Türkiye’de Hukuk Yok Mu? Polis, sahte belge düzenleyip dernek kapat›yor, insan tutukluyor...
Halk için
Ekmek ve
Adalet Haftal›k Dergi / Say›: 5 / Tarih: 23 May›s 2004 / F‹YAT (KDV Dahil) 750 000
‹flkenceli Ölüm Hücrelerine karfl› direnifl 111 ölümle sürüyor
www.ekmekveadalet.net Mail:info@ekmekveadalet.net
Faflizmin Yeni Maskesi:
Uyum Yasalar›! Fiflleme mi? ‹flte alas›! Dahas›; iflte bu fiflleme tutanaklar› “Uluslararas› DHKP-C Operasyonu” adl› komplonun Ünye bölümünde, onlarca devrimcinin “örgüt üyeli¤i”nden tutuklanmas›n›n tek kan›t› olarak kullan›ld›!!! Halk için Ekmek ve
Adalet
ISSN: 1304 687X 103
www.ekmekveadalet.net info@ekmekveadalet.net
‹flkenceler ‹nfazlar F Tipleri Komplolar AKP, Fifllemeler halkla Tehdit fiantaj Taciz alay ediyor; Tecavüz “Demokratiklefltikçe” Bask›nlar zulmü Yasaklar Herfley ço¤al›yor “Kopenhag Kriterleri”ne Uygun !
"111 PEOPLE DIED IN PRISONS. ARE YOU HEARD?"
Bütün Yaz›lar
mak için yine sald›rd›. ... Bizi gözalt›lar, iflkenceler, tehditler ve tutuklamalarla susturmaya çal›flan AKP iktidar›n›n arkadafllar›m›z Feridun OSMANA⁄AO⁄LU ve Sezai DEM‹RTAfi'› gözalt›na almas›n› protesto ediyoruz... TAYAD'l›lar üzerindeki bask›lara son verilmelidir." Gözalt›na al›nan TAYAD'l›lar "Erdo¤an Kaldi" ve "1 Nisan" operasyonlar›na iliflkin arand›klar› gerekçesiyle tutukland›lar. Komplo sürüyordu.
yeniden yay›nland›! ✭Türkiye devriminin yolunu netlefltiren ✭Türkiye solunun en temel teorik miras›n› oluflturan
✭Devrim iste¤i ve iddias› olan her dev-
***
15 May›s’ta Abdi ‹pekçi Spor Salonu önündeydi TAYAD’l›lar. “Sesimiz susmayacak, duymayan kalmayacak!” kararl›l›¤›yla, sabr›yla heryerde olduklar› gibi, oradayd›lar. O gün orada, Eurovision fiark› Yar›flmas› vard›. Hakl› seslerini, sansürlenen gerçe¤i bu kez de oradan tüm dünyaya duyurmaya çal›flacaklard›. Saat 18:00 s›ralar›nda spor salonunun önünde ‹ngilizce ve Türkçe olarak “111 People Died ‹n Prisons/Hapishanelerde 111 ‹nsan Öldü Duydunuz mu?” yaz›l› pankartlar›n› açan ve ayn› sözlerin yaz›l› oldu¤u kufllamalar yapan TAYAD'l›lar, oligarflinin tecrit politikas›n› ve sansür uygulamalar›n› protesto ettiler. Yar›flman›n yap›ld›¤› salonun içindeki flovda, Türkiye’nin günlükgünefllik-turistik görüntüleri vard›. D›flar›da ise, Türkiye’deki zulüm gerçe¤i. Çevrede bulunanlara “Tecrite
✹
R
ÇA⁄ DUYU
I U
31 May›s’ta Harbiye Aç›k Hava Tiyatrosu’nda
karfl› sürdürülen ölüm orucu direniflinde kardeflinin de flehit düfltü¤ünü” anlatmaya çal›flan Feridun OSMANA⁄AO⁄LU ve Sezai DEM‹RTAfi, o s›rada polislerin sald›r›s›na u¤rad›lar. Küfür ve kaba daya¤a maruz kalan TAYAD'l›lar yerlerde sürüklenerek gözalt›na al›nd›lar. TAYAD'l› Aileler, 16 May›s'ta bu eyleme ve gözalt›lara iliflkin yapt›klar› aç›klamada flunlar› söylediler: “Hapishanelerde tecrit ve zulüm sürüyor... Bu yüzden hapishanelerdeki o¤ullar›m›z›n, k›zlar›m›z›n, efllerimizin, kardefllerimizin sesi solu¤u olmak için olanca gücümüzle çaba harc›yoruz... Derne¤imizin bas›l›p talan edilmesi, TAYAD çal›flanlar›m›z›n, üyelerimizin ve hatta misafirlerimizin gözalt›na al›n›p tutuklanmas›, kap›m›za mühür vurularak faaliyetlerimizin engellenmeye çal›fl›lmas› fayda etmedi, etmeyecek. 15 May›s 2004 günü Abdi ‹pekçi Spor Salonu önündeydik... AKP iktidar›, bizim hakl› 盤l›¤›m›z› bo¤-
Aç›klamalar›n›n sonunda “Sesimizi duyurabildi¤imiz her yerde biz olaca¤›z. Vargücümüzle ‘Hapishanelerde 111 insan öldü. Duydunuz mu?’ demeye devam edece¤iz.” diyen TAYAD’l›lar, bu sözü Abdi ‹pekçi Park›’nda sürdürdükleri direniflte 8. aya ulaflt›rd›lar. 8 ayd›r, önlerinde “Hapishanelerde ... insan öldü, duydunuz mu?” sorusunun yaz›l› oldu¤u bir döviz duruyor. Onlar Abdi ‹pekçi’deki eylemlerinde ilk dövizi yazd›klar›nda, dövizde “97 ‹nsan Öldü” yaz›yordu. Rakamlar ay ay de¤iflti. Ama soru hiç de¤iflmedi. Soruyu soranlar›n kararl›l›¤› hiç eksilmedi. Defalarca gösterdiler ki; TAYAD'›n Onurlu Sesi Susturulamaz. TAYAD her yerde sormaya devam ediyor. “HAP‹SHANELERDE 111 ‹NSAN ÖLDÜ DUYDUNUZ MU?”
Nato’ya Karfl› Notalar fienli¤i Program: - Grup Yorum, - Burhan Berken, - Ferhat Tunç, - Ataol Behramo¤lu, - Cezmi Ersöz, - Aynur Do¤an,
- ‹smail Hakk› Demircio¤lu, - Hasan Cihat Örter, - Gülsüm Cengiz, - Sennur Sezer, - Adnan Özyalç›ner, - Pir Sultan Abdal
rimcinin okumas› gereken
Tecrit ve Sansüre Karfl› Abdi ‹pekçi’de Hiç Dinmeyen Hayk›r›fl
Kültür Derne¤i Semah Ekibi, - Karadeniz Halkoyunlar›, - Güneydo¤u Halkoyunlar›, - Pandomim Gösterisi,
- Sinevizyon, - Servet Kocakaya, - Tevfik Tafl (Dia Gösterisi), - Emre Salt›k, - Ruhan Mavruk, - Koma Çiya, - Kemal Kahraman, - Jülide Kural.
Mahir Çayan’›n Bütün Yaz›lar›’n›n Üçüncü Bask›s›, Boran Yay›nevi taraf›ndan yay›nland›. Mahir Çayan’›n direnifl ve savafl miras› K›z›ldere’de somutlafl›r. Teorik miras› ise, Bütün Yaz›lar’da toplanm›flt›r. Bu yaz›lar, 1960’lar›n ikinci yar›s›ndaki “Türkiye devriminin yolunun netlefltirilmesi” amac›yla sürdürülen ideolojik mücadeleleri, ve bu netleflmenin sonunda formüle edilen devrimci çizgiyi ortaya koyar. Bütün Yaz›lar ve Mahir Çayan’›n ortaya koydu¤u devrimci strateji bilinmeden hiç bir kifli veya örgüt, Türkiye devriminde iddia sahibi olamaz. Bütün Yaz›lar’da ortaya konulan devrimci stratejiyi benimsesin veya benimsemesin, konumunu ona göre belirleyecektir. *** THKP-C’nin politik ve askeri önderi Mahir Çayan’›n yaz›lar›n›n kimileri çeflitli dergilerde yay›nlanm›fl, kimileri ise çeflitli toplant›larda Halk için Ekmek ve
Adalet
yap›lm›fl konuflmalar›n metinleri olarak elden ele dolafl›yordu. Bu yaz›lar ilk olarak 1975’te toparlanarak teksir olarak ço¤alt›ld›. 1976’da Evren Yay›nlar› taraf›ndan “Bütün Yaz›lar” ad›yla yay›nland›. 1979’da Devrimci Sol Yay›nlar› taraf›ndan yeniden bas›ld›. Bütün Yaz›lar’›n ikinci bask›s›yd› bu. Boran Yay›nevi, aradan oldukça uzun bir zaman geçtikten sonra Bütün Yaz›lar’›n 3. Bask›s›n› yaparak önemli bir görevi yerine getirdi. Art›k Bütün Yaz›lar, herkes için daha kolay ulafl›l›r bir teorik metin olacak. Bütün Yaz›lar, ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizmi hedefleyen ve bu hedefe halk savafl›yla ulafl›laca¤›na inanan tüm devrimciler için kelimenin gerçek anlam›yla bir “baflucu kitab›”d›r. Bir defa okunup b›rak›lacak bir kitap de¤ildir. Her okunuflunda devrim iddiam›z› biraz daha güçlendirecek, ufkumuzu biraz daha netlefltirecektir...
INTERNET adresi: www.ekmekveadalet.net
Halk için Ekmek ve Adalet Dergisi Sahibi: Alp Yarbafl Yaz›iflleri Müdürü: Hasan Selim Gönen Genel Yay›n Yönetmeni: Gülizar Kesici Adresi: ‹nebey Mahallesi Tiryaki Hasan Pafla Caddesi No:60/5 Fatih ‹stanbul ‹rtibat Telefonu: 0212 347 69 66 Faks:0212 347 69 65
Ofset Haz›rl›k: Y›lmaz Organizasyon Bask›: ASPAfi Pazarlama Fiyat›: 750 000 Avrupa: 3 Euro Almanya:3 Euro
BÜTÜN YAZILAR ÇIKTI!
Fransa:3 Euro ‹sviçre:3 Euro Hollanda:3 Euro
Yay›nc›l›k
Da¤›t›m
‹ngiltere: £ 2.5
Belçika: 3 Euro Avusturya: 3 Euro
E-MAIL adresi: info@ekmekveadalet.net
Bürolar›m›z Yap›verlag Venloerstr. 507-A 50825 Köln Tel: 0049 221 280 87 74 0049 221 280 87 75 Faks:0049 221 280 90 84 E-mail adresi: ekmekveadalet@arcor.de Adana- ‹nönü Cad. 7. Sokak K›z›lay ‹fl Han› arkas› Özkan Apt. No:10/2 Tel-faks: 0 322 351 97 25 Ankara- GMK Bulvar› Onur ‹flhan› Kat: 6 Daire: 151 K›z›lay Tel-faks: 0 312 419 27 38 Antakya- Armutlu Mahallesi Elmas Sok. fiaban Kanatl› Apt. Kat: 4 D: 6 Telfaks: 0 326 223 87 18 Bursa- Baflak Cad. Gür ‹fl Han› Daire: 25/4 Heykel Tel-faks: 0 224 224 93 97 Gaziantep- Karatarla Mahallesi Gaziler Caddesi Yeniçeri Sokak No:27 Daire:10 fiahinbey Hopa:Hopa ‹fl Merkezi Zemin Kat No: 1 HOPA Tel-Faks:0 466 351 42 08
‹zmir- Milli-i Kütüphane Cad. No: 17/104 Tepeköylü ‹fl Merkezi Konak/‹zmir Tel-Faks: 0 232 482 29 54 Kocaeli- Hürriyet Caddesi Gakko Kervan Saray ‹flhan› Kat:7 No:79 Tel-Faks: 0 262 331 66 51 Malatya- Dabakhane Mah. Bak›rc›lar Çarfl›s› Sar›beyo¤lu ‹flhan› Kat:1 No:43 Tel: 0422 323 24 77 Mersin- Zeytinlibahçe Caddesi Petek Apartman› No:26 Kat:1/3 Mersin Samsun- Talimhane Cad. Bozluolcay ‹fl Han› Kat: 3/42 Tel-faks: 0 362 435 25 80 Trabzon- Kemerkaya Mah. Kundurac›lar cad. Dedeo¤lu sokak Pustular iflhan› Zemin Kat No:4 Tel-faks: 0462 321 14 80
Halk için Ekmek ve Adalet Say› 5 ‹çindekiler 3... 5... 8... 10... 12... 13... 17... 18... 19... 22... 23... 26... 29... 30...
33...
34... 35... 38... 40... 43... 44... 45... 46... 48... 50...
AB’ye ‘uyumlu’ faflizm Faflizme “uyum yasalar›” maskesi AB’cili¤in “muhalefet”teki ortaklar› Terör mü diyorsurnuz? Tekirda¤ F tipi’nde j‹TEM sorgusu ve ailelere dayak Türkiye’de hukuk yok mu? Sümerbank iflçisi direniyor. Çak›c›- BJK iliflkisini de Cemil Çiçek’e sorun Bayrampafla katliam›nda üç bayan›n resimleri... AKP’nin iflkenceci-iflgalci dostlar› Gazze’de katliam ve tecrit “Bütün uyuyanlar› uyand›rmak için... Reform katliam›n ad›yd›... ‹flkenceli sorguyu yasallaflt›ran, kontra örgütü... Necef, Kerbela, Nasiriye’de kaliam kuflatmas› ve direnifl... 1 Milyon Kübal›n›n gösterisi Anti-emperyalist eylemler yay›l›yor Suçtur umudu yasaklamak! Oligarfli içi kavgan›n figüranlar›d›r... Faflizmin AB maskesini takm›fl bir ayd›n! Hatay’da sel de¤il sistem felaketi Hürriyet’in içinden gelen duygular Yaflamaktan b›kt›r›lan halk›m›z Bir masal gecesi Kahramanlar ölmez
AB’ye ‘Uyumlu’ Faflizm “Önümüzdeki süreç” üzerine bir politika sahibi olmak isteyen herkes bilmelidir ki, “AB’ye Uyum” maskesini veya daha ötesinde “AB’ye üyelik”maskesini takm›fl bir faflizm, halka karfl› bask› ve zulümde daha pervas›z, daha cüretli olacakt›r. “AB’ye Uyum” yasalar›n›n Türkiye’ye ne kazand›r›p kazand›rmayaca¤›n›n bizzat pratikte görülebilece¤i bir süreç yafland›. Art›k herkes gerçe¤i görmek zorunda. Oligarfli ve onun flu andaki hükümeti AKP, AB’ye uyumu faflizmi kurumsallaflt›rmak, pekifltirmek için kullan›yor... ‹ktidar flöyle düflünüyor; AB’ye uydurduk, art›k daha pervas›z olabiliriz. Bu oyun nas›l oynan›yor? Herkes iyi görmelidir.En çok bilinen ve hemen herkesin niteli¤ini aç›kça görebilece¤i bir örne¤i verelim: DGM’ler “AB’ye uyum” yasalar› çerçevesinde kald›r›ld›lar. ‹ktidar “DGM’yi kald›rd›k” demagojisini ve propagandas›n› bile fazla uzatmaya gerek duymadan DGM’lerle ayn› mant›¤a ve amaca sahip Genifl Yetkili A¤›r Ceza Mahkemeleri’nin kurulaca¤›n› ilan etti. Adeta AB’ye uyum yasalar›n›n göstermelik oldu¤unu ilan edercesine, eski DGM Yasas›’n› ve kurulufl ilkelerini, oldu¤u gibi kelimelerini bile de¤ifltirmeden, yeni mahkemelerin kurulufluna uyarlad›lar. Bu durumda, sadece göstermelik bir de¤ifliklik mi yap›lm›fl oldu? Hay›r, bu göstermelik de¤ifliklikle, faflizm, “demokratiklefliyoruz” imaj›n› sürdürmenin yan›nda bir avantaj daha elde etmifl oluyor; Art›k DGM’lerin yerine geçen mahkemeler, halka karfl› daha a¤›r cezalar vermekte, daha hukuksuz yarg›lamalar yapmakta, pervas›z olacaklar. Çünkü, DGM’ler nezdinde üzerlerindeki toplumsal bask› ve denetimden de, verdikleri kararlar›n A‹HM’den dönmesinden de kurtulmufl oluyorlar... Oyun iflte böyle oynan›yor... Hapishaneler konusunda da böyle olmad› m›? Hapishaneler F tipleriyle “reformdan” geçirildi ve bu konuda oligarflinin üzerindeki toplumsal bask›n›n bir bölümü ortadan kalkt›; oligarfli flimdi hapishanelerdeki zulmü daha “rahat” sürdürüyor. Dernek kapatmaktaki pervas›zl›¤›na bak›n; “Örgütlenme özgürlü¤ü” konusunda Avrupa’n›n istedi¤i “uyum yasalar›”n› ç›kard› ya; flimdi gençlik derneklerini, hak ve özgürlükler için kurulmufl dernekleri, ya kapat›yor, kapatmasa da bask›nlarla, yönetici ve üyelerine yönelik gözalt›lar, tutuklamalar, tehditlerle F‹‹LEN çal›flt›rm›yor... Faflizmin AB maskesiyle daha da pekifltirilmesi oyununu görmeyen ve anlamayanlar, haklar ve özgürlükler mücadelesi veremez. AB’ye uyum yasalar›ndan daha demokratik bir Türkiye bekleyenler, ne yaz›k ki, AKP’nin ç›kard›¤› bu kadar uyum yasas›na ra¤men, yine hayal k›r›kl›¤› yaflayacaklar. Çünkü yukar›daki bir kaç örne¤in de çok somut olarak gösterdi¤i gibi, ç›kar›lan her uyum yasas› “demokratikleflmeye” de¤il, “faflizmin pekiflmesine” hizmet ediyor. Polisin pervas›zca sahte belgeler düzenleyip, onlarca insan› tutuklatabilmesi de bunun sonucudur. Devasa bir bask› sistemi kurulmufl ve bu sistem her geçen gün daha yayg›n bir biçimde çal›flt›r›lmaktad›r. Çevrenize, ülkedeki geliflmelere bir bak›n; flu veya bu demokratik örgütlülük içinde yer al›p da, haklar ve özgürlük mücadelesine flu veya bu biçimde kat›l›p da polisin daya¤›ndan, soruflturmalardan, cezalardan, tehditlerden pay›n› almayan
yoktur. Uyum yasalar› sonucunda, yasalar›n örgütlenme, gösteri, düflüncelerini ifade etme gibi haklar› tan›d›¤›, ama bu haklar›n F‹‹LEN polis terörüyle, bürokrasinin yasaklar›yla yokedildi¤i bir sistem flekillendirildi. Bu devasa bask› sistemi içinde, bir örgütlülük veya mücadele içinde yeralanlar, sicilleriyle, okuldan, iflten at›lmakla tehdit ediliyor, iflkenceyle, cezayla tehdit ediliyor, F tipiyle tehdit ediliyor, bütün bunlar›n yetmedi¤i yerde “seni yokederiz” tehditleri devreye sokuluyor. Ve bu devasa bask› sistemi “AB’ye uyumu sa¤lanm›fl” bir militarist ayg›t taraf›ndan sürdürülüyor. AB’ye uyum’la ne demokratikleflmede bir ad›m ileri gidilmifl, ne Kürt sorununda, ne inanç özgürlü¤ünde bu ülkenin ve halk›n hiç bir kazan›m› olmam›flt›r. Olmufltur diyen yalan söylüyordur. Oligarflinin ve AKP iktidar›n›n hak ve özgürlükleri geniflletmeye, Kürt sorununu çözmeye, adaleti yerine getirmeye hiç niyeti olmad›¤› aç›kt›r. Peki Avrupa Birli¤i’nin var m›? Hay›r, Avrupa Birli¤i, “teröre karfl› mücadele” ad›na üye ülkelerde ve bizzat kendi merkezlerinde her türlü bask› ve zulüm yönteminin uygulanmas›na, her türlü hak ve özgürlü¤ün gasbedilmesine yeflil ›fl›k yakan bir politikan›n sahibidir. Böyle oldu¤u içindir ki, ne iflçilerin, memurlar›n iflten atma tehditleriyle, polis bask›s›yla sendikas›zlaflt›r›lmas›, ne gençli¤in aç›k bir terörle örgütsüzlefltirilmesi, ne hapishanelerdeki tecrit, AB’yi ilgilendirmiyor. Avrupa için göstermelik yasalar›n yeterli olaca¤›n›n en aç›k kan›tlar›ndan biri Kürt sorunu karfl›s›ndaki tutumdur. B›rak›n Kürt soruSorun, AB’ye uyumun nunun bütün yönleriyle ve faflizmin yeni maskesi tam demokratik bir biçimde yap›lmak istendi¤inin çözülmüfl olmas›n›, en çok görülüp, bu maskeyi sözü edilen “Kürtçe yay›n, düflürmek, bu oyunu e¤itim” konusunda bile asgari bir demokratikleflmebozmak için harekete den sözetmek mümkün degeçilmesidir. AB ara- ¤ildir. Hala kongrelerde, c›l›¤›yla demokratik- konserlerde “Kürtçe konuflleflme beklentisi, maktan” davalar aç›l›yor. uyuflturmufltur, çürüt- Ama “Zana Davas›” d›fl›nda müfltür, kitlelerin ve AB’nin bir “Kürt sorunu hatta solun baz› ke- gündemi” de yoktur. simlerinin beynini du- Uyum yasas›n› ç›kar, bask›y› artt›r... Yaflanan budur. mura u¤ratm›flt›r. Ar- Ne Avrupa emperyalizmit›k bu uykudan, uyu- nin, ne de AKP’nin baflka flukluk halinden ç›k- bir amac› yoktur. ‹nsan hakmak zaman›d›r. lar›, demokrasi, özgürlükler,
hukuk, herfley emperyalist sistem içinde giderek bir oyuna döndürülmektedir. Son örnekler çarp›c›d›r; Bir yandan Amerikan Kongresi, Irak’taki iflkencelerden dolay› politikac›lar›, generalleri güya sorguluyor, bir yandan Amerikan Askeri Mahkemesi bir askeri Ebu Garib’deki iflkencelerden dolay› 1 y›l(!) hapis cezas›na çarpt›r›yor ve tüm bu mizansen sürerken, ayn› gün, ayn› saatlerde, onlarca Irak’l› dü¤ün s›ras›nda katlediliyor... Amerikan demokrasisinin güzelli¤ine bak›n! Ve burada hemen eklemek gerekir ki; ABD ne kadar demokratsa, AKP de o kadar demokratt›r. O, ABD’ye bakar... Uyum yasalar›, onlar› bundan daha fazla “demokrat” yapmad› ve yapmayacakt›r. Sorun, AB’ye uyumun faflizmin yeni maskesi yap›lmak istendi¤inin görülüp, bu maskeyi düflürmek, bu oyunu bozmak için harekete geçilmesidir. AB arac›l›¤›yla demokratikleflme beklentisi, uyuflturmufltur, çürütmüfltür, kitlelerin ve hatta solun baz› kesimlerinin beynini dumura u¤ratm›flt›r. Bu uyuflma ve çürüme hali içinde AB ve oligarfli özellikle sendikalar, kitle örgütleri üzerinde yürüttükleri operasyonla halk› büyük ölçüde örgütsüzlefltirmeyi baflarm›fllard›r. Art›k bu uykudan, uyuflukluk halinden ç›kmak zaman›d›r. Ba¤›ms›zl›ktan ve demokrasiden yana olan tüm güçler, tüm demokratlar, ilericiler, vatanseverler, devrimciler, sosyalistler, “AB’ye Uyum” yasalar›yla tezgahlanan oyunu bozmay› birincil görevlerinden biri olarak görmelidirler. Genifl kitlelerin AB’cili¤i, yüzeysel, daha çok ekonomik beklentiler üzerine oturan bir AB’ciliktir. Bizzat Avrupa Birli¤i taraf›ndan yap›lan anketlerde, AB üyesi ülkelerde AB’ye “hay›r” diyenlerin oran› yükselirken, AB’ye aday ülkelerde “evet” diyenlerin oran› yüksek ç›k›yor. Bu bile, beklentilerle gerçekler aras›ndaki fark› gösteriyor. Ama bu fark› görmesi ve göstermesi gerekenler, aldatmacan›n bir parças› haline gelince, ortaya AB’ye üyelik konusunda son derece çarp›k bir bilinç ve pratik ç›km›flt›r. AB ve AKP iktidar›, bu bulan›k ortam› kullan›p uyum-üyelik oyunuyla bir yandan ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesinin alt›n› boflaltmakta, bir yandan da buna ra¤men mücadele etmekte kararl› olanlar›n daha boyutlu bir terörle sindirilmesini amaçlamaktad›rlar. Halk›n emperyalizm ve özel olarak Avrupa emperyalizmi konusunda aldat›lmas›n›n önüne geçmek için, önce muhalif kesimler AB’cilik çemberinin d›fl›na ç›kmal›d›rlar.
Faflizme “Uyum Yasalar›” Maskesi NDemokratiklefltiysek, bu bask›lar, yasaklar, bu zulüm niye? NDemokratikleflme yok, aldatmaca varsa, kim, niye aldat›yor? Onlarca “demokratikleflme paketi” aç›ld›; AB’ye uyum yasalar›n›n say›s›n› kimse sayamaz oldu. Ve ülkemizde hala iflkenceler, bask›lar, yasaklar, tehditler, flantajlar, tecavüzler, katliamlar, infazlar, komplolar sürüyor.
Daha bu hafta içinde, düflüncelerini afiflle, bildiriyle, pankartla dile getirdi¤i için bir çok insan gözalt›na al›n›p tutukland›.
Kimileri bütün bu geliflmeleri “yasalar ç›kt› ama henüz pratik uygulamaya yans›mad›” diye aç›klamaya çal›fl›yorlar. Gerçekten sorun bu mu?
Bu sayd›klar›m›z sadece son bir hafta içinde olanlar.
Kimileri de zulmün, faflist terörün çeflitli biçimleriyle karfl›laflt›kça “tam AB kap›s›ndaki Türkiye’ye yak›flt› m›?” diye elefltiriyorlar bunlar›? Gerçekten “AB kap›s›nda” bunlar olmuyor mu, AB taraf›ndan bunlar “kabul görmüyor mu? Sorular› ço¤altabiliriz: AB’de gerçekten iflkence, komplo, hukuksuzluk yok mu? AB, gerçekten Türkiye’de bunlar›n olmas›na kökten karfl› m›? AB’ye üyelik halk› iflsizlikten, bask›dan, zulümden kurtaracak m›? Bu sorular›n tek bir cevab› var: Avrupa Birli¤i’ne üyelik ve “AB’ye uyum” meselesi, bafl›ndan itibaren tam bir aldatmaca olarak süregeldi ve hala da öyle devam ediyor.
Y›llarca halk›n demokrasi özlemiyle alay ettiler, halk› aldatt›lar, oyalad›lar. Aldatma ve Oyalama politikas› flimdi AKP arac›l›¤›yla sürdürülüyor. AKP iktidar›, en fazla uyum yasas›n› ç›karmakla övünüyor. Do¤ru; AB’nin istedi¤i onlarca yasay› ç›kard›lar, mevcutlar› de¤ifltirdiler. Her uyum yasas› ç›k›fl›ndan sonra, halk gazetelerde “art›k örgütlenme özgürlü¤ü önündeki engeller kald›r›ld›... art›k kimsenin üstü keyfi olarak aranamayacak... dernekler mahkeme karar› olmadan bas›lmayacak... toplant› ve gösteri özgürlü¤ü tam olarak sa¤lanacak... düflünce özgürlü¤ünün önündeki engeller kald›r›ld›...” vs. vs. sözleri okudular. Daha, derginin bu say›s›n› haz›rlarken, polisin sokak ortas›nda ö¤rencileri döverek gözalt›na ald›¤›n›n, polis otolar›yla güpegündüz insanlar›n kaç›r›ld›¤›n›n haberleri gelmeye devam ediyordu (ayr›nt›lar›n› dergimizin di¤er sayfalar›nda okuyacaks›n›z).
Polis, komplolarla, sahte belgelerle insanlar› tutuklamaya devam etti.
En çok AB’ye uyum yasas› ç›karmakla övünen AKP iktidar›n›n 1,5 y›l›na bakt›¤›m›zda ise, zulmün, terörün bilançosunu bir yaz›ya, hatta bir derginin tümüne bile s›¤d›rmak mümkün de¤ildir. Sadece, mesela gençlik üzerinde uygulanan terörü hat›rlatal›m; Dört ayl›k bir süre içinde, onlarca gençlik derne¤i bas›ld›, bini aflk›n üniversite ö¤rencisi örgütlenme hakk›n› kulland›klar›, toplant› ve gösteri hakk›n› kulland›klar› için haklar›nda soruflturmalar aç›ld›, iflkencehanelere al›nd›lar, okullar›ndan at›ld›lar, kimileri de F tiplerine at›ld›. Sadece, hapishanelerdeki tutsaklar üzerinde uygulanan ve flu ana kadar 111 insan›m›z› öldüren tecriti hat›rlay›n; sadece memurlar, tutsak yak›nlar› taleplerini dile getirdiler diye maruz kald›klar› terörü hat›rlay›n... Peki o hükümetlerin aç›klad›¤›, medyan›n yazd›¤› “art›k flöyle olacak...” sözlerinin anlam› yok muydu? Tek anlam› var; aldatmak, oyalamak!
AB-AKP dan›fl›kl› dövüflü; AB ç›kar›lan yasalardan memnundur; uygulamadan da temelde bir flikayeti yoktur. Geçen hafta içinde AB’nin genifllemeden sorumlu yetkilisi Verheugen; “Reformlar›n h›z› ve kalitesi etkileyici...” diyerek AKP’nin arkas›nda olduklar›n› tekrar vurgulad›. Almanya’dan Yefliller Eflbaflkan›, “Türkiye’de sessiz bir devrim gerçeklefltiriliyor” diye demeçler verdi. Türkiye halk›n›n hissetmedi¤i bu “devrim”i bir tek Avrupa emperyalistleri hissediyor. Onlar AKP’nin “demokratikleflme ad›mlar›n›” öve öve bitiremiyorlar. AKP her istediklerini yap›yor; Avrupa tekellerinin önü aç›ld›kça aç›l›yor. AB sözcülerinin zaman zaman yapt›¤› “uygulamay› görmek istiyoruz, uygulamada aksakl›klar var” türü aç›klamalar› ise kaale al›nacak
Say› 5 5 23 May›s 2004
aç›klamalar de¤ildir. Çünkü onlar›n “uygulama”dan anlad›klar›, mesela “hükümranl›klar›n›n kan›t›” olarak görmeye bafllad›klar› “Zana Davas›”, ve göstermelik baz› uygulamalard›r. De¤ilse, AKP iktidar›n›n 1,5 y›l› boyunca, devrimci bas›n› dolduran bask›lar, komplolar, soruflturma terörü, tehdit ve flantajlara, F tiplerindeki katliama, iflkencelere, tecavüzlere AB’nin bir itiraz› yoktur. Bugüne kadar özellikle devrimcilere yönelik tek bir bask›ya, infaza, katliama itiraz ettikleri, bunlar› “AB’ye uyum yasalar›na ayk›r›” olarak de¤erlendirdiklerine TANIK OLUNMAMIfiTIR.
‘AB’ye uyum’, ‘demokratikleflme’ göstermeliktir; bunu aç›kça söyleyecek kadar da halk› aldatacaklar›ndan emin ve pervas›zd›rlar!
Say› 5 6 23 May›s 2004
Anketlerde “halk›n AB’ye üyeli¤i destekleme” oran›n›n yükseldi¤i belirtiliyor. Bunun aç›k anlam› “halk›n kand›r›lma oran›n›n” yükselmifl olmas›d›r. ‹flte halk›n bilinçsizli¤inden ve örgütlü tepkilerin c›l›zl›¤›ndan ald›klar› cesaretle, AB’ye uyum oyununu daha cüretli ve aleni hale getiriyorlar. ‹flte bir örnek: “Avrupa Komisyonu yetkililerinin, önümüzdeki 6 ay içinde Türkiye’nin neler yapmas› gerekti¤i fleklindeki sorulara verdikleri yan›tlar› flöyle özetleyebilirim: Aman, uygulamalar konusunda hiç de¤ilse birkaç örnek verin. Çarp›c› baz› uygulama örneklerini ortaya ç›kar›n ve bunlar› teflhir edin.” (M. Ali Birand, Posta, 18 May›s) Herfley bu kadar aleni. Birkaç vitrinlik “demokrasi gösterisi yap›n” yeter; AB’nin mant›¤› bu. Oligarfli de, AKP de ayn› mant›kta. Hat›rlanaca¤› gibi, AKP’nin Uyum Yasalar›ndan sorumlu bakan› Cemil Çiçek de "Türkiye'nin 2004 Aralık ayında müzakere sürecini bafllatabilmesi, Türk yargısının imtihandan geçmesine ba¤lıdır" demeciyle “aman AB’ye girinceye kadar baz› fleylere dikkat edin” demiflti. ‹flte bu mant›kta olduklar› içindir ki, Terörle Mücadele Yasas›’n›n 8. maddesini kald›r›rken, yasan›n gerekçesine “Türk Ceza Kanunu'nun 311. maddesi gere¤ince, 8. maddenin yürürlükten kaldırıldı¤ında boflluk do¤ması bir tarafa, ülke bütünlü¤ü aleyhine propaganda suçu daha a¤ır bir cezayla cezalandırılabilecektir." diye yazm›fllard›. Ayn› kafa yap›s›, “AB’ye uyum çerçevesinde” DGM’leri kald›r›rken, aradan iki gün geçmeden, DGM’lerden daha adaletsiz bir yarg› mekanizmas›n› devreye soktu.
Herfley bir maske meselesi. AB-AKP iflbirli¤iyle, faflizmin sa¤›ndan solundan y›rt›lan maskesi sa¤lamlaflt›r›l›yor. Maske sa¤lamlaflt›r›ld›kça, zulüm daha da pervas›z ve boyutlu olacak.
