ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org
Say›: 2005-11
22
*Y›l:2 *20 May›s-2 Haziran 2005 *Fiyat›: 75 YKr ISSN:1303-9350
1 Haziran’da yürürlü¤e girecek olan TCK ve di¤er sald›r› yasalar› ile bugünümüz ve yar›n›m›z ipotek alt›na al›nmak isteniyor;
GELECE⁄‹M‹ZE SAH‹P ÇIKALIM! en ylü’d ö k i ‹flç
ÖNÜMÜZDEK‹ ZOR SÜRECE HAZIRLANALIM!
Sayfa 30
Emperyalist efendilerinin yeminli ufla¤› AKP hükümeti iflçi ve emekçilere, onlar›n öncüleri devrimci ve komünistlere yönelik sald›r›lar›n› art›rarak hükümranl›klar›n› korumaya çal›fl›yorlar. 1 Haziran tarihinden itibaren yürürlü¤e girecek olan yeni TCK, kapsaml› sald›r›lar› içinde bar›nd›ran bir sald›r› paketi olarak alg›lanmal›d›r. Tek tek kapsad›¤› sald›r›lar›n yan›s›ra, ç›kar›lacak olan yasalarla, topluma muhalif olan tüm kesimler büyük bir cendere alt›na al›nmak istenecektir. Gelece¤ine, ekme¤ine, ifline, afl›na sahip ç›kanlara, ç›kmak
isteyenlere a¤›r ceza maddeleri uygulanacakt›r. Gelifltirilen milliyetçilik ve flovenizm dalgas› Abdullah Öcalan’›n yeniden yarg›lanmas› tart›flmalar› ile birlikte kendini bir kez daha sokaklarda göstermeye bafllad›. Bu dalgay› elinde bir silah olarak tutan egemen s›n›flar bu dönem Kürt halk› ve devrimcilere karfl› sald›r›lar›nda kullanacaklard›r. ‹flçi ve emekçilere yönelik ç›kar›lan sald›r› yasalar›, “sefalet ücreti” olarak tan›mlanan “asgari ücret”in bile çok görülmeye bafllanmas› önümüzdeki dönem yaflanacaklar›n habercisi-
dir. Demokratik ve ekonomik haklar›n tümünü alma sald›r›lar›na karfl› ç›kacak olanlar ve bunun karfl›s›nda gösterilecek olan tepkinin boyutunu sald›r›lardan anlamak mümkün. ‹tirafç›l›¤›n ve her türden ihanetin dayat›ld›¤› bu sald›r›lara karfl› duruflun örgütlenmesi önemli bir görev olarak önümüzde durmaktad›r. Binlerce askeri gücü ile T.Kürdistan› baflta olmak üzere, gerillan›n ayak bast›¤› bütün topraklar› bombalayan devlet, bu sald›r›larla gelece¤i teslim alamayaca¤›n› çok iyi biliyor. Bu gerçek bugüne kadar
yaflananlarla sabit oldu¤u gibi bundan sonra da bu gerçek de¤iflmeyecektir. Kurulacak genifl eylem birliktelikleri ile tüm bu sald›r›lara karfl› tepkinin sokaklarda örgütlenmesi ve sokaklarda kazan›lan haklar›n ancak sokaklarda geri verilmeyece¤inden hareketle, gücümüzü ve birlikteli¤imizi sokaklarda göstermenin zaman›d›r. Yönetenlerin büyük bir kriz yaflad›¤›, yönetilenlerin ise büyük bir tepki ve öfke biriktirdi¤i bugünlerde gelecek patlamalar›n öncüsü olma rolü, cüreti ve cesareti ile sürecin ihtiyaçlar›na yan›t olal›m.
2
20 Mayıs-2 Haziran 2005
22
KATLED‹L‹fi‹N‹N 32. YILINDA BÜYÜK CÜRETLER‹N ÖNCÜSÜ ‹BRAH‹M KAYPAKKAYA YOLDAfiI SAYGIYLA ANIYORUZ nucusu oldu. Kaypakkaya yoldafl, kitlelere gitmede, onlar›n o muazzam gücünü harekete geçirmede ›srarl›, Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimini kavramada tavizsiz ve uygulamada cüretli oldu! Marksizm-Leninizm-Maoizm’den baflka hiçbir dünya görüflüne, hiçbir gerici de¤er yarg›s›na tenezzül etmedi! Marksizm-Leninizm-Maoizm’in evrensel tezlerini Türkiye gerçekli¤i ile kaynaflt›ran Kaypakkaya yoldafl, geneli özele uyarlaman›n ustas›yd›. Onun her konudaki temel görüflleri çöl sessizli¤ini ve zifiri karanl›¤› parçalayan, sönmeyen ayd›nl›k bir fenerdir. Önder yoldafl devrimimizin olmazsa olmaz 11 temel ilkesini tam bir kesinlikle ilan etmifltir. O devrimimizin temel ilkelerini saptayarak her türden reformist-parlamentarist anlay›fla da büyük bir darbe vurmufltur. Kemalizmin iflbirlikçi s›n›f karakterini tahlil edip, tezlerini deflifre ederek faflist özünü ortaya ç›karan Kaypakkaya yoldafl oldu. Kemalizmin dizginsiz bir Türk flovenizmi, halk düflman› bir diktatörlük oldu¤unu belirten Kaypakkaya yoldafl›n Kemalizm hakk›ndaki tezlerini, ülkemizdeki son politik-sosyal geliflmeler bir kez daha do¤rulam›flt›r. Yine Kürt ulusal sorununu uzak bir görüfllülükle, do¤ru bir flekilde çözümleyen Kaypakkaya yoldafl olmufltur. Ve bugün Mersin’de, Trabzon’da, Samsun’da yaflanan ›rkç›-floven sald›r› dalgas›na bakt›¤›m›zda, Kürt ulusuna ve di¤er az›nl›k milliyetlerden emekçilere yönelik bask› ve katliamlara, Türklefltirme politikas›na bakt›¤›m›zda Kaypakkaya yoldafl›n görüfllerinin bilimselli¤i ve hakl›l›¤› bir kez daha ortaya ç›kmaktad›r. Kaypakkaya yoldafl Türk egemen s›n›flar›n ezilen uluslara yönelik soyk›r›m ve ulusal bask›lar›n amans›z düflman› olmufl, Kürt ulusunu yok sayan anlay›fllara karfl› proletaryan›n bilimsel ö¤retisini savunarak, Kürt ulusunun kendi kaderinin tayin etme hakk›n›n ayr›l›p devlet kurma hakk› oldu¤unu belirtmifltir. Kaypakkaya yoldafl devletin faflist karakterini ortaya koyup, faflizmin bir devlet flekli oldu¤unu, parlamentonun maske olmaktan öteye bir ifllevinin olmad›¤›n› tam bir berrakl›kla aç›klad›. Ve faflist Türk devleti de 83 y›ld›r bunun do¤rulu¤unu ispatlamaktan baflka bir fley yapm›yor! Yoldafl Kaypakkaya ülkemizde demokrasi sorununun bir devrim sorunu oldu¤unu belirtirken günümüzdeki AB üyeli¤i tart›flmalar›na burjuvazi taraf›ndan sokulan AB’ nin ülkemize demokrasi getirece¤i saçmal›klar›na ve bu yönlü beklentilere de yan›t vermifltir. Yoldafllar, Komünist Partisinin amaçlar›na, savafl›na ortak olan sizler yurtd›fl›nda
işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI
Yoldafllar, Türkiyeli iflçi ve emekçiler, dostlar önderimiz ‹brahim Kaypakkaya’y› anmak için düzenlenen bu etkinlikte hepinizi coflkuyla selaml›yoruz! S›n›f mücadelesinin düz bir hat izlemedi¤ini, s›k s›k gerilemelerin de yafland›¤›n›, yenilgilerin de al›nd›¤›n› hepimiz biliyoruz. Parti tarihimizdeki yenilgilerden biri de önder yoldafl›m›z› kaybetmemizdir. O, bizlere b›rakt›¤› büyük eseri tamamlayamadan, alçakça iflkencehanelerde katledildi. Yaratt›¤› tüm de¤erlere görkemli bir direnifl de ekleyerek aram›zdan ayr›ld›. O büyük önderi ölümünün her y›l dönümünde sayg›yla anmak bizler için ayr› bir görevdir… Ülkemiz proletaryas›n›n öncüsü olan partimiz TKP/ML gücünü kitlelerden ve kurucusu oldu¤u ‹brahim Kaypakkaya’n›n Marksist-Leninist-Maoist görüfllerinden almaktad›r. Türkiye halk›n›n büyük önderi ‹brahim Kaypakkaya’y› iflkencehanelerde yitirdi¤imizde ne büyük bir kay›p ald›¤›m›z› asla unutmad›k. Kesinlikle biliyoruz ki O’nu anmak, devrimi gerçeklefltirecek yegane gücün halk oldu¤unu kavrayarak partinin önderli¤inde kurtulufl için savaflmakt›r… Komünist önderimizin, partimizin kurucusunun, Marksizm-Leninizm-Maoizmin ülkemizdeki en ileri mevzisinin bizlere b›rakt›¤› miras, sadece onun için savafllar›n de¤il, ayn› zamanda tüm halk›n miras›d›r. O’nun bizlere ö¤retti¤i temel ilkelerden biri kitlelere güvenmektir. O her türden oportünizme karfl› tüm s›n›f savafl›m›n›n tarih boyunca kitlelerin devrimci mücadelesinden ö¤renerek zirveye ulaflt›.O, ancak kitlelerin mücadelesinin sayesinde tarihin ilerleyece¤ini bize kendi yaflam›yla gösterdi. fian olsun kitlelerin devrimci mücadelesine önderlik etmekte hiçbir tereddüt göstermeyen büyük öndere, ‹brahim Kaypakkaya’ya. ‹brahim Kaypakkaya, devrim biliminin ülkemizdeki en ileri zirvesidir. O’nu bu düzeye yükselten dünya ve ülke gerçekli¤ini, s›n›f savafl›m›n›n düzeyini kavrarken uygulad›¤› bilimsel yöntemdir. O her zaman gerçekli¤in bilinebilir ve de¤ifltirilebilir oldu¤unu savundu; tabulaflt›r›lan gerici düflünceleri deflifre etti ve kitlelerin zihninden bu tabular› söküp atmak için bu tabular› ac›mas›zca elefltirdi. Kaypakkaya yoldafl görünenle yetinmeyen, sürekli inceleyen, sorgulayan, bütünü kavrayan ve parçay› bütün içinde tan›mlayabilen bilimsel yaklafl›m›yla ülke ve s›n›f savafl›m gerçekli¤ini bilimsel bir tarzda çözümledi. S›n›f savafl›m›n›n en temel sorunlar›na iliflkin berrak bilimsel devrim tezlerini gelifltiren Kaypakkaya yoldafl, her türden burjuva ve küçük burjuva düflüncelerle aras›nda kal›n bir çizgi çekerek, proleter bilinç ve duruflun en kararl›, ›srarl›, y›lmaz savu-
olman›za ra¤men halk›m›z›n kurtulufl mücadelesinin bir parças› olmaya devam etmekle onurlu, devrimci bir tutumu ayakta tutmaktas›n›z. Partimizle att›¤›n›z her ad›m bizler için paha biçilmez de¤er tafl›maktad›r. Zay›fl›klar›m›z, yetersizliklerimiz ataca¤›m›z güçlü ad›mlara afl›lacakt›r. Zorluklar›n afl›lmas›nda sizlerin katk›lar›na her zaman ihtiyaç duymaya devam edece¤iz; biliyoruz ki sizler gelece¤i s›n›f savafl›m›n›n devrimci yönde geliflmesinde aramaktas›n›z. Bizlerin size duydu¤u ihtiyac›n kökeninde bu, ama sadece bu vard›r. Yoldafllar, sizler devrimimizin yurtd›fl›nda yaflayan öznelerisiniz. Sizler, bulundu¤unuz ülkelerdeki anti-emperyalist, antikapitalist mücadeleye cesurca kat›larak da devrimimize hizmet etmekte oldu¤unuzu bilmelisiniz. Ülkede veya bir baflka yerde savaflt›¤›m›z gerçek düflman nihayetinde kapitalizmdir. Bugün devrimimizin baflarmak zorunda oldu¤u temel görevlerden biri emperyalizmin ülkemizdeki varl›¤›na son vermek, O’nu yaflatan damarlardan biri olan patron-a¤a devletini parçalamakt›r. Devrimimizin geliflmesine sizlerin verece¤i en büyük destek emperyalizmin bizimki gibi ülkelerdeki sömürüsüne karfl› aktif bir flekilde mücadele etmenizdir. Bunun yolu kapitalist ülkelerdeki iflçi s›n›f›n›n mücadelesine kat›lman›z, proletarya enternasyonalizmini s›n›f düflmanlar›na karfl› savaflarak gelifltirmenizdir. Eme¤in egemenli¤ine dayal› sosyalizm bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaçt›r. Bu ihtiyac›n maddi gerçe¤e dönüflmesini sa¤layacak olan günümüzün ça¤dafl komünarlar› olan Maoistlerdir. Tüm dünyadaki kardefl Maoist partilerin devrim mücadelesini önderimizin bu ölüm y›l dönümün-
de, O’nun devrimci dayan›flmaya, proletarya enternasyonalizmine olan mükemmel ba¤l›l›¤› ile selamlamay› görev biliyoruz. Selam olsun kardefl Maoist partilerin muzaffer mücadelesine… Sömürü ve zulüm sistemleri Maoistlerin önderli¤inde geliflen ve geliflecek olan demokratik halk devrimi ve sosyalist devrimlerle er ya da geç alt edilecektir. Komünist önder Kaypakkaya yoldafl› katlediliflinin 32. y›l›nda anarken, O’nun bilimsel görüflleri emperyalizme-feodalizme komprador kapitalizme ve her türden gericili¤e karfl› mücadele, demokratik halk devrimini gerçeklefltirme silah› olarak, yolumuzu ayd›nlatmaya devam ediyor. Kitleler, Marksizm-Leninizm-Maoizm Bilimi ve Kaypakkaya yoldafl›n devrim tezleri gücümüzün kayna¤›, zaferimizin teminat› olmaya devam ediyor. Partimiz TKP/ML’nin ideolojik-politik önderli¤inde, yenilmez savafl stratejimiz olan halk savafl› silah›yla geliflimin önünde ki bütün gerici ve zorba s›n›flar ve karanl›k güçler alt edilecektir. Bu görev bizlere verilmifltir. MarksizmLeninizm-Maoizm bize bunu ö¤retmifltir. Bu göreve lay›k bir yaflam, bir örgütlenme, bir mücadele ancak parti önderli¤inde gerçekleflecektir. fian Olsun Bu Görevi Yaratan Büyük Önderlere! Hepinizi Parti ile daha fazla bütünleflerek ‹brahim’in yolunda büyük ad›mlar atmaya ça¤›r›yoruz… fian Olsun Büyük Önder Kaypakkaya’ya! ‹brahim Yoldafl Ölümsüzdür! Türkiye Komünist Partisi /Marksist Leninist -Merkez Komitesi
Bas›na ve devrimci-demokrat kamuoyuna Genel olarak emperyalizmin ve özelde Türkiye hakim s›n›flar›n›n halklara her yönlü sald›r›lar›n› t›rmand›rd›¤› bir süreçte, halklar›n kardeflli¤i ve devrimci dayan›flma temelinde halklar›n ve devrimcilerin ortak mücadele kültürü ve hareketi daha da önem kazanmaktad›r. Uluslararas› iflçi s›n›f›n›n birlik, mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s, dünyan›n egemenlerine karfl› iflçi s›n›f›n›n ve emekçilerin enternasyonal dayan›flma ve ortak mücadeleyi daha da yükseltti¤i bir gündür. Böylesi tarihi ve önemli bir mücadele gününde, 1 May›s iflçi bayram›nda ‹sviçre, Zürih’te yaflanm›fl olan olumsuz geliflmeler iflçi s›n›f›n› ve emekçi halklar› üzmüfl düflmanlar›n› ise sevindirmifltir. Bizler, afla¤›da imzas› bulunan örgüt ve partiler, 1 May›s’ta devrimciler ara-
6 AYLIK: 10.200.000
s›nda yaflanan olumsuz ge1iflmeleri kesinlikle onaylam›yor ve devrimciler aras› fliddeti kesin bir dilde k›nad›¤›m›z› kamuoyuna bildirmek istiyoruz. Konunun muhataplar› bu durumu mahkum ettiklerini ve gere¤ini yapacaklar›n› ilan etmifllerdir. Önümüzdeki süreçte de bu olaylar›n devam etmemesi için üzerimize düflen sorumluluklar› yerine getirecek ve benzeri olaylar›n tekrar etmesine müsaade etmeyecek, benzeri olumsuzluklar›n olas› tekrar› durumunda tav›r alaca¤›z. Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i! Yaflas›n Devrimci Dayan›flma! MKP ‹sviçre Örgütlülü¤ü, KongraGel ‹sviçre Örgütü, TKP-K›v›lc›m (‹sviçre), TKP/ML ‹sviçre Örgütü, MLKP ‹sviçre, T‹KB ‹sviçre Komitesi, DHKC (‹sviçre), TK‹P ‹sviçre taraftarlar›. 08.05.2005
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
22
20 Mayıs-2 Haziran 2005
IRAK YANGIN YER‹ “Halk›n özgür iradesiyle kat›l›m›yla” gerçeklefltirildi¤i iddia edilen Irak seçimlerinin ard›ndan emperyalist iflgalcilerin ve iflbirlikçi yönetimin istedi¤i ve hayal etti¤i hiçbir fley gerçekleflmedi. Ne direniflçilerin eylemleri bitti ne de baflta ABD olmak üzere iflgalcilerin s›k›flm›fll›¤› son buldu. Direnifller ve direniflçiler için “sonun bafllang›c›” olarak de¤erlendirilen seçimlerdeki hesaplar “malesef” tutmad›. Hat›rlanaca¤› üzere yap›lan seçimlerin ard›ndan Bush, Irak’ta belli bir rahatlama yaflayaca¤›n› düfllüyordu; kurulacak iflbirlikçi yönetimle birlikte esas olarak Irak asker ve polis gücünü ülkeye konumland›racak ve iflgalden sonra her türlü bunal›m› yaflayan askerini geri çekecekti. Seçimlerin hemen ertesinde “ABD’de yeni bir terörist sald›r› olas›l›¤› as›l flimdi artt›, çünkü Irak’ta kazand›k” diye New York Times’›n köfle yazarlar› de¤erlendirme yapacakt›. Ancak “evdeki hesap”lar›n hiçbiri Irak’a uymad›. Bahsi bafltan kaybedenler, yani hesaplar› bafltan yanl›fl yapanlar bugün itibar›yla da kaybetmeye devam ediyorlar. Bir süredir gündemden düflürülmeye çal›fl›lmas›n›n yan›s›ra, direniflçilerin artan sald›r›lar› ile birlikte “terörizm” 盤›rtkanl›¤›n›n canl› tutuldu¤u Irak topraklar›ndaki geliflmeler, dün oldu¤u gibi bugün de tüm bunlar› geride b›rakarak, gerçekli¤ini koruyarak devam ediyor. Nisan ay› ile birlikte yeniden art›fla geçen sald›r›lar seçim planlar›n›n alt üst oluflunun en somut delili. Direniflçilerin, geçti¤imiz ay›n bafllar›nda Talabani’nin Irak Devlet Baflkanl›¤›na seçildi¤i günlerde Ebu Garib Hapishanesi’ne yapt›¤› roketli sald›r› yeniden yükselifle geçen eylemlerin start› niteli¤inde oldu. Bu eylem iflkencecilere ve Irak halk›na gönderdi¤i anlaml› mesaj›n yan›s›ra iflbirlikçi hükümeti “selamlama” niteli¤i de tafl›yordu. Üstelik bu eylemi 70-80 kifli ile aç›ktan yap›yorlard›. Sald›r› eylemlerinin bu nitelikte ve çapta yeniden görülmesi “terör” uzmanlar›n› da bir hayli flafl›rtm›fl ve yap›lan de¤erlendirme ve aç›klamalarda “nas›l oluyor da ABD askeri güçlerinin burunlar›n›n dibinde bu kadar kalabal›k gruplar halinde ve böyle aç›ktan sald›r›lar düzenlenebiliyor” flaflk›nl›¤›n› ifade etmek zorunda b›rakm›flt›. Seçimlerden sonra direniflçilerin eylemlerinde göze çarpan görece dura¤anl›k “seçimlerin baflar›s›” olarak lanse edilse de Irak’taki geliflmeler gerçekli¤ini koruyordu. Sald›r›lar›n azalmas› ile ABD askerlerinin kay›plar›nda bir azalma yaflansa da Irak halk› aç›s›ndan ayn› fleyi söylemek mümkün de¤il. Çünkü eylemlerin azalmas› ayda bin Irakl›n›n ölümünü engellememifl, bu anlamda iflgalcilerin sald›r› ve katliamlar› kesintisiz sürmüfltür. ABD’li teorisyenlerin yapt›klar› de¤erlendirmelere göre Irakl› direniflçiler bu süreci “güç biriktirme” olarak de¤erlendirdiler ve
“yeni bölgelere aç›lma hedefi” için bir de¤erlendirme süreci olarak kulland›lar. Bunlar›n yan›s›ra yine ülke bas›n›na yans›yan haberlerde bu süreçte direniflçilerin denetim alt›nda tuttuklar› bölgelerde bir azalma olmad›. Bu arada Irak ordu ve polisi ise sald›r›lar›n görece sakinleflti¤i dönemlerde “ülkelerini koruma onurunu” sürdürürken, son eylem ve sald›r›larla birlikte ülkeden kaç›fl “onurunu” yerine getirmekle meflguller. Irakl› asker ve polislere yönelik ilk sald›r› Talabani’nin yemin töreninden 24 saat sonra gerçekleflti. Erbil’de KDP binas› önünde toplanan gönüllü asker ve polis adaylar›na yönelik yap›lan intihar sald›r›s›nda 60 gönüllü polis yaflam›n› yitirdi. Ard›ndan ABD askeri konvoylar›na ve yine Irakl› asker polis noktalar›na yap›lan intihar sald›r›s› sonucu ABD taraf›ndan verilen kay›plar›n say›s›nda art›fl yaflanmaya baflland›. Nisan ve May›s ay› sald›r› bilançolar›na k›saca göz att›¤›m›zda da bu tabloyu görmek mümkün. Kerkük’ün Dibiz ilçesinde bir petrol boru hatt›na 10 May›s günü bombal› sald›r› düzenlendi. Irak’›n Kerkük kenti Dibiz ilçesindeki petrol boru hatt›n›n 3 ayr› yerine döflenen bombalardan 2’si patlarken, 1’i Amerikan askerleri taraf›ndan imha edildi. ‹ki bomban›n patlad›¤› boru hatt›nda büyük hasar meydana gelirken, çok miktarda ham petrol araziye akt›. 11 May›s günü Irak Petrol Bakanl›¤›na havan topu ile sald›r› yap›ld›. Yap›lan sald›r›da büyük çapta maddi hasar›n meydana geldi¤i aç›kland›. Yine ayn› gün düzenlenen 3 intihar sald›r›s›nda en az 61 kiflinin öldü¤ü, çok say›da kiflinin yaraland›¤› bildirildi. Sald›r›lar›n en büyü¤ü Tikrit’te oldu. Sald›r›da 27 kiflinin öldü¤ü ve 60’dan fazla kiflinin yaraland›¤› verilen bilgiler aras›nda. Yine ayn› gün Irak’›n kuzeyinde küçük bir kent olan Havica’da, bir askerlik flubesinin d›fl›nda düzenlenen intihar sald›r›s›nda 30 kiflinin öldü¤ü, 35 kiflinin yaraland›¤›, Ba¤dat’›n güneyindeki Dora mahallesindeki bir polis karakolu d›fl›nda bomba yüklü araçla düzenlenen intihar sald›r›s›nda da en az 4 kiflinin öldü¤ü ve onlarca kiflinin yaraland›¤› bildirildi. Eylemciler taraf›ndan yap›lan sald›r›lar›n örneklerini ço¤altmak mümkün. Ancak, durumun anlafl›lmas› aç›s›ndan san›r›z bunlar yeterli. ‹flgal ve sald›r› karfl›t öfkeyi büyütüyor 2. y›l›n› geride b›rakan iflgal, h›z›ndan hiçbir fley kaybetmeden devam ederken halk›n iflgalcilere yönelik tepki ve öfkesi de artarak devam ediyor. Yap›lan sald›r›lar›n ve uygulamalar›n tümü halk›n büyük tepki ve öfkesine neden olurken, bu tepki ve öfke art›k
sokaklarda ifadesini bulmaktad›r. Irak’›n baflkenti Ba¤dat’›n bat›s›nda bulunan Ramadi kentinde, ABD askerlerinin bir kad›n› gözalt›na almas› üzerine yaklafl›k 5 bin kifli soka¤a döküldü. ABD askerlerinin Henan Mennah isimli kad›n› keyfi bir flekilde gözalt›na almas›na büyük tepki gösteren Ramadililer sokaklara dökülerek, ABD karfl›t› sloganlar hayk›r›rken, Henan Mennah’›n serbest b›rak›lmas›n› istediler. “Henan Mennah’› hemen serbest b›rak›n” yaz›l› afifller tafl›yan halk›n, eylemde “Terörist Bush” biçiminde sloganlar atmas› biriken öfkenin bir yans›mas›ndan baflka bir fley de¤ildir. ABD askerleri halk›n soka¤a dökülmesinin ard›ndan gözalt›na ald›klar› kad›n› serbest b›rakmak zorunda kalm›fllad›r. Bunun yan›s›ra Türkmenlerin yaflad›¤› Telafer kenti ise büyük bir harabeye dönüfltürülürken, Türkmenler açl›k ve susuzluk tehlikesi ile karfl› karfl›yalar. ‹flgalin bafl›ndan bugüne dek direniflten uzak duran Türkmenler, evlerinin ABD askerleri ve Irakl› milisler taraf›ndan y›k›ld›¤›n›, her gün uçaklardan üzer-
lerine kurflunlar ya¤d›¤›n› belirterek, iflgalcilere ve iflbirlikçi hükümete tepkilerini hayk›r›yorlar. “Bu yaflad›klar›m›z›n sorumlusu ABD askerleri ve Irakl› milislerdir. Dünya bu yaflad›klar›m›za sessiz kalmamal›, bu dram› görmeli” ça¤r›s›nda bulunuyorlar. Talabani’nin Irak halk›na görev için yemin etti¤i tarihten bugüne artan sald›r›larla birlikte ABD’nin ve Irakl› milis ve polisin verdi¤i kay›plar›n say›s› 400 olarak ifade ediliyor. Özellikle polis ve asker noktalar›na yap›lan intihar sald›r›lar› ve eylemcilerin yapt›klar› aç›klamalarda bu sald›r›lar›n artaca¤› yönlü beyanlar, önümüzdeki günlerde ABD için Irak cehenneminin tablosunu gösteriyor. ‹flbirlikçi yönetim Irak halk›n›n taleplerini karfl›layamaz Irak’ta ABD’nin yaflad›¤› t›kan›kl›¤› aflmaya çare olamayan iflbirlikçi devlet yönetimi, halk›n taleplerini karfl›layamayaca¤› gerçekli¤ini çoktan göstermifl durumda. Sald›r›lar›n artmas› ile birlikte Talabani’nin “çözümü” bu sald›r›lar›n Kürt ve fiii milislerin de kullan›larak geri püskürtülmesi olmufltur. Bu öneri ABD taraf›ndan ülkede iç savafl›n ç›k-
ma tehlikesi gerekçesi ile flimdilik ret edildi. Ancak yaflanan ç›kmaz derinlefltikçe ve sald›r›lar bu tarzda devam etti¤i koflulda ABD’nin böyle bir seçene¤i kullanmayaca¤›n›n garantisini hiç kimse veremez. fiii, Kürt, Sünni kesimleri içinde bar›nd›ran Irak yönetimi, flu s›ralar bu kesimlerin taleplerinin nas›l karfl›lanaca¤› ve nas›l ortak bir noktada buluflturulaca¤› telafl› içinde. Kürtlerin Kerkük üzerinden özerklik pazarl›¤›, fiiilerin dini noktalarda yo¤unlaflan talepleri ve Sunnilerin beklentileri yönetimi zor duruma sokmakta. Tabi bunlar›n yan›s›ra bir de Türkmenler’in az›nl›k olarak anayasada bulunmak, Kerkük’ün Türkmen bölgesi olarak kabul edilmesi gibi talepleri bulunmakta. Haz›rlanacak anayasada bu taleplerin tümünü ortak bir noktada buluflturmak ve karfl›lamak oldukça zor görülüyor. Zira bu taleplerin karfl›lanmas› talebini ülke içindeki dengeler belirleyecek. Direniflçilere karfl› Kürt ve fiii kesimlerin harekete geçirilmesi plan ve pazarl›¤› bugün için çarp›c› bir durumdur. Henüz harekete geçirilmeyen ve bir kenarda duran bu silah kullan›ld›¤› ve kullan›lmay› kabul etti¤i durumda ülke içindeki konum ve yer de belirlenmifl olacak. Bu anlamda haz›rlanacak Irak anayasas›n›n halk›n talepleri üzerinden de¤il iflgalci ABD ve onun iflbirlikçilerinin aras›nda yaflanacak bu pazarl›klar›n ard›ndan belirlenecek ve flekillendirilecektir. ABD taraf›ndan bu konu ile ilgili yap›lan aç›klamalarda Irak’›n iç ifllerine kar›fl›lamayaca¤› demagojilerine yer verilse de hepimiz bunlar›n bofl bir laf oldu¤unu iyi biliyoruz. Irak’ta petrol boru hatlar›na yönelik yap›lan sald›r›lar ABD’yi ekonomik aç›dan her gün biraz daha zora sokarken, artan ABD karfl›tl›¤› ve iflgal alt›ndaki topraklarda halk›n “Terörist Bush” 盤l›klar› korkuyu ve tedirginli¤i gittikçe artt›r›yor. ‹flgalin bir baflka adresi olan Afganistan’da da geçti¤imiz hafta binlerce insan›n sokakta hayk›rd›¤› ayn› slogan artan ABD karfl›tl›¤›n›n çok canl› foto¤raf karelerini oluflturuyor. Afganistan’da kal›c› ABD askeri üslerinin tart›fl›ld›¤› bugünlerde halk›n kabaran tepki ve öfkesine set çekemeyecek “çözüm” yöntemleridir. Halen 18 bin ABD askerinin bulundu¤u Afganistan’da da durum ABD aç›s›ndan Irak’tan farkl› de¤il. Dünya ezilen halklar›n›n gözünde lanetli bir adam olarak kendini gösteren Bush bu tepki ve öfkeyi zorla bast›rman›n d›fl›nda hiçbir “çözümün” olmad›¤›n› çok iyi biliyor. Ancak bu “çözümleri” de öfke karfl›s›nda eriyor. Irak yang›n yeri olmaya ve iflgalcileri yakmaya devam ediyor. Y›llard›r ambargo nedeniyle çekti¤i s›k›nt›lara iflgalin ac› ve s›k›nt›lar›n› da eklemifl bir halk, ya¤malanm›fl, y›k›k bir ülke... Bu tabloyu ancak halk›n direnifli tersine çevirebilir. ‹flgalcilerin gücü bu yang›n› söndürmeye yetmedi¤i gibi yang›n daha da büyüyor ve büyüyecek.
4
20 Mayıs-2 Haziran 2005
S›n›fsal Bak›fl 1 MAYIS’IN ARDINDAN: SÜRÜKLENME M‹, ‹LERLEME M‹? IMF 1. Baflkan Yard›mc›s› Anne Krueger’in, b›rak›n yoksullu¤u (1.780), açl›k(668) s›n›r›n›n bile neredeyse yar›s› miktar›ndaki asgari ücreti (350) çok bulup, “azalt›n” talimat› verdi¤i (06.05.05) ülkemizde; en “devrimci” iflçi konfederasyonu D‹SK’in yönetimi, 1 May›s’ta üyelerine “üretim araçlar›n›/fabrikam›/iflimi seviyorum” pankartlar› tafl›t›yordu. Birçok baflka fley bir yana, sadece bu iki olay›n birbirinden ba¤›ms›z oldu¤u iddia edilebilir mi? Emperyalist keneleri bu kadar pervas›zca konuflturan hiç kuflkusuz sadece D‹SK yöneticileri de¤ildir. Bunda pay› olanlar halk düflmanlar›ndan bafllamak üzere say›lmakla tükenmez ama, biz çuvald›z› kendimize bat›rmay› da unutmuyoruz! Kimi yaklafl›mlara göre, s›n›f mücadelesinin y›ll›k bilançosunun alanlardaki yans›mas›, turnusolu olarak görülen; bunun ötesinde karfl›-devrime yönelik bir gövde gösterisi, düflmana meydana okuma ve devrimci dayan›flma anlam›nda de¤er ifade eden 1 May›s kutlamalar›n›n bu y›lki de¤erlendirmeleri gerek hakim s›n›f çevreleri, gerekse de devrimci ve reformist kesimler taraf›ndan önceki y›llara göre flafl›rt›c› z›tl›klar/taktikler ve de¤iflik anlay›fllarla çok çeflitli biçimlerde yap›ld›. Hakim s›n›flar›n, burjuva bas›nda gerek haber gerekse de kimi köfle yazarlar› arac›l›¤›yla konuya yaklafl›m›; iflbirlikçi, gerici, reformist konfederasyonlar›n/sendikalar›n, 1 May›s’›, icazetli “bahar bayram›” içeri¤inde, devrimcilerden soyutlama tavr›n› ve tutumunu meflrulaflt›rma amac›n› tafl›yordu. Genellikle öne ç›kar›lan, alk›fllanan yan bunlar oldu¤u gibi, yerilen ve lanetlenen bölümler k›smen an›lan devrimcilere ait görüntüler, eylemlerdi. Di¤er yandan her seneki gibi, yine devrimci ve reformist gruplar›n ciddi bir bölümü, en görkemli kortejin kendilerine ait oldu¤unu, yeri gö¤ü inlettiklerini, iktidar yürüyüflü provas› yapt›klar›n› vb. vb. ay›p olmas›n diye di¤er bir iki grubun da “idare eder” durumda oldu¤unu, geri kalan›n›n ise esamesinin okunmad›¤›n› yazd›lar. Hatta bir k›sm›, adetten oldu¤u üzere, koyun sayar gibi yapt›klar› hesapla, “kat›lanlar›n siyasetlere/örgütlere göre da¤›l›m›n›n kesin sonuçlar›”n› bile yay›nlad›lar. Üstelik aralar›nda bunu yaparken utanmazca yalan söylemekten medet umanlar da oldu! Biz bu zavall›l›k ve acizlik karfl›s›nda; nitelik yan›nda hiç de küçümsemedi¤imiz nicelik konusunda, birbirimizle k›yas yerine baflka rakamlar vermeyi ve k›yas› ona göre yapmay› tercih ediyoruz: 30 milyon çal›flan potansiyelinin bulundu¤u ülkemizde, 12 milyon iflçi bulunmaktad›r. Bunlar›n 600 bini sendikalarda örgütlüdür. Bu sendikalar 1 May›s’ta alanlara ülke çap›nda en iyimser tahminle 20 bin kifli getirebilmifltir. Ça-
l›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›n›n verilerine göre 2004 y›l›n›n ilk 11 ay›nda ülkemizde sadece 30 grev yap›lm›fl ve bu grevlere 3.557 iflçi kat›lm›flt›r. Bu durum, 1990’da yap›lan 458 greve 166 bin 306 iflçinin kat›ld›¤› bilgisi ile birlikte de¤erlendirilecek olursa, gerilemenin boyutu daha iyi anlafl›lacakt›r. ‹flçi s›n›f› bu örgütsüzlük ve bu mücadele aczine düflürülmüflken, 1 May›s’larda “seçim sand›¤›” kurman›n aymazl›¤› ortadad›r. Traji-komik duruma düflen bu çevreler; aymazl›kta, ülke çap›nda 1 milyon emekçinin 1 May›s’ta kutlamalara kat›laca¤›n› iddia eden D‹SK yöneticilerini de yayan b›rakm›fllard›r. Konfederasyonlar›n/sendikalar›n, meslek kurulufllar›n›n, demokratik kitle örgütlerinin bir iki istisna hariç, kay›tl› üyelerinin ancak çok küçük bir bölümünü alana getirebilmesi, bu 1 May›s’›n de¤il, uzun y›llar›n gerçe¤idir. Bunun d›fl›nda, reformist, revizyonist partilerin genel tablosu da son y›llara göre çok ciddi bir de¤iflim göstermemektedir. Ancak, devrimci çevrelerde, büyük çapl› olmamakla beraber, önceden de vurgulad›¤›m›z üzere, fark edilir boyutta bir canlanma ve hareketlenme mevcuttur. Bu ilerlemede gençli¤in kendini gösteren bir atak içerisinde oldu¤u da göze çarpmaktad›r. Bunun ilerlemeye militan ve dinamik bir ruh katmas› aç›s›ndan ayr›ca önemli oldu¤unun da alt› çizilmelidir. Ele al›nmas› gereken bir di¤er husus ise, 1 May›s öncesinde vurgulanan, ›rkç› ve flovenist sald›r›lara karfl› ortak sesin güçlü bir biçimde yükseltilmesi gerekti¤iydi. Bunun istenilen düzeyde gerçeklefltirilemedi¤i görülmüfltür. Asl›nda sorun, bunun ötesinde, güncelin hiçbir 1 May›s’ta yakalanamamas› ile ilgilidir. Ne günün özeline iliflkin ne de s›n›f mücadelesinin gündemine ait sloganlar at›lmakta, ortaklaflma yarat›lamamaktad›r. Siyasi çevrelerin büyük bir k›sm›, kendi gündemleri çerçevesinde hareket etmeyi tercih etmekte, daha kötüsü, a¤›rl›kl› biçimde kendi örgütsel propagandalar›n› yapmakta, mitingi kendilerini tatmin arac› olarak de¤erlendirmektedirler. Bu konuda komünistler dahil istisnan›n bulunmad›¤›n› söylemek gerekiyor. 1 May›s; en kitlesel kat›l›m›n gerçekleflti¤i ‹stanbul’da, gerici ve reformistlerce oluflturulan tertip komitesinin bütün gayretlerine karfl›n, k›z›l rengin sergilenebildi¤i bir etkinlik olmufltur. Ancak, Taksim’den vazgeçilmesi, söz hakk› al›namamas›, yürüyüfl kolunda gerilerde yer al›n›p alana geç girilmesi vd. bütün tavizler 1 May›s’›n “devrimci” içerik kazanmas›n› engellemifltir. Bu durumun önümüzdeki 1 May›s’lara ciddi bir deneyim tafl›d›¤› aç›kt›r. Her zaman savundu¤umuz gibi; demokratik kitle çizgisi , kitlenin “çok/yo¤un” oldu¤u yerde bulunmak anlam›na gel-
22 mez/gelmemelidir. Kimi durumlarda, tam aksine, ayr› durufl sergilemek “demokratik kitle çizgisi”nin tam da gere¤idir. Bunu, belirleyecek olan o günün koflullar›d›r. Ülke çap›nda gerçekleflen kutlamalar›n kitlesellik bak›m›ndan düflük (son 10 y›ll›k dilim aç›s›ndan bir dizi alanda fazla) olmas›na ra¤men yayg›nl›¤› (46 yerleflim birimi- birçok yerde uzun y›llard›r ilk kez) önemsenmelidir. Pazar günü olmas›na karfl›n buralarda da iflçi s›n›f›n›n kat›l›m›n›n zay›fl›¤› dikkat çekici boyuttad›r. TEKEL, THY, PETK‹M, ERDEM‹R, TÜPRAfi ve Seydiflehir Alüminyum’un özellefltirilme planlar›ndan/hesaplar›ndan baflka, iflçi ve emekçi haklar›na yönelik hak gasplar›n›n ve yeni sald›r› yasalar›n›n pefli s›ra geldi¤i koflullarda, kat›l›m›n düflüklü¤ü bizi dönüp dolaflt›r›p ayn› tart›flma noktas›na getirmektedir. Daha 6 aydan k›sa bir süre önce, SEKA direnifli sürecinde, baflta TEKEL ve Telekom iflçileri ile onu takip eden dönemde kamu emekçilerinin yayg›n protesto eylemleri ve direniflleri hat›rlanacak olursa, bu kitlelerin 1 May›s alanlar›na tafl›namam›fl olmas›, “anlafl›lmaz” bulunabilmektedir. ‹flçi s›n›f›n›n mevcut sendikalardaki örgütlülü¤ü ve yürüttükleri eylemlerin içeri¤i do¤ru analiz edilemedi¤i takdirde, bu flaflk›nl›k hep yaflanacakt›r. Bu durum, “iflçi s›n›f›”na bilinçsiz bir “önderlik” misyonu biçenler aç›s›ndan da, ayn› cephede kulaç atan iflçiciler aç›s›ndan da böyledir. Grevlerde, direnifllerde, eylemlerde piflmeyen, e¤itilmeyen iflçiler, sendikalarda s›n›f›n›n bilimiyle tan›flmayan proleterler; 1 May›s’lara kat›lmayacak, hasbelkader gitti¤i takdirde ise halay çekmek, horon tepmek ve burjuvazinin ajanlar›n›n eline tutuflturdu¤u, üzerinde bugün “fabrikam›” yar›n “patronumu seviyorum” yazan dövizleri tafl›yacaklard›r. Bugün, Türk-‹fl, D‹SK, Hak-‹fl ile ba¤l› ço¤u sendika yönetimleri, hakim s›n›flar için yüksek düzeyde hizmet görmektedirler. KESK’in 15 May›s’ta sona eren 2. Ola¤an Genel Kurulu ile bu s›n›f iflbirlikçileri ile sürüklendi¤i bataktan ç›k›fl yapma iradesi gösteremedi¤i anlafl›lm›flt›r. Hakim s›n›flar, gerici, faflist, reformist sendikac›lar›n katk›lar›n›n çok önemli oldu¤unu bilmek ve bundan sonuna kadar yararlanmakla beraber, gidiflattan son derece rahats›z durumdad›rlar. Temmuz ay›nda resmileflmesi beklenen “gizli Anayasa” konumundaki Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB)’nin para-medyada yer alan tasla¤›, bu durumu belgelemektedir. Taslakta, iç güvenlik tehditleri aras›nda, 1980’li y›llar›n ard›ndan ilk kez “bölücü terör” ile birlikte “afl›r› sol”a (silahl› sol örgütler) yer verildi¤i belirtilmektedir. Öncekinde de¤inilen “ülkücü mafya” ifadesinin ç›kar›ld›¤›, fleriatç› faaliyetlerin kapsam içi tutulmaya devam edildi¤i belgede, bu kez, “öncelik” belirlemesi yap›lmamas› da ayr›ca “dikkat çekici” olarak ifade edilmektedir (15.05.05). Genelkurmay, D›fliflleri ve ‹çiflleri Bakanl›klar›, Baflbakanl›k ve M‹T’ten gelen raporlar do¤rultusunda oluflturulan taslakta, “iç güvenlik” ön planda tutu-
lurken, alt› önemle çizilen ortak saptama; yoksullu¤un ve iflsizli¤in ekonomik “suçlar›” art›rd›¤› ve daha da art›raca¤›, bu gidiflat›n “sosyal patlama” ve “ayaklanma”lara varabilece¤idir (10.05.05). Ekonomik parametrelerin yaflamla ilgili olan gerçekçi verileri, yoksullaflman›n büyüdü¤ünü gösteriyor. Yüzde 9.9’luk büyüme ve enflasyonda tek haneli rakamlar›n efli¤ine düflme olarak sunulan “baflar›”n›n; ne halk›n zenginleflmesine yol açan bir “geliflme” ne de hayat pahal›l›¤›nda “azalma” olmad›¤›; IMF-DB programlar› aç›s›ndan k›smi bir de¤erinin bulundu¤u, halk aç›s›ndan tam tersi sonuçlar do¤urdu¤u; yaflananlar ve baflka verilerle daha ilk anda çürütülmüfl bulunuyor. Cari ifllemler a盤›n›n 20022004 döneminde 1.5 milyar dolardan 15.5 milyar dolara ç›kt›¤›, d›fl borç stokunun yüzde 24 artt›¤› koflullarda devletin açmaz› büsbütün derinleflmiflken; 2002’den bu yana en zengin yüzde 20’lik nüfus dilimi ile en yoksul yüzde 20’lik bölüm aras›ndaki gelir fark› 20.1’den 23.9 misline ç›km›flt›r. ‹flsizli¤in ivmesi katlanarak büyürken (Resmi makamlar›n-D‹E-2.7 milyondan söz etti¤i ülkemizde en kötü hesaplamayla 12 milyonun üzerinde iflsiz bulunmaktad›r. Tarhan Erdem, 26.04.05, Radikal) her türlü istatistiki sahtekarl›k bu durumu örtememektedir. Bu tablonun s›n›fsal çeliflkiyi derinlefltirdi¤i nesnel bir gerçeklik olmakla beraber, s›n›f mücadelesini ayn› oranda keskinlefltirdi¤i söylenemez. Bu durumun “ayn› oran” bir yana, “yeterli oran”da bulundu¤unu söylemek için fazla iyimser olmak gerekmektedir. Bununla beraber, son y›llar dikkate al›nd›¤›nda, gerek ileri kitlelerin bas›nc› ve hareketlili¤i, gerekse de komünist ve devrimci güçlerin anti-emperyalist, anti-faflist, ekonomik, demokratik, akademik mücadele ve direnifl hatt›nda, ço¤u kez birlikler de oluflturarak sahne al›fl›ndaki fark gözle görülür ilerlemenin mevcudiyeti, bir baflka saptama olarak kaydedilmek durumundad›r. Ancak bu koflullarda, her iki gücü buluflturan bir zemin yakalanmas› ve devrimci güçler içerisinde komünistlerin inisiyatif sahibi olmas› gibi, ilerlemenin öncelikli sorunlar›n›n k›sa vadede çözülmesi mümkün gözükmemektedir. S›n›f mücadelesini ileri tafl›man›n önündeki en büyük engeli oluflturan önderlik ve örgütlülük sorunlar›n›n çözümünde; flehirler aç›s›ndan sürece müdahale, demokratik halk devrimimizin yegane yolu olan halk savafl› perspektifi ile ele al›nd›¤›nda; düflman›n siyasi ayd›nlanma kampanyalar› ile yo¤un biçimde teflhiri ve en genifl güçlerin seferber edilerek y›pranma sürecinin h›zland›r›lmas› takti¤i ç›kmaktad›r. Silahl› ajitasyon ve propagandan›n etkili bir biçimde iflletilece¤i bu kampanyalar döneminde, bir süredir sa¤lanan devrimciler aras› eylem birliklerinin sürdürülmesi için gerekli özenin gösterilece¤i muhakkakt›r. Bu süreç, gerilla alanlar›nda yürütülen mücadeleyi, hem verilen alanda daha güçlü hem de ülke çap›nda etkin k›lmay› hedefleyerek ilerlemek zorundad›r. Aksi takdirde bafll›ktaki sorunun yan›t›, “sürüklenme” olarak verilecektir.
