cmy k
Güler Zere’ye Özgürlük
‹smi laz›m de¤il 12 Eylül’ün y›ldönümünde sokaklarda, okullarda darbecibafl›n›n, yüreklerde Erdal Eren’in, H›d›r’›n, ‹lyas’›n, darbeye direnenlerin ismi var 12 Eylül Darbesi’nin y›ldönümünde darbenin baflmimar› Kenan Evren’in isminin tabelalardan silinmesi yeniden gündeme geldi. Evren binlerce insan›n iflkencelerden geçirildi¤i, hukuksuz biçimde yarg›land›¤› ve Türkiye’de demokrasinin cunta
Sayfa 3’te
taraf›ndan yok say›ld›¤› darbenin sorumlusu oldu¤u halde ismi hala çok say›da okulun, soka¤›n ve kamusal alanlara ait tabelalar›n üstünde duruyor. Geçen y›l Mu¤la ve ‹zmir’de belediye il genel meclisleri Evren’in isminin sokak, cadde ve okullardan
kald›r›lmas› için tavsiye kararlar› ald›lar. Bu y›l da 12 Eylül’ün y›ldönümü yaklafl›rken ilerici kurumlar bir haftaya yay›lan protesto etkinlikleri gerçeklefltirmeye haz›rlan›yor. O’nun ad›n›n geçtigi tabelalar elbet kalkacak, darbeciler elbet hesap verecek!
15 Günlük Siyasi Gazete
Y›l 4 • Say› 88 • 3 Eylül 2009 • 1 TL
SARIYER HALKI 3. KÖPRÜYE KARfiI
Ar›zl› gibi direnece¤iz Dikmen gibi kazanaca¤›z
AKP rant köprüsüne güzergah arayadursun Sar›yerliler bar›nma haklar›na, ormanlar›na ve sular›na sahip ç›karak iki k›taya seslendi: “Köprüyü de¤il bo¤azdan, akl›n›zdan bile geçirmeyin!” Ar›zl› halk› bürokratlara kap›y› gösteriyor!
Sayfa 5’te
Valisi, Belediye Baflkan›, bürokrat›, milletvekili medyada boygösterip Ar›zl› halk›n› iflgalci ilan ettiler. Yoksullar› 130 metrekare konutlara yak›flt›ramayanlar, Ar›zl› halk›n›n direnifli sonucunda geri ad›m atmak zorunda kald›lar Sayfa 9’da
Halk›n sokaktan yükselen sesi: Bar›nma Gazetesi Ankara’da filizlenen bir gazete, kentsel dönüflüm tehdidi alt›ndaki halk›n dili oluyor, Türkiye’nin dört bir yan›nda etkisini hissettirmeye bafllayan bir fidana dönüflüyor. Gazetenin tüm hak mücadelelerine ilham vermesi bekleniyor
Kanun! Sizin dil hala yasak
Süheyla E. Tezel
Hastane güncesi-1
Sayfa 2’de
‹lknur Birol
Büyük ad›mlar atabiliriz
Sayfa 10’da
K›br›s’›n kuzeyine Sünni ‹slam dayatmalar›
Tufan Tafltan
Sayfa 9’da
Besim Baysal
Sayfa 4’te
KESK: T‹S’te ›srarc›y›z!
Sayfa 2’de
K›v›lc›mlar ço¤al›yor...
“Savafl›n de¤il, bar›fl›n önünü aç›n” Sayfa 7’de
KESK 15 A¤ustos’tan bu yana sokaklarda yapt›¤› eylem ve etkinleklerle Toplu ‹fl Sözleflmesi (T‹S) hakk›n› savunmaya devam ediyor. T‹S hakk›ndan vazgeçmeyen KESK’liler sonbaharda greve gitmeye haz›rlan›yor
Kime al›p verece¤iz...
Sayfa 6’da
Sermaye krize karfl› çözüm ad›na “hepimiz ayn› gemideyiz” edebiyat›n› piflirip piflirip yeniden halk›n önüne koyuyor. “Sak›z al, simit al, ekonomiye can ver” diye sloganlaflt›r›lan “parlak” buluflu halka sorduk... cmy k
1 Eylül Dünya Bar›fl Günü’nde yüzbinler ‹stanbul ve Diyarbak›r’daki mitinglerde alanlar› doldurdu. Türkiye’nin birçok yerinde Bar›fl Günü kapsam›nda düzenlenen etkinliklere kat›lanlar bar›fl mesaj› verdi. Baflta Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu Bölgeleri olmak üzere Türkiye’nin dört bir taraf›ndan gelenler Diyarbak›r’da düzenlenen mitinge kat›ld›. 150 bin kifli hep bir a¤›zdan bar›fltan yana olduklar›n› hayk›rd›. DTP, AKP’nin aç›l›m sürecinde hiçbir somut ad›m atmamas›na ve son olarak niyetinin tasfiye oldu¤unu aç›klamas›na karfl› cevap olarak çözümün ‹mral›’dan geçti¤ine iflaret etti. Mitingde yap›lan konuflmalarda AKP’nin di¤er iktidarlardan bir fark› olmad›¤› ve tasfiye politikas›n› sürdürdü¤ü vurgular› öne ç›karken, üniter yap› içinde çözümün mümkün oldu¤u belirtildi. Çözüm için öncelikle operasyonlar›n durdurulmas› gerekti¤i ifade edildi. Anadilde e¤itim hakk›n› güvenceye alacak
flekilde ortak vatan ve demokratik Cumhuriyet ilkeleri çerçevesinde Anayasa’da de¤ifliklik yap›lmas› da Kürt sorununun çözümü için yap›lmas› gerekenler olarak s›raland›. ‹stanbul’da da çözümün yolunun ‹mral›’dan geçti¤i mesaj› öne ç›karken, kirli savaflta dökülen kan›n durmas› için tüm Türkiye’nin hassasiyet göstermesi gerekti¤i belirtildi. Savaflta PKK’nin muhattap al›n›p bar›fl için muhattap al›nmamas›n›n elefltirildi¤i mitingde hükümete “Öcalan’›n yol haritas›na yol ver” ça¤r›s› yap›ld›. KCK da 1 Eylül’de yapt›¤› bir aç›klamayla çat›flmas›zl›k sürecini Ramazan Bayram› sonras›na kadar uzatt›¤›n› ilan etti. 1989’dan beri 1939 y›l›nda Almanya'n›n Polonya'ya sald›rmas› üzerine II. Dünya Savafl›’n›n bafllad›¤› gün olan 1 Eylül, 1989’da Dünya Bar›fl Günü olarak ilan edildi.
Sayfa 2’de
3 Eylül 16 Eylül
2 YORUM
Kardefllik mezar tafllar›nda de¤il Dünya Bar›fl Günü, ‹stanbul ve Diyarbak›r’da gerçeklefltirilen mitinglerle kutland›. AKP’nin aç›l›m sürecini Kürt hareketini tasfiye sürecine dönüfltürmek istemesine yan›t olarak alanlarda anahtar›n ‹mral›’da oldu¤u mesaj› verildi Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) “Onurlu bir bar›fla evet” slogan›yla Diyarbak›r ‹stasyon Meydan›'nda düzenledi¤i mitingde 150 bin kifli alana ç›kt›. Diyarbak›r’daki mitinge Batman, Mardin, Tunceli, Elaz›¤, Siirt, Van, A¤r›, Hakkari, fianl›urfa, Gaziantep, Adana, Hatay, Mersin, Kahramanmarafl, Çanakkale ve Bursa'dan da birçok kifli kat›ld›. “Bize savafl›n de¤il, bar›fl›n yolunu aç›n” Mitingde konuflan Ahmet Türk, Kürt halk›n›n hassasiyetlerinin göz önüne al›nmak zorunda oldu¤unu belirterek, “çözümün anahtar›n›n ‹mral›’da” oldu¤unu söyledi. Ahmet Türk, “Kürt sorunu bizim sorunumuzdur” diyenlerin bugün Kürt halk›n› yok sayd›¤›n› ve y›llard›r uygulad›klar› tasfiyeye devam etti¤ini belirterek hükümeti elefltirdi. Türk, DTP’nin 54 merkez yöneticisiyle 300 il ve ilçe yöneticisinin özgürlük ve bar›fl istedikleri için cezaevinde oldu¤unu hat›rlatt›. Bar›fl› istemekten kayg› duymad›klar›n› belirten Türk, “bu süreci durduramazs›n›z art›k. Bu süreci tahrip edemezsiniz. Zikzaklar da çizseniz, korkup geri çekilseniz bile bu süreç mutlaka bar›fla gidecektir” dedi. DTK bileflenleri ad›na konuflan DEP eski milletvekili Hatip Dicle, üniter yap› içinde çözümün mümkün oldu¤unu belirterek “ortak vatan, demokratik Cumhuriyet” ilkelerini
ve Demokratik Çözüm Platformu’nun düzenledi¤i mitinge kat›ld›. Tepe Natilus önünde bir araya gelen, 50’ye yak›n demokratik kitle örgütü, sendika, meslek örgütü, siyasi parti ve dernek Kad›köy ‹skele Meydan›’na kadar “Yaflas›n bar›fl, yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar›yla yürüdü. “Operasyonlar durdurulsun” Miting, KESK ‹stanbul fiubeler Platformu dönem sözcüsü Hatun ‹ldemir’in okudu¤u ortak bas›n aç›klamas›yla bafllad›. ‹ldemir’in ard›ndan bir Bar›fl Annesi, Kürtçe yapt›¤› konuflmas›nda dökülen kan›n durmas› gerekti¤ini söyledi. Ard›ndan Doç Dr. Haluk Gerger bir konuflma yapt›. AKP’nin de imha ve inkarda ›srar etti¤ini belirten Gerger, Deniz Baykal’›n “anadilde e¤itim olmaz” sözlerinin bölücülü¤e ve ayr›mc›l›¤a sebep oldu¤unu vurgulad›. Gerger konuflmas›n› “Kürt halk›n›n özgürlü¤ü ayn› zamanda Türk halk›n›n da kurtuluflu anlam›na gelir” diyerek bitirdi. Haluk Gerger’in ard›ndan DTP ‹stanbul Milletvekili Sabahat Tuncel
söz ald›. Tuncel, AKP’nin di¤er iktidarlardan bir fark› olmad›¤›n› söyledi. Tuncel, ‹lker Baflbu¤’un 30 A¤ustos’ta yapt›¤› tek millet, tek dil ve anayasan›n de¤ifltirilemeyece¤i vurgusu içeren konuflmas›n›n AKP, CHP ve MHP taraf›ndan desteklendi¤ine dikkat çekti. Tayyip Erdo¤an’›n AKP grup toplant›s›nda yapt›¤› ve birçok bakan›n a¤lad›¤› konuflmas›nda “analar›n gözyafl›n›n ideolojisi olmaz” sözünü hat›rlatan Tuncel, “Yozgat’taki anan›n çocu¤unu, Hakkari’deki anan›n çocu¤unun üzerine göndererek çözüm olmaz. Bu yüzden operasyonlar durdurulmal›d›r” sözleriyle hükümeti elefltirdi. Tuncel, ayr›ca 3 bin çocu¤un terör suçu gerekçesiyle tutuklu oldu¤unu belirterek, güzel ve yaflan›las› bir dünya isteyen çocuklara kimsenin terörist diyemeyece¤ini söyledi. Sorunun çözümü için Anayasa’n›n de¤ifltirilmesi gerekti¤ini söyleyen Tuncel, “Öcalan’›n yol haritas›na yol verin” diyerek sözlerini bitirdi. Tuncel’in ard›ndan KESK Genel Baflkan› Sami Evren söz ald›. Evren, Kürt sorununda demokratikleflme yolunda çözümün 12 Eylül’den kalma anayasada de¤ifliklik yap›lmas›ndan geçti¤i ifade etti. Evren’in konuflmas›n›n ard›ndan miting sona erdi. Mitingde Genelkurmay Baflkan›
‹lker Baflbu¤’un mezar tafllar› üzerinden yapt›¤› kardefllik tan›m› k›nan›rken, mitinge kat›lanlar Beflir Atalay ve Deniz Baykal’› adlar› her geçti¤inde yuhalad›. 1 Eylül’de Mersin, Gaziantep ve Hatay'da yap›lan aç›klamalarda da çözüm talepleri öne ç›kt›. Mersin'deki aç›klamada bir araya gelen asker ve gerilla anneleri “Bizim ci¤erimiz yand›, baflka annenlerinki yanmas›n. Asker de gerilla da bizim evlatlar›m›zd›r, evlatlar›m›z› çat›flt›rmay›n” diyerek, bar›fl taleplerini dile getirdi. Bu arada bir aç›klama yapan KCK “çat›flmas›zl›k süreci”ni bayram sonuna kadar uzatt›¤›n› duyurdu.
K›v›lc›mlar birlefliyor, yolumuz ayd›nlan›yor ürklerle Kürtler etle t›rnak gibidir, parçalanmaz bir bütündür diye nutuk atanlar›n kendileri bölündü, parçaland›. Me¤er ne Kürtlerle Türkler etle t›rnak gibiymifl ne de Türkler kendi aras›nda öyle mermer gibi bir bütünlü¤e sahipmifl. Kürt aç›l›m› tart›flmalar›na MGK'n›n verdi¤i destek, düzen içi muhalefetin orduyu da hedef tahtas›na oturtmas›na neden oldu. Genelkurmay Baflkan› bu durumun yarataca¤› y›pranman›n pani¤i ile Anayasa’n›n de¤ifltirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddelerini s›ralayarak cevap verdi. Hatta ifli ileriye götürüp, u¤runa darbeler yapt›¤› "üniter devlet, ulusal devlet, laik devlet" fliarlar›na, u¤runa hiçbir fley yapmad›¤›, hatta 12 Mart, 12 Eylül baflta olmak üzere her müdahalesinde budad›¤› "sosyal devlet ve hukuk devleti" fliarlar›n› da ekledi. Sanki üniter-laik-ulusal devlet için yapt›¤› gibi, iflçilerin haklar›n›n gasp edilmesine karfl›, IMF’nin yoksullaflt›rma politikalar›na karfl›, çocuk yafltaki k›zlar›n evlendirilmesine karfl›, gelir da¤›l›m›n›n feci flekilde bozulmas›na karfl›, tersanelerde dökülen kan için muht›ra vermifl, Borsa’n›n önünde tanklar› yürütmüfl gibi... Neyse ki bu hatas›n› çabuk düzeltip bir daha bu sözcükleri anmad›. Genelkurmay bununla yetinmeyip ordunun 160 sanca¤›n› ilk kez bu zafer bayram›nda bir araya toplad›. Adeta büyük bir savafla haz›rlanan veya milli birli¤ini yitirmifl, federatif bir devletin ordusu gibi tüm sancaklar›n› bir araya toplayarak, topluma birlik mesaj› vermeye çal›fl›yor görüntüsü oluflturuldu. Asl›nda ortada bir panik görüntüsü var. 30 A¤ustos törenlerinde Baflbu¤'un halk›n aras›na kar›flmas› da gösterdi ki "aç›l›m›n" ve aç›l›m›n gölgesinde kalan geliflmelerin yaratt›¤› ve yarataca¤› y›pranma oldukça ciddi boyutlarda. Genelkurmay Baflkan›'n›n, yan›na kuvvet komutanlar›n› da alarak 12 Eylül faflist darbesinin bafl› Evren'i ziyaret etmesi ise komuta kademesinin "demokratik aç›l›m"dan ne anlatmak istedi¤inin beyanat› oldu: Sömürge tipi faflizm alt›nda demokratikleflme! ABD’nin Ortado¤u ve Asya planlar› aç›s›ndan Kürt sorununun görece stabilize edilmesi zorunlu görünüyor. Kürt sorunu ABD aç›s›ndan kritik hale gelince Ortado¤u’daki köklü geliflmelerin de belirleyicisi haline geliyor. Bu geliflmeye
T
K›br›s’›n kuzeyine Sünni ‹slam dayatmalar› Besim Baysal Baraka aktivisti/KTÖS E¤itim Sek. Yrd.
K
benimsediklerini ve anadilde e¤itim hakk›n›n güvence alt›na al›nmas› gerekti¤ini ifade etti. Mitingde söz alan Diyarbak›r Büyükflehir Belediye Baflkan› Osman Baydemir, Kürtler ve Türkler için ortak bir adalet yarat›lmas› gerekti¤ini belirterek, “Bize savafl›n de¤il bar›fl›n yolunu aç›n” dedi. Diyarbak›r’daki miting Agirê Jiyan ve ‹lkay Akkaya'n›n verdi¤i konser ile sona erdi. ‹stanbul’da ise ya¤mura ra¤men 10 bin kifli Kad›köy ‹skele Meydan›’nda Bar›fl
uyum gösteremeyen, rol alamayan tüm siyasi aktörler ABD ile bir var olma mücadelesine girmek zorunda kalacaklar. AKP’nin bunca riski göze al›p “Kürt aç›l›m›”na kalk›flmas›n›n alt›nda bu zorlama yatmaktad›r. Ayn› flekilde MHP, CHP ve di¤er aktörler de buna göre pozisyonlar›n› sa¤lama almaya çal›flmaktad›rlar. Kürt hareketi ise kendisini devre d›fl› b›rakmaya endeksli bu plan›, kendisinin de dâhil edilmesini zorlayarak bozup, tasfiyesini engellemeye çal›flmaktad›r. Bu gerilimler alt›ndaki Baflbakan'›n, sald›rgan ç›k›fllardan sonra alttan almas› ve “Kürt aç›l›m›” kavram›ndan “demokratik aç›l›ma”, oradan da “milli birlik projesi” laf›na geçifl d›fl›nda aç›l›m konusunda bir ilerleme olmad›. Genelkurmay’›n aç›klamas›ndan sonra arkas›na ald›¤›n› düflündü¤ü asker deste¤inin anketlerdeki kadar güvenilir olmad›¤›n› fark etti. Geçen yaz›da da belirtti¤imiz gibi aç›l›m›n “psikolojik ortam oluflturma evresi” devam ediyor. Bu tart›flman›n en sert taraf›n› oluflturan MHP'nin birlikçili¤inin sahteli¤ini Türk halk›n› Alevi-Sünni ayr›mlar›yla katliamlar yaparak böldü¤ü, saflaflt›rd›¤› tarihinden biliyoruz. MHP’nin as›l gayretinin kendi politik zeminini zay›flatacak tarzda aç›l›mlar›n engellenmesi oldu¤u aç›k. CHP'nin de MHP'nin de bugünlerde dillerine dolad›klar› anti-Amerikanc›l›klar› ise yats›ya kadar: IMF'ye NATO'ya ba¤l› kal›p anti-Amerikanc› olmak için ABD'nin “Kürt aç›l›m›”n› ‘motive etmesini’ beklemeleri anti-emperyalistliklerinin naylonlu¤unu gösteriyor. Unutulmamal›d›r ki 1970’lerdeki iç savafl da, 1990’lardaki kirli savafl da bir Amerikan projesiydi ve MHP kadrolar› bu emperyalist stratejinin gönüllü tafleronlu¤unu yapmaktayd›. CHP ise, MHP’den daha s›k›fl›k bir durumda. Daha önce konuya dair raporlar haz›rlam›flken, parti program› Kürt sorununda kimi aç›l›mlar› öngörürken AKP’nin ard›l› olmamak kayg›s›yla iç gerilim yaflamaktad›r. Kendi yay›n organ› olan Halk gazetesinin Temmuz say›s›nda, Kürtçenin seçmeli ders olmas›n›, üniversitelerde Kürt Enstitüleri kurulmas›n›, devlet dairelerinde Kürtçe hizmet verilmesini öneren CHP, A¤ustos’ta Kürtçenin e¤itim baflta olmak üzere kamu kurumlar›nda kullan›m›na bayrak açarak tam manas›yla “iki cami aras›nda beynamaz” kald›. Öcalan'›n 160 sayfa olarak haz›rlad›-
¤› “yol haritas›” ise engellemelerle 15 günlük bir ‘geciktirmenin’ ard›ndan ana hatlar›yla belli oldu. fiu ana kadar belli olan k›sm›yla Öcalan’›n önermeleri ile daha önce parça parça bas›na ç›kanlar aras›nda esastan bir farkl›l›k yok. Hem Türkler hem Kürtler için “ortak vatan Türkiye ve Kürdistan’d›r” ifadesi Irak Kürdistan’›n›n da aç›l›m›n kapsam› d›fl›nda kalmayabilece¤ini gösteriyor. Öcalan’›n birçok önermesi, Türkiye-Irak-ABD’den kurulu üçlü mekanizman›n program› sonucunda Kürt Hareketi’nin parçalanmas›n›-tasfiyesini engelleme veya hareketi y›k›c› sonuçlardan koruma kapsam›nda de¤erlendirilebilir. As›l çat›flma noktas›n› da buras› oluflturmakta ve oluflturmaya devam edece¤e benzemektedir. Ahmet Türk’ün 1 Eylül konuflmas›n›n ana vurgusunu da Kürt Hareketinin parçalanarak etkisizlefltirilip tasfiyesinde ›srarl› olan bu plana karfl› yekvücut olduklar› mesaj› oluflturdu. Belli ki Türkiye egemen s›n›flar› ve partilerinin Kürt yoksullar›n› siyasete dâhil edecek projelerden uzak durmaya çal›flmalar›n›n yaratt›¤› gerilimin çözülmesi zaman alacak. Sonucu ise emek hareketinin gücü veya güçsüzlü¤ü belirleyecek. Kürt sorununda bu geliflmeler yaflan›rken, konunun d›fl siyaset ba¤lam›na dair önemli geliflmeler ortaya ç›kt›. Meflhur karikatür krizinden dolay› Erdo¤an'›n da tepkisini alm›fl olan NATO Genel Sekreteri Rasmussen, Erdo¤an'›n iftar›na kat›l›p sab›rla vaaz›n› dinledi. Erdo¤an kameralar›n önünde ‘adama’ Müslümanl›k dersi verdi, ‘adamca¤›z’ da “asker istemeye gelen misafir” olarak buna sab›rla katland›. Birincisi Japonya’da yap›lan, üçüncüsü 24 Eylül’de New York’ta yap›lacak olan, ülkelerin bakanl›k düzeyinde temsil edildi¤i “Demokratik Pakistan'›n Dostlar›” toplant›s›n›n ikincisi 20 devletin ve Richard Holbrooke’un kat›l›m›yla Türkiye’de yap›ld›. Her ikisi de ABD’nin Türkiye’ye biçti¤i yeni role uygun geliflmelerdi: Büyük uranyum, petrol ve do¤algaz yataklar›n›n ve nakil yollar›n›n kontrolü anlam›na gelen Afganistan'›n ve Pakistan'›n kontrolü. ABD'nin y›¤›na¤›n› artt›rmas›na ra¤men 2009 bafl›ndan bu yana 300 iflgal askerinin yaflam›n› yitirdi¤i, askeri olarak batakl›¤a dönen Afganistan’da seçimler de baflar›s›z geçti. Herkesin hile yap›ld›¤›n› bildi¤i seçimin hiç olmazsa ikinci tura kalmas›n› isteyen
ABD'nin Afganistan-Pakistan temsilcisi Holbrook'la kukla devlet baflkan› Hamit Karzai aras›nda sert tart›flmalar›n olmas›, ABD için ifllerin parlak gitmedi¤ini gösteriyor. Pat›r pat›r NATO askerleri ölüyor, Kabil düflüyor, zaman daral›yor, Türkiye’nin ordusuna ihtiyaç art›yor. *** Bu toz duman içinde kamu çal›flanlar›n›n toplu görüflme iflleri de yandafl sendikalar için sarpa sard›. Hükümetin 2006'da var›lan “eflit ifle eflit ücret verilmesi için ek ödeme miktarlar›n›n her y›l artt›r›lmas›” anlaflmas›n› kaynak olmad›¤› gerekçesiyle bozmas› bu tiyatronun tuzu biberi oldu. Zam oranlar›n›n da yüzde 2,5+2,5 olarak teklif edilmesi yandafl sendikalar› dahi zora soktu. Kriz iflbirlikçili¤i ç›plak hale getiriyor ya da ak koyun kara koyun dar geçitte belli oluyor. Kara koyunun belli olmas› için ak koyunun da belli olmas› gerekiyor. Teflbih bu; ikisi ayn› anda belli oluyor. Düzlemi de¤ifltirip yüzdelik talep tart›flmalar›na girmeden, yoksullar›n, iflten at›lanlar›n tüm emekçi s›n›flar›n sesi olarak hükümetin karfl›s›na ç›kmas› gereken KESK’in bu süreci gerekti¤i gibi de¤erlendirememesi AKP’nin ve yandafl sendikalar›n en önemli avantaj› oldu. KESK’in sadece kamu çal›flanlar›n›n de¤il, bugüne kadar prensip olarak benimsedi¤i gibi tüm s›n›f›n ç›karlar›n› esas alan bir çizgiyi pratik hale dönüfltürememesi kara koyunun ifline geldi. Oysa bugün temel prensiplere en çok ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyoruz. Yat›r›mlardaki yüzde 55’lik daralma iflsizli¤in kronikleflerek artmas› anlam›na geliyor. ‹flten at›lan sendikal› iflçi say›s› 50 bini bulmufl. Bu iflçilerin yeni ifl bulmas› zor, bulsa da sigortal› ifl bulmas› daha da zor, sigortal› ifl buldu diyelim sendikal› olmas› mucize! S›n›f ve kitle sendikac›l›¤› yerine üyelerinin ç›karlar›n› korumakla kendini s›n›rlayan iflçi sendikalar›, bu gidiflle ç›karlar›n› koruyacak üye bulamayacaklar. Sermaye krizi f›rsata çevirirken, ucuz iflgücünü yani sendikas›z güvencesiz çal›flt›rmay› yayg›nlaflt›r›rken, sendikalar geleneksel k›s›r döngüleri içinde güç kaybediyor. ‹flsizlik fonunun nemalar›n›n yüzde 25’inin Hazine’ye aktar›larak gasp edilmesine karfl› sendikalar›n tek yapt›¤›, yasay› Anayasa Mahkemesi’ne götürmesini istemek için CHP’nin kap›s›n› çalmak oldu. K›l›çdaro¤lu da sendikalara neden
mücadele etmediklerini sordu. *** Ekonomik kriz ve siyasal kriz giderek t›rman›yor. Bu t›rman›fl›n bedeli iflçilere, köylülere, kad›nlara, esnafa, ö¤rencilere, kamu çal›flanlar›na, yoksullara yani tüm emekçi s›n›flara ödetiliyor. Temel yaflamsal giderlere kamu eliyle yap›lan zamlar, tar›msal üretimden devletin elini çekip köylüleri tefecilerin eline terk etmesi, harçlara yap›lan zamlar (baflar›l› bir kampanyayla geri çektirildi), iflçi ücretlerine yap›lan düflük zamlar ve iflten at›lmalar, 40-50 y›ld›r oturduklar› evleri bafllar›na y›k›lmaya çal›fl›lan insanlar, kentsel rant u¤runa talan edilen su kaynaklar› ve ormanlar, kaynamayan tencereler... Sald›r› her alanda topyekûn yaflan›yor. Asl›nda her taraftan direnifl k›v›lc›mlar› çak›yor. Ancak kazanma iddias› zay›f, güç oluflturma takti¤i olmayan hareketlerin kendili¤inden büyümesi beklenemez. fiimdi öne ç›kma zaman›... K›p›rdanmalar› sars›nt›lara dönüfltürmek için sendikac›lar›n, iflçi önderlerinin, politik önderlerin, devrimcilerin öne ç›kma zaman›. Yaz s›ca¤›nda Dikmen’de, Mamak’ta, Gebze’de, Sar›yer’de kentsel dönüflüme karfl› yürüyenleri, evlerinden at›lan depremzedeleri ve birlikte direnenleri, 3-4 Ekim’de yap›lacak Bar›nma Hakk› Forumu’nu, ulafl›m zamm›na karfl› Akbil boykotu yapanlar›, su zamm›n› engellemek için k›rk derecenin alt›nda bir hafta nöbet tutanlar›, harç zamm›na karfl› direnenleri, Karadeniz’in f›nd›k üreticisini, Ege’nin üzüm, m›s›r üreticilerini bilinçlendirmek-örgütlemek için köy köy dolaflanlar›, alt› y›ld›r Kemalpafla’da belediyesiz, sponsorsuz bütün kasabay› festivale katanlar›, devrimcileri bu hak mücadelelerini yükseltme ve birlefltirme görevi bekliyor. Ne arkam›zda b›rakt›¤›m›z yol kolayd› ne de önümüzdeki yol k›sa ve kolay. Biriktire biriktire büyütüyoruz. Bar›nma hakk› için direnenlerle, su hakk› için mücadele edenleri, çay-f›nd›k-üzüm üreticileri ile e¤itim ve sa¤l›k hakk› için mücadele edenleri bir araya getirme hak mücadelelerini birlefltirme ve büyütme zaman› geldi. Devrimci bir halk hareketi yaratma program› içinde ne bir bildiri bofla gider ne bir afifl, ne bir lira, ne bir ev ziyareti... Halk kürsülerinden, uzun yürüyüfllere, barikatlara kadar çantam›zda çok say›da alet var. Haydi! ‹fle koyulman›n, öne at›lman›n zaman›d›r.