‹flte AB sürecinin gerçek özeti: Bitmeyen “demokratikleflme” vaatleri; sürekli faflizm; Tüm düzen partileri, “Türkiye’nin demokratik hukuk devleti” oldu¤unda hemfikirdirler ve bunu
‹flte ka¤›t üstünde yaz›lanlar ‹flte Türkiye gerçe¤i 4 A¤ustos 2002 tarihli Radikal Gazetesi’nden aktar›yoruz: “Türkiye'de yeni bir dönem bafllatacak olan 14 as›l, üç geçici maddelik 'demokrasi paketi'... yasallaflt›... “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu da AB'ye uyumlu hale getirildi... Konser, tiyatro ve film gösterimlerinde önceden izin alma koflulu kald›r›lacak, 48 saat önceden bildirimde bulunmak yeterli. ... Keyfi bask›nlara son... “Özel radyo ve televizyonlar›n Kürtçe yay›n yapabilmesine olanak sa¤land›. “Art›k... gazetecilere hapis cezas› yok.... Düflünce suçlular› olmayacak...” *** Bakal›m: “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu da AB'ye uyumlu hale getirilmifl”... AMA; Polis, sahte belge düzenleyip dernek kapat›yor, insan tutukluyor. Polis, konserlere gelenleri fiflliyor. Polis konserleri, bas›n toplant›lar›n› yasakl›yor. Bakal›m: “Özel radyo ve televizyonlar›n Kürtçe yay›n yapabilmesine olanak sa¤lanm›fl”... AMA, hala hiç bir özel radyo ve televizyonda Kürtçe yay›n yok! Bakal›m: “Art›k... gazetecilere hapis cezas› yok.... Düflünce suçlular› olmayacakm›fl...” AMA, Türkiye ‹nsan Haklar› Vakf›'n›n belirlemelerine göre, sözlü ya da yaz›l› olarak ifade edilen görüfller, kitap, gazete, dergi gibi yay›nlar nedeniyle AB’ye uyum yasalar› ç›kar›lm›fl olmas›na ra¤men en az 774 dava aç›ld›. Farkl› yasalara dayan›larak aç›lan davalar sonucunda, 162 mahkûmiyet karar› verildi. Herfley bu kadar aç›k!
s›k s›k adeta “iman tazelercesine” tekrarlarlar. Peki neden bu sözü bu kadar s›k söyleme ihtiyac› duyarlar? Çünkü gerçe¤in böyle olmad›¤›n› bilir, gerçe¤i, yani FAfi‹ZM‹ gizlemek isterler. 50 y›ld›r tüm seçimlerde düzen partilerinin temel vaatlerinden biri “demokratikleflme”dir. Bu vaatler bile sistemin demokratik olmad›¤›n›n itiraf›d›r. Bu vaatlerin de yerine getirilmedi¤ini gözönünde bulundurursak, mevcut sistemin yap›s›yla demokrasi aras›nda epey bir mesafe oldu¤u kendili¤inden ortaya ç›kar. Cumhuriyet’in kuruluflundan beri, hak ve özgürlükleri gerçek anlam›yla yaflamam›fl halk kitleleri, bu nedenle demokrasiye derin bir özlemle doludurlar. ‹ktidara aday olan tüm düzen partileri de bu özlemi istismar etmekten geri kalmam›fllard›r. Kendi bafllar›na demokrasiyi hakim k›lacaklar›na kimse inanmad›¤› için de, AB’ye üyelik meselesini “demokratikleflilece¤ine” inanc› güçlendirmek için kullanmaya bafllad›lar. Her hükümet, art›k AB sürecinde büyük mesafeler katetmifl olmakla övünecekti. 7 y›l öncesinden bir hat›rlatma; Y›l 1998; ANASOL-D Hükümeti, Türkiye’nin AB’ye tam üyeli¤i yönünde önemli aflamalar kaydetmekle övünüyor. Mesut Y›lmaz Almanya Baflbakan› Kohl’le yapt›¤› görüflmede Almanya’n›n deste¤ini al›p Fran-
Oligarflinin savunmas›; “AB’ye uygun iflte!” Muhaliflerin muhalefeti; “A‹HM’e gideriz ha!” Hem düzen, hem de düzen muhalifleri art›k hiç bir konuda “AB’siz” düflünmez oldu. Muhalif güçler, tüm hak ve özgürlük gasplar› karfl›s›nda sanki bir çareymifl, çözümmüfl gibi “A‹HM’e gideriz ha!” politikas›n› gelifltirirken, oligarfli de halka karfl› say›s›z politikas›n› “AB’ye uygun, bak›n onlar da itiraz etmiyor... onlarda da var...” demagojileriyle meflrulaflt›rmaya çal›flm›flt›r. Oligarfli aç›s›ndan bu son derece normaldir. ‹fline geldi¤i noktada (mesela F tiplerinde oldu¤u gibi) “AB’ye uygunlu¤u” kullan›r, ifline gelmedi¤inde de “AB’nin koflullar› farkl›, Türkiye’nin kendine özgü koflullar›” demagojisine baflvurur. Ama muhalefetin “A‹HM’e gideriz” söylemini, sanki bir “mücadele biçimi” gibi ele almas›,
sa’ya gidiyor. Medya “Fransa Cumhurbaflkan› Jacques Chirac, Baflbakan Mesut Y›lmaz’› Elesia Saray›’n›n kap›s›nda karfl›lad›” diye veriyor ziyareti. Fransa’n›n “okeyi” de al›nd› diye aç›klan›yor. Mesut Y›lmaz’›n yerine Tayyip Erdo¤an’› koyun; ayn› noktadalar. Baflbakanlar de¤iflti ama bu sahneler de¤iflmedi. Emperyalizm de, oligarfli de kendi hesaplar›n› yap›yorlar, “üyelik” görüflmeleri, halk›n taleplerinin ve beklentilerinin d›fl›ndaki pazarl›klarla biçimleniyor. Ama halka hep “ha oldu ha olacak... sabredin, demokrasiye, refaha az kald›” havas› verildi. Halk›n hak ve özgürlük isteklerinin devrimci mücadeleye kanalize edilmesinin önüne geçip, bu istekleri AB’ye üye olma hedefine yönlendirebilmek için bu beklentinin yarat›lmas› gerekliydi. ‹flte bu beklentileri canl› tutmak için “Düflünce ve ifade özgürlü¤ü” önündeki engeller, yasaklar, bir de¤il, iki de¤il, defalarca kald›r›l›yor... Kürtçe “defalarca” serbest b›rak›l›yor... Her uyum yasas›nda “polisin keyfiliklerinin önlenece¤i” aç›klan›yor... K›sacas›, ayn› film, tekrar tekrar bafla döndürülüp oynat›ld›... Peki bu kadar paketle, uyum yasas›yla nereye geldik? Düzen “demokratiklefltikçe” zulmü ço¤al›yor. Veya baflka deyiflle, ka¤›t üstünde demokratikleflme; gerçekte zam zulüm iflkence! normal de¤ildir. A‹HM’e gitme, mevcut yasal haklar› kullanma çerçevesinde baflvurulabilecek bir yöntemdir. Ama o kadar. Haklar ve özgürlükler mücadelesinde b›rak›n temel olmay›, tali bir yol bile de¤ildir. Yap›lmas› gereken onlarca temel-tali fleyin yan›nda en sonlardaki bir yöntemdir. Kald› ki, A‹HM konusunda da solun bir çok kesimi, oligarfliyle Avrupa aras›ndaki dan›fl›kl› dövüflün figüran› olmay› kabul etmifltir. “Dostane çözüm” ad› verilen, gerçekte ise “ma¤durlara” rüflvet verilmesi olan politikaya karfl› ç›kmayarak, infazlar›n, hukuksuzluklar›n üstünün örtülmesine ortak olmufltur. Dostane çözüm ad› alt›ndaki rüflveti reddetme, gerçek adaleti isteme tavr› benimsenmemifltir; Solun hemen hiç bir kesimi bu tavr› gösterememifltir. Do¤ru olan, politik olan buydu. AB’nin bu “apolitik” çözümlerinin, b›rak›n s›radan insanlar›, Türkiye solundaki çeflitli hareketlerin en üst düzey insanlar› taraf›ndan bile kabul edilmesi, soldaki iddias›zlaflman›n, dejenerasyonun önemli göstergelerinden biridir.
Say› 5 7 23 May›s 2004
Faflizm, “AB’ye Uyum”u Kendine Maske Yaparken Bu Oyunun Aleti Olanlar Da Vard›
AB’cili¤in “Muhalefet”teki Ortaklar› Çeflitli araflt›rmalar›n gösterdi¤i rakamlarda farkl›l›klar-çarp›tmalar olsa da, halk›n önemli bir bölümünün bugün için “AB’ye girilmesinden yana” oldu¤u somut bir olgudur.
Say› 5 8 23 May›s 2004
Böyle bir noktaya nas›l gelindi? AB’cili¤in önünde tarihsel ve güncel bir çok engel de sözkonusuydu. Mesela, “gavura alerji” Türkiye halk›n›n karekteristik özelliklerinden biridir. Bu “alerji” bir dönem “Rusya düflmanl›¤›na” yönlendirilmifl, 1960-70’lerde devrimcilerin önderili¤indeki anti-emperyalist mücadelenin etkisiyle antiAmerikan bir muhteva kazanm›fl olsa da, “gavura alerji” tarihsel kökeni itibar›yla 1920’lerdeki iflgalden dolay›, ‹ngilizler, ‹talyanlar baflta olmak üzere, Avrupa emperyalistlerine yöneliktir. Böyle bir tarihsel faktörün ötesinde, güncel olarak da, yaflad›¤›m›z say›s›z sorunda, ekonomik s›k›nt›larda, IMF pro¤ramlar›nda K›br›s sorununda, Avrupa emperyalistlerinin rolünün oldu¤u genifl kitleler taraf›ndan bilinir. Bunlara ra¤men, AB’ye evet diyen yaklafl›m›n nas›l a¤›rl›kl› hale gelebildi¤i sorusu daha da önem kazan›yor. (Tabii bunlar›n yan›nda, halk›n AB konusundaki duygular›n› tersinden etkileyen 3 milyonu aflk›n insan›m›z›n Avrupa ülkelerinde iflçi olarak çal›flmas›n›n yaratt›¤› “yak›nlaflma” gibi etkenlerden de sözedilebilir.) K›sacas›, bunlar sosyolojik bir incelemenin konusu olarak halk›n önemli bir bölümünün AB’ye neden “evet” deme noktas›nda oldu¤unu anlamak aç›s›ndan tart›fl›labilir. Ama bunlar›n da ötesinde esas olan çeflitli siyasal güçlerin AB konusunda sürdürdü¤ü politika ve propagandalard›r. Ad› önce AET olan AB’ye girifl, 40 y›l› aflk›n bir süredir oligarflinin gündemidir. Ama bu gündemin genifl kitlelere maledilmesi esas olarak son on y›ll›k süreçte giderek artan bir e¤ilim göstermifltir. Bunda da düzen güçlerinin çabalar› kadar, toplumdaki “muhalif” güçlerin pay› vard›r. Peki kim bunlar denilecek olursa, hiç tereddütsüz baflta say›lmas› gerekenler flunlard›r: - Kürt milliyetçili¤i - Reformist sol ve küçük-burjuva ayd›nlar - ‹slamc›lar Oligarfli, tek bafl›na AB’nin bu kadar yayg›n kabul gördü¤ü bir sonucu yaratamazd›. Oligarflinin güçleri taraf›ndan yürütülecek propaganda ve demagojiler kuflkusuz yine belli ölçülerde etkili olacakt›, ama bu etki s›n›rl› kalacakt›. AB’ye girmek, farkl› kesimler taraf›ndan desteklense bile, bunun esas›nda egemen s›n›flar›n bir iste¤i ve
politikas› oldu¤u aç›k olacakt›. Ama özellikle solun baz› kesimlerinin ve iflçileri, memurlar›, çeflitli serbest meslekleri temsil eden sendikalar›n, demokratik kitle örgütlerinin AB’ye girmeyi destekleyen tavr›, bütün bunlar› halk›n gözünde de mu¤laklaflt›rm›fl, herfleyin birbirine kar›flmas›na, halk›n aldat›lmas›n›n kolaylaflt›r›lmas›na yolaçm›flt›r. Avrupa Birli¤i’ne üyeli¤in genifl bir kesim taraf›ndan desteklenir hale gelmesi, sol (ve de islamc›) kesimlerdeki AB’cilikle mümkün olmufltur. Denilebilir ki, toplumdaki esas AB’ci havay› yaratan onlar›n katk›s›d›r. ‹flbirlikçi tekelci burjuvazinin, burjuva medyan›n ustaca manevralar›yla bu “sol” kesimler, AB’cili¤in koç bafl› haline getirilmifllerdir.
AB’cili¤e kim nas›l ortak oldu? Farkl› kesimlerin kendilerince gerekçeleri vard›. Reformist sol, 12 Eylül terörü karfl›s›nda örgütlenme anlay›fl›, mücadele biçimleri konusunda sa¤a savrulurken, sosyalist sistemin parçalanmas›yla birlikte, sosyalizme inanc›n› da kaybetti. Geriye bir tek burjuva demokrasisi kal›yordu. Onun da “en iyisi” Avrupa’dayd›. Daha 1980’lerin sonunda “AB’nin müdahalesinin Türkiye’yi demokratiklefltirece¤i” tesbitini yaparken, bu emperyalist müdahaleye karfl› bir itiraz dahi gelifltirmeyerek, o günlerden saf›n› belirledi. Devrim kaçk›nlar›n›n istedikleri, rahatça, risksiz solculuk, sosyalistlik yapabilecekleri (daha uygun deyiflle oynayabilecekleri) bir ortamd›. Bu ortam› da onlara ancak AB’ye uyum ve AB üyeli¤i verebilirdi. Bu nedenle 1990’lar›n bafl›ndan itibaren esas olarak AB’ci cephede yerald›lar. ‹lk bafllarda yüzlerinin a盤a ç›kmas› kayg›s›yla AB’cili¤in utangaç destekçileriydiler, giderek bu utangaçl›¤› da att›lar. Kürt milliyetçili¤i “kürt sorununa çözüm” diye ortak oldu. Halk››n gücüne ve savafl›na dayanarak çözüm inanc›n› ve kararl›l›¤›n› kaybetti¤i noktadan itibaren (ki bu dönüm noktas› da esas olarak sosyalist sistemin y›k›l›fl›d›r) baflka güçler aramaya bafllad›. Kürt milliyetçili¤inin teorisine göre, Amerika’ya ve Avrupa’ya ra¤men bir fley yap›lamazd›! O zaman onlara tabi olmaktan baflka çare yoktu! Bu politikan›n do¤al sonucu olarak AB’ye giriflin bafl savunucular›ndan biri haline geldiler. AB nezdinde yürüttükleri faaliyetler, ne uluslararas› zeminlerin kullan›lmas›, ne de faflizmi teflhir çerçevesinde de¤il, do¤rudan ufla¤›
efendiye flikayet mant›¤›yla yürütüldü. Emperyalizmin müdahalesi için aç›k ça¤r›lar ç›kar›ld›. Özellikle Kürt milliyetçili¤inin bu tav›rlar›, solun halk nezdindeki prestijine büyük zararlar verdi¤i gibi, ayn› zamanda solda pragmatizmi, “iflbirlikçili¤in” bile pervas›zca savunulabildi¤i bir kültürü gelifltirdi. ‹slamc›lara gelince; ony›llarca, ta Mendereslerden bu yana, tüm iktidarlardan büyük bir himaye gören, onlar›n deste¤iyle geliflen islamc›l›k, oligarflinin belli kesimlerinin bu geliflmenin bir noktay› aflmamas› do¤rultusunda gelifltirdi¤i politikaya ba¤l› olarak nisbi bask›larla yüzyüze gelince, kendini Avrupa’n›n kuca¤›na att›. Kendi özgücüyle, bedel ödeyerek inançlar›n› savunma gibi bir gelene¤i olmayan düzen islamc›l›¤›, fleriat’tan, kurandan sözetmesine ra¤men, özendi¤i model özgürlükçü Amerika veya demokratik Avrupa’yd›. Çünkü düzen islamc›l›¤›, türban›n› takmaktan yanayd›, ama kapitalizmden de vazgeçmek istemiyordu. ‹kisini “Kopenhag Standartlar›” flemsiyesi alt›nda bir araya getirebileceklerini umarak k›sa sürede en h›zl› AB’ci oldular. Emperyalizme iliflkin “fleytan” tesbitlerini, “anti-Bat›”c›l›klar›n›, Bat› kültürüne itirazlar›n› unutuverdiler.
AB’cili¤in avukat›, öncüsü, sözcüsü haline gelmeyi kabul eden solculuk! Baba-o¤ul Altanlar, Zülfü Livaneli, Yaflar Kemal, Can Dündar gibi isimler, genel olarak solcu ayd›nlar olarak bilinip tan›n›rlar, hatta bir ço¤u da kendine sosyalist der (veya derdi). Keza burjuva medyada köfle sahibi olan eski TKP’li, eski ‹P’li, eski DY’li köfle yazarlar›n›n yazd›klar› da “solun sesi” içinde alg›lan›r. ‹flte bu sayd›klar›m›z›n neredeyse tamam›, özellikle 1990’lar›n ikinci yar›s›nda adeta AB’cili¤in avukat› oldular. AB için en fazla onlar›n sesi ç›k›yordu. Haz›r böyle bir kesim bulan tekelci burjuvazi de bu f›rsat› de¤erlendirip onlara seslerini daha çok duyurabilecekleri imkanlar› sunmakta tereddüt etmedi. Zaten baflta da vurgulad›¤›m›z gibi, tek bafl›na Ertu¤rul Özkök gibileri AB lehine yaz›p çizselerdi, böyle bir sonucu yaratamazlard›. AB’ye girmenin teorisini yapmak, günlük politik tart›flmalar içinde AB’nin yararlar›n›(!) anlatmak bunlar›n birincil görevi haline geldi. (Belirtmek gerekir ki, kendileri d›fl›ndaki soldan da bu konuda fazla bir tepki görmediler. Adeta “normal” karfl›land›. Onlara geçmiflte ne iseler, ayn› flekilde yaklafl›lmaya devam edildi.) Bunlar›n yapt›¤› teoriler, önerdi¤i politikalar, legal partici reformist kesimler taraf›ndan da do¤rudan veya dolayl› kabul gördü.
Art›k “gündemde” devrim de¤il, burjuva demokrasisini kazanmak vard›! Bu kesim, AB’nin ve AB’cili¤in avukatl›¤› görevine sar›ld›kça, solculuktan, demokratl›ktan uzaklaflt›lar. Solculu¤un, demokratl›¤›n asgari kriterleri olan anti-faflist, anti-emperyalist düflünce ve tav›r terkedildi. Terkedildi ama bunlar yine de sol, sosyalist, devrimci s›fatlar›n› terketmeyerek müthifl bir ikiyüzlülük içinde yüzmeye bafllad›lar. Öyle korkunç bir ikiyüzlülük ki... Olaylar olgular karfl›s›nda k›staslar› de¤iflti; herhangi bir konuda tav›r al›rken ilk baflta “AB ne diyor” diye bakmaya, “AB’ye uygun mu de¤il mi?” diye ölçmeye bafllad›lar. Biz, ülkemizde uygulanan bask›lar, zulümler, emperyalist politikalar karfl›s›nda onlara “demokratl›¤›n, solculu¤un, sosyalistli¤in gereklerini” hat›rlat›yorduk; ama onlar›n ölçüsü “AB’cili¤in gerekleri”ydi art›k.
Gerçeklere ra¤men, bu “ortakl›k” sürdürülecek mi? Peki ne geçti ellerine? Hiç de k›sa say›lmayacak bir “AB’ye uyum” sürecinin yaflanmas›n›n ard›ndan bu soruyu sorabiliriz art›k bu kesimlere. Bu kesimlerin AB’yi savunmalar›n›n temel gerekçeleri aç›s›ndan bakal›m en baflta; Reforist sol, art›k neredeyse ç›kar›lacak “AB’ye uyum” yasas› kalmam›flken, buldu mu “öngördü¤ü” demokratikleflmeyi? ‹slamc›lar, bizzat “türban” noktas›nda AB’den darbeler yemektedirler. Kürt milliyetçili¤i ise, AB taraf›ndan adeta “terkedilmifl” gibidir; AB’nin bugün “Leyla Zanalar serbest b›rak›ls›n”›n ötesinde Kürt sorunuyla bir ilgisi kalmam›flt›r; “Kürt sorununu çözün” söylemini çoktan terkettikleri gibi, oligarfliyle birlikte Kürt milliyetçi hareketini yoketme ve tasfiye program›n› birlikte sürdürmektedirler. Evet soruyoruz; halk›n aldat›lmas›na ortak olmaktan, demokrasi özleminin yanl›fl hedeflere kanalize olmas›na yolaçmaktan baflka ne geçti ellerine? fiunu aç›kl›kla söylemek gerek: Niyetlerinden ayr› olarak, AB’ye yaslanarak gerçeklefltirilen tüm açl›k ve zulüm politikalar›n›n orta¤› olmufllard›r. Halk›n aldat›lmas›n›n, oyalanmas›n›n sorumlulu¤unun hesab›n› vermeyecekler mi? ‹slamc›l›k, düzenle bütünlefltikçe, AB’cili¤i de onun do¤al politikas› haline geliyor. Kürt milliyetçili¤i aç›s›ndan da büyük ölçüde böyle. Ama Türkiye solunun reformist kesimlerinin gelinen noktada daha fazla gecikmeden bir muhasebe yapmas› kaç›n›lmazd›r.
Say› 5 9 23 May›s 2004
Filistin’de gösteri yapan halk›n üzerine füze ya¤d›r›ld›: 25 Ölü
Terör Mü Diyorsunuz?
‹flte! Hadi Terörü Önleyin!
Dünya, iki günde peflpefle iki katliama tan›k oldu. Üstelik, ne direniflçilerle bir çat›flma içinde gerçeklefltirildi bu katliam, ne de karfl›lar›nda silahl› bir güç vard›. Düpedüz silahs›z, savunmas›z halk hedeflendi ikisinde de.
Say› 5 10 23 May›s 2004
Zaten kuflat›lm›fl durumdaki Refah Mülteci Kamp›’nda bir önceki günkü katliam› protesto eden üç bin kiflinin üzerine helikopterlerle füze ya¤d›r›p 25 kifliyi katlettikten sonra utanmazca “kendimizi savunuyoruz” diye aç›klama yapt› katliamc›. Irak’ta dü¤ün yapan halk›n üzerine bombalar ya¤d›r›p 45 kifliyi öldürdükten sonra ayn› utanmazl›k ve pervas›zl›kla “biz sadece teröristlerin kald›¤› bir evi hedefledik” diyordu öteki kat liamc›. “Teröre karfl› mücadele” ad›na, iflkencelerin, katliamlar›n dizginsizce sürdürüldü¤ü bir terörle sald›r›yorlar halklara. Herkes için aç›kt›r ki, silahs›z, savunmas›z insanlar “yanl›fll›kla” da katledilmedi. “Ak›ll› bombalar”›n bilgisayarlar› da hata yapmad›. Amaçl›, hedefli katliamlard› bunlar. Terör’ün tan›m›na giren “tehdit, korkutma, y›ld›rma” iflte bu sald›r›larda var. * “Terör terör” deyip duranlar; iflte terör!.. “Terörü önlemek bugün tüm dünyan›n öncelikli sorunudur” diyenler; buyurun önleyin bu terörü! Ulusal, uluslararas› tüm kurumlarda, platformlarda sadece bu terörü tart›fl›n, sadece bu terörle ilgili kararlar al›n. * NATO’nun yeni politikas› da “teröre karfl› mücadele” üzerine flekillenmiyor muydu? Buyrun; NATO’nuz girsin devreye, ‹srail’in, Amerika’n›n terörünü önlesin! *
Irak’ta dü¤ün yapanlar›n üzerine bomba ya¤d›r›ld›: 45 Ölü
“Teröre karfl› mücadelede kararl›y›z... Teröre karfl› uluslararas› iflbirli¤i yap›lmal›...” nakaratlar›n› hiç durmadan tekrarlayan ülkeler, örgütler, buyrun; siyonist terörün karfl›s›na dikilin de kararl›l›¤›n›z› görelim! * “Teröre karfl› mücadele”nin bafl 盤›rtkan› Amerika, karfl›n›za iflte bugün oldu¤u gibi bafl terörist olarak, en büyük terörist olarak ç›kt›; ne yapacaks›n›z? ABD Baflkan› Bush’la yanyana gelip “teröre karfl› mücadelede fikir birli¤i içindeyiz” diyen Tayyip’ler, Avrupa ülkelerinin liderleri, “Uluslararas› kurumlar”›n baflkanlar›; ne yapacaks›n›z? Terörist ABD’yle “fikir birli¤i içinde” olmay› sürdürecek misiniz? * Teröre karfl› mücadele ad›na, halklara ölüm ve açl›k getiren bir terörle karfl› karfl›yay›z. Refah Kamp›’nda, katliamdan sonra yaral›lar› almaya gelen ambulanslara da atefl aç›l›yor. Kaim’deki dü¤üne sald›r›da kasabaya en az yüz bomba düflüyor... Ortada ne bir insanl›k de¤eri b›rak›lm›flt›r, ne bir savafl kural›. Böyle bir dünyada hiç kimse adaleti ve hukuku uygulayamaz. Hat›rlay›n; 2002 Afganistan’da da bir dü¤ün alay›na atefl aç›lm›fl, 50’yi aflk›n Afgan katledilmiflti... Peki ne oldu, katliamc›lar yarg›land› m›? Cezaland›r›ld› m›? Hay›r! Ama ABD, yoksul Afganl›lara birkaç yüz dolar vererek “tazminat” ödemifl oldu. ‹nsan›n, yoksullar›n, sömürge ülke halklar›n›n de¤eri bu kadar. Böyle bir dünyada adaletten, hukuktan sözetmek mümkün mü? Böyle bir dünyada, iflgale, iflkenceye, afla¤›lanmaya karfl› halklar›n fliddetinin meflrulu¤unu kabul etmeyenlerin önerebilece¤i bir fley, hakk›, hukuku, adaleti yerine getirebilecek bir merci var m›?
19 Aral›k’ta devlet kendi hapishanelerine operasyon yapt›, “can güvenli¤inden” kendisinin sorumlu oldu¤u 28 tutsa¤› katletti!
‹srail, iflgal alt›nda tuttu¤u Refah Mülteci Kamp›’nda gösteri yapan halka sald›rd›, 25 Filistinliyi katletti!
NE FARKINIZ VAR? Filistin’de Refah Mülteci Kamp›’ndaki kat liam›n ard›ndan Tayyip Erdo¤an “adeta devlet terörü” diye, sanki o terör kendisine çok uzakm›fl, kendisi o terörün çok yabanc›s›ym›fl gibi bir aç›klama yapt›. “Adeta devlet terörü”ymüfl! Peki 19-22 Aral›k ne? Adeta da de¤il, düpedüz devlet terörü de¤il mi? Senin hükümetin de¤il mi 19-22 Aral›k katliam›n› “çok baflar›l› bir ifltir” diye de¤erlendiren? ‹srail bu katliam› silahla iflgal etti¤i bir yerde gerçeklefltiriyor. Senin savundu¤un katliam ise, güvenli¤ini devletinin sa¤lamas› gereken bir yer. Devletin, “can güvenli¤i”nden sorumlu oldu¤u alt› kad›n› bizzat diri diri yakt›¤› bir terörün savunucususun sen! fiaron’un Refah’taki kat liam›ndan daha vahflice, daha gaddarca bir katliam oldu¤u kuflku götürmez. Senin önceki partinin iktidar›nda Diyarbak›r’da 10 tutsa¤›n bizzat devletin askerleri taraf›ndan kalaslarla dövüle dövüle katledilmesi devlet terörü de¤il mi? Bingöl’de depremzedelerin üzerine kurflun ya¤d›rmak devlet terörü de¤il miydi? Sen ülkendeki 111 ölümü görmezden gelen bir baflbakans›n. Sen, iktidar oldu¤un gün hapishanelerdeki ölümlerin say›s› 97’ydi; sen hapishanelerden tabutlar ç›kmas›n› seyreden, tabutlar ç›kmaya devam etsin talimat›n› veren bir baflbakans›n. Sen kim, “devlet terörünü” k›namak kim? ***
Tayyip Erdo¤an at›p tutuyor; “devlet baflkanlar›n› ortak tutuma ça¤›r›yor”! Biliyor ki, “dünya liderleri” ‹srail terörüne karfl› bir araya gelemeyecek, gelse de bir karar alamayacakt›r. Alaca¤›n bir tutum varsa, al! Niye baflkas›n› bekliyorsun? Madem ‹srail mazlum Filistin halk›na karfl› devlet terörü uyguluyor diyorsun; kes ‹srail’le iliflkilerini. Yapabilir mi? Hay›r! Devlet olarak Türkiye’nin “teröre karfl› mücadele” anlay›fl›yla, ‹srail’in anlay›fl› aras›nda bir fark yoktur. Faili meçhullerden s›n›r ötesi operasyonlara, iflkencelerden kaybetmelere, kat liamlara kadar, tüm faflist terör yöntemlerini ikisi de uygulam›fl ve uygulamaya devam etmektedirler. ABD’nin “Büyük Ortado¤u Projesi”nin tafleronlu¤una soyunup sonra ‹srail katliamlar›n›, Irak’taki iflkenceleri “k›namak”, tam bir riyakarl›kt›r. ABD’nin Ortado¤u’daki egemenli¤i ancak iflgallerle, iflkencelerle, Siyonist ‹srail’in ve öteki iflbirlikçilerinin tetikçili¤iyle kurulur. AKP iktidar› ve Tayyip, bunlara evet demifltir. “Bar›flç›l bir gösteri yapan, silahs›z, savunmas›z insanlar›n üzerine atefl açmak”, ‹srail’in sicilinde var da Türkiye Cumhuriyeti’nin sicilinde yok mu? 1 May›s 1977’yi hat›rlay›n sadece! Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin, AKP iktidar›n›n iflkence, katliam, hapishaneler konusunda kimseye söyleyecek tek bir kelimesi yoktur. Elleri zaten kan içindedir. Sicilleri halka karfl› ifllenmifl suçlarla doludur.
Say› 5 11 23 May›s 2004
✔
‘uyum yasas›’ maskeli faflizm
Say› 5 12 23 May›s 2004
Tekirda¤ F Tipi’nde J‹TEM Sorgusu ve Ailelere Dayak
Kontrgerilla örgütü J‹TEM Tekirda¤ 1 no’lu F tipi Hapishanesi’nde yasad›fl› sorgulama yap›yor ve ajanl›k dayatmas›nda bulunuyor. F tiplerindeki tecritin temel hedefi, devrimci tutsa¤›n düflüncelerinden vazgeçirilmesi, ihanet etmesi ve ajanlaflt›r›lmas› oldu¤u defalarca dile getirildi. Bu konuda çeflitli örnekler de yafland›. Son örnek ise Tekirda¤ F Tipi’nden. Kendilerini J‹TEM eleman› olarak tan›tan iki subay, tutsaklara ajanl›k dayatmas›nda bulundu. 29 Ocak’ta tutuklanan Veli Özdemir, ertesi günü “Avukat görüflün var” diye ça¤r›ld›. Ancak karfl›s›na avukat› de¤il, J‹TEM elemanlar› ç›kt›. ‹dare iflbirli¤i ile gerçekleflen bu yasad›fl› olayda, Özdemir’i sorgulayan sivil giyimli iki J‹TEM eleman›, itirafç›l›k ve ajanl›k dayatmas›n› reddeden tutukluyu tehdit ettiler.
Konuya iliflkin suç duyurusunda bulunan 9 tutsak ise bir baflka hukuksuzluk örne¤i ile karfl› karfl›ya kald›. Yasad›fl› sorgulama yapan, ajanl›k dayatmalar›nda bulunan Binbafl› Osman Aksu ile Astsubay ‹lker Ak›n hakk›nda takipsizlik karar› veren mahkeme, 9 tutsa¤a dava açt›. Suç duyurular›nda “F tipi cezaevlerinin tabutluk” oldu¤unu söyledikleri, “iflkenceye ve tecrit terörüne boyun e¤meyeceklerini” söyledikleri gerekçesiyle, flimdi “hükümetin, Adalet Bakanl›¤› ve adliyenin manevi flahsiyetini alenen tahkir ve tezyif” suçlamas› ile yarg›lan›yorlar. Bu arada ayn› hapishaneye 17 May›s günü görüfle giden Nihat Sayg›l› jandarmalarca gözalt›na al›nmaya çal›fl›ld›. Bu duruma tepki gösteren ailelere tahta coplarla sald›ran jandarma bir kiflinin kolunu k›rd›.
✔
‘uyum yasas›’ maskeli faflizm
J‹TEM Yarg›lans›n!
Aralar›nda Kocaeli Temel Haklar’›n da bulundu¤u, DKÖ’ler, siyasi partiler, 14 May›s günü suç duyurusunda bulunarak, J‹TEM’in yarg›lanmas›n› istediler. Suç duyurusu öncesi bir aç›klama yapan grup ad›na konuflan Selçuk Avar, Ülkede Özgür Gündem gazetesinde yay›nlanan J‹TEMC‹ Abdulkadir Aygan'›n aç›klamalar›n› hat›rlatarak, “Aygan'›n itiraflar› J‹TEM'in varl›k sebebini ayd›nlatmaktad›r. J‹TEM da¤›t›lmal›, katiller ve sorumlular yarg›lanmal›d›r” dedi. "Katiller Halka Hesap Verecek" sloganlar› atan kitle, aç›klaman›n ard›ndan TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonu'na faks çekti ve Adliyeye gidilerek, Aygan'›n itiraflar›nda ad› geçen sorumlular hakk›nda suç duyurusunda bulunuldu. Ayr›ca Urfa Barosu ve Büro Emekçileri Sendikas› (BES) da suç duyurular› yapt›lar.
Van’da G›da Ambargosu OHAL uygulamalar›ndan g›da ambargosu, Van’da yeniden yaflama geçirilmeye baflland›. “Bölgeye HPG gerillalar›n›n geldi¤i” bahanesi ile, Van’›n Gürp›nar ilçesi Nord›z Bölgesi’nde g›da ambargosu bafllat›ld›. K›rkgeçit Jandarma kontrol noktas›nda durdurulan araçlar›n yolcular›n› sayarak, yolculara ait un, makarna, bulgur torbalar› kontrol eden askerler “fazla” dedikleri g›da maddelerinin bulundu¤u araçlar› ‹lçe Jandarma’ya gönderdi. Burada, “ihtiyaç fazlas›d›r” diye 5 torba una el konuldu.
