1_Layout 2
7/22/11
11:05 AM
Page 1
F
Halkın Günlüğü FESTİVAL
HALKIN GÜNLÜĞÜ GAZETESİ FESTİVAL EKİ
Toprağına geri dön sf 2-3 DHF açıklama sf 4-5 Festival mesajları sf 6-7 Festival programı sf 8 YENİ DEMOKRASİ İÇİN Halkın Günlüğü Gazetesi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Hıdır Gürz Şehit Muhtar Mah. Süslü Saksı Sokak NO: 11 Kat: 4 BEYOĞLU/İSTANBUL Tel (0212) 238 3796 Baskı: SM. Matbaacılık Adres: Çobançeşme Mah. Sanayi Cad. Altay Sokak NO:10 A- Blok Yenibosna Bahçelievler-İST Tel ( 0212) 654 94 18
Demokratik Haklar Federasyonu’ndan festival çağrısı
Geleceğimize sahip çıkalım f DEMOKRATİK HAKLAR FEDERASYONU
“Dersim”, insanıyla ve coğrafyasıyla yok ediliyor! Toprağımızı, kültürümüzü ve geleceğimizi, örgütlü gücümüzle savunalım, geleceğimize sahip çıkalım! Dersim gerçeği, günümüzde, gerek coğrafyasıyla gerekse halkıyla, çok yönlü ve tarihte hiç olmadığı kadar, orta ve uzun vadede çok ciddi yıkıcı sonuçlar doğuracak olan sistematik bir saldırıyla yüz yüzedir. Bilinir ki dünden bugüne, Osmanlı’dan günümüze, her daim dili, inancı ve yaşam kültürüyle farklılıklarını koruyan Dersim, hakim gericiliğin baskısına ve zulmüne maruz kalmıştır. Ölümler, açlıklar, sürgünler ve acılar Dersim’in kimliğinin hep bir parçası olagelmiştir. Beri yandan Dersim’in dağları ise bu vahşete direnenlerin, dövüşenlerin beşiği olmuştur. Dövüşenler ve onları bağrına barsan Dersimli, isyanın ve boyun eğmeyişin timsalidir adeta... Bu da Dersim kimliğinin en önemli bileşenlerinden bir diğeridir. Dersim’i Dersim yapan bu iki dinamik, günümüzde de hakim durumdadır. 27 Haziran 2011’de Ovacık’ta toprağa düşenler ve geçtiğimiz bahar aylarından beridir Dersim’in her bir karış toprağında süregiden çatışmalar, orman yakmalar, baskılar Dersim’in en büyük gerçeğidir! Bunlar, en sık tekrar edilen ve bir o kadar da taşıdıkları derin anlamlara yabancılaşılan olgulardır bir yönüyle de... Ne ki bugünü, dünden ve tarihten çok farklı kılan yeni bir süreç, son 10 yıldır Dersim’i içten içe kemirmekte ve an itibariyle de Dersim’in yakın gelecekteki çehresini çok ciddi ölçülerde değiştirecek sonuçlarıyla birlikte işletilmektedir. Bu sürecin, Dersim kimliğinin asli bileşenleri olan coğrafyasını ve toplum/kültür/tarihini hedef alan iki esas yönü bulunmaktadır!
devamı sayfa 4-5’de
6-7_Layout 2
7/22/11
11:47 AM
Page 1
Halkın Günlüğü gazetesi FESTİVAL eki
Munzur Kültür ve Doğa Festivali ve “Toprağına Geri Dön” çağrısının Dersim açısından anlamı!
Ne yapmalı, nasıl yapmalı? Munzur Kültür ve Doğa Festivali, zamanın tarihleştirdiği nice büyük zulüm yaşamış, katledilmiş, topraklarından sürgün edilmiş sistematik asimilasyona maruz kalmış bir coğrafyada Dersimlilerin çığlığı olarak ortaya çıktı. “Toprağına Geri Dön” ana şiarıyla Olağanüstü Hal döneminde doğumunu gerçekleştirilen Munzur Festivali, 38 katliamı ve sürgününden sonra Dersimliler açısından ikinci 38 anlamına gelen doksanlı yılların köy boşaltmaları sonrasında anlamlı ve karşılığı olan bu çağrıya kulak veren binlerce Dersimli’nin katılımıyla gerçekleştirildi. Yaşadığı topraklardan sürgün edilip, büyük kentlerin kenar mahallelerinde yerleşen ve yıllardır doğduğu topraklara gelememiş Dersimliler açısından bu çağrının çıplak anlamı bile büyük önem taşıyordu. Sürgünde yaşayan Dersimliler açısından böylesi bir anlamı olan Munzur Festivali, Dersim’de yaşayanlar açısındansa yaşanan ablukaya ve zulme karşı bir dayanışma çığlığıydı. O süreçte bu çağrı başkaca bir şeye gerek duyulmadan politik karşılık bulan sonuçlar doğurdu. Sonraki süreçlerde gerçekleştirilen festivallerin neredeyse tamamının ortak noktası çevreye dönük kapsamlı saldırılar karşısında doğaya sahip çıkma çağrısıydı. Elbette bu ana konuya her dönem eklenen başkaca başlıklar oldu, oluyor da. Ama devletin Dersim’e uyguladığı asimilasyon politikalarının güncelde aldığı biçim, barajlar olmasının doğal bir sonucu olarak, festivallerin ana gündemi bu saldırı karşısında halkın örgütlenmesi oldu. Yapılan ve yapımı planlanan barajların yol açacağı sonuç, Dersimlilerin yaşam alanlarının yok edilmesi olacaktır. Bu durumda farlı bir yönden “Toprağına Geri Dön” çağrısını güncelliyor. 11. Festival, hem festival tarihçesine bir atıf, hem de bu güncellemenin bir karşılığı olarak “Toprağına Geri Dön” çağrısı yapıyor. Önemli bir çağrı, ama artık bu şiarı yaşamlaştırmak için somut adımlara ihtiyaç duyduğumuz bir süreçten geçiyoruz. İlk festival(ler)de bu çağrı tek başına politik sonuçlar doğurmuş olsa da, gelinen aşamada somut çalışmalara ihtiyaç
duyulmaktadır. Zira büyük kentlerin kenar mahallelerinde yerleşmiş ve buralarda kendilerine zorunlu yaşam alanları oluşturmuş, oluşturmaya çalışan, ama hala toprağına geri dönmek isteyen Dersimliler’in bu istemlerinin yaşamla buluşması için somut projeler, çalışmalar gerekiyor. Heleki festival bu gündemle örgütleniyorsa, geri dönüşlere dair yöntemlerin tartışılıp, bu tartışmaların somut programlara dönüştürülmeye çalışıldığı araçları ortaya çıkaracak içerikte hazırlanması gerekiyor. Dersim’e dönük modernleşerek derinleşen saldırılar karşısında önemli direnç noktalarından biri de geriye dönüşler, yaşam alanlarına sahip çıkışlar olacaksa, başta belediyeler olmak üzere, demokratik kitle örgütlerine ve bu durumdan muzdarip her çevreye önemli sorumluluklar düşüyor. Tam da bu noktada sorulması gereken, tartışılması gerek şey “ne yapmalı, nasıl yapmalı” soruları etrafında somut yöntemler ortaya koymak olmalıdır. Festivallerin politik gündem haline getirdiği bu gibi meseleler Dersim’deki kurumlar açısından somut projelere dökülmesi gereken noktalara işaret ediyor. Büyük şehirlerin kenar mahallelerinde yaşayan ama toprağına geri dönmek isteyen Dersimliler için bu istemlerinin pratiğe dökülmesi için nedenler yaratmak zorundayız. Bu durumu, devletin geriye dönüşleri teşvik etme pespaye yaklaşımına asla bırakmadan, bizler adım atmalıyız. Zira evlerimizi, köylerimizi yakanlardan, zulüm ve asimilasyon mimarlarından bize bahşedilecek bir yaşam yoktur, olamaz da. Dersim’de bu süreci belediyelerin olanaklarını açığa çıkararak başlatabiliriz. Üretimden kopartılmış ve tüketici bir toplum haline getirilen, getirilmeye çalışılan toplumsal şekillenişin önüne geçecek üretim modelleri geliştirilebiliriz. Tarım ve hayvancılık başta olmak üzere benzer üretim alanları, belediyelerin olanakları ve kimliksel avantajları kullanılarak kolektifleştirse, ufak adımlarla modeller yaratılabilirse toprağına, kültürüne daha güçlü sahip çıkmaya başlayacaktır Dersim halkı.
