ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org
Say›: 2004-11
11
*Y›l:2 *17-30 Aral›k 2004 *Fiyat›: 750. 000 TL ISSN:1303-9350
Ayd›n’da köylüler, alanlarda e¤itim ve sa¤l›k emekçileri, tecrit zulmüne karfl› tutsak yak›nlar› direnifli büyütüyor;
Z‹NC‹R‹ EN ZAYIF HALKASINDAN KIRALIM! Tar›m›n tasfiyesine karfl› Ayd›n’da alanlar› dolduran on binlerce köylü, mayalanan öfkesini hayk›rarak “Bizler üreticiyiz, biz üretiriz ve bu yüzden üretene sayg› istiyoruz” diyorlar. E¤itim emekçileri, alanlarda kurduklar› sendikalar›n› yine alanlarda sahiplenerek, “E¤itim-Sen kapatt›r›lamaz” diye hayk›r›yorlar. 4. y›l›n› geride b›rakan 19 Aral›k Hapishaneler katliam› ve direniflinin y›ldönümünü geride b›rak›rken, tutsaklar ve tutsak yak›nlar› “Ceza ‹nfaz Yasas›n›” uygulatmayaca¤›z kararl›l›¤›n› bir kez daha gösteriyorlar. Bismil Sinan köylüleri a¤an›n zulmüne ve sömürüsüne karfl› seslerini yükseltiyor. ABD emperyalizminin “Irak’ta durum gittikçe kötüye gidiyor” benzeri itiraflar›n›n yo¤unlaflt›¤› süreçte, baflta Felluce olmak üzere birçok direnifl oda¤› iflgal askerlerine cehennemi yaflat›yor. Bir yandan direnifl karfl›s›nda acze düflen emperyalistler di¤er yandan kendine asker bulamaman›n s›k›nt›s›n› yafl›yor. Filis-
tin’de ‹ntifada iradesine ra¤men yap›lacak seçimler için büyük kap›flmalar yaflan›rken, Filistin halk›n›n direnifli büyüyor ve ‹srail siyonizminin katliam ve bask›lar› ‹ntifada ateflini söndüremiyor. Irak ve Filistin direnifli di¤er ülkelerde de her gün biraz daha yank›s›n› buluyor. Ülkede ve dünyada tüm bunlar yaflan›rken, AB masal›yla doyurulmaya çal›fl›lan karn›m›z, her gün biraz daha açl›kla pençelefliyor. Türkiye Kürdistan›’nda artan katliamlar, gerillaya yönelik sürdürülen imha operasyonlar› h›z kesmezken “demokrasi masallar›” gerçekleri gizlemeye yetmiyor. AB’den gelecek “refah›n ve demokrasinin” anlam›, iflte bu gerçeklerle bir kez daha yüzümüze vuruluyor. Ne ABD, ne de AB bu gerçekleri de¤ifltiremez, çünkü bizzat yarat›c›lar› onlard›r. Varolan tabloyu de¤ifltirecek ve zinciri en zay›f halkas›ndan k›racak olan ise kendi örgütlü gücümüzdür. Sisteme karfl› gösterilen tepkilerin
tümüne küçük yada büyük demeden kat›lmak, kitlemizi bu hareketlili¤in içinde politiklefltirmek ve bilinçlendirmek bizler için olmazsa olmazd›r. ‹vmesi yükselen hareketin yönünü tayin edecek olan bizlersek, bunun yerine getirmenin tek koflulu bu hareketlili¤in içinde bizzat yer almak, öncülük etmek ve yönlendirmektir.
Avrupa Birli¤i ve Türkiye Avrupa Birli¤i’nin, ç›karlar üzerine kurulmufl emperyalist bir birlik oldu¤u aç›kt›r. Bu gerçek, Avrupa Birli¤i’nin aday üye ya da üyelik süreci bafllam›fl ülkelere uygulanan yapt›r›mlardan da görülmektedir. fiimdiye kadar Avrupa Birli¤i içindeki emperyalist ülkelerin hiçbirine uygulanmayan yapt›r›mlar, sadece ba¤›ml› ve yar›sömürge ülkelere uygulanmaktad›r. Bu aç›kt›r ki, kölelik zincirini daha da s›k›laflt›rmak ve kendilerine ba¤lamakt›r.
Türkiye emperyalizmin yar›-sömürgesi bir ülkedir. Türkiye Avrupa Birli¤i’ne al›nsa da al›nmasa da bunda de¤iflen bir fley olmayacakt›r. “‹lerleme Raporu”nda belirtilen eksikler ya da Türkiye’nin yerine getirmesi gereken görevler gerçekte emperyalist tekellerin istem ve arzular›n› içeriyor. Evet, emperyalistler Türkiye’ye bir rol biçiyorlar. Bu tart›flmas›z do¤rudur. Türkiye çeflitli emperyalist güçlerin üzerinde bolca oyun oynad›klar› bir ülkedir. Bir yanda
ABD emperyalizmi, ülkemizi kendi ç›karlar›na alet etmek için t›pk› Kore’de oldu¤u gibi halk evlatlar›n› çeflitli iflgal bölgelerine sürüp savaflt›rma istem ve arzusundan vazgeçmemiflken, ülkemizin topraklar›n› kendi vilayeti gibi askeri üs olarak kullanmaya devam etmektedir. Bu sadece ABD’nin ülkemizdeki hakimiyetiyle s›n›rl› de¤ildir. Avrupal› emperyalist güçler de ülkemiz üzerinde hesaplar yapmakta, ülkemizi kendi ç›karlar›na alet etmek istemektedirler. Kurula-
cak Avrupa ordusuna daha flimdiden jandarmal›k görevi biçilmekte ve tüm övgüler Türk hakim s›n›flar›n›n bu yönlü askeri güçlerini vermeleri üzerine kurulmaktad›r. Sayfa16-17
n ü’de l y ö ‹flçi-k
HER GÜN B‹RAZ DAHA GER‹LEN Z‹NC‹R EN ZAYIF HALKASINDAN KOPACAKTIR! Sayfa 30
2
17-30 Aralık 2004
11
NEDEN KAPKAÇ?
T. Kürdistan’›ndan zorla göç ettirilmifl insanlar›n potansiyel suçlu olarak kamuoyuna yans›t›ld›¤› bugünlerde sorunun esas kayna¤› gizlenmeye, görmezden gelinmeye çal›fl›l›yor. Sorununu nedenlerini genel olarak egemenlerin sözcüleri olan bas›n-yay›n kurulufllar›, emniyet müdürlü¤ü, “uzman” sosyolog-psikologlar vs de ortaya koyuyor: iflsizlik, yoksulluk, göç. Ülkemizde iflsizlik, yoksulluk, göç o derece yo¤un yaflan›yor ki, bunlar›n nedeni olan emek düflman› sömürü devletinin sahipleri ve sözcüleri de bunlar› ifade etmek zorunda kal›yorlar. AKP hükümeti, “ekonomi düzeliyor, Türkiye en çok büyüyen ülkelerden birisi, istihdam art›yor, sosyalekonomik reformlar yap›yoruz, yolsuzluklarla-hortumcularla mücadele ediyoruz” vb. yalanlar› söylemeye devam ediyor. Oysa durum bunun tam tersi. Gelir da¤›l›m› uçurumu daha fazla art›yor. Bankalar›n içini boflaltanlar elini kolunu sallayarak dolafl›rken, hükümet bunlara bugüne kadar 46 milyar dolar harcam›fl durumda. Oysa yeni y›l için geçerli olacak asgari ücret tespitinde, hükümet iflçilere sadece yüzde befl zam önerirken, T‹SK bunu da çok görerek yüzde s›f›r
zam öneriyor. Sonra da hiç utanmadan ekonomi iyiye gidiyor, enflasyon düfltü yalanlar›n› söylüyorlar. Oysa ekonomi iyiye de¤il tam tersine kötüye gidiyor ve bunun tüm faturas› da emekçilere ödetiliyor. Ülkemizin egemenleri uflakl›k yapt›klar› emperyalistlerin tüm politikalar›n› en iyi flekilde uygulamaya çal›flarak, kimin hizmetinde, kimin karfl›s›nda olduklar›n› gösteriyorlar. Emperyalist politikalara uygun olarak yap›lan tar›msal K‹T’lerin özellefltirilmesi, tar›msal desteklerin kald›r›lmas›, en temel ürünlerin ekiminin yasaklanmas› ya da s›n›rland›r›lmas›, sürekli yükselen girdi fiyatlar› vb. uygulamalar ile köylüler üretemez duruma getirilmifltir. Devletin izledi¤i bu politikalar ayn› zamanda köylerden flehirlere göçün de esas nedenlerindendir. Tüm bunlar yetmezmifl gibi Tar›m Bakan›, AB’ye uyum (uflakl›k) çerçevesinde tar›m nüfusunun % 10’a indirilece¤ini aç›klad›. Bu da çok daha fazla göç demek. Tabi ki göçün tek nedeni bu de¤il. Türkiye Kürdistan’› baflta olmak üzere gerilla faaliyetinin yürütüldü¤ü tüm alanlarda, devletin zorla göç dayatmas› “ola¤an” bir uygulamad›r. Mal›-mülkü, geçim araçlar› ellerinden al›nan, göç etmifl insanlar ço¤unlukla da ya ifl bulamam›fl ya da çok kötü koflullarda, az ücretle, en zor ifllerde çal›flarak yaflamaya, dünkünden daha yoksul bir hayat yaflamaya mahkum edilmifltir. ‹flçilerin ve di¤er emekçilerin durumu ise köylülerden farks›z. Yine emperyalist politikalar›n ülkemizde hayata geçirilmesiyle, binlerce iflçi iflsiz kald›, asgari ücret 4 kiflilik bir ailenin sadece mutfak harcamalar›n› karfl›lamaya bile yetmiyor. SSK’lar›n sa¤l›k bakanl›¤›na devri, aile hekimli¤i, sa¤l›k hizmetlerinin tafleronlaflt›r›lmas› gibi uygulamalarla halk›n sa¤l›¤›, tekellerin “insaf›na” terk ediliyor. Çal›flan nüfusun % 50,6’s›n›n yani yar›dan fazlas›n›n hiçbir sosyal güvencesi yok. Yoksullu¤un, açl›¤›n, iflsizli¤in sefaletin gün geçtikçe artt›¤› ülkemizde, bu durumdan en çok etkilenenler de gençler oluyor. Genel iflsizlik oran› %20 iken e¤itimli gençlerdeki iflsizlik oran› % 31,8. Bunlara okumam›fl gençleri de katt›¤›m›zda bu rakam çok daha fazla oluyor. Yine Em-
işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI
Son günlerde çokça gündeme gelen konulardan biri kapkaç ve h›rs›zl›k. Özellikle son haftalarda birçok olay, ölüm ya da yaralanmalarla sonuçland›. ‹stanbul’da bir üniversite ö¤rencisinin cep telefonunun kapkaçç›lar taraf›ndan çal›narak ö¤rencinin trenden at›l›p öldürülmesi, yine ‹stanbul’da bir iflçinin cep telefonu ve 510 milyon lira için gözlerinin kör edilmesi, Diyarbak›r’da mendil satan çocu¤un 2 milyon liras› için dövülmesi, hamile bir kad›n›n alt›n bilezikleri için b›çaklanarak öldürülmesi gibi. Bu ve benzeri olaylar sürekli art›fl gösteriyor. Emniyet genel müdür yard›mc›s› Ramazan Er “kapkaç olaylar› Türkiye genelinde, geçen y›la göre yüzde 23 oran›nda artt›. Geçen y›l›n ilk dokuz ay›nda 9700 kapkaç olay› yaflan›rken bu y›l›n ilk dokuz ay›nda bu rakam 11886’ya ç›kt›” aç›klamas›n› yapt›. Bu rakamlar az›msanmayacak rakamlar olmakla birlikte, polise yans›mayan olaylar› da ekledi¤imizde bu rakamlar›n çok daha fazla oldu¤unu söylemek yanl›fl olmaz.
niyet Genel Müdürlü¤ü’nün kay›tlar›na 2003 y›l›nda, sokakta yaflayan, madde ba¤›ml›s› ve suça kar›flan 88 bin 313 çocuk girmifl. Kald› ki polis kay›tlar›na girmeyen ayn› durumdaki birçok çocu¤un ve gencin varl›¤› da kesin. Devlet Bakan› Güldal Akflit, ‹stanbul’da 625 bin çocu¤un sokak çocu¤u alma riski ile karfl› karfl›ya oldu¤unu aç›klad›. Göç-Der’in yapt›¤› bir araflt›rmaya göre k›rdan kente göç eden ailelerin % 90’› ayda sadece 300 milyon lira ile geçiniyor. Yine ‹stanbul’da sokakta çal›flan çocuklar›n % 90’› Türkiye Kürdistan› kökenli. Sokak çocuklar›yla yap›lan bir röportajda, sokak çocuklar› iflsiz olduklar›n›, ifl bulmak ve çal›flmak, daha iyi bir hayat yaflamak istediklerini söylüyorlar. Tabi ki ifl bulma flanslar› yok denecek kadar az. Ramazan boyunca kurulan iftar çad›rlar›nda verilen bir ö¤ünlük yemek için binlerce belki de daha fazla insan›n, so¤ukta saatlerce bekledi¤ini hepimiz hat›rl›yoruz. Evet genel olarak tablo bu. Bu yo¤un iflsizlik, açl›k, yoksulluk tablosu halk›n gerçekli¤i. Egemenlerin yaratt›¤› bu tablo halk›, halk gençli¤ini kapkaç, h›rs›zl›k gibi olaylara itiyor. Hiçbir zengin çocu¤unun kapkaçç›l›k yapt›¤›n› ya da sokakta yaflad›¤›n› duydunuz mu, gördünüz mü? Hay›r. ‹nsanlar 2 milyon lira için bir mendil sat›c›s› yoksul çocu¤u yaralayacak kadar, bir cep telefonu, bir ekmek çalacak kadar açlar, yoksullar. Hepimizin hat›rlayaca¤› gibi 2001 krizi döneminde de h›rs›zl›k, soygunlar gibi olaylarda bir patlama olmufltu. Çünkü birçok emekçi iflini, birçok esnaf iflyerini kaybetmiflti. Ayn› dönemlerde kriz yaflayan Arjantin’de de halk kitlesel olarak marketlerin, ma¤azalar›n mallar›na el koymufltu. Tüm bunlar›n sorumlusu baflta emperyalistler ve onlar›n bir kurumu olan IMF ile emperyalistlerin halk
6 AYLIK: 10.200.000
düflman› tüm politikalar›n› hiç flaflmadan yerine getiren yar›-sömürge devletlerdir. Bunun yan›nda televizyonlarda izlenme rekorlar› k›ran mafya dizileriyle, özellikle gençler kolay yoldan zengin olma, mafya, çete ve bireysel kurtulufla, küçük amaçlar› için insanlar›n can›na k›y›lmas›na, iflkence yap›lmas›na özendiriliyor. Yaflanan kapkaç olaylar›n›n ortadan kald›r›lmas› için öne sürülen polis say›s›n›n art›r›lmas›, kameralar›n belli alanlara daha fazla yerlefltirilmesi ve cezalar›n art›r›lmas› bu tür olaylar› ortadan kald›rmayacakt›r. Çünkü bu olaylar›n yaflanmas›n›n nedeni polisin azl›¤›, denetimin yetersizli¤i ya da az cezalar de¤ildir. Meselenin di¤er bir yan› ise, kapkaç vs. bahanesiyle art›r›lan polis say›s›, yerlefltirilen kameralarla toplum daha yo¤un ve sürekli denetim, gözetim, takip alt›nda tutulmaya çal›fl›lmas›d›r. Kapkaç bahanesiyle ülkenin aç›k bir hapishane haline getirilmesi meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Çünkü egemenler flunu çok iyi biliyorlar ki uygulad›klar› her politika, zenginleri daha fazla zenginlefltirirken halk›n daha fazla yoksullaflmas›na neden oluyor ve olacak. Bu da her an bu sisteme yönelecek bir öfke birikimini oluflturuyor. Bunu en bafl›ndan engellemek niyetiyle bu tür uygulamalara baflvuruyorlar. Fakat halk›n önünde hiçbir güç engel olamaz, halk›n öfke seli bu engelleri y›k›p atacakt›r. Açl›¤›, yoksullu¤u, sefaleti yaratanlar emperyalistler ve onlar›n iflbirlikçileri-uflaklar›d›r. Ve sorunun nedeni olanlar o sorunu çözemezler tam tersine att›klar› her ad›mla daha da art›r›rlar.
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
11
17-30 Aralık 2004
Sanal demokrasi ve ‹nfaz Yasa Tasar›s› Türkiye’nin AB’ye üye olabilmesi amac›yla, 2002 y›l›nda AB üyesi devletlerin yapm›fl oldu¤u Kopenhag Zirvesi, Türkiye ve Türkiyeli devrimciler aç›s›ndan önemli bir dönüm noktas› olmufltur. Kopenhag Zirvesi’nde, Türkiye’nin önüne sunulan Kopenhag Kriterleri; Türkiye’nin AB’ye üye olabilmesi için geçirmesi gereken evreleri izah eden ev ödevi diye tan›mland›. Bu ev ödevleri müzakere tarihi alabilmek için bir an önce yerine getirilmeliydi. fiu ana kadar yap›lan hukuksal düzenleme ve yap›lanmalar AB kap›s›nda kap›kulu olman›n gerekleriydi. fiöyle veya böyle biçimsel olarak baz› fleyler yap›ld›. Ancak Türkiye’nin aday ülke olmak için 17 Aral›k’ta müzakerelerin bafllat›l›p bafllat›lmayaca¤› karar›n›n verilece¤ine çok k›sa bir zaman kalm›flken bu canh›rafl çabalar, toplumun bireylerinden öte kendi ç›karlar› içindir. Çünkü varolan ç›kmazlar› ortadan kald›rabilmek için Türkiye’nin, her türlü kayna¤›n› sermayedarlara peflkefl çekmek, tüm hizmetleri özellefltirmek yan›nda insan haklar›n› yasal güvencelerle temin etme ad›na yap›lan yasal yan›lsamalar hep AB’ye girme/girebilme niyetinin sonucudur. AKP hükümeti ile birlikte bu süreç daha h›zl› ve pervas›z bir biçimde devam ettiriliyor. Bir yandan da AB’den gelen baz› uyar›lar karfl›s›nda; “Bize kimse emrivaki nasihatlerde bulunamaz” naralar› at›l›yor. Ancak, AKP hükümeti “zina” eksenli tart›flmalar üzerine bir an rafa kald›r›ld›¤›n› aç›klad›¤› Türk Ceza Kanununu (TCK) AB ülkelerinden gelen aç›klamalar üzerine bir anda meclisten geçirerek tükürdü¤ünü yalamaya bafllad›. Çünkü kukla hükümetin ip oynat›c›lar› böyle hareket etmifllerdi. Derken ard› s›ra Ceza Muhakemeleri Kanunu yasalafl›verdi. fiimdi ise s›ra Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ‹nfaz› Hakk›nda Yasa Tasar›s›’nda. 13 Aral›k’ta mecliste görüflülmeye bafllanan Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s› (C‹YT) ile bugüne de¤in sürekli genelge veya yönetmeliklerle yap›lan insan haklar›na ayk›r› uygulamalar, yasal dayana¤a kavuflturuluyor. Medyaya yans›d›¤› kadar›yla her ne kadar göstermelik iyilefltirmeler yap›lm›fl olsa da tasar› bu haliyle ç›kacak olursa hapishanelerde bulunanlar aç›s›ndan çok fazla bir fleyi de¤ifltirmeyecek. Tasar›da, tek tip elbise uygulamas›n›n iste¤e ba¤l› olarak bir tehdit olarak halen bulundurulmas› yani zorunluluktan iste¤e ba¤l› hale getirilmesi; “tutuklu veya hükümlünün piflmanl›k göstermesini sa¤lama” ve “toplumu suçludan korumak” ibarelerinin taslaktan ç›kar›lmas› flu an için bulunmuyor olsa da bunlar tasar›y› ça¤dafl, demokratik niteli¤e büründürmüyor. fiöyle ki, bu tasar›da zorla çal›flt›rma hükmünün bulunmas› bafl-
l› bafl›na tutuklu veya hükümlülerin iradesini ayaklar alt›na alan, hiçe sayan bir hükümdür. Özgürlü¤ü elinden al›nm›fl bir bireyin bir de zorla çal›flt›r›lmas› hükmünün varl›¤› köleci toplumlardaki uygulamalar›n günümüze tafl›nmas› olgusundan baflka bir fley de¤ildir. Tasar›da yap›lan bu göstermelik “iyilefltirme”lerin d›fl›nda birçok antidemokratik düzenleme halen varl›¤›n› koruyor. Bunlara k›saca de¤inelim; * Disiplin suçlar› her ne kadar yap›lan de¤ifliklikle, tüzük ve yönetmelikle de¤il de yasayla belirlenecekse de, “gereksiz yere marfl söyleme”nin, “kendisine verilen yiyece¤i kabul etmeme”nin, “kurum personeline karfl› uygunsuz söz sarf etme veya davran›flta bulunma”n›n hangi kriterlere göre disiplin suçu oldu¤u aç›kl›¤a kavuflturulmadan yap›lmas› dahi bafltan bu maddenin kabul edilemezli¤ini ortaya koyuyor. * Tutsaklar›n ihtiyac›ndan fazla yay›n› odalar›nda bulunduramayaca¤› hükmü de tasar›dan ç›kar›lmas›na karfl›l›k, kurum güvenli¤ini tehlikeye düflüren veya müstehcen haber, foto¤raf ve yorumlar› kapsayan her türlü yay›n hükümlüye verilemez ifadesi flu an itibar›yla varl›¤›n› korumaktad›r. Burada da kurumun güvenli¤ini tehlikeye düflürecek yay›n ibaresi insan›n mant›¤›n› baya¤› zorlayacak bir ifadedir. *Yüksek Güvenlikli Hapishaneler olarak adland›r›lan F ve D tipi hapishanelerin, bulunduklar› kurumlarda disiplini bozanlar›n ve eylem ve tutumlar› nedeniyle tehlikeli halde bulunan, özel gözetim ile denetim alt›nda bulundurulmalar› gerekenlerin gönderilecekleri hapishaneler olarak adland›r›lmalar› bu hapishanelerin tecrit, izole etme mant›¤›n›n ürünü oldu¤unu aç›k bir dille beyan etmektedir. * Birçok maddede, “hükümlülerin iyilefltirilmesi” ibaresinin geçiyor olmas› sistemin sahiplerinin, hükümlüleri hasta olarak gördüklerine iflaret etmektedir. Yani “sistem do¤rudur, sisteme ayk›r› davran›fl gösteren hastad›r”. * Tasar›da flartl› sal›verme hükmünün uygulanmas› için 5 y›l›n üzerinde cezay› gerektiren suçlar›n cezas›n›n dörtte üçünün infaz›n›n flart koflulmas› hapishanede kalma süresini daha da art›rmaktad›r. * Tutuklular›n birbirleriyle temas edemeyecekleri hükmü, her türlü insani hakk›n k›s›tland›¤› bir ortamda tutuklular aras›ndaki fiziksel, sosyal aç›dan bile temas›na izin verilmemesi tutsaklar› F tipi hapishanelerde yak›n zamanda flahit oldu¤umuz intiharlara sürüklemekten öte baflka bir sonuca götürmeyecektir. * “‹fltirak halinde suç iflleyenler”in avukatlar›yla birlikte görüfltürülmemeleri savunma hakk›n›n özüne do-
kunan bir uygulamay› beraberinde getirecektir. Avukatlar›n hapishanelerde yaflad›klar› birçok haks›z uygulamaya, savunman›n bütünlü¤üne dönük bu engelleyici düzenleme de eklenecek oldu¤unda ortaya ç›kacak sonuç adil yarg›lanma aç›s›ndan yeni sorunlar› beraberinde getirecektir. * Arama, bafll›¤›yla düzenlenen madde hükmünden, tutuklu veya hükümlünün ziyaretçileriyle görüfle giderken ve odalar›na götürülürken infaz koruma memurlar›nca aranacaklar› hükmüyle hapishanedekiler üzerindeki psikolojik bask› had safhaya ç›kar›lmaktad›r. * Abdullah Öcalan’›n ölümüne de¤in hapiste tutulaca¤› ve flartl› sal›verme hükümlerinden yararlanamayaca¤›; silahl› bir örgütün üst düzey yöneticisinin yasalardan “savafl ve yak›n savafl
d›fl›nda” idam cezas›n›n uygulanmayaca¤› ibaresinden ötürü idam cezas› yerine ikame olunan bir uygulamad›r. Tasar›da her ne kadar tutsaklar›n piflmanl›¤›n› sa¤lama amac› güdülmedi¤i göstermelik olarak ifade ediliyorsa da yukar›da ele ald›¤›m›z, insan haklar› aç›s›ndan genifl hak ihlallerini beraberinde getirecek olan ana maddeler, tutsaklar› piflman ettirmeye yönelik maddelerdir. Bu eksende yap›lan düzenlemelerde; devletin yetkililerince her f›rsatta dile getirilen demokratik, insan haklar›na dayal›, ça¤dafl bir toplum yaratmaktan öte insanlar› daha fazla mengeneye tutturan bir hedef gözetilmektedir. Ülkede son yaflanan yarg›s›z infazlar, adam kaç›rmalar ve komplolarla dolu as›ls›z belgelere dayal› tutuklamalar bunun en iyi ispat›d›r.
4
17-30 Aralık 2004
S›n›fsal Bak›fl D‹PTEN GELEN DALGA YÜZEYE VURUYOR... “‹nsan Haklar›” haftas›n›n ertesinde, 17 ve 19 Aral›k tarihlerinin bulufltu¤u noktaya do¤ru giderken, aylar›n getirdi¤i ve haftalar›n h›zla biriktirerek son günlere yo¤un bir biçimde yükledi¤i üzere, görüntü; s›n›f mücadelesinin bir çok cephede ve alanda giderek k›z›flmakta oldu¤udur. Bunun sinyalleri baflta ekonomik verilerle kuvvetli biçimde al›nmakta, bunu sosyal plandaki yans›malar fazlas›yla göstermekteydi. Nihayetinde emperyalizmin AKP eliyle devreye sokulan ve halen de sokulmaya çal›fl›lan bir dizi “yasal düzenleme” ad› alt›ndaki çok yönlü ve kapsaml› sald›r›lar› fitili ateflleyici rol oynay›nca dört bir yandan gelen reaksiyonlar yer yer devrimci inisiyatiflerle de buluflunca zincirleme bir hal almaya bafllam›flt›r. SSK’n›n sat›fl›na/devrine ve Köy Hizmetleri’nin kapat›lmas›na karfl› Emek Platformu’nun düzenledi¤i ve seksen bin iflçi ve emekçinin bulufltu¤u Ankara-S›hhiye’deki miting (20.11.04) ve ard›ndan 30 Kas›m’da gerçeklefltirilen eylemler, potansiyelin ortaya konmas› ve AKP hükümeti üzerindeki tesiri aç›s›ndan dikkat çekici olmufltur (tasar›n›n meclise gelmesinin ertelenmesi). Eylemlerle “genel grev” uyar›s›n›n yap›lmas›, bir baflka deyiflle bu slogan›n sendika yöneticileri düzeyinde ilan› dikkate de¤er bir durumdur. Bu, her ne kadar “ciddi”li¤i ve “bir gün” olmas› nedeniyle etki gücü tart›fl›lan bir karar olsa da, önemli bulunmal›d›r. Ancak burada alt› çizilmesi gereken husus sendika yönetimlerine dipten/s›n›ftan gelen bas›nçt›r. Geçerken vurgulayal›m ki; baflta sendikalar olmak üzere iflçi ve emekçi örgütlerine gerici, revizyonist, reformist karakterli önderliklerin yön veriyor olmas›n›n dezavantaj›n›n daha somut hissedildi¤i bu gibi faflist diktatörlükle aç›k hesaplaflma yaflanmas›n›n gerekti¤i koflullar, ayn› zamanda bu tip hain ve iflbirlikçilerin tasfiyesine zemin haz›rlayacakt›r. Ayn› flekilde, di¤er cephelerde yürütülen savafl›m içerisinde hakim s›n›flardan yana saf tutan, emperyalist politikalara destek veren, “tarafs›zl›k” ad›na taraf olan her türden s›n›f iflbirlikçileri aç›kça teflhir edilmeli ve halk saflar›ndan tecrit edilmelidir. Günümüz koflullar›ndaki aç›k, s›cak mücadele ortam› buna elverifllidir. Çat›flmaya, kavgaya sevk olan, alanlara ç›kan iflçi ve emekçiler, bu konuda bilinçlenmeye haz›r durumdad›r. En genifl bir-
likteliklerin yarat›lmas› amac› ile bu birlikteli¤in güçlendirilerek ileriye yönelik daha güçlü mevzilerin örülmesi hedefi birlikte ele al›nd›¤›nda, bu faaliyetin önemi ve zamanlamas› daha iyi anlafl›lacakt›r. SES üyesi sa¤l›k emekçilerinin, Aile Hekimli¤i uygulamas›na, Genel Sa¤l›k Sigortas›’na, Köy Hizmetleri’nin kapat›lmas›na, SSK hastanelerinin Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devrine karfl› 2 saatlik toplu ifl b›rakma (07.12) baflta olmak üzere yayg›n protesto eylemleri; E¤itim-Sen’li emekçilerin, sendikalar›n›n “anadilde e¤itim hakk›”n› savundu¤u için hakk›nda aç›lan kapat›lma davas›na karfl› yürüttükleri ülke çap›ndaki etkili protesto gösterileri di¤er bir dizi meslek örgütünce desteklendi¤i gibi kamuoyunun da yak›n ilgi ve sempatisini kazanm›fl iktidar› yeterince rahats›z edici boyutlar kazanm›flt›r. Nitekim faflist diktatörlü¤ün gösterdi¤i tepki, özellikle E¤itim-Sen’in eylemlerine yönelik a¤›r sald›r› boyutlar›na vard›r›lm›flt›r. Ayn› günlerde (07.12) Ayd›n’da Ege Bölgesi’ndeki Ziraat Odalar›n›n ça¤r›s›yla bir araya gelen binlerce köylü, hükümetin IMF güdümündeki tar›m politikas›n› protesto etmifl, taleplerini hayk›rm›flt›r. Eylemdeki yo¤un protestodan, mitingi düzenleyen esasen hükümet iflbirlikçisi Ziraat Odalar› yönetimleri de pay›n› alm›flt›r. Öte yandan, sokaklara ç›kma “furya”s›na “Dünya Özürlüler Günü” vesilesiyle ülkemizdeki 8.5 milyon engelliyi temsilen ‹stanbul ve Ankara’da örgütlenmekte olan emekçiler de kat›lm›fl ve hükümet çeflitli talepler dile getirilerek bas›n aç›klamalar› ile protesto edilmifltir. Geçti¤imiz haftalar›n yo¤unlaflan ve tüm di¤er eylemlere de ayr›ca sirayet eden bir di¤er etkinli¤i hiç kuflkusuz ABD emperyalizminin Felluce’ye yönelik sald›r› ve katliam› dolay›s›yla yeniden ivme kazanan “iflgal karfl›t›” gösterilerdir. Afganistan ve bilhassa Irak iflgali, Filistin’e yönelik Siyonist zulmü ve katliamlar› ile birlikte anti-faflist anti-emperyalist mücadelenin ateflini sürekli alevlendirmektedir. Bunun 11 Eylül sonras›ndaki süreçte ülkemizdeki s›n›f mücadelesinin geliflimi aç›s›ndan önemli bir faktör olarak hesaba kat›lmas› gerekmektedir. Nihayet bu yak›n haftalar, günler içerisinde bir baflka kritik gündem maddesi olarak çok çeflitli platformlar
11 alt›nda gündeme sokulan ancak en etkili biçimde “Tecrit ve Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s› Karfl›t› Birlik” taraf›ndan yürütülen, faflist diktatörlü¤ün zindanlar cephesindeki yeni sald›r› ve ataklar›na karfl› direnifl ve protesto eylemleri, ciddi bir etkinlik kazanmaya bafllam›flt›r. ‹stenilen düzeyde “en genifl” ittifak› oluflturamasa, arzulanan bir güç birli¤i yaratamasa da, mevcut flekillenifli içerisinde, sözünü etti¤imiz Birlik, önemli faaliyetler örgütlemekte, eylemler gerçeklefltirmektedir. Bütün bu kitlesel direnifllerin, protestolar›n, etkinliklerin tümü “yasad›fl›”, “devlet aleyhtar›” ve hatta “terörist” olarak ilan edilmekte, baflta fliddet olmak üzere her türlü yöntemle bast›r›lmaya, bo¤ulmaya çal›fl›lmaktad›r. Gerilla’ya yönelik operasyon çerçevesinde Dersim’de ormanlar yak›lmakta, yo¤un keyfi gözalt›lar yaflanmakta, muhtarlar sorguya çekilip tehdit edilmekte, terör estirilmektedir. Ulusal Hareket’in bütün manevralar›na karfl›n inkar ve imha politikas›nda zerre kadar esnemeden katliamlar›n› ve uygulamalar›n› sürdüren komprador patron-a¤a devletinin; 12 yafl›ndaki çocu¤u babas›yla birlikte kurfluna dizmekten (Ahmet ve U¤ur Kaymaz, K›z›ltepe), çobanlar› katletmekten (Fevzi Can, fiemdinli) geri durmayan bir gözü dönmüfllük bugün de pefli s›ra örneklerle sürerken, dünkü say›s›z (binlerce, onbinlerce…) marifetlerinden kimisi tesadüfen dökülüvermektedir (1993 y›l›nda gözalt›nda kaybolan 11 kifliye ait oldu¤u san›lan toplu mezar ortaya ç›kar›ld›, Kulp). Öte yandan a¤aya baflkald›ran Diyarbak›r Bismil’in Sinan köylülerinin neredeyse tamam›, bu “son derece vahim” olaya ibretlik reaksiyonun gösterilmesi ad›na, jandarman›n büyük bir operasyonuna/sald›r›s›na u¤ramakta ve gözalt›na al›nmaktad›r. Ço¤u üniversitede eflzamanl› bir biçimde devrimci, ilerici, demokrat ö¤rencilere yönelik bir “disiplin” soruflturmas› kampanyas› bafllat›lm›flt›r. Sorgulanan, at›lan, uzaklaflt›r›lanlar›n k›sa sürede yüzleri buldu¤u bu sald›r›, “6 Kas›m” protestolar›na yönelik bir gerekçeye oturtularak savunulmaktad›r. Yine bu süreçte sivil faflist sald›r›lar›n çeflitli politik gündemler vesile edilerek (en son “az›nl›klar raporu”) daha da s›klaflt›r›lmas›, “rastlant›” de¤ildir. Buna karfl›n bir dizi yüksek ö¤retim kurumunda “isyan” ateflini tutuflturma faaliyeti emin ve h›zl› ad›mlarla örgütlenmektedir. Iskarta baflbakanlardan en ateflli AB’ci Mesut Y›lmaz’›n son konuflmas›nda AKP hükümetini “AB’ye fena halde mahkum görüntüsü vererek hiç elindeki kozlar›n› oynayam›yorlar.” elefltirisinden yola ç›karsak; Türk hakim s›n›flar› ile AB’li emper-
yalistlerin dan›fl›kl›l›¤› ve faflist Türk devletinin koz oynama gibi bir pozisyonunun bulunmad›¤› gerçeklerini bir kenara b›rakarak söyleyelim: AB aldatmacas›na bu denli sar›l›nmas›n›n, bir biçimiyle bu masal›n sürdürülmesine gayret edilmesinin gerekçesi, iflte tam da yukar›da k›saca özetlemeye çal›flt›¤›m›z üzere, kitlelerin avutulma, oyalanma efli¤ini giderek daha fazla zorlamakta olmas›d›r. Tam da bu nedenledir ki, ne getirilen yeni yasal düzenlemelerde “demokratik” bir içerik bulunmakta, ne de özgürlük alanlar› geniflletilmektedir. Yine ayn› flekilde uygulamada da ayn› keyfilik, zorbal›k sürdürülmekte “insan hakk› ihlalleri” h›z›ndan ve yayg›nl›¤›ndan hiçbir fley kaybetmeden yaflanmaktad›r. AB ile olan iliflkilerde, üstelik 17 Aral›k’›n öngününde “çeliflkili” gibi gözüken bu durum, “üyelik” meselesinin “aldatmaca” oldu¤unun bir baflka göstergesi olarak kabul edilmelidir. Oyalanmaya çal›fl›lan faflist türk devleti de¤il, çeflitli milliyetlerden halk›m›zd›r. Bu süreç, 17 Aral›k ile beraber yeni bir viraj alarak sürdürülmeye çal›fl›lacakt›r. Kitlelerin dikkati flimdi yeni tart›flma ve polemikler ile buna çevrilmifltir. Faflist diktatörlük, kendisinin AB politikas›na aç›ktan ya da dolayl› biçimde halk saflar›ndan destek veren çeflitli reformist ve revizyonist çevrelerle birlikte dipten gelen dalgay› k›rmak için bu sürece var gücüyle tutunma çabas›ndad›r. Bu konuda, özellikle ‹mral› önderlikli “Kürt Ulusal Hareketi”nin histeriye varan AB’cili¤i dikkat çekici boyuttad›r. AB ve bununla belirli oranda iliflkili ABD’ye endeksli politik hesaplar›n getirdi¤i son aflamada, AB bayraktarl›¤›nda T.C. devletini bile sollayan kampanyalar Diyarbak›r’da örgütlenmektedir. Halk›m›z henüz AB rüyas›ndan bütünüyle uyanmam›fl olmakla beraber, s›k› bir AB’ci olan AKP hükümetiyle hesaplaflma sürecine paralel bu konuda da gözündeki perdeyi kald›rmay› baflaracakt›r. Ancak burada Marksist-Leninist-Maoistlere düflen görev, akan süreci kendili¤indencili¤in girdab›ndan kurtarmak ve bu konudaki her türden aldatmaca, manipülasyona karfl› s›k› bir teflhir kampanyas› yürütmektir. Gelinen aflamada; kitlelerin bir çok alanda yüzeye yay›lan eylemleriyle buluflmal›, di¤er alanlarda ise uç veren kabar›fllar›n› yüzeye çekmeli, eyleme dönüfltürmeliyiz. Zira bilinmelidir ki, teflhir ve kopuflun sahici ve kal›c› olan› eylemin içinden gelecektir. Yine bilinmelidir ki, iktidar›n hedeflenmesi eylemden örgütlenmeye bir ak›fl› gerektirir ki, bir sonraki eylem daha vurucu olsun ve daha kal›c› mevziler elde etsin.
5
11
17-30 Aralık 2004
DDSB “‹flçilerle Dayan›flma Gecesi” yapt›
Toplumun tüm kesimlerine yönelik teslim alma sald›r›lar›n›n yo¤unlaflt›¤›, örgütlülüklerinin da¤›t›ld›¤›, insanl›¤›n tek tiplefltirilmeye çal›fl›ld›¤› bir süreçten geçiyoruz. Böylesi süreçlerde emekten yana, dayan›flmadan yana birliktelikler örgütlemenin önemi daha da büyüktür. Bu anlay›flla hareket eden Devrimci Demokratik Sendikal Birlik 4 Aral›k Cumartesi günü Kad›köy Evlendirme Dairesi’nde “‹flçilerle Dayan›flma Gecesi” düzenledi. Gece, saat 19.00’da s›n›f mücadelesinin çeflitli alanlar›nda devrim ve komünizm davas› u¤runa flehit düflenler an›s›na yap›lan sayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan DDSB ad›na Ali Y›ld›z yapt›¤› konuflmada “Ülkemizde emperyalizme ba¤›ml› komprador burjuvazi ve toprak a¤alar›, iktidar vas›tas›yla, iflçi s›n›f›n› ve emekçi halk›m›z› ili¤ine kadar sömürüp, halk›m›-
z›n s›rt›ndan saltanat sürmektedirler. Özellefltirmelerle en kârl› ve en stratejik kurumlar teslim al›narak, yüzbinlerce çal›flan açl›¤a ve iflsizli¤e terk edilmifltir. Kazan›lm›fl tüm ekonomik ve demokratik haklar›m›z elimizden al›nmak istenmektedir” dedi. Y›ld›z konuflmas›n›n devam›nda “bugün için sendikalar›n bafl›na çöreklenen, reformist ve bürokratik anlay›fllara prim vermeyelim. Kendi yarat›c› gücünü ve s›n›f sendikac›l›¤›n› esas alan Devrimci Demokratik Sendikal Birlik anlay›fl›n›
Emekçinin Gündemi E⁄‹T‹M-SEN’‹N KAPATILMASINA HAYIR! Dünyada ve ülkemizde ezilenlerin maruz kald›klar› sald›r›lar›n ivmesi her gün artarak devam ederken, s›n›f mücadelesi de, bu sald›r›lara paralel ülkemizde ve dünyada ezilenlerin ve topraklar› iflgal alt›nda tutulan halklar›n onurlu mücadelesi ile sürüyor. Emperyalist sistemin, dünya ezilenlerine reva gördü¤ü yaflam›n ne oldu¤unu bugün için en somut tan›kl›¤› Irak baflta olmak üzere bir dizi ülkede görmek mümkün. Irak’ta süren iflgal ve sald›r›da ABD’nin Irak sokaklar›n› nas›l kanla boyad›¤›n› görüyoruz. Böylesi bir anda bile “demokrasi” sözcü¤ünü a¤›zlar›ndan düflürmeyen emperyalistler, Ocak ay›nda Irak’ta yap›lacak seçimlerin ülkeye “demokrasi” getirece¤i vaaz›nda bulunmaktan da geri kalm›yorlar. Ülkemizde de yaflanan geliflmeler dünyada yaflananlardan ba¤›ms›z de¤il. Emperyalist sistemin yap›sal krizinin somutland›¤› bizim gibi yar›-sömürge ülkelerde egemenlerin sald›r›lar› da boyutlanarak
sürmektedir. AKP hükümetinin, iflçi s›n›f› ve ezilenlere yönelik kapsaml› sald›r›lar› farkl› biçim ve renkler alt›nda olsa da devam etmektedir. Özellefltirme, iflten ç›karmalar, sendikas›zlaflt›rma sald›r›lar› bunlar›n bafl›nda gelmektedir. Bu sald›r›lar›n yan›s›ra E¤itim-Sen’in kapat›lmas›na yönelik giriflimler ve bu noktada süren tart›flmalar asl›nda bu sald›r›lar›n boyutunun anlafl›lmas› aç›s›ndan oldukça çarp›c› bir örnektir. Kuruldu¤u günden bugüne tüzü¤ünde ana dilde e¤itimi savunan sendikan›n, bugün neden kapat›lmak istendi¤i sorusunun yan›t›, sistemin yaflad›¤› derin ç›kmaz ile birlikte aç›kl›k kazanmaktad›r. Bir bütün anlam›nda bak›ld›¤›nda ilk olarak söylemek gerekir ki; egemenler karfl›lar›nda bir güç hele de örgütlü bir görmek istememektedir. Buna tahammül edememektedir. Yukar›da da bahsini etti¤imiz gibi Türkiye gerçekli¤ine inersek göze çarpan ilk uygulamalar SSK’lar›n devri, Köy Hizmetlerinin kapat›lmas›,
yönetimleri tafl›mal›y›z. Hak verilmez mücadele edilerek al›n›r. Gelecek iflçi s›n›f›n›n yarat›c› kollar›ndad›r” diyerek sözlerini “Yaflas›n s›n›f sendikac›l›¤›”, “Yaflas›n Devrimci Demokratik Sendikal Birlik”, “Birlik mücadele zafer” sloganlar› ile noktalad›. “Birlik, Mücadele, Zafer”, “Devrimci Demokrat Sendikal Birlik”, “Gelecek ellerimizdedir Deri-‹fl Tuzla”, “Emperyalist iflgale karfl› birlik, mücadele, zafer Deri-‹fl Tuzla” pankartlar› ve DDSB flamalar›yla salon süslenirken yap›lan sinevizyon gösteriminde dünya iflçi s›n›f› mücadelesi tarihinden kesitler ile ülkemizdeki s›n›f mücadelesinde önderli¤ini DDSB anlay›fl›n›n yapt›¤› çeflitli mücadele kesitleri sunuldu. Haz›rl›¤›n› Tohum Kültür Merkezi’nin yapt›¤› sinevizyon be¤eniyle izlendi. “Bir ses verirler sesimize, gürül gürül ezgileriyle, dostlar›m›z, omuzdafllar›m›z! Ve dayan›flman›n en güzel örne¤ini sergilerler. BEKSAV bünyesinde çal›flmalar›n› yürüten Grup Vardiya bizlerle” denilerek Grup Vardiya sahneye ça¤r›ld›. Vardiya söyledi¤i parçalarla kitleye güzel anlar yaflatt›. Filistin’de, Felluce’de flehit düflen çocuklar› anarak dünyadaki tüm çocuklar için “Güzel günler görece¤iz çocuklar” parças›n› söylerken kitlenin duygusal anlar yaflad›¤› görüldü. Vardiya “Yaflas›n devrimci dayan›flma” slogan›yla u¤urlanE¤itim-Sen’in kapat›lmak istenmesi, hapishanelere yönelik Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›, ö¤rencilere yönelik Yeni YÖK Yasa Tasar›s›, Kamu Yönetimi Temel Kanunu vb’dir. Tüm bu sald›r›larda as›l ana hedef örgütlülüklerdir. Bu anlamda E¤itimSen’e yönelik sald›r› de¤erlendirildi¤inde flu gerçe¤in alt›n› çizmek gerekmektedir. E¤itim-Sen varolan sendikalar içinde, KESK içinde en dinamik tabana sahiptir ve en örgütlü kesimi içinde bar›nd›rmaktad›r. Ve ayr›ca flu ya da bu flekilde bu taban›n› harekete geçirebilmektedir. Bu anlamda egemenler için kritik bir noktada durmaktad›r. Çünkü özellikle SSK’lar›n tasfiyesi ve Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nun hayata geçirilmesi demek bugün yaklafl›k 2 milyon olan kamu emekçisi say›s›n›n 1.5 milyonunun ifl güvecesinin ortadan kald›r›lmas› anlam›na gelmektedir. Bu sald›r›lar Aral›k ay› itibar› ile Petrol-‹fl taraf›ndan bu konuya iliflkin yap›lan inceleme sonuçlar› ile birlikte ele al›n›rsa devletin, egemenlerin as›l korkulu rüyalar›n›n ne oldu¤u a盤a ç›kar. 2004 y›l› ilk 8 ayl›k verilerine göre 290 bin 9’u erkek, 79 bin 589’u da kad›n olmak üzere toplam 369 bin 598 kifli ifl bulmak için Türkiye ‹fl Kurumu’na baflvurdu. Halen Kurum’a kay›tl› iflsiz say›s› ise 526 bin 201’i erkek, 151 bin 717’si kad›n olmak üzere toplam 677
d›. Ard›ndan sahne alan Bayar fiahin söyledi¤i Gürcü parçalarla gecenin zenginli¤ine zenginlik katt›. Daha sonra TKM’de ba¤lama hocal›¤› yapan Atilla Meriç davet edildi sahneye. Atilla Meriç ve ekibi söyledikleri halk müzi¤iyle geceye ayr› bir renk katt›. Ard›ndan Dostlar Merhaba parças›yla Sad›k Gürbüz sahneye ç›kt›. Söyledi¤i eski parçalarla insanlar›n haf›zalar›n› canland›rd›. Irak ile ilgili yapt›¤› beste izleyiciler taraf›ndan ilgiyle karfl›lan›rken “Kahrolsun ABD emperyalizmi” slogan› gür bir flekilde at›ld›. “Biliriz ki bütün halklar›n al›nteri ayn› renktedir. Ve asalaklar emerler kanlar›n›. Ayn› kederlere sar›l›d›rlar ama ayn› h›rsla kalkacaklard›r aya¤a! Ayn› coflkuyla halaya duracaklard›r” sözlerinin ard›ndan Gecenin finalini yapan TKM müzik grubu sahneye ‹brahim parças›yla ç›kt›. Parçan›n ard›ndan salondakiler “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya” slogan›n› hayk›rd›. Söylenen marfllar ve ezgilerde kitle “A¤a, patron devletini y›kaca¤›z, halk iktidar› kuraca¤›z”, “‹flçi köylü gençlik halk savafl›nda birlefltik”, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “‹çerde d›flarda hücreleri parçala” vb. sloganlar›n› att›lar. Marfllar›n ard›ndan söylenen halay parçalar›yla hep birlikte halaylar çekildi. Partizan, ‹flçi Köylü, YDG, PfiTA, TKM, ILPS Türkiye Seksiyonu, Munzur Çevre Derne¤i, Belediye ‹fl 2 No’lu fiube, Kad›köy ve Gebze Tunceliler Derne¤i, çeflitli illerden DDSB’liler, 1 May›s, Sar›gazi, Samand›ra, Sultanbeyli ‹flçi Köylü okurlar› da geceye mesaj göndererek dayan›flma içerisinde olduklar›n› belirttiler. Gece saat 23.30’da sona erdi. (Kartal) bin 918 kifli. Türkiye’de ezilenler aç›s›ndan belirleyici düzeyde olan di¤er en önemli sorunlardan biri de iflsizlik sorunudur. Ve mevcut ç›kart›lmaya çal›fl›lan bu yasalar da iflsizli¤in 盤 gibi büyümesine hizmet edecektir. Böyle bir süreçte sendikalar›n önemi devletin sald›r›lar›n› hayata geçirebilmesi anlam›nda hayati derecededir. E¤itim emekçilerinin kapat›lma davas›na karfl› yapt›klar› eylemlere yönelik polisin azg›nca sald›r›s›n› da bu kapsamda ve bu tahammülsüzlük ile de¤erlendirmek en do¤ru oland›r. Bu anlamda ortaya konulan tepkiler gerçekten önemlidir. SSK’lar›n devrine karfl› Ankara’da 20 Kas›m’da ortaya konulan tepki de anlaml› ancak süreklili¤i ve en önemlisi de sistemi hedef almayan bir hareket olarak kalma nitelik ve karakterini korudu¤u müddetçe sonuç alma anlam›nda ciddi bir sonuç olmayacakt›r. Yine bu hareketlerin kitleselli¤ini ve hedefleri bak›m›ndan netli¤ini korumas› harekete yön veren önderlik sorunu ile direkt ba¤lant›l›d›r. Bu anlamda biz DDSB’liler için 20 Kas›m eylemine kat›l›m önemli bir ad›md›r. Ancak yeterli de¤ildir. Hem kitlesellik anlam›nda hem süreklilik ve hedefe dokunma anlam›nda daha fazla yo¤unlafl›lmal›, çaba harcanmal›d›r.
6
17-30 Aralık 2004
11
A¤an›n topraklara el koymas›na karfl› mücadele eden Sinan köylüleri kararl›lar
“Ya hepimizi tutuklarlar ya da topra¤›m›z› al›r›z!”
Y›llard›r OHAL yasalar›yla bask› alt›nda tutulan Kürt halk› bir yandan Devlet terörünü yaflarken di¤er taraftan a¤alar›n sömürü ve zulmüne maruz kalm›flt›r. Diyarbak›r’da geliflkin olan a¤al›k ve a¤alar ise bu yasalarla daha fazla güç bulmufl; köylüyü katletmifl, köyden atm›fl vs. zalimliklerinde pervas›zlaflm›fllard›r. Topraklar›na a¤a taraf›ndan el konulan ve bunun üzerine Nisan ay›ndan bu yana mücadele eden Bismil’e ba¤l› Sinan Köylüleri geçti¤imiz hafta yine yapt›klar› eylemde jandarman›n sald›r›s›na u¤ram›fl, üçyüz köylü gözalt›na al›nm›flt›. A¤an›n bekçisi jandarma bununla da yetinmemifl, sabaha karfl› köyü basarak 29 kifliyi daha evlerinden toplam›flt›. Gözalt›na al›nan köylülerden dördü tutuklanm›flt›. A¤an›n ve onun bekçili¤ini yapan jandarman›n ve yine bu mekanizman›n bir parças› olan adli makamlar›n k›skac›na al›nan Sinan köylülerinden Hasan Çapar’dan köyün geçmiflini ve direnmeye nas›l karar verdiklerini anlatmas›n› istedik.
- Bize kendinizi ve köyünüzün geçmiflini anlatabilir misiniz? - Köyümüzün yaklafl›k 300-400 y›ll›k geçmifli vard›r. Bu köy dedelerimiz taraf›ndan kuruldu. Bugünkü a¤an›n dedeleri 90 y›l önce Mufl’tan gelerek Reflik mevkiine yerleflti. O zamanlar koçerlik yap›yorlard›. 400 küçük bafl hayvanla gelmifl. Sonra bizim dedelerimize teklif götürmüfl, köye yerleflmek için köylüye çok iyi davran›yormufl. Onlar da kabul etmifl. Köye yerlefltikten sonra köyümüzü ve köylümüzü ikiye böldüler, kalleflçe topraklar›m›z› elimizden ald›lar. Bu a¤a o zamanlar okuma-yazma biliyor ve kimsenin haberi olmadan topraklar› üzerine geçiriyor. Köyümüzde 1940-50 y›llar›ndan bu yana muhtar a¤a iradesiyle seçiliyor. Seçilen muhtar ölünceye kadar a¤an›n muhtarl›¤›n› yap›yor. 30 y›l muhtarl›k yapan oldu. Bu durum geçen y›la kadar devam ediyordu. 1956’da kadastro buraya gelince kimsenin haberi olmadan a¤a bütün topraklar› üzerine
Baflbakandan köylülere; “Bu millet yat›p kalk›p size mi çal›flacak” Köy Hizmetleri’nin kapat›lmas›n›n gündemde oldu¤u bir süreçte düzenlenen Tar›m fiuras›, Baflbakan’›n köylülere, emekçilere yönelik bildik hakaretlerine sahne oldu. 29 Kas›m’da bafllayan ve 3 gün süren fiura’da köylülerin yaflad›¤› s›k›nt›lar gündeme girmezken; emperyalistlerin Türkiye’deki tafleronu özel firmalar›n durumu tart›fl›ld›. Büyük Anadolu Kongre Salonu’nda düzenlenen fiura’da ilk konuflan Tar›m ve Köy ‹flleri Bakan› Sami Güçlü oldu. Köylülere söyledi¤i “Gözünüzü toprak doyursun” sözleriyle ak›llarda yer edinen Güçlü, köylü düflmanl›¤›na devam etti. Son y›llarda özel sektör yat›r›mlar›n›n artt›¤›n› ve bunun sevindirici oldu¤unu söyleyen Güçlü, küçük üretici ad›n› verdi¤i köylülerden yak›narak Do¤rudan Gelir Deste¤i’nin piyasay› olumsuz etkiledi¤ini ileri sürdü. Emperyalistlerin daha fazla kâr elde etmesi u¤runa elinden geleni ard›na koymayan Güçlü konuflmas›nda, uygulanan tar›m politikalar› ile topra¤›ndan olan, üretemeyen, arazisi ve evi icral›k
olan milyonlarca köylüyü görmezden geldi. Ard›ndan söz alan Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an Güçlü’yü aratmayacak bir flekilde konuflarak, onun eksik b›rakt›¤› yerleri doldurdu. Köylülere hitaben “Bu millet yat›p kalk›p size mi çal›flacak” fleklinde konuflan Erdo¤an, emperyalistlerin korosuna bir ses daha ekledi. Uygulad›klar› y›k›m politikalar›n› baflar›l› de¤erlendiren Baflbakan, Urfa’da 5 bin 200 pamuk üreticisinin sesine kulaklar›n› t›kad›. 347 trilyon sulama borcu yüzünden arazilerine haciz koyulan Urfal› köylüler Erdo¤an’›n söylediklerinin aksine üretemediklerini, ürünlerine yeterli fiyatlar›n verilmedi¤ini belirtti. Kanter köyünden Hüseyin Demir’in söyledikleri Erdo¤an ve bakanlar›n›n emperyalistlerin ç›karlar› u¤runa örtmeye çal›flt›klar› gerekçeleri bir kez daha ortaya serdi. Demir, üretti¤i pamu¤un tarlada kald›¤›n› ve TEDAfi’a 20 milyar borcu oldu¤unu, ödemesinin de mümkün olmad›¤›n› aç›klad›. Tüm Üretici Köylüler Sendikas› (Tüm KöySen) Genel Baflkan› fievki Konur da Urfal› köylülerin yaflad›klar›na de¤inerek uygulanan politikalara son verilmezse binlerce köylünün ayn› ac›lar› yaflayaca¤›n› ifade etti. (Ankara)
al›yor. Muhtar› ve yandafllar›n› da bilir kifli gösteriyor. Çevre köylerden eflk›ya tutup köye yerlefltiriyor, bir de Kurtalan taraf›ndan bir aile getirdi buraya yerlefltirdi. Köy içinden de birkaç a¤a yandafl› vard›r. Sadece a¤an›n üzerine köyün %20’si var. Meram›z, mezarl›¤›m›z her fleyimiz onun elinde. - Bugüne kadar a¤aya karfl› ç›kt›n›z m›? - Tek tek insanlar karfl› ç›kt›lar. Biz bu seneye kadar bir fley yapam›yorduk. OHAL kalk›nca, AB de gündeme gelince biz her fleyi göze ald›k. Bugüne kadar direnenler a¤a ve yandafllar› taraf›ndan öldürüldüler ya da evleri y›k›larak köyden at›ld›lar. 1976’da köylü toparlan›nca a¤aya karfl› toprak mücadelesi veriyor. Silvan ilçesi Basatl› köyünden eflk›ya kiralayan a¤a 20 gün boyunca her gece sabaha karfl› evi taram›flt›r. Yine o dönem de 30 hanenin 17’si k›fl zaman›nda köyden at›ld›. Yine 1978’de a¤aya baflkald›ran Mehmet Koç gece köy kahvesinden al›narak köyün 2 km. uza¤›nda bafl› motorla ezilmifltir. Biz bunlar›n hepsini gördük. - Köylü nas›l geçiniyor? - Bizim tek geçim kayna¤›m›z toprakt›r. A¤aya ›rgatl›k ediyoruz. A¤a Ayhan soyundan geliyor. Bunlar Cengi ve Reflit kardefller, bir de Kemal var amca çocuklar›. Bunlar köyde kalm›yor. Bizi sömürüyor. Gören diyor ne kadar zengin köy ama biz bazen günlerce bir kilo fleker alam›yoruz. Karar verdik, kimse bize sahip ç›km›yor. Kaymakam, jandarma diyor a¤an›n topra¤›d›r. Mezarl›k için a¤adan yer istedik diyor gidin iki iki gömülün. Suudi Arabistan’da da insanlar böyle
gömülüyor. - Topraklar›n›z için direnmeye nas›l karar verdiniz? - Biz çoktand›r bunu istiyoruz. Bakt›k art›k olacak gibi de¤il, her fleyimize a¤a kar›fl›yor. Muhtara demifl nüfus 2000’i geçmesin, hane say›s› 180 olmas›n. Çünkü böyle olunca belde olacak. Hepimiz topland›k burada güvensizlik hakimdir. Onun için inand›¤›m Kuran’a el bast›k. Sonunda aç›k cezaevinden kurtulaca¤›z. Sesimizi her yere duyurmaya çal›flaca¤›z. Nisan’›n 15’inden bu yana mücadele ediyoruz. Bismil’de, Diyarbak›r’da bas›n aç›klamas›, yürüyüfl yapt›k. En son a¤an›n yandafllar› topraklar› sürmeye geldi, biz önlerine geçtik. Jandarma Bismil’den, Ambarl› ve Ç›narl›’dan destek getirmifl köylünün üzerine sürdü. Hepimizi gözalt›na ald›. Jandarma da onlardan yana. Diyor bir fley yapamazs›n›z. A¤an›n tapulu mal›d›r sürecekler. Biz dedik, ölürüz de b›rakmay›z. Çoluk çocuk hepimizi göz alt›na ald›lar, gece kad›nlar› b›rakt›lar. 15 erkek orda kald›k. Yüzbafl› gelip, küfür ediyordu. “Orda siz konufltunuz, burda ben konuflurum” diyor. 24 saatten fazla kald›k. O s›rada köye bir daha gitmifller, kalanlar› getirdiler. Sinan Karakol komutan› geldi. 13 kifliyi seçti, savc›ya götür dedi tutukla. Savc› Bilal Kercer, Mahmut Yeflil, Y›lmaz Doru ve Abdullah S›caközül’ü tutuklayarak Bismil cezaevine götürdü. Ancak bunlar bizi y›ld›rmayacak; bizim yaklafl›k 1500 nüfusumuz var; ya hepimizi tutuklar ya topra¤›m›z› al›r›z. Bizim amac›m›z a¤an›n sömürüsünden kurtulmakt›r. (Malatya)
Urfa’da pamuk üreticileri icral›k oldu Devletin tar›mda uygulad›¤› politikalar sonucu darbe üstüne darbe yiyen köylülere fianl›urfa’da icral›k olan 5 bin 200 pamuk üreticisi de kat›ld›. Tar›m› tasfiyeyi hedefleyen politikalar sonucu ma¤dur olan, geçimini sa¤lamakta zorlanan köylüler sorunlar›n› dile getirdiklerinde ise Erdo¤an’›n “Bu millet yat›p kalk›p si-
Konuyla ilgili bir aç›klama yapan Urfa Ziraat Odas› Baflkan› Halil Dolap, uygulanan yanl›fl tar›m politikalar› nedeniyle sorunun sadece sulama borcuyla s›n›rl› kalmad›¤›n›, art›k evlerinin elektrik borçlar›n› bile ödeyemez duruma geldiklerini söyledi. Yine konuyla ilgili olarak bir aç›klama yapan Tüm Köy-Sen Genel Baflkan›
ze mi çal›flacak” sözleriyle azarland›. Son olarak Urfa’da 5 bin 200 köylü 347 trilyon lira dolay›ndaki tar›msal sulama borçlar› nedeniyle icral›k oldu. Yanl›fl politikalar›n yan›s›ra primleri ve ürünlerine yeterli fiyat verilmeyen pamuk üreticileri, biriken 347 trilyon lira dolay›ndaki sulama borçlar›n› ödemezlerse hapishaneye girecek.
