OGYIK36

Page 1

ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

umutyayimcilik@ttnet.net.tr

Say›: 2005-26

36

*Y›l:2 *2-15 Aral›k 2005 *Fiyat›: 75 YKr ISSN:1303-9350

“‹yi çocuklar›” kollayan devlet, halka düflmand›r!

Devletin sald›r›lar› karfl›s›nda dört bir yanda direnifli büyütelim! Devlet e¤itimcilere gaz bombalar›yla sald›rd›! E¤itim-Sen’li emekçiler 24 Kas›m’da ‹stanbul’dan bafllatm›fl olduklar›, “E¤itimcilerin Büyük Yürüyüflü” için Ankara’ya vard›klar›nda önce kente giriflleri engellenmeye çal›fl›ld›, yetmedi devletin kolluk güçlerini ve gaz bombalar›n› karfl›lar›nda buldular! Pervas›zl›¤›n bu kadar› dedirten, benzerine çok zor rastlanacak bir flekilde Milli E¤itim Bakan› tam da ö¤retmenlere hediye ettikleri bir günde “ö¤retmenler sadece iki gün çal›fl›yor!” diyerek bu ülkenin e¤itim emekçilerine ve onlar›n sorunlar›na yönelik verdi¤i cevab› da en yetkili a¤›zdan ifade etmifl oldu. Okullara genelge göndererek eylemi “yasad›fl›” ilan eden devlet, bu flekilde hak arama ve alanlara ç›kma talebini bast›rabilece¤ini ummufltur. “Suskun toplum” yaratmay› hedefleyen ve bu do¤rultuda en küçük hak talebine dahi tahammülü olmayan faflizm, bir kez daha bu ülkede hak araman›n bedel ödemeyi göze almadan gerçekleflmeyece¤ini ortaya koymufltur.

Özellefltirme karfl›t› iflçilere coplu karfl›lama! Ülkenin en büyük kamu kurulufllar›ndan biri olan Türk Telekom’un yasaya göre en fazla % 49’luk hissesini satabilecekken, %55’lik hisseyi tam anlam›yla peflkefl denilecek flekilde Lübnan kökenli Öger flirketine satmas›, Telekom iflçileri taraf›ndan iflyeri iflgali ile protesto edilirken, devletin buna karfl› cevab› da her zamanki gibi fliddetle bast›rmaya çal›flmak oldu. Sendika yöneticilerini gözalt›na alan, iflçilere de azg›nca sald›ran devlet, Baflbakan’›n pazarlamac›l›¤›n›n önüne kimseyi geçirmek istemedi¤ini de ortaya koydu.

Devlet, fiemdinli’nin enkaz› alt›ndan ç›kam›yor!

Yapt›¤› sald›r›larla bedel ödemeksizin haklar›n elde edilemeyece¤ini gösteren devlete yan›t›m›z “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz” olacak.

fiemdinli’de ortaya ç›kan devlet çetesinin ard›ndan, önce “iyi çocuklar” diyerek sahiplenerek pervas›zl›¤›n› ortaya koyan devlet, geliflen toplumsal muhalefetin ve hesap soruculu¤unu kuflanan Kürt halk›n›n alanlar› doldurmas›yla “olaylar›n üstüne gidece¤i” aç›klamas›n› yapm›flt›. Oysa bu ülkede biraz tarih bilgisi olan herkes olaylar›n üstüne gitmenin gerçek anlam›n›n sümenalt› etmek oldu¤unu çok iyi bilmektedir. Bu konuyla ilgili toplanan devletin güvenlik zirvesinden konuyla ilgili eylemlere “müsamaha gösterilmeyece¤i” aç›klamas›n›n ç›kmas› da, devletin kendi yaratt›¤› çeteler yerine hakk›n› arayan ve hesap soran halk›n üstüne gidece¤ini bir kez daha ortaya koymufltur. Ancak devletin “iyi çocuklar›”na karfl›, bu ülkenin gerçek sahipleri olan halk›n çocuklar› her türlü bedeli göz önüne alarak alanlara ç›kmaktan ve hakk›n› aramaktan geri durmayacakt›r!


2

2-15 Aralık 2005

36

Zulmün oldu¤u yerde isyan etmek meflrudur! Paris’te Türkiyeli DKÖ’ler isyan› sahiplendi! ransa’daki Türkiyeli demokratik kitle örgütleri de bir bas›n aç›klamas›yla emperyalizme öfke, isyanc›lara ise destek sundular. Bas›n aç›klamas›, 19 Kas›m 2005 Cumartesi günü Onuncu Paris olarak bilinen Paris’in Strasbourg Saint-Denis bölgesinde saat 17:00’de bafllad›. Devrim, sosyalizm ve yüce komünizm mücadelesinde ölümsüzleflen flehitler için ya-

F

p›lan bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllayan etkinlikte “bütün sosyal çat›flmalar›n sebebi emperyalizmdir” yaz›l› pankart tafl›nd›. Daha sonra Frans›zca ve Türkçe yaz›lan ve bas›n aç›klamas›n› örgütleyen Anadolu Federasyonu, BirKar, FT‹F (Fransa Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu), FDHF (Fransa Demokratik Haklar Federasyonu) ve FG‹F (Fransa Göçmen ‹flçiler Federasyonu) gibi ku-

Reha fien an›ld› Ekim 2005 tarihinde Platling’de yap›lan bir etkinlik ile Tuzla’da flehit düflen Reha fien flahs›nda katledilen 4 Partizan an›ld›. Anma etkinli¤inin ‹flçi-köylü ve Al›nteri okurlar› taraf›ndan organize edilmesi devrimci dayan›flma aç›s›ndan güzel bir örnekti. Anma “Tuzla Katliam›n›

30

unutmad›k! ‹. Hakk› Adal›, Reha fien, Fevzi Yalç›n, Kemal So¤ukp›nar yoldafl onurumuzdur!” Partizan imzal› pankart›n yan›nda Reha fien’in çiçeklerle süslü resminin as›lmas›yla bafllad›. Aç›l›fl konuflmas›nda süreç k›sa olarak anlat›ld›. Sonra Partizan ad›na bir kifli Tuzla Katliam›n› ve o süreci anlatt›. Konuflmada “7 Ekim

rumlar›n imzalar›n› tafl›yan metin okundu. Yaz›da, “Avrupa’n›n göbe¤inde yak›lan isyan ateflleri, her ne kadar Fransa’da yansa da, asl›nda tüm Avrupa için göçmenlere dönük son y›llarda izlenen asimilasyoncu, anti-demokratik politikalara yönelen ezilen, horlanan ve afla¤›lanan y›¤›nlar›n itiraz›d›r. Kitlelerin al›fl›lagelen protestolar› karfl›s›nda adeta ba¤›fl›kl›k kazanarak tam gaz yoluna devam

1988’de yani 17 y›l önce Tuzla’da 4 yi¤it militan yarg›s›z infaz edildi. Bu infaz 12 Eylül’den sonra ilk sokak infaz› olmas› ve gerisinde yani bundan sonra Hasanpafla, Çiftehavuzlar vb. katliamlar›n›n habercisi olma niteli¤ini tafl›yordu” denildi. Konuflman›n ard›ndan film gösterimine geçildi. Sonra Reha fien’i tan›yanlar onu anlatt›lar. Son olarak Tohum Müzik Grubu’nun müzik dinletisiyle anma son buldu. (Platling Partizan okurlar›)

TÜPRAfi iflçileri üretimi bir gün durdurdu! ÜPRAfi’›n özellefltirilmesini protesto eden TÜPRAfi Batman Rafinerisi iflçileri 23 Kas›m 2005 tarihinde ifl b›rakma eylemi yapt›lar. Sabah saatlerinde TÜPRAfi önünde toplanan iflçiler ad›na konuflan Petrol ‹fl Batman fiube Baflkan› Nimetullah Sözen yapt›¤› aç›klamada “ifl b›rakma eylemimiz özellefltirme ve devir teslim ile ilgilidir. Herkesin özellefltirmeye karfl› ç›kmas› gerekmektedir. Hukuki süreç devam etmektedir. Mahkemenin ne karar verece¤ini bilmiyoruz ama biz sonuna kadar eylemlerimizi devam ettirece¤iz” dedi. Petrol-‹fl Batman fiubesi 2. Baflkan›

‹zmit ve K›r›kkale rafinerilerinde de ayn› gün saat 16:00’ya kadar sat›fl ve üretim yap›lmad›. Petrol ‹fl Kocaeli fiube Baflkan› Ali Ufuk Yaflar da yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda, TÜPRAfi’›n sat›lmas›n›n sosyal bir patlamay› beraberinde getirece¤ini belirterek, Türkiye’nin Arjantin’deki olaylara do¤ru gitti¤ini söyledi. TÜPRAfi Genel Müdürlü¤ü önünde bas›n aç›klamas› yapan iflçiler de, özellefltirmenin önüne geçmek için çal›flmalar›n› sürdüreceklerini belirttiler. (Kartal)

Temel Haklar ve Özgürlükler Federasyonu’na sald›r› So¤anl› Temel Haklar ve Özgürlükler Federasyonu’na 26 Kas›m 2005 tarihinde saat 22:00 s›ralar›nda silahl› sald›r› düzenlendi. Cumartesi günü mahallede h›rs›zl›k yapan iki kiflinin Temel Haklar ve Özgürlükler Federasyonu çal›flanlar› taraf›ndan yakalanmas› sonras›nda 15 kiflilik silahl› ve sat›rl› grup dernek binas›n› basarak sald›rd›. Yap›lan sald›r›da kurum çal›flan› 3 kifli çeflitli yerlerinden yaraland›. Çetelerin bu sald›r›s›n› protesto etmek için yaklafl›k 150 kifli olay›n ard›ndan mahallede sloganlarla yürüyüfle geçti ve sald›r›yla ilgisi olan bir otopark taflland›. Eylem saat 24:00’e kadar sürdü. Çevredeki evlerden alk›fllar ve ›sl›klarla eyleme destek veren halk›n ilgisi de dikkat çekiciydi. (H. Merkezi)

Tekstil iflçilerinin zaferi 19 Kas›m Cumartesi günü ‹ran’›n kuzeyindeki Sanendec kentindeki Kürdistan Tekstil Fabrikas› iflçilerinin grevi baflar›yla sonuçland›. Grev, yaklafl›k iki ay önce 36 iflçinin iflten at›lmas›yla bafllam›flt›. ‹flten at›lan iflçilerin geri ifle al›nmas› talebinin yan›nda iflçilerin grev komitesince ileri sürülen taleplerinin hepsini var›lan anlaflmayla yönetim karfl›lamaya yükümlü k›l›nd›. 1 ay 27 gün süren grev gerek yerelden, özellikle de fiaho tekstil fabrikas›ndan, gerekse ülke genelinde iflçilerden büyük destek ald›. Grev boyunca iflçi temsilcileri güvenlik güçleri ve ‹stihbarat Bakanl›¤›’nca sürekli taciz ve tehdit edilmiflti.

Umut Yay›mc›l›k’tan ‹ND‹R‹ML‹ K‹TAP SET‹ Umut Yay›mc›l›k, yay›nlad›¤› kitaplardan seçtikleri ile oluflturdu¤u e¤itim setini devrimci gençli¤in ideolojik-politik çal›flmas›na katk› sunmak için indirimli olarak sunmaktad›r.

‹ND‹R‹ML‹ K‹TAP SET‹=10 YTL işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!

ABONEL‹K fiARTLARI

T

Mehmet Do¤u da, aylard›r Türkiye’nin üzerinde kara bulutlar›n eksik olmad›¤›n› söyledi. Do¤u, bir yandan Türkiye’nin en büyük kurulufllar›n›n sat›ld›¤›n›, di¤er yandan hastanelerde doktorlar›n öldürüldü¤ünü, üniversitelerin kavga ortam›yla gerildi¤ini söyledi. Türkiye’yi ve halk› bekleyen tüm bu s›k›nt›lar› bildiklerini belirten Do¤u, “Bu sorumluluk bilincimizle, toplumu inatla uyarmaya devam ediyor ve mücadele etmeye ça¤›r›yoruz” dedi. Aç›klamalar›n ard›ndan iflçiler, servislerine giderek oturma eylemine bafllad›. Batman Rafinerisi’nin yan›s›ra Alia¤a,

eden Sarkozyci politikalar, kendi anlad›¤› dilden sokakta böyle karfl›laflm›flt›r. Bask›n›n ve zulmün oldu¤u yerde, halka ayaklanmas›n› söylemeyen alça¤›n kendisidir.” denildi. Etkinlikte “Sarkozy istifa”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” gibi sloganlar at›ld›. Etkinlik, sessiz kalmamak ve örgütlenmek için yap›lan ça¤r›lar›n ard›ndan sona erdi. (Paris ‹K okurlar›)

6 AYLIK: 10.200.000

1 YILLIK: 20.400.000

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.


3

36

2-15 Aralık 2005

fiemdinli’den Irak’a, Irak’tan Arjantin’e

Ezilen emekçi halklar›n ve uluslar›n kabaran öfkesi ve egemenlerin sanc›l› telafl›! Yoksul emekçi Kürt halk›, fiemdinli’de cesurca ve direngen tavr› ile faflist TC devletinin yüzündeki maskeyi alafla¤› ederek gerçek yüzünün bir kez daha a盤a ç›kmas›n› sa¤lad›. fiemdinli’de Kürt halk›nca suçüstü bas›lan faflist Kemalist sistemin karanl›k güçlerine karfl› ülke çap›nda muhalif güçlerin tepkileri gerçekleflti. Bu, meflruiyetini ezilen, katledilen ve asimile edilen bir halka sahip ç›kmaktan alan demokratik tepkilere, faflist devletin müdahalesinin bilançosu Hakkari’de üç, Mersin’de bir kiflinin katledilmesi ve onlarca gözalt› oldu. Egemenlerin bafllang›çtaki (suçüstü an›ndaki) flaflk›nl›¤›, yerini giderayak çeflitli flehirlerde gerçeklefltirilen kitlesel protesto etkinliklerini fliddet ile bast›rmaya b›rakt›. Daha önce Susurlukta bir ‘kaza’ neticesinde faflist devletin ortal›¤a saç›lan kanl› ve kirli hallerine, ülkenin dört bir yan›ndan verilen toplumsal muhalif tepkiye karfl› duruflu oldukça yumuflak olmufltu. Kuflkusuz bu yaklafl›m, tepki tezatl›¤›ndaki belirleyici faktör, Susurluk da ‘bir trafik kazas›’ vesilesi sonucunda ‘a盤a ç›kan’ tablo ile fiemdinli’de ezilen emekçi Kürt halk›nca a盤a ç›kart›lan aras›ndaki güçlerin sistem nazar›ndaki esas tali ayr›m›nda sakl›d›r. Faflist sistem, “k›rm›z› çizgiler” dâhilinde oldu¤unu flu veya bu biçimde ifade etti¤i Kürt sorununa dönük her ciddi karfl› koyufla, dolay›s›yla fiemdinli ve özgülünde yaflanan protestolara dair en s›radan refleksini sergilemifltir. Kald› ki, kanl› kontra eylem an›nda yakay› ele veren bizzat faflist Kemalist sistemin ordusunun illegal kesimidir. Müdahaledeki fliddetin dozaj›n›n geri plan› budur. Bu nesnelli¤i göz ard› etmemek, olanlar› kavrayabilmek/anlayabilmek ve olacak olanlar› flimdiden kestirebilmek için son derece önemlidir. Çözüm: “Güvenli¤i” art›rmak fiemdinli olay› ile ilgili egemenlerce yap›lan bir dizi aç›klama ve vaadin ne anlam ifade etti¤i, özellikle de Kürt halk› aç›s›ndan ne anlam tafl›d›¤› Baflbakan R. T. Erdo¤an’›n Hakkâri ziyaretinde tafl›nan pankart ve dövizlerde ifade edilmifltir. Buna karfl›l›k Erdo¤an’›n “bu kartonlar› kim haz›rlay›p elinize verdi” sözleri halk›n verdi¤i mesaj›n yerli yerini buldu¤unun/anlafl›ld›¤›n›n bir ifadesi olarak bas›na yans›d›. Bu geliflmelerin üzerine gitme “kararl›l›¤›” devlet taraf›ndan ifade edilse de sorunun nas›l anlafl›ld›¤› ve kavrand›¤› noktas›nda son dönem gelifltirilen pratik tutumlar bu kararl›l›¤›n anlafl›lmas› aç›s›ndan oldukça çarp›c›d›r. fiemdinli olaylar›n›n patlak vermesinin hemen ertesinde ‹stanbul Valisi, Emniyet Müdürü ve “güvenlik” ile ilgili bir dizi birim bir araya gelerek flehrin güvenli¤i ile ilgili bir toplant› gerçeklefltirdiklerini aç›klad›lar. “Artan kapkaç olaylar›, h›rs›zl›k ve uyuflturucuya karfl› önlemler” paketinin haz›rlanmas› olarak aç›klanan toplant›n›n konusu, flehrin belli merkezlerinde karakollar›n say›s›n›n art›r›lmas›, polis noktalar›n›n yo¤unlaflt›r›lmas› ve kapanan karakollar›n yeniden aç›lmas› ile birlikte “motorize polis ekibi” ve mobese kameralar›n›n say›s›n›n art›r›lmas› için gereken finansman›n sa¤lanmas› gibi bir dizi karar al›nd›¤› ‹stanbul valisi taraf›ndan yap›lan aç›klamada geçen vurgulard›. Bu önlemlerin kapkaç ya da uyuflturucu ticareti ile bir ilgisinin

olmad›¤› çok aç›k. Onlar›n deyimiyle geliflecek olan “terör” korkusuna karfl› al›nan önlemler paketi olarak alg›lamak daha yerinde olacakt›r. Çünkü ifade edilen “suçlar›n” birçok yerde polis (devlet) destekli gelifltirildi¤i gerçe¤i bugüne kadar bir dizi yerde patlayan gerçeklerdir. Devletin zirvesi önlemleri belirledi Erdo¤an’›n fiemdinli ziyaretinin ard›ndan Baflbakanl›k’ta “Güneydo¤u Zirvesi” toplant›s› gerçeklefltirildi. Toplant›ya D›fliflleri Bakan›, Baflbakan Yard›mc›s› Abdullah Gül, Adalet Bakan› Cemil Çiçek, ‹çiflleri Bakan› Abdülkadir Aksu ve Milli Savunma Bakan› Vecdi Gönül ve Genelkurmay Baflkan› Orgeneral Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutan› Orgeneral Yaflar Büyükan›t ve Jandarma Genel Komutan› Orgeneral Fevzi Türkeri kat›ld›. Toplant›n›n neticesindeki bas›n aç›klamas›nda; “Bir taraftan halk›n sorunlar›n›n çözülmesi için gereken bütün tedbirler al›n›rken, di¤er taraftan bölücülük baflta olmak üzere her türlü kanunsuz eyleme kesinlikle müsamaha gösterilmemesi gerekti¤i bir kez daha vurgulanm›flt›r. Toplant›da, devlet kurumlar›, sivil toplum kurulufllar› ve herkesin büyük bir sorumluluk duygusu içerisinde hareket ederek son olaylarla ilgili yarg› sürecine katk›da bulunmalar› hususunun alt› özellikle çizilmifltir” denilmektedir. Üst üste yap›lan toplant›lara ve alt› çizilen hususlara bak›ld›¤›nda geliflen muhalefetin dizginlenmesi tedbirlerinin art›r›ld›¤›n› görmek mümkün. Yoksullu¤un en koyusu: Türkiye Kürdistan› Yap›lan “güvenlik” toplant›lar› gelinen aflamada devletin yaflad›¤› t›kanmay› aç›k bir biçimde ifade etmektedir. Ekonomik geliflmelerle ve toplumun gelir da¤›l›m› ile ilgili yap›lan son araflt›rmalarda sistemin bir baflka yönden açmaz›n› oldukça net bir biçimde ortaya koymaktad›r. Devlet ‹statistik Enstitüsü taraf›ndan yap›lan son araflt›rmaya göre ‹stanbul’da yaflayan en zengin yüzde 20’lik kesim, en yoksul yüzde 20’lik dilimden 13 kat fazla harc›yor. Türkiye genelindeki gelir da¤›l›m›na bak›ld›¤›nda en yoksul iller Türkiye Kürdistan’›ndaki iller. Kifli bafl›na günlük gelirin 3.3 YTL oldu¤u bu iller; Diyarbak›r, Mardin, Batman, fi›rnak ve Siirt. Türkiye’nin en yoksul illeri ise Malatya, Hakkâri, Elaz›¤, Bingöl, Tunceli olarak belirlenmifl. Bu bölgede ve belli illerdeki günlük harcama düzeyi 1,7 YTL. Yoksullu¤un gözle görülür foto¤raflar›n› tamamlayan bir dizi geliflmeyi s›ralamak mümkün. ‹flsizlik oran›n›n geçti¤imiz y›la oranla art›fl›, gelir seviyesinin azalmas›, örgütsüzlefltirmeye yönelik sald›r›lar ivmelenerek sürerken bu duruma geliflen tepki ve öfkenin devlet taraf›ndan yan›t› ise sald›r›lar›n t›rmand›r›lmas› olmaktad›r. “Devleti küçültün, polisi büyütün” IMF ve Dünya Bankas› üzerinden ba¤›ml› devletlere dayat›lan özellefltirme odakl› ekonomik politikalar, de¤iflen hükümetlere karfl›n h›zla uygulanmaktad›r. Özellefltirmeler ile devletin ekonomi ve üretimdeki yeri Çok Uluslu fiirketler ve kompradorlara peflkefl çekiliyorken, paralelinde devlet mekanizmas›n›n tüm gücü sistemin bekas› için kolluk güçlerinin yeniden

ve daha güçlü organize edilmesinde merkezilefltiriliyor. Zira, özellefltirmenin h›z›na paralel biçimde, sendikal örgütlü iflçi kesimi örgütsüzlefltirilerek bir yandan iflsizli¤e di¤er yandan ise tafleronlarda her türlü sosyal hak ve pazarl›k gücünden yoksun son derece düflük ücret karfl›l›¤› çal›flmaya mahkum k›l›n›yor. Bu durum, emekçi halk›n h›zl› flekilde açl›k s›n›rlar›n›n alt›nda yaflam sürmesine ve daha fazla yoksullaflmas›na dolay›s› ile sisteme dönük hoflnutsuzlu¤unun büyümesine ve tepkilenmesine neden teflkil ediyor. ‹flte tam da bu nokta “devletin küçültülmesi” olarak ifade edilen emperyalizm etiketli iktisadi politikalar›n sosyal ve siyasal anlamda sistemin güvenli¤i ba¤lam›nda, kolluk güçlerinde odaklanmas›n›/güçlendirilmesi maksad›n› anlafl›l›r flekilde ortaya seriyor. Emekçi halk y›¤›nlar› her geçen gün sefaletin, yoksullu¤un, açl›¤›n iflsizli¤in cenderesinde ezildikçe hoflnutsuzlu¤u 盤 gibi büyüyor. Elbette bu geliflmeler devrimci durumu güçlendirmektedir. Bunu kavrayan egemen güçler, mevcut çeliflkileri kendi kabul edilebilirlik s›n›rlar› içerisinde kontrol alt›nda tutabilmek için faflizmin gereklerini tereddütsüz icra ediyorlar/edeceklerdir de. Kontrol edebilmelerinin t›ls›ml› arac› olarak, devletin zor mekanizmas›n› yani dehfletli güçlü kolluk kuvvetleri organize etmesinin zorunlulu¤unun bilincindedirler. Kamu emekçilerinin Ankara yürüyüflüne, fiemdinli ile gelifltirilen eylem ve etkinliklere yönelik sald›r›lar, devletin yaflad›¤› derin ekonomik ve siyasal ç›kmaz›n bir sonucudur. “Sosyal patlama” olarak ifade edilen korkunun bu süreçteki h›zl› geliflimi devletin patlamaya karfl› ald›¤› önlemlerin tarz›n›n ne ölçüde AB standartlar›nda “demokratik” ve “insanc›l” oldu¤unu somutlamaktad›r. Bu süreçte devletin gelifltirdi¤i sald›r› sadece devrimci-demokratik güçlerin eylemlerine de¤il, en geri taleplerle, sistemi hedeflemeyen ve karfl›s›na almayan, kendili¤inden ekonomik ve ekolojik eksenli kitle hareketlerine yöneliktir de. Bolu köylülerinin eylemlerine jandarma taraf›ndan müdahale edilmesi bunun en somut örne¤idir. Bunun yan›s›ra Telekom iflçilerinin, Telekom’un özellefltirilmesine karfl› yapt›klar› eyleme yo¤un fiziksel fliddet ile müdahale eden devlet, önümüzdeki süreçte artarak geliflecek olan muhalefete yönelik tutumunu da göstermifl durumdad›r. Ülkemizde egemen s›n›flar taraf›ndan yaflanan güvenlik krizi emperyalistler aç›s›ndan da önemli bir sorun durumundad›r. Kas›m ay› bafllar›nda “Ortado¤u ve Kuzey Afrika’da demokrasinin teflvik edilmesi” amac›yla Bahreyn’de yap›lan toplant›n›n gündemini de belirleyen “demokrasinin tesis edilmesi” amac›yla gelifltirilecek planlar olmufltur. Toplant›n›n ard›ndan ‹ngiltere ‹çiflleri Bakan› Jack Straw yapt›¤› aç›klamada “Umar›m bölge ülkeleri bunun tamamen bir Amerikan fikri oldu¤unu düflünmezler. Öyle bir izlenim her fleyi altüst eder…” diyerek, ABD emperyalizminin bölge yoksul emekçi halklar› nazar›nda k›ymeti harbiyesini dile getirmifl ve aç›klamas› yap›lan planlar›n ipli¤ini pazara ç›kartma ‘gafletine’ düflmüfltür. Bununla birlikte planlar›n yaflam bulmas› noktas›nda bölgede egemen emperyalist devletlerin kayg›lar›n› da

iffla etmifltir. “Guardian” gazetesinde toplant›yla ilgili yap›lan de¤erlendirmelerde de “demokrasi girifliminin” bir ABD politikas› oldu¤una ve bu demokrasinin kendilerine neler getirece¤i konusunda bölge halklar›n›n ciddi kayg›lar tafl›d›klar›na iliflkin bilgiler verilmekte. Son dönem Irak’ta yaflanan geliflmeler ise özellikle ABD aç›s›ndan tehlike çanlar›n›n çalmas› anlam›nda oldukça kayda de¤er ipuçlar› vermektedir. Felluce’de geçti¤imiz y›l iflgalci güçler taraf›ndan yap›lan büyük operasyonda beyaz fosfor gaz› kullan›larak “direniflçileri ma¤aralardan ç›karma” bahanesiyle sivil halk›n nas›l katledildi¤ini aç›klamaktad›r. Ortado¤u’yu yeniden flekillendirme karar› alan ABD’nin nas›l bir flekillendirme plan› içinde oldu¤u a盤a ç›kan bu gerçeklerden de anlafl›lmaktad›r. ‹stikrar›n› sa¤lamada bir bütün olarak sistemin ciddi t›kanmalar yaflad›¤› gerçe¤i tüm sald›rganl›klar›na yans›maktad›r. Bush ve flürekâs›n›n her ziyaretinde halk›n ortaya koydu¤u tepki ve öfke halk›n iflgale ve iflgalcilerin politikalar›na karfl› duruflunun bir ifadesi iken, emperyalistler aç›s›ndan da sistemlerini tesis etme ve korumada her gün biraz daha zorland›klar›n› ve zorlanacaklar›n›n kan›t›d›r. Bush: Persona Nan Grata! (‹stenmeyen adam) 8 Kas›m günü Güney ve Kuzey Amerika’dan 34 devlet temsilcisinin Arjantin’in Mar del Plata kentinde yap›lan ve “Amerika K›tas› ‹çin Serbest Ticaret Bölgesi” (FTAA) ad›n› tafl›yan ekonomik anlaflma üzerinden bir geliflmenin sa¤lanmas› amaçl› yap›lan zirve, sonuç deklarasyonu yaratacak bir iradeyi ve ortakl›¤› sa¤lamadan, tam anlam›yla bir fiyaskoyla sonuçlanm›flt›r. Ve Bush aç›s›ndan daha da “kötüsü” toplant›n›n kapan›fl yeme¤ini dahi beklemeden ülkeyi terk etmesidir. Zirveye karfl›l›k düzenlenen “Halk zirvesi” ise tepkilerin birleflti¤i ana nokta oldu. Hugo Chavez’in de kat›ld›¤› “Halk zirvesi” ABD taraf›ndan Latin Amerika ülkelerine dayat›lan ekonomik politikalar›n uygulanamazl›¤›n› ifade ederek, bu anlaflman›n son bulmas› talebini yükseltti. Nitekim yap›lan “Halk zirvesi” niteli¤i ve bileflenleri aç›s›ndan do¤ru bir çizgide yürüyen hareketleri temsil etmese de yap›lan zirvenin fiyaskoyla sonuçlanmas› anlam›nda önemli bir irade ortaya koymufltur. Baflta ABD emperyalist haydudu ve beraberinde di¤er emperyalist devletlerin kendi ülkeleri ve dünyan›n di¤er co¤rafyalar›nda yaflad›klar› özgülünde gözlemlenen nesnellik, açmaz, kriz ve tükenifltir! Dünyada ve ülkemizde siyasi, iktisadi ve toplumsal geliflmelerin ana yönü ezilen emekçi halklar ve uluslar›n mücadelesinde ibrenin yükselmekte oldu¤u ve aleyhlerine geliflen yoksullaflma boyutunun da etkisi ile daha da h›zla artaca¤› gerçekli¤idir. S›n›f bilinçli proleterlerin/komünistlerin güncel görevi geliflmeleri Marksizm-Leninizm-Maoizm biliminin ›fl›¤›nda analiz ederek, örgütlü siyasal iktidar savafl›m›n›n kendi co¤rafyalar›nda yüklendikleri sorumluluklar›n›n ayn› zamanda enternasyonal yükümlülükleri oldu¤u perspektifiyle misyonlar›n› sab›r, kararl›l›k, cesaret, coflku ve azim ile örgütlü biçimde yaflama geçirmektir.


4

2-15 Aralık 2005

S›n›fsal Bak›fl FAfi‹ZM‹N YASA-DIfiI DE⁄‹L, YASALAR ÜSTÜ FAAL‹YET‹: KONTR-GER‹LLA 2005 Newroz’unu takiben Mersin’deki bayrak provokasyonu ile bafllayan ve start›n› Genelkurmay’›n verdi¤i ülke çap›ndaki merkezi devlet kampanyas›, Kürt halk›na karfl› ›rkç›-floven bir histeri dalgas› estirmifl, bunu linç sald›r›lar› izlemiflti. Kürt ulusal mücadelesini sürdüren, destekleyen güçlere ve dahas› baflta komünistler ve devrimciler olmak üzere devlete karfl› bütün muhalif kesimlere yönelen bu müdahalenin ikinci hamlesi, dönemin G. Kurmay 2. Baflkan› ‹lker Baflbu¤’un medyaya verdi¤i brifing kisveli talimat toplant›s› ile 19 Temmuz’da gelmiflti. Bu toplant›da Baflbu¤, devletin “sald›r›-savafl” program›n› ortaya koyuyor, hedeflerini ilan ediyor ve baz› taktik yönelimlerini dahi aç›klamaktan çekinmiyordu. Meydan okuyan ifade tarz›nda, kendileri aç›s›ndan durumun s›k›nt›l› bir hal ald›¤› anlafl›l›yordu. Bütün kifli ve kurumlar›n topyekûn mücadeleye kat›lmas›n›n vatani bir görev olarak nitelendirildi¤i konuflmas›nda, “terör örgütü”nü yenilgiye u¤ratman›n yolunun “baflar› umudunun k›r›lmas›”ndan geçti¤inin alt› özenle çiziliyordu. Halk›n verdi¤i deste¤e yap›lan bu vurgu özellikle önemliydi. Zira herkes gibi onlar da halkla bafl etme flanslar›n›n bulunmad›¤›n›n fark›ndayd›lar. ‹flte bu yüzden bas›n toplant›s›nda Baflbu¤ flunlar› söylemiflti: “Örgütle ba¤lant›s› olanlar, örgüte destek sa¤layanlar, örgütün propagandas›n› yapan baz› kurulufllar, kifliler ve sivil toplum örgütleriyle mücadele edilmelidir.” “En büyük zorluk teröristle masum halk›n ay›rt edilmesinde yaflanmaktad›r. Di¤er bir zorluk ise; demokratik haklar ve hukuki düzenlemelerle güvenlik ihtiyaçlar› aras›ndaki dengenin tam sa¤lanamamas› ve bunun neticesi olarak da, bu hukuki durumdan teröristlerin faydalanmas›d›r. Bir di¤er zorluk ise, co¤rafyan›n yaratt›¤› flartlar, harekat alan›n›n geniflli¤i, güvenlik güçlerinin her an kapsaml› faaliyetlerde bulunma zorlu¤udur. Elbette bu hususlar›n istemeyerek baz› hassasiyetleri yaratabilece¤i de unutulmamal›d›r. (….) Mücadelenin güçlü¤ü ve hassasiyetleri dikkate al›narak, güvenlik güçlerine her zaman destek verilmesi gere¤i ortadad›r.” “Baflar› umudunun k›r›lmas›”, “zafere olan inanc›n sars›lmas›”, “düflman›n haks›z, kendisinin hakl› oldu¤una dair inançta k›r›lma yarat›lmas›”… Savafl›n en can al›c› noktas›na oynanmas› olarak ifadelendirilebilece¤imiz bu hususta düflman aç›s›ndan devreye sokulabilecek araçlar ve kullan›lacak yöntemler bellidir. Bu, halk savafl› stratejisine ve onun özel biçimi olarak gerilla savafl›na karfl›, farkl› perspektiflerle sahne alsa da, genel olarak dünyan›n dört bir yan›nda ABD emperyalizminin

öncülü¤ünde, “özel savafl” adland›rmas›yla bir doktrin olarak gelifltirildi ve uyguland›. CIA’n›n Nikaragua’daki kontra birliklerine da¤›tt›¤› “Savafl El Kitab›”nda Özel Savafl flöyle tan›mlan›yordu: “Asl›nda siyasal bir savaflta insan asli unsur olarak düflünülmelidir. Gerilla savafl›n›n askeri hedefi olarak alg›lanan insan›n en kritik noktas› zihnidir. Zihnine bir kez ulafl›ld› m›, ‘siyasal hayvan’ mermilere bile gerek kalmadan yenilgiye u¤rat›labilir. Gerilla savafl›n›n siyasal savafl olarak kavranmas›, Psikolojik Harekatlar› sonuç almada en belirleyici etkene dönüfltürür. O zaman hedef halk›n, bütün halk›n zihni olur.” (Adnan Akf›rat, Özel Savafl, Kaynak Yay›nlar›, 1997, 2. Bask›, s.17) Bu doktrinin Türkiye’ye ihrac› da çok gecikmemiflti. Özel Harp Dairesi’ne ait, Amerika’daki 1961 tarihli Field Manuel (FM-31)’den çevrilen ve Kara Kuvvetleri Komutanl›¤› taraf›ndan 1964’de yay›nlanan, resmi Sahra Talimnamesi (ST31)’de, “gayrinizami harp” kapsam›ndaki kontra faaliyetleri flu flekilde s›ralan›yordu: “Adam öldürme, bombalama, silahl› soygunculuk, iflkence, kötürüm haline getirme, adam kaç›rma suretiyle tedhifl ve olaylar› tahrik, misilleme ve rehinelerin al›konmas›, kundakç›l›k, sabotaj, propaganda ve yalan haber yayma, zorbal›k, flantaj.” (Talat Turhan, Özel Savafl, Terör ve Kontrgerilla, Tümzamanlaryay›nc›l›k, 1995, 2.Bask›, s. 23). Sonraki y›llarda oluflturulan J‹TEM dahil bütün kontra örgütlenmelerine rehberlik eden bu talimnamenin 9-b maddesinde; yukar›da s›ralanan ve uzun y›llard›r ülkemizde binlercesine tan›k oldu¤umuz eylemleri yürüten elemanlar›n yasalardan muaf tutulaca¤› da flu cümle ile hüküm alt›na al›nmaktayd›: “Bir gayr›-nizami kuvvetin yeralt› unsurlar› kaide olarak kanuni statüye sahip de¤illerdir.” Susurluk’la ilgili “soruflturma” ve “yarg›lama”n›n tam bir skandala dönüflmesi (Baflta Mehmet A¤ar olmak üzere kont-gerillan›n esas fleflerinin usulen bile yarg›lanmamas› bir yana, Teoman Koman, Veli Küçük gibileri Meclis Komisyonlar›na ifade vermeye dahi gitmemifllerdi.) ve Yüksekova davas›ndaki polis ve asker “san›klar›n” tümünün beraat etmesi tesadüf de¤ildir. Faflist diktatörlü¤ün resmi talimnamelerine göre, fiemdinli’de de görev icab› “kaide olarak”, mevcut yasalara tabi durumda kimse bulunmamaktad›r. Bu nedenledir ki, Yaflar Büyükan›t, suçüstü yap›lan timin bafl›ndaki Ali Kaya için hemen sarf etti¤i “iyi çocuktur, yanl›fl bir ifl yapmaz” sözleriyle, hem kontra ekibine hem de “yasalar üstü” faaliyete sahip ç›km›flt›r.

