Hk4

Page 1

HALKIN KURTULUŞU

Sayfa 20

w w w. h a l k i n k u r t u l u s u . i n f o

HALKIN 4 KURTULUSU ~

İŞÇİ SINIFI MÜCADELESİYLE ÖĞRE(N)TİYOR! Çalışanların ve sendikamız Hava İş’in geleceğini belirleme sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır. Artık çalışanların daha fazla zarar görmemesi için yeni bir anlayışla, radikal bir değişikliğe ihtiyaç olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Artık ok yaydan çıkmıştır. Arkadaşlarımız bizi delege seçerken sendikamızı bu mafya tipi yapılanmadan kurtarıp yeniden işçilerin örgütüne dönüştürme görevi de verdiler. Biz bu görevi yerine getiremezsek, “ikale sözleşmesi” gibi kandırmacalarla birçok arkadaşımız daha işinden olacaktır. İşsiz kalmamıza ve sendikal örgütlülüğün yok edilmesine izin vermeyelim. Aşağıdaki metin, Sivil Havacılık İşçileri Gökkuşağı Hareketi’nin 2009 Genel Kurulunun ardından yayınlandığı broşüre aittir. Gökkuşağı Hareketi bir dizi bildiri ve broşür; son olarak da bülten yayınlamaktadır,Bu broşürde ifade edilen görüşler, aradan geçen zamana rağmen eskimedi. DEMOKRATİK, ŞEFFAF, TEMİZ SENDİKA Gökkuşağı Hareketi olarak olağan genel kuruldan buyana, yönetime geldiğimizde uygulayacağımız ilkeler doğrultusunda, kolektif bir çalışma yürüttük. Birlikteliğimizi pekiştirerek sürdürdük.

Gökkuşağı Hareketinin ilkeleri emek mücadelesine duyarlı çevrelerde de sendikal örgütlülük adına yepyeni bir heyecan yarattı. Çeşitli gazete ve dergilerde önerdiğimiz modeli anlatan yazılarımız yayınlandı.

Bu demokratik ve şeffaf sendikal model, ülkemiz sendikacılığında da yankı uyandırmış ve yeni tartışmaları gündeme getirmiştir. Bu anlamda Hava İş’te yaşama geçirmek üzere olduğumuz yapısal değişiklik çok önemli bir adım olacaktır. HALKIN KURTULUŞU İmtiyaz Sahibi ;Zeki Irmak

Yazı İşleri Müdürü Hatice Zuhal Göktepe

Demokratik ve şeffaf, yeni bir Hava-İş, ülkemizdeki sendikal mücadelenin geleceği için ilk adım olacaktır...

En üstte İşçi Meclisinin, onun altında sırasıyla Temsilcilerin, Yönetim Kurulu ve en altta da Yürütme Kurulunun yer aldığı bir piramittir bu;En üstte, “karar almada temel organ olan ‘İşçi Meclisi’ olacaktır”. Bu meclis, seçilmiş temsilciler, Yönetim ve Yürütme Kurulu üyeleri ve delegelerle birlikte bütün işçilerin aktif katılımına açık olacaktır. İkinci sırada işyerlerinde yapılacak seçimlerle belirlenecek her meslek grubunun temsilcileri olacaktır.

işçilerin, en altta pasif bir kitle olarak kaldığı piramidi tersine çeviren ve işçileri en üste alan kızıl bir sendika yapılanmasının hedeflendiği yeni bir örgütlenme...

Üçüncü sırada yer alan Yönetim Kurulu üyeleri Olağanüstü Genel Kurul’da belirlenecektir. Yönetim Kurulundaki dokuz kişi aralarında hiçbir hiyerarşi olmadan eşit ilişkilerde yönetim erkini oluşturacaktır. Yani başta bütün yetkileri elinde bulunduran bir “Başkan” yerine bu yetkiyi ortaklaşa kullanan 9 kişi olacaktır.

Olağanüstü Genel Kurul, TİS sürecini yasal ve kurumsal anlamda hiçbir şekilde olumsuz etkilemez. Aksine Olağanüstü Genel kurul kan değişikliğiyle yenilenen, çoğunluğun desteğine sahip yeni ve daha güçlü bir Hava İş ortaya çıkartacak, toplu sözleşme sürecini kazanımlara dönüştürecektir. Süreli yayın fiyatı 1 tl

MİLİTANLIK VE DEVRİM VAKTİ İnsanlar artık kapitalist aşırılıklar tarafından belirlenmiyorlar, aksine onları belirleyen koşulları belirliyorlar. Bu neo-liberal kapitalizm ile savaşta olan sanal (felsefi bir ideal devrim) ve gerçek arasındaki etkileşimi gösterir. Görüntü, istikrar ve neo-liberalizm kesinliğinin dünkü kötü bellek haline geldiği bir an yakalar. Tüketicilik ve kapitalizmin başkenti Times Meydanı, bu resimde kendini gösterir: “Çekme cam parlak duvarlar, kurumsal eğlence kalesi, dev ekranlar arasında parlak ışıklar”. Ama burada kimse eğleniyor gibi görünmüyor. Aksine zevke adanan kapitalizmin zorunlu varlığı sona erer ve yalnızca kemer sıkma, yolsuzluk veya kurumsal açgözlülüğü protesto eden değil de, aynı zamanda sistemin kendisine karşı duran insanlar da kendini gösterir.

