İşçi-köylü Demokratik Halk İktidarı İçin
Sayı:
* 25 Haziran-8 Temmuz 2010
68
q İSKİ direnişi, önüne koyduğu hedeflerle yoluna devam ediyor 11 Mart tarihinde işten atılan ve direnişe geçen İSKİ işçileri, direnişlerinin 105. gününe ulaştı. Bu süreç içerisinde birçok eylem yapan İSKİ işçileri, aynı zamanda sınıf dayanışmasının en güzel örneklerini sergileyerek direnişte olan birçok işyerini ziyaret edip sınıf dostlarına destek vermişlerdi. Direnişlerinin 105. gününde ziyaret ettiğimiz işçiler, önlerine koydukları hedefleri ve direnişi nasıl sürdüreceklerini anlattılar. Sayfa 2
* Fiyatı: 1.50 TL
* ISSN: 1307-878X
YAZILAN SENARYOLARDA BİZE BİÇİLEN ROL FİGÜRANLIKTAN ÖTE GİTMİYOR!
ROLLERİ YAŞAMI YARATANLAR DEĞİŞTİRECEK! Yaşamımızın her alanında saldırılar hız kesmeden devam ederken, iç politikada çatışmalı ortama ağırlık verilmesi, aslında ege-
q “Dışarıdan baktım yeşil türbe,
men sınıfların, dış politikada çizmeye çalıştıkları güçlü imaja karşın, içerde düştükleri acizlik ve güçsüzlüğün ifadesidir. İzlenen
içine girdim estağfur tövbe”
siyasal-sosyal-ekonomik politikaların iflasıdır. Bu iflasın geniş yığınlarda yönetici sınıflara karşı artan tepkisidir.
Birçoğumuz “kalite” olarak duymuşuzdur Yeşil Kundura’yı ve bir mağazadan ayakkabı aldığımızda hiç aklımıza ayakkabıda alınteri olan bu işçiler gelmemiştir. Oysa bu işçiler şimdi kölece çalışma koşullarına karşı sendikalı olmayı seçerek Deri-İş’te örgütlendikleri için işten atıldılar ve direnişe geçtiler. İşten çıkarılan 3 kadın işçinin fabrika önündeki direnişlerini gazetemiz İşçi köylü olarak 14. gününde ve ardından Yeni Demokrat Kadınlar ve DDSB olarak 20. gününde ziyaret ederek yaşadıklarını dinledik. Bundan sonra da yanlarında olacağımızı ifade ettik. Sayfa 4
DESA patronu, Deri-İş Sendikası ile yaptığı anlaşmaya uymayarak iki işçiyi işten çıkardı. 2008 yılında Deri-İş Sendikası’nın örgütlenme çalışmalarına başlaması ile birlikte geniş kesimler tarafından tanınmaya başlanan DESA patronunun sendika düşmanlığı bugün de sürüyor. Deri-İş Sendikası ile yapılan anlaşmada verdiği sözlerin hiçbirini tutmayan DESA patronunun iki işçiyi işten çıkarması üzerine, DESA’nın en temel mal alıcısı durumundaki Prada önünde bir eylem gerçekleştirildi. 19 Haziran günü Prada’nın Nişantaşı’nda bulunan mağazası önüne kadar sloganlarla yürüyen deri işçileri DESA’dan mal alan Mark&Spencer’ı da protesto etti. Sayfa 4
q Kadıköy Belediye işçileri greve hazırlanıyor! DİSK Genel-İş’te örgütlü olan Kadıköy Belediyesi işçileri sözleşmedeki bazı maddeler üzerinde anlaşılmaması sonucu grev kararı astı. 60 günlük grev sürecine girmesi üzerine kendisiyle görüştüğümüz Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu 1 Nolu Şube Başkanı Şahan İlseven, “Sadece biz değil taşerondan gelen ve özelde çalışan arkadaşlarımızın da bize destek vermesi ile buradan başarıyla, zaferle sonuçlandıracağımızı umut ediyoruz” dedi. 11 Haziran günü Kadıköy İskele’de bir araya gelen sendika üyeleri, buradan belediye önüne yürüyerek bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Yapılan açıklamanın ardından grev kararını astılar. Sayfa 5
Örgütlü yığınların savaşımı zorlukları aşmanın teminatıdır! Sayfa 2
C
M
Y
K
hedefini, ırkçı-şoven dalga ile şaşırtma ve birbirine çatıştırma politikaları devam etmektedir. Bu politikaları boşa çıkaracak olan ise, onların sınıfsal mücadelesidir. Ezilenlerle dalga geçercesine ülkenin “gül bahçesi” olduğunu iddia eden egemen sınıfların bu iddialarını gerçeğe dönüştürecek olan bu mücadeleler olacaktır. Bu bahçede ise onlara yer olmayacaktır.