36 Gerilla savafl›na karfl› örgütlenen kontra faaliyeti ülkemizde do¤al olarak kendini genellikle silahl› mücadelenin verildi¤i süreçlerde göstermifl, faaliyetinin yükselifli ve alçal›fl› da esasta bu mücadeleye paralel bir seyir izlemifltir. Nitekim Susurluk’ta ortaya serilenler ile ortaya ç›kan tablo, 1984 sonras›nda geliflen ve önemli mevziler elde eden Kürt Ulusal Hareket’inin yürüttü¤ü silahl› mücadelenin sonucuydu. Baflbakanl›k Teftifl Kurulu raporuna bile “Ankara’n›n tercihinden kaynaklanm›flt›r” saptamas›yla yans›yan devlet politikas›, kontr-gerilla faaliyetinin yo¤unlaflt›r›lmas› anlam›na geliyordu. ‹htiyac›n tekrar bafl gösterdi¤i günümüz koflullar›nda göreve koflulan yeni ekiplerin ifl üzerindeyken enselenmesiyle ortaya ç›kan kriz, hakim s›n›flar aç›s›ndan oldukça zorlu bir durum yaratm›flt›r. Kürt halk›n›n fiemdinli, Yüksekova, Hakkari baflta olmak üzere, Van, Diyarbak›r ve di¤er illerde nüfusun ezici bir kat›l›m› sonucu, geride 4 flehit ve onlarca yaral› feda ederek, yüz binler ile verdi¤i tepki, güçlü ve fliddetlidir. Devletin farkl› kademe ve kurumlar›ndaki kifliler çeflitli rolleri üstlenerek aklama ve kuflatma operasyonuna giriflmifllerdir. Kontra elemanlar›na aç›ktan sahip ç›kan Yaflar Büyükan›t, Fevzi Türkeri gibi TSK generallerinin yan› s›ra, Meclis Baflkan› Bülent Ar›nç gibi, “hükümet J‹TEM ile ilgili net bir aç›klama yapmal›d›r” (13.11.05) diyenler de vard›r. Tayyip Erdo¤an’›n “failler kim olursa olsun adalet önünde hesap verecek, sonuna kadar takipçisi olaca¤›z” fleklindeki tekerlemelerini; bakanlar› Cemil Çiçek, “Susurluk’la benzerlik konusunda en ufak emare yok” (14.11.05), Abdülkadir Aksu, “Karfl›da Kandil da¤› var. Kuzey Irak’ta boflluk sürüyor. C-4’lerin fiemdinli üzerinden Kuzey Irak’tan geldi¤ini tespit ettik, takip edilerek yakaland›” (15.11.05) sözleriyle havada b›rakmaktad›r. Nihayet bu tür aklama operasyonlar›n›n “uzman” gediklisi, Meclis ‹nsan Haklar› Komisyonu Baflkan› Mehmet Elkatm›fl, ilk günlerde, “Susurluk’a benziyor” demekteyken, bölgeye heyet olarak yapt›klar› inceleme gezisinin ard›ndan, “PKK, Barzani çekiflmesi” gibi ak›llara ziyan de¤erlendirmelerde bulunmufltur. Tayyip Erdo¤an’›n fiemdinli’ye 10 gün gecikmeyle ve bask›n havas›nda gitmesi tam bir aldatmacad›r. Üç ay önce “Kürt sorunu benim de sorunumdur” konusunda yapt›¤› manevraya Diyarbak›r halk› nas›l itibar etmediyse, fiemdinli halk› da “Türkiyelilik üst kimli¤i” konusundaki beyan›na kulak asmam›flt›r. Nitekim bu ziyaretin üzerinden bir hafta geçmeden Samsun’da kürsüye ç›kan Tayyip, MGSB’deki destura uygun biçimde flunlar› söylüyordu: “Tek vatan, tek bayrak, tek milletiz, olay budur” (26.11.05) Her türlü bilinen taktik ve yöntem ile bu krizin afl›lmas› için çaba göstermek üzere seferber olan faflist diktatörlük; Kürt halk›na kurflun ya¤d›rman›n, tepesinde F16’lara alçak uçufl yapt›rman›n da kâr etmedi¤ini gördü¤ü halde, ola¤anüstü MGK toplant›s› say›labilecek baflbakanl›ktaki

“güvenlik zirvesi” (25.11.05) sonucunda, “bölücülük baflta olmak üzere her türlü kanunsuz eyleme kesinlikle taviz gösterilmeyece¤i” aç›klamas›nda bulunulmufltur. Bugün sadece AKP’yi de¤il faflist Türk Ordusunu dahi ortaya ç›kar›lan kontr-gerilla örgütlenmesinden soyutlamak için çaba gösterilmektedir. Bunun için Susurluk’tan bu yana özellikle öne ç›kar›lan kavram “derin devlet”tir. Komprador patron-a¤a devletinin halka ve halka önderlik eden güçlere karfl› yasal zeminde gerçeklefltirmekte zorland›¤› katliam, cinayet, provokasyon ve sald›r›lar için, resmi ve sivil faflist kadrolar›yla, yukar›dan afla¤›ya oluflturdu¤u kontra örgütlenmesi de bu kapsamda, “ba¤›ms›z” ve “özel” olarak aç›klanmaktad›r. Devletin böylesi yasal k›l›flara s›¤d›r›lamayacak ifllerinin organizasyonuyla u¤raflan birimlerine, “derin devlet” yak›flt›rmas›nda bulunulmas› da nesnel olarak, hem görünürdeki devletin temize ç›kmas›na hizmet etmekte, böylece hedef sapt›r›lmakta, hem de halk kitleleri üzerinde ayr›ca korku ve bask› unsuru oluflturulmaya çal›fl›lmaktad›r. “Derin devlet” terimi kontr-gerilla örgütlenmesinin yerine kullan›lmakta ve meselenin özü karart›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu arada konuya en çok vak›f olanlar taraf›ndan özellikle çarp›tma yap›lmaya kalk›fl›l›rken, gerçekler bir kez daha itiraf edilmifl olmaktad›r: “Bizim ülkemizde iki devlet var. Bir derin devlet var, bir devlet var. As›l olmas› gereken devlet yedek, yedek olmas› gereken devlet as›ld›r. Ufak bir zorlukla karfl›lafl›nca sivil devlet devreden ç›k›yor, jeneratör gibi derin devlet devreye giriyor.” (Süleyman Demirel, NTV,15.11.05) Bir ülkede iki ayr› devlet yap›lanmas›n›n ol(a)mayaca¤›, aç›kt›r. Sözü edilen iki ayr› “devletin” (asil ve yedek), çok rahat bir biçimde ve k›sa sürede birbirinin yerini alabilmesi, sadece mekanizman›n kullan›m biçimi ile ilgili de¤iflimi ifade etmektedir. Daha çok “askeri darbe”lere gönderme yap›lan bu anlat›m tarz›n›n esasta kontra faaliyetini gizlemeye çal›flt›¤›, ortadad›r. “Türkiye’de bir derin devlet olay› var. Y›llardan beri oluflan ama bugünkü hükümet döneminde art›k ertelenemez hale gelen bir olay” (21.11.05) diyen Ecevit ile yukar›daki sözlerin sahibi Demirel yaklafl›k 40 y›ll›k devlet faaliyetinde bulunan az›l› halk düflmanlar› olarak yalan söylemektedir. Bu ikili, yaz›m›z›n bafl›nda sözünü etti¤imiz Mersin’deki provokasyon ile bafllayan bu son sürecin ilk günlerinde, büyük bir “rastlant›” olsa gerek, Yavuz Donat’›n “derin devlet” konulu röportaj dizisinde Kenan Evren ile birlikte sorular› yan›tlam›fllar ve ayn› yönlendirmelerde bulunmufllard›. fiemdinli halk›n›n suçüstü enseledi¤i, üç ay içerisinde 18 bombalama olay› gerçeklefltiren ekibin elemanlar›n›, devletin içine yuvalanm›fl “çete” olarak adland›rmak da bir baflka önemli yanl›flt›r. Bunlar› devletten ba¤›ms›z, bafl›bofl gruplar olarak göstermeye hizmet eder tarzda bir söylem, komutanlar›n›n dahi tekzip eder mahiyette aç›klamalar yapt›¤› koflullarda, iyice abes kaçmaktad›r.


5

36

2-15 Aralık 2005

Deri iflçileri halka yönelik sald›r›lar› protesto etti!

Deri-‹fl Tuzla fiubesi, AKP hükümetinin son dönemdeki özellefltirme politikalar›n›, Terörle Mücadele Yasa Tasar›s›’n›, fiemdinli’de yaflananlar›, Mu¤la’da ö¤rencilere yap›lan sald›r›y›, genelde iflçi ve emekçilere özelde Deri-‹fl Sendikas›’na ve üyelerine yap›lan sald›r›lar› protesto etmek amac›yla 16 Kas›m Çarflamba günü saat 12:30’da Kartal Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yapt›. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan yaklafl›k 2 ayd›r direniflte olan Serna-Seral iflçileri ziyaret edildi. Kartal Meydan›’nda “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” pankart› ve “fiemdinli’deki çeteler halka hesap verecek”, “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek”, “Tuzla, Çorlu, Gönen omuz omuza” vb. döviz-

leri açan kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› Deri-‹fl Tuzla fiubesi Baflkan› Hasan Sonkaya yapt›. Sonkaya konuflmas›nda, “AKP hükümeti yaflad›¤› ve gittikçe derinleflece¤i gözlenen siyasi ve ekonomik krizini atlatma düflüncesiyle çeflitli milliyetlerden emekçi halk›m›za bask› ve fliddet politikalar›n› devreye sokarak toplumu sindirmeye çal›flmaktad›r. Emperyalizme göbekten ba¤l› AKP hükümeti, uluslararas› tekellerin ç›karlar› do¤rultusunda yeni sald›r› yasalar› ç›kararak, çilekefl emekçi halk›m›z›n s›n›rl› yaflam olanaklar›n› ortadan kald›rarak toplumumuza onursuzlu¤u dayatmaktad›r” dedi. Sonkaya konuflmas›na flöyle devam etti; “Bu sald›r›lar karfl›s›nda devrimci, de-

mokrat, emekten yana mücadele eden kurumlar birleflerek Terörle Mücadele Yasa Tasar›s› Karfl›t› Birlik’i kurmufl, sald›r›lar› püskürtmek için mücadele sürecine girmifltir. Örgütlenme hakk›m›za direnifl ve mücadele hakk›m›za, demokrasi, insan haklar›na, ba¤›ms›zl›k ve özgürlük haklar›na karfl› bir set durumunda olan TMY Tasar›s› ayn› zamanda bölgemizdeki tafleronlaflt›rmay› teflvik ederek Çorlu’daki sendikalaflma mücadelesini engellemeye hizmet etmektedir. Slogan atmam›z, yürüyüfl yapmam›z, hak arama mücadelemiz bu yasa tasar›s› ile terör kapsam›na sokulmaya çal›fl›l›yor.” Sonkaya, “Türkiye’de zaten befl yüz binler civar›nda seyreden c›l›z sendikal örgütlülük bo¤ulmaya ve sermaye için dikensiz gül bahçesi yarat›lmaya çal›fl›l›yor. Tüm bu sald›r›lara karfl› dün oldu¤u gibi bugünde yar›n da mücadelede tereddüt etmeyece¤iz” diyerek bas›n aç›klamas›n› bitirdi ve grevlerinin 60. gününde olan Serna-Seral iflçilerini ziyaret edeceklerini duyurdu. Bas›n aç›klamas› s›ras›nda “Çeteler halka hesap verecek”, “Gönen iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlar› at›ld›.

Emekçinin Gündemi E⁄‹T‹MDE YAfiANAN AÇMAZLAR VE E⁄‹T‹M EMEKÇ‹LER‹N‹N ANKARA YÜRÜYÜfiÜ... E¤itim emekçilerinin Özel Ö¤renim Yasas›’n›n Meclis’de görüflüldü¤ü günlerde gerçeklefltirdi¤i “Büyük Ankara Yürüyüflü” AB normlar›n›n gerçek yüzünü göstermesi aç›s›ndan da yararl› olmufltur. Devletin Ankara’da nerede ise s›k› yönetim ilan etmesine kadar varan korkusunun as›l nedeni, e¤itim emekçilerinin yürüyüfl boyunca ana fliar› olan “Eflit, Paras›z, Bilimsel E¤itim” slogan›n›n halk›n gündemine girmesi ihtimalidir. Bilindi¤i gibi e¤itim, s›n›fl› toplumlarda alt yap›n›n tesisi temelinde yükselen üstyap› kurumlar›ndan birisidir. Ülkenin sosyo-ekonomik yap›s› yar›-sömürge, yar›-feodal oldu¤undan e¤itim de bu alt yap›ya uygun flekillenmifltir. Bu flekillenmede e¤itim, sermayenin para kazanma sahas› olarak görülmüfl, “paray› verenin okuyaca¤›, veremeyenin okuyamayaca¤›” anlay›fl› bütün uygulamalara damgas›n› vurmufltur. Bu genifl sömürü alan›nda e¤itim olarak verilen müfredat›n içeri¤i ise somut bilimlerden uzak, daha çok feodal ve bilimden nasibini almam›fl

safsatalarla doldurulmufltur. Yar›-feodal yap›n›n ideolojisi say›lan metafizik anlay›fllar›n derinlikli ifllendi¤i bir aland›r e¤itim alan›. Örne¤in kadercili¤i ve de¤iflmezli¤i empoze eden din dersleri zorunludur. Tarih, resmi ideoloji ›fl›¤›nda yaz›lm›fl, ›rkç› ve flovenist yalanlarla doldurulmufltur. Edebiyat kafatasç›, cinsiyetçi, ötekini hakir gören hegemonyan›n etkisi alt›ndad›r. Mant›k’tan Biyoloji’ye; Felsefe’den Yurttafll›k Bilgisi’ne; Hayat Bilgisi’nden Milli Güvenlik’e bütün dersler bu feodal ve ›rkç› anlay›fllar ›fl›¤›nda kaleme al›nm›flt›r. Demek istedi¤imiz “her toplum kendi üretim iliflkisi üzerinden e¤itimi flekillendirir” retori¤ine uygun yar›-sömürge, yar›-feodal sistemin kendi propagandas› günümüz e¤itiminin ana amac›d›r. E¤itim emekçilerinin Ankara yürüyüflü vesilesiyle içeri¤ine yüzeysel olarak de¤indi¤imiz e¤itim sisteminin bu haliyle yürütülmesinde bile derin krizler yaflanmaktad›r. Zira daha çok kâr ve daha çok yönlendirme sistemin ana slogan›d›r. Böyle olunca e¤itim

Tuzla deri iflçilerinden

SINIF DAYANIfiMASI...

Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Deri-‹fl Tuzla fiubesi yöneticileri ve iflyeri temsilcileri, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Serna iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Birleflen iflçiler yenilmezler” sloganlar› eflli¤inde ve “Birlik, Mücadele, Zafer” pankart›yla Serna-Seral iflyeri önüne geldiler. Hasan Sonkaya burada yapt›¤› konuflmada, Gönen direniflinden bahsetti ve “Siz de belli bir yasal süreci tamamlad›n›z ve greve ç›kt›n›z. Ailenize ekmek götürebilmek için burada onurluca mücadele ediyorsunuz. Sizi sonuna kadar destekliyor ve baflar›lar

emekçilerinin ve ö¤rencilerin isyan› da kaç›n›lmaz ve o kadar da meflrudur. Tüm bu içerik e¤itim emekçilerinin yoksulluklar›n›n, açl›klar›n›n, sayg›nl›klar›n› yitirifllerinin de nedenidir. Bu nedenle bilim ve e¤itim emekçileri bu içeri¤e gösterdikleri isyan›, sisteme duyulan genel itirazlara kanalize etmelidirler. Zira bilinmelidir ki yar›feodal, yar›-sömürge yap› de¤iflmedi¤i sürece gerek e¤itimcilerin, gerekse ö¤rencilerin flikayetleri ço¤alarak devam edecektir. “Bilimsel, paras›z ve anadilde e¤itim” taleplerinde ›srarc› olunmal›d›r. Ama emekçiler bu taleplerin mevcut sistemin karfl›layabilece¤i talepler olamayaca¤›n› da çok iyi bilmelidirler. Ne var ki, halk›n gündemine sokarak sistemin sahte itibar›n›n (kalm›flsa e¤er) ve “sosyal” maskesinin düflürülmesine yard›m edecektir. Devletin e¤itim emekçilerine yönelik azg›n sald›r›s› egemenlerin dillerine dolad›klar› “demokrasi” yalan›n› ortaya ç›karm›flt›r. Hatta eylemden günler öncesinde Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çelik yapt›¤› aç›klamalarla e¤itim emekçilerine tehditler savurmufl, eylemlerini yasa d›fl› ilan etmifl, bu tür aç›klamalar›n Ö¤retmenler Günü’ne gölge düflürdü¤ünü savunmufltur. Hatta eylemlerin yap›laca¤› bölgelere gönderilen bilgilendirme yaz›lar›nda, kolluk güçlerinin gerekli ön-

diliyoruz” dedi. Serna-Seral iflçileri ad›na konuflan Teksif Bak›rköy fiubesi temsilcisi, “Ülke genelinde direnifllerin azl›¤› nedeniyle s›n›f dayan›flmas› daha öncelikli bir konu olmufltur. Bizler de sizinle sürekli bir s›n›f dayan›flmas› içinde olaca¤›m›z› belirtiyor ve bu anlaml› ziyaretinizden dolay› hepinize teflekkür ediyoruz” dedi. Konuflmalar›n ard›ndan hep birlikte grev çad›r›na geçildi. ‹çilen çaylar eflli¤inde yap›lan direnifl sohbetlerinin ard›ndan baflar›lar dilenerek, deri iflçileri iflbafl› yapmak üzere Tuzla’ya geri döndü. (Kartal)

lemleri almalar› gerekti¤inin de alt› çizilmifltir. Emekçilere yönelik azg›n sald›r›n›n ard›ndan ise televizyon ekranlar›ndan, burjuva feodal bas›n›n sayfalar›ndan sald›r›ya u¤rayanlar›n asl›nda ö¤retmen olmad›klar›, dolay›s›yla da daya¤› hak ettikleri 盤l›klar› yükselmifltir. Tüm bu sald›r›lara karfl› “demokratik, akademik, ekonomik” talepler üzerinden örgütlenerek s›n›f partisi ›fl›¤›nda ve onun anlay›fl›na uygun sendikalar yaratmak çözüm için biricik yoldur. “Büyük Ankara Yürüyüflü” herfleye ra¤men bize “taleplerde ›srar, alanlar› iflgal” etmenin ve dahas› örgütlenmenin gereklili¤ini göstermektedir. E¤itim emekçilerinin Ankara direnifli, Anadilde E¤itim gibi do¤al taleplerden bile ricat eden, sendika yönetimine de bir uyar› olmufltur. En do¤al taleplerden bile geri çekilerek sistemle uzlaflma anlay›fl› gerek egemenlerin faflist sald›r›s› ama ondan da önemlisi e¤itim emekçilerinin kararl›l›¤› ve direnifli, seçene¤in uzlaflmada de¤il mücadelede oldu¤unu göstermifltir. Özgür ve ba¤›ms›z yar›nlar›n yarat›lmas›nda yürünecek yolun “taleplerde ›srar, alanlar› iflgal” gerçekli¤iyle hareket ederek, ve iflçi s›n›f›n›n perspektifine uygun yap›lanarak hareket etmekle olanakl›d›r.


6

2-15 Aralık 2005

36

Tar›m topraklar› emperyalist talana aç›l›yor! SON ÖRNEK HELVACI OVASI Kapitalizmin do¤aya “daha fazla kâr elde etme” amac›yla yaklaflmas›, bu do¤rultuda verimli tar›m arazileri üzerinde sanayi tesisleri kurulmas›n› sa¤lamas›, uzun vadede düflünüldü¤ünde asl›nda çok daha fazla zarar getirecek bir uygulamad›r. Bu konuda belirli yasal s›n›rlamalar›n oluflturuldu¤u emperyalist devletlerden farkl› olarak ülkemiz gibi emperyalizme ba¤›ml› ülkelerde uflak hükümetlerin deste¤iyle verimli tar›m arazileri üzerinde tam bir talan yaflanmaktad›r. AKP hükümetinin tar›ma yönelik sald›r›lar›ndan birisi de verimli tar›m arazilerinin talan edilmesidir. Türkiye bereketli arazilerin tar›m d›fl› kullan›lmas› nedeniyle dünyada “tar›ma aç›lan arazisi kalmayan” 19 ülke aras›nda gösteriliyor. Bu konuda daha önce Cargill konusunda baz› geliflmeler bas›na yans›rken son örne¤i ise ‹zmir Alia¤a’ya ba¤l› Helvac› Beldesi’nde yaflananlar oluflturuyor. Daha önce Cargill’in iflgal etti¤i Bursa Orhangazi Ovas›’n› flirket Özel Endüstri Bölgesi ilan etmifl ve AKP hükümeti de bu duruma bir tepki göstermemiflti. “Cargill aff›n›” içeren “Toprak Koruma Yasas›” oldu¤u gibi Meclis’ten geçirilmifl ve verimli topraklar›n sat›fl›na büyük bir h›zla bafllanm›flt›. Ad› ile oldukça ters bir flekilde tar›m arazilerini korumak bir kenara hemen sat›fl›na olanak veren yasa ile Orhangazi

Ovas›’n›n 212 bin 240 metrekarelik alan› Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmifltir. Tar›m arazilerinin talana aç›lmas›n› ödüllendirmenin ad›mlar›n› böylece atan AKP hükümetinin son uygulamas› da Helvac›’da yaflan›yor. Çekirdeksiz üzümü ile ülke düzeyinde önemli bir yeri bulunan Helvac› Ovas›’n›n bereketli tar›m arazileri “Sanayi Bölgesi” ilan edilerek sanayileflmeye aç›l›yor. Ovadaki üzüm ba¤lar› sökülerek yerine Yurt Gaz firmas›na ait LPG tesislerinin inflaat›na bafllanmas›, köylülerin tepkisine neden oldu. Yap›lan tesisler sadece bunlarla da s›n›rl› de¤il. Ayr›ca Petline Petrol Ürünleri firmas› taraf›ndan sat›n al›nm›fl bir arazi üzerine, önümüzdeki y›l 15 bin tonluk LPG tesisinin yap›lmas› planlan›yor. Türkiye tar›m› aç›s›ndan son derece önemli bir konumda olan üzüm üreti-

minin yine önemli alanlar›ndan biri olan Helvac› Ovas›’ndaki çekirdeksiz üzüm üretimi binlerce ailenin geçim kayna¤› durumundad›r. Öyle ki, Ege Bölgesi’nde 57.000’i aflk›n aile çekirdeksiz üzüm üreticili¤i yap›yor. Türkiye, çekirdeksiz üzüm üretiminde dünya çap›nda yaklafl›k % 28’lik bir paya sahip. Devletin aç›klamas› ile sanayileflmeye aç›lmak istenen Helvac› Ovas›’ndaki özellikle çekirdeksiz üzüm üretimi bu kararla birlikte yok olma tehdidi alt›na girmifl durumda. Bu geliflmelerin bir baflka aya¤› da, verimli tar›m arazilerinin tar›m d›fl› kullan›m› ve bunun Türkiye ekonomisine verdi¤i zararda gizli. Özellikle son 20 y›lda tar›m alanlar›n›n emperyalist flirketler taraf›ndan iflgal edilmesinin oldukça artt›¤› ülkemizde uygulanan tar›m politikalar›yla ülke yüzölçümünün % 6.4’ünü oluflturan birin-

Elma üreticileri a¤açlar›n› kesiyor Elma üreticileri uygulanan tar›m politikalar› sonucu üretemez duruma geldi. AKP hükümeti iflçilerin, emekçilerin sorunlar›n› çözece¤i iddias›yla halk y›¤›nlar›ndan destek isterken, flu anki uygulamalar› ise iddialar›n›n tersini ortaya koyuyor. IMF ve DB ile yap›lan anlaflmalar ile ülkemizin yeralt› ve yerüstü zenginliklerini peflkefl çeken egemen s›n›flar tar›m› tasfiye ederken binlerce köylüyü de iflsiz b›rak›yor. K›rsal alanda yaflayan üretici köylü say›s›n›n IMF’nin üretimin düflürülmesi direktifleriyle yüzde 5’lere kadar çekilece¤i belirtiliyor. Bu da köylünün üretemez hale gelmesi anlam›na gelmektedir. Köylüler yaflanan bu sald›r›lara karfl› son olarak Manisa’da binlerce köylüyle eylem yaparken sessiz kalmayacaklar›n› ortaya koymufl oldular. Ürettikleri domatesi yola döken, patatesi döken köylülerin görüntülerine daha s›k rastlamaya bafllad›k. ‹flte bunlardan biri de Afyonkarahisar’›n Sultanda¤› bölgesinde yafla-

n›yor. Elma üretiminin yayg›n oldu¤u bölgede üretim maliyetlerinin yüksek olmas›, elma fiyatlar›n›n ise düflük olmas› üreticiyi zor duruma sokuyor. Bu y›l 15 YKR’ye kadar dü-

flen elma fiyatlar› bahçelerin sökülmesine neden oldu. Köylüler 25 bin YTL kazanç elde ettiklerini söylediler. Kooperatifçili¤in olmamas› nedeniyle üreticiler daha zor durumda kal›yorlar. Belediye Baflkan› ‹smail Çelik yaflananlarla ilgili olarak son 5 y›l içerisinde elma sökümünün artt›¤›n›, önümüzdeki günlerde devam edece¤ini söyledi. Aç›klamalara göre söküm ifllemleri bu flekilde devam ederse 5 y›l sonra bölgede

hiç elma bahçesi kalmayacak. Bu da yüzlerce ailenin ekonomik s›k›nt›lar yaflamas› anlam›na geliyor. Köylüler çocuklar›n› okula gönderemeyecek, geçimlerini sa¤layamayacak. Kooperatif bölge insan› aç›s›ndan sorunlar›n çözümünde bir araç olarak kullan›labilir. Köylülerin kendi öz örgütlülükleri olan sendikalarda, kooperatiflerde bir araya gelerek örgütlü hareket etmesi, tepkisini dile getirmesi tar›m›n tasfiye edilmesine karfl› bir yan›t olabilir. Diyarbak›r Bismil’de a¤aya karfl› örgütlenerek mücadele eden Aslano¤lu köylüleri bunun sonucunda kazanma yolunda önemli bir ad›m att›lar. Tüm Köy-Sen’in çabalar›yla örgütlenen köylüler sendikan›n Bismil flubesini kurdular. Üretici köylülerin örgütlenmesi ve haklar›n› kazanabilmesi için nas›l yürüyece¤ine verilebilecek pek çok örnek bulunmaktad›r. Yeter ki köylüler tepkilerini isyana dönüfltürsün ve zulme karfl› harekete geçerek “art›k yeter” slogan›n› hayk›rs›n. (H. Merkezi)

ci s›n›f tar›m topra¤›n›n talan edildi¤i yap›lan araflt›rmalar›n sonuçlar›ndan. Bu konu ile ilgili bir yönetmelik bulunmas›na ra¤men bunun pratikte uygulanmamas› sonucunda, sanayi ve turizm yat›r›mlar› nedeniyle her y›l önemli miktarda tar›m topra¤› baflka amaçlar için kullan›l›yor. Özellikle Çukurova, Ege, Trakya, Bursa gibi verimli tar›m arazilerinin yo¤un olarak bulundu¤u bölgelerde yaflanan bu olay bugün aç›s›ndan zarar› yeterince anlafl›lamazsa gelecek için oldukça tehlikeli bir geliflme olarak yorumlanmal›d›r. AKP hükümetinin son dönem ç›kard›¤› yasal düzenlemelerle emperyalist tekellerin istedikleri topraklar› iflgal etmesi önemli ölçüde kolaylaflt›r›l›rken, bunun ad›mlar›n›n at›ld›¤›n› görmek de zor de¤il. (‹zmir)

Çamburnu köylüleri eylem yapt›

Trabzon ve Rize Belediyeleri Kat› At›k Birli¤i’nin (TRABR‹KAB) çöp imha ve çöp transfer merkez istasyonlar›na tepki gösteren çevre sakinleri 21 Kas›m tarihinde eylem yapt›. Trabzon Deliklitafl mevkiinde çöp transfer istasyonu oluflturulmas› karar› yaklafl›k 100 kifli taraf›ndan protesto edildi. Tesislerin düflünüldü¤ü alandan Trabzon Çamburnu’na kadar süren eyleme, sanayi kurulufllar›n›n temsilcileri, kad›n ve çocuklar da kat›ld›. Tepkilerini tesisleri basarak pankartlara yans›tan eylemciler, karar›n yanl›fl oldu¤unu ve bundan bir an önce vazgeçilmesi gerekti¤ini söylediler. Göstericiler “2 senedir çekti¤imiz s›k›nt›lar yetmezmifl gibi flimdi de bafl›m›za çöp sorununu musallat ettiler. Bu alanlar koruma alt›na al›nm›fl alanlard›r. Biz bir a¤aç kesmemiz durumunda cezaland›r›l›yoruz flimdi bizim geçim kayna¤›m›z olan yerler yok ediliyor. Bizi aç b›rakacaklar. Gitsinler yerleflim alanlar›n›n olmad›¤› daha uygun yerler var, oralara bu tesisleri yaps›nlar. Al›nan karar›n yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz” dedi. “Çamburnu çöp burnu olmayacak”, “Katliam sürüyor çevreciler uyuyor” dövizleriyle yaklafl›k 1 kilometre trafikte yürüyen eylemciler yürüyüflün ard›ndan da¤›ld›. (H. Merkezi)


7

36

2-15 Aralık 2005

“Köylülerin ürünlerine sanayicilerin istedi¤i fiyat veriliyor” TZOB Genel Baflkan› fiemsi Bayraktar, yapt›¤› aç›klamada TMO’nun m›s›r için belirledi¤i fiyat› elefltirerek “TMO, köylülerin ürünlerine sanayicilerin iste¤ine göre fiyat biçiyor” dedi. fiair Nabi Kültür Merkezi Salonu’nda m›s›r fiyat›na iliflkin aç›klamada bulunan Bayraktar, üreticilerin ülke ihtiyac› için m›s›r üretimine bafllad›klar› esnada Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) m›s›r fiyat›n› 260 bin lira ile aç›klayarak üreticileri ma¤dur etti¤ini vurgulad›. Türkiye ile ABD’nin m›s›r maliyetini karfl›laflt›ran Bayraktar, “Türkiye’de bir kilo m›s›r›n maliyeti 360 bin 874 TL iken ABD’de 123 bin 683 TL’dir. Ancak sat›fl bunun tam tersidir. TMO m›s›r›n fiyat›na 260 YTL biçiyor. Bu tamam›yla köylüye yap›lan bir haks›zl›kt›r” dedi. Bayrak-

tar, TMO’nun köylünün genel durumunu gözden geçirmesi ve köylünün isteklerini göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerekti¤ini söyledi. Ayr›ca yaz›l› bir aç›klama daha yapan Bayraktar, Maliye Bakan› Kemal Unak›tan’›n 28 Ekim’de yap›lan Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 4 milyar YTL olarak aç›klad›¤› Tar›m Destekleme Bütçesi’nin bu y›l da tar›m›n ihtiyac›n› karfl›lamayaca¤›n› belirtti. Bayraktar bunun köylü için “mesle¤ini b›rak” demek oldu¤unu ifade etti. (H. Merkezi) Köylü, deste¤i yetersiz buluyor Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i Baflkan› fiemsi Bayraktar, yapt›¤› yaz›l› aç›klamada, DTÖ anlaflmalar› ile ülkelerin gümrük duvarlar›n› afla¤› indirdi¤ine, bunun yerine bütçeden do¤rudan desteklere yönelindi¤ine dikkat çekti ve

girdi maliyetlerinin azalt›lmas›, prim ve di¤er do¤rudan desteklerin art›r›larak üreticilerin fiyat düflmelerinden kaynaklanan kay›plar›n AB’deki gibi telafi edilmesi gerekti¤ini, bunu yapabilmek için de yeterli ve ihtiyac› karfl›layabilecek büyüklükte tar›msal destekleme bütçesine ihtiyaç bulundu¤unu anlatt›. Bayraktar ayr›ca, flunlar› kaydetti: “Art›k, AB raporlar›nda yer alan 11 milyar avro rakamlar›n› Türk tar›m›n›n desteklenmesi için düflünmeye ve uygulamaya bafllama zaman› gelmifltir. TBMM’de bulunan Tar›m Kanunu Tasar›s›’nda ‘tar›m› desteklemek için bütçeden ayr›lacak kaynak GSMH’n›n yüzde 2’sinden az olamaz’ hükmü yer almaktad›r. Yani bu rakam›n 10 milyar YTL’nin alt›na düflmemesi gerekir. Tar›m destekleri 3.4 milyar YTL’den 4.7 milyar YTL’ye ç›kt›. Bu bütçe ile tar›m›n desteklenmesi mümkün de¤il.” M›s›r üreticileri isyanda M›s›r üreticisi köylüler bu y›l belirlenen destekleme fiyat›na karfl› tepkili. Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i’nin haz›rlad›¤› rapora göre, önceki y›la göre mazotta yüzde 30, gübrede yüzde 13, sulamada yüzde 10, tohumda ise yüzde 6 oran›nda bir art›fl yaflan›rken belirlenen destekleme fiyat› ise 260 bin lira oldu. Rapora göre ise üreticilerin zarar etmemesi için bir kilo m›s›rda 50 bin lira destekleme primi verilmeli, TZOB Baflkan› fiemsi Bayraktar bu y›l için verilen destekleme fiyat›n›n tüccarlar taraf›ndan 125 bin liraya düflürüldü¤ünü söy-

leyerek, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bu duruma seyirci kalmas›n› protesto etti. Bayraktar, belirlenen fiyatlarla üreticinin üretemez duruma geldi¤ini, böylelikle Türkiye’nin yüz milyonlarca dolar tutar›nda m›s›r ithal edece¤ini, köylülerin Ziraat Bankas› ve Tar›m Kredi Kooperatifi’ne ödemesi gereken borçlar› ödeyemedi¤ini sözlerine ekledi. Üreticiler Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ürün bedellerini peflin olarak ödemesini, m›s›r fiyat›n›n geçen y›lki fiyat›na getirilmesini, maliyet ile fiyat aras›ndaki fark›n ödenmesini istiyor. Köylüler daha önce yapt›klar› mitingi hat›rlatarak, sorunlar› çözülmezse eylem yapacaklar›n› ifade ediyorlar. (Ankara)

Kay›s› üreticileri zor durumda... Dünyan›n en önemli kay›s› üreticilerinden olan ülkemizde, köylüler art›k üretemedikleri için bahçelerini sat›yor. Kay›s› üretimi ile ülke kay›s› stokunun ço¤unlu¤unu karfl›layan Malatya’da köylüler, girdi fiyatlar›n›n yükselmesi kay›s› fiyatlar›n›n ise düflmesi sonucu büyük zarar ediyor. Son y›llarda kay›s› üretimindeki düflüfl de bunun bir göstergesi. Taban fiyatla-

r›n›n geç aç›klanmas› ve düflük olmas›, giderleri karfl›lamamas›, kay›s› borsas› gibi etmenler köylülerin zarar etmesine neden oluyor. Konuyla ilgili olarak bir aç›klama yapan Malatya Ziraat Odas› Baflkan› Enver Budan, bu y›l verilen taban fiyat oran›n›n düflük olmas› nedeniyle üreticilerin önemli bir bölümünün bahçelerini sat›fla ç›kard›¤›n› söyledi. 2006 y›l› için köylülerin mazot ve

Çeltik Üreticileri Birli¤i kuruldu Samsun’un Terme ilçesinde Çeltik Üreticileri Birli¤i 26 Kas›m Cuma günü Genel Kurulunu yaparak kuruldu. Özyurt ve Köybuca¤› köylülerinden, Terme merkez ilçesinde bir araya gelen 16 kifliyle ilk etapta kurulan üretici birli¤i, ilçede f›nd›ktan sonra en çok ekilen çeltik ürününü yetifltiren köylülerin kat›l›m› çal›flmalar›na a¤›rl›k verece¤ini aç›klad›. Üretici Birli¤inin kurulmas›yla çeltik üreticilerinin yaflad›¤› sorunlara çözüm için çal›fl›laca¤› belirtildi. Yönetim kuruluna Kamil Özden, Muhsin Koç, Korkmaz Saka ve Vedat Erikli seçildi. (Samsun)

gübre alacak gücü olmad›¤›n›, bir kilogram kuru kay›s›n›n maliyetinin 1.5 YTL oldu¤unu ifade eden Budan, üreticilerinin kay›s›lar›n› 50 YKR’ye satmak zorunda kald›¤›n› belirtti. Köylülerin bahçesini satacak al›c› bulmakta zorluk çekti¤ini, bahçesini satan üreticilerin de Malatya kent merkezine ve büyük flehirlere göç etti¤i belirtildi. (H. Merkezi)

Kütahya’da kömür ç›kart›lan köyde hayvanc›l›k projesi ile tar›ma dönüfl sa¤land›! Kütahya’n›n Tavflanl› ilçesinde kömür madenlerinin faaliyetinden kaynakl› arazilerini büyük oranda yitiren köylülere Dev Maden-Sen ve Türkiye ‹fl Kurumu (‹flkur) taraf›ndan hayvanc›l›k, yem, triko vb. projelerle istihdam alanlar› yarat›lmaya baflland›. Tavflanl›’n›n en büyük köyü Ayval›’da gerçeklefltirilen projede E¤itim Amaçl› Sa¤›m Üniteli Süt Toplama Merkezi’nin aç›l›fl› 20 Kas›m günü yap›ld›. AB taraf›ndan desteklenen ‹flkur taraf›ndan yönetilen ve Dev MadenSen taraf›ndan uygulanan projenin amac› kömür havzas›n›n bulundu¤u köyde büyük oranda üreticilerin bitmesi sonucu iflsiz kalan insanlar› istihdam etmek olarak aç›kland›. (Samsun)


8

2-15 Aralık 2005

36

“TMY Tasar›s› özgürlüklere vurulmak istenen prangad›r!” “TMY Tasar›s› 12 Eylül yasalar›n› bile geride b›rak›yor. Bu demektir ki devlet 12 Eylül’den bu yana muhalefeti bast›ramad›. Sistem yurtseverlerden ve sosyalistlerden korkuyor”

* Maltepe TMY Karfl›t› Birlik, PSAKD Maltepe fiubesi’nde 21 Kas›m Pazartesi günü saat 19:30’da TMY Tasar›s› ile ilgili bilgilendirme paneli yapt›. Panele ‹HD ‹stanbul fiubesi’nden Ümit Efe ile TUYAB’tan Seza Mis Horuz konuflmac› olarak kat›ld›. Panelde aç›l›fl konuflmas›n› yapan bir kifli “sistem bugün emekçi halka, devrimci, demokrat güçlere ve yurtsever güçlere yönelik sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rarak sürdürüyor. Halklar›n mücadelesini bast›rmaya yönelik yeni bir yasa ç›karmaya çal›fl›yor. Bu yasayla en demokratik haklar›n› kullanmak isteyen kifliyi, evinin y›k›lmas›na direnen emekçiyi, fabrikadaki iflçiyi, üniversitedeki ö¤renciyi terörist ilan etmek istiyor. Biz devrimci, demokratlar faflist yasalar de¤il,

söz, eylem, örgütlenme özgürlü¤ü istiyoruz. Faflist yasalar mücadelemizi engelleyemeyecek. Biz bu sald›r› yasas›n› kabul etmiyoruz. Tüm emekçi halk›m›z› da bu yasaya karfl› mücadeleye ça¤›r›yoruz” dedi. Daha sonra söz alan Ümit Efe, TMY Tasar›s›’ndaki maddelerden ilgi çekici örnekler verirken tasar›n›n devrimci, demokrat, yurtsever, ilerici, emekçi halk y›¤›nlar› üzerindeki etkilerine de¤indi. Yasan›n ç›kmas› halinde tamamen polisin, yarg›n›n keyfiyetine göre hareket edece¤ini vurgulayan Efe, bu tasar›n›n geri püskürtülebilmesi için herkesin üzerine düflen görevi yapmas› gerekti¤ini belirtti. Seza Mis Horuz ise TMY Tasar›s›’n›n tutsaklar ve tutsak aileleri üzerindeki etkilerini anlatt›. Horuz, “TMY Ta-

TMY Karfl›t› Birlik Bak›rköy’de

Türkiye’nin flimdi daha da a¤›r yasalar› gündeme getirdi¤ini anlatt›. Yasa ile beraber demokratik talepleri için mücadele veren herkesin “terör” kapsam›na al›nd›¤›n› belirten ve bununla beraber sendikalar›n, demokratik kitle örgütlerinin, dernek ve daha nice kurumun “terör örgütü” olarak de¤erlendirildi¤ini vurgulayan Sedefo¤lu, bu konuda tüm duyarl› kamuoyunu bu yasa tasar›s›na karfl› ç›kmak için seferberli¤e ça¤›rd›. Aç›klaman›n ard›ndan s›k s›k “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Terörle Mücadele Yasas› geri çekilsin” sloganlar›n› atan kitle eylemi bitirdi. (‹stanbul)

Kas›m Perflembe günü Bak›rköy Banliyö önünde saat 13:30’da TMY Karfl›t› Birlik bileflenleri burada bir bas›n aç›klamas› yaparak halka seslendi. Kitle ad›na aç›klama yapan Ersin Sedefo¤lu; 11 Eylül olay› ile beraber emperyalistlerin ezilenlerin meflru öfkesini kendi yurtlar›nda gördü¤ünü ve bu yüzden de yeni “terör” yasalar› ç›kard›¤›n› söyledi. Devam eden konuflmas›nda emperyalizmle ülkemiz aras›ndaki mutlaklaflm›fl ba¤a de¤inen Sedefo¤lu; buna karfl›n benzer yasalar› y›llardan beri uygulayan

17

sar›s› 12 Eylül yasalar›n› bile geride b›rak›yor. Bu demektir ki devlet 12 Eylül’den bu yana muhalefeti bast›ramad›. Sistem yurtseverlerden ve sosyalistlerden korkuyor” dedi. Verilen k›sa bir aran›n ard›ndan soru cevap bölümüne geçilirken, dinleyicilerin sorduklar› sorular ve kendi düflüncelerini dile getirmelerinin ard›ndan panel saat 21:30’da sona erdi. * Gülsuyu-Gülensu Güzellefltirme Derne¤i de kendi dernek binas›nda 18 Kas›m 2005 tarihinde saat 16:00’da düzenledi¤i panelde TMY Tasar›s›’n› tart›flt›. Tasar›ya karfl› mücadele edilmesi gerekti¤i belirtildi. * 23 Kas›m 2005 tarihinde de Partizan, BDSP, DHP, HKM, ESP, PDD üyeleri Gülsuyu’nda yapt›klar› meflaleli

yürüyüflle TMY Tasar›s›’n› protesto ettiler. Saat 19:00’da As K›raathanesi önünde bir araya gelen kitle meflaleleri yakarak “TMY Tasar›s› geri çekilsin, tüm anti-demokratik uygulamalar iptal edilsin” pankart›; “Faflist yasalar de¤il demokratik haklar”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “TMY geri çekilsin, bask›lar bizi y›ld›ramaz” vb. sloganlar›yla Gülsuyu Heykel’e kadar yürüdü. Burada yap›lan aç›klamada “TMY Tasar›s›’n›n insanl›k suçu oldu¤u, insan hak ve özgürlüklerinin k›s›tlanmas› amaçland›¤›ndan bu yasa tasar›s›na karfl› devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever güçlerin karfl› ç›kmas› gerekti¤i” vurguland›. At›lan sloganlar›n ard›ndan eylem sona erdi. (Kartal)

“Faflist yasalar geri çekilsin!” Terörle Mücadele Yasas›’na karfl› oluflturulan TMY Karfl›t› Birlik, ‹stanbul’un çeflitli ilçelerinde imza standlar› açt›. 16 Kas›m’da Kad›köy ‹skele Meydan›’nda TMY Karfl›t› Birlik bileflenleri bas›n aç›klamas› yaparak herkesi yasaya karfl› bafllat›lan imza kampanyas›na destek vermeye ça¤›rd›lar. “TMY Tasar›s› geri çekilsin. Tüm anti-demokratik yasalar iptal edilsin” pankart›n› açan kitle ad›na aç›klama yapan Gökhan Sofuo¤lu, faflist yasalarla sömürü iktidar›n›n fiiliyatta en meflru talepleri için mücadele eden toplumsal muhalefetin her kesimine karfl› bask› ayg›tlar›n› devreye soktu¤unu söyledi. Bunlar›n yetmedi¤i oranda fiemdinli’deki gibi katliamc› oyunlara baflvuruldu¤unu söyleyen Sofuo¤lu “Ancak en demokratik haklar› için mücadele edenleri terörist ilan eden katliamc›lar bu kanl› oyunlar›n› hayata geçiren uflaklar›n›n suçüstü yakalanmas›na ra¤men kamuoyu önünde bizzat Genelkurmay taraf›ndan sa-