BALIKÇI DAVASI Y‹NE ERTELEND‹ 2002 y›l›nda Urfa'ya sürgün edildikten sonra katledilen TEDAfi emekçisi Hasan Bal›kç›'n›n katledilmesi duruflmas›na Urfa Adliyesi’nde 14 May›s günü devam edildi. Mahkemeye kat›lan yaklafl›k 200 kifli Adliyeye “Hasan Bal›kç› Onurumuzdur" pankart› açarak, “Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez", "Devrim fiehitleri Ölümsüzdür", "Hasan'›n Katili Susurluk Devleti" sloganlar›yla yürüdü. Duruflmay› izlemeye HÖC’ün yan›s›ra, KESK baflkan› Sami Evren, EMO, TMMOB ve ESP kat›ld›. Son duruflma olmas› beklenen dava 11 Haziran’a ertelenirken, Adliye ç›k›fl›nda yap›lan aç›klamada, karara tepki gösterildi. Bal›kç›’n›n efli fiengül Bal›kç›, yapt›¤› konuflmada, bu davan›n perde arkas›n›n örtülmeye çal›fl›ld›¤›n›, katillerin korunmak istendi¤ini belirtti.
“Katil ATA Holding” Dersim’de Munzur üzerine baraj yap›m›n› üstlenen ATA Holding'in, Bo¤aziçi Üniversitesi'nde yapt›¤› kariyer günü toplant›s› protesto edildi. "Katil ATA Holding Munzur'dan Defol" pankart› ve "Çeme Muzuri Xane xiziri, Qalxane wayiri Halene theyri Mor u milawini" yaz›l› dövizler aç›ld›. ‹çeri girmek isteyen grup polis taraf›ndan engellenirken ö¤renciler kap›y› zincirleyerek polise direndi. Burada bir aç›klama yap›l›rken, takviye çevik kuvvetin gelmesiyle birlikte polis ö¤rencilere sald›rd›. Kantine barikat kurarak sald›r›ya direnen ö¤rencilere vahflice sald›ran polis, 30 kifliyi döverek gözalt›na ald›.
TÜRK‹YE’DE HUKUK YOK MU!
1 Nisan terörü sürüyor. 1 Nisan teröründe geçti¤imiz hafta ‹stanbul’da; Gülten Tekin, Tigin Öztürk, Ramazan Küçük, TAYAD'l› Feridun Osmana¤ao¤lu ve Sezai Demirtafl tutukland›lar. ‹kitelli Temel Haklar Sekreteri Kemal Delen 18 May›s günü dernekten ç›kt›¤› s›rada sivil bir araç taraf›ndan kaç›r›larak gözalt›na al›nd›. Gençlik Gelecektir Dergisi çal›flan› Aygün Kumru ile lise komisyonu üyeleri Sevda Kurban, Harika Y›lmaz ve Özgür isimli ö¤renciler 19 May›s günü gözalt›na al›nd›lar.
Sahte Belgeler, Düzmece ‹fadeler fiantaj Arac› Tutuklananlar için gerekçeler hep ayn›; “Erdo¤an Kaldi’nin ifadesinde ad›n geçiyor” ve “1 Nisan operasyonunda yakalanan belgelerde ad›n geçiyor”. Tümü yasal, demokratik kurumlarda çal›flan insanlard›. Ama polis için, emrindeki mahkemeler için, 1 Nisan’da oldu¤u gibi, bunun hiçbir önemi yoktu. Erdo¤an Kaldi komplosunu okuyucular›m›z hat›rlayacakt›r. TAYAD afifli asarken gözalt›na al›nan, polisin kendisinin yazd›¤› sözde ifadeye tehdit, flantaj ve rüflvetle imza att›r›lan zavall› bir genç. ‹fadesinde, ‹stanbul’da demokratik mücadele içinde yer al›p da ad› geçmeyen kimse yok. Polis herkese bir örgütsel konum da¤›t›p haz›rlad›¤› ifadeyi flimdi tutuklama arac› yap›yor. “1 Nisan belgeleri” de, ayn› komploculukla haz›rlanm›fl, polisin maharetiyle “örgüt belgesi” haline getirilmifl sahte, düzmece belgelerdir. Polis, bu sahte belgelere yazd›¤› isimleri elinde tutuyor, demokratik kurumlardaki insanlar üzerinde “tutuklar›m ha!” bask›s› yaratmak istiyor. Amaç, demokratik faaliyet gösterilmesini engellemek, devrimci demokrat insanlar üzerinde “tutuklanma bask›s›” yaratmak.
TAYAD’› Kapatt›lar, TAYAD’l›lar Susmuyor 15 May›s günü Eurovision fiark› Yar›flmas› s›ras›nda Abdi ‹pekçi Spor Salonu önünde ‹ngilizce "Hapishanelerde 111 ‹nsan Öldü, Duydunuz mu?" pankart› açarak, demokratik protesto hakk›n› kullanan TAYAD’l›lar Feridun Osmana¤ao¤lu ve Sezai Demirtafl 17 Nisan günü ç›kar›ld›klar› DGM'de tutukland›. Bir süre önce sahte belgelere dayand›r›larak TAYAD kapat›lm›flt›. TAYAD’› kapatarak TAYAD’l›lar› susturacaklar›n›, tecrit gerçe¤ini, hapishanelerdeki ölümleri kimsenin hayk›rmayaca¤›n› düflünenler yan›ld›lar. fiimdi TAYAD’l›lar susturulmak isteniyor. Demokratik faaliyet içinde yer alan, TAYAD’›n çal›flmalar›na kat›lan herkes üzerinde bask›, tedirginlik yarat›lmak isteniyor. Böylece F tiplerindeki zulmü sessiz sedas›z sürdürece¤ini hesapl›yor AKP iktidar›. TAYAD’l›lar üzerindeki bask›lar, yasal bir derne¤in çal›flt›r›lmamas› için nas›l yasad›fl› yollara baflvurulaca¤›n›n, nas›l terör estirilece¤inin somut bir örne¤idir. Kim bu ülkede hukukun oldu¤unu, düflünce ve örgütlenme özgürlü¤ünün geniflletildi¤ini söylüyorsa yalan söylüyordur. TAYAD’›n yaflad›klar›na bak›n, yalanlar› görün.
Polis Sahte Belge Düzenleyip Dernek Kapat›yor, ‹nsan Tutukluyor
Polisin Arama Karar› Bile Sahte; Ekmek ve Adalet ‹çin Arama Karar› Al›n›p Y›lmaz Yay›nc›l›k Bas›ld›! Halk›n Hukuk Bürosu Avukatlar›ndan Behiç Aflç› 14 May›s günü ÇHD’de yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda, 1 Nisan operasyonunun hukuksuzluklar›n› gözler önüne serdi. Aflç›, kendisine neden gözalt›na al›nd›¤›n›n belirtilmedi¤ini, “F tipi hapishaneye gitti¤inde neden tutukland›¤›na dair bilgi gelir” denildi¤ini söyledi. Yani tutuk-
Say› 5 13 23 May›s 2004
latt›racaklar›ndan eminler ve hukuki bir prosedürü dahi yerine getirme gere¤i duymuyor, bilgi vermiyorlar. Aflç› hukuksuzluklara iliflkin aç›klamas›n› flöyle sürdürdü: "Daha savc› ve hakime ç›kar›lmadan, gözalt›na al›nd›¤›m›zdan itibaren gazete ve TV'lerde ‘örgüt liderleri yakaland›.. örgüt çöktü’ haberleri yer ald›. Ancak dosyan›n incelenmesi ile nas›l bir dosyadan tutukland›¤›m›z nas›l bir operasyonda yakaland›¤›m›z ortaya ç›kt›. Ortada art›k hiçbir inand›r›c›l›¤› kalmam›fl olan ‘diskette ad›n geçiyor’dan baflka
hiçbir fley kalmad›.” Behiç Aflç›, polisin mahkemeden “arama karar›” al›rken bile nas›l sahtekarl›k yapt›¤›n› ise flu sözlerle ifade etti: “Mecdiyeköy’de bas›lan Ekmek Adalet Dergisi de¤il Y›lmaz Yay›nc›l›kt›r. Ekmek ve Adalet Dergisi Aksaray'dad›r. Herhangi bir bayiden al›nacak derginin künyesinde bu bilgilere ulafl›labilir. Polis Aksaray’daki Ekmek ve Adalet Dergisi için arama izni alm›fl ama Mecidiyeköy'deki Y›lmaz Yay›nc›l›k bas›lm›flt›r". Behiç Aflc› operasyonun tamamen düzmece ve yalanlarla dolu bir komplo oldu¤unu söyledi.
Ordu’da 1 Nisan Terörü Dava Dosyas› 1 Nisan terörünün uzand›¤› yerlerden biri de Ordu ve ilçeleriydi. Ordu Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Baflkan› ve dergimizin muhabiri Bülent Yaz›c›, 399. maddeden tahliye olan bir Wernike Korsakof hastas› olan Nihat Sönmez, Ordu Temel Haklar kurucular› ‹lker Keskin ve Hüseyin Saka ile dernek üyesi Ceyhan Çavuflo¤lu “yasad›fl› örgüt üyeli¤i”nden tutuklanm›fllard›. Say› 5 14 23 May›s 2004
Peki nas›l örgüt üyesi oldular? Malum 1 Nisan operasyonunun düzmece belgeleriyle, “‹stanbul’daki diskette ad›n ç›kt›” denilerek. Peki bu “belgeler, disketler” nas›l ele geçiriliyor? HHB’nin aç›klamas›nda da belirtildi¤i gibi savc›l›¤a verilen yanl›fl yer ad› ile al›nm›fl bir arama karar›, mekan sahibinin refakat› olmadan yap›lan bir arama ve “flu kadar belge bulduk” yalanlar› üzerine kurulan senaryolar. Bu “belgelerin” baz›lar›n› geçen haftaki say›m›zda yay›nlad›k, yenilerinide yay›nlamaya devam edece¤iz. Ama kesin olan flu ki; tamamen sahte, polis taraf›ndan haz›rlanm›fl, onlarca “acemiliklerle” dolu komploculuk örnekleridir bu belgeler. Ordu polisi de bunu bildi¤i için, dosyay› “EK DEL‹LLER” ile bak›n nas›l fliflirmeye çal›fl›yor ve “Suç” ÜRETMEYE çal›fl›rken, kendi suçlar›n›n
delillerini ortaya koyuyor.
Konsere Kat›lanlar› Fiflleyen Yasad›fl›l›k Ordu Temel Haklar üyelerinin tutuklanmas›na gerekçe yap›lan dosyada “‹ZLEME TUTANA⁄I” bafll›¤›yla yer alan belge, polisin yasad›fl› flekilde insanlar› fifllemesini ve bu fifllemenin de DEL‹L olarak mahkemeye sunuldu¤unu gösteriyor. “‹zlenen”; 18 Nisan 2004 tarihinde yap›lan Ordu Temel Haklar’›n Ünye’deki aç›l›fl› ve bu aç›l›fla kat›lan Grup Yorum’un konseri. Görüyor musunuz polisin büyük takiplerini, terör operasyonlar›n›! Sanki yasal bir fleyden söz ediyormufl gibi, “konser bafllamadan önce tüm flah›slar›n üzeri aranarak içeriye al›nm›fllard›r.” diye bafll›yor fiflleme-izleme tutana¤›. Ve devam ediyor: “Konsere; 28 ED 262 - 52 ED 994 - 52 M 4206 - 52 EL 476 - 34 GAR 63 - 52 DL 006 - 28 M 5015 - 52 M 0800 - 34 D 1244 - 52 M 0833 52 FH 252 - 52 Af 820 plakal› araçlar ile Tokat, Ordu, Giresun, Sinop illeriyle, Aybast›, Ulubey, Fatsa, Terme ilçelerinden kat›l›mlarla birlikte 400 kiflilik kat›l›m olmufltur.” Resmen, yasal bir derne¤in aç›l›fl›na, dünyan›n tan›d›¤› bir müzik grubunun konserine gelen araçlar böyle fiflleniyor. Ama durun daha bitmedi. Kafa yasad›fl›l›¤a öylesine al›flm›fl, fifllemeyi o kadar meflru görüyor ki, üflenmiyor, konsere kat›lanlar›n listesini bile yap›yor polis. Evet yanl›fl duymad›n›z, konsere kat›lanlar›n listesi de dosyada ayr› bir “BELGE” olarak yer al›yor. “Ad› soyad›, Geldi¤i yer, ‹fli, Nüfusu” sütunlar›nda bilgiler yer alan tam 195 insan bu belgeyle fiflleniyor. Elbette tutuklananlar da fifllenenler aras›nda. Hukuk diye en küçük bir derdi olan savc›n›n, hakimin, ilk önce böyle bir belgeyle önüne gelen polis hakk›nda soruflturma bafllatmas› gerekir. Konser izlemek suç mu? diye sormas› gerekir.
Polisin yasad›fl› fiflleme belgeleri. Suç iflleyen polis, bu belgeleri dava dosyas›na DEL‹L olarak koydu
Ama yapm›yor, o da DEL‹L diye dosyaya aynen koyuyor. Fiflleme, eskaza burjuvalara yönelik olunca, ya da oligarfli içi çat›flmalarda olunca k›yamet kopar. Devrimci, demokratlar›n fifllenmesi ise s›radand›r bu ülkede. Ve bu fifllemeler iflte böyle tutuklama için belge haline getiriliyor. ‹fiTE BÜYÜK SUÇ 1; Grup Yorum konserine kat›lmak.
Bak›n Bak›n; Zafer ‹flareti Yapt›lar! Bir baflka suç da, ayn› tutanakta flöyle ifade ediliyor: “Konser süresince salonda bulunan flah›slar flark› aralar›nda “Kahrolsun Faflizm, Bu ülke Faflizme Mezar Olacak, Faflizme Karfl› Omuz Omuza, Zafer Bizim Olacak” fleklinde slogan atm›fllard›r. Konser süresince konsere kat›lanlarca sürekli zafer iflaretleri ile z›lg›tlar eflli¤inde halaylar çekilmifl...” Ne söylenebilir ki? BÜYÜK SUÇ 2: Zafer iflareti yap›p halay çekmek. Görüyor musunuz, Temel Haklar üyeleri ne kadar büyük suçlar ifllemifller. Ne tutuklananlar›n evlerinde yap›lan aramalarda, ne de Ordu Temel Haklar binas›nda suç unsuru teflkil edecek hiçbir fley bulamayan polis, müzik kasetlerinin toplatmas› olanlar› bile DEL‹L diye koyuyor dosyaya. Ahmet Kaya ve Ferhat Tunç’un birer kaseti zaman›nda Ordu Valili¤i taraf›ndan toplat›lm›fl. Binlerce evde bulunabilecek bu kasetler de, ÖRGÜT ÜYEL‹⁄‹N‹N DEL‹LLER‹ aras›nda. Sadece onlar da de¤il, Ekmek ve Adalet Dergileri, çeflitli kitaplar ayn› flekilde toplat›lm›fl denilerek DEL‹L oluyor. Herbirinden birer tane bulunan bu yay›nlar›n polis sorgusunda “NEREDEN ALDIN, K‹M GET‹RD‹” diye sorulmas›, operasyonun nas›l fliflirme oldu¤unun, polisin kafa yap›s›n›n da bir örne¤idir. Yani yasal bir dergiyi, kitab› herkes nereden al›yorsa, onlar›n da o bayilerden, kitabevlerinden alm›fl olmalar› mümkün de¤il, mutlaka bir örgütsel iliflki kan›t› olmal› bunlar›n al›nmas›. En az polis kadar, tutuklama karar› veren mahkeme de bu hukuksuzlu¤un sorumlusudur. Ünye Sulh Ceza Mahkemesi savc›l›k ve hakimli¤inin bütün tutuklananlara sordu¤u en temel sorulardan biri, “Ekmek ve Adalet dergisini al›p almad›¤›, okuyup okumad›¤›” sorusu. Savc›ya göre de yasal bir dergiyi okumak, sat›n almak suç. BÜYÜK SUÇ 3: Yasal dergi ve kitaplar› sat›n almak ve bulundurmak.
Polisin “Terör Örgütü” Soruflturmas›: “Minibüs Paras›n› Nereden Buldun?” Ve istisnas›z tüm gözalt›na al›nanlara sorulan bir baflka polis sorusu flu: “01.04.2004 günü 52 M 5472 plakal› minibüs ile.. yasad›fl› DHKP-C terör örgütü mensubu
Bu ülke böyle yönetiliyor
Polisin Çal›flma Yöntemi: ‘Terör’ Havas› Yarat! Yalan Haber Yapt›r! Tutuklat! ‹stanbul’da Gülten Tekin, Tigin Öztürk ve Y›lmaz Küçük'ün tutuklanmalar› polisin çal›flma yöntemini gözler önüne sermektedir. Polis bas›na “terör havas›” yaratmak için flöyle haber yapt›rd›: “‹stanbul'da DHKP/C örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda, örgütün bombal› ve silahl› eylem timinde yer ald›klar› belirtilen zanl›lar›n, sorgulanmalar› sürüyor.” (Cumhuriyet 17 May›s) Gülten Tekin, TAYAD’l›lar›n Anneler Günü için düzenledi¤i piknikten dönüflte gözalt›na al›nan, bir Wernike Korsakof hastas›. Sa¤l›k nedeniyle 399. maddeden yararlanarak hapishaneden 6 ayl›¤›na cezas› ertelenerek tahliye edildi. 6 ay›n sonunda bu süre uzat›lmayarak hakk›nda tutuklama karar› ç›kar›ld›. Ve tutukland›. Tigin Öztürk, 1 Nisan’daki sahte belgelerle tutukland›. Y›lmaz Küçük, Ba¤c›lar’da afifl asarken gözalt›na al›narak tutukland›. Hiçbirinin ne silahlarla, ne bombalarla hiçbir ilgisi yok. Polisin kendisinin de böyle bir iddias› yok. Ama haber böyle yay›l›yor. Haberi yayan da devletin ajans›, Anadolu Ajans›. Sahtekarl›¤›n boyutlar›na bak›n! Haberin as›l kayna¤› polistir. Amaç; terör operasyonu havas› yaratarak, hukuksuzlu¤unun üzerini örtmek ve 1 Nisan terörünü sürdürmek. Üstelik üçünün birbiriyle de iliflkisi yok. Polis zamanlama yap›yor, ayr› ayr› yerlerde gözalt›na alarak “üç kiflilik bombal› silahl› eylem timi” kuruyor. Sahte belgelerle örgütsel konumlar da¤›tarak örgüt kuran, sonra da örgüt üyesi diyerek, demokratik kitle örgütlerinde, devrimci yay›nlarda çal›flan insanlar› tutuklatan polisin yöntemi bu. Birkaç örnekte de¤il, komploculuk, sahtekarl›k, hukuksuzluk bir yöntem haline dönüflmüfltür. “Polis devleti” iflte böyle kurumlaflt›r›l›p sürdürülüyor. Hukukmufl, gerçeklermifl hiçbirinin önemi yok. Polis kimi tutuklatmak istiyorsa, her türlü hukukd›fl› yolu pervas›zca kullan›yor.
Say› 5 15 23 May›s 2004
Ümit Günger’in cenazesine gitti¤iniz tespit edilmifltir. Bu gibi faaliyetleri yasad›fl› örgüt ad›na yapt›¤›n›z anlafl›lmakla birlikte bu ekonomik gücü nereden al›yorsunuz, finans kayna¤›n›z nelerdir?” Cenazeye kat›lman›n “yasad›fl› örgüt üyeli¤inin delili” oldu¤u kesin! Polisin merak etti¤i minibüs paras›! Amerika’n›n ve AB’nin “terör örgütleri listelerinde” yer alan “örgütün finans kaynaklar›” ifadelerinden çok etkilenmifl, “AB’ye uyumlu” operasyon yap›yor polis. Minibüsle “örgütün parasal kaynaklar›n›” keflfedecek. ‹nsanlar›n kendi aras›nda para toplay›p minibüs tutmalar› vb. bir olas›l›k mümkün de¤il, mutlaka örgüt ifli olmal› bu da. Niye? Çünkü polisin delile ihtiyac› var. “Biz demokratik mücadeleyi yok etmek istiyoruz, yasal dernekleri ifllemez hale getirmek istiyoruz, düzene muhalif olanlar› susturmak, tasfiye etmek istiyoruz” diyemiyor polis, k›vran›yor. K›vrand›kça da bat›yor. Dosyaya koydu¤u belgelerde hukuken DEL‹L denilebilecek hiçbir fley ol-
Say› 5 16 23 May›s 2004
mamas›na ra¤men, polis devletinin hakimi 5 insan› yukar›dan gelen emirle tutukluyor. Tam tersine dosyaya bir hukukçu gözüyle bak›ld›¤›nda san›k sandalyesine oturtulmas› gerekenler polislerdir. Kendi yasalar›na dahi uymayan onlard›r. Bir konsere kat›lan insanlar› fifllemek için hangi mahkemeden izin al›nm›flt›r, belli de¤ildir. Varsa böyle bir mahkeme, böyle bir izni veren bir hakim varsa hemen aç›klanmal›d›r. Aç›klanmal› ki, beyni Susurluk polisi, yüzünde hukukçu maskesi ile dolaflanlar kim, herkes ö¤rensin. Biz iddia ediyoruz ki, böyle bir izin de al›nmam›flt›r. Polis için bu tür yasad›fl›l›klar s›radan ifllerdir. Nas›l olsa kimse hesap sormaz. Ordu Temel Haklar üyelerinin dava dosyas›na bakan herkesin ilk baflta görece¤i fludur: Bu ülkede konsere gitmek, zafer iflareti yapmak, dernek üyesi olmak, cenazeye kat›lmak en büyük suçlar. Evet Türkiye böyle bir polis devletidir. 1 Nisan terörünü yaratan kafa da budur.
DERS‹M TEMEL HAKLAR ÜYELER‹NE BASKILAR
“O¤luna Söyle Aya¤›n› Denk Als›n!” Yasal bir derne¤e üye olmak suç mu? Ka¤›t üzerinde, de¤il. Pratikte ise b›rak›n “suç” olmas›n›, öldürülme tehdidinin bile gerekçesi. Dersim Temel Haklar üyeleri ve derne¤i ziyaret eden insanlar üzerindeki bask›lar, ailelere yönelerek yo¤unlafl›yor. Jandarma karakollar›, köylerde, aileleri dolaflarak tehditler ya¤d›r›yor ve o¤ullar›n›n-k›zlar›n›n derne¤e gidip gelmemeleri için bask› yap›yor. Bunun son örne¤i derne¤in üyesi Kaan ‹nanç’›n yaflad›klar›. Kaan ‹nanç yaflad›klar›n› dergimize flöyle anlatt›: “29 Nisan günü ifl nedeniyle Nazimiye'ye gittim, o akflam eve dönemedim. O gün akflam ‹zmir'de olan babam cep telefonundan, annem ise ev telefonundan aranarak flunlar söyleniyor; “Dersim Temel Haklar 60 kiflilik da¤ listesi haz›rlam›fl ve o¤lunuz da bu listenin içinde o¤lunuza sahip ç›k›n, siz nas›l ailesiniz?”. Ailem pani¤e kap›l›yor. Daha sonra ben Selma Kubat'›n cenazesine kat›lmak için Malatya'ya gitti¤imde, ertesi günün akflam› polis tekrar ailemi telefonla arayarak 'o¤lunuz neden Malatya'da vatan haini Selma Kubat'›n cenazesine kat›l›yor. O¤lunuza söyleyin aya¤›n› denk als›n onun ki yetti art›k. Bafl›na gelecekleri siz düflünün' diyerek tehtid ediyor. Suçu malum, “telefondaki” jandarma karakolu, terör flubesi polisleri de söylüyor; “derne¤e
gitmeyecek, hiçbir faaliyet içinde bulunmayacak... Yoksa? Bafl›na gelecekleri siz düflünün!..”
Halk Örgütlenmesin Diye... Yasal bir derne¤in üyesi oldu¤unu söyleyen Kaan ‹nanç, her duyarl› insan gibi, ben de derne¤e üye oldum diyor. Ve devam ediyor: “Yani yasal bir hakk›m› kulland›m. Fakat polis kurulmas›na izin verdi¤i bu derne¤e üye olan insanlar› yasad›fl› bir flekilde tedirgin etmeye çal›fl›yor. Madem dernekte da¤a insan gönderildi¤ini biliyor da buna neden göz yumuyor? Burda yap›lmak istenen, insanlar›n hak ve özgürlüklerine sahip ç›kan kurumlar› yasad›fl› göstermek. DKÖ'leri halktan tecrit etmeye çal›fl›yorlar. Yani “derne¤e gitmeyin fifllenirsiniz, her an bas›labilir örgüt derne¤idir”, imaj› yaratmaya çal›fl›yorlar. Halk örgütlenmekten korkutuluyor. Örgütlenmek yasad›fl› gibi gösteriliyor. AKP hükümetinin demokratikleflmeden s›kça bahsetti¤i bu dönemde yaflananlar gösteriyor ki bütün bunlar yalandan ibarettir. Hak ve özgürlük mücadelesi verilen kurumlara ve buralardaki insanlara yönelik tehdit ve tacizler AKP'nin demokratikleflme yalanlar›n› su yüzüne ç›kart›yor. AKP zihniyetinin demokr§atikleflme anlay›fl›, “benim çizdi¤im s›n›rlar içerisinde örgütsüz bireyler olun sorun yok diye düflünürseniz sorun yok olur.” fleklinde. ‹ktidar koltu¤una oturup halk› afla¤›layan, örgütsüzlefltirmeye çal›flan bir zihniyettir. Fakat bizler her türlü bask›ya ra¤men meflru olan mücadelemizi sahiplenmeye devam edece¤iz.”
Emekçiler’den
Sümerbank ‹flçisi Direniyor Sümerbank’›n özellefltirilmesine karfl›, Bak›rköy Sümerbank iflçilerinin direnifli sürüyor. 17 May›s günü fabrika önünde toplanan 600 iflçi, müdürlük binas›na, “Gün Gelecek, Devran Dönecek, AKP ‹flçiye Hesap Verecek”, “Birleflen ‹flçiler Yenilmezler” sloganlar›yla yürüdü. “Ya ‹flimiz, Afl›m›z Ya Da Bafl›m›z” pankart› açan iflçiler, “Biz Üreterek Yaflar›z Ya Siz” dövizi tafl›d›lar. Bugüne kadar yap›lan protesto eylemlerinin sonuçsuz kalmas› üzerine yeni direnifl biçimleri tart›flan iflçilerin gündeminde, fabrika iflgali var. Müdüriyet binas› önünde bir konuflma yapan TEKS‹F Bak›rköy fiube Baflkan› Çetin Yelken komiteler kurduklar›n›, yeni bir eylem takvimi haz›rlad›klar›n› belirtti ve “Bu fabrika bizim namusumuz. Buray› h›rs›zlara terk etmeyece¤iz” dedi. Sümerbank’›n Do¤a Madencilik’e sat›fl›n›n iptal edilmesini isteyen iflçiler, Yelken’in konuflmas›na “‹flte Buras› Direnifl Yuvas›” sloganlar›yla destek verdiler. Sümerbank iflçilerinin eylemine çeflitli sendikalar da destek verdi. Haber-‹fl ‹stanbul 1 No’lu fiube Baflkan› Levent Dokuyucu yapt›¤› konuflmada, Sümerbank iflçilerinin fabrikay› iflgal etmesi durumunda Telekom iflçilerinin de tüm Telekom Müdürlükleri’ni iflgal alan›na çevirece¤ini aç›klad›.
Tuzla’da Direnifl Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan Er Deri Fabrikas›’nda, sendikal çal›flma yapan bir iflçinin iflten at›lmas› üzerine direnifl bafllat›ld›. Güner’in iflten at›lmas›n› de¤erlendiren Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› Hasan Sonkaya, amac›n örgütlülü¤e sald›r› oldu¤unu söyleyerek, “taviz vermeyece¤iz” dedi. Sendikada yöneticilik de yapan Güner’in iflten at›lmas›n›n duyulmas› üzerine ise, iflçiler ifl b›rakarak direnifle geçtiler ve sonuç almak için etkili eylemlere baflvuracaklar›n› belirttiler.
Limter-‹fl’e sald›r› Limter-‹fl’in 14 May›s günü “faili meçhul” bir sald›r›ya u¤rad›¤› aç›kland›. Sendika taraf›ndan yap›lan aç›klamada, sendika genel merkezinin kap›s›n›n k›r›larak, bilgisayar kay›tlar› ve evraklar›n kar›flt›r›l›p da¤›t›ld›¤› belirtildi. Aç›klamada, “Zulmün ve sömürünün bekçileri, her türlü araçla sald›rd›klar› iflçi s›n›f›n›n özgürlük mücadelesini asla y›ld›ramayacaklard›r.” denildi.
E⁄‹T‹M SEN’DEN ‹LKSAN PROTESTOSU E¤itim Sen üyesi ö¤retmenler, 15 May›s günü, yönetiminin MEB'n›n atamalar›yla belirlendi¤i ‹LKSAN'›n antidemokratik yap›s›n› protesto için Ca¤alo¤lu Lisesi önünde bir eylem yapt›lar. Aç›klamada flu ifadelere yer verildi: "1943 y›l›nda ilkö¤retim ö¤retmenlerinin sa¤l›k ve yard›m sand›¤› olmas› amac›yla kurulan ve konut, sa¤l›k, do¤um, ölüm ve ö¤renim gibi konularda hizmet veren bir kurumdu ‹LKSAN. 1985’de bakanl›k bünyesine al›nd›. Bu tarihten sonra kurum, bakanl›k bürokratlar›yla sand›k yöneticilerinin ç›karlar›n›n birleflti¤i bir kurum haline gelmifltir. Ad› yolsuzluklarla an›lmaya bafllanm›flt›r.” E¤itim Sen üyesi ö¤retmenlerin eylemi sloganlarla sona erdi.
EBK’da Eylem Et Bal›k Kurumu'na (EBK) ait Sincan Kombinas›’nda çal›flan iflçiler, 14 May›s günü yapt›klar› eylemde, EBK’n›n özellefltirme yoluyla sat›fl›n› protesto ettiler. Özellefltirme ‹daresi Baflkanl›¤› önünde oturma eylemi yapan Öz G›da-‹fl Sendikas› üyesi iflçiler, Sincan ve Manisa’daki EBK tesislerinin sat›fl›n›n, kurumun bitirilmesi anlam›na geldi¤ini dile getirdiler. ‹flçilerin Özellefltirme ‹dare binas› önündeki eyleminde de her zaman oldu¤u gibi polis barikat› ve engellemeleri ile oligarflinin emekçi düflmanl›¤› vard›.
‹flçi K›y›m› Sürüyor Patronlar sendikal› iflçileri tasfiyeyi doludizgin sürdürürken, belediyeler de bu kervandaki yerini al›yor. Bak›rköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi’nde çal›flan 150 iflçi, Belediye-‹fl Sendikas›’na üye olunca iflten at›ld›. “Konuk personel” statüsünde çeflitli birimlerde çal›flt›r›lan iflçiler, günde 12 saat gibi a¤›r koflullarda, daha az ücretle çal›flmalar›na karfl› örgütlenme yoluna gittiler. Belediye’nin cevab› ise iflten atmak oldu. ‹flçi k›y›m›n›n yafland›¤› yerlerden biri de, K›r›kkale Belediyesi oldu. AKP’nin belediye baflkanl›klar›n› kazand›klar› yerde ilk ifllerinin örgütlü iflçileri atarak, yerine kendi taraftarlar›n› alma politikas›ndaki pervas›zl›¤› sonucunda bir günde 200 iflçi iflten ç›kar›ld›. Emekçi düflman› AKP iktidar›, ç›kard›¤› yasalarla iflçi s›n›f›na yönelik sald›r›lar› boyutland›r›rken, ona ba¤l› belediyeler de k›y›m› yayg›n flekilde sürdürüyor.
Say› 5 17 23 May›s 2004
’ as› uk s a l m y usur u y S ‘u eli sk ma
✔
Çak›c›-BJK ‹liflkisini De Cemil Çiçek’e Sorun
Susurlukçu faflist Alaattin Çak›c›’n›n Cemil Çiçek’in gayretleri ile firar ettirilmesinin ard›ndan pislikler dökülmeye devam ediyor. Önce, Çak›c›’n›n iki kiflinin öldürülmesinden yarg›lanmaktan nas›l kurtar›ld›¤› ortaya ç›kt›. Çak›c›’n›n Fransa’dan iade koflullar› gere¤i, U¤ur K›l›ç ve faflist Tevfik A¤ansoy’u öldürmekten yarg›lanamad›¤› biliniyordu. Ancak idam›n kald›r›lmas›n›n ard›ndan da yarg›lanmas› için izin verilmedi. Firar›n›n ard›ndan hukukçuluk oynayan yarg›, harekete geçti. Birbiri ard›s›ra g›yabi tutuklama kararlar› verilmeye baflland›.