GÖKKUŞAĞI HAREKETİ

Bu havacılık çalışanlarına yakışmayan zorbalığa seyirci kalırsak, işverenin yaptığı hiçbir hukuksuzluğa da söz söyleme hakkını kendimizde bulamayız.

Yönetim Yeri-0232 4257980 859 Sokak Vatan İşhanı No.6/204 Konak-İzmir

Sadece sendikamızda değil aynı zamanda ülkemizde de bir şeylerin değişmesini istiyorsak bu tavrı havacılık çalışanları olarak sergilemek durumundayız. Bu broşürde açıkça görüleceği gibi, yönetim değişikliği sadece kişileri değil sistemi değiştirecektir.

BÜTÜN ÜLKELERİN İŞÇİLERİ VE EZİLEN HALKLAR BİRLEŞİN

En altta ise işçilerin emrinde çalışacak ve günlük sendikal çalışmaları yapacak profesyonel uzmanlardan oluşan Yürütme Kurulu yer alacaktır. Bütün meslek gruplarını kucaklayacak geniş yüreklilikle havacılık zincirinin her halkasına ulaşmaya ve o zinciri demokratik, katılımcı çizgimizle sağlam yapmaya kararlıyız.

Basım Tarihi 14.01.2013

Basım Yeri - Star Medya A.Ş. 9 Eylül Mah.No.29 Gaziemir-İzmir/0232 251 76 32

Bir cinayetin Anatomisi

Paris’te Kürt Enformasyon Merkezi’nde gerçekleşen ve PKK’nin kurucu kadrolarından Sakine Cansız, KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in hayatını kaybettiği infazın, Öcalan’la kurulan diyalogun umut yarattığı günlerde meydana gelmesi elbette bir tesadüf olamaz. Bu cinayet, PKK’nin politikalarına karşı tavır koymuş PKK’lilerin iç infazlarla yok edildiği olaylardan farklı görünüyor. Yani Paris katliamı, PKK’nin yürürlükte olan stratejisine muhalefet edenlere kesilmiş bir cezaya benzemiyor. Zira PKK, “Bu olayın bu denli ustaca yapılmış olması, uluslararası güçlere dayanarak yapmış olduğunu göstermektedir.” ifadeleri kullanılan açıklamada, “Açık ki bu katliamı gerçekleştirenler, Önderliğimiz tarafından gerçekleştirilen yeni sürecin gelişmesini ve Kürt sorununun çözüme kavuşmasını istemeyen kesimlerdir.” Açıklamasını yaptı. Bütün burjuva gazete köşelerinde ve yazarlarında aynı söylem egemen “Paris cinayeti barışa atılmış bir kurşundur. Birileri ortaya konan olumlu adımları sabote etmek istiyor”dan öte bir şey konuşulmuyor.

Onlar neo-liberal kapitalizmi sanık yerine koymaktadır.Pazar fundamentalizmi ve devlet gücünün evrensel korkusu küresel düzenin nasıl sürdürüleceğine yeterli cevaplar veremiyor. Herkes Wall Street’i İşgal Et ve % 1’in vurgunculuğuna karşı “Biz yüzde 99’uz“ diyerek sistemin sona yaklaştığı gerçeğini savunan sloganı atıyorlar. Sistemin iç dinamiklerine odaklanan, neo-liberal kapitalizmin eşitsizlik ve adaletsizlik olduğununu belirten radikal bir yükselişi ifade eder. Wall Street ve ondan ortaya çıkan alternatif politik olanaklar köklü yapısal değişim için bir hızlandırıcı etki olmayı kanıtlamamış olabilir. Wall Street’i İşgal Et tarihte bir dönüm noktasıdır. Yalnızca yakın bir zamana kadar kasabadaki tek oyun olarak görülen neo-liberal kapitalizmi tartışmanın merkezine koyduğu için değil, aynı zamanda, “siyasi bir angajman nasıl yaratıcı olasılıkları alevlendirebiliri de ortaya koyduğu için. Bir yeri gece gündüz işgal etmek, beraberlik ve dostluk sevinciyle sarsan kalabalıklar tarafından çevirmek zaten olan ve paylaşılan bir değişimdir. Margaret Thatcher “Kapitalizme alternatif yok.” diye iddia etmişti. Berlin Duvarı’nın yıkılmasından itibaren pazar evrensel olarak yönetildi ve Francis Fukuyama liberal demokrasi veya neo-liberal kapitalizmin yadsınamaz olduğu tarihin sonunu ilan etti. Neo-liberal post-siyasetin öncüleri Bill Clinton ve Tony Blair, solun “ücretsiz-finans”ı dostça Üçüncü Yol siyaseti olarak kucaklamasına yol açtı. İnsanların kapitalizmin değil, dünyanın sonunu hayal ettiği bir dünya haline geldik. Neo-liberal post-siyasetin sonunu görüyoruz. Gördüğümüz çöküş “büyük sayının en büyük mutluluk”unun yanlızca dizginsiz bir piyasa ekonomisi ile olabileceğini iddia eden neo-liberal kapitalizmin çöküşü. Bu ‘sadece adalet’ naif beklentisinde bulunan, siyaseti tanımlamak için kullandığımız zalim ve militarize toplumsal rejimlerinin ağını temsil eden neo-liberal post-politikadır.

Gördüğümüz yükseliş ise, devrim konseptinden ayıramayacağımız radikal eleştiriden başka bir şey değildir. Neo-liberal post-politika sorun ise, devrim cevaptır. Sonuçta, devrim asla kaybolmayan bir fikirdir. İşgal hareketi ile birlikte, dünya Tunus, Mısır, Bahreyn ve Libya başta olmak üzere beş isyana tanık oldu. Özellikle, Arap isyanlarını beklenmedik yapan sadece batının arkasında olduğu bozuk ve zalim diktatörlüklerin çöküşü değil, aynı zamanda özgürlük ve adalet talep eden insanların elinde meydana geldiği gerçeğidir de. Arap halkı sürekli olarak demokrasiye hazır olmayan ‘barbar’, ‘vahşi’ olarak tasvir edilmiştir. Ancak, demokrasinin ne olduğunu bize göstermiş oldular. İşgal Et hareketi ve Arap ayaklanmalarından öğrendiğimiz bizim potansiyelsiz ve güçsüz olmadığımızdır, çünkü bizim de bir seçim hakkımız var.İşgal Et hareketi ve Arap ayaklanmalarına giden merkez gerçekten de eyleme varmayı mümkün kılan olayların fikriyatıdır. Olay sanal olanı yeniden yapılandırandır, yani gelecek diye tanımlananı var olana dönüştürmek. Deleuze bir durumun siyasetinin köklü toplumsal değişim olasılığı içinde bir inanç olduğunu söylüyor. Devrim eğer yaratıcı tarihsel süreç (gerçek) ve bir fikir (sanal) ise, bu tarihsel durumdan ayrılmış bir olay anlamına gelir.Olay verilenden bağımsız ve gelecek olanla bağlantıyı gerektirir. Diğer bir deyişle, olay tarihe indirgenemez. Fazla (gerçek) ve eksiklik (sanal) arasındaki paradoksal ilişki dinamik bir dengesizlik oluşturur ve bu devrimleri mümkün kılan “daimi dengesizlik”tir. Fiili olan her sosyal ilişkinin farklı olabilir, başka şekillerde yeniden düşünülebilir ve tekrar var olabilir gerçeğinin göstergesidir;tarih bilinmeyen potansiyellerin ve aktörler kökten şekilde yeni olaylar üretebildiği bir tiyatro, bir fiili alemdir.

SIYAH MAVI KIRMIZI SARI

Özellikle yönetim kurulunun kendi içinde hiyerarşiden uzak kolektif liderlik şeklinde yapılanması, temsilcilerin işçilerin oylarıyla seçilmesi ve tabandaki işçilerin oluşturduğu “İşçi Meclisini” en yetkili karar organı yapan, yani mevcut anti demokratik piramidi tersine çeviren modelimiz her platformda ilgiyle karşılandı.

Bugün işverenin uygulamaları ve dayatmaları karşısında işçilerin güveneceği bir sendika yönetimi yoktur. İmzalanan toplu sözleşme iş güvencesi sağlamamış, taşeronlaştırma ve işten atılmalar daha da yoğunlaşmıştır. Hava İş yönetiminin anti demokratik, şeffaflıktan uzak tutumu, dün kendi gibi düşünmeyenleri işten atarken, bugün fiili saldırıya kadar varmıştır.

Özetle çağdaş bireyler olarak emeğimize sahip çıkacağız. Kokuşmuşluğa, ahlaksızlığa, yolsuzluğa ve kabadayılığa sessiz kalmayacağız. Boyun eğmeyeceğiz !

ARALIK /2012

SAYFA 01

Son dönem TİS görüşmelerini, THY ve Teknik A.Ş.’deki gelişmeleri ve ülkemizdeki sendikal süreci yakından izleyerek doğru politikalar üretmeye çalıştık. Sendika yönetiminin çalışanlar lehine doğru kararlar alması için öneriler ürettik, eleştirilerde bulunup bunları basın bülteni, bildiri ve sözcülerimizin yayınlanan yazılarıyla açıklayıp, paylaştık.

“Demokratik, Şeffaf, Temiz Sendika” talebimiz şimdi birçok sendikanın tabanındaki üye işçilerce savunuluyor. Bu talep etrafında giderek genişleyen bir toplumsal hareketin yeşermesi bizleri mutlu ediyor. Bu onuru hep birlikte paylaşacağız.

Sayfa 01


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.