‹zmir’de TMY karfl›t› propaganda Bir süre önce ‹zmir’de bir araya gelen ve aralar›nda Partizan’›n da bulundu¤u çeflitli devrimci ve demokrat kurum ve kurulufllar TMY Tasar›s› karfl›t› eylemlerine devam etti. Bu ba¤lamda daha önce ç›karm›fl oldu¤u eylem takvimine göre 16 Kas›m günü Buca’da kurulan pazarda TMY ile

hiplenildiler ve serbest b›rak›ld›lar. Burada TMY Tasar›s› karfl›t› birlik olarak yap›lan bu provokasyonu ve katliam› k›n›yor, tüm demokratik hak ve özgürlüklerimiz için TMY Tasar›s›na karfl› her alanda mücadelemizi sürdürece¤imizi bir kez daha yüzlerine hayk›r›yoruz” dedi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan imza atan kitle, eylem boyunca s›k s›k “Faflizme karfl› omuz omuza”, “fiemdinli ve Yüksekova halk› yaln›z de¤ildir”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n› att›. TMY Karfl›t› Birlik ayn› zamanda Befliktafl, Bak›rköy ve Maltepe’de de imza standlar› aç›yor. (‹stanbul)

ilgili bildiriler da¤›t›ld›. Saat 15:00’te bafllayan bildiri da¤›t›m›, megafonla yap›lan konuflmalarla halka da¤›t›ld›. Yaklafl›k bir saat süren bildiri da¤›t›m›na halk›n ilgisi oldukça yo¤undu. 19 Kas›m günü ise Çi¤li’de kurulan pazarda bildiri da¤›t›m› yap›ld›. Havan›n ya¤›fll› olmas› ve ç›kan baz› aksakl›klar nedeniyle istenilen düzeyde yap›lamayan da¤›t›mda megafonla ajitasyon yap›larak TMY halka teflhir edildi. (‹zmir)


9

36

2-15 Aralık 2005

Ahmet ve U¤ur Kaymaz an›ld›

Katledilenleri unutmad›k, katillerini de... Mardin’in K›z›ltepe ilçesinde devletin kolluk güçleri taraf›ndan öldürülen 12 yafl›ndaki U¤ur Kaymaz ile babas› Ahmet Kaymaz, ölümlerinin birinci y›ldönümünde yo¤un ya¤mura ra¤men bin kifli taraf›ndan an›ld›. DEHAP K›z›ltepe ‹lçe binas› önünde biraraya gelen bini aflk›n kifli, yo¤un ya¤mur alt›nda Cumhuriyet Meydan›’na kadar yürüdü. U¤ur Kaymaz’›n 2 metrelik posteri ve PKK, Demokratik Konfederalizm, KONGRA-GEL bayraklar› tafl›yan kalabal›k kitle s›k s›k “Bijî Serok Apo”, “Kürdistan faflizme mezar olacak”, “Katil devlet hesap verecek” ve “HPG halkt›r halk burada” sloganlar›n› att›. Cumhuriyet Meydan›’nda aç›klamada bulunan ‹HD Mardin fiube Baflkan› Av. Hüseyin Cangir, bir y›l önce küçük bir çocu¤un düfllerinin yar›m kald›¤›n› ve 12 yafl›ndaki U¤ur Kaymaz’›n babas› ile birlikte yarg›s›z infaz edildi¤i-

ni belirterek, “U¤ur küçük bir çocuktu. Henüz ilkokul 5. s›n›f ö¤rencisi olup yaflam›n›n daha ilk basamaklar›ndayd›. Bizler küçük U¤ur’dan sonra ölümlerin son bulmas›n› umarken, Savur, fi›rnak, Derik, Midyat ve birçok yerde küçük çocuklar yaflam›n› yitirdiler. 12 yafl›ndaki bir çocu¤un bedenine yafl›ndan fazla kurflun s›k›ld›. Ne yaz›k ki bu infazlar› yapanlar insanlar›n güvenli¤inden sorumlu olan devletin resmi görevlileriydi. Devletin kutsall›¤› için aya¤›nda terlikleri ile 12 yafl›ndaki bir çocuk ve babas› ‘devlet dersinde’ öldürüldü” dedi. Yetkililere seslenen Av. Cangir, flunlar› ifade etti: “U¤ur Kaymaz ve babas› Ahmet Kaymaz davas›nda adil yarg›lanma ilke-

lerine uyularak sorumlular bir an önce cezaland›r›lmal›d›r. fiemdinli ve Yüksekova’da yaflanan olaylar ile ilgili adil bir soruflturma yürütülerek, sorumlular bir

an önce yarg› önüne ç›kar›lmal›d›r. Yaflanan sorunlar›n temel kayna¤› olan

Devletin piyonu sivil faflistler iflbafl›nda! Türkiye’de s›n›f mücadelesinin her aflamas›nda devletin kolluk güçlerinin yan›s›ra, ülkücü/MHP’li sivil faflistler, yine kolluk güçlerince örgütlenip devrimci-demokrat-ilerici güçlerin üzerinde bir bask› unsuru oluflturmufltur. Özellikle devrimci gençli¤e yönelik bu sivil faflistlerce birçok sald›r› ve katliam gerçeklefltirilmifltir. Elbette ülkemizin karakterinin bir ürünü olarak devlet taraf›ndan örgütlenen çeflitli sivil faflist çeteler her türlü bask› ve sald›r›lara ra¤men devrimci gençli¤i y›ld›ramam›fl/y›ld›ramayacakt›r. Bu y›l›n bafllar›ndan itibaren bafllat›lan floven dalgalar bu çeteleri harekete geçirmifl ve ilerici gruplar/kifliler bunlar›n birçok sald›r›s›na u¤ram›flt›r. Mersin’deki bayrak provokasyonu, Trabzon, Rize, Bozüyük’deki linç giriflimlerinin yan›s›ra, ülkücü-faflist çeteler birçok üniversitede de sat›rl› sopal› sald›r›larla devrimci-demokrat gençli¤e sald›rm›fl ve onlarca kifliyi yaralam›flt›r. Bu sald›r›lardan biri de geçti¤imiz günlerde Mu¤la Üniversitesi’nde yafland›. 13 Kas›m’da devrimci-demokratyurtsever ö¤renciler YÖK’ü protesto etmek için saat 15:00 civar›nda S›n›rs›zl›k Meydan›’nda topland›. Eyleme gelen iki ö¤renciye sivil faflistler sald›rm›flt›r. Olaydan bir hafta öncesinde ise sivil faflistler okula ellerinde Evrensel gazetesiyle gelen iki ö¤renciyi darp etmifl, ayn› gün liseli bir ö¤renciyi de Ülkü Oca¤›’na çekip dövmüfllerdir. Mu¤la’da son günlerde artarak devam eden faflist sald›r›lar› teflhir etmek amac›yla 14 Kas›m’da bir araya gelen

devrimci-demokrat-yurtsever ö¤renciler, ellerinde k›l›ç, sat›r, b›çak bulunduran 150 kiflilik ülkücü çetenin sald›r›s›na u¤rad›. Yaklafl›k iki saat süren arbedede birçok devrimci ö¤renci yaralan›rken, ülkücü gruptan da yaralananlar olmufltur. Ayn› günün akflam› saat 17:00’de sald›r›y› protesto etmek için

toplanan 250’ye yak›n devrimci ö¤renci ise polisin protestoyu hazmedemeyen gözalt› sald›r›s›na maruz kalm›flt›r. Onun üzerinde ö¤renci gözalt›na al›nm›fl ve ifadeleri al›n›p serbest b›rak›lm›flt›r. Tüm bu sald›r›lar 16 Kas›m’da Mu¤la’ da çeflitli DKÖ’lerce protesto edildi. Ayn› flekilde üniversite ö¤retim görevlileri de ayn› gün kampüste gerçeklefltirdikleri bas›n aç›klamas›yla sald›r›y› protesto ettiler. fiemdinli olaylar›yla beraber faflist yüzü daha fazla teflhir olan devlet, elbette provokasyon giriflimlerinde bulunacak, yaratt›¤› floven histeriyle sivil-kukla faflistleri her dönem devreye koyma ihtiyac› duyacakt›r. Fakat onlar›n hiçbir uygulamas› devrimci-demokratik muhale-

feti sindirmeye yetmeyecektir. Uluda¤ Üniversitesi’nde faflist sald›r› 15 Kas›m 2005 tarihinde Uluda¤ Üniversitesi’nde devrimci-demokrat ö¤rencilere yönelik bir sald›r› yafland›. Yap›lan sald›r› Uluda¤ Üniversitesi ö¤rencileri taraf›ndan 18 Kas›m tarihinde protesto edildi. Mediko Sosyal Tesisleri önünde biraraya gelen ö¤renciler, burada bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›klamada “15 Kas›m Sal› günü bir faflist sald›r› da Uluda¤ Üniversitesi’nde yafland›. Okuldan evine yürüyerek gitmekte olan devrimci bir ö¤renci 10-15 kiflilik faflist bir grubun sald›r›s›na u¤ram›fl ve çeflitli yerlerinden yaralanm›flt›r. Güpegündüz okulun Görükle ç›k›fl›ndaki güvenlik kulübesine 100 metre uzakl›kta gerçekleflen hain pusu sonras› faflist güruh arkas›na bakmadan kaçm›flt›r. 9 Kas›m tarihinde gerçekleflen YÖK eylemi s›ras›nda provokasyon yaratmaya çal›flan güruh, bunu baflaramay›nca önce yurtlarda demokrat ö¤rencileri tehdit etmifl, sonras›nda bu sald›r›y› gerçeklefltirmifltir. Ancak bu olay›n tek faili faflistler de¤ildir. YÖK eylemi s›ras›nda kamera çekimi yapan faflistlere, jandarma taraf›ndan uyar›lmas›na ra¤men müdahale edilmemifl, bu olaylara adeta davetiye ç›kar›lm›flt›r. Kald› ki normal zamanda Görükle’de cirit atan jandarma olay saati ortalarda görünmemifltir” denildi. Eylemde faflistlerin bu sald›r›lar›n›n akademik ve demokratik üniversite mücadelesini engelleyemeyece¤i dile getirildi. (Bursa)

Kürt sorunu tecrit ile de¤il, bar›flç›l ve demokratik yöntemler ile çözülmelidir.” Aç›klaman›n ard›ndan kalabal›k grup U¤ur Kaymaz ve babas› Ahmet Kaymaz’›n mezar›n›n bulundu¤u Atatürk Mahallesi’nde bulunan mezarl›¤a kadar sloganlar ve “Hernepêfl Marfl›” eflli¤inde yürüdü. Mahalle sakinlerinin de alk›fl ve z›lg›tlarla yürüyüfle destek vermesi dikkat çekti. Yürüyüfle üniformalar›yla kat›lan ö¤renciler, U¤ur Kaymaz’›n foto¤raf›n› tafl›d›. Mezarl›kta k›sa bir konuflma yapan Ahmet Kaymaz’›n kardefli Reflat Kaymaz, bir y›l önce K›z›ltepe’de flimdi de fiemdinli ve Yüsekova’da infazlar yafland›¤›n› belirtti. Kalabal›k kitle mezara karanfiller b›rakt›ktan sonra da¤›ld›. (H. Merkezi)

10 Kas›m’da Atatürk büstleri tahrip edildi Kas›m Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm günü nedeniyle yap›lan anmalardan önce Mersin ve Tarsus’ta çeflitli okullardaki Atatürk büstlerinin tahrip edildi¤i ö¤renildi. Ayn› zamanda Mersin ve Tarsus’ta da çeflitli mahallelerde yaz›lamalar›n yap›ld›¤› görüldü. Mersin’de bir ilkö¤retim okulunun bahçesinde bulunan Atatürk büstünün tahrip edildi¤i ve ayn› yere “Kemalizm Faflizmdir” yaz›lamas›n›n yap›ld›¤› ö¤renildi. Bunun yan›s›ra Tarsus’ta bir ilkö¤retim okulunun bahçesinde bulunan Atatürk büstünün sprey boyayla boyand›¤› ve “Kemalizm Faflizmdir” yaz›lamas›n›n yap›ld›¤›, yine Tarsus’ta bir okulun duvarlar›na “Kemalizm Faflizmdir”, “Kahrolsun Kemalizm” yaz›lamalar›n›n yap›ld›¤› görüldü. 10 Kas›m törenlerinden önce yap›ld›¤› anlafl›lan eylemler sonucunda polislerin mahallelerde yo¤un güvenlik önlemleri ald›¤› ve yap›lan eylemlerin halk›n ilgisini çekti¤i de görüldü. 27 Kas›m akflam› ise Bahçelievler Adnan Menderes Ticaret Lisesi ve Gebze’de bir lisenin bahçesinde bulunan Mustafa Kemal büstlerine “Kemalizm faflizmdir” yaz›lamalar› yap›ld›. Ve Alman faflizminin simgesi gamal› haç büstün üzerine çizildi. (H. Merkezi)

10


10

2-15 Aralık 2005

36

Ulucanlar katliam› belgelendi! 26 Eylül 1999’da özel tim ve jandarman›n sald›r›s› sonucu 10 devrimci tutsa¤›n katledildi¤i Ulucanlar’da, mahkemeye gönderilen resmi bir belgeyle, olay›n devletin iddia etti¤i gibi “arama” gerekçesiyle olmad›¤›, yap›lan›n planl› bir sald›r› oldu¤u bir kez daha belgelendi. Ulucanlar katliam›n›n üzerinden geçen alt› y›ldan bu yana, aç›lan mahkemede ve devrimciler taraf›ndan katliam›n “planl›” oldu¤u defalarca söylenmesine ra¤men, devlet bu iddialar› reddetmifl ve sald›r›y› “rutin bir arama” olarak göstermiflti. Ancak sald›r›n›n ard›ndan aç›lan ve halen Ankara 6. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edilen Ulucanlar davas›nda, ‹l Jandarma Komutanl›¤›’n›n, sald›r›yla ilgili görevlendirme emrinin mahkemeye ulaflt›r›lmas›, y›llardan beri devrimciler taraf›ndan dillendirilen gerçekli¤i bir kez daha günyüzüne ç›kard›. “Arama” gerekçesiyle gerçeklefltirilen sald›r›dan bir gün önce ‹l Jandarma Komutan› Albay Kemal Bayalan taraf›ndan ilgili birimlere gönderilen “gizli” damgal› görevlendirme yaz›s›, amac›n arama olmad›¤› ve genifl çapl› bir sald›r› için haz›rl›k yap›ld›¤›n› ortaya ç›kard›. Görevlendirme yaz›s›nda baz› ko¤ufllar›n tamamen boflalt›larak tutsaklar›n Cebeci Stadyumu’nda toplanmas› emredildi. Ankara ‹l Jandarma Komutan› K›demli Albay Kemal Bayalan imzas›yla operasyondan bir gün önce ilgili birimlere gönderilen “gizli” damgal› görevlendirme yaz›s›nda Ankara’n›n hemen hemen tüm jandarma ve komando birimlerinin sald›r› için görevlendirildi¤i ortaya ç›kt›. Yaz›da ayr›ca, sald›r› için özel harekat birimlerinin kat›lmas›, di¤er jandarmalara da olaydan önce e¤itim verilmesi istendi¤inin belirtildi¤i görüldü. Sald›r›n›n her an› kay›tlarda var! Gönderilen yaz›da sald›r›n›n tüm ayr›nt›lar›n›n da kamera ve foto¤raf makinesi ile kay›t alt›na al›nd›¤›n› da gösterdi. Yaz›da, “‹stihbarat fiube Müdürlü¤ü, ‹stihbarat Timi 2 adet video kamera ve 1 adet foto¤raf makinesi ile birlikte Cezaevi Jandarma Bölük Komutanl›¤›’nda haz›r olacakt›r. 1 kameraman 3 No’lu kuleden, di¤er kameraman ve foto¤rafç› cezaevi içinde çekim yapacakt›r” denildi. Oysa daha önce avukatlar›n olaylarla ilgili görüntülerin jandarmadan istenmesi talebine jandarma “kay›t yok” yan›t›n› vermiflti. Sald›r› tutsaklar› katletmeye yönelikti… Gizli görevlendirme yaz›s›nda, “Aramalarda ciddi ve kararl› davran›larak psikolojik bask› sa¤lanacakt›r. Araman›n

u Davay› izlemesi için A‹HM’e baflvur , müdahil

ederken 161 askerin yarg›lanmas› halen devam ilgili bilgileri takip avukatlar›ndan Kaz›m Bayraktar davayla kemesi’ne baflvurdu. etmesi için Avrupa ‹nsan Haklar› Mah Yap›lan baflvuruda; ma ve etkili bir - Asker görevliler hakk›nda adil yarg›lan hukuk yoluna baflvurma hakk›n›n ihlal edildi¤i, ü gibi sald›r›da - Görevlendirme yaz›s›nda da görüldü¤ kifliye dava aç›ld›¤›, 400 askerin görevli oldu¤u ancak 161 ok tutuklunun üne - Sald›r›da baz› yaral›lar›n ölüm , birç köpüklü su e ced yaralanmas›na sebep olacak dere eler belg inin getirkullan›ld›¤›, ancak ilgili kurumdan sarf ilmedi¤i, tespiti aç›s›ndan, - Sevk s›ras›nda yap›lan iflkencenin onel görev ve zimmet sevkte kullan›lan araçlar›n plaka, pers kay›tlar›n›n tespit edilmedi¤i, rin tespiti ve anal-Sald›r›da kullan›lan kimyasal maddele izinin yap›lmad›¤›, efltirilmedi¤i, -San›klarla ma¤durlar›n mahkemede yüzl n mahkemeye tlar› kay› -Sald›r›yla ilgili görüntülerin ve getirilmedi¤i, fl olan san›klar›n -Türkiye’nin dört bir taraf›na da¤›lm› anmad›¤› belirtilerek sorgu ve savunmalar›n›n halen tamaml esi istendi. A‹HM’in davayla ilgili bilgileri takip etm (H. Merkezi) bafllang›c›ndan bitifline kadar Ankara Merkez Kapal› Cezaevi’ne tüm girifl ve ç›k›fllar ve haberleflme vas›talar› kontrol alt›na al›nacak, Cumhuriyet savc›lar› ve ‹l Jandarma Komutan› d›fl›nda hiç kimsenin girifline ve ç›k›fl›na izin verilmeyecektir” deniliyor. Oysa gerek ateflli silahlarla hedef gösterilerek aç›lan atefllerde, gerekse de yaral›lar›n ölümüne sebep olacak kadar kullan›lan kimyasal gazlar ve köpüklü sulardan, gerekse de hapishane hamam›nda

ald›r›yla ilgili “görevlendirme yaz›s›n›n” mahkemeye ulaflmas›n›n ard›ndan Ankara 6. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen ve sald›r›ya kat›lan askerlerin yarg›land›¤› dava da yeni bir aflamaya girdi.

S

yaral› tutsaklara hedef gözeterek katletme amac›yla yap›lan a¤›r iflkencelerden, devletin sald›r›y› bir oldu bittiye getirip, fiziksel imhay› amaçlad›¤› görülüyor. Yap›lan katliam›n yan›nda psikolojik bask› terimi oldukça hafif kalmaktad›r. Devletin yaz› ile girifl ç›k›fl› engelleyerek olay›n s›zmas›n› engellemek istedi¤i ortadad›r. Sald›r›yla ilgili “görevlendirme yaz›s›n›n” mahkemeye ulaflmas›n›n ard›ndan Ankara 6. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen ve sald›r›ya kat›lan askerlerin yarg›land›¤› dava da yeni bir aflamaya girdi. Ulucanlar Katliam›n›n ard›ndan sald›r›da yaflam›n› yitiren tutsaklar›n aileleri ve yaralanan tutsaklar, sald›r›ya kat›lan

özel tim ve jandarmalar hakk›nda suç duyurusunda bulunmufllar, ancak Ankara Valili¤i’nin yarg›lama için gerekli izni vermemesinden dolay› dava aç›lamam›flt›. Ailelerin ve tutsaklar›n avukatlar› bu karar› ‹dare Mahkemesi’ne tafl›yarak, davan›n sonuçlanmas›n›n ard›ndan askerler hakk›nda dava aç›lmas›n› sa¤lam›fllard›. Ulucanlar’da ne olmufltu? 26 Eylül 1999’da F Tipi Hapishanelere geçiflin ilk provas›n› yapan devlet, hapishanelerde gerçeklefltirdi¤i katliamlarda ilk defa Ulucanlar’da ateflli silah kullanm›fl ve 10 devrimci tutsa¤› döverek, iflkence ederek, atefl açarak katletmiflti. Olay›n üstüne giden tutsak aileleri ve devrimciler, sald›r›n›n planl› bir katliam oldu¤unu söylerken, devlet tutsaklar›n yer sorununu çözmek amac›yla ko¤uflu iflgal etmelerini bahane ederek sald›rm›flt›.

TUYAB, 19 Aral›k katliam›na iliflkin panel düzenledi Kas›m Pazar günü saat: 13.30’da Sar›gazi SHP ilçe binas›nda, TUYAB taraf›ndan “19 Aral›k Katliam›” konulu bir panel düzenlendi. Panel, yitirilen tüm devrim flehitleri an›s›na sayg› durufluyla bafllad›. ‹lk konuflmac› olan Gökhan Sofuo¤lu “devrimci mücadelenin oldu¤u her yerde devlet bask›s› da var olacakt›r/olmufltur. Ülkemiz özgülünde de 19 Aral›k katliam›n›n ard›ndan

27

devletin bask›lar› F tipi hapishanelere yöneldi. Teslim alamad›¤› devrimci tutsaklar› psikolojik olarak yenmeye çal›flt›/çal›fl›yor” dedi. Ard›ndan söz alan Tekin Y›ld›z da; “Hepimizin bildi¤i gibi 19 Aral›k, katliam›n oldu¤u kadar direniflin de simgesidir” fleklinde konufltu. Son olarak söz alan Gülten Kahraman, “19 Aral›k katliam› ne ilkti ne de son olacak. Biz devletin katliamc› gelene¤ini Buca’dan, Diyar-

bak›r’dan, Kand›ra’dan biliyoruz. Bunlar bizi y›ld›rmad›” dedi. Konuflmalar›n ard›ndan tecridin toplumda nas›l hayat buldu¤unu konu alan bir oyun sahnelendi. Büyük be¤eni toplayan oyun izleyicilerden yo¤un alk›fl ald›. Oyunun ard›ndan serbest kürsü fleklinde düzenlenen bölümde sorular soruldu, oyuna ve panele iliflkin görüfl ve fikirler belirtildi. Panel saat 16.00’da sona erdi. (Kartal)


11

36

2-15 Aralık 2005

“Filistin’e dayan›flma elini uzat”

Emperyalizmin cenderesi alt›nda y›llard›r ezilen dünya halklar› bu gün de bu sald›r›lardan pay›n› al›yor. Irak’ta, Filistin’de ve dünyan›n birçok yerinde halklar emperyalist iflgaller, sald›r›lar, iflkenceler vb. fliddete maruz kal›yor. Baflta ABD emperyalizmi olmak üzere emperyalistlerin deste¤iyle Filistin halk› on y›llard›r Siyonist ‹srail Devletinin sald›r›lar›yla yüz yüze. Bombalar›n, kurflunlar›n, iflgallerin, ev y›kmalar›n, tecavüzlerin, iflkencelerin

eksik olmad›¤› Filistin topraklar›nda ‹srail Siyonizmi terör estiriyor. ‹srail’in yap›m›n› uluslararas› kamuoyundan gelen tepkilere ra¤men h›zla devam ettirdi¤i

Ayr›mc›l›k Duvar› ise Filistin’i adeta bir aç›k hapishaneye dönüfltürerek, flehirler aras›ndaki ba¤lant›y› kopar›yor ve Filistin’i pek çok parçaya bölüyor. ‹nsan hakk› ihlallerinin hiç eksik olmad›¤› Filistin’de son olarak seçimlerde gözlemci olarak yer alan Filistinli insan haklar› aktivistlerinden Dr. Ahmad Maslamani, Naser Abdukhdair ve Rasim A’bedat ‹srail Siyonizmi taraf›ndan tutukland›lar. Ezilen Filistin halk›na bu co¤rafyadan bir kardefllik ve dayan›flma eli uzatarak, Filistin sorunu konusunda duyarl›l›k yaratmay› amaçlayan FHDD (Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i) 26 Kas›m’da Taksim Meydan›’nda bulunan metro giriflinde saat 11:00’de bir bas›n aç›klamas› yapt›. Yap›lan bu aç›klamayla Filistin’deki tüm sald›r›lar ve Ayr›mc›l›k Duvar› k›nan›rken, tutuklanan insan haklar› aktivistleri ve tüm Filistinli tutsaklar›n serbest b›rak›lmas› istendi. Bu çerçevede bir kampanya bafllatan FHDD, dört gün sürecek flekilde imza toplamak için ayn› yere stand açt›. Ayr›ca Filistin intifadas›n› anlatan resimler ile “Filis-

tin’e dayan›flma elini uzat!”, “Kahrolsun emperyalizm ve Siyonizm” vb. dövizlerin de bulundu¤u bir pano da imza stand›n›n yan›na aç›ld›. Bas›n aç›klamas› “Filistin’de intifada, Irak’ta direnifl kazanacak”, “Filistin halk› yaln›z de¤ildir”, “Filistinli tutsaklar serbest b›rak›ls›n” sloganlar›yla bafllarken bas›n aç›klamas›n› FHDD Baflkan› Füsun Band›r yapt›. Band›r, Filistin’deki sald›r›lara de¤inerek “FHDD olarak Filistin halk›n›n yan›nda oldu¤umuzu bir kez daha dile getiriyoruz” dedi. Band›r’dan sonra sözü alan FHDD Genel Sekreteri Emriye Demirk›r tutuklanan 3 insan haklar› aktivistinin serbest b›rak›lmas› ve ayr›mc›l›k duvar›n›n kald›r›lmas› için üç gün boyunca toplad›klar› imzalar› 29 Kas›m Filistin ‹çin Özgürlük ve Dayan›flma Günü’nde Taksim Metrosu önünde yapacaklar› eylemin ard›ndan ‹srail Konsoloslu¤u’na postalayacaklar›n› bildirdi, bu yüzden imza toplama kampanyas›n› bafllatt›klar›n› ve eylemlerinin sürece¤ini söyledi. Bas›n aç›klamas› alk›fllarla biterken emekçi halk imza stand›na yo¤un ilgi gösterdi. (‹stanbul)

‹mdat Bulut mezar› bafl›nda an›ld›!

‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi’nden TMY Tasar›s› karfl›t› eylem!

giriflinde araba durdurulmufl ve arabada “Terör örgütü sempatizanlar› oldu¤u ve patlay›c› madde bulundurdu¤u” iddia edilerek aranm›flt›r. Daha sonra jandarma, insanl›k onuruyla ba¤daflmayacak flekilde üst aramas›n› dayatm›fl, ancak gelifltirilen tav›r karfl›s›nda geri ad›m atmak zorunda kalm›flt›r. Anmay› engelleyebilmek için araca 1000 YTL’ye yak›n para cezas› ve bir hafta trafikten men cezas› verilmifltir. Ancak tüm bu sald›r›lara ra¤men bir buçuk saat kadar bir engellemeden sonra anma etkinli¤imize bafllad›k. Önce mezar›n›n üzerine dostlar› ve yoldafllar›ndan devrald›¤› k›z›l karanfilleri b›rakarak ‹mdat Bulut flahs›nda tüm devrim flehitleri için bir dakikal›k sayg› duruflunda bulu-

‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi, 26 Kas›m Cumartesi günü Saat 13:00’de, Konak Sümerbank önünde TMY Tasar›s› karfl›t› bir bas›n aç›klamas› yapt›. “‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi” imzal› pankartla bir araya gelen ‹C‹ üyeleri ad›na, Mihriban Karakaya’n›n okudu¤u bas›n metninde k›saca flöyle denildi; “...fiu an TBMM’ye sevk edilen yeni TMY’nin, pratikte uygulanan C‹K’in eksik b›rak›lan yasal k›s›mlar›n› tamamlaman›n bir arac› oldu¤unu biliyoruz. Yeni TMY ABD ve AB tarz› hapsetmenin Türkiye’ye uyarlanm›fl ve a¤›rlaflt›r›lm›fl biçimidir. Amaç her türlü eziyet ve iflkencenin, zamana yay›lm›fl sessizce öldürmenin toplumda gizlenmesi için gerekli ‘yüksek güvenli¤in’ sa¤lanmas›d›r” denildi. Ayr›ca Bolu, Tekirda¤ ve Edirne F Tipi’nde bulunan tutsaklar›n yaflad›klar› koflullara iliflkin gönderdikleri mektuplardan da k›sa kesitler okundu. Eylemde s›k s›k “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” vb. sloganlar at›ld›. Eylem alk›fl ve sloganlarla sona erdi. (‹zmir)

Kars HÖC, Ölüm Orucu flehidi ‹mdat Bulut’u and›. Bulut’un Akyaka ilçesine ba¤l› Demirkent Köyü’nde bulunan mezar› bafl›nda toplanan kitle “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›n› att›. Anma yap›lmadan bir hafta önce aile üzerine bask› kurmaya çal›flan jandarma anman›n yap›laca¤› gün köyün ve mezarl›¤›n bütün girifl-ç›k›fllar›n› abluka alt›na alarak, a¤›r makineli silahlarla bölgeyi kuflatarak halk üzerinde psikolojik bask› yaratmaya çal›flm›flt›r. Köyün

nuldu. Daha sonra Bulut’un yaflam› ve mücadelesini anlatan bir konuflma yap›ld›. Konuflmada “Sana söz veriyoruz kavgan kavgam›z, mücadelen mücadelemizdir” denildi. Daha sonra Bulut için yaz›lan kavga fliirleri okundu. fiiirlerden sonra hep bir a¤›zdan “Bize Ölüm Yok” marfl› söylendi ve anma bitirildi. Anma s›ras›nda s›k s›k “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Kahramanlar ölmez halk yenilmez”, “‹mdat Bulut ölümsüzdür” vb. sloganlar› at›ld›. Anmadan sonra jandarman›n arac› ba¤lamas›ndan dolay› köyden ilçe merkezine kadar yüründü. Kitlenin arkas›nda 5 askeri araç önünde ise 2 sivil polis otosu eflli¤inde ilçe merkezine kadar kitle taciz edildi. Provokasyonlara f›rsat vermemek için ilçe merkezine yak›n bir noktada beklenerek araç temin edildikten sonra Kars’a do¤ru yola ç›k›ld›. Biz de Kars YDG olarak HÖC’ün düzenledi¤i anma etkinli¤ine destek sunduk. (Kars YDG)

‹zmir ‹HD’den oturma eylemi ‹HD ‹zmir fiubesi, 19 Aral›k 2000’de hapishanelere yönelik yap›lan “Hayata Dönüfl Operasyonu”na dikkat çekmek amac›yla her ay›n 19’unda yapt›¤› oturma eylemine bir halka daha ekledi. ‹HD fiube binas› önünde gerçeklefltirilen oturma eyleminden önce bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹HD fiube Baflkan› Av. Mustafa Rollas, operasyonun yap›ld›¤› döneme dik-

kat çekerek, “Cezaevlerinde yaflanan sorunlar›, güvenlik zafiyetine ba¤layan ve cezaevlerinde bulunan insanlar› tüm temel hak ve özgürlüklerinden yoksun gören anlay›fl sahipleri, baflta mimarisi olmak üzere bir çok yönüyle insan do¤as›na ayk›r› olan F, M, D ve Özel Tip cezaevleri ile sorunlar› çözmeye çal›flt› ancak baflaramad›. Ancak cezaevlerinde yaflanan sorunlar›n yüksek güven-

likli cezaevi infla etmek ve s›k› disiplin yetkisi içeren yasalar ç›karmakla çözülemeyece¤ini her geçen gün artan ve a盤a ç›kan hak ihlalleri bir daha kan›tlad›” diye konufltu. Ard›ndan yar›m saat süren oturma eyleminde “‹çerde d›flar›da hücreleri parçala”, “Terörle Mücadele Yasas› iptal edilsin” sloganlar› at›l›rken, mumlar yak›ld›. (‹zmir)

Erzurum H Tipi’nde tutsaklara bask›! Erzurum H Tipi Kapal› Hapishanesi’nde bulunan tutsaklar›n bask›lara maruz kald›klar› ileri sürüldü. Erzurum H Tipi Kapal› Hapishanesi’nde bulunan tutsaklar›n aileleri taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klamaya göre, izolasyon ve tecrit uygulamalar› devam ediyor. Son dönemlerde dergi ve gazete al›m› yasakland›. Tutsaklar radyo ile televizyon gibi iletiflim araçlar›ndan mahrum b›rak›l›yor, ayr›ca mektup haklar›ndan da yararlanam›yor. Yemekler bilinçli olarak kötü yap›l›yor ve tutsaklar kantinlere yönlendiriliyor. Ailelerin tutsaklara gönderdi¤i paralar da azar azar ve uzun döneme yay›larak veriliyor. (H. Merkezi)


12

2-15 Aralık 2005

36

E¤itim emekçileri talepleri için alanlarda! E¤itim emekçilerinin günler öncesinden çal›flmalar›na bafllad›¤› 24 Kas›m eylemleri ile ilgili Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çelik’in bir genelge yay›nlad›¤› ortaya ç›kt›. Çelik genelgede, isim vermeden E¤itim-Sen’in 24 Kas›m tarihinde ö¤retmenleri vizite eylemine ça¤›rd›¤›na dikkat çekerek, bu tür eylemlerle Ö¤retmenler Günü’nün amac›ndan uzaklafl›ld›¤›n› ileri sürdü ve bunlar›n toplumsal bar›fl› ve mutabakat aray›fllar›n› zedeleyece¤ini savundu ve eyleme kat›lacak ö¤retmenlerle ilgili yasal ifllemlerin bafllat›laca¤› mesaj›n› da verdi. Çelik, isim vermeden “illegal” olarak nitelendirdi¤i E¤itimSen etkinliklerine ö¤retmenlerin kat›lmas›n›n kabul edilemeyece¤ini vurgulad›. EMEKÇ‹LER TAKS‹M’DE BULUfiTU... 24 Kas›m Perflembe günü Ankara’da miting karar› alan ve mitinglerini ‹stanbul’dan bir yürüyüflle bafllatmak isteyen E¤itim-Sen’li emekçiler, Taksim ‹stiklal Caddesi’nde eylem yapt›. Tünel Caddesi’nin sonundaki tramvay istasyonunda toplanan ve say›s› bini aflan emekçiler ellerinde E¤itim-Sen flamalar› ve sloganlar›yla buradan ‹stiklal Caddesi boyunca yürüyüfl yapt›. Yürüyüfl öncesi k›sa bir konuflma yapan KESK ‹stanbul fiubeler Platformu dönem sözcüsü Dursun Y›lmaz, bugün burada e¤itim emekçilerine uygulanan hak gasplar›n›, dayat›lan paral› e¤itime geçifl politikalar›n› protesto etmek üzere bir arada olduklar›n› söyledi. Di¤er illerden gelen E¤itim-Sen üyeleri bir süre beklendikten sonra ‹stiklal Caddesi üzerinde yürüyüfle geçen kitle att›klar› sloganlarla caddeyi adeta inletirken çevrede bulunan

DKÖ’lerden ve caddeden geçen halktan da destek ald›. “Sözleflmeli de¤il kadrolu e¤itim” sloganlar›n› atan kitle, yürüyüfl s›ras›nda destek verenlerin de kat›lmalar› üzerine say› bak›m›ndan daha da artt›. Yürüyüflün sonunda Taksim Meydan›’na kadar gelen kitle burada ‹stiklal Caddesi’nin ç›k›fl›n› keserek bas›n aç›klamas›na bafllad›. Aç›klamay› yapan Y›lmaz, taleplerini elde edene kadar eyleme devam edeceklerini ve gerekirse eylemlerinin devam etti¤i günlerde aralar›nda bulunan e¤itim emekçilerinin ifl bafl› yapmayaca¤›n› söyledi. Bu k›sa aç›klaman›n ard›ndan Alaaddin Dinçer söz alarak e¤itim sisteminde yaflanan sorunlara dikkat çekmek için yapt›klar› yürüyüfle tüm ö¤rencilerden ve velilerden de destek beklediklerini ifade etti. KADIKÖY’DE U⁄URLAMA 25 Kas›m Cuma günü saat 12:00’de Kad›köy ‹skele Meydan›’nda toplanan yaklafl›k bin kifli “Büyük E¤itimci Yürüyüflü”nün ‹stanbul aya¤›n› oluflturduklar›n› belirterek, bir aç›klama yapt›lar. ‹fl b›rakarak meydanda toplanan ve “Paras›z e¤itim paras›z sa¤l›k”, “Çeteler de¤il emekçiler yönetsin” sloganlar›yla yürüyen E¤itimSen’liler, Ankara’daki yürüyüfle yönelik sald›r›y› duyunca, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” slogan›yla tepkilerini dile getirdiler. ‹skele Meydan›’ndan Sö¤ütlüçeflme’ye yürüyen emekçiler “Dün Susurluk, bugün fiemdinli yar›n?”, “Kariyer s›nav› iptal edilsin”, “E¤itim-Sen eleyici, ezberci, ayr›mc› e¤itimi yarg›l›yor”, “Silaha de¤il bilime bütçe” yaz›l› dövizler tafl›d›lar. Sald›r›n›n oldu¤u 26 Kas›m akflam›nda Taksim Gezi

Park’ta bir araya gelen e¤itim emekçileri “Emekçiye de¤il çetelere barikat” diyerek tepkilerini dile getirdiler. ‹skele Meydan›’nda konuflma yapan E¤itimSen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer, yürüyüfllerini “yasad›fl›” ilan eden Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çelik’i istifaya ça¤›rd›. Baflta ek ders ücret zamm› yap›lmas› talebi ile yürüdüklerini belirten Dinçer, “Ö¤rencilerimizin süt hakk› için, ücretsiz sa¤l›k taramas›ndan geçirilmesi için, halk›m›z›n ücretsiz e¤itim hakk› için ve demokratik taleplerimiz için yürüyoruz” diye konufltu. Dinçer den sonra konuflan KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul da, eylemlerini yasa d›fl› ilan eden Ankara Valisi ve Milli E¤itim Bakan›’na tepki göstererek, “Bu zihniyet mi fiemdinli olay›n› ayd›nlatacak?” dedi. (Kartal) E⁄‹T‹M EMEKÇ‹LER‹NE SALDIRI Devlet, emekçileri Ankara’da gaz bombalar› ve biber gazlar›yla karfl›lad›.

Ankara giriflinde Polatl›, Elmada¤ ve Gölbafl›’nda bekletilen ve tesislerde sabahlayan E¤itim-Sen’lilerin bulundu¤u baz› otobüsler kente girdi. Ankara’da bulunan ve sendika flubelerinde sabahlayan e¤itim emekçileri ise Ziya Gökalp Caddesi’nde toplanmaya bafllad›. E¤itim sisteminin nitelikli hale getirilmesi, çal›flma flartlar›n›n düzeltilmesi ve yaflam koflullar›n›n iyilefltirilmesi için Büyük E¤itimci Yürüyüflü gerçeklefltiren E¤itim Sen’liler, polisin il d›fl›ndan gelenlere izin vermemesi nedeniyle Milli E¤itim Bakanl›¤› önünde yapaca¤› eylemi gerçeklefltiremedi. Güvenpark’ta ve Ziya Gökalp Caddesi’nde bekleyifllerini sürdüren ve zaman zaman polisin müdahalesine maruz kalan ö¤retmenler, sendika flubelerinde sabahlad›. Ankara’da sendika flubelerinde sabahlayan ö¤retmenler, sabah›n erken saatlerinde Ziya Gökalp Caddesi’nde toplanmaya bafllad›. Buradan eyleme bafllamak isteyen emekçilere polis hiçbir uyar› yapmadan sald›rd›.

