stratejik çizgisinin gözden geçirildi€i ve yeni komuta kademesinin oluflturuldu€u YAfi toplant›s›nda flu kararlar al›nd›: “fiûra’da, 30 A€ustos 2010 itibar›yla yafl haddinden emekliye ayr›lacak Genelkurmay Baflkan› Orgeneral ‹lker Baflbu€’un yerine ve Kara Kuvvetleri Komutanl›€›’na atama yap›lmad›. Genelkurmay Baflkanl›€› Genel Sekreterli€i’nden yap›lan yaz›l› aç›klamaya göre, Jandarma Genel Komutan› Orgeneral Atila Ifl›k’›n yerine 2. Ordu Komutan› Orgeneral Necdet Özel getirildi. Kara Kuvvetleri EDOK Komutan› Orgeneral Erdal Ceylano€lu 1. Ordu Komutanl›€›’na atan›rken, EDOK Komutanl›€›na 3. Ordu Komutan› Orgeneral Sald›ray Berk getirildi. Orgeneralli€e yükselenlerden Korgeneral Yalç›n Ataman 3. Ordu Komutanl›€›’na, Korgeneral Servet Yörük ise 2. Ordu Komutanl›€›na atand›. Deniz Kuvvetleri Komutan› Oramiral Eflref U€ur Yi€it ile Hava Kuvvetleri Komutan› Orgeneral Hasan Aksay ise görevlerini birer y›l daha sürdürecek.” (Milliyet Haber Sitesi, 4 A€ustos 2010) Baflbakan Tayyip Erdo€an’›n baflkanl›€›nda Genelkurmay Çakmak Salonu’nda toplanan Yüksek Askeri fiûra’ya, Genelkurmay Baflkan› Orgeneral ‹lker Baflbu€, Milli Savunma Bakan› Vecdi Gönül, Kara Kuvvetleri Komutan› Orgeneral Sebahattin Ifl›k Koflaner, Deniz Kuvvetleri Komutan› Oramiral Eflref U€ur Yi€it, Hava Kuvvetleri Komutan› Orgeneral Hasan Aksay, Jandarma Genel Komutan› Orgeneral Atila Ifl›k, 1. Ordu Komutan› Orgeneral Hasan I€s›z, 2. Ordu Komutan› Orgeneral Necdet Özel, 3. Ordu Komutan› Orgeneral Sald›ray Berk, Ege Ordusu Komutan› Orgeneral Hayri K›vr›ko€lu, Genelkurmay 2. Baflkan› Orgeneral Aslan Güner, Kara Kuvvetleri Komutanl›€› E€itim ve Doktrin Komutan› Orgeneral Erdal Ceylano€lu, Kara Kuvvetleri Komutanl›€› Kurmay Baflkan› Orgeneral Bekir Kalyoncu, Donanma Komutan› Oramiral Emin Murat Bilgel, Harp Akademileri Komutan› Orgeneral Hüseyin Nusret Tafldeler, Genelkurmay 2. Baflkan Yard›mc›s› Orgeneral Bilgin Balanl› kat›ld›. fiûra kararlar› krizli zirve toplant›lar›n›n ard›ndan çarflamba günü Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün

devletin, rejimin ve yap›lanmas›nda AK daha kazanm›fl old sürecinde TSK’yla askerlere istedi€in tüsü de AKP lehin

leyici olma” otoritesini yitirmesi bak›m›ndan bir dönüm noktas› oldu. fiimdiye dek iktidar partileriyle TSK kurmaylar› aras›nda hep gerilimli bir konu olan YAfi toplant›lar›na ilk kez iktidar partisi bu denli etkin müdahale edebildi. Brüksel’deki NATO karargah›, do€rudan ABD politikalar› ve bu politikalara ba€l› olarak mevzilenen TSK içindeki iktidar odaklar› TSK’n›n yap›lanmas›nda söz sahibiyken, flimdi bir de buna AKP eklenmifl oldu. Devletin ve TSK’n›n yap›lanmas› söz konusu, bu iktidar odaklar›n›n uzlaflma va çat›flmas›ndan geçen ad›mlar sonucunda belirlenecek. TSK’n›n yeniden yap›lanmas›na iliflkin gerilimlerin tarihine k›saca bakarsak: TSK’NIN ‘ULUSALCI-SOL’ KANADINDA BÜYÜK TASF‹YE 27 May›s 1960 darbesinden sonra

TSK, 275’i general olmak üzere 7 bin 200 subay›n› bir günde emekliye ay›rd›; tümenlere albaylar, tugaylara yarbaylar, binbafl›lar komuta etti. 1962’de Talat Aydemir “isyan-darbe” girifliminden sonra Kara Harp Okulu’nun son s›n›f› oldu€u gibi okuldan at›ld›; o y›l mezun verilmedi. TSK’DA ABD’C‹ KURUMLAfiMA ‘‘Bizim çocuklar nihayet baflard›.” Bu sözler ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Masas› Sorumlusu ajan Paul Henze'ye ait. 12 Eylül darbesini ABD Baflkan› Jimmy Carter'a haber vermek için söyledi€i sözler. 12 Eylül darbesine gelinceye kadar bir iç savafl ordusu olarak TSK’da, ABD yanl›s› “ulusal güvenlik doktrini” iyice kurumlaflt›. Demirel, 1969 Mart’›nda Genelkurmay Baflkan› Cemal Tural’›,