Toprağına Yapılan ve yapımı planlanan barajların yol açtığı, açacağı sonuç, Dersimlilerin yaşam alanlarının yok edilmesi olacaktır. 11. Festival, hem festival tarihçesine bir atıf, hem de bu güncellemenin bir karşılığı olarak “Toprağına Geri Dön” çağrısı yapıyor. Somut direniş mevzileri Festivale konu olan bu başlığın ete kemiğe bürünmesi için farklı olanlarda çalışma gurupları oluşturarak, köy köy analizler yapılabilir. Yapılacak analiz ve araştırmalar sonucunda her festivalde bir ailenin ya da bir köyün geriye dönüş süreci örgütlenebilir. Bunun için kolektif bir çalışmayla, gerçekleştirilecek emek seferberliğiyle, dönecek aile ya da ailelerin barınma vb. sorunları rahatlıkla çözülebilir. Dönecek kişi ya da ailenin olanaklarının doğru bir biçimde analiz
Hayat boşluk tanımıyor
edildiği ve dönülen alanda üretime de dahil olduğu bir süreç organize edilebilir. Kısa, orta ve uzun vadeli planlamalarla ve modeller oluşturarak hayata geçirilecek. Bu çalışmada temel hedef dönen ve hâlihazırda köylerde yaşayanların üretimlerinin kolektifleştirildiği; kooperatifleşmenin sağlandığı böylece de örgütlü bir toplumsal modelin yaratılması olmalıdır. Anlatmaya çalıştığımız şey elbette kapsamlı ve farklı yönleri de olan bir konudur. Yaptığımız örneklemeler yapılabilecekleri anlatmak içindir. Bu çerçevede örneğin her köyün farklı bir ürün
Asla akıldan çıkarmamamız gerek bir nokta var: bir alanda devrimci, demokrat kişi ve kurumlar, onların politikaları yoksa orada sistemin ekonomisi, kültürü, ilişkileri politikaları var demektir. Zira hayat boşluk tanımıyor. Toplumsal gerçekliğin ortaya çıkardığı her çelişki bir sınıfın çıkarına hizmet edecek biçimde gelişir, çözümlenir. Soyut söylemlerle bir şeyi ne yaşatabiliriz ne de ortadan kaldırabiliriz. Dersim’de yaşamak, yaşatmak için somut şeylere ihtiyacımız var. İşte bu genellik içinde mücadeleyle kazanılmış ve yaşatacağımız önemli direniş mevzilerinin başında torağına geri dönüş süreçlerinin üretim süreci
6-7_Layout 2
7/22/11
11:47 AM
Page 2
sf2-3
geri dön yetiştirdiği ve bunun garantörlüğünün belediyelerin denetiminde; nde halka, pazara ulaştırdığı bir organizasyon ya da buna benzer birçok yol ve yöntem uygulanabilir. İhtiyacımız olan şey, bu festivalleri Dersim açısından, Dersim’i yeniden ve daha ileri bir noktada örgütlemenin bir vesilesi haline getirecek iradeyi ve çabayı göstermektir. “Toprağına Geri Dön” çağrısıyla başlayan ve bu yıl karşıladığımız 11. Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin, yukarıda anlatmaya çalıştığımız sürecin tartışılmasına vesile olması bile önemli bir adım olacaktır. Zira bu konu, festivalleri de aşan kapsamlı, sistematik, uzun soluklu ve sabırlı bir çalışmaya ihtiyaç duyan bir konudur. Dersim’e yönelik kapsamlı saldırılar karşısında oluşturulacak karşı koyuşların önemli başlıkların-
dan birisi de tam da bu noktadır. Dersim’de hayata geçirilecek, festivalleri de aşan böylesi çalışmalar sistemin saldırıları karşısında somut direniş mevzileri kazandıracaktır bizlere. Devletin Dersim üzerinde uyguladığı kapsamlı teslim alma saldırısı karşısında aynı kapsayıcılıkta karşı koyuşlar örgütlemek zorundayız. Katliamlar, sürgünler, yozlaştırma vb. yol ve yöntemlere sıklıkla başvuran gerici sistem, gelinen aşamada Dersim’in ekonomik şekillenişinde de etkisini arttırmak için yoğunlaşan çalışmalar yapıyor. Kendi ekonomik ilişkileri içine aldıkları Dersimlileri asimilasyona tabi kılmaları kolaylaşırken, öte yandan bu alandaki çalışmaları genişledikçe genel toplumsal yapıya etki edecek sonuçlar doğuracaktır.
Festivale ilişkin görüşler Bu yıl düzenlenecek olan 11. Munzur Doğa ve Kültür Festivali öncesi, halkın festivale karşı yaklaşımı ve beklentileri üzerine sohbetler gerçekleştirdik. Devletin, karakol, baraj vb şekillerde uyguladığı baskı ve sindirme politikasına dikkat çeken Dersimliler, festivali örgütleyen kurumların bu konuları genişçe işleyerek kamuoyuna taşımasını, gündem yaratmasını temenni ediyor. gFestivalden beklentileriniz nelerdir? Bundan önceki festivaller halkın beklentilerini karşılıyor mu?
Haydar Arslan
içinde yaşamlaştırılması olacaktır. Başlatılacak böylesi bir süreçle festivallerin doğal bir sonuç olarak artık tüketim sürecinin bir parçası haline gelme meselesinin de önüne geçilebilecektir. Buradan farklı kaygılarla, ön yargılı sonuçlar çıkarmaya gerek yok. Bahsini yaptığımız süreç doğalında gelişen bir süreçtir. Bu gün 11.’sini karşıladığımız festivaller dizisine böylesi müdahaleler yapmadığımız sürece yapıla-
bilecek çok şey olmadığı kanısındayız. Bu konularda yukarıda değindiğimiz üzere belediyelerimize önemli sorumluluklar düşüyor. Elbette belediyelerimizin sınırlılıklarının farkındayız. Ama bu çalışmalar belediyelerimizi de güçlendirip, geliştirecek olanaklar taşıyor. Mesele, Dersim demokratik kamuoyu, kurumları ve halkıyla birlikte, küçük, kısır hesaplardan azad olmuş bir yöntemle kolektif bir düzlemde birliktelik yakalamaktır.