Samsun’da zirve protestosu “Mavi Ak›m” projesi kapsam›nda Çarflamba ilçesi Durusu köyündeki da¤›t›m tesisinin aç›l›fl› için yap›lan zirve çeflitli eylemlerle protesto edildi. Putin, Berlusconi, Erdo¤an üçlü zirvesinin yap›ld›¤› 17 Kas›m günü Halkevleri, HÖC ve Partizan iki ülke heyetinin kald›¤› Büyük Otel önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Putin ve Berlusconi sabah Erdo¤an’la birlikte Mavi Ak›m boru hatt›n›n aç›l›fl töreninin yap›laca¤› köye direkt geçerken, zirveyi teflhir eden eylem Ziraat Bankas› Merkez fiubesi önünde toplan›lmas›yla bafllad›. Buradan Büyük Otel’e yüründü. Yaflar Do¤u Spor Salonu önünde çevik kuvvet taraf›ndan durdurulan kitle sloganlar atarak otel yak›n›na kadar yürüdü. Aç›klamada “Bizler y›llard›r sürdürülen bir sömürgecilik iliflkilerine, ülkemizin emperyalizme peflkefl

çekilmesine, yurdumuzun kar›fl kar›fl sat›lmas›na karfl› oldu¤umuzu hayk›rmak için buraday›z” denildi. 26 Kas›m’da Erdo¤an’›n miting için Samsun’a gelmesi üzerine Ekim Gençli¤i, EMEP, Halkevleri, HÖC, KESK, Ö¤renci Koordinasyonu, SDP, TKP ve Partizan bir araya gelerek, zirvede yap›lan pazarl›¤›n anlat›ld›¤› mitingin gerçek amac›n› halka duyurmak için eylem haz›rlad›. 24 Kas›m günü saat 13:00’de AKP ilçe binas›n›n bulundu¤u Gazi Caddesinde bas›n aç›klamas› yap›ld›. Ard›ndan haz›rlanan bildirilerin flehir merkezinde sesli ajitasyonla toplu da¤›t›m› yap›ld›. Sivil polislerin, bildiri da¤›t›m› s›ras›nda sürekli yak›n takip ve tacizi dikkat çekiyordu. Cuma günü de mahallelerde bildiri da¤›t›m› yap›lmaya devam edildi. (Samsun)


13

36

2-15 Aralık 2005

Bayramtepe’de y›k›ma ve yozlaflmaya karfl› panel Bayramtepe Partizan okurlar› olarak ilk defa böyle bir etkinlik örgütlemeye girifltik. Yaklafl›k bir ay süren haz›rl›k çal›flmas›n›n ard›ndan 26 Kas›m Cumartesi günü etkinli¤imizi gerçeklefltirdik. Mahallemizde daha önce çeflitli etkinlikler, kitle toplant›lar› gerçeklefltirmifltik. Bu etkinlik için öncelikle mahallemizde öne ç›kan arkadafllarla beraber toplant›lar yap›p “nas›l yapal›m”, “ne zaman çal›flmaya bafllayal›m”, “hangi arkadafllar ne ifl yapacak” gibi hususlarda netlefltik. Y›k›m süreci d›fl›nda kalan kitlenin de sürece kat›lmas› için kimi politikalar belirledik. Ayr›ca iki sorunu beraber iflleyerek y›k›m ve yozlaflma konular›n› gündem maddesi yapt›k. Bir arkadafl›m›z konuyla ilgili çal›flma yapan Tohum Kültür Merkezi’yle görüfltü. Ve TKM’li arkadafllarla beraber çal›flmay› örgütledik. Yerel çal›flmalar› bizler yürütürken, TKM’den ve ‹flçi-köylü Gazetesi’nden büyük destek ald›k. Panelistler ve tiyatro müzik gruplar› noktas›nda ise TKM’li arkadafllarla beraber çal›flmam›z› yapt›k. TKM ile beraber yapt›¤›m›z bu çal›flmada salon paras›n› çal›flma yapan arkadafllarla aram›zda toplayarak karfl›lad›k. Bildiri basma noktas›nda eksik kald›k. Ama befl bini aflk›n ilan bast›rd›k. Befl bin kuflu, belirlenen günler da¤›tt›k. Çal›flma yapan arkadafllar›n plans›zl›klar› nedeniyle kitleye panel

hususunda yeterli duyuru ve ça¤r› yap›lamad›. Bu eksikli¤imiz nedeniyle panelimize daha çok insan kat›labilecekken 170 kadar kifli kat›ld›. Organizasyonda yerel güçlerimizin haz›rl›¤› ve eksikleri olumsuz etki yaratsa da, panelistlerimiz Av. Ümit Sisligül, Belediye‹fl Sendikas› 2 Nolu fiube Baflkan› Hasan Gülüm ve Gülsuyu-Gülensu Derne¤i yöneticisi Ali fiengül arkadafllar›n konuflmalar› ve Kardelen Ezgisi ve Barbara Halk Sahnesi’nin sergiledikleri çabalar› etkinli¤imizin baflar›l› geçmesini sa¤lad›.

Sunumu Ça¤lar K›l›nç taraf›ndan yap›lan panelde ilk konuflmac› olarak Ümit Sisligün söz ald›. Sisligün konuflmas›nda Kentsel Dönüflüm Projesi’nin getirdi¤i y›k›mlara karfl› hukuksal platformda neler yap›labilece¤ini aç›klad›. Ard›ndan söz alan Ali fiengül ise konuflmas›nda Gülsuyu-Gülensu halk›n›n mücadelesini anlatt›. Hasan Gülüm ise konuflmas›nda; insanlar›n hangi flartlar alt›nda bölgeye göçtüklerini, tüm Bayramtepe sakinlerinin iki sebeple sosyal-ekonomik ve politik nedenle göç ettiklerine de¤indi. Panelin

ard›ndan Barbara Halk Sahnesi “Ben Altta Kald›m Abi” adl› oyunu sergiledi. Etkinlik, tiyatro gösteriminin ard›ndan sahne alan Kardelen Ezgisi’nin dinletisiyle sona erdi. Gerçeklefltirdi¤imiz etkinlikte gördük ki, kitlelere yeterince gitmedi¤imiz halde, semtimiz emekçilerinin büyük bir duyarl›l›¤› mevcuttur. Kitlelere verilen her emek karfl›l›¤›n› alacakt›r. Sorunumuz kitlelerin duyars›zl›¤› de¤il, kitlelere do¤ru ve sürekli gitmeyiflimizdedir. Do¤ru noktadan her çaba ve faaliyet süreci kitlelerce sahiplenecek ve geliflecektir. Sorun verdi¤imiz mücadelenin ne için, ne amaçla, neye karfl› oldu¤unu kitlelere gidip anlatmam›zda yat›yor. Ve her mücadele, o konunun yak›c›l›¤› ve tabi ki hakl›l›¤› ölçüsünde baflar›y› getirecektir. Y›k›m hususunda can yak›c› sorun olmas›na ra¤men kitleleri sürece katam›yorsak bu bizim kitlelere gitmememiz, gidiyorsak e¤er do¤ru temelde kendimizi ifade edemeyiflimiz, meflrulu¤umuzu kavratmay›fl›m›z, güven veremeyiflimizle ilgilidir. Bayramtepe’deki çal›flmada yetersizliklerimizin özelefltirisini verirken, kitlemizin sahiplenifli bize duyulan güveni göstermifl ve gelece¤e dair umut vermifltir. (Bayramtepe’den Partizan okurlar›)

KESK Aile Hekimli¤ini protesto etti! KESK, “Aile Hekimli¤i” sistemi için pilot bölge seçilen Düzce’de 20 Kas›m tarihinde bir miting düzenledi. Heykel Meydan›’nda toplanan 2 bin kifli, “Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz”, “AKP sa¤l›¤a zararl›d›r”, “Savafla de¤il halka bütçe” ve “Deprem y›kt› AKP y›kamaz” sloganlar›n› att›. KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul, AKP hükümeti ve Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’› elefltirerek, “Biz emekçiler

ANKARA

biliyoruz ki; sat›lan e¤itim kurumlar›, sat›lan sa¤l›k kurumlar› ve sat›lan devlet art›k bizim olmayacakt›r. Biz bugün gösterdi¤imiz dayan›flmay› her zaman gösterirsek bunlara izin f›rsat vermeyiz, ülkemizin de¤erlerini satt›rmay›z. ‹nsanlar›n en temel hakk› olan sa¤l›¤› paral› hale getirmek için bin bir türlü dalavereye baflvuran hükümet flimdi de Aile Hekimli¤i diye bir bela ç›kard› insan›m›z›n bafl›na. Güya herkes istedi¤i zaman bir te-

“Büyük E¤itimci Yürüyüflü” çerçevesinde bir eylem de Ankara’da yap›ld›. 25 Kas›m Cuma günü ö¤le saatlerinde toplanan e¤itim emekçileri “Örgütlü toplum, demokratik Türkiye, insanca yaflam istiyoruz” yaz›l› pankart açarak K›z›lay’a do¤ru yürüyüfle geçtiler. “Paras›z e¤itim, paras›z sa¤l›k”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlar›n› hayk›ran e¤itimciler, polis barikat›yla karfl›laflt›lar. Yap›lan görüflmelerden sonra yolun sa¤ taraf›n› kullanan kitle polisin sald›r›s›na u¤rad›. Yaflanan k›sa süreli çat›flmadan sonra E¤itim-Sen Ankara fiubesi Dönem Sözcüsü Özgür Bozdo¤an yapt›¤› aç›klamada ücretsiz e¤itim hakk› ve demokratik taleplerinin karfl›lanmas› için yürüdüklerini söyledi.

‹ZM‹R

lefonla doktorunu aya¤›na ça¤›rabilecekmifl. Ama bizler bunun ne anlama geldi¤ini çok iyi biliyoruz. Biz bunlara kanmayaca¤›z” diye konufltu. Tombul’un konuflmas› s›ras›nda “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir” ve “Katiller halka hesap verecek” sloganlar›n›n at›lmas› dikkat çekti. Mitinge EMEP, ÖDP, TKP gibi siyasi partiler ile Halkevleri, TMMOB ve TBB de destek verdi. (H. Merkezi)

Yaflad›klar› ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlar›n›n çözülmesi için Ankara’ya yürüyen E¤itim-Sen’liler, ‹zmir’de 25 Kas›m günü bir eylem yaparak taleplerinin neler oldu¤unu Ankara’ya niçin gittiklerini anlatt›lar. Saat 12:30’da biraraya gelen E¤itim-Sen ‹zmir fiubeleri “Örgütlü toplum, demokratik Türkiye, insanca yaflam için Ankara’ya yürüyoruz” yaz›l› pankart›n yan›nda kendi flube pankartlar›n› da açt›lar. Ya¤›fll› havaya ra¤men kitlesel geçen eylemde, E¤itim-Sen ‹zmir 2 No’lu fiube Baflkan› Ziya Kaynar bir aç›klama yapt›. Kaynar aç›klamada e¤itim emekçilerinin sorunlar›na de¤indi. Aç›klaman›n devam›nda “Paras›z nitelikli e¤itim için” önerilen talepler okunurken, son olarak Ankara yürüyüflünün nedenleri aç›kland›. Eylem sloganlar ve alk›fllarla sona erdirilirken, Ankara’ya güçlü kat›l›m ça¤r›s› yap›ld›.

BURSA

25 Kas›m günü viziteye ç›karak ifl b›rakan E¤itim-Sen’li emekçiler “Örgütlü toplum, demokratik Türkiye, insanca yaflam için yürüyoruz” fliar›yla Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde toplan›p bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamay› yapan fiube Baflkan› Kemalettin Y›ld›z hangi hükümet ifl bafl›na geldiyse IMF, DB gibi uluslararas› sermayenin güdümündeki politikalar ile emekçi halk›, kamu emekçilerini sefalete itti¤ini, e¤itim emekçilerinin hükümetlerin umurunda olmad›¤›n› vurgulad›. E¤itim emekçileri “Sefalete teslim olmayaca¤›z”, “Çetelere de¤il e¤itime bütçe”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlar›yla Santral Garaj’a kadar yürüdüler. Buradan otobüslere binerek Kocaeli’ye hareket ettiler.


2-15 Aralık 2005

14

36

Devlet ve demokrasi üzerine (Yoldafl Prachanda) Devlet var oldu¤u müddetçe “herkes için demokrasi”, “tam demokrasi”, “özgür halk›n devleti” söz konusu olamaz. Tüm toplum demokrasiyi elde etti¤i zaman, zaten demokrasi ihtiyac› ortadan kalkar. Devlet ortadan kald›r›ld›¤›nda, devletin ortaya ç›k›fl›na kopmaz ba¤larla ba¤l› olan demokrasi de tamamen yok olur. Toplumda s›n›flar var oldu¤u sürece devlet de var olacakt›r ve demokrasinin karakteri eskisi var oldu¤u sürece s›n›fsal temelde olacakt›r. Devlet ve demokrasinin geliflim s›ras›: Teorik bir içerik Demokrasi meselesi devlet erki meselesiyle ayr›lmaz bizimde iç içedir. Bu nedenle, demokrasi meselesinden bahsederken, devlet erkinin geliflimini do¤ru bir flekilde anlamak zorunludur. ‹nsan toplumunun geliflimi üzerine tarihi materyalist bir ön bilgiye sahip olan herkes, devletin üretim ile üretici güçlerin geliflimini aras›ndaki çeliflkiden ortaya ç›kt›¤›n› bilir. ‹nsano¤lunun maymundan eme¤in belirleyici rolüyle geliflimini takip eden uzun bir tarihsel süreç boyunca ne devlet ne de demokrasi mevcuttu. Bilimsel araflt›rmalara göre, insanlar›, yaklafl›k bin y›ll›k bir dönem boyunca hiçbir çeflit devlet ve demokrasi olmaks›z›n kolektif emekle geçimini sa¤lam›flt›r. Emek süreci, iflbölümü, üretim ve üretici güçler (bu uzun tarihsel dönemde geliflen) ayn› zamanda ilkel komünizm olarak bilinir ve devletin zorunluluk ve geliflim nedeniyle devletin tedricen ortaya ç›kmas›na öncellik yapm›flt›r. Tarihsel materyalizm temelinde, Marksizm tarihte ilk defa hakim insan toplumu ve onun geliflme süreciyle ilgili tüm muhafazakar ve idealist hatalar› bilimsel bir içerikle keflfetmifltir. Marksizm’in kurucular›ndan F. Engels ünlü “Ailenin, özel mülkiyetin ve devletin kökeni” kitab›nda bu konu üzerinde derin bir tart›flmayla bilimsel bir sonuç sunmufltur. Bu kitapta “…O halde devlet, ezelden beri mevcut de¤ildir. ‹fllerini onsuz gören, devlet ve devlet erki hakk›nda hiçbir fikri olmayan toplumlar var olmufltur. Toplumun s›n›flara bölünmesine zorunlu olarak ba¤l› bulunan belirli bir iktisadi geliflme aflamas›nda, bu bölünmeyle devlet bir zorunluluk haline geldi.” Bu bak›mdan, eski toplumun çözülmez bir bölünmeyi yakalamas›na neden olan bu “iktisadi geliflmenin belli bir aflamas›” devletin kökeninin arkas›ndaki sorumlu neden olmufltur. Tarihsel materyalizm temelinde, Marksizm ayn› zamanda devletin kökeninin arkas›ndaki objektif zemini de aç›klam›flt›r. Sosyal geliflmenin genel yasalar›n›n bilimsel keflfi ve kapitalist toplumda hakim olan çeliflkilerin araflt›r›lmas› temelinde Marksizm, devletin y›k›lma-

s›yla ilgili reddedilemez bir sonuç ç›kard›. Marksizm s›n›fsal bölünme ve onun oluflturdu¤u devlet, üretimin belli bir aflamas›nda kaç›n›lmazd› ve bu bölünme ayn› geliflmenin bir baflka aflamas›nda toplum için ayak ba¤› haline gelir ve devlet de gereksiz hale gelir. F. Engels ayn› çal›flman›n ilerleyen bölümlerinde flunlar› ifade etmifltir: “fiimdi h›zl› ad›mlarla, üretimde, bu s›n›flar›n varl›¤›n›n yaln›zca bir zorunluluk olmaktan ç›kmakla kalmay›p, ayn› zamanda üretimin gerçek bir engeli haline geldi¤i bir geliflme aflamas›na yaklafl›yoruz. Bu s›n›flar, vaktiyle ne kadar kaç›n›lmaz biçimde ortaya ç›kt›larsa, o kadar kaç›n›lmaz biçimde ortadan kalkacaklard›r. Onlarla birlikte devlet de kaç›n›lmaz biçimde yok olur. Üreticilerin özgür ve eflit birli¤i temelinde üretimi yeniden örgütleyen toplum, tüm devlet ayg›t›n› o zaman ait olaca¤› yere koyacakt›r: eski eserler müzesine, ç›kr›k ve tunç baltan›n yan›na.” Her çeflit mevcut idealist hilekarlara yönelik ayn› çal›flmada ‘Dolay›s›yla devlet, topluma d›flardan dayat›lm›fl bir güç de¤ildir; Hegel’in öne sürdü¤ü gibi, ‘ahlaki fikrin gerçekli¤i’, ‘sa¤duyunun imgesi ve gerçekli¤i’ de de¤ildir. O bilakis, belirli bir geliflme aflamas›ndaki toplumun bir ürünüdür; bu toplumun kendi kendisiyle çözülmez bir çeliflki içine düfltü¤ünün, bafl›ndan defedemedi¤i uzlaflmaz karfl›tl›klara bölündü¤ünün itiraf›d›r. Fakat bu karfl›tl›klar›n, çat›flan iktisadi ç›karlara sahip s›n›flar›n kendilerini ve toplumu k›s›r bir savaflta yiyip bitirmemeleri için, görünüflte toplumun üstünde yer alan, çat›flmay› hafifletecek, ‘düzen’ s›n›rlar› içinde tutacak bir güç gerekli hale gelmifltir; ve iflte toplumdan do¤an, ama onun üstünde yer alan ve gitgide ona yabanc›laflan bu güç, devlettir.” Bu bak›mdan Engels devletin kökeni ve onun tan›mlanmas›yla ba¤lant›l› olarak çok do¤ru ve bilimsel bir materyalist aç›klama sundu. S›n›fsal karfl›tl›klar›n bir sonucu olarak ortaya ç›kan devlet, ezen s›n›flar›n aç›kça sömürü ve bask› arac› olarak sa¤lamlaflmas›n› sürdürdü. Devletin görev ve rolü, iktisadi geliflme aflamas›na uyumlu bir flekilde, kölecilik döneminde köle sahiplerinin, feodal dönemde toprak

a¤alar›n›n, kapitalist dönemde burjuvazinin ç›kar›n› savunmak ve buna karfl› ç›kan kitleleri ezmektir. ‹ktisadi geliflmenin farkl› dönemlerinde devletin biçimi de¤iflmekle birlikte, bir bask› arac› olarak özünde bir de¤iflim olmam›flt›r ve olmas› da mümkün de¤ildir. Tarihte, üretici güçlerle üretim iliflkileri aras›ndaki çeliflki nedeniyle kölecilik döneminden kapitalist döneme kadar devrimlerin tümü sonuç itibariyle devleti sa¤lamlaflt›rm›flt›r. Marksizm, kapitalist dönemin çeliflkilerinin derin bir incelemesini takip ederek, burjuvazinin direniflini k›rmak için devlet erkini zor yoluyla y›kma, yeni ve tarihsel görevini ortaya koymaktad›r; ancak eskisini ele geçirip onu pekifltirerek ve (kendisi de tedrici olarak ortadan kald›r›lma yönelimine do¤ru ilerleyen) bir geçifl devleti kurarak de¤il. Lenin “Önceki tüm devrimler devlet ayg›t›n› gelifltirdi, halbuki bu ayg›t k›r›lmal›, y›k›lmal›d›r” sonucunu Marksizm’in devlet teorisinin temel ve ana faktörü olarak tan›mlad›. Karl Marks “18. Brumaire” adl› çal›flmas›nda Kugelman’a yazd›¤› mektubunda da bu gerçekli¤e flu flekilde vurgu yapmaktad›r: “18. Brumaire’imin son bölümüne bakarsan, Frans›z Devriminin bir sonraki giriflimi olarak, art›k flimdiye kadar oldu¤u gibi bürokratikaskeri mekanizmay› bir elden di¤erine geçirmeyi de¤il, bilakis onu paramparça etmeyi ifade etti¤imi göreceksin ve bu, k›tadaki her gerçek halk devriminin ön kofluludur. Kahraman Parisli parti yoldafllar›m›z›n giriflimi de budur.” Bu sonuç, bir yandan devlet de dahil tüm iktidarlara karfl› olan anarflizm ile di¤er yandan burjuvazinin gözleriyle bakarak devleti ebedi ve evrensel olarak kavrayan sa¤ oportünistler aras›nda aç›k bir s›n›r çizgisi çekmifltir. Marks ve Engels’in burjuva reformizmine karfl› aç›k ideolojik mücadelesi sürmektedir. Burada aç›kl›¤a kavuflturulmas› gereken fley, burjuva devlet erkininin fliddet yoluyla y›k›lmaks›z›n devletin ortadan kald›r›lmas›n›n yolunun aç›lmas›n›n imkans›z olufludur. “Merkezi devlet erkinin”, “burjuva devletin özgünlü¤ü” oldu¤unu iddia ederek Lenin, “Bu devlet ayg›t›-

n›n iki en karakteristik kurumlar› bürokrasi ve daimi ordudur. Marks ve Engels çal›flmalar›nda burjuvazinin bu kurumlara binlerce ba¤la ba¤l› oldu¤unu defalarca kez göstermifllerdir” demifltir. ‹lerleyen bölümlerde de, “Bürokratik ve askeri ayg›t›n gelifltirilmesi, mükemmellefltirilmesi ve sa¤lamlaflt›r›lmas› feodalizmin y›k›lmas›ndan beri Avrupa’n›n tan›kl›k etti¤i say›s›z tüm burjuva devrimler esnas›nda devam etmifltir” demektedir. Aç›kt›r ki, bu bürokrasi ve askeri ayg›t›n ‘gelifltirilmesi, mükemmellefltirilmesi ve sa¤lamlaflt›r›lmas›’ burjuva s›n›f›n tüm iflçiler ve emekçi kitleler üzerinde bask› kurmas›n›n gereklili¤iyle idare edilmifltir. Marksizm’in devlet üzerine parlak ve do¤ru bir aç›klamas› olarak F. Engels’in “Anti-Dühring” adl› çal›flmas›ndan flu al›nt› aktar›labilir: “Proletarya, devlet erkini ele geçirir ve üretim araçlar›n› önce devlet mülkiyeti durumuna dönüfltürür. Ama bunu yapmakla, proletarya olarak kendi kendini ortadan kald›r›r, bütün s›n›f farkl›l›klar› ile s›n›f karfl›tl›klar›n› ve ayn› biçimde, devlet olarak devleti de ortadan kald›r›r. S›n›f karfl›tl›klar› içinde evrimlenen daha önceki toplumun devlete, yani her durumda sömürücü s›n›f›n kendi d›fl koflullar›n› sürdürmek, öyleyse özellikle sömürülen s›n›f› var olan üretim biçimi (kölelik, toprak köleli¤i, ücretlilik) taraf›ndan verilmifl bask› koflullar› içinde tutmak için kurdu¤u bir örgüte gereksinmesi vard›. Devlet, tüm toplumun resmi temsilcisi, onun gözle görülür bir kurul biçimindeki bireflimi idi ama bu, tüm toplumu, zaman› için kendi bafl›na temsil eden s›n›f›n devleti oldu¤u ölçüde böyle idi: ‹lkça¤da köle sahibi yurttafllar›n; ortaça¤da feodal soylulu¤un; ça¤›m›zda burjuvazinin devleti. Sonunda gerçekten tüm toplumun temsilcisi durumuna geldi¤i zaman, kendi kendini gereksiz k›lar. Bask› alt›nda tutulacak hiçbir toplumsal s›n›f kalmay›nca; s›n›f egemenli¤i ve üretimdeki güncel anarfli üzerine kurulu bireysel yaflama savafl›m› ile birlikte, bunlardan do¤an çat›flma ve afl›r›l›klar da ortadan kalk›nca, art›k bir bast›rma gücünü, bir devleti zorunlu k›lan, bast›r›lacak hiçbir fley yoktur.


36 Devletin gerçekten tüm toplumun temsilcisi olarak göründü¤ü ilk eylem, üretim araçlar›na toplum ad›na el konmas›,- ayn› zamanda onun devlete özgü son eylemidir de. Devlet erkinin toplumsal iliflkilere kar›flmas›, bir alandan sonra bir baflkas›nda gereksiz duruma gelir ve sonra kendili¤inden uykuya dalar. Kiflilerin hükümeti yerini fleylerin idaresi ve üretim ifllemlerinin yönetimine b›rak›r. Devlet ‘ilga’ edilemez, söner. ‘Özgür halk devleti üzerindeki kof tümcenin, ajitasyon arac› olarak geçici do¤rulu¤u bak›m›ndan oldu¤u denli, bilimsel fikir olarak kesin yetersizli¤i bak›m›ndan da de¤erlendirilmesini; bunun gibi anarflist denilen kimselerin, devletin bugünden yar›na ortadan kald›r›lmas› yolundaki istemlerinin de¤erlendirilmesini de, iflte bu sa¤lar.” Bu uzun al›nt› devlete dair birçok gerçe¤i aç›kl›¤a kavuflturmufltur. Devlet toplumun belli bir s›n›f›n› ezen bir devlet olarak varl›¤›n› sürdürür. Devlet olarak rolü ayn› zamanda tüm toplumun geliflimini temsil etti¤i durumda ortadan kalkar. Bu gerçek, ayn› zamanda demokrasi meselesi için de geçerlidir. Devlet var oldu¤u müddetçe “herkes için demokrasi”, “tam demokrasi”, “özgür halk›n devleti” söz konusu olamaz. Tüm toplum demokrasiyi elde etti¤i zaman, zaten demokrasi ihtiyac› ortadan kalkar. Devlet ortadan kald›r›ld›¤›nda, devletin ortaya ç›k›fl›na kopmaz ba¤larla ba¤l› olan demokrasi de tamamen yok olur. Toplumda s›n›flar var oldu¤u sürece devlet de var olacakt›r ve demokrasinin karakteri eskisi var oldu¤u sürece s›n›fsal temelde olacakt›r. Asl›nda devlet demokrasi ve demokrasi de devlettir. Baflka bir deyiflle flöyle anlafl›labilir; devlet diktatör-

lüktür ve demokrasi de. Çünkü kendi devletleri alt›ndaki sömürücü s›n›flar›n demokrasisi sömürülen s›n›f için bir diktatörlük haline gelir, ayn› flekilde proletaryan›n kendi devleti alt›ndaki demokrasisi burjuvazi üzerinde bir diktatörlük olur. Her ikisi için de de-

15 mokrasi yada her ikisi için de diktatörlük olan bir devlet var olamaz. Herkes için demokrasi, emekçi kitlelerin bilinçlerini buland›rmak için burjuva s›n›f›n ikiyüzlülü¤ünden baflka bir fley de¤ildir. Günümüz emperyalist kapitalist ça¤›nda, burjuva s›n›f›n önünde, devlet erkinin en merkezi, en sa¤lam, en büyük ve ac›mas›z ve y›k›c› temel organ› olan daimi ordu ve bürokrasi varken “serbest seçim”, “ba¤›ms›z ve tarafs›z seçim” ve “herkes için demokrasi”den bahsetmekten daha büyük bir ikiyüzlülük ve namussuzluk olamaz. Burjuvazinin sözde parlamenter sisteme demokrasinin “ebedi” ve “evrensel” ifadesi olarak “tanr›sal nitelik” atfetme çabas› militarizmlerini, askeri küstahl›klar›n› ve talanc› ve ya¤mac› karakterlerini gizlemekten baflka bir fley de¤ildir. Lenin “Devlet ve Devrim” adl› çal›flmas›nda bunu flu sözlerle aç›kl›¤a kavuflturmufltur: “Birkaç y›lda bir, egemen s›n›f›n hangi temsilcisinin halk› parlamento-

da temsil edece¤ine ve ezece¤ine karar vermek –sadece parlamentermeflruti monarflilerde de¤il, aksine en demokratik cumhuriyetlerde de burjuva parlamentarizmin gerçek özü budur.” Daha ileriki bölümlerde “Amerika’dan ‹sviçre’ye, Fransa’dan ‹ngiltere’ye, Norveç’e vs. dek parlamenter

2-15 Aralık 2005

olarak yönetilen herhangi bir ülkeye bak›n: As›l ‘devlet’ iflleri, kulislerin ard›nda daireler, özel kalem odalar›, genel kurmaylar taraf›ndan yap›l›r. Parlamentolarda sadece laklak edilir, hem de ‘s›radan halk’› kafese koymak özel amac›yla.”

Proleter ve burjuva parlamenter demokrasi üzerine K›saca devlet ve devrim üzerine temel Marksist teoriden bahsettik. fiimdi daha çok proletaryan›n demokrasisi ile burjuva s›n›f›n›nkinin aras›ndaki iliflkiyi tart›flaca¤›z. Herkesin çok iyi bildi¤i gibi, proleter demokrasinin ilk tarihi deneyimi 1871 y›l›ndaki Fransa’da Paris Komünü’dür. K. Marks ve F. Engels Paris Komünü deneyiminin teorik sentezi üzerinde çal›flm›fllard›r. Marks büyük proleter düflünür olarak, burjuva parlamentarizmine karfl› olan ilk tarihi proleter demokrasi deneyimi olarak Paris Komününden ald›¤› derslerle düflün-

celerini daha da güçlendirdi. Kapitalizmden komünizme geçifl esnas›nda Marks, yönetici s›n›f olarak proleter s›n›f›n örgütledi¤i geçifl devleti biçiminin proletaryan›n diktatörlü¤ünden baflka bir fley olmayaca¤›n› sonucunu keskin bir flekilde ileri sürdü. Paris Komününün baflar›s›zl›¤a u¤ramas›n›n arkas›ndaki önemli bir neden olarak, burjuva s›n›f› bask› alt›na al›rken gösterdi¤i liberalizmi aç›k ifadelerle elefltirmifltir. Komün deneyimi üzerinden Marks, proleter ve burjuva parlamenter demokrasi aras›ndaki teorik ve pratik anlamda bir çizgi çekmifltir. Marks “Komün, parlamenter de¤il, aksine ayn› zamanda yürütme ve yasama gücüne sahip bir çal›flma organ› olacakt›…” “… Üç ya da alt› y›lda bir, hakim s›n›f›n hangi üyesinin halk›, parlamentoda temsil edece¤ine ezece¤ine karar vermek yerine, genel oy hakk›, Komünlerde kurumlaflan halka hizmet edecekti, t›pk› bireysel seçim hakk›n›n, tüm di-

¤er iflverenlere, kendi iflyerinde, iflçi, ustabafl› ve muhasebeci seçmesine hizmet etmesi gibi” demifltir. (Lenin-Devlet ve Devrim) K. Marks, yukar›daki ifadeyle iki s›n›f›n iki demokrasisi aras›ndaki fark› ortaya koflmufltur. Marksizm, oy kullanmaya ve dolay›s›yla seçilmifl temsilciler kurumuna karfl› de¤ildir, burjuva s›n›f›n bofl laf merkezini halk›n hizmetinde çal›flan bir kuruma dönüfltürmek isterler. Bu nas›l gerçeklefltirilebilir? Marks varsay›mc› de¤ildi. Çok basit ve pratik bir örnek göstererek, proleter demokraside kitlelerin rolünün tam bir patron ve devletin tüm çal›flanlar›n›n onlar›n bir hizmetkar› olarak davranacaklar› bir biçim olaca¤›n› söyledi. Marksizm, seçilmifl temsilcilerin görevi sadece yasama gücüne sahip olmay›p ayn› zamanda ç›kartt›klar› yasalar›n uygulay›c›lar› haline geldi¤i ve kitleler halk›n ç›karlar›na karfl› davranan temsilcileri görevden alma hakk›na sahip oldu¤u zaman, temsilciler kurumu bofl laf üretilen yer de¤il, kitlelerin bir çal›flma merkezi haline gelir. Paris Komünü deneyiminin özünü ortaya koyarak K. Marks “Fransa’da S›n›f Savafl›m›” isimli çal›flmas›nda proleter demokrasinin özelliklerini tart›flm›flt›r. Burada flöyle söylemektedir: “Bu nedenle Komün’ün ilk kararnamesi … daimi ordunun bast›r›lmas› ve yerine silahl› halk›n konmas›yd›”; “…Komün, Paris’in çeflitli semtlerinde genel oy hakk›yla seçilmifl belediye meclislerinden olufluyordu. Bunlar sorumluydu ve her an görevden al›nabilirlerdi. Üyelerinin ço¤unlu¤u do¤al olarak iflçilerden yada iflçi s›n›f›n›n herkesçe tan›nan temsilcilerinden olufluyordu.”; “O zamana dek hükümetin aleti olan polis, tüm politik niteliklerinden ar›nd›r›ld› ve Komün’ün sorumlu ve her an görevden al›nabilir aletine dönüfltürüldü. Bütün di¤er yönetim dallar›n›n memurlar› da öyle. Komün üyelerinden bafllayarak afla¤›ya do¤ru kamu hizmeti iflçi ücretleriyle yap›lmak zorundayd›. Devletin yüksek makam sahiplerinin kazan›lm›fl haklar› ve temsil ödenekleri bu makam sahiplerinin kendileriyle birlikte ortadan kalkt›… Eski hükümetin maddi gücünün araçlar› daimi ordu ve polis bir kez ortadan kald›r›ld›ktan sonra, Komün derhal manevi bask› arac›n›, papazlar›n gücünü k›rmaya koyuldu… Adalet görevlileri o sahte ba¤›ms›zl›¤› yitirdiler… Bundan böyle seçilecekler, sorumlu olacaklar ve görevden al›nabileceklerdi.” Paris Komünü deneyiminin K. Marks taraf›ndan ortaya konan yukar›daki aç›klamas› proleter demokrasinin temel özelli¤ini anlamaya oldukça yard›mc› olmaktad›r. “Daimi orduya son”, “devletin tüm görevlilerinin” kitleler taraf›ndan seçilmesi ve halk gerekli oldu¤unu düflündü¤ünde onlar› görevden almas› tüm devlet görevlilerinin eflit ücret almas›, halk için bundan daha genifl bir demokrasi baflka nerede mümkün olabilir?


16

2-15 Aralık 2005

36

Eflme ‹nay köylülerine sald›r›

Özellefltirme karfl›t› iflçilere gözalt›

Kemalizm = Faflizm

Bir kez daha Kemalizm ve emperyalizme ba¤›ml›l›k üzerine... Son günlerde her f›rsatta Kemalizm propagandas›yla birlikte “vatan, millet, bayrak” edebiyat› yap›l›yor. Türk hâkim s›n›flar›n›n önceki y›llara nazaran artan bir biçimde Kemalizm propagandas›yla birlikte “vatan, millet, bayrak” edebiyat›na s›¤›nmas› bizlere ister istemez “neler oluyor?” sorusunu sorduruyor. Emperyalist efendilerinin istekleri do¤rultusunda onlar›n bir dediklerini iki etmeyen Türk hâkim s›n›flar›, kendilerini Kemalist olarak tan›mlayan burjuva ve karfl›-devrimci bir dizi çevre, giderek artan bir biçimde Kemalizmin “antiemperyalist”li¤inden, “milli ba¤›ms›zl›kç›” ruhundan söz etmeye bafllad›lar. Di¤er bir ifadeyle halk kitlelerine Kemalist ruhu kuflanma ça¤r›s› yapmaya bafllad›lar. Bilinece¤i üzere en genel anlam›yla burjuvazinin bu söyleme baflvurmas›, gerçekten bu söylemleri sahiplenmesinden de¤il, onun alt›nda yatan neden kendi pazar›na hâkim olma, kendi sömürüsünü devam ettirme iste¤idir. Ülkemiz hâkim s›n›flar› aç›s›ndan bu genel söylem, emperyalizmle birlikte, “Misak› Milli” s›n›rlar› içindeki “ulusal pazara” hâkim olma, tahakkümünü sürdürme anlam›n› tafl›yor. Bir yandan “küreselleflme”, “sermayenin s›n›rs›z dolafl›m›” ve Mevlana’n›n sözleriyle (ve onu da kirleterek) yabanc› sermaye için Baflbakan›n a¤z›ndan dökülen “gel ne olursan gel” söylemleri, öte yandan özü ve biçimi kat›ks›z faflizm olan ve emperyalizmle iflbirli¤i anlam›na gelen Kemalizmin ve Kemalist ideolojinin temsil etti¤i bütün argümanlar›n giderek daha da dillendirilmesi... Hem de “ulusal kurtuluflçuluk”, “ba¤›ms›zl›k” ve “emperyalizm karfl›tl›¤›” ad›na... Tüm bunlar, yani Türk hâkim s›n›flar›nca, bir yandan emperyalizme ve emperyalist sermayeye alabildi¤ince “yaltaklanma”, “ülkeyi pazarlama” politikalar›n›n alabildi¤ince h›z kazand›r›ld›¤› ve ülkenin emperyalist

ç›karlar do¤rultusunda, Büyük Ortado¤u Projesi içinde yer almas›n›n hedeflendi¤i bir güzergâhta, öteden beridir propaganda edilen Kemalizmin, “ulusal kurtuluflçulu¤u”, “ba¤›ms›zl›kç›l›¤›” vs. çeliflmiyor mu? Üstelik bugün bu politikalar› hayata geçirenler yani AKP hükümeti, kendi önüne konulan devlet politikalar›n› uyguluyor. Bugün ülkemizin yeralt› ve yerüstü kaynaklar›n›n emperyalist sermayeye peflkefl çekilerek, ülkemizdeki pek çok kuruluflun yabanc› sermayeye haraç-mezat sat›lmas› (“babalar gibi satar›m...”, “pijamalar›mla satar›m...”, Maliye Bakan› K. Unak›tan’›n burjuva bas›nda yer alan sözleri), AB emperyalizmiyle yürütülen “üyelik pazarl›klar›”, yine ABD emperyalizmiyle s›kl›kla dillendirilen “stratejik ortakl›k” yalan› alt›nda sürdürülen “uflakl›k” politikalar› (en son D›fliflleri Bakan› A. Gül’ün Suriye’yi ABD’nin emrini/tehdidini yerine getirmek için apar topar ziyareti), Kemalizmin halk kitlelerine yans›t›lan biçimiyle de¤erlendirildi¤inde bu yaflananlar bir çeliflki olarak görülse bile, Kemalizmin gerçek yüzü (onun faflist ve emperyalizmle iflbirli¤i karakteri) kavrand›¤›nda, uygulanan bu politikalar›n tam da Kemalizm’e uygun politikalar oldu¤u görülecektir. Bugün uygulanan politikalar devlet politikalar›d›r ve bu politikalar Kemalizmin gösterdi¤i “yol”a uygundur. Türk hâkim s›n›flar›, büyük önderlerinin çizdi¤i yolda ilerlemektedir ve hakk›n› vermek gerekir ki, AKP bu politikalar› baflar›yla yerine getirmektedir.

Kemalizm emperyalizme ba¤›ml›l›kt›r Evet, bugün yaflananlar ve AKP taraf›ndan hayata geçirilenler, Türk hâkim s›n›flar›n›n ve onlar›n ideolojik

formülasyonu olan Kemalizm’e tamam›yla uygundur. Tüm bunlarla birlikte Kemalizm bayra¤›n›n sallanmas› ve “milli duygular›n” dillendirilmesi en baflta çeliflki gibi görünse de, Kemalizmin s›n›fsal niteli¤i ve onun Türk hâkim s›n›flar› komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar›n›n ideolojisi oldu¤u düflünüldü¤ünde ve bu ideolojinin temsilcilerinin bafl›ndan itibaren, halk kitleleri Kurtulufl Savafl› ad› alt›nda mücadele edip kanlar›n› dökerken, emperyalizmle iflbirli¤ine girmesi, Türkiye halk›n›n ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve özgürlük talepli mücadelesini daha bafl›ndan itibaren yolundan sapt›r›p emperyalizmin kuca¤›na oturtmas› nedeniyle gerici, iflbirlikçi ve faflist bir durufl olan Kemalizm olarak kavrand›¤›nda meselenin daha rahat çözülece¤i görülecektir. Yani çeliflki gibi görünenlerin asl›nda çeliflki olmad›¤›, basit bir yan›lsamadan ibaret oldu¤u görülecektir. Çünkü Kemalizm en bafl›ndan beri, b›rakal›m TC’nin kuruluflunu, kuruluflundan önce M. Kemal önderli¤indeki ittihatç› kadrolarla birlikte emperyalizmle iflbirli¤ine girmiflti. Bu durum Kemalizm’in ba¤›ms›zl›kç›, özgürlükçü ve halkç› bir durufltan ziyade, emperyalizme ba¤›ml›, faflist bir diktatörlük durufluna sahip olmas› anlam›na geliyordu. Osmanl›’dan miras sömürge, yar›-sömürge, yar›-feodal sistem, aynen devral›nd›. Emperyalizme ba¤›ml›, yar›-sömürge, yar›-feodal yap› oldu¤u gibi korundu. Osmanl›’n›n devlet kadrolar›, oldu¤u gibi TC’nin devlet kadrolar› oldu. Hiç kuflkusuz ki, de¤ifltirilen fleyler vard›. Örne¤in Cumhuriyet’in ilan›, alfebe, saltanat›n ve hilafetin kald›r›lmas›, tekke ve zaviyelerin kapat›lmas›, flapka devrimi(!) vb. vb. gibi... Ancak yukar›da da belirtti¤imiz gibi çözülmesi gereken as›l mesele, yani emperyalizme ba¤›ml›l›k, yar›-sömürge, yar›-feodal yap› oldu¤u gibi kald›. Bu böyle olunca at›lan at›mlar›n, gerçeklefltiri-

len devrimlerin(!) sözde/görüntüde kalmas›, kaç›n›lmazd›. Nitekim gelinen aflamada “genç TC”nin pek çok konuda ve pek çok alanda aç›k vermesi, emperyalizme ba¤›ml›l›¤›n korkunç boyutlara varmas›, sistemin ifllememesi ve t›kanmas› bunu göstermektedir. Sosyal pratik bir kez daha, hem de fazlas›yla bu durumu ispatlamaktad›r. TC faflizmi daha kurulurken, halka karfl› bir örgütlenme olarak kurulmufl ve halk›n ilerici, demokrat, devrimci talepli her yönelimini azg›n bir faflist terörle ezmifltir. Bunu yaparken de daha bafl›ndan itibaren emperyalistlere ve emperyalizme biat etmekte sak›nca görmemifltir. Sak›nca görmesi bir yana TC faflizmi aç›s›ndan emperyalizm, Türkiye halk›n›n demokrasi ve devrim talepli mücadelesine karfl› bir dayanak olarak kullan›lm›flt›r. Bu nedenle, Kemalizmin “milli ba¤›ms›zl›kç›”, “anti-emperyalist” oldu¤unu iddia edenlerin, Kurtulufl Savafl› esnas›nda ve savafl sonras›nda Kemalistlerin ‹ngiliz ve Frans›z emperyalistleriyle olan ba¤›ml›l›k iliflkilerine bakmalar› ve incelemeleri yararl› olacakt›r. Yine öte yandan, Kemalizmin “özgürlükçü”, “ilerici” ve daha da ileri giderek “devrimci” oldu¤unu iddia edenler, Kemalistlerin komünistleri katletme, tutuklama, Kürt ulusunu ve di¤er az›nl›klar› imha etme operasyonlar›na, grevleri yasaklama, kana bulama karfl›-devrimci pratiklerine bir aç›klama getirmek zorundad›rlar. Bu nedenle Türk hâkim s›n›flar› Kemalizm propagandas›na yöneldiklerinde ve “vatan, millet,” edebiyat› yap›ld›¤›nda bilinmelidir ki, bu durumda Türk hâkim s›n›flar›yla emperyalistler aras›nda iliflkide daha bir derinleflme, daha bir emperyalist tahakküm, daha bir emperyalist nüfuz söz konusudur. Çünkü Kemalizm demek emperyalizmle iflbirli¤i, emperyalizme uflakl›kt›r. Ve bununla


36 eflgüdümlü olarak bilinmelidir ki, Kemalizmin söyleminin her defas›nda yükseltilmesi (ki siz bunu faflizm olarak okuyun) iflçi s›n›f›na, çeflitli milliyetlerden emekçi halka ve özellikle Kürt ulusuna yönelik zulmün, bask›n›n, katliam ve iflkencelerin artt›r›lmas› demektir.