2009
›br›sl› Türkler, tarihsel koflullar içerisinde ve kendi kültürel kimliklerinin oluflma sürecinde, özgün bir din yorumu gelifltirmifllerdir. AKP gibi kökten dinci bir gelene¤in anlamakta zorland›¤› bir kültürel varolufl içindeki K›br›sl› Türk halk›n›n geneli hiç bir flekilde; çarflaf, türban, camii vs. gibi dini simgelere önem vermemekte, tanr› inan›fllar›n› din ve tarikat önderleri üzerinden de¤il tamamen kendi vicadani varolufllar› çerçevesinde yaflamaktad›rlar. Türkiye’nin askeri ve siyasi kontrolü alt›ndaki K›br›s’›n kuzeyinde Türkiye egemenlerinin zaman zaman gündemine gelen din mevzusu özellikle AKP’nin hükümete geliflinden itibaren Sünni ‹slam yaklafl›mlar›n›n empoze edilmesi fleklinde aç›k aç›k ortaya ç›km›flt›r. Lefkofla’da y›llarca Evlendirme Dairesi olarak kullan›lan Sarayönü Camii’nin, flu anki TC Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün ziyaretinden sonra bir emirle kapat›lmas› ve yar›m as›r sonra yeniden camii olarak kullan›lmaya bafllamas› ile ivme kazanan bu süreç, gidecek cemaat› var veya yok birçok yere cami infla edilmesi ile devam ediyor. Di¤er taraftan y›llarca müftülük diye bilinen makam›n doldurulmas› için direktifler alan K›br›s’›n kuzeyindeki dönemin CTP hükümeti, emirleri harfi harfine yerine getirmifl ve Kuran kurslar› için de yap›lan giriflimlere aç›k aç›k izin verilmifltir. 2004-2009 döneminde baflbakanl›k yapan CTP Genel Baflkan› Ferdi Sabit Soyer; geçen y›l Kuran kurslar› ile ilgili oluflan toplumsal muhalefete karfl› Kuran kurslar›n› tenis kursuna benzeterek siyasal ‹slam›n örgütlenmesine aç›k aç›k destek vermiflti. Ad› Evrensel Sevgi ve Kardefllik Derne¤i (ESKAD) olan ‹slamc› yap›lanman›n dernek binalar›n›n aç›l›fllar›n› Ferdi Sabit Soyer gerçeklefltirmiflti. Yine bu dönemin en önemli ‹slami çabalar›ndan biri de 8-9 yafllar›ndaki göçmen ailelerin çocuklar›n› yaz döneminde uçaklara bindirerek Türkiye’nin çeflitli yerlerindeki tarikatlar›n yurtlar›na götürüp onlara buralarda kurslar verilmesidir. fiu anda K›br›s’›n kuzeyinde 161 okul binas›na karfl›l›k olarak, birço¤u son 5 y›lda infla edilen 182 adet cami bulunmaktad›r. Ço¤u cemaats›z bu camilerin hemen hemen hepsinin maafll› imamlar› vard›r ve bu imamlar›n birço¤u Türkiye’den gönderilmektedir. CTP döneminde önü aç›lan siyasal ‹slam, 1975’den itibaren Türkiye’den K›br›s’a gelip yerleflen göçmenlere yönelik örgütlenme çal›flmalar›na da h›z vermifltir. K›br›sl› Türklerle göçmenler aras›nda farkl›l›klar› körükleyen ve ülkenin kültürel yap›s›n› tehdit edecek noktalara ulaflan bu giriflimler, egemenlerin ve 17 Nisan 2009 seçimlerinden sonra tek bafl›na hükümet olan UBP‘nin; ad›na “Yaz Dönemi Din Kurslar›” denen Kuran kurslar› ç›k›fl› ile geçti¤imiz iki ay›n siyasal atmosferini flekillendirmifltir. CTP döneminde üçlü kararname ile Din ‹flleri Baflkanl›¤›’na (Müftülük) atanan Yusuf Suiçmez ile TC Elçili¤i Din ‹flleri Müflaviri’nin ortaklafla bafllatt›klar› ve UBP’li KKTC Milli E¤itim Gençlik ve Spor Bakanl›¤›’n›n onay› ile okullarda bafllat›lmas›na da onay verilen bu kurslara karfl› KTÖS (K›br›s Türk Ö¤retmenler Sendikas›) önderli¤inde bir muhalif giriflim bafllat›ld›. Baraka Kültür Merkezi’nin ve K›br›s Pir Sultan Abdal Derne¤i’nin de içinde bulundu¤u 21 örgütün ç›k›fl› birçok yerde bu kurslar›n yap›lmas› engelledi. Özellikle ‹psos (Akova) köyü, Yerolakko (Alayköy) ve De¤irmenlik köylerinde yap›lan bask›nlar ile tüm kamuoyunun gündemine getirilen Kuran kurslar› için bu güçlü ç›k›fl› beklemeyen egemenler farkl› yöntemler uygulamaya girifltiler. ESKAD gibi gerici örgütlenmeleri yap›lan toplant›lara yollayan ancak baflar›l› olamayan egemenler, Kuran’a dil uzat›yorlar diyerek 300 kadar insan› KTÖS önüne yürüterek bir de eylem gerçeklefltirmifller, KTÖS’e siyah çelenk b›rakm›fllard›r. ESKAD taraf›ndan organize edilen eylem KTÖS önüne öfkeli bir kitle tafl›m›flt›r. Sendika yetkili kurullar›n›n karar› ve di¤er örgütlerin kat›l›mc›l›¤›nda sembolik bir yürüyüflle ayni siyah çelenk do¤ru adres olmas› itibar› ile TC Elçili¤i girifl kap›s›na b›rak›ld›. Siyasal ‹slam›n örgütlenmesinin önüne geçmek ve K›br›sl› Türkler’in özgün kültürel yap›lanmas›n› korumak için AKP direktifleri ile UBP’nin uygulamaya geçirdi¤i bu anlay›fla karfl› mücadelemizi sonuna kadar sürdürece¤iz. Toplumumuzdaki kültürel çeflitlili¤i ve inan›fllar› koruyarak, tektiplefltirmeye ve geleneklerimizin asimile edilmesine karfl› ç›kaca¤›z.
3 Eylül 16 Eylül
2009
GÜNDEM 3
I Devrimci müzisyenler soka¤a ç›kt›
I ‘Efl durumu’ genelgesi de¤ifltirildi
I Dinleyici tepkisi Livaneli’yi vazgeçirdi
Samsun’da kendilerini devrimci müzisyenler olarak ifade eden bir grup genç 29 A¤ustos’ta saat 14.00’de Süleymaniye Geçidi’nde bir araya gelerek bas›n aç›klamas› yapt›. Gençler müzi¤in piyasalaflt›r›lmas›na karfl› “para için de¤il halk için” müzik yapacaklar›n› aç›klad›lar. “Müzik as›l sahibi olan halkla buluflmal›d›r” dediler.
Ö¤retmenlerin eflleriyle ayn› kentte yaflamalar›n› puanlar›na ba¤layan sistem de¤ifltirildi. Ö¤retmenlerin, efl durumundan tayinlerin önündeki puan engelinin kald›r›lmas› için uzun zamand›r yapt›klar› eylemler sonuca ulaflt›. Milli E¤itim Bakan› Nimet Çubukçu, “aile bütünlü¤ünün korunmas›” için tayinlerin önündeki puan engelinin kald›r›lmas› yönünde talimat verdi.
Zülfü Livaneli “Özgürlük” flark›s›n› 3G reklamlar›nda kullan›lmak üzere bir GSM flirketine vermiflti. Bunun üzerine gelen elefltirilere Kanal T isimli TV kanal›nda küfürle karfl›l›k veren Livaneli daha sonra Vatan gazetesindeki köflesinde kendisine yap›lan elefltirileri haks›z buldu¤unu ancak dinleyicilerinden ald›¤› tepkiler nedeniyle flirketin “Özgürlük” flark›s›n› kullanamayaca¤›n› aç›klad›.
Valiyi, bürokrat›, milletvekilini çok dinledik
Söz depremzedelerde Kocaeli Ar›zl›’daki depremzedeler onur savafl› veriyor. Medya, Ar›zl› halk› hakk›nda as›ls›z iddialarla bir karalama kampanyas› yürütse de sald›r›lar depremzedelerin mücadelesiyle bofla ç›k›yor Ar›zl› halk›n›n direnifli polisin depremin 10. y›l› arifesinde depremzedelere sald›rmas›n›n ard›ndan ülke gündeminde girdi. Yaflanan süreçte herkes televizyon ve gazetelerde depremzedeler hakk›nda yorumlar yapt›. Kocaeli Valisi Gökhan Sözer, depremzedeleri iflgalci diye niteledi. Bürokratlara depremzedelere gönderilen hibe parayla konut yap›ld›¤›n› ima etti. Aç›klamalar›na tepki gelince de depremzedelerin 17 A¤ustos’tan sonra kiralar›n› ödeyerek konutlarda kalabileceklerini aç›klad›. Ar›zl›’n›n tarihi Kocaeli’ndeki Ar›zl› Irak Konutlar› 2002’de Irak hükümetinin verdi¤i 10 milyon dolar hibe parayla 17
A¤ustos 1999 depreminde kirada yaflad›klar› evlerini ve 1. dereceden yak›nlar›n› kaybeden depremzedeler için yap›ld›. Depremzedeler kendileri için ayr›lan 10 milyon dolar›n 9 milyonuyla bu konutlar›n yap›ld›¤›n› ancak 1 milyon dolar›n ortada olmad›¤›n› söylüyorlar. Konutlara yerlefltirilecek depremzedeler s›ralanarak bir puanland›rma sistemi oluflturulmufl ve bir komisyon kurulmufl. Komisyon, depremzedeleri 2002’de konutlara yerlefltirmifl. Konutlar Irak ve Türk K›z›lay’› aras›nda yap›lan protokol gere¤i süresiz, dayal› döfleli flekilde depremzedelere verilecekmifl. Konutlar›n aç›l›fl›na kat›l›p 2 depremzedeye tapu veren Irak
Halk ona güvenmiyor Kocaeli Valisi Gökhan Sözer medyada depremzedeler hakk›nda konuflup duruyor. Depremzedelerin ev sahibi olamayacaklar›n› söyleyen Kocaeli Valisi, depremzedeleri iflgalci ve bedavac› olarak nitelendiriyor. Vali, konutlar›n depremzedelere 5 y›ll›¤›na verildi¤ini söylüyor. Bu tutmay›nca, 130 metrekarelik konutlar›n ‘bunlar’ olarak adland›rd›¤› depremzedelere ayr›lamayaca¤›n› söyleyerek bürokratlara ayr›ld›¤›n› ima ediyor. Oysa 5 y›l boyunca konutlara hiçbir bürokrat yerlefltirilmemifl. Vali Ar›zl› halk›n›n mücadelesi sonucu depremzedelerle bas›na kapal› olarak görüflürken, tapular›n verilemeyece¤ini ancak art›k bürokratlar›n da konutlara tafl›nmayaca¤›n› belirtti ve depremzedelerin TOK‹ konutlar›na yerleflmelerini teklif etti. Vali’nn teklifini kabul etmeyen Ar›zl› halk› kendilerinden ikinci bir randevu isteyen Vali’yi “toplant› bas›na aç›k olursa kat›l›r›z” diye yan›tlad›.
K›z›lay’› Baflkan›’n›n eline tutuflturulan tapunun asl›nda depremzedelere al›nan beyaz eflyalar›n garanti belgesi oldu¤u ise sonradan ö¤renilmifl. Sonras›nda depremzedelere konutlarda 5 y›l oturacaklar›na dair bir sözleflme imzalat›lm›fl. Ancak 5 y›l sonra depremzedelerden konutlar› terk etmeleri istenmifl. Depremzedeler verdikleri mücadeleyle 5 y›l daha kullan›m hakk› alm›fllar. Bu süreçte kira ödeyemeyen depremzedeler polis zoruyla konutlardan ç›kart›lm›fl ve yerlerine bürokratlar yerlefltirilmeye bafllanm›fl. Depremzedeye sürekli polis bask›s› Konutlardaki polis ablukas› ilk bürokrat›n tafl›nd›¤› günden bu yana sürüyor. Bürokratlar gelmeden önce de bask› alt›nda yaflad›klar›n› belirten depremzedeler, site bekçilerinin en ufak bir olayda çocuklar›n› dövdü¤ünü söylüyorlar. Depremden ancak 6 gün sonra yard›mlar›na gelen devletin, s›ra evden atmaya gelince tebligat süresinin doldu¤u gün kap›lar›na dayand›¤›n› belirtiyorlar. Polis, 3 kira ödemeyen depremzedelerin kap›s›na dayan›yor. Evde kimse yoksa çilingirle kap›y› aç›p tüm eflyalar› d›flar› at›yor. Ev sakinlerinin evde olmas› halinde eflyalarla birlikte insanlar da d›flar› at›l›yor. Yerel bas›n›n baz› kalemleri de Ar›zl› halk›n›n mücadelesine destek veren demokratik kitle örgütlerine sald›r›yor. Yavuz h›rs›z ev sahibini bast›r›rm›fl Bürokratlar Ar›zl› konutlar›na tafl›nmak için gece 02.00 ila 03.00 su-
lar›n› tercih ediyorlar. Depremzedeler ise bu duruma “Biz gece nakliyeci tutmaya kalksak h›rs›z damgas› yeriz, oysa vali yard›mc›s› gece 03.00’te buraya tafl›n›yor” diyerek tepki gösteriyor. Çocuklar›n›n gece ‘polis geldi’ diyerek uyand›¤›n› belirten depremzedeler evlerine sahip ç›kt›klar› için polis taraf›ndan çoluk çocuk demeden dövülüyor. Depremzedeler zenginmifl Depremzedeler, 29 A¤ustos günü iftar yeme¤i verdiler. Halk yemek öncesinde, “yemek veriyoruz ama bizi zengin sanmay›n” diyor. Çünkü Orman Bakanl›¤› döneminde bölgeyi ziyaret eden Osman Pepe, ko-
Provokasyon aç›l›m› ‹fl sendikas› “terörist” olarak lanse edildi. H›z›n› alamayan gazeteler, bu kurumlar›n iflçilere yönelik destek ziyaretlerinin “amac›n›” da aç›klad›lar: “popilist ve Aç›l›m’c› olmak” (Haberde geçen yaz›m hatalar› “gazete”lere aittir). Haberi yazanlar›n ifadelerine dayand›klar›n› öne sürdükleri “iflçilerin”, 30 Ocak’ta bafllayan grevin bafllang›ç tarihini bilmemesi ve Asil Çelik iflçilerinin D‹SK’e ba¤l› Birleflik Metal-‹fl sendika-
Ahmet Y›ld›z hayat›n› kaybetti Halkevleri Onursal Genel Baflkan› Ahmet Y›ld›z hayat›n› kaybetti. Ahmet Y›ld›z, 1921 y›l›nda Trabzon’un Sürmene ilçesinde do¤du. 27 May›s darbesinde Milli Birlik Komitesi’nde yer alan Ahmet Y›ld›z, 1980 y›l›na kadar Cumhuriyet Senatosu’nun daimi üyesi olarak görev yapt›. 1976’da yap›lan Halkevleri Genel Kurulu’nda devrimci Halkevcilerin aday› olarak genel baflkanl›k görevine seçilen Ahmet Y›ld›z bu görevini 12 Eylül’e kadar sürdürmüfl, darbenin ard›ndan tutuklanarak 354 gün hapishanede kalm›flt›. Halkevleri’nin 3. dirilifl süreci bafllad›¤›nda 1988 kongresinde Halkevleri Genel Baflkanl›¤›’na tekrar seçilmiflti. Ahmet Y›ld›z 88 yafl›nda ‹stanbul’da vefat etti. Y›ld›z’›n cenazesi 3 Eylül Perflembe günü ‹stanbul Selimiye Camii’nden kald›r›ld›.
s›nda örgütlü olduklar›n›n fark›nda olmamas› dikkat çekti. Bu provokasyon giriflimi, sermayenin bafl› s›k›flt›¤›nda gerici ve ›rkç› demagojilere s›¤›nma refleksinin yeni bir örne¤i oldu. Gerici ve faflist provokasyonun kimlere hizmet etmek için devreye girdi¤inin bir di¤er örne¤i de geçti¤imiz günlerde Erzu-
Hasta mahpuslar›n haklar› için verilen mücadelenin simgesi haline gelen Güler Zere’ye destek sürüyor, Adli T›p karar›n› yeniden de¤erlendiriyor rum’da yaflanm›flt›. ‘Ba¤›ms›z Türkiye’ bafll›kl› bildiri da¤›tt›klar›, ‘Ortak düflman Amerika’d›r isimli karikatür sergisi düzenledikleri gibi “delillere” dayanarak tutuklanan 5 üniversitelinin duruflmas›na gelenler gerici, faflist bir güruhun sald›r›s›na u¤ram›flt›.
Piyasalaflt›rmaya yedi can daha Sermayenin daha fazla kar elde etmek için dayatt›¤› güvencesiz çal›flt›rma ve hizmetleri piyasalaflt›rma uygulamalar› can almaya devam ediyor ‹stanbul Sultanbeyli’de bir hal› sat›fl ma¤azas›nda ç›kan yang›nda Mustafa Arabac› adl› itfaiye eri yo¤un dumandan zehirlenerek hayat›n› kaybetti. 20 A¤ustos’ta sabah saatlerinde bafllayan yang›nda zehirlenen itfaiyecilerden üçü tedavi alt›na al›nd›. Ayn› gün ‹stanbul Eyüp’te Hüseyin Çekiç adl› itfaiye eri, itfaiye arac›n›n bak›m›n› yapt›¤› s›rada elektrik ak›m›na kap›larak can verdi. 29 yafl›ndaki Çekiç tafleron
sonra verildi. Ancak 47 daire bu eflyalar› bile alamad›. Hiçbir geliri olmayan Ar›zl› halk› tan›d›klar›ndan ald›klar› borçlarla ayakta duruyor. Ar›zl› halk›n›n konutlardan ç›kart›lmas› durumunda gidecek bir yeri yok. Depremzedeler taraf›ndan 7 Haziran’da aç›lan bar›nma hakk› çad›r› mücadelenin ivmesini yükseltti. Çad›r, polisin evden ç›kartt›¤› depremzedelerin kald›¤› bir buluflma noktas›na dönüfltü. Ayr›ca depremzedeler çad›rda oluflturulan dayan›flma fonu ile ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya bafllad›lar. Cüzi miktarda paralarla geçimlerini sa¤layan depremzedeler, sitelerini kendilerinin çok daha iyi yönetece¤ini savunuyor. Kendilerinden toplanan aidat›n ayda 40 bin lira etti¤ini ancak yine de evlerine hiç bak›m yap›lmad›¤›n› söylüyorlar.
Umut tükenmiyor direnifl sürüyor
Gericiler ve faflistler, Bursa’da sermayenin yan›nda, Erzurum’da anti emperyalist gençlerin karfl›s›nda görevlerini ifa etmeye devam ettiler Bursa’da yedi ayd›r grevde olan Asil Çelik iflçilerinin direnifllerini k›rmaya yönelik provokatif çabalar art›yor. Orhangazi ve Gemlik isimli yerel gazetelerde haklar› için açl›k grevi yapan iflçiler “Allah korkusu olmayanlar Ramazan Ay›n’da ölüm grevi yap›yor” sözleriyle hedef gösterildi. Bu gazetelerde yay›nlanan “haber”de iflçilere destek veren Halkevleri, ÖDP ve EMEP gibi kurumlar ile D‹SK Birleflik Metal-
nuk oldu¤u evlerde ne var ne yok önüne seren Ar›zl› halk› için “siz böyle yemekleri yiyebiliyorsan›z epey zenginsiniz” demifl. “Biz daha iyi yönetiriz” Ar›zl› konutlar›n›n yöneticisi ‹l Özel ‹daresi taraf›ndan atan›yor. Bu yönetici her daireden aidat ad› alt›nda 215 lira topluyor. Oysa yap›lan protokolde bu mebla¤ kira olarak gözüküyor. Protokolde herkese dayal› döfleli ev verilece¤inin yazmas›na ra¤men eflyalar depremzedeler konutlara yerlefltikt e n
bir firmada çal›fl›yordu. 27 A¤ustos’ta Eskiflehir‹stanbul seferini yapan Cumhuriyet Ekspresi, Bilecik’in Bozüyük ilçesinde demiryoluna giren ifl makinesiyle çarp›flt›. Kazada 5 kifli öldü, 21 kifli yaraland›. TCDD Genel Müdürlü¤ü’nden yap›lan aç›klamada kazan›n, ifl makinesinin hemzemin geçidin
bulunmad›¤› yerden geçmeye çal›flmas› üzerine gerçekleflti¤i söylendi. Mesai arkadafl›n›n aç›klamas›na göre ifl makinesi operatörü Mehmet Sait Y›lmaz, sahibinin yerine 10 gündür ifl makinesini duble yol yap›m›nda kullan›yordu. ‹nflaat Mühendisleri Odas› ‹stanbul fiube Baflkan› Cemal Gökçe, ifl makinesini çal›flt›ran müteahhit firma ve Karayollar› Müdürlü¤ü’nün kazan›n birinci dereceden sorumlular› olduklar›n› söyledi.
Güler Zere’nin sa¤l›k koflullar›n› görmezden gelerek hakk›nda hapishanede “yatabilir” raporu veren Adli T›p Kurumu (ATK) yap›lan itirazlar nedeniyle karar›n› yeniden de¤erlendiriyor. 22 Haziran’da Güler Zere’yi Adana’dan ‹stanbul’a getirterek muayene eden ATK, 27 A¤ustos’ta Zere’ye iliflkin karar›n› yeniden de¤erlendirmek üzere topland›. Adli T›p Genel Kurulu, Güler Zere’nin avukatlar›n›n yapt›¤› itiraz› ele ald›¤› görüflmede evrak eksikli¤i nedeniyle nihai karar› aç›klamay› erteledi. ‹çerde görüflme d›flar›da eylem Zere için son karar›n verilmesi beklenen 27 A¤ustos’ta 40’› aflk›n kurumun ça¤r›s›yla yüzlerce kifli sabah 08.00’den itibaren Yeni Bosna’da bulunan ATK
önünde bir araya geldi. Gün boyu süren eylemde Güler Zere’ye özgürlük ça¤r›s› yineledi. Eylemde Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i’nden avukatlardan oluflan bir heyet iki kez ATK Baflkanvekiliyle görüflerek süreç hakk›nda bilgi ald›. Ayn› gün Ankara’da kitle örgütleri, siyasi partiler ve sendikalar Güven Park’ta bir eylem yaparak Zere’ye özgürlük ça¤r›s›n› güçlendirdi. Eylemden önce TTB de Zere’nin serbest b›rak›lmas› gerekti¤ini vurgulayan bir aç›klama yapt›. Karar ç›kana kadar mahkum Hastal›¤› 4. aflamaya gelen Güler Zere, Genel Kurul karar verene kadar Balcal› T›p Fakültesi Hastanesi’nde bulunan mahkûm ko¤uflunda yatmaya devam edecek.
3 Eylül 16 Eylül
4 GÜNDEM AÇILIM YAYIN HAYATINA BAfiLADI
SERMAYEN‹N DERD‹ BAfiKA
YÜKSEL’DE SEMBOL‹K HÜCRE
Kürt bas›n›nda otuzuncu ses
Okulsuz flehre golf sahas›
Günlük gazetesinin kapat›lmas›n›n ard›ndan bayra¤› Demokratik Aç›l›m gazetesi devrald›. “Günlük”, Kürt bas›n›n›n son 3 y›lda kapat›lan 29. gazetesi olurken Demokratik Aç›l›m ise 30. gazete olarak yay›n hayat›na bafllad›. Gazetenin genel yay›n yönetmenli¤ini insan haklar› savunucusu Avukat Eren Keskin yap›yor.
Hükümetin Kürt aç›l›m›n›n ard›ndan sermayenin Güneydo¤u Anadolu’ya olan ilgisi de artt›. Diyarbak›r’da bir flirketin genel müdürü olan Erdem Gül Aktop mini golf sahalar› açmaya haz›rlan›yor. ‹ki mini golf sahas› için arazi aramaya bafllayan Aktop, projeyi bölgenin tan›t›m›na katk› sunmak için yapt›klar›n› iddia etti.
Kanun! Sizin dil ‘hala’ yasak Tufan Tafltan Ankara Üniversitesi DTCF
Y›l 1985. Nobel ödüllü yazar Harold Pinter, Arthur Miller ile birlikte Uluslararas› PEN Yazarlar Derne¤i ad›na Türkiye’ye gelmifldi. Gelifl amaçlar› Türkiye’deki yazarlar›n durumlar›n› incelemek(ti). Ama Pinter’›n ülkesine döndükten sonra, yazarlar›n durumunu araflt›rmaya gelmesine ra¤men, haf›zas›nda kalan iki ba¤lam Türkiye’de iflkence ve Kürt sorunu olmufltu. Ve bu iki konu hakk›nda iki k›sa oyun kaleme alm›flt›. Bunlardan biri “Da¤ Dili”ydi (Mountain Language). Bu oyununda Türkiye’de yaflanan Kürt sorununa de¤inmifl ve Kürtçe’ye konulan yasa¤a vurgu yap›flt›. Oyunun bir bölümünde flunlar› diyordu Pinter: “Dinleyin flimdi. Sizler da¤dan geldiniz. Dinliyor musunuz beni? Sizin diliniz yok, ölmüfl. Yasak. Burada, sizin da¤l› dilinizle konuflma izni yok. Kendi adamlar›n›zla, kendi dilinizle konuflma yok. Yasak. Anlafl›ld› m›? Konuflamazs›n›z kendi dilinizle. Kanunen yasak. Resmi dil neyse onu konuflacaks›n›z. Burada bir tek o dile izin var. Kendi da¤l› dilinizle konuflmaya kalkarsan›z, çok fena ceza yersiniz. Askeri emir böyle. Kanun! Sizin dil yasak. Ölmüfl. Yok. O dilden konuflma izni yok. Sizin dil diye bir fley de yok art›k. Var m› diyece¤i olan?” Bir dile getirilen yasa¤›, devletin gözüyle kaleme alm›flt› oyunun bu bölümünde. 1985’te hissettiklerini -hissettirileni- yazm›flt› bu sat›rlara. Peki, Pinter bugün yaflasayd› ve Türkiye’ye gelseydi farkl› bir fley hisseder miydi o günden? Ki en son askeriyenin yay›mlad›¤› mesaj da çok aç›kken: “Türkiye devletinin dili Türkçe’dir”. Ki bunun üstüne iktidardan ve muhalefetten ortak bir cevap gelirken: ”Asker hakl›”. “Tek dil, tek kültür” anlay›fl› hala birileri taraf›ndan beyinlerimize yerlefltirilmeye çal›fl›l›yorken, ne bir dile, ne de o dilin sahibi bir milletin kültürüne sayg› duyuluyorken ve tabii bu s›rada “aç›l›m” tart›flmalar› memleketin gündemindeyken(!) Ne tart›fl›lan “aç›l›m” ne de tart›flanlar bu iflin muhatab›. Filler yine bir savafla girmifl, tepifliyor, olan yine çimenlere oluyor. AKP hükümeti bu iflin muhatab› olmayan kim varsa görüflüyor, TÜS‹AD’la Kürt sorunu çözüyor. Tek görüflülmeyen ise bu iflin as›l muhatab›, bu sorunun gerçek sahibi olan Kürt halk›. Onlara istedikleri sorulmuyor, tek tarafl› bir flekilde verilecek olanlar tart›fl›l›yor. AKP hükümetinin “aç›l›m”› çok gerçekçi olacak gibi görünmüyor bu yüzden. Sadaka verircesine bir sorunu çözmeye, bir “aç›l›m” getirmeye çal›fl›l›yor. Kürtlerin sorunu Kürtlere dan›fl›lmadan tespit ediliyor ve kendi tespitlerine göre çözüm üretiyor birileri. Sonunda olacak olan› tahmin etmek ise zor de¤il. Kürt sorunu çözümsüzlü¤üyle kalacak ve seçim öncesi birkaç göstermelik hak veriliyormufl gibi yap›lacak. Pinter’›n Türkiye ziyaretinden sonra kaleme ald›¤› ikinci oyunu ise “Bir Tek Daha” isimli k›sa oyunuydu. Bu oyununda ise Türkiye’de iflkencelere, devletin hapishanelerde tutsaklara yapt›klar›na de¤inmiflti. fiimdi bugün dönüp bakt›¤›m›zda bu sorunda da hiçbir ilerleme yok. F tiplerine geçifli tamamlam›fl, tecriti meflrulaflt›rmaya çal›fl›yor hala devlet. ‹flkence 21. yüzy›l boyutunda, flekil de¤ifltirmifl sadece. Güler Zere, Erol Zavar gibi birçok hasta tutsak hapishanelerde göz göre göre ölüme terk edilerek iflkence devam ediyor. Pinter bu gün yaflasayd› ve yine Türkiye’ye gelseydi görece¤i tek de¤ifliklik 1985’te kaleme ald›klar›n›n ‘modernlefltirilmifl’ bir k›l›fa sokulmufl hali olurdu san›r›m.