5
22
20 Mayıs-2 Haziran 2005
Tuzla Deri Sanayiinde greve do¤ru
2005-2007 y›llar› aras›n› kapsayan toplu sözleflme sürecinde deri patronlar› ile Deri-‹fl Sendikas› aras›nda sosyal haklarda bir anlaflmaya var›lm›fl ancak ücret art›fl›nda anlaflma sa¤lanamam›flt›. Bunun üzerine sendika yasal süreci bafllatm›flt›. Patronlarla anlaflma sa¤lanamay›nca Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi grev karar› ald› ve bu karar› 10 May›s Sal› günü fabrikalara ast›. 6 ifl günü içerisinde anlaflma sa¤lanamazsa 60 gün içerisinde sendika istedi¤i bir tarihte grevi uygulamaya koyacak. Biz de ‹flçi-köylü gazetesi olarak toplu ifl sözleflmesi sürecini ve geliflmeleri ö¤renmek ve okurlar›m›za iletmek amac›yla Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiube Sekreteri Mustafa Yi¤it’le röportaj yapt›k. “BEDEL ÖDENEREK KAZANILAN HAKLARIMIZDAN ASLA TAV‹Z VERMEY‹Z!” -Bize k›saca süreci özetler misiniz? Mustafa Yi¤it: 2005-2007 toplu sözleflmesine fiubat ay› içerisinde bafllarken gerek ülkedeki iflçi s›n›f›n›n durumunu gerekse de di¤er iflkollar›ndaki toplu sözleflmeleri bir bütün olarak ele al›p de¤erlendirdi¤imizde, di¤er ifl kollar›nda kazan›lm›fl haklara yönelik bir tak›m haklardan ödün vermelerin bafllad›¤›n› gördük. IMF’nin ülkemize dayatt›¤› politikalar›n uyguland›¤›, esnek üretimin uyguland›¤›, enflasyonun gerçe¤i yans›tmayan düflüflü vs. sald›r›lar›n oldu¤u bir ortamda toplu sözleflme sürecine girdik. Tabi ki Türkiye’deki geliflmelerden ba¤›ms›z olmayarak
deri iflverenleri de di¤er iflkollar›ndaki toplu sözleflmeleri de takip ederek, 150 y›ll›k haklar› geri alma noktas›nda bize dayatmalarda bulundular. Biz de kesinlikle bu dayatmalar› kabul etmeyece¤imizi, bize bu mant›kla geldikleri taktirde sürece bafllarken yasal süreci tamamlay›p greve ç›kaca¤›m›z› söyledik. ‹flveren cephesi bizim bu kararl› tutumumuzu görünce, yeni bir madde getirmedi, biz de yeni madde getirmeyerek, sosyal haklarda anlaflarak ücret maddelerine geldik. Ücret maddelerine gelince iflverenler yüzde 5 gibi komik bir rakamla geldiler. Biz 2003 y›l›nda da bu senaryoyla karfl›laflm›flt›k, 324 arkadafl›m›z kap›da kalm›flt›. fiube baflkan›m›z ile flube sekreterimiz tutuklanm›fl, yaklafl›k 40 gün Kartal F Tipi Hapishanesi’nde kalm›fllard›. Bunun üzerine dayatmalar devam etmiflti ancak o zaman da patronlar›n oyunlar›na gelmeyerek gerek Tuzla yönetimimiz gerekse merkez yönetimimizle birlikte süreci lehimize çevirmifltik. Bu sürecin de alt›ndan kalkaca¤›m›za inan›yoruz. “DER‹-‹fi ÜYES‹YLE BÜTÜNLEfiM‹fiT‹R” -Fabrikalara grev karar› as›ld›. ‹flçilerin flu anki durumu nas›l? M. Yi¤it: 1 May›s iflçilerin birlik, mücadele ve dayan›flma gününde de görüldü ki Deri-‹fl alanlarda olmufltur. Bir kere daha kendini göstermifltir ki Deri-‹fl iflçisini toplam›fl, iflçisiyle sendika bütünleflmifl, iflyeri komitelerini oluflturarak bu sürece müdahale etmifltir. Geçti¤imiz Sal› günü de fabrikalara grev karar› ast›k. fiu anda 6 ifl günü içerisinde iflverenlerin tutumu devam ederse grev kararlar›n› alaca¤›z. Grev tarihleri belirleyece¤iz. Bunun içinde gerek Ayd›nl›’da gerek fiifa Mahallesi’nde bildiriler da¤›tarak insanlar› bilgilendirece¤iz, destek isteyece¤iz. -Kamuoyu, DKÖ’ler, Türk-‹fl’e muhalif sendikalar ve di¤er kurumlardan mücadelenize yeterince destek var m›? M. Yi¤it: K›smen. Yani yeterince bir sahiplenme görmedik. 27 Nisan’da Sanayii’de yapt›¤›m›z bas›n aç›klamas›na belli duyarl› kesimlerden Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi (ILPS) Türkiye Seksiyonu, DEHAPTuzla örgütü ve bir-
Emekçinin Gündemi DENET‹M VE D‹S‹PL‹N ÜZER‹NE Bilindi¤i üzere her örgüt bir ihtiyac›n ürünü olarak ortaya ç›kar. DDSB de ihtiyac›n ürünü olarak yarat›lm›flt›r. ‹flçi s›n›f›n›n s›n›f bilinçli ileri kesimlerini bünyesinde toparlamak, s›n›f›n da¤›n›kl›¤›n› gidermek, sar› devlet sendikac›l›¤›na karfl› s›n›f sendikac›l›¤› ilkelerini hayata geçirerek çekim merkezi oluflturmak, yetkinlefltikçe de aç›k politik mücadele vermek DDSB’nin genel hedefleridir. Bu hedeflere ba¤l› faaliyet sürdürmek isteyen iflçiler iflçi s›n›f›n›n ulusal ve uluslararas› mücadele deneyimlerinden ortaya ç›kan ilkelerini, disiplinini tan›yarak gönüllülük temelinde mücadeleye bafllar ve faaliyet sürdürür. Ayn› flekilde gönüllülük temelinde de mücadeleyi b›rakabilir. ‹çinden geçti¤imiz süreçte bu hedefleri yaflama geçirmek için iddialarla örtüflen s›k› bir prati¤e ve mutlak bir tutarl›l›¤a ihtiyaç vard›r. Tam da bu noktada sürdürdü¤ümüz faaliyet sürecinde esnek bir denetim ve disiplin mekanizmas› oluflturmak ve iflletmek iflin olmazsa olmaz›d›r. Bu mekanizma ancak ifllevli bir komite faali-
yetiyle sa¤lanabilir. Sendika ve DKÖ’lerde uygulanan esnek disiplin ço¤u kez yanl›fl alg›lanagelir. Esnek disiplin, disiplinsizlik, bafl›boflluk de¤il keyfiyet hofluna giden kararlara uyma, gitmeyenlere uymama, görüntüde uyma özde ise aç›k, dolayl› direnç gösterme hiç de¤ildir. Oldukça kaygan bir zeminde olan sendikalardaki denetim-disiplin meselesi yaflamsal derecede önemlidir. Bu mekanizma sa¤lam temeller üzerine infla edilmedikçe, kolektif bir zemine oturtulmad›kça tehlike büyüktür. Fabrikalardan ç›kard›¤›m›z, ç›karaca¤›m›z k›smen duyarl› iflçilerin siyasal olarak zay›f, yar› ayd›n, yar› lümpen özelliklere sahip oluflu bu arkadafllar›n h›zla s›n›f bilimine dayal› e¤itilmesini, kolektif yaflama kazand›r›lmas›n› zorunlu k›lar. Daralma, t›kan›kl›k bu yöntemle afl›l›r. Yine öne ç›kan DDSB faaliyetçileri kendilerine beklentilere, iddiaya uygun çekidüzen vermelidir. Özel yaflamla devrimci yaflam aras›na “tersten” kal›n duvarlar çeken çifte kimliklerin maskeli baloyu and›ran yaflamlar›, pro-
kaç kurumdan destek gördük ama greve ç›kt›¤›m›z dönemde böyle bir birlikteli¤in olabilece¤ini düflünüyoruz. Bunu nerden biliyoruz? Kitle örgütlerinin bir k›v›lc›ma destek, omuz verdiklerini daha önce de gördük. Bunu SEKA’ya, TELEKOM’a, TEKEL’e verilen desteklerden biliyoruz. Bu yönlü ça¤r›lar›m›z da olacak. Bizi de yaln›z b›rakmayacaklar›n› biliyoruz. Önce kendi üretimimizden ald›¤›m›z gücümüze güveniyoruz, ard›ndan da dostlar›m›za güveniyoruz. Bunu pekifltirerek gelifltirece¤iz mücadelemizi. -Bundan sonra neler yapmay› düflünüyorsunuz? M. Yi¤it: fiu anda iflyeri toplant›lar› yap›yoruz. Bildiriler basarak Ayd›nl›’da, fiifa Mahallesi’nde halk›, esnaf› dolafl›yoruz, kahvelere girerek sürecimizi anlat›yoruz. ‹nsanlar› birlikte hareket etmeye ça¤›r›yoruz. Bu k›sa zaman içerisinde bunlar› yapmaya devam edece¤iz. Önümüzdeki günlerde yönetim toplant›m›z› yap›p grevi uygulama kararlar›m›z› asaca¤›z. fiu anda yine iflyerlerindeki mesailerimizi kald›rd›k, ilerleyen dönemlerde üretime yönelik ifl yavafllatmalar da gündemimizde. Greve girece¤imiz süreç içerisinde bunlar› bafllataca¤›z, üretimden gelen gücümüzü kullanaca¤›z. -Deri-‹fl koluna ba¤l› di¤er bölgelerde, Çorlu, ‹zmir, Uflak ve Bursa’daki durum hakk›nda bilgi verebilir misiniz? M. Yi¤it: Çorlu’da flu anda bir çal›flma var. ‹leri Deri diye bir firma var, orada direniflimiz var. Yaln›z, daha baflar›l› bir flekilde sonuçland›ramad›k. Tek kald›¤›m›zda baflar›l› da olamayacak. Gerek Çorlu’daki temsilci arkadafl›m›z gerekse de di¤er arkadafllar›m›z üzerine düflen görevleri yapmaya çal›fl›yorlar. fiu anda ‹zmir’de örgütlülü¤ümüz var. Orada da çal›flmalar›m›z devam ediyor. Örgütsüz yerleri örgütlemeye çal›fl›yoruz. Ama di¤er sordu¤unuz yerlerde bir çal›flmam›z flimdilik yok. Köklü firmalardan iflas edenler var, fabrikalar›n› kapatanlar var. fiu anda gerçekten de deri sektöründe kriz var. Her ne kadar “enflasyon düflüyor, yüzde 9 gibi leter yaflam tarz›na dönüflmeli/dönüfltürülmeli. Burada denetim disiplin mekanizmas› devreye girer, iliflkileri olmas› gereken zemine oturtur. ‹liflkilerin do¤ru önderlik etraf›nda sevk ve idaresini sa¤lar. Bu sa¤lanmazsa/sa¤lanamazsa bir dönem devrimci, demokrat, sömürü düzenini y›k›c› iddias›nda olanlar›n bir dönem sonra sömürücü sistemin parças› ve koruyucusu olmas› kaç›n›lmaz hale gelir. Bu tehlikenin panzehiri ideolojik, siyasal, örgütsel düzlemde yetkinleflmedir, buralardan beslenmektir. Bu olmad›¤›nda bürokrat çizgi cezbedici ve çekicidir. Y›llard›r ezgin, itilip kak›lan, insafs›zca sömürülen, afla¤›lanan, adam yerine konmayan, s›n›f›n içinden ç›km›fl/ç›kar›lm›fl kimi “öncü”lerin nas›l radikal bir yabanc›laflma yaflad›¤›na, içinden ç›kt›¤› s›n›fa s›n›rs›zca nas›l ihanet etti¤ine çokça tan›k olmufluzdur/olmaktay›z. Bu anlamda bir düzeltme hareketi ve sars›lmaya ihtiyac›m›z vard›r. Kuflkusuz bir anda, bir hamlede ve k›sa bir sürede sorunlar›n ortadan kalkaca¤›/kald›r›laca¤› hayaline kap›lmamal›y›z. Gerçekçi olmal›, sorunlar›m›z› neden sonuç diyalekti¤i içinde ele almal›, öncelikli olanlar› öne ç›kararak k›sa, orta, uzun vadeli planlar yaparak sürece müdahale etmeliyiz. ‹flin öznesi olmal›y›z. Do¤al olarak bu düzeltme hareketi, hamlesi kendimizden bafllamak zorunda. Evimizin
büyüyoruz” denilse de bu gerçe¤i yans›tm›yor. Milyonlarca iflsiz var ve bu gitgide artacak gibi görünüyor. Çünkü herhangi bir yat›r›m yok, yat›r›m yapmaya yönelik bir çaba da yok. Olmay›nca sanayici de, örgütlü, sendikal›, sigortal› iflçilerin üzerine tüm vergiyi bindirmeye çal›fl›yor. Bu son ç›kan yasalarla birlikte ifl güvencesi yasas›n›n 30 kifliye ç›kar›lmas›, tafleronlaflt›rma, esnek üretim vs. sald›r›lar iflverenlerin önünü açt›. Bir firman›n içerisinde 4-5 tane firma var. Özel yerlerde örgütlenmek daha da zorlaflt›. Kamu da gitgide özellefltirilerek tasfiye ediliyor. Y›k›m politikalar› uygulan›yor. Özelleflen yerlerde do¤ru dürüst iflçi al›nm›yor. Bizim de kamuya ba¤l› örgütlendi¤imiz yerler vard›. Sümerbank kunduralar vard›. Onlar da kapat›ld›, özelleflti sözüm ona ama hiçbir iflçi çal›flm›yor. Bundan on y›l önceye kadar bizim sendikam›zda örgütlü, kamuda 2 binin üzerinde insan çal›fl›yordu. fiu anda sadece Beykoz’da 70 kifli var. Orada da emeklilikleri gelenleri hemen gönderiyorlar. Di¤er alanlarda da pek iç aç›c› durum yok. Bir tak›m çal›flmalar›m›z, düflüncelerimiz var ama daha pratikte bir fley yok. -Bizimle röportaj yapt›¤›n›z için teflekkür ediyoruz. M. Yi¤it: Sorunlar›m›za duyarl› oldu¤unuz ve kamuoyuna tafl›d›¤›n›z için ben de size teflekkür ediyorum. (Kartal)
önünü temiz tutmal›y›z ki baflkalar›n›n evlerinin önünü temiz tutmalar›n› isteyebilelim. Müdahaleye baflland›¤›nda iflah olmaz küçük burjuva unsurlar›n her türlü entrika, kara çalma, yoldafllar aras›nda güvensizlik yayma, partinin, devrimin, s›n›f›n sorunlar› konusunda flaibeler yaratma, kafa kol iliflkilerini, feodal, hemflehri iliflkilerini örgütlülü¤e karfl› k›flk›rtma, örgüt kademelerini yatay iliflki zorlamalar›yla bencil burjuva yaflam tarz›n›n statükosunun korunmas›na yönelik harekete geçirme çabalar› ve nihayetinde en uç noktada düflmana s›¤›naca¤› düflmanla dolayl›, aç›k iliflki kurabilece¤i gözönünde bulundurulmal›d›r. Ç›k›nt›lar›n törpülenmesi, daralman›n afl›lmas›, e¤itim, örgütlenme, yoldafll›k iliflkilerinin tesis edilmesi, kolektif yaflam›n canland›r›lmas› ve güçlendirilmesi vb. birçok noktada eme¤e, eme¤in yo¤unlaflt›r›lmas›na ihtiyaç vard›r. Etkin oldu¤umuz alanlarda Türkiye iflçi s›n›f›n›n yüzak› diyebilece¤imiz pratik eylemler, yaratt›¤›m›z mütevazi mevziler hangi yoldan yürüyece¤imizi gösteren referans noktalar›d›r. Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n faflist TC taraf›ndan katlediliflinin 32. y›l›nda ‹brahim’i anmak ve ‹brahim gibi bir öndere sahip olmak ayr›cal›¤›n› göstermek, tarihsel sürecin omuzlar›m›za yükledi¤i görevleri yerine getirme çabas› ve mücadelesiyle önemli, anlaml›d›r.
6
20 Mayıs-2 Haziran 2005
22
Köylü eylemlerine genel bir bak›fl-2 Tar›m Bakanl›¤›'n›n haz›rlam›fl oldu¤u “AB için Tar›mda Müzakere Yol Haritas›”n›n ana noktalar›ndan birini k›rsal alanda sanayiyi gelifltirerek tar›mla geçinen köylülü¤ün sanayi ve hizmet sektörüne kayd›r›lmas› oluflturmaktad›r. Peki varolan flartlar alt›nda bu hedef ne kadar gerçekçidir? Di¤er bir aya¤›n› gümrük s›n›rlar›n›n kald›r›lmas› ya da gümrük vergilerinin düflürülmesi oluflturuyor. Her ülke kendi üreticisini gümrük duvarlar›yla kanun ya da güvence alt›na al›r. Zaten ayakta duramayan ülke üreticisi, ürününü ihraç edip emperyalist ülkelerin üreticisiyle rekabet edebilme flans› yokken, tek pazar› olan ülke içinde de gümrük vergilerinin düflürülüp, ürün ithal edilmesi ülke üreticisinin y›k›m›, imhas› demektir. Bunun en iyi örneklerinden biri son dönemlerde bas›nda yer alan m›s›r ithalat›d›r. 2004/7307 say›l› Bakanlar Kurulu karar›yla 31.08.2004 tarihine kadar geçerli olmak üzere %70 olan gümrükler %25’e düflürülerek 900.000 (dokuzyüzbin) ton m›s›r ithal edilmesine izin verilmifltir. (Bu vurgun Maliye Bakan› Unak›tan’›n o¤luna yapt›r›lm›flt›r. Bakanlar Kurulu karar›yla) Türkiye’de m›s›r›n hasat edilece¤i döneme rastlayan bu izin, m›s›r üreticisini zarara u¤ratm›flt›r. Nitekim 2003’te 310 bin liradan sat›lan m›s›r 2004’te 330 bin liradan sat›lm›flt›r. Sadece 2005’in Ocak ay›ndan bu yana ülkeye 150.000 ton m›s›r ithal edilmifl, Bulgaristan, Romanya, Rusya ve Ukrayna’dan 200 bin tona yak›n m›r›s›n da ba¤lant›s› yap›lm›flt›r. Bugün %100 gümrük vergisiyle ülkeye ortalama girifl maliyeti 300 bin olan m›s›r›n A¤ustos 2004’teki vurgununu siz düflünün. Yap›lan m›s›r ithalatlar› sonucu TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi)’nin elinde 470 bin ton m›s›r kalm›flt›r. Ma¤dur olan sadece m›s›r üreticisi de¤ildir, bir bütün halk›m›z›n s›rt›ndan ç›kar›lacakt›r bu zarar›n faturas›. Benzer uygulama pamuk için de geçerlidir. 2004’te ülke üreticisinin pamu¤u elinde kal›rken 715 bin liradan Yunanistan’dan pamuk ithal edildi. Bu sald›r›lar›n di¤er bir aya¤› da tar›m ve hayvanc›l›k kurumlar›n›n özellefltiril-
mesi ya da özerklefltirilmesidir. Özellefltirme ‹daresi’ne aktar›ld› önce K‹T’ler. Özellefltirmeler bildi¤imiz gibi bafll› bafl›na iflsizlik ve yoksulluk demektir ve oldukça kapsaml› bir sald›r›d›r. Bu alandaki kurumlara TEKEL, fieker Fabrikalar›, Et-Bal›k Kurumu, Süt Ürünleri kurumlar›, Üretim Kooperatifleri ve Köy Hizmetleri’nin tasfiye edilmesi gibi örnekler verebiliriz. Yine do¤al afetlerden zarar gören üreticilere yard›m yap›lmas›na imkan veren mevzuat yürürlükten kald›r›lm›flt›r. Yani do¤al afetlerde zarar gören köylüye “ne halin varsa gör” denilmektedir. Uygulanan IMF, DB ve DTÖ direktifli politikalar sonucu ülkemizde en temel stratejik ürünlerde dahi üretim gerilemifltir. Sadece 2001-2003 aras› 3 milyondan fazla köylünün iflsiz kald›¤› biliniyor. Üretimin gerilemesini maliyetin artt›¤› halde fiyatlar›n geriledi¤ini rakamlarla ortaya koyarsak
daha anlafl›l›r olacakt›r. (Tablo 1) Örne¤in bu¤day›n fiyat› % 12 oran›nda gerilemifltir. Tütünde, f›nd›kta, pamukta, bakliyatta, hububat, çay, fleker pancar› gibi temel ürünlerin üretiminde ciddi azalmalar olmufltur. Bu¤day üretimindeki düflüflü anlamak için TMO’nun y›llara göre bu¤day al›mlar›na bakmam›z yeterlidir. (Tablo 2) Ekonominin büyüdü¤ünden, milli gelirin artt›¤›ndan bahsedilirken tar›m ve hayvanc›l›¤›n geriledi¤i görülmektedir. Milli gelirin % 5-9 kadar büyüdü¤ü söylenirken tar›m ise % 2-5 oran›nda küçülmüfltür. Yine ekonominin %3 büyüdü¤ünden bahsedilirken, tar›m ise küçülmüfltür. Enflasyonun tek haneli rakamlara düfltü¤ünden bahsedilip dü¤ün bayram yap›l›rken gübreye % 55, sulamaya, mazota % 25, tohuma % 80’den fazla zam yap›lm›flt›r. Tar›m Bakanl›¤› “AB için tar›mda Müzakere Yol Haritas›” haz›rlad›. Bu müzake-
renin çerçevesi üç ana noktaya dayanacak. “1- Verimlili¤i art›rmak için önce iflletme yap›lar› iyilefltirilecek. 2- K›rsal alanda sanayi gelifltirilerek tar›m nüfusu sanayi ve hizmet sektörüne kayd›r›lacak. 3- Güçlü idari yap›lar kurulacak.” (3012-2004 Radikal) Bu hedeflerin ne getirip ne götürece¤ini bir yana b›rakal›m, bunu nas›l, hangi altyap›yla yapacaklar› bile belli de¤il. Tar›ma bütçeden ayr›lan 3 milyon 462 milyon YTL ile mi sanayileflecekler? AB’ye tar›msal nüfusun 10 milyon azalaca¤› (sanayileflerek) taahhüdünde bulunanlar bunu hangi altyap›yla yapacaklar? Tar›m› desteklemeden emperyalizme peflkefl çekerek, yerli tar›m tasfiye edilerek mi sanayileflecekler? Tar›m desteklenmeden tar›msal sanayi gelifltirilemez. Bu politikalarla gelifltirilebilecek olan tar›m›n hayvanc›l›¤›n yok edilmesi, üreticinin üretimden uzaklaflt›r›larak göçe zorlanmas› olacakt›r. Kendi ihtiyaçlar›m›za ve arazinin yap›s›na göre yönetim yerine sermayeye ba¤›ml›, onlar›n ihtiyaçlar› ve isteklerine göre sözleflmeli üretimin geliflmesi olacakt›r. Yine pazar›n ve verimli tar›m arazilerinin emperyalist tekellerin denetimine geçmesi geliflecektir. Bunlar da daha fazla iflsizlik, daha fazla açl›k ve yoksulluk demektir. K›rsal nüfusu bu politikalar sonucu azaltacaklard›r ama bu, sanayileflmenin oldu¤u köylülü¤ün tasfiye oldu¤u anlam›na gelmemektedir. Zira k›rsal kesimdeki köylüler, üreticiler flehirlere göç etseler de buralarda da en baflta istihdam sorunu iflsizlik, açl›k yakalar›n› b›rakmayacakt›r. Tar›m sorunlar›, toprak sorunlar› hala ortada durmaktad›r. Sadece zorunlu olarak topraklar›ndan edilmifl olacaklard›r. Yani köylülük sorunu çözümlenmifl olmayacakt›r. Bitti
Köylüler, mera ve a¤açlar›n tahribine isyan etti Samsun Büyükflehir Belediyesi s›n›rlar›na dahil edilen Gürgenda¤›, Çelikalan, Çanakç›, Bilmece ve Yukar›avdan köylerinde toplam 1.200 hektar alan›n Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤› ile Çevre ve Orman Bakanl›¤› taraf›ndan 12 ayr› firmaya tafloca¤› olmas› için verilmesi köylüleri isyan ettirdi. Tafloca¤› açmak için ormanl›k alanlar› tahrip eden firmalardan birinin Çelikalan köyünde yol açma çal›flmalar› köylüler taraf›ndan engellendi. Yol açma çal›flmalar›n› bir süre durduran köylüler “Bu bir katliamd›r. Bir tek çam fidan› için insanlara hapis cezas› isteyenler, orman›n yok edilmesine seyirci kalamazlar. Burada yüzlerce hektar alan teraslanarak ormana dönüfltürüldü. fiimdi ayn› Bakanl›k, orman›n tahribat›na izin veriyor. Hakk›m›z› sonuna kadar arayaca¤›z” dediler. Hay-
vanc›l›kla geçimini sa¤layan köylülerden Çelikalan köyü muhtar› Necati Köse devletin kendilerine 160 s›¤›r da¤›tt›¤›ndan bahsederek “Valilik bize 1,5 trilyonluk 169 inek verdi. Çevre ve Orman Müdürlü¤ü bizden hayvan bafl›na ›slah edilmifl 10 dönüm mera istiyor. fiimdi bu hayvanlar› ne yapaca¤›z, nerede otlataca¤›z?” dedi. Çelikalan köylülerinin tafloca¤› için yol açma giriflimine isyan›n›n orman ve meralar›n sat›fl›na olarak tan›yan yasan›n Meclis’ten geçmesinden k›sa bir süre sonra yaflan›yor olmas› ortak kullan›m alanlar› olan meralar›n, ormanl›k arazilerin peflkefl çekilmeye baflland›¤›n› gösteriyor. 4 May›s Çarflamba günü Çelikalan köyünde yaflanan olay daha sonraki gün eyleme dönüfltü. 5 köyde tafloca¤› iflletilmesine izin verilmesi ile birlikte, yol açma çal›flmalar›na bafllayan tafloca-
¤› sahibi, iflletmenin yol açma çal›flmalar›nda orman› tahrip edenlerin, a¤açlar› kesenlerin kendileri olmad›¤›n› iddia ederek Orman ‹flletme Müdürlü¤ü ekiplerinin yapm›fl olaca¤› yönünde aç›klama yapt›. Samsun Valili¤i yaflanan olay üzerine 6 May›s Cuma günü inceleme bafllatt›. Konuyla ilgili Özel ‹dare, Çevre ve Orman Müdürlü¤ü, Tar›m Müdürlü¤ü, Milli Emlak Müdürlü¤ü, Orman ‹flletme Müdürlü¤ü ve Gazi Belediyesi heyet oluflturdu. Heyet köyde incelemede bulundu. Tafloca¤›na tahsis edilen alan› inceleyen heyet köylülerden de bilgi ald›. Ad›n›n aç›klamas›n› istemeyen bir yetkili “Buradaki arazi tahsis olay› bizim d›fl›m›zda geliflti. Ruhsat verildi¤inden bile haberimiz yoktu. Haz›rlad›¤›m›z raporu Valili¤e sunaca¤›z gerisi yetkililere kalm›fl” dedi. (Samsun)
7
22
Bergama köylülerinin siyanürcülere karfl› mücadelesi devam ediyor! Ankara’dan Beyaz Ad›mlar Platformu ve ‹zmir BergamaEflme Elele Platformu üyesi yüze yak›n akademisyen, mühendis ve ö¤renci Bergama Ovac›k’ta siyanürlü alt›n aranmas›na karfl› kamuoyu oluflturmak amac›yla bölge halk›yla bulufltu. Bergamal›lar, kendi aralar›nda yarat›lmaya çal›fl›lan bölge çal›flmalar›na kat›lmayacaklar›n› belirterek AKP hükümetinin politikalar›n› da protesto ettiler. Koza Alt›n fiirketi’nin, ‹zmir Bergama’da siyanürlü alt›n arama faaliyetlerini yeniden bafllataca¤› haberleri üzerine, Bergamal› köylüler ve çeflitli platformlar yeniden aya¤a kalkt›. ODTÜ Ö¤retim Elemanlar› Derne¤i, TMMOB’a ba¤l› odalar ve sendikalar›n yöneticileri ile üniversite ö¤rencileri, Beyaz Ad›mlar Platformu Çamköy’e ulaflt›. Alt›n flirketlerinin bulundu¤u Çamköy’de köy kahvesinde yap›lan köy toplant›s›nda metalürji mühendisi Kaya Özeren Bergama köylülerinin verdi¤i mücadelenin dünyaya örnek oldu¤unu belirterek, “Bu mücadele bitmeyecek” dedi. fiehir Planc›lar› Odas›’ndan
Tuncay Karaçorlu ise mücadelenin sadece topra¤›n kirlenmesine karfl› de¤il ayn› zamanda çevre felaketlerine karfl› toplumsal bir mücadele oldu¤unu belirtti. Prof Dr. ‹nci Gökmen de bu mücadele s›ras›nda sosyal ola-
Siyanürle alt›n ç›karma iflini Normandy Madencilik’ten devralan Koza fiirketi’nin yeniden madeni açma haz›rl›klar› yapmas› üzerine köylüler duruma tepki gösterdi. rak da insanlar›n bölünmeye çal›fl›ld›¤›na dikkat çekerek, “Köylüler göç ediyor, köy yok oluyor. Birlikteli¤i yeniden yakalamal›y›z” dedi. Köylülerden Sabiha Gökçeo¤lu; “Bizim elimizde de mahkeme karar› var. Binlerce kifli
sokaklara döküldük. Kanser, ani ölüm, depresyon yaflad›k” dedi. fiahsenem Dikmeno¤lu hükümete tepki göstererek flunlar› söyledi: “Baflbakan nerede? Gelsin burada ona siyanürlü tafl yedirelim ben bu yafl›mdan sonra neyle geçinirim, nerede yaflar›m” dedi. Ayfle Yüksel adl› genç ise, flirketin parayla köylüleri bölmeye çal›flt›¤›n› söyledi. Köylülerin avukat› Senih Özay, madenin ‹l Özel ‹daresi’nden yak›n bir zamanda yeniden aç›lma izni almay› planlad›¤›n› ifade etti. Tabip Odas› ile, Çevre, Jeoloji ve Kimya Mühendisleri Odalar› temsilcilerinin de birer konuflma yapt›¤› etkinlikte Çanakkale Troya ‹da Platformu ad›na konuflan Murat Narin, madeni Koza fiirketi’ne devrederek kaçmaya çal›flan Normandy’nin yakas›n›n b›rak›lmamas› gerekti¤ini vurgulad›. Konuflmalar›n ard›ndan ‘Siyanürcü flirket Bergama’y› terket’ sloganlar› ile madene kadar yürüyüfl yap›ld›. Bir süre daha madenin önünde devam eden eylem sloganlarla sona erdi. (‹zmir)
Terme’de “Tar›msal Üretici Birlikleri” aç›ld› ar›msal Üretici Birlikleri Kanunu kapsam›nda Türkiye’de ilk defa kurulan Terme Bal Ürünleri Üreticileri Birli¤i ve Terme Organik F›nd›k Tar›m Üreticileri Birli¤i’nin aç›l›fl› yap›ld›. 5 May›s Perflembe günü düzenlenen törene Birlik üyeleri ve ilçe halk›n›n yan›s›ra Tar›msal Üretici Birlikleri Kanunu’nun anlat›ld›¤› seminere kat›lan konuklar da geldi. ‹lk olarak Terme Bal Ürünleri Üreticileri Birli¤i’nin Tar›m ‹lçe Müdürlü¤ü’nün yan›nda bulunan bürosunun aç›l›fl› yap›ld›. Birli¤in kurulmas›na öncülük eden ve eme¤i bulunan Terme Ziraat Odas› Baflkan› Yetkin Karamollao¤lu bir konuflma yapt›. Gezginci bal üreticilerinin birli¤ini kurarken birçok sorunla karfl›laflt›klar›na de¤inen Karamollao¤lu “Bal üreticileri-
T
mizle birlikte sürekli Ankara’ya gittik, geldik. Haz›rlad›¤›m›z tüzü¤ü sonunda onaylatarak Terme Bal Ürünleri Üreticileri Birli¤i’ni kurduk. Sorunlar›m›z hala bitmifl de¤il. Beraber, bir bütün oldu¤umuz sürece önü-
Terme Ziraat Odas› Baflkan› Yetkin Karamollao¤lu beraber hareket edildi¤i sürece önlerinde hiçbir engelin kalmayaca¤›n› belirtti. müzde hiçbir engel kalmaz, sorunlar›m›z› çözeriz” diyerek Birli¤in kurulmas›nda eme¤i
geçen herkese teflekkür etti. Terme Bal Ürünleri Üreticileri Birlik Yönetim Kurulu Baflkan› Yüksel Y›ld›z da konuflmas›nda kurduklar› Birli¤in Terme’deki gezginci ar›c›lar› bir araya getirdi¤ini, bugüne kadar yaflam›fl olduklar› sorunlar› çözümleyeceklerini vurgulad›. Birli¤in kuruluflunda eme¤i geçen Ziraat Odas› Baflkan› Karamollao¤lu’na da bir plaket sunuldu. Ard›ndan Terme Organik F›nd›k Tar›m Üreticileri Birli¤i’nin aç›l›fl› gerçekleflti. Birlik Baflkan› Mehmet Özmen konuflma yaparak konuklara ve üyelerine teflekkür etti. Aç›l›fl törenlerinin ard›ndan organik tar›m›n yap›ld›¤› Evci ve Çaml›ca köylerine gidildi. Burada misafirlere verilen yemekten sonra Çaml›ca Organik Tar›m Vadisi’ne gezi düzenlendi. (Samsun)
20 Mayıs-2 Haziran 2005 Üreticilerden bakana öfke Dünya Çiftçiler Günü dolay›s›yla Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i (TZOB) taraf›ndan düzenlenen sempozyum köylülerin tepkilerine sahne oldu. Karayollar› Genel Müdürlü¤ü Konferans Salonu’nda 14 May›s günü bafllayan etkinliklerin ilk gününe Tar›m Bakan› Sami Güçlü ve çeflitli bürokratlar kat›ld›. TZOB Baflkan› fiemsi Bayraktar; 2001 y›l›nda yaflanan krizden en çok köylülerin etkilendi¤ini belirterek “Dünya fiyatlar›yla üretebilen üretsin, üretemeyen b›raks›n mant›¤› yanl›flt›r. Üretimi b›rakmak zorunda kalacak 15 milyon nüfusu nereye göndereceksiniz?” sorular›n› sordu. Tar›m Bakan› Sami Güçlü ise konuflmas›nda köylülere “elefltirinin nas›l yap›lmas› gerekti¤ini” anlatt›. Üretemeyen, çocuklar›n›n ihtiyaçlar›n› karfl›layamayan köylülerin öfkesini dizginlemeye çal›flan Sami Güçlü “elefltirilerinizi özenli, ahenkli yap›n” dedi. Salonda bulunan üreticiler Bakan› protesto ederek “Ofislerin aç›lmas›n› istiyoruz”, “Eme¤imizin karfl›l›¤›n› istiyoruz”, “Dinliyorsunuz ama çözüm yok” fleklinde ba¤›rarak sorunlar›n›n çözülmesini istediler. (Ankara)
Köylülerin a¤aya isyan› Son aylarda özellikle T. Kürdistan›’nda a¤alara karfl› yap›lan eylem ve baflkald›r›lara Gaziantep’in ‹slahiye ilçesine ba¤l› Ortakl› köylüleri de kat›ld›. 13 May›s günü “A¤al›¤a son” yürüyüflü yapan yaklafl›k yüz köylünün “A¤al›¤a son”, “A¤adan dedem çekti-babam çekti-ben çekmek istemiyorum”, “Ölüyü diriltip bafl›m›za a¤a yapt›lar” sloganlar›yla yapt›klar› eylem jandarman›n sald›r›s›na u¤rad›. 125 hane ve 716 nüfuslu Ortakl› köyünün s›n›rlar› içerisinde tar›ma elveriflli 12 bin dönüm arazi y›llard›r a¤alar taraf›ndan ifllenirken, köyde yaflayan 80 aile ise yaln›zca bin dönüm araziyi kullan›yor. Köy muhtar› Halil Eker, 1950 y›l›nda ölen bir flahs›n 1966 y›l›nda yafl›yor gösterilerek üzerine arazi tapuland›¤›na ve hazine arazilerinin sahte belge düzenlenerek baz› flah›slar›n üzerlerine kay›t yapt›r›ld›¤›na dikkat çekerek yap›lan yolsuzluklar› da gözler önüne serdi. (H. Merkezi)
TEKEL: Kanserli hasta Türkiye Ziraatç›lar Derne¤i Baflkan› (TZD) ‹brahim Yetkin TEKEL’in özellefltirilmesi ile pazar pay›n›n yüzde 75’ten yüzde 45’e düfltü¤ünü söyledi. 7 May›s günü Ziraatç›lar Derne¤i’nin 56. kurulufl etkinli¤inde konuflan Yetkin; “Nerede köy hizmetleri? Nerede Türkiye Zirai Donat›m Kurumu, SEK, Yem Sanayi? fiimdi de s›rada TEKEL ve fieker Fabrikalar› var” fleklinde konuflarak özellefltirmeleri elefltirdi. TEKEL zarar m› ediyor, tar›m›n s›rt›nda kambur mu?” sorusunu soran Yetkin “Hay›r. Binlerce üretici TEKEL’den ekmek yiyor. 30 bin iflçi istihdam ediyor” fleklinde aç›klamalarda bulundu. Yetkin, TEKEL ve fieker Fabrikalar›n›n özellefltirilmesiyle fleker pancar› ve tütün üreticileri ile iflçilerin kendi kaderine terk edilece¤ini, AB’nin 2013 y›l›na kadar tar›m için Türkiye’ye kaynak ay›rmayaca¤›n› da sözlerine ekledi. (Ankara)
Malatya süt üreticileri krizde Sütte fiyatlar›n afl›r› düflüflü nedeniyle zor günler yaflayan Malatyal› süt üreticileri, ç›kar gruplar›na karfl› destek ça¤r›s›nda bulundu. Malatya ‹li Anadolu Esmeri Irk› Dam›zl›k S›¤›r Yetifltiricileri Birli¤i Yönetim Kurulu taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klamada, Malatya’da kay›s›ya alternatif olarak görülen süt üretiminde yaflanan sorunlara dikkat çekildi. Süt üretimi konusunda son günlerde büyük bir kriz yafland›¤›na iflaret edilen aç›klamada, “Süt iflleyicileri, arz›n talepten fazla olmas› sebebiyle birçok yerde süt al›mlar›n› k›sm›fl ve üretici fiyatlar›n› afla¤› çekmifllerdir. Birkaç ay öncesine kadar yeterli süt üretilmedi¤inden flikayet ederek ithalat› gündeme getiren baz› kesimlerin, süt fazlal›¤›n› bahane ederek fiyatlar› Ocak ay›nda 2, Nisan ay›nda 7 ve May›s ay›n›n ilk günlerinde de 3 YKr düflürmesi ak›llarda soru iflaretleri b›rakmaktad›r” denildi. (Malatya)
8
20 Mayıs-2 Haziran 2005
22
Emperyalizme, flovenizme, faflizme karfl› Deniz olunmal›... Ankara
6 May›s 1972 y›l›nda 12 Mart AFC’si sonras› TC taraf›ndan idam edilen Deniz Gezmifl, Hüseyin ‹nan ve Yusuf Aslan katledilifllerinin 33. y›l›nda hemen hemen tüm illerde ard›llar› ve yoldafllar› taraf›ndan an›ld›. ‹STANBUL *‹nsan Haklar› Derne¤i ‹stanbul fiubesi yönetimi ve üyeleri Sultanahmet Park›’nda toplanarak Denizleri and›. Deniz, Hüseyin ve Yusuf’un foto¤raflar›n› tafl›yan ‹HD’liler ad›na aç›klama yapan ‹HD Genel Baflkan Yard›mc›s› Kiraz Biçici Denizlerin idam edilmesinin Türkiye tarihinin kara lekesi oldu¤unu söyleyerek “‹dam insanl›k suçudur” dedi. *Dolmabahçe Saray› önünde toplanan Ekim Gençli¤i okurlar› “Faflizme, flovenizme, provokasyona karfl› Deniz olunmal›” pankart› açarak “Deniz, Hüseyin, Yusuf mücadelemizde yafl›yor”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar›n› atarak aç›klama yapt›. Grup ad›na aç›klama yapan Burcu Eker, Türkiye’de emperyalizme karfl› en büyük mücadelenin 1968’li y›llarda verildi¤ini belirterek “Dolmabahçe’deyiz, çünkü bu kald›r›m ve yollar 68’lilerin emperyalistleri bozguna u¤ratt›klar›, iflbirlikçi düzen kuvvetlerine korku sald›klar› bir tarihe tan›kl›k etmifltir” dedi. *ESP ve SGD de Dolmabahçe’de Denizleri sayg› duruflu ve sloganlarla anarak 68 gençli¤inin anti-emperyalist mücadele ruhunu kuflanarak Deniz, Hüseyin ve Yusuf’un sesine kulak verme ça¤r›s› yapt›. ANKARA * 5 May›s günü saat 12:30’da Yüksel Caddesi’nde bir araya gelen 78’liler Derne¤i üyeleri; Deniz Gezmifl ve yoldafllar›n›n onurlu mücadelesini selamlad›. ‹brahim Kaypakkaya, Mahir Çayan ve Deniz
Gezmifl’in resimlerinin bulundu¤u pankart açan 78’liler “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar›n› atarak, 68 döneminin önderlerine yaz›lan fliirler okudular. Yap›lan sayg› duruflundan sonra dernek baflkan› Ruflen Sümbülo¤lu; 3 fidan›n ve dönemin önderlerinin k›sa yaflamlar›na onurlu bir mücadeleyi s›¤d›rd›klar›n› ve geriye büyük bir miras b›rakt›klar›n› söyledi. Sendika ve derneklerin de destek verdi¤i etkinlik 78’liler Derne¤i’nin ç›kard›¤› yay›n›n da¤›t›m› ile sona erdi. * 6 May›s günü Karfl›yaka’da bulunan mezarlar› bafl›nda sabah›n erken saatlerinde toplanan genç-yafll› bini aflk›n kitle ellerinde Denizlerin foto¤raflar›yla mezarl›¤a yürüdüler. Genel-‹fl, 68’liler Vakf›, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i, BAGEH, Kald›raç, EMEP, ESP ve çeflitli partilerin kat›ld›¤› anma töreninde Denizlerin avukat› Halit Çelenk bir konuflma yapt›. Devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflundan sonra TMMOB ad›na bir konuflma yap›ld›. Ard›ndan Denizlerin mücadele arkadafl› Mustafa Yalç›ner söz ald›. Yalç›ner Denizlerin açt›¤› yolda SEKA’ya, TEKEL’e, PETK‹M’e sahip ç›k›laca¤›n› ifade etti. Kitlenin alk›fllar›yla sona eren konuflmas›ndan sonra kitle Mahir Çayan’›n ve Sivas flehitlerinin mezarlar›n› ziyaret etti. Geçen y›la oranla kat›l›m›n artt›¤› dikkat çekerken anman›n örgütlenmesinde genifl bir birlikteli¤in sa¤lanmas› önemli bir olumluluk olarak göze çarpt›. SAMSUN/BAFRA May›s ay› flehitleri Samsun’un Bafra ilçesinde düzenlenen bir etkinlikle an›ld›. 6 May›s günü ÖDP ilçe binas›nda anma etkinli¤i organize eden ve aralar›nda ‹flçiköylü okurlar›n›n da bulundu¤u devrimci demokrat grup saat 20:00’de bir araya geldi. Yaklafl›k 40 kiflinin kat›ld›¤› etkinlikte ilk olarak yap›lan konuflmada 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan itibaren sürece
BURSA SDG, BAGEH, Emek Gençli¤i, SGD, KHK’n›n örgütledi¤i eyleme YDG, Gençlik Derne¤i, DGH ve K›z›l Bayrak okurlar› da destek verdi. 6 May›s günü Setbafl› Mahfel önünde toplanan gençlik kitlesi “Emperyalist sald›rganl›¤a ve faflizme karfl› Deniz olunmal›” yaz›l› pankart ile yürüyüfle geçti. Kitlenin caddede yürümesi üzerine polis yürüyüflü engellemeye çal›flt›. Ancak kitlenin kararl› tutumu üzerine polis geri ad›m Samsun atmak zorunda kald›. Eylemde antiemperyalist, anti-faflist vurgu öne ç›karken hem bas›n aç›klamas›nda, hem de yürüyüfl esnas›nda devrimci önderlerin isimleri an›l›rken ‹brahim Kaypakkaya’n›n ad›n›n söylenmemesi, ancak yap›lan uyar›yla söylenmesi bir olumsuzluktu. AVP Tiyatrosu önünde yap›lan bas›n aç›klamas›yla eylem sona erdi.
de¤inilerek Deniz Gezmifl, Hüseyin ‹nan, Mahir Çayan ve Yusuf Aslan’›n mücadelesine dair yaz›lar okundu. Etkinlik devrim mücadelesinde flehit düflenlerin an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu ile devam etti. ‹flkencede katledilen Proletarya Partisi’nin kurucusu komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n hayat› ve mücadelesi anlat›ld›. Marfllar, türküler ve fliirlerle devam eden etkinli¤in ard›ndan etkinli¤i izlemek için gelenlerin düflüncelerini aktard›¤› serbest kürsüyle program sona erdi.
MERS‹N Aralar›nda Partizan, ESP, DHP, ‹HD, Halkevleri, çeflitli siyasi partiler ve sendikalar›n da bulundu¤u Mersin Demokrasi Platformu, 6 May›s 2005 tarihinde ‹HD Mersin fiubesi önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan’› and›. Saat 13:00’de bir araya gelen kitle, Gündo¤du Marfl›’yla eylemi bafllatt›. Ard›ndan yap›lan sayg› durufluyla Denizler bir kez daha an›ld›. Mersin Demokrasi Platformu ad›na yap›lan aç›klamada Denizlerin, Mahirlerin, ‹brahimlerin mücadelelerinin sürdü¤üne de¤inilerek, onlar›n katledilerek düflüncelerinin ortadan kald›r›lamad›¤› vurguland›. Eylemde s›k s›k “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Emperyalistler, iflbirlikçiler 6. Filoyu unutmay›n”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Deniz Gezmifl ölümsüzdür”, “Birlik mücadele zafer” vb. sloganlar at›ld›. Alk›fllarla sona erdirilen eyleme HÖC de destek verdi.
Erzincan’da polis terörü ve protestolar 10 May›s Sal› günü saat 06:30’da TMfi’ye ba¤l› polisler taraf›ndan E¤itim Fakültesi ve Hukuk Fakültesi’nde okuyan 20 yurtsever ö¤renci 1 May›s’ta yasad›fl› slogan att›klar› gerekçesiyle gözalt›na al›nd›. Ayn› gün bu operasyonu protesto etmek amac›yla Yeni Demokrat Gençlik, Demokratik Gençlik Hareketi, DEHAP, Gençlik
Derne¤i ve E¤itim-Sen taraf›ndan saat 15:00’de Vak›flar ‹flhan› önünde 1.5 saat süren oturma eylemi gerçeklefltirildi. Oturma eylemi s›ras›nda “Ya birlikte ölürüz, ya birlikte özgürüz”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar› at›ld›. Eylem s›ras›nda baz› sivil faflistler provokas-
yon girifliminde bulundu. Daha sonra al›nan ortak kararla eylem sona erdirildi. Ertesi gün saat 09:00’da gözalt›na al›nan arkadafllar savc›l›¤a ç›kar›ld›. Savc›l›k ifadesinden sonra 12 kifli serbest b›rak›l›rken 8 kifli ç›kar›ld›klar› mahkeme sonucu tutuklanarak hapishaneye gönderildi. Bunun üzerine Ad-
‹ZM‹R ‹zmir’de BAGEH, DEHAP Gençli¤i, Sosyalist Demokrasi Gençli¤i ve Emek Gençli¤i Konak Sümerbank önünde eylem yapt›. Kitle “Yaflas›n Kürt ve Türk Halk›n›n Kardeflli¤i-Deniz Gezmifl” yaz›l› DEHAP-BAGEH, SDG, EMEK Gençlik Örgütleri imzal› pankart ve Deniz, Mahir, ‹brahim ve Che’nin resimlerinin oldu¤u “Ad›n›z Onur” yaz›l› pankartla “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan›yla eyleme bafllad›. Gençlik Örgütleri ad›na yap›lan aç›klamada Denizin idam sehpas›nda söyledi¤i sözlere atfen, “Yaflas›n Türk-Kürt Halklar›n›n Kardeflli¤i” pankart› açan gençler, “Yarat›lan miras› Türk ve Kürt Gençli¤i olarak Denizlerden ald›¤›m›z bayrakla taçland›raca¤›z” dediler.