M. Kemal flahs›nda flahland›r›lan flovenizm Son süreçte, her f›rsatta, örne¤in “milli maç” vesilesiyle, 10 Kas›m vesilesiyle bir kez daha “milli duygular” flahland›r›ld›. Bilindi¤i üzere 10 Kas›m M. Kemal’in ölüm y›ldönümüdür. Yine bu y›ldönümünde, devlet dairelerinde, yurtd›fl› temsilciliklerinde, iflgal alt›nda tutulan K›br›s’ta, okullarda ve k›fllalarda ve hatta sokaklarda, “büyük kurtar›c›ya” övgüler düzülerek, anmalar gerçeklefltirildi. Dikkat edilirse son y›llarda M. Kemal flahs›nda Kemalizm ve özellikle flovenizm bilinçli bir biçimde pompalan›yor. Merkezinde M. Kemal ve Kemalizm olan her çeflit ürün, materyal allan›p, cilalan›p piyasaya sürülüyor. Oda¤›nda, M. Kemal olan ve piyasada “çok satan” kitaplar›n reklâmlar› yap›l›yor. Gazeteler M. Kemal afifli, rozeti ve bayrak eki veriyor. M. Kemal’in kendisi yetmiyor, eflleri hakk›nda yaz› dizisi yap›l›yor. TV kanallar› sabahtan akflama kadar, Atatürk ve Kemalizm hakk›nda programlar yap›yor. “Genç TC” kurtar›c›n› adeta yeniden göreve ça¤›r›yor. “Atam kalk gör, bak ne haldeyiz” söylemleri her f›rsatta ve imkânda dillendiriliyor.

17 lay›c› ve tutarl›d›r. Onun Kemalizm hakk›nda ifade ettiklerini tekrardan burada ifade etmek, Kemalizmin gerçek yüzünü deflifre etmek için yeterlidir. Biz Kaypakkaya’dan al›nt› yapmak yerine, son dönemde yaflananlar üzerinden k›sa bir de¤erlendirme yapmay› daha uygun buluyoruz. Ancak tekrar etmek pahas›na da olsa Kemalizm’in s›n›fsal niteli¤ine iliflkin Kaypakkaya’n›n berrak çözümlemesini döne döne okumakta yarar vard›r. Çünkü bu meselede yani Kemalizmin s›n›fsal tahlilinde do¤ru bir bilince sahip olmak daha bafltan, iktidar mücadelesinde do¤ru ad›m atmak anlam›na gelmektedir. E¤er tutarl› bir devrimcilik yap›lmak iste-

Hareketi’nin yaratt›¤› bask›lanma di¤er yandan da iç ve d›fl borçlar›n Cumhuriyet tarihinin en büyük rakamlar›na ulaflmas› da belirleyici rol oynuyor. Görüflümüzce günümüzde Türk hâkim s›n›flar›nca Kemalizm üzerinden yeniden yükseltilen bu ba¤›rt›lar, TC devletinin emperyalizm ile iliflkilerinin geldi¤i aflamadaki sonuçlar›n›n birebir yans›mas›ndan ibarettir. Yani özcesi “vatan millet” ba¤›rt›lar› ad› alt›nda, Kemalizm bayra¤›n›n daha yükseklerde dalgaland›r›lmas› (onun temsil etti¤i de¤erlere ve dünya görüflüne çok uygun olarak) “vatan›n” sat›lmas›/pazarlanmas› anlam›na gel-

Evet, bugün yaflananlar ve AKP taraf›ndan hayata geçirilenler, Türk hâkim s›n›flar›n›n ve onlar›n ideolojik formülasyonu olan Kemalizm’e tamam›yla uygundur. Tüm bunlarla birlikte Kemalizm bayra¤›n›n sallanmas› ve “milli duygular›n” dillendirilmesi en baflta çeliflki gibi görünse de, Kemalizmin s›n›fsal niteli¤i ve onun Türk hâkim s›n›flar› komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar›n›n ideolojisi oldu¤u düflünüldü¤ünde ve bu ideolojinin temsilcilerinin bafl›ndan itibaren, halk kitleleri Kurtulufl Savafl› ad› alt›nda mücadele edip kanlar›n› dökerken, emperyalizmle iflbirli¤ine girmesi, Türkiye halk›n›n ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve özgürlük talepli mücadelesini daha bafl›ndan itibaren yolundan sapt›r›p emperyalizmin kuca¤›na oturtmas› nedeniyle gerici, iflbirlikçi ve faflist bir durufl olan Kemalizm olarak kavrand›¤›nda meselenin daha rahat çözülece¤i görülecektir.

Kemalizmle ideolojik hesaplaflma zorunludur Kemalizmin s›n›fsal tahlilinin y›llar önce komünist önder Kaypakkaya taraf›ndan berrakça yap›lmas› bizler aç›s›ndan yan›t verilmesi gereken pek çok meselenin yan›tlanmas› anlam›na gelmekle beraber, Kaypakkaya’n›n iflkencede katledilmesi ve ard›ndan yaflad›¤›m›z y›llarda Kemalizmin bir ideoloji olarak faflizme denk düfltü¤ünü, kendine özgü bir “izmden” ziyade düpedüz ve kelimenin gerçek anlam›yla Faflizm oldu¤unu defalarca kan›tlad›. Hem de M. Kemal’in ard›llar›nca “örnek bir önder” olarak an›lmas›n› sa¤layacak derecede kat›ks›z bir faflizmdir. (Falih R›fk› Atay an›lar›nda, “Hitler, benim de bulundu¤um bir Türk heyetinin önünde, kendisinin ve Mussolini’nin Mustafa Kemal’in ö¤rencileri oldu¤unu söyledi” diye anlatmaktad›r bu “örnek” al›nmay› (Atay,1984-319). Onun için Kemalizmin s›n›fsal tahlili oldukça önemlidir ve Kaypakkaya’n›n bu meselede de yaklafl›m› berrak, net, aç›k-

2-15 Aralık 2005

niyorsa Kemalizm’e karfl› tutarl› bir mücadele yürütülmek zorundad›r. Kemalizm’e karfl› tutarl› mücadele ise en bafl›ndan onunla ideolojik hesaplaflmadan geçer. Bu ideolojik hesaplaflmay› yapmayan, ya da net olmayan bir durufl daha bafl›ndan itibaren sallant›l› bir durufltur. Son günlerde yaflananlar ve Kemalizm bayra¤›n›n dikkat çekici bir biçimde sallanmas› ve her türden anlay›fl›n ona yeniden sar›lmas›, faflizmin güçlerini tahkim etmesi, emperyalizme daha fazla ba¤lanmas› anlam›na geliyor. TC faflizminin emperyalistler aras›nda oynamaya çal›flt›¤› kendilerinin deyimiyle diplomasi trafi¤i, Türk hâkim s›n›flar›n› bir kez daha kurucu harçlar› olan Kemalizm’e yöneltiyor. Bu yönelmede bir yandan Kürt Ulusal

mektedir. ‹flte bu nedenler bize Kemalizm’in “yeniden göreve” ça¤r›lmas›n›n (Bu göreve ça¤r›lma daha önce Kemalizmin kullan›lmad›¤›/olmad›¤› anlam›na gelmiyor, tam aksine bu ifade varolan ba¤›ml›l›k iliflkisinin daha da derinlefltirilmesi olarak okunmal›d›r.) ipuçlar›n› veriyor. Türk hâkim s›n›flar› aç›s›ndan mesele böyle anlafl›lmaktad›r. Daha da açarsak; Türk hâkim s›n›flar›n›n Kemalizm bayra¤›na bu denli sar›lmas› özellikle ABD emperyalizminin BOP’ta kendisine biçti¤i role uygun olarak yeniden ve daha güçlü bir biçimde konumland›rmas›n›n ad›mlar›d›r. “Örnek ülke”, “model ülke” söylemleri alt›nda, Türk hâkim s›n›flar›n›n kendilerine biçilen emperyalizme uflakl›k rolünü daha iyi oynamas›n›n ad›mlar›d›r bu söylem-

ler. Öte yandan TC devletinin ABD emperyalizminin BOP do¤rultusunda dillendirilen “›l›ml› ‹slam modeli” vb. esasa iliflkin (TC’nin flu veya bu biçimde kullan›m›na iliflkin) de¤ildir. Model ne olursa olsun, burada önemli olan TC’nin faflist karakteridir. Yine ayn› biçimde olmasa da AB emperyalizminden gelen ve zaman zaman “milliyetçi muhafazakâr” kesimler taraf›ndan dillendirilen TC üzerindeki Kemalizm etkisi (devlet dairelerinde resimlerinin indirilmesi) meselesi de buna benzer bir argümand›r. Bu anlam›yla bu tarz söylemler, argümanlar pragmatist bir tarzda kullan›labilir, (Ki Kemalist söylemin kendisi bizzat pragmatist bir söylemdir) öne ç›kart›labilir ya da daha geri pozisyona çekilebilir. Bunlar biçimsel fleylerdir. Öze iliflkin de¤ifliklikler de¤ildir. Kald› ki Türk hâkim s›n›flar› emperyalistlerin bu söylemlerine (hem ABD’nin ›l›ml› ‹slam modeline hem de AB’nin Kemalizm itiraz›na laiklik için gerekli diyerek) “itiraz ederek” kendileri aç›s›ndan (ve kuflkusuz ki emperyalistler aç›s›ndan) Kemalizm söyleminin devam ettirilmesinin daha yararl› olaca¤›n› ifade etmektedirler. Bu yaklafl›m son kabul edilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde de tekrar edilmekte ve flöyle denilmektedir: “Türkiye’nin üniter yap›s›n›, demokratik, laik, hukuk devleti ilkelerini korumak ve gelifltirmek gereklidir. Türkiye’nin bütünlü¤ünü koruman›n temel yolu Atatürk milliyetçili¤idir.” (‹flte Siyaset Belgesi. M. Balbay. Cumhuriyet Gazetesi. 14 Kas›m 2005 Pazartesi. Sayfa 8) Bilinmelidir ki bugün kitleleri ABD ve AB’ye karfl› “Kemalist bir ruhla” mücadele etmeye ça¤›ranlar, Türk hâkim s›n›flar› ve onlar›n her türlü flürekas›, özde ba¤›ms›zl›¤› de¤il, ba¤›ml›l›¤› öneriyorlar. Çünkü, bugünkü TC’nin rotas›n› çizenler Kemalistlerdir. Bu rotada ilerlemenin getirdi¤i nokta emperyalizm uflakl›¤›d›r. Gelinen aflamada bu noktan›n yeterince görüldü¤ünü düflünüyoruz. Yani bugün Türk hâkim s›n›flar› daha fazla emperyalizme ba¤›ml›l›k istiyorlar, daha fazla uflakl›k istiyorlar ve bunun için Kemalizm propagandas›na a¤›rl›k veriyorlar. Bu böyle alg›lanmal› ve bilinmelidir. Nerede ve ne zaman Kemalizm propagandas› yap›l›yorsa orada emperyalist ba¤›ml›l›k isteniyordur. Ve bununla birlikte halka karfl› bask›n›n ve zulmün, sömürünün dozaj›n›n art›r›lmas› hedefleniyordur. Türk hâkim s›n›flar›n›n klikleri aras›nda yer alan çekiflme ve dalaflmalar bu gerçe¤i de¤ifltirmez. Çünkü onlar›n hepsi ortak payda olarak Kemalizm’de birlefliyorlar. Yani hepsi için Kemalizm bir buluflma noktas›d›r.


2-15 Aralık 2005 Onlar› gelecek tehlikeye karfl› (ki bu en genel anlam›yla iflçi s›n›f› ve emekçi halk›n ilerici devrimci mücadelesidir) birlefltiren harçt›r. Dikkat edilirse Türk hâkim s›n›flar›n›n hangi kli¤i olursa olsun, kendisini mutlaka Kemalizm’e dayand›rmaktad›r. Kemalizm’e “mesafeli duran” flu anki AKP bile “en iyi Atatürkçü biziz” demektedir. (Ki Kemalizmin s›n›fsal içeri¤i düflünüldü¤ünde do¤ru söyledikleri görülecektir). Bu da Kemalizm’in Türk hâkim s›n›flar›nca sadece M. Kemal’den ibaret olmayan bir egemen ideoloji olarak flekillendirildi¤ini ve bunun da faflist bir ideolojik yap›lanma olarak devletin bütün kurumlar›na, iflleyiflinden tutun da medyas›na kadar hâkim bir yap›lanma oldu¤unu göstermektedir.

18 karfl› tepkisi ve mücadelesi, bununla birlikte 1917 Ekim Devrimi’nin dünya halklar› ve bu arada Anadolu’daki halk üzerindeki yads›namaz etkisi, Türk hâkim s›n›flar›n› M. Kemal etraf›nda kenetlenmeye ve geliflen Ulusal Kurtulufl Hareketi’nin hedefinden sapt›r›larak, güdük kalmas›na ve emperyalistlerle iflbirli¤ine girmesini sa¤lam›flt›r. ‹flte bu nedenle M. Kemal Türk hâkim s›n›flar› aç›s›ndan kurtar›c› bir adamd›r. ‹flte bu nedenle Türk hâkim s›n›flar›n›n M. Kemal etraf›nda kenetlenmesi ve Kemalizm bayraktarl›¤› yapmas› anlafl›l›rd›r. Ve yine Türk hâkim s›n›flar›n›n 10 Kas›mlar› birer yas günü olarak anmas› ve tüm halk›

Hakkari Ankara-E¤itim emekçilerine sald›r›

Bu nedenle hâkim s›n›f klikleri birbirini “en iyi Atatürkçü”, “en kötü Atatürkçü” olarak tan›mlamakta ve rakibini bu kozla vurmaya çal›flmaktad›r. Bunlar bizim aç›m›zdan uzun uzad›ya üzerinde durulacak ve de¤erlendirilecek olgular de¤ildir. Bizler, meselenin Kemalizm ad› alt›nda, Atatürkçülük ad› alt›nda Türk, Kürt ve çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›na uygulanan, sömürü, bask›, iflkence, katliam, asimilasyon politikalar› ve bu politikalar›n araçlar› üzerinde durmay› daha do¤ru buluyoruz.

Türkiye halk›n›n M. Kemal’den nefret etmesi için yeterince neden var Yukar›da Kemalizm ve Kemalist ideolojinin emperyalizmle iflbirli¤i anlam›na geldi¤ine ve Türk hâkim s›n›flar›n›n bu arac› kendi ç›karlar› için baflar›yla kulland›klar›na de¤indik. Kemalizm Türk hâkim s›n›flar›n›n yönetme ve sömürülerini devam ettirme için bir iyi bir araçt›r. Bu da bafl›ndan itibaren M. Kemal’in “büyük kurtar›c›” olarak halk kitlelerine yans›t›lmas›ndan, propaganda edilmesinden geçmektedir. M. Kemal, bu nedenle Türk hâkim s›n›flar› için bir kurtar›c›d›r. Ancak bu kurtar›c›l›k emperyalizmden kurtulmak de¤il tam aksine emperyalizmin uflakl›¤›n›n yap›lmas› ve Türkiye halk›n›n özgürlük, ba¤›ms›zl›k, demokrasi mücadelesini zapt-u rapt alt›na al›nmas› anlam›na gelmektedir. Yani M. Kemal, Türkiye halk›n›n özgürlük, ba¤›ms›zl›k, demokrasi talepli mücadelesinin sapt›r›lmas› ve bu taleplerin Türk hâkim s›n›flar›n›n iktidar kanal›na ak›t›lmas› anlam›na gelmektedir. Dikkat edilirse ve M. Kemal’in ortaya ç›kt›¤› tarihi koflullar incelenirse, bu gerçek oldukça çarp›c› bir biçimde görülecektir. Türkiye halk›n›n emperyalist iflgale

36

buna ortak etmeye çal›flmas›, her yerde M. Kemal’in büstlerinin bulunmas› anlafl›l›rd›r. Türk hâkim s›n›flar›n›n emperyalizmden ve emperyalist sömürüden bir kurtar›c› olarak Türkiye halk›na propaganda edilmesi sadece bugünün sorunu de¤ildir. M. Kemal’in heykelleri, büstleri ölümünden sonra de¤il, 1925’den itibaren ülkenin dört bir yan›na yerlefltirilmifltir. Ve yine tam bir ›rkç› yaklafl›m olarak M. Kemal’e Türklerin atas› anlam›na gelen “Atatürk” soyad›n›n verilmesi soyad› kanununun kabulüyledir. Bu anlam›yla M. Kemal Türk hakim s›n›flar› aç›s›ndan bir “idol” olarak ele al›nmakta ve Türkiye halk›na da bu “idol” benimsetilmeye çal›fl›lmaktad›r. Hem de “büyük kurtar›c›”, “ba¤›ms›zl›kç›”, “özgürlükçü” vs. yalanlar›yla. Üstelik bununla da yetinilmemifltir. Türk hâkim s›n›flar› ne olur ne olmaz diye bu büyük faflist için özel bir kanun bile ç›kartm›fllard›r. 5816 say›l› olarak ç›kart›lan ve “Atatürk Aleyhine ‹fllenen Suçlar Hakk›nda Kanun”, bafll›¤›n› tafl›yan kanunda; “Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, k›ran, bozan veya kirleten kimseye bir y›ldan befl y›la kadar a¤›r hapis cezas› veri-

lir” denilmektedir. Bu 4 maddelik yasa, “Türk Ceza Yasas›”n›n d›fl›nda yer alan bir yasad›r. Bu yasa Türk hukuk(!) sisteminde “tek bafl›na”, “Türk Ceza Yasas›”ndan ba¤›ms›z bir ceza yasas› olarak ele al›n›yor. Bu da herhalde “Türk ba¤›ms›z yarg›s›na” uygun bir durum olsa gerek. Bir yandan ona atfedilen vas›flarla, ona dair böyle bir kanun ç›karmak çeliflki gibi görünse de (ki biçimsel olarak öyledir. Bu büyük bir çeliflkidir. Çünkü M. Kemal gerçekten bu halk›, emperyalizmden ve her türden gericilikten kurtard›ysa o zaman Türk, Kürt ve çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n pratikte do¤al olarak onu benimsemesi, sevmesi gerekir ve böyle bir kanunu ç›kartmak mant›k d›fl› olur.) Türkiye halk›n›n 80 küsur y›ld›r yaflad›klar› ve bizzat M. Kemal ve gerekse de onun ard›llar› taraf›ndan kendisine karfl› yap›lanlar, katliamlar, iflkenceler k›sacas› bütün halka yönelik sürdürülen karfl› devrimci sald›r›lar gözönüne al›nd›¤›nda ve bu karfl› devrimci sald›r›lar›n temel argüman›n›n M. Kemal flahs›nda Kemalizm olarak adland›r›lan ideoloji oldu¤u düflünüldü¤ünde, Türkiye halk›n›n M. Kemal’den nefret etmesinin yeterince nedeni vard›r. Ve bu yeterli nedenlerden dolay›, Türk

hakim s›n›flar›n›n M. Kemal’e yönelik “özel bir kanun” ç›kartmas› da anlafl›l›rd›r. Kendi halk›ndan özel yasalarla korunan bir “kurtar›c›” hangi ülkelere özgüdür acaba? Sabah akflam, yat›p kalk›p, “ulu önder”e sayg›lar›n› ve sevgilerini yollayan, onu anan, onu yere gö¤e s›¤d›ramayan ve onun Türkiye halk›n›n büyük ve eflsiz “kurtar›c›s›” oldu¤unu her f›rsatta dile getiren, propaganda eden Türk hâkim s›n›flar›, bu yalanlar›n›n yetmeyece¤ini çok iyi bildikleri için, ne olur ne olmaz diye bir de “özel yasa” ç›karma gere¤i duymufllar. Faflizmin sevgi anlay›fl› bir kez daha kendini ele veriyor. Ulu önderlerini özel yasalarla korumaya al›yorlar. Kimden? M. Kemal’in kurtard›¤›n› iddia ettikleri halktan! Türk, Kürt ve çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›, iflçisi, köylüsü, ö¤rencisi, memuru k›sacas› ezilen, sömürülen her türlü demokratik haktan mahrum b›rak›lan kitleler, sosyal pratik içinde flu veya bu gerekçeyle mücadele ettiklerinde karfl›lar›nda hep faflist Türk devletinin kolluk güçlerini ve faflist devletin kurumlar›n› buldu. Ve tabi ki bununla birlikte M. Kemal’i. Türk, Kürt ve çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n bu nedenle M. Kemal’i, “M›sto Kor”, “Beton Mustafa” gibi s›fatlarla “anmas›”, Mustafa Kemal’in “hay›rla yad edilmesi” sebepsiz de¤il! Kitlelerin M. Kemal flahs›nda faflizme duydu¤u tepki, siyasal bir içerik kazand›r›lmal›, duyulan tepkinin gerçek nedeni anlat›lmal›d›r. Kitlelerin kendili¤inden tepkileri devrimci bir bilinçle yeniden flekillendirilmeli ve devrimci mecraya ak›t›lmal›d›r. M. Kemal’i ve Kemalizm’i bunca yaflanan fleyden sonra hala ilerici olarak gören, onun temsil etti¤i de¤erler sisteminin ne oldu¤unu göremeyenlere gelince. Bu konuda çok fazla bir fley söylemeye gerek yok. Sadece yaflananlara, sosyal prati¤e ve kitlelerin düflüncelerine bak›ls›n yeter...


36

19

2-15 Aralık 2005

Katil devletten hesab› emekçi halk soruyor! 18 Kas›m-Taksim

9 Kas›m’da fiemdinli bulunan Umut Kitabevi’nin bombalanmas›n›n ard›ndan halka yönelik sald›r›lar her yerde protesto ediliyor. 18 Kas›m; * Diyarbak›r Halk ‹nisiyatifi bileflenleri mum yakarak Melik Ahmet Caddesi’ne yürüdü. *Halklar›n Kardeflli¤i ‹çin Kad›n ‹nisiyatifi Galatasaray Lisesi önünde aç›klama yaparak kad›n örgütleri olarak fiemdinli’ye gideceklerini duyurdu. *Halklar›n Kardefllik ‹nisiyatifi, DEHAP, DHP, ÖMP, HKM ve Partizan’›n da aralar›nda bulundu¤u 20’yi aflk›n kitle örgütü Taksim Mc Donalds önünde toplanarak Harbiye Orduevi’ne yürümek istedi. Polisin barikat kurmas›yla Tramvay Dura¤›’na yönelen kitle, mumlar ve meflalelerle “Kürdistan faflizme mezar olacak”, “Kahrolsun M‹T, CIA, Kontrgerilla” “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar›n› att›. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan da¤›lmaya bafllayan kitleye biber gazlar› ve coplarla sald›ran Çevik Kuvvet aralar›nda gazete çal›flan›m›z Selçuk Birginal’›n da bulundu¤u 9 kifliyi gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar ertesi gün ç›kar›ld›klar› Beyo¤lu Savc›l›¤› taraf›ndan serbest b›rak›ld›. Gözalt› ve dövülmelerine iliflkin suç duyurusunda bulunuldu. 19 Kas›m; *Taksim Tramvay dura¤›nda bir araya gelen devrimci kurumlar ve DKÖ’ler “fiemdinli’nin faili kontrgerillad›r. Kontrgerilla ve J‹TEM da¤›t›ls›n. Katliam durdurulsun” pankart› açarak “Kahrolsun M‹T, J‹TEM, Kontrgerilla”, “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlar›n› att›lar. Kitle ad›na aç›klama yapan Zeynep Koru fiemdinli halk›n›n cesur ve kararl› tavr›n›n bütün ezilenlere yol gösterdi¤ini söyleyerek demokratik ve duyarl› tüm kesimlere mücadele ça¤r›s› yapt›. *Ankara Sakarya Caddesi’nde akflam saatlerinde toplanan gençlik örgütleri meflalelerle Yüksel Caddesi’ne yürüdü. Gençler yapt›klar› aç›klamada kontgerillac›lar›n kendilerini her türlü meflruiyetin üstünde görerek Kürt halk›na gözda¤› vermeye çal›flt›klar›n› ancak Kürt halk›n›n bu sald›r›lara her zaman cevap vermeyi bildi¤i söylediler. 20 Kas›m; *‹stanbul Küçükçekmece Kanarya Mahallesi’nde toplanan Demokratik Halk ‹nisiyatifi yapt›¤› eylemde “Devlet terörü durdurulsun”, “Katil devlet hesap vere-

20:30’da Cemevi önünde toplanan DEHAP, DHP, Mücadele Birli¤i ve Partizan okurlar› K›br›s Caddesi üzerinden son dura¤a kadar meflalelerle yürüdü. *25 Kas›m günü Yak›nlar›n› Kaybedenler Derne¤i (YAKAY-DER) üyeleri dernek binas›nda yapt›klar› aç›klamayla fiemdinli ve Yüksekova sald›r›lar›n› protesto etmek için iki günlük açl›k grevi yapacaklar›n› duyurdu. 26 Kas›m; Bileflenlerini ‹stanbul’un birçok üniversitesindeki; “BAGEH, DEHAP Gençli¤i, DG, DGH, DPG, Ekim Gençli¤i, SDP, SGD, TÖG, YDG”lilerin oluflturdu¤u “Çetelere Karfl› Gençlik Platformu”, Galatasaray Postahanesi’ne yürümek üzere ‹stiklal Caddesi Mis Sokak’ta topland›. Polisin yürüyüfle izin vermemesi üzerine ö¤renciler “fiemdinli failleri yarg›lans›n. J‹20 Kas›m-Taksim/Beyo¤ lu TEM, Kontrgerilla cek” da¤›t›ls›n” pankart› gibi sloganlar› att›. Mahalleye yo¤un y›¤›açarak burada bir nak yapan Çevik Kuvvet biber gaz› ve taz- bas›n aç›klamas› yapt›. yikli suyla kitleye sald›rd›. Kitle de molo27 Kas›m; tof kokteyli ve tafllarla savunmaya geçti. Saat 20:00’de Yenibosna Zafer Ma‹ki saat süren çat›flmada bir polis panzeri hallesi’nde bulunan Pazar yerinde toplayak›l›rken 12 kifli gözalt›na al›nd›. nan yaklafl›k 100 kiflilik kitle “fiemdinYine saat 14:00’de Demokratik Halk li’de yakalanan kontrgerilla devleti hal‹nisiyatifi üyesi yüzlerce kifli Beyo¤lu Ha- ka hesap verecek” yaz›l› ve DHP, ESP, c› Ahmet Park›nda toplanarak yürüyüfle Partizan, Temel Haklar Federasyonu imzageçti. “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir”, lar›n›n oldu¤u pankart aç›larak meflalelerle “Recep flafl›rma bizi da¤a tafl›rma”, “Be se- yürüdüler. Yol boyunca “fiemdinli halk› rok jîyan nabe”, “Kürdistan faflizme me- yaln›z de¤ildir”, “Katil devlet hesap verezar olacak” sloganlar›yla yollara molotof cek”, “Halk›m›z saflara hesap sormaya” kokteyli atarak Okmeydan›’na kadar yürü- sloganlar›n› hayk›ran kitle Pazar yerinin dü. Yürüyüfl Okmeydan›’nda yap›lan aç›k- sonunda bas›n aç›klamas›n› okudu. lamayla son buldu. ‹ZM‹R 24 Kas›m; ‹zmir’de aralar›nda Partizan’›n da bu*fiemdinli’de yaflanan geliflmelerle il- lundu¤u birçok devrimci-demokrat kurum gili olarak bir eylem de ö¤renci gençlik ta- biraraya gelerek devletin sald›r›lar›n› k›naraf›ndan yap›ld›. 24 Kas›m Perflembe gü- d›. nü saat 13:30’da ‹stanbul Üniversitesi Be* 16 Kas›m günü saat 17:30’da Konakyaz›t Kampusü’nde bir araya gelen ö¤ren- Pier önünde bir araya gelen bir kitle Eski ciler “fiemdinli failleri yarg›lans›n. Sümerbank önüne yürüyerek burada bir Kontrgerilla da¤›t›ls›n” yaz›l› Çetelere oturma eylemi yapmak istedi. Polisin proKarfl› Gençlik Platformu imzal› bir pankart vokatif tutumu ve izin vermemesi nedeniyaçt›lar. Üniversitenin içinden de bir grubun le istenilen yer olmasa da, planlanan yere kat›ld›¤› eylemde ö¤renciler, “Bijî biratiya gelan”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlar›n› coflkuyla hayk›rd›lar. Eylem BAGEH, DPG, DGH, EMEP, YDG, DGD ve TKP taraf›ndan örgütlenirken ÖDP de destek verdi. *Halklar›n Kardefllik ‹nisiyatifi ve devrimci kurumlar Harbiye Orduevi önünde bas›n aç›klamas› yapt›. fiemdinli sald›r›s›n› protesto eden kitle ad›na aç›klama yapan Figen Yüksekda¤ hesab› sorulana kadar fiemdinli olaylar›n›n peflini b›rakmayacaklar›n› söyledi. *Ankara’da Sanatç›lar›n Kardefllik ‹nisiyatifi üyeleri Yüksel Caddesi’nde yapt›klar› müzikli ve mumlu eylemle fiemdinli halk›n›n mücadelesine destek verdi. *‹stanbul Gazi Mahallesi’nde

yak›n bir yerde mumlu oturma eylemi yap›ld›. Burada ‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Mustafa Rollas taraf›ndan bir aç›klama yap›ld›. Ayn› yerde 17 ve 18 Kas›m günleri de mumlu oturma eylemleri ve bas›n aç›klamas› yap›ld›. * 24 Kas›m Perflembe günü ise aralar›nda ESP, ‹HD, ÇHD, Partizan ve DTP’nin de bulundu¤u grup Bayrakl› Adliyesi önünde bas›n aç›klamas› yapt›ktan sonra fiemdinli’deki bombal› sald›r›lar› ve ard›ndan yaflanan olaylar›n sorumlular› hakk›nda suç duyurusunda bulundular. KARS 19 Kas›m tarihinde Kars’ta yap›lan aç›klamada da fiemdinli olaylar› k›nanarak “Hedef listesinde fiemdinli esnaf›ndan iflçisine, imam›ndan doktoruna, ev kad›n›ndan koruculara kadar hemen hemen herkes yer almaktayd›. Bu olay karfl›s›nda bölge halk›n›n gelifltirdi¤i tepkinin fliddetli bir flekilde bast›r›lmas› ve ele geçirilen raporlar›n yarg›ya intikal etmesini önlemek amaçl› rasgele tutuklamalar ve silahl› sald›r›lar, bu iflin içinde ne kadar önemli kiflilerin yer ald›¤›n› göstermektedir” denildi. KAÜ-ÖDER insiyatifinde toplanan yaklafl›k 250 kiflilik bir kitle eylem boyunca “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir”, “Gençlik halk›n fedaisidir”, “Katiller halka hesap verecek” sloganlar›n› att›. Sonra kortejler halinde yürüyüfle geçildi. Yürüyüflün ard›ndan aç›klama sona erdi. SAMSUN E¤itim-Sen, Ekim Gençli¤i, SDP, EMEP, TKP, Halkevleri, HÖC ve Partizan Samsun’da da biraraya gelerek 15 Kas›m’da Süleymaniye Geçidinde bas›n aç›klamas› yapt›. Yaklafl›k 60 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Susurluk, fiemdinli’de devam ediyor” vb. sloganlar at›ld›. Aç›klamada “fiemdinli’de ortaya ç›kan devletin gerçek yüzüdür” denildi. BURSA Bursa’da KESK, D‹SK, Bursa Barosu, ‹HD, ÇHD, Partizan, ESP, BDSP, EMEP, SDP, DTP, Tuncelililer Derne¤i, Do¤a-Der ve ‹flçi Haklar› Derne¤i’nin kat›ld›¤› bir protesto yürüyüflü gerçeklefltirildi. 21 Kas›m akflam› AVP Tiyatrosu önünde toplanan kurumlar, burada alk›fl, slogan ve meflalelerle Orhangazi Park›’na yürüdüler. Burada kurumlar ad›na E¤itim-Sen fiube Baflkan› Kemalettin Y›ld›z bas›n aç›klamas›n› okudu.

24 Kas›m-Gazi


20

2-15 Aralık 2005

36

Çal›flma tarz›m›z üzerine...

Halk denizinde dalga yaratmak do¤ru yönden esmekle mümkündür! “Eskiden devrimciler gelirdi köyü- si için çizgiye, çizginin ise hayata geçeS›n›f mücadelesi geliflmektedir. An- mek için seferber eder ve baflka bir fley müze. Hay›r, hay›r ihtiyaçlar› için de- bilmesi için örgüte ihtiyac› vard›r. Ara- cak biz halen olmam›z gereken yerde de- yapmazsak düflman› yenmeyi baflarabi¤il, biz zaten yard›m ederdik. ‹htiyaçla- lar›ndaki bu diyalektik ba¤ sürekli iliflki ¤iliz. Emperyalizm gücünü kitlelerin ör- lir miyiz?” (Kitlelerin refah›yla ilgiler›m›z için gelirlerdi. Biz mahkeme ne- ve çeliflki demektir. ‹flte parti s›n›f mü- gütsüzlü¤ünden almaktad›r. O zaman nin, çal›flma yöntemlerine dikkat dir bilmezdik. Bütün sorunlar›m›z› on- cadelesinin her aflamas›nda devrimi ger- bize düflen Marksizm-Leninizm-Ma- edin–27 Ocak 1934-Mao Zedung-Seçlara açar çözüm sunmalar›n› isterdik. çeklefltirebilmek için çeliflkileri analiz oizm biliminin ›fl›¤›nda Halk Savafl› me Eserler–1) Ve sunduklar› çözüm bizim için geçer- etmek, elde edilen birikimi sentezlemek bayra¤› alt›nda kitleleri örgütlemektir. Bir di¤er mesele bizlerin kitlelerin liydi. Her sorunumuzla ilgilenir, iflleri- ve bunu somut gerçekli¤ine uygulamak- Ama bunlar›n gerçekleflmesi için hatala- kendili¤inden geliflen veya reformistlemizde bizlere yard›m ederlerdi. Bir aile la yükümlüdür. Öznel ve nesnel koflullar r›m›z›n düzeltilmesi ve eksikliklerimizin rin “öncülü¤ünde” geliflen eylemlilikgibiydik. fiehre göç etmek zorunda kal- ne olursa olsun örgüt, çizginin emrinde giderilmesi gerekmektedir. Bu ise kendi- lere bak›fl›m›zd›r. Genellikle bu eylemd›k daha sonradan. Ama onlar yine de ve ona uygun yap›lanmak zorundad›r. li¤inden olamayacak de¤il, bizlerin so- liliklere kat›lmaktan kendimizi muaf gelirlerdi. Her fleyimizi bölüflürdük. mut müdahalesi ile gerçekleflecektir. Kit- tuttu¤umuzu belirtmek gerekiyor. ÜlkeKitlelerle ba¤›m›z› Dertlerimizi, sevinçlerimizi. Dü¤ünlelelerden ö¤renmek bizim için ilke ise mizde bu yönlü yaflanan geliflmelere güçlendirelim rimizde, cenazelerimizde hep beraberbizlerin de hata yapaca¤›n› kabul edip son dönem yaflanan bir dizi geliflme dik. Sonra abim bir operasyonda tuBu yaz›da üzerinde duraca¤›m›z me- kitlelerin elefltiri ve önerilerini dikkate “iyi” birer örnektir. Çeflitli gerekçelerle tukland›. Sonra daha az gelmeye bafl- sele çal›flma tarz›m›z ve kitlelerden ko- almal›y›z. Kitlelerin bizlere olan güven- kat›lmad›¤›m›z bu eylemler, geliflmelelad›lar evimize. Sorunlar›m›zla daha puklu¤umuzdur. Çal›flma tarz›m›z›n dü- sizli¤i küçümsenecek boyutlarda de¤il- re müdahale ve kitlelerin gündemine az ilgileniyorlard›. Ama fluan çok özlü- zeltilmesi ve kitlelerle olan ba¤lar›m›- dir. Ço¤u pratikte bizler ayr› yerde, halk hakim olma anlam›nda önemlidir. Soyoruz onlar›. Çünkü art›k hiç gelmi- z›n güçlendirilmesi mevcut hastal›klar›- kitleleri ayr› yerde durmaktad›r. Ve yine runlara yaklafl›rken çözüm noktas›nda yorlar.” uygulayaca¤›m›z yöntem Marksistm›z›n tedavisiyle mümkündür. Ayn› za- yap›lan eylemliYapm›fl oldu¤umuz bu al›nt› yaflaLeninist-Maoist olmal›d›r. Hep ör, ›l›k nc ala e m›n içinden. Bu al›nt›n›n hem gernek verdi¤imiz ve Komünist önder ind kis ilifl e disiplinsizlik, alan-alan ind kis ilifl an ve -al ik ey çekli¤imizi hem de kitlelerin duru‹brahim Kaypakkaya’n›n zengin deizl bir ins m ipl Bu duru Çal›flma tarz›m›zdaki dis ir. tir ge k zlü tsü gü ör munu anlamam›z aç›s›ndan bize neyimler ç›kard›¤› 15-16 Haziran e alan-bütün iliflkisind en örgüt disiplinine uyma ed r va i biz i, as kr mo de yard›mc› olaca¤›n› düflünüyoruz. ›rs›z me ile Büyük ‹flçi Direnifli kendili¤inden kendimize tan›d›¤›m›z s›n lulu¤umuzu yerine getirme uz ms ru so n S›n›f mücadelesinde tayin edici geliflmemifl midir? Bu konuda kitola rfl› ka e dolay›s›yla devrim m içerisinde bir kimlikle lelerden ö¤renmemiz gerekiyor. fla ya k ra ola n olan çizgidir. Çizgi ise bilimsel bir ma ve tü bü bir vrime ›r. Kitleler içinde ve fl›n örgütlülü¤e ve de de nl› dünya görüflü (Marksizm-Leni- efl anlaml›d Kitlelere kap›m›z› kapamamal›y›z. ya r he ›z ¤›m ca pa ya lay›s›yla . d›r al› nizm-Maoizm) ve teori-pratik bü- bulundu¤umuz, do Lakin onlar›n kuyru¤una da tak›lam an olsun ak›ldan ç›kar›lm bir i e¤ rç ge ¤i ce re ve r tünlü¤üdür. Çizgi belirleyici oland›r zara mamal›y›z. liklere kendi kitlemive s›n›f mücadelesinde stratejik bir meseledir. Ancak devrim için bu yetmanda bu tedavi kitleler içinde yap›l- zi dahi katamamam›z bunun somut ifaSloganlar›m›z memektedir, çizginin hizmetinde, stra- mak zorundad›r. Hastal›klar›m›z› iyi- desidir. S›n›f mücadelesinin gündemleri birlefltirici olmal› tejik ve dönemsel ihtiyaca cevap vere- lefltirecek, yaralar›m›z› saracak olan ak›p gitmektedir. Bu gündemlere müdaKitlelerden uzak oluflumuz, dolay›cek, stratejik ve taktik politikalar üretil- s›n›f mücadelesinin engin denizidir. hale, ayn› zamanda kitlelerin güveninin s›yla onlar›n somut durumundan uzak mesi ve bunlar›n somuta/hayata uygu- Bu hastal›klar›n her zaman üzerinde du- sa¤lanmas›nda önemli etkenlerdir. Kitle- olmay› ve onlar›n sorunlar›na yabanc›lanmas› hayati önemdedir. Politikala- rulmas› ve onlarla amans›z bir flekilde lerin güvensizli¤ini (ki bu devrime kar- laflmay› da beraberinde getirmektedir. r›n hayata geçirilebilmesi ise yine çiz- mücadele edilmesi gerekmektedir. Salt fl› olan güvensizliktir) güçlerin zay›fl›- Bu durum ise kat›ld›¤›m›z eylemlerde ginin emretti¤i yönde örgütsel bir ya- bu hastal›klar› tan›mlamak ve yay›n or- ¤›na, kitlelerin örgütsüzlü¤üne ve onlar›n de yanl›fl yapmam›za sebep olmaktad›r. p›lanma ve disiplinli bir çal›flma tar- ganlar›m›zda ifllemek, hastal›¤› yok gerili¤ine ba¤lay›p iflin içinden ç›kama- Kat›ld›¤›m›z birçok eylemde, eyleme z›yla mümkündür. ‹flte devrim denilen edemedi¤i gibi sistemli bir flekilde mü- y›z. Aksine bu tablo içinde kendi gerçek- konu olan meseleyi bir kenara b›rak›p o devasa alt üst olufl tüm bunlar›n topla- cadele edilemedi¤i takdirde tüm bünye- li¤imizi görmemiz ve yanl›fllar›m›z› orta- kendimizi deflarj edecek sloganlara baflm›d›r. Bu toplamdaki herhangi bir par- yi sarmas› kaç›n›lmaz olacakt›r. S›n›f ya koymam›z ve bu yanl›fllara özelefltirel vurmam›z, birlikte yürüdü¤ümüz kitleçan›n eksikli¤i devrimi tarihin tekerle- mücadeleleri tarihi bunun pratikleriyle yaklaflmam›z do¤ru olan tutum olacakt›r. lerle bütünleflebilecekken kitle ayr› yer¤inin kendili¤inden dönüflüne b›rakma- doludur. Hastal›klar›m›za karfl› göstere- Öyle ki bu durumdan kaç›fl yok, çünkü de biz ayr› yerde slogan atar duruma y› getirir. S›n›f mücadelesinde isteni- ce¤imiz zafiyet çok geçmeden çal›flma kitleler gerçekli¤imize birinci dereceden gelmemize neden olmaktad›r. Oysa at›len yerde olunamamas› ve mevcut so- tarz›m›za yans›makta ve bir kültür hali- tan›kt›rlar. lan sloganlar ayr›flt›r›c› de¤il bütün“Bugün merkezi görevimiz, genifl lefltirici olmal›d›r. Elbette ki kendi slorunlar›n giderilememesi yukar›da ne gelmektedir. Ve bu durumun giderek ifade etti¤imiz bütünlü¤ün parçalar› bütüne zarar verece¤i, mücadele gücünü kitleleri devrimci savafla kat›lmaya se- ganlar›m›z› da atmal›y›z. Kald› ki onlar aras›nda bir çeliflkinin varl›¤›n› gös- zay›flataca¤›, mücadele görevlerini ger- ferber etmektir… Çünkü devrimci savafl bizlerin de¤il kitlelerin sloganlar›d›r. termektedir. Ve çeliflkiler çözülmedik- çeklefltiremez hale getirece¤i ve böyle- kitlelerin savafl›d›r, ancak kitleler sefer- Ama zaman ve mekân ve kitlenin bilinçe devrim sadece bir hayal olarak kal›r. ce devrimin yenilgisine yol açaca¤› bi- ber edilerek ve onlara dayan›larak yürü- ci buna uygun olmak zorundad›r. tülebilir. E¤er halk› sadece savafl› yürütProletarya Partisi’nin önünü görme- linmelidir.