AF YOK YEN‹ ANAYASA YOK MÜZAKERE YOK
2009
TÜRK POL‹S‹ YAKALAR
S‹VAS DAVASI DEVAM ED‹YOR
“Hapishanelerde ölüm var”
Sen misin kitap okuyan?
Katliamc› maafls›z kalmam›fl
‹nsan Haklar› Derne¤i Ankara fiubesi baflta Güler Zere ve Erol Zavar olmak üzere hapishanelerde sa¤l›k sorunlar› yaflayan mahpuslar›n durumuna dikkat çekmek amac›yla Ankara Yüksel Caddesi’nde sembolik hücre kurdu. Eylemde üzerlerine kefen giyen ‹HD üyeleri bitki çay› ve flekerli su içerek temsili açl›k grevi yapt›.
ESP operasyonunda gözalt›na al›nan Birgül M›zrak’›n üzerinde bulunan ve kapa¤› olmayan kitab›n ad› ve yazar› polisin “yo¤un araflt›rmalar›” sonucunda tespit edildi. Arkadafl›n›n cep telefonuyla kitap okurken çekti¤i foto¤rafa ulaflan polis M›zrak’›n okudu¤u kitab›n ismine ulaflarak foto¤raf› davaya delil olarak ekledi.
1993’te gerici-faflist güruhun gerçeklefltirdi¤i Sivas Katliam›’n›n davalar› devam ediyor. 35 ayd›n›n katledildi¤i katliam›n firari san›klar›nda dönemin Refah Partili belediye meclis üyelerinden Cafer Erçakmak’›n Fransa’da ikamet etti¤i ve 1998 y›l›na kadar SSK’dan emekli maafl› ald›¤› müdahil avukatlar taraf›ndan iddia edildi.
fiapkadan tasfiye ç›kt›
“Aç›l›m” tart›flmalar›yla büyük beklenti yaratan hükümetin inkar ve imhaya dayal› politikadan vazgeçmedi¤i yönünde sinyaller ço¤al›yor. Beflir Atalay’›n ‘sürecin hedefi tasfiye’ fleklindeki itiraf› kötü bir iflaret olarak de¤erlendirildi AKP'nin Kürt sorununda 'aç›l›m' oyununda gerçek niyetin 'tasfiye' oldu¤u a盤a ç›kt›. Hükümetle DTP aras›ndaki ilk görüflmelerin ard›ndan DTP Efl Baflkan› Ahmet Türk Roj Tv'de “Baflbakan'›n samimiyetine güveniyorum” demifl, iyimser bir hava oluflmufltu. Ancak bu iyimser havay› destekleyen somut bir geliflme yaflanmad›. Bir yandan ‹çiflleri Bakan› Beflir Atalay’›n temaslar› sürerken di¤er yandan da Tunceli'de ve s›n›r bölgelerinde PKK'ye yönelik askeri operasyonlar bafllat›ld›. Günlük gazetesi 1 ay süreyle kapat›ld›. Hava Kuvvetleri Komutan› Bekir Aksoy'un “son terörist ortadan kalk›ncaya dek mücadele sürecek” aç›klamas› Baflbu¤'dan destek al›rken peflinden ordudan “teslim olun” aç›klamalar› geldi. Bu geliflmeler üzerine, sürecin bafl›nda Baflbakan'›n samimiyetine güvendi¤ini aç›klayan DTP'den bu kez “AKP'nin giriflimleri süreci zorluyor” aç›klamas› geldi. Yok birbirlerinden farklar› MHP, CHP ‘aç›l›m’ karfl›t› muhalefeti sürdürürken önce MGK'da “aç›l›m” sürecine destek aç›klayan TSK daha sonra muhalefeti de yan›tlayarak aç›l›m›n k›rm›z› çizgileri-
ni ilan etti. ‹lker Baflbu¤'un “TSK, ulus-devlet ve üniter-devlet yap›s›na hiçbir gerekçeyle zarar verilmesini kabul edemez” aç›klamas›na AKP'den de destek geldi. AKP Grup Baflkanvekili Bekir Bozda¤, Genelkurmay Baflkan› Org. Baflbu¤’un aç›klamalar›n› de¤erlendirdi¤i konuflmas›nda Baflbu¤'un sözlerine tamamen kat›ld›klar›n› aç›klad›. AKP'den MHP'ye tüm egemen odaklar›n sahiplendi¤i bu k›rm›z›
l Erdo¤an’›n bahanesi bol
l Baykal bir öyle bir böyle
l Bahçeli fethe ç›k›yor
l Bozda¤ çok aç›k sözlü
l Aksay sorunu çözmüfl!
Tayyip Erdo¤an, Genelkurmay’a paralel bir aç›klama yap›p "Üniter yap›m›z üzerinde herhangi bir spekülasyona müsaade etmek mümkün de¤il" diyerek Kürtlerin siyasi temsil haklar› yönündeki taleplerinin önüne bildik resmi söylem ezberleriyle dikildi. Erdo¤an ifline geldi mi yenilikçi ifline geldi mi statükocu olmay› çok seviyor.
CHP lideri Deniz Baykal ‹zmir’in Torbal› ‹lçesinde halka seslendi¤i toplant›da, üniversitelerde Kürtçe e¤itim önerilerine kary› ç›karak 'Bizi terör bölemez, Bizi bölerse dil böler' dedi. Kürt sorununun çözümü noktas›nda daha önceki aç›klamalar›nda Kürtçe e¤itime s›cak bakt›¤›n› söyleyen Baykal, muhalefet edeyim derken h›z›n› alamayarak sadece Kürtleri de¤il kendini de inkar etti.
MHP Genel Baflkan› Devlet Bahçeli, partisinin 40. kurulufl y›ldönümü etkiniklerinde yapt›¤› konuflmada, "... bozguncular›n da bilmesini istedi¤im fludur; yeri gelirse can feda olsun, Anadolu yeniden fethedilir" dedi. Kimin topra¤›n›, kim ad›na, kimden fethedece¤i anlafl›lamayan Bahçeli, sert muhalefet ad›na en fantastik önerilerle gündemde yer almay› sürdürüyor.
AKP Grup Baflkanvekili Bekir Bozda¤ AKP’ye karfl› muhalefet çizgisini sertlefltiren MHP’yi flu sözlerle elefltirdi: "Öcalan'›n idamdan kurtulmas›n›n arkas›nda MHP var. Öcalan Bahçeli'nin imzas›yla idamdan kurtuldu." Demokratik aç›l›m yapmakla övünen AKP’nin vekili partisinin faflist yüzünü göstermekten çekinmedi.
Hava Kuvvetleri Komutanl›¤›’nda düzenlenen devir teslim töreninde Org. Hakan Aksay “TSK, 1984 y›l›ndan bu yana yasalar› hiçe sayarak da¤a ç›kan kanl› terör örgütüne karfl› silahl› mücadelesini kararl›l›kla, taviz vermeden, artan fliddetle devam ettirmektedir. Hava Kuvvetleri olarak, bu mücadeledeki baflar›l› hava operasyonlar›m›z eskiden oldu¤u gibi kararl›l›kla, son terörist ortadan kald›r›l›ncaya kadar sürdürülecektir” dedi.
çizgiler oligarflinin aç›l›m›n›n s›n›rlar›n› gösterdi. Sözde birbirini elefltiren egemenler, özde Kürtlerin siyasal hak ve taleplerinin inkar› noktas›nda birleflti. Atalay as›l niyeti itiraf etti “Aç›l›m” sürecinin yürütücüsü Beflir Atalay’›n 31 A¤ustos günü düzenledi¤i bas›n toplant›s› adeta sürecin anti-demokratik özünün itiraf› oldu. Atalay aç›klamas›nda ne aff›n, ne anayasa de¤iflikli¤inin, ne
de Kürt hareketi ile müzakerenin gündemde oldu¤unu, böyle bir fley söylenmedi¤ini; hedefin “tasfiye” oldu¤unu aç›klad›. Atalay’›n bu aç›klamalar›, DTP’li, sendikac› ve çocuk binlerce Kürdün ›srarla hapihanelerde tutulmas› ve askeri operasyonlar›n yo¤unlaflmas› ile birlikte düflünüldü¤ünde hükümetin aç›l›m›n›n önemli bir aya¤›n›n da Kürt hareketinin tasfiyesi oldu¤u apaç›k görülüyor.
Aç›l›m›n özünün ABD’nin bölgesel planlar›n›n zorlamas› alt›nda, Türk ve Kürt egemenlerinin ç›kar ortakl›¤›na dayal› bir sermaye uzlafl›s› oldu¤u bafl›ndan beri biliniyordu. Ancak böylesi bir temelden de hareket etse, hükümet ilk aç›klamalar›nda kimi olumlu ad›mlar at›labilece¤i yönünde bir izlenim yaratm›flt›. Hükümetten gelen son sinyaller ise bu izlenimin, çat›flmay› yumuflatmak ve ertelemek için kas›tl› olarak oluflturuldu¤unu gösteriyor. Demokratik çözüm yolunda hiçbir somut ad›m atmayaca¤›n› ortaya koyan hükümet, anlafl›lan, Kürt hareketini tasfiyeye haz›rlan›rken süreci yumuflak geçirmek, tüm Türkiye halklar›n› ve Kürt hareketini oyalamak istiyor. Cin flifleden ç›kt›, ama... Ne var ki, çözüm yolunda bu kadar büyük bir beklenti yarat›lm›fl, sert polemiklerle floven saflaflmalar tetiklenmiflken herhangi bir flekilde çözümün sa¤lanamamas›n›n iktidar aç›s›ndan maliyetinin çok a¤›r olaca¤› da biliniyor. Bu süreçte aslolarak tasfiye yönündeki ad›mlar›n s›klaflt›r›lmas› ise tehlikeli bir çat›flma sürecine sürüklenildi¤i yönündeki kayg›lar› besliyor.
Aç›l›m tehdide dönüfltü
Iki yanl›fl bir do¤ru etmez
AKP’nin “tasfiye” niyetini a盤a vurmas›n›n ard›ndan DTP de iyimserlikten vazgeçerek, “onurlu bar›fl” talebini öne ç›kard›
Hükümetin Kürt aç›l›m› konusunda difle dokunur herhangi bir fley söylememe tavr› devam ederken, ulusalc› ve liberal yazarlar konuyla ilgili üst perdeden tart›flmalara devam ediyor
Beflir Atalay'›n, “demokratik aç›l›m›n” af, anayasa de¤iflikli¤i ve müzakere taleplerini içermedi¤i ve tasfiyeyi hedefledi¤i yönündeki aç›klamalar›n›n ard›ndan DTP’den sert elefltiriler geldi. Atalay’›n aç›klamalar› karfl›s›nda Ahmet Türk “Yeni bir Anayasa olmadan b›rak›n Kürt sorununun çözümünü, aç›l›m bile yapamazs›n›z” ifadesiyle sürecin bafl›ndaki iyimser havan›n ortadan kalkt›¤›n› ortaya koydu. Tayyip Erdo¤an’›n DTP’li vekilleri kabul etti¤i görüflmenin ard›ndan Türk, “Baflbakan’›n samimiyetin güveniyoruz” diyerek iyimserliklerini ortya koymufltu. Atalay’›n aç›klamalar› ise DTP’nin süreçteki tavr› aç›s›ndan bir dönüm noktas› oldu. “Aç›l›m›n amac› tasfiyedir,
imhad›r” diyen Ahmet Türk 1 Eylül Dünya Bar›fl günü nedeniyle Diyarbak›r'da düzenlenen mitingde yapt›¤› konuflmada da 30 y›ldan beri can›n› vererek mücadele edenlerin mutlaka müzakereler içinde olmas› gerekti¤ini belirtti ve 'Çözümün anahtar›n›n ‹mral›'da' oldu¤unu söyledi. Türk bu sözlerle, AKP ve TSK’n›n muhatap almay›p tasfiye etmeyi hedefledi¤i Abdullah Öcalan ve PKK muhatap al›nmaks›z›n bir çözümün mümkün olmad›¤›n› vurgulad›. PKK liderleri de bölgedeki askeri y›¤›na¤›n tarihte görülmemifl bir boyuta t›rmand›¤›n› belirtmifl ve operasyonlar›n sürdürülmesi karfl›s›nda, “aç›l›m sürecinin bir tehdide dönüfltü¤ü” yönünde aç›klamalar yapm›flt›. 1 Eylül eylemlerinde de Kürtlerin bu geliflmeler karfl›s›ndaki tepkileri alanlara yans›d›. Eylemlere Diyarbak›r Büyükflehir Belediye Baflkan› Osman Baydemir’in flu sözleri damgas›n› vurdu: “Ateflkes tek tarafl› yürümez. Silahlar eflit oranda ayn› anda susmal›d›r. Tek tarafl› de¤il de çift tarafl› silahlar sustu¤unda, ben bir Kürt evlad› olarak ç›k›p derim ki askere s›k›lan kurflun bundan sonra bana s›k›ls›n.”
Liberaller ve ulusalc›lar bu aç›l›mla Kürt halk›na çeflitli haklar tan›naca¤› noktas›nda hemfikir. As›l tart›flma da tam burada bafll›yor. Liberaller bir yandan aç›l›m tart›flmalar›n› sürdürülürken di¤er taraftan Kürt halk›na ve ulusal hareketin temsilcilerine yönelik bask›lar› görmezden geliyor hapishanelerdeki çocuklar›, kapat›lan gazeteleri, sokak ortas›nda infaz edilen DTP’lileri umursam›yor. Solu ise bu aç›l›m masal›na inanmaya ve sürece eklemlenme-
ye ça¤›rarak AKP’yi hep beraber aklamaya davet ediyor. Ahmet ‹nsel sanki AKP ile TSK tasfiye çizgisinde mutab›k de¤illermifl gibi AKP’nin orduya ra¤men askeri çözümler d›fl›nda çözüm yollar›na baflvurdu¤unu iddia ediyor. Ulusalc›lar ise Kürt halk›na haklar tan›nmas›n›n ülkeyi bölünmeye götürece¤i paranoyas›n› yayarak ve aç›l›m›n ABD plan› oldu¤unu söyleyerek kendi ezen ulus temsilcisi pozisyonlar›n› meflrulaflt›rmaya çal›fl›yorlar. Ayr›ca aç›l›m›n ABD plan› oldu¤u do¤-
ru olsa dahi kirli savafl›n da bir dönemki ABD plan› oldu¤u gerçe¤inin üzerinden atlayarak faflizmin söylemini güçlendiren bir çizgi izliyorlar. Ulusalc›lar bu söylemleriyle, ayn› liberaller gibi AKP’ye güç veriyorlar. Zira onlar da AKP’yi ayn› liberaller gibi “bar›fl” savunucusu kabul ederek, bar›fla karfl› ç›k›yorlar. Mümtaz Soysal gibi ulusalc› isimler, iktidar›n faflist uygulamalar›n› “yeterli” görmeyerek sorunun çözümü ad›na “mübadele” gibi ›rkç› yöntemler bile önerebiliyorlar.
Bu kan Amed’den böyle temizlenmez Diyarbak›r Cezaevi’nin okula çevrilmesi tart›fl›l›rken aklanmaya çal›fl›lan insanl›k suçlar›n› Nefle Düzel’in röportaj›ndan aktar›yoruz: “…Mehmet Salih Besen olay›nda gerçeklik duygumu ben tamamen yitirdim. Kendisini ve bizleri ölü zannediyordu. 'Biz ölüyüz, flu anda kabirdeyiz' diyordu. Biz, 'Amca yok öyle bir fley, gerçek hayattay›z' desek de, ko¤uflun asl›nda bir mezar oldu¤unu öyle mant›kl› savunuyordu ki, ben dahil baz›lar›m›z ölü oldu¤umuza inanmaya bafllam›flt›k. Soruyordu, 'Bizi ziyarete gelenlere dokunabiliyor muyuz? Hay›r. Bize uzaktan bak›yorlar, a¤l›yorlar ve gidiyor-
lar. Çünkü onlar kabrimizi ziyaret ediyorlar' diyordu. Gardiyanlar›n da Zebani oldu¤unu söylüyordu. Biz d›flar›y› göremiyorduk, koklayam›yorduk, duyam›yorduk. Bu durum uzun sürdü ve ona yaflad›¤›m›z› bir türlü ispat edemiyorduk. Bir gün mazgal aç›ld› ve 'Mehmet Salih haz›rlans›n, tahliye oluyor' dendi. Ben flahadet getirdim. Dedim ki, 'Biz yafl›yoruz!.. Telefonda Salih Amca, han›m›na 'Ben sa¤ m›y›m, ölmedim mi?' diye sormufl. Ve ahize yere düflmüfl. Salih Amca, içerideki vahfleti görünce, oradan sa¤ kurtulaca¤›na inanamad›. Sa¤ kurtuldu¤una inand›¤›nda ise buna kalbi dayanmad›.”
3 Eylül 16 Eylül
2009
‹NSANCA YAfiAM 5
3. köprüyü de¤il bo¤azdan, akl›n›zdan bile geçirmeyin ‹stanbul Bo¤az›’na yap›lmas› düflünülen 3. köprü, kentin su kaynaklar›n›, ormanlar›n› ve güzergah›n geçece¤i yerlerde bulunan konutlar› tehdit ediyor. Güzergah tart›flmalar›yla bilgi kirli¤i yarat›l›rken bölgedeki tepkiler giderek yükseliyor Baflbakan’›n s›k s›k ‹stanbul semalar›nda dolaflarak yaratt›¤› güzergah tart›flmas›, 3. köprü hemen yap›lacakm›fl havas› yarat›yor. Oysa yasal mevzuata dayanan çevresel etkenler projenin iptal edilmesi için yeterli. Köprü güzergah›, su havzalar›n›n ve ormanlar›n oldu¤u bölgeden geçirilmeye çal›fl›l›yor. Projede bahsi geçen yolun çevreye etkisi sadece 50 metre geniflli¤indeki otoban›n yap›m› için a¤açlar›n kesilmesiyle s›n›rl› de¤il, Otoyol ba¤lant› yollar› ve bu yollar etraf›nda kurulacak yerleflimlerle ayn› zamanda ‹stanbul’un su kaynaklar› olan Alibeyköy ve Ömerli barajlar›n›n iflgali anlam›na geliyor. Bir rant masal› Bugün trafi¤e mucize çözüm olarak sunulan 3. köprü projesi, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün yap›ld›¤› 1989 y›l›ndan bugüne dek konufluluyor. 1994 y›l›nda gündeme geldi¤inde ‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkan› olan Tayyip Erdo¤an köprüyü “cinayet” olarak de¤erlendirmiflti. 1998’de ise Arnavutköylülerin mücadelesi hükümeti yeni güzergah aray›fl›na itmiflti. 2005’teyse
kentin yeni plan› tamamlanmad›¤› için proje rafa kald›r›lm›flt›. Rant köprüsü ‹mece’den (Toplumun fiehircilik Hareketi) Hakan Karada¤ köprünün amac›n›n ‹stanbul’u bölgesel finans merkezi haline getirmek oldu¤unu söylüyor. Karada¤’a göre köprü, Gürcistan s›n›r›ndan gelen Karadeniz Sahil Yolu ile Avrupa’ya ulaflt›r›lacak yolun birlefltirilmesini sa¤layacak. Baflbakan da, Karadeniz Sahil Yolu’nun köprüyle birlikte Avrupa’ya ba¤lanmas›n› umdu¤unu aç›klam›flt›. Karada¤, projenin bir di¤er hedefini de kentsel rant olarak de¤erlendiriyor. ‹stanbul’daki mevcut rant›n sermayedarlara yetmedi¤ini belirten Karada¤, tüm kentsel dönüflüm projeleri gibi 3. köprü projesinin de rant› artt›rma çabas› oldu¤unu belirtiyor. Karada¤, “Köprünün yap›lmas›yla beraber kent kuzey yönüne do¤ru büyüyecek, nüfus 15 milyondan 25 milyona ç›kacak” diyor. Trafik sorununu çözmüyor Trafik sorununun çözümü için köprü yap›m›n›n bilimsel bir tutarl›l›¤› olmad›¤›n› söyleyen uzmanlar, yol yapman›n sorunu çözemeyece¤ini belirtiyor. Di¤er ülkelerin trafik sorununun çözümü için rayl› ulafl›m veya gemi ulafl›m›n› tercih etti¤ini belirten flehir planc›lar› karayolunun tercih edilmesinin trafi¤i artt›raca¤›na iflaret ediyor. Trafik sorununun çözümü için toplu ulafl›m›n teflvik
edilmesi gerekti¤ini söyleyen planc›lar, toplu ulafl›m›n paras›z olmas› gerekti¤ini de vurguluyor. Nitekim trafi¤i rahatlatmak için yap›lan 2. köprü, 3. y›l›nda t›kanmaya bafllam›flt›. Köprü de¤il insanca yaflam 3. köprünün geçmesinin planland›¤› bölgelerde halk›n tepkisi yükseliyor. Projenin gündeme gelmesi, orman ve su kaynaklar›n›n yan›nda bölgede yaflayanlar›n evlerini de tehdit ediyor. Ömürtepe ve Cumhuriyet mahalleleri halk› hem evlerinin y›k›lmas›na hem de çevrenin tahrip olmas›na ve su kaynaklar›n›n yok olmas›na karfl› mücadele ediyor. Bu mücadelede ilk defa çevre örgütleri ile mahalle dernekleri ortak bir amaç için birlikte hareket ediyor. Bu durum, akademisyenlerle gecekonduda oturan yoksul mahalleliyi ortak bir zeminde buluflturman›n olanaklar›n› da yarat›yor.
Sar›yerliler: ‘Mahalleme, evime, orman›ma, suyuma dokunma’ ‹stanbul Bo¤az›’na yap›lmas› düflünülen 3. köprüye karfl› Tarabyaüstü, Ömürtepe ve Kireçburnu halk› 30 A¤ustos günü eylem yapt›. Ömürtepe Meydan›’nda buluflan mahalleliler “Rant köprüsüne geçit yok. Mahalleme dokunma” pankart›n›n arkas›nda Tarabya’ya do¤ru yürüyüfle geçti. “Halk›n bar›nma hakk› var”, “Köprü de¤il yaflam” dövizlerinin tafl›nd›¤› yürüyüfle yaklafl›k bin kifli kat›ld›. “Köprü de¤il insanca yaflam”, “Köprü de¤il toplu ulafl›m”, “Köprü y›k›ls›n Tayyip alt›nda kals›n”, “Köprüyü yapanlar memleketi satanlar” sloganlar›n›n at›ld›¤› yürüyüfl boyunca balkonlardan ve evlerinden izleyenler alk›fllar›yla eyleme destek verdi. Tarabya Park›’na gelindi¤inde bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Bas›n aç›klamas›n› Sar›yer Halkevi Baflkan› Hasan Pulat
okudu. Projelerin S‹T yasalar›na ve uluslararas› sözleflmelere ayk›r› oldu¤unu söyleyen Pulat, Göztepe–4.Levent aras›nda yap›lacak bir tüp geçit 450 milyon dolara mal olacakken, ba¤lant› yollar›yla birlikte 3. köprünün maliyetinin 900 milyon dolar oldu¤unu belirtti. Projeyle ‹stanbul’un ormanlar›n›n ve su kaynaklar›n›n talan edilece¤ini söyleyen Pulat, projeyle birlikte bölgedeki mahallelerin de y›k›m tehlikesiyle karfl› karfl›ya kalaca¤›n›n alt›n› çizdi ve “Komflular›m›zla birlikte kurdu¤umuz mahallelerimizin sermayeye peflkefl çekilmesine izin vermeyece¤iz” dedi. Sar›yer Halkevi Baflkan› Pulat, 14 Eylül günü Büyükflehir Belediyesi Meclisinde 3. köprünün görüflülece¤ini ve kendilerinin de Büyükflehir Belediyesi önünde olacaklar›n› aç›klad›.
Kirli ifllere geçit yok
Bakanl›ktan talana davet
n Cengiz A.fi. Samsun’da kayaya çarpt›
‹stanbul’daki ormanlar›n ‘çöp için’ katledilmesi karar›n› veren Çevre ve Orman Bakanl›¤› maden flirketlerinin ormanlar› talan etmesi için, devlet bakanlar› ve Enerji Bakan›’yla beraber üstün gayret gösterdi
Samsun Tekkeköy'de 3 termik santral kurmak isteyen Cengiz Enerji’nin uzant›s› Eti Bak›r Afi, Çevre Etki De¤erlendirmesi (ÇED) raporu onay› için yapmas› gereken “halk›n kat›l›m›” toplant›s›n› 26 A¤ustos’ta gerçeklefltirdi. Toplant›ya kat›lan Samsun Çevre Meclisi üyeleri ve Tekkeköy halk›, ÇED raporunu haz›rlayan firma ve bakanl›k yetkililerine tepki gösterdi ve rapora itiraz etti. Tekkeköylüler, son y›llarda artan kanser vakalar›n› Azot Sanayi ve Eti Bak›r Afi'nin filtresiz ve ar›tmas›z çal›flmas›na ba¤l›yor. Meclis üyeleri, verimli topraklar›n bulundu¤u Bafra ve Çarflamba Ovas›’n›n termik santrallerle kirletilece¤ini söylüyor. Meclis üyeleri, 19 A¤ustos’ta Tekkeköy’de Cengiz Enerji’nin Kombine Çevrim Enerji Santrali Derin Deniz Deflarj› Projesi’ne itiraz etmiflti. Meclis üyeleri, santralin so¤utulmas› için suyun denizden al›n›p ›s›nan suyun tekrar denize boflalt›lmas›n›n deniz suyu s›cakl›¤›n› yükselterek bal›klar› öldürece¤ini aç›klam›flt›.
n Erzurum’da HES’e bal›kl› protesto Erzurum'un Tortum ‹lçesi Pehlivanl› Beldesi girifline, “Bu yeflil vadiye misafir olarak gelin, bafl›m›z›n üzerinde yeriniz var. Ancak suyumuzu kesip santral yapmaya asla gelmeyin” pankart› asan köylüler, derelerin suyunu kurutan Hidroelektrik Santrali (HES) projesine ilginç bir protestoyla tepki gösterdi. Tortum ilçesine ba¤l› Serdarl›, Pehlivanl› beldeleriyle Afla¤› Kat›kl› köylüleri, eylem için 20 A¤ustos’ta Afla¤› Kat›kl›’da bir araya geldi. Alabal›kla doldurduklar› yeflil bir tabutun üzerine, “Su hayatt›r, yaflam ölüyor” yazan köylüler, ölen bal›klarla, yaflad›klar› sorunu anlatmaya çal›flt›lar. Afla¤› Kat›kl› Köyü Muhtar› Kemal Güler, HES'in köyün içinden geçen Ödük Çay›'na kurulmas› halinde ba¤ ve bahçecilikle geçimini sa¤layan köylülerin göç etmek zorunda kalaca¤›n› söyledi.
Ormanlar çöpe gitmifl Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n, ‹stanbul’da 50 bin a¤ac› katlettirdi¤i ortaya ç›kt›. Bakanl›k, katliam›n gerekçesi olarak ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’nin (‹BB) Odayeri’ndeki Avrupa Yakas›’n›n kat› at›k tasfiye tesisinin ‘kapasitesinin geniflletilmesini’ gösterdi. Sahan›n ‹BB’ye tahsisi için ‘a¤aç t›rafllamas›n›’ Orman Bölge Müdürlü¤ü yapt›. ‹BB Çevre Koruma ve De¤erlendirme Dairesi Baflkan› ‹brahim Demir, çöp ihtiyac› için a¤aç kesimini do¤ru bulurken, bölgedeki bofl madenleri hacim yetersizli¤inden kullanmad›klar›n› aç›klad›, a¤aç kesimi için “50 bin a¤aç nedir ki, ertesi gün yenileri dikilir” dedi.
Maden flirketlerine Bakanlar Resmi Gazete’de 19 A¤ustos’ta yay›nlanan kararla maden flirketlerine ormanlar›n kap›lar› tekrar aç›ld›. Maden flirketlerinin ormanl›k alanlarda arama yapmalar› yasakt›. Ege Maden ‹hracatç›lar› Birli¤i Yönetim Kurulu Baflkan› Arslan Erdinç giriflimlerinin sonuç verdi¤ini belirtirken, karar›n Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Taner Y›ld›z’›n, Çevre ve Orman Bakan› Veysel Ero¤lu'nun, Devlet Bakanlar› Zafer Ça¤layan ve Aliye Kavaf’›n gayretleriyle geçti¤ini söyledi. Çevreciler yap›lan de¤iflikli¤i k›narken, kaz›lar baflta Kaz Da¤lar› olmak üzere arama yasa¤› getirilen ormanl›k bölgelerde tekrar bafllayacak.
