Y›kt›rmad›k ayaktay›z! Ankara Dikmen Vadisi halk›, ‹. Melih Gökçek’in y›k›m sald›r›s›na evlerini bedenleriyle koruyarak yan›t verdi. Medyada Vadi halk›n›n mücadelesine karfl› bir karalama kampanyas› bafllatan ve Dikmen’deki mücadelenin “ideolojik örgüt ifli” oldu¤unu iddia eden Gökçek’in yalan› uzun sürmeden a盤a ç›kt›. Direnen halk hala temel mevzilerini koruyor ve sald›rgan› duraklatabiliyor. Sayfa 12’de
Y›l 1 Say› 2007/3 (22) 8 fiubat 2007 75 YKr 15 Günlük Siyasi Gazete
n Irkç›lar, halktan yedikleri sille karfl›s›nda psikolojik savafl hileleriyle üstünlük sa¤lamaya çal›fl›yorlar
n Hükümet, ›rkç›l›¤a ve kontr gerillaya karfl› geliflen öfkeyi, iktidar hesaplar› için istismar ediyor. Cinayet örtülüyor
n Toplum ilkel kabilecilik duygular› gelifltirilerek parçalanmaya ve ABD’ nin bölge politikas›n›n oyunca¤› edilmek isteniyor
Irkç› edepsizli¤in karfl›s›na kardeflli¤in kalesini dikelim
H.Hüseyin Baflar
Milliyetçilik ve afla¤›l›k kompleksi
Sayfa 7’de
‹brahim ‹çmez
Anlad›n sen onu
Sayfa 9’da
Metin Özu¤urlu
Cinayet cinnet cesaret
Sayfa 3’te
Umar Karatepe
Kontrgerilla’da çatlak ve umut
Sayfa 2’de
Abdullah Ayd›n
Üç çeyrek yüzy›l
Sayfa 2’de
Sayfa 2’de
Etiyopya’da do¤ru söyler memlekette flaflar
Dünya Bankas›ndan AKP’ye tam destek sürüyor
YURU YA KULUM Bush’un sa¤ kolu Dünya Bankas› Baflkan› Wolfowitz, AKP’ye aferin çekerek bu deste¤in devam› için yeni ödevlerini vererek Türkiye’den geldi geçti. En acil ödevler ise enerjide özellefltirme Sayfa 9’da ve sosyal güvenli¤in tasfiyesi.
Etiyopya’da yoksulluktan utanan Baflbakan Erdo¤an, Türkiye’ye dönünce “hicap” duygusunu unuttu. “‹stanbul’a geliyorsun, geldin. Niye geldin? Yerin var m›? ‹flin var m›? Paran var m›? Bunlar yoksa neden geldin?” söylemiyle, AKP’nin neo-liberal politikalar›na s›n›fsal bir ›rkç›l›¤›n efllik edece¤ini gösteriyor. Sayfa 3’te
Derin devletin dizisi:
KURTLAR VAD‹S‹ TV ekranlar›nda kontrgerilla propagandas› yapan ve tetikçi yaratma okulu gibi çal›flan dizinin arkas›ndan da “Derin Devlet” ba¤lant›lar› ortaya ç›kt›. Sayfa 11’de
Fiili sendikac›l›k fikrinin nas›l uygulanabilece¤ini anlamak için 40 y›l önce bu anlay›fl› uygulayabilen D‹SK’in kurulufl sürecine bakmal›y›z Sayfa 10’da
FILISTIN ATES KESEMIYOR El Fetih ve Hamas çat›flmas›na ateflkes dayanm›yor. ‹ki gün süren ateflkeslerin ard›ndan aralar›nda çocuklar›n ve kad›nlar›n da bulundu¤u çok say›da sivilin öldürüldü¤ü karfl›l›kl› sald›r›lar gerçeklefliyor. ABD El Fetih’i ‹ran da Hamas’› askeri ve mali olarak destekliyerek iç savafl› k›flk›rt›yor. Sayfa 8’de
25 OCAK - 7 fiUBAT
Üç çeyrek yüzy›l Abdullah AYDIN
Halkevleri Genel Baflkan›
Değişen dünyada bizde de belli dönüşümler oldu; ama misyonumuz değişmedi. Her zaman gücümüzü halktan aldık ve halkın örgütü olduk. Ne zeminimiz bizim altımızdan kaydı ne de biz zeminimizi terk ettik. Kimliğimizi yitirmeden kendimizi her dönemin gereksinimlerine göre donanımlı kılmayı başardık. Daha iyi bir yaşam için halkın söz ve karar sahibi olmasına çaba sarf ettik.
H
alkevciler bugünlerde 19 fiubat 2007’de bafllayacak olan 75. mücadele y›llar›na haz›rlan›yorlar. Halk›m›z›n kaderiyle iç içe geçen üç çeyrek yüzy›l… Halkevleri, dünyada ve ülkemizde ac› tatl› birçok olaya tan›kl›k etmifl ulu bir ç›nar. Öyle bir ç›nar ki; Homeros’u, Prometeus’u, Mevlana’y›, Yunus’u kökleriyle bugünlere tafl›rken; dallar› ve yapraklar›yla Küba’dan Vietnam’a, tüm ezilen halklar›n bar›fl ve kardefllik türkülerini buluflturuyor. Halkevleri tarihinin bir mücadele tarihi olmas›- bizim tercihimizden öte- örgütlenme ve düflünce özgürlü¤üne yasaklar getirilen ülkemizin koflullar›ndan kaynaklan›yor. Bu koflullar, bizleri her dönemde demokrasi mücadelesini ana gündemimiz yapmaya zorlad›. Bu nedenlerle Halkevleri tarihi, anti-demokratik uygulamalara karfl› itiraz ve isyanlarla dolu bir tarihtir. Bu onurlu tarihin baflar›lar›n› ateflleyen temel güç, halk›n umut ve özlemlerinden süzülüp gelen, düflünsel ve kültürel zenginli¤inin a盤a ç›kar›lmas›d›r. Savafllar›n ve büyük alt-üst olufllar›n yafland›¤›, devletlerin tarihe kar›flt›¤›, yeni ülke s›n›rlar›n›n çizildi¤i bir dönemde- belli duraksamalar yaflansa daHalkevleri kervan› yoluna devam ediyor. Son aylarda yaflanan geliflmeler egemenler aras›ndaki gerilim ve çat›flmalar bize yeni bir dönemi iflaret ediyor. Bu yeni dönem, sermayenin ‘mali disiplini’ sa¤lamas›nda, ‘uyum manzaras›’ yaratma isteklerinin muhalifler için zor bir dönemin bafllatt›¤›n› da iflaret ediyor. AB treninin yaflad›¤› ar›za, buna ba¤l› olarak K›br›s sorunu, Ortado¤u’ya yönelik sonu gelmez heveslerle, kendi gündemlerini toplumun bütününe dayatmak isteyen egemen güçler önümüzdeki dönemde ayk›r› düflünenleri ezmek için her yolu deneyecekler. Demokratik kitle örgütlerine, dergilere, kültür merkezlerine ve yoksul mahallelere yap›lan operasyonlar bu düflüncemizi do¤ruluyor. Yine üniversitelerin hedef tahtas› seçilerek polis, yönetim, faflist güçlerin iflbirli¤iyle ‘Üniversiteler ticarethane, ö¤renciler müflteri de¤ildir’ diyenlerin seslerinin k›s›lmas› ayn› nedenlere dayan›yor. Böylesi çeliflki ve çat›flmalar›n yafland›¤› bir dünyada Halkevcileri bugün daha a¤›r görev ve sorumluluklar bekliyor. ‘Köprülerin alt›ndan çok sular akt›’ diyenler olsa da, akan sular zapt edilemiyor ve insano¤lu hala yeni köprüler yap›yor. De¤iflen dünyada bizde de belli dönüflümler oldu; ama misyonumuz de¤iflmedi. Her zaman gücümüzü halktan ald›k ve halk›n örgütü olduk. Ne zeminimiz bizim alt›m›zdan kayd› ne de biz zeminimizi terk ettik. Bu yüzdendir ki olanaks›zl›klara ve engellemelere ra¤men, ele ald›¤›m›z proje ve kampanyalar› yüzümüzün ak›yla sonuçland›rd›k. Kimli¤imizi yitirmeden kendimizi her dönemin gereksinimlerine göre donan›ml› k›lmay› baflard›k. Daha iyi bir yaflam için halk›n söz ve karar sahibi olmas›na çaba sarf ettik. Kurulufl dönemimizde d›fllanm›fl, cehalet içinde b›rak›lm›fl bir halk› tarih sahnesine ç›kard›k. Halkevleri çal›flmalar›n›n sa¤lad›¤› ayd›nlanma ve bilinçlenme sayesinde dünyadaki geliflmeleri izleyen, ülkesinde olup bitene seyirci kalmayan, ça¤dafl ve bilimsel düflünebilen bir insan tipi yarat›lmas›na katk› sa¤lad›k. Kültür ve sanat› ‹stanbul’da bir avuç seçkinin ifli olmaktan ç›kar›p kitlelere mal ettik. Dönemin temel görevi buydu ve Halkevciler o y›llarda büyük bir ayd›nlanman›n öznesi olarak görevlerini lay›k›yla yerine getirdiler. 60’l› y›llar emekten yana de¤erlerin yükseldi¤i, emperyalizme karfl› kurtulufl savafllar›n›n verildi¤i ve sosyalizmin dünya halklar› için umut oldu¤u
bir dönemdi. Halkevcilerin yeni görevi kitleleri, dünyan›n eflitlik, özgürlük ve bar›fltan yana yüzü ile buluflturmak ve gerçek kurtuluflun nas›l ve nerede oldu¤unu bilince ç›karmakt›. Aray›fllar ve yo¤un tart›flmalardan sonra demokrasi mücadelesini önemseyen, emekten yana bir Halkevcilik kabul gördü. 1980’lere do¤ru Halkevleri, halk›n bütün sorunlar›n›n tart›fl›ld›¤› ve çözüm yollar›n›n arand›¤› ‘halk›n muhalefetevleri’ anlay›fl›na kavufltu. 12 Eylül sonras› Halkevleri, 1988 y›l›nda yeniden örgütlenme flans› yakalad›¤›nda yokluk ve yoksunluk içindeydi. Fiziksel güçsüzlü¤ünün yan›nda Halkevci de¤erler aç›s›ndan da kötü bir süreç yaflan›yordu. Sosyalizmin çat›rt›lar›, 12 Eylül yaras›na tuz biber ekerken; kapitalizmin zafer 盤l›klar› beyinleri teslim almaya çal›fl›yordu. Liberalizmin tilki masallar›na kananlar da az de¤ildi. Bu elveriflsiz ortamda f›rt›nadan kazas›z belas›z kurtulan az say›da devrimci kollar› s›vad›. Halk›n darmada¤›n ve sahipsiz oldu¤u bir dönemde, Halkevlerine her zamankinden çok gereksinim oldu¤u iddias›yla yola koyuldular. 8-10 y›ll›k bir deneme yan›lmadan sonra yeni liberal sömürü politikalar›n›n her fleyi ve herkesi çökertti¤i ülkemizde, yoksullaflan halk›n yaflam› içerisinden yeni bir örgütlenme ve mücadele anlay›fl› yeflertildi. Sosyal devletin çökertildi¤i, halk›n s›n›rl› kazan›mlar›n›n bile elinden al›nd›¤› 2000’li y›llarda halk›n haklar› öne ç›kar›ld›. Bu haklar›n kullan›m› yolunda bir mücadele kültürünün gelifltirilmesi do¤rultusunda çal›flmalar sürdürülüyor. * ‹zmit’te yap›lan ‘Yoksullar Bulufluyor, Kad›nlar Konufluyor’ festivaliyle yeni dönemde Halkevlerinin yoksulluk a¤›rl›kl› bir mücadeleye yöneldi¤i vurguland›. Yoksulluktan en çok zarar gören kad›nlar›n örgütlenmesinin önemi ortaya koyuldu. * ‘Irak Ma¤duru ‹flçiler ve Aileleri Merkezi’ oluflturularak savafl›n yaratt›¤› y›k›mlar gözler önüne serildi. Ma¤durlar›n haklar›n› alabilmelerinin mümkün oldu¤u gösterildi. * E¤itimin ve sa¤l›¤›n piyasalaflt›r›lmas›na karfl› ‘ Paras›z E¤itim, Paras›z Sa¤l›k ‹stiyoruz’ fliar› ile y›llard›r devam eden uzun soluklu bir mücadele yü-
rütülüyor. * Rant için kentsel dönüflüm de¤il, insan için kentsel dönüflüm diyerek bar›nma hakk› talebi etraf›nda yoksul mahallelerin içine düflürüldü¤ü çürümüfllü¤e çözüm yollar› aran›yor. * ‘Filistin Yaflas›n, Yaflas›n Filistin’ kampanyas› ile kurtuluflumuzun ancak ezilen dünya halklar›n›n kardeflli¤i ve dayan›flmas›ndan geçti¤ini bir g›da paketiyle somutlamaya çal›flt›k. * 1. Uluslararas› ‹flçi Filmleri Festivali düzenleyerek dünya iflçi s›n›f› mücadelesinin bitmedi¤ini, bu u¤urda verilen mücadeleleri, isyanlar›, deneyim ve birikimleri buluflturmaya çal›flt›k. * ilk ve orta ö¤renim ö¤rencilerine destek amaçl›, okuma yazma bilmeyenlere ise okuma-yazmay› ö¤reten kurslar›m›z sürüyor. * Yerel yönetimlerin ve demokratik yap›lar›n düzenledikleri festivallere kat›l›m ve katk› sa¤l›yoruz. * Kurulufl y›ldönümü, 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü gibi özel günlerde ve yürüttü¤ümüz kampanya ve çal›flmalar üzerinden konser ve festivaller düzenliyoruz. * Halkoyunlar›, müzik, fliir, resim, foto¤rafç›l›k ve sinema gibi dallarda her flubenin kendi gücüne ve talebine uygun kurs, atölye çal›flmalar›m›z yürüyor. * iflçi, gençlik ve kad›n sorunuyla ilgili oluflturdu¤umuz atölyelerde yürüyen mücadelelere de örtüflmesini amaçlad›¤›m›z çok yönlü çal›flmalar›m›z devam ediyor. * Yay›nlar›m›z ve kültür sanat politikalar›m›zla kültür-sanat üzerinde sermayenin yaratt›¤› hegemonyay› k›rarak, sanata yeniden emekçilerin mücadelesinin önünü açacak bir ifllev kazand›rmaya çal›fl›yoruz. Kaz›m Koyuncu’nun devrimci müzi¤ini ve mücadelesini kendisinden sonra da devam ettirmek için miras›na sahip ç›k›yoruz. Bu çerçevede Kaz›m Koyuncu’nun sanatç› dostlar› ve sevenlerinin de katk›lar›yla birço¤u daha önce yay›nlanmam›fl flark›lar›ndan oluflan “Dünyada Bir Yer Yerdeyim” isimli albümü yay›nlad›k. Albümden elde edilecek gelirle Kaz›m’›n de¤erlerini yaflatacak bir kültür merkezi kurmay› amaçl›yoruz.
Yukar›daki çal›flmalar›m›zla iç içe demokrasi mücadelesinde Mersin’de bafllat›lan bayrak provokasyonuyla birlikte önü aç›lan faflist sald›r›lara karfl› meflru ve demokratik tepkilerimizi gösterdik. Terörle mücadele yasas›na, cezaevlerindeki tecrit politikalar›na, Kürt sorununda bar›fl yerine savafl› ve milliyetçi saflaflmay› dayatanlara karfl› bar›fl, eflitlik ve kardefllik talebimizi hayk›ran eylemlilikler gelifltirmeye çal›flt›k. Önümüzdeki dönemde de geçmifl y›larda yapabildiklerimizden cesaret alarak IMF ve Dünya Bankas›’n›n y›k›m politikalar›na karfl› mücadelemizi sürdürece¤iz. Halk›n haklar› sempozyumu düzenleyerek e¤itim, sa¤l›k, bar›nma, ulafl›m, enerji, temiz su-çevre, kültürel ve demokratik haklar konusunda çal›flma gruplar› ve atölyeler oluflturarak, en son, halk›n taleplerini deklere edece¤imiz bir çal›flmay› hayata geçirece¤iz. Uluslararas› ‹flçi Filmleri Festivali’nin ikincisini geçen y›ldan edindi¤imiz deneyim ve birikimlerimizle yetkinlefltirerek May›s 2007’de yapaca¤›m›z gösterimlerle gelenekselli¤ini sa¤layaca¤›z. Bugün yapabildiklerimiz ve ileride yapmay› düflündüklerimizle geçmifl süreçlerdeki ifllevimize uygun (savafl, sömürü, yoksulluk ve bask›lar karfl›s›nda) yeni bir ayd›nlanman›n öncüsü olmaya çal›fl›yoruz. U¤rafllar›m›zda her zaman kendi öz gücümüze güvendik. Hedefe yaln›z ulaflamayaca¤›m›z›, nihai zaferin ancak dost kurum ve kurulufllarla oluflturaca¤›m›z ortak mücadeleden geçti¤ini hiç göz ard› etmedik. Halkevciler olarak üç çeyrek yüzy›la girdi¤imiz bugünlerde söylenecek çok sözümüz var. Söyleyeceklerimizi düzenleyece¤imiz dayan›flma yemekleri, panel, flenlik, sergi, afifl, bildiri vb. gibi de¤iflik etkinliklerle, dostlar›m›zla birlikte ifade etmemizin daha anlaml› oldu¤unu düflünüyoruz. Bu onurlu yürüyüflte bizleri yaln›z b›rakmayan baflta emekçi halk›m›z olmak üzere tüm devrimci, demokrat, ilerici dostlar›m›za teflekkür ediyorum ve yeni mücadele zeminlerinde buluflmak dile¤iyle tüm Halkevciler ad›na herkesi sayg›yla selaml›yorum.
GEL‹P GEÇERKEN...
‹NSAN ‹nsan kufl kanad›nda gelen yaz›. ‹nsan ar› su, insan ak süt. ‹nsan yemyeflil uzanan bahçe. ‹nsan kum, insan çak›l tafl›. ‹nsan yi¤it, insan dost, insan sevdal›. ‹nsan kanc›k, insan ödlek, insan hergele. ‹nsan kocaman, da¤ gibi.
Alaattin T‹MUR
‹nsan parmak kadar, küçücük. ‹nsan al›n teri, insan lokma, insan kan. ‹nsan solucan, insan sülük. ‹nsan kufl kanad›nda gelen yaz›. ‹nsan gül fidan›nda yanan konca. ‹nsan umutlar›n kap›s›. A.Kadir
Irkç› edepsizli¤in karfl›s›na kardeflli¤in kalesini dikelim
H
rant Dink cinayeti ve cenaze töreni sonras› geliflmeler, Türkiye’nin siyasal tarihi, özellikle de toplumsal muhalefet aç›s›ndan kritik bir dönemeç haline geldi. fiovenizme karfl› beklenenin çok üzerine ç›kan toplumsal tepki, hem kat›l›m hem de öne ç›kard›¤› slogan›n vurgusu itibariyle çarp›c›yd›. Anadolu topraklar›nda flovenizmin, ›rkç›l›¤›n gerçek s›n›rlar›n› ortaya koydu. Bu süreçte egemenler aras›ndaki çekiflmeyi aflan as›l önemli sonuç da buydu. Egemenlerin her iki kanad› da bu beklenmedik toplumsal patlaman›n yaratt›¤›, ilk flaflk›nl›¤›n ard›ndan hem tepkiselleflerek hareketlendiler hem de birbirlerine karfl› mücadeleyi yo¤unlaflt›rd›lar. Özellikle ulusalc›, faflist, floven güçlerin son on y›lda a¤›rl›kla Kürt sorununda yaşanan tıkanma üzerinden sağladıkları hegemonya bu olay sonras›nda sars›ld›. Beklenmeyen bu geliflme liberal medyan›n yöneticilerini bile panikletti. Daha cenaze öncesinde Ertu¤rul Özkök tepkileri yumuflatmaya çal›flarak, “olaya milliyetçilerin duyarl›l›klar› aç›s›ndan da bakmak gere¤ini” dillendirmeye bafllad›. Bu yaz›lar floven-faflist güçler aç›s›ndan adeta bir iflaret fifle¤i ifllevi gördü. Cenazedeki pankartlar üzerinden demagojik bir sald›r› furyas› bafllat›ld›. Bu geliflmeleri sindiremeyerek adeta bir panik atak geçiren ulusalc›, ›rkç›, faflist güçler h›zla sald›r›ya geçtiler. Sokak sald›r›lar›, statlarda açt›r›lan ›rkç› pankartlar, bas›nda abart›larak yans›t›lan beyaz bere giyme hareketleri, gemi kaç›rma eylemi, internet alemindeki sald›r›lar, cep telefonlar›na gönderilen mesajlar, tehditler… Üstelik, tüm bu sald›r›lar “özel harp stratejisindeki” psikolojik harekat›n parças› olarak gündeme geliyor. Psikolojik harekat›n bir parças› olarak eylemlere iliflkin haberler bilinçli olarak abart›l›yor. Asl›nda hepsi bu cinayetin ard›ndan faflist güçlerde geliflen tahammülsüzlük atmosferinin ve da¤›lan hegemonyan›n zor yoluyla yeniden kurulma çabalar›n›n ürünleri. Toplumda flovenizme, faflizme karfl› beliren bu s›n›r, ancak etkili bir savunma hatt› kurulursa, varl›¤›n› sürdürebilir. Bu s›n›r inatla savunulamazsa, flovenizm son on y›ldaki hegemonyas›n›, bu kez fliddeti esas alan daha kirli yöntemlerle yeniden tesis edecektir. Nitekim faflistlerin istedikleri yönde birtak›m geliflmeler oldu. Cenazenin ard›ndan baflla-
yan sald›r›lar›n hemen sonras›nda ilerici ayd›nlar ve liberaller aras›nda bir panik havas› esmeye bafllad›. Gazete sütunlar›nda bu hava görüldü. Oysa bir anda toplumda az›nl›k durumuna düflen floven güçlerin yürüttükleri psikolojik harekatla zaten amaçlad›klar› da buydu. *** Faflist güçlerdeki fliddetli tahammülsüzlü¤ü yaratan bir dizi neden var. En önemlisi, Hrant Dink cinayetiyle birlikte, ›rkç›, faflist güçlerin ellerindeki en önemli ideolojik argüman olan “vatanseverlik” vurgusu inand›r›c›l›¤›n› yitirdi. “Türkiye’nin bölünme tehlikesi” toplumda ne ölçüde etkili bir argümansa ve toplumun sa¤duyulu her kesimi emperyalizmin bu bölme tehdidine karfl› içten bir tepki gösteriyorsa, floven-faflist güçlerin Anadolu halklar›n›n bir arada yaflayabilmesini torpillemeye dönük eylemleri de “emperyalistlerin iç çat›flma ç›karma tehdidine uygun olarak” o ölçüde tehlikeli ve tepki çeker hale geldi. Yani Hrant Dink cinayeti Anadolu halklar›n›n bir baflka sa¤duyu noktas›n›n d›fla vurulmas›na vesile oldu. Faflist, floven güçler taraf›ndan en çok afla¤›lananlardan bir Ermeni (üstelik de sosyalist), onca tehdide boyun e¤medi. Bu vatan için can›n› ortaya koydu. Onun için bölücülük suçlamas› da geçersizdi. Çünkü flovenizme karfl› oldu¤u kadar, Ermeni devletinin ve Ermeni diasporas›n›n milliyetçi tezlerine karfl› da mücadele ediyordu. fioven-faflist mihraklar gibi, s›rt›n› devlete ve güce dayamam›flt›. Bu ülkede eflit bir vatandafl olma idealine s›ms›k› sar›lm›flt›. Mazlumlar ad›na verilen bu meflru mücadele bir anda toplumu etkiledi. Faflistleri vicdanlarda mahkum etti. “Hepimiz Hrant’›z, Hepimiz Ermeniyiz” slogan›yla kendisini mazlumlarla özdefllefltiren yüz binler, bu toplumda ilk kez flovenizm karfl›s›nda cepheden ve çok etkili bir tutum ald›. Tepkilerin yo¤unlu¤u, floven-faflist blo¤un meflruiyetten yoksun, gözünü iktidar h›rs› bürümüfl bir az›nl›k oldu¤u bir anda toplumun gözünde netleflti. *** Toplumsal muhalefet cephesinde (Türkiye’nin genel siyasal bölünmesine paralel), bu cinayet ve sonras›ndaki geliflmeler, iki ana senaryo etraf›ndan tart›fl›lmaktad›r. Birincisi liberaller, liberal solcular taraf›ndan savunulan, “varofllarda yay›lan milliyetçi-fa-
flist atmosfer, ulusalc›-milliyetçi güçlerin totaliter iktidar h›rslar›n› sergiliyor”. ‹kincisiyse, ulusalc› solcular taraf›ndan savunulan “bu gidiflin yönü ABD kontrolünde bir ‘turuncu dönüflüm’ do¤rultusunda geliflerek ülkenin tüm yurtsever güçlerinin tasfiyesine yol açacak”. Kuflkusuz egemenlerin iç çat›flmalar›na paralel kurulan bu denklemde her iki taraf da önemli noktalara vurgu yap›yorlar. Ancak bak›fl aç›lar›ndaki zaaf, sürece ezilenler aç›s›ndan bakamamalar› ve bunun sonucunda olay›n bir yönünü abart›p, di¤er yönünü görmezden gelerek, nesnel olarak egemenlerin birisinin yan›nda yer alma noktas›na düflmeleridir. Bu olayda, (cinayet hangi senaryonun parças› olarak ifllenmifl olursa olsun) tepkiler egemenlerin kontrolü d›fl›na ç›kan demokrat bir boyuta yükseldi. Devrimciler memlekette yarat›lmak istenen genel ›rkç›, floven atmosfere karfl› oluflan bu demokrat yönelimi savunan ve güçlendiren bir tutum izlemelidir. “Liberallerle ayn› safa düflüyoruz”, “liberaller bu süreci egemen medya arac›l›¤›yla yönlendiriyor” türü argümanlarla bu sürecin d›fl›nda kal›namaz, tereddütlü bir tav›r al›namaz. Çünkü burada savunulan halk›n ba¤r›ndan yükselen demokrat bir tutumdur. Derinlefltirilmesi gereken boyut budur. Liberaller ve ayd›nlar h›zla gelinen noktadan ürkerek geri bast›lar. Tayyip Erdo¤an ise, bir iki “derin devlet” laf› edip, önce ifli kendine yumurta atan Halkevcilere getirme komikli¤ine kadar düfltü. Ard›ndan da hedef kayd›r›p, “bunlar kafatasç›” diyerek olay› MHP ile oy mücadelesine döktü. Bu süreçte hedefe kontrgerilla oturtulmal›d›r. Oysa bu süreçte Tayip Erdo¤an derin devletle u¤raflma ad›na kendi emniyet kadrolaflmas›n›n önünü açmaya çal›fl›rken, Cumhuriyet gazetesi bile bu durum karfl›s›nda kontrgerillay› savunur bir tutum tak›nd›. Egemenlerin herhangi bir kanad›n›n kontrgerilla konusundaki “tarihsel t›knefeslili¤i” bilinir. Ancak toplumsal muhalefetin pozisyonu daima bu tart›flman›n sivri ucu olarak, konunun daha fazla deflilmesinin önünü aç›c› bir tutum almak olmal›d›r. Ama tek bafl›na “turuncu dönüflüm” tehlikesine iflaret edilerek, sürecin bar›nd›rd›¤› demokratik dinamiklerden uzak durularak bir yere var›lamaz. Kald› ki, liberallerin “varofl edebiyat›nda” ortaya ç›kan elitist ve halktan korkan
tutumlar›nda görülen antidemokratik özün içinden halkç› ve demokratik bir yönelim ç›kmayaca¤› ortadad›r. Di¤er yandan ise, bu sürecin içindeki emperyalist politikalar göz ard› edilerek demokratik bir pozisyon al›namaz. ABD’nin bu süreci Türkiye’nin en öndeki ülke haline geldi¤i yeni sömürgeci modeli oturtmak ve Ortado¤u ve Kafkaslardaki dengeleri lehine çevirmek aç›s›ndan de¤erlendirdi¤i tart›flmas›z bir gerçektir. Dolay›s›yla oklar› sadece milliyetçilere, faflist çetelere çeviren ama onlar› besleyip, büyüten ana oda¤a, ABD’ye dokunmayan bir çizginin, yani anti emperyalist olmayan bir çizginin demokratik bir öz tafl›mas› olas› de¤ildir. Ülkemiz liberalleri ve liberal solcular› tam da bu nedenle egemenlerin bir kamp›n›n yan›nda yer almaktad›rlar ve önerdikleri siyasal modellerin hiçbirisi demokratik bir öz tafl›mamaktad›r. (Bu arada cenazenin ertesi günü, kargafladan istifade eden AKP, birkaç y›ld›r geçiremedi¤i “kitle imha silahlar›n› önleme” gerekçeli ama asl›nda ABD ile yeni bir askeri anlaflma çerçevesi oluflturan temel bir yasay› meclisten sessizce geçiriverdi.) Buna karfl›n, bu süreci sadece d›fl güçlerin komplolar›na ba¤layarak, onlar›n içerdeki derin uzant›lar› göz ard› edilerek de demokratik bir yöne gidilemez. Olsa olsa egemenlerin bir kanad›n›n yan›na düflülür. Özellikle Kürt hareketinin bu süreçten ç›karmas› gereken son derece önemli mesajlar var. Anadolu halklar› Türk, Kürt, Ermeni ve di¤er unsurlar›yla kardefllik ça¤r›s›n› ç›karm›fl, bunlar içinde emperyalizmin güdümündeki milliyetçili¤e ise yol açmayaca¤›n›n mesaj›n› vermifltir. Bu kritik mesaj do¤ru okunmal› ve gere¤i yap›lmal›d›r. Bölme tehdidi tafl›mayan ama ulusal kültürel kimli¤e sayg› talep eden bir kardefllik çizgisinin Türkiye toplumundan genifl bir destek alabilece¤i görüldü. Böyle bir kardeflleflme çizgisinin ortak anti-emperyalist hedeflerle ve yoksul halk›n insanca yaflam talebiyle bütünleflmesi halinde çok daha somut ve sürekli bir temel kazanaca¤› da kesindir. *** Gerici-liberal ve floven-faflist güçler aras›ndaki bu çat›flman›n derinleflece¤i ve özellikle floven-faflist güçlerdeki hareketlenmenin ve sald›r›lar›n muhtelif biçim ve konularda artarak sürece¤i konusunda hiçbir kuflku duyul-
mamal›. ABD kongresindeki “Ermeni Soyk›r›m›” yasa tasar›s›, PKK’ye karfl› (muhtemelen K.Irak’ta da) sürecek operasyonlar ve K›br›s konusu ›rkç›-milliyetçi atmosferi t›rmand›racak. Bunu öngören AKP bu konularda milliyetçilerden elefltiri almamaya özen göstermekte. 301. madde konusunda da içerinin tepkisini dikkate al›rken, d›flar›n›n gözünü boyama derdinde. ‹çinden geçti¤imiz bu siyasal süreç ilerici toplumsal muhalefet örgütleri aç›s›ndan da belirleyici olacak. fiimdi bir yandan Hükümeti, Emniyeti, Fethullahç›lar›, M‹T’i, BBP’yi, MHP’yi, faflist çeteleri, orduyu ve bas›ndaki, STK’lardaki kontrac›lar› kapsar bir flekilde “kontrgerillan›n köklerinin” a盤a ç›kmas›na yönelik bir bask› gücü oluflturulmal›d›r. Gidiflat›n “köktenci bir Susurluk sürecine” do¤ru yönelmesi hedeflenmelidir. Egemenler bundan kaç›nacaklar›n› gösterdiler. Ancak çat›flma derinlefltikçe bu ihtiyaç yeniden ve yeniden gündeme gelecektir. Öte yandan, tüm Türkiye toplumunu kardefllik ve sol de¤erler çevresinde bütünlefltiren bir savunma çizgisi oluflturulmal›d›r. Bu savunma çizgisi, örne¤in ›rkç›l›k karfl›t› bir kampanya ile d›fla vurulabilir. Elbette bu savunma çizgisinin kaç›n›lmaz bir boyutu da mahallelerde, üniversitelerde bu faflist çetelerin flirretine asla prim verilmemesidir. Ama bu çizgi devrimcileri de “karfl› çete” görüntüsüne büründürmemelidir. En genifl kesimleri kapsamaya özen gösteren, meflru ve ilkeli bir savunma hatt› örülmelidir. ‹flyerlerinde de yükseltilmeye çal›fl›lan bu gerici ve floven dalgaya karfl› flimdi bar›fl›, kardeflli¤i, demokrasiyi ve sol de¤erleri savunma zaman›d›r. Gelinen noktada, D‹SK, KESK, TTB gibi kurumlar di¤er ilerici muhalefet örgütleriyle birlikte öne ç›kmal›d›r. ‹lerici toplumsal muhalefet örgütleri, popüler siyasetin milliyetçi, floven ve gerici-liberal bir düzleme hapsedilmeye çal›fl›laca¤› bu koflullarda aktif bir savunma çizgisi infla etmeli; fioven güçlerle etkili bir ideolojik mücadele yürütülmeli; Gündelik yaflam›n hiçbir zemininde ›rkç›, faflist güçler karfl›s›nda p›s›r›k bir tutum al›nmamal›; Mahallelerde, sokaklarda, okullarda, iflyerlerinde, tüm yaflamsal alanlarda, ezilenlerin ve emekçilerin en genifl talepleriyle bütünleflen kardefllik ça¤r›lar›n›n odaklar› yarat›lmal›d›r.
