ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org
Say›: 2005-9
20
*Y›l:2 *22 Nisan-5 May›s 2005 *Fiyat›: 75 YKrfl ISSN:1303-9350
Emperyalist iflgale, faflist sald›r›lara, flovenizme ve özellefltirmelere karfl›;
1 MAYIS’TA ALANLARA!
✔
Emperyalizm kendi sisteminin devam›n› sa¤lamak için ezilenlere elindeki tüm araç ve silahlarla sald›r›yor. Irak’ta kimyasal silahlar da dahil olmak üzere kulland›¤› silahlar›n hiç biri direniflin gücü ve iradesi kadar etkili olamad›. Emperyalist iflgalin sürdü¤ü Ortado¤u’da, direnen Irak halk›n›n emperyalizme meydan okuyuflu emperyalizme karfl› koyuflta güç ald›¤›m›z mevzi olma özelli¤ini korumaktad›r. Filistin’de ‹srail siyonizmine, Irak’ta ABD haydudu ve suç ortaklar›na karfl› direnen Irak halk›n›n direniflini destekledi¤imizi 1 May›s alanlar›nda hayk›ral›m. Ortado¤u’da patlayan ve bugün bizim gibi ülkelerde mayalanmaya yüz tutan bu direnifl mutlaka ama mutlaka bu topraklarda da patlayacakt›r. “Sözde vatandafll›k” tan›m›yla egemenlerin kurulufl temellerinden biri olan flovenizme, imha ve inkar politikalar›n›n eflli¤inde flahland›r›lan faflist sald›r›lara karfl› 1 May›s alanlar›nda çeflitli ulus ve milliyetlerden iflçi s›n›f›n›n tek kurtulufl yolu olan birleflik mücadelesinin önemini hayk›ral›m. Kabar›fla geçirilen flovenist dalgaya karfl›, halk›n birleflik örgütlü mücadelesi ile dalgak›ran olal›m. Y›llard›r bu topraklardaki varl›klar› yok say›lan Kürt halk› baflta olmak üzere devrimciler bir kez daha sald›r›lar›n adresi ve hedefi olarak gösterilmektedir.
Dersim’de iki MKP gerillas› flehit düfltü! Gazetemiz yay›na haz›rland›¤› s›rada ald›¤›m›z bir son dakika haberine göre Dersim Hozat’ta faflist TC askerleri ile MKP gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada iki MKP HKO gerillas› flehit düflerken bir TC askeri de yaralanm›flt›r. Bahar›n gelmesi ile birlikte T. Kürdistan›’nda özellikle de Dersim’de operasyonlar›n› art›ran faflist TC, HPG gerillalar› örne¤inde de yafland›¤› gibi gerilla cesetlerine iflkence yapmakta, cenazelar› ailelerine teslim etmemektedir. Bölgede operasyon hala devam etti¤i için net bilgi al›namamakla birlikte flehit düflen MKP HKO gerillalar›n›n da kimlik tespit çal›flmalar› yap›lmadan Belediye Mezarl›¤›’na defnedildikleri edindi¤imiz bilgiler aras›nda. en ylü’d ö k i ‹flç
IRKÇI, fiOVEN‹ST SALDIRILARA KARfiI B‹RLEfi‹K, K‹TLESEL VE DEVR‹MC‹ 1 MAYIS Sayfa 30
✔
Irkç› faflist sald›r›lara karfl› ortak direnifl ruhuyla karfl› koymak için 1 May›s alanlar›nda bu sald›r›lar› teflhir edelim. ‹flçi s›n›f› ve kamu emekçilerine yönelik artan sald›r›lar› 1 May›s alanlar›nda teflhir edelim. Özellefltirme sald›r›lar›na, reform ad› alt›nda bir dizi sald›r›y› kapsayan yasa tasar›lar›na karfl› iflçi s›n›f›n›n ortak direnifl ruhunu hayk›ral›m. Egemenlerin korkular›ndan birinin de s›n›f›n birleflik örgütlü mücadelesi oldu¤unu biliyoruz. Tek tek direnifller egemenleri rahats›z etmiyor. Ne zaman ki bu direnifller birlefliyorsa o zaman sald›rmaya ve pervas›zlaflmaya bafll›yor. Gücümüzün etkin bir biçimde gösterilmesi ve bu sald›r›lar›n önüne geçilmesinin tek yolunun do¤ru bir önderlikle birleflik, örgütlü bir mücadeleden geçti¤ini 1 May›s alanlar›nda hayk›ral›m. “BirlikMücadele-Zafer” slogan›n› daha güçlü, daha gür hayk›ral›m. Yürüyoruz fabrika fabrika, Yürüyoruz yoksul emekçi semtlerde, yürüyoruz okullarda ve yürüyoruz da¤ bafllar›nda. Binlerce askeri tank› ve topuyla onlar umudu yok etmeye çal›fl›yor. Biz büyütüyoruz umudu da¤ bafllar›nda. Çünkü biliyoruz kurtuluflun yolu orada, dalgalanan o bayrakta. Bu güç ve inançla, bu gücün bilincinde yürüyelim 1 May›s’ta.
2
22 Nisan-5 Mayıs 2005
20
Emperyalist savafllara, sosyal y›k›ma karfl›
1 MAYIS’ta Bizim Ajandam›z
D‹REN‹fiT‹R! Enternasyonal proletaryan›n flanl› mücadele günü 1 May›s, tarihsel aç›dan bak›ld›¤›nda, kesintisiz olarak direniflin uluslararas› düzeyde herdaim gösterildi¤i gündür. 1886’daki ilk direniflten beri tam 119 y›l geçti. Kapitalist sömürüye karfl› ve daha adil yaflamak için 119 y›ld›r verilen sosyal kur-
tulufl için mücadele ve gösterilen direnifl hala sürüyor. New York iflçilerinin k›v›lc›m› ve uluslararas› iflçi s›n›f›n›n direnifl ve mücadele ateflinin yaratt›¤› de¤erler kapitalist toplumlar›n bütün katmanlar› taraf›ndan hala kullan›lmaktad›r. Fakat, art›k sözde ‘sosyal devlet’in
son çanlar› çalmaktad›r. Bugünkü emperyalist kapitalizm yeniden sömürünün barbar metodlar›n› keflfetmiflcesine sald›rganlaflmaktad›r. Geçmiflin Sosyalizm koflular›nda ya da sonras› revizyonist Do¤u Bloku’nun varl›¤› durumunda bu göstermelik ’’sosyal devlet’’ demonte edilemiyordu. Çünkü; kendi ücretlilerini susturabilmek için yar›-sömürgelerin sömürüsünden onlara „büyük pay“ ay›rmak gerekiyordu. Kapitalist/emperyalist sistemin bütün ç›plakl›¤›yla sergiledi¤i kanl›-kans›z her türlü fliddet, güncel meselelerin bafl temas›d›r art›k. Bununla birlikte her tarafta emekçilerin iflgücü ücretleri yaflam s›n›r›n›n son seviyesine kadar düflürülmektedir. Afl›r› kar için üretim odaklar›n›n baflka ülkelere ve alanlara kayd›r›lmas› ücretleri en alt seviyelere çekmekte ayr›ca iflçiler bu sayede karfl› karfl›ya getirilmektedir. Ölümcül rekabet gerekçesinin arkas›na saklanarak halk kitlelerine bütün sald›r›lar yutturulmaya çal›fl›lmaktad›r. Haberlerden hiç düflmeyen sald›rganl›k savafllar›, burjuva demokratik haklar›n bile gasp edilmesi, al›nteri ve mücadele yoluyla ve bedel ödenerek al›nm›fl haklar›n t›rpanlanmas›, ücretlerin, e¤itim hakk›n›n ve sosyal haklar›n paralel olarak bafllat›lan y›k›m›, iflgal ve uluslar›n kendi gelece¤ini tayin haklar›n›n ihlali-bugün Afganistan ve Irakta oldu¤u gibi-, Avrupa toplumlar›nda gözetleme ve jurnalleme sistemlerinin süreklilefltirilmesi ve bireysel özgürlü¤ün eskiye nazaran daha rahat ihlali...
Bütün bunlar, uluslararas› hareket eden fakat son tahlilde ulusal düflünen büyük sermayenin ve onlar›n kukla rejimlerinin sald›r›lar›ndan birkaç›d›r. Tabi göçmenlerin yasal ya da yasal olmayan gerekçelerle toplumdan d›fltalanmalar›, Do¤an›n dizginsizce katliam›, afl›r› kar için bütün canl›larda yap›lan genetik-biyolojik manüpülasyon ve daha nice sald›r›lar kan›tlamaktad›r ki, kapitalist/emperyalist sistemin egemen güçleri sosyal bir varl›k olarak insan tabiat›n› her türden y›k›ma sürüklemekte, insanl›¤› topyekün tahribat girdab›na çekmektedir . Topyekün tahribat›n durdurulmas›, ilk önce düflünsel anda insan›n insan taraf›ndan sömürülmesinin yanl›fl oldu¤unun kabul edilmesi ve farkl›l›klar›n eflitsizliklerin gerekçesi olarak görülmemesiyle mümkün olabilir. Bu düflünüfl hakim olmadan sömürücülerin ve bask›c›lar›n ç›lg›nl›klar›na son verilemez. Bu nedenle; flanl› 1 MAYIS gününde mücadelenin k›z›l bayra¤›n› dalgaland›rmak, emperyalizme, faflizme, flovenizme ve türden gericili¤e karfl› olmak bir elzemdir. Daha yaflan›l›r bir dünya yaratma mücadelesi yolunda emekçi kitleler için taleplerimiz flunlar olmal›d›r: Tam Ücret Karfl›l›¤› 6 Saatlik ‹fl Günü! Göçmenler ‹çin Eflit Haklar! Göçmenler için Seçme Ve Seçilme Hakk›! Kad›nlar için Eflit ‹fle Eflit Ücret Ve Eflit Haklar!
Yaflas›n K›z›l 1 MAYIS! Kahrolsun Emperyalizm, Faflizm ve fiovenizm! Yaflas›n ‹flçilerin Enternasyonal Birli¤i! Bütün Politik tutsaklar ‹çin Özgürlük!
işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI
Kurtulufl Hareketleri Terörist De¤ildir, Emperyalistlerdir Gerçek Teröristler !!!! 6 AYLIK: 10.200.000
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
20
22 Nisan-5 Mayıs 2005
Çat›flma toplumda de¤il, EGEMEN SINIFLAR ARASINDADIR
Devlet destekli ve koordineli gerçekleflen “Kayg›l›y›z, uyar›yoruz!” ilanlar›ndan, “sa¤duyu” davetlerine ra¤men(!) büyüyen bu sald›r›lar›n t›rmand›r›lmas› ve geçmifl döfaflist-flovenist sald›r›lar devlet ve medya nemin hat›rlat›lmas› komünist ve devrimciledeste¤i ile t›rmand›r›larak sürdürülüyor. re, Kürt halk›na yönelik sald›r›lar›n aç›ktan Mersin’deki “bayrak provokasyonu” ile ilan›yd›. Özkök’ün yapt›¤› aç›klamada bafllayan ve yay›lan sald›r›lar, DEHAP il bi- “Türk Silahl› Kuvvetleri’nin vatan ve nalar›na ve yöneticilerine yap›lan sald›r›lar›n bayrak sevgisini denemeye kalk›flanlara, ard›ndan, Trabzon, Samsun, Sivas, Sakar- tarihin sayfalar›na bakmalar›n› öneririz” ya, Ordu illerinde de TAYAD’l›lara linç gi- denilerek Marafl, Çorum, Sivas olaylar› bir kez daha hat›rlat›ld›. riflimi ve sald›r›lar ile devam ediyor. Bu noktada geliflen süreçte Genelkur“Vatanseverlik” duygular›n›n flahland›¤› bugünlerde toplumun Tayyip Erdo¤an’›n de- may’›n aktif rolüne özellikle dikkat çekmek yimiyle “hassasiyet noktalar›” hayli artm›fl gerekiyor. En yetkili a¤›zlardan dökülen k›fldurumda. Yap›lan tüm demokratik eylemleri k›rt›c› sözler bir anda sokaklarda yank›s›n› “bayrak yak›yorlar” 盤›rtkanl›¤›yla linç bulmufltur. AB’nin dayatmalar›yla ülke üzegiriflimine çevirenler, “duyarl›” emniyet rindeki yetkileri görünüflte olsa da, çok fazla müdürlerinin “sa¤ duyu” ça¤r›lar› ile linç gi- bir anlam tafl›masa da geri plana itilen ordu, Ermeni soyk›r›m› meselesini, Öcalan’›n yeriflimlerini yar›da b›rak›p(!) gidiyorlar. T›rmand›r›lan bu flovenist dalga Mer- niden yarg›lanmas› tart›flmalar›n›, AB dayatsin’le bafllamad›. Biraz daha geriye gidildi- malar›n› vb. bahane ederek oyunlar›na yeni ¤inde borç bata¤›nda s›k›flm›fl durumdaki bir senaryo eklemeye çal›flm›flt›r. Nitekim devletin bu “milli duygular›n›n” öncesinden sald›r›lar›n bafllamas›yla dinci çevreler dahi harekete geçirdi¤i görülecektir. Çanakkale olaylar›n›n y›ldönümü görüntülerinde ErdoArtan sivil faflist ¤an’›n timsah gözyafllar›n› ak›tt›¤› görüntüler ve “millet olarak tafl›d›¤›m›z yücelik” sald›r›larda ve kabaran nutuklar›n›n ard›ndan, Mehmetçik bas›n›n flovenist histeride günlerce manfletlerini dolduran Çanakkale önemli bir rol oynayan olaylar› “milli duygular›n” kabart›lmas›n›n Mehmetçik bas›n› önce bir vesilesi oldu. Ard›ndan yine bas›n›n özenle üzerinde durdu¤u Türkiye’de en çok bayra¤› ayaklar alt›na alansat›lan Hitler’in Kavgam kitab› toplumun lara karfl› “milli duygular› ço¤unun sahip oldu¤u düflünce ve tafl›d›¤› aya¤a kald›rma” ça¤r›s› e¤ilim olarak sofraya sunuldu. Günlerce yapt›. Linç olaylar›n›n süren Kavgam kitab› tart›flmalar›n›n, kitayaflanmas›n›n ard›ndan b›n sat›fl›n›n daha da artmas›n› beraberinikiyüzlülükle toplumu de getirdi¤ini yine bas›ndan ö¤renmifl olduk. Baflucu kitab› haline getirilen Kavsa¤duyuya davet etti. gam’›n ard›ndan Burak Turna ve OrAncak tek flartla, kun Uçar’›n imzas›yla piyasaya sürülen “bayrak onurunu” “Metal F›rt›na” yine “yüce” Türk milkorumaya devam ederek. letinin milletçi duygular›n›n kabart›lmas› serisinin bir parças› olarak tart›fl›ld›. “Milli duygular›n” kabard›¤› bu durumda Mersin Newroz görüntüleri, “kah- hükümete bu iflin sonunun “kötü” oldu¤u ve raman polis” bombard›man›, gözleri ve ku- bir “darbe” haz›rl›¤› uyar›s›n› göndermifllerdi. Özellikle bölgesel olarak ABD emperyalaklar› doldurmaya bafllad›. Mersin kutlamalar›n›n ard›ndan, Diyar- lizminin “iç kargafla” içindeki bir ülkenin iflbak›r’da yüz binlerin kat›l›m›yla gerçekleflen lerine bu süreçte yaramayaca¤› vurgusu Newroz’un ard›ndan Genelkurmay Baflkan› önemlidir. Zira Büyük Ortado¤u ProjeÖzkök’ün “sözde vatandafllar›n ihaneti” si’nde kendine yer kapma telafl›ndaki egeaç›klamas›, yap›lacak olan linç giriflimlerinin men s›n›f sözcüleri ayn› saatlerde “sa¤duve sald›r›lar›n “yerinde ve hakl›” olmas›na yu”, “ortak duyarl›l›k” ça¤r›lar› yaparken zemin haz›rlamas›n›n yan›s›ra Kürt halk› di- özellikle R. T. Erdo¤an ve A. N. Sezer’in “iç rekt hedef olarak gösterildi ve ard›ndan bir ve d›fl çevreler”, “Türkiye’yi kendi hesapdizi sald›r› yafland›. Trabzon’da z›rhl› arac›n lar›na göre flekillendirmek isteyen içerdeüzerine ç›kan flovenist histerinin ald›¤› güç ki ve d›flardaki hayalperestler” sözleri bu ve deste¤in adresi bu anlamda da oldukça uyar›lar› ald›klar›n› göstermektedir. Bir seaç›kt›r. Erdo¤an’›n bu olay›n ard›ndan yapt›- naryo yaz›lmaya çal›fl›ld›¤› do¤rudur ancak ¤› “özgürlükler ve demokrasi kimsenin kötü- bu senaryoda (d›flar›dan görüldü¤ü gibi) her ye kullanamayaca¤› kadar yüce ve evrensel bir piyon ayn› hizada durmamaktad›r. Yani de¤erlerdir. Trabzon’daki olaylarda, tabiki çat›flma toplumun içinde de¤il, bizzat egehalk›m›z›n hassasiyeti çok ama çok önemli. menler aras›ndad›r. Baflta Kürt halk› olmak üzere, ilerici, deHalk›m›z›n bu hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak herkes kendi tavr›n› belirleme- mokrat, devrimci güçlere yönelik Mersin’de, lidir ve halk›m›z›n bu milli hassasiyetlerine Trabzon ve Samsun’da örgütlenmeye çal›fl›dokunuldu¤u zaman flüphesiz ki bunun tep- lan flovenist-provokatif sald›r› dalgas›nda ilekisi farkl› olacakt›r” aç›klamas› sald›r›lara ri sürülen gerekçeler, kullan›lan araçlar, at›devam niteli¤inde bir anlam ifade etmektey- lan sloganlar tahlil edildi¤inde bir kez daha di. Ki nitekim de öyle oldu ve ard› ard›na linç “Kemalizm bütün demokrasilerden uzak bir diktatoryad›r”, “Kemalizm demek her görüntüleri bas›na yans›d›.
türlü ilerici demokratik düflüncenin zincire vurulmas›d›r”, “Kemalizm demek, her alanda Türk flovenizminin k›flk›rt›lmas›d›r”, “Kemalizm azg›n Türk flovenizmidir, koyu hakim ulus milliyetçili¤idir”, “Kemalizm faflizmdir” tespitlerinin do¤rulu¤unu, bilimselli¤ini gösterdi. Kürt ulusu temel demokratik haklar›n› ve ilerici isteklerini savunmaya, dile getirmeye bafllad›¤›nda, en koyu Türk flovenizmi k›flk›rt›c›l›¤› ve ›rkç› sald›r›larla örgütlenmesi gündeme geldi¤inde, bu yönde ileri hamleler yap›ld›¤›nda (SEKA direnifli gibi) benzer provokatif sald›r›larla karfl›lafl›l›r. Türk milliyetçili¤i Kürt düflmanl›¤›n› güçlendiren i¤renç bir silah olarak kullan›l›r. Bu sald›r› sadece Kürt ulusuna yönelik milli bask› politikas›n›n bir parças› olarak kalmaz, ayn› zamanda “Türk iflçi ve köylülerin bilinçleri, Türk hakim s›n›flar› taraf›ndan milliyetçilik ideolojisiyle genifl ölçüde karart›l›r. Hakim ulus milliyetçili¤i, de¤il köylülerin,
proleterlerin en ileri unsurlar›n›n bile gözlerini az çok karartm›flt›r.” (‹. Kaypakkaya) Hakim s›n›f temsilcileri, savunucular› ve koruyucular› olan güçler “Bayra¤a sald›r›bayra¤a sayg›s›zl›k” gerekçesiyle öne sürülen iddialarla ›rkç›l›k, bölücülük ve koyu bir Türk flovenizmini t›rmand›rarak, iflçi ve emekçi halk üzerinde bask› ve korkuyu egemen k›lmak, onlar› y›ld›rmak istemektedirler. Kürt ya da Türk veya di¤er milliyetlerden iflçi ve emekçiler, en temel demokratik haklar› için örgütlenmeye, mücadeleye kalk›flt›klar›nda karfl›lar›na ç›kan tablonun benzer olmas›, de¤iflmez gerekçeler ve benzer sloganlar tafl›mas›, burjuva-feodal sistemin gerici despotik yap›s›n› aç›kça göstermektedir: ‹flçi s›n›f›na ve emekçi halka karfl› “ulusal birlik”, “büyük ve güçlü devlet”, Kürtlerin ulusal düzlemdeki hak taleplerine karfl› “vatan›n ve milletin bölünmezli¤i” ve tüm bunlar›n silahl› korumalar› olan polis, jandarma ve sivil faflist güçler… Bunlar›n “ulusal birli¤i”, “büyük devleti” ve “bölünmezli¤i” egemen s›n›flardan ibarettir, baflka hiçbir fleyden de¤il… T›rmand›r›lan flovenist-faflist sald›r›lara
karfl› tüm demokratik güçlerin tepkisinin örülmesi önemli ve üzerinde durulmas› gerekir. Öncülü¤ünü devrimcilerin yapt›¤› ancak tüm demokratik ve ilerici kurumlar› kapsayacak genifl eylem birlikleri örgütlemek, önümüzde duran acil görevlerdir. Ülkemizde bu geliflmelere “tepki” anlam›nda “ayd›nlar›n” ilan ettikleri deklarasyon, ülkemizdeki ayd›n gerçe¤inin anlafl›lmas› anlam›nda oldukça çarp›c›d›r. “Türk ve Kürt afl›r› milliyetçili¤inin k›flk›rtmalar›yla” Mersin’de yaflanan olayla, sivil faflistler taraf›ndan gerçeklefltirilen sald›r›lar›n ayn› kefeye konularak de¤erlendirilmesi imzac› ayd›nlar›n yaflananlara yaklafl›mlar›n›n somut ifadesidir. Türk hakim s›n›flar›n›n flovenist ve ›rkç› sald›r›lar›na bak›flla, devlete Cumhuriyetin temellerinin hat›rlat›lmas› ile son bulan bu deklarasyon bu tarihsel süreçte tarihe düflen çarp›k ve çarp›c› bir nottur. Sunulan deklarasyonun kamuoyunda yank› bulmas› içeri¤inden ba¤›ms›z de¤ildir. Devrimci-demokratik güçlerin yapt›¤› eylem ve aç›klamalar›n bu denli yank› bulmamas› da dikkat çekicidir. DEHAP somutunda Kürt hareketinin olaya yaklafl›m› ise ilk etapta konulan tavr›n devam› niteli¤indedir. “Bu bayrak sadece Türklerin de¤il, Kürtlerin de, bizim de bayra¤›m›zd›r” aç›klamas› ile geçmiflte ve bugün hala devam eden zulmü unutan DEHAP, bu süreçte devletle karfl› karfl›ya gelmemek ad›na sald›r›lara karfl› bir tepki ortaya koymamaktad›r. Geliflmeler karfl›s›nda yap›lan bu aç›klama ise her renkten reformistler taraf›ndan olumlu bir havada olgunlukla karfl›land›. “Kürt tutumu” olarak kutsanan bu aç›klamada yaflananlar›n devlet taraf›ndan aç›k bir istismar oldu¤u ile süreç aç›kland›. Bu tutumun reformist çevreler taraf›ndan kutsanmas›n›n nedenlerinden birisi, kendilerine de benzer bir pozisyon çizmeleridir. Özellikle son süreçte devrimci güçlerle mümkün mertebe mesafeli yürümeye çal›flan reformistler bir kez daha yan›ld›lar. Bu sald›r›lardan onlar da paylar›na düfleni ald›. Ve EMEP üyesi bir kifli kaç›r›larak Güneflli Ülkü Oca¤›’nda befl saat iflkence gördü. O güne kadar devrimciler taraf›ndan yap›lan ça¤r›lara kulak t›kayan EMEP, sald›r›n›n ard›ndan devrimciler taraf›ndan yap›lan eylemde ortaklaflt›. Yaklaflan 1 May›s arifesinde yaflanan bu sald›r›lara karfl› 1 May›s alan›nda tepkinin ortaya konulmas› önemlidir. Bu y›l yap›lacak 1 May›s etkinliklerinde bu sald›r›lar özel gündemimiz olmal›d›r. Pankart ve dövizlerimizle bu sald›r›lar›n teflhirine özel önem vermeliyiz. ‹flçi ve emekçilere yönelik sald›r›lar›n t›rmand›r›laca¤› bu dönemde artan sald›r›lar›n devletin bu s›k›flm›fll›¤›n›n bir sonucu oldu¤u ortada olan bir gerçektir. Bir yandan devlet özellefltirme ve talan politikalar› ile iflçi ve emekçilere sald›r›rken di¤er taraftan sivil faflistleri kullanarak devrimci güçlere sald›rmaktad›r. 1 May›s çal›flmalar›m›z› bu özgün gündemle birlefltirerek, tüm devrimci-demokrat güçleri bir araya getirerek birleflik, kitlesel, devrimci 1 May›s için çal›flal›m.
4
22 Nisan-5 Mayıs 2005
S›n›fsal Bak›fl BAYRAK ÖRTÜLÜ POST-MODERN MÜDAHALE Mersin’deki “bayrak olay›”n›n ard›ndan Genelkurmay bildirisi ile bafllat›lan, hakim s›n›flar›n bütün kurumlar› ve kesimlerinin elbirli¤iyle örgütledi¤i ve/veya tam destek verdi¤i ›rkç›-floven kampanyan›n, bir dizi il ve ilçede Kürtlere, devrimci, ilerici, demokrat kiflilere ve etkinliklere yönelik sald›rganl›k ve linç giriflimleriyle sürdürülmesi kaç›n›lmazd›. Zaten öngörülenin/planlanan›n adam ak›ll› gövde gösterisi oldu¤u; salya ak›tma, difl gösterme, h›rlamadan ibaret kalmayaca¤› sürecin bafl›ndaki yönlendirmelerden anlafl›l›yordu. TSK karargah›ndan sarf edilen, “hainler”, “sözde vatandafllar”, “tarihin sayfalar›na bak›ls›n” gibi sözlerden çok, AKP ile CHP’nin ortak aç›klamas›ndaki, “bayra¤a sald›ranlar hak ettikleri karfl›l›¤› alacaklard›r” vurgusu dikkat çekiciydi. Nitekim, ne aradan iki hafta gibi bir sürenin geçmesi ne de “ufak tefek” sald›r›lar hakim s›n›flar›n kampanyan›n dozunu düflürmek ya da sona erdirmek gibi bir karar vermesi için yeterli de¤ildi. Esasl› bir sald›r› olmaks›z›n, iflin ciddiyetini göstermek mümkün olamayacakt›. Ortam Trabzon’da yarat›ld› ve “bayrak yakma” provokasyonlu, devrimcilere yönelik linç giriflimi etkili bir biçimde sahneye kondu. Devam›nda yine Trabzon ve bir dizi yörede sald›r›lar›n yaflanmas›, durumdan vazife ç›karan MHP’li faflistlerin “klasik” refleksleriydi. Bunun hala Ünye ve di¤er yerlerde sürüyor ve sürecek olmas› “al›fl›lagelmifl” bir durumdur. Filmi, t›pk› faflist generallerin “tarihe bak›n” sözlerindeki gibi geriye sard›¤›m›zda, 6-7 Eylül’lerden, Kanl› Pazar, Taksim, Çorum, Erzincan, Malatya, Marafl ve nihayet Sivas’a uzanan yüzlerce çeflitli çapta provokasyon-katliamlar›n yafland›¤›n› hat›rl›yoruz. Kimse, MHP’li faflistlerin (Buna bütün Ülkü Ocaklar› vb. kurulufllar dahildir.) bafl›bozuk oldu¤u, genel merkezden kopuk hareket ettikleri yan›lsamas› içinde bulunmamal›d›r. Nitekim söz dinlemeyen bir flubenin bafl›na neler geldi¤inin son örne¤i Konya’da yaflan›rken, bu vesileyle bunlara ait bütün yasal binalar›n bile nas›l cephanelik ve iflkence merkezi oldu¤u geçti¤imiz haftalarda ortaya ç›km›flt›. Yine hiç kimse, Devlet Bahçeli denen katliamc› bafl›n›n “farkl› bir vizyon ve anlay›fl” sahibi oldu¤u fleklindeki aldatmacaya kanmamal›d›r. Para-medyadaki röportajlar ve verdi¤i kimi demeçlerdeki sald›rganl›¤a, fliddete karfl›t söylemleri ucuz yalanlardan ibarettir. Onun bu sözleri kamuoyuna yans›rken teflkilat›na mensup faflistler ‹stanbul’un ortas›nda (Ba¤c›lar-Güneflli) ilerici gençleri kaç›r›p polis gözetiminde “ocak binalar›”nda iflkenceden geçiriyordu. Bunlar›n, CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi)’nin kuruluflundan itibaren amac› devletin milis gücünü oluflturmakt›. Bu hedefe 1970’li y›llarla birlikte çok geçmeden ulaflt›lar. Halk demokrasisi, ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesinin karfl›s›nda hemen her alanda devletin sivil yar›resmi gücü olarak bu katliam çeteleri de silahl› olarak yer almaya bafllad›. Gerek tek tek cinayetler, gerek toplu katliamlar gerçeklefltirmek, gerekse de kontr-gerilla fa-
aliyetlerinde bulunmak suretiyle, günümüze kadar uzanan “hizmet çizelgeleri”ne say›s›z icraatlar›n› yazd›rd›lar. M‹T, Özel Hareket Dairesi, J‹TEM ve Emniyet Teflkilat›’n›n üst düzey kadrolar›ndan en “seçkin” özel tim/birliklerine kadar bütün kademeleri bunlarla doludur; iç içe çal›flm›fllard›r ve çal›flmaktad›rlar. Halka karfl› suç bilançolar›, devletin resmi güçleri ile boy ölçüflecek kadar kabar›kt›r. MHP’ye iliflkin durum böyle olmakla beraber, en büyük yan›lsama faflizmin ve faflistli¤in MHP’den ve “ülkücü” denilen kesimden ibaret oldu¤udur. Yukar›da özetledi¤imiz prati¤inin ve konumunun yan› s›ra ›rkç› ve floven söylemi en keskin biçimde dile getirdi¤i için sadece MHP’ye bu s›fat› verenler, ülkemiz sosyo-ekonomik gerçekli¤inden bihaber yafl›yorlar. Geçmifl bir yana, flu son süreçte yaflananlar bile, faflizmin ve faflistli¤in MHP’yle s›n›rl› olmad›¤›n›, ortalama ak›l izan sahibi herkese göstermifl olmal›d›r. “Bayrak kampanyas›”na bütün hakim s›n›f partileri, sendika konfederasyonlar›, ticaret ve sanayi odalar›, üniversite rektörlükleri ile bütün medya kurulufllar›n›n büyük bir flevkle, azg›n bir biçimde ve seferberlik havas› içinde kat›lmas›, nas›l bir devlet ve de toplumsal örgütlenmeye karfl›l›k gelmektedir? Trabzon’daki linç girifliminin ard›ndan yine bütün bu çevrelerin tam bir mutabakat içerisinde linçi destekleyen mahiyette bir tav›r tak›nmas›, daha önemlisi en büyük “sosyal-demokrat” parti baflkan›n bu konuda liderli¤i üstlenmesi (“‹nsanlar kendilerini çok rahats›z eden geliflmeler konusunda bir sahipsizlik duygusunun içine giriyorlar. Gereken tavr›n tak›n›lmad›¤› izlenimi al›yorlar. Bu bir birikim oluflturuyor” Deniz Baykal, 12.04.05), faflizmin MHP’den, faflistli¤in MHP’lilerden ibaret olmad›¤›n› çok aç›k bir biçimde kan›tlamaktad›r. Bu noktada, hem rejime nas›l bir “ses” oldu¤unun görülebilmesi, hem AKP’nin “nas›l bir parti” oldu¤una karar veremeyenlere yard›mc› olmas›, hem de bu “kampanya” sürecinde üstlendi¤i rolün görülebilmesi aç›s›ndan R.T.Erdo¤an’›n “linçin meflruiyeti” üzerine söylediklerini aktarmak gerekiyor: “Trabzon’daki olaylarda halk›m›z›n bu hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak herkes kendi tavr›n› belirlemelidir ve halk›m›z›n bu milli hassasiyetlerine dokunuldu¤u zaman, flüphesiz ki bunun tepkisi farkl› olacakt›r.” (06.04.05) Sald›r›lar› durdurma ad›na ortaya ç›kan “ayd›n”lar›n (içlerinde “t›rnak içinde” bile an›lmayacak karakterde medyatik flahsiyetler var) sosyal-flovenizmden muzdarip (“Yurttafllar›n bayra¤a sayg› duygusu istismar edilerek, uzlaflmazl›k hedefinde buluflan Türk ve Kürt afl›r› milliyetçili¤inin k›flk›rtmalar›yla, kitlesel histeriye dönüfltürülüyor.”) “KAYGILIYIZ, UYARIYORUZ!” bafll›kl› 200 imzal› bildirisi (11.04.05) dahi, kampanyan›n en ateflli gazetelerinden “solcu” Cumhuriyet’in duayenlerinden Oktay Akbal’›n h›flm›na u¤rad›: “Laiklik deste¤i yok, ayd›nlanmadan yana olmak, irtica heveslerine karfl› ç›kmak yok; ulusalc›l›¤› faflizmle efl tutmak
20 var, ‘o kafa’ diye Atatürk devriminin yaratt›¤› bir Türkiye ülküsünü yok etmeye çal›flmak var!” (14.04.05). O Cumhuriyet gazetesi ki, 11.04.05 tarihli baflyaz›s›nda, linçe varan sald›rganl›¤› “ulusal duygular›n yükselmesi” sonucu “halk›n kendili¤inden eylemleri” olarak tan›ml›yor ve “milliyetçilik tehlikesi” olarak yap›lan nitelendirmeler karfl›s›nda, yaflananlar›n do¤al kabul edilmesi gerekti¤ini savunuyordu. Ertesi gün ayn› gazetede saz› eline alanlardan biri Alpaslan Berktay’d›. Adafl›na rahmet okutan “Bayra¤a Sayg› Kuvay› Milliye Ruhudur..” bafll›kl› yaz›s› flu cümleyle bitiyordu: “Bayra¤a sayg› hareketi derinlefltirilmeli, geniflletilmeli ve t›rmand›r›lmal›d›r…” Kaderin garip cilvesi ki ayn› gün gazeteler, D. Bahçeli’nin, “Bu ülkeyle ilgili kayg›lar›m›z için bir gün silah› elimize almam›z gerekirse bunun flartlar›n› gördü¤ümüzde yapar›z. Ülkücüler bu parametreler içerisinde meseleye bakacaklar.” sözlerine yer veriyordu. “Bayrak olay›” ile bafllat›lan ve Trabzon’daki linç provas›yla doru¤a ç›kart›lan, akabinde yine bütün ilgili-yetkili odaklar›n eflzamanl› anonsuyla tansiyonu düflürülen kampanya, komprador patron-a¤a devletinin s›n›f mücadelesinin geliflim sürecine “müdahalesi” olarak de¤erlendirilmelidir. Bu sürecin dinamikleri içerisinde; SEKA’dan TEKEL iflçilerine uzanan direnifl köprüsü; 2004 NATO direniflinden süzülüp gelen bu y›l›n 8 Mart, 16 Mart, 19 Mart ve 21 Mart’ta emperyalist iflgale, faflist katliamlara ve Kürt ulusuna yönelik milli bask› ve zulme karfl› eylemliliklerinin biriktirdi¤i potansiyel ve nihayet 2005 Newroz’unun son y›llardaki en coflkun ve kitlesel durumu vard›r. Yak›n ve orta vadede s›n›f mücadelesinin çok daha ciddi muharebelere gebe oldu¤unun öngörüsünde bulunmak zor de¤ildir. Bu durum, hem emperyalizmin dünyadaki gidiflat› hem ülkemizdeki hakim s›n›flar›n (di¤er s›n›flar da) izledi¤i seyre iliflkin verilerden rahatl›kla gözlenebilmektedir. Ülkemiz aç›s›ndan, bölgedeki s›cak geliflmelerin süreci bir kat daha hassaslaflt›rd›¤› bir baflka gerçekliktir. Bu koflullarda, muhalif dinamiklerin hareketlenmesi (son aylardaki iflçi ve emekçi direniflleri, eylemlilikleri), devrimcilerin toparlanmas› ve giderek daha etkili hale gelme yolunda mesafe almas›, Kürt ulusal hareketinin farkl› bir potada ve rotada olsa da yeniden güç biriktirmesi (Yaflar Büyükan›t’›n demeçleri hat›rlans›n), anlafl›lan adet olaca¤› üzere “post-modern darbe” denilen bir yöntem ile (28 fiubat’› and›ran) sürece müdahaleyi gerektirmifltir. Bu kez hükümete yönelik do¤rudan bir tutum olmamakla beraber, onun aczi karfl›s›nda bizzat devreye girme ve bayraktar olma hali vard›r. Tekrar olmas› pahas›na hat›rlatal›m: Genelkurmay›n bildirisi darbe metni “gibi” okunmufl, RTÜK görevlendirilmek suretiyle önce bütün televizyonlara bayrak yap›flt›r›l›p, sonra bütün halka “bayrak as” ça¤r›s› yap›larak ifle koyulunmufl, AKP ile CHP’ye kol kola ortak aç›klama yapt›r›lm›fl, cumhurbaflkan› da s›raya girmifl, Mehmet A¤ar, kendine özgü üslubuyla, “töhmet alt›nda olanlar sayg›lar›n› göstermelidirler” diyerek DEHAP’› özel bir biat/ba¤l›l›k gösterisine davet etmifltir. Müdahalenin/kampanyan›n söndürüldü¤ü aflamaya kadar, iki hafta süresince hükümet rutin ifllerle oyalanmaktad›r. Ülke/kamuoyu Mersin, sonras›nda Trabzon’da yaflananlarla çalkalanmakta ancak
hükümetten do¤ru dürüst ses ç›kmamaktad›r. ‹lgili, ilgisiz kimi bakanlar›n zoraki/mecburi baz› demeçleri de zaten kampanya do¤rultusunda olmaktad›r. Baflbakan’›n yukar›ya ald›¤›m›z sözleri ise, kampanya/müdahalenin doru¤unda aktif bir konumlanma ad›na, linç giriflimine içten bir destek mesaj› olarak okunmal›d›r. Ayn› günlerde, Sabah gazetesi “enteresan” bir zamanlamayla Yavuz Donat’›n Demirel, Evren ve Ecevit ile “derin devlet” üzerine yapt›¤› röportajlar› yay›nl›yor ve faflist diktatörlü¤ün bu üç az›l› halk düflman›yla sohbetinden ortak mesaj olarak, “devlet bofllu¤u olunca devreye derin devletin girdi¤i” veriliyordu. Bu röportajlar ayn› zamanda, “derin devlet” diye bir adland›rman›n büyük bir yan›ltmaca oldu¤una birinci dereceden tan›kl›klarla kan›t oluflturmaktad›r. Faflist devletin, tüm kurumlar›yla birbirini tamamlayan örgütlü bir bütünlük arz etmesi, yap›lanmalar› aras›nda derece ve a¤›rl›k farkl›l›klar›n›n bulunmas›, legal oldu¤u kadar illegal örgütlenmesi karakteristik özelliklerindendir. Bir tak›m çevrelerin iddia etti¤inin aksine; faflizmin “gizli”si “kapal›”s›, “aç›k”› “koyu”su olmayaca¤› gibi, devletin de “derin”i “s›¤”› olmaz. Bunlar masumane kavram aray›fllar›ndan öte, kafa kar›flt›rmaya, gerçeklikleri çarp›tmaya yönelik çabalar›n ürünüdür. Devletin kimli¤ini ve gerçek yüzünü gizlemek amac›yla, “kötü, yanl›fl, pis” ifllerin (suçlar›n) faturas› soyutlanan bir kesime (“derin devlet”) ç›kar›lmak istenmektedir. Faflist-Kemalist diktatörlü¤ün kuruluflundan günümüze kadar deflifre edilebilen bütün icraatlar›nda; son süreçte yaflanan “Bayrak Kampanyas›/Müdahalesi” ile bir kez daha do¤ruland›¤› üzere, flu veya bu kli¤in damgas›n› tafl›sa da, devlet bir bütün olarak devrededir. Emperyalizmin ufla¤› Türk hakim s›n›flar›, ellerinde bulundurduklar› devlet mekanizmas›n›n, o süreçteki gerekli bütün kurumlar›n›/araçlar›n› harekete geçirmekte ve sonuna kadar kullanmaktad›rlar. 13 Nisan’da en yetkili a¤›zlarca dört koldan yap›lan aç›klamalarda, “yasad›fl› eylemlere müdahalenin ilgili devlet kurumlar›na b›rak›lmas› gerekti¤i”nin duyurulmas›yla beraber, müdahale sürecinin tamamland›¤›, “›s›r ama koparma” takti¤inin uygulamadan kald›r›ld›¤› ilan edilmifltir. Bu gözda¤›, ön kesme, barikat oluflturma ve daha büyük provokasyon ve katliamlar için zemin haz›rlama, prova yapma operasyonu karfl›s›nda acil bir mücadele hatt› örülmelidir. Faflizmin bu hamlesi, müdahalenin çap›na uygun boyutta bir karfl›l›k görmelidir. Bu konuda ilk önemli f›rsat 1 May›s örgütlenmesi ve gösterileri ile birlikte kullan›lmal›d›r. fiovenizm ve sosyal-flovenizmin kitlelerin ileri-geri bütün kesimlerini sarmalad›¤›; son örnekte büyük çapl› seferberlik ve medyan›n etkili kullan›m›yla kabarsa da, halk›m›zdaki ezen ulus milliyetçili¤ine prim veren damarla ciddi biçimde mücadele edilmesi ve yo¤un teflhir kampanyas› örgütlenmesi gerekti¤i bir kez daha ortaya ç›km›flt›r. Bütün bunlar için bir yandan ideolojik-siyasal mücadele yürütülmeli, di¤er yandan en genifl birlikteliklerin oluflturulaca¤› direnifl hatt› oluflturulmal›d›r. Bu görevi, tam da faflizmin bu sald›r›lar›na neden olan s›n›f mücadelesinin dinamiklerini güçlendirerek yerine getirebiliriz. Bunun yolu, o dinamiklerin içerisinde aktif bir biçimde yer almaktan geçmektedir.
5
20
22 Nisan-5 Mayıs 2005
“Türk-‹fl’in uzlaflmac› anlay›fl›n› iflçilerle birlikte y›kaca¤›z!”