Bu indirim Gökçek’e yak›fl›r Ankara Büyükflehir Belediye Baflkan› Melih Gökçek ulafl›mda 1 kuruflluk indirim yapt›. Gökçek, Büyükflehir Belediyesi’nin Ocak 2008’de yapt›¤› yüzde 40’l›k ulafl›m zamm› için mahkemenin ald›¤› yürütmeyi durdurma karar›na kendine yak›fl›r bir çare buldu. Ankara 9. ‹dare Mahkemesi geçen Temmuz ay›nda zamma iliflkin itiraz› de¤erlendirerek “yürütmeyi durdurma” karar› vermiflti. Bunun üzerine Gökçek EGO otobüsleri, metro ve Ankaray'da çok biniflli kartlarda tek binifl
ücretini 1,40 liradan 1,39’a, tekli binifllerde ise 1,70 lira olan ücreti 1,69’a indirdi. Böylece Gökçek mahkeme karar›na uymufl gibi görünürken ulafl›m zamm› konusunda fiili olarak geri ad›m atmam›fl oldu. Gökçek geçen ay da “suya indirim yapt›k” demifl ancak k›sa bir süre sonra suya yüzde 75 zam yap›ld›¤› anlafl›lm›flt›.
Forza Livorno Bast›r Demirspor! Geçti¤imiz haftalarda ajanslar Adana’dan k›sa bir haber geçti: “Adanademirspor 2009-2010 sezon aç›l›fl›n› Livorno ile yapacak.” Bu haber bir geliflmeyi anlatman›n ötesinde, milliyetçili¤ine bulaflmam›fl futbolseverler için taptaze bir moral anlam›na geliyordu. ‹talya’n›n komünist flehri Livorno’nun futbol tak›m› ile Adana Demir-Çelik Fabrikalar›’n›n 10 y›ld›r 2. Ligde mücadele eden tak›m›n›n buluflmas› futbol dünyas›nda pek al›flk›n olmad›¤›m›z duygular› ça¤r›flt›r›yordu. Orta ‹talya’da 150 bin nüfuslu küçük bir kent olan Livorno 1921 y›l›nda ‹talyan Komünist Partisi’nin kuruldu¤u merkez olarak biliniyor ve tribünlerinin omurgas›n› oluflturan taraftar grubunun ad› da bu tarihe bir at›f olarak 1921. 2 y›ll›k bir ayr›l›ktan sonra tekrar ‹talyan 1. Ligi Seri A’ya ç›kan Livorno, oyuncular›ndan yöneticilerine ve taraftarlar›na kadar Avrupa’da her türlü sol rengin bir arada bulundu¤u tak›mlardan biri. Taraftarlar› maçlar›nda Enternasyonel marfl›n› okuyor, tribünlerini Che ve orak-çekiç pankartlar› ile donat›yorlar. Hatta Irak’ta ölen iflgalci ‹talyan askerleri için sayg› duruflunda bulunmay› reddedecek kadar düzend›fl› bir kimli¤e sahipler. Tak›m kaptan› Lucarelli ‹talyan milli tak›m›n›n formas›n› giymeyi reddediyor ve “benim ulusal tak›m›m Livorno’dur” diyor. 1945 y›l›nda Demir Çelik fabrikalar›n›n tak›m› olarak kurulan ve Adana’n›n di¤er cici tak›m› Adanaspor’un aksine Çukurova halk›n›n büyük bir ço¤unlu¤u taraf›ndan desteklenen Demirspor tribünleri de toplumsal olaylara verdikleri tepkiler ile ünlü. Örne¤in geçen sene kupada efllefltikleri Trabzonspor maç›nda Trabzon taraftarlar›n›n “Hepimiz Ogünüz” pankart›na karfl›l›k “Ogün’ler sizin, yar›nlar bizim olacak” yan›t›n› vermeleri ile hat›rlan›yorlar Organizasyona Demirspor’un fiimflekler taraftar grubunun önayak oldu. Sezon aç›l›fl›n›n Livorno ile yap›lma talebinin yönetim taraf›ndan kabul edilmesiyle ifl ciddiye bindi. Böylece futbol sahalar›nda sadece milliyetçi hezeyanlar›n, paran›n, arkas› kal›n olanlar›n hakim oldu¤u futbol düzeninde ezilenler de küresel dayan›flmalar›n› yeflil sahada göstermifl olacak. Bu sat›rlar› okudu¤unuzda umar›z ki bir hayal gerçekleflmifl ve maç oynanm›fl olacak. Futbol dünyas›n›n egemen kavramlar› olan paran›n saltanat›na, milliyetçi/faflist 盤›rtkanl›klara karfl› derinden bir nefes alm›fl ve avaz›m›z ç›kt›¤› kadar hayk›rm›fl olaca¤›z: Küresel kapitalizme karfl› Forza Livorno/ Bast›r Demirspor! Bir futbolsever
‹stanbul’da ulafl›m zamm› kap›da ‹stanbul'da ulafl›ma yine zam yap›l›yor. Resmi karar Eylül bafl›nda aç›klanacak. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Ulafl›m Koordinasyon Müdürlü¤ü (UKOME) taraf›ndan al›nan karara göre, 1 Eylül’den itibaren taksi ücretlerine yüzde 15, minibüs ücretlerine yüzde 10, okul servislerine de yüzde 5 zam yap›l›yor. UKOME ve meslek odalar› karar› Eylül ay›n›n ilk haftas›nda aç›klayacak. ‹stanbul'da yap›lan zamlarla halk için taksi ve minibüse binmek art›k bir lüks
haline geliyor. Okullar›n aç›lmas›na çok az bir zaman kala okul servislerine yap›lan zam ise aileleri yine zor durumda b›rakacak. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi 1 Haziran’da flehir içi ulafl›ma yüzde 15 oran›nda zam yapm›fl, 1.40 lira olan Akbil 1.50’ye, indirimli Akbil 85 kurufla, elektronik bilet beflibiryerde 7.50 liraya ç›km›flt›.
www.halkinsesigazetesi.net iletisim@halkinsesigazetesi.net 15 günlük Yayg›n, Süreli, Türkçe yay›nd›r.
n
Sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Umar KARATEPE n
Telefon-Faks 0 212 245 90 37 n
Adres Tomtom Mah. Örtmealt› Sk. 6/3 BEYO⁄LU/‹STANBUL n
Bas›ld›¤› Yer Taflbask› Matbaac›l›k Yay. ve Amb. San. Tic. Ltd. fiti. Bask› Tesisleri Kocaeli/‹zmit (0 262 335 45 29)
3 Eylül 16 Eylül
6 EMEK Kredi kart› borçlar› yap›land›r›lmas› Halk›n Avukat› Kredi kart› borçlar› yap›land›r›lmas› için son gün 7 Eylül Bankalar taraf›ndan her köfle bafl›nda da¤›t›lan, cazip bir ödeme arac› olarak sunulan, ancak her ay borcun tamam›n› ödeyemedi¤imiz zaman harcad›¤›m›zdan kat kat fazlas›n› faiziyle geri alan kredi kart› sisteminden hemen hemen tüm emekçiler ma¤dur durumdalar. 7 Temmuz 2009’da yürürlü¤e giren kredi kart› borçlar›n›n yeniden yap›land›r›lmas›na iliflkin yasada baflvuru süresi olan iki ayl›k süre 7 Eylül tarihinde doluyor. Borç yap›lanmas›ndan kimler yararlanabilir? Yasadan, 31 May›s 2009 tarihinden önce temerrüde düflen, 90 günden fazla ödeme yapmam›fl olan, kart borcunu ödemesi için ihtar mektubu alan veya hakk›nda icra takibi yap›lm›fl olan kifliler yararlanabilmektedir. Baz› bankalar bu tarihten sonra ödeyemeyenleri de ayn› düzenlemeden yararland›rmaktad›r. Baflvuru nas›l yap›lmaktad›r? Kredi kart› borcunu taksitlendirmek için borçlu olunan bankaya, icra takibi yap›lm›flsa banka avukat›na baflvuru yap›labilir. Bankan›n herhangi bir flubesine gidilerek baflvuru yap›lmas› mümkündür. Baflvuru için banka taraf›ndan verilecek dilekçe doldurulmal› ve dilekçe verildi¤ine dair imzal› belge al›nmal›d›r. Baflvurunun yaz›l› olmas› flart oldu¤undan, belge al›nmazsa yasadan yararlanma hakk› kaybolabilir. Borç nas›l yap›land›r›lacakt›r? Borç icra takibine konu olmuflsa öncelikle icra masraflar› ve avukatl›k ücretinin %25’i borçlu taraf›ndan ödenmelidir. Baz› bankalar bu bedeli de taksitlendirmektedir. Ödenecek borç belirlenirken de, temerrüde düflüldü¤ü tarihle 31 May›s aras›ndaki Merkez Bankas› Endeksi oran› üzerinden borç hesaplanacakt›r. Bu paraya ödeyece¤iniz taksit say›s›na göre faiz iflletilecektir. Ancak faiz oranlar› kredi kart›na göre düflük oldu¤undan, daha düflük ödeme yap›lacakt›r. Borç 7 Ekim’e kadar peflin kapat›l›rsa hesaplanan tutara ayr›ca faiz iflletilmeyecek, taksitle ödenecekse de; 6 AYLIK VADE ‹Ç‹N 1.04 12 AYLIK VADE ‹Ç‹N 1.08 24 AYLIK VADE ‹Ç‹N 1.18 36 AYLIK VADE ‹Ç‹N 1.26 Ayl›k faiz iflletilecektir. Taksitlendirdikten sonra ödemeler nas›l yap›lacakt›r? Banka taraf›ndan yap›lan hesaplamay› kabul etmeniz durumunda ödeme plan› imzalanacak ve ilk taksit 3 gün içerisinde ödenecektir. Bundan sonra da borç, ödeme plan›nda belirtilen tarihlerde taksitle ödenecektir. Borcun ödendi¤i süre içerisinde haciz ifllemleri duracak, banka sizden baflkaca bir talepte bulunamayacakt›r. Borcu ödeyemezsek ne olacak? Kabul edilen taksit plan›na göre, bir y›l içerisinde 3 taksitin vadesinde ödenmemesi halinde bu yap›lan anlaflma bozulur ve tüm borç yap›lan ödemeler düflülerek eski borç ve eski faiz oran› üzerinden devam eder. Bu nedenle ödemelerin aksat›lmamas› önemlidir. Banka fazla hesaplama yaparsa ne yapabiliriz? Banka taraf›ndan sizden fazla miktar talep edilirse (örne¤in icra takip masraf› haciz yap›lmam›flsa 50 TL’yi geçmez, avukatl›k ücreti de 40 TL’den az olmamak kayd›yla borcun yüzde 3’ü civar›ndad›r) ödeme plan›n› itiraz hakk›m sakl›d›r diyerek imzalay›n ve önce bankaya, sonuç alamazsan›z BDDK’ya itiraz edin. Hakk›n›z› sakl› tuttu¤unuz sürece, fazla istenen miktar› geri alabilirsiniz.
Al›p - verece¤iz de, kime can verece¤iz? Patronlar, reklamc›lar, ekonomistler kafa kafaya vermifller sak›z, simit al›n ekonomi canlans›n diyorlar, halk ise ne verdiniz de neyle alal›m diyor Türkiye Odalar ve Borsalar Birli¤i’nin (TOBB) May›s ay›nda bafllatt›¤› “Kriz varsa çare de var” kampanyas›na bir yenisi daha eklendi. Türkiye Reklam Konseyi, “ekonomiyi canland›rma” iddias›yla yeni bir kampanya bafllatt›. 26 A¤ustos'ta bafllayan kampanya, Türkiye Reklam Konseyi ile 5 sektörel sermaye örgütünün ortak imzas›n› tafl›yor. Kampanyan›n slogan›: “Al›n-verin ekonomiye can verin!” Amac› ise, “iç pazar› canland›rmak için ramazan, bayram, okula dönüfl dönemlerini kapsayacak biçimde top yekûn seferberlik bafllatmak.” Kampanya TOBB'un kampanyas›na benzer bir stratejiye dayan›yor. Yaln›z bu kez daha profesyonel çal›fl›lm›fl ve kampanyan›n reklam aya¤›, ifli zaten reklamc›l›k olan kampanya yürütücüleri taraf›ndan üstlenilmifl. TOBB’un yan› s›ra büyük sermaye çevrelerinin de deste¤inin al›nm›fl olmas› kampanyan›n baflka bir avantaj›n› oluflturuyor. ‹ktisatç› Deniz Gökçe “Sak›z al›n ekonomi canlan›r” Kampanya reklam›nda tan›d›k gazeteci, bankac› ve ikti-
satç›lar karfl›m›za çiçekçi, simitçi, bakkal olarak ç›k›yor. Örne¤in liberal iktisatç›lardan Deniz Gökçe bakkal rolündeki repli¤inde, “Birisi bir sak›z al›r bakkal kazan›r; bakkal akflam eve giderken meyve sebze al›r manav kazan›r; yetifltiren köylü kazan›r; ülke kazan›r; krizin son kalan etkileri de ortadan kalkar. ‹yisi mi siz de bir sak›z al›n, ekonomik kriz sakinleflsin” diyor. Ama kaz›n
aya¤› öyle mi? ‹ncirci Osman amca “Ne kadar incir satarsam satay›m elimde para yok” Halk›n Sesi gazetesi olarak biz de halka sorduk. Kocaeli'nde Köylü Pazar›'nda incir satan Osman amca iktisatç› Gökçe'ye en güzel cevab› veriyor: “Nas›l canlanacakm›fl. Örne¤in ben 10 liral›k sat›yorum günde. Bilemedin 20 lira. Diyelim ki 100 liral›k satt›m ne fark edecek ki? Yine
Melike Babal ‹zmir / Ö¤renci Alacak param yok. Kredi kart› ile alaca¤›z. Yani bize kredi kart› kullan›n diyorlar. Ekranlarda gazetelerde vatandafla kredi kart› kullanma telkininde bulunuyorlar. Birbirleriyle çelifliyorlar.
borca verece¤iz. Böyle ekonomi düzelmez.” Simit sat›fl rekorlar› k›rd› ama hala ekonomi düzelmedi Do¤al Hayat› Koruma Vakf› Türkiye Yönetim Kurulu Baflkan› Ak›n Öngör ise simitçi rolünde. “Simit yiyin ekonomi düzelsin” diyor. Oysa kriz dönemi bafllad›¤›ndan beri halk simit yiyor, haberi yok. Örne¤in y›l›n ilk 4 ay›nda 24 binden fazla kiflinin ifl-
‘Üreten Türkiye’ krize çare oldu mu? TOBB önderli¤inde befl iflveren örgütü ile Türk–‹fl, Hak–‹fl ve Kamu–Sen bir araya gelerek 22 May›s’ta befl haftal›k “Kriz varsa çare de var” kampanyas›n› bafllatm›fllard›. Kampanyada “Eve kapanma pazara ç›k” ve “Kimse iflini kaybetmesin” mesajlar› öne ç›kar›lm›flt›. Ancak ne eve kapananlar, s›n›rl› bir kesimin d›fl›nda, pazara ç›kabildi ne de emekçiler iflini koruyabildi. Ne yaz›k ki, hem iç talep yetersizli¤i sorunu hem de iflten at›lma sorunu yak›c› bir flekilde kampanyaya ra¤men varl›¤›n› sürdürdü. Asl›nda krizi yaratanlar›n, krizi f›rsat bilerek iflçi ç›kartanlar›n halk›n kriz sürecinde yaflad›¤› s›k›nt›lara çare üretebilmeleri mümkün olmad›¤› bu kampanyada görülmüfltü. Yeni kampanyada ise sendikalar›n yerini reklam flirketleri ald›.
siz kald›¤› Bursa’da, günlük simit tüketimi yüzde 75 art›flla 70 bin adede ç›kt›. Bu kampanya kriz nedeniyle iflini kaybetmifl iflçiler, iflyerini kapatm›fl esnaf ve kriz ma¤duru çiftçilerden oluflan toplumun genifl kesimlerini hedeflemiyor. Anlat›lan hikâye onlar›n hikâyesi de¤il. Krizi f›rsata çevirmeyi baflaranlar zaten harcamaya devam ediyor. Konut sat›fllar› f›rlad›. Elinde tüketecek paras› olanlar, konutlar ucuzlad›¤›
için hemen gayrimenkul yat›r›m›na yöneldiler. Örne¤in lüks araç krize fazla tak›lmad›, bu y›lki sat›fllar› geçen y›l› da geçti. “Krizden ç›k›yoruz az diflinizi s›k›n” yalanlar›na dayanan bu kampanya, yüzde 18'lere ulaflan iflsizli¤i her gün evinde, kahvehanesinde, mahallesinde hisseden halka Nasreddin Hoca f›kralar› gibi gelir. Gülerken sonumuz ne olacak diye düflündürür.
Ayfer Sezgin ‹stanbul / Esnaf Asgari ücret 600, kira 500, elektrik, su, do¤algaz 100. Ne yiyece¤iz, nas›l al›fl verifl yapaca¤›z? 3 günlük kazanc›m 35 lira, 18 lira yola gidiyor. Bu ay kiray› krediden çektim verdim.
Hayriye Karaduman Kocaeli / Pazarc› Nas›l olacak o. Neyle alaca¤›z. Yok ki para. ‹fl yok önce ifl versinler. Burada üzüm incir sat›yoruz. Her seferinde zab›ta koval›yor. Neyden bahsediyor onlar. Hangi parayla alaca¤›z.
K›rk bin sendikal› iflsiz
D‹SK 20 A¤ustos’ta birçok ilde ayn› saatte yapt›¤› eylemlerle ‹flsizlik Sigortas› Fonu'nun amaç d›fl› kullan›m›na imkan veren yasay› alk›fllarla, sloganlarla protesto etti
Ekonomik kriz derinleflirken krizin do¤al sonucu olan iflsizlik de her geçen gün art›yor. Türk-‹fl verilerine göre Ekim 2008-Temmuz 2009 döneminde Türk-‹fl’te örgütlü 40 bin 775 iflçi iflten ç›kar›l›rken 44 bin 340 iflçi ise ücretsiz gönderildi. Geçti¤imiz on ayda Türk Metal sendikas›nda örgütlü iflçilerden 23 bin 42 iflçi iflten ç›kar›l›rken 23 bin 82 iflçi de ücretsiz izne ç›kar›ld›. Tekstil sektöründe örgütlü TEKS‹F sendikas›na üye
iflçilerden 4 bin 405 kifli iflini kaybederken 7 bin 568 kifli ücretsiz izne ç›kar›ld›. Çimento ve seramik ifl kolunda örgütlü Çimse‹fl sendikas›na ba¤l› 8 bin 610 iflçi iflten ç›kar›l›rken 12 bin 536 iflçi ücretsiz izne gönderildi. Ekim 2008–Temmuz 2009 döneminde Tek G›da-‹fl, Petrol‹fl, Genel Maden-‹fl, Dok Gemi-‹fl, A¤aç-‹fl, Deri-‹fl, Bas›n-‹fl ve Tar›m-‹fl sendikalar›na üye çok say›da iflçi iflten at›ld› yada ücretsiz izne ç›kar›ld›
Kalk›nma ajanslar›na yarg›dan veto Yönetiflim modelinin önemli ad›mlar›ndan “kalk›nma ajanslar›n›n” baz› kurulufl maddeleri TMMOB’un itiraz› üzerine mahkeme karar›yla iptal edildi. Ancak iptal gerekçeleri uygulaman›n özüne dokunmuyor Dan›fltay Onuncu Dairesi, “Kalk›nma Ajanslar›n›n Çal›flma Usul ve Esaslar› Hakk›nda Yönetmelik”in baz› maddelerini iptal etti. ‹ptal gerekçesi olan maddeler uygulaman›n özüne dair de¤il. Kalk›nma ajanslar› yönetiflim modelinin önemli ad›mlar›ndan biri niteli¤ini tafl›yor. Kalk›nma ajanslar›, devletin yerel temsilcileri, ser-
Tekstilde sendika düflmanl›¤› Tekstil patronlar›n›n sendika düflmanl›¤› s›n›r tan›m›yor. Uflak'ta kurulu bulunan Kaynak Tekstil iflçileri, tekstil iflkolunda örgütlenen TEKS‹F sendikas›na üye olduklar› gerekçesiyle iflten at›ld›. ‹flçiler, Denizli'de bulunan fabrika yönetim binas› önünde yapt›klar› eylemle iflten ç›karmalar› protesto etti. Eylem sonras› bir aç›klama yapan TEKS‹F Genel Örgütlenme Mü-
Reklamlardaki tan›d›k isimlerden biri de iktisatç› Deniz Gökçe.Her f›rsatta ‘Karamsarl›¤a gerek yok, iyimser sinyaller geliyor’ diyen Deniz Gökçe, flimdi “krizden ç›k›fl” reklamlar›nda bakkal rolünde.
2009
dürü Asalettin Arslano¤lu, patron Mustafa Kaynak ile görüflme taleplerinin kabul edilmedi¤ini söyledi. Fabrikan›n daha önce 2007 y›l›nda da 19 iflçiyi kap› önüne koydu¤unu hat›rlatan Arslano¤lu, mahkemeye baflvuran iflçilerin davay› kazanarak ifle geri dönmeye hak kazand›klar›n› belirtti. Yap›lan eyleme TEKS‹F Denizli fiubesi yönetimi ile üyeleri de kat›larak destek verdi.
maye çevreleri ve sivil toplum kurulufllar›ndan olufluyor. TMMOB’un itiraz› modelin yerelleri tekelci sermeayenin kontrolü alt›na sokaca¤› çerçevesindeydi. Modelin özüne dair itiraz içermeyen mahkeme karar›, yürütmeyi biçimsel gerekçelerle durdurdu. Mahkeme, "Yönetim Kurulu" bafll›¤›n› tafl›yan üçüncü bölümün
ilk toplant›, toplant› ve karar yeter say›s›, yönetim kurulunun çal›flma usulleri ve "Çeflitli ve Son Hükümler" bafll›¤›n› tafl›yan beflinci bölümü ile ajans›n ismi ve amblemi, çal›flma birimleri maddelerini iptal etti. Yönetmeli¤e esastan itiraz eden TMMOB, karar›n ard›ndan yapt›¤› aç›klamada kalk›nma ajanslar›n›n kapat›lmas› talebini yineledi.
Marmaray iflçileri isyan ediyor Marmaray Projesi flantiyesinde çal›flan tafleron iflçiler bir kez daha ma¤dur edildi. Gama-Nurol firmas›n›n tafleronu Polatlar Arkeoloji için çal›flan iflçilerin maafllar› ve sigorta primleri ödenmiyor. Polatlar Arkeoloji, 2006 y›l›ndan bu yana flantiye alan›nda kaz› yap›yor. 250'yi aflk›n iflçi son 5 ayd›r maafl alamad›klar› gerekçesiyle 26 A¤ustos'ta ifl b›rakt›.
Bu eylem, iflçilerin 2009 y›l›nda yapt›¤› 11. ifl b›rakma eylemi. ‹flçiler, ücretleri ödenmedi¤i gibi sa¤l›ks›z ortamda çal›flt›r›l›yor, alt› ayda bir yap›lan sa¤l›k kontrolünde doktor ücreti iflçilerden al›n›yor. “Biz sesimizi duyurmak için ifl bafl› yapmad›k. Hakk›m›z› istiyoruz. Art›k çok zor durumday›z” diyen iflçiler bu çal›flma koflullar›na isyan ediyor.
Al gülüm ver gülüm Merkez Bankas› (MB) son aylarda üst üste yapt›¤› faiz indirimleriyle, bankalar›n kasalar›n› dolduruyor Dünyada bankalara yap›lan mali yard›mlar kamuoyuna aç›klanarak, Türkiye’de ise “saman alt›ndan su yürütülerek” yap›l›yor. Faizlerin yüksek oldu¤u dönemde MB’den Hazine bonolar›n› düflük fiyatlarla alan bankalar, faizlerin düflmesine paralel olarak bono fiyatlar›n›n artmas›yla astronomik karlar elde ettiler. Tayyip Erdo¤an kredi vermeyen bankalar› “tehdit” ederken, MB faiz indirim kararlar›nda AKP’nin özel bas›nc› oldu¤u belirtiliyor. MB’n›n faiz indirimleri mali sermaye çevrelerini devlet k⤛d› almaya yönlendiriyor. MB'nin borç verme
faiz oran›yla tahvil-bono faizleri aras›ndaki yüzde 5'lik fark, bankalara devlet k⤛d› ifllemlerinden servet kazand›r›yor. Bankalar›n karlar› geçen y›la göre yüzde 40’a varan oranda artt›. Bankalar hem ald›klar› devlet k⤛tlar›ndan hem de verdikleri kredilerden yüklü kazançlar elde ediyor. Bankalar›n küçük iflletmelere ve halka kredi verme oranlar› düflüflteyken dev flirketlere kredi olanaklar› açmas› zengini daha zenginlefltiriyor. Türkiye bankac›l›k sisteminde uluslararas› finans kurulufllar›n›n pay›n›n yüzde 50’yi geçti¤i gelen son bilgiler aras›nda.
Patrona senet imzalatt›lar Birikmifl alacaklar› için TekstilSen öncülü¤ünde direnifle geçen Ayzi Tekstil iflçileri haklar›n› alabilmek için yeni bir ad›m att›. 3 ayl›k maafl, mesai ücretleri, k›dem tazminat› ve asgari geçim indirimi alacaklar› için direnen Ayzi Tekstil iflçileri Alicengiz oyunlar›yla borçlar›ndan s›yr›lmaya çal›flan patronlar› Ayd›n Korkmaz'› iflyerini
devretti¤i Olgun Korkmaz'› evinde yakalayan iflçiler, polisi ça¤›rarak tutanak tutturdu. Daha sonra patron hakk›nda kendilerini doland›rd›¤› gerekçesiyle suç duyurusunda bulunan iflçiler, patronu gözalt›na ald›rd›lar. Gözalt›na al›nan patron iflçilere borcunu ödeme sözü verdi ve iflçilerin alacaklar›na karfl›l›k 65 bin TL'lik senet imzalad›. fiimdi iflçiler patrona imzalatt›r›lan senet ile iflyerindeki makineler hakk›nda haciz ifllemi bafllatacak.
3 Eylül 16 Eylül
2008
EMEK 7
Mersin serbest bölgede eylem
Çiftçiye TEDAfi zulmü
‹kea iflçileri haklar›n› istiyor
Esenyurt’ta iflçi k›y›m›
Mersin Serbest Bölge’de bulunan Eleks Konfeksiyon firmas› k›sa çal›flma dönemine girdi¤ini belirterek 24 A¤ustos’ta 80 iflçiyi iflten ç›kartt›. Befl ayd›r haklar›n› alamayan iflçiler firma önünde eylem yapt›. ‹flçiler ad›na konuflan Hüseyin Erçe, befl ayd›r haklar›n› alamad›klar›n› belirterek, kap›lar kilitli oldu¤u için atölyeye giremediklerini ifade etti. Erçe, "Burada bekliyoruz. Bize kap›lar kilitlenecek, içeri girilmeyecek diye haber verilmedi. Bugün maafl bekliyorduk onu da alamad›k" diye konufltu. Erçe okullar›n aç›lmas›na az bir zaman kala birçok iflçinin zor durumda kald›¤›n› söyledi.
Devlet, çiftçilerin astronomik rakamlara ulaflan TEDAfi elektrik borçlar›n›n tahsili için yasal yollara bafllayarak tarlalara icra götürmeye bafllad›. Geçti¤imiz y›l 1 Ekim’den itibaren tar›msal sulama için kullan›lan elektri¤in faturaland›r›lmas› ile çiftçilerin ödeyemeyecekleri elektrik faturalar› gelmeye bafllam›fl, bu faturalar birikerek çiftçiler aç›s›ndan borç bata¤›na dönüflmüfltü. Çiftçilerin tek geçim araçlar› olan tarlalar›na haciz konulmas›yla hem tar›msal üretim düflerken hem de borçlar›n ödenmesi imkâns›z hale getiriliyor.
‹kea ma¤azalar›n›n montaj ve nakliye ifllerini yapan Ursus mobilya flirketinin D‹SK’e ba¤l› Nakliyat-‹fl sendikas›nda örgütlü iflçileri, 28 A¤ustos’ta tazminatlar›n›n ve ücretlerinin ödenmedi¤i gerekçesiyle Etiler’deki Ashmore Portföy yönetimi A.fi. önünde bir eylem yapt›. Eylemde, D‹SK ad›na Ali R›za Küçükosmano¤lu, Ashmore’nin Türkiye’deki iflçilere sömürge iflçileri gibi davranmas›na izin vermeyeceklerini ve anayasal haklar›n kazan›lmas› için mücadele edeceklerini belirtti. Bas›n aç›klamas›n›n sonras›nda yap›lan yar›m saatlik oturma eyleminin ard›ndan eylem bitirildi.
AKP’li Esenyurt Belediyesi, Belediye-‹fl sendikas›na üye üç iflçiyi iflten att›. AKP’li Necmi Kad›o¤lu, 2004 y›l›nda belediye yönetimini kazanmas›ndan bu yana iflçilere sendikalar›n› de¤ifltirmeleri için bask› yap›p, belediye iflçilerinin toplu ifl sözleflmesi ile kazand›klar› haklar›n› gasp ederken, 19 A¤ustos’ta 4857 say›l› ‹fl Kanunu’nun 25. maddesini gerekçe göstererek üç iflçiyi ihbar tazminatlar›n› ödemeden iflten att›. Belediye‹fl sendikas› 2 No’lu fiube ise Esenyurt Belediyesi önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak iflverenin sendikal örgütlülü¤e yönelik düflmanca tutumunu k›nad›.
