Seçimlerin ardından…
Bu partilerin her birinin birbirlerinden farklılıklarını göstererek girdikleri kampanya rekabetinde, biz hiçbirinin gündelik, olağan, her günkü çalışmaya, bu çalışmanın kapitalist niteliğine karşı çıkmadıklarının altını çizdik. Sol-sağ liberal, milliyetçi-faşist, Sünni-İslamcı seçim program ve söylemlerinin hiçbiri işçilerin patronlar tarafından normal kabul edilen her günkü sömürüsünü tartışmaya açmıyor, buna karşı çıkmıyordu. Oysa Bursa’dan başlayıp ülkeye yayılan, ardından giderek çözülen, ama geçtiğimiz aya bizce asıl damgasını vuran gelişme metal-otomotiv işçilerinin özgürlük mücadelesi oldu. Çoğu geçmişte AKP’ye oy vermiş, çeşitli siyasi görüşlerden işçiler yıllar sonra bu ülkede yasadışı bir grevi fiilen gerçekleştirdiler. “Meşhuriyet” çağının yaşandığı günümüzde meşhurluğun yolu görünür olmaktan, ekranlarda boy göstermekten, göz doldurmaktan geçtiği için Bursa’dan başlayan metal fırtınasından tüm Türkiye’nin yeterince haberi olmadı. '' 3
yaşasın
sosyalist
işçi demokrasisi Sayı: 58 Mayıs 2015 1 TL
GREV VE MÜCADELE GÜNÜMÜZLE
TANIYAMAYACAKSINIZ BİZİ!
Neoliberalizm, işçi sınıfının sınıf olarak inkarına, yok sayılmasına dayalıdır. Neoliberal kapitalizm, öncelikle işçilerin kolektif örgütlenme ve mücadele yeteneğini tahrip ederek, işçi sınıfını görünmezleştirir. Geri düzeyde burjuva neoliberal demokrasi kurumlarında, kimlik siyasetine yer vardır:Sınıf siyasetine ise yer yoktur! İşçi sınıfının gerçek sınıfsal talep, ihtiyaç ve özlemleriyle kolektif müzakere ve temsiliyet hakkı, bu düzenin bırakalım düzen partilerini, Meclisini, medyasını, sözde “işçi” sendikalarında bile
yoktur! Bu sistemde, işçi sınıfının sınıf olarak görünürleşmesi için yalnızca iki yol bırakılmıştır: Ya Soma’daki gibi yığınlarla ölerek…. Ya da fiili kitle grev ve direnişleriyle, bu neoliberal despotik sınıf kapanını sarsarak…İşte bu yüzden işçi sınıfı, ancak fiili kitle grev ve direnişleriyle, ancak aşağıdan taban inisiyatif ve örgütlenmeleriyle, kendini yeniden sınıf olarak kurabilir. Metal işçilerinin fiili grev ve direniş dalgası, neoliberalizmin sınıf kapanının sınırlarına dayanıp sarsmaya başlayan bir tarihsel adımdır.
“Yaşasın tam bağımsız işçi kardeşliği!” Otomotiv-metal işçilerinin büyük direniş hareketi, yalnız mevcut kabuklaşmış ve tabutlaşmış sendikacılığı sarstığı için değil, işçi sınıfının mutlak örgütsüzlük içindeki yüzde 90’ına, milyonlarla büyümüş yeni işçi kitlelerine tutulacak mücadele yolunu gösterdiği için önemlidir. Bu yol, aşağıdan öz savaşım organlarına, işçi komite, meclis ve kurullarına ve fiili kitle grevlerine dayalı sınıf savaşımı yoludur. Eğer sanayi işçileri üsttenci, despotik, lobici, sözde TİS (satışcılığı) sendikacılığına sığmaz hale gelmişse… " 8-9