Türk-‹fl’e ba¤l› Yol-‹fl 1 ve 2 No’lu flube, Deri-‹fl Tuzla flubesi, Haber-‹fl 1 No’lu flube, TEKS‹F Bak›rköy flubesi, Tez Koop‹fl 1 ve 2 No’lu flube, Belediye-‹fl 1, 2, 3 Beyo¤lu ve ‹ETT flubeleri, Petrol-‹fl 1 No’lu flube ile TÜMT‹S, Kristal-‹fl, Liman-‹fl, ve Harb-‹fl ‹stanbul flubeleri “konfederasyon ve sendikalar›n sald›r›lar karfl›s›ndaki suskunlu¤undan rahats›z olduklar›n›, sendikal hareketin içinde bulundu¤u duruma çözüm arad›klar›n› 23 Mart’ta Kad›rga Kültür Merkezi’nde düzenledikleri etkinli¤in sonuç bildirgesinde yay›nlad›lar. Yay›nlanan bildirgede iflçilere flu ça¤r› yap›ld›: “Türkiye iflçi s›n›f›na 12 Eylül 1980 darbesiyle bafllat›lan sermaye sald›r›s›, 1989 Bahar Eylemleri’yle k›smen geriletildiyse de sald›r›lar›n durdurulmas› bir yana, var olan haklar›m›z bile korunamam›flt›r. Sermaye ve sözcüsü siyasi iktidar bu süreci oldukça iyi de¤erlendirmifl, bask›larla, sendikal önderlikleri manipüle ederek, yan›na çekerek, sendikal hareketi anlay›fl olarak iflçi s›n›f›ndan koparmay› baflarm›flt›r. Bununla da kal›nmam›fl, iflçi s›n›f› cephesinde
kazan›lan mevziler bir bir kaybedilmifltir ve her gün kaybedilmektedir. Örgütlenmenin önüne konulan engeller; iflten at›lmalar, aleyhimize ç›kar›lan yasalar, tafleronluk, özellefltirmeler sonucu kitlesel iflten at›lmalar birbirini izledi. Bunlar olurken sendikal yönetimler ise iktidar olan ya da olmayan partiler aras›nda gidip geldiler. Gücünü harekete geçirme noktas›nda uzlaflmac› ve cesaretsiz davran›fl gösteren mevcut sendikal anlay›fl, iflçi s›n›f› nezdinde güvenini ve gücünü yitirdi, sonuç olarak bu güne gelindi. Bugünkü örgütlü iflçi say›s›n›n genel çal›flanlara oran›na, mevcut yasalara göre konufllanm›fl sendika merkezlerinin içinde bulundu¤u duruma, sermayenin ulusal ve uluslararas› sald›r›lar›na karfl› acz içinde olufla bak›ld›¤›nda var olan sendikal anlay›fl›n tart›flmaya aç›lmas› kaç›n›lmaz ve eme¤e sayg›s› olan herkesin tarihi görevidir. Bu tart›flmalar› sadece Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar›n flubelerinin bafllatm›fl olmas› di¤er sendikalar› sorumluluktan kurtarmayacakt›r. Farkl› konfederasyonlara ba¤l› olsak da ç›karlar›m›z ortakt›r. Sorun o ya da bu konfederasyon sorunu de¤ildir. S›n›f hareketinin genel sorunudur. Genel durum tespiti yapan ama çözüm üretemeyen, yenilenmeyen, hantal ve bürokratik bir anlay›fltan kurtulmak zorunday›z. Bilinmelidir ki niyetimiz; öncelikle sendikalar›m›za sahip ç›kmakt›r. Tart›flmak istedi¤imiz ise mevcut sendikal anlay›fllard›r. Sendikal yönetimler, iflçi s›n›f›na do¤ru
Emekçinin Gündemi Özellefltirmelere, sald›r› yasalar›na ve sivil faflist sald›r›lara karfl› 1 MAYIS’TA ALANLARA Yak›n dönem ekonomik politikalar›n belirlenmesi hedefi ile Türkiye’yi ziyaret eden IMF heyeti bir dizi görüflme ve kararlar›n ard›ndan ziyaretlerini tamamlayarak ülkelerine döndüler. Yap›lan görüflmelerin ana noktas› 2005-2007 y›llar›n› kapsayacak olan yeni stand-by anlaflmas› oldu. Yeni borçlar›n al›m›n›n yap›lmas› için yürütülen pazarl›klarda 10 milyar dolarl›k kredi verilece¤i ancak bunun hükümet taraf›ndan ç›kar›lacak yasa ve reformlara ba¤l› oldu¤u ifade edildi. 10 milyar dolarl›k kredinin ana flartlar›ndan biri de Gelir ‹daresi Yasa’s›n›n ç›kar›lmas› idi. IMF heyetiyle yap›lan görüflmelerin ard›ndan, heyet buradayken hükümet sözcüsü Cemil Çiçek taraf›ndan yap›lan aç›klama ile Tasar›n›n yasalaflmas› için görüflmelerin h›zland›r›ld›¤› ve meclise sunuldu¤u aç›kland›. Yani IMF heyeti içi rahat bir flekilde buradan gönderildi. Ekonomide yüzde 10 büyüme ›sl›klar›n›n çal›nd›¤› bugünlerde artan d›fl borç, iflsizlik, yoksulluk rakamlar› da “büyümeye” paralel bir art›fl göstermekte. Baflta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin içinde bulundu¤u sürekli kriz duru-
muna ra¤men, emperyalizme göbekten ba¤l› ülkemizin yüzde 10’luk büyümesi kamuoyunu ikna etmeye yetmedi. Nisan ay› içinde Ankara Ticaret Odas› taraf›ndan yap›lan ve kamuoyuna aç›klanan “IMF’li y›llar” bafll›kl› rapor da ba¤›ml›l›¤›n etkisini ve çap›n› görmek aç›s›ndan oldukça çarp›c› veriler ortaya koymaktad›r. Yap›lan araflt›rmaya göre IMF program›n›n uygulanmaya baflland›¤› 1999 Aral›k ay›ndan bugüne Türkiye’nin iç borç stokunun yüzde 326, d›fl borç stokunun ise yüzde 50 art›fl gösterdi¤i ifade edilmektedir. Haz›rlanan rapora göre 1999 y›l›nda 42 milyar dolar olan iç borç stoku bugün 179 dolar olmufl durumdad›r. 102 milyar dolar olan d›fl borç stoku ise 153 milyar dolara ç›km›flt›r. Bu rakamlar›n halk kitleleri aç›s›ndan tafl›d›¤› foto¤raf en klasik ifadeyle, pahal›l›k, iflsizlik, yoksulluk ve açl›k olmufltur. IMF heyetiyle yap›lan son görüflmelerde al›nan krediler ise bu rakamlar› özellikle de d›fl borç stokunu daha da art›rm›flt›r. Görüflmenin ve haz›rlanacak niyet mektubunun önemli bir k›sm›n› oluflturacak olan özellefltirme hedefleri, bu
önderlik etmeli, al›nan sorumluluklar yerine getirilmelidir. Sendikal yönetimlerde taban›n sesine kulak veren, tüzüklerinden seçimlerine kadar demokrasiyi bütün kurallar›yla iflleten, herhangi bir partinin yan kuruluflu de¤il iflçi s›n›f›n›n talepleri do¤rultusunda hareket eden, ülkede geliflen her türlü anti-demokratik olay karfl›s›nda iktidar›n yan›nda de¤il iflçi s›n›f›n›n yan›nda yer alan, sermayenin sald›r›lar›na karfl› iflçi s›n›f›n›n ulusal ve uluslararas› mücadelesini ve dayan›flmas›n› esas alan, özgür ve demokratik bir Türkiye için çaba sarf eden bir önderlik yaratabilmek önemlidir. Evet niyetimiz kurumlar›m›zda bunlar› tart›flt›rmakt›r. Sendikalar›m›z› güven duyulan örgütler haline getirmek, tart›flmak ve çözüm üretmek, 500 binlere düflen sendikal› iflçi say›s›n› milyonlara ç›karmakt›r. Bu da ancak mücadeleyle ve do¤ru dürüst önderliklerle mümkündür. Sendikalar bizimdir diyen ve gidiflattan flikayetçi olan herkesi sorumlu davranmaya, sendikal hareket güç yitiriyor diyen herkesi nedenlerini tart›fl›p çözüm üretmeye ça¤›r›yoruz. “Öz gücümüze ve örgütlülü¤ümüze güvenelim!” Türk-‹fl’in uzlaflmac› tavr› karfl›s›nda 17 flubenin tav›r alarak bu kararlar› almas› önemli bir durumken al›nan kararlar›n yaflamda karfl›l›k bulmad›¤› da bir gerçekliktir. Al›nan kararlar›n pratikte karfl›l›k bulmas› için flubelerin fabrikalardan bafllayarak örgütlenme çal›flmalar› yapmas›, flubelerden bafllayarak konfederasyona bas›nç uygulamas› gerekmektedir. Aksi taktirde bu kararlar ka¤›t üzerinde kalmaya mahkumdur. (Kartal)
konuda at›lacak ad›mlar, yeni yasal düzenlemeler olacakt›r. Bunun da milyonlarca iflçi-emekçi aç›s›ndan mevcut sald›r› dalgas›n›n genifllemesi ve h›zland›r›lmas› anlam›na geldi¤i aç›kt›r. Bu kapsamda de¤erlendirilmesi gereken Gelir ‹daresi Yasa Tasar›s› da kamu emekçilerine yönelik bir dizi sald›r›y› içinde tafl›maktad›r. BES taraf›ndan ülke çap›nda yap›lan eylemlerle protesto edilen ve geri çekilmesi talep edilen yasa, kamu emekçilerine yönelik bir dizi sald›r›y› içermekte. BES taraf›ndan Yasaya iliflkin yap›lan aç›klamada Yasan›n yürürlü¤e girmesi ile birlikte vergi dairesi müdürleri, flefler tümden kald›r›larak, 2530 memur kadrosu dahil 21 bini aflk›n kadro iptal edilecek, personel say›s› düflürülecek, denetimi tafleronlaflt›rmaya yönelik düzenlemeler yap›l›yor, iptal edilen personel ve kadrolar›n nas›l istihdam edilece¤ine iliflkin de hiçbir aç›klama yap›lm›yor. Önümüzdeki dönem iflçi s›n›f› ve kamu emekçilerine yönelik kapsaml› sald›r›lar›n yaflanaca¤› ortada olan bir gerçek. TEKEL iflçilerinin özellefltirmeye karfl› yürüttü¤ü mücadele ve lokal anlamda süren direnifller, ülke çap›nda ç›kar›lacak yasalara iliflkin verilen mücadele, her ne kadar farkl› gündemlerle bo¤ulmak istense de devam ediyor. 1 May›s’a haz›rland›¤›m›z ve çal›flmalar›n› yürüttü¤ümüz bugünlerde iflçi ve emekçilerin talep
Adana TEKEL iflçilerinden eylem TEKEL Adana Sigara Fabrikas›’n›n bulundu¤u arsaya talip oldu¤unu aç›klayan Seyhan Belediye Baflkan› Prof. Dr. Azim Öztürk’e tepki gösteren TEKEL iflçileri 15 Nisan 2005 tarihinde, belediye binas›na siyah çelenk b›rakt›. Öztürk’e tepki gösteren iflçiler, TEKEL Adana Sigara Fabrikas› önünden Seyhan Belediyesi’ne kadar “TEKEL’in arsas›na göz diken baflkan istemiyoruz” pankart› ve “TEKEL’in arsas› sat›l›k de¤il”, “Öztürk, ruhsat› söke söke al›r›z” dövizleriyle yürüdü. Tek G›da-‹fl Güney Anadolu Bölge Baflkan› Gürsel Diliç›k›k, kimsenin TEKEL iflçilerinin ekme¤i ile oynamaya hakk› olmad›¤›n› söyledi. Diliç›k›k “Bas›n›m›zda yer alan Adanal› ad›na bu talihsiz aç›klamalar› yapan Seyhan Belediye Baflkan› Say›n Öztürk’e soruyoruz! Kentsel dönüflüm plan› çerçevesinde talip oldu¤unuz TEKEL’in arazisinin bu talebiniz do¤rultusunda de¤erlendirilmesi durumunda kap›s›na kilit vurulacak bu iflletmelerde çal›flan bin 80 çal›flana ve ailelerine, Adana esnaf›na ne cevap vereceksiniz?” dedi. Aç›klama sonras› Seyhan Belediyesi önüne siyah çelenk b›rakan iflçiler sloganlarla da¤›ld›. (Mersin)
ve gündemlerini yakalamak, alanda bu talepleri hayk›rmak önemli. Fabrika ve iflyerlerinde yürütülen çal›flmada iflçilerin yaflad›¤› hem ortak sald›r›lar›n teflhir edilmesi, hem de her ifl kolunun kendi özgün sorunlar›n›n ön plana ç›kar›lmas› önemlidir. Bu çal›flmalar› tek bafl›na 1 May›s’a dönük çal›flmalar olarak görmemek, uzun vadede örgütlenmeye yönelik çal›flmalar›n bir parças› olarak ele almak ve ifllemek durumunday›z. Bu y›l 1 May›s aç›s›ndan özgünlük tafl›yan bir di¤er konu ise bizzat devlet eliyle t›rmand›r›lan flovenist dalga ve sivil faflist sald›r›lard›r. ‹flçi ve emekçilere yönelik sald›r›lardan ba¤›ms›z geliflmeyen, toplumun her kesimine yönelik gerçeklefltirilen sald›r› dalgas›n›n bir parças› olan bu sald›r›lar› 1 May›s alanlar›nda teflhir etmek önemlidir. May›s ay›n›n ilk haftas›nda düzenlenecek olan niyet mektubunda bir dizi sald›r› yasas› ele al›nacak ve uygulanmas› taahhüt edilecek. Borç ve kriz bata¤›nda bo¤ulmak üzere olan sisteme elini uzatan emperyalistler de onlar› bu bataktan kurtaramayacakt›r. Ancak flu bir gerçeki ki bunu da belirleyecek olan bizleriz. Bizlerin örgütlü ve yayg›n mücadelesidir. Bu gerçekli¤in bilincinde olarak do¤ru bir perspektif ve çal›flma anlay›fl›yla 1 May›s çal›flmalar›m›z› güçlendirelim ve 1 May›s alan›nda ezilenlerin talepleri ile birlikte kurtuluflun yolunu hayk›ral›m.
6
22 Nisan-5 Mayıs 2005
20
Bergama’da ABD’nin emirleri yine devrede 1997’de ‹dare Mahkemesi’nin, söz konusu alt›n iflletme faaliyetinde “kamu yarar› bulunmad›¤›”n› belirterek faaliyetleri durdurmas›na karfl›, hükümetlerin iflletmeyi faaliyete açmak üzere ald›klar› kararlar›n arkas›nda ABD’nin bask›s› bulundu¤u bir kez daha kan›tland›.
Bergama’da alt›n madeni iflletilmesi amac›yla mahkeme kararlar›na ra¤men yürütülen ifllemler, yeni olaylara yol açt›. 1997’de ‹dare Mahkemesi’nin, söz konusu alt›n iflletme faaliyetinde “kamu yarar› bulunmad›¤›”n› belirterek faaliyetleri durdurmas›na karfl›n, hükümetlerin iflletmeyi faaliyete açmak üzere ald›klar› kararlar›n arkas›nda ABD’nin bask›s› bulundu¤u bir kez daha kan›tland›. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’›n Baflbakan Erdo¤an’›n yan›tlamas› talebiyle verdi¤i soru önergesi, ABD’nin Bergama’ya yapt›¤› müdahaleyi de su yüzüne ç›kard›. Baflbakan ad›na önergeyi Orman Bakan› Osman Pepe yan›tlad›. Pepe, mahkemenin son olarak Dan›fltay taraf›ndan 23 Haziran 2004 tarihinde verdi¤i yürütmeyi durdurma karar›n›n ard›ndan ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman’›n iflletme izni için yapt›¤› bask›lar› itiraf etti. Bakan Pepe, Büyükelçi Edelman’›n Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakan› Zeki Ergezen’e yazd›¤› bir mektupta, Normandy
ALTERNAT‹F K‹V‹ ÇALIfiMALARI DEVAM ED‹YOR Samsun’da f›nd›¤a alternatif olarak sunulan kivi yetifltiricili¤i çal›flmalar› y›llard›r devam ediyor. Terme ve Çarflamba ilçelerinde f›nd›klar›n› söken üreticilere destekleme kapsam›nda alternatif olarak kivi önerilmiflti. Teflvik çal›flmalar› ilk olarak Çarflamba ilçesi Saraçl› köyünde bafllat›ld›. Çal›flmalar› 5 ayd›r sürdürülen “Saraçl› köyü kivi projesi uygulamas›” kapsam›nda ‹l Özel ‹dare Müdürlü¤ü taraf›ndan karfl›lanan kivi fidanlar›n›n dikimi yap›ld›. Tar›m ‹lçe Müdürlü¤ü’nün kivinin tan›t›m toplant›lar›nda düzenledi¤i köyde 11 üreticinin kivi bahçesi kurmak istemesiyle bafllayan projede köylüler kivi fidanlar›n›n dikimini yapt›lar.
Madencilik Afi’nin ‹zmir-Bergama-Ovac›k-Çamköy mevkiinde alt›n arama faaliyetine yeniden bafllamas› için yeni bir imar plan› ç›kar›lmas› talebini do¤rularken, bunun bakanl›k taraf›ndan iflleme konuldu¤unu da itiraf etti. Bunun üzerine Bakan Ergezen, ifllemin yerine getirilmesi için, Büyükelçi’nin mektubuna ek olarak koydu¤u bir “onay yaz›s›n›” 18 Ekim 2004 tarihinde ‹zmir Valili¤i’ne gönderdi. Yaz› üzerine ‹l ‹dare Kurulu 27 Ekim 2004 tarihinde toplanarak 229 say›l› karar› ald›. Karar ile, iflletmenin yeniden faaliyete geçmesine olanak verecek flekilde Newmont-Normandy Afi’ye ait maden iflletme tesisine naz›m imar plan› ç›kart›ld›. Onama karar›, daha sonra ilan edilmek üzere Bergama Kaymakaml›¤›’na gönderildi. Pepe, ayn› dönemlerde söz konusu flirketin de baflvurusu oldu¤unu belirterek, ifllemlerin ABD Büyükelçisi’nin talimat› ile de¤il, flirketin talebi ile yap›ld›¤›n› savundu. Pepe, “ABD Büyükelçisi’nin dilekçesi, ‹zmir Valili¤i Bay›nd›rl›k ve ‹skan Müdürlü¤ü’ne 8
Ekim 2004 tarihinde intikal etmifltir. Büyükelçinin dilekçesi ile planlama sürecinin ve planlar›n bir ilgisi bulunmamakt›r” dedi. CHP Milletvekili Atilla Kart’›n soru önergesinde, alt›n madenini yeniden iflletmeye açacak olan söz konusu planlar›n Dan›fltay ve mahkeme kararlar›na ayk›r› oldu¤unu savunan ‹zmir ‹l Bay›nd›rl›k Müdür Yard›mc›s› Levent Ekiz’in de önce sürgün edilip sonra emekliye sevk edildi¤ini ortaya ç›kard›. Büyükelçi’nin talebine karfl› ç›kan Ekiz’in sürgün olay›yla ilgili olarak Baflbakan ad›na Osman Pepe’nin yapt›¤› aç›klamada, konunun flah›slar ve talimatlarla bir ilgisi bulunmad›¤› iddia edildi. Bergama köylüsünün y›llard›r verdi¤i mücadele sürerken, onlarca kez al›nan yürütmeyi durdurma kararlar›na ra¤men ABD emperyalizmine uflakl›¤›n› kan›tlar bir flekilde hükümetlerin ald›¤› kararlar da Bergama köylüsüne yabanc› de¤il. Ancak flu an muhalefet partisi CHP’nin verdi¤i soru önergesi de AKP hükümetinin ya da daha önceki hükümetlerin uygulad›klar› politikalar› bir kez daha gün yüzüne ç›kard›. Geçici önergelerle bir sonuç ç›kmad›¤›n› Bergamal›lar daha önce de pek çok kez gördü. Ve onlar da hakl› mücadelelerini kazan›ncaya kadar sürdüreceklerini defalarca kez gösterdiler ve göstereceklerdir. (‹zmir)
Köylüyü bu kez de don vurdu Geçen y›l Nisan ay›nda etkili olan so¤uk ve don yüzünden ba¤lar› zarar gören üzüm üreticileri, bu y›l da ayn› ak›bete u¤rad›. Manisa Turgutlu, Salihli ve Alaflehir’de asmalar›n filizleri kurudu. Turgutlu ve Alaflehir’de 30’ar, Manisa’da ise 10’ar milyon YTL’lik zarar meydana geldi. Gediz Ovas›’nda zarar tespit çal›flmalar› yapt›klar›n› belirten Manisa Ziraat Odas› Baflkan› Nuri Sorman, ba¤larda %15 oran›nda zarar meydana geldi¤ini söyledi. Don olay›ndan önce meteorolojinin köylüleri uyard›¤›n›, ancak maddi s›k›nt› içindeki üreticilerin tedbir alamad›¤›n› kaydeden Sorman “Üzüm üreticilerinin yaflam›n› sürdürecek yeterli geliri yok ki, dona karfl› tedbir alacak, altyap›y› haz›rlayacak paras› olsun” dedi. IMF ve Türkiye’deki uflaklar›n›n köylüye dayatt›klar› y›k›m politikalar›yla, tefeci tüccarlar›n insaf›na terk edilen köylü; böylesi bir süreçte zor günler geçirirken, üreticiler olumsuz hava koflullar› nedeniyle de bir kez daha zor durumda kald›. (‹zmir)
Tar›m sektörü ile ilgili panel Irak yaln›z ABD’nin de¤il, uluslararas› tar›m flirketlerinin de iflgali alt›nda… GDO’ya Hay›r Platformu, Irak’›n iflgalinin ikinci y›ldönümü nedeniyle, Irak’taki ‘tar›m iflgali’ konusunda bir bas›n aç›klamas› yapt›. “Irak’ta iflgal en ac›mas›z biçimiyle devam ederken kendini yaln›z sokaklarda de¤il, ayn› zamanda tarlalarda, tar›mda da göstermeye bafllad›. ABD hükümetinin de deste¤ini alan çokuluslu flirketlerin tüm dünyada sürdürdükleri planlar›n bir örne¤i de son olarak eski Geçici Hükümet Koalisyonu yöneticisi Paul Bremer’in Irak’a miras b›rakt›¤› ve ‘yeni bir hükümetin de¤ifltirdi¤i ana kadar’ yasa statüsünde kalacak olan tar›m yasas›yla yaflanmakta. Irak’taki yeni tohum ve g›da bitkisi yasas›, çiftçilerin tohum saklama, paylaflma ve yeniden kullanma geleneklerini küresel tar›mla de¤ifltirmeyi hedefliyor” diyen Platform, Irak’taki tar›m›n durumunu flu flekilde aktar›yor: “Savafl›n oldu¤u her yerde çiftçiler topraklar›ndan sürülüp bilim insanlar› araflt›rmalar›n› terk etmeye zorlan›yorlar ve tohum bankalar› ya¤malan›yor. ABD’nin Irak’› iflgali de bu aç›dan
bir farkl›l›k göstermiyor. Ebu Garib’deki Irak Tohum Bankas› 2003’te bombalanm›fl ve ya¤malanm›flt›. Öngörü sahibi bilim insanlar›n›n 1996’da Halep’e gönderdikleri tohumlardan oluflan Irak Tohum Koleksiyonu, 1000 kadar tohum çeflidini korumay› baflard›. Kaybolan sadece bugünün biyo-çeflitlili¤i de¤il, ayn› zamanda de¤iflen hava ve toprak flartlar›na dayan›kl›, gelecekte birçok toplumu açl›ktan kurtarabilecek özelliklere sahip tohumlar›n genetik özellikleri. Üstelik ‹srail’den Irak’a uzanan bu topraklar, arpa ve bu¤day›n genetik kalbi.” Platform bu düzenlenmenin, tah›l tar›m›n›n befli¤i olan Mezopotamya’n›n Irak’taki g›da ürün çeflitlili¤ini tehlikeye att›¤›na dikkat çekerken, yasaya göre Irak’taki tüm çiftçilerin tohum stoklar› ve kullan›mlar› yeni bir tan›mlamaya göre yürüyece¤ini de ifade etti. Platform ayn› zamanda “insani yard›m ad› alt›nda -kimi zaman iyi niyetle- da¤›t›lan tonlarca tohumun, bu yasa yürürlü¤e kondu¤u için birkaç y›l içinde telif ücretli sat›fl uygulamas›na girece¤inden çiftçilere daha büyük masraflara se-
bep olaca¤›n›n alt›n› çizerek aç›klamalar›n› flu flekilde sonland›rd›: “Tohumunu kendi saklam›fl çiftçiler dahi, e¤er tan›ml› bir türle ortak özellik gösteriyorsa ektikleri babadan kalma tohumlar› yüzünden ceza alacak. Üstelik ba¤›fllanan tohumlar›n içinde genleri de¤ifltirilmifl tohumlar›n da olabilece¤i ve bunlar›n hiçbir iflaret tafl›mayaca¤› da aflikar. Irak’ta bütün bu bitki türlerinin ve g›da sektörünün flirketlefltirilme sürecini h›zland›racak ac› bir faktör de, Irak’›n 12 y›ld›r alt›nda kald›¤› dayatmalar yüzünden büyük ölçüde çökmüfl tar›m sektörü. Irak’›n y›pranm›fl altyap›s›, sermaye yoklu¤u, tar›m girdilerindeki k›tl›¤› ve iç pazar›n ‘g›da için petrol’ program›n›n getirdi¤i ithal g›da düzeni birleflince yerli tar›ma derin bir darbe vurmufl durumda.” (H. Merkezi)
7
20 PATATESTE KANSER TEHL‹KES‹ Geneti¤i de¤ifltirilmifl tohumlar›n kullan›lmas› sonucunda pek çok üründe oldu¤u gibi patateste de oluflan hastal›k nedeniyle üreticiler ve tüketiciler tehlikede. Türkiye’de “patates kanseri” olarak bilinen hastal›k yüzünden 150 bin dönüm arazi karantinaya al›nd›. Tedbir al›nmad›¤› taktirde bunun tüm Türkiye’yi etkisi alt›na alabilece¤i belirtiliyor. Hastal›¤a karfl› flu ana kadar yeterli bir ›slah çal›flmas› ise yürütülebilmifl de¤il. Tar›m Bakanl›¤› patates üreticilerine 15 milyon YTL’lik tazminat ödeme karar› alm›fl bulunuyor. Patates üreticileri daha sa¤l›kl› verim alabilmek amac›yla; hastal›kla mücadele için fon ayr›lmas›n›, ürünlerini pazarlayabilmek için de taban fiyat uygulamas›n›n uygulanmas›n› istiyorlar. (Ankara) HAYVANCILIK KOOPERAT‹FLER‹ BÖLGE B‹RL‹⁄‹ KURULDU Hayvanc›l›k Kooperatifleri Bölge Birli¤i 8 Nisan 2005 tarihinde Samsun’da toplant› yapt›. Samsun, Sinop, Amasya ve Çorum illerini kapsayan 8 adet kurucu kooperatif taraf›ndan oluflturulan Hayvanc›l›k Bölge Birli¤i ilk toplant›s›n› Tar›m ‹l Müdürlü¤ü’nde yapt›. fiubat ay›nda kurulan Bölge Birli¤i’ne Samsun’dan 14, Sinop’tan 1, Amasya’dan 9, Çorum’dan 13 olmak üzere 37 Tar›msal Kalk›nma Kooperatifi Hayvanc›l›k Kooperatifi Bölge Birli¤i’ni kurdular. Hayvanc›l›k Kooperatifi Bölge Birli¤i’nin kurulufl amaçlar›n›, çal›flma alan›nda bulunan kooperatiflerin faaliyetlerini koordine etmek, bölge hayvanc›l›¤›n›n geliflimine katk› sa¤lamak, kooperatiflerin üretim ve pazarlama konusundaki problemlerine çözüm getirmek olarak s›raland›¤› sorunlara çözümü amaçl›yor. (Samsun)
22 Nisan-5 Mayıs 2005
Tar›m alanlar› küçülüyor TZOB Genel Baflkan› fiemsi Bayraktar, Tar›m
alanlar›nda 457 bin hektar azalma oldu¤una, küçülme ile mevcut iflsizlere yeni iflsizler eklenece¤ine iflaret ederek, “Çiftçinin sat›n alma gücü düflmüfl, ülkemizde g›da ve g›da d›fl› yoksul fert oran› k›rsal kesimde yüzde 34.48’e ç›km›flt›r” dedi. AB süreciyle birlikte Türkiye nüfusunun yüzde 35’ini istihdam eden tar›m sektöründe küçülmeye gidilmesi ve bu konuda uygulanan politikalar, tar›m sektöründe yer alan kesimlerde endifle yaratt›. Tar›m sektörünün Gayri Safi Milli Has›la’daki (GSMH) pay›n›n küçüldü¤ünü ve istihdam alan›nda
geriledi¤ini belirten Türkiye Ziraat Odas› Birli¤i (TZOB) Genel Baflkan› fiemsi Bayraktar, Türkiye’nin tar›mda ihracatç› olma özelli¤ini kaybetti¤ini söyledi. Çiftçinin sat›n alma gücünü yitirdi¤ini ifade eden Bayraktar, “Tar›m alanlar›nda 457 bin hektar azalma olmufl, gübre ve zirai ilaç ve yem gibi girdilerin de kullan›m› azalm›fl dolay›s›yla üretim ve verim düflüflleri meydana gelmifltir. Çiftçinin sat›n alma gücü düflmüfl, ülkemizde g›da ve g›da d›fl› yoksul fert oran› k›rsal kesimde yüzde 34.48’e ç›km›flt›r” dedi. ‘Mevcut iflsizlere yeni iflsizler ilave edilecektir’ AB normlar›na göre, iflletme say›s›n›n azalt›larak bu sektörde çal›flan nüfusun 10 y›l içerisinde yüzde 10’lara çekilmesi gerekti¤ini ifade eden Bayraktar, “Di¤er bir ifadeyle mevcut iflsizlere yeni iflsizler ilave edilecektir. Bunun da Türkiye’deki koflullar düflünüldü¤ünde, kay›t d›fl› olan düflük kaliteli iflleri, düflük ücreti, sa¤l›ks›z ve güvenlikten yoksun çal›flma koflullar›n›, yoksullu¤u ve sosyal d›fllanmay› beraberinde getirece¤i ortadad›r” dedi.
Bayraktar, bu sorunun yaflanmamas› için al›nmas› gereken önlemleri ise flöyle aktard›: “Tar›m sektöründen çekilecek olan bu nüfusun çeflitli hizmet alanlar›na göre bilgi ve becerilerinin gelifltirilmesi, özel sektör veya sivil toplum kurulufllar›na parasal destekler sa¤layacak bir yasan›n ç›kar›lmas›, iflsizlere ifl verecek özel sektöre belirli bir süre mevcut vergi ve prim türlerinde bir k›s›m muafiyet ve indirimler sa¤lanmas›, istihdam›n gelifltirilmesi ve artt›r›lmas›na imkan verecektir.” Tar›m Orkam-Sen: Tar›msal özellefltirmeler ya¤maya dönüfltü Tar›m sektörünün her geçen gün küçüldü¤ünü ve bunun devam edece¤ini belirten Tar›m, Ormanc›l›k ve Hayvanc›l›k ‹fl Kolu Emekçileri Sendikas› (Tar›m Orkam-Sen) Genel Baflkan› Sezai Kaya da, “Tar›msal özellefltirmeler ya¤maya dönüfltü. Örgütsüz üretici, pazarlama kanallar›nda arac›lar›n insaf›na kald›. Süreçten, üretici-iflleyici-tüketici genifl oranda olumsuz etkilendi. Türkiye, OECD ülkeleri aras›nda en düflük destekleme
oranlar›na sahip olan ülke haline geldi” fleklinde konufltu. Tür-Köy-Sen: Destekleme araç ve kurumlar› yok edildi Türkiye Üretici Köylü Sendikas› (Tür-Köy-Sen) Genel Baflkan› fievki Konur ise, uluslararas› sermaye ve IMF dayatmalar›yla küçük üretici ile küçük ölçekli tar›msal üretimin tasfiye edildi¤ini söyledi. Tar›msal K‹T’lerin özellefltirmesine h›z verildi¤ine dikkat çeken Konur, “1990’l› y›llarda Gümrük Birli¤i ve GATT Uruguay Anlaflmas› sonucu tar›m ürünleri ticaretinde serbest rekabet bask›s› artt›. IMF ile yap›lan 18. Stand-by Anlaflmas› ve 2000 ekonomik krizi sonras› hayata geçirilen programlarla tar›ma son darbe vuruldu. Mevcut destekleme politikalar› ortadan kald›r›ld›. Çiftçiyi destekleme araç ve kurumlar› yok edildi. Sigara, çay, fleker piyasas› yasal düzenlemelerle uluslararas› tekellere b›rak›ld›. Sonuç olarak da ekim alanlar› darald›, üretim düfltü, ihracat geriledi, ithalat art›, çiftçi yoksullaflt›” diye konufltu.
Manisa’daki çöplüğe köylülerin isyanı “Y›llard›r bu merada hayvanlar›m›z› otlat›yoruz. Günümüzün büyük ço¤unlu¤u burada geçiyor. Mezarl›¤›m›z içme suyumuz var. Böyle bir yere çöp deposu yap›lamaz. Buna müsaade etmeyece¤iz”
M
anisa’da Saruhanl›’ya ba¤l› Develi Köyü yak›nlar›ndaki meran›n çöp depolama alan› olarak kullan›lmak istenmesi, Develi ve çevre köylülerin tepkisiyle karfl›laflt›. Köylüler 6 Nisan günü sloganlarla meraya yürüdüler.
Baflta Develi ve çevredeki 4 köyden traktörleriyle gelerek merada toplanan genç, yafll›, kad›n, çocuk, yüzlerce köylü, belediyelerin çöp alan› olarak kararlaflt›rd›klar› alana sloganlarla yürüdüler. Yeflil meralar›n› her zaman yeflil görmeyi istediklerini ifade eden köylüler, “Y›llard›r bu merada hayvanlar›m›z› otlat›yoruz. Günümüzün büyük ço¤unlu¤u burada geçiyor. Mezarl›¤›m›z içme suyumuz var. Böyle bir yere çöp deposu yap›lamaz. Buna müsaade etmeyece¤iz” vurgusunda bulundular. Yaklafl›k 500 köylü “Verdi¤imiz oylar çöp olarak geri döndü”,
“Çöplük de¤il, sa¤l›kl› çevre istiyoruz” sloganlar›n› hayk›rd›. Köylüler, yaklafl›k 300 hektarl›k meran›n ‘çöp depolamaya uygun’ görülerek seçilen 71 hektarl›k bölümünde, hayvanlar›n›n kulland›¤› içme suyu kaynaklar›n›n yer ald›¤›n› belirttiler. Çevre köylerle birlikte büyük ve küçükbafl yaklafl›k 10 bin hayvan›n otlad›¤› meran›n yanl›fl bir seçim oldu¤unu söyleyen köylüler, Develi ve çevre 4 köyde 2 bine yak›n imza toplad›klar›n› belirterek, “Bu imzalar› Cumhurbaflkanl›¤›, Baflbakanl›k ile Çevre ve Orman Bakanl›¤›’na gönderece¤iz” dediler. (‹zmir)
Köylüler örgütleniyor Geçti¤imiz günlerde kurulan Hayvan Yetifltiricileri Sendikas›’n›n ard›ndan Trakyal› köylüler Ayçiçe¤i Üreticileri Sendikas› ve Hububat Üreticileri Sendikas›’n› kurarak örgütlü mücadelelerinin sürdürülece¤ini gösterdi. Sendikan›n kurulufl dilekçesini valili¤e sunan köylüler, sendikal örgütlülü¤ün bilinciyle hareket ettiklerini dile getirdiler. Hububat Üreticileri Sendikas› (Hububat-Sen) Kurucu Genel Baflkanl›¤›n› Abdullah Aysu, Ayçiçe¤i Üreticileri Sendikas› (AyçiçekSen) Genel Baflkanl›¤›n› ise Nevzat U¤ur yapt›. Yap›lan aç›klamada sendikal› olman›n önemine de¤inilerek flöyle denildi: “Bugün dünyada köylüleri sendikalaflmam›fl çok az ülkeden biriyiz. Bunu ülkemizin ve demokrasimizin bir ay›b› olak görmekteyiz.” (‹zmir)
8
22 Nisan-5 Mayıs 2005
20
Çetelere ve çeteleflmeye karfl› Gazi halk› ÖFKES‹N‹ SOKAKLARDA SLOGANLAfiTIRDI!
Y›llard›r Gazi Mahallesi’nde devlet eli ile çeteler sokak ortas›nda çekinmeden insanlar› taciz edebiliyor, kendisine tabi olmayana pervas›zca sald›r›p katledebilme cüretini gösterebiliyor. Ancak daha önceden de farkl› biçimlerle Gazi Mahallesi ve emekçi kesimin yo¤un olarak yaflad›¤› semtlerde yap›lan bu ve benzeri sald›r›lar, halk›n öfkesinin örgütlenerek alanlara dökülmesine engel olam›yor. Esat Atmaca adl› gencin bu çeteler taraf›ndan öldürülmesinin ertesi günü yap›lan cenazesinde gösterilen öfke ve kat›l›m›n giderek artmas› bunun en güzel göstergesi oldu. 9 Nisan akflam› güvenlik görevlisi olarak çal›flt›¤› fiiflli Etfal Hastanesi’nden ç›kt›ktan sonra evine gitmek isteyen Esat
ve Ersan Atmaca kardefllere çete mensubu kifliler, yaklaflarak konuflmak istediklerini söylüyorlar. Ancak buna f›rsat b›rakmadan ellerindeki b›çaklarla sald›rarak 3 kifliyi yaralad›ktan sonra olay yerinden kaç›yorlar. Hastaneye kald›r›lan yaral›lardan durumu a¤›r olan Esat Atmaca hastanede hayat›n› kaybediyor. Olay› duyan anne ve babas› (fiöhret ve Bayram Atmaca) hastaneye do¤ru giderken ayn› çete taraf›ndan önleri kesilerek dövülüyorlar. Çevreden yard›ma gelen esnaf taraf›ndan daha kötü sonuçlar yaflanmadan kurtar›l›yorlar. Akflam saatlerinde sald›r›y› yapan çete mensuplar›n›n evi ve kahvesi molotoflanarak kullan›lamaz hale getirilerek halka yönelen tüm sald›r›lar›n hesab›n›n sorulaca¤› mesaj› veriliyor. 10 Nisan Cumartesi günü ise Gazi Cemevi önünde toplanarak yürüyüfl yapan mahalle halk› bu sald›r›lar›n dün oldu¤u gibi bugün de karfl›l›ks›z kalmayaca¤›n› hayk›rd›. Cemevi önünden toplan›larak ‹smetpafla Caddesi boyunca yap›lan yürüyüflte Gazi Halk Platformu, “Uyuflturucuya, çeteleflmeye, fuhufla, yozlaflmaya,
Nam›k Dursun hakk›nda soruflturma Tunceli’nin Ovac›k ‹lçesi’nde geçti¤imiz y›l ç›kan ve yaklafl›k 200 hektarl›k ormanl›k alan›n yok olmas›na sebep olan yang›na müdahaleyi engelledikleri gerekçesiyle ‹l Jandarma Alay Komutan› Albay Nam›k Dursun ve baz› askeri yetkililer hakk›nda köylüler ve Tunceli Baro avukatlar› taraf›ndan suç duyurusunda bulunulmufltu. Geliflme üzerine Tunceli’ye gelen Jandarma Genel Komutanl›¤›’ndan askeri bir müfettifl, konuya iliflkin inceleme bafllatt›. ‹ddialara iliflkin dönemin Baro Baflkan› Hüseyin Aygün ile bir görüflme yapan askeri müfettifl, yaflananlar› sordu. Askeri müfettiflin, suçlanan ‹l Jandarma Komutan› Albay Nam›k Dursun’la da görüfltü¤ü edindi¤imiz bilgiler aras›nda. (Malatya)
Korucular silah b›rakt› 1984’ten sonra Kürt ulusal hareketinin ivme kazanmas› ile PKK’ye karfl› kullan›lmak üzere gelifltirilen koruculuk “Kürdü Kürde k›rd›rma” politikas› ile yayg›nlaflt›r›ld›. Halk ile gerillay› karfl› karfl›ya getirmek, güvensizlik tohumlar› ekmek için kullan›lan korucular, faflizmin yürüttü¤ü haks›z savafl›n önemli ayg›tlar› haline getirildi. Bölgede yo¤unlaflan operasyonlar sonucu öne sürülen ve say›lar› binleri bulan koruculara geçti¤imiz günlerde uyar›da bulunan (HPG) Anakarargah Komutanl›¤›’n›n “Operasyonlara kat›lan, HPG gerillalar›na zarar veren ve halka bask› yapan korucular taraf›m›zdan a¤›r cezaland›r›lacakt›r…” aç›klamas› üzerine Betsa da¤›ndaki operasyona kat›lmalar› için ça¤r› yap›lan Siirt’in Uludere ilçesine ba¤l› Uzungeçit beldesi korucular›, gitmek istemediklerini belirterek silahlar›n› teslim ettiler. (Malatya)
yabanc›laflmaya karfl› mücadelede birleflelim” pankart› açarak s›k s›k “Gazi faflizme mezar olacak”, “fiovenizme geçit yok”, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “Gazi’de çete istemiyoruz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlar› att›. “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z” pankart›yla Gazi Halk Meclisi de yürüyüfle benzinlikten bafllayarak kat›ld›. Partizan, Proleter Devrimci Durufl, Mücadele Birli¤i Platformu vb. çevrelerin de oldu¤u yürüyüflte kitle tekrar Cemevine do¤ru yürüdü. Yürüyüfl esnas›nda HÖC ad›na bas›n aç›klamas› yap›ld›ktan sonra Esat Atmaca’n›n cenazesi al›narak sloganlarla Gazi Mezarl›¤›’na gidildi. “Halk›m›z saflara hesap sormaya”, “Polis-çete iflbirli¤ine karfl› mücadeleye”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Esat’›n katili patron-a¤a devleti”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “fiovenizme geçit yok” yaz›l› dövizler tafl›nd›. Evlatlar›n›n genç yafl›nda çeteler taraf›ndan öldürülmesini kabullenemeyen Atmaca ailesi zaman zaman sinir krizleri geçirirken, kitle de s›k s›k yap›lan sald›r›lar›n cevaps›z kalmayaca¤›n› vurgulayan sloganlar att›. (‹stanbul)
“Üsler kapat›ls›n, iflgale hay›r” 16 Nisan 2005 tarihinde Taksim Gezi Park’ta bas›n aç›klamas› yapan Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu “Üsler kapat›ls›n, iflgale hay›r” pankart› açarak Irak iflgalini protesto etti. Eylemde s›k s›k “Direnen halklar kazanacak”, “Katil ABD ‹ncirlik’ten defol”, “Kahrolsun emperyalizm yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›. Koordinasyon ad›na Selma fiahin’in yapt›¤› aç›klamada ABD emperyalizminin Türkiye’de yeni üsler için çaba sarfetti¤i ve art›k ‹ncirlik Üssü’ne verdi¤i önemi gizlemedi¤i vurgulanarak, vatana ihanet edenlerin vatan› en çok va-
tansever, en çok bayrak sever kesilerek vatan-millet-Sakarya edebiyat›yla yaratt›klar› bayrak 盤›rtkanl›¤›yla halk› birbi-
rine k›rd›rma ve böylelikle kendi ihanetlerini gözard› ettirme gayreti içine düfl-
tüklerine dikkat çekildi ve “Vatan›n tafl›n› topra¤›n› satanlar›n, iflçinin eme¤ini emperyalist sermayeye peflkefl çekenlerin bu yapt›klar›n› halktan gizlemek için yaratt›¤› suni bayrak tart›flmalar›na aldanmay›n. Onlar, çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n› birbirine k›rd›rarak vatana ihanetlerini saklamaya çal›fl›yor” denildi. fiahin oluflturulmaya çal›fl›lan yeni üslerin halklara dönük yeni katliamlar›n iflgallerin zemininin yarat›lmas› oldu¤unu söyleyerek “Bu anlamda, Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu olarak bu topyekün sald›r›lar› geri püskürtecek olan›n halklar›n topyekün karfl› koyufludur” dedi. (‹stanbul)
Gebze Tuncelililer Derne¤i Gençlik fiöleni yapt› Gebze Tunceliler Derne¤i 9 Nisan tarihinde Baflak Dü¤ün Salonu’nda, birlik ve dayan›flma amac›yla “Gençlik fiöleni” ad›yla bir etkinlik düzenledi. A¤›rl›kl› olarak gençlerin kat›ld›¤› gece coflkulu geçti. Saat 19:00’da bafllayan etkinlikte ilk olarak dernek baflkan› Hasan Gündo¤du bir konuflma yapt›. Türkçe ve Kürtçe olarak konuklar› selamlayan Gündo¤du konuflmas›nda Dersim kültüründe flovenizme ve ayr›l›kç›l›¤a yer olmad›¤›n›, tüm demokrasi ve özgürlükten yana olan güçlerle yanyana olmak istediklerini vurgulad›ktan sonra; “Munzur çok
efsaneli ve direngen bir tarihe sahiptir. Birileri birdenbire baraj ad› alt›nda çal›flmalar yaparak Munzur’u ortadan kald›rmak istiyorlar. Amaç bölgeyi yok etmektir, bu konuda herkesi duyarl› olmaya ça¤›r›yorum. Biz ancak de¤erlerimizi koruyarak var olabiliriz” dedikten sonra geri dönüfllere de de¤inerek konuflmas›n› sona erdirdi. Derne¤in folklor ekibinin Dersim yöresine ait folklor gösterisinin ard›ndan, yine derne¤in müzik grubu olan Grup Diren sahneye ç›kt›. Grup ad›na yap›lan konuflmada; “Uyuflturucuyla, fuhuflla kültürümüzü yozlaflt›rmaya
çal›fl›yorlar. Bizler Dersimli gençler olarak yoz kültüre karfl› direngen bir flekilde mücadele edece¤imizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz” denildi. Kürtçe ve Türkçe ezgilerin ard›ndan sahneyi Hasan Sa¤lam ve ekibi ald›. Kendi yazd›¤› bir fliirle bafllayan Sa¤lam da Zazaca ve Türkçe türkülerini söylerken halay parçalar›yla kitleyi coflturdu. Son olarak Grup Munzur’un sahneye ç›kmas›yla flölen geç saatlerde sona erdi. Geceye Partizan, ‹flçi-köylü ve Yeni Demokrat Gençlik okurlar› da kat›l›m sa¤lad›. (Kartal)
9
20
22 Nisan-5 Mayıs 2005
T. Kürdistan›’nda askeri operasyonlar yo¤unlaflt›
Y›llard›r Karadeniz’de ve Türkiye Kürdistan›’nda gerillay› yok etmek amac›yla “Düflük Yo¤unluklu Savafl Stratejisi” ad› alt›nda her türlü yöntemi deneyen faflist TC, bahar›n gelmesiyle birlikte operasyonlar›-
Devrimcilerden Mersin’de ortak eylem Nisan 2005 tarihinde Tarsus-Yenice’de bulunan Yenice Mezarl›¤›’nda U¤ur Türkmen’in mezar› bafl›nda anma yapan TAYAD’l›lara jandarman›n sald›rmas› sonucu gözalt›na al›nan Ekmek ve Adalet Dergisi Mersin Muhabiri Nurettin Kalkan ve TAYAD’l› Sema Peynirci’nin tutuklanmas›n› protesto eden ‹flçi-köylü, Devrimci Demokrasi, At›l›m gazeteleri ve Ekmek ve Adalet Dergisi çal›flanlar› ve okurlar› bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. 12 Nisan 2005 tarihinde Saat 13:00’te Mersin Taflbina önünde bir araya gelen kitle “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” pankart›n› açt›. Sloganlarla toplanan kitle ad›na okunan bas›n metninde sald›r›lar›n devrimci ve sosyalist bas›n› y›ld›ramayaca¤› vurgulanarak “elbetteki son dönemlerde artan faflist sald›r›lar, komplolar devlet ve onun bekçisi polis taraf›ndan organize edilmektedir” denildi. Eylemde s›k s›k “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Sosyalist bas›n susturulamaz” vb. sloganlar hayk›r›ld›. Eylem alk›fllarla son bulurken polisin yo¤un ablukas› ise dikkat çekiciydi. (Mersin)
10
n› yo¤unlaflt›rd›. Son bir y›l içerisinde T. Kürdistan›’nda kesintisiz süren askeri operasyonlar bahar›n gelmesiyle yo¤unlaflarak devam ediyor. T. Kürdistan›’nda bölge halk›n›n yak›ndan tan›d›¤›, yü-
rüttü¤ü operasyonlarda birçok köylünün öldürülmesi ve kaç›r›lmas›yla, orman ve köy yakmalar›yla ün salm›fl Kayseri ve Bolu Da¤ Komando Tugaylar› da destek veriyor. Operasyonlarda ayr›ca kontr-gerilla timleri, itirafç› ve korucular da kullan›l›yor. Geçti¤imiz haftalarda HPG Bas›n Konseyi’nin yap›lan bir aç›klamayla “Kürtlere yönelik sald›r›lar›n boyutlanmas› nedeniyle, Halk Savunma Güçleri (HPG)’nden 1500 gerillan›n Kürt halk›na yönelik sald›r›larda savunmaya geçmesi için konumland›r›ld›¤›n›” belirtmesi üzerine, TC devletinin Cudi, Gabar, Dersim vb. bölgelerine yönelik askeri sevkiyat› ve operasyonlar› yo¤unlaflt›. HPG taraf›ndan yap›lan aç›klamada ç›kan çat›flmada 121 askerin öldü¤ü belirtildi. Binlerce topu, tank›, helikopteriyle bölgeyi bombalayan
devlet güçleri, girdi¤i çat›flmalarda çok say›da kay›p verirken, bas›na yap›lan aç›klamalarda “Türkiye’nin güvenli¤i için gerekirse s›n›r ötesini zorluyacaklar›n›” ifade eden yetkililer, as›l niyetlerini de böylece göstermifl oluyor. Ülkemizdeki örgütlenmeleri bast›rmak, toplumsal muhalefeti bask› alt›na almak amac›yla, oluflturulan kontr-gerilla vb. örgütlenmelerle faflizm halka gözda¤› vermek istiyor. Kürt halk›na yönelik imha, inkar siyaseti bugün faflizmin devlet politikas› haline gelmifltir. Devlet, gerilla cesetlerine yapt›¤› iflkencelerle sald›r›lar›n›n s›n›r tan›mad›¤›n› bir kez daha göstermifltir. Cenazelerini almak isteyen ailelerin tüm çaba ve giriflimleri yine faflizmin kolluk güçleri taraf›ndan bofla ç›kar›lmaktad›r. (Malatya)
“Kuflkulu ölümler ve intiharlar” raporuna soruflturma ‹HD Bingöl fiubesi’nin haz›rlad›¤› ve 2001-2004 y›llar› aras›ndaki intiharlar› aktaran raporu Bingöl ‹l Jandarma Komutanl›¤›’n›n suç duyurusu sonucu soruflturmal›k oldu. 2001’de 15, 2002’de 9, 2003’de 6, 2004’de de 12 ölümle sonuçlanan intihar vakas›n›n gerçekleflti¤inin ifade edildi¤i raporda toplam 42 intihar olay›n›n 14’ünün Bingöl merkezinde, di¤er 27’sinin ise köylerde meydana geldi¤i belirtilmiflti. Yine raporda ateflli silahlarla gerçekleflen 17 intihar olay›n›n 7’sinin korucu ailelerinde, korucu silahlar› ile gerçekleflti¤inin ve bunlar›n korucu ailelerinin fertleri oldu¤una dikkat çekti¤i için askeri yetkililerinin tepkisini çekti¤i belirtildi. Bingöl ‹l Jandarma Komutanl›¤› ‹HD Bingöl fiubesi’nin bu raporunun verilerini
abart›l› bulup “Devletin korucular›n›n ve güvenlik güçlerinin manevi flahsiyetinin tahkir ve tezyif edildi¤ini”, “Raporla halk› kin ve düflmanl›¤a teflvik etti¤i” gerekçesiyle ‹HD Bingöl fiube Baflkan› R›dvan K›zg›n hakk›nda Bingöl Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na suç duyurusunda bulundu. Konuyla ilgili bir aç›klama yapan R›dvan K›zg›n ise verilerin abart›l› oldu¤u iddias›n› yalanlayarak, verilerin önemli bir k›sm›n›n Emniyet Müdürlü¤ü’nden elde edildi¤ini, bir bölümünün ise üyeler taraf›ndan kendilerine aktar›ld›¤›n› dile getirerek “verilerimiz tek tek isim ve yer baz›nda, arzu eden herkese verebiliriz. Bu veriler 2001-2002-2003 ve 2004 y›llar›nda Bingöl ve ilçelerinde yaflanan, flubemizce yap›lan baflvurular sonucu
elde etti¤imiz verilerdir” dedi. K›zg›n ayr›ca Türkiye’de ilk defa böyle bir gerekçe ile soruflturma aç›ld›¤›n› belirterek “‹lkler hep Bingöl’de yaflan›yor. Çünkü buras› Bingöl’dür. Bu ayn› zamanda buradaki uygulamalar hakk›nda yapm›fl oldu¤umuz tüm aç›klamalar› do¤rulamaktad›r” dedi. Yaflanan intiharlar› da de¤erlendiren K›zg›n “Bu vakalar›n yani bir insan›n nedensiz olarak yaflam›na son veremeyece¤ine inan›yoruz. Bir insan intihar ederek yaflam›na son veriyorsa, bu insan› bu duruma tafl›yan ekonomik, sosyal, toplumsal nedenleri oldu¤unu kabul ediyoruz. Yoksa intihar vakalar› ‘geçirdi¤i bunal›mlar sonucu intihar etti’ cümlesiyle geçifltirilecek kadar basit de¤ildir” dedi. (H. Merkezi)
“Munzur onurdur, onuruna sahip ç›k!” ‹zmir Tuncelililer Derne¤i 16 Nisan Cumartesi günü Konak eski Sümerbank önüne gelerek Munzur’da yap›lmaya çal›fl›lan barajlar› ve son dönemde yabanc› flirketler taraf›ndan yap›lan maden arama faaliyetlerini protesto etti. Saat 13:00’te “Munzur onurdur, onuruna sahip ç›k”, “Munzur’da barajlara hay›r”, “Ata Holding Munzur’dan defol”, “Siyanürlü alt›na hay›r” sloganlar› ve açt›klar› “Siyanürlü alt›na ve barajlara hay›r”, “Topra¤›na geri dön Munzur’a sahip ç›k”, “Munzur’da do¤a katliam›na hay›r” pankartlar›yla yürüyüfle geçen kitle Konak Sümerbank önüne gelindi¤inde sona erdi. Dernek ad›na ba-
s›n aç›klamas›na Dernek Baflkan› Cemal Mutlu yapt›. Mutlu; Munzur’da yap›lmas› düflünülen barajlar›n 84 yerleflim birimini sular alt›nda b›rakaca¤›na ve kentle ilçeler aras›nda ulafl›m imkan›n›n ortadan kalkaca¤›na dikkat çekerek Köye Dönüfl Projesi kapsa-
m›nda yeniden iskana aç›lan köylere dönüflün imkans›zlaflt›¤›n› belirtti ve göç probleminin derinleflece¤ini ifade etti. Mutlu, ‹zmir’de bulunan Dersimliler olarak taripkar projelere hay›r dediklerini, yaflam alanlar›na ve insani de¤erlere, yörenin ekolojik ve kültürel yap›s›na sayg› gösterilmesini istediklerini barajlara ve siyanüre hay›r dediklerini bir kez daha belirtti. Mutlu son olarak gerek Dersim’de gerekse ülke genelinde t›rmand›r›lan gerilime de¤inip bu gerilim politikalar›n›n ve fliddet ortam›n›n kimseye yarar sa¤lamayaca¤›n›n bilinmesini ve ifade özgürlü¤üne sayg› gösterilmesi gerekti¤ini belirtti. Aç›klaman›n ard›ndan kitle sloganlarla da¤›ld›. (‹zmir)
10
22 Nisan-5 Mayıs 2005
Tutsaklara moral yasa¤›! Edirne F Tipi Hapishanesi’nde bulunan tutsaklara yaz›lan mektuplar›n moral yükseltici nitelikte oldu¤u gerekçesiyle ‘sak›ncal› bulunarak’ verilmemesini protesto eden ‹HD ‹stanbul fiubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri 13 Nisan Çarflamba günü Galatasaray Postanesi’nden Adalet Bakan›’na faks çekerek tutsaklara da mektup gönderdi. fiaban Dayanan yapt›¤› aç›klamada son günlerde yaflanan sald›r›larda polisin tutumunu elefltirerek, sald›r›larda linç edilmek istenenlerin tutuklanmas›n› k›nad›. Dayanan, toplum olarak temel ihtiyac›n halklar›n kardeflli¤i oldu¤unu belirterek “farkl›l›klarla yaflamak zorundas›n›z” dedi. Bas›n aç›klamas›n› okuyan A¤ca Kaplan ise Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde de tutsaklar taraf›ndan gazete köfle yazarlar›na yaz›lan mektuplara da “F tipi cezaevlerini küçük düflürmek” gibi gerekçelerle el konulup ilgili gazetelere gönderilmedi¤ini hat›rlatarak bu uygulamalar›n hapishanelerdeki tecritin ve Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›’n›n getirdi¤i sald›r›lar›n bir parças› oldu¤unu söyledi. Kaplan tutsaklar› insan sayan, haklar›n›-can güvenliklerini güvence alt›na alan düzenlemelerin yap›lmas›n› ve F tipi (tecrit tipi) uygulamas›ndan vazgeçilmesini yineleyerek “bizler mahpuslar›n sesi olmaya devam edece¤iz. Bahar renkleriyle dolu hayat› mektuplar›m›zla içeri tafl›maya devam edece¤iz. Mahpuslar› toplumdan tecrit eden koflullara karfl› ç›kmaya devam edece¤iz” dedi. (‹stanbul)
‹zmir Ceza ve Tutukevleri Ba¤›ms›z ‹zleme Grubu’nun y›ll›k çal›flma raporu aç›kland›
“‹fiKENCE VE KÖTÜ MUAMELE ‹DD‹ALARI DEVAM ED‹YOR” “Disiplin uygulamalar›” bölümünde özellikle çocuklara yönelik uluslararas› sözleflmelere ayk›r› flekilde ziyaretçi ve mektup yasa¤› verildi¤ine dikkat çekilerek çocuklar›n bu uygulama kapsam›nda uzak yerlerdeki hapishanelere nakledilerek, aileleriyle görüflmelerin fiilen engellendi¤i de belirtildi.