Cumhurbaflkan› Cevdet Sunay’›n deste€iyle görevden ald›. Tural’›n yerine Memduh Ta€maç geldi ve 12 Mart 1971’de Demirel’i koltuktan çekilmeye zorlayan darbeyi yönetti. Yine Demirel, 1977’de darbe yapacaklar›ndan flüphelendi€i ordu komutanlar›n› emekli etti. Bir y›l sonra Bülent Ecevit ile üzerinde anlaflt›klar› Ege Ordu Komutan› Kenan Evren’i genelkurmay baflkan› yapt›. Turgut Özal döneminde ve hatta hemen AKP iktidar› öncesi günlerde ordunun yap›lanmas› iktidar çat›flmalar›n›n alan› oldu. Turgut Özal 1987’de, yerine Necdet Öztorun’u b›rakmak isteyen Necdet Üru€’u, Evren’in onay›yla Öztorun’la birlikte tasfiye edip yerine Necip Torumtay’› getirdi. Torumtay, Aral›k 1990’da Türkiye’yi Irak savafl›na sokmak

TSK’DA AKP KUfiATMASI VE KONTRGER‹LANIN YEN‹DEN YAPILANMASI AKP iktidar›, Yaflar Büyükan ‹lker Baflbu€ kurmayl›€›ndaki T çekirdek ekibiyle ABD projesi çerçevesinde uzlaflarak TSK ve kontrgerillay› yeniden yap›land› bafllad›. “Özel Yetkili Mahkeme ve Ergenekon davalar› operasyo müdahale araçlar› olarak kullan AKP’nin 3 Kas›m’da iktidara geliflinden hemen önceki 2002 A fiura toplant›s›nda DSP-MHP-A hükümeti, Genelkurmay Baflka Hüseyin K›vr›ko€lu’nun görev s uzatmak istedi. K›vr›ko€lu bunu etmemekle birlikte Hilmi Özkö baflkanl›€›n› engellemeye çal›flt› Bunda baflar›l› olamay›nca ise, kat›ld›€› son YAfi toplant›s›nda Bafler’in gelmesine kesin gözüyl bak›lan Kara Kuvvetleri Komut €›’na Aytaç Yalman’› ve Yalma yerine de Jandarma Genel Ko m €›’na, emekliye sevk edilmesi be fiener Eruygur’u atad›. 2003 y›l›ndaki fiûra’da ise De Kuvvetleri Komutanl›€›’na Özd Örnek ve Hava Kuvvetleri Komutanl›€›’na da ‹brahim F›rt atand›. Bu nedenle de 2004 y›l›n yap›lan Askeri fiûra’da ordunun komuta kademesi 2013 y›l›na ka flekillendirildi. Yaflar Büyükan›t Kara Kuvve Komutanl›€›’na getirildi ve böyl 2006 y›l›nda genelkurmay baflka olmas› kesinlefltirildi. 2006 y›l›n ‹lker Baflbu€ Kara Kuvvetleri Komutanl›€›’na getirildi ve Büyükan›t’›n ard›ndan genelkur baflkan› olmas›n›n yolu aç›ld›. Ayn› fiûra’da Ifl›k Koflaner Jandarma Genel Komutanl›€›’n atand›, 2008 YAfi’›nda ise Kara Kuvvetleri Komutanl›€›’na getir 2010’dan itibaren Baflbu€’un ye genelkurmay baflkan› olmas› kesinlefltirildi.

Yargı denetiminden yargı müdahalesi ne 2010 A¤ustos YAfi toplant›s›na kadar, iktidar partisiyle TSK kurmaylar› aras›ndaki YAfi’la ilgili çat›flmalarda “YAfi kararlar›n›n yarg›n›n denetimine aç›lmas›” konusu temel gerilim konusuydu. TSK’da kadrolaflmaya çal›flan ‹slamc›lar için, kendilerinin ordudan ihrac edildi¤i YAfi kararlar›n›n yarg› denetimine ba¤lanmas› önemli bir mevzi kazan›m› olacakt›.

emeklilikleriyle ilgili kararlar›n idari ya r g › denetimi d›fl›nda kalmas›n› sa¤lamak amac›yla madde metni yeniden düzenlendi. 125. maddeye göre TSK, kendi kararlar›na karfl› yarg› yolunun kapal› oldu¤u bir kuruma dönüfltü. Büyük ölçüde “irticai düflünceye mensup personelin” ifllerine son verildi. 1992 y›l›nda 8, 1994'te 7, 1995'te 60, 1996'da 98, 1997'de 238 subay ve astsubay›n görev-

162 subay ve astsubay›n görevine son verildi. 2010 A¤ustos YAfi’›yla birlikte, AKP iktidar›, YAfi kararlar›n›n yarg›n›n d e n etimine aç›lmas›ndan ziyade do¤rudan karar alma süreçlerine müdahae eden bir strateji izliyor. TSK’n›n yeni dönem stratejilerinin ve yeni komuta kademesinin belirlendi¤i YAfi toplant›s›nda, “Özel yetkili mahkemeler”i

direnç oluflturdu. YAfi’ta terfi ve e görev bekleyen 11 general hakk›n Ergenekon ve Balyoz davas› çerçe yakalama karar› ç›kar›larak sürece hale edildi. Özel yetkili savc› Zeke 1. Ordu Komutan› Hasan I¤s›z’› YA toplant›lar›n›n ikinci gününde “‹n And›c›” çerçevesinde ifadeye ça¤›r Kara kuvvetleri komutan› olmas› b nen I¤s›z’›n terfi sürecine yap›lan