Say› 5
‹lk olarak ‹stanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi, Türkbank 'ihalesine fesat kar›flt›rmak' ve 'cürüm ifllemek için teflekkül oluflturmak' suçlar›ndan g›yabi tutuklama karar› verdi. Daha sonra da A¤›r Ceza Mahkemesi, U¤ur K›l›ç ve faflist Tevfik A¤ansoy’un öldürülmesi olay›nda tutuklama karar› verdi. Bundan sonras› “k›rm›z› bültenle arama” oyunu
18 23 May›s 2004
K›br›s’ta ‘Rutin D›fl›’ C-4 K›br›s Güzelyurt yolunda ar›zaland›¤› için terk edilen otomobilden ç›kan C-4 tipi bomba ve patlay›c› malzemelerin, ‘Türk Bar›fl Kuvvetleri'nde görevli Astsubay Metin Esen’e ait oldu¤u ortaya ç›kt›. K›br›s’ta iktidar savafl›n›n ilk aflamas› referandum ile sonuçlan›rken, Susurluk devleti bildik yöntemlerini devreye sokuyor. Bundan bir süre önce de, Denktafl muhalifi bir gazeteye bomba at›lm›flt›. Demirel Cumhurbaflkanl›¤› döneminde, Susurluk’un “kay›p silahlar›” konusunda “devletin rutin d›fl›na ç›kabilece¤ini” söyleyerek Kontrgerilla devletini itiraf etmiflti. Genelkurmay bir aç›klama yapmayacak m› acaba; K›br›s’ta s›k› korunan askeri depolarda tutulan C-4 patlay›c›lar da devletin “rutin d›fl›” ifllerinden mi? Mesela tam o günlerde, K›br›s’› ziyaret eden, Kara Kuvvetleri Komutan› Orgeneral Aytaç Yalman bir aç›klama getirebilir C-4’ler için! Ony›llard›r oligarflinin kontra faaliyetlerinin eksik olmad›¤› KKTC'de son 15 y›lda baflbakanlar, siyasi parti liderleri ve gazeteleri hedefleyen 43 bombalama gerçekleflti. Tümü gözda¤›n›, muhalifleri sindirmeyi amaçlayan sald›r›lar›n hiçbirinin failleri, bir kaç yüzbin kiflinin yaflad›¤› adada bulunamad›. Çünkü ne ordu karargahlar›na bak›ld›, ne de tetikçi faflist çetelerin yuvalar›na.
oynanacak. Tam da “ba¤›ms›z yarg›” dedi¤iniz böyle olur! Yarg›, MGK’n›n, mafyan›n, tekellerin, Susurlukçu Bakanlar›n emrinde olunca, elbette devletin tosuncuklar› korunur. Peki, davan›n yeniden gündeme getirilmesini, Çak›c›’n›n cinayetlerinden yarg›lanmas›n› kim engelledi? Kim firar ettirdi ve kim göz göre göre yurtd›fl›na kaç›fl›n› tezgahlad›ysa, onlara sorulmal›d›r. Halk› uyuflturman›n arac› futbol her zaman Susurluk iliflkilerinin içindeydi, Ali Fevzi Bir örne¤i daha tazedir. Çak›c›’n›n Befliktafl Futbol kulübü arac›l›¤›yla vizepasaport ifllemleri yapt›r›p kaçmas› da salt bir menejer Sinan Engin olay› de¤ildir. Çak›c›’y› kimin yarg›latmad›¤›, Susurlukçular›n futbol klüpleri ile iliflkileri hepsi Adalet Bakan› Cemil Çiçek’e sorulmal›d›r. Susurlukçular›n deflifre edilmesine karfl› ç›kan, Korkut Ekenleri sahiplenen Çiçek’tir. Susurluk devletinin milliyetçi tosuncuklar›n›n hamisidir O.
✔
‘uyum yasas›’ maskeli faflizm
Polisi E¤ittiler(!) S›ra Yarg›çlarda
Kendi yarg›çlar›n› e¤itemeyen, hukukunu Susurluk hukuksuzlu¤una uyduran Türkiye’nin yarg›çlar›, hakimleri de Avrupa fonlar›yla e¤itilecek. E¤itimin finansman› ‹sveç D›fl Yard›m Kurumu SIDA’dan. Program›n uygulanmas› ise Raoul Wallenberg Enstitüsü’nden. Enstitü 1997 y›l›ndan bu yana Türkiye polisinin “AB standartlar›na uyumu için e¤itimini” de yap›yor. Peki e¤itilen, AB standartlar›na uydurulan polis, o tarihten bu yana ne yapt›? ‹flkenceler, yarg›s›z infazlar, meydanlarda estirilen terör, gözalt›nda ölümler... K›saca polis devleti uygulamalar›na devam. Polisi nas›l e¤ittilerse, yarg›c›n› da öyle e¤iteceklerdir. Birkaç göstermelik uygulama, gerisi; susurluk hukukuna devam.
BU RES‹M TÜRK‹YE’DE ÇEK‹LD‹! 19-22 Aral›k 2000’deki Hapishaneler Katliam›nda, Bayrampafla Hapishanesi’nde 6 kad›n diri diri yak›l›rken, onlarca bayan tutsak yanarak yaraland›. Birsen Kars’da onlardan biriydi... “6 KADINI D‹R‹ D‹R‹ YAKTILAR” gerçe¤ini tüm dünyaya ilk O duyurdu... Diri diri yakanlar hala görevlerinin bafl›nda, Ordu’nun çeflitli kademelerinde görev yap›yorlar... Bas›n, ambulanstan inerken hayk›rd›¤› gerçe¤i duymazdan geldi. O gerçek hala kulaklarda ç›nlamaya devam ederken, bas›n›n suç ortakl›¤› da sürüyor...
BU RES‹M TÜRK‹YE’DE ÇEK‹LD‹! Bayrampafla Hapishanesi’nde yak›lan kad›nlardan biri de Ebru Dinçer’di. “Bu operasyon bafltan sona kameraya çekildi. ‹ki kamera vard› çat›larda.” diyen Dinçer, o an› flöyle anlatt›: “9 saat boyunca aral›ks›z sürdü bombalama. S›rt›m, ellerim yüzüm yand› ama giyindi¤im fleyler yanmad›. Yani ben tutuflmad›m, alev almad›m ama yand›m... Megafondan sürekli küfür ediyorlard›, hakaret ediyorlard›. ‹flte, “hepinizi öldürece¤iz, hepinizi yakaca¤›z” fleklinde... Biz bu flekilde ‘hayata döndürüldük’ asl›nda... Art›k vahfletin son noktas›... Önce gaz odalar›na doldurulduk, gaz bombalar›yla bo¤ulduk. Sonra yak›ld›k. Yani bir geceye... Bir geceye her fleyi s›¤d›rd›lar diyebilirim. Bir geceye... Bir geceye zulmü s›¤d›rd›lar... Bir geceye ölümü s›¤d›rd›lar...”
BU RES‹M TÜRK‹YE’DE ÇEK‹LD‹! “fiu anda, kalça kemi¤im k›r›lm›fl, o taraf baca¤›m 3 cm k›sald›. Elimde problem var. Doktor kesilmesi gerekti¤ini, sa¤ elimin iflaret parma¤›n›n tamamen d›flar› ç›kt›¤›n› söyledi. Sol elimde de deri kapanmas›na ra¤men ifllevsiz parmaklar›m var. Yüzümden iki kere ameliyat geçirdim. Difllerim aç›ktayd›. Sa¤ gözümden iki kere ameliyat geçirdim. Daha hala gözümü kapatam›yorum. Bir üçüncü ameliyat daha gerekli. Her aç›k oldu¤u gün kornea tabakas›n›n aç›k olmas›ndan kaynakl› gözün görme ifllevinin yitime u¤rayaca¤›ndan söz ediliyor. Kafamdaki yan›k çok derindi kemi¤e kadar yanm›flt›. Ve hatta kemikte törpülenme oldu” (Bayrampafla’da yak›lan kad›n tutsaklardan Hacer Ar›kan’›n Yaflad›¤›m›z Vatan Dergisi’nin 13 A¤ustos 2001 tarihli 103’üncü say›s›nda anlat›mlar›ndan...)
Dünya iflgalci-iflkenceci Blair’i lanetlerken, Blair’e Tayyip’den “dostluk” eli uzand›... Dünya ABD iflkencecili¤ini konuflurken, TBMM Türkiye-ABD Parlamentolar Aras› Dostluk Grubu “dostluk tazelemek” için Amerikadayd›
AKP’nin ‹flkenceci-‹flgalci Dostlar›! Irak’ta bata¤a saplanan Amerika ve ‹ngiltere iflgal koalisyonu, batakl›¤a mümkün oldu¤unca çok ülkeyi çekmek için diplomatik manevralar›n› sürdürüyorlar. O batakl›¤a gömülmeye bafltan beri gönüllü olan AKP, ‹ngiltere’nin de, ABD’nin de ilk baflvurdu¤u adreslerden biri. Blair, geçen hafta bu çerçevede “ani” olarak günübirlik bir ziyaret gerçeklefltirdi ülkemize. Kendi ülkesinde ve tüm dünyada protesto edilen, kendi parlamentosunda üzerine boyalar at›lan Blair, AKP iktidar› taraf›ndan büyük bir “muhabbetle” karfl›land›. Say› 5 22 23 May›s 2004
Tayyip ve Blair, çok samimi pozlar verdiler medyaya. Irak’taki iflkencelerin, katliamlar›n bir saniyeli¤ine bile hat›rlanmad›¤› ortak ziyafet masalar›nda güle oynaya görüflmeler yapt›lar. iflgalci bir ülkeyle –halka aç›klanmayan– yeni anlaflmalar, planlar yapt›lar. Ama Irak’ta çekilen resimler, yine de onlar›n yakas›n› b›rakmad›. Bir yanda o resimler, bir yanda Blair’le verilen samimi pozlar... Bu ikisi, ömrü boyunca da peflini b›rakmayacak Tayyip’in.
Büyük Riya; Kocalar› katlediyor, kar›lar› “a¤l›yor”mufl! Tayyip Erdo¤an, Blair’i u¤urlad›ktan sonra, yapt›¤› bir konuflmada ise, kendisini ve Blair’i flu sözlerle aklamaya çal›fl›yordu; “Benim annem, eflim bu resimleri görünce a¤l›yorlar. Akflam bunu Blair’e de söyledim. O da dedi ki ‘benim eflim de a¤l›yor’...” Vah vah vah... Ne kadar da üzülmüfller. Sanki o vahflet tablosunu yaratanlar çok uzaklar›nda. O vahfletin sorumlular› sanki onlara çok yabanc›... Riyakar, sahtekarlar. Her gece yataklar›na ald›klar› kocalar›ndan baflkas› de¤il oysa o insanl›k d›fl› tablolar›n yarat›lmas› emrini verenler. ‹flgal karar›n› alan Blair’in, iflgali tüm gücüyle destekleyen, kat›lmak için ç›rp›nan Tayyip Erdo¤an’›n gözüyafll› eflleri, acaba bir kez olsun, “iflgale karfl›” ç›kt›lar m›? Daha ne a¤lay›p s›zl›yorlar öyleyse, (a¤lad›klar› gerçekse tabii, ki bu da çok zay›f bir ihtimal.)
Tayyip güya uyan›k; Kendisinin ve Blair’in “efllerinin” a¤lad›¤›n› anlat›p, arada kendisinin de o iflkencelerdeki sorumlulu¤unu unutturacak. Bütün halk aptal, bir tek o ak›ll›!
Büyük utanmazl›k; vekillerin ABD’ye “dostluk ziyareti” O foto¤raflar ortadayken, bir ABD yetkilisinin elini s›kmak, bir caniyle, bir pislikle el s›k›flmakt›r. Ama midesi genifl milletvekilleri, ABD’li parlamenterlerle “dostlu¤u” pekifltirmek için tam da bu günleri seçtiler. TBMM Türkiye-ABD Parlamentolar Aras› Dostluk Grubu’ndaki vekiller, bir haftal›k ziyaret için ABD’ye gittiler. Dostluk Grubu Baflkan› AKP ‹stanbul Milletvekili Egemen Ba¤›fl’t›. Ba¤›fl, “dostluk ziyareti” dönüflünde yapt›¤› aç›klamada, ABD Savunma Bakanl›¤›ndan Musevi kurulufllara kadar bir çok çevreyle “temaslarda bulunduklar›n›” anlatarak ziyaretin “çok yararl›” geçti¤ini anlatt›. ‹flkencecilerin elini tutan iflkence ve iflgal ortaklar›n›n utanmazl›¤› da böyle yaz›ld› “parlamenter” tarihe.
Haz›r AKP gibi bir iktidar› bulmuflken Amerika Yeni Üsler ‹stiyor! ABD yönetiminin yeni istekleri AKP hükümetine ve Genelkurmay’a iletildi. Bush yönetiminin Türkiye'den “flu aflamada” istedikleri flunlar: * ‹ncirlik'in askeri-co¤rafi kapasitesini artt›rmak. * ‹kisi Trabzon ve Samsun'da olmak üzere Karadeniz'de üç deniz üssü kurulmas›. * Konya'n›n Karap›nar Bölgesi’ni askeri tatbikat sahas› olarak kullanma izni. * Kafkaslar, Ortado¤u, Hazar’daki Amerikan askeri gücünün merkezinin Türkiye olmas›. Gerisi gelecektir. Bu kadar Amerikanc› bir iktidar varken, ABD ülkemizi kendi üssüne çevirmekte de, Türkiye askerini Ortado¤u halklar›na karfl› savaflt›rmakta da tereddüt etmeyecektir.
efah Mülteci Kamp›’nda yüz ev y›k›ld›, binlerce Filistinli evsiz... Onlarca Filistinli katledildi... efah’ta gösteri yapan üç bin kiflilik kitleyi uçaklarla ve tanklarla bombalayan ‹srail, 25 Filistinli’yi katletti. azze kan gölü... Filistinliler kan a¤l›yor... Kuflatma alt›nda yaln›z yürekleriyle direniyorlar. y dünya halklar›! Filistin halk›na sahip ç›kacak senden baflka bir güç yok. “Filistin yaln›z de¤ildir!” diye hayk›rman›n zaman›d›r...
R
R
ABD’nin Plan›, AB’nin Onay›yla Gazze’de Katliam ve Tecrit Gazze’ye günlerdir havadan füzeler ve top mermileri ya¤›yor. Ve Gazze’deki Refah Mülteci Kamp›’nda, evler buldozerlerle veya havadan at›lan füzelerle yerle bir ediliyor. Bu kez evlerin y›k›lmas›n›n amac› “feda eylemcilerinin ailelerini cezaland›rmak”la s›n›rl› de¤il. Filistin halk› etraf›ndaki tecrit ve kuflatmay› daha da pekifltirecek bir plan peflinde ‹srail. Bat› fieria’da aylarca süren iflgalin ve yo¤un sald›r›lar›n ard›ndan “Güvenlik Duvar›”n›n inflas›na h›z veren ‹srail, benzer bir plan› da Gazze’de yürürlü¤e koydu. Gazze’nin M›s›r’a s›n›r oluflturan bölgesinde bir “güvenlik çukuru” yapmay› planlayan ‹srail, binlerce Filistinli’nin evlerini y›kmaya giriflti. ‹srail, sald›r›lar›n› 13 ‹srail askerinin cezaland›r›lmas›n› bahane ederek bafllatt›. Önce füze sald›r›lar› gerçeklefltirildi. Ard›ndan 14 May›s’ta Refah Mülteci Kamp›’ndaki evleri y›kma sald›r›s› bafllad›. Yüz ev y›k›ld›. Yüzlerce ev de “y›k›lmak üzere” iflaretlendi. 17 May›s’ta, Yahudi yerleflim birimi Nahal Oz yak›nlar›nda 7, toplam 10 Filistinli katledildi. 18 May›s’ta helikopterlerin atefli ve ard›ndan tanklar›n evleri bombalamas› sonucu 2’si çocuk 18 Filistinli katledildi. 19 May›s’ta önceki günkü katliam› protesto etmek için toplanan üç bin Filistinli’nin üzerine helikopterden füze at›lmas› sonucunda 2’si çocuk 25 Filistinli katledilirken, yaklafl›k 50 Filistinli a¤›r yaraland›.
Tecrit alt›ndaki Refah; Mülteciler, bir kez daha mülteci durumuna düflürüldü! Sald›r›lar sonucunda bini aflk›n Filistinli evsiz kald›. Binlerce Filistinli eflyalar›n› kamyonlara, at arabalar›na yükleyerek, gidebilecekleri tek yer olan Han Yunus’a do¤ru yola koyuldular. yak›n kentlere göçüyor. Akrabalar›n›n durumu uygun
G
E
olanlar onlar›n yan›na giderken, olmayanlar, gittikleri yerlerde kurduklar› çad›rlarda bar›nmaya çal›fl›yor. Refah Kamp›, zaten bir “mülteci kamp›”yd›; mülteciler bir kez daha mülteci konumuna düflürüldü. Refah Mülteci Kamp›’n›n tüm dünyayla iliflkisi ‹srail taraf›ndan kesilmifl durumda. Kampta, su ve ekmek s›k›nt›s› baflgösterdi.
Gazze’de “Güvenlik Çukuru” Plan› “‹srail Refah’› kafese al›yor”... Refah’ta oluflturulmas› düflünülen “Güvenlik çukuru” Burjuva bas›nda böyle adland›r›ld›. ‹srail, M›s›r s›n›r› boyunca 20 metre derinlikte ve 60 metre geniflli¤inde ve en az 9 kilometre uzunlu¤unda bir çukur yapmay› planl›yor. Böylelikle Refah ile M›s›r aras›ndaki iliflkinin tamamen kesilmesi amaçlan›yor. ‹srail Savunma Bakanl›¤›, bu plan› gerçeklefltirmek için “yüzlerce Filistinli’nin evinin y›k›laca¤›n›” aç›klad›. Güvenlik duvar›ndan çukuruna, ‹srail politikalar›, tecrit politikas›n›n en aç›k ve kaba haliyle uygulan›fl›n›n örne¤idir. Emperyalizmin ve iflbirlikçilerinin kafas›ndaki “mükemmellefltirilmifl tecrit” modeli budur. Sadece politik, polisiye kuflatma de¤il, bizzat duvarlarla sa¤lanm›fl bir tecrit. E¤er uygulama imkan› bulabilselerdi, tüm ülkelere, halklara karfl› bu modeli yürürlü¤e koymak isterlerdi. Yani, Filistin’de kuflat›lan yaln›z Filistinliler de¤il, tüm halklard›r.
Say› 5 23 23 May›s 2004
Amerika katliam ve y›k›m›n arkas›nda! ABD, sald›r›lar karfl›s›nda yapt›¤› aç›klamada yar›m a¤›zla “evlerin y›k›lmas›n›n kabul edilemez” oldu¤unu gevelerken, hemen ard›ndan “‹srail’in teröre karfl› kendini savunma hakk› vard›r” nakarat› tekrarland›. ABD D›fliflleri Bakan› Colin Powell de “Y›k›ma karfl›y›z, bunun yap›c› oldu¤unu düflünmüyoruz” dedi¤i cümleyi, Arafat’› suçlayarak tamaml›yordu. “‹srail’in teröre karfl› kendini savunma hakk› vard›r”; Dünya, bu cümleyi onlarca, yüzlerce de¤il, binlerce kez duydu ABD’li yetkililerin a¤z›ndan. Art›k herkes bu cümlenin siyonizmin katliamlar›n› destek ve teflvik cümlesi oldu¤unu biliyor. ABD de biliyor. Ama ABD emperyalizmi yeni bir cümle dahi kuram›yor, kurmuyor.
Say› 5 24 23 May›s 2004
Ayn› flekilde, Irak’ta kitle imha silahlar› oldu¤u iddias›n›n yalan ç›kmas› henüz çok daha tazeyken, bu kez ayn› iddiayla Suriye’ye karfl› ekonomik ambargo bafllat›ld›. Böyle bir iddian›n hiç bir inand›r›c›l›¤›n›n olmayaca¤›n› bilmiyor mu ABD? Kuflkusuz biliyor. Ama imparatorluk politikalar› diye tarif etti¤imiz de zaten iflte budur; herkes benim söyledi¤ime inanacak, benim çizdi¤im s›n›rlar içinde yaflayacak! ABD’nin katliamc›l›¤›, iflgalcili¤i teflhir olmufl ‹srail’e karfl› BM’de al›nan tüm kararlar› veto et-
‘El Nakba’ 56. y›l›nda! Büyük Felaket, O Günden Beri Felaket Üretmeye Devam Ediyor! Siyonist ‹srail devletinin kuruluflu, Filistin tarihinde Büyük Felaket (El Nakba) olarak an›l›yor. Büyük Felaket’in her y›ldönümünde Filistinliler siyonizme ve onun bu büyük felaketi yaratmas›n›n zeminini haz›rlayan emperyalizme lanetler ya¤d›r›yorlar.
‹srail 14 May›s 1948’de kuruldu, 15 May›s’ta Arap güçlerinden oluflan ordu ‹srail ordusu karfl›s›nda yenildi... Filistin halk› 56 y›ld›r o “felaket”in üretti¤i küçüklü-büyüklü say›s›z felaketi yaflad›lar ve hala yafl›yorlar. Bu sene, Büyük Felaket’in 56. Y›ldönümüydü. Büyük Felaket’in 56. Y›ldönümü, Gazze’de büyük bir sald›r›yla birlikte gelmiflti. ‹flgal alt›ndaki Filistin topraklar›nda, Gazze fieridi ve Bat› fieria’n›n bir kentinde gösteriler yap›ld›. Yaser Arafat bu gün nedeniyle kuflatma alt›ndaki karargah›ndan televizyona yapt›¤› konuflmada, Filistin halk›na “Düflman›n›z› ve Allah’›n düflman›n› y›ld›rmak için gereken gücü bulun” diye seslenirken, iflgale karfl› mücadeleyi “kararl›l›kla sürdürme” ça¤r›s› yapt›.
meye devam etmesi de ayn› politikan›n sonucudur. ‹srail’in bu katliamlar›, güvenlik duvarlar›n›, çukurlar›n› “ABD’ye ra¤men” gerçeklefltirdi¤ini sananlar, yan›l›yor. Gazze’deki katliam ABD onayl›d›r ve Ortado¤u halklar›n› sindirme politikas›n›n bir parças›d›r.
Siyonizmin “Hukuk” Oyunlar› Siyonist katiller, Refah’ta evleri y›karken, Filistinli bir insan haklar› örgütü y›k›m›n durdurulmas› için ‹srail mahkemelerine baflvurdu. Y›k›m›n bir geceli¤ine “geçici olarak durdurulmas›na” karar veren ‹srail Yüksek Mahkemesi, ertesi gün nihai karar›n› vererek, “ordunun y›k›mlar› hakl› ç›karan nedenleri oldu¤una, bunun toplu bir cezaland›rma de¤il 'kendini savunma' oldu¤una” hükmetti. Böylelikle katliam ve talan “yasallaflt›r›lm›fl” oldu. “Hukuk oyunu” devam ediyor. Gazze’de 19 May›s’ta protesto gösterisi yapan halk›n üzerine atefl aç›larak onlarca Filistinli’nin katledilmesinin ard›ndan ‹srail hükümeti, “operasyon hakk›nda soruflturma bafllat›ld›¤›n›” aç›klad›. Sanki o sald›r› ‹srail Hükümeti’nden habersiz yap›ld›! Bu hukuk oyunu, bazen daha küçük, bazen daha üst boyutlarda tüm iflbirlikçi ülkelerde oynan›yor. “AB’ye uyum”la Türkiye de tam bu hale getiriliyor; infazlar, iflkenceler, zulüm sürecek ama hepsi “yarg› karar›yla” olacak. Veya ABD’de oldu¤u gibi, iflgal, iflkence herfley yap›lacak, ama bunlar yüce(!) mahkemelerde “soruflturuluyormufl” gibi yap›l›p, koskoca(!) bakanlar, generaller gelip ifade verecek... Verecek de ne olacak? Politika m› de¤iflecek? Hay›r. Ama demokrasi vitrini temiz tutulmufl olacak. Dükkan›n içinde her türlü pislik olabilir; ama vitrin temiz olacak. Günümüzde burjuva demokrasisinin veya faflist dikkatörlüklerin demokrasicilik
Tel Aviv’de 150 Bin Kiflilik Gösteri Refah Mülteci Kamp›’na karfl› y›k›m ve katliam sald›r›s› yo¤unlafl›rken, 16 May›s’ta ‹srail'in baflkenti Tel Aviv’de son y›llar›n en büyük protesto gösterisi yap›ld›. ‹flçi Partisi taraf›ndan düzenlenen gösteriye, beklenenin üzerinde bir kat›l›m olurken, göstericiler, fiaron’u protesto ederek ‹srail ordusunun Gazze fieridi'nden çekilmesini istediler. Rabin Meydan›’n› dolduran yaklafl›k 150 bin kifli, katliamc›l›¤›n bu boyutlara ulaflmas›na karfl› ‹srail içinden bile art›k isyan seslerinin yükseldi¤ini gösteriyordu. ‹srail’de son yap›lan anketlerde, ‹srail halk›n›n yüzde 70'inin Gazze’den çekilmeyi istedi¤i sonucu ç›kt›.
oyununun sürdürülmesi kabaca bu flekle bürünmüfltür. Burjuva demokrasisiyle demokrasicilik oyununun oldu¤u ülkeler aras›nda elbette bir sistem fark› vard›r; ama farklar giderek azalmaktad›r. Burjuva diktatörlü¤ü, yasama, yürütme ve yarg›da kendini daha ç›plak haliyle göstermeye bafllam›flt›r.
Emperyalizmin, siyonizmin her sald›r›s› bir “Savafl Suçu”dur! Uluslararas› Af Örgütü, y›k›mlar›n “savafl suçu” oldu¤unu aç›klad›. Protesto gösterisi yapan üç bin kifliye helikopterlerden at›lan füzelerle sald›r› düzenlenmesi de çeflitli kesimler taraf›ndan ayn› flekilde adland›r›ld›. Do¤rudur, ikisi de savafl suçudur. Ama art›k yaflananlar “savafl suçu” tan›m› içine de s›¤d›r›lamaz haldedir. Karfl›l›kl› iki ordunun savafl› de¤il, katleden bir devlet, direnen bir halk var ortada. Y›k›m uzun süredir uygulanan bir politikad›r. 2000’den bu yana sadece Gazze’de 2000’i aflk›n ev y›k›ld›. Y›k›mlar›n sonucunda yaklafl›k 20 bin
‘Dünya’ nerede, ne yap›yor? Bir gazete “tüm dünya y›k›m› seyrediyor” diye yazd›. Bir di¤eri ise “‹srail'in bütün dünyan›n tepkisine karfl› sürdü¤ü y›k›m” diye sözetti geliflmelerden. Hangisi do¤ru? Bütün dünyan›n tepki gösterdi¤i mi, tüm dünyan›n seyretti¤i mi? Her ikisinin de gerçeklik pay› olmakla birlikte, ikisi de tam durumu yans›tm›yor. Dünya derken kastedilenin kim oldu¤u belirsizdir çünkü. Hat›rlanaca¤› gibi, kimileri de böylesi durumlarda “uluslararas› toplum”u göreve ça¤›r›r. Böyle bir “toplum” var m› gerçekten? Kimdir, kimlerden olufluyor, ça¤r›n›n as›l muhataplar› kimlerdir? Bu da belirsizdir. Asl›nda “uluslararas› toplum”u göreve ça¤›ranlar›n seslendikleri yerler, Birleflmifl Milletler, Avrupa Birli¤i, onlara ba¤l› örgütler veya Af Örgütü gibi, temelde emperyalizmin denetim ve yönlendirmesinde olan kurumlard›r. “Dünya sessiz” derken de kastedilen ço¤unlukla ayn› kurumlard›r. Bunlar›n sessizli¤i ise, halklar, devrimci demokrat kesimler aç›s›ndan bir teflhir konusu olmakla birlikte bir “yak›nma”, bir “hayal k›r›kl›¤›” konusu olmamal›d›r. Halklar, bu kurumlardan bir beklenti içinde olmamal›d›r. Tüm emperyalist dünya, flu
Filistinli evsiz b›rak›ld›. ‹ki y›l önceki Cenin katliam›n› hat›rlay›n. Yine bir mülteci kamp› olan Cenin’de de önce kamp kuflat›lm›fl, tüm dünyayla iliflkisi kesilmifl, 500 ev y›k›lm›fl, yüzlerce Filistinli katledilmiflti. ‹srail’in Filistin halk›na karfl› sürdürdü¤ü savafl, bafl›ndan sonuna, baflvurdu¤u tüm yöntemleriyle bir “savafl suçu”na dönüflmüfltür. Bu “suç”un önünde Filistin halk›n›n direniflinden (ve dünya halklar›n›n Filistin’e deste¤inden) baflka bir güç yoktur. Refah’taki katliam ve y›k›m karfl›s›nda da, bildik tablo tekrarlanarak; BM, Avrupa Birli¤i, Arap Birli¤i taraf›ndan “k›namalar” yay›nland›. Ne anlam› var? Koca bir hiç! Art›k bu tür k›namalar yay›nlamamalar›, yay›nlamalar›ndan iyidir. Hiç de¤ilse, gerçek yüzleri daha iyi görülür. ‹srail’in katliamlar›n›n BM’ye, AB’ye, Arap Birli¤i’ne ra¤men oldu¤unu söylemek de mümkün de¤ildir. Bir tek Avrupa ülkesi, b›rak›n müdahaleyi, ‹srail’le iliflkilerini kesmeyi bile gündeme getiriyor mu? Hay›r! Onlar da Filistin halk›na karfl› sürdürülen savafl›n suç orta¤›d›rlar. veya bu biçimde Amerika’n›n imparatorluk politikas›na tabidir. Onlar kendi s›n›fsal gerçeklerine uygun davran›yorlar. Dünyan›n sesi veya sessizli¤i onlarla de¤il, sadece halklarla ölçülmelidir. Halklar cephesinden bakt›¤›m›zda; Bildi¤imiz, medyaya yans›d›¤› kadar›yla çok büyük kitlesel tepkiler yoktur flu an. Özellikle Avrupa ülkelerindeki muhalefetin, gerek Irak’taki iflkenceler, gerekse de Filistin’deki son sald›r›lar karfl›s›ndaki tavr› (daha do¤rusu tav›rs›zl›¤›) dikkat çekicidir. Bu durum, ABD’nin Irak’a müdahale haz›rl›klar› s›ras›nda Avrupa’da yap›lan kitlesel gösterilere iliflkin bir gerçe¤i do¤ruluyor. Bu gösterilerin önemli bir k›sm›, Avrupa devletlerinin icazeti alt›nda gerçekleflmiflti. Onmilyonlar›n meydanlara ç›kmas› çok önemliydi, ama buna kendi iç dinamiklerine sahip bir halk hareketi gözüyle bakmak, buradan yeni teoriler gelifltirmek de o kadar yanl›flt›. Kuflkusuz bu tepkilerin içinde devrimciler, emperyalizmden ba¤›ms›z örgütler vard›, ama henüz bunlar büyük kitle hareketlerinin belirleyicisi durumunda de¤illerdir. Emperyalistler, emperyalist kurumlar, Gazze’ye sald›r›y› k›nasalar da, gerçek duygu ve düflünceleri siyonist ‹srail’in yan›ndad›r. Halklar›n duygu ve düflünceleri ise bu noktada temelden farkl›d›r. Halklar, örgütsüzlükleri ve çok çeflitli nedenlerle tepkilerini hayk›ram›yor olsalar da, siyonist ‹srail’in Filistin halk›na yapt›klar›na karfl› öfke doludurlar. Yar›n›n geliflmelerini de iflte bu öfke belirleyecektir.
Say› 5 25 23 May›s 2004
“Bütün uyuyanlar› uyand›rmak iç Selma Kubat’›n Feda An› 1 May›s günü Gebze Hapishanesi’nde tecriti protesto etmek için kendini feda eden Selma Kubat alevler içindeyken, yoldafllar› sloganlarla u¤urlad›lar kahraman flehidi. Selma’n›n tepeden t›rna¤a onura kesmifl bedenini tutuflturmas›n›n hemen ard›ndan o an› yazd›lar. Kendisinin yazd›¤› “son mektubu” gelecek say›m›za b›rakarak, Selma’n›n feda an›n› ve “bas›na ve kamuoyuna” yapt›¤› aç›klamay› yay›nl›yoruz.
“S›rt›n› Atefle Verip Sloganlar›n› Att›” Selma 1 May›s günü feda yang›nlar›na kar›fl›p sonsuzlaflt›. "Partimi, yoldafllar›m›, halk›m› çok seviyorum, hepsine benden selam söyleyin", "B‹Z KAZANACA⁄IZ" diyerek, koflarak, gülerek, el sallayarak ç›kt› kap›dan. Biraz önce içerde "huzurluyum, çok huzurluyum, içimde öyle bir ferahl›k var ki" demiflti. Gün boyu çeflitli defalar tekrarlad› bu sözü. Selma yang›n olmaya, yang›nlara kar›flmaya gitti.
Say› 5 26 23 May›s 2004
Kap›y› kapatt› arkas›ndan. Duvar›n dibinde bir köfleye, daha önce kimseye hissettirmeden haz›rlad›¤› malzemeleri, seri, pratik bir flekilde yayd›. Alabildi¤ine so¤ukkanl› ve sakindi. Hergün ayn› ifli yapar gibi, al›flk›n hareketlerle h›zl› h›zl› yapt› iflini. Aya¤›nda terlikler vard›. Onlar› ç›kar›p düzgün bir flekilde haz›rlad›¤› adac›ktan uzak bir yere ç›kard›. Betona basarak yürüdü öbe¤in yan›na. Gülümseyerek bakt› karfl›ya, el sallad›, "hepinizi çok seviyorum" dedi. Bir elinde ka¤›t bir rulo, bir elinde çakmak. Tutuflturdu ka¤›d›.
Bas›na ve Kamuoyuna
“Yang›n›m suskunluklar› da yaks›n” Ben Selma Kubat. Bu mektup elinize ulaflt›¤›nda birço¤unuz tan›m›fl olacaks›n›z. Çok yak›nda kendimi yakaca¤›m. Külümü 1 May›s'a kar›flt›raca¤›m. Birço¤unuz neden kendimizi yakt›¤›m›z› merak edecek. Bunlar›, yani bunca so¤ukkanl› oluflumuzu anlamak isteyeceksiniz. Beni buna zorlayan gerçekleri aç›klayaca¤›m. Size 5 gün öncesinden yaz›yorum. Öncelikle flunu bilmenizi istiyorum ki kendimi yakma karar›n› özgür irademle ald›m. Zaten ölüm orucunda gün gün ölüyor, kendimi feda ediyordum. Ölüm orucuna bafllamam gibi kendi iste¤im ve irademle oldu kendimi yakma karar›. Bu mektubu yazarken de elim titremiyor. Birço¤unuza “vahflice” gelecek bu so¤ukkanl›l›k; iflkenceye, bask›lara, zorla müdahaleye, sansür duvarlar›na ve ç›kar›lan yeni bask› yasalar›na karfl› oldu¤unda, hangisi daha vahflet dolu siz karar verin! Ben ölüm orucunun 190. günündeyim. Ve bugüne kadar 110 arkadafl›m tecriti kald›rmak için flehit düfltü. As›l bu vahflet de¤il mi? Bunca insan›m›z›n can›na de¤ecek kadar de¤erli mi bu hücre kap›lar›, duvarlar›, izolasyonu? Bana göre de¤il ama iktidar ›srarl› ve iddial› bunda. Biz de elbette direnme hakk›m›z›n çal›nmas›na karfl› ›srarl› ve iddial›y›z. Sessizce ölmeyece¤iz. Bir gazete köflesinde yeralacak haberimiz ama bir sessiz ölümü bedenlerimizle duyuraca¤›z.