KESK: ‘TiS’te ›srarc›y›z’ 15 A¤ustos'ta 'T‹S yoksa grev var' slogan›yla yola ç›kan KESK, bugüne kadar yapt›¤› eylemlerle T‹S'i gündeme getirdi. Toplu görüflme masas›na oturan ve uzlaflamayan di¤er memur sendikalar›n›n ise eli kolu ba¤land› Kamu Emekçileri Sendikalar› Konfederasyonu (KESK), bu sene memur zamlar›n›n belirlenece¤i aylarda zamlardan çok toplu ifl sözleflmesi (T‹S) hakk›n› gündeme getiriyor. “T‹S yoksa grev var” slogan›yla yola ç›kan KESK'liler bu sene de geçen sene oldu¤u gibi toplu görüflme masas›n› terk ederek T‹S ve grev haklar›n›n tan›nmas›n› istedi. Hükümetle memur sendikalar› bu y›l sekizinci kez toplu görüflme masas›na oturdu. KESK, toplu görüflme masalar›n›n yasal olmad›¤›n› ve hükümetle sendikalar›n T‹S masas›na oturmalar› gerekti¤ini savunuyor. KESK Genel Baflkan› Sami Evren, hükümetin toplu görüflme masalar›nda sadece memurlar› oyalad›¤›n› söylüyor ve Anayasa'n›n 90. maddesine göre toplu sözleflmenin yasal haklar› oldu¤unu savunuyor. T‹S hakk› nereden geliyor Hükümet 2001 y›l›nda yürürlü¤e giren 4688 Say›l› Kamu Görevlileri Sendikalar› Kanunu'na göre memurlar›n toplu sözleflme ve grev haklar› olmad›¤›n› savunuyor. KESK ise Anayasa’n›n 2004 y›l›nda AKP taraf›ndan de¤ifltirilen 90. maddesine göre uluslararas› sözleflmelerin pratikte uygulanmas› zorunlulu¤u oldu¤unu söylüyor. KESK buna göre Uluslararas› Çal›flma Örgütü (ILO) taraf›ndan haz›rlanan ve imza atan tüm ülkeleri ba¤layan Çal›flma Hakk› Sözleflmesi’nin AKP'yi de ba¤lad›¤›n› vurguluyor. 2006 y›l›nda bir Çekilme Deklarasyonu yay›nlayan KESK o zamandan bu yana toplu görüflmeleri protesto ediyor. Bu sene de 15 A¤ustos'ta birinci oturumu yap›lan görüflmeler öncesinde 'bu görüfl-
‘Kadrolu güvenceli istihdam istiyoruz’
meler meflru de¤il' diyerek ilk ad›m› atan KESK, ‹stanbul ve Diyarbak›r'dan bafllatt›¤› yürüyüfllerle Bakanl›¤›n kap›s›na dayand›. KESK'liler bakanl›¤›n önünde beklerken içeri giren Sami Evren toplant›n›n meflru olmad›¤›n› bir kez daha hat›rlatarak görüflmeleri protesto etti. Görüflmelere kat›lan di¤er sendikalar hükümetle uzlaflma sa¤layamazken kendi aralar›nda da yetkili sendika kavgas›na tutufltular. KESK 15 A¤ustos'tan bu yana sokaklarda yapt›¤› eylem ve çeflitli etkinliklerle T‹S hakk›n› savunmaya devam ediyor. KESK'liler, T‹S haklar›nda ›srarc› olduklar›n› vurgulayarak sonbaharda greve gitmeye haz›rlan›yorlar.
Emekçiyle alay ediyorlar Hükümetle kamu emekçisi sendikalar› aras›ndaki toplu görüflmeler devam ediyor. Ancak görüflmelerde mali haklar konusunda anlaflmazl›k ç›kt›. AKP, önce yüzde 2 + yüzde 2 zam teklif etti. Anlaflma sa¤lanamay›nca araya giren Baflbakan Tayyip Erdo¤an zamm› yar›mflar puan art›flla yüzde 2,5 + yüzde 2,5 yapt›. Sendikalar›n talepleri ise birbirlerinden farkl›. Memur-Sen, gelecek y›l kamu çal›flanlar›n›n maafllar›na yüzde 11 zam yap›lmas›n› talep
ederken, Türkiye Kamu-Sen, ek ödeme oranlar›na 21 puan eklenmek suretiyle eski ad› “denge tazminat›” olan ek ödemelerin 110 TL art›r›lmas›n› ve tüm kamu görevlilerinin maafllar›na 200 TL net seyyanen zam yap›lmas›n› talep ediyor. Taleplerini "toplumsal sözleflme" olarak adland›ran KESK ise kamu çal›flanlar›na, ayn› zamanda emekliler ve asgari ücretliler için de esas olmak üzere en az bin 500 lira "temel ücret" ödenmesini istiyor.
Tafleron iflçiler isyanda Kahramanmarafl'›n Afflin ilçesindeki termik santralin temizlik ifllerini yapan tafleron firmadan ç›kar›lan iflçiler yol keserek eylem yapt›, santrali ifllemez hale getirdi Afflin-Elbistan B Termik Santrali'nin temizlik ifllerini yapan tafleron firmada çal›flan yaklafl›k 100 iflçi, temizlik ihalesini baflka firman›n almas› üzerine iflten ç›kar›ld›. Uzun süre maafllar›n› ve haklar›n› almayan ve iflsiz kalan 100 iflçi santral girifl-ç›k›fl›n› engelledi ve yolu trafi¤e kapatt›. 3,5 saat süren eyleme jandarma müdahale etti. Aileler destek verdi ‹flçiler iflleri geri verilene kadar aileleriyle birlikte santralden ayr›lmayacaklar›n› söylediler ve yola oturarak beklemeye bafllad›lar. Ayn› zamanda girifl-ç›k›fllar› da engelleyen ve santrali ifllemez hale getiren iflçiler ve aileleri, jandarma sald›r›s›na maruz kald›. 100 iflçi ve aileleri jandarma taraf›n-
dan zorla yoldan kald›r›lmaya çal›fl›l›rken iflçilerden yaralananlar oldu. Yaralanan iflçiler devlet hastanesine kald›r›ld›. Befl iflçi de gözalt›na al›nd›. Gece gündüz demeden eyleme devam ‹flçiler gündüz saatlerinde gerçeklefltirdikleri eylemin ard›ndan gece tekrar eylemdeydi. Gece yar›s› termik santralin önüne gelen iflçiler termik santral yolu üzerinde oturma eylemi bafllatt›. Jandarman›n bölgeye gelerek iflçile-
re tekrar sald›rmas› üzerine k›sa süreli gerginlik yafland›. ‹flçiler jandarma sald›r›s›na ra¤men eylemlerini sürdürürken, jandarman›n bölgeden ayr›lmas›n›n ard›ndan eylemlerine son verdiler.
Atamas› Yap›lmayan Ö¤retmenler Platformu (AYOP), kadrolu, güvenceli ö¤retmenlik hakk› için eylemlere devam ediyor. AYOP, say›lar› 250 bini bulan iflsiz ve güvencesiz ö¤retmenlere derhal kadro verilemesini, ücretli ö¤retmenli¤in ve KPSS’nin kald›r›lmas›n› ve bu sistemin yerine güvenilirli¤i ve geçerlili¤i yüksek olan bir yönteme geçilmesini istiyor. Bu amaçla 24 A¤ustos'ta alt› ilde ayn› anda eylem yapan AYOP üyeleri yürüyüfller düzenlediler. Eylemlerde tebeflir k›ran ö¤retmenler oturma eylemi de yapt›. 29 A¤ustos'ta ise tüm illerden gelen AYOP üyeleri Ankara'da bulufltu ve “kadrolu, güvenceli” ö¤retmenlik talebi ile Baflbakanl›¤a yürüdü. Ankara’daki ö¤retmenlerin de kat›l›m›yla say›lar› 750’yi aflan, atamas› yap›lmayan ö¤retmenlere, KESK Genel Merkezi ve E¤itim-Sen yöneticileri ve üyeleri de kat›larak destek verdi. E¤itim-Sen taraf›ndan yap›lan aç›klamada E¤itim-Sen'in esnek, parçal› ve e¤itim emekçilerini rekabete zorlayan tüm güvencesiz çal›flt›rma biçimlerine son verilmesi gerekti¤ini y›llard›r ›srarla istedi¤i belirtilirken, herkese kadrolu, ifl güvenceli çal›flma hakk› tan›nmas› talep edildi.
Dev Sa¤l›k-‹fl örgütleniyor Sa¤l›k alan›nda tafleron facias› yaflanmaya devam ediyor. Düflük ücretlerle güvencesiz ve esnek istihdam›n yayg›nlaflt›¤› sa¤l›k alan›nda çal›flan tafleron iflçilerse Dev Sa¤l›k-‹fl Sendikas›'nda örgütlenmeyi sürdürüyor. Son olarak Okmeydan› E¤itim Araflt›rma Hastanesi'nde temizlik ihalesini kazanan Tuana isimli tafleron flirkete ba¤l› çal›flan iflçiler, tafleron firmayla yaflad›klar› sorunlar karfl›s›nda örgütlenerek mücadele etme yolunu seçti. Okmeydan› E¤itim Araflt›rma Hastanesi'nde Tuana isimli flirket iflçilerin maafllar›n› ödemek için para ald› fakat iflçilerin maafllar›n› ödemedi. Bunun üzerine hastane yönetimine baflvuran iflçiler buradan da olumsuz cevap ald›. Bu durum karfl›s›nda örgütlenerek güçlerini birlefltirme karar› alan iflçiler Dev Sa¤l›k-‹fl
Sendikas›’na üye oldular. Yeni üyeliklerle ilgili bir aç›klama yapan Dev Sa¤l›k-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Arzu Çerkezo¤lu, “Maafllar›n› alamayan tafleron sa¤l›k iflçileri maafllar›n› alabilmek için hastane yönetimiyle görüfltü ve olumsuz cevap ald›. Bunun üzerine haklar›n› aramak ve mücadele etmek için Dev Sa¤l›k-‹fl Sendikas›’nda örgütlenmeye karar verdiler ve sendikaya üye oldular” dedi.
‹flçiler haklar›n› söke söke al›yor Haklar›n› alabilmek için direnifle bafllayan Desa, Halkal› ka¤›t, Eti G›da iflçilerinin grevleri ve direniflleri kazan›mla sonuçland›. Desa’da iflten at›lan iflçiler iflbafl› yaparken Eti G›da ve Halkal› Ka¤›t’ta toplu ifl sözleflmeleri imzaland›
‘Sen bunu hakettin’ CHP’li ‹zmir Karfl›yaka Belediyesi’nde çal›flan Genel-‹fl üyesi KENT A.fi. iflçileri flehre gelen Deniz Baykal’› protesto etti. Baykal’a su fliflesi atan iflçilere polis biber gaz› ve copla müdahale etti. Baykal ise iflçilerle görüflmeden flehri terk etti.
Türkiye Deri-‹fl sendikas›n›n örgütlü oldu¤u Desa Deri iflletmesinde sendikaya üye olan iflçiler toplu sözleflme hakk›n› kazanmalar› için gereken ço¤unlu¤a ulaflamadan iflveren taraf›ndan iflten at›lm›fllard›. Bunun üzerine 15 ay süren bir direnifl bafllam›flt›. ‹flverenle sendika aras›nda Düzce ve Sefaköy’de iflten at›lan 44 iflçinin tekrar ifllerine dönmesi için devam eden görüflmeler, imzalanan protokolle zaferle sonuçland›. Taraflar aras›nda imzalanan protokole göre Desa iflvereni sen-
dika karfl›t› tutumundan vazgeçerek tüm iflçilere sendika hakk›n›n güvence alt›na al›nd›¤›na dair bir belge da¤›tacak. Halkal›’da anlaflma var ama... Halkal› Ka¤›t iflletmesinde ise toplu ifl sözleflmesi (T‹S) sürecinin t›kanmas› üzerine bafllayan grev Selüloz-‹fl sendikas› ile Halkal› Ka¤›t iflletmesi patronu aras›nda imzalanan T‹S ile sonuçland›. Var›lan anlaflmaya göre 2009 y›l› için 20 TL, 2010 y›l› için ise 90 TL’lik net ücret zamm› belir-
lendi. Anlaflman›n ard›ndan iflyeri temsilcileriyle beraber iflyerine gelen sendika yöneticileri iflçilere T‹S sonuçlar›n› aktard›. Baz› iflçilerin anlaflmadan memnun olmad›¤› gözlendi. Eti’de iflçiler kazand› Eti G›da’da T‹S görüflmelerinde anlaflma sa¤lanamamas› üzerine Tek G›da-‹fl sendikas›nda örgütlü yaklafl›k 2000 iflçi greve bafllam›flt›. Dokuz gün süren grevin ard›ndan var›lan anlaflmaya göre iflçiler yüzde 11,6 oran›nda zam ald›.
MHP: Devlete ra¤men mi? Tufan SERTLEK Dev Sa¤l›k-‹fl Genel Sekreteri
Kürt sorununda PKK liderinin ve hükümetin karfl›l›kl› çözüm önerilerini aç›klayaca¤›na iliflkin tart›flmalar san›r›m ilk raundunu bitirdi. Buraya kadar MHP oldukça net ve sert bir söylem tutturmufl, Kürt sorunundaki ›rkç›-milliyetçi tutumunda ›srar etmifl ve hükümetin olas› bir baflar›s›zl›¤› ya da eline yüzüne bulaflt›rma halinde ortaya ç›kacak toplumsal tepki ve/veya hayal k›r›kl›¤›na adres olma iste¤ini göstermifltir. MHP Baflkan› Bahçeli “Gerekirse Anadolu’yu yeniden fethederiz” diyerek faflist hareketin sokak savafl›na girmekte tereddüt etmeyece¤ini dile getirdi. Bu ajitasyon MHP’li ve ülkücü faflist militanlar› coflturmufl, partinin üyelerinin ve kitlesinin yüre¤ine su serpmifl midir bilemeyiz! Bildi¤imiz bir fley var ki o da; “sömürge tipi faflizm” diye tarif edilen, yani devletin bizatihi kendisinin yukar›dan afla¤› faflistlefltirildi¤i bu ülkede sivil faflist hareketin hiçbir zaman devlete ra¤men sokak hareketine (militan kitle eylemi, organize silahl›-bombal› sald›r› eylemleri, provokasyonlar) giriflmemifl oldu¤udur. Zira onun asli görevi yukar›dan afla¤› faflistlefltirme hareketine afla¤›dan yukar› kitle deste¤i sa¤lamakt›r. Bu nedenle faflist militanlar hareketli olduklar› dönemde kendi parti hiyerarflisinden çok yerel kontrgerilla birimlerine ba¤l› faaliyet göstermifller, 1980 öncesi süreçteki sald›r›lar›n› neredeyse bütünüyle devletin kontrolü alt›nda gerçeklefltirmifllerdi. Son y›llarda devletin çekirdek yap›s›nda meydana gelen de¤iflimler sonucu geleneksel devlet yap›s›n›n yap›sal de¤iflikli¤e u¤rad›¤›n› gözlemliyoruz. Bu de¤iflim sivil faflist hareketin uyum içinde oldu¤u milliyetçilik referansl› devletten ‹slam soslu devlete yönelimi ifade ediyor. Bu ise milliyetçi faflist hareketle devletin aras›na bir mesafe sokuyor. Kuflkusuz bu mesafenin arka plan› ulusal devletin küreselleflme sürecine uyum geriliminden besleniyor. Bu “mesafe” yukar›da bahsetti¤imiz devlete karfl› tav›r içinde olma haline dönüflebilir mi? Zira Kürt sorunu gibi hassas bir konuda bu kadar iddial› sözlerin sarf edilmesi (bu konuda Genel Kurmay Baflkan›’n›n 30 A¤ustos aç›klamas› bafltan kurulan mutabakat›n d›fl›nda bir ç›k›fl olarak görülmemeli) bu sürecin Cumhurbaflkan›’n›n dedi¤i gibi “devletin tüm kurumlar›n›n mutabakat› ” ile yürütüldü¤ünü göstermektedir. Bu mutabakat›n, hiç söylemeye gerek yok ki, baflta ABD olmak üzere emperyalizmin kollay›c›l›¤›nda kuruldu¤u aç›kt›r. Böyle bir tablo karfl›s›nda MHP’nin bütün siyasi geçmiflinde hiç olmayan bir fleye, “sivil” olma haline bürünebilece¤ini iddia etmek (en az›ndan bugün için) bofl laft›r. Önümüzdeki günlerde Kürtlere yönelik baz› sald›r›lar, linç giriflimleri vs. faflistler taraf›ndan gerçeklefltirilse bile bunlar›n ciddi sonuçlar do¤uraca¤›n› iddia etmek zor. Kald› ki, bu tür olaylar yaflan›lan sürecin kendisini sekteye u¤ratacak kadar ciddi oldu¤unda MHP’nin gerekti¤i flekilde uyar›laca¤›na hiç kuflku yoktur. Kuflkusuz bunun tek istisnas› önümüzdeki süreçte “iplerin kopmas›” veya Kürt hareketinin tamam›n› veya baz› bileflenlerini “hizaya sokma” maksad›yla faflist hareketin bu sürecin yürütücüleri taraf›ndan devreye sokulmas› ihtimalidir. Di¤er zay›f bir olas›l›k ise devletin çekirde¤inde güçlü bir çatlak meydana gelmesi ve MHP’nin bu çatlakta kendine bir yaflam alan› bulabilmesidir.
3 Eylül 16 Eylül
8 DÜNYA
‘ABD Chavez’i devirmeye çal›fl›yor’
2009
Küba Lideri Fidel Castro:
Obama maskeli protesto
Küba Devrimi’nin efsanevi lideri Fidel Castro, Kolombiya’da kurulmas› planlanan ABD üslerinin Latin Amerika ülkelerinin ba¤›ms›zl›¤›na tehdit oluflturdu¤unu söyledi Küba Devrimi’nin efsanevi lideri Fidel Castro, UNASUR (Güney Amerika Devletler Birli¤i) toplant›s›ndan önce Cubadebate internet sitesinde yazd›¤› yaz›da ABD’nin bölgedeki üslerini art›rmas›ndaki amac›n Latin Amerika ülkelerine sadece birkaç saat içerisinde müdahale edebilecek yak›nl›kta olma iste¤i oldu¤unu ifade etti. “Latin Amerika’n›n kardefl halklar›na” hitap ederek yaz›s›na bafllayan Castro, Arjantin’de top-
lanan UNASUR zirvesinin önemine de¤indi. Castro, ABD taraf›ndan silahland›r›lan ve e¤itilen Kolombiya ordusunun Ekvador’da bulunan Manta ABD Askeri Üssü’nün sa¤lad›¤› istihbarat ile operasyonlar gerçeklefltirerek FARC-EP (Kolombiya Devrimci Silahl› Güçleri–Halk Ordusu) lideri Raul Reyes’in öldürüldü¤ünü hat›rlatt›. Castro, “Kolombiya’da ABD’nin yedi askeri üs açmas› için verilen izin, Güney ve Orta Amerika ülkelerinin ba¤›ms›zl›k ve egemenlik haklar›na karfl› do¤rudan bir tehdit oluflturuyor” dedi. Blackwater üslere yerlefliyor ABD’nin kurmak istenilen üslerin uyuflturucu kaçakç›l›¤› ve terörizme karfl› kullan›laca¤›n› iddia etti¤ini UNASUR toplant›s›n›n yap›ld›¤› s›rada soka¤a ç›kan yüz- belirten Küba önlerce eylemci Latin Amerika’daki ABD üslerini protesto etti deri, Kolombi-
ya’daki eski ordu mensuplar›n›n buradaki en önemli uyuflturucu kaçakç›lar› oldu¤unu kaydetti. Castro ayr›ca, kurulacak üslerde istihdam edilecek personelin Irak’ta iflledikleri katliamlarla bilinen Blackwater gibi özel savafl flirketlerinin personeli oldu¤unu ifade etti. Brezilya’daki Palanquero üssünün yan›s›ra Malvinas Adalar› (Falkland Adalar›), Paraguay, Peru, Honduras, Aruba, Çuraçao’da ABD üsleri bulundu¤unu ifade eden Castro, bu üsler sayesinde ABD’nin Latin Amerika’n›n her yerine an›nda müdahale edebilecek kapasiteye geldi¤ini belirtti. Latin liderlerden ABD’ye karfl› ortak tav›r Di¤er yandan, Latin Amerika ülkelerinin liderleri Arjantin’in Bariloche kentinde düzenlenen ve 7 saat süren UNASUR zirvesi sonunda “Güney ve Orta Amerika’daki her türlü yabanc› askeri unsurun varl›¤›na karfl›” olduklar›n› aç›klad›. Zirveye kat›lan böl-
ge ülkeleri, ABD yönetiminin bölgeye iliflkin planlar›ndan ve askeri konuflmalar›ndan rahats›z olduklar›n› ifade etti. Küresel egemenlik Uzun süredir görüntülenmeyen Castro’nun yeni yay›nlastratejisinin parças› nan görüntülerinde sa¤l›¤›n›n iyiye gitti¤i gözleniyor Venezüella lideri Hugo Chavez, anlaflman›n karfl›" dedi. “ABD’nin küresel egemenlik stra- Washington’a karfl› tejisinin bir parças›” oldu¤unu dik bir durufl Bolivya lideri Evo Morales ise vurgulad›. Chavez kan›t olarak ,ABD’nin Hava Harekât Komu- 12 ülke temsilcisinin kat›ld›¤› tanl›¤›’na ait bir belgeyi gösterdi toplant› s›ras›nda yapt›¤› aç›klave belgenin bölgede ve bölgenin mada, birlik ve beraberliklerini ötesinde operasyonlar yapabilmek koruyarak Washington’a karfl› dik için üslerin kullan›m›n› anlatt›¤›n› bir durufl sergileyeceklerinin alt›n› çizdi. belirtti. Ekvador lideri Rafael Ne ABD, ne Rusya, ne Çin Toplant›da konuflan Chavez, Correa’n›n Manta kentinde bulu"ABD bizim ticaret alan›m›z› blo- nan ABD askeri üssüne yönelik ke etmek istiyor. Biz neden Mos- kira sözleflmesinin yenilenmeyecekova ve Pekin'i yard›ma ça¤›rma- ¤ini aç›klamas›n›n ard›ndan, ABD yal›m. Ancak, Venezüella, kendi bölgede askeri üs için yeni bir topraklar›nda flimdi ya da gele- yer aray›fl›na bafllam›fl ve bölgecekte herhangi bir Rusya ya da deki en büyük müttefiki olan KoÇin askeri üssünün kurulmas›na lombiya ile anlaflm›flt›.
Iflgal fabrikas›nda zafer Arjantin’de eyalet mahkemesi, iflçiler taraf›ndan iflgal edilerek 2001’den bu yana iflçi yönetimi alt›nda üretim yapan Zanon’un kamulaflt›r›lmas›na karar verdi ve iflçi yönetimini yasal olarak onaylad› Arjantin’in Neuquen kentinde 2001 y›l›nda iflçiler taraf›ndan iflgal edilen ve ad› Fasinpat (Fabrica Sin Patrones – Patronsuz Fabrika) olarak de¤ifltirilen Zanon seramik fabrikas›n›n iflçilere ait oldu¤u mahkeme taraf›ndan yasal olarak kabul edildi. Eyalet mahkemesi fabrikan›n kamulaflt›r›lmas›na ve süresiz olarak iflçilerin kolektif yönetimine verilmesine karar verdi. Zanon iflçileri istihdam yaratan, toplumsal projelere öncülük eden, dünya çap›nda sosyal hareketleri destekleyen ve iflçilerin patrona ihtiyaçlar› olmad›¤›n› gösteren Latin Amerika’n›n en büyük seramik fabrikas›ndaki iflçi yönetiminin yasal olarak tan›nmas› için 2001’den bu yana mücadele
ediyordu. Seramik Sendikas› Genel Sekreteri Alejandro Lopez, mutlu olduklar›n› ifade ederek kamulaflt›rman›n adaletin gere¤i oldu¤unu ifade etti. Lopez, zafere giden yolda yaflad›klar›n› hat›rlatarak, “en zor zamanlarda bizi destekleyen halk› ve imza kampanyas›na kat›lan yüz bin kifli-
Güney Kore: Ekonomik krizin ortas›nda s›n›f savafl› Yong-su Won G. Kore Sosyalist ‹flçi Partisi Haz›rl›k Grubu üyesi
Seul yak›nlar›ndaki Pyaeontaek’teki Ssangyong Motors fabrikas›n› iflgal eden grevci iflçilere karfl›, polisin günlerce süren vahfli ve insanl›k d›fl› sald›r›lar›ndan sonra, Kore Metal ‹flçileri Sendikas› (KMWU) ve yönetim anlaflmaya vard›. Sendika, flirketin iflten ç›karma önerisinin bir bölümünü kabul ederek, grevcilerin yaklafl›k yar›s›n›n ifllerini devam ettirdi. Geriye kalanlar ise ya gönüllü emeklilik, ya uzun süreli ücretsiz izin ya da flirketin yan ürünlerini satan ma¤azalardaki baflka iflleri kabul etmek durumunda kald›lar. Ancak Ssangyong iflçileri 77 günlük iflgal s›ras›nda ellerinden gelenin en iyisini yapt›lar. Tam bir zafer elde edilmemifl olsa da, bu kahraman iflçi s›n›f› savaflç›lar›, tüm dünya iflçilerinin sayg›s›n› hak ediyorlar. 5 A¤ustos’ta sabah›, binlerce çevik kuvvet polisi, tam donan›ml› polis özel kuvvetleri ve flirket yanl›s› çetelerle birlikte, grevci iflçilere karfl› topyekûn bir sald›r›y› bafllatt›. Üç polis helikopteri havadan s›v› göz yaflart›c› gaz dolu plastik torbalar atarken, yerde çevik kuvvet polisi iflçilerin iflgali alt›nda olan bütün fabrika binalar›n› kuflatarak iflçilere içine göz yaflart›c› gaz kar›flt›r›lm›fl tazyikli su s›k›yordu. Grevcilere karfl› tam bir savafl bafllat›ld›. 30–31 Temmuz’daki müzakereler ateflkes eflli¤inde bafllad›¤›nda, grevin 76’nc› ve çevik kuvvet polisinin topyekûn sald›r›lar›n›n bafllamas›n›n 18’nci günüydü. Yönetim ve kiral›k çeteleri iki haftadan uzun süredir iflçilerin sular›n› kesmiflti ve müzakerelerin çökmesinden sonra elektrik de kesildi. Sonuçta, grevciler açl›¤a ve susuzlu¤a mahkûm edilmiflti. Arka plan: sat›fltan iflasa Seul’un 50 kilometre güneyindeki Pyeongtaek’te, Ssangyong’u sat›n alm›fl olan Daewoo’nun da iflas etmesinin ard›ndan 2004’te Shanghai Motors taraf›ndan sat›n al›nd›. Ancak,
Ocak ay› bafllar›nda, y›llarca süren kötü yönetimin ard›ndan, flirket yeniden iflas baflvurusunda bulundu. Shanghai yönetimi Ssangyong’da büyük yat›r›mlar gerçeklefltirme yönündeki vaadini yerine getirmedi, bunun yerine ileri teknolojiyi Çin'deki genel merkezine aktard›. ‹flçiler ayr›ca Güney Kore hükümetine karfl› da öfkeliydiler çünkü hükümet hiçbir fley yapmayarak krizin zincirinden boflalmas›n› izledi. Yönetim taraf›ndan “çözüm” diye sunulan, flirketin yeniden yap›land›r›lmas› ve 7500 kiflilik iflgücünden 2656 iflçinin iflten at›lmas› oldu. Yeni militan liderlik Tarihsel olarak, Kore Metal ‹flçileri Sendikas›’na (KMWU) üye olan Ssangyong fiubesi, Hyundai ve Kia gibi di¤er otomobil flirketlerindeki daha militan flubelere k›yasla KMWU’nun en zay›f flubelerinden birisi. Sendika grevler ve iflkolu mücadeleleri yerine “diyaloglar›” tercih eden yozlaflm›fl, yönetim yanl›s› bir liderli¤in hâkimiyeti alt›nda bulunuyordu. Ancak, ekonomik kriz yaklaflt›kça sendika taban›, ifllerini korumak amac›yla birleflti. ‹flçiler düflmanca davranan yönetim ve hükümete karfl› savaflacak güçlü bir liderli¤in ihtiyac›n› hissettiler. Bu, iflçilerin mücadelesindeki önemli bir dönüm noktas› oldu. K›smi grevden iflgale Nisan ay› bafllar›nda, yönetim, 2646 iflçinin iflten at›lmas›n› teklif etti¤inde, Ssangyong KMWU, uzun bir mücadeleyi bafllatt›. Sendika bunu protesto etmek için flirket merkezini bast›. Bu dönemde sendika k›smi grevler de yapt›. Bu arada yönetim iflçileri bölmek için gönüllü emeklilik program› da sundu. 5000 üretim band› iflçisinden 1700’i erken emeklilik için baflvurdu. 9 May›s’ta, üç sendika lideri fabrikan›n ortas›ndaki alanda bulunan yüksek bacan›n tepesinde süresiz oturma eylemi bafllatt›lar. Bu liderler oturma eylemini iki aydan uzun süre devam ettirdiler. Nihayet, 21 May›s’ta, sendika fabrikay› iflgal etme ve süresiz greve gitme
yi unutmayaca¤›z” dedi. 2001 y›l›n›n Ekim ay›nda Zanon patronunun fabrikay› kapatma karar›n›n ard›ndan iflsiz kalan yaklafl›k 260 iflçi kendi aralar›nda tart›flarak, üretim yapmaya haz›r bir iflletmenin at›l bir biçimde durmas›n›n anlams›z oldu¤una karar verdi. ‹flçiler taraf›ndan kilitleri sökülen fabrika, 2002 y›l›n›n Mart ay›nda tekrar üretime bafllad›. Zanon o günden bu yana, do¤rudan demokrasiyle yönetiliyor. ‹flçiler her ay›n bir günü düzenli olarak toplanarak fabrikada neler yapabileceklerini tart›fl›yor. ‹dari ifllemlerle sorumluluk alacaklar ise bu toplant›larda belirleniyor ve seçilen herkes gere¤inde geri ça¤r›labiliyor.
