Kadınlar alanlardaydı: Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması İstanbul'da düzenlenen 8 Mart mitingi katılım ve coşku açısından dikkat çekiciydi. Kadıköy'de '8 Mart Dünya Kadınlar Günü' mitinginde 'Kimsenin namusu olmayacağız', 'Yaşasın 8 Mart'ı yaratanlar', 'Kürdistan'da kadınlar yalnız değildir', 'Jin jiyan azadi', 'Erkek taciz ediyor, devlet göz yumuyor, kadın burada meydan okuyor', 'Savaşı kadınlar bitirecek', sloganları atıldı. Kadınlar, 'Savaşa, şiddete, kimliksizliği, sömürüye ve
kadın katliamlarına son sözümüz artık yeter', 'Cinsel tacize hayır', 'Utanma haykır, örtme teşhir et' ve 'Saçım süpürge, eteğim eksik, bedenim senin değil' yazılı pankart ve dövizler taşıdı. Mitingde Lotus Kültür Merkezi bir müzik dinletisi verdi.
Ankara'da 8 Mart mitingi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
dolayısıyla Ankara Kadın platformu, “Savaşa, Yoksulluğa, Gss` Ye, Erkek Egemenliğine, Şiddete Karşı Eşitlik, Özgürlük, Adalet, Kardeşlik, Barış İçin Sağlık, Eğitim Hakkı Ve Sosyal Güvence İçin Her Mahalleye, İşyerine Ücretsiz Kreş İçin Kadın S ı ğ ı n m a E v l e r i Ve D a n ı ş m a Merkezleri İçin 8 Mart Cumartesi günü Ankara'da ortak bir miting gerçekleştirdi. Mitingin ana pankartı “Savaşa, Şiddete, Erkek
KURTULUS BÜTÜN ÜLKELERİN İŞÇİLERİ ve EZİLEN HALKLARI BİRLEŞİN!
15 günlük siyasi gazete
SAYI
03 9 Mart Fiyatı 1 YTL
Egemenliğine, SSGSS'ye Yoksulluğa Son” Yaşasın Kadın Dayanışması 8 Mart Kadın Platformuydu. 8 Mart Kadın Platformu adıyla örgütlenen mitinge Kurtuluşçu Kadınlar, Kırkörük, Ankara'lı feministler, Ankara Kadın Dayanışma Vakfı, EKD Koas GL, EMEP'li SDP'li, ÖDP'li, DTP'li Halkevci kadınlar, KESK'li, DİSK'li, ATO, TMMOB'lu, Tüm İGD'li, Pembe Hayattan kadınlar katılım sağladı.
Mahir Sayın’ın genişletilmiş ikinci baskısıyla
9
SOSYALİST DEMOKRASİ kitabı çok yakında
. . . r o y ı k Çı
Oligarşinin krizi “zaten çıkacaktık” Oligarşinin kara harekâtının bitirilmesine ilişkin “zaten çıkacaktık” lafları etmesi Nasrettin Hoca'nın eşekten düştükten sonra zaten inecektim demesine benzemektedir İran seferi isteniyor
Yaşamda Demokrasi dayanışmaya çağırdı
Türk uçaklarının aklına estikçe özerk Kürdistan topraklarını bombardıman etmesi Barzani'yi ve PKK' yi ciddi biçimde rahatsız etti. Tam bu dönemde Talabani'nin İran'la yapılmış olan Cezayir anlaşmasını tanımayabileceğini açıklaması ise bu gerginlik içinde ancak bir tek türlü yorumlanabilir: İran'a bir sefer hazırlığı var.
Bir aylık süreyle yayını durdurulan Yaşamda Demokrasi Gazetesi'nin İmtiyaz Sahibi Hüseyin Bektaş, başta RSF, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti olmak üzere, ulusal ve uluslararası basın kuruluşlarını sansüre karşı tepki göstermeye çağırdı. 15 Aralık 2007 tarihinde yayın hayatına başlayan Yaşamda Demokrasi Gazetesi'nin yayını, dün İstanbul 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bir ay süreyle durduruldu.
Çıkın bakalım Irak’tan 90'lı yıllarda Barzani ve Talabani, TC'nin izin vermediği hiçbir işe girişmeyen, PKK'ye karşı TC ile işbirliği yapmak zorunda olan güçlere oldular. TC, PKK militanlarını temizliyorum diyerek kara harekatı düzenlerken yine bu günlere dönmenin hesabını yapıyordu ki birden uyarıldı. ABD, “ne oluyor? Çıkın bakalım oradan!” deyiverdi. Besbelli ki, verilen izinler hep bir şeyin karşılığı idi.
Akan kan dursun! Kürt halkının iradesi şiddet yoluyla engellenemez. Olağanüstü teknik donanımla yapılan kara operasyonu da dahil PKK’nin şiddet yoluyla tasfiye olmayacağı bir kez daha görülmüştür. Operasyonlar yalnızca akan kanın artmasına, iki halk arasındaki barış umutlarının azalmasına neden olmaktadır. Ancak işçi sınıfının, emekçilerin güçlü bir muhalefeti bu >> Sayfa 5 durumu değiştirebilir.
ABD’nin İran planı, “Irak” mı? >> Sayfa 5
TSK güneyi istila etmek mi istedi? Tarihte bir askeri harekatın ardından bu kadar çok sahteliğin ortaya çıktığına tanık olunmuş mudur? Her şey ne kadar yapmacık! Tüm duruşlar ne kadar sahte! Ne kadar vıcık vıcık olmuş kişilikler. Mahir Sayın’ın yazısı >> Sayfa 5
Kıbrıs'ta yeni dönem mi? Kökleri 1926'ya kadar uzanan sosyalist bir geleneğin devamı olan AKEL, sahip olduğu önemli miktardaki halk desteğine rağmen önceki seçimlerde Cumhurbaşkanlığına asla aday göstermeyip hemen her seçimde sağdan bir adaya (genellikle EOKA'cı) açık destek vermiştir. AKEL Politbürosu ciddi bir stratejik değişikliğe gitti. R. Yektaoğlu’nun yazısı >> Sayfa 2
Erdem yoldaşımızı sonsuzluğa uğurladık
Erdem Keçer ölümsüzdür! Ağır işkenceler, uzun cezaevi yılları ve verilen idam cezasının ardından “nerede kalmıştık” diyen az sayıda proletarya sosyalistinden biriydi Erdem yoldaş. Yaşamına uygun olarak Kurtuluş bayrağına sarıldı yoldaşımız. Silah sesleri ve sloganlarla sahip çıktı 1500 yürek, Erdem Keçer'e… Antalya Devlet Hastanesi önünde bir araya gelindi önce. “Ne Geçmiş Tükendi, Ne
Yarınlar/Kurtuluş” pankartı açılarak beklenmeye başlandı. M. Kemal Kaçaroğlu ve Mustafa Kahya'nın omuzlarında çıkartıldı hastaneden, o çok sevdiği Manavgat'a, Kızılot'a doğru… Hüzünlü bir kalabalık, Kurtuluş bayrağına sarılı olarak görüldüğünde alkışlarla karşıladılar Erdem Keçer'i. Sonra Manavgat'a, Kızılot'a doğru yola çıkıldı.
>> Sayfa 2
Tuzla’da ölmemek istediğine gözaltı saldırısı 27 Şubat Çarşamba günü Tuzla'da sendikalarca işçi ölümleri nedeniyle başlatılan grevin ilk saatlerinde polis işçilere saldırdı. 86 kişi gözaltına alındı. Tuzla tersanelerinde işçiler greve başladı. Yaklaşık beş bin işçinin tersane yolunu kapattığı eyleme müdahale eden devletin kolluk güçleri Limter-İş yöneticileri Cem Dinç ve Kamber Saygılı dahil 86 işçi ve sendikacıyı grevin ilk gününde yaka paça gözaltına aldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise, sorunu çözmek için çalışmalara başladıklarını belirtti. >> Sayfa 3
SAYFA 01
Ya sınıf temelli bir çıkış Ya emperyalist statüko Bu hareketin amacı kendi açılarından Kürt sorununu çözmek değil. Zira yaklaşımları 1920'lerki, 1930'lardakinden farklı değil. Sorunu hâlâ bir 'zabıta sorunu' olarak görüyorlar. Zaten bu tür operasyonlarla çözülecek bir sorun da değil. O zaman neden böyle bir şeye giriştiler? Bence operasyon, iç kamuoyunu 'rahatlatmak', işte bakın derslerini verdik demek için yapıldı. >> Sayfa 4
ABD’nin İran planı “Irak” mı? ABD'nin gerek Irak'ta saplandığı bataklıktan çıkabilmek gerekse de bu çıkışın toptan bir krize dönüşmesini engelleyebilmek açısından İran'a karşı da aynı yöntemi izlemek zorunluluğunda olduğu bir gerçek. >> Sayfa 5