Adana
liye önünde bekleyen kitle, “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› atarak Adliye önünde da¤›ld›. 12 May›s günü saat 12:30’da Vak›flar ‹flhan›’n›n önünde yeniden bir araya gelen YDG, DGH, DEHAP, Gençlik Derne¤i, E¤itim-Sen ve SES taraf›ndan tutuklamalara ve faflist sald›r›lara karfl› bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klama boyunca “Ya birlikte ölürüz, ya birlikte özgürüz”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar› at›ld›. (Erzincan ‹flçi köylü okurlar›)
9
22
20 Mayıs-2 Haziran 2005
Avukatlar savunma hakk›na sahip ç›kt› 11 May›s Çarflamba günü saat 13:00’de Sultanahmet Adliyesi önünde toplanan ÇHD (Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i) üyesi avukatlar yeni yasalarla beraber avukatlar›n ve müvekkillerinin savunma haklar›n›n da engellendi¤ini belirterek bu yasalar› protesto etti. Aç›klamada konuflan ÇHD ‹stanbul fiube Baflkan› Fatmagül Yolcu; savunma ba¤›ms›z olmadan yarg›laman›n da ba¤›ms›z olamayaca¤›n› belirterek yeni yasalarda avukatlar›n fifllenmesini sa¤layan maddelerin bulundu¤unu söyledi. Yolcu, yarg›lamalar›n da adaletsizce de¤iflti¤ine dikkat çekerek “Savunma hakk›m›za, hak ve özgürlüklere yönelik bu aç›k ve a¤›r sald›r›lar karfl›s›nda sessiz kalmayaca¤›z” dedi. Yolcu ayr›ca; yeni de¤iflikliklerde TCK, C‹K ve CMUK’ta de¤ifltirilecek 85 madde hakk›nda halen yeterli bilgi-
ye sahip olmad›klar›n› belirterek elde edilmifl haklar üzerine sald›r› niteli¤i olan baz› noktalara da dikkat çekti. Bunlar;
-Hakim karar›na ba¤l› olan arama, el koyma, yakalama kararlar›n›n savc›l›k inisiyatifine b›rak›lmas›, -Savc›n›n bulunmad›¤› yerde baz›
“Kalk›nan siz, sömürülen biz!” 5-6 May›s 2005 tarihlerinde ‹stanbul’da Lütfi K›rdar Kongre ve Sergi Saray›’nda yap›lan Asya Kalk›nma Bankas› (AKB) Zirve Toplant›s›’n› protesto eden Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu emperyalistlerin kurumlar›na ülkemiz topraklar›ndan defolup gitmelerini söyledi. Saat 13:00’de Maçka Park›’nda toplanan koordinasyon bileflenleri, Amerikan dolarlar›yla donat›lan AKB maketiyle birlikte bas›n aç›klamas› yapt›lar. “Asya Kalk›nma Bankas› ülkemizden defol” yaz›l› pankart aç›lan “Kanl› para istemiyoruz”, “Kalk›nan siz öldürülen biz” vb. dövizlerin tafl›nd›¤› aç›klamada Koordinasyon ad›na aç›klama yapan Figen Yüksekda¤, AKB’nin iflçi ve emekçilerin iradesini hiçe sayarak, emperyalist sömürgeci ç›karlar için Türkiye’yi üs olarak kulland›¤›n› söyledi. Yüksekda¤, dünya halklar›n›n her geçen gün IMF, DB, AKB gibi
emperyalist kurumlar arac›l›¤›yla daha da yoksullaflt›r›ld›¤›na, açl›¤a mahkum edildi¤ine ve daha fazla kâr için Afganistan’da, Irak’ta vb. yerlerde her gün yüzlerce insan›n katledildi¤ine de¤indi. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan
AKB maketi yak›larak emperyalistlerin döktü¤ü kan› temsilen yere k›rm›z› boya döküldü ve “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Katil ABD iflbirlikçi AKB”, “Kahrolsun emperyalizm yaflas›n mücadelemiz” vb. sloganlarla eylem bitirildi. 5 May›s 2005 tarihinde ‹stanbul Radyosu önünde toplanan TAYAD üyeleri de Asya Kalk›nma Bankas›’n›n toplant›s›n› protesto etti. “Tecritin sorumlusu emperyalistleri ülkemizde istemiyoruz” diyen TAYAD üyeleri burada yapt›klar› aç›klamayla Trabzon’daki linç girifliminin aktörleri olan provokatörlerin tutuklanmas›n› istedi. “Tecritte 118 ölüm, tecriti kald›r›n” ‹ngilizce ve Türkçe yaz›l› pankart aç›larak yap›lan aç›klamada, emperyalistlerin yapt›klar› toplant›yla halklar› açl›¤a, yoksullu¤a, kan ve gözyafl›na nas›l bo¤acaklar›n› planlad›klar› belirtildi. (‹stanbul)
ÇUKUROVA ÜN‹VERS‹TES‹’NDE ALTERNAT‹F fiENL‹K
N‹⁄DE ÜN‹VERS‹TES‹’NDE SALDIRI
Her sene rektörlü¤ün düzenledi¤i, flirketlerin iflgal etti¤i flenli¤e karfl› Çukurova Üniversitesi’nde bu sene alternatif flenlik düzenlendi. 9-10-11-12 May›s tarihlerinde düzenlenen flenliklerde Koma Per, Grup Yel, AKSM Halk Oyunlar› Ekibi, Cezmi Ersöz vb. sanatç› ve yazar sahne ald›. Oldukça renkli geçen flenliklere yaklafl›k 500 ö¤renci kat›ld›. Halklar›n kardeflli¤i vurgusunun yan› s›ra, tecrit, emperyalist iflgal, soruflturmalar gibi gündemler de flenlik boyunca ifllendi. (Çukurova Üniversitesi YDG)
fienlik kapsam›nda açt›¤›m›z stand›m›z sivil faflistler taraf›ndan ilk günden itibaren taciz edilmeye baflland›. Gergin geçen ilk günün ard›ndan ikinci gün de gerginlik devam etti. Tacizler ve tehditler ikinci gün de sürdü. ‹kinci gün okulun müzik grubunun halk müzi¤i konseri esnas›nda 20-25 kiflilik bir faflist grup müzi¤in kesilmesi yönünde müzik grubuna tehdit içeren bir not ilettiler, biz YDG’liler olarak bu durumu protesto ettik. Olaya müdahale eden yurtsever arkadafllar›n da araya girmesi sonucu olay daha fazla büyümeden yat›flt›r›ld›, olay›n ard›ndan okula jandarma ça¤r›ld›. (Ni¤de YDG)
yetkilerin kolluk güçlerindeki amirlere b›rak›larak emniyetin yetkilerinin artt›r›lmas›, -San›k ve avukat iliflkilerinin s›n›rland›r›lmas›, -Avukatlar›n haklar›nda herhangi bir flikayet dilekçesi ile soruflturmaya tabi kalmas› ve görevden al›nabilecek olmas›, -Hapishanelerde uygulanan tecritin a¤›rlaflt›r›lmas›, flu anda zaten zor olan avukat-müvekkil görüflmelerinin ve san›¤›n kendini savunma gücünün azalt›lmas›. Ellerinde “Savunma hakk› engellenemez”, “Herkes suçu ispatlanana kadar masumdur, avukatlar hariç” yaz›l› dövizler olan avukatlar aç›klaman›n ard›ndan alk›fllar ile eylemlerini bitirdi. (H. Merkezi)
‹HD Diyarbak›r fiubesi raporunu aç›klad› ‹HD Diyarbak›r fiubesi’nin 6 May›s 2005 tarihinde aç›klad›¤› 2004 y›l› iflkence ve intihar raporuna göre, bölgede 96 kifli intihar etti, 209 kifli iflkenceye u¤rad›, 756 çocuk ve 109 kad›n hak ihlaline maruz kald›. Dernek binas›nda raporu aç›klayan ‹HD Diyarbak›r fiube Baflkan› Selahattin Demirtafl, Diyarbak›r’›n intihar olaylar›nda bölgede ilk s›rada yer ald›¤›na dikkat çekti. Rapora göre; 2004 y›l›nda Diyarbak›r’da 12, Bingöl’de 6, Mardin’de 3, Malatya’da 3, Elaz›¤’da 3, fianl›urfa’da 2 ve Van’da ise 2 kifli ile kimli¤i tespit edilemeyen 2 kifli intihara teflebbüs etti. ‹ntihar edenlerin say›s›nda da Diyarbak›r ilk s›rada yer ald›. Diyarbak›r’da 21, Batman’da 12, Van’da 12, Bingöl’de 8, Mardin’de 6, Tunceli’de 5 ve Mufl’ta da 6 kifli intihar etti. ‹ntihar edenlerin 36’s›n›n kad›n, 52’sininerkek oldu¤u, 8 kiflinin ise kimli¤inin tespit edilemedi¤i belirtildi. ‹ntihar eden kiflilerin, daha çok silah ve kendilerini bo¤ma yöntemini kulland›¤› da raporda kaydedildi. Raporda, iflkence vakalar›na iliflkin veriler de yer ald›. 2004 y›l› içerisinde 209 iflkence vakas› ile karfl›laflt›klar›n› belirten Demirtafl, “151 kifli darp fleklinde fiziki iflkenceye, 105 kifli küfür, 87 kifli tehdit, 79 kifli yemek ve su verilmeme, 61 kifli ise ayakta tutularak iflkenceye maruz kald›¤› yap›lan baflvurulardan tespit edildi” dedi. Çocuk hak ihlallerine iliflkin bilgi veren Demirtafl, 2004 y›l›nda bölge genelinde 756 çocu¤un hak ihlaline maruz kald›¤›na dikkat çekti. Demirtafl, raporlar›nda yer alan çocuk hak ihlallerinin verilerini flu flekilde s›ralad›: “Yarg›s›z infaz sonucu 4 çocuk yaflam›n› yitirirken, 1 çocuk da yaraland›. May›n ve patlay›c› maddeler nedeniyle 12 çocuk yaflam›n› yitirdi ve 22 çocuk yaraland›. Aile içi fliddet nedeniyle 21 çocuk zarar görürken, namus cinayeti ad› alt›nda 2 kifli öldürüldü. 11 çocuk ise taciz ve tecavüze u¤rad›.” Raporun kad›nlara yönelik ihlaller bölümüne göre ise 109 ihlal tespit edildi. 21 kad›n aile içi fliddete maruz kald›, 46 kad›n intihar ve intihar teflebbüsünde bulundu, 23 kad›n ekonomik fliddete maruz kald›, 11 kad›n taciz ve tecavüze u¤rad›, 2 kad›n töre ve namus cinayetlerine kurban gitti. (H. Merkezi)
20 Mayıs-2 Haziran 2005
10
22
S‹Z‹N ÇOCUKLARINIZ KAÇ PARA EDER?
Kamuoyunda bir süredir tart›fl›lan bir konu var ki, konunun taraflar› hukuk, para, vicdan üçgeninde oldukça hararetli tart›flmalara girmifl durumdalar. Tart›flmalara konu olan olay 23 Nisan 2003 tarihinde, Diyarbak›r’›n Köseli köyünde gerçekleflen bir trafik kazas›. Bir otobüsün çarpmas› sonucu ilkö¤retim ikinci s›n›f ö¤rencisi Meki Ayaz isimli 8 yafl›ndaki çocuk hayat›n› kaybeder. Yap›lan incelemede otobüs sürücüsü yüzde 75, çocuk ise yüzde 25 kusurlu bulunur. Çocu¤un babas›, otobüsü sigortalayan firmaya 4.5 milyar “destekten yoksun kalma tazminat›” davas› açar… Davaya bakan Bismil Asliye Hukuk Mahkemesi, kusur ve tazminat hesaplamas› için bilirkifli tayin eder. Bilirkifli ayn› zamanda avukat olan Sema Güleç’tir. Bilirkifli verdi¤i raporunda, ailenin çocu¤unu büyütmek için 55 milyar
926 milyon 240 bin 197 lira masraf yapaca¤›n›, buna karfl›l›k çocu¤un 18 yafl›ndan sonra annesi ve babas›na katk›s›n›n 13 milyar 234 milyon 447 bin 990 lira olaca¤›n› söyler. Bu raporun gerekçesi ise flöyledir: “Yörenin ve ailenin sosyal konumu gere¤ince çocuk üniversite e¤itimi almay›p, 18 yafl›ndan sonra çal›flmaya bafllayacakt›r. Nüfus kayd›na göre 1995 do¤umlu olup olay tarihinde sekiz yafl›ndad›r. Kalan ömrü 55 y›l 10 ay 3 gün, muhtemel ömür sonu 2058 y›l›d›r. Yafl›n› doldurdu¤unda çal›flmaya bafllayacak, 2015 y›l›nda askere gidecek, dönüflte iki y›l evlenmeyecek, daha sonra evlenerek aileye destek oran› azalacakt›r” denilmifltir. Raporda, çocu¤un ölmesi nedeniyle ailenin 42 milyar 691 milyon 792 bin 207 lira masraftan kurtuldu¤u, bu nedenle tazminat isteme hakk›n›n olmad›¤›
Böyle olur devletin ödülleri!
Mardin K›z›ltepe’de Ahmet Kaymaz ve 12 yafl›ndaki o¤lu U¤ur Kay-
maz’›n katledilmesi olay›nda a盤a al›nan Kemal Dönmez, 1. s›n›f emniyet
aç›kça belirtilmifltir. Bu olay üzerine kopan tart›flmada taraflar›n bir k›sm› “bilirkifli raporlar› çocu¤a ve insan hayat›na verdi¤imiz de¤erin ölçüsünü ac› ve utanç verecek biçimde ortaya koyuyor” derken, bir taraf ise “yüzy›llara varan bir deneyime sahip hukuk alemi bu tür durumlarda uygulanan standartlar› çoktan belirlemifltir” diyerek bilirkiflinin nesnelli¤ini savunuyor. Raporun gerekçesinde belirtilen baz› noktalar var ki, o da bu ülkenin ezilen, kavruk çocuklar›na daha do¤madan biçiler rolün, ölene dek oynayacaklar› biçimde belirlenmifl olmas›d›r. Yaflama, e¤itim ve sosyal haklar›n›n ölene kadar ne flekilde olaca¤› belirlenmifltir, nas›l belirlenmifltir tüm bunlar? “Yörenin ve ailenin sosyal konumuna göre!” Bu demektir ki, Türkiye Kürdistan›’nda, köyde yaflayan yoksul bir ailenin çocu¤u olarak do¤mak yaflarken oldu¤u gibi ölümde de eflitsizli¤i beraberinde getirmektedir. Oysa okullarda böyle ezberletmemifllerdi bize, s›n›f ayr›m› Hindistan’da kat› kast sistemi içerisinde yaflayan “zavall›” insanlar için geçerliydi. Bizse istedi¤imizi yapma konusunda özgürdük! Küçükken sorulan en popüler sorular›n ikincisidir önce anneni mi çok seviyorsun yoksa baban› m› denilerek seçim yapmak zorunda b›rak›l›r sonra büyüyünce ne olacaks›n denilerek seçim sana b›rak›l›r. Doktor mu ö¤retmen mi, yoksa mühendis mi olacaks›n? Bunlar› Meki’ye de sormufllard›r kuflkusuz. Oysa devletin tayin etti¤i bilirkifli avukat çoktan karar vermifltir onun yörenin ve ailenin sosyal konumu gere¤ince üni-
versite e¤itimi almay›p 18 yafl›ndan sonra çal›flmaya bafllayaca¤›na. Çal›flsa da asgari ücretli bir iflçi olacaktar zaten. Baflka seçene¤i var m›d›r ki? Ailenin manevi tazminat yerine “destekten yoksun kalma tazminat›” davas› açmas› “hukukun nesnelli¤ini” tart›flmaya açm›flt›r. Ancak herkesin de bilmesi gereken bir durum vard›r ki, hukuk da t›pk› di¤er olgular gibi s›n›flar üstü de¤ildir. Bu yüzden ba¤›ms›z ya da nesnel olmas› düflünülemez, iflte bu yüzden, her s›n›f kendi hukuk kurallar›n› yarat›r. Burjuvazinin hukuku da do¤al olarak kendi s›n›f ç›karlar›n› koruyacak, emekçilere ikinci s›n›f insan muamelesi yapacakt›r. Emekçilerin ve egemenlerin ç›karlar› bir ve ortak de¤ildir, olamaz da. Bu yüzden ezilen emekçi s›n›f kendi iktidar›n› kurup kendi hukuk kurallar›yla yaflamad›¤› sürece burjuvazinin çifte standartlar›na göre yaflamak zorunda kalacakt›r. Bunu yok etmenin, insanca yaflaman›n koflullar›n› oluflturmak için bir araya gelmek, örgütlenmek ve karfl› koymak, k›sacas› sisteme karfl› direnmek zorundad›r. Bu ülkenin yoksul çocuklar› kendilerine biçilen bu rolü, parçalay›p y›kmak zorundad›r. Kendini gerçeklefltirme, yeteneklerini ortaya ç›karma, insanca bir yaflam sürmek için bu kabuk k›r›lmak, bu döngü y›k›lmak zorundad›r. “Anas›n›n talihi, k›z›na çeyiz” sözü tarihe kar›flmak zorundad›r. F›rsat ve hak eflitli¤i vazgeçilmez önemdedir ve iflsizli¤e terkedilen ya da çok düflük ücretlerle çal›flmak zorunda b›rak›lan, üniversite kap›lar› yüzlerine kapat›lan emekçi gençlik bunu er ya da geç sa¤layacakt›r…
müdürlü¤üne terfi etti! Polis fiuras› olarak bilinen Emniyet Genel Müdürlü¤ü Yüksek De¤erlendirme Kurulu (YDK) yapt›¤› terfilerle bir kez daha devletin kimleri ödüllendirdi¤ini ortaya koydu. Daha önce 19 Aral›k katliam›ndaki “baflar›lar›” nedeniyle devlet taraf›ndan ödüllendirilen Ali Suat Ertosun’da oldu¤u gibi sistem bir kez daha öldürmeyi ve katletmeyi kutsam›fl oldu. YDK, Mardin’in K›z›ltepe ilçesinde Kaymazlar›n katledilmesi olay›ndan a盤a al›nan Kemal Dönmez’i birinci s›n›f emniyet müdürlü¤üne terfi ettirdi. Mardin Emniyet Müdür Yard›mc›s› olarak görev yapan Dönmez, K›z›ltepe’deki yarg›s›z infaz›n ard›ndan dört özel harekat polisiyle birlikte a盤a al›nm›flt›. Ancak, Dönmez için daha sonra takipsizlik karar› verilmiflti. Devletin Kaymazlar›n davas›n› Eskiflehir’e al›p, katliamc›lar› ödüllendirmesi flimdiden davan›n nas›l sonuçlanaca¤›na dair de sinyalleri vermifl oldu.
Birinci s›n›f emniyet müdürlü¤üne terfi edenler aras›nda Fethullah Gülen’in elini öperken çekilmifl foto¤raf›yla tan›nan Erzurum Emniyet Müdür Yard›mc›s› Kemal Sonunur’un da yer almas› son dönemde yaflanan kadrolaflman›n son örneklerinden birini oluflturuyor. Tüm bu örnekler kuflkusuz tesadüf de¤ildir, 33 Kürt köylüsünün katledilmesinin sorumlusu Orgeneral Mustafa Mu¤lal›’n›n isminin k›fllaya verilmesi olay›nda oldu¤u gibi tüm bu olaylarda egemen zihniyet katledenlerin s›rt›n› s›vazlamaktad›r. Kuflkusuz bu s›vazlama de¤iflmez de¤ildir, sistem piyonlaflt›rd›¤› bu kiflilikleri yüceltti¤i gibi dönemsel ç›karlar›na görede alafla¤› da edebilmektedir. Sistem taraf›ndan ister yüceltilsinler, parlak madalyalar als›nlar, isterse son kullan›m tarihleri doldurulmufl olsunlar bu halk düflmanlar›n›n kendini bulaca¤› yer tarihin çöplü¤üdür, halk›m›z›n dedi¤i gibi teneke parlat›lmakla alt›n olmamaktad›r çünkü!
11
22
20 Mayıs-2 Haziran 2005
TUYAB ve TUAD’dan ortak aç›klama
14 May›s tarihinde Kad›köy ‹skele Meydan›’nda, bir araya gelen TUYAB (Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar› Birli¤i)
ve TUAD’l› aileler (Tutuklu Aileleri Derne¤i) yapt›klar› bas›n aç›klamas› ve 5 dakikal›k oturma eylemi ile Yeni Ce-
PfiTA’l› aileler Anneler Günü’nü kutlad› 12 Eylül 1980’den sonra devrimcilere, tüm muhalif kesimlere yöneltilen ideolojik sald›r›, insanlar aras›ndaki dayan›flma ve birbirini sahiplenme gibi de¤erleri de unutturmay› hedefledi. Bu ideolojik sald›r› ile belleklere sistemin de¤erleri empoze edilmeye çal›fl›ld›. Ve, ekonomik boyutta yaflat›lan amans›z sömürü ile derinlefltirildi. Kimi insanlar, muhalif çevreler bu sald›r›dan ciddi boyutta etkilenirken bir k›s›m duyarl› insan da ac›s›n›, hüznünü, sevincini paylaflmak istedi¤inde bu iste¤in ekonomik külfeti onlar› da kendi hücrelerine hapsetti. PfiTA (Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri) olarak bu somut durumu de¤erlendirerek anneler gününde flehit ve tutsak ailelerini Kemerburgaz’da gerçeklefltirilen piknikte buluflturduk. Piknik Semiha K›rkoç’un yapti¤› konuflma ile bafllad›. K›rkoç “bizler flehit ve tutsak aileleri olarak s›rt›m›za inen coplar›, gözlerimizi zehirleyen biber gazlar›n›, çocuklar›m›z ölüme giderken son nefes al›fllar›n› nas›l paylaflt›ysak bugün sevinçlerimizi de paylaflmak üzere buraday›z” dedi. K›rkoç’un konuflmas›ndaki duygu yo¤unlu¤u, flehit ve tutsak ailelerinin gözlerinde yafla dönüfltü. Ö¤lene do¤ru tüm ailelerle birlikte ortak sofra kuruldu ve sohbet edildi. Tohum Kültür Merkezi Müzik Grubu’ndan arkadafllar›n çald›¤› parçalarla halaya duran analara, piknik yerine gelen di¤er aileler de kat›ld›. Ortak sofram›za gelen di¤er analarla birlikte türküler söylendi. Proletarya Partisi flehitlerinden Ümit Ça¤layan San’›n annesinin söyledi¤i türküler, bizi biz yapan de¤erlerin güzelli¤ini piknik alan›na tafl›d›. Pikni¤imize kat›lan di¤er analarla, flehit ve tutsak analar›n›n sistemi elefltiren ve bu konuda onlar› ikna etmeye dönük tart›flmalar› izlenmeye de¤erdi. Pikni¤imiz; yoldafll›¤›, dayan›flma ve paylafl›m› tüm insanlar›m›z›n en üst düzeyde yaflamas› ve yaflatmas›n›n onlar› çevreden izleyen insanlar için de çekim merkezi k›ld›¤›n› gösterdi. Ve de¤erlerimizi sahiplenmeyi yaflam tarz›m›z biçimine dönüfltürdü¤ümüzde yani biz insanlar›m›z› kucaklad›¤›m›zda onlar›n ayn› coflkuyla sahiplenece¤ini bilmeli ve bugün bu konuda yeni ad›mlar atmal›y›z. Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri
za ‹nfaz Yasa Tasar›s›’n›n geri çekilmesini ve devrimci tutsaklara yap›lan sald›r›lar› k›nad›lar. Tutsak yak›nlar› “Ceza ‹nfaz Yasas› geri çekilsin” pankart›n› açarak, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganlar›n› att›lar ve “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir” , “‹çerde d›flar›da hücreleri parçala”, “Disiplin Cezalar›na Hay›r” dövizlerini tafl›d›lar. Bileflenler ad›na yap›lan bas›n aç›klamas›n› okuyan Meltem Kuruhan “Yeni ‹nfaz Yasas›’n›n yürürlü¤e girmeden pek çok hapishanede fiili olarak uyguland›¤›na aileler olarak tan›k olduk, oluyoruz. Bunlardan biri de Gebze Hapishanesi’nde kad›n tutsaklar›n üst aramalar›-
n›n eski uygulamaya göre kad›n gardiyanlar taraf›ndan yap›l›rken flimdi ise mahkeme girifl ve ç›k›fllar›nda kad›n subaylar taraf›ndan zorla yap›lmas›d›r. Ayr›ca Sincan F Tipi Hapishanesi’nde aç›k görüfllere subaylar›n girmesi de bu yasa ile hapishanelerin k›fllaya çevrilmek istendi¤ini göstermektedir. Bizler tutuklu aileleri olarak gerek F tipinde sürdürülmekte olan tecride gerek ‹mral›’daki özel tecride ve bu tecridi derinlefltiren Yeni ‹nfaz Yasas› ve demokratik tepkileri ezmeye çal›flan TCK’ya karfl› seslerimizi ortaklaflt›rman›n zorunlulu¤una inan›yor, tüm duyarl› ve muhalif kesimlerin sesimize ses katmas›n› istiyoruz” dedi. (Kartal)
Ceza ‹nfaz Yasas› geri çekilsin! Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB) Ceza ‹nfaz Kanunu’na karfl› 7 May›s 2005 tarihinde Galatasaray Postanesi önünde siyah pankart açarak oturma eylemi yapt› ve yasan›n geri çekilmesini istedi. Ceza ‹nfaz Kanunu’na karfl› olman›n do¤al insani bir tepki oldu¤unu söyleyen TUYAB’l›lar “Ceza ‹nfaz Yasas› geri çekilsin” yaz›l› pankart açarak “Devrimci irade teslim al›namaz”, “‹mral›’da tecrite son”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” vb. sloganlar att›. Tafl›d›klar› siyah pankartla birlikte oturma ey-
lemi yapan TUYAB’l›lar ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan A¤ca Kaplan, hapishanelerdeki tecritin giderek a¤›rlaflt›r›ld›¤›na dikkat çekti. Kaplan, F tiplerindeki tutsaklar›n haz›rlad›¤› 1 May›s kartlar›nda Kürtçe “Bijî Yek Gulan” ya-
“Hasta tutuklu ve hükümlüler serbest b›rak›ls›n!” ‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi 14 May›s Cumartesi günü hapishane koflullar›nda yaflamas› olanaks›z olan hasta tutuklu ve hükümlülerin serbest b›rak›lmas› için toplad›¤› 3000 dilekçeyi Adalet Bakanl›¤›’na gönderdi. Saat 13:00’te Konak Sümerbank önünde toplanan ‹C‹ üyeleri “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Tecrite, Tek Tipe hay›r” sloganlar›n› att›lar. ‹C‹ ad›na yap›lan aç›klamada bugüne kadar hapishanelerde tecrit ve izolasyon sonucu yaflam›n› yitiren 118 kiflinin yan›s›ra iflken-
cenin zamana yay›larak sessiz ölümlerle devam etti¤i belirtildi. Ve “Dün Salih Sevinel’in ölümüne neden olan koflullar hala devam etmektedir. Yeni ölümlerin yaflanmamas› için durumlar›n› örnekledi¤imiz hasta tutuklu ve hükümlülerin serbest b›rak›lmas› için ülke yöneticilerini acilen göreve ça¤›r›yoruz” denildi. Aç›klaman›n ard›ndan Konak Postanesi’ne do¤ru yürüyüfle geçen ‹C‹ üyeleri Konak Postanesi’nden toplad›klar› 3000 dilekçeyi Adalet Bakanl›¤›’na gönderdiler. (‹zmir)
z›s› oldu¤u için gönderilmemesi ve Edirne F tipinde devrimci tutsaklara verilmemesi örne¤ini vererek bu uygulamalarla devrimci tutsaklar›n teslim al›namayaca¤›n› ve yasayla amaçlanmak istenen insanlar› düflüncelerinden kopararak kimliksizlefltirme politikas›n›n hiçbir zaman gerçekleflmeyece¤ini belirtti. Sloganlarla son bulan eylemde yasaya ve tecrite karfl› mücadelelerinin devam edece¤i söylendi. Eyleme TUAD, Halk Kültür Merkezleri ve çeflitli demokratik kitle örgütleri de destek verdi. (‹stanbul)
“Cafer Tayyar Bektafl ölümsüzdür!” Ölüm Orucu direniflinde ölümsüzleflen MKP dava tutsa¤› Cafer Tayyar Bektafl ailesi ve yoldafllar› taraf›ndan an›ld›. 7 May›s günü ö¤len saatlerinde Karfl›yaka’da bulunan mezar› bafl›nda biraraya gelen kitle; ellerinde Ölüm Orucu flehitlerinin foto¤raflar› ve k›z›l karanfilleriyle halk›, mücadelesi u¤runa can›n› vermekten çekinmeyen devrim flehitlerini and›. Sayg› duruflu ile bafllayan anma Demokratik Haklar Platformu’nun haz›rlad›¤› aç›klaman›n okunmas›yla devam etti. Yap›lan aç›klamada devrim flehitlerinin özgürlük yürüyüflünün birer tafl›n› oluflturdu¤u, yoldafllar›n›n bayra¤› yere düflürmedi¤i ifade edildi. Cafer Tayyar Bektafl, Ali ‹hsan Özkan, ‹rfan Ortakç›’n›n yanyana olan mezarlar›na karanfiller b›rakan kitle s›k s›k “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Cafer yoldafl, Ali ‹hsan yoldafl ölümsüzdür” sloganlar›n› hayk›rd›. Cafer Tayyar Bektafl’›n sevdi¤i türkülerin seslendirilmesinin ard›ndan ailesi taraf›ndan evinde yemek verildi. (Ankara)
12
20 Mayıs-2 Haziran 2005
22
Devlet, koruculu¤u yeniden teflvik etmeye çal›fl›yor Mardin, Diyarbak›r, fi›rnak, Bingöl vs. Türkiye Kürdistan› illerinde ne yapacaklar›n› bilemez durumda olan korucular, devleti iyi tan›yor olman›n kayg›s›n› yafl›yorlar. Çünkü onlar biliyorlar ki, kendi erdemlerine sahip ç›k›yorsan, devletin iflbirlikçisi, kelle avc›s›, zulmün alk›flç›s› de¤ilsen, gözalt›na al›nabilirsin, tutuklanabilirsin, iflkence görerek “terörist” ilan edilebilirsin. Türkiye Kürdistan›’nda birçok kirli ve karanl›k olaya kar›flan korucular›n iflledi¤i suçlar› gözlerden gizlemeye çal›flan devlet ve onun ‹çiflleri Bakan› Abdülkadir Aksu kald›r›lmas› istenen koruculuk sistemini yeni bir yolla “sosyal güvence” alt›na al›yor. Afliretler aras› çat›flmalar kullan›larak kimi zaman bofl vaatlerle, kimi zaman parayla sat›n al›nan korucular, bölgede geliflen ve hareketlenen gerilla savafl›na karfl› faflizmin yürüttü¤ü haks›z savafl›n önemli araçlar›ndand›r. Son aylarda yine köylere yap›lan bask›nlar/bask›nlar›n yan› s›ra askeri operasyonlara kat›l›mlar›yla da korucular tekrar gündemde. 1984 y›l›nda Kürt Ulusal Hareketinin (KUH) ivme kazanmas›yla beraber, Kürdü Kürde k›rd›rarak, kardefl kan› döktürerek güvensizlik atmosferini yay›p kaleyi içten fethetmeyi hedefleyen faflizm, koruculuk sistemini gelifltirdi. 1985 y›l›nda 22 ilde resmi olarak yürürlü¤e geçirildi. 1993 y›l›ndan itibaren 13 ilde uygulanan gönüllü köy koruculu¤u ile 35 ile yükseltildi. ‹flledikleri suçlarla sürekli gündemdeki yerlerini koruyan koruculara ait çeflitli araflt›rmalar gerçekleri ortaya koyuyor. ‹çiflleri Bakanl›¤› verilerine göre; son 18 y›lda 4 bin 804 korucunun suç iflledi¤i görülüyor. 2 bin 376’s›n›n adam kaç›rma, cinayet, tecavüz, haraç alma, çete oluflturma vs. suçlardan hakk›nda ifllem yap›ld›. Birer suç makinas› haline getirilen ko-
rucular ve koruculuk bugün yeniden teflvik edilmeye çal›fl›l›yor. Türkiye Kürdistan›’nda yurtsever ve devrimcilere karfl› silahland›r›lmaya çal›fl›lan köylüler ve daha önceden koruculuk yapm›fl kimi köy-
lülerin Bahar Operasyonlar›’na kat›lmak istemediklerini aç›klamalar› üzerine; faflizmin yetkili mercilerinden bakan› Aksu duruma el atarak “korucular›n moralini yükseltmek- olumsuz propagandalar›n önüne geçmek için” yeni bir yasa tasar›s› ile korucular› güvence alt›na alaca¤›n› aç›klad›. ‹çiflleri Bakan› Abdülkadir Aksu, DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kando¤an’›n yaz›l› soru önergesine verdi¤i cevapta, 22 ilde görev yapan 57 bin 860 köy korucusunun herhangi
bir sosyal güvencesi bulunmad›¤›n› kaydederek “hassasiyetlerini” göz önüne serdi. Uzun y›llar gerilla mücadelesine karfl› kullan›lan ve zaman› doldu¤unda bir paçavra gibi kald›r›l›p at›lan korucular›n sosyal yönden geleceklerinin güvence alt›na al›nmas› için bir kanun tasla¤› haz›rland›¤›n› bildiren Aksu, hiçbir sosyal güvencesi olmadan y›llarca çal›flan, sonra iflsiz kalan ya da bir ifl kazas› sonucu yaflam›n› yitiren onbinlerce çal›flan›n de¤il korucular›n sosyal güvenli¤inin derdine düflmüfl durumda. Oysa as›l derdin uzun y›llar devlete “hizmet eden” korucular›n sosyal güvenli¤i olmad›¤› da aç›kt›r. Bahar ay›n›n gelmesi ile birlikte T. Kürdistan›’nda artan operasyonlarda kullan›lmak istenen korucular›n operasyonlara ç›kmak istememeleri üzerine yap›lan küçük bir oyun olan bu uygulama, koruculu¤u çekici hale getirmek için yürürlü¤e konulmak istenmektedir. Mardin, Diyarbak›r, fi›rnak, Bingöl vs. Türkiye Kürdistan› illerinde ne yapacaklar›n› bilemez durumda olan korucular, devleti iyi tan›yor olman›n kayg›s›n› yafl›yorlar. Çünkü onlar biliyorlar ki, kendi erdemlerine sahip ç›k›yorsan, devletin iflbirlikçisi, kelle avc›s›, zulmün alk›flç›s› de¤ilsen, gözalt›na al›nabilirsin, tutuklanabilirsin, iflkence görerek “terörist” ilan edilebilirsin. Hatta t›pk› bugün oldu¤u gibi çat›flmalarda öne sürülerek ya da arkadan vurularak öldürü-
lebilirsin. Ancak yoksul Kürt halk› flunu bilmelidir ki biz sustukça daha çok üstümüze gelecekler/geliyorlar. Zulüm daha da katmerlefliyor. O¤ullar›n› ve k›zlar›n› gerilla savafl› içerisinde flehit veren, yak›nlar›n›, akrabalar›n› faili meçhullerde kaybeden, do¤up büyüdü¤ü köyünü, tarlas›n›, evini geride b›rak›p büyük kentlerin yoksul mahallelerinde hayata tutunma çabas› veren emekçi Kürt halk› hem bedel ödemeyi hem de bedel ödetmeyi bilmifltir y›llard›r. Zulme karfl› isyan›n hakl›l›¤› ve meflrulu¤u ile bu bedel ödetme bilincini canl› tutmak zorundad›r. OPERASYONLAR BAfiLADI OHAL’LER B‹TM‹YOR! Devletin uzun zamand›r izledi¤i, nice çeteleri ve suçlar› içinde bar›nd›ran koruculuk politikalar›n›n iflas› üzerine silah b›rakan koruculara tekrardan silah almalar› için bask›lar bafllad›. Operasyonlar›n bafllamas› ile beraber 72 korucunun silah b›rakt›¤› fi›rnak’›n Uludere ilçesindeki Uzungeçit beldesi de bu bask›lar›n bulundu¤u yerlerden biri. 72 korucunun silah b›rakmas›yla soka¤a ç›kma yasa¤› bafllat›lan beldede halk özellikle eskiden hastalar›na bakan askeri doktorlar›n flimdi bakmamas›ndan rahats›z. Aç›k bir flekilde OHAL’e dönen beldede akflam karanl›k bast›ktan itibaren sabah ezan›na kadar halk›n soka¤a ç›kmas› yasaklan›rken, gece belde içersinde asker ve korucular nöbet tutuyor. Uzungeçit belediye baflkan› Cihangir Bayram’›n durumun bas›na yans›mas› üzerine yapt›¤› aç›klamada Uzungeçit Jandarma Karakol Komutan›’n›n emri üzerine belediye ve cami hoparlörlerinden yap›lan anonslarla akflam saat 19:00’dan sonra soka¤a ç›kma yasa¤›n›n ilan edildi¤ini, bu süreçte sokaklarda silahl› kolluk güçlerinin nöbet tuttu¤unu söyledi.
22 Bayram; geçmifl dönemlerde bu durumdan ötürü “kazalar” yafland›¤›n› anlatarak “Akflam kimin kim oldu¤u anlafl›lm›yor. Beldemizde sokak ›fl›kland›rmas› var ancak olmad›¤› baz› yerlerde kazalar meydana gelebiliyor” dedi. Halk›n, korucular›n silah b›rakmas›ndan sonra sa¤l›k ocaklar›nda hastalar›n› tedavi ettiremediklerini, askeri doktorlar›n hemfleriler arac›l›¤› ile “doktor yok, haz›r de¤il” dedirttiklerini bu yüzden fi›rnak merkeze inmek zorunda kald›klar›n› belirtti¤i durum için de konuflan Bayram “Doktorlar sa¤l›k oca¤›nda olmayabiliyor. Onlar da bafllayan operasyonlara kat›l›yor” dedi. At›lan her kurflunda paran›n ve eme¤in hesab›n› yapanlar flimdi silah b›rakan korucular› tekrar savafla ça¤›r›yor. Ça¤r›ya cevap vermeyen halka cevap verdirme yöntemini ise eski tarihlerinden bulmufllar. Bölgeden son gelen haberlere göre durum ayn›; OHAL sürüyor! NAMIK DURSUN’UN TAHAMMÜLSÜZLÜ⁄Ü BÜYÜYOR! Bir yandan bu geliflmeler ve operasyonlar sürerken kendisi ile ilgili haber yap›lmas›na bile tahammül edemeyen Tunceli ‹l Jandarma Komutan› Albay Nam›k Dursun taraf›ndan tehdit edildi¤ine iliflkin bas›n aç›klamas› yapan Tunceli Barosu eski Baflkan› Hüseyin Aygün ile aç›klamay› yay›nlayan Ülkede Özgür Gündem gazetesi yöneticileri hakk›nda aç›lan “hakaret” davas›na da baflland›. Av. Hüseyin Aygün, Tunceli ‹l Jandarma Komutan› Albay Nam›k Dursun taraf›ndan tehdit edildi¤ini 14 fiubat tarihinde ‹HD Elaz›¤ fiubesi’nde yapt›¤› bas›n toplant›s›nda aç›klam›fl, Ülkede Özgür Gündem gazetesi de söz konusu aç›klamaya yer vermiflti. Haber sonras›nda Tunceli Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na baflvuran Albay Nam›k Dursun, aç›klama ve haberde kendisine hakaret edildi¤ini iddia etmiflti. NAMIK DURSUN fi‹MD‹ DE DOLANDIRICILIK YAPTI Tunceli ‹l Jandarma Komutan› Albay Nam›k Dursun hakk›nda Can Tuncelililer Turizm Firmas› Müdürü Musa K›l›ç doland›r›c›l›k iddias›yla suç duyurusunda bulundu. Çeflitli vesilelerle halka, devrimci-demokratlara, gerillalara vb. ile sald›r›, tehdit, bask› vb. gündeme gelen TSK’n›n “medyatik” Albay› Nam›k Dursun, flimdilerde de doland›r›c›l›¤a soyundu. Edindi¤imiz bilgilere göre Can Tuncelililer Firmas›’na kendisini Binbafl› Ahmet Yüksel diye tan›tan bir subay, Nam›k Dursun ad›na görüfltü¤ünü bildirerek bundan sonra Can Tun-
13 celililerle flehirleraras› asker sevkiyat›n› yapacaklar›n› bildirmifl. D‹HA muhabiri Rüfltü Demirkaya’ya “Nam›k Dursun taraf›ndan 6 milyar lira doland›r›ld›¤›n›” ifade eden Musa K›l›ç haberin yay›nlanmas›n›n ard›ndan bafl›na geleceklerden korkmufl olsa gerek ki Tunceli Savc›l›¤›’na giderek Rüfltü Demirkaya hakk›nda as›ls›z haber yapt›¤› gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. 6 May›s gecesi saat 23:30 s›ralar›nda polis taraf›ndan evi bas›larak gözalt›na al›nan D‹HA muhabiri ç›kar›ld›¤› Savc›l›k’ta “elinde kay›tlar›n oldu¤unu, as›ls›z haber yapmad›¤›n›, bunu ispatlayabilece¤ini” söyledi. Bir gün gözalt›nda tutulan Rüfltü Demirkaya daha sonra serbest b›rak›ld›. fiimdiye kadar hakk›nda aç›lan tüm soruflturmalar› has›ralt› eden adli makamlar, Nam›k Dursun’u temize ç›karmak için adeta seferber olmufl durumda. Görevlerini yapan bas›n› as›ls›z nedenlerle mahkum etmeye çal›flan “Hukuk devleti TC’yi” gün gelecek halk›n kendisi yarg›layacakt›r. HIDIR ÇINAR VE AD‹LE PINAR’IN CENAZES‹NDE ÇELENGE SALDIRI 1 May›s gecesi Dersim’de Sieng Mahallesi’nden Cumhuriyet Mahallesi’ne dönüflte Munzur suyuna düflen araçta bulunan H›d›r Ç›nar ve Adile
P›nar yaflamlar›n› yitirmiflti. Gazetemizin Dersim da¤›t›mc›s› olan H›d›r Ç›nar, Adile P›nar’la birlikte yerel bir müzik grubunun da üyesiydi. Cenazeleri Munzur suyundan ç›karma çal›flmalar› 3 May›s’a kadar sonuçsuz kal›rken, 3 May›s günü ö¤le saatlerinde cenazeler kaza yerinin kilometrelerce uza¤›nda Dinar Deresi k›y›s›nda bulundu. 4 May›s’ta sabah saatlerinde Cemevi önünde cenaze için binlerce Dersimli topland›. Cenazeye CHP Tunceli Milletvekili, Tunceli il ve ilçe belediye baflkanlar›, demokratik kitle örgütleri ve yak›nlar›, dostlar› taraf›ndan çelenkler gönderildi. Cenazeye ayr›ca Partizan ve Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri de birer çelenk gönderdi. Kurtarma çal›flmalar› propagandas› yapan devlet yetkilileri tüm olanaklar›n› seferber ettiklerini aç›klayarak halk› aldatmaya ve propaganda yapmaya çal›flt›lar. Ama çok geçmeden gerçek yüzleri ortaya ç›kt›. Cenazeye polis müdürleri, askeri komutanlar eflli¤inde gelen Vali, beraberinde bulunan yetkililerle birlikte Cemevi’nden ayr›l›rken Albay Nam›k Dursun, Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri çelengi önünde durarak “Bu flehit kimdir?” diye sordu ve elini flehit yaz›s›n› sökmek üzere uzatt›ysa da halk taraf›ndan engellendi. Çevreden müdahale eden halk›n engelledi¤i Nam›k
20 Mayıs-2 Haziran 2005 Dursun, bu engel karfl›s›nda diretmeyip Valiyle beraber cenazeden ayr›ld›. Nam›k Dursun Karadeniz’de halka yapt›¤› iflkencelerle ve bask›yla tan›n›yor. Dersim’e de bu özelli¤i nedeniyle getirildi. Dersimli’ye, Karadenizli’ye kan kusturan Nam›k Dursun halk›n cenazelerine kendini halka flirin göstermek için kat›l›yor. Bu y›rtma-sökme giriflimi s›radan bir sald›r›, tav›r de¤ildir. Nam›k Dursun’un “Partizan” ve “flehit” kelimelerinden rahats›z olmas›n›n bir anlam› vard›r. Bu kendisinin Partizan anlay›fl›ndan duydu¤u rahats›zl›¤›n göstergesidir. Adile P›nar’›n cenazesi il merkezinde bir mezarl›¤a defnedilirken, H›d›r Ç›nar’›n cenazesi defin için Geyik Suyu’na götürüldü. Geyik Suyu Jandarma Karakolu’nca durdurulan cenaze konvoyu keyfi bir flekilde kimlik kontrolünden geçirildi. Kimlikler tek tek ka¤›tlara yaz›ld›. Bilinçli olarak uzat›lan bu uygulama kitlenin tepkisi üzerine, yar›da kesildi. Ç›nar’›n topra¤a verilmesinin ard›ndan Partizan ad›na bir kifli taraf›ndan k›sa bir konuflma yap›larak H›d›r Ç›nar’›n Partizan okuru ve da¤›t›mc›s› oldu¤u, Partizan’›n Dersim faaliyetine emek harcad›¤› vurguland›. Ve H›d›r Ç›nar flahs›nda devrim ve komünizm flehitleri için 1 dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Sayg› duruflunun ard›ndan aç›klama bitti.
Operasyonlar sürüyor! Türkiye Kürdistan›’nda TC ordusunun gerillay› imha etmek amac›yla yürüttü¤ü operasyonlar, tüm yo¤unlu¤uyla devam ediyor. Bu operasyonlar sadece gerillaya karfl› de¤il, ayn› zamanda sivil halka yönelik hedefler de içerebiliyor. Özellikle 94 y›l›nda bölgede operasyonlara kat›larak halka zor günler yaflatan tecavüz, köy yakma, yarg›s›z infaz etme vs. uygulamalarla Salan Bolu ve Kayseri Da¤› Komando Tugaylar›na ba¤l› Özel Harekat Timleri, çat›flmaya girdikleri gerillan›n cesetlerine iflkence yaparak tan›nmaz hale getirmekte. Oysa vahflice girifltikleri insanl›k d›fl› uygulamalar› kullanarak halka gözda¤› ver-
Y›llard›r yapt›klar› bask› ve katliamlara ra¤men emekçi Kürt halk› kitlesel cenaze törenleriyle o¤ullar›n› ve k›zlar›n› son yolculuklar›nda yaln›z b›rakm›yor.
mek isteyen faflizme cevap, yine halk›n kendisinden gelmektedir. Y›llard›r yapt›klar› bask› ve katliamlara ra¤men emekçi Kürt halk› kitlesel cenaze törenleriyle o¤ullar›n› ve k›zlar›n› son yolculuklar›nda yaln›z b›rakm›yor. Bölgede sürdürülen operasyonlarda kapsaml› olarak üzerinde durulan illerden biri olan Dersim’de geçti¤imiz hafta içinde faflist TC’nin att›¤› pusu sonucu Hozat ve Ovac›k’ta düflmana çok say›da kay›p verdiren HPG (Halk Savunma Güçleri)’ye ba¤l› gerillalardan 11’i flehit düfltü. Kimlikleri tespit edilemeyen gerillalardan Hozat ilçesi k›rsal›nda ölümsüzleflen üç
kiflinin hala Elaz›¤ Devlet Hastanesi morgunda tutulduklar› edindi¤imiz bilgiler aras›nda. On binlerce asker ve askeri teçhizat›yla gerillaya yönelen faflizm dün oldu¤u gibi bugün de yenilmeye mahkumdur. ‹çine düfltü¤ü acizlikle hareket eden TC ordusu bölge halk› üzerinde de terör estirmeye devam ediyor. Yaflanan her çat›flman›n ard›ndan köylerdeki insanlar› gözalt›na alarak iflkenceye maruz b›rakan sistem, gerillay› can damar› kitlelerden koparmak istiyor. Bu nedenledir ki halk›n yaylalara dahi ç›kmas›n› engellemektedir. ‹zin verdiklerini ise sürekli olarak denetlemek istemektedir.