Barajlara ger türlü karşıyız kimi kişilerin baraj bölgelerinde arazileri var, kişisel çıkarlarını düşünerek satıyorlar, bu insanlar bu halka karşı sorumlu olmalılar. Güçlüden değil ezilenden yanayız. Dersim’de insanlar birahanelerde sömürülüyor, kadınlarımız meta olarak kullanılıyor. Bu duruma şiddetle karşıyım. Kültürel yozlaşmadan dolayı dilimiz unutulmakta ve devlet tarafından bu saldırı bir şekilde sürdürülmekte. Ben 25 yıla yakın İstanbul’da yaşadım. Çocuğum Dersim’e bir kez geldi ama bu coğrafyaya hayran kaldı yani bu topraklara sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum.
Aysel Günel Festival kuşkusuz ki eğitim, kültürün aktarılmasında en önemli unsurdur. Dersim genelinde ce-
maat okullarının sistem tarafından bilinçli bir şekilde yaygınlaştırılarak özelde Dersime özgü kültürün asimile edilmesi teşhir edilmeli ve aynı zamanda coğrafyamızda can alıcı sorunlarından olan karakollaşma ve kültürel yozlaşmaya karşı mücadele edilerek ve sendikalar demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve devrimci, demokratik, ilerici, duyarlı halkın bir araya gelerek gerekli tepkiyi göstermelidir.
Hakan Boztaş Festivalin anlamı, bu topraklarda uzun yıllar devam eden yok sayma, yozlaşma, yabancılaşma, doğa tahribatından vb. bağımsız değildir. Bu yüzden, festivali düzenleyenlerden bu festivale katılanlara kadar herkes yüksek bir sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir. Festivali sadece eğlence alanı olarak algılamak yanlış elbette. Her yıl olduğu gibi bu yıl da tertip komitesi program aşamasında kendi arasında çelişki yaşamaktadır. Dar grup zihniyeti, kendini dayatma gibi anlayışlar terk edilmeli. Bu coğrafyada toplumsal benliğimizi canlandıracak doğa katliamına cevap verecek, yozlaşmayı bertaraf edecek bir ortak bilinç ve ruh gereklidir. Festival bu bilinç ve ruhu ortaya çıkarmalı ve hareket alanları oluşturmalıdır. Doğa bilinci oluşmadan insan ile ilgili idraklerin de eksik kalacağı düşüncesiyle Dersim coğrafyasında çıkarılan yangınlara, barajlara bilinçsiz orman kesimlerine, hayvan katliamlarına ve en can alıcı sorunlardan cemaatleşme, karakollaşma ve kültürel yozlaşmaya karşı çıkılmalı ve toplumsal tepkiler koyulmalıdır. Bu anlamda olumsuz tüm girişimlere hayır diyebilmeliyiz.
4-5_Layout 2
7/22/11
11:25 AM
Page 1
Halkın Günlüğü gazetesi FESTİVAL eki
Dersim barajlarla boğulmak istenmektedir
En sık yinelenen, en sık duyulan ve bir o kadar da kanıksanan ve hatta klişeleşen bu söylem, an itibariyle Dersim’in ve Dersimli’nin yaşamsal varlığını tehdit eden en ciddi sorunlardan birisidir. Barajlar, sadece Dersim’de değil, ülkemizin dört bir yanında yoksul ve topraksız köylülük ile küçük üreticilerin ellerinde kalan son işlenebilir toprakların yağmalandığı; uluslararası büyük enerji tekellerine peşkeş çekildiği bir yıkım projesi olarak gündemimizdedir. Karadeniz’den Ege’ye, Akdeniz’den Kuzey Kür-
distan dağlarına kadar ülkemizin dört bir yanında inşaat halinde olan Hidroelektrik Santrali (HES), Regülatör, Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) vb. bilumum proje; IMF ve DB kotaları altında ezilmiş üretici köylülüğün, geçimlik ekonomiye sahip yoksul köylülüğün ve topraksızların ellerinde kalan son arazileri de devlet zoruyla yağmalamaktadır. Jandarma dipçiğiyle, Çevik Kuvvet zorbalığıyla yerlerde sürüklenen, gözaltına alınan ve mahpushaneleri dolduran köylülük, bugün, dağınık
Dersim coğrafyası yo Dersim’in Toplum, Kültür, Tarih Dokusu, Kapsamlı Bir Asimilasyon Projesiyle Yok Edilmek İsteniyor: Bu dağlar, derin vadiler ve ormanlar silsilesine tarih boyunca yerleşmiş olan ezilen halkların iç içe geçtiği; yaklaşık olarak da son 800 yıl boyunca da esas olarak Kızılbaş Alevi inancıyla yaşamakta olan Kürt toplulukların yurdu olan Dersim’in toplumsal dokusu şimdi, tam bağrından hançerlenmektedir.
Düne kadar imha ve inkar siyasetiyle farklı kültürel kimliklere saldıran devlet; günümüzde Dersimliler’e Alevi ve Kürt kimlikleri üzerinden, AKP hükümeti ve CHP muhalefeti (!) marifetiyle “Demokratik Açılım ve Barış” yalanlarına manipüle ederek öz kimliklerinden uzaklaştırmak ve devrimci, demokratik halk kültüründen, öz değerlerinden koparmak istemektedir.
Bugünü, dünden ve tarihten farklı kılan iki esas unsur vardır: İlki, devletin asimilasyon politikalarının yaşadığı dönüşümdür. Düne kadar imha ve inkar siyasetiyle farklı kültürel kimliklere saldıran devlet günümüzde Dersimliler’e Alevi ve Kürt kimlikleri üzerinden, AKP hükümeti ve CHP muhalefeti (!) marifetiyle “Demokratik Açılım ve Barış” yalanlarına manipüle ederek öz kimliklerinden uzaklaştırmak ve devrimci, demokratik halk kültüründen, öz değerlerinden koparmak istemektedir. “Dersim Katliamı” gerçeğinin Tayyip Erdoğan’ın ve diğer devlet erkanının temsilcilerince dillerinden dökülmesi bile başlı başına bu yeni asimilasyon taktiğinin en önemli göstergelerinden birisidir. “Kürt Açılımı” yalanı, geride kalan 3 yılda yüzlerce ölüm, binlerce gözaltı ve tutuklama bırakmışken; Kürt ulusunun meşru ve demokratik siyasi iradesi, sistem içerisinde dahi tasfiye edilmek istenirken; Kürt coğrafyasının önemli bir parçası olan Dersim ise sahip olduğu özgün kültürel kimliklerle çifte baskıya maruz kalmaktadır.
vet edildiği (!)”Alevi Çalıştayları”nın gerçek yüzüyle teşhir olmuşken; Dersim’in özgün Kızılbaş Aleviliği ise tümden yok sayılmış ve “dinsizlikle” suçlanmıştır.
Gülen Cemaati, Dersim’in Bağrına Saplanmış Zehirli Bir Hançerdir!
Zira Dersim’i bir de “Alevi Açılımı” vurmaktadır!
Şimdi ise devlet, bambaşka bir projenin peşindedir ve Dersim’in bağrına saplanan bu zehirli hançer, Dersimliliği hızla zehirlemektedir!