TAR‹H 6 A¤ustos 2010 / 19 A¤ustos 2010

‹ K T ‹ D A R I N

G Ö Z Y A fi L A R I N D A N

D A M L A Y A N

A€lamak istiyorum say›n sey ‹

ktidarlar, tarih boyunca halk› yönetmek için pek çok yönteme baflvurmufllard›r. Bunlardan biri de kitleler karfl›s›nda gözyafllar›na bo€ulmak. Üstelik ço€u zaman da ifle yarar. Ne de olsa a€layana merhamet edilir

A

ncak bu merhamet neleri gizler akan gözyafllar›n›n ard›na bakm kitleleri de gördük, egemenleri tarihçileri de…

“Hem a€lad› hem hepimizi a€latt›” ÖZEN TAÇYILDIZ

S

iyasette gözyafl› yak›n zamanda Baflbakan Erdo€an’›n gözyafllar› vesilesi ile tart›flma konusu oldu ülkemizde. Gerek Erdo€an gerek efli Emine Erdo€an gerekse partililer, çeflitli vesilelerle “gözyafllar›na hakim olam›yorlar”. Gözyafl› dökmek, elbette Erdo€an’dan önce de bir siyaset yapma biçimi olarak yer al›yor Türk siyasal hayat›nda. Mesela, Erdo€an’›n selefi oldu€u iddia edilen Adnan Menderes’in siyasetine de gözyafl› kar›flm›fl durumda. Adnan Menderes’in gözyafllar›n›n öyküsünü, onlara flahit birinden, ‹mam Hatip Liseleri’nin ilk mezunlar›ndan ‹lahiyatç› Prof. Dr. Cevat Akflit’ten aktar›yoruz:* “Yüksek ‹slam Enstitüsü'nün aç›lmas› için Türkiye genelinden bütün dernek üyeleri, ‹mam Hatip mensuplar› Ankara'da toplan›p giriflimlerde bulunmak istedik. O zaman 1957 y›l›yd›. Çok s›k›nt›l› bir dönemden geçiliyordu. Adnan Menderes hiçbir heyeti kabul etmiyordu. Grup baflkan vekili amcama '‹mam Hatip Okulu’na hay›r diyemem' demifl. Gitti€imiz grupta tam ters partiden adamlar da vard› ve giderken Menderes'in aleyhinde bile konufltular. 'Bizi rey için kabul ediyor' diyenler bile oldu. Adnan Menderes öyle bir konufltu ki hala unutam›yorum. ‘Bu memlekette iman, ahlak, ‹slam olmazsa biz ayakta duramay›z. Bizim milletimizin mayas› ahlakt›r, imand›r, ‹slam’d›r. E€er biz bugün ayaktaysak, aksakall› bir dedenin kuca€›nda büyüdü€ümüz için ayaktay›z. E€itim-ö€retim

sahas›nda din konusuna önem veremiyoruz. Bunu laikli€e ayk›r› say›yorlar. Arkadafllar›m beni yaln›z b›rak›yorlar’ dedi ve a€lamaya bafllad›. ‘Yaln›z›m, benim müsteflar›m bile meflr›k› a'zam (masonlar›n baflkan›). Burnumun dibine bile böyle adamlar koydular. Yaln›z›m ama hayat›m pahas›na bile olsa ‹mam Hatip Okullar›’n›n yüksek k›sm›n› açaca€›m’ dedi. Bir taraftan da sürekli a€l›yordu. O bizimle gelen ters düflüncedeki arkadafllar bile a€l›yorlard›. Hem a€lad› hem de hepimizi a€latt›. O sene Yüksek ‹slam Enstitüsü'nü açamad›. Yaln›z›m diyordu ya, bakanlar› bile

karfl› ç›kt› açamad›. Baflbakana ra€men açt›rmad›lar. Ertesi sene açmak nasip oldu. 59 ö€renciyle aç›l›fl yap›l›yordu. Yusuf Türel (‹lim Yayma Cemiyeti Baflkan›), ‘Neden 59 kifliyle aç›yorsunuz. Neden 600 kifli de€il? Size her türlü imkan› sunmaya haz›r›z. Bina, maddi imkanlar her fleyi biz karfl›lar›z. Gerekirse hocalar›n paras›n› da biz veririz. Neden 59 kifli’ diye Tevfik ‹leri’ye yüklendi. ‘Üstümüze gelmeyin, buna raz› olun, bunu nas›l açt›€›m›z› siz bilmezsiniz’ dedi ve a€lad›. Akan gözyafllar›n› hepimiz gördük. Hakikaten sonra ‹slam enstitüleri ço€ald›.” Menderes’in bir baflka gözü yafll› hat›rat› ise, Osmanl› hanedanl›€›na iliflkin. Menderes, 1952'de NATO toplant›s› için gitti€i Paris'te, s›n›rd›fl› edilen Osmanl› hanedan›n›n izini sürmüfltü. Döndü€ünde ise çabalar› ile bir kanun ç›kar›larak Osmano€ullar›’n›n kad›n mensuplar›n›n yurda dönüflüne izin verildi. Böylece Sultan II. Abdülhamid'in efli Müflfika Hatun Sultan ve k›z› Ayfle Sultan Türkiye'ye döndü, ‹stanbul’a yerleflti. Menderes’in onlar› evlerinde, gözyafllar› içerisinde ziyaret etti€i anlat›l›r. Geçti€imiz günlerde ise Erdo€an bakanlar› ile Ayfle Sultan’›n o€lu Osman Nami Osmano€lu'nun cenaze törenine kat›ld›. Osman Nami Osmano€lu, II. Abdülhamid'in hayatta iken dünyaya gelen son torunu ve yaflayan en yafll› Osmanl› Hanedan› üyesiydi. Erdo€an da, bir süre tabuta omuz verdi. * K›salt›larak al›nm›flt›r. “‹lk ‹mam Hatip Lisesi mezunlar› ‹stanbul’da bir araya geldi... Menderes’in Göz Yafllar›”, Halil ‹brahim Kurucan, Alt›noluk Dergisi, Kas›m 2008