14
20 Mayıs-2 Haziran 2005
22
Nepalli Maoistler iç tart›flmalar›n› kitlelere aç›yorlar Aç›klama: Halk Savafl›n› stratejik sald›r› aflamas›nda sürdüren ve son yap›lan Merkez Komite toplant›s›nda karfl›-sald›r› plan› karar›n› alan Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in afla¤›daki yaz›s› Merkez Komite imzas› ile yay›nlanm›flt›r. Kardefl partinin kendi içinde yaflad›¤› tart›flmalar› kitlelere açma karar› ile Partinin Merkez Komite ve Siyasi Büro üyesi olan Baburam Bhattarai (Yoldafl Laldhoj)’nin Merkez Komitesine sundu¤u mektuba karfl›l›k yaz›lm›fl olan bu yaz›y› özellikle Türkiyeli Maoistlerin ilgilenece¤ini düflünerek yay›nl›yoruz. Nepal Komünist Partisi (Maoist) Parti içi tart›flmalar›n› kitlelere ilan etmifltir. Parti Baflkan› Yoldafl Prachanda, 31 Nisan’da bir bildiri yay›nlayarak bu belgeleri aç›klam›flt›r. Yoldafl Prachanda bu aç›klamada devrimi tamamlarken gerçek ideolojisini gelifltirmek için Partinin kitleleri tart›flman›n içine sokmaya karar verdi¤ini söylemektedir. Laldhoj (Baburam Bhattarai) ile birlikte NKP(Maoist)’in tüm önderli¤inin otokratik monarfli y›k›l›ncaya ve cumhuriyetçi politik bir sistem kuruluncaya kadar savaflmaya adanm›fl oldu¤u konusunda bilgi vermektedir. Laldhoj (Baburam Bhattarai) yoldafl›n mektubu ve di¤er faaliyetleri üzerine Partinin merkezi Merkez Bürosu, son Merkez Komite toplant›s›n›n ald›¤› kararlar uyar›nca büyük flanl› partimizin tüm saflar›n›n düflmana karfl› tarihi ilk karfl› sald›r› plan›n› uygulayaca¤› çok hassas bir anda aniden Siyasi Büronun daimi komite üyesi yoldafl Laldhoj’dan ciddi bir mektup ald›. Parti merkezi bu mektubun içeri¤i ve ileri sürdü¤ü sorular konusunda tüm parti saflar›n› ayd›nlatmak istemektedir. 1- Mektubun plan›ndaki yöntem ve zamanlama 14 Kas›m 2004 tarihli mektubun ön sözünde aç›kland›¤› gibi 11 Kas›m 2004’te partinin düzenli iflleyifli ile ilgili olarak ve esas olarak da iç mücadele koflullar› hakk›nda Merkez Büro ve yoldafl Laldhoj aras›nda 4 saatlik bir tart›flma yafland›. Tart›flma s›ras›nda merkezileflme ile ilgili son Merkez Komite raporu da okundu. Sonunda, Laldhoj Yoldafl somut bir sonuca 1-2 turluk tart›flmalardan sonra ulafl›labilece¤ine dair fikir birli¤i ile Merkez Bürodan ayr›ld›. Fakat, üzerinde anlafl›lan tart›flma için bekleme sabr›n› göstermeyerek hemen üç gün sonra, son Merkez Komitesi toplant›s›na ve ald›¤› çeflitli kararlara itiraz etti¤ini söyleyen bir mektup gönderdi. Mektupta ileri sürülen konular sadece yöntem ve zamanlamay› hesaba katarak flu ciddi sorular› ortaya ç›karm›flt›r: i) Uzun bir tart›flma sonucu son Merkez Komite toplant›s› taraf›ndan al›nan tarihi kararlar›n uygulanmas›n›n en hassas sürecinde, Yoldafl Laldhoj, Merkez Komitesinin toplant›s›n›n tamam›na ve ald›¤› önemli kararlara karfl› gelerek tüm partiye güvensizli¤ini ifade etmek için çok sorumsuz bir yöntem uygulam›fl ve flu yada bu flekilde karfl› sald›r› plan›n› olumsuz olarak etkilemifltir. ii) Yoldafl Laldhoj, 1-2 turluk tart›flmadan sonra üzerinde anlafl›lamayan fleyler kald›¤› durumda hangi yöntemi izleyece¤imiz üzerine karara vard›¤›m›z aç›k bir anlaflmaya karfl› gelen bir mektup göndererek, asl›nda sadece problemin pozitif ve demokratik çözümüne karfl› nefretini göstermekle kalmam›fl, ayn› zamanda parti üzerinde bask› yaratmak için afl›r› bireyci yöntemini de göstermifltir. iii) Merkezileflmeyle ilgili Merkez Komite karar›n›n raporu okunduktan sonra, en keskin olarak bu konuya karfl› ç›kt›¤› gerçe¤i, mektubun arka plan›ndaki etkileyici unsurun merkezileflme karar› oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Formalite icab› ne söylenebilirse söylensin Laldhoj yoldafl için partinin ideolojisine, politikas›na, plan, program ve önderli¤ine karfl› ç›kman›n
yada desteklemenin tek koflulu kendi bireysel pozisyonu ve durdu¤u yerdir, bu durum kendi içinde ciddi bir sapman›n iflaretidir. 2- Mektupta ortaya konan sorular üzerine i) Mektubun ilk maddesinde, Laldhoj yoldafl Merkez Komitesinin son toplant›s›n› ve on gün boyunca gerçeklefltirilen büyük demokrasi prati¤i ve genifl tart›flmay› “fliddetli sa¤l›ks›z, ilkesiz ve hizipçi” olarak suçlamaktad›r. Buradan flöyle ciddi bir soru ortaya ç›kmaktad›r; Laldhoj yoldafl 9 y›ld›r ölümüne mücadelesi sürdürülen Halk Savafl›n›n direkt içinde önderli¤i gelifltiren Merkez Komite üzerine bu tür iddialar vas›tas›yla Parti ve Halk Savafl›ndan uzaklaflman›n zeminini haz›rlamaktad›r. Laldhoj yoldafl›n bireyci düflüncesi, anarflist çal›flma biçimi, entelektüel kibri ve Merkez Büroya karfl› hizipçi faaliyetleri Merkez Komite toplant›s›nda genifl ve kesin bir flekilde elefltirildi. Laldhoj yoldafl›n Merkez Komite toplant›s›ndaki istifas›ndan sonra Merkezi Merkez Büronun ifade etti¤i düflünce ve fikir onun kendisini de¤ifltirmeye yöneliktir. Elefltirilerin baz›lar›n› kabul eden Laldhoj yoldafl MK’n›n son toplant›s›nda özelefltirisi ile birlikte istifas›n› geri çekmiflti. Fakat bu mektup, onun (elefltirileri) kabul etmesinin ve yapt›¤› özelefltirinin devrimci dönüflüm ruhuyla de¤il, sadece intikam duygusuyla yap›ld›¤›n› kan›tlamaktad›r. Merkez Komiteye yöneltti¤i ciddi ithamlar Laldhoj yoldafl›n Mao’nun “Bizler Partiye inanmal›y›z, kitlelere inanmal›y›z; bu iki temel fley üzerine kuflku duyarsak hiçbir fley yapamay›z” ö¤retisinden hiçbir fley anlama-
ve sessizli¤ini” tamamen çürütmez mi? Gerçek olan fludur ki, Yoldafl Laldhoj’un kendisi Merkez Komitesinin kararlar›na ve ruhuna karfl› gelmektedir. Partinin ortak ve merkezi karar ve fikirlerine karfl› kafa kar›fl›kl›¤› yaratma ve hizipçi faaliyetlere sokma fleklinde ciddi sapmaya do¤ru gitmektedir. Mektupta, “Sa¤l›kl› iki-çizgi mücadelesi olarak ideolojik ve politik tart›flmalar› sistemlefltirmek için” mümkün oldu¤unca çabuk bir parti içi yay›n talep etmektedir. Son Merkez Komitesi toplant›s› uygun bir zamanda bir kongre örgütleme ve bunun haz›rl›¤› sürecinde parti-içi yay›n›n ç›kar›lmas› karar› alm›flt›. Fakat, flu anda, tüm gücünü karfl›-sald›r› plan› üzerine merkezilefltirmenin gerekli oldu¤u bir zamanda Yoldafl Laldhoj’un iki çizgi mücadelesini sa¤l›ks›z olarak de¤erlendirerek partiyi iç mücadeleye teflvik etme talebi, parti ve devrim davas› için çok zararl› bir düflünceyi temsil etmektedir. Bu tür talep ve canl›l›k flu anda demokratik merkeziyetçili¤in ilkesel olan “ifade özgürlü¤ü ve eylemde birlik” kural›n› aç›kça ihlal eder. Onun, ifade özgürlü¤ünün ilkesel oldu¤u Merkez Komite toplant›s›nda “dengede ve sessiz” kalma ve eylemde birlik gerekli oldu¤unda ise tart›flma isteme davran›fl› demokratik merkeziyetçilikle ilgili metafizik ve anarflist bak›fl aç›s›n› göstermekte ve ayn› zamanda “karfl›-sald›r›n›n can› cehenneme” fleklindeki afl›r› bireyci düflüncesini ifade etmektedir. ii) Mektubun ikinci maddesinde, Yoldafl Laldhoj merkezileflme ile ilgili Merkez Komite
çünkü onun bak›fl aç›s›ndaki en büyük hata bu sorunda ifadesini bulmaktad›r. Merkez Komite toplant›s›nda geri çekti¤i istifas›na iliflkin mektubunda “herhangi bir taraftan hayati ideolojik ve politik sorunlar› ve bunun üzerine zay›f bireysel yorumlar› gelifltirecek herhangi bir çaban›n gösterilece¤ine inanm›yorum, çünkü cephenin koordinatörlü¤ünden zaten istifa etmifl ve yerime uygun bir üçüncü kifli önermifl bulunuyorum” diyor. Hangi koflullarda istifa etti¤i ve hangi koflulda bu istifay› geri çekti¤i tüm Merkez Komitesinin gözü önündedir. Bununla birlikte, daha çok ideolojik tart›flma yoluyla bunu hakl› ç›karmaya çal›flmakta, daha çok bunu süslemekte ve bu da onun esas kayg›s›n›n parti ve devrim olmad›¤›n› kendi bireysel pozisyonu oldu¤unu kan›tlamaktad›r. Mektubunda yer alan mant›k bu gerçe¤i göstermektedir. Laldhoj Yoldafl mektubunda “Baflkan Yoldaflla her ikimiz de toplant› salonunun d›fl›nda, resmi olmayan bir oturumda ulaflt›¤›m›z anlaflma uyar›nca Merkez Komite toplant›s›nda düflüncelerimizi sunduk. Bu oturumda Parti, Ordu ve Cephede birleflik ve merkezi bir önderli¤in kurulmas› sorununda flu anda sadece teorik bir uyum sa¤lanabilece¤i ve somut karar›n daha sonra al›nabilece¤i üzerine anlafl›ld›” diye yaz›yor. Laldhoj Yoldafl›n resmi olmayan bu oturumdaki (çay zaman›nda gerçekleflen) teorik konuflma ve toplant›n›n somut kararlar› ile ilgili akl›n›n kar›flt›¤› gerçe¤i Merkez Komite raporunu “dinleme, bakma ve anlamadaki” dikkatsizli¤i için yapt›¤› özelefltiriden ç›kmaktad›r.
E¤er Yoldafl Laldhoj, bu tür sapmalar› ac›mas›zca düzeltmek için proleter bak›fl aç›s›n› benimsemekte, partiye, devrime ve kitlelere güvende baflar›s›z olursa, ideolojik olarak bireyci anarflizm, politik olarak sa¤ teslimiyetçi ve ideolojik olarak tasfiyecilik olarak ifade edilen burjuva idealizmin kurban› olaca¤› kesindir. Parti onun hatalar›na ve zaaflar›na karfl› ac›mas›z olarak, kendisini dönüfltürme sürecini izleyece¤ini ummaktad›r. Bu süreçte parti her zaman gerekli yard›m› sa¤lamaya haz›r olacakt›r.
Baburam Bhattarai
Baflkan Prachanda d›¤›n› göstermektedir. Mektubunda “s›n›f mücadelesinin acil müflkülatlar›n›n baz›lar›na karfl› ç›karak” toplant›n›n “çok ciddi ve itiraz edilebilir sorunlar›n›n baz›lar›n›n üzerinde dengede kald›¤›n› ve sessizli¤ini korudu¤unu” ifade etmifltir. S›n›f mücadelesinin hangi karmafl›k dönemecinde onlar kaybedildi, bu tür “karfl› ç›k›labilir sorunlar” büyük bir demokratik prati¤in yafland›¤› Merkez Komite toplant›s›nda ne zaman ortaya ç›kt›? Yeni kararlar alan Merkez Komitesine karfl›, üstelik de, muhtelif toplant› ve e¤itimlerde kendisinin huzurunda ayd›nlat›lmalar› için baz› yoldafllar›n sorduklar› sorular temelinde kararlar›n yerine getirildi¤i en hassas bir anda ileri sürdü¤ü direkt iddialar onun sözde “denge
karar›na karfl› tüm öfkesini boflaltmaktad›r. Söylendi¤i gibi özel mülkiyetin 40 numaral› maddesi gündeme gelince burjuva temsilcileri k›flk›rt›l›r, ayn› flekilde, merkezileflme sorunu masaya geldi¤inde Laldhoj yoldafl rahatl›¤›n› devam ettiremez. MLM ve Prachanda Yolu, Laldhoj yoldafl birleflik cephenin yada devletin bafl› olarak kald›¤› sürece do¤rudur, yirmi birinci yüzy›lda ideolojinin geliflimi ve demokrasinin geliflimi de do¤ru olarak kal›r; fakat kendi pozisyonu sorgulan›r duruma geldi¤inde, onun gözünde her fley geri çekilme ve kaçma haline gelir. Bu tek ilke onun MLM anlay›fl›, prestiji ve dürüstlü¤ü üzerine sorunlar yaratmaktad›r. O, bu do¤rultuda mümkün oldu¤unca bir tart›flmaya girmemeye dikkat etmektedir,
Merkez Büro, di¤er teorik tart›flmalarla birlikte Parti, Ordu ve Cephede tek bir önderlik ilan etmenin uygun olmad›¤›n› düflünmektedir. Bunu söyleyerek, düflmana karfl› bunu etkili bir politik hamle haline getirmek için merkezileflme karar› bu flekilde deklare edilmelidir, daimi komitenin uygun bir süreç ve zamanla birlikte somut karar› alaca¤› sonucunu tüm Merkez Komite önünde toplant›da aç›klanm›flt›r. Haf›za sorunundan öte, Yoldafl Laldhoj’un mektubunda aç›k olan fley, 11 Kas›m’da raporu okuyuncaya kadar, karar hakk›nda baz› kafa kar›fl›kl›klar› oldu¤udur. Bu kafa kar›fl›kl›¤› merkezileflme hakk›ndaki parti toplant›lar›nda ve e¤itimlerindeki soyut düflüncelerinde de görülmektedir.
22 Fakat Siyasi Büro Üyeleri ve Merkez Komite Üyeleri zaten karar›n al›nd›¤›n› ve daimi komitenin sadece süreç ve zaman hakk›nda karara varaca¤›n› söylediklerinde; ve Laldhoj yoldafl raporu okudu¤unda kafa kar›fl›kl›¤› ortadan kalkt›. Sadece Merkez Komite toplant›s›na karfl› bir mektup yazd›ktan sonra. Bunda aç›k olan fley devletin bafl› olarak kalmak için hala umudu veya yan›lg›s› oldu¤u müddetçe onun için Merkez Komite toplant›s› birlik ve zafer toplant›s›yd› ve onun önünde Yoldafl Sunil’e istifa etmesi için verilen öneri de do¤ruydu, merkezi e¤itim ve yay›n bölümünde kalmak da do¤ruydu. Ne zaman ki, art›k devletin bafl› olmayaca¤› a盤a ç›kt›, tüm bunlar yanl›fl ve hayati önemdeki ideolojik ve politik sorunlar haline geldi. Bireycili¤in bundan daha afl›r› bir biçimi olabilir mi? (Hat›rlay›n, parti karar› onun devletten uzaklaflt›r›laca¤› anlam›na gelmiyordu, mevcut durumda, parti baflkan› dahil tüm komite üyelerinin parti, ordu ve devlet organlar›nda ittifakla kalmas›n›n uygun oldu¤unu söylemek anlam›na geliyordu.) fiimdi de Yoldafl Laldhoj’un ortaya att›¤› ideolojik ve politik sorunlara gelelim. Laldhoj Yoldafl merkezileflme sorununu “demokratik merkeziyetçilikle”, proletarya diktatörlü¤ü ile, sürekli devrimle ve bugünkü komünist hareketin yak›c› sorunu ile birlefltirmektedir. Buna ek olarak, önderli¤in merkezilefltirilmesi Prachanda Yolu’nun kritik öneminden ve 21. yüzy›lda demokrasinin geliflimi önerisinden geri çekilme oldu¤unu, sonuç olarak da harekete ciddi kay›p verdirme hareketi oldu¤unu söylüyor. Merkez Komitesinin yerli ve yabanc› gericilerin parti ve devrime karfl› sald›r›lar›n› art›raca¤›na dair dikkatli olma ve karfl›-sald›r›n›n gereklili¤i, Parti, Ordu ve Cephenin birleflik ve merkezi önderli¤ini infla etmenin flimdi uygun zaman oldu¤u üzerine aç›k karar›na karfl› Yoldafl Laldhoj Merkez Komite karar›na karfl› yaflamsal ideolojik ve politik ithamlar yükselterek, asl›nda sadece kendi ideolojik ve politik yoksunlu¤unu ve sapmas›n› a盤a vurmaktad›r. Demokratik merkeziyetçilik, proletarya diktatörlü¤ü ve sürekli devrim teorisi parti ve harekette birleflik ve merkezi önderli¤in olamayaca¤›n› nerede söylemifltir. Hiçbir yerde! Dahas›, MLM ö¤retinin, Büyük Proleter Kültür Devriminin temel niteli¤i proletaryan›n birleflik ve merkezi önderli¤ini infla etmektir. Prachanda Yolu, Parti, Ordu ve Cephede tek önderli¤in infla edilmek zorunda oldu¤unu yada gereksiz oldu¤unu kesin olarak nerede belirtmifltir? Hiçbir yerde! Aksine, Prachanda Yolu proletaryan›n birleflik ve merkezi önderli¤inin inflas› teorisi üzerinde kararl› bir flekilde s›n›f mücadelesinin gelifliminin somut koflullar›yla uyumlu bir flekilde somut karar alman›n gereklili¤ini ›srarla söylemifltir. 21. yüzy›lda demokrasinin geliflimi önerisi önderli¤in merkezileflmesine karfl› m›d›r? Hay›r! Dahas›, bu öneri, parti önderli¤ini de¤il, devlete önderlik eden parti temsilcilerinin periyodik olarak de¤ifltirilmesinin gerekli¤ine dikkat çekmektedir. Bu flekilde, önderli¤in merkezileflmesine karfl› durarak, Yoldafl Laldhoj’un kendisinin nihayetinde demokratik merkeziyetçili¤e, proletarya diktatörlü¤üne, sürekli devrime, Prachanda Yoluna ve 21. yüzy›lda demokrasiye karfl› koydu¤u a盤a ç›kmaktad›r. Tek önderli¤e muhalefet ederek, Yoldafl Laldhoj, mektubunda “fiimdi bu flekilde yaparak fazladan kafa kar›fl›kl›¤›, kuflku ve harekete kay›p d›fl›nda bir fley kazan›laca¤› ortaya ç›kmaz. Dahas›, MLM’nin tüm üç unsurunun gelifltirilmesine dair proleter görevde ve partinin ideolojik sentezinin h›z›nda yeni bir flekilde büyük kayba yol açacakt›r” diyor. Burada
15 da, aç›kça sakat bir mant›k yürütmektedir. Çünkü, stratejik sald›r› gibi özel ve hassas bir süreçte Parti, Ordu ve Cephede tüm daimi komite üyelerinin ittifakla öne ç›kmalar› kafa kar›fl›kl›¤› de¤il daha fazla kazan›m sa¤layacakt›r. Fakat, bizim entelektüel yoldafl›m›z Laldhoj’un, bak›fl aç›s›ndaki eksikli¤i nedeniyle kafas› kar›flmakta ve kendi ben merkezci bireycili¤inin penceresinden bakmakta, subjektif olarak kendisinin kay›plar›n› hareketin kay›plar› olarak ilan etmektedir. Hareket içinde kafa kar›fl›kl›¤›, flüphe ve kay›p partinin birleflik ve birlefltirilmifl bir flekilde ileri ç›kma fleklindeki do¤ru karar›ndan ortaya ç›kmaz, aksine Yoldafl Laldhoj’›n karara karfl› tart›flma yaratma bireyci çabas› bunu yaratmaktad›r. Onun daimi komitenin tüm befl üyesi Parti, Ordu ve Cephenin önderlik düzeyinde kald›¤› zaman ideolojik sentezde “sadece kay›plar” olaca¤›n› öngören mant›¤› da gariptir. O, Parti önderli¤indeki sorumlu yoldafllar devrimin üç temel organ›nda ittifakla çal›flt›klar›nda ideolojik senteze ek yard›m› olabilece¤i gerçe¤ini anlam›yor de¤ildir, aksine anlamam›fl gibi yapmaktad›r. Mektubunda, mevcut durumda stratejik sald›r›y› baflar›ya ulaflt›rmak ve düflman›n sald›r›lar›n› etkisizlefltirmek için örgütlü bir flekilde birleflik bir yola girmenin uygun oldu¤u tart›flmas›n›n “hafif, çocukça ve ilkesiz” oldu¤unu söylemektedir. Karfl›-sald›r›n›n çok büyük gereklili¤ini ve sadece yerli de¤il, ayn› zamanda d›fl düflman›n planl› bir flekilde partiye karfl› içten y›kma sald›r›s›n› yo¤unlaflt›rmakta oldu¤u canl› gerçe¤ini kavrayarak ifl bölüflümünü mümkün oldu¤unca birlefltirmeyi öne süren karar “hafif, çocukça ve ilkesiz” de¤ildir; aksine Yoldafl Laldhoj’un devleti ele geçirmek için koflul kalmad›¤›nda istifa etme ve hatta bu göreve parti d›fl›ndan üçüncü bir kifli talep etme hareketinin yüzde yüz “hafif, çocukça ve ilkesiz” oldu¤unu anlamak kimse için zor de¤ildir. iii) Mektubun üçüncü maddesinde, yoldafl Sunil’in istifas›n›n bahsi edilmektedir. Partinin Hindistan-Delhi, Siliguri ve Patna’da gerçekleflen tutuklama olaylar›n› oldukça ciddiye ald›¤› kesindir. Bu nedenle, bu konuda, parti ciddiyetle inceleme ve soruflturma sürecini bafllatmaya karar verdi. Konunun ciddiyeti ve Patna’da tutuklanan yoldafllardan Yoldafl Sunil üzerine bir sorunun da yer ald›¤› yaz›l› ve sözlü raporlar temelinde sadece Merkez Büro de¤il, ayn› zamanda Yoldafl Laldhoj’un da içinde bulundu¤u daimi komite olarak böylesi hassas bir konuda son soruflturma tamamlan›ncaya kadar ahlaki temelde istifas› uygun olacakt›r denilerek bu öneri Sunil yoldafla sunulmufltur. Aç›kt›r ki, Sunil Yoldafl›n istifas› tüm Merkez Komite taraf›ndan da onaylanm›flt›. Fakat soruflturma raporu gelmeden önce, Yoldafl Laldhoj flimdi konuyu provoke etmeye çal›flmaktad›r. Bu mekutubun bafllang›c›nda bunun “Yoldafl Sunil’in olaylarla alakas› oldu¤unun kan›tlanmas› için yeterli temel bulunmadan önce istifaya zorlanma hareketi (bir çeflit Merkez Büro taraf›ndan istifa için zorunlu bilgi verme hareketi) oldu¤unu” saptamaktad›r. Bugün “böylesine aç›k” hukuki bir tart›flmada yer alabilen bilgili bir yoldafl›n Merkez Komite’de ve daimi komitede birçok kez yap›lan tart›flmalarda istifa önerisini desteklemesi asl›nda mektubun sonunda söyledi¤ine göre “liberalizm”dir, fakat bu mant›¤›n arkas›ndaki s›r kendi içinde bir çeliflkidir. Bugün burada daha da a盤a ç›km›flt›r ki, bu liberalizmden kaynaklanmam›flt›r, merkezileflme sorunu üzerinde bahsedildi¤i gibi, bu merkezileflme üzerine kafa kar›fl›kl›¤› sonucu oluflan
bilinçli bir sessizliktir. Bilinmektedir ki, Hindistan’da ard› ard›na gelen ve izah› olmayan tutuklama olaylar› Parti ve kitleler içinde büyük bir sansasyon ve kayg› yaratm›flt›r. Parti içinde ve d›fl›nda farkl› biçimlerdeki merak›n yükselmesine oldukça aç›k bir zemin mevcuttur. Yoldafl Laldhoj ayn› zamanda parti merkezinin soruflturma ile ilgili gerçek karar›n›n ne oldu¤unu ve Merkez Komite toplant›s›ndan sonraki ilk bölgesel parti e¤itiminde Merkez Büronun konuyu nas›l sundu¤unu bilmektedir. Merkez Büro da dahil parti merkezinin niyeti Yoldafl Sunil de dahil hiç kimseyi sa¤lam bir delil ve temel olmaks›z›n temelsiz bir flekilde itham etme niyeti olmamas›na karfl›n soruflturma raporu gelmeden önce, Yoldafl Laldhoj’un kendisi asl›nda, tamamen subjektif olarak “uzlaflmaz mücadelenin” tehlikeli bir iflareti oldu¤unu söyleyerek iç mücadeleyi uzlaflmaz hale getirmeye çal›flmaktad›r. Partiyi ciddi bir flekilde suçlama tarz›ndaki hizipçi niyetini göstermeye bafllam›flt›r. Mektupta parti içindeki bir hizbe gönderme yaparak kendisini sözde hizbin savunucusu rolünde bizzat tan›mlamaya çal›flmaktad›r. Bu hangi hiziptir? Ve kim bu hizbi suçlam›flt›r? Mektupta hiçbir somut kan›t sunmam›flt›r. 1995’deki ilk ulusal konferansta sa¤ tasfiyecilik üzerindeki hareketten sonra gelen son 11 y›l içindeki tüm kararlar›n herhangi bir hizip temelinde de¤il tam ittifakla al›nd›¤› parti tarihimizde iyi bilinen gerçeklerden biridir. ‹lk düzeltme hareketi ba¤lam›nda, sadece sa¤, orta ve “sol” e¤ilimler parti merkezinde soruflturulmufltur. Bu durumda, Yoldafl Laldhoj, parti içinde bir hizipten bahsederek sadece kendi hizipçi düflünüflünü ortaya koymamakta, ayn› zamanda bir hizip oluflturma bahanesi bulmaya çal›flmaktad›r. fiimdi Yoldafl Sunil’e gösterdi¤i sözde sempati flovu ve bir hizbin taraf›n› tutmas› daha önce söylenen sonuçtan baflka bir fleyi kan›tlayamaz. Parti onun Merkez Büroya paralel temsiliyet olas›l›klar›na tamamen son verdi¤inde, onun merkezileflmeye karfl› sürekli muhalefetinin arkas›ndaki gerçeklik ortaya ç›km›flt›r. Ard›ndan flimdi de bir hizbin lideri olmak için materyaller toplamaktad›r. Bu, kendi içinde sadece ciddi derecedeki yanl›fl bak›fl aç›s›n›n bir kan›t›d›r. iv) Mektubun dördüncü maddesinde, kendisine gerek ve bir neden kalmad›¤› sonucuna vararak merkezi e¤itim, propaganda ve yay›n bölümünden istifa etmifltir. Bu flartlarda parti merkezi onun gereklilik ve nedenlerinin varl›¤›n› kabul ederek bu bölümler için kendisine baflvurmufltu, flimdi onu yolun yar›s›nda kiflisel olarak istifa etme karar› sadece kendisinin bireyci düflünüfl ve anarflist çal›flma tarz›na iflaret etmektedir. Yoldafl Laldhoj’un mektubunun daha önceki analizinden tüm ideoloji, metodoloji ve zamanlama bak›fl›ndan ciddi bir sapmaya gitti¤i a盤a ç›kmaktad›r. O, parti Merkez Bürosuna, Merkez Komiteye, büyük halk savafl›n›n karfl›-sald›r›ya girdi¤i hassas tarihi dönüm noktas›nda ald›¤› kararlara sald›rarak asl›nda partiye, devrime, büyük flehitlerimize ve devrimci halka sald›rmaktad›r. Bu tür ciddi sapmalar›n arkas›nda onun içinde var olan müthifl ben-merkezci bireycilik ifllemektedir. Mektubunu Merkez Büroya gönderdikten sonra Yoldafl Laldhoj’un faaliyeti afla¤›da bahsedildi¤i gibi parti içi mücadeleye s›n›f mücadelesine uzlaflmaz biçim verme tehlikesini meydana ç›karmaktad›r. i) Merkez Büro benzerlerini Parti Merkez Bürosuna karfl› sevk etme. Yoldafl Laldhoj Parti Merkez Bürosunun bilgisi olmaks›z›n karfl›laflt›¤› herkese ad› geçen “Parti içi tart›fl-
20 Mayıs-2 Haziran 2005 man›n temel sorunlar›” mektubunu ve son Merkez Komite toplant›s›nda geri çekilen ve Parti Merkez Bürosunda kay›t olarak saklanaca¤› söylenen istifa mektubunu aç›klayarak ve da¤›tarak partinin asgari disiplinine ve de¤erlerine-normlar›na meydan okumaktad›r. ii) Yoldafl Laldhoj, parti içi çeliflmelere ve partinin infla etti¤i de¤erlere-normlara karfl› kamuoyu aç›klamas› yaparak geçmiflte partiden at›lan ve hizip özgürlü¤ü talep eden sa¤ tasfiyecilerin ayak izlerini takip etmektedir. Rus Komünist Partisinin 10. Kongresinde parti içindeki hizipçili¤e bir son verilmesi fikrini öneren Lenin’i flu yada bu flekilde suçlayarak Yoldafl Laldhoj, sadece çeliflkileri uzlaflmaz hale getirmeye çal›flmakla kalmam›fl, ayn› zamanda plurist (çokçu) ve tasfiyeci düflüncesini kamuoyuna açm›flt›r. iii) Son 9 y›ld›r yabanc› gericilerin ve revizyonistlerin piyasaya sürdükleri de¤ersiz suçlamalarla kendi parti karfl›t› mant›¤›n›n direkt yada dolayl› olarak uyumunu sa¤layarak, Yoldafl Laldhoj kendi burjuva s›n›f bak›fl aç›s›n› sonunda ortaya koymaktad›r. iv) Yoldafl Laldhoj, “Parti içi tart›flman›n temel sorunlar›” bafll›¤›yla haz›rlad›¤› 13 maddelik doküman vas›tas›yla flunlar› göstermifltir: a) Gerçekleri çarp›tarak ve zaten karar alt›na al›nm›fl olan yada kolayl›kla al›nabilecek konular› ideolojik k›l›fla süsleyerek hizip ve bölme zemini infla etmeye gayretle çal›flmaktad›r. b) Çin’deki Büyük Proleter Kültür Devrimi sürecinde tan›k olunun revizyonizmin yeni karakteristi¤i olan olumlu ve devrimci mant›klar› kullanma metodu kendi olumsuz ve oportünist hedeflerini gerçeklefltirmek için hofl bir flekilde kullan›lm›flt›r. c) Parti ve halk savafl› taraf›ndan gelifltirilen tüm olumlu kazan›mlar› bir kiflinin kiflisel çantas›nda biriktirme, tüm s›n›rlamalar› ve zaaflar› bir di¤erinin omzuna yerlefltirme fleklindeki afla¤›l›k metot dokümanda kullan›lm›flt›r. d) Kendi kendisine düflünen kimse statüsü ihsan ederek di¤erlerine ö¤üt veren burjuva bireyci entelektüel kibirlilik bu dokümanda kendini göstermektedir. e) Teorik bilginin gerçek denek tafl› olan devrimci prati¤i tamamen küçümseyen ve devrimci liderleri, kadrolar› ve kitleleri suçlayan ve ilkesel olarak Halk Kurtulufl Ordusunu yok sayan burjuva entelektüel kibirlilik görülmektedir. v) Dikkat çeken tek fley, Yoldafl Laldhoj’un hizipçi ve bölücü faaliyetlerini art›rarak flu yada bu flekilde Merkez Komite toplant›s›nda karar verilen devrimci dönüflüm ve karfl›-sald›r› plan›n›n uyguland›¤› en önemli anda emperyalizme, yay›lmac›l›¤a ve kraliyet askeri faflizmine yard›m sa¤lamaya do¤ru gitmektedir. Sözü edilen gerçekler kan›tlamaktad›r ki, Yoldafl Laldhoj’un yaflam felsefesine MLM proleterlikten çok kendisini düflünmeye muktedir kifli olarak düflünen Nitche’nin afl›r› bireyci subjektif kibirlilik felsefesinin rehberlik etti¤i görülmektedir. E¤er Yoldafl Laldhoj, bu tür sapmalar› ac›mas›zca düzeltmek için proleter bak›fl aç›s›n› benimsemekte, partiye, devrime ve kitlelere güvende baflar›s›z olursa, ideolojik olarak bireyci anarflizm, politik olarak sa¤ teslimiyetçi ve ideolojik olarak tasfiyecilik olarak ifade edilen burjuva idealizmin kurban› olaca¤› kesindir. Parti onun hatalar›na ve zaaflar›na karfl› ac›mas›z olarak, kendisini dönüfltürme sürecini izleyece¤ini ummaktad›r. Bu süreçte parti her zaman gerekli yard›m› sa¤lamaya haz›r olacakt›r.
20 Mayıs-2 Haziran 2005
16
22
Çürük düzende çark sa¤lam ifllemiyor Afla¤›daki yaz› Türkiye Komünist Partisi Marksist Leninist’in Merkezi Yay›n Organ› ‹flçi-köylü Kurtuluflu May›s 2005 Özel Say›s›’ndan al›nm›flt›r. Güncelli¤inden dolay› oldu¤u gibi yay›nl›yoruz. Son günlerde suni söylemlerle faflist devlet içindeki çeliflkileri derinlefltiren aç›klamalara ve bu aç›klamalar›n çeflitli alanlardaki yank›lar›na tan›k olduk. Görünen yanlar›yla çeliflkiler “türban sorunu”, “laiklik” ekseninde derinlefltirildi. Buna paralel bir flekilde “Öcalan’›n yeniden yarg›lanmas›” hakk›nda A‹HM’in verece¤i karar üzerinden de bir “fikir” dalafl› söz konusu oldu. Oysa, biliyoruz ki, bu konular›n hiçbiri devleti oluflturan egemen s›n›f kliklerinin gerçek çat›flma alanlar› de¤ildir. Ne laiklik, ne Öcalan’›n yeniden yarg›lanmas›, ne de özellefltirme politikas› egemen s›n›f kliklerini karfl› karfl›ya getiren konulard›r. Bu konularda öteden beri verilmifl kesin hükümler vard›r ve her klik de bu hükümler karfl›s›nda farkl› bir rota izlemeyece¤ini aç›klam›flt›r. Çünkü bunlar›n hepsi devletin hakim odaklar› taraf›ndan “çözülmüfl” haldedir. Devlet içindeki dalafl›n kökleri, “hangi kli¤in var olan kesin hükümleri kendi ç›kar›na uygulayaca¤›”; “hangi kli¤in sömürüden en çok pay› alaca¤›” üzerine kuruludur. Daha önce de defalarca ifade etti¤imiz ve her zaman pratikte kan›tland›¤› gibi herhangi bir kli¤in devletin gerçek rolünü, kimli¤ini farkl› bir çizgide, farkl› bir ideolojik yaklafl›mla ele almas› söz konusu de¤ildir. Buna karfl›n devlet içindeki çeliflkilerin varl›¤› da bir gerçektir. Anayasa Mahkemesi Baflkan›’n›n aç›klamalar› ile yinelenen suni siyaset ortam›, hükümette bulunan egemen s›n›f kli¤inin türban hakk›nda ve di¤er meselelerde hüküm verecek olan›n sadece Meclis, dolay›s›yla hükümet olmas› gerekti¤ini belirtmesiyle klikler aras› bir çeliflki yapay bir flekilde gündeme oturtuldu. Oysa herkes biliyor ki, bu klik de hükümette sadece bir kuklad›r; devletin “demokrasi” maskesidir ve esas itibar›yla ba¤›ms›z hareket etme hakk›, yetkisi ve gücü yoktur. Buna ra¤men, bu suni gündem ile kamuoyunun dikkati yine bildik “‹slamc›” parti ile “laik” devlet çat›flmas›na yo¤unlaflt›. Kitlelerin gündeminde olmad›¤› halde böyle bir çat›flman›n bir anda “devlet içi çat›flman›n” merkezine konmas› bizleri yan›ltmamal›d›r. Bu, gerçeklerin üzerinin örtülmesinden baflka bir fley de¤ildir. Faflist devlet bir kez daha temelini oluflturan resmi görüfllerinin, “devlet politikalar›n›n” çaresizli¤i, baflar›s›zl›¤›, iflas etmiflli¤i karfl›s›nda bocalamaktad›r. Ne TSK’n›n ne Anayasa Mahkemesi’nin ve ne de di¤er daimi devlet ayg›tlar›n›n hükümetin yönelimine iliflkin ciddi
bir endifleleri söz konusudur. Sözkonusu olan, devlet otoritesinin, tarih karfl›s›nda mahkum olmufl resmi görüfllerinin en güçlü araçlar› kullan›larak tekrarlanmas› ve devletin karakterindeki herhangi bir de¤iflime tahammülü olmad›¤›n› aç›klamas›d›r. Egemen kliklerin de devlete karfl›t yönde bir çabas›, yönelimi zaten yoktur… Bugün devletin karfl› karfl›ya oldu¤u birincil sorun yine Kürt ulusal sorunudur. Hem Irak’taki geliflmeler hem de PKK’nin silahl› mücadeleye yeniden yönelmesi ve askeri gücünü Türkiye’ye tafl›maya bafllamas›; yine Kürt halk›n›n tüm platformlarda varl›¤›n› ve gücünü devletin gözüne sokmas› faflist odaklar› harekete geçirmifl durumda. Avrupa Birli¤i’nin Türkiye devletinden istedi¤i düzenlemelerin girdi¤i açmaz da yine bu sorunla ilgilidir. Devlet istenilen tüm düzenlemelerde “ülkenin karfl› karfl›ya bulundu¤u terör tehlikesi”nin esas al›nmas› gerekti¤ini vurgulamaktad›r. Bunun dayand›¤› nokta ise MGK’n›n misyonu ve yetkileridir. Yaflar Büyükan›t’›n, PKK’nin yeniden silahl› mücadeleye yönelmesi ve
gerilla gücünü ülkeye tafl›mas›na verdi¤i ilk tepki burada önemlidir. Büyükan›t, mevcut konumlan›fllar›n›n ve askeri kapasitelerinin savafl› ‘90’l› y›llar›n ilk yar›s›nda oldu¤u gibi sürdürmeye imkan vermedi¤ini belirtmifl, bunun düzeltilmesi gere¤ine dikkat çekmiflti. O aç›klamalardan sonra Newroz ile birlikte ortaya ç›kan tablo devletin gücünü sergilemesinin kaç›n›lmaz oldu¤unu göstermifl olmal› ki, arka arkaya generallerin ve devletin yarg› organlar›n›n “siyasi” alana yeniden aç›ktan (bas›na ya da aç›k toplant›larda kitlelere yap›lan konuflmalar) müdahalelerine tan›k olmaya bafllad›k. Gösterildi¤i ve san›ld›¤› gibi bu müdahaleler esas olarak devletin bir baflka kli¤ine ya da bir baflka politikas›na karfl› de¤il, aksine halk›n devrimci yönde geliflen ve somut olarak da Kürt halk›n›n devlet politikalar›na karfl› göstermifl oldu¤u hareketine karfl›d›r. Devlet “kutsal” sayd›¤› de¤erleri hakk›nda kitlelerin girdi¤i yönelime karfl› tavizsiz olaca¤›n› aç›klamaktad›r; devlet kendine biat etmeyenlerin bu ülkenin bir parças› olamayaca¤›n›, sadece düflman kabul
May›s 2005
‹BRAH‹M KAYPAKKAYA YAfiIYOR! O BEYN‹M‹ZDE B‹L‹NÇ, B‹LE⁄‹M‹ZDE GÜÇ, YÜREKTE CESARETT‹R;
IfiIKLI YOLUNDA SONUNA KADAR YÜRÜYECE⁄‹Z!