Devletin “Alevi Açılımı” yalanı ise, bizatihi Sivas Katliamı sorumlularının; Maraş ve Çorum katliamları faillerinin da-
1) Tunceli Üniversitesi, bünyesindeki bir avuç Dersimli, demokrat, aydın bilim insanına dahi tahammül edememiş ve
hemen hepsini sürmüştür! Tunceli Üniversitesi, hızla, tüm alt yapı sorunlarına karşın yeni bölümler açmakta ve tüm öğretim üyesi, memur, özel güvenlik vb. kadrolarını doğrudan Gülen Cemaati veyahut AKP bağlantılı gerici kadrolarla doldurmaktadır! 2) Gülen Cemaati, Tunceli Üniversitesi’ne bilinçli bir şekilde öğrenci yollamaktadır! Yurdun çeşitli yerellerinden, tarikat ağına düşürülmüş ve Dersim halk gençliğini asimile etmekle görevlendirilmiş gençler, Tunceli Üniversitesi’ne bilinçli bir şekilde yollanmakta ve örgütlü faaliyete sürülmektedir.
4-5_Layout 2
7/22/11
11:25 AM
Page 2
sf4-5
da olsa bu yıkıma ve talana direnmektedir. Ne ki ABD ve AB emperyalistlerinin ve onlara uşaklık eden patronların ve ağaların anayasasının güvencesinde olan bu projeler, kendi koyduğu yasaları dahi çiğneyerek mevcut mahkeme kararlarını da hiçe saymakta ve talanı derinleştirmektedir. Dersim’de ise mahkeme kararlarına ve halkın itirazına karşın yapılmakta olan barajlar bir yandan ülkemizdeki emperyalist yağma ve talanın bir parçası olurken bir yandan da tüm Kuzey Kürdis-
tan’da olduğu üzere, yoksul ve topraksız köylülüğün direnişini kırma yolunda atılmış askeri stratejinin güçlü bir ayağı olarak vücuda gelmektedir. Baraj gölleriyle doldurulan vadiler ve geri kalan tepelerde kurulan karakollarla Dersim coğrafyası parçalanmak; köy yakmalardan ve zorunlu göçlerden geriye kalan köylüler yeniden göçe zorlanmak; çevre ilçeler ve il merkezi bu yolla birbirlerinden izole edilmek; karakollarla halk üzerinde çok daha etkili bir baskı kurulmak ve nihayetinde Dersim, bir il olma gerçeğinden koparılmak istenmektedir.
Dersim’in ve Dersimli’nin en güncel ve yakıcı sorunu olan barajlar ve yeni karakollara karşı daha yaygın örgütlenmek ve uluslararası düzlemde ses getirecek bir halk hareketi inşa etmek, kesinlikle ertelenemeyecek olan bir görev olarak halk güçlerinin önünde durmaktadır. Dersim’de barajlara karşı yapılan miting ve yürüyüşlerde alanları dolduran on binlerin bu görkemli duruşunu kurumsallaştırmak ve tüm ülkeye örnek teşkil edecek duruma getirmek bir görevdir.
yok edilmek isteniyor üniversite gerçekliği yaratarak zaten ancak 30 bin civarında olan şehir merkezi nüfusu içerisinde ayrı bir odak yaratmak ve Dersimli halk gençliğini, bu koşullarda değişime uğratmaktır! İşte Türk hâkim sınıflarının bu tarihsel amaç için bugün, dünden farklı olarak Gülen Cemaati ile Tunceli Üniversitesi gibi bu tarikat örgütlenmelerini ve hükümetin etkili şekilde yuvalandığı devlet kurumlarını görevlendirdi. Son derece etkili ve tehlikeli bir biçimde, Dersim halkının ve özelde de Dersim gençliğinin asimilasyonu için büyük bir çabayla çalışmalarını sürdürmektedir. Öte yandan, bilhassa 1990’lı yılların ilk yarısında yükselen devrimci halk hareketini kitlesel şekilde sahiplenen Dersim halkını, moral değerlerinden uzaklaştırmak ve toplumu içeriden bölmek amacıyla hayata geçirilen “fuhuş ve uyuşturucu” ile yoz kültürü, gelinen aşamada, bilhassa Dersim halk gençliğinin devrimci demokratik değerlerine ve ideallerine ciddi darbeler indirmiş durumdadır. Bu da beraberinde hızlı bir yabancılaşma, çeteleşme ve asimilasyon gerçekliğini ortaya çıkarmaktadır.
3) Tunceli Üniversitesi’ne gönderilen öğrenciler, tarikata mensup öğretim görevlileriyle birlikte örgütlü bir faaliyet yürütmektedirler. Gülen Cemaati’nin açtığı yurtlar ve öğrenci evlerinde, düzenli toplantılar alınmakta ve tek tek ilgilendikleri Dersimli gençler hakkında, süreçleri takip ederek asimilasyon faaliyetlerini derinleştirmektedirler. 4) Gülen Cemaati Dersim’i yok etmek için çok ciddi oranda maddi kaynak aktarmakta ve açtığı özel okul ve yurt sayısını çoğaltmakta ve burada çalışmak üzere yine çok sayıda tarikat kadrosunu şehre göndermektedir.
5) Gülen Cemaati, doğrudan Dersim halk gençliğini hedef almakta ve alçakça bir şekilde açtığı ilköğretim okullarında, Dersimli çocukları, Amerikalı Hristiyan misyonlerlerden öğrendikleri yöntemlerle kendi öz benliklerinden koparmaktadır! 6) Gülen Cemaati, sadece şehir merkezinde değil Dersim’in hemen tüm ilçelerinde ve çoğu köyünde küçük çocukları ailelerinden koparmakta, başka şehirlere götürmekte ve burada onları öz benliklerinden koparmaktadır! 7) Gülen Cemaati, Tunceli Üniversitesi ve devlet yetkililerinin esas planı ise; şehir merkezinde 25 - 30 bin kişilik bir
Aşırı Alkol Tüketimi ile Fuhuş ve Uyuşturucu Ticareti, Bizzat Devlet ve Cemaat Tarafından Teşvik Edilmekte ve Korunmaktadır! Devlet, bu asimilasyon taktikleriyle düşüremediği Dersimliler’in yaşamını fuhuş, uyuşturucu, aşırı alkol tüketimiyle iç içe olan çeteler dolayımıyla baltalamakta ve baskı altına almak istemektedir. ABD’nin Kızılderili halkları alkolle uyuşturmak ve genel yaşam kültürünü bozmak istmesi gibi, devlet ve cemaat de Dersimlileri alkolle uyuşturmak; fuhuş ve uyuşturucu batağında kendi kültürel moral değerlerinden uzaklaştırmak; genç kadınları ve erkekleri so-
kaklara düşürerek kimliksizleştirmek, kişiliksizleştirmek istemektedir! Dersim halkının bu cendereye karşı olan savaşımı ise DHF öncülüğünde alanlara çıkan binlerin haklı öfkesine maruz kalıp geri çekilirken; derhal devreye DHF’ye yönelik gözaltı ve tutuklama saldırıları devreye girmektedir! DHF, bu gerçeğin altını ısrarla çizmekte ve yaygın kitle faaliyetleriyle de Dersim’e dönük bu saldırıları bertaraf etmek için çalışmakta ve bu zeminde bulabildiği her fırsatta da dostlarıyla birlikte ortak çalışmalar içerisinde, devletin tüm baskı ve engellemelerine karşın, yer almaktadır.