Gözyafl›yla dolan ABD'nin eski d›fliflleri bakanlar›ndan Edmund Muskie, Demokrat Parti'nin 1972 y›l› seçimlerinde baflkan adayl›¤›na soyundu¤unda kar›s› Jane'in alkolik ve küfürbaz oldu¤una dair iddialar yay›lmaya bafllar. Kampanya s›ras›nda New Hampshire’da bu iddialara yan›t verirken a¤lay›nca kampanyas› çöker. Duygusal ve zay›f oldu¤u dolay›s›yla baflkanl›k görevini yürütemeyece¤i elefltirilerine "Onlar gözyafl› de¤il, eriyen kar tanesiydi" fleklinde karfl›l›k verse de kimseyi inand›ramaz. Ancak 2008'de ayn› yerde gözyafllar› bu kez ters etki yarat›r. Son baflkanl›k seçimlerinde partilerin adaylar›n›n belirlenece¤i ön seçimlerde Hillary

Gözyaflı sultanları aklam ‹

stanbul’un 1453’te al›nmas›n›n ard›ndan üç gün süren ya€ma sonucunda kentin harabeye döndü€ünü ve ‹stanbul’da kalmay›p Edirne’ye, saraya geçen Sultan Mehmet’in (Fatih) giderken ‹stanbul için a€lad›€›n› yazar tarihi kaynaklar. Oysa hem Osmanl› savafl gelene€inin hem de kuflatman›n kendi özel flartlar›n›n gere€i, ‹stanbul’un düflerken böyle bir ya€maya

elinden geldi€i kadar fethe karfl› ç›kt›. Gerçekten de, kuflatma devam ederken güçlü bir Venedik donanmas› yoldayd› ve Macar tehdidi devam ediyordu. 20 Nisan’da erzak ve silah getiren üç Ceneviz ve bir Bizans gemisi Osmanl› donanmas›n› yenerek zincir ötesine Haliç’e baflar›yla girmifl, bu deniz yenilgisi ordunun flevkini k›rm›flt›.

Osmanl› devlet gelene€i içinde yer etmifl kimi kat› uygulamalar zamane insan›n›n makul karfl›lamas› için tarihçiler taraf›ndan gözyafllar›yla y›kan›yor. Fatih’ten Yavuz’a pek çok sultan›n sert mizaçlar›na(!) gözyafllar› efllik ediyor

B

eraberinde p ve gözyafl› ge olan ancak ifas›nd mayan bir baflka devlet gelene€i is katli”. Yani tahta flehzadenin “devl için” kardefllerini çocuklar›n› öldür bunun yasal hale


14 Halk›n Sesi

Atletizm flampiyonas›n›n ard BORA AT‹K

spanya’n›n Katalan flehri Barcelona’da 20. Avrupa Atletizm fiampiyonas› 27 Temmuz – 1 A€ustos tarihleri aras›nda yap›ld›. Bu prestijli müsabaka Türkiye Atletizm dünyas› için birkaç aç›dan önemlidir; ancak bu konuya gelmeden önce atletizm hakk›nda biraz bilgi verelim. Asl›nda her fley insano€lunun avc›l›k toplay›c›l›k yapt›€› dönemlerde hayatta kalmas› için do€a ile verdi€i mücadele ile bafllar. Koflma, atma, atlama gibi hareketler bu dönemde hayatta kalabilmek için insano€lunun temel hareketleri aras›ndad›r. Ne zaman ki toprak ekilmeye baflland› ve insanlar yerleflik hayata geçti, o zaman insano€lunun hayatta kalabilme mücadelesi d›fl›nda sahip oldu€u fazladan zaman ortaya ç›kt›, bu serbest zamand›. Serbest zamanda insanlar avc›l›k-toplac›l›k döneminde vahfli do€a ile girdi€i mücadelede yapt›€› hareketleri birbirlerine zarar vermeden yapmaya bafllad› ve spor da böyle do€du. Tabii ki bu sporlar›n bafl›nda atletizm yer ald›. Atletizm içindeki hemen hemen her branfl insano€lunun do€a ile girdi€i mücadelenin bar›flç›l bir kopyas›d›r. Bilinen ilk atletizm oyunlar›n›n M.Ö. 1453 y›l›nda Yunanistan’da Pallas Athena’n›n flerefine yap›ld›€› söylenir. Atletizmin geliflmesinde Antik olimpiyatlar›n özel bir yeri vard›r. Antik Yunan Kent Devletleri, her y›l›n ba€ bozumu döneminde savaflmama karar›n› ald›klar›nda olimpiyatlar da do€mufl oldu. ‹lk