edilece¤ini ilan etmektedir. Bu da onun do¤as›na tümüyle uygundur. Hiçbir ilerici hamleye tahammülü olmayan, varl›¤›n› gerçekleri bozarak sürdürebilen, ancak bir askeri otoriteyle ayakta kalabilen devletin, bir demokrasi oyununun figüran› olan “siyasi” partilerden öte bir güç oldu¤una defalarca tan›k olduk. Onun gerçekli¤i budur. Kimse aldanmas›n. Milliyetçi Kürt hareketinin, Abdullah Öcalan’›n Kenya’da yakalanmas›ndan sonra artan bir flekilde devletle uzlaflma yönünde att›¤› tüm ad›mlar nihayetinde sonuçsuz kalm›flt›r. Neredeyse bir affedilme derekesine düflürülen Kürt silahl› mücadelesi, varl›¤›na hiçbir flekilde tahammül göstermeyen faflist devletin imha politikas›ndan kurtulabilmifl de¤il. Aç›lan teslim bayra¤› dahi Kürt silahl› mücadelesinin “af” edilebilir olmas›n› getirmemektedir. Çünkü, bu ad›m dahi devletin temel görüfllerinin sars›lmas›na yol açmakta, güçlü devlet imaj›n› zedelemektedir. Bu nedenle devletin kendi içinde Kürt ulusal sorununun siyasal bir sorun olarak, kendilerince tehlikeli geliflmelere yol açabilecek karakterde sürmeye devam etmektedir. Özellikle Newroz bayram› etkinlikleri bu ürküntüyü ortaya ç›kard›. Buna koflut olarak, Avrupa Birli¤i’nin Kürt ulusal sorunu ile ilgili politikalar› faflist devletin öz kimli¤ini yads›maya devam etmektedir. Faflist de olsa güçlü bir Türk devleti hiçbir koflulda di¤er devletlerin benimseyebilece¤i, kabul edebilece¤i bir olgu olamaz. Bu da emperyalist devletlerle faflist devletin bir anlaflmazl›¤› olarak gerçekli¤ini korumaktad›r. Elbette bunda emperyalistlerin kendi aralar›ndaki çeliflkiler de etkili bir rol oynamaya devam etmektedir. Faflist devletin “zorunlu aç›klamalar›n›n” bir di¤er nedeni ise ekonomideki “büyümenin” kendi içinde tafl›d›¤› y›k›c› durumdur. Kitleler bu büyümenin sonuçlar›n› yoksullaflarak, iflsiz kalarak, açl›¤a mahkum olarak, evsiz kalarak yaflamaktad›r. Bunun devam› her zaman için kitlelerin devlet otoritesine, yerel otoritelere karfl› direnifl göstermesidir. Köylü eylemleri, gecekondu eylemleri, iflçi eylemleri, memur eylemleri art›fl göstermifl, IMF politikalar›na kitlesel tepkiler geliflmeye bafllam›flt›r. Büyük flehirlerde artan h›rs›zl›k, kap-kaç olaylar› da bunun bir örne¤i olarak kabul edilmelidir. Artan toplumsal hoflnutsuzluk devletin bir baflka müdahale nedenidir. Ve Ermeni soyk›r›m›n›n uluslararas› alanda bu derecede gündeme gelmesi ve iç politikada en ileri seviyede tar-
22 t›fl›lmas› da devletin resmi görüfllerindeki çarp›kl›¤›, çürümüfllü¤ü, zay›fl›¤› ortaya seren bir baflka olgudur. Ermeni ulusunun bugünkü ‘cumhuriyet’in önceli olan ‹ttihat ve Terakki taraf›ndan soyk›r›mdan geçirilmesi en hilekar ve en çarp›k aç›klamalarla inkar edilmektedir. Bu aç›klamalar›n gerçekler karfl›s›nda yerle bir olmas›, Türkiye halk›n›n belki de ilk defa tarihsel gerçeklerle karfl› karfl›ya kalmas› devleti bir kez daha tedirgin eden bir olgu olarak görülmelidir. Bu somut olgular ve baflka, daha az önemli nedenler daimi devlet ayg›tlar›n› çürümüfl resmi görüflleri ve devlet otoritesini gerginlik yaratarak, bir nevi meydan okuyarak sergilemesine yol açm›flt›r. Bunlara karfl› bizim sergileyece¤imiz tav›r gerçekleri ›srarla a盤a ç›kartmak ve kitleleri bu gerçekler konusunda ayd›nlatmakt›r. Kitlelerin ç›karlar›na uygun olan sadece gerçeklerin a盤a ç›kmas› ve bu gerçeklerin politik alanda etkin olmas›d›r. Faflist devletin kitlelerin ç›kar›n› temsil etmedi¤ini, edemeyece¤ini; bu devletin sadece emperyalizmin, feodal gericili¤in, uflak burjuvazinin ç›karlar›na uygun olarak gerçekleri ört bas etti¤ini, varl›¤›n› çarp›t›lm›fl gerçekler üzerine infla etti¤ini herkesin ö¤renmesi gerekir. Temelleri yalan ve çarp›tmalar üzerine kurulu hiçbir devlet gerçek anlamda güçlü olamaz ve hiçbir zaman varl›¤›n› halk›n lehine bir flekilde ilelebet sürdüremez. Partimizin görüflleri tarihsel gerçeklerle uyum halindedir ve kitlelerin devrimci yöndeki hareketini esas alan bir politik yönelim içindedir: Kürt ulusal sorununun Kürt halk›n›n demokratik halk devrimine kat›lmas› ile gerçek çözüme kavuflaca¤›n› savunmaktad›r. Kürt halk›n›n çeflitli vesilelerle demokratik ulusal taleplerinin karfl›s›nda de¤il, aksine tam da bunun yaflam bulmas› için mücadele vermektedir. Yine emperyalizmin yar›-sömürgesi konumundaki Türkiye’de halk›n ç›kar›na uygun olan ekonominin sosyalizme giden yol oldu¤unu savunmakta, talanc› ekonomiye karfl› verdi¤i mücadeleleri sahiplenmektedir. Ermeni soyk›r›m› hakk›nda ise, faflizm ne kadar inkar ederse etsin tarihsel gerçekler hiçbir zaman yok edilemez. Ermeniler ‹ttihat ve Terakki’nin faflist, ›rkç› politikalar›n›n bir ürünü olarak yok edilmek istenmifl, katliama maruz kalm›fl, iflbirlikçi olanlar hariç düflman ilan edilerek bu topraklardan silinmek istenmifltir. Bunda önemli derecede baflar›l› da olmufltur. Ancak, her fleye ra¤men Türkiye halk›n›n Ermeni halk› ile olan ba¤lar›n› yok edememifltir. Türkiye halk› Ermeni halk›n›n Türkiye’deki varl›¤›n›, de¤erlerini, yok edilmeye karfl› verdi¤i mücadeleyi bir gün mutlaka faflizmi ortadan kald›rma sürecinde onun karfl›s›na koyacakt›r. Partimiz sürdürdü¤ü iktidar mücadele-
17 sinde faflizmi tüm afla¤›l›k uygulamalar› ile yerin dibine gömecektir. Faflizmin sahiplendi¤i, savundu¤u ve uygulamaya devam etti¤i tüm karfl›devrimci, ›rkç›, flovenist, emperyalizm ufla¤› politikalar ne kadar güçlü savunulmaya kalk›fl›l›rsa kalk›fl›ls›n, egemen s›n›f kliklerinin ayn› zeminde hareket ederek birbirlerini ne kadar suçlarsa suçlas›n bu son müdahale ile esas olan kitlelerin devrimci yöndeki hareketini ezmektir. Üzerinde duraca¤›m›z, sahiplenece¤imiz, mücadeleyi oturtaca¤›m›z tek zemin de kitlelerin devrimci yöndeki hareketidir. FAfi‹ZM‹N D‹N‹ HALKLARA DÜfiMANLIKTIR; ONLAR ASLA LA‹K OLMADILAR Üzerinde tart›fl›lmakta olan, Anayasa Mahkemesinin ve ordunun gündeme getirdi¤i laiklik, faflist devletin bafl›ndan itibaren halk kitlelerine, devrimci harekete karfl› sald›r›lar›n› meflru k›lmas›na olanak tan›yan, sadece bu amaçla savundu¤u bir yaland›r. Din her zaman gerici devletlerin elindeki bir sald›r› arac›d›r. Faflist devletin dini bir özellik tafl›mad›¤›, dinin sadece bireyin bir seçene¤i oldu¤u iddialar›, her sürecin özelliklerine göre uygulanan politikalarla defalarca yalanlanm›flt›r. Kurtulufl Savafl›’ndan hemen sonra devletin tüm yetkili organlar›nda din adamlar› görevler alm›fl ve bunlar tam da sahip olduklar› dini otoritelerini halk üzerinde bir bask› arac› olarak kullanm›fllard›r. Kitlelerin dini inançlar› pohpohlanm›fl ve devletin gerici politikalar›n›n desteklenmesi için kullan›lm›flt›r. Kimi dini inançlar›n bask› alt›na al›nmas›, devletin belli mezhepleri esas almas›, bu inançlar›n (Alevilik, Zerdüfltlük vb.) öteden beri Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun üzerinde oturdu¤u dini özelliklere karfl› olmas›ndan ve bu anlamda devlete uyumsuzlu¤undan kaynakl›d›r. Bu dini inançlar›n devletin bask›s›na maruz kalmas› dahi, devlet taraf›ndan laikli¤in, kitlelerin bask› alt›na al›nmas›n›n ve devletin kullar› haline getirilmesinin bir arac› olarak kullan›ld›¤›n›n aç›k bir göstergesidir. Kemalist devrimin en önemli yeniliklerinden biri olarak gösterilen laiklik uygulamalar› da devrimci hareketi yok etmeyi amaçlayan karfl›-devrimci yönelimden ibarettir. Hilafetin kald›r›lmas›, sadece hiçbir hükmü kalmam›fl, günün gerçekli¤inde anlams›zlaflm›fl ve üzerinde politika yürütülemeyecek denli y›pranm›fl bir kurumun kald›r›lmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Keza yerel güçlerin bir dayana¤› olan dini kurumlar›n kald›r›lmas› da iddia edilenin aksine dini gericili¤in ortadan kald›r›lmas› için de¤il, merkezi otoritenin güçlendirilmesi için ve tüm yerel güçlerin merkezi otoriteye itaat etmesi için gerçekleflmifltir. Faflist devletin bu ilk y›llardaki politikalar› ile daha sonraki politikalar›
20 Mayıs-2 Haziran 2005 aras›nda özde hiçbir fark yoktur. Merkezi otoriteye destek olan tüm dini örgütlenmeler korunmufl, desteklenmifl, özel kanunlar ve organlarla büyütülmüfltür. En son 1980 darbesi ile yeniden düzenlenen ayn› amaçl› politika, ayn› zamanda emperyalizmin gelifltirmekte oldu¤u “›l›ml› ‹slam”, “yeflil kuflak” plan›n›n bir parças› olmufltur. Tüm egemen s›n›f klikleri bu politikaya aç›k destek olmaktan baflka bir rol oynamam›fllard›r. En somut biçimde milli e¤itime din dersinin zorunlu ders olarak sokulmas›na bunlar taraf›ndan hemen hiçbir karfl› durufl sergilenmemifltir. Bu, bugün de devam etmektedir. Laiklik silah›n› sözde ‹slamc› partiye karfl› kullanan devlet organlar›n›n gerçek anlay›fllar› bu somut olguda apaç›k ortadad›r: Yani, hiçbir fley gibi din de devletten ba¤›ms›z bir flekilde ele al›namaz, örgütlenemez, savunulamaz… Dini bu derecede içine alan, kendine bir kalkan olarak kullanan faflist devlet nas›l laikli¤in savunucusu olabilir? Bu koca bir yaland›r. Devletin daimi organlar› son müdahale ile geçici organlar›na her alanda hüküm verici otoritenin sadece kendisi oldu¤unu aç›klamaktan baflka bir ifl yapm›fl de¤ildir. Gerçek olan budur. Zaten devletten ba¤›ms›z bir ‹slami güç olmad›¤›n›, olamayaca¤›n› deklare etmifl olan hükümet partisinin bu uyar›n›n muhatab› olmad›¤› aç›k oldu¤u halde ‘laikli¤in’ neden bu flekilde gündeme getirildi¤i ise flu gerçeklikte gizlidir: Devlet gerilemekte oldu¤unu ya da yeniden güçlü bir flekilde ortaya koymak gerekti¤ini düflündü¤ü otoritesini kitlelere, devrimci yönelime hat›rlatmaktad›r; “Ben buraday›m, ‘kutsal’ gücüm yerindedir” demektedir. TBMM Baflkan› Bülent Ar›nç’›n aç›klamas›na gösterilen tepkilerden de görülebilece¤i gibi, aslolan amaç devlet otoritesinin Mecliste de¤il askeri ya da sivil bürokratlarda oldu¤unu göstermektir. Hükümet partisinin verdi¤i tepki ise, bunun karfl›s›nda “tamam buna bir itiraz›m›z yok, ama kitleler karfl›s›nda bizi s›k›nt›ya sokmay›n” ölçüsündedir. Hilmi Özkök’ün aç›klamalar›n›n alk›fllanmas›, ordunun siyasi alana müdahale hakk›n›n hararetle teslim edilmesinden baflka bir fley de¤ildir. Yani “Ordu görevini yapm›flt›r; biz ordunun görevinin bilincindeyiz ve asla karfl›s›nda de¤iliz…” denmektedir. Bu müdahaleye yönelik partimizin görüflü, bu müdahalenin devletin esas olan iflleyiflini, temel görüfllerini geliflmekte olan karfl›t anlay›fllara ve hareketlere karfl› güçlü bir flekilde hat›rlatmas›d›r. Bunu kimi zaman kendi içinde (MGK toplant›lar› ile) kimi zaman daha zay›f aç›klamalarla, kimi zaman da bütünlüklü aç›klamalarla gerçeklefltirmektedir. Geçmiflteki 28 fiubat müdahalesi bir kli¤in devletten tasfiyesini amaçlad›¤› halde bugünkü müdahale bunu henüz amaçlamamaktad›r. Çün-
kü, mevcut klikler süreci devam ettirmek aç›s›ndan esas olarak uyumludur; devletin tasfiye etmek zorunda oldu¤u bir karfl›t klik henüz yoktur. Partimiz devletin oynad›¤› rol hakk›nda berrak bir anlay›fla sahiptir. Devlet faflist bir örgütlenme olarak her türlü farkl› zemine, onu yok etmek üzere ya da kendine ba¤l› k›lmak üzere sald›rmaktad›r. Bu politika emperyalizmin çürümüfl, gerici karakterinin ülkemizdeki bir yans›mas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Do¤as›nda anti-emperyalist, anti-faflist ve anti-feodal özellikler bulunduran her türlü halk hareketine (ne olursa olsun) tepeden inmeci bir flekilde kendi örgütlenmesini, kendi anlay›fl›n› zorla dayatmaktad›r. Faflist Türk devletinin bu özelli¤inden uzaklaflmas› kitle hareketinin siyasallaflmas›na ve karfl›t bir otorite olarak güçlenmesine neden olmaktad›r. Engellenmek ve bast›r›lmak istenen budur. Partimiz devletin bu özelli¤inin her alanda teflhirini yapmak ve özellikle iflçi s›n›f›n›n ve devam›nda tüm di¤er ezilen halk›n ba¤›ms›z örgütlenmesini, devletle olan tüm gerici ba¤lardan kurtulmak üzere bir politik yönelimde olmas›n› sa¤lamak amac›yla hareket etmek zorunlulu¤una iflaret etmektedir. Devrimci görevin bu oldu¤unu propaganda etmektedir. Bu politika kitlelerin gerçek yönelimine uygundur. Kitlelerin kendili¤inden mücadelesinin bu niteli¤e kavuflamayaca¤›n›n, bunun için siyasi bir öncüye ihtiyaç olaca¤›n›n bilincinde olarak Komünist Partisinin güçlenmesi esas görevdir. Bunun için, kitlelerin her bir alandaki öz mücadelelerini birbiriyle iliflkilendirmek, s›n›f savafl›n›n bir parças› olarak ele almak ve politik iktidar mücadelesine yönlendirmek yönelimi esast›r. Komünist Partisi kitlelerin devrimci yöndeki hareketini ancak bu flekilde gelifltirebilir ve Komünist Partisi ancak bu flekilde politik olarak güçlendirilebilir. Kitlelerin devrimci mücadelesini kavramaktan her uzaklaflma onu zay›flat›r. Oportünist e¤ilimleri güçlendirir; devlete karfl› yürütülmekte olan silahl› mücadeleyi zaafa u¤rat›r; onu ya pasiflefltirir ya da onun en geri düzeyde ele al›nmas›na neden olur. Partimiz buna karfl› etkin kitle çizgisi izlemeyi ve silahl› mücadeleyi devrim perspektifi ile, kitlelerin isyankar karakterine uyumlu bir flekilde ele almay› savunur ve buna göre hareket eder. Tekrarlamak gerekirse, kitlelerin karfl› karfl›ya bulundu¤u aldatma, devrimci yönelimden uzaklaflt›rma, herhangi bir egemen s›n›f kli¤inin etkisi alt›na girme sürecine ancak Komünist Partisinin devrim perspektifine uygun bir silahl› mücadeleyle karfl› konulabilir. Perspektifimiz budur. Bir yandan kitlelerin aldat›lmas›na karfl› siyasal teflhiri yo¤unlaflt›raca¤›z, di¤er taraftan pratikte bunu kitlelere benimsetmek, kavratmak yönünde aktif bir mücadele hatt› izleyece¤iz.
20 Mayıs-2 Haziran 2005
18
22
“Reformlarla” 12 Eylül faflizmine giden yol:
Yeni TCK AB’ye Uyum Yasalar› ad› alt›nda, her geçen gün ç›kart›lan yasalarla suni bir “demokratikleflme” yaratmaya çal›flan devlet, asl›nda bu yasalarla kazan›lm›fl bir tak›m haklar› da geri almaya çal›fl›yor. “Ekonomi düzeldi” diye yap›lan haberlere nas›l kimse inanm›yorsa, Yeni TCK’n›n da demokratikleflme yolunda bir ad›m oldu¤una kimse inanm›yor.
mperyalist efendilerinin emirleri do¤rultusunda ç›kard›¤› bütün bask›, sömürü ve zulüm yasalar›na “reform”, “yenilik” ad›n› veren TC devleti, son olarak TCK’da da ayn› oyunu sahneliyor. Burjuva-feodal bas›n›n baz› kesimlerinin farkl› gerekçelerle karfl› duruflunu saymazsak, sadece devrimci ve sosyalist bas›n emekçileri taraf›ndan elefltirilen yasa, sadece bas›n özgürlü¤ü konusunda de¤il bir bütün olarak toplumun birçok kesiminin gündemine, içerdi¤i sald›r› hükümleri ile girdi. Yeni yasada “düzeltiyoruz”, “Avrupa normlar›na kavufluyoruz” diyerek gelen ek maddeler ve geniflletilen sald›r› yetkileri devrimci, demokrat ve yurtsever tüm duyarl› kesimlerin tepkisini çekti. 12 Eylül AFC’nin uygulamalar›na yak›n uygulamalar içeren yeni TCK, özellikle yarg›n›n ve savunma hakk›n›n k›s›tlanmas› ile dikkat çekiyor. Gözalt› süresi, yarg›lamada avukat-müvekkil iliflkisi, verilen cezalar vb. konular zaten ülkemizde keyfiyete göre uygulan›rken, yasa ile bu keyfiyet resmileflmifl oluyor. Baz› maddeleri açarak gidersek; Gözalt› süresinin 1982 y›l›ndan beri azalt›larak geriye düflürülmesi kazan›m› “Suçlu veya flüphelinin tatbikat, yer gösterme, ifadesine tekrardan baflvurma ad› alt›nda emniyet güçlerince 15 gün al›nabilmesi” ifadesi ile üstü örtülü de olsa geri al›nmak isteniyor. Yani böylece yukar›da say›lan mercilerin izni ve gerekli gördü¤ü durumlarda, gözalt›na al›nanlar gözalt› sürelerinin ard›ndan götürüldükleri hapishanelerden al›narak tekrar iflkence görebilecek, “yer gösterme” ad› alt›nda itirafç›l›¤a zorlanabilecek. Böylece baflka yasalar›n farkl› maddelerinde düflürüldü¤ü iddia edilen gözalt› süreleri bu yasa ile 15 güne kadar ç›kabilecek. Bu yasan›n yürürlükte olmad›¤› koflullarda, tutuklan›p hapishaneye giden tutsaklar› yasad›fl› ve keyfi bir flekilde tekrar almak isteyen, ancak tutsaklar›n direnifli ile karfl›laflan devlet böylece bunu da resmilefltirmifl oluyor. Bununla da yetinmeyen yeni TCK; karar verme yetkisi hakimlerde olan arama izni ç›kartma, aran›r ilan etme, el koyma/hesap dondurma yetkilerini savc›lara b›rak›yor. Bundan sonra “tarafs›z(!)” olan hakimlerin yetki alanlar›ndan ç›kan bu uygulamalar sayesinde savc› karar› ile birisi kap›n›za gelip tüm mal›n›za el koyabilir, daha davan›z› bitmeden tutuklanabilir, ba-
E
sit bir GBT (Genel Bilgi Taramas›) s›ras›nda “aran›yor” oldu¤unuzu ö¤renebilirsiniz. Hakimlerden ald›¤› yetkiyi savc›ya veren devlet, savc›dan da yetkilerinin bir k›sm›n› alarak kolluk güçlerine veriyor ve buna “yarg›y› h›zland›rmak” diyor. Bundan böyle savc›n›n olmad›¤› veya ulafl›lamad›¤› yerde savc› yetkilerini, özellikle tutuklama, g›yabi ilan etme, arama izni konular›nda, kolluk güçlerine yetki tan›n›yor. Bu yeni madde yarg›y› veya di¤er bir ad›yla yarg›s›z infazlar› h›zland›r›yor, dernek ve siyasi partilerin varolan haklar›n› s›f›ra indi-
riyor. Komplolarla DKÖ binalar›n›n bas›ld›¤›, eldeki sözde tek delilin polis taraf›ndan oluflturuldu¤u bir ülkede, polise ve jandarmaya verilen bu yetkilerin tek izah› devlet eliyle artt›r›lan gerilimleri devlet ç›kar›na çözme çabas›d›r. Avukat-müvekkil iliflkilerine çeflitli s›n›rlar getiren, yarg›lama s›ras›nda avukatlar›n sertifikalar›n›n iptalini sa¤layan eklerde yap›lan yeni TCK; bu haliyle bile Türkiye’deki emekçi ve emekten yana insanlar›n bafl›na gelecekleri anlatmaya yetiyor. D›flar›s›n›n yan›nda hapishanede bulunanlar› da unutmayan devlet, hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlüler için de çeflitli maddeler eklemifl durumda. Yeni TCK ile zaten hapishane yönetimlerinin ve içeride görevli kolluk güçlerinin karar›na b›rak›lan tecrit iflkencesinin daha da a¤›rlaflt›r›lmas› ve tutsaklar üzerindeki hak gasplar›n›n artmas› da bir sürpriz olmayacakt›r.
Bas›n hukukuyla ilgili iyilefltirme yap›laca¤› söylenen yasada bu içerikte bir madde bulmak imkans›z. Kendi imzas›n› ve kararlar›n› da büyük bir rahatl›kla çi¤neyen devlet, ‹nsan Haklar› Beyannamesi’nde taahhüt etti¤i çocuk haklar›ndan vazgeçerek 18 yafl alt› kiflilere a¤›r hapis cezalar› verilmesini de sa¤l›yor. Bir yandan istikrar ve dengeden söz eden Baflbakan R.Tayyip Erdo¤an, televizyonlarda TCK’ya muhalif kesimleri “yalandan yaygara yap›yorlar” fleklinde nitelendirirken emperyalizmin sald›r›lar› ile yükselifle geçen kamuoyunu da bast›rma planlar›n› hayata geçirerek efendilerine yaranmaya çal›fl›yor. Türkiye’de ceza hukuku yazabilecek bir hukuk otoritesinin bulunmad›¤›, en deneyimli hukukçular›n bile a¤z›ndan düflmeyen bir söylem halindeyken, bayrak provokasyonlar› ile çat›flma ortamlar› yarat›l›rken, muhalif kesimlerin en ufak bir protestosu sokak ortas›nda sald›r›larla karfl›lafl›rken sözde hukuk uzmanlar› ile haz›rlanan yasalarla efendilerine yaranmaya çal›flan AKP hükümeti bu yasa ile gelecek tehlikenin önünü almaya çal›fl›yor.
‹flçi-köylü senin sesin, oku-okut! Gazetemizin merkezi da¤›t›m›n› yapmak üzere 7 May›s Cumartesi günü Bak›rköy’de Özgürlük Meydan›’ndan afla¤›ya do¤ru yürümeye bafll›yoruz. Kalabal›¤›n ortas›nda çantam›zdan Partizan yaz›l› tiflörtlerimizi ç›kartarak giyiyoruz. Asl›nda bu da¤›t›m› yapmamam›z için birçok “neden” var, ama biz ›srarl›y›z. Arkadafllar›m›zdan biri gerçekten hasta, birinin ifli var, biri buras›n›n çok uygun olmad›¤›n› düflünüyor. Pek ço¤umuzun bu ç›kt›¤› ilk sesli ajitasyon ve bunun tutuklu¤u var. Ajitasyon çekece¤imiz konular› belirliyoruz hep birlikte. “18 May›s’ta Diyarbak›r’da katledilen ‹brahim Kaypakkaya ölümsüzdür” diye hayk›r›yoruz, her hayk›r›fl›m›zda sesimiz daha gür ç›k›yor. “‹flsizli¤e, yoksullu¤a, IMF’ye, tar›m›n tasfiyesine karfl› emekçiler seslerini yükseltiyor” diyoruz. “‹flçi-köylü emekçilerin sesidir, bu sese sahip ç›kal›m” derken çöpçü amca ba¤›r›yor; “Nas›l sahip ç›kal›m? 350 milyon maaflla, neye sahip ç›kal›m” diyor, gazetemizi amcaya ücretsiz veriyoruz yapt›¤›m›z sohbetin eflli¤inde. Bir sonraki
sohbetimiz Bak›rköy E¤itim-Sen’den dostlar›m›zla oluyor. Baz›lar› geçerken selam veriyor. Olumsuz tepkiler de yok de¤il. Birisi geçerken “80 öncesi mi buras›” diyor. Bir di¤eri “‹flleri güçleri yok mu bunlar›n” diyor yan›ndakine. Okurlar›m›za rastl›yor, konufluyoruz. Dört saatlik da¤›t›m›n sonunda gazetemizi kitlelere götürmenin sevincini yafl›yoruz. ‹K çal›flanlar› ve okurlar› ‹BRAH‹M KAYPAKKAYA AF‹fiLER‹NE TAHAMMÜLSÜZLÜK! * Gazi Mahallesi’nde ana cadde üzerinde afifl çal›flmas› yap›ld›. Afifl çal›flmas› genel olarak halk taraf›ndan da olumlu karfl›land›. Bu fliara tahammül edemeyen faflistler baz› afifllerimizi söktü. * 15 May›s Pazar günü katlediliflinin 32. y›l›nda komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’y› anmak için ç›kar›lan “‹brahim Kaypakkaya Yafl›yor” ve “‹brahim Kaypakkaya Ölümsüzdür” yaz›l› Partizan imzal› afifller Yenibosna semtinde emekçilerin yo¤un oldu¤u yerlere yap›ld›.
Yine 16 May›s Pazartesi sabah› üzerinde “Katlediliflinin 32. y›l›nda ‹brahim Kaypakkaya’y› yaflat›yoruz”, “18 May›s’› unutmad›k, unutturmad›k”, “Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya ölümsüzdür” Partizan yaz›l› kufllamalar Yenibosna semtinde yap›ld›. Bu çal›flmalar s›ras›nda So¤anl›’da ve Kartal’da afifl yapan çal›flanlar›m›z ve okurlar›m›z gözalt›na al›nd›. (H. Merkezi)
19
22
20 Mayıs-2 Haziran 2005
Devrimci 1 May›s Platformu’ndan Deklarasyon evrimci 1 May›s Platformu, 1 May›s 2005’te devrimcilerin bir araya gelerek, ortak eylem ve etkinlikler üretmifl olmas›n›, bunca bölünmüfllük, parçalanm›fll›k içerisinde birlikte hareket etmeyi, iflçi ve emekçilerin, yoksul halk›n sesini 1 May›s alan›na birlikte tafl›may› politik bir kazan›m olarak görür.
D
Devrimci 1 May›s Platformu, 1 May›s 2005 çal›flmalar›n› baflar›yla sonuçland›rm›flt›r. Platformumuz, 31 Mart 2005 tarihinde kuruluflunu kamuoyuna aç›klam›fl, iflçi s›n›f›n›n uluslararas› birlik, dayan›flma ve mücadele günü olan 1 May›s’›n, birleflik, kitlesel ve devrimci bir tarzda gerçekleflmesi hedefiyle çal›flmalar›na bafllam›flt›r. Birleflik, kitlesel ve devrimci 1 May›s mitinginin ise, 12 Eylülcüler taraf›ndan yasaklanan Taksim Meydan›’nda yap›lmas› gerekti¤ini belirtmifltir. Platformumuz ayn› zamanda, 1 May›s 2005’in iflçi ve emekçiler üzerinde yo¤unlaflt›r›lan, iflsizlik, yoksullaflt›rma, özellefltirme sald›r›lar›na, kölelik yasalar› ve di¤er bask› yasalar›na, köylüleri y›k›ma u¤ratan emperyalist politikalara, ABD ve AB emperyalizmi taraf›ndan uygulanan, ezilen halklara yönelik sömürü, aldatmaca, katliam ve iflgal politikalar›na, 118 ölüme neden olan F tipi hapishanelerdeki tecrit ve izolasyona, Kürt ulusuna dayat›lan imha ve inkar politikalar›na, yeni TCK’ya, gecekondu y›k›mlar›na karfl› Taksim Meydan› üzerindeki 12 Eylül yasa¤›n›n kald›r›lmas› ve en sonu 1 May›s alanlar›nda devrim ve sosyalizm bayra¤›n›n yükseltilmesi için iflçi ve emekçilere ça¤r› yapm›flt›r. Platformumuzun bu aç›klamas›n›n hemen ard›ndan, 1 May›s’›n içini boflaltmak isteyen konfederasyonlar, iflbirlikçi ve reformist sendikac›lar, harekete geçmifl ve kendi alt organlar›na bile dan›flmadan, demokrasiyi iflletmeden, 1 May›s’›n asli sahiplerinden olan biz devrimcilerle hiçbir paylafl›ma girmeden 1 May›s 2005 mitinginin Kad›köy’de yap›laca¤›n› aç›klam›fllard›r. Bu aç›klamaya ra¤men sendika konfederasyonlar›n›n iflletmedi¤i demokrasiyi sonuna kadar iflleten ve bu konuda bir gelene¤in de mütevaz› ad›mlar›n› atan platformumuz, gerek birebir görüflmelerle ve kurumlar›n temsilcilerinin kat›ld›¤› toplant›larla, gerekse de “‹flçiler ve Emekçiler 1 May›s’› Tart›fl›yor” ad›yla düzenledi¤i kitle toplant›s›yla iflçilerin görüflüne baflvurmufl ve iflçi s›n›f› ve emekçilere karfl›
duydu¤u sorumlulu¤un bir gere¤i olarak, ›rkç›-faflist sald›r›lar›n t›rmand›r›ld›¤› bir süreçte, iki ayr› 1 May›s mitingi olmamas› düflüncesiyle hareket etmifl ve Birleflik, kitlesel ve devrimci 1 May›s gerçeklefltirmek için Kad›köy Meydan›’nda olunaca¤›n› kamuoyuna duyurmufltur. Bundan sonraki çal›flmalar›n›, alana en genifl iflçi, emekçi ve yoksul halk kitlelerini tafl›mak için flekillendiren platformumuz, bir yandan, sendika konfederasyonlar›n›n bu dayatmac› tutumlar›n› teflhir faaliyetleri sürdürürken, di¤er yandan 1 May›slar’da flehit düflen iflçi ve emekçileri anma toplant›lar› düzenlemifl ve 1 May›s alan›na iflçi ve emekçilerin taleplerini, özlemlerini yans›tma, reformizmin 1 May›s’›n içini boflaltma, onu masum bir bayram, bir festival günü havas›na büründürme çabalar›n› bofla ç›kartmak ve 1 May›s alan›n› k›z›llaflt›rmak için tüm platform bileflenleri olarak çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›rm›flt›r. 1 May›s alan›ndaki tüm provokatif giriflimlere karfl› önlemlerini alm›fl bir flekilde disiplinli ve kitlesel olarak yerini alan Devrimci 1 May›s Platformu, kendi bulundu¤u toplanma yerinde de genel disiplini sa¤layan olmufl, ayn› duyarl›l›k ve düflünceyle miting alan›na girmifl, iflçi ve emekçilerin taleplerini, devrim ve sosyalizm fliarlar›n› hayk›rm›fl, 1 May›s alan›na gerçek rengini vermeye çal›flm›flt›r. 1 May›s’lar›n içini boflaltmaya çal›flan sendika konfederasyonlar›n›n devrimciler alana girdikten hemen sonra mitingi bitirmeleri, kendi d›fl›ndakilere söz hakk› vermemifl olmalar›, kitleler taraf›ndan, “Baflkanlar sussun emekçiler konuflsun”, “Kahrolsun sendika a¤alar›” sloganlar›yla protesto edilmifl ve alan ayn› disiplin ve duyarl›l›kla boflalt›lm›flt›r. Devrimci 1 May›s Platformu, 1 May›s 2005’te devrimcilerin bir araya gelerek, ortak eylem ve etkinlikler üretmifl olmas›n›, bunca bölünmüfllük, parçalanm›fll›k içerisinde birlikte hareket etmeyi, iflçi ve emekçilerin, yoksul halk›n sesini 1 May›s alan›na birlikte tafl›may› politik
bir kazan›m olarak görür. Devrimci 1 May›s Platformu, 1 May›s alan›n› birlikte devrimcilefltirme çabas›n›, son dönemde artt›r›lan ›rkç›-faflist sald›rganl›¤a ve sendika bürokrasisinin, reformizmin dayatmalar›na karfl› birlikte mücadele etmeyi ve yaratt›¤› sonuçlar› anlam›nda, 1 May›s 2005’in en önemli kazan›m› oldu¤unu belirtir. Devrimci 1 May›s Platformu; 1 May›s 2005 sürecinden ç›kard›¤› dersler ›fl›¤›nda, 2006 1 May›s’›nda; -Sendika bürokrasisinin, 1 May›s’›n organizasyonu sürecinde kendi d›fl›ndaki her kurumu d›fllayan dayatmac›l›klar›na, -Alana girifl s›ralamas›nda yap›lan adaletsiz düzenlemelere, -En son kortej miting alan›na girmeden mitingin bafllat›lmamas›na, -Kürsüyü sendika baflkanlar›n›n kendi tekellerinde gören, 1 May›s’›n asli sahiplerinden olan devrimcilere söz hakk› tan›nmamas›na karfl›, -Miting alan›nda, emperyalizme teslimiyet yerine mücadelenin, egemen s›n›flarla uzlaflma kepazelikleri yerine devrim ve sosyalizm fliarlar›n›n hakim oldu¤u, 12 Eylülcülerin yasaklad›¤› Taksim Meydan›’nda kitlesel ve devrimci bir 1 May›s gerçeklefltirmek için MÜCADELE EDECE⁄‹N‹ BEL‹RT‹R! Devrimci 1 May›s Platformu olarak, 1 May›slar›, iflçi s›n›f›n›n birlik dayan›flma ve mücadele günü olmaktan ç›karan, tarih bilincini dumura u¤ratmaya çal›flan, sendikalar›nda kurduklar› a¤al›k
düzenini alanlardaki halk kitlelerine, DKÖ’lere ve devrimcilere dayatmaya çal›flan sendika bürokratlar›na, bundan sonra ‹Z‹N VERMEYECE⁄‹Z! YAfiASIN DEVR‹MC‹ DAYANIfiMA! DEVR‹MC‹ 1 MAYIS PLATFORMU (Kald›raç, Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Platformu, Partizan, Al›nteri, Demokratik Haklar Platformu, Halk Kültür Merkezleri, Proleter Devrimci Durufl, Emperyalizme ve Faflizme Karfl› Özgürlük Dergisi, Yeni Dünya ‹çin Ça¤r›, Devrimci Mücadele, Haklar ve Özgürlükler Cephesi)
evrimci 1 May›s Platformu, 1 May›s alan›n› birlikte devrimcilefltirme çabas›n›, son dönemde artt›r›lan ›rkç›-faflist sald›rganl›¤a ve sendika bürokrasisinin, reformizmin dayatmalar›na karfl› birlikte mücadele etmeyi ve yaratt›¤› sonuçlar› anlam›nda, 1 May›s 2005’in en önemli kazan›m› oldu¤unu belirtir.
D
20 Mayıs-2 Haziran 2005
20
22
Coflku ve flevkli bir flekilde mücadelenin hizmetine koflturacak olanlar her zaman bulunacakt›r
Yeter ki bu temelde misyonumuzu kavrayal›m! Görev ve sorumlulu¤u bürokratik bir alg›lay›flla mekanikçe yapma bu görevi özgünlüklere uyarlayacak bir kafa yorufl ve benlik katma durumunun oluflmamas›na neden olabilmektedir. Bu do¤al olarak görevi belirlenen k›staslara göre yapmak bu temelde ç›kacak özgünlükleri düflünmeksizin esnek ve inisiyatifli olmamak fleklinde a盤a ç›kan düflünsel bir hantall›¤›n ve önderlik tarz›n›n oluflmas›na neden olmaktad›r.
Örgütlü faaliyette karfl›laflt›¤›m›z ve belki de en çok dillendirilen elefltiri ya da tespit; “misyonunu” kavrayamamak ve buna uygun bir flekilde hareket etmemek olarak ortaya ç›kmaktad›r. Misyon; devrimin çeflitli düzeylerdeki görev ve sorumluluklar› karfl›s›ndaki ideolojik-politik-örgütsel ve bu temelde ortaya ç›kan pratik sorumluluklar karfl›s›ndaki durufl olarak görülmelidir. Bu genel tan›m› kavray›fl ve ele al›fl ise belirleyicidir. Bunu kavray›fl›m›z ve bunu biçimlendiriflimiz ise ancak pratikte ortaya ç›kmaktad›r. En genel tan›m›yla kavray›fl›m›z›n göstergesi ise bugün için s›n›f mücadelesinde durdu¤umuz pozisyondur. Var olan nicel ve nitel durumumuz misyonumuzu kavramada, görev ve sorumluluklar›m›z› lay›k›yla yerine getirmede ne denli geri bir pozisyonda oldu¤umuzun kan›t› olmaktad›r. Elbette bunun çok çeflitli objektif nedenleri vard›r. Türkiye devrimci hareketinin ve özgülde Proletarya Partisi’nin tarihsel sürecindeki kimi eksiklikler, egemen s›n›flar›n yaratt›¤› ideolojik ve politik sald›r›lar›n etki gücü, dünya genelinde estirilen y›lg›nl›k, umutsuzluk rüzgarlar› vb. s›ralayabilece¤imiz bir dizi etken, var olan genel tablonun oluflmas›nda önemli bir yer tutmaktad›r. Elbette bu durum toplumu kuvvetli bir flekilde etkisi alt›na alm›fl, ayn› flekilde devrimci hareketi ve onun militanlar›n› da çeflitli düzeylerde ve biçimlerde etkilemifltir. Bu durum devrimciler ve komünistler aç›s›ndan düzeltilmesi ve olumluya çevrilmesi gereken bir gerçeklik olarak görülmelidir. Bu gerçekli¤in düzeltilmesi ise elbette belli bir süreci kapsayacakt›r. Bu sürecin k›salmas› ya da uzamas› ise tamamen öncü güçlerin süreci karfl›lamadaki ideolojik ve politik temeldeki müdahalelerine, pratik olarak ›srar, azim ve çabas›na ba¤l›d›r. Gonzalo yoldafl›n deyimiyle “Sorun halk savafl›n›n zaferi meselesidir ve bu esas olarak ne kadar daha çok ve ne kadar daha iyi mücadele etti¤imize ba¤l›d›r.” Sorunun bir yan› objektif gerçeklikken esas ve belirleyici yan› ise bizim bu gerçeklik karfl›s›nda “ne kadar çok ve ne kadar iyi mücadele etti¤imizdir.” Soruna bu temelde bakmak ve ele almak oldukça önemlidir. Devrimin sorumlulu¤unu yüklenmek bafll› bafl›na bir cüret olarak görülmelidir. Ancak bu sorumlulu¤u nas›l tafl›d›¤›m›z, nereye götürdü-
¤ümüz oldukça önemlidir. Bu önemi bafll› bafl›na “devrim” kelimesinin t›ls›m›nda dahi bulmak zor olmayacakt›r. Devrim; var olan› kabul etmemek, gerici ve engelleyici s›n›rlar› parçalamak, olmaz denileni yaratmak, gerçekli¤i ileriye tafl›yacak bilimsel bir kafa yorufl içerisinde olmak ve ayn› flekilde pratik at›lganl›¤a çevirmek olarak görülmelidir. Bu her koflulda geçerli olmak zorunda olan bir k›stast›r. Ancak her dönemin kendine özgü görevleri ve sorumluluklar›, afl›lmas› gereken gerçekli¤i olacakt›r. Her dönemin olmaz denileni farkl› görüngülerde yans›yacakt›r. Ancak devrimcili¤in özü de¤iflmeyecektir. Var olan gerçekli¤e müdahale eden ve bunu ileri tafl›yan bir misyona sahip olacakt›r. Misyonu kavray›fl ve ele al›fl bugünün gerçekli¤inde nas›l yans›makta, bunun önündeki engeller ne olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r? Bu çok genifl bir yelpazede tart›fl›lacak ve a盤a ç›kar›lacak bir içeri¤e sahiptir. Bu temelde sorunun geniflli¤i içerisinde diyalektik bir yöntem izlemek; sorunu parçalara ay›rmak bu parçalar içerisinde pratikte a盤a ç›kan› tespit etmek ve bunu çözümlemek ve bunun denk düfltü¤ü noktay› ortaya koymak ve çözüme kavuflturmak önemlidir. Yani parçay› irdelerken bütün içerisindeki etkisini berraklaflt›rmak gerekmektedir. Geçti¤imiz süreç olumsuz yönlerin hakim oldu¤u bir süreçtir. Bu hakimiyet ise görev ve sorumluluklar› ve bu temelde yaklafl›m› daha fazla derinlefltirmemiz gereken bir süreç olarak görülmelidir. Bu temelde önümüzde engel olarak duran yaklafl›mlar söz konusudur. Sorunun do¤mas›nda ve ayn› temelde çözülmesinde iki yön vard›r. Birincisi her düzeydeki önderlik mekanizmas›n›n bundaki sorumlulu¤u ve ele al›fl›, ikincisi ise bir bütün olarak örgütlülüklerin ve örgütlü bireylerin sorumluluklar›d›r. Bu ikisinin iç içe geçmiflli¤i görülmelidir. Ancak ayn› temelde pozisyonlar›na göre yaklafl›mlar› ve ele al›fllar› parçalar fleklinde a盤a ç›kar›lmal› ve ayn› flekilde diyalektik bütünlük içinde de¤erlendirilmelidir. Örgütlülü¤ümüzde ve örgütlü bireylerde kendimizi verilen görevlerle s›n›rlama ve buna hapsetme yaklafl›m› önemli oranda hakimdir. Bu ele al›fl kendini s›n›rlara hapsetme, bunun ötesine tafl›yamama fleklinde bir flekilleniflin oluflmas›n› sa¤lamaktad›r. Kafa yorufl ve pratik durufl buna paralel olmakta ve bu temelde “kotar›lan” ifller, yerine getirilen görevler d›fl›na ç›kmamaya neden olmaktad›r. Bu anlay›fl›n kimi zaman bu iflleri nas›l yapt›¤›n› düflünmeksizin sadece görevi ifa etmeyle s›n›rlamas› söz konusu olabiliyor. Yine görev ve sorumlulu¤u bürokratik bir alg›lay›flla mekanikçe yapma, bu görevi özgünlüklere uyarlayacak bir kafa yorufl ve benlik katma durumunun oluflmamas›na neden olabilmektedir. Bu do¤al olarak görevi belirlenen k›staslara göre yapmak, bu temelde ç›kacak özgünlükleri düflünmeksizin esnek ve inisiyatifli olmamak fleklinde a盤a ç›kan düflünsel bir hantall›¤›n ve önderlik tarz›n›n oluflmas›na neden olmaktad›r. Bu durum
geliflimin ve ilerlemenin önünde duran bir engel olarak görülmelidir. ‹kinci eksiklik; koflullar›n ortaya ç›kard›¤› duruma göre flekillenme anlay›fl›d›r. Bu anlay›fl›n derin ideolojik kökleri ve ayn› flekilde tehlikeli yans›malar› söz konusudur. Bunun çeflitli düzlemlerdeki yans›malar›n› bir kenara b›rakarak, örgütsel düzlemdeki yans›malar›n› görmek bile sorunumuzun kapsam›n› a盤a ç›karacakt›r. Bu yaklafl›m; varolan düzenlemeler, görevler ve sorumluluklar asgari oranda neyi gerektiriyorsa ona göre biçimlenme fleklinde a盤a ç›kmaktad›r. Bu kitle çal›flmas›ndan, örgütlenme çal›flmas›na, çal›flma tarz›na politik ve teorik çal›flmaya kadar yans›yan bir durumdur. Bu, sorunu yeterlilik temelinde ele alan bir yaklafl›md›r. Burada yeterlilik ise yapabileceklerimizi azami oranda yapmamam›z›, eksikliklerimizi bireysel eksiklikler olarak kavrama, devrimin ve devrimin partisinin yetmezlikleri ve eksiklikleri noktas›nda bir kavray›fla dönüfltürmeme durumu söz konusudur. Yapabileceklerimizi örgütsel pozisyonumuzla s›n›rlama, yap›lmas› gerekenler noktas›nda yapabilecekler varsa onlardan bekleme, kendini bu temelde iddial› görmeme flekline bürünmektedir. Bu durum ise var olandan ileri at›lma noktas›nda belli tafllar›n oynamas›n› bekleme ya da geliflimin yolunu do¤an›n belirledi¤i s›n›rlara hapsetme yani en do¤al ve en olmas› gereken geliflim seyrini bekleme fleklinde oluflmaktad›r. ‹rade ve devrimci müdahaleyi ya yapmama/yapamama, ya da koflullar›n yo¤un bask›s›yla yerine getirme fleklinde yans›maktad›r. Yani çal›flma tarz›m›zdan, örgütlenme tarz›m›za ve sürece ideolojik ve politik müdahaleye kadar bir çok fley kendi d›fl›m›zdaki geliflmelerin belirleyici etkisi alt›nda flekillenmekte ve yönlenmektedir. Örne¤in; oturmufl örgütsel düzenlemede bir çok yetmezlik ve eksiklik içerisinde olan görevlerini ve sorumluluklar›n› olmas› gereken düzeyin gerisinde yerine getiren bir flekillenifl ve pratik içerisinde olan kimi yoldafllar›m›z yaflanan herhangi bir örgütsel bofllukta daha fazla, azimli, daha fazla görev yapan ve bofllu¤u var olan kapasitesiyle en iyi flekilde doldurmaya çal›flan bir pratik içerisine girebilmektedir. Ve pratik tan›tlam›flt›r ki geliflim seyri daha h›zl›, görevleri yüklenme prati¤i daha verimli olmaktad›r. Ayn› flekilde bir rapor, bir araflt›rma ya da bir örgütlenme faaliyeti yürütürken ya da görevi yerine getirirken bu temelde kendimizden daha ileri olan yoldafllar›m›za güvenle bu soruna yönelik bir kafa yorufl ve pratik eksik kalmakta ya da kimi dönem bu temelde kafa yorufl yerine baflka türden alakas› olmayan ve hatta geri diyebilece¤imiz sorunlarla u¤raflma prati¤ine girebilmekteyiz. Ama koflullar farkl›laflt›¤›nda yani kendi d›fl›nda bir kimsenin ya da komitenin bunu yapmayaca¤›n› bildi¤imizde bu soruna yo¤unlaflma ve bu sorunu çözme noktas›nda pratik farkl›laflmaktad›r. Ya da kendi üzerimize almad›¤›m›z hatta benimsemedi¤imiz görevler deyim yerindeyse “üstümüze kald›¤›nda” bütün gücümüzle ve varl›¤›m›zla bunu baflarmaya çal›flmaktay›z. Bu ancak ken-
di misyonumuzun ne oldu¤unu görememe gerçekli¤i ile aç›klanabilir. Yani kendi yapabileceklerimizi yapma ya da en iyi flekilde yerine getirme prati¤i içerisine girmemiz gerekirken kimli¤imizden uzaklaflma, baflkas›ndan bekleme ya da alelade görev savma anlay›fl› ile yaklaflma flekline bürünmektedir. Oysa kendimize biçti¤imiz misyonu kavrasak hem görev ve sorumlulu¤u daha üretken flekle büründürme hem kendi düflüncemizi katma hem görülemeyebilecek farkl› yönlerin a盤a ç›kar›lmas› gibi birçok önemli noktada katk›lar›m›z olacakt›r. Bu ayn› zamanda geliflim seyrimizi körükleyen, daha h›zl› olmas›n› sa¤layan devrimci bir müdahale anlam›na da gelecektir. Bu ve buna benzer bir dizi örnek verilebilir. Ancak sorunun özünü anlatmas› itibariyle bu örnekler yeterlidir. Burada önemle görmemiz gereken fley, var olan› kabul etmek, bu temelde koflullar›n etkisi ve belirleyicili¤inde soruna yaklaflmak ve kendimizi buna mahkum etmektir. Bunu kavramak önemlidir. Bu, belirtti¤imiz gibi tüm devrimci faaliyetlerimizde a盤a ç›kan ve görülmesi gereken bir eksikliktir. Misyonun kavranmas› ve kavrat›lmas›nda önderlik meselesinin ele al›n›fl› sorunun ana halkas› olarak görülmelidir. Burada bir bütün olarak kitleye önderlik meselesi ve hiyerarflik düzlemde oluflan örgütsel önderlik meselesi temelinde önderli¤i kavramak önemlidir. Çünkü sorunumuz yukardan afla¤› do¤ru ve kitleye do¤ru inen bir gerçeklikte a盤a ç›kmaktad›r. Her düzeyde yaflanan önderlik meselesidir. Önderli¤in en önemli sorunu ideolojik ve politik bak›fl aç›s›ndan oluflan güven noktas›ndaki eksiklik olarak görülmelidir. Bu güven meselesi elbette niyetlerden ba¤›ms›z oluflan bir gerçekliktir. Sürecin yaratt›¤›, ideolojik ve politik olarak y›pranan ve zedelenen ve buna çözüm üretemeyen bir yaklafl›m›n yaratt›¤› do¤al bir durumdur. Bunun k›r›lmas› ve ortadan kald›r›lmas› ise derinlikli olarak bunun fark edilmesi ve ortaya ç›kan pratik süreçlere yönelik yap›lacak derinlemesine e¤itim ve müdahaleyle olacakt›r. Önderlik; politika üreten, a盤a ç›kan sorunlar› en iyi flekilde çözümleyen ve buna müdahale eden, yönlendiren, seferber eden, verimli ve üretken bir flekilde örgütleyen, faaliyete çeflitli boyutlar›yla hakim olan, var olan kitleyi ve örgütsel bileflimini azami oranda tan›yan ve yeteneklerini a盤a ç›karan vb. boyutlar›yla soruna yaklaflan ya da yaklaflmas› gereken bir pozisyonda olmak zorundad›r. Bunun gereklerini yerine getirecek bir çal›flma tarz›, örgütlenme faaliyeti içerisine giren ve eksikli¤ini her düzeyde gidermeye çal›flan bir yaklafl›m içerisinde olmak zorundad›r. Ancak bu eksikli¤in giderilmesi temelde pratikte çözülecektir. Pratik eksiklikler üzerinde bir politik ve ideolojik müdahale etkili ve geliflimi sa¤layan olacakt›r. Güven ve güvensizlik meselesi ise tam da bu noktada çözüme kavuflacakt›r. Bütünlüklü olarak gerçekli¤e bakmak ve bu temelde esas ihtiyaçlar› belirlemek ve buna genifl zeminde etkin müdahaleler içerisine girmek esas olarak önderlik meselesiyle ilintilidir.
21
22 Örgütü ya da kitleyi seferber etmek ise bu görevlerin örgütlenmesinde ve ayn› flekilde ›srarc› ve müdahaleci olmakta yatmaktad›r. Yeteneklerin a盤a ç›kar›lmas› var olan yetmezli¤in k›r›lmas› ise, belirlenecek bu esas halkaya yüklenmek bu temelde görev ve sorumluluklar›n s›k› bir gözleminden süzülerek a盤a ç›kar›lacakt›r. Geliflimi h›zland›rmak; potansiyel gücü görmek ve bunu a盤a ç›karmakla ancak yaflam bulur. Bu ise derinlikli bir güven ve iyimserlikle yaflam bulacakt›r. Bir süreci örgütlerken, bir görev verirken, bir sorunu çözmeye çal›fl›rken önderli¤in yaklafl›m› bu temelde bir iyimserli¤e ve güvene dayanmak zorundad›r. Bunu benli¤inde hissetmeli ve hissettirmelidir. Yap›lan müdahalenin ve iflin devrimci içeri¤i, s›n›f mücadelesine sunaca¤› katk› mutlaka netlefltirilmelidir ve kavrat›lmal›d›r. Yine bu temelde örgütün ya da kitlelerin düflünceleri ciddiyetle dinlenmeli, ö¤renme anlay›fl› ve bu ö¤renme üzerinde faaliyetin zenginleflece¤i mutlaka kavranmal›d›r. “Patlay›c›lar üzerine kursun bitiminde, bize, her fleyin patlat›labilece¤ini söylediler. Son dersteyiz, kalemi al›yoruz
elimize, patl›yordu, sandalyeye oturuyoruz o da patl›yordu. Havai fiflek gösterisi gibiydi. Bunlar, e¤er insan nas›l yap›laca¤›n› bulursa her fleyin patlat›labilece¤ini bize göstermek için mükemmel bir flekilde hesaplanarak haz›rlanm›fl fleylerdi. Sorup duruyorduk, “Bu nas›l yap›l›r? fiu nas›l yap›l›r?” diye. Bize flöyle cevap veriyorlard›, can›n›z› s›kmay›n, yeterince ö¤renmifl bulunuyorsunuz zaten. Kitlelerin neler yapabilece¤ini, sonsuz yarat›c›l›¤a sahip oldu¤unu unutmay›n, size ö¤rettiklerimizi kitleler yapacakt›r ve size yeni bafltan ö¤reteceklerdir.” Gonzalo yoldafl›n bu anlat›s› kitlelerden ö¤renme anlay›fl›n›n en derinlikli çözümlemesi olarak görülmelidir. Bu noktada eksik ve yetersiz kald›¤›m›z ço¤u zaman tepeden afla¤› do¤ru yaklafl›mlar›m›z söz konusudur. Bu durum elbette yukardan afla¤› do¤ru indikçe sorgulama ve ifade ediflin eksikli¤i ile oluflan bir durum olmakla birlikte bu temelde sorgulay›fl› geniflletecek, ifade etme cesaretini sa¤layacak durumun yarat›lmas›na yönelik eksik yaklafl›mlarla beslenmektedir. Bunun k›r›lmas› gerekti¤i gerçekli¤ini yaratmak ise, ancak devrimin gereklili¤ini ve temel yarat›c›s›n›n ne ol-
PUSULA SORUMLULUK B‹L‹NC‹ Örgüt yönetme biliminde uyulmas› zorunlu olan, vazgeçilmez temel ilke ve kurallar›n oldu¤unu daha önceki yaz›lar›m›zda belirtmifltik. Bu ilke ve kurallara uyulmad›¤› taktirde yenilgi ve baflar›s›zl›klar›n kaç›n›lmaz olarak yaflanaca¤›n› söylemifltik. Örgüt yönetme biliminde temel ilkelerin bafl›nda sorumluluk bilinci gelir. Bu temel ilkeye uygun davranman›n vazgeçilmezli¤ini kavramak gerekir. ‹kinci temel ilke olan insanlar›n do¤ru yere konumland›r›lmas›ndan, üçüncü temel ilke olan faaliyetlerin denetlenmesinden kaynaklanan yanl›fll›klar, örgütsel faaliyetlere belli ölçüde zarar verse de bu yanl›fll›klar ileride kazan›lan örgütsel tecrübe ve deneyim sonucu giderilebilir. Ancak sorumluluk bilinci yoksa, yani en temel ilke ve kurala uyulmuyorsa bu zaaftan do¤acak olumsuzlu¤un telafisinin mümkün olamayaca¤›n› belirtmek gerekir. Nedir sorumluluk bilinci? En yal›n ifadesi ile devrim, parti ve halk karfl›s›ndaki devrimci durufltur. Üstlenilen görevlerin eksiksiz yerine getirilmesidir. Devrim ve parti çal›flmalar›n›n, zaman›nda tamamlanmas›d›r. Parti taraf›ndan verilen görevleri tam olarak yapmakt›r. Zaman›nda yerine getirilmeyen, ertelenen, savsaklanan, sürece b›rak›lan her görev devrimci duruflun ve sorumluluk bilincinin zay›fl›¤›n› gösterir. Devrimci duruflun güçlü ve nitelikli olmas› demek; görev ve sorumluluklar›n baflar›l› bir flekilde zaman›nda yerine getirilmesi demektir. Sorumluluk bilinci için vazgeçilmez olan, bütünlüklü bir proleter dünya görüflü edinmektir. Sorumluluk bilinci, s›n›f ve devrim bilincidir. Niteli¤in her yönüyle geliflimi ve yükselmesi devrim yürüyüflünün h›z›n› art›r›r.