‹zmir Tabip Odas› Orhan Süren Salonu’nda bir araya gelen ‹zmir Tabip Odas› Baflkan› Zeki Gül, ‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Mustafa Rollas, ÇHD ‹zmir fiube Baflkan› Bahattin Özdemir, T‹HV ‹zmir ‹l Koordinasyon Sözcüsü Mehmet Güzel, ‹zmir Ceza ve Tutukevleri Ba¤›ms›z ‹zleme Grubu’nun Ekim 2003 ile Ekim 2004 tarihlerini kapsayan y›ll›k çal›flma raporunu aç›klad›. Buca Merkez Hapishanesi’nden 6, Bergama M Tipi Hapishanesi’nden 1, Torbal› Hapishanesi’nden 1, Selçuk Hapishanesi’nden 1 kiflinin baflvuruda bulundu¤u rapor çeflitli bölümlerden olufluyor.
Sa¤l›kla ilgili bölümde, doktorlar›n kap›dan bak›p “nas›ls›n›z?” dedi¤i, ilaç ve tedavi kullan›m›nda tutsaklar›n yeterince bilgilendirilmedi¤i, ameliyat olmas› gereken tutsaklar›n, ameliyat günlerinde götürülmedi¤i için ameliyatlar›n›n sürekli ertelendi¤i belirtiliyor. Raporda en çok dikkat çeken konu “iflkence, kötü muamele, keyfi muamele” bölümü. ‹zmir K›r›klar 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde 1 kiflinin gardiyanlar›n kötü muamelesine maruz kald›¤›, 1 tutsa¤›n ise hastane dönüflü 4 jandarma taraf›ndan dövüldü¤ü iddialar›n›n yans›d›¤› raporda Selçuk ve Bergama
Avukat›ndan Erol Zavar ile ilgili aç›klama 14 Nisan 2005 tarihinde ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde aç›klamada bulunan Av. fiafak Y›ld›z, Edirne F Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan ve mesane kanseri olan müvekkili Erol Zavar’›n sa¤l›k durumu hakk›nda bilgi verdi. Hapishanelerde yaflanan sa¤l›k sorunlar›n›n devletin yetkili kurumlar›n›n hiçbir iyileflmeye gitmemesi nedeniyle artarak devam etti¤ine dikkat çeken Y›ld›z, Edirne F Tipi Hapishanesi’nin ise adeta cehenneme dönüfltü¤ünü söyledi. Y›ld›z, mesane kanseri olan müvekkili Zavar’a ac› veren aya¤›ndaki platini
ç›karma gere¤i duymayan Edirne T›p Fakültesi doktorlar›n› ihmalkar davranmakla suçlayarak, “Platini ç›karma gere¤i duymayan doktorlar, müvekkilim Ankara’ya sevkini isteyince, bu platini kendilerinin de ç›karabilece¤ini belirtmifltir. Yani müvekkilim, Ankara’ya sevk talebi olmasayd› iki y›ld›r baca¤›ndan ç›kar›lmas› gereken platin ve onun verdi¤i a¤r›larla yaflamaya devam edecekti. Bu olay nedeniyle müvekkilim hastane yönetimi ve doktorlar hakk›nda suç duyurusunda bulunmufltur” dedi. (‹stanbul)
C‹K’e iliflkin tutsaklardan görüfller... Tutsaklardan gelen mektuplara göre hapishanelerde Haziran ay›nda yürürlü¤e girecek olan yasaya iliflkin Sincan F Tipi Hapishanesi’nden gelen bir tutsak mektubunda özellikle “a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet cezas› alanlara verilecek olan hücre cezas›na” iliflkin flu ifadeler yer almaktad›r; F tipleri aç›ld›¤›ndan bu yana F Tiplerini “zamana yay›lm›fl olarak insanlar› tabutlayan ölüm makineleri” olarak adland›r›yoruz. Fakat C‹K’le birlikte baflta hastalar›m›z olmak üzere “zamana yayma” anlay›fl›na son verilip “h›zland›r›lm›fl bir
20
sürece” bafllan›l›yor. Bu yasa uyguland›¤›nda her türlü iflkencenin süreklilik kazanmas› söz konusu. Bunlar›n birincisi, “a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbetlik” alanlar›n Tek’li hücrelerde günde bir saatlik havaland›rmalarda tutulacak olmas›d›r. Tekli hücrelerin ebatlar› 2.5-5 metredir. Yani 12.5 metrekarelik bir aland›r. Bu alanda bir tuvalet, banyo, lavabo bölümü vard›r. Bir dolap, bir ranza, bir masa, bir sandalye, vard›r. Tüm bunlar bu alana yerlefltirildi¤inde içine hiçbir eflya yerlefltirilmedi¤inde koridor kap›s› ile havaland›rma kap›s› aras›nda bir kiflinin tek yürüye-
bilece¤i 5 metre uzunlu¤unda alan kal›r. Fakat bizlerin TV, sehpa, vb. bu alana yerleflince sadece iki ad›ml›k bir boflluk kalmaktad›r. Içinde bir iki ad›m at›labilinen bu alanda 23 saat boyunca kapal› tutulacaks›n›z ve bu ölünceye kadar sürecek. “ölünceye kadar hücre cezas›” alan böyle bir uygulamay› da “hücre cezas› en fazla 15 gün olabilir” diyerek perdeleyeceksiniz. Yasada kap›lar› açmak, saati uzatmak, tredmana ba¤l› olarak k›s›tland›r›lsa da bu idareye b›rak›lm›fl durumda. Neyin nas›l pratiklefltirildi¤ini somutta yaflad›¤›m›zda görece¤iz.
Hapishanesi’ndeki tutsaklar›n da kötü muameleye maruz kald›klar› ve ölümle tehdit edildikleri yer al›yor. Tutsaklar›n yak›nlar›yla görüfl s›ras›nda ziyaretçilerin onur k›r›c› davran›fllara ve hakaretlere maruz kald›¤›n›n ifade edildi¤i raporda, görüflmeler s›ras›nda telefonlar ar›zal› oldu¤u için konuflulanlar›n anlafl›lmad›¤› belirtildi. ‹darenin takdirine göre her türlü tav›r ve davran›fl›n suç say›ld›¤› ve tutsaklar›n cezaland›r›ld›¤›n›n belirtildi¤i “Disiplin uygulamalar›” bölümünde özellikle çocuklara yönelik uluslararas› sözleflmelere ayk›r› flekilde ziyaretçi ve mektup yasa¤› verildi¤ine dikkat çekilerek çocuklar›n bu uygulama kapsam›nda uzak yerlerdeki hapishanelere nakledilerek, aileleriyle görüflmelerin fiilen engellendi¤i de belirtildi.
Raporda ayr›ca yemeklerin az oldu¤u, kahvalt›lar›n kalori aç›s›ndan yetersiz oldu¤u, kantin fiyatlar›n›n yüksek olmas›, yeteri miktarda battaniye bulunmad›¤› ve özellikle F tipi hapishanelerde fazla kitap ve dergi bulundurulmad›¤› ve bunlar›n hapishane idaresinin keyfi tutumuna ba¤l› olarak engellendi¤i flikayetlerine de yer verildi. Raporun aç›klamas›n›n ard›ndan söz alan T‹HV ‹zmir Temsilcisi Veli Gök “Türkiye’de birçok sivil toplum kuruluflunun içinde yer ald›¤› bir çal›flma grubu ile yap›lan çal›flmalar Birleflmifl Milletler taraf›ndan belge olarak kabul gördü. Araflt›rmalar›m›zda halen birçok sorunla karfl› karfl›ya kalmam›za ra¤men bize ulaflan bilgileri sizlerle paylaflmay› bir borç biliyoruz” dedi. (‹zmir)
‹zmir 10. Kitap Fuar› GERÇEKLEfiT‹R‹LD‹ ‹zmir’de geleneksel olarak yap›lan ‹zmir Kitap Fuar›’n›n bu y›l onuncusu 9-17 Nisan tarihleri aras›nda TÜYAP taraf›ndan gerçeklefltirildi. 185 yay›nevinin kat›ld›¤› ‹zmir Kitap Fuar›, çok say›da yay›nevini yazarlar› ve okurlar›yla buluflturdu. 82 panel, konuflma ve fliir dinletisi yap›l›rken aralar›nda Haluk Gerger’in de bulundu¤u 500 yazar da okurlar›yla buluflup kitaplar›n› imzalad›lar. Umut Yay›mc›l›k da 4. kez ‹zmir Kitap Fuar›’nda okurlar›yla bulufltu. Son ç›kan Umut Yay›mc›l›k kitaplar›, ‹flçi-köylü, YDG, Partizan ve ILPS bülteninin de bulundu¤u Umut Yay›mc›l›k stand›nda ilgi genelde komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n hayat›n›n, mücadelesinin anlat›ld›¤› kitaplarayd›. Ayr›ca yay›nevimizin son ç›kard›¤› kitaplar› da okurlar›m›z ilgiyle karfl›lad›. Komünist ustalar›n resimlerinin as›l› oldu¤u Umut Yay›mc›l›k Stand› görsel olarak da ‹zmir
Kitap Fuar›’na gelenlerin ilgisini çekiyordu. Arkalar›nda komprador patronlar›n oldu¤u “büyük” yay›nevlerinin salt ticari amaçla kat›ld›¤› fuarda devrimci ve demokrat yay›nevlerinin amac› ise kitaplar› halkla buluflturmakt›. Nitekim bu yay›nevlerinin açt›¤› ‘dükkan’ görünümlü standlardan da göze ilk çarpan buydu. Fuara kat›l›m ilk günler çok olmazken son iki gün oldukça yo¤undu. Ayr›ca bu y›l fuar›nsa en kötü y›l›n› geçirdi¤i de yap›lan yorumlar aras›ndayd›. (‹zmir)
11
20
22 Nisan-5 Mayıs 2005
Ne pahas›na olursa olsun yuvalar›m›z› y›kt›rmayaca¤›z!
Avc›lar Yeflilkent Mahallesi yaklafl›k üç haftad›r y›k›ma karfl› gösterdi¤i direniflle gündemde. Mahallede 150 tane evin “hazine arazisi” üzerinde oldu¤unu söyleyen, ‹stanbul Büyükflehir Bele-
CHP F Tipi Hapishanelere karfl› ikiyüzlü tutumunu sürdürüyor C‹K’e iliflkin her türlü deste¤i verip kabulu s›ras›nda tüm milletvekillerine teflekkür eden milletvekilleri flimdi de C‹K ile ilgili samimi ve etkin bir muhalefet yapm›fl gibi Adalet Bakan›n› vazgeçiremediklerini aç›kl›yorlar. Çok fazla yoruma dahi gerek duyulmayacak kadar ikiyüzlülüklerini belgeleyen CHP’li Adalet Komisyon üyesi Orhan Eraslan 30 Mart’ta flu aç›klamay› yapm›flt›r: “Cezan›n infaz›nda amaç devletin intikam almas› de¤ildir. Amaç insan›n yeniden sosyalleflmesidir. ‹nsan› yaln›zlaflt›rarak topluma uyumlu hale getiremezsiniz. Tredman meselesi zorunlu. Zinhar siyasilere uygulanamaz. Çünkü siyasi suç gerçek suç de¤ildir. Rejim aleyhtar› olmak suç de¤ildir. Disiplin suçu çok serttir”
C‹K’in tutsaklara yükledi¤i kurallar bafll›¤› ile 5 sayfal›k ibret belgesi da¤›t›ld› Haz›rlanan 5 sayfal›k yaz›n›n içeri¤i devrimci tutsaklara dönük yeni sald›r›lar› içeriyor. Özellikle “mahkumun cezaya katlanma yükümlülü¤ü” maddesinde yer alan “bu kap›dan içeri girildi¤inde girenle birlikte tüm tasarruflar bize geçer” deniyor. “Hak”lar ise ancak bu kurallara itaatle s›n›rland›r›l›yor. 5 sayfal›k ibret belgesinde disiplin cezalar›na dair mu¤lakl›k da bu anlay›fl› onaylar nitelikte. (C‹K’te oldu¤u gibi.) Disiplin cezalar› sadece maddelerde belirtilen nedenlerele ilgili verilmiyor. 1900’lü y›llar›n ortalar›na kadar ABD’de tutsak edilen kifliler yasalar gere¤i ölü kabul ediliyormufl. Bu durumun inceltilmifl hali olan C‹K de baz› biçimsel incelikler tafl›sa da esasta ayn› özü tafl›yor.
diyesi, devletin kolluk güçlerini de alarak mahallede y›k›m ifllemi bafllatt›. Bu konuyla ilgili Yeflilkent Mahallesi halk› yapm›fl oldu¤u aç›klamada flunlar› söyledi: “14 Nisan sabah saat 07:00’den iti-
baren y›k›m bölgesi ablukaya al›nd›. Yaklafl›k 700 civar›nda polis, birçok say›da panzer ve belediye ekipleriyle ifl makinalar› y›k›m için çal›flt›r›ld›. Mahalle halk› ise y›k›m bölgesinde toplanarak y›k›ma izin vermeyeceklerini gösterdi. Mahalle halk›n›n tafll› sopal› direnifline, polis gaz bombalar› ile yan›t verdi. Uzun süren çat›flmalar›n ard›ndan polis mahalleyi terk etmek zorunda kald›. Mahalledeki direniflte çok say›da polis yaralan›rken birçok araç da tahrip edildi. Bu arada polis 8 kifliyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlardan 5’i “devletin memuruna karfl› gelmekten” tutukland›. fiimdi soruyoruz! Seçim zamanlar›nda insanlara tapu da¤›tanlar, iktidarda olurlarsa halktan yana olacaklar›n› söyleyenler flimdi neredeler? Yoklar. Çünkü onlar iktidara geldiklerinde efendilerine uflakl›k etmekten, ceplerini doldurmaktan zaman bulamazlar ki, halka hizmet edebilsinler. AKP hükümeti ABD ve AB efendilerinin önünde süt dökmüfl kedi
gibi dururken kendi halk›na yüzlerce polisi ve panzeri ile vahflice sald›r›yor. Kendi müteahhitlerine inflaat alanlar› açmak ve onlar› memnun edebilmek için al›nterimiz, çocuklar›m›z›n gelece¤i olan yuvalar›m›z› y›kmaya çal›fl›yorlar. Biz bu tabloyu Gazi’de, Alibeyköy’de, Armutlu’da ve son olarak da Aydos’ta gördük. Bu semtlerin direniflleri gibi bizim direniflimiz de onlara geri ad›m att›racakt›r. Bizler; Yeflilkent Mahallesi halk› olarak devletin topyekün sald›r›s›na karfl›, topyekün direniflle karfl› koyaca¤›z. Çünkü sorunumuz ortakt›r, o halde çözüm de ortak ve örgütlü olmakt›r. Onlar›n kâr h›rslar› u¤runa evlerimizden vazgeçemeyiz. Zulmün oldu¤u her yerde isyan etmek meflrudur diyoruz, Yuvalar›m›z bizim eme¤imiz, eme¤imizi gasp ettirmeyece¤iz! Direnen halk kazanacak! Sonuna kadar topyekün direnifl!” (Avc›lar ‹K okurlar›)
Nergiz Gülmez mezar› bafl›nda an›ld›
Proletarya Partisi’nin ilk Ölüm Orucu flehidi Nergiz Gülmez 11 Nisan 2001 tarihinde Ölüm Orucu’nun 123. gününde ölümsüzlü¤e u¤urlanm›flt›. Nergiz Gülmez’in flehit düflüflünün 4. y›l›nda ailesi ve yoldafllar› Nergiz’in
mezar› bafl›nda 11 Nisan Pazartesi günü saat 13:30’da bir anma gerçeklefltirdi. Nergiz Gülmez’in mezar› çiçeklerle süslenirken Proletarya Partisi’nin di¤er flehitlerinin mezarlar›na da çiçekler konuldu. Mezar bafl›nda bir yoldafl› yapt›¤› konuflmada; “Nergiz’in bedenen aram›zdan ayr›l›fl›n›n 4. y›l›nda tekrar birlikteyiz. Nergiz bize bir miras b›rakt›. Onlar› anmak miraslar›na sahip ç›kmakt›r” dedi. Ard›ndan devrim ve komünizm mücadelesinde flehit düflenler için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Sayg› duruflunun ard›ndan “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Nergiz Gülmez yoldafl ölümsüzdür” sloganlar› at›ld›. Nergiz Gülmez’i hapishaneden tan›yan bir yoldafl› da yapt›¤› konuflmada “Nergiz yoldafl›n en
TAYAD hapishanelerde sorunlar›n artt›¤›n› dile getirdi 17 Nisan 2005 tarihinde “Tecridi kald›r›n ölümleri durdurun” yaz›l› önlükler giyen TAYAD üyesi bir grup, fiiflli Meydan›’nda bir araya gelerek, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” yaz›l› pankart aç›p, “Adalet istiyoruz”, “Tecridi kald›r›n ölümleri durdurun” sloganlar› att›. Grup ad›na aç›klama yapan Fa-
dik Ad›yaman, son 2 ayda hapishanelerde bask›lar›n giderek artt›¤›n› söyledi. Hasta tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin engellendi¤ini belirten Ad›yaman, hapishanelere gönderilen mektuplar›n da idarenin engeline tak›ld›¤›n› kay(H. Merkezi) detti.
büyük özelli¤i yoldafllar›na s›k› s›k›ya ba¤l›l›¤›yd›. Düflman karfl›s›nda inatç›yd›, asiydi. Onu anlatmak kolay de¤il. Bizim için önemli olan yoldafllar›m›z›n eksiklerinden art›lar›ndan dersler ç›kararak onlar›n miraslar›n› daha ileriye tafl›makt›r. fiehitlerimizin bize b›rakt›klar› miras› ileriye tafl›yaca¤›m›za buradan bir kez daha söz veriyoruz” dedi. Konuflmalar›n ard›ndan Gülmez anan›n yakt›¤› a¤›tlarla kitle duygusal anlar yaflad›. Nergiz’in çok sevdi¤i k›r pideleri yoldafllar›na da¤›t›l›rken anma saat 14:15’te sona erdi. Bu arada jandarma ve sivil polislerin anma saatinin bafllamas›ndan çok önce bölgede y›¤›nak yapt›¤›, sürekli yolda siren çalarak psikolojik bask› yaratmaya çal›flt›¤› görüldü. (Kartal)
AVUKATLARLA TOPLANTI TUYAB’l› aileler, 16 Nisan’da Haziran ay›nda yürürlü¤e girecek olan Ceza ‹nfaz kanununa iliflkin bilgi edinmek ve hapishanelerde karfl›laflt›klar› hukuksuzluklara karfl› neler yap›labilece¤ini ö¤renmek amac›yla de¤iflik kurumlardan avukatlarla bir toplant› yapt›. Toplant›da aileler ziyaretlerde yaflad›klar› hukuksuzlarla ilgili avukatlar› bilgilendirirken avukatlar da yaflan›lan hak ihlallelerinde hapishanelerin bulundu¤u yerel barolara baflvurulmas› gerekti¤ini belirterek müvekkillerinin karfl›laflt›klar› sorunlarda hukuk cephesinden nas›l yan›t olacbilecekleri hakk›nda bilgilendirme yapt›lar.
12
22 Nisan-5 Mayıs 2005
20
Sa¤l›k emekçileri özellefltirmeye karfl› alanlara ç›k›yor * SES üyeleri 5 Nisan Çarflamba günü Haydarpafla Numune Hastanesi önünde bir araya gelerek Sa¤l›kta Dönüflüm Yasas›’n› ve hükümetin sa¤l›k politikalar›n› protesto etti. SES Anadolu flube üyeleri “7.5 saat çal›flt›r›lmak yeni Çernobiller yarat›r”, “Afl›ya dokunma-çocuk ölümlerini art›rma” yaz›l› dövizler açarak “Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz”, “Afl›ya dokunma-çocuk ölümlerini art›rma” vb. sloganlar att›lar. SES Anadolu fiube Baflkan› Mehmet Ali Ifl›k yapt›¤› aç›klamada AKP hükümetinin Sa¤l›kta Dönüflüm Yasas› çerçevesinde sa¤l›¤› piyasa koflullar›na terk etmeye devam etti¤ini belirterek “SSK hastanelerinin Sa¤l›k Bakanl›¤›’na acele bir flekilde devredilmesiyle hükümetin önünde fazla bir engel kalmad›¤› görülmektedir. Bu h›zla hükümet, Torba Yasas›yla gelece¤imizi radyasyon alt›nda 7.5 saatle meslek hastal›klar›n›, Genel Sa¤l›k Sigortas›yla toplum sa¤l›¤›m›z› hiçe saymaktad›r. IMF, Dünya Bankas› patentli Sosyal Güvenlik ve Sa¤l›kta Dönüflüm projesini yaflama geçirmek için ad›mlar›n› h›zland›rm›flt›r” dedi. * 8 Nisan’da SES Aksaray fiube üyesi Çapa T›p Fakültesi çal›flanlar› eylem yaparak halk› kendilerine destek vermeye ça¤›rd›. Çeflitli sloganlar at›larak yap›lan aç›klamada SES ‹flyeri Temsilcisi Nurflen Denizci, hükümetin yapt›¤› anlaflmalar gere¤i Genel Sa¤l›k Sigortas›, Emeklilik Sigortas›, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Primsiz Ödemeler Kanunu tasar›lar›n›
Meclis gündemine getirdi¤ini ve bu yasalar›n emeklili¤i imkans›zlaflt›raca¤›n›, sa¤l›k hizmetlerinin paral› hale getirilece¤ini, kesintiler art›r›larak ücretli ve emekli ayl›klar›n›n düflürülece¤ini belirtti. 21 Nisan tarihinde ülke çap›nda ifl b›rakacaklar›n› duyuran Denizci herkesi yapacaklar› eylemlere destek sunmaya ça¤›rd›. * 13 Nisan Çarflamba günü de SES fiiflli fiube üyesi fiiflli Etfal Hastanesi çal›flanlar› iflyerlerinin önünde eylem yaparak 21 Nisan tarihinde yapacaklar› kitlesel ifl b›rakma eylemine destek istedi. ‹flyeri Temsilcisi ‹lyas Cezik son 20 y›ld›r uygulanan politikalar ile bütün kamu hizmetlerinin çökertilmeye çal›fl›ld›¤›n›, bunun son adamlar›ndan birinin de sa¤l›k sektöründe at›lmak istendi¤ini belirtti. Cezik “Genel bütçeden sa¤l›¤a daha az pay ayr›lmak istenmektedir. Ayl›k 116 YTL’den fazla geliri olan, prime ba¤lanmakta, prim ödeyemeyince sa¤l›k hizmeti verilmesi ortadan kald›r›lmaktad›r. Prim ödeme d›fl›nda sa¤l›k ödemelerinden yararlan›ld›¤› anda al›nmak üzere yeni katk› paylar› getiriliyor” diyerek yasan›n insanlara getirecekleri hakk›nda k›sa bir bilgilendirmede bulunurken “Mevcut haliyle sa¤l›k kurumlar›, personel ve donan›m olarak cevap veremez hale gelmifltir” dedi. * Sa¤l›k emekçileri 14 Nisan’da da SSK Okmeydan› Hastanesi’nde ça¤r› eylemi gerçeklefltirerek eylemlerinin sürece¤ini söyledi. Eylemde SES fiiflli fiube
Baflkan› Rabia Tuncer ve ‹stanbul Tabip Odas› ‹flyeri Temsilcisi Ercan Küçükosmano¤lu birer aç›klama yapt›lar. (‹stanbul) SA⁄LIKTA TASARRUF ÖLDÜRÜR Genel Sa¤l›k Sigortas›’na karfl› hekimlerin mücadelesi devam ediyor. Sa¤l›k hizmetlerinin paral› hale getirilece¤ini, sa¤l›k alan›nda özellefltirmelerin yaflanaca¤›n› ifade eden hekimler bütün bunlar›n IMF’nin emriyle yapt›rd›¤›n› belirtiyorlar. 8 Nisan günü Hacettepe Üniversitesi önünde bir araya gelen SES üyeleri buradan Yüksek ‹htisas Hastanesi, Numune Hastanesi ve ‹bni Sina Hastanesi’ni gezerek yasay› anlatan broflürleri hastalara da¤›tt›lar. ‹bni Sina Hastanesi önünde konuflan SES Ankara fiube Baflkan› Adem Balan, AKP hükümetinin sa¤l›k
TEKEL’e uzanan eller k›r›l›r! TEKEL’in özellefltirilmesine karfl› seslerini yükselten, öfkesini hayk›ran TEKEL iflçileri Ankara’da bulufltu. Baflta ‹stanbul, Malatya, Adana, Diyarbak›r olmak üzere ülkenin dört bir yan›ndan bir araya gelen TEKEL iflçileri, Özellefltirme ‹daresi’nin önüne yürüyerek tepkilerini ortaya koydular. Uzun bir süredir TEKEL’in sigara fabrikalar›n› özellefltirerek emperyalistlere peflkefl çekmek isteyen hükümetin politikalar›na direnen TEKEL iflçileri, ihalenin sonuçlanaca¤› 8 Nisan günü Özellefltirme ‹daresi binas›n›n önünde topland›lar. Sabah saatlerinden itibaren Kurtulufl Park›’na gelen iflçiler halaylar çekerek davul-zurna eflli¤inde ve “TEKEL’e uzanan eller k›r›l›r” sloganlar›yla yürüdüler. “Direne direne kazanaca¤›z”, “‹flçiyiz hakl›y›z kazanaca¤›z” sloganlar›n› hayk›ran iflçiler uzun bir süre binan›n önünde beklediler. TEK-G›da ‹fl Genel Baflkan› Korkut Güler burada bir konuflma yaparak iflçilere seslendi. Ard›ndan Türk-‹fl Genel Baflkan› Salih K›l›ç kitleye seslendi. K›l›ç’›n konuflmas› iflçiler taraf›ndan s›k s›k kesilerek “Söz bitti s›ra eylemde” slogan› at›ld›. Özellikle kad›n TEKEL iflçilerinin çok öfkeli ve coflkulu oldu¤u eylemde Tek G›da-‹fl
Sendikas›’n›n “Eylemimiz bitmifltir, da¤›l›yoruz” sözlerine ra¤men Diyarbak›r, Adana ve Malatya’dan gelen iflçiler sonuç al›ncaya kadar da¤›lmayacaklar›n› söyleyerek oturma eylemi yapt›lar. “Birlik-mücadele-zafer”, “Susma, sustukça s›ra sana gelecek” sloganlar›yla kararl› bir flekilde eylem yapan iflçiler, sivil
polislerin tehditlerine ve sendikac›lar›n eylem k›r›c›l›¤› yaparak da¤›tmak istemelerine ra¤men oturarak tepkilerini dile getirdi. Sendikan›n TEKEL’in sat›lmas›na karfl› eylem yapmamas›n› elefltiren iflçiler, Genel Baflkan’la uzun süre tart›flt›. Sendikan›n hükümetle uzlaflt›¤›n›, mücadele etmedi¤ini belirten iflçiler, sendika yöneticilerinin dayatmalar› so-
nucu eylemi bitirdiler. BES Ankara 1 No’lu flubenin de destek verdi¤i eylemde görüflmek istedi¤imiz sendika yöneticilerinden olumsuz cevaplar ald›k. ‹flçilerin tepkisi dikkatimizi çekerken sendikan›n eylemleri engellemeye yönelik çabalar da önemli bir di¤er noktayd›. TEKEL iflçisi Bedri Cirit TEKEL’deki geliflmelerle ilgili sordu¤umuz soruyu flu flekilde yan›tlad›: ‹flçi s›n›f›na yap›lan bir sald›r›d›r bu. ‹flsizlik demektir. TEKEL’de toplamda 15 bin iflçi mevcut. Pasif direnifller, yemek boykotlar› yapt›k. Ancak SEKA’dakine benzer bir eylem yapamad›k. Sendikalarda bir fley yok. Biz Türk-‹fl’e karfl› da eylem yapt›k. Türk-‹fl’i yetersiz buluyoruz. Gerekirse Ölüm Orucu bile yapar›z. Biz haz›r›z, daha farkl› eylemler istiyoruz. Bize karfl› sindirme politikas› uygulan›yor. ‹flimizden oluyoruz, esnaf kan a¤l›yor, köylü zarar ediyor. Malatya’da 80 ton ç›k›yordu flimdi 4 ton ç›k›yor. Malatya ve Diyarbak›r’dan ç›kar›lan arkadafllar›m›za hala iflbafl› yapt›r›lmad›. Türkiye’nin dört bir yan›ndan gelenler var. Hükümet Amerika’ya peflkefl çekiyor. Do¤u’da halk›n yo¤un bir ilgisi var, milletvekilleri giremiyor. Medyaya ve yay›nlara tepki gösteriyorlar. (Ankara)
ve sosyal güvenli¤i hak olmaktan ç›kard›¤›n› belirtti. SES Genel Baflkan› Köksal Ayd›n da hastalarla, iflçi sendikalar›yla mücadelelerine devam edeceklerini aç›klad›. (Ankara) SES’TEN SA⁄LIK S‹GORTASI’NA KARfiI EYLEM SES Samsun fiubesi, Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa Tasar›s› aleyhine protesto eylemi yapt›. Gazi Devlet Hastanesi’nin bahçesinde 8 Nisan tarihinde yap›lan bas›n aç›klamas›nda sa¤l›k emekçileri, sloganlar atarak yasa tasar›lar›n› protesto etti. SES Samsun fiube Baflkan› Süleyman Bal’›n okudu¤u aç›klamada, bu yasalar›n sorunlar› çözmeyece¤i vurguland›. Sloganlar eflli¤inde okunan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan eylem sona erdi. (Samsun)
Sa¤l›k emekçileri sürgüne karfl› yürüdüler Hekimler AKP hükümeti taraf›ndan ç›kar›lan “Tayin yönetmeli¤ine” karfl› greve haz›rlan›yor. Uygulaman›n Cumhuriyet tarihinin en büyük sürgün yönetmeli¤i oldu¤unu bildiren çal›flanlar› haklar›n›n gasp›na karfl› 21 Nisan’da acil servisler d›fl›nda çal›flmayarak greve ç›kacak. AKP’nin Türkiye Kürdistan›’nda 940 uzman hekim a盤›n› bahane ederek e¤itim ve araflt›rma hastanelerindeki 2 bin 500 uzman hekimi bofl kadrolara atayaca¤›n› duyurmas› sonras›nda bafllayan tepkiler giderek yo¤unlafl›yor. Geliflmelerin arkas›nda, özel hastanelere kadro yaratman›n oldu¤unu bilen doktorlar, ‘sürgün’ olarak nitelendirdikleri tayin yönetmeli¤ine karfl› alanlara döküldüler. ‹zmir’de Tabip Odas› ve SES ‹zmir fiube-
si’ne üye sa¤l›k emekçileri 13 Nisan günü Cumhuriyet Meydan›’ndan beyaz önlüklerle yürüyüfle geçtiler. Yürüyüfl boyunca s›k s›k “Yurttafl hekimine sahip ç›k”, “Sürgüne Hay›r”, “Sa¤l›k hizmetinin gasp›na hay›r” sloganlar› atan sa¤l›k emekçileri ad›na SES ‹zmir fiubesi ve ‹zmir Tabip Odas› bir aç›klama yapt›. Aç›klamada baflbakan›n ‹stanbul fiiflli Etfal Hastanesi’nin, Ankara’da Numune Hastanesi’nin sat›labilece¤i aç›klamas› hat›rlat›larak ard›ndan 2500’e ç›kan sürgünler ve h›zland›r›lm›fl “Sa¤l›kta dönüflüm” trendinin sa¤l›k çal›flanlar›n›n ve hastalar›n›n mevcut haklar›n› iptal etmeye çal›flt›¤› belirtildi. Ve son olarak sa¤l›k emekçileri 21 Nisan Perflembe günü grevde olacaklar›n›n duyurusunu yapt›lar. (‹zmir)
13
20
Büro emekçileri Gelir ‹daresi Yasas›’n› ‹fi BIRAKARAK PROTESTO ETT‹ Büro emekçileri AKP’nin tek amac›n›n IMF’nin talimatlar›n› yerine getirmek oldu¤unu, bundan sonra olacaklardan çal›flanlar›n sorumlu olmayacaklar›n› söylediler.
Gelir ‹daresinin Yeniden Yap›land›r›lmas›’na karfl› 7 Nisan 2005 tarihinde bir araya gelen BES ve Türk Büro-Sen üyesi kamu emekçileri tüm gün ifl b›rakarak bulunduklar› illerin defterdarl›klar› önünde eylem yapt›lar. ‹stanbul’da BES, Türk Büro Sen ve Ba¤›ms›z Büro Çal›flanlar› Sendikas› üyeleri Eminönü ve Beyaz›t’tan bafllatt›klar› yürüyüflle ‹stanbul Defterdarl›¤› önüne kadar “Sözleflmeli köle olmayaca¤›z”, “Kamu reformu aldatmacad›r”, “Onurlu memur hesap soruyor”, “Zafer direnen emekçinin olacak” vb. sloganlar atarak ilerlediler. BES ‹stanbul fiubeleri ad›na aç›klama yapan 2 No’lu fiube Baflkan› Mustafa Aktafl gelir idaresi, sosyal güvenlik, genel sa¤l›k sigortas›, emeklilik ve kamu personel rejimi yasalar›n›n emekçiler için y›k›m anlam›na geldi¤ini belirtti. Bugüne kadar yapt›klar› eylemleri görmezden gelenlere, büro emekçilerinin taleplerini duymayanlara bir kez daha seslenmek için ifl b›rakma eylemlerini örgütleyerek tepkilerini dile getirdiklerini vurgulayan Aktafl “Bizi yok say›yorsan›z gelin vergiyi toplay›n” dedi. Türk Büro-Sen 1 No’lu fiube Baflkan› Serdal Özbay, AKP’nin tek amac›n›n IMF’nin talimatlar›n› yerine getirmek oldu¤unu ve bundan sonra olacaklardan çal›flanlar›n sorumlu olmayaca¤›n› söyledi. Ba¤›ms›z Büro Çal›flanlar› Sendikas› il temsilcisi Ahmet Erz ise hakl› davalar›nda sendika ayr›m› yapmadan tek vücut olarak mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirdi. Büro emekçilerinin eylemini destekleyen KESK ‹stanbul fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Rabia Tuncer de sald›r›lar›n püskürtülebilmesi için konfederasyonlar›n birleflmesi gerekti¤ini vurgulad›. Eyleme sendikas›z büro emekçileri de kat›larak hükümeti uyard›. Eylem alk›fllarla sona ererken ifl b›rakma eyleminin devam edece¤i belirtildi. (‹stanbul)
“GELECE⁄‹M‹ZE SAH‹P ÇIKIYORUZ” Büro ve maliye emekçileri, 6 Nisan tarihinde Türkiye çap›nda yapm›fl olduklar› eylemliliklerle, kendilerine dayat›lmak istenilen Gelir ‹daresi Yasa Tasar›s›’n›n geri çekilerek, sendikalar ve meslek kurulufllar›n›n etkin kat›l›m› ile yeniden düzenlenmesi gerekti¤ini kamuoyuna duyurdular. 6 Nisan tarihinde Kad›köy ‹skele Meydan›’nda toplanan BES ‹stanbul 3 No’lu fiube ile Türk Büro Sen ‹stanbul 2 No’lu fiube üyesi maliye ve büro emekçileri, hükümetin IMF politikalar› do¤rultusunda sa¤l›k sigortas› ve emeklilik gibi haklar›n› hedef alan yasalar› protesto ettiler. Büro ve maliye emekçilerinin yo¤un ilgi göstermifl oldu¤u eylemde, BES 3 No’lu flube açm›fl oldu¤u “‹flimize, Ekme¤imize Gelece¤imize Sahip Ç›kaca¤›z” pankart›yla eylemde yerini ald›. Bas›na aç›klama yapan BES 3 No’lu fiube Baflkan› Nafi Marafl, “Bundan önce 22-25 fiubat’ta Ankara’da ve 4-9-10 Mart tarihlerinde ifl b›rakarak bizlere dayat›lan yasalar›n geri çekilmesi ve uygun hale getirilmesi yönlü eylemlerimiz hükümet taraf›ndan dikkate al›nmad›” dedi. Eylem son olarak davul-zurna eflli¤inde çekilen halaylardan sonra son buldu. (Kartal) ‹ZM‹R BES ‹zmir flubesi 6 Nisan günü Konak Hasan Tahsin Vergi Dairesi önünde biraraya gelerek Gelir ‹daresi Yasa Tasla¤›’n›n iptal edilmesini ve nas›l bir gelir idaresi istediklerini belirttiler. Sloganlarla bafllayan eylemde BES ad›na aç›klamay› yapan ‹zmir fiube Baflkan› Musa Sever, hükümetin IMF direktifler ile hareket etti¤ini belirtti. D‹YARBAKIR/MERS‹N BES Diyarbak›r ve Mersin fiubeleri Gelirler ‹daresi Yasa Tasar›s›’n›n geri çekilmesi için çeflitli eylemler
yapt›. BES Diyarbak›r fiube baflkan› Serdal Savaflç› tasar›n›n geri çekilmesi için eylemlerini h›zland›racaklar›n› vurgulad›. 6 ve 7 Nisan tarihlerinde eylemler yapan BES Diyarbak›r fiubesi hükümeti uyard›. BES Mersin fiubesi de ayn› içerikte bir bas›n aç›klamas› yapt›. 7 Nisan 2005 tarihinde Mersin Defterdarl›¤› önünde bir araya gelen BES’liler Gelirler ‹daresi Yasa Tasar›s›’n›n geri çekilmesini istediler. Aç›klamada büro emekçilerini hedef alan bu yasan›n kölelik yasas› oldu¤u da vurguland›. BES üyeleri ad›na aç›klamay› fiube baflkan› Gürsel S›¤›n›r yapt›. ANKARA 6 Nisan günü ifl b›rakma eylemlerine bafllayan emekçiler vergi daireleri önlerinde toplanarak davul-zurna ve sloganlar eflli¤inde halaylar çektiler. Kavakl›dere, Se¤menler, Hitit, Çankaya vergi dairelerinin önünde toplanan emekçiler aç›lan soruflturmalara da tepki gösterdiler. 28 maliye emekçisinin uyar›, 13’ünün sürgün cezas› ald›¤›n› belirten BES 2 No’lu fiube Baflkan› Cemal Y›ld›r›m IMF’nin ve Dünya Bankas›’n›n direktifleriyle Maliyenin tasfiye edildi¤ini söyledi. Kamu emekçileri Ankara’da 6-7-8-9 Nisan tarihlerinde ifl b›rakma eylemlerine devam ettiler. Gelir ‹daresinin Meclis’e geldi¤i gün Meclis önünde olacaklar›n› duyuran BES, bu karar do¤rultusunda 13 Nisan günü Meclis’in Dikmen kap›s›nda eylem yapt›. Milletvekillerine ‘oy vermeyin’ ça¤r›s› yapan BES, ayn› zamanda yasa geri çekilene kadar mücadeleyi yükselteceklerini duyurdu.
22 Nisan-5 Mayıs 2005 BA⁄CILAR MEYDANI’NDA AB KARfiITI GÖSTER‹
Demokratik Haklar Platformu (DHP), Ba¤c›lar Meydan›’nda Avrupa Birli¤i karfl›t› protesto gösterisi düzenledi. Ba¤c›lar Meydan›’nda bir araya gelen DHP üyesi bir grup, “AB’ye karfl›y›z çünkü, özgür bir halk olmak ve ba¤›ms›z bir ülkede yaflamak istiyoruz” yaz›l› pankart ile “Yaflas›n demokratik halk iktidar›”, “Emperyalist kültüre karfl› yeni demokratik gençlik” dövizleri Grup ad›na konuflan DHP Sözcüsü Besime Gürçiçek, emperyalizmin ezilen halklara karfl› demokrasi, insan haklar›, bar›fl vaatleriyle azg›nca sald›rd›¤›n› söyledi. Avrupa Birli¤i’nin birçok ülkenin bir araya gelerek oluflturdu¤u bir sömürgeci yap› oldu¤unu vurgulayan Gürçiçek, Türkiye’de ça¤dafl bir sistem ad›na sald›r›lar›n meflrulaflt›r›ld›¤›n› belirterek, flunlar› dile getirdi: “Emperyalizmden medet umarak, kendi halk›ndan 17 Aral›k karar metnini saklayanlar, Kürtlere 45 dakikal›k yay›n hakk› vererek bunu ‘AB istedi diye yap›yoruz’ diyenler, vatan bölünmez naralar›yla çeflitli milletlerden emekçi çocuklar›n› kendi halk›na sald›rtanlar, bir günde ülkenin halktan nas›l habersiz sat›ld›¤›n› hepimize göstermifllerdir. Ama ülkemizin yurtseverleri, bugüne dek oldu¤u gibi, bundan böyle de kurtuluflun ve ba¤›ms›zl›¤›n ne ABD ne de AB’de oldu¤unu halk›m›za anlatacak.” Aç›klama “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Teslimiyete karfl› yurtseverlik”, “Faflizme karfl› tek yumruk, tek barikat” sloganlar› ile sona erdi. FESK’TEN AÇIKLAMA Kamuoyuna bir aç›klama yapan FESK, 16 Nisan 2005 akflam› ‹stanbul’da Kad›köy MHP ‹lçe Baflkanl›¤›’n› ve Sakarya MHP ‹l Baflkanl›¤›’n› bombalad›¤›n› aç›klad›. FESK aç›klamas›nda “Bu flovenizm histerisini yay›p bundan rant sa¤lamaya çal›flan sözde vatansever olup, ili¤ine kadar kendilerini emperyalist efendilerine peflkefl çekenler, iki yüzlü politikalar›yla, meydanlara ç›k›p vatanseverlik 盤l›klar› at›yorlar. Halklar›n kardeflli¤i karfl›s›nda, bu pervas›z, beyhude flovenizm histerisi ezilmeye mahkumdur. Dün Marafl’ta, Sivas’ta ve Çorum’da yap›lan katliamlar unutulmad›. Ayn› katliamc›, iflkenceci zihniyet bugün Trabzon’da, Sakarya’da bir kez daha ortaya ç›kmaktad›r. Halklar›n kardeflli¤i flovenizme geçit vermeyecektir” denildi. (H. Merkezi) BAfiSA⁄LI⁄I Dostumuz, arkadafl›m›z Erol Pekcan’›n babas› Süleyman Pekcan geçirdi¤i rahats›zl›ktan dolay› yaflam›n› yitirmifltir. Dostumuza ve ailesine baflsa¤l›¤› diliyoruz. Gülsuyu Partizan ve ‹flçi-köylü okurlar›
14
22 Nisan-5 Mayıs 2005
20
Devlet destekli faflist sald›r›lar üzerine görüfller Son süreçte artan faflist sald›r›larla ilgili çeflitli çevrelerin görüfllerini alarak, olaylara nas›l bakt›klar›n› siz okurlar›m›zla paylaflmak istedik. Trabzon’da meydana gelen ikinci sald›r›ya u¤rayanlardan Halk›n Hukuk Bürosu’ndan Taylan Tanay, DEHAP ‹stanbul ‹l Baflkan Yard›mc›s› Murat Yaz›tekin ve ‹stanbul Üniversitesi ö¤retim üyesi ‹zzettin Önder’in sald›r›larla ilgili görüfllerini k›saltarak yay›nl›yoruz.