plan›n› ilan etti. Binlerce sendikac› greve kat›ld› ve Pyeongtaek’teki fabrikan›n tamam› iflgal edildi. Fabrikan›n bu ani iflgali ile birlikte yöneticilerin tesise girmesi engellendi. ‹flgal ayr›ca, mücadeleye kat›larak 26 Temmuz’daki polis ablukas› bafllayana kadar iflçilerle birlikte fabrikada kalan politik gruplar, di¤er sendikalar, sosyal hareketler ve topluluklardan da önemli ölçüde destek gördü. Aile Destek Komitesi 13 May›s günü erken saatlerde grevci iflçilerin eflleri grevi desteklemek üzere örgütlenmeye bafllad›lar. Bireyler olarak de¤il, örgütlü bir grup olarak bildiriler da¤›t›p sendika yürüyüfllerine kat›lmaya bafllad›lar. Yerel topluluklar›n deste¤ini harekete geçirerek sendikac›larla birlikte protestolara kat›ld›lar. Kad›nlar aile destek komitesi etkinliklerinin geliflimi içinde grevcilerin mesajlar›n› kamuoyuna tafl›makta kilit rol oynad›lar. KMWU ve KCTU Emek hareketi son y›llarda oldukça hareketsiz ve parçal›yd›. Bu durumda, KCTU (Kore ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu) geçici liderli¤i retorik olarak Ssangyong iflçileriyle dayan›flma vurgusu yaparken, gerçekte KCTU'nun ulusal bir mücadeleyi yürütme kapasitesi büyük ölçüde zay›flam›fl durumdayd›. Mevcut KCTU liderli¤i ise bir KCTU görevlisiyle ilgili bir cinsel taciz skandal› sonucunda istifa etmeye zorlanmas›ndan sonra resmi yönetimin yerini alm›flt›. Bu durumda grevci iflçilerin KCTU’nun ulusal genel grev bir yana, iflkolu ya da bölge çap›nda grev gibi sistemli örgütsel destek sunabilme yetene¤i konusundaki beklentileri zaten çok düflüktü. ‹flgalin gündelik seyri Grevci iflçiler görünürde bar›flç›l ama oldukça gergin bir ortamda savunma müfrezeleri halinde örgütlendiler, birlikte uyuyup birlikte yemek yediler ve yürüyüfllere hep birlikte kat›ld›lar. ‹flçiler yaflanan durum, müzakere süreci ve sendikan›n mücadele plan›yla ilgili bilgileri paylaflmak için demokratik tart›flma toplant›lar› yürütmeyi de sürdürdüler. Savafl bafll›yor ‹flgal sürerken, yönetim fabrikay› zorla geri alma plan›n› uygulamaya bafllad›. Öncelikle binlerce çevik kuvvet polisinin yard›m›yla fabrikay› kuflatt›lar
n Meksika’n›n baflkenti Ciudad de México’da, devletin el koydu¤u topraklar›n› geri alabilmek için y›llard›r mücadele eden yerliler, ABD Baflkan› Barack Obama maskeleri takarak A¤ustos bafl›nda ülkelerini ziyaret eden ABD Baflkan› kadar sayg› görmediklerini vurgulad›. “400 Pueblos” (400 Köy) grubu üyesi köylüler, baflkentte düzenledikleri yar› ç›plak eylemleri ile biliniyor. “Vücudunuz, tek silah›n›z oldu¤unda” slogan› ile eylem düzenleyen köylüler, 1992’de Veracruz eyaleti yönetiminin 2 bin hektardan fazla tar›m arazisine zorla el koymas› üzerine direnifle geçmiflti.
Madonna’ya boykot ça¤r›s› n Dünyaca ünlü pop y›ld›z› Madonna, dünya turu kapsam›nda konser vermek üzere ‹srail'e gitti. Filistin için Küresel Boykot Yapt›r›m D›fllama (BDS) grubu, Madonna'ya ‹srail'i 'boykot et' ça¤r›s›nda bulundu. Madonna, ‹srail'e gelmeden önce ‹srail ve Filistinlilerin oluflturdu¤u bir boykot grubu, pop y›ld›z›na Tel Aviv konserlerini iptal etme ça¤r›s›nda bulunmufltu. Grup üyeleri, Madonna'ya gönderdikleri mektupta, Filistinlilere yönelik ›rkç› ve fliddet uygulamalar› nedeniyle ‹srail'e "boykot" uygulamas›na kat›lmas›n› istemiflti. Küresel BDS hareketi benzer bir mektubu, Eylül ay›n›n sonlar›na do¤ru yine Tel Aviv'de konser verecek olan Leonard Cohen'e de göndermiflti.
El Zeydi’ye erken tahliye Ö¤retmen sendikas›na siyah çelenk K›br›s’ta "‹nanc›ma ve Din Özgürlü¤üme Sahip Ç›k›yorum Hareketi" üyesi bir grup, Kuran kurslar›na karfl› eylem yapt›¤› ve köylerde kuran kurslar›n›n verildi¤i okullardaki s›n›flar› iflgal etti¤i gerekçesiyle K›br›s Türk Ö¤retmenler Sendikas›'n›n (KTÖS) önüne siyah çelenk b›rakt›. Ellerinde "K›br›s Türkü Müslüman'd›r" yaz›l› pankartlar tafl›yan eylemciler, burada "Kuran'a uzanan eller k›r›ls›n" diye slogan att›. KTÖS yetkilileri, çelengin
ve girifl kap›lar›n› engellemeye bafllad›lar. Temmuz ay› bafl›ndan itibaren iflgal fiziksel anlamda yal›t›ld›. 22 Temmuz’da, çevik kuvvet polisi ve yönetimin çeteleri grevcilerin direnifline karfl›n fabrikan›n belirli bölümlerini iflgal ettiler. ‹flçilerin yan›c› malzemelerle dolu boyahane bölümü üzerindeki kontrolü ve iflgali, grevcilere stratejik bir avantaj sundu. Temmuz ay› sonlar›nda, fabrikan›n içinde ve çevresinde her gün çat›flma yaflanmaya bafllad›. ‹flçiler çelik borular, molotof kokteylleri ve sapanlarla silahlanm›fl olmalar›na karfl›n, polis ve flirket çetelerinin muazzam fiziksel gücü karfl›s›nda ezildiler. Polis helikopterleri her gün fabrikan›n çat›s›na ç›kan iflçilerin üzerine s›v› göz yaflart›c› gazla dolu torbalar atmak için tur at›yordu. Toksik kimyasallar birçok iflçiyi yaralad›. fiirket çeteleri iflçilerin üzerine hedef gözetmeden sapanlarla büyük demir c›vatalar at›yordu. Elektrik ve sular› olmayan iflçiler pirinç topaklar› yiyerek beslendiler. ‹flçiler vahfli sald›r›lar karfl›s›nda disiplinli ve örgütlü bir biçimde günlük kavgay› sürdürdüler. Dayan›flma mücadelesi Topyekûn sald›r› bafllad›¤›nda KCTU destek gruplar›yla politik gruplar› ve sosyal hareketleri fabrikan›n önünde gösteri yapmalar› için harekete geçirdi. Gruplar su ve t›bbi malzeme getirmeye çal›flt›lar ama yönetim polis deste¤iyle birlikte her türlü yard›m› engelledi. 25 ve 29 Temmuz'da KCTU Ssangyong iflçilerini desteklemek için ulusal çapta bir iflçi gösterisi düzenledi. Ama Ssangyong fabrikas›na do¤ru yap›lan dayan›flma yürüyüfllerinin önü çevik kuvvet polisince kesildi ve panzerlerle ve helikopterlerle havadan desteklenen polis onlarca iflçi yaralay›p gözalt›na ald›. Nihai sald›r›y› kand›rmac› “diyalog’ izliyor Topluluklar ve kamuoyunun artan bas›nc› karfl›s›nda, Ssangyong yönetimi 30 ve 31 Temmuz tarihlerinde bir diyalog bafllatt›. Ancak yönetimin akl›nda sadece tek bir seçenek vard›: Sendi-
yarat›c›s› ve gerçek sahibinin, Türkiye’nin Lefkofla Büyükelçili¤i oldu¤unu iddia ederek, çelengi Büyükelçili¤e b›rakma karar› ald›. Bu karar›n ard›ndan, KTÖS üyeleri ile baz› demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerin temsilcileri, KTÖS'e b›rak›lan çelengi Türkiye'nin Lefkofla Büyükelçili¤i önüne götürdü. KTÖS Baflkan› Güven Varo¤lu ve Genel Sekreteri fiener Elcil, bunun elçili¤e ait oldu¤unu belirtti.
I Irak’ta George W. Bush’a ayakkab› f›rlatarak ezilenlerin duygular›na tercüman olan Muntazar El Zeydi’nin gelecek ay serbest kalaca¤› ifade edildi. El Zeydi’nin avukatlar›, müvekkillerinin cezas›n›n, “iyi halden dolay›” düflürülmesinin ard›ndan gelecek ay Zeydi’nin tahliye edilece¤ini aç›klad›lar. 14 Aral›k’tan beri cezaevinde bulunan gazeteci El Zeydi, mahkemede yabanc› bir lidere sald›r›dan dolay› 3 sene ceza alm›fl, fakat daha önce sab›kas› bulunmad›¤› için cezas› bir seneye indirilmiflti. Zeydi’nin eylemi daha sonra baflka benzer eylemlere de ilham kayna¤› olmufltu.
Sol’un seçim ata¤›
kan›n koflulsuz teslim olmas› ve iflten ç›karmalar› kabul etmesi. Sendika için bu kabul edilemez bir durumdu ve görüflmeler kesildi. Diyaloglar kesildi¤inde, flirket 2 A¤ustos’ta kesin uyar› olarak fabrikan›n elektri¤ini kesti. 3 A¤ustos’tan itibaren flirket çevik kuvvet polisiyle iflbirli¤i içinde nihai sald›r›y› bafllatt›. Çat›flmalar s›ras›nda kiral›k çeteler çevik kuvvet polisi kalkanlar›n›n korumas› alt›nda sapanla iflçilere sald›rd›lar. 3 ve 4 A¤ustos’ta polis ve çete birleflik sald›r›s› güçlendi ve büyük 4 A¤ustos sald›r›s› fabrikan›n boyahane binas› hariç ço¤unu ele geçirdi. Sald›r› s›ras›nda üç iflçi çat›dan düflerek ciddi biçimde yaraland› ve bir düzine iflçi gözalt›na al›nd›. Özel polis kuvvetleri tazer (elektik floku) silahlar› ve kauçuk mermilerle afl›r› güç kulland›. Geriye kalan grevciler boyahane bölümünde yat›ld›lar. Ssangyong iflçileri mücadeleyi kazand›! Ssangyong iflçileri iki aydan uzun bir süre fabrikay› iflgal ettiler; polisin, yönetimin ve kiral›k çetelerin fliddetiyle çat›flt›lar. Ailelerinden, di¤er iflçilerden, sosyal hareketlerden ve dinsel topluluklardan ald›klar› genifl destek mücadelelerinin meflruiyetini kan›tlad›. Ssangyong Motors’da yaflanan çat›flma emekle sermaye aras›ndaki temsili savaflt›. Ssangyong iflçileri aç›k vahfli sald›r›lar karfl›s›nda taleplerinin tümünü elde etmeyi baflaramam›fl olsalar bile zafer kazand›lar. ‹flçileri insan yerine koymay› reddeden yönetim, iflçilerin bofluna mücadele ettiklerini kan›tlamaya çal›fl›rken Ssangyong iflçileri kahraman mücadeleleriyle ç›plak gerçe¤i a盤a ç›kard›lar. Bu kez çat›flmay› kaybetmifl olabiliriz, ama sonunda savafl› iflçi s›n›f› kazanacak!
n Almanya'da gerçeklefltirilen eyalet parlamento seçimlerinde Baflbakan Angela Merkel'in partisi H›ristiyan Demokrat Parti (CDU) ve iktidar orta¤› Sosyal Demokrat Parti (SPD) kan kaybederken, Sol Parti (Die Linke) oylar›n› artt›rd›. Sol Parti, Thüringen eyaletinde yüzde 27,5 oy alarak, hükümet kurma yetkisine sahip olurken, CDU'nun kan kaybetti¤i di¤er eyalet olan Saarland'da yüzde 21,3 oy alan Sol Parti’nin, ikinci s›radaki SPD ve Yefliller ile koalisyon kurmas› gündeme geldi. Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki yerel seçimlerde ise CDU ve SPD oy kaybederken, SPD Köln ve Dortmund belediyelerinin de aralar›nda bulundu¤u birçok flehirde belediye baflkanl›¤›n› kazand›.
NATO: ‘20 bin asker daha’ n NATO’nun Afganistan’daki birliklerinin ABD’li komutan› General Stanley Mcchrystal, Taliban’la mücadele için ek 20 bin asker ihtiyac› oldu¤unu ve ittifaka üye ülkelerden asker talep etmek üzere Avrupa ülkelerini ziyaret etmeye bafllayaca¤›n› aç›klad›. Öte yandan resmi ziyaret için Ankara’ya gelen NATO Genel Sekreteri Andres Fogh Rasmussen, Afganistan’a ek asker talebini dile getirdi. Cumhurbaflkan›, Baflbakan ve D›fliflleri Bakan› ile görüflen Rasmussen, “Mevcut katk›lara müteflekkiriz, ancak samimi flekilde konuflmak gerekirse daha fazla katk› bekliyoruz” dedi. Rasmussen’le görüflmesinin ard›ndan aç›klama yapan D›fliflleri Bakan› Ahmet Davuto¤lu ise Türkiye’nin Afganistan’a sürekli katk›da bulundu¤unu hat›rlatarak, Kas›m ay›nda asker say›s›n›n 795’ten 1600’e ç›kar›laca¤›n› belirtti.
3 Eylül 16 Eylül
2009
DOSYA 9
Sokaktan yükselen ses:
Hastane Güncesi -1 Süheyla E. Tezel
BARINMA GAZETES‹ Ankara Mamak’ta süren bar›nma hakk› mücadelesinin ihtiyaçlar›ndan yola ç›karak yay›n hayat›na bafllayan Bar›nma gazetesi, bugün s›n›rlar› Ankara’y› aflan bir ‘halk medyas›’ deneyimine dönüfltü 2008 y›l› A¤ustos ay›nda yay›n hayat›na bafllayan Bar›nma gazetesi bugün Türkiye’nin farkl› bölgelerinde süren bar›nma hakk› mücadelesinin sesi solu¤u olma yolunda emin ad›mlarla ilerliyor. Gazete bir yan›yla farkl› bar›nma hakk› mücadelelerinin deneyimlerini paylaflmalar›n› sa¤layarak önemli bir misyonu yerine getiriyor. Öte yandan, Bar›nma gazetesi di¤er hak mücadelelerine, kendi yay›nlar›n› üretmeleri için cesaret veriyor, alternatif bir yay›nc›l›k düzleminin nas›l oluflturulaca¤›na kafa yoran herkesin yoluna ›fl›k tutuyor. Bu fikrin oluflmas›nda ve hayata geçirilmesinde önemli katk›lar› olan Kutay Meriç ve bar›nma hakk› mücadelesi veren Mamakl›larla gazeteleri üzerine konufltuk.
Bar›nma gazetesi hangi ihtiyaçtan ortaya ç›kt›? Bar›nma gazetesi fikri ilk olarak Mamak Bar›nma Hakk› Bürosu’nun yani Mamak’ta kentsel dönüflüme karfl› mücadele veren arkadafllar›n akl›nda olufltu. Çünkü Mamak kentsel dönüflüm alan› Türkiye’nin en büyük kentsel dönüflüm alan›. Hem yüzölçümü aç›s›ndan hem de burada bar›nan nüfus aç›s›ndan çok büyük bir alan. Bin hektar bir arazi üzerinde, 14 bin 500 konut var ve bu konutlarda 70 bin civar›nda insan yafl›yor. Burada kitle iletiflimini sa¤lamak ve örgütlenmek çok güç bir ifl. Kentsel dönüflüme karfl› bar›nma hakk› mücadelesinde bizim bir kitle iletiflim arac›na ihtiyac›m›z oldu¤unu tespit ettik ve bunu bir yay›n organ› vas›tas›yla yapa-
l›m dedik. Dikmen Vadisi’nden arkadafllara da açt›k konuyu. Onlar da “iyi fikir yapal›m bunu” dediler. ‹fle koyulduk. Gazetenin emektarlar› kimlerdi yola ç›karken. Hem haz›rlayanlar hem de da¤›tanlar olarak kimler vard› arkas›nda? Ankara’da bizim TMMOB’ye ba¤l› mühendis odalar›ndan gelen arkadafllarla oluflturdu¤umuz bir Bar›nma Hakk› Platformu var. Bu platformda avukat arkadafllar›m›z da var, mahallelerden gelen mücadele önderi olan arkadafllar›m›z da... Hep beraber haz›rl›yoruz gazeteyi. Bu platform bir yaz› kurulu gibi üstlendi gazetenin yükünü. Yay›n politikas›n›, manfleti, yaz›lar› ve gündemi burada tar›tfl›yoruz. Ondan sonra ifl bölümü dâhilinde yaz›-
lar haz›rlan›yor ve bas›l›yor. Manflet ve ana yaz›lar› mahalle temsilcileriyle de tart›fl›yoruz. ‹çimizde daha önce ne gazete ç›karan ne de mizanpaj yapan birisi vard›. Evlerdeki bilgisayarlar›m›zda haz›rl›yoruz gazeteyi. Bu biçimde kaç say› ç›kard›n›z? Geçen y›l A¤ustos ay›nda ilk say›m›z› ç›karm›flt›k. Bir y›la yak›n bir sürede beflinci say›ya ulaflt›k. Bugünlerde Dikmen Vadisi halk›n›n mücadele deneyimlerini anlatt›¤›m›z alt›nc› say›m›z› haz›rlamakla meflgulüz. Yavafl yavafl ö¤reniyoruz. Gazeteye dair okurlar›n tepkileri nas›l oldu? Gayet güzel tepkiler al›yoruz. Kentsel dönüflüm alanlar›nda halk gazeteyi hemen sahiplendi. Çünkü gazete kendi dertlerini anlat›yor. Orada kendilerini görüyorlar. Bir de Gökçek gibi bir belediye baflkan›na sahibiz. Dolay›s›yla Gökçek bu gazetenin ana haber ve yorum malzemelerinden oldu. AKP’ye oy atan vatandafl›n bile Gökçek’ten y›ld›¤› bir kentte bu gazeteyi ç›kar›yoruz. Mahalleliyle yap›lan röportajlardan esnaf, muhtar, mahalle sakini birçok insan›n yaz› ve görüflleri, mühendis ve avukatlar›n yaz›lar›yla yan yana. Gazete art›k mahallelerde bekleniyor. Halk “gazetemiz ne zaman ç›kacak” diye soruyor. Bar›nma hakk› mücadelesi üzerinden yükselen bir gazete bu... Peki, gazetenin bar›nma hakk› mücadelesine katk›lar› bekledi¤iniz düzeyde oldu mu? Gazete ç›kmadan önce geliflmelerle ilgili bildiri bas›p da¤›t›yorduk. Ancak bu yeterli olmuyordu. fiimdi gazeteyle birlikte art›k ortak
bir dil bile oluflmaya bafllad›. Örne¤in bir mahallede toplant› yapt›¤›m›zda daha önce hiç tan›flmad›¤›m›z bir insan›n bizim gazetede ifade etti¤imiz görüfller aktard›¤›n› ya da söylemleri kulland›¤›n› görüyoruz. Ayr›ca mücadelelere dair haber ak›fl› h›zland›. Geliflmeler halk taraf›ndan ö¤reniliyor. Sadece kentsel dönüflümün hedef ald›¤› bölgelerdeki insanlar de¤il belediye baflkanlar› da çok yak›ndan takip ediyor gazetemizi. Okuyup bize karfl› taktik gelifltirmeye çal›fl›yorlar. Bazen “sitemlerini” iletiyorlar. Süreç içinde çap› büyüdü bildi¤imiz kadar›yla… ‹lk baflta kaç bas›l›yordu flimdi kaç bas›l›yor. Ayr›ca kapsama alan› da geniflledi, ve Ankara’y› aflt›. Peki bunlar nas›l gerçekleflti? ‹lk say›m›z› 10 bin basm›flt›k. Sonra da 10 binin alt›na hiç düflmedik. fiu anda duruma göre 15 bine kadar ç›kabiliyor tiraj. Hepsini da¤›t›yoruz. Öyle ki ilk say›dan arflivlik gazete bile b›rakmam›fl›z. Elimizde birkaç tane kald›. Sa¤da solda kald› m› diye araflt›r›yoruz. Mamak’›n ihtiyac› olarak ç›kan gazete art›k bir Türkiye gazetesi olmaya evrildi. 7-8 binini Mamak’ta da¤›t›yoruz. 3-4 bin civar›nda gazeteyi Ankara’da Dikmen Vadisi, Yenimahalle’nin yan› s›ra ‹stanbul, ‹zmit, Samsun gibi kentlere gönderiyoruz. Di¤er illerde bar›nma hakk› mücadeleleri yürütenler size hangi kanallardan ulafl›yor? Dikmen Vadisi Türkiye’de bar›nma hakk› sorunu olanlar›n baflvuru merkezi gibi oldu. Talepler oraya geliyor. Biz de bu insanlarla iliflkiye geçiyor ve gazeteyi iletiyoruz.
Fazla teori yapmamaya özen gösteriyoruz ancak bazen kantar›n topuzu kaç›yor. Kad›n, çocuk ve e¤itim kültür sayfalar› da haz›rlamak gibi niyetlerimiz vard› ancak henüz baflaramad›k. Bu sonbahar yapar›z san›r›m. Yay›n›n çap› büyürken emektarlar ayn› m› kald›? Bu aç›dan ne gibi de¤iflimler yafland›. Kimler eklendi bu çal›flmaya? Bar›nma gazetesi mücadeleden ayr› bir fley de¤il. Mücadele ve örgütlenme büyüdükçe gazeteyi da¤›tanlar ve katk› verenler de ço¤al›yor. ‹lk baflta gazeteye karfl› biraz mesafeli duran, ifllevi konusunda kimi kayg›lar› olan arkadafllar art›k flevkle sar›l›yorlar. Mamak’ta bafllang›çta genç arkadafllarla da¤›t›yorduk gazeteyi. Kolay ifl de¤il 8 bin gazetenin gecekondu mahallelerinde kap› kap› da¤›t›lmas›. fiimdi a¤›rl›kla mahalle temsilcileri da¤›t›yor. Bar›nma gazetesi bir taraftan da bir alternatif halk medyas› deneyimi. Somut bir hak mücadelesine ve onun kurumlar›na dayanmas› halinde alternatif medya kanallar›n›n daha kolay boy verdi¤ini söyleyebilir miyiz? Do¤rudur. Yaflad›¤›m›z deney tam da bunu gösterdi. Ülkemizde sol bas›n›n okunma, sat›fl/da¤›t›m rakamlar› ortada. Sol’un kendini anlatt›¤› halden ç›karmak gerekli bas›n yay›n faaliyetini. Halktan yana bir medya, halk›n hak mücadeleleri içinden oran›n ihtiyac› olarak flekillendi¤i ölçüde sa¤l›kl› olarak geliflebilir. Halk kendi sorununu yans›tt›¤›, çarelerini anlatt›¤› için okuyor ve da¤›t›yor bu gazeteyi.
Halk›n avukat› ve mühendisi olmak için Gazetenin bar›nma hakk› mücadesine katk›lar›n› s›ralarken baflka nelerden bahsedebilirsiniz? Gazete her fleyden önce süreklili¤inin ve istikrar›n›n sa¤lanmas›yla süren mücadeleye ve örgütlenmeye ciddiyet kazand›rd›. Bar›nma hakk› mücadelesinin birkaç gencin ve mahallelinin ifli olmad›¤›, kal›c› ve kararl› bir çal›flma oldu¤u da gösterilmifl oldu. Gazetenin mühendis ve avukat arkadafllar aç›s›ndan da çok olumlu bir ifllevi oldu. Halk›n mühendisi ve avukat› olman›n ne oldu¤unu gerçek iliflkiler içinde ö¤reniyor ve ö¤retiyorlar.
Kutay Meriç
“Bu gazete burada hepimizi bir araya getiriyor” 22 y›ldan bu yana bu mahallede m›za; zarar›m›za kesinlikle de¤il. fiimdi oturuyorum. Biz çok yokluk çektik, bu ben herkese okutmaya çal›fl›yorum, mahallede yaflamak için çok emek ver- baflkalar›na da veriyorum. Biz kad›nladik. Aç kald›k, elekr›n hiçbir fleyden antriksiz, susuz kald›k lamayaca¤›n› düflüama hep daha iyi olnüyorlar, özellikle de sun istedik. Bunun bunun için okuyoiçin çabalad›k, flimdi rum. Biz kad›n›z ama bize iflgalci diyorlar. bizim de gururumuz Ben bunlar› hep gavar. Gazeteyi okuyup zeteyi okudukça dadaha çok bilgi edineha iyi gördüm. Komce¤im, sorunlar›ma flular›m da bu s›k›nt›daha iyi bir yol bulalar› yafl›yorlar, onlara ca¤›m, evim için, gegazeteyi veriyorum. lece¤im bunu yapaBu gazete bizim için, ca¤›m. Bir de bu gabar›nma sorunumuzetenin bizleri bir arazu göstermek için. ya getirdi¤inin söyleBenim ya da baflkalamek istiyorum. BirlikFatma AKYÜZ r›n›n anlamad›¤› görten kuvvet do¤ar. medi¤in birçok fleyi bize anlat›yor, bilgi Daha güzel fleyler yapabiliriz. Teflekkür ediniyoruz. Bence bu gazete bizim kar›- ediyorum.
“Gazeteyi özellikle kad›nlara verece¤im” Ben 45 yafl›nday›m, 21 y›ld›r burada yafl›yorum. Bizler ilk olarak buraya geldi¤imiz zaman da bizleri buradan atmak istediler. Bizim sorunlar›m›z çok ama bunlar› anlatacak birilerinin olmas› çok güzel. Bar›nma gazetesi bunu yap›yor. Bu gazete sayesinde ayd›nland›m, haklar›m› almay› ö¤rendim. Bizim gibi ayn› derde düflenlerin ne yapt›klar›n› okudum. Gazete bizim gibi insanlara laz›m, birlikte olmak için hele daha çok laz›m.
Birçok insan bu sayede çal›flmalara kat›ld›. Onlar da do¤ruyu yanl›fl› burada ö¤rendi. Yaln›z olmad›¤›m›z› bilmek çok güzel bir fley. Ayd›nlanmak, bilgilenmek bunlar› baflkalar›na anlatmak çok güzel. Ben üç say›y› da ald›m bundan sonra da alaca¤›m. Özellikle kad›nlara verece¤im. Gazetede bizim haberlerimiz ç›kt›¤› zaman çok mutlu oluyoruz. ‹yi fleyler yapt›¤›m›z› görüyoruz. Bu gazeteyi ç›kaFatma AYTEN ranlara çok teflekkür ediyorum.
Bir Hastane güncesi: Sadece Türkiye’de görülebilecek bir durum üzerine güzelleme! Bilmem kaç›nc› Karfursa açabilme (hemen say› verelim ‹stanbul içinde 10 büyük 42 küçük çapl› marketin, 11.büyü¤ünü açabilme) ad›na y›k›lan ülkenin say›l› hidroterapi merkezlerinden biri: 70. Y›l Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi. Hikâye odur ki market yaparken hastanenin bir bölümü de yanl›flla y›k›l›r. Kar furyas›nda engellileri düflünecek de¤iliz ya! Efendim onlar da kapl›calara gitsinler de¤il mi? Çünkü bu ülkede kilometrekareye bir hipermarket ihtiyac› var. Halk›m yararlans›n, kalk›ns›n, teknolojiye ve tüketime çabuk ulafls›n diye. fiimdi ÜçGe’sini almak için 2 kilometre yol mu gitsin? Her 10 kifliden birinin sakat oldu¤u ülkemde -ki bunlar›n da yaklafl›k beflte biri çocukken- hidroterapi ve rehabilitasyon merkezlerinden çok uyutulmaya, uyuflturulmaya ihtiyac›m›z var. Yoksa insan nas›l yaflar bu ülkede, gözlerini kulaklar›n› kapamazsa. Acaba kimler engelli, hangimiz engelli? E-5 yolu üstünde devasa marketler, autletler… Bunlar› pek güzel görürüz de hangimiz bilir Adnan Kahveci Bulvar› E-5 yolu Bahçelievler’deki 70. Y›l Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’ni. Ancak oray› kullananlar bilir: Kas, eklem, kemik ve sinir hastal›klar› olanlar. ‹htiyac› olup da bileni çok yani. Hidroterapi merkezi içeren say›l› hastanelerden biri olmas› özelli¤iyle Türkiye’nin dört bir taraf›ndan gelir felçliler, engelliler. Ve bizler o kadar kör ve sa¤›r›z ki binlerce insan›n daha sa¤l›kl› bir yaflam ad›na yararland›¤› yegâne mekân 2 y›l önce büyük bir market yap›m› s›ras›nda y›k›l›rken hiçbir fley görmez ve duymay›z. Nereye kadard›r acaba körlü¤ümüz, bir araba bize çarpas›ya kadar m›? Kar furyas›na giden hastane sadece engellilerin de¤il hepimizin hastanesi, halk›n hastanesi. ‹fl o ki marketle bafllayan çal›flma yar›n ya da gelecek y›l otopark ya da daha baflka bir furyaya gitmesin. Bugün denen nedir, para her türlü de¤erin üstündedir, ticaret ad›na halk›n okulu, hastanesi y›k›labilir, orman› yak›labilir, arazilerine kaçak inflaat ç›k›labilir, kaçak oteller dikilebilir, befl bininci köprü infla edilebilir, hatta içti¤i su sat›labilir! Yeter ki kar furya olsun. Genel tav›r kamunun mal›n› bir sebeple -ki bu herfley olabilirgasp eyle, laflarla, gereksiz ve asla yap›lmayacak vaatlerle oyala, sat, zarara u¤rat, piyasalaflt›r ama asla y›kt›¤›n› düzeltme, satt›¤›n›n yerine yenisini koyma, eksi¤i tamamlama, düzeltme, koyma, yapma ki insanlar y›ls›nlar, b›ks›nlar, al›fls›nlar, kan›ksas›nlar, sonra 'biz yapt›k oldu' olsun. ‹yi de kimin mal› kime verilmekte. fiimdi mesela hastanenin 2 y›l önce y›k›lan ve yerine yenisi infla edilmemifl binas›na herkes al›flt›, öyle do¤allaflt› ki artan söylenceler dedikodular beynimizde örümcek a¤lar› örmeye bafllad›, yar›n otopark yap›l›nca oras› hepimiz diyece¤iz ki 'ben biliyordum oran›n otopark olaca¤›n›'. Bravo! Peh! Adam oray› yanl›fll›kla(!) y›karken senin 3 y›l sonra tahmin edece¤in fleyin bilinciyle greyderi vuruyor. Senin hastaneni y›karak infla edilen yerde sana mal sat›yor adam flimdi. Ama hakk›n› yememek laz›m ma¤azalar›nda engellileri düflünerek kap›, asansör yap›yor, az›c›k hastanesini y›km›fl ne var? Suçlu kimdir ki burada, asl›nda durup düflünmek gerek. Sorular› do¤ru adreslere sormak gerek, do¤ru cevab› bulabilmek için. ‹flte bir soru: Acaba bakanl›klar bizim ülkemizde ne ifle yarar? Mesela Sa¤l›k Bakanl›¤›... Halk›n hastanesi y›k›l›rken ve 2 y›l geçmiflken acaba Sa¤l›k Bakanl›¤› ne yapm›flt›r: “Ma¤durlar için hemen ulafl›m sa¤lam›fl ve baflka bir merkeze tafl›yarak tedavilerin yar›m kalmamas›n› -çünkü tedavinin aksamas› sekel art›m›na neden olabilir- sa¤lam›fl, yeni bir merkezin yap›lmas›n› sa¤lam›fl, hadi bunlar› da geç, hastanenin yan›na inflaat izni bile vermemifltir. Bu tür rehabilitasyon merkezlerini artt›rm›fl, halk›n sa¤l›k hakk›ndan yararlanmas›n› kolaylaflt›rm›flt›r. Varm›fl mesela böyle bakanl›klar›m›z. ‹nan›las› gibi de¤il.” ‹nanmay›n zaten. Bizim sa¤l›k bakanl›¤›m›z yeni do¤an ölümlerini aç›klamak için onlar›n zaten erken do¤um oldu¤unu ve zaten öleceklerini söylemekle meflguldür o esnada. Ölümlerde, sa¤l›k ma¤duriyetlerinde bakanl›¤›n genel tavr› zayiat yönündedir, pek bir sorumlulu¤u yoktur esasen. O bebekler zaten ölecektir, inflaat yap›l›rken hastane çökecektir. Olur can›m böyle fleyler. Biz gözü görenler kör oldu¤umuz, kula¤› duyanlar sa¤›r oldu¤umuz sürece çok yak›nd›r, bugün hastanemizin y›k›m›na göz yuman›n oturdu¤umuz iskemleyi alt›m›zdan çekmesi, soludu¤umuz havaya vergi kesmesi. Aman can›m ÜçGe’miz var ya ne gam! Çok geliflmifl ülkeyiz çok. Hastane y›k›lm›fl, binlerce insan ma¤dur olmufl, ne yapal›m market zayiat› deyip geçeriz ( mi acaba?) Not : Bir sonraki hastane güncesinde : Hiçbir fleye al›flm›yoruz, hiçbir fleyi kan›ksam›yoruz, zayiat deyip geçmiyoruz !
“Bizim dilimiz oluyor, bizi anlat›yor” Tam 21 y›ld›r burada yafl›yorum. yor, bu sayede bir çok insan geldi, çal›flKentsel dönüflüm ad›yla evlerimizin y›- malara kat›ld›. Kap› kap› insanlara da¤›k›laca¤›n› ö¤rendi¤imiz zaman ben bu- t›yoruz, kimse flimdiye kadar almamazrada Bar›nma Bürosu ile l›k etmedi. Bazen paratan›flt›m. Birçok kez s›z olmas›na flafl›r›yorlar, toplant› yapt›k, ne yapabiz de meslek odalar›n›n biliriz, neler yap›lmal›d›r katk›lar›n› anlat›yoruz. O diye. Orada bizim bu sozaman ne kadar destek runlar›m›z› ifade edecek var daha iyi anl›yorlar. bir gazete olsa ne iyi Dayan›flma için, birlik olur diye konufltuk. Dikiçin gazeteye ihtiyac›m›z men’de de ayn› sorunlavar. Bugün burada kar› yaflayanlar vard›. Asd›n toplant›s› yap›yoruz. l›nda bu gazete onlar›n Kad›nlar baz› fleyleri damücadelesini bize gösha iyi anl›yorlar gazeteterdi. Ben ilk ç›kt›¤›ndan leri okuduklar›nda. Zeynep ONAT Okuma yazma bilmeberi bu gazeteyi al›yorum. Bar›nma gazetesi yen kad›nlar efllerine mahallelerde temsilci olmak isteyenle- okutuyorlar, ben biliyorum. Bu gazete rin ulaflabilece¤i bir araç oldu. Çünkü bizim dilimiz oluyor, bizi anlat›yor, bu Mamak çok büyük bir bölge, herkese yüzden gazeteyi okumaya ve da¤›tmaulaflmak için gazete bize yard›mc› olu- ya devam edece¤im.
3 Eylül 16 Eylül
10 K‹BELE
2009
PATRONA PROTESTO
SEN M‹S‹N BOfiANAN
KESK’L‹ KADINLAR YALNIZ DE⁄‹LD‹R
‘HAP‹SHANEDE TAC‹ZE SON’
Ad›yaman’da kad›n iflçiler eylemde
Zonguldak’ta SGK titizli¤i!
Seher Tümer hala mahpus
Mahpus kad›nlar için eylem
Ad›yaman’da bir tekstil fabrikas›nda çal›flan kad›n iflçiler kendilerini sigortas›z, düflük ücretle çal›flt›ran ve kendilerine hakaret eden patronu protesto etti. 22 A¤ustos günü ifl b›rakarak patronlar›n›n özür dilemesini talep eden kad›nlar›n eylemi baflar›ya ulaflt›. Eylemin ard›ndan, fabrika sahibinin iflçilerden özür diledi¤i, maafl ve sigorta konusunda anlaflmaya var›ld›¤› aç›kland›.
Zonguldak Sosyal Güvenlik Kurumu vefat eden babas›n›n emekli maafl›n› alabilmek için eflinden anlaflmal› olarak bofland›¤›n› tespit etti¤i 1200 kad›n›n pefline düfltü. Kentte boflanarak ölen anne ya da babalar›n›n emekli maafllar›n› alan kad›nlar›n, eski eflleriyle birlikte yaflay›p yaflamad›klar›n› denetleyen SGK, tespit etti¤i kad›nlar› hem sosyal güvenceden yoksun b›rakarak hem de haklar›nda ifllem yaparak cezaland›racak.
Geçen Nisan ay›nda ‘KCK operasyonu’ kapsam›nda gözalt›na al›nan ve tutuklanan SES Ankara fiube yöneticisi Seher Tümer 27 A¤ustos’ta görülen davan›n ikinci duruflmas›nda da serbest b›rak›lmad›. Duruflma günü Tümer’le dayan›flma için Ankara Adliyesi önünde SES Ankara fiubesi’nin ça¤r›s›yla bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Tümer’in davas› 23 Ekim tarihine ertelendi.
FeministizBiz grubu hapishanelerdeki taciz olaylar›na dikkat çekmek için bir eylem yapt›. Yaklafl›k 20 kad›n 29 A¤ustos günü Ankara K›z›lay’da bulunan YKM önünde toplanarak haz›rlad›klar› minyatür parmakl›klar›n içine girdi. Kad›nlar üzerlerine “Hapishanedeyim, doktora gidemiyorum çünkü yolda jandarma taciz ediyor” ibarelerinin bulundu¤u çarflaflar› giyerek yere yatt›lar. Hapishanelerdeki tacizlere karfl› tepkilerini dile getirdiler.
Çal›fl›rken zordur kad›n olmak Yar› göçebe koflullarda güvencesiz çal›flt›r›lan, kad›nl›¤›n her türlü zorlu¤unu yaflayan yüz binlerce tar›m iflçisi kad›n›n öyküsünü yaz boyunca tarlalarda çal›flmak için Batman’dan Bursa’ya gelen Gülflen ve Mihriban anlatt› “K›z olmak zaten çok zor bizim orda. Belki her yerde zor ama bizde daha zor sanki.” Bu sözler Batman’dan patl›can tarlalar›nda çal›flmak için Bursa Orhangazi’ye gelen Gülflen’e ait. Gülflen yaklafl›k bir ay önce yedi kardefli, annesi, babas› ve erkek kardeflinin efliyle beraber yaz boyunca çal›flmak üzere Orhangazi’ye gelmifl. Gülflen’in ailesinin de aralar›nda bulundu¤u 6 aile her yaz ‘day›bafl’ dedikleri arac›n›n onlara buldu¤u ifllerde çal›flmak üzere Batman’dan farkl› kentlere gidiyor. Tarla ve bahçelerde çal›fl›yor. Gülflen ve ailesi gibi yüz binlerce insan mevsimlik tar›m iflçili¤i yap›yor. Kay›t d›fl› çal›flt›rman›n hemen hemen tek çal›flt›rma biçimi oldu¤u bu alanda kaç kiflinin çal›flt›¤›n› kestirmek mümkün de¤il. Tüm kay›t d›fl› sektörlerde oldu¤u gibi bu alanda da kad›n eme¤i oldukça yo¤un kullan›l›yor. Gülflen ve Gülflen’le ayn›
durumda olan yüz binlerce kad›n her y›l zeytinden pamu¤a, f›nd›ktan domatese onlarca farkl› ürünü ekmek ve toplamak için tarlalarda çal›fl›yor. Tar›mda çal›flan kad›nlar›n neredeyse tamam› ya ücretsiz aile iflçisi olarak çal›fl›yor ya da kazand›klar› paraya babalar› veya kocalar› taraf›hdan el koyuluyor. Gülflen’in sözleri bu verileri do¤ruluyor: “28 yafl›mday›m hiç okula gitmedim. 10 yafl›mdan beri çal›fl›yorum. Her yaz çal›flmaya bir yerlere gidiyoruz, pamuk, patates, patl›can, zeytin, domates hepsini toplad›m. O kadar y›l çal›flm›fl›m sigortam 1 gün dahi yoktur. Ne kadar al›yoruz yemin bilmiyorum. Belki 19 belki 20 (TL). Zaten biz Batman’a döndükten sonra day›bafl› yolluyor paray›. E paray› da babam al›yor, babam bize para vermiyor ki ancak karn›m›z› doyuruyor iflte, bir de para olursa bayramda k›yafet al›r bize. Daha babam›n bana hayat›mda harçl›k verdi¤i yoktur.” Tarlada yaflam zor Bar›nma sorununu kurulan ortak çad›rla çözen iflçi aileler içme ve kullan›m suyu ihtiyac›n› tulumbadan çekilen su ile karfl›l›yor. Çad›r›n biraz ötesindeki kap›s›z bir kulübenin de tuvalet oldu¤unu anlatan kad›nlar kendileri tuvalete girince iki çocu¤un perdeyan›ndan Gülflen 28 yafl›nda. Hiç okula gitmemifl. 10 yafl›ndan nin beri yazlar› tarlalarda çal›fl›yor. tutarak uçmas›-
Mevsimlik iflçiler gittikleri yerlerde bar›nma sorununu tarlaya yak›n bir alanda kurduklar› çad›rlarla çözüyor. Orhangazi’deki yerleflim yerlerine oldukça uzak bu alan adeta bir çal›flma kamp›na benziyor. 6 aile perdelerle birbirinden ayr›lan ortak çad›rda yafl›yor.
n› engellemek için bekledi¤ini söylüyor. Çad›r›n damc›s› Mihriban Kamp›n ‘damc›s›’ (çal›flan herkesin yemeklerini yapan ve bunun karfl›l›¤›nda yevmiye alan kad›n) Mihriban bizlere kamptaki hayat› anlat›yor. Sabah kahvalt›s›n› her ailenin kendisinin haz›rlad›¤›n› söylüyor. Kendisinin tarlaya gitmeyen çocuklara bakt›¤›n› ve ailelerin kendisine b›rakt›klar› malzemelerle günde iki ö¤ün yemek yapt›¤›n› anlat›yor. Mihriban kaç lira yevmiye ald›¤›n› bilmiyor. Mihriban’›n yemek haz›rl›klar› biterken saat 18.30’da gibi tarla mesaisi de sona eriyor. Erkekler toplanan patl›canlar› kamyona yüklemek üzere çal›flmaya devam ediyor. Kad›nlar ise çad›ra geri geliyor. Bu dönüfl yolunda onlar› heyecanla bekleyenler oluyor. Çocuklar iflten dönen annelerini dönüfl yolunun bafl›nda karfl›l›yor. “Böyle çal›flmak çok zor ama al›flt›k” Gelen kad›nlardan birisiyle erkekler ‘eve’ gelene
kadar sohbete dal›yoruz. 28 yafl›ndaki Gülflen bize hayat›n› anlat›yor. Hiç okula gitmedi¤ini Batman’da oturduklar›n›, fakat hiçbir gelirleri ve mülklerinin olmad›¤›n› anlat›yor. Bu yaz çal›flt›klar› yerde 7 kardefli, annesi, babas› ve kardeflinin kar›s› ile bebe¤i dâhil 11 kifli kald›klar›n› söylüyor. “Bebek hariç hepimiz çal›fl›yoruz valla. Sabah 7:30’da ifle bafll›yoruz ö¤len 13:00’da yemek molas› 1 saat var, onda da iflte çad›ra gelip yemek yiyip dönene kadar bitiyor 1 saat. Saat 18:30 da bitiyor ifl. Çok zor oluyor s›ca¤›n alt›nda çal›flmak ama al›flt›k biz de napal›m” diyor. Gülflen de Mihriban gibi çal›flt›¤› iflin paras›n› hiç alamad›¤› gibi günlük yevmiyesinin de ne kadar oldu¤unu bilmiyor. ‹flin kurallar›n› “Patron çal›flt›¤›m›z günlerde fifl veriyor bize, ya¤mur varsa ifl yoksa yevmiye yok, sade kuru ekmek var, bir de patl›can onu da biz topluyoruz” sözleriyle gülerek anlat›yor. Sigortalar› olmad›¤›
Bar›fl›n yolu kad›nlardan geçiyor
‘Krizin nedeni biz de¤iliz’
Kad›nlar bar›fl için Hakkâri’den bir ucu ‹stanbul’a, bir ucu Ankara’ya bir ucu ‹zmir’e varan yeni bir yol infla ediyor Kad›nlar›n May›s ay›nda Diyarbak›r’da Haziran’da ise Ankara’da bafllatt›¤› bar›fl yolcuyu¤u devam ediyor. ‹stanbul Bar›fl ‹çin Kad›n Giriflimi’nin Diyarbak›r’da bafllayan bar›fl yolculu¤u Berçelan yaylas› ve ‹stanbul’da tutulan ‘bar›fl nöbeti’nden sonra ‹stanbul Maçka Park›’nda yap›lan bar›fl flenli¤i ile devam etti. 23 A¤ustos günü gerçekleflen flenlikte yap›lan Kürtçe ve Türkçe konuflmalarda 'Kad›nlar hemen flimdi bar›fl istiyor' mesaj› verildi. Bar›fl için yol haritas› DTP’li kad›n vekiller, belediye baflkanlar› ve parti yöneticileri 25 A¤ustos günü
partinin Ankara Balgat’ta bulunan genel merkezi önünde bir bas›n toplant›s› düzenledi. Kad›nlar yapt›klar› aç›klamada hükümetin dilinin de¤iflti¤ine dikkat çekerek aç›l›m söyleminin “terörü bitirmek” program›na dönüfltü¤ünü söylediler. Tutuklu kad›nlara ziyareti Halkevci kad›nlar yaklafl›k iki ayd›r Bergama hapishanesinde tutuklu bulunan KESK’li kad›nlara dayan›flma ziyaretinde bulundu. Hapishaneye yap›lan destek ziyaretinde KESK Kad›n Sekreteri Songül Morsümbül, E¤itim-Sen Kad›n Sekreteri Gülçin ‹spert ve Bar›fl Meclisi’nden Yüksel Mutlu ile görüflüldü. Ziyarette d›flar›daki kad›nlar›n dayan›flma ve dostluk mesajlar› iletildi.
için hastaland›klar› zaman içtenlikle cevaplayan Gülflen, yeflil kartla tedavi olduklar›- bu iflte çal›fl›rken kad›n oln› aktaran Gülflen, çal›flmak mak zor mu, sorunuza cevap için gittikleri yerlerde hasta- verirken belki de tar›m sekl›k durumunda ne yap›yorsu- töründe kad›n olman›n tek nuz diye sordu¤umuzda avantaj›n› da flu sözlerle or“Çal›flmaya gitmiflsek hiçbir taya koymufl oluyor. “K›z fley yapm›yoruz. Yat›yoruz olmak zaten çok zor bizim bekliyoruz, ya ölürüz ya iyi- orda. Belki her yerde zor lefliriz. Buralarda kimse yok ama bizde daha zor sanki. ki; araba yok, bir fley yok, Çal›fl›rken de zordur kad›n kim bizi nereye götürecek” olmak. Ama burada erkekdiye yeni bir soruyla cevap- lerle yevmiyelerimiz ayn› üsl›yor. Diflinin çok a¤r›d›¤›n› telik onlar daha çok çal›fl›ama yapacak bir fley olma- yor. Bak biz çad›ra geliyod›¤›n› söyleyen Gülflen, ge- ruz onlar daha kamyona çuçen y›llarda ablas›n›n ‹z- val yüklüyor mir’de su yüzünden tifo oldu¤unu anlat›yor ve günlerce çad›rda yatt›ktan sonra ancak hastaneye götürüldü¤ünü söylüyor. Kendisi hiç okula gitmeyen Gülflen 14 yafl›ndaki k›z kardeflinin de çal›flt›klar› için her y›l okula geç bafllad›¤›n› anlat›yor. Sorular›m›z› Mihriban tarlada çal›flanlar için yemek haz›rl›yor
Eskiflehir’de Halkevci kad›nlar, krizin kad›nlar üzerine etkilerini yapt›klar› anket çal›flmas›yla ortaya koydu Eskiflehir Halkevi Kad›nlar Meclisi, “krize karfl› halk›n flartlar› var” çal›flmas› kapsam›nda kentin farkl› bölgelerinde yürüttü¤ü kriz ve kad›n konulu anket çal›flmas›n›n sonuçlar›n›, ‹fl ve ‹flçi Bulma Kurumu önünde yapt›klar› bir eylemle aç›klad›. Halkevci kad›nlar 21 A¤ustos günü yapt›klar› aç›klamada 5 gün boyunca Takal›, Gültepe, Adalar, Y›ld›ztepe ve Hamamyolu mahalle-
lerinde ev ev dolaflarak yapt›klar› anketle krizin kad›nlara etkileri hakk›nda elde ettikleri sonuçlar› aç›klad›lar. Yap›lan aç›klamada anket sonuçlar›n›n, krizin nedeninin AKP’li milletvekilinin dedi¤i gibi kad›nlar olmad›¤›n› gösterdi¤i belirtildi. Anket sonuçlar›na göre kad›nlar, zaml› elektrik, su, do¤algaz faturalar›n› ödeyemedikleri için karanl›kta oturuyor ve susuz yafl›yor. Anket so-
Dikmen’de krefl ç›kartmas› Ankara Dikmen’de Halkevci kad›nlar ve mahalle muhtarlar› taraf›ndan yürütülen “imza ver kreflimiz olsun” kampanyas› kad›n dayan›flmas›yla güçlendi. Ankara’n›n farkl› bölgelerinden Halkevci kad›nlar 22 A¤ustos Cumartesi günü Dikmen’de düzenledikleri kad›n çay›nda bulufltular. Gerçeklefltirilen sohbetin ard›ndan Halkevci kad›n-
lar kampanya için topluca Dikmen’i dolaflt›. Pazaryerinde bildiri da¤›t›p imza masas› açan kad›nlar daha sonra parklarda ve sokaklarda imza toplad›.
nuçlar›n›n di¤er bir can al›c› noktas› da kad›nlar›n beslenmeden e¤itime giyimden sa¤l›¤a her alanda harcamalar›n› k›s›tlad›klar›. Ayl›k ortalama gelirin asgari ücret düzeyinde oldu¤u aileler içerisinde kriz nedeniyle iflten at›lan ya da ücretsiz izin gibi uygulamalara maruz kalanlar›n oran› %35,3. ‹fl baflvurusunda bulunan kad›n say›s›n›n oran› %24. Evde gelir getirici ifl yapan kad›nlar›n oran› ise %5.
Zamma çeflme bafl›nda itiraz Ankara’da Gökçek’in tarifelerle oynayarak suya yapt›¤› dolayl› zam faturalara yans›maya bafllad›. Mamak’ta bulunan Dostlar Mahallesi’nde kad›nlar temizlik ifllerini mahallenin ortak çeflmesinde imece usulü yapt›. Evlerde yap›lan toplant›larda su zamm›na karfl› birlikte itiraz etmek için mahallede bulunan “Dost Çeflmesi”nde buluflmaya karar
veren kad›nlar, 21 A¤ustos günü hal›lar›, yünleri ve bidonlar›yla bir araya geldi. Hal› ve yünlerini y›kayan kad›nlar, su bidonlar›n› doldurdular ve su zamlar›n› konufltular. Kad›nlar, su faturalar›n› ödeyemeyeceklerini ve sayaçlar›n›n söküldü¤ü zaman da sokaklarda bulunan çeflmelerden belediyeye kadar yürüyüfl yapacaklar›n› söylediler.
Büyük ad›mlar atabiliriz ‹lknur Birol Halkevleri Genel Baflkan›
Halkevci kad›nlar 28–29–30 A¤ustos tarihleri aras›nda ‹zmir Seferihisar Kad›n Kamp›’nda bulufltu. 2001 y›l›ndaki Dünya Kad›n Yürüyüflü’nden bu yana mütevaz› ad›mlarla ilerletti¤imiz, 2007 Halk›n Haklar› Kad›n Forumu’nda biraz daha biçim kazand›rd›¤›m›z kad›n mücadelemiz Seferihisar buluflmas›yla yeni bir efli¤i aflarak anlam kazand›. Üniversite ö¤rencilerinden iflsiz kad›nlara, ö¤retmenlerden iflçilere, yazarlardan emeklilere hayat›n farkl› alanlar›ndan ve yafllardan 160’› aflk›n kad›n, yaz boyunca haz›rl›klar› süren bu büyük buluflmada bir araya geldi. “Eflleri izin vermedi¤i” için gelemeyen kad›n arkadafllar›m›z da toplant› salonunda hep “aram›zdayd›lar”. Kamptaki çocuklar kendileri için haz›rlanan kamp okulunda birçok e¤lenceli ve ö¤retici etkinli¤e kat›ld›. Yak›ndaki Bademli köyü kad›nlar›n›n tiyatro gösterisi daveti ise kamp›n güzel bir sürprizi oldu. Kat›l›mc›lar aras›na DKY Güney Afrika temsilcisi Wilhelmina Trout ve Handan Ça¤layan’›n da bulunmas› kamp program›n› daha da zenginlefltirdi. Halkevci kad›nlar›n mücadele perspektiflerini tart›flarak önümüzdeki döneme haz›rl›k amac›yla gerçeklefltirdi¤i toplant›lar ve atölye çal›flmalar› kamp›n ana program›n› oluflturdu. Neoliberalizm ba¤lam›nda hak mücadeleleri, kapitalizmde kad›n eme¤i ve piyasac› gericili¤in tart›fl›ld›¤› ilk iki gün, teorik tart›flmalar ve Türkiye’nin farkl› bölgelerinden gelen kad›nlar›n paylaflt›¤› deneyimler eflli¤inde son derece yo¤un geçti. Tart›flmalara gerek sözleriyle gerekse haz›rlad›klar› tiyatro oyunlar›yla katk›da bulunan kad›nlar, kad›n çal›flmas›n›n sistemle oldu¤u kadar maruz kald›klar› gündelik eflitsizliklerle de mücadele etmesi gerekti¤ini canl› biçimlerde vurgulad›lar. Adanal› kad›nlar›n mücadeleyle birlikte cinsiyetlerinin “fark›na varmalar›”, kimlikleri ve bedenleriyle bar›flma öyküleri; Eskiflehirli kad›nlar›n Ekmek Meclisi’yle bafllayan birlikteliklerinin Kad›n Meclisi ile kal›c› hale gelmesi; Ankaral› kad›nlar›n bar›nma hakk› bürolar›nda tan›flt›klar› kad›nlar›n yaflam öykülerini paylaflt›kça kad›n çal›flmas›n› büyütmekte att›klar› kararl› ad›mlar hepimizin can kula¤›yla dinledi¤i an›lar ve deneyimlerdi. Program›n aç›l›fl›nda Halkevleri Film Atölyesi’ndeki kad›n arkadafllar taraf›ndan haz›rlanarak gösterilen k›sa belgesel hepimize heyecan verirken, k›sa sürede aflt›¤›m›z büyük mesafeye tan›kl›k ettik, coflkumuzu büyüttük. Buluflmam›z›n haf›zalardan silinmeyecek en önemli oturumu ise yazar Handan Ça¤layan’›n sundu¤u Kürt kad›n hareketi deneyimleri oldu. Anadolu topraklar›nda ulusal kimlik mücadelesiyle beraber sokaklara ç›kan ve büyük bir kad›n özgürlük hareketi yaratan Kürt k›z kardefllerimizin mücadele öyküsünü dikkatle dinledik, kendimiz için dersler ç›kartt›k. Kad›n mücadelesinin görmezden gelemeyece¤i farkl› alanlar›n hepsini üç k›sa gün içinde hakk›n› vererek tart›flmak mümkün olmasa da on bir ayr› bafll›k alt›nda düzenledi¤imiz atölye çal›flmalar›nda oldukça anlaml› tart›flmalar yapt›k. Toplumsal cinsiyet atölyesinde tart›fl›lanlar› krefl hakk› atölyesinde ald›¤›m›z mücadele karar› bütünlerken; çal›flma hakk› atölyesi kad›n iflçilerin, iflsiz kad›nlar›n sorunlar›n› nas›l daha görünür k›l›nabilece¤i üstüne kafa yordu. ‹letiflim hakk› atölyesinde cinsiyetçi ayr›mc›l›¤a karfl› daha duyarl› bir medya ortam› için Halkevci kad›nlar›n neler yapabileceklerini tart›flt›k. Bar›nma, su, enerji, e¤itim ve sa¤l›k hakk› atölyelerinde hak mücadeleleriyle kad›nlar›n eflitlik mücadelesinin iç içe geçti¤i bir mücadele hatt›n›n temellerini atmaya çal›flt›k. fiiddet atölyesi ve hukuk atölyesi fliddete karfl› mücadelenin fikri temellerini ve hukuki olanaklar›n› görmemizi sa¤lad›. 3 gün boyunca ‹zmir’in s›ca¤›na, toplant› salonunun havas›zl›¤›na ve kasvetine yi¤itçe direnen onlarca kad›n hep birlikte tart›flt›k. Halkevci kad›nlar mücadelesinin biçimini, ilkelerini, teorik ve politik temellerini konufltuk. Birbirimize en samimi duygular›m›zla seslendik, kimi zaman yaflam›m›za dair itiraflarda bulunduk, kimi zaman dinlediklerimiz karfl›s›nda hayrete düfltük, mücadele içine düfltü¤ümüz açmazlar› birbirimizle paylaflt›k ama toplant› salonundan her defas›nda yüzümüzde gülümsemeyle, umudumuzu büyüterek ve birbirimizi daha da severek ç›kt›k. Seferihisar kamp› kad›n mücadelesinin kendi kiflili¤ini oluflturmas›n›n önemli ad›mlar›ndan birisi oldu. 3 günün sonunda pekiflen kardefllik duygusu birbirimizden zor ayr›lmam›za sebep oldu. Birbirimize s›k›ca sar›l›rken 9 Eylül’de tüm Türkiye’de sokaklara ç›karak krize karfl› flartlar›m›z var diyece¤imizi; 1 Ekim’de Üzmez yüzünden yarg›lanan kad›n arkadafllar›m›za destek için Bursa’da buluflaca¤›m›z›, 25 Ekim’de Ankara’daki büyük buluflmada yine yan yana gelece¤imizi bilerek birbirimizden ayr›ld›k. ‹zmir’de kamp alan›ndan gecenin karanl›¤›nda ayr›l›rken sonu ayd›nl›k uzun bir yolculu¤a daha yeni ç›kt›¤›m›z›n ve bu yolda büyük ad›mlar atacak güçte oldu¤umuzun bilincindeydik.
