Ahmet asgari ücret ve mezarda emekliliğe karşı yürüdü Ozan Ahmet Tütüncü 9 Eylül’de “İnsanca yaşanacak asgari ücret” ve “Mezarda emekliliğe hayır” sloganlarıyla Malatya’dan yola çıktı. 14 gün süren yürüyüşünün ardından Ankara’ya vardı. 700 km boyunca çok sayıda işçiyle buluştu. Talepler bazen bir eylemde bazen yol çalışması yapan taşeron işçilerle birlikte yükseltildi. İşçiler Ahmet’in taleplerini sahiplenmekle yetinmedi.
''10-11-12
yaşasın
sosyalist
işçi demokrasisi Sayı: 38 Ekim 2013 1 TL
Çağrı Merkezi İşçileri Türkiye'nin Saldırgan Dış Politikasını ve Bölgeyi Tartıştı “Artık sadece Ortadoğu ya da yakın birkaç ülke değil tüm dünyayla bağlantı içinde gerçekleşiyor üretim.”
"6
İki kat kölece kadın istihdam paketi üzerine
Bu paket, tam bir neoliberal muhafazakar kapitalizm ucubesidir. Doğum yapan kadın işçilerin, zaten yasada tanımlı olan fakat yok sayılan haklarını, yeni haklarmış gibi lanse ediyor. O da yetmiyor, kadınların tarihsel mücadele kazanımı olan kendi istemedikçe çocuk yapmama hakkını ortadan kaldırıp çok çocuk yapmayı ve bakmayı biricik “kadın hakkı ve özgürlüğü”ymüş gibi " 14 lanse ediyor.
Türkiye’ye 11 yıldır burjuvazi adına hükümet eden muhafazakâr liberal hükümet “ustalık” hükümeti adını verdiği son döneminde iyice yıpranmaya başladı. Açtığın demokrasi paketinden somut olarak sadece kendi muhafazakâr oy tabanını sevindirecek türban uygulamasını çıkart, yok sayılan Alevilere her gün hakaret et, üstüne bir de pakette es geç, oyaladığın Kürt emekçilere dalga geçer gibi “paran varsa özel okulda Kürtçe öğren” de, cezaevine koyulmadık
adam bırakma, eylem yasaklarını devam ettir, TMK’yı sürdür, ondan sonra hoşgeldin demokrasi paketi diyerek alkış bekle! Yerseniz… Biz sizin burjuvalarınızı da, burjuva demokrasilerinizi de, neoliberal demokrasilerinizi de, muhafazakâr demokrasilerinizi de, paketçiklerinizi de, sınıf diktatörlüğünüzü de, geri, gerici, en yavan yalan dünyalarınızı da toptan yıkmayı hedefliyoruz.
Masalarınızdan da kan damlıyor Suriye, Mısır, Tunus, Yemen… Tümünde işçi sınıfı, kent ve kır yoksulları cephesinde biriken sefalet, kanla ödenen bedeller, toplumsal, bireysel özgürlüklerin zerresinin dahi tanınmaması temelinde biriken kitle eylemleri kapitalist yeniden yapılanma sürecinin taşlarını sarstı. Burjuva masalarındaki programların yaşama kesintisiz geçirilmesinin önündeki en büyük engeli oluşturdular. Ancak, burjuva kamplar, küresel-bölgesel bağlantılar, bastırıcı ya da kapsayıcı burjuva iktidar, tahakküm mekanizmaları kitle hareketlerinin sermaye siyasetinden bağımsızlaşmasını engelledi. Somut politikada birbirine karşıt gibi görünen ancak özsel olarak azami kar, sömürü, meta egemenliğini genişletme, sermaye iktidarını sağlamlaştırma noktasında birleşen klikler çeşitli manevralarla işçi ve yoksullardan oluşan hareketlerin rotasında sallantılara neden oldu. Sınıfsal bir öze dayalı biriken öfke, kendi bağımsız siyasi hattını, eylem ve organizasyonunu yaratamadı. " 8-9
Bir hayalet daha? Bir şeyler mayalanıyor. Semalarda Gezi’den sonra, bir de bir işçi, en azından güvencesiz, sosyal haksız, gözünü karartmaya başlayan bir işçi hayaleti de dolaşmaya başlıyor olabilir mi? "7