21

36 Hatalar›m›z ve hastal›klar›m›zla yüzleflince durumdan ç›k›fl için sar›ld›¤›m›z “bahaneler” durumu çözmekten uzakt›r. Örne¤in kitlelerin kendili¤inden geliflen hareketine ya da bizim örgütleyicisi oldu¤umuz eylemlere kat›l›m noktas›nda yaflad›¤›m›z eksiklere vurgu yap›ld›¤›nda “öznel durumumuz”dan bahsetmek, “kadro eksikli¤i”nden dem vurmak do¤ru de¤ildir. Bunlar etkileyici unsurlar olmakla birlikte flu bir gerçektir ki; asla belirleyici de¤ildir. Bu eksik-

liklerimiz bugün vard›r, bundan sonra da olacakt›r. Her yeni sürecin yeni kadrolara ihtiyac› olacakt›r. Ve kadrolar bu süreçlerin içinden do¤acakt›r. Bu, bugünden yar›na üzerinde durulmas› gereken ve ancak sürekli bir flekilde iflleyecek bir kadro politikas› ile çözülecektir. Yani bu sorunu sürekli tekrarlamak bu sorunu çözmeyecektir. Çal›flma tarz›m›z› düzeltmemiz gerekmektedir. Ki bu tarz yukar›da yaz›lan fleylere sebep teflkil etmektedir. Çal›flma tarz›m›za hakim olan

PUSULA DEMOKRAT‹K MERKEZ‹YETÇ‹L‹K ‹LKES‹N‹ DO⁄RU KAVRAMALIYIZ! Demokratik Halk Devrimi mücadelesini yürüten bir proletarya partisi için demokratik merkeziyetçilik ilkesi olmazsa olmazd›r. Partili yaflamda zorunlu olan bu ilkenin do¤ru bir tarzda uygulanmas›, tamamen kavranmas›yla ilgilidir. Çünkü; uygulamak için kavramak gerekir. Bu konuda tarihimizi irdeledi¤imizde karfl›m›za flu tecrübeler ç›k›yor: a) Bu Marksist-Leninist-Maoist ilkenin partinin çal›flmalar›nda ve iç iflleyiflinde istenilen bir tarza uygulanmas› için her fleyden önce uygulay›c›lar› taraf›ndan do¤ru kavranmas› gerekir. b) S›n›f mücadelesinde stratejik ve taktik hedeflerine ulaflmada geri düzeyde olan, kadro ve militanlar›nda gereken devrimci coflku ve heyecan› yaratmayan bir partinin, bu ilkenin pratik uygulamas›nda s›k›nt›lar yaflamas› kaç›n›lmazd›r. Bu ana noktalar üzerinde yaz›n›n ak›fl› içinde duraca¤›z, bundan önce genel anlam›yla demokratik merkeziyetçilik ilkesine dair yap›lan tan›mlamalar› yeniden hat›rlatma ihtiyac› duyuyoruz. Demokratik merkeziyetçilik; demokrasi ve merkeziyetçili¤i içinde bar›nd›ran bir ilkedir. Demokrasi yani Proletarya Partisi’nin izleyece¤i politika, alaca¤› kararlar›n demokratik bir tarzda tart›fl›larak ortaya kolektif bir düflüncenin kolektif bir iradenin ç›kar›lmas› sürecidir. Bu tart›flma sürecinde tart›flmaya kat›lan her militan önerilerini ve elefltirilerini özgürce ortaya koyma hakk›na sahiptir. Savundu¤u fikirleri di¤er organ üyelerine kabul ettirmek için yoldaflça bir tart›flma yürütme sorumlulu¤u ve hakk›na da sahiptir. Yine savunulan görüfller, Proletarya Partisi’nin genel anlay›fl›na, taktik yönelimine ne kadar ayk›r› olursa olsun bireylerin bu demokratik haklar›n› kullanmalar› engellenemez. Çünkü; kolektif bir iradenin karar›yla gündeme al›nan bir tart›flma sürecinde kimin ne söyleyece¤ini hiç kimsenin belirleme hakk› yoktur. Proletarya Partisi’nin yönetici organlar›n›n görevi bu özgürce yürütülen tart›flma ortam›n› engellemek de¤il, bilakis teflvik etmektir. Tart›flmalar›n sa¤l›kl› bir tarzda yürütülmesi bak›m›ndan her türlü kolayl›¤›n sa¤lanmas› için çaba sarf etmektir.

Merkeziyetçilik yan› ise; özgürce yürütülen bir tart›flma ortam›ndan sonra al›nan kararlar›n uygulanmas› için çal›flmakt›r. Proletarya Partisi’nin irade ve eylem birli¤ine uygun hareket etmektir. Di¤er bir anlat›mla, tart›flma sürecine özgürce kat›l›p kendini ifade etmek nas›l bir görev ve haksa, tart›flma neticesinde ortaya ç›kan kararlar› uygulamak da görevdir. Hiç kimse (iradenin bir parças› oldu¤u sürece) bu görevi reddetme, bu sorumluluktan kaçma “hakk›na” sahip de¤ildir. Bu görevi reddedenler, bu sorumluluktan kaçanlar demokrasi ile merkeziyetçilik aras›ndaki diyalektik ba¤› kavramam›fllard›r. Demokrasi ile merkeziyetçilik, hem birbirleriyle çeliflir, hem de birbirine ihtiyaç duyar. Birinin varl›¤› hem di¤erini reddeder, hem de gereklili¤ini zorunlu k›lar. Ve sonuçta bu iki olgu birbirini tamamlar. Hep demokrasiden söz edip merkeziyetçili¤i yads›mak ne kadar yanl›flsa, hep merkeziyetçilikten söz edip demokrasiyi yads›mak da o kadar yanl›flt›r. Tek bafl›na demokrasi, tek bafl›na merkeziyetçilik, s›n›f savafl›m› için, partili yaflam için bir anlam ifade etmez. Bu belli yönleriyle görev ve haklar›n örgütlülük ve disiplinin diyalektik iliflkisine benzer. Görevleri reddedip, hak talebinde bulunmak, görev ve haklar iliflkisi aras›na Çin Seddi çekmektir. Oysa, haklar görevlerle birlikte anlam kazan›r. Görev yerine getirilip kurallara uygun davran›ld›kça belirlenen haklar› kullanma, talep etme hakk›na sahip olmak mümkündür. Ya da örgütlü olup disiplini yads›mak, kolektif iradenin kararlar›na ayk›r› pratik tutumlar içine girmek. Ad› üzerinde örgütlülük. Yani kurallar ve hukuk düzeni olan kolektif bir iradenin parças› olmak. Herfleyden önce kendi irademiz ve iste¤imizle bu kolektifin bir parças› oluyorsak, bu yönlü bir irade beyan›nda bulunuyorsak, buna riayet etme ahlaki ve siyasi sorumlulu¤u tafl›mak zorunday›z. Kendi söylemimizin arkas›nda durup kendi kararlar›m›za sayg›l› olmal›y›z. Kendi söylemlerinin arkas›nda durmayan, kendi kararlar›na sayg›l› olmayan bir faaliyetçinin tüm söylemlerinin ikna

2-15 Aralık 2005 anlay›fl liberalizmdir. Bu da birçok hastal›¤›n varl›¤›na sebep olmakta ve yeni hastal›klar›n müjdesini vermektedir. Bu durum birey-alan iliflkisinde disiplinsizlik, alan-alan iliflkisinde alanc›l›k, alan-bütün iliflkisinde örgütsüzlük getirir. Çal›flma tarz›m›zdaki disiplinsizlik ve kendimize tan›d›¤›m›z s›n›rs›z demokrasi, bizi var eden örgüt disiplinine uymama ve dolay›s›yla devrime karfl› olan sorumlulu¤umuzu yerine getirmeme ile efl anlaml›d›r. Kitleler içinde ve bir bütün ola-

edicili¤i ve inand›r›c›l›¤› tart›fl›l›r hale gelir. ‹rade ve eylem birli¤ini bozan, buna uygun davranmayan bir faaliyetçinin söylemlerine güven duyulmaz. Çünkü, güven pratik bir sorundur. Pratik duruflu problemli olanlar›n s›n›f savafl›m› içindeki itibarlar› zay›f olur, söylemleri ciddiye al›nmaz. Demokratik tart›flma sürecinden sonra ortaya ç›kan sonuç ayn› zamanda tart›fl›lan konunun, al›nan eylem karar›n›n merkezileflmesi, yani ortaya bir iradenin ç›kar›lmas›d›r. Ortaya bir irade ç›kt›ktan sonra kimin tart›flma sürecinde ne söyledi¤i art›k tali plana düflmüfltür. Burada öncelikli görev, iradenin ortaya ç›kard›¤› kararlar› yarat›c› bir tarzda uygulamakt›r. ‹radenin ortaya ç›kard›¤› düflünce, ald›¤› eylem karar› düflüncemizle uyumlu olmasa da -buna kat›lmasak da- örgütlü bir birey olmam›z›n siyasi sorumlulu¤u gere¤i bunu yapmak zorunday›z. Tersi bir pratik, irade ve eylem birli¤ini bozan, örgütlü yaflam için olmazsa olmaz olan disiplin anlay›fl›n› dejenere eden bir tutumdur. Aç›k olan flu ki; kolektifin kararlar›n› yads›yarak, kolektifin disiplinini bozarak onun bir parças› olunamaz. ‹çine girilen bu pratik tutumun, kolektifin yarar›na oldu¤u iddia edilemez. ‹ddia edilse dahi, bunun hiçbir pratik de¤eri olmaz. Çünkü; bu pratik davran›fl, Proletarya Partisi içindeki farkl› fikirlerin mücadele anlay›fl›na hizmet etmiyor. Tam tersine, örgütlülü¤e, farkl›l›klar›yla birlikte mücadele etme anlay›fl›na zarar veriyor. Peki irade ve eylem birli¤inin zay›f oldu¤u bir parti, iktidara alternatif olan ciddi bir mücadele hatt› içine girebilir mi? Tabi ki giremez. Kendi içinde farkl› fikirlerin mücadelesiyle ortaya do¤ru devrimci sonuçlar ç›karamaz. ‹rade ve eylem birli¤i zay›flayan bir partide herkes demokrasi ad›na söyledi¤iyle kal›r. Ve söylemler toplant› masalar›nda, toplant› tutanaklar›nda kalmaya mahkum olur. Ve böylesi tart›flmalarda pratik olarak s›n›f mücadelesine hiçbir katk› sunmaz. Tart›flma sürecine kat›lan bireylerin geliflimine k›smen hizmet edebilir. Ama bizim esas sorunumuz bu de¤ildir. Bizim esas sorunumuz, teoriyi s›n›f mücadelesinin sorunlar›n› çözmek için bir silah olarak kullanmakt›r. Bizim esas sorunumuz, demokrasinin ve merkeziyetçili¤in birli¤ini, özgürlü¤ün ve disiplinin birli¤ini do¤ru bir tarzda kavramakt›r. E¤er bu do¤ru kavray›fla sahip olmazsak, parti içinde iki çizgi mücadelesini yürütemeyiz. Proletarya Partisi’nde irade ve eylem birli¤ini sa¤layamay›z. Ve tabi ki Marksist-Leninist-Maoist iflleyiflin olmad›¤›

rak yaflam içerisinde bir kimlikle bulundu¤umuz, dolay›s›yla yapaca¤›m›z her yanl›fl›n örgütlülü¤e ve de devrime zarar verece¤i gerçe¤i bir an olsun ak›ldan ç›kar›lmamal›d›r. Afl›r› demokrasi sorunu, üzerinde dikkatlice durulmas› gereken bir sorundur. Faflizmin topyekûn savafl ilan etti¤i bu süreçte merkeziyetçili¤in esas olmas› ve demokrasinin merkezi önderlik alt›nda uygulanmas›n› sa¤lamak görev ise bunu yapacak olan merkezi önderliktir. bir parti s›n›f savafl›m›nda da baflar›l› olamaz, çünkü proletaryan›n çelik disiplininden yoksundur. Demokrasi ve özgürlüklerin s›n›rlar›n› kavramada problemlidir. Temel sorunlarda problemli olan bir parti, iktidara alternatif de¤il, ancak muhalif bir kimli¤e sahip olabilir. Parti içi demokrasi, herkesin can›n›n istedi¤ini yapmas› de¤ildir. Yani, demokratik haklar›n kullan›lmas› için herfleyden önce parti hukukuna göre hareket etme, ona göre davranmak zorunludur. Koflullardan soyutlanm›fl, sosyal yaflam gerçekli¤i ile uyumlu olmayan demokrasi 盤l›klar›, demokratik bir ortam›n yarat›lmas›na de¤il, bafl› bozuk, liberalizm hastal›¤› ile kirlenmifl bir ortam›n yarat›lmas›na hizmet eder. Sorunun daha iyi anlafl›lmas› için Baflkan Mao’nun flu saptamalar›n› aktarmakta yarar görüyoruz: “Teori alan›nda afl›r› demokrasinin köklerini kurutmak laz›md›r. ‹lk önce afl›r› demokrasinin partinin örgütlerini ziyan etme ve hatta tamam›yla yok etme tehdidinde bulundu¤unu, bu yüzden de savafllarda görevini yerine getiremeyece¤ini ve dolay›s›yla devrimi bozguna sürükleyece¤ini göstermek laz›md›r. Sonra da afl›r› demokrasinin küçük burjuvalar›n bireysel disiplinsizli¤inden geldi¤i gösterilmelidir. Bu bireysel disiplinsizlik partinin içine götürülünce siyaset ve örgütleme alan›nda afl›r› demokratik düflünceler haline gelir. Bu düflünceler proletaryan›n savaflma göreviyle katiyen ba¤daflmaz.” (Seçme Sözler) Sonuç olarak; proletarya partilerinin s›n›f savafl›m› içinde, duraksama ya da gerileme süreçlerine girdikleri dönemlerde parti içindeki küçük burjuva unsurlar›n›n bireysel disiplinsizlikleri daha bir artar; demokrasi, özgürlük ad›na, küçük burjuva istemleri daha bir ço¤al›r. Bu anlay›fl sahipleri, parti-birey denkleminde öncelikle bireyi tercih ederler. Merkeziyetçilik, bu küçük burjuva istemlere yan›t olmad›¤› için, küçük burjuvalar›n merkeziyetçili¤e hep alerjisi olur. Ve demokrasi ad›na, bireysel disiplinsizlikler bir tarz haline getirilir. Proletarya Partisi hiçbir koflulda bu bireysel disiplinsizliklere müsade etmemelidir. Bu konuda hem ideolojik e¤itime önem vermelidir, hem de hukuksal anlamda gereken hassasiyeti göstermelidir. Unutmamak gerekir ki, kurals›zl›¤›n kural haline geldi¤i bir ortamda, demokratik merkeziyetçilik ilkesi, elefltiri-özelefltiri silah› da ifllevsizleflir. Bu gerçekler görülmelidir ve proletarya partisinin her militan› bu konuda gereken duyarl›l›¤› azami ölçüde göstermelidir.


2-15 Aralık 2005

22

36

NKP (Maoist) ile politik partiler anlaflt›!

Kral Gyanendra’n›n 1 fiubat darbesinin ard›ndan cumhuriyet ve kurucu meclis taleplerinde ortaklaflan ve bu konular üzerinde görüflmeler yapan parlamenter 7 politik parti ve Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in 22 Kas›m günü birlikte çal›flma konusunda anlaflmaya vard›klar› aç›kland›. Partilerin NKP (Maoist)’e yak›nlaflmas› ve Hindistan, ‹ngiltere ve ABD’nin bask›lar›na yan›t olarak Kral Gyanendra, geçti¤imiz ay bir manevra yaparak, fiubat 2006’da yerel seçimlerin, 2007’de de parlamento seçimlerinin yap›lmas›n› önermiflti. Politik partiler ise özellikle medya, özgürlükler ve sivil haklar üzerindeki k›s›tlamalar›n devam etmesi nedeniyle bu jesti

kabul etmemifllerdi. Nepal’in en büyük parlamento partisi Nepal Kongresi Lideri Koirala 22 Kas›m’da yapt›¤› aç›klamada “Ülkenin yedi parti ittifak› ve Maoistler, tam bir demokrasi tesis etmek, diktatör monarfliye son vermek ve Birleflmifl Milletler gözleminde kurucu meclis seçimlerini gerçeklefltirmek için 12 maddelik bir gündem üzerinde anlaflm›flt›r” dedi. 25 Kas›m günü Krishnasen isimli haber sitesinin sorular›n› yan›tlayan ve “partinin cumhuriyetçilik (gündemini) terk etti¤i aç›klamas›, anlaflman›n özünün hiçbir surette anlafl›lmamas›n›n bir sonucu olabilir ancak. Çünkü, anlaflmada kurucu meclis

konusu, hiçbir koflula ba¤lanmaks›z›n aç›klanm›flt›r” diyen NKP (Maoist) Baflkan› Prachanda’ya göre “anlaflman›n özü devletin y›k›lmas›yla otokratik monarfliye karfl› bir heyecan f›rt›nas› yaratmak, kurucu meclis için seçim yoluyla geçici bir hükümet kurmak ve halk›n yeni Nepal’ini yaratmakt›r.” Yani “anlaflman›n özü monarflinin hiçbir biçimiyle uzlaflma aray›fl› de¤il, ona karfl› genifl çapl› bir mücadele oluflturmakt›r”. Prachanda ayr›ca yap›lan anlaflmayla ilgili flunlar› söyledi: “Bu anlaflman›n kendisinin kitlelerin cumhuriyetçili¤i ile bar›fl isteyen politik partiler aras›nda bir ön koalisyon oldu¤unu düflünüyoruz. Baz› insanlar›n koalisyon kelimesinin kullan›lmas›ndan neden korktuklar›n› anlam›yoruz. Kesinlikle, e¤er tüm taraflar sorumlu bir tarzda konunun ciddiyetini öne al›rlarsa, bu anlaflma uzun süreli bir cepheye yükselebilir.” “Otokratik monarfliye son verilmesinden ve tam demokrasinin tesis edilmesinden partimiz kesinlikle resmi monarfli ile uzlaflaca¤›n› kastetmemektedir ve anlaflmada da bu anlama gelecek hiçbir fley yoktur.” “Halk taraf›ndan kurucu meclis seçimleri yoluyla yarat›lacak politik ak›m yeni politik ak›md›r.” NKP (Maoist)’in ilan etti¤i 3 ayl›k ateflkesin uzat›l›p uzat›lmayaca¤› sorusunu ise “Partimiz ateflkesin bitirilmesi veya uzat›lmas› üzerine henüz somut bir karar almam›flt›r. Parti merkezi tüm durumu anlad›ktan sonra bir karar verecektir” fleklinde yan›tlayan Prachanda hükümetin “silahs›z Maoist aktivistleri öldürmek, kaç›rmak ve terörize etmek…” gibi hareketlerinin ken-

Hindistanl› Maoistlerden büyük bask›n Hindistan Komünist Partisi (Marksist Leninist) Halk Savafl› ve Hindistan Maoist Komünist Merkez örgütlerinin geçti¤imiz y›l birleflerek kurduklar› Hindistan Komünist Partisi (Maoist), yay›lmac›, faflist Hindistan devletine karfl› sald›r›lar›n› yükseltmekte. Bu sald›r›lardan bir tanesi 13 Kas›m günü Bihar eyaletindeki Jehanabad’daki bir hapishane bask›n› oldu. Bask›n›n Büyük Ekim Devriminin y›ldönümü nedeniyle yap›ld›¤›, bask›n sonras› hapishaneye b›rak›lan bir bildiriyle aç›klanan sald›r›da ço¤unlu¤u Maoist aktivist yada destekçi olan 300 tutsak serbest b›rak›ld›. Serbest b›rak›lan tutsaklar›n aras›nda bölge komutan› Ajay Kanu da yer al›yor. Bin kiflilik bir gerilla ve milis grubuyla gerçeklefltirilen bask›nda Hindistan devletinin yapt›¤› aç›klamaya göre polis üniformalar› giyen gerillalar tutsaklar› serbest b›rakarak bölgeden çekildiler. ‹çiflleri Bakan› Prakash Jaiswal aç›klamas›nda merkezi paramiliter güçlerin de Jehanabad’a gönderildi¤ini ve durumun kontrol alt›nda (!) oldu¤unu söyledi. Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’e ba¤l› gerillalar›n bask›n s›ras›nda yasaklanan özel bir kast ordusunun üst düzey komutan› olan Binu Sharma adl› tutsa¤› da ölümle cezaland›rd›¤› ö¤renildi. Hapishaneyi basan Maoist gerillalar, ayn› anda polis k›fllas›na, eyalet mahkemesine, eyalet savc›s›n›n ofisine ve konutuna da sald›r› düzenlediler.

Bu geliflmenin d›fl›nda devletin de sivil halka yönelik sald›r›lar›n› art›rd›¤› aç›kland›. Sivil Özgürlükler Gözlem Komitesi’nin yapt›¤› aç›klamaya göre Nagar bölgesinde devletin kurdurdu¤u Narsa Kobra adl› çete art arda iki ö¤retmeni vahfli bir flekilde katletti. Komite ö¤retmenlerin katledilmesinin amac›n›, demokratik hareketi bast›rmak ve ezilen halk›n sesini yükseltmesini önlemek için halk içinde korku yaratmak olarak de¤erlendirdi. Demokratik Ö¤retmenler Federasyonu (DÖF) Sekreteri

ve üyesinin katledilmesi DÖF taraf›ndan da k›nand›. Federasyon taraf›ndan yap›lan aç›klamada da “Halk›n e¤itilmesi için hizmet veren ö¤retmenler kolay hedef haline gelmektedir, çünkü onlar›n kalemlerinden baflka kendilerini savunacak hiçbir fleyleri yoktur. DÖF ise ö¤retmenlerin haklar›n› korumak ve halk›n toplumsal sorumluluklar›n› fark etmesini sa¤lamak için çal›flmaktad›r, iflte bu yüzden de polis, faaliyetçilerimizi Narsa Kobra adl› polis çetelerine öldürtmektedir” denildi.

disini “sert kararlar” almaya zorlad›¤›n› ve ateflkesin bozulmas›n›n NKP (Maoist) ile yedi büyük parti aras›nda ulafl›lan anlaflmay› etkilemeyece¤ini söyledi. Prachanda sözlerini “Bununla ilgili partilerle yeterli bir tart›flma yapmad›k. Bu nedenle, ateflkes bozulsa dahi bu, anlaflmaya etkide bulunmayacakt›r” fleklinde bitirdi.

Arroyo hükümetini kimse kurtaramaz! Faflist Arroyo hükümetine karfl› büyük bir kitle hareketinin mevcut oldu¤u Filipinler’de Filipinler Komünist Partisi önderli¤indeki Yeni Halk Ordusu da polis ve askerlere yönelik taktik sald›r›lar›n› sürdürüyor. Ülkeden al›nan bilgilere göre 19 Kas›m günü YHO, 47. Tümene ba¤l› askeri konvoya pusu kurarak 9 askeri savafl d›fl› b›rakt›. Ayn› pusuda 20 asker de yaralan›rken YHO ise kay›p vermedi. Sözü geçen askerlerin bir araflt›rma operasyonundan döndükleri bildirilirken K›z›l Savaflç›lar 21 Kas›m günü son iki hafta içindeki silahl› zaferlerinden dolay› FKP taraf›ndan tebrik edildiler. FKP sözcüsü Gregorio Rosal (Ka Roger), bu baflar›l› taktik sald›r›lar›n YHO ve silahl› devrimci mücadelenin kitle deste¤inin büyüklü¤ünün kan›t› oldu¤unu söyleyerek “Filipin halk› Arroyo rejiminin nefret edilen faflist ve paral› silahl› askerleri üzerindeki zaferleri için YHO’nu kutlamaktad›r” dedi. Ka Roger ayr›ca YHO’nun tüm birimlerini taktik sald›r›lar›n› yükseltmesi ça¤r›s›nda bulundu. Alan raporunu da aç›klayan Rosal son iki hafta içinde Filipinler Ordu Güçlerine ait çeflitli tiplerde 25 adet silaha el konuldu¤unu, toplam 15 askerin öldürüldü¤ünü ve 32’sinin de yaraland›¤›n›, en az bir asker ve bir polisin teslim oldu¤unu, teslim olanlar›n kendilerine zarar verilmeksizin YHO taraf›ndan serbest b›rak›ld›¤›n› ifade etti. Bu sald›r›n›n ard›ndan 20 Kas›m günü de YHO’na ba¤l› bir birim Filipinler Ulusal Polisine ba¤l› 6 unsuru pusuya düflürdü. Bu pusuda da bir polis ölürken, 3 polis ise yaraland›. YHO’nun hiçbir kay›p vermedi¤i aç›kland›. Görünen odur ki; faflist Hindistan devleti Maoist gerillalar›n baflar›l› eyleminin halk üzerinde yaratt›¤› coflkuyu k›rmak, korku iklimi yaratmak için devlet terörüne baflvurmaktad›r. Ancak daha öncekilerde oldu¤u gibi bu sald›r› da halk›n hakl› mücadelesini engelleyemeyecektir.


23

36

Alman devletinden faflizme izin! Alman devleti, Nazilerin 26 Kas›m 2005 Cumartesi günü Almanya/Duisburg’da yapmak istedi¤i yürüyüfle izin verirken, anti-faflistlerin ayn› gün yapmak istedikleri yürüyüflü iptal etti! Bu uygulamay› protesto eden anti-faflistler, herkesi faflizme ve antidemokratik uygulamalara karfl›, 26 Kas›m 2005’te Duisburg’da buluflmaya ça¤›rd›. Konuyla ilgili Young Struggle taraf›ndan yap›lan aç›klamada ise flöyle dendi: “Naziler bir kez daha, 26 Kas›m tarihinde Duisburg Neudorf’da, insanlar› afla¤›layan propagandalar›n› insanlar aras›nda yaymak istiyorlar... Nazilerin propagandas›, toplum-

Filistin

sal sorunlar› gerçek kökeninden sapt›rmaya dönüktür. Bu propaganda, toplumun baz› kesimlerini, örne¤in göçmenleri ve Yahudileri, ücretli halk kesimlerinin kötüleflen yaflam koflullar›ndan sorumlu tutmay› hedeflemektedir. Özellikle de göçmenlere karfl› gerçeklefltirdikleri sürekli k›flk›rtmalarla, Almanlarda bunlara karfl› sald›rgan bir ruh hali yaratmaya çal›fl›yorlar. Ancak yabanc› kökenli iflçiler Almanya’daki ekonomik krizin günah keçisi yap›lamaz! Nazilerin bir kez daha, Alman tekellerinin de yard›m›yla milyonlarca insan› katletmesine, komflu ülkeleri kan banyosuna çevirmelerine ve kitlelerin özgürlü¤ünü ayaklar alt›na almalar›na izin vermeyece¤iz!...

Tekellerin ücretleri düflürmesinin ve iflyerlerini tasfiye etmesinin sorumlusu göçmenler de¤ildir. Her fley aç›kça ortadad›r! Bunun için, Nazilerin ifade özgürlü¤ü hakk› arac›l›¤›yla k›flk›rt›c›l›klar›n› soka¤a tafl›malar› bizi flafl›rtmamal›. Ve binlerce polisin, bazen say›lar› sadece 100 olan Nazileri, anti-faflistlerin karfl› koyufluna karfl› korumak zorunda kalmas› da! Bizim için daima geçerli olan fludur: Faflizm bir ifade de¤il, suçtur ve bunu için de sokaklar› Nazilere b›rakamay›z! fiiar›m›z, ‘ne Duisburg’da, ne de baflka herhangi bir yerde!’dir. Faflistlere bir ad›ml›k bile yer yoktur! Özgürlük için, yaflam için, Nazileri sokaktan temizle!”

“Okula gitmek istiyoruz”

ilistinli ö¤renci ve ö¤retmenler, ‹srail askerlerinin okula giden çocuklar› aramas›n› protesto için eylem yapt›lar. ‹srail askerlerinin, kontrol noktalar›ndan geçen okul çocuklar›n›n çantalar›n› arad›¤›, üstlerindeki giy-

F

siyi de arama amaçl› kald›rtt›¤› belirtildi. Filistinli çocuklar›n normal flekilde okula gidebilmesi talebiyle düzenlenen eylem, yaklafl›k 200 ö¤renci ve 10 kadar ö¤retmenle okul saati 07:00’de, ‹srail askeri kontrol noktas›nda bafllad›. Çocuklar, eylemde, “E¤itim hakk›m›z var, okula

gitme hakk›m›z var. Okula gitmek istiyoruz” yaz›l› dövizler ile Yaser Arafat’›n resimlerini tafl›d›. ‹srail askerleri, kontrol noktas›n› aflmaya çal›flan baz› ö¤rencilere karfl› gözyaflart›c› gaz kulland›. ‹srail ayr›ca, Filistinli eylemcileri tafl ve molotofkokteyli atmakla suçlad›.

Evrensel Bak›fl KORKU ‹MPARATORLU⁄UNU YIKALIM! “Pazarda en çok ba¤›ranlar en kötü mal› satanlard›r” yada “dil diflin a¤r›d›¤› yere gider” denir. Yani en çok üzerinde konuflulan, en çok havarili¤i yap›lan noktalar/meselelerde bir problem vard›r. Bu genel bir de¤erlendirmedir kuflkusuz ve her genelleme gibi özele indirgendikçe hata pay›n› da kendi içinde bar›nd›r›r. Ancak bu genellemeyi kendinden önceki haydutlara parmak ›s›rtacak, günümüzün “modern”, “ça¤dafl”, “uygar” haydudu ABD emperyalizmine uygulay›nca bu hata pay› neredeyse yok denecek kadar azalmakta ve do¤rulu¤unu kan›tlamakta. ABD emperyalizminin günümüzdeki sözcüsü neo-conlar (yeni muhafazakârlar) ekibinin bafl› W. Bush ve flürekâs›n›n ABD yönetimine gelmesinden bu yana en çok dillerine dolad›klar› argümanlar hep “demokrasi”, “insan haklar›”, “özgürlük” olmufltur. Ve ne “ilginçtir” ki bu durum büyük bir aymazl›k örne¤i olarak devam ettirilmektedir. Bush ne zaman kameralar›n karfl›s›na ç›ksa birçok gözlemcinin konuflmas›nda geçen bu kelimeleri saymas› klasik bir espri haline gelmifltir art›k. ‹flte en çok kulland›klar› bu kavramlar› defalarca kez i¤difl eden pratiklerin sahibi ABD, sadece Afganistan ve Irak’ta milyonlarca insan›n yaflam›n›n

üzerine kara bir örtü gibi çökerek bu kavramlardan ne anlad›¤›n› tüm dünyan›n gözleri önünde iffla etmifltir. ABD’nin Halepçesi’ne dönen Felluce’de kimyasal silahlar›n eflli¤inde yapt›klar› katliam unutulacak/unutturulacak gibi de¤ildir. Yada yapt›¤› iflkencelerin çok küçük bir parças› oldu¤unu bildi¤imiz, ama yine de bizleri koltuklar›m›zdan s›çratan Abu Garib Hapishanesindeki iflkence görüntülerini tüylerimiz ürpermeden hat›rlamak mümkün de¤il. Yada Afganistan’dan Guantanamo Üssündeki hapishaneye sevk edilen Afgan esirlerin uça¤›n içine zincirlenmifl, kafalar›na çuval geçirilmifl, yada tel örgüler aras›nda yaflad›klar› zulmün rengine inat turuncu tek tip elbiseler içindeki (yada ç›r›lç›plak) halleri henüz çok taze görüntüler. Tüm bunlar bu kavramlar›n kirletilmesinin en ileri noktadaki örnek görüntülerdir. En çok demokrasi, insan haklar›, özgürlük diyenlerin sahtekârl›klar›. Ama öyle ya, demokrasi fakat kimin demokrasisi (burjuvazinin mi proletaryan›n m›), haklar› savunulan insanlar kim (burjuvazi mi ezilenler mi), kim için özgürlük (burjuvazi için mi halk için mi)? Yani bu görüntüler ayn› zamanda kavramlar›n s›n›fsal niteli¤ini de ortaya seren çarp›c› örneklerdir. Her gün halklara karfl› sald›r›lar›na bir

2-15 Aralık 2005

‹talya

4 saatlik uyar›

‹talya’da hükümetin haz›rlad›¤› yeni bütçe tasar›s›n› protesto eden kamu görevlileri 4 saatlik uyar› grevine gitti. Grevden en çok toplu tafl›ma sistemi etkilendi. 3 büyük sendikan›n ça¤r›s›yla ifl b›rakan kamu çal›flanlar›, hükümetin parlamentoya sundu¤u 2006 bütçesinde özellikle maafllardan yap›lan kesintileri protesto etti. Sabah saatlerinde hiçbir tren seferi yap›lmad›; 4 saat süreyle uçufllar iptal edildi. Hava kontrolörlerinin de grevde olmas› nedeniyle di¤er havayolu flirketlerinin seferleri aksad›. Karayollar›nda da uzun kuyruklar olufltu. Çal›flanlar tüm devlet dairelerinde de ifl b›rakt›; sa¤l›k sektöründe çal›flanlar, sadece acil durumlara müdahale etti. Sendikalar›n aç›klamas›na göre, greve 10 milyonu aflk›n kamu çal›flan› kat›ld›. Bu, kamu çal›flanlar›n›n Baflbakan Silvio Berlusconi’nin 2001 y›l›nda iktidara gelmesinin ard›ndan düzenledikleri 6. grev oldu.

yenisini daha ekleyen ABD emperyalizminin son icraat› ise CIA’nin çeflitli ülkelerde kurdu¤u iflkence merkezleri tart›flmas› oldu. Ürdün, M›s›r, Tayland, Yemen, Irak, Afganistan, Pakistan gibi ülkelerin yan› s›ra okyanuslarda dolaflan gemilerde, askeri üslerde, savafl gemilerinde kurulan bu merkezlerde çeflitli ülkelerden “terörle mücadele” çerçevesinde “toplad›¤›” tutsaklara iflkence yap›ld›¤› yada katledildi¤i ortaya ç›kt›. ‹ngiliz Guardian gazetesinin 18 Kas›m tarihli say›s›nda ABD’nin 11 Eylül’den bu yana 80 ülkede 80 bin kifliyi gözalt›na ald›¤›, sorgulad›¤›, tutuklad›¤› bildiriliyor. Bunlar›n 14 bin 500’ü ABD hapishanelerinde, 13 bin 814’ünün Irak’ta, 500’ünün Guantanamo’da oldu¤u ifade ediliyor. Geri kalanlar›n ise iflte bu ülkelerde ve gizli hapishanelerde oldu¤unu düflünülüyor. Bu gizli hapishanelerin CIA’nin Norveç, Danimarka, ‹zlanda, Portekiz gibi suç orta¤› 24 ülke ile birlikte kurdu¤u “karfl›-terör merkezi” ile kirli ifllerini yürüttü¤ü bas›na s›zd›r›ld›. ‹sveç ve Norveç gibi “insan haklar›n›n” bekçileri olduklar› iddia edilen ülkelerin “demokrasiye, insan haklar›na ve özgürlü¤e” katk›s› da bu kadar olur. Bu “demokrasiye, insan haklar›na ve özgürlü¤e” katk› sunan ülkelerin içinde Türkiye’nin bulunmas› ise hiç de flafl›rt›c› de¤il. Bir süre önce Guantanamo’ya götürülen Afgan savafl esirlerini tafl›yan uçaklar›n ‹ncirlik Üssünde konaklad›¤› haberlerinin ard›ndan CIA’n›n bu iflkence uçaklar›n›n da ülkemize indi¤i haberleri TC devletinin uflakl›k misyonuna gayet uygun bir geliflmedir. “Terörle mücadele” ad› alt›nda gözalt›na al-

d›¤› insanlar› daha “esnek” bir flekilde sorgulayabilmek için 8 ayr› ülkedeki gizli hapishanelere yönlendirdi¤i a盤a ç›kar›lan CIA’nin paravan flirketlere ait uçaklar›n›n ‹stanbul Sabiha Gökçen Havaalan›n› kulland›¤› ortaya ç›kt›. Irak iflgaline fiili olarak kat›lmad›¤› iddia edilen Türkiye’nin bu iflgale ve ABD emperyalizminin di¤er insanl›k d›fl› sald›rganl›klar›na nas›l fiili olarak ortak oldu¤unu göstermesi aç›s›ndan çarp›c› bir kan›tt›r bu. Zira geçti¤imiz dönemde ‹ncirlik Üssünün daha etkin kullan›m› d›fl›nda Sabiha Gökçen Havaalan› da dahil bir dizi havaalan› ve liman›n ABD’nin kullan›m›na aç›lmas› üzerine anlaflma yap›ld›¤› iddialar› karfl›s›nda TC devleti yapt›¤› anlaflman›n ayr›nt›lar›na halktan s›r gibi saklam›flt›r. Ve yine ortaya ç›kan bu geliflmeler karfl›s›nda da olay› büyütmeden kapatmak isteyen TC devletinin Ulaflt›rma Bakan› Binali Y›ld›r›m, CIA’ye ait bir uça¤›n 15 Kas›m’da teknik bir nedenle S. Gökçen Havaalan›na indi¤ini ve yak›t ikmali yapt›ktan sonra alandan ayr›ld›¤›n› iddia etti. Uça¤›n içinde kim yada ne oldu¤unu bilmediklerini iddia eden Bakan, bu flekilde dahi uflakl›klar›n›n düzeyini göstermektedir. Kuflkusuz bu gizli iflkence merkezleri, okyanuslarda serseri may›n gibi dolaflan iflkence gemileri ayn› zamanda ABD’nin yaratmak istedi¤i korku imparatorlu¤unun da parçalar›n› oluflturuyor. Bush’un zaferi de bu korkuyu besleyerek ve destekleyerek yarat›lmam›fl m›yd›? Ve emperyalizmin ortadan kald›r›lmas› mücadelesi ayn› zamanda korkuyu ortadan kald›rma mücadelesi de¤il mi?