Kontrgerillada çatlak ve umut Umar KARATEPE umar@sendika.org
S
ize liberal soslu AKP kadrolaflmas›ndan m› verelim, yoksa ortaya her zamankinden kar›fl›k kontrgerilla taba¤› m› al›rd›n›z? Hrant Dink cinayetinin ard›ndan kardefllik sloganlar›yla sokaklara dökülen Türkiye halk›n›n önüne egemenlerce sunulan menü bu iki seçenekten ibaret. E¤er kontrgerillan›n geleneksel yüzlerinden b›kanlardansan›z, BBP’li teröristten haber eleman› istihdam eden Akyürek gibi “zehir” istihbaratç›lar›n, “Ermenidir, korunmas› yersizdir” fikrindeki Gülenci polis fleflerinin, odalar›nda Dink’in tehdit edildi¤i Vali Yard›mc›lar›n›n ve iç iflleri faili meçhul dolu bakanlar›n kirli tezgah›na buyur ediyorlar. Peki ne yapaca¤›z o zaman? J‹TEM’i, Veli Küçük’ü, Samast ile kol kola verilen pozlar› savunmal›, “vatan topra¤›n›” kan gölüne çeviren kontrac›lar› y›pratmamal› m›y›z? Bu gerilim ve cepheleflme yeni de¤il ama daha sert ve yayg›nlaflm›fl durumda. Daha önceden bu çat›flma daha çok “kurumsal kutuplaflma” görüntüsündeydi ve “ordu ile hükümet” gerilimi olarak gündeme geliyordu. Ancak bugün atefl devlet kurumlar›n›n tümüne yay›ld›. Bu kurumlar bas›na bilgi servis ederek çat›flmay› yürütüyor ancak oklar kendilerine dönünce de “bilgi kirlili¤i var” diye ba¤›r›yorlar. Ancak bilgi kirlili¤i kontrgerilla iflleyiflinin a盤a ç›kmas›n› sa¤layabilecek “ifllevli” bilgilerin belirsizlefltirilmesi için kullan›l›yor. Yani her iki taraf da “sisleme” takti¤i uyguluyor. Bazen bu taktik, her türlü husumete ra¤men “devletin ali menfaatleri” gere¤i ortaklafla da yaflama geçirilebiliyor. Ortam biraz sakinleflince çat›flma kald›¤› yerden devam ediyor. Mahkemenin Dink cinayetinin azmettiricisi Tuncel hakk›nda ç›kard›¤› yakalama karar›n› unuttu¤u, Tuncel’in JITEM için de çal›flt›¤›, ‹stanbul ‹stihbarat fiube Müdürü’nün “ifllerinin yo¤unlu nedeniyle suikast istihbarat›n› fleflerine iletemedi¤i”ni söylemesi gibi ancak kurumlar içinden servis edilebilecek bilgiler piyasaya ç›k›yor. Ama hiç merak edilmesin, bu gibi bilgiler ortaya ç›kt›kça benzeri sisleme faaliyetleri kullan›larak, çat›flman›n “kontrgerilla tezgah›n›n bafl›na kim oturacak” ekseninde ilerlemesine özen gösterilecek. Erdo¤an’›n derin devlet tart›flmas›n› “çeteleri temizleyemiyoruz çünkü biz adam› at›yoruz Cumhurbaflkan› iptal ediyor” diyerek yürütmesi ancak yan› bafl›ndaki Abdülkadir Aksu’nun tüm derin operasyonlar›n ‹çiflleri Bakan› oldu¤unu görmezden gelmesi bofluna de¤il. Benzer flekilde Genelkurmay’›n Samast ile kol kola yakalanan askerlerinin ard›ndan, utanmak yerine emniyet, medya ve hatta hükümete “niye s›zd›rd›n” diye yüklenmesi de benzer kayg›lar›n sonucu. Bundan bir y›l önce çat›flman›n taraflar›n›n öne ç›karmaya çal›flt›klar› argümanlar bambaflka idi. AKP liberal demokrasi, AB süreci ile parsa toplamaya çal›fl›rken, “ulusalc›” denilen güçler laiklik ve ba¤›ms›zl›k söylemleriyle toplumu kendi cephesine davet ediyordu. Bugün ise biri önceli¤inin Ortado¤u oldu¤unu söylüyor ve tarikat kadrolar›n› kontrgerilla a¤›n›n merkezine do¤ru kayd›rmaya çal›fl›yor; di¤erlerinin ise ‹slamc›¤a karfl› flövenizm bayra¤› ve Amerikan tezgah›ndan geçmifl k›demli kontralar›ndan baflka vitrine ç›karacak hiçbir fleyi kalmad›. Seçimler yaklafl›yor ve sat›lacak “mallar” tezgaha ç›kmadan çürüdü… Peki ya umut yok mu. Umudun foto¤raflar› gazetemizin iki kapa¤›nda. Psikolojik harp ortam›nda sesi k›s›lmaya çal›fl›lan yüz binlerin kardefllik ça¤r›s›n› bir kez daha kapa¤›m›zdan yay›nlad›k. Bu memleket ›rkç›lardan, fleriatç›lardan, bu ülkeyi kahreden her türden Amerikanc›dan ibaret de¤il. Ve arka kapak: Kazanabiliriz. Dikmen halk›n›n yapt›¤› gibi hangi kökenden olursak olal›m, kendi davam›z için bir araya gelip, mücadele ederek kardeflleflti¤imizde ayakta kal›r›z ve bu ülkeyi de ayakta tutar›z!
www.halkinsesigazetesi.net iletisim@halkinsesigazetesi.net 15 günlük Yayg›n, Süreli, Türkçe yay›nd›r.
n Sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Umar KARATEPE n Telefon-Faks 0 212 245 9037 n Adres Tomtom Mah. Örmealt› Sk. 6/3 BEYO⁄LU/‹STANBUL n Bas›ld›¤› Yer Sinerji Bas›n Yay. ve ‹let. Hizm. A.fi. Bask› Tesisleri - KOCAEL‹ n Da¤›t›m Yay-Sat
8 fiubat 21 fiubat
2007
GÜNDEM 3
Etiyopya’da do¤ru söyler memlekette flaflar 80
Cinayet cinnet cesaret
Metin ÖZU⁄URLU
ozugurlu@politics.ankara.edu.tr
Etiyopya’da yoksulluktan utanan Erdo¤an Türkiye’ye dönünce hicap duygusunu unuttu. “Paras›, ifli, evi olmayan ‹stanbul’a gelmesin” söylemi, AKP’nin neoliberal politikalar›na s›n›fsal bir ›rkç›l›¤›n efllik edece¤ini gösteriyor 30 Ocak akflam› bütün TV kanallar›n›n haber bültenlerinde, Baflbakan Erdo¤an’›n Etiyopya’n›n baflkenti Addis Ababa'n›n yoksul mahallelerdeki “turistik” gezisi vard›. Erdo¤an gördü¤ü sefalet karfl›s›nda hissetti¤i duygular› flu veciz ifadelerle dile getiriyordu: “Böyle yerleri görünce insanl›¤›mdan hicap duyuyorum (utan›yorum). Burada açl›k, hastal›k her fley var”. Karfl›laflt›¤› sefalet ile hemen yak›nlardaki 5 y›ld›zl› Sheraton Oteli aras›ndaki çeliflkiye de dikkat çeken Erdo¤an “Bizim gibi sorumluluk makam›nda olanlar buralardan dünyaya bakarlarsa çok daha anlaml› olacak” diye dünyaya insanl›k dersi veriyordu. Erdo¤an sanki yoksullu¤un olmad›¤›, sefalet içindeki varofllar›n yan› bafl›nda lüks sitelerin, rezidanslar›n yükselmedi¤i, sigortas›z asgari ücrete bile hasret emekçilerin bulunmad›¤›, e¤itim olanaklar›ndan mahrum çocuklar›n mendil satmad›¤›, atölyelerde çürütülmedi¤i, insanlar›n paras› olmad›¤› için hastaneye gitmeyip ölmeyi seçmedi¤i, yoksulluk nedeniyle suç oranlar›n›n patlamad›¤›, insanlar›n kitleler halin-
Etiyopya’da yoksulluktan utand›
“fiurada hemen Sheraton Oteli var. Böyle yerleri görünce insanl›¤›mdan hicap duyuyorum. Burada açl›k, hastal›k her fley var… Bizim gibi sorumluluk makam›nda olanlar buralardan dünyaya bakarlarsa çok daha anlaml› olacak”
de kentlere göç etmek "‹stanbul’a geliyorsun, geldin. Niye Türkiye’de zorunda kalgeldin? Yerin var m›? ‹flin var m›? Sheraton’dan mad›¤› bir f›rça att› Paran var m›? Bunlar yoksa neden ülkenin yöneticisiydi. geldin?" Etiyopyadaki yoksulluktan utanan Erdo¤an, kendi ülkesinde, Baflbakanl›k y a p t › ¤ › memlekette yaflanan yoksulluk konusunda en ufak bir hicap duymaBelli ki Baflbakan tüm zenginlerle d›¤›n› göstermekte gecikmedi. Sheraton Oteli’nde sarf etti¤i sözler yoksulluk- benzer duygular› tafl›yor: Sa¤›nda sotan utanan birinin sözleri de¤ildi: “‹s- lunda “yoksul görmek istemiyor”. Butanbul’a geliyorsun, geldin. Yerin var nun çaresi olarak da yoksullu¤u yok m›? ‹flin var m›? Paran var m›? Niye etmeyi de¤il, yoksullar› tecrit etmeyi, geliyorsun ‹stanbul’a? Bunlar yoksa zenginlerin mekanlar›ndan uzaklaflt›rneden geldin?”. Demek ki Shera- may› görüyor. Neoliberal politikalara, IMF ve Dünya Bankas› kuyrukçulu¤uton’dan dünya böyle görünüyordu. Baflbakan Erdo¤an’›n bu sözleri ‹s- nu yaparak daha aç›k bir flekilde yoktanbul’a vize tart›flmalar›n› “yoksullar- sullardan nefret eden s›n›fsal bir ›rkç›dan nefret” etme düzeyine kadar getir- l›k efllik ediyor. AKP’nin “yoksul dostu” maskesi düflmeye devam ediyor. di¤ini gösteriyor.
Ekonomi iyiyse göç niye var
Hani Kürt sorunu çözülmüfltü
Hicap duy ve istifa et!
Hükümet yetkilileri durmadan ekonominin çok iyi gitti¤ini, iflsizli¤in düfltü¤ünü anlat›yorlar ancak Baflbakan’›n göçü tehdit olarak alg›lamas› bu yalan›n itiraf› anlam›na geliyor. ‹nsanlar›n yerlerini yurtlar›n› terk etmesinin en önde gelen sebeplerinden biri karn›n› doyuram›yor olufludur. Özellikle tar›mda gelirler geriledikçe k›rdan kente göz h›zlan›r. Bu durumda Baflbakan’›n iki söyleminden biri palavra. Ya ekonomi iyiye gidiyor ve göç abart›ld›¤› kadar fazla de¤il ya da baflta tar›mda çal›flanlar olmak üzere Anadolu insan› yoksullafl›yor.
Baflbakan, fiemdinli’deki kitabevinin kontrgerilla taraf›ndan bombalanmas›n›n ard›ndan Kürt sorununun varl›¤›n› kabul etmifl ancak k›sa zamanda çark ederek bu sorunu inkar etmifl ve bölgeye yap›lan yat›r›mlarla bu sorunun halledildi¤ini ilan etmiflti. Türkiye’de büyük kentlere göç en fazla Kürtler’in çektikleri bir çile. Hem ekonomik nedenler hem de bölgede süren savafl›n y›k›c› sonuçlar› Kürtlerin kitleler halinde büyük kentlere sürülmesi sonucunu do¤urdu. fiimdi Baflbakan’a sormak laz›m: Kürt sorunu çözüldüyse seni bu kadar endiflelendiren göç niye var?
“‹stanbul’a gelene paran nerde, iflin nerde” diye sorulmas› gerekti¤ini söyleyen Baflbakan’a görevlerini hat›rlat›yoruz: ‹fl ve insanca yaflam koflullar›n› sa¤lamakla görevli olan hükümettir. Yoksulluk ve iflsizlik, yoksullar›n ve iflsizlerin de¤il senin suçundur! ‹nsanlar›n paras›zl›k ve iflsizlik yüzünden göç etmesinin sorumlulu¤unu üstlenmiyorsan sana ne gerek var? Etiyopya’daki yoksullar› gördü¤ünde hicap duyuyorsan bu skandal ifadelerin üzerine de biraz hicap duymal› ve ya Baflbakanl›ktan istifa etmelisin. Aksi, insanl›ktan istifa etti¤in anlam›na gelecektir.
Tüprafl’ta can pazar› Üç iflçinin öldü¤ü patlama, deprem bölgesinde yer alan Kocaeli’nde sanayi tesislerinin konutlara yak›nl›¤›n›n risklerini gösteriyor Özellefltirilerek Koç Holding bünyesine kat›lan TÜPRAfi 2 fiubat günü daha önce hiç yaflamad›¤› çapta bir faciaya sahne oldu. Kocaeli Körfez ilçesinde bulunan rafineride kurflun tetra etil tank›n›n sökümü s›ras›nda patlama meydana geldi. Söküm ifllerinin ihalesini alan INNOSPEC firmas› çal›flan› olan 3 Güney Arfrikal› iflçi hayat›n› kaybetti. Konuyla ilgili bir aç›klama yapan Kocaeli Tabip Odas›, Diflhekimleri Odas›, Eczac› Odas›, Veteriner Hekimler Odas›, Çevre ‹çin Hekimler Derne¤i, Sa¤l›k
Emekçileri Sendikas›, Dev Sa¤l›k ‹fl ve Radyoloji Teknislenleri'nden oluflan Kocaeli Sa¤l›k Platformu, TÜPRAfi'›n yerleflim yerleriyle iç içe olmas›n›n tehlikelerine dikat çekti. Kocaeli ilinde faaliyet gösteren sanayi tesislerinin hem kazalar, hem de toplum sa¤l›¤› üzerindeki uzun vadeli etkileri aç›s›ndan tehlikeli oldu¤una dikkat çekilen aç›klamada, "Kocaeli’nin deprem bölgesi olmas›n›n yan›nda, kentleflme aç›s›ndan içinde bar›nd›rd›¤› sorunlar sözkonusu tehlikenin boyutunu kat kat artt›rmaktad›r" denildi.
ABD: NERDE PETROL ORDA SAVAfi
Irak Kürdistan›’nda çok yönlü gerilim
Kerkük gerilimi sürerken, Irak’›n kukla yönetimi, Türkiye’ye yap›lan petrol tafl›mac›l›¤›na iliflkin ifllemleri Kürt Federe Yönetimi’yle yapmas›n› isteyince Türkiye Irak Kürdistan›’n›n elektri¤ini kesme tehdidinde bulundu. Bunun üzerine Irak, Türkiye üzerinden yap›lan et ithalat›n› durdurdu. Gerilimin t›rman›fl› birkaç gün sonra ABD taraf›ndan duraklat›ld›. Ancak, ABD ile Irak’taki Kürt yönetimi aras›ndaki gerilim sürüyor. Irak Kürt Federe Yönetimi’nin Washington temsilcisi Kubad Talabani, ABD’den Kürtleri koruma garantisi isterken, Barzani ise ABD’nin ‹ran’a savafl açmas› halinde tarafs›z kalacaklar›n› aç›klad›. Tam bu s›rada, Kerkük’teki Türkmen Cephesi Baflkan› Saadettin Ergeç’in konvoyuna düzenlenen sald›r›n›n Türkiye’nin bölgeye müdahalesi için bir provokasyon olabilece¤i tart›fl›l›yor.
K›br›s’ta petrol için savafl çan› Türkiye’nin; K›br›s’›n Lübnan hükümetiyle yapt›¤› petrol arama anlaflmas›n› hukuk d›fl› ilan ederek bölgeye savafl gemisi gönderdi¤i söylentileri üzerine M›s›r, Lübnan ve Suriye, anlaflmalar› ask›ya ald›klar›n› bildirdiler. Bu tart›flmalar s›ras›nda, K›br›s Cumhuriyeti’nin daha önce M›s›r’la yapt›¤› benzer anlaflmaya Türkiye’nin itiraz etmedi¤i ortaya ç›kt›. Akdeniz’in M›s›r’la Güney K›br›s aras›nda kalan bölgesinde Shell ve Exxon’un petrol arama hakk›n› ald›¤› bildirildi. Türkiye’nin Lübnan’la Güney K›br›s aras›ndaki petrol arama anlaflmas›na itiraz›n›n, ABD’nin bölgedeki petrol arama faaliyetlerini tekelinde tutma iste¤inden kaynaklanm›fl olabilece¤i ileri sürülüyor. Yani ABD Do¤u Akdeniz Petrolü’nü kontrol alt›na almak için Türkiye-K›br›s aras›ndaki çat›flmay› k›z›flt›r›yor.
Behiç Aflç›’n›n durumu iyiye gidiyor
Hac› Orman serbest b›rak›ld›
F-Tipi ceza evi uygulamas›n› protesto amac›yla bafllatt›¤› ölüm orucu eylemine 293. gününde ara veren ve ‹stanbul Üniversitesi (‹Ü) ‹stanbul T›p Fakültesi Hastanesi’nde tedavi alt›na al›nan Avukat Behiç Aflç›’n›n tedavisi sürüyor. ‹Ü T›p Fakültesi Ö¤retim Üyesi ve ‹stanbul Tabip Odas› Merkez Delegasyon Üyesi Prof. Dr. Taner Gören, hastaneye kald›r›l›fl›n›n 9. gününde yapt›¤› aç›klamada Aflç›’n›n sa¤l›k durumunun iyiye gitti¤ini söyledi. Hastaneye ilk getirildi¤inde Aflç›’n›n sa¤l›k durumunun çok kötü oldu¤unu dile getiren Gören, Aflç› için bir tedavi plan› yap›ld›¤›n› belirtti. Gören beslenme ve sindirimle ilgili sorunlar› önemli ölçüde çözülen Aflç›’n›n ba¤›fl›kl›k sistemiyle ilgili tetkik ve tedavilerinin de sürdü¤ünü bildirdi. Bulundu¤u reanimasyon servisinden normal servise al›nan Aflç›’n›n k›sa bir süre içerisinde taburcu edilmesi bekleniyor.
BEKSAV Yönetim Kurulu Baflkan› Hac› Orman’›n 31 Ocak’ta ‹stanbul Kad›köy'de kaç›r›l›rcas›na gözalt›na al›nmas›n›n ard›ndan 3 fiubat’ta ç›kar›ld›¤› Befliktafl A¤›r Ceza Mahkemesi'nce serbest b›rak›ld›. Orman’›n gözalt›nda tutuldu¤u iki gün boyunca çok say›da kurum ve örgüt, ilerici kifli ve kurumlara yönelik bask›lar› protesto etti. Orman'›n savc›l›k ifllemlerinin sürdü¤ü saatlerde mahkeme önünde buluflan BEKSAV, EKD, ESP, SGD, Limter-‹fl, Tekstil-Sen, Dayan›flma Gazetesi, Sanat ve Hayat Dergisi ve At›l›m gazetesi çal›flanlar› Hac› Orman için özgürlük istedi. Kurumlar ad›na bir aç››klama yapan BEKSAV Yönetim Kurulu Üyesi Yeflim Sönmez, Hac› Orman’›n kaç›r›lmas›n›n Eylül’den beri sürdürülen TMY sald›r›s›n›n bir uzant›s› ve Dink suikastinin ard›ndan yarat›lmaya çal›fl›lan terör atmosferinin bir parças› oldu¤unu ifade etti ve bask›lara boyun e¤meyeceklerini söyledi.
y›ll›k Cumhuriyetin köklü bir revizyona tabi tutulaca¤› bir dönemeçte bir cinayet ifllendi. H›rant Dink kalleflçe katledildi. ‹ktisat profesörü terör uzman› Mahir Kaynak bir zamanlar söylemiflti, siyasal cinayetlerin bir zaman› vard›r, demiflti: Ne zaman ola¤an siyasal süreçler t›kan›r ve siyasal gerilimler kitlesel eylemlerle ifade olanaklar›ndan yoksun kal›r, iflte o zamanlar suikastlar›n ve siyasal cinayetlerin de zaman›d›r. Gerçi bu uzmanlara fazla itibar etmemek laz›m. Onlar için her yaflanm›fll›k bir hamledir, yaflam dedi¤iniz de satranç tahtas›nda sürgit bir oyun. Bunlar› dinledikçe “iflte geldik gidiyoruz” dedi¤imiz flu fani dünyada kendimizi iyice piyon gibi hissederiz. Gerçi vezir hissetsen ne fayda? Siyasal gerilimlerin kitlesel eylemlerle ifade olana¤› bulmas› ne demek? Siyasal mücadelenin soka¤a inmesi, gündelik yaflama sirayet ederek kendini halk›n akl›nda ve vicdan›nda s›namas› demek. Türkiye’de olan ne? Ülke belki de en kritik dönemeçlerinden birinde; siyasal gerilimden çatlad› çatlayacak. Ne ki bütün kavga en fliddetli biçimiyle medyada temsil ediliyor, medya temsil tekelinden mest olmufl vaziyette, kavgay› yeniden ve yeniden infla ediyor. Meydanda ise siyasal gerilim ve mücadele ad›na t›k yok, sokaklar bildi¤iniz gibi; paran›n hükmü pekiflerek sürüyor, metalaflma, mülksüzleflme, iflçileflme ve ille de iflsizlik, yaflant›m›z›n her santimetre karesini belirlemeye devam ediyor. Egemen siyasetin gerilim topac› toplumsal kimlik sorunu etraf›nda dönüyor. Soka¤a ise toplumsal s›n›f temelli sömürü iliflkileri damgas›n› vuruyor. Uzun zamand›r, soka¤›n, afla¤›n›n siyasal temsili yok; ayn› flekilde, uzun zamand›r siyasetin, yukar›n›n sokaklarda da bir karfl›l›¤› yok. ‹yi ki de yok! Zira bunun varl›¤›, flu veya bu fliddetteki gerici bir iç savafl demektir. Nitekim, egemenler de bunun fark›ndad›r; bugüne kadar mevcut siyasal gerilimleri soka¤a tafl›yabilecekleri kontrol alt›nda tutabilmifltir. H›rant Dink’e s›k›lan kurflunla, kimlik siyasetinin soka¤a sirayeti yönündeki e¤ilimler güçlenmifltir. Öyle ki, Türkiye halk›n›n cenazeyi sahiplenme biçimi, kimlik siyasetinin kafatasç› yada çok-kültürcü taraflar›n› ayn› flekilde rahats›z etmifltir. Sadece cenaze töreninden söz etmiyorum; H›rant’›n yere düfltü¤ü haberi gelir gelmez, bu halk, bir Ermeni milliyetçisini de¤il “kan› kandan üstün tutmak olmaz kardefllerim” diyen bir Ermeni evlad›n›, sözünün eri, efendi, mazlum ve yi¤it bir evlad›n› kaybetti¤ini hemen idrak etmifltir. Katilin babas›n› harekete geçiren de budur. H›rant Dink’in flahs›nda bu halk›n ac›yla aya¤a kalk›p yüre¤ini açt›¤› tipleme, 1970’lerin devrimci tiplemesidir. Siz bu ülkenin yak›n tarihinde devrimcilerden baflka ayakkab›s› delikken gözlerinin içi gülen bir baflkas›n› hat›rl›yor musunuz? ‹flte bu halk H›rant’la birlikte ard›nda hiçbir iz b›rakmadan yok olup gitti¤i düflünülen o devrimciler için de a¤lam›flt›r. Devrimcilere de¤memifl ve o de¤erleri kolektif belle¤ine kaz›mam›fl bir halk “Hepimiz Ermeniyiz” diye ba¤›rmazd›. Kimlik siyasetçilerinin bunu anlamas›na imkan yoktu. Nitekim Dink’in de yak›n arkadafl› olan bir grup ayd›n için bu cenaze töreni, Türk olmaktan dolay› utanç içindeki bir halk›n kendi kimli¤ini masaya yat›rma kararl›l›¤›n› ifade ediyordu. Eh, memleketin cini az de¤il ki; birkaç günlük suskunluktan sonra koro bafllad› “niye utanç duyal›m ki, Türko¤lu Türküz, hepimiz Türküz”. Türk milliyetçi ak›mlar› içinde yak›n dönem S›rp milliyetçili¤i refleksleri güçlenmeye bafllad›; kimlik siyaseti bu kanalla soka¤a tafl›naca¤a benziyor. Kimlik siyaseti korkudan beslenip korku sal›yor. Cesaret ve umut o gün o slogan› hayk›ranlarda; o slogan›n manas›na eremeyenler için söylemeli. O gün bu halk dedi ki, “Biz yetmifl iki milleti bir biliriz, iflte bu yüzden tam da flimdi hepimiz Ermeniyiz”…
Katilleri kontrgerilla! Unutmuyoruz! Cumhuriyet gazetesi yazar› U¤ur Mumcu, katlediliflinin 14. y›l›nda Ankara’da çeflitli etkinliklerle an›ld›. Yazar›n katledildi¤i U¤ur Mumcu soka¤›nda ve Bat›kent’te yap›lan anma etkinliklerinde Dink cinayetine yönelik tepkiler ve kontrgerilla suikastlerinin ayd›nlat›lmas› talebi öne ç›kt›. 24 Ocak’ta U¤ur Mumcu Soka¤›’nda bir araya gelen yüzlerce kifli mumlar ve karanfillerle bir anma etkinli¤i gerçeklefltirdi. Ayn› gün Bat›kent’te Halkevleri, EMEP ve ÖDP’nin de aralar›nda bulundu¤u çeflitli kurumlar Metro istasyonundan U¤ur Mumcu Mahallesi’nde bulunan U¤ur Mumcu an›t›na kadar bir yürüyüfl yapt›lar. Yaklafl›k 150 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüflün ard›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›nda ‹pekçi’den Mumcu’ya, Dink’e de¤in ayd›nlat›lamam›fl tüm bu cinayetlerin sorumlusu olan kontrgerillan›n üstüne gidilmesi gerekti¤i vurguland›.