1 MAYIS "‹flçinin emekçinin bayram›" Benim bayram›m benim dü¤ünüm benim son günüm Bir bayram günü "ayr›l›r›m" Hep dü¤ün bayram flenlikle geçerdi hayat›m En çok bayramlarda cofltu kanatland› ac›ya k›na yakmay›z bayramda dü¤ünde bir de ömrün son deminde mutluluktur k›na muratt›r flendir gönlüm benimde fien ola günleriniz diye yan›yorum
Selma Kubat 15 Nisan 2004
çin sonsuz bir uykuya dalaca¤›m” Ka¤›tla öbe¤in etraf›nda daire çizerek, her yan›n› tutuflturdu. Koyu, siyah, kesif bir duman yükseldi adac›ktan, alevler bofllu¤a do¤ru harlad›. Duman yüzüne çarp›nca gayri ihtiyari bir ad›m att› geriye do¤ru, sonra refleksini farketti gülümsedi. Kollar›n› havaya kald›rd›. ‘Yaflas›n Feda Direniflimiz’ diyerek girdi atefl adas›n›n içine. Dimdik sloganlarla dikildi. ‘Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz’ üstüste tekrarlad› sloganlar›. Üstünde kaban› vard›. -Kaban tutuflmad› bir türlü- Çömeldi ateflin içine, kaban› açt›. Kaban›n›n içinde fanilas› vard› sadece. Alevleri kaban›n içine doldurdu. -Kaban›n eteklerini tutuflturdu. Ateflin içine oturup devam etti sloganlar›na- Kaban› ç›kar›p b›rakt› atefle, alev iyice gürleflti. Oturdu, s›rt›n› ateflin gür yand›¤› yere verip Parti-Cephe ve Önderlik sloganlar›n› peflpefle gür bir sesle atmaya devam etti. Bir süre sonra ateflin etkisiyle sesi bo¤ulmaya bafllad›, biz girdik sloganlara. -Aral›ks›z durmaks›z›n-
Ateflin Ortas›na S›rtüstü B›rak›p Kendini Gökyüzüne Bakt›... Zafer ‹flareti Yapt› Ateflin içinde do¤ruldu, üzerindekileri ç›kard›. Her yan› atefle dönmüfl alevden adac›¤a, rahat bir yata¤a b›rak›r gibi s›rtüstü b›rakt› kendini, kollar›n› iki yana açt›, gözlerini gökyüzüne dikti, kar›flt› sloganlara. Saçlar›, ayaklar› tutufltu yavafl yavafl. Do¤ruldu, elleriyle saçlar›n› yakalad›, yan›p yanmad›klar›ndan emin olmak için, emin olamad›. Zafer iflareti yapt› tekrar. Daha zorlukla ve daha a¤›r hareket ediyordu art›k ve aya¤a kalkam›yordu. Yine de tüm iradesini kullanarak zafer iflareti yapmaya ve el sallamaya devam etti. Hücreler ölümdür... Yaln›z kapal› yer olmas› anlam›yla de¤il elbette benim flu an bulundu¤um yerde de 14 kifli var. Ancak tüm uygulamalar tecrite, izolasyona göre ayarlanm›fl. Bir de dört y›ld›r insan sesi duymayan tecrit hücreleri ve oralarda yaflamaya çal›flan arkadafllar›m var. Avukat görüflleri, aile ziyareti, aramalar, mektup yasaklar›, kitap yasaklar›, suç duyurular›m›z›n cevaps›z kalmas› ve daha onlarca hak ihlali diyebilirim. Hepsini denetliyorlar ancak yetmeyecek ki üzerimizdeki üç kazak, üç pantolona göz koyup tek tip giydirmek için yasalar ç›kar›yor, bir de çal›flmam›za zorlayacaklar. Ben huzur içinde ölüyorum, benden sonrakiler daha zorunu yaflayacaklar. Bask› ve zor varoldukça benim gibi direnenler de var olacak. Direnme hakk›m›z› engelledikleri için kendimi yak›yorum. Evet ülkemizde bir hakka sahip olmak için can›m›z›n yanmas›n›, gözalt›na al›nmay›, tutuklanmay›, ölebilmeyi hatta yanmay› göze almak gerekiyor. Bu bir fedakarl›k de¤il zorunluluk. Zora karfl› durma zorunlulu¤u. Haziran ay›nda bir zirve yap›lacak. Ülkemizde ne zaman zirveler yap›lsa, emperyalistler gelse faturas› bize, halk›m›za ç›kar›l›r. Yine d›flar›da ailelerimiz gözalt›na al›nmak, yerlerde sürüklenmek pahas›na "Hapishanelerde 110 ‹nsan Öldü Duydunuz mu?" diyordu. Onlar›n sesini bo¤mak için TAYAD'a sald›rd›lar, ilk olarak baflkan›n› tutuklad›lar. Derne¤i kapatt›lar, yasal kurumlara bask›lar düzenleyip çal›flanlar› "terörist" ilan ettiler. 30'u aflk›n insan tutukland›. Hepsi d›flar›da yasalar›n öngördü¤ü kurumlarda çal›fl›yordu.
Say› 5 27 23 May›s 2004
Yüzüstü b›rakt› kendini ateflin üzerine. Sa¤›ndaki, solundaki atefl demetlerini topluyordu bir koluyla. Gö¤sünün alt›na do¤ru, dünyan›n bütün yang›nlar›n› kucaklarcas›na.
Say› 5 28 23 May›s 2004
Yüzüstü b›rakt› kendini ateflin üzerine. Sa¤›ndaki, solundaki atefl demetlerini topluyordu bir koluyla. Gö¤sünün alt›na do¤ru, dünyan›n bütün yang›nlar›n› kucaklarcas›na. "Yan›yor muyum, yanm›yor muyum" diye sordu. Yeterince yan›p yanmad›¤›ndan emin de¤ildi. Sonra son bir kez çevirdi bafl›n›, son gücüyle son defa el sallad›. Bafl›n›, gövdesini, kollar›n› b›rakt› atefl demetinin üzerine. Uykunun en derinine dalm›fl gibi... Saat: 17.05'te bafllatt›¤› feda direnifli 17.20'de kolunun son bir titremesiyle sonland›. "Bütün uyuyanlar› uyand›rmak için sonsuz bir uykuya dalaca¤›m" diyordu Selma. Bir bahar havas› vard› d›flar›da. Güneflli, p›r›l p›r›l bir bahar. Dünyan›n pekçok yerinde ezilenler 1 May›s için
Yine ayn› flekilde d›flar›da muhalif olarak gördükleri kim varsa tutuklamaya, gözda¤› vermeye devam edecekler. Neden? Emperyalist efendilere "sorunsuz", "muhalefetsiz" toz pembe bir ülke sunmak için. Sadece zirveye kat›lanlara eskortluk yapmak için 33 trilyon harcad› ve z›rhl› araçlar ald› bu iktidar. Mahallelere, sokaklara döfleyecekleri kameralar, ‹stanbullular’›n tamam›n›n fiflleniyor olmas›, yani hepsi onlar, emperyalistler için. Efendilere böyle k›rm›z› hal›lar serilirken ölüm orucu devam ediyor, hala çözülmemifl bir tecrit sorunu var bu ülkenin. Yine onlara sunulan vatan›m›zda açl›k, yoksulluk sürüyor. Memurlar açl›k s›n›r›n›n alt›nda yaflamaya mahkum ediliyor; memuriyet önemli bir mevkiyken flimdilerde ek ifller yaparak yaflam›n› idame ettirmeye çal›fl›yor memurlar›m›z. ‹flçilerimize grev yasaklan›yor, sendikas›zlaflt›rma için iflten atmalar, zorunlu ifl yasalar› ile esir haline getiriliyor. Köylülerimize; "gözünüzü toprak doyursun" deniyor. Ö¤rencilerimiz YÖK sultas› alt›nda anti-demokratik, bilimsel olmayan bir e¤itime itiliyor. Çocuklar›m›za gelecek de¤il ifllikler, ucuz iflgücü olarak bak›l›yor. Yine gençlerimiz yoz bir kültürün ürünü olan popstarlara mahkum ediliyor. Gençlerimizin hayalleri çal›n›yor. Yani efendilere ne kadar rahat huzur varsa biz halka o kadar çok çeflitli bask› politikalar› uygulan›yor. Biz hapishanelerdeki tutsaklar bunun bir parças›y›z yaln›zca. F tipleri, tecrit yaln›z bize yönelik de¤il. Tüm halk tecrit ediliyor ve vatan›m›z F tiplefltiriliyor. Bu tabloyu yaratan emperyalistler Irak halk›na her gün katliam, bask›, fliddet da¤›-
sokaklardayd›. Atefliyle bahara, meydanlar›n kalabal›¤›na kar›flt›. Dünyan›n heryerindeki ezilenler içindi Selma’n›n fedas›. "Herkes için ölüyorum ben" demiflti. “Herkes için. Bizi sevmeyenler için de, duyars›zlar için de. Halk›m için ölüyorum. Ezilenler, aç kalanlar için, iflgal alt›ndakiler için. Herkesi seviyorum ben. Herkese duydu¤um sevgi, onlar için ölmeyi göze almamdan anlafl›l›r zaten. Bunu anlat›n herkese...” Herkes için meflaleye döndü Selma. 1 May›s günü yang›nlar›n, kavgalar›n, direnifllerin gününde "Direnme hakk›n›" ne pahas›na olursa olsun savunarak. O 15 dakikan›n her an› iradeydi, bilinçti, kararl›l›k ve inançt›. Son an›na kadar, irade d›fl› tek bir harekette bulunmadan ve sevgiyle el sallayarak ulaflt› adas›na. B‹Z KAZANDIK seninle. Ve emin ol tüm zamanlar›n 1 May›slar’›nda hep biz kazanaca¤›z. t›yor. Irak halk› vatan›nda iflgalci istemedi¤ini direnerek gösteriyor. Yine de "terörist" Irak halk› oluyor. Bu tabloda kim "terörist.." Irak'ta çocuklar› katledenler mi? ‹flgalciyi kovmak için iki çocu¤unu arkada b›rak›p kendini feda eden Rim mi? Ya da Filistin'de panzere tafl at›lmas›n diye çocuk ba¤layanlar m›? Yoksa evleri y›k›lmas›n diye direnenler mi? Vatan›m›zda "110 ‹nsan öldü duyun!" diyenler mi, 19 Aral›k'ta diri diri kad›nlar›m›z› yakanlar m›? Bu dünya tablosunda benim kendimi yakarak bask›lar› protesto etmem ne vahflet ne so¤ukkanl›l›kt›r. Ortado¤u'da her gün insanlar ölüyor, kad›nlar›m›z›n ›rz›na geçiliyor, çocuklar›n kaç›r›ld›¤›n›, organ mafyalar›n›n (emperyalistlerin ilgisi dahilindedir) Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de yay›ld›¤›n› biliyorum. Yani yaln›z ben yanm›yorum Ortado¤u yan›yor. Bu tabloda as›l vahflet, gazetelerin yazmamas›, ayd›nlar›m›z›n, yazarlar›m›z›n görmemesi, gördü¤ü halde dillendirmemesi, yazmamas›, toplumu ayd›nlatmamas›d›r. Bu karanl›¤a ortak olan herkes bu vahfletin, 110 insan›m›z›n ölümünün sorumlusudur. Ben kendi ad›ma karanl›¤a bir kibrit çakt›¤›ma inan›yor ve bu rahatl›kla gidiyorum. Tüm kamuoyuna sesleniyorum; duyun sesimizi bu ses direnen ama teslim olmayan, koflullara uymayan, koflullar› zorlayan ve insan gibi yaflamak isteyenlerin sesidir. Yang›n›m bütün sessizlik suskunluklar› da yaks›n. Görün, duyun, bilin...
Selma Kubat
HÜCRELERDEN
‘Reform’, katliam›n ad›yd› ‘AB’ye uyum’, Tecritin ad› oldu! 1980-83 aras›nda, yani 12 Eylül cuntas›n›n bilfiil iflbafl›nda oldu¤u üç y›l boyunca, hapishanelerde ölenlerin say›s› 49’dur.
emperyalizmin ve oligarflinin hücrelerine karfl› direniflte
4. y›l
Bilindi¤i gibi, 1983 Kas›m’›nda yap›lan seçimler sonucunda, “sivil” yönetime, veya burjuva medyan›n daha sevdi¤i deyimle “demokrasiye” geçilmifltir. Ama ne d›flar›ya, ne içeriye –hapishanelere– demokrasi gelmemifltir. Hapishanelerde iflkence sonucu, yapt›r›mlara karfl› direnifller içinde, hastal›klar›n tedavisi yap›lmayarak, pek çok biçimde tutsaklar katledilmeye devam edildi. Sonraki y›llardan, mesela sadece 1996 y›l›nda, tek bir y›l içinde hapishanelerde katledilenlerin say›s› 45’tir. 12 Eylül cuntas›n›n üç y›lda gerçeklefltirdi¤i katliam›, “sivil” yönetimler tek bir y›lda gerçeklefltirmifllerdir. 2000’e gelindi¤inde, cuntan›n zulmünü “kat be kat aflma” oran› daha da büyümüfltür. Üç y›lda 49 kifliyi katleden cuntaya karfl›, üç gün içinde 28 tutsa¤› katleden bir iktidar vard›r. 1995, 1996, 1999 Buca, Ümraniye, Diyarbak›r ve Ulucanlar katliamlar›, cunta dönemlerinde yaflanmam›fl bir vahflet örne¤i oldu.
Gültekin KOÇ Ölüm Orucu Ekibi üç flehit verdi...
Üstelik 1983’ten bu yana da habire “demokratikleflmifl”tir ülkemiz. Özellikle 1991’den itibaren say›s›z “demokratikleflme paketi” aç›lm›fl, say›s›z “AB’ye uyum” yasas› ç›kar›lm›flt›r. Öyleyse durumun özeti fludur: Demokratiklefltikçe, katliamc›l›¤›n›n boyutlar› artan bir gerçeklikle karfl› karfl›yay›z.
üç ölüm orucu direniflçisi
19 Aral›k 2000’in arifesinde tüm burjuva medya ve hükümet “bir an önce hapishane reformu yap›lmal›d›r” diyorlard› hat›rlan›rsa. Reform(!) için ilk ad›m, 19-22 Aral›k katliam› oldu. Bu ad›m›n devam›, F tipleriydi. F tipleri de “Avrupa standartlar›na” uygun yap›lm›flt›. AB’ye bir konuda daha “uyum” sa¤lan›yordu.
Ölüm yürüyüflünü “Ya zafer, ya ölüm!” diyerek
219 Gündür sürdürüyorlar... Üç flehit veren Gültekin Koç Ölüm Orucu Ekibi’nin di¤er direniflçileri:
Selami Kurnaz (Tekirda¤ F tipi) Hüseyin Çukurluöz (Sincan F Tipi) Bekir Baturu (Sincan F Tipi)
Oligarflinin “demokratikleflme” ad›na gündeme getirdi¤i “reform”lar› bitmifl de¤il. Do¤rudan hapishanelerdeki tutsaklar› ilgilendiren iki tasar› var gündemde. “Yeni Ceza Kanunu Tasar›s›, Yeni Ceza ve Tedbirlerin ‹nfaz› Hakk›nda Kanun Tasar›s›”... Geliflmeleri yak›ndan izleyenler biliyor; bu tasar›lar, Tek Tip Elbise ve zorla çal›flt›rma baflta olmak üzere bir çok yapt›r›m getiriyor tutsaklara; direnme hakk›n› yokeden maddeler içeriyor. Çeflitli genelgeler arac›l›¤›yla parça parça uygulanmaya da bafllayan tasar›lar, zorla çal›flt›rma’y› tam bir Nazi kafas›yla ele al›yor; “Çal›flma ayn› zamanda iyilefltirme araçlar›n›n en önemlilerinden birisidir.” diyor bu tasar›da. Nazi toplama kamplar›n›n kap›s›na as›lan “çal›flmak özgürlefltirir” yaz›s› yerine, Oligarflinin iflkencecileri F tipi, D tipi, L tipi toplama kamplar›n›n kap›s›na as›lacak tabelada küçük bir rötufl yapm›fllar: “Çal›flmak iyilefltirir”! Say›s›z “reform”un, “demokratikleflme paketi”nin ard›ndan gelinen nokta, Nazi zihniyetinin uygulanmas›d›r. AB’ye uyum yasalar›yla demokratikleflilece¤ine inananlar, bu yaflananlara, mezarl›klardaki 111 ölüye baks›nlar yeter! “AB standartlar›” ad›na dökülen kanlar›m›z kurumam›flken, hala iflkenceli tecrit hücrelerinde kan›m›z dökülmeye devam ederken, hiç bir reform aldatmacas›n›n faflizmin maskesi yap›lmas›na sessiz kalmayaca¤›m›z aç›kt›r.
‹flkenceli Sorguyu Yasallaflt›ran, Kontra Örgütü Kuran Burjuva Demokrasisi ‹flkencenin sistematik bir flekilde uyguland›¤›, hegemonyas›n› sürdürmenin bir arac› olarak halklar› bask› ve zorla sindirme politikas› izleyen bütün iflkenceci devletler, iflkencenin “münferit oldu¤u” yalan›n› söyleyegeldiler. Bu yalana kimse inanmasa da, “güç” olman›n yaratt›¤› “üstünlük” sayesinde “ben öyle diyorsam öyledir” dayatmas› gündemde oldu hep. ‹flkence için devletin üst yönetiminden yaz›l› emirlerin, talimatlar›n verilmesi, yönetmelik ve genelgelerin haz›rlanmas› s›kça rastlanan bir durum de¤ildi. Daha çok, bir politika olarak belirlenen iflkence (ve katliamc›l›k, infazlar, kaybetmeler) emir komuta zinciri içinde fiili olarak yürütüldü. Bunun için kimi zaman özel birimler, kontrgerilla ekipleri oluflturuldu, kimi zaman da bütün bir polis-ordu-istihbarat teflkilatlar› bu mekanizmalar›n içinde do¤rudan yer ald›lar.
Say› 5 30 23 May›s 2004
Irak’tan medyaya yans›yan Amerikan iflkencelerinin yönetmelikleri de var! Amerika haz›rlad›¤› yönetmelikle, bakanlar›n emriyle iflkenceyi tüm dünyaya yay›yor. 11 Eylül’ün ard›ndan imparatorluk politikalar›n› fiilen yürürlü¤e koyan, terörizm demagojisi ile
her türlü burjuva hukuk kurallar›n› dahi bir yana b›rakan, herkese ve her fleye ra¤men pervas›zca iflgaller gerçeklefltiren, ülkeleri bombalayan Amerika, iflkenceyi de yasallaflt›rd›.
“Eldivenlerini Ç›karan” CIA ‹flbafl›nda Amerika, “imaj›na” ve burjuva demokrasisine ölümcül bir darbe haline dönüflen iflkencenin üzerini örtmek, münferit göstermek için ç›rp›nd›kça, her gün yeni bir gerçek ortaya ç›k›yor. 11 Eylül’ün ard›ndan Afganistan’a sald›r› s›ras›nda “teröre karfl› savafl” yalan›n›n en yo¤un ifllendi¤i o günlerde CIA flöyle diyordu: “Art›k eldivenlerimizi ç›kard›k”. Yani, dün gizli yapt›¤›m›z her fleyi bugün alenen yapaca¤›z. Irak’taki iflkencelerin ard›ndan ortaya ç›kmaya devam eden gerçekler, CIA’n›n “eldivenlerini ç›kar›p” ne yapt›¤›n› da gözler önüne seriyor. Amerikan bas›n›nda yer alan haberlere göre, ABD Savunma Bakan› Donald Rumsfeld taraf›ndan imzalanan bir yönetmelikle iflkence yasallaflt›r›lm›fl. “Gizli” yönetmelikle Afganistan'da yaka-
Amerikan ‹mparatorlu¤unun Nazi Toplama Kamplar› ‹nsan Haklar› ‹zle görüflme gibi haklar leme Örgütü tarabulunmuyor. Keza, Guf›ndan yay›nlanan a n t a n a m o ’ d a k i l e r, bir rapora göre, Irak’dakiler gibi, ço¤u ABD’nin dünyan›n esirin neyle suçland›kdört bir yan›nda lar› dahi belli de¤il. Sakurdu¤u askeri hadece esirler ve iflkence pishanelerinde 10 görüyorlar. Sadece Irak bine yak›n tutsak hapishanelerinde 21 bulunuyor. “Terörle ülkeden tutsaklar, Ebu mücadele” ad› alGarib’deki gibi iflgalcit›nda sürdürülen lerin iflkencesi alt›nda savafllar ve iflgallerbulunurken, Afganisde esir al›nan antitan kentlerinde de CIA Amerikanc›, antiEbu Garib Nazi Temerküz kamp› sorgu merkezlerinde F Tipleri emperyalistler bu yüzlerce tutsak var.. toplama kamplar›nda iflkence alt›nda sorF tipleri de iflte bu hukuksuzlu¤un yans›magulan›yor. s›d›r. Emperyalizm, muhaliflerini, devrimci, ileKimisi gizli olmak üzere onlarca hapisrici, anti-emperyalist güçleri sindirme ve yok ethanede, Nazi toplama kamplar›ndaki gibi me politikas›n› toplama kamplar›yla, hücrelerhiçbir hukuki hak, avukat görüflü, aileleriyle, iflkencelerle uyguluyor.
Bu görüntüleri asla unutmay›n! Kim emperyalist demokrasiden söz ederse, bu görüntüleri hat›rlay›n! “‹flkenceler Bush yönetiminin, ABD’nin iflidir” diyenlere inanmay›n. Bu görüntüleri yaratan emperyalist sistemdir, ç›karlar›n› elde edebilmek için yapamayaca¤› hiçbir fley olmayan tekellerin zulmüdür gördükleriniz. lanan El Kaide üyelerini konuflturmak için iflkence yap›lmas› yasal hale getiriliyor. Hatta hangi tür iflkencelerin yap›laca¤› da s›ralan›yor. ‹stihbarat örgütleri aras›ndaki it dalafl›, daha sonra “harcanma” korkular› yüzünden FBI’›n bu yönetmelik kapsam›ndaki sorgulara kat›lmama karar› da ald›¤› haberde yer al›rken, de¤iflik kod adlar› ile an›lan iflkenceli sorgulama operasyonlar› CIA taraf›ndan yürütülüyor. Örne¤in, “CIA ajanlar›n›n baflvurdu¤u yöntemlerden birinde tutsak kay›fllarla ba¤lan›yor, suya bat›r›l›yor ve bo¤ulacakm›fl duygusu yaflamas› sa¤lan›yor. Esirin 3. bir ülkeye gönderilip öldürülece¤ine inand›r›lmas›, dövülmesi, bafl›na çuval geçirilmesi, yiyecek, ›fl›k ve ilaçs›z b›rak›lmas›, kullan›lan di¤er yöntemlerden.” (Cumhuriyet 14 May›s)
Burjuva Demokrasisinin Gerçek Yüzü Budur: ‹flkenceler ‹çin Özel Programlar, Kontrgerilla Örgütlenmesi ‹çin Yönetmelik Özel Ulafl›m Programlar› (special-access program-SAP) ad› verilen kontrgerilla program›n›n Irak’ta da uygulanmas› konusunda Rumsfeld izin verdi. Söz konusu program tutsaklara fiziksel bask› yap›lmas›na ve cinsel yönden afla¤›lanmalara izin veriyor. Ebu Garib'deki iflkenceler de sözkonusu program›n bir parças›. Program, mevcut yasalar›n, burjuva hukukunun engel oluflturdu¤u durumlarda, düzenli ordu, istihbarat güçlerinin yetersiz kald›¤› durumlarda devreye giriyor. Her türlü teçhizat ile donat›lm›fl, ordu içinden özel olarak seçilmifl ölüm mangalar› ve iflkence timleri taraf›ndan uygulanan program hiçbir yasaya, kurala karfl› sorumluluk tafl›m›yor. ‹kinci paylafl›m savafl› sonras›nda NATO’ya ba¤l› ülkelerde oluflturulan kontrgerilla örgütlenmesinin bir benzeri olan örgütlenme içinde Savunma Bakan›’n›n yan›s›ra, Genelkurmay Baflkan› Myers de bulunuyor. Her türlü kontra faaliyeti, provokasyonlar, katliamlar, iflkenceli ölümler, infazlar bu birim için s›radan-günlük ifllerden denilebilir.
Ebu Garib Ve ABD’nin “‹nsan Haklar› Raporu” ABD, Irak’taki iflkence görüntüleri nedeniyle yay›nlanmas›n› bir süre erteledi¤i “‹nsan Haklar› Raporu”nu aç›klad›. Yap›lan aç›klamaya göre raporun yay›nlanmas› “bask› sorunlar› nedeniyle gecikmifl”. Amerika’da matbaalar›n tümü birden greve mi ç›km›fl, bask› makinalar› m› bozulmufl acaba? Dünyay› aptal yerine koyan bu yalan› geçiyoruz. Çünkü bu yalan, raporun kendisinin yan›nda masum kal›yor. As›l büyük yalan ve sahtekarl›k, raporun kendisi. Rapor, Irak görüntüleri ile yanyana dünyan›n önündedir. Üstelik raporun kapa¤›nda da “gülen bir Irakl› çocuk görüntüsü” bulunuyor. Öyle ya, Amerika Irak’a demokrasi ve insan haklar› götürdü¤ü için bütün Irakl› çocuklar›n a¤z› kulaklar›nda! Elbette, ne iflgalin yaratt›¤› ihlaller, ne Ebu Garib, ne de Guantanamo hukuksuzlu¤u raporda yer alm›yor. Raporlar›n esprisi de burada; herkese insan haklar› dersi vereceksin, en çok insan haklar›ndan söz edeceksin ki, en büyük ihlalleri bu perdeleme ile yapabilesin. Emperyalist demokrasinin insan haklar› soytarl›¤›n›n ulaflt›¤› boyutu göstermek aç›s›ndan iyi bir örnek. Avrupa emperyalist demokrasisi bu oyunu daha incelikli oynarken, Amerikan tekelleri çok daha kaba ve dayatmac› bir tarzda oynuyor. “Bütün dünyada Amerika’n›n nas›l insan haklar›n›n takipçisi oldu¤unu göstermek” için yay›nlanan bu rapor, burjuva çirkefli¤inin, ikiyüzlülü¤ü ve sahtekarl›¤›n›n belgesidir. Sen insanl›k d›fl› iflkencelerin resmen devlet emriyle yapacaks›n, ülkeleri iflgal edeceksin, ama herkese de insan haklar› dersi vermeye kalk›flacaks›n. Gerçek ve maske; Burjuva demokrasisinin iki yüzüdür. Gerçek; Irak’tad›r, Afganistan’dad›r, F tiplerinde ve Guantanamo’dad›r. Burjuva demokrasisi insan haklar› raporlar› ile bu gerçekleri gizlemek istemektedir. Amerika Ebu Garib görüntülerini unutturamaz. En büyük teröristlerin “terör listeleri” haz›rlamas›, hak ve özgürlükleri tüm dünyada yok edenlerin “insan haklar› raporlar›” yay›nlamas› soytar›l›¤› elbette son bulacakt›r. Yalan propagandan›n hükmü iflgallerin, büyük zulmün alt›nda kalm›flt›r.
Say› 5 31 23 May›s 2004
“Özür”, ayn› zamanda iflkenceyi üç befl askerin ifli gibi göstermenin de arac›d›r. Pentagon taraf›ndan özel programlar haz›rlan›yor, kontrgerilla örgütleri kuruluyor, ortaya ç›k›nca da “özür diliyoruz” denilerek iflin içinden ç›kmaya çal›fl›yor Amerika.
Say› 5
Bu görüntüler bize hiç yabanc› de¤il. Ebu Garib’deki yak›nlar›ndan haber almak için bekleflen Irakl›lar’›n merak ve öfkesine bu ülkede ony›llard›r tan›k oluyoruz. Amerika tüm dünyada hücrelerle, iflkencelerle, bask› ve zulümle direnenleri teslim almak, yok etmek istiyor. Emperyalizme ve iflbirlikçilerine direnen tutsaklar, baflaramayaca¤›n› hayk›r›yorlar dünyaya. Emperyalizm yeryüzünden yok olana kadar ne zulüm bitecek, ne bu görüntüler eksik olacak, ne de direnifller k›r›labilecektir. Zulmün hapishanelerinin önünden bu görüntüler eksik olmasa da, tabutluklara kapatsalar, afla¤›l›k iflkencelerden geçirseler de; teslim olmayaca¤›z, direnecek ve kazanaca¤›z.
32 23 May›s 2004
Amerika, SAP’› Irak’ta sürdürmeye kararl›. Kendi içindeki çat›flmalardan kaynakl› olarak ABD içinden “neden bu program› hala gizli tutuyorsunuz” sorular›na Bush yönetiminin verdi¤i cevap ise bütün kontrgerillac›lar›n cevab›n›n ayn›s›d›r: “Çünkü tats›z bir süreç. Sosis üretimi gibi. Sonucu seversiniz ama nas›l yap›ld›¤›n› ö¤renmek istemezsiniz. Kald› ki Irak halk›n›n ve Arap dünyas›n›n da ö¤renmesini istemezsiniz. Unutmay›n, Irak'a Ortado¤u'ya demokrasi getirmek için girdik.” K›saca “siz sonuca bak›n” deniliyor. Burjuva demokrasisi iflkenceli sorgular, kontra operasyonlar için programlar olufltururken, Amerikan özgürlükçülü¤ü yaz›l› emirlerle kontrgerilla örgütü kuruyor.
‹flkence ‹nsanl›k Suçudur! Karfl›l›¤› “Özür” De¤il Cezad›r Cezay› Direnen Halklar Verecek! Amerika, bir askere bir y›l ceza vererek, iflkenceleri münferit göstererek durumu kurtarmaya çal›fl›yor. ‹flkencenin sistematik devlet politikas› oldu¤unu gizlemenin bir baflka yöntemi de, Bush’dan Blair’e, Rumsfeld’den, Powell’e “özür dileme” aldatmas›d›r. ‹flkencenin özürü olmaz.
Hele emperyalizmin “her fleyi sat›n alabilirsin” sefilli¤inin bir yans›mas› olarak, iflkence görenlerin ailelerine para teklif edilmesi ise tam bir alçakl›k örne¤i. Bunlar›n hiçbiri Ebu Garib’i ve dünyan›n dört bir yan›ndaki Amerikan askeri hapishanelerindeki zulmü aç›klayamaz, üzerini örtemez. Arap halk›n› afla¤›layan emperyalizm, bugün karfl›l›¤›n› askerlerinin tabutlar›yla, Irak batakl›¤› ile ödüyor. ‹flkencelerinin, zulmünün karfl›l›¤›n› da ödeyecek. Elbette bunu, ad› “uluslararas›” olan mahkemeler, Avrupa Birli¤i’nin o meflhur demokrasisi, hukuku yapmayacakt›r. Ne BM’nin ne AB’nin Irak’ta yaflananlar konusunda sesi ç›k›yor mu? Hay›r ç›km›yor. Çünkü iflgalin bu aflamadan sonra baflar›ya ulaflamamas›, direniflin kazanmas›, bütün bir emperyalist blokun kaybetmesidir. O iflkence görüntüleri ile darbe yiyen de sadece Amerika de¤il, Amerikas›, Avrupas› ile bat› demokrasisi, yani emperyalist demokrasidir. Bunu Almanya ve ‹talya çok daha aç›k olarak dile getirmifllerdir. Dünya halklar› verecektir bu cezay›. Direnen, teslim olmayan halklar, tekellere, Amerikan imparatorlu¤una iflkencelerinin, zulmünün bedellerini mutlaka ödetecektir. Dünyan›n adaletsizli¤e teslim olmamas›n›n tek garantisi halklar›n onurlu direniflleridir. ABD'nin Irak'taki iflkence politikas›n›n baflar›s›zl›¤› hem Türkiye hem dünya halklar›n›n yarar›nad›r. Ve Irak direnifli herkese göstermektedir ki, ne iflkenceler, ne kontrgerilla örgütlenmeleri, paramiliter güçleri, yüzbinlerce orduyla gerçeklefltirdikleri iflgaller, ne de devasa teknolojileri, modern silahlar› bizi teslim alamaz. “Globalizm ça¤›, küreselleflmenin nimetleri” diyenler bunu elbette anlayamazlar. Ancak onlar›n nimetlerini saya saya bitiremedikleri küreselleflmenin ne oldu¤u görülmüfltür. Halklar onlar›n teorilerine teslim olsa, emperyalizmin demokrasisine inansa dünyay› nas›l bir hukuksuzlu¤un esir alaca¤› da art›k tart›flmas›z flekilde ortadad›r. Küreselleflme savunucular›na düflen iki seçenek var art›k: Birincisi özelefltiri vererek direnifllerin yan›nda-içinde yer almak. ‹kincisi, yalan›, aldatmay› b›rak›p aleni flekilde Amerikan saflar›nda yer almakt›r. Baflka türlü küreselleflme tarif edenler yalan söylüyorlar demektir.
Necef Kerbela Nas›riye’de katliam kuflatmas› ve direnifl Amerika Irak’ta en büyük darbelerinden birini ald›. ABD kuklas› Geçici Hükümet Konseyi’nin (GHK) baflkan› ‹zzeddin Selim, 17 Nisan günü düzenlenen bombal› sald›r›da öldürüldü. Selim’in yard›mc›s›n›n da bulundu¤u 5 kifli daha ölürken, sald›r› iflgalcilerin merkez karargah›n›n giriflinde meydana geldi. Uflak, efendisinden yeni talimatlar almaya giderken, iflbirlikçili¤in bedelini can›yla ödedi. ‹slami Dava Partisi’nin lideri olan Selim, GHK içinde yer alan bütün üyeler gibi, Amerikan iflbirlikçisi, iflgali meflru göstermek isteyen vatan hainlerinden biriydi. Direniflin güçlenmesiyle ihanetleri daha belirginleflen, kaç›n›lmaz olarak teflhir olan bütün Konsey üyelerini ayn› akibet bekliyor. Hiçbir politik hesap, GHK içinde varolmay› meflrulaflt›ramaz. fiiisi, Sünnisi ile bir halk direnirken, kentleri havadan karadan bombalan›rken, iflgalciyle ayn› masaya oturanlar, kukla bir devlet kurman›n planlar›n› yapanlar halklar›n öfkesinden kurtulamazlar.