24

2-15 Aralık 2005

36

Kad›na yönelik fliddet her yerde...

K A R fi I Ç I K , B‹R A R A Y A G E L ! Geçti¤imiz hafta içerisinde 25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Mücadele ve Dayan›flma Günü nedeniyle gerek ülkemiz, gerekse de di¤er ülkelerdeki kad›nlar›n maruz kald›klar› fliddet pek çok yönüyle ele al›nd›, konufluldu, tart›fl›ld›… Ortaya konulan verilere bakt›¤›m›zda, kad›na yönelik fliddetin ülkelere göre dozu ve niteli¤i de¤iflmekle birlikte, evrensel oldu¤u bir gerçek. Emperyalist-kapitalist ülkelerde daha çok psikolojik ve cinsel fliddet yaflan›rken, ba¤›ml› ve yoksul ülkelerde kad›nlar yaflam hakk› elinden al›nacak kadar bir fliddetle yüz yüzeler. Gerek törelerin ve geleneklerin a¤›r bask›s›, gerekse de hükümetler nezdinde kad›na yönelik ikincil cins uygulamalar› kad›na yönelik fliddetin engellenememesini de beraberinde getiriyor. fiiddete karfl› ç›kmak ve hakk›n› aramak hem kad›nlar›n direkt özne olmas›n› zorunlu k›l›yor hem de kad›na yönelik fliddetin toplumun geneline yönelik fliddetten ayr› ele al›namayaca¤›n›, dolay›s›yla muhalif güçlerle birlikte hareket etmenin zorunlulu¤unu ortaya koyuyor. Türkiyeli kad›nlar içinse, fliddet çocukluktan itibaren uygulanm›fl, dolay›s›yla toplum nezdinde al›fl›lm›fl/al›flt›r›lm›fl bir durum içeriyor. Ülkemizde rejimin tahlilinden ba¤›ms›z olmayan bu durum, kuflkusuz kad›nlara oldu¤u gibi toplumun muhalif tüm kesimlerine yönelik bir fliddeti içeriyor. Kad›nlar›n çok yönlü ezilmiflli¤i, uygulanan fliddetin çok yönlülü¤ü ve fliddetiyle birleflti¤inde, hayat› içinden ç›k›lmaz bir hale getirebiliyor. “Namus”, daha fazla k›s›tlaman›n gerekçesi yap›l›yor… Ülkemizde feodalizmin çözülüflüne ve üretim iliflkilerine göre kad›nlar›n maruz kald›¤› fliddet boyutunda da farkl›l›k var kuflkusuz. Yar›-feodal yap›n›n, geleneklerin a¤›r bask›s›n›n Türkiye Kürdistan›’nda daha yo¤un hissedildi¤i, kentsel bölgelerde daha az oldu¤u söylenebilirse de; bir bütün olarak koflullarda gerçekleflmeyen esasl› bir

de¤iflimin, ülkemiz kad›nlar›n›n genel olarak büyük s›k›nt›lar yaflad›¤›n› göstermekte. Kuflkusuz bu zorluklar içerisinde en büyük zorlu¤u emekçi kad›nlar yaflamaktad›r. Yoksullu¤un yükünün a¤›rl›¤›n› yaflamlar›nda hisseden emekçi kad›nlar, kad›n olman›n zorluklar›n› bunun üzerine ekleyerek yafl›yorlar. S›n›fsal ve cinsel sömürüye ulusal bask›n›n da eklendi¤i emekçi kad›nlar içinse yaflam, daha fazla çile, daha fazla bask› ve daha fazla ezilme demek. Özellikle Türkiye Kürdistan›’nda bu üçlü bask›n›n kad›nlar› umutsuzluk ortam›na sürükledi¤i ve kad›n intiharlar›n›n artt›¤›n› gösteriyor veriler bizlere. Geleneklerin ve ailenin bask›s›ndan bunalan genç kad›nlar, k›s›tl› tercihler aras›nda evlili¤i bir seçenek olarak gördüklerinde, ailenin uygulad›¤› fliddet el de¤ifltirmifl oluyor sadece. Babadan kocaya geçen ailenin “namusu” olan kad›n›n korunmas› daha fazla bask› ve k›s›tlama anlam›na geliyor böylelikle. Ço¤u zaman baba evinde uygulanan fiziksel fliddetin yerini, koca evinde uygulanan cinsel fliddet de ekleniyor. Üstelik bu bir “görev” ve karfl› ç›k›lmas› mümkün de¤il. Araflt›rmalarla ortaya konulan istatistikler, evlilik içi tecavüzün oldukça yayg›n oldu¤unu gösteriyor, üstelik pek çok kad›n bunu do¤al gördü¤ünden, utand›¤›ndan ya da korktu¤u için dile getirmedi¤inden, istatistiklere bile yans›mad›¤› halde… Köyden ayr›l›p kente göç eden emekçi kad›nlar›n pek ço¤u yaflam koflullar›n›n zorlu¤u nedeniyle burada çal›flma hayat›na giriyor. Ancak ev yaflam›n›n d›fl›na ç›k›p üretime kat›labilmesinin olumlulu¤u yan›na, hemen a¤›r ifl koflullar›nda güvencesiz çal›flma ekleniyor. Di¤er bir deyiflle, aile bask›s›ndan efl bask›s›na ulaflan süreç patron bask›s›yla son buluyor. Kuflkusuz kifli-

Rakamlarla kad›na uygulanan fliddet ● E¤itim Sen Tunceli Kad›n Sekreteri Nermin fien, Türkiye’nin, kad›nlar›n en fazla fliddete u¤rad›¤› ülkelerden biri oldu¤unu kaydederek yap›lan araflt›rmalarda Türkiye’de kad›nlar›n yüzde 100’ünün psikolojik, yüzde 75’inin sözel, yüzde 58’inin fiziksel, yüzde 73’ünün ekonomik ve yüzde 49’unun cinsel fliddete maruz kald›¤›n› aktard›. fien, kad›nlar›n yüzde 17’sinin ensestle karfl›laflt›¤›n› yine yüzde 14’ünün de tecavüze u¤rad›¤›n›n tespit edildi¤ini aktard›. ● Türkiye’de töre ve namus cinayetlerinde ölen kad›n say›s› son 2 y›lda 54’e ulaflt›. ● Hindistan’da her gün 5 kad›n›n çeyiz kavgalar› nedeniyle yak›larak öldürüldü¤ü kaydedildi. ● Dünyada her 6 dakikada bir kad›na tecavüz ediliyor. ● ABD’de her y›l 4 milyon kad›n erkeklerin fliddetine maruz kal›yor. Güney Afrika’da her 90 dakikada bir kad›n tecavüze u¤ruyor, Irak’taki savafl›n ilk aylar›nda her 20 bin kad›ndan biri tecavüze u¤rad›, Batman’da bir y›l içerisinde 303 kad›n intihara sürüklendi.

lere göre de¤iflen bu üçgen, emekçi kad›nlar›n büyük ço¤unlu¤u için hele hele yeterli bir mesleki e¤itimi olmayanlar için bafl› sonu belli bir yol olarak uzan›yor ellerinde. Ülkemizde yap›lan araflt›rmalar üniversite mezunu olup iyi bir iflte çal›flanlar›n da fliddete maruz kald›¤›n› gösteriyor ayn› zamanda. Üstelik mesle¤ini kaybetme, iflten at›lma korkusuyla pek çok kad›n iflyerinde yaflad›¤›

cinsel tacizi dile getirmekten kaç›n›yor. Kad›nlara yönelik fliddetin önlenmemesinde bafl sorumlulu¤u egemen sistem tafl›yor flüphesiz. Engelleme yönlü bir çaban›n oldu¤unu söylemek sistemin karakterine ters düflecek bir z›tl›k olufltururdu keza. Evde ve toplumda kad›na yönelik fliddet, Uluslararas› Af Örgütü taraf›ndan ‘devletin sorumlu oldu¤u iflkence olaylar›’ olarak nitelendiriliyor. Nitekim y›llard›r devam eden töre cinayetlerinde, ma¤dur kad›nlar olaydan çok daha önce kolluk güçlerine baflvursalar da ald›klar› önlem sadece “tavsiye” oluyor. Ailenin ve özel mülkiyetin kutsall›¤› yani! Bugün Türkiye’de herhangi bir tür fliddete maruz kalan kad›n›n yaflama hakk›n› sa¤layacak herhangi bir kurum yok. Türkiye’de olmas› gereken Kad›n S›¤›nma Evleri say›s› 9000 civar›nda iken, flu an sadece 8 adet s›¤›nmaevi bulunuyor. Ezilen kad›nlar, kendilerine s›¤›n›lacak bir yer de¤il, eflitçe yaflayabilecekleri bir dünya istiyorlar kuflkusuz. ‹flte bu yüzden kad›n sorununun çözümünün, genel insan haklar› mücadelesinden ayr› ele al›nmamas› gerekiyor. K›z›n› dövmeyen, dizini dövüyor mu? Kad›na yönelik fliddetin bu ülkede her türlü fliddette oldu¤u gibi öncelikle görünür k›l›nmas› ve teflhir edilmesi gerekiyor. Ne yaz›k ki bugün baz› kad›nlar için efllerinin kad›nlara fliddet uygulamalar› normal! Çünkü onlar “görevlerini” yapm›yorlar, dolay›s›yla da gerek sözlü fliddeti gerekse de fiziksel fliddeti sonuna kadar hak ediyorlar. Çünkü bu ülkede “iyi kad›n” kocas›n›n bir dedi¤ini iki etmeden bütün ihtiyaçlar›n› karfl›layan kad›nd›r! Seneler önce flahit oldu¤um bir konuflma geliyor akl›ma: orta

yafll› kad›n, genç k›z kardefline ö¤üt veriyor: “E¤er eflinin yeme¤ini yapar, bulafl›¤›n› y›kar, üstünü temiz tutar, gönlünü de yaparsan niye k›zs›n ki sana? Evlilik böyle yürür iflte!” Öncelikle ezberlerimizi bozmam›z gerekiyor hep birlikte, birilerinin de ezberlerinin bozulmas› için sonuna kadar her fleyi zorlamak. “Hay›r, dayak cennetten ç›kma de¤ildir, hay›r k›z›n› döven daha çok döver dizini, eti senin kemi¤i benim de¤il” diye hayk›rmak gerekiyor kendi ailemizden, komflumuzdan, mahallemizden yay›larak… Ev toplant›lar›nda, mahalle derneklerinde, demokratik kitle örgütlerinde, sendikalarda, hangi arac› bulursak orda dillendirmek, tart›flt›rmak, ikna etmek gerekiyor kad›n erkek demeden insanlar›. ‹kna olunmasa bile dile getirmenin önemini görmek gerekiyor. Böylelikle bizden bir sonra konuflacak olan kiflinin iflini kolaylaflt›raca¤›m›z› biliyoruz çünkü. Birden fazla insan›n oldu¤u her yerde fliddeti görünür k›lmak ve toplumun fliddeti kan›ksamas›n› tekrar tekrar teflhir etmek gerekiyor. Sorunun tamamen ortadan kalkmas›n›n ancak bu düzenin son bulmas›yla olaca¤›n› bilerek ama en küçük hak kazan›m› için çabay› örgütleyerek... Ki, bizden sonrakileri korku iklimi de¤il, eflitli¤in ve özgürlü¤ün s›cak rüzgar› sars›n diye.

Adana’da kad›na yönelik fliddet ile ilgili etkinlik KESK Adana fiubeler Platformu 25 Kas›m “Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Uluslararas› Mücadele ve Dayan›flma Günü”ne yönelik etkinlik yapt›. Etkinlik çerçevesinde yap›lan bas›n aç›klamas›nda konuflan E¤itim-Sen Adana fiubesi Kad›n Sekreteri Sevgi Sertaflar, 25 Kas›m 1960’da Mirabel kardefllerin yaflad›klar›n›n ne ilk oldu¤unu ne de son oldu¤unu belirtti. Türkiye’nin kad›na yönelik fliddetle mücadele ve eylem plan›n›n olmad›¤›n› aktaran Sertaflar, aile içi fliddetin yo¤un oldu¤u Türkiye’de kad›nlar›n can güvenliklerini sa¤layabilmek için gidece¤i bir kurumun bulunmad›¤›n› da ifade etti. Türkiye’de kad›n-erkek eflitli¤inin sa¤lanamad›¤›n› vurgulayan Sertaflar, ülkemizin kad›na en fazla fliddet uygulanan ülkelerden biri oldu¤unu söyledi. Etkinlikte kad›na yönelik fliddetle ilgili bir sinevizyon gösterimi de yap›ld›. (Mersin)


36

25

2-15 Aralık 2005

Tohum Kültür Merkezi’yle kültür sanat üzerine

Geçti¤imiz günlerde “Ben Altta Kald›m Abi” isimli bir tiyatro oyunu sergileyen TKM emekçileri ile oyunlar›ndan, kültür sanat politikalar›na uzanan bir sohbet gerçeklefltirdik... - Tohum Kültür Merkezinin kültür sanat politikas›n› anlatabilir misiniz? Eyüphan Baflar: Tohum Kültür Merkezi’nin kurulufl ve çal›flmalar›n› sürdürme amac› bu toplumda varolan kültürün yoz yanlar›n› gidermek, parçalamak ve halk›n kültürünü yaflatmakt›r. Tiyatro, müzik halk oyunlar›, paneller, seminerler gibi araçlarla yani halkla ilgili olan halk› ilgilendiren, kendisi fark›nda olsun ya da olmas›n bütün konularda yeni bir kültür ifllemek, yeni bir kültürü yerlefltirmektir. Halk›n bugün kendi içerisinde yaflad›¤›, di¤er taraftan faflizmin ve emperyalizmin halka dayatt›¤›, arabesk kültürdür. Bize düflen, yozlaflt›r›lmaya çal›fl›lan kültürümüzün öncelikle yozlaflt›r›lan yönlerini a盤a ç›kar›p gidermek ard›ndan da onun alternatifini oluflturmak ve bu alternatif üzerinden yeni demokrasi kültürünü büyütmek. Çünkü emperyalistler, bir halk› teslim alman›n onun kültürünü yozlaflt›rmak, var olan de¤erlerini da¤›tmak, o de¤erlerin yerine kendi yoz asalak kültürünü yerlefltirmekten geçti¤ini çok iyi biliyor. GÜCÜMÜZÜ K‹TLELERDEN ALDI⁄IMIZ MÜDDETÇE ÇALIfiMALARIMIZ ENGELLENEMEZ... - Kültür Merkezini neden daha merkezi bir yerde de¤il de So¤anl›’da açt›n›z? Sefagül Kesgin: Tohum Kültür Merkezi, yaklafl›k olarak on y›ld›r So¤anl› Mahallesi’nde faaliyetlerini sürdürüyor. Genelde bu soruyla s›k karfl›lafl›yoruz. Elbette ki bunun yan›t› anlafl›l›r bir fley. Üretti¤imiz sanat›, kültürü emekçi kitlelere tafl›mak kayg›s›yla emekçi bir semte açt›k kültür merkezimizi. Faaliyet sürdürdü¤ümüz mahalle, özellikle Kürt halk›n›n, yoksul emekçi halk›n yo¤un olarak yaflad›¤› bir bölge. Bununla birlikte emperyalizmin ve uflaklar›n›n yoz kültürünün olabildi¤ince devasa boyutlara ulaflt›¤› bir bölge. Uyuflturucu ve çeteleflmeden tutun da bir dizi çarp›k iliflkiler bölgemizde de hakim. Bu nedenle kültür merkezinin buradaki misyonu daha bir önem kazanmakta. Kültür merkezimizi ‹stanbul’un merkezi yerlerinden ziyade emekçi semtlerde açmam›z›n nedeni esas olarak buralardan kaynaklan›yor. - Bu misyonu yerine getirebiliyor mu? Öncelikle bir bütün olarak devrimcilerin kültür sanat üretme, kitlelere tafl›ma noktas›nda ciddi bir handikap yaflad›¤› ortada. Bunu lay›k›yla yerine getiremedi¤i aç›k. Bu durumdan

biz de üstümüze düflen pay› al›yoruz. Tersine çevirme noktas›nda iddial›y›z ve varl›¤›m›z bunun kan›t›d›r. Bir dizi yetersizli¤imiz var. Bu yetersizlikler bugün gerek kendi içimizdeki çal›flmalar›m›zda yada çal›flma tarz›m›zdaki s›k›nt›lar gerekse de devletin alan›m›za yönelik bir dizi sald›r›s› diyebiliriz. Etkinlik salonumuzun kapat›lmas› ve geçmifl dönemde faaliyetçilerimizin tutuklanmas› vs. bir dizi fley say›labilir. Esasta biz kendi üzerimize düflen paya daha çok yükleniyoruz. Çünkü biliyoruz ki devlet, kültür merkezine yada herhangi bir devrimci kuruma ne kadar sald›r›rsa sald›rs›n sonuçta gücümüzü kitlelerden ald›¤›m›z müddetçe çal›flmalar›m›z› engelleyemeyecektir. Engellense bile bizim ekti¤imiz tohumlar bir flekilde boy verecektir. Biz bu anlay›flla yetersizliklerimizin üzerine gitmeye çal›fl›yoruz. B‹Z HALKIN ‹LER‹C‹ DEVR‹MC‹ ORDUSUYUZ - Siz de bizlere kitlelere ulaflmada önemli bir araç olan Barbara Halk Sahnesini anlat›r m›s›n›z? Hakan Hakverdi: Ben Barbara Halk Sahnesine girmeden önce genel olarak kültür sanata bak›fl›m›zdan bahsetmek istiyorum. Toplumda hiçbir olgu s›n›f savafl›m›ndan ba¤›ms›z olarak ele al›namaz. Biz bu gerçekli¤in bilincinde olarak kültür sanat politikalar›m›zda iflçi s›n›f›n›n ve tüm ezilen y›¤›nlar›n kültür sanat anlay›fl›n› ve bu noktadaki tutumlar›n›, durufllar›n› yans›tmaya, dillendirmeye çal›fl›yoruz. Egemen s›n›flar›n, burjuvazinin üretmek gibi bir derdi yoktur. Onlar üretemezler. Tüketirler. Onlar›n kâr h›rslar› vard›r. Üretemedikleri içinse onlar›n kültür sanat anlay›fllar› halk y›¤›nlar›n›n içerisinden gelen üretimleri, güzel de¤erleri yozlaflt›rarak gericilefltirip asimile ederek kendi kültürlerine uyarlamakt›r. Halk›n ürettiklerini yozlaflt›r›p tekrardan halka sunarlar. Bu noktada bizim amac›m›z halk›n o ilerici devrimci olan kültürünü de¤erlerini yaflatmakt›r. Ve bir ad›m ileriye tafl›yabilmektir. Bu noktada bir gerçekliktir ki bizimle egemenler aras›nda kültür sanat anlam›nda bir savafl yaflanmaktad›r. Evet biz bu anlamda halk›n ilerici devrimci ordusuyuz. Egemenlerse bu savaflta gerici orduyu, beyaz orduyu temsil etmektedir. Bu savafl içerisinde bizim bir iddiam›z var. Bu iddia kuflkusuz ki demokratik halk iktidar› mücadelesinden ba¤›ms›z de¤il. O iktidara hizmet eder tarzda o iktidar› ele geçirmenin araç, yol ve yöntemlerinden biri olarak kültür sanat faaliyetini ciddiye al›yoruz. Hedefimiz bu kadar ciddi olunca Barbara Halk Sahnesi olarak yapt›¤›m›z tiyatro da bu

kadar ciddi bir zemine oturuyor. Çal›flmalar›m›z› da bu anlay›fl üzerinden yürütüyoruz. Zaten Barbara Halk Sahnesi kuruldu¤u günden itibaren tiyatro faaliyetini, ezilenlerin kültür sanat›n› bir ad›m daha ileriye tafl›ma kayg›s›yla yürütmüfltür, alg›lam›flt›r ve sistemlefltirmeye çal›flm›flt›r. fiu an belli s›k›nt›lar yaflamaktay›z. Ancak Barbara Halk Sahnesi olarak halk›m›z›n bizden bekledi¤i fleyler var. Tiyatro noktas›nda insanlar›n yaflad›¤› bir açl›k var. Biz bu açl›¤› doyurmaya çal›fl›yoruz. Kuflkusuz ki bugün devrimci hareketin içerisinde bulundu¤u gerilemeler kültür sanat faaliyetinde de yans›malar›n› buluyor. Ancak biz bu durumu aflmaya iddial›y›z. Bugün esas olan bu çabay›, salt belirli bir dar grubun faaliyetiymifl gibi düflünmemek ve hepimizin faaliyeti olarak alg›lay›p sahip ç›kmakt›r. BARBARA HALK SAHNES‹, HALKA ULAfiMAK ‹Ç‹N B‹R ARAÇ - Siz de Barbara Halk Sahnesi’nin çal›flmalar› hakk›nda bizi bilgilendirebilir misiniz? Alper Acar: Barbara Halk Sahnesi, bu sezona iki tane ana oyun, iki tane de orta oyunu ile girdi. Bu alternatif tiyatro anlam›nda gerçekten de bence çok iyidir. Barbara Halk Sahnesi de bu noktada bence görevini yerine getiriyor. Türkiye’deki burjuva sanat anlay›fl› sürekli olarak kendisinin halk›n sanat›n› yapt›¤›n› iddia ediyor ve bunu böyle de iddia etmek zorundad›r. Tam da bu noktada egemenler kültür sanat› kullan›yor. Biz de buna karfl› olarak devrimci sanat› yaflatmaya çal›fl›yoruz. Barbara Halk Sahnesi, halka ulaflmak için bir araç bu anlamda halk› ayd›nlatmak ve bilinçlendirmek zorunda. Barbara Halk Sahnesi geçmiflinde birçok oyunun alt›na imzas›n› att›. ‹lerde ise Brecht in “Carrar Ana’n›n Silahlar›” adl› oyununu oynamaya haz›rlan›yor. Gerçekten de önemli bir konuyu inceleyen bir oyun. Zulmün ne olursa olsun sonuçta gelip herkesi bulaca¤›n› ve bunun için herkesin mücadele vermesi gerekti¤ini anlatan bir oyun. -fiu anda “Ben Altta Kald›m Abi” oyununu sergiliyorsunuz. Oyunda vermek istedi¤iniz mesaj nedir, bunu ne kadar yerine getirebiliyor? Naki Demir: Arkadafllar›n söyledikleri gerçekten de hayata geçirilmesi zorunlu olan fleyler. Barbara Halk Sahnesi olarak flu an oynad›¤›m›z “Ben Altta Kald›m Abi” isimli oyun ülkemizdeki s›n›flar› belirli karakterlerde somutlamakta. Bunlar; emperyalist rolündeki Bush, onun ufla¤› Tayyip Erdo¤an ve yoksul bir köylüden oluflmakta. Bu oyun, emperyalizmin ve onun ülkemizdeki uflaklar›n›n iflçi ve köylülü¤ü nas›l sömürdü¤ünü gözler önüne seriyor. Var olan sömürü ve zulmün art›k dayan›lamayacak bir boyuta geldi¤ini ve halk›n art›k isyan edip bafl kald›rmas›n›n ne kadar meflru oldu¤unun mesaj›n› veriyor. Y›k›mlar, hapishanelerdeki tecrit sald›r›s›, yoksulluk ve yozlaflma oyunun esas gündemlerini oluflturuyor. Alper Acar: Ben, bu oyunda Tayyip’i oynuyorum. Tabi öncelikli olarak ben de Barbara Halk Sahnesini anlatmak istiyorum. Ben Altta Kald›m Abi ise bana göre biraz absürt bir oyun. Arkadafl›n dedi¤i gibi s›n›fl› toplumlarda s›n›flar aras› iliflkiyi biraz olmayacak bir flekilde anlat›yor. Bu oyunu genelde emekçi semtlerde oynad›k. Halk›m›zdan çok iyi tepkiler ald›k.

Bu oyunu daha önce 1 May›s Mahallesi festivalinde sergiledik. Gülsuyunda, Ba¤c›lar’da, Bayramtepe’de sergiledik. Yine Kültür Merkezimizin gösteri salonunun aç›l›fl etkinli¤inde sergiledik. Hakan Hakverdi: TKM, tarihi boyunca birçok çal›flman›n alt›na imzas›n› att›. Belli aksakl›klar olsa da süreklili¤ini sürdürdü. Ben altta kald›m abi oyunu da bunun bir parças›. Ben Altta Kald›m Abi s›n›fl› toplumlarda s›n›flar› belli tiplemelerde biçimlendirerek s›n›f farkl›l›klar›n›, s›n›flar aras› savafl›, emekçilerin nas›l ezildi¤ini, sömürüldü¤ünü ve burada emperyalizmin rolünü anlat›yor. Bu mesaj› komedi tarz›nda veriyor. Ama günümüzün sosyal toplumsal yaralar›na neflter vuruyor. Biz bu oyunun ilk halini ald›k. Barbara Halk Sahnesi olarak oyunu epeyce de¤ifltirdik. Sürece ve sürecin sorunlar›na uyarlad›k. Halk›m›zdan epeyce be¤eni toplad›¤›n› söyleyebiliriz.

Hakan Hakverdi

Naki Demir

Alper Acar


26

2-15 Aralık 2005

36

Hülükufla¤›’nda devredilen bayrak, Pozveng’dekilerin elindeydi düflerken…

VEYSEL UYAR Dersim iki ayr› çat›flmaya sahne oldu. 5 Aral›k 81 ve 13 Aral›k 93’te Partizanlar›n mekân eyledi¤i bu yalç›n da¤lar nice yi¤it beslemifltir ba¤r›nda. Bir o kadar da direnifle tan›kl›k etmifltir. “Teslim

HAL‹L LAÇO ol” ça¤r›lar› karfl›s›nda “Teslim olmak bize yak›flmaz. Elbet kucak açar Munzur’lar, Kaçkar’lar; elbet kucak açar Toroslar, Karadeniz da¤lar› umudun evlatlar›na. Ama ödenecek bedel varsa korkmaz, üstüne üstüne yürür devrim savaflç›lar›” denilmifltir. 33 y›ll›k mücadele tarihinde halk savaflç›lar› düflerken birer birer, dillerinde parti fliarlar› hayk›r›l›yordu. T›pk› 5 Aral›k 81’de Ovac›k’a

ERDO⁄AN TEK‹N ba¤l› Hülükufla¤› köyünde kolluk güçleriyle çarp›flan T‹KKO gerillalar› gibi. 1981’in 5 Aral›k’›nda Hülükufla¤› köyünde bir evde konaklayan Veysel Uyar ve Erdo¤an Tekin bir ihbar sonucu çembere al›n›rlar. Çembere al›nanlar silaha sar›l›rlar ve ilk yan›t› veren olurlar düflmana. Bu s›rada bir baflçavufl ile iki erin hareketsiz bedeni yere düfler. Düflman hiç beklemedi¤i bu sald›r› karfl›s›nda pani¤e kap›l›r ve da¤›l›r. Bundan yararlanmaya çal›flan gerillalar, çemberi yarmaya çal›fl›rken ölüm kusan yüzlerce namludan ç›kan mermiler Veysel Uyar ve Erdo¤an Tekin’in bedenine saplan›r. Saatler süren çat›flma s›ras›nda iki halk savaflç›s› günefle u¤urlan›rken düflman kendi kay›plar›n› yine gizler. Hülükufla¤›’nda ölümsüzlü¤e u¤urlanan Veysel Uyar, 1958 y›l›nda Ovac›k B›r›kufla¤› köyü do¤umludur. TKP/ML ile ö¤rencilik y›llar›nda tan›fl›r. Liseden sonra tamamen profesyonel olarak faaliyet yürütür. Parti üyesi olarak partinin birçok alan›nda görev yapan Uyar (Kokum), flehit düfltü¤ünde bölge yönetim organ›nda görev yap›yordu. Erdo¤an Tekin ise, genç yafl›nda tan›flt›¤› TKP/ML’nin Dersim’de yürüttü¤ü faaliyetlerine ka-

FEVZ‹ KOÇ

H. M. ASLAN

t›lmak için ailesinin ekonomik nedenlerinden dolay› göç etti¤i ‹stanbul’a onlarla birlikte gitmeyerek gerilla birli¤ine kat›l›r. Geliflmeye aç›k cesur kiflili¤iyle çevresinde hep öne ç›km›flt›r. Bir kez daha teslim edilemiyordu Partizan yürekler 13 Aral›k 93’te Pozveng’te oldu¤u gibi. 13 Aral›k’ta TC’nin katliam listesine bir yenisi daha ekleniyordu. Kötü hava koflullar›ndan kaynakl› köye girmek zorunda olan gerilla birli¤i TC’nin kolluk güçleri taraf›ndan çembere al›nm›flt›r. Teslim olmay› hiçbir koflulda kabul etmeyen Partizanlar, yo¤un bombard›man alt›nda düflmana karfl› direnifli yükseltiyorlard›. Pozveng, TC’nin gerilla sivil ayr›m› yapmadan baflvurdu¤u katliam serisine tan›kl›k etti 13 Aral›k’ta. Ç›kan çat›flmada T‹KKO gerillalar›ndan Bekir Kürflat Onay, Fevzi Koç, Hac› Mustafa Arslan ve Deniz Som flehit düflerken 12 yafl›ndaki Nuray Laço ve 11 yafl›ndaki Halil Laço da devletin hedef gözetmeden açt›¤› yo¤un bombard›man sald›r›s›nda yaflamlar›n› yitirdiler. Bu çat›flmada TC askerleri de üç kay›p ve onlarca yaral› vermifltir. 1969 Gaziantep do¤umlu Bekir Kürflat Onay (‹smail-Tetikçi) gerilla olmadan önce TMLGB

üyesiydi. 2 y›ll›k gerilla faaliyeti boyunca birçok eyleme kat›lan Onay, flehit düfltü¤ünde parti üyesiydi. Ayn› çat›flmada gerilla yaflam›ndan önce TKP/ML’nin aktif bir milisi olan Dersim/Hozat do¤umlu olan Fevzi Koç da Halk Ordusunun birim komutanlar›ndan biri olarak flehit düfltü. Hac› Mustafa Arslan, Sivas do¤umluydu. fiehit düfltü¤ünde TKP/ML ‹leri Sempatizan› ve T‹KKO savaflç›s›yd›. Dersim Ovac›k’a ba¤l› Gözeler Köyü do¤umlu olan Deniz Som da TKP/ML ‹leri Sempatizan› ve

NURAY LAÇO T‹KKO savaflç›s›yd›. T‹KKO gerillalar› daha sonra yapt›klar› bir aç›klamayla Laço kardeflleri de Parti flehidi olarak sahiplendiklerini belirttiler.

17 yafl›n cüretiyle cellatlar› yarg›layan bir yürek... Yaflad›m diyebilmek içindir verilen mücadele. Yafl›na bak›lmaks›z›n, feda edilen bedenler “‹nsanca yaflan›lacak bir dünya” mücadelesinin yap› tafllar› olmufllard›r tarih sayfalar›nda. Kopacak o büyük f›rt›nan›n habercileri olarak, yerlerini ald›klar› kavgan›n amans›z savunucular› olarak on yedi yafl›n cüretiyle düflmana kin kusan oldular kimi zaman. Henüz on yedisinde düflman›n boy hedefi olmufllard›r kimi zaman, yafl›n› büyültüp idam sehpas›na götürecek kadar. Küçücük yafllar›na bak›lmaks›z›n düflman› küçük düflürenler olurlar bir kez daha; idam sehpalar›nda yarg›lanan de¤il, yarg›layanlar olarak. ‹flkencehanelerin, idam sehpalar›n›n, katliamlar›n, gözalt› ve tutuklamalar›n, resminin ifadesi olan

12 Eylül karanl›¤›nda 17 yafl›nda bir genç hesaplafl›yordu postal seslerinin sahipleriyle. En küçük demokratik haklar›n bile gasp edildi¤i o karanl›k günlerde bir de yaflam hakk› gasp ediliyordu 17 yafl›n bedeninden alabileceklerini sand›klar› canla. Giresun-fiebinkarahisar do¤umlu olan Erdal EREN, 76-77 y›llar›nda tan›flt› devrimci düflüncelerle. Genç yafl›na ra¤men TDKP/Genç Komünistler Birli¤i saflar›nda sürdürdü mücadelesini. Bir yoldafl›n›n yaz›lama yaparken katledilmesi üzerine yap›lan protesto gösterisine tereddütsüz kat›lan Eren, bu gösteri s›ras›nda ç›kan çat›flma da ölen Zekeriya Önge adl› erin öldürülmesinin faili olarak 3 fiubat 1980’de tutukland›. Mah-

kemede düflmana boyun e¤meyerek “Bu gün devrimcileri ve onlar›n bir parças› olan beni ald›¤›n›z emirlere uygun olarak yarg›layabilir ve ölüm cezas› verebilirsiniz. Fakat bu ilelebet sürmeyecektir. Bir gün mutlaka sizin yerinizde halk›m›z olacak, sizi ve korudu¤unuz düzeni yarg›layacak ve do¤ru karar› verecektir” sözleriyle yarg›layan oldu onlar›. 17 yafl›nda olmas› nedeniyle as›ls›z dayanaklara baflvurarak büyüttükleri yafl›na dayanarak k›rd›lar kalemi faflizmin temsilcileri. 13 Aral›k 1980 TC faflizminin hem en azg›n hem de en

acizleflti¤i anlardan birinin görüntüsü olarak kaz›nm›flt›r haf›zalara. Biz ise her 13 Aral›k’ta yüzü 17 yafl›nda kalan Erdal’› dara¤ac›nda cellâtlar›n surat›na son sözü olan “bana dokunman›zdan i¤reniyorum, çekin ellerinizi üzerimden” sözünü unutmadan egemenleri hak ettikleri tarihin çöplü¤üne gönderece¤imiz Alt›nça¤ mücadelesine daha bir inançl›, daha bir kararl› sar›larak an›yoruz ve “unutmak ihanettir” diyerek biliyoruz s›n›f kinimizi...

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER

Raci YILMAZ: Sar› Asker kod adl› Raci Y›lmaz, Samsun’un Çarflamba ilçesinde 1956 y›l›nda do¤du. ‹stanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde tan›flt› mücadeleyle. Parti 1. Konferans›’ndan sonra Parti Üyesi olarak ‹stanbul Askeri Komitesinde görev yapt›. Parti içinde ç›kan hiziplere karfl› ›srarl› bir mücadele yürüttü. Delege olarak seçildi¤i Parti ‹kinci Konferans›’na gidemeden 6 Aral›k 1980’de ‹stanbul Harbiye Çimen Sokak’taki evde polisle girdi¤i çat›flmada flehit düfltü. Mehmet Ali POLAT: 1950 do¤umlu olan Mehmet Ali Polat, 6 Aral›k 1980’de K›rklareli’nde polis taraf›ndan katledildi. ‹brahim KIR: Dersim Ovac›k Yaz›ören köyünde do¤du. Çal›flmak için gitti¤i ‹stanbul Kazl›çeflme’de devrimci düflüncelerle tan›flt›. ‹flçiler aras›nda örgütlenme faaliyeti yürüttü. Aral›k 1980’de gözalt›na al›nd›. Hiçbir ifade vermemesi üzerine polis taraf›ndan katledildi. Abdurrahman MERAL: TKP/ML taraftar› olan Abdurrahman Meral, Aral›k 1993’te ‹stanbul’da yakaland›¤› kanser hastal›¤›na yenik düfltü. Ölüm Orucu fiehitleri: Feridun Yücel Batu, 1 Aral›k 2002 (DHKP-C), Feride Harman, 15 Aral›k 2002 (DHKP-C), Cafer Dereli (DHKP-C); 9 Aral›k 2000’de Hollanda’da açl›k grevindeyken direnifl çad›r›na yap›lan sald›r› sonucu, Özkan Tekin 11 Aral›k 2000’de, Okmeydan›’nda yaz›lama yaparken flehit düfltü. (MLKP) Zeki ERG‹NBAY: ‹TÜ ö¤rencisiyken, 1978’de sivil faflistler taraf›ndan kaç›r›larak iflkenceyle katledildi. Behzat BAYKAL: Genç Kurtuluflçular Birli¤i ‹stanbul Komitesi Üyesi olan Behzat Baykal, 10 Aral›k 1984’te siyasi flube polislerince katledildi. Daha sonra Zeki Erginbay’la birlikte Kurtulufl Örgütü taraf›ndan Onur Üyeleri olarak kabul edilmifllerdir.


27

36

2-15 Aralık 2005

“Ben hayat›m›n anlam›n›n içeri¤ini savunuyorum!” 16 Aral›k 1933 Bulgar Devriminin önderi Dimitrov’un Alman faflizmini yarg›lad›¤› gün olarak miras kalm›flt›r dünya halklar›n›n egemenlere karfl› verdi¤i s›n›f mücadelesine. 27 fiubat 1933’te Almanya’da parlamento binas› olan Reichtag yang›n›n› ç›kard›¤› gerekçesiyle Bulgar komünistleri Popov, Tanev ve Alman Milletvekili Torgler ile birlikte Alman hükümeti taraf›ndan as›ls›z iddialarla tutuklanan Dimitrov, mahkeme sonuçlanana kadar tak›nd›klar› tav›rla yüklendikleri sorumlulu¤a uygun davrand›lar. Kundaklama suçuyla ç›kar›ld›¤› mahkemede söyledi¤i “iyi bir politik savunma yapabilmek için, yasalar› iyi bilmeli ve ondan ustaca yararlanabilmelidir. Her yasa maddesi büyük dikkatle incelenmelidir. Ama politik savunma için, kiflisel savunma için de¤il” sözleriyle kendini savunman›n halk› ve devrimi savunmak anlam› tafl›d›¤›n› ifade etmifltir. Dimitrov “Benim bir Bolflevik oldu¤um, bir proleter devrimci oldu¤um do¤rudur. Alt›n› çiziyorum ‘Proleter Devrimcisi’. Bulgar Komünist Partisi’nin Merkez Komite üyesi ve Üçüncü Enternasyonal’in Yürütme Kurulu üyesi olarak sorumlu bir yöneticiyim ve Bulgar Komünist Partisi olsun, Üçüncü Enternasyonal olsun tüm hareket, karar

ve belgelerinden hesap vermeye haz›r›m. fiüphesiz ki benim için en büyük kanun 3. Enternasyonal’in program›; en yüksek adalet organ› Enternasyonal’in denetleme komisyonudur” sözleriyle mahke-

meyi devrimci mücadelenin bir kürsüsü haline getirmifl ve faflizmin mahkemesinin kendisini yarg›layamayaca¤›n› vurgulam›flt›r. “Ben burada görüfllerimi, ideolojimi savunuyorum. Ben hayat›m›n anlam›n›n içeri¤ini

savunuyorum. Onun için mahkeme önünde a¤z›mdan ç›kan her cümle kan›mdan kan, etimden ettir. Ve Enternasyonal’in yönetiminde, proletaryan›n döndü¤ü dört tekerle¤i hiçbir yok etme önlemi, hiçbir a¤›r hapis mahkûmiyeti, hiçbir idam karar› durduramayacakt›r. O tekerlek dönüyor ve emekçilerin kesin zaferine kadar da dönecektir” diyerek ezilenlerin hakl› ve meflru mücadelesinin zorunlulu¤unu bir kez daha hayk›rd› egemenlerin surat›na. Faflizmin adaleti olmayaca¤›n› bilen, burjuva adaletinin görevinin de hâkim s›n›f› koruma amac› oldu¤unu gören devrimci ve komünistler, yüzy›llard›r faflizmin mahkemelerinde kendilerinin yarg›lanan de¤il ancak yarg›layan olabilece¤ini hayk›r›yorlar. “Gerçek adalet halk›n adaletidir” diyerek faflizmin mahkemelerini tan›mad›klar›n› belirtiyorlar. Ülkemiz devrimci ve komünistleri de Sinop Zindanlar›nda, Metris’te, Diyarbekir’de oldu¤u gibi F tipi tecrit ve hücrelefltirmeye karfl› da y›llard›r direniyorlar/direnmeye de devam edecekler. Aslolan faflizme karfl› bir irade beyan›d›r çünkü ve gelecek bu de¤erlerle örülecek, nihai adaletin oldu¤u gün tüm ayd›nl›¤›yla do¤acakt›r iflçi s›n›f›n›n ve ezilen dünya halklar›n›n üzerine…

GÜN’DE DÜN… 3 Aral›k 1994. Özgür Ülke gazetesinin ‹stanbul ve Ankara’daki üç bürosu bombaland›;1 kifli öldü, 20 kifli yaraland›. 4 Aral›k 1920. Ankara’da maafllar›n› alamayan ö¤retmenler ilk kez grev yapt›. 1991. ‹stanbul Emniyet Müdür Yard›mc›s› fiakir Koç ve floförü Vedat Dilmaç, DevrimciSol örgütü taraf›ndan ölümle cezaland›r›ld›. 5 Aral›k 1970. ‹stanbul Çapa Yüksek Ö¤retmen Okulu’nda 2 ö¤renci vuruldu. Devrimci düflüncelere sahip Hüseyin Aslantafl 9 Aral›k’ta öldü. 7 Aral›k 1991. D‹SK Genel Kurulu 11 y›l aradan sonra topland›. 1996. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde harçlar› protesto etmek için pankart açan ö¤rencilerin yarg›lanmas› sona erdi; gençler toplam 96 y›la mahkûm oldular. 8 Aral›k 1964. ‹stanbul Berec Pil Fabrikas›’nda 1000 iflçi greve bafllad›. 1969. Y›ld›z Devlet Mühendislik ve Mimarl›k Akademisi’nde olaylar ç›kt›. Devrimci ö¤renci Mehmet Büyüksevinç aç›lan atefl sonucu öldü. 1995. KESK kuruldu. 9 Aral›k 1967. Ankara’da üniversite ö¤rencileri “NATO’ya karfl› direnifl” mitingi düzenlediler. 1987. Gazze fieridindeki Cebaliye mülteci kamp›na ‹srail askerinin sald›r›s› ile “intifada”n›n ilk flehitleri verildi. 10 Aral›k ‹nsan Haklar› Günü 1977. ‹stanbul Toptafl› Hapishanesi’nden 9 tutsak kaçt›. 13 Aral›k 1985. ‹çiflleri Bakanl›¤› bir önerge haz›rlad›; “komünist zanl›s›” yak›n› olanlara güvenlik belgesi verilmeyecek.