fievki Konur “Urfal› köylülerin sorununun çözümü için destekler yeterli de¤il ve çözüm olmuyor. Köylü tarlas›n› mazot ile sürüyor. Su için elektrik kullan›yor. Ürün bedeli ihtiyaçlar› karfl›lam›yor. Biz hükümeti DGD konusunda daha önce de uyard›k. E¤er yanl›fl politikalar devam ederse icral›k olan çiftçilerin say›s› artacakt›r” dedi. (Mersin)
7
11
17-30 Aralık 2004
Ayd›n’da Büyük Üretici Mitingi’nde onbinler bulufltu
ABD emperyalizminin yeminli ufla¤› komprador patron-a¤a devleti AB tart›flmalar›n›n sürdü¤ü flu günlerde tar›ma yönelik sald›r›lar›n› daha da yo¤unlaflt›rarak, ABD ve AB’ye uflakl›kta kusur göstermeyece¤inin mesajlar›n› yineliyor. Do¤rudan Gelir Deste¤i, ürünlere düflük kotalar koyma, üretimi düflürme gibi sald›r›larla köylünün üretimini her geçen gün daha da gerileten TC devleti bu sald›r›larla köylüyü adeta yaflayamaz duruma getiriyor. Öyle ki ülkede birçok sektörde tar›m üretimi yap›labilecekken ülkeyi emperyalizme daha da ba¤›ml› hale getirmek isteyen patron-a¤a devleti birçok ürünün üretimini durdurarak, azaltarak ya da engelleyerek ülkede üretimin düflmesine neden oluyor. Tabi bu durum ise yoksul köylülerin her geçen gün daha da yoksullaflmas›n› beraberinde getiriyor. Devletin tar›ma yönelik yok etme sald›r›s› geçti¤imiz günlerde yap›lan Tar›m fiuras›’nda da kendini gösterdi. fiura’da üreticilere söz hakk› verilmezken devlet, üretimi AB’nin istekleri sonucu düflürece¤ini, üreti-
ci say›s›nda azalmaya gidilece¤ini itiraf etmiflti. Ayr›ca Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’›n köylüyle ilgili yapt›¤› her aç›klamada adeta f›rça atar gibi konuflmalar› ve köylüyü sadece oy toplanan kitle olarak görmesi Ayd›n’da onbinlerce köylünün yapt›¤› büyük bir mitingle protesto edildi. Ayd›n Ziraat Odas›’n›n düzenledi¤i “Büyük Üretici Mitingi”ne havan›n ya¤murlu olmas›na ra¤men onbinlerce köylü kat›ld›. Özellefltirme ve tar›m politikalar›n› k›nayan onbinlerce köylü 7 Aral›k 2004 tarihinde Ayd›n fiehitler Alan›’nda biraraya geldi. “3 kilo pamuk 1 litre mazot”, “Tar›m Bakan›na kurs, köylüye de gerek burs”, “‹flte halim, sesimi duy zalim”, “Efendi öldü, bafl›n sa¤olsun millet”, “Siyaset patronlar› tarlaya gelsin”, “Çiftçi sadaka de¤il, prim istiyor”, “Ayd›n’›n kokutmay›n nefesini, att›rmay›n tepesini, size vermez cephesini”, “Türküm, do¤ruyum, çiftçiyim, aç›m” vb. onlarca pankart›n aç›ld›¤› mitingde pankartlar köylünün öfkesini ve tepkisini yans›tt›. Ege’nin çeflitli il, ilçe ve köylerinden mitinge gelen onbinlerce köylü hep bir a¤›zdan att›klar› sloganlarla, alk›fllarla hükümeti istifaya ça¤›rd›lar. Mitingde ilk konuflmay› Ayd›n Ziraat Odas› Baflkan› ve Miting Tertip Komitesi Baflkan› Arif Gürdal yapt›. Gürdal “Köylülerin Ayd›n’da yakt›klar› bu meflale tüm Türkiye’ye yay›lacakt›r. Biz bu mitingi 5 kurufl daha fazla kazanal›m diye de¤il, üre-
tim yapabilmek için yap›yoruz. Sesimizi Türkiye duysun diye yapt›k” dedi ve “üreticiler olarak 1960’dan beri yo¤un flekilde haklar›m›z gaspediliyor. 4 y›lda bir sadece oy istemeye geliyorlar. Ama art›k davam›za sahip ç›k›yoruz. Biz ne dersek o olur. Bizler üreticiyiz, biz üretiriz ve bu yüzden üretene sayg› istiyoruz” fleklinde konufltu. Gürdal konuflmas›n› “4 katrilyon yard›m yap›yoruz diyor hükümet. Oysa bunun 2,7 katrilyonu DGD ad› alt›nda da¤›t›l›yor. Bu bize yar›yor mu? Hay›r yaram›yor. Buna sosyal yard›m diyebilirsiniz ama üreticiyi destekliyoruz demeyin. Bütün dünyada üretici desteklenirken ülkemizde bu yok. Biz Ege Ziraat Odalar› olarak pamuk fiyat›n› 1 milyon 200 bin olarak belirledik. Ama Tar›m Bakan› 810 bin lira olarak belirledi. Bunun neresi destektir?” diyerek bitirdi. Gürdal’›n ard›ndan sözü alan ‹zmir Ziraat Odas› Baflkan› Sedat Köse de devletin politikalar›n› elefltirdi. Köse “Narenciyeci mahvoldu. Bunu gerekli yerlere ilettik, ancak bir sonuç ç›kmad›. Neden? Çünkü gündemlerinde, gözlerinde tar›m yok. Gözümüzü kara toprakla doyurmak istiyorlar. ‹hracat›m›z geriye gidiyor. ‹hracat yap›lmadan tar›m nas›l geliflir” diyerek sözlerini bitirdi. Erkek köylüleri temsilen konuflan Germencik-Mefleli köyünden Ali R›za Dereli ise “bakkala, markete gidemez, pazara ç›kamaz, köyden flehre inemez olduk. Dünyadaki tüm canl›lar topra¤a dayan›r. Topra¤› iflleyen biziz, bizi bu kadar hakir görmesinler” dedi. Kad›n köylüleri temsilen ise Kuyucakl› Gülserin Ba¤c› da bir konuflma yapt›. Ba¤c›’n›n konuflmas› köylüler taraf›ndan
sürekli alk›flland›. Kad›n köylüler ad›na konuflan Ba¤c› “sabah dörtte kalk›p yemek haz›rl›yor, sonra da tarlaya gidiyoruz. Bu topraklar bize dedelerimizden kald›. Kimse bizden üretimi bitirmemizi beklemesin. Geçen y›l 12 milyona ald›¤›m›z gübreyi bu y›l 28 milyona ald›k. Baflbakan sesimizi duymuyor. Çünkü bizim flirketlerimiz holdinglerimiz yok. Atatürk köylü milletin efendisi demifl. Hani bizim efendili¤imiz nerede? Bizim fabrikam›z yok, 15 milyar maafl›m›z da yok. Baflbakan›n çocuklar› Amerika’da rahat rahat okumufl, biz buna bir anlam veremiyoruz” diyerek Erdo¤an’a tepki gösterdi. Mitingde Denizli Ziraat Odas› Baflkan› Hamdi Gemici, Manisa Ziraat Odas› Baflkan› Nuri Sorman ve Ege Çiftçiler Derne¤i Baflkan› Hulisi Tanman da birer konuflma yaparak devletin tar›m politikalar›n› elefltirdiler. Köylüler mitingde s›k s›k “Vur vur inlesin, Ankara dinlesin” slogan› atarak devletin seslerini duymas›n› istediler. Köylüler “Çiftçi say›s›n› %40’tan %20’ye indirecek olan AB’yi istemiyoruz. Bunu kabul edecek 20 milyon kifliyi dilencili¤e tutsak edecekler”, “Tütün, pancar gitti flimdi de pamuk gidiyor. Seneye pamuk üreticisi %80 azalacak. Amaçlar›na ulafl›yorlar, ad›m ad›m köylüyü yok ediyorlar”, “Ba¤-Kur ve Tar›m Kredisi borçlar›m›z› ödeyemiyoruz. Geceleri gözlerimize uyku girmiyor. Bu yüzden sabaha kadar tart›flma programlar›n› izliyoruz. Bu da iyidir. Bu sayede iktidar›n ülkeyi ne hale getirdi¤ini görüyoruz” diyerek tepkilerini gösterdiler. (‹zmir)
Gelemen’de ç›kar kavgalar› bitmiyor! Samsun’da Gelemen Tar›m ‹flletmesi’nin kiralanarak özellefltirilmesinin ard›ndan cevaplanamayan sorular ve yaflanan çeliflkiler özellefltirmelerin süreç içerisinde kimlere hizmet etti¤ini aç›kça gösteriyor. Gazetemizin 8. say›s›nda Gelemen Tar›m ‹flletmesi’nin 35 y›ll›¤›na KON‹ ‹nflaat fiirketine kiraland›¤› haberini yay›nlam›flt›k. Bu sürece gelindi¤inde ihaleyi alan flirketin AKSA Grubu’na ba¤l› bir yan kurulufl oldu¤u ortaya ç›kt›. AKSA, yap›m› aflamas›nda ve faaliyete geçti¤i günden itibaren yöre halk›n›n düzenledi¤i eylemler ve mitinglerle karfl› ç›kt›¤› Mobil Santralin iki ünitesinden birinin de sahibi. Emperyalist flirketler, zararl› teknolojilerini Türkiye gibi yar›-sömürge ülkelerde kurdurarak saçt›¤› zehirle halk›n sa¤l›¤›na ve do¤an›n ekolojik dengesine ald›rmadan ihtiyac›n› karfl›lamaktad›r. Ülkemizde çal›flmalar›na Bergama’da devam eden Normandy, Mersin’de OPET TUTA petrol dolum tesisleri, Akkuyu Nükleer Santrali, Çanakkale’de Çan Termik Santrali vb. Çok Uluslu fiirketlerin firmalar›n›n ya da komprador sermayeye ait flirketlerin hepsi halk›n sa¤l›¤›n› hiçe sayarak do¤al çevreyi yok etmeye devam ediyor. Mobil Santral’e karfl› Samsun halk› Bergama halk› gibi, Karaduvar halk› gibi eylemlerle, mitinglerle bu soruna karfl› y›llard›r direnifller örülüyor. Samsun’da Mobil Santral’in faaliyeti
durduruldu, fakat Santral kald›r›lmad›. Çal›flmad›¤› her gün için on binlerce dolar tazminat ödeyen TC devleti, bu flirketleri bu flekilde beslemeye devam ediyor. Mobil Santral’in sahibi AKSA grubuna ba¤l› KON‹ ‹nflaat’›n Gelemen Tar›m ‹flletmesi’ni kiralamas›yla burada yapaca¤› tar›msal projelerin neler oldu¤u bir soru iflaret olarak duruyor. Çarflamba Ovas›’nda yaklafl›k 11 bin dekar arazi üzerinde kurulu olan Gelemen Tar›m ‹flletmesi uzun y›llar dam›zl›k s›¤›r, civciv, tohumluk temini konusunda çal›flmalar yürütülmüfl, ancak IMF politikalar›yla uygulanan tar›m politikalar› karfl›s›nda buralar›n özellefltirilmesi gündeme gelerek son y›llarda aktivitesinden uzaklaflt›r›lm›flt›r. Verimli tar›m arazileri üzerine kurulu bulunan iflletmenin kiralama yöntemiyle özellefltirilmesi ve KON‹ ‹nflaat firmas›n›n y›ll›k 1-3 trilyon karfl›l›¤› ihaleyi almas›, ç›kar çevrelerinin tepkisine yol açt›. AKP hükümetinin Samsun milletvekili Mustafa Çak›r, ihaleyi alan firman›n tar›msal hiçbir faaliyetinin olmad›¤›n›, bu ifli yapacak Samsunlu yat›r›mc›lara verilmesi gerekti¤ini savunarak “Firma, Samsun-Yakakent karayolu inflaat›n›n, Karadeniz Bak›r’›n, Mobil Santralin sahibi, do¤algaz flebekesi ifllerini de yap›yor. Bu
durum Samsun’un sanayicisi için önemli bir kay›p” diye aç›klamalarda bulundu. Bu konu üzerinden soruyoruz; “IMF programlar›n› uygulayarak gerekli çal›flmalar› yürüten önceki hükümetlerin devam› kendinin de milletvekili oldu¤u AKP de¤il mi? Bölgeci davranarak Samsun sanayicisinin ç›kar›n› “savunan” Mustafa
Çak›r’›n özellefltirmesi yap›lan kurumun ç›kar çat›flmalar›yla buradan pay kapma amac›n› ortaya sermiyor mu? Bu konuyla ilgili neler yap›yor Mustafa Çak›r? Gelemen Tar›m ‹flletmesi’nin KON‹ ‹nflaat’a verilmesi konusunda kendi Meclis’ine soru önergesi götürerek Tar›m ve Köyiflleri Bakan› Sami Güçlü’nün yan›tlamas›n› bekliyor, ihalenin iptal edilmesini istiyor. Yukar›da aç›kland›¤› üzere firman›n ta-
r›msal faaliyeti olmad›¤›n›n kendi hükümetine ve halka teflhirini yap›yor. Kendi aç›klamalar›na destekçi arayarak çeflitli sendikalara, Ziraat Odalar›na gidiyor. “Karadeniz Bak›r ‹flletmelerinde, iflçi ç›kart›p yerine Samsun’da oturmayanlar› ald›lar, bunun bir siyasi bedeli olacakt›r. Bu iflletme yok pahas›na devredilirse, hükümetimizin baflar›lar› gölgelenecektir” diyen Mustafa Çak›r, KON‹ inflaat›n yapt›klar›n› teflhir(!) ediyor. Sistemin parças›, iflleticisi olan kendi partisiyle çeliflen(!) Mustafa Çak›r, sendikalardan ve ziraat odalar›ndan destek bulam›yor, partisi taraf›ndan da susturuluyor. IMF ve DB’nin programlar› do¤rultusunda uygulanan özellefltirmelerin, tar›mda y›k›m politikalar›yla emekçi halk›m›z›n, iflçimizin, köylümüzün üretim gücünü sömüren emperyalist sistem ve uflaklar› yapt›klar›, uygulayacaklar› teslimiyetçi her bir program›n bireysel ve bölge ç›karlar›n ç›rp›n›fllar›yla yanl›fl›n› ortaya seriyor. Ç›kar çat›flmalar›n› seyretmeyelim, sald›rgan ve ç›karc› savafl›n karfl›s›nda iflçiler, köylüler ve tüm ezilen sömürülen halk özellefltirmelere karfl› devrimci duruflu örgütlemelidir. (Samsun)
8
17-30 Aralık 2004
11
TKP/ML militanlar›ndan eylemler
Elimize posta kanal› ile ulaflan bir aç›klamaya göre; 7 Aral›k 2004 tarihinde Kartaltepe Polis Karakolu, Fatih’teki HSBC Bankas›, Dudullu’daki D‹MES ‹stanbul Temsilcili¤i TKP/ML militanlar› taraf›ndan bombaland›. TKP/ML taraf›ndan yap›lan aç›klamada “Emperyalizmin ufla¤› faflist diktatörlük halk›m›za ve onun öncüsü devrimci ve komünistlere karfl› pervas›zca sald›rmay› sürdürmektedir. Bunun karfl›s›nda tek kurtulufl partimiz TKP/ML’nin gösterdi¤i güzergaht›r. Kas›m ay› içinde Dersim da¤lar›nda flehit düflen Muharrem Yi¤itsoy, Aflk›n Günel ve Cafer Kara yoldafllar bu güzergah›n hakl›l›¤›n› ve do¤rulu¤unu bir kez daha ›srarlar›yla cüretleriyle kan›tlam›fllard›r. Halk›m›z yoldafllar›m›z›n cüretini kuflanmal› ve emperyalizme ve faflizme karfl› silaha sar›lmal›d›r. Bunun için halk›m›z› mücadeleye seferber edecek ve iflçi s›n›f› önderli¤inde örgütleyecek olan partimiz TKP/ML’dir. Dersim flehitlerinin ölümsüzlü¤ü Bak›rköy’de patlayan bombayla bir kez daha ispatlanm›flt›r. ‹ngiliz emperyalizminin finans kurumu HSBC Bankas›’n›n bombalanmas› emperyalist iflgal ve sömürü karfl›s›nda direnen baflta Irak olmak üzere tüm dünya halklar›na gönderilen bir selamd›r. Ezilenlerin öf-
kesi ve direnifli emperyalistleri mutlaka yerle bir edecektir. Yine D‹MES ‹stanbul Temsilcili¤i’ni bombalayarak bu komprador firmay› gerilla bölgesi olan Tokat’taki karfl› devrimci faaliyetlerine son vermesi için uyar›yoruz. Ve emekçi halk›m›z› halk ordusu T‹KKO’ya omuz vermeye ça¤›r›yoruz” denildi. Aç›klama “Yaflas›n partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO, Komünist Gençlik Örgütümüz TMLGB”, “Kahrolsun emperyalizm ve onun yeminli ufla¤› komprador patron a¤a devleti”, “Yaflas›n Halk Savafl›” sloganlar› ile buldu. * TKP/ML militanlar› bas›na yapt›klar› bir baflka aç›klamada “2 ve 9 Kas›m 2004 tarihlerinde Dersim’de çat›flarak flehit düflen Muharrem Yi¤itsoy, Aflk›n Günel ve Cafer Kara yoldafllar›n ölümsüzlü¤ünü ve onlar› yaflataca¤›m›za kan›m›z›n son damlas›na kadar savaflaca¤›m›za söz veriyoruz” diyerek 3 Aral›k 2004 tarihinde Esenyurt’ta yaz›lama eylemleri yapt›klar›n› aç›klad›. Yap›lan aç›klamaya göre Esenyurt’ta çeflitli yerlere “Aflk›n Günel ölümsüzdür”, “Cafer Kara ölümsüzdür”, “Muharrem Yi¤itsoy ölümsüzdür”, “Dersim flehitleri ölümsüzdür”, “Yaflas›n halk savafl›”, “Gerillalar ölmez”, “Umudun ad› TKP/MLT‹KKO”, “Önder ‹brahim Kaypakkaya”
sloganlar› yaz›ld› ve TKP/ML-T‹KKO imzalar› at›ld›. * TKP/ML militanlar› yapt›klar› aç›klama ile “Ese Yaylas›’nda flehit düflen, komünist önder Mehmet Demirda¤ ve di¤er yoldafllar›m›z›n, flehit düflüfllerinin 7. y›ldönümünde, Sar›gazi’nin Kemal Türkler, ‹nönü ve Merkez Mahalleleri’nde TKP/MLT‹KKO militanlar›nca; ‘Komünist önder Mehmet Demirda¤ ölümsüzdür’, ‘Dersim flehitleri ölümsüzdür’, ‘‹brahim’den Mehmet’e yaflas›n Partimiz TKP/ML-T‹KKO’, ‘Partimiz katillerin peflindedir’, ‘T‹KKO vuruyor, Dersim k›z›llafl›yor’, ‘Ese Yaylas› flehitleri ölümsüzdür’, ‘Bedel ödedik, bedel ödetece¤iz’, ‘TKP/ML-T‹KKO’ imzal› yaz›lamalar, kay›p vermeden baflar› ile yap›lm›flt›r” denildi. * TKP/ML militanlar› ayr›ca “fiehitlerden ald›¤›m›z k›z›l bayra¤› zirvelere tafl›man›n onurunu yaflayan TKP/ML T‹KKO militanlar› 27 Kas›m 2004 tarihinde Yunus Emre, Sekiz Evler, Mezarl›k ve Gazi Mahallesi’nin hemen hemen her yerine yaz›lamalar yapt›. Kavga sloganlar›m›z›n yo¤un olarak duvarlara nakfledildi¤i eylemde “Dersim flehitleri ölümsüzdür”, “Cafer, Muharrem, Aflk›n yoldafllar ölümsüzdür”, “Selam olsun halk için ölenlere”, “Gerillalar ölmez yaflas›n halk savafl›”, “Parti ve devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Parti, ordu, GB- Halk Savafl› ile devrime” vb. sloganlar da yaz›ld›. Faflist Kemalist Diktatörlü¤ün Yeni Ceza ‹nfaz Tasar›s› ile devrimci ve komünist tutsaklara dayatm›fl oldu¤u a¤›rlaflt›r›lm›fl tecrite ve 19 Aral›k’›n y›l dönümüne de¤inen sloganlar da yaz›ld›. “Tek tip yaflama hay›r”, “Halklar›n katili patron a¤a devleti”, “Devrimci tutsaklar teslim al›namaz”, “19 Aral›k’ta alanlara”, “Halk›m›z saflara hesap sormaya” vb. sloganlar yaz›ld›. Komünist önder Mehmet Demirda¤ ve dört yoldafl›n›n flehit düflmesinin y›l dönümü ile ilgili olarak da “Ese yaylas› flehitle-
ri ölümsüzdür”, “‹brahimden Mehmet’e selam olsun partiye” sloganlar› yaz›ld›. Yine 12 y›l aradan sonra 2. Kongresi’ni yapan TMLGB ile ilgili de “Savafl ö¤ren ilerle, gücümüz TMLGB” slogan› yaz›ld›.” “fian olsun 32 y›ll›k isyana”, “Yaflas›n partimiz TKP/ML, T‹KKO, TMLGB” sloganlar› ile aç›klama son buldu. * Yine TKP/ML militanlar› yapt›klar› yaz›l› bir aç›klama ile Tokat Ese Yaylas› ve Dersim flehitlerini and›klar›n› aç›klad›lar. “TKP/ML T‹KKO militanlar› Ese Yaylas› ve Dersim flehitlerini yapt›klar› eylemler ile and›lar” bafll›¤› alt›nda yap›lan aç›klama flöyle devam ediyor; “23 Kas›m 1997’de Tokat Topçam da¤lar›nda faflizmin kolluk güçleriyle Partimiz TKP/ML önderli¤inde savaflan T‹KKO gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada Partimizin flehit düflen 4. Genel Sekreteri Mehmet Demirda¤ yoldafl ile Ese Yaylas› flehitleri ve Dersim’de flehit düflen Muharrem Yi¤itsoy, Aflk›n Günel, Cafer Kara yoldafllar Gülsuyu’nda yap›lan eylemle an›ld›. 27 Kas›m Cumartesi akflam üstü Partimiz militanlar› Gülsuyu Tepe’de ‘Mehmet Demirda¤ yoldafl ve Dersim flehitleri ölümsüzdür TKP/ML T‹KKO’ imzal› pankart ast›. As›lan pankart› düflman›n k›sa zamanda fark etti¤i fakat ancak ertesi gün sabaha do¤ru üç fünye ile patlatarak indirebildi¤i ö¤renildi.” Aç›klama “Mehmet Demirda¤ yoldafl ölümsüzdür”, “Ese yaylas› flehitleri ölümsüzdür”, “Dersim flehitleri ölümsüzdür”, “Yaflas›n Halk Savafl›”, “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO, TMLGB” sloganlar› ile son buldu.
Paral› sa¤l›k bir can daha ald›! Bugün baflta Ortado¤u olmak üzere, dünyan›n birçok yerinde iflgaller ve katliamlarla emekçi halklar›n yaflam hakk›n› ortadan kald›rmay› hedefleyen sömürü ve talan sisteminin, yani kapitalist-emperyalist sistemin, genifl halk y›¤›nlar›n› daha da yoksullaflt›ran, iflsizli¤e, sefalete iten sosyo-ekonomik politikalar›n›n ülkemiz özgülünde hayata geçirilme çabalar› ve bu çabalar›n sonucu olarak insanlar›n sa¤l›k ve sosyal güvence gibi en temel insani haklardan yoksun b›rak›lmalar›; özellefltirme politikalar› kapsam›nda, sa¤l›¤›n da özellefltirilmeye çal›fl›larak, “paras› olmayan ölsün” anlay›fl›n›n hakim k›l›nmaya çal›fl›lmas› ve bu anlay›fla uygun politikalar›n bir bir hayata geçirilmesi bir insan›n daha yaflama veda etmesini getirdi. Yüksek tansiyon nedeniyle fenalaflarak 6 Aral›k Pazartesi günü Kartal Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne getirilen Eylem Erdem (28), 77 milyon liras› olmad›¤› için can verdi. Dört saat acil servis koridorlar›nda bekletildikten sonra tomografisi çekilen ve be-
yin kanamas› geçirdi¤i anlafl›larak ameliyata al›nan Eylem; ameliyattan sonra “yatak yok” gerekçesiyle Kartal Devlet Hastanesi’nden kap› d›flar› edildi. Buradan ‹sviçre Hastanesi’ne getirilen iki çocuk annesi Erdem’in beyin ölümünün gerçekleflti¤i ö¤renildi. Eylem Erdem’in ölümünün, “paran kadar sa¤l›k” politikalar›n›n bir ürünü oldu¤unu vurgulayan ailesi, 9 Aral›k Perflembe günü Kartal Devlet Hastanesi Acil Servisi önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak mevcut sa¤l›k politikalar›n› protesto etti. Yaklafl›k 150 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda Acil Servis girifli önüne siyah çelenk b›rak›ld›. Bas›n aç›klamas›n› okuyan Ender’in a¤abeyi Zeki Eker; hastan›n ‹sviçre Hastanesi’ne naklinden sonra da Kartal Devlet Hastanesi’nden talep ettikleri röntgen filmi, laboratuar tetkik sonuçlar› ve ameliyat raporlar›n›n 1,5 milyarlar› olmad›¤› için verilmedi¤ini, böylelikle tedavinin devam›n› da geciktirdiklerini anlatarak sözlerine flöyle devam etti:
“Görsel bas›n ve medya arac›l›¤›yla boy gösteren devlet yetkilileri, Baflbakan ve Sa¤l›k Bakan› ‘hastanelerde kimse rehin kalmayacak, hastalara paralar› olmasa da bak›lacak’ fleklinde beyanatlar verirken, biz Eylem’imizi kaybettik. Biz k›z›m›z›, Eylem’imizi kaybetmenin derin ac›s›n› yaflarken bir fleyin alt›n› çiziyoruz ve bundan sonra da yeni Eylem’lerin olmamas› için, çaresizlikten sonlanacak yaflamlara çare olma inanc›yla, biz ailesi olarak organlar›n› ba¤›fll›yoruz. K›z›m›z›n ölümünden sorumlu oldu¤una inand›¤›m›z Kartal Devlet Hastanesi yetkilileri ve sorumlular›n› k›n›yoruz. Bunlara bu olanaklar› sa¤layan sa¤l›k sistemini ve devlet yetkililerini k›n›yoruz.” Bas›n aç›klamas› s›ras›nda “Katiller bulunsun, hesap sorulsun”, “Herkese paras›z sa¤l›k” sloganlar› at›l›rken, 78’liler Vakf› Baflkan› Hasan F›rat da bir konuflma yaparak “Bu ülkede kimsenin paras›zl›ktan ölmedi¤i masal›”n›n bofl oldu¤unu vurgulad›. Ayn› gün ihtiyac› olan hastalara nakledilmek üzere böbrekleri, karaci¤eri, kornealar›
ve kalp kapakç›klar› al›nan Eylem Erdem’in cenazesi Kartal Cemevi’ne getirildikten sonra buradan al›narak Büyük Bakkalköy Mezarl›¤›’na defnedildi. Kartal Cemevi’nde görüfltü¤ümüz Eylem’in a¤abeyi Zeki Eker, sorunlar›n›n sadece Eylem’in ölümü de¤il, mevcut sa¤l›k politikalar› oldu¤unun alt›n› bir kez daha çizerek “bundan sonra yeni Eylem’ler olmas›n diye biz bu katliam›n arkas›n› b›rakmayaca¤›z. Devletin uygulad›¤› bir sa¤l›k politikas› var. Bu politika yoksul insanlar›, paras› yoksa öldürmeye yöneliktir. Bugün Baflbakan, Sa¤l›k Bakan› ç›k›p beyanat veriyor. Hastanelerde kimse rehin kalmayacak diyorlar y›llard›r. Ama b›rak›n rehin kalmay›. Tedavi bile edilmeyip insanlar katlediliyor” dedi. (‹stanbul)
9
11
17-30 Aralık 2004
Weheji bir nakin kujdârenweheji..!*
TC yetkilileri ve AB’den ‘demokrasi’ ithal etmek isteyenler dört gözle, soluklar›n› tutmufl 17 Aral›k tarihini beklerlerken varolan ülke gerçekli¤i kendini iki olayla bir kez daha a盤a vurdu. Bunlardan ilki; 21 Kas›m 2004 tarihinde Mardin’in K›z›ltepe ilçesi Turgut Özal Mahallesi’nde “terörist” olduklar› gerekçesiyle katledilen baba-o¤ul Ahmet Kaymaz ve U¤ur Kaymaz oldu. Daha K›z›ltepe’de katledilenlerin yerdeki kanlar› kurumadan, Türkiye Kürdistan›’ndan gelen yeni bir yarg›s›z infaz olay› duyuldu: Hakkari’nin fiemdinli ilçesi Örencik köyünde 19 yafl›ndaki Fevzi Can isimli çoban yine ayn› gerekçeyle “terörist” oldu¤u için katledilmiflti. K›z›ltepe’de katledilenlerin hemen ard›ndan aç›klama yapan Mardin Valisi M. Temel Koçaklar önce katledilenleri “terörist” ilan ederken, geliflen tepkiler üzerine “dur ihtar›na silahla karfl›l›k verdikleri” gerekçesine s›¤›nd›. ‹flin bu boyutu bir kenara; esas dikkat çekmek istedi¤imiz nokta, özellikle U¤ur Kaymaz’›n katledilmesinin çocuk olmas› nedeniyle ön plana ç›kar›lmas›, ancak yine ayn› flekilde katledilmelerine ra¤men ne 19 yafl›ndaki çoban Fevzi Can’›n ne de 31 yafl›ndaki Ahmet Kaymaz’›n katledilmesinin çok fazla vurgulanmamas›d›r. Hiç kuflkusuz ki, bu tutum bir yönüyle do¤ald›r, 12 yafl›ndaki bir çocu¤a “terörist” s›fat›n›n yap›flt›r›larak katledilmesi bir o kadar trajik, bir o kadar yürek paralay›c› ve çarp›c›d›r. Filistin’den her gün gelen onlarca katledilme görüntüsünün içerisinde pek ço¤umuzun akl›nda babas›n›n arkas›na s›¤›nan küçük çocuk Rami’nin kalmas›, Irak’ta katledilenler içerisinde kollar›n› ve bacaklar›n› bunlarla birlikte tüm ailesini kaybeden Ali’nin görüntülerinin unutulmamas› do¤ald›r. Ancak K›z›lte-
pe ve Hakkari’deki yarg›s›z infazlar›n aktar›m› ve vurgusu “çocuk katilli¤i”nin ötesinde bir duruma iflaret etmektedir. ‹flaret edilen durum, TC devletinin Kürt halk›na yönelik sistemli imha ve inkar politikas›d›r. Dolay›s›yla bu ne bireysel bir tutum, ne de münferit bir olayd›r. TC devletinin özelde Kürt halk›na, genelde ise sisteme muhalif olan tüm insanlara karfl› tavr›, bu olayda ortaya ç›kan tabloyu oluflturmaktad›r. Yani öz itibariyle bir sistem sorunudur. TC için, yafl›n küçük ya da büyük olmas› herhangi bir fleyi de¤ifltirmez. Sistemin ç›karlar›, böylesi kayg›lar›n›n çok daha üstündedir. Kald› ki, U¤ur Kaymaz “terörist” de¤ildir de, babas› “terörist” midir? Öyleyse katli vacip midir? Tez elden görüldü¤ü yerde, evinin önünde a¤z›nda lokmas›, aya¤›nda terli¤iyle ortadan kald›r›lmal› m›d›r? U¤ur Kaymaz 12, katledilen çoban Fevzi Can ise 19 yafl›nda. Aralar›ndaki yedi yafll›k fark m›d›r di¤erinin daha az vurgulanmas›n› sa¤layan? Yoksa birinin flehirde, di¤erinin k›rsalda vurulmufl olmas› m›d›r? E¤er öyleyse, bu ülkenin k›rsal›nda askerlerin, özel timcilerin istedi¤ine istedi¤i yaftay› yap›flt›r›p katletme özgürlü¤ü mü vard›r? Burjuva bas›n ifl bafl›nda TC devletinin inkarc› tutumu, sat›l›k kalemflorlar› taraf›ndan en ala çarp›tmalarla köflelerine tafl›nd›. Bu kalemflorlar›n en az›l›lar›ndan olan Emin Cölaflan 3 Aral›k tarihli Hürriyet’teki yaz›s›nda “Buras› Türkiye arkadafl! Adam›na göre muamele yap›l›r.(…) örne¤in bundan önce güvenlik güçleri Gümüflhane’de iki avc›y›, iki masum insan› terörist zannedip yanl›fll›kla öldürdü. Küçücük bir haber oldu. Medya üzerine bile gitmedi. Çünkü oras› Güneydo¤u de¤ildi ve öldürülenler Türk’tü.(…) Mardin K›z›ltepe’de güvenlik güçleri bu kez bir baba ile o¤lunu terörist diye öldürdü. Elbette üzücü ve yanl›fl bir olayd›r. Ama flimdi medyada k›yamet kopuyor çünkü olay Güneydo¤u’da olmufltu ve onlar Kürt’tü” diyerek çarp›tman›n ve bilinç bulan›kl›¤› yaratma yollar›n›n tafllar›n› döflemekle meflguldür. Reformist bas›nda infazlar 5 Aral›k tarihli Birgün gazetesinde Güldal K›z›ldemir’in U¤ur Kaymaz’›n ailesi ile yapt›¤› röportaj “Ne yapm›flt› ki U¤ur?” bafll›¤›n› tafl›yor ve U¤ur Kaymaz’›n babas› Ahmet Kaymaz’dan o kadar az bahsediyor ki, insan›n içinden “Peki, babas› ne yapm›flt›?” sorusu geçiyor. Zaten “12 yafl›ndaki çocuktan
terörist olmaz” sözü Baflbakan R.Tayyip Erdo¤an’dan, AKP Batman milletvekili Nezir Nas›ro¤lu’na dek tüm egemenlerin dilinde. Sadece Mardin Valisi devletine olan olanca güveniyle “erken öten horoz” pozisyonuna düflmüfl durumda ve “ceza” olarak baflka bir ile gönderilmesi muhtemel. ‹lginç olan flu ki; devlet görevlilerinin yer de¤ifltirilip devletin aklanmas› sadece devletin benimsedi¤i bir yöntem de¤il. 6 Aral›k 2004 tarihli Evrensel gazetesinde fierif Karatafl imzal› yaz›dan baro ve ‹HD yöneticilerinin OHAL döneminde görev yapan güvenlik güçlerinin bölge d›fl›na ç›kar›lmas› gerekti¤ini dile getirdiklerini ö¤reniyoruz. “Diyarbak›r Barosu Baflkan Yard›mc›s› Tahir Elçi OHAL döneminde görev yapan kolluk kuvvetlerinin vatandafllara ‘suçlu’ psikolojisi ile yaklaflt›¤›n› kaydetti. OHAL döneminde görev yapan kolluk kuvvetlerinin baflka illere atanmas› halinde bir rahatlaman›n yaflanaca¤›n› belirten Elçi, olay›n sorumlular›n›n korunmadan yarg›ya teslim edilmelerini ve tarafs›z bir flekilde yarg›lanmalar› gerekti¤ini dile getirdi” denilerek devam eden haber de benzer bir çözümü önermiyor mu? “AB sürecinde hiç iyi olmad›” K›z›ltepe’de inceleme yapmakla görevlendirilen TBMM ‹nsan Haklar› Araflt›rma Komisyonu Üyesi AKP Batman milletvekili Nezir Nas›ro¤lu’nun “çocu¤un terörist olmas›yla ilgili aç›klama yap›lm›flsa talihsizlik. Olay örtbas edilemez. AB sürecinde bu hiç iyi olmad›” derken kuflkusuz “demokrasi maskesi”nin düflmesinden duydu¤u rahats›zl›¤› dile getiriyordu. Egemenlerin bu tutumunda flafl›rt›c› bir durum yoktur, her zamanki ikiyüzlülükleri vard›r sadece. Ancak 30 Kas›m 2004 tarihli Ülkede Özgür Gündem gazetesi kapaktan verdi¤i “fiemdinli’de infaz” haberinde “Türkiye’nin AB’den müzakere tarihi almak için bekledi¤i 17 Aral›k tarihi yaklafl›rken, siyasi gözlemcilerin AB karfl›t› güçlerin cinayetler iflleyebilece¤i uyar›s› do¤ru ç›k›yor” diyor. “Cinayetleri” gerçeklefltirenler devletin güvenlik güçleridir, TC devleti de AB’ye girmek için can atmaktad›r. O halde bunlar “bireysel” olarak ya da ”devletten ba¤›ms›z” m› yap›lm›flt›r? Böylesi bir tutum devleti aklamakla eflde¤er olmufl olmaz m›? “Diyarbak›r DGM Baflsavc›l›¤›nca haz›rlanan itirafç› ve koruculardan kurulu bir çeteyle ilgili iddianamede, bölgedeki birçok cinayet, bombalama, ve suikast›n dönemin rütbeli komutanlar›n›n emri veya bilgisi dahilinde gerçekleflti¤i öne sürüldü.” (10 Aral›k 2004 Radikal) denmesi ve J‹TEM’ den bahsedilmesi, bu yap›lanlar›n devletten ba¤›ms›z de¤il, tam tersi devlet eliyle yap›ld›¤›n› kan›tlamakta de¤il midir? Sonuç yerine K›z›ltepe’de soruflturmay› yürüten müfettifllerin ön raporu do¤rultusunda
Mardin ‹l Emniyeti’nde görevli Müdür Yard›mc›s› Kemal Dönmez ile üç özel harekat timi a盤a al›nd›. fiemdinli’deyse Astsubay Murat fiener tutukland›. TC yetkilileri, K›z›ltepe’de soruflturmay› gizli sürdürmek için mahkeme karar› ald›rd›. Savc›l›¤a baflvuran Kaymaz ailesinin avukat› Hüseyin Cangir’e karar nedeniyle, dosya ile ilgili bilgi verilmedi. Davaya müdahil olmak isteyen Avukat Selahattin Demirtafl’›n istemi de gerekçe gösterilmeden reddedildi. Bu gizlilik karar› bize 25 Ocak 2001’de Silopi’de “kaybedilen” HADEP Silopi ‹lçe Baflkan› Serdar Tan›fl ve ‹lçe Sekreteri Ebubekir Deniz için ailelerinin yapt›¤› suç duyurusunun ak›betini hat›rlatt›. Savc›l›k dosya için “gizlilik” karar› alm›fl, Diyarbak›r DGM ise en sonunda takipsizlik karar› vermiflti! Görünen o ki, TC ister takipsizlik karar› versin, isterse birkaç “kelle” koparma yoluna gitsin, yarg›s›z infazlar devletin temel politikas› olmaya devam edecek. U¤ur’un, Ahmet’in ve Fevzi’nin katilleriniyse ancak halk›n adaleti cezaland›racak… *Sizi unutmayaca¤›z, katillerinizi de.
✔ “Evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z” 5 Aral›k 2004 tarihinde Pendik Aydos Mahallesi’nde y›k›mlara karfl› oluflturulan Direnifl Komiteleri taraf›ndan Aydos Merkez’de yap›lan bas›n aç›klamas›nda; Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda emekçi semtlerinde yap›lan y›k›mlara ve bundan sonra yap›lmas› planlanan y›k›mlara karfl› ortaklafl›lmas› ça¤r›s› yap›ld›. Aç›klamada; “14 ev y›k›ld›. S›rada 1600 evin y›k›m› var. Biz Aydos emekçileri olarak, direnifl günlerinde gösterdi¤imiz dayan›flmay› y›k›m sonras› 14 eve gösteremedik, onlar›n yan›nda olamad›k. Ne Aydos’ta ne de baflka bir semtte y›k›mlar durmad›. Bugün 14 ev, yar›n belki senin, komflunun, akraban›n evi y›k›lacak. Bizler birbirimize sahip ç›kmazsak evlerimizi y›k›p bizleri baflka yaflamlara zorlayacaklar. Diflimizle t›rna¤›m›zla yapt›¤›m›z gecekondumuzu y›kmak istiyorlar. Kimin için? Tabi ki bizim için de¤il. Villa sahiplerinin rahatl›¤› için. Y›k›lacak olan Aydos, Armutlu, Gülsuyu, Okmeydan›... Buradaki her bir ev, her bir mahalle, her bir semt bizim evimizdir. Y›k›ma Karfl› Direnifl Komiteleri olarak bundan sonra Aydos halk›yla birlikte olaca¤›m›z› vurguluyor ve yeni yap›lmas› planlanan y›k›mlara karfl› halk›n saat 21:00’de 1 dakika ›fl›k söndürme eylemi yaparak tepkilerini dile getirmeleri ça¤r›s›n› yap›yoruz” denildi. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan “Aydos bizimdir bizim kalacak”, “Birlik Mücadele Zafer”, “Evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z” sloganlar› at›ld›. (Kartal)
17-30 Aralık 2004
10
11
Devrimci tutsaklar 13-20 Aral›k aras› AÇLIK GREV‹ YAPACAKLARINI AÇIKLADI! DHKP-C, TKP/ML T‹KKO, TDP, HDÖ, T‹KB dava tutsaklar› ad›na Ercan Kartal, Bayram Kama, M. Aytunç Altay, Tuncay Kurtbafl, Aysel Güldo¤an yapt›klar› ortak aç›klama ile bulunduklar› tüm hapishanelerde 13 Aral›k’tan itibaren 20 Aral›k’a kadar açl›k grevinde olduklar›n› kamuoyuna duyurdu. Yap›lan aç›klamay› oldu¤u gibi sunuyoruz; “20 Hapishanede yaflad›¤›m›z 19 Aral›k 2000 katliam›n›n dördüncü y›l dönümündeyiz. 28 devrimciyi kaybettik bu sald›r›da, yüzlercemiz yaraland›k ve istisnas›z hepimiz iflkencelerden geçirilerek F tiplerine at›ld›k. O günden bugüne de dört y›ld›r a¤›r tecrit koflullar›nda yafl›yoruz. 19-22 Aral›k katliam›n› unutmayal›m! 19-22 Aral›k katliam› biz devrimci tutsaklar› teslim almak ve bizi teslim alarak halk›m›za gözda¤› vermek amaçl›
idi. Bunun için ölçüsüz bir fliddet uygulad›lar. Kendi hapishanelerini yak›p y›kt›lar, yasal olarak can güvenliklerinden kendilerinin sorumlu oldu¤u tutuklu ve hükümlüleri katlettiler. Halk›m›za ‘mücadele ederseniz, örgütlenirseniz sonunuz böyle olur’ mesaj›n› vermek istediler. O gün kurflun bomba ya¤muru alt›nda zulüm nice vahfli olursa olsun, direnilebilece¤ini gösterdik. Direnmeliyiz. Binlercemizi katlettiler, yüz binlercemizi iflkencelerden geçirdiler, 70 milyonu yoksul b›rakt›lar. Zulme ve yoksullu¤u karfl› mücadele etmeliyiz. Baflka yolumuz yoktur.
Katliamla, tecritle teslim alamad›lar; yeni bask› yasalar› ç›kart›yorlar… TBMM’de har›l har›l yeni yasalar ç›kart›yorlar. Üstelik halk› devrimcileri teslim almay› hedefleyen yasalar› ‘AB’ye uyum’, ‘demokratikleflme’ olarak sunuyorlar. Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›n›n tafl›d›¤› hükümleri inceleyen herkes bu yasada ‘demokratikleflmeyi’ de¤il faflizmin politikalar›n›n pekifltirilmesini görecektir… Ya fl a d › ¤›m›z yoksullukta ve zulümde Avrupa Birli¤i’nin rolünü görelim! Meydan-
larda hak ve özgürlük isteyen halk›n her kesimine karfl› terör uygulan›rken, hapishanelerden tabutlar ç›karken, iflkence sürerken, AB ‘demokratikleflme yolunda ad›mlar var’ söylemi ile zulme perde olmufltur. F tiplerini isteyen, finanse eden de Avrupa Birli¤i idi… ‹flte bu nedenlerle 19-22 Aral›k katliam›n› unutmad›¤›m›z› ve unutturmayaca¤›m›z› göstermek, AKP hükümetinin ‘demokratikleflme’ masal› ile ç›kard›¤› faflist Ceza ‹nfaz Yasas›’n› protesto etmek, yaflad›¤›m›z tüm bu katliam ve bask›larda birinci dereceden sorumlulu¤u olan Avrupa Birli¤i’nin demokrasi riyakarl›¤›n› protesto etmek için; Baflta F tipi hapishaneler olmak üzere afla¤›da imzas› olan davalardan tutsaklar›n bulundu¤u tüm hapishanelerde 13 Aral›k’tan itibaren 20 Aral›k’a kadar açl›k grevindeyiz.”
Tecrit bitmeden eylemler bitmeyecek! ‹STANBUL Tecrit ve ‹nfaz Yasas› Karfl›t› Birlik 3 Aral›k 2004 tarihinde Taksim Metro ç›k›fl› önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla yasa üzerindeki sözde de¤iflikliklerin özünü de¤ifltirmedi¤ini dile getirdi. Yasaya karfl› imza kampanyas› bafllatan birlik üyeleri imza standlar›n› açarak herkesi destek vermeye ça¤›rd›. Birlik ad›na aç›klama yapan ‹smail Karagöz, Yasa Tasar›s›’nda kelime oyunlar› yap›larak tecrit mant›¤›n›n de¤ifltirilemeyece¤ini vurgulad›. * 9 Aral›k Perflembe günü Birlik, Fatih AKP ‹lçe binas› önünde saat 13:00’de bas›n aç›klamas› yapt›. “Devrimci ‹rade Teslim Al›namaz”, “Yeni ‹nfaz Yasas› Geri Çekilsin” sloganlar›yla bafllayan eylemde bas›n aç›klamas›n› okuyan Kader Özdemir F ve D tipi hapishanelerin topluma konukevi gibi lanse edilmek istendi¤ini, tasar›s›yla tecrite “k›l›f” geçirmeye çal›fl›ld›¤›n› söyledi ve “yasa tasar›s› geri çekilene kadar her hafta Pazartesi günü saat 13:00’da AKP ‹stanbul Fatih ‹lçe Örgütü önünde oturma eylemi yapaca¤›z” dedi. Aç›klamadan sonra kitle 5 dakika boyunca oturma eylemi yapt›. * Her Pazar günü Taksim Galatasaray Postanesi önünde buluflan Tecrit ve Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s› Karfl›t› Birlik bileflenleri 12 Aral›k Pazar günü yine Galatasaray’dayd›. Birlik ad›na bas›n metnini okuyan Mustafa Sar›sülük; “Tasar›n›n ne geri çekilen halinde ne de yeni halinde disiplin cezalar› konusunda hapishane idaresi ve personelinin keyfi tutumlar›n› engelleyecek hiçbir düzenleme yoktur” dedi. Eylemde çeflitli sloganlar at›l›rken, oturma
eylemine geçildi¤i s›rada Çav Bella marfl› okundu. * Birlik bileflenleri 13 Aral›k günü Fatih AKP Parti binas› önünde saat 13:00’da biraraya geldi. Yasan›n Meclis gündemine girdi¤i saatlerde bafllayan eylemde kitle ad›na konuflan Eylem Duygu Ça¤lar geri
çekilen yasa önerisinde disiplin cezalar› konusunda hiçbir de¤iflikli¤in olmad›¤›n› belirtti. Ard›ndan oturma eylemine geçen kitle 1 saat boyunca marfllar ve sloganlarla eylemlerine devam etti. Bu s›rada seçilen 3 kiflilik bir heyet AKP ‹lçe yönetimi ile konuflmaya gitti. Geri gelen heyet binadayken ›srarla kendileriyle muhatap olacak yetkili birinin olmad›¤›n›n söylendi¤ini ve görüflmenin merdivenlerde yap›lmas› için ›srar edildi¤ini söyleyerek kendilerinin “bu talep insanl›¤a s›¤mayacak bir fley, hiçbir insan›n kabul etmeyece¤i birfley” diye ›srar etmelerinin üzerine içeriye al›nd›klar›n› belirtti. ‹çerde “tutuklu yak›nlar›” imzas›yla tecridin etkilerinden ve yasay› hiçbir tut-
sak ailesinin kabul etmeyece¤inden bahseden ve yasan›n geri çekilmesini söyleyen bir dilekçe yazd›klar›n› belirten heyet, tecrit kalkana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi. ‹ZM‹R * 4 Aral›k Cumartesi günü Kemeralt› giriflinde biraraya gelen Tecrit ve Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s› karfl›tlar› saat 13:00’de sloganlar eflli¤inde eylemlerini bafllatt›. “Tecrite hay›r, tasar›ya geçit yok”, “Tecrite, Tek Tipe hay›r” sloganlar›n›n ard›ndan kitle ad›na yap›lan bas›n aç›klamas›nda, birkaç ufak tefek de¤ifliklikler yasan›n geçirilmeye çal›fl›ld›¤› belirtilip tecrit ve infaz yasas› karfl›tlar›n›n bu manevralar›n fark›nda oldu¤u ve bu yasa tasar›s›n› sokaktaki eylemleriyle y›rtt›racaklar›n› vurgulad›. * Tecrit Karfl›t› Birlik, 11 Aral›k Cumartesi günü yine saat 13:00’de Kemeralt› giriflindeydi. Birlik üyeleri ad›na yap›lan aç›klamada böylesi bir yasan›n insanl›k d›fl› uygulamalar› getirdi¤i insan haklar›yla ba¤daflmad›¤› vurguland›. ANKARA * 6 Aral›k Pazartesi günü saat 15:00’de Meclis Dikmen Kap›s› önünde toplanan Ceza ‹nfaz Yasas›na Karfl› Ankara Platformu bileflenleri yasan›n geri çekilmesini istedi. Yap›lan aç›klamada Adalet Bakan› Cemil Çiçek’in AB ‹lerleme Raporu ile ilgili yapt›¤› konuflmadan söz edilerek reform ad› alt›nda yap›lanlar›n aldatmaca oldu¤unu söylendi. * Platform, 9 Aral›k Perflembe günü ayn› yerde bir bas›n aç›klamas› daha yapt›. ‹HD, TTB, KESK, TMMOB ve ÇHD tem-
silcileri ayn› gün Adalet Komisyonu’nda üyesi bulunan CHP ve AKP ile görüflerek Yasa Tasar›s› ile ilgili tepkilerini dile getirdi. Milletvekillerinin yasan›n uluslararas› sözleflmelere uygun oldu¤unu söyledikleri görüflmelerde yasa tasar›s› üzerinde birkaç cümle de¤iflikli¤i yap›larak haftaya tekrar tart›fl›laca¤› ö¤renildi. * Ceza ‹nfaz Yasas›’na karfl› Ankara Platformu hapishanelerde yaflananlar› ve yasan›n uygulamalar›n› anlatmak amac›yla bildiri da¤›t›m› yapt›. 11 Aral›k’ta Ulus’ta Heykel önünde biraraya gelen Platform bileflenleri, K›z›lay’a do¤ru yürüyüfle geçti. Bildirilerini emekçilere da¤›tarak YKM önüne kadar geldi. Polisin engelleme çabalar›na ve yo¤un ablukas›na ra¤men bildirilerini da¤›tan kitle, yaklafl›k 5 bin bildiriyi halka ulaflt›rd›. ‹nsanlar›n ilgiyle karfl›lad›¤› da¤›t›mdan sonra YKM önünde yap›lan bas›n aç›klamas›nda; yasan›n tutsaklar›n siyasi düflüncelerini, kimliklerini yoketmeyi amaçlad›¤› zorla çal›flman›n yasada yer ald›¤›, tredman›n kal›c›laflt›r›lmak istendi¤i belirtildi. BURSA Devletin, F tipi hapishanelerdeki tecrit ve izolasyonu a¤›rlaflt›rmak için haz›rlad›¤› Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›’n›n geri çekilmesi için çeflitli eylemler yap›l›yor. 1 Aral›k Çarflamba günü ‹HD Bursa fiube binas›nda bir bas›n aç›klamas› yapan ESP üç günlük açl›k grevi yapaca¤›n› duyurdu. Aç›klamay› yapan Serpil Aslan, “Biz Ezilenlerin Sosyalist Platformu olarak insanl›k onurunu savunmak için bugünden itibaren üç günlük açl›k grevine bafllayarak tecrite ve yasa tasar›s›na karfl› tepkimizi daha güçlü ortaya koyaca¤›m›z› vurguluyor, tüm duyarl› kamuoyunu mücadeleye ça¤›r›yoruz” dedi.
11
11
17-30 Aralık 2004
‹nsan Haklar› Haftas› etkinlikleri bafllad› Kürt sorunu, az›nl›klar sorunu ve K›br›s sorunu gelmektedir” dedi. Devletin kay›t d›fl› gözalt›lara a¤›rl›k verdi¤inin de vurguland›¤› bas›n aç›klamas›nda çeflitli sloganlar at›ld›.
‹nsan Haklar› Haftas›’n›n 56. y›ldönümünde çeflitli illerde de¤iflik etkinlikler yap›ld›. Yap›lan etkinliklerde ‹nsan Haklar› Haftas›’n›n y›ldönümü olan flu günlerde temel hak ve özgürlüklerin ihlallerinin sürdü¤ü belirtilerek bu sald›r›lara karfl› mücadelenin de ayn› flekilde engellendi¤i ifade edildi. ‹STANBUL ‹HD ‹stanbul fiubesi taraf›ndan 10 Aral›k 2004 Cuma günü Saat 12:00’de Sultan Ahmet’te Mehmet Akif Ersoy park›nda yaklafl›k 50 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. ‹HD ‹stanbul fiubesi ad›na aç›klama yapan ‹HD Genel Baflkan Yard›mc›s› Av. Eren Keskin, yaflad›¤›m›z co¤rafyada insan haklar› haftas› hakk›nda pek olumlu geliflmelerden bahsetmenin mümkün olmad›¤›n› söyleyerek “Türkiye insan haklar›n›n geliflmesi için en olmazsa olmaz koflulu hiç flüphesiz demokratikleflme ve sivilleflme önündeki engellerin kalkmas›d›r. Sistemin kilit sorunlar› bafl›nda
‹ZM‹R * 10 Aral›k 2004 tarihinde ‹zmir Tabip Odas›’nda saat 11:00’de biraraya gelen ‹zmir Tabip Odas›, T‹HV ‹zmir Temsilcili¤i, ‹HD ‹zmir fiubesi ve Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i ‹zmir fiubesi ortak bir aç›klama yapt›. Ortak aç›klamay› ‹zmir Tabip Odas› Baflkan› Dr. Zeki Gül okudu. Gül; insan haklar› haftas›n›n anlam ve önemini anlatarak, buna ra¤men bir çok alanda insan haklar› ihlallerinin sürdü¤ünü belirtti. Ard›ndan sözü TH‹V ‹zmir Temsilcisi Veli Lök ald›. Lök ise, iflkence oran›nda bir azalma olmad›¤›n› belirterek iflkencenin özellikle psikolojik iflkence olarak sürdürüldü¤ünü belirtti. Ard›ndan söz alan ÇHD ‹zmir fiube Baflkan› Bahattin Özdemir ise “DGM’lerin kald›r›ld›¤› söyleniyor, oysa bugün uygulananlar asl›nda DGM’lerin kald›r›lmad›¤›n› gösteriyor” diyerek sistemdeki çarp›kl›klara de¤indi. ‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Mustafa Rollas’›n da kat›ld›¤› aç›klama bas›n›n sorular sormas›n›n ard›ndan sona erdi. * ‹HD ‹zmir fiubesi’de 10 Aral›k günü
Dernek binas› önünden Konak-Eski Sümerbank önünde bir yürüyüfl düzenledi. Saat 12:00’de biraraya gelen ‹HD üyeleri kortej oluflturarak çeflitli sloganlarla yürüyüfle geçti. Eski Sümerbank önüne gelen kitle ad›na bas›n metnini ‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Av. Mustafa Rollas okudu. Rollas, insan haklar› haftas›n›n y›ldönümü olan flu günlerde hapishanelerde yaflanan sald›r›lar, ceza infaz yasas›, T. Kürdistan›’ndaki katliamlar ve ülkenin dört bir yan›nda yaflanan hak ihlallerine de¤indi. Yo¤un bir polis ablukas›n›n oldu¤u eyleme Partizan, DHP, ÖMP, DEHAP, ESP, SDP ve E¤itim-Sen de destek verdiler. * ‹zmir Konak Kültür Merkezi’nde 12 Aral›k Cumartesi günü yap›lan panele ÇHD ‹zmir fiube Baflkan› Bahattin Özdemir, ‹zmir Tabip Odas› Baflkan› Zeki Gül ve tutsak yak›n› Özgül Mollaibrahimo¤lu konuflmac› olarak kat›ld›. Panelde ilk sözü alan tutsak yak›n› Özgül Mollaibrahimo¤lu, 12 Eylül faflist darbesiyle insanlara sald›ran, onlar› yok sayan ve toplumsal muhalefeti ortadan kald›rmaya çal›flan anlay›flla 19 Aral›k 2000’de de hapishanelerdeki devrimci tutsaklara yönelik katliam yapanlar› ve bugün tutsaklara Tek Tip Elbiseyi, Zorunlu Çal›flmay› dayatan anlay›fl›n ta kendisi oldu¤unu belirtti. Mollaibrahimo¤lu’ndan sonra söz alan ÇHD ‹zmir fiube Baflkan› Bahattin Özdemir ise “17 Aral›k’ta bu yasay› geçirerek
ESP Ceza ‹nfaz Yasas›’n› protesto etti ESP, Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›’n› protesto etti. 7 Aral›k günü çeflitli illerden gelen ESP üyeleriyle birlikte Kurtulufl Park›’nda buluflan kitle, “Ceza ‹nfaz Yasas› geri çekilsin, Disiplin Yönetmeli¤i iptal edilsin” yaz›l› ESP imzal› pankart açt›. ESP flamalar›yla “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Devrimci irade teslim al›namaz” sloganlar› atan ESP’liler yap›lan görüflmelerde, Yüksel Caddesi’nde bas›n aç›klamas› yapacaklar›n› söyledi. Polisle sürdürülen tart›flmalardan sonra kald›r›m üzerinde Yüksel Caddesi’ne yürümeye bafllayan ESP kitlesi, sloganlar›n› hayk›rd›. Eylem, Yüksel Caddesi ile Mithat Pafla’n›n kesiflti¤i yerde molotoflar ve sapanlarla at›lan tafllarla sürdü. Yolu trafi¤e kapatan ESP’liler yasa karfl›t› sloganlar att›. Gaz bombalar›yla kitleye sald›ran polis At›l›m gazetesi muhabirini gözalt›na al›rken Evrensel gazetesi muhabirine de sald›rd›. Bölgeyi ablukaya alarak terör estiren polis, 48 kifliyi gözalt›na ald›. Ayn› gün saat 17:30’da Yüksel Caddesi’nde biraraya gelen ESP, polisin sald›rganl›¤›n› protesto ederek, gözalt›lar›n serbest b›rak›lmas›n› istedi. 10 Aral›k’ta mahkemeye ç›kar›lan eylemcilerin
tamam› örgüt üyesi olduklar› iddias›yla tutuklanarak hapishaneye sevk edildiler. ESP, tutuklamalar› protesto etmek amac›yla 11 Aral›k Cumartesi günü saat 13:30’da Yüksel Caddesi’nde bir bas›n aç›klamas› düzenledi. “Tutuklular serbest b›rak›ls›n”, “Sosyalist bas›n susturulamaz” yaz›l› dövizler tafl›yan kitle “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Ceza ‹nfaz Yasas› geri çekilsin”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n› att›. Yap›lan aç›klamada Ankara Emniyet Müdürlü¤ü’nün talimatlar› do¤rultusunda tutuklamalar›n yap›ld›¤› belirtilerek demokratikleflme söylemleri üzerinde duruldu. Tutuklananlar›n aras›nda At›l›m gazetesi Ankara temsilcisi Selver Orman, muhabiri Ufuk Tan, Dayan›flma gazetesi sahibi Ersin Sedefo¤lu, Bursa muhabiri Veli Görgün, At›l›m gazetesi Bursa temsilcisi Burcu Gümüfl’ün de oldu¤u belirtilerek sosyalist bas›na uygulanan bask›lar protesto edildi. Eyleme HÖC, SDP gençli¤i ve YDG de destek verdi. ESP, ayr›ca 13 Aral›k günü Galatasaray Postanesi önünde bas›n aç›klamas› yaparak tutuklamalar› k›nad›. Eylemden sonra birçok kiflinin evlerinden gözalt›na al›nd›¤› duyuruldu. (Ankara)
Mersin’de de “Disketten ad›n ç›kt›” operasyonu 1 Nisan 2004 tarihinde 5 ülkede efl zamanl› yap›lan ve DHKP-C operasyonu olarak yans›t›lan ve “disketten ad›n ç›kt›” diyerek Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, Ekmek Adalet Dergisi’nden 81 kiflinin gözalt›s›yla devam eden ve ülke geneline yans›yan operasyonlar, aradan aylar geçmesine ra¤men Mersin’e de yans›d›. 2 Aral›k 2004 tarihinde Tarsus ve Mersin’de 8 kifli evleri ve iflyerleri bas›larak gözalt›na al›nd›. Ayn› gün Mersin Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’ne yap›lan bask›nda dernekte bulunan çok say›da eflyaya el konuldu. Ayn› günün akflam› bi-
nada kimse bulunmamas›na ra¤men kap› aç›larak TAYAD bültenine de bask›n yap›lm›fl ve çok say›da eflyaya el konulmufltur. Gözalt›na al›nanlar 4 gün sonra ç›kar›ld›klar› mahkeme taraf›ndan serbest b›rak›lmalar›na ra¤men, ertesi gün haklar›nda yeniden g›yabi tutuklama karar› ç›kar›ld›. Konuyla ilgili olarak 4 Aral›k’ta Mersin Tafl bina önünde, 6 Kas›m’da ise Adliye binas› önünde bir bas›n aç›klamas› yapan Mersin Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i üyeleri “Komplolar, bask›lar, gözalt›lar bizi y›ld›ramaz” dedi. (Mersin)
gidecek, AB d›fl›nda MGK ya da di¤er güçlerin etkisiyle de bu yasa olmazsa olmazlardand›r” dedi. Son olarak ise ‹zmir Tabip Odas› Baflkan› Zeki Gül söz ald› ve Gül, bu yasayla tutsaklar› hasta olarak sömüren zihniyetin asl›nda tutsaklar›n sa¤l›klar›yla de¤il de kendisine muhalif sese hiçbir yerde tahammül etmedi¤ini belirtti ve bir tutsa¤›n kendi sa¤l›¤›na dikkat etmedi¤i gerekçesiyle disiplin cezas›na maruz kalabilece¤ine de¤indi. TARSUS 11 Aral›k Cumartesi günü ‹HD Tarsus fiubesi Dünya ‹nsan Haklar› Haftas› nedeniyle bir bas›n aç›klamas› yapt›. Saat 12:30’da AKP ‹lçe binas› önünde yap›lan aç›klamay› okuyan ‹HD fiube baflkan› Ali Dinsever “bu hafta Dünya ‹nsan Haklar› Evrensel Beyannamesi’nin kabul ediliflinin y›ldönümü. Ancak dünyada ve ülkemizde haks›z gözalt›lar, tutuklamalar, siyasi düflüncelere ve sendika, gazetelere bask›lar artarak devam ediyor. Yak›n süreçte Mersin Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’ne yap›lan bask›lar, komplolar, E¤itimSen’e aç›lan kapatma davas›, ülkemiz hapishanelerinde tecrit alt›nda 117 insan›n ölmesi, K›z›ltepe’de, fiemdinli’de ve Tunceli’deki katliamlar bunlara örnektir” dedi. Partizan, E¤itim-Sen, TKP ve DEHAP’›n da destek verdi¤i eylemde çeflitli sloganlar at›ld›.
Tutsak aileleri; “Çocuklar›m›z›n d›flar›daki sesi olaca¤›z” Kand›ra Hapishanesi’nde iki aç›k görüfl s›ras›nda da askerlerin görüfl yerine girerek tutsaklar›n aileleriyle görüflmesini engellemeye çal›flmas›n› protesto eden TUYAB, 8 Aral›k 2004’te ‹stanbul 14. A¤›r Ceza Mahkemesi önünde saat 10:30’da topland›. TUYAB pankart›n› açan kitle ad›na aç›klama yapan Veli Karaçam, devletin toplumsal muhalefete gözda¤› vermek için 12 Eylül öncesi ve sonras› hapishanelerde iflkence, hak gasp› ve keyfi uygulamalar› süreklilefltirdi¤ini hat›rlatt›. Karaçam, tutsaklar› iyice yaln›zlaflt›rmak için aileleriyle görüflmelerinin engellendi¤i Kand›ra Hapishanesi’nde yaflanan olay› anlatarak “Bizler TUYAB’l› aileler olarak Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›’na ve hapishanelerdeki her türlü uygulamalara karfl› ç›kaca¤›m›z› belirtiyor ve çocuklar›m›z›n d›flar›daki sesi olmaya devam edece¤imizi ekliyoruz” dedi. *11 Aral›k Cumartesi günü CHP ‹stanbul ‹l Örgütü ve Anavatan Partisi önünde bas›n aç›klamas› yapan TUYAB’l› Aileler CHP ‹l Baflkan› fiinasi Ökten ile görüflerek mecliste yasan›n geçirilmemesi için çaba harcamalar›n› istediler.
Saat 13:00’de Beyo¤lu S›raselviler Caddesi üzerinde bulunan CHP ‹stanbul ‹l Örgütü önünde TUYAB pankart› açarak çeflitli dövizler tafl›yarak yap›lan aç›klamada Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›’n›n 13 Aral›k 2004 tarihinde meclise gelece¤ini ancak yasa tasar›s› üzerinde yap›lan de¤iflikliklere karfl›n tasar›n›n özünün aynen korundu¤u söylendi. 13 Aral›k 2004’te yasaya karfl› mecliste mücadele etmesi, yasaya karfl› ret oyu
kullanmas› için CHP’nin ‹stanbul ‹l Örgütü Baflkan› fiinasi Ökten ile görüflerek yasa meclise geldi¤inde ret oyu kullanmalar› için bugün burada olduklar› belirtildi. Yap›lan görüflmede Ökten bu yasay› kendilerinin de istemedi¤ini ve buna karfl› kendilerinin de çabalar› oldu¤unu belirterek ailelere daha genifl konuflulabilmesi için Pazartesi günü gelmeleri gerekti¤ini söyledi. (‹stanbul)
17-30 Aralık 2004
12
11
“Irak ve Filistin’le dayan›flmay› büyütelim” ‹STANBUL ABD emperyalizminin özgürlük götürme ad› alt›nda iflgal etti¤i Irak’ta, Irak halk›n›n direnifli karfl›s›nda vahflileflerek özellikle Felluce halk›na yönelik yapt›¤› katliamlar› protesto eden Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu 8 Aral›k Çarflamba akflam›ndan bafllayarak üç gün süren zincirleme eylemler yapt›. * 8 Aral›k günü saat 19:30’da Taksim Gezi Park’ta “‹flgalin Ad›=Emperyalizm-Siyonizm. Direniflin Ad›=Irak-Filistin. Direnen Halklar›n Yan›nday›z” pankart› açan koordinasyon üyeleri yapt›klar› aç›klamayla, Felluce halk›n›n boyunlar›na kimlik bilgileri ve ikametgahlar›n› yazan bir “yafta” as›larak kente al›nd›¤›n›, erkeklerin bir askeri birlikte yer al›rcas›na bölük bölük birlefltirilerek zorunlu olarak inflaat ve y›k›mlar›n enkaz›n›n temizlenmesinde çal›flt›r›ld›¤›n› ifade etti. Oturma eylemi yapan Koordinasyon üyeleri mum yakarak s›k s›k “Irak’ta Filistin’de direnifl kazanacak”, “Biji b›ratiya gelan”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” vb. sloganlar› att›lar. Koordinasyon ad›na aç›klama yapan Figen Yüksekda¤ “Hayalet Öfke” ad› verilen katliam›n ald›¤› boyutla birlikte ABD emperyalistlerinin emirlerini yerine getirmede kusur etmeyen AKP hükümetinin emekçi halk›n tepkilerini frenlemek için türlü oyunlara baflvurmak zorunda kald›¤›n› vurgulad›. Yüksekda¤, AKP milletvekili Elkatm›fl’›n “Bu bir soyk›r›md›r” aç›klamas›n›n ard›ndan “Stratejik dostluk ve iflbirli¤i” söylemleriyle, sald›rganl›k ve katliamlar› karfl›s›nda ABD ile birlikte oldu¤unu gösterdiklerine de¤indi. Aç›klama sloganlar ve alk›fllar eflli¤inde sona erdi. * 9 Aral›k Perflembe günü Taksim Gezi Park’ta Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu yine ayn› amaçla bir eylem yapt›. Saat 19:30’da bir araya gelen Koordinasyon üyeleri ellerinde mumlar, katledilen insanlar›n foto¤raflar› ve dövizleriyle bas›n aç›klamas›na bafllad›. Koordinasyon ad›na bas›n metnini okuyan Suzan Zengin, emperyalistlerin art›k Irak’ta kan kustu¤unu, bu yüzden katliamlar›n› kad›n erkek çocuk demeden devam ettirdi¤ini ve art›k kimyasal
silahlar da dahil her cins silah› kulland›¤›n› söyledi. S›k s›k “Katil ABD Ortado¤u’dan Defol”, “Irak’ta Filistin’de Direnen Halklar Kazanacak”, “Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” sloganlar›n› atan kitle devam edecek olan eylemliliklerinde buluflmak üzere bas›n aç›klamas›n› bitirdi. *10 Aral›k akflam› ise Eminönü Yenicami önünde kitlesel olarak ABD’nin Irak’› iflgalini ve ‹srail’in Filistinlilere yapt›¤› zulmü protesto eden Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu saat 19:30’da meflaleler yakarak Irak ve Filistin halklar›n›n direnifline ortak olma ça¤r›s› yapt›. Koordinasyon üyeleri üç günlük eylemleri boyunca kulland›klar› pankart› açarak s›k s›k “‹flgale de¤il direnifle ortak ol”, “Kahrolsun ‹srail siyonizmi”, “Zafer direnen halklar›n olacak”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb. sloganlar› att›. Yakt›klar› meflalelerle direnen Filistin ve Irak halk›na destek verdi. Koordinasyon ad›na aç›klama yapan Kenan Alpay “Frans›z sömürgeciler 500 bin askerle Cezayir direniflini nas›l bast›r›p teslim alamad›ysa, ABD ordusu Vietnam’da 500 bir askerle iflgali nas›l gerçeklefltiremediyse, Siyonist ‹srail yüz binlerce askeriyle Filistin halk›n› nas›l teslim alamad›ysa ABD de Irak halk›n› teslim alamayacakt›r. Irak’ta savafl ancak ABD iflgali sona erince bitecektir” dedi. Eylem, Grup Vardiya, Grup Yorum ve Grup Yürüyüfl’ün Arapça ve Türkçe söyledi¤i direnifl türkülerinin ard›ndan at›lan sloganlarla sona erdi. * Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i üyeleri 10 Aral›k 2004 tarihinde Taksim Meydan›’nda toplanarak ABD emperyalizminin Felluce’deki katliamlar›n› “ABD Ortado¤u’dan defol” pankart›n› açarak protesto etti. “Katil ABD iflbirlikçi AKP”, “Felluce halkt›r, halk yenilmez”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” vb. sloganlar› atan kitle ad›na aç›klamay› yapan yönetimi kurulu üyesi Özgür Ayd›n, binlerce bombas›, tank›, topu, askeri olan iflgalcilerin meflru olmad›klar›n›, iflgalci Amerika ve ortaklar›n›n, iflbirlik-
çilerinin ne kadar haks›z ve suçlularsa Irak halk›n›n da bir o kadar hakl› oldu¤unu belirtti. Aç›klaman›n sonunda ABD bayra¤› yak›larak “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” slogan› at›ld›. ANKARA ‹flgale karfl› bir araya gelen ilerici, devrimci, demokrat gençler sloganlar›yla direnifli selamlad›lar. 3 Aral›k günü saat 15:00’de Yüksel Caddesi’nde toplanan gençlik örgütleri “Felluce’de insanl›k kurfluna diziliyor” pankart› açarak Sakarya Caddesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Ellerindeki meflaleleri de yakan iflgal karfl›t› gençler “Direnen halklar kazanacak”, “Savafla de¤il e¤itime bütçe”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” sloganlar› atarak tepkilerini hayk›rd›. Trafi¤in yo¤un oldu¤u bir saatte yap›lan eylem halk›n ilgisini ve deste¤ini görürken, Sakarya Caddesi’nde bir baban›n küçük çocu¤uyla halktan destek istemesi dikkat çekiciydi. Ertesi gün saat 12:30 yine Yüksel Caddesi’nde biraraya gelen iflgal karfl›t› gençler, iflgalin karargahlar›ndan birine, ABD Konsoloslu¤u’na do¤ru yürüyüfle bafllad›lar. Sloganlar ve ›sl›klarla oldukça coflkulu geçen eylem boyunca ABD emperyalistleri lanetlendi. Gençler Felluce’de direnenlerin yan›nda olduklar›n› ilan etti. Konsoloslu¤a ulaflmadan önce barikatla karfl›lanan gençler “Halka de¤il ABD’ye barikat” slogan›n› att›. Yeni Demokrat Gençlik, Ekim Gençli¤i, Demokratik Gençlik Hareketi, Kald›raç, Sosyalist Gençlik Derne¤i, Tüm ‹GD, SDP Gençli¤i, Devrimci Mücadeleci Gençlik, Kurtulufl ve Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun kat›ld›¤› yürüyüfl Yüksel Caddesi’nde sona erdi. MERS‹N Mersin’de Partizan, ESP ve DHP yapt›klar› bir bas›n aç›klamas›yla Ortado¤u’da ve Türkiye’de yaflanan katliamlar› k›nad›. 7 Aral›k Sal› günü saat 13:00’de Ziraat Bankas› önünde toplanan kitle “Irak’ta direnifl, Filistin’de
intifada, Botan’da serh›ldan kazanacak” pankart› açarak Tafl bina önüne kadar “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan›n› atarak yürüdü. Burada ilk olarak Mersin Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’ne yap›lan bask›n k›nand›. Daha sonra grup ad›na aç›klamay› okuyan gazetemiz çal›flan› Selçuk Birginal “ABD ve iflbirlikçileri katletmeye devam ediyor. Direniflin oldu¤u her yere sald›ran ABD ve iflbirlikçileri, Irak’ta Felluce kentine yap›lan bask›nda onlarca direniflçiyi katletti. Yine Filistin’de geri çekilme sürecinde 100 direniflçi katledildi. Ve ülkemizde K›z›ltepe’de, fiemdinli’de masum insanlar katledildi. Ancak ABD ve iflbirlikçilerine karfl› direnifl sürüyor. Bizler Partizan, ESP ve DHP olarak bu yaflananlar› k›n›yor ve tüm duyarl› insanlar› tepkilerini dile getirmeye davet ediyoruz” dedi. “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb. dövizler tafl›yan kitle, slogan atarak da¤›ld›. SAMSUN Samsun Savafl Karfl›t› Platformu, ABD emperyalizminin Irak iflgali karfl›s›nda Felluce direniflini destekleyen bir miting yapt›. 11 Aral›k günü saat 13:00’de bafllayan mitingde “Dayan Felluce diren Filistin, seninleyiz- Savafl Karfl›t› Platform” pankart› aç›ld›. KESK’e ba¤l› sendikalar, TMMOB ‹l Koordinasyonu, SDP, ÖDP, EMEP, CHP, HÖC, Alt›nokta Körler Derne¤i, Halkevleri, OMÜ Ö¤rencileri ve Pir Sultan Abdal Derne¤i’nin pankartlar›yla, dövizleriyle kat›ld›¤› eylemde “Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ha hiçbirimiz”, “Katil ABD Ortado¤u’dan Defol”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Katil ABD ‹flbirlikçi AKP” vb. sloganlar› at›ld›. Atatürk ‹lkö¤retim Okulu’nun önünden bafllayan mitingde, Cumhuriyet Meydan›’nda Savafl Karfl›t› Platform’unun temsilcisi KESK Dönem Sözcüsü Süleyman Bal’›n konuflmas›n›n ard›ndan Pir Sultan Abdal Derne¤i Semah Ekibi bir gösteri sundu. Miting sloganlar›n ard›ndan sona erdi.
13
11
17-30 Aralık 2004
Belediye iflçilerinden emperyalizme ve katliamlara öfke
8 Aral›k Sal› günü Bak›rköy Özgürlük Meydan›’nda saat 13:30’da bir araya gelen Belediye-‹fl 2 No’lu flube ve Tüm Bel-Sen 1 No’lu flubede örgütlü iflçiler emperyalizmin sald›r›lar›n›n azg›nlaflmas›yla beraber artan yarg›s›z infaz-
lar, iflgaller, sendikas›zlaflt›rma ve sendika kapatma sald›r›lar›yla ilgili bas›n aç›klamas› yapt›. “Emperyalist iflgal ve katliamlara karfl› ç›k” yaz›l› pankart açarak ve “Hainler halka hesap verecek”, “‹flgale de¤il direnifle destek ver”
Diyarbak›r’da soruflturmalara tepki
sloganlar› eflli¤inde meydana giren iflçiler ad›na bas›n metnini okuyan Belediye-‹fl 2 No’lu fiube baflkan› Hasan Gülüm Büyük Ortado¤u Projesi ad› alt›nda Afganistan’›n ve Irak’›n demokrasi vaat edilerek iflgal edildi¤ini hat›rlatt›. Gülüm ayr›ca bununla efl güdümlü olarak emperyalizmin borazanl›¤›n› yapanlar›n Mardin K›z›ltepe’de U¤ur Kaymaz’a ve Hakkari fiemdinli’de Fevzi Can’a yarg›s›z infaz yapt›¤›n›, AB ve IMF politikalar› ve sözde demokratikleflmelerzenginleflmeler ad› alt›nda ise SSK ve Köy Hizmetleri’nin peflkefl çekilmek ve E¤itim-Sen gibi büyük ve genifl bir sendikan›n kapat›lmak istendi¤ine dikkat çekti. Gülüm bütün bu sald›r›lar›n birbirinden ayr› olmad›¤›n› ve kökenlerinin ayn› oldu¤unu vurgulayarak “Ülkemiz ve Ortado¤u üzerinde oynanan oyunlar› bozman›n yolu örgütlü mücadeleden geçmektedir” dedi. Bu ba¤lamda tüm halk› ve kamuoyunu daha duyarl› olma-
‹stanbul’da YDG ile dayan›flma etkinli¤i
1-5 Kas›m aras›nda YÖK protestolar› gerekçesi ile Dicle Üniversitesi’nden 52, Siirt E¤itim Fakültesi’nden 32 ö¤renciye aç›lan soruflturmalar› protesto eden DÜÖ-DER rektörlü¤ü istifaya ça¤›rd›. Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi önünde bir araya gelen yaklafl›k 150 DÜÖDER üyesi bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamay› yapan DÜÖ-DER baflkan› M. Yusuf Y›ld›r›m 1-5 Kas›m YÖK protestolar›ndan kaynakl› rektörlü¤ün 52 ö¤renciye soruflturma açt›¤›n› ve YÖK’ün disiplin yönetmeli¤ine karfl› onurlu bir durufl sergileyeceklerini söyledi. Y›ld›r›m “Hakk›m›zda aç›lan bu haks›z hukuksuz soruflturmay› kabul etmiyoruz.” ‹stanbul Üniversitesi’nde okuyan demokratik yurtsever ö¤rencilere karfl› yap›lan faflist sald›r›lar devam etmektedir. Bu ö¤rencilerin kabul edece¤i bir durum de¤ildir. 12 Eylül askeri darbesinden bu yana YÖK kurumunun de¤ifltirilmemesi, biz ö¤rencilerin üstünde oynanan kirli oyunlar› göstermektedir” dedi. Y›ld›r›m, “e¤er bu soruflturmalar zinciri devam ederse ve cezalar ile sonuçlan›rsa bizler rektörü komuoyu önünde istifaya ça¤›raca¤›z” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan ö¤renciler sloganlar ve alk›fllarla kantine do¤ru yürüdü. (Mersin)
Devrimci gençlik hareketini yükseltme yolunda ad›mlar›n› h›zland›ran Yeni Demokrat Gençlik, 12 Aral›k’ta, Sar›gazi’de “YDG ile Dayan›flma Etkinli¤i” düzenledi. Kat›l›m›n yo¤un oldu¤u etkinlik, ‹brahim Kaypakkaya flahs›nda tüm devrim flehitleri için yap›lan sayg› durufluyla bafllad›. Sayg› duruflundan sonra tecrit konulu bir dia gösterimi yap›ld›. Dia gösteriminde eylem ve flehit resimleri alk›fllarla karfl›land›. Ard›ndan 19 Aral›k ve tecrit üzerine bir panel düzenlendi. Panele konuflmac› olarak kat›lan YDG’li arkadafl 12 Eylül Askeri Faflist Cuntas›’ndan sonra hapishanelere yönelik devletin yapt›¤› katliamlara de¤inerek, komprador patron-a¤a devletinin tutsaklara yönelik uygulad›¤› politikalarla tüm halk kesimlerine sald›rd›¤›n›, muhalefeti bast›rmadan emperyalizm patentli sald›r›lar› baflar›yla hayata geçiremeyece¤ini anlatt›. Bu sald›r›lar›n gençlik özgülünde yans›malar›na da de¤i-
Uluda¤ Üniversitesi’nde jandarma terörü Egemen zorbalar kendi sistemlerini korumak için her türlü bask› ve fliddet araçlar›n› kullanmaktad›r. 12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan YÖK’ü 6 Kas›m’da protesto ettikleri için Uluda¤ Üniversitesi ö¤rencilerine soruflturma aç›lm›flt›. Soruflturmalara karfl› savunmalar›n› hukuk müflavirli¤ine götürmek isteyen ö¤rencileri, jandarma sald›rarak gözalt›na ald›. 6 Aral›k günü saat 12:30’da mediko-sosyal binas› önünde toplanan ö¤renciler savunmalar›n› Rektörlük binas›na götürmek isterken jandarma, toplu olarak yürünmesini bahane ederek, coplarla sald›rarak ö¤rencileri zorla gözalt›na ald›. Ö¤rencilerin destek amaçl› ‹HD’ye yapt›¤› talep üzerine eyleme
ya ve birlikte durufl sergilemeye ça¤›rd›. Bas›n metni okunduktan sonra Belediye-‹fl 3 No’lu fiube yönetiminin de eyleme destek vermek amac›yla alanda oldu¤unu söyleyen Gülüm, Kad›köy’de E¤itim-Sen’in kapat›lmas›n› protesto eden E¤itim-Sen’lilere polisin sald›rd›¤›n› ve hiç kimsenin gelece¤i yetifltiren E¤itim-Sen’lilerin sendikalar›n›n kapat›lmas›na göz yummayaca¤›n› ve sonuna kadar destek sunacaklar›n› söyledi. Gelen bu haberin kitleye söylenmesinden sonra kitle uzun süre “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “E¤itim-Sen kapat›lamaz”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n› att›. Sloganlar›n ard›ndan Bak›rköy Belediyesi’ndeki iflçilerin tam eylem günü, eyleme kat›l›m› engellemek için “y›k›m” var denerek baflka bir yere gönderildi¤ini de belirten Gülüm, bu durumu k›nad›klar›n› aç›klad›. Eylem, kitlenin “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar› ile son buldu. (‹stanbul)
kat›lan ‹HD Bursa fiubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve gazetemizin Bursa temsilcisi Hüseyin Camk›ran da polisin k›flk›rtmas›yla jandarma taraf›ndan yaka paça zorla gözalt›na al›nd›. 12 saat karakolda kalan gözalt›na al›nanlar Nöbetçi Savc›’ya ç›kar›larak serbest b›rak›ld›. Adliye önünde toplanan birçok kurum temsilcisi ve ö¤renciler serbest b›rak›lan ö¤rencilere alk›fl ve sloganlarla destek verdi. Ayr›ca 7 Aral›k günü saat 16:00’da AKP önünde toplanan Uluda¤ Üniversitesi ö¤rencileri jandarman›n sald›r›s›n› ve gözalt›na al›nmalar› protesto etti. Ö¤rencilerin eylemine E¤itim-Sen Bursa fiubesi yöneticileri de destek verdi. (Bursa)
nen panelist bu süreçte YDG’nin politikalar› ve içinde yer ald›¤› platformlarla kat›ld›¤› eylemlerden bahsetti. Tecrite ve Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›na karfl› mücadelenin YDG’nin gündeminde oldu¤unu an-
cak eksiklerinde oldu¤unu, bundan sonraki etkinliklere ve özellikle de 19 Aral›k’ta yap›lacak mitinge tüm YDG’lileri davet etti. YDG’li panelistten sonra sözü alan Ölüm Orucu Gazisi ise hapishanelerde tecrit karfl›t› mücadelenin devam etti¤ini ve devletin amac› olan
Bask›lar bize y›ld›ramaz Türk egemenlerinin gönüllü simsarl›¤›n› yapan sivil faflistler, Türkiye ve T. Kürdistan›’ndaki birçok ilin üniversitelerinde faflist sald›r›lar›n› art›rmaya devam etmektedir. Kocaeli Üniversitesi’nde 3 Aral›k Cuma günü sivil faflistlerin bu sald›r›lar›n› protesto etmek için devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencilerin aralar›nda oluflturduklar› bir dayan›flma etkinli¤i düzenlendi. Dayan›flma grubu ad›na aç›klama yapan Metin Kaya, özelde Kocaeli genelde Türkiye ve T. Kürdistan› Üniver-
devrimci tutsaklar› teslim alma politikas›n›n baflar›ya ulaflmad›¤›n› anlatt›. Sürecin daha bitmedi¤ini, bu nedenle bir yenilgiden söz edilemeyece¤ini söyleyen panelist ideolojik netli¤in, devrime ba¤l›l›¤›n ve devrimci iradenin önünde hiçbir karfl› devrimci politikan›n amac›na ulaflamayaca¤›n› belirtti. Yaflamla ölüm, devrimle karfl› devrim aras›ndaki savafl›mda hedefe ulaflmada içerdeki ve d›flar›daki mücadelenin eflgüdüm içinde yükselmesi gerekti¤inin vurguland›¤› konuflmada, her alanda örgütlenmenin gereklili¤i üzerinde duruldu. Konuflmalar›n ard›ndan sorulan sorulara cevap veren panelistler 19 Aral›k sald›r›lar›, ölüm oruçlar› ve tecrit üzerine görüfllerini anlatt›lar. Panel sona erdikten sonra sahneye Tohum Kültür Merkezi’nin müzik grubu ç›kt›. Grubun söyledi¤i marfl ve türkülere kitle de efllik etti. Etkinlik son olarak Haflim Düzgün’ün söyledi¤i türkülerle sona erdi. (‹stanbul) sitelerinde meydana gelen faflist sald›r›lar›n arkas›nda kimler oldu¤una ve kampüs içlerinde silah tafl›yanlar›n hangi karanl›k güçlerin uzant›s› oldu¤una dikkat çekti. Konuflmalarda bu tür sald›r›lar›n bofla ç›kar›lmas› için ilerici, devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencilerin birlik olmas› gerekti¤i bilinci vurguland› ve bu tür devlet kumandal›/güdümlü faflist sald›r›lar› halk›m›za teflhir etmemiz gerekti¤i söylendi. Aç›klaman›n ard›ndan türküler söylenip halaylar çekildi ve s›k s›k “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Kahrolsun faflizm, yaflas›n demokratik e¤itim mücadelemiz” sloganlar› at›ld›. (H. Merkezi)
17-30 Aralık 2004
14
11
“Bütün güçleri bir araya getirerek sald›r›lar› püskürtebiliriz” Irak ç›kmaz›ndan bir türlü kurtulamayan ABD emperyalizmi, askeri imha politikalar›n› 8 Kas›m’da Felluce’de “Hayalet Öfke” ad›yla bafllatt›¤› operasyonla uygulamaya bafllad›. Felluce’de ve genel anlamda Ortado¤u’da yaflanan 10 Aral›k 2004’de E¤itimSen’in kapat›lmas› ile ilgili davan›n görülmesine devam edildi. Dava öncesinde di¤er emek örgütleriyle ortak hareket etmeye çal›flan E¤itim-Sen, kendi içinde de bir eylem takvimi ç›kararak tüm yerellerde bu takvime uygun eylemlikler gerçeklefltirdi. Biz de E¤itim-Sen’in kapat›lmas›n› ön gören dava sürecine yönelik ‹stanbul, Ankara, ‹zmir, Tarsus E¤itim-Sen fiube yöneticilerinden, Samsun’da e¤itim emekçilerinden dava süreci ile ilgili görüfllerini ald›k. Sendikalar›n› kapatt›rmayacaklar›n› ifade eden E¤itim-Sen’liler mücadelenin di¤er iflçi ve emekçi kesimlerle birlikte daha da büyütülmesi gerekti¤ini vurguluyorlar. geliflmelerle ilgili araflt›rmac›-yazar Suat Parlar’›n görüfllerini ald›k. - E¤itim-sen’in kapat›lmas› ile ilgili süreci k›saca anlat›r m›s›n›z? - E¤itim-Sen ‹stanbul 1 No’lu fiube Baflkan› Musa Biçer: 200 bin üyesiyle Türkiye’de kamu çal›flanlar›n›n en önemli örgütlerinden olan E¤itim-Sen, Genelkurmay’›n yaz›s› üzerine kapat›lmak isteniyor. 2004 yaz›nda bu süreç iflletildi. Temmuz 2004’te kendi öz güçlerinden gelen tepkiler üzerine Eylül 2004’te Ankara 2. ‹fl Mahkemesi’nde görülen 2. Duruflmas› sonucunda E¤itim-Sen’in kapat›lmamas›na karar verilmiflti. Bu karara itiraz eden Baflsavc›n›n baflvurusu üzerine Yarg›tay 9. Hukuk Dairesi, E¤itim-Sen’in kapat›lmamas› karar›n› oy birli¤i ile bozmufl ve yeniden yarg›lanma süreci bafllam›flt›. Bunun üzerinden en son görülen davada Merkez Yönetim Kurulu üyelerimizin avukatlar vas›tas›yla verdikleri beyanlar üzerinden mahkeme heyeti mevcut baflvurular› de¤erlendirip 21 fiubat’ta nihai karar› vermek üzere bir erteleme gerçeklefltirdi. Evrensel hukuk kurallar› ve demokratik ilkelerin hiçe say›ld›¤› bir ortam› fazlas›yla yafl›yoruz. E¤itim-Sen’e aç›lan davada beraat edilmifl olmas›na ra¤men, ›srarla sürdürülmek istenmesi Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin ne yönde iflletildi¤i noktas›nda da önemli bir örnektir. Dava siyasi bir davad›r. E¤itim-Sen Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin önemli dinamiklerinden birisidir. Ba¤l› bulundu¤u konfederasyonun att›¤› her ad›m neredeyse her an her davayla karfl› karfl›yad›r. Peki niye böyle oluyor? AB uyum yasalar› diye söylenenler (örne¤in Kopenhag kriterleri gibi) Türkiye’de bir avuç sermaye cephesinin ihtiyaçlar› temelinde ele al›n›yor. Emekçilerin her att›¤› ad›mda davayla karfl›lafl›l›yorsa ya da örgütlü güçler da¤›t›lmak isteniyorsa, marjinallefltirilmek, ehlilefltirilmek isteniyorsa bunu iyi ele almak laz›m. Neden ›srarla bu dava yap›lmak isteniyor? Neden siyasi bir flekle büründürülmeye çal›fl›l›yor? Asl›nda bu süreç Türkiye’nin son 20 y›ld›r izledi¤i politikalar›n yönetici s›n›flar nezdinde geldi¤i noktayla ilintili biraz. Son 10 y›ll›k sürece bak›ld›¤›nda, 1995 y›l› itibariyle GATS antlaflmalar› imza sürecinden sonra hizmet sektörü-
nün de piyasaya aç›lmas› konusunda IMF ve Dünya Bankas›’na verilen taahhütler üzerinden içsel bir tak›m de¤iflikliklere girmifl durumda. Bunu hayata geçirebilmek ise yani hizmet sektöründe, piyasa iliflkilerinde özellefltirme uygulamalar›n› -ki bunun en büyük karfl›l›¤› e¤itim ve sa¤l›k alan›nda görülecektir- hayata geçirmektir. K›saca paral› e¤itim, paral› sa¤l›k olacak ve kamu alan› diye ifade edilen hizmet sektöründe e¤itim ve sa¤l›k diye ifade edilen alanda örgütlü olan sendikalar, bunlar›n dinamik örgütleri E¤itim-Sen ve SES baflta olmak üzere piyasalaflt›r›labilmesi için örgütlülü¤ün yok edilmesi, tabela örgütü haline getirilmesi, marjinallefltirilmesi, etkisizlefltirilmesi, güçsüzlefltirilmesi gibi bir pratikte karfl›l›¤›n›n olmas› gerekir. Bir di¤er durum bu uygulamalar›n hayata geçirilebilmesi için çal›flanlar›n bireysel sözleflme anlam›nda ifl güvenli¤inin de ortadan kalkarak hayata geçmesi gerekir. Bunlar için örgütlü güç ihtiyac› yoktur, pratikte olmamas› da gerekir. E¤itim-Sen’in yukar›dan afla¤›ya bast›r›lmas›n›n bir amac› da budur. Çünkü Kamu Yönetimi Temel Kanunu diye ifade edilen çerçeve yasa sürecindeki de¤erlendirmelere bak›ld›¤›nda bunun bir aya¤› olan Kamu Personel Yasas› haz›rl›¤›n›n dün itibariyle Mehmet Ali fiahin taraf›ndan “memurlar aras›ndaki maafl uçuru-
mu ortadan kald›r›lacak” ibaresiyle piyasaya sunuldu¤unu görüyoruz. Bununla ilgili haz›rl›¤›n yap›ld›¤›n› da görüyoruz. Ki kendileri 2005 Nisan itibariyle bunun haz›rl›¤›n› yap›p, uygulamaya koyacaklar›n› ifade ettiler. Bas›na da yans›d›. Personel yasas›n›n hayata geçmesiyle devlet memurlu¤unun tan›m› de¤iflecek. Yaklafl›k 2 milyon civar›nda devlet memurunun, kamu çal›flan›n›n 1 buçuk milyon gibi önemli bir k›sm›n›n ifl güvencesi ortadan kald›r›lacak. Ve bu ifl güvencesi ortadan kald›r›lanlar›n sözleflmeleri bireysel olarak kurum idari yetkilileri ile bire bir yap›lacak. Bunun hayata geçmesi için sendikan›n olmamas› gerekir. Sendikan›n ifllevsiz olmas› ya da kapanm›fl olmas› gerekir. Yani çal›flanlar›n ifl, ekmek ve gelecek konusundaki iliflkilerde mevzilenmesinin önemli bir gücünün, sendikalar›n ortadan kald›r›lmas› gerekir. E¤itim-Sen ile aç›lm›fl olan dava da biraz buna dönük haz›rl›klar›n önceki giriflimleridir. Çünkü etkisizleflen bir sendika, bireylerin bireysel hak iliflkilerini ifade edecek bir sözleflme temelinde muhatap olunmayaca¤› üzerine ifllemesi gerekir. Hükümet ve siyasi irade de zaten pratikte bunun haz›rl›¤›n› yapmaktad›r. fiöyle dönüp biraz geriye bakt›¤›m›zda örne¤in KESK’in 2003’te 10-11 Aral›k gibi eylemlilikleri oldu. Bu eylemliliklerin temel ortak paydas›
Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nun kabul edilmemesi ve uygulamaya geçmemesi ile ilgiliydi. 12 Aral›k 2003’te hükümet yetkilisinin TÜS‹AD istiflare kurulunda yapt›¤› konuflma üzerinden bak›ld›¤›nda ki orada hükümet yetkilisi Kamu Yönetimi Temel Kanununa karfl› ç›kan KESK üyelerini ifade ederek Patrona Halil isyanc›lar›na benzetip mevcut statükoyu savunmak üzere bizlerin gerici oldu¤u ibaresini kullanm›flt›r. Bunlar›n amac› bu uygulamalar›n (Kamu Yönetimi Temel Kanunu, ‹l Özel ‹dareler Kanunu, Yerel ‹dareler Kanunu...) IMF ve Dünya Bankas›’n›n istedi¤i flekliyle planl› programl› bir flekilde hayata geçirilmesidir. Son sürece bak›ld›¤›nda 2005 ilkbahar›n›n sonunda hükümet, yap-bozun parçalar› gibi yasalar haz›rlayarak bütünlefltirmeye çal›fl›yor. 2003 Aral›¤›ndan itibaren bütünlüklü ele ald›¤› yasa giriflimini flimdi tersine çevirmifl durumda. Parça parça yasalarla Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nu tamamlamaya çal›fl›yor. Bunun olmas› için de örgütlü bir güç olmamas› gerekir. Bundan dolay› E¤itim-Sen’e aç›lan dava mevcut GATS Anlaflmas› hükümleri gere¤idir ki, bunun uygulamas›n›n son dönemine de yaklafl›lm›flt›r. 2005-2006 süreci bu anlaflmalar›n taahhüdünün son sürecini ifade etmektedir. Bundan dolay› sendikal hareketin dünyada ve ülkemizde geldi¤i durum dikkate al›nd›¤›nda örgütlenmedeki mevcut sorunlar genel anlamda bu alanda da yaflanarak örgütlülü¤ü ya etkisizlefltirmek gerekir ya da marjinal bir hale getirmek gerekir. Ana gövdeden, kitleden ay›rmak gerekir. Bundan dolay› E¤itim-Sen’in tüzü¤ündeki madde üzerinden bu uygulamalar› hayata geçirmek istiyorlar. Bunun tabi pratikte son 50 y›ll›k süreçte Türkiye’de halk›n içinde bulundu¤u durumun özelliklerinin de etkili oldu¤u söz konusu edilebilir. Çünkü son 50 y›ll›k sürece bak›ld›¤›nda Türkiye’de genel kamuoyu Türk, Kürt, Laz, Çerkez, fleriatç›, laik gibi kamplara bölünerek güçsüzlefltirilmifl, etkisizlefltirilmifl hatta bu durum siyasi kamplaflmalar›n yan›nda emek örgütlerine de yans›t›lm›flt›r.
11 ‹flte sa¤c›lar›n sendikas›, solcular›n sendikas›, dincilerin sendikas› gibi. Yani birleflik bir iflçi emekçi hareketinin savunma pozisyonundan kurtulunmas›nda özellikle 1999 mezarl›kta emeklilik sürecinden sonraki durumu da dikkate al›nd›¤›nda bunda sermayenin uluslar aras› tekellerin nispi de olsa baflar›l› oldu¤u söylenebilir. Çünkü Türkiye’deki emek hareketinin mevcut konumu mevcut haklar›n› savunma pozisyonundad›r flu an. Kendini yenileyip, yeniden infla edip haklar›n› korumakla birlikte gelifltirecek, yeni mevziler kazanacak konumundan flu an için uzakt›r. - E¤itim-Sen’e yönelik bu sald›r›n›n nedenlerini biraz daha açmaya çal›fl›rsak; genel anlamda di¤er sald›r›larla da ba¤lant›s›n› kurdu¤umuzda bütünlüklü olarak de¤erlendirebilir misiniz? - Dünyadaki ve Türkiye’deki sendikal örgütlülü¤ün geliflim seyrine bak›ld›¤›nda artan bir özelli¤i yok bu durumun. Örne¤in; Türkiye’de %8.5 civar›nda, Amerika’da %13 civar›nda. Yani bütünlüklü olarak bak›ld›¤›nda iki s›n›f›n karfl› karfl›ya durufl flekli konusunda sermaye ve emek cephesinin birbirine karfl› mücadelesinde sermaye mevcut gelifltirdi¤i taktiklerle karfl›s›nda örgütlü bir güç istemiyor. Eflitlik, adalet, özgürlük gibi kavramlar› kullanarak çal›flanlara özellikle mevcut uygulamalar üzerinden iflte “Bir tane hayat›n var, sorunlarla beraber yaflamak gerekir. Hepimiz ayn› gemideyiz, batarsak hep birlikte bataca¤›z” gibi bir kültür egemenli¤ini de kurmak fleklinde bir uygulama içersinde. Fakat özellikle 2000 tarihinden sonra bu söylediklerinin üzerine açl›k, sefalet artt›... Artarak da devam ediyor. Kitleler huzursuzluklar›n› d›fla vuracak flekilde ifadelendirmeye bafllad›lar. Fakat 11 Eylül sald›r›lar›ndan sonra ABD baflkan› bu uygulamalarla ilgili, süreci de görecek flekilde flunu söyledi; “ya bizim yan›m›zdas›n›z, ya da karfl›m›zdas›n›z.” Meseleye bu flekilde bak›ld›¤›nda mevcut uygulanan politikalar özellikle emek ve demokrasi güçleri cephesinde hiçbir zaman yeni bir fley katmad›. ‹flte burada mevcut uygulanan koflullar› dünya genelinde GATT ve GATS anlaflmalar› temelinde gelinen noktada örgütlü her gücü ortadan kald›racak olana¤› da kullanmaya bafllad›. Yani Türkiye gerçe¤ine indirgeyecek olursak SSK’lar›n devri, Köy Hizmetlerinin kapat›lmas› ve E¤itim-Sen’in kapat›lmas› fleklinde ele al›nd›¤›nda bütünlüklü bir örgütlülü¤e
15 iflçi ve emekçi örgütlülü¤üne sald›r›n›n en önemli üç örne¤inin birbirinden ba¤›ms›z olmad›¤› görülür. Bunlar›n yumuflak kar›nlar› nedir? Bu konuda da ince ve hassas davranarak oklar›n›, örne¤in E¤itim-Sen’e, SSK’daki hantal yap›ya, Köy Hizmetlerindeki ifllevle ilgili iliflkilerdeki eksikliklere bakarak güçsüzlefltirme e¤ilimlerini de art›rarak gerçeklefltirmeye çal›fl›yorlar. Bunun üzerinden genel örgütlülü¤ü yok edecek her yolu kullan›yorlar. Yine bunu yaparken amaç, kamu alan›n› oldu¤u gibi tasfiye etmek. Yani bütün kamu alan›n›, Türkiye’de demokratik haklar›n geliflimini kendi istedi¤i temelde ele alabilecek bütün program›n› hayata geçirebilecek çok yönlü bir sald›r› içerisinde. Bu çok yönlü sald›r›y› dikkate al›p bunlar›n hepsinin taleplerini birlefltirecek, bütün güçleri bir araya getirerek bu süreci devam ettirmek gerekiyor. En son 20 Kas›m’da Ankara’da yap›lan miting bunun güzel bir örne¤i oldu. Bu bütünlüklü sald›r›y› püskürtecek bir mücadele hatt›, program› belirlenmeli. Onlar›n program›n› tersine çevirecek bir durum yaratmal›. - Son olarak kapat›lmaya karfl› yapt›klar›n›za ve bundan sonraki süreçte neler yapmay› düflündü¤ünüze de¤inir misiniz? - E¤itim-Sen’in kapat›lmas›yla ilgili flimdiye kadar yapt›klar›m›z› di¤er iflçi ve emekçilerin bafl bafla oldu¤u sald›r›larla bütünlefltirip, birlikte ele alacak, sürece yayacak bir hat zaten 10 Aral›¤a kadar vard›. Ama 11 Aral›k itibariyle özellikle E¤itim-Sen özgülünde 21 fiubat’a kadar yenilenip, gelifltirip, derinlefltirilmesi gerekir. fiimdilik böylesi bir haz›rl›¤›m›z var. Di¤er emek örgütleriyle netleflti¤inde kamuoyuna deklare edilecek ama burada önemli olan fley flu; en iyi programlar› yapmak yetmiyor, örgütlerin kendi örgütlerine güvenip, sald›r›larla karfl› karfl›ya olan iflçi ve emekçi örgütleri ile birlikte bütünlüklü bir flekilde bu sald›r›lara karfl› durmak gerekiyor. Bunun ›srar›n›, güvenirlili¤ini, mücadelesini, kendi örgütü üzerinden devam ettirmesi gerekiyor. E¤itim-Sen olarak 15 y›ll›k mücadele tarihimizde ve bundan sonra da bunu yerine getirece¤imize inan›yorum. “E⁄‹T‹M-SEN’‹N KAPATILMAK ‹STENMES‹ KARA B‹R LEKED‹R” - E¤itim-Sen’in kapat›lmas› ile ilgili düflüncelerinizi alabilir miyiz? E¤itim-Sen Ankara 1 No’lu fiube
17-30 Aralık 2004
Baflkan› ‹smail Sa¤d›ç: Türkiye’nin demokrasi tarihine geçecek kara bir leke olarak de¤erlendiriyoruz. KESK ve onun en dinamik sendikas› E¤itimSen’in saf d›fl› b›rak›lmas› olarak görüyoruz. Bu dava aç›l›fl› itibariyle hukuksuz bir davad›r. Bizim tüzü¤ümüz daha önce Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› taraf›ndan yasaya uygun bulunmam›flt›. Ard›ndan Genelkurmay’›n yaz›s› üzerine Valili¤in Cumhuriyet Savc›l›¤›’na baflvurmas› sonucu aç›lan bir dava. Ankara 2. ‹fl Mahkemesi hakimi aç›lan davay› reddetti. Ancak devletin sahipleri Yarg›tay aflamas›nda müdahale edip 13 günde bir karar ç›kard›lar. Bu karar Yarg›tay’›n devlet müdahalesine ne kadar aç›k oldu¤unu, ba¤›ms›z olmad›¤›n› göstermektedir. Bunun üzerine kendi güçlerimizi harekete geçirmeye çal›flt›k. Bütün bu dava süreci Türkiye’de kamuda yeniden yap›land›rma ad›mlar›n›n at›ld›¤› bir dönemde yaflan›yor. Sosyal Güvenlikle ilgili yasalar var, bütün bunlar›n önünde engel olan sendikam›z› güçleri yeterse ortadan kald›rmaya, yetmez ise küçültmeye çal›fl›yorlar. Tüzü¤ümüz biz istemedi¤imiz sürece de¤iflmeyecek. “PARASIZ, B‹L‹MSEL, ANAD‹LDE E⁄‹T‹M” - E¤itim-Sen’in ilk kuruldu¤u günden beri mücadelesini genel anlamda de¤erlendirirmisiniz? E¤itim-Sen, bu sürece nas›l gelmifltir? - E¤itim-Sen ‹zmir 1 No’lu fiube Baflkan› Nihat Sefer: Bir e¤itim her fleyden önce bilimsel olmal›d›r, ak›lc› olmal›d›r. Ça¤dafl bir e¤itim ancak bilimle eflde¤erde olursa olur. Bir flekliyle de toplumun ihtiyaçlar›n› karfl›lamas› için, devletin e¤itimde eflitli¤i sa¤lamas› için anayasada uluslararas› sözleflmelerden do¤an bir hak olarak insan›n do¤ufltan kazand›¤› bir hak olarak e¤itimin paras›z verilmesi ve eflit olmas›. Bu anlamda da e¤itimin paras›z oluflunu, halkç› bir e¤itimi, ya da herkesin ulaflabilece¤i bir e¤itimi savunmas› gerekiyor. Anayasam›zda yaz›ld›¤› gibi din kültürü dersleri zorunlu olmamal›. Onun yerine bilimi ve akl› koyan bir e¤itim olmal›. Onla birlikte hem dünya ölçe¤inde hem uluslararas› alanda e¤itim anlay›fl›na uygun olarak insanlar e¤itimi neyle al›r neyle verir? E¤itimin arac› ne olmal›d›r? Bir insan› hayvandan ay›ran dilidir. Diliyle kendini ifade eder. E¤itimini görürken de ilk ö¤rendi¤i, anadilinde görmesi gerekir. Çocuk en iyi ö¤renmeyi anadiliyle yapar. Bi-
zim bugün bu savundu¤umuz bilimseldir, kan›tlanm›flt›r. Ancak ne yaz›k ki Türkiye’de böyle bir fley yazd›¤›n›zda, söyledi¤inizde, destekledi¤inizde siz flu dili mi kastediyorsunuz, bölücüsünüz diyorlar. Çok aç›k söylüyorum karfl› taraf›n karalama kampanyalar›na ra¤men bir e¤itim emekçisini ya da gerçekçi bir insan›n söylemesi gerekti¤ini söylemeliyiz. “ASIL AMAÇ ÖNEML‹ B‹R D‹NAM‹⁄‹ ARADAN KALDIRMAK” E¤itim-Sen Tarsus fiube Sekreteri fiahin Yücel: AB’ye müzakere tarihininin ülkemizde ve dünyada üst seviyede tart›fl›ld›¤› bir dönemde, “demokrasi” ve “insan haklar› savunuculu¤u” noktas›nda varolan demokratik kitle örgütlerine örnek teflkil edebilecek bir örgüt olan E¤itim-Sen’e yönelik kapatma davas›nda Ankara 2 No’lu ‹fl Mahkemesi taraf›ndan beraat verilmesi ancak Yarg›tay’dan karar›n bozulmas› tamamen siyasi bir karard›r. Tüzü¤ünde bulunan “Demokratik, bilimsel, eflit, laik, herkesin anadilde e¤itim görme hakk›n› savunur” diye devam eden madde kapat›lmaya gerekçe olamaz. Olamaz çünkü E¤itim-Sen kuruluflundan beri bu tüzü¤üyle vard›r. Hatta öncesinde 1971’de kapat›lan TÖS ve 1980 darbesiyle kapat›lan TÖB-DER’in tüzü¤ünde bile bu madde vard›r. Varolan bu durum E¤itim-Sen’in taban›n› suni gündemlerle bölmek ve gündem de¤ifltirerek örgütlü duruflu, hak alma mücadelesini sekteye u¤ratmak, emekçilerin ifl ve sosyal güvencelerini herhangi bir tepkiyle karfl›laflmadan bitirmek içindir. Tabi ki iktidar ve di¤er erkler amaçlar›na ulaflamam›fllar ve ulaflamayacaklard›r. Çünkü E¤itim-Sen üyeleriyle net bir durufl sergileyecek nitelikle ve yetkinliktedir. Böyle de devam edecektir. Bir yandan “AB’ye girece¤iz”, “demokratiklefliyoruz” diyenler devletin televizyonlar›nda farkl› dil ve lehçelerde yay›n yaparken, Kürtçe dil kurslar› aç›lmas›na izin verirken; E¤itim-Sen’in tüzü¤ündeki “Anadilde e¤itim hakk›n› savunur” ifadesi nedeniyle kapatma davas› aç›lmas› egemenlerin maskesini bir kez daha düflürmüfltür. Tüzük maddesi iflin bahanesidir. As›l amaç demokrasi mücadelesinin önemli dinami¤inin sald›r› yasalar›n› hayata geçirmektir. Ancak E¤itimSen’in mücadele tarihi ve gelene¤i ile bu sald›r›lara karfl› koyacak ve püskürtece¤iz.
Personel yasas›n›n hayata geçmesiyle devlet memurlu¤unun tan›m› de¤iflecek. Yaklafl›k 2 milyon civar›nda devlet memurunun, kamu çal›flan›n›n 1 buçuk milyon gibi önemli bir k›sm›n›n ifl güvencesi ortadan kald›r›lacak. Ve bu ifl güvencesi ortadan kald›r›lanlar›n sözleflmeleri bireysel olarak kurum idari yetkilileri ile bire bir yap›lacak. Bunun hayata geçmesi için sendikan›n olmamas› gerekir. Sendikan›n ifllevsiz olmas› ya da kapanm›fl olmas› gerekir. Yani çal›flanlar›n ifl, ekmek ve gelecek konusundaki iliflkilerde mevzilenmesinin önemli bir gücünün, sendikalar›n ortadan kald›r›lmas› gerekir. E¤itim-Sen ile aç›lm›fl olan dava da biraz buna dönük haz›rl›klar›n önceki giriflimleridir.
16
17-30 Aralık 2004
11
Avrupa Birli¤i ve Türkiye Türkiye emperyalizmin yar›-sömürgesi bir ülkedir. Türkiye Avrupa Birli¤i’ne al›nsa da al›nmasa da bunda de¤iflen bir fley olmayacakt›r. “‹lerleme Raporu”nda belirtilen eksikler yada Türkiye’nin yerine getirmesi gereken görevler gerçekte emperyalist tekellerin istem ve arzular›n› içeriyor. Tekeller flimdiye kadar Türkiye’de karfl›laflt›klar› zorluklar›n neler olduklar›n› hükümetleri vas›tas›yla ve resmi Avrupa Birli¤i “‹lerleme Raporu” üzerinden Türk hakim s›n›flar›na bildirmifl durumda. 6 Ekim 2004 tarihinde aç›klanan “Türkiye’nin ‹lerleme Raporu”ndan bu yana hem Türkiye’de, hem de Avrupa Birli¤i’nin temsilcisi durumunda olan ya da kendisine bu rolü biçen Almanya, Fransa ve di¤er birçok ülkede Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne al›nmas›n›n bafllang›ç ad›m› olan müzakere tarihinin verilip verilmemesi tart›flmalar› bafl›n› alm›fl gidiyor. 17 Aral›k’ta karar verilecek “müzakere bafllas›n m›, bafllamas›n m›” sorusuna herkes kendi cephesinden bir yan›t veriyor. Emperyalist cephede birçok ülke Almanya baflta olmak üzere (iktidarda olan SPD ve Yefliller Koalisyon hükümeti), kendi ç›karlar› flimdilik böyle elverdi¤i için Türkiye’yle müzakerelerin bafllat›lmas›ndan yana bir tav›r koymakla birlikte, Türkiye’nin ne zaman tam üye yap›laca¤› konusunu zamana(?) b›rakarak kendince bir taflla iki kufl vurmak istiyor. Bir yandan Türkiye ile olan ekonomik yat›r›mlar›n› garantiye almak (ki, Almanya’n›n Türkiye ile olan ekonomik iliflkisi y›ll›k 6 milyar dolar civar›ndad›r) di¤er yandan ise üyelik tarihinin “ucu aç›k” b›rakarak eflitlikçi davrand›¤›n› göstermek istiyor! Fransa baflta fliddetli karfl› ç›kt›, çünkü o da ekonomik baz› yat›r›mlar›n› garantiye almak istiyor. Fransa’n›n Türkiye ile olan ekonomik iliflkilerini (ki y›ll›k 5.5 milyard›r) bir anda tali bir duruma düflürmek istemedi¤inden rest çeker bir görüntü sergilemeyi kendince ak›lc› bir yol olarak gördü. Ve bunda flimdilik baflar›l› oldu¤u da söylenebilir. Nitekim “‹lerleme Raporu”ndan önce Almanya D›fliflleri Bakan› Fischer’in yaz aylar›nda söyledi¤i “aman ne yaparsan›z yap›n Fransa’dan flu Airbus uçaklar›n› al›n” önerisi de Fransa’n›n kendi cephesinden bu soruna nas›l bakt›¤›n› ortaya koyuyordu. Ve tam da 17 Aral›k öncesi, 26 Ekim’de TC Baflbakan› Erdo¤an’›n Almanya’ya yapt›¤› ziyarette Fransa’yla imzalanan 2.8 milyar dolarl›k Airbus uçaklar›n›n al›m› sözleflmesi ve ard›ndan Chirac ve Schröder’le yap›lan görüflmelerde 17 Aral›k için a¤›rl›klar›n› koymalar›n›
istemesi baflka nas›l yorumlanabilir? Bu flekilde ayn› zamanda Erdo¤an’›n emperyalistlere Türkiye’de ekonomik ç›karlar›n›n korunaca¤› ve iliflkilerin sürdürülece¤i garantisinin verilmesinin ilk ad›m› uçak al›m›yla verilmifl oluyordu. Avrupa Birli¤i’nin, emperyalist tekellerin kendi ç›karlar› üzerine kurulu ekonomik bir birlik oldu¤u aç›kt›r. Almanya Baflbakan›’n›n, Avrupa Birli¤i’ne 10 yeni üyenin al›m›ndan sonra Alman halk›na yapt›¤› bir konuflmada “Korkmaya gerek yok, Avrupa Birli¤i’ne her yeni üye bizim için yeni bir pazard›r” ifadesi tam da söyledi¤imizin aç›k kan›t›d›r. Ve bu ç›karlar zincirinde her emperyalist ülke kendi cephesinden ifle bak›yor. ABD bu birli¤in d›fl›nda olmas›na ra¤men, dönem dönem kendi ç›karlar›n› dile getiren aç›klamalar yapmaktan ve öneriler sunmaktan geri kalm›yor. ABD’nin, Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne girmesinden yana tav›r gelifltirmesinin alt›nda, bu ‘birlik’ içinde kendine yak›n ülkeleri, aleyhine geliflecek politikalarda harekete geçirmek istemesi yatmakta. Haziran ay›nda yap›lan NATO toplant›s›nda Fransa Cumhurbaflkan› Chirac’›n “ABD iflimize ne kar›fl›yor, biz Atlantik ötesine kar›fl›yor muyuz” diyerek tepkisini dile getirmesinin alt›nda da bu gerçek yat›yor. “‹lerleme Raporu”nun yay›nlanmas›yla Türkiye’de de birçok kesim rapora iliflkin görüfl ve düflüncelerini dile getirdiler. Türkiye’de Avrupa Birli¤i’ne yaklafl›mda farkl› görüfl ve tav›rlar var. Devrimci ve komünistlerin do¤ru tav›r ve yaklafl›mlar›n› bir yan b›rakacak olursak, genel tablo bize flunu sunmaktad›r. Komprador burjuvazi esas olarak Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne al›nmas›n› en çok isteyen kesiminin bafl›nda geliyor. Bunlar›n oluflturdu¤u TÜS‹AD gibi kurumlar “‹lerleme Raporu”unun yay›nlanmas›ndan hemen sonra, yapt›klar› Avrupa turlar›yla, iliflkide olduklar› tekeller ve çevrelere 17 Aral›k’ta Türkiye’ye müzakere tarihinin verilmesi için desteklerini sunmalar›n› istediler. Komprador burjuva-
zinin bu kadar istekli olmas›n›n alt›nda elbetteki onlar›n ç›karlar› yatmaktad›r. Keza Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne al›nmas›n› isteyen ve sevinç 盤l›klar› atan çevrelerin bafl›nda eski “sol”cular da var. ÖDP, DEHAP ve baz› “ayd›n” çevreler de, Türkiye Avrupa Birli¤i’ne al›n›rsa, “demokrasi gelecek, Avrupa Birli¤i’nin bask›s› Türkiye’yi frenleyecek, Kürt sorunu çözüme kavuflur vb.” tezler ileri sürerek bu sürecin birer öznesi olmak istiyorlar. Bir kesim ise “ulusal de¤erler, Türkiye’nin bütünlü¤ü vb.” gerekçelerle Avrupa Birli¤i’ne karfl› ç›kt›klar›n› aç›klamaktad›rlar. Son kesimin asl›nda özü itibar›yla Avrupa Birli¤i’ne karfl› ç›kmalar› söz konusu de¤ildir. Bunlar esas olarak son “‹lerleme Raporu”nda belirtilen ‘az›nl›k sorunu’na karfl› ç›kmakta ve bunu “ulusal” bütünlü¤ün bozulmas› olarak de¤erlendirmektedirler. Karfl› ç›kt›klar› ise esas olarak Kürt sorununun en geri biçimde dahi olsa dile getirilmesidir. Bu ve benzeri tespitler “‹lerleme Raporu”unda yer almasa, bu kesimin Avrupa Birli¤i’ne karfl› ç›kmas› söz konusu de¤ildir. 6 Ekim Tarihinde aç›klanan ‹lerleme Raporu ve baz› gerçekler “‹lerleme Raporu”nun ana fikri Türkiye’nin önüne konan “ev” ödevlerinin bir k›sm›n›n “yap›ld›¤›” ve baz›lar›n›n ise yap›lmad›¤› üzerine kurulmufltur. Raporda dile getirilen “az›nl›k sorunu” (ki, bununla esas olarak Kürtler ve Aleviler kast edilmektedir) raporun en çok tart›fl›lan yönü olarak Türkiye gündemine oturdu. Rapordaki az›nl›k sorunu belirlemesi, Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne girmesi-girmemesi tart›flmalar›n›n da ana konusunu oluflturmufl bulunuyor. Toplumda birçok kesim adeta bu belirleme üzerinde tav›rlar›n› ortaya koymaktad›r. Raporda bu belirleme olmasa bu kesimlerin Türkiye’nin AB’ye girmesine s›cak bakmalar› önünde hiçbir engel kalmam›fl olacakt›r. Fakat tüm bunlar›n birer aldatmaca oldu¤u, esas olarak gerçeklerin gizlenmesine yol açan suni tart›flmalar oldu-
¤u aç›kt›r. Avrupa Birli¤i’ne s›cak bakan her kesim, kendi görevlerini yerine getiriyor. Bu aç›kt›r, tart›flma götürmez bir gerçektir. CHP lideri Baykal, onca “yüklendi¤i” AKP hükümetine, s›ra sözde “ulusal ç›karlara” gelince 17 Aral›k günü ve öncesinde yap›lacak ikna turlar›nda “severek” görev alaca¤›n› ve Erdo¤an’la bu sürede birlikte olaca¤›n› aç›klayarak, gelecek seçimlere flimdiden yat›r›m yapmaktad›r. “‹lerleme Raporu”nda Kürtlerin ve Alevilerin az›nl›k olarak gösterilmesi, politik bir oyundan ibarettir. Bir kere Kürtler az›nl›k de¤il, Türkiye’de yaflayan iki ulustan biridir. 20 milyon nüfusa sahip Kürt ulusunu “az›nl›k” olarak lanse etmek, Türk devletiyle Avrupa Birli¤i’nin kendi içindeki uzlaflma oyunundan baflka bir fley de¤ildir. Kürtlerin varl›¤›n› kabul etmeyen, katleden, sürgüne tabi tutan Türk devletinin imha ve inkar politikas›na Avrupa Birli¤i emperyalistleri de Türkiye’den baz› ekonomik tavizleri koparma ve Türkiye’yi “fazla incitmeme” ad›na, inkar› bu raporla resmilefltirmek istiyor. Kürt ulusu Türk hakim s›n›flar›na ve dünyaya kendi meflru varl›klar›n› kabul ettirdilerse bu onlar›n sundu¤u lütufla olmad›. Bu meflru kabul ettirme Kürt ulusunun kan ve can pahas›na verdi¤i mücadele sonucu olmufltur. Bundan sonra da kendi kaderini kendisi tayin edecektir. Kürt ulusu üzerinde oynanan oyunlar›n bir k›sm› yeni bafll›yor. Bu oyuna bir yandan Türk hakim s›n›flar›, bir yandan Avrupal› emperyalistler, bir yandan da Kürt burjuva çevreleri haz›rlanmaktad›r. Ve buna girdi¤i uzlaflma çizgisiyle KOGRA-GEL ve onun yolunda ilerleyen Leyla Zana ve ekibini dahil edebiliriz. Zana’n›n hapishaneden ç›kt›ktan sonra verdi¤i demeçler, Avrupa parlamentosunda yapt›¤› konuflma ve yeni parti kurma giriflimlerinin tümü, haz›rlanan yeni senaryolar›n bir parças›n› oluflturuyor. Zana’n›n Türkiye’de “sistematik iflkence yoktur” aç›klamas›, geçmifli unutturma çabalar› ve y›llarca Kürtler hakk›nda demedi¤ini b›rakmayan Muhsin Yaz›c›o¤lu gibi az›l› faflist-
17
11 lerin elini s›kmas›, Abdullah Öcalan’›n ortaya koydu¤u teslimiyetçi çizginin sonuçlar›d›r. Ve buna KONGRAGEL’in ateflkesi bozma ad›na yapt›¤› silahl› sald›r›lar›n esas olarak neyi hedefledi¤i de eklendi¤inde senaryo daha iyi anlafl›lmaktad›r. “‹lerleme Raporu”unda Alevilerin az›nl›k gösterilmesi de emperyalistlerin kendi içindeki siyasal oyunlar›n›n bir parças›n› oluflturuyor. Aleviler, Türkiye’de, Alevi inanc›n› savunan bir topluluktur. Alevileri Türkiye’de yaflayan ayr› bir ulusmufl gibi göstermek, bilinçli bir yön sapt›rmad›r. Bununla toplumda tart›fl›lmas› gereken baflka fleylerin önünü kesmek ve sorunu Aleviler az›nl›k m›, de¤il mi tart›flmas›na kilitlemek istemektedirler. Aleviler içinde Türk, Kürt ve di¤er az›nl›k kesimden insanlar vard›r. Avrupa Birli¤i’nin temel k›staslar›ndan biri de sözde ordunun siyasete kar›flmamas›d›r. Ordunun “Parlamenter sistemde” sadece belirlenen politikalar do¤rultusunda, “iç güvenli¤i” ve “d›fl tehlikelere” karfl› konumland›r›lmas›n› esas al›rken, Türkiye’de ordunun belirlenen görevlerinin yan›nda iç politikay› da belirleyen ana unsurlardan biri oldu¤u biliniyor. MGK Türki-
ye’de resmi s›fat› olan bir kurumdur. Türkiye’yi ilgilendiren iç ve d›fl politikalar önce burada belirlenir ve hükümetin bunu tart›flmas›z ve kesin uygulamas› için “tavsiyede” bulunur. Bu durum bugün de devam ediyor. Avrupa Birli¤i’nin bu ve benzeri konular› es geçmesini her nedense kimse tart›flm›yor. “‹lerleme Raporu”nun aç›klanmas›ndan sonra Genelkurmay ad›na Genelkurmay 2. Baflkan› Orgeneral ‹lker Baflbu¤, raporun az›nl›klar tespitine “millet kavram›n›n teklik niteli¤inin bozulmaya çal›fl›ld›¤›n›, millet bir bütündür, parçalardan ibaret görülmez. Böyle görülürse bu parçalar›n her biri vatan›n da parçalar›na sahip ç›kma temayülü gösterir. Bu ise devletin parçalanmas›na giden yolu açar” aç›klamas›yla hala ülke gündemini kendilerinin belirledi¤inin aç›k mesaj›n› bir kez daha vermifl oldu. AB kriterleri, emperyalist tekellerin kriterleridir Avrupa Birli¤i’nin, ç›karlar üzerine kurulmufl emperyalist bir birlik oldu¤u aç›kt›r. Bu gerçek, Avrupa Birli¤i’nin aday üye ya da üyelik süreci bafllam›fl ülkelere uygulanan yapt›r›mlardan da
Zana’n›n hapishaneden ç›kt›ktan sonra verdi¤i demeçler, Avrupa parlamentosunda yapt›¤› konuflma ve yeni parti kurma giriflimlerinin tümü, haz›rlanan yeni senaryolar›n bir parças›n› oluflturuyor. Zana’n›n Türkiye’de “sistematik iflkence yoktur” aç›klamas›, geçmifli unutturma çabalar› ve y›llarca Kürtler hakk›nda demedi¤ini b›rakmayan Muhsin Yaz›c›o¤lu gibi az›l› faflistlerin elini s›kmas›, Abdullah Öcalan’›n ortaya koydu¤u teslimiyetçi çizginin sonuçlar›d›r.
görülmektedir. fiimdiye kadar Avrupa Birli¤i içindeki emperyalist ülkelerin hiçbirine uygulanmayan yapt›r›mlar, sadece ba¤›ml› ve yar›-sömürge ülkelere uygulanmaktad›r. Bu aç›kt›r ki, kölelik zincirini daha da s›k›laflt›rmak ve kendilerine ba¤lamakt›r. Türkiye emperyalizmin yar›-sömürgesi bir ülkedir. Türkiye Avrupa Birli¤i’ne al›nsa da al›nmasa da bunda de¤iflen bir fley olmayacakt›r. “‹lerleme Raporu”nda belirtilen eksikler yada Türkiye’nin yerine getirmesi gereken görevler gerçekte emperyalist tekellerin istem ve arzular›n› içeriyor. Tekeller flimdiye kadar Türkiye’de karfl›laflt›klar› zorluklar›n neler olduklar›n› hükümetleri vas›tas›yla ve resmi Avrupa Birli¤i “‹lerleme Raporu” üzerinden Türk hakim s›n›flar›na bildirmifl durumda. Bunlar toplam 28 maddeyi içeriyor. ‹flte bunlardan baz›lar›; “Mallar›n serbest dolafl›m›” bölümünde “Tekel’in özellefltirilmesine ra¤men alkollü içecekler piyasas›nda rekabet tatmin edici de¤ildir.” “Hizmetlerin serbest dolafl›m›” bölümünde “Yerleflme serbestisinde yabanc›lar› piyasadan mahrum b›rakan s›n›rlamalar mevcuttur.” “Sermayenin serbest dolafl›m›” bölümünde “Sermaye hareketleri ve ödemeleri alan›nda yasal bir geliflme gerçekleflmemifltir. Gayrimenkulde yabanc›lar›n varl›¤› k›s›tl› tutuluyor.” “Sosyal politika ve istihdam” bölümünde “Avrupa istihdam stratejisi ile uyumlu bir istihdam stratejisi gelifltirmesi hala öncelikli bir konudur.” “Sanayi politikas›” bölümünde “Devlet teflebbüslerinin yeniden mevzuat›n müktesebata uyumunun tamamlanmas› yönünde gayretler sürdürülmelidir. Çelik sanayinin yeniden yap›land›r›lmas› öncelikli yere sahiptir, do¤rudan yabanc› yat›r›mlarda yasal ve idari çerçevenin iyilefltirilmesi gayretleri h›zland›r›lmal›” “Bilim ve araflt›rma” bölümünde “Rekabete dayal› bir ekonomi oluflturmak ve istihdam yaratmak için bilim ve teknoloji yat›r›mlar›n› art›rmal›.” “Telekomünikasyon ve bilgi teknolojisi” bölümünde “Telekomünikasyonda AB düzenleyici çerçevesinin mevzuata aktar›lmas›, dominant konuma sahip büyük flirketlere yönelik kurallar›n güçlendirilmesi gerekmektedir. Gerçek bir rekabet için ad›mlar at›lmal›d›r. Posta hizmetleri serbestlefltirilmelidir.” (Al›nt›lar Milliyet gazetesi 23 Ekim 2004) Görülece¤i gibi s›ralanan tüm bu istekler ülkemizin zenginliklerinin kay›ts›z flarts›z emperyalist tekellere peflkefl çekinmesinden ibarettir. Emperyalistler Türk hakim s›n›flar›ndan bunlar› istemektedirler. ‹stenenler bizim olan de¤erlerdir. Ülkemizin zenginlikleridir. Emperyalistler için demokrasi ve insan haklar› sadece göstermelik “iyilefltirmelerin” isteminden ibarettir. Emperyalizm, hiçbir zaman demokrasi ve refah getirmez. Kendisi
17-30 Aralık 2004 kan göz yafl›, iflgal ve soyk›r›m demek olan emperyalizmin ülkemize demokrasi, insan haklar› ve sosyal refah getirmesi düflünülemez. Göstermelik göz boyamadan ibaret olan baz› k›smi de¤iflimler kendi ifllerini rahat yürütmek içindir. ‹flsizlik olmayacak diyorlar, Avrupa genelinde iflsizlerin say›s› 20 milyonun üzerindedir. Demokrasi diyorlar, 11 Eylül’den bu yana yap›lan yasal de¤iflimlerle baflta göçmenler olmak üzere yap›lan bask›lar ve getirilen k›s›tlamalar›n neler oldu¤unu görüyor ve yafl›yoruz. Sosyal adalet diyorlar, Avrupa genelinde gasp edilmeyen sosyal hak kalmad›. ‹fl alan›nda daha güvenli bir çal›flma diyorlar, toplu sözleflmesi devam eden yada yaklaflan ifl yerlerine s›f›r zam (nas›l bir zamsa!) uygulamalar› devam ediyor. Grev ve direnifl diyen ifl yerlerine kapatma tehditleri yapanlar ve iflçi önderlerini bir bir tespit edip iflten atanlar kendileri. ‹nsan haklar› diyorlar, en i¤renç uygulamalar› yapanlar kendileri, Avrupa hapishanelerindeki insanl›k d›fl› uygulamalar, yap›lmakla kalm›yor, di¤er ülkelere de ihraç ediliyor. Türkiye’ye ihraç edilen F tipi hücre hapishaneleri Avrupal›lar›n marifetleri de¤il mi? “Az›nl›k” haklar› diyorlar, Avrupa’n›n göbe¤inde Baskl›lara, Korsikal›lara ve di¤er yaflayan uluslara en çok bask› yapan, ezen bunlar de¤il mi? Daha onlarcas›n› saymakla bitiremeyece¤imiz uygulamalar›n sorumlular› olan emperyalistlerin ülkemize “demokrasi” getirmesini, “insan haklar›n›” sa¤lamalar›n› beklemek ‹sa’n›n gökten inmesini beklemeye benzer. Evet, emperyalistler Türkiye’ye bir rol biçiyorlar. Bu tart›flmas›z do¤rudur. Türkiye çeflitli emperyalist güçlerin üzerinde bolca oyun oynad›klar› bir ülkedir. Bir yanda ABD emperyalizmi, ülkemizi kendi ç›karlar›na alet etmek için t›pk› Kore’de oldu¤u gibi halk evlatlar›n› çeflitli iflgal bölgelerine sürüp savaflt›rma istem ve arzusundan vazgeçmemiflken, ülkemizin topraklar›n› kendi vilayeti gibi askeri üs olarak kullanmaya devam etmektedir. Bu sadece ABD’nin ülkemizdeki hakimiyetiyle s›n›rl› de¤ildir. Avrupal› emperyalist güçler de ülkemiz üzerinde hesaplar yapmakta, ülkemizi kendi ç›karlar›na alet etmek istemektedirler. Kurulacak Avrupa ordusuna daha flimdiden jandarmal›k görevi biçilmekte ve tüm övgüler Türk hakim s›n›flar›n›n bu yönlü askeri güçlerini vermeleri üzerine kurulmaktad›r. Ve bunlar›n önemli bir bölümü tart›flmas›z bir flekilde yerine getiriliyorsa, bunun sorumlusu, emperyalistlere uflakl›kta kusur etmeyen Türk hakim s›n›flar›d›r. Türkiye’de ulusal ve az›nl›k sorunlar›n çözümü, iflsizli¤in kökten çözümü ve gerçek bir demokrasinin getirilmesi, emperyalist kölelik zincirinin k›r›l›p at›lmas› ve onlar›n uflaklar›n›n tarihin derinliklerine gömülmesinden geçer. Bunu er ya da geç çeflitli milliyetlerden Türkiye halk› öncünün yol göstericili¤inde gerçeklefltirecektir.
18
17-30 Aralık 2004
11
“Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›” özgülünde;
K‹TLE HAREKET‹ VE KAZANIMLARI ÜZER‹NE S›n›f mücadelesi bir dizi inifl ve ç›k›fllarla dolu yaflanan bir savafl›md›r. Bu savafl›mda nihai zafer ise kaç›n›lmaz olarak hakl›n›n, irili ufakl› baflar› ve baflar›s›zl›¤› ile birlikte zafere evrilen bir süreç olarak geçecektir. Baflar›lar›n› hakl›l›¤›ndan ald›¤› meflrulukla daha üst aflamaya s›çratacak, baflar›s›zl›klar›n› da ise yine hakl›l›¤›ndan ald›¤› meflrulukla dersler ç›kararak baflar›ya çevirecektir. Bu ideolojik yap›lanmas›ndan kaynaklanan do¤ru çizgi, siyasi hatt›ndaki usta taktikler ve müdahaleler ve bunu bütünleyecek do¤ru eylem çizgileri ile yaflam alan› bulacakt›r. Ancak s›n›f mücadelesinde ›srarl› olmak, bilimsel ideolojik hattan vazgeçmemek ve koflullar gözönüne al›narak do¤ru politik müdahalelerde bulunmak can al›c› bir öneme sahiptir. Sömürücü egemen s›n›flar›n devrimci mücadele karfl›s›ndaki duruflu onu bast›rmak ve yok etmek bunu baflaramad›¤› noktada ise tecrit etmek, kitlelerden soyutlamak, pasifize etmek, ideolojik yap›lanmas›n› y›pratmak ve y›lg›nl›k umutsuzluk tohumlar›n› kirli yöntemlerle yaflama geçirmek fleklinde olmaktad›r. Bu yol ve yöntemler egemen s›n›flar›n her dönem için baflvurdu¤u ve yaflama geçirdi¤i bir gerçeklik olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Ayn› flekilde devrimci ç›k›fllar da buna do¤all›¤›nda bir karfl›l›k vermektedir. Burada hakl› ve meflru devrimci mücadele için kimi dönemler zaferler-kazan›mlar olarak süreç tamamlan›rken kimi dönemler de a¤›r yenilgilerle sonuçlanmaktad›r. Emperyalizm, 80 süreciyle birlikte sistematiklefltirdi¤i ve var olan krizini aflma yöntemi olarak ortaya koydu¤u, küreselleflme politikalar› ile 90’lar›n ikinci yar›s› ile birlikte ne büyük bir ç›kmazda oldu¤unu ve bu politikan›n ezilen s›n›flar için ne büyük bir sald›r› oldu¤unu aç›k etmifltir. Elbette devrimci güçler ve komünistler aç›s›ndan emperyalizmin bu yöneliminin sonuçlar› bir öngörüyle karfl›lanmaktad›r. Gelece¤i sonuç, önemli oranda çözümlenmifltir. Ancak bu çözümlemenin ve buna karfl› etkili bir durufl sergilemenin prati¤i içerisine girilmedi¤ini söylemek bir yan›lg› ve yanl›fl tespit olmayacakt›r. Özellikle bu genifl kapsaml› sald›r› furyas›n› devrimci çevreler ve devrimci mücadeleler karfl›s›nda da örmüfllerdir. Bu sald›r› furyas›n›n ideolojik ve politik argümanlar› ve estirilen tasfiyecilik rüzgarlar› sosyal ve ulusal mücadeleleri de etki alan›na alm›flt›r. Ve tasfiyecilik rüzgarlar› bir f›rt›na fleklinde esmeye bafllam›flt›r. Özellikle reformist cephe oldukça geniflletilmeye çal›fl›lm›fl; bunun yan›nda kitleleri pasifize etmenin kendi sisteminin birer
yedek parças› haline getirmek için sivil toplumcu anlay›fl s›n›f mücadelesinin alternatifi olarak ortaya ç›km›flt›r. Özellikle tasfiyecilik çeflitli biçimlerde ve flekillerde devrimci mücadeleyi etki alan›na alm›flt›r. Devrimci mücadele biçimleri noktas›nda ak›l almaz sapmalar ve savrulmalara giden yollar ortaya ç›km›flt›r. S›n›f mücadelesinin reformizmle harmanlanmas› bu flekilde sistem içinde yürütülmesi gibi Marksizmin özüne yönelik sald›rganl›klar etki gücünü devrimci saflarda bulmufltur. Elbette buna karfl› direnenler ve Marksizmin özüne s›k› s›k› sar›lanlar ve bunda ›srarl› olanlar olacakt›, nitekim oldu da. Devrimci mücadeleden taviz vermeyenler oldu. Ancak tasfiyeci rüzgarlar›n etkisi ve genifl kitlelerin sistemin ideolojik tahakkümü alt›na al›nd›¤› bir ortamda devrimci hareketler de önemli t›kanmalar ve açmazlar yaflad›. Bunu öteleyen süreçte ise irili ufakl› topyekün sald›r›lar›n doruk noktas› “F tipi” zindanlara geçifl süreci olarak yafland›. Elbette genifl ezilen y›¤›nlara yap›lan kapsaml› sald›r›lar›n en üst düzeydeki sald›rganl›¤› olarak yaflama geçen F tipi zindan sald›r›s› süreçte en örgütlü güçler olarak yaflam alan› yaratan öncü güçlere yap›lan kapsaml› bir sald›rganl›k olarak okunmal›d›r. F tipi sald›r›lar›n› sadece devrimci tutsaklar›n tecrit edilmesi olarak kavramak iflin özünü kaç›ran bir yaklafl›m olacakt›r. Bu sürecin devam›nda emekçi kesimlere yönelik sald›r›lar daha da pervas›zlaflarak devam etti. Parça parça ve h›zla özellefltirme furyalar›, emekçilerin örgütlülüklerine yönelik sald›r›lar, kitlelerin yaflam alan›n›n her geçen gün s›n›rland›r›lmas› ve a¤›r koflullara mahkum edilmesine denk düflen bir süreç yaflanm›flt›r. Bugün emekçiler ve genifl kesimler için F tipi zindan sald›r›s›n›n özünün kavranmas› hiç de zor olmamaktad›r. Kitlelerin tecrit edilmesinin prati¤ini yaflamas› bu sald›r›n›n özünde nelerin oldu¤unu görmesini sa¤lam›flt›r. Yani tarih devrimci güçlerin süreci okuyuflunu yine hakl› ç›karm›flt›r. Ve do¤ru politik belirlemelerin do¤ru bir örgütlenme çal›flmas›yla bütünleflmedi¤inde sadece ka¤›t üzerinde bir belirleme olarak kalaca¤›na da tan›kl›k etmifltir. Burada süreci kabaca özetleyerek konumuzun özüne dönmek aç›kt›r ki faydal› olacakt›r. Bu sürecin genifl tahlili bu yaz›n›n konusu de¤ildir. Yaz›m›z›n esas konusu geldi¤imiz süreçte topyekün sald›r›lar›n devam etti¤i bu dönemde özellikle yak›n zamanda gündeme gelen “Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›” ve bu noktadaki kazan›mlar ve bu kazan›mlar›n alt›nda yatan nedenleri göstermektir. Ve devam›nda izlenecek hat-
t›n ne oldu¤unu açmakt›r. “Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›” ne anlama gelmektedir, neyi kapsamaktad›r, bunun üzerine detayl› bir flekilde durmayaca¤›z. Özellikle bu noktada genifl kesimlerin belli bir kavray›fla sahip oldu¤unu düflünüyoruz. Devrimci tutsaklar flahs›nda tüm devrimci harekete karfl› siyasi kimli¤inden soyutlama ve siyasi kimli¤ini reddetmeye dayanan bu tasar› bugün uygulanabilirli¤i ile en uygun mekan olarak zindanlarda somutlanmaya çal›fl›lmaktad›r. Tasar›n›n özü budur. Yani siyasi düflüncelerinden vaz geçirmek, bu temelde bir “e¤itime” tabi tutmak. Bu e¤itim anlad›¤›m›z biçimiyle bir ö¤renme ö¤retme bütünlü¤ü içerisinde okul misyonuna sahip olarak kavranmamal›d›r. Elbette egemen s›n›flar bu mekanlar› kendi okullar›na çevirmek istemektedir. Ama bu okullar disipliniyle, uygulamalar›yla “özgün” bir niteli¤e sahiptir. Bu kurumlar uzman cellatlardan, faflist yönetmeliklerden, faflist savc›lardan, papaz psikologlardan, tek kiflilik hücre sistemlerinden ve s›n›rs›z keyfi uygulamalardan oluflan bir bütünlü¤e sahiptir. Ve ö¤renciler de y›llar›n eme¤iyle y›llar›n mücadele prati¤iyle edindikleri devrimci ve siyasi kimliklerini oluflturmufl devrimci tutsaklardan oluflmaktad›r. Ve ne aymazl›kt›r ki, ne pervas›zl›kt›r ki bu kimlikleri “e¤itme” gafletine düflülmektedir. Ve bunu tek tip elbiseler, zorunlu çal›flt›rma flartlar›, zorunlu çal›flma gruplar› (genifl anlamda tredman) ve buna uymad›¤› taktirde yasal olarak hücre, mektuplaflmama, görüfle ç›karmama gibi envayi çeflit cezalar ve tabi faflizmin özüne uygun olan ve her daim vaz geçilmez olan (yasalar›na koymad›klar› ama tarihleri boyunca uygulad›klar› ve destekledikleri devlet politikas› olan) iflkence, tecavüz, katletme gibi yöntemler de yaflam alan› bulacakt›r. ‹flte tasar›n›n özü devrimci tutsaklar flahs›nda tüm devrimci güçlere dayat›lan siyasi kimli¤inden koparma çal›flmas›d›r. Bu tasar› devrimci tutsaklar› ideolojilerinden ar›nd›rmak “topluma kazand›rmak” fleklinde ele al›nmaktad›r. Yani her türlü haks›zl›¤a sömürüye karfl› mücadelelerinden nedamet getirmelerini istemeye dayanmaktad›r. Bunun fark›nda olan devrimci güçler daha önce “F tipi zindan” sald›r›s›nda verdikleri savafl›m› kaybetti¤inin bilinciyle hareket ederek yeni sald›r›lara izin vermemek ve buradan edindikleri kazan›mla yeni yeni haklar elde etmek için bir çal›flma içerisine girmifllerdir. Bu çal›flmalar içerisine girerken hala egemenlerin sald›r›lar›n›n ciddiyeti ve kapsam›n› göz önüne ald›¤›m›zda tümden sald›r›lar› bertaraf
edecek bir öznel güce sahip olmad›¤›n› söylemek gerçekçi olacakt›r. Ancak sald›r›n›n ciddiyetinin bilincinde olan bir politik yaklafl›ma sahiptir. Sürece yaklafl›m da bu temelde ele al›nmaya çal›fl›lm›flt›r. Eylem birlikteli¤i noktas›nda asgari oranda bir birliktelik yakalama bilinciyle hareket edilmifltir. Kimi eksikliklere ise bu yaz›n›n konusu olmad›¤› için de¤inmeyece¤iz. Ancak geçmifle göre daha etkili bir birliktelik oldu¤unu söylemek yan›lg›l› bir tespit olmayacakt›r. Bu temelde tecrit karfl›tl›¤› üzerinde yap›lan etkinlikler ve müdahaleler sürece yay›lan ve belli oranda süreklili¤i yakalanan bir hat izlemifltir. Ancak bu etkinlik ve müdahaleler belli bir kesimin hareketi fleklinde yaflam alan› bulmufltur. Sald›r›n›n özündeki derinli¤e ve kapsama ra¤men bu nicelik s›k›nt›s› elbette genel olarak devrimci hareketin yaflad›¤› örgütlenme, önderlik s›k›nt›s›ndan ba¤›ms›z de¤ildir. Yine geneli özelle birlefltirme, kitlelere sorunlar› bu temelde anlatma ve kitleleri seferber etme s›k›nt›lar› söz konusudur. Bu s›k›nt› farkl› toplumsal kesimleri tecrit ve izolasyona karfl› duyarl› hale getirme ya da harekete geçirmede s›k›nt›lara neden olmaktad›r. Ve hareketi oluflturan bileflenler varolan toplumsal kesimlerin en ileri unsurlar› veya birebir sorundan etkilenen kesimler fleklinde olmaktad›r. Bu genel s›k›nt› var olan sald›rganl›¤a karfl› ele al›flta ya da yaklafl›mda baz› s›k›nt›lar›n do¤mas›n› kaç›n›lmaz k›lmaktad›r. Özellikle hak elde etmede, sald›r›y› püskürtmede etki gücü ya da bask› gücü görece daha zay›f olmaktad›r. Özellikle egemen s›n›flar›n bu sald›r›ya verdikleri önem göz önüne al›nd›¤›nda bu eksiklik kendini daha fazla hissettirmektedir. Bu genel eksiklik ise baz› yanl›fl ve sakat yaklafl›mlar›n do¤mas›na neden olmaktad›r.
11 Özellikle dar ve s›n›rl› bir nicelik gücü örgütlenme ve soruna karfl› mücadele biçimine dair çeflitli yanl›fl ve sakat yaklafl›mlar›n do¤mas›na neden olmaktad›r. Bu anlay›fl kimi zaman en kaba flekliyle küçümseme ve burun bükme fleklinde kendini gösterirken kimi zaman da pratikte müdahil olmayarak yada bu tarz bir harekete dahil olman›n bir etkisi olmayaca¤›n› düflünerek hareket etmeme fleklinde a盤a ç›kmaktad›r. Bu kesimler, kitlelerle genifl bir hareket yaratmadan bu haklar›n al›namayaca¤› yaklafl›m›yla sorunu pasifist yollara iten bir flekle büründürmektedir. Eylemsel ç›k›fllar› marjinal ve etkisiz; sorunun boyutu karfl›s›nda nafile çabalar olarak ele almaktad›r. Bu kimi siyasal anlay›fllara sirayet ederken duyarl› ve demokrat bireylerde de fazlas›yla yans›yan bir durum olmaktad›r. Bu anlay›fllar elbette sürecin geliflimini, örgütlenme sürecini, sorunlara karfl› kitleleri harekete geçirme yol ve yöntemini tam da sistemin yaratmaya çal›flt›¤› tasfiyeci ve pasifist yollarla objektif olarak destekleme pozisyonuna düflmektedir. Yaflam ise bu anlay›fllar› fliddetle mahkum etmektedir. Sürecin basitten karmafl›¤a geliflimini emreden ve bu temelde devrimci çizgiyi ve müdahaleyi zorunlu k›lan bir hatt›n gereklili¤ini göstermektedir. Somut koflullara göre her dönemin devrimci çizgisi yarat›lmal›d›r. Ve bu temelde sorunlara müdahale edilmelidir. Bu temelde basitten karmafl›¤a do¤ru bir geliflim seyri oluflacakken ayn› zamanda kazan›mlar da parça parça elde edilecektir. ‹flte tam da bu noktada Yeni Ceza ‹nfaz Yasas› ve bu noktada da yaflanan müdahaleler ve kazan›mlar› üzerinde durmak oldukça faydal› olacakt›r. Özellikle bu yasa tasar›s›n›n politik içeri¤ine ve egemenler aç›s›ndan ciddiyetine bakarak soruna yaklaflmak ve bu temelde egemenlerin geri ad›m att›¤› noktalar› irdelemek önemlidir. Elde edilen kazan›mlar ve kaybedilen mevziler do¤ru ve bilimsel temelde ortaya konulmad›¤› taktirde sürece yönelik politik yaklafl›m, kitlelerin ve devrimci çevrenin moral ve motivasyonu ve izlenecek hatt›n derinlefltirilmesi elbette s›k›nt›lara neden olacakt›r. Bu temelde sa¤l›kl› bir flekilde de¤erlendirme yapamamak tümden yenilgi psikolojisi içerisine girmeyi ya da tam tersine büyük zaferler kazanma psikolojisi içerisinde olmay› getirecektir. Her iki yaklafl›m da tehlikeli yaklafl›mlard›r. Ve süreci karfl›lamada öznel duygu
19 ve düflüncelerin hükmünden kurtulamamay› getirecektir. Ceza ‹nfaz Yasas›’na bakt›¤›m›zda gelinen süreçte çeflitli toplumsal kesimlerin sürekli ve ›srarl› bir eylem çizgisi örgütlenme çal›flmas›, teflhir çal›flmas› ve çeflitli etkinlikleri bugün belli kazan›mlarla sonuçlanm›flt›r. Eylemlerin dar bir çerçevede yap›lmas› ve genifl kesimleri harekete geçirememesine ra¤men elde edilen baflar›lar› görmek oldukça önemlidir. Elbette tasar›n›n özüne dair bir de¤ifliklikten bahsetmek mümkün de¤ildir. Varolan bu
koflullarda bu beklenti içerisine girmek ise faflist TC’nin girdi¤i yönelimi ve karakterini tan›mamak anlam›na gelmektedir. “F tipi zindanlara” devrimci tutsaklar› yerlefltirmek için muhalefeti günlerce sokaklarda vahflice döven ve coplayan, yine tarihe bir vahflet olarak geçen 19 Aral›k katliam› ve devam›nda yüzden fazla devrimci tutsa¤›n flehit oldu¤u, yüzlercesinin ise sakat kald›¤› Ölüm Orucu sürecini gözönüne ald›¤›m›zda TC aç›s›ndan zindanlar› kontrol alt›na alma ve var olan sald›rganl›¤›n› ne pahas›na olursa olsun yaflama geçirme ciddiyetini bize gösterecektir. Ve aç›kt›r ki Yeni Ceza ‹nfaz Yasas› da faflist TC için bu derece öneme sahiptir. Ve bu süreçte toplumsal muhalefetin zay›fl›¤› ile de birçok sald›r›s›n› yeni yasa tasar›lar› fleklinde yaflama geçirmeye çal›flmaktad›r. Bu tasar›lar öyle yayg›n ki, adeta bafl döndürücü bir flekilde varolan anti demokratik uygulamalar
ve özellefltirme sald›r›lar›n› h›zla Meclis’ten geçirmektedir. Kimini sessiz sedas›z yasalaflt›r›rken kimini ise sürece yayarak ve törpüleyerek yaflama geçirmektedir. Elbette törpüledi¤i yasa tasar›lar› oluflan muhalefetin gücüne göre düzenlenmekte ve yaflam geçirilmeye çal›fl›lmaktad›r. ‹flte SSK’lar›n özellefltirilmesi, iflte Yeni YÖK Yasa Tasar›s› ve iflte Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›. Bu ve buna benzer yasa tasar›lar› oldukça etkin bir muhalefetin örülmesine neden oldu¤u için egemenler geri çekmeler, düzeltmeler, geçiçi olarak rafa kald›rmalar fleklinde yol ve yöntemlere baflvurarak hareket etmeye zorlanmaktad›r. Ancak her halükarda bu tasar›lar›n yaflama geçirilmesi egemenler için vazgeçilmez ve can al›c› bir öneme sahip oldu¤u için gündemden düflmemektedir. Bu temelde basitten karmafl›¤a do¤ru ve var olan güç oran›nda muhalif bir hareket yaratman›n zorunlulu¤u da ispatlanmaktad›r. Elde edilen kazan›mlar üzerinden daha etkin ve yayg›n bir hareket ve muhalefet örgütleme zorunlulu¤u ise kendini dayatmaktad›r. Bu ise muhalefetin etki gücü ile elde edilen kazan›mlar› görerek ve yine sald›r›n›n özünün etkin bir teflhiri üzerinden yarat›c› bir çal›flmayla yaflama geçebilir. Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›’nda elde edilen kazan›mlar ise flu an için oldukça s›n›rl› ve özünü de¤ifltirmeye yönelik olmasa da egemenlere geri ad›m att›rma noktas›nda önemsenmeli ve gerekli de¤er verilmelidir. Özellikle Tek Tip Elbise gibi önemli bir sald›r›y› tümden püskürtmek, zorunlu çal›flman›n en kaba flekilde dayat›lmas›n› ortadan kald›rmak (her ne kadar bunu tümden kald›r›lmasa da), yine cezai yapt›r›mlar› oldukça alt düzeylere çektirmek önemli kazan›mlard›r. Bu kazan›mlar küçük bir gücün ›srarl› ve azimli çal›flmas›n›n bir ürünü olarak görülmelidir. Bu bütünlük içinde egemen s›n›fla-
17-30 Aralık 2004 r›n çeflitli taktiklere baflvurmak zorunda kalmas› bizler aç›s›ndan anlaml›d›r. Ancak bir o kadar önemli olan da bu taktiklere karfl› uyan›k olmak ve rehavete kap›lmamakt›r. Çünkü egemenler tümden geri ad›m atma niyetinde de¤ildir. Ve sald›r›lar›n›n özünde bir de¤iflikli¤e de gitmemektedirler. Bu temelde soruna derinlemesine nufüz etmek önemlidir. Do¤ru bir çal›flma tarz›, do¤ru bir politik yönelim can al›c› öneme sahiptir. Sald›r› furyas›n›n bunca yayg›nl›¤› karfl›s›nda kimi zaman esas gündemlerde s›k s›k de¤ifliklikler yaflanmaktad›r. Örne¤in Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s› gündemdeyken bir anda SSK’lar›n özellefltirilmesi gündeme gelebilmektedir. Ayn› flekilde YÖK ya da emperyalizmin askeri sald›rganl›klar› gündeme oturabilmektedir. Bu temelde bu sorunlar›n bir birinden ba¤›ms›z olmad›¤› kavranarak birbirine s›k› ba¤larla ba¤lanm›fl tek merkezden yürütülen ve çeflitli toplumsal katmanlar› etkileyen sald›r›lar olarak yorumlanmal›d›r. Bu sald›r›lar›n iç içe geçmiflli¤ini göz önüne al›rsak çeflitli toplumsal kesimlerin ortak hareket etmesinin ve bir bütün olmas›n›n kuvvetli bir zeminde oldu¤unu daha net görebiliriz. Ancak önemli olan bu sorunlar karfl›s›nda karfl›l›kl› deste¤i, bütünlü¤ü oluflturmakt›r. Bu temelde kitle çal›flmas›n› örmek, kitleleri bu noktada bilinçlendirmek, ayd›nlatmak ve harekete geçirmek önemlidir. Özellikle elde edilen kazan›mlar›n nas›l elde edildi¤i ve nas›l elde edilece¤i yönlü etkili A/P kitlelerin harekete geçmesine önemli katk›lar sunacakt›r. Muhalefeti kendimizle s›n›rlamamak, kazan›mlar› genifl kesimlere mal ederek ve onlar› harekete geçirmeye sevk ederek hareket etmek süreci daha etkili flekilde karfl›lamak aç›s›ndan gereklidir. Muhalif kesimlerin alanlar›ndaki kitle çal›flmas›nda bu önemsenmeli ve eylemsel ç›k›fllara seferber edecek bir etki gücü oluflturulmal›d›r. Ve eylemsel ç›k›fllar› birimlere yayg›nlaflt›ran ve buradan merkeze do¤ru ak›tan bir hat izlemelidir. Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›’nda da çeflitli muhalif kesimlerin oluflturdu¤u tecrit karfl›t› birli¤in etki gücünü artt›rmak önemlidir. Küçük gücü büyütmek küçük kazan›mlar› büyük kazan›mlara çevirmenin etkili bir yolu olarak görülmelidir. Ve kesinlikle kazan›mlar›m›z iyi görülmeli ve yads›nmamal›d›r. Bu yaklafl›m, sürece yönelik gerekli olan politik çizgiyi, çal›flma tarz›n›, eylem çizgisini, kitle çal›flmas›n› üst düzeye ç›karmam›z› ve daha da derinlefltirmemizi ve zenginlefltirmemizi sa¤layacakt›r. Önümüzdeki süreçte yayg›nlaflan, kitleselleflen ve sald›r›lar›n bütünlü¤ünü çeflitli toplumsal katmanlara kavratan bir çal›flma içerisinde olmak süreci daha etkin karfl›lamam›z› ve örgütlenme çal›flmas›n› sa¤layacakt›r.
17-30 Aralık 2004
20
11
K‹TLELER‹ ÖRGÜTLEMEK ‹Ç‹N GÜÇLÜ KOM‹TELER YARATALIM! S›n›f mücadelesinde devrimci çal›flma içinde olanlar hangi konular› netlefltireceklerini, e¤itim süreçlerinde hangi sorunlara yo¤unlaflacaklar›n›, ideolojik-politik seviyemizi hangi k›staslara göre de¤erlendireceklerini belirlerken, kesinlikle somut davran›rlar. Pratik çal›flmalardan ç›kar›lan sonuçlardan hareketle teorik alanda bunu karfl›layacak çal›flmalara yo¤unlaflmak bir devrimci için olmazsa olmazd›r. Dolay›s›yla diyebiliriz ki, s›n›f savafl›m›nda parti içi ideolojik siyasal e¤itimde baz› noktalar üzerinde daha bir yo¤unlaflmak, niyetlere göre de¤il, ihtiyaca göre belirlenir. Kitle mücadelelerini gelifltirmek için komünist partileri birincil olarak parti örgütlenmesini gelifltirmeyi, di¤er tüm örgütlenmelerin önderli¤ini tesis etmek amac›yla birincil kabul ederler. Fabrikalarda, köylerde, semtlerde, okullarda ve di¤er alanlarda yürüttü¤ümüz devrimci çal›flmalarda ideolojik ve siyasal olarak etkiledi¤imiz tüm güçleri komitelerde örgütlemek gerekir. Bu hedef do¤rultusunda çal›flanlar kesinlikle parti örgütlülüklerini de içine alacak tarzda daha genifl ve esnek örgütlülükler yaratma perspektifini gözard› etmemelidir. Baz› özgün durumlar hariç, kitle çal›flmas›ndan, kitle faaliyetlerinden soyutlanm›fl tecrit edilmifl örgütlülükler, örgüt biçimleri yaratmak bizim iflimiz de¤il. Bizim iflimiz, kitleleri örgütleyecek, harekete geçirecek örgütlülükler yaratmakt›r. Ama bu hedefimizde baflar›l› olabilmemiz için, her fleyden önce kendimizi, kendi potansiyelimizi örgütlememiz gerekir. ‹deolojik-siyasal kavray›flta yetersiz, komiteleflmede zay›f bir güçle, ortaya kitleleri örgütleyip harekete geçirecek güçlü bir irade ç›karmak mümkün de¤ildir. Örgütlenmede kadrolar›n önemi, kolektivizmin, ideolojik ve siyasal e¤itimin gereklili¤i ve zorunlulu¤u tart›fl›lmaz. Tart›flma götürmez bir baflka fley de, bugün örgütlü yap› içinde yer alan birçok militan›n mücadele deneyiminin az olmas› gerçekli¤idir. Bu, bir dezavantajd›r. Ancak tüm bu zorlu koflullara ra¤men örgütlü mücadelede istekli olan, devrim ve sosyalizm mücadelesine katk› sunmaya çal›flan yeni kavga neferlerinin azim ve istekleri bu dezavantajl› durumu avantaja dönüfltürebilir. Tüm sorun tecrübesiz, geliflmeye aç›k, amac› ve görevleri net komitelerin prati¤e yönelebilmesinde; ideolojik ve siyasal çal›flmalar› pratik sorunlar›n çözümü, t›kan›kl›klar›n afl›lmas›, bütünün kavranmas› hedefiyle ele almas›nda dü¤ümleniyor. Pratikten kopuk, s›n›f savafl›m›n›n sorunlar›na çözüm olmayan her türlü örgütlenmeyi ve teorik e¤itimi bafl›ndan itibaren yads›mal›y›z. Çünkü; s›n›f mücadelesinin ihtiyaçlar›na yan›t olmayan her bilgi, bilgi da¤arc›¤›m›zdaki bir hayalet gibidir; faydas›z ve rahats›z edicidir. Her zaman dikkat çekti¤imiz gibi, parti çal›flmas›nda yayg›n komiteler kurmak yerine, ifllevli komiteler kurmak daha do¤ru ve olmas› gerekendir. Kitleleri örgütleme çal›flmalar›nda, daha nitelikli ve geliflmeye aç›k genç militanlarla dar ve ifllevli komiteler kurmal›y›z/kurmaya çal›flmal›y›z. fiunu unutmamak gerekir ki, kendi içinde ideolojik ve siyasal e¤itimini yapan, faaliyet alan›ndaki somut sorunlar üzerinden kitle çal›flmas›na yönelen ve kendi içinde uyumlu olan bir komite; hem kitle çal›flmas›nda baflar›l› olur ve hem de kendi çal›flma alan›nda halefler, yeni militanlar ç›kar›r. Yeni militan faaliyetlerde süreklilik, zenginlik ve yeni çal›flma alanlar›na yönelmek demektir. Bu demektir ki, kuraca¤›m›z ifllevli komiteler çal›flmalarda genifllememize ve kadrolaflmada zenginleflme-
mize yol açar. Bu anlam›yla sorunu ele ald›¤›m›zda, çal›flmalar›m›zda ifllevli komitelerimiz arac›l›¤›yla somut sorunlar üzerinde her türlü propaganda ve ajitasyon arac›n› kullanarak hareket etme perspektifini asla gözden kaç›rmamam›z gerekir. Komite çal›flmalar› aç›s›ndan hemen bir baflka önemli noktan›n alt›n› çizmekte yarar görüyoruz: Komitelerde çal›flan her militan›n görevi yaln›z sorumlu oldu¤u alandaki somut sorunlara kafa yormak de¤ildir, o ayn› zamanda di¤er sorunlar›, di¤er alanlardaki çal›flmalar› da ö¤renmeli ve bunlar hakk›nda kendini gelifltirmelidir. Örne¤in semt çal›flmas›nda yer alan bir komitenin üyeleri, alanlar›ndaki kitlelerin bütünlüklü sorunlar›na vak›f olmak için, göç etmifl olanlar›n göç ettikleri yerler hakk›nda, iflçi olanlar›n iflyerlerindeki sorunlar hakk›nda, semtteki hemen her emekçinin ilgili olmak zorunda oldu¤u/kald›¤› sa¤l›k, e¤itim sorunlar› hakk›nda bilgili olmal›d›rlar ki, kendi gerçek yükümlülüklerini yerine getirebilme birikimine sahip olabilsinler. Özellikle de, yaflanan yo¤un göçlerden kaynakl› olarak semt çal›flmas›nda yer alan komitelerimizin ülkenin farkl› bölgelerinden göç etmifl kitleler ile iliflkileri çok de¤erlidir. Göç etmifl kitleler içinde siyasal olarak yarat›lan her etkinin terk edilmifl köye, kasabaya ve flehre yans›mas› kaç›n›lmaz olacakt›r. Yani soruna dar, bölgesel de¤il, daha genifl ve bütünlüklü bakmal›d›rlar. S›n›f mücadelesine en genifl katk›n›n nas›l sunulaca¤› sorusunun yan›t›n› mutlaka aray›p bulmaya çal›flmal›d›r. Bu pratik bizde ayn› zamanda Proletarya Partisi’nin bütün faaliyetlerine karfl› sorumlu davranma, sorumlu hareket etme duygusunu gelifltirir. Hedefimiz, politik iktidar mücadelesinde devrimden ç›kar› olan örgütsüz kitleyi örgütlü bir güce dönüfltürmektir. Ancak, flu da bir gerçek ki, bu hedefimize bir anda ulaflmam›z mümkün de¤ildir. Bu hedef uzun süreli ve zorlu bir mücadeleyi gerektirir. Bu uzun süreli mücadele döneminde örgütlü bir yap› içinde yer almayan, ama bize maddi ve manevi destekler sunan genifl bir kesim de olacakt›r. Bunlar›n bir kesimi tavr›n› bizim geliflme düzeyimize, siyasal etkimize göre belirlemeye çal›flacakt›r. Burada kitle psikolojisini do¤ru anlamak ve okumak gerekir. Dolay›s›yla bu kesime karfl› yaklafl›m›m›z dayat›c› de¤il, e¤itici ve kazan›c› olmak zorundad›r. Evet, devrimin örgütlü neferlere ihtiyac› vard›r. Ve esas olarak olmas› gereken de budur. Ama ayn› zamanda her devrimin kavga dostlar›na da ihtiyac› vard›r. Kavga dostlu¤unu, kavga yoldafll›¤›na dönüfltürmek için ›srarl›, kararl› ve kesinlikle bunlar kadar gerekli olmak üzere hassas ve esnek bir politika izlemek zorunday›z. Düflman sald›r›lar›n› de¤erlendirmeyen, içinden geçti¤imiz koflullar›n zorlu¤unu ve yine objektif gerçekli¤imizi irdelemeyen bir yaklafl›m ve bunun ürünü istemler bizi yan›lg›l› ve olumsuz sonuçlara götürebilir. Dolay›s›yla bu konuda toptanc› de¤erlendirmelerden, toptanc› yaklafl›mlardan uzak durmal›y›z. Tam aksine s›n›f mücadelesine sunulabilecek en küçük katk›y› yads›mamal›y›z. Bilakis sunulmas› için ön ayak olacak esnek bir yaklafl›m izlemeyi becerebilmeliyiz. Herkesi kendimiz gibi de¤il, oldu¤u gibi görmeliyiz. Oldu¤u gibi görmek, her bireyin sundu¤u ve sunaca¤› katk›y› gerçekliklerine uygun olarak ele almakt›r. Ve de¤erlendirmeleri de bu eksende yapmakt›r. S›n›f savafl›m›nda tabi ki kendi gücümüze güvenmek esast›r. Ama kendi gücümüze güvenmek hiç kimseyle ifl yapmamak anlam›na
gelmez. Bilakis kendi gücüne güvenenler, do¤rulu¤una inananlar, s›n›f savafl›m›na hizmet edecek, katk› sunacak her türlü dar ve genifl pratik ortakl›klar› yaratmakta asla çekingen ve ürkek davranmazlar. Yani pratik ad›m atmakta cesaretli, birlikte yürüme kültürünü gelifltirmekte ise sorumlu davranmas›n› bilirler. Kadrolar ve ‹nceleme Sorunlar› “… Do¤ru siyasi çizgi tespit edildikten sonra, bizzat siyasi çizginin kaderi yani siyasi çizginin baflar›s› ya da baflar›s›zl›¤› da dahil olmak üzere, her fleyi örgütsel çal›flma tayin eder.” Devamla, “her fleyi kadrolar tayin eder” diyen Stalin yoldafl, s›n›f savafl›m›nda baflar› elde etmenin yolunun belirlenen politikalar› yarat›c› bir tarzda uygulayacak kadrolar›n varl›¤›ndan geçti¤ini çok net olarak aç›klam›flt›. Demek ki, do¤ru fleyler söylemek, do¤ru kararlar almak tek bafl›na yetmez; önemli olan söylenenlerin arkas›nda duran, ald›¤› kararlar› uygulayan iradenin varl›¤›d›r. Bu iradenin birinci dereceden sorumlusu önderliktir. Elbetteki önderli¤in yön verdi¤i politikalar do¤rultusunda hareket eden kadrolar›n politikan›n uygulanmas›ndaki tayin edicili¤i tart›fl›lmazd›r. Çünkü, örgütsel çal›flmay› bir bütün olarak yürütmekte ve bu çal›flmalara yön vermekte, güncel politikalara uygun taktik hamlelerin yap›lmas›nda kadrolar›n rolünü hafife almak, onlar› s›radanlaflt›rmakt›r ve her fleyi önderlikte yer alan kadrolardan ibaret görmektir. Hele hele istikrarl› bir önderlik yaratmayan, önderlik sorununda hala ciddi problemler yaflayan parti ve örgütlerin kadrolar›n›n böylesi bir düflünüfl tarz› çok olumsuz ve ciddi sorunlara neden olur. Baflkan Mao’nun Çin Komünist Partisi’nin büyük devrimci mücadeleye önderlik eden bir parti oldu¤undan hareketle “siyasi tutarl›l›¤› yetenekleriyle birlefltiren çok say›da önder kadro olmaks›z›n bu tarihi görevini yerine getiremez” belirlemesi soyut de¤il, somut bir prati¤in ürünüdür. fiu aç›k ki, kitle çal›flmas›n›n süreklili¤i, silahl› savafl›m›n gelifltirilip büyütülmesi, devrimin, sürecin kadrolar›n›n yarat›lmas›yla mümkündür. Kadrolar›n geliflkinli¤i, yeterlili¤i, zenginli¤i bir anlamda mücadelenin süreklili¤i demektir. Dolay›s›yla planl› ve sistemli bir flekilde yeni kadrolar›n yetifltirilmesi, a盤a ç›kar›lmas› görevi önümüzde durmaktad›r. “Adam yok”un yan›t› bu görevle yak›ndan ilgilidir. Bunun çok kolay ve basit olmad›¤›n› biliyoruz. Ama bilinmesi gereken di¤er bir fley ise; bundan baflka bir alternatifin olmad›¤›d›r. Kadro ve militanlar›m›z›n çal›flmalar›n› de¤erlendirirken tek tek baflar› ve baflar›s›zl›klardan hareketle kesin sonuçlara varmak, do¤ru bir yaklafl›m de¤ildir. Bu yaklafl›m kaç›n›lmaz olarak de¤erlendirmelerimizi kahramanl›k-ihanet ikilemi aras›na kilitleyerek darlaflt›r›r. Elbette olmas› gerekeni söyleyece¤iz. Burada kaç›nmam›z gereken, bütün hakk›ndaki de¤erlendirmeleri belli dönemlere, belli bir olaya hapseden, s›n›f savafl›m›ndaki gibi kadrolar›n ve militanlar›n pratiklerinde de yenilgi ve zaferlerin iç içe yaflanaca¤›n› yads›yan dar, s›¤ ve anti-bilimsel yaklafl›mlard›r. Bu yaklafl›mlar› elefltirmeli ve yok etmek için çal›flmal›y›z; baflar›s›zl›klarla yüz yüze kalan kadrolar› baflar›l› pratiklere haz›rlamak için, hatalara karfl› uzlaflmac› olmadan, ama ayn› zamanda elefltirilerde sahiplenici ve yap›c› olmak zorunday›z. Her kadronun, her militan›n baflar›s›zl›¤› sonuçta partinindir/partinin baflar›s›zl›¤› olarak kavran›r. Dolay›s›yla sorunun bireylerin sorunu olmad›¤›, bir bütün olarak partinin sorunu oldu¤u bir an dahi olsa unutulmamas› gereken önemli bir noktad›r. ‹flte her f›rsatta sö-
zünü etti¤imiz, bütünlüklü bir bak›fl aç›s›na sahip olmak gereklili¤i bu gibi durumlarda kendini a盤a veriyor. Yaflad›klar›m›z bize bunu defalarca göstermiyor mu? Kadrolardan iyi yararlanmak, kadrolar› yeteneklerine göre konumland›rmakt›r. “Her kadro her ifli yapmal›d›r. Çok yönlü ve kapsaml› yeteneklere sahip olmal›d›r” isteminin ço¤u zaman gerçek yaflamda karfl›l›¤›n› bulamad›¤›n› hepimiz yaflayarak görüyoruz. Çünkü, her kadro her ifli olmas› gerekti¤i gibi yapam›yor. Her kadronun mutlaka zay›f ve eksik yanlar› vard›r. ‹yi örgütçü olan bir kadronun askeri yönü zay›f olabiliyor. Ya da propaganda yönü güçlü olan bir kadronun örgütçü yan› zay›f olabiliyor. ‹flte önderli¤in yapmas› gereken, her kadronun eksik ve zay›f yanlar›n› tespit ederek, sorunlar›n çözümünü kolaylaflt›racak, birbirlerinin eksikliklerinin tamamlayacak kolektif bir perspektif, herkesi olmas› gerekti¤i yerde görevlendirmeyi baflarabilmektir. Elbetteki herkesi olmas› gerekti¤i noktada görevlendirmek, yani ihtiyaca göre konumland›rmak için kadrolaflmada zenginleflmek gerekir. Ki, bu zenginleflme ancak pratik mücadele içinde olur. Pratik mücadelen ba¤›ms›z/kopuk bir kadro politikas› ve uygulamas› olamaz. Çünkü, pratik de¤ifltirir/dönüfltürür, ayr›flt›r›p saflaflt›r›r. Herkesin s›n›f savafl›m›ndaki durufluna ayna tutma ifllevi görür. Aynada ortaya ç›kan tablolar› iyi gözlemlemek, her tabloyu as›lmas› gerekti¤i yere asmak önderli¤in görevidir. Ama flu da bir gerçek, kadrolaflmada darlaflman›n yafland›¤› süreçlerde, her kadro birçok iflle u¤raflmak zorunda kal›yor. Bu da do¤al olarak, dar pratikçili¤in geliflmesine, ihtisaslaflamamaya neden oluyor. Bu durumun mutlaka do¤ru yöntemlerle afl›lmas› gerekir Bu durumu aflmak için her kadro, her militan üzerine düflen tarihi sorumlulu¤u yerine getirmek zorundad›r. Bunun ilk ad›m› do¤ru bir bak›fl aç›s›yla sürece yan›t olabilecek yeni kadrolar›n a盤a ç›kar›lmas› ve partide kolektif düflünüfl ve pratik tarz›n›n oturtulmas›n› sa¤lamakt›r. E¤er devrimci teoriyi bilmeden, tarihi sürecimizi incelemeden, yüzeysel kavray›fl›m›zla ele al›rsak tüm iyi niyetlere karfl›n araflt›rma ve incelemede s›n›f savafl›m› için yararl› ve somut sonuçlara ulaflmam›z mümkün de¤ildir. Böylesi durumlarda ancak, baz› verilerden hareketle yan›tlanmas› gereken birçok soru sorabiliriz. Soru sormak, yanl›fl de¤il, do¤rudur. Yanl›fl olan sorular›n do¤ru bir zeminde sorulmamas› veya yüzeysel kavray›fllardan kalkarak her soruya do¤ru yan›t verildi¤i yan›lg›s›na düflülmesidir. Dünü ve bugünü incelemekte, Marksist yöntemi kullanmakta yetersiz olanlar ne dünün tarihsel tecrübelerini do¤ru özümseyebilirler ne de dün ile bugün aras›nda do¤ru bir ba¤lant› kurabilirler. Hal böyle olunca dogmatizm, darl›k veya her fleyden etkilenen, de¤iflim ad›na geliflmelerin peflinde sürüklenen bir çizgiye düflmekten kurtulamaz. Tüm bu tehlikeleri bertaraf etmenin yolu; devrimci teoriyi kavramaktan, somut flartlar›n somut tahliline uygulamaktan geçer. Ki Marksizm-Leninizm-Maoizm’in özü de budur. Somutu incelemek; faaliyet yürüttü¤ümüz her alanda mevcut olan çeliflkileri do¤ru tespit etmek, egemenlerle ezilenler aras›ndaki çeliflkilerin somutlaflt›¤› noktalar üzerinde propaganda ve ajitasyon yürütmektir. Çeliflkilerin çözümü noktas›ndaki stratejik hedefimize vurgu yaparken, kesinlikle ezilenlerin güncel taleplerini göz ard› etmemek gibi temel do¤rularla ele al›nmal›d›r. Güncel ile genel aras›ndaki diyalektik ba¤› do¤ru bir tarzda kurmal›y›z.
21
11 fiu aç›k; kapitalizmin dengesiz geliflmesinden dolay› ulusal ve dinsel, mezhepsel çeliflkilerden dolay› farkl› bölgelerde farkl› sorunlar daha bir ön plana ç›kmaktad›r. Burada tüm sorun Marksist-Leninist-Maoist bak›fl aç›s›na uygun olarak özgünlükleri hesaba katan çözüm yöntemlerimiz üzerinde yo¤unlaflmay› becerebilmektir. Özgünlükleri hiç hesaba katmadan, iflçiye, köylüye, ö¤renciye, milli bask› alt›nda ezilen ulusa ayn› propaganda araçlar›yla gitmek her fleyden önce iletiflimi dahi bafll› bafl›na bir sorun haline getirir. Bu konuda kendi pratik tecrübelerimizden de ortaya çok e¤itici ve somut sonuçlar ç›karabiliriz. Mesela köylülere yap›lan devrimci bir propaganda esnas›nda köylünün hemen “devrim olunca bizim ç›kar›m›z ne olacak” sorusunu yöneltmesi, devrimin hayatlar›nda yarataca¤› de¤iflikli¤i sorgulama-
s›n› içeriyor. E¤er devrim onlar›n güncel sorunlar›na pratik olarak yan›t vermezse ve biz devrimci çal›flma içinde olanlar da buna yan›tlar aramazsak küçük çapl› da olsa düflünce dünyas›nda de¤ifliklikler yaratmazsak, onlar›n mücadeleye kat›lmas›n› beklemek safl›k olur. Kitleler gördüklerine daha çabuk inan›r. Kitleler, pratik örgütlenme ve mücadele gücüyle yaflamlar›nda yarat›lan en küçük de¤iflikli¤e dahi büyük önem verir. Örgütlenme, kazanma bilinci burada geliflir. Beyinlerdeki büyük devlet tabusu ancak bu pratiklerle sars›l›r. Dolay›s›yla devrim bizim için gelece¤in de¤il, bugünün sorunudur. Ve her somut sorun üzerinde; uygun araç ve yöntemlerle prati¤e yönelmek bizim görevimiz, varl›k gerekçemizdir. E¤er somutu incelemede bilimsel bir perspektiften yoksunsak, orada t›kan›kl›klar›
PUSULA PROLETARYA PART‹S‹’N‹ SA⁄LAMLAfiTIRALIM Temel sorun, Partinin Demokratik Halk Devrimini örgütleyecek seviyeye gelmesini örgütlemek için çal›flmakt›r. Bu seviyeye gelmenin bir anda, bir hamlede, tek bir çaba ve emekle olamayaca¤› aç›kt›r. Uzun ve sab›rl› bir çaba, yo¤un ve sürekli emek, güçlü ve kapsaml› bir bilinç ve iradeyle var olan yanl›fll›klar›n ortadan kald›r›lmas›, t›kan›kl›klar›n giderilmesi ve geliflimin önünde duran engellerin afl›lmas›yla olacakt›r. Devrimin k›sa sürede gerçekleflmeyece¤ini kavramak, bu bilinç ›fl›¤›nda Proletarya Partisi’ni örgütleme plan ve programlar›n›, k›sa-orta ve uzun vadeli zaman dilimlerine uygun olarak haz›rlamak gerekir. Devrimin uzun süreli bir zaman diliminde ve büyük zorluklar içinde bir çok engeli aflarak büyük bedeller ödeyerek gerçekleflece¤ini bilmek zorunday›z. “Biliyorum” deyip bu düflünceye uygun hareket etmemek, aç›k bir bilinçsizli¤i ortaya koymak demektir. Bugün eksik olan bu bilincin örgütlenmesinde ortaya konan çabalar›n yetersizli¤idir. Belli bir süre verilen emek ve ortaya konan çaba sonucu amaçlanan ve istenilen bir sonucun ç›kmamas›, karamsarl›¤›, umutsuzlu¤u ve ard›ndan y›lg›nl›¤› beraberinde getirmektedir. Devrim küçük burjuva bilinçle ve k›sa mesafeli solukla baflar›lamaz. Proleter düflünce, eme¤in sabr›n ve iradenin sentezlenmesiyle özne rolünü oynayabilir. Karfl› devrimin ideolojik-psikolojik moral sald›r›lar›n›n kapsaml› ve çok yönlü oldu¤u bir süreçte derme çatma, yüzeysel, parçal› ve s›n›rl› bilgiyle karfl› koyufl baflar›lamaz, sürecin sorunlar›na çözüm gücü olunamaz. Devrim saflar›na kat›l›p, sürecin ve savafl›n zorluklar›n›, s›k›nt›lar›n›, engellerini görüp, güçlü direnç gösteremeyenlerin önemli bir bölümünde temeli sa¤lam olmayan bilincin ve kitle ba¤lar›n›n zay›fl›¤› gelmektedir. Unutulmamal›d›r ki karfl› devrimin güçlü sald›r›s›na ancak, güçlü bir bilinç ve sars›lmaz bir iradeyle karfl› konulur. Ac›mas›z ve çok yönlü süren s›n›f savafl›m›nda ileri bilinç ihtiyac›, zorluklar› aflman›n, engelleri ortadan kald›rman›n devrimci direnifli örgütlemenin olmazsa olmaz›d›r. Karfl› devrimin sald›r›lar›n› çok yönlü
çözümlemek ve bu çözümleme sonucu do¤ru ve bilimsel sonuçlar ç›kar›p, devrimin ve partinin örgütlenme ihtiyac›na uygun olarak, de¤erlendirmek gerekir. Sald›r›lar›n hedefinde sadece devrim teorisini, ideolojisini görmemek gerekir. Bu sald›r›lar›n s›n›rlar› daha genifl, kapsam› daha büyük ve bütünlüklüdür. Bugün bu sald›r›lar›n bir kesitin de sald›r›ya giydirilmeye çal›fl›lan “devrimci pelerin”dir. Bu pelerinin ç›kar›lmas› ve deflifre edilmesi gerekir. Bugün sald›r›lar› deflifre etmek, niteli¤ini a盤a ç›karmak için daha fazla devrimci uyan›kl›¤a ihtiyaç vard›r. Kitlelere olan güvensizlik ve kitlelere karfl› gösterilen tepkilerin ve gelifltirilen devrimci olmayan düflüncelerin hizmet etti¤i yer objektif olarak karfl›-devrimdir. Kitlelere karfl› tafl›nan, beslenen, gelifltirilen her türlü güvensizli¤in temelinde yükselen düflünce ve davran›fl “devrim kitlelerin eseridir” tezini bofla ç›karan, içini boflaltan yaklafl›mlard›r. Devrimin önderli¤ine ve onlar›n faaliyetçilerine karfl› tafl›nan geri düflünceler beslenen ve gelifltirilen güvensizliklerin temelinde de devrim kayg›s› yoktur. Devrim saflar›ndaki k›r›lma zemininde örgütlenen tasfiyecilik, aç›k ve gizli olarak sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›r›r. Sald›r›lar›n söylemlerine devrimci biçim giydirerek, gizlenmesine çal›fl›lan her türlü düflünce ve davran›fl›n hizmet etti¤i yerin devrim olmad›¤›n› görmek gerekir. Bugün, çeflitli nedenlerden dolay› devrim saflar›ndan koparak, sürecin d›fl›nda kalan bir kesimin sergiledi¤i pratik, gelifltirdi¤i düflünceler ve tafl›d›klar› güvensizlik, tasfiyecili¤i büyüten, onu güçlendiren pratiklerdir. Onlar›n söylemlerinin biçimi tasfiyecilik özünü de¤ifltirmeyecek özelliklerdir. Devrimci hareketin geçti¤i sürecin özellikleri bütünlüklü incelendi¤inde örgütlenmenin önünde hem iç hem de d›fl zorluklar›n fazla oldu¤u ne kadar bir gerçek ise ayn› zamanda do¤ru bir düflünme, çal›flma ve kolektif bir iradenin cesurca ortaya konmas› durumunda geliflme potansiyelinin güçlü zemini oldu¤u da bir o kadar gerçektir. Bu durum görülmelidir. Ülkenin ekonomik-politik-sosyal gerçekli¤i devri-
17-30 Aralık 2004
aflmak, sorunlar› çözmek bir yana ortaya daha da içinden ç›k›lmaz karmafl›k bir tablo ç›karmam›z kaç›n›lmaz hale gelir. Di¤er bir ifadeyle çözümlenmedi¤i için sorunlar›n birikmesi, sorunlar›n soru olmaktan ç›kar›lmamas› karamsarl›k ve y›lg›nl›¤a davetiye ç›kar›r. Dolay›s›yla do¤ru bilimsel yöntemlerle sorunlar› incelemek, kesin tan›mlamalar yapmak için, somut verilere dayanmak tarihi sorumluluk gere¤i olmazsa olmazd›r. Her fley anlafl›l›r, çözümlenebilir ve de¤ifltirilebilirdir. Her fleyin de¤iflim içinde olmas›, hiçbir fleyin eskisi gibi olmamas› bunu kendili¤inden ispatlamaktad›r. Ancak bir komünisti di¤erlerinden farkl›, özel yapan bir fley vard›r. Bu da bütün de¤iflimi önceden görebilmesi ve buna yön verebilmesidir. Hatta bunun yap›lmak zorunda oldu¤unu bilmesidir. Çözülmüfl, y›k›lm›fl, ölmüfl olan›n alt›nda
kalmak da de¤iflimdir; fark›na var›ld›¤› yerde yön verememek durumunda kalmak da de¤iflimin ürünüdür. De¤iflimi görmek ile de¤iflimi yönetmek, de¤iflime kumanda etmek farkl› fleylerdir. ‹kincisinden mahrum olanlar›n özelli¤i de¤ifltiren de¤iflen olmalar›d›r. Devrimci olmayan durum budur. Ayr›m›n yafland›¤›, gelecekte de yaflanaca¤› yer buras›d›r. Sonuç olarak, tarihi, somut sorunlar›, kadrolar›, faaliyetleri ve di¤er tüm inceleme konular›n› belli dönemler, birkaç olay, yetersiz veriler, dar bilgiler ve en önemlisi de devrimci teoriden, tarih bilgisinden yoksun bir flekilde incelemek, kesin sonuçlara ulaflmak af edilir, kabul edilebilir yan›lg›lar› de¤il, y›k›c›, geriletici sonuçlar› do¤urur. En önemlisi yapamad›klar›m›z›n bilincine varmak ve yapmakt›r. Do¤ru bir zeminde tart›flman›n yolu da buradan geçer.
min örgütlenme ihtiyac›na muazzam olanaklar ve f›rsatlar sunmaktad›r. Bu olgu objektif bir olgudur. Engellenemeyen, ortadan kald›r›lamayan, demokratik halk devriminin örgütlenmesi ve gerçekleflmesi d›fl›nda hiçbir alternatifi olmayan bir olgudur. Bu olgular gerçeklik olarak var oldukça, kitleleri, devrimci savafl› ve onun partisini örgütlemek gerçek olmaya devam edecektir. Bu gerçekli¤in varl›¤›n› kim inkar edebilir? Bu gerçekli¤in var olmad›¤›n› kim söyleyebilir? Bu objektif gerçekli¤in varl›¤› ayn› zamanda örgütleme bilincini var eden nedenlerdir. Bu gerçekli¤i kim ve nas›l örgütleyecektir? Bunu gerçeklefltirecek olan›n s›n›f bilinçli proleter oldu¤unu unutmamak gerekir. Devrimci düflünceyi kitlelere buluflturacak ve bunu maddi güce dönüfltürecek olan s›n›f bilinçli proleterlerdir. Kavray›fl, bilinç ve uygulama prati¤i ne kadar ileri olursa, örgütleme ve yönetme kapasitesi ne kadar nitelikli olursa hata ve zaaflar daha az ifllenecek, bunun sonucu do¤an k›r›lmalar, savrulmalar daha az yaflanacakt›r. Unutulmas›n ki her bir yanl›fl düflünce, davran›fl ve pratik, devrim mücadelesine sadece “yanl›fl” olarak not düflmez. Yanl›fl düflünce ve prati¤in sonucu maddi ve manevi kay›p yaflan›r. Beraberinde y›k›mlar getirir. Bilinç ve moral kayb›, politik ve manevi sayg›nl›k kayb›n› yaflat›r. ‹nsan ve kadro kayb›n›n temelinde gerçe¤e ve zamana uygun olmayan, denk düflmeyen düflünce ve pratik tarz›d›r. Kadro ve savaflç›lar›n fiziki kayb›na, militanlar›n tutsak düflmesine objektif güç ve dengeden kaynakl› olgular›n neden olabilece¤i gibi subjektif faktörün de neden olaca¤›n› unutmamak gerekir. Sürecin sorunlar› zorluklar› s›k›nt›lar› engelleri karfl›s›nda okun sivri ucunu kime yöneltece¤iz? Dikkat ve düflünsel yo¤unlaflmay› nereye çevirece¤iz? Kitlelerin tepki ve öfkelerinin soka¤a yeterince tafl›nmad›¤›, kitle hareketlerinin geliflim düzeyinin ileri olmad›¤›, devrimin bilgisine uygun hareketlerin prati¤e yeterince uygulanamad›¤› süreçlerde yaflanan sorunlar karfl›s›nda tepki ve öfkelerin yönü sadece içe mi yönelmelidir? “Suçlular” sadece içte mi aranmal›d›r? Yoksa s›n›f düflmanlar›na ve onlara ait düflüncelerine ve üzerimizde b›rakt›¤› lekelere mi yönelinmelidir? Nereye? Nas›l yönelmek? Hangi s›n›fa hangi ideolojiye ve düflünme tarz›na yönelmek gerekir? Bunun yan›t›nda esas olarak burjuvaziyi, “d›fl›”, s›n›f düflmanlar›n› görmeyip, “içe”, partiye yönelmek gerekir deyip ve bu düflünceye
uygun olarak okun sivri ucunu içe çevirenler ve buna uygun pratik örgütleyenler her zaman küçük burjuvazinin iflah olmaz kesimi olmufltur. Okun sivri ucunu burjuvaziye “d›fla”, s›n›f düflmanlar›na, ona ait düflünce ve örgütlenmelerine yöneltmek gerekir diyenler, gündemlerine s›n›f düflmanlar›na karfl› mücadeleyi öncelik olarak koyanlar ise s›n›f bilinçli proleterler olmufltur. Okun sivri ucunu s›n›f düflmanlar›na çevirirken kendi hata ve zaaflar›na yönelik düzeltme mücadelesini örgütlemeyi de buna uygun ele alan tarz, proleter devrimci tarzd›r. “‹flçiler hakk›nda kötümserlik, burjuvazi hakk›nda iyimserlik göstererek ..inand›r›c›l›k bak›m›ndan hiçbir fley kazan›lamaz.” Lenin. S›n›f düflmanlar›na karfl› mücadeleyi esas alarak, proletaryaya ait olmayan burjuva ve küçük burjuva düflüncelere karfl› mücadeleyi, s›n›f mücadelesinin bir parças› olarak görüp, hareket etmek do¤ru oland›r. Bunun tersi her bir düflünce ve davran›fl tasfiyecili¤e hizmeti beraberinde getirir. Bu düflüncelere karfl› mücadeleyi örgütlememek, buna uygun karfl› duruflu sergilememek tasfiyecili¤e hizmeti getirir. Bugün tasfiyecili¤in sald›r› hedefinde, devrimin önderlik mekanizmas›, karar ve uygulamalar› ve tek tek militanlar› vard›r. Onlar›n sözde “devrime ve onun öncüsüne ba¤l›l›klar›, karfl› durufllar› olmaz”sa da sald›r›lar›n›n temelinde, devrimin öncüleri ve militanlar› vard›r. Hiçbir “yumuflat›c› ve tatl›” söylem bu gerçekli¤i de¤ifltirmez. Bugün, proletaryan›n öncüsünün irade birli¤ini cisimlefltiren, saflardaki birlik ve beraberli¤i, s›n›f bilinçli proleterler aras›ndaki tam bir karfl›l›kl› güveni güçlendiren ad›mlar›n örgütlenmesine ve bunun savunulmas›na ihtiyaç vard›r. Kolektif bir ekip çal›flmas›n›n gerekli oldu¤una ve bunun ihtiyac›na dikkatleri yo¤unlaflt›rmak gerekir. Komitelerde ortak çal›flmay› gelifltirmek için düflünce olgunlaflt›rmak, davran›fl ve hareket tarz›n› düzenlemek, do¤ru ve bilimsel anlay›fllar› güçlendirmek gerekir. S›n›f bilinçli proleterler, Proletarya Partisi’nin yetersizliklerini gidermek için mutlaka gerekli elefltirilerinin, partinin pratik tecrübelerinin de¤erlendirilmesinin parti kararlar›n›n nas›l uyguland›¤›n›n incelenmesinin ve partinin hatalar›n› düzeltme yöntemlerinin tart›fl›lmas› için çal›flmal›d›r. Ancak bu tart›flmalar› parti karfl›t› tasfiyeci unsurlar›n malzeme haline getirmelerine müsaade edecek hiçbir fleye izin vermemek gerekir.
22
17-30 Aralık 2004
11
ASEAN, halklara ra¤men ve onlara karfl› bir örgüttür! Emperyalist-kapitalist sistemin gittikçe derinleflen krizi ile birlikte bir yanan emperyalistler aras› çeliflkiler derinleflir ve daha aç›k ortaya ç›karken, yar›/yeni sömürge yada geri b›rakt›r›lm›fl ülkeler de büyük emperyalist güçlere karfl› ortak hareket etme çabalar›na giriyor. Daha büyük yada ortak rakip güçlere karfl› ç›karlar temelinde oluflturulan blok, anlaflma vb. birlikteliklerden biri olan ASEAN (Güneydo¤u Asya Ülkeleri Birli¤i) Laos’un Vientiane kentinde bir zirve toplant›s› gerçeklefltirdi. ASEAN üyesi Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Tayland ve Vietnam özellikle bölgede gittikçe geliflen Çin ve Hindistan’a karfl› birleflerek, özellikle Çin’in ucuz iflgücü ve h›zl› büyüyen ekonomisiyle ve yabanc› sermayeyi artan bir flekilde kendisine çekmesiyle bafl edebilmeyi amaçl›yorlar. Ancak bu birliktelik ayn› zamanda, özellikle oluflturulmas›na karar verilen ve ilk ad›mlar› at›lan “dev serbest ticaret bölgesiyle” bu ülke halklar›na büyük sald›r›lar da bar›nd›r›yor. ASEAN üyesi ülkelerin toplam nüfusu 500 milyonu aflarken, Gayri Safi Yurtiçi Has›la toplam› ise 737 milyar dolara ulafl›yor. Ancak 2003 y›l›nda Çin’e yap›lan do¤rudan yabanc› sermaye yat›r›m› 54 milyar dolara ulafl›rken, ASEAN’a yap›lan yat›r›m 20 milyar dolar düzeyinde kalm›flt›. Ayr›ca ASEAN ülkelerinin toplam milli geliri; Çin’in y›ll›k 1.4 milyar dolarl›k milli gelirinin yar›s› düzeyinde bulunuyor. ASEAN ülkeleri aras›nda Serbest Ticaret Alan› anlaflmas› üzerinde 10 y›ld›r çal›flma yap›l›yordu, kabul edilen bu anlaflmayla ASEAN Serbest Ticaret Alan›’nda (AFTA) mallar, hizmetler ve sermaye 10 üye ülkede serbestçe dolaflacak. 1997’de patlak veren ve Asya Kaplanlar›n›n çöküflü olarak yans›yan mali kriz öncesinde dünyan›n en h›zl› büyüme gösteren bölgesi olan ASEAN’da bu anlaflmayla ekonomilerinin yeniden canland›r›lmas› hedefleniyor. Laos’ta yap›lan Zirve ile, Asya’da serbest ticaret bölgesi kurulmas›n›n ilk ad›mlar› at›ld›. ASEAN’a üye 6 ülkenin imzalad›¤› anlaflmayla 2007’den itibaren gümrük
kotalar›n›n kald›r›lmas› kararlaflt›r›ld›. Endonezya, Tayland, Malezya, Singapur, Filipinler ve Brunei’nin imzalad›¤› anlaflmayla, gümrükler daha önce planlanan 2010 y›l›ndan üç y›l önce kald›r›lacak. Gümrüklerin baz› ürünlerde yüzde 5’in alt›nda tutulmas› da söz konusu olurken; Kamboçya, Laos, Myanmar (Burma) ve Vietnam’›n 2012 y›l›nda anlaflmaya dahil olmas› bekleniyor. Bu anlaflmalar›n en dikkat çekici yönü ise özellikle Çin ve Hindistan’a karfl› korunmaya çal›flan ASEAN ülkelerinin, Çin’le de serbest ticaret anlaflmas› yapmas›. Anlaflma çerçevesinde, Çin’le 2010 y›l›ndan itibaren gümrüklerin indirilmesi söz konusu olacak. Ayr›ca ASEAN, benzer bir anlaflmay› 2011 y›l›ndan itibaren geçerli olmak üzere Hindistan’la da yapmay› planl›yor. Hatta serbest ticaret anlaflmas› için zemin aranan ülkeler aras›nda Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda da bulunuyor. Çin ile Güneydo¤u Asya ülkeleri aras›nda iki y›l önce imza at›lan anlaflmayla kurulacak serbest ticaret bölgesinin 1,7
milyarl›k nüfusu etkilemesi bekleniyor. Çin, bu anlaflmadan öylesine memnun bir durumda ki, Çinli yetkililer, anlaflma ile birlikte “erken hasat paketi” ad› alt›nda flimdiden belirli tar›m ürünlerinin gümrük vergilerinden kesintiler yap›laca¤›n› belirtiyorlar. ASEAN ülkelerinin kendi aralar›ndaki olsun Çin, Hindistan vb. ülkelerle olsun imzalad›klar› anlaflmalar genifl rekabet gücüne sahip büyüklerin, bu imkandan yoksun küçüklerin pazar›na hakim olmas›n› getirirken; bu ülkelerin ezilen emekçi halklar›n›n ise tamamen karfl›s›nda ve aleyhinde uygulanmaktad›r. Ülkemizden bildi¤imiz tar›m politikalar› bunun en önemli örneklerindendir. Güneydo¤u Asya ülke halklar›, egemen s›n›flar›n›n birli¤i olan ASEAN’a da, onlar›n halk karfl›t› anlaflmalar›na da karfl›d›r. Nitekim zirve sürecinde çeflitli protesto eylemleriyle bunu aç›kça ortaya koymufllard›r. Bu arada yine not etmeden geçemeyece¤iz ki; ASEAN ve Çin yapt›klar› serbest ticaret anlaflmas›n›n yan›nda “terörle mücadele” konusunda da iflbirli¤ini öngören bir anlaflma yapmay› ihmal etmemifllerdir.
Büyük Ortado¤u’ya büyük protesto
ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesi ad› alt›nda bölgenin baflta enerji olmak üzere kaynaklar›n› ele geçirme-
kontrolü alt›na alma dayatt›¤› ve en son NATO’nun ‹stanbul Zirvesinde ad›mlar› at›larak, dünyan›n zenginleri G-8 Zirvesinde “Geniflletilmifl Ortado¤u ve Kuzey Afrika Giriflimi” olarak ortaya konulan plan, Büyük Ortado¤u s›n›rlar› içinde kalan 30 ülkenin Fas’›n baflkenti Rabat’ta yapt›¤› toplant›da ele al›nd›. Halklar› geleceksizli¤in karanl›¤›na itmesiyle z›tl›k oluflturacak biçimde “Gelecek Forumu” ad›l verilen ve 12 Aral›k günü sona eren toplant›n›n eflbaflkanl›¤›n› Fas ve ABD D›fliflleri bakanlar› Muhammed Binisa ile Colin Powell yapt›. Toplant›ya ayr›ca Türkiye’den D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül ad›na Devlet Bakan› Beflir Atalay ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakan› Ali Babacan
kat›ld›. Toplant›da bir sonraki toplant›n›n Bahreyn’de yap›lmas› kararlaflt›r›ld›. ABD patentli projeye uyumun tart›fl›lmas› olarak yorumlanabilecek toplant›ya karfl› d›flar›da da binlerce Arap eylemci protesto gösterileri yapt›. Binlerce kitle, Büyük Ortado¤u Projesi’nin ABD’nin emperyal ç›karlar›na hizmet etmekten baflka bir amac›n›n bulunmad›¤›n› dile getirerek Rabat’ta yap›lan bu toplant›y› ve Projeyi “fleytan gündemi” olarak adland›rd›. Toplant›yla ayn› anda Fas Parlamentosu önünde büyük bir gösteri düzenleyen kitle, “Amerikan emperyalizmine hay›r” yaz›l› pankart açt›lar. Kitle ad›na konuflan bir kifli “Arap krallar›n›n dostu olan ABD, demokrasinin müjdecisi olamaz” fleklinde konufltu.
Filipinler’de bir köylü lideri daha katledildi! Filipinler’de geçti¤imiz ay grevdeki tar›m iflçilerinin Hacienda Luisita patronunun silahl› adamlar› taraf›ndan sald›r›ya u¤ramas›n›n ard›ndan 8 Aral›k günü de bir köylü lideri katledildi. Ignacia kasabas›ndaki evinin önünde katledilen Tarlac Köylü Birli¤inin baflkan› Marcelino Beltran, ailesi ile birlikte Hacienda Luisita iflçilerine götürmek üzere yiyecek haz›rl›yordu. Bu s›rada d›flar›dan “Yoldafl” fleklinde seslenilmesi üzerine kap›y› açar açmaz kurflun ya¤muruna tutuldu. 5 kurflun yaras› ile hastaneye kald›r›lan Beltran’›n son sözleri o¤luna söyledi¤i “Beni asker vurdu” oldu. Marcelino Beltran eski bir askerken, bu iflten çiftli¤inde çal›flmak üzere ayr›lm›fl, daha sonra da köylü organizasyonlar›nda çal›flmaya bafllam›flt›. Komflular› ve dostlar› taraf›ndan bilinen ad›yla Marsing, Hacienda Luisita’da yaflanan katliam›n da tan›klar›ndand›. Kendisi Luisita’dan olmamas›na karfl›n fleker iflçilerinin grevlerine verdi¤i maddi ve manevi destekle ön plana ç›km›fl ve herkese bu mücadelenin hakl›l›¤›n› anlatma çabas› göstermiflti. Beltran’›n katledilmesiyle ilgili 10 Aral›k günü bir bas›n aç›klamas› yapan ILPS Filipinler Bölümü, “Marsing iflçilerin ve köylülerin haklar›n›n yan›nda oldu¤u için öldürüldü. O cesur bir flekilde Hacienda Luisita katliam›nda yaral›lar› ve yaflam›n› yitirenleri kurflun ya¤muru alt›na tafl›yarak hayat›n› riske atm›flt›. ILPS Filipinler Bölümü halk›n hizmetinde olan Marsing Beltran’› selamlar. Hacienda Luisita’daki fleker iflçilerinin mevcut durumlar› gibi de¤il, herkesin gelecekte rahat bir yaflam sürmesi için kan›n› ak›tan bir flehittir. ILPS Filipinler Bölümü onun ve flehit düflen di¤erlerinin ulusal ba¤›ms›zl›k, demokrasi, adalet ve bar›fl için verdikleri mücadeleyi sürdürece¤ine yemin etti¤ini ve Hacienda Luisita fleker iflçilerinin adalet ve ekonomik iyilefltirme talepleri temelinde sürdürdükleri kitle kampanyas›n› destekledi¤ini ilan eder” dedi.
23
11
17-30 Aralık 2004
ABD’nin direnifl ve asker ç›kmaz›
Irak’ta “hesaplar› tutmayan”, “geliflecek iflgali küçümseyen”, “beklemedikleri boyutta bir direniflle karfl›laflan”; baflta Ebu Garib’te olmak üzere Irak’ta yaflatt›klar› vahflet gün yüzüne ç›kan ve baflta Felluce olmak üzere birçok direnifl mevzisinde “itibar›” on paral›k olan ABD emperyalistleri için bir ç›kmaz da kendi askerleri özgülünde yaflan›yor. Irak’a iflgal için sald›r›n›n bafllat›ld›¤› günden itibaren 1.000’in üzerinde askerini kaybeden ABD emperyalizmi için bir di¤er kabus da askerden kaçan askerler taraf›ndan yaflat›l›yor.
Özellikle Felluce gibi merkezlere yönelik sald›r›larda Irakl› direniflçilerin kararl› ve sa¤lam direnifli ile karfl›laflan ABD askerleri için Irak, cehennemin di¤er ad› oldu. Bunun yan›nda askerlerin Irak’tan kaçmas›n›n di¤er bir nedeni de Irak halk›na yaflatt›klar› vahflete, çocuklar›n katledilmesine, yaral›lara iflkence yap›lmas›na, kad›nlara tecavüz edilmesine kadar birçok suçu iflleyen ABD’li iflgal askerleri bu durumda geçmiflte Vietnam Sendromunda oldu¤u gibi yeni bir sendromun kuca¤›na düflmektedir. Bu noktada Irak’ta iflgal kuvveti olarak görev yaparken süreleri uzat›lan yada Irak’a gitmek istemeyen ABD askerleri ABD ordusuna karfl› yarg› yoluna da baflvuruyor. ABD’de yedek askerlik için baflvurular›n say›s›nda da ciddi bir düflüfl yaflanmakta. Bu düflüfl ise özellikle A¤ustos 2004’ten itibaren ciddi boyutlara ulaflm›fl durumda. Geçmiflte
Evrensel Bak›fl ENTERNASYONAL‹ST B‹R B‹L‹NÇLE ANT‹-EMPERYAL‹ST MÜCADELEDE YO⁄UNLAfiALIM!
“Emperyalizm bütün dünyay› mali sermayenin zincirine vurmakta, açl›k, kan ve ateflle bütün ülkelerden, halklardan ve ›rklardan proleterleri boyunduru¤una almakta ve proletaryan›n sömürülmesini, ezilmesini ve kölelefltirilmesini görülmemifl derecede a¤›rlaflt›rmaktad›r. Böylece emperyalizm, proletaryan›n önüne iktidar› ele geçirme görevini aç›kça koymakta ve iflçileri, s›n›rlar›n varl›¤›n› dikkate almaks›z›n ve hiçbir milliyet, kültür, dil, ›rk, cinsiyet ve meslek fark› gözetmeksizin bütün ülkelerin proletaryas›ndan oluflan tek bir uluslararas› orduda, bir tek vücut halinde birleflmeye zorlamaktad›r. Böylece, emperyalizm bir yandan sosyalizmin maddi önkoflullar›n›n yarat›lmas› sürecini gelifltirir ve tamamlarken, di¤er yandan da proletaryay› militan bir uluslararas› iflçi örgütü içinde örgütlemeye zorlayarak, kendi mezar›n› kazacak olan orduyu seferber etmektedir.” (Komünist Enternasyonal Program›) Komünist enternasyonal program›nda ortaya konulan bu görüflleri günümüz koflullar›nda yarat›c› bir tarzda uygulamak için, her fleyden önce bu Marksist düflüncelerin özüne sad›k kalmak gerekir. fiu gerçe¤i kabul etmek gerekir ki; dünyada devrimci ve komünist güçlerin örgütleme, kitleleri etkileme düzeyindeki zay›fl›k, karfl›-devrimci güçlerin çok yönlü ve kapsaml› sald›r›lar›yla birleflince ortaya geçici de olsa, proleter ve devrimci güçler için olumsuz bir tablo ç›kt›. Önderli¤in zay›f oldu¤u süreçlerde nesnel flartlar iyi sonuçlar do¤uramazlar. ‹çinden geçti¤imiz süreçte, genel olarak, devrim ve sosyalizme duyulan güven güvensizli¤e dönüfltü. Bu anlam›yla s›n›f savafl›m› aç›s›n-
dan, tarihin bu kesiti zorluklarla dolu bir kesittir. Ki, bu henüz afl›lm›fl da de¤ildir. Ancak, önümüzdeki y›llarda afl›laca¤› yönünde güçlü emareler bulunmaktad›r. Dolay›s›yla s›n›f savafl›n›n yasalar›n›, tarihin iniflli-ç›k›fll› ilerleyiflini kavramakta yetersiz olan her parti her örgüt ve birey bu süreçte yalpalad›. fiu aç›k ki, devrimci ve komünist güçler, s›n›f savafl›m› tarihinde böylesi zorluklarla yeni/ilk olarak karfl›laflm›yorlar. Bu ne kadar gerçek bir olguysa, böylesi zorlu süreçlerin herkes taraf›ndan gö¤üslenemedi¤i de bir o kadar gerçektir. Zorlu ve karmafl›k sorunlara çözüm bulman›n yolu gerçekleri kavramaktan, gerçeklere hakim olmaktan geçer. Bugün, ülkede ve dünyada yaflanan a¤›r sürecin ortaya ç›kard›¤› f›rsatlar ›n›f savafl›m›n›n lehine de¤erlendirmek, di¤er bir ifadeyle emperyalistlerin bask› ve sömürüsüne karfl› tam da komünist enternasyonalin dikkat çekti¤i gibi “milliyet kültür, dil, ›rk, cinsiyet ve meslek fark› gözetmeksizin, bütün ülkelerin proletaryas›ndan oluflan tek bir uluslararas› orduda, bir tek vücut halinde birleflmeye zorlamaktad›r.” Bu saptama, bugün pratik örgütlenme konusunda birçok biçim alabilir. Burada önemle görülmesi gereken; emperyalistlerin çok yönlü ve kapsaml› sald›r›lar›na karfl› uluslararas› planda esnek ve merkezi örgütlemelerle anti-emperyalizm temelinde bir karfl› koyuflu örgütlemektir. Bu görev bugün kendini her bak›mdan somut olarak dayatmaktad›r. Sonuç al›c›, kal›c› örgütlemeler içinde iradi müdahalelerle bu gücün a盤a ç›kar›lmas› gerekir. Marksist-Leninist-Maoistlerin birli¤i veya MLM’lerin yer ald›¤› platformlar›n örgütleme ve çal›flma tarzlar›na iliflkin dü-
iflsiz gençlerin ordunun sa¤lad›¤› burslar, maafl ve çeflitli yard›mlar ile geleceklerine risksiz bir yat›r›m yapt›klar›n› düflünüyorlard›. Ancak Irak’ta ABD yönetiminin de son günlerde s›kça itiraf ettikleri gibi direniflin yükselmesi risksiz yat›r›m hesaplar›n› tamamen tersine çevirmifl durumda. Yine Vietnam benzetmesine dönersek, Vietnam’›n iflgali döneminde 55 bin ABD askeri Kanada’ya kaçm›flt›. Bugün Kanada’ya s›¤›nma taleplerinin içinde herkesin benzer nedenleri var. Örne¤in Kanada’n›n Toronto kentindeki göçmenlik ve iltica dairesine, Kanadal› efli ve o¤luyla gelen ve savafla gitmemek için birli¤inden firar eden ABD’li asker Jeremy Hinzman, Irak savafl›n›n yasad›fl› oldu¤unu ifade ederek “bu savafla kat›lsayd›m savafl suçlusu olurdum” diyerek iltica talebinde bulunurken; yine Irak’ta görev emri geldikten sonra birli¤inden firar eden Brandon Hughey, Saddam’›n kitle imha silahlar› bulundurmad›¤›n› ö¤renince öfkelendi¤ini anlat›yor. 23 yafl›nda bir ABD askeri olan James Brown ise, Los Angeles’te savafl gazilerine
hizmet veren bir s›¤›nakta yafl›yor. Claybon sivillerin öldürülmesine dayanamad›¤›n› flu sözlerle ifade ediyor: “Erkekleri, kad›nlar› ve küçük çocuklar› öldürdük. Bebeklerin kollar›n›n koptu¤unu gördüm. Bununla yaflamak çok zor. ‹nançlar›m olmasa akl›m› yitiririm.” ABD bir yandan direniflle bafla ç›kmaya çal›fl›rken, di¤er yandan da kendi askerleri ile u¤raflmak zorunda kal›yor ve ABD Merkezi Haber Alma Teflkilat› CIA’n›n Ba¤dat bürosu taraf›ndan haz›rlanan raporda belirtti¤i gibi “Irak’ta durum her geçen gün kötüye gidiyor ve yak›n zamanda ifllerin yoluna girmesi de pek olas› görülmüyor.” Sözkonusu raporun, ABD’li komutanlarca büyük bir baflar› olarak nitelendirilen Felluce operasyonundan sonra gönderilmesi de Irak’taki tablonun yans›tmaya çal›flt›klar›ndan daha da kötü oldu¤unu gösteriyor. Biz CIA raporunun son cümlesinde düzeltme yaparsak do¤rular daha net ortaya konulacakt›r: “Irak’ta (iflgalci emperyalistler) için durum her geçen gün kötüye gidiyor ve ne yak›n ne de uzak zamanda ifllerin (onlar için) yoluna girmesi mümkün de¤il.”
flüncelerimizi asgari düzeyde de olsa, daha önceleri çeflitli vesilelerle dile getirdik. Dünyadaki mevcut geliflmeler ve bu geliflmelerin bize dayataca¤› pratik görev ve sorumluluklar elbetteki bu düflüncelerimizi yeniden gözden geçirmemize neden olabilir. Burada önemli olan s›n›f savafl›m›n› gelifltirip büyütmek için MLM ilkelere daima sad›k kalmaktad›r. Ve Maoizm’i çekim merkezi haline getirmek için mücadeleyi boyutland›rmak ve Maoistlerin birli¤ini yaratmak perspektifini asla gözden kaç›rmamakt›r. fiüphesiz ki, bu perspektife sahip olmak, uluslararas› planda emperyalist-kapitalist sisteme karfl› mücadelede somut duruma uygun ve pratik ifllevi olan farkl› örgütlemeleri yads›mak, bunlar›n d›fl›nda durmak anlam›na gelmez. Bilakis bugün dünyan›n çeflitli bölgelerinde, emperyalist-kapitalist sistemin yaratt›¤› sonuçlara itiraz temelinde de olsa kurulan/oluflturulan onlarca platform vard›r. Bu platformlar genel ve yerel düzeyde kampanyalar örgütlemektedirler. Esnek örgütlenme ilkelerine ve ilerici niteliklere sahip olan platformlarla veya platform üyeleriyle demokratik kurumlar›m›z vas›tas›yla iliflki kurmak, onlarla ortak pratikler gelifltirmek için çaba sarfetmek gerekir. Burada dikkat etmemiz gereken fley, her koflulda ba¤›ms›z politikam›z› korumak ve ayn› zamanda baflkalar›yla ortak pratik sergilemenin kendi içinde bir esneklik tafl›yaca¤› gerçe¤ini asla unutmamakt›r. Di¤er bir söylemle ataca¤›m›z her pratik ad›m›n, yarataca¤›m›z her esnek örgütlemenin s›n›f mücadelesine ne katt›¤› sorusuna yan›t vermektir. E¤er uluslararas› planda yapaca¤›m›z bu hamleler s›n›f savafl›m›na hizmet ediyorsa, ona de¤er kat›yorsa; bu demektir ki, proletarya ve ezilen halklar›n mücadelesine devrimci katk›lar sunuyoruz. Devrimci katk›larla büyütülen bir mücadelenin Proletarya Partisi’nin ç›kar›na olmad›¤›n› düflünmek, sorunu enternasyonal bir bak›fl aç›s›yla de¤il dar ulusal bir bak›fl aç›s›yla ele almakt›r. Bu ve benzeri yaklafl›mlara
asla düflmemeliyiz. Ki, bu yaklafl›m içine girenler kendi enternasyonal niteliklerinde kaç›n›lmaz olarak tart›fl›l›r hale getirirler. “Önce biz”, “sadece bizim ülkemizdeki mücadelenin yükledi¤i pratik görevler üzerinde yo¤unlaflmal›y›z” vb. yaklafl›mlar ne enternasyonalist sorumlulukla ne de birlik/birlikte yürüme kültürüyle ba¤daflmaz. Di¤er tehlikeli bir yaklafl›m ise; baflka güçlerle, demokratik kurumlarla ifl yapma konusunda isteksiz davranmak ve bu konuda gereken duyarl›l›¤› ortaya koyamamaktad›r. Duyarl›l›ktan kastetti¤imiz bu örgütlemelere ön ayak olmaya çal›flmaktad›r. Ve bu tür örgütlemelerin s›n›f mücadelesindeki yerini do¤ru kavramak ve at›lacak her pratik ad›m›n, yürütülen bütün görevlerin bir parças› oldu¤unu bilince ç›karmakt›r. Bu bilinçli yaklafl›m ilkeli oldu¤u kadar esnek bir yaklafl›m› da içermek zorundad›r. Ki her somut sorunda farkl›l›klarla birlikte ortak yanlar› önplana ç›karmak ve bu eksende yürümek de, böyle bir hassasiyeti, böyle bir sorumlulu¤u tafl›may› da zorunlu k›l›yor. Bugün özellikle yurtd›fl›ndaki tüm faaliyetlerde özgünlükleri de dikkate alarak, yani baflka halklarla birlikte somut sorunlar üzerinde birlikte hareket etme, kampanyalar örgütlemek için çaba sarfedilmelidir. ‹lk baflta daha duyarl› ilerici ve anti-faflist güçlerle hareket etmek kendi içinde anlafl›l›r bir fleydir. Ama esas hedef ilerici ve devrimci güçlerle demokratik kurumlarla somut sorunlar üzerinde pratik bir hareket yaratacak çekim merkezi oluflturmak olmal›d›r. Çünkü; kitleleri etkilemek, sistem karfl›t› ve anti-emperyalist bir kanala yöneltmek için bu gereklidir. Asgari düzeyde de olsa bunun nesnel zemini vard›r. Tüm sorun bu nesnel zemin üzerinde üretece¤imiz somut politikalar ve bu politikalar do¤rultusunda ortaya koyaca¤›m›z iradenin gücü ve süreklili¤idir. Bunun için çal›flmalar›m›z› ve içinde yer ald›¤›m›z süreçleri gözden geçirip bizi bekleyen sorumluluklar› daha yüksek bir bilinçle kavrayal›m.
17-30 Aralık 2004
24
11
ACILARDAN UMUT DOĞURMAK... 19 Aralık’ta yaşamını yitirenlerin anısına Mevsim k›flt›... Ve Aral›kt›... Yaflam yo¤un günlerin h›zl› ak›fl› içinde geçiyordu. Bizler hem çocuklar›m›za, yoldafllar›m›za umut ve ses olmaya çal›fl›rken hem de türlü ac›lar içinde yo¤ruluyor, flekilden flekile giriyor, kal›ptan kal›ba dökülüyor, her gün biraz daha çeliklefliyor, biraz daha Partizanlafl›yorduk.... Aral›kt›, Aral›¤›n 19’u... Ac›lar›m›z›n bir ömür boyu silinmeyece¤i kara bir gün, kara, kapkara bir ay... Baz› insanlar için o günün di¤er günlerden pek de fark› yoktu ama dedim ya Aral›kt›... K›flt›... Amans›z yang›nlar›n, ac›mas›z kuflatmas›ndayd› flafak. Ve flafak sabaha evrilmeden zindanlarda ölümün kollar› geziniyor. Zindanlar da yeniden barikatlarla, direnifllerle, halaylar ve z›lg›tlarla özgürlefltiriliyordu. O kara, kapkara gecede evlatlar›m›z›n, dostlar›m›z›n, yoldafllar›m›z›n açl›k grevinde olmalar›ndan kaynakl› huzursuzdum. Pek de rahat olmayan bir uykuya dalm›fl›m ve düfl görüyordum. Düflümün bir yerinde all› turnalar›n peflinden kofluyordum. Birden gökyüzüne tak›ld› gözlerim. Hemen koflarak onu kucaklamaya çal›flt›m. Fakat gö¤ün yar›s›na ancak yetti kollar›m. Gö¤ün, yetiflemedi¤im di¤er yar›s›nda toprak k›zg›n demir tozuna dönüflmüfltü. Ve ayaklar›m eriyip tüm dünyaya yay›lm›flt›, saçlar›ma y›ld›zlar üflüflmüfltü. O gece dolunay› görmüfltüm. Hemen koflup onu incecik ipek ipli¤iyle, nazar boncu¤u yap›p boynuma asm›flt›m ki, her taraftan 盤l›klar, a¤›tlar, demmeler, yükselmeye bafllad›. fiimflekler çak›yor, kurtlar uluyor, f›rt›na, boran ortal›¤› kas›p kavuruyordu. Sonra bir an, sadece k›sa bir an ›fl›kla doldu her yan. Nereden geldi bilemedim. Kocaman heybetli bir all› turna geldi, kondu orta yere ve muhteflem kanatlar›n› uzun, upuzun açt›. “Koflun, koflun kanatlar›m›n alt›na” dedi. Bütün kufllar, ceylanlar, ahular, güvercinler, serçeler, cerenler, marallar, kaç›p all› turnan›n kanatlar› alt›na s›¤›nd›lar. Turna bir yandan kendine s›¤›nanlar› korurken, bir yandan da gö¤ün ötesinden gelen yedi bafll› ejderha gölgesiyle bo¤ufluyordu. Biliyordu ki bu gölgeyi yok ederse dünya yeflillenecek, bütün hayvanlar alemi, çiçekler, rüzgarlar, sesler, renkler, kokular yerlerine dönecek, ›rmak yataklar›n›n duru, köpüklü buz gibi sular basacak, a¤aç, ya¤mur ve ›fl›k cenneti bafllayacak. Her bir taraf ayd›nlanacakt›. Birden korkunç 盤l›klar atarak bir üveyik kuflu havaland› flafak vakti. Do¤adaki herfley ama herfleyin adeta durdu¤u an... Rüzgar, kufllar, yapraklar... Ve bir kurflun ç›kt› namludan aniden. Kalp at›fllar›m h›zlanmaya, flakaklar›m zonklamaya bafllad›. Ellerim, ellerimi kalbimin üzerine götürüp bast›rd›m. O an, tarifsiz bir ac› sapland› yüre¤ime. Böyle olmaz m› zaten; kurflunlar o¤ullar›m›z›, k›zlar›m›z› bulur fakat vurulan hep analar›m›z olur... Bundan tam tam›na 5 Aral›k önce karanl›k duvar gibiydi, geceye ya¤mur ya¤›yordu. Önce kufllar ald› ya¤murun ve zulmün ve katliam›n haberini. Sessiz sedas›z terk ettiler, yoldafl tad›nda uzun uzun voltalar at›lan, tür-
kü tad›nda halaylara durulan, sevinçlerin, öfkelerin, hüzünlerin paylafl›ld›¤›, de lori lori’lerin çekildi¤i avlulara, sonra boflalan yerlere y›lanlar, akrepler, ç›yanlar, çakallar sürüsü dolufltu. Difle difl bir kavga bafllad› iki güç aras›nda. Birinci güç gözünü k›rpmadan, insanl›¤›, onuru, sevgiyi, eme¤i savundu. ‹kinci güç, yalan›, talan›, hainli¤i, kokuflmufl, çürümüfl düzeni, kahpeli¤i savundu, onursuzlu¤u savundu dört gün boyunca... Ne kadar uzundu o dört gün, direniflle, barikatla geçen dört koca gün... Haberi ald›¤›m gibi yollara vurdum kendimi. H›zl› m› yürüyordum yavafl m›? Gidece¤im yere do¤ru mu gidiyordum? Yoksa uzaklafl›yor muydum oradan, bunlar›n önemi yoktu benim için. Yürümek, yürümek önemliydi... Ve canla baflla yürümeye çal›fl›yordum. Sesimin ç›kt›¤› kadar, bo¤az›mdaki damarlar çatlayas›ya kadar ba¤›rmak, durmadan ba¤›rmak istiyordum. “Katiller, katiller” sesim ç›km›yordu, sesimi kaybetmifltim. Nihayet Ümraniye Zindan›’na vard›m. Üç yüz metre öteden kesmifllerdi yolumuzu. Aral›kt› ve ya¤mur ya¤›yordu. Ya¤mur alt›nda suskun bekleyen kalabal›k bafllar›n› yere e¤mifl, üflümüfl, donmufl, kal›plaflm›fl gibiydi. Hiç kimsede en ufak bir k›p›rt› yoktu, birden üst üste gelen
kurflun sesleri, a¤›r silah sesleri ile birlikte kalabal›kta bir vaveyla koptu. Dalgaland›k, örselendik. Analar... Analar›n a¤›tlar›na ya¤mur efllik ediyordu. Askerler üzerimize do¤ru yürüdü. Sloganlarla karfl›l›k verdik. Sloganlar›m›z hepsinin yüzüne tokat gibi çarpt›. Onlar da ürktüler. Böyle bir fleyi beklemiyorlard›. A¤l›yordu analar, teselli edemiyorduk. Caminin orada bekliyorduk yollar›m›z kesili. Haberi alan herkes kofluyordu hapishane önüne. ‹lerleyen saatlerde insanlar ço¤ald›kça ac›lar›m›z da ço¤al›yordu. Ya¤mur h›zland›kça bütün co¤rafyam›zda ölümün kollar› geziyordu. Ve Ümraniye yan›yordu. Analar gördükleri her araban›n, dozerin, ifl makinelerinin, ambulanslar›n önüne 盤l›k 盤l›¤a atl›yorlar. Vinçleri, cemseleri tekmeliyorlar, bir taraftan da ba¤›r›yorlard›. “Öldürüyorlar çocuklar›m›z›”, sesimizi kimse duymuyordu, ç›rp›nmalar›m›z› kimseler görmüyordu. ‹nsanl›¤a sesleniyorduk, kimseler ses vermiyordu. Az ötemizde katliam oluyordu. Bir fley yapamaman›n etkisiyle dayanam›yor art›k bacaklar›m. Oldu¤um yere çöküyorum ve düflünüyorum. Niflangahlar›nda eme¤in ve özgürlü¤ün to-
humlar›n› tafl›yan yi¤it insanlara mezar oluyor Aral›k... O h›zland›kça ben soruyorum ya¤mur sa¤ana¤›na. “Nedir bu kan? Yan›k et kokusu, bu uluyufl, bu kanl› ziyafet sofralar›?” Ya¤mur cevap vermiyor. Sadece daha da azg›nlafl›yor, Ümraniye yan›yor. Hapishane yönünden 盤l›klar, sloganlar geliyor. Sanki kula¤›ma dozerin çal›fl›rken ç›kard›¤› sesler, silah sesleri, direnifl sesleri geliyor. Kara, kapkara dumanlarla birlikte nefes almak istemiyorum, gö¤süm daral›yor sanki, her nefeste ci¤erlerime yan›k et kokusu doluyor. Öfkemizi ve kinimizi içimizde tutam›yoruz. Daha fazla flehit haberleri geliyor habire. Bütün düflen yoldafllar›m›z ve siperdafllar›m›z için sayg› duruflu yap›yoruz. Katiller sürüsü sald›r›yor bize. Cana can, difle difl vermemeye çal›fl›yoruz insanlar›m›z›. Nafile, birkaç can›m›z› kopar›p gözalt›na al›yorlar. Biz geride kalanlar, tekrar toparlan›p cami avlusuna geçiyoruz. Analar›n bafllar› yerde, yüzleri kederli ve umutsuz. E¤ik bafllar k›m›ldam›yor hiçbir yöne bakm›yor. Ya¤murda utanç gibi bir fley var bekliyoruz. Bekliyorum, yoldafllar›m›n gelmesini bekliyorum. K›z›m›, can›m› da bekliyorum. Sadece ben de¤ildim bekleyen; onu a¤açlardaki sal›ncak, vitrindeki uzun sar› saçl› oyuncak bebek, pamuk prenses, pinokyo, küçük prens ve yedi cüceler de bekliyordu. Yoldafllar›m sizi sadece bahar› bekleyen yaprak, elma a¤ac›ndaki çiçek, goncas›ndaki s›k›lan gül, nar çiçekleri, menekfleler, nergizler de bekliyordu. Çi¤demim, çiçe¤im, çok küçüktü. Henüz flafakta gün do¤umlar›n› izlemedik birlikte, toprak anan›n koynunda gökyüzünü seyredip de kayan y›ld›zlara niyet tutmad›k, havai fifleklerin alt›nda binbir renge hayret edip sevinmedik henüz, coflmad›k... Haber geldi, ‹stiklal Caddesi’nde katliamla ilgili yürüyüfl olacakm›fl. Olurlad›k hepimiz, “gidelim tabi, iyi olur. Sa¤›r kulaklara, görmeyen gözlere, lal dillere sesimizi duyural›m” dedik, fakat gel gör ki ayaklar›m›z sanki topra¤a yap›flm›fl gibiydi. Hiç ayr›lmak istemiyoruz buradan. Onlar› bu zalimler, akbabalar sürüsüne b›rak›p da nas›l gideriz. Sanki sesler duydum bir an. “Gitme kal, gitmeyin. Kal›n bizler sizden güç buluyoruz.” Döndüm, hapishane taraf›na bakt›m, gördü¤üm fley sadece duman, dozerler, ifl makineleri, ambulanslard›. Sloganlar geliyor kula¤›ma. Gö¤süm daral›yordu. ‹nsan›n yaflam›nda öyle zamanlar vard›r ki; ne sözcükler bulunur yaflan›lanlar› anlatmaya, ne de anlat›lanlara yürek dayan›r. Ve yaflanan baz› olaylar›n, haf›zalardan silinmesi çok zordur. Hayat›m›z›n en zor an›yd› yaflad›¤›m›z.... Gitmek ya da kalmak, güç de olsa gitmeye karar verdik. Bir fleyler yapmal›yd›k. Madem ki onuru, insanl›¤›, yaflam› ayakta tutuyor çocuklar›m›z, yoldafllar›m›z; öyleyse gün direnme günüydü... Toparland›k, içimdeki s›z›yla giden toplulu¤un arkas›na düfltüm. Akflam 19:00’da ‹stiklal’de bulufltuk. Yüzlerce insan seli ak›yordu Taksim’e.
GÜN’DE DÜN.. 17 Aral›k 1919. Türkiye ‹flçi ve Çiftçi Sosyalist F›rkas› kuruldu. 1959. 40 Kürt ayd›n›, “bölücülük” iddias›yla tutukland›. “K›rkdokuzlar davas›” ad›yla bilinen dava sonucunda 40 Kürt ayd›n› çeflitli illere sürgün edildi. 1965. Türkiye Fikir Kulüpleri Federasyonu, FKF kuruldu. 1984. Yüksekö¤renim Kurulu, YÖK ö¤retim üyeleri ve ö¤renciler hakk›nda “bilgi fifli” tutulmas›n› istedi. 1830. Güney Amerika ba¤›ms›zl›k savafl› önderi Simon Bolivar öldü. 18 Aral›k 1969. Türkiye Ö¤retmenler Sendikas›, TÖS ile ‹lkokul Ö¤retmenleri Sendikas› ‹lk-Sen ortak boykotu 3 gün sonra sona erdi.120 bin ö¤retmenin kat›ld›¤› boykot sonras› TÖS Baflkan› Fakir Baykurt’a iflten el çektirildi ve 2 bin ö¤retmen hakk›nda kovuflturma bafllat›ld›. 19 Aral›k 1969. Amerikan 6. Filosu, ‹zmir’e geldi. Filonun gelifli protesto edildi ve Amerikal› denizciler tartakland›. 20 Aral›k 1969. Y›ld›z Devlet Mühendislik ve Mimarl›k Akademisi kapat›ld›. Ö¤renci Battal Meheto¤lu’nu öldürmekten san›k biri polis 7 kifli tutukland›. 1973. ‹spanya Baflbakan› Amiral Luis Carrero Blanco otomobilinde giderken havaya uçuruldu, öldü. Suikast› k›sa ad› ETA olan Bask Yurdu ve Özgürlü¤ü örgütü üstlendi. 21 Aral›k 1978. Kahramanmarafl’ta faflistler iki solcu ö¤retmeni öldürdü. 1990. Lice Kaymakaml›¤›’na bask›lar› flikayet etmek için giden köylülere atefl aç›ld›,1 kad›n ve1 çocuk öldü. 1879. Sovyetler Birli¤i liderlerinden komünist önder Josef Stalin do¤du. 22 Aral›k 1962. Türkiye ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu, Türk-‹fl, Ankara’da “Komünizmi Telin” mitingi düzenledi. 1978. Marafl’ta katliam; 22-26 Aral›k Marafl’ta faflistlerin bafllatt›¤› sald›r›larda 105 kifli öldü ve 176 kifli yaraland›. Olaylarda hayat›n› kaybedenlerin ço¤u solcu ve Alevi’ydi. 23 Aral›k 1980. Ankara’daki M›s›r Büyükelçili¤i’ni basan 4 Filistinli gerilla idama mahkûm edildi. 24 Aral›k 1979. Rus Sosyal Emperyalistleri Afganistan’› iflgale bafllad›. 1979. Tüm Ö¤retmenler Birleflme ve Dayan›flma Derne¤i, TÖB-DER Kahramanmarafl katliam›n›n y›ldönümünde Türkiye çap›nda direnifl ve protesto eylemleri düzenledi. Eylemler s›ras›nda 4 kifli öldü, 4000 kifli gözalt›na al›nd›. Ankara S›k›yönetim Komutanl›¤› TÖB-DER Genel Merkezi’ni kapatt›. 25 Aral›k 1970. Ankara’da Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu, Dev-Genç üyesi Nail Karaçam ile Mehmet Demir’i faflistler kurflun ya¤muruna tuttu. Nail Karaçam hastaneye kald›r›l›rken yolda öldü.
25
11 Öfkeliydik, üzüntülüydük, yoksulduk, yoksunduk. Çocuklar›m›z›n sesini hayk›r›rken eylemde, yine bizim pay›m›za coplar, gözalt›lar, yerlerde tekmelemeler düfltü. Y›lmad›k, geri ad›m atmad›k. Boyun e¤medik kan içici cellatlara, hayk›rd›k. “Devrimci tutsaklar onurumuzdur. Onurumuzu çi¤netmeyece¤iz.” Gece olmufltu, ÖDP’li dostlar›m›z kucak açt› bizlere. Az da olsa birfleyler yemeye çal›flt›k. Battaniyeler, giysiler akt› parti binas›na gece boyunca. Çaylar demlendi, ard› ard›na sigaralar içildi. Gözler medyada. Umutlar›m›z› uykunun ve ac›n›n derinli¤inde b›rakarak birkaç saat uyumaya çal›fl›yoruz. Günefl do¤maya bafllad›. Aral›kt›, gün do¤umuna ya¤mur ya¤›yordu. Ö¤lene do¤ru ç›kt›k, DSP ‹lçe binas›na gidece¤iz. Ve bu katliam›n hesab›n› soraca¤›z. 15 kifli DSP’ye üst kata ç›kt›k. Bizi içeri almad›lar. Onlara, bizim param›zla politika yapt›klar›n› ve yaflad›klar›n›, onlardan hesap sormaya geldi¤imizi söyledik. Polisi ça¤›rd›lar. Gelen ekipler bize sald›rd›. Epeyce bo¤ufltuk. Sloganlar›m›z k›r›lan cam seslerine kar›flt›. Cop darbeleri ve tekmelerle bizi yüzükoyun yere düflürdüler. Kollar›m›z› arkadan kelepçelediler. Dördüncü kattan sürükleyerek girifl kap›s›na götürdüler. Telsizle konuflan polis, amirine bizim binaya zarar verdi¤imizi, camlar› k›rd›¤›m›z› söylüyordu. Onlar, yi¤it devrimcilerin öldürüldü¤ünü, iflkence alt›nda oldu¤unu düflünmüyordu, biz hat›rlatt›k! Hakl› oldu¤umuzu söyledik ve her hakl› direnifl, tarihte zaman› geldi¤inde gerçek yerini bulacakt›r dedik. O gece nezarethanede Hortum Süleyman’›n coplar›yla tan›flt›k. Ertesi gün savc›l›ktan b›rak›l›nca önce son haberleri almak için ‹HD binas›na gittim.
O s›rada Ankara ‹HD polis taraf›ndan bas›lm›fl tüm arfliv ve bilgisayarlara el konulmufl, bir gün önce eylemlerden tutuklananlar olmufl, bize “‹HD’ye üye olmayanlar›n ç›kmas›” söylendi. Ç›kt›m ÖDP binas›na gitmek istedim. Amac›m ölü ve yaral›lar› ö¤renmekti. Oraya da çevik kuvvet bask›n yapm›flt›. Geri ‹stiklal Caddesi’ne döndüm. Frans›z Konsoloslu¤u’nun orada bir köfleye oturup çevremi gözlemledim... Onlarca insan›n, hem de her renk, her çeflit, her tip insan›n cirit att›¤› ‹stiklal’de gelip geçenleri seyrediyorum. Nefleli, “güzel yüzlü”, iyi giyimli ve besili olanlara da tak›l›yor gözlerim. ‹nsanl›¤›n hayli düfltü¤ü, onurun, dürüstlü¤ün, erdem sahibi olman›n ayaklar alt›na al›nd›¤› günler yafl›yoruz... Devrimciler zindanlarda can bedeli çarp›fl›rken gerdanlar› ya¤l›lar›n, çetelerin, hortumcular›n, etkili ve yetkili kiflilerin iflkembelerini doldurmak için türlü alavere, dalavere çevirdi¤i geliyor akl›ma. Halk›m›z›n ne zaman aymaz uykusundan uyanaca¤›n› soruyorum kendime. Bu insanlar neden böyle? Gerçek suçlu kim? ‹nsanlar› yürüyen cesetlere benzetiyorum. Ve yüre¤imin oca¤›n› söndürmemeye çal›fl›yorum. Yürüyorum, Tünel’e do¤ru. Ya¤mur ya¤›yor, kuru bir suskunluk kavuruyor dudaklar›m› sanki. Bir yudum suya hasret ad›mlar›m a¤›rlafl›yor. Gitgide ayaklar›mda tonlarca yük, mevsimler mi de¤ifliyor ne? fiehirlerde çok kasvetli bir hava, kan kokusu var. Kurfluni bir a¤›rl›k dolduruyor içime. Bütün hücrelerimde ac›n›n, taht kuruflunu hissediyorum. ‹çim ac›yor, yüre¤imin mengenelerle s›k›flt›r›ld›¤› düflüncesiyle ad›ml›yorum kald›r›mlar›. ‹ki üç gündür do¤ru düzgün yemek yiyememifltim. ‹çimi bir çorban›n s›cakl›¤›nda ›s›tamam›flt›m. Ve flimdi a¤r›lar›-
17-30 Aralık 2004
m›, s›z›lar›m› güz ya¤murlar›yla y›kama sevdas›ndayd›m. A¤l›yordum, utangaç duygular›m›n ma¤lup oldu¤unu hissederek a¤l›yordum. Sar›l›p h›çk›rarak a¤lamak için bir yoldafl›m olsun istedim yan›mda. Ne kadar zaman oldu acaba doya doya a¤lamayal› haf›zam› yokluyorum. Yüre¤imin titredi¤inin fark›na var›yorum. Kar so¤u¤u var bedenimde. Ruhum üflüyor. Oysa, atefller içindeyim. Kalabal›¤›n aras›na kar›fl›yorum yüzlerinde maskeyle soka¤a ç›kan insanlara bakmak gelmiyor içimden. Yüzüme geçirdi¤im kendi maskemi ç›kar›p atmal›y›m önce diyorum. Önce kendi duvarlar›m› y›kmal›y›m. Her fleye ra¤men umuda perçinlenmeli yüre¤im. Birden bir k›z çocu¤u geliyor yan›ma. Çingene k›z›. Saçlar› karmakar›fl›k. “Abla niye a¤l›yorsun, vereyim mi bir mendil?” diyor. Befl paket istiyorum. Seviniyor. Ifl›lt›l› gülücükler yolluyor bana. Gözlerindeki ›fl›ktan etkilenmemek imkans›z. Bir vitrine yaklafl›yorum. Gözlerime bak›p camdan gülümsüyorum kendime. Gözlerim ›fl›klan›yor. Bu kadar zulmün ortas›nda ›fl›¤›m› yitirmemiflim ne güzel. Umutlar›ma tohum oldu bu gülüfl. Ya¤mur da durdu art›k. Günefl, envai çeflit rengini üzerimize salmaya bafllad›. Hayret ediyorum kendime. Hala ayaktay›m. Ve çocuklar›m›z›n, yoldafllar›m›z›n seslerine ses katmak için çabal›yorum. Demek ki beni, ayakta tutan bir güç var. Benim d›fl›mda geliflen bir güç. Yaflam bu olsa gerek. Devrimciler direniyor, teslim al›namad›. Kay›plar›m›z çok olacak belki ama bu direnifl, tarihin sayfalar›nda yer alacak biliyorum. Sonunda iyiler kazanacak, biz kazanaca¤›z. Ümraniye’ye do¤ru yürüyorum.... Semiha K›rkoç TUYAB emekçisi
ÇA⁄RI Parti ve devrim flehitlerini anmak, onlardan ö¤renmek, yaflamlar›n›n ve mücadelelerinin yeni kuflaklara aktar›lmas›n› sa¤lamak için tüm okurlar›m›zdan çevrelerindeki Parti ve devrim flehitlerinin aileleri ve yak›nlar›yla röportaj yapmalar›n›, yaflamlar› hakk›nda bilgi almalar›n› ve her türlü bilgi-belgeyi bize ulaflt›rmalar›n› bekliyoruz. Cellatlar›n tarih çöplü¤üne at›lmas›, flehitlerin unutulmamas› ve unutturulmamas› için tüm okurlar›m›z› bu konuda duyarl› olmaya davet ediyoruz.
KEMAL ASKER‹ ÖLÜMSÜZDÜR! 2 Aral›k 1994 y›l›nda Dersim’ de 11 yoldafl›yla birlikte düfltü¤ü pusuda flehitler kervan›na kat›lan DHKP-C kurucu üyesi ve Dersim K›r Gerilla Birli¤i Komutan Yard›mc›s› Kemal Askeri Tarsus Yeflil Mahalle Mezarl›¤›’nda bulunan mezar› bafl›nda yoldafllar› ve dostlar› taraf›ndan an›ld›. “Kemal Askeri ölümsüzdür”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Sonuna sonsuza sonuncumuza kadar direnece¤iz” dövizlerini açan kitle mezarl›k giriflinden Askeri’nin mezar›na kadar “Kemal Askeri ölümsüzdür” , “Dersim flehitleri ölümsüzdür” slo-
ganlar›yla yürüdü. Mezar bafl›nda devrim flehitleri an›s›na yap›lan sayg› duruflundan sonra bir yoldafl› taraf›ndan Kemal Askeri ile ilgili bir konuflma yap›ld›. Partizan ad›na yap›lan konuflmada ise siperdafll›¤›n, devrim flehitlerini anman›n ve Muharremlerin, Aflk›nlar›n, Caferlerin, Kemal Askerilerin devretti¤i bayra¤› yere düflürmemenin önemine de¤inildi. Kitle daha sonra ayn› mezarl›kta bulunan 96 Ölüm Orucu flehidi Altan Berdan Kerimgiller’in mezar›n› ziyaret ettikten sonra alk›fllarla da¤›ld›. (Mersin)
KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER... Ali YILMAZ: 1956 y›l›nda Bingöl’ün Ki¤› ilçesi Okçiyan köyünde do¤du. Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle tan›flt›ktan sonra ‹stanbul Anadolu yakas›nda fabrika örgütleme komitesinde faaliyet yürüttü. ‹brahim Kaypakkaya’n›n katledilmesinde büyük rol oynayan S›k›yönetim Savc›s› Yaflar De¤erli’nin arabas›na bomba koyma eyleminde görev ald›. 30 Kas›m 1978’de Maltepe Gülsuyu’nda kendi imal etti¤i bir bomban›n kaza sonucu patlamas› üzerine yaralanarak düflman›n eline geçti. ‹flkencecilere kök söktürdü ve taviz vermedi. Bunun üzerine 24 Aral›k 1978’de katledildi. Mustafa fi‹fiMAN: Aslen Sivasl› olan Mustafa fiiflman 24 Aral›k 1978’de Proletarya Partisi’nin yürüttü¤ü ‘MHP, ÜGD kapat›ls›n, M‹T kontrgerilla da¤›t›ls›n’ adl› kampanyan›n afifllerini ast›¤› s›rada Topkap› Mithatpafla’da fabrika bekçisi bir gericinin açt›¤› atefl sonucu katledildi. Ali KEPEZ: Elbistan do¤umludur. Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle ‹stanbul’da tan›flt›. Ümraniye’de gecekondu yap›m›nda çal›flt›. Sonras›nda yurtd›fl›na ç›kt›. 23 Aral›k 1979’da kald›¤› evde ç›kan yang›nda yaraland›, daha sonra kald›r›ld›¤› hastanede yaflam›n› yitirdi. Sedat KARADA⁄: Urfa Siverek do¤umludur. Ailesi sonradan Mersin’e göç etmiflti. 27 Aral›k 1980’de tutsak bulundu¤u Adana Kiremithanedeki Eski Hapishanede askerlerin sald›r›s› sonucu katledildi.
“19Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z!” Mersin’de Partizan ve ESP yapt›klar› bir bas›n aç›klamas›yla 19 Aral›k katliam›n› k›nad›. 10 Aral›k Cuma günü saat 13:00’de Ziraat Bankas› önünde toplanan kitle “Tecriti kald›r›n, ölümleri durdurun” pankart› açt› ve 19 Aral›k katliam› ve Ulucanlar katliam›n› yans›tan resimler tafl›d›. Kitle “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z” sloganlar›n› atarak Tafl Bina önüne kadar yürüdü. Burada grup ad›na aç›klamay› okuyan gazetemiz çal›flan› Selçuk Birginal “19 Aral›k
katliam›n›n yaklaflt›¤› bugünlerde Ceza ‹nfaz Yasas›’yla yeni bir ad›m at›lan tecrit sald›r›s›n› protesto ediyoruz. 19 Aral›k sabah› binlerce kolluk gücü, silah›, bombas›, gaz›yla sald›ran devlet 28 tutsa¤› katletti, onlarcas›n› yaralad›. Bizler Partizan ve ESP olarak 19 Aral›k katliam›n› k›n›yoruz” dedi. Kitle bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan polisin kamerayla çekim yapmas›n› protesto etmek amac›yla 5 dakikal›k oturma eylemi yapt›ktan sonra “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” slogan›n› atarak da¤›ld›. (Mersin)
26
17-30 Aralık 2004
11
“Amerika’da siyahi bir kad›nsan›z; iki kez bask› görüyorsunuz” -Öncelikle bize örgütünüzü tan›t›r m›s›n›z? Ne tür faaliyetleriniz var? Örgütümüzün ismi DAMYAN. Bu, Filipin dilinde “yard›mlaflma” anlam›na geliyor ve New York’ta bulunan Filipinli iflçilerin örgütü. Bizim faaliyetimize gelince; bizler üyelerimizi onlar›n temel haklar› üzerinde e¤itiyoruz, onlara ayn› zamanda yanl›fllar›n kökenlerini ö¤retiyoruz. Örne¤in baflta kad›nlar olmak üzere birçok Filipinli’nin ülkesini neden terk etmek zorunda kald›klar›n›. Yine Filipinler’deki ulusal demokratik hareketler olan Sosyal Adalet hareketini tan›tmay› amaçl›yoruz. Böylece mücadelenin bir parças› ve destekçisi olmalar›n› sa¤lamaya çal›fl›yoruz. -Ülkenizdeki kad›n göçmenlerin genel olarak yaflad›klar› sorunlar nelerdir? Üyelerimizin yar›s›ndan fazlas›, özellikle kad›nlar, kay›t d›fl› olarak orada bulunuyorlar. Bunun anlam›, çal›flma hakk›na, yani eyalette legal olarak bulunma hakk›na sahip de¤iller. Özellikle yaflanan sorunlardan biri olarak, Filipinli kad›nlar yakaland›klar› zaman cinsel tacize u¤ruyorlar, bu sadece Filipinli kad›nlar için geçerli de¤il; tüm göçmen kad›nlar da ayn› sald›r›ya maruz kal›yorlar. Çünkü onlar›n orada bulunmalar› yasal de¤il ve bu yüzden de ifl bulmalar› çok zor. Dolay›s›yla haklar›n› savunmalar› zor. Hem tacize u¤ruyorlar, hem de çok az bir ücret al›yorlar, bazen de ücretsiz çal›flt›r›l›yorlar. Patronlar taraf›ndan tehdit edilerek çal›flma saatleri d›fl›nda da çal›flt›r›l›yorlar. Bu insanlar ailelerinden tamamen ayr›lar. Bugün Filipinler’i terk eden nüfusun % 70’ini kad›nlar oluflturuyor. Bunun nedeni yurtd›fl›nda bulabildikleri en yayg›n ifl, ev iflleri oluyor. Biz toplumu genel olarak e¤itmeye çal›fl›yoruz ve Filipinler’deki hareketi desteklemek için faaliyetler yap›yoruz. Filipinler’deki göçmenli¤in nedeni ekonomik krizdir ve birçok insan özellikle de kad›nlar bu yüzden ülkelerini terk etmek zorunda kal›yorlar. Bu yüzden bizim ilk iflimiz Filipinler’deki sosyal adalet hareketidir. -Amerikal› bir kad›n olarak göçmen örgütlerine nas›l ilgi duydunuz? Ve neden Filipinler, onlarla ilk iliflkiyi nas›l kurdunuz? Ben ilk olarak Filipinler’e 1996’da bir kilise gönüllüsü olarak gittim. Ve göçmen kad›n örgütünde çal›flmak istedim. ‹nsan›n kendi ülkesini terk etmesinin nas›l bir fley oldu¤unu ö¤renmek istedim, çünkü bu ABD’de çok
Geçti¤imiz ay Hollanda’da yap›lan ILPS Kongresi’ne kat›l›p, daha sonra ülkemize gelerek on gün boyunca misafirimiz olan NISPOP aktivistleri Dan Wilson ve Amanda Vender’le pek çok konuda bilgi al›flveriflinde bulunduk. Bu röportajda sar›fl›n, mavi gözlü bir “öteki” olan Amanda’n›n New York’ta ve Amerika’daki göçmen kad›nlar için yapt›¤› çal›flmalar› ve genel olarak Amerika’daki insan haklar›n›n durumunu konufltuk. farkl›. Filipinler’deyken Filipinler’deki ABD iflgalinin tarihini gördüm. Amerikan hükümetinin mevcut politikalar› Filipinler’i yar›-sömürge konumunda tutmaya yöneliktir ve bu gerçek bana bir Amerikal› olarak bu tür politikalara karfl› mücadele etmek gerekti¤ini ö¤retti. Orada okulda ö¤renmedi¤imiz kadar yoksulluk vard›. Bunda benim de sorumlulu¤um vard›. Çünkü bu adaletsizlik benim ad›ma yap›l›yordu. Bu yüzden düflünmeye bafllad›m. Hareketin gücü Filipinler hakk›nda daha çok ö¤renmeye itti beni. Bu ülkedeki mücadeleden çok fley ö¤rendim ve ülkeme döndü¤ümde göçmen örgütünde aktif hale geldim. -ABD’deki özellikle kad›n hareketi ne durumda? Onlar›n karfl›laflt›klar› sorunlar neler? Kendi deneyimlerimden biliyorum ki, Amerikan halk› kapitalist kültürden gerçekten etkilenmifltir. Özellikle kad›nlara çok güzel olmak zorunda olduklar› söylenir ve ulaflmam›z gereken sabit tipler vard›r. Bunun kapitalist kültürün bir parças› oldu¤unu biliyorum. Erkekler de bu kültürün hedefidir. Kad›nlarla ilgili, evet fliddet mevcut. Ülkemiz sürekli daha fazla sömürge elde etmek için savafla gidiyor, bu yüzden fliddet içeren bir toplumda yafl›yoruz ve bu fliddetin unsurlar›yla sürekli karfl›lafl›yoruz. (E¤er bir kad›n hareketi olarak adland›r›rsak) Mevcut hareket üretim haklar› üzerine odaklanm›fl durumda. Bu büyük bir hareket, fakat s›n›f bilincine sahip de¤iller.
Birçok insan ABD’ye geldi¤inde k›sa zamanda birçok insan›n iyi bir yaflam› oldu¤unu düflünüyor; daha sonra yoksulluk s›n›r›nda yaflayan insanlar› görüyorlar. Özellikle de kad›nlar, çünkü kad›nlar hala erkeklerden daha çok sömürülüyor. Emperyalist ülkelerde dahi kad›nlara daha az ücret ödeniyor. Ve e¤er siyah bir kad›nsan›z iki kez bask›ya maruz kal›yorsunuz; önce kad›n oldu¤unuz için, ikincisi derinizin renginden dolay›.
Amerikal› kad›nlar sözde “ba¤›ms›zl›k” için aya¤a kalkt›klar›ndan beri daha iyi ifl bulabiliyorlar. Bugün göçmen kad›nlar›n yapt›klar›n› onlarca y›l önce kendileri yap›yorlard›. -Di¤er ülkelerden göçmen örgütleriyle ba¤lant›n›z var m›? Örne¤in Latin Amerika gibi. Evet, elbette birçok ba¤lant›m›z var. Dünyan›n çeflitli yerlerinde 8-9 Filipinli göçmen örgütü var. Migrante (Göçmen) ad›nda bir örgütümüz var, Güney Asya/Hindistan ve daha birçok yerden göçmen örgütleriyle iliflkimiz var. New York “Ev iflçileri birli¤i” ad›nda bir birlik var. Ayr›ca tüm savafl karfl›t› örgütlerle ba¤›m›z mevcut. Ayn› zamanda göçmen iflçilerin haklar›n› destekleyen geleneksel emek örgütleriyle birlikte yapt›¤›m›z ifller de oldu. -Göçmen kad›nlar genellikle hangi ifllerde çal›fl›yorlar? Bizim üyelerimiz ço¤unlukla ev iflçisi, küçük çocuklar›n dad›s› olarak çal›fl›yorlar, evi temizliyorlar yada yatalak insanlara bak›yorlar. Genellikle iflverenlerin evinde kal›yorlar ve ço¤unlukla avukat, bankac›, medya çal›flan›, hükümet görevlilileri ve ifladamlar› gibi New York’un en zengin insanlar› için çal›fl›yorlar. -Peki, 11 Eylül sonras› “terörizme karfl› savafl” demagojilerinin göçmenler üzerinde etkileri neler oldu? 11 Eylül sonras› çok kötüydü. fiöyle diyebiliriz, bu dönem Filipinliler gibi özellikle de farkl› ›rklardan insanlardan olan birçok göçmen için felaket getirdi. Tabi Arap kökenli göçmenler için (özellikle Pakistan, Bangladefl, Hindistan ve ‹ran gibi) daha da kötü bir dönemdi. Birçok üyemizin ifllerine son verildi¤ini gördük. Ço¤u zaman, iflverenler göçmenler konusunda psikolojik problemler yaflad›lar, çok ürkmüfllerdi. ‹fllerinden at›lmayan göçmenler de patronlar›n›n kaba, ürkütücü, afla¤›lay›c› hareketleriyle karfl›laflt›lar. Birçok göçmen ülkelerine s›n›rd›fl› edildi. Fakat yine de 11 Eylül özellikle Arap kökenli göçmenleri etkiledi. -Halk içinde gericili¤in yükselifli ne durumda, özellikle ›rkç›l›¤›n? Çok fazla. Biz bir taksici örgütüyle de çal›fl›yoruz, çal›flanlar›n›n ço¤unlu¤u erkek. Onlar bize korkunç hikayeler anlat›yorlar, sald›r›ya u¤rayan, öldürülen taksi floförleri hakk›nda. Özellikle 11 Eylül sonras› günlerde, tüm göçmenlere “Afl›r› ‹slamc›lar” gözüyle bak›l›yordu. Hükümet de “özel fiflleme” politikas›-
n› uygulamaya koydu. Bu politika belli ülkelerde -Pakistan, ‹ran, Irak gibi- göçmenlere özellikle uygulanmakta. Bu göçmenler kay›tlar›n› yenilemeye zorland› ve birço¤u da ülkesine iade edildi. -Ülkeniz her zaman “Amerikan rüyas›” ya da “f›rsatlar ülkesi” olarak adland›r›lmakta. Bunlar› duydu¤unuzda insan haklar› ihlalleri için neler düflünüyorsunuz? San›r›m ABD’deki birçok insan iyi yafl›yor ve yüksek yaflam standartlar›na sahipler. Ve inan›yorum ki bu, emperyalistlerin politikalar›d›r. Onlar bizim “fliflman ve mutlu” olmam›z› istiyorlar ve dünyada neler oldu¤undan haberdar olmam›z› istemiyorlar. Bizler di¤er ülkelerdeki yoksullu¤u duydu¤umuzda, onlar bize bunun nedeninin onlar›n tembelli¤i ve ülkelerinin yoksullu¤u oldu¤unu söylüyorlar. Bu emperyalizmin plan›d›r, onlar halklar›n›n memnun olmas›n› ve bunun için ›rkç›l›¤› vaaz ediyorlar. Fakat ayn› zamanda onlar› afl›r› kâr h›rs›ndan dolay›, emekçilerin ücretlerini düflük tutuyorlar. Bu yüzden bu kadar çok yoksulluk var. Bu ›rkç›l›kla genifl bir ba¤lant›ya sahip, hala köleci tarihimizden kaçma s›k›nt›m›z var. fiu anda Türkiye ile karfl›laflt›r›lacak kadar olmasa da hapishaneler problemimiz var, yarg›lamalar genellikle sosyal-suçlar için yap›l›yor. Sözde Amerikan rüyas› imaj›, birçok insan ABD’ye geldi¤inde k›sa zamanda birçok insan›n iyi bir yaflam› oldu¤unu düflünüyor; daha sonra yoksulluk s›n›r›nda yaflayan insanlar› görüyorlar. Özellikle de kad›nlar, çünkü kad›nlar hala erkeklerden daha çok sömürülüyor. Emperyalist ülkelerde dahi kad›nlara daha az ücret ödeniyor. Ve e¤er siyah bir kad›nsan›z iki kez bask›ya maruz kal›yorsunuz; önce kad›n oldu¤unuz için, ikincisi derinizin renginden dolay›. Tüm ›rkç› yasa uygulamalar›yla ba¤lant›l› olarak politikalar, polis vahfleti veya hapishanelerdeki uygulamalar insan haklar› ihlalleridir. -Son olarak; Türkiye’deki devrimci-demokratik kamuoyuna ve halk›m›za iletmek istedi¤iniz bir mesaj›n›z var m›? Burada yaklafl›k 10 gün kald›m ve birçok insanla tan›flt›m ve Tuzla’daki iflçi sendikas›, gençlik örgütü YDG, ‹flçi-köylü, ILPS, TUYAB gibi birçok yeri ve çat›flmada yaflam›n› yitiren flehit gerillan›n (Aflk›n Günel) ailesini ziyaret ettik. Yeni ‹nfaz Yasas›na ve tecrite karfl› yap›lan bir protestoya gittik. Buradaki devrimci hareketin tarihi hakk›nda sizden çok fley ö¤rendim. Burada sevdi¤im yada beni etkileyen fley, politik perspektifleri birbirinden çok farkl› olan devrimci örgütlerin birlikte yapt›klar› ifller oldu. Bu gerçekten etkileyici, çünkü bizim ülkemizde bu gelene¤e sahip de¤iliz. Bizler bölünmüfl bir vaziyetteyiz. Bizler bu örne¤i alabilirsek birlikte daha güçlü olabilece¤imizi düflünüyorum. Bize ‹brahim Kaypakkaya ile ilgili bir örnek verdiniz. Bir baflka devrimcinin (Sinan Cemgil) ihbarc›s›n› cezaland›rd›¤›n› söylediniz. Bu dayan›flman›n büyük bir örne¤idir. Yada yine bir baflka devrimcinin (Mahir Çayan) üç devrimcinin infaz›n› durdurmaya çal›flmas›. Umuyorum ki, insanlar sizlerden birçok fley ö¤renebilecektir. Ayr›ca bu ülkede halk›n ABD’nin iflgaline ve emperyalist politikalar›na karfl› oldu¤unu gördük. Sonuç olarak mücadelenizde baflar›lar diliyorum. -Sizleri tan›mak güzeldi, biz de size teflekkür ediyor ve mücadelenizde baflar›lar diliyoruz.
27
11
17-30 Aralık 2004
Tohum Kültür Merkezi’nde tutsaklarla dayan›flma sergisi
“Umudu dirençle yeflertmeyi onlardan ö¤rendik...” Mahpustuk çocuklar›m›z›n mahpuslu¤unda. Bir görüfl sonras› onlara veda ederken, nizamiye kap›s›nda günefl okflasa da gözlerimizi hissetmedik. Yüre¤imizin bir parças›n› içerde b›rakm›flt›k. Tel örgüler, hücreler içinde. Açl›¤a da yoklu¤a da bir çare bulunurdu elbet. Ama ya böyle hasrete, özleme? Son dakikada nas›l da dikmiflti gözlerini gözlerime. Sözleri zamana s›¤d›ramad›klar›ndan gözleriyle okflamay›, sevmeyi, anlatmay› ö¤renmifllerdi. Biz de onlardan ö¤rendik gözlerimizle konuflmay›, sevmeyi. Onlar için en küçük umut, en küçük emek, yaflam gerekçesi olurdu. Kimi zaman cebimizin içine saklad›¤›m›z çiçek ormanlafl›rd› gözlerinde. Yaflam› küçük umutlarla büyütmeyi, umudu dirençle yeflertmeyi onlardan ö¤rendik. “Bizler önce çocuklar›m›z› savunuyorduk, flimdi ise onlar›n düflüncelerini savunuyoruz…” böyle demiflti Arjantin’de Plaza De Mayo analar› y›llar önce, çocuklar›na sahip ç›kmak için mücadele yürütürken… Bizler de Partizan fiehit Ve Tutsak Aileleri olarak yaflad›¤›m›z ac›lar›n ortaklaflt›rd›¤› kesimler olarak evlatlar›m›z›n, yak›nlar›m›z›n omuzbafllar›nda olmak, onlarla ayn› davay› savunmak, ayn› duygular› hissetmek istedik. fiu bir gerçek ki her örgütlenme bir ihtiyac›n ürünü olarak do¤ar. Bizler de içinde yaflad›¤›m›z bu sömürü sisteminde iflkence gören, yak›lan, yokedilen, kaybedilen, kimliksizlefltirilmek istenen en yak›nlar›m›z, en sevdiklerimizle birlikte yak›ld›k, yok edildik, birlikte hücrelere at›ld›k. Hücre hücre birlikte eridik. Evlerimizde duramazd›k art›k. ‹nsanl›¤› kor gibi yak›p kavuran o yang›n, art›k bizim yüre¤imizin orta ye-
rine düflmüfltü. Kendimizi sokaklara vurduk. “Çocuklar›m›z yaln›z de¤ildir” dedik. “Onlar› size öldürtmeyiz” dedik. Dedik de, sa¤›r ve dilsiz olanlar bizleri duysun, sesimize ses versin istedik… Çünkü onlar bize ölümde yaflam›, yaflamda ölümün nas›l gerçekleflece¤ini göstermifllerdi. Kimi mermi mermi vuruflarak, kimi hücre hücre eriyerek parçalad› tecridi. TUTSAKLARLA DAYANIfiMAYI HEP B‹RL‹KTE BÜYÜTEL‹M Ve bugün yak›nlar›m›z›n tecrit
koflullar›nda haz›rlad›klar› üretimler tecridin devrimci yarat›c›l›k karfl›s›nda nas›l parçaland›¤›n›n en yal›n ifadesi. F Tiplerinde uygulanan tecrit, ayn› zamanda ekonomik anlamda da yak›nlar›m›z› çaresizli¤e iterek, onlar› bu boyutta da tecrit etmeyi amaçlamaktad›r. Ailelerin götürdü¤ü hiçbir ihtiyaç malzemesi içeri al›nmazken, birer ticarethane gibi iflleyen kantinden al›flveririfl zorunlu k›-
l›nmaktad›r. Bu yüzden F Tipleri ayn› zamanda birer ticarethane gibi iflletilmektedir. Bu koflullarda tutsaklarla dayan›flma amaçl› gerek onlar›n el ürünlerini gerekse dostlar›m›z›n katk›lar›ndan oluflan ürünlerin yer ald›¤› bir sergi düzenledik. (Hapishane el ürünleri Sincan F Tipi, Tekirda¤ F Tipi ve Gebze Hapishanelerinde bulunan yak›nlar›m›zdan geldi. Di¤er hapishanelerdeki yak›nlar›m›z›n da
Üreterek yaflayanlar›n emekleri sergilendi 6 Aral›k Pazartesi günü TAYAD’l› aileler tutsaklar›n hapishanelerde yapt›¤› el iflleri ile oluflturulan bir sergi açt›. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odas›’nda bir hafta boyunca halka aç›k kalan sergide TAYAD’l› aileler ad›na bas›na konuflma yapan tutsak yak›n› ve TAYAD üyesi Naide Kara “Yaflama dört elle sar›lan evlatlar›m›z›n, kardefllerimizin, efllerimizin, yak›nlar›m›z›n bu eserleri ayn› zamanda 5. y›l›na giren büyük direniflin ürünüdür” dedi. Küçük ama de¤eri büyük eflyalar aras›nda zeytin çekirdeklerinden tespihler, ka¤›t ve ekmek içini hamurlaflt›rarak yap›lm›fl kül tablalar›, biblolar ve satranç tafllar›, kartondan ve ayakkab› boyas›ndan yap›lm›fl duvar süsleri ve daha nice farkl› ürünler sergide bulunuyordu. (‹stanbul)
koflullar› do¤rultusunda ürettiklerini bizlerle paylaflmalar›n› bekliyoruz.) Elde edilen gelirin tutsaklara gönderilece¤i serginin aç›l›fl› 12 Aral›k’ta Tohum Kültür Merkezi’nde yap›ld›. F tiplerini protesto etmek için yap›lan eylem görüntülerinden oluflan sinevizyon gösterisiyle bafllayan etkinlik, fliirlerle devam etti. Daha sonra TCK’da yap›lan son de¤ifliklik nedeniyle tahliye olan bir yoldafl›m›z, tecridin k›r›lmas›n›n içeri ve d›flar›s›n›n ortak mücadelesiyle olaca¤› mesaj›n› verdi¤i bir konuflma yapt›. Ard›ndan hep birlikte söylenen türkülerle etkinli¤imiz sona erdi. ‹ki hafta sürecek olan sergimize emekçi semtlerden pek dostumuz elindekileri paylaflarak destek oldu, di¤er dostlar›m›z›n da katk›lar›n› bekliyoruz. Gelin tutsaklara uygulanan tecridi parçalamak ve onlara destek olmak için deryan›n içinde bir damla da siz olun... Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri AL‹ ASKER TÜRKÜLER‹YLE TARSUS’TAYDI Y›llard›r yurtd›fl›ndan sürgün yaflayan Ali Asker yasa¤›n›n kalkmas›n›n ard›ndan geldi¤i Türkiye’de verdi¤i konserlerden birinde Tarsus halk›yla bulufltu. 3 Aral›k Cuma günü Tarsus’ta ÖDP taraf›ndan organize edilen ve Vuslat Dü¤ün Salonu’nda yap›lan konsere yaklafl›k 450 kifli kat›ld›. Ali Asker’in yeni kasetinden de parçalar okudu¤u konserde s›k s›k “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Devrim flehitler ölümsüzdür”, “Mahir-Hüseyin-Ulafl kurtulufla kadar savafl”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› at›ld›. (Mersin)
17-30 Aralık 2004
28
11
E¤itim emekçileri, alanlarda kurduklar› sendikalar›na, alanlarda sahip ç›kt›! 27 Haziran 2003 tarihinde “E¤itim Sen tüzü¤ünün de¤ifltirilmesi için gerekli giriflimlerin yap›lmas›” ile ilgili Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na, Genelkurmay Baflkanl›¤› ve Ankara Baflsavc›l›¤› yaz› göndererek sendikan›n kapat›lmas› istemiyle Ankara 2. ‹fl Mahkemesi’nde dava açt›rm›flt›. Temmuz 2003’te aç›lan dava 15 Eylül 2004’te mahkemenin Anayasa’n›n 90. maddesinin de¤iflmesi ile “Avrupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesi’nin Türkiye’de “uygulan›r hale gelmesiyle” A‹HS’in 10. ve 11. maddelerine dayand›r›larak “Anadilde Ö¤renim” ifadesinin “ülke bütünlü¤ünü bölücü herhangi bir unsur tafl›mad›¤›na” karar vermiflti. Ancak Yarg›tay, karar› bozarak Ekim 2004’te sendikan›n kapat›lmas›na yönelik olarak davan›n yeniden görülmeye bafllanmas› için dosyay› geri gönderdi. Anadilde e¤itim kampanyalar›n›n yürütüldü¤ü bir süreçte sendikaya yönelik olan bu sald›r› ifade edildi¤i gibi sadece bir dil sorunu olmaktan çoktan ç›km›flt›r. Çünkü anadilde e¤itim ifadesi de¤ifltirilip yerine anadilde ö¤renim ifadesi konulmas›na karfl›n davan›n beraatla sonuçlanmas› gerekirken (Haziran 2003’te aç›lan davan›n sendikan›n tüzü¤ünün de¤ifltirilmesi talebiyle de¤il kapatma istemiyle aç›ld›¤›n› belirtmek gerekiyor) aksi yönde karar verilmesi, KESK ve KAMU-SEN aras›nda konfederasyonlar aras› yetki konusunun tart›fl›ld›¤› süreçte E¤itim-Sen’in üye say›s›n›n KESK içerisinde en fazla üye say›s›na sahip olmas›n›n üzerinde özellikle durulmas›, Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nun özü olan baflta e¤itim ve sa¤l›k olmak üzere tüm kamusal hizmet alanlar›n›n tasfiye edilerek özellefltirilmeye çal›fl›lmas›, IMF ve DB’nin ekonomik politikalar›n› ülkemiz özgülünde hayata geçirebilmenin karfl›s›nda durabilecek güçleri etkisizlefltirmek vb. pek çok nedene dayand›¤›n› göstermektedir. Yarg›tay’›n verdi¤i kararla birlikte baflta E¤itim-Sen (KESK) olmak üzere sendikalar ve DKÖ’ler harekete geçerek ülke çap›nda örgütledikleri eylemlerle, düzenledikleri bas›n aç›klamalar›yla, yapt›klar› kitlesel yürüyüfllerle, sendikan›n geçmiflte e¤itim emekçilerinin örgütlü oldu¤u Türkiye Ö¤retmenler Sendikas› (TÖS) ve TÖB-DER’in ak›betini yaflamas›n› engellemek ve aç›lan davan›n tek bafl›na anadil sorunu olmaktan çok egemenlerin ç›karlar›n›n önünde engel oluflturabilecek tüm ileri unsurlar› pasifize etmek, etkisizlefltirmek için kurulmufl bir tuzak oldu¤unu anlatmaya çal›fl›yorlar. Bu amaçla eylemler yapan e¤itim emekçileri 8 Aral›k Çarflamba günü Kad›köy ‹skelesi’nde saat 12:30’da “E¤itim-Sen günefli karart›lamaz” pankart› açt›. Aç›klamaya D‹SK de destek verdi. Burada s›ras›yla KESK Genel Sekreteri Mustafa Avc›, E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaattin Dinçer ile D‹SK Baflkan› Süleyman Çelebi birer aç›klama yapt›. Aç›klaman›n ard›ndan Ankara’ya gidecek olan arkadafllar›n› u¤urlamak için “Ana dilde e¤itim hakt›r”, “E¤itim-Sen kapat›lamaz”, “SSK’lar halk›nd›r sat›lamaz” vb. sloganlarla yürüyüfle geçen
yaklafl›k 500 emekçiye polis sald›rd›. Ara sokaklara da¤›lan e¤itim emekçilerine sald›r›lar burada da devam etti. Toparlan›p Alt›yol’da biraraya gelen emekçiler, bir kez daha sald›r›ya u¤rad›. E¤itim emekçileri bu sefer Bahariye Caddesi’nde toplanarak Alt›yol’da çembere al›nan arkadafllar›n›n yan›na
gitti. 54 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› eylem, emekçilerin Ziverbey’e yürümelerine izin verilmesiyle devam etti. Sal›pazar›’nda eylemcilerin önü tekrar polis taraf›ndan kesildi. Ankara’ya gidecek araçlar Sal›pazar›’n›n oraya getirilirken Ankara’ya gidecek olanlar arabalara binerek yola ç›kt›. Eylem sonras›nda edindi¤imiz bilgilere göre gözalt›na al›nanlar ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürülüp ayn› gün akflam saat 18:00 civar›nda serbest b›rak›ld›. Kad›köy Alt›yol’da 8 Aral›k akflam saat 19.30’da bir araya gelen E¤itim-Sen üyeleri “E¤itim-Sen günefli karart›lamaz” pankart› açarak Kad›köy Meydan›’na kadar meflalelerle yürümek istedi. Polis meflaleli yürüyüfle izin vermeyerek grubu da¤›tmak istedi. Kitle da¤›lmayarak “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Sokakta kurduk, sokakta savunaca¤›z”, “Yaflas›n anadilde e¤itim” vb. sloganlar›n› att›. Da¤›lmayan gruba azg›nca sald›ran polis gaz bombas› ve biber gaz› kulland›. Polisin att›¤› gazlardan etkilenerek da¤›lan E¤itim-Sen’liler ara sokaklarda 3’erli, 5’erli gruplar halinde topland›. Da¤›lan bir grup E¤itim-Sen 2 No’lu flube binas›na girerken polis binan›n kap›s›ndan içeri biber gaz› s›kt›. Polisin bu azg›n sald›r›s›n›n ard›ndan e¤itim emekçileri 9 Aral›k Perflembe günü sald›r›y› yapanlar hakk›nda Kad›köy Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusundan önce bir bas›n aç›klamas› yapan E¤itim-Sen 2 No’lu fiube Sekreteri Turgut Yokufl “dün e¤itim emekçilerine sald›ran bu anlay›fl g›das›n› faflizmden, ›rkç›l›ktan, flovenist bir bak›fl aç›s›ndan al›yor” dedi. 9 Aral›k Perflembe günü ise Kartal’da bulunan E¤itim-Sen 5 No’lu flube taraf›ndan meflaleli eylem düzenlendi. E¤itim-Sen binas› önünde “E¤itim-Sen günefli karart›lamaz E¤itim-Sen 5 No’lu fiube” pankart› aç›p yakt›klar› meflalelerle Kartal meydan›na kadar “Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Gaz›n›z, bomban›z v›z gelir v›z” vb. sloganlar›yla yürüyen e¤itim emekçilerine çeflitli siyasi parti temsilcileri ile devrimci ve sosyalist bas›n okurlar› da kat›larak destek verdiler. Deri-‹fl Tuzla fiubesi de yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla emekçilere yönelik sald›r›lar› k›nad›.
Kartal meydan›nda E¤itim-Sen 5 No’lu fiube ad›na aç›klama yapan Naciye Tosun “bu dava art›k sadece E¤itim-Sen’in davas› olmaktan ç›km›flt›r. Tüm emek ve demokrasi güçlerine karfl› aç›lm›fl bir davad›r. Bizler flimdiye kadar eme¤imize ve gelece¤imize nas›l sahip ç›kt›ysak, sendikam›za da öyle sahip ç›kaca¤›z” dedi. Bas›n aç›klamas› boyunca da sloganlara devam eden e¤itim emekçileri toplu bir flekilde flube lokaline giderek akflam saat 23.00’e kadar burada beklediler. 7 Aral›k’ta saat 18:00’de ‹zmir’de yine meflalelerle yürümek isteyen e¤itim emekçilerini engellemeye çal›flan kolluk kuvvetleri eylemi provoke etmeye çal›flt›. Yürümelerine izin verilmeyen emekçiler “Emekçiye de¤il, çetelere barikat” sloganlar›yla oturma eylemi gerçeklefltirdi. Oturma eyleminin ard›ndan yürümelerine izin verilen emekçiler, Konak Sümerbank önüne gelerek burada bas›n aç›klamas› yapt›. 8 Aral›k’ta Sinop E¤itim-Sen’in yapaca¤› meflaleli yürüyüflü engellemek isteyen polis, sendika binas›ndan ç›kanlara sald›rarak 11 kifliyi gözalt›na ald›, bununla da kalmayarak gün boyunca sendikan›n bulundu¤u binay› ablukaya alan polis yap›lacak olan yürüyüfle kat›l›m› azaltmaya çal›flt›. Gözalt›lar›n gece 11:00’de Adli T›p’tan serbest b›rak›lmas›yla burada bas›n aç›klamas› yapan sendikac›lar sald›r›y› k›nad›. Ertesi gün de devam eden polis ablukas›n› protesto eden e¤itim emekçileri polisin kendilerine “bas›n aç›klamas›, eylem yapt›rmayaca¤›z” fleklinde defalarca tehdit ettiklerini aç›klad›. E¤itim-Sen Samsun fiubesi 7 Aral›k’ta sendika binas› önünde saat 19:00’da meflaleler yakarak Çiftlik Caddesi’nde yürüyüfle bafllad›. Ellerinde “E¤itim-Sen kapat›lamaz” yaz›l› dövizler tafl›yan e¤itim emekçileri “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz” sloganlar›n› atarak a¤›zlar›n› siyah bantlarla kapatt›. 9 Aral›k’ta da ayn› yerde ayn› saatte buluflan emekçiler yapt›klar› aç›klamayla polisin Sinop E¤itim-Sen üyelerinin eylemlerini engelleme giriflimlerini ve yaflanan sald›r› sonras› 11 arkadafllar›n›n gözalt›na al›nmas›n› “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›yla protesto etti. 7 Aral›k’ta Bursa’da saat:18:00’de Setbafl› köprüsünde aç›klama yapan e¤itim emekçileri ‹stanbul’da polisin E¤itimSen’lilere biber gazl› sald›r›s›n› ve gözalt›lar› yakt›klar› meflalelerle protesto etti. 8-9 Aral›k’ta da yine ayn› saatte ayn› yerde meflaleli yürüyüfller gerçeklefltiren e¤itim emekçileri ve DKÖ’ler yapt›klar› aç›klamayla e¤itim emekçilerinin örgütlü gücü olan E¤itim-Sen sendikas›n›n kapat›lmas›na izin vermeyeceklerini belirtti. Yine 9 Aral›k’ta ‹stanbul’dan mahkeme için Ankara’ya gidecek olan grup, Bursa’l› e¤itim emekçileri taraf›ndan alk›fllarla karfl›land›. E¤itim-Sen’in kapat›lmas›na iliflkin yap›lacak eylemler için bir takvim ç›karan E¤itim-Sen Tarsus fiubesi, TKP, Pir Sultan Abdal Derne¤i, SES, ÖDP ve ILPS ile birlikte ilk olarak 6 Aral›k Pazartesi günü AKP ilçe binas› önünde yapt›klar› bas›n aç›klamas› ile kapatma davas›n› protesto etti. Da-
ha sonra 7-8 ve 9 Aral›k tarihlerinde akflam saat 17:00’de Atatürk Caddesi’nde meflaleli eylem yapt›. Yap›lan eylemlerde Irak ve Filistin’de yaflanan geliflmeler, fiemdinli ve K›z›ltepe’deki yarg›s›z infazlara da de¤inilen aç›klamalardan sonra 9 Aral›k akflam› “E¤itim-Sen’in ›fl›¤› sönmeyecek” diyerek sendika binas›nda geceledi. Partizan ve DDSB’lilerinde flama ve dövizleriyle kat›ld›¤› eylemler 10 Aral›k Cuma günü yani davan›n yap›ld›¤› tarihte ise saat 12:30’da AKP ilçe binas› önünde yapt›klar› bas›n aç›klamas› ile son buldu. Mersin’de de 9 Aral›k akflam› saat 17:30’da yap›lan meflaleli bir eylemle kapatma davas› protesto edildi. Sendika binas› önünde toplanan yaklafl›k 350 kifli meflalelerle “E¤itim-Sen’i kapatt›rmayaca¤›z” pankart› açarak Tafl bina önüne kadar yürüdü. Eylemde polis yürüyüfle izin vermemek için kitlenin önüne barikat kurmak istedi. Ancak kitlenin kararl› duruflu karfl›s›nda geri çekilmek zorunda kald›. Tafl bina önüne kadar sloganlarla yürüyen kitle burada yap›lan bir aç›klama ile karar› protesto etti. 10 Aral›k’ta ise saat 12:30’da Tafl bina önünde yapt›klar› bas›n aç›klamas› ve oturma eylemi ile karar bir kez daha protesto edildi. Ankara’da 6 Aral›k günü YKM önünde toplanan e¤itim emekçileri mum yakarak “Anadil hakt›r engellenemez”, “E¤itim-Sen kapat›lamaz” sloganlar›yla Adalet Bakanl›¤›’na yürüdüler. 500 kifliyle yap›lan eylemde konuflan E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaattin Dinçer E¤itim-Sen’in toplumsal ç›kar› esas ald›¤›n›, demokrasi mücadelesi verdi¤ini ve ba¤›ms›zl›¤› savundu¤u için kapat›lmak istendi¤ini söyledi. 9 Aral›k günü ise E¤itim-Sen 1 No’lu fiube önünde buluflan e¤itim emekçileri 4 gündür sürdürdükleri eylemlerine devam ettiler. fiube önünden ellerindeki mumlarla sendika Genel Merkezi’ne yürüme karar› alan kitleye engel olmaya çal›flan polis, yürümek isteyen yaklafl›k 1000 kiflinin yürüme kararl›l›¤› karfl›s›nda geri ad›m atmak zorunda kald›. Ö¤rencilerin de destek verdi¤i eylem, E¤itim-Sen Genel Merkezi önünde “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlar›n›n at›ld›¤› bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan sona erdi. Tarih 10 Aral›k 2004 karar duruflmas›n›n bafllad›¤› saat olan 11:00’i gösterdi¤inde ise tüm Türkiye’de merkezi yerlerde “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz”, “Sokakta kurduk sokakta savunaca¤›z”, “E¤itim-Sen kapat›lamaz” vb. sloganlar›yla mahkemenin sonuçlanmas›n› bekleyerek eylem yapan e¤itim emekçileri, sonuç ne olursa olsun E¤itim-Sen’in anadilde ö¤renim hakk›n› savunaca¤›n› ve Türkiye’nin demokrasi mücadelesinden asla vazgeçmeyeceklerini hayk›rd›. Kitlesel kat›l›mlarla gerçekleflen eylemlere devrimciler, DKÖ’ler, ö¤renciler, iflçiler, ayd›nlar ve daha pek çok kesim destek verirken mahkemenin 21 fiubat 2005 tarihine ertelenmesi ise tepki toplad›. Mücadelelerinin burada sonlanmayaca¤›n›n alt›n› özellikle çizen e¤itim emekçileri, sadece sendikalar›na dönük olan sald›r›lar› de¤il toplumun hangi kesimine olursa olsun nereden gelirsi gelsin tüm sald›r›lara kendi özgüçlerine güvenerek karfl› duracaklar›n› belirttiler.
29
11
17-30 Aralık 2004
SES, hasta ve hasta yak›nlar›yla birlikte alanlar›ndayd› 7 Aral›k Sal› günü tüm Türkiye’de 2 saat boyunca ifl b›rakma eylemi yap›laca¤›n› ilan eden SES, eylem günü geldi¤inde di¤er pek çok flubesinde oldu¤u gibi ‹stanbul’da emekçi halk için görevdeydi. Devletin e¤itim ve sa¤l›k alan›ndaki özellefltirmeleri h›zland›rmak ve paran kadar sa¤l›k anlay›fl›n› yerlefltirmek için SSK’lar› Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devretmeye çal›fl›lmas›na karfl› protesto seslerini yükselten SES’li emekçiler, sabah saat 8’den itibaren Aksaray, fiiflli, Okmeydan›, Cibali ve pek çok hastanede alk›fllar› ve sloganlar›yla ifl b›rakma eylemlerine bafllad›. Son bir y›ld›r e¤itimin ve sa¤l›¤›n özellefltirilmesi, “gelifliyoruz” ad› alt›nda kamu hizmetlerinin sermayeye peflkefl çekilmesi için çal›flan devletin yürüttü¤ü bu politikaya karfl› SES’te örgütlü oldu¤u pek çok hastanede “Paras›z e¤itim, paras›z sa¤l›k”, “SSK’lar halk›nd›r sat›lamaz” sloganlar› ile eylemlerine bafllad›. Acil hastalar, çocuk ve kanser bölümleri hariç her bölümde ifl b›rakan SES’e TTB, KESK ve pek çok DKÖ’den de destek geldi. fiiflli SES fiubesi’nce fiiflli Etfal Hastanesi’nde yap›lan eylemde konuflan flube yöneticisi Yasemin Yalç›n “Eylemimizin amac› bizim çal›flma koflullar›m›z› zorlaflt›ran, halk›n da sa¤l›k hizmeti almas›n› engelleyen yasalara karfl› hükümeti uyarmak” dedi. Hasta ve hasta yak›nlar›na da seslenen Yalç›n, hastalar›n zaten kuyrukta çekti¤i s›k›nt›lar›n son bulmad›¤›n› söyleyerek hükümetin gerekli gördü¤ü yasalar›n ç›kmas› halinde halk›n zaten zar zor yararland›klar› bu hizmeti art›k bulamayaca¤›n› söyledi. Okmeydan› SSK Hastanesi’nde baflhekimin “Eyleme kat›lana soruflturma açar›m” tehditlerine ra¤men ifl b›rakan SES’liler ve sa¤l›k emekçileri ad›na konuflan SES fiiflli fiube Baflkan› Rabia Tuncer herkesi devletin ç›karmak istedi¤i yasaya karfl› mücadele etmeye ça¤›rarak baflhekimin emekçilere yöneltti¤i tehdit için “Baflhekim az say›da çal›flana afl›r› ifl yapt›raca¤›na çal›flanlar›n taleplerine kulak vererek kuyruklar› azaltmal›d›r” dedi. SES ‹flyeri Temsilcisi Akife Aktafl da Emek Platformu’nun gerçeklefltirece¤i 1 günlük ifl b›rakma eylemine de en güçlü halleriyle kat›lacaklar›n› belirtti. Ardlar›ndan konuflma yapan ‹stanbul Tabipler Odas› ‹flyeri Temsilcisi Ercan Küçükosmano¤lu SES’in eylemini hep beraber yürüttükleri bir mücadelenin parças› olarak gördüklerini söyleyerek desteklediklerini belirtti. SES Aksaray fiubesi de Eyüp ve Samatya SSK hastanelerinde ifl b›rakt›. Eyüp’teki ifl b›rakma eyleminde kitle ad›na aç›klama yapan SES fiube Baflkan› Songül Beydilli sa¤l›k hizmetlerine daha fazla bütçe ayr›lmas› gerekti¤ini belirtti. Samatya’daki emekçilerse bas›n aç›klamas›ndan önce k›sa bir yürüyüfl yapt›. Burada k›sa bir konuflma yapan Tabipler Odas› Sekreteri Ali Çerkezo¤lu sa¤l›¤›n özellefltirilmesine dönük politikalardan vazgeçilmesi gerekti¤ini söyledi. ‹stanbul’da ayn› zamanlarda Sultanahmet, Kazl›çeflme, Bayrampafla, Top-
SES G(Ö)REVE ÇIKTI!
çular ve Cibali dispanserlerinde sa¤l›k emekçileri ifl b›rakt›. Hastanelerde oldu¤u gibi alk›fl ve sloganlar›yla çal›flt›klar› kurumun önüne ç›kan sa¤l›k emekçileri buralarda da bas›n aç›klamas› yapt›. SES Bak›rköy fiubesi de Bak›rköy Ruh ve Sinir Hastal›klar› Hastanesi’nde eylemlerini gerçeklefltirdi. Bunun yan›nda Ankara, ‹zmir, Batman, Van, Malatya, Bursa, Diyarbak›r, Mersin ve Türkiye’nin pek çok ilinde SSK’lar›n özellefltirilmemesi için eylemler yap›ld›. ANKARA 7 Aral›k’ta SSK Etlik Hastanesi’nin kap›s›nda aç›klama yapan SES, uyar› grevi yapt›klar›n› kamuoyuna duyurdu. “SSK hastaneleri bizimdir, sat›lamaz” yaz›l› D‹SK pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde “Sa¤l›kta tasarruf ölüm demektir”, “Sa¤l›k hakk› sat›lamaz” yaz›l› dövizler tafl›nd›. Ankara Tabip Odas›n›n da kat›ld›¤›, hasta yak›nlar›n›n da destek verdi¤i eylemde, “Susma sustukça s›ra sana gelecek”, “SSK’lar sat›lacak, hasta hastane kap›s›nda ölecek” sloganlar› at›ld›. Hasta yak›nlar›n›n tepkilerini dile getirdi¤i bas›n aç›klamas›nda metni okuyan SES Ankara fiube Baflkan› Erkan Sümer “Bizi hastalarla karfl› karfl›ya getirmek istiyorlar. Biz bir doktorun günde 100 hastaya bakmas›na da hastalar›n kuyrukta beklemesine de karfl›y›z” dedi. Ard›ndan konuflan SES Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul yap›lanlar›n IMF reçetesi oldu¤unu söyledi. 2 Aral›k günü de ayn› konu ile ilgili SSK Baflkanl›¤›na gelen D‹SK ve KESK’e ba¤l› emekçiler taraf›ndan eylem gerçeklefltirildi. Eylemde emekçiler “Bu yasa Meclisten geçmeyecek” sloganlar›yla baflkanl›¤› iflgal ettiler. Pencereden d›flar›ya “SSK bizimdir sat›lamaz/D‹SK” ve SES pankart› açan emekçiler “Sa¤l›k hakt›r satt›rmay›z” dedi. Bi-
na önünde bir bas›n aç›klamas› yapan SES Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul “Biz eylemlerimizle, gelece¤imize, kendi iflyerimize sahip ç›k›yoruz” fleklinde konufltu. ‹ZM‹R SES, Tabip Odalar› ve KESK’in içinde bulundu¤u Emek Platformu’nun düzenlemifl oldu¤u ifl b›rakma eylemi, sabah saat 8-10:00 aras›nda yap›ld›. Türkiye genelinde oldu¤u gibi ‹zmir’de de gerçeklefltirilen eylem s›ras›nda hastanelerin Acil Servis’leri d›fl›nda hiçbir poliklinikte hastalara bak›lmad›. Hastalar›n baz›lar›n›n eylemci sa¤l›k emekçilerine destek oldu¤u gözlenirken, kuyrukta bulunan hastalar›n “Biz de kuyruksuz sa¤l›k istiyoruz” fleklinde slogan atmalar› dikkat çekti. Eylemin, AKP hükümetinin sa¤l›k politikalar›na ve SSK Hastaneleri’nin Sa¤l›k Bakanl›¤›na devredilmesine iliflkin yasa tasar›s›na karfl› uyar› amac›yla yap›ld›¤›n› hat›rlatan SES SSK ‹zmir E¤itim Hastanesi ‹flyeri Temsilcisi Muhteber Çelenk, SSK hastanelerinin özerklefltirme ad› alt›nda iflletmeye dönüfltürülmesini durdurmak ve Genel Sa¤l›k Sigortas› arac›l›¤›yla sa¤l›k hizmetlerinin piyasaya aç›lmas›na hay›r demek amac›nda olduklar›n› ifade etti. Çelenk, “Hastaneleri ticarethane, sa¤l›k emekçilerini tüccar, hastalar› müflteri olarak gören anlay›fla dur demek için, bugün uyar› amaçl› hizmet üretmeyece¤iz. SSK’ya ba¤l› sa¤l›k kurulufllar›ndan hizmet alanlara ‘sizi kuyruktan kurtaraca¤›z’ diyerek ikna etmeye çal›fl›yorlar. Peki Sa¤l›k Bakanl›¤›na ba¤l› hastanelerdeki kuyruklar› ne yapacaklar? Niyet hastanelerdeki kuyruklar› azaltmaksa, hükümet bugünkü sa¤l›k politikalar›ndan vazgeçip hasta merkezli sa¤l›k politikalar›n› temel almal›d›r. Koruyucu sa¤l›k hizmetlerini gelifltirmelidir. O zaman kuyruklar da azala-
cakt›r. Aksi takdirde ancak ve ancak kuyruklar›n yeri de¤iflir” dedi. Uyar› eyleminde SES üyeleri ellerinde “Sa¤l›kta tasarruf ölüm demektir”, “SSK halk›nd›r sat›lamaz” yaz›l› dövizler tafl›rken “AKP sa¤l›¤a zararl›d›r”, “AKP elini SSK’dan çek” sloganlar› at›ld›. Öte yandan Emek Platformu Dan›flma Kurulu SSK hastanelerinin devrini öngören yasa tasar›s›n›n görüflülmesinin ertelenmesi üzerine 8 Aral›k’ta yapacaklar› 1 günlük grevi erteledi. ‹flçi hareketinin dinamik oldu¤unu ifade eden Salih K›l›ç, tasar› TBMM’de görüflülmeye baflland›¤›nda reflekslerini ortaya koyacaklar›n› vurgulad›. D‹SK yönetici ve üyeleri SSK’lar›n sa¤l›k bakanl›¤›na devredilmesini öngören yasa tasar›s›n› protesto etmek için SSK Ege Bölge Müdürlü¤ü’nü iflgal etti. Yaklafl›k 1 saat oturma eylemi yapan sendikac›lar ad›na konuflmay› D‹SK Ege Bölge Temsilcisi Azat Fazlo yapt›. Fazlo “Halka ait olan SSK’lar›n devrini öngören yasay› protesto etmek için burada oturma eylemini bafllatt›k” dedi. Tasar›n›n görüflülmesinin ertelendi¤ini ö¤renen sendikac›lar da eylemlerine son verdiler. Türkiye’nin di¤er illerinde gerçekleflen eylemler ise k›saca flöyle; Malatya: SES üyeleri Malatya SSK hastanesi önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Gerçekleflen eyleme KESK’e ba¤l› sendikalar›n yan›nda Malatya’da bulunan DKÖ’lerden de destek geldi. Batman: Sa¤l›k emekçileri Batman’da SSK’lar›n tasfiyesine karfl› “G(ö)revdeyiz” yaz›l› kokartlar›n› gün boyunca takt›lar. Saat 8:00 10:00 aras› yap›lan eylemde SSK hastanesinin bahçesine toplanan emekçiler burada alk›fllar› ve sloganlar›yla eylemlerine devam etti, 2 saat dolana kadar bahçede aç›klamalar yapt›. Bas›n aç›klamas›nda konuflan SES fiube Baflkan› Deniz Topkan “K›fl aylar› zor geçecek. Üretimden gelen gücümüzü kullanmaya, alanlar› doldurmaya haz›r›z” dedi. Diyarbak›r: SES Diyarbak›r fiubesi, SSK Bölge Hastanesi’nin önünde eylem koyarak devleti uyard›. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› eyleme Tabip Odas› yöneticileri de destek verdi. Van: Van’daki SES’liler Tepecik E¤itim Hastanesi, Bozkaya SSK Hastanesi ve Van Bölge Hastanesi önünde bas›n aç›klamalar›yla eylemlerine bafllad›. Yol‹fl 1 ve 2 No’lu fiubeler de eyleme destek verdi. Bölge Hastanesi önündeki bas›n aç›klamas›nda konuflma yapan SES fiube Baflkan› R›dvan Çiftçi kamu hizmetlerinin tasfiyesine izin vermeyeceklerini bir kez daha vurgulad›. Adana: Adana Bölge Hastanesi önünde toplanan emekçiler protestolar›na erken saatlerde bafllad›lar. Burada konuflma yapan Ses fiube Baflkan› Ali Dinigüzel SSK hastanelerinin Sa¤l›k Bakanl›¤›’na geçirildikten sonra sermayeye sat›lmas›n› planland›¤›n› belirterek bunun sa¤l›k hakk›n› çalmak oldu¤unu ve buna karfl› mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.
30
17-30 Aralık 2004
‹flçi-köylü’den HER GÜN B‹RAZ DAHA GER‹LEN Z‹NC‹R EN ZAYIF HALKASINDAN KOPACAKTIR! Tüm “terörist” yak›flt›rmalar›na ra¤men, bombard›mana ilkel yöntemlerle de olsa karfl› koyan Irak halk› flunu bir kez daha gösterdi ki kuvvet ve silah bak›m›ndan ne kadar üstün olunursa olunsun bir halk›n teslim al›nmas›na asla yetmeyen etkilerdir bunlar. ‹rade ve iflgalci güçler karfl›s›nda sergilenen durufl, bu zaferin -tüm olanaks›zl›klara ra¤men- tek nedeni. Kriz korkular›yla birlikte dünya halklar›n›n yaflayaca¤› sefaletin boyutuna paralel geliflecek tepkiler ABD’nin meflhur kabinesinin korkulu rüyas› olmaya bafllam›fl durumda. Bu geri düflüfl durdurulamad›¤› taktirde yaflanacak cehennemin onlarda çok iyi fark›nda. Sald›rganlaflmalar›na neden olan bu korkunun üstesinden nas›l gelmeyi planlad›klar› bugünden belli. Ancak bu planlar›n›n hiçbir ifle yaramad›¤› da gün gibi ortada olan bir baflka gerçek. Her gün biraz daha gerilen zincirin nereden kopaca¤› da belli; en zay›f halkas›ndan. Bu halkalardan biri olan ülkemizde ise yaflanan geliflmeler “büyük dönemeç” olarak adland›r›lan 17 Aral›k müzakere sürecine kilitlenmifl durumda. Bafllat›lan kampanyalara paralel Leyla Zana’lar›n yapt›¤› Diyarbak›r ç›karmas› ve milliyetçilik histerileriyle gösterilen tepkilerin tart›flmalar›n›n yan› s›ra düzenlenen yasalar›n iyilefltirme olarak sunulmas› da halk› kand›rmaya yetmedi. Ayd›n’da binlerce köylünün kat›ld›¤› ve devletin tar›ma iliflkin uygulad›¤› politikalara öfkenin hayk›r›ld›¤› miting mayalanan tepkinin anlafl›lmas› anlam›nda oldukça önemlidir. Dile getirilen tepki ve talepler bugüne kadar uygulanan politikalar›n sonucunda flekillenmifl ve bir anlamda devlete biriken tepkinin anlafl›lmas›n›n da sinyal-
lerini göndermifltir. Bu tepkiler kuflkusuz sisteme gönderdi¤i sinyallerin yan› s›ra bizler aç›s›ndan bugünden yar›na belirlenecek politikalar›n yönünün ve zemininin anlafl›lmas› anlam›nda da mesajlar veriyor. Yap›lacak propaganda ve örgütlenme çal›flmas›nda çubu¤un ucunu ne yöne bükmemiz gerekti¤i sorusuna yan›t›n kitlelerin bu hareketlerinin do¤ru analizinden ç›kar›laca¤› bir gerçektir. ‹flte bu yüzden Ayd›n’daki öfke seline kar›flmak, köylülerin yaflad›klar›n›, gelecekten ne beklediklerini ö¤renmek, onlar›n öfke ve tepkisini bizzat yaflamak bizim için vazgeçilmezdi, tali olarak görülemezdi. Bugün tasfiye sald›r›s›n› en s›cak yaflayan ve üretememenin s›k›nt›s›n› bizzat çeken kesim olarak köylülü¤ün tepkisinin bu flekilde alanlara tafl›nmas› -günümüzde çok s›k yaflanmad›¤› için- çok anlaml› ve önemliydi. Bu arada “sessiz sedas›z” geçifltirilen Rusya lideri Putin’in beklenen ziyareti ve sonuçlar› kamuoyunun gündemine k›sa bir süreli¤ine yans›d› ve söndü. 17 Aral›k öncesi gerçekleflen bu ziyarete sadece “ertelenmifl bir ziyaretin gerçekleflmesi” gözü ile bakmak do¤ru olmayacakt›r. Bir kere ziyaret tarihinin müzakere öncesine getirilmesi tesadüfi bir seçim de¤il oldukça bilinçli bir seçimdir. Yani bu ziyaretin özellikle Rusya aç›s›ndan gelece¤e yönelik yap›lan bir yat›r›m planlamas› oldu¤unu söylemek yanl›fl olmayacakt›r. Türkiye’nin bu süreçte AB ve ABD ile iliflkilerinin izleyece¤i güzergah Rusya aç›s›ndan belirleyici derecede önemli. Avrasya co¤rafyas› içinde etkin bir rol oynamak isteyen ve bu hedefle hareket eden Rusya bunu baflarman›n anahtar›n›n Türkiye ile kurulacak “samimi iliflkilerde” oldu¤unu biliyor ve buna yat›r›m yap-
maya çal›fl›yor. Yap›lan görüflmelerde do¤algaz anlaflmalar›, askeri anlaflmalar, bo¤azlar sorunu gibi stratejik sorunlar›n tart›fl›ld›¤› bu ziyarette, Rusya merkezli kurulmas› hedeflenen çekim merkezinde Rusya, Türkiye’yi yan›nda görmek istedi¤inin mesaj›n› oldukça aç›k bir flekilde verdi. Ancak bunun nas›l ve ne yönde flekillenece¤i konusunda belirleme yapmak için erken. AB süreci Türkiye aç›s›ndan bu ziyarete verilmesi gereken önemi belirleyebilecek durumda. Yani Türkiye AB’ye “Avrasya’daki etki gücünüzü kaybetmek istemiyorsan›z talepleri ve süreci a¤›rlaflt›rmay›n, yoksa Rusya alternatifi elimde” kozunu kullanma hedefinde. 17 Aral›k sürecine telaflla yetifltirilen di¤er bir konu ise Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›. Tek Tip Elbisenin “kald›r›ld›¤›” yasa alt komisyonlarda son fleklini alarak Meclis’e gönderildi ve 13 Aral›k akflam› yasalaflt›. D›flar›da tutsak yak›nlar›n›n, hapishanelerde tutsaklar›n protesto amaçl› yapt›klar› eylemlerle birlikte gündeme gelen tasar›, dayat›lan AB demokrasisinin anlafl›lmas› anlam›nda oldukça somut bir veridir. Hapishanelerde kritik bir sürecin yaflanmaya bafllanmas› anlam›nda önem tafl›yan bu tasar›da de¤ifliklikler yap›lmas›nda oluflan muhalefetin etki gücünün yan›s›ra devlet aç›s›ndan hapishanelerin yeniden kanayan bir yara haline gelmeme isteminin de etkisi önemli. Ancak tek tip elbise flart›n›n yumuflat›lmas› yeni yasan›n tutsaklara yönelik sald›r› dalgas›nda önemli bir de¤iflim yaratmayacakt›r. Zira nefes alman›n dahi soruflturmaya tabi olaca¤› yasa uyar›nca tecrit katmerlenerek yaray› kanatmaya devam edecek. Yasan›n Meclis’ten geçmesinde Meclis’te koltuk sahibi iki partinin tutumlar› ve sözleri de önümüzdeki süreçte hapishanelere nas›l bak›laca¤›n›n özeti oldu. CHP, “hücre cezas› ve disiplin suçlar›n›n a¤›rl›¤›ndan duyduklar› rahats›zl›¤›” ikiyüzlü bir flekilde, oy deposu olarak gördü¤ü ilerici, sol kesimlere yönelik olarak ifade ederken, devam›n-
Demirel patronundan örgütlenmeye sald›r› ‹flçiler için tam bir köle pazar› durumunda olan ayakkab› sektöründe çal›flma saatleri 12-14 saatlere kadar ç›kmakta, hiçbir sosyal hakk› olmayan iflçiler çok düflük ücretlerle çal›flt›r›lmaktad›r. Deri-‹fl Sendikas›’n›n yürütmekte oldu¤u çal›flmalar sonucunda Özkan Kundura ve At›l›m Ayakkab›’da örgütlenme tamamlanm›fl ve patronla sözleflme imzalanm›flt›r. Ancak Yenisahra-Kad›köy’de bulunun Demirel Ayakkab› Sanayide yürütülen örgütlenme çal›flmas› sözleflme aflamas›na gelmiflken, sendikan›n görüflme ça¤-
r›s› yapt›¤› patron, sözleflme yapmak yerine fabrikas›n› kapatmak için giriflimlerde bulundu. Demirel patronu, hiçbir aç›klama yapmadan 23 iflçiyi iflten atm›fl, sendikan›n tüm giriflimlerine ra¤men iflçilere iflbafl› vermemifltir. ‹flten at›lan Deri-‹fl Sendikas› üyesi 23 ayakkab› iflçisi iflyerinin önünde tekrar iflbafl› yapmak için beklemektedir. Konu ile ilgili bir bas›n aç›klamas› yapan Deri-‹fl Sendikas› Genel Merkezi; “1926 y›l›ndan bugüne faaliyet sürdüren tan›nm›fl bir marka haline gelen Demirel Ayakkab› iflve-
reninin bu kapatma karar› sendikal›örgütlü çal›flmaya tahammülsüzlü¤ün bir göstergesidir. Çünkü iflveren bu iflyerinde iflçileri sigortas›z, düflük ücretlerle çok uzun süreler çal›flt›rmaktayd›. Eski saltanat›n›n devam etmeyece¤ini anlayan iflveren iflyerini kapatma karar› alm›fl, sendika üyesi iflçileri iflten atm›flt›r” dedi. Deri-‹fl Sendikas› ayr›ca “Demirel Ayakkab› iflvereni iflçileri tekrar iflbafl› yapt›r›ncaya kadar iflyeri önündeki direniflimiz devam edecektir” diyerek kararl›l›klar›n› vurgulad›. (H. Merkezi)
11 da “yasan›n önemi dolay›s›yla bir engelleme girifliminde bulunmayacaklar›n›” söylemeleriyle gerçek yüzlerini bir kez daha aç›k etmifllerdir. Ama yine de en traji-komik cümleler Adalet(sizlik) Bakan› Cemil Çiçek’e ait oldu. “Bu millet böyle bir parlamentoya sahip oldu¤u için iftihar etmeli. Meclis, tarihe alt›n harflerle yaz›lacak insanüstü bir çal›flma sergilemifltir” diyen Çiçek emekçi halk›m›zla adeta alay etmektedir. Bu parlamentoyla iftihar edecek birileri varsa onlar da emperyalist efendileridir. ‹nsanüstü çal›flma denilen ise olsa olsa insanl›k d›fl› olarak okunabilir. 19 Aral›k katliam›n›n y›ldönümünün de yaklaflmas› nedeni ile içerde tutsaklar›n d›flar›da da oluflturulan çeflitli yasa karfl›t› birliktelerin organize etti¤i, haz›rland›¤› eylemler, etkinlikler arifesinde devlet yetkilileri de tekrar F tiplerinin tutsaklar için “otel odas›” oldu¤u yalanlar›n› dillendirmeye bafllad›. Bir yanda AB müzakere tarihinin belirlenmesi ve egemenlerin “demokratiklefliyoruz” 盤l›klar›, di¤er yanda ise katledilen, iflkence edilen gerillalar, sendikalar›n›n kapat›lmas›na karfl› ç›kan emekçilere yönelik gaz bombal› sald›r›lar, gözalt›lar, Ceza ‹nfaz Yasas›’n› protesto eden 47 ESP’linin “örgüt üyeli¤i” iddias› ile tutuklanmas›… Tüm bunlar egemenlerin “hassasiyetlerini” ve tahammülsüzlüklerini oldukça net çizgilerle gösteriyor. Tutsaklara yeni sald›r› yasas› Meclis’ten geçmifl olabilir. Bunda biz d›flar›dakilerin da¤›n›kl›¤›n›n, örgütsüzlü¤ünün ve kitleleri harekete geçiremeyiflimizin etkisi yok say›lamaz. Ancak yasayla daha da a¤›rlaflan tecrite, iflkenceye, keyfi uygulamalara karfl› tutsaklar›n ve d›flar›n›n mücadelesi sürecektir. Bu noktada 19 Aral›k günü birçok çevreyle birlikte yap›lacak olan 19 Aral›k mitingine ciddi bir flekilde haz›rlanmak, Kad›köy Meydan›’na kitleleleri tafl›mak çok önemlidir. 19 Aral›k günü ‹stanbul’da ve çeflitli illerde yap›lacak olan eylemlerde, mitinglerde mücadelenin bitmedi¤ini, direniflimizin sürece¤ini bir kez daha hayk›raca¤›z.
Gazi Belediyesi’nde özellefltirme karfl›t› eylem Samsun Gazi Belediyesi’nde, temizlik ifllerinin özellefltirildi¤i gün, belediye iflçileri de eylem yapt›. 24 mahallede temizlik hizmeti veren Gazi Belediyesi’nin özellefltirme için açt›¤› ihaleye teklif veren Çevrem, Çevre ve 3K firmalar›n›n özellefltirme komisyonuyla görüfltü¤ü 30 Kas›m Sal› günü, iflçiler de belediye binas› önünde eylemdeydi. Türk-‹fl’e ba¤l› Belediye-‹fl Sendikas› taraf›ndan gerçeklefltirilen eylemde, 183 temizlik iflçisini ilgilendiren özellefltirmenin karfl›s›nda olundu¤u ifade edildi. Türk-‹fl 6 Bölge Temsilcisi Adil Ayd›n ve Belediye-‹fl Sendikas› Baflkan› Mustafa Çift’in sendikan›n sonuna kadar iflçilerin yan›nda oldu¤unu aç›klad›¤› eylem, alk›fl ve sloganlarla sona erdi. (Samsun)
31
11 Bafltaraf› sayfa 32’de Bizim tüm Dersim halk›na flu mesaj›m›z var; Tepkilerimizi dile getirelim. Yoksa bu tehditleri yarg›s›z infazlar izleyecektir. Bu yaflanmam›fl bir durum de¤ildir. Mardin K›z›ltepe’de U¤ur Kaymaz ve babas› infaz edilmedi mi? Dün OHAL’di flimdi BU HAL! Bizler bu yaflad›klar›m›z› kamuoyuna duyurmaktan neden çekiniyoruz? Bu konuda herkes duyarl› olmal›, ça¤r›m›z tüm insanl›¤ad›r. Hayri Y›ld›z (Hozat Geçimli köyü muhtar›): 10 Kas›m günü köylülere hizmet ad› alt›nda toplant›ya ça¤r›ld›k. Oraya gitti¤imizde Kurmay Albay Nam›k Dursun aç›l›fl konuflmas›n› yapt›. Konufl-
mas› bir bütün olarak hakaret ve tehditlerden olufluyordu. Bu kifli sürekli olarak bölgede faaliyet yürüten örgütlerin köylülerle olan iliflkilerini koparmak için bizleri iflbirli¤ine ça¤›rd›. Oysa biz muhtar olarak görevlerimizin bilincindeyiz. Sanki görevimiz onlara bilgi tafl›mak. “Bunlar› yapmazsan›z kafan›z› ezerim” diyor. “O zaman MKP gelsin sizi kurtars›n. Ve e¤er yak›n› da¤da olan varsa gelsin desin benim falan kesim k›rsalda mühürlerini Kaymakam’a teslim etsin”. Ben bu dönem muhtar oldum. Yasal bir engel olsayd›, zaten muhtar seçilmezdim. Bize diyor ki “ald›¤›n›z 115 milyon liran›n karfl›l›¤›n› vereceksiniz. Yoksa
17-30 Aralık 2004
kursa¤›n›zda b›rak›r›m”. Bizler de kendi düflüncemize dayanarak, bir halk temsilcisi olarak halk›n tüm sorunlar›na yasal olarak zaten çözüm olmaya çal›fl›yoruz ve hiçbir zaman bu dayatmalar› kabul etmeyece¤iz. Onurumuzla yaflar›z. Onurlu bir ölümü tercih ederiz. fiu bilinmelidir ki bu bask›lar s›rf muhtarlara de¤il, tüm Dersim halk›na yöneliktir. Bu böyle alg›lanmal› ve Dersim halk› onuruna sahip ç›kmal›. Üçüncü muhtar: Ben ismimi vermek istemiyorum. Kurmay Albay Nam›k Dursun 10 Kas›m günü köy ve mahalle muhtarlar›n› toplayarak hakaret ve tehdit etti. Bize diyor ki “sizler birer devlet memurusunuz, devlet size maafl veriyor. Hem
maafl al›yorsunuz, köyünüze terörist geldi¤inde bize haber vermiyorsunuz. Bize haber verin sizi deflifre etmeyiz. Size para yard›m›nda bulunuruz. Aksi hareket ederseniz bafl›n›z› ezerim” diyor. Bizi tehdit ederek üstüne vazife olmayan baz› konularda aç›klamalarda bulunuyor. “TC kimlik numaras›, ehliyet ruhsat› olmayanlar› içeri al›p günlerce bekletece¤im” diyor. TEDAfi’ta da kaçaklar varm›fl, bu konuda da bizi suçlayacakm›fl. Çok sinirli bir flekilde konufltu. Elinizden mühürlerinizi al›r›m dedi. Muhtar arkadafllar›m da ben de bu hakaretleri hak etmezdik. Biz muhtarlar bu iflin peflindeyiz. Ne gerekiyorsa yapaca¤›z. Çünkü biz onurlu yaflamak istiyoruz.
Dersim’de hukuk geçmiyor!
Dersim’de son aylarda boyutlanarak devam eden hak ihlallerine iliflkin Tunceli Barosu Genel Sekreteri Av. Özgür Ulafl Kaplan’la yapt›¤›m›z söylefliyi yay›nl›yoruz. -Demokrasi 盤›rtkanl›¤›n›n yap›ld›¤› flu süreçte Dersim’de yaflanan hak ihlallerine iliflkin neler söyleyebilirsiniz? Son süreçte ilimizde gerçekleflen hak ihlalleri yo¤un bir flekilde gündeme gelmeye bafllad›. Bu süreç birkaç ay önce ormanlar›n yak›lmas›yla start ald›. Arkas›ndan köy muhtarlar› bizzat askeri yetkililer taraf›ndan tehdit edilmeye baflland›. Geçti¤imiz günlerde Hozat’ta 28 köy muhtar› bir toplant›ya ça¤r›larak bizzat Alay Komutan› taraf›ndan tehdit ve hakarete maruz kald›. Yine Ovac›k’ta bir köylü may›-
na basarak baca¤›n› kaybederken, Babaoca¤› köyünde iki köylüye askerler taraf›ndan atefl aç›lm›fl biri yaralanm›flt›r. Benzeri hak ihlalleri son dönemde epey yo¤unlaflmaya bafllad›. Bu gerçekten kayg› verici bir durum. Bu ve benzeri yöntemler ilimizde daha önce de uygulanm›flt›. 94’lü y›llarda bu yöntemlere çokça baflvuruldu. Bunlar›n bu süreçte tekrar gündeme gelmesi kayg› verici bir durumken bir hukuk kurumu olarak Baro’yu da ilgilendiren bir durum. Bu nedenle de hukuki ne gerekiyorsa yap›yoruz/yapaca¤›z. Muhtarlar›n tehdit edilmesi olay›yla ilgili çeflitli görüflmelerimiz oldu. Hozat’a gittik Baro olarak. Oradaki muhtarlarla görüfltük. Vali ile görüfltük. Vali’nin kendisine olay› aktard›k. Ard›ndan suç ihbar›nda bulunduk Baro olarak. -Alay Komutan›’n›n böyle bir toplant› düzenleme hakk› var m›? Söz konusu toplant› Kaymakam taraf›ndan organize ediliyor. Toplant›n›n düzenlenme amac› köylünün alt yap› sorununun tart›fl›lmas› ve böyle duyuruluyor. Kaymakam taraf›ndan muhtarlara davet yaz›s› gönderiliyor. Daha sonra toplant› esnas›nda Alay Komutan› bizzat toplant›y› yönetmeye bafll›yor. Burada Alay Komutan›’n›n bu tür toplant›lar düzenleyerek muhtarlar› tehdit etmesi yasal de¤ildir. Alay Komutan›’n›n böyle bir yetkisi yok-
Avukatlar ihlalleri k›nad›
“Dersim halk› yaln›z de¤ildir”
Tunceli Barosu avukatlar› 7 Aral›k 2004’te saat 12:30’da Postane önünde cüppeleriyle son süreçte Dersim’de yo¤unlaflan hak ihlallerini k›nayan bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamaya Dersim halk› da kat›l›m sa¤lad›. Bas›n aç›klamas›n› Baro Baflkan› Bülent Tafl okudu. Aç›klamada; may›ndan insanlar›n yaralanmas›, ormanlar›n yak›lmas› ve son olarak muhtarlar›n tehdit edilmesinin hukuk d›fl› uygulamalar oldu¤una ve Baro olarak bu yaflananlara duyars›z kal›nmayaca¤›na vurgu yap›ld›. Bas›n aç›klamas›ndan sonra kitle alk›fllarla da¤›ld›. (Malatya)
30 Kas›m 2004 tarihinde Hozat ilçesindeki muhtarlar› toplayarak tehdit eden Albay Nam›k Dursun’un bölgede estirdi¤i terör Bursa Tunceli Derne¤i taraf›ndan protesto edildi. 10 Aral›k günü Bursa Adliyesi önünde toplanan dernek üyeleri, “Dersim halk› yaln›z de¤ildir”, “Dersim’de devlet terörüne son”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› ve alk›fllarla bask›lar› protesto etti. Dernek ad›na aç›klamay› yapan Tunceli Derne¤i Baflkan› Baki Akkufl “Y›llard›r hak arayanlar, paras›z e¤itim isteyenler, iflsizli¤e yoksullu¤a hay›r diyenler hep terörist olarak an›ld›. Tarihin sayfalar›nda nesiller boyunca süregelen kara günler, bizleri bugün dahi kayg›land›r›yor. Halk›n seçti¤i muhtarlara yönelik bask›lar› buradan hep birlikte k›n›yoruz” dedi. (Bursa)
tur. -Dersim’de bas›n aç›klamalar›na getirilen k›s›tlamalara iliflkin neler söyleyebilirsiniz? Bir genelge ç›kar›ld›. Genelgeler her fleyden önce yasalara ayk›r› olamaz. Bas›n aç›klamalar›na dair ‹çiflleri Bakanl›¤› genelge göndermifl. Tunceli Valili¤i ç›karm›fl bu genelgeyi. Hiçbir ülke genelgelerle yürütülemez. Ama Türkiye’de birçok mesele Baflbakanl›k genelgesi, Valilik genelgeleri ile ele al›n›yor. Bugün bas›n aç›klamalar›yla ilgili mevcut yasalarda hiçbir flekilde bir k›s›tlama ve yasaklama mevcut de¤ildir. Bas›n aç›klamas› yapan insana bir k›s›tlama getirilemez. 2911 say›l› yasada izinsiz toplant› ve gösterilere belli k›s›tlamalar vard›r. Ancak bas›n aç›klamas›nda bu söz konusu olamaz. Bu nedenle söz konusu genelge yasal de¤ildir. Bu genelgenin iptali için mahkemeye baflvurmay› düflünüyoruz. Çünkü bu genelgede bir tak›m k›s›tlamalar söz konusu. Örne¤in deniliyor ki, bir tüzel kiflilik taraf›ndan yap›lacak bas›n aç›klamalar›n›n yönetim ve demetim üyeliklerinin 5 kat›ndan fazla kat›l›m sa¤lanamaz. Bu demektir ki, kat›l›m bunu aflarsa emniyet güçleri müdahale eder. Oysa bir bas›n aç›klamas›n› herkesin dinleme hakk› vard›r. Bunu say›yla s›n›rlamak hukuka uygun de¤ildir. -Sizce tüm bu uygulamalarla amaç-
lanan nedir? Bugün bu yaflananlar gösteriyor ki, bir fleyler sadece ka¤›t üzerinde de¤ifltiriliyor. 2002’de OHAL’in resmi olarak kald›r›lmas›na ra¤men bugün yaflananlar o süreci aratm›yor. Yöntemler ayn› olunca 94’te amaçlanan neyse bugün de amaçlanan bundan ba¤›ms›z de¤il. Bu bölge bizzat devlet taraf›ndan terör yuvas› olarak görülüyordu. Potansiyel olarak bütün halk suçlu görülüyordu. Bu mant›kla da ayr›m yap›lmaks›z›n tüm halka yönelik hukuk d›fl› uygulamalar gündeme geldi. Örne¤in köyler boflalt›ld›. Ormanlar yak›ld›, insanlar›n evleri yak›ld›, yurtlar›ndan edildiler. Sürgüne gönderildiler. Bugünkü yöntem ve uygulamalara bak›ld›¤›nda bu mant›¤›n de¤iflmedi¤ini görmekteyiz. “Bu bölgede ben terörü bitirece¤im, gerekirse halk› da her türlü hukuk d›fl› muameleye maruz b›rak›r›m” mant›¤›d›r. -Hak ihlallerine iliflkin halka bir mesaj›n›z var m›? Son geliflmelerde muhtarlar örnek bir tav›r sergilemifltir. Toplant›ya kat›lan tüm muhtarlar toplant›n›n hemen ard›ndan 28 köy muhtar›n›n imzas›yla bir tutanak tutmufllar. Kamuoyunun gündemine getirmifllerdir. Bu konuda bir birlik sa¤lam›fllard›r. Bask› ve hak ihlallerine maruz kalan insanlar›m›z gecikmeksizin tepkilerini dile getirmelidirler. (Malatya)
Dersim’de devlet terörüne hay›r! Dersim’de süren bask›larla ilgili 8 Aral›k 2004 tarihinde saat 13:00’de Sultan Ahmet Adliyesi önünde Munzur Çevre Dernekleri, Hozat Kültür ve Kalk›nma Derne¤i, ‹stanbul Tunceliler Derne¤i ve Tunceli Dernekleri Federasyonu’nun ortak düzenledi¤i bas›n aç›klamas›nda “Tunceli’de insan haklar› ihlallerine ve do¤a tahribat›na son” yaz›l› pankart açan yaklafl›k 40 kifli ad›na aç›klamay› yapan Hozat Kültür ve Kalk›nma Derne¤i Baflkan› Ali Haydar Bak›r, devletin bask› ve izole etme tutumunun 10 Kas›m 2004 tarihinde ‹l Jandar-
ma Alay Komutan› Albay Nam›k Dursun, Hozat’ta meydana toplad›¤› ve yine 10 Kas›m 2004 tarihinde Hozat ilçesi kaymakaml›¤›n›n köylere hizmet götürme birli¤i ad› alt›nda yap›lan toplant›da “Elinizden mühürlerinizi al›r›m, zaten bu bölgede yaklafl›k 30-40 tane sol örgüt faaliyet yürütmektedir. Terörist faaliyet gösteren muhtar varsa kafas›n› ezerim. Buradaki halk›n % 80’i sol örgütlere yard›m ediyor, terörist cenazelerine kat›lan araçlardan 19 milyar para cezas› kesiyorum. Bu terörist eylemler bir daha olursa
Pülümür ve Elaz›¤ yolunu trafi¤e kapat›r›m. Ald›¤›n›z paran›n hakk›n› verin. Haydi gelsin MKP sizi kurtars›n. Ben bunlar› vali ad›na yap›yorum” aç›klamalar›n› hat›rlatt›. Aç›klaman›n sonunda Bak›r, Tunceli Valisinin de Nam›k Dursun’un tehditlerinin alt›na imzas›n› atarak yap›lanlara ve yap›lacak olanlara onay verdi¤ini belirtti. Aç›klamada Dersim’de son süreçte artan sald›r›lar alk›fllarla protesto edilirken dernek temsilcileri konuyla ilgili daha sonra suç duyurusunda bulunacaklar›n› ifade etti. (‹stanbul)
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
ZOR ZORLA ALTED‹L‹R!
DERS‹M HALKI D‹REN‹YOR!
Dünyada ve Türkiye’de tasfiyenin yo¤unlaflt›¤› bir süreçten geçiyoruz. Bu nedenle gerilla mücadelesinde ›srarl› olan, Halk Savafl›’nda sebat edenler egemen güçlerin korkulu rüyas› olmaya devam ediyor. Bundan kaynakl› y›llard›r gerillan›n ana kuca¤› olan Dersim’de halka yönelik bask› ve zulüm, her geçen gün boyutlanarak sürüyor. Özellikle son dört ayd›r gerilla mücadelesinin bölgedeki hareketlenmesiyle yak›lmaya bafllayan ormanlar›n ard›ndan yaflanan hak ihlalleri yediden yetmifle tüm Dersim halk›n› rahats›z ediyor. *Okul içlerinde polis kol geziyor, ö¤renciler dersten ç›kar›larak sorgulan›yor, bunun ad›na ise “iyilefltirme” deniliyor. Milli E¤itim ve Emniyet Müdürü’nün madde ba¤›ml›s› gençlere yönelik ald›¤› bu karara ra¤men tuhaf olan yan ise sorgulanan ö¤rencilerin madde ba¤›ml›s› olmamas›. Al›nan ö¤rencilere çeflitli resimler gösterilerek ö¤renciler ifade vermeye zorlan›rken ailelerine ise çocuklar›n›n “terör örgütleriyle iliflkisi” oldu¤u söyleniyor. Bahsi geçen “terör örgütleri” ise DKÖ ve çeflitli kurumlar… *Geçti¤imiz hafta Dersim’de ö¤retmenlik yapan Hasan Hayri K›l›ç ve Teknisyen
Aziz Avin; Emek ve Demokrasi Platformu’nun Eruh’ta düzenledi¤i mitinge kat›lmalar›ndan kaynakl› a盤a al›nd›. Nedeni ise Eruh’un PKK’nin ilk ç›k›fl yeri olmas›. *Yine geçti¤imiz haftalarda Dersim Merkez’e ba¤l› Çimenli köyünde yüzü maskeli bir grup PKK’den geldiklerini iddia ederek bir köylüyü tehdit etmifl ve zorla para toplam›flt›r. Köyün yak›nlar›nda karakol olmas›na ra¤men kay›ts›z kal›nm›flt›r. Bu durum gelenlerin kim oldu¤unu aç›kça ortaya koymaktad›r. *Mazgirt ve Ovac›k’tan sonra Hozat muhtarlar› bizzat Alay Komutan› Nam›k Dursun taraf›ndan iflbirli¤ine zorlanarak tehdit edilmifl ve hakaretlere maruz kalm›flt›r. *Tüm bu yaflananlar karfl›s›nda halk›n tepkisiz kalmayaca¤›n› bilen Valilik, halk›n tepkisini ifade etmesini engellemek için de bir genelge yay›nlam›fl ve bas›n aç›klamalar›na hukuk d›fl› k›s›tlamalar getirmifltir. Tüm bunlarla yap›lmak istenen Dersim halk›n›n boynuna kölelik zincirlerini takmak; Dersim’i insans›zlaflt›rarak gerilla faaliyetini bitirmektir. Bugün bir taraftan demokrasi 盤›rtkanl›¤› yapan faflist TC, di¤er
taraftan insanl›k d›fl› uygulamalarla gerçek yüzünü göstermektedir. Karadeniz’de Dersim’de flehit düflen gerillan›n bedenlerindeki iflkence izlerinde, Mardin K›z›ltepe’de infaz edilen U¤ur Kaymaz’›n s›k›lan s›kt›¤› 13 kurflunda gerçekler görülmektedir. Sonuç yerine diyoruz ki; Devletin bu takti¤ini ve oyunlar›n› bofla ç›karmal›y›z. Bu takti¤in ölüm, y›k›m, cinayet ve esaret zinciri oldu¤unu unutmamal›y›z. Unutmayal›m ki öldürülen gerillalar bizden bir parçad›r. Kendimize güvenmeliyiz. Baflaramayaca¤›m›z hiçbir fley yoktur. Gelecek ellerimizdedir. Yeter ki gücümüzün fark›na varal›m. “DÜN OHAL’D‹ fi‹MD‹ BUHAL” -‹smail Kaygulu (Hozat/Akp›nar): 1938’den bu yana Dersim’e ayr› bir ülke nitelendirilmesi yap›l›yor adeta. Pratikte de kendini göstermifltir ki y›llardan beri Dersim insans›zlaflt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Yarg›s›z infazlar, gözalt›nda kay›plar vs. bunun kan›t›. Orman yang›nlar›yla bafllayan bir süreç var. Alay Komutan›’n›n daha önceki tehditleri de bizim kula¤›m›za geldi. “Ben terörü bitirmek için adam öldürmekten bile çekinmem” diyormufl. Hozat’ta yap›lan toplant›da bize karfl› tavr› bundan kaç›nmayaca¤›n› bize gösterdi. Kaymakaml›k taraf›ndan köy sorunlar›n› tart›flmak için ça¤r›ld›k. Ancak hakaret ve tehditlere maruz kald›k. Kaymakam mülki amiri olarak muhtarlar›n sorumlusudur. Köylere hizmet tart›fl›lmad›. Toplant› Alay Komutan› Nam›k Dursun’un toplant›s› oldu. Sözüne “da¤da k›z›, o¤lu yak›n› olan varsa getirsin Kaymakam’a mühürlerini b›raks›n. Duymuflsunuzdur. Mazgirt’te k›z› da¤da kendisi muhtar adam› dövdüm. Var m› öyle hem çocu¤u da¤da olacak, sen de devletin paras›n› al›p muhtarl›k yap. Çocu¤un teröristse sen de teröristsin. Size uyar›m Ocak’a kadar süre tan›yorum. Hozat Bölge Komutan›’na bilgi vermezseniz bafl›n›z› ezerim. Ancak gelip bilgi verirseniz siz de ra-
hat edersiniz. Bizde para çok, istedi¤iniz kadar veririz. Bilgi getirdi¤inizden kimse haberdar olmaz, sizi hiçbir flekilde deflifre etmeyiz” diyor. Küfürler, yeminler ediyor. Bu ülkede sivil yönetim olmad›¤› bu pratiklerden ortaya ç›k›yor. Madem öyle bunu aç›k aç›k ifade etsinler. Ülkeyi asker yönetiyor. Darbe oldu desinler. Biz bugüne kadar onurumuzla yaflad›k. Bundan sonra da kimse onurumuzu elimizden alamaz. Onursuz bir flekilde yaflayaca¤›ma onurlu bir flekilde ölmeyi tercih ederim. Devam›
Elaz›¤ Derne¤i Dersim’de yaflananlar› k›nad› 8 Aral›k 2004 tarihinde Elaz›¤ Tuncelililer Kültür Sanat ve Dayan›flma Derne¤i saat 13:00’te Hozat Garaj› önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak Dersim’deki hak ihlallerini ve muhtarlara yönelik bask›lar› k›nad›. Bas›n aç›klamas›n› okuyan Dernek Baflkan› Öner Bulut “Tunceli 1978/2002 aras› y›llarda s›k›yönetim ve OHAL hükümleriyle yönetildi. Zorla köyler boflalt›ld›, yak›ld›. Faili meçhul cinayetler yaflan›rken g›da ambargolar› kondu. Y›llarca o co¤rafyada yat›r›m yerine süngü ve fliddet tercih edilmiflti” diyerek 10 Kas›m günü Tunceli Jandarma Komutan› Kurmay Albay Namuk Dursun’un Hozat ilçesinde hukuk tan›maz tavr›n›n barda¤› tafl›ran son damla oldu¤una de¤indi. Bas›n aç›klamas›na tehdit ve hakarete maruz kalan Hozat muhtarlar› da kat›l›m sa¤lad›. Aç›klaman›n ard›ndan Elaz›¤ Tuncelililer Kültür Sanat ve Dayan›flma Derne¤i ad›na Öner Bulut, Nam›k Dursun’un görevini kötüye kulland›¤›na dair suç duyurusunda bulundu.
Dersim’de iki HKO gerillas› flehit düfltü
9 Aral›k 2004 tarihinde saat 20:0021:00 s›ralar› aras›nda Mazgirt’in Ataç›nar› Köyü k›rsal›nda faflist TC’nin kolluk güçleriyle çat›flmaya giren HKO gerillalar›ndan Ecevit Bulut ve Ebru Aslan flehit düfltü. Mazgirt’e getirilen cenazeler aileleri
taraf›ndan teflhis edildikten sonra otopsi yap›lmak üzere Malatya Adli T›p’a gönderildi. 10 Aral›k gecesi otopsi bitirildikten sonra cenazeler aileleri taraf›ndan al›nd›. 11 Aral›k günü saat 12:30’da yoldafllar› ve dostlar› taraf›ndan Pülümür Cemevi’nden al›nan Ebru Aslan’›n cenazesi “Halk savaflç›lar› ölümsüzdür” pankart› arkas›nda “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Savafl›”, “Yaflas›n Maoist Komünist Partisi”, “Ebru yoldafl ölümsüzdür”, “Ecevit yoldafl ölümsüzdür” “Mazgirt fiehitleri Ölümsüzdür” vb. sloganlar eflli¤inde defnedilece¤i mezarl›¤a getirildi. DHP, Partizan, HÖC’lülerin de kat›l›m sa¤lad›¤› cenaze tüm devrim flehitleri an›s›na yap›lan sayg› duruflu ve konuflman›n ard›nda slogan ve alk›fllar eflli¤inde sonsuzlu¤a u¤urland›.
Cenazenin ard›ndan Dersim Merkez’den kat›lan kitle araçlara binip yola ç›kt›. Dersim’e giren araçlar Özel Timler taraf›ndan durdurularak kimlik kontrolüne tabi tutuldu. Dersim’in Pülümür ilçesi do¤umlu Ebru Aslan’›n Halk Kurtulufl Ordusu saflar›na kat›lmadan önce gençlik faaliyetleri içerisinde yer ald›¤›, Van 100. Y›l Üniversitesi ‹ngiliz Dili ve Edebiyat› 2. s›n›f ö¤rencisi oldu¤u ö¤renildi. Ecevit Bulut da ailesi taraf›ndan al›narak 11 Aral›k günü 08:30’da Çemiflgezek Sinsor köyüne götürüldü. Genifl bir kitlenin karfl›lad›¤› cenaze, ifllemlerin yap›lmas›n›n ard›ndan mezarl›¤a götürülmek istendi. Ancak mezarl›¤a giderken jandarman›n olay ç›karmas› nedeniyle bir ar-
bede yafland›. Sald›r›ya tafllarla karfl›l›k veren kitle jandarman›n geri çekilmesiyle slogan ve alk›fllar eflli¤inde Bulut’un cenazesini mezarl›¤a götürdü. Cenaze sloganlar eflli¤inde defnedildi. Elaz›¤’dan ve Hozat’tan cenazeye kat›lmak isteyen gruplar cenazenin erken defnedilmesi nedeniyle cenazeye kat›lamad›.
17-30 Aralık 2004
ÇEK AL
1
Tarihimizi yaratanlardan, yüre¤i ve sevdas› büyük komutan›n an›s›na Havalar so¤umufltu, herhalde kar ya¤acakt›. Dedesi ‹mam Gazi’ye duman çöktü¤ünde kar›n habercisi oldu¤unu söylerdi... Dedesinin do¤ada olan olaylar hakk›nda söylediklerinin hemen hemen hepsi gerçekleflirdi. Ama Aflk›n dedesini hiç sevmezdi. Gerillalar evdeyken dedesi nerdeyse haz›rol’da duruyor ama gerillalar gittikten sonra arkalar›ndan kötü fleyler söylüyordu. Bu durum Aflk›n’›n gözünden kaçm›yordu. Aflk›n ise daha küçük yafl›na karfl›n bu silahl› adamlar› sevmiflti. Hele ad› Ak›n olan bir tanesi vard› ki, onu daha çok seviyordu. Aflk›n Duran abisiyle hayvanlar› otlat›rken abisi ona: - “Aflk›n sana bir fley söyleyece¤im kimseye söylemeyeceksin tamam m›?” dedi. “Tamam abi söylemem” diye cevap verdi Aflk›n. Ve Duran anlatmaya bafllad›. -Bak kesinlikle kimseye söyleme. Önce mallar› yaylaya vural›m, ondan sonra seninle gerillalar›n yan›na gidece¤iz, onlara ekmek götürece¤iz, biraz da konuflaca¤›z. Sonra geri mallar›n yan›na geliriz. Biri görürse kurt ini arad›k deriz emi?” “Tamam” dedi Aflk›n. Heyecanlanm›flt›. Duran ve Aflk›n birlikte yaylan›n arkas›ndaki çaml›¤a do¤ru yürüdüler. Önce Duran sa¤› solu gözledi sonra on dakika fliflerin1 içinde yürüdükten sonra, Duran kufl gibi iki kez öttü ve karfl›dan da bu sese benzer ses geldikten sonra hareket ettiler. ‹lk önce kal›n bir çam›n yan›nda duran uzun boylu gerillay› gördüler. Bu gerilla onlar› gülümseyerek karfl›lad›, ilerden gelen kad›n gerilla “hofl geldiniz” dedikten sonra onlar› fliflerin daha s›k oldu¤u yere do¤ru götürdü. Aflk›n’›n heyecan› doru¤a ç›km›flt› ama hiçbir fley belli etmemeye özellikle dikkat ediyordu. Gerillalardan yafll› olan› Duran’a etrafta olup bitenler hakk›nda sorular soruyordu. Duran da bunlara uygun yan›tlar veriyordu. Aflk›n pür dikkat konuflulanlar› dinliyor ve etrafta olup bitenleri gözlemliyordu. Gerillalar hemen atefl yak›p, kara çaydanl›¤› sopaya geçirdiler ve ateflin üzerine tuttular. Genel sohbetten sonra Duran’la birlikte iki gerilla fliflerin içine do¤ru gitti. Onlar gittikten sonra Aflk›n’›n en çok sevdi¤i gerilla olan Ak›n hemen Aflk›n’›n yan›na geldi. Tip olarak, tipik Kürt delikanl›s›na benzeyen, bundan dolay› herkesin Kürt sand›¤› ama Türk, Kürt ve Ermeni kar›fl›m› melez olan Ak›n adl› gerilla çocuklar› çok seviyordu. Hatta daha kucaktaki bebeleri bile sevmek istiyor ama çocuklar bir türlü Ak›n’› sevmiyor, a¤layarak annelerinin yan›na kaç›yorlard›. Ak›n yine de pes etmez, her defas›nda ayn› giriflimde bulunurdu. Onun için gerilla birli¤inde çocuklardan sorumlu olan kifli Ak›n’d›r. Ak›n Aflk›n’› köyden tan›yor, ak›ll› ve gerillalar› seven bir çocuk oldu¤unu biliyordu. Aflk›n’›n silahlara merak› oldu¤unu köyden bilen Ak›n bu f›rsat› kaç›rmak istemiyor, hemen Aflk›n’a silahlar› söküp takmay› ö¤retmek istiyordu. Birlikte silah silen gerillan›n yan›na gittiler ve ona silah›n parçalar›n› tan›tt›, beraber silah› silmeye bafllad›lar. Gerillalar küçük bir çocu¤un anlamayaca¤›n› düflündükleri için Ak›n’›n yapt›¤›n› anlams›z buluyor, hatta kimileri aç›ktan bu duruma gülüyordu. Ak›n ise tüm gülmeleri, bu konuda yap›lan esprileri görmezden gelip bütün dikkatiyle Aflk›n’a Kalaflnikof’u tan›t›yordu. Çünkü Ak›n onun ve onun gibilerin yar›n›n komutanlar› olaca¤›n› biliyordu. Hatta Filistin’de ‹srail tanklar›na tafl atan çocuk-
lar için söylenen “küçük generaller” sözü geldi Ak›n’›n akl›na ve yoldafllar›n bunu niye kavramad›klar› konusunda k›sa bir k›zg›nl›k yaflad› içinden, fakat hemen yapt›¤› ifle döndü. Aflk›n da tüm dikkatiyle gösterilenleri izliyordu. Zaten av tüfe¤iyle ilk kez Duran abisi atefl ettirmiflti. Ama içinden kenarda ayaklar› aç›lm›fl bir flekilde duran büyük silah› ö¤renmek istiyordu, çünkü silahlar›n en büyü¤ü oydu. Bu silah ö¤renme ifli bitmek üzere iken Duran ile giden iki gerilla da geldi ve: - “Haydi Aflk›n gidelim” dedi Duran. Aflk›n asl›nda hiç gitmek istemiyordu ama bir fley de diyemiyordu. Kalkt› ve tekrar tokalaflt›ktan sonra geldikleri yoldan geri mallar›n yan›na gittiler. Aflk›n bu ziyaretten çok etkilenmiflti art›k bir s›r biliyordu. Duran a¤abeyi ona güveniyordu ve en önemlisi de art›k gerillalar ona silah ö¤retmifllerdi. Bu ziyaretten sonra gerillalar› daha çok düflünmeye bafllad›, onlara karfl› sevgisi daha da artt›. Gerilla art›k hep kalbindeydi. “AfiK OLSUN SANA ÇOCUK AfiK OLSUN!” Matbaada makineler tüm h›z› ile çal›fl›yordu. Aflk›n birinci renk bas›m›n› bitirmifl, ikinci rengi bas›yordu. Bir an evvel ifli bitirip eve gitmek istiyordu. Son süreçte geliflen olaylara tepki vermek için bankamatik molotoflamalar› yapmalar› gerekiyordu. Aflk›n molotoflar› haz›rlayacak, bir baflka yoldafla devredecekti. Molotoflar› haz›rlay›p saklam›flt›, akflam üzeri yoldafla devredecekti. Bugün heyecanl›yd›, molotoflar için de¤ildi heyecan›, bugün ilk bombalamas›na gidecekti. Beraber eyleme gidece¤i yoldafl› Aflk›n’› çok seviyordu. Tüm TMLGB Aflk›n’› seviyordu. Özellikle küçük yaflta mücadeleye kat›lmas›, verilen görevleri eksiksiz yapmas› Aflk›n’› TMLGB’nin sevgilisi haline getirmiflti. Aflk›n bu yoldafl› karfl›s›nda daha titizdi. Çünkü talimatlar› kesindi. Yap›lacak dendi¤inde yap›lmas› gerekti¤ini, ilkelere hep ba¤l› kal›nmas› gerekti¤ini hep bu yoldafltan ö¤renmiflti. Askeri yönünü gelifltirmesi gerekti¤ini yine bu yoldafltan ö¤renmiflti. Bu yoldafl Aflk›n’a hep askeri iflleri veriyor, askeri konular› konufluyordu. Bu durum ise Aflk›n’›n bambaflka hofluna gidiyordu. Bütün bunlar› düflünürken akflam olmufl ifller bitmiflti. Üzerini de¤iflti, iflyerinden ç›kt›. Önce molotoflar› saklad›¤› yerden ald›. Sokaktan h›zla ana caddeye ç›kt›, gelen ilk dolmufla bindi ve randevu yerine gitti. Randevu yerine gelen olmam›flt›. Yine erken gelen Aflk›n’d›.
Aflk›n tüm randevular›na saatinden önce gidiyordu. Yoldafllar› bekletmemek gerekti¤ini düflünüyordu. Dikkat etti¤i en önemli nokta randevulara zaman›nda ve takip yemeden gelmek. Daha önceden tan›d›¤› yoldafl geldi randevuya. Ne var ne yok diye sordu gelen yoldafl. Tüm a¤›r bafll›l›¤› ile sorulanlara cevap verdi Aflk›n. Gelen yoldafl, bugün gelecek yoldafl›n randevusunu söyledi. Ayr›ca bombalamay› yapacaklar› karakolun daha önce istihbarat›n› yap›p yapmad›klar›n› sordu. Aflk›n da yapt›klar›n›, karakola arkadan yanaflacaklar›n›, arkadaki cam›n devaml› aç›k oldu¤unu söyledi. “E¤er o camdan içeriye bombay› atarsak ifl tamamd›r yoldafl” dedi. Gelen yoldafl da bugün görüflece¤i yoldafl›n bu konularda uzman oldu¤unu, karakolun cam›n› ona göstermesini, sonra onu korumaya almas›n›, onun da bombay› ataca¤›n› söyledi. Bombalamay› yapt›ktan sonra ise o alandan ayr›lmalar›n› söyledi. Aflk›n bunlar› duyduktan sonra daha da heyecanlanm›flt›. Yoldafl› molotof pofletini ald›, yeni randevuyu ayarlay›p, el s›k›fl›p ayr›ld›lar. Bugün akflam ikinci randevusunu merak ediyordu. Bir taraftan bombalama yapacaklar onu merak ediyor, di¤er taraftan ise eve geç kalma olas›l›¤› vard›, bunu düflünüyordu. Randevu baflka bir semtteydi. Oraya gitmek için zaman› vard›. Hem de bir randevudan baflka bir randevuya giderken daha dikkatli olmak zorundayd›. Sokaklarda yar›m saat kadar doland› sonra caddeye ç›k›p bir dolmufla binip randevunun oldu¤u semte gitti. Semt sakindi yine de ne olur ne olmaz diye bir yar›m saat de orda doland›. Saatine bakt› tam befl dakika vard› randevu saatine. Yavafl yavafl otobüs dura¤›na do¤ru yaklaflt›. Beklemeye bafllad›. Köfleden elinde Milliyet gazetesi ve selpak olan birisi geliyordu. Aflk›n anlad›, bu gelen yoldafl›yd› ama yine de ifli garantiye almak için ona yaklafl›p kararlaflt›r›lan soruyu sordu: - “Taksim’e tren nerden gidiyor?” diye sordu. Gelen de “Zincirlikuyu’dan” cevab›n› verince Aflk›n sevindi. Bir taraftan da gülüyordu, Taksim neresi Zincirli Kuyu neresi diye. Ama gelen yoldafl pek sevinmifle benzemiyordu. “Sanki baflka birisi yok muydu da bu çocu¤u yan›ma verdiler?” der gibi bir hali vard›. Bu bak›flmalar›n aras›nda ara sokaklara do¤ru yürürken merhabalaflt›lar. Gelen yoldafl (Duran) karakolun durumu hakk›nda sorular sordu. Aflk›n karakolun nöbetçilerinin önde oldu¤unu, arka mahalleden karakolun arkas›na kadar yanafl›ld›¤›n›, arka cam›n›n hep aç›k oldu¤unu, camla duvar aras›n›n on
befl yirmi metre olabilece¤ini tüm a¤›r bafll›l›¤› ile anlatt›. Bu anlat›fl fleklini gören gelen yoldafl›n kafas›ndaki ilk görüfl yavafl yavafl de¤iflmeye bafllam›flt›. Bu konuflmalar›n aras›nda saatin epey ilerledi¤inin fark›na varmam›fllard›. Bundan dolay› bugün yapman›n do¤ru olmayaca¤›na karar verip ertesi güne karakola yak›n bir yerde randevulafl›p ayr›ld›lar. Günefl tüm parlakl›¤›n› ortaya koymufltu. Her taraf c›v›l c›v›ld›. Annesi hiç kald›rmaya k›yamad›¤› ama kald›rmak zorunda oldu¤u Aflk›n’› kahvalt›y› haz›rlad›ktan sonra kald›rd›. Binlerce çal›flan çocuk gibi, Aflk›n da kalkarken oldukça zorlanm›flt›, annesinin üçüncü geliflinde zor kalkm›flt›. Gözlerini açt›¤›nda annesinin: - “Ne olursun yavrum kalk, ifle geç kalacaks›n” diyen sesini duydu. Kalkt›, do¤ru yüzünü y›kamaya gitti. Yüzünü y›kad›ktan sonra sofraya oturdu. Annesi çaylar› doldurdu. Aflk›n h›zla kahvalt›s›n› yap›p ç›kt›. Yolda bugün ne yapaca¤›n› düflündü. Akflama bombalamaya gidecekti. Bugün iflten erken ç›kmay› düflünüyordu usta bafl›na köyden dedesinin gelece¤ini, onu almaya gidece¤i yalan›n› söyleyip erkenden ç›k›p bir kez daha karakolun arkas›n› kontrol etmeyi düflünüyordu. Öyle de yapt›. Aflk›n karakolun arkas›n› bir kez daha kontrol etti. Sonra oradan h›zla uzaklaflt›. Randevu yerine gitti, Duran da gelmiflti. Son durumu konufltular; Aflk›n son kontrolünü anlatt›. Sonra akflam hava karar›rken karakolun arkas›ndaki mahalleye girdiler. Mahalleye girerken Aflk›n da Duran da tüm dikkatlerini toplam›fllar etrafa bak›yorlard›, ayn› zamanda ikisini de s›cak bir heyecan kaplam›flt›. Duran cebinde olan el bombas›n› son kez cebinin içinde kontrol etti. Sonra karakolun arkas›na girdiler. Aflk›n gözü ile yeri gösterdi ve kendisi on befl yirmi metre arkada etraf› gözetlemeye bafllad›. Tam bu s›rada Duran’›n cebinden bombay› ç›karmas› ile pimini çekip camdan içeri sokmas› bir oldu. Daha Duran Aflk›n’›n yan›na gelmemiflti ki büyük bir patlama oldu. Bir an ikisi de geriye bir bakt›lar sonra h›zla koflmaya bafllad›lar. Karakolun önünden birkaç el silah sesi duyar gibi oldular. Bu onlar›n daha da h›zlanmas›na neden oldu. Ara sokaklardan rüzgar gibi geçip baflka bir mahalleye dald›lar. Oradan baflka semte geçmek için bir dolmufla bindiler. Bombalaman›n heyecan›n› daha ancak atabilmifllerdi üzerlerinden. Dolmufla binince rahatlad›lar. Dolmuflta paralar› Duran verdi. Yan yana oturdular. Duran yavaflça Aflk›n’›n omzuna vurdu. Aflk›nla göz göze geldiler. Art›k gözleri konufluyordu. Bunlar› dolmufltaki kimse anlam›yordu. Bu dili ancak yoldafllar anlayabilirdi. ‹kisinin de yüzünde verilen görevin baflar› ile yap›lmas›n›n sevinci, mutlulu¤u vard›. Düflmana verdirilen kayb›n halk›m›z üzerinde yarataca¤› etki sanki gözlerinden okunuyordu. ‹lk karfl›laflt›klar› anda bir birleriyle ilgili oluflan flüpheleri yok olmufltu. Duran eylem yerinde Aflk›n’›n o so¤ukkanl›l›¤›n›, atakl›¤›n› gördükten sonra daha önce nas›l görünüfle aldand›¤›n› düflündü. Böyle kararl›, atik yoldafllarla daha çok bombalamalar yapabileceklerini düflünüyordu. Aflk›n da ilk bombalaman›n heyecan›n› ve mutlulu¤unu yafl›yordu. Akflama kadarki tüm yorgunlu¤unu unutmufltu. fiimdi rahat bir flekilde uyuyacak, yar›n iflten sonra gidip yoldafla raporunu verecekti. O zaman bu yoldaflla daha sonra Karadeniz’de
2 gerillada karfl›laflaca¤›n› bilemezdi. Daha sonra Duran Dersim’e giden birlikte yer ald›. Ve 25 Nisan’da Mercan Vadisi’nde düflmanla girilen çat›flmada kahramanca direnerek flehit düflen yoldafllar›n içinde o da vard›. Bu flehit haberini duyunca, bu an›lar›yla birlikte tüm canl› ve güler yüzüyle gözünün önüne geldi Duran kod adl› Zeynel Erdo¤an Aflk›n’›n... YAfiANAN ÇEL‹fiK‹LER‹ AfiMANIN ADIDIR AfiKIN.... Art›k Aflk›n TMLGB’nin bir militan›yd›. Ara s›ra gerillada bulunan amcas›ndan mektuplar geliyordu. Bu mektuplar› okudukça daha çok gerillaya kat›lmak istiyordu. Çünkü mektuplar coflku doluydu. Partinin Tokat’ta neler yapt›¤›ndan bahsediyordu. Bu mektuplar, daha önce fazlaca tan›mad›¤› amcas›n› tan›mas›n›, gerilla olmas›ndan dolay› sevmesini de sa¤lad›. Asl›nda sevdi¤i hayran oldu¤u devrimci de¤erlerdir ama Aflk›n daha bunlar› ay›racak yaflta de¤ildir. Köylerinde bir sürü devrimci olmas›na karfl›n bunlar›n baz›lar› TC’de askere gitmifltir. Bir k›sm› ise askerlik yafl› geldi¤inde TC’ye askerlik yerine T‹KKO’ya kat›lm›flt›r. Bunlardan birisi de amcas›d›r. Bundan dolay› gerilla olmak bir erdemdir Daduhta’da. Bir gün dedesinden telefon gelmifl. Babas› annesine “kardeflinin yakaland›¤›n›, onun için de acele Almus’a gitmesi gerekti¤ini söylemifl” gitmifl. Akflam eve gelen Aflk›n da durumu ö¤rendi. Aflk›n’›n kafas› “niye yakalanm›fl, gerilla yakalan›r m›, kimin ihmali var, kim ihbar etti? Kesin ihbarc›s›n› vurmak laz›m” gibi düflüncelerle meflguldü. ‹ki gün sonra Aflk›n eve geldi¤inde babas›n›n da eve geldi¤ini gördü. Babas›na: - “Ne var ne yok” diye sordu. Babas› “hiç iyilik” dedi. - “Baba amcam› kim yakalatm›fl?” Evde bir suskunluk vard›. Babas› yan›t vermemiflti oysa herkes onun yan›t›n› bekliyordu. Babas› önce bo¤az›n› temizledi, flöyle oturdu¤u yerden do¤ruldu ve konuflmaya bafllad›: - “Kimse yakalatmam›fl” dedi ve sustu. Bu durum karfl›s›nda herkesi daha bir heyecan kaplad› ve dayanamayan annesi: - “Ee nas›l olmufl o zaman, yalan m›ym›fl?” dedi. Bunun üzerine babas› konuflmaya bafllad›: - “Selahattin kaçm›fl, babamla Deli Bekir de teslim etmifl. fiimdi Tokat’ta jandarma alay›nda” dedi - Gerilla olan birisi b›rak›rsa onu afla¤› göndermiyorlar m›ym›fl? - “Bilmiyorum.” Ortal›k sus pus olmufltu. Kimseden ses ç›km›yordu. Daha önceden biliyorlard› ki gerillaya kat›lmak nas›l gönüllü ise ayr›lmak isteyeni de gönderiyorlard› hatta köylerinden birisini göndermifllerdi. Bu iflte bir kar›fl›kl›k vard› diye düflünüyordu herkes. Herkesin kafas›nda binbir düflünce vard›. Annesi: - “‹flkence yap›yorlar m›ym›fl?” diye sordu. - “Babamla görüfltürmüfller, çok iflkence yap›yorlarm›fl, ayr›ca hep operasyonlara ç›kar›yorlarm›fl. Daha dün onlar›n kat›ld›¤› bir operasyonda bir gerillay› vurmufllar. Selahattin gerillalar›n yerlerini bildi¤i için yer gösteriyormufl. ‹tirafç› olmufl” dedi. Bunlar› söylerken itirafç›l›¤› sevmedi¤i yüzüne yans›m›flt›. Babas›n›n bu sözleri üzerine Aflk›n’›n kafas› tamamen kar›flm›flt›. Neden gerilladan
ÇEK AL kaç›l›r? Neden en sevdi¤in, daha düne kadar ayn› lokmay› paylaflt›¤›n kifliler ihbar edilir, onlar›n pefline düflülür? Bütün bu sorular›n içinde bo¤uldu kald› Aflk›n. Bir hafta kendine gelemedi. Bu kafa kar›fl›kl›¤› ile her zamanki periyodik randevusuna gitti. Ayn› yoldafl gelmiflti randevuya. Bu yoldafl›n gelmesine sevinmiflti Aflk›n. Ne de olsa kafas›nda sorular vard›, e¤er ki k›zmazsa bu yoldafla sorabilirdi. Gelen yoldafl Aflk›nla merhabalafl›p hal hat›r sordu. Aflk›n’›n ruh hali de gözünden kaçmam›flt›. “Nas›l etsem de Aflk›n’a konuyu aç›p kafas›ndaki sorular› açt›rsam?” diye düflünüyordu. Bu düflünceler içinde yürürken bir park›n yan›ndan geçtiklerinin fark›na vard›lar ve do¤al bir flekilde önce Aflk›n parka do¤ru girdi ve hemen yan›ndan da di¤er yoldafl. Ve uygun bir köfleye oturdular. Yoldafl Aflk›n’la konuflmaya haz›rland›. Soruna do¤rudan girmeyi uygun buldu: - “Bak ufakl›k yaflamda iyi ile kötü hep yan yanad›r. Biz istemesek de yaflamda her fley karfl›t›yla birlikte vard›r. Nas›l ki kahramanl›k varsa ihanet de vard›r, tersinden ihanetin oldu¤u yerde kahramanl›k da vard›r” diye söze devam ederken, son cümleden konunun nereye gelece¤ini az çok Aflk›n da anlamaya bafllam›fl ve daha bir pür dikkat kesilmiflti.. - “Seninle aç›k konuflaca¤›m ufakl›k. Bak hepimiz mücadeleye kat›l›rken birilerinden etkilenmifl olabiliriz. Örne¤in ben mücadeleye kat›l›rken o zaman mücadelenin içinde olan bir akrabamdan etkilenmifltim. Sonra o mücadeleyi b›rakt› ama ben bundan ekilensem bile hiçbir zaman mücadeleyi b›rakmay› düflünmedim. Yani herkes mücadeleye kat›l›rken birisinden etkilenir ama politiklefltikçe, mücadelenin gereklili¤ini bilimsel temellere oturttukça mücadeleye ba¤›l›l›¤› da güçlenir. Önce pamuk ipli¤i ile ba¤l› iken daha sonra mücadeleye kat›l›fl›n› ne kadar bilimsel temellere oturtursa ipli¤in kal›nl›¤› o kadar artar. Bak bunlar› sana niye anlat›yorum? Gerillada olan amcan gerilladan kaçm›fl, yani ihanet etmifl. Biliyorum amcan› çok seviyorsun ama her fley dönüflüm halindedir, daha önce faflist saflarda olan birisi saflar›m›za kat›laca¤› gibi bizim saflar›m›zda olan birisi de düflman saflar›na kat›labilir. Elbette her fley bir günde olmaz, içinde var olan olumsuz yön uygun koflullarda hakim hale gelir. Bak en sevdi¤i yoldafllar›n flehit düfltü. Baflta Duran Salman. Bunlar seni etkiler. Ne de olsa amcan. Sen Partimizin ve halk›m›z›n cephesinden bakmal›s›n, onlar›n ç›karlar› do¤rultusunda olay ve olgulara yaklaflmal›s›n. Halk›m›z itirafç›lar› sevmez. Bak amcan halk›m›za ne kadar zarar verdi. Bir sürü köylünün iflkenceye al›nmas›na sebep oldu. Bir dizi emekle oluflturulan parti de¤erlerini düflmana verdi. Yine Partimizin en önemli de¤erleri olan gerillalar›n pefline düfltü. Bu konuda ne düflünüyorsun ufakl›k?” dedi ve gözleriyle etraf› kontrol ederken Aflk›n’›n konuflmas›n› bekledi. Bütün bunlar Aflk›n’a do¤ru gibi geliyordu ama kafas›nda gerilla hakk›nda söylenenlerin do¤ru mu yoksa yanl›fl m› oldu¤u sorusu hala netlik kazanmam›flt›. -Yoldafl, ben de duydum amcam›n kaçt›¤›n›. Zaten ben de sormak istiyordum. Senin anlatman iyi oldu ama... -Amas› ne ufakl›k? -Yoldafl bak babamdan ö¤rendi¤im kadar›yla olay›n baflka bir taraf› daha varm›fl. -Neymifl baflka taraf›? -Yoldafl, yanl›fl anlama hani Marksistler
gerçekçi olmal› diye siz söylemifltiniz. Onun için ben de ö¤renmek istiyorum. Gerilla hakk›nda söylenenler do¤ru mu? -Ne söyleniyor? -Gerillada herkese bask› yap›yorlarm›fl, kimseyi konuflturmuyorlarm›fl, gerillalar› dövüyorlarm›fl. -Bak ufakl›k, bunlar do¤ru de¤il, do¤ru olmad›¤› gibi ayn› zamanda düflman›n birer uydurmas›, Partimizi ve ordumuzu karalamaya dönük çal›flman›n bir ürünü. Amcan›n söyledikleri tamamen kendi yapt›¤›n› hakl› ç›karmak için söylenen sözlerdir ayr›ca hiçbir gerekçe düflmana s›¤›nmay› hakl› k›lmaz. - “Tamam yoldafl, ben de öyle düflünüyorum. Aç›k konuflacak olursam etkilenmedim diyemem ama beni mücadeleden so¤utacak bir etki de¤il. Senin söylediklerinle kafam daha da aç›ld›.” Sonra baflka pratik sorunlar› konufltular, tekrar buluflmak üzere tarih ve yer kararlaflt›r›p ayr›ld›lar. Görüflmeden ayr›ld›ktan sonra Aflk›n’›n kafas› daha farkl› düflüncelerle meflguldü. Yoldafllar›n dedikleri do¤rudur ama ya di¤eri do¤ruysa sorusu hala kafas›ndan tam anlam›yla silinmemiflti. Belirli bir dönem kafas› hep bu soruyla meflgul olmufltu. Bu durum sonbahara kadar devam etti. Bir sonbahar gününün so¤uklu¤u ile uyanm›flt› Aflk›n. Hava çok so¤uktu, bu so¤ukta ifle gitmek daha bir zor gelmiflti kendisine. Üzerinde bir mahmurluk vard›, ifl yapmak istemiyordu. Bu düflünceler içinde annesinin de zorlamas› ile kalkt›, her zamanki gibi elini yüzünü y›kad› ve kahvalt› sofras›na oturdu. Annesi her zamanki gibi sabah haberlerini kaç›rmamak için televizyonu açm›fl sabah haberlerini dinliyordu. Aflk›n da kahvalt›s›n› h›zla yaparken kula¤› ayn› zamanda haberlerdeydi. Pek haberleri sevmezdi ama yoldafllar her fleyden haberiniz olacak diyordu, onun için istemeye istemeye haberleri dinliyordu. Haberler bitmek üzereyken spiker: -“Tokat’›n Almus ilçesi Görümlü Köyü Kozlu Mezras› k›rsal›nda teröristlerle girilen çat›flmada dört terörist ölü ele geçirildi....” haberini geçince annesi ile Aflk›n dikkat kesildi, sonra göz göze geldiler. Annesi: - “Bizimkiler mi?” diye a¤z›ndan kaç›rd›. Aflk›n da - “Sanmam” dedi. Ama içine de bir kurt düfltü ya bizimkilerse, ya Bahattin abisi ise, ya di¤er tan›d›¤› yoldafllar ise. Ondan öte yoldafllar olmas› veya faflizme karfl› savaflan bu insanlar›n katledilmesi kötü bir fleydi. Hemen akl›na “amcas›n›n yer göstermesi sonucu bu devrimciler flehit düflmüflse” diye bir soru geldi. Ama bu sorudan kendisi bile korktu ve h›za bu düflünceden uzaklaflt›. Bu haber üstüne kahvalt›n›n da bir anlam› kalmam›flt›. “Anne ben ifle gidiyorum” dedi ve evden ç›kt›. Evden ç›karken bu kötü haberdeydi kafas›. En çok da Bahattin abisini düflünüyordu. Bahattin tüm çocuklar› sevdi¤i gibi Aflk›n’› da çok seviyordu. Sessizli¤i ve her ifli yapmas› ile Aflk›n’›n dikkatini çekmiflti. Hatta birgün evlerine gitti¤inde Bahattin’i bulafl›klar› y›karken görmüfl hayret etmiflti. Bahattin hayvan otlatmaya gitti¤inde bazen Aflk›n’› da yan›na veriyorlard›. Aflk›nla büyük bir adam gibi konufluyor, ellerini yüzlerini y›k›yordu. Bunlar› Aflk›n hiç unutmam›flt›. fiimdi bir an o günlere gitti. “Ne güzeldi Kayaboynu’nda çelik oynamak” diye geçirdi içinden. Tüm bu düflünceler içinde ifl yerine nas›l vard›¤›n› anlayamad› bile. O gün çok çal›flt›lar, renkli bask› yap›yor-
17-30 Aralık 2004 lard›. Bu ifl çok u¤rafl gerektiren bir iflti. Tüm renkler tek tek bas›l›yordu. Paydos saatine az vard›. Usta: - “Elinizdeki bask›lar› bitirin, tamam” dedi. Aflk›n son bask›y› da yapt›ktan sonra üzerini de¤iflti ve iyi akflamlar deyip ayr›ld›. Bugün enifltesigile u¤ramas› gerekiyordu. Enifltesigilin oturdu¤u semte gitmek için dolmufla bindi. Fazla uzun sürmemiflti oraya varmas›. Kap›y› çald›, hemen açt›lar. Ama herkesin yüzünden kötü bir fley oldu¤u anlafl›l›yordu. Oturdu, sonra: - “Ne var” diye sordu. Enifltesi zaten Bahattin’in abisiydi, o cevap verdi; “Bahattin’i vurmufllar. Arkadafllar›ndan birisi gelecekleri köyü söylemifl, devlet de oraya pusu kurmufl. Bahattin pusudan kurtulmufl ama geri arkadafllar›n› almak için çemberin içine girmifl bir daha da ç›kamam›fl. Amcan gibi adi birisi vermifl olabilir. Amcan de¤ilmifl veren ama.....” Bir anda Aflk›n flok olmufltu. Bu güzel insan›n ölmesini kabullenmek istemiyordu, hatta ölmedi¤ini düflünmek istiyordu. Bir taraftan amcas› geldi gözünün önüne, di¤er taraftan Bahattin. Bir taraftan çat›flmadan kendisi kurtulmas›na karfl›n yoldafllar›n› çat›flmadan ç›karmak için tekrar çat›flma alan›na giren Bahattin, di¤er tarafta elektiri¤e ve sopaya dayanamay›p yoldafllar›n› ele veren kifli. Bir tarafta çürüyen yok olan, di¤er tarafta büyüyen ve geliflen. Bir tarafta direnifl bir tarafta ihanet. Hangisini güçlendirece¤iz; “Çürüyeni mi gelifleni mi? ‹haneti mi? Direnifli mi?” diye düflündü Aflk›n. Evde üzüntü ve hüzün bir aradayd›. Akrabalardan herkes kar›fl›k duygular içindeydi. Herkes akrabal›k ba¤lar›na göre do¤ruyu belirlemeye çal›fl›yordu. Ama en yak›nlar› bile itirafç›l›¤› kabul etmiyordu. Bu durumu düflündü Aflk›n. Görüflmeye gelen yoldafl›n›n sözleri akl›na geldi. “Biz halk›n ve Partinin ç›karlar›n› düflünmeliyiz” demiflti. Zaten iki ayd›r kafas› hep bu kar›fl›kl›kla meflguldü. Hep bir ikilemde kalm›flt›. “Da¤a m› gitmeliydi yoksa biraz daha flehirde mi faaliyet yürütmeliydi” ikilemi hep bu olmufltu. Bu kadar çal›flmalar›na karfl›n neden hala do¤ru düzgün bir evlerinin bile olmad›¤›n› düflündü. Patronun küfürlerini düflündü, amcas›n›n adili¤ini, Bahattin’in kahramanl›¤›n›, yoldafllar› için can›n› seve seve veriflini düflündü. Her ne kadar tüm ölüm haberi a¤›r olsa da bu ölüm Aflk›n’a çok a¤›r gelmiflti. Bu a¤›rl›¤›n da etkisiyle orada kendi kendine bir karar ald›: - “Ben da¤a gidip flehit düflen abimin, yoldafllar›m›n yerini doldurmal›y›m. ‹haneti de¤il mücadeleyi büyütmeliyim. Bunu için mücadeleye daha fazla katk› sunmal›y›m. Partinin program›n› biliyorum zaten. Gidince önce komutan olmal› yoldafllar›n hesaplar›n› sormal›y›m, sonra ise Parti Üyesi olmal›y›m” karar›na vard›. Elbette bu karar›ndan evdekilerin haberi yoktu. Ama karar› kesindi, görüflmeye gelen yoldafla istemini hemen bildirecekti. ‹hanet karfl›s›nda mücadeleyi büyüterek yan›t olmal›y›z diye düflünüyordu. Bu karar›n› daha sonra randevuda yoldafl›na söylemiflti. Yoldafl› da biraz daha düflünmesi ve duygusal karar vermemesi gerekti¤ini söyledi. Aflk›n ise çok düflündü¤ünü, karar›n›n kesin oldu¤unu söyledi. Ama Aflk›n’› daha fazla düflünmesi konusunda ikna edemedi. Karar› kesindi gerillaya gidecekti. Aflk›n art›k tüm iflleri daha dikkatli yap›yordu. Ne de olsa k›fl gelmiflti, bahara kadar
17-30 Aralık 2004 gerillaya gidemezdi. “O zaman burada yap›lacaklar›n en iyisini yapmal›y›m” diye düflünüyordu. Bundan sonra TMLGB’ye dönük bir operasyon oldu. Operasyonda bir çözülme sonras› Aflk›n da al›nd›. Polisler “çocuk MK üyesi” diye dalga geçiyorlard›. Fazla bir fley yapmam›fl olaca¤›n› düflündükleri için, ayr›ca bir çocuktan dolay› gündeme gelmek istemedikleri için Aflk›n’› b›rakt›lar. Fakat sonraki ifadelerden bu “çocu¤un” neler yapt›klar›n› ö¤rendiklerinde h›zla ellerinden kaç›rd›klar›n› aramaya ç›kt›lar. ‹lk önce Aflk›n’›n evine gittiler. Eve geldiklerinde Aflk›n uyuyordu. Polisler içeri girince kafas›n› yorgan›n alt›ndan kald›r›p bakt›. Polis: - “Aflk›n nerde çocuklar?” diye sordu. Aflk›n hemen durumu anlad›. Demek ki tan›m›yorlar, büyük birisi san›yorlar. O zaman yalan söylemesi gerekti¤ini düflündü ve hemen ifle gitti dedi. Polisler h›zla evden iflyerine gitmek üzere ç›kt›¤›nda Aflk›n da yataktan ç›k›p giyindi ve h›zla evden uzaklaflt›. Hemen yoldafllar›n yan›na gitti. Yoldafllar Aflk›n’a bir kimlik yapt›lar ve flehir faaliyetinden ç›kard›lar. Bir taraftan Aflk›n da bu duruma sevinmiyor de¤ildi, çünkü gerillaya gitmesinin yolunun aç›ld›¤›n› düflünüyordu art›k. O operasyondan sonra yukar›y› beklemeye bafllam›flt›. Kald›¤› evde kitaplar› okuyor, ev ifllerine yard›m ediyordu. Aflk›n mücadele yaflam›nda yaflam›fl oldu¤u bu ilk önemli çeliflkiyi böyle aflm›flt›. Bir yoldafl›n flehit düflme haberi sars›nt› etkisi yaratm›flt›. Ve ondan sonra bu kapsamda bir çeliflki yaflamad›. ‹HANETE KARfiI, D‹REN‹fiTE ISRAR.... Bahar bu sene erken geldi Karedeniz’e. K›fl ehvan geçti. Bir bütün k›fl› d›flar›da geçirmesine karfl›n gerilla o kadar zorlanmad›. Tüm gruplar›n bar›naklar› çeflitli nedenlerden dolay› a盤a ç›kt› ve ondan sonra gruplar birleflti. Gerilla hareketli bir flekilde geçirdi k›fl›. K›fl boyu kay›p vermemelerine karfl›n erken gelen baharda hücre pusular› sonucu dokuz yoldafl› kay›p etmeleri gerillada oldukça büyük bir moral bozuklu¤u ve üzüntü yaratt›. Sanki bu üzüntüyü do¤a da paylafl›r gibiydi. Yeflile bürünmüflken tekrar yapraklar›n› döktü, kahverengi bir renge büründü. Erken açan mor menekfleler bile boyunlar›n› büküp soldu. Bölgede y›llard›r böylesi bir durum görülmemiflti. fiimdi ne olacakt›? Yapraklar›n yanmas› üzerine düflman da operasyonlar›n› h›zland›rm›flt›. Çünkü gerillada y›lg›nl›k yaratmay› hedefliyordu. Tüm gerilla ayn› zamanda bunu tart›fl›yordu. Tecrübeli olanlar hiç böyle bir fley olmad›¤›n› söylüyordu. Ondan dolay› gerillan›n bu konuda tecrübesi de yoktu. Biyolog olan gerillan›n söyledi¤ine göre tekrar yaprak açmalar› gerekiyordu. Yaflamlar›n› devam ettirmeleri için, yapraklar›n aç›lmas›na ihtiyac› vard› ama beslenebilmeleri için de baz› dallar›n› atmalar› gerekiyordu.Yani daha gür bir sürgün vermeleri için baz› dallardan vazgeçmesi, baz› bölümlerini yok etmesi, oralara harcayaca¤› enerji ve besini ana gövdeye vererek ana gövdeyi yaflatmas› gerekiyordu. Do¤ada böyleydi de toplum yaflam›nda böyle de¤il miydi? Evet toplum yaflam›nda da böyleydi. Bütünün yaflat›lmas› için bazen parça feda edilir, bazen parçalardaki baz› bölümler esas olan bölüme aktar›l›r. Partide de bu sene böyle olmufltu. Gerilla daha büyük bir aç›l›ma haz›rlan›rken yani Dersim’e
ÇEK AL tekrar ç›kmaya haz›rlan›rken büyük kay›plar alm›flt›. Dersim’in Siyasi Komiseri olarak düflünülen Seyit Külekçi yoldafl Arho¤’da hain bir pusuda flehit düflmüfl, yine Dersim’e savaflç› olarak gitmeyi çok isteyen yoldafllardan olan Do¤an Altun, Özgür Güler bahardaki hücre pusular›nda flehit düflmüfllerdi. K›sa bir sürede al›nan dokuz tane kay›p Partinin süreci aç›s›ndan hiç de az›msanmayacak bir kay›pt›. Ayr›ca yaral›lar vard›. Bunlar›n en önemlisi Dersim birli¤inin komutan› olarak düflünülen Fethi’nin (Yusuf Ayata) yaral› olmas› idi. Partinin ilgili organlar› toplant›lar yap›yor, durumu de¤erlendirip yeni aç›l›mlar getirmeye, varolan çat›flmalardan sa¤l›kl› sonuçlar ç›karmaya çal›fl›yordu. Karadeniz Birli¤i k›fl›n kay›p vermemenin sevincini yaflayamad›. Ama flimdi çok h›zl› bir flekilde yap›lan de¤erlendirmelerle yaralar›n sar›l›p yeni at›l›mlara haz›rlan›ld›¤› gerillan›n da gözünden kaçm›yordu. Gerilla yeni at›l›mlara haz›rlan›yordu. Askeri aç›dan uygun stratejik bir noktaya karargah kurulmufltu. Belirli bir dönem hem e¤itim hem de çeflitli de¤erlendirme toplant›lar› yap›l›rken gerillaya yeni yoldafllar›n al›n›p e¤itilmesi amaçlan›l›yordu. Randevu birli¤i haz›rlan›p her zamanki coflkusu ile karargahtan ayr›ld›. Randevuya gidilen yerde hem köylere girilip ihtiyaçlar al›nacak hem de yeni yoldafllar al›nacakt›. Gerilla baharda ald›¤› kay›plarla daha bir duyarl› olmufltu. Uzun bir yolculuktan sonra ertesi gün randevu yerine yak›n bir noktaya vard› gerilla birli¤i. Akflamleyin randevu yerine yanafl›ld›. Randevu yerine önce iki gerilla sessizce alt taraftan yanaflt›, di¤er gerillalar› komutan uygun yerlere konumland›rd›. Önce ses dinlendi. Her hangi bir ses yoktu. Sonra öncü saatine bakt›. Çünkü komutan ona ›sl›k çalmas› gereken saati söylemiflti. Öncü iki yoldafl, grubun tam ters istikametinde ›sl›k çalacakt› e¤er ki olumsuz bir durum olursa düflman o tarafa yönelecek ana grup risksiz ç›k›fl yapacakt›. Kararlaflt›r›lan saatte öncü iki defa kesik kesik ›sl›k çald›. Karfl› taraftan yan›t biraz gecikerek geldi. Öncü: - Siz kimsiniz?” diye ba¤›rd›. Karfl› taraf: - “Biziz” diye yan›t verdi. Öncü: - “O zaman bu tarafa gelin” diye gelenleri yan›na ça¤›rd›. Bu da bir güvenlik tedbiri idi. Herhangi bir olumsuzluk olursa mevzilenmifl olarak karfl›lamak içindi. Gelenler öncüye do¤ru yürümeye bafllad›lar. En az dört befl kifli olduklar› anlafl›l›yordu. Sonra öncünün oldu¤u taraftan gülme ve yüksek sesle konuflma sesleri gelince di¤er grupta bir rahatlama oldu, gelenler yoldafllard›. Öncü gelenleri al›p di¤er grubun yan›na geldi. Tüm grup önce gelen kuryeye tak›l›yordu. “Nas›ls›n, afla¤›da ne var, ne yok?” gibi sorularla. Gelen malzemeler komutan›n talimat› ile çantalara yerlefltirilmeye baflland›. Ayn› zamanda komutan kuryeyi kenara çekip konuflmaya bafllad›. Sonra: - “Haydi yoldafllar konaklama yerine gidiyoruz” dedi. Gerillalardan birkaç kifli birden: - “Yoldafl, gelenlere ad takmayacak m›y›z?” dedi. - “Sabah atefl bafl›nda takaca¤›z” diye yan›tlad› komutan. Daha sonra komutan›n talimat›na göre gelenler birilerine zimmetlendi ve yürüyüfl koluna geçildi. ‹ki saatlik bir yürüyüflten sonra konaklama yerine var›ld›. Komutan›n kimin kiminle yataca¤›n› söylemesinin ard›ndan, nöbetçi yerlefltirilip yat›ld›.
Sabah hava ayd›nlan›nca nöbetçi gerilla birli¤ini kald›rd›. Yeni gelenler üflüyordu. Bu durumu gören gerillalar yeni gelenlere tak›l›yordu. Nöbetçi komutan› gece nöbetlerdeki durumlar› ald›. Di¤er taraftan atefl yakma haz›rl›klar› bafllam›flt›. Her zamanki gibi atefli Hüseyin yak›yordu. Havan›n ayd›nlanmas› ile birlikte gerillalar gelenlere daha yak›ndan bakma f›rsat› buldu. Çaylar içilirken Hatice: - “Yoldafl, ne zaman yoldafllar›n kod adlar›n› takaca¤›z?” diye sordu. - Tamam yoldafl. Herkes burada m›? - “Nöbetçi haricinde herkes burada” dedi Munzur. - Tamam o zaman, önce yoldafllara soral›m hangi ad› almak istiyorlar. Bilindi¤i gibi genelde kod adlar flehit düflen yoldafllar› yaflatman›n da bir ad›m› olarak flehit düflen yoldafllar›n ad› veya flehit düflen devrimcilerin adlar› oluyordu. Önce yeni gelen yoldafla soruluyor sonra ise gerilla birli¤i karar veriyordu. Sonra önce yeni gelen kad›n yoldafla soruldu -Yoldafl ad›n›n ne olmas›n› istersin? -Benim için fark etmez yoldafl, siz ne uygun bulursan›z. “Ne olsun yoldafllar?” diye sordu komutan. “Dilek olsun” dedi yeni gelen yoldafllardan birisi. “Münire olsun” dedi Hüseyin. Sonra komutan herkese sordu ve herkes bunu uygun buldu¤u için yoldafl›n ad› Minüre oldu. Yeni gelen di¤er yoldafl: - “Benim ad›m Özgür olsun istiyorum” dedi. Onu da gerilla birli¤i uygun buldu. Di¤er en küçük yoldafla s›ra gelmiflti. Çok ciddi durmaya çal›fl›yordu ama bunun biraz zorlama bir ciddiyet oldu¤u hemen anlafl›l›yordu. Bu ciddiyeti bozmamak için kimse flaka da yapmak istemiyordu. Ne de olsa yeni bir yoldafl, bozulabilirdi. Bu yoldafl önce: - “Bahattin olsun yoldafl benim ad›m” dedi. Sonra gerilla birli¤inden birisi “bu isim var” dedi. Sonra, “Duran olsun” dedi, yine gerilla birli¤inden birisi “var” dedi. Elbette tecrübeli gerillalar durumu anlam›flt›. Bu gelen yoldafl Daduhtal› idi. Çünkü o köyde flehit düflmüfl iki yoldafl›m›z›n isimlerini yaflatmak için ve o isimlere lay›k olmak için bu adlar› almak istiyordu. - “Do¤an olsun yoldafl” dedi Hatice. Gerilla hep bir a¤›zdan: - “Tamam olsun” dedi. Ve yeni gelen yoldafltan en genç olan›na Do¤an ad› verildi. Siyasi komiser Arho¤ köyünde hain bir pusuda flehit düflen yoldafl›n kararl›l›¤›n› anlatt›. Son olarak: - “Sen de öyle olmal›s›n, bu isme lay›k ol yoldafl.” Gelenlerle, siyasi komiserlik görevini de yapan komutan tek tek konufltu. Gelenlerin hepsi Tokatl› idi. Yafl› henüz on befle bile girmemiflti, girmek üzereydi. Komiser önce: - “Sen hiç amcandan, o hainden etkilenmedin mi?” diye sordu Do¤an’a. -Yoldafl, etkilenmedim diyemem ama kendimi tez toplad›m. Ve Bahattin yoldafllar›n flehit düflmesi beni çok etkiledi. Ben ihaneti de¤il direnifli yükseltece¤im, bu konuda kararl›y›m. Asl›nda en çok Bahattin yoldafl›n ad›n› almak istiyordum ama olsun. Siyasi Komiserin yan›nda daha az konuflmaya çal›fl›yordu. Ve onu hep gözalt›ndan süzüyordu. Siyasi Komiser illegalite konusunda aç›klamalar yapmaya bafllay›nca - “Yoldafl ben bunlar› biliyorum” dedi. Daha önce gençlik örgütünde illegalite üzerine gerekli olanlar› söylemifllerdi. Siyasi Komiser’den baflka kimseye fazla bir fley
3 söyleme diye özelikle uyarm›fllar. Aflk›n bunlara uygun davran›yordu. Yafl› daha on befli doldurmam›flt›. Ama “on befl yafl›nday›m” dedi. Siyasi Komiser de: - “Yoldafl bu durumda seni gerillaya alamay›z, uluslararas› savafl anlaflmas›n› ihlal etmifl oluruz” diye tak›ld›. Ama bunun bir flaka oldu¤unu anlamayan Do¤an: - “Ama yoldafl ben aran›r durumday›m, düflman beni ar›yor, çözülenler olmufl beni vermifller. Daha geri gidemem” diye duruma aç›klama getirmeye çal›fl›yordu. fiakay› devam ettiren Siyasi Komiser: - “Tamam yoldafl, Partiden gelen denetimlerde seni gizleriz” dedi. Önce kuflkulu kuflkulu bakan Do¤an: - “Yoldafl ama Parti’den bir fleyler gizlemek do¤ru mu?” diye sordu. - Yoldafl biz flaka yap›yoruz, elbette Parti’den bir fley gizlenmez. Biliyorsun emperyalistlerin kendileri bile s›n›f karakterlerinden kaynakl› kendi koyduklar› kurala uymuyor. Hergün çocuklar›n ölümüne sebep olan fleyin kendisinin zaten kapitalist sistem oldu¤unu biliyoruz. Çocuklar›n sömürüden, ölümlerden kurtulmas›n›n tek yolunun ülkemiz özgülünde Demokratik Halk Devrimi oldu¤unu biliyoruz. Onun için onlar›n yasalar› bizim için geçerli de¤il. O yasalar› koyanlar çocuk eme¤i sömürüsü yap›yor, iflyerlerinde binlerce çocu¤u katlediyor, yine binlerce çocuk açl›ktan, ilaçs›zl›ktan ölüyor, binlerce çocuk, kad›n, yafll› savafllarda katlediliyor, bunlar›n tek sorumlusu kapitalist-emperyalist sistemdir. Kurtuluflun devrimde oldu¤unu görüp de devrim saflar›na kat›lan gençleri devrimci mücadeleyi karalamak için kullanmaya çal›fl›yorlar. Filipinler’de yakalanan çocuk gerillay› günlerce burjuva bas›n›n manflet yapmas› ondan. Yine Filistin’deki çocuklar›n taflla, tanka karfl› savaflmas›n› karalamalar› ondan. Yani emperyalistlerin iki yüzlülükleri. Biz bunu böyle de¤erlendirdi¤imiz için onlarla dalga geçme amaçl› sana tak›ld›k. Yoksa bizde sa¤l›¤› yerinde olan, bu koflullara dayanabilecek durumda olan, kendi ba¤›ms›z karar verme yetisine sahip tüm insanlar› e¤er savafla kat›lmak istiyorlarsa al›r›z. Seni de öyle de¤erlendiriyoruz. Ayr›ca senin kat›lman bizim aç›m›zdan da oldukça önemli. Çünkü düflman›n Ali Haydar (Selahattin Günel) alça¤› flahs›nda Partimize yönelik yapt›¤› karalamalara en iyi yan›t oldun. Bundan dolay› seni önemsiyoruz. Sonra Siyasi Komiser illegalite üzerine son uyar›s›n› yapt› ve birlikte atefl bafl›na gittiler. Siyasi komiser tek tek yeni gelen yoldafllarla durumlar› üzerine konufltu. Daha sonra çeflitli ihtiyaçlar› gidermek amaçl› bir birlik köye gönderildi. Grup yatm›flt›. Nöbette Hatice vard›. Köyden silah sesleri gelmeye bafllad›. Hatice hemen koflarak komutan› kald›rd› ve: - “Yoldafl köyden silah sesleri geliyor” dedi. Komutan hemen kalkt›. Silah sesleri k›sa sürdü. Tüm birlik kalkm›flt›. Yeniler ne oldu¤unu tam anlam›yorlard›. Ama eski yoldafllar bu gelen silah sesleri karfl›s›nda kesin bir olumsuzluk oldu¤unu anl›yorlard›. Komutan talimat verdi: - Tüm çantalar haz›rlans›n. Hatice sen patikan›n bafl›na git, ses dinle bizimkiler gelebilir. Komutan telsizle köydeki birli¤i ar›yor ama ulaflam›yordu. Bu komutan› daha da s›k›nt›ya sokuyordu. Korkulan yoldafllar›n pusuya düflürülmesiydi. Bir saat sonra Hatice
4 h›zla konaklama yerine geldi ve: - “Yoldafl gelenler var” dedi. Bunun üzerine komutan: - “O zaman Bahar sen de Hatice ile git” dedi. K›sa süre sonra kamo sesleri geldi. Karfl› tarafta Hüseyin gülerek cevap veriyordu. Bunu duyan komutan biraz rahatlad›. Sonra o tarafa yöneldi. Gelenler de zaten konaklama yerine girmek üzereydi. Komutan sordu: - “Ne oldu?” Di¤er birim komutan› cevaplad›: -Yoldafl herhalde ihbar yedik; düflman geldi k›sa bir karfl›laflma yafland›, sonra biz çekildik. Herhangi bir kayb›m›z yok. Bunun üzerine komutanlar toplan›p de¤erlendirme yapt›lar. ‹hbar›n nereden gitti¤i, düflman›n yar›n nerelere operasyon yapaca¤› üzerine de¤erlendirmeler yapt›lar. Ve yap›lan de¤erlendirmede düflman›n yar›n operasyon yapabilece¤i ve bunun için flimdi bu alandan uzaklaflmalar› gerekti¤i sonucuna vard›lar. Bunun üzerine konaklama yeri kamufle edilip harekete geçildi. Yürüyüfle ç›kal› iki saate yak›n zaman olmufltu. Üç tane mola vermifllerdi. Son mola verileli on onbefl dakika olmufltu. Öncüler pür dikkat ilerliyorlard›. Gerilla birli¤inde yaln›z ayak sesleri ve arada kurba¤a viyaklamalar› duyuluyordu. Komutan grubu durdurup öncülere son uyar›y› yapmaya bafllad›: - “Köprüden geçerken dikkat edin” dedi. Ayn› zamanda gerilla birli¤ine de: - “Yoldafllar tehlikeli bir yerden geçece¤iz, aralar› aç›n. Yeni gelenler zimmetledi¤imiz yoldafllar›n yan›ndan ayr›lmas›n. Öncü grupla ana grubun aras› aç›ls›n” dedi. Ve öncüler harekete geçti. Herkes pür dikkatti. Aniden ön taraftan silah sesleri gelmeye bafllamas›yla tüm grup kendisini yere att›. Önce komutan durumu anlamaya çal›flt›, silah sesleri tek tarafl›yd›. Durumu netlefltirmek için gruba “geri çekil” komutu verdi ve kendisi öne do¤ru gitmeye haz›rlan›rken silah sesleri kesildi. Ön tarafa gitmeye çal›fl›rken Hatice (Fehiman Bozgurt): - “Yoldafl nereye gidiyorsun?” diyerek kendisini komutan›n önüne att›. “Ben gideyim ö¤renip gelirim” dedi. Bunun üzerine komutan: - “Tamam Hatice, san›r›m bir fley yok ama yine de istiyorsan git” dedi. Hatice yoldafl, hiç gözünü k›rpmadan yoldafllar› için can›n› feda edebilirdi. Hatice hareket etmiflti ki öncü birli¤in komutan› Munzur komutan›n yan›na geldi: - “Yoldafl, Hüseyin tam köprünün ayaklar›ndan yukar› ç›kan domuzlar› asker sanarak atefl etti, ben de ona efllik ettim sonra durumu anlad›k, köprüyü kontrolümüze ald›k. Art›k gidebiliriz” dedi. Bunun üzerine kalk komutunu verdi komutan. Herkesin ne oldu diye sormaya bafllamas› üzerine komutan k›sa bir aç›klama yapt›. Komutan Do¤an’a bakt›: - “Yoldafl biraz flanss›zs›n›z, bugün aksilikler bizi buluyor. Bak›n daha kat›lmadan da flehit düflmek var iflin içinde” deyip moral vermeye çal›flt›. Zaten gelenler bafltan böyle olabilece¤ini düflünüyorlard›. Do¤an: - Yoldafl elime silah almadan flehit düflmek istemem. Yani düflmana silahla karfl› koyarken flehit düflmek isterim. Hele buraya kadar gelmiflken silah elde flehit düflmezsek üzülürüm. Yoksa elbette silahl› mücadele yürüten Partimiz saflar›na kat›lan herkes bilir ki her an flehit düflülebilir, tutsak düflülebilir. K›rda, flehirde, yurtd›fl›nda her yerde bunlar olabilir. Bunu biliyorum ama flehit düflerken çat›flarak ve düflmana kay›plar verdirerek fle-
ÇEK AL hit düflmek isterim. Bundan dolay› heyecanlanmad›m diyemem biraz heyecanland›m. Komutan öncülere hareket etmelerini söyledi. Grup hareket etti. Sabah ancak karargaha varabildiler. Karargah ana baba günü oldu. Yeni gelenlerle birlikte grubun say›s› oldukça artm›flt›. Karargahta yeni gelenlerle hofl befl bafllad›. Herkesin gözüne daha b›y›klar› yeni ç›kmaya bafllayan gerilla tak›l›yordu. Onunla tan›fl›yorlard›. O da durumundan memnundu, herkesin ilgisinin üzerinde olmas› istedi¤i bir durumdu. Elbette baz› yoldafllar tak›lmadan da edemiyordu. Bunlar›n bafl›nda komutanlar›n yan›nda espri yapmayan ama gerillan›n içinde espriler yapan Tuncay (Hasan Akyol) geliyordu. O iki de bir: - “Ya biz gerilla birli¤i miyiz yoksa çocuk bahçesi miyiz?” diye tak›l›yordu. Tabi bu en çok Do¤an’›n zoruna gidiyordu ama yeni oldu¤u için ses ç›karm›yordu. Yeni gelenlere depolardan silahlar getirildi. Herkese uygun silahlar verildi. Do¤an’›n iki tane silah aras›nda tercih yapmas› gerekiyordu. Bunlardan bir tanesi dipçi¤i olmayan yedi atm›fl iki çap›nda mermi atan kalefl ve dipçi¤i olan ama befl k›rk befl çap›nda mermi atan silah. Komutan Do¤an’a “bunlardan hangisini tercih edersin?” diye sordu. Do¤an flöyle bir bakt› bir tanesinin mermisi küçüktü, ayr›ca tecrübeli gerillalar da “bu adam öldür-
mez” diyordu. Bundan dolay› dipçi¤i k›r›k ama büyük mermi atan silah› tercih etti. Komutan da az mermisi olan befl k›rk beflli¤i vermek istemiyordu zaten, Do¤an bunu bilmiyordu. O ise herkesin kendisi gibi düflündü¤ünü yani onlar›n adam öldürmeyece¤ini san›yordu. Bu silah›n daha etkili oldu¤unu elbette çok sonralar› ö¤rendi Do¤an. Daha sonra yeni gelenlerin e¤itimine geçildi. Yeni gelenler e¤itilirken, Dersim’e gidecek birlik haz›rland›. Bu süreçte Do¤an hep a¤›r hareketleri ile dikkati çekiyordu. Hatta birli¤in yafl› en küçük olan› olmas›na karfl›n hareketleri yavafl oldu¤u için zaman zaman ihtiyar diye tak›l›n›yordu. Daha çiçek açmam›fl bir tomurcuktu o. Açt›¤›nda tüm güzelli¤i ortaya ç›kacakt›. Ona çiçek açt›racak olan Partinin özsuyu idi. Bu özsuyu al›p büyüyüp aç›ld›kça güzelli¤i de ortaya ç›kt› Aflk›n’›n. O yavafl hareket eden Aflk›n’›n yerine koflturan yerinde duramaz bir Aflk›n ald›. Kendini büyük göstermek için epey zorland› ama y›llar geçtikçe bu durum da ortadan kalkt›. Do¤al hareket etmeye bafllad›. Genç bir partizan›n gerilla yaflam› iflte böyle bafllad›. Al›nan kay›plar›n yeri iflte böyle genç yoldafllar taraf›ndan bir kez daha h›zla dolduruldu. Ayn› do¤ada oldu¤u gibi daha önemli
organlar› yaflatmak için baflka kollardan takviyeler yap›ld›. Orman zamans›z ya¤an kar›n soldurdu¤u yapraklar için tomurcu¤a durmufltu. NAKIfi NAKIfi ‹fiLENEN B‹R YAfiAM Yavafl yavafl sonbahar yaklafl›yordu. Gerilla bu sene düflman operasyonlar› ile oldukça s›k›flm›fl durumdayd›. Bar›nak malzemesi ç›karmak için gerilla çok zorlanm›flt›. Bütün bunlar Do¤an’›n ilk defa yaflad›¤› olaylard›. Bunlardan epey etkilenmiflti. Bütün bu h›zl› pratiklerden sonra tekrar h›zl› bir prati¤e bafll›yorlard›. Sonbahar gelmek üzereydi. Sonbahar›n gelmesi demek gerilla için bar›nak haz›rl›¤› demekti. Komutanl›k bu sene bar›nak haz›rl›¤›n› nas›l yapaca¤› konusunda kara kara düflünüyordu. Düflman her tarafa arama koymufltu, köylerde s›k› denetim vard›. Böylesi bir ortamda bar›nak haz›rl›¤›na bafllanm›flt›. Uzun bir u¤rafl ve zorlu bir çal›flma sonunda bar›nak malzemeleri depoya yerlefltirilmiflti. Son kamufleler yap›l›rken deponun yak›nlar›nda görülen köylülerle randevulafl›lm›flt›. Köylüler ekmek ve baz› ihtiyaçlar› getirecekti. Depo yerinden gitmeleri gerekiyordu ama hem baz› kamufle edilecek yerler kalm›fl hem de Do¤an hastayd›. Hasta oldu¤u için yoldafllar battaniyeye sarm›fllard›. Ama iki de bir üzerini aç›yor, yoldafllar da üzerini
kapat›yorlard›. Randevuya Hakan ve Ünal yoldafl gönderilmiflti. Yoldafllar köylülerden ihtiyaçlar› alacaklar, sabahleyin de buradan gidilecekti. Tüm gerilla birli¤i böylesi zor koflullar içinde bar›nak malzemelerini temin etmenin mutlulu¤unu yafl›yordu. Köz bafl›nda sohbet ediliyordu ki afla¤›dan silah sesleri gelmeye bafllad›. Tüm grup silah seslerinin geldi¤i yöne bak›yordu, kimse bizimkilerdir diyemiyordu. Baflka örgütler olabilece¤i üzerine yorumlar yap›l›yordu. Siyasi Komiser’le komutan öyle düflünmüyordu çünkü sesler tam da yoldafllar›n gitti¤i yönden geliyordu ve çat›flma yak›n say›l›rd›. Ama di¤er yoldafllar›n çat›flmaya müdahalesi mümkün de¤ildi. Ve e¤er buradan uzaklafl›lmazsa muhtemel yar›n yap›lacak operasyonun içinde kal›nabilirdi. Konaklama yerinde gömülmesi gereken çok malzeme vard›. Ayr›ca bir de çok hasta olan bir yoldafl vard›. Tüm bunlar olurken Do¤an ancak battaniyeden kafas›n› ç›kar›p d›flar› bakabiliyordu çünkü o kendi hastal›¤› ile u¤rafl›yordu. Komutan Siyasi Komiser’le oturup de¤erlendirme yapt›. Çat›flmaya giren ister bizim yoldafllar olsun isterse baflka örgütler olsun düflman yar›n kal›nan yere operasyon yapard›. Onun için bugün gece buray› terk etmek laz›md›. Zaten giden yoldafllarla olumsuz durumlar için ayr› bir ran-
17-30 Aralık 2004 devu yap›lm›flt›. Bunlar› de¤erlendiren komutanl›k gerilla birli¤ine haz›rlanmas› için talimat verdi. En baflta konaklama yerinde bulunan fazla malzemeler gömülecekti. Hemen bunun için Hüseyin ve iki yoldafl görevlendirildi. Yine Do¤an yürüyemezse ata bindirilecekti. Hüseyin malzemeleri gömmeye gitti¤inde di¤er yoldafllar konaklama yerini kamufleye bafllad›lar. Ve tüm ifller yar›m saatte bitirildi. Do¤an çok hastayd›. Nerdeyse yürüyemeyecek kadar hastayd›. Önce tehlikeli yerleri geçene kadar s›ras› ile yoldafllar koluna girerek yürüdü sonra ise ata bindirildi. Bu durum onun da zoruna gidiyordu ama yapaca¤› bir fley yoktu ayr›ca kendinin iste¤i ile olan bir fley de de¤ildi. Do¤an’›n durumundan s›k›ld›¤›n› anlayan siyasi komiser: -Bak yoldafl s›k›lmana gerek yok. Elbette kimse hasta olmak istemez ama hasta oldu¤umuzda yoldafllar›m›z bizim hem annemiz hem de babam›zd›r. Biz seni büyütece¤iz. Senin bu yafl›na karfl›n düflmana karfl› savaflmaya gelmen bizim için oldukça önemli. Sen s›k›lmamal›s›n. Elbette gerillada kimse kimseye yük olmamal›, herkes mümkün oldu¤unca kolektife yard›mc› olmal› ama flu an senin yapaca¤›n bir fley yok. Ayr›ca operasyonun içinden ç›kmam›z gerekiyor. Bunun için gerekirse seni s›rt›m›zda tafl›y›p buradan ç›kaca¤›z. Bu konuda rahat ol yoldafl. Biraz s›k diflini, flu tepeyi de ç›kal›m tamam. Zaten sabaha az kald›, flimdi düflman hareketlenir. Ve o gün zorlukla da olsa operasyon alan›n›n d›fl›na ç›k›ld›. Ertesi gün büyük bir operasyon bafllad›. Çat›flmaya giren bizim gruptu. Dost bir örgütün yemifl oldu¤u ihbardan dolay› düflman pusu atm›fl ve yoldafllar pusuya denk gelmifller. Çat›flmada iki yoldafl Bar›fl Aslan ve Cem Ergüldü yoldafllar flehit düflmüfltü. Do¤an yoldafl›n büyümesinde tüm yoldafllar›n eme¤i vard›r. Yani bu günün komutan› Aflk›n, Partinin büyük bir eme¤inin ürünüdür. TKP/ML’N‹N HESEP SORMA GELENE⁄‹N‹ YARATAN VE SÜRDÜREN KAHRAMANLARA B‹N SELAM! Yaz›n sonlar›na gelinmiflti. Alt› kiflilik gerilla birli¤i depolama faaliyeti için konaklama yerinden ayr›lm›flt›. Dün Almus taraflar›na gece gece helikopter çal›flm›flt›. Bu hayra alamet de¤ildi. O alanda faaliyet yürüten iki grup vard›. Ayr›ca depolama faaliyeti yürüten gruptan da iki yoldafl akflam köye gitmiflti. Çat›flmaya girenlerin kim oldu¤unu bilmiyorlard› ama yoldafllar olma ihtimali çok yüksekti. A¤›r bedeller ödenerek ortaya ç›kar›lan ilkeler gere¤i konaklama yeri terk edilecekti. H›zl›ca haz›rland›lar ama tam bu s›rada köye giden yoldafllar geldi. Olas›l›k ikiye inmiflti. Yani di¤er iki gruptan biri olabilirdi. Endifleli bir gecenin ard›ndan malzemeleri bir an önce yerlefltirip gitmek istiyorlard›. Do¤an deponun içinde malzemeleri yerlefltiriyordu. Bu s›rada telsizden düflman subay›n›n pis sesi duyulmaya baflland›: “Gelin teslim olun, Sinan’› da vurduk.......” Bu cümleler duyulunca ellerdeki malzemeler düfltü. Yoldafllar birbirlerine bakt›lar, “olamaz, olamaz” diye söyleniyorlard›. ‹lk anda bu u¤ursuz haberin flaflk›nl›¤›n› atamad›lar. Önce yalan olabilece¤ini düflündüler. Ama birlik komutan› yoldafllar›n göreve gitti¤i yeri biliyordu, yani çat›flman›n ç›kt›¤› yer. ‹kincisi zaten dün gece helikopter o tarafa çal›flm›flt›.
17-30 Aralık 2004 Hatta düflman›n üç tane subay› vurulmufltu. Bunlar› telsizi takip ederken ö¤renmifllerdi ama gerillalardan vurulan oldu¤unu, hem de yoldafllar› oldu¤unu daha yeni ö¤reniyorlard›. Do¤an depodan ç›k›p kenara oturdu. Dal›p gitmiflti. Halo akrabas›yd›. Afla¤›da abi diyordu ona. Sonra yukar› gelince yoldafl demeye bafllam›fl, hatta bu durum önce tuhaf›na gitmifl sonra zamanla al›flm›flt›. Afla¤›da birlikte gittikleri korsanlar› düflündü. Yoldafllar›n anlatt›¤› bir olay geldi akl›na. Do¤an’›n da içinde oldu¤u bir grup faaliyete gitmiflti. Gece faaliyete gittikleri yerden yo¤un silah seslere gelmeye bafllam›flt›. Herkes yoldafllar›n pusuya düfltü¤ünü düflünüyordu. Sabaha kadar beklediler ama yoldafllar gelmedi. Sabah oldu yine yoktular. Art›k herkes yoldafllar›n flehit düfltü¤ünü düflünüyordu. Tam ö¤le üzeriydi ki nöbetçi “gelenler var” dedi. Tüm yoldafllar ayn› anda aya¤a f›rlad›lar. Gelenler bizimkilerdi. Yoldafllar verilen görevi yapm›fl olarak dönmüfllerdi. Do¤an’›n flehit düfltü¤ü olas›l›¤› güçlenince Sinan bir a¤ac›n arkas›na geçmifl uzun süre a¤lam›flt›. Do¤an’›n akl›na bunun gibi Sinan’la yaflad›klar› bir sürü olay geldi. Sonra belki de ilk defa uzun süre a¤lad›, daha önce Sinan’›n ona a¤lamas› gibi. Fakat ayn› zamanda düflmana karfl› kini daha da artm›flt›. “Kesinlikle hesab›n› sormal›y›z” diyordu. Depo grubu ifllerini hemen bitirip konaklama yerine gitmek için yola ç›kt›. Ancak konaklama yeri terk edilmiflti. Olumsuz durumlar için ayarlanan di¤er yerlere bakarken çat›flmaya giren yoldafllarla karfl›laflt›lar. Önce bedenler konufltu. S›k›ca sar›ld› herkes birbirine. Hemen çat›flmaya iliflkin bilgiler al›nd›. Ard›ndan hüzünlü bir suskunluk bafllad›. Kimse konuflup bu ortam› bozmak istemiyordu çünkü flu anda sadece yürekler ve gözler konufluyordu. Neden sonra diller de çözülmüfl ve çat›flmaya iliflkin tüm detaylar ö¤renilmiflti. Birkaç gün sonra di¤er grupla da birleflildi. Art›k yeni planlar yapman›n zaman›yd›. Komutanlar bir fleyler de¤erlendiriyorlard›. Do¤an, yoldafllar›n hesap sormak amaçl› planlar yapt›¤›n› tahmin ediyordu. Bunun için komutan yoldafla: - “Yoldafl biraz konuflabilir miyiz” dedi. Komutan yoldafl da: - “Tamam Do¤an, ama k›sa olsun ifllerimiz var, fazla zaman ay›ramam” dedi. - “Yoldafl ben k›sa konuflaca¤›m. Kesinlikle Sinan yoldafl›n hesab›n›n soruldu¤u eylemde yer almak istiyorum. Ben sadece bunu diyecektim” dedi. - “Tamam Do¤an de¤erlendiririz” dedi komutan. Daha sonra eylem grubu oluflturuldu. ‹llegalite gere¤i aç›klanamayacak baz› nedenlerden dolay› Do¤an eylem grubunda yer almad›. Bu eylemler s›ras›nda iki yoldafl daha flehit düfltü. Bu durum yoldafllarda büyük bir üzüntü yarat›rken di¤er yandan da hesap sorma bilincini daha da alevlendirdi. Birlik komutanl›¤› düflmana a¤›r bir darbe vurmay› amaçl›yordu ve bunun için bir plan haz›rl›yordu. Bu plana uygun olarak, önce bir istihbarat çal›flmas› yap›ld›. Yer yine Kad›vakf› köyü idi. Çünkü bu köy yak›nlar›nda üç yoldafl flehit düflmüfltü. Köy korucu köyüydü ve karakol da kurulmufltu. Bu durumu de¤erlendiren birlik komutanl›¤›, önce bir istihbarat grubu ç›kard›. Almus ile Kad›vakf› köyü aras›n›; korucular›n flehre nas›l gittiklerini, ne zaman ve nas›l geldiklerini, karakola malzemelerin nas›l geldi¤ini araflt›racakt›. Korucular›n halk taraf›ndan d›fltaland›klar›n› ayr›ca pazara da korumalar eflli¤inde gittiklerini duymufllard›. Ama hiçbir eylem duyumlar üzerine yap›lmazd›. O halde istihbarat birimimiz bu duyumlar› netlefltirmeliydi. Bunun üzerine birlik yola ç›kt›. ‹stihbarat birimi bir hafta eylem alan›nda araflt›rma yapt› ve ge-
ÇEK AL reken bilgileri toplad›. Eylem için istihbarat çok önemlidir, daha do¤rusu bir eylemin baflar›s› daha önce yap›lan istihbarat çal›flmas› ile do¤ru orant›l›d›r. Yap›lan istihbarat sonucu toplanan bilgiler komutanl›kça de¤erlendirildi. Yap›lan plana göre direkt düflman›n askeri güçleri vurulacakt›. Bununla koruculara da “kendisini korumaktan aciz olanlar›n onlar› koruyamayaca¤›” mesaj› verilecekti. Her Sal› günü Almus’da Pazar kuruluyordu. Korucular ilçe pazar›na iki sohrt-land korumas›nda götürülüyordu ve iflleri bittikten sonra geri getiriliyordu. Düflman araçlar› pazardan dönüfl yaparken vurulacakt›. E¤er zaman olursa veya müdahaleye kalk›fl›l›rsa koruculara da yönelinecekti. Traktörlerde kad›nlar ve çocuklar olursa onlar›n hedef olmamas›na özellikle dikkat edilecekti. Yeni bir eylem grubu oluflturuldu. Hemen hemen herkes bu grupta yer almak istiyordu. Yoldafllar eylemin niteli¤ine uygun olarak seçildi. Yoldafllara eylemin gerektirdi¤i e¤itim verildi. ‹ki tane lav kullan›lacakt›; bunun için lav kullanacak yoldafllara tam isabet ettirebilmeleri için ayr›ca niflan çal›flmas› yapt›r›ld›. Olas› olumsuzlukta neler yapabilecekleri üzerine tek tek duruldu. Çekilme güzergahlar›, buluflma yerleri ayr›nt›l› bir flekilde tüm birlik elamanlar›na kavrat›ld›. Düflmana önemli kay›plar verdirme hedefleniyordu. E¤er böyle bir kay›p verdirilirse düflman›n da eylem sonras› yönelifli güçlü olurdu. Bu olas›l›¤a karfl› da planlar yap›ld›. Eylem grubu çok nefleliydi ama bir tanesi vard› ki yerinde duram›yordu. Do¤an Kad›-
h›zl›lar›ndand›. Do¤an lav› kullanmak istiyordu. Komutana: - “Yoldafl ben lav› kullanmak istiyorum nas›l olacak?” dedi. Komutan da: - “‹ki lav kullanaca¤›z zaten, e¤er yetiflirsen birini sen kullan›rs›n yoksa o lav› baflkas› kullan›r. Sen gözetlemeyi iyi yap, bize do¤ru bilgi ver, her yoldafl lav› kullanabilir. Ayr›ca önemli olan kimin kulland›¤› de¤il, düflmana etkili vurufl yapmak” dedi. Bunlar do¤ruydu ama Do¤an bizzat yoldafllar›n›n hesab›n› kendisinin sormas› gerekti¤ini düflünüyordu. Birlik son düzenlemeyi yapt›. Gözetlemeyi bir yoldafl›yla birlikte Do¤an yapacakt›, e¤er iki tane askeri araç gelirse iki tane lav kullan›lacakt›. Bunlardan bir tanesini birlik komutan›, bir tanesini de kad›n gerilla kullanacakt›. E¤er yetiflirse kad›n gerillan›n kullanaca¤› lav› Do¤an kullanacakt›. Bu plana göre konumlanma yap›ld›. Tüm gerillalar gözetleme grubundan gelecek haberi bekliyordu. Herkesin gözünde hesap sorman›n mutlulu¤u okunuyor, pusuda ç›t ç›km›yordu. Ve beklenen haber geldi. Fakat haber önce ‘sadece korucular geliyor’ fleklindeydi. Sonra ise bir tane de short-land geldi¤i haberi ulaflt›. Bu kar›fl›kl›¤›n iki nedeni vard›. Birincisi Almus-Kad›vakf› yolunun derin k›vr›mlardan oluflmas›yd›. ‹kincisi ise yolun bu durumuna uygun davranmayan Do¤an’d›. Bunun da bir nedeni vard› elbette. Do¤an lav› bizzat kendisi kullanmay› çok istedi¤inden noktaya yetiflebilmek için gözetleme yerinden erken ayr›lm›fl ilk gördü¤ü araçlar›n arkas›ndan, derin k›vr›mlar›n içinden
vakf› köyüne yaklafl›nca “bir kez daha geldik Kad›vakf›, bu kez yoldafllar›n hesab›n› sormadan gitmeyece¤iz” dedi. Ayn› düflünce Kad›vakf› köyünü gören tüm yoldafllar›n akl›ndan geçmiflti. Kimi Do¤an gibi ifade etmifl kimi de sessizce vermiflti sözünü. Uzaktan Do¤an’›n do¤du¤u köy gözüküyordu. Oralara dürbünle dikkatlice bakt›; hayvanlar› otlatt›¤›, çelik çomak oynad›¤› yerlere. Ve en çok da ilk defa gerillan›n konaklama yerine gitti¤i yaylan›n üstüne. Duran yoldafl›, o zamanki heyecan› geldi akl›na. ‹lk defa Ak›n yoldafl›n silah söküp takmay› ö¤retti¤i zamanki heyecan›. Evet Ak›n’›n bir hayali gerçeklefliyordu. Do¤an komutan olmasa bile, eylem grubunun komutan yard›mc›s› olarak bir hesap sorma eylemine kat›l›yordu. Bütün bu düflüncelerden; “yoldafl yemek yiyoruz” sesi kopard› Do¤an’›. Birlik erkenden yeme¤ini yiyip ö¤le üzeri eylem alan›na yanaflacakt›. Eylemde iki kifli Almus taraf›nda gözetlemede olacakt›. Köylüler ç›kt›¤›nda hemen birli¤e haber verilecekti. Düflman araçlar›n›n durumuna göre birlik konumlanacakt›. Gözetlemeci olarak Do¤an ve bir yoldafl› seçildi. Do¤an h›zl› bir yoldaflt› hemen grubun yan›na yetiflebilirdi. Yan›na verilen di¤er yoldafl da Do¤an kadar olmasa da birli¤in en
yavaflça ilerleyen di¤er arac› görememiflti. ‹kinci arac› ancak gerilla birli¤inin yan›na gelirken görmüfltü. Yoldafllar tam yolu kesmek üzereydi ki Do¤an’›n yeni haberini alarak hemen yerlerini de¤ifltirdiler. ‹kinci lav› kullanacak olan yoldafl henüz mevzisine yerleflemeden araçlar gelmiflti. Önce bir traktör korucu geçti, ard›ndan ilk sorth-land geldi. Tam derenin içine girmiflti ki komutan lav› tam sorthland›n ortas›na vurdu. Araç devrildi ve yanmaya bafllad›. Önce Biksici arkas›ndan da tüm grup taramaya bafllad› yanan arac›. Köylü korucular hayretler içinde kalm›fllard›. Korucular› korumak için görevlendirilen araç kendini koruyamam›flt›. Korucular art›k daha h›zl› sürüyorlard› traktörlerini köye do¤ru. ‹kinci araç önce geriye do¤ru kaçt› sonra uzaktan yoldafllar›n oldu¤u noktay› taramaya bafllad›. ‹kinci araç lav›n menziline girmedi¤i için yoldafllar ikinci lav› kullanamad›lar. Ama birinci araçta bulunan yedi kifliden beflini saf d›fl› b›rakt›lar. Komutan “çekiliyoruz yoldafllar” diye komut verdi. Kararlaflt›r›ld›¤› gibi kademeli bir flekilde çekilmeye bafllad›lar. ‹kinci araç çekilecekleri yönü yo¤un bir flekilde tar›yordu. Ama tehlikeli olan k›sa bir mesafe vard›, oray› geçtikten sonra dere mermi alm›yordu. Yoldaflla-
5 r›n büyük bölümü kendilerini dereye atmay› baflard›. En arkadan gelen kad›n yoldafl›n elinde ikinci lav vard›. Koflarken önce düfltü, yoldafllar onun vuruldu¤unu sand›lar. Sonra tekrar geri do¤ru sürünmeye bafllad›. Lav› düflürmüfltü ve onu almak için yo¤un taramalar›n alt›nda geri gidiyordu. Çünkü biliyordu ki hiçbir parti de¤eri düflman eline geçmemeliydi. Lav› ald› ve o da h›zl› bir flekilde kendini dereye att›. ‹lk plan baflar› ile tamamlanm›flt›. Köydeki karakoldan takviyeler gelmifl ve onlar da yo¤un taramaya bafllam›flt›. Ama grup bu tarama senfonisi eflli¤inde, yoldafllar›n hesab›n› sorman›n mutlulu¤u ile istihbarat yaparken bir saatte ç›kt›klar› yokuflu yirmi dakikada ald›lar. Tam tepeye varm›fllard› ki helikopter üstlerinde dolanmaya bafllad›. Hem stratejik noktalara indirme yap›yorlar hem de a¤›r yaral›lar›n› almaya çal›fl›yorlard›. Bir helikopter pilotu ‘yine mi Kad›vakf›’ diye yak›n›yordu. Yoldafllar ise ilk molay› verip arkay› gözlüyorlard›. Saatlerce arkadan silah sesleri kesilmedi. Yoldafllar bir görevi yerine getirmenin do¤al onurunu yafl›yorlard›. Yaral›lar› Ankara’ya götüren pilotun “Ankara’ya götürmeye gerek kalmad›” anonsuna herkes ayn› anda güldü. A¤›r yaral›lar Ankara’ya yetifltirilemeden ölmüfltü. Herkes birbirine flakalar yap›yordu. Tam tepeye ç›kt›klar›nda Daduhta’n›n tarlalar› gözüküyordu. Oradan tüm yoldafllar Daduhta flehitlerimize bir selam gönderdi. Art›k eylem alan›ndan ç›km›fllard› ki Tokat Alay Komutan›, kontra Nam›k Dursun’un sesi telsizden iflitilmeye baflland›. Komutan grubu durdurdu ve telsizin sesini aç›p yoldafllara dinletmeye bafllad›. Çünkü ne kadar kay›p verdirdiklerini ve düflmandaki etkisini ö¤renmek istiyorlard›. Nam›k Dursun çok pervas›zlaflm›flt› “yeter lan art›k, sizin soyunuzu kurutaca¤›m” diyordu. Onun acizleflti¤ini duyan gerilla birli¤i düflmana büyük bir kay›p verdirdiklerini anl›yor bunun mutlulu¤unu yafl›yorlard›. Bu durum gerilla birli¤ine doping etkisi yapt›. Mutluluktan ne kadar h›zl› gittiklerini bile anlayamad›lar. Tam Tokat-Almus yolunun kenar›nda akflam yemeklerini yiyorlard› ki yüzlerce araçtan oluflan bir konvoy Tokat’tan Almus’a do¤ru geçti. Önce araçlar› saymaya çal›flt›lar ama sonra bunun çok uzun sürece¤ini anlay›p vazgeçtiler. Tüm grup geçen konvoya bakarak; “gidin bakal›m biraz da siz da¤larda dolan›n. ‹flte gerilla takti¤i bu, siz bizi nerelerde ar›yorsunuz bizi ise neredeyiz. Yoldafllar rahat uyuyun kan›n›z yerde kalmad›” dediler. Do¤an; Sinan’› Mehmed’i ve Cihan’› düflündü. Özellikle de Sinan yoldafl›. Ona flehit düfltü¤ünde vermifl oldu¤u sözü geldi akl›na. Kesinlikle yoldafl›n hesab›n› kendisi sormak istiyordu, bunun için kendi kendine söz vermiflti. Bunu yerine getirmenin sevincini, mutlulu¤unu ve onurunu yafl›yordu. Ertesi gün Sivas’tan Amasya s›n›r›na kadar büyük bir operasyon bafllat›ld›. Eylem grubu kararlaflt›rd›¤› gibi hareket edip ertesi gün ana grubun yan›na vard›. Eylem grubu konaklama yerine büyük bir coflkuyla girdi ve konaklama yerindeki tüm gerillalar da onlar› görür görmez aya¤a f›rlad›. Herkes hep bir a¤›zdan bir fleyler soruyor ve eyleme dair tüm ayr›nt›lar› ö¤renmeye çal›fl›yorlard›. Eylem grubu d›fl›ndakiler illegalite gere¤i bu eylemden habersizdiler. Bir grup ayr›lm›flt› ama nereye gittiklerini bilmiyorlard›. Ama tecrübeli olanlar az çok bir fleyler tahmin ediyorlard›. Telsizdeki yard›m ça¤r›lar›yla hepsi telsiz bafl›na toplanm›fl ancak o zaman komutan; “yoldafllar bizimkiler vurdu” demiflti. fiimdiyse herkes büyük bir mutluluk içindeydi çünkü bir kez daha yoldafllar›n kan› yerde kalmam›fl ve hesaplar› sorulmufltu. Hemen bir çaydanl›k suyla doldurulup atefle tutuldu. Düflman her taraf-
6 ta T‹KKO’cular› ararken T‹KKO’cular baflar›l› bir faaliyetin kutlamas›n› yap›yorlard›. Düflman son dönemde yedi¤i darbelerle psikolojik üstünlü¤ü kaybetmiflti. Ama bofl durmuyordu. Bölgede ilk defa zorla “terörü telin mitingi” yapt›rd›lar. Ama bu bile onlar› kurtaramad›. Akflamleyin gerilla birli¤i bir köye gitti. Köyde taraftar›m›z olan bir eve girdiler. Düflman operasyonda oldu¤u için en sa¤lam yerlere giriliyordu. Eve girer girmez ev sahibi olan taraftar›m›z “ellerinize sa¤l›k, zaten biz bugün yar›n yoldafllar›n öcünü al›rlar diyorduk” dedi. Herkes önce bir flaflk›nl›k yaflad› sonra ise taraftar›n ne demek istedi¤ini anlad›lar. Sonra konuflmaya bafllay›nca, ilk eylem haberini duyunca taraftarlar›m›z›n ne kadar sevindi¤ini, kaç gündür gelmemizi beklediklerini ö¤rendiler. Bunu duymak gerillaya daha büyük bir mutluluk vermiflti. Bu mutlulukla daha baflka bir faaliyete gitmek üzere yola ç›kt›lar. Her eylemin her faaliyetin ard›ndan coflkusu, güveni ve çabas› art›yordu. Ve gerilla yaflam› tüm hareketlili¤iyle sürüyordu. Do¤an her seferinde daha büyük görevler al›yor ve lay›k›yla yerine getirebilmek için müthifl bir iradi çaba gösteriyordu. Gerilla yaflam›n›n do¤al seyri içinde eylemlere kat›l›yor, çat›flmalara giriyordu. Süheyla’n›n (Emel K›l›ç) flehit düfltü¤ü çat›flmada birli¤in komutan yard›mc›s›yd›. Konvoylar ve helikopterler akflama kadar güç y›¤maya devam etmiflti çat›flma bölgesine. Düflman çevre illerden güç getirtmifl, toptan imha amaçl› bir çal›flmaya bafllam›flt›. Bir gün önce ç›kan çat›flmada Süheyla (Emel K›l›ç) yoldafl flehit düflmüfl, di¤er yoldafllar yara almadan çekilmiflti. Ama düflman›n yo¤un operasyon yapt›¤› alan›n d›fl›na ç›kamam›fllard›. Gün içinde onlarca kez düflmanla burun buruna gelinmifl ama temas sa¤lanmam›flt›. Komutan yard›mc›s› s›fat›yla Do¤an, komutan yoldafla yard›mc› olmak için kafa patlat›yor, baflka bir kay›p vermeden yoldafllar›n› bu alan›n d›fl›na ç›karmak için yo¤un bir çaba harc›yordu. En çok sevdi¤i, de¤er verdi¤i yoldafllardan olan Süheyla yoldafl gözlerinin önünde flehit düflmüfltü. Komutan yoldaflla birlikte gerçekten yarat›c› yöntemler kullanarak gerilla birli¤ini günlerce süren kovalamacadan sonra çat›flma alan›n›n d›fl›na ç›karmay› ve günlerce sonra da di¤er yoldafllarla buluflmay› baflarm›fllard›. Bu olaydan sonra kendine olan güveni ve düflmana olan kini kat kat artm›flt›. Bu baflar›n›n do¤al hazz›n› yafl›yor, art›k daha büyük görevler talep ediyordu. Ve do¤all›¤›nda yoldafllar›n›n da ona olan güveni artm›flt›. Silahlara olan ilgisi ve askeri noktalardaki yetene¤inden söz ettik. Ama o; gerilla için, bir TKP/ML militan› için bunun yeterli olmad›¤›n› prati¤iyle ö¤renmiflti. Siyasal noktalarda kendini gelifltirmeden daha do¤rusu siyaset olmadan silah›n da askeri noktalardaki yetene¤in de bir anlam ifade etmedi¤ini kavram›flt›. Bar›nak sürecini en iyi flekilde de¤erlendirmek, eksikliklerini mümkün oldu¤unca gidermek için yo¤un bir çaba içine girmiflti. Bunu baflaraca¤›n› biliyordu ama bu k›fl sürecinin her zamankinden farkl› geçece¤ini ve kendisinin de daha fazla zorlanaca¤›n› önceden sezmifl gibiydi. Ve öyle de oldu. Hasan Hakk› Erdo¤an yoldafl›n hayat›n› okumufl ve çok etkilenmiflti. “Hasan Hakk› yoldafl on sekiz yafl›nda parti üyesi olmufltu. Ben de onun gibi genç yaflta parti üyesi olmal›y›m” diyordu. Henüz on alt› yafl›ndayken yönetici yoldafllara “yoldafllar parti üyelik yafl›n› biraz indirmek gerekir. On sekiz yafl bir gerilla için çok geç” diye tak›l›yordu. Mücadelede kararl›, cüretli, ›srarl› ve fedakar duruflunun do¤al sonucu olarak 2004 y›l›nda bu hayaline ulafl›rken TKP/ML
ÇEK AL üyesi olman›n onurunu hücrelerine kadar hissediyordu. Bugüne kadar olan mücadele yaflam› bundan sonra nas›l bir seyir izleyece¤i hakk›nda bir fikir veriyordu zaten. Türkiye devrimci hareketinin ve Partimizin bir anlamda s›nand›¤› bir süreçte kavgay› en zor yerinde ve üst boyutta bir sorumlulukla omuzlad›. Ve bunu büyük bir komünist ve devrimci coflkuyla yapt›. S›n›f mücadelesinin do¤al seyri içerisinde flehit düflenler oldu¤u gibi, gerileyenler, saflar› terk edenler, düflmanlaflanlar da oluyordu. O defalarca karfl›laflm›flt› böyle fleylerle. En yak›n› amcas›ndan bafllamak üzere, yoldafllar› ve devrimci dostlar›n› görmüfltü. Elbette herkes gibi oda çok üzülüyordu bu duruma. Çünkü her flehit, her kopufl bir mevzinin bofl kalmas› demekti. Ama o bu tür durumlarda her zaman bir kez daha kendisine döner sorgular ve yükünün biraz daha a¤›rlaflm›fl oldu¤u, daha fazla çaba sarf etmek gerekti¤i sonucuna ulafl›rd›. T‹KKO’cular birbirine benzer. Olaylar karfl›s›nda benzer tepkiler verirler. Onlar› üzen, sevindiren fleyler ayn›d›r. Birbirlerini iyi tan›r ve anlarlar. 2003 yaz›nda yo¤un bir koflturmaca yaflanm›fl ve büyük kay›p alm›flt›k. Ama Giresun’da flehit düflen Duran (Murat Ar›cak) ve R›za (Bülent Ertürk) yoldafllar destans› bir direnifl sergileyerek kaçk›nl›¤›n, mücadeleye inançs›zl›¤›n, yabanc›laflman›n boy verdi¤i bir süreçte yoldafllar›na, devrimcilere ve halka; fedakarl›¤›n, inanc›n ve ba¤l›l›¤›n s›n›rlar›n›n ne kadar zorlanabilece¤ini bir kez daha göstererek düflmüfllerdi topra¤a. Yoldafllar yaral› olduklar› için düflman çemberinden ç›kmak mümkün olmam›flt›. Savafl kanunlar› çok ac›mas›zd›. Tüm birli¤in imha olmamas›, yaral› yoldafllar›n b›rak›lmas›na ba¤l›yd›. Onlar da bu durumun fark›ndayd› ve ›srarla kendilerini b›rakmalar›n› talep ediyorlard›. Komutan hayat›n›n en zor karar›n› vermifl, yoldafllar›n›n yan›na bomba ve tabanca b›rakarak gerilla birli¤ini düflman çemberinden ç›karm›flt›. Yoldafllar›n›n yo¤un düflman taramalar› aras›ndan gelen slogan sesleri gidenlere güç verirken tarihin sayfalar›na da direnifl ve fedakarl›k örne¤i olarak düflüyordu. Difliyle, t›rna¤›yla, slogan›yla kan›n›n son damlas›na kadar direnmifller son nefeslerini de slogan atmaya harcam›fllard›. Kendilerinden önce gidenlere devrimci bir selam geride kalanlara ise birer mirast› sloganlar› ve tav›rlar›. Tüm yoldafllar› çok etkilemiflti bu direnifl. Bir yandan onlara yoldafl olman›n onuru yaflan›rken öte yandan yokluklar›n›n ac›s› yüreklerini eziyordu. Do¤an bu durumdan en fazla etkilenenlerden biriydi. Duran ile ayn› süreçte gerillaya kat›lm›fllar, ilk zorluklar› birlikte yaflam›fllard›. Ayr›ca Duran da R›za da yoksul bir ortamda büyüdükleri için küçük burjuvazinin olumsuz özelliklerinin ço¤unu tafl›m›yorlard›. Bu yüzden de bu yoldafllar›n› çok seviyordu. “T‹KKO’culara da böyle onurlu ve Tay da¤› kadar yüce ölümler yak›fl›r” diyordu. Ve bir y›l sonra Dersim da¤lar›n› bir kez daha k›z›llaflt›rarak Muharrem Yi¤itsoy ve Cafer Kara yoldaflla birlikte ölümsüzleflti¤inde tam da T‹KKO’culara yarafl›r bir direnifl sergiledi. Düflman çemberi içinde hareketsiz kalm›flken elindeki bombay› tüm kiniyle düflmana f›rlat›yor ve dilinde sloganlar›yla yoldafllar›n› u¤urluyordu. T›pk› bir y›l önce bayra¤› kendisine devreden yoldafllar› gibi. Dersim....... Düflmana korku, dosta umut veren vatan topra¤›. Y›llard›r yoldafllar›m›z›n ve devrimci dostlar›m›z›n kan›yla sulanan bereketli topraklar. Düflman›n her yönden tüm yo¤unlaflmas›na ra¤men yenemedi¤i kendi küçük, cürümü büyük Dersim. T‹KKO’cular içinse anlam› bir baflkad›r Dersim’in. Partimi-
zin gerilla faaliyetinin merkezi, eteklerinde yüzlerce flehidimizin mezar tafllar› olan, devrimcileri her zaman ba¤r›na basan fedakar Dersim. 94 y›l›nda Partimize karfl› gerçeklefltirilen darbenin ard›ndan Dersim faaliyetimiz kesintiye u¤ram›flt›. 99 y›l›nda bu eksikli¤i gidermek için yola ç›kan Dersim birli¤ini u¤urlayanlar aras›nda Do¤an da vard›. Yoldafllar›n› u¤urlarken: “Güle güle yoldafllar, bir gün mutlaka.....” demiflti. Evet iflte o gün geldi. Partimizin Dersim mevzisini doldurma hedefi do¤rultusunda yapt›¤› çal›flmalar bitmifl ve s›ra gönderilecek birli¤e gelmiflti. Gidecek birlik içinde Do¤an da vard›. Bir hayali daha gerçeklefliyordu. Da¤›nda, tafl›nda her köyünde yoldafllar›n ayak izleri, an›lar› ve direnifl destanlar› olan topraklara kavuflmufltu sonunda. Ülkenin her yerinde direnifl mevzileri yarat›lmal›yd›. Ama bu mevzinin anlam› bir baflkayd› ve burada yer alman›n onurunu yafl›yordu. ‹flte bu s›ra neferlerinden biri de Do¤an’d›r. K›sa yaflam›na onurlu bir mücadele ve kavga s›¤d›rd›. Ve yaflam› boyunca bunun hakl› onurunu yaflad›. Yoldafllar›yla birlikte geldi¤i bu topraklara yine onlarla birlikte yaflam›n› arma¤an ediyordu. Muharrem Yi¤itsoy, Cafer Kara ve Aflk›n Günel yoldafllar gelene¤in sürdürücüleri olarak düfltüler tarihin sayfalar›na. Dersim da¤lar›n›n yücelerinde son nefesinize kadar onurla dalgaland›rd›¤›n›z mücadele bayra¤›n› devrald›k yoldafllar, and olsun ki zafere kadar dalgaland›rmaya devam edece¤iz. Bu yolda düflenlere; Muharrem’e, Cafer’e ve Aflk›n’a ölüm yok. ‹sminizi onurla tafl›mak üzere yeni Muharremler, Caferler ve Aflk›nlar yola ç›kt› bile. TKP/ML M‹L‹TANLARI B‹R DESTAN DAHA YAZIYORLAR DERS‹M’DE Partinin 7. Konferans› ile birlikte yeni bir sürece giriliyordu. Bir dizi kararla birlikte Dersim bölgesine aç›l›m yap›lmas› karar› da al›nm›flt› Konferans’ta. Bunun için Karadeniz bölgesinden gerilla gücü aktar›lmas› gerekiyordu. Bu konuda hemen hemen herkes kendini öneriyordu. Elbette önce Dersimli olan yoldafllar bafl› çekiyordu. Fakat Dersimli yoldafl say›s› oldukça azd›. Daha önce Dersim’de faaliyet yürütmeyi çok isteyen Süheyla yoldafl› da bir kez daha bu vesileyle and›lar yoldafllar›. “Sen rahat uyu yoldafl, senin o çok istedi¤in görevi yerine getirmenin onurunu yafl›yoruz sensiz bile olsa.” Hemen herkes bu kara k›z› ar›yordu gözleriyle. Dersim’e gidecek yoldafllar› aç›kl›yorlard›. ‹lk olarak Deniz yoldafl›n ismi aç›kland›. Yoldafl sevinç 盤l›klar› at›yor, yoldafllar›na sar›l›yordu. Tüm gerillalar›n hayallerinde olan Dersim’de gerilla faaliyeti yürütme onuru verilenlerden birisi de oydu çünkü. Sonra Kaz›m’›n ad› okundu. Bu yoldafl da yurtd›fl›ndan gelirken bile “ben Dersim’de faaliyet yürütmek istiyorum” diyordu. Nihayetinde partinin yetkili organlar› yoldafl›n bu istemini uygun bulmufllar ve Dersim’e gönderilecek ilk birlikte yer vermifllerdi. Daha sonra ismi okunan yoldafl ise 1999 y›l›nda kendisinin de gitmek istedi¤i ama yoldafllar›n o zaman uygun görmedikleri, o grup giderken arkalar›ndan kendisi gitmedi¤i için hüzünlenen, gerilla birli¤imizin genç komutanlar›ndan Do¤an yoldaflt›. ‹smi okununca havalara uçtu. Ve ardarda di¤er isimler okundu. ‹smi okunmayan yoldafllar ismi okunanlara g›pta ile bak›yorlard›. ‹smi okunan yoldafllar sevinçten uçuyorlard› do¤al olarak. Onlar Partinin bir görevini yerine getirmek için seçilmifl olman›n do¤al onurunu yaflarken di¤er yoldafllarda buruk
17-30 Aralık 2004 bir sevinç vard›. Bir taraftan Partimizin daha önce boflaltt›¤› bir alanda tekrar faaliyet bafllatmas›n›n mutlulu¤u vard›. Ama bu göreve kendilerinin de dahil edilmemesinin buruklu¤unu yafl›yorlard›. ‹flte böyle bir ortamda Dersim gerilla birli¤i haz›rlanmaya bafllad›. Tüm ihtiyaçlar› tek tek gözden geçirildi. Gerillalar aras›nda birbirlerini bir daha görememe olas›l›¤›ndan dolay› resimler, eflyalar verildi. Ve ayr›l›k an›nda önce parti ad›na bir yoldafl, sonra da giden birlik ad›na bir yoldafl konuflma yapt›. Komutanlar ve Siyasi Komiser son uyar›lar› yapt›lar ve bir ö¤le üzeri Dersim birli¤i yola ç›kt›. Tabi ki yoldafllar›n ço¤u a¤l›yordu; baz›lar› mutluluktan, baz›lar› da hüzünden. En sevdi¤i yoldafllardan ayr›lman›n, belki bir daha görememenin hüznünü yafl›yorlard›. Yaklafl›k bir ay süren uzun ve çetin bir yolculuktan sonra gerilla birli¤i Dersim topraklar›na ayak bast›. Gerilla grubu yeni bir alana gelmenin mutlulu¤unu yafl›yordu. Ama ayn› zamanda yeni bir alanda bilinmeyen bir dizi fley vard›. Bunlar› ö¤renmek için de yoldafllar daha dikkatli olmak zorundayd›. En baflta düflman›n izlemifl oldu¤u taktikler, Karadeniz’e göre farkl›l›klar gösterebilirdi. Yine halkla iliflki kurmak için Zazaca’y› bilmek gerekiyordu. Yoldafllar ilk önce Zazaca konusunda zorluklar yaflad›lar çünkü grupta Zazaca bilen yoldafl say›s› azd›. Do¤an ve Deniz Zazaca ö¤renmeye bafllad›lar. Gerilla birli¤i ilk bir ay oldukça zorland› çünkü Karadeniz’de orman boldu ve konaklama yeri bulma s›k›nt›s› yoktu. Ama Dersim’de durum böyle de¤ildi. Orman bulmakta oldukça zorlan›yorlard›. Hatta bulduklar› orman bodur a¤açlardan oluyordu. Bunlar›n içinde kalmak ise oldukça riskliydi Ama yapacaklar› baflka bir fley de yoktu çünkü Dersim’de Karadeniz’deki gibi gür orman yoktu. Devlet, var olan ormanlar› y›llard›r yaka yaka bitirememifl bu sene tekrar yakmaya bafllam›flt›. Bu alanda gerilla birli¤imiz arazi konusunda ve düflman›n hareketi konusunda yeterince bilgi sahibi de¤ildi. Bu süreçte gerilla birli¤imiz, MKP’nin alanda faaliyet yürüten bir birimi ile karfl›laflm›fl ve ilgili alan komutanl›¤› ile devrimci dayan›flma temelinde belirli bir dönem birlikte hareket etme noktas›nda anlaflm›flt›r. Partimiz zaten dünden bugüne devrimci dayan›flma noktas›nda özel bir çaba sarf etmifltir. Bunun en iyi örneklerini Karadeniz Bölgesi’nde devrimci örgütlerle hayata geçirmifltir. Bu bilinçle hareket eden gerilla birli¤i komutanl›¤›m›z da Dersim özgülünde buna uygun bir pratik içine girmifltir. Yaz süreci boyunca yoldafllar genifl bir alanda faaliyet yürüttüler. Düflman›n›n operasyonlar›n› atlatt›lar, çat›flmalara girdiler. Partimiz Dersim’de gerilla faaliyetini tamamen oturtmadan bu faaliyetin deflifre olmas›n› istemedi¤i için çat›flmalar komutanl›kça üstlenilmedi. Yani Dersim’de tekrar gerilla faaliyeti bafllatmam›z güvenlik aç›s›ndan mümkün oldu¤unca gizlenecekti. Ve öyle yap›ld›, ta ki kay›plar›m›z olana kadar. Art›k sonbahar geliyordu. Bar›nak haz›rl›klar›na bafllam›fllard›. Ortak bir bar›nak haz›rl›¤› vard›. Yoldafllar oldukça coflkuluydu. Dersim’de yaz dönemi faaliyet yürütmüfl, sonra bar›nak haz›rl›¤›na bafllam›fllard›. Bar›nak çal›flmas›n› da baflar›yla bitirmenin rahatl›¤› içindeydiler. 2 Kas›m akflam› gerilla birli¤i yine coflkulu bir flekilde erkenden Robaik mezras›na girdi. Çeflitli ihtiyaçlar›n› giderip hemen ç›kmak istiyorlard›. Çünkü baflka yerlere de girmeleri gerekiyordu, yollar› uzundu. Erkenden burada ifllerini bitirip ç›kmak üzereydiler. Komutanl›¤›n yapt›¤› araflt›rmaya göre baz› flüpheli izler
17-30 Aralık 2004 dikkatlerini çekmiflti. Bunun üzerine ç›k›fl› daha dikkatli yapacaklard›. Ortak komutanl›k aç›k bir alandan geçecekleri için bir öncü birli¤i önden gönderdi. Öncü birlik tam orman›n kenar›na var›p mevzilendikten sonra di¤er grup da çapraz yürüyüfl halinde aç›k araziye girdi. Tahminen iki yüz metre bir aland› bu aç›k alan. Çapraz yürüyüflte önde Cihan yoldafl, çapraz›nda Bülent, Bülent’in çapraz›nda Polat, Polat’›n çapraz›nda Ahmet ve di¤er yoldafllar yürümekteydi. Öncü grup orman›n kenar›na mevzilendi¤i için di¤er yoldafllar daha rahat ama h›zl› bir flekilde ilerliyorlard›. Birden üstten ve çaprazdan çok yo¤un bir tarama bafllad›. Tüm yoldafllar hemen kendilerini yere att›lar. Do¤an ba¤›r›yordu: -Ahmet yoldafl! -Polat, ben yaraland›m. -Yoldafl, ben de yaraland›m. Bu arada ayd›nlatmalar geceyi gündüze çevirmiflti ve her taraftan yo¤un taramalar devam ediyordu. Orman›n kenar›na mevzilenen birli¤in cevap vermesi gecikmedi ama düflman›n arazinin etraf›na büyük bir gücünü mevzilendirdi¤i yo¤un taramadan anlafl›l›yordu. Do¤an bu tarama aras›nda hem düflmana cevap veriyor hem de di¤er yoldafllar›n durumunu ö¤renmeye çal›fl›yordu. -Bülent! Bülent nas›ls›n? -Yoldafl diz kapa¤›n›n alt›ndan yaraland›m. Do¤an, yoldafllar›n durumunu ö¤renince gerilla birli¤inin hiç de iyi durumda olmad›¤›n› anlad›. Yoldafllar› bir an evvel çat›flma alan›ndan ç›karmas› gerekiyordu. Elbette düflmana karfl› etkili vurufllar yap›lmas› ve e¤er ki koflullar uygunsa flehitlerimizi bile çat›flma alan›ndan ç›karmak gerekiyordu. Bu bir T‹KKO gelene¤i idi. Bunun için hemen birlik komutan›na seslendi: -Yoldafl Ahmet, ben ve Bülent yaral›y›z. Komutan: -Yoldafl, biz düflmana bindirece¤iz siz sürünerek orman›n kenar›na yaklafl›n. Arkan›z zaten kesilmifl, onun için bize do¤ru gelin biz sizi çekece¤iz. -Tamam yoldafl. Do¤an: - Ahmet yoldafl sürünerek bize do¤ru yanafl. - Yoldafl çok a¤›r yaral›y›m gelemem. - “Yoldafl bak, ben de a¤›r yaral›y›m ama sürünüyorum.” Do¤an kendi yaras›na karfl›n yoldafl›n› zorlay›p oradan ç›karmaya çal›fl›yordu. - Yoldafl gelemiyorum. - Yoldafl bak yoldafllar bizi çekmek için düflmana aman vermiyorlar, zorla kendini. “Do¤an ne yap›yorsunuz , bize do¤ru gelmeye bafllay›n” diye ba¤›ran birlik komutan›m›z, yoldafllar›n› çat›flma alan›ndan çekmek için acele ediyordu, kendisi aç›k alandan orman›n kenar›na ç›km›fl yoldafllar›n›n ç›kmas› için düflmana bindiriyordu. Bu arada Do¤an’a seslenmiflti. - Yoldafl, Ahmet yoldafl gelemiyormufl. - Yaras› neresindeymifl sorsana. - Ahmet yoldafl yaran nerende? - Yoldafl kas›klar›mdan ald›m. - Cihan, Ahmet’in yaras› kas›klar›ndanm›fl. - Yuvarlanarak bize do¤ru yanafl›n, biz yo¤un bindirece¤iz. - Ahmet yoldafl haydi kendini zorla yoldafllar yo¤un bindirmeye bafllayacaklar. - Yoldafllar beni beklemeyin, siz ç›kmaya bafllay›n. - Yoldafl bak biz de a¤›r yaral›y›z ama sürünüyoruz, haydi bir kez daha dene. - Yoldafl beni b›rak›n siz ç›k›n. Düflman et-
ÇEK AL raf› sarmadan uzaklaflman›z laz›m, beni düflünmeyin. Do¤an, Ahmet yoldafl›n son söylediklerini birlik komutan›na iletti. Komutan da: - Yoldafl o zaman siz bizim ateflimizle birlikte sürünmeye bafllay›n. Sizi çektikten sonra tekrar Ahmet yoldafl› çekmek için çal›fl›r›z. - Tamam yoldafl. Ve yoldafllar›n ve dostlar›n taramas› bafllam›flt›. Düflman namlular› susturuldu ancak uzak bir noktadan yine tek tek BTR at›fl yap›yordu ve ayd›nlatmalar›n biri yere inmeden di¤eri at›l›yordu. Do¤an h›zla sürünerek Bülent’in yan›na varm›flt› ki arkadan sürünerek bir kad›n gerilla Do¤an’a yetiflti. Do¤an hemen sordu: -Bir fleyin var m›? -Ben de yaral›y›m. -Yaran a¤›r m›? -Diz kapa¤›m›n alt›nda, yürümemi zorlaflt›r›yor. -O zaman kademeli bir flekilde sürünerek çekilelim. -Tamam. Bunun üzerine Do¤an önce Bülent’e: - “Biz atefl edece¤iz sen ormana do¤ru h›zla sürün” dedi ve atefl etmeye bafllad›. Düflman da yoldafllar›n hareketini gördü¤ü için tekrar yo¤un atefle bafllam›flt› ama orman kenar›nda buna cevap verildi¤i için bu tarama fazla uzun sürmedi. Bülent’in orman›n kenar›na yanaflt›¤›n› gören Cihan hemen mevzisinden ç›kt› ve sürünerek ona do¤ru yanaflt›: -Bülent, elini uzat! - “Tamam yoldafl” dedi ve elini uzatt› Bülent. H›zla kenara çekti Bülent’i Cihan. Ve Do¤an’a (Polat) ba¤›rd› - “Yoldafl sen baflla biz bindirece¤iz. Bunun üzerine Do¤an, hem atefl ediyor hem de sürünüyordu. Ama biraz engebeli bir arazi oldu¤u için zorlan›yordu. Hem de art›k yaras› epey ac› vermeye bafllam›flt›. Sa¤ baca¤›n› art›k eli ile çekiyordu her halde baca¤› k›r›lm›flt›. Bütün bunlara karfl›n Do¤an bir an evvel orman›n kenar›na varmak için tüm gücünü kullan›yordu. Tam orman kenar›na yaklaflm›flt› ki hemen Cihan h›zla mevzisinden ç›k›p ona do¤ru yanaflt› ve onu elinden tutu¤u gibi h›zla ormana çekti. Sonra di¤er arkadafla seslenildi. O esnada seslenilen yeri düflman yine yo¤un taramaya bafllad›. Karfl›l›k gecikmedi ve o arkadafl da h›zla sürünerek kenara geldi. Bunun üzerine Cihan: - “Hemen Ahmet’i çekelim” dedi ve Ahmet’e seslenmeye bafllad›. Ama hiçbir ses vermiyordu Ahmet. Düflman yavafl yavafl orman›n kenar›na do¤ru yanaflmaya bafllam›flt›, en uçtaki birim gelenlere iyi bir karfl›l›k verdi. Gelenler h›zla geri çekilmek zorunda kald›lar. Ve birisi zor sürünüyordu, bunu gören birlik ona do¤ru taramay› daha da h›zland›rd›. Ahmet tüm seslenmelere karfl›n yan›t vermiyordu. Saat epey ilerlemiflti. Akflam alt›da bafllam›flt› çat›flma ve flu anda saat ona geliyordu. Hemen ortak komutanl›k ayak üstü de¤erlendirme yapt›. Büyük olas›l›kla Ahmet flehit düflmüfltü. Yaral›lar› kesinlikle çat›flma d›fl›na ç›karmak gerekiyordu. Onun için hemen harekete geçilecekti. H›zl›ca yeni düzenlemeler yap›ld›. Yaral›lar s›rtlan›lacakt›. Hemen öncü birlik hareket etmeye bafllad›. Düflman›n taramalar› da h›z›n› kesmiflti. Yaral›larla birlikte çat›flma alan›ndan yar›m saat gidildi. Yaral› yoldafllar›n yaralar›na h›zl›ca bak›ld›. Do¤an’›n sa¤ baca¤› büyük bir darbe alm›fl ve k›r›lm›flt›, yine Bülent’in de baca¤› diz alt›ndan k›r›lm›flt›. Yaral›larda kan kayb› yoktu. Ama bir gerilla için hiç istenmeyen bir durum olan ayaklar›ndan yaralanma gerçekleflmiflti. Yani yaral›lar›n sürekli tafl›nmas› gerekiyordu. Tam
bu kontrolleri yapm›fllard› ki uzak bir noktadan at›fllar bafllad›. Muhtemelen termal kamerayla yerler tespit edilmifl, hareketi engellemek için at›fl yap›l›yordu. Bunun üzerine tekrar harekete geçildi. Tam bir küçük s›rt› aflacaklard› ki üst taraftan tarama bafllad›. Bunun üzerine hemen karfl›l›k verildi. Ama önden giden grupla ba¤lant› koptu. Do¤an önde giden grupta kalm›flt›. Oradan yine çat›flarak ç›kt›lar. Gece saat ikiye kadar yürüdüler ama yaral›lardan dolay› çat›flma alan›ndan fazla uzaklaflamam›fllard› ve grup ikiye ayr›lm›flt›. Yani operasyonu iki grup fleklinde geçireceklerdi. Hemen yatmalar›n› söyledi komutan. Ve birlik nöbetçiyi yerlefltirip yatt›. Ertesi gün erkenden kalk›ld›. Çok az bir ekmekleri vard›, çünkü çantalar›n bir k›sm› çat›flma alan›nda kalm›flt›. Kalan ekmekle sabah kahvalt›s› yap›ld›. Erkenden düflman operasyonu bafllad›. Çok yo¤un arazi taramas› yap›l›yordu. Bundan dolay› s›k s›k yer de¤ifltirmek zorunda kal›n›yordu. Yaral› ile yer de¤ifltirmek oldukça güç ve riskli bir fleydi ama akflama kadar bu flekilde operasyon atlat›ld›. Akflam di¤er birlikle ola¤an üstü bir durumda kullanmak üzere ayarlad›klar› randevu yerine do¤ru hareket ettiler. Uzun ve zorlu bir yürüyüflten sonra kararlaflt›r›lan randevu yerine vard›klar›nda di¤er grubun daha önce oraya ulaflt›¤›n› gördüler. H›zl›ca ne var ne yok diye bilgi al›fl veriflinde bulundular. Durum de¤erlendirmesine göre hemen yaral›lara ilk yard›m yap›lmas› gerekiyordu. Yaral›lara ilk yard›m yap›ld›. Yaras› en a¤›r olan Do¤an’d›. Yaras› ac›mas›na karfl›n fazla ses ç›karmamaya çal›fl›yordu. Baca¤› sallan›yordu. Yaral›lar uygun bir yere çekildi. Düflman›n operasyonu devam edece¤e benziyordu. Bunun için ekme¤e ve çeflitli sa¤l›k malzemelerine ihtiyaç vard›. Ayr›ca yaral›lar› uygun bir yere nakletmek için araca ihtiyaç vard›. Bunun ayarlanmas› için köye bir grup göndermek gerekiyordu. Bu grup ayarland› ve köye gönderildi. Yaral›lar battaniyelere sar›ld›. Çat›flma konusunda tart›flmalar yap›l›yordu ve ayr›ca Ahmet yoldafl›n flehit düflmesi de gerilla grubunda derin bir üzüntü yaratm›flt›. Köye giden birlik ertesi gün geldi. Getirdi¤i bilgiye göre her taraf tutulmufltu. Yak›n çevredeki tüm köylerde düflman konumlanm›flt›. Köylülerden al›nan bilgiye göre son y›llar›n en kapsaml› operasyonuymufl. Düflman, köylerde “bu iki grubu bitirece¤iz” diyormufl. Komutanl›k gelen yeni bilgilerle birlikte durumu de¤erlendirdi. Kesinlikle yaral›lar› buradan ç›karmak gerekiyordu. Ve düflman da her gün daha büyük güçlerle operasyon yap›yordu. Buradan ç›kmaya karar verildi. Onun için çeflitli ihtiyaçlar›n giderilmesi gerekiyordu. Bu ihtiyaçlar› gidermek amaçl› çok uzak köylere bir gerilla birli¤i gönderildi. Do¤an’la Bülent’in yaras› k›sa sürede iyileflecek cinsten de¤ildi. Ertesi gün giden grup geldi. Gerilla birli¤i o gün yaral›larla birlikte baflka bir bölgeye geçti. Sabah e¤er uygun olursa yine yürünecekti. 9 Kas›m sabah› gerilla birli¤i kahvalt›s›n› yapt›. Gidifl haz›rl›klar› yap›ld›. Öncü grubu erkenden ç›kar›ld›. Öncü grup ç›kal› daha on dakika olmufltu ki silah sesleri gelmeye bafllad›. Hemen yaral›lar› s›rtlay›p daha stratejik bir yere çekilmeye bafllad›lar. Komutanl›k bir kez daha durumu de¤erlendirdi. Yaral›lar› buradan ç›karmak zordu. Ancak çat›flmay› baflka tarafa do¤ru yay›p düflman› o tarafa çekerek yaral›lar› b›rakmak en uygun taktik gibi geliyordu komutanl›¤a. Elbette iki tane yaral›y› b›rakma karar› kadar zor bir karar hiç almam›flt› komutan. Bir tarafta düflman bir tarafta yaral› yoldafllar. Çok zor bir karard›. Daha iki sene önce Giresun’da ayn› durumu yaflam›flt› T‹KKO komutanlar›.
7 Duran kod adl› Murat Ar›cak ve Polat kod adl› Bülent Ertürk yoldafllar da çat›flma d›fl›na ç›kar›lamam›fl bireysel silahlar› ile b›rak›lmak zorunda kal›nm›flt›. Orada da karar vermek çok zor olmufl ama baflka çareleri kalmay›nca b›rakmak zorunda kalm›fllard›. Savaflta duygusall›k daha büyük kay›p demektir. Yaral› yoldafllar da “bizi b›rak›n” diye ›srar ediyorlard›. Parça bütün iliflkisini düflünmektedirler. Yaral› yoldafllar ayn› zamanda durumdan ç›k›fl olmad›¤›n› gördükleri için komutanl›¤›n iflini kolaylaflt›rmaya çal›fl›yorlard›. Ama yine de gerilla yaflam›nda en zor anlardan bir tanesi böylesi bir karar vermektir. O can parçalar› nas›l b›rak›l›r... Ama savafl duygusall›¤› kald›rmaz. Son olarak yaral› yoldafllarla kucaklafl›p ayr›ld›lar ama ayr›lan yoldafllar bir türlü gidemiyordu, gözlerinden yafllar süzülüyordu. Di¤er taraftan zaten öncü birlik biraz uzakta çat›flmay› sürdürüyordu. Yaral›lar›n yan›ndan ayr›lan grup da h›zla öncü grubun yan›na vard›. Çat›flma çok genifl bir alana yay›ld›. Di¤er grubun da gelmesi ile temas› kesip oradan uzaklaflt›lar. Orman›n içinde düflmanla köfle kapmaca oynan›yordu. Büyük bir düflman birli¤i orman›n kenar›na gelmifl orman›n içini gözlüyordu. Bu durumu gören gerilla birli¤i mevzilenmifl bekliyordu. Önce bir astsubay geldi gözledi, üstüne haber verdi: - “Burada bir fley yok komutan›m” dedi. - “Lan o¤lum iyi bakt›n m›?” diyen komutan ileriye ç›k›p kendisi bakmaya bafllad›. Gerilla birli¤inin hepsi ona bak›yordu. E¤er o görürse önce bindirilecek ve psikolojik üstünlük sa¤lanacakt›. Önce bir bakt› bir fley göremedi sonra a¤ac›n kenar›na mevzilenmifl gerillay› gördü h›zla geri çekiliyordu ki gerilla hemen durumu anlay›p gelen düflman subay›n›2 oraya serdi. Di¤er düflman unsurlar› h›zla da¤›ld›, bunu f›rsat bilen gerilla birli¤i hemen ileriye do¤ru manevra yapt›. Ve o alandan h›zla uzaklafl›ld›. Düflman çok kapsaml› operasyon yap›yordu. Bir alanda çat›flma yaflanmas›na karfl›n orman›n her taraf›na girilmesi talimat› verilmiflti. Yani kesinlikle imha etmeyi amaçl›yordu düflman. Ve ormana girmeye bafllad›. Do¤an kendilerine do¤ru gelen sesleri fark etti ve: - “Yoldafl sen flu tarafa bak, ben bu tarafa bakay›m. Düflman gelirse önce yanaflt›ral›m sonra önce bombalar› atal›m sonra da tabancalarla atefl edelim” dedi Bülent’e. Sonra göz göze geldiler, gülümsediler. ‹kisinin gözlerinde de kararl›l›k ve birbirlerine güven verici bak›fllar vard›. Teslimiyet de¤il direnifl vard›, mayalar› bunla yo¤rulmufltu. Ahmet Muharrem Çiçek’ten Özgür Kemal Karabulut’a, Murat Ar›cak’tan Bülent Ertürk’e kadar gelenek hep böyle idi. Son mermisine kadar çat›flmak ve sloganlarla ölüme hofl geldin sefa geldin demek. Son kez göz göze geldiler. Sesler gittikçe yaklafl›yordu. Bombalar›n pimleri çekildi, ellerde haz›r bekliyordu. Di¤er taraftan tabancalar haz›rlanm›fl yere konmufltu. Sesler gittikçe yaklaflt›. Art›k hat fleklinde arazi taramas› yapan düflman› görüyorlard›. Aralar›nda yaklafl›k yirmi metre kalm›flt› ki önce Do¤an sonra Bülent bombalar› f›rlatt›lar. Ve hemen tabancalar›na sar›ld›lar. Düflman neye u¤rad›¤›n› flafl›rd› önce hepsi bir tarafa kaç›flt›. Düflman›n yaral›lar› vard›, yalvar›yordu ama kimse bakm›yordu. Herkes can telafl›na düflmüfltü. ‹lk pani¤i atan düflman makinal›c›s› taramaya bafllad›. ‹ki yoldafl da ayn› anda “Yaflas›n partimiz TKP/ML, ordumuz T‹KKO” slogan›n› at›yorlar di¤er taraftan tabancayla atefl ediyorlard›. Düflman›n tüm silahlar› yoldafllar›n üzerine atefl kusuyorlard›. Ama sloganlar› susturam›yorlard›. Düflman subay› en son lav atma talimat› verdi. Art›k sloganlar susturulmufltu
8
ama bu suskunluk o yoldafllar flahs›nda ancak bedenen bir suskunluktu çünkü onlar “kara toprakta de¤il gerçe¤i kavram›fl yüreklerde yaflayacaklard›”. Gerçek yaflam hiçbir zaman bedenen yaflamak de¤ildir, yaflamay› anlamland›ran, niçin yaflad›¤›n›n bilincinde olarak yaflamakt›r. Öyle bedenen yaflayan ama ruhen ölü bir sürü insan vard›r. Slogan seslerini uzaktan duyan gerilla birli¤i oldu¤u yerde kald›. Bir tarafta böylesi yüce, onurlu bir direnifle g›ptayla bak›yorlar di¤er taraftan iki devrimcinin öcünü almaya ant içiyorlard›. Akflama kadar de¤iflik noktalarda k›sa temaslar yafland› akflamleyin alan terk edildi. Bir kez daha Dersim topraklar› kana boyanm›flt›. Dersim halk› bir kez daha tan›k oldu T‹KKO’cular›n destans› direnifline. Elbette ölüm var kese ka¤›d› hafifli¤inde, ölüm var Munzur Da¤› a¤›rl›¤›nda ve iflte bu ölümler de ayn› öyle Munzur da¤› a¤›rl›¤›nda. “MÜCADELE EDENLER HER ZAMAN KAZANAMADILAR, AMA KAZANANLAR HEP MÜCADELE EDENLER OLDU” Tarihsel devinim hükmünü sürdürüyor. Devrime, devrim kavgas›na gebe olana nesnel zemin do¤urganl›¤›n› sürdürüyor, sürdürecek. Kayna¤› güçlü olan bir suyun ak›fl›d›r kavga. Ve kavgay› verenlerin, tarihsel sorumlulu¤u ise bu ak›fla yön verebilmektir. ‹flte böylesi bir sorumluluk bilinci, tavr› ve ›srar›yla koyuldular Dersim yollar›na. Sürecin rengi bulan›k, havas› a¤›r ve ümitler donuklaflt›r›lm›flken zorlu yollarda türküler eflli¤inde yürüdüler. Öncünün çizdi¤i hatt›n öncüleri oldular. Tutkulu, coflkulu, mütevaz› ve cesur biçimde. Yeniden adland›lar Ahmet, Polat, Bülent olarak. Yar›m kalm›fl, yoldafl türkülerine efllik edercesine. Her kar›fl topra¤›nda y›llar›n mücadele izlerini bar›nd›ran bu mekanda, yeniden konumlan›fl›n sevinciyle dolmufllard›. An›n getirmifl oldu¤u görevlere sar›lman›n ve kavgay› büyütecek yeni yollar açman›n zaman›yd›. Yeni bir bölgenin flartlar›n› tan›mak, anlamak ve kendini onun içinde etkin k›lmak öncelikli olan›d›r. Her ne kadar gerilla deneyimi olsa da, özele indirgemeyi ihmal etmemek gerillan›n ruhudur. Co¤rafyay›, düflman›, kitleleri tan›mak ve uygun olan manevralar› gelifltirmek elbette ki her daim görevdir. Asgari bilgilenme, gerilla duyarl›l›¤› ve uygun ad›mlar biraz zaman al›r. Sürece denk düflen ad›mlar at›l›yordu. Buna ra¤men temkinlilik elden b›rak›lmamal›yd›. Gerillalar da bunun bilincinde ve uygun davranmaya çal›fl›yor. Her ne kadar asgari bir adaptasyon sa¤lansa da uzun erimli düflünüldü¤ünde bu sürecin devam edece¤i aflikard›r. Girilen k›sa süreli birkaç çat›flmayla alan›n savafl havas› da solunmaya bafllanm›fl. Düflman izleniyor, hareketi anlafl›lmaya çal›fl›l›yor. Gerillalar da bunun üzerinde yol al›yor. Coflkulu, azimli bir biçimde görevlerine kilitlenmifl durumdalar. Yine yollardalar, uzun sonbahar gecelerinde. Temkinli, duyarl› ve haz›r pozisyonda arfl›nl›yorlar yollar›, derken birden kopan silah sesleriyle gerilla, karfl› koyuflun refleksine bürünüyor. Pusuya düflülmüfltü, yo-
ÇEK AL
¤un yükleniyordu düflman. Bütün silahlar, yönelmiflti düflman üzerine. Hemen ç›k›lmal› ve uzaklafl›lmal›yd›. Herkes öyle düflünürdü, böylesi anlarda. Zincirin her halkas› önüne arkas›na yöneldi, kenetlendi¤i di¤er halkay› kontrol etti. Ans›z›n gelen darbeyle gerillalar önemli yaralar alm›flt›. Her halka zincirdeki durumunu belirlemifl ve ne yap›laca¤› anlafl›lm›flt›. Aflk›n yoldafl bir komutan durufluyla kendi yaralanmas›na fazla ald›rmadan çevresini ö¤renmenin sorumlulu¤uyla davran›yordu. Bir taraftan düflmana yan›t vermek, di¤er yandan yaral›larla ilgilenmek böylesi anlar›n en önemli ad›mlar›d›r. Muharrem yürüyemeyecek biçimde a¤›r yaralanm›flt›. Biliyordu böylesi durumlar›. Yaflamam›fl olsa da, yaflananlardan alm›flt› g›das›n›. Aflk›n yoldafla durumunu bildirerek komutan›n bilgilendirilmesini sa¤l›yor. Çat›flma tüm fliddetiyle sürüyor, dost güçlerin de kararl› tutumlar›yla f›rsatlar yarat›l›yordu. Derken Cafer yoldafl›n da yaral› oldu¤u ö¤reniliyor. Birlik komutan› ald›¤› bu olumsuz haberlere so¤ukkanl› yaklaflarak pratik tav›rlar gelifltirmesinde gecikmeksizin öne at›l›yor. Yaral›lar tak›nd›klar› militan tutumlarla çat›flman›n havas›na canl›l›k kat›yordu. Her yaral› kendini de¤il yoldafl›n› kolluyor ve yard›mda tereddüt etmiyordu. Yüksek düzeyde moral-motivasyon bir çat›flman›n en önemli unsurlar›d›r. TKP/ML T‹KKO militanlar› bunun güzel örneklerinden birini daha sergiliyorlard›. Aflk›n var gücüyle sesleniyor Muharrem yoldafla “haydi yoldafl biraz zorla ve yuvarlanarak ilerlemeye çal›fl” Muharrem durumunun ciddiyetini biliyordu. ‹çinde bulunulan ortam›n çetinli¤ini, tehlikesini görüyordu. Yap›lmas› gereken daha fazla zarar görmenin önüne geçmektir. Bu da çat›flmay› yar›p ç›kmaktan geçiyordu. Ve yoldafllar›n›n ›srar› daha da büyüttü umutlar›n›. Yaflama sevinciyle doldu taflt› bir an. Evet gitmeliydi yoldafllar›n yar›m kalan türküsünü onlar seslendirmeliydi. Yaflama sevinci büyüdü ve daha bir gür hayk›rd› “b›rak›n yoldafllar” diye. Biliyordu bu kararl›l›k, bu ba¤l›l›k nice ölümleri yenecekti. Biliyordu ki her düflüfl bir hayk›r›flt›r, bir durufltur, bir silkinifltir. Biliyordu ki her ölüm bir çarp›flman›n neticesinde gelirdi. Ölmenin kaybetmek olmad›¤›n›, as›l ölümün umutsuzca bir “yaflam” oldu¤unu biliyordu. Bir an an›msad› kod ismini ald›¤› Halil yoldafl›n›, Giresun flehitleri; Bülent ve Murat yoldafllar›n›. K›vanc› büyüdü, yüre¤i s›¤maz oldu ve dövüflmenin tad›n› bir baflka hissetti. Düflmana inat tavizsizli¤iyle onur duydu. Duygular› büyüdü, kabard› ve her geçen zaman içinde ölüm küçüldü. Yoldafllar›n›n çarp›flma sesleri geliyordu kula¤›na ve 2 Kas›m gecesi yerini ald› bir baflka yürüyüfl kolunda. Mütevaz› kiflili¤in, sadeli¤in, yoldafl canl›l›¤›n, halka sevdal›l›¤›n, kendini aflma cüretin örnek oldu geride kalanlara. Karamsarl›¤a, y›lg›nl›¤a, kavgada tereddüde bir vurufl oldun Muharrem yoldafl. Zordur, hem de en zoru, yaral› bir yoldafl›n› alamamam›n ac›s›. Ölümü kabullenirsin ama bunu, daha zor. Yüklenmiflti gerillalar olanca gücüyle. Düflmana karfl› dostlarla birlikte, vurman›n duygusal atmosferinde yaral›larla birlikte süren 4 saati geçkin çat›flmadan
ç›kmay› baflarm›fllard›. Yürüdüler, düflen yoldafl›n duygular›n›-düflüncelerini kuflanarak. Yo¤undular, hüzünlüydüler ama güçlüydüler. ‹nanc›n, kararl›l›¤›n, özverinin, fedakarl›¤›n, cesaretin ve dayan›flman›n güzel bir seyrine tan›kl›k etmifllerdi. Yaral› yoldafllar bu atmosferde daha da güçlü bir durufl sergilediler. Biliyorlard› ki yaralar sar›lmal›, ac›-hüzün dövülerek daha da devrimcilefltirilmeli, omza binen yeni yüklere karfl› dirençli olmal›, moral unsurlar›n› güçlü k›l›p düflman›n hevesini kursa¤›nda b›rakmal›. Canla baflla al›nd› yollar. Bir kez daha s›k›l› yumruklarla gürledi gerillan›n hayk›r›fl› Munzurlarda, “Muharrem Yi¤itsoy yoldafl ölümsüzdür”, “And olsun ki hesab›n sorulacakt›r”.... Aflk›n ve Cafer yoldafllar›n yaralanmas›n›n getirdi¤i a¤›rl›k hafifletilmeliydi. Gerillan›n en büyük özelli¤i olan h›zl›l›k, inisiyatif, serbestlik, hareketlilik zay›flam›flt›. Durum de¤erlendirilerek, yaral›lar›n tedavi için uygun bir yere nakledilmeleri gerekiyordu. Düflman ise bu süreçte bofl durmuyor, sürekli alanda askeri bir hareketlilik yarat›yor. Gerillan›n tekrar tekrar çat›flmalara girmesi kaç›n›lmaz oluyor. Yaral›larla birlikte girilen çat›flmalarda, yaflanan olumsuzluklara ra¤men ç›kabilmeyi baflarmak önemliyken, tehlikenin süreklili¤i kap›da duruyordu. Bir hafta boyunca yaflanan yo¤unluk karfl›s›nda metanetin korunmas› gerillan›n en büyük silah› olmufltur. Düflmanla tekrar tekrar yaflanan temaslar, kovalamalar her defas›nda bofla ç›kart›lm›flt›r. Bu durumda daha da pervas›zlaflacak olan düflman›n daraltmaya, kuflatmaya ve imha etmeye yönelece¤i aç›kt›r. Durumu bilen gerilla güçleri çizilen çerçevede hareket ediyor. 9 Kas›m 2004, sabah saatleri ve düflman yine sarm›fl, çembere alm›fl. Günlerdir yaflanan çat›flmalarda oldu¤u gibi ç›kmaya, yarmaya dönük f›rsatlar kollamak, vurufllar gerçeklefltirmek gerekiyordu. Ama bu defa farkl›yd›. Zaman kötüydü, erkendi ve gerillan›n dezavantaj› çoktu. Vurulacak, yar›lacak ve ç›k›lacakt›. Çat›flma bafllam›flt›, her yandan kurflun, bomba sesleri yükseliyordu. Serinkanl›l›k, uyan›kl›k manevra yetene¤i, askeri beceri ve ›srar yön veriyordu çat›flmaya. Düflman sökülmüyor, çember yar›lam›yordu. Genç ama olgun tavr›yla seslendi komutan Aflk›n, “komutan yoldafl bizi b›rak›n ve yüklenip ç›k›n buradan, daha fazla kan kaybetmemeliyiz” göz göze geldiler Cafer yoldaflla, ayn› fleyleri düflünmüfl olman›n gururuyla bak›yordu Cafer yoldafl. Çat›flman›n biraz uzak bir noktada bafllamas› bir f›rsatt›. Çat›flma o yönde devan ettirilip yaral› yoldafllar uygun bir yere b›rak›l›p daha sonra al›nabilirdi. Yükleniyordu gerillalar, düflman›n daha fazla ad›m atmas› engellenmeliydi. Birlik komutan› henüz bir hafta öncesi verilen a¤›r kararla yeniden yüzlefliyordu. Bu defa iki yoldafl ayn› durumdayd›. Seçenekler yoktu. Ölüme meydan okuyuflun, ölümü küçültmenin davran›fl› karfl›s›nda hissedilen a¤›rl›¤›n tarifsizli¤i içinde, karar verdi; yoldafllar uygun bir yere b›rak›lacak, çat›flma baflka yöne kayd›r›lacakt›. Partinin ad›na flan›na lay›k bir davran›fl›n sergilenmesi daha bir yücelti-
17-30 Aralık 2004
yordu yoldafllar›. Aflk›n ve Cafer yoldafllar, yoldafllar› ikna etmifl duygusunu yaflarken, biraz uzakta çembere yükleniyordu gerillalar. Ve önlerindeki etten duvar›n, insan müsveddesi bir subay›n› düflürmenin coflkusuyla ve arkadan gelen slogan hayk›r›fllar›n›n motivasyonuyla yar›yorlard› çemberi ve yard›lar. Genç komutan etraf›na bak›nd›, düflman› oyalaman›n yollar›n› arad›. Cafer’i de yerlefltirdi. Devrim, parti ve kavga hayk›r›yorlard›. Her hayk›r›flta azg›nlaflarak geliyordu düflman. fiaflk›nd›, tedirgindi. Ölümden de¤il de bu sloganlardaki hayk›r›fl›n gücünden korkuyordu düflman. Aflk›n tek tek atefl ediyor tabancayla, bir yandan da yoldafllar› gelip geçiyor gözlerinin önünden. Murat Deniz’i, Sinan’›, Emel’i, Muharrem’i ve daha nicelerini an›msad›. Doldu taflt› sanki. Direnifle, savafla, gerçe¤in birçok fleyine tan›kl›k ediyordu ve daha bir baflka hissediyordu kendinden önce düflenleri. Yaklaflan düflmana f›rlat›lan bombayla birlikte Munzurlardan, derin vadilerinden yank›land› “Yaflas›n Partimiz TKP/ML” sesleri ve ard›ndan Cafer hayk›rd› ayn› derinlikte ayn› etkide. 9 Kas›m günü yerini ald›lar bir baflka yürüyüfl kolunda. Genç bir partili ve komutan Aflk›n Günel yoldafl, tarihe düflen bir kifli olmad›n sadece. Yüreklere, zihinlere düfltün, düflünüflünle, duruflunla, eyleminle. Bir soluk oldun geride kalanlara. Kararl›, cesur, fedakar mütevaz› ve içtenlikli yan›nla TKP/ML T‹KKO kiflili¤inle yans›d›n yerini alacak yeni Do¤anlara, Polatlara, Aflk›nlara. Partiyle do¤dun, partiyle büyüdün. Harc›n Partiyle yo¤rulmufltu. Partiye ba¤l›l›ktaki istikrarl› duruflun ve kavgaya olan sevdan, flimdi geride kalanlar›n omuzlar›nda. Düflman karfl›s›ndaki bafl e¤mezli¤inle onurland›rd›n Partiyi ve mücadelemizi. Cafer yoldafl, bir parti tutkunuydu. Yurtd›fl›n›n sundu¤u yaflam›, elinin tersiyle iterek ve ön saflarda saf tutman›n sorumlulu¤uyla at›ld›n kavgaya. Çal›flkanl›¤›n, fedakarl›¤›n ve mülayim kiflili¤indeki durulu¤unla örnek oldun. Kas›m ay›n›n daha nice flehitleri gibi görkemli bir direnifl, çat›flma ve durufl sergiledi Trüflmek flehitleri. Durdurulamaz ak›flta bütünlefltiler, ço¤ald›lar, kabard›lar ve öfke olup bayraklaflt›lar. Kaybetmedik, kazanman›n yeni yollar›na yöneldik. Mücadelemizi büyütmenin, yayman›n ve Muharremce, Aflk›nca, Caferce kuflanman›n andlar›n› içtik s›k›l› yumruklar›m›zla. Er yada geç kazanaca¤›z, soraca¤›z bütün insanl›¤a zulmeden o zalimlerden bir bir ve y›rt›p ataca¤›z bu kara duman›. Düflmüfl olsa da bedenleri topra¤a, böylesi günlerde hep birlikte hayk›raca¤›z, ta ki yar›m kalm›fl olan tüm hayk›r›fllar› tamamlarcas›na. Evet bir yitim yaflasak da, kazanamam›fl olsak da mücadele etti¤imiz sürece –ki edilecektirkazanmak biz devrim neferlerinindir. Soluksuz, duraks›z sürecektir bu kavga, hem de her düflenden al›nan güçle. Aral›k 2004 1 Fidan a¤açlardan meydana gelen ormanl›k, çal›l›k. 2 Vurulan subay binbafl›d›r. Düflman subay›n›n rütbesini gizledi, cenaze töreni ‹stanbul’da yap›l›rken binbafl› oldu¤u a盤a ç›kt›.