Direnifl Güçleniyor “Irak’taki tehlike her geçen gün büyüyor. Gelecek haftalar daha zor geçebilir.” Bu sözler, iflgal kurmaylar›ndan ABD Ulusal Güvenlik
Dan›flman› Condoleezza Rice’e ait. ‹flgalin di¤er orta¤› ‹ngiltere’nin D›fliflleri Bakan› Jack Straw da ayn› gerçe¤i “durum, geçen y›lki tahminlerimizden kötü” sözleriyle onayl›yor. ABD, Irak’taki birliklerine Güney Kore’de tuttu¤u askerlerinden takviyeye haz›rlan›yor. Irak’›n bir çok bölgesinde iflgal güçlerine sald›r›lar gerçeklefltiriliyor. Art›k ‘sünni üçgeni’ saçmal›¤›ndan söz eden de yok, tüm Irak kentleri direniflte. ‹flgal güçlerinin kendi yapt›klar› araflt›rmalar bile, iflgale karfl› öfkeyi, direnifle büyüyen deste¤i gösteriyor. Bugünlerde direniflin merkezi ise fiii kentleri. Felluce’den sonra fiii kentleri Necef, Kerbela ve Nas›riye’de de günlerdir katliam kuflatmas› yaflan›yor. ‹flgal güçleri havadan ve karadan kentleri yo¤un bombard›mana tutuyor. Sald›r›larda onlarca Irakl› katledilirken, fiii’ler için kutsal say›lan ibadet yerleri de kurflun ve bombalara hedef oluyor. Felluce direniflini k›ramayan ve çekilmek zorunda kalan Amerika’n›n yeni hedefi, fiii lider Muktada Sadr ve ona ba¤l› olarak savaflan ‘Mehdi Ordusu’ milisleri. Özellikle Sadr’›n halen bulundu¤u Necef’te yo¤unlaflan sald›r›lar, fiii ibadet yerlerinin de bulunmas› nedeniyle fiiilerden yo¤un tepki al›yor. ‹flgalciler için ibadet yeri, kutsal mekan, dini hassasiyetler gibi hiçbir de¤erin geçerli olmad›¤› Felluce’den biliniyor. Nab›z yoklayarak sald›r›y› sürdüren iflgalciler, arad›klar› nabz›, fiii’lerin en önde gelen dini lideri durumundaki Sistani’den bulmufl durumdalar. Sistani yapt›¤› aç›klamada, Amerika’ya “ibadet yerlerimize sald›rma” demek zorunda kal›rken, Sadr’›n da kenti terk etmesini, Mehdi Ordusu’nu da¤›tmas›n› istedi.
Bu aflamada, tek anlam›yla Irak halk›na ihanet anlam›na gelen, iflgalcilerin ekme¤ine ya¤ süren bu aç›klamalar flu ana kadar Sadr’› direniflinden vazgeçirebilmifl de¤ildir. Sistani nezdinde ortaya ç›kan politik tutum, islamc›l›¤›n pragmatist, iktidar u¤runa her fleyi yapabilecek bir çizgiye sahip oldu¤unu da gösteriyor. Bu arada, Felluce’den bir heyet, Necef’te direnen Sadr’› ziyaret ederek destek verdi. fiii-Sünni dayan›flmas›n›n örnekleri Felluce kuflatmas›nda da yaflanm›flt›. Bütün ihanetlere, iflbirlikçilere ra¤men birleflen halk›n yenilmeyece¤i gerçe¤i Irak’ta pratikte yeniden kan›tlan›yor. Kürt iflbirlikçili¤i, “Mehdi Ordusu’nu ‹ran e¤itmifltir, Sadr deste¤i olmayan bir fanatiktir” diyerek bu birli¤in flimdilik d›fl›nda durmaktad›r. Amerikanc›lar direniflin yenilgisini daha çok bekleyeceklerdir. Sadr bir flekilde tasfiye edilse de Irak halk›n›n ulusal direnifli sürecektir.
Kerbela Yine Direnecek Bin küsür y›ld›r direniflin, zulme teslim olmaman›n, isyan›n simgesidir Kerbela. ‹mam Hüseyin’in Kerbela çöllerindeki direnifli, flimdi fiii milisler taraf›ndan Kerbela’da, Necef’te, Nas›riye’de sürdürülüyor. Sokak sokak çat›flan direniflçiler, iflgalcilere Ortado¤u’da huzur bulamayacaklar›n› bir kez de fiii kentlerinde anlat›yor. fiiisi, Sünnisi ile direnen Irak halk›n›n zaferi katliamlarla, kuflatmalarla, iflbirlikçilerle teslim al›namayacakt›r. Direnifl atefli art›k söndürülemez boyuta ulaflm›flt›r. Kerbela, Necef, Nas›riye kanla sulansa da, direnifl büyümeye devam edecektir. fiimdi iflgalciler, kendi elleriyle seçtikleri mezarlar›ndan, Ortado¤u’dan nas›l ç›kacaklar›n› düflünmeli.
Say› 5 33 23 May›s 2004
1 Milyon Kübal›’n›n Gösterisi
Küba Direnecek! “Emperyalizm Y›k›lacak” ABD’nin Küba’ya yönelik yeni yapt›r›m kararlar›, Havana’da 1 Milyon Kübal› taraf›ndan “Faflist Bush” sloganlar›yla protesto edildi. 10 milyonluk bir ülkede, sadece bir kentte emperyalizme karfl› büyük bir öfkeyle, “Yaflas›n Sosyalizm” sloganlar›yla yürüyen 1 Milyon insan, sosyalizmin ve halk›yla bütünleflen önderli¤in gücü olarak tarihe kaydedildi. 15 May›s günü Havana’da yap›lan yürüyüfl boyunca Irak’taki iflkence resimleri tafl›nd›. Resimlerin üzerinde yaz› ise direnme kararl›l›¤›n›n bir ilan› gibiydi. ‹flkence resimlerinin hepsinin üzerindeki “Küba’da Asla Olmayacak” yaz›s›, ‘Küba’y› iflgal edemeyecek, esir kamplar› kurup bize iflkence yapamayacaks›n›z’›n bir ifadesiydi. Say› 5 34 23 May›s 2004
Gösteri s›ras›nda Bush’u Nazi üniformas› giymifl posterlerle protesto eden Kübal›lar, s›k s›k “Emperyalizm Y›k›lacak”, “Faflist Bush” sloganlar› att›lar.
“En Önde Ölmeye Haz›r›m” Halka hitaben bir konuflma yapan Küba Devlet Baflkan› Fidel Castro, “ABD’ye boyun e¤meyece¤iz” dedi. Olas› bir sald›r› durumunda Bush’un çat›flmalardan binlerce kilometre uzakta olaca¤›n› belirten Fidel, “Bense savunma hatt›n›n en önünde halk›m› savunmak için ölmeye haz›r olaca¤›m” dedi. ABD’nin “Kübay› özgürlefltirece¤iz” sözlerine at›f yapan Fidel, ABD’nin kimseye insan haklar›, demokrasi dersi veremeyece¤ini dile getirdi. 1 Milyon insan›n coflkulu alk›fllar› aras›nda emperyalizme meydan okuyan Fidel, sosyalizmi, aday› sonuna kadar savunmaya kararl› olduklar›n› belirtti ve emperyalizmin sald›rganl›¤›n› teflhir etti. Fidel, konuflmas›n› “Ülkem yok edilse bile, ABD sömürgesi olmayacak. Gerekirse savunma hatt›n›n önünde ölmeye haz›r›m” sözleriyle tamamlad›.
“Özgürlefltirilen Irak”›n Resmi Ve “Küba Özgürlefltirme Plan›” Bush yönetimi taraf›ndan, seçim öncesi “baflar›” hayalleri ile artan sald›rganl›¤›n bafl demagojisi yine “özgürlefltirme” yalan›. Irak’›n nas›l “özgürlefltirildi¤i” Ebu Garib’den yay›lan resimlerle ortadayken, Amerikan emperyalizmi yalan ve demagojide ne kadar pervas›z oldu¤unu bu
“Küba, ABD'nin bir sömürgesi oldu¤u dönemdeki berbat, barbarca ve insanl›k d›fl› koflullara bir daha asla dönmeyecektir.” (Küba Komünist Partisi Merkez Komitesi) planla bir daha gösteriyor herkese. Bush yapt›r›m kararlar›n› aç›klarken, utanmadan, “Küba'ya özgürlü¤ün gelmesini beklemeyece¤iz, onu getirmek için çal›flaca¤›z” diyor. Rakibi “demokrat” Kerry de Küba düflmanl›¤›n›n milli politika oldu¤unu gösterircesine, “Küba'y› özgürlefltirmek için ‘full-time’ çal›flaca¤›n›” söylüyor. En aç›k flekilde ise, burjuva medyan›n “güvercin” diye pazarlad›¤› D›fliflleri Bakan› Colin Powell dile getiriyor: “Adada komünist bir diktatörlü¤ün sürmesini reddediyoruz.” Tarihin gördü¤ü en geliflmifl demokrasinin sosyalist demokrasi oldu¤unu anlatmayaca¤›z burada. “Diktötürlük” diye diye y›kt›klar› sosyalist blok’un ard›ndan yaratt›klar› iktidarlar görülüyor. As›l sorun, dünyan›n hiçbir yerinde komünist iktidar›n kalmamas›d›r. Küba, direnen halklar için büyük bir moral güçtür, onurdur, sosyalizm onuru ve örnektir.
Küba’y› Savunmak Görevdir ABD’den her türlü sald›rganl›¤›n beklenebilece¤ini söyleyen Küba Halklarla Dostluk Enstitüsü’nden Ricardo Rodriguez González, Cumhuriyet gazetesine verdi¤i demeçte, dünya üzerinde 147 ülkede Küba ile dayan›flma örgütlerinin bulundu¤unu ifade ediyor. Bu büyük bir güçtür, halklar›n Küba’y›, sosyalizmi sahiplenmesinin, devrimi savunma kararl›l›¤›n›n göstergesidir. Dayan›flmay›, deste¤i büyütmeliyiz. Amerikan emperyalizminin Avrupa destekli kuflatmas›na karfl› Küba’y› savunmak bütün ilerici güçlerin, devrimcilerin, komünistlerin, anti-emperyalistlerin görevidir. Emperyalizmin yalan propagandalar›n›n, sald›rganl›¤›n›n önüne dikilerek, Küba ve sosyalizm gerçe¤ini anlatmak bu deste¤in somut bir yoludur.
Anti-Emperyalist Eylemler Yay›l›yor Gençlik Emperyalizme Karfl› Onurlu Miras›n› Sahipleniyor ◆ ‹zmir’de Ege Üniversitesi’nin 17May›s günü düzenledi¤i bahar flenli¤i NATO protestosuna sahne oldu. Edebiyat Fakültesi önünde toplanan “NATO Karfl›t› Ö¤renci Birli¤i” üyesi 400 ö¤renci, “NATO Defol, Kahrolsun Emperyalizm” pankart› açt›. Yürüyüfl s›ras›nda s›k s›k “‹stanbul NATO’ya Mezar Olacak”, “Irak’ta ‹flgale Son” sloganlar› at›ld› ve Irak ile Filistin direniflleri selamland›. ◆ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi gençli¤i 13 May›s günü NATO’yu protesto etti. Gençlik Derne¤i’ninde bulundu¤u, “KEÜ Ö¤renci Platformu” ö¤rencileri, Madenci An›t› önünde yapt›klar› eylemde, ABD’nin iflkencelerine ve NATO’ya karfl› gençli¤in öfkesini dile getirdiler ve Mahirler’in, Denizler’in ruhuyla direneceklerini belirttiler. Eylemde, “NATO’ya Geçit Yok”, “Katil ABD Ortado¤u’dan Defol”, “Emperyalist Sald›rganl›¤a ve ‹flkenceye Hay›r” sloganlar› at›ld›. Eyleme islamc› ö¤renciler de destek verdi. ◆ Aralar›nda Kocaeli Gençlik Dernekli ö¤rencilerin de bulundu¤u NATO Karfl›t› Ö¤renciler 18 May›s günü Kocaeli Üniversitesi Hereke Kampüsü'nde NATO konulu bir forum düzenledi. Kocaeli Gençlik Derne¤i ad›na konuflan Yusuf Polat, NATO'nun tarihçesi kurulufl amac› ve Ortado¤u halklar› üzerindeki politikalar›n› anlatt›ktan sonra ‹stanbul'da yap›lacak olan NATO zirvesinin önemine de¤indi. Kat›lanlar›n da söz ald›¤› forum yaklafl›k bir saat sürdü. ◆ Ankara NATO Karfl›t› Gençlik Platformu, 17 May›s günü Tony Blair ile Tayyip Erdo¤an’›n görüfltü¤ü s›rada baflbakanl›¤a yürümek istedi. “‹stanbul’da NATO Zirvesi’ne Geçit Yok” pankart›n› açarak Yüksel Caddesi’nde toplanan, aralar›nda Ankara Gençlik Derne¤i’ninde bulundu¤u gençlik örgütlenmeleri, “Katil Blair Türkiye’den Defol” sloganlar› hayk›rd›. “Emperyalistler ‹flbirlikçiler 6. filo’yu Unutmay›n”, diyen gençlik, burada bir aç›klama yapt›. “Eli kanl›
katil Blair iflbirlikçileri ile Ortado¤u halklar›n›n kan› üzerinden pazarl›k yap›yor. Biz bu kanl› pazarl›¤a karfl› ç›k›yoruz” denilen aç›klaman›n ard›ndan baflbakanl›¤a yürüyüfl, Çevik kuvvet polisi taraf›ndan engellendi.
◆ Ankara NATO Karfl›t› Gençlik Platformu, 15 May›s günü de ‹stanbul’da yap›lacak NATO zirvesine karfl› bir bas›n aç›klamas› yapt›.
Say› 5 35 23 May›s 2004
◆ ‹ngiltere Baflbakan› Blair’in Ankara’ya gelifli 17 May›s günü Eskiflehir’de protesto edildi. Gençlik Derne¤i’nin de bulundu¤u DKÖ’ler, siyasi gruplar taraf›ndan düzenlenen eylemde, “NATO ve Bush’a Karfl› Deniz olunmal›” pankart› aç›ld›. Esnaf Saray› önündeki eylemde s›k s›k “Blair Defol Bu Memleket Bizim”, “‹flkenceci ABD Ortado¤u’dan Defol” sloganlar› at›ld›. NATO Halklar› Teslim Alamayacak ◆ Nurtepe’de, Irak'taki iflkenceleri protesto ve NATO'ya karfl› meflaleli yürüyüfl düzenlendi. 14 May›s akflam› düzenlenen eylemde HÖC de yer al›rken, "‹nsanl›k Onuru ‹flkenceyi Yenecek" pankart› aç›ld›. Yürüyüfl boyunca “Kahrolsun Emperyalizm", “Kurtulufl Devrimde Sosyalizmde", "‹stanbul NATO’ya Mezar Olacak" sloganlar› at›ld›. 100 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, gecekondulardan, direnen halklar selamland›. ◆ Mazlum-Der taraf›ndan 15 May›s günü Urfa’da düzenlenen mitinge kat›lan binlerce kifli, ABD’yi protesto etti. AKP’nin ABD’nin Ortado¤u politikalar›ndaki tavr›n›n da elefltirildi¤i konuflmalar yap›lan mitinge, sendika ve siyasi partiler de destek verdi. Mazlum-Der Baflkan› yapt›¤› konuflmada NATO zirvesinin iptale edil-
gürlükler Cephesi’nin de bulundu¤u siyasi gruplar ve sendikalardan oluflan “NATO ve Emperyalist ‹flgal Kar›fltlar›” ad›na yap›lan aç›klamada, “Gelece¤imiz, onurumuz ve haklar›m›z NATO iflgali alt›ndad›r. Yan› bafl›m›zdaki Irak halk›n›n direnifline omuz vermeli, iflkence, tecavüz ve katliamlara sessiz kalmamal›y›z.” denildi. Eylem, bafl›na poflet geçirilmifl bir insan maketinin konsolosluk önüne b›rak›lmas›yla sona erdi.
mesini istedi.
◆ Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Platformu 16 May›s günü Taksim TUYAB önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda, 'NATO Da¤›t›ls›n Kahrolsun Emperyalizm' pankart› açt›. ◆ NATO karfl›t› sanatç›lar›n, Eurovisyon flark› yar›flmas›n›n yap›ld›¤› Abdi ‹pekçi Spor Salonu önünde 15 May›s günü yapmak istedikleri eylem polis taraf›ndan keyfi flekilde engellendi. K›sa bir yürüyüfl yapan kitle, bas›n aç›klamas› ile, müzikleriyle, “NATO’ya Hay›r” dedi. Say› 5 36 23 May›s 2004
◆ KESK Antalya fiubeler Platformu, K›fllahan Meydan›’nda 15 May›s günü yapt›¤› eylemle NATO zirvesini protesto etti. ABD iflkencelerinin de protesto edildi¤i eylemde, emperyalizme karfl› mücadele ça¤r›s› yap›ld›. Irak’ta, Türkiye’de Her Yerde ‹flkencenin Sorumlusu Emperyalizmdir ◆ HÖC’ün de içinde yer ald›¤› “NATO ve Bush Karfl›t› Birlik”, ‹stanbul’daki ABD Konsoloslu¤u önünde 18 May›s günü bir bas›n aç›klamas› yapt›. “Irak’ta Türkiye’de ve her yerde iflkencenin sorumlusu emperyalizmdir” diyen kitle, “‹nsanl›k Onuru ‹flkenceyi Yenecek”, “Diyarbak›r, Ulucanlar, Buca, 19 Aral›k Unutmad›k; Katil Devlet Hesap Verecek” sloganlar› att›. Yap›lan konuflmalarda, Ulucanlar, Diyarbak›r, Buca, Ümraniye ve 19 Aral›k hat›rlat›larak, “Emperyalizm iflkencecidir. Dünya haklar› verdikleri mücadeleyle emperyalistlere iflkencelerin hesab›n› soracakt›r” denildi. ◆ ‹zmir’de “NATO ve Emperyalist ‹flgal Kar›fl›tlar›” 19 May›s günü ‹ngiliz Konsoloslu¤u önünde eylem yapt›. NATO zirvesini protesto eden kitle, “Tecavüzcü NATO Ortado¤u’dan Defol”, “Emperyalistler, ‹flbirlikçiler 6. filo’yu Unutmay›n” sloganlar›yla yürüyüfl yaparak geldikleri konsolosluk önünde bir aç›klama yapt›lar. Aralar›nda Haklar ve Öz-
◆ 15 May›s günü Taksim Gezi Park›’nda bir araya gelen NATO ve Bush Karfl›t› Birlik bileflenleri, “NATO’ya Hay›r, Üsler Kapat›ls›n”, “Savafl Tüccarlar›n› ‹stanbul’da ‹stemiyoruz” dövizleri açt›. “‹stiyorsan Gerçekçidir, NATO’ya Hay›r” pankart› aç›lan eylemde, NATO zirvesine karfl› ayd›n ve sanatç›lar›n her cumartesi saat 13.00’de Taksim Gezi Park›’nda olaca¤› aç›kland›. 350 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, çeflitli müzik gruplar›, ayd›n ve sanatç›lar da yer ald›. fiairlerin fliirleriyle emperyalizmi protesto etme program› ise polisin müdahalesi ile engellendi. ◆ DEHAP, ‹HD, EMEP, Göç-Der, ESP ve EKB taraf›ndan 17 May›s günü Galatasaray Postanesi önünde yap›lan bas›n aç›klamas›yla Irak’taki iflkenceler protesto edildi. Blair Ülkemizden Defol! ◆ NATO ve Bush Karfl›t› Birlik 17 May›s günü de Taksim’deki ‹ngiltere Konsoloslu¤u önündeydi. “‹flkence ve Katliamlar›n Sorumlusu Blair’› Ülkemizde ‹stemiyoruz” pankart› aç›lan eylemde, NATO’nun gerçek yüzü anlat›ld› ve “Irakta, Yugoslavya'da, Guantonama'da ve ülkemizde Buca, Ümraniye, Diyarbak›r, Ulucanlar Hapishaneleri’nde ve 19-22 Aral›k 2000’deki hapishaneler katliam›nda sorumlu emperyalizmdir, F tipi iflkence hücrelerin mimar› da emperyalizmdir.” denildi. ◆ Özgür - Der 16 May›s'da Taksim Galatasa-
ray
Postanesi
önünde bir bas›n aç›klamas› düzenleyerek, Tony Bla-
IRAK’la Uluslararas› Dayan›flma Konferans›;
F‹L‹ST‹N’e Destek Gösterisi
ir'in ülkemize gelmesini protesto ettiler. Eylemde "Savafl Suçlusu Blair Yarg›lans›n, ‹flgalciler
‹flkenceciler
Tutuklans›n, Katil Blair Defol" yaz›l› dövizler tafl›nd›.
◆ Blair’in ziyaretini protesto eylemlerinden biri de A n k a r a ’ d a KESK’liler taraf›ndan 17 May›s günü yap›ld›. Baflbakanl›k önünde yap›lan eylemde
“Bush,
Blair Ülkemizden Defol”, “Filistin’e Özgürlük”, “Irak’ta ‹flgale Son” dövizleri
aç›ld›
“Bush’un
ve
Köpe¤i
Ülkemizden Defol” sloganlar› at›ld›.
◆ 17 May›s günü;
Adana’da
ESP’nin Blair’i protesto
eyleminde
HÖC de yer ald›. Kad›n Koalisyonu üyeleri
Ankara
Yüksel
Cadde-
si’nde “ABD Ortado¤u’dan
Defol”
dedi. Mazlum-Der ‹zmir fiubesi ‹ngiltere’nin ‹zmir Konsoloslu¤u önünde, Blair’i protesto etti.
15 May›s günü Paris'te, Paris Uluslararas› A¤›rlama Federasyonu (FIAP) binas›nda solcu ayd›nlar insiyatifiyle Uluslararas› Irak Direnifliyle Dayan›flma Konferans› düzenlendi. Irak direnifli ad›na temsilci Subhi Toma'n›n konuflmas›na Tunus, Suriye, Cezayir, Filistin, Lübnan, Yunanistan, ‹talya, Portekiz, ‹spanya, Avusturya, Almanya'dan da temsilciler konuflmalar›yla kat›ld›lar. Konuflmac›lar ABD'nin iflgal politikas›n›, katliamc›, iflkenceci ve sap›k uygulamalar›n› dile getirdiler. Irak direniflinin flarts›z olarak desteklenmesi gerektigini söylediler ve Amerika'n›n Irak'tan sonra 'fler ekseni'nin di¤er ülkelerine yönelece¤ini, Suriye'ye ambargo bafllat›lmas›n›n bu pervas›zl›¤›n bir parças› oldu¤unu belirttiler. Konuflmac›lar aras›nda yeralan Küba'n›n eski Ba¤dat Elçisi Ernesto Abascal da söz alarak, Küba'ya yönelik yapt›r›mlar›n art›fl›n› k›nad›. Türkiye ad›na da DHKC Enternasyonal konufltu. Ayr›ca çok say›da Frans›z sendikac›, siyasetçi ve savafl karfl›t› temsilci de Amerikan ‹mparatorlu¤unu k›nad›. Bunlar›n aras›nda, ACG (Savafla Karfl› Hamle) isimli bir örgüt ad›na konuflan Denis, Avrupa gerçekli¤ini net bir flekilde dile getirdi ve Irak direniflini ve genel olarak halklar›n direniflini desteklemekten kaç›nan Fransa solunun ikiyüzlülü¤ünü teflhir etti ve flöyle dedi: “Fransa solu 'suskun mazlumlar›' desteklemeyi sever. Dayan›flmadan anlad›¤›, merhamet duygusudur. Mazlumlar direnmeye bafllad›klar› anda deste¤ini çeker”. ACG temsilcisi son olarak 6 Haziran'da Bush'un Normandiya ç›karmas›n› anma törenleri için Paris'e ve Normandiya'ya gelece¤ini söyleyerek, genifl çapl› bir protesto düzenleyeceklerini ve herkesi bu protesto gösterilerine kat›lmaya ça¤›rd›. Ard›ndan sözalan Cephe Enternas-
yonal temsilcisi, Türkiye'nin gerek ABD ‹mparatorlu¤u, gerekse de Irak direnifli aç›s›ndan önemini anlatt›. Büyük Ortado¤u Projesini, AKP'nin iflgal ortakl›¤›n› ve Türkiye-‹srail ittifak›n› dile getirdi. Ayr›ca, Türkiye'deki Irak direnifline destek hareketini anlatarak, NATO zirvesine karfl› etkinlikler hakk›nda bilgi verdi. Ölüm Orucu flehidi Muharrem Karademir'in 'Umm Kasr' fliirinden al›nt› yapan sözcü, Irak direniflinin dört duvar aras›ndaki bir insan›n gö¤üs kafesinde nas›l çarpt›¤›n› belirtti ve kat›l›mc› gruplar› NATO protestolar›na davet etti. Konferans›n organizatörü Jean-Pierre Page, konuflmalardan sonra, Amerikan iflgalini k›nayan ve iflgale karfl› direniflin meflrulu¤unu ve desteklenmesi gerekti¤ini belirten bir sonuç bildirgesi sundu ve herkes taraf›ndan kabul edildi. *** Avusturya’n›n baflkenti Viyana'da ise Filistinle dayan›flma eylemi vard›. Anlam› 'felaket' olan 1948 Al Nakba, yani Filistinliler’in sürgüne tabi tutulmalar› ve ‹srail'in resmen ilan edilifli, 15 May›s günü protesto edildi. Eyleme Filistinli ve Filistinle dayan›flma amaçl› kurulan kurumlar›n yan›s›ra DHKC Enternasyonal de konuflmac› olarak kat›ld›. Filistin ve Irak bayraklar›n›n yan›nda Cepheliler de bayraklar›yla yerlerini ald›lar. Al Nakba'n›n anlat›ld›¤› konuflmalar›n ard›ndan söz alan DHKC Enternasyonal, Irak ve Filistin'deki zulmü lanetleyerek direniflin yan›nday›z dedi. AKP’nin ikiyüzlülü¤ünü teflhir eden DHKC Enternasyonal, Filistin sorunuyla da yak›n ilgili olan NATO zirvesini protestoya ça¤r› yapt›.
Say› 5 37 23 May›s 2004
✔
‘uyum yasas›’ maskeli faflizm
Kitap Afifli Asmaya Soruflturma
SUÇTUR UMUDU YASAKLAMAK! Cezmi Ersöz’ün Kocaeli’de düzenlenen imza günü ve söyleflisi soruflturmal›k oldu. Gençlik Derne¤i’nin düzenledi¤i etkinlikte Ersöz’ün ölüm oruçlar›n› anlatan kitab› "Suçtur Umutsuzlu¤a Kap›lmak" tan›t›lm›fl ve bunun için de üniversitede etkinli¤in duyuru afiflleri yap›lm›flt›. ‹flte bu afifllerin as›lmas› ‹letiflim Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hasret Çomak taraf›ndan engellenirken, afifli asan, dernek baflkan› Ekin Günefl Sayg›l› hakk›nda soruflturma aç›ld›.
Say› 5 38 23 May›s 2004
Afifli ast›rmayan dekan›n gerekçesine bak›n; “Afiflte ideolojik unsur var. Afiflte, kitab›n telif hakk›n›n TAYAD'a ba¤›flland›¤› yaz›l›yd›, TAYAD ideolojik bir görüfl yans›tt›¤› için izin vermedik... Görevimiz, e¤itimin sa¤l›kl›, verimli ve huzur içinde yürütülmesini sa¤lamak. Ö¤rencilerin adlar›n›, ba¤l› olduklar› fakültenin dekanl›¤›na bildirdim, soruflturma aç›ld›ysa, kendi fakültelerince aç›lm›flt›r.” Hereke yerleflkesi sorumlusu dekan yasakç› oldu¤u gibi ayn› zamanda da ihbarc›. Soruflturmay› açan ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Ahmet Hamdi ‹slamo¤lu da, “Yerleflke koordinatörü arkadafl›m›z bu konuda bize suç duyurusunda bulunduklar› için biz de ö¤renci hakk›nda soruflturma bafllatt›k” diyerek suçu geri di¤er dekana at›yor. Ülkemizin profesörlerine bak›n! Kepazeli¤e bak›n; her ikisi de suçlar›n›, özgürlük düflman› olduklar›n› çok iyi biliyor, birbirlerini suçluyorlar.
DEKAN MI POL‹S M‹? ‹hbarc›l›ktan daha vahimi her iki dekan›n da kafa yap›s›d›r. Polis, yasal bir dernek olan TAYAD’a nas›l bak›yorsa, kendine bilim adam› diyen profesör de öyle bak›yor. Yasal olmas›, demokratik bir hakk›n kullan›lmas›, kültürel bir etkinlik olmas› vs. hiç önemli de¤il, t›pk› gerici Tayyip Erdo¤an gibi “ideolojik” diyor yasakl›yor; t›pk› polis gibi “solcu” deyip sald›r›yor. “TAYAD e¤itimin huzurunu nas›l bozuyor acaba?” sorusunun cevab› ise, demokratik kitle örgütlenmelerine düflman bir kafay› gözler önüne seriyor. fiimdi bu kafan›n gençlerimizi nas›l e¤itece¤ini düflünün; Demokratik örgütlenmeye düflman! ‹deolojiye,
dolay›s›yla düflünceye düflman! Kitaba düflman! Direnen, hak arayana düflman! Ö¤rencisine, gençli¤in politik olmas›na, ülkesinde yaflananlarla duyars›z kalmamas›na, okumas›na, araflt›rmas›na düflman! Peki düflman olmad›¤› ne var? Sadece polis! Çünkü o polisi dinliyor, üniversiteyi polis yönetiyor. Yeni bir örnek de¤ildir, yüzlerce ö¤renci hakk›ndaki soruflturmalar resmen polisin talimatlar› ile aç›lm›flt›r. Afiflte de yaflanan budur. Dekana sorsan›z, “TAYAD nas›l bir dernektir, ne yapar?” diye büyük olas›l›kla bilmez, kitab› okudu¤u bile kuflkuludur. Ama polis gerekli bilgiyi vermifl, bu imza gününü engelleyin demifltir. Ülkenin bütün kurumlar› polisin denetimi ve yönlendirmesinde. Her fleyi onlar belirliyor, bütün bask›lar›n, yasaklar›n arkas›nda mutlaka polisin rolü ortaya ç›k›yor. Bir kukla gibi yönetilenin bilim adam›, bir fakültenin dekan› olmas› da fark etmiyor. Sözde profesöre bu durum anormal görünmüyor, do¤al karfl›l›yor. Çünkü O, 12 Eylül’ün çocu¤u YÖK’ün bir dekan›. YÖK’ün varl›¤›, bask›ya, gençlik düflmanl›¤›na ve gençli¤i apolitiklefltirmeye dayan›yor.
B‹L‹M ADAMI NAMUSU NEREDE? Gençlerin e¤itiminden sorumlu bilim adam›, her fleyden önce hak ve özgürlüklerden yana olmak durumundad›r. Polis talimatlar›yla ö¤rencilerine soruflturmalar açan, kitaplar› yasaklayan bir kafa, hangi bilimin namusuna sahip ç›kabilir. Bu kafa bilimsel bilgisini kimin hizmetine sunar? Elbette egemen s›n›f›n. Bilimin ›rz›na da böyle geçiliyor zaten. Merak edip "Suçtur Umutsuzlu¤a Kap›lmak" kitab›n› okudu mu, bilemiyoruz. Ama bu ülkede 111 insan›n yaflam›n› yitirdi¤i bir direnifle s›rt›n› dönen bir profesör, ö¤rencilerine ne anlatabilir? Bir de düflünün ki, ad› “iletiflim” olan bir okulun dekan›; bir kitab›n anlatt›klar› gerçeklerin yay›lmas›n› engellemek için yasaklara, bask›ya, soruflturmalara baflvuruyor. Utanç verici bir durum.
RAD‹KAL ‘SOLCUSUNUN’ KAFASI FARKLI MI? Cezmi Ersöz’ün 6. bask›s› yap›lan "Suçtur Umutsuzlu¤a Kap›lmak" kitab›, tarihsel bir belge, bir sürecin tan›kl›¤›. Kitab›n içeri¤inden dolay› ç›kt›¤› günden bu yana sansüre maruz kal›yor. Sansür, DGM’nin yasaklamas› fleklinde gelmiyor bu kez. Ne kitap tan›t›m eklerinde görebilirsiniz bu kitab›, ne de yazar›n di¤er kitaplar›n› yayg›n flekilde satan büyük kitapç›larda. Cezmi Ersöz, Kültür Sanat Yaflam›nda TAVIR dergisinin Nisan say›s›ndaki röportaj›nda, bunu tecrit olarak niteliyor ve örnekler veriyor. “Benim kitaplar›m›n sat›ld›¤› yerler olan Carrefour’lar, Gross Market’ler, Migros’lar, al›flverifl merkezleri...’nden kitaplar›m geri döndü. ‘Afl›r› politik’ bulunmufl.” Yay›nc›l›¤›, sat›fl›, pazarlanmas› ile tekeline almaya çal›flan burjuvazi, apolitik, gençli¤i Türkiye ve dünya gerçe¤inden koparan kitaplar istiyor yazarlardan. Yoksa, satmay›z diye dayat›yor. Kitab›n›n konusu olan ölüm orucunu, “Dünya politik tarihinde böyle bir direnifl görülmedi” diye nitelendiren Ersöz, devam ediyor örnek vermeye: “Bu kitapla ilgili sevgili Erdo¤an Ayd›n -araflt›rmac›, yazar, tarihçi- Radikal kitap ekine çok anlaml› bir yaz› yazd›... Kitap ekinin yöneticilerinden Tu¤rul Ery›lmaz - ki Do¤an Grubu’nun dergilerinde bafl aktördür- ‘benim ona karfl› kiflisel husumetim var’ diyor... ‹flte bu net bir örne¤idir ambargonun. ‘Beyaz süt lobisi görevde!’. Yaz›y› yay›nlamad› ve sansür uygulad› bir nevi. Dergiler ve gazeteler insanlara kin duymazlar...” Radikal’in kitap ekinin yöneticileri güya “solcu”, güya “ayd›n”. Sorunun bir boyutu, yay›nc›l›kta tekelleflmeye karfl› mücadelesi bilinen Cezmi Ersöz iken, di¤er boyutu, Ersöz’ün kitab›nda anlatt›klar›d›r, ölüm orucu direniflinin
bizzat kendisidir. Sansür her ikisine de yöneliktir. Ve yukar›da anlatt›¤›m›z dekanla, Radikal kitap ekinin “solcu”lar› aras›nda hiçbir fark yoktur. Lafta YÖK’çülerin bask›c›l›klar›n›, yasakç›l›klar›n› elefltirmelerinin sahteli¤i ortada. Burjuva medyan›n “solcusu”nun gündemine alaca¤› konular vard›r, almayacaklar› vard›r. Gündemine alsa dahi, mutlaka devletin cephesinden direnifle sald›rmay› en bafl görev sayar. Bu kitab› görmezden gelenlerin bugünlerde dilinden düflürmedi¤i bir baflka kitap var. Oya Baydar’›n yazd›¤› “Erguvan Kap›s›”. Onda da ölüm orucu ana gündem. Fark flu ki; Baydar, kendine direnifli karalamay› görev edindi¤i için burjuva bas›n›n gözdesi durumunda. Direnenlere ne kadar çok küfürederses, burjuvaziden o kadar çok alk›fl al›yor. D›flar›da bir y›ldan fazla süren Armutlu’daki ölüm orucunun yolunu bilmeyen, ölüm yata¤›ndaki tek bir direniflçiyle, tek bir kelime dahi konuflmadan, “ölüm orucundaki birinin iç dünyas›n›, direnifle girme nedenlerini” romanlaflt›rma becerisini(!) gösteren Baydar’›n kitab› ileride yaz› konumuz olaca¤› için flimdilik bir yana b›rak›yoruz. Oligarflinin “sak›ncal›” ilan etti¤i ne varsa, düzenin “solcusu” ve halk› ayd›nlatan yay›nlar› sansürleyen “ayd›n›” ondan uzak duruyor. Hak ve özgürlüklermifl, 111 insan›n katledildi¤i bir olaym›fl, dünya politik tarihinin en görkemli direnifli burnunun dibinde yaflan›yormufl, bunlar bir yana b›rak›l›yor. Ayn› direnifl bir baflka ülkede yaflanm›fl olsayd›, flimdi susanlar›n, ‘Suçtur Umutsuzlu¤a Kap›lmak’ kitab›na sansür uygulayanlar›n, o diren ifller hakk›nda en çok kalem oynatanlar, kitaplar›n› tan›tanlar olaca¤› kesindir. Bu da “ayd›nc›l›k” maskaral›¤›n›n vazgeçilmez klasi¤i; kendi ülkene s›rt›n› dön, dünya direnifllerine sahip ç›k›yor gibi görün!
‹nfaz Yasas› Protestolar› AKP iktidar›n›n tek tip elbise ve zorunlu çal›flmay› getiren Yeni ‹nfaz Yasas› protestolar› sürüyor. 14 May›s günü Hatay Demokrasi Platformu’nun ‹HD’de yapt›¤› aç›klamada 20 Ekim 2000’den bu yana süren ölüm oruçlar›nda 111 insan›n öldü¤ü hat›rlat›larak, iktidar›n sorunu çözmeyip daha da a¤›rlaflt›rd›¤› söylendi. Platform sözcüsü Hatice Can’›n okudu¤u aç›klamada, “Bu yasa tasar›s› ile hükümlüler zorla çal›flt›r›lacak tek tip elbise giydirilecek hücrelerde zincire vurulabilecek, direnme hakk› olan açl›k grevine gidenlere zorla yiyecek verilebilecektir. Ayr›ca tasar›da sessiz gösteride bulunmay› ve marfl söylemeyi suç kapsam›na almaktad›r.” denildi. Aç›klamaya çeflitli DKÖ’ler ve Haklar ve Özgürlükler Cephesi de kat›ld›. Bir baflka protesto da Adana’da yap›ld›.THAYDDER taraf›ndan 17 May›s günü ‹nönü Park›’nda yap›lan eylemde, “yasa tasla¤› mevcut haliyle sorun tasla¤›d›r” denildi.
Kürt ‹syanlar›’na Dava Ahmet Kahraman taraf›ndan yaz›lan ve Evrensel Yay›nc›l›k’tan 2003 Kas›m'›nda ç›kan "Kürt ‹syanlar›-Tedip ve Tenkil" ald› kitap hakk›nda "Kürt kökenli vatandafllar› devlete karfl› düflmanl›¤a tahrik etti¤i" gerekçesiyle dava aç›ld›. Tarihi çarp›tmay›, resmi tarih yaz›n›nda gerçekleri karartmay› bir politika olarak benimseyen oligarfli, tarihi incelemelere dahi tahammül edemiyor.
Say› 5 39 23 May›s 2004
Gençlik’den Yeni YÖK’e Karfl› Eski YÖK’ü... Eski YÖK’e Karfl› Yeni YÖK’ü Savunanlar,
Oligarfli ‹çi Kavgan›n F‹güranlar›d›r Yeni YÖK Yasas›, meclisten geçti. Laikler “kayg›l›”, tek umutlar› Sezer’de. ‹slamc›lar ise ‹mam Hatiplerin önünü açt›k sevincinde. Bilim, üniversitelerdeki k›flla düzeni, ö¤renciler üzerindeki bask›lar, halk›n de¤il tekellerin ç›karlar›na hizmet eden e¤itim anlay›fl›, hiçbirinin umurunda de¤il...
Yeni YÖK Yasas› Muhalefetinin Açmazlar› Ö¤retim üyeleri yeni yasaya karfl› bir çok yerde yürüyüfller yapt›lar. Yürüyorlar; ama hala ne düzeni, ne YÖK düzenini sorgulamak ak›llar›n›n kenar›ndan geçmiyor... Türkiye Barolar Birli¤i taraf›ndan gazetelere verilen ilanlarda yeni YÖK yasas›yla “Türk E¤itim sisteminin gelece¤i karart›lmakta” deniliyor. Bir an düflünmüyorlar; önceki e¤itim sisteminin gelece¤i çok mu ayd›nl›kt›? Yeni YÖK’e karfl›s›n›z, peki cuntan›n eseri olan eski YÖK çok mu Say› 5 iyiydi? 40 CHP Gençlik Kollar› da 19 May›s’ta bir yürü23 May›s 2004 yüfl yapt›; yürüyüflün ad›n› flöyle belirlemifller: “Yeni YÖK’e, AKP’ye, Emperyalizme karfl› Tam Ba¤›ms›zl›k Yürüyüflü”... Peki eski YÖK’ü ne ad›na, ne için savunuyorsunuz? Y›llard›r üniversitelerde sürdürülen zulüm düzeninin karargah› de¤il mi eski YÖK? Yürüyüflün ”emperyalizme karfl›” oldu¤u da ifade ediliyor; ama onun hiç inand›r›c›l›¤› yok; y›llard›r CHP gençli¤i emperyalizme karfl› ne yapt›? CHP yönetiminin iflbirlikçi politikalar›na karfl› m› ç›kt›? Dahas›, Yeni YÖK Yasas›’na karfl› ç›kanlar›n as›l çeliflkisi fludur; AKP’nin YÖK Yasas›’na karfl› ç›k›yorsunuz da, AKP’nin F tiplerindeki, iflkencehanelerdeki, meydanlardaki zulmüne, uygulad›¤› IMF programlar›na niye karfl› ç›km›yorsunuz. Bunlara karfl› ç›kmay›p sadece YÖK Yasas›na karfl› ç›k›yorsan›z, demek ki “özel bir hesab›n›z” var! ‹slamc›lar ise, iktidar kavgas›n›n öteki taraf›n›n figüranlar› konumundad›rlar. Mevcut YÖK’e karfl› tam bir sald›r› Gençli¤in YÖK’e karfl› mücadelesi sürüyor halindedirler; ama sald›rd›klar› nokta, ne YÖK’ün anti-demokratikli¤i, ne üniversiteleri
k›fllaya dönüfltürmüfl olmas› de¤ildir. Varsa yoksa türban yasa¤›! Böyle bir durumda bile, gençli¤in örgütlenmelerine karfl› sürdürülen soruflturma teröründen sözetmiyorlar. Etmiyorlar, çünkü islamc› YÖK kadrolar› da ayn›s›n› yapacaklar.
Eskisi de Yenisi de Oligarflinin E¤itiminin Savunucusu YÖK Yasas›’na ticileri, faflizmin üniversitelerdeki uygulay›c›s› oldular ony›llarca... YÖK’e AKP’nin getirmek istedi¤i yeni kadrolar da, islamc›l›k k›l›f›n› geçirerek yine faflizmi sürdürecek; O zaman geriye bir tek YÖK saltanat koltu¤unda kimin oturaca¤› kal›yor. Ö¤retim üyeleri, meslek liseli ö¤renciler, tüm yüksek okullular, tek do¤ru; demokratik üniversite, halk için bilim ve e¤itim mücadelesinde birleflmektir... E s k i YÖK’ün veya YÖK’ün AKP taraf›ndan flekillendirilen yeni halinin savunucular›, demokrasinin ve bilimin savunucusu olamazlar!
karfl› yürüyen üniversite yöne-
YÖK Protestolar› ◆ ‹çlerinde Kocaeli Gençlik Dernekli Ö¤rencilerin de bulundu¤u ö¤renciler, 'YÖK Yasa Tasar›s›na Hay›r' pankart› açarak YÖK Yasas›n› protesto etti. 14 May›s günü Merkez Bankas› önünde toplanan ö¤renciler "Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Ne YÖK Ne AKP Üniversiteler Bizimle Özgürleflecek, Halk ‹çin Bilim Halk ‹çin E¤itim" sloganlar› eflli¤inde Merkez Kampüse kadar yürüdüler. Burada yap›lan aç›klamada, “‹ki taraf›n da üzerinde anlaflt›¤›n›n üniversitelerin ticarethanelefltirilmesi, ö¤rencilerin müflteri haline getirilmesi” oldu¤u belirtildi. ◆ Ankara’da e¤itim örgütlenmeleri, sendikalar ve DÖK’ler 18 May›s günü yapt›klar› aç›klama ile YÖK Yasas›’n› protesto ettiler. Mülkiyeliler Birli¤i’nde yap›lan aç›klamada konuflan E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer, YÖK tart›flmas›n›n AKP ile YÖK aras›nda bir hakimiyet tart›flmas› oldu¤unu dile getirdi. “Bizler, üniversiteyi dinin, devletin, sermayenin güdümüne sokmaya çal›flan anlay›fllara karfl› ç›kaca¤›z” diyen Dinçer, bu konuda ortak hareket etme ça¤r›s› yapt›.
Gençlik Yozlaflt›rmaya Karfl› Direniyor Kitap tan›t›m›na yasak, içkili partilere özgürlük: Cezmi Ersöz’ün kitab›n›n tan›t›m afiflini
tart›flma sonucunda, 22 yafl›ndaki Ferhat ‹flkenbesi b›çaklanarak hayat›n› kaybetti.
yasaklayan Kocaeli Üniversitesi Hereke Yerleflkesi sorumlusu Dekan Prof. Dr. Hasret Çomak, kampüste her türlü dejenerasyonun, yozlaflman›n geliflmesine s›n›rs›z özgürlük tan›yor. Kocaeli Gençlik Dernekli Ö¤renciler 13 May›s günü dernek binas›nda yapt›klar› bas›n toplant›s› ile bu dejenerasyonu gözler önüne serdiler. Aç›klamay› dernek baflkan› Ekim Günefl Sayg›l› okudu. Gençlik Dernekli Ö¤renciler olarak "Halk için Bilim, Halk için E¤itim" mücadelesi verdiklerini belirten Sayg›l›, 12 Eylül darbesi ile birlikte YÖK’ün üniversiteleri bilimden uzaklaflt›rd›¤›n› ve gençli¤i apolitiklefltirme, yozlaflt›rma, bireycilefltirme program› uygulad›¤›n› belirtti. Hereke Kampüsü’nde yaflanan dejenerasyonun da bu politikan›n ürünü ve devam› oldu¤unu dile getiren Sayg›l›, Cezmi Ersöz’ün kitab›n›n tan›t›m afiflinin yasaklanmas›n› hat›rlatarak konuflmas›n› flöyle sürdürdü: Peki ‹letiflim Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hasret Çomak neye izin veriyor? ‹çkili partilerin afifllerine, üstünde yar› ç›plak kad›n foto¤raflar›n›n oldu¤u ilanlara ve kampüsteki bahar flenliklerinde (12.05.2004 günü) Prezervatif da¤›t›lmas›na... Seviyesizlik, dejenerasyon diz boyu. ‹flte biz bu seviyesizli¤e, bu dejenerasyona karfl› mücadele ediyoruz ve edece¤iz. Ne soruflturmalar, ne bask›lar bizi y›ld›ramayacak.
Kapitalizm ve YÖK’çüler gençli¤i her türlü öldürmeye devam ediyor.
Bal›kesir’de Tuborg Sponsorlu fienlik Ölümle Bitti: Politik bir gençlik yerine, yozlaflm›fl, bireycileflmifl, dejenere olmufl bir gençlik isteyen düzen yeni uygulamalara imza at›yor. Bal›kesir Üniversitesi’nin bahar flenlikleri de “Sponsor”a verildi. Bu uygulaman›n kendisi bir ahlaks›zl›k iken, sponsorun TUBORG (bira) olmas› olay› daha vahim hale getirdi. Okulun her yan›na bira sat›fl noktalar› kuruldu. 17 May›s günü yap›lan flenlikte, alkollü ö¤renciler aras›nda yaflanan
Adana’da Tuborg Sponsorlu fienli¤e Karfl› Alternatif fienlik: Çukurova Üniversitesi ö¤rencileri de, ayn› flekilde flenliklerin TUBORG sponsorlu¤una verilmesini protesto etmek için 10-12 May›s tarihlerinde alternatif flenlik düzenlediler. Gençlik Derne¤i, DÖB, BAGEH, ÖEP ve Özgür Gençlik taraf›ndan düzenlenen flenliklerde, gençli¤in anti-emperyalist mücadelesi, yozlaflmaya karfl› mücadelesi gündemdi. fiiirlerin okundu¤u, çeflitli gruplar›n müzik dinletileri verdi¤i flenli¤e her üç günde de 500’er kifli kat›ld›. Hat›rlanaca¤› gibi geçen y›lki alternatif flenlikler nedeniyle rektörlük ö¤renciler hakk›nda soruflturma açm›fl, cezalar vermiflti. Bu y›l da polisin engelleme ve sald›r›lar› yafland›. Biri Gençlik Dernekli olmak üzere 4 ö¤renci gözalt›na al›nd›. Son gün rektörlü¤ün ses arac›n› içeri almamas› üzerine girifl kap›s›na yürüyen 500 kifli, Gündo¤du marfl›n› söyleyerek, “Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Sermaye Defol Üniversiteler Bizimdir" sloganlar› att›.
“Dikkat! Kapitalizm Uyuflturur”: Yozlaflt›rarak teslim alma sadece üniversite gençli¤ine uygulanm›yor. Çok daha yayg›n ve pervas›z flekilde gecekondu gençli¤i, uyuflturucu, fuhufl batakl›¤›nda yok edilmek isteniyor. Düzenin batakl›¤›n›n karfl›s›nda mücadele edenler ise sadece devrimciler. Ankara’da 16 May›s günü düzenlenen eylem de bu mücadelenin bir parças› oldu. Uyuflturucu, fuhufl ve yozlaflmaya karfl› Mamak halk›, Tuzluçay›r’da bir eylem yapt›. BDSP ve ‹dil Can Kültür Merkezi’nin de yer ald›¤› eylemde, “Dikkat Kapitalizm Uyuflturur”, “Gençlik Uyuflmayacak”, “Susma Hayk›r Yozlaflmaya Hay›r” dövizleri tafl›nd›. 100 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, sistemin emekçi halk›n mücadelesini bo¤mak için düzenin pisliklerini pompalad›¤› dile getirildi. Medyan›n bu politikan›n baflaktörü durumunda oldu¤u belirtilen aç›klamada, medyan›n, genifl halk kitlelerinin beyinlerini y›kayarak, birlik ve beraberlik duygular›n› zay›flatt›¤› ve cinselli¤i körükleyerek, yabanc›laflm›fl bir toplum ortaya ç›kard›¤› söylendi.
Say› 5 41 23 May›s 2004
✍ Gençli¤in Kaleminden Bask› ve komplolar› bofla ç›karaca¤›z
Say› 5 42 23 May›s 2004
1 Nisan terörünün hedeflerinden biri olan 'Gençlik Gelecektir' dergisine yönelik bask›lara bir yenisi daha eklendi. Dergi çal›flan› Aygün Kumru, dergi bürosunun bulundu¤u Okmeydan›'nda 19 May›s günü yaka paça gözalt›na al›nd›. Cemevi önünde kimlik kontrolü gerekçesiyle durdurulan Aygün Kumru’yu gözalt›na almak isteyen polis, mahalle halk›n›n tepkisi ile karfl›laflt›. Bunun üzerine serbest b›rakmak zorunda kalan polis, bir süre sonra biber gaz› s›karak yerlerde sürükleyerek Kumru'yu döverek eflkiyaca kaç›rd›lar. A y n › gün Okmeydan› Fatma Girik Park›'nda bir bas›n aç›klamas› yap›larak gözalt› protesto edildi. Aç›klamada 'Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz, Bask›lar› Komplolar› Bofla Ç›kartaca¤›z, Devrimci Bas›n Susturulamaz' sloganlar› at›ld›. Onur Urbay'›n okudu¤u aç›klaman›n ard›ndan Derya Güler yapt›¤› konuflmada; "Bizler böyle bask›larla ilk kez karfl›laflm›yoruz. Yine direnece¤iz” dedi. Yine ayn› gün ‹stanbul Gençlik Derne¤i Lise Komisyonu Ö¤rencileri Sevda Kurban, Harika Y›lmaz ve Özgür isimli arkadafllar›n›n gözalt›na al›nd›¤›n› söyleyen Urbay, "Gözalt›na al›nan arka-
dafllar›m›z derhal serbest b›rak›lmal›d›r" dedi. Aç›klama s›ras›nda polisin Okmeydan›'n› sarm›fl oldu¤u görüldü. Aç›klama, alk›fllar ve sloganlarla son buldu.
Komplocular ifl bafl›nda! Gençli¤in bask›lara iliflkin aç›klamas›n› k›saltarak yay›nl›yoruz: 1 Nisan gününden itibaren demokratik kurumlara ve çal›flanlar›na yönelik bafllat›lan bask›lar›n gözalt›lar›n, tutuklamalar›n sonu gelmiyor. Tam bir eflkiyal›k örne¤i sergileyerek insanlar›n yolunu keserek, yerlerde sürükleyerek gözalt›na al›p iflkencehanelere tafl›yorlar. Demokrasi, insan haklar› nutuklar› atarak, iflkenceye s›f›r tölerans diyerek ortal›kta gezenler yine ifl bafl›ndayd› bugün. Bush'lar›n, Blair'lerin, fiaron'lar›n güvenli¤i için onlarca insan› gözalt›na alan, iflkencehanelere tafl›yanlar yine sald›rd›lar. Soruyoruz buradan; Gözalt›na al›nan arkadafl›m›z›n hakk › n d a h a n g i komployu üreteceks i n i z ? Hangi yalanla tutuklay›p cezaevine koyacaks›n›z? Biz gençli¤in susturulamayan sesiyiz. Ba¤›ms›z, demokratik bir ülke, halk için bilim, halk için e¤itim mücadelesi verenleriz . Bizim sesimizi, mücadelemizi engelleyemeyeceksiniz! Gözalt›na al›nan arkadafl›maz›n derhal serbest b›rak›lmas›n› istiyoruz.”
Gençlik Gelecektir Dergisi Çal›flanlar›
Polis-Yurt-Kur ‹flbirli¤i Amasya Gençlik Derne¤i’ne yönelik bask›lar sürüyor. Derne¤e yeni gelip gitmeye bafllayan bir ö¤renci polis taraf›ndan, “derne¤e gitmemesi” yönünde tehdit edildi. Bask› bununla da s›n›rl› kalmad›. Polisle iflbirli¤i yapan Yurt-Kur Müdürlü¤ü de ö¤renciyi yurttan atmakla tehdit etti ve polisle görüflmeye zorlad›. Gençli¤in örgütlenmesini engellemek için her türlü hukuksuzluk devrede. Amasya Gençlik Derne¤i ise, aç›klamas›nda y›lmayaca¤›z diyerek bu hukuksuzluklara cevap veriyor.
AKP'lilerden Silahl› Cevap YÖK Yasas›n› Protesto için Befliktafl AKP ‹lçe Baflkanl›¤› Binas›'na giden Koordinasyon üyesi ö¤rencilere, AKP üyeleri taraf›ndan silahla cevap verildi¤i aç›kland›. Halkevleri yapt›¤› aç›klamada, “AKP iktidar›, bir hafta içinde ikinci kez ö¤rencilere silahla sald›rarak gerçek yüzünü göstermifltir” dedi.
Bask›lara Protesto Malatya Gençlik Derne¤i üyeleri M. Tuba Büdüfl ve Çi¤dem Da¤deviren hakk›nda, ‹nönü Üniversitesi Rektörlü¤ü taraf›ndan, 13 Mart'ta Ankara'da yap›lan eyleme kat›ld›klar› gerekçesiyle soruflturma bafllat›d›. Bu arada, ö¤rencilere yönelik bask›lar 13 May›s günü postane önünde protesto edildi. DEHAP ve EMEP gençli¤inin eyleminde 'Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz’ sloganlar› at›ld›.
Gençli¤e Jandarma Copu Dicle Üniversitesi ö¤rencilerinin ODTÜ’te her y›l düzenlenen flenli¤e kat›l›m› jandarma barikat› ve copu ile engellendi. Rektörlü¤ün talimat› ile jandarma, Diyarbak›r’dan gelenleri okula almad›. ODTÜ ö¤rencileri içeriden yürüyüfl yaparak durumu protesto etti. Görüflmelerin sonuç vermemesinin ard›ndan okula girmekte ›srar eden ö¤rencilere vahflice sald›ran jandarma 10 ö¤renciyi yaralad›, 2 ö¤renci gözalt›na al›nd›.
A yn› S afta
Faflizmin AB maskesini takm›fl bir ayd›n!
Irak’taki iflkenceler Murat Belge’yi de etkilemifl. Birkaç gün arka arkaya yazd›. Bakal›m “Türkiye’nin önemli ayd›nlar›ndan” Belge neler yazm›fl? 9 May›s’ta “Tan›k sandalyesinde Rumsfeld” bafll›kl› bir yaz› yazd›. Rumsfeld’in Irak’taki iflkenceler nedeniyle Amerikan Senatosu’nda sorgulanmas›n› izlemiflti. Vard›¤› sonuç fluydu: “... Bütün bunlara ra¤men, ABD'nin rejimi, insanlar bu gibi durumMurat BELGE lardan tedirgin oldu¤u anda, onlara istedikleri gibi hesap sorma, suçu araflt›rma, saptama ve cezaland›rma imkânlar›n› veren bir sistem üstüne oturuyor. Bu da zaten 'demokrasi' ile 'diktatörlük' aras›ndaki fark.” ABD’nin iflkencecili¤ini yarg›lamaktan çok, Amerikan demokrasisine övgü yaz›s›. O kadar
ki bu övgüyü yapabilmek için bilimi bile tahrip ediyor, demokrasinin de bir diktatörlük oldu¤unu bilmezden geliyor. 11 May›s’ta “Guantanamo'dan Ebu Garib'e”... bafll›kl› bir yaz› yaz›yor. Guantanamo ve Ebu Garib’teki kontrgerilla yöntemlerinden ve iflkencenin resmi talimatla yap›ld›¤›ndan sözediyor ve bak›n nereye ba¤l›yor: “Generalin biri, buran›n nas›l ifllemesi gerekti¤i konusunda rapor yazm›fl; gardiyanlar›n 'sorgulamac›' denilen görevlilerle yak›n iflbirli¤i içinde çal›flmas› ve sorguya ç›kana kadar 'tutuklu'nun 'yumuflat›lmas›' gerekti¤ini söylüyor. Bunlar, bizim burada, 12 Mart döneminin kontrgerillas›nda bizzat yaflad›klar›m›z›n çok da uza¤›nda fleyler de¤il.” “Tutuklunun yumuflat›lmas›” emrinin verilmesi gibi kontra yöntemleri bizim burada sadece 12 Mart’ta yaflam›fl›z. Belge 12 Mart’tan bafl-
Tekelcilerin ya¤c›l›¤›na susan sol, ideolojisini, de¤erlerini savunamaz; iddias›n› koruyamaz! Murat Belge gibilerinin “sol içinde” gözükerek sola bu kadar ideolojik zarar vermesi, halk nezdinde solun de¤erlerini tart›fl›l›r hale getirmesi, bir yan›yla da solun bu tür tav›rlar karfl›s›ndaki duyars›z, ilkesiz tutumu sonucunda mümkün olabilmifltir. Son örnek, Server Tanilli’nin Sabanc›’y› öven, ya¤layan yaz›s› karfl›s›nda, solun hemen hiç bir kesiminin tepki vermemesidir. ‹lerici, sosyalist oldu¤unu söyleyen, ve en az›ndan sol olarak bilinen, anti-faflist mücadelede bedel ödemifl bir ayd›n, geldi¤i noktada burjuva medyan›n yalakalar›n› aratmayacak bir Sabanc› yaz›s› yaz›yor. Sol böyle bir tav›r karfl›s›nda niye susar, amaç ne? Sol hareketin tarihinde böyle bir utanmazl›k yaflanmad›. Ama sol yine sustu. Sol, bir solcu ayd›n›n tekelci burjuvaziye ya¤ çekmesini bile “hoflgörecekse”, kimle, nas›l ideolojik mücadele verecek? Kimbilir, Tanilli’yle ilgili yaz›m›z› okuyan kimileri yine bizi “sekterlikle” elefltirmifllerdir. Ayd›nlar›, küçük-burjuva kesimleri elefltirmeyi “sekterlik” olarak gören kafa, Marksist-Leninist de¤il, en ka-
ba haliyle pragmatisttir. Kimse kimseyi kand›rmaya kalkmas›n; elefltirmemelerinin nedeni de “kucaklay›c›, kapsay›c›” olma politikalar› falan de¤ildir; düpedüz faydac›l›klar›d›r. Aman ayd›nlar›, DKÖ’leri küstürmeyelim tavr›d›r.
Server Tanilli
Halk›n cephesinde elefltiri-özelefltiri “küstürüpküstürmeme” çerçevesinde tart›fl›lamaz. Küserler veya küsmezler, kendi bilecekleri ifltir. E¤er bir ayd›n veya bir demokratik kitle örgütü veya siyasi bir örgüt, “bize flunlar söylendi, bunlar söylendi...” diye, s›n›flar mücadelesindeki görevlerinden, sorumluluklar›ndan vazgeçecekse, güle güle. Onda zaten içselleflmifl bir ayd›n olma hali yoktur. Sorumlu ayd›n, elefltirileri uyar›lar› dikkate al›r. Devrimcilerin, Marksist-Leninistler’in görevi de, kimseyi küstürmeyelim diye, her türlü ilkesizli¤e, her türlü pespaye teoriye, mücadeleye zarar veren tav›rlara prim vermek de¤il, onlar› elefltirmek, gerekti¤inde de teflhir etmek ve daha da olmazsa, tecrit etmektir. Sol art›k bu görevini hat›rlamal›d›r.
Say› 5 43 23 May›s 2004
ka örnek bilmiyor. Mesela, “tutuklular›n diri diri yak›lmas›”n›n emredildi¤i örneklere tan›k olmam›fl! Sanki 12 Mart sonras›nda bu ülkede o yöntemler hiç uygulanmad›! 14 May›s’ta nihayet “Bizim Ebu Garipler’imiz” diye yaz›yor. Ama bak›yorsunuz, 12 Eylül, Mamak, Diyarbak›r... Sonras› yok, baflkas› yok... Do¤ru bir noktadan ç›k›yor; Amerika’y› elefltirmek kolay, “bizim faflizmi” elefltirin diyor. Diyor da kendisi ne kadar yap›yor? AB’cilik oyununa kurban edilen gerçekler Murat Belge tekil bir örnek de¤il. Öyle olsayd›, burada yer de vermezdik. Belge’nin tavr›, zihniyeti, hemen tüm AB’cilerin tavr›n› yans›t›yor. Burjuva medyadaki, reformist soldaki tüm AB’ciler, Ebu Garib’deki iflkenceleri elefltirdiler; ama hemen hiçbiri ülkemizdeki iflkenceleri gündeme getirmediler. Getirenler de Murat Belge kadar getirdi. Yani, iflkenceler, kontrgerilla yöntemleri sanki sadece bu ülkenin “geçmifline dair” fleylermiflcesine... Say› 5 44 23 May›s 2004
Kuflkusuz bu tav›r, ne bilmemekten, ne unutkanl›ktan kaynaklanm›yor. Bilinçli bir tav›rd›r; “AB’ye uyum” yolunda büyük mesafeler katetmifl Türkiye’de art›k bunlar›n olmad›¤›n›n varsay›lmas›, olanlar›n da görmezden gelinmesi isteniyor. AB’cilik oyunu içinde infazlar›, kay›plar›, diri diri yak›lanlar›, herfleyi maskeliyorlar. fiimdi moda bu. Geçmifli tart›fl, geçmifli yarg›la, ama bugüne dokunma. Çünkü, bugün art›k büyük ölçüde AB’nin denetim ve yönlendirmesinde yaflanan bir süreçtir; F tipleri mi var, nas›l olsa AB’ye uygundur, görmezden gel. 19-22 Aral›k katliam› m›; AB’nin devrimcileri tasfiye plan› çerçevesinde yap›lm›flt›r; tek elefltirilecek yan› bir ko¤uflda “afl›r› dozda fliddet kullan›m›d›r”; onun da ikide bir hat›rlanmas› gerekmez... AB’ci “sol ayd›n”lar›n da, AB’ye üyelik sürecine angaje olmufl reformist legal sol partilerin ve o çizgideki kitle örgütlerinin yöneticilerinin de olaylar› ele al›fllar› bu çerçevededir. Ne yaz›k ki hem de solculuk k›l›f› alt›nda yap›yorlar bunu. Türkiye solu, buna dur demek zorunda. Türkiye solu, faflizmin AB maskesiyle gizlenmesine ortak olamaz! Sadece AB’ye karfl› anti-emperyalist tutumumuzun net olmas› yetmez; sol ad›na AB’cilik yapanlar›n teflhiri de gerekir. Sol buna dur demek zorunda; çünkü: onlar gittikleri batakl›¤a sadece kendileri gitmiyor, tüm solu da pefllerinde sürüklemeye çal›fl›yor, en az›ndan halka verdikleri sol imaj›yla, halk›n gözünde solu sol olmaktan ç›kar›yorlar. Türkiye solu, iflte bunun önünü kesmek zorundad›r.
HATAY'DA SEL DE⁄‹L S‹STEM FELAKET‹ Antakya Ekmek ve Adalet: 15 May›s günü afl›r› ya¤›fllardan ve alt yap› yetersizli¤inden Hatay'da sel felaketi yafland›. Antakya'da ev ve iflyerleri sular alt›nda kald›. La¤›m sular› ile içme sular› birbirine kar›flt›. Birçok ilçede ayn› sorunlar yafland›. Bu sel felaketi bir kez daha gösterdi ki, çarp›k kapitalist sistemde halk›n ihtiyaçlar›na, yaflam›na dair hiçbir örgütlenmesi, yat›r›m› yoktur. En çok hasar›n Alt›nözü, Antakya ve Harbiye'de oldu¤u görüldü. Ayr›ca Dursunlu Beldesi'ne ba¤l› Atatürk Mahallesi'nde bulunan Sakl›kent Sitesi'ne giden muhabirimiz site yöneticisi Nihal Mengüllüo¤lu ile görüfltü. Mengüllüo¤lu, Harbiyeli ‹nflaat'›n sahibi Selim Harbiyeli'nin dere yata¤›na yapt›rd›¤› duvar›n y›k›lma karar›n›n oldu¤unu ama Dursunlu Belediyesi'nin ve di¤er devlet yetkililerinin duyars›z kald›¤›n› belirterek, Sakl›kent Sitesi'nin de imara müsait olmamas›na ra¤men imar izni verilmesine tepki gösterdi. Duvar› inflaa edenler ve duvar› y›kmayan görevliler hakk›nda suç duyurusunda bulunup tazminat davas› açaca¤›n› belirten Mengüllüo¤lu, sorumlular›n peflini b›rakmayacaklar›n› söyledi. Ayr›ca sel felaketi oldu¤unda evlerin zemin ve birinci katlar›na su dolmas›na, evlerde mahsur kalmalar›na ra¤men, devletin itfaiyesinden valisine kadar tüm kurumlar› aramalar›na ra¤men kimsenin gelmedi¤ini, hatta telefonlar›n yüzlerine kapand›¤›n› söyleyerek tepkisini dile getirdi. Ayr›ca Alt›nözü'nden gelen dere yata¤› Sakl›kent'ten geçip Afla¤› Okçular Köyü'ndeki villalardan oluflan Fuar Sitesi'nde de hasar meydana geldi. Semt sakinlerinden Yahya Mansuro¤lu da, 1,5 dönüm arazisinin heba oldu¤unu, arazideki mahsullerle beraber birçok meyve a¤ac›n›n yok oldu¤unu söyledi. Ayr›ca birçok araç dere yata¤›nda sürüklendi. Görgü tan›klar›n›n söyledi¤ine göre bir araban›n içinde dört kifli varken sürüklenerek kayboldu. Bir kiflinin Harbiye'de bir kiflinin de Alt›nözü'nde öldü¤ü yetkililerce aç›kland›. Alt›nözü'nün bir çok köyünde evlerin sular alt›nda kald›¤› hasar›n henüz belli olmad›¤› belirtildi. Resmi aç›klamada her zamanki gibi alt yap›n›n yetersiz oldu¤u ve bu eksikli¤i giderecekleri yalan› s›raland›. 2000 y›l›n›n may›s›nda yine sel felaketi meydana gelmifl ve yine ayn› sözler sarfedilmiflti. ‹flte onlar›n yalanc› olduklar› birkez daha ortaya ç›kt›.
Medya HÜRR‹YET’‹N “‹Ç‹NDEN GELEN DUYGULAR”! Katliamc›l›ktan baflka ne gelebilir 8 Mart 2002 tarihli Hürriyet’in manfletinde yazan flu sözler hat›rlanacakt›r. “Merak etme halk da hukuk da seninle”. Olay, bir banka görevlisinin soyguncuyu kasten vurmas›n›n alk›fllanmas›yd›. Gazetenin yay›n yönetmeni Ertu¤rul Özkök 18 May›s tarihli köflesinde benzer bir olay nedeniyle bu manfleti hat›rlatt›ktan sonra, “tamamen hukuk aç›s›ndan elefltiri yap›labilir. Ama bir de insani boyutu var” diyerek, o manflet için “hepimizin içinden gelen duyguyu yans›t›yordu” diyor. (18 May›s 2004) Hürriyet’in içinden geçen “insani duygu” bundan bir süre önce de manflete ç›km›flt›. 19 Aral›k’ta Bayrampafla Hapishanesi’nde katledilen Murat Ördekçi isimli tutsa¤›n ailesi devlet aleyhine açt›¤› tazminat davas›n› kazanm›flt›. Ayn› günlerde, may›na basarak sakat kalan eski bir askerin elinden de tazminat davas› geri al›nm›fl, Hürriyet bu iki olay› yan yana getirerek, 19 Aral›k katliam›n› bir kez daha alk›fllam›flt›. O zaman da Hürriyet’in içinden “Gaziden al›p teröriste verildi” duygular› geçmiflti. Ne kadar insani duygular de¤il mi? Hiçbir alakas› olmayan iki olay›, hem de her
Evrensel’in Aç›k Görüfl Sevinci 19 May›s Gençlik ve Spor Bayram› dolay›s›yla hapishanelerde tutuklu ve hükümlülere “aç›k görüfl” verilmesini Evrensel, ayn› burjuva bas›n›n klasik kal›plar› içinde “Cezaevlerinde Aç›k Görüfl Sevinci” diye verdi. Hapishanelerdeki durumun Evrensel’in “gündeminde” olmad›¤›n› biliyorduk; ama duyars›zl›¤›n, kay›ts›zl›¤›n bu kadar› da fazla. Bu haberden yaln›zca iki hafta önce hapishanelerde bir tutsa¤›n daha kendini yakt›¤›n›, ölü say›s›n›n 111’e ulaflt›¤›n› unutacak kadar uzak hapishanelere... Bir çok tutsa¤›n ya direniflte olmalar›, ya disiplin cezalar› nedeniyle, ya da görüfl vesilesiyle gündeme getirilen yapt›r›mlara karfl› tav›r ald›klar› için “aç›k görüfl yapamayacaklar›” da umurunda de¤il Evrensel’in. O, Türkiye, Tercüman, Hürriyet gibi gazetelerin hapishaneler gerçe¤ini unutturmaya hizmet eden klasik bafll›¤›n› gazetesine kondurmakta hiç sak›nca görmüyor... Bir gün hapishanelere “d›flar›dan” de¤il, “içeriden” bakabileceklerini düflünmeliler hiç de¤ilse...
ikisinde de suçlu devlet oldu¤u halde, katliam› alk›fll›yordu o duygular. Peki nedir bu duygular›n s›rr›? Ayd›n Do¤an’›n ç›karlar›na göre flekillenir bu duygular. Patronun ç›karlar› için kalem oynatanlar›n, oligarflinin katliamlar›n› alk›fllay›p, Susurluk tetikçilerine “yine ihtiyaç olunaca¤›n›” yazabilenlerin, nerede direnen varsa ona düflman olanlar›n, tepesine bombalar ya¤d›r›lan ve bugün bütün ç›plakl›¤›yla ortada olan iflgali “tam gaz Ba¤dat” manfletiyle selamlayanlar›n ne insanl›¤› olabilir ki! “Koruma bu kez ‘Kast› aflmad›’, paralar gitti” (Hürriyet, 14 Mart 2002) diyerek, “öldürün öldürün.. paralar gitmesin” 盤l›klar› atan katiller paradan baflka ne düflünebilir ki! Burjuvazinin duygular›, insanili¤i yoktur; sadece ç›karlar›, kasalar›, dolarlar› vard›r. Halka düflmanl›klar› ise tüm dünyada evrensel özellikleridir.
Gerçek terörizm mi? Gerçe¤i yazan gazeteci terörist mi? Seymour Hersh, ABD’de bugünlerde en çok sözü edilen gazeteci. Irak’taki iflkenceleri a盤a ç›karan gazeteci. Hersh’in “gerçe¤i ortaya ç›karma savafl›nda” yapt›¤› ilk ifl de de¤il bu. ABD’nin Vietnam’daki Mai Lay katliam›n› da yine Hersh a盤a ç›karm›flt›. Böyle oldu¤u için de bugünlerde iflkenceci, katliamc› Amerikal›lar›n bafl hedefi durumunda. ABD Savunma Bakanl›¤› eski dan›flmanlar›ndan, Türkçesi kontrgerilla fleflerinden Richard Perle, yapt›¤› aç›klamada Hers’i flu sözlerle suçlad›: “Hers gazetecili¤in terörizme en yak›n oldu¤u noktada duruyor.” Hersh, gerçe¤in yan›nda duruyor. Gerçekle “terör” ayn› flekilde gözüküyor demek ki Amerikal› Bakan’›n gözüne. Gerçe¤i yazan, söyleyen herkesi terörist veya potansiyel terörist olarak görüyorlar. ABD’nin 11 Eylül sonras› yapt›¤› aç›klamalar› de¤erlendirirken, ABD’nin “terör” tan›m›n›n “bana karfl› ç›kan herkes teröristtir” demeye varaca¤›n› söylemifltik. Art›k o noktaya gelmifl durumda. Gerçekleri yazan gazeteci Hersh, bir potansiyel terörist... Ne yaz›k ki ülkemizdeki burjuva medyada böyle bir “terörist”(!) gazeteci yok. Onlar, kendi devletlerinin yapt›¤› iflkenceleri, katiliamlar› bir kez olsun a盤a ç›karma cüreti gösteremediler.
Say› 5 45 23 May›s 2004
✔
‘Yaflamaktan B›kt›r›lan’ Halk›m›z
AKP’nin Türkiyesi
Say› 5 46 23 May›s 2004
✔
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakf›, TESEV taraf›ndan yap›lan bir araflt›rmaya göre, halk›n yüzde 86.5’i, en önemli sorun olarak ekonomik temelli sorunlar› görüyor. Bunun içinde iflsizlik en bafl s›ray› al›rken, “ekonomi” ikinci s›ray›, enflasyon ise üçüncü s›ray› al›yor. Araflt›rman›n bir baflka çarp›c› sonucu ise, halk›n memnuniyetine dair sorulara verilen cevaplar. Türkiye halk›n›n yüzde 43.7’si “yaflamaktan b›kt›m” derken; yüzde 16.2’si hayat›ndan hiç memnun olmad›¤›n›; yüzde 18,7’si ise pek memnun olmad›¤›n› söylüyor. Yani halk›n yüzde 78.7’lik bir kesimi bu düzenden, iktidardan ve iktidarlardan yaka silker durumdad›r. Yalanla yarat›lmak istenen pembe tablolar Türkiye gerçe¤ine çarp›yor. Halk, iktidar de¤il, düzen de¤iflikli¤i istiyor. Bunca memnuniyetsizlik karfl›s›nda, halk›n “AÇIZ, ‹fiS‹Z‹Z, YOKSULUZ” diye feryat etmesinin karfl›s›nda AKP iktidar›n›n bulabildi¤i tek çözüm ise, “ekonomi düzeliyor” yalan› ve “yard›m da¤›t›m›” aldatmas›d›r. Düzelen hiçbir fley yoktur. Emperyalist tekellerin, iflbirlikçilik karfl›l›¤›nda AKP’ye verdi¤i destek, ekonomiyi suni olarak fliflirmesi vard›r. Ve bugünlerde fliflirilen balonun deliklerinden hava kaç›yor. “Yard›m da¤›t›m›, yoksullar› düflünme” demagojisi ise tam bir aldatma olarak sürüyor. AKP
AKP’nin Türkiyesi
Vergiler IMF ‹çin
Vergi ‘borç faizi’ne gidiyor
✔
Trabzon milletvekili Faruk Özak’›n, “Fakirlik ve yoksullukla mücadele derne¤i” kurmas› örne¤inde, Enerji Bakan›n›n “yoksula 1 milyon ton bedava kömür da¤›taca¤›z” aç›klamalar›nda oldu¤u gibi, yoksullu¤u yok etmeyi de¤il yoksulun gözünü boyamay› hedef alan bir politika bu. “Hay›rsever, fukaraperver” soytar›l›¤› ile sürdürülen “himmet politikas›”nda, yoksullar›n aldat›lmas› hedeflenmektedir. Ne halk›n sosyal haklar›, ne yoksullu¤a dair köklü bir çözüm (kapitalist sistemde bunun mümkünü yoktur), ne iflsizlikle mücadele... hiçbir fley yoktur bu politikada. Sadece islamc› holding patronlar›n›n ellerinde yiyecek pofletleriyle üç befl gecekonduya kameralar eflli¤inde giderek kuru g›da da¤›t›m› vard›r. Ya da AKP’li belediyelere ba¤l› kurumlar, vak›flar arac›l›¤›yla kurulan aflevleri vard›r. IMF politikalar›n› uygulamaktan baflka hiçbir fley yapmayan ve önümüzdeki dönemde IMF ile yeni bir anlaflma daha imzalayaca¤› kesinleflen Tayyip Erdo¤an flöyle diyor: “Türk aile yap›s› olmasayd› Arjantin gibi olurduk...” Övündü¤ü, halk›n yard›mlaflmayla, dayan›flmayla ayakta kalabilmesi! “Peki o zaman sen niye iktidars›n?” sorusunun cevab› yoktur. “Himmet politikas›” da halk› uzun süre uyutam›yor, memnuniyetsizlik bunun bir yans›mas›. Bu memnuniyetsizli¤in isyana dönüflmemesi içinse, AKP iktidar› daha fazla bask› uyguluyor, halk›n örgütlenmesini engellemeye çal›fl›yor.
AKP’nin Türkiyesi
“Verginin kutsal oldu¤u” ve “Hizmet olarak halka geri döndü¤ü” yalan› hep söylenegelmifltir. Bu, dün de yaland›, bugün de böyledir. Ancak AKP iktidar› ile, resmen IMF için vergi ödüyor, emperyalist tekellere borç faizi ödemek için “vergi” ad› alt›nda soyuluyoruz. 2004 y›l› bütçesinin ilk dört ayl›k sonuçlar› aç›kland›. Toplanan vergilerin yüzde 81’i faizlere gitti. Emperaylist tekellere, iflbirlikçi tekellere borç faizi ödemek için daha fazla vergi ve zam... Gelir vergisinin toplam gelir içindeki pay› da azald›. Bu pay 2000 y›l›nda yüzde 30 iken, yüzde 19’a düflmüfl durumda. Bunun anlam› ise flu: emekçilerin, iflçilerin, memurlar›n maafllar›ndan kesilen, üreticinin satt›¤› üründen peflin olarak tahsil edilen vergi artarken, patronlar›n vergi kaça¤› büyüdü. 2002 y›l›nda yüzde 57.5 olan vergi kaça¤› oran›, AKP iktidar›nda yüzde 73.7’ye ç›kt›. AKP’nin “vergi bar›fl›”n›n kimin için oldu¤u da böylece görüldü.
AKP ‹ktidar› 140 Bin Esnaf› ‹flas Ettirdi
Bizzat Sanayi Bakan› Ali Coflkun, 15 ayl›k iktidarlar› döneminde 139 bin 500 esnaf›n iflas nedeniyle kepenk indirdi¤ini söyledi. Türkiye, “paradan para kazanma”n›n, yani spekülatörlerin en büyük vurgunu vurdu¤u ülke durumunda. Bir y›l içinde borsada bir spekülatör dolar baz›nda yüzde 73.2 kâr etti. Devlet iç borç senetleriyle borsada ifl yapanlar›n kâr oran› ise yüzde 88. Ülkeye bak›n! T›k›r›ndaki ekonomiye bak›n! B›rak›n halk›n ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya dönük bir ekonomi politikay›, (kapitalist ekonomide zaten böyle bir durum yoktur) 15 ayl›k dönemde yat›r›m, istihdam ad›na hiçbir somutluk yok. ‹ç ve d›fl borçlar giderek büyüyor. Yaflananlar, beklenenlerdir. Pembe tablolar›n arkas›nda bu cehennem yarat›l›rken, daha yüzbinlerce esnaf›n iflas› sürecektir.
✔
AKP’nin Türkiyesi
✔
Köprüler ve Yollar Da Sat›l›k
Ekonomi bata¤a düfltükçe, IMF dayatt›kça AKP iktidar› ya zam yap›yor ya da sat›yor. Ne varsa sat›l›¤a ç›kar›yor iktidar. Devletin kamusal alandan tamamen tasfiyesi, yani bütün hizmetlerin paral› hale getirilmesi ad›m ad›m böyle yaflama geçirilirken, özellefltirmelerin faturas› yoksul halk›n, emekçilerin s›rt›na yükleniyor. Sat›fl s›ras› flimdi de köprüler ve otoyollarda. Özellefltirme Yüksek Kurulu, toplam 1851 kilometreyi bulan otoyollar› ve köprüleri iflletme hakk› devri veya kiralama yöntemi ile 25 y›ll›¤›na tekellere devretmeye haz›rlan›yor. Peki sonra ne sat›lacak? Tayyip Erdo¤an’›n, “Türk aile yap›s› olmasayd› Arjantin gibi olurduk...” dedi¤i Arjantin, tam da bu yolu izlemiflti. En son sat›lacak hiçbir fley kalmad›¤›nda da iflas geldi. Emperyalist finans kurulufllar› borç-faiz k›skac› ile ülkeleri teslim ald›ktan sonra her fleyi sat›l›¤a ç›kart›yor. Ard›ndan bütün ülke ele geçiriliyor. Bu teslimiyet sürecinde de, emperyalistler iktidarlara istedi¤i siyasi ve askeri iflbirli¤ini dayat›yor. Afganistan’a asker, Irak’ta iflbirli¤i, Il›ml› islam projeleri... bütün bu politikalar›n temelinde ekonomik olarak teslim al›nm›fl bir ülke vard›r. AKP iktidar› övüne övüne, yalan söyleye söyleye bu yolda yürümeye devam ediyor.
AKP’nin Türkiyesi
Akaryak›ta Yüzde 5 Zam
Akaryak›ttan al›nan Özel Tüketim Vergisinin (ÖTV) yüzde 9-9.5 oran›nda art›r›lmas›yla, akaryak›t yüzde 5 oran›nda zamland›. Tüpgaza da 18 May›s tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 4.65 oran›nda zam yap›ld›. Petrol zamlar›n›n bir çok ürüne yans›yaca¤› biliniyor. Tayyip Erdo¤an, karar› “zam yapmak zorundayd›k... Yapmasak mali disiplin bozulurdu..” sözleriyle savundu. “Zorunlulu¤un” Türkçesi; “emperyalist tekellere, IMF’ye ba¤›ml› ekonomimiz zor durumda” demektir. AKP ekonomiyi böyle düzeltiyor; sürekli zam ve do¤rudan/dolayl› vergi art›fllar›. “Mali disiplin” dedikleri ise, emperyalist tekellerin dayatt›¤› hedeflerdir. Bunun anlam›, daha fazla iflsizlik, yoksulluk ve sefalettir. Bir yandan IMF politikalar›n› uygulayan iktidar, öte yandan 2004’ü “iflsizlikle mücadele y›l›” ilan ederek halk› oyalamaya, aldatmaya devam ediyor.
Bozuk G›da Yoksullara! ALÇAKLIK DÜZEN‹ 18 May›s günü TBMM'de görüflülen G›da Yasas›'ndaki de¤ifliklikle kurulacak olan G›da Bankas›'nda, g›da kodeksine uygun olmayan ürünlerin toplanarak yoksullara da¤›t›lmas› öngörülüyor. Yine yasaya göre, G›da Bankas›’na ba¤›fl yapanlar da vergi ve imha masraflardan kurtulmufl olacaklar. Dilencilefltirerek yaflamay› kurumsallaflt›rmak isteyen AKP, bunun için “G›da Bankas›” kurmufltu. TÜKODER Baflkan› Mehmet Sevim, “Standart d›fl› ve sa¤l›¤a uygun olmayan ürünlerin fakir insanlara yedirilmesi ve bunun yasa maddesinde yer almas›, insanl›k onuru ile ba¤daflmayan bir anlay›fl” sözleriyle yasaya tepki gösterdi. Yasa tasar›nda ilgili madde aynen flöyle diyor: “G›da güvenli¤ine uygun olan ve insan sa¤l›¤›na zararl› olmad›¤› tespit edilen ürünler sahibine iade edilir, g›da güvenli¤ine zararl› olmad›¤› tespit edilen veya g›da kodeksine uygun olmayan g›dalar G›da Bankas›'na ya da Maliye Bakanl›¤›'na verilir”. Yani standarta uymayan g›dalar› yoksullar yemesinde bir sak›nca yok. Onlar›n insan gibi yaflamaya haklar› olmad›¤› gibi, zaten sa¤l›kl› beslenme gibi bir “lüksleri” de yok. Türkiye radyasyonlu çaylar›n bizzat devlet taraf›ndan aldat›larak, yalan söylenerek halka içirildi¤i bir ülkedir. Bu ülkede bozuk yiyecekler ilk kez yoksullara yedirilmiyor. Bir çok “yard›m da¤›t›m” örne¤inden görüldü¤ü gibi, bu yiyeceklerin bir ço¤u sa¤l›ks›z, bozuk, “çöpe atmaktansa yoksulalar da¤›t›r, Tv kameralar› önünde de flov yapar›z” diye da¤›t›lan g›dalardan olufluyor. AKP, yoksullara bozuk g›da yedirilmesini böylece yasal hale getiriyor. Halk› afla¤›laman›n, hor görmenin, “biz zengini seviriz” felsefesinin yasas›, AKP iktidar›n›n nitele¤ini de aç›kça gösteriyor. Yoksullar› insan yerine koymaman›n daha aç›k, daha pervas›z bir ifadesi olabilir mi? Zenginin, tekellerin imha edece¤i g›dalar› yoksullara yard›m diye da¤›tmak, AKP iktidar›n›n canh›rafl savundu¤u kapitalist düzenin nas›l alçakça bir düzen oldu¤unu da göstermektedir. Bu alçakl›k düzeni yerlebir olmadan, halktan, yoksullardan yana bir düzen kurulmadan milyonlarca yoksula insan gibi yaflam beklemek hayaldir. Ve elbet yoksullar›n düzeni de kurulacak bu ülkede.
Say› 5 47 23 May›s 2004
Grup Yorum’dan Bir ‹lk Daha
Bir Masal Gecesi Grup Yorum, bir ilke daha imza atarak ç›kt›¤› ‹stanbul Harbiye Cemil Topuzlu Aç›k Hava Tiyatrosu'nda 5000 kifliye seslendi.
Say› 5 48 23 May›s 2004
Masallar ve gerçekler... Aylar öncesinden bafllayan konser haz›rl›klar› bu ana kurgu üzerinde flekilleniyordu. Masallar›n, destanlar›n kahramanlar›n› ve gerçek yaflam›n kahramanlar›n› anlatt› Grup Yorum. ‹lkça¤lardan bugüne insanl›k tarihini ve mücadelesini, zalimleri ve ezilenleri, yenilmez say›lan imparatorluklar›, açl›klar›, savafllar›, hastal›klar› anlatmay› hedefledi. Grup Yorum flimdiye kadar denemedi¤i bir tarzla seyircinin karfl›s›ndayd›. Masallar ve destanlar›n anlat›m› s›ras›nda müzikten fliire, tiyatrodan dansa kadar birçok sanat dal›n› bir arada kulland›, anlat›mlar›n› bir müzikal gösteriye dönüfltürdü. Atefl Geçitleri’nden Ölüm Orucuna... Öncelikle konserde anlat›lacak masal-des-
tanlar seçildi titizlikle. Troya, Spartaküs, Atefl Geçitleri, Bedrettin, Kurtulufl Savafl›, Ölüm Orucu... Araflt›rmalar yap›ld› ve metinler özenle yaz›lmaya baflland›. Yaz›lanlar› oyunlaflt›rma ve teatral bir dilin oturtulmas›nda ise tiyatro deneyimi olan Yorum dostlar›n›n yard›m›na baflvuruldu. Murat fien ve Bilgesu Erenus bu konuda özverili bir çal›flmayla Grup Yorum'un yan›ndayd›. Hikayeler farkl› sanatç›larca okunacak, farkl› sanatç›lar taraf›ndan sahnelenecekti. Metin Coflkun, Bilgesu Erenus, Murat fien, Ufuk Karakoç hikayeleri oyunlaflt›rarak anlat›mlar› üstlendiler. Anlat›mlar›n kimi yerlerinde modern danslara da yer verildi. Hürrem Sultan Müzikali'nde yeralan baz› oyuncular da kareografilerini oluflturmaya bafllad›. Vedat Sakman, Bilgesu Erenus ve Ufuk Karakoç ayn› zamanda sahnede flark› söylemeyi kabul etti. Grup Yorum Korosu, tiyatrocular, dansç›lar, müzisyenler her fley haz›rd›... Masallardaki “‹syan” Günler öncesinden bafllayan ya¤mur ve so¤uk Harbiye Aç›khava Tiyatrosu'nun t›kl›m t›kl›m dolmas›n› ve Yorum’u, türküleri söylerken 5 bin kiflinin büyük bir coflkuyla izlemesini, oyun bölümlerinde ise büyük bir sessizlik ile dinlemesini engelleyemedi. Konser büyük bir coflkuyla bafllad›. Bilgesi Erenus Yorum’la sahnedeydi So¤uk kendini his-
Ölüm orucu flehidi Günay Ö¤rener’in feda eylemi de sahnede canland›r›ld›. Önce Günay’›n vasiyeti fliirsel olarak okundu: "Küllerimi rüzgara savurun / Ruhum yeniden do¤ar esen rüzgarda / Atefl ve su / ‹nsan› yeni bafltan yarat›r / Olmaz m› zor mu? / Öyleyse gömün beni / Türküler söyleyin ama yan›bafl›mda / Biz bu türküleri elbette iflitecek de¤iliz / Ama bu türküleri söyledim ben / Bafl›mda limon ya da mimoza a¤ac› / Ya¤murda ne de güzel gözükürler / Çiçekleri / Kokular› / Hiç de¤ilse / Saçlar›m› al›n / Sal›ns›n Karadeniz'e / Göbe¤imi Akdeniz kesti / Ege büyüttü beni / Ama Karadeniz'i hiç görmedim / Evet evet saçlar›m› sal›n Karadeniz'e / Dolaflay›m böylece Anadolu'yu / Son dile¤im bu olsun sizden" fiiirin ard›ndan sanatç› Bilgesu ERENUS, Günay’› canland›ran Deniz fiEN'in aln›na ölüm orucu direniflini simgeleyen "k›z›l band›" takt›. Ard›ndan Deniz fiEN'in yakt›¤› atefl ve zafer iflaretleriyle Ö⁄RENER'in ölümsüzleflti¤i feda eyleminin canland›r›lmas› geceyi izleyen binlerce kiflinin coflkusu ve sloganlar›yla karfl›land›. Binlerce kifli "Günay Ö⁄RENER Ölümsüzdür" slogan›n› tek bir a¤›zdan hayk›rd›. Konser boyunca da direnifl sloganlar› hiç dinmedi.
settiriyordu ama izleyicinin bu coflkusu neredeyse herkese so¤u¤a direnme gücü vermiflti. Beflbin kifli soluklar›n› tutarak "Bir Masal Gecesi"ni izlemeye bafllad›. Grup Yorum önce enstrümantal bir flark› çald›. Bu flark› konser için bestelenmiflti. Ard›ndan tanr›lar›n insanlar› savaflt›rmas› ve onbinlerce insan›n ölümünü konu olan ‹lyada Destan› anlat›ld› üçbinikiyüz y›l geriye gidilerek. Tanr›lar Yunanl› istilac›lar› Anadolu'ya göndermifl, Troya'da onbinlerce insan›n ölümüne neden olmufllard›. Vedat Sakman bu anlat›m›n içinde bir flark› söyledi. Grup Yorum, Özgürlük Türküsü'nün "Kurban›m Aman" isimli flark›s›n› seslendirdi. Persler'in bir milyonluk ordusuna üçyüz kifliyle direnen Spartal› feda savaflç›lar›n› anlatan Atefl Geçitleri'nin ard›ndan Grup Yorum "Feda"y› söyledi. Feda söylenirken salondaki coflku daha da yükseldi. Savafl sahneleri canland›r›l›rken çal›nan savafl borular› dinleyiciyi, o ana götürdü. Spartaküs ve köle isyan›n›n ard›ndan "‹syan Olsun", fieyh Bedrettin'in ard›ndan "Akdeniz Yakas›", Kuvay› Milliye'nin ard›ndan "Bu Memleket Bizim" ve "Umudun Zeybe¤i" flark›lar› söylendi. ‹zleyicilerin sahnede gösterilen oyunlara ve flark›lara ilgisi yükselmiflti. fiark›lar hep bir a¤›zdan söyleniyor. Masallar›n anlat›ld›¤› bölümlerde duygusal anlar yaflan›yordu. Denizin K›z› Günay K›z›l Band›n› Tak›yor; Direniflçi Alevler ‹çinde Masal anlat›mlar›n›n son bölümünde Ölüm Orucu fiehidi Günay Ö¤rener'in vasiyeti vard› sahnede. Bu bölümde Bilgesu Erenus bir oyuncunun aln›na k›z›l bant takt›, direniflci vasiyetini okudu ve ard›ndan feda eylemini gerçeklefltirdi. Alevler içerisindeki direniflçi konserin ak›lda kalacak en önemli sahnesiydi. Bu bölüm "Kahramanlar Ölmez, Halk Yenilmez" ve "Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz" sloganlar› ile karfl›land›. Bilgesu Erenus bir flark› söyledi bu bölümde. Ard›ndan Grup Yorum "K›z›lc›k fierbeti" ve "Kahramanlar Ölmez" flark›lar›n› seslendirdi. Bu flark›yla birinci bölüm sona ermifl oldu. Konserin ikinci bölümünde ise tüm Grup Yorum konserleri gibi büyük bir coflku ve marfllar,
türküler söylendikçe yerine oturmayan binlerce insan›n görüntüleri vard›. Grup Yorum sevilen marfllar›, flark›lar› ve halaylar›yla sahnedeydi. Beflbin kifli tek bir a¤›zdan marfllar söyledi, omuz omuza halaylar çekti. Grup Yorum bir ilke daha imza atarak 15 May›s'ta Harbiye Aç›k Hava Tiyatrosu'nda masallarla gerçekleri anlatt›. Grup Yorum "masal gibi" bir gece yaflatt›. "Söyle ey görmüfl geçirmifl Anadolu Masal ne Gerçek ne söyle Neden hep içiçe!" Say› 5
TUTSAK YORUMCULAR’DAN “Bir Masal Gecesi”NE MESAJ Masallar, gerçe¤i de¤ifltirme arzusundan do¤arlar. Onlar› gerçe¤e dönüfltürmek yaflam çizgimizin ta kendisidir. Günlerdir voltalarda, kendi masal›m›z› kurgulad›k bizler de. Masal bu ya; aflt›k duvarlar› geldik aran›za günler önceden. Notalar eksik kalmas›n, yanl›fl sesler olmas›n, davul dengine, mey rengine, ba¤lama yüre¤e uygun çal›ns›n. Vokaller, danslar, masal›m›z› gerçek k›ls›n diye sürdürdü¤ünüz telafll› coflkunun içindeydik. Bu, masal de¤il; 111 boran›n nas›l kanatlan›p Anadolu'yu kucaklad›¤›n› yaflad›k, gördük hepimiz. Bu masal hepimizin. Bu masal, ba¤›ms›z, demokratik, özgür bir ülke ve insana yarafl›r bir dünya özlemidir. Ödedi¤imiz bedeller bunun için. Ayn› masal› gerçek k›lman›n sevdal›s› binlerce yürek, merhaba... Merhaba, merhaba enstrüman›n› yüre¤iyle çalan bütün müzisyen dostlar. Merhaba eme¤i geçen bütün canlar. Grup Yorum demek, bu birliktelik demektir. Öyleyse; Merhaba Grup Yorum. Madem ki; Bir Masal Gecesi'ndeyiz. "Orada olmay› ne çok isterdik." demiyoruz. Oraday›z, birlikteyiz, ayn› yürek coflkusuyla hayk›r›yoruz gerçe¤i. TÜRKÜLER SUSMAZ, HALAYLAR SÜRER! ‹hsan Cibelik - Sincan F Tipi Hapishanesi Ali Arac› - Tekirda¤ 2 No'lu F Tipi Hapishanesi Muharrem Cengiz - Tekirda¤ 1 No'lu F Tipi Hapishanesi
49 23 May›s 2004
kahramanlar ölmez 22 May›s - 28 May›s fiehitlerimiz
Büyük direniflte ölümsüzlefltiler Okan Külekçi (T‹KB) 23 May›s 2002 1980 Marafl Elbistan do¤umluydu. Genç yaflta mücadeleye kat›ld›. ‹lk tutukland›¤›nda 19 ‘yafl›ndayd›; Bir süre Ümraniye Hapishanesi’nde tutuldu. Tahliye edildikten k›sa süre sonra 2000 fiubat’›nda yeniden tutukland›. Kartal Özel Tip’e, oradan da Tekirda¤ F tipi’ne sevkedildi. T‹KB davas›ndan yarg›lan›yordu. 7. Ölüm Orucu ekibinde yerald›. Eyleminin 240. günü Bayrampafla Hastanesi'nde ölümsüzleflti.
U¤ur Türkmen (DHKP-C) 27 May›s 2001 Destan içinde destanlar›n yaz›ld›¤› bu büyük direniflte, U¤ur Türkmen, direniflin “‹LK”lerinden birinin yarat›c›s›yd›. Tutsakl›¤› sona eren bir insan›n DIfiARIDA direnifli sürdürerek flehit düflmesinin ülkemizde ve dünyada ilk örne¤idir U¤ur. 23 Nisan 1972’de Mersin-Tarsus Yenice kasabas›nda do¤du. Mücadeleye 1993’te Burdur Meslek Yüksek Okulu ‹nflaat bölümü ö¤rencisiyken kat›ld›. 1996 sonlar›nda Mersin’de Kurtulufl Gazetesi’nde çal›flmaya bafllad›. 1998 28 Nisan’›nda tutukland› ve 3 y›l 9 ay “ceza” ald›. Mersin, Kürkçüler, Antep Özel Tip Hapishaneleri’nde tutuldu. En son Ceyhan Hapishanesinde’ydi. F tiplerinin gündeme gelmesiyle, ölüm orucu direniflçisi olmak için gönüllü oldu. 2. Ekiplerde yerald›. Direniflteyken tahliye edildi, kendinden önce tahliye olup ölüm orucunu sürdüren bir örnek yoktu. O, ilk örne¤i yaratt›, d›flar›da direnifle devam etti. 204 gün kendi evinde ölüme yürüdü. Can›n› halk›na ve vatan›na feda ederek, devrim tarihimizin kahramanlar› aras›nda yerini ald›.
Selma Kubat Ölümsüzdür! Say› 5 50 23 May›s 2004
TAYAD Komite taraf›ndan Frankfurt'daki Türkiye Konsoloslu¤u önünde 111. Ölüm orucu flehidi Selma Kubat için bir gösteri yap›ld›. 11 May›s’ta yap›lan gösteride "‹zolasyon ve Tecrit ‹flkenceli Ölümdür, ‹flkenceli Ölümlere Son" yaz›l› Almanca pankart aç›ld›. "Direnme Hakk›m›z› Yok Edemezsiniz, Ölümleri Gizliyorlar, Selma Kubat Öümsüzdür" yaz›l› dövizler tafl›nd›¤› eylemde, TAYAD'›n aç›klamas› okunarak, aç›klama eylem boyunca konsoloslu¤a gelenlere da¤›t›ld›. Yar›m saat süren gösteri sloganlarla bitirildi.
Kaypakkaya Kavgam›zda... ‹flkencede direnifliyle, halk›n kurtuluflu için silaha sar›lma cüretiyle devrim tarihimizde onurlu bir yer alan Kaypakkaya çeflitli flehirlerde düzenlenen eylemlerle an›l›yor. Manisa’da da Özgür Gençlik okurlar› ve Manisa Gençlik Derne¤i taraf›ndan düzenlenen anmada, Kaypakkaya’n›n mücadelesi anlat›larak, fliirler, marfllar okundu. Anma gençli¤in flehitlerini kavgalar›nda yaflatma sözüyle bitirildi.
Denizler An›ld› Kartal Temel Bilimler Dershanesi'ndeki Gençlik Derne¤i üyeleri, Devrimci Demokrasi okurlar›n›n da kat›l›m›yla 6 May›s'ta Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan için bir anma düzenledi. Dershane kantininde gerçeklefltirilen anmada Denizler’i anlatan yaz› ve fliirler okundu. Yaklafl›k 50 kifliyle gerçeklefltirilen anmaya dershane ö¤retmenleri ve ö¤rencileri de yo¤un ilgi gösterdi.
Kaypakkaya Afifllerini Asanlara Gözalt› ‹brahim Kaypakkaya'n›n katlediliflinin 31. y›l› vesilesi ile ç›kart›lan afiflleri asan ‹flçi Köylü Gazetesi çal›flanlar›, okurlar› ve Tohum Kültür Merkezi çal›flanlar› üzerinde gözalt› terörü estirildi. Devrim Yolunda ‹flçi-Köylü Gazetesi taraf›ndan yap›lan aç›klamada gözalt›larla ilgili flu bilgiler verildi: ‹lk olarak 12 May›s’ta afifl yapan Tohum Kültür Merkezi çal›flanlar› Yi¤it Can Bak›r ve Mustafa Sar›sülük gözalt›na al›nm›flt›r. Ertesi gün yine TKM çal›flanlar› Tayyar Ero¤lu, Sinan Ülgen ve Gökhan Kaya, 15 May›s sabah saatlerinde ise gazetemiz çal›flan› Bahar Gök ve Bar›fl Karaa¤aç, TKM çal›flan› Sinan Ülgen ve okurlar›m›z Birkan Y›ld›r›m, Zeynel Abidin Çorlu, Sevgi Yumuk, Çi¤dem Y›lmaz. Deniz Gülünay, Sevgül O¤uz, Ali Özerli ve Mutlu Akkufl gözalt›na al›nm›flt›. 16 May›s Pazar günü de devam eden gözalt›lar sonucu gazete çal›flan›m›z Bahar Gök, Selçuk Birginal, Özgür Elitemiz, TKM çal›flan› Mustafa Sar›sülük ve okurumuz Zeynel Abidin Çorlu gözalt›na al›nm›flt›r. Aç›klaman›n sonunda flöyle denildi: “Çal›flanlar›m›z ve okurlar›m›z üzerinde estirilen bu gözalt› terörünü k›n›yor ve gözalt›na al›nanlar›n derhal serbest b›rak›lmas›n› talep ediyoruz.”