DHF, Dersim’in Devrimci Duruşudur ve Kimliklenmesidir! Tüm ülkede işçisiyle, köylüsüyle, emekçisiyle, işsiziyle, genciyle, kadınıyla, Alevisiyle, Kürdüyle, ezileniyle demokratik bir halk iktidarı hedefine kilitlenmiş olan DHF, yeni demokrasi mücadelesinin birikimlerine yaslanarak Dersim’de güçlü mevziler yaratmıştır. Kuruluşundan günümüze saldırıların, operasyonların hedefi durumunda olan DHF, tüm baskıları göğüsleyecek en büyük gücün örgütlü bir halk olduğu bilimsel gerçekliğinden hareketle; Dersim’in başındaki bu yeni belaların da ancak genciyle, kadınıyla, işçisiyle, köylüsüyle örgütlü bir Dersim halkının aşabileceği savunmakta ve bunun için mücadele etmektedir. Tam da bu bilinç ve kararlılıkla köyde, şehirde, okulda, sokakta... devletin gerçek yüzüyle her an karşı karşıya kalan Dersim halkını, yakıcı sorunlarını çözmek için harekete geçmeye, emeğine ve geleceğine sahip çıkmaya ve DHF saflarında örgütlenmeye davet ediyoruz.
Demokratik Haklar Federasyonu
2-3_Layout 2
7/22/11
11:49 AM
Page 1
sf6
Halkın Günlüğü gazetesi FESTİVAL eki
DHF’den Dersime dair Kürtçe açıklama ‘’Dêrsim’’ bi Erdnîgariya Xwe ve bi Mirovê Xwe ve Tê Tunekirin! Em Axa Xwe, Çanda Xwe û Pêşeroja Xwe bi Hêza Xwe ya Birêxistî ve Biparêzin û Xwedî Derkevin! Îro êrişên ku li ser Dêrsimê dimeşim di dîrokê de tu demê ev kas zêde nebibû. Ha li ser gel ha jî li ser erdnigariya Dêrsimê êrişên bi pergal pêk tên. Tê zanin ku di dema Osmaniya virde Dêrsim bi jîyana xwe bi hêla oldarî û çandê ve cudatiya xwe dide kifş. Ji ber vê yekê birçîbûn, mirin, nefîbûn, êş û keder bûyê parçekî nasnameya Dêrsimê. Li hember var zerxt û zordariya çiyayên Dêrsimê mirovên berxwedêr xwedî derketiye û di paxila xwe de veşartiye. Ev yeka jî bi taybeti ji bo nasmaneya Dêrsimê gelek girîn e. Ev herdu xalên ku Dêrsim kirine Dêrsim îro jî hakim e. Yên ku di 27ê Pûşperê de ketin axa sar, pevçûnên ku meha buharê virdetir berdewamdikin, daristanên ku têne şewitandin zilm û zordarî rastiya Dêrsimê ya harî mezin e. Pergal ji bo ku Dêrsimê têk bibe li ser du xala zêdetir dixebite. Ya 1’emîn; Erdnîgariya Dêrsimê tê Tunekirin! Di dema dawî de bûyrên herî balkêş sazkirina bendavan û HES’an in. Bi taybetî cêkirin qerekolên nû jî ji bo Dêrsimê xetereyên herî mezin in. Li hember biryarên dadgehê û nexwastina gelên Dêrsimê li Dêrsimê bi dehan projeyên bendav hatin çêkirin. Bi kurtasî bibendavan va dixwazin ernîgariya Dêrsimê parvekin û qerekolên nû ve jî dixwazin hemû gelên Dêrsimê daxin binê bandora xwe. Ji ber yekê karê me yê herî mezin li hember
van projayên emperyalîstan zilm û zextên pergala faşîst, pergala feodal ala têkoşînê berzbikin û vê meşê bilind bikin. Ya 2’emîn; Dîroka Dêrsimê, Çanda Dêrsimê Dixwazin bi Projeya Bişaftinê ve Tune Bikin! Zanîngeha Dêrsimê û Cemaeta Gulen! Me despêkê de jî gotibû Dêrsim bi çanda xwe ve bi baweriya xwe ve xwediyê cudatiyê ye. Ji ber vê cudatiyê her dem zilm û zordarî li ser gelê Dêrsimê hatiye meşandin û dixazin vê çandê polîtîkayên bişaftinê ve tune bikin. Dewlet aliyekî di bin gotinê “açilima demokratîk û aştiyê” de aliyê din jî li ser nasnameya Elewiya û Kurda ve êrişên bişaftinê dixe jiyanê. Girtinên siyasetmedarên kurd û şoreşgeran ji bo van gotinan mînakên herî baş in. Dîsa Elewiyên Dêrsimê bi destê dewletê bi “açilima elewiyan” ve tên xapandin. Zanîngeha kul i Dêrsimê hat vekirin bi zanetî bû. Dewletê xwest ku bi vê zanîngehê ve gelê Dêrsimê Hilde binê bandora xwe. Aliyekî cemaet bi zanetî kermenda dixe kar aliyê din jî xwendekarên cemaetê bi zanetî dişînin Zaningeha Dêrsimê. DHF, Rawestandina Şoreşderî û Nasnameya Şoreşgeriya Dêrsimê ye! Federasyana Mafên Demokratîk li hember vê pergala paşvemayî, faşîst û emperyalîst bi perspektîfa demokrasiya nû ve têdikoşe. Çawa duh têkoşîna şoreşgerî li hember van nêyînîya berzdikirin wê îro jî li hember çînên serwêr vê têkoşînê berz bikin.
MAZGİRT PROGRAMI 29 TEMMUZ 2011
ve uygulama konulu söyleşi.
Saat: 08.00-10.00
PROGRAM
DHF’ê di Dêrsimê de têkoşîna civaka azad didomîne.
Sabah Kahvaltısı (Kaştün Köyü)
Konuşmacılar
DHF dîsa bang dike;rizgarbûna gelê me yên bindest dîsa têkoşîna bi hevre ango gundî, karker, kedkar, jîn xwendekar ve ye.
Saat: 10.30-14.00
Mazgirt Belediye Başkanı Tekin TÜRKEL
Kırklar Baba Ziyareti, Kurban Kesimi ve Öğle Yemeği
Demokratik Kitle Örgütleri Adına Konuşmalar
Li, hember pergala faşîst-feodal-emperyalîst, di nava refên Federasyona Mafên Demokratîk (DHF) de rêz bigrên. Ji bo xwedî derketina keda me û pêşeroja me di nava refên Federasyona Mafên Demokratîk (DHF) de rêz bigrên.
SÖYLEŞİ
Halkın bütün zorlukları aşacak gücü var Mazgirt’te festival çalışması sırasında halk meclisiyle bölgede çalışma takvimini belirlerken görüştüğümüz Mazgirt Belediye Başkanı Tekin Türkel halkın kendi kendini yönetime mücadelesi içerisinde duyduğu mutlulukla karşılıyor bizi. Ve hemen ekliyor: “Biz dünyayı atalarımızdan miras almadık, onu çocuklarımızdan emanet aldık. Onların geleceği için çalışmalarımızı yürütüyoruz” Bölgede gerici zihniyetin on yılların biriktirdiği sorunlar karşısında “Halk kazanacak, halk yönetecek” şiarıyla çalışmalara devam ettiklerini ifade eden Türkel, “Belediyeyi daha iyi ve güzel bir ülke yaratma mücadelesinin bir parçası
olarak yönettiğinde ve bu amaç etrafında kenetlendiğinde bütün zorlukları aşabileceğimizi söyledik” diyor.
‘Sesimize ses katmaya çağırıyoruz’ Türkel, Mazgirt’te yaratılan değerin yerel olmadığını evrensel değerlere dönüştüğünü ifade ederek, “Dünyanın neresinde olursak olalım, halkların acıları, sevinçleri ve umutları ortaktır. Bir avuç egemenin kar hırsına kurban ediliyor geleceğimiz. Yağmalanıyor doğamız; Dilimiz, inancımız, kültürümüz... Bizi biz yapan ne varsa, insanlığa dairdir. İnsanlığımıza saldırıyorlar. Yeryüzünün hangi noktasında olursa olsun, onlar aynı kaynaktan besleniyor. Aynı mirasın
SANATÇILAR
Çeşitli üniversitelerden bilim insanı, öğretim görevlisi, akademisyen, mimar ve mühendislerin ilçemizin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden geliştirilmesi: sorunların çözümü konusunda proje üretimi
Ozan RENÇBER, Haydar BAYAR, Ahmet ASLAN, Yusuf TURAN, Pınar SAĞ, Ermeni Halk Oyunları Ekibi, Grup MUNZUR Sunucu: Çiğdem Karaboğa
fMAZGİRT BELEDİYE BAŞKANI TEKİN TÜRKEL
varisleridir onlar. Onların tarihi; zulmün, yağmanın tarihidir, bizler halkların insanca bir yaşam kavgasının tarihinden geliyoruz. Farklıyız onlarla, uzlaşmaz çelişkiler var aramızda.” diyor. 11. Munzur Kültür ve Doğa Festivali’ni karşılarken Dersim’e yönelik saldırıların, asimilasyon ve insansızlaştırma politikalarının farklı yol ve yöntemlerle devam ettiğine dikkat çeken Türkel, “Doğamıza ve insanlığımıza gerçekleştirilen bu saldırılar karşısında en gür sesimizle haykıralım. Bizler çocuklarımızdan emanet aldığımız doğamıza sahip çıkmak zorundayız. İnsanlığın ortak mirası olan kültürümüz, inancımız ve
doğamıza karşı uzanan ellerin karşısında dayanışmayı büyüteceğiz.” sözlerini dile getiriyor. Kızılderili halk sözü olan “Son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık öldüğünde. Beyaz Adam; paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.” ifadelerini hatırlatan Türkel, “Doğanın ölmesine izin vermeyeceğiz, bunu anlamak zorundalar ve bizler dayanışmayı ve paylaşmayı çoğaltırsak çekip gidecekler yaşamlarımızdan. Festivali karşılarken tüm dostları Dersim’e, Mazgirt’e, sesimize ses katmaya çağırıyoruz.” Sözleriyle herkesi halkın yarattığı bu değere sahip çıkmaya çağırıyor.
2-3_Layout 2
7/22/11
11:49 AM
Page 2
sf7
Halkın Günlüğü gazetesi FESTİVAL eki
DHF’den Dersime dair Zazaca açıklama “Dêrsim” bi(eve) polîtîkayê qirkerdiş/înkar/asîmîlasyon ra yeno çîn kerdene! Welatê xo, ramiteya (kultirê) xo, ameyoxê xo bi (eve) qeweta xo yê raxistin (orgutlu) ra biseveknîme! Rind yeno zonitene ke Dêrsim: waxtê verên ra nika, Dewleta Osmanî ra na rozê ma, her dem; zonê xo, îtîqatê xo, ramîteya xo verva zilm û zordarî de sevekno. Û cokra- kîşîyayis, surgin, vêsanîye, kul û dece kî ju leteya xo bîyo. Hete bîn ra kî koyê Dêrsim; î yê ke verva nu tofanê zilm de xoverdanê, dêrgusê îno bîyê. Dêrsim ju nîşanê xoverdayis û pêrodayis bîyo. Nu en muhîm leteya nasnameya (kamîyê) Dêrsim o. Dêrsim çar koka bingeyin ser bîyo Dêrsim.
Dêrsimij zonê xo ra, îtîqat û ramiteya xo ra, hardnîgarîya (cografyayê) xo ra û dîroka (tarîxê) xo ra bîyê Dêrsimij. Nî çar ustinê kî birijîyo ne Dêrsim, Dêrsim maneno ne kî Dêrsimijo... Nê rastîyê Dêrsim; na tawo de, welat û sarê xo ra pîya ju herîşa (werte herîşê –saldiriyê- hata nikayî de en girs û muhîm) gırîng (muhîm) û girs ra tê rî yê. Hete ra hardê Dêrsim vila kerdene, hete bîn ra kî dejenerasyon ser plan û peşnumayê (projeyo) dewlet dewam kenê... Bendawo ra wazenê ke Dêrsim biheneqnerî... Gola bendo ra zuxaronê (vadîyonê) Dêrsim kerdê pir. Gile koyê nî zuxaro serê kî qaraqolê neweyo nayî ro. Hîn fikirîne ke Mamekî ra qazayonê bîno jumîn ra cîya bikerê. Ju komê sarê Dêrsim kî dewo ves-
nayene ra, surgin ra tîpa kî Dêrsim de mendo, cero ra amo; îno kî welatê xo ra teber kerî. Dêrsim vila bikerî... Dêrsim ser plan û peşnumayê dewlet, 38 ra hata nika qirkerdiş ra înkar ra, asîmîlasyon ra eşt pêser ama na rozê ma, nika kî zur û dekê bîno ra verba ma de rê. Hesabê gurmika peyêne de rê. Hete ra “açilimê” kird û elewiyo ra, vateyê “demokrasîya raverî” ra; hîn fikirîne ke, ma peyê zuronê xo de kaskerê. Wazenê ke ma bingeya nasnameya xo ra dur fîyerê, ma kulturê sar ê domokratîk-şoreşgerî ra biqerefnerî. Hete ra kî plan kene ke tayî projeyî taybetîyo ra sarê/ramiteya/tarîxê Dêrsim tam hard ra wedarê ya kî kase şîndorê xo kerî, rayê xo ra vecerê. Ju projeya asîmîlasyone ra Sarê/Rami-
teya/Tarîxê Dêrsim hard ra wedardene: ZanengehaTuncelî û Cemaatê Gulen... Zanengeha Tuncelî ra pîya Dêrsim de xebatê cemaatê Gulen kî bî deyra... Zanengeha Tuncelî xebatkarê cemaatê xo ra kenê pir. Têre -ze- 38 domononê Dêrsim benê zob cayo de wendegehonê xo de danê wendene. Wazenê ke domon û xortonê Dêrsim nasnameyê xo ra bivişnerê. Cemaatê gulen ju xançere de axuyin a, vilê Dêrsim de... Dhf (Federasyona Mafan Demokratîk), nu fîkir û zanayîs ra weng dano; dewe de, suke de, wendegeh de, qol (soqak) de... Verba nî plan û polîtîkayê dewlet de hayig bîme. Seba çareserîyê nî persgirê (sorunê) xo, bi (eve) tekoşîna (mucadeleya) raxistin ra vinderîme, wayîrê ked (emeg) û ameyoxê xo bivecîme. Peyê rêzonê DHF de bêrîme pêser.
HOZAT PROGRAMI 30 TEMMUZ (CUMARTESİ) 2011 Saat: 08.00 Dersim’ den Hareket (Otogar) Saat: 10.00 Karşılama (Hozat – Ovacık Yol Ayrımı ) GÜNDÜZ PROGRAMI (Belediye Parkı ) Saat: 10.00 Kahvaltı Saat: 12.00 Dinleti Yerkir Union’s Van Project Müzik Grubu, Domane Dersim, Deniz ESMERHAN ve Misafir Sanatçılar Saat: 15.00-16.00 Tiyatro Koyo Mixonet (Hain Oyun) Alişan ÖNLÜ Yer: Belediye Düğün Salonu Saat: 16.00-18.00 PANEL Dersim’de Kimlik Tartışması (Dinamikler ve karşı Dinamikler Yer: Belediye Parkı Katılımcılar Moderatör: Ahmet Kerim GÜLTEKİN BDP Milletvekili Sırrı Süreyya ÖNDER
Prof. Dr. Tayfun ATAY Yrd. Doç. Dr. Ayfer KARAKAYA (STUMP) Yrd. Doç Dr. Yücel DEMİREL Dr. Şükrü ASLAN Yakup AKDOĞAN (Yazar) Saat: 18.00-18.30 Tiyatro Bu Dağlar Hiç Gülmedi (İdil Tiyatro Atölyesi) Yer: Cumhuriyet Meydanı AKŞAM PROGRAMI Yer: Cumhuriyet Meydanı Saat: 18.30-19:00 YÇKM Halk Oyunları Ekibi Konuşmacılar Belediye Başkanı Cevdet KONAK Demokratik Kurum Temsilcileri Saat: 19.00 KONSER Kardeş Türküler, Mikail Aslan, Grup Şiar, Arzu, Hozan Beşir, Kemale Amed, Gökçen Kahraman, Mustafa Bakır (Şair) Sunucu: Zeynep DEMİR
Halkın gücü karşısında hiç bir kuvvet duramaz fHOZAT BELEDİYE BAŞKANI CEVDET KONAK Halkın yönetici olduğu yerde, merkezi otoriteninde saldırıları bir an olsun eksik olmuyor. Şüphesiz ki, Hozat’ta devrimci kültürle birleşmiş halkın söz sahibi olmasını istemek kolay değil. Söz, yetki karar halka anlayışına hizmet etmek ve bu yeni demokrasi anlayaşını her platformda savunmak belli bedelleri ödemeyi de beraberinde getiriyor. Bu nedenle Hozat Belediye Başkanı Cevdet Konak ve ekibi yeni demokrasi perspektifi anlayışında çalışmalarını sürdürüken merkezi otoritenin, rantçı bir takım gerici güçlerin saldırılarının hedefi oldu.
‘Özgür bir gelecek kurmanın coşkusu paylaşıyoruz’ Hozat’ta festival çalışmalarının yoğunluğu içerisinde bir fırsatını bularak, ses kayıt cihazımızı uzattığımız Cevdet Konak birlikte üretmenin ve yönetmenin verdiği coşkuyla ilk sözü “Özgür bir gelecek kurmanın coşkusunu paylaşıyoruz” diyor. Festival’de Dersim’e gönül vermiş insanlarla birlikte olmaktan dolayı büyük bir mutluluk içerisinde olduklarını
aktaran Konak sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu mutluluk aynı zamanda, uzun bir tarih boyunca devam ettirdiğimiz siyasi, kültürel ve ekolojik yapımızı korumak adına vermiş olduğumuz mücadelemizin tarihiyle, değerlerimize karşı gerçekleştirilen her türlü gerici saldırıya karşı oluşturduğumuz birlikteliğimizin adı olmuştur. Barajlar, orman yangınları, ekonomik, sosyal siyasal ve kültürel baskılar sonucunda insansızlaştırılmaya çalışılan bölgemize karşı gerçekleştirilen her türlü saldırının cevabını, festivallerimiz boyunca meydana getirmiş olduğumuz emeğimizin ürünü ve siz değerli dostlarımızın birlik ve dayanışma ruhuyla vermekteyiz. Tarihimize karşı sorumlu olduğumuz bu görev gereğince de, hepimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu yüzden bütün Dersimliler ve dostlarımızı, 11. Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nde aramızda görmek istediğimizi dile getirir, özgür bir gelecek kurmanın coşkusuyla selamlarız.”
8_Layout 2
7/22/11
11:43 AM
Page 1
İLÇELER
Dersim’e geri dön! Dağların Anahtarı, Evliyaların Diyarı, Özgürlüğün ve Ateşin Kadim Toprakları, Arınmaya, Yaşatmaya ve Özgürleşmeye Dersim’e Geri Dön! Dersim yıllardan beri sistemin yok etme politikalarıyla karşı karşıya. Katliamlar, sürgünler, köy boşaltmalar, toplu imhalarla yüzleşen Dersim halkı, son olarak baraj politikaları, yozlaştırma ve cemaatleşme ile sindirilmek isteniyor. Dersim halkı hala ‘38’deki süngü, askeri darbelerden nasibine düşen postal izlerini “Dersim’e sefer olur
ama zafer olmaz” direnişiyle sırtında taşırken, bugün devletin yeni saldırı politikalarıyla karşı karşıya. Tarihin her döneminde baskıya zulme karşı boyun eğmeyen Dersim halkı bu gün bu saldırılar karşısında yine tek vücut olarak karşı koyacak. İşte bütün bu topyekun saldırılar gölgesinde Dersim 11. Munzur Kültür ve Doğa Festivaline hazırlanıyor. “Dağların anahtarı, evliyaların diyarı, özgürlüğün ve ateşin kadim toprakları, arınmaya, yaşatmaya ve özgürleşmeye Dersim’e geri dön!” şiarı ile tüm Dersimlileri ve Dersim dostlarını Munzur’un coşkusunu kuşanıp Dersim’e akmaya davet ediyoruz.
OVACIK PROGRAMI 29 TEMMUZ 2011 CUMA Saat: 08.00 Tunceli Yeraltı Çarşışı önünden Ovacık’a Hareket Saat: 08.30 Ovacık Belediyesi Önünde Karşılama (Ermeni Halk Oyunları) Gözelere ziyaret PANEL Dersimde Sosyal, Kültürel ve Siyasal Sorunlar Katılımcılar Moderatör: DEDEF Sırrı Süreyya ÖNDER Milletvekili Ziya ULUSOY Ahmet CİHAN Murat KUR Satılmış BAŞKAVAK Saat: 19.00 KONSER
11. Munzur Doğa ve Kültür Festivali Programı f28 TEMMUZ 2011 PERŞEM-
Kurumlar ortak açıklama
BE
Saat: 19.30 KONSER
Saat: 10.30 Pertek’te Karşılama
Yerel Sanatçılar Topluluğu, Belediye Çocuk Korusu, Grup Şiar, Enver Çelik, Sena Dersimi, Grup Arjen, Ermeni Grup (Müzik, Miran)
Saat: 12.30 AÇILIŞ Selamlama konuşmaları YÇKM Halk Oyunları Ekibi DERSİM
Saat: 23.00 Açık Hava Sinema Gösterimi “Suyun Altındakiler” (Yeraltı Çarşısı Üstü)
Saat: 15.00 Sergi Açılışları
f29 TEMMUZ 2011 CUMA
BGST Dans Topluluğu
Saat: 15:30 Resim ve Heykel Sergilerinin Gezilmesi
Saat: 07.30 Munzur Vadisine Gezi
RESİM SERGİLERİ
Saat: 15:00 Şiir Dinletisi
YÇKM Halk Oyunları, Nurettin Güleç, Mehmet Ekici, Erdoğan Emir, Ermeni Halk, Müziği Dinletisi, Arzu, Grup Yorum, Diyar 30 TEMMUZ 2011 CUMARTESİ
Saat: 23.30 Açık Hava Sinema Gösterimi “Sudaki Suretler” (Yer altı Çarşısı Üstü) “Tertele” Doğan Munzuroğlu
f31 TEMMUZ 2011 PAZAR
Saat: 07.30-10.00 Halka Açık Kahvaltı (Eylül Çay Bahçesi)
Saat: 07.30 Munzur Vadisi’ne Yürüyüş
Saat: 17.00 PANEL
f30 TEMMUZ 2011 CUMAR-
Saat: 12.00 PANEL
Barajlar–HES ve Madenler Kıskacında Munzur Katılımcılar
TESİ
Karakollaşma Kayıplar ve Toplu Mezarlar
Saat: 07.30 Munzur Vadisi’ne Gezi
Yer: Kışla Meydanı
Moderatör: Hasan Şen (Munzur Koruma Kurulu-DEDEF)
Katılımcılar
Prof. Dr. Beyza ÜSTÜN (Yıldız Teknik Ünv.)
Sıtkı Güngör
Ali ÇERKEZOĞLU (TTB Yönetim Kurulu Üyesi)
Taylan Tanay
Selim YILMAZ (Su Politik Grubu)
M.Raci Bilici (Amed İHD Şube Bşk.
Cemalettin KÜÇÜK (TMMOB)
Cafer Demir Moderatör: Özgür Ulaş Kaplan
Grup Bengü Bade, Murat Ateş, Telli Kılıç, Ermeni Davros Halk Dans ve Müzik Grubu, Gerçek Yılğın, Grup Munzur, Suavi
Saat: 16:30 PANEL
PERTEK PROGRAMI 28 TEMMUZ PERŞEMBE
Saat: 14.00 Tiyatro Gösterimi “Dersim 38” Canlar Tiyatrosu? Yer: İl Kültür Müdürlüğü Salonu Saat: 17:00 SÖYLEŞİ
Saat: 19.00 KONSER
Bezuvar Dergisi
“Türkiye’nin Yeniden Yapılandırılması; Kürt Sorunu, Barış ve Anaysa Konseyi, Çözüm Arayışları’’
Grup Royal
Selahattin Demirtaş (BDP,)
Saat: 12.00-14:00 PANEL
Altan Tan
Dersim’de Çevre Sorunları, Barajlar, Dereler ve Halklar
Kadın Paneli : “Kadın Kırımı, Kadının örgütlemedeki yeri, Kadının Toplumsal Sözleşmesi”
Nuray Mert
Yer: Kışla Meydanı
Kenan Özyürek (Partizan)
Yaşar Aydın (Derelerin Kardeşliği Yürütme Kurulu Üyesi)
Foklor Gösterisi
Prof.Dr.Ertuğrul BARKA
29 TEMMUZ CUMA
Alper Taş (ÖDP)
Yusuf Cengiz (TOBB Konsey Üyesi)
Saat 11.00 Aydın ve Yazarlarla Söyleşi
Temel Demirer (AraştırmacıYazar)
Gaye Yılmaz
Selma Şahin (YDK)
Moderatör: Edibe Şahin (Belediye Başkanı)
DAKAD
Hülya Gerçek (ESP)
Yer: Kışla Avlusu
Moderatör: Celal Turna
BDP
STADYUM ETKİNLİKLERİ
Saat: 17.30 Çevre Yürüyüşü
Saat: 19.30 KONSER
Gola Çetu’da Ateş yakma
Moderatör: DAKAD
Hamdiye Akbayın (Almanya Sosyal Dem. Part. Miltvk.)
STADYUM ETKİNLİKLERİ
Moderatör: Aysel Doğan
Saat: 19.00
STADYUM ETKİNLİKLERİ
Açılış konuşmaları
Saat: 19.30
Edibe Şahin (BElediye Bşkn)
Sevinç Eratalay, Yılmaz Çelik, Çiçek Yeşiltaş, Erdoğan Emir, Emre Saltık
Dersim 38 Resim Sergisi
Yer: Kışla Avlusu
Munzur’da Sonbahar-Murat Ozan 9. Kişisel Resim Sergisi
Katılımcılar:
Fotograf Sergisi Yer: Belediye Sergi Salonu Saat: 17.00 PANEL Konu: Dersim’de Kızılbaş Alevilik Dinamikler-Karşı Dinamikler, Cemevleri ve Cemaatleşme Yer: Kışla Avlusu
Katılımcılar
Katılımcılar
Eylem Yıldız (DHF)
Erdoğan Aydın (EMEP),
Yenigün Kadın Dern. (EMEP)
Kemal Bülbül (DEDEF) Mehmet Bayrak veya Latif Qalferat veya Doğan Munzuroğlu (DAKAD) Devrimci Alevi Komitesi (HÖC)
Özkan Tacar (DEDEF)
Yer: Kışla Avlu
Ozan Doğan (DHF) Ziya Ulusoy (ESP)
Vardiya, Ali İhsan Doğan, Şengül Pak, Mehmet Ekici, Deniz Deman-Şengül Pak Ahmet Aslan, Metin Kahraman- Maviş Güneşer Saat: 23.30 Açık Hava Sinema Gösterimi “Kara Vagon”
Barış Yıldırım
BDP
STADYUM ETKİNLİKLERİ Saat: 19.30 KONSER Grup Yorum, Mikail Aslan, MKM grubu, Kardeş Türküler, Ermeni Grup, Grup Munzur
Saat 08.00 Karşılama Feribot iskelesi Açılış Konuşmaları
Belediye Gençlik Merkezi Saat 16.00 PANEL Belediye Parkı Barajlar ve çevre politikalarının toplumsal hayata etkileri Katılımcılar Ertuğrul BARKA (Prf.Dr. Eğe Çep Sözcüsü) Satılmış BAŞKAVAK (EMEP GYK üyesi) Yusuf TOPÇU (Munzur Çevre Derneği) Ali MÜLKAN (Dersim Kültür Derneği) Saat 18.30 KONSER
Kapanış Konuşması:
Belediye Köy Terminali Şelale Çay Bahçesi
Edibe Şahin
Konuşmacılar Sırrı Süreyya ÖNDER (Emek ve Demokrasi Blok Milletvekili)
DHF, merkez ve ilçeler etkinlik programı
Sanatçılar DHF, Dersim’de yaşanan Karakollaşma, Cemaatleşme, Yozlaşma ve barajlara karşı festival programı ekseninde ilçeler ve Dersim merkezde yapacağı yürüyüş ve etkinliklere katılım çağrısı yaptı. “Dersim’de Karakollaşmaya, Cemaatleşmeye, Yozlaşmaya ve Barajlara Karşı Çık!” OVACIK: Yer: Lise Önü, Saat: 19.00, Tarih: 30 Temmuz Cumartesi, HOZAT: Yer: Şimşek Büfe Önü, Saat: 18.30, Tarih: 30 Temmuz Cumartesi DERSİM MERKEZ: Yer: Atatürk Mah. Stadyum, Saat: 21.00, Tarih: 31 Temmuz Pazar
Grup Tavır, Murat Ateş, Helin, Rençber, Grup Şiar, Ahmet Aslan, Grup Munzur, Kardeş Türküler NOT: Eylül ve Ekim aylarında açık hava sinema gösterimi ve tiyatro günleri yapılacaktır. Ayrıca gece saat 24.00’a kadar feribot seferleri var