Olimpiyatlar M.Ö. 766 y›l›nda yap›l›rken, yar›flma program›nda, bugünkü atletizm yar›flma dallar›n›n birço€unun yer ald›€› görülmektedir. Bu yar›flmalar: Bir Stadyum boyu koflu (Dromos koflusu= 192.277m), iki stadyum boyu koflu (Dialos koflusu), uzun mesafe koflusu (24 stadyum boyu), pentatlon (Beflli yar›flma). Olimpiyatlar›n en önemli yar›flmas› say›lan pentatlon; disk atma, uzun atlama, cirit atma, bir stadyum boyu koflu ile gürefl yar›flmalar›ndan meydana gelmekteydi. Oyunlara sadece özgür erkek vatandafllar ç›plak olarak kat›labilmekteydiler. Müsabakalar› kazananlar›n zeytin dal›ndan bir taç ile ödüllendirildi€i söylenir. Köy ve kasabalar›na dönen bu flampiyonlar orada kahraman ilan edilirlerdi. Olimpiyatlar›n, Romal›lar›n Yunanistan’› iflgal etmesi ile fleytan ifli denilerek MS 393’te I. Theodosius taraf›ndan yasakland›€› tahmin edilmektedir. Çünkü I. Theodosius bütün pagan kültürünü H›ristiyanl›k ad›na yasaklam›flt›. Aradan geçen yüzlerce y›ldan sonra 1896’da Atina’da ilk modern olimpiyatlar düzenlendi. Kad›n atletler 1928 Amsterdam Olimpiyatlar›’ndan itibaren yar›flmalara kat›ld›. Bugün atletizm atma, atlama ve koflu genel bafll›klar› alt›nda toplan 24 farkl› branfltan oluflmaktad›r. Avrupa, Dünya Atletizm fiampiyonas› ve Olimpiyatlar’a kat›labilmek için Uluslararas› Amatör Atletizm Federasyonu’nun (IAAF) aç›klad›€› kat›l›m barajlar›n›n sporcular taraf›ndan önceden geçilmesi gerek-

‘Atletizm’ kelimesi Yunancada kavga, müsabaka veya mücadele anlam›na gelen “athlon”’dan gelmektedir. Atlet ise yunanca yar›flma anlam›ndaki ‘Athos’ sözcü¤ünden gelir ve atletizm yar›flmalar›na kat›lan sporcular›n genel ismidir. mektedir. Bu yüzden baz› ülkeler bir iki baz›lar› ise onlarca sporcu ile müsabakalara kat›l›r. Bu aç›dan bakt›€›m›zda 2010 y›l›ndaki Avrupa fiampiyonas›’nda erkek sporcular›m›z›n maraton, yürüyüfl, gülle-disk-cirit ve çekiç atma, üç ad›m-uzun-yüksek atlama ve s›r›kla yüksek atlama, 110-3000m engelli, 800-1500m müsabakalar›nda yer alamad›€›n›, sadece 100-200m, 400m engelli, 5000-10000m ve 4x100 de yar›flmalara kat›labildiklerini görmekteyiz. Erkeklerde sadece 5000m

yar›fl›nda iki atletimiz finale kadar ç›kma baflar›s›n› göstermifl olsalar da sonuçta pek baflar›l› olmad›lar. Kad›nlarda maraton, yürüyüfl, 800m, uzun-üç ad›m ve s›r›kla yüksek atlama, gülle-disk-cirit ve çekiç atma müsabakalar›nda yar›flabilecek kat›l›m baraj›n› aflm›fl sporcular›m›z›n olmamas›na karfl›n, yar›flan sporcular›n baflar›lar› flimdiden tarihte yerini ald›. Önce 10.000m de Elvan Abeylegesse sonra 100m engellide Nevin Yan›t ve 5000m de Alemitu Bekele Degfa flampiyon olarak alt›n

madalyaya ulafl›rken, Elvan 5000 gümüfl madalya alarak en fazla madalya kazand›ran sporcu oldu Ayr›ca Asl› Çak›r 1500m’de beflin Meryem Erdo€an 5000m’de yed ve Burcu Ayhan yüksek atlamada dokuzuncu oldu. Oyunlarda belki de en önemli baflar›lar›m›zdan biri tarihimizde kez yüksek atlama dal›nda kad›n finale kalmam›zd›r. Gerek Burcu gerekse Nevin’in baflar›s›nda fark olan özellik her ikisinin de Mersi atletizme bafllam›fl, antrenmanlar

B‹L‹M Bilimsel düflüncenin do¤uflu -13: Mikolaj Kopernik 1473’te Polonya’n›n Torun kentinde do¤an Mikolaj Kopernik temel e¤itimini tamamlad›ktan sonra 1492’ d e matematik ve astronomi konular›nda uzmanlaflt›. 1494 y›l›nda evine dönen Kopernik, baflpiskopos olan amcas›n›n etkisiyle dini e¤itim için ‹talya'ya gitti. 1501'de hukuk fakültesine devam etmekte iken, t›p fakültesine bafllamak için tekrar ‹talya'ya geri döndü. Burada çal›flmalar›na devam etti. Kopernik, dünyan›n ve di¤er gezegenlerin günefl etraf›nda döndükleri kural›n› aç›klam›flt›r. Kopernik kendisini bilim dünyas›n›n çok önemli bir insan› haline getiren bu çal›flmas›yla evrene ait bütün düflüncelerin yeniden ele al›nmas›n›

Yaz kabusu sivrisinek Yaz gecelerini kabusa çeviren ve yayd›klar› hastal›klarla milyonlarca insan› öldüren sivrisinekleri yak›ndan tan›yal›m