Ancak, sorumluluk bilinci tafl›yanlar toplumsal sorunlara ve s›n›f mücadelesine duyarl› olabilir. Devrimci hareketin e¤itilmesine, bilinçlendirilmesine, k›sa ve orta vadede örgütlenecek devrimci çal›flmalar›n haz›rl›¤›na bafllar, ç›kan ve ç›kabilecek sorunlar›n çözümünde yo¤unlafl›r. Sorumluluk bilinci, reformistlerin öncülü¤ünde ya da kendili¤inden geliflen hareketler de dahil olmak üzere tüm toplumsal hareketler ve eylemler içinde yer almak, politik iktidar hedefini amaçlayan propaganda ve ajitasyon çal›flmas›n› yo¤unlaflt›rmak, mücadeleyi farkl› alanlara yaymaya çal›flmakt›r. Sorumluluk bilinciyle örgütlenen her devrimci görev, genifl bir kitle ba¤› yaratan, partiyi ideolojik-politik ve örgütsel olarak infla eden görev olarak alg›lanmal›d›r. Proletarya Partisi’nin örgütlü bir neferi olumluluklar kadar olumsuzluklara, baflar› kadar baflar›s›zl›klara, yengi kadar yenilgilere de haz›r oland›r. Geçici baflar›s›zl›klardan ve yenilgilerden cesaretini kaybetmeden, zor koflullarda bile kararl› bir flekilde cesaretle yürüyendir. Kitleleri ve devrimci savafl› örgütleyen, s›n›f savafl›m›n›n bütün kap›lar›n› açmak için çalmas›n› bilendir. ‹stenilen ve beklenen sonuçlara hemen var›lmamas› durumunda, örgütlenen emek ve çaban›n bofla gitti¤ini düflünmeyendir. Devrimci bir çal›flmayla örgütlenen bir eylemde beklenen baflar› elde edilemeyebilir, hedeflenen amaca istenilen sonuçlara var›lamayabilir. Bilinmelidir ki belirlenen hedef ve amaçlara varmak için kat edilen yollar, sadece baflar› tafllar›yla örülü de¤ildir. Böyle olsayd›, her fley çok rahat ve kolay olurdu. Sorumluluk bilinci tafl›yan s›n›f bilinçli proleterler hiçbir konuda geride
20 Mayıs-2 Haziran 2005
du¤unu kavramakla ilgilidir. Önderli¤in yine temel eksikliklerinden birisi de cesaretli ve cüretli ad›mlar› atma noktas›nda yaflanmaktad›r. Bu yine güven ve iyimserlik meselesiyle ilintilidir. Özellikle örgütte ve kitlelerde varolan yetmezlikler ve eksiklikler cesur hamleler yap›lmas›n› engellemektedir. Yeni görev ve sorumluluklar yüklemede ve bu temelde yeni örgütlenmeler yaratmada tutuk ve var olan› koruma yaklafl›m› a盤a ç›kmaktad›r. Bu objektif olarak statükoya mahkum olma ve koruma yaklafl›m›na denk düflmektedir. “fiunun flu flu eksiklikleri var acaba bu görevi yapar m›? Örgütsel gerçekli¤imiz flu flu düzeyde bu ihtiyac›m›z› giderecek bir yap›lanma yarat›labilir mi” gibi yaklafl›mlar, at›lmas› gereken ad›mlar›n cesurca at›lmas›n› engellemektedir. Kendine olan güven, örgüte olan güven ve kitleye olan güven meselesinin çeflitli düzeylerde ve boyutlarda yaflanmas›n› sa¤lamaktad›r. Önderlik, ç›kacak eksiklikleri ve yetmezlikleri göze alan ve buna yapaca¤› müdahalelerle çözece¤ini düflünen bir yaklafl›ma sahip oldu¤u taktirde örgütün ve faaliyetin geliflimini sa¤layacakt›r. Ve elbette pratikte ç›-
kacak eksiklikler ve oluflacak genel yetmezlikler mutlaka çözülmeye mahkumdur. Mesele sorunu çözme ve ad›m atma meselesidir. Önderli¤in kilitlenece¤i ve yüklenece¤i nokta ise buras›d›r. Bu yönlü bir yaklafl›m içinde olmamak devrimin temel ihtiyaçlar›n› kavramada ve kavratmada noksanl›klar›n yaflanmas›n› kaç›n›lmaz k›lacakt›r. Görevlerimiz sorumluluklar›m›z a¤›rd›r, kapsaml› ideolojik sald›r›lar›n etkisi alt›nda ve bu ideolojik sald›r›lar›n bünyemize sirayet eden k›s›mlar›yla boyutlu bir mücadele içindeyiz. Ve atmam›z gereken önemli ad›mlar var. Tasfiyecili¤in ve teslimiyetin etkin propagandas›na ve dayatmas›na karfl›n s›k› bir çal›flma temposu, cesaretli ad›mlar atma zorunlulu¤umuz vard›r. Unutmayal›m ki yürüttü¤ümüz mücadele bilimsel temellere dayanan hakl› ve onurlu bir mücadeledir. Ve bu mücadelede bugün geri oluflumuz bizi kötümserli¤e sürüklememelidir. Bu mücadeleye destek verecek, bu mücadelenin öznesi olacak en büyük gayrete coflkusu ve flevkini mücadelenin hizmetine sunacaklar ç›kacakt›r. Çünkü komünizmin insanlar› birlefltiren muazzam bir derinli¤i vard›r.
kalmayand›r, kitle hareketlerinde devrimci inisiyatifi ve öncülü¤ü ele geçirmek için disiplinli, örgütlü ve h›zl› hareket edendir. S›n›f savafl›m›n›n her devinimi, demokratik halk devriminin örgütlenmesini kolaylaflt›ran olgular olarak geliflmektedir. Bugün yaflanan küçük çapl› çat›flmalar ve hareketler, yar›n yaflanacak büyük çat›flmalar›n habercisidir. Bugün de¤ilse yar›n, orta ve büyük çapta s›n›fsal çat›flmalar geliflecektir. Bu geliflmeler kendili¤inden ya da reformistlerin öncülü¤ünde de olsa buna flimdiden haz›r olmak, bu yönlü ideolojik-politik-örgütsel donan›m› güçlendirmek, önderlik bilinciyle sürece do¤ru ve bilinçli tarzda müdahale etmeye haz›rlanmak gerekir. Haz›rl›ks›z yakalanmak, beraberinde baflar›s›zl›k ve yenilgiyi getirir. S›n›f bilinçli proleterler ideolojik-politik olarak örgütlendi¤i oranda ad›mlar›n› güvenle ve emin bir flekilde atacak, kitleler içinde kök salarak, s›n›f kazan›mlar›n› büyüterek, bu kazan›mlar›n› somut hale getirecektir. “Tüm siyasal faaliyetler çok ciddi bilimsel e¤itim, sa¤lam inançlar ‘gelifltirmek’ ister. Ya da hiçbir siyasal çal›flma belli bir e¤ilimdeki siyasal düflünüfllü kifliler çevreleriyle s›n›rlanamaz, o nüfusun durmadan daha genifl kesimlerine yöneltilmelidir.” Lenin. Her türden tasfiyecili¤in, reformizmin, burjuva sald›r›lar›n›n yo¤unlaflt›¤› bu süreçte proletaryan›n sorumluluk bilinci sa¤lam inanç, yo¤un politik çal›flma ve ciddi bilimsel e¤itim ister. Proleter sa¤lam inanç; çeliflme ve geliflme yasalar›n› do¤ru çözümleyen, devrimin ve hareketin geliflim yasalar›n› do¤ru ve bilimsel tarzda inceleyerek, bilimsel sonuçlar ç›karan, ciddi bilimsel e¤itim çal›flmas›yla her türden gerili¤i ve yetmezli¤i alteden, s›n›f savafl›m›n› örgütleyen, yolunu proletaryan›n devrim ve örgüt bilimine uygun tarzda do¤ru belirleyendir. Egemenler ve onlar›n uflaklar› ideolojik-psikolojik yönden en yo¤un ve siste-
matik tarzda kadro ve militanlar›n, sempatizanlar›n, sorumluluk bilincine, onlar›n devrim karfl›s›ndaki durufluna sald›rmaktad›r. S›n›f bilinicini sarsmak, parti ve devrim karfl›s›ndaki duruflu zay›flatmak, partiye karfl› tereddüt yaratmak, kadro ve militanlar›na karfl› güvensizlik yaymak, k›saca devrim ve partiye karfl› devrimci duruflu geriletmek olarak karfl›m›za ç›kan olgular›n tümünün temelinde burjuvazinin ideolojisinin her türden rengini görmek mümkündür. Neme laz›mc›l›k, bofl vermifllik, ihmalkarl›k, unutkanl›k, gevfleklik olarak beliren hareket ve davran›fl tarzlar›, zamana b›rak›lan, ertelenen, zaman›nda yap›lmayan görev ve sorumluluklar olarak ifade edilen olgular›n tümünde burjuva ve küçük burjuva ideolojisi, al›flkanl›klar› ve s›n›f güdüleri vard›r. Sorumluluk bilinci ayn› zamanda devrimci görevleri geciktirmeden, “bir ay, bir hafta, bir gün bile ertelemeden” yerine getirilmesini sa¤lamakt›r. Demokratik Halk Devrimi’ni örgütlemek, gelifltirmek ve her tarafa yaymak, partiyi iflçi s›n›f›n›n ve emekçilerin beyninde ve yüre¤inde büyütmek için daha fazla fedakarl›k, daha fazla kararl›l›k, ciddi bilimsel e¤itim, yo¤un politik çal›flma ve ihtilalci kitle çizgisi gerekmektedir. Sorumluluk bilinci olarak ifade edece¤imiz temeli sa¤lamlaflt›rmak için güçlü bir s›n›f, devrim ve önderlik bilincine ihtiyaç vard›r. Tüm ilgi ve duyarl›l›k, devrimci dikkat ve sorumluluk, s›n›f savafl›m›n›n geliflimine ve yaflad›¤› sorunlar›n çözümüne yo¤unlaflmal›d›r. Devrimci duyarl›l›¤›n, devrimci dikkat ve ilginin zay›flad›¤› yerde devrimci görev yerine getirilemez, sorumluluk bilinci tafl›namaz. S›n›f savafl›m›n›n her alan›ndaki her soruna karfl› ilgi ve duyarl›l›¤› art›rmak, çözüm ve dikkatleri yo¤unlaflt›rmak, sorumluluk bilincinin vazgeçilmez temelidir. S›n›f bilinçli proleterler, ça¤›n ve halk›n kendilerine yükledi¤i görevlerin buyru¤una göre hareket ederek, sorumluluk bilincini gelifltirir ve büyütür.
20 Mayıs-2 Haziran 2005
22
22
Alman faflizminden kurtuluflun 60. y›ldönümünde faflizme isyan
Alman faflizminin yenilgisinin 60. y›ldönümünde Berlin’de düzenlenen yürüyüfl saat 11:00’e do¤ru bafllad› ve 20 bine yak›n kifli yürüyüfle kat›ld›. Yürüyüflte ILPS ve AT‹F de bulunuyordu. Binlerce anti-faflistin sel gibi akan gücü, neo-nazilerin Alexanderplatz’tan Mitte’ye do¤ru yürüyüflüne meydan vermedi ve faflistler bu alana giremeden da¤›lmak zorunda kald›lar. Bir kez daha neo-naziler anti-faflist güçlerin bask›s› karfl›s›nda gerilemek zorunda kalarak ad›m bile atmadan kendi kabuklar›na çekilmek zorunda kald›lar. Alman faflizminden kurtuluflun 60. y›ldönümünde Nazilerin Berlin’in göbe¤inde yürümesi Almanya için tam bir yüz kara-
s› olurdu. Ne ki, devlet bu yürüyüflü yasal yollardan engellemek yoluna gitmedi ve onlar›n yola getirilmesi anti-faflist güçlere kald›. Devletin kendisi ise, Brandenburger Tor denilen alanda, yani Reichstag’›n karfl›s›nda “demokrasi” festivali düzenlemekle yetindi. Peki neydi 8 May›s 1945? Bu, Sovyetler Birli¤i’nin 30 milyona yak›n flehidin kan›yla Reichstag’a k›z›l bayra¤› dikerek, ‹kinci Emperyalist Paylafl›m Savafl›’na son verdi¤i ve Alman faflizminin tabutuna son çiviyi vurdu¤u günün ad›d›r. 8 May›s 1945 günü, baflkent Berlin Sovyet k›z›l ordusunca ele geçirilmifl, Reichstag’a k›z›l bayrak dikilerek, o yenilmez denen Nazi ordular› teslim al›narak, “efsane” yerle bir edilmiflti. Elbette ki, 8 May›s, Alman faflizminden, yani Nazi faflizminden kurtuluflun günüdür. Bu kurtuluflta milyonlarca flehit vererek a¤›r bir bedel ödeyen Sosyalist Sovyetler Birli¤i’nin rolü de her türlü takdirin ötesindedir. E¤er Sovyetler Birli¤i olmasayd› ve e¤er burjuva karfl›-devrimcilerin karalamakta bir an bile tereddüt etmedikleri o büyük bafl komutan, Stalin Sovyet ordular›n›n ve devletinin bafl›nda olmasayd›, ikinci paylafl›m savafl› s›ras›ndaki politik manevralar› ve askeri taktikleri olmasayd› ne faflizm yenilebilirdi ve ne de Avrupa ortaça¤ karanl›¤›ndan kurtulabilirdi. Ne var ki, bugününü, baflta 1943 y›l›ndaki o
ünlü “Stalingrad Savunmas›” ile binlerce Sovyet kad›n ve erke¤inin a¤›r bedelle ödenen direnifliyle aç›lan zafere borçlu olan Bat› Avrupa, 60. y›ldönümünde Stalin’i karalamaktan geri kalmamaktad›r. Ama unutmaktad›rlar ki, bugünün Avrupa’s› kendi burjuva demokrasisini bile, Stalin önderli¤indeki Sovyetler Birli¤i’ne borçludur. ‹nsanl›¤› o kahredici karanl›ktan kurtaran yegane güç sosyalist Sovyetler Birli¤i idi. ‹nsanl›k ve Bat› Avrupa dizleri üstünde titrerken, Alman faflizmine kesin ve son darbeyi vurarak insanl›¤›n onurunu kurtaran da ayn› güçtü: Stalin önderli¤indeki Sovyetler Birli¤i. Almanya ise tarihten bir türlü ders alm›yor. Büyük Almanya hayali bugün de bir hayalet gibi dolan›yor Somali’den Bosna’ya dek. D›flta yay›lmac›l›k, içte ise, iç faflistleflme süreç olarak ilerliyor. Küresel masal›n felaketli sonuçlar› da bu politik yönelime çanak tutuyor ve ona kol kanat geriyor. “Genel Refah” dönemi geri gelmemek üzere tarih oluyor. 8 May›s 1945’ten bu yana kazan›lan mesafe, iktisadi yönden ulafl›lan düzey Alman emperyalizmini dünya pastas›ndan daha fazla pay almaya zorluyor. Savafl›n bitiminden 60 y›l sonra, henüz güncel olmasa da, esas ak›m halini almasa da gelecekte savafl bulutlar›n›n koyulaflmas›na yol açacak antagonizmalar› derinlefltiren bir süreçle yol al›yor arz yuvarla¤›. Faflizmden kurtuluflun bu 60. y›l dönümünde faflizmin döl yata¤› olan emperyalizm yeni emperyalist savafllara yol açmadan ilerleyemez; zira. fiimdilerde Alman emperyalizmi, 2. Paylafl›m Savafl› sonras› kan ve ateflle yo¤ru-
larak kendi aleyhine kal›ba dökülen dengeyi yeniden lehine çevirmek istiyor. Alman emperyalizmi, yenilgisinin üzerinden 60 y›l geçmifl olmas›na karfl›n, tepesine 60 y›l önce dikilen “k›z›l bayraktan” ders almam›fla benziyor. Ne ki, 21. yüzy›l dikilecek yeni k›z›l bayraklar› müjdelemedegecikmeyecektir. Berlin-ILPS ve AT‹F AVUSTURYA’DA H‹TLER FAfi‹ZM‹ LANETLEND‹! 8 May›s tarihi dünya iflçi s›n›f›n›n Hitler faflizmini yenilgiye u¤rat›¤› tarihtir. 8 May›s 1945 günü Berlin’de Hitler’in komutan› teslim olduklar›na dair anlaflmay› imzalam›flt›r. Faflizmin yenilgisinin 60. y›ldönümünde yap›lan etkinliklerden bir tanesi Avusturya’n›n Mauthausen Kamp›’nda gerçekleflti. Yaklafl›k olarak 21 bin kiflinin kat›ld›¤› etkinlikte, çeflitli ülkelerden delegasyonlar, parti temsilcileri ve o dönemi yaflayan yüzlerce insan yer ald›. Federasyonumuz AT‹GF’de bu etkinli¤i kat›lma karar› alm›fl ve tüm bögelerin kat›lmas› için çaba harcam›flt›r. Yaklafl›k olarak 150-200 kiflinin kat›ld›¤› AT‹GF kortejinde çeflitli dillerde ço¤alt›lan bildiriler da¤›t›ld› ve s›k s›k “Hoch die internationale Solidarität”, “Solidarität Heißt Widerstand Kämpf dem Faschismus in jedem land”, “Marx Engels Lenin Stalin Mao Viva Viva Viva” gibi sloganlar at›ld›. Eylemde ayr›ca TKP/ML flamalar› da dalgaland›. Yürüyüfl alana çelenk b›rak›lmas›ndan sona erdi. (Avusturya AT‹GF üyeleri)
Yunanistan’da en kitlesel 1 May›s kutland› Bu y›l 1 May›s Paskalya tatiline denk geldi¤i için Yunanistan’da 11 May›s tarihinde kutland›. 1 May›s’a damgas›n› vuran ise, ülkede yaflanan ve her geçen gün artarak devam eden iflsizlik, özelllefltirmeler, pahal›l›k, vergilerin afl›r› art›fl›, esnek çal›flman›n dayat›lmas›, çal›flma sürelerinin art›r›lmas› ve bunlara paralel günden güne azalan ücretler oldu. ‹ktidardaki Karamanlis hükümetinin emekçi karfl›t› politikalar›n›n yaratt›¤› hoflnutsuzlu¤un yan›nda di¤er bir sorun da hükümetin ald›¤› kararla bu y›lki kutlamalar›n tatil say›lmayaca¤› idi. Bütün di¤er sorunlar›n yan›na bunun da eklenmesi halk içindeki hükümet karfl›tl›¤›n› daha da yükseltti. Ülkenin iki büyük konfedarasyonu 11 May›s’tan birkaç gün öncesinde yapt›klar› aç›klamalarda 11 May›s günü bütün ülkede genel greve gidilece¤ini aç›klam›flt›. Yap›lan grevlere kat›l›m›n bütün ifl kollar›nda % 80% 100 dolaylar›nda olmas› halk›n hoflnutsuzlu¤unun en önemli ifadesi oldu. 11 May›s günü baflta Atina, Selanik ve Girit olmak üzere pekçok flehirde eylemler gerçeklefltirildi. En büyük kat›l›m›n gerçeklefltirildi¤i Atina’da üç ayr› eylem gerçeklefltirildi. Birincisi iki büyük konfederasyon olan GSEE (‹flçi Konfederasyonu) ve ADEDI’nin (Memur Konfederasyonu) organize etti¤i eylemdi. Kitle sabah kitle Areos Pagos
Meydan›’nda toplanmaya bafllad›. Sendikalarla birlikte baflta YKP/M-L olmak üzere pekçok devrimci ve sol örgüt de buraya kat›ld›. Yap›lan konuflma ve müzik dinletilerinin ard›ndan kitle yürüyüfle geçti. Kardefl partinin TAKSIKI PORIA (SINIF YÜRÜYÜfiÜ) pankartlar› ile kat›ld›¤› yürüyüfle kat›l›m›n geçen y›llara oranla art›fl gösterdi¤i görüldü. TAKSIKI PORIA’nin bu y›l 20 bölgede yürüyüfllere kat›ld›¤›n› ve bu durumun Yunanistan koflullar›nda küçümsenemeye-
cek bir geliflme oldu¤unu söylediler. Sendikalar›n organize etti¤i yürüyüfle 5.500 emekçi kat›ld›. Kitle buradan Meclis’e do¤ru yürümeye bafllad›. Yürüyüflte “Esnek çal›flmaya hay›r”, “Çal›flma saatlerinin serbestlefltirilmesine hay›r”, “Maafllarda ve emeklilikte gerçekçi art›fl”, “Sendika a¤alar›na hay›r” sloganlar› at›ld›. Atina’da gerçeklefltirilen di¤er yürüyüflü de PAME (revizyonist YKP’nin sendikal örgütlenmesi) organize etti. PAME her eylemde yapt›¤› gibi bu y›l
Hamburglu ö¤rencilerin direnifli Federal Almanya Anayasa Mahkemesi’nin ö¤renci harçlar› önündeki engeli kald›rmas›yla birlikte bir çok flehirde oldu¤u gibi Hamburg’da da ö¤renciler harekete geçtiler. Hamburglu ö¤renciler bütün eylemliklerini ‘Summer of resistance’ (Direnifl Yaz›) fliar› alt›nda örgütlediler/örgütlüyorlar. Ö¤renciler ‘Direnifl Yaz”›n› her tarafa yayarak harçlar› engellemeye çal›fl›yorlar. Bugüne kadar yap›lan genel ö¤renci toplant›lar›na çok az say›da ö¤renci kat›l›rken, bu süreçte, genel ö¤renci toplant›lar›na kat›l›m 2000 ile 2500 aras›nda olmaktad›r. ‹lk bafllarda bu toplant›larda eylemlik yap›p yapmama tart›flmalar› da olurken, art›k bu tart›flmalar yerini eylemlik de¤erlendirmelerine b›rakm›fl ve gelecek eylemlikler planlanmaktad›r. Bu
süreçte kamuoyunda en çok tart›fl›lan ve burjuva bas›n taraf›ndan çarp›t›lan eylemlik biçimi, üniversite yönetim binas›n›n önüne barikat kurularak dikkatler çekilmeye çal›fl›ld›. Ancak 27 Nisan’da gerçeklefltirilen eylemli¤e üniversite baflkan› polise yetki vererek ö¤rencileri coplatarak karga tulumba binan›n önünden uzaklaflt›rmay› hedefledi. Olayda birçok ö¤renci yaraland› ve 30’un üzerinde ö¤renci ise gözalt›na al›nd›. Polisin ve üniversite yönetiminin bu sald›rgan tutumu ö¤rencileri y›ld›rmad›, tam tersine onlar› daha da kamç›layarak daha sonraki eylemlikleri sürdürdü. 27 Nisan’da yap›lan eylemli¤in benzeri 10 May›s günü yeniden yap›ld›. Sabah saat 06:00’dan itibaren üniversite yönetimi önünde barikat kuran ö¤renci-
da s›n›f hareketinin en büyük bölücü gücü oldu¤unu gösterdi. Yapt›¤› bu davran›fllardan dolay› halk›n eylemlere kat›l›m›na da köstek oldu. Bundan dolay› her geçen y›l kitle gücünde zay›flama görülmektedir. Daha önceki yürüyüfllerde sendikalardan daha fazla kitleyi soka¤a dökebiliyorken bu y›l birçok bölgede sendikalar›n gerisine düflmüfltür. Üçüncü gösteri de Perama’da gerçeklefltirildi. (Partizan-Yunanistan) lere polis yine azg›nca sald›r›p 40’a yak›n ö¤renciyi tutuklad›. Ancak sald›r›lar ö¤rencilerin direniflini k›ramad›. Günün ilerleyen saatlerinde ço¤alarak direnifllerini sürdürdüler. Saat 14:00’te yap›lan genel ö¤renci toplant›s›ndan sonra, yaklafl›k 2000 kiflilik bir kitleyle bilim senatörlü¤üne yüründü. Yürüyüfl boyunca; ‘Herkese paras›z eflit e¤itim’ ve ‘Biz buraday›z ço¤uz ve hayk›r›yoruz, çünkü onlar e¤itim hakk›m›z› çal›yorlar’ fleklinde s›k s›k sloganlar at›ld›. Biz Yeni Demokratik Gençlik (YDG) olarak son süreçte yap›lan bütün eylemliklerde oldu¤u bu eylemli¤in ön haz›rl›klar›nda da yer alarak gücümüz ölçüsünde bütün sorumluklar›m›z› yerine getirmeye çal›flt›k. 10 May›s’taki eyleme de ‘E¤itim meta de¤il’, ‘Harçlar› durdurun’ yaz›l› pankart›m›zla kat›ld›k. Yürüyüflte bildirilerimizi ve dergimizi da¤›tt›k. (Hamburg YDG)
23
22
Evrensel Bak›fl ABD VE RUS EMPERYAL‹STLER‹ ARASINDAK‹ DALAfiIN ARKA PLANINA KISA B‹R BAKIfi VE TÜRK‹YE-1 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n›n bitifl günü olarak kabul edilen 8 May›s 1945’in 60. y›ldönümü emperyalistler aras› özellikle de ABD ve Rus emperyalizmi aras›nda yaflanan dalafl›n oldukça aç›ktan hem de iki ülkenin baflkanlar›n›n a¤z›ndan ifade edilifline tan›k oldu. ABD ile Rusya aras›nda yaflanan bu söz düellosunun temelinde Rusya’n›n a¤›rl›¤›n›n oldu¤u ülkelerin bir tarafta Irak ve Yugoslavya örneklerinde oldu¤u gibi askeri iflgal güçleri vas›tas›yla di¤er taraftan da Gürcistan, Ukrayna ve K›rg›zistan’da (en son Özbekistan’da) oldu¤u gibi emperyalistlerin sivil darbe güçleri NGO’lar taraf›ndan flu veya bu bahaneyle ABD’nin etkisinde olmayan iktidarlar›n yerine ABD yanl›s› iktidarlar›n oluflturulmas› süreçleri nedeniyle yaflanan gerginli¤in patlamas›d›r. ABD baflkan› Bush Gürcistan’daki ABD kuklas› Mihail Saakaflvili’yi ziyaretinde Gürcistan’› “özgürlük feneri” ilan ederek eski Sovyet Cumhuriyetlerine “devrim yap›n” ça¤r›s›nda bulundu. Bu konuflma ABD’nin baflkan› a¤z›ndan Rusya’ya hem de Rusya’n›n “arka bahçesi”nde yapt›¤› en aç›k meydan okuma olarak alg›lanmak durumundad›r. Bush burada yapt›¤› konuflmada “Biflkek’ten Ba¤dat’a önemli olaylar yafland› ama Irak’taki pembe devrim, Ukrayna’daki turuncu devrim ya da Lübnan’daki sedir devriminden önce Gürcistan’daki Gül devrimi vard›… fiimdi Kafkasya’da, Orta Asya’da ve Ortado¤u’da kalpleri ayn› özgürlük heyecan›yla çarpan gençler var. Özgürlük istiyorlar ve özgür olacaklar… Özgürlük Karadeniz’den Hazar Denizi’ne, oradan Körfez’e ve daha ötesine ilerlerken tarihi anlar yafl›yoruz” dedi. Bu konuflma iyi okundu¤unda ABD emperyalizminin bahsi geçen bölgelere yönelik savafl da dahil çeflitli araç ve yöntemlerle sald›r›lar›n›n sürece¤inin aç›klanmas› oldu¤u görülür. Gürcistan kifli bafl›na düflen ABD yard›m› bak›m›ndan ‹srail ve Ermenistan’dan sonra üçüncü ülkedir. Gürcistan Rusya iliflkileri Edward Swardnadze’nin iktidardan uzaklaflt›r›ld›¤› dönemden bu yana giderek gerilmektedir. Gürcistan parlamentosu 2006 y›l›na kadar Rusya’n›n ülkelerindeki askeri üslerini boflaltmas› yönlü bir karar alm›fl, buna karfl›l›k Rusya ise yapt›¤› aç›klamada bu üsleri 3-4 y›ldan önce boflaltmayaca¤›n› söylemifltir. Bu sözlerin as›l anlam› Rusya’n›n bu üsleri boflaltmaya hiç niyetinin olmad›¤›d›r. Çünkü Gürcistan’daki Rus askeri varl›¤› Rusya aç›s›ndan Kafkasya’daki stratejik konumlan›fl› aç›s›ndan oldukça önemlidir. Borcum-
Batum-Gümrü hatt› Rusya’n›n stratejik hatlar›ndand›r. Di¤er taraftan da Ermenistan’daki Rus üslerine Gürcistan üzerinden gidilmektedir ki bu durum bile Rusya’n›n Gürcistan’daki üslerinden vazgeçmemesi için bafll› bafl›na bir nedendir. Tabi ki bunlarla birlikte ve daha önemlisi Rusya’n›n boflaltt›¤›-boflaltmak zorunda kald›¤› her alan ABD taraf›ndan doldurulmaktad›r ki stratejik aç›dan Rusya’n›n esas tehdit alg›lamas› buras›d›r. Aç›kt›r ki ABD son y›llarda Rusya’n›n etkinli¤ini hem de Rusya’n›n arka bahçesinde alabildi¤ine daraltm›flt›r. Ukrayna, Gürcistan, Kazakistan, Yugoslavya ve Irak ya esas olarak Rusya’n›n egemenli¤inde ya da önemli oranda a¤›rl›¤›n›n oldu¤u ülkelerdi. Tüm bu ülkelerde bugün esas olarak ABD yanl›s› iktidarlar hüküm sürmektedir. Bush’un 24 Nisan Ermeni soyk›r›m› Günü vesilesiyle yapt›¤› konuflmada Ermenileri okflamas› bir süre önce ABD Savunma Bakan› Donald Ramsfeld’in Bakü’yü ziyaretinde askeri üsler meselesini gündeme getirmesi, yine Rumsfeld’in ziyaretinden k›sa bir süre önce NATO baflkomutan› general James Jones’in ABD’nin “Hazar Muhaf›z Program›” kapsam›nda bölgede askeri üsler kurmak istedi¤ini aç›klam›flt›. Bu plan› Gürcistan beklenildi¤i gibi hemen kabul etmifl, Kazakistan ve Türkmenistan ise s›cak bakt›klar›n› belirtmifllerdir. Bu geliflmelerin direkt hedefi olan Rusya ise hemen karfl› atakta bulunmufl ve Hazar havzas› için “Acil Müdahale Gücü”nü kuraca¤›n› duyurmufl ve bölge ülkelerine ça¤r› yapm›flt›. Bu ça¤r›ya olumlu yönde ilk karfl›l›k veren ise beklenildi¤i gibi ‹ran olmufltur. 1994 y›l›nda Hazar bölgesini ilgi alan› ilan eden ABD aç›s›ndan “do¤al kaynaklar› kontrol edildi¤i takdirde bir küresel güç oluflturabilecek herhangi bir bölgede düflman bir gücün egemen olmas› engellenmeliydi.” Putin’in ülkedeki oligarklara da yönelerek bat› yanl›s› olanlar›n etkinli¤ini k›rma giriflimleri ve da¤›lma sürecinin sars›nt›lar›n› atlatarak yeniden emperyalistler aras› dalaflta Rusya’n›n a¤›rl›¤›n› tesis etme yönlü çabalar› ABD ile çeliflkilerinin boyutunun derinleflmesini getirmifltir. ABD Rusya karfl›s›nda özellikle de 11 Eylül’den sonra ciddi kazan›mlar elde etmifltir. Buras› aç›kt›r. Fakat ABD’nin iktidar de¤iflikli¤i gerçeklefltirdi¤i tüm bu ülkelerde her fleye ra¤men ciddi bir Rusya yanl›s› egemen s›n›f blo¤u, asker ve sivil bürokrat ve de ciddi bir Rusya yanl›s› kitle bulunmaktad›r. ABD’nin bölgede gücünü daha fazla art›rmas›ndan rahats›z olan Çin ve ‹ran’›n Rusya ile iliflkilerini giderek
20 Mayıs-2 Haziran 2005 art›rd›klar› görülmektedir. ABD’nin Suriye ile birlikte askeri bir sald›r› hedefine oturttu¤u ‹ran aç›s›ndan bölgede ABD karfl›t› bir birli¤in oluflmas› oldukça önemlidir. “Ortado¤u’da s›n›rlar son derece kötü örülmüfl bir duvar› and›rmaktad›r. Bu kötü örülmüfl duvardan herhangi bir tafl› oynatman›n o duvar› y›kmak anlam›na gelebilece¤ini bilen ve y›k›lan bu duvar›n alt›nda kalmak istemeyen uluslar aras› aktörler de¤iflik tafllar› efl zamanl› bir flekilde oynatarak duvar› y›kmadan yeni bir flekil vermeye çal›fl›yorlar.” ABD’nin sald›r› listesinin bafl›nda yer alan ülkelerden biri olan Suriye’ye yönelik s›k›flt›rma hamleleri bu ba¤lamda son dönemde yo¤unlaflm›flt›r. ABD bir taraftan Suriye’ye karfl› ekonomik ambargo uygularken di¤er taraftan da Suriye’nin bölgedeki etkinli¤ini k›rmakta, ülke içinde de iktidar karfl›t› muhalefeti çeflitli biçimlerde muhalefeti iktidara yöneltmenin çal›flmalar›n› yapmaktad›r. Çeflitli yorumcular geçti¤imiz y›l Suriye’nin Kürt bölgesinde geçen gerçekleflen Kürt ayaklanmas›n› da var olan iktidar›n de¤ifltirilme-y›k›lma sürecinin bir parças› olarak yorumlamaktad›rlar. Y›llard›r bask› alt›nda tutulan, kimlikleri dahi tan›nmayan Kürt ulusunun demokratik taleplerinin ABD ve uflaklar› taraf›ndan Esat iktidar›n›n y›k›lmas› için t›pk› Irak’taki gibi üzerinden yükselinecek bir zemine dönüfltürülmeye çal›fl›ld›¤› ifade edilmektedir. Lübnan’da baflbakan Harriri’nin ölümüyle sonuçlanan suikast sonras› hemen Suriye’nin hedefe oturtulmas› ve bir taraftan ABD’nin aç›ktan tehditleri ve Fransa’n›n zorlamas›, di¤er taraftan da t›pk› Gürcistan, Ukrayna ve Kazakistan’da oldu¤u gibi halk›n bir bölümünün soka¤a dökülerek Suriye’nin suçlanmas› ve Suriye iflgalinin sona ermesine yönelik protestolar› sonucunda Suriye y›llard›r devam ettirdi¤i Lübnan iflgalini bir-iki ay içerisinde geri çekerek sonuçland›rm›flt›r. Fakat ABD’ye bu durum yetmemekte ve ABD’nin Suriye’yi s›k›flt›rma hamleleri devam etmektedir. Ve görünen odur ki Suriye’de ABD yanl›s› bir iktidar oluflana kadar ABD Suriye’ye yönelik bask›lar›n› devam ettirecek, emperyalistler aras› iliflkilerin boyutu ve ABD’nin daha ileri bir sald›r›ya kendisini haz›r hissetmesi durumunda da askeri iflgale kadar süreci devam ettirecektir. Suriye’deki Esat iktidar› kendisine yönelik haz›rlanan “son”u görebildi¤i için ülkede ciddi ve örgütlü bir güç oluflturan Kürtlere yönelik Kürtlerin haklar›n›n tan›nmas› yönlü ad›mlar atmaya çal›flmakta ve uluslararas› destek almak için yo¤un çaba sarfetmektedir ama görünen odur ki, önümüzdeki süreçte ABD bölgede ‹ran’›n yan›s›ra Suriye’ye yönelik s›k›flt›rmalar›na h›z verecektir. Bölgenin en güçlü ve etkin devletlerinden M›s›r’da Hüsnü Mübarek iktidar›na yönelik ciddi bir muhalefet
süreci bafllat›lm›flt›r. Hükümet karfl›t› eylemlilikler artm›fl, muhalefet mevcut iktidara karfl› bir araya gelmifltir. Doktor Ayman El Nour bafl›nda bulundu¤u Yar›n ‹çin Partisi aç›kça Ukrayna’daki Turuncu Devrim’i örnek ald›klar›n› söylemifltir. M›s›r’da Hüsnü Mübarek iktidar› karfl›t› Kifaye (Yeter) adl› birlik oluflturan muhalefet güçleri son aylarda eylemlerini art›rm›fl, buna karfl›l›k mevcut iktidar da Müslüman Kardefller’i gerekçe göstererek bu eylemlere ciddi oranda sald›rm›flt›r. Önümüzdeki günlerde M›s›r muhalefetinin eylemlerinin daha da artaca¤› ve uluslararas› kamuoyunda daha fazla yank› bulaca¤› yönlü bir durum söz konusudur. Yine bölgede ABD önderli¤indeki zorunlu iktidar de¤ifltirme sürecinin kendisini de hedefe oturtaca¤›n› iyi bilen ve varolan havay› iyi koklayan Libya lideri Kaddafi oldukça h›zl› ve sessiz bir biçimde emperyalistlere yanaflm›flt›r. Tüm nükleer tesislerinin denetimini kendi r›zas›yla ABD’ye açm›flt›r. 34 milyar varil civar›nda olan petrol rezervini dört ABD tekeli ve Shell’in tasarrufuna açm›fl, buna karfl›l›k da ABD Libya’ya uygulad›¤› ticaret ambargosunu kald›rm›fl ve Libya’y› teröre destek veren ülkeler listesinden ç›karm›flt›r. Libya’n›n bu arada AB ile de iliflkilerinde bir canl›l›k söz konusudur. AB de Libya’ya yönelik ekonomik yapt›r›mlar›n› ABD’ye paralel kald›rm›flt›r. Ortado¤u bölgesinde ‹ran ABD’nin hedefinde ilk s›radaki yerini koruyor. ABD bir taraftan ‹ran’daki rejim karfl›t› hareketleri destekliyor, di¤er taraftan da ‹ran’a sald›r› için uluslararas› alanda meflruiyet zemini oluflturmak için çabalar›n› h›zland›r›yor. Di¤er taraftan ‹ran muhalefet örgütleri geçti¤imiz günlerde ‹ngiltere’de toplanarak “Federal ‹ran Halklar› Kongersi” oluflturma karar› ald›. ABD emperyalizmi ‹ran’a karfl› kuflatma harekat›n› sürdürürken ‹ran da gerek bölge ülkeleri ve gerekse de Rusya, Çin, Almanya ve Fransa baflta olmak üzere ABD karfl›t› tüm güçlerle temaslar›n› h›zland›rm›fl, ticari anlaflmalar yaparak kendisine bir koruma kalkan› oluflturmak istemektedir. Bu noktada özellikle Rusya ve Çin ‹ran’la iliflkilerde öne ç›kmaktad›r. Çünkü ABD’nin bölgede bafllatt›¤› süreçten birinci derecede etkilenen ve ciddi zarar gören bu güçlerdir. Di¤er taraftan da ‹ran Irak’ta ciddi bir güçtür. Tabiri caizse ‹ran Irak’ta her fleyiyle vard›r. Bu durum kendisine yönelik ABD merkezli sald›r› blo¤una karfl› duruflta ‹ran aç›s›ndan ciddi bir olanakt›r. AB ülkeleriyle nükleer program konusunda toplant›lar gerçeklefltiren, bu yüzden de alt› ayd›r bu çal›flmalar›n› donduran ‹ran geçti¤imiz günlerde yapt›¤› aç›klamada görüflmelerin uzamas› ve ciddi bir sonuç ç›kmamas›ndan dolay› nükleer çal›flmalar› yeniden bafllatabilece¤ini duyurdu. Böyle bir durumda iliflkilerin daha da gerilece¤i aç›kt›r.
24
20 Mayıs-2 Haziran 2005
22
Kaybedilmek istenen gelece¤imizdi...
Künyemde onbeflbin ad okunuyor Hem derin uçurumlarday›m hem kör dehlizlerde Her evin temel çukurunday›m Mezar›m belirsiz … Bugün haftan›n dördüncü günü anne Son perflembesi Eylül’ün May›s Meydan›’›nda ilk çiçeklerini aç›yor bahar Ve baflörtün Ülkemin mavi kelebekleri gibi Dalga dalga uçuyor saçlar›nda … bugün haftan›n dördüncü günü ilk perflembesi Ekim’in May›s Meydan›’nda yuvalar›n› kuruyor k›rlang›çlar Ve senin yumruklaflan ellerin T›pk› sonsuz topraklar› gibi ülkemin Do¤acak günü tafl›yor avuçlar›nda… Bu fliir Arjantin’in baflkenti Buenos Aires’te devlet baflkan›n›n ofisinin bakt›¤› Plaza del Mayo (May›s Meydan›)’da 27 y›l boyunca her Perflembe saat 17:17’de kay›p evlatlar›n›n resimlerini tafl›yarak sessizce yürüyen Perflembe annelerine ithafen yaz›lm›flt›r. Her canl› do¤ar büyür ve ölür, do¤an›n bu kural› insano¤lu taraf›ndan do¤du¤u günden itibaren kabullenilen bir gerçekliktir. Belirli bir zamanda olan do¤uma karfl›l›k belirsiz bir zamanda olan ölüme karfl› insano¤lunun amac› ölümle yaflam aras›ndaki zaman› anlamland›rma çabas› olarak yans›r… Bütün güzellikler yaflam› anlaml› k›lma çabas›n›n bir sonucu de¤il midir? Üzerinde yaflad›¤› dünyan›n adaletsizli¤ini, eflitsizli¤ini kabullenmek istemeyen ve alternatifini yaratmak, daha güzel bir dünya kurmak isteyenler için varolan sistemden gelecek olan her türlü sald›r› da bir o kadar kaç›n›lmazd›r. Ancak güzellikleri yaflamay› hedef alm›fl olanlar bu u¤urdaki ac›lar› da
göze alm›flt›r. Ölmek, geride kalanlarda yaflamakt›r art›k ve bu da ödenecek bedellerden biridir, karanl›¤a karfl› ›fl›¤›n savafl›m›nda. ‹nsano¤lu her vedalaflmada bunun bir son olabilece¤ini düflünür karfl›s›ndakiyle, ama ne ki yaflam durdurulamaz ve do¤an›n kurallar›na uygun bir flekilde akar gider… Ölüm, tüm ac›s›na ra¤men kabullenilebilirdir/öyle olmak zorundad›r. Ancak düflünün ki, bir sabah evden u¤urlad›¤›n›z arkas›ndan el sallad›¤›n›z efliniz, çocu¤unuz, baban›z ya da anneniz, arkadafl›n›z, yoldafl›n›z, ya da herhangi bir yak›n›n›z bir daha geri dönmeyebilir, üstelik ard›nda tek bir iz b›rakmadan… Surat›n›za kapanan kap›lar, ifadesiz yüzler ve “yok” demekten baflka bir sözcük ç›kmayan a¤›zlar… kafan›zdan geçen milyonlarca tahmin ve umutla beklenen günler umutsuzca bir ç›rp›n›fla dönüflebilir. Öyle bir noktaya gelirsiniz ki, art›k öldü¤ünü bilmek, bafl›nda a¤layabilece¤iniz bir mezar istemektir yapt›¤›n›z… Kay›p yak›nlar› ile konuflanlar onlar›n çekti¤i ac›y› anlamaya çal›flabilir ancak ama yaflayanlar için durum tam anlam›yla bir iflkencedir… Oysa ki, bilirsiniz bir yandan “yok” diyenler taraf›ndan yok edilmeye çal›fl›ld›¤›n› ama asl›nda bunun asla baflar›lamayaca¤›n›, gidenin arkadakilerde yaflad›¤›n› bilirsiniz, bilirsiniz ve b›rakt›¤› yerden siz devam ettirirsiniz…. Muhalif kimlikleri ve siyasi düflünceleri nedeniyle kaybedilenler 17-31 May›s Uluslararas› Gözalt›nda Kay›plar Haftas› kapsam›nda bir kere daha an›lacak. Ve evlatlar›n› bekleyen anneler, kocalar›n› bekleyen kad›nlar, babalar›n› bekleyen çocuklar “Katilleri istiyoruz” diyecek. Türkiye, “Gözalt›nda kay›p” olgusu ile ilk defa 1925’te Salih Boz›fl›k’›n kaybedilmesi ile tan›flt›. Y›llar geçtikçe kay›p kelimesinin ard›na tak›lan isimler ço¤ald›. Sadece son 12 y›lda bu rakam bini aflt›. Ve evlatlar›n› bekleyen analar›n, kocalar›n› bekleyen kad›nlar›n, babalar›n› bekleyen çocuklar›n say›s› da. fiöyle bir gerçek var-
d› ki, sistem bu “kaybetme” politikas›n› her dönem uygulad› bu, sistem karfl›t› mücadelenin yükselmesine ba¤l› olarak kimi dönemler artt›, kimi dönemler azald› ama bu politika varl›¤›n› hep devam ettirdi. Türkiye’de gözalt›nda kay›p olgusu 1990’lardan itibaren Kürt ulusal kurtulufl hareketinin ve sistem karfl›t› mücadelenin yükselmesiyle yayg›nlaflt› ve yak›c› bir hal almaya bafllad›. Kay›p olaylar› ise daha çok Türkiye Kürdistan›’nda yaflan›yordu. ‹nsan Haklar› Derne¤i’ne (‹HD) yap›lan baflvurular çerçevesinde ortaya ç›kan gözalt›nda kay›p iddias› y›l-y›l flöyle bir seyir izledi: 1991-21, 1992-29, 1993-36, 1994-229, 1995-121, 1996194, 1997-66, 1998-29, 199936, 2000-7, 2001-4, 2002-2, 2003-2. 200 hafta eylem Yaflanan kay›plara ilk örgütlü karfl› ç›k›fl 19 May›s 1995 y›l›nda Hasan Ocak ve 22 May›s 1995 y›l›nda R›dvan Karakoç’un cesetlerinin bulunmas› ile bafllad›. Kitle örgütleri ve kay›p yak›nlar› harekete geçtiler. Bu amaçla efllerinin, çocuklar›n›n, babalar›n›n katillerinin bulunmas› isteyen kad›nlar, 27 May›s 1995 y›l›ndan itibaren her cumartesi Galatasaray Lisesi önünde eylem yapmaya bafllad›lar. Cumartesi Anneleri 200 hafta boyunca ellerinde foto¤raflar, “Katilleri istiyoruz” yaz›l› dövizlerle eylem yapt›lar. ‹stanbul’da bafllayan bu eylem bütün Türkiye’ye yay›ld›. Kay›plar›n ak›betinin aç›klanmas› ve sorumlular›n yarg›lanmas› için yap›lan eylemlere kat›l›m artt›kça yetkililerin öfkesi de artt›. Ve yetkililer Cumartesi Anneleri’nin 15 A¤ustos 1998’deki 170. buluflmas›ndan bafllayarak 30 hafta boyunca Galatasaray toplant›lar›n› engellemek için sürekli gözalt›, dayak ve biber gaz› kulland›. Sald›r›lar›n artmas› üzerine Cumartesi Anneleri 13 Mart 1999’da Cumartesi buluflmalar›na ara verdiklerini aç›klamak üzere “Dünya Kay›plar Orman›”nda bir araya geldiler. Ama sald›r›lar burada da bitmedi. Polis, “o¤lum” burada diye a¤ac› okflayan anay›, çiçek veren efli tutuklad›, gözalt›na ald›, dövdü. Hasan Ocak’›n cesedinin bulunmas›ndan sonra Adli T›p Kurumu’nu ziyaret eden dönemin Devlet Bakan› Algan Hacalo¤lu 297 ölümden 7 tanesinin normal d›fl› oldu¤unu görünce “Susma hakk›m› kullan›-
yorum” dedi. Sekiz y›l önce söylenen bu sözün arkas›nda duran devlet kay›plar›n faillerini bulmak için hiçbir fley yapmad› ve suskunlu¤unu sürdürdü. Bu süre zarf›nda ç›kar›lan bütün yasalar›n ard›ndan ise “Demokratiklefliyoruz”, “fieffaflafl›yoruz”, “Gizli sakl› hiçbir fley kalmayacak” sözleri söylendi durdu. T›pk› Susurluk kazas›n›n ard›ndan sözlenen “Hiçbir fley eskisi gibi olmayacak” sözü gibi. Evlatlar›n› isteyen analar, efllerini isteyen kad›nlar, anne ve babalar›n› isteyen çocuklar›n ise susmaya niyeti yok. 1731 May›s tarihleri aras›nda meydana ç›kacaklar ve sorular›n cevaplar›n› isteyecekler. Kay›plar Haftas› nedir? Türkiye’deki kay›p yak›nlar› 17, 18 ve 19 May›s tarihleri aras›nda ‹stanbul’da 1. Uluslararas› Gözalt›nda Kay›p Kurultay› yapt›lar. Kurultaya, dünyan›n çeflitli ülkelerinden yüzlerce kay›p yak›n›, insan haklar› savunucusu ve kitle örgütü temsilcileri kat›ld›. Kurultay’da Hasan Ocak’›n cesedinin bulundu¤u gün olan 17 May›s, 31 May›s tarihiyle birlefltirilerek Uluslararas› Gözalt›nda Kay›plar Haftas› olarak an›lmas› kararlaflt›r›ld›. Kay›p yak›nlar›na karfl› devletin tutumu aymazl›kla piflkinlik aras›nda gidip geldi. 20 Temmuz 1992’de gözalt›na al›nan ve kaybedilen Hasan Gülünay’› Erol Çam adl› flah›s gözalt›nda gördü¤ünü söylemesine ra¤men tüm çabalara ra¤men devletin verdi¤i tek cevap “böyle bir flah›s gözalt›na al›nmam›flt›r” demek olmufltur. ‹rfan Bilgin de, kardefli Kenan Bilgin’in bulunmas› için insan haklar›ndan sorumlu Devlet Bakan›’na gittiklerinde kendilerine, “Yapaca¤›m bir fley yok. ‹flkenceye dayanamay›p ölmüfltür. Polis de bir köfleye atm›flt›r” dedi¤ini söylemifltir. Devletin kay›plarla yaratmak istedi¤i korku iklimi, özgür bir dünyan›n yarat›lmas›n› engelleme amac› tafl›yordu, dolay›s›yla yok edilmek istenen gelece¤imizdi, özgür bir yaflam yaratmak için öne ç›kanlard›. Oysa gidenin yerini yenisi al›r ve kalanlarda yaflar gidenler… Katledenlerin bilmek istemedi¤i buydu, bu gerçek onlara Cumartesi Anneleri taraf›ndan gösterildi defalarca, halen daha her kay›plar haftas›nda, onun da ötesinde ›srarla at›lan her ad›mda onlar›n kaybedilemedi¤i gerçe¤i bir kez daha hayk›r›l›yor egemenlere…
KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER...
Cihan Çelebi: 1950 Erzincan Tercan Tecer köyü do¤umludur. 1980’in 27 May›s’›nda MHP’li faflistlerin halka bask› yapt›¤› bir kahvehanede, silah›yla faCinar flistlerin üstüne yürür. Ç›kan çat›flmada flehit düfler. Çelebi Medet Özbadem: Urfa Sivereklidir. Tutuklu bulundu¤u Diyarbak›r 5 No’lu zindanlar›nda yakaland›¤› tüberküloz hastal›¤› bilinçli olarak tedavi edilmeyerek ölüme terk edildi. 20 May›s A. Ekber 1983’te Diyarbak›r zindaAtmaca n›nda ölümsüzleflti. Ali Ekber Atmaca: 1963, Sivas Kangal do¤umludur. Kürt milliyetine mensuptur. Genç yaflta olmas›na karfl›n, yafl›ndan beklenmeyen bir olgunluk, fedakarl›k, inanç ve zekayla kendini h›zla gelifltirir. 1992 y›l›nda bir görev için gitti¤i Y. Çiçek fiavflat’ta düflman›n eline geçer. 23 May›s’ta iflkencede katledilirken, ard›nda direnmeyi miras b›rak›r. Y›ld›z Çiçek: 1968, Dersim Merkez Gevrek köyü do¤umludur. Artvin’e atanan gerilla birli¤inin komutanlar›ndand›r. 1 Haziran 1992’de fiavflat’ta bir Veli ihbarc›n›n verdi¤i bilgiler Hano¤lu üzerine gerilla birli¤i kuflat›l›r. Say›ca ve silah gücüyle çok üstün olan düflmana karfl›n, kahramanca saatlerce çat›fl›rlar. Çat›flmada komutan Kinem flehit düflerken yoldafllar› çemberi yarmay› baflar›rR›za lar. Ahmet Karg›n: 1963, Sat›lm›fl Dersim Ovac›k Tetufla¤› do¤umludur. T‹KKO gerillas› iken, Erzincan Ergani yöresinde konaklad›klar› s›rada bir hain taraf›ndan Haziran 1992’de katledilir. Veli Hano¤lu: 1955, Urfa Siverek do¤umludur. 1971’de Almanya’ya gider ve orada faaliyet yürütür. 1977’de ülkeye döner. Dersim Belediyesi’nde çal›fl›rken 1992 y›l›nda geçirdi¤i bir trafik kazas›nda yaflam›n› yitirir. Hüseyin Cevahir: Türkiye Halk Kurtulufl Partisi-Cephesi (THKP-C) liderleri Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir 30 May›s 1971’de polisle çat›flmaya girdiler. Hüseyin Cevahir katledildi. Ölüm Orucu flehitleri: U¤ur Türkmen, 27 May›s 2001 (DHKP-C), Okan Külekçi, 23 May›s 2002 (T‹KB) R›za Sat›lm›fl: 1965 Çorum Alaca Kefllik köyü do¤umludur. 1990’lardan sonra tutsakl›k yaflam›n›n ard›ndan TDP saflar›nda Merkez Komite üyeli¤i ard›ndan Türkiye Kürdistan› da¤lar›nda k›r gerilla birli¤i komutanl›¤› görevlerini üstlendi. 25 May›s 1994’te Siirt Kurtalan’da ARGK gerillalar› ile birlikte flehit düfltü.
25
22
20 Mayıs-2 Haziran 2005
“Gücünüz yetiyorsa siz teslim al›n!”
Palu fiehitleri: Elaz›¤ Palu k›rsal›nda faaliyet sürdüren bir T‹KKO gerilla birli¤i 20 May›s 1987 tarihinde bir ihbar sonucunda devlet güçleri taraf›ndan kuflat›l›r. Uzun süren çat›flmalar›n ard›ndan TKP/ML Genel Sekreteri Kaz›m Çelik, H›d›r Ayk›r, Müslüm Emre, Cihan Tafl ve Ali Kayado¤an flehit düfler. H›d›r Ayk›r, 1953 Dersim Ovac›k Kozluca do¤umludur. ‹stanbul, Dersim, Bingöl, Sivas illerinde faaliyet yürüttü. Kamulaflt›rmalar, tutsakl›klar ve direniflle geçen ömrü onurluca yaz›lm›fl bir sayfad›r insanl›k tarihinde… Müslüm Emre, Dersim Merkez’e ba¤l› Venk köyünde 1952 y›l›nda do¤du. Saflara 1980 öncesi kat›lm›flt›r. Cihan Tafl, 1959’da Dersim Hozat’a ba¤l› Xosan (Uzundal) köyünde do¤du. Pek çok cezaland›rmada aktif rol alm›flt›r. Ali Kayado¤an, 1962 y›l›nda Dersim Mazgirt’in ‹lan (Balkan) köyünde do¤du. 1980 öncesi mücadeleye kat›ld›. Hainli¤e karfl› direnifl! 28 May›s 1991’de Elaz›¤ Palu’da TC güçleri ile TKP/ML T‹KKO gerilla-
lar› aras›nda ç›kan çat›flmada Refik Yaflar (Komiser Memo), Yusuf Ekinci (Doktor Kenan), Yaflar Sa¤d›ç (Adem), Kumriye Cihan (Dilan) isimli gerillalar flehit düfltü. fiehit düflen partizanlar›n da içinde yer ald›¤› gerilla birli¤i günler süren yürüyüflün ard›ndan Palu kalesinin karfl›s›nda bir derenin içinde konaklamak zorunda kal›rlar. Bu s›rada bir köylü gerillalar› fark etmifl onlara do¤ru yaklaflmaktad›r. Köylü ile bir müddet konufltuktan sonra verilen yanl›fl karar›n ard›ndan gerilla komutan› köylünün gitmesine izin verir. (Komutan bu çat›flmada devlete teslim olarak hainleflen Bozo’dur.) Verilen bu yanl›fl karardan sonra yerlerini de¤ifltirmeye karar verirler. Ancak arazinin kötü olmas›ndan dolay› fazla ilerleyemeden düflman pususu ile karfl›lafl›rlar. Bu duruma hiç flafl›rmayan ve “savafl hata kabul etmez” sözünü az önce köylüyü serbest b›rakmakla yapt›klar› hatadan daha iyi anlayan Partizanlar çetin bir çarp›flmaya giriflirler… ve düflman›n “teslim ol” ça¤r›lar› Dr. Kenan’›n “bizler T‹KKO gerillas›y›z, gücünüz yetiyorsa siz gelin teslim al›n” sözleriyle yan›tlan›r.
Zor dönemlerin önderi: Kaz›m Çelik
Kaz›m Çelik, TKP/ML’nin flehit düflen 3. Genel Sekreteridir. 1974 y›l›ndan sonra yükselen devrimci dalga ile birlikte s›n›f mücadelesine daha yak›nlaflm›fl ve içinde aktif olarak yer alm›flt›r. Onun öne ç›kan özelli¤i istikrarl› bir çizgi izlemesi ve partisine olan ba¤l›l›¤›n›n bir an bile zafiyete u¤ramamas›d›r. O devrimcili¤i bir yaflam tarz› olarak kabul etmifltir. 1980 AFC’si s›ras› ve sonras›nda birçok kifli “kurtuluflu” yurtd›fl›nda ararken, O bafl koydu¤u kavga u¤runda da¤ bafllar›nda silah kuflananlardan olmufltur. Onun için koflullar›n zorlu¤u de¤il, yapaca¤› iflin ne denli baflar›l› olaca¤› önemlidir. ‹fllerinin
yo¤unlu¤undan asla flikayet etmeyen yap›s› ile iki ifli bir arada düflünebilir ve pratik öneriler sunabilirdi. Partinin sorunlar›na çözüm bulma, kafa yorma, üretme noktas›nda da çok hassast›r. Sessiz ve mütevazi yap›s› ile insanlar üzerinde derin izler b›rakm›flt›r. ‹nsanlara hele yoldafllar›na k›zmay› hiç beceremez. Görevleri aras›nda asla büyük, küçük ayr›m› yapmaz ve herhangi bir görevi yerine getirdi¤inde ise bir çocuk gibi sevinir, mutlu olur… Kaz›m Çelik, TKP/ML 2. Konferans› döneminde Alt Konferans sonras›nda sahte bir kimlikle yakaland› ancak gözalt›ndaki tavr› bir komünistin tak›nmas› gereken tav›rd›. Gerçek kimli¤ini gizledi¤i gibi Parti ile ilgili en ufak bir s›r vermedi düflmana. Yap›lan iflkencelerden bir fley alamayaca¤›n› anlayan düflman onu serbest b›rakmak zorunda kalm›flt›r. Sonradan serbest b›rakt›klar› kiflinin Kaz›m Çelik oldu¤unu duyduklar›nda
ç›lg›na dönerler. O süreçte biten Konferansta 2. MK’ya seçilir. 1981 yaz›nda pefl pefle al›nan a¤›r kay›plardan sonra Siyasi Büro’da yer al›r ve 1982 bahar›nda Askeri Komisyon sekreterli¤ine getirilir. 1983’deki kay›plardan sonra Parti Genel Sekreterli¤i görevini üstlenir. 1980 AFC’si sonras› en zorlu koflullarda kadrolar›n yurtd›fl›nda ya da flehirde korunabilece¤ini düflünenlere karfl›n O, k›rsal alan› ve gerilla faaliyetini asla terk etmedi. Bu süreçte örgütün yeniden toparlanmas›, güçlerini yeniden düzenlemesi için elinden geleni yap›yordu. Bu amaçla bulundu¤u gerilla birli¤inden baflka alandaki faaliyet ve gerilla birli¤ini denetlemeye gitti¤i bir s›rada ihbarc›lar taraf›ndan görüflüp bilgi verilmesi sonucu bulundu¤u gerilla birli¤i düflman taraf›ndan kuflat›lm›flt›. Uzun süren çat›flma sonras›nda ölümsüzleflirken, bir komünist gibi yaflay›p öyle ölmenin onuruyla gidenlerden oldu.
Yusuf Ekinci, Dersim Ovac›k Zarik (Yeflilyaz›) köyü do¤umludur. Küçük yaflta ailesi ile birlikte Bursa’ya yerleflir. Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi’nde okurken TMLGB’nin aktif bir militan›, sonras›nda gerilla olarak saflarda yerini al›r. Refik Yaflar, Elaz›¤ Maden do¤umludur. Ankara’da üniversitede TMLGB faaliyeti yürütmüfltür. Gerillaya yeni ç›kt›¤›nda yaflanan çat›flmada vurulan yoldafl›n›n silah›n› alarak gerilla birli¤inin kuflatmay› yarmas›nda önemli rol oynam›flt›r. Yaflar Sa¤d›ç, 1971 Erzincan Çay›rl› Yeflilbük do¤umludur. Sessizli¤i örgütlendikten sonra olgunlu¤a dönüflmüfl ve çok konuflman›n de¤il, ifl yapman›n esas oldu¤unu prati¤iyle kan›tlam›flt›r. Kumriye Cihan, 1974 Dersim Hozat Bargini do¤umludur. Gerilla faaliyetinde özellikle köylerdeki kad›nlarla rahatça diyalog kurarak onlara kad›nlar›n kurtuluflunun gerçek yolunu göstermifltir. Bu yaz›lanlar May›s 1973’te Diyarbak›r’dan yay›lan direnifl ve teslim olmama çizgisinin sadece küçük bir k›sm›n›n, 1987’deki, 1991’deki görüntüsüdür. “‹nsan›n insana kullu¤unu” yok etmek için yola ç›kan ve bu yolda ölümü kucaklayanlar›n yaratt›¤› direnifl çizgisi bizim tarihimizden beslenmemiz, ö¤renmemiz ve nas›l bir gelenekten geldi¤imizi derinli¤ine kavramam›z için ard›m›zda yo¤un bir emekle örülmüfl olarak durmaktad›r. Bu yo¤un eme¤i bugün örmek ve daha da büyüterek gelece¤e aktarma görevinin her birimizin omuzlar›nda oldu¤unu bilmek ve bir an olsun unutmamak tarihin bizden bekledi¤i sorumluluktur.
Nurhak: dökülen kan yerde kalmaz...
31 May›s 1971 günü Marafl’›n Nurhak bölgesinde ‹nekli Köyü yak›n›nda Türkiye Halk Kurtulufl Ordusu (THKO) gerillalar›n›n pusuya düflürülmesiyle ç›kan çat›flmada Kadir Manga, Sinan Cemgil ve Alpaslan Özdo¤an flehit düfltüler.
GÜN’DE DÜN..
20 May›s 1961. 27 May›s sonras› ilk büyük iflçi mitingi, Eskiflehir’de binlerce iflçinin kat›l›m›yla yap›ld›. 21 May›s 1932. A¤r› Da¤› ayaklanmas›na kat›lan 34 kifli hakk›nda idam karar› verildi. 1960. Ankara’da mektup ve telgrafa sansür kondu, befl kiflinin bir araya gelerek dolaflmas› yasakland›. 1995. Gözalt›nda iken kaybedilen R›dvan Karakoç’un cesedi 22 May›s 1995’de Beykoz ormanlar›nda bulundu. 23 May›s 1945. Almanya’daki Nazi faflizminin bask› örgütü SS birliklerinin bafl›, gizli servis Gestapo’nun ikinci adam› ve Hitler’in Avrupa’daki Yahudileri yok etme program›n›n mimar› Heinrich Himmler, ‹ngiliz birliklerince tutukland›¤›n›n ertesi günü intihar etti. 1949. Sovyet lideri Josef Stalin Berlin ablukas›n› kald›rd› ve II. Emperyalist Paylafl›m Savafl› sonras› ikiye bölünen Almanya’n›n bat›s›nda federal cumhuriyet ilan edildi. 24 May›s 1943. Polonya’daki Auschwitz toplama kamp›nda “Ölüm Mele¤i” ad›yla an›lan doktor Josef Mengele göreve bafllad›. Mengele tutuklular üzerinde yapt›¤› korkunç deneylerle biliniyordu. 26 May›s 1982. Y›lmaz Güney’in senaryosunu yazd›¤› fierif Gören’in yönetti¤i Yol filmi Cannes Film Festivali’nde büyük ödülü Costa Gavras’›n Kay›p filmiyle paylaflt›. 27 May›s 1961. Kamuoyunda 1961 Anayasas› olarak bilinen yeni Anayasa Kurucu Meclis’te kabul edildi. 28 May›s 1871. Paris Komünü düfltü. 1984. Bayrampafla Hapishanesi’nden 4’ü Devrimci Sol, 1’i TKP/ML tutsa¤› olan 5 kifli firar etti. 29 May›s 1980. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Baflkan Yard›mc›s› Gün Sazak’›n öldürülmesini sebep gösteren faflistler, Çorum’da sol görüfllülerin ve Alevilerin oturdu¤u Milönü mahallesine sald›rd›lar. 6 Temmuz’a kadar süren olaylarda 48 kifli öldü. 1989. Eskiflehir Özel Tip Hapishanesi’nde tecrit uygulamas›na karfl› açl›k grevi bafllad›. 30 May›s 1431. Fransa’n›n ulusal kad›n kahraman› Jeanne d’Arc, büyücülük suçu ile yarg›land› ve yak›ld›. 31 May›s 1962. II. Emperyalist Paylafl›m Savafl› s›ras›nda 6 milyon Yahudi’nin yok edilmesinden sorumlu tutulan yok etme kamplar›n›n kurucusu ve yöneticisi Nazi yarbay Adolf Eichmann baflka bir kimlikle yaflad›¤› Arjantin’de yakalan›p ‹srail’de yarg›land›ktan sonra idam edildi.. 2 Haziran 1964. K›sa ad› FKÖ olan Filistin Kurtulufl Örgütü kuruldu.
26
20 Mayıs-2 Haziran 2005
22
K›sa Filmler Tohum Kültür Merkezi’nde Halkla Bulufluyor! 6 Mart’ta Dünya Emekçi Kad›nlar Günü kutlamalar›n›n yap›ld›¤› Saraçhane ve Beyaz›t’ta eylemcilere biber gaz› ve coplarla sald›ran polisler hakk›nda haz›rlanan Emniyet raporunda Çevik Kuvvet polislerinin ‘efrada kötü muamelede’ bulunmad›¤› kanaatine var›ld›!
Tohum K›sa Film Festivali
KISA F‹LMLERLE TOHUM KÜLTÜR MERKEZ‹’NDE BULUfiUYORUZ...
DAVET‹M‹ZD‹R! "EEmperyalizmin kölelefltirici kültürüne karfl› yeni demokrasinin özgürlefltirici kültürünü kuflan" fliar› ile Tohum K›sa Film Festivali’ne davet! Davetimiz; Emperyalist sald›rganl›¤a ve iflgale karfl› Ortado¤u’nun direngen halk›yla dayan›flmayad›r! Davetimiz; Gecekondu y›k›mlar›na, açl›¤a, yoksullu¤a, sefalete, zorla göç ve köy boflaltmalara karfl› mücadeleyedir! Davetimiz; Halk gençli¤inin uyuflturucu ve çeteleflmenin bata¤›na itilmeye çal›fl›lmas›na karfl› birleflmeyedir! Davetimiz; Tecrit ve iflkenceye karfl› Guantonama’dan Ebu Garib’e, Filistinli tutsaklardan Nepal’e, F tiplerinden Meksika zindanlar›nda direnen devrimci ve komünist tutsaklar›n sesine ses katmayad›r! Davetimiz; ‹flsizli¤e, sömürüye, özellefltirmeye, sendikas›zlaflt›rmaya karfl› duranlarad›r! Davetimiz; Dili, kültürü, kimli¤i yasaklanan, horlanan katledilen, bu topra¤›n kültürel zenginli¤ini yüzy›llard›r besleyen Kürt, Ermeni, Rum, Gürcü, Süryani, Çerkes vb. tüm halklarad›r. S‹NEMA… Yaflamdan kameraya, kameradan yaflama uzanan yol… Biz sanat›, dünyay› anlaman›n ve de¤ifltirmenin araçlar›ndan biri olarak görüyoruz. Her sanat yap›t›
bir kültürün ürünü olarak ortaya ç›kar ve insanlar›n belli bir kültür düzeyinde buluflmalar›n› sa¤lamakla kalmaz, içinden ç›kt›¤› kültürü de ileriye tafl›r. Sinema sanat› ise ayn› anda pek çok insana hitap edebilmesi bak›m›ndan önemli bir görsel sanat dal›d›r. Her fleyden önce insanlar› deflarj edici, geçici bir süre insanlar› sorunlar›ndan uzaklaflt›r›c› de¤il (çünkü bunlar› uyuflturucu ve alkol de yapabiliyor), onlar› düflünmeye, araflt›rmaya sevk edici, sorunlar› tart›flt›r›c› ve sorunlara çözüm önerici olmal›d›r. Burjuva sinemas› filmlerini burjuva de¤er yarg›lar›yla oluflturur. En önemlisi de, filmlerinde sorgulama ya da önerme de¤il, kabullenme, onaylama ve yaflam› aynen tekrar etme vard›r. Hatta, günümüzde oldu¤u gibi, tüm de¤erler paraya vuruldu¤u için, art›k filmlerin içeri¤i de önem tafl›maz. Ön planda olan, sansasyon, dikkat çekmek için her fleyi yapmak; tabi bol miktarda insanlar›n bast›r›lm›fl duygular›na hitap etmek ve bu yolla insanlar› sömürmek gelir. Oysa sinema sanat› da devrimci bir sinemac›n›n elinde, yaflam› sadece yorumlayan ve aktaran de¤il, sorgulayan ve çözüm öneren bir kuvvet haline gelir. Günümüzde gerçek bir sinema sanatç›s› olmak, sistemin karfl›s›nda olmay›, bask› ve yasaklamalara karfl› mücadeleci olmay›, halk›n›n yan›nda olmay› gerektirir. Çal›flmalar›m›z› dünya ve Türkiye sinemas›n›n büyük ustas› Y›lmaz
Güney’in sanata özelde de sinemaya bak›fl›yla ele almaya çal›flt›k. Büyük usta Y›lmaz Güney’in eserleri bizlere ve tüm dünya ezilenlerine ‘umut’ olmaya devam ediyor. Y›lmaz Güney, sanata-sanatç›ya ve özelde de sinemaya bak›fl aç›s›nda oldu¤u gibi ezilen halkla birlikte, onlar›n ac›lar›n›, umutlar›n›, yoksulluklar›n› film karelerine aktar›p, toplumsal gerçekli¤i aç›k bir dille ifade etmifltir. “Halkla buluflmayan sanat, sanat de¤ildir” anlay›fl› ile sineman›n da yaflam›n içinden ç›kt›¤› gibi, yaflam›n özneleriyle buluflmas› gerekti¤ini düflünüyoruz. 27-28-29 May›s 2005 tarihlerinde Tohum Kültür Merkezi olarak düzenleyece¤imiz k›sa film festivalimizin çal›flmalar› sürerken, festivalimize iliflkin bak›fl aç›m›z› sizlerle paylaflmak istiyoruz... Sanat›n tüm dallar›nda oldu¤u gibi sinema da; yaflam›n içinden süzülen eme¤in, umudun, sevdan›n, dostlu¤un, ihanetin, ç›kar›n, ölümün, ayr›l›¤›n ve daha bir dizi insana ve insanl›¤a has olgunun film karelerine nakfledilmesidir. Ve k›sa film… Uzun bir öykünün bafll›¤› ya da çarp›c› bir paragraf›d›r k›sa film. Anl›k karelerin y›ll›k etkileri vard›r. Bu etkiyi profesyonel bir ruhla halk›m›zla buluflturmak; sinemay› özelde de k›sa filmi, marjinallikten ç›karmak, yayg›nlaflt›rmak yeni yetenek ve ürünleri keflfetmek için sarf etti¤imiz emek ve özverinin karfl›l›k
(Özel gösterim) F‹LM ADI YÖNETMEN SÜRE YAPIM YILI
: Notasyon (Ulucanlar Belgeseli) : Medet Dilek : 46 dk. : 2004
F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ: 26 Eylül 1999 y›l›nda Ankara Ulucanlar hapishanesinde kalan siyasi tutsaklara yönelik bir sald›r› düzenlenmifl ve bu katliamda 10 devrimci tutsak yaflam›n› yitirmifltir. Bu katliam› birebir yaflam›fl olan siyasi tutsaklar›n dilinden katliam ve direnifl belli boyutlar›yla anlat›lmaktad›r. Ayn› zamanda Devrimci tutsaklara destek veren baflta tutsak aileleri olmak üzere çeflitli demokratik kitle örgütü aktivistlerinin, hukukçular›n vb. anlat›mlar› yer almaktad›r. Bu çal›flma ile ülkemizde ve dünyada kanayan bir yara haline gelen hapishaneler sorununu haf›zalar›m›zda bir kez daha tazelemifl olaca¤›z. NOT: Notasyon adl› belgesel k›sa film süresini aflt›¤› için belgesel fleklinde gösterilecektir.
bulaca¤›n› umuyor ve inan›yoruz. “K›sa Filmler Tohum Kültür Merkezi’de Halkla Bulufluyor” fliar›yla düzenledi¤imiz festivali yukarda da ifade etti¤imiz temelde holdinglerin, bankalar›n maddi kayg›larla tekellerine ald›klar› k›sa filmleri, var olan sömürü çark›n›; sanat›m›z› bir silah olarak kullan›p y›kacak ve halkla buluflturarak, sanat›n halk için yap›lmas› gerekti¤ini bir kez daha kan›tlayaca¤›z. Bir süredir duyurusunu yapt›¤›m›z k›sa film festivali için, k›sa filmle ilgilenen dostlar›m›z›n film çal›flmalar›n› bekledi¤imizi duyurmufltuk. Dostlar›m›z da; Diyarbak›r’dan Sivas’a, Ankara’dan ‹zmir’e dahas› Almanya’dan ‹stanbul’a sesimize ses katt›lar. Tohum Kültür Merkezi olarak bu y›l ilk defa düzenledi¤imiz bu festivali önümüzdeki y›llarda geleneksellefltirmeyi ve uluslararas› boyuta tafl›may› hedefliyoruz. Festivalimizde bize ulaflan filmleri emekçilerin eme¤i daha iyi anlayaca¤›, de¤erlendirece¤i inanc›yla genifl y›¤›nlara izletmeyi ve onlar›n de¤erlendirmelerine tabi tutmay› anlay›fl olarak benimsiyoruz. Festivalimize çal›flmalar›n› gönderen arkadafllar›n yo¤un emek ve çabalar›yla haz›rlad›klar› filmler bizler aç›s›ndan oldukça önemli bir de¤erken, bu çal›flmalar›n siz izleyiciler taraf›ndan da büyük bir dikkat ve heyecanla seyredilece¤ini umuyoruz. Filmlerimizin siz izleyici dostlar›m›z taraf›ndan seyredildikten sonra, en yerinde de¤erlendirmelere tabi tutulaca¤›n› biliyoruz. Üç günlük bir süre içerisinde gösterimde olacak olan k›sa filmleri, zaman›n›z ve koflullar›n›z orant›s›nda tamam›n› seyretmeniz, seçiminizi daha objektif k›lacakken, katalo¤umuzdan seçim yaparak seyretme flans›n› da bulacaks›n›z. Yani K›sa Filmlerin jürisi; ‹flçiler, iflsizler, gençler, ev kad›nlar› k›sacas›; tüm ezilen emekçi halk›m›z olacakt›r... TOHUM KÜLTÜR MERKEZ‹
✔Filmlerimizi seyrederken duyaca¤›n›z be¤enilerin toplam› sonucu festivalimize kat›lan filmlere çeflitli ödüller verilecektir. ‹yi ile kötünün, güzel ile çirkinin, do¤ru ile yanl›fl›n, ihanetle sadakatin, hakl› ile haks›z›n rekabetinin gizlendi¤i filmlerimiz karfl›l›k bulduklar›yla iyiyi, güzeli, do¤ruyu, sadakati, hakl›y› temsil edecektir.
Tohum Kültür Merkezi
22 1. gün/27 May›s 2005 Bafllama Saati: 18:00 F‹LM ADI: 1- Okumak önemlidir (33 sn.) 2- Kad›nlara Yönelik fiiddet Karfl›t› (55 sn., 40 sn., 30 sn., 40 sn.) 3- Oyun Oynamak (20 sn.) 4- Deprem (60 sn.) 5- fiizofreni Hastal›¤› (30 sn., 30 sn.) 6- Sokakta Yaflayan Çocuklar (30 sn., 30 sn.) 7- Erozyon (50 sn.) 8- Futbol ve fiiddet (30sn., 20 sn., 25 sn.) 9- Uyuflturucu (30 sn., 20 sn.) 10- Sigara (20 sn., 15 sn., 20 sn.) 11-Savafla Hay›r (25 sn., 15 sn.) YÖNETMEN: Ethem Özgüven YAPIM YILI: 2004 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ: Ethem Özgüven’in Sosyal Reklam çal›flmalar› olan elimizdeki bu filmler, toplumumuzun genel sorunlar›n› ifllemekte ve ayn› zamanda e¤itici bir rol üstlenmektedir. F‹LM ADI : Ütücü YÖNETMEN : Aylin Deveci SÜRE : 21 dk. YAPIM YILI : 2004 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Konfeksiyon atölyesinde ütücülük yapan Mesut, bak›m›n› üstlendi¤i verem hastas› k›z kardefli ‹pek’e çok üzülmektedir. ‹pek’i kaybetme korkusuyla yaflamakta ve ne yapaca¤›n› bilememektedir. ‹pek ise günlerini pencere kenar›nda geçirmektedir. F‹LM ADI : fiaraptan Na¤meler YÖNETMEN : Baflaran fiimflek SÜRE : 12 dk. YAPIM YILI : 2002 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : ‹zleyece¤imiz film içki içerken kendi ölümünü gören bir adam›n hikayesi... ayn› zamanda alkol ba¤›ml›l›¤›n›n zararlar›n› göstermektedir bizlere... F‹LM ADI : Tutku YÖNETMEN : Fatih Konan SÜRE : 8 dk. 45 sn. YAPIM YILI : 2005 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Mermer atölyesinde çal›flan bir gencin, sevdi¤i k›z› kaybetmesi ve bir gün sevdi¤inin hat›ras› olan bir çift heykele bakarak onu hat›rlamas› ve mezar›na gitmeye haz›rlan›rken, ayn› zamanda mezar›na ziyarete giderken bafl›ndan geçen olaylar zincirini anlatmaktad›r. F‹LM ADI : Ç›ma YÖNETMEN : Gökçe Pehlivano¤lu SÜRE : 12 dk. YAPIM YILI : 2004 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ: fiehir insanlar›n›n umut yolculuklar›n› anlat-
27 maktad›r. Ve bu yolculukta, insanlar› umutlar›na ulaflt›ran vapurlar ve vapurlar› ba¤layan ç›mac›lar›n hikayesi... F‹LM ADI : Zaman Oyunlar› YÖNETMEN : Süleyman Duran SÜRE : 13 dk. YAPIM YILI : 2001 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Bir genç k›z›n 1 saat önce yaflad›¤› olaylar› tekrar yaflamas›n› anlatmaktad›r. 2. gün/28 May›s 2005 Bafllama Saati: 15:00 F‹LM ADI : Genç Sinema YÖNETMEN : Özkan Y›lmaz SÜRE : 30 dk. YAPIM YILI : 1998 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ: Film, 1968-1971 y›llar› aras›nda oluflan Genç Sinema Hareketini inceler. Genç sinema hareketi, Yeflilçam Sinemas›na alternatif, devrimci sinema düflüncesi oluflturmak amac›yla yola ç›kan genç sinemac›lar›n çal›flmas›d›r. F‹LM ADI : Felluce (klip) / Bulutsuzluk Özlemi YÖNETMEN : Ethem Özgüven SÜRE : 5 dk. 5 sn. YAPIM YILI : 2005 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ: Irak’ta yaflanan emperyalist iflgalde binlerce insan katledilmifltir. ‹flte bu iflgal ve sald›rganl›¤a karfl›, çocuklar›n katledilmemesi ve anne-babas›z kalmamas› için bir ses de bizden diyen bir çal›flma. F‹LM ADI : Ba¤›ms›zl›¤›m› ve Seni Seviyorum YÖNETMEN : Ceyda Asl› K›l›çk›ran SÜRE : 5 dk. 30 sn YAPIM YILI : 2005 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ: Film, Charles Chaplin’in mizah dilini kullanarak günümüz ikili iliflkilerini "gerçek aflk›" sorgular. F‹LM ADI : Ak›ll› Arama YÖNETMEN : ‹smail Acar SÜRE : 5 dk. YAPIM YILI : 2005 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Film, sorumsuz bir kar›-kocan›n eflyalar›n› koyduklar› yerleri bulamamalar› nedeniyle kendilerini ihbar ederek polislere eflyalar›n› buldurmalar›n› anlatmaktad›r. F‹LM ADI : Düz Koflu YÖNETMEN : Gülden Çak›r SÜRE : 13 dk. YAPIM YILI : 2004 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Gaben, Avrupa’ya gitmek isterken ‹stanbul’da s›k›fl›p kalan siyah bir futbolcudur. Mahmut’un tek amac› Gaben’i bir futbol tak›m›na sokmakt›r.
F‹LM ADI : Geriye Kalan YÖNETMEN : ‹brahim Aslan SÜRE : 10 dk. YAPIM YILI : 2003 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ: 12 Eylül AFC döneminde üniversiteden at›lan bir ö¤rencinin hayallerinin mühürlenmesini geçmiflle bugünün k›yaslamas›n› anlat›r. F‹LM ADI : Kartuli Khmebi (Gürcü Sesleri) YÖNETMEN : Deniz Kahya / Özge Çi¤dem Denizci SÜRE : 20 dk. YAPIM YILI : 2004 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Gürcü halk› için "Hayat eflittir müzik" tir. Yaflam› ayr›nt›lar›yla binbir motifte gizli olan Gürcü müzi¤ini anlat›r. F‹LM ADI : Adressiz Sorgular YÖNETMEN : Mahir Duman SÜRE : 11 dk. YAPIM YILI : 2002 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Siyasi nedenlerle aranan bir gencin yakalanmas› üzerinde kurgulanm›fl, gözalt› sürecini ve sonra serbest b›rak›ld›¤›nda yitirdiklerini anlatan bir film... F‹LM ADI : K›lç›k YÖNETMEN : Ahmet Erdal SÜRE : 6 dk. 30 sn. YAPIM YILI : 2001 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : ‹skelede nedeni bilinmeyen bir cinayetin ma¤durunun dramatik öyküsü ve çaresizli¤i anlat›l›r... F‹LM ADI : Dile YÖNETMEN : Ahmet Erdal SÜRE : 4 dk. YAPIM YILI : 2004 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Bugün toplumuzdaki bireylerin istedikleri ama gerçekleflmeyen dileklerini anlatan film, bir peri masal› tarz›nda verilmifltir. F‹LM ADI : Bidon YÖNETMEN : Ahmet Erdal SÜRE : 5dk. 30 sn. YAPIM YILI : 2002 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Iss›z bir yerde arabas› bozulan bir adam›n bidonla su aramaya ç›kmas› ve bafl›na gelenleri anlatmaktad›r. F‹LM ADI : St. Cloud YÖNETMEN : Ceyhun Karaba¤ SÜRE : 15 dk. YAPIM YILI : 2004 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Hayattan kendini soyutlam›fl bir adam, iskeleye bakan penceresinden ifllenen seri cinayetleri görür. Ertesi gün adam›n korkusu kap›da buldu¤u bir notla doru¤a ulafl›r..
20 Mayıs-2 Haziran 2005 3. gün/29 May›s 2005 Bafllama Saati: 14:00 F‹LM ADI : Anne ya ben!... YÖNETMEN : Nebahat Arslan SÜRE : 6 dk. YAPIM YILI : 2003 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : Bir yanda iflgal, talan yaflan›rken onun karfl›s›nda ise direnifller, karfl› koyufllar yaflanm›flt›r, hala da yaflanmaktad›r. Bu filmde insanlar›n emperyalist sald›rganl›¤a ve iflgale karfl› ç›kmas› gerekti¤i mesaj› veriliyor. F‹LM ADI : K›r›nt› YÖNETMEN : Arinsu Arslan SÜRE : 9 dk. 3 sn. YAPIM YILI : 2004 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : ‹nsan "çocukça" duyarl›l›¤› ve safl›¤›yla çatlam›fl topra¤›n bir yüzünden hayata gülümsüyor... Yaflama ve baflka insanlar› da yaflatma umudu bu film karelerinde de çok rahat görülecektir... F‹LM ADI : Azrail YÖNETMEN : Baflaran fiimflek SÜRE : 11 dk. YAPIM YILI : 2002 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ : K›z arkadafl›n›n ölümünü engellemeye çal›flan bir adam›n Azrail ile pazarl›¤›... Bu pazarl›k esnas›nda toplumdan de¤iflik karakterler de bu pazarl›¤a dahil edilmek istenir. F‹LM ADI : Keman›n Sesi YÖNETMEN : Cesur Cenk SÜRE : 11 dk. F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ: Özgürlük savafl›nda keman›n›, gitar›n›, ba¤lamas›n›, kameras›n›, tiyatrosunu k›sacas› sanat›n› silaha dönüfltürenlerin sesini anlatmaktad›r bu film, savaflmak, ezilen milyonlar ad›na savaflmak... F‹LM ADI : Anne Uykudan Kalk YÖNETMEN : Narine Ceng SÜRE : 14 dk. F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ: Yoksul bir Kürt çocu¤u annesinin ölümüyle tam bir y›k›ma u¤rar. Dedesiyle yaflamak durumunda kalan çocuk sürekli annesinin mezar›nda a¤lamaktad›r. Mezar bafl›nda uyuya kalan çocu¤u akrep sokar, 盤l›klara bo¤ulan çocuk orada ölür. F‹LM ADI : Post Epidemi YÖNETMEN : Güliz Gültekin SÜRE : 20 dk. YAPIM YILI : 2002 F‹LM‹N KISA ÖYKÜSÜ: Teflhis konulamayan salg›n bir hastal›k üzerine geliflen olaylar arac›l›¤›yla sa¤l›k sisteminin özellefltirilmesiyle yaflanacaklar ve sonuçlar ifllenmifltir.
27-28-29 May›s 2005 Tohum Kültür Merkezi ‹rtibat Tel: 0212 643 22 33
28
20 Mayıs-2 Haziran 2005
22
E¤itimde “›rkç› gerici kadrolaflma” depremi E¤itim emekçileri sald›r›lara ra¤men alanlara ç›karak e¤itimdeki kadrolaflmay› ve sendikalar›n›n kapat›lmak istenmesini protesto etti. AKP hükümeti de kendisinden önceki hükümetler gibi, elindeki siyasi imkanlar› kullanarak kendi yandafllar›n› kamu sektöründe önemli mevkilere getirerek kadrolaflmay› sa¤lamaya devam ediyor. AKP, bu kadrolaflmay› sa¤larken ortaya traji-komik olaylar da ç›k›yor. Bunlardan biri, devlet hastanesinin baflhekimli¤ine atanan bakan yak›n›n›n camii imam› olmas› örne¤idir. AKP hükümetinin özellikle genç neslin gelifliminde önemli bir yer teflkil eden e¤itim sisteminde gerçeklefltirmifl oldu¤u kadrolaflma oldukça dikkat çekicidir. E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer’in Milli E¤itim Bakanl›¤›’ndan ald›¤› resmi bilgilere dayanarak yapm›fl oldu¤u aç›klamalara göre, 25 ilde ‹l Milli E¤itim Müdürlü¤ü, okul müdürlü¤ü ve müdür yard›mc›l›¤› makamlar›nda yaklafl›k 4 bin kadronun yerleri de¤ifltirilmifltir. Dinçer 5 May›s’ta yapm›fl oldu¤u bas›n aç›klamas›nda, “Cumhuriyet tarihinin en yayg›n ve en h›zl› kadrolaflma operasyonu AKP hükümeti döneminde yap›l›yor. Milli E¤itim Bakanl›¤›’nda tam anlam›yla ›rkç› gerici kadrolaflma depremi yaflan›yor. 81 il milli e¤itim müdüründen, ‹stanbul Milli E¤itim Müdürü haricindeki 80 ilin müdürleri de¤ifltirilmifltir” dedi ve Ankara’da ‹l Milli E¤itim Müdürlü¤ü’nde 28 kadro oldu¤unu ancak 41 kiflinin çal›flt›r›ld›¤›n›, 13 kiflinin vekaleten görevlendirilerek fazladan çal›flt›r›ld›klar›n› söyledi. “AKP, milli e¤itimle yetinmeyip elini TÜB‹TAK’a da atarak hem kadrolaflmay› sa¤l›yor hem de bilimi, bilimsel çal›flmalar› kendi ideolojisi do¤rultusunda flekillendirmeye çal›fl›yor” diyen Dinçer, aç›klamas›n›n devam›nda Van’da 1250 kiflinin sözleflmeli personel olarak atand›¤›na ve referans olarak AKP milletvekillerinin gösterildi¤ine vurgu yapt›. Mersin iline yap›lan atamalardaki 49 müdür, müdür yard›mc›s› ve ö¤retmenden 41’inin E¤itim Bir-Sen ve Türk E¤itim-Sen üyeleri olmas› çarp›c›d›r. Mersin’in yan›s›ra Tunceli’de ise ‹l Milli E¤itim Müdürü, 3 müdür yard›mc›s›, 1 flube müdürü ve 1 ilkö¤retim müfettiflinin yerleri de¤ifltirildi. KAPATMA DAVASI PROTESTO ED‹L‹YOR! 7 May›s tarihinde Mersin ve Diyarbak›r’da E¤itim-Sen’li emekçiler sendikalar›n›n, anadilde e¤itim kampanyas›na destek vermesinden kaynakl› haklar›nda aç›lan kapatma karar›n› yapm›fl olduklar› bas›n aç›klamas›yla protesto
ettiler. E¤itim emekçileri atm›fl olduklar› “Anadil bölmez bütünlefltirir”, “E¤itim-Sen çocuklar›m›z›n teminat›d›r” sloganlar›yla uygulamalar› k›nad›lar. E¤itim-Sen’li kamu emekçileri sendikalar›n›n kapat›lmas›na karfl› bir di¤er eylemlerini 8 May›s tarihinde Ankara’da yapt›lar. Ziya Gökalp Caddesi’nde bulunan E¤itim-Sen 1 No’lu fiube önünde ellerindeki meflalelerle toplanan yaklafl›k 200 kifli tepkilerini açm›fl olduklar› “E¤itim-Sen kapat›lamaz” pankart› ile dile getirdiler. E¤itimSen Genel Merkezi önünde toplanan e¤itim emekçilerine KESK Genel Baflkan› Sami Evren de destek verdi. Bunlar›n yan›s›ra birçok ilde de çeflitli tarihlerde protesto eylemleri yap›ld›.
MERS‹N E¤itim-Sen Mersin fiubesi de 14 May›s 2005 tarihinde yapt›¤› bir bas›n aç›klamas›yla kapatma davas›n› protesto etti. Saat 12:45’te E¤itim-Sen Mersin fiubesi önünde toplanan e¤itim emekçileri, alk›fllarla eylemlerini bafllatt›lar. “E¤itim-Sen’i kapatt›rmayaca¤›z” yaz›l› pankart açan e¤itim emekçileri “Örgütlenme hakk›m›z engellenemez” yaz›l› siyah önlükler giydiler. “E¤itimSen kapat›lamaz”, “Emekçiyiz, hakl›y›z kazanaca¤›z”, “Yoksullaflt›rd›n›z, yozlaflt›rd›n›z, biz de¤ifltirece¤iz” vb. sloganlar›n yaz›ld›¤› dövizler de tafl›yan e¤itim emekçileri, Taflbina önüne do¤ru yürüdü. Taflbina önüne gelen kitle ad›na bas›n metnini E¤itim-Sen Mersin fiubesi Sekreteri Sinan Mufllu okudu. Genel olarak sald›r›lara de¤inen Mufllu, “E¤i-
tim-Sen, bilimi savundu¤u için kapat›l›yor” dedi. ‹ZM‹R 14 May›s günü Konak Eski Sümerbank önünde toplanan e¤itim emekçileri ‘E¤itim-Sen Kapat›lamaz’ pankart›n› açarak kadrolaflmay› kamusal alan›n tasfiyesini ve sendikan›n kapat›lmak istenmesini protesto ettiler. E¤itim-Sen ad›na aç›klamay› Mahir Ulus yapt›. Ulus; Milli E¤itim Bakanl›¤›’nda geçmiflte oldu¤u gibi bugün de yaflanan siyasal kadrolaflmaya de¤inerek e¤itim emekçilerinin ve onlar›n örgütlü gücü olan E¤itim-Sen’in e¤itim yönetimindeki siyasal kadrolaflma ve kay›rmac› politikalar karfl›s›nda, bilimsel, laik ve demokratik e¤itimden yana olan tavr›n›, e¤itim emekçileri taraf›ndan seçilmesinde ve belirlenmesinde ›srarl› tutumunu sürdürece¤ini belirtti. Ulus; Kamu Yönetimi Temel Kanunu, Yerel Yönetimler ve Personel Rejimi Reformu sald›r›lar›na de¤inerek tüm bu yasal düzenlemelerin, sadece kamu emekçilerinin ve iflçilerin de¤il, tüm halk›n gelece¤ini ipotek alt›na almaya çal›flt›¤›n› ancak E¤itim-Sen’in ifllerinin, ifl güvencelerinin ellerinden al›nmas›na karfl›, grevli toplu sözleflmeli sendika hakk› talebi ekseninde mücadelesini sürdürece¤ini söyledi. Ulus’un aç›klamas›n›n ard›ndan e¤itim emekçileri ‘Anadil hakt›r engellenemez’, ‘E¤itim-Sen’i biz kurduk kapatt›rmay›z’, ‘Sokakta kurduk sokakta yaflataca¤›z’ sloganlar› eflli¤inde eylemlerini sonland›rd›. ANKARA E¤itim-Sen üyeleri e¤itim alan›nda yaflanan kadrolaflmay› protesto etmek amac›yla K›z›lay Postanesi’nde 11 May›s günü bir araya geldi. “E¤itim-Sen Kapat›lamaz” pankart› açan kitle “Zafer direnen emekçinin olacak” slogan›n› att›. Kitle ad›na söz alan Alaaddin Dinçer, Türkiye’de siyasi iktidarlar›n y›llard›r e¤itim sistemini kendi ideolojik siyasal görüflleri do¤rultusunda flekillendirdi¤i-
ni söyledi. AKP hükümetinin iflbafl›na gelmesinden sonra bine yak›n yöneticinin görevinden al›nd›¤›n› belirterek e¤itim alan›ndaki kadrolaflmaya sessiz kalmayacaklar›n› söyledi. Ard›ndan kitle taraf›ndan “Haberin var m›? E¤itimSen kapat›lmak isteniyor” bafll›kl› bildiriler K›z›lay Postanesi önünde halka da¤›t›ld›. SAMSUN * E¤itim-Sen Samsun fiubesi 7 May›s Cumartesi günü ‹stiklal Caddesi’nde sendikan›n kapat›lma davas›n› protesto eden bir eylem yapt›. Davay› elefltiren bir konuflma yapan Samsun fiube Baflkan› Alpaslan Çepni, “Sendikam›za aç›lan davada yerel mahkemede lehimize olumlu karar verilmesine karfl›n, dava Yarg›tay Hukuk Genel Kurulu’nda önümüzdeki günlerde görüflülecek ve sonuçlanacakt›r” dedi. Çepni ayr›ca “Gün E¤itim-Sen’i sahiplenme günüdür. Eylemlerimiz sendikam›z›n kapatma davas› aleyhimize sonuçland›r›l›ncaya kadar devam edecektir” diyerek davan›n görüflülece¤i günün öncesi kitlesel bir Ankara eylemi ve davan›n görüldü¤ü gün de hizmet üretmeme eylemleri yap›laca¤› duyurdu. * E¤itim-Sen Samsun fiubesi ayr›ca 14 May›s Cumartesi günü ‹stiklal Caddesi’nde bir eylem daha yapt›. E¤itimSen üyesi 50 kifli, sendikan›n devam eden kapatma davas›n› protesto etmek için bildiri da¤›t›m› yapt›lar. Bildiri da¤›t›m›n›n ard›ndan flube baflkan› Alpaslan Çepni, kadrolaflmaya, kamusal alan›n tasfiyesine, ifl güvencesinin ortadan kald›r›lmas›na, iflsizli¤e, yoksullu¤a hay›r dedi¤i için E¤itim-Sen’in kapat›lmak istendi¤ini ifade etti. TUNCEL‹ E¤itim-Sen Tunceli fiubesi üyeleri 6 May›s’ta E¤itim-Sen’in kapat›lmas› amac›yla aç›lan davay› protesto için Milli E¤itim Müdürlü¤ü bahçesinde topland›. Burada toplanan kitle, sendikalar›na tüzü¤ünde yer alan anadilde e¤itim talebi nedeniyle kapatma davas› aç›lmas›n› protesto etti. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan Milli E¤itim Müdürlü¤ü önüne kalem b›rak›ld›.