Egemenler sahneledikleri mizansende son perdeyi ezilenlere, hayatın gerçek oyuncularına bırakıp kaçmak zorunda kalacaklardır. Ancak bunu kendiliğinden yapmayacaklar. Ezilen sınıfların birleşik güçlü mücadelesi sonucu en temel hakkımız olan “onurlu bir yaşam” bizlerin olacak!
q DESA Deri, işçilerinin sabrını taşırıyor!
İşçi-köylü’den
Yoksulluğun, işsizliğin, açlığın pençesindeki geniş yığınların
İşsizliğe Efes Pilsen’den çözüm:
“Kölem olur musun?” Efes Pilsen One Love Festivali İletişim Komitesi, bu seneki festival programını açıkladı. Ağzının kenarından alkol köpüğü akarken bir türlü mana veremediğimiz vücut hareketleri eşliğinde sözüm ona eğlenen binlerce insana ev sahipliği yapan festival komitesi, yeterince zıvanadan çıkılmadığı düşünmüş olacak ki, bu sene programa daha önce hiç bilinmemiş/denenmemiş/aklın ucundan geçmemiş uygulamalar da eklemiş. Projenin adı; “Hayati”. Bildiğimiz, hep kullandığımız anlamda; yaşamın idamesi için gerekli olan şey/durum/kişi vs. Festival ışığında; esnek çalışma saatleriyle para kazanmaya çalışarak öğrenimini devam ettirmeye çalışan üniversite öğrencilerine ya da mezun olup da diplomalı işsizler kervanına çoktan katılmış işsiz gençlerden oluşan işçilere verilen isim Hayati. Festivalde yapılacak olan maratonlarda kazananlara “köle” olarak verilecek olan gençler; “Hayati”ler…
15 yıldır, kayıpların peşinde, yılmadan...
Sayfa 14
Kürt çocukları taş atmıyor, taşları yerinden oynatıyorlar Besili kolluk kuvvetlerinin kimi zaman işkence ederek kimi zaman da TV’lere şov yaparak gözaltına aldığı ve tutuklanarak hapishanelere konulan binlerce çocuk için bugünlerde bir yasa tasarısı gündeme getirildi. “Kadın da olsa çocuk da olsa gerekeni yapılacaktır” talimatıyla, azılı kolluklarını ortalığa pervasızca salan “merhamet dolu” AKP, çocuklarla ilgili bir yasal düzenleme hazırladı. Bu yasa tasarısı da artık her kesimden tepki toplayan ve çeşitli eylemlerle sürekli gündemde olan tutsak çocuklar konusunda bir manevra hareketidir! Bir çocuğu sokağından, evinden ayıracak kadar merhametsiz bir sistemin çocuklara böylesi saldırması ve ardından merhamete gelmesi inanılır değil! “Açılım” ile beraber Kürt halkına ve ulusal harekete yönelik saldırılarını yoğunlaştıran sistem, bu saldırıların en önemli ayağı olarak çocuk ve kadınları hedef seçerken hiç de bilinçsiz değildi. Sayfa 6
Cumartesi Anneleri 15 yıldır Galatasaray Meydanı’nda sordukları “Kayıplarımız nerede?” sorusunu Ankara sokaklarında haykırmak için 272. haftada gerçekleştirdikleri eylemin ardından Ankara’ya doğru yola çıktılar. Oturma eyleminin ardından yola çıkan kayıp yakınları; “Bizler yakınları devletin güvenlik güçlerince gözaltında kaybedilen insanların aileleri olarak, kayıpların akıbetinin açıklanması, sorumluların yargılanması için Meclisi ve hükümeti siyasi irade göstermeye çağırıyoruz... İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar açığa çıkartılmadan, failler yargılanmadan, mağdurların talepleri dikkate alınmadan demokratikleşmeden söz edilemeyeceğini biliyoruz” dediler. 7 gün süren yürüyüş boyunca uğradıkları duraklarda kitlesel karşılanan kayıp yakınları buralarda yaptıkları açıklamaların ardından yollarına devam ederek 18 Haziran günü Ankara’ya ulaştılar. Sayfa 7
Sınıfsal Yaklaşım Güzel şeyler oluyor, daha da güzel şeyler olacak! Sayfa 3
Emekçinin Gündemi Sendikal örgütlülüğe saldırı, işçi sınıfına saldırıdır Sayfa 4
Pusula Yapıcı eleştiri ve özeleştiri, yetkin militanlıkla mümkündür Sayfa 11
Evrensel Bakış BP, bu felaketin de üstesinden gelir(!) Sayfa 13