S

ivrisinek, çift kanatl›lar (Diptera) tak›m›n›n Culicidae familyas›ndan kan emici zararl› böceklerin ortak ad›d›r. Sivrisinekler tam baflkalafl›ml› böcekler olup 4 evreden geçerler: Suda geçen yumurta, larva, pupa evreleri ile karada geçen ve ergin evre. Sivrisinekler do€ru bilinenin aksine k›fl›n da hangi evrede olursa olsun yaflayabilir. Yumurtadan ç›kan sivrisinek yavrular› (lar va ve pupa), büyüme evrelerini tamamlayabilmeleri için küçük bir su birikintisine ihtiyaç duyar. Bu, çamurlu bir ya€mur suyu, batakl›k, çeltik, havuz suyu ya da teneke kapta birikmifl bir su bile olabilir. Sivrisinekler durgun sular› tercih eder; çünkü bu sular, içerdikleri fotosentez yapabilen bitki öbekleri sayesinde, oksijence zengindirler. Bir sivrisine€in kan emmek için konukçusunu nas›l buldu€u tam olarak bilinememektedir. Kanda

s›cakl›k oldu€u bilinmektedir. Sivrisinekler kan tafl›d›klar› için hastal›k bulaflt›rma riskleri vard›r. Örne€in sar› humma, fil hastal›€› ya da s›tma gibi parazit hastal›klar›n› tafl›yabilirler. AIDS'e sebep olan HIV virüsü ise bu canl›larda geliflme ortam› bulamaz. Virüsler sivrisinekler taraf›ndan tafl›nmaz. MÜCADELE YÖNTEMLER‹ Sivrisineklerle böcek ilac› kullanmadan, do€al korunma ve mücadele yötemlerinden baz›lar› flöyle: “Evinizde ve teras›n›zda sar› ampüller kullanabilirsiniz. Sivrisinekler üzerinde itici bir etkisi vard›r. Bahçeniz c›var›nda kal›c› su birikintileri olmamas›na dikkat edin. Bahçenize ya da evinizin etraf›na sivrisinekler için itici etkisi olan fesle€en, sardunya, nane, defne, biberiye, lavanta, pelin otu, sarm›sak ekebilirsiniz. Fesle€en, okaliptüs, limon, sedir, sardunya,

için önce bölgedeki üreme yerleri tespit edilmeli, larvalar ile uçkunlar›n hangi böcek öldürücülerine duyarl› veya dirençli olduklar› ve hangi mücadele yöntemlerinin kullan›labilece€i belirlenmelidir. Geçmiflte, sivrisineklerle mücadele etmenin yolu batakl›€› kurutmak, yani üreyebilecekleri su kayna€›n› yok etmek olarak düflünülürdü. Ancak bu eylemin do€an›n ekolojik dengesini bozarak birçok canl› türünü olumsuz etkiledi€i görülünce terk edildi. Bugün için en etkili mücadele yöntemleri sivrisine€in larva evresine yönelik olanlar. Bu yöntemlerden ilki sivrisineklerin yumurta b›rakt›klar› ve hiç kurumayan durgun su kaynaklar›na gambusia cinsi bal›k b›rakmak. Bu bal›klar›n tek dezavantaj› kültür bal›klar›n›n yumurtalar›n› da yemeleri. Di€er yöntem de sivrisineklerin üredi€i su kaynaklar›na belli aralarla larv-

Kaynak: Prof. Dr. Ülgen Ze yo€un olarak kullan›lan sis yöntemine. Geliflmifl ülkele neredeyse hiç kullan›lmaya yönteminin verdi€i zararlar sa€lad›€› yararlardan çok d fazla. Sonuçta hepsi birer z olan bu ilaçlar sadece sivris lere de€il ar›, yarasa, kufl g say›da canl›ya zarar vererek jik dengeyi bozuyor. Ev ve


KÜLTÜR SANAT 6 A¤ustos 2010 / 19 A¤ustos 2010

Adalar’da festival Adalar Belediyesi’nin düzenledi€i, ‹stanbul Adalar Kültür ve Sanat Festivali sona erdi. Etkinlikte kardefl flehir ve ada yemekleri sunuldu. Berk Özbek, Buzuki Orhan Osman gibi isimlerin yan› s›ra “Laogrifiko Musio Orestiadas” müzik, koro ve dans grubu da sanatseverlerle bulufltu.

Karadeniz coflacak

Çizg 12 Ey

Bu y›l 7.’si düzenlenecek olan Halkevleri Kemalpafla Halk Festivali 6-7-8 A€ustos’ta gerçeklefltirilecek. Festivalde bölgede müzik yapan yerel gruplar›n›n yan› s›ra Samsara ve Hilmi Yaray›c› sahne alacak. Festival kapsam›ndaki “Do€u Karadeniz Su Hakk› Forumu”nda ise HES'ler tart›fl›lacak.

51 çize leriyle 1 anlat›yo Karika ay›nda y›ldönü flehirler ve ilçed necek. Kulesi Grubu, dergisi 78’liler organiz gerçekl

Ustalar›n senaristi öldü Sinema tarihine mal olmufl 'Bisiklet H›rs›zlar›', 'Leopar' gibi filmlerin senaristi Suso Cecchi D'Amico, 96 yafl›nda hayata veda etti. Baflta Visconti olmak üzere büyük ‹talyan yönetmenlerle çal›flan D’Amico, 1994’ t e Venedik Film Festivali’nde Alt›n Aslan onur ödülünü alm›flt›.

Bu tartıflmada haklı Yavflakl›k, y›llar önce engin sanat birikimine sahip burjuvazinin afla€›lad›€› ve avam gördü€ü arabeskin bugün a€z›nda puro ile “bats›n bu dünya” diye Kuruçeflme Arena’da söylenmesidir T. VOLKAN ASLAN

A

rabesk bir müzik türü olarak kabul edilse de edilmese de Türkiye’de müzik alan›nda üzerine en çok fikir yürütülen konu olma özelli€ini hiçbir zaman yitirmiyor. Kimine göre halk müzi€inin de€iflik bir uyarlamas› kimine göre Klasik Türk Müzi€inin yozlaflmas› kimine göre Arap kimine göre pop… Türkiye’de yap›lan her müzi€in kal›b›ndan biraz alm›fl veya tersi her müzi€e biraz kendinden vermifl. Ne olursa olsun bu topraklarda dinlenirli€ini hiç yitirmemifl. Müzikal olarak bak›ld›€›nda halk müzi€inin ve sanat müzi€inin kaba bir tabirle macunland›€›, arap ritmi ve melodilerinin de kendine yer buldu€u bir müzik çeflidi. Herhangi bir müzik türü gibi güzel de yap›labilir kötü de yap›labilir. Faz›l Say’›n gözleri bir anda arabeske çeviren sözleri tarz olarak yeni olsa da içerik olarak yeni bir durum içermemektedir. Arabesk’in bir kültür olarak insanlar›n yaflam›na nüfuz etmesi y›llar öncesinin hikâyesidir. Umutsuz, çaresiz, kaderci bir kültürün

müzikal yans›mas›d›r. Halka umut ve isyan› ö€ütleyen müziklerin yasakland›€›, kaderci ve kederci müziklerin empoze edildi€i, isyan›n kendi içinde gözyafllar› ile eriyip gitmesini destekleyen bir zihniyetin ürünüdür. Ancak kabul edilse de edilmese de bu topraklar›n içinde bar›nd›rd›€› duygulara sahiptir. Bu topraklarda var olan bir dile sahiptir. Anadolu’nun bütün türkülerini umut dolu kabul etmek, sanat müzi€inin tamam›n› efli bulunmaz ilan etmek, bat› müzi€ini ulafl›lmaz noktalara getirmek en az arabeski beslemek kadar s›k›nt›l› bir davran›fl fleklidir. Bu ülkede sanat müzi€ini halk müzi€ini yasaklayarak, bir tarafta bat› konservatuarlar› kurdurmak kadar yanl›fl bir tav›rd›r. Dünyada hiçbir müzi€i dinlemek bir zaaf de€ildir. Ancak ne dinleyece€ini seçmek bir e€itim iflidir. Arabesk’in toplumsal ve müzikal yans›malar›n› de€ifltirmek veya do€rulaflt›rmak ise bir örgütlenme iflidir. Sanat› halktan ba€›ms›z ütopik bir biçimde ele almak yanl›flt›r. Gençlerin ço€unun iflsiz, umutsuz oldu€u en zaruri ihtiyaçlar›n›n bile karfl›lanmad›€› bir ülkede müzi€in de bir dili olacakt›r. Bu çaresizli€i söyleyen dil-

leri, çareler için mücadele etmeye ça€›ran, bugünden al›p yar›na tafl›yan müzik ilericidir, ayd›nl›kt›r, ça€daflt›r; türü ise önemli de€ildir. Yavflakl›k ise y›llar önce engin sanat birikimine sahip burjuvazinin afla€›lad›€› ve avam gördü€ü arabeskin bugün a€z›nda puro ile “bats›n bu dünya” diye Kuru Çeflme arenada söylenmesi, kaset satma u€runa arabesk nostaljilerinden medet umulmas›d›r.

“Arabesk müzik, arabesk yafla ça¤dafll›¤›n ve öncülü¤ karfl›t›d›r, duyars›zl›kt dolanla’ doludur. Ortado¤ yeteneksizlik, rant, çamur, m müzi¤i yapan yaps›n! Bu sa plerden hemen ataca¤›m! utan›yorum, utan›yorum “Sa¤›r oldu¤um gün ben doya doya ç›karaca¤›m” demi Gencebay da “Faz›l Say bizi de¤erlidir. Bu sözün onun ta

Munzur Festivali sona erdi Dersim’de 10. Munzur Kültür ve Do€a Festivali sona erdi. Türkiye’nin dört bir yan›ndan 10 binlerce kifli Munzur Festivali için Dersim’de bulufltu. Festivalin aç›l›fl› K›flla Meydan›’nda yak›lan meflaleyle bafllad›. Burada Seyit R›za’n›n heykelinin aç›l›fl› yap›ld›. Festival boyunca kent merkezlerinde ve ilçelerde toplu kahvalt›lar, söylefli ve paneller, konserler ve tiyatrolar sahnelendi. fiiir

Milletvekili fierafettin Halis, ESP Genel Baflkan› Figen Yüksekda€, Bar›fl Meclisi'nden Ayla Y›ld›r›m konuflmac› olarak yer ald›. OPERASYONLARA VE BARAJLARA KARfiI YÜRÜYÜfi Munzur Festivali’nde “Barajlar ve Çözüm Önerileri", "Dersim’de Çevre Sorunlar›”, “Kürt Sorununda Muhatapl›k Konusu ve Demokratik Özerklik” bafll›kl› paneller düzen-

lendi. Ayr›ca on binler festival süresince "Barajlara ve Operasyonlara Karfl› Munzur Yürüyüflü" gerçekleflti. Dersim'e çeflitli illerden ulaflmaya çal›flanlar zaman zaman s›k›nt›lar yaflad›. Festival için ‹stanbul'dan Dersim'e gelen bir yolcu otobüsü yolda teknik bir ar›za nedeniyle alev ald›. Yolcular tahliye edilirken, Malatya Belediyesi'ne ait itfaiye arac› otobüsteki yang›n› söndürdü.


SOKA⁄IN SES‹

ÜRETEN B‹Z‹Z YÖNETEN DE

B‹Z OLA

6 A¤ustos 2010 / 19 A¤ustos 2010

OKMEYDANI’NDA ÇOCUKLAR HALKEV‹’N‹N YAZ OK

Okul nas›l gidiy

Ö€renci Kolektifleri bu y›l Okumufl ‹n Yan›ndad›r kampanyas›n›n üçüncüs Üniversiteliler yoksul mahalleleri oku

Ö

€renci Kolektifleri’nin ‘Okumufl insan halk›n›n yan›ndad›r’ slogan›yla bu y›l üçüncüsünü düzenledi€i ve her y›l Halkevleri’nin ev sahipli€ini yapt›€› yaz okullar› ‹stanbul’da bafllad›. Üniversite ö€rencilerinin yoksul mahallelerde çocuklar için paras›z dersler verdi€i yaz okullar›n› her y›l gönüllü ö€retmenlerinden dinleyen Halk›n Sesi bu y›l yaz okullar›n›n ö€rencilerine sordu? Okul nas›l gidiyo r ? Sorular›m›za ‹stanbul Okmeydan› Halkevi’nin derslerini üç y›ld›r takip eden Selime ve Dilan cevap verdi. 12 yafl›ndaki Selime 7 çocuklu bir iflçi ailesinin kendi deyimiyle sondan üçüncüsü. Bu y›l 6. s›n›fta. Babas› belediyede iflçi olarak çal›fl›yor iki abisi ise makineciymifl. Selime’yle beraber Halk›n Sesi’ni k›rmayan di€er dostumuz Dilan da mahcup gülümsemesiyle anlatt›. Ailesi 17 kiflilik. Çok kardeflli bu ailenin geçinmesi de çok zor oluyormufl, Dilan’›n da ablas› ve abileri çal›fl›yormufl ama dedi€ine göre ihtiyaç çok olunca geçinmek de zor oluyormufl. Söyleflimiz boyunca Dilan’›n 4-5 yafl›ndaki iki küçük ye€eni de bize efllik etti. ‹ki dostumuz da sordu€umuz sorulara verdikleri k›sa cevaplarla önce bizi de terletti. Ama sohbet ilerledikçe hepimizin keyfi yerine geldi. Halkevi’nin yaz okulunu Dilan Selime’den ö€renmifl. ‹lk y›l Selime yaz okuluna bafllam›fl. Onun gelip gitti€ini gören Dilan da gidip gelmeye karar vermifl. Böylece üç y›ld›r her yaz Halkevi’nin yaz okulunun ö€rencisi olmufllar. Selime “Buradaki dersleri sevdi€imiz için her y›l geliyoruz” diyor. Kendi tabirleriyle ‘kurs’taki ö€retmenleriyle aralar› iyimifl, hatta nazlanmak için arada küsüp bar›fl›yorlarm›fl. Derslerde flark›lar söyleyip oyunlar oynad›klar›n› anlat›yorlar. Okuldan farkl› m› buras›, diye sordu€umuzda

ikisi de “evet daha e€lenceli” c verdi. Kursun genç ö€retmenle okuldan farkl› olarak ödev veri si bu e€lencenin nedenini aç›kl Üstelik Halkevi’nde tenefüsler uzunmufl. Daha ne olsun. Gerç Selime de Dilan da okulu ve ok ö€retmenlerini sevdiklerini ekl geçemiyor. Dersler d›fl›nda ne yap›yorsu diye sordu€umu zda her ikisi de y›l yaz okulundaki di€er çocukl beraber gittikleri Oyuncak Mü Gezisi’ni hala s›cakl›€›n› koruya hayranl›kla anlatmaya bafllad›. olsa oyuncaklarla dolu bir bina ca ak›ldan ç›kacak bir fley de€il da yaz okulunun program›nda var. Bunun üstüne konufltu€um s›rada Dilan okulda da müzele ler düzenlendi€ini ama onlar iç kendilerinden para topland›€›n anlat›yor. Paras› olmayan ne ya diye sordu€umu zda Selime ‘On gelmiyor ama burda sadece gel istemeyenler gelmiyor’ diye bel ihtiyac› duyuyor. Yaz okuluna gelen çocuklar

Yumurtanın sar ı sı liselinin k

ÖSYM, ‘ma€durlar›n say›s› az’ diyerek, durumun abart›ld›€›n› söyleyerek hatalar›n› ört bas etme bu piflkinli€e sessiz kalmad›. Genç Umut’un ÖSYM Baflkan›’n› yumurtalad›€› eylem liselilerin his

Ü

niversiteye giriflte her y›l de€iflen s›nav sisteminin ma€duru olan ö€renciler, bu y›l yap›lan LYS’nin ard›ndan tercih k›lavuzunda pefl pefle hatalar›n ortaya ç›kmas›yla öfke ve flaflk›nl›€› bir arada yaflad›. Skandal boyutundaki hatalar karfl›s›nda ülke çap›nda ö€rencilerden, gelecekleriyle oynand›€›

türünün baflar› s›ralamas›nda da yine ufak bir hatay› büyüttü€ünü ve ma€durun çok say›da olmad›€›n› söyledi. Yar›ma€an, ö€rencilere 50 bininci aday›n, bininci kifliye kadar ö€renci alan bölümleri tercih etmesini ö€ütledi. 2 YUMURTA 1 YARIMA⁄AN Genç Umut’çu bir ö€renci söz alarak

f›rlatt›. Salondaki veliler ve ö€renciler alk›fllayarak Genç Umut’un eylemine destek verirken güvenlik görevlileri ö€rencileri zorla d›flar› ç›kard›. Ünal Yar›ma€an da salonu terk etmek zorunda kald›. Genç Umut yumurta eyleminden sonra h›z›n› art›rarak ülke çap›nda pek çok kentte protesto gösterileri yapt›.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.