cmy k
3 Eylül 16 Eylül
2009
KÜLTÜR/SANAT 11
Brecht ve Koç yan yana geldi¤inde Biri kendini aç›kça komünist olarak tan›mlam›fl tarihi önemde bir sanatç›, di¤eri Türkiye’nin en büyük sermaye grubu. Ancak bir çat›flman›n taraflar› olarak an›labilecek bu isimleri bir sanat etkinli¤i, ‹stanbul Bienali biraraya getirdi. Peki birileri bize flaka yapm›yorsa bu ne anlama geliyor? ‹stanbul’un çeflitli semtlerinin duvarlar› bugünlerde devrimci Alman sanatç› Bertolt Brecht imzal› sözlerin yer ald›¤› afifllerle donat›m›lm›fl durumda. Üzerinde “Banka kurman›n yan›nda banka soymak nedir ki”, “‹nsan neyle yaflar”, “Önce ekmek gelir ard›ndan ahlak” gibi ifadelerin yer ald›¤› afifller ilk bak›flta sosyalist bir grubun ‹stanbul’da yeni bir kampanya için s›k› bir afiflleme yapt›¤› izlenimini do¤uruyor. Biraz yaklafl›p dikkatlice bakt›¤›n›zda ise afifllerin alt›nda sponsor olarak (bünyesinde bir bankay› da bar›nd›ran!) Koç grubu logosunu görüyorsunuz ve bunun 11. ‹stanbul Bienali’nin tan›t›m afiflleri oldu¤unu anl›yorsunuz. Marksist söylemli bir bienal ‹stanbul Kültür Sanat Vakf› (‹KSV) taraf›ndan düzenlenen bienalin küratörlü¤ünü, dört H›rvat kad›ndan oluflan küratör kolektifi, WHW / What, How & for Whom (Ne, Nas›l ve Kimin ‹çin) üstleniyor. 12 Eylül’de bafllayacak bienal bafll›¤›n› Brecht’in 1928’de yazd›¤› ‘Üç Kuruflluk Opera’ adl› oyunun ikinci perdesinin kapan›fl parças› olan ‘‹nsan Neyle Yaflar?’ adl› flark›dan al›yor. ‹KSV’nin bas›n bültenine bakt›¤›m›zda bu y›lki bienal sanat›n, toplumsal olana müdahale ile estetik jest aras›ndaki eski iliflkilerin gözden geçirilmesi ve yeni iliflkiler kurulmas› için nas›l olas›l›klar bar›nd›rd›¤›n› araflt›rmay› öneriyor. WHW, post-modern dilden beslenen önceki bienallerden farkl› olarak do¤rudan politik olarak dönüfltürücü bir yerden sanata bakmay› öneriyor. Koç ve ABD deste¤iyle politik tart›flma Sözler kula¤a hofl geliyor hatta iyi niyetle bakarsan›z kapitalizmin krizinden geçti¤imiz bir dönemde sanat camias›nda toplumsal meselelere, kapitalizmi sorgulayarak bakan bir anlay›fl›n yeniden yeflerdi¤ini dahi düflünebilirsiniz. Düflünebilirdiniz... E¤er yukar›da bahsedilen pratik bugünkü gibi bir bienal zemininde yap›lmasayd›. Çünkü sanat ve politika iliflkisini tart›flmay›, kapitalizmi sorgulamay› öneren bienal, do¤rudan kapita-
Bienal, ça¤dafl sanat ve küratör ne demek?
Bienalin tan›t›m afifllerinde Brecht’in ‘Banka kurmak yan›nda banka soymak nedir ki?, ‘‹nsan neyle yaflar’ gibi eserlerinden sözleri bulunuyor. lizmin pençesindeki bir kültür zemini üzerinde bulunuyor. ‹KSV’nin internet sitesini açt›¤›n›zda karfl›n›zda ilk sayfada Koç grubunun ve ABD D›fliflleri Bakanl›¤›’n›n ambleminin geldi¤i bir bienal bu! Zira bienal Koç grubunun ana sponsorlu¤uyla düzenleniyor. ABD D›fliflleri Bakanl›¤› da etkinli¤in destekçilerinden. Kapitalizmi meflrulaflt›ran muhalif söylem Bir önceki bienalin temas› da bir flaka gibiydi: ‘Küresel Savafl Ça¤›nda ‹yimserlik’. Savafl karfl›tl›¤›n›n ifllendi¤i birçok eserin bulundu¤u bu bienalin de sponsoru Koç
grubuydu, dünya çap›nda 15’den fazla ordunun z›rhl› araç ihtiyac›n› karfl›layan, Irak’›n iflgalinin aç›k destekçisi Koç grubu... Yani iyimserlik savafltan kâr edecek sermaye gruplar› için iyimserlikti. Bienalde savafl› sorgulayan tüm çabalar da savafl sistemini meflrulaflt›rmaya hizmet etti. Bugün de yaflanan ayn› fley. Ekonomik kriz sürecinde Koç sponsorlu¤unda kapitalizmi sorgulayan bir sanat etkinli¤i kapitalizmi meflrulaflt›rmakla sonuçlanacak. Sermayenin sanat üzerindeki tahakkümüne bir tu¤la daha tafl›nm›fl olacak. Yap› Kredi’yi soymay› deneseniz Bienaldeki sanatç›lar›n niyetlerinden ba¤›ms›z konufluyoruz ancak sermayenin boyunduru¤u alt›ndaki
Eli kanl› sponsorlar
Bertolt Brecht ya da aslolan de¤ifltirmektir! 20. Yüzy›l sanat›na yön vermifl Alman flair, oyun yazar›, tiyatro yönetmeni ve kuramc›s› Bertolt Brecht yaflam› boyunca t›pk› bu y›lki ‹stanbul Bienali’nde oldu¤u gibi sanat›n sermayeyle iliflkilerine karfl› ç›km›fl, insanlar›n yaflamlar›n› dönüfltürmeye teflvik edecek yeni bir devrimci sanat anlay›fl›n›n inflas›na kendini adam›fl bir isim. Zengin bir ailenin o¤lu olarak 1898’de Augsburg’da do¤an sanatç› erken yafllarda, fliir, tiyatro ve edebiyata büyük ilgi duydu. ‹lk sanat eserleri fliirleriydi. Daha lise y›llar›nda metinlerinde savafl karfl›tl›¤›n› dillendiriyordu. T›p e¤itimi gördü, 1. Dünya Savafl›’n›n son y›l›nda askere al›narak bir hastanede görev yapt›. Hastanede gördü¤ü sefalet ölümüne de¤in savafl karfl›t› tutumunun temelini oluflturdu. Bu dönemde yazd›¤› ‘Ölü Askerin Öyküsü’ adl› fliiri y›llar sonra Nazilerce suçlanarak Alman yurttafll›¤›ndan at›lmas›na neden olacakt›. Epik tiyatronun kurucusu 1924'te Berlin'e gitti. Burada dönemin ünlü tiyatro sanatç›lar›yla tan›flt› ve birlikte çal›flma olana¤› buldu. Bir süre sonra yetenekli bir oyuncu olan Helena Weigel’le evlendi ve bu evlilik ömrünün sonuna kadar sürdü. Brecht'in oyunlar›n›n pek ço¤unda Weigel baflrolde oynad›. Bu dönemde yazd›¤› oyunlarla geleneksel tiyatrodan farkl› olarak izleyicinin akl›n› kullanarak bir karara varmas›n›, harekete geçmesini sa¤lamak amac›n› tafl›yan yeni bir tiyatro anlay›fl›n›n ilk ad›mlar›n› att›. 1920'li y›llar›n ikinci yar›s›nda Brecht art›k inançl› bir komünistti, burjuva ahlak›na yönelik nefretini eserlerinde dillendiriyor, çal›flmalar› da politik amaçlar›na uygun hale geliyordu. Hiçbir zaman Alman Komünist Partisi üyesi olmad›. Naziler’in yönetime gelmesine kadar izleyicilerin oyuna kendini kapt›rmamalar›n› ve olaylar karfl›s›nda elefltirel bir tutum almalar›n› öneren epik-diyalektik tiyatro olarak adland›r›lan tiyatro anlay›fl›n› oluflturmada epey yol katetmiflti. Ölene kadar sanatta devrimi arad› Naziler’in yönetime gelmesiyle 1933’te Almanya’y› terk etmek zorunda kald›. S›ras›yla ‹sviçre, Danimarka, Fincmy k
bu tip sanat etkinliklerinde kendisini hedef alan yönelik muhalefetin tart›flmalar›n› dahi kendi bünyesinde yürüten kapitalizm denetim mekanizmalar›n› geniflletmifl olacak. Dolay›s›yla bienal buna hizmet eden bir etkinlik olarak k sistemle hesaplaflmaya de¤il kapitalizmi sorgulayanlar›n sistem s›n›rlar› içerisinde daha fazla ehlileflmesine neden olacak. Bienali düzenleyenlere önerimiz ast›klar› afifllerin yolundan giderek Yap› Kredi’nin bir flubesini soymay› denemeleri. Belki bunun sonuçlar›n› görünce bu tart›flmay› üzerinde yer ald›klar› zemini dinamitleyip sermayeden ba¤›ms›z bir zeminde yapmay› ak›l edebilirler.
‹stanbul Bienali 1987’den beri düzenleniyor ancak milyonlarca ‹stanbullu bienalin anlam›n› dahi bilmiyor. Bunun bir nedeni ça¤dafl sanat›n içeri¤iyse di¤er bir nedeni bizzat bienali düzenleyenlerin ve ça¤dafl sanat camias›n›n bugüne kadar ‹stanbullular’la buluflmak üzere yeterli çaba göstermemifl olmas›. Bu anlamda bienal ‘elit ve kibirli’ bir etkinlik olarak karfl›m›zda duruyor. Bienal, iki y›ll›k demek. Yani bienaller iki y›lda bir düzenlenen sanat etkinlikleri. Bienallerde ça¤dafl sanat eserleri sergileniyor. Ça¤dafl sanat 1970’lerden sonra yani modernizm sonras› sanata verilen isim. Ça¤dafl sanat (Baz› çevreler buna güncel sanat da diyor) sanat yap›t›n›n gündelik sorunlar, siyaset gibi kavramlar› kendisine odak almas› gerekti¤ini öne sürüyor ve duygulardan çok akla hitap etmeyi hedefliyor. Ça¤dafl sanatta sadece resim ve heykel gibi geleneksel sanat türleri de¤il video sanat›, entelasyon (yerlefltirme), performans gibi eserleri görmek mümkün. Her bienalin bir veya birkaç küratörü oluyor. Küratör sergi yap›c›s› demek. Küratör o y›lki bienalin kavramsal çerçevesini belirleyip sanatç›lar› seçiyor. Günümüzde ça¤dafl sanatla izleyiciler aras›ndaki en büyük sorunsa izleyicilerin önemli bir bölümünün eserlerin ne zihinsel ne de duygusal anlamda kendisi için bir fley ifade etmedi¤ini öne sürmesi noktas›nda ortaya ç›k›yor. ‹zleyicilerin gezdikleri sergilerin sonunda “Bu neydi flimdi” sorusuyla karfl›laflmalar› hayli s›k rastlanan bir durum. Pek dillendirilmeyen bu durum bir kesimde bu eserlerin tümüyle saçmal›k bir kesimde ise zihinsel zorlamay› teflvik eden çok önemli eserler olarak alg›lanmas›na neden oluyor.
Bienallerin bugüne kadarki sponsorlar ve destekçileri aras›nda savafl destekçisi sermaye gruplar›ndan emperyalist ülkelerin d›fliflleri bakanl›klar›na birçok kurum bulunuyor. 1987’den beri ‹stanbul Bienali’nin sponsor ve destekçilerinden baz›lar› flöyle: ABD D›fliflleri Bakanl›¤› ve ‹stanbul Baflkonsoloslu¤u, ‹srail D›fliflleri Bakanl›¤›, Kanada D›fliflleri Bakanl›¤›, Aç›k Toplum Enstitüsü, Garanti Bankas›, Akbank, Coca Cola, Credit Suisse, Shell, Sony, Philips, IBM, Japan Tobacco International, Mercedes Benz, Kemer Golf & Country Club, Osmanl› Bankas› .
‘Yap›lan, elefltiriyi çalmak’ Birgün gazetesi yazarlar›ndan Ali fiimflek: “Daha önce sistemin d›fl›na itilen elefltiri art›k en sert haliyle sistemin içerisinde yer alabiliyor. Geçmiflte rahats›z edici elefltiri jeste indirgeniyor”
landiya ve ABD’ye gitti. So¤uk Savafl y›llar›n›n ABD’sinde kendisine yönelik bask›lar›n artmas› üzerine Alman Demokratik Cumhuriyeti’nin ça¤r›s›yla Do¤u Berlin’e yerleflti. Burada bir grup oyuncuyla 1948'de Berliner Ensemble adl› tiyatro toplulu¤unu kurdu. Berliner Ensemble, gerek kuramsal çal›flmalar›, gerek sahneledi¤i çok baflar›l› oyunlar›yla, dünya çap›nda ün kazanmakta gecikmedi. Do¤u Almanya y›llar›nda, oluflturdu¤u tiyatro anlay›fl›n› daha da derinlefltiren Brecht 1956’da yaflam›n› yitirdi. ‘Yüksek sanata’ isyan Brecht, eserleri ile toplumsal yap›y› fleffaf hale getirmeyi, özellikle yap›n›n de¤ifltirilebilece¤ini göstermek istiyordu. Brecht tiyatrosunun as›l gayesi tiyatronun al›c›s›nda -oyuncusu ve seyircisitoplumsal süreç anlay›fl›n› oluflturacak bir etki yaratmak ve belirtmekti. Ona göre sanat ayr›cal›kl› bir ifl olmamal›, sermaye düzeninden kaynakl› halk ve sanatç›lar aras›ndaki dengesizlik k›r›lmal›yd›. Brecht burjuvazinin yüksek sanat anlay›fl›yla hesaplafl›rken halk›n düzeyine inmek ad›na yap›lan ucuz popülizme de prim vermemiflti.
ienal gibi iddial› kültür etkinliklerinin ve ça¤dafl sanat›n bugün genifl kitleler taraf›ndan anlamlar›n›n dahi bilinmemesini nas›l aç›kl›yorsunuz? Az bilinmesinin nedeni bienallerin güncel sanat a¤›rl›kl› olmas›. Güncel sanat geleneksel resim, heykel gibi uygulamalardan hayli farkl›. Bunlar› da kullanmakla beraber kavram a¤›rl›kl› olmas›, izleyiciden entelektüel bir ilgi talep etmekte. Bu entelektüel yön, izleyici say›s›n› do¤al olarak düflürmekte. Yani özetle flu söylenebilir, çok disiplinli yap›s›yla güncel sanat duygulardan çok akla ve soyutlamaya yönelik çal›fl›yor. Bu güncel sanat›n kitleselleflmesi anlam›nda çok ciddi bir engel teflkil ediyor. Bu anlamda güncel sanat ve bienallerin genel izleyici kitlesinin e¤itimli yeni orta s›n›f oldu¤u söylenebilir.
B
Sermayeye eklemlenmifl bu etkinlikte sermaye düzenini hedef alan bir kavramsal çerçeveyi nas›l de¤erlendiriyorsun? Geçmifl bienalin ‘Küresel Savafl Ça¤›nda ‹yimserlik’ bafll›¤› çok tart›fl›lm›fl; bu iyimserli¤in kimin için oldu¤u sorusu sorulmufltu. Anlad›¤›m›z kadar›yla yeni bienal, liberal bir bafll›ktan Marksist bir kavramsal çerçeveye geçivermifl, hem de en sert haliyle. WHW kolektifi, Brecht’i tekrar gündeme getirerek ça¤dafl kapitalizm koflullar›nda sanatsal u¤rafl›n rolü hakk›nda bir düflünme denemesine giriflmeyi ve günlük pratiklerimizi, de¤er sistemlerimizi ve eylem biçimlerimizi yeniden de¤erlendirmeyi amaçl›yor. Bunu nas›l de¤erlendirebiliriz? Öncelikle art›k sistem ‘kendisine yöneltilmifl’ elefltirileri bile çok rahat içine alabiliyor. Çok politik temalar›yla güncel sanat bunun en önemli araçlar›ndan. Ben buna gazetedeki köflemin de bafll›¤› olan ‘Elefltiriyi Çalmak’ diyorum. Bu gerçekten çok yeni bir fley, daha önce sistemin d›fl›ndan yöneltilen elefltiri, art›k en sert haliyle sistemin içinde yer alabiliyor. Bu geçmiflte dönüfltürücü, rahats›z edici elefltirinin ‘jeste indirgenmesi’ demek oluyor. Bienalin afifllerinden biri Brecht’in ‘Bir banka açman›n yan›nda banka soymak nedir ki?’ cümlesini tafl›yor. Ama sponsoru bankas› da olan Koç Holding! ‹flte bu eleflti-
rinin nötrleflmesi oluyor. Ça¤dafl sanat bugüne dek daha çok post-modernizmden beslenirken bu bienalde sanat›n propaganda için düflünülme önermesi ne anlama geliyor? Brecht ve sosyalist gerçekçilik, ajitasyon 80 sonras› çok küçümsenen, kaba bulunan yöntemlerdi. fiu an tüm dünyada ‘Marx’›n hayaletleri’nden bahsediliyor. fiimdi bu bienalin kavramsal çerçevesi de çok sert bir Marksist önermeye dayan›yor: ‹nsan neyle yaflar? Cevab› yine afifllerde Brecht veriyor: Önce ekmek sonra ahlak. Derinleflen kriz bienal çerçevesini de belirlemifl diyebiliriz. Bir de flunu eklemeli. Güncel sanat politik olan› sadece kavrama, söze indirgemek gibi bir tehlike bar›nd›r›yor. Oysa politika sadece kavrama indirgenemez, o deneyim a¤›rl›kl›d›r. Güncel sanat›n bu bienal de dahil fazla politik yönünü bir de bu aç›dan düflünmek gerekiyor.. Neo-liberal kültürün özelleflmesi ve kentlerin küresel sermayeye pazarlanmas› politikalar›nda bienaller nerede duruyor? 90’larda daha önce sola b›rak›lm›fl kültür alan› sermayeye eklemlendi. Ayr›ca 90’larda ‹stanbul için bir Küresel Kent modeli dayat›ld›. Bu, hizmetlerde yo¤unlaflm›fl, üretimi d›flar›ya atm›fl; bankac›l›k-finans a¤›rl›kl› bir kent hayaliydi. Küresel Kent
kavram› dünyaya bir imaj vermeyi de gerektiriyordu. Festivaller ve bienaller bu anlamda kritik önem tafl›d›. Ayn› zamanda kültür-sanate¤lence üçgeni kentsel dönüflümde soylulaflt›rma dedi¤imiz dönüflümü de tetikledi. Soylulaflma çöküntü alanlar› olarak tarif edilen kentin tarihi mekanlar›n›, alt s›n›flar› kovarak, yüksek kiral› bu üçgenin mekanlar›na dönüfltürmektedir. Galata, Frans›z Soka¤›, 1991’den sonra yavafl yavafl ‹stiklal Caddesi hatt›. Bu anlamda gayri menkul rantlar›n›n üst s›n›flara aktar›lmas›nda sanat-kültür operasyonlar› ‘istemeden’ de olsa bir tür makyaj yapacakt›r.
Ali fiimflek
Çocuklar Devrim Stad›’nda uçurtma uçurdular Ankara Ö¤renci Kolektifleri’nin Mamak, Bat›kent ve Dikmen Vadisi’nde yapt›¤› etkinlikler, 26 A¤ustos’ta ODTÜ gezisiyle sona erdi. Servislerle ODTÜ’ye gelen çocuklar burada Bilim-Teknoloji Müzesi’ni gezdiler. Ard›ndan araba, tren ve uçak sergisini de gezen çocuklar, son olarak Devrim Stad›’nda piknik yap›p, oyunlar oynay›p, uçurtmalar›n› uçurdular.
20 A¤ustos günü Okmeydan› Halkevi’nde buluflan çocuklar, aileler ve üniversiteliler birlikte ‹stanbul Oyuncak Müzesi’ni gezdiler. Burada müzenin kurulufluna dair bir film izlediler. Müzede çocuklar›n ilgisini en çok “aya yolculuk” bölümü ve izledikleri filmde Sunay Ak›n’›n 5 yafl›ndayken elinde tuttu¤u oyuncak gemi çekti.
Kolektiflerin ‘Okumufl insan halk›n yan›ndad›r’ kampanyas› sona erdi
Yaz okulu mahallede ünivesiteli halk›n›n yan›nda Üniversiteliler, çocuklar›n okullar›ndaki bask›c› ve s›k›c› e¤itimin aksine kendilerini özgürce ifade edebildikleri, yeteneklerini keflfedip gelifltirebildikleri bir e¤itimle tan›flmalar›n› hedefledi. Kay›t paras› ve okul masraflar›yla büyük bir ekonomik yük alt›na giren veliler üniversitelilerin mahallelerinde olmas›ndan memnundular.
Paras›z e¤itim talebi halk›n yaz okullar›nda güçleniyor. Üniversiteliler ve mahallelilerin buluflmas› ikinci y›l›nda flenliklerle sona erdi
Halkevleri ve Ö¤renci Kolektifleri’nin birlikte düzenledi¤i “Okumufl ‹nsan Halk›n Yan›ndad›r” kampanyas› bu sene ikinci kez düzenlendi. Yaklafl›k bir ay boyunca zamanlar›n›n büyük bölümünü mahallelerde çocuklarla beraber geçiren üniversiteliler atölye çal›flmalar›nda ve derslerde rol ald›. Üniversiteliler çocuklara ders vermenin yan›nda velilerle ve mahalle halk›yla yap›lan toplant›lara ve ev ziyaretlerine kat›ld›lar. Heryer derslik Geçen sene Halkevleri’nin yan› s›ra mahallenin sokaklar›n› ve parklar›n› da e¤itim-üretim sahas› olarak kullanan ö¤renciler ve çocuklar, mahallelerde dayan›flma kültürünü yaratm›fllard›. Yaz okullar›n›n sonundaki flenliklerde yüzlerce insan çocuklar›n›n yeteneklerinin serpildi¤ini görebilmifl, k›sa zamanda çocuklar aras›nda iletiflim ve paylafl›m›n ne denli geliflti¤ini gözlemlemiflti. Bu y›l geçen senenin olumlu deneyimlerini aflmay› önüne koyan ö¤renciler, bir yandan harç zamlar›na karfl› mücadele ederken di¤er yandan da mahallelerde e¤itim çal›flmalar›n› sürdürdüler. Ö¤retmenler de ö¤rendi Kampanyaya Sakarya Üniversitesi’nden kat›lan Utku Bingül, Halkevleri’nin tarihine dair okuduklar›ndan halka dönük e¤itim çal›flmalar›n›n geçmiflte de yürütüldü¤ünü ö¤rendi¤ini söyledi. ‹leride ö¤retmen olmak isteyen Utku, çocuklara ders vermenin kendisi için önemli bir deneyim oldu¤unu söyledi. Utku, ders vermenin yan›nda çocuklarla muhabbet etmenin de çok ö¤retici oldu¤una de¤indi ve çal›flman›n yorucu fakat bir o kadar da e¤lenceli oldu¤unu ifade etti. Ö¤renci Kolektifleri geçen y›l elde ettikleri
deneyimle bu sene derslerle ve krefl çal›flmas›yla güçlendirdi. Geçen y›l üç flehirde yap›lan kampanya bu y›l alt› flehirde daha yayg›n ve kitlesel gerçeklefltirildi. Çocuklar›n ilgisinde ve kat›l›m›nda belirgin bir art›fl gözlemlendi¤i gibi kapan›fl flenlikleri sanatç›lar›n da deste¤iyle daha nitelikli ve coflkulu geçti. Yaz okullar› flenliklerle sona erdi ‹stanbul’da “okumufl insan halk›n›n
yan›ndad›r” kampanyas› Ümraniye, Bahçelievler ve Okmeydan›’ndaki mahallelerde yürütüldü. Okmeydan›’nda yaz okulu flenli¤i 19 A¤ustos akflam› Sibel Yalç›n Park›’nda yüzlerce insan›n kat›l›m›yla gerçekleflen bir flenlikle sona erdi. Gün boyunca resim ve karikatür derslerinde çocuklar›n ürettikleri parkta sergilendi. Ö¤renci velileri yapt›klar› yemekleri Halkevi’ne getirerek, üniversitelilere çal›fl-
malar›nda destek oldu. Krefl çocuklar›n›n danslar›n› ve çocuk korosunun flark›lar›n› seyirciler uzun süre alk›fllad›. fienli¤in sonuna do¤ru çocuklar vurmal› çalg›lardan bir ekip oluflturarak
sanatç› Vedat Y›ld›r›m’›n söyledi¤i türküye efllik etti. Bahçelievler’de yap›lan flenlikte çocuklar fliir, tiyatro ve koro atölyelerinde ürettiklerini sergilediler. 150 kiflinin kat›ld›¤› flenlikte üniversiteliler de Bahçelievler Fizik Tedavi Merkezi’nde yaflananlar› konu alan ve AKP’nin sa¤l›¤› ticarilefltirmesine de¤inen bir tiyatro gösterisi yapt›. Ümraniye Halkevi 23 A¤ustos’ta mahalleli çocuklar›n›n ve üniversitelilerin sahne ald›¤› bir halk flenli¤i düzenledi. fienlikte çocuklar bir ay boyunca haz›rland›k-
lar› fliir, halk oyunlar› ve tiyatro gösterilerini izleyicilere sundular. 250 kiflinin kat›ld›¤› flenlik, Hacivat-Karagöz gölge oyunu ve yaz okulu görüntülerinden oluflan bir gösterimle sona erdi. Okullar tüm Anadolu’da Eskiflehir Gültepe Mahallesi’nde 20 A¤ustos’ta mahalle halk›n›n ve üniversitelilerin kat›ld›¤› bir flenlikle yaz okulu sona erdi. Çocuklar›n yapt›¤› resimler, kalemlikler, çerçeveler ve çektikleri foto¤raflar Halkevi giriflinde sergilendi ve halktan ilgi gördü. fienlik halk oyunlar›, fliir dinletileri ve flark›larla devam etti. Bursa’da kampanya 22 A¤ustos günü Görükle Meydan›’nda yap›lan bir flenlikle noktaland›. 200’e yak›n insan›n ve 20 çocu¤un kat›ld›¤› flenlikte, çocuklar›n halkoyunlar›, koro ve tiyatro gösterileri alk›fl toplad›. Ankara’da Mamak-Tuzluçay›r, Dikmen Vadisi ve Bat›kent’te gerçeklefltirilen e¤itim çal›flmalar›nda birçok farkl› alanda atölyeler düzenlendi. Bat›kent’te yap›lan yarat›c› yazarl›k, yabanc› diller ve drama atölyesi, Dikmen Vadisi’nde bilim atölyesi ve bilgisayar kurslar›, Mamak’ta e¤lenceli tar›m ve tarih dersleri çocuklar›n yarat›c›l›klar›n› ve yeteneklerini gelifltirme imkan›n› sa¤lad›. Etkinliklerde sahne çocuklar›nd›