8 fiubat 21 fiubat
4 GÜNDEM
2007
TRABZON HALKINDAN TRABZON HALKINA VE TÜRK‹YE’YE MEKTUP
KORKTUKÇA SIRA SANA GELECEK
TKP KONTRGER‹LLAYA KARfiI YÜRÜDÜ
Trabzon’da Demokrasi ve Kardefllik diyenler de var
Ege köylüsü Agos önünde
Dink’in katilleri ortada
Çiçek ve Aksu istifa!
Bergama ve Develi köylüleri, Hrant Dink’in öldürülmesini 31 Ocak’ta Agos gazetesi önünde protesto ettiler. Ellerindeki süpürgelerle simgesel olarak onursuzlu¤u ve kötülü¤ü süpüren köylüler ad›na bir aç›klama yapan Oktay Konyar, “S›ra baflkas›na gelmesin. Korku en onursuz fleydir. Biz korkuya bir yan›t vermek istiyoruz” dedi..
TKP, 3 fiubat akflam› ‹stanbul Beyo¤lu'nda bir yürüyüfl düzenleyerek Dink suikasti sonras›nda bir kez daha gündeme gelen kontrgerillay› protesto etti. TKP Beyo¤lu ‹lçe binas›n›n önünden Galatasaray Lisesi'ne yürüyen yüzlerce gösterici ad›na bir bas›n aç›klamas› okuyan Kurtulufl K›lçer, Türkiye'yi kontrgerilla çetelerine b›rakmamak için mücadeleye ça¤›rd›.
Türkiye’nin çeflitli illerinden Ankara’ya gelen ESP üyeleri 29 Ocak’ta K›z›lay YKM önünde bir eylem gerçeklefltirerek Dink’in öldürülmesine giden süreçte, cinayeti adeta teflvik eden tutumu nedeniyle Adalet Bakanl›¤›’n› protesto etti. ESP üyeleri Adalet Bakan› Çiçek ve ‹çiflleri Bakan› Aksu’nun istifas›n› istediler.
Trabzon Halkevi, Dink suikast›n›n ard›ndan ad› yeniden faflist odaklarla an›lan kentte “Trabzon çetelerin de¤il bar›fl›n ve kardeflli¤in flehri olsun” ça¤r›s›yla bir çal›flma bafllatt›. Halkevciler Ocak’›n son haftas› boyunca Trabzon Meydan›’nda stand açarak “Trabzon Halk›ndan Trabzon Halk›na ve Türkiye’ye” mektuplar toplamaya bafllad›. “fiiddet mi, Kardefllik mi” temal› mektup kampanyas›na yo¤un ilgi gösterildi¤i gözlendi. Halk› galeyana
getirme çabas›ndaki faflist provokatörler “s›k s›k” stand› ziyaret ettiyse de isteklerine ulaflamad›lar. Bir haftal›k çal›flman›n ard›ndan mektuplarda verilen mesajlara dair bir rapor haz›rlayan Halkevciler, sald›rgan milliyetçili¤in kentin inkar edilemeyecek bir olgusu oldu¤unu ancak kentin bu flekilde an›lmas›ndan rahats›z olan ve kardefllikten yana saf tutanlar›n da önemli bir dinamik oluflturdu¤unu aç›klad›lar.
EZ‹LENLER‹N SOSYAL‹ST PLATFORMU
Irkç›lar ciddi bir destek bulamamalar›na karfl›n edepsizlikle halka boyun e¤dirmeye çal›fl›yorlar
Türkiye’yi ite köpe¤e b›rakmay›z ‹lerici güçlerin yüzbinleri ›rkç›l›¤›n karfl›s›na bir kale gibi dikebilece¤i bir kez daha görüldü. Anadolu halk›n›n binlerce y›ll›k birlikte yaflama kültürüne dayanan demokratik politik direnifl çizgisi ›rkç›l›¤› topraklar›m›zdan süpürüp atacakt›r. Irkç›l›¤a karfl› patlayan öfke, faflistleri pani¤e sürükledi. Türkiye toplumunu milliyetçi saflaflmalarla bölmekten ç›kar› olan ABD ve iflbirlikçi sermayenin her alandaki sözcüleri, ›rkç› edepsizli¤in önünü açmak için kollar› s›vad›. Ancak, Türkiye halk›n›n ›rkç› edepsizli¤e karfl› tepkisi yaln›zca “cenaze törenine” ait bir olgu de¤il. “Hepimiz Ermeniyiz” slogan› hakk›nda yürütülen bütün demagojiye karfl›n, halk›n %50’si bu slogana ›rkç›l›¤a karfl› mücadele slogan› olarak sahip ç›k›yor. Bugüne dek Türkiye’de alttan alta yay›lan en sinsi ›rkç›l›k motiflerinden biri olan “Ermeni düflmanl›¤›”n›n a¤›r bir darbe yedi¤i görülüyor. Halk, linç hareketleriyle t›rmand›r›lan bu ›rkç› teröre karfl› güçlü bir duyarl›l›k içinde. Bu hareketlerin örgütlenmesi için “pilot bölge” seçilen Trabzon’da Halkevcilerin yürüttü¤ü “Trabzonludan Trabzonluya, Trabzon’dan Türkiye’ye Mektup” kampanyas›, faflistlerin taciz hareketlerine karfl›n Trabzon halk›ndan ilgi ve destek gördü. Buna karfl›-
KARDEfiLEfiMEYE KARfiI PS‹KOLOJ‹K SAVAfi AÇTILAR
Hrant Dink’in öldürülmesi sonras›nda “Hepimiz Ermeni’yiz” slogan›yla sokaklara dökülen yüz binlerin kardefllik ça¤r›lar› kontrgerilla ba¤lant›l› bir avuç faflistte önemli bir tedirginlik yaratt›. Meflruiyet kayb›na u¤rayan kafatasç› zihniyet, üstü kapal› bir tehdit mekanizmas›n› devreye sokarak kuru gürültü ve tehditle kardefllik fikrini y›ld›rmaya ve meflruiyetini tehditlerle yeniden infla etmeye çabal›yor. Kardefllik fikrine karfl› bafllat›lan bu psikolojik savafl kimi çevrelerde tedirginlik yaratmaya yetti. Toplumdaki ortalama milliyetçi tepkileri ve PKK karfl›tl›¤›n› kullanarak, Kürtlere ve solculara karfl› kimi zaman kitlesel biçimde soka¤a dökülmeyi baflaran ›rkç›-faflistler, Dink suikasti sonras›nda bu “meflru” zemini bulamayarak kendi ›rkç› fikirlerini do¤all›¤›nda kalabal›k olan statlarda pankart açarak göstermeye girifltiler. Binlerce kiflilk stadyumlarda aç›lan iki metrelik bir pankartla sanki tüm halk› arkalar›na alm›fl görüntüsü veren faflistlerin bugüne kadar kitlesel bir biçimde soka¤a dökülemedikleri ise dikkatlerden kaçmad›. Sokakta görülmeyen ama medyada sürekli körüklenen sözde beyaz berelililer hareketi de bu y›ld›rma harekat›n›n köfle tafllar›ndan oldu. Di¤er yandan katili ve cinayeti aç›ktan desteklemeyen ancak toplum üzerinde yapan›n yan›na kar kal›r anlay›fl›n›n pekiflmesine neden olan daha orta yolcu bir sald›r› da devam ediyor. Trabzon’da jandarman›n hoparlörlerden halka konuyla ilgili konuflma yasa¤› getirmesinin ard›ndan Genelkurmay›n Samast’la foto¤raf çektiren polislerin görüntülerini yay›nlayan TGRT’nin akreditasyonunu iptal etmesi bunun örnekleri. Ertu¤rul Özkök’ün bafl›n› çekti¤i bir grup yazar ise katili tek kiflilik ordu ilan ederek, kontrgerilla ba¤lant›lar›n›n izinin sürülmesinin gereksiz bir gayret oldu¤unu iddia ediyor. ‹stanbul Cumhuriyet Baflsavc›s› Aykut Cengiz Engin ise enformasyon kirlili¤i yaratt›¤›n› iddia ederek medyan›n cinayete dönük gözünü kapatmaya çabalad›. Kardefllik fikrinin ›rkç›l›k karfl›s›nda geri çekilmesini hedefleyen bu psikolojik savafl giriflimi ancak halk›n y›llard›r süregiden bu karanl›¤a dur demesiyle bofla ç›kar›labilir.
l›k, üç befl çapulcuyla gelifltirilmeye çal›fl›lan edepsiz-›rkç› gösteriler, hiçbir ciddi destek bulmuyor. Bu ülkede ›rkç› soytar›lar›n efeli¤i, ancak arkalar›nda devletin resmi deste¤ini bulduklar› zaman ortaya ç›kar. Çünkü bu soytar›lar, kendi bafllar›na ayakta duramayacak s›¤›nt› serseriler ve bu serserilerin s›rt›ndan geçinen faflist reislerden ibarettir. Türkiye halk›n›n gerçek yaflam› ve duyarl›l›klar›n› hissedemeyen seçkinci liberal ayd›nlar aras›nda, bu çakallar›n Türkiye halk›n›n ço¤unlu¤unu oluflturdu¤u duygusunun geliflti¤i görülüyor. Seçkinci liberal ayd›nlar, bu duyguyla kendi aralar›nda bir y›lg›nl›k havas› yay›yorlar ve ›rkç› köpeklerin edepsizliklerine daha genifl bir hareket alan› kazand›r›yorlar. Türkiye’yi bu faflist köpeklerin salyal› a¤›zlar›ndan çekip alacak olan temel gücün yoksul halk›n bizzat kendisi ve yoksul halk içinde çal›flma yürüten devrimci militanlar oldu¤u bir kez daha aç›kl›k kazan›yor.
Türkiye’nin en büyük gazetesi Hürriyet’in genel yay›n yönetmeni Ertu¤rul Özkök, “Ermeni kimli¤ine karfl› Türk kimli¤ini savunma” demagojisiyle uluslar aras›nda karfl›tl›klar› k›flk›rtan ve Türk ›rkç›l›¤›n› himaye alt›na alan tutumuyla öne ç›kt›. Türkiye’de en çok yazar› öldürülen gazete olan Cumhuriyet’teki köflesinde Cüneyt Arcayürek “adeta bu ülkenin gerçek sahibi olan Türkler az›nl›k!” diyerek ›rkç›l›¤›n imdad›na kofltu. Bu ortam içerisinde gelifltirdikleri psikolojik savafl hileleri ile ›rkç› cephenin toplum üzerinde “edepsizlikle” yeniden hegemonya kurmaya çal›flt›¤› görüldü
BBP, ABD kuca¤›nda büyüyor Dan›fltay ve Dink suikasti faillerinin BBP’nin Alperen Ocaklar›’yla iliflkili olduklar›n›n a盤a ç›kmas› ve BBP’nin Çeçenistan’daki CIA kontrollü kontrgerilla tezgah›yla ba¤lant›lar› partinin son dönemdeki yükselifline ›fl›k tutuyor MHP’den istifa eden Eski Kültür Bakan› N. K. Zeybek, MHP eski milletvekilleri V. Ç›naro¤lu, B. Ongun, H. B. Coflkun, M. Hayk›r ve H. Arabac›, Devlet eski Bakan› A. Çay, Y. Yaz›c›o¤lu ve baz› eski bürokratlar BBP’ye kat›ld›. MHP kat›l›mlar›, ‘zaten biz bunlar› atacakt›k’ diye yorumlarken MHP Genel Baflkanl›¤›na soyunan Ümit Özda¤’›n yönlendirdi¤i Yeniça¤ gazetesinin kat›l›mlar› olumlayan bafll›klarla duyurmas› dikkat çekti. Kat›l›mlar›n Dan›fltay bask›n› ve Hrant Dink cinayetiyle ilgili birçok olgunun BBP ile iliflkisinin ortaya ç›kmas›n›n ard›ndan gelmesi manidar. BBP’den Alparslan Aslan, Yasin Hayal, Erhan Tuncel gibi katiller ç›kt›k-
‹flte faflizmin sözde vatan sevgisi
Ayd›n› kov, katili koru! Hrant Dink suikast›n›n ard›ndan yarat›lan terör atmosferinde ‹smet Berkan, Ece Temelkuran gibi yazarlar ülkeyi terk etmekten bahsederken, Orhan Pamuk bir daha dönmemek üzere Türkiye’yi terk etti¤ini aç›klad›. Marafl, Sivas ve 16 Mart katillerini üst düzey yetkili yapan, Haluk K›rc›, Abdullah Çatl›, Mehmet Ali A¤ca gibi tetikçilerini her f›rsatta “yanl›fll›kla” serbest b›rakan, cezaevinden kaç›ran bu düzen, ülkenin ayd›nlanmas›n›n önündeki en büyük t›kaç oldu. Naz›m Hikmet, Abidin Dino, Y›lmaz Güney, Ahmet Kaya gibi sanatç›lar› yurt d›fl›na gitmek zorunda b›rakarak yarat›lan karanl›kta at koflturan bu gerici ve ›rkç› devlet yap›s› 17 yafl›ndaki tetikçilerini yine bu cehaletten ve karanl›ktan buluyor. Kontrgerillan›n ilk kurbanlar›ndan biri olan yazar ve düflünür Sabahattin Ali “Çalmadan, ç›rpmadan bize ekme¤imizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz b›rakmadan yaflamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmal› idi” demiflti. Kendisini öldüren ve sonradan milli emniyetle ba¤lant›s› ortaya ç›kan Ali Ertekin ise cinayeti kabul etmesine ra¤men sadece bir y›l hapis yatm›flt›. O günlerden bu yana devlet cephesinde de¤iflen bir fley olmad›.
ça parti faflistler aras›nda itibar kazan›yor. BBP’li katillerin yetiflti¤i yer de önemli. Bilindi¤i gibi CIA, Rusya’ya karfl› Çeçenistan’daki savafla katmak üzere çeflitli ülkelerdeki ‹slamc› ve faflist gruplardan asker toplam›fl, karfl›l›¤›nda bu gruplara siyasal ve maddi destek sunmufltu. ABD’nin direnifle deste¤ini kesmesinin ard›ndan Çeçenistan’a gidenlere ya
ABD için savaflacak yeni ülkeler gösterildi ya da ülkelerine döndüklerinde CIA’n›n “uyuyan ajanlar›”na dönüfltürüldüler. BBP’ye ba¤l› Nizam-› Alem Ocaklar› da hararetle Çeçen savaflç›lar›na destek vermiflti. Hatta “gemi kaç›rma” eylemine sahilden destek gösterileri düzenlemiflti. Çeçenistan savafl›na kat›lan bu faflistlerin Swiss Hotel bask›n›n›n ard›ndan da benzer tablolar görülmüfltü. U¤ur Mumcu’nun katili de BBP’li tarikat olarak bilinen Menzil grubundan bir Çeçenistan savaflç›s›yd›. Son olarak Dan›fltay katili Alparslan Aslan’›n en yak›n arkadafl›n›n da Çeçenistan’da savaflm›fl olmas›n›, Hayal’in bomba yap›m›n› Çeçenlerden ö¤rendi¤ini söylemesini rastlant› olarak de¤erlendirmek zor. Uyuyan ajanlar uyan›rken BBP’ye kat›l›mlar›n artmas› gayet do¤al. Faflist hareketin a¤›r toplar› gerçek patronunu biliyor.
BBP GERÇEK BAYRA⁄INA KAVUfiTU Ankaral› Halkevciler 27 Ocak günü yapt›klar› bir eylemle Dink cinayetinin kontrgerilla da¤›t›lmadan çözülemeyece¤ine iflaret ederek, emperyalizmin bölgedeki ç›karlar›na hizmet eden faflist örgütlenmelerden biri olan BBP’ye ABD bayra¤› yollad›lar. Konur Sokak’tan “Kontrgerillay› Da¤›taca¤›z, Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi, Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” sloganlar›yla yürüyüfle bafllayan Halkevcilere çok say›da kifli alk›fllar ve ›sl›klarla destek verdi. Halkevleri 8. Bölge Temsilcilisi Serhat Savafl K›z›lay Postanesi’nin önünde okudu¤u bas›n aç›klamas›nda ‘Çeçenistan’da CIA taraf›ndan e¤itilen militanlar›n›n bu olayla iliflkilerinin ortaya dökülmesi üzerine suçüstü durumuna düflen BBP lideri Muhsin Yaz›c›o¤lu, flovenizmi t›rmand›racak bir gerilim politikas›na yönelmekte’ dedi.
Panikleyen MHP Amerikanc›l›k yar›fl›nda ABD’ye ait bir savafl gemisi, Basra Körfezi'ne giderken Marmaris’te konaklad›. Gemideki yüzlerce askerin her türlü rezilli¤in sergilendi¤i ‘ç›lg›n’ e¤lenceleri bas›n›m›zda renkli görüntüler olarak sergilendi. Ama rezilli¤in büyü¤ü MHP’deydi. Gemiyi protesto eden Mu¤la ve Marmaris Ülkü Ocaklar› baflkanlar› görevden al›nd›. Genel Merkez, görevden al›nmalar›n protesto ard›ndan yaflanmas›n› ‘rastlant›’ olarak de¤erlendirdi. Ancak bu ilk rastlant› de¤ildi. 2005 y›l› Mart ay›nda da ABD
Büyükelçili¤i Siyasi ‹fllerden Sorumlu Müsteflar Yard›mc›s› James R. Snopp'un MHP Genel Merkezi'ni ziyaretinin hemen ard›ndan. Ülkü Ocaklar› Baflkan› Aliflan Sat›lm›fl görevinden al›nm›flt›. Sat›lm›fl, ABD emperyalizminin faflizm oldu¤unu söyleyen afifller ç›karm›fl, "‹slam Emperyalizme Baflkald›r›d›r" afiflleri ise web sitesinde yay›nlan›r yay›nlanmaz bu ziyaret gerçekleflmifl ve Sat›lm›fl’›n ipi çekilmiflti. Bu ne ‘rastlant›yd›’ ki yeni Baflkan›n ilk icraat› bu afiflleri web sitesinden silmek olmufltu. Turan Dursun, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Rahip Santoro, Hrant Dink onun görev döneminde öldürüldü.
1960’larda Amerikan 6. Filosu’nu Bu rezilli¤i protesto eylemleriya sev ya terket ne sald›r›p kan dödiyorlar kerek kurulan, 70’lerde NATO’ya ba¤l› Gladio kapsam›nda ilerici güçlere sald›ran ülkücü gelenek kendine yak›flan› yapmaya devam ediyor. MHP ‘yalandan’ da olsa ABD karfl›t› söylemlere tahammül edemiyor. Seçimler yaklafl›rken ve ABD’ye hizmet yar›fl›nda BBP’nin ad› öne ç›karken MHP de özüne dönüyor.
Derin devleti Aksu’da ara Hükümetler geldi geçti, partiler kuruldu kapand› o devletin ve hükümetlerin yüksek yerlerinden eksik olmad›. O varsa faili meçhul ve katliamlar vard›. Tayyip Erdo¤an, Derin Devlete inemedi¤inden flikayetçi. Oysa ‹çiflleri Bakan› Abdülkadir Aksu’nun yan›na inse öyle bir derdi kalmayacak. Aksu 70’lerin iç savafl y›llar›ndan beri farkl› partilerin, hükümetlerin ve farkl› katliam ve suikastlerin ortak devlet adam›d›r. Marafl Katliam›’n›n yap›ld›¤› 77-78 döneminde Marafl Valisiydi. Turan Dursun, Çetin Emeç ve Bahriye
Üçok cinayetleri Aksu’nun Bakanl›¤› döneminde gerçeklefltirildi. Hepsi de faili meçhul kald›. Ama o bu katliam ve cinayetlerin sorumlular›n›n a盤a ç›kar›lmay›fl› yüzünden cezaland›r›lmad›; ödüllendirildi. 70’lerin ortalar›ndan hükümetler kuruldu, hükümetler devrildi ama o devletin ve hükümetlerin mühim kademelerinde yoluna devam etti. Tarikatç› kadrolaflman›n bafl›n› çekti,
PKK’ye karfl› Hizbullah’›n desteklenmesini savundu, uyuflturucu kaçakç›l›¤›na ad› kar›flt›, Kürt köylülerine “bok yedirme” utanc›n› “olacak o kadar” diye savundu. Son olarak AKP iktidar›n›n ‹çiflleri Bakan› olan Aksu yeni görev döneminde de siciline Dan›fltay bask›n›, Cumhuriyet gazetesinin bombalanmas›, Rahip Santoro cinayeti ve Hrant Dink suikastini ekledi.
8 fiubat 21 fiubat
2007
‹NSANCA YAfiAM 5
Halk sa¤l›k ocaklar›n› istiyor Sa¤l›kta özellefltirmenin temel tafllar› olan GSS ve aile hekimli¤i yolun bafl›nda tökezlemeye bafllad›. Hukuka tak›lan GSS’yi mezara gömmek isteyen yoksullar sa¤l›k ocaklar›n› savunmak için eylemdeydi Okmeydan›’nda yaflayan kad›nlar sa¤l›k ocaklar› ve koruyucu sa¤l›k hizmetleri konulu panele yo¤un ilgi gösterdiler
Okmeydan› susmuyor “Sa¤l›k Hizmetlerinin Sosyallefltirilmesi” yasas›na göre her 5 bin nüfuslu yerleflim bölgesinde bir sa¤l›k oca¤› olmas› gerekirken, 15 bin nüfuslu fiiflli Mahmut fievket Pafla Mahallesi’nde sa¤l›k oca¤› bulunmuyor. Sa¤l›k ocaklar› arac›l›¤›yla verilen koruyucu sa¤l›k hizmetlerinden yararlanamayan Mahmut fievket Pafla halk›, Okmeydan› Halkevi öncülü¤ünde “Susma Sa¤l›k Oca¤›n› ‹ste” slogan›yla bir kampanya bafllatt›. Kampanyan›n ilk ad›m› olarak 28 Ocak akflam› Okmeydan› Halkevi’nde bir panel düzenlendi.
Koruyucu sa¤l›k hizmetleri ve sa¤l›k ocaklar›n›n halk sa¤l›¤› aç›s›ndan öneminin anlat›ld›¤› panele ‹stanbul Tabip Odas›’ndan Dr. Naciye Demirel konuflmac› olarak kat›ld›. Demirel, sa¤l›kl› bir toplum için koruyucu sa¤l›k hizmetinin verildi¤i sa¤l›k oca¤›n›n mahallede mutlaka aç›lmas› gerekti¤ini, ancak sa¤l›k oca¤› aç›ld›ktan sonra, aile hekimli¤inin uyguland›¤› bir kuruma dönüflmemesi için de mücadele vermeye devam edilmesi gerekti¤ini söyledi. Kad›nlar›n yo¤un ilgi gösterdi¤i panel sonras›nda, bir imza kampanyas› bafllat›lmas›na karar verildi.
Halkevleri 20 Ocak-4 fiubat tarihleri aras›nda Türkiye’nin birçok ilinde gerçeklefltirilen eylemlerle, sa¤l›k ocaklar›n›n kapat›larak yerine aile hekimli¤i uygulamas›n›n getirilmesi planlar›n› protesto etti. ‹zmir Halkevleri’nin ça¤r›s›yla 20 Ocak’ta AKP Konak ‹l Binas› önünde toplanan emekçiler ad›na bir bas›n aç›klamas› okuyan Aliye Turan “GSS iptal edilsin, sa¤l›k ocaklar› kapat›lmas›n, sa¤l›k hakk›ndan herkes eflit koflullarda yararlans›n” diyerek paras›z sa¤l›k hakk› mücadelesini ›srarla sürdüreceklerini belirtti. Eskiflehir Halkevleri üyeleri de ayn› gün öylen saatlerinde ‹l Sa¤l›k Müdürlü¤ü önünde yap›lan bas›n aç›klamas›nda kentte pilot olarak uygulanan aile hekimli¤i uygulamas›n›n k›sa sürede yaratt›¤› olumsuzluklara de¤inerek, “aile hekimli¤i durdurulsun, sa¤l›k ocaklar›m›z› geri istiyoruz” dediler. Ankara Ankara’da Bat›kent, Battalgazi ve Mamak Halkevle-
Bu oyunu bozman›n zaman›d›r
ri mahallelerinde bul u n a n sa¤l›k ocaklar› önünde bir araya gelerek aile hekimli¤i uygulamas›na karfl› halk›n tercihinin Paras›z sa¤l›k mücadelesinde sa¤l›k ocakson y›llarda giderek artan bir lar› ve koru- dinamizm sergileyen Halkevyucu sa¤l›k leri Türkiye’nin dört bir yan›nhizmetleri ol- da halk› sa¤l›k hakk› için du¤unu belir- seferberli¤e ça¤›r›yor ten bas›n kimli¤i uygulumas›n› protesaç›klamalar› yapt›lar. Hatay Halkevi’nin ça¤r›- to ettiler. Kocaeli halk› da ayn› s›yla 22 Ocak’ta 2 Nolu Sa¤l›k Oca¤› önünde birara- gün Ana Çocuk Sa¤l›¤› ya gelen Hatayl›lar ad›na bir Merkezi (AÇSAP) önünde bas›n aç›klamas› okuyan toplanarak sa¤l›k ocaklar›, Halkevi Baflkan› Mithat Can dispanserler ve ana çocuk “GSS bütünüyle iptal edile- sa¤l›¤› merkezlerinin yoksul rek bu büyük yanl›fltan dö- halk aç›s›ndan hayati önem tafl›d›¤›n› ve bu merkezlerin nülmelidir” dedi. Bursa Halkevleri’nin 27 kapat›lmas›na karfl› mücadele Ocak’ta Heykel Sa¤l›k Oca- edeceklerini aç›klad›lar. ‹stanbul Esenyal› ve Bah¤›’na bir yürüyüfl düzenleyen Bursal› emekçiler de aile he- çelievler Halkevleri de 29
fi
Ocak’ta mahallelerindeki sa¤l›k ocaklar›na birer yürüyüfl düzenlediler. Bildiriler ve sokak konuflmalar›yla halk› sa¤l›k hakk›na sahip ç›kmaya ça¤›ran Halkevciler‘in eylemine çevreden gösterilen ilgi büyüktü. Gültepe Halkevi de 4 fiubat’ta Harmantepe Meydan’dan Gültepe Sa¤l›k Oca¤› önüne kadar bir yürüyüfl düzenleyerek, mahallelileri sa¤l›k oca¤›na sahip ç›kmaya ça¤›rd›.
Aile hekimli¤i iflasta Sa¤l›k oca¤› sistemine dayal› birinci basamak koruyucu sa¤l›k hizmetlerinin yerine getirilmek istenen aile hekimli¤i sistemi, pilot uygulamaya geçilen illerde yo¤un tepki görüyor. Denizli Tabip Odas› Baflkan› Dr. Hasan Akfl›k taraf›ndan yap›lan aç›klamada, geçen y›l pilot uygulaman›n bafllat›ld›¤› Denizli’de aile hekimli¤inin iflas etti¤inin görüldü¤ü belirtildi. Akfl›k’›n aç›klamas›nda, aile hekimli¤i için baflvurmas› istenen 482 hekimden sadece 184’ünün
aile hekimli¤ini kabul etti¤i, 298’inin yani %62’sinin ise reddetti¤i belirtildi. Aile hekimli¤ini reddeden hekimlerin bu tercihi ücra yörelere sürgün edilmeyi göze alarak yapt›klar›n› belirten Akfl›k, aile hekimli¤ini kabul edenler aras›nda da istifalar›n bafllad›¤›n› vurgulad›. Denizli halk› da, aile hekimli¤ini istemedikleri, en az›ndan yeterince tart›fl›lmad›¤› ve ertelenmesini istedikleri yönündeki flikayetlerini belirtmek için çok yo¤un bir flekilde arad›klar› 184 SAB‹M telefonlar›n› kilitlediler.
Denizli Tabip Odas›’n›n bir de aile hekimli¤i yerlefltirmeleri s›ras›nda atamalar ve puanlar konunsunda yap›lan hukuksuzluklarla ilgili açt›¤› bir dava var. Hekimler k›sa sürede yürütmeyi durdurma karar› ç›kaca¤›n› ve aile hekimli¤inin uygulanamayaca¤›n› ifade ediyorlar. Aile hekimli¤i, 1 Mart’ta pilot uygulaman›n bafllat›laca¤› Samsun’da da protesto ediliyor. Samsun-Sinop Tabip Odas› ve SES aile hekimli¤ine karfl› kitlesel eylem ve etkinlikler düzenliyorlar.
Paras› olmayana karne de yok! Bakanl›k önce talimat gönderip okul yöneticilerinin para toplamas›n› zorunlu k›ld›, durum ortaya ç›k›nca aç›klama yap›p yasaklad›. Sonuç; de¤iflen bir fley yok Milli E¤itim Bakanl›¤›n›n okullara gönderdi¤i “karne” konulu talimatla “okullarda para toplamak yasakt›r” aç›klamas›n› kendi eliyle nas›l deldi¤i a盤a ç›kt›. 10 Ocak’ta okullara yollanan talimatname ile karne bafl›na 15 kuruflun Devlet Kitaplar› Döner Sermayesi Müdürlü¤ü hesab›na yat›r›lmas› istendi. Olay›n bas›na yans›mas›n›n ard›ndan Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çelik 25 Ocak’ta bas›na yapt›¤› aç›klamada okullarda art›k karne, takdirname, teflekkür gibi belgeler için para toplanmayaca¤›n› hatta bugü-
ne kadar toplanan karne paralar›n›n da iade edilece¤ini aç›klad›. Ancak bakan›n yapt›¤› aç›klaman›n hemen ard›ndan, Sakarya’n›n Akyaz› ‹lçesi'nde, 425 ö¤rencinin e¤itim gördü¤ü
Akyaz› K›z Meslek Lisesi’nde, ‘temizlik aidat›’ ad› alt›nda istenen 30 YTL'yi ödemeyen ö¤rencilere karne verilmedi¤i ö¤renildi. ‹zmir’de Emir Sultan ilkö¤retim okulu müdürünün aidat paras› ödemeyene karne yok duyurusu üzerine Eskiizmir Halkevi’nde bir araya gelen yaklafl›k 30 veli karnelerin verilece¤i gün hepberaber okula giderek ö¤rencilerin e¤itim haklar›ndan mahrum b›rak›lamayacaklar›n› dile getirme karar› ald›lar. Okul müdürü velilerin tepkileri sonucu bu karar›ndan geri ad›m atmak zorunda kald›.