TAYLAN TANAY (Halk›n Hukuk Bürosu avukatlar›ndan)
20 Mart tarihinde Mersin’de yap›lan Newroz kutlamalar› s›ras›nda iki çocu¤un bayra¤› yere atmas›ndan sonra Genelkurmay›n yapt›¤› aç›klamadan sonra bayrak provokasyonu bafllad›. Bayrak yürüyüflleri yap›ld›, flovenist sald›r› gelifltirilmeye çal›fl›ld›. Bunu flöyle alg›l›yoruz: AKP ve siyasal iktidar›n bir yönetememe krizi söz konusu, devrimci harekette bir geliflme söz konusu, SEKA, TEKEL vb. ciddi bir muhalefet oluflturuluyor. Özellikle ABD politikalar›nda bir ç›kmaz da var. Bu amaçla da devrimciler seçildi. Biraz devrimciler üzerinden kendi varl›¤›n› meflrulaflt›rmak ve kendisinin ihtiyaç oldu¤unu göstermek toplumu ›rkç› floven dalgayla esas gündeminden uzaklaflt›rmak amac›n› tafl›yor. Biz sald›r›lar›n Trabzon boyutuyla ilgilendik büro olarak... ÇHD’den, TAYAD’dan Halk›n Hukuk Bürosundan ve Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤inden oluflturdu¤umuz bir heyetle 8 Nisan’da gittik Trabzon’a. Biz giderken Samsun’da da sald›r›lar vard›, Samsun’a u¤rad›k. Trabzon’da bu iflin üç befl kendini bilmezin, yerel düzeyde sivil faflistlerin bir hareketi olmad›¤› ortaya ç›kt›. Bizim gördüklerimiz, tan›k olduklar›m›z ve dinlediklerimiz sivil faflistlerin bir hareketi olmad›¤› verilerle ortaya ç›kt›. Mesela sald›r›n›n oldu¤u gün Jandarma Genel Komutan› oradaym›fl, bunu bir tesadüf olarak de¤erlendiremeyiz. Orada yerel bas›ndan görüfltü¤ümüz
birçok kifli daha önce Trabzon Ülkü Ocaklar›ndan 3-4 kifliyi bir arada bulamazken o gün sabahtan itibaren oldukça kalabal›k oldu¤unu söylüyorlar. Daha sonra mesela olaylar olurken 4 yerel televizyonun hemen olaylar›n bafllamas›ndan itibaren “flok geliflme, son dakika geliflmeleri PKK’l›lar Kürt bayra¤› açt›lar” gibi alt yaz›lar geçiyorlar. Bütün bunlar›n devlet merkezli bir sald›r› oldu¤unu gösterdi. Tabi bu sald›r› esas›nda sadece TAYAD’l›lara yönelik de¤il devrimcilere yönelik bir sald›r›. Dün itibar›yla EMEP’li iki gencin Ba¤c›lar da kaç›r›lmas› bunu gösteriyor. Devletin yönetememe krizi var. Devrimcileri sivil faflist hareketle sindirmek istiyor, gündemi de¤ifltirmek istiyor. Kendisinin de bir ihtiyaç oldu¤unu göstermeye çal›fl›yor. Bu amaçla sald›r›lar› gelifltirdi. Sald›r›lar düzenli süren sald›r›lar. Ünye’de 50 kiflilik faflist sald›r› gerçeklefltiriliyor. Trabzon’da yaflad›klar›m›z bu ifllerin ne kadar organize oldu¤unun, devlet destekli oldu¤unun göstergesi. Biz orada 5 insan›n serbest b›rak›lmas› amac›yla bir bas›n aç›klamas› yapmak istemifltik heyetle beraber. Buna sald›r›ld›, polisin haberi vard› ancak polis 20 dakika sonra Trabzon’un göbe¤inde belirdi. Emniyet müdürü olay yerine 1,5 saat sonra geldi. Bizim yaflad›¤›m›z sald›r›, bu aç›dan sadece bizim gördüklerimiz de¤il ayn› zamanda duyduklar›m›zla bu iflin devlet merkezli bir sald›r› oldu¤unu gözler önüne seriyor. Tabi Karadeniz’in seçilmesinin özel anlamlar› var. Karadeniz bu aç›dan manipülasyonlara çok aç›k bir bölge. Özellikle burada devaml› yarat›lan bir flovenist dalga da söz konusu. Ben flunu da söyleyeyim daha sonra bafllayan bayrak yürüyüfllerini Trabzon en son yaflayan kentlerden bir tanesi. Pek de ra¤bet bulmam›fl, iflte Gürcistan maç›nda Türk bayra¤› aç›lmad›¤› için elefltirildiler mesela. Esasen bayra¤a hassasiyet var fluna hassasiyet var diyorlar ama öyle bir durum da söz konusu de¤il. Hala manipülasyona çok aç›k bir bölge Karadeniz. Tabi Trabzon’un özel bir yeri var. ‹flsizli¤in çok yo¤un oldu¤u bir kent. Yüzlerce adam sokaklarda bofl bofl geziyor. Sadece mesai saatleri ç›k›fl› de¤il günün her saatinde yüzlerce adam iflsiz geziyor. ‹HD’nin geçen y›lki raporuna göre
Trabzon iki günde bir insan›n vuruldu¤u bir kent. Bu noktada sivil faflistlerin kitle taban›n›n oldu¤u bir kent oras›. Sald›rsan›z yüzlerce adam yanyana geliyor ve ne oldu¤unu sorgulam›yor. Böyle bir kent, bu yüzden seçilmifl olabilir. Benzer sald›r›lar Samsun’da da oldu. Yani orada flu söylenebilir: kullan›lan güçler ülkü ocaklar› iflte flehir tak›mlar›n›n amigolar› ve belediyede çal›flan iflçiler ve sivil polisler. Ayn› flekilde Sakarya’da da benzer sald›r›lar oldu. Biz bu sald›r›lar›n sürece¤ine inan›yoruz. Bu sald›r›lar en az›ndan Karadeniz’de TAYAD’l›lar üzerinde vücut bulmufltur ama esas›nda devrimci demokrat kurumlara bölgedeki herkese bu noktada bir sald›r› dalgas› gelifltirilebilir bu anlamda da haz›rl›kl› olmak laz›m. Çorum ve Sivas denilmesinin nedeni fludur. Biz de kulland›k ama amac›m›z fluydu kullan›rken 10-12 Nisan’da bas›n aç›klamas›ndan sonra KESK fiubeler Platformuna s›¤›nm›flt›k ve binan›n önünde yüzlerce insan vard› ve polis bunlar› da¤›tmak için müdahale etmemiflti. Hatta emniyet müdürü kendilerine teflekkür edip bundan sonra görevi biz yapar›z benzeri sözleri olmufltu. Orada devlet isteseydi binay› atefle de verebilirdi, Trabzon’da isteseydi o befl insandan birisi öldürülebilirdi. Bu anlam›yla böylesi bir döneme giriliyor, provokasyonlar›n katliam boyutuna varabilece¤i bir döneme giriliyor. fiöyle de¤erlendirmek laz›m. Bir yöneteme krizinden kaynakl›. Oligarfli içindeki gruplar›n farkl› düflünüflünü, Genelkurmay’›n özellikle kendini yedeklemeye çal›flmas› gibi bir gücün haz›rl›¤› da söz konusu bu anlam›yla. AKP’yle bunlar›n çok ba¤lant›l› oldu¤unu düflünmüyorum daha çok Genelkurmay, devletin merkezi güçlerinin sald›r›s› bunlar. Genelkurmay özellikle AB konusunda AKP ile bir savafl yafl›yor. Gücünü göstermek istedi. Böyle diyebiliriz. AKP’nin sonras›nda serin kanl› olmas› yönünde çok da kendi kitle taban›n› k›flk›rtmamaya meyilli yapt›¤› aç›klamalar da bunu gösteriyor. Tamamen Genelkurmay kökenli sald›r›lar... Özellikle ‹HD’nin de bafl›n› çekti¤i fleyler aç›s›ndan da polis arabulucu bir rol oynuyor. Her kurum kendi varl›¤›n› ve gereklili¤ini meflrulaflt›rmaya çal›fl›yor. Polis de
böyle yap›yor. Arabulucu kurtar›c› gibi davran›yor. Daha çok sivil faflistleri kullan›yor ama daha çok bana ihtiyaç var makyaj› sonuçta. Bizim 12 Nisan’da yaflad›¤›m›z sald›r›n›n tamamen polis merkezli, devlet merkezli oldu¤u çok aç›kt›. Dedi¤im gibi özellikle bu süreçte devletin kurumlar› kendi varl›¤›n› ve gereklili¤ini meflrulaflt›rmaya çal›fl›yor. AKP de bunun üzerinden kendi varl›¤›n› güçlendirmeye, meflrulaflt›rmaya çal›fl›yor. Bu tip kitle katliamlar›na varabilecek katliamlar› gö¤üslemek bu süreçte hiç kimsenin harc› de¤il. Devletin de bunlar› aç›k aç›k sahiplenmesi zaten söz konusu olamaz. Yarg›s›yla, yürütmesiyle, kollu¤uyla örgütlenmifl bir gücün bu dönemde bu tip araçlar içerisine girmesi zaten mümkün de¤il. Onu yapamaz zaten bu süreçte bu sald›r›lar›n arkas›nda direkt durabilecek kimse olamaz. Birincisi bu. Bu mümkün de¤il çok aç›k teflhir oldular. Daha çok sald›r›lar halk›n hassasiyeti olarak propaganda yap›l›yor. Bizim 12 Nisan’da yaflad›¤›m›z asl›nda halk›n ilgi göstermedi¤ini, Samsun’da 7 Nisan tarihinde bir sald›r› oluyor. 30 kiflilik bir sald›r› söz konusu, bunlar slogan at›yor polis hiç müdahale etmiyor. Çevrede yüzlerce adam birikmesine ra¤men insanlar provokasyona gelmiyor. Sonuçta hassasiyet diyorsak bu hassasiyeti o insanlar da tafl›yorlar ama Samsun’daki insanlar buna hiç kat›lmad›lar. Trabzon’daki sald›r›da da böyleydi. 30-40 kiflilik bir grubun sald›r›s›yd›. Yani kulland›klar› sivil faflist hareketi tekrar güçlendirmeye çal›flarak kendilerini yedekliyorlar. Bundan sonraki süreçte bu daha net ortaya ç›kacak. Bu son dönemde iflgale karfl› gelifltirilen tepkiden tutun da iflçi hareketinin kazand›¤› ivme, Kürt hareketinin yeni yönelimler içerisine girmesi bu anlam›yla ben bunun çok canl› bir süreç olaca¤›n› düflünüyorum, yani buna karfl› gelifltirilmifl provokasyonlar oldu¤unu düflünüyoruz. Sald›r›n›n tüm sola, devrimci demokratlara, halk›n ilerici güçlerine yap›ld›¤›n› alg›lanmas›n›n gerekti¤ini düflünüyorum. EMEP’lilere yap›lan sald›r›, SDP’lilere yap›lan sald›r› yar›n ESP’lilere yap›lacakt›r bu sald›r›. Yani sald›r›lar sadece TAYAD’l›lara yap›lan bir sald›r› de¤ildir. Bir yerden bafllatmak gerekiyordu.
‹STANBUL ÜN‹VERS‹TES‹ ‹KT‹SAT FAKÜLTES‹ MAL‹YE BÖLÜMÜNDEN PROFESÖR DOKTOR ‹ZZETT‹N ÖNDER Evet bir kere san›yorum bunlar›n boyutu gerçekten ›rkç›-faflist sald›r›. Boyutu aç›s›ndan da toplumsal tepki olarak kabul edilebilecek düzeyde de¤il. Epey rastlant›sal görünse de o anl›k olas› bir örgütlü davran›fl oldu¤u görünüyor. ‹kinci boyutu da siyasi çevrelerin söyledikleri “milli hassasiyetlerimiz” gibi söylemlerle sanki bu tür davran›fllar› meflrulaflt›r›r gibi bir görüntüye çeken, z›mni
olarak bunlara yol açt›¤› iddia edilen bildiri okuyan kiflilerin demokratik haklar›d›r. Biliyorsunuz zaten bildiri okumak için izin almaya gerek yoktur. Okuyan kiflilerin davran›fllar›n› cezaland›r›c› ve bir suçmufl gibi gösterici bir tav›r tak›n›ld›. Siyasi iktidar›n yapt›¤› yanl›fl burada kim suç ifllemiflse, bunlara karar verecek olan tabiat›yla adaletin mekanizmalard›r. Siyasi boyutlarla yada üst
düzey yetkililerin böyle kuflkulu laflar söyleyerek k›flk›rtmas› söz konusu olamaz. fiimdi olaylar nereden bafllad› diye sorarsan›z, çok yönlü oldu¤unu düflünüyorum. Burada iç ve d›fl güçler de var. Avrupa merkezli dahi olabilir. Çünkü Avrupa Türkiye’nin içinde oluflabilecek kendisine ters görünebilecek olaylar›n olmas›ndan bugün mutlu oluyor. ☛
20 fiimdi olaylar nereden bafllad› diye sorarsan›z, çok yönlü oldu¤unu düflünüyorum. Burada iç ve d›fl güçler de var. Avrupa merkezli dahi olabilir. Çünkü Avrupa Türkiye’nin içinde oluflabilecek kendisine ters görünebilecek olaylar›n olmas›ndan bugün mutlu oluyor. Çünkü bu görece bir tarih verilmifl gibi bir hava var Aral›k’tan itibaren. Onu olabildi¤ince uzatmak, ertelemek, belki de dondurmak için inan›lmaz flekilde büyüteç alt›nda delil al›yor. Bunun için her fleyi de yapabilir. Birinci boyutu bu olabilir. ‹kinci boyutu Türkiye sükunetle seyreden bir ülke oldu¤u sürece Amerika’n›n Türkiye üzerinden manipülasyonlar› da zay›flayabilir. Dolas›yla Amerika’n›n etkisi aç›s›ndan bakt›¤›m›zda Türkiye’deki bir karmafla daima Türkiye’yi belirli güçlerle denetleme, önce halk› bask› alt›na alarak, sonra siyasal iktidar› çok fazla oraya buraya direnen bir iktidar olmaktan ç›kararak bask› alt›na alma gibi bir mekanizma oluflturabilir. Dolay›s›yla kesinlikle bu iflte Amerika da dahil olarak Ortado¤u projesini sürdüren emperyalistlerin etkisi olabilir. Bu d›fl güçlerin bence etkisi. ‹çeriye bakarsak içeride ifller iyi gitmiyor. Yani biraz fliflirilmifl ve sapt›r›lm›fl bir 9.9 milli gelir büyümesi mevcut. Biraz da bask›lanm›fl bir enflasyon halk›n yoksullaflt›r›lmas›na ra¤men onun d›fl›nda bütün ifller kötüye gidiyor asl›nda. ‹stihdamdan tutun, d›fl
15 bütçe a盤›na kadar. Önümüzde bir seçim dönemi var. IMF görüflmeleri var. Türkiye’de ifllerin bir müddet sürdürülmesi gerekti¤ine inan›yorlar. Onun için dikkatlerin baflka tarafa çekilmesi gerekiyor. Hatta bunu yaparken biraz da milli duygularla milli hassasiyet falan gibi duygularla, ekonomik politikalarla halk›n yan›nda olmayan hükümet asl›nda duygusal yandan halk›n yan›na geçmeye çal›fl›yor. Daha önemli olan asl›nda AB’ye girme konusunda bence hükümet de samimi de¤il. Çünkü muhafazakar kesi-
mi temsil etti¤i derecede, taban›n› mutlu edebilmek için AB’ye karfl› olabilmesi laz›m. Di¤er taraftan finans kesimi büyük burjuvazi de Türkiye’nin ileriye yönelik sosyal aç›l›mlar›n› kilitleyebilmek için kendi anlay›fllar› içerisinde Türkiye’nin politik aç›l›mlar›n› kilitlemeye çal›fl›yor. Bununla da Avrupa normlar›na kar›flmak, Avrupa flemsiyesi alt›na girmek
ondan sonra art›k Türkiye’de zaten seçim yapmaya gerek yok, çünkü Brüksel’de ne karar al›nacaksa Türkiye parlamentosu o karara uygulayacak demektir. Fakat bu esnada ondan sonra çok ciddi çal›flmamas› ve AB’ye gidifl yönünü önlemeye çal›flarak t›kamas› ifline gelen bir fley. Bunlar›n hepsi biraz yan cebime girsin mekanizmalar› asl›nda. fiu anda tam bir iç koalisyon diyorum ben buna. Birisi aç›k verirse öbürü zedelenecek ve birbirlerini zedeleyeceklerinden dolay› tam bir garip bir koalisyon var bu iliflkide, dayanm›fl gidiyorlar birbirlerine. Ama aralar›nda çat›flmal› olabilecekleri kanaatini tafl›yorum. Mesele sadece AKP’nin meselesi de¤il, bunlar›n hepsi gelip geçici, AKP de gelip geçici. Baflka bir olay var altta. O da Türkiye’nin ikinci s›n›f burjuvazisi, onun menfaatleri. O ufak zümrenin bütün toplumu ve siyaseti elinde tutma mekanizmas›. TÜS‹AD ve çevresindeki insanlar. Dikkat ederseniz galeyana getirdi¤i kesimler yoksullaflan kesimler asl›nda. Gidip TÜS‹AD üyelerini galeyana getirmez mesela. fiimdi AB’ye girmek AKP’nin ifline gelir. Daha do¤rusu girmek de¤il de manevra ifline geldi. Orduyu manipüle etmek istedi. ‹ngiltere’de, Fransa’da genel kurmay›n ad›n› mesela kimse bilmez. ABD’de mesela dünyan›n en büyük ordular›ndan birisine sahiptir dünyan›n alt›n› üstüne getirir ama
22 Nisan-5 Mayıs 2005 genel kurmay›n›n ad›n› kimse bilmez. Mesela kongrede tart›fl›l›rken askerler çok fazla devreye girmezler. Böyle bir gelenek yerleflik onlarda. Sivilleflme de budur zaten ve do¤rudur. Fakat bizde baflka sebeplerden dolay› ta Osmanl›’n›n kuruluflundan beri bugün istihbarat ifli yapan tek güçlü kurulufl ordudur. Keflke öyle olmasayd›, keflke üniversitelerimiz de vak›flar›m›z da olsayd›, ama yok. Ordu bunu yap›yor, tabi bu esnada kendi gücünü daha ileriye aktararak gücünü kullan›yor. Bunu da ülke yarar›na yapt›¤›n› söylüyor. Bu tabi AKP’nin gücüne gidiyor çünkü bir Kemalist doku var orduda. Dolay›s›yla bu AKP’nin hofluna gitmiyor. Yani bugün Avrupa pefline düflenlerin önemli bir faktörü de bu asl›nda. Bu milli duygular›m›z rencide ediliyor derken asl›nda biraz MHP’yi de vurmak istiyor olabilir. Çünkü taban›nda ANAP’l› var, MHP’li var, Selametliler var. Hem onlar› biraz k›flk›rtarak ondan sonra da halk›n gözünün önünde düflürmeye çal›fl›yor olabilir. Bu bir senaryo tabi. Nereden bakarsan›z bak›n olaylarda bir dü¤me meselesi var galiba. Ben art›k buna hakikaten inanmaya bafll›yorum. Ama dü¤me bir tane de¤il. AKP için dü¤meye basanlar da var. Burada da dü¤meye basma olay›nda AKP’ye karfl› kesin dü¤meye bas›ld›. Bunu baflbakan da söyledi. Ama o da dü¤meye bas›yor, karfl›tlar›n›n dü¤mesine bast›¤› bir gerçek. MHP olabilir, ANAP olabilir, daha çok Selamet olabilir. Ama ne olursa olsun nereden bak›l›rsa bak›ls›n bu bir manevra, rastlant›sal bir olay de¤il. Fakat kötü amaca yönelik, amac› hedefi sapt›rmaya yönelik ve amac› kestirilemeyen kötü bir manevra.
MURAT YAZITEK‹N (DEHAP ‹l Baflkan Yard›mc›s›)
Bugünlerde yaflanan provokatif olaylara iliflkin sald›r›lar› kamuoyuna tafl›mak gerekiyor bence. Bu sald›r›lar neden gelifliyor? Türkiye’de yaflayan demokratik kurum ve kurulufllardan tutun da ayd›n ve yazar flahsiyetlere kadar varan bir sald›r› oldu¤u kuflkusuz görülecektir. Türkiye önemli bir süreçten geçiyor, Ortado¤u çalkalan›yor. Yine ilk kez bir Kürt devlet baflkan› oluyor. Newroz’da 5 milyondan fazla halk›n bar›flç›l, demokratik Kürt sorununun siyasal çözümünü kararl› bir flekilde savunmas› ve de bunu Türkiye’ye ve bütün dünyaya deklare etmesi aç›s›ndan yükselen bir siyasal talepti. Bu yükselen siyasal taleplerin en temel noktalar› kuflkusuz bar›flt›r. Halen Mezopotamya
topraklar›nda Türkler ve Kürtler baflta olmak üzere di¤er halklar›n din, dil ›rk ayr›m› yapmadan kardeflçe yaflamak istemleriydi. 2005 Newroz’unda yükselen bu talepler bir tak›m çevreleri rahats›z etti. Bu çevreler kim, neden bu sald›r›lar gelifltiriliyor? Bu çevrelerin ›rkç›-floven-militarist derin devlet güçleri ve onlara yak›n çevreler oldu¤unu hep beraber görüyoruz. Sald›r›lar e¤er bir gözda¤›ysa, halk› provoke etmeyse biz buna karfl› hem karfl› koyaca¤›z hem de demokratik tepkilerimizle k›nayarak ortaya koyaca¤›z. Halk›n demokratik taleplerine sahip ç›kt›kça kuflkusuz karfl› güçler, sistem ve uzant›lar› bofl durmayacaklar. Dolay›s›yla sald›r›lar sadece DEHAP’la s›n›rland›r›lmadan demokratik sosyalist kurumlara karfl› bir sald›r› da geliflti. Trabzon, Samsun, yine Gazi mahallesinde sald›r›da bir kiflinin yaflam›n› yitirmesi ve yine ‹stanbul’da Ba¤c›lar ilçesinde EMEP’li iki gence iflkence yap›lmas› bunu gösteriyor. Asl›nda bütün bu sald›r›lar toplumu sindirmeye yönelik verilmek istenen mesajlardan biridir. Bizler devrimci-demokratik kurumlar elbette ki bu sald›r›lar› bofla ç›karaca¤›z. Bu sald›r›lar› bofla ç›karmak demokratik ve özgür yar›nlar›m›z› yaratman›n di¤er ad›d›r. Yol ve yöntemi olarak da demokratik tepkilerimizi eylem ve etkinliklerimizle ortaya koyabilmek gerekiyor. Asl›nda pek yak›nda AB’nin de say›n Abdullah Öcalan’›n yeniden yarg›lanmas› ile birlikte demokratik konfederalizm önderli¤inden ayr› ele al›na-
mayaca¤›n› belirtmek istiyoruz. Milliyetçifloven çevreler flimdiden bu sald›r›lar› adeta kendilerince bir prova, kamuoyunu bir bask› alt›na alma, sindirmeye yönelik bir yaklafl›m içindeler. AB’nin demokratikleflmeyle ilgili bizim gibi az geliflmifl ülkelere oranla önemli düzeylerde oldu¤unu elbette söylemek gerekiyor. Ama bu AB’yi elefltirmedi¤imiz hiçbir noktan›n olmad›¤› anlafl›lmamal›d›r. Ama ne yaz›k ki kamuoyunda bu tür yaklafl›mlar yer yer yap›lmakta. De¤il Avrupa, dünyan›n her yerinde sorunlar› do¤ru ele alan, onun çözümüne hizmet eden kiflilerden tutun da kurumlara kadar her bir birey bizim için önemlidir. Bu anlamda, Kürt sorununun bar›flç›l, demokratik çözümünde ve yine halk›n iradesi ve talepleri do¤rultusunda atacaklar› her ad›m bizim için önemli ve anlaml›d›r. Bunu hangi çevre yaparsa yaps›n. Bu ülkede ve dünyada yaflayan demokratik onurlu insanl›¤›n geliflen çat›flmalarla yaflam›n› yitiren insanlar›n yitirilmemesi, çat›flmalar›n yerine sorunun demokratik çözüm yollar›yla muhataplar› taraf›ndan ele al›nmas›n› hep savunuyoruz. Ve savunan tüm çevrelerle de bir biçimiyle ortaklaflaca¤›m›z› ve destekleyece¤imizi de vurgulamak istiyoruz... Gerek Sivas, Çorum, Marafl katliamlar›n›n yafland›¤› süreçler iyi incelendi¤inde halk›n yükselen demokratik talepleri kanla bast›r›ld›. Bütün bunlar›n sonucu toplumu sindirmeye, yüz binlerce insan› zindanlarda
cezaevlerinde mahkum etmeye götürdü. Bu soru akla geliyor tabi. Baflbakan›n söylemifl oldu¤u “birileri dü¤meye bast›” derken acaba o anlamda m› söylüyor bilemiyoruz. Derin devletin, hükümet, ordu güçlerinin, di¤er güvenlik güçlerinin bir bütün olarak ülkeyi nereye sürüklediklerini bilemiyoruz, biz de kayg›yla izliyoruz. fiunu belirtmek gerekiyor ki Türkiye’de yükselen demokratik de¤erler bu ülkeyi ne bölecek nede emperyalist ülkelere ba¤›ml› hale getirecektir. Ancak burada oligarflik sistemin rantç› çevreleri elbetteki yükselen demokratik ç›karlar›na da hizmet etmeyecektir... Burada önemli olan halkla birlikte demokratik taleplerimizi yükseltmektir. Belki provokasyonlar önümüzdeki süreçlerde de¤iflik boyutlar alabilir. Bunu kestirmek çok zor. Bilmiyorum devlet yetkilileri ne düzeyde de¤erlendiriyorlar yada izleyici konumunda olan insanlar bunu ne kadar kestirebiliyorlar. Süreç gerçekten hassas. Ve bu hassasiyet içerisinde en önemli tepkimiz, tavr›m›z demokratik tepkilerimi a盤a ç›karabilmektir diye düflünüyorum... fiimdi bu biçimiyle Kürt-Türk çat›flmas› gibi bir ›rkç›-floven bir yaklafl›m gelifltirilmek isteniyor. Bu aç›dan inan›yorum ki geçmiflte nas›l ki zor günler afl›ld›ysa sa¤duyulu biçimde demokratik tepkilerle afl›ld›ysa bu da afl›lacakt›r. Sistemin asl›nda bu sald›rgan tutumu onun ç›rp›n›fllar›n› gösteriyor. Ve nerede ne zaman demokratik tepkiler yükseliyorsa orada ya bask›, ya katliam sivil faflist sald›r›lar sürekli olmufltur.
16
22 Nisan-5 Mayıs 2005 Kartal
‹stiklal Caddesi
20 Kars
Faflist sald›r›lara karfl› her yerde “FAfi‹ST SALDIRILARA GEÇ‹T VERMEYECE⁄‹Z” SLOGANLARI HAYKIRILDI Newroz kutlamalar› sonras› bizzat Genelkurmay taraf›ndan k›flk›rt›lan bayrak olay› ile devlet faflistleri soka¤a dökerek ›rkç›-floven bir f›rt›na estirmeye bafllad›. DEHAP il ve ilçe binalar›na yap›lan sald›r›larla bafllayan olaylar Trabzon ve Samsun’da bildiri da¤›t›m› yapan TAYAD’l›lara yönelik linç giriflimi, Ordu Ünye’de bas›n aç›klamas› yapmak isteyen HÖC, ESP, SDP üyelerine sald›r›lar, EMEP Ba¤c›lar ilçe örgütü üyesi iki gencin ülkü ocaklar› taraf›ndan kaç›r›larak iflkence görmesiyle doru¤a ulaflt›. Son süreçte artan faflist sald›r›lara karfl› biraraya gelen devrimci ve demokrat kurumlar ortak bir irade yaratmaya çal›flarak bu sald›r›lar› örgütlü bir karfl› duruflla geri püskürtme ça¤r›s› yapt›. * 9 Nisan 2005 tarihinde Taksim Meydan›’nda toplanan TAYAD üyeleri “AKP bayrak provokasyonlar› ve linç giriflimleri ile katliam yap›yor” pankart› açarak yaflanan linç giriflimini protesto etti. TAYAD Baflkan› Niyazi A¤›rman, linç girifliminin ard›ndan yap›lan aç›klamalarda linç edilmek istenen gençlerin suçlu ilan edilmesine de¤inerek bildiri da¤›tman›n bir suç olmad›¤›n› vurgulad› ve egemenlerin kendilerini meflru göstermek için bu tür yan›ltmalarla kamuoyundan gerçekleri gizledi¤ini belirterek “Ortada bir suç varsa bu suçu hepimiz iflliyoruz” dedi. *ÇHD ‹stanbul fiubesi’ne üye avukatlar 12 Nisan Çarflamba günü Sultanahmet Adliyesi önünde toplanarak sald›r›lar› protesto etti. Trabzon’daki olaylarla ilgili ‹çiflleri Bakan›, Genelkurmay Baflkan›, Trabzon Valisi, Trabzon Belediye Baflkan›, Trabzon Emniyet Müdürü ile linç girifliminin oldu¤u gün görevli polisler ve tahrik edici programlar yapan yerel gazete ve televizyonlar›n yöneticileri hakk›nda suç duyurusunda bulunan avukatlar ad›na aç›klama yapan ÇHD fiube Sekreteri Hakan Günaslan bu kiflilerin “suçu alenen övmek”, “halk› kanuna uymamaya, kin ve düflmanl›¤a tahrik”, “görevi kötüye
kullanma”, “adam öldürmeye teflebbüs” suçlar›ndan cezaland›r›lmalar› gerekti¤ini söyledi. Gazi mahallesinde Esat Atmaca adl› gencin faflist çeteler taraf›ndan katledilmesinin de bu sald›r›lar›n bir parças› oldu¤unu belirten Günaslan “Demokratik bir ülkede yaflamak için, hak ve özgürlüklerini kullanan halk›m›za yönelik yap›lan tüm sald›r›lar› ve destekçilerini k›n›yor, sorumlular›n araflt›r›lmas›n›n takipçisi olaca¤›m›z› ifade ediyoruz” dedi. *Ayn› gün Galatasaray Postanesi önünde bir araya gelen TUAD üyeleri Trabzon, Samsun ve Sivas’ta meydana gelen linç giriflimlerini protesto etti. DEHAP, ‹HD ‹stanbul fiubesi ve Bar›fl Analar› ‹nisiyatifi’nin de destek verdi¤i eylemde konuflan TUAD ‹stanbul fiube Baflkan› Kamile Kandal, yap›lan sald›r›lar› k›nad›klar›n› belirterek toplumsal bar›fl› tehdit eden provokasyonlara karfl› herkesi sa¤duyuya davet etti. * 14 Nisan Perflembe günü saat 11:00’de fiiflli TAYAD binas›nda "AKP provokasyonlar ve linç giriflimlerinden sorumludur/Provokasyona son" bafll›¤›yla bas›na ve kamuoyuna yap›lan aç›klamada sald›r›ya maruz kalan TAYAD heyeti yaflad›klar›n› anlat›rken; olaylar›n geliflimi ile ilgili bilgi verildi. Feridun Osmana¤ao¤lu’nun okudu¤u aç›klamada devletin ony›llard›r, halk›n hak ve özgürlük talepleri karfl›s›nda t›kand›¤›, çözümsüz kald›¤› her noktada halk› sindirmek, ezmek için komplolara, provokasyonlara, katliamlara baflvurdu¤unu; Trabzon’daki sald›r›n›n da bu politikan›n bir parças› oldu¤unu vurgulad›. Emperyalistlerin sald›r›lar›na da de¤inilen aç›klamada; tekelci burjuvalar›n saltanat›n›n, emperyalizmin talan›n›n sürmesi için, halk›n her türlü tepkisinin, hak ve özgürlük mücadelesinin bast›r›lmas› gerekti¤ini de belirtti. * Ayn› gün saat 12:00’de ise TAYAD
binas› önünde toplanan TUYAB’l› aileleler son dönemde yaflanan ve özelde TAYAD’a yönelik yo¤unlaflan devlet destekli faflist sald›r›lar› protesto etmek için bir bas›n aç›klamas› yapt›. TAYAD’›n tecride karfl› mücadelesinde yan›nda olduklar›n› belirten TUYAB’l› aileler yükselen sald›r› dalgas›na karfl› ortak mücadele ça¤r›s› yapt›. Aç›klama sloganlarla son buldu. * 16 Nisan Cumartesi günü Taksim Gezi Park’ta saat 11:00’de toplanan DEHAP, Proleter Devrimci Durufl, Devrimci Hareket, Devrimci Demokrasi, BDSP, ESP, DETAK, EHP, SODAP, SDP, TAYAD, EMEP, ‹flçi Mücadelesi, Halk Kültür Merkezleri, Devrimci Mücadele, Mücadele Birli¤i ve Partizan “Faflist sald›r›lara geçit vermeyece¤iz” pankart› açt›. “Ülkü Ocaklar› faflist komplolard›r, da¤›t›ls›n”, “Tecridi kald›r›n ölümleri durdurun” dövizleri aç›larak “Provokasyonlara son”, “Faflist sald›r›lara geçit vermeyece¤iz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde, ortak aç›klamay› yapan Niyazi A¤›rman insanl›¤a karfl› suç ifllemifl olan eli kanl› faflistlere karfl› tüm duyarl› kesimleri birleflmeye ve mücadele etmeye ça¤›rd›. A¤›rman’dan sonra aç›klama yapan EMEP ‹l Baflkan› Kamil Tekin Sürek Ba¤c›lar’da silah zoruyla kaç›r›lan üyelerinin Güneflli Ülkü Ocaklar›’nda 4 saat boyunca iflkence gördüklerini, bir polisin gördü¤ünü ancak müdahale etmedi¤ini söyledi. * Ayn› gün saat 12:00’de Galatasaray Postanesi önünde oturma eylemi yapan ‹HD’liler “Irkç›l›¤a, ayr›mc›l›¤a, militarizme, savafla hay›r” pankart› açarak bar›fl flark›lar› söyledi. Aç›klamay› yapan ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Eren Keskin milliyetçili¤in iflsizli¤e, yoksullu¤a, gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizli¤e karfl› mücadeleye, demokrasi ve insan haklar›na yönelik talepleri bast›rmak için yürütülen genel bir
kampanya oldu¤unu söyledi. * Yine saat 12:30’da A¤a Camii önünde toplanarak Galatasaray Postanesi önüne kadar “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “fiovenizme geçit vermeyece¤iz” vb. sloganlarla Barikat, Kald›raç ve Yeni Demokrat Gençlik okurlar› burada bir aç›klama yapt›. “fiovenizme, emperyalizme YÖK’e geçit vermeyece¤iz” pankart› aç›larak yap›lan aç›klamada üniversiteli gençli¤in okullarda rektör-polis-sivil iflbirli¤i sonucu okuldan at›lmalara kadar varan anti-demokratik uygulamalarla karfl› karfl›ya kald›¤› hat›rlat›larak medyan›n da bu uygulamalar› destekleyen yönde yalan haberlerle ortam›n iyiden iyiye gerdirildi¤ini ifade ettiler. “Teslim al›nmak istenen bizim gelece¤imizdir. Emperyalistlere gelece¤imizi ve üniversitelerimizi teslim etmeyece¤iz” diyen gençler 1 May›s’ta Kad›köy’de olacaklar›n› da belirttiler. KARTAL Son dönem devlet taraf›ndan t›rmand›r›lan ve Mersin’de bafllay›p Samsun, Trabzon, Sakarya’da yükseltilen faflist dalga, Gazi Mahallesi’nde bir kiflinin ölmesi ve üniversitelerde de artan sald›r›lar olarak devam etmektedir. Yönlendirilen faflist sald›r›lara karfl›, Genel-‹fl 3 No’lu Bölge, Emekli-Sen, Limter-‹fl, ESP, Partizan, Devrim Dergisi, Kurtulufl, EKB, BDSP ve DHP Kartal’da 14 Nisan Perflembe günü bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Saat 12:30’da Kartal Postanesi önünde “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n haklar›n kardeflli¤i”, “Birlik, mücadele, zafer” vb. dövizleri açan yaklafl›k 70 kiflilik grup alk›fl ve “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n haklar›n kardeflli¤i”, “Birlik, mücadele, zafer” sloganlar›yla Kartal Meydan›’na yürüdü. Burada kitle ad›na bas›n metnini okuyan Limter-‹fl Genel Baflkan› Cem Dinç; “Son dönemler 21 Mart’ta Newroz kutlamalar›nda Mersin’de bayrak üzerinden t›rmand›r›lan faflizm Trabzon’da, Gazi Ma-
20 hallesi’nde, üniversitelerde sald›r›lar›n› art›rmaktad›r. MGK’n›n sözde vatandafl tan›mlamas› ile bayrak, millet, ezan 盤›rtkanl›¤› yap›larak böl, parçala, örgütle yönet anlay›fl› ile emekçi halk›m›za flovenizm zehri fl›r›nga edilmeye çal›fl›l›yor. Halbuki yaflananlar gün gibi aç›k. ‹flsizli¤in yoksullu¤un artmas› sonucu devletin izledi¤i politikalar cebir, fliddet yolu ile kitleleri dizginlemek, yükselen halk muhalefetini bast›rmaya yönelerek istikrars›zl›¤›n istikrar› gibi bir strateji izleyerek dikkatleri baflka yönlere çekmeye çal›flarak emekçi halk›m›z›n açl›¤›n›, iflsizli¤ini, ac›lar›n› ve öfkesini farkl› alanlara kanalize etme çabas›ndad›r” dedi. Kitle burada da ayn› sloganlar› att›ktan sonra eylem saat 13:00’te sona erdi. ANKARA 9 Nisan günü saat 12:30’da Yüksel Caddesi’nde bir araya gelen DKÖ’ler, sendikalar faflist sald›r›lara karfl› olduklar›n› belirttiler. “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar›n› hayk›ran kitle ad›na konuflan BES Genel Baflkan› Bülent Kaya, “Bayrak provokasyonu” üzerinden gelifltirilen oyunlar›n son derece tehlikeli oldu¤unu söyleyerek sald›r›lar› k›nad›. Kitle sloganlar eflli¤inde Yüksel Caddesi’nden Abdi ‹pekçi Park›’na kadar TAYAD bildirisi da¤›tarak yürüdü. 11 Nisan günü de TAYAD taraf›ndan sald›r›lar› protesto eden bir eylem gerçeklefltirildi. “Provokasyonlara ve linç giriflimine karfl› birleflelim” yaz›l› pankart açan TAYAD’l›lar, Trabzon sald›r›s›n›n yeni Marafllar, yeni Sivaslar›n habercisi oldu¤unu ifade ettiler. MALATYA *7 Nisan’da HÖC, Partizan ve DHP ortak bas›n aç›klamas›yla yaflanan sald›r›lar› protesto etti. Malatya PTT Müdürlü¤ü önünde yap›lan bas›n aç›klamas›nda Newroz’da iki küçük çocu¤un bayra¤› yere atmas›n› bahane eden Genelkurmay’›n provokatif tavr› ile tetiklenen sürece dikkat çekilerek “burada as›l yap›lmak istenen Türkiye gerçe¤ini unutturmakt›r” denildi. Türkiye Kürdistan›’nda halk›n yürüyüfle zorlanmas›na da dikkat çekilen aç›klamada, Baflbakan›n siyasi kurumlar› hedef göstermesine tepki gösterilerek “yasal bir bildiriyi da¤›tmak isteyen TAYAD’l›lar önce polis taraf›ndan engellenmek istenmifltir. Eylemciler bu keyfili¤e direnince ortaya ‘bayrak yak›yorlar’ yalan› at›lm›flt›r. Bu yalan üzerine y›llarca egemenlerin tetikçili¤ini yapan MHP’liler devreye girmifllerdir. 5 kiflinin üzerine yaklafl›k 2000 kifli sald›rm›flt›r” denildi. Aç›klamada s›ras›nda “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Kahrolsun faflizm yaflas›n mücadelemiz” ve “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar› at›ld›. *Ayn› gün ‹HD taraf›ndan da bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. 14 Nisan’da ise aralar›nda HÖC, Partizan, DHP gibi devrimci kurumlar ve E¤itim-Sen, EMEP, DEHAP, ÖDP, SES gibi parti ve sendikalar›n bulundu¤u 18 kurum taraf›ndan E¤itim-Sen Malatya fiubesi’nde bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. SAMSUN Trabzon’daki faflist sald›r›y› k›nayan, bir bas›n aç›klamas› yapmak için Süleymaniye Geçidi’ne toplanan HÖC’lülere sivil
17
22 Nisan-5 Mayıs 2005
faflistler bir kez daha sald›rd›. Trabzon ve Samsun’da faflist sald›r›lara karfl› devrimci ve demokrat dergi okurlar›n›n ve SDP, EMEP gibi partilerle KESK’e ba¤l› sendikalar›n da kat›l›m›n›n gerçekleflti¤i bas›n aç›klamas› 9 Nisan’da Gazi Caddesi’ndeki dernek binas› önünde yap›ld›. Yaklafl›k 60 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas› saat 13:00’te “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” vb. sloganlar eflli¤inde bafllad›. Eylemde “Bask›lar bizi y›ld›ramaz-Karadeniz halk›” pankart› aç›ld›. Sloganlar eflli¤inde okunan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Savc›l›¤a suç duyurusu yap›ld›. Suç duyurusuna Partizan, Ekim Gençli¤i, EMEP vb. de kat›ld›.
* 14 Nisan Perflembe günü bir araya gelen Partizan ve Yeni Demokrat Gençlik dergisi okurlar› yaflanan ›rkç› floven sald›r›lar› protesto etti. Yap›lan aç›klamaya HÖC, TKP ve ‹HD de kat›ld›. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan, kitle da¤›l›rken bir faflistin sald›rmas› ile provokasyon yap›lmaya çal›fl›ld› ancak kitlenin cevap vermemesi üzerine baflka olay ç›kmadan kitle da¤›ld›. BURSA *9 Nisan günü Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde toplanan ‹HD, 78’liler temsilcileri, Partizan, SDP, DEHAP, ESP, BDSP, Tuncelililer Derne¤i ve Devrimci Mücadele yaflanan sald›r›lar› protesto etti. Kurumlar ad›na aç›klamay› ‹HD
KESK Samsun fiubeler Platformu da, provokasyon sald›r›lar›n› k›nayan bir bas›n aç›klamas› yapt›. KESK Dönem Sözcüsü Yap› Yol-Sen Baflkan› U¤urcan Albak, Karadeniz Temel Haklar Derne¤i’ne yap›lan sald›r›y› fliddetle k›nad›klar›n› belirtti. MERS‹N Yaflanan sald›r›lar› protesto eden TAYAD’l› aileler 5 Nisan 2005 tarihinde AKP Mersin il binas› önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Saat 13:00’de bir araya gelen TAYAD’l› aileler alk›fllarla eylemi bafllatt›lar. “Bask›lar bizi y›ld›ramaz-TAYAD” yaz›l› pankart› açan aileler ad›na bas›n metnini Sema Peynirci okudu. Peynirci yaflanan sald›r›lara de¤inerek bu sald›r›lar›n sorumlusunun AKP hükümeti oldu¤unu belirtti. Eyleme Mersin YDG, ESP ve Halkevleri de destek verdi. Aç›klaman›n ard›ndan bas›na bas›n metni da¤›t›l›rken polis de bas›n metnini almaya çal›flt›. Polise “bas›n olmad›¤›n›z için size bas›n metni vermeyece¤iz” diyen TAYAD’l›larla polis aras›nda k›sa süreli bir gerginlik yafland›. Tam bu s›rada yine haz›rlanm›fl bir provokasyon oldu¤u belli olan bir sald›r› gerçekleflti. Eylem yerine yak›n bir yerden polis mi-sivil faflist mi oldu¤u belli olmayan bir flahs›n “bunlar bayrak yak›yor” fleklindeki sözlü sald›r›lar› sonucunda eylem yerinde toplanan sivil faflistler taraf›ndan alk›fllanarak destek buldu. Sözlü sald›r›y› dikkate almayan TAYAD’l›lar eylem yerinden uzaklaflt›lar.
Yönetim Kurulu Üyesi Yakup Karabacak yapt›. *Yine 16 Nisan günü AKP Bursa il binas› önünde toplanan ‹HD, Partizan, ESP, SGD, HÖC, DEHAP, EMEP, BDSP, KÖZ “Faflist sald›rganl›¤a ve flovenizme karfl› 1 May›s’a” pankart›n› açarak Osmangazi Metro ‹stasyonu’na kadar slogan ve alk›fllarla yürüdü. Burada kurumlar ad›na bas›n metni okuyan Serpil Arslan “Bayrak provokasyonuyla bafllat›lan flovenist histesi ve linç giriflimleri sürüyor. Bursa’da da bayrak provokasyonunun hemen ard›ndan SDP il binas›na ülkücü faflistler taraf›ndan bir sald›r› gerçeklefltirilirken, DEHAP il binas›na bir tehdit mektubu b›rak›ld›. ESP’nin dün Santral Garaj’da yapt›¤› bas›n aç›klamas›na bir faflist yönlendirilerek provokasyon yarat›lmaya çal›fl›ld›. Hangi merkezden yönlendirildi¤i çok aç›k olan sald›r›lar di¤er illere de s›çrat›larak yayg›nlaflt›r›lan sald›r›larla ezilenlerin öncüleri devrimci, demokratik güçlerin hak alma mücadelesi bo¤ulmaya çal›fl›l›yor” denildi. Ortak aç›klaman›n ard›ndan TAYAD bildirileri da¤›t›larak devrimci dayan›flma örne¤i sergilendi. ‹ZM‹R *‹zmir’de ilk eylem 7 Nisan Perflembe günü ‹HD ve ÇHD ‹zmir fiubeleri, TAYD-DER, DEHAP, SDP, EMEP, ESP, Tunceli Dernekleri Federasyonu ‹zmir fiubesi, DHP, BDSP, Devrimci Hareket dergisi taraf›ndan örgütlendi.
Saat 13:00’de Konak Sümerbank önünde toplanan kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹HD ‹zmir fiubesi Baflkan› Mustafa Rollas Mersin’deki Newroz kutlamalar› sonras› yaflanan olaylar bahane edilerek bafllat›lan milliyetçi ve floven dalgan›n Trabzon’da TAYAD’l›lara yönelik sald›r› ve Konya’da yaflayan Kürt ailelere yönelik sald›r›larla devam etti¤ini belirtti. Geçmiflte de bunun örneklerinin Marafl, Çorum, Sivas ve Gazi’de yafland›¤›n› vurgulad›. Eylemde s›k s›k “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›. *8 Nisan Cuma günü saat 14:00’de Konak Kemeralt› giriflinde toplanan HÖC kitlesi Trabzon’da yaflanan sald›r›lar› protesto etti. Eyleme Partizan ve ESP de destek verdi. *12 Nisan Çarflamba günü Gazi Mahallesi’nde 1 kiflinin öldürülmesi ve Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nden 2 kiflinin de yaralanmas›n›n ard›ndan artan sald›r›larla ilgili bir eylem de Partizan, ÖMP, BDSP, ESP, HÖC, DHP, Devrimci Hareket, Devrimci Mücadele, Mücadele Birli¤i, Odak, ‹HD ‹zmir fiubesi, ÇHD ‹zmir fiubesi, SDP, EMEP ve TAYD-DER’den geldi. Saat 12:00’de Konak Kemeralt› giriflinde toplanan kitle “Faflist ve flovenist sald›r›lara karfl› sessiz kalmayaca¤›z” pankart›n› aç›p “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z” sloganlar›yla eylemi bafllatt›. Kurumlar ad›na bas›n aç›klamas›n› ÖMP temsilcisi Taflk›n Türkmen okudu. Newroz’daki olaylarla bafllat›lan faflist ve flovenist sald›r›lara de¤inen Türkmen, “8 Nisan 2005 Cuma günü saat 19:0019:30 s›ralar›nda ‹stanbul Gazi Mahallesi’nde faflistler Esat Atmaca’y› b›çaklayarak katletmifllerdir. Sald›r› bununla da s›n›rl› kalmam›fl, olaya tepki gösteren Gazi Mahallesi gençlerinin üzerine atefl aç›lm›flt›r. Konya Çumra’da Kürt ailelere yönelik sald›r›lar, Trabzon’da TAYAD’›n bildirilerini da¤›tan gençlere linç giriflimi ve ard›ndan tutuklanmalar›, bu olay› Samsun’da protesto etmek isteyen TAYAD’l›lara yönelik faflist sald›r›, provokasyonun varaca¤› noktay› aç›kça göstermektedir” dedi. Katliamlara sessiz kalmayaca¤›n› yineleyen kitle “Esat Atmaca ölümsüzdür”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›yla eylemi bitirdi. KARS 13 Nisan tarihinde E¤itim-Sen, DEHAP, KAÜ-ÖDER inisiyatifinde ve Gençlik Derne¤i Giriflimi ve Yeni Demokrat Gençlik’in de destek sundu¤u eylem ile ülke çap›ndaki ›rkç› faflist sald›r›lar protesto edildi. Etkinlik öncelikle kitlenin kortej halinde KAÜ-ÖDER önünden Süleyman Demirel Park›’na kadar yürüyüflle bafllad›. Alanda buluflan kitle daha sonra halk›n da deste¤ini alarak “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Provokasyonlara izin vermeyece¤iz” sloganlar› ile devam etti. E¤itim-Sen üyesi bir kifli taraf›ndan okunan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kitle sloganlar eflli¤inde tekrar KAÜ-ÖDER’e kadar yürüdü. (Kars YDG)
22 Nisan-5 Mayıs 2005
18
20
2005 1 MAYIS’I EMPERYAL‹ZME VE UfiAKLARINA ‹Y‹ B‹R YANIT OLMALIDIR! Elimize posta kanal›yla ulaflan afla¤›daki bildiriyi haber de¤eri tafl›d›¤›ndan oldu¤u gibi yay›nl›yoruz. ÇEfi‹TL‹ M‹LL‹YETLERDEN HALKIMIZ ‹flçi s›n›f›n›n uluslararas› birlik, mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s’›n arifesindeyiz. ‹flçi s›n›f›n›n ve ezilen emekçi halk›n hak alma ve kendi iktidar›n› kurma mücadelesinde bir kilometre tafl›d›r 1 May›s. Dünya halklar›n›n sicili en kabar›k katili olan ABD emperyalizmi, 1886 y›l›nda 8 saatlik ifl günü talebiyle alanlara ç›kan yüz binlerce iflçiye azg›nca sald›rm›flt›r. 8 saatlik ifl günü taleplerini militanca savunan iflçi önderlerinden Albert Parsons, Adolph Fischer, George Engel, August Spiers birkaç ayl›k bir yarg›lamadan sonra idam edilmifltir. II. Enternasyonal’in I. Kongresi 1 May›s 1890’da bütün dünyada gösteriler yap›lmas›n› kararlaflt›rm›flt›r. O günden bugüne 1 May›s unutturulamam›flt›r, unutturulamayacakt›r. 1 May›s’lar ka¤›ttan kaplan olan emperyalistler ve uflaklar› var oldu¤u sürece birlik, mücadele ve dayan›flma günü olarak, iki dünyan›n karfl› karfl›ya geldi¤i günlerden biri olarak kutlanacakt›r. Ülkemiz topraklar›nda tarihi 1900’lü y›llar›n bafllar›na dayanan 1 May›s, kitleselleflmeye bafllad›¤› andan itibaren sald›r›larla bast›r›lmaya, özü boflalt›lmaya çal›fl›lm›flt›r. 1976 y›l›nda merkezi ve kitlesel kutlanan 1 May›s, TC’nin ‘77 1 May›s katliam›n›n start› olmufltur. 500 bin iflçi ve emekçinin Taksim’de kutlad›¤› 1 May›s, katliam arenas›na çevrilmifl ve 37 iflçi ve emekçi can vermifltir. ‹flçilerin ve emekçi halk›n birli¤inden, dayan›flmas›ndan korkan TC ‘89, ‘90, ‘96 1 May›s kutlamalar›na da azg›nca sald›rm›flt›r. ‹flte böylesine tarihsel bir anlam› olan 1 May›s devrim ve komünizm davas›nda bir kilometre tafl› olmaya devam etmektedir. TÜRK‹YE’N‹N YOKSUL HALKI, ‹fiÇ‹LER VE EMEKÇ‹LER! TKP/ML’nin kurulufl tarihi olan 24 Nisan’› 1 May›s’a ba¤layan bu haftay›, 2005’in politik atmosferi ve özellikle içinde yer ald›¤›m›z bölgedeki geliflmelerle ve ülkemizi giderek daha fazla içine çeken özel gündemler ile karfl›l›yoruz. Bu gündemlerin yükledi¤i görevlerin yerine getirilmesi, 24 Nisan ve 1 May›s’›n en üst düzeyde anlam ve de¤er kazanmas› olarak alg›lanmal›d›r. Bu anlam ve de¤er, emperyalizmin ve onun yerli uflaklar›n›n her türen sald›r›lar›na karfl› TKP/ML saflar›nda örgütlenip, sa-
vaflmakta gizlidir. Bu cüretkar ça¤r›m›z›n kayna¤›, ülkemizde her cephede yürüttü¤ümüz faaliyette karfl›laflt›¤›m›z bütün sorunlar›n alt edilmesinde, hem perspektif olarak yol göstericimiz, hem de mücadele ve at›l›m ruhu olarak ilham ve güç ald›¤›m›z 24 Nisan’d›r. 24 Nisan, anti emperyalist gençlik eylemlerinin, köylü toprak iflgal ve direnifllerinin, 15-16 Haziran direniflinin bileflkesidir. 24 Nisan Türkiye topraklar›nda s›n›fs›z ve s›n›rs›z bir dünya olan Komünizm için mücadelenin Mustafa Suphi yoldafltan sonra yeniden bafllad›¤›n›n müjdesidir. 2005 1 MAYIS’INDA EMPERYAL‹ZM KARfiITI SLOGANLARIMIZI HAYKIRALIM! 2005 1 May›s’› emperyalizmin ve yerli uflaklar›n›n ülkemiz ve dünya halklar›na yönelik sürdürdü¤ü kapsaml› sald›r›lara karfl› s›n›f›n mücadele, birlik ve dayan›flma ruhuyla karfl›lanmal›d›r. ABD emperyalizminin Ortado¤u kabusu haline gelen Irak halk›n›n direniflinin devam etti¤i bu günlerin zafer mayas› Irakl›lar›n birleflerek ve bedel ödeyerek gösterdi¤i karfl› koyufltur. ABD’nin ve iflgal ortaklar›n›n her geçen gün çirkefleflen ve daha da belirginleflen katliamc› yüzü halklar›n nefretini kazanmakta ve bu nefreti büyütmekten baflka bir ifle yaramamaktad›r. ‹flte bu gerçekli¤in ›fl›¤›nda Irak halk›n›n direnifli, 1 May›s alanlar›nda yükselen slogan seslerimizden ald›¤› güçle büyüyecektir. Baflta AB olmak üzera tüm emperyalistler, 2005 1 May›s’›ndaki anti emperyalist kararl›l›¤›m›zla bir kez daha titreyecektir. Ortado¤u halklar›n›n direniflinin ilk adreslerinden olan Filistin’de yükselen intifada, ‹srail siyonizminin duvar›n› afl›p Irak halk›na ulaflm›flken ABD’nin Orta Asya’y› kar›flt›rarak uygulamaya çal›flt›¤› Ortado¤u modeli bu kez Orta Asya halk›n›n direnifl duvar›na çarpacakt›r. Böylesine s›cak geliflmelerin yafland›¤› tarih olan 2005 1 May›s’› baflta ABD olmak üzere tüm emperyalistlere en iyi yan›t olmal›d›r. T›pk› ülkemizin ABD için askeri bir üs haline getirilmek istenmesine karfl›n TKP/ML bombalar›n›n ‹ncirlik Üssü’ne konularak yan›t olundu¤u gibi. ‹fiÇ‹LER, EMEKÇ‹LER, YOKSUL HALKIMIZ! Dünya halklar› cephesinden tablo bu iken, ülkemizde komprodor burjuva-
zi ve toprak a¤alar›n›n emperyalizmin talimatlar› ile sürdürdü¤ü kapsaml› sald›r›lar artarak sürmektedir. SSK’lar›n Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devri yoksul emekçi halk› hastal›¤a ve ölüme mahkumiyetin ad› olmufltur. Hastane kap›lar›ndaki kuyruklar devletin sana ne kadar de¤er verdi¤inin göstergesidir. T‹S yasas›ndaki geliflmeler, Kamu Personel Yasas› 盤 gibi büyüyen iflsizli¤in ve hak gasplar›n›n artmas› bugün yaflad›¤›n gerçeklerdir. “Demokratik de¤ildik, AB ile demokratikleflece¤iz” diyerek seni pembe rüyalara dald›rmaya çal›fl›yorlar. Buna aldanma. Demokrasinin, ekonomik büyümenin, istihdam›n en çok dillendirildi¤i bir dönemde SEKA kapat›ld›. Yeni kapatma ve sat›fllar, yeni iflten atmalar gündemde. Yeni Ceza Kanunu ve Ceza ‹nfaz Yasas› ile elimiz kolumuz kelepçelenmek isteniyor. ABD emperyalizminin koç bafl› AKP senin için “adalet ve kalk›nma” ad›na ak bir tablo çizmemifltir, çizmeyecektir. Onlar›n görevi efendilerinin dönem sözcülü¤ünü ve uflakl›¤›n› yapmakt›r, yani sana karart›lm›fl bir gelece¤i sunmakt›r. KÜRT ULUSUNA MENSUP EMEKÇ‹ HALKIMIZ! Mersin’deki Newroz kutlamalar›nda, yaflanan “bayrak olay›” ard›ndan yaflananlar TC’nin faflist güçler arac›l›¤› ile ›rkç› politikalar›, ezen ulus flovenizminin bir kez daha tescillenmesidir. Bu ›rkç›-floven s›ld›r›larla Kürtlere karfl› Türklerin “Türkçülük” temelinde birli¤i yarat›lmak istenirken, di¤er yandan, en demokratik eylemlerin meflrulu¤u yok edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Y›llard›r ödenen bedellerle kazan›lmaya çal›fl›lan Kürt kimli¤ini, TC’nin Genel Kurmay Baflkan›’ndan Baflbakan›na kadar birçok a¤›z “zavall›l›k”, “sözde vatandafll›k” olarak isimlendirmifltir.
Tüm bunlar sana özgür bir gelecek vaat etmeyen ve edemeyecek olan TC’nin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya ç›karm›flt›r. Bu gerçekli¤e gözlerini kapamak isteyenlere izin verme. Unutma ki kurtuluflun seni y›llard›r hor gören, katleden, yok sayan TC’ye karfl› her türden az›nl›k ulus ve milliyetlerin kurtuluflu için savaflan TKP/ML saflar›nda örgütlenip, savaflmaktad›r. Tüm bu ifade edilenlerin 1 May›s’›n gündemi oldu¤u gerçeklili¤i, 1 May›s’tan sonraki sürecin de oldukça hareketli geçece¤ini göstermekedir. 2005 1 May›s’› için slogan›m›z “Devrimci 1 May›s için ileri”dir. Devrimci ve komünistlerin son dönemlerde yakalad›¤› ortak irade birli¤i, 1 May›s’›n devrimci niteli¤inde taçlanacakt›r. Ülkemiz iflçi s›n›f›n›n mücadele tarihinde önemli bir yere sahip olan Taksim’in anlam› elbette tart›fl›lmazd›r. Taksim’i kazanmak devrimci ve komünistlerin gündemlerinden düflmemifltir. Taksim’e iflçi s›n›f› ve emekçilerle ç›k›lm›fl, akabinde kaybedilmiflse tekrar kazanman›n koflullar› olgunlaflmam›flsa bunun anlam› devrimci ve komünistlerin iflçi s›n›f› içindeki örgütlenmesinin zay›fl›¤›d›r. Özellefltirmelerle iflsizli¤e, açl›¤a ve sefalete mahkum edilen iflçiler, tar›m›n yok edilmesiyle y›k›ma u¤rayan köylüler, her türlü flovenist ve inkarc› sald›r› ile yok say›lan Kürt halk›, soruflturmalar ile paral› e¤itim ile robotlaflt›r›lmaya çal›fl›lan halk gençli¤i birleflik, devrimci ve kitlesel 1 May›s için alanlara! YAfiASIN PART‹M‹Z TKP/ML! YAfiASIN DÜNYA ‹fiÇ‹ SINIFININ B‹RL‹K, MÜCADELE VE DAYANIfiMA GÜNÜ 1 MAYIS! TKP/ML ‹stanbul Üst Komitesi Nisan 2005
20
19
22 Nisan-5 Mayıs 2005
Devrimci 1 May›s Platformu’ndan eylemler May›s öncesi kurulan ve “Birleflik, kitlesel ve devrimci 1 May›s” fliar›yla yola ç›kan Devrimci 1 May›s Platformu ‹stanbul’da yapt›¤› çal›flmalarla bir yandan Taksim üzerindeki 1 May›s yasa¤›na karfl› eylem yaparken, di¤er yandan çeflitli etkinliklerle iflçi s›n›f›n› 1 May›s’ta alanlara davet etti.
1
TAKS‹M MEYDANI YEN‹DEN ‹fiÇ‹ VE EMEKÇ‹LERE AÇILSIN! ‹flçi s›n›f›n›n birlik mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s’›n Taksim Meydan›’nda kutlanmas› yasa¤›n›n kald›r›lmas› talebiyle 13 Nisan 2005 tarihinde Taksim Meydan›’nda bas›n aç›klamas› yapan Devrimci 1 May›s Platformu (Demokratik Haklar Platformu, Devrimci Mücadele, Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Halk Kültür Merkezleri, Ça¤r›, Devrimci Hareket, Partizan, Proleter Devrimci Durufl, Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Platformu, Emekçi Hareket Partisi, Kald›raç) 12 Eylül darbesinden sonra ülkemizde estirilen bask›lar sonucu Taksim Meydan›’n›n iflçi s›n›f› ve ezilenlere kapat›ld›¤›n› vurgulad›. Eylemde “Taksim’de 1 May›s yasa¤›na son-Devrimci 1 May›s Platformu” pankart› aç›ld› ve “Bijî yek Gulan”, “Taksim’de 1 May›s yasa¤›na son”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Örgütsüz halk köle halkt›r”, “Örgütlü halk yenilmez” vb. dövizler tafl›nd›. Platform ad›na aç›klama yapan Özgür Ayd›n 1 May›s’›n ülkemizdeki tarihini anlatarak iflçi ve emekçilere Taksim Meydan›’n›n yasaklanmas›n›n 12 Eylül’ün
ürünü oldu¤unu belirtti. ‹ki hafta üst üste Taksim Meydan›’nda gösteri yapan polisler için devletin herhangi bir engel koymad›¤›n› vurgulayan Ayd›n “1 May›s’› Taksim’de kutlamak isteyen iflçi ve emekçilere ‘trafik ak›fl› ve yaya güvenli¤i’ bahane edilerek izin verilmemesi bu bask› politikalar›n›n hala sürdü¤ünün göstergesidir” dedi. Ayd›n, Mersin’deki Newroz kutlamalar› s›ras›nda yere at›lan Türk bayra¤› sonras›nda Taksim Meydan›’nda yap›lan mitinglere de de¤inerek “Bu olay›n bahane edilerek flovenist histerinin art›r›fl›yla birlikte, faflistlerin ellerinde bayraklarla Taksim Meydan›’na yürümesi Taksim Meydan›’n›n yaln›zca iflçi ve emekçilere kapal› oldu¤unu bir kez daha göstermifltir” diyerek sendika baflkanlar›n›n Taksim Meydan›’n› 2005 1 May›s’› için telaffuz etmemelerinin bu alan›n iflçilerle birlikte kazan›lmas›n›n önünde bir engel olmad›¤›na dikkat çekti. Aç›klama Taksim Meydan›’n›n mutlaka kazan›laca¤› fliar›yla son bulurken s›k s›k “Yaflas›n devrim ve sosyalizm”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n 1 May›s”, “Taksim’de 1 May›s yasa¤›na son”, “Zincirleri k›ral›m Taksim’i kazanal›m” sloganlar› at›ld›.
DEVR‹MC‹ 1 MAYIS ‹Ç‹N ‹fiÇ‹LERLE ‹LER‹!
bu seneki 1 May›s alan›n› Kad›köy olarak aç›klad›.
Devrimci 1 May›s Platformu bu gündemle 17 May›s Pazar günü Seyrantepe Halay Dü¤ün Salonu’nda iflçilerle içiçe bir etkinlikle 1 May›s’›n tarihçesini anlatarak, Kad›köy’de olacaklar›n› aç›klad›. Duvarlarda “Birleflik, kitlesel, devrimci 1 May›s için ileri”, “Kölelik yasalar› iptal edilsin/özellefltirmelere son”, “‹çerde d›flarda hücreleri parçala” yaz›l› dövizlerin as›l› oldu¤u salonda etkinli¤in aç›l›fl›nda iflçi s›n›f› ve mücadelesi çerçevesinde dünya ve Türkiye’deki 1 May›s’a de¤inen bir sinevizyon gösterisi yap›ld›. Sinevizyonun ard›ndan platform kurulufl amac›n› ve flimdiye kadar olan çal›flmalar›n›, gelinen aflamada hedeflerini anlatan bir deklarasyonu okuyarak
Ard›ndan platform bileflenlerinin temsilcileri söz ald›. BDSP, HÖC, Devrimci Durufl, Mücadele Birli¤i Platformu, Halk Kültür Merkezi, Yeni Dünya ‹çin Ça¤r›, Al›nteri ve Partizan temsilcileri konuflma yaparken Kald›raç dergisi de mesaj göndererek toplant›y› selamlad›. Bileflenlerin konuflmas›n›n ard›ndan sahne alan Grup Yorum kat›lan 300 kiflilik kitleyi türküleri ve marfllar›yla coflkuland›rd›. Hemen ard›ndan iflçi ve iflçi temsilcilerine düflüncelerini anlatmalar› için söz verildi. Etkinlik, konuflmac›lar›n ard›ndan “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›yla bitti. (‹stanbul)
Gözalt›lar çal›flmalar›m›z› engelleyemez! Birleflik, kitlesel, devrimci bir 1 May›s çal›flmalar› çerçevesinde ç›kar›lan “Emperyalist sald›rganl›¤a karfl› 1 May›s’ta alanlara/PART‹ZAN” imzal› afifllerin 14 Nisan Perflembe günü yap›m› s›ras›nda çal›flanlar›m›z ve okurlar›m›z gözalt›na al›nd›. E-5 yolu üzeri Bak›rköy mevkiinde afifl çal›flmas› yapan TKM çal›flanlar› Yi¤itcan Bak›r ve Özlem Abay gözalt›na al›narak 75. Y›l Karakolu’na götürülürken, Gazetemiz çal›flanlar› Selçuk Birginal ve Bahar Gök, YDG çal›flan› Kevser Bora zor kullan›larak yaka paça göz alt›na al›narak Ataköy Karakolu’na götürülmüfltür. Bu s›rada “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n› atan çal›flanlar›m›z ve TKM
çal›flanlar› ayn› gün ç›kar›ld›klar› savc›l›k taraf›ndan akflam saatlerinde serbest b›rak›lm›flt›r. Ayr›ca Devrimci 1 May›s Platformu’nun düzenledi¤i “‹flçiler, Emekçiler 1 May›s’› Tart›fl›yor” adl› toplant›n›n afifllerini Kartal Meydan›’nda yapan çal›flan›m›z Talip Dönmez, K›z›lbayrak çal›flan› Eylem Duygu Ça¤lar ve K›z›lbayrak okuru Y›lmaz Yaflar gözalt›na al›narak Kartal Merkez Karakolu’na götürüldü. Gözalt›na al›nanlar ayn› gün serbest b›rak›l›rken Y›lmaz Yaflar g›yabi tutuklama karar› oldu¤u için daha geç b›rak›ld›. Yine ayn› gün ayn› afiflleri yaparken Devrimci Demokrasi okurlar› Kemal Y›ld›r›m ve Serdar Kaya da gözalt›na al›nd›.
20
22 Nisan-5 Mayıs 2005
20
N‹SAN’IN DO⁄UfiU Türkiye’de s›n›f mücadelesinin geliflim tarihinde Nisan ay›n›n önemli bir yeri vard›r. Burjuvazi cephesinde, burjuva-feodal devlet mekanizmas›n›n ezilenlere sald›r›lar›n›n en uç noktalar›ndan biri olan Ermeni Soyk›r›m› 24 Nisan 1915’te gerçekleflti. Proletarya cephesinde ise, dünyada ve Türkiye’de s›n›f mücadelesinin gelifliminin bir ürünü olarak ve bu mücadelenin en ileri seviyede sürdürülmesi için eskiyen, çürüyen, yozlaflan tüm di¤er partilere karfl› 24 Nisan 1972’de Komünist Partisi yeniden kuruldu. 24 Nisan günü, hem Ermeni soyk›r›m›n›n y›ldönümünü ve hem de Proletarya Partisi’nin kurulufl y›ldönümünü bar›nd›rmaktad›r. S›n›f mücadelesi tarihindeki bu iki önemli günün tarihsel çak›flmas› tesadüf olsa da s›n›f savafl›m›n›n niteli¤i aç›s›ndan dikkate de¤er özelliktedir. Proletaryan›n ve burjuvazinin karfl›t iki s›n›f olarak bir arada bulundu¤u bu son s›n›flar savafl›m› döneminde ›rkç›, floven, köhne ve gerici olanla yeni, gelifltirici, devrimci olan›n mücadelesi hakk›nda bu tarihsel tesadüf ö¤retici fikirler de sunmaktad›r. S›n›flar›n öteden beri devam eden savafl›m›nda bugün de ›rkç›l›k ve buna karfl› mücadele, flovenizm ve buna karfl› mücadele vs. bir arada yürümektedir. 24 Nisan, insanl›¤›n karanl›k ve ayd›nl›k yüzlerinin en uç noktalarda göründü¤ü bir gündür. Ermeni katliam›n›n y›llar sonra bir kez daha Türk devletinin gündeminde olmas›, devletin bu konu ile ilgili önemli sorunlar, s›k›nt›lar yaflamas›, gerçekte O’nun bu süreçteki katliamlar›, soyk›r›ma denk düflen vahfleti sahiplenmesinden, meflru görmesinden ileri gelmektedir. Her türlü inkara ra¤men Kürtlerin (ulus ya da az›nl›k olarak de¤il tabi ki) varl›¤›n› kabul eden devlet bugün 24 Nisan 1915’te yaflananlara iliflkin de bir fleyler gevelemeye bafllad› ve “ac› olaylar”, “soyk›r›m de¤il, bir trajedi” gibi fleyler rahatl›kla ifade edilir oldu. Ama, halen 1915’teki “trajediyi” kimlerin yaflad›¤›, bu “trajedinin” sorumlular›n›n kimler oldu¤u ve gerçek nedeni hakk›nda susmay›, bir fley söylememeyi tercih ediyorlar. Neden bugüne kadar, bu içerikte de olsa bir aç›klama, bir tav›r gelifltirilmedi¤i sorusu ise onlar›n sorunu de¤il, çünkü son gevelemeler bir tercih sonucu de¤il, zorlanman›n sonucudur. Bu durumun bir nedeni var; çünkü Ermenilere karfl› gelifltirilen katliam dalgas›, bu ulusun Anadolu’daki varl›¤›na son vermek amac›, iste¤i bugün de devlet taraf›ndan meflru görülen bir uygulamad›r; bugün de ›rkç›, floven gericilik ayn› tutumu devam ettiriyor… 24 Nisan, eskinin vahfletine tan›k oldu¤u kadar yeninin de görkemine tan›k olmufltur. 24 Nisan’›n (Proletarya Partisi’nin) ö¤retileri Türkiye proletaryas›n›n ve çeflitli milliyetlerden emekçi halk›n›n ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm mücadelesine, iktidar› ele geçirme perspektifine ›fl›k tutmakta, onu ayd›nlatmaya devam etmektedir. Dünyadaki ve ülkemizdeki s›n›f savafl›m›n›n geliflimi içinde sentezlenen Nisan günefli, eskimifl ve köhnemifl olana karfl› mücadelenin, proletarya ideolojisi önderli¤inde yeni tipte örgütlenmenin bafllang›c›d›r. Mus-
tafa Suphi ile temelleri ülkemizde de at›lan, ancak Mustafa Suphi ve 14 yoldafl›n›n alçakça düzenlenmifl bir komplo ile öldürülmesinden sonra uzun süre yeniden infla edilmeyi bekleyen komünist partisi, Kaypakkaya’n›n s›çramal› geliflimi, en ileriye ulaflma azmi ve yetene¤i sayesinde bir kez daha kuruldu. Tereddütsüzce ve sak›nmadan belirtmeliyiz ki, sonuçta Proletarya Partisi O’nun eseridir. Büyük Proleter Kültür Devrimi, tüm dünyada yank›lanan ideolojik-politik etkisi ile yeni kurulmakta olan proletarya partilerinin ideolojik–teorik geliflim kayna¤›, g›das›n› ald›¤› yaflam suyu olmufltur. Bu muazzam devrimden ald›¤› proleter bilinçle, bu çok sa¤lam zemin üzerinde yükselerek Kaypakkaya, proletaryan›n ülkemizdeki mücadelesini örgütleyip büyütmüfltür. Sovyet devriminin gelifliminde ikinci enternasyonal oportünistlerine karfl› Marksist-Leninistler taraf›ndan verilen mücadelenin rolü ile 24 Nisan 1972’de Proletarya Partisi’nin tarih sahnesine ç›k›fl›nda Marksist-Leninist-Maoist’lerin modern revizyonizme karfl› verdikleri mücadelenin rolü özde ayn›d›r. Proletarya Partisi kendisinden önceki bütün komünist partileri gibi her türden burjuva ve küçük burjuva düflünce ve ak›ma karfl› mücadele içinde ortaya ç›kt›. Nas›l ki, sonradan ad› SBKP olacak olan RSD‹P kurulufl ve geliflim aflamalar›nda ekonomizme, Narodnizme ve legal marksizme karfl› mücadele içinde ideolojik formasyonunu gelifltirip netlefltirdiyse, ayn› flekilde Kaypakkaya da burjuva ve küçük burjuva ideolojilerin temsilcileri ve savunucular› parlamentarist-reformist anlay›fla, fokocu, cuntac› (bir avuç yurtsever subay›n askeri darbesini benimseyen, propaganda eden ve bekleyenler) “devrim” fikrine, flafak revizyonizminin tüm pasl› silahlar›na karfl› mücadele içinde kendi ideolojik-politik formülasyonunu gelifltirdi ve netlefltirdi. Uluslararas› arenada s›n›fsal hareketleri, ulusal kurtulufl mücadelelerini etkilemeye çal›flan oportünist-revizyonist anlay›fllara karfl› mücadele, ülkedeki savunucular›na ve temsilcilerine karfl› da mücadeleyi beraberinde getirir. Proletarya Partisi uluslararas› alanda etkili ve güçlü olan modern revizyonizme karfl› Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ö¤retisi do¤rultusunda mücadeleyi örgütlerken ülke içindeki temsilci ve savunucular› olan parti ve siyasetçilerin (TKP-T‹P, Do¤an Avc›o¤lu, Mihri Belli, Hikmet K›v›lc›ml›, ‹lhan Selçuk, Sadun Aren, Behice Boran vd.) tümüne karfl›, her konudaki düflünce ve anlay›fllar›na karfl› mücadeleyi örgütlemeyi ve yürütmeyi görev bilmifltir. Proletarya Partisi her türden revizyonist, oportünist düflünce ve ak›mlar›n düflman› oldu¤u gibi, geliflim ve ilerlemenin pasl› zincirleri olan dogmatizmin ve subjektivizmin de düflman› olmufltur. Kimi oportünistlerin s›n›f mücadelesinin en ileri noktalar›na olan yabanc›l›klar›, düflmanl›klar› nedeniyle Kaypakkaya’n›n tezlerine dogmatik demelerine
karfl›n gerçeklik hiç de öyle de¤ildir. Her kesimin o dönem için ve hatta flimdi dahi muzdarip oldu¤u Kemalizm ve Kürt ulusal sorunu özgülünde dogmatizme ve subjektivizme vurulan darbeler bunun mükemmel örneklerindendir. Son yüzy›ll›k tarihimiz içinde yer alan, ülke ve halk gerçekli¤inin niteli¤ine büyük bir etkide bulunan Kemalist devrim ve emperyalizme ba¤›ml›, yar› feodal Kemalist devletin inflas›, Kürt isyanlar›, iflçi direniflleri, köylü eylemleri vs. devrimin niteli¤i ve yolu hakk›ndaki görüfllerin oluflumunda temel etmenler olmufltur. Her konuda ülke gerçekli¤inin, somut sorunlar›n çözümlenmesi nas›l oluyor da kabaca dogmatizm olarak elefltirilebiliyor? Kemalizm ve Kürt ulusal sorunu hakk›ndaki tespitlerin bu derecede do¤ru olmas›, objektif olmas› dogmatizm ile subjektivizm ile mümkün müdür? Kaypakkaya’n›n temel tezlerinin do¤rulu¤u günümüzün toplumsal ve s›n›fsal mücadele gerçekli¤inde defalarca ispatlanm›flt›r. Proletarya Partisi’nin Kemalizm ve Kürt Ulusal Sorunu hakk›ndaki tahlilleri son süreçteki ›rkç› ve flovenist sald›r› dalgas›yla bir kez daha do¤rulanm›flt›r. Yine önemli tarihlerden birisi de 18 May›s’t›r. 18 May›s Proletarya Partisi’nin kurucusu ve önderi ‹brahim Kaypakkaya’n›n iflkencehanede katlediliflinin tarihidir. Bu aylarda daha özel çal›flmalarla Proletarya Partisi’nin ortaya ç›kt›¤› tarihsel koflullar› ve ‹. Kaypakkaya’n›n düflüncelerinin ülkemizdeki s›n›f mücadelesine katt›¤› muazzam zenginlikleri daha derinden kavramak, onun görüfllerini yarat›c› bir tarzda s›n›f savafl›m›n›n prati¤ine uygulayarak yeni, genç kuflaklara tafl›mak Kaypakkaya’n›n çizgisinde yürüyen tüm militanlar›n görevidir. B i r düflüncenin uygulanmas›, kavranma derecesinden ba¤›ms›z de-
¤ildir. Çünkü, kavramak uygulamakt›r. Di¤er bir ifadeyle düflünceler, kararlar kendili¤inden pratikte yaflam bulmazlar; onlar› yarat›c› tarzda uygulayacak kadrolar›n olmas› gerekir. Bir politikan›n baflar› flans›, belirlenen politikan›n objektif koflullara uygun olmas› ve uygulay›c›lar›n o politikayla bütünleflmesi, yarat›c› olmas›yla mümkün olur. Kaypakkaya’n›n en önemli özelli¤i gerçe¤i yakalamada ›srarl›, söz ve eylemde uyumlu olmas›d›r. O’nun k›sa mücadele yaflam› gerçekleri yakalamak ve o u¤urda can bedeli mücadele etmekle doludur. ‹flkencehanelerde düflmana karfl› sergiledi¤i net durufl ise, bu derin kavray›fl›n ürünü olan can bedeli mücadelenin en tepe noktas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Direnmifltir, iflkencelerle katledilirken direnmifltir, çünkü gerçekleri savunmufltur… Önemli bir di¤er nokta da Kaypakkaya’n›n araflt›rma ve inceleme tarz›d›r. Di¤er bir anlat›mla, bu ülkede ilerici, devrimci güçlerin dahi tabulaflt›rd›¤› Kemalizm, Kürt sorunu vb. konularda Kaypakkaya’n›n MLM çözümlemelerinin hangi zemin üzerinde yükseldi¤i, gücünü nereden ald›¤› sorular›d›r. Çünkü, biliyoruz ki ‹brahim Kaypakkaya’y› savunmak, ne O’nun söyledi¤i her fleyi papa¤an gibi tekrarlamakla olur, ne de de¤iflen koflullar teorisinin arkas›na s›¤›narak her fleyi yads›makla olur. Aç›k olan flu ki, Kaypakkaya felsefesinde ne dar dogmatizm ne de sürecin peflinden sürüklenme, de¤iflen koflullar teorisi, bencil, kaçk›n, duruma göre politika üreten s›¤ ve sa¤ bir anlay›fl, bir durufl vard›r. O’nun felsefesinde inceleme, uygulama ve ortaya ç›kan sonuçlar› yeniden çözümleme, yanl›fllardan ar›narak yönünü hep s›n›f mücadelesinin k›zg›n prati¤ine yöneltme prati¤i vard›r. S›n›f mücadelesi iddias› tafl›yan her komünist parti militan›n›n yapmas› gereken ilk ifl, MLM evrensel teoriyi, yaflad›¤› ülkenin tarihini ve içinden geçti¤i sürecin gerçekli¤ini, yani karfl› devrim ve devrim cephesinde yaflanan de¤iflim ve geliflmeleri, MarksistLeninist hareketin kitleler üzerindeki etki düzeyini vb. incelemektir.
21
20 Somutlayarak devam edecek olursak, sorunlar› bilimsel bir tarzda ele al›p çözümlemek için bilimin yasalar›n› asgari düzeyde kavramak gerekir. Mesela, Marksist felsefeyi, Marksist ekonomi-politi¤i ve sosyalizm gerçe¤ini kavrama düzeyi zay›f ve geri olan bir kadro, bu yasalar› kendi gerçekli¤ine uygulama, onlar› yol gösteren bir ›fl›k olarak kullanma becerisini gösterebilir mi? Buna evet demek mümkün de¤ildir. Ya da üzerinde yaflad›¤› topra¤›n tarihini, içinde yaflad›¤› halk gerçekli¤ini çözümlemekten yoksun bir kadronun, genel olarak sahip oldu¤u Marksist-Leninist-Maoist teorilerle önüne ç›kan pratik sorunlar› çözmesi mümkün olabilir mi? Eylem k›lavuzu olarak kavranmayan bilimsel teorilerin gerçek hayatta bir hükmü olabilir mi?Elbette hiçbir hükmü olmaz. Çünkü, somuta yabanc›l›k, somutu yüzeysel olarak kavray›fl, hem tek tek kadrolar› hem de bir proletarya partisini kaç›n›lmaz olarak dogmatizme götürür. Gerçekli¤e uygun hareket etmek yerine gerçekleri Marksistlerden edindi¤i genel teorilere uygun hale getirmeye çal›fl›r. ‹flte dogmatizm de burada bafllar. Ve somutu incelememe, evrensel olan› güncel geliflmelerle bütünlefltirmeme prati¤i de bu bak›fl aç›s›n›n ürünü olarak ortaya ç›kar. Oysa Marksizm-Leninizm-Maoizm bir dogma de¤il, bir eylem k›lavuzudur. Kaypakkaya sorunlar› ele al›flta hep bu Marksist
yöntemi kullanm›flt›r. Bu, Marksist inceleme yöntemi O’nu Proletarya Partisi’ni kurmaya götürmüfltür. Ve bu k›sa tarihi süreç, yo¤un bir ideolojik mücadele ve her türlü antiMLM anlay›fla karfl› net bir durufl sergileme prati¤i ile doludur. Yine bu süreçte, yanl›fllar›n› ve yan›lg›lar›n› düzeltme konusunda da bir komünistin tak›nmas› gereken tavr› Kaypakkaya’n›n prati¤inde görmek mümkündür. O’nu yan›lg›lar›ndan ve yanl›fllar›ndan ar›nd›ran, sahip oldu¤u derin kavray›fl ve prati¤ini sorgulama, prati¤inden ve tarihi tecrübelerden ö¤renme gerçe¤idir. Bugün Kaypakkaya’y› izleyen her militan›n ondan almas› gereken en büyük derslerden biri de, mücadeleye seyirci kalmayan tutumu ve prati¤inden ö¤renme, somutu çözümleme gerçe¤idir. 15-16 Haziran direnifli, toprak iflgalleri, tarihsel olarak yaflanan Kürt baflkald›r›lar› O’nun için inceleme konusu ve politik hatt› oluflturman›n kaynaklar› olmufltur. Demek ki, Kaypakkaya’n›n izinde yürümek, ezilenlere uygulanan bask› ve zulme seyirci kalmamakt›r. Halk sevgisi tafl›yan herkes o bask› ve zulmü hisseder ve tepkisini güçlü bir flekilde verir. Halk›n inleyifline seyirci kalan bir devrimcide derin bir halk sevgisi aramaya gerek yoktur. S›n›f›n sorunlar›na yabanc›laflan, halk sevgisi zay›flayan bir devrimcinin, kendini nas›l tan›mlarsa tan›mlas›n, sonuç itibar›yla gidece¤i yer geldi¤i burjuva-feodal çöplüktür.
PUSULA ‹BRAH‹M KAYPAKKAYA BÜYÜK CÜRETLERE REHBERL‹K ED‹YOR! ‹nsanl›k tarihi, bütün di¤er maddelerin tarihinde, her fleyin gelifliminde oldu¤u gibi ileri s›çramalarla, patlamalarla, çeliflkilerin birikmesi ve bir noktadan sonra baflka bir çeliflkiye dönüflmesi ile ilerler. Gördü¤ümüz, tan›d›¤›m›z, fark›nda oldu¤umuz, bilgisine eriflti¤imiz her fleyin sonsuz bir de¤iflim süreci içinde, sürekli olarak ileriye, yeni olandan yana geliflti¤ini biliyoruz. Bu tan›mad›¤›m›z, henüz bilgisine sahip olamad›¤›m›z her fley için geçerlidir. Bunlar› neden tekrarlad›k? Çok genel olarak bildi¤imiz bu gerçe¤i yaflam›m›z›n bir parças› haline getirmeyi baflarmak ve bunun sayesinde önderlik etme, yarat›c› olma, en önde bulunma özelli¤imizi gelifltirmek için. Bütün önder yoldafllar›n karakterini belirleyen as›l özellik de budur. Yani her fleyin de¤iflim sürecinde bulundu¤unu bilmek, her fleyin de¤iflti¤i bilgisine kesin olarak inanmak, her zaman bu de¤iflimin ana yönünü kavrayarak ona hizmet etmek, her fleye ra¤men de¤iflimin bu yönünün engellenemeyece¤ini bilerek hareket etmek, iflte bu yüzden tavizsiz, ›srarl›, sab›rl›, kararl› olmak, g›pta edilen o ma¤rur duruflu gösterebilmek ve korkusuz olabilmek… Kaypakkaya’y› her okuyuflumuzda O’nun iyimserli¤i ve bu iyimserlikten do¤an netli¤i, önderlik etme ›srar›n›, çabas›n› görmekteyiz. Kaypakkaya’n›n bu iyimserli¤i belirlerken, yine komünist önderlerin bir özelli¤i olan analiz etmedeki çabas›n› ve baflar›s›n› anlatmak, göstermek, kavratmak gerekir.
Kaypakkaya Türkiye’de s›n›fs›z toplum hedefine ulaflmak için en ileri hamleyi gerçeklefltirmifl, k›sa yaflam›n› hep en ileri olana yönelmek, onu benimsemek, çözümlemek ve orada durmayarak daha ileriye gitmek azmiyle sürdürmüfl, bu devrimci hareket tarz›ndan asla taviz vermemifl komünist bir önderdir. Komünist Partisi’ni infla etme görevi ile karfl› karfl›ya oldu¤unu çözümledi¤inde, yeni bir parti ile sürece yön vermek gerekti¤ine karar verdi¤inde tutumunu en ileri noktadan gelifltirip, bunu parti isimlendirmesinde a盤a vurmufltur. O, s›çrama yapma an› geldi¤inde kesinlikle tereddütlü de¤ildir; yön gösteren, en önde yürüyendir. Kaypakkaya’n›n duruflu geri olan›, geride kalan› reddetme durufludur. Bununla birlikte geride olan›, geride kalan› de¤ifltirme sürecinin de ileride durufl sergilemekten baflka bir yolu olmad›¤› bilincini de tafl›maktad›r. Yine önder yoldafl tümüyle bu durufltan hareketle, ancak bu sayede geri olan›n ilerletilebilece¤ini de bilmekte, savunmaktad›r. Öyle ya, e¤er ileride de¤ilse herhangi bir kifli, “dahi” de olsa, “eriflilmez” de olsa, “vazgeçilmez” de olsa geride kalanlar› hangi noktaya çekebilecektir ki! Geride olan› ilerletmek için gerekli olan ilk fley, onun ilerisinde olmay› becermektir. Kaypakkaya önderlik edecek olan›n durdu¤u yer ile, di¤erlerinin durdu¤u yeri kesin çizgilerle belirlemekte; bu konuda taviz vermeye kesin itiraz etmekte ve ancak geride kalanlar›n da bu durufl sa-
22 Nisan-5 Mayıs 2005
Somutu çözümleme, hem kendi prati¤inden hem de uluslararas› komünist hareketin tarihi tecrübelerinden ö¤renme konusunda Kaypakkaya yoldafl MLM bir hat izlemifltir. O resmi ve gayri resmi her alanda dokunulmaz k›l›nan fleylere dokunmufl, her bak›mdan incelemifl ve herkesin kabul etti¤i gibi olmad›¤›n› yüksek sesle a盤a ç›karm›flt›r. E¤er O’nun bu çözümleme gücü olmasayd› herkesçe tabu görülen Kemalizmin ipli¤ini bu denli pazara ç›karamazd›. Kürt Ulusal sorununda yaflanan hayli geri tart›flmalar içinde bu denli ileri görüfller ortaya koyamazd›. Uluslararas› sorunlarda gerek modern revizyonizme karfl› ve gerekse Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin yan›nda bu kadar net bir durufl sergileyemezdi. Kaypakkaya gerçekli¤ini O’nun ideolojik duruflundaki netlikte, bilimsel bir yöntemle sorunlar› ele al›fltaki güçte aramal›y›z. Ve gerçek Kaypakkaya savunuculu¤u da ancak bu pratikle mümkün olur. Araflt›rmaya, incelemeye s›rt›n› dönen ya da araflt›rma denilirken akl›na hep klasikler gelen ve somutu inceleme, prati¤inden ö¤renme gerçe¤inden uzak olanlar Kaypakkaya’y› anlamakta hep zorlan›rlar. Çünkü, Kaypakkaya’y› anlaman›n yolu, evrensel olan› yarat›c› bir tarzda somuta uygulamaktan geçer. Sürece yan›t olamayan politikalar›n alternatif olan yeniyi yaratmak, bu politikaya uygun olmayan kadrolar›, militanlar›
hemen görevden alarak, onlar›n yerine yeni politikaya uygun kadrolar›n görevlendirilmesi, yetifltirilmesi için çaba sarfetmektir. O’nun temel felsefesi buydu. Kürecik Bölge Raporu, her militan›n çal›flt›¤› faaliyet alan›ndaki durumu incelemesi bak›m›ndan somut bir örnektir. Kitlelerin sistemle olan çeliflkileri, öne ç›kan talepleri, s›n›fsal ayr›flmalar, k›r-kent iliflkileri, nüfus bilefliminde yaflanan ve yaflanacak olan de¤iflimlerin nedenleri, devrimci ve komünist güçlere karfl› kitlelerin tutumu, devrimci çal›flmada ve propaganda araçlar›n› kullanmada önceliklerin saptanmas› vs… Bu durum yaln›z k›r faaliyeti veya k›rflehir diyalekti¤ini inceleme bak›m›ndan gerekli olan bir olgu de¤il, somutu incelemek, somut sorunlar ve çeliflkiler üzerinde propaganda ve ajitasyon faaliyetlerini yürütmek, buna uygun örgütlülükler yaratmak her alan için geçerlidir. Yine yaflanan de¤iflimleri, devrimci çal›flmada hesaba katmamak, dikkate almamak, baflar›s›zl›¤a davetiye ç›karmakt›r. Sonuç olarak, “somut flartlar›n somut tahlili” ilkesini yüzeysel bir tarzda tekrarlamaktan çok, her çal›flma alan›nda O’nun özüne uygun olarak davranmak, hareket etmek görevdir. Sorgulamaktan, yanl›fl yapmaktan de¤il, yanl›fl yapmamak için varolanla yetinmekten, soru sormamaktan korkmal›y›z.
yesinde ileriye tafl›nabilece¤ini söylemektedir. Geri olan› geride b›rakmak, sadece ileride olanlarla yetinmek; sadece onlarla devrim yapabilece¤ine inanmak bir komünistin düflüncesi asla olamaz; bu, sol macerac›, fokocu, anarflist bir görüfltür… Kaypakkaya her koflulda en ileriye yönelmifl, onu kavrad›¤› oranda daha ilerilere gözünü dikmifl, halk› da hep bulundu¤u noktaya çekmek için u¤raflm›fl gerçek bir komünist önderdir. O bir komünistin sahip oldu¤u bilinci en derinden tafl›yordu; halk olmadan hiçbir fley olmaz, tarihi halk yapar… Komünist Partisi’nin görevi, ancak halk› uyand›rmak, silahland›rmak ve devrim yapmalar›na önderlik etmektir. ‹brahim Kaypakkaya çok net olarak kitlelerin devrimdeki rolünü do¤ru kavram›fl ve buna uygun de¤erlendirmeler yapmaktad›r. O, her koflulda en ileride dururken, komünist fikirleri en ileri seviyede savunurken, sistemle en temel noktalarda hesaplafl›rken, kafalar›n her bak›mdan dumura u¤rat›lm›fl oldu¤u (Kemalizm, Milli sorun, ihtilal ve burjuva darbe vb.) konularda kesin hükümler verirken, kitlelere güvenin en zay›f oldu¤u koflullarda bile iyimserdir. ‹brahim Kaypakkaya’n›n içinde bulundu¤u toplum hakk›ndaki tüm analizlerinde, herhangi bir geliflme, bir olay, herhangi bir olgu hakk›ndaki de¤erlendirmelerinde bu temel özellik görülmektedir. Ekonomik ve sosyal flartlar her ne olursa olsun bir komünistin bak›fl aç›s›n›, hareket tarz›n› belirleyen temel noktalardan biridir bu. Bu özellik komünist önderlerde berrak bir flekilde görülmektedir. ‹brahim Kaypakkaya içinde yaflad›¤› koflullar›n, tüm toplumsal süreçler gibi devrimci yönde geliflmekte oldu¤una kesin olarak inanmakta ve bu do¤rultuda do¤ru bir politik çizgi izlemenin zorunlulu¤uyla birlikte kaç›n›lmaz sonuca gidilece¤ini bilmektedir.
Kitleleri devrim mücadelesinin öznesi olarak görmemek, hareketin geliflimi aç›s›ndan kitlelerin fikirlerini alarak hareket etmemek, kitleleri yeni fikirler ›fl›¤›nda e¤itmekten kaç›nmak, buna yeterince önem vermemek, devrimin en temel konular›nda kitleleri bilinçlendirmekten herhangi bir nedenle uzak durmak asla komünistlere ait bir tutum olamaz. Yaflam›n›n son an›na kadar Kaypakkaya’y› belirleyen özellik bunlar olmufltur. Kaypakkaya’n›n belirledi¤i hedeflere uzak olmam›z›n gerçek sebebi bizlerin bunu baflaramamas›d›r. Kaypakkaya’n›n baflard›klar›n› baflarmak için O’nun bu hareket tarz›n› sürekli olarak ö¤renmeliyiz… Bilimi rehber alarak hareket edenlerin, do¤ru bir politik çizgide yürüyenlerin ve mutlaka tarihi yapanlar›n kitleler oldu¤unu bilenlerin, bütün s›n›f savafl›m› tarihi boyunca ve bundan sonra da Komünizme dek, gerçekleflmekte olan›n bu oldu¤unu, esas olan›n yeninin eski olan› alt etmesi oldu¤unu bilenlerin, küçük de olsa, zay›f da olsa, yetersiz de olsa büyük cüretlerin yarat›c›s› oldu¤u bir gerçektir. ‹brahim yoldafl küçük gruplarla büyük cüretler göstermenin gereklili¤ine iflaret ederken durdu¤u nokta tam da böyle bir noktad›r. “Kendili¤inden geliflim öncünün gelifliminden bir hayli h›zl›d›r. Bunu göremiyorsunuz. Göremedi¤iniz için de mükemmel bir çaba içerisinde de¤ilsiniz, de¤iliz.” Yükselmekte olan›, esas olan› kavrayabilen bir komünistin sözleridir bunlar; bu sözlerin ruhu sadece komünistlerdedir… Günümüzün bunal›ml› süreçlerini, bunal›ml› bak›fllar›n›, de¤erlendirmelerini, kötümser tutumlar›n› alt etmek için kayna¤›m›z ‹brahim’in durufludur. Büyük devrimci cüretlerin Türkiye’deki büyük abidesi Kaypakkaya yoldafl›n bu özelli¤i günün rehberidir…
22
22 Nisan-5 Mayıs 2005
Monarfli için geri say›m bafllad› Yoldafl Gaurav’dan dünya halklar›na yürekten selamlar Öncelikle sizlere yürekten selamlar›m› ifade etmek istiyorum. Bizler sizin geliflinizi büyük bir sab›rs›zl›kla bekliyorduk ve flimdi sizleri burada görmekten çok mutluyuz. Yaflam›m› korumak ve serbest b›rak›lmam› sa¤lamak için çeflitli kampanyalar yürütmek için çok s›k› çal›flan herkese en içten minnettarl›k duygular›m› iletiyorum. Bence gerçeklefltirilen en önemli görev herhangi bir kiflinin yaflam›yla s›n›rland›r›lmam›flt›r. Bundan öte, Nepal’in devam eden tarihsel halk devrimi ile dayan›flmay› ifade etmifltir. Devrim, tüm ülke çap›nda iktidar› ele geçirme son aflamas›ndan geçmekte oldu¤u için, destek ve dayan›flma gelecek günlerde defalarca kez büyük yo¤unlaflma ve artmaya ihtiyaç duymaktad›r. Kral Gyanendra 1 fiubat 2005 tarihinde askeri bir darbeyi sahneye koydu¤unda Nepal’de politik olaylar yeni bir döneme girmifltir. 1960’da babas› Mahendra taraf›ndan yap›lan darbenin ayn›s›n› taklit ederek Gyanendra, diktatörlü¤ü alt›nda askeri yönetim getirdi ve 1990’da kitle hareketiyle Nepal halk›n›n elde etti¤i kazan›mlar› çi¤nedi ve gasp etti. Çok do¤ald›r ki, darbe çok genifl ve fliddetli tepki, k›nama ve nefretle karfl›land›. Son on y›ld›r heyecan verici ve muazzam bir halk devrimine liderlik eden flanl› partimiz Nepal Komünist Partisi (Maoist) net ifadelerle darbeyi k›nad› ve monarkoaskeri rejim taraf›ndan yap›lan diyalog teklifini derhal reddetti ve bu feodal otokrasiye karfl› olan herkese genifl bir cephe kurmak ve ülke çap›nda bir ayaklanma yaratmak için ça¤r› yapt›. Partimiz, daha önce ortaya koydu¤u taleplerin ayn›s›n› ve bu rejimi y›kman›n zeminini haz›rlayacak ve ülke çap›nda halk devriminin zaferini yükseltecek olan “otokratik monarflinin y›k›lmas›” acil talebini ekleyerek görülmemifl bir halk deste¤iyle mücadelesini yo¤unlaflt›rd›. Nepal’in befl büyük parlamenter partisi “kraliyetin ad›m› halk›n haklar›n› gasp etti ve ülkede otokratik bir düzen kurdu” diyerek ortak bir demeç yay›nlad›lar ve “Kraliyet bildirisinin geri çekilmesi, s›k›yönetimin kald›r›lmas›, halk›n haklar›n›n iade edilmesi ve tüm politik tutsak ve gazetecilerin serbest b›rak›lmas›” talebini
ileri sürdü. Ayr›ca bu talepleri kazanabilmek için canl› bir ajitasyon yürütülmesini ilan etti. Darbe, bu olaydan önce “anayasal monarfli”ye yap›flanlar›n gözlerini açt›. Nepal’de keskin bir politik kutuplaflma ortaya ç›kt›. Neredeyse tüm politik partilerin gençleri ve ezilen kitleleri “monarflinin y›k›lmas›” ve “anayasay› de¤ifltirmeye yetkili meclis” için birleflmifllerdir. Bu kesinlikle partimizin do¤ru tavr›n›n hakl›l›¤›n› ispat eden olumlu bir e¤ilimdir. Bu esasl› gerçeklik yaln›zca Nepal’in politik partilerinin yafll› kuflak liderleri için de¤il, ayn› zamanda Nepal’de hala monarflinin zorunlu oldu¤unu düflünen uluslararas› oyuncular› için de e¤iticidir. Hindistan parlamenter politik partileri kraliyet darbesine aç›kça karfl› ç›km›fllard›r. Onlar Nepal demokrasisinin restorasyonu için hareketle dayan›flmalar›n› ifade etmifllerdir. Dikkat çekici bir hareket içindeki, bu tür 17 politik partinin üst düzey liderleri (Birleflik ‹lerici ‹ttifak Hükümeti içinde olanlar›n baz›lar› da dahil) Yeni Delhi’de örgütledikleri bir toplant›da Nepal demokratik hareketine destek ve dayan›flmalar›n› ilan ettiler. Toplant›da Hindistan merkezi hükümetinden Gyanendra rejimini tan›may› ima eden herhangi bir önlem almamas›n› rica eden bir sonuç tam ittifakla kabul edildi. Bu da geçmiflte çok nadir görülen olumlu bir ad›m olarak kabul edilmelidir. Bu kral darbesine karfl› k›zg›nl›¤›n bir iflaretidir, Nepal Kraliyet Ordusu’na en büyük askeri yard›m› yapan ve ba¤›fl veren baz› hükümetler silah sa¤lamay› durdurduklar›n› ve yard›mlar› ask›ya ald›klar›n› aç›klad›lar. Bunlar monarflist-askeri rejime s›k›yönetimi geri çekmesi ve tutuklananlar› serbest b›rakmas› için bask› yapmaktalar. Fakat bu aysbergin sadece görünen k›sm›d›r. Taktik olarak monarfliyle her uzlaflma için pazarl›k yapma hamlesi saati geri çevirmekle efl anlamlad›r. Temel sorun monarflinin gitmesi gerekti¤idir. Sadece genifl bir flekilde kabul gören Halk Cumhuriyeti Nepal’in karfl› karfl›ya oldu¤u mevcut problemleri çözebilir. Yani, “monarflinin y›k›lmas›” ve “anayasay› de¤ifltirmeye yetkili bir meclis” Nepal halk›n›n istemlerini do¤ru bir flekilde ifade eden temel ortak sloganlar haline gelmifltir.
Anti-emperyalist Blok’tan GENEL SEÇ‹M PROTESTOLARI ‹ngiltere’de yaklaflan seçimler dolay›s›yla bir politika belirleyen Anti-Emperyalist Blok kitlelere “Hiçbir emperyalist partiye oy verme” ça¤r›s›nda bulunuyor. Özellikle flu an iktidarda olan ‹flçi Partisi’ne yüklenen Blok, “‹flçi Partisi, Savafl Partisi” slogan›yla ‹flçi Partisi’ne oy vermenin Irak ‹flgalini, anti-terör yasalar›n›, hak gasplar›n›, göçmenlere yönelik sald›r›lar› desteklemek oldu¤una dikkat çekiyor. Seçim tarihine kadar her
Cumartesi merkezi bir alanda masa açarak kitlelere ulaflmaya çal›flan Blok, ilk eylemini 9 Nisan günü gerçeklefltirdi. Etkinlikte binlerce bildiri da¤›t›ld› ve onlarca kifliyle sohbet edildi. ‹ngilizce ve Türkçe da¤›t›lan bildiriler Türkiyeli göçmenlerce de ilgiyle karfl›land›. Ayr›ca eylem boyunca yaklaflan 1 May›s için de ça¤r›lar yap›ld›. Farkl› uluslardan gruplar› bir araya getiren eylem oldukça olumlu geçti. (AT‹K ‹ngiltere Komitesi)
20
Ba¤dat’ta ABD iflgaline öfke ABD’nin Irak’› iflgalinin 2. y›ldönümünde 1 milyona yak›n iflgal karfl›t›, Saddam Hüseyin’in heykelinin y›k›ld›¤› Firdevs Meydan›’nda iflgali protesto etti. fiii lider Mukteda Sadr ve önde gelen Sünni örgütlerden Müslüman Ulemalar Komitesi’nin 30 Mart’taki seçimleri boykot ederken ça¤r›s›n› yapt›¤› eylem için 2 Nisan’da bir araya gelen göstericiler “Amerika’ya hay›r, iflgale hay›r” slogan›n› atarak Firdevs Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Eylem s›ras›nda dev Irak bayraklar› tafl›yan göstericiler, geçen y›l Ebu Garib Hapishanesi’nde ABD askerlerinin iflkence etti¤i, kafas›nda çuval ve ellerine elektrik telleri ba¤l› tutuklular›n resimlerini de tafl›d›. Gösteri boyunca Saddam Hüseyin’in yarg›lanma sürecinin h›zland›r›lmas›n› isteyen eylemciler ayr›ca ABD birliklerinin Musul ve Felluce’ye düzenledi¤i “terör” operasyonunu da protesto ettiler. “Irak Irakl›lar›nd›r”, “Terörizme hay›r”, “Amerika’ya hay›r, Saddam’a hay›r, iflgale hay›r” sloganlar›n›n s›k s›k at›ld›¤› eylemde, Mukteda El Sadr’›n gönderdi¤i mesajda Irak halk›n›n birlik, beraberlik içinde olmas› gerekti¤ine vurgu yap›ld›. Mesaj›nda ABD Baflkan› George Bush’u da elefltiren Sadr “Diyorsunuz ki Amerika da“Anayasal monarfli”nin gerçek do¤as› ve karakteri çözülmüfl ve teflhir olmufltur, bu nedenle Hindistan’da hakim olan düflüncenin monarflinin y›k›lmas› lehinde oldu¤u görülüyor. Eskiden “Nepal’de istikrar›n iki unsurundan biri olarak monarfliyi” savunanlar flimdi krals›z bir Nepal’i hayal ediyorlar. Nitekim, Nepal’in tarihsel hatas› olan monarfli kendi varl›¤›n›n bugüne dek görülmemifl kriziyle karfl› karfl›yad›r. Nepal’in tarihi halk› iki buçuk as›rl›k yafll› monarfliye karfl› son savafl›n› vermektedir. Darbeden sadece bir ay sonra 1 Mart günü hükümet televizyonu TV Kanal taraf›ndan da¤›t›lan tart›flmal› bir söyleflide aç›k bir flekilde yenilgiyi kabul eden monarflik-askeri rejimin D›fliflleri Bakan›n›n “dünya monarfli-
IRKÇI FAfi‹ST DALGAYA KARfiI EYLEM Newroz kutlamalar› sonras›nda bayrak provokasyonu ile k›flk›rt›lan flovenizm ve sald›rganl›k, Londra’da yaflayan, ›rkç›l›¤a ve ayr›mc›l›¤a u¤rayan çeflitli uluslardan göçmen ve iflçi ve emekçiler taraf›ndan da protesto edildi. AT‹K ‹ngiltere Komitesi ve G‹K-DER taraf›ndan ça¤r› yap›lan etkinlikte konuyla ilgili bas›n metni okundu ve ‹ngilizce-Türkçe “Kahrolsun faflizm, kahrolsun emperyalizm”, “Kürt halk›na karfl› yürütülen ›rkç› sald›r›lar› durdurun”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›larak bölge esnaf›na ve halk›na bildiriler da¤›t›ld›. (AT‹K ‹ngiltere Komitesi)
ha güvenli oldu. Olabilir ama dünyan›n geri kalan› tehlikeli oldu. Neden direniflin tüm silahlar›n› ald›n›z ve neden ‹srail’in nükleer silah tutmas›na izin veriyorsunuz? Neden sald›rgan Amerika Irak’ta kal›rken, Suriye’yi kardefl Lübnan’dan ayr›lmaya zorlad›n›z?”dedi. Sünni din adamlar›n› kendi çat›s› alt›nda toplayan Müslüman Din Adamlar› Birli¤i yöneticisi fieyh Haris El Dari ise “Bütün Irakl›lar› iflgale karfl› tek ses olmaya ça¤›r›yorum. ‹flgalden bu yana iki y›l geçti ve gördü¤ümüz tek fley kan, y›k›m ve ya¤ma oldu” dedi. ‹flgal sonras› yap›lan en büyük ve en kitlesel eylemde Sadr’a ba¤l› Mehdi Ordusu’na ba¤l› siyahlar içindeki yüzlerce fiii ve Sadr yanl›s› tören alan›n›n güvenli¤ini sa¤larken eylemciler George Bush, Tony Blair, Saddam Hüseyin ve Ariel fiaron’un maketlerini meydana yerlefltirip devirdikten sonra temsili ba¤›ms›zl›k ilan ettiler.
yi… yada Nepal’in ‘komünistler’ taraf›ndan ele geçirilmesine izin vermeyi desteklemek aras›nda bir seçim yapmak zorundad›r” dedi¤i aktar›ld›. Yani monarfli için geri say›m›n flimdiden bafllad›¤› söylenebilir. Bununla birlikte, tarihin yasas› gere¤i bu tür yönetimlerin hiçbiri geri ad›m atmaya gönüllü olmazlar, onlar ortadan kald›r›lmal› ve y›k›lmalad›r. Nepal ve dünya halklar› çok yak›n görünen o an› sab›rs›zl›kla beklemektedir. Tarihin böylesi kritik bir an›nda, dünyan›n tüm politik güzlerine ve ezilen kitlelerine Nepal’in halk devrimi ve devrimci kitleleriyle dayan›flmalar›n› ifade etmeye ve ellerinden geleni yapmaya ça¤›r›yorum. Yürekten selamlarla
Almanya’da uyar› grevi Almanya’da binlerce kamu emekçisi Toplu ‹fl Sözleflmelerindeki taleplerini iflveren konumunda olan belediyelere kabul ettirmek için 12 Nisan günü uyar› grevine gitti. Almanya’n›n tüm eyaletlerini kapsayan eylemlerde en fazla yol yap›m ve tamirat›, üniversiteler, hastaneler, devlet daireleri ve kütüphaneler etkilendi. Verdi Sendikas›’n›n ça¤r›s› üzerine sabah erken saatlerde bafllayan uyar› grevleri dünyan›n en
büyük sanayi fuar› olan Hannover Fuar›’n›n aç›lmas› nedeniyle trafi¤in önemli ölçüde aksamas›na neden oldu. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde de Bochum Aachen ve Hagen Üniversiteleri’nde personel ifl b›rakt›. Eyaletteki di¤er belediye iflletmelerinde de eylemler yap›ld›. Saarland’da üniversite ve Hamburg’daki klinikler grevden etkilenirken Schleswig Holstein’da kadastro dairelerinde çal›flanlar uzun süreli ifl b›rakt›lar.
23
20
22 Nisan-5 Mayıs 2005
Geliflen flovenist dalga Paris’te teflhir edildi Son süreçte özellikle Genelkurmay’›n aç›klamalar›yla bafllayan ve t›rman›fla geçen flovenist-faflist sald›r›lar, 16 Nisan günü Paris’te bir etkinlikle protesto edildi. Etkinlik, saat 18:00’de bir yürüyüflle bafllad›. “Faflist sald›r› ve provokasyonlara geçit vermeyece¤iz” yaz›l› pankart›n önde tafl›nd›¤› yürüyüflte “Kahrolsun faflist Türk devleti”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Gün gelecek devran dönecek, faflist devlet hesap verecek” vb. sloganlar kitle taraf›ndan Türkçe ve Frans›zca at›ld›. Yürüyüflten sonra kitle Strasbourg SaintDenis kemerin önünde topland›. Akabinde devrim, sosyalizm ve komünizm
u¤runa flehit düflenler için kitle bir dakikal›k sayg› durufluna ça¤r›ld›. Ard›ndan ise etkinli¤in anlam ve önemiyle ilgili bir
Samsun ve Sakarya’da yap›lan provokasyon ve faflist sald›r›lar, Newroz günü iki çocu¤un ellerindeki bayrak bahane edile-
bildiri okundu. Al›nteri, At›l›m, Devrimci Demokrasi, ‹flçi-Köylü, K›z›lbayrak ve Haklar ve Özgürlükler Cephesi imzas›n› tafl›yan bildiride “Trabzon,
rek ülkenin dört bir yan›nda bafllat›lan flovenist hareketin devam›d›r” denildi. Devam›nda bildiride “halk› sald›r›ya ortak etmek için de ‘bayrak yakan-
Evrensel Bak›fl ASYA KALKINMA BANKASI’NI ONLARA YAKIfiIR B‹Ç‹MDE KARfiILAYALIM Ülkemiz bir kez daha uluslararas› sermayenin sözcülerinin buluflaca¤› bir zirveye ev sahipli¤i yapma haz›rl›¤›yla meflgul. 62 ülkenin üst düzey delegasyonu ve medya temsilcilerinden oluflan 3 bine yak›n kiflinin kat›laca¤› ve geçti¤imiz y›l NATO zirvesinin yap›ld›¤› Lütfi K›rdar Konferans Salonu’nda toplanacak olan zirve Asya Kalk›nma Bankas›’na ait. Emperyalizmin ve onun iflbirlikçi ve ufla¤› devletlerinin halk yarar›na bir fley yapmayaca¤›n› biliyorsak bu bankan›n ad›nda yer alan “Kalk›nma” kavram›n›n da kimlere hitap etti¤ini rahatl›kla ç›karabiliriz. Ama yine de 46 May›s tarihlerinde ‹stanbul’da toplant› yapacak olan bankan›n kurulufl amaçlar›na ve icraatlar›na yak›ndan bakal›m. Asya Kalk›nma Bankas› 1966 y›l›nda toplumsal hareketin ciddi oranda geliflmifl oldu¤u, ekonomik olarak yoksul ve emperyalizmin yar›-sömürgesi konumundaki Filipinler’in baflkenti Manila’da 31 hissedar ülke ile kuruldu. Kuruluflundaki amaç ise “Asya ve Pasifik Bölgesinde kalk›nmaya katk›da bulunmak” olarak aç›klanmaktad›r. Bununla da yetinmeyen Banka sosyal alana da el atm›fl bu bölgedeki halklar›n “yaflam standartlar›n› yükseltmeyi temel hedef” olarak kabul etmifl, özellikle 1999 y›l›ndan sonra “yoksulluk azaltma stratejisini” gelifltirmifltir. Kuruldu¤unda 31 olan hissedar ülke say›s› bugün 63’e yükselmifltir. Bunlar›n 45’i Asya ve Pasifik bölge-
sindenken; di¤erleri ise bankadan kredi alma hakk›na sahip olmayan ancak banka kredisi ile finanse edilen ifl imkanlar›ndan yararlanabilen bölge d›fl› üye statüsüyle bulunan ülkelerden oluflmakta. Türkiye de 1991 y›l›nda bu statü ile Bankaya üye olmufltur. Görünüflte Bankan›n temel hedef ve amaçlar› buyken Asya ve Pasifik bölgesi ülkelerinin en önemli özelli¤ini ise içinde bar›nd›rd›¤›, günlük geliri 1 dolar›n alt›nda olan 900 milyon insan›n yaflam standartlar› oluflturuyor. Yani bölgede yaklafl›k 1 milyar insan açl›k s›n›r›n›n alt›nda yaflam›n› sürdürmeye çal›fl›yor. Banka ise bu ülkelerin hükümetlerine, kamu ve özel sektör kurulufllar›na kredi vererek sözde yoksullu¤a karfl› mücadele etmektedir. Emperyalistlerin hiçbir zaman bofl yere sermaye ak›tmad›klar› bir gerçektir. Emperyalizmin araçlar›ndan biri olan Asya Kalk›nma Bankas› da kuruldu¤u günden 2004 sonuna kadar “da¤›tt›¤›” toplam 110.4 milyar dolarl›k krediyi bofl yere vermemifltir. Bu flekilde t›pk› büyük kardefli IMF ya da Dünya Bankas› gibi, kredi vermekle de kalmayan Banka girdi¤i ülkelerde IMF taraf›ndan dayat›lan yap›sal uyum programlar›n›n uygulanmas›nda da baflrol oyunculu¤u yap›yor; özel sektör yat›r›mlar›n›n faaliyetlerinin finansman›nda ve serbest ticaret kurallar›n›n uygulanmas›nda önemli görevler üstleniyor. Yani k›sacas› ülkelerin ekonomik politikalar›na direkt yön veriyor, bölgede IMF’nin temsilcili¤ini yap›yor. Yani bu yoksul ve zaten ba-
lar bunlar’ yalan› ortaya at›ld›. Sald›r› önceden planlanm›flt›, aleniydi. Trabzon’daki yerel TV’ler kullanarak k›flk›rt›c›l›k sürdürüldü ve flovenizm harekete geçirildi. T›pk› Marafl’ta ‘camiye bomba at›ld›’ yalan›n›n ard›ndan yobazlar›n harekete geçirilmesi gibi, Sivas’ta Mad›mak otelinin önünde “dinsizler burada” diye ba¤›ranlar gibi. Sonraki günlerde, Trabzon, Samsun, Sakarya ve Sivas’ta sivil polis ve MHP’lilerce tekrarlanan sald›r›larda da yine sald›r› bahanesi ‘bayrak’t›” denildi. Bildirinin Frans›zca ve Türkçe okunuflunun sonra söylenen devrimci fliir ve marfllar›n ard›nda teflhir etkinli¤i sona erdi. (Paris)
¤›ml› olan ülkeleri serbest piyasa ekonomisinin içine çekerek, pazarlar›n› uluslararas› sermayeye açmas›n› sa¤l›yor. Bunun sonucu ise hiç kuflkunuz olmas›n ki borç alan ülkelerin kamu sektörünün küçülmesi, kamu iktisadi teflebbüslerinin özellefltirilmesi, sosyal hizmetlerin uluslararas› sermayenin pazar› haline getirilmesi, emekçilerin ücretlerinde sürekli düflüfl, iflsizlikte art›fl vb. vb. Bunun yan›nda kredi borçlar›n›n faizleri ile birlikte ödeme koflullar› ise bu ülkelerin borç bata¤›na her kredi al›fl›nda biraz daha batmas›n› getiriyor. Çok tan›d›k bir senaryo. Bankada en büyük hissedarlar olan ABD ve Japonya’n›n sermayede eflit oranda olan yüzde 15.8’lik paylar› ile söz sahibi emperyalistler oldu¤u görülmektedir. Zira 63 ülkenin hissedar› oldu¤u bir bankada en çok söz sahibi olan da pek tabi ki en fazla paya sahip olanlar olacakt›r. Nitekim Bankan›n ‹cra Kurulunun her 5 y›lda bir atanan baflkanl›¤›na “geleneksel” olarak bir Japon vatandafl› atanmaktad›r. Bu gelene¤in nereden geldi¤ini düflünmeye gerek yok. Yine en kritik kararlar›n al›nd›¤› ve 12 üyeden oluflan Yürütme Kurulunda ABD, Japonya ve Çin’in a¤›rl›¤› ise çok bariz bir biçimde ortaya ç›kmakta. Bu flekilde de Bankan›n uluslararas› flirketlerin talep ve ihtiyaçlar› yönünde hareket etmesi sa¤lanmakta. Asya Kalk›nma Bankas›n›n ekonomik tahakküm arac› olmas›n›n yan›nda sosyal alanlara da el att›¤›n› söylemifltik. Banka kad›n konusundan çevreye kadar bir dizi alanda bölgede çeflitli vak›flar, NGO’lar (Hükümet D›fl› Örgütler) arac›l›¤›yla faaliyet örgütlüyor. Yine emperyalistlerin geri b›rakt›r›lm›fl, sömürge ve yar›-sömürge ülkelerdeki ekonomik politikac›lar›n› uygulaman›n bir parças› olan bu faaliyetlerle bölgenin emperyalist sis-
Brezilya’da toprak iflgali Brezilya’da hükümetin söz verdi¤i toprak reformunun gecikmesi nedeniyle Brezilya Topraks›z ‹flçiler Hareketi (MST) üyeleri sürecin h›zland›r›lmas› için 12 çiftli¤i iflgal etti. MST üyesi 5000 köylü Brezilya’n›n en yoksul bölgesi olan Pernambuco’da bulunan 12 çiftli¤e yerleflerek sadece kullan›lmayan topraklara el koyduklar›n› aç›klad›lar. MST yapt›¤› bir aç›klamayla hükümetin 2007 y›l›na kadar 400 bin aileye toprak sa¤layaca¤› sözünü verdi¤ini ancak bu sözün tutulmad›¤›n› belirterek “Hükümet hedeflenen say›n›n dörtte birine toprak da¤›tt›¤›n› aç›klad›. Bu do¤ru baz› kiflilere toprak da¤›tt›. Ancak bu say› abart›l›d›r” dedi. Ülkenin tar›ma elveriflli topraklar›n›n nüfusun yüzde birini oluflturan çiftlik sahiplerinin elinde bulundu¤u Brezilya’da MST, tüm halk karfl›t› politikalar›na karfl› yine de devlet baflkan› Luiz Inacio Lula’dan umutlu olduklar›n› aç›klad›. teme tam entegrasyonu sa¤lanmak isteniyor. Zira sosyal alanda emperyalist kültür ve ideolojinin yerleflmedi¤i bölgelerde emperyalist ekonomik politikalara karfl› tepkinin giderek büyüdü¤ü gözler önünde. Emperyalistlerin bu yöndeki giriflimlerinin en bariz örne¤ini Büyük Ortado¤u Projesi olarak adland›r›lan projeden de hat›rlamak mümkün. Bankan›n kurulufl amac›nda yer alan üç unsurdan biri de (ekonomik büyüme ve sosyal kalk›nman›n yan›nda) iyi yönetimdir. Yani Bankan›n yap›s› bu üçüncü unsurda daha aç›k ortaya ç›kmakta. Uluslararas› sermayenin ihtiyaçlar›na cevap veren yönetimler desteklenmekteyken, aksi durumda neler olabilece¤ini, ne tür operasyonlar yürütece¤ini tahmin etmek zor olmasa gerek! Asya Kalk›nma Bankas›n›n idari, mali ve operasyonal konular›n›n tart›fl›laca¤› ve yeni dönemdeki yönünün belirlenece¤i toplant›n›n ‹stanbul’da yap›lacak olmas›, anti-emperyalist güçler aç›s›ndan bu ve benzeri emperyalist kurumlar›n teflhiri bak›m›ndan önemli bir olanak sa¤lamaktad›r. Bu noktada çok genifl birliktelikler oluflturmak ya da oluflturulan birliktelikler içinde yer almak önemlidir. Kuflkusuz kimlerle ne kadar ve nereye kadar yürüyece¤imiz bellidir, bunun s›n›rlar›n› çizmek önemlidir. Zira örne¤in “fliddet” meselesini ayr›m noktas› haline getiren örgütlenmeler yada devrimci, ilerici, anti-emperyalist güçleri “terörist” olarak nitelendiren emperyalizm uzant›s› güçlerle yürüyece¤imiz tek bir ad›m dahi olamaz. Okun sivri ucunu emperyalistlere yöneltmekle birlikte bu güçlerin teflhiri de bizim aç›m›zdan vazgeçilmez olmal›d›r. Bunun yer, zaman ve biçimine ise koflullar› de¤erlendirerek karar vermek gerekir.
22 Nisan-5 Mayıs 2005
24
24 Nisan 1915; Ermeni halk›n›n ac›s› ac›m›zd›r!
24 Nisan 1915 bir ulusun soyk›r›ma u¤rat›lma tarihidir. Bu tarih, uygarl›¤›n, kültürün, maddi ve manevi zenginliklerin toprak alt›na gömülmesi, küller içinde kaybedilmesi, haf›zalardan silinip, unutturulmak istenmesinin ac› tarihidir. Anadolu mozai¤inin önemli ve renkli bir dokusu bu tarihsel kesitte silinmek, unutturulmak istenmifltir. Bir uygarl›k ve bir kültür harabe edilerek, kaybettirilmek istenmifltir. Bu tarih, y›k›m ve aya¤a dikilmenin, ac›lar› bilince ç›karman›n, an›lar› s›n›f kinine dönüfltürmenin de tarihidir. Ölüm ve yaflam›n sentezidir. 24 Nisan insanl›k tarihinde, bir ulusun zorba egemenler, zulümkarlar taraf›ndan yok edilme, k›y›ma ve jenoside u¤rat›lma tarihidir. Bu tarih ayn› zamanda burjuva-feodal s›n›flara karfl› mücadele ve özgürleflme manifestosunun yaz›ld›¤› tarihtir de. Türkiye devrim ve insanl›k tarihinin karanl›k ve ayd›nl›k sayfas›na düflülen iki ayr› unutulmaz nottur, 24 Nisan. TAR‹HSEL VE SOSYAL HER OLAY VE OLGUYA BAKIfi B‹R SINIF VE B‹L‹NÇ SORUNUDUR Her s›n›f›n bu soruna bir bak›fl aç›s› vard›r. Türk hakim s›n›flar›n›n inkarc› yaklafl›m›n›n bir nedeni oldu¤u gibi, ayn› zamanda Türkiye proletaryas›n›n, onurlu ayd›nlar›n›n, siyaset ve tarih bilimcilerinin ve sosyologlar›n›n da Ermeni Soyk›r›m› meselesine bir bak›fl aç›s› ve tarih bilinci vard›r. Bir kesim gerçekleri tarihin ve topra¤›n derinli¤ine gömmek isterken, di¤er kesim kaybettirilmek istenen gerçe¤i, yok edilmek istenen tarihi gün yüzüne, toprak üstüne ç›karmak istemektedir. Her s›n›f kendi s›n›fsal ç›karlar› do¤rultusunda tarihe ve toplumsal olaylara, olgulara bir anlam yükler. Ermeni Soyk›r›m› meselesinin, bat›l› emperyalistler taraf›ndan dönem dönem gündeme getirilmesi, gerçe¤in ortaya ç›kar›l›p suçlular›n yarg›lanmas› amac› tafl›mad›¤› bir gerçektir. Ermeni Soyk›r›m› meselesi bat›l› emperyalistlerin elinde tamamen Türk hakim s›n›flar›na karfl› kullanmak, bask› yapmak daha fazla ödün koparmak, imtiyaz elde etmek için bir politik koz haline gelmifltir. Ne zaman ki ç›karlar›n› pekifltirmek, gelifltirmek ve güvence alt›na alarak daha fazlas›n› elde etmek istemifllerse bu meseleyi gündeme getirmifl, tart›flt›rm›fllard›r. Türk hakim s›n›flar› ise böyle bir gerçe¤in hiç yaflanmad›¤›n›, hatta tam tersine Türklerin Ermeniler taraf›ndan katliamlara u¤rat›ld›¤›n› iddia edecek kadar tarihi olgular› ters yüz etmektedir. Türk hakim s›n›flar›n›n Kürt sorununa yaklafl›m› neyse, Ermeni Soyk›r›m› meselesine yaklafl›m› da ayn›s›d›r. Dünya kamuoyu taraf›ndan çok fazla s›k›flt›r›l›nca da sorunun araflt›r›lmas› ve incelenmesi için tarihçilere, BM komisyonlar›na havale etmeyi önerilmifltir. “ERMEN‹, KÜRT VE YUNAN” sorunu, hangi süreçte ne zaman ve nas›l gündeme gelirse gelsin Türk hakim s›n›flar›n›n ve düzen partilerinin vazgeçilmez ve de¤iflmez bir politik bak›fl aç›s›, tutum ve tavr›yla karfl›lafl›l›r. Bu ortak tav›r gerici Türk flovenizmidir. ‹nkar ve imha üzerine kurulu olan k›y›c›l›k, inkar ve red üzerine kurulu olan flovenizm, yalan ve yok sayma üzerine kurulu olan sald›r› ve çarp›tma
politikalar› TC egemenlerinin en belirgin ve tehlikeli refleksleridir. Türk egemen politikac›lar›n›n burjuva sa¤dan, sola kadar bütün politik partilerinin, asla de¤iflmeyen temel tezleri ve savunular› faflist/floven bir milliyetçilikten beslenir. Kürt, Ermeni ve Yunan sorunlar› hep bu temelde ele al›n›r, ifllenir. Bundand›r ki, Türk egemen ideolojisi Ermeni kelimesini bir küfür olarak kullan›r. 90 YILDIR YOK ED‹LEMEYEN GERÇEKLER Ermeniler, 20. yüzy›l›n bafllar›nda insanl›k tarihinin tan›k oldu¤u kitlesel bir soyk›r›ma u¤rad›lar. 1915 y›l›nda Alman emperyalizminin s›n›fsal-dönemsel ve bölgesel ç›karlar› u¤runa Osmanl› savafl hükümeti taraf›ndan “tehcir kararnamesi” (zorla göçettirme) ile Ermeni halk› binlerce y›ll›k tarihi topraklar›ndan zorbal›k ve vahfletle kopart›ld›, büyük bir bölümü katledildi, sa¤ kalanlar da dünyan›n dört bir yan›na sürgün edildi. Bu s›radan toplu bir sürgün, yer de¤ifltirme olay› de¤ildi. Bu “tehcir” uygulamas› bir milyonu aflk›n bir halk›n planl› ve sistematik bir flekilde imhas› ve azg›n bir soyk›r›ma u¤rat›lmas›d›r. El konulan sadece maddi zenginlik de¤ildi. Bundan daha büyük y›k›m ve imha uygarl›k ve kültürel imhad›r. 24 N‹SAN; KANLI fiAFAK 24 Nisan flafa¤›nda Ermenilerin önde gelenlerine yönelik ilk tutuklamalara baflland›. 29 Nisan’a kadar süren bu eylemde 800’den fazla yazar, gazeteci, düflünür, doktor, ö¤retmen, sanatkar, ruhani dini liderler tutukland›. Politikayla u¤raflanlar Ayafl’a di¤erleri Çank›r› ve Çorum’a sürüldü. 24 Nisan günü Ermeni halk› yetifltirdi¤i en de¤erli evlatlar›n› kaybetmeye bafllad›. “Ba¤›ms›z Ermenistan kurma ve anarflistlik” iddialar›yla H›nçakyan Partisi’nden 20 partizan ölüme mahkum edilerek, 15 Haziran 1915’de Beyaz›t meydan›nda as›l›rlar. Onlardan Mateos Sarkisyan son nefesinde flöyle hayk›r›yordu: Siz bizim ancak vücudumuzu öldürebilirsiniz, ama fikirlerimizi asla! O yar› do¤u ufu¤unda belirecek. Ermeniler sosyalist Ermenistan’› selamlayacaklar. ‹dam sehpalar›n›n kuruldu¤u yerde özgürlük dolaflmakta, ölülerin yatt›¤› yerde dirilifl yak›nlaflmaktad›r.” Tehcir uygulamas›nda, kafileler halindeki sürgün gruplar› varaca¤› yeri belli olmayan güzergahlarda arkalar›nda topra¤›n derinli¤ine gömülü kan çizgileri oluflturarak ilerlediler. ‹lerleyen her sürgün kafilesi geride sadece ölülerini b›rakmad›lar, yaratt›klar› üç bin y›ll›k uygarl›¤›, tarihi miras› ve yarat›lan zenginliklerinin izlerini de b›rakt›lar. Ermeni ulusal hareketinin öncülü¤ünü yapan Ermeni devrimci TAfiNAK partisi yanl›fl bir taktikle ‹ttihat ve Terakki Partisinin iktidar›nda kendi planlar›n› gerçeklefltirebilecekleri düflüncesiyle onlarla iflbirli¤ine giriflti. ‹ttihatç›lar›n amac› sultan›n despotik, zorba rejimi yerine, k›smi baz› reformlar yaparak iktidara gelmekti. Bunun için sultana karfl› durumdaki gayr›-müslimlerin politik örgütleriyle anlaflt›lar. Taflnaklar özellikle 1909’daki Adana katliam›ndan sonra ittihatç›lar olan güvenlerini yitirmelerine karfl›n onlarla iflbirli¤ini devam ettiler. Geliflen Ermeni ulusal burjuvazinin politik temsilcisi olan Taflnak Partisi umudunu Avrupa diplomasisine ve Osmanl›lar üzerinde bask› yapmas›na ba¤lam›flt›. Bu parti hiçbir zaman anti-emperyalist, anti-kapitalist bir parti olamad›. Ermenistan’›n özerkli¤i ile s›n›rl› tutu¤u politikas›nda ba¤›ms›zl›k düflüncesi yer
20
KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER... Nurettin Gül: almad›. 1941 y›l›nda Mazgirt’e ‹ttihat ve Terakki Partisi’nin “Tehcir kaba¤l› K›z›lc›k köyünde rarnamesine” yani zorla göçettirme k›y›m›na do¤an Nurettin Gül, karfl› Ermeni halk›n› do¤ru bir direnifl politiÇukobirlikte iflçi olakas›yla örgütleyebilecek ilerici ve devrimci rak çal›fl›yordu. ‹flçi ve bir önderli¤in olmamas› bu soyk›r›m›n kolay semt alan›ndaki çal›flgerçekleflmesine neden olmufltur. Van, Mufl, malarda aktif olarak Sason, Zeytun, Musa da¤› gibi yerlerde gösterilen direnifllerin önderli¤ini politik sosyal yer ald›. Adana Narl›devrimci partiler de¤il, küçük direnifl çeteleca’da 26 Nisan 1980 ri önderlik etmifltir. Direnifl hareketleri tama- Nurettin Gül y›l›nda sosyal faflistler men kendili¤inden hareketler olmufltur. Birtaraf›ndan pusu kurulabirinden kopuk küçük direnifl çeteleri aras›nrak katledildi. da koordine ve iflbirli¤i kopuklu¤unun olmaElif Atakl›: s›, geliflen direnifl hareketi aras›nda dayan›flTKP/ML sempatizan› ma ve deste¤in büyümesini zay›flatm›fl ve iken 26 Nisan 1981 tayetersiz k›lm›flt›r. rihinde Almanya’da geSürgünde ölmeyip de sa¤ kurtulanlar, çirdi¤i bir kaza sonucu dünyan›n dört bir yan›na yay›larak, Ermeni yaflam›n› yitirdi. diasporas›n› oluflturdular. Tarihi topraklar›nBahar Y›ld›z: da yurtlar›nda yaratt›klar› zenginlikleri, sürTKP/ML sempatigün gittikleri yerlerde de yeflerttiler. Kendi Elif Atakl› zan› olan Bahar y›ld›z, ülkesinden çok sürgünde ço¤unlukta yaflayan 1963 y›l›nda Dersim’in ilk ulus olma “hakk›n›” elde ettiler. Bugün Naz›miye ilçesinde ad›na Ermenistan denilen topraklarda üç mildünyaya geldi. Devleyon Ermeni yaflarken yurt d›fl›nda yedi miltin kolluk güçlerinin tayon Ermeni yaflamaktad›r. kibini atlatmaya çal›SOYKIRIM TARTIfiMALARI fl›rken 1 May›s 1982’de VE YAfiANAN GERÇEKL‹K katledildi. Ermeni soyk›r›m› yaflanm›fl bir gerçek‹brahim Bozkurt liktir. Hiçbir tarihi “belge” yaflanm›fl bu top(Çermo Day›): 1937 y›lumsal olguyu örtbas edemez, çarp›t›p, yalan haline getiremez. Yaflanan ac› gerçe¤in yasal›nda Malatya Kürecik, s› ve hükmü ka¤›t parças›yla ad›na “belge” de- Bahar Y›ld›z Harunufla¤› köyünde nilen sahtekarl›kla örtülemez. Nas›l ki topradünyaya geldi. ¤›n ve külün gücü jenosidi örtbas etmeye yok 1960’larda Almansaymaya yetmediyse ayn› zamanda düzmece ya’ya gitti. 1970’lerde sahte ka¤›t parçalar› da bu gerçekli¤i yok Türkiye’deki devrimci edemez ve yaflanmam›fl gibi manüpüle edegeliflmelerden etkilenemez. Hangi iflkenceci, hangi zulümkar yapt›rek ATÖF (Almanya ¤› barbarl›¤› “belge”ler? Hangi egemen zorTürkiyeli Ö¤renci Feba s›n›f yapt›¤› katliam ve k›y›m› kabul eder? derasyonu) içinde birErmeni jenosidi de sadece belgelerle çok yoldafl›yla birlikte aç›klanamaz. Oysa onlarca yaz›flma, talimat faaliyet yürütmeye baflve emirler göstermektedir ki Ermeniler “teh‹brahim Bozkurt lad›. 1973 y›l›nda Hasan cir” zorla sürgüne yollanm›fl ve sürgün boyunSaz ve Veli Hano¤ca bafllar›na gelmeyen kalmam›flt›r. Türk devlu’nun da içinde bulundu¤u di¤er yoldaflleti “belgelenen” bir gerçe¤i kabul politikas› ve lar›yla birlikte Duisburg Türkiyeli ‹flçiler tarz› bellidir. Tarihin gelmifl geçmifl ünlü diktaDerne¤i’nin kurucular› aras›nda yer ald›. törlerinin, iflkenceci zorbalar›n hangisi yapt›¤› Yakaland›¤› amans›z hastal›ktan kurtulzulmü ve iflkenceyi kabul etmifltir? mayarak 5 May›s 1998’de yaflam›n› yitir“Gerçe¤i bilmeyen kifli akl› ermeyen zadi. vall› bir cahildir ama gerçe¤i bilip de ona yalan diyen kifli düpedüz katildir” Bertolt Brecht Ermeni jenosidi toplumsal bir olgudur. Ya- masi ata¤›na geçmektedir. Dünya kamuoyunda flanm›fl unutulmaz ac› gerçekliktir. Milyonlarca oldukça s›k›flan, kendi suçunu gizleme telafl›yinsan›n belle¤ine ve an›lar›na kültür ve tarihine la hareket eden Türk devleti tarih ve araflt›rma yerleflmifl toplumsal bir a¤›tt›r. Bugün Ermeni kurumlar›n›, üniversite çevrelerini, politikac›müzi¤inin bu kadar ac› ve derin olmas› hüzün lar›n› “karfl› seferberli¤e” çevirmeye çal›fl›yor. Dünyada yaflanan bütün katliam ve soyk›ve kederli olmas›n›n müzi¤in siyaha, yasa bürünmesinin jenosidden baflka bir nedeni ola- r›mlar lanetlenmelidir. Lanetlenmeyen, k›nanmaz. An›lar yaral› ve ac›l›d›r. Halen yafll› Er- mayan, yarg›lanmayan her katliam onaylan›meni kad›nlar› siyah yas elbisesini giyer, y›llar- yor demektir. Kara Afrika topraklar›nda, Latin ca üzerlerinden ç›karmad›klar› siyah rengi ade- Amerika da, Kanada’da, Asya ve Ortado¤u’da ta onun ac›s›n›n rengi olur. Katliam ve k›y›m on binlerce, yüz binlerce halk topluluklar› ulusa¤›tlar›, geri topra¤a anayurduna dönüfl türkü- lararas› sermayenin egemenlik iktidar› u¤runa leri Ermeni halk›n› en fazla derinden etkileyen hunharca katledilmektedir. Bu katliamlar dün türkü ve a¤›tlard›r. Halen bir gün ortaya ç›ka- oldu¤u gibi günümüz yirmi birinci yüzy›l›nda cak diye, bir ses bir haber verecek diye umutla da devam etmektedir. Kapitalist-emperyalist sab›rs›zl›kla bekleyen ac›l› yürekler vard›r. Ha- sistemin varl›¤›, yoksullu¤un ve cehalettin varlep’te, Tahran’da, Yerevan’da, Moskova’da, l›¤› olmufltur/olacakt›r. Onun varl›¤› y›k›m ve Marsilya’da, Kaliforniya’da dünyan›n dört bir k›y›mlar›n da varl›¤›d›r. Dünya ezilenlerinin yan›nda radyolara, Ermenice bas›lan gazetele- bafl›na bela olan sermayenin egemen oldu¤u iktidarlar›n gücü, her gün insan eme¤ini ve inre kay›p ilanlar› verilirdi. Yaflad›klar› yurtlar›ndan zorla kopart›lan sanl›¤› yutmaktad›r. Savafl, talan, dizginsiz söbir ulus mülteci bir ulus haline getirildi. Böyle- mürü, sefalet, nükleer tehlikeler, çaresizlik, sine somut ve gerçek olan tarihsel bir süreci ev- sosyal y›k›m, açl›k, kitlesel iflsizlikler bunlar›n rak araflt›rmas› ve “belge” tart›flmas›na çevir- hepsi sermaye egemenli¤inin dolays›z sonuçlamek isteyen TC devleti, s›k›flt›¤› alanda diplo- r›ndan baflka bir fley de¤ildir.
25
20
Tarihte 1 May›s 1 May›s 1886’da Amerika’n›n fiikago kentinde iflçilerin, 8 saatlik iflgünü için gittikleri genel grev sonucu çok say›da iflçi yaflam›n› yitirdi, yüzlerce iflçi yaraland›. ‹flçi liderlerinden Albert Parsons, August Spies, Adolph Fischer ve George Engel ise düzmece tan›klar ve kan›tlarla idam edildi. ‹flçi s›n›f›n›n gerçeklefltirdi¤i bu genel grevden üç y›l sonra 14-21 Temmuz 1889’da Paris’te toplanan 2. Enternasyonalin 1. Kongresi, hem Amerikan iflçi s›n›f›na uygulanan zulmü protesto etmek, hem de 8 saatlik iflgünü talebini daha
güçlü bir biçimde dile getirmek için 1890 1 May›s’›nda uluslararas› bir gösteri düzenleme karar› ald›. Birçok ilde çok coflkulu ve kitlesel geçen bu gösterilerin ard›ndan 1891’de toplanan 2. Enternasyonalin 2. Kongresi, her y›l 1 May›s’› bask›ya, zulme, ve sömürüye karfl› birlik, mücadele ve dayan›flma günü olarak kararlaflt›rd›. Türkiye’de 1 May›s 1 May›s ‹lk olarak 1906’da Türkiyeli iflçi ve emekçiler taraf›ndan da kutlanmaya bafllad›. 1921’de Tersane ‹flçileri, iflgal alt›ndaki ‹stanbul’da 1 May›s’› kutlad›. 1923’te ‹stanbul’da tütün iflçileri, askeri fabrika ve demiryolu iflçileri, f›r›nc›lar, ‹stanbul tramvay, telefon, tünel, gazhane iflçileri 1 May›s’› sokakta kutlad›lar. “Yabanc› flirketlere el konsun”, “8 saatlik ifl günü”, “Hafta tatili”, “Serbest Sendika ve Grev Hakk›” pankartlar›n› tafl›d›lar. 1925’te Takrir-i Sükun Kanunu’yla her türlü gösteri ve yürüyüfl yasakland› ve 1 May›s da kitlesel olarak kutlanamaz hale geldi. Ve 50 y›ll›k bir aradan sonra, 1976’da 1 May›s ‹flçi Bayram› ‹stanbul Taksim Meydan›’nda yap›lan büyük bir mitingle kutland›. D‹SK’in düzenledi¤i 1976 1 May›s’›, Türkiye’de kitlesel 1 May›s kutlamalar›n›n da bafllang›c› oldu. Eylemin bitiminde kaç›r›larak kontr-gerilla taraf›ndan Kas›mpa-
22 Nisan-5 Mayıs 2005
fla’da katledilen Proletarya Partisi’nin üyesi Mehmet Kocada¤, Türkiye’de ilk 1 May›s flehidi olarak tarihe geçti. 1977. D‹SK taraf›ndan Taksim Meydan›’nda düzenlenen 1 May›s mitingine 500 bine yak›n iflçi, emekçi kat›lm›flt›. Akflam saat 7’yi biraz geçe, alana girifl sürerken Sular ‹daresi binas›n›n üzerinden ve Intercontinental Oteli’nden (flimdiki The Marmara Oteli) kalabal›¤›n üzerine atefl aç›ld›. Kurflun yaras›yla ya da panzer alt›nda kalarak 37 kifli hayat›n› kaybetti, çok say›da kifli yaraland›. 1977 1 May›s’›nda flehit düflen iflçi ve emekçiler; Bayram Eyi, Ahmet Gözükara Aleko Konteus, Ali Yeflilgül, Bayram Ç›tak, Bayram Sürücü, Divan Nergiz, Ercüment Günkut, Hasan Y›ld›r›m, Hikmet Özkürkçü, Hüseyin K›rk›n, Hacer ‹pek Saman, Hamdi Toka, Hülya Emecan, Jale Yeflil, Kahraman Alsancak, Kenan Çatak, K›ymet Duman, Karabet Akyan, Kadir Balc›, Leyla Alt›parmak, M. Atilla Özbelen, Mustafa Elmas, Meral Özkol, M. Ali Genç, Mustafa Ertan, Niyazi Dar›, Nazmi Ar›, Hasan Ünald›, Ömer Narman, Özcan Gürkan, Rasim Elmas, Sibel Aç›kal›n, Tevfik Beysoy, Yücel Elbistanl›, Ziya Baki. 1979’da ‹stanbul’da 1 May›s kutlamalar› yasakland› ve soka¤a
ç›kma yasa¤› konuldu. 1980’de 12 Eylül darbesinden önce son “yasal” 1 May›s kutlamalar› yap›ld›. S›k›yönetim alt›ndaki ‹stanbul, Ankara ve ‹zmir’de gösteriler yasakland›. D‹SK, Mersin’de “izinli” 1 May›s kutlamas› yapt›. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, o zamana kadar “Bahar Bayram›” ad› verilen ve resmi tatil günü olan 1 May›s çal›flma günleri aras›na dahil edildi. 1989’da ‹stanbul’da 1 May›s’› kutlamak için ‹stiklal Caddesi’nden Taksim’e yürümek isteyen 2000 kiflilik grup polis taraf›ndan da¤›t›ld›. Olaylar s›ras›nda aln›ndan vurulan Mehmet Akif Dalc› flehit düfltü. 400’ü aflk›n eylemci gözalt›na al›nd›. 1990’da ‹stanbul’un çeflitli semtlerinde yap›lan 1 May›s eylemlerinde 40 kifli yaraland›, 2 bin kifli gözalt›na al›nd›. Tarihe Harbiye direnifli olarak geçen ve Proletarya Partisi’nin önderlik etti¤i 1 May›s kutlamalar›nda yaral›lardan Gülay Beceren felç oldu. 1996’da ‹stanbul Kad›köy’de yap›lan 1 May›s gösterilerinde polisin sald›r›s› sonucu Proletarya Partisi taraftar› olan Dursun Adabafl, MKP taraftar› Hasan Albayrak ve Sa¤malc›lar Hapishanesi’nde infaz koruma memuru olan Yalç›n Levent flehit düfltü.
Onlar ezilenlerin ba¤›ms›zl›k mücadelesinde tafl›d›klar› bayra¤a leke sürmeden ölümsüzlefltiler Tarihler 25 Nisan 2000’i gösterdi¤inde Dersim da¤lar› yeni bir direnifl destan› yaz›lmas›na tan›kl›k etti. 8 T‹KKO gerillas›n›n silahlar›ndaki son mermilerine kadar çat›flarak yazd›klar› bu tarihi direniflte Yusuf Ayata, Hasan Akyol, Fehiman Bozkurt, Umut ‹l, Fikret Vural, Zeynel Erdo¤an, Mustafa Toptafl ölümsüzlü¤e u¤urland›. Onlar Proletarya Partisi’nin ve Halk Ordusu’nun uzun bir aradan sonra Dersim mevzisini doldurma ça¤r›s›na ilk yan›t olanlard›. Yusuf Ayata yoldafl 1971 y›l›nda Dersim/Ovac›k Yeflilyaz›’da Kürt ve Alevi kökenli bir ailenin çocu¤u olarak do¤du. 1990 y›l›nda bafllad› gerilla ile birlikte yürüyüflü. fiehit düfltü¤ünde Parti Aday Üyesiydi. O partinin yönlendiricili¤inde kendini yeniden yaratman›n bir örne¤i olarak ölümsüzleflti. Hasan Akyol yoldafl›n gerilla ile yürüyüflü 96 y›l›nda bafllad›. Bu tarihten itibaren Karadeniz’de birçok çat›flman›n içinde hem savaflç› hem de komutan olarak yer ald›. Mercan Vadisi çat›flmas›nda flehit düfltü¤ünde TKP/ML’nin Aday Üyesi, T‹KKO’nun Dersim Bölge Komu-
tan Yard›mc›s›yd›. Fehiman Bozgurt ’92 y›l›nda y›l›nda Proletarya Partisi ile bafllatt›¤› yürüyüflünü 96 sonbahar›nda gerilla yürüyüflü ile büyüttü. Mercan Vadisi’nde ölümsüzleflti¤inde TKP/ML’nin Aday Üyesi, Halk Ordusu T‹KKO’nun Dersim Bölge Komutanl›¤› üyesiydi. Umut ‹l yoldafl Eskiflehir Anadolu Üniversitesi T›p Fakültesi ö¤rencisi iken TMLGB saflar›nda bafllatt›¤› yürüyüflünü 1996 y›l›nda gerilla yürüyüflü ile büyütenlerden. O art›k gerillan›n doktoru idi. 2000 y›l›nda Partisinin Dersim ça¤r›s›na yan›t olmak için en öndeydi. fiehit düfltü¤ünde TKP/ML’nin Aday Üyesi, T‹KKO’nun alt düzey komutanlar›ndand›. Zeynel Erdo¤an, Fikret Vural, Mustafa Toptafl yoldafllar Proletarya Partisi’nin Dersim ça¤r›s›na yan›t olanlard›. Mercan Vadisi’nde düflman pususunda çat›flarak flehit düfltüklerinde Partinin sempatizan›, T‹KKO’nun savaflç›lar›yd›. Hepsi sistemin kendilerine sundu¤u olanaklar› red ederek halk›n ba¤›ms›zl›k mücadelesindeki yerini ald›. Halklar›n ba¤›ms›zl›k mücade-
lesinde boflalan mevziyi doldurma ve yürüyüflü daha ileri tafl›ma hedef ve inanc›yla yürüdüler. Onlar›n lekesiz tafl›d›klar› bayra¤› önce Ahmet Laço, Sevda Y›ld›z yoldafllar devrald›. Onlar Proletarya Partisi’nin Mercan Vadisi flehitlerinin ard›ndan Dersim’de kesintiye u¤rayan mücadelesini yeniden bafllatmak için mücadele yürüttüler.y›llard›r Dersim halk›n›n yüre¤inde mücadeledeki kararl›l›k ve ›srarlar›yla yer etmifl Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z yoldafllarda ellerindeki bayra¤› lekesizce tafl›yarak flehit düfltüler. Boflalan mevziyi doldurma görevi bu kez Muharrem, Aflk›n ve Cafer yoldafllar›n omuzlar›ndayd›. Onlarda omuzlar›nda olan görevin sorumlulu¤u ile davrand›lar. Günlerce yaral› bedenleriyle düflman çemberini yarmaya çal›fl›rken, ellerindeki silah›n son mermisine kadar direndiler ve t›pk› kendilerinden öncekiler gibi tafl›d›klar› bayra¤a leke getirmeden flehit düfltüler. Nice zulümlere ve direnifllere tan›kl›k eden Dersim da¤lar› evlatlar›n› bir kez daha ba¤r›na basmas›n› bilmiflti.
S›n›rl› bir yaflam› s›n›rs›z bir davaya adayanlar ölümsüzdür! Cesaret, bilgi ve sa¤lam bir inanç, s›radan bir insan›n hayallerini gerçeklefltirmesi için yeterli gelen üç erdemdir. Eskiyi devirip yeniyi infla etmek cesaret iflidir. Çok basit düflünmemiz gerekirse; yaflad›¤›m›z toplumun ileri yönleri gibi geri yönleri de vard›r; gelenekler, bugüne kadar yaflanm›fll›klar, bize aktar›lan tüm burjuva al›flkanl›klar ve geleneklerin gerici yönüne baflkald›rmak, toplumla bir nebze olsun ters düflmeyi beraberinde getirir. Çünkü yeteri kadar bilinç düzeyi yükselmemifl, sürekli burjuvazinin gerici kültürüyle beslenen bir toplum vard›r karfl›n›zda. Ancak yeterli cüreti gösterenler eskiye ve gerici olana savafl aç›p, yeniyi kurma u¤rafl›na girerler.
Kimileri yaflamak istedi¤i dünyan›n hayalini kurar, kimileri bu hayalin peflinden gider. Bu ikisi aras›ndaki farksa; birincisi hayal kurmakla ve var olanla yetinir, di¤eri ise hayalinin peflinden gider. “K›r›nt›lar›n› de¤il tüm dünyay› istiyoruz” ve “hayallerimizin büyüklü¤ü kadar özgürüz”. Ya flu an büyük ço¤unlu¤un yapt›¤›n› seçip be¤enmesek de, bize verilenle yetinece¤iz, hayallerimizi bir kenara b›rak›p yenilgiyi kabullenece¤iz ya da cesaret gösterip erdemli olan› seçecek, hayallerimizi gerçeklefltirme u¤rafl›na girece¤iz. ‹flte tam burada sa¤lam bir iradeyle ve cesaretle hayallerimiz maviliklere kanat ç›rpabilir. T›pk› güzel kardeflim Fehiman’›n yapt›¤› gibi bir durufltur bu. Burada Fehiman gibi
yaflamlar›n› s›n›rs›z bir davaya adayan, dünyadaki tüm yürekli insanlar› sayg›yla an›yorum. Fehiman anneme yazd›¤› bir mektubunda flöyle demiflti; “Hakl› oldu¤una inand›¤›n bir davada susup sana yap›lan haks›zl›k ve onursuzluklar› kabullenmek; ya korkakl›k, cahillikten ya da namussuzlarla ortak olmaktan.” ‹nand›¤› de¤erler u¤runa savaflan bir savaflç›n›n, hayallerini gerçeklefltirme u¤runa gösterdi¤i cesareti ve kararl›l›¤›, insan olman›n erdemlerine sar›l›fl›n› gösteren bir durumdur kardeflimin mücadelesi. Bir söz vard›r Anadolu’da; “Hakl› oldu¤un halde hakk›n› savunmuyorsan e¤er; hakk›n› ve ayn› zamanda onurunu da kaybedersin.” E¤er yeteri kadar cesaretiniz yoksa kaybe-
GÜN’DE DÜN.. 22 Nisan 1997. Bergama köylüleri siyanürlü yöntemle alt›n arayan flirketin iflletme binas›n› iflgal ettiler. Ayn› gün, Peru’nun baflkenti Lima’da Japon elçili¤inde dört ayd›r 72 kifliyi rehin tutan Tupac Amaru gerillalar›na karfl› operasyon düzenlendi, lider Nestor Carpa dahil 14 gerilla ve bir rehine öldürüldü. 24 Nisan 1975. Faflistler, Site ö¤renci yurdunu bast›lar. Olay› protesto eden ö¤rencilere polis sald›rd›, 1 kifli öldü, 23 kifli yaraland›, 324 kifli gözalt›na al›nd›. 1984. Dok Gemi-‹fl Sendikas› 12 Eylül 1980 sonras› ilk toplu sözleflme ça¤r›s›n› 500 iflçi ad›na yapt›. 26 Nisan 1937. Naziler, ‹spanya ‹ç Savafl› s›ras›nda yeni kurduklar› hava gücünü Lutwaffe’yi ‹spanya’n›n kuzeyindeki Cumhuriyetçi BASK kenti Guernica’y› bombalayarak denemeye bafllad›. 28 Nisan 1945. ‹talya’n›n faflist lideri Benito Mussolini ve sevgilisi Clara Petacci ‹talyan partizanlar› taraf›ndan kurfluna dizildi ve cesetleri bir benzin istasyonunda ayaklar›ndan as›larak teflhir edildi. 1960. ‹stanbul Üniversitesi ö¤rencileri, üniversite Merkez binas›nda hükümet aleyhine gösteri yapt›. Kolluk güçleri eyleme sald›rd›. Güvenlik güçlerinin üniversiteden ayr›lmas›n› isteyen rektör S›dd›k Sami Onar, tartaklanarak Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürüldü. Gösterilerde, Orman Fakültesi ö¤rencisi Turan Emeksiz öldürüldü. Ankara ve ‹stanbul’da s›k›yönetim ilan edildi. 1963. Topraks›z köylüler, Adana’da gösteri yürüyüflü yapt›lar. 29 Nisan 1945. Sovyet tanklar› Berlin’e girdi. Sovyet askerleri flansölyelik binas›n›n kap›lar›n› zorlarken, Nazi lider Adolf Hitler, tabancayla intihar etti. 30 Nisan 1963. Kürtçe dergi ç›karan iki üniversite ö¤rencisi tutukland›. 2 May›s 1969. NATO-‹fl Sendikas›’na ba¤l› 300 iflçi ‹zmir’de Amerikan Executor gemisini iflgal ederek tahliyeyi durdurdu. 4 May›s 1970. Amerika Birleflik Devletleri’nde, Ohio’da Kent Eyalet Üniversitesi’nde ö¤renciler Vietnam savafl›n› protesto ettiler. Gösteriye sald›ran Ulusal Muhaf›zlar 4 ö¤renciyi öldürdü. 5 May›s 1981. IRA militan› Boby Sands ‹ngiltere’nin ‹rlanda halk› üzerindeki bask›lar› ve mezar tipi hapishaneleri protesto etmek için yapt›¤› açl›k grevinde ölümsüzleflti. dece¤iniz en de¤erli fley insanl›¤›n›zd›r. Yine ayn› mektubunda flunlar› yazm›flt› Fehiman: “Ben iyiyim ve savaflmaya devam edece¤im, bunun sonunda flehit olursam hiç de gam yemem. Çünkü ölümü güzel bir dünya için kabul ediyorum. Hepinizi yeniden kucakl›yor ve gelecek güzel günler ad›na selaml›yorum.” fiuras› kesin ki, kardeflimin ifade etti¤i fleyler; s›n›rs›z bir dünya u¤runa, s›n›rl› yaflamlar›n› feda eden tüm devrimcilerin ortak fikridir. Seni seviyoruz kardeflim. Bahar geldi yine gülüm yüzüne gülüfller ya¤s›n Aflk ve isyan Gözlerin bir ütopyan›n mavili¤inde ‹çinden susma Son yaprak henüz dal›nda Kardeflin
22 Nisan-5 Mayıs 2005
26
20
“Joris Ivens” S‹LAH OLARAK KAMERA
Tohum Kültür Merkezi N‹SAN AYI ETK‹NL‹K PROGRAMI
24 Nisan 2005 Saat: 14:00 “Nisan Güneflinin Ifl›¤› Yolumuzu Ayd›nlat›yor ” -Aç›l›fl Konuflmas› -Tiyatro “Carrar Anan›n Silahlar›” -Sinevizyon Gösterisi “Nisan Güneflinin Ifl›¤›yla 1 May›s’a” -Müzik Dinletisi -Gulasor Halk Oyunlar› Ekibi ATÖLYE ÇALIfiMALARIMIZ Halk oyunlar›, ba¤lama, tiyatro, gitar çal›flmalar›m›z, yeni kay›tlarla devam etmektedir. TOHUM KÜLTÜR MERKEZ‹ So¤anl› Mah. Mimar Sinan Cad. No:62/5 Bahçelievler/‹STANBUL
TEL: 0212 643 22 33 e-mail: tohum@tohumkulturmerkezi.com www.tohumkulturmerkezi.com
1898 y›l›nda Hollanda’da do¤an Joris Ivens 1989 y›l›na yani ölümüne dek Çin devriminin önderi Mao Zedung ve onun düflünsel ideolojisine sars›lmaz ba¤l›l›¤› ile arkas›nda müthifl bir de¤er b›rakt›. Art›k kapitalistlerin ve burjuvazinin bile onun sinemadaki baflar›lar›n› kabul etti¤i bir dönemde, maalesef ülkemiz co¤rafyas›nda hak etti¤i de¤eri bulmad›¤›n› ve ezilen emekçi kitlelere tan›t›lmad›¤›n› görmekteyiz. Oysa bugün Avrupa’n›n en büyük uluslararas› film festivali olan Paris Film Festivali bile Joris Ivens ad›na ödül da¤›tmaktad›r. Kimdir Joris Ivens? Joris Ivens Hollandal› Marksist-Leninist-Maoist bir sinema yönetmenidir. Joris Ivens bir elinde silah, bir elinde kameras› ile ‹spanya iç savafl›nda Uluslararas› Tugay saflar›nda, Endonezya, Kamboçya, Vietnam ve Çin devrimine kat›l›p savaflm›fl enternasyonalist bir sinema yönetmenidir. En bilinen ve ses getiren filmleri; Borinage, Yeni Toprak, ‹spanya Topra¤›, Endonezya Ça¤r›s› ve Çin devrimini anlatt›¤› 400 Milyonluk Halk adl› filmleridir. ‹flçi-köylü olarak Joris Ivens’le ilgili Uluslararas› Çin Radyosu’nun görüfllerini ald›k. Uluslararas› Çin Radyosu Sanat Servisi (China Radio International): Hollandal› Joris Ivens (1898-1989) ömrü boyunca Çin’e bitmez tükenmez biçimde sevgi besledi. Geçen 70 y›l içinde Japon sald›rganlar›na karfl› Çin’de yürütülen Direnme Savafl›, Büyük At›l›m, Kültür Devrimi ve reform ile d›fla aç›lma uygulamalar› gibi büyük olaylar› Joris Ivens, kameras›yla kaydetti ve tarihe b›rakt›. Çin’i Joris Ivens’e s›k› bir flekilde ba¤layan insan, Çin Baflbakan› Çu Enlay’d›. Yabanc› kameramanlar›n Çin’e gelerek belgesel filmler çekmelerinin geçmifli, sineman›n do¤du¤u y›llara uzanabilir. 1896 y›l›ndan sonra ABD’li, ‹talyan, Rus, ‹sveçli kameramanlar objektiflerini Çin’e yönlendirdiler. Ancak onlar›n çektikleri filmlerin ço¤unu, Çin’deki manzaralar, Çinlilerin örf ve adetleri ile tarihi eserler, arkeolojiyi konu alan belgesel filmler oluflturdu. 20. yüzy›l›n bafllar›nda Çin’de dünyan›n dikkatini çeken olaylar meydana geldi. 1935 y›l›nda Yanjing Üniversitesi’nde (Bugünkü Beijing Üniversitesi) ö¤retmenlik yapan Amerikal› gazeteci Edgar Snow, kameras›yla 9 Aral›k günü Beijing’de meydana gelen Emperyalizme ve Feodalizme
Karfl› Ö¤renciler Hareketi’yle ilgili eylemleri kaydetti. Bu film, bugün de¤erli tarihi belgelerden biridir. Kay›tlara göre, Ernest Hemingway ile iflbirli¤i yaparak “‹spanya’n›n Topraklar›” adl› filmi çektikten sonra Joris Ivens’e, ilerici sinemac›lar taraf›ndan kurulan bir ABD film flirketi, Çin’de savafl yafland›¤›n› bildirerek, Çin’e giderek film çekmesini istemiflti. Ivens arkadafllar›n›n yard›m›yla Çin’e geldi. Zaman›nda Çin’de hüküm süren Çin Guomindang Partisi ve lideri Çan Kayflek, ABD’den gelen kameramanlara güven beslememifl ve casuslar›yla bu yabanc› kameramanlar› denetim alt›na alm›flt›. Ivens Amerikal› meslektafllar›n›n yard›m›yla denetimden kurtularak Guomindang Partisi’nin Japon sald›rganlara karfl› direnme savafl›nda kazand›¤› ilk zaferi konu alan “400 Milyonluk Halk” adl› belgesel filmi çekti. Tai’erzhuang savafl›ndan sonra Ivens, Çin Komünist Partisi’nin liderli¤indeki devrimin o zamanki merkezi Yenan kentine gitmeyi çok istemiflti. Ivens, Xi’an kentine vard›ktan sonra onun bu gezisini engelleyen bir telgraf mesaj› Çan Kayflek’in efli Song Meiling’den gelmiflti. Çin devriminin liderlerinden Çu Enlay da güvenlik bak›m›ndan ‹vens’in Yenan’a gitmemesini tavsiye etmiflti. Daha sonra Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilk baflbakanl›k görevini üstlenecek olan Çu Enlay’›n Ivens’le ilk temas›, bu iki kifli aras›nda 40 y›l sürecek dostlu¤u oluflturdu. Joris Ivens, Çin’den ayr›lmadan önce bir kameray› gizlice Çin’deki solcu kameraman olan Wu Yinxian’a vermiflti. Wu Yinxian, daha sonra Çin Halk Cumhuriyeti’nde “Görsel Yönetmenli¤in” kurucusu olarak adland›r›ld›. 1938 y›l›n›n sonbahar›nda Wu bu kameray› yan›na alarak Yenan’a gitti. Böylece Japon sald›rganlara karfl› direnme savafl› çerçevesinde faaliyet gösteren Çin Komünist Partisi’nin liderli¤indeki 8. Yol Ordusu’nun genel siyasi bürosuna ba¤l› “Yenan Film Toplulu¤u” kuruldu. Ömrü boyunca dört kez Çin’e gelen Joris Ivens, Çin’i “ikinci memleketi” olarak adland›r›yor ve “buradaki halk› seviyorum” diyordu. Joris Ivens’in meslek yaflam›ndaki yarat›c›l›¤› flu dört aflamadan oluflur: 1920’li y›llarda çekti¤i “Ya¤mur ve Köprü” adl› filmiyle simgelenen “Öncülük” aflamas›; 1930’lu y›llara girildikten sonra “Kahramanlar›n fiark›s›”, “‹spanya’n›n Topraklar›” ve “Dörtyüz Milyonluk Halk” gibi belgesel filmleri çekmesiyle kendi deyimiyle “sol kanat” aflamas›; 1976 y›l›nda çekti¤i “Yukong Da¤lar›’n› Tafl›mak” filminin temsil etti¤i “gerçekçilik” aflamas› ve 1988 y›l›nda ölmeden önce çekmeyi tamamlad›¤› “Rüzgârla ilgili Hikâye” filminde, rüyan›n filme çekilmesi yoluyla gerçeklefltirilen “Gerçeküstücülük” aflamas›.... Joris Ivens 1974 y›l›nda Do¤u Almanya’da dünyan›n birçok ülkesinden ayd›nlar›n da kat›ld›¤› bir kültür konferans›nda gazetecilerin ve ayd›nlar›n sorular›n› cevapland›rd›; Joris Ivens; Afla¤› yukar› 28 yafllar›nda (o zamanlar biçimciydim) Ya¤mur (Re-
gen), Köprü (Brücke) gibi filmler yapt›m. Sinema sanat›n›n alfabesini ar›yordum. Ne sinema okulu, ne de do¤ru dürüst sinema elefltirisi vard›. Gerçekten hemen hemen hiçbir fley yok gibiydi sinemayla ilgili. ‹fle bafllad›¤›m küçük ülke Hollanda’da tamamen kendime dönüktüm. ‹lk filmlerimin bana çok faydas› oldu. Bir yandan kendi yetene¤imi, mesle¤imi iyice yak›ndan tan›d›m, bir yandan da filmlerimi gören insanlarla karfl› karfl›ya geldim, onlar›n filmlerimde hofllar›na giden fleylerin neler oldu¤unu ö¤rendim. ‹ki fley ç›kt› ortaya: Birincisi, burjuva elefltirisinden çok övgü almam, ‹kincisi ise; sinema çizgimin geliflimi bak›mdan çok daha önemli. Filmlerim 1930 y›l›nda birkaç ay kalm›fl oldu¤um Sovyetler Birli¤i’nde gösterildi ve yaln›zca filmciler de¤il, genifl iflçi kitleleri, Maskara metrosunda çal›flan yap› iflçileri, kimya iflçileri vb. taraf›ndan çok ciddi bir biçimde elefltirildi. Sorular› son derece basitti: “Ne demek oluyor köprü? Nereye gidiyor? Bu köprünün üstünde trenle geçen kimdir? Bir iflçi öyle rahatça Amsterdam’dan Paris’e gidebilir mi?” Ve buna benzer bir sürü soru. Köprü filminin salt biçimcilik aç›s›ndan bir ç›kmaz oldu¤unu anlad›m. O dönemde do¤rudan politik ve mücadeleci bir sinemac› olmaktan çok uzakt›m. Ülkenin ekonomikpolitik ve kültürel sorunlar›na girmek ve ülkenin gerçek dinamik yaflam›nda film yapmak zorunda oldu¤umu gördüm. Borinage, bu gerçe¤in kavran›fl›ndan do¤mufltur. ‹lk kez Borinage’de mücadeleci filmler yapman›n ne demek oldu¤unu, belge filmlerin nas›l bir anlam tafl›d›¤›n› farkettim. O zamanlar Belçika’daki kavga yasad›fl›yd›. Biliyorsunuz belki, polis sürekli peflimizde oldu¤undan her gece baflka bir evde kalmak zorundayd›k. Ama öte yandan iflçinin güvenini kazand›k. ‹flçilerin kavgas› ve yoksullu¤u karfl›s›nda çok daha mütevazileflti¤ini siz de gördünüz. E¤er Borinage’yi seyrettiyseniz, bu filmdeki çal›flman›n 180 derecelik bir dönüfl yapt›¤›n› farketmifl olmal›s›n›z. San›r›m bu yaln›z yüzeyde de¤il, filmin özünde de kendini gösteren bir dönüfl. Birkaç örne¤ini görmüfl oldu¤unuz filmlerin temel çizgisi, iflte bu filmden sonra bafllar. Örne¤in daha sonra 1934’de yap›lm›fl bir film; Yeni Toprak (Neve Erde). As›l süreç burada bafllar. Bu film gerçekten olaya kat›lmak ve kapitalist sisteme karfl› mücadeleci tav›r almakt›r. fiimdi arada k›sa bir zaman› atlay›p, günümüze biraz daha yaklaflal›m. ‹spanya Topra¤› (Spanische Erde) geliyor akl›ma. Neden ‹spanya topra¤›? O zamanlar Birleflik Amerika’da filmlerimle birlikte bir dizi konferans vermek üzere geziye ç›km›flt›m. ‹spanya Kurtulufl Savafl›’n›n bafllang›c› da ayn› güne rastlad›. Çeflitli ayd›nlarla birlikte Uluslararas› Tugay’›n (Internationale Brigade) nas›l olufltu¤unu ve ‹spanya’da nas›l çarp›flt›¤›n› gördük. Kendi film ekibimle kafa kafaya verip, kameram›z› bir silah olarak kullanmay›, uluslararas› Tugay’a kat›larak, ‹spanya’daki savaflla ilgili gerçe¤i yans›tacak filmler yapmay› düflündük. Orada mücadeleci bir film yap›mc›s›n›n taraf tutmas› ancak tüm varl›¤›yla olur, çünkü hayat›n› tehlikeye atacak, ölebilecektir.
20 Bu bir çeflit insan›n, düflünceleri ile duygular›, istedikleri ile eylemi aras›nda gerçek bir bütünlü¤ün olup olmamas›n›n s›nanmas›d›r. Savaflta bu güdümlülük mutlakt›r. Borinage filminden sonra çok daha ileri bir ad›md›r ‹spanya filmi. Bu filmde sizin de de¤indi¤iniz sorunlar› biraz ele alarak, en yüksek sanat ve teknik biçimi kullanmaya çal›flt›m, çünkü gerekiyordu. E¤er ‹spanya filminin teknik ya da sanat niteli¤i biraz daha düflük olsayd›, san›r›m hiçbir zaman Amerika ve di¤er ülkelerde yaklafl›k 400 sinemada oynamazd›. Gerek teknik, gerekse sanat niteli¤i, filmin gerçekten gösterilebilmesini sa¤lamak için kullan›lan politik bir silaht›. Burjuvazinin ya da ticari sinemalar›n ileri sürecekleri “film teknik bak›mdan iyi de¤il” bahanesi hiçbir zaman geçerli bir itiraz olmayacakt›, çünkü teknik olarak iyiydi. Biçim, filme beyaz perde de özgürlük tan›mas›n› sa¤lamak için baflvurulan politik bir silaht›... Bundan sonra film çekmek için Çin’e gitmem mant›kl›d›r. 400 milyonu gördünüz san›r›m. Gerçekte bu film, yerkürenin öte yan›nda, ‹spanya’da faflizme karfl› verilen savafl›n bir eflini göstermektedir. Bu kavga II. Dünya Savafl› boyunca benim gerek politik, gerekse ideolojik çal›flmalar›mda da sürdürülmüfltür. 400 milyondan sonra yapt›¤›m filmi bilmem gördünüz mü? Eylem Limanlar›’yd› (Action Stations). John Greerson’un ekibiyle, Kanada’daki National Film Board için yapm›flt›k. O zamanlar Kuzey Atlantik Eylemine kat›lm›flt›m. Kanada k›y›lar›ndan ‹ngiltere ve Murmansk’a 40-60 gemilik büyük konvoylar gitmiflti. Filmde Nazi ve faflist deniz alt›lar›n›n bu çok önemli ve stratejik konvoy taraf›ndan nas›l püskürtüldü¤ünü göstermek isterdim... Çizgi sürüp gidiyor; faflizme karfl› savafltan, uluslar›n kurtulufl savafllar›na do¤ru. Belki sizin de görmüfl oldu¤unuz bir filmde, Endonezya Ça¤r›s› (Indonesia Calling) filminde aç›kl›k kazan›yor, bu sömürgecili¤e karfl› yap›lm›fl bir filmdir... So¤uk savafltan sonra bütün dünyada bir sürü anlaflmazl›klar yeniden ciddileflti. Yeni kapitalizm ve emperyalizm bu kez kararl› ve mücadeleci bir biçimde tekrar ortaya ç›kt›. Tabi bu nedenle de mücadeleci devrimci filmler bende son y›llarda ön plana geçti. ‹flte bildi¤iniz gibi 1965’ten beri önemle üzerinde durdu¤um, u¤raflt›¤›m Vietnam ve Laos, Yer-Gök (LeCiel La Terre), 17. Paralel (17. Parallele), Halk ve Silahlar› (Le Peuple et Ses Fusils) gibi... Birçok genç filmciler de bu tür filmlerin yap›m›nda ve Vietnam’daki kahraman meslektafllar›m›z›n, arkadafllar›m›z›n eylemlerini sürdürmelerinde yard›mc› oldular. Bu çok önemlidir. fiimdi fiili’de oldu¤u gibi, di¤er baz› olaylar›, Vietnam’da olup bitenleri, kendi güçleriyle emperyalizme karfl› gerçek savafl verilerek emperyalizmin ülkeden kovulabilece¤ini kan›tlayan Vietnam halk›n›n yapt›klar›n› unutmamak gerekir. Gelecek için çok önemlidir bu; bütün dünya halklar›na ilerisi için büyük bir umut kayna¤›d›r. Ve benim Çin’deki son çal›flmamda bunun bir uzant›s›d›r. Benim için zaman zaman, tarihin her sanc›l› döneminde ortaya ç›kt›¤›m söyleniyor. Çin olay›n›n da bu sanc›l› dönemlerden biri oldu¤unu ve Kültür Devrimi’nin, Paris Komünü ve Ekim Devrimi dizisinden oldu¤una inan›yorum. Devrim
27 Çin’de oluyordu. O zaman tüm güçlerimi harekete geçirdim. Her fleyi iyice anlayabilmek, Çin’deki günlük gerçe¤i filmde gösterip olaya aç›kl›k kazand›rmak, kavranabilir hale getirebilmek için iki buçuk y›l kald›m orada. Nina GLAD‹TZ (Alman Sinema Elefltirmeni): Joris Ivens daha önce, ‹spanya iç savafl›yla ilgili çekti¤i ‹spanya Topra¤› filminden sonra Çin’e gitmesinin mant›kl› oldu¤unu söyledi; ona göre, çok ola¤an bir fley gibi söyledi bunu. Gerçekte o kadar mant›kl› de¤il. Çin halk› ve Çin devrimine yönelmeyip 20. Parti Kongresi’ndeki çal›flmadan sonra revizyonizme sapan birçok ilerici sanatç›lar, sinemac›lar var. Sizin o tarafa tak›lmay›p, Çin devrimi ve önderi Mao’nun düflüncelerine yönelmekle vermifl oldu¤unuz do¤ru karara, bu politik karara nas›l vard›¤›n›z› bilmek isterdim? Joris Ivens: Amerika’dayd›m, ‹spanya Topra¤›, Hemingway, Dor Possas(r), Archibeld Mc Leath, Lilian Hollmann gibi birçok ayd›n› harekete geçirmiflti. O hava içinde Amerika’da gözler birden bire Asya’ya ve Çin’e çevrildi. Mao’nun ö¤retileriydi ilgi çeken. Sovyetler’in, Komünist Parti’nin olay› çok iyi biliniyordu ama Çin gerçe¤inden kimsenin haberi yoktu. Bu dönemde oluflan o büyük mihveri, Berlin-Roma-Tokyo mihverini gözden kaç›rmamam›z gerekir. Bu üç büyük faflist ülkenin politikalar›na karfl› antifaflist bir mücadele vard›. Gerd CONRAD (Gazeteci): Kitapta ‹spanya topra¤› üzerine Amerika’da nas›l çal›flt›¤›n›za biraz de¤inmiflsiniz. Ayr›ca film yap›mc›lar›n›n çal›flt›klar› konularda her zaman etkin olmamalar› gerekti¤ini söylediniz. Bunu biraz daha açman›, filmin Amerika’da nas›l yay›ld›¤›n›, ‹spanya için dayan›flma komitesinin kurulup kurulmad›¤›n› ve ülkede partilerin nas›l bir ortak çal›flmaya girdiklerini ö¤renmek isterdim? Joris Ivens: Evet, film Amerika’da yay›ld›, iyi bir da¤›t›m yap›ld›. 4000 salonda gösterildi. Çin gezisi haz›rl›¤›n› tamamlamak zorunda oldu¤umdan ne yaz›k ki, ancak birkaç gösteride bulunabildim. ‹spanya Topra¤›, ‹spanya’daki demokratik ordu ve Uluslararas› Tugay taraf›ndan gerçeklefltirildi. Kameraman John Fernober ve ben hiçbir ücret almad›k. Uluslararas› Tugay ‹spanya’ya nas›l gittiyse, biz de öyle gideriz diye düflündük. Amerika’da bizimle çal›flan Marc Blitzstein, Helen Van Doyen ve di¤er arkadafllar da befl kurufl almad›lar. Paran›n hepsi t›bbi yard›m için ‹spanya’da saptam›fl oldu¤umuz bir sorunun çözümü için harcand›. Çok az ambulans vard› Uluslararas› Tugay’›n elinde. Hani öyle içinde ameliyat yap›labilen ambulanslardan da de¤il, yaln›zca cepheden hastaneye yaral› tafl›nan ambulanslardan. Sorunuzu k›saca cevaplam›fl oldum... Gerd CONRAD: Bu komiteyle önceden iliflkiniz var m›yd›? Joris Ivens: Biz komitenin kendisiydik, bürokrasi filan yoktu. Gerd CONRAD: ‹ç savafl s›ras›nda ‹spanya’da, Kültür Devrimi bafllad›¤›nda Çin’deydiniz. Ayr›ca Laos’ta, Kamboçya’da, Vietnam’da bulundunuz. Kameray› bir kenara b›rak›p da hiç elinize silah almak iste¤iniz oldu mu? Joris Ivens: Yararl› olaca¤›n› düflün-
dü¤üm anlarda oldu elbette. Orada bulunan bir enternasyonal yabanc› olarak hangi anda ve ne zaman elimize silah ald›¤›m›z› söyleyemem, ayr›ca bunun gere¤i de yok. Ama flunu söyleyebilirim ki o anda kamera daha önemliydi. Bafllang›çta Vietnam’da bizden baflka film çeken yoktu. Bu iflin gerçekten devrimci bir görev oldu¤unu düflündük. Ama gerekti¤inde akflam beflten sonra ›fl›¤›n film çekmeye elveriflli olmad›¤› zamanlarda elimize silah ald›¤›m›z› ve nöbet tuttu¤umuzu belirtebilirim. ‹spanya Topra¤› filminin sonlar›nda savunulmakta olan bir köprü gördünüz. Orada 15-20 militandan meydana gelmifl küçük müfreze birli¤i ile beraberdik. Uluslararas› Tugay’›n komutan› flöyle demiflti; “Ivens, kameranla burada Fernayla birlikte kal. Art›k film çekemezsiniz ama burada kal›rsan bir tehlike olmad›¤›n› sanacaklar. Kamerayla burada oldu¤unu gördükleri sürece biz de saat yediye kadar elimizde tutaca¤›m›z yolu bundan böyle daha uzun süre tutabilece¤iz...” Orada kald›k tabi. Bu da kameray› baflka bir biçimde ele almak, onlar için almak. Bazen böyle kulland›¤›m›z da oldu. Ama bir bak›ma hakl›s›n›z. ‹nsan, etraf›nda vurulan, yaralanan insanlar› gördükçe öyle öfkelenebiliyor ki, hemen silaha sar›lmak geliyor içinden. Dünyaya yaln›zca Franco’nun faflist kaynakl› haberleri ulafl›yor, baflka da bir fley ulaflm›yordu. ‹spanya’da çekilen ilk film bizimkiydi. Yani bir anlamda üstlenmifl oldu¤umuz, ön planda gelen bir sorumlulu¤umuz vard›. R. DHUNBHOY (Gazeteci): Kameray› bir silah olarak gördü¤ünüzü söylediniz. Yapt›¤›n›z politik filmlerde ne vaad ediyorsunuz? Etkinizi, eyleminizi nas›l görüyorsunuz? S›n›f mücadelesi aç›s›ndan demek istiyorum? Joris Ivens: Bir silah olarak... Keskin olmal› bu silah ve yararl›... Yaflland›kça yaflamdan uzaklaflanlar görülüyor. ‹nançlar›n zaman zaman tazelenmesi gerek. Hele milyonlar söz konusuysa, örne¤in bir kültür devrimiyle ilk devrimci ve ideolojik güçlerin da¤›lmas›n› önlemek zorunludur... Somut bir örnek alal›m; Endonezya Ça¤r›s›’n› çekerken yap›lan haks›zl›¤› gördüm. Gemilerin Avustralya’da nas›l bloke edildi¤ini, Endonezya’ya giderek oradaki genç Cumhuriyeti y›k›p, yok etmelerini engellemek için sendikalar›n nas›l bir dayan›flma kurarak silahlar›yla gemileri orada tuttuklar›n› gördüm. O zaman hem film yap›l›r, öyle uzun boylu düflünülmez, önemli olan hemen çekime bafllamakt›r. Odan›n penceresinden olay›n limanda nas›l geliflti¤ini izleyebiliyordum. ‹flte o anda ifle giriflmek gerekir. Bu yüzden film Avustralya’da resmi rakamlar ve sansürün sald›r›s›na u¤rad›. Sinemalarda gösterilmesi bu nedenle olanak d›fl›yd›. Gizlice insanlara gösteriliyordu film. Tan›d›¤›m bir pilot 16 mm’lik bir kopyay› gizlice Singapur’a götürdü, oradan bir yelkenliyle Sumatra üzerinden Java’ya ulaflt›. Daha sonra köylerde aylarca, halka gizlice oynat›ld›. Endonezya ve Hollanda savafl›nda do¤rudan savafl›n içinde çekilmifl bir filmdi. Bu filmle birlikte, binlerce insan Endonezya Halk Ordusu’na kazand›r›ld›. Ben ise bunu ancak befl y›l sonra ö¤rendim. Demek ki, bu tür çal›flmalar›n ne denli etkin oldu¤unu ortaya ç›k›yor... (Do¤u Almanya Kültür Konferans›, Kaynak: Gerçek Sinema-1974)
22 Nisan-5 Mayıs 2005 Anadolu Müzikevi kurulufl y›ldönümünü kutlad› Anadolu Müzikevi’nin 1. kurulufl y›ldönümü vesilesiyle, 10 Nisan günü Gebze Belediye Salonu’nda bir etkinlik düzenlendi. Saat 19:00’da bafllayan gecede ilk olarak, fieyh Bedreddin Destan› okundu. Ard›ndan Anadolu Müzik Saz ekibi bir müzik dinletisi verdi. Müzik dinletisine Mudurnutepe Hac› Bektafl-› Veli Cemevi’nin semah ekibi de efllik etti. S›ras›yla Anadolu Müzikevi’nin ö¤rencilerinin sahneye ç›kmas›n›n ard›ndan, Gebze Tuncelililer Derne¤i halkoyunlar› ekibi de bir gösteri yapt›. Grup Anadolu ve Mudurnutepe Hac› Bektafl-› Veli semah ekibinin sahne almas›yla gece sona erdi. (Kartal)
“Radyo Dünya de¤il, RTÜK kapat›ls›n” Radyo Dünya çal›flanlar› 5 Nisan Sal› günü Adana ‹nönü Park›’nda bir araya gelerek “Gerilla an›lar›” isimli kitab›n tan›t›m›na yer verdi¤i için Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) taraf›ndan 30 gün süreyle yay›nlar›n›n durdurulmas›n› protesto ettiler. DEHAP, SDP, ESP, ‹HD Adana fiubesi ve Akdeniz Kültür ve Sanat Merkezi çal›flanlar›n›n da destek verdi¤i aç›klamada çal›flanlar ad›na bas›n metnini okuyan Radyo Dünya Genel Yay›n Yönetmeni Fatih Demir Radyo Dünya’n›n halka mal olmufl bir kurum oldu¤unu vurgulayarak “Radyomuz Kültür Bakanl›¤› onay›ndan geçmifl bir kitaptan bir pasaj›n okunmas› nedeniyle kapat›lm›flt›r. Bizler iç hukuk yollar›n›n tümünü zorlayaca¤›z. Ayr›ca adaletsiz, tarafl›, subjektif ve siyasal bir kurum olan RTÜK’e karfl› da demokratik mücadelemizi sürdürece¤iz” dedi. “Dünya m›? Öksürdükçe dava, aks›rd›kça kapatma”, “Denge bedeng›ye, naye bedeng kirin” ve “Halk›n sesi susturulamaz” dövizlerinin tafl›nd›¤› bas›n aç›klamas›nda “Radyo Dünya susturulamaz”, “Radyomuz de¤il, RTÜK kapat›ls›n” sloganlar›n› atan çal›flanlar, skeç gösterisi ve temsili olarak mikrofondan yay›n yaparak da¤›ld›. (H. Merkezi)
22 Nisan-5 Mayıs 2005
28
20
1 May›s yaklafl›rken iflçi ve emekçiler konufluyor
‹flçiler ve emekçiler 1 May›s’ta alanlarda taleplerini hayk›rmak istiyor. T‹BET ‹fiÇ‹S‹ HAYKIRIYOR “D‹RENE D‹RENE KAZANACA⁄IZ” ‹flçi s›n›f›, harcad›¤› eme¤in karfl›l›¤›n› almak için var oldu¤u günden bugüne kadar mücadele ediyor. Sendikal› olduklar› için iflten at›lan Lider Kargo iflçilerinden sonra, flimdi de Pendik-Kurtköy’de üretim yapan ve toplam 700 kiflinin çal›flt›¤› Tibet fiirketler Grubu’nda sendikal› olduklar› için 42 iflçi iflten at›ld›. Temizlik ve kozmetikten g›da ürünlerine kadar yaklafl›k 10 flirketin faaliyet alan› olan Tibet fiirketler Grubu’nda sendikal› olmak için örgütlenme çal›flmas› yürüten öncü iflçiler, flimdilerde fabrikan›n yan taraf›ndaki arsaya kurmufl olduklar› derme çatma barakalar›nda direnifllerini bütün olumsuzluklara ra¤men sürdürüyorlar. Direniflteki iflçileri ziyaretimiz s›ras›nda konuflmalar›m›zda ortaya ç›kan ilgi çekici yan, direnifl öncesi ve sonras›nda hayatlar›nda meydana gelen de¤ifliklikleri anlatmalar›yd›. “Direnifl bizim yaflama olan bak›fl aç›m›z› de¤ifltirdi” diyor iflçilerden biri. ‹flçi-köylü gazetesi olarak Pendik Kurtköy’de bulunan, Tibet Fabrikas›’nda iflten at›lan direniflteki iflçilerle direniflleri ve yaklaflan 1 May›s ile ilgili görüfltük. -Kendinizi tan›t›r m›s›n›z? O¤uz Saratl›alan: 32 yafl›nday›m. Aslen Düzceli’yim, do¤ma büyüme ‹stanbul’da yaflamaktay›m. 3 y›ld›r da Tibet A.fi’ de çal›flmaktay›m. -Direnifle ç›k›fl sebebiniz ve direniflin genel seyri hakk›nda bilgi verir misiniz? O. Saratl›alan: Direnifle ç›k›fl sebebimiz fabrika içerisinde insanca yaflamak için uygun koflullar›n olmamas›, çal›flma koflullar›n›n a¤›rl›¤› ve patronun bizi insan olarak de¤il köle olarak görmesidir. Bütün bu olumsuzluklara ra¤men biz iflçiler olarak anayasal hakk›m›z olan sendika hakk›m›z› kullanmak istememizi, iflten ç›karma gerekçesi olarak gören bir zihniyete daha fazla katlanmamam›z gerekti¤ini düflünerek direnifle bafllad›k. Emekten yana olan bütün s›n›f dostlar›m›z› bize bu direniflte destek olmaya ça¤›r›yorum. -Direniflte olan bir Tibet iflçisi olarak, iflçi s›n›f›n›n birlik, dayan›flma ve mücadele günü olan 1 May›s hakk›ndaki görüfllerinizi dile getirir misiniz? O. Saratl›alan: Türkiye’de yap›lan eylemlerden en önemlilerinden bir tanesi 1 May›s’t›r. ‹flçi, köylü hakikaten milletin efendisidir. Biz iflçi s›n›f› olarak 1 May›s gi-
bi günlerde gücümüzü sermayeye göstermeli ve 1 May›s’ta alanlar› doldurmal›y›z. -Direnifle ç›kt›ktan sonra yaflant›n›zda ne gibi de¤ifliklikler oldu? Direnifl sizi nas›l etkiledi? O. Saratl›alan: Direnifle bafllad›ktan sonra olaylara daha objektif bakmaya bafllad›m. Bu durum aileme de yans›d›. Eflim de benimle birlikte farkl› bir sürece girdi. Daha önce herhangi bir olay karfl›s›nda “Allahtand›r” diyorduk, ama flimdi olaylara daha gerçekçi bak›yoruz. Bununla birlikte haklar›m›za daha fazla sahip ç›k›yoruz. Ben bu direnifle bafllad›¤›mdan beri kendimi daha sosyal hissediyorum ve direnifl yerinde insan gibi yaflamay› ve bunun için mücadele etmem gerekti¤ini ö¤reniyorum. Kafa ve kol eme¤iyle yaflam›n› sürdüren bütün iflçilerin böyle bir süreci yaflamalar›n› isterim. BÜTÜN ‹fiÇ‹ VE EMEKÇ‹LER 1 MAYIS’A KATILMALIDIR Mehmet Bayrakl›: Rize ‹kizdere do¤umluyum. 27 senedir ‹stanbul’da yaflamaktay›m. 6 seneye yak›n bir süredir de Tibet’te çal›flmaktay›m. Hayat G›da ve Tibet A.fi flirketlerinden sorumlu müdür bizi odas›na ça¤›r›p, Tibet’te sendikalaflman›n olmayaca¤›n› ve e¤er sendika çal›flmas› yürütürsek iflimize son verilece¤ini söyledi. 15 Nisan tarihi itibar›yla direniflimizin 12. günündeyiz. Ben buradan fabrikada çal›flan arkadafllar›m›z›n bizim bu hakl› mücadelemize daha fazla destek vermelerini bekliyorum. fiunu belirtmek istiyorum ki biz direniflte kararl›y›z. Direniflimiz sendikal haklar›m›z› alana kadar sürecektir. Ben bir iflçi olarak 1 May›s iflçi bayram›na uzun y›llardan beridir kat›l›yorum. Bütün iflçilerin de, birlik mücadele günü olan 1 May›sa kat›lmas› gerekti¤ini düflünüyorum. Direnifle bafllad›¤›mdan beri ailem bu mücadelenin hak alma mücadelesi oldu¤unu bildi¤i için bana tam destek sunuyor. Buradan bütün s›n›f ve emek mücadelesi veren dostlar›m›z› bize maddi olmasa da manevi destek vermeye ça¤›r›yorum. Ayfle Y›lmaz: 1964 Ardahan do¤umluyum. Anadolu Üniversitesi ‹flletme mevzunuyum. 5 y›ld›r Tibet’te çal›flmaktay›m. 1 May›s’ta sermayeye gücümüzü gösterelim. Biz iflten ç›kar›lan 42 iflçi Tibet’teki olumsuz çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesi
ve insanca yaflayabilece¤imiz ücret alabilmek için sendikal› olmam›z gerekti¤ini düflündük. Bizim örgütlenme çal›flmalar›na öncülük etti¤imizi ve di¤er iflçi arkadafllar›m›z› ikna etmede göstermifl oldu¤umuz baflar›y› fark eden patron bizleri teker teker iflten ç›kard›. 1 May›s iflçi bayram›nda, bütün emekçileri, emeklerine dört elle sar›lmak ve bu birliktelikle sermaye s›n›f›na iflçi s›n›f›n›n gücünü göstermek için alanlara ça¤›r›yorum. (Kartal) CESUR ÇUVAL FABR‹KASI’NDA ‹fiÇ‹ KIYIMI Cesur Çuval Fabrikas›’nda bundan yaklafl›k 8 ay önce D‹SK’e ba¤l› TekstilSen sendikas› örgütlenme çal›flmas› bafllatm›flt›. Fabrikada 400 iflçi çal›fl›rken ço¤unluk sa¤land›ktan sonra yetki tespiti s›ras›nda patron 50’ye yak›n iflçiyi iflten atm›flt›. ‹flçiler haks›z bir flekilde iflten at›l›nca sendika ifle iade davas› açm›fl, bu dava sonucunda at›lan bütün iflçiler ifle geri al›nm›flt›. O dönem sendika ile patron aras›nda sözleflme imzalanm›fl ve buna göre hareket edilmiflti. Sendikan›n fabrikaya girmesinden rahats›z olan patron, iflçilere sendikadan istifa etmeleri yönünde sürekli bask› uygulamaya bafllam›flt›. Mart ay›n›n sonlar›nda üç temsilciyi ve ard›ndan 17 iflçiyi de keyfi bir flekilde iflten atmas› sonucu ayn› gün bütün iflçiler ifl b›rakarak arkadafllar›n›n ifle geri al›nmas›n› istediler. 8 Nisan Cuma günü sendika ile patron aras›nda bir görüflme yap›l›rken sendika daha fazla iflçi at›lmamas› için iflçilere iflbafl› yapt›rd›. Bu arada patron taraf›ndan iflçilerin evlerine gönderilen tebligatla iflten ç›kar›lan iflçilerin say›s› 52’ye ç›kt›. fiimdi ise iflten at›lan iflçilerin k›dem ve ihbar tazminatlar›n› almalar› için sendika dava açmaya haz›rlan›yor. Biz de 8 Nisan 2005 tarihinde iflçiler direniflteyken iflçiler ve Tekstil-Sen Genel Sekreteri ile k›sa bir söylefli yapt›k. -Mustafa Kara (2 y›ll›k iflçi): Ben 4 ve 5 Nisan günleri istirahatl›yd›m. 5 Nisan günü istirahat ka¤›d›n› fabrikaya verdi¤imde 3 gün izin istedim. Babam ameliyat olacakt›. Personel müdürüne gittim o da beni ‹flletme Müdürü’ne gönderdi. ‹flletme Müdürü bana hakaret ederek “git izni sana sendika temsilcileri versin” dedi. ‹zin alamad›m. Ertesi gün iflyerine geldi¤imde kart›m›n geçersiz oldu¤unu gördüm.
-Kart›n›z neden al›nd›? -M. Kara: Birinci ve ikinci temsilci arkadafllar›m›z iflten ç›kar›lm›flt›. Biz de temsilci arkadafllar›n ifle geri al›nmas› nedeniyle uyar› eylemi yapm›flt›k. Daha sonra 17 arkadafl›m›z daha iflten at›ld›. fiimdi de tüm arkadafllar›m›zla ifle geri dönmek için buraday›z. -Sizin düflüncelerini ö¤renebilir miyiz? -Mehmet Haditemel (11 y›ll›k iflçi): Asgari ücretle çal›fl›yoruz. Temsilci arkadafllar›n iflten at›lmas›yla birlikte temsilci arkadafllar›m›z›n ifle geri al›nmas›n› istedik. Arkadafllar›m›z ifle geri al›nmad›lar. ‹flbafl› yapmaya geldi¤imizde benim de aralar›nda bulundu¤um 17 kiflinin kartlar› geçersizdi. Biz de tüm arkadafllarla buraday›z. ‹fle geri al›nmam›z için burada beklemekteyiz. -Bize süreci k›saca özetler misiniz? -Muharrem K›l›ç (Tekstil-Sen Genel Sekreteri): Burada yap›lan sald›r› sendikal harekete yönelik bir sald›r›d›r. Burada 6 ay önce ilk örgütlendi¤imiz zaman 50’ye yak›n arkadafl›m›z iflten at›ld›. ‹fle iade davas› açt›k ve arkadafllar ifle iade edildi. Sendika yetkisi tan›nd›. Arkadafllar ifle iade edildikten sonra iflverenle oturduk bir anlaflma imzalad›k. Bu sözleflme, Avrupa standartlar›na uygun sözleflmeydi. Tabi iflveren burada temsilcilere tahammül edemedi. Bizim atad›¤›m›z temsilcilerin d›fl›nda temsilciler olmas›n› istedi. Biz bunu kabul etmedik. Sendikan›n de¤il kendi politikalar›n›n uygulanmas›n› istedi. Bunu baflaramay›nca ilk önce bafl temsilci arkadafl›m›z› iflten att›. Bunun üzerine uyar› eylemi yapt›k ve ifle iade davas› açt›k. Arkas›ndan iki ay sonra di¤er temsilci arkadafl›m›z iflçilerin hakk›n› ararken iflten at›ld›. Biz bunu kabul etmeyerek gelip iflverenle görüfltük arkadafl›m›z›n ifle geri al›nmas› için. ‹flveren tamam demesine ra¤men ertesi günü de 17 arkadafl›m›z› iflten att›. Yapt›¤›m›z görüflmede yapt›¤›n›n yanl›fl oldu¤unu söyledik. Ancak bizi dinlemedi. Bunun üzerine iflçi arkadafllarla toplant› yaparak fabrika önünde eyleme bafllad›k. -Bundan sonra ne yapmay› düflünüyorsunuz? -M. K›l›ç: Bundan sonra devam diyoruz. ‹flçiler de, biz de kararl›y›z. Ortak karar al›p hareket ediyoruz. ‹flveren bizi ça¤›r›p “tamam, sizin istedi¤iniz flekilde arkadafllar, gelip iflbafl› yaps›n” demesini bekliyoruz. Aksi taktirde sonuna kadar direnece¤iz. Bunda kararl›y›z.
20 TEKEL ‹fiÇ‹LER‹ 1 MAYIS’TA TALEPLER‹N‹ HAYKIRMAK ‹ST‹YOR SEKA direnifli s›ras›nda att›klar› “SEKA k›v›lc›m TEKEL atefltir” sloganlar› ile s›n›f dayan›flmas›n›n en güzel örneklerinden birini sergileyen Malatya Tekel iflçilerine 1 May›s’ta hangi taleplerin öne ç›kar›lmas›n› istediklerini sorduk. Son süreçte TEKEL’in özellefltirilmesi ve kapat›lmas› durumu ile karfl› karfl›ya kalan iflçiler bu görüflmede hem taleplerini hem de kayg›lar›n› dile getirdiler. ‹lk olarak Tek G›da-‹fl sendikas› 1 No’lu fiube Baflkan› Salim Sert’in görüfllerini ald›k. -1 May›s’ta öne ç›kar›lmas›n› istedi¤iniz bafll›ca talepleriniz nelerdir? Salim Sert: ‹flçi s›n›f› son süreçte önemli bir s›navdan geçirildi. TEKEL iflçileri de TEKEL’in özellefltirme kapsam›nda olmas›ndan kaynakl› direniflleri ile örnek bir durufl sergilediler. Burada herkes elini tafl›n alt›na koydu. Bunun neticesinde özellefltirme gerçekleflmedi. Bu noktadan sonra bu birlikteli¤in süreklilik sa¤lamas› için herkesin özverili davranmas› gerekiyor. Bu 1 May›s’ta da iflçi haklar›n›n öne ç›kar›lmas›ndan yanay›m. Özellefltirmenin tarihçesi bildi¤iniz gibi eski. 90’dan bugüne mevcut hükümetler özellefltirme furyas›na kendisini kapt›rm›flt›r. Bugünkü hükümet de özellefltirmelere devam etmektedir. Özellefltirmeden kaynakl› yerlerinin belli olunmad›¤› iflçiler var. Bugün fabrikalar›n›n özellefltirilmesinden dolay› Diyarbak›r’dan, Elaz›¤’dan, Kilis’den, Ürgüp’den, Nevflehir’den, Gaziantep’den arkadafllar›m›z geldi. Ve buran›n da özellefltirilmesi gündemde oldu¤u için evlerini buraya getiremediler. Çocuklar›ndan ayr›, efllerinden ayr› evlerinden ayr› bir durumdalar. “EKME⁄‹M‹Z‹ EL‹M‹ZDEN ALMAK ‹ST‹YORLAR” -TEKEL’de ne kadar zamand›r çal›fl›yorsunuz? 1.TEKEL iflçisi: 5 y›ld›r TEKEL iflçisiyim. Diyarbak›r’dan geldim. Daha önce Diyarbak›r’da çal›fl›yorken, kapan›nca buraya transfer edildik. Orada TEKEL kapan›rken son umut olarak Malatya TEKEL’e geldik. fiimdi buran›n kapat›lmas› tart›fl›l›yor. Bu, aile düzenimizi tamamen altüst ediyor. Birçok arkadafl›m›z›n ailesi Kilis’te, Antep’te, Diyarbak›r’da kald›. Bugün TEKEL kapat›l›rsa biz nereye gidece¤iz? Köylerimizden olduk. Memleketimizden olduk. Bir elimizde kalan ekme¤imiz oldu, ona sar›ld›k. Onu da almak istiyorlar flimdi elimizden. Biz çal›fl›yoruz, emek veriyoruz, onun hakk›n› almak istiyoruz. Verdi¤imiz eme¤in karfl›l›¤›n› beklemek hakk›m›z. -1 May›s’ta hangi taleplerin öne ç›kar›lmas›n› istiyorsunuz? 1. TEKEL iflçisi: Biz TEKEL iflçileri olarak iflimizde kalmak istiyoruz. Ekmek istiyoruz, insanca koflullarda yaflamak istiyoruz. Bu taleplerimiz öne ç›ks›n istiyoruz. -Ne kadar zamand›r TEKEL’de çal›fl›yorsunuz? S›k›nt› ve taleplerini bize anlat›r m›s›n›z? 2. TEKEL iflçisi: 3 y›ld›r çal›fl›yorum. Bilecik’ten geldim. Maafllar›n yetersizli¤i söz konusu. Önümüzde bir art›fl olaca¤›na dair hiçbir ›fl›k yok. Bizim gelece¤imiz yok. fiu anda güvence sorunumuz var. Yar›na güvenle bakam›yoruz. Devlet bugün aç›klama yap›yor “8000 memur alaca¤›m” diyor. Peki o zaman
29 madem iflçiye ihtiyac›n var bizi niye iflten ç›kar›yorsun? 1 May›s’ta biz bu taleplerimizi öne ç›kartaca¤›z. (Malatya)
1 MAYIS ALANLARDA KUTLANMALIDIR Mersin-Adana aras› çal›flan trenlerde makinist olarak çal›flan bir kamu emekçisinin 1 May›s ‹flçi Bayram›’na iliflkin görüfllerini ald›k: -Bize 1 May›s ‹flçi Bayram›’nda nas›l bir tav›r izleyece¤inizi anlatabilir misiniz? Kamu Emekçisi: Biz 1 May›s’ta KESK üyesi sendikalar›n birlikte olaca¤› mitinge tüm BTS’li arkadafllar›m›z ve efllerimizle birlikte kat›laca¤›z. 1 May›s günü sendikam›z BTS’de toplanarak buradan 1 May›s toplanma alan›na gidece¤iz. Burada sorunlar›m›z›
ve taleplerimizi hayk›raca¤›z. Biz 1 May›s’›n salonlarda de¤il, alanlarda kutlanmas›ndan yanay›z. Tüm emekçi kesimin, yani iflçisiyle, köylüsüyle, memuruyla, esnaf›yla, ö¤rencisiyle, iflsiziyle hep birlikte kutlanmas›ndan yanay›z. Hep birlikte mücadele edilmesinden yanay›z. Yine hükümetin özellefltirme sald›r›lar›yla, ABD ve AB emperyalistlerinin sald›r›lar›yla ülkemizde yo¤un bir iflsizlik gündeme geldi. Bu politikalar sonucunda gelecekte iflsizlik daha da artacakt›r. fiu anda demiryollar›na ba¤l› olan liman da özellefltiriliyor. Yine bizim çal›flt›¤›m›z TCDD de bu sald›r›larla karfl› karfl›yad›r. -TCDD’nin karfl› karfl›ya kald›¤› bu özellefltirme sald›r›s›ndan bahseder misiniz? Kamu Emekçisi: Hollanda’dan CANAC diye bir flirket TCDD’nin özellefltirilmesini ülkemizdeki egemenlere emrediyor. Tasfiye ve yok etmenin yeni ad› olan CANAC ülkemiz egemenlerine; “binalar› y›k›n, personeli at›n” diye emrediyor. Demiryolundaki personeli iflten atmaya çal›flan CANAC ve di¤er flirketlere yan›t›m›z› 1 May›s alan›ndaki kararl› tutumumuzla verece¤iz. Demiryolundaki TÜVASAfi, TÜLOMSAfi ve TÜDEMSAfi adl› fabrikalar CANAC’›n sat›lmas› için bask› yapt›¤› fabrikalard›r. CANAC personel yatakhanelerinin kapat›lmas›n›, sinyalizasyona gerek olmad›¤›n›, trenlerin telsizlerle haberleflerek tüm istasyonlar›n kapat›lmas› ve personelin iflten at›lmas›n› emrediyor. -Siz bu sald›r›lara karfl› ne yapacaks›n›z? -Kamu Emekçisi: Biz tabi ki geri ad›m atmayaca¤›z. Kararl› bir flekilde mücadelemizi sürdürerek kurumlar›m›za sahip ç›kaca¤›z. Bu 1 May›s alan›nda da sürecektir. Elbetteki 1 May›s’tan sonra da eylemlerimizi, mücadele-
22 Nisan-5 Mayıs 2005 mizi sürdürece¤iz. Ayr›ca 1 May›s’ta sendikalar ve ilerici güçler hak ettikleri alanlarda 1 May›s’› kutlayabilmelidir. Bu konuda ise herhangi bir bask› olmamal›d›r. (Mersin) “CANIMIZDAN BAfiKA KAYBEDECEK B‹RfiEY‹M‹Z YOK - Bize kendini tan›t›r m›s›n? - Ad›m Mehmet Aslan, 22 yafl›nday›m. Diyarbak›rl›y›m. 5 y›ld›r ‹zmir’de midye ç›karma ifli yap›yorum. Ailem ve eflim Diyarbak›r’da ben ise burada gurbetteyim. Buradaki di¤er arkadafllar gibi. Nerede ise hepimiz gurbetteyiz. Midyede çal›flan ‹zmirli yok. Bizim iflimiz hava koflullar›na ba¤l›. Ancak f›rt›na varsa ç›kamay›z. Yoksa her koflulda çal›fl›r›z. Rüzgar, so¤uk bunlar midye iflçisi için önemli de¤il. K›fl›n o so¤uklarda insanlar evlerinden ç›kmazken biz denizin içine girip midye ç›kart›r›z. Çal›flma saatlerimiz ve belli bir ücretimiz yok. Ne kadar ç›kart›rsan o kadar para al›rs›n. Sigortan›n ad› bile geçmez bizim burada. Bu ifl ifl de¤il ama ne yapars›n yokluk. Hele Diyarbak›r’da çal›flacak hiçbir ifl yok. ‹nsanlar ne yaps›n çal›flmak gerekiyor yaflamak için. E¤er yaflamak diyorsak. Bizim yaflam flartlar›m›z›n ne oldu¤unu, nas›l yaflad›¤›m›z› anlatt›m az önce. Geçen y›l on milyon idi taban fiyat. Bu y›l 8’e çektiler. Biz suyun içinde çal›flan bine yak›n insan›z burada. Ölsek kimsenin ruhu duymaz. Vas›fs›z iflçiyiz. Geçenlerde bir arkadafl›m›z bo¤ularak öldü. - 1 May›s yaklafl›yor. Sence bu y›l 1 May›s’ta hangi sloganlar öne ç›kmal›? - Bizim can›m›zdan baflka kaybedecek bir fleyimiz yok. O yüzden biz alanlara ç›k›p hep birlikte hayk›rmal›y›z. “‹flsiziz, aç›z, insanca yaflamak istiyoruz” diye. Biz hep birlik olursak o zaman bir fleyler de¤iflir yoksa de¤iflmez. Ben 1 May›s’a gidece¤im. Daha önce de gittim ama bu y›l daha önemli. Çünkü bizlerin hep yan yana olmas› gerekir. (‹zmir)
Çorlu direnifli sürüyor Çorlu ‹leri Deri Fabrikas›’nda 2 aya yak›n bir süredir direniflte olan Çorlu Deri-‹fl üyelerine destek büyürken Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB) 16 Nisan Cumartesi günü iflçilerin direnifl mekanlar›na ziyaret düzenleyerek destek sundu. Belediye-‹fl 2 No’lu flube, Tuzla Deri-‹fl, Tohum Kültür Merkezi, DDSB ve ‹flçi Köylü gazetesinin kat›ld›¤› ziyarette k›sa bir konuflma yapan Deri-‹fl Genel Merkezi Örgütlenme Sekreteri Gürsel Mentefle, iflçilerin Alibeyköy’deki iflçilerle paralel olarak direnifle girdi¤ini ve haklar›n›n gasp edildi¤ini, ancak gelen dayan›flma mesajlar›n›n kendilerine güç verdi¤ini belirterek sözü Belediye-‹fl 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm’e b›rakt›. Gülüm mücadelenin birlikte olmad›¤› yerlerde zaferin her geçen gün zorlaflt›¤›n›, Türkiye’de sendikac›l›¤›n önemli oranda sisteme entegre oldu¤u ve geri bir duruma düfltü¤ünü belirterek “Çorlu’nun direnifl kazanmas› bir baflka yerin de direnifli kazanmas›n›n yolunu açacakt›r” dedi. Direniflin geldi¤i aflama ile ilgili Gürsel Mentefle’den görüfl ald›k;
Gürsel Mentefle; Alibeyköy’de 22 arkadafl›m›z sendikaya üye oldu. Arkadafllar›m›z üye olmadan önce iflveren taraf›ndan yaz› yaz›lm›flt› onlara, “31 Mart’ta buradaki fabrikay› kapat›yorum, sizlere servis temin ediyorum ve sizleri Çorlu’daki fabrikada çal›flt›rmak istiyo-
rum, gelmek isteyen gelir gelmek istemeyene k›dem ve ihbar hakk› yok.” Bizler de buradaki arkadafllarla önce bir çal›flma yapt›k sonra da bir komite kurduk. Arkadafllara durumu anlatarak burada bir çal›flma bafllatt›k, üyeler ald›k ve 84 say›s›na göre ço¤unlu¤u alarak yetki baflvurusu yapt›k. ‹ki gün sonra iflveren durumu duydu ve ardarda iflten atmalar baflla-
d›. O günden bu yana buradaki direnifl sürüyor, bugün de 58. gününde bu direniflimiz. Buradaki direnifl yaln›z ‹leri Deri iflçileri için sürmüyor. Buradaki 5-6 bin iflçi arkadafl için sürüyor.” Konufltu¤umuz iflçiler kendilerine yap›lan deste¤in moral oldu¤una, ailelerinin de kendilerini destekledi¤ini, “ifl yok” bahanesi ile iflten ç›kart›ld›klar›n› belirtiyorlar. ‹flçilerden birisi tepkisini “Gün boyunca suyun içindeyiz. Bize yük tafl›mak da dahil her ifli yapt›r›yorlard›, bir o kadar da azar at›yorlard›. Hastayken bile iflteydik. Gitmedik mi ‘otururken hasta m› oldunuz’ diye iki yevmiyemizi kesiyorlard›. ‹çerisini temizlemek için deterjan›, çay›, flekeri kendimiz kendi cebimizden ald›k, onlardan hiçbir fley yok. Sadece bize asgari ayl›k veriyor, baflka bir fley yok!” diyerek dile getirdi. Araya giren di¤er kad›n iflçilerden biri de “Ben 77’den beri iflçiyim. Geçende toplatt›m kaç gün oldu¤unu. 2750 gün ç›k›yor, düflünebiliyor musun? Sigortal› oldu¤um halde iflsizlik paras› bile alam›yorum. 13 senedir deri fabrikalar›nda çal›fl›yorum. fiu ana kadar emekli olmam laz›md›” dedi. (‹stanbul)
30
22 Nisan-5 Mayıs 2005
‹flçi-köylü’den IRKÇI, fiOVEN‹ST SALDIRILARA KARfiI B‹RLEfi‹K, K‹TLESEL VE DEVR‹MC‹ 1 MAYIS Geçti¤imiz hafta içerisinde tart›fl›lan konular›n aras›nda en öne ç›kanlar› yaklaflan 1 May›s ve bizzat devlet taraf›ndan t›rmand›r›lan ›rkç› flovenist sald›r›lar oldu. Mersin’de Newroz kutlamalar› s›ras›nda Türk bayra¤›n›n yak›lma giriflimi sonras› t›rmand›r›lan olaylar›n ard›ndan, ilk olarak Mersin’de olmak üzere ard›ndan çeflitli illerde yürüyüfller düzenlenmifl ve sald›r›lar gerçekleflmiflti. Bunun yan›nda Trabzon’da bildiri da¤›t›m› yapan TAYAD’l›lara yönelik linç giriflimi sonras›nda Sakarya, Samsun gibi illerde de devam eden sald›r›lar ülke gündeme oturmufltur. Bafllarken ilk olarak 1 May›s’a de¤inmek gerekirse; geçen say›m›zda özetlemifl oldu¤umuz flekli ile bu seneki 1 May›s çal›flmalar›m›z›n slogan› “devrimci, birleflik ve kitlesel 1 May›s için ileri”dir. Bu slogan›m›z›n önemi yukar›da k›saca bahsetti¤imiz sald›r›lar ile birlikte daha da artm›fl ve anlamlanm›flt›r. Bizzat devletin yönlendirmesi ile gerçekleflen bu sald›r›lar› ve iyice t›rmand›r›lmas›n› devrimci ve komünistlere, yurtseverlere bir hat›rlatma, göz da¤› ve aç›k bir sald›r› ilan› olarak de¤erlendirmek mümkündür. Yine Kürt halk›na yönelik tahammülsüzlü¤ün de aç›k bir göstergesi olan söz konusu sald›r›lar, ayn› zamanda devletin niteli¤i konusunda da aç›k bir veridir. ‹flte bu geliflmelerle birlikte, Türk ve Kürt halk› aras›nda yarat›lma-
ya çal›fl›lan düflmanl›¤a karfl› durmak için, 1 May›s önümüzdeki en önemli ve yak›n gündemdir. 2005 1 May›s’›n›n fliar› bu aç›lardan bak›ld›¤›nda da “birleflik, kitlesel ve devrimci” vurgusu olmal›d›r. Bu sald›r›lara ortak tav›r koymak önemli ve acil bir görevdir. Bu aç›lardan bak›ld›¤›nda çeflitli illerde sald›r›lara karfl› aç›lacak ortak pankartlar, da¤›t›lacak bildiriler, at›lacak sloganlar anlaml› olacakt›r. Bu sald›r›lara karfl› en genifl birlikteli¤i yakalayarak 1 May›s alanlar›nda hayk›raca¤›m›z sloganlar Türk ve Kürt uluslar› aras›nda yarat›lmak istenen düflmanl›¤a karfl› en anlaml› yan›t olacakt›r. Yine geçti¤imiz hafta yaflanan bir geliflme de konfederasyonlar›n 1 May›s için yapt›¤› Kad›köy baflvurusudur. Bu geliflmenin ard›ndan 11 kurumdan oluflan Devrimci 1 May›s Platformu da 17 Nisan günü yapm›fl oldu¤u “‹flçiler ve Emekçiler 1 May›s’› Tart›fl›yor” toplant›s› öncesi 1 May›s alan› olarak Kad›köy’ü belirledi¤ini deklare etmifltir. Ancak bu aç›klama, platform bileflenlerinin konfederasyonlar›n kendi flubelerinde bile tart›flt›rmadan yapt›klar› baflvurunun do¤ru bulundu¤u olarak alg›lanmamal›d›r. Platformun kuruldu¤u günden bugüne amac›, birleflik, kitlesel ve devrimci bir 1 May›s’›n örgütlenmesi ve Taksim Meydan›’n›n emekçilere aç›lmas› olmufltur. Hat›rlanaca¤› üzere 2004 1 Ma-
y›s’› ‹stanbul’da yaflanan uzun tart›flmalar›n ard›ndan parçal› bir flekilde kutlanm›fl, fiiflli Abide-i Hürriyet ve Saraçhane olmak üzere iki alanda da devrimci güçlerin kat›l›m› olmufltu. Geçti¤imiz y›l 1 May›s’›n hemen öncesinde baz› sendikalar›n can siperane “Taksim” savunuculu¤u, kimi sendikalar›n ise “yasak savma” mant›¤› ile 1 May›s’› geçifltirme çabalar› sonucu, iki ayr› alanda kutlanan 1 May›s’›n varl›¤›, meydanlardan vaat edilen sözler ve bu y›l yaflanan geliflmeler bizlere baz› gerçekleri daha net göstermektedir. ‹lk olarak yaflanan bu parçal› tabloyu devrimci ve komünist hareketin birlikte duruflu yeterince baflaramad›¤› fleklinde yorumlamak gerekir. Bu belirlemenin ard›ndan önemli olan bir di¤er nokta da, özellikle konfederasyonlar›n niteli¤inin bir kez daha a盤a ç›km›fl olmas›d›r. Türk-‹fl aç›s›ndan bak›ld›¤›nda bu konfederasyonun 1 May›s gibi bir gündeminin dahi olmad›¤›n›, bünyesindeki ilerici, devrimci sendika flubelerinin dayatmalar› sonucu “yasak savarcas›na” 1 May›s’a kat›ld›¤›n› söylemek yanl›fl olmaz. Yine bunun yan›nda D‹SK ve KESK aç›s›ndan ise geçen y›l yap›lan “Taksim” savunuculu¤u ve Saraçhane Meydan›’nda edilen tumturakl› sözlerin ard›ndan bu y›l her y›l yap›lan göstermelik “Taksim” baflvurusunun dahi yap›lmamas› ve Kad›köy baflvurusunun sendika flubelerinin dahi haberi olmadan alelacele gündeme getirilmesi önemlidir. KESK ve D‹SK temsilcileri taraf›ndan geçen y›l Saraçhane’de kürsüden “özgürlefltirilmifl 1 May›s’a hofl geldiniz” fleklinde bafllayan ve “1 May›s alanlar›n› yasaklayanlar, bu alanlar›n sahibinin olmad›¤›n› m› zannediyor, iflçilerin, iflsizlerin,
Birleflik Tafl›mac›l›k Sendikas› “Suçlu makinistler de¤il, genel müdürlüktür!” irleflik Tafl›mac›l›k Sendikas› (BTS) Pamukova’da meydana gelen h›zland›r›lm›fl tren kazas›ndan sorumlu tutulan iki makinistin ifllerine son verilmesini protesto etti. 8 Nisan 2005 tarihinde Hay-
B
darpafla Gar› önünde bir araya gelen BTS üyeleri “Makinisti at, Haydarpafla’y› sat, fabrikay› kapat; ‹flte adalet, iflte kalk›nma!”, “TCDD halk›nd›r sat›lamaz” vb. dövizleri aç›p “H›zland›r›lm›fl cezaya hay›r”, “Haydarpafla halk›nd›r sat›la-
20
maz” sloganlar›n› att›lar. BTS ad›na aç›klamay› Fehmi Kütan yapt›. Kütan “Görevden al›nan TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’›n yarg›lanmas› için verilen izin Ankara Bölge ‹dare Mahkemesi taraf›ndan iptal edildi. Facia nedeniyle aç›lan kamu davas›nda ortaya konan ve mahkemece kabul edilen raporlar›n neredeyse hepsinde ya da en az 4/8 oran›nda kusurlu yani sorumlu görülen TCDD yönetimi, dolay›s›yla yönetimin bafl› eski Genel Müdür Süleyman Karaman, Ankara Bölge ‹dare Mahkemesi taraf›ndan al›nan karar ile ne yaz›k ki yarg›lanamayacakt›r” dedi. (Kartal)
gençlerin, devrimcilerin olmad›¤›n› m› zannediyor? Bu alanlar›n sahipleri var. Bizi engelleyemezsiniz. Çünkü biz halk›z” ve “biz yapay olarak birleflmek taraftar› de¤iliz. Bundan sonra da s›n›ftan yana olanlarla, gerçekten mücadele edenlerle birlikte olaca¤›z” fleklinde devam eden konuflmalara ra¤men bu y›l haftalar öncesinden “gizlice” baflvuruyu yaparak, devrimcilerin iradesini yok sayarak geçen y›lki gerçek niyetlerini aç›k etmifltir. Tüm bu de¤erlendirmeler ile birlikte yukar›da bahsini etti¤imiz sald›r›lar ve toplumsal hareketin içinden geçti¤i süreçle birlikte ele ald›¤›m›zda konfederasyonlar›n hem kendi flubelerine hem de di¤er demokratik kitle örgütlerine, devrimcilere yönelik dayatmac› tav›rlar›n› kesinlikle kabul etmeyerek Kad›köy alan›nda kendi taleplerimiz ve istemlerimizle özellikle devrimci ortakl›¤› yakalamak önemlidir. Yap›lacak kutlamalarda iflçi s›n›f›n›n kendi gücünü s›namas›, devlete net bir mesaj verebilmesi ve ard›ndan geliflecek gündemlerde mücadeleye daha güçlü yüklenebilmesi için sa¤layaca¤› moral ve motivasyonun önemi ortadad›r. 1 May›s’a az bir zaman kala özellikle emekçi kitlelerin bulundu¤u semtlere yo¤unlaflmak çal›flmalar›m›z›n ana yönünü oluflturmal›d›r. Buralarda ve ayn› zamanda iflçi s›n›f› içinde yap›lacak çal›flmalar› sadece 1 May›s’a kadar de¤il bir bütün olarak alg›lamak kazan›mlar›m›z› art›racakt›r. Buradan ald›¤›m›z güç, moral ve motivasyon ile önümüzdeki yak›c› gündemlere haz›rlanmak önemlidir. Yapaca¤›m›z her çal›flma ileriye dönük at›lm›fl büyük ad›mlar olacakt›r.
Çorum Maden Oca¤›’nda GR‹ZU PATLAMASI orum’un Dodurga ilçesinde Çelikler Kömür ‹flletmesi’ne ait kömür oca¤›nda meydana gelen grizu patlamas›nda 1’i a¤›r, 12 iflçi yaraland›. Patlaman›n oldu¤u s›rada madende bulunan di¤er iflçiler, patlaman›n kömür oca¤›n›n sadece bir bölümünde meydana gelmesinin bir faciay› önledi¤ini belirttiler. Oca¤›n bir bölümünde meydana gelen patlaman›n ard›ndan iflçiler, yaralanan arkadafllar›n› madenden ç›kararak ölümle sonuçlanacak bir faciay› önlemifl olduklar›n› aç›klad›lar. Yaral›lar Çorum Devlet
Ç
Hastanesi’ne kald›r›larak tedavi alt›na al›nd›. Grizu patlamas›ndan dolay› yaralanan 12 iflçinin birinci ve ikinci dereceden yan›klar› bulundu¤unu, bir iflçinin de a¤›r yaraland›¤›n› belirten doktorlar a¤›r yaral› olan R›fat Kökez’in durumunun ciddiyetini korudu¤unu bildirdiler. Yaral› di¤er iflçilerin isimleri; Mehmet Calb›y›k, Mehmet Çiftçi, Ahmet Karaçay, Recep Gören, Osman De¤erli, ‹smail Kaya, Elven Gökgöz, Nevzat Akbafl, ‹brahim Erdo¤an, Kemal Gölbafl›, R›fat Kökez, Necati ödemifl. (Samsun)
20
31
22 Nisan-5 Mayıs 2005
‹flçi s›n›f›n›n birlik, dayan›flma ve mücadele günü 1 May›s Ezilenlerin, yoksullar›n ve mazlumlar›n umutlu; Emperyalistlerin, faflistlerin ve gericilerin korkulu günüdür! Elimize posta kanal›yla geçen afla¤›daki bildiriyi haber de¤eri tafl›d›¤›ndan oldu¤u gibi yay›nl›yoruz. Çeflitli Milliyetlerden Halk›m›za, Türkiye Cumhuriyeti ad› verilen Faflist Diktatörlük, büyük bir korku ve terör rejimi oldu¤unu, Newroz kutlamalar›ndan itibaren geçti¤imiz birkaç hafta boyunca yaratt›¤› “bayrak histerisi”, provokasyonlar›, sald›r›lar› ve linç giriflimleri ile bir kez daha kan›tlanm›fl bulunuyor. Ülkemizin dört bir taraf›n›, Kürt ulusuna mensup halktan kiflilere, devrimcilere, demokratlara, ilericilere karfl› her türlü ›rkç›-floven sald›r› için sürek alan›na çeviren komprador patron-a¤a devleti; sivil faflist beslemeleri MHP’li, Ülkü Ocak’l› katil sürülerini “özgürlefltirme” provalar› yapmaktad›r. Bu kampanya ve faaliyetlerin bafllat›lmas›n›n biricik sebebi, faflist Türk devletinin öteden beri çekti¤i s›k›nt› ve pani¤in, dehfletli bir hale dönüflmüfl olmas›d›r. Gözü dönmüfl bir sald›rganl›¤a giriflmek, kendi gözlerinin korkudan birkaç misli büyümesinden ötürüdür. En esasl› efendilerinden ABD emperyalizminin (‹ngiliz emperyalizmi ile birlikte) Afganistan ve daha beter biçimde Irak’ta u¤rad›¤› bozgun, uflaklar›n›n da bütün hesaplar›n› bozmufltur. Avrupa Birli¤i’ne üyelik masal› ile halk›m›z›n oyalanmas› konusunda, eldeki “yalan-dolan malzemesi” h›zla tükenmektedir. Kendileri tedaviye muhtaç emperyalistlerin; sömürüyü daha da katmerlefltirmek ad›na, IMF ve Dünya Bankas› eliyle sundu¤u yeni anlaflmalar ve reçeteler ülkemizdeki ekonomik koflullar› daha da a¤›rlaflt›rmaktad›r. Bütün bunlarla ilgili emperyalistlerin Türk devletinin parlamentosundan geçirilerek yasalaflt›r›lmas›n› istedi¤i kölelik düzenlemelerine, sefaletin derinlefltirilmesine, bask› ve zulmün koyulaflt›r›lmas›na karfl› iflçi ve emekçilerin direniflleri, eylemleri, mücadeleleri giderek h›z kazanmaktad›r. SEKA iflçilerinin direnifli; do¤ru bir örgüt ve önderlikten yoksun bulundu¤u, aksine iflbirlikçi sendika a¤alar›n›n ihanet çemberiyle kuflat›ld›¤› için sonu getirilememifl; ancak 51 gün boyunca devlete kök söktürmüfl, diz çöktürmüfl, geri ad›m att›rm›flt›r. O her vesileyle halka efelenen, iflçi emekçi düflman› Tayyip Erdo¤an’›n SEKA iflgal ve direnifli döneminde yaflad›¤› panik unutulmamal›d›r! SEKA’n›n k›v›lc›m›, faflizmin tüm çabalar›na ra¤men TEKEL iflçilerine ve kamu emekçilerine s›çram›flt›r. Dahas› bütün direnifl mevzilerine, mücadele alanlar›na moral afl›lam›fl, güç tafl›m›flt›r. ‹flçi konfederasyonlar›n› teslim alan gerici, faflist, reformist sendika a¤alar›n›n bütün çabalar›na karfl›n; fabrikalar, iflyerleri giderek sokaklar ve alanlar öfkenin isyana dönüflmesine tan›kl›k etmektedir. ABD laboratuarlar›nda üretilen “müslümandemokrat” patentli AKP’nin büyüsü erken bozulmufltur. Kendi taban›nda bile müslümanl›¤› ve demokratl›¤› erozyona u¤rayan AKP hükümetinin “enflasyonu düflürme”, “büyümede rekor k›rma” masallar›, her geçen gün yoksullaflan halk›m›za küfür gibi gelmektedir. Pespaye medya kurulufllar› bile her gün bir bakan, milletvekili ya da bürokrata ait yolsuzluk veya rüflvet dosyas›n› haber yapmaktad›r. Bunlara iliflkin hayali ihracat ve evrakta sahtekarl›k suçlamalar› s›radan olaylar haline gelmifltir. Yüzde 25 oyla hükümet olan “müslüman” peçeli faflist AKP ile “sosyal demokrat” maskeli faflist CHP’nin parlamentodaki ikili sultas›, her dönem oldu¤u üzere kurulan milletvekili pazar›nda erimeye bafllam›flt›r.
‹flçiler, Emekçiler, Gençler; Geçen Haziran’da NATO zirvesi için ‹stanbul’a doluflan Bush ve Blair baflta olmak üzere katiller sürüsünü protesto için gelifltirilen direnifl eylemleriyle yak›lan atefl söndürülememifltir. Son bir ay içinde 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü, 16 Mart Beyaz›t, Halepçe, Gazi katliamlar›n›n y›ldönümleri ile 19 Mart Irak ‹flgali’nin protestosunda, komünistler ile devrimcilerin güçbirli¤iyle gerçeklefltirilen eylemler faflizmin korkusunu büyütmüfltür. Nihayet, 20 ve 21 Mart’ta baflta Türkiye Kürdistan’› olmak üzere dört bir yanda gerçeklefltirilen Newroz kutlamalar› beklenen kitlesellik ve coflkunluk içinde geçmifltir. Kürt halk›, faflist diktatörlü¤ün inkar, imha, zulüm uygulama ve politikalar›na; Ulusal Hareket’in tasfiyeci-reformist çizgisinin potansiyelini söndürmek, eritmek ve düzene yedeklemek için bütün gayretlerine ra¤men, faflizme olan kinini ve öfkesini diri tutmaya devam etmektedir. Verdi¤i onbinlerce flehidi ve gaziyi; çekti¤i ak›l almaz zulmü ve iflkenceyi; iliklerine iflleyen eziyeti ve afla¤›lanmay› unutmas› ve sineye çekmesi olas› de¤ildir. Bu yüzden, bugün için yanl›fl rotaya sokulmufl durumda ve oyalanma içerisinde enerjisi harcanmaya çal›fl›lsa da, isyan›n› ba¤r›nda tafl›maktad›r. Faflist diktatörlü¤ü korkutan ve hep de korkutacak olan budur. Faflist Türk devletinin “Bayrak Olay›” bahanesiyle estirdi¤i ›rkç›-floven terör kampanyas›n›n, Trabzon’daki linç giriflimi provokasyonu ve devam›nda bir çok yöredeki sald›r›lar ile sürmesi birbirinden ba¤›ms›z de¤ildir. Bütün bunlar, Genelkurmay bildirisi ile bafllam›fl, AKP ile CHP baflta olmak üzere bütün faflist hakim s›n›f partilerinin kat›ld›¤› ayn› içerikteki aç›klamalarla devam ettirilmifltir. Medyadan, devletin bütün resmi, sivil kurumlar›na kadar seferberlik halinde “bayrak yar›fl›” bafllat›larak, “Türk Milliyetçili¤i ve Kürt Düflmanl›¤›” ortak temas› alt›nda toplumsal muhalefete yönelik bir gündem sapt›rma, hedef flafl›rtma, gözda¤› verme, sivil faflist beslemelere katliam tatbikat› yapt›rma gibi bir dizi amaç bir arada gerçeklefltirilmifltir. Ezilenler, Yoksullar, Yurtseverler; Bu faflist devletin sayg›ya davet etti¤i “ay-y›ld›zl› bayrak”, hiçbir sayg›nl›¤› kalmam›fl bir bayrakt›r. Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce, emperyalist iflgale karfl› kurtulufl savafl›nda flehit düflen ve gazi olan onbinlerin kanlar› üzerinden renklendirilen bayrak; faflist-Kemalist Türk devleti taraf›ndan Kürt, Türk çeflitli milliyetlerden halk›m›z›n kan›na bulaflt›r›larak kirletilmifltir. Faflist diktatörlü¤ün iflledi¤i suçlar›n, zulmün, sömürünün ve iflkencenin sembolü haline getirilen Türk Devletinin bayra¤›; Türkiye halk›n›n bayra¤› olamaz. Emperyalizme peflkefl çekilen, emperyalist ülkelerin yar›-sömürgesi olarak ba¤›ms›zl›¤› bafl›ndan beri mevcut olmayan, onuru ayaklar alt›nda çi¤netilen ülkemizde hüküm süren faflizmin sembolü olarak dalgalanan bayrak, bu yurdun kahraman halklar›n› temsil edemez! Yar›-sömürge, yar› feodal ülkemizin kendi devleti, marfl›, bayra¤›, gibi “sözde” milli de¤erleri, ancak ›rkç›-floven histeriyi ayakta tutmak, toplumsal muhalefeti bast›rmak amac›yla kullan›lmaktad›r. Gerçekte bütün bunlar, emperyalistler taraf›ndan ›rz›na geçilmifl, hiçlefltirilmifl, kölelefltirilmifl, tutsak edilmifl, tam da “sözde” genelkurmay gibi, “sözde” kavramlard›r. Kürt halk›na “sözde vatandafllar” diye kin kusan faflist Türk ordusunun genelkurmay›, ABD emperyalizminin, ileri karakolundaki bir komutanl›ktan ibarettir.
Omuzlar›ndaki general y›ld›zlar› da “sözde” tak›lm›fllard›r. ABD ordusundaki herhangi bir onbafl›n›n kolundaki fleritler kadar hükmü yoktur. Bu yüzden, ordular›n›n, generallerinin, bayraklar›n›n, bilumum sembollerinin bafl›na gerçekli¤i örtmek için her defas›nda ayr›ca “flerefli” tak›s› getirme ihtiyac› duymaktad›rlar. Ulusall›¤›, ba¤›ms›zl›¤›, özgürlü¤ü, demokratik, hukuksal sistemi tümüyle görüntüden ibaret bir ülkede yafl›yoruz. Görüntü derken, usulen kurulu bir Anayasal parlamenter sistem alt›nda, demokrasicilik oyununun oynanmas›n›, derme çatma bir hukuk yap›s›n›n kurulu olmas›n› kast ediyoruz. ABD ve Avrupal› emperyalistlerin hegemonya ve talan› alt›nda, ülkemizin yer alt› ve yerüstü tüm zenginlikleri, maddi ve manevi bütün de¤erleri TC’nin kuruluflundan itibaren sistemli bir biçimde ya¤malanm›fl durumdad›r. Bu durum, giderek daha pervas›z bir biçimde devam etmektedir. “Anl›, flanl›” ordusu, emperyalist savafl makinesinin ucuz bir difllisi olup, içeride ve d›flar›da diledi¤ince kullan›lmaktad›r. Ekonomisi; toplam iç ve d›fl borcu son befl y›lda 144 miyar dolardan 332 milyar dolara yükselecek denli batak ve iflas içerisinde, emperyalizmin “kontrolü” alt›nda sa¤›lmaktad›r. ‹flçiler, Köylüler, Emekçiler; Emperyalizme göbekten ba¤›ml› bu sömürü sistemi y›k›lmal›d›r. Halk›m›z›n eme¤ini, al›nterini bir avuç komprador patron arac›l›¤›yla sömürerek emperyalizme peflkefl çekenlerin faflist diktatörlü¤üne son verilmelidir. Zulmü ve iflkenceyi, katliamlar› ve cinayetleri her f›rsatta uygulamay› en geçerli yöntem belleyen bu faflist devlet mekanizmas› parçalanmal›d›r. Kürt ulusunu; Mustafa Kemal’den ‹smet ‹nönü’ye, Demirel, Ecevit, Evren ve Özal’dan günümüze kadar bütün devirlerde, inkar ve imha politikas› gere¤i kesintisiz biçimde k›l›çtan geçiren faflist diktatörlük devrilmelidir. Bu devlet y›k›lmadan, bu sistem ortadan kald›r›lmadan hiçbir sorunun esasl› çözüme kavuflturulmas› mümkün olamayacakt›r. Nihayetinde, bütün sorunlar›n gelip dayand›¤› yer, rejimin temelleridir. Temellerin dinamitlenmesi, payandalar›n y›k›lmas› ve sistemin çökertilmesi gerekmektedir. Çok güçlü olduklar›na dair görüntü yan›lsamas› yaratmaya çal›flt›klar›na aldan›lmas›n, asl›nda temelleri sa¤lam olmad›¤› gibi, payandalar› da çürümüfltür. Kullan›lan “milliyetçilik” harc›n›n dökülmekte oldu¤u ise, yeni kampanyalara ihtiyaç duymalar›ndan anlafl›lmaktad›r. Bu rejime son vermek için mücadeleye var gücümüzle at›lmal›y›z. Bundan yaln›zca ezilenlerin, mazlumlar›n ve yoksullar›n menfaati vard›r. Bu tarihi sorumluluk Türkiye proletaryas›n›n ve halk›n›n omuzlar›ndad›r. Bu sorumluluk, gelecek kuflaklara olan borcumuzdur. Bu sorumluluk, bu u¤urda flehit düflen binlerce komünist ve devrimciye verilmifl sözümüz ad›na tafl›nmaktad›r. Bu zorunluluk, proleter dünya devrimi mücadelesinin gere¤i olarak dünya halklar›na karfl› duydu¤umuz sorumlulu¤umuzdan ötürüdür. 1 MAYIS’ta Devrimci fiiarlar›m›zla Alanlara Yürüyelim, 1 MAYIS, her zaman için zalimler, sömürücüler ve zorbalarla hesaplaflma günü olmufltur. ‹flçi s›n›f›n›n tarihi aç›s›ndan sermayeye karfl› ilk büyük direnifllerinden do¤mufl olmas› nedeniyle, her y›ldönümündeki kutlan›fl›, o gün bugündür egemen s›n›flar için “k›yamet günü” gösterisi gibidir. Bunun iflçi s›n›f› ve ezilen halklar cephesinden de böyle alg›lanmas› ve hissettirilmesi için,
do¤ru talepler ve hedeflerle, anlam ve içeri¤ine uygun biçimde ele al›nmas› gerekmektedir. Bunu engellemek için 1 MAYIS, içeri¤inden soyutlanarak flenlik havas›na sokulmaya, icazetçi bir tarzda, reformist taleplerle düzen içine hapsedilmeye çal›fl›lmaktad›r. Yasal düzenlenip düzenlenmemesi 1 MAYIS’›n içeri¤ini belirleyemez. 1 MAYIS, emperyalizme, faflizme ve gericili¤e korku salma, meydan okuma ifllevini tam manas›yla yerine getirebilmelidir. ‹flçi s›n›f›n›n taleplerini s›ralamal› ama, iktidara talip oldu¤unun da alt›n› çizmelidir. ‹flçi s›n›f› ve ezilen halklar›n birli¤i, dayan›flmas› ve mücadele ruhu gösterilmeli, en yüksek perdeden hayk›r›lmal›d›r. 2005 1 MAYIS’›na, düflman cephesinde büyük gedikler açmasa da yükselen bir mücadelenin verdi¤i flevkle yürüyoruz. S›n›f kavgas›, bütün cephelerde sistemin sökülen dikifllerine yüklenmektedir. Baflbakan, erken seçimden söz edenleri, ekonomiden sorumlu bakan Ali Babacan ise iflsizlikten bahsedenleri “vatan haini ilan ederim” diyecek kadar, panik ve telafl içerisindedir. “Bayrak kampanyas›” ad› alt›nda gerçeklefltirilen ›rkç›-floven seferberlik faaliyeti; MHP’li faflistler vas›tas›yla azg›n sald›r›lar ve toplumu terörize etme provokasyonlar›, ayn› zamanda biriken toplumsal dinamizmin 1 MAYIS’la birlikte katlanarak artmas›n›n önünü almaya yöneliktir. Her ne kadar, “bayrakl›” ›rkç›-floven terör kampanyas› linç provalar› ile zirve yap›p, bafllad›¤› gibi toplu beyanatlarla sona erdirildiyse de, bunun etkili bir karfl›l›k görmesi gerekmektedir. 1 MAYIS, buna yan›t olunmas› için de en uygun tarihi f›rsat› sunmaktad›r. Irak halk›n›n emperyalist iflgale karfl› kahramanca direnifli, seçim oyununa karfl› kesintisiz bir biçimde sürüyor. Ba¤dat’›n zaptedilmesinin y›ldönümünde yüzbinlerin gerçeklefltirdi¤i ve iflgalcilerin engellemekte aciz kald›¤› Firdevs alan› mitingi seçim tezgah›na; en iyi korunan yerlerden birisi durumundaki, zulmün-iflkencenin-iflgalin sembolü haline gelen Ebu Garip hapishanesine yap›lan etkili roket sald›r›s› da direniflin güç yitirdi¤i safsatalar›na, en iyi yan›t olmufltur. 1 MAYIS emperyalist iflgale karfl› protestomuzun, Irak halk›n›n direnifline verdi¤imiz deste¤in bir kez daha güçlü bir biçimde dile getirildi¤i gün olmal›d›r. 1 MAYIS, bütün ülkelerin iflçi s›n›f›n›n, halklar›n›n ve ezilen uluslar›n›n emperyalizme, faflizme ve her türden gericili¤e karfl› mücadele günüdür. Dünyan›n bütün her yerindeki ulusal ve sosyal kurtulufl hareketlerini selaml›yor, destekliyor, dayan›flma mesaj› gönderiyoruz. Komünizme giden yolda, bütün 1 MAYIS’lar› karfl›-devrimci s›n›flara dar edece¤imize olan and›m›za sahip ç›kaca¤›m›z› bir kez daha yineliyoruz! YAfiASIN SERMAYEN‹N “KIYAMET GÜNÜ” 1 MAYIS! YAfiASIN ‹fiÇ‹ SINIFININ D‹REN‹fi VE MÜCADELE GÜNÜ 1 MAYIS! KAHROLSUN EMPERYAL‹ZM, FAfi‹ZM VE HER TÜRDEN GER‹C‹L‹K! FAfi‹ST SALDIRI VE KATL‹AMLAR DEVR‹M MÜCADELES‹N‹ DURDURAMAZ! YAfiASIN DEMOKRAT‹K HALK DEVR‹M‹! YAfiASIN HALK SAVAfiI! A⁄A-PATRON DEVLET‹N‹ YIKACA⁄IZ, HALK ‹KT‹DARI KURACA⁄IZ! YAfiASIN PART‹M‹Z TKP/ML, ÖNDERL‹⁄‹NDEK‹ T‹KKO, TMLGB! Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist Merkez Komitesi-Siyasi Büro
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959