29
22
20 Mayıs-2 Haziran 2005
“Özgürlük ve demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz!”
Mersin AKP hükümeti emperyalist kurulufllar olan IMF ve DB’nin direktifleriyle iflçi memur ve emeklileri açl›kla karfl› karfl›ya b›rakm›flt›r. Toplumun her kesiminden bu politikalara karfl› yükselen hayk›r›fllara D‹SK EmekliSen de kat›ld›. Emekli-Sen’liler 14 May›s tarihinde Kad›köy’de yapm›fl olduklar› mitingle isteklerini ve sorunlar›n› dile getirdiler. Emekliler, “açl›k s›n›r›n›n alt›nda sefalet ücreti de¤il insanca yaflanacak ücret istiyoruz. Sa¤l›k sorunlar›m›z için gitti¤imiz hastanelerde itilip-kak›l›p horlanmak istemiyoruz. Yarg›tay karar›yla kazand›¤›m›z TÜFE alacaklar›m›z›n derhal ödenmesini, tüm emeklilere iki maafl tutar›nda ikramiye, yakacak yard›m› ve toplu tafl›ma araçlar›ndan ücretsiz yararlanma hakk› ve 10 y›ld›r kabul edilmeyen emekliler sendika yasam›z›n derhal kabul edilmesini istiyoruz” biçiminde taleplerini s›ralad›lar. Kad›köy’de yap›lan mitinge D‹SK Emekli-Sen’e ba¤l› flubelerin yan›s›ra Tuzla Deri-‹fl, Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, Halk Kültür Merkezleri, EMEP ve Al›nteri gibi kurumlar da destek verdi. Eyleme Kad›köy Et Bal›k Kurumu önünden yürüyüfle geçilerek baflland›. Yürüyüfl kolunun en önünde Emekli-Sen’in açm›fl oldu¤u “Art›k yeter insanca yaflamak istiyoruz” ve “Özgürlük ve demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz” pankartlar› yer ald›. Emekliler açm›fl olduklar› “Hastaneler ticarethane emekliler müflteri de¤ildir”, “‹nsanca yaflayabilecek emekli maafl› istiyoruz”, “Hastane kuyruklar›nda ölmek istemiyoruz” dövizleriyle ve atm›fl olduklar› “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Katil ABD iflbirlikçi AKP”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlar›yla istem ve tepkilerini dile getirdi-
ler. Yürüyüfl sonunda Kad›köy ‹skele Meydan›’nda toplan›ld›. ‹lk konuflmay› Emekli-Sen Kocaeli fiube Baflkan› Osman Nuri fienol yapt›. fienol, “Biz emekliler y›llarca bu ülkenin ekonomisine katk›da bulunduk ama gelinen aflamada mevcut hükümetler ve bugün itibariyle AKP hükümeti bizleri açl›¤a mahkum etmek için yo¤un bir çaba sarf ediyor. AKP hükümetinin bu sald›r›lar› sadece bizimle s›n›rl› de¤il, bugün ülkemizde iflsizlik da¤ gibi büyüyor, haklar›n› arayan iflçi arkadafllar›m›z hemen patron taraf›ndan kap› önüne konuyor, üniversitelerde okuyan çocuklar›m›z okul yönetimi ve sivil faflistlerin sald›r›lar›na maruz kal›yorlar. AKP hükümeti sa¤l›kta reform deyip hastaneleri iflkencehanelere çevirdiler. Ve bütün bu olumsuzluklara ra¤men AKP hükümeti pembe tablolar çizmekten geri kalm›yor. AKP hangi pembe tabloyu çizerse çizsin ülkedeki gerçeklikleri, halk›n yoksullu¤unu ve açl›¤›n› de¤ifltiremeyecektir. Ülkemiz emperyalizmin direktifleri do¤rultusunda yönetilmektedir. Bundan kaynakl›d›r ki ç›kar›lan bütün yasalar IMF’n›n politikalar› do¤rultusundad›r. Ülkemizin can damar› olan K‹T’ler özellefltirme kapsam›na al›narak emperyalist kurulufllara peflkefl çekilmektedir. Özellefltirmelerin yan›nda ülkemizin yeralt› ve yerüstü kaynaklar› da emperyalistlere ve onlar›n yerli uflaklar›na peflkefl çekiliyor. Biz bugün burada sadece kendi sorunlar›m›z› dile getirmekten ziyade ülkemizde sömürü cenderesine al›nan
milyonlar›n sesi oluyoruz” dedi. Mitingde ayr›ca D‹SK Birleflik Metal-‹fl Genel Baflkan› Adnan Serdaro¤lu da bir konuflma yapt›. Serdaro¤lu, “Türkiye 2005 y›l› itibariyle iç ve d›fl borçlar›yla dünyan›n ilk üç s›ras›nda yer almaktad›r. Tabi ki bu borçlar›n ödenmesi için emekçilerin s›rt›na daha fazla yük bindirilmek isteniyor. Emekçilerin kazanm›fl oldu¤u haklar günbegün budanmaktad›r. Ülkemizde 6 milyon emekli bulunmaktad›r. Ama emeklilerin üretimden gelen güçleri olmad›¤›ndan ve yeni yeni örgütlülüklerinin oturmamas›ndan kaynakl› haklar›n al›nmas› konusunda belli s›k›nt›lar yaflamaktad›r. Biz flunu çok iyi biliyoruz ki ‘hak verilmez hak al›n›r’, biz bugün haklar›m›z› almak için burada sesimizi yükseltiyoruz. Ve fluna inan›yorum ki emekliler olarak gelecek nesillere iyi bir miras b›rak›yoruz. Emekli-Sen’in ilk mitingi olmas›ndan kaynakl› bu günün önemi daha farkl›d›r bizim için, biz de D‹SK olarak üzerimize düflen görevi yapmaya haz›r›z” dedi. Emekli-Sen mitingi Grup Karanfiller’in söylemifl oldu¤u türkü ve marfllarla son buldu. (Kartal)
için mücadeleyi sürdürüyorlar. Emekliler AKP hükümetinin sosyal güvenli¤in tasfiyesine yönelik politikalar›na karfl› seslerini yükseltiyor. Sa¤l›k ve e¤itim hakk›n›n, sosyal güvencelerin gasp edilmesine karfl› emekliler 14 May›s günü ülkenin çeflitli yerlerinde miting düzenledi. Ö¤le saatlerinde Abdi ‹pekçi Park›’nda bir araya gelen emekliler “‹nsanca yaflayacak bir ücret” taleplerini hayk›rd›lar. D‹SK’in eski genel baflkanlar› Abdullah Bafltürk ve Kemal Türkler’in foto¤raflar›n› tafl›yan emekliler “Mezarda emeklili¤e hay›r”, “Demokrasi mücadelesinden emekli olunmaz” sloganlar›yla “Verdi¤imiz eme¤in karfl›l›¤›n› istiyoruz” dediler. Kitleye hitap eden EmekliSen Genel Baflkan› Veli Beysülen; “Çocuklar›m›z›n ve torunlar›m›z›n gelece¤ini ve sa¤l›¤›n› korumak hepimizin görevi” sözleriyle AKP hükümetinin düzenlemelerini protesto etti. Emeklilerin eylemine D‹SK, ÖVDER, EMEP, SDP, ÖDP de kat›larak destek verdi. (Ankara)
EMEKL‹-SEN ADANA’DA UYARI EYLEM‹ YAPTI 14 May›s Cumartesi günü EmekliEMEKL‹LER ‹NSANCA Sen flubeleri Akdeniz Platformu’nun YAfiAM ‹ST‹YOR düzenledi¤i uyar› eylemi Adana’da Emekli-Sen üyesi emekliler ya- yap›ld›. Mimar Sinan Aç›k Hava Tiflam koflullar›n›n iyilefltirilmesi yatrosu önünden saat 12:00’de bafllayan yürüyüfl U¤ur Mumcu Meydan›’na kadar sürdü. Yürüyüfle yaklafl›k 500 kifli kat›ld›. Mitinge Emekli-Sen Adana, Antalya, Silifke, Mersin, Gaziantep flubelerinin yan›s›ra BDSP, Al›nteri, HÖC, Mücadele Birli¤i Platformu da kat›ld›. Kitlenin alana girmesinden sonra, Emekli-Sen ad›na bir konuflma yap›ld› ve ard›ndan ç›kan yerel müzik grubunun söyledi¤i türkülerden sonra miting sona l u ‹stanb erdi. (Adana)
Kad›köy
30
20 Mayıs-2 Haziran 2005
‹flçi-köylü’den ÖNÜMÜZDEK‹ ZOR SÜRECE HAZIRLANALIM! AKP hükümetinin emekçiler ve yoksullar nezdinde y›pranma s›n›rlar›n› bir hayli zorlayan yüzü makyaj tutamaz duruma gelmifltir. Yoksullu¤un ve açl›¤›n engellenemez olan yükselifline paralel y›pranan yüz her gün biraz daha teflhir olmaktad›r. Y›pranan yüzünü tazelemek için yapt›¤› ataklar da ülke kamuoyu aç›s›ndan önemli bir etki yaratmamakta. R. T. Erdo¤an’›n ‹srail ziyaretini bu kapsamda de¤erlendirmek mümkün. D›fl ziyaret ata¤› ve Ortado¤u’daki bu önemli ittifakla bir dönem yap›lan aç›klamalardan kaynakl› y›pranan iliflkileri düzeltmek ve “iki ülke ç›kar›” için gerekli olan anlaflmalar›n yap›lmas› amaçl› düzenlenen ziyarette R. T. Erdo¤an istedi¤i sonuçlar› alamam›flt›r. D›flta istedi¤i sonuçlar› alamayan AKP hükümetinin ülkede uygulad›¤› AB eksenli genifl çapl› politikalar›n özü talana dayal›d›r. Emperyalistler, ifl birlikçileri ve uflaklar› taraf›ndan “‹nsan haklar›”na, “demokrasi”ye, “özgürlük”lere biçilen misyonla neyin kast edildi¤ini hepimiz biliyoruz. Erdo¤an ve AKP’si de ayn› fleyi çal›p söylemektedir. “AB’ye uyum yasalar›” ad› alt›nda yap›lanlar her geçen gün, genifl kitleler taraf›ndan daha da anlafl›l›r olmaktad›r. Dayat›lan özellefltirme sald›r›s›yla, sat›lan ve satt›r›lmaya çal›fl›lan yüzlerce kuruluflla ne yap›lmak istendi¤i, tüm bu uygulamalar ile kime hizmet edildi¤i anlafl›lmaktad›r. IMF reçeteleriyle, köylülü¤ün üretim olanaklar› elinden al›nmaya çal›fl›lmaktad›r. Binlerce iflçi özellefltirme talan›ndan dolay› iflsiz kalm›flt›r ve kalmaktad›r da. Ezilen, emekçi halk›n yaflamsal sorunlar› egemenlerin umurunda de¤ildir. Sanayide, tar›mda hizmet sektörlerinde, irili-ufakl› bir dizi ifl sahas›nda yaflananlar oldukça ciddi geliflmelerdir. E¤itim kurumlar› birer ticarethaneye dönüfltürülmek istenmektedir. Sa¤l›k gibi temel hizmetler ayaklar alt›na al›nmaktad›r. Demokratik haklar ve kifli haklar› k›s›tlanmak istenmektedir. Yeni TCK ile örgütlenmenin önüne ciddi setler çekilmektedir. B›rakal›m en demokratik bir talebi, ekonomik bir talep istemine bile kolluk güçleri azg›nca sald›rmaktad›r. Ö¤rencilerin talepleri, iflçilerin istemleri, kamu emekçilerinin kimi ma¤duriyetlerini dile getirifllerini, iflportac›lar›n kay-
betti¤i tezgahlar›n› geri alma u¤rafl›lar›, yaflam›n› sürdürmek için ekmek teknesi diye bakt›klar› bal›kç› barakalar›n›n y›k›lmas›na direnen ailelerin, yerinden yurdundan göç edip, büyük flehirlerin ac›mas›zl›¤›yla bafl bafla kalan insanlar›n yaflamlar› için yapt›klar› gecekondular›n y›k›lmas›na karfl› durufllar›, sendikalar›n-derneklerin kapat›lma gerekçelerine yönelik protestolu gösterileri, sosyal adaletsizli¤in açt›¤› gediklere dönük dile getirilen tepkileri ve daha sayabilece¤imiz y›¤›nlarcas› karfl›s›nda devletin tutumu ayn›; yani zor, fliddet yoluyla engellemek, bast›rmak ve susturmak. “Ekonomi düzeliyor”, “halk›n refah düzeyi art›yor”, “halk mutlu”, “enflasyon düflüyor”, “siyasi istikrar sa¤land›”, “huzur ve güven olufltu”, “terör yenildi” vs. Bütün bunlar burjuvazinin hayali senaryolar›d›r, ama gerçekte olan bu de¤ildir. Gerçek; yoksulluk ve açl›k s›n›r›nda yaflayanlar›n art›fl›, al›m gücünün düflmesi, iflsizli¤in büyümesi vs. AKP’nin ve dayand›¤› politikalar›n rengi a盤a ç›kt›-ç›k›yor. Toplumun hoflnutsuzlu¤u büyüyor. Alternatif aray›fllar› art›yor. Kitlelerde muhalefet olma potansiyeli kabar›yor ve kabaracak. Uygulanan politikalar›n yarataca¤› tepki büyüyecek. Ç›kan sesler hem ço¤alacak hem de çeflitlenerek yay›lacak. Sonuçta halk›n öfke seli oluflacakt›r. ‹flte egemenlerin telafl› bu yüzden. Dünyada ve ülkemizde egemenlerin en büyük silah›, sar›ld›klar› en büyük dal terörizmdir. Toplumu terörize ederek bunu kullanmaya çal›fl›yorlar. Ülkemizde de komprador burjuvazi ve toprak a¤alar› kendi ömürlerini uzatmak için çeflitli yöntemlere baflvurmaktad›r. Bu yöntemlerden en s›k kullan›lan›, tüm olumsuzluklar›n sorumlusunu hükümetler olarak göstermek, ömürlerini dolduran hükümetleri günah keçisi ilan etmek ve y›prand›klar›nda, “halk›n istemleri do¤rultusunda” bir söylem gelifltirerek yeni bir partiyi hükümete tafl›makt›r. 2000’li y›llarda faflist diktatörlü¤ün emperyalist uflakl›¤› halk›m›z taraf›ndan k›smen görülmeye bafllam›fl, çürüyen sistemin kirli çamafl›rlar› bir bir su yüzüne ç›km›flt›. Bu durumu gören egemenler, çareyi yine söylem de¤iflikli¤i ve hükümet
de¤iflikli¤inde görmüfltü. Bu de¤ifliklik amac›na ulaflt› m›? Bu soruya k›smen evet yan›t›n› vermek do¤ru olur. AKP’nin, o süreçte kendisini hükümete tafl›yan belli özgünlükleri vard›. Ayn› zamanda ABD emperyalizminin bölgesel ç›karlar› da AKP’nin hükümete tafl›nmas›nda etkili olmufltu. Ama AKP’yi hükümete tafl›yan esas olarak emperyalistlerin ç›karlar› do¤rultusunda haz›rlam›fl olduklar› planlar› hayata geçirme noktas›nda efendilerine vermifl oldu¤u garantidir. Zaten bugüne kadar da verdi¤i sözleri harfiyen yerine getirmifltir. Gelinen süreçte genifl kitleler yavafl yavafl AKP’nin gerçek yüzünü görmeye bafllam›flt›r. Uygulanan IMF politikalar› art›k halk›m›z taraf›ndan görülmeye bafllanm›fl ve burjuva, feodal bas›nda “vozurdanma” olarak isimlendirilen rahats›zl›klar kendini göstermifl ve buna paralel çeflitli k›p›rdanmalar bafllam›flt›r. Asl›nda tüm bu geliflmeleri kamuoyunu iyi takip ederek, hükümetin ve tabi ki genifl y›¤›nlar›n ruh hali ile birlikte de¤erlendirmek gerekmektedir. Halk›n % 82’sinin ABD karfl›t› oldu¤unun çeflitli “araflt›rmalarla” ortaya at›lmas›n›n, Türkiye’ye gelen ABD’li yetkililerin Türk hakim s›n›flar›n› “azarlamas›”n›n ard›ndan geliflen süreç, bundan k›sa bir süre önce gelifltirilen ›rkç›-floven sald›r› dalgas› “hükümetin askerle yaflad›¤› kriz” söylemleri ile birleflti. Bütün bu gerçeklik içinde yaflanan ve önümüzdeki dönemde yaflanmas› olas› geliflmelere bakacak olursak; birincisi iflçi s›n›f› düne göre daha hareketli bir döneme girecektir. Çünkü uygulanan politikalar yaln›zca borç ödemeye endeksli haz›rlanm›flt›r. Emperyalizm en fazla “sömürüyü nas›l yapar›m”›n planlar› yapmaktad›r. Bunu da girmifl oldu¤u ülkeyi talan ederek yapmaktad›r. Emperyalizmin uflaklar› “biz kalk›nd›k, krizi atlatt›k, reel sektöre yat›r›mlar yap›lacak” desin dursun gerçek baflkad›r. IMF’nin son olarak gerçeklefltirdi¤i ziyaretin ard›ndan ortaya ç›kan geliflmeler de bu gerçe¤i gün yüzüne ç›kartmaktad›r. IMF Baflkan Yard›mc›s› Anne Krueger’in verdi¤i talimatlar bundan sonra yaflanacak sürecin emekçi halk kitleleri aç›s›ndan çok daha yak›c› geliflmelere tan›k olaca¤›n› göstermektedir. Krueger, herkesin sefalet ücreti olarak nitelendirdi¤i “Asgari ücreti” çok bularak kendisine sorulan “270 dolarl›k asgari ücretle geçinebilir misiniz?” sorusuna “geçinmek zorundaysan›z, geçinmek zorundas›n›zd›r. Pek çok kifli bundan daha az›yla geçiniyor. E¤er zorundaysan›z, zorundas›n›zd›r” cevab›n› vermifltir.
22 Bu politikalar halk›n iflsizli¤ine, açl›¤›na çözüm getirmedi¤i gibi emekçi kitlelerin durumunu daha da kötülefltirmektedir. Baflbakanl›k Aile Araflt›rma Kurumu’nun son raporunda yoksulluk risk grubundaki aile say›s›nda büyük bir art›fl oldu¤u vurgulanarak, bu say›n›n kontrol edilemeyecek bir miktara do¤ru gitti¤inin alt› çizilmifltir. Yine A‹HM’nden Abdullah Öcalan’›n adil yarg›lanmad›¤› fleklindeki karar›n ç›kmas›n›n ard›ndan, devlet yetkilileri taraf›ndan “teröristlerin s›n›rdan içeri girdikleri”, “flehirlerde de eylem haz›rl›¤› içinde olduklar›” söylemleri eflli¤inde yap›lan aç›klamalar ve akabinde özellikle T. Kürdistan›’nda yo¤unlaflan askeri operasyonlar Kürt Ulusal Hareketi aç›s›ndan yaflanan önemli geliflmelerdir. Devletin on binlerle ifade edilen askeri gücü ile giriflti¤i imha operasyonlar›na karfl›l›k anlam›nda yap›lan misilleme eylemleri ve HPG yöneticilerinin “tehditkar” aç›klamalar› son günlerde yaflanan geliflmelerin önemli bir parças›n› oluflturmaktad›r. TC’ye fikir üreten ASAM adl› M‹T kuruluflunun son haz›rlad›¤› raporda da ilginç tespitler yer almaktad›r: “Türkiye son dönemde ciddi anlamda terörist sald›r› tehdidi alt›na girmifltir. Bu tehdidi yönelten örgütlerin bafl›nda PKK/Kongre-gel terör örgütü gelmektedir. Bunun yan›nda ...eylemler gerçeklefltiren DHKP-C ve TKP/ML T‹KKO örgütleri de terörist tehditler kapsam›nda de¤erlendirilmektedir”, “DHKP-C ve TKP/ML T‹KKO gibi afl›r› sol örgütlerin.....Türkiye için tehdit olmaya devam edecekleri de¤erlendirilmektedir”, “.... somut tedbirler gelifltirilmemesi ve bölgenin Türkiye’nin milli menfaatleri do¤rultusunda düzenlenmemesi halinde, 2005 y›l›n›n terörizm tehdidinin artt›¤› bir dönem olaca¤›n› söylemek mümkündür” diye biten cümlelerde raporda “….terör örgütü ve destekçileri de geliflecek a¤›r sonuçlara da katlanmak zorunda kalacaklard›r”* diye yap›lacaklar›n sinyalleri verilerek bitirilmektedir. Bu raporun da kendi s›n›f penceresinden yapt›¤› de¤erlendirmede de görüldü¤ü gibi 2005 y›l› emekçiler aç›s›ndan zor, ancak zor oldu¤u kadar da mücadele dolu geçecektir. Gelecek sürecin iki önemli özelli¤i var: Birincisi halk muhalefetinin canlanaca¤›, ikincisi hakim s›n›flar›n bask›y› art›racaklar›. Bu iki durumun getirdi¤i avantaj ve dezavantaj iyi de¤erlendirilmek zorundad›r. *(1 Stratejik Analiz dergisi fiubat 2005 say›s› 66. ve 73. sayfalar)
GÜNEY ALMANYA DA 1 MAYIS KUTLAMALARI AUGUSBURG: 1Mayis bu yilda alanimizda yapilan ortak görüsmeler sonucu diger alman gruplarla birlikte kutlandi.Yürüyüse türkiyeli insanlarin katiliminn az oldugu görülürken bizler ATIK,ILPS,ATIF pankartlariyla yerimizi aldik.Almanca yazili Emperyalist savaslari ve sosyal yikimi kiniyan pankartlarimizla ve yine ATIK bildirilerini
dagitarak A / P yönünü kullandik.Almanca ve Türkce atililan sloganlarla yürüyüs son buldu.Daha sonra dernegimizde yaptigimiz degerlendirme toplantisiyla son buldu. ULM: Ulm de 1 Mayis öncesinde baslayan alman sendikasi DGB ye alternatif 1 Mayis komitesinin kurulmasiyla çalismalar basladi.Bu yilki 1Ma-
yista yine öne çikan emperyalist iskal ve sosyal yikim oldu.Aladaki yürüyüse basta Almanca yazan Dünyanin bütün isçileri birlesiniz Parti pankarti ve kizil bayraklarimiz yer aldi.Yine Almanca Emperyalist iskale son ve Almanyadaki sosyal yikimi protesto eden ATIK pankarti ve ILPS pankarti ile yürüyüsün en kitlesel kortejini olusturduk.Yü-
rüyüs boyunca dagitilan bildiri ve atilan sloganlarla alana geldik.Alanda komite adina okunan ortak bildiriden sonra dernegimiz bünyesinde çalismalarini sürdüren çocuk folklör ekibinin oyunlariyla son buldu.Yürüyüsten sonra Dernegimizde 1 Mayis etkinligi Davul zurna ve Grup siarin dinletisiyle son buldu.
31
22 Partimiz TKP/ML, ayd›nl›k gelece¤e uzanan yolda denenmifl komünist kimli¤iyle devrim ve sosyalizme gerçek bir anahtar, dolays›z bir devrimci 盤l›kt›r da¤lardan yank›lanan. Bu 盤l›¤a ruh ve can veren de elbette ki kurucu-kuramc›m›z yoldafl Kaypakkaya ve bu ad› bugünlere dek yaflatan onun teorik-siyasal ilkeler bütünlü¤üdür. Bu temel ilkeler taban›na yaslanarak ve onun ideolojik, politik kimli¤inden güç alarak bugünlere geldik. Boy verdik, serpildik. Kimi zaman yenildik, kimi zaman en yükseklere niflan almas›n› bildik. Kimi zaman zindanlarda yükselen bir 盤l›k olduk, kimi zaman fabrikalarda direnifl oda¤›. En
güzeli de doruklar› mesken eylemesini bilerek her daim k›rlardan flehirlere uzanan uzun ve zorlu yolda demirlemesini bilerek asla ideolojik savrulufla kap›lmadan devrimci geleneklerimizde direnmesini bildik. Bu gelenekler bizi bugünlere tafl›d›, gelecekte de ayd›nl›k topluma tafl›yacakt›r. 21. yy. durdurulamaz bir biçimde devrimlere do¤ru yol al›yor; bu, basit, tekdüze ve kolay yürüyen bir süreçle de olmasa, yeni Ekimler bu yüzy›la da rengini vermeye devam edecek. Ve partimiz TKP/ML, Marksizm-LeninizmMaoizm bayra¤› alt›nda, bu soylu dava için fevkalade bir kald›raç, s›nanm›fl bir müfreze olarak burjuva-feodal faflist
20 Mayıs-2 Haziran 2005
devleti ‘aflil topu¤undan’ vurarak ‘sökecek flafa¤a’ ulaflmaya ve parti bayra¤›n› Yeni Demokratik Devletin bayra¤› yapmaya yeminlidir.”Anma etkinli¤imiz Grup Hayk›r›fl’›n sahne almas›yla devam etti. Genç bir grup olmas›na ra¤men k›sa zamanda yükselen ve önemli bir dinleyici kitlesine ulaflan Grup Hayk›r›fl’›n seslendirdi¤i parti ve ordu marfllar› kitlenin büyük bir be¤enisini kazan›rken, salonda bulunan gençlik s›k s›k “Yaflas›n partimiz TKP/ML” slogan›yla Grup Hayk›r›fl’a efllik etti. Anma etkinli¤imiz kat›l›mc› delegasyonlar›n mesajlar›n›n okunmas›yla devam etti. Ayr›ca gecemize; MKP,
MLKP, TK‹P, Kald›raç, Kurtulufl Cephesi, T‹KB kat›ld›. Anma etkinli¤imiz, Grup K›z›l›rmak, Arzu fiahin, Ferhat Tunç ve Servet Kocakaya’n›n söyledikleri devrimci parçalar ve halk ezgileriyle devam etti. Tüm kat›l›mc› sanatç›lar anma etkinin önemi ve gecede bulunmaktan duyduklar› onuru dile getirerek, geliflen toplumsal olaylara karfl› sesiz kal›nmamas› mesaj› verdiler. Kültürel programda gençlerden oluflan Zürih Halk Oyunlar› Ekibi’nin sundu¤u halk oyunlar› kitle taraf›ndan be¤eniyle izlenirken, Partizan Sanat Toplulu¤u’nun haz›rlad› program kat›l›mc›lar› oldukça coflturdu.
Gecemize gelen mesajlar...Gecemize gelen mesajlar...Gecemize gelen mesajlar...Gecemize gelen mesajlar...Gecemize gelen mesajlar... Yoldafl Kaypakkaya’n›n an›s› vesilesiyle dayan›flma mesaj› Filipinler Komünist Partisi, TKP/ML Merkez Komitesi’ne ve tüm militanlar›na yoldafl Kaypakkaya’y› anmalar› etkinli¤iyle en militan ve en s›cak selamlar›n› iletir. Yoldafl Kaypakkaya Türkiye proletaryas› ve halk› taraf›ndan büyük sayg› görmektedir. Ki, O, MLM’yi Türkiye topraklar›na yarat›c› flekilde uygulayan ve emperyalizme ve onlar›n yerel uflaklar›na karfl› devrimci mücadelede proletarya partisine do¤ru çizgiyi verendir. O, revizyonizme, parlamentarizme, reformizme ve di¤er anti proleter düflüncelere karfl› tavizsizce mücadele etti. Biz TKP/ML’nin yoldafl Kaypakkaya flahs›nda ulusal kurtulufl, demokrasi, ve sosyalizm mücadelesinde flehit düflenleri anma etkinli¤inde sizinle beraberiz. fiehitlerin kahramanl›¤› bize halk düflmanlar›na karfl› daha güçlü flekilde mücadele etmemizi emrediyor. Dünya kapitalist sistemi kriz ve çalkant› içinde. Küresel kriz en fazla Asya, Afrika, Latin Amerika ezilen halklar›n› etkiledi. Onlar eflitsiz ticaret, afl›r› borçlanma ve yar›-feodal koflullarda büyük ac›lar çekiyorlar. Dünya halklar›n›n bir numaral› düflman› olan ABD emperyalizmi her geçen gün daha açgözlü ve sald›rgan hale gelmektedir. O dünya halklar› üzerindeki sömürüsünü daha da art›rma çabas›nda. Sald›rganl›k savafllar›n› bafllatt› ve birçok ülkeye savafl açmayla tehdit ederek dünya üzerindeki egemenli¤ini güçlendirme u¤rafl›nda. Fakat sömürü ve bask› direnifli büyütüyor. Militan iflçiler ve ezilen halklar sosyal haklar›n kesintisine, emperyalist ya¤ma ve savafllara karfl› sokak gösterileri ve protestolar› yap›yorlar. Irak halk›n›n silahl› direnifli ABD’ye büyük darbe vuruyor. Asya ve Latin Amerika ülkelerinde devrimci silahl› mücadele emperyalizme ve yerel egemen s›n›flara büyük darbeler vuruyor. TKP/ML ve FKP di¤er Marksist Leninist Maoist Partilerle birlikte emperyalizme ve gericili¤e karfl› mücadelede en önde yer al›yorlar. Emperyalizme ve uflaklar›na karfl› yürütülen mücadelede bizler di¤er mücadele biçimleriyle birlikte halk savafl› yoluyla silahl› mücadele bayra¤›n› yüksekte tutuyoruz.
Zafere ulaflana kadar devrimi ilerletmeye kararl›y›z. Yaflas›n yoldafl Ibrahim Kaypakkaya ve di¤er devrimci kahramanlar ve flehitler! Yaflas›n proletarya enternasyonalizmi! Ulusal ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm için devrimci mücadeleyi ilerletelim! Yaflas›n Marksizm Leninizm Maoizm! Filipinler Komünist Partisi Merkez Komitesi *** De¤erli yoldafllar, Devrimci k›z›l selamlar! ‹lk önce de¤erli yaflamlar›n› dünya proleter devrimi için feda eden büyük proleter flehitlerimizi sayg›yla an›yoruz. ‹kinci olarak büyük yoldafl ‹brahim Kaypakkaya’n›n flehit oluflunun 32. y›ldönümü vesilesiyle buraya davet edilmifl olmaktan gurur duyuyoruz. Türkiye, Kürdistan topraklar›nda devam eden devrim mücadelesinin daha somut birleflik yolda Marksizm-LeninizmMaoizm objektif gereklili¤iyle ilerlemesini diliyoruz. Nepal’de Halk savafl› stratejik sald›r› aflamas›nda ilerliyor. Nepal Komünist Partisi (Maoist) önderli¤inde yürütülen Nepal devrimine karfl› emperyalistlere karfl› cepheler oluflturuyor, sald›r›lar düzenliyorlar. Bu süreçte devrim daha fazla uluslararas› karaktere büründü. Bu sadece teknolojik ve enformasyon aç›s›ndan de¤il ayn› zamanda ideolojik siyasal bak›fl aç›s›ndan da böyledir. Bundan dolay›d›r ki Nepal’de halk savafl› do¤uran sebepler ve önündeki engeller uluslararas› durum ve mücadeleyle s›k› s›k›ya ba¤l›d›r. Emperyalist müdahaleye tan›k olmaktay›z ve bu uluslararas› birleflik direniflle geri püskürtülebilir. Devrimciler ve düflmanlar aras›ndaki çeliflkileri ele al›fl tarz›m›z zafere do¤ru gidiflimizi ya da geri ad›mlar atmam›z› belirleyecektir. Nepal Komünist Partisi (Maoist) ilerleyen halk savafl› sürecinde Markizm Leninizm Maoizmi ve iki çizgi mücadelesini uygulayarak MLM bilimini; MLM ve Prachanda Yoluna sentezlemifltir. Yeni enternasyonalin embiryonik merkezi olarak
öne ç›kan Devrimci Enternasyonalist Hareket arac›l›¤›yla bu sürece devrimci hareketler, partiler ve kitleler katk›da bulunmaktad›rlar. NKP (Maoist) büyük proleter kültür devriminin ruhu ve ö¤retileriyle devrimi ilerletmek ve karfl› devrimi alt etmek için “21. yüzy›l›n yeni demokrasisini” sentezlemektedir. Bir fiubat’taki kraliyet askeri darbesi yükselen stratejik sald›r› aflamas›n›n sonuçlar›d›r. Ola¤anüstü Hal’in ilan edilmesi sadece eski devletin krizlerinin ifadesidir. Genifl muhalefet ve elefltirilerin ard›ndan ‹ngiltere, Avrupa Birli¤i, Hindistan ve hatta ABD askeri yard›mlar›n› ask›ya ald›klar›n› ilan ettiler. Krizi çözmedeki baflar›s›zl›klar›na ve devrimin ilerlemesini engelleyememelerine ra¤men gericiler bütün medyay› ve tüm temel haklar› kontrol alt›nda tutmaktad›rlar ve bu yöntemlerle Maoist parti içerisindeki iki çizgi mücadelesini bölünme olarak yaymaktad›rlar. As›l olan partinin baflar›lar›n› daha da ileri boyuta ulaflmas› için aç›k tart›flma bafllatm›fl olmas›d›r. “Yan›lt, böl ve parçala” kampanyas›n›n baflar›s›zl›¤›ndan sonra ABD ve Hindistan tam askeri ve politik deste¤i yeniden bafllatm›flt›r. Son dönemde dört askeri üsse yap›lan sald›r›lar baflar›n›n ilerledi¤inin göstergesidir. Hepinizi bu gün enternasyonal proletaryan›n ileri cephesi olan Nepal devrimine karfl› geliflen emperyalist ve yay›lmac› sald›r›lara karfl› birleflik direnifle kat›lmaya ça¤›r›yoruz. Sonuç olarak gerçek Maoist devrimciler aras›nda birli¤i diliyoruz ve Nepal ve dünya devrimine büyük katk›larda bulunan enternasyonal proletaryan›n Türkiye cephesinin hak etti¤i ileri yeri alaca¤›na inan›yoruz. Yaflas›n proletarya enternasyonalizmi! Yaflas›n Marksizm Leninizm Maoizm ve Prachanda Yolu! Yaflas›n halk savafl›! Yaflas›n DEH! Yaflas›n TKP/ML! Selam olsun flehitlerimize! Uluslar aras› Nepal Dayan›flma Forumu (Insof) ***
fiAN VE fiEREF OLSUN KAYPAKKAYA’YA! De¤erli Yoldafllar, Yoldafl ‹brahim Kaypakkaya’n›n ölümünü and›¤›m›z bu günde sesimizi sesinizle birlefltirerek hayk›r›yoruz: fian ve fleref olsun yoldafl Kaypakkaya! Ülkenize devrimci ve komünist düflünceleri yayan öndere flan ve fleref olsun! O düflünceler ki, binlerce devrimci ve Komünisti do¤urdu ve yeni jenerasyonun proletarya ve Türkiye’deki tüm uluslar›n devrimci mücadelesine kat›lmalar›n›n ilham kayna¤› oldu. De¤erli yoldafllar, Emperyalist-kapitalist sistemin dünyam›z›n her köflesinde iflçi s›n›f› ve ezilen halklar›na karfl› sald›r›s› daha da vahflilefliyor. Ayn› zamanda emperyalist barbarl›¤a karfl› halklar mücadelesini güçlendirerek direniyorlar. Irak direnifli hergün insanl›¤›n en büyük düflman›na karfl› sald›r›lar düzenliyor. Filistin halk› siyonist iflgalcileri kendi topraklar›ndan def etmek için kahramanca mücadelelerini sürdürüyorlar. “F›rt›na bölgelerinde” Marksist-leninist güçler öncülü¤ünde ulusal ve sosyal kurtulufl için halkar silahl› mücadele yürütüyorlar. Son y›llarda proletarya s›n›f mücadelesi arenas›na daha güçlü flekilde girdi; öfkesini eylemlere tafl›y›p kapitalizme ve onun siyasal kurumlar›na karfl› direniflini daha da büyüttü. Yoldafllar, Yunanistan ve Türkiye proletaryas› ve halklar› ayn› düflmanla karfl› karfl›yad›r. Bunlar ABD, Avrupa Birli¤i emperyalistleri ve ülkemizdeki egemen s›n›flard›r. Yoldafl Kaypakkaya’n›n an›s›yla gelin halklar›m›z aras›nda dostluk ve dayan›flmay› güçlendirelim. Gelin, YKP/ML ile TKP/ML aras›ndaki yoldaflça ve kardeflçe iliflkilerini güçlendirelim. Biz, flehirlerde, fabrikalarda, üniversitelerde, okullarda ve k›rsal alanda mücadele eden tüm TKP/ML’li yoldafllara devrimci selamlar›m›z› gönderiyoruz. Yoldafl Kaypakkaya taraf›ndan gelifltiren devrimci çizgide da¤larda savaflan gerilla yoldafllara en s›cak militan selamlar›m›z› gönderiyoruz. Yunanistan Komünist Partisi/ Marksist Leninist Merkez Komitesi
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
PROLETARYA PART‹S‹’N‹N KURUCUSU VE KURAMCISI KOMÜN‹ST ÖNDER ‹BRAH‹M KAYPAKKAYA 14 MAYIS 2005 TAR‹H‹NDE ALMANYA’NIN LUDWIGSHAFEN fiEHR‹NDE DÖRT B‹N K‹fi‹N‹N ÜZER‹NDE B‹R K‹TLE KATILIMIYLA ANILDI! Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n 18 May›s 1973’de Diyarbak›r Hapishanesi’nde katledili-
flinin 32. y›l›nda Almanya’n›n Ludw›gshafen flehrinde yap›lan anma etkinli¤ine Avrupa’n›n dört bir yan›ndan gelen yaklafl›k 4 bin kifli kat›ld›. Aylar öncesinden haz›rl›klar›n yap›ld›¤› anma gecemiz, bu y›l tabandan bir kitle inisiyatifi gelifltirilerek örgütlendi. Kitlemizin öneri ve geçmifl de¤erlendirmelerini dikkate alan gece tertip komitemiz, program›n haz›rlanmas›ndan, teknik tüm konularda kolektif bir kitle seferberli¤inin öncülü¤ünde anma etkinli¤imizi haz›rlad›. Binlerce afiflin Avrupa sokaklar›n› süsledi¤i, on binlerce el ilan› ve sözlü propagandayla kitlemizin sahiplendi¤i anma etkinli¤imiz, 14 May›s 2005 tarihinde saat 16:00’da bafllad›. Sinevizyon gösteriminde, Paris Komünü’nden, Ekim Devrimi’ne, Çin Devrimi, Büyük Proleter Kültür Devrimi, 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli, köylü toprak iflgalleriyle bütünleflen s›n›f mücadelesinin Proletarya Partisi’ni nas›l tarih sahnesine ç›kard›¤› flu sözlerle anlat›ld›; “‹nsanl›k kendi tarihini yazmaya devam ediyor. S›n›fl› her toplum kendi karfl›t›n› da beraberinde getirdi. Paris Komünü’yle ilk proletarya diktatörlü¤ünü yaflayan emekçiler, bu k›sa ömürlü deneyimden büyük dersler ç›kard›. Büyük ö¤retmen Lenin’in önderli¤inde 1917 Ekim Devrimi o güne kadar çözülemeyen ve cevaplar› verilemeyen tüm sorunlara aç›kl›k getiriyor ve bununla da kalmayarak, iflçi s›n›f› iktidar› ele geçirerek insanl›¤› kurtulufla götürecek yolu aç›yordu. Ekim Devrimi Rusya s›n›rlar›n› aflarak evrensel bir kurtulufl yolu olarak ezilen mazlum haklar›n ve iflçi s›-
n›f›n›n yolunu ayd›nlatt›. Kendi s›n›rlar›n› aflan devrim dalgas› çok geçmeden dünyan›n di¤er co¤rafyalar›nda da yank›lanmaya bafllad›. 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n›n hemen ard›ndan Do¤u Avrupa’da kurulan bir dizi demokratik cumhuriyetle birlikte 1949 y›l›nda befl yüz milyonluk Çin nüfusuna önderlik eden büyük ö¤retmen Mao, Çin Demokratik Cumhuriyeti’nin kuruluflunu tüm dünyaya ilan ediyordu. Mao Zedung sadece devrimi gerçeklefltirmekle kalmad›. Marksizm ve Leninizm’in üçüncü nitel aflamas›n›n yolunu da açarak dünya ezilen haklar›na ve iflçi s›n›f›n›n eline ayn› zamanda Maoizm bayra¤›n› da verdi. Devrim sonras›nda kimin kazand›¤›n›n hala belli olamad›¤› sosyalizmde, s›n›f mücadelesinin tüm ac›mas›zl›¤›yla devam etti¤ini Marksist-Leninist teori ›fl›¤›nda bunu Maoizmle birlefltirerek Büyük Proleter Kültür Devrimi’ni gerçeklefltirdi. Proleter Kültür Devrimi, sosyalizmde devrimlerin devam etti¤inin en somut ve tipik örne¤i olarak s›n›f mücadelesinin tarihi haznesine alt›n harflerle geçti Büyük proleter Kültür Devrimi’nin yank›s› t›pk› Ekim devrimi gibi tüm dünyaya dalga dalga yay›larak yank› buldu. Bu ayn› zamanda yeni tipte Marksist-LeninistMaoist partilerin kurulmas›n› birlikte getirdi. Mao Zedung gelifltirdi¤i teorik görüflleriyle ML’ye önemli katk›larda bulundu. Büyük Proleter Kültür Devrimi yank›s›n› Türkiye’de de buldu. Ülkemizdeki 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli, köylü toprak iflgalleriyle bütünleflen Büyük Proleter Kültür Devrimi Kaypakkaya’n›n Türkiye tahlili tezleriyle birleflerek partimiz TKP/ML’yi do¤urdu. Partimiz Türkiye devrim tarihinde 盤›r açt›. Kuruldu¤unda çok s›n›rl› bir güce sahip olan partimiz, bugün binlerce taraftar›, yüzlerce kadrosuyla 33 y›ll›k
mücadelesiyle faflizme meydan okumaya devam ediyor.” Sinevizyon gösteriminin ard›ndan Partizan Sanat Toplulu¤u ve Grup Hayk›r›fl’›n birlikte söyledi¤i Enternasyonal’in hemen ard›ndan yap›lan sayg› durufluyla baflta Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya olmak üzere, s›n›f mücadelesinde flehit düflen tüm devrim flehitlerinin an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. “Devrim flehitleri ölümsüzdür” slogan› gece boyunca at›lan sloganlar›n bafl›nda geldi. Gece tertip komitesi ad›na yap›lan konuflmada anma etkinli¤imizin 32. y›l›ndaki anlam› ve önemi üzerinde duruldu. Tertip komitesinin konuflmas›nda flunlara vurgu yap›ld›; “Bugün, bizi burada bir araya getiren tutkal, hiç flüphesiz ki, Kaypakkaya ad› ve onunla cisimleflen ve ard› s›ra bize arma¤an etti¤i partimiz TKP/ML’dir. Bugün, bizi coflkun bir kararl›l›k, sars›lmaz bir inanç ve karfl› konmaz devrimci bir güçle bir araya getiren temel, ‘ser verip s›r vermezli¤in’ y›k›lmaz abidesi yoldafl Kaypakkaya’n›n katledilmesinin ard›ndan geride b›rakt›¤› teorik-siyasal ilkeler bütünlü¤üdür. (…) Bugün, e¤er onun ad› s›n›f ve ba¤lafl›klar› ve soka¤›n sefalete itilmifl kitleleri içinde büyük bir sayg›nl›¤a sahipse bu, onun, kendisinden önceki pasifistparlamentarist, tatl› su devrimcili¤i ve Kemalizm hayranl›¤› ile uyutulan toplumu uyarmada getirdi¤i siyasal çözüm önerilerinin yak›c›l›¤›ndand›r. Hele hele Kürt sorununda buzun k›r›larak yolun gösterilmesinin ona borçlu olundu¤unu kim yads›yabilir ki? Ya yak›n resmi tarihin onun taraf›ndan hallaç pamu¤una çevriliflini? O, reformizme karfl› devrimin, sükunete karfl› f›rt›nan›n, anayasal çizgiye karfl› ‘silahlar›n elefltirel gücünün’ temsilcisiydi. Onun ad› her daim devrim ve sosyalizm, inanç ve irade ile ayr›lmazcas›na iç içe geçmifltir. (….)
Kaypakkaya’y› and›¤›m›z flu günde geldi¤iniz ülkeye dönüp bir bak›n. Ba¤naz Türk milliyetçili¤i üzerinden flovenizm adeta flaha kalkm›fl. Mersin’deki olaylardan sonra gelifltirilen bilinçli Türk milliyetçili¤i Trabzon’daki linç giriflimi ile doru¤una ç›kt›. Milliyetçi bo¤azlaflma resmi gizli ve aç›k güçler taraf›ndan k›flk›rt›l›yor; halklar aras›nda düflmanl›k gerildikçe geriliyor. Ve soka¤›n gerici, faflist güçlerini teflvik edenler, Türk ba¤naz milliyetçili¤ini dayanak noktas› alarak hasad› toplamak istiyorlar. Kürtler ezilen, ba¤›ml› ulus olarak, ezen, egemen ve sömüren Türk burjuvazisince Türk kimli¤i içinde zorbal›kla eritilmeye, sindirilmeye ve yok edilmeye çal›fl›l›yor. Erken sönen Avrupa Birli¤i rüyas›, sefaletle cebelleflen iflçi ve emekçilerin dayan›lmaz durumu, AKP hükümetinin daha ilk birkaç y›lda dökülen cilas› toplumsal canlanmaya çanak tuttu. Kitleler aras›ndaki küflü ruh hali yerini karfl›t›na b›rakmaya bafllad›. Toplumsal muhalefet ad›m ad›m t›rmanmaya ve SEKA direniflinde oldu¤u gibi iflçiler palas›n› bilemeye bafllad›. Burjuva-feodal devletin resmi statükocular› ise Türk ba¤naz milliyetçili¤i ile kolu-kanad› kesilmifl bile olsa, Kürt hareketinin serpilip geliflmesine geçit vermemeyi,
hem de yükselmeye devam eden muhalefeti sindirmeyi politik eksen bellemifl bulunuyorlar. Kap›n›n efli¤indeki toplumsal kaynamay› da, Kürt muhalefetini de flovenizmle geriletmek istiyor resmi statüko. Ne ki nafile! Burjuva-feodal faflist güçlerin demir a¤› içinde de olsa toplum yer sars›nt›s› geçirmeye devam edecek. Gelecek ayd›nl›kt›r! Devam› sayfa 31’de