Çocuklar›m›z küçük düflürülüyor Emir Sultan ‹lkö¤retim Okulu’nda aidat vermeyenlere karne da¤›tmayaca¤›n› söyleyen müdüre geri ad›m att›ran veliler ve ö¤renciler anlat›yor Gülbahar Çakar (veli): Aidat vermedi¤im için mesela belediyenin gönderdi¤i süt çocu¤uma verilmedi. Aidat vermedi¤imizde karne alam›yaca¤›m›z› san›yorduk. Telli Orhan (veli): Aidat vermezsem çocu¤um okulda küçük düflürülüyor. Benim
çocu¤um bu durumdan dolay› ders yapmak istemedi¤ini söylüyor. Ödev bafl›nda “Ne olur aidat param› verin” diye yalvar›yor. Müdürün yapt›¤› duyurudan sonra 3 arkadafl karneler verilmezse müdüre ç›kmay› düflündük. Ard›ndan ayn› durumda olan birçok aile oldu¤unu gördük. Bu durumu Halkevi’nde bir araya gelip konufltuk. Karne günü halkevinde toplan›p birlikte okula gitmeyi planlad›k. Ancak müdür bunun konufluldu¤u-
nu duyunca karneleri da¤›tt›. Yeşim Orhan (öğrenci 7-B): Para için beni böyle zor durumda b›rak›yorlarsa; gelecekte ben nas›l okuyaca¤›m diye düflünüyorum. Babamlar›n daha çal›flkan olup eve daha çok para getirmesini istiyorum. Yeşim Çakar (öğrenci 6-C): Bilgisayar dersinde “e¤er bilgisayar paralar›n› getirmezseniz bilgisayar› açmayacak; oturup arkadafllar›n›z› izleyeceksiniz” dediler. Ö¤retmenlerden korktu¤umuzdan; bizleri s›n›fta kal›rs›n›z, notunuzu düflük veririm diye tehdit ettiler.
Tayyip’in açt›¤› yoldan gidilmiyor
Daha önce Ankara-‹stanbul h›zland›r›lm›fl treninin aç›l›fl›n› yapan ve onlarca insan›m›z›n ölümüne neden olan AKP hükümeti Bolu Da¤› tünelinde de iflbafl›ndayd›
Yap›m› 16 y›l süren Bolu Da¤› Tüneli 23 Ocak’ta aç›ld›. Tünelin aç›l›fl› o kadar önemliydi ki Baflbakan Tayyip Erdo¤an Hrant Dink’in cenazesine kat›lmayarak bu aç›l›fla ‹talyan Baflbakan› Romano Prodi ile kat›lm›flt›. Ancak tünel aç›l›fl›ndan 5 gün sonra ya¤an ilk karla kapand›. Aç›l›fl›n›n yap›ld›¤› tarihten bugüne kadar 5 defa daha kapanarak kullan›lamaz hale geldi. Buzlanma nedeniyle meydana
gelen kazalarda ölenler oldu. Kazalarla ilgili elefltirilere Tayyip Erdo¤an "Bolu Tüneli'ni hizmete açt›k. Bunu k›skananlar iki t›r›n kaygan zeminde yapt›¤› kazay› kalkt›lar tünele malettiler” fleklinde konufltu. Ancak kazalar sonras› müteahhit firman›n yapt›¤› aç›klama kabahatin t›rc› da m› yoksa hükümette mi oldu¤unu gösteriyordu. Projeyi yürüten Astaldi firmas› yapt›¤› aç›klamada “ayd›nlatma, havaland›rma,
yang›nla mücadele sistemi ve buzlanmay› önleyici sistem, otokorkuluk, trafik ve güvenlik iflaretlemeleri” tamamlanmadan tünelin aç›ld›¤›n› konuyla ilgili olarak daha önce yapt›klar› uyar›lar›n dikkate al›nmad›¤›n› söyledi. Aç›klama Karayollar› Genel Müdürlü¤ü taraf›dan da do¤ruland›. Tünel facias›n›n nedeninin AKP’nin aceleyle tüneli açarak seçim öncesi oy kayg›s› oldu¤u böylelikle a盤a ç›km›fl oldu.
ubat atamalar› aç›kland›: En az 100 bin ö¤retmen a盤›n›n oldu¤u ortadayken, 30 bin civar›nda aç›k gösterilmesi, bu aç›klanan ö¤retmen a盤›n›n da ‘geçici’, sözleflmeli olarak kapat›lmak istenmesi, MEB’in kimin hesab›na çal›flt›¤›n›n en önemli göstergesi. Sözleflmeli ö¤retmen uygulamas›nda ›srar edilmesinin nedeni nedir? Bu ›srar, GATS (Hizmet Ticareti Genel Antlaflmas›) ile kabul edilen yükümlülüklerin sonucudur. Dünya Ticaret Örgütü baflta e¤itim ve sa¤l›k olmak üzere kamusal hizmetlerin serbest ticarete aç›lmas›n›n önündeki engellerin kald›r›lmas›n› talep etmifltir. Bu engeller nelerdir? 1) E¤itimin Anayasada paras›z ve Devlet taraf›ndan verilece¤inin güvence alt›na al›nm›fl olmas›... 2) Ücret politikalar›, istihdam koflullar› 3) Devlet okullar›ndaki 657 say›l› Devlet Memurlar› Kanunu’na göre personel istihdam› GATS’›n en kilit maddesi, devlet kurumlar›n›n piyasa da haks›z rekabet yaratmama zorunlulu¤u. Yani özel okullarda çal›flma koflullar› güvencesizse devlet okullar›nda da böyle olmal›. Bu kurallar yavafl yavafl iflletiliyor. ‹flte bunun için ö¤retmen ihtiyac›n›n 1/3’ü oran›nda sözleflmeli ö¤retmen al›m› ile bafllayan bu uygulama, sinsice iflletilerek, tamam›na yak›n›n› sözleflmeli istihdam etmeye kadar vard›r›lm›flt›r. Geçici ö¤retmen çal›flt›rma modelinin, e¤itimin özüne ve eti¤ine ayk›r› oldu¤unu en iyi bilen ö¤retmendir. Zira e¤itim hizmetinde insan yetifltirilmektedir, makine de¤il!.. Ö¤retmen de makineye parça üreten, “parça bafl› ücretli” mevsimlik iflçi de¤ildir. “E¤itimin süreklili¤i” ilkesi, bilimsel ve pedagojik aç›dan göz ard› edilemez. Bu süreklilik, basit bir “ö¤rencinin okula devam›” olarak alg›lanamaz; daha çok, ö¤retmenin verdi¤i “e¤itim hizmetinin” devam›’n› ifade eder. Oysa 1 y›ll›k sözleflmeyle, e¤itimde süreklilik sa¤lanamaz. Geçici ö¤retmenin ö¤rencisi de, psikolojik aç›dan olumsuz etkilenmektedir. Çünkü bugün “ö¤retmenim” dedi¤i insan›n hemen yar›n gidebilir duygusu, ö¤rencinin üzerine bir kabus gibi çöreklenecektir. Bu durum ö¤rencinin motivasyonunu yok eder, baflar›s›zl›¤a davetiye ç›kar›r. Peki, ifl güvencesi olmayan, zaten ald›¤› ücretle asgari düzeyde dahi geçinemeyen, sözleflmesinin feshedilme tehdidiyle daima burun buruna gelebilme kayg›s› tafl›yan bir ö¤retmenin ruh hali nas›l olabilir? Böyle bir ortamda ö¤retmenlerimizin, verimli olmak ve görevin süreklili¤ini sa¤lamak için yo¤un bir çaba harcayacaklar› kesin ama, MEB’den bunun büyük bir özveri oldu¤unu alg›lamas›n› beklemek bir yan›lg›d›r. ‹flsizlik tehdidini koz olarak kullanacak ve daha yo¤un sömürecektir. Bütün bu gerekçeler bir tek yönü iflaret ediyor: Kadrolu-kadrosuz tüm ö¤retmenler, veli ve ö¤renciler, “güvencesiz çal›flt›rmaya” hay›r demenin ve bu oyunu bozman›n zaman›d›r.
KISA...KISA...KISA... Hopa’da Karadeniz Kararmas›n anketi n Hopa Halkevi “Karadeniz Kararmas›n” kampanyas›na bir anket çal›flmas›yla bafllad›. Hopa Cumhuriyet Meydan›’nda 26 Ocak’ta yap›lan bir bas›n aç›klamas›yla bafllat›lan ve Tabip Odalar›n›n onay› al›narak haz›rlanan anket çal›flmas›n›n bütün bölgeyi kapsayaca¤› duyuruldu. Aç›klamaya yaklafl›k 150 kifli kat›ld›. Öte yandan Hopa ve Kemalpafla Liseli Genç Umut da kampanyaya “kansere red” slogan›yla destek vereceklerini duyurdular.
Köprüde zam trafi¤i t›kand› Ankara 10. Bölge ‹dare Mahkemesi, Karayollar› Genel Müdürlü¤ü’nün; köprü ücretlerine %33, otoyol ücretlerine %20 oran›nda yapt›¤› zamm› inceleyerek yü-
rütmenin durdurulmas›na karar verdi. Mahkeme “zamm›n herhangi bir ölçüye dayanmad›¤›, ortada kapsaml› bir araflt›rma ve inceleme bulunmadan yap›ld›¤› ve üc-
ret ayarlamas›n›n iç kaynak teminine yönelik oldu¤u" ve “devletin ulafl›m› gelir art›r›c› bir kalem olarak görmesi ve geliflmifl ülkelerdeki ücretlerin emsal al›narak saptanmas›n›n hakkaniyete, külfetlerin adil da¤›l›m› ilkesine ayk›r› oldu¤u” karar›na vararak yürütmeyi dudurma karar› verdi. Karayollar› Genel Müdürü yapt›¤› aç›klamada karara itiraz edeceklerini, itirazdan sonuç alamad›klar› takdirde mahkemenin karar›n› uygulayacaklar›n› belirtti.
Reçetede yeni düzen n Maliye Bakanl›¤›, tedavi yard›m›na iliflkin tebli¤e itiraz eden Dan›fltay karar› üzerine de¤ifliklikler yapt›. Böylece yaln›zca uzman hekimler taraf›ndan yaz›labilece¤i belirtilen ilaçlar pratisyenlerce de yaz›labilecek. Ayr›ca ayakta tedavilerde, antibiyotikler hariç, bir reçetede en fazla 4 kalem ilaç ve her kalemden bir kutunun bedeli ödenecek.
8 fiubat 21 fiubat
6 K‹BELE
Kamu y›k›ld› kad›nlar alt›nda kald› Kad›nlar›n ikincil ba¤›ml› rolü ile kamu hizmetlerinin piyasalaflt›r›lmas› aras›ndaki iliflki hakk›nda hiç düflündünüz mü? Kad›nlar bugünkü gibi yaflamasalar kamusal hizmetlere yap›lan yat›r›mlar flimdiki gibi azalt›labilir miydi? “Hay›r” diyor kent bilimciler, “sistem hala iflliyorsa, bu, kad›nlar›n evden ç›kmamas›, yürümesi, okula ve hastaneye daha az gitmesi, çocuklara ve hastalara bedavaya bakmas›, kocalar›n›n iflte yiyece¤i yeme¤i de haz›rlamas› gibi fleyler sayesindedir. Kad›nlar yaln›zca bunlar› yapmay› durdursalar, bildi¤imiz tüm kent ve toplum yap›s› da bu haliyle ifllemekte aciz kal›rd›”. Yaflad›¤›m›z toplum ve kentler çal›flma ve oturma
mekanlar›n› birbirlerinden ay›r›yor. Çal›flma mekanlar› erkeklere, oturma alanlar› kad›nlara ait say›l›yor. Kad›nlar›n yükü, özellikle devletin ve yerel yönetimlerin toplumsal hizmetlerden k›s›nt› yapt›¤›, bu hizmetlerin görülmesini denetimsizce özel sektöre devretti¤i durumlarda a¤›rlafl›yor. Artan iflsizlik ve yok olan hizmetler, kad›nlar› çal›flma mekan› olarak da evlere daha fazla hapsederek, esnek, güvencesiz ve sigortas›z çal›flma koflullar›n›n
yayg›nlaflmas›na katk›da bulunuyor. Bütün bunlar kad›nlar›n yurttafl kimliklerini zay›flat›rken, ço¤u kad›n›n yaflam›nda ev ve yak›n çevresi neredeyse tek yaflam alan› haline geliyor. Kad›nlar cahilli¤e, hastal›¤a, güvencesizli¤e nüfusun tüm kesimlerinden daha fazla maruz kal›yorlar. 8 Mart öncesindeki süreç, kamu hizmetlerinin piyasalaflmas› ile kad›nlar›n konumu aras›ndaki iliflkinin tart›fl›lmas› aç›s›ndan elveriflli bir olanak sunuyor.
Güzellik sokaktad›r*
Y
az› iflleri toplant›s›nda bu arka sayfa güzelleri için baz› arkadafllar, abi sen bilirkifli s›fat›yla flunlara bir bak derlerdi... Bilirkifli iddias›nda de¤ilim ama onlar› her zaman görmekten çok mutlu oldum. Cinsellik ve estetik, ikisi birlikte olacak... Basın Konseyi Başkanı ve Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi
ÇALIfiAN KADININ HAYAL‹: KREfi “D›flar›da ifl bulsam, çocu¤uma kim bakacak? Yuva, krefl çok pahal›.” “Eflimin kazand›¤› yetmiyor, d›flar›da ifl bulam›yorum, evde çal›flmak zorunday›m.” Türkiye’de kamusal çocuk bak›m hizmetlerinin zay›fl›¤› kad›nlar›n düzenli bir ifl bulmas›n›n önemli engellerinden birisi. 2003 verilerine göre, kentlerde çal›flan ve 6 yafl›ndan küçük çocu¤u olan kad›nlar›n sadece yüzde 9’u çocuklar›n› özel ya da kamusal bir bak›m kurumuna gönderebiliyor. Kad›nlar›n yüzde 34’ü çocuklar›na kendileri bak›yor, yüzde 3’ü çocuk do¤unca iflten ayr›l›yor. Büyükannelerin
yüzde 30 gibi bir oranla çocuk bak›m›n› üstlenmesi ise, kad›nlar›n devletin bofl b›rakt›¤› sosyal bak›m alan›ndaki öneminin bir baflka örne¤i. Genç kad›nlar çocuklar›n›n ve hastalanan kocalar›yla yafll›lar›n, yafll› kad›nlarsa çocuklar›n bak›m›ndan sorumlu. Yaln›zca 150 kad›n iflçinin bulundu¤u iflyerlerinde krefl zorunlulu¤u getiren yasalar çocuk bak›m›n› “kad›n ifli” sayarken; kamu çal›flanlar› için 9, iflçiler
için 12 hafta olan do¤um izni, ILO asgari standard› olan 14 haftan›n alt›nda. Günde 45 dakikal›k emzirme izni ise iflyerlerinde krefl olmad›¤› için ifllevsiz.
Üreme sa¤l›¤› olmadan sa¤l›k hakk› olmaz Bir kamu hizmeti olarak sunulmas› gereken sa¤l›k hizmeti Türkiye’de kad›nlar›n s›rt›na, karfl›l›¤› ödenmeyen bir yük olarak yükleniyor. Emek pazarlar›ndan d›fllanan kad›nlar›n sosyal güvenli¤i de büyük oranda efle ba¤l› Türkiye kad›nlar›n üreme ve cinsel sa¤l›k haklar› aç›s›ndan hala önemli sorunlar yafl›yor. 2003 verileriye, bir sa¤l›k kurumu d›fl›nda do¤um yapan kad›nlar›n yüzdesi kentlerde yüzde 15’i bulurken (bat›daki illerde yüzde 9, do¤udaki illerde yüzde 46), bu oran köylerde yüzde 36’ya ulafl›yor. Do¤um öncesi sa¤l›k hizmeti alamayanlar›n bafl›nda yoksul kad›nlar geliyorlar. Erken yaflta evlilik ve sadece yüzde 42’sinin modern do¤um kontr o l yön-
temleri kullanmalar›, istenmeyen gebeliklere yol aç›yor. Gebeli¤e ba¤l› anne ölümlerinin en önemli nedenlerinden birisi ise erken yaflta gebelik. Türkiye’de 17 yafl›ndaki her 12 kad›ndan biri ilk gebeli¤ini yafl›yor. 19 yafl›ndaki her 4 kad›ndan biri anne. Sa¤l›k hizmetlerinin sunuldu¤u yerlerin azl›¤›, yetersizli¤i ve pek çok kad›n›n sigortas›z oluflu, önemli güçlükler yarat›yor. Tüm bunlar Türkiye’de 1000 kad›ndan birisinin gebeli¤e ba¤l› nedenlerle hayat›n› kaybetmesine yol aç›yor ki bu oldukça yüksek bir oran. Kürtajsa hatal› bir biçimde en önemli do¤um kontrol yöntemi olmaya devam ediyor. Çünkü aile planlamas› malzemeleri (kondom, hap, spiral) ba¤›fl ad› alt›nda ücretli hale getirildi. Jinekolojik muayene ve tedavi yöntemlerinin rahats›z edici ve özensiz oluflu nedeniyle pek çok kad›n doktora gitmekten kaç›n›yor. Bu yüzden erken teflhisle giderilebilecek pek çok hastal›k dönüflü olmayan aflamalara ulafl›yor. Tek Sosyal Güvenlik Evlilik Emek pazar›ndan büyük ölçü-
de d›fllanan kad›nlar›n en önemli sosyal güvence kayna¤› evlilik. Elbette bu durum, efllerin de herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan yararlanmas› durumunda geçerli. Bu kurumlardaki ba¤›ms›z sigortal›lar aras›nda kad›n oran› oldukça düflük. Efl durumu d›fl›nda sosyal güvencesi olan kad›nlar Emekli Sand›¤›’nda yüzde 32, SSK’da yüzde 20 ve Ba¤-Kur’da yüzde 14’lük bir kesimi oluflturuyorlar. Kad›nlar›n özellikle belli bir yafltan sonra evdeki tüm sorunlar› sineye çekmesine neden olan bu durum, sosyal güvenlik d›fl›nda kalan insan say›s› düflünüldü¤ünde, asl›nda çok daha çarp›c› boyutlarda. Bu sars›c› durumun alternatifinin ne olabilece¤ini ise Venezüella’da 2002 y›l›nda yap›lan bir anayasa de¤iflikli¤i gösterdi: Venezüella anayasas› ev kad›nlar› taraf›ndan yap›lan ev ifllerini de¤er yaratan, ve sosyal refah›n üretilmesine katk›da bulunan bir ekonomik faaliyet olarak kabul ediyor; tüm ev kad›nlar›na sosyal güvenlikten yararlanma hakk› ve hane reisi kad›nlara da belirli bir sosyal ücret hakk› tan›yor.
Sar›yer’de sa¤l›k söyleflisi Tarabyaüstü/Ömürtepe Mahallesi’nde Sar›yer Halkevi ile Zara Çayl›ca Köyü Dayan›flma Derne¤i 5 fiubat Pazartesi günü, Dr. Hatice Demirpehlivan’›n kat›l›m›yla kad›n sa¤l›¤› söyleflisi gerçeklefltirdi. Meme kanseri hakk›nda yap›lan söyleflide yap›lan konuflmalarda, sa¤l›k hakk›n›n en temel insan haklar›ndan biri oldu¤u vurguland›. Sa¤l›k hizmetine ulafl›mda en zorlanan toplumsal kesimin kad›nlar oldu¤u ve kad›nlar›n sa¤l›k hakk› mücadelesine kendi talepleriyle kat›l-
Kad›nlar ev ve mahallelerine kapal› bir hayat sürüyor. Oysa kad›nlara indirimli bilet sat›lmas›, ayd›nlatmalar›n iyilefltirilmesi gibi basit önlemler sorunu k›smen hafifletebilir memifller. Haydi bunlar “lüks” etkinlikler diyelim. Ancak ayn› araflt›rma, kad›nlar›n yüzde 58’inin d›flar›da hiç yemek yemediklerini, yüzde 41’inin hiç pikni¤e gitmediklerini ve yüzde 23’ünün de dolmufl ya da otobüsle tan›d›klar›n› ziyaret etmediklerini gösteriyor. Birçok kentte çal›flma hayat›na kat›lamayan, e¤itim olanaklar› olmayan, özgüven eksikli¤i ve toplumsal denetim alt›nda yaflayan kad›nlar, mahalle d›fl›ndaki hayattan tam anlam›yla d›fllan›yorlar. Kad›nlar›n okuma-yazma bilmeyen yüzde 18’i otobüse binmek için bile yard›m istemek durumunda. Kentlere göç eden kad›nlar, kahveye-ifle gitme gibi olanaklar› olmad›¤›ndan ya da
Türkçe bilmedikleri için, erkeklerden çok daha büyük bir flaflk›nl›k yafl›yorlar. Özellikle kenar mahallelere egemen olan ulafl›m sorunlar› da kad›nlar› erkeklerden çok daha fazla etkiliyor. H›zl› ve çarp›k kentleflme, kent yaflam›na kat›l›mdaki cinsiyet eflitsizli¤ini derinlefltiriyor. Karanl›k sokaklar, sa¤›r duvarlar, yetersiz sokak ayd›nlatmalar›, dar geçitler, bak›ms›z aç›k alanlar kad›nlar›n sokakta bedensel ve ruhsal güvenlik içinde dolaflmalar›n› engelliyor; taciz ve tecavüz tehlikesini art›r›yor. K›smi zamanl› çal›flan, gündeli¤e giden yani ola¤an mesai saatleri d›fl›nda çal›flan kad›nlar›n toplu tafl›m araçlar›ndan yararlanmas› büyük ölçüde k›s›tlan›yor. “Kad›nlar›n evde oturmas›” mant›¤›na dayal› ulafl›m sistemi, sürekli fiyat art›fllar›yla da kad›nlar›n toplumsal hayattan d›fllanmas›na katk›da bulunuyor, kad›nlar uzun mesafeleri bile yürümeyi tercih edebiliyorlar. Oysa kad›nlara da t›pk› ö¤renciler gibi düflük ücretli bilet sat›lmas›, sokak ayd›nlatmalar›n›n iyilefltirilmesi, otobüs say›lar›n›n art›r›lmas› ve kamusal kad›n merkezlerinin ço¤alt›lmas› gibi basit önlemler bile bu d›fllanmay› bir ölçüde azaltabilir...
malar› gerekti¤i dile getirildi. Dr. Demirpehlivan ise, meme kanserinin erken teflhisiyle birlikte koruyucu sa¤l›k hizmetlerinin önemine dikkat çekti. Kendi kendini muayene yöntemlerinin, önlemlerin ve tedavi yöntemlerinin aktar›ld›¤› söyleflide meme kanseri hastas› bir kad›n kendi deneyimlerini anlatt›. Tarabyaüstü Mahallesi’nden kad›nlar 15 gün sonra yeni bir etkinlikte buluflacaklar. Kad›n sa¤l›¤› söyleflileri ‹stanbul’un çeflitli mahallelerindeki Halkevleri’nde devam edecek.
Bafl›n› sokacak çat› yeter mi?
Kentlerin ve yollar›n sahibi kim? “Vallahi do¤ru dürüst araba bile yok bizim buralara. Çarfl›ya ç›kmam›z için bir tane belediye arabas› var saatlerce bekliyoruz. Ayda y›lda bir kere çarfl›ya ç›k›yoruz.” “fiehre binde bir iflimiz düfltü¤ünde gidiyoruz. Fakirler hiç gidemiyor.” Ulafl›m ve yollar görünürde hem kad›nlar hem erkekler içindir! Ama Adana’da 2004 y›l›nda yap›lan bir çal›flma, özellikle evli ev kad›nlar›n›n kent yaflam›n›n d›fl›nda tamamen ev ve mahallelerine kapal› bir hayat sürdüklerini çarp›c› verilerle gösteriyor. Çal›flman›n bulgular›na göre, kad›nlar›n yüzde 75’i sinemaya, yüzde 87’si tiyatroya, yüzde 84’ü konsere bir kez bile git-
2007
Soka¤›n temizli¤i de kad›nlara “Elektrik, su yoktu. Benim ve beyimin annesi de bizde. Suyu tafl›y›p bulafl›k y›kar›z, tam biter, bizim adam, ‘bi de çay yap da içelim’ der, halden hiç anlamaz. Ertesi gün de hadi ifle git.” “Su yoktu. Gece yar›s› kalk›p su çekerdik afla¤›daki dereden omuzlar›m›zda tafl›rd›k” (Ankara’dan iki kad›n) Kamusal hizmetlerin piyasalaflt›r›lmas› ve yetersizli¤i kad›nlar›n yaflant›s›n› zorlaflt›r›yor. Özellikle gecekondu mahallelerinde suyu uzaktan tafl›yanlar, çamafl›r› su kayna¤›na götürüp y›k›yanlar, sokaktan toplanmayan çöpleri tafl›mak durumunda kalanlar kad›nlar. “Temizlik” daha çok bir ‘kad›n ifli’ olarak görüldü¤ünden, kap›lar›n önlerini temiz tutan “herkes” de¤il, kad›nlar oluyor.
“Kiral›k evden çok çektim. Kiral›k ev arama k›yafetlerim oldu... Hem annem ve o¤lumla birlikteydim önceleri. Yani ‘yar›m aile’ say›l›rd›m. Evlere girerken iki kat depozitler, yüksek peflinatlar isteniyordu, evlerden ç›karken depozitlerime el konuyordu. E, dul bir kad›na ev veriyorlard›, bunun bedelini ödemeliydim” (‹stanbul’dan bir kad›n) ‹çinde yaflad›¤›m›z kentler ve konutlar tamamen erkekler taraf›ndan tasarlanm›fl, mülkiyeti onlara ait olan mekanlar. Oysa konut sorunu, asl›nda kad›n sorununun en önemli parçalar›ndan birisi ve bir eve sahip olmak hemen tüm yoksul kad›nlar›n en büyük hayali. Bar›nma alan›, ülkemizde tam anlam›yla piyasaya emanet; sosyal konut projeleri yok denecek kadar az ve konut piyasas› önemli bir rant alan›. Böyle bir ortamda ifl sahibi bile olmayan kad›nlar aç›s›ndan kredi, arsa gibi olanaklara ya
da konutun mülkiyetine sahip olmak ya neredeyse imkans›z ya da kocan›n insaf›na ba¤l›. Kirac› kad›nlar, özellikle dul ya da yaln›z yaflayanlar, kiral›k ev bulmakta bile güçlük çekiyorlar. Kad›nlar›n ihtiyaç ve durumlar›na uygun konutlar mevcut de¤ilken, bar›nma hakk› “bafl›n› sokacak bir çat›”ya sahip olmaya indirgeniyor. Oysa yeterli altyap›n›n olmad›¤› sa¤l›ks›z bir ortamda sürekli taflan kanalizasyonlar, patlayan borular, la¤›m fareleri, asfalts›z yollar kad›nlar›n üzerindeki yükü en az iki kat›na ç›kart›yor. Evi daha s›k süpürmek, çamur temizlemek, aile üyelerinin üstünü bafl›n› daha s›k y›kamak, çöplüklerden tafl›nan illetlerle u¤raflmak, gürültüden uyanan bebeklerle bafla ç›kamamak gibi. Tabii bir de enerji fiyatlar› artt›kça kad›nlar›n masraf k›smak için tek bafllar›nayken soba, kalorifer yakmad›klar› da unutulmamal›.
Bu sözlerin sahibi her gün milyonlarca insan›n bilinçlerini kendine ba¤layan “Türk Medyas›n›n” önemli adamlar›ndan biri. Adamca¤›z aç›kl›kla ifade etmifl zaten, medyada kad›n›n ifllevi nedir sorusunun yan›t›n›. Medyan›n sayg›n köflelerinde sadece orta s›n›f üstü kalantor kiflilere, medya canavar› uzmanlara ve erkeklere; yani gerçek vatandafllara yer vard›r. Kad›n, yoksul, eflcinsel ya da ezilen bir baflka gruptansan›z; uzman falan da de¤ilseniz, medya sizi mümkün olan en küçük parçalar›n›za böler. K›flk›rt›c› ikinci sayfalar›n, reality flovlar›n, arka kapaklar›n konusu yapar: Art›k hangi parçan›z nereye uyarsa! Ankara Üniversitesi ‹letiflim Fakültesi Araflt›rma Görevlisi Mine Gencel Bek'in 4 günlük gazetede, 10 ay içinde yay›nlanan 18 bin 310 haberle ilgili yapt›¤› araflt›rma sonuçlar› da ayn›s›n› söylüyor: Haberlerin 13 bin 776's› kad›nlarla ilgili. Bu rakam›n yüzde 32.3'ü e¤lence ve magazin, yüzde 17.4'ü ise suç ve fliddet içerikli. Genel toplamda cinsellik içerikli haberler, di¤er tüm haberlerden 15 kat daha fazla. Bek flöyle diyor: “Kad›n bedeniyle hiç ilgisi bulunmayan haberlerde dahi kad›n bedeninin teflhir edildi¤ini görüyoruz. Meslek sahibi kad›nlarda da görsellikleri ön plana ç›kart›l›yor. Ayr›ca kad›nlara ön isimleriyle hitap ediliyor. Burada bir hafiflefltirme ve kimliklerini arka plana atma var". Bir de tecavüz haberleri var. “Kad›na yönelik fliddete son” kampanyalar› düzenlermifl gibi yapan medya, kad›na dönük fliddetinin en vahfli biçimlerinden biri olan tecavüzleri öyle ele al›yor ki, kad›nlar adeta tüm toplumun tecavüzüne u¤rat›l›yor. “Medya tecavüzü haberlefltirirken, haber diliyle, tecavüzün içerdi¤i fliddeti arka plana itti¤i gibi, tecavüzü erotiklefltiriyor, magazinlefltiriyor, sansasyonel hale getiriyor”. Tecavüz edene de¤il, edilene odaklanan medya, “tecavüz edilebilir” kad›n tipleri yarat›yor. Haberli fuhufl operasyonlar›nda “yakalanan” seks kölesi kad›nlar da teflhir ediliyor. Mikrofonlar seks kölelerine uzat›l›p soruluyor: ”Neden para karfl›l›¤›nda bedeninizi sat›yorsunuz?” Uluslararas› seks kölesi pazar› sansarlar›n›n suçlar› bir avuç kad›n›n “ahlaks›zl›¤›” olarak yaftalan›yor. Bu haberlerin hemen arkas›ndan gelen reklamlarla genç, diri, sa¤l›kl›, döllenebilir kad›nlar boy boy piyasaya sürülüyor. “Nas›l daha güzel ve evcimen oluruz” sorusuna verilen reklam yan›tlar›, kad›n kimli¤ini yeniden ve yeniden üretiyor. “Kibele”nin bu köflesinde kad›nlar›n ezilmiflli¤ini besleyen en önemli araçlardan birisi olan medyan›n, televizyonun hayat›m›zdaki rolünü bilince ç›kartmak için tart›flmalar yap›yoruz. Kimilerimiz bunlar› abart›l›, hatta kad›nlara haks›zl›k eden tart›flmalar gibi görüyor da olabilir. Oysa flimdi bir kez daha fark›na varmam›z gereken bir gerçek var: Kapitalizm en tehlikeli silah›n›; medyay› kad›nlara do¤rultmufl durumda. Her aç›dan eflitlikçi bir kültürün yayg›nlaflma olanaklar›n›n s›n›rl› oldu¤u bir dönemde, medya pervas›zca hepimizi uyuflturarak, kad›n ezilmiflli¤inin toplumdaki temellerini güçlendiriyor. Üstelik de bu cinsiyetçi toplum yap›s›n› öncelikle kad›nlara onaylat›rken hiç de zorlanm›yor. Bu durum, kad›n›n özgürlü¤ü için baflkald›ran tüm kad›nlara da bir görev yüklüyor: Yaflam›n her alan›nda ezilmiflli¤i besleyen, ço¤altan tüm dayatmalarla kendisi ve k›z kardeflleri ad›na ac›mazca hesaplaflmak. Cinsiyetçi medyan›n tüketicileri bizler; annelerimiz, teyzelerimiz, k›z kardefllerimizle beraber dayatmalar› kan›ksamamak; cinsiyetçi, ayr›mc› olmayan bir toplumsal düzen yaratmak için çuvald›zlar› önce kendimize bat›racak, hissetti¤imiz ac› ve öfkeyle baflka bir dünya kuraca¤›z! Uzakta, tek bafl›na ve hiç tan›mad›¤›m›z milyonlarca k›z kardeflimiz televizyon kutusundan kendisine seslenen düzene “güzellik sokaktad›r” diye seslenerek kap›y› sertçe vurup d›flar› ç›kt›¤› güne dek! * (68 kad›n hareketinde Fransa’da öne ç›kan slogan)
8 fiubat 21 fiubat
2007
EMEK 7
Güvencesizli¤e itiraz var E¤itim ve sa¤l›k emekçileri çal›flma ortamlar›na sald›r›lar›n e¤itim ve sa¤l›k hakk›n› ortadan kald›rd›¤›n› vurguluyorlar. Bir zamanlar›n sayg›n meslekleri doktorluk ve ö¤retmenli¤in “düflürülmesine” halk ad›na karfl› ç›k›yorlar
On bin de¤il ‹ki yüz biniz Sözleflmeli ö¤retmenlerin isyan› büyüyor. Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n “fiubat ay›nda 10 bin sözleflmeli ö¤retmenin kadroya atanaca¤›n›” ve “5 bin sözleflmeli ö¤retmen al›naca¤›n›” aç›klamas› sözleflmeli ö¤retmenlerin tepkisine neden oldu. 27 Ocak’ta ‹zmir’de soka¤a ç›kan sözleflmeli ö¤retmenlerden sonra, 9 fiubat’ta da Türkiye’nin çeflitli illerinden “‹flsiz ve Güvencesiz Ö¤retmenler” Ankara’da Güvenpark’ta kendilerine uygulanan kölelefltirme politikas›n› protesto edecekler. Bakanl›k daha önce 2007 y›l›nda 40 bin ö¤retmen atanaca¤›n› aç›klam›flt›. Son aç›klamayla, bu atamalar›n yaln›zca 10 bininin kadrolu olaca¤› geri kalan 30 binin ise büyük bölümünün sözleflmeli olaca¤› anlafl›ld›. Oysa Türkiye’de her y›l 50 bin ö¤retmen E¤itim ve Fen-Edebiyat fakültelerinden mezun oluyor; halen 50 binin üzerinde güvencesiz ö¤retmen görev ya-
T
Göz boyama sözleflmeli ö¤retmenlere sökmeyecek
p›yor; ö¤retmen a盤› ise 200 bine ulaflm›fl durumda. E¤itim-Sen ‹zmir 1. No’lu fiube’nin “iflgüvencesiz ö¤retmenler komisyonu”nda örgütlenen sözleflmeli ö¤retmenlerin düzenledi¤i protesto eylemine, ö¤renci velileri ve ö¤renciler de kat›ld›lar. Konak Sümerbank önünde toplanan ö¤retmenler, “10 bin flafl›rtt›, sabr›m›z› tafl›rd›”, “Sözleflmeli köle olmayaca¤›z” sloganlar› atarken, ö¤renciler de “Ö¤retmen istiyoruz” dövizleri tafl›d›lar. 9 fiubat’ta Ankara’da gösteri yapacak ‹flsiz ve Güvencesiz Ö¤retmenler, “fiu anda tüm branfllardaki ö¤retmenlerin atamas› yap›ld›¤›nda, ö¤retmen a盤› sorunu çözülecekken bunun yap›lmamas›, Bakanl›¤›n hesab›n›n baflka oldu¤unu gösteriyor. Biz her atama dönemi ‘Bir puan›m daha olsa olacakt›, Kaç kifli al›nacak, Bizim bölümden ö¤retmen al›m› var m›?’ diye sormak istemiyoruz” diyorlar.
Sa¤l›¤› da, doktoru da pazara düsüremezsiniz “Torba Yasa” ad› verilen “Sa¤l›k Hizmetleri Temel Kanununda De¤ifliklik” tasar›s› 30 Ocak’ta TBMM’de kabul edildi. Bu kanunla AKP, uluslararas› finans kurulufllar›yla el ele vererek sa¤l›¤› pazarc› tezgah›na düflürmek için bir ad›m daha at›yor. Tasarlanan düzenlemelerin temel hedefi sa¤l›k emekçilerini doktorlardan bafllayarak güvencesizlefltirmek. Yeni yasayla “ucuz hekim ithaline” izin verilerek Türkiye’de bir “iflsiz hekimler ordusu” yarat›lacak ve bu hekimlere özel sa¤-
l›k kurulufllar› istedikleri kurallar› dayatabilecekler. Getirilen zorunlu mali sorumluluk sigortas› ile hekimler a¤›r tazminat tehdidi alt›nda riskli t›bbi müdahaleden korkar hale getirilecek ama bundan uluslararas› sigorta flirketleri büyük karlar elde edecekler. E¤itim hastanelerinde flef kadrolar›n›n s›navs›z atanabilmesiyle sa¤l›k kurulufllar›nda siyasi kontrolün liyakatin önüne geçirilecek; radyasyon alt›nda çal›flan radyologlar›n çal›flma süresi 5 saatten 8 saate ç›kar›lacak; anestezi uzman›n›n ifli anestezi teknisyenine
Binlerce maliye emekçisi zanl›! deniyle sendikam›zca kamuoyu önünde elefltirilmifl yöneticiler. Bunlar›n bir k›sm› “rotasyon”a ra¤men y›llard›r Ankara’da tutuluyor. Yani bu mesnetsiz bir iddia. Cemal Boyal› çok tart›fl›lan bir isim... Boyal›, AKP’nin sürekli kilit pozisyonlara getirilen ve her atamas› Cumhurbaflkan› taraf›ndan veto edilen bir isim; maliye alan›ndaki uygulamalar› ve atamalar› ile oldukça tart›flmal› bir yönetici. Ankara Defterdarl›¤› ve Vergi Dairesi Baflkanl›¤› döneminde sendikam›za karfl› tutumu da bas›nda bir çok kez yer alm›flt›. Soruflturma hakk›nda “flaibe” yaratan bir nokta bu. Soruflturman›n AKP’nin Cemal BOYALI kadrolaflma politikalar›ndan kaynakland›¤› flüphesi buradan do¤uyor. Bu yolla AKP’nin Maliye Bakanl›¤›’n›n k›smi özerkli¤i olan yüksek bürokrasisinde bir da¤›n›kl›k yaratmas› ve kendi kadrosunu yöne-
timde tam egemen hale getirmesi yabana at›labilecek bir iddia de¤il. Yani koltuklar›n› sa¤lamlaflt›rmak için binlerce maliye emekçisini zan alt›na sokuyor olabilirler. BES’in soruflturmaya karfl› tutumu ne? Bilindi¤i gibi bizim gündemimizde “Gelir ‹daresinin Yeniden Yap›land›r›lmas›” var. Bu düzenlemeler, maliye emekçilerini ücret uçurumuyla parçal›yor, esnek ve kurals›z çal›flmaya mahkum ediyor. Maliye emekçilerinin, bu sald›r›n›n bir uçtan bafllat›ld›¤› bir s›rada böylesi bir skandal›n töhmeti alt›na sokulmas› bir olumsuzluk. Olay›n hemen a盤a ç›kar›lmas›n› en çok biz Kemal UNAKITAN istiyoruz. Olay a盤a ç›kar›ld›¤›nda “maliye emekçisi” ile ilgili olmad›¤› görülecek. As›l endiflemiz, bu ortam›n maliye emekçilerine karfl› sald›r›da kullan›lmas›
Emekli-Sen’e yarg› bask›s› Sen misin “ücret” diyen n ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n Emekli-Sen aleyhine açt›¤› davada Yarg›tay, emeklilerin sendika kuramayaca¤›na hükmetti ve “aktif çal›flma hayat›ndan ayr›lm›fl olanlar›n dernek kurabilece¤ine, buna karfl›n sadece çal›flanlara yönelik olarak düzenleme alt›na al›nan sendika fleklinde örgütlenmelerinin mümkün olmad›¤›na” karar verdi. Emekli-Sen’den yap›lan aç›klamada 8 milyon emeklinin örgütlenmesinin ve haklar›n› aramas›n›n engellenmeye çal›fl›ld›¤› söylenerek “Sendikam›z› sokakta kurduk, güçlendik ve bugünlere geldik. Gerekirse sokakta savunmaya devam edece¤iz” dendi.
n TTK Armutçuk Müessesesi'ne ait Alacaa¤z› Oca¤›'n›n iflletme hakk›n› alan Hattat Holding'e ait Hema A.fi. flikayeti de yasaklad›. Kurban Bayram›’nda bölgeye gelen milletvekillerine ücretlerinin düflük oldu¤unu söyleyen 3 iflçi iflten at›ld›. Sendikal› olmayan maden iflçilerinin geçen y›l ücretlerinin art›r›lmas› istemiyle ifl b›rakmas›n›n ard›ndan tafleronlaflt›rma uygulamas› bu “flikayet” üzerine yeniden gündeme geldi. ‹flletmenin üretim ve haz›rl›k ifllerinin Soma Madencilik adl› bir flirkete verildi¤i, nakliyat ve çay oca¤› da dahil tüm birimlerin tafleronlaflt›r›laca¤› konufluluyor.
aktar›lacak ve 45 saatlik mesai süresinin kapsam› geniflletilecek. Hekimler ve sa¤l›k emekçileri bu düzenlemelere karfl› 30 Ocak’ta, “Bafl›m›za geçirilen torbaya itiraz›m›z var!” diyerek, bir “itiraz eylemi” düzenlediler. Ankara, ‹stanbul ve ‹zmir baflta Türkiye’nin birçok ilinde yap›lan eylemlerde hükümet sa¤l›k ortam›nda kaosa yol açmakla suçland›. Sa¤l›k emekçileri, sa¤›l›¤› ve sa¤l›kç›y› pazara düflürmek isteyen düzenlemelere karfl› tüm sa¤l›k meslek gruplar› ve statülerden emekçilerinin birlikte mücadele edeceklerini vurgulad›lar.
Zamlar merkezden
Sezer, Erdo¤an, Büyükan›t, Baykal ve Bahçeli gibi isimlerin mal varl›¤› ve vergi bilgilerinin usulsüz sorguland›¤› ortaya ç›kt›. Konuyla ilgili soruflturmada, baz› maliye çal›flanlar›n›n soruflturman›n “selameti” için a盤a al›nd›¤› bas›na yans›d›. Köstebek soruflturmas›n›n çeflitli yönlerini maliye iflkolunda örgütlü Büro Emekçileri Sendikas› (BES) Genel Merkez yöneticisi Murat ‹fleri ile görüfltük Skandal›n maliye çal›flanlar›na etkisi nas›l oldu? Olay›n bas›nda s›kça haber yap›lmas›yla birlikte 40 bine yak›n maliye çal›flan› zan alt›nda b›rak›ld›, kamuoyu önünde potansiyel suçlu ilan edildi. Bu tip soruflturmalarda müfettifller a¤z› s›k› davran›rlard›. Bu kez soruflturma bitmeden Maliye Bakan› ve Teftifl Kurulu Baflkan Vekili Cemal Boyal›’n›n alelacele aç›klamalar yapmas› düflündürücü. Soruflturmada a盤a al›nanlar›n sendikan›zla iliflkisi var m›? A盤a al›nan görevlilerin ço¤u yüksek yönetici. Bu düzeydeki yöneticilerin zaten sendika üyesi olmalar› yasak. Hamza Kaçar, Cemal Kartal, Saim Demirel ve Ali Adan›r, sendikam›za karfl› çok say›da soruflturma yürütmüfl, üyelerimize müeyyide uygulam›fl, baz›lar› üyelerimize karfl› hasmane tutumlar› ne-
Milliyetçilik ve afla¤›l›k kompleksi
Kamu iflçilerine yap›lacak zamm› Merkez Bankas› belirledi bile: % 4. Y›lmaz eski zamlar› da elefltirdi. Merkez Bankas›, kamu toplu sözleflmelerinin enflasyon hedefi % 4’e göre belirlenmesini istedi. Daha önce memurlara ve asgari ücrete yap›lan zamlar› da elefltiren Durmufl Y›lmaz, "Vicdan›m›z raz› de¤il ama Türkiye'nin de bir gerçe¤i var. Bize verilen görev enflasyonla mücadele” dedi. Merkez Bankas›’n›n hükümete talimat vermesi ve zam oranlar›n› belirlemesi uluslararas› kurumlar
ve sermayenin dayatt›¤› “yönetiflim” prensibine dayan›yor. Ekonomiyle ilgili kararlar›n halk›n tepkisinden etkilenmemesini ve sermayenim ç›karlar›yla tamamen uyumlu olmas›n› isteyen bu çevrelerin dayatt›¤› dönüflüm Türkiye’yi bu noktaya getirdi. Art›k seçimlerde “kime oy versek” sorusunun pek anlam› kalm›yor. Toplu sözleflmeler Merkez Bankas›’nda ba¤land›ktan sonra...
Ekme¤imizle oynamay›n! Ankara T›p Cebeci Kampüsü ve ‹bn-i Sina Hastanesi’nin sa¤l›k çal›flanlar› ikramiyelerinin ve döner sermaye paylar›n›n ödenmemesini 1 fiubat’ta 1.5 saat ifl b›rakarak protesto ettiler. ‹bn-i Sina Hastanesi çal›flanlar› saat 11’de ana girifl kap›s›n›n önüne ç›karken Cebeci Kampüsü’ndeki çal›flanlar bir yürüyüfl yaparak ‹bn-i Sina Hastanesi önündeki emekçilerle bulufltu. Ankara Tabip Odas›, Dev Sa¤l›k ‹fl Bölge Temsilcili¤i ve SES Anka-
ra fiubesi öncülü¤ünde gerçeklefltirilen ortak eylemin bas›n aç›klamas›n› Ankara T›p ‹flyeri Temsilcisi Jale Özdemir okudu. Aç›klamada: “AKP hükümetini ve hastane yönetimini uyar›yoruz. Bizden ekme¤imizi ve iflimizi istemeyin, ekme¤inizden ve iflinizden olursunuz…” denildi. Eylemde ATO Baflkan› Önder Oktay, SES Baflkan› Köksal Ayd›n ve Dev Sa¤l›k ‹fl Temsilcisi Serpil fiahin de konuflarak, ortak mücadelenin sürece¤ini vurgulad›lar.
alat Pafla’n›n Osmanl›’n›n yenilgisinin ard›ndan kaçt›¤› Almanya’da bir gazeteye verdi¤i röportajdan al›nt› yapan yaz›y› okuyorum. Talat Pafla (‹stanbul’da devam etmekte olan Ermeni katliam› duruflmalar›n› kastederek) “herkes Türklerin üzerine geliyor. Türkleri köfleye s›k›flt›rmak istiyorlar” fleklinde dert yan›yor. Yüzbinlerce insan› yollarda telef olma, salg›n hastal›klardan k›r›lma, aç›ktan sald›r›larla öldürülme vb. sonuçlar› göze alarak kilometrelerce uza¤a sürgüne gönderme iradesinin mimar› olan Talat Pafla birden bire bir mazluma, flikayetçiye dönüflüyor. Hrant Dink’i aç›ktan hedef gösterip, ölüm ferman› ç›karanlar Hrant Dink’in öldürülmesinin ard›ndan vakit kaybetmeden Türkiye üzerine oynanan oyunlardan söz etmeye bafll›yorlar. Yeniden mazlumlafl›yorlar! Milliyetçilik böyle bir fley olsa gerek. Gücünün yetti¤ini ezebildi¤in kadar ez, ama güçlünün karfl›s›nda korkak bir çocuk gibi köflene çekil ve kimi zaman yalakal›k yap kimi zaman m›zm›zl›kla yetin... Milliyetçilik ancak afla¤›l›k kompleksiyle yaflam buluyor. Kendisine sürekli kötülük yap›ld›¤›n› düflünmekten haz al›yor. “Türk’ün Türk’ten baflka dostu yoktur” söylemi onun en güçlü motivasyonu haline geliyor. Kafam›za çuval geçirirlerse, ba¤›r›p ça¤›r›r›z ama ellerine Türk bayra¤› al›p binlerce kifliyle ABD konsoloslu¤unu kuflatmak ak›llar›na gelmez. Bunu ak›llar›na getirmeye bile cesaret edemezler. Ama olsun onun da kolay›n› bulurlar. Kendi afla¤›l›k komplekslerini tatmin etmek için çekilen Kurtlar Vadisi filmine ak›n ak›n giderler. Sinema salonunda, kimse görmeden, Amerikal›lar›n a¤z›na ederler.. Milliyetçilik ancak bu kadar›n› yapabiliyor. Çünkü as›l benzemek istedi¤i, k›skand›¤› emperyalist güce tap›yor asl›nda. Ne var ki o zavall› bir mafla olabiliyor ancak. Bu yüzden yeni sömürge ülkelerde emperyalistlerin en birinci uflaklar› hep o ülkenin milliyetçileri oluyor. Bu siyasal ruh hali milliyetçi bireyler ve topluluklar için de geçerli. Amerikan›n 6. filosunun askerlerini denize döken solcu-yurtsever gençlere sald›r›p onlar› katletmekten rahats›z olmuyorlar. Amerika’n›n z›rhl› gemisi Karaköy Liman›’na yanaflmadan önce Amerikan askerleri Karaköy Genelevi’ndeki fahiflelerimizi düzerken göz zevkleri bozulmas›n diye günler öncesinden genelevin bütün duvarlar›n›n badana yap›lmas› talimat›n›n verilmesinde bir tuhafl›k görmüyorlar. Onlar güçlüdür çünkü, herfleyi hak etmektedirler..! 6-7 Eylül olaylar›nda savunmas›z gayri Müslim vatandafllar›m›z›n dükkanlar›n›, evlerini ya¤malarken a盤a ç›kan güçlerinden gurur duyarlar, ama ayn› y›llarda Fransa’n›n Cezayir’in Müslüman halk›n› tarihin en utanç verici zulümlerinden birine u¤rat›rken, %99’nun Müslüman oldu¤u söylenen bu millet, Birleflmifl Milletler’de Frans›z zulmünü onaylayan tek (Müslüman nüfuslu) ülke olman›n utanc›n› hissetmiyor bile. Ne de olsa güçlünün yan›nda olmas›n› bilmeliyiz..! Amerika’n›n izni olmadan tuvalete bile gitmeye cesaret edemeyeceklerini bildikleri halde Kerkük’e giriyoruz dedikodular›n› büyük gururla yap›p sahte kabaday›l›k gösterisini yapmaktan geri durmuyorlar. Orhan Pamuk’u ölümle tehdit ediyorlar ama adam ölüm korkusuyla yurt d›fl›na kaç›nca “bak vatan hainine bizi Amerika’ya flikayet etmeye gitti” yaygaras›n› koparmaktan geri durmuyorlar. Sonuç olarak siz bakmay›n Hrant Dink öldürüldükten sonra “Hepimiz Ermeniyiz” diye sokaklara ç›kan bu ülkenin insan olma vasf›n› korumaya çal›flan vicdanl› insanlar›n›n say›s›n›n çoklu¤una. Biliyoruz ki, bizden kat be kat büyük kitleler halinde sessizce evlerinde, dükkanlar›nda, kahvelerinde yüzlerindeki o u¤ursuz ifadeleriyle “sevinçlerini” gizleme ihtiyac› bile duymadan konufltular ve pusuya yatt›lar. Onlar pusuda beklerken bize daha çok cesaret, daha çok özgüven ve kararl›l›kla “Hepimiz Ermeniyiz” diyerek can damar›na bast›¤›m›z milliyetçi-muhafazakarl›¤›n üzerine yürümek düflüyor... Ülkemizin, insanlar›yla birlikte onurlu ve bafl› dik gelece¤i buna ba¤l›d›r.
Vergi iadesi kaz›¤›
Liman iflçisi meclis kuracak
KESK Dan›flma Kurulu yap›ld›
n Serbest Muhasebeci ve Mali Müflavir Odalar› Birli¤i (TÜRMOB) Baflkan Yard›mc›s› ve ‹stanbul Serbest Muhasebeci Mali Müflavirler Odas› (‹SMMMO) Baflkan› Yahya Ar›kan, vergi iadesinin kald›r›lmas› nedeniyle, gelecek y›l çal›flanlar›n en az 600 YTL kayb› olaca¤›n› bildirdi. 24 Ocak’ta düzenledi¤i bas›nla sohbet toplant›s›nda, vergi iadesinin kald›r›lmas›yla çal›flanlar›n ek bir ücret almayaca¤›n› vurgulayan Ar›kan, “Net ücret üzerinden anlaflma yap›lan firmalarda iflverenin kar›, çal›flan›n da kayb› olacak. Çal›flan›n maafl›nda de¤il ama gelirinde düflüfl olacak” dedi.
n Limter-‹fl 11. Genel Kurulu 28 Ocak’ta tamamland›. Kongrede tutuklu sendikac›lar›n serbest b›rak›lmas›, 301. maddenin kald›r›lmas› ve tafleron çal›flt›rmayla mücadele; Kürt sorununun demokratik çözümü ve halklar›n kardeflli¤i için çal›flma ve tersanelerde iflçi meclisleri oluflturulmas› da karara ba¤land›. Bas›n-‹fl eski Genel Baflkan› Kamil Kartal'›n baflkanl›¤›n› yapt›¤› divan›n yönetti¤i Genel Kurul'a çok say›da sendika, siyasi parti ve platform kat›larak desteklerini sundu. Tutuklu Baflkan Cem Dinç ve Genel Sekreter Zafer Tektafl görevlerine yeniden seçildiler.
n KESK Dan›flma Kurulu 27-28 Ocak’ta yap›ld›. ‹. H. Tombul aç›l›fl konuflmas›nda, “Toplugörüflmeden çekilmenin iflyerlerinde tüm çal›flanlarda olumlu etki yapt›¤›n›; bu ç›k›fl›n toplu sözleflme mücadelesiyle bütünlefltirilmesi gerekti¤ini; 14 Aral›k eylemini örgütün yeterince kavramad›¤›n›, eksikliklerle yürütüldü¤ünü ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na üye verirken yeterli tart›flman›n yürütülmedi¤ini” belirtti ve “tüm statülerden emekçilerin ortak örgütlenmesi ve mücadelesi; fiili toplu sözleflmeler yaratmak ve iflkollar›nda ço¤unluk sendikas› haline gelmek için çal›flma” ça¤r›s› yapt›.
8 fiubat 21 fiubat
8 DÜNYA Irak’›n bugünkü halinden beter bir cehennem tarifi yap›labilir mi? Maalesef yap›lm›fl ve ABD’nin yeni plan› da Irakl›lara daha beterini yaflatmak. Direniflle bafla ç›kamayan ABD eve dönmek yerine kendisine direnebilece¤inden korktu¤u her fleyi yok ederek yeni bir Ortado¤u yaratmaya çal›fl›yor
2007
Afrika “bar›fl” diyemiyor n Afrika Birli¤i zirvesi için 29-30 Ocak’ta Etiyopya’da biraraya gelen Afrikal› liderler Somali ve Darfur sorunlar›n› gündemlerine ald›lar. ABD destekli Etiyopya güçlerinin iflgal ederek savafl a¤alar›ndan oluflan geçici hükümeti iktidara getirdi¤i Somali’de istikrar sa¤lanabilmifl de¤il. Zirvede gündeme gelen, Somali’ye asker gönderilmesi talebi siyasi belirsizlikler nedeniyle s›n›rl› bir yan›t alabildi. Sudan’da y›llard›r hükümet destekli milislerin sald›r›lar› alt›nda 2 yüz bin insan›n öldü¤ü 2 milyon kiflinin göçtü¤ü Darfur için ise somut bir karar ç›kar›lmad›. Afrika’daki çat›flmalar›n fitilinin ABD ve Fransa’dan yak›ld›¤› düflünüldü¤ünde Zirve’den karar ç›kmam›fl olmas› kay›p say›lmaz.
Nairobi’de baflka bir ses
ABD’nin yeni Irak plan›n› ilan ediflinin üstünden bir ay geçmeden, hedefin kan gölünü büyütmek oldu¤u anlafl›ld›. ABD Kongresi’nin itirazlar›na ald›r›fl etmeden Irak’a yeni birlikler göndermeye bafllayan Bush, bir yandan da Irak’taki durumdan Tahran’› sorumlu tutarak hemen herkesin bir dehflet senaryosu olarak tart›flt›¤› ‹ran savafl›na zemin haz›rl›yor. Ocak’›n ikinci yar›s›nda Mukteda Es Sadr’a ba¤l› üst düzey yöneticilerin de aralar›nda bulundu¤u 1000 milis tutukland›. Bunun üzerine Sadr grubu Maliki yönetiminin tüm milisleri silahs›zland›rmay› içeren plan›n› kabul etti. fiiilerin kutsal kabul etti¤i Muharrem ay›nda düzenlenen operasyon karfl›s›nda Sadr grubundan gelen yan›t›n tam bir teslimiyet oldu¤unu söylemek için erken.
A n c a k O r t a ABD’nin Irak’ta ruyeni stratetinleflen dijisinde fiii renifl eylemgüney Irak’› leri ve teslim al“mezhep samay› hedefvafl›” görüledi¤i anlanümlü bomfl›l›yor. balamalar Necef’te da h›z kes300 sivilin meden sürüöldürüldü¤ü yor. Bush yeni Irak stratejisini ilan ederken Amerikan halk›ndan yeni kay›plara haz›rl›kl› 29 Ocak olmalar›n› istemiflti. Tahmin ettikleri gibi direniflin faturas› kabar›yor. ABD kendi rakamBush ise katliam› ise lar›na göre 3 binin üzerinde askerini yitirdi. Gerçek rakam›n 10 bini çoktan geçti¤i düflündürücü Irak yöneti- söyleniyor. Irak’a ölmeye giden askerler ço¤unlukla yoksul kesimlerden geliyor. bir biçimde, minin ve iflIrak’taki dugal güçlerinin yak›n vadede is- duyuruldu. Yolculuk s›ras›nda rumdan ‹ran’› sorumlu tutuyor. tikrar beklentilerinin olmad›¤›n› güvenliklerini sa¤layabilmek ABD ‹ran’la aralar›nda var ve sald›rmaya odakland›klar›n› için silahl› korumalarla Ne- olan gerilimi bir savafla dönüflgösterdi. ‹lk önce, Necef’i ele cef’e giren gruplar iflbirlikçi türmek istemedi¤ini aç›klasa geçirmeye çal›flan sald›rganlar Irak güçlerinin sald›r›s›na u¤ra- da son geliflmeler kayg› verici. olarak ilan edilen bu 300 kifli- m›fl, karfl›l›k verdiklerinde de ‹ran’›n nükleer program›n› h›znin, Aflura törenlerine kat›lma- deste¤e ça¤r›lan ABD helikop- land›rmas› karfl›s›nda ABD’nin ya giden fiii hac›lar oldu¤u In- terleri taraf›ndan bombalanm›fl- tehditleri t›rman›yor. Kayg› vedependent gazetesi taraf›ndan lard›. rici olan ABD’nin söyleminin
Lübnan diken üstünde
Irak savafl› öncesi Ba¤dat’a yöneltilen üslupla ayn› olmas›. Ayr›ca Beyaz Saray’dan s›zd›r›lan savafl planlar› da hayra iflaret de¤il. ABD’li eski devlet adam› Craig Roberts, savafl›n Nisan’da aç›labilece¤ini söylüyor. Uluslararas› diplomasinin anlams›zlaflmas›, ‹ran körfezindeki askeri y›¤›na¤›n art›r›lmas› ve ‹ran’›n etki alan› say›lan güney Irak’a yönelik operasyonlar ciddi savafl tehdidinden söz edilmesi için yeterli. Üstelik ABD’de önerilen bir stratejiye göre Bush, Irak savafl›nda zaten ‹ran’la da savafl›yor ve ancak savafl› geniflleterek sonuç alabilir. Bir baflka strateji de ‹ran’› savafl tehdidiyle hizaya çekip uzlaflmaya ve Irak’ta yard›ma zorlamak. Her ikisi de olas›. Ancak hiç ak›lc› olmasa da savafl olas›l›¤› kuvvetleniyor.
Hepiniz d›flar›, ülkemizi yeniden kuraca¤›z Ülkenin kaderini yeniden belirlemek için politik yap›n›n kökten de¤iflmesini isteyen Ekvadorlular yeniden meydanlara iniyor
Yüz binlerin Beyrut’ta aylard›r devam eden muhalefeti, Ortado¤u’da efline az rastlan›r militan bir demokrasi direnifli sergiliyor Sinyora hükümetinin ABD‹ngiltere yanl›s› bir çizgiye yönelmesiyle oluflan ayr›l›k kritik bir efli¤e sürüklendi. Muhalefetin 23 Ocak’ta hükümetin istifas› talebiyle düzenledi¤i grev ülkeyi felç ederken, 26 Ocak’ta Beyrut Arap Üniversitesi’nde hükümet ve muhalefet yanl›lar› aras›nda
çat›flma ç›kt›. Grevde üç, üniversitedeki olaylarda bir kifli hayat›n› kaybederken, muhalefet iç çat›flmalardan kaç›nmak için sokak eylemlerini geri çekti. fiii Hizbullah ve Emel Partileri ile H›ristiyan Devlet Baflkan› Michel Aun'un grubu ve Lübnan Komünist Partisi’nin ittifa-
k›ndan oluflan muhalefet mevcut hükümetin Lübnan’› temsil etmedi¤ini söyüyor ve politik sistemin bütün Lübnan’› içererek yap›land›r›lmas›n› istiyor. ‹ç savafl söylentileri alt›nda sert bir muhalefet sürdürülse de ayr›l›kç› e¤ilimlere meydan vermemek için büyük dikkat gösteriliyor.
‹ç savafl gözleri ba¤lad› Hamas ve El Fetih gerilimine ateflkes dayanm›yor. En son 31 Ocak’ta imzalanan ateflkes iki gün dolmadan bozuldu ve bir günde 23 kifli öldü 250’den fazla kifli de yaraland›. Çat›flmalar ABD’nin askeri destek sözü verdi¤i El Fetih’e ba¤l› iki t›ra Hamas taraf›ndan el konulmas› ile bafllad›. El Fetih Hamas’›n kalesi diye bilinen ‹slam
S
osyalizme Do¤ru Hareket lideri Evo Morales 22 Ocak 2002’de meclisten kovuldu. Befl y›l sonra ise ülkenin ilk yerli baflkan› olarak ilk y›ll›k raporunu verdi. Bu kez, salondan ayr›lan o de¤ildi. Evo, has›mlar› için “tedirgin olsunlar çünkü bu de¤ersiz yerli görevine devam edecek” dedi. Morales’in deste¤i 2005 seçiminde ald›¤› %53.7 oyu da aflarak büyük flehirlerde %59’a yükseldi. K›rsal bölgelerde bu oran daha da yüksek. Bu deste¤in en önemli nedeni Morales’in söz verdi¤i gibi hidrokarbonlar› kamulaflt›rmas›. Bolivyal›lar›n %90’› Morales’in 1 May›s’ta asker göndererek petrol yataklar›n› kontrol alt›na almas›n› onaylad›. Yeni anlaflmalara göre hidrokarbon üretiminin her safhas› devlet denetiminde olacak. fiirketler servis verici olarak çal›flacak. Daha önceden flirketlerin olan gelirin
Üniversitesi’ni kundaklad› ve ajan oldu¤u iddia edilen 7 ‹ranl›y› tutuklad›. Hamas da buna karfl›l›k olarak El Fetih karargahlar›n› bombalad›. El Fetih ve Hamas kap›flmas›n› keyifle izleyen ‹srail ise sald›r›lar›na ara vermezken, topraklar›n› Filistin içlerine geniflletece¤ini aç›klad›. M›s›r’›n arabuluculu¤u ile 3 fiubat’ta ilan edilen ateflkesin ne zaman bozulaca¤› merak konusu.
ABD yanl›s› neo-liberal politikalara karfl› geliflen kitlesel isyanlarda son on y›l içinde üç iktidar›n devrildi¤i Ekvador’da halk yeniden sokaklara ç›kt›. Çeflitli toplumsal hareketlerden yaklafl›k 80 bin kifli, 30 fiubat’ta, dört ay önce seçilen solcu Devlet Baflkan› Rafael Correa’n›n ilerici program›na direnen sa¤ partilerin ço¤unlukta oldu¤u Ulusal Kongre’yi kuflatt›. Milletvekilleri, Kurucu Meclis toplanmas› için halk oylamas›na gidilmesini isteyen kitlelerin polis barikatlar›n› aflmas› üzerine Kongre oturumunu durdurarak kaçmak zorunda kald›lar. ABD ile ekonomik ve askeri anlaflmalar›n iptal edilmesini ve ülkeye yeni bir anayasa yazacak
sürdürme flans› tan›d›. %82’sini art›k devlet Morales maden endüstalacak. risinin “ikinci kamulaflt›rGaz›n artan geliri, mas›n›” da aç›klad›. Ge%4.3 büyüme, milçen y›l 1.1 milyar dolarl›k letvekili maafllar›nda ihracat yapan, ama dev%50 indirim ve maklet kasas›na bunun anroekonomik istikrar Federico Fuentes cak %1.5’unu alan Boile birleflince, hüküGreen Left Weekly livya’da bundan sonra met verdi¤i baz› sözdevlet gelirin en az yar›leri yerine getirmeyi s›n› alacak ve ifllenmemifl maden ihracat› baflard›. Küba ve Venezüella’n›n yard›Bolivya’n›n endüstrileflme ihtiyaçlar›na m›yla ülkeye gelen 2000 Kübal› doktor, 20 yeni hastane, 300 bin kat›l›mc›dan 73 göre k›s›tlanacak. Morales hükümetin, muhalefetin denetibininin flimdiden mezun oldu¤u okuminde olan bölgelerde daha iyi ifllemesi ma/yazma kampanyas›, 10 yafl›ndan küve toplumsal hareketler ve onlar›n Parlaçüklerin okul giderlerini karfl›lamak için para yard›m›, toprak reformu bünyesinde mentoda ve Kurucu Meclis’teki temsilcitraktör da¤›t›m›… Halk›n deste¤i de, hü- leri aras›nda etkinli¤i artt›rmak için 23 Ocak’ta Ulusal Koalisyon’u bafllatt›. kümete, büyük toprak sahiplerinin karfl› Koalisyon’da yerli halk, köylü ve iflçi örç›kmas›na ve silahl› çeteler kurmaya baflgütleri dahil, 16 örgüt “toplumsal harelamalar›na ra¤men, “toprak devrimi”ni
Bu de¤ersiz yerli göreve devam edecek
bir Kurucu Meclis için halk oylamas›na gidilmesini isteyen Correa, Kongre’de ço¤unlu¤u elinde tutan sa¤c› muhalefet taraf›ndan engellenmek isteniyor. Ancak Correa’n›n program› toplumsal hareketlerce y›llard›r savunulan taleplerden olufluyor ve güçlü bir taban deste¤ine sahip. Ayn› destek Kongre’de sa¤lanamad›¤› için ülke aylard›r ad›m ad›m t›rmanan politik bir gerilim atmosferi içinde. Sa¤c› muhalefet kongre bask›n›ndan sonraki aç›klamalar›nda da Correa hükümetiyle uzlaflmaktan ya da halk›n taleplerine kulak vermekten yana olmad›¤›n› gösterdi. Anlafl›lan, Ekvador’daki karfl›devrimci güçler flanslar›n› sonuna kadar zorlayacaklar.
ketler ile baflkanl›k ve yasama güçleri ve seçici delegeler aras›nda iflbirli¤ini düzenleyecek ve ülkenin politik, devrimci, demokratik ve kültürel yolunu esastan belirleyecek.” Benzer bir yap› fiubat ay›ndan bafllayarak eyalet/kent düzeyinde de kurulacak. Bu koalisyon oligarfliye karfl› koyabilmek için gerekli. Oligarfli üst ve orta s›n›flar› Morales hükümetine karfl› harekete geçirmeye çal›fl›yor. Muhalefetin senatodaki üç partisi 24 Ocak’ta birleflerek geçmifl hükümetlerin neo-liberal koalisyonunu yeniden canland›rmak istiyor. Morales bu geliflmeleri flu sözlerle yan›tlad›: “Deneyimimiz bize haklar›n› arayan toplumsal güçler oldu¤unu gösteriyor… halk›n harekete geçmesi meclisteki t›kan›kl›¤› kald›rd›… Bu çerçeve içinde e¤er Senato de¤iflime karfl› çal›fl›rsa, halk›n bunu böyle tan›mlayaca¤›na eminim.” Çeviri: Emine Kunter / Latinbilgi
n ‹sviçre’nin Davos kentinde 24 Ocak’ta toplanan Dünya Ekonomik Forumu, Kenya’n›n baflkenti Nairobi’de toplanan Dünya Sosyal Forumu kat›l›mc›lar› taraf›ndan protesto edildi. Avrupa Komisyonu’nun Afrika, Pasifik ve Karayip ülkeleriyle yapt›¤› ekonomik ortakl›k anlaflmalar› müzakerelerinin ertelenmesini isteyen binlerce sosyal forum kat›l›mc›s› Nairobi’deki Avrupa Birli¤i merkezine yürüdü. Protesto edilen ortakl›k anlaflmalar› hayata geçirildi¤i takdirde yoksul ülkelerde tar›mdan geçinen nüfusu büyük bir y›k›m bekliyor. Bu y›l 80 bin kiflinin kat›ld›¤› sosyal forum geçmifl y›llara göre daha renksiz ve iddias›z olmakla elefltiriliyor.
Öteki halk, iktidar›n› kurdu n Meksika’n›n Oaxaca eyaletini aylar boyu sokaktan yönettikten sonra sald›r›ya maruz kalan Oaxaca Halk Meclisi (APPO) mücadelesini sürdürüyor. APPO eyaletin do¤u bölgesinde ço¤unlukla yerli Triqui halk›n›n yaflad›¤› San Juan Copala’da Özgür ve Özerk Belediyesini kurarak Meksika devletini tan›mad›¤›n› ilan etti. APPO üyeleri, var olan örgütlerin art›k ifle yaramad›¤›n› ve kendi köklerine dönüp, kurtar›lm›fl, özerk ve yerli bir belediye kurmaya karar verdiklerini söylüyorlar. APPO üyeleri devlet destekli paramiliter çetelerin sald›r›lar›na karfl› yerel polisler oluflturarak bögeyi denetliyorlar.
Bizim aday›m›z Jose Bove n Frans›z çiftçi lideri Jose Bove, cumhurbaflkanl›¤› seçimleri için aday oldu¤unu aç›klad›. Avrupa Birli¤i anayasas› referandumunda baflar›ya ulaflan "Hay›r" kampanyas›nda da aktif rol alan Bove, cumhurbaflkanl›¤› seçimlerinde ülkesinde sesini duyuramayanlar› temsil edece¤ini söylüyor. Bove'nin adayl›¤›n›n kesinleflmesi için seçilmifl 500 yerel yetkilinin imzas›n› toplamas› gerekiyor ancak henüz yüz civar›nda imza toplanabildi. Bove, "Geleneksel sola art›k inanmayanlara alternatif bir yolun mümkün oldu¤unu söylemek istiyoruz" diyerek sa¤› ve afl›r› sa¤› püskürtme ça¤r›s› yapt›.
Taliban’la köfle kapmaca
n Afganistan'›n güneyindeki direnifllerini son bir y›ld›r fliddetlendiren Taliban güçleri, Helmand eyaletindeki Musa Kale kentinin kontrolünü ele geçirdi. Musa Kale'yi denetim alt›nda tutan ‹ngiliz güçleri, yerel liderlerle anlaflarak kentten geri çekilmiflti. ‹ngilizlerin çekilmesinin ard›ndan bölgeye yerleflen Taliban kendi denetimini kurdu. Amerikal› iflgal yetkilileri ‹ngilizlerin bu ad›m›n› elefltirmifl, anlaflman›n fiilen Musa Kale'yi Taliban'a teslim etmek oldu¤unu savunmufllard›. Ülkede denetim kurmakta zorlanan iflgalcilerin, Musa Kale’ye sald›r› düzenlemesinden korkan kent sakinleri bölgeyi terk ediyor.
Müflerref’ten ‹srail servisi
n Uluslararas› haber ajanslar›nda Pakistan Devlet Baflkan› Pervez Müflerref’in, ‹srail’in Müslüman ülkelerce tan›nmas› için giriflimlerde bulundu¤u iddia ediliyor. Müflerref’in ABD ile yapt›¤› bir anlaflma çerçevesinde ‹srail’in tan›nmas› için Müslüman ülkeler nezdinde giriflimlerde bulundu¤u ve 20 Ocak ile 24 Ocak tarihleri aras›nda Suudi Arabistan, M›s›r, Suriye, Ürdün ve Birleflik Arap Emirlikleri’ne ziyaretlerinde ‹srail’in tan›nmas› konusunu gündeme getirdi¤i bildirildi, Müflerref geçti¤imiz y›l ABD’ye yapt›¤› ziyarette, Bush yönetimince tehdit edildi¤ini aç›klam›flt›. Anlafl›lan tehdit ifle yaram›fl.
“Bu, halk›n diktatörlü¤ü” n Venezüella’da “sosyalist bir ekonomi” kurma yolunda gereken kamulaflt›rmalar› h›zla hayata geçirebilmek için parlamentodan yetkilerinin art›r›lmas›n› isteyen ve iki tur oylama sonucunda da iste¤i onaylanan Chavez ABD taraf›ndan “diktatörlük” kurmaya çal›flmakla elefltiriliyor. Ülke içinde ve d›fl›ndaki deste¤ini art›ran Chavez yönetiminin yan›t› ise çok net: “Evet, biz bir diktatörlük kurmak istiyoruz ama kurmak istedi¤imiz halk›n diktatörlü¤üdür.”
8 fiubat 21 fiubat
2007
EKONOM‹ 9
Dünya Bankas› Baflkan›’ndan AKP’ye destek mesaj›
YURU YA KULUM Bush’un sa¤ kolu olan Dünya Bankas› Baflkan› Wolfowitz, AKP’ye “aferin” çekerek ve bu deste¤in devam› için yeni ödevlerini vererek Türkiye’den geldi geçti. En acil ödevler ise enerjide özellefltirme ve sosyal güvenli¤in tasfiyesi
Çorab›n sa¤lam› bafl›m›za örülüyor
Dünya’n›n dört bir yan›nda neo-liberal talan harekatlar›n› yürüten Dünya Bankas›’n›n (DB) Baflkan› Paul Wolfowitz geçti¤imiz hafta Türkiye’deydi. Wolfowitz ziyaretine bafllarken yapt›¤› bas›n toplant›s›nda “kalk›nma faaliyetlerine destek olmak” için ülkemize geldi¤ini iddia etti. Ancak ziyaretin sonundaki aç›klamalar kimlerin kalk›nd›r›l›p kimlerin yoksullaflt›r›laca¤›n› aç›kça gösterdi. Ali Babacan, DB ile çal›flmalar› “sosyal güvenlik, maliye yönetimi, kamu yönetimi, yat›r›m ortam›, ifl gücü piyasas›, bilgi ve teknoloji kullan›m› gibi alanlarda yürütülmeye devam
Medya Wolfowitz’e hay›rsever maskesi de takt›. Liberal programlar›yla yoksullaflt›rd›¤› y›¤›nlar›n “patlay›p” bafllar›na dert olmamas› için uydurduklar› “Sosyal Riski Önleme Projeleri” kapsam›nda yap›lan tesisleri teftifl eden Wolfowitz’in yoksullarla sohbetleri bas›na yans›t›ld›. Ama kapal› kap›lar ard›nda yap›lan toplant›larda “çorab›n sa¤lam›” halk›n bafl›na örülüyordu.
Bu toplant›n›n niyeti belli! Wolfowitz ‹stanbul'da çeflitli “sivil toplum kurulufllar›” ile bulufltu. Toplant›ya kat›lanlar, bu toplant›n›n niyetini de belli ediyordu. ‹flte liste: Soros’un Türkiye temsilcisi Can Paker. Soros’un Aç›k Toplum Enstitüsü’nün Dan›flma Kurulu’nda gö-
rev yapm›fl olan Hasan Ersel. Sabanc› Üniversitesi kapsam›nda faaliyet gösteren ve Soros taraf›ndan fonlanan ‹stanbul Politika Merkezi’nin baflkan› Üstün Ergüder. TUS‹AD ve T‹SK gibi iflveren örgütlerince kurulan ‹ktisadi Kalk›nma Vakf›’n›n Baflkan› Davut Ökütçü. TOBB Bafldan›flman› Güven Sak. ‹laç devi Kurtsan Holding’in yöneticilerinden ve Kad›n Giriflimciler Derne¤i Baflkan› Meltem Kurtsan.
koydu. Bu iki reformda da seçim y›l› olmas› nedeniyle aksamalar görüldü¤üne dair sorular üzerine Wolfowitz “Baz› kararlar› ald›klar›nda k›sa vadede son derece zorlu ve sanc›l› olabilir. Bu sebepten dolay› takvime karar verecek Baflbakan ve bakanlard›r" diyerek, AKP’yi seçime kadar s›k›flt›rmayacaklar›n›n sinyalini verdi. Türkiye’nin DB’den üçüncü en büyük kredi kullanan (borçlu) ülke oldu¤unu hat›rlatan Wolfowitz “Bu çerçevede Türkiye’nin çok kuvvetli bir pozisyonda oldu¤unu düflünüyoruz” dedi. Bu laf›n Türkçesi ise “Daha sömürülecek çok kayna¤›n›z var”.
fiahin görünümlü akbaba
Irak Savafl›’na kat›lmad›¤› için Türkiye’nin özür dilemesini isteyen Wolfowitz flimdi niye mutlu?
Medya Wolfowitz ziyareti s›ras›nda dikkatleri “y›rt›k çoraplara” çekerken neyi gizledi? Medyam›z bu akbabay› “flirinlefltirmek” için elinden gelen gayreti gösterdi. Sömürgeci a¤as›n›n ziyaretini, Selimiye Camisi’nde ayakkab›lar› ç›k›nca görülen y›rt›k çorab›yla gündem yapan medya flu gerçe¤i saklad›: 20 milyar dolarl›k bir bütçeyi liberal dönüflümler için kullanma yetkisini elinde bulunduran Wolfowitz’in ayl›k maafl› en az 35 bin dolar, yani 50 bin YTL civar›.
edeceklerini söylerken önümüzdeki süreçte bafl›m›za gelecekleri de duyurdu. Bu konularda DB’n›n görüflleri herkesçe biliniyor: “Sosyal güvenlik yok olmal›, tüm ekonomik kararlar sermaye ç›karlar›n› koruyan üst kurullarca al›nmal›, iyi bir yat›r›m ortam› için sigorta, sendika gibi ‘belalardan’ kurtulmal›, ücretler düflmeli, iflgücü piyasas› esnekleflmeli, gençler ise çok uluslu bilgi teknolojileri flirketlerinde çok ucuza istihdam edilmek üzere e¤itilmeli”. Wolfowitz ayr›ca, Türkiye’nin enerji ve sosyal güvenlik reformlar›na öncelik vermesi gerekti¤ini söyleyerek iflleri önem s›ras›na da
Herkes onu ABD Savunma Bakan Yard›mc›s› olarak Irak’›n iflgalinin bafl 盤›rtkanl›¤›n› yaparken tan›d›. “fiahin” lakapl› Bushçu akbaba 1 Mart 2003’te Irak’a asker gönderme ve ABD’ye topraklar›m›z› açma tezkeresinin çöpe at›lmas›n›n ard›ndan “Türkiye bizden özür dilesin” diyerek nefretleri üzerinde toplad›. Irak’ta kitle imha silah› ç›kmay›nca utanmadan “bu konuyu bilerek abartt›k” diyerek ahlak yoksunlu¤unu gözler önüne serdi. Bu hizmetlerinin ard›ndan Bush taraf›ndan Dünya Bankas› Baflkan› yap›ld›.
Eski bankac› ve özel ENKA okullar›n›n mütevelli heyeti baflkan› ‹brahim Betil. Eski Merkez Bankas› Baflkan› Süreyya Serdengeçti. Dünya Bankas› Baflkan›’n›n, özel okul ve üniversite temsilcilerinin, ilaç flirketlerinin, sermaye kurumlar›n›n ve Sorosçular’›n bulufltu¤u bir toplant›dan ne ç›kaca¤›n› tahmin etmek zor de¤il. Paran kadar sa¤l›k, paran kadar e¤itim ve kölece çal›flma koflullar›!
Baflka bir Türkiye mümkün Hükümetin “Kaynak yok” palavras› s›kt› art›k. Befl y›ld›r faize verilen kaynaklarla Türkiye bafltan yap›labilirdi
Ahlaks›z sermaye ‹ngiliz Hava yollar› British Airways'in (BA) çal›flanlar›n›n yapaca¤› grevi k›rabilmek için personeline günde 200 sterlin "rüflvet" önerdi¤i iddia edildi. Sunday gazetesinin haberine göre flirket, personeline grev karar›na ra¤men ifle gelmeleri halinde bir uçufl gününde 200 sterlin ödemeyi vaat etti. Bu paran›n grevi k›ran personele "masraf" ad› alt›nda ödenece¤ini de belirten gazete, ulaflt›rma sendikas›n›n grev k›rma giriflimini "i¤renç" olarak niteledi¤ini de duyurdu. Gazete iflverenin ifle gelmeye karar veren personeli özel otomobillerle tafl›may›, de¤iflik kap›lardan ifl yerine sokmay› vaat etti¤ini de yazd›.
yoksulluk konusunda konuflmalar yapar, zenginlerin merhamet göstermesini isterlerdi. Böylece top-
lant›n›n magazin yönünü öne ç›kar›r ve suç planlar› üzerinde “daha rahat” çal›fl›rlard›. Bu sene ise gündem küresel ›s›nma idi. Kar h›rs› ile atmosferi zehirleyip dünyay› felaketin efli¤ine getiren sanayiciler ve küresel ›s›nmaya neden olan gazlar›n sal›n›m›n› s›n›rlamayan ABD gibi ülkeler Davos’ta duyarl›l›k flovu yapt›. Sonuç ise, yoksulluk konusunda oldu¤u gibi, koca bir hiç.
Irak iflgalinin mimarlar›ndan dünya petrol devi Exxon Mobil 2006‘y›, bir ABD’li flirket taraf›ndan elde edilen en büyük karla kapatt›. Dünyan›n en büyük petrol flirketi olan Exxon Mobil, geçen y›l
39 milyar dolar kar elde etti. Böylece flirket, 2005 y›l›nda elde etti¤i 36 milyar dolarl›k rekor kar oran›n› da aflm›fl oldu. Geçen y›l 377 milyar dolar gelir elde eden flirket, bu alanda da bir rekora imza at-
m›fl oldu. Exxon Mobil, Irak iflgaliyle birlikte ak›t›lmaya bafllanan her damla kandan kâr etti. 7’sinden 70’ine herkesin Irak iflgalinin arkas›ndaki sebep olarak gösterdi¤i petrolün ve karlar›n sahibi Exxon Mobil!
M
aliye Bakanl›¤› kay›t d›fl› ekonomi ile mücadele etmek için vergi bilincini gelifltiren reklamlar yay›nlayaca¤›n› aç›klad›. Bir süredir medyada bu reklamlarda kimin oynayaca¤› tart›flmalar›na flahit oluyoruz. fiimdilik bir numaral› favori Peker Aç›kal›n’›n canland›rd›¤› Avrupa Yakas› dizisinin yoksul (biraz da piskopat) kap›c› tiplemesi Gaffur. ‹zmir Vergi Dairesi Baflkan› Mustafa Bulut’un vergi reklamlar› için aday› ise patates cipsi reklamlar›ndan “yiyin gari” laf›yla tan›d›¤›m›z Ayfle Elmac›. Bulut, Ayfle Elmac›’ya reklamlarda “fiflinizi al›n gari” dedirtmeyi planl›yor. Peker Aç›kal›n ve Ayfle Elmac› gerçek hayatlar›nda birer dizi ve reklam y›ld›z› olsalar da canland›rd›klar› tiplemelerden Gaffur bir kent yoksulu, “yiyin gari” diyen güler yüzlü teyze ise her daim yoksul köylünün bir simgesi. ‹flte Türkiye’de toplanan vergilerin yüzde 70’ini zaten bu kent yoksullar›, köylüler ve emekçiler “dolayl› vergi” olarak ödüyor. AKP hükümeti yabanc› sermayeye uygulanan stopaj vergisini s›f›rl›yor, flirketlerin ödedi¤i kurumlar vergisini yüzde 30’dan yüzde 20’ye indiriyor fakat ekmek al›rken bile ödedi¤imiz dolayl› vergiler her gün art›yor. Bunu yapan hükümet yerlisiyle yabanc›s›yla sermaye sahiplerine yoksullar›n ödedi¤i vergileri “doya doya yiyin gari” demifl oluyor. Dönse de ödeyeceksin dönmese de Vergi vermeyi özendirmek için yeni yöntemler arad›klar›n› söyleyen Gelir ‹daresi Baflkan› Ar›o¤lu bir de itirafta bulunuyor. “Ödedi¤iniz vergi yol, su, elektrik olarak size döner” slogan›n›n art›k anlam›n› yitirdi¤ini kaydeden Ar›o¤lu, “Maalesef bu anlaml› söz art›k istedi¤imiz anlamda kullan›lm›yor. Bu nedenle yeni bir slogan bulmam›z gerekiyor” diyor. Temel hizmetler paral›laflt›r›ld›¤› için art›k vatandafl›n ödedi¤i vergi hiçbir flekilde geri dönmüyor. Bu durumda Maliye Bakanl›¤›’na önerilebilecek tek bir slogan kal›yor hizmet olarak “Dönse de ödeyeceksiniz dönmese de. Anlad›n sen onu…”
ne zaman? Nisan ay›nda. Yani Cumhurbaflkanl›¤› seçimlerinin hemen öncesi, vatandafl›n ›s›nmak için do¤algaz yakmay› b›rakmas›n›n hemen sonras›. AKP hükümeti Kas›m’daki genel seçimlere kadar zam da yapsa indirim de yapsa vatandafl için fark etmiyor. Çünkü vatandafl do¤algaza as›l k›fl aylar›nda ihtiyaç duyuyor. Fakat AKP için fark ediyor. Çünkü Cumhurbaflkanl›¤› seçimi ve genel seçimler öncesi Tayyip Erdo¤an’›n yapt›¤› duble yol, köprü, viyadük vs. aç›l›fllar›nda “do¤algazda indirim yapt›m” diyerek seçmene “gaz vermesi” gerekiyor.
Suikastten ürkmediler
Sermaye dünyay› yok eiyor
Çelik tekellefliyor tekeller çeliklefliyor
Irakl›lar›n her damla kan› Exxon Mobile kâr oldu
www.sendika.org’dan al›nm›flt›r
KISA... KISA...
Dünya Ekonomik Forumu bildi¤imiz gibi Dünya kodamanlar›n›n bulufltu¤u Dünya Ekonomik Forumu 2007 toplant›lar›, ‹sviçre'nin Davos kasabas›nda yap›ld›. Dünyan›n bir y›ll›k gidiflat›na dair tart›flmalar›n yap›ld›¤›, nerelere savafl aç›laca¤›, iflçi ücretlerinin ne düzeye geriletilmesinin gerekti¤i, dünya kaynaklar›n›n nas›l ya¤malanaca¤› bu toplant›larda konufluluyor. Geçti¤imiz senelerde Davos’a Holywood starlar› getirilir,
‹brahim ‹ÇMEZ
Al bu indirimi bafl›na çal Petrol fiyatlar›ndaki art›fllar› gerekçe göstererek iki y›lda do¤algaza yüzde 56 zam yapan AKP hükümeti geçti¤imiz Haziran ay›ndan bu yana ham petrolün fiyat› yüzde 24 gerilemesine ra¤men do¤algazda indirime gitmemiflti. Geçti¤imiz günlerde ise Enerji Bakan› Hilmi Güler AKP’nin do¤algazda indirim yapaca¤›n› aç›klad›. Peki
Türkiye 2002 y›l›ndan bugüne kadar geçen 5 y›ll›k süre boyunca borçlar›n sadece faizlerine 184.3 milyar YTL para harcad›. Anadolu Ajans›’n›n yapt›¤› hesaplamalara göre bu parayla en fakir 2.5 milyon kifliye aile bafl›na 15 y›l boyunca ayl›k net 405 YTL para verilebilir, Güneydo¤u Anadolu Projesi (GAP) tüm safhalar›yla birlikte tamamlanabilir, 10 bin kilometre demiryolu, 3 bin kilometre otoyol, 5 tane Atatürk Baraj› kadar elektrik üretecek baraj, Büyükflehirlere 400 kilometre metro, 2 milyon gecekondu yerine modern konutlar yap›labilir. Yukar›da s›ralanan her fley bu parayla bir kere de yap›labiliyor. Üstelik tüm bu yap›lanlardan sonra 5.9 milyar dolar da para üstü kal›yor.
Anlad›n sen onu
Son y›llarda tekelleflmenin en gözle görülür örnekleri çelik sektöründe yaflan›yor. Mittal ve Arcelor’un devasa birleflmelerinin ard›ndan flimdi de Hintli Tata Group, Avrupal› çelik üreticisi Corus'u 12 milyar dolara sat›n ald›. Birleflme tamamland›¤›nda Tata dünyan›n en büyük 5'inci çelik üreticisi olacak.
n Hrant Dink’in öldürüldü¤ü Cuma günü ‹stanbul Menkul K›ymetler Borsas› anl›k bir düflüfl yaflasa da günün sonuna do¤ru durumu toparlad›. Borsa Pazartesi günü yüzde 2.6 gibi oldukça yüksek bir oranda artt›. Çarflamba günü ise borsa 42 baraj›n› aflarak May›s ay›ndaki kriz öncesi seviyesine ulaflt›. “Önemli” birinin burnu kanasa ülke d›fl›na kaçan borsadaki s›cak paran›n Dink’in ölümünden etkilenmemesi düflündürücü. Demek ki Dink’in öldürülmesi s›cak para sahibi yabanc›lar için hiç de beklenmedik bir olay de¤ildi.
Beklenen oyun sahnede n Hükümet “beklenen enflasyonun %4 oldu¤u gerekçesiyle emekçilere bu oranda zam vermeye haz›rlan›rken Ocak ay›na dair aç›klanan enflasyon rakamlar› emekçileri bekleyen gelir erimesini gözler önüne serdi. Ocak verilerine göre y›ll›k enflasyon ise tüketici fiyatlar›nda yüzde 9,76 düzeyinde gerçekleflecek.
8 fiubat 21 fiubat
10 YÜZYÜZE
2007
12 fiubat 1967 Çemberlitafl fiafak Sinemas› / D‹SK’in kurulufl toplant›s›
D‹SK’in kuruluflunun 40. y›l›n› fiili sendikac›l›¤› öne ç›karan bir mücadele hamlesine vesile etmek do¤ru. Ama bu fikrin herhangi bir etkinlik karar› al›n›r gibi kararlaflt›r›l›p uygulanamayaca¤› görüldü. Nas›l uygulanabilece¤ini anlamak için 40 y›l önce bu anlay›fl› uygulayabilen D‹SK’in kurulufl sürecine bakmal›y›z Sizce 40. Kurulufl Y›ldönümü’nün bugünkü D‹SK için anlam› nedir, ne olmal›d›r?
üslenen, K‹K’e, Ekonomik Sosyal Konsey’e kat›lan bir örgüt oldu ve her geçen gün eriyor. Bu noktaya gelinmesinin nedeni 1992’de D‹SK’in anahtar›n› elinde tutan sendikac›lar›n D‹SK’in kurulufl ilkelerini o günün gerçekli¤inde uygulamaktan kaçmalar›d›r.
Yönetim D‹SK’in 40. kurulufl y›ldönümü dolay›s›yla iki y›l önceki “Zincirleri K›raca¤›z” kampanyas› gibi bir program ilan etti. O program uygulanamam›flt›. Sendikal haklar› fiilen uygulayarak kaza- D‹SK’in eski D‹SK olmad›¤› s›k s›k n›ma dönüfltürmek D‹SK’in temsil etti¤i bir söyleniyor. Bunun anlam› ne? mücadele gelene¤i. Bu gelenek iflçilerin 89’daki Bahar Eylemleri ve Kamu Çal›flanlaEvet D‹SK eski D‹SK de¤il. D‹SK’i D‹SK r› Hareketi ile 90’l› y›llara tafl›nd›. Ama yapan fley, kurulufl y›llar›nda fiilen izledi¤i il1992’de yeniden kurulan D‹SK, organ ka- kelerdi. rarlar›na ra¤men “fiili sendikac›l›k” yapmaya Bunlar›n birincisi, D‹SK’in sendikal müuygun bir örgütlenme ve mücadele anlay›fl›- cadeleyi “s›n›f biliminin” ve iflçi s›n›f›n›n iktin› hayata geçiremedi. Gösteriflli kararlar al- dar mücadelesinin ›fl›¤›nda yürütmesi gemak, o kararlar› uygulamaya yetmiyor. Üs- rekti¤i anlay›fl›d›r. İkincisi, iflçilerin kendi telik böylesi kararlar al›n›p uygulanamad›- sendikalar›nda iktidar k›l›nmas›n› amaçlayan ¤›nda da karfl›t güçlere güç kazand›r›yor. “iflçilerin söz ve karar hakk›” ilkesidir. Bu mücadele çizgisinin bugün nas›l uyBu ilke tüzü¤e yanl›fl bir biçimde “tabagulanabilece¤ini anlamak için 40 y›l önce n›n söz ve karar hakk›” diye geçirildi. Oysa bu anlay›fl› uygulayabilen D‹SK’e ve onun “taban”dan söz edilen her yerde gizlenen kurulufl sürecine bakmak laz›m. bir “tavan” vard›r ve o tavan hiç de¤iflmez. D‹SK’in kuruluflundan önce kurulan bir ‹flçiler “taban” olduklar› sendikalar›nda, parbaflka örgüt var. Türk-‹fl’e üye sendikalar›n tilerinde hatta devletlerinde bir türlü “ikti12 yöneticisi Türkiye ‹flçi Partisi’ni (T‹P) kuru- dar” olamad›lar. ‹ktidar yor. Ard›ndan Türkiye ‹flçi Partisi’nin kurucular› sosyalist ayd›nlarla birleflmek üzere Aybar’›n haz›rlad›¤› tüzük ve program›, sadece parti yönetiminde iflçilerin say›sal a¤›rl›¤›n›n sa¤lanmas› kofluluyla oldu¤u gibi kabul ediyorlar. Bu tüzükte T‹P’in “Türk iflçi s›n›f›n›n ve onun demokratik öncülü¤ü etraf›nda toplanan halk›n iktidara yürüyen siyasi örgütü” oldu¤u yaz›l›yor. Yani T‹P iflçi s›n›f›n›n iktidar›n› hedef alan bir parti oluyor. yüflü iflçi Bu y›llarda T‹P’in siyasi mücaay akl› yürü rin in ç›plak ya tafl›yor le delesi ve iflçilerin hak ve özgürlük çi ifl iz lik Tem adolu’ mücadelesi birbirlerini büyüterek hareketini An yükseliyor. ‹flte bu yükselifl karfl›s›nolamad›klar› bu da Türk-‹fl yönetimi T‹P’li sendika örgütlere, devletlere yabanc›laflt›lar; önderlerine yönelik bask›lar›n› fliddetlendiri- sonra da onlar›n y›k›lmas›na destek oldular. yor. Türk-‹fl T‹P üyesi sendikac›lar› ihraç ediÜçüncüsü ise emperyalizme, faflizme yor. Türk-‹fl’teki sosyalist sendikac›lar, sosya- ve flovenizme karfl› iflçi s›n›f›n›n uluslararas› list olduklar› için buradan at›l›nca kendi kon- birli¤inden yana olma ilkesidir. federasyonlar›n› kurmak zorunda kal›yorlar. 92’de yarg›dan ç›kt›¤›m›zda, 12 Eylül’ün Yani, D‹SK’in kuruluflunda iflçi s›n›f›n›n kapatt›¤› D‹SK’e ba¤l› sendikalar›n art›k bir siyasi iktidar mücadelesi var; sosyalizm var. tek üyesi dahi yoktu. D‹SK’in temel tafl› sosyalizmdir. Bizce bu noktada bu do¤ufl noktas›na Bu temeli ortadan kald›r›rsan›z geriye ne bakmam›z gerekiyordu. Bunu dünyadaki ve kalaca¤›n› görmek istiyorsan›z bugünkü ülkemizdeki de¤iflimi görerek yapmal›yd›k. D‹SK’e bak›n. 40 y›l önceki örgüt, sosyalizm ‹ki görevimiz vard›: laf›yla yola ç›k›yor. Bugünkü D‹SK ise “Sivil Birincisi, kurulufl ilkelerine uygun bir Toplum Örgütü” laf›n› kabullenen ve “küre- sendikal örgüt yap›s› yaratmakt›. selleflme” denilen emek karfl›t› süreçte ifllev ‹flçi s›n›f›n›n geldi¤i noktay› dikkate ala-
1992’de yeniden kurulan D‹SK, organ kararlar›na ra¤men “fiili sendikac›l›k” yapmaya uygun bir örgütlenme ve mücadele anlay›fl›n› hayata geçiremedi. Karar almak uygulamaya yetmiyor. Böylesi kararlar al›n›p uygulanamad›¤›nda da karfl›t güçlere güç kazand›r›yor. rak D‹SK’in yeniden örgütlenmesini tek bir elden ve tek bir stratejiyle yürütmek laz›md›. Bunun için “kafa-kasa birli¤i”ni sa¤lamak, yani D‹SK’in bütün olanaklar›n› tek bir merkezde toplamak; öncelikli ifl kollar›n› ve örgütlenme bölgelerini saptamak; bu bölgelerde, iflyerlerinden iflçilerin oturduklar› mahallelere kadar uzanan, iflçinin 24 saatini kapsayan bir propaganda ve örgütlenme çal›flmas› yürütmek için “iflçi evleri” açmak; bütün ifl kollar›ndan iflçileri ayr›ms›z bir biçimde D‹SK üyesi olarak örgütlemek gerekiyordu. Mücadele anlay›fl›nda da kendisini yasalarla s›n›rlamayan, fiilen kazan›lan haklar› hukukilefltirmeyi hedefleyen bir mücadele çizgisiyle yürümeyi önüne koyan bir D‹SK önderli¤i oluflturulmal›yd›. İkincisi ise iflçi s›n›f›n›n politik iktidar mücadelesi bak›m›ndan, sendikal örgüt oldu¤umuzu unutmadan üzerimize düflen görevi üstlenmekti. ‹flçi s›n›f›n›n ekonomik-demokratik mücadelesinin tek bafl›na, yaln›zca sendikal alandan, iflçi s›n›f›n›n iktidar iddias›n›n d›fl›nda ne yarat›labilmesi ne de ilerletilebilmesi olanakl›yd›. S›n›f›n siyasi odaklar› yenilmifl, parçalanm›fl ve etkisizleflmiflti. Bir s›n›f örgütü olarak D‹SK, sendika oldu¤unu unutmaks›z›n politik arenaya müdahale etme sorumlulu¤uyla davranmal›yd›. Bunun için de sol ve sosyalist güçleri, emekçi ve ezilen halk kitlesiyle buluflturacak ve siyasi alanda kendi ayaklar› üzerinde dikilmesini sa¤layacak bir masan›n yarat›lmas› laz›md›. Ama bu düflünceler uygulanamad›. Çünkü D‹SK’in 1992’deki aç›l›fl›nda anahtar› ellerinde tutanlar›n bir unsuru sosyal demokrat düflüncedir; di¤er unsur ise 12 Eylül’de üyelerinin ço¤u yurtd›fl›na kaçan ve kendini tasfiye eden eski TKP’lilerdir. Sosyal demokratlardan bir tek Abdullah Bafltürk, merkezi bir yay›n organ›, bir radyo, bir gazetemiz olsun, bütün toplumu hedefleyen bir
yaklafl›mla D‹SK’i tek bir merkezden örgütleyelim diyordu. Ama art›k y›lm›fl olan sosyal demokrat ve liberal-solcu sendikac›lar Bafltürk’ün bu önerisini, “radyodaki seslenifl, gazetedeki yaz›lar hangi temelde hangi bak›fl aç›s›yla yap›lacak; bafl›m›za yine bela m› aç›lacak” diye karfl›lad›lar. Bafltürk’ün ölmesiyle de meydan onlara kald› ve sistemin kendilerine tan›mlad›¤› çizgiler içinde “sendikac›l›k mesle¤ini” icra etmeye yöneldiler. fiimdi bu çizgiler içinde b›rak›lan alan›n sendikal harekete küreselleflmenin yükledi¤i görevler oldu¤u daha aç›k görülüyor. Sovyetlerin y›k›lmas›yla D‹SK’in üyesi oldu¤u Dünya Sendikalar Federasyonu da¤›ld›; sosyal demokratlar D‹SK’i Avrupa Sosyalist Enternasyonali’nin yönlendirdi¤i ETUC’un yörüngesine oturttular. Ve D‹SK bugünkü “misyon örgütü” noktas›na geldi. Uzun sözün k›sas›: D‹SK eski D‹SK de¤il evet; çünkü D‹SK, kendi temelindeki sosyalist yap› tafl›n› kald›r›p atm›fl durumda.
D‹SK’in bugünkü noktaya geliflinde, 80-90 döneminin yeni emekçi dinamikleriyle bütünleflememesinin bir etkisi var m›? Niçin bütünleflilemedi. Bugünlerde baz› sendikal merkezlerden dile getirilen “birleflme” düflüncesi sendikal harekette yeni bir dinamizm sa¤layabilir mi? Bahar eylemlerinde bütün iflçiler 80’in durdurdu¤u sözleflme haklar›n› kullanma f›rsat›n› kullanmak için hareket geçti. Eylemlere Türk-‹fl engel olamad›. Sol ise iflçilere mesafeliydi. ‹flçileri d›flardan alk›fll›yor ve yenilgilerine seyirci kal›yordu. K›sacas›, Bahar Eylemlerinde ne iflçiler solla bulufltu, ne de sol iflçilerle bulufltu. Türkiye sosyalist hareketi 1980’den sonra iflçi hareketine gerçek anlamda yol göstermek, önünü açmak gibi amaçlarla müda-
“Taban”dan söz edilen her yerde gizlenen bir “tavan” vard›r ve o tavan hiç de¤iflmez. ‹flçiler “taban” olduklar› sendikalar›nda, partilerinde hatta devletlerinde bir türlü “iktidar” olamad›lar. ‹ktidar olamad›klar› bu örgütlere, devletlere yabanc›laflt›lar; sonra da onlar›n y›k›lmas›na destek oldular.
bilmek için “birleflelim” diyorlar. Ama bu iflçileri bir hareket içinde birlefltirmeyecek, yöneticileri birlefltirecek.
Kurulufl günlerinin ilkelerinden bugünün D‹SK’ine bakt›¤›n›zda yap›lmas› gereken fleyler neler? ‹fle “iflçi s›n›f›n›n iktidar mücadelesi aç›s›ndan bugünün dünyas›n›n ve Türkiye’sinin durumu” nedir diyerek bafllamak ve örgütü bu bak›fl aç›s›yla yeniden bir kurulufl sürecine yöneltmek gerekir. 1992’de D‹SK’e sundu¤umuz yeniden örgütlenme plan›n›n uygulanmas› için halen zaman geçmifl de¤ildir. Bu ihtiyac›n flöyle ya da böyle, er veya geç iflçi s›n›f› taraf›ndan karfl›lanaca¤› da bilinmelidir. Ya D‹SK böyle bir örgüt olacak ya da iflçi s›n›f› kafas›n› da¤a tafla vura vura bu yolu eline geçirdi¤i bütün araçlarla kendisi yeniden yaratacak. Di¤er yandan da siyasi arenaya müdahale etmek için tüm ilerici emek güçlerinin ortak mücadele masas›n› yaratmaya yönelmelidir. Bu ortak mücadele masas›n›n ilk aya¤›, “Devlet bu toplumun üst yap›s›d›r; devleti bu toplum yaratt›¤›na göre sa¤l›kl›, e¤itimli, üreten bir toplum dolay›s›yla halk›n bütün temel gereksinimlerini e¤itim, sa¤l›k, sosyal güvenlik ihtiyaçlar›n› tümüyle ücretsiz olarak karfl›layan; bar›nma, ulafl›m, ›s›nma
hale etmekten uzak duruyor. Sendika yönetimlerine ulaflt›klar›nda bunu iflçi s›n›f› hareketinin sorunlar›n› çözmek için de¤erlendirmek üzere bir s›çrama noktas› olarak görmüyorlar; korunmas›, elden ç›kar›lmamas› gereken bir “mevzi” olarak görüyorlar. Bu y›k›lan Sovyetler Birli¤i’ndeki bürokratik sosyalizm anlay›fl›n›n iflçi hareketine bak›fl›n›n ayn›s›. Ayn› yaklafl›m ne yaz›k ki kamu çal›flanlar› hareketinde de egemen oldu. Bu yüzden de D‹SK’in 1992’deki aç›l›fl›na bu dinamikler yönlendirici bir inisiyatifle kat›lmad›lar. Di¤er yandan D‹SK’in kap›s›n› açanlar da bu dinamiklerden uzakta tutmaya özel bir önem verdiler. fiu s›ralarda Türk-‹fl’in dile getirdi¤i “bütünleflme” önerisinin örne¤i ICFTU ile Dünya Emek Federasyonu’nun (eski H›ristiyan ‹flçi Sendikalar› Federasyonu) birleflmesi. Küreselleflme patronlar›n›n en son Aflkale faflistlerce öldürülen öldürülen Erzurum Erzurum Dev Dev Aflkale Maden Maden iflçileri, iflçileri faflistlerce bast›klar› dü¤me iflçi Genç Genç Baflkan› Baflkan› Mahmut Mahmut Y›ld›r›m’›n Y›ld›r›m’›n cenaze cenaze töreninde töreninde örgütlenmesi alan›nda oldu. ICFTU ve Dünya Emek Federasyonu, çöken iflçi örgüt- ve ayd›nlanma ihtiyaçlar›n› destekleyen; delerinde zay›flaman›n önüne geçebilmek için ¤er ve hizmet üretimini toplumun ortak ç›birlefliyoruz dediler. Çünkü iflçi s›n›f› büyü- karlar›na göre yönlendiren bir devlet olmal›yor; bu büyüme bir yere gelecek ve düzen d›r”; ‹kinci aya¤›, “Anadolu’nun farkl› küliçin tehlike oluflturacak. ‹flte orada bu örgüt- türlerinin ortak demokratik bir toplumsal lere ihtiyaç var. fiimdi bu örgütler bu ifllevi iletiflim ortam›nda birlikte yaflad›¤› ve gelifltiküreselleflmenin patronlar›ndan talep edi- ¤i bir özgürlük ve hoflgörü toplumu olmal›d›r”; Üçüncü aya¤› ise “‹flçi s›n›f›n›n s›n›f karyorlar . Türk-‹fl gibi sendikal merkezler, sendikal deflli¤i düflüncesi olan enternasyonalist birlik örgütlerin yeniden güçlenebilmesi, ekono- ilkesinin flekillendirdi¤i bir uluslararas› iliflkimik demokratik konularda iflverenlerle pa- ler anlay›fl›n›n yerlefltirilmesi olmal›d›r” denizarl›k edebilecek bir gücü yeniden yakalaya- lerek çat›lmal›d›r.
D‹SK’‹ D‹SK YAPAN ‹fiÇ‹LER Saraçhane Meydanı’nı dolduran 80 bin işçi Türkiye’nin gözlerini bir başka dünyaya açtı. Kavel’le, Zonguldak greviyle, Sungurlar’la, Paşabahçe’yle Singer’le, Derby’yle başlayan işçi isyanlarından fışkıran cesaret, 15-16 Haziran 1970 büyük işçi
direnişi ile zirveye ulaştı. Mehmet Çavdar, Satılmış Tepe, Şerif Aygün, işçi militanlığının ilk şehitleri oldular. Bu işçi militanlığı DİSK’in “sendikal demokrasi” geleneğinin de temeli oldu. ‘70 öncesinin işgal hareketleri, Maden işçilerinin Yeni Çeltek’ten yükselttikleri işyeri konseylerinin, Gültepe-Çimentepe direnişiyle buluşarak bir halk hareketine dönüşen TARİŞ işgalinin öncüsüydü. DİSK’li işçilerin 12 Eylül’de sendikaları kapatıldıktan sonra Türk-İş’e geçmeden 5 yıl beklemelerini sağlayan şey de bu büyük militan demokKavel Direnifli rasi öz deneyimidir.
Abdullah BAfiTÜRK
R›za KUAS
Derby ‹flgali
Kemal TÜRKLER
Kenan BUDAK
D‹SK’‹ D‹SK YAPAN ‹fiÇ‹ ÖNDERLER‹
Yeni Çeltek Grevi
DİSK denilince militan işçi liderleri de akla gelir. Saraçhane Mitingi’nin, Kavel ve Sungurlar direnişinin Singer grevinin başını çeken; defalarca tutuklanan ve faşist katiller tarafından öldürülen Emayetaş işçisi Kemal Türkler; “İşçi hırsız değildir. İşçi emeği çalınan Türk vatandaşıdır. İşçi arkadaş üstünü aratma. Gerisini sendikana bırak!” diyerek, işçilerin aşağılandığı her işyerine işçilerin önünde kapıları omuzlayarak giren ve “onuru” işçinin mücadele silahına dönüştüren Derby işçisi Rıza Kuas; temizlik işçilerinin çıplak ayaklı yürüyüşüyle belediye işçilerini belediye başkanlarının vesayetinden çıka-
ran; işkence tezgahlarından geçerek getirildiği mahkemede “faşizme ihtar” eylemi nedeniyle kendisini idamla yargılayan 12 Eylül yargıçlarını “siz benim ceketimi bile asamazsınız” diyerek paçavraya çeviren Tesisatçı Abdullah Baştürk; 12 Eylül faşizminin en karanlık günlerinde, işyerlerinde gizli DİSK komiteleri kurarak faşizme karşı direnişin işçi cephesini örgütleme uğraşı sırasında arkasından vurularak öldürülen deri işçisi Kenan Budak; DİSK’in militan kitle çizgisinin sözcüleri ve sembolleri oldular. Öldüklerinde, öldürüldüklerinde arkalarında yalnızca bir büyük mücadele mirasını bıraktılar.
GALER‹ NEV’DEN MERHABA
NAZIM SEVG‹S‹ YASAK TANIMADI
OSMAN fiAH‹N’DEN YEN‹ K‹TAP
DERS‹M’DE BARIfi GÜNLER‹
TAHAR BEN JELLOUN’DAN
Akyavafl Ankara’da
Usta yeniden internette
Son ‹z kitapç›larda
Hrant Dink’e arma¤an
Bir Dostluk Öyküsü
Ankara Galeri Nev, 2007 y›l›na resim sanatç›s› Erol Akyavafl ile bafll›yor. Akyavafl’›n ‹slam ikonografisi ile esteti¤i bir araya getirdi¤i yap›tlar›, 26 Ocak21 fiubat tarihleri aras›nda izlenebilecek. Sergi sanatç›n›n ölümünün ard›ndan Dolmabahçe Saray›’nda düzenlenen ve 20 bin kifli taraf›ndan izlenen retrospektiften bu yana aç›lacak olan en kapsaml› Akyavafl sergisi.
8 fiubat 21 fiubat
Yap› Kredi Yay›nlar›’n›n telif haklar› yasas›n› kalkan ederek birçok büyük sanatç››m›z› “kendi mal›” haline getirmeye çal›flmas›na karfl› tepkiler büyüyor. Çeflitli internet siteleri, Naz›m Hikmet’in fliirlerini k›s›tlamalar› dikkate almaks›z›n yay›nlamaya bafllad›. Son olarak yay›na giren www.nazimusta.com sitesi, flairin bütün eserlerini gönüllü destekçilerin eksikleri tamamlayabilece¤i flekilde yay›nlamaya bafllad›.
Öykücü Osman fiahin’in bütün öyküleri “Son ‹z” adl› kitapta biraraya geldi. fiahin, kitaplar›yla pek çok ödül kazand›, öykülerinin neredeyse hepsi ünlü yönetmenler taraf›ndan filme al›nd›, kitaplar› yurtd›fl›nda yay›nland›. Osman fiahin’in daha önce ‘Mahfler’, ‘Ölüm Oyunlar›’ ve ‘Genifl Bir Nehrin Ak›fl›’ adl› kitaplar› yay›nlanm›flt›.
Munzur Ayd›n ve Sanatç›lar Platformu”nun (MASAP) Hrant Dink'in an›s›na atfetti¤i Munzur Bar›fl ve Kültür Günleri, Tunceli merkez ve 4 ilçede gerçeklefltiriliyor. Ferhat Tunç, Nilüfer Akbal, Aynur Do¤an’›n kat›laca¤› Kültür Günleri 6-10 fiubat tarihleri aras›nda gerçeklefltirilecek. Birçok demokratik kitle örgütünün destek verdi¤i etkinlik Pertek, Hozat, Ovac›k ve Mazgirt Belediyelerinde yap›lacak.
Tahar Ben Jelloun’un son kitab› ‘Son Arkadafl’ ç›kt›. Daha önce alt› kitab› dilimize çevrilen yazar, ‘Son Arkadafl’ta, 50’li y›llar›n sonlar›nda Fas’›n efsanevi kenti Tanca’da bafllayan ve otuz y›la yak›n süren bir dostlu¤un öyküsünü anlat›yor. Kitap Ifl›k Ergüden’in çevirisiyle yay›nlan›yor.
2007
KÜLTÜR/SANAT 11
Derin devletin dizisi
ATMA RECEP
Yeni bölümleri çekilen ‘Kurtlar Vadisi’ni haz›rlayan ekip de milliyetçi duyarl›l›¤› biraz fazla gençler de¤il, kontrgerillan›n medyadaki tetikçileriymifl Ogün Samastlümlerde anti lar›, Yasin Hayalleri Kürt propaganortaya ç›karan atdas› yapaca¤› dümosferin yarat›lmaflünülürse) ülkes›na sinema-tv dizisi deki bar›fl ve karcephesinden büyük defllik çabalar›n› katk› yapan 'Kurtlar dinamitlemeye Vadisi' fenomeni devam edecek. ekranlara geri döHalk›n Sesi nüyor. Dizinin yeni olarak “Türkiye bölümlerinde yine halk›n›n gelece¤imilliyetçilik ve flidne kastetmifl bu det propagandas› provakatif diziyi yap›lacak. Peki kim kim haz›rl›yor” dibu bar›fl ve kardeflye merak ettik. Ve lik düflman› diziyi yap›mc› flirket Pahaz›rlayanlar? Bu Y›l 1991: Elaz›¤, Kadiri Tarikat›'n›n fleyhi Abdülkadir fiaflmaz (orta- na Film'in üzerinsorunun cevab› di- da), büyük o¤lu Necati fiaflmaz (sa¤da) ve Raci fiaflmaz (solda) deki örtüyü kalzinin niyetini de d›rd›¤›m›zda geraç›kl›yor. Yap›mc› flirket üzerinde- yap›labilece¤i say›l›yor: fiu kadar çek 'Kurtlar Vadisi'yle karfl›laflt›k. ki örtüyü kald›rd›¤›m›zda ortaya yol, flu kadar hastane, flu kadar Böylece dizinin yaln›z ticari bir yatarikatlar, çeteler, faflist katiller, okul vs... Düflmanlar›n Türkiye'yi p›m olmad›¤›, derin devletin kontrgerilla örgütlenmeleri ç›k›- ne duruma düflürdü¤ü MHP'nin mesajlar›n› topluma ileten yor. Yani karfl›m›zda ticari bir ya- seçim bildirisi üslubuyla anlat›ld›k- (Rauf Denktafl'›n oynad›¤› p›mdan ziyade derin devletin me- tan sonra karanl›klar›n içinden bölümdeki gibi, bunu sajlar›n› topluma ileten bir propa- derin bak›fllar›yla bir kurtar›c› beli- bazen do¤rudan yariyor: Polat Alemdar. ganda makinas› söz konusu pan) bir propaganSiz bu sat›rlar› okurken Polat da makinas› olHaftalard›r SHOW TV'de, ekranlara yeniden dönecek olan Alemdar'›n yeni vatan› kurtarma du¤unu tekrar 'Kurtlar Vadisi' dizisinin reklamla- operasyonu bafllam›fl olacak. Son anlad›k. r›n› izliyoruz. Reklamda önce ka- y›llardaki ›rkç› yükselifle büyük Dizinin ranl›k ve sisli bir fonda, ürkütücü katk› yapan, milliyetçilik ve flidde- yap›mc›s› bir müzik eflli¤inde Türkiye'nin te- tin toplum tabakalar›nda özellikle P a n a rörden ne çekti¤i anlat›l›yor. Ar- de gençler aras›nda içsellefltiril- Film'in sahibi d›ndan terör nedeniyle Türki- mesinde büyük pay› bulunan Recai fiaflmaz, ye'nin kaybetti¤i paralarla neler 'Kurtlar Vadisi' (hele ki yeni bö- filmdeki Polat Alemdar karakterini canland›ran da onun kardefli Necati fiaflmaz. Bir de Hilmi Zübeyr fiaflmaz adl› bir kardeflleri var. Önce fiaflmaz kardefllerin babas›ndan bahsetmek gerekiyor. Baba Abdülkadir fiaflmaz, bir Kadiri fleyhi. Kendisi, Elaz›¤ merkezDizinin yap›mc›lar›n›n iliflkileri ve niyetleri ortada. Peki bu dizili, ‹stanbul ve Ankara'da ciddi faye katk› veren ve solcu, ilerici kimlikliklere sahip olanlara ne dealiyetleri bulunan tarikat›n bafl›nmeli? Örne¤in Serdar Akar'a... Kendisi yeni sinemac›lar grubudaki isim. fieyhin üç o¤lunun en nun üyelerindendi. 'Gemide', 'Dar Alanda K›sa Paslaflmalar', büyü¤ü Necati fiaflmaz, kendisin'Maruf' gibi filmler çekti. Sonra 'Kurtlar Vadisi' dizinin ve filmleden sonraki varisi olarak görülürinin yönetmeni olarak karfl›m›za ç›kt›. Peki ya Soner Yalç›n'a? yor. Yalç›n, 2000'e Do¤ru ve Ayd›nl›k dergilerinden geliyor, ilerici bir Kadiri tarikat›n›n özellikle 90'l› gazeteci kimli¤iyle tan›n›yor. Kendisi dizinin konsept dan›flman›. y›llarda ‹stanbul'da çal›flmalar›nda Yani dizinin konusunun belirlenmesinde, 'derin mesajlar›n' topbirçok isim göze çarp›yor. Tarikaluma aktar›lmas›nda büyük pay› var. Ya Nihat Nikerel? Solcu yat›n ç›kard›¤› 'Ça¤r›fl›m' isimli dery›nevlerinden fliir kitaplar› bas›lan Nikerel nas›l 'Kurtlar Vadisi''nin ginin Genel Yay›n Yönetmeni Seyfo day›s› oldu? Tüm bu isimlere flunu sormak gerekiyor: Ömer Lütfi Mete. MHP'den milMemlekette ayd›nlar›n katledilirken, Kürt düflmanl›¤› körüklenirletvekili adayl›¤› bulunan Mete, ken, gösteri yapan devrimci gençler kalabal›klara linç ettirilirken, Deli Yürek dizisinin senaristlerinsolun sesi iyice k›s›lmaya çal›fl›l›rken bu tabloya katk›da bulunmak den. Kendisi flu s›ralar Sabah gasizin vicdan›n›z› hiç mi s›zlatm›yor? zetesinin yazarlar› aras›nda. O dö-
V‹CDANINIZ SIZLAMIYOR MU?
nemki faaliyetlerde Mete d›fl›nda baflka tan›d›k isimler de var. Örne¤in 'Ekmek Teknesi' dizisinin senaristi ve oyuncusu, fiaflmaz kardefllerin orta¤› Hasan Kaçan ve yap›mc› Osman S›nav. Tabii ki fiaflmaz kardefller de tarikat örgütlenmesinin içinde. Abdülkadir fiaflmaz'›n ne kadar etkin bir isim oldu¤unu
Her genç faflist tetikçi aday›n›n idolü Polat Alemdar, flimdi de Kürtlere karfl› savaflmaya haz›rlan›yor...
belirtmek için flu bilgiyi vermek gerekiyor: 1991'de Kültür Bakan› olan ve Hrant Dink suikastinin ard›ndan Nam›k Kemal Zeybek, fiaflmaz'› tasavvuf kültürüyle ilgili derin bilgisinden ötürü bakanl›k dan›flmanl›¤›na getiriyor. Abdülkadir fiaflmaz'›n kardefli Tahir fiaflmaz da bir dönem MHP milletvekilli¤i yap›yor. Pana Film'in ortaklar› aras›nda flu isimler var: Muhammed Naci fiaflmaz, Tayyar Raci fiaflmaz, Hilmi Zübeyr fiaflmaz, Baha-
Gösterimler devam ediyor
Ömer U⁄UR
Ayd›n SAYMAN
min yönetmeni Ömer U¤ur’la yap›lan söyleflide ise a¤›rl›kl› olarak U¤ur’un 12 Eylül darbesi ve sonras›na dair görüflleri üzerine sohbet edildi. 28 Ocak’ta ise kurgu-montaj atölyesi çal›flmalar› vard›. 2 fiubat günü atölye çal›flmalar›, “Kompozisyon” (›fl›k, grafik,
‹çimdeki Deniz
Özgürlük ölmek istiyorsa... ‘‹çimdeki Deniz’, Ramon Sampedro’nun gerçek hayat hikayesini anlat›yor. Ramon’un 26 yafl›ndayken bir uçurumdan denize atlamas›yla bafllayan öyküsü onu 30 y›l sürecek olan yata¤a ba¤l› bir yaflama sürükleyecektir. Art›k onun tek dile¤i onurlu bir biçimde ölmektir. Boynundan afla¤›s› tutmayan biri için ölmek bir özgürlük mücadelesine dönüflecektir. Alejandro Amenábar’›n yönetmenli¤ini yapt›¤› filmde baflrol oyuncusu Javier Bardem’in üstün performans› görülmeye de¤er.
perspektif) konulu seminerle devam etti. Ertesi gün yap›lan ‘S›r Çocuklar›’ filminin gösteriminin ard›ndan filmin yönetmeni Ayd›n Sayman rahats›zl›¤›na ra¤men söyleflinin konu¤u oldu. Atölye çal›flmalar› fiubat ay› boyunca Cuma günleri 19:30’da foto¤raf seminerleri, Pazar 15.00’te ise kurgu-montaj atölyesiyle devam edecek. Ayr›ca, 10 fiubat’ta Sine-Sen ve Yön-Der yönecileri, 15 fiubat’ta Ertu¤rul Mavio¤lu, 17 fiubat’ta ise Metin Ye¤in ‹stanbul Halkevi Sinema Salonu’nda gerçeklefltirilen söyleflilerin konu¤u olacaklar.
d›r Özdener, Hasan Kaçan, Faruk Çetinkaya. ‹stanbul Ticaret Odas› kay›tlar›nda Raci fiaflmaz'a ait iki firma daha görülüyor. Bu flirketlerden Mücazo¤lu Bas›n Yay›n Sinema Afi'nin eski yönetim kurulu üyeleri içinde Zülfü Canpolat ve Fahri Yüksel'in de ad› geçiyor. Canpolat Avrupa Ni-
zam-› A l e m Ocaklar› Kurucu Genel Baflkan›. BBP Genel Baflkan› Muhsin Yaz›c›o¤lu'nun yak›n isimlerinden. Fahri
Yüksel ise 1999'da meclise girmifl olan bir MHP milletvekili. Yüksel, milletvekili oldu¤u aç›kland›¤›nda mazbatas› geri al›nm›flt›. Yüksel'in 1980'den bu yana polisçe arand›¤›, 24 y›l önce gözalt›na al›n›p b›rak›ld›ktan sonra polis ve adliye kay›tlar›ndan isminin düflürülmedi¤i ortaya ç›km›flt›. Çünkü Yüksel'in ad› 1979'da Malatya'da ö¤retmen Nevzat Y›ld›r›m'›n Oral Çelik taraf›ndan öldürülmesine kar›flm›flt›! Y›ld›r›m ve fiaflmaz yaln›z ortak de¤il ayn› zamanda s›k› birer dostlar. Bu arada 'vatan kahraman›' Necati fiaflmaz'›n alt› y›l boyunca ABD'de yaflad›¤›n›, Green Card (yeflil kart) sahibi oldu¤unu, askerli¤ini bedelli olarak yapt›¤›n›; ticaretle u¤raflt›¤› ve h i ç b i r oyunculuk deneyimi olmad›¤› halde bir anda dizinin baflrol oyunculu¤una getirildi¤ini hat›rlatal›m.
‘Büyük çete’ iflbafl›nda
Halkevleri Film Atölyesi’nin düzenledi¤i, film gösterimleri, söylefliler, kurgu-montaj ve foto¤raf atölyeleri devam ediyor. Atölyenin geçti¤imiz haftaklardaki konuklar› Ömer U¤ur ve Ayd›n Sayman’d› Atölye çal›flmalar› kapsam›nda 26 Ocak günü Vedat Konyal›’n›n e¤itmenlik yapt›¤›, “Makineler, objektifler ve yan elemanlar” konulu foto¤raf seminerini gerçeklefltiren Film Atölyesi, 27 Ocak’ta ise ‘Eve Dönüfl’ filminin gösterimini gerçeklefltirdi. Gösterimin ard›ndan fil-
recepatma@gmail.com
Dolapdereli sekiz müzisyenden oluflan ‘Dolapdere Big Gang’in ilk albümü ‘Local Stangers’ ç›kt›. Kendilerini “büyük çete” olarak adland›ran grup, "Dolapdere çetesiyiz, silah›m›z saz›m›z" diyor. Grup; Sting, Depeche Mode, Ma-
donna, Michael Jackson, REM, Simply Red gibi dünya devlerinin bestelerini herkesi hayran b›rakacak tarzda yorumluyor. Kuruldu¤u dönemde enstrümantal çal›flan grup, bünyesine vokal de katarak yorumunu zenginlefltirdi.
Istanbul Yolculuk defteri Frans›z resimli roman›n›n büyük ustalar› Philippe Dupuy ve Charles Berberian yolculuk defterleri serisine ‹stanbul'u da eklediler. Sanatç›lar›n ‹stanbul izlenimlerinin yan›s›ra çeflitli orijinal çizimlerinin de yer alaca¤› ‘Dupuy&Berberian
Faz›l Say’dan Naz›m fliirleri Faz›l Say'›n ‘Naz›m’ bafll›¤› alt›nda besteledi¤i eserlerinin yer ald›¤› albüm, genifl bir karma koro ve senfonik orkestra eflli¤inde, Genco Erkal’›n okudu¤u fliirlerle dinleyiciyi derinden etkiliyor. fief ‹brahim Yaz›c› öncülü¤ünde Bilkent Senfoni Orkestras›’n›n yan› s›ra, Zuhal Olcay ve Güvenç Da¤üstün’ün yorumlad›¤› eserlerde Naz›m’dan bir seçki sunuluyor. Albüm Aspendos Tiyatrosu'nda verilmifl olan görüntülü bir konser kayd›.
‹stanbul'da’ sergisi, 8 fiubat-2 Mart tarihleri aras›nda Frans›z Kültür Merkezi'nde ziyaret edilebilecek. ‹kili Libération, Télérama, The New Yorker gibi yay›n organlar›n›n yan›s›ra, sinema afiflleri için de çizimler yap›yor.
Çak›rcal› Efe
Bir eflkiyan›n izinden Çak›rcal› Memed Efe, on befl y›ldan fazla Osmanl›’ya bafl kald›rm›fl, Ege bölgesinde hüküm sürmüfl, binden fazla insan› öldürdü¤ü rivayet edilen bir eflk›yad›r. Ancak Çak›rcal›’y›, efe yapan ac›mas›z görüntüsünün yan›nda fakir fukaran›n da koruyucusu olmas›d›r. Yaflar Kemal’in, Çak›rcal›'y› öldüren müfrezenin kumandan› Albay Rüfltü Kobafl'›n veridi¤i bilgilerle, efsaneyi harmanlayarak yazd›¤› ‘Çak›rcal› Efe’ bir eflk›yan›n izinden Ege da¤lar›n› dolafl›yor, Osman’l›n›n son dönemlerne dair ipuçlar› veriyor.
Geçen say› Atma Recep’i Ajdar’a haz›rlatmam›za içerlenen Recebimiz bize küsmüfl sevgili okur. Tutturmufl Ajdar derin devlet diye. Kurban olak asabiyetine, dile bizden ne dilersen dedik. Dedi ki bu say›y› bizzat ben haz›rlayaca¤›m. ‹flte öz Recep: “Bakt›k ortal›k kar›flt›. Hemmen “ben anlamam bu iflten / hamamtas›m gümüflten” diyerekten” Afrika taraflar›na kaç›verdik kafa dinlemeye. Ne u¤raflaca¤›m “derin” ifllerle. Etiyopya’da fakir bir mahalleyi ziyaret esnas›nda hane ziyareti yapt›k. Tabii buradan al›flk›n›z halk›n aras›nda olma, yer sofras›na ba¤dafl kurma... Çak›yorsunuz di mi? Bir nevi empati yaratma mevzuu... Neyse, girdik gariban mahalleye, yan›m›zda çikolata falan var onlar› da¤›t›yoruz çoluk çocu¤a. Bunlar da zorla çeke çeke bizi bir eve soktular. “Vay misafir gelmifl ille yemek yiyeceksiniz” diye tutturdular.Yemek dedikleri böyle bulamaç gibi, lapa gibi; yani afedersin yal gibi bir fley. Derken kabile efrad› bafl›m›za toplafl›p hep beraber el ç›rparaktan “ye, ye, yeee” diye hüzünlü Afrika flark›lar› söylemeye bafllad›lar. Biz de art›k dayanamad›k Bismillah deyip tabaktakileri yuttuk. ‹lk 5 dakika hiç bir fley olmad›. Alt›nc› dakikan›n ilk saniyelerinde önce mide çeperinde, ard›ndan ba¤›rsaklara do¤ru inen tatl› bir tazyik eflli¤inde yukar›dan afla¤›ya bir altüst olufl yaflad›k. Aln›m›zda ve bilumum s›cak noktalar›m›zda (diplomasi diliyle hot-points oluyor) boncuk boncuk terlemeler ve o çöl s›ca¤›nda istem d›fl› üflümeler peydah oldu. Gerisini siz sormay›n ben de anlatmayay›m Dönünce doktor 2 hafta rapor yazd›. ‹ki haftaya kadar Abdül ve Cemil abiler de kamuoyunu sütliman edeler de biz de Çankaya dalgas›na tak›lmaya devam ederiz tekrardan.”
ESK‹fiEH‹R. Musa Kart'›n karikatür sergisi 15 fiubat'a kadar Anadolu Üniversitesi E¤itim Karikatürleri Müzesi'nde. ‹STANBUL. Sezen Aksu 10 fiubat Cumartesi saat 21.00'de, Bostanc› Gösteri Merkezi’nde n 'Yeralt›ndan Notlar' 8-10 fiubat aras› saat 20.00'de, 10 fiubat Cumartesi saat 15.00'te Aziz Nesin Sahnesi'nde n 'Lüküs Hayat' 10 fiubat Cumartesi ve 11 fiubat Pazar 15.00'te Ümraniye Sahnesi'nde n Sebastiao Salgado'nun 'Ind›a' bafll›kl› sergisi 24 Mart'a kadar ‹stanbul Foto¤raf Merkezi'nde n Kad›n›n Rengi bafll›kl› karma sergi 9 Mart'a kadar Befliktafl Ça¤dafl'ta. n Y›l›n Genç Ressam› - 2006 Finalistleri' bafll›kl› sergi 12 fiubat'a kadar Tevfik ‹htiyar Sanat Galerisi'nde. ANKARA. 'Belal› Aile' 9 fiubat Cuma saat 20.00'de, 10 fiubat Cumartesi ve 11 fiubat Pazar saat 15.30'da Ankara Sanat Tiyatrosu'nda n Devrim Erbil'in sergisi 3 Mart'a kadar Helikon Sanat Galerisi'nde n Suat Baflel'in 'Ç›kt›n Denizden Düflünmeden' bafll›kl› resim sergisi 22 fiubat'a kadar Kriflna Sanat Merkezi'nde. ANTALYA. 'Ada' 10 fiubat Cumartesi saat 15.00 ve 20.00'de Haflim ‹flcan Küçük Sahne'de. ‹ZM‹R.'Hadi Öldürsene Canikom' 9 fiubat Cuma, 10 fiubat Cumartesi saat 20.30'de, 10 fiubat Cumartesi saat 14.00'te Konak Sahnesi'nde n Lale Temelkuran'›n 'Zaman›n ‹çinden' bafll›kl› sergisi 9 fiubat'a kadar Bonova Kampüs Kültür Merkezi'nde. KOCAEL‹. 'Oyunun Oyunu' 9 fiubat Cuma 20.00'de 10 fiubat Cumartesi 15.00 ve 20.00'de Halk E¤itim Sahnesi'nde. S‹VAS. 'Hiçbir fiey' (Konya Devlet Tiyatrosu) 8-10 fiubat aras› saat 19.30'da, 10 fiubat Cumartesi saat 14.00'te Atatürk Kültür Merkezi'nde. TRABZON. 'Gel Git Dolap' (Trabzon Devlet Tiyatrosu) 8-10 fiubat aras› saat 20.00'da, 10 fiubat Cumartesi, Haluk Ongan Sahnesi'nde. ADANA. 'Son Kufllar' (Ankara Devlet Tiyatrosu) 6-10 fiubat aras› saat 20.00'de, 10 fiubat Cumartesi saat 15.00'te Sabanc› Kültür Merkezi Sahnesi'nde. MERS‹N' 'Mavi Tuna' 10 fiubat Cumartesi saat 20.00'de Mersin Kültür Merkezi'nde.
Yoksul mahalleden ç›k Acar’›n villalar›n› y›k Kentsel dönüflüm projelerinde yoksul gecekonducular evlerinden edilmek istenirken, orman arazisi iflgal edilerek yap›lan Acar villalar› hala dimdik ayakta. Or-
‹. Melih evlerine sahip ç›kan vadi halk›n› ideolojik grup olmakla suçlad› ancak ortada polisten ve y›k›mc›lardan baflka ideolojik grup yoktu!
Ankara’da kentsel dönüflüm projesi kapsam›na al›nan Dikmen Vadisi, y›k›m için bölgeye gelen çevik kuvvet destekli y›k›m ekipleri ile bölge halk› aras›nda çat›flmalara sahne oldu. Bofl evleri y›kma bahanesiyle mahalleye giren y›k›m ekipleri mahalledeki direniflin ön plan›ndaki mahallelilerin evlerini y›kmak isteyince mahalleli y›k›ma evlerin içine girip, vücutlar›n› siper ederek engel oldu. Büyükflehir Belediyesi Baflkan› ‹. Melih Gökçek’in geçti¤imiz günlerde kat›ld›¤› bir televizyon progra-
man Bakan› Pepe’nin yapt›¤› “y›k›lacak” aç›klamalar›na ra¤men belediye “gönülsüz”. Zenginin mal›na dokunamayan ancak yoksulun oca¤›na göz diken y›k›mc›-
lar Dikmen Vadisinde oldu¤u gibi “insanca yaflanabilecek bir konut” isteyen gecekonduculardan gereken cevab› al›yorlar, “zalimin zulmü varsa yoksulun direnifli var”.
Vadi halk› tehditlere ve polise ra¤men y›k›mc›lara gecit vermedi
m›nda “bu ifli bitirece¤iz” diyerek bölgeyi yeniden hedef göstermesi ile sinyali verilen sald›r› 1 fiubat günü sabaha karfl› gerçekleflti. Y›k›m ekiplerinin harekete geçti¤ini haber alan mahalleliler sabah 6.30’da mahalle girifllerini barikatlarla kapatt›lar. K›sa bir süre sonra y›k›m ekiplerinin bölgeye varmas›yla gerginlik t›rmand›. Bölgeye y›¤›nak yapan çevik kuvvet ekipleri, barikatlar›n ard›nda tafl ve sopalarla bekleyen mahallelilere önce tazyikli su, ard›ndan da gaz bombalar›yla sald›rd›. Kad›nlar›n yo¤un kat›l›m›-
BAfiIBÜYÜK YIKIMCIYA BAfiKALDIRDI Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda 31 Ocak günü Maltepe Bafl›büyük Mahallesi’ne zemin etüdü yapmak isteyen belediye ekiplerini mahalleden kovan mahalle halk›na polisin sald›rmas› üzerine çat›flma ç›kt›. Mahalleyi, Muhtar Ayhan Karpuz ve Maltepe Belediye Baflkan› Fikri Köse’nin aralar›nda anlaflarak satt›¤›n› dile getiren emekçiler muhtarl›k binas›n› tafllad›.
8 fiUBAT-21 fiUBAT
n›n göze çarpt›¤› direniflte polisin bu sald›r›s›na tafl ve sopalarla yan›t verildi. Kimi zaman bir mahallelinin polis panzeri önüne yatarak yavafllatt›¤› y›k›mc›lar kimi zamanda y›kmak istedikleri evlerin içinde bedenlerini siper etmifl mahalle halk›n› karfl›lar›nda buldular. Tüm mahalleli tek vucut halinde gün boyunca y›k›mc›lara karfl› direnirken mahallelilerden 14'ü polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›. ‹. Melih Gökçek'in y›k›m ekiplerinin öncelikli olarak y›kmak istedi¤i, mahalle direniflinin önderlerine ait 7 ev mahalleliler taraf›ndan y›kt›r›lmad›. Bir sonraki ad›m›n kendi evlerinin y›k›lmas› oldu¤unu bilen mahalleliler bu 7 evi kendi evleriymiflçesine savundular. Mahalle önderlerinden Tar›k Çal›flkan'›n evinin polis taraf›ndan kuflat›lmas› üzerine yaklafl›k 100 mahalleli Çal›flkan’›n evinin içerisine girerek y›k›mc›lar›n amaçlar›na ulaflmas›n› engellediler. Ankara Büyükflehir Belediyesi’nin yasal, yasad›fl› her yola baflvurarak evlerinden ç›karmak istedi¤i Dikmenliler ‹. Melih Gökçek’in tehditlerine karfl› bar›nma haklar› için
aylard›r direniyordu. Belediye, teh- lirken, ‹. Melih’in jargonu kullan›laditler eflli¤inde defalarca y›k›m tari- rak olay› ideolojik gruplar›n yönlenhi belirlediyse de mahallenin direni- dirdi¤i iddia edildi. Oysa kendi fli karfl›s›nda bölgeye müdahale et- ajanslar›nda yay›nlanan fotolar ve meye cesaret edememiflti. görüntüler olay›n gerçek yüzünü orGökçek, vadi direniflinin ideolo- taya sermeye yetiyordu. jik oldu¤unu iddia ederken y›k›m ekiplerinin giriflimlerinin devam edece¤i tehdidinde bulundu. Di¤er taraftan inflaat sektöründeki giriflimleri bilinen ve kentsel dönüflüm projelerinden elde edilecek ranttan pay alma hesab›nda olan Do¤an grubuna ait yay›n organlaDikmen Vadisi halk›na Ankara ve ‹stanbul’dan destek geldi. Y›k›m ekiplerinin vadiye girmeye çal›flt›¤› gün Ankara’da çer›nda vadi halflitli demokratik kite örgütleri Büyükflehir Belediyesi önünde bir k›n›n direnifli bas›n aç›klamas› gerçeklefltirirken, 1-4 fiubat tarihleri aras›nda çarp›t›larak, halyap›lan eylemlerle ‹stanbul’dan da vadi halk›na destek geldi. k›n polise salBahçelievler ve Sefaköy Halkevleri Bak›rköy AKP binas› önünd›rd›¤›, bir gade, Anadolu yakas› Halkevleri ise bölgedeki derneklerle birlikzeteciyi yaralate Kartal AKP binas› önünde eylem yapt›. Okmeydan›, Gülted›¤› iddia edipe ve Sar›yer’de de halk atefller yakarak Dikmen’i selamlad›.
VAD‹ HALKI YALNIZ KALMADI
Daha kötüsü yok: Hepiniz BBP’lisiniz
Sen-diktalara hay›r!
Son dönemin faflist katillerinin BBP ba¤lant›l› ç›kmas› üzerine Ankara Halkevleri BBP’ye “gerçek efendisini ve aidiyetini aç›kça ilan edebilmesi” için bir ABD bayra¤› göndermiflti. Eylemin ard›ndan, BBP Genel Baflkan Yard›mc›s› ve “teorisyeni” Hakk› Öznur ad›na pek de yorum gerektirmeyen bir aç›klama yay›nland›.
TSK antetli, "gizli" ibareli raporun ortaya ç›kmas›yla sendikalar›n fifllendi¤i ortaya ç›kt›. Raporda, E¤itimSen’e bölücü, kümet destekli örgütlenmesini sürdüren E¤itim Bir-Sen için ise, "Sendikadan çok dinci bir örgüt görüntüsündedir" deniyor. Bu sendikal and›ça göre TSK’n›n gözdesi Türk E¤itim-Sen. Türk E¤itim-Sen’liler raporu örgütlenme için kullan›yor. Rapor aç›kça gösteriyor ki biri s›rt›n› yaslam›fl orduya, öbürü hükümete. ‹kisinin de görevi bölücülük, yani kamu emekçilerini egemenlerin kavgalar› için bölmek.
Öznur Halkevcilere “terörist”, “hain” gibi geleneksel ibarelerin yan› s›ra “Amerikanc›”, “‹srailci”, “AB’ci”, “satanist” vs… diye sald›rd›. Bir de 12 Eylül’ü desteklemekle suçlad›. Defalarca ABD karfl›t› eylemlerden dolay› yarg›lanan, Halkevleri kapat›lan, polis sald›r›s›na u¤rayan Halkevcilerin aln› aç›k. CIA’n›n Çeçenistan’da kurdu¤u kontrgerilla tezgah›n›n tetikçi tedarikçili¤ini yap›p, sonra da Halkevleri’ni diline dolayanlara cevap vermek için söylenebilecek tek bir laf var. Biraz a¤›r olacak ama “hepiniz BBP”lisiniz. Daha kötü ne olabilir ki? Yak›nda buna da karfl› ç›k›p Halkevleri’ni BBP’lilikle suçlarlarsa da flafl›rmayaca¤›z elbet. Ey faflist titre ve kendine gel, saçmalama!
Yahudi olmak için geç kalmad›n m›? Abdullah Gül ABD’ye gitti, orada görüflece¤i en önemli konulardan biri ise “Ermeni soyk›r›m› yasa tasar›s›n›n ABD temsilciler meclisine getirilmemesi olacak. Gül’e ABD’de bu konuda destek verecek olan ekip ise dünyada soyk›r›mdan en çok çekmifl millet olan Yahudilerin ABD’deki lobileri. Yahudi lobilerinin tasar›ya karfl› ç›kmas› gerekçesi ise “baflta ‹ncirlik Üssü'nün Irak ba¤lant›l› kullan›m› ol-
mak üzere, Türkiye ile ABD aras›ndaki iflbirli¤inin aksayacak olmas›” olarak aç›kland›. Mesele basit: ABD’nin yeni katliamlar›na destek ver, biz de senin eski katliamlar›n› unutal›m”. AKP hükümeti soyk›r›m tasar›s›na karfl› eski soyk›r›m ma¤durlar›yla iflbirli¤i yap›yor. Ama tabii mazlum zalim olduktan sonra. Hepimiz Türk’üz diye ba¤›ranlar›n hepsinin ‹srailli, hepsi ABD’li oldu¤u aç›k…
Türkiye’yi korku cumhuriyeti yapmaya çal›flanlardan korkma, korktukça s›ra sana gelecek...
Veli kadar küçükler Kendine “Türk Solu” ad›n› veren garabet, Hrant Dink’in ölümünün ard›ndan “Türkiye bir düflman›n› kaybetti” dedi ve “hofl gidifller ola” bafll›¤› atacak kadar Samastlaflt›. Bütün bas›nca duyurulan “Hepimiz Türk’üz” eylemlerine ise sadece 150 kifli kat›ld›. E¤er bu 150 kifli DNA testleriyle Türklü¤ü kan›tlanm›fl safkanlar de¤ilse bu oyunun bu toprakta tutmad›¤› aç›k. Zira on binlerce Türk daha bir hafta önce “Hepimiz Ermeniyiz” diyerek kardeflleflmeye sahip ç›km›flt›. Türkiye’nin dört bir yan›ndan toplanan bu 150 Türk “büyü¤ü” eylemlerinde utanmadan Deniz Gezmifl’in ve Che’nin resimlerini tafl›d›lar. Malum Che bir Arjantin’liydi buna ra¤men Küba halk› için savaflt›, Deniz’in ise idam›ndan önceki son sözleri “Yaflas›n Türk ve Kürt halklar›n›n kardeflli¤i!” olmufltu.
SEN NE B‹Ç‹M DEL‹KANLISIN Cumhuriyet Gazetesi “Faili meçhul” cinayetlerde en çok yazar›n› yitirmifl gazetedir. Ama Cumhuriyet AKP kadrolaflmas›na karfl› kontrgerillac›lar› savunan bir çizgiye sürükleniyor. Cumhuriyet çal›flanlar›n›n Hrant Dink için verdi¤i ilan›n bir cümlesinin bizzat ‹lhan Selçuk taraf›ndan sansürlendi¤i bas›nda yer ald›. O cümle “Hepimiz H›rant›z Hepimiz Ermeniyiz” idi. Y›llar önce “Hepimiz Mumcu’yuz” diye yürüyen yüzbinlerin içinde Mehmet, Hrant, Baran vard›. fiimdi U¤urlar’›n Hrant’›z demesinden rahats›z olunuyor
A⁄ZINDAN ÇIKANI KULA⁄IN DUYSUN “Che Guevara'y›m ben yani…” Benim oyunculu¤um Jet Lee, Mel Gibson ve Al Pacino kar›fl›m› diyen 70’lerin yumurca¤› ‹lker ‹nano¤lu ç›tay› yükseltmifl ve Yeflim Salk›m ile evlenmesini böyle yorumlam›fl “Evvela denildi ki bu 301. madde, Türkiye'nin ay›b›d›r. Bu Türkiye'nin ay›b› ise bu ay›b› tafl›yan pek çok ülke var. Özellikle de Avrupa Birli¤i üyesi ülke var.” Adalet Bakan› Cemil Çiçek TCK 301. maddeyi savunuyor. AB kendini uçurumdan atsa bizde mi … töbe töbe “Bunlar devletin resmi görevlisi. Milletini, milliyetçili¤i, devleti her fleyin üstünde tutan insanlar” Cumhuriyet yazar› Cüneyt Arcayürek 3 fiubat’taki yaz›s›nda, katil Samast ile kol kola foto¤raf çektiren jandarma ve polisi savunup, bu davran›fl› milliyetçili¤e yönelik “sald›r›lar”la aç›klarken...