Filistin halk›n›n taflla bafllayan isyan›: ‹NT‹FADA Aral›k 1987’de ‹srail’deki ifllerinden dönen Arap iflçilerin bir ‹srail tank›n›n alt›nda ezilerek öldürülmesi oldu. Ard› ard›na yap›lan gösterilere her seferinde ‹srail polisi sald›rd›. Ve böylece Filistin halk›n›n devasa ‹srail tanklar›na tafllarla direnifli, yani ‹ntifada bafllam›fl oldu. FKÖ’nün 1982’de Beyrut’tan sökülüp at›lmas›yla bu sorunu çözdü¤ünü zanneden Siyonizm, ‹ntifada karfl›s›nda büyük bir flaflk›nl›k yaflad›.

1920’lerden bafllayarak Filistin topraklar›ndan Filistinlileri uzaklaflt›rma sald›r›lar›n› devam ettiren Siyonist Yahudiler, 1948’de ‹srail devletinin resmen ilan edilmesiyle giderek artan bir sald›r› dalgas›n› yaflama geçirdi. Gerici Arap rejimlerinin ‹srail ile yapt›klar› savafllarda ABD emperyalizminin deste¤i nedeniyle baflar›s›z olmas› ve toprak kaybetmeleri onlar› ‹srail’i tan›maya yöneltti. ‹flbirlikçi Filistin yönetiminin de kaybedilen topraklar›n geri al›nmas›nda ve haklar›n›n korunmas›nda çözüm olmad›¤›n›, tek çözümün kendi güçlerinde oldu¤unu gören Filistin halk›, ‹ntifadayla birlikte yediden yetmifle topyekün bir direnifle bafllad›. ‹ntifada’n›n bafllamas›n› sa¤layan olay 8

‹ntifada’y› haz›rlayan koflullar... ‹flgal boyunca siyonistler Bat› Yakas› ve Gazze’ye yerleflim alanlar› kurmufllard›. Su, bütünüyle ‹srail’in kontrolündeydi ve Arap yerleflim yerleri bir damla su bulamazken bütün su kaynaklar› ‹srail yerleflim bölgelerine ak›t›lmaktayd›. ‹flgal alt›ndaki bölgelerden çal›flmak için ‹srail’e gidenlerin gece orada kalmas› yasakt›, dolay›s›yla ifle gidenler sabah ve akflam kontrol noktalar›ndan geçmek zorundayd›lar. ‹srail’e geçemeyen Filistinliler ise çok düflük ücretler karfl›l›¤›nda çal›flmak zorundayd›lar. 1982-87 aras›nda gösterilerin say›s› y›lda 3700’e ulaflt›. ‹srail polisi her gösteriye ac›mas›zca sald›rd›. ‹ntifada’da tanka karfl› tafl›n yan› s›ra baflka mücadele yöntemleri de kullan›ld›. ‹srail’de çal›flanlar grevler yapt›lar.

‹srailli patronlar çal›flt›racak insan bulamad›lar. ‹srail ürünleri iflgal alt›ndaki yerlerde boykot edildi. Bir y›l içinde 450 Filistinli ‹srail taraf›ndan öldürüldü, 30 bin Filistinli tutukland›. ‹ntifada’n›n bafllamas›ndan bir y›l sonra 11 Kas›m 1988’de Cezayir’de toplanan Filistin Ulusal Konseyi, baflkenti Do¤u Kudüs olan ve Bat› yakas› ve Gazze’yi kapsayan bir mini devletin kuruluflunu ilan etti. Bunun üzerine Amerika Arafat’tan ‹srail devletini tan›mas›n› ve terörizme aç›kça karfl› ç›kmas›n› istedi. Birleflmifl Milletler toplant›s›na gelen Arafat ‹srail’i tan›d›¤›n› ve terörizmin bütün biçimlerine karfl› oldu¤unu ilan etti. Oslo Süreci Birinci ‹ntifada’n›n sonucunda 1993’de ‹srail ile Filistin Kurtulufl Örgütü aras›nda gizli bir flekilde bafllayan görüflmeler Oslo Süreci’ni yaratt›. Oslo’da Filistin Özerk yönetimi kabul ediliyor, bu devletin bafl›na Arafat geçiyor ve topraklar›n %22’si Filistin’e veriliyordu. Fakat bütün yerleflim merkezlerinin kontrolü ‹srail’in elinde kal›yordu. Filistinlilerin serbest dolafl›m hakk› yoktu. Asl›nda bu devlet co¤rafi bir bütünlü¤ü olmayan birçok köy ve kasabadan olufluyordu. Bu bölgelerin aras›nda ‹srail yerleflim bölgeleri ve ‹srail’in kontrolünde olan yerler vard›. Bu flekilde Filistin ba¤›m-

s›z bir ekonomisinin olmas› imkans›zd›. Oslo “bar›fl” sürecinin ard›ndan ‹srail’in Bat› Yakas› ve Gazze’de kurdu¤u yeni yerleflim yerlerinin ve askeri üslerinin say›s› artt›. Ayr›ca Do¤u Kudüs tart›fl›lmaz bir biçimde ‹sraillilere ait. K›sacas› Oslo “Bar›fl” sürecinin ard›ndan bölgenin siyonistlefltirilmesi h›zlanarak devam etti ve üstelik bu iflbirlikçi Filistin yönetiminin onay›yla yap›ld›. Ayr›ca Filistin Otoritesi’nin ç›kard›¤› en ufak bir karar bile ‹srail’in onay›n› almak zorundayd›. Amerikal›lar›n ve ‹srail’in Oslo’dan beklentisi Filistin halk›n›n y›larak önlerine verilen küçük bir lokmaya raz› olacaklar› ve anlaflmay› Arafat’›n imzalam›fl olmas›n›n dünyaya iki halk›n nihayet anlaflt›¤› izlenimini verecek olmas›yd›. 28 Eylül 2000’de bafllayan ‹kinci ‹ntifadada ise sadece tafllar de¤il ayn› zamanda feda eylemleri ve silahl› eylemler de etkin flekilde kullan›ld›. Bugün ‹srail, yap›m›n› h›zla devam ettirdi¤i Ayr›mc›l›k Duvar› ile Filistin’i aç›k bir hapishaneye dönüfltürmeye çal›fl›yor, sald›r›, bask› ve katliamlar ise aynen devam ediyor. T›pk› yi¤it Filistin halk›n›n direniflinin olanca h›z›yla devam etti¤i gibi. Onlar Özgür Filistin’i kendi elleriyle kuracaklar›n› bildiklerinden savaflmaya devam ediyorlar…


28

2-15 Aralık 2005

36

Özelleştirme; işsizlik, yoksulluk VE ÖRGÜTSÜZLÜK DEMEKTİR! “Tüm iflçi ve emek düflman› anlay›fllara ra¤men sömürenler ile sömürülenler aras›ndaki çeliflkiler giderek artmaktad›r. Emperyalizm ve faflizme karfl› mücadele ise giderek büyümektedir. ‹flçi s›n›f› kendi örgütlülükleri ve önderli¤i ile beraber tüm sald›r›lara karfl› koymaya ve iktidar›n› kurmaya muktedirdir. Bu 17 Ekim 49 Çin Devrimi ile ispatlanm›flt›r.” % 55’i Oger flirketine sat›lan Türk Telekom’un özellefltirme süreci son dönemin en yo¤un tart›fl›lan özellefltirmelerinden biri oldu. Ülkenin en büyük kurulufllar›ndan biri olan, ayn› zamanda zarar etmeyen bu kamu kuruluflunu “pazarlamak” için elinden geleni yapan AKP hükümeti, bu sat›fla karfl› ç›kan sendikalar›n yapt›¤› eyleme gaz bombalar›yla sald›rarak iflçi emekçi düflman› oldu¤unu bir kez daha gösterdi. Haber-Sen 9 No’lu fiube Baflkan› Ali Y›ld›z ile Telekom’un özellefltirme sürecini ve yapt›klar› eylemleri konuflarak konu ile ilgili görüfllerini ald›k. ‹K: Özellikle son dönemlerde dünyan›n birçok ülkesinde yo¤un bir özellefltirme süreci yaflan›yor. Bunun nedenleri nedir? Ali Y›ld›z: Emperyalizm fazla üretimden ve buna uygun pazar bulamamas›ndan kaynakl› bir kriz halindedir. Sosyal-emperyalizmin çöküflü ile iflçi s›n›f›n›n mücadele ile kazand›¤› bütün haklar› gasp etmek için “küreselleflme” ad› alt›nda yo¤un bir sald›r›ya giriflti. Emperyalizm 90’lardan itibaren özellefltirmeye h›z verdi, kazan›lm›fl haklar› yok etmeye giriflti. Bunu yapabilmek için MA‹, M‹GA, TAHK‹M gibi uluslararas› anlafl-

malar› hayata geçirdi. Böylece kulland›¤› ideolojik argümanlarla birlikte dünya iflçi s›n›f› ve ezilen halklar›na fütursuzca sald›rmaya bafllad›. Emperyalistler bunu finans kurulufllar› olan IMF ve DB eliyle daha h›zl› yapmaktad›r. Bizim gibi geri b›rakt›r›lm›fl ülkelerin yeralt› ve yerüstü zenginliklerini, iflçi s›n›f›n›n örgütlü yap›s›n› hedefleyen daha fazla sömürü, daha fazla iflsizlik anlam›na gelen bir sald›r›d›r özellefltirme. Tüm dünyada özellikle küreselleflme argüman› ile beraber 80’lerin sonundan itibaren a¤›rl›k kazanm›flt›r. ‹lk hedefler en çok kâr getiren stratejik kurulufllar olmaktad›r. - Emperyalistler ülkemizde özellefltirme sald›r›s›n› nas›l hayata geçiriyorlar? - Ülkemizde yap›lan özellefltirmelerde uflak iktidarlar› arac›l›¤›yla gerekli yasalar› Meclis’ten geçirdikten sonra en kârl› kurumlar› ele geçirmeye çal›flmak olmaktad›r kulland›klar› yöntemler. Nedir bunlar? Kamusal alana hizmet eden kurumlar›n, ulafl›m, haberleflme ve yat›r›mda öncelikli olan kurumlar› ele geçirmek. Ülkemizde haberleflme iflkolunda en kârl›, en stratejik, ülkenin en küçük birimine kadar yay›lan Telekom da bu

sald›r›n›n bir hedefidir. Telekom’un özellefltirilmesi uzun y›llard›r emperyalistlerin gündemindeydi. Ancak verilen mücadeleler sonucu bu yap›lamam›flt›r. Tekel, Tüprafl, Poafl, Seydiflehir, Çimento Sanayi, Netafl, Aktafl örneklerinde gördü¤ümüz gibi ülke kaynaklar› yok pahas›na tekellere peflkefl çekilmektedir. Emperyalistler, sahip olduklar› kitle iletiflim araçlar›yla önce bu kurumlar› kârl› hale getiriyoruz imaj› yaratarak da-

ha ucuza, daha kaliteli hizmet verilece¤i söylentileriyle kafa kar›fl›kl›¤› yaratmaktad›r. - Telekom’un özellefltirme sürecini açar m›s›n›z? - Telekom, özellefltirme hedefindeki en büyük ve stratejik kurumlardan biridir. Kasaba ve köylere kadar yat›r›m› olan büyük bir kurumdur. Büyüklük aç›s›ndan dünyada 19. s›radad›r.


36 Kurumlar vergisi s›ralamas›nda 13. s›rada bulunur. Kâr oran› çok yüksektir. 58 bin çal›flan› vard›r. 14 bin civar›nda sendikal› çal›flan bulunmaktad›r. Haziran’›n 1’inde Oger Firmas›’na satmaya çal›flt›lar. Bu s›rada yap›lan eylemlilikler oldu. Bu Oger Firmas› Lübnan as›ll› emperyalist bir kurulufltur. 6,5 milyar dolarl›k bir sermaye ile sat›fl gerçekleflmifl oldu. Telekom’un bir y›ll›k kâr› ise 2 milyar 800 milyon dolard›r. Sözleflme ise 21 y›ll›kt›r. Mevcut anayasal sürece göre yüzde 49’dan fazlas›na satamazlar. Ancak blok sat›fl› gerçeklefltirerek kendi anayasalar›na ayk›r› olarak yüzde 55’ini “satt›lar.” Ülkemizde iflçi s›n›f›n›n içindeki örgütlü yap›lar› da¤›tt›kça varolan kârl› kurumlara daha rahat el koydular. fiu anda iflyerlerinde örgütlü yap› çok zay›ft›r. Hâkim olan uzlaflmac› sar›-sendikal bir anlay›flt›r. S›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl› da s›n›f›n içerisinde çok c›l›zd›r. Biz iflkolunda örgütlü bir sendika olarak özellefltirmeler gündeme geldi¤inden beri tepkimizi alanlarda gösterdik. S›n›fa önümüzdeki dönemde yaflanacaklar› anlatt›k. ‹flkolumuzda mücadelemizin önündeki engellerden biri de Türk-‹fl’e ba¤l› Haber-‹fl Sendikas›d›r. Bunlar özellefltirme sald›r›lar›na karfl› ç›kmayan tam da uzlaflmac› bir anlay›fla sahipler. ‹stanbul’da Haber-‹fl 1 Nolu fiube dönem dönem eylem ve etkinliklere kat›lm›flt›r. Ancak son sürece onlar da tepki vermediler. - Haber-Sen olarak bu süreçte neler yapt›n›z?

›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl› da s›n›f›n içerisinde çok c›l›zd›r. Biz iflkolunda örgütlü bir sendika olarak özellefltirmeler gündeme geldi¤inden beri tepkimizi alanlarda gösterdik. S›n›fa önümüzdeki dönemde yaflanacaklar› anlatt›k. ‹flkolumuzda mücadelemizin önündeki engellerden biri de Türk-‹fl’e ba¤l› Haber-‹fl Sendikas›d›r.

S

29 - Dönem dönem eylemlerimiz oldu. Bunlar hem özellefltirme öncesinde hem de özellefltirme sürecinde yap›ld›. Mücadelemiz Telekom’un peflkefl çekilmesinden sonra da devam edecektir. Sat›fl›n gerçekleflti¤i s›rada ‹stanbul’da Haber-Sen 7-8 ve 9 Nolu flubeler olarak Haber-‹fl 1 Nolu flube ve Türk HaberSen’le birlikte bizim ›srar›m›z sonucu 15 Kas›m günü saat 10:30’da bir ifl b›rakma eylemi oldu. ‹flveren yasad›fl› bir flekilde çevik kuvvet polisini Gayrettepe Telekom önüne y›¤d›. Kurum önünde toplanan çal›flanlara en demokratik haklar›n› savunanlara, özellefltirmeye karfl› koyanlara gaz bombalar›yla sald›rd›. Sendika baflkanlar› gözalt›na al›nd›. Çal›flanlar darp edildi. Buna karfl›l›k iflçilerin ve memurlar›n direnifli büyüdü. Kitle çevik kuvvetin sald›r›s›na karfl› sendika üyelerinin direniflini gördü. Gözalt›na al›nanlar serbest b›rak›lana kadar hizmet üretilmedi. Gözalt›lar›n mahkemeden sal›verilmesinden sonra eylemin ikinci gün de devam etmesi için bir araya geldik. Ancak ortak bir eylem karar› ç›kartamad›k. Biz Haber-Sen olarak Türk Haber-Sen’le birlikte sabah 8:00’den 9:30’a kadar ifl b›rakma eylemi yapt›k. Polis yine yo¤un y›¤›nak yaparak eylemi engellemeye çal›flt›.

Özellefltirme istihdam de¤il, iflsizlik yarat›r - Telekom’un sat›lmas›-peflkefl çekilmesinden sonra flirket yetkilileri “kimseyi iflten ç›karmayaca¤›z” fleklinde bir aç›klama yapt›lar. Bu aç›klama size inand›r›c› geliyor mu? - Yap›lan aç›klama tam da eylem yapt›¤›m›z gün oldu. Telekom Genel Müdürlü¤ü önünde yap›lmas› gereken devir töreni, eylemin gerçeklefl-

mesiyle beraber Swiss Otel’e çekildi. Bu tamamen iflçi s›n›f›n›n mücadelesi sonucu oldu. Özellefltirmenin sonucu, istihdam yaratmak de¤il bundan

vazgeçmektir. Binlerce, on binlerce insan›n ifline son verilecek. Sendikal örgütlenmeler da¤›t›lacak. Tafleronlaflt›rma bafllayacak, asgari ücret uygulanacakt›r. fiu anda çal›flanlar ise tazminatlar› ödenerek iflten ç›kar›lacak, kalanlar yeni bir sözleflme ile sendikas›z yeni koflullara göre çal›flt›r›lacaklard›r. 399 nolu kararnameye göre çal›flanlar 4857 say›l› yasaya geçmedikleri için süreç içerisinde di¤er kurumlara nakledileceklerdir. Say›lar› 14.000’i bulan bu çal›flanlar Maliye Bakanl›¤›n havuz dedi¤imiz personel müdürlü¤üne aktar›lacak, ard›ndan müdürlük çal›flanlar› ilgili bakanl›klara gönderecektir. T›pk› Ziraat Bankas› ve Halkbank’›n özellefltirilmesi sürecinde oldu¤u gibi. Bugün hükümet halk›n ç›karlar›n› savunmad›¤›n›, emperyalizmin güdümünde IMF ve DB’nin talimatlar›n› harfiyen yerine getirdi¤ini bir kez daha göstermifltir. Baflbakan›n yapt›¤› “ben iyi bir pazarlamac›y›m” sözleri

2-15 Aralık 2005 de bu uflakl›¤› yans›tmaktad›r. Bu hükümet halk düflman› bir hükümettir. Bizler s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl›n› savunanlar olarak faflizme, gericili¤e ve emperyalizme ülkenin en de¤erli kurumlar›n› pazarlayanlara karfl› kendi ilke ve esaslar› temelinde s›n›f› örgütlemeye çal›fl›yoruz. fiu anda örgütlü yap›m›z oldukça zay›ft›r. Sendikalara hâkim olan anlay›fl KESK de dahil olmak üzere uzlaflmac› bir anlay›flt›r. Tüm iflçi ve emek düflman› anlay›fllara ra¤men sömürenler ile sömürülenler aras›ndaki çeliflkiler giderek artmaktad›r. Emperyalizm ve faflizme karfl› mücadele ise giderek büyümektedir. ‹flçi s›n›f› kendi örgütlülükleri ve önderli¤i ile beraber tüm sald›r›lara karfl› koymaya ve iktidar›n› kurmaya muktedirdir. Bu 17 Ekim ve 49 Çin Devrimi ile ispatlanm›flt›r. - Bizimle düflüncelerinizi paylaflt›¤›n›z için teflekkür ediyoruz. Mücadelenizde baflar›lar. - Ben de teflekkür ediyor ve yay›n hayat›n›zda baflar›lar diliyorum.

ugün hükümet halk›n ç›karlar›n› savunmad›¤›n›, emperyalizmin güdümünde IMF ve DB’nin talimatlar›n› harfiyen yerine getirdi¤ini bir kez daha göstermifltir. Baflbakan›n yapt›¤› “ben iyi bir pazarlamac›y›m” sözleri de bu uflakl›¤› yans›tmaktad›r. Bu hükümet halk düflman› bir hükümettir.

B


30

2-15 Aralık 2005

‹flçi-köylü’den DEVLET HAKKAR‹’DE SUÇÜSTÜ YAKALANDI! Son dönemde Hakkari ve baz› ilçelerinde, patlat›lan bombalar, ifllenen cinayetler; bu bombalama ve cinayet olaylar›n› protesto eden Kürt halk›n›n üzerine panzerler sürülerek yeni cinayetlerin ifllenmesi kimilerinin iddia etti¤i gibi üç befl haddini bilmezin gerçeklefltirdi¤i karfl› devrimci eylemler de¤ildir. Tam aksine bu faflist Kemalist diktatörlü¤ün Kürt ulusuna ilerici, devrimci ve komünist güçlere karfl› izledi¤i sistemli karfl› devrimci politikan›n do¤al bir sonucudur. Özcesi “devlet bir s›n›f›n di¤er bir s›n›f üzerinde tahakküm kurma arac›d›r” ve faflizm hükümet de¤il, bir devlet biçimidir. Ve tüm burjuva-feodal hükümetlerin görevi; emperyalizmin ufla¤› faflist diktatörlüklerin ç›karlar›na uygun olarak hareket etmektir. Ve nitekim tüm hükümetlerin yapt›¤› da budur. Bu karfl› devrimci politikan›n, dönem dönem daha fliddetli bir boyut kazanmas›, egemen burjuva sisteminin “yönetmede” eskisi gibi rahat olmamas› ve buna paralel olarak huzursuzlu¤un artarak, toplumsal bir hareketlili¤e yol açacak güçlü dinamikleri ortaya ç›karmas›ndan kaynakl›d›r. Di¤er bir ifadeyle böylesi dönemler ezilenlerin, bask›ya, sömürüye ve milli zulme karfl› seslerini yükselttikleri, egemen burjuva feodal sistemlerinin “vatanmillet” edebiyat›yla ›rkç›l›¤›-flovenizmi körükleyerek sald›r›lar›na daha bir h›z kazand›rd›klar› dönemlerdir. Mesela faflist TC’nin kuruluflundan sonraki süreçte Kürt halk›na karfl› her dönem izlenen politikan›n esas olarak imha ve inkardan ibaret olmad›¤›n› kim iddia edebilir? Yine devrimci ve komünist güçlere karfl› da esasta izlenen politika budur. Bask› ve zorbal›¤›n boyutu-

nu belirleyen de, direnen ve savaflan güçlerin etki düzeyidir. Ülkemizde son yaflanan geliflmeleri yorumlamak için, ifle Kaypakkaya yoldafl›n Kemalizm’e dair yapt›¤› de¤erlendirmeyle bafllamak do¤ru bir yöntem olacakt›r. Çünkü; Dersim’de, Zilan’da, Koçgiri’de ve bugün fiemdinli’de, Hakkari’de yaflananlar›n tümü bu faflist diktatörlü¤ün eseridir. “Bir Türk dünyaya bedeldir”, “Tek bayrak, tek millet” vb. ›rkç›, floven Kemalist bak›fl aç›s›n›n yol açaca¤› tablo, ancak böylesi kanl› bir tablo olur. Kaypakkaya yoldafl bu gerçe¤i flöyle formüle etmiflti: “Kemalizm bütün demokrasilerden uzak bir diktatoryad›r.” “Kemalizm faflizmdir.” ‹flte Kemalizm’in devrimci ve komünist güçlere, Kürt ulusuna ve di¤er az›nl›k milliyetlere karfl› bak›fl aç›s› yukar›da aktard›¤›m›z anlay›fltan ibarettir. Bu anlay›fl bugün de esas olarak varl›¤›n› koruyor. Esas olarak diyoruz; çünkü Kürt ulusal hareketinin ulusal demokratik talepler ekseninde yürüttü¤ü can bedeli direnifl neticesinde, sözde da olsa Türk egemen s›n›flar› Kürtlerin varl›¤›n› kabul ettiler. Bugün bize bu kanl› tarihi referans olarak gösterenler son dönemlerdeki ›rkç›l›¤› ve flovenizmi körükleyenlerdir. Trabzon’dan bafllat›larak di¤er birkaç ilde TAYAD’ l› ailelere ve yine daha yayg›n ve kapsaml› bir flekilde Kürtlere karfl› yürütülen tüm bu linç giriflimlerinin arkas›nda da bu güçler vard›r. Görünen o ki; tüm bu karfl› devrimci faaliyetler faflist diktatörlü¤ün kin ve öfkesini yat›flt›rmaya yetmemifltir. Bundan dolay› da, Hakkari ve çevre ilçelerinde oldu¤u gibi yeniden kontralar›n› harekete geçirdiler. Son sald›r› olaylar›nda da görüldü-

36 ¤ü gibi, tüm bu sald›r›lar, tarihi bir zincirin kanl› halkalar› gibidir. Bu halkalara kaynakl›k eden de ›rkç›-flovenist zihniyettir. Faflizmdir. Halkalar›n en çok kana bulaflt›klar› dönemler ise ezilenlerin zincirleri parçalamaya yürüdükleri dönemlerdir. Kanl› zincirlerin paslanmaya ve çürümeye yüz tuttu¤u gerçe¤inin genifl kitleler taraf›ndan giderek görülmeye baflland›¤› dönemlerdir. Çünkü faflizm karanl›klar› ayd›nlan ›fl›ktan, gerçeklerden her zaman korkar. Hakkari ve ilçelerinde patlayan bombalar “Bu ülkede herkes birinci s›n›f vatandaflt›r” demagojisiyle ak›t›lan “sözde vatandafl” kan›d›r. Sözde vatandafl tan›mlamas›, Kürt halk›na, Kürt halk›n›n ulusal demokratik talepli istemlerine karfl› duyulan kin ve nefretin d›fla vurumudur. Yürütülen bu linç giriflimleri, bas›n yoluyla kusulan kin ve nefretin sokaklardaki tezahürüdür. Yine de¤inilmesi gereken di¤er bir konu da s›kça dillendirilen “derin devlet” kavram›d›r ve yine Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’›n bölgeye yapt›¤› son geziye dair baz› de¤iniler yapmak önemli ve gereklidir. Kimi çevreler “derin devlet” kavram›n›, devletin d›fl›nda organize olmufl baz› güçler olarak alg›l›yor, tan›ml›yor. Ki bu tan›mlama objektif olarak faflist Kemalist diktatörlü¤ün ifline yar›yor. Nitekim Susurluk olay›nda oldu¤u gibi, sanki tüm bu pisliklerin yarat›c›s› sistem de¤il de sistem içinde yolunu flafl›rm›fl birkaç haydutmufl gibi bir izlenim yarat›lmaya çal›fl›ld› ve bugün de benzeri yaklafl›mlar tekrarlanmaya çal›fl›lmaktad›r. Dolay›s›yla bu dönemde döne döne gerçeklerin alt›n› çizmek, bu yan›lg›l› bak›fl aç›s›na yeniden dikkat çekmek bizim için bir zorunluluk haline gelmifltir. “Derin devlet” görünen devlet tan›mlamalar›, gerçekleri ters yüz etme, bombac› askeri sahiplenen Genelkurmay Baflkan› Yaflar Büyükan›t’›n söylemlerini görmezlikten gelme anlam›na gelir. Bu sahiplenme bu eylemlerin arkas›nda hangi güçlerin oldu¤unu

da ortaya koyuyor. Bu demektir ki, derin denilen devlet asl›nda devletin ta kendisidir. “Derin devlet”, “devletin içine s›zm›fl baz› kiflilerin iflidir” söylemleri devleti aklama çabalar›ndan baflka bir fley de¤ildir. Siyasal de¤erlendirmelerimizde, propaganda ve ajitasyon faaliyetlerimizde bu gerçe¤e dikkat etmeliyiz. Erdo¤an’›n Hakkari ve ilçelerine yapt›¤› ola¤anüstü korumal› “bask›n” ziyaret s›ras›nda yapt›¤› aç›klamalara dair bir de¤erlendirme yapmadan önce ziyaretin neden bu flekilde gerçekleflti¤ine dair bir noktan›n alt›n› çizmek önemlidir. Bu ziyaret flekline yol açan neden Erdo¤an’›n bu flekilde kendisine karfl› yap›lacak kitlesel bir protesto eylemini engellemeye çal›flmas›d›r. Nitekim karfl›s›nda halk›n taleplerini dile getiren protesto içeren dövizleri gören Tayyip bunlar› “ne çabuk haz›rlad›n›z”, “kim elinize verdi bu kartonlar›” demekten kendini al›koyamam›flt›r. Tayyip’in yapt›¤› aç›klamalar›n özeti ise “olay›n takipçisi olaca¤›z”dan ibarettir. Bu söylemlerin tercümesi “Hesap sormak sizin göreviniz de¤il”, “Biz gerekeni yapaca¤›z.” Tarihi tecrübelerin bize bugüne kadar gösterdi¤i gerçek fludur ki: Egemenlerin yapt›¤› en iyi fley sorunu sürece yayarak ya unutturmaya çal›flmak, ya da üç befl tetikçisine göstermelik cezalar vererek devleti aklamakt›r. Sonuç olarak; hiç kimse bu devletin d›fl›nda baflka bir “derin devlet” aramaya kalkmamal›d›r. “Derin devlet” ordusuyla, M‹T’iyle, polisiyle, k›sacas› tüm karfl› devrimci kurumlar›yla birlikte faflist TC’in ta kendisidir. Söz konusu baflçavufllar›, Çatl›lar›, A¤ar ve benzerlerini yaratan bu devletin kendisidir. Dolay›s›yla biz propaganda ve ajitasyon faaliyetlerimizde bu notkaya yo¤unlaflmal›, halk›n tepkisini bu odaklara yöneltmeliyiz. Bunu yapmam›z, kesinlikle olay›n faili olan katillerin yarg›lanmas› talebini dile getirmemizin önünde engel de¤ildir. Bilakis bunu güncel bir talep olarak her yerde dillendirmeliyiz.

‹leri Deri direniflinde kazan›ma do¤ru... Gönen ve Çorlu’daki deri iflçilerinin bafllatm›fl olduklar› direnifller devam ediyor. Çorlu’da patronun sendikal örgütlenmenin önüne geçme sald›r›lar›na karfl› 17 fiubat’tan bu yana direniflte olan ‹leri Deri ve Temmuz 2005’ten bu yana direniflte olan Birsinler Deri iflçilerinin direniflleri kurduklar› çad›rlarda devam ediyor. ‹leri Deri patronu Jak Sel’in direnifl bafllad›ktan sonra kalp krizi geçirerek ölmesi üzerine ‹leri Deri Yönetim Kurulu’nda boflluk oluflmufltu. Deri-‹fl Sendikas› direniflte olan iflyerlerinin patronlar›na defalarca kez görüflme ça¤r›s› yapm›fl, ancak hiçbir patron görüflmeye yanaflmam›flt›. Burada kazan›lacak haklar›n tüm deri

sanayisine yay›lmas›ndan çekinen patronlar, hep birlikte hareket ederek sendikal örgütlülü¤ün önüne geçmeye çal›flt›lar. ‹leri Deri patronu Jak Sel de Deri-‹fl Sendikas›’n›n ça¤r›s›na cevap vermeyen patronlardan biriydi. Deri-‹fl Sendikas› patronlara ça¤r›lar›n› yinelerken, Toplu ‹fl Sözleflmesi Teklif Tasar›s›’n› görüflmek üzere ‹leri Deri Yönetim Kurulu’na da 25 Kas›m’da bir toplant› ça¤r›s› yapm›flt›. Daha önce hiçbir ça¤r›ya yan›t vermeyen Yönetim Kurulu bu ça¤r›ya olumlu yan›t verirken, Yönetim Kurulu oluflmad›¤› için görüflmeyi ancak 15 Aral›k 2005 tarihinde yapabileceklerini dile getirdiler. ‹leri deri patronlar›n› görüflmeye iten neden, iflçilerin, sendikan›n kararl› tutumlar› ve

üretimden gelen gücün kullan›lmas› olarak alg›lanmal›d›r. Birsinler Deri’de direniflte olan iflçiler de iflyeri önünde kurduklar› çad›rlarda Çal›flma Bakanl›¤›’ndan yetki tespitini bekliyor. Sendika ve iflçiler buradan gelecek karara göre hareket edeceklerini belirtiyor. Gönen’de sendikaya üye olduklar› gerekçesiyle 22 Temmuz 2005 tarihinde iflten at›lan 260 iflçi ya¤an ya¤mura, so¤u¤a ra¤men iflyerleri önünde kurduklar› çad›rlarda direnifl-

lerine devam ediyor. Yetki tespitini bekleyen iflçiler, sermayenin tüm sald›r›lar›na ra¤men sonuna kadar direnmekte kararl› olduklar›n› dile getiriyorlar. (Kartal)


31

36

2-15 Aralık 2005

fiemdinli ve Yüksekova’n›n öfkesi sokaklarda yank›land›

9 Kas›m 2005 tarihinde Hakkâri’nin fiemdinli ilçesinde yaflananlar›n ard›ndan Mersin’de bu olaylar› protesto etmek için Çilek Mahallesi’nde yap›lan gösterilere polis azg›nca sald›rm›fl ve kitleyi k›sa mesafeden (15-20 metre) yayl›m atefline tutarak, Murat Demir ad›ndaki bir genci katletmifltir. Enver Ekinci ve Recep Ça¤lar ad›ndaki gençler ise a¤›r yaralanm›flt›r. Devlet bu sald›rganl›¤› ile halk› bask› alt›nda tutup sindirmeyi amaçlamaktad›r. Mersin’de ilk olmayan bu olay daha önce Ümit Gönültafl’›n katledilmesi olay›nda yaflanm›flt›r.

hinde al›nan cenaze Çilek Mahallesi’ne getirilmifltir. Saat 13:30 sular›nda ‹ki Minare Camii’ne getirilen cenazeyi halk slogan ve alk›fllarla karfl›lad›. Dini ifllemlerin yap›lmas›ndan sonra cenaze, aralar›nda Partizan okurlar›n›n da bulundu¤u yaklafl›k 5000 kiflinin kat›l›m›yla Çilek Mahallesi’nden Güneykent Mezarl›¤›’na kadar yürüyüfl eflli¤inde götürüldü. Kitle Yenipazar Mahallesi’ne geldi¤i esnada burada sabah saatlerinden beri çat›flan kitle ile karfl›laflt›. Buradaki kitlenin de kat›lmas› ve polisin yolu açmas›yla birlikte yürüyüfl devam etti.

Görgü tan›klar›n›n ifadesine göre kolluk güçleri yaral›lar› hastaneye götürmek yerine olay yerindeki bofl kovanlar› toplayarak delilleri karartmak istemifltir. Bu cinayet de Ümit Gönültafl olay› gibi, faili meçhul hale getirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Bu olaylar bizlere bir kez daha gösteriyor ki, faflizmin “demokrasi” anlay›fl› yoksul emekçi halk›m›z›n kan›n› dökmektir. Tüm bunlar sistemin halk düflman› yüzünü bir kez daha göstermifl, halk demokrasinin ancak Halk Savafl› ile gelece¤ine bir kez daha iflaret etmifltir.

Polisin tahrik edici tutumu karfl›s›nda kitle polisi tafllamaya bafllad›. DEHAP yöneticilerinin engellemesi ile polisle halk aras›na set çekildi ve kitle yola devam etti. Saat 18:30 s›ralar›nda Güneykent Mezarl›¤›’na varan kitle, burada k›l›nan cenaze namaz›n›n ard›ndan anma töreni yapt›. Törenin ard›ndan kitle geldi¤i yönden tekrar yürüyüfle geçti. Yenipazar Mahallesi’ne yaklafl›ld›¤› esnada yolu bir kez daha polis panzerleri ile kesmek istedi. Burada da polise tafl atan kitleyi DEHAP yöneticileri engelledi. Yola devam eden kitle ikinci çevre yoluna geldi¤i esnada yol molotof kokteylleriyle trafi¤e kapat›ld›. Mahalle içine girildi¤inde kitle da¤›lmaya bafllad› ve bu esnada polis sald›rd›. Sald›r› karfl›s›nda yaklafl›k 50 kifli barikat kurarak polis ile çat›flt›. Çat›flma esnas›nda polis biber gaz› kulland›. Kitleyi da¤›tamayan polis kitle üzerine yayl›m atefli açt›. Çat›flma kitlenin ara sokaklara da¤›lmas›yla son buldu.

Halk›n tepkisini savafl sloganlar›na dönüfltürerek, do¤ru yöne kanalize etmek bugün önümüzdeki en büyük görevdir. Bu olaylar münferit vakalar gibi gösterilmek istenmektedir. Ancak gerek R. Tayyip Erdo¤an’›n gerekse Yaflar Büyükan›t’›n yapt›¤› aç›klamalar olaylar›n faflist TC’den ba¤›ms›z olmad›¤›n› gösteriyor. Cinayetlerin as›l faili faflist TC’dir. Bunu her alanda dile getirerek halk›n tepkisini do¤ru olan yere yani TC devletinin üzerine çevirmek gerekmektedir. Demir’in cenazesini halk sahiplendi Çilek Mahallesi’nde yap›lan eyleme polisin atefl açmas› sonucu yaflam›n› yitiren Murat Demir’in cenazesini halk sahiplendi. TMfi polisleri Demir’in ölümünün ard›ndan cenazeyi, halk ve aileden kaç›rmak amac› ile otopsi bahanesi ile Adana’ya götürmüfl ve aileye bask› yaparak sessiz bir flekilde defnedilmesini istemifltir. Buna karfl›n avukatlar devreye girmifl, aile ile birlikte Adana Adli T›p Kurumu’ndan 21 Kas›m 2005 tari-

Demir’in vuruldu¤u yerde anma yap›ld› Demir’in vuruldu¤u Bekirde yolu kavfla¤›nda anma yap›ld›. Mahallenin girifline kurulan taziye çad›r›nda saat 13:30’da toplanan, aralar›nda Partizan okurlar›n›n da bulundu¤u kitle, buradan Demir’in vuruldu¤u yere gitti. Burada yap›lan aç›klaman›n ard›ndan kitle Demir’in vuruldu¤u yere karanfil ve gül b›rakt›. Karanfiller b›rak›ld›ktan sonra Demir’in babas› yapt›¤› konuflmada “ben bu olay›n ölene kadar arkas›nda olaca¤›m ve gerekirse ben kiflisel olarak A‹HM’e baflvuraca¤›m. Ne yap›p ne edip o¤lumun hesab›n› soraca¤›m” dedi.

Yap›lan eylemin ard›ndan kitle sloganlarla taziye çad›r›na do¤ru yürüyüfle geçti. Taziye çad›r›na var›ld›¤›nda burada da sloganlar at›ld›. At›lan sloganlar›n ard›ndan kitle aileye taziyede bulunup da¤›ld›. Murat Demir’in katledilmesi k›nand› Konu ile ilgili Mersin Demokrasi Platformu da 22 Kas›m 2005 tarihinde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Saat 13:30’da ‹HD Mersin fiubesi önünde “Mersin Demokrasi Platformu” pankart›n› açarak yürüyüfle bafllayan yaklafl›k 100 kifli, Taflbina’ya kadar yürüdü. Burada platform ad›na ‹HD Mersin fiube Sekreteri Av. Ali Bozan aç›klama yapt›. Bozan, yapt›¤› aç›klamada Murat Demir olay›n›n da Ümit Gönültafl olay› gibi faili meçhul hale getirilmeye çal›fl›ld›¤›na vurgu yapt›. Yine fiemdinli’deki olaylar ile ilgili Adana’da 18 Kas›m 2005 tarihinde Karasu Mahallesi’nde yap›lan eyleme TC’nin kolluk güçleri sald›rd›. Sald›r› esnas›nda biber gaz› kullanan kolluk güçleri, 15’i çocuk olmak üzere 18 kifliyi döverek gözalt›na ald›. Kolluk güçleri sabah saatlerine kadar mahalleyi abluka alt›nda tuttu. Ayr›ca fiemdinli sald›r›s›n›n faili olarak gösterilen Ali Kaya için övücü sözler söyleyen Orgeneral Yaflar Büyükan›t hakk›nda suç duyurusunda bulunan Hatay Demokrasi Platformu, Hatay Adliyesi önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. (Mersin) fiemdinli’de yak›lan atefl ülkenin dört yan›nda harlan›yor! 16-19 Kas›m tarihleri aras›nda 1 May›s Mahallesi’nde bir araya gelen Partizan, DHP, SODAP, ESP, DTP, DEHAP, EMEP ve SDP “Kürt halk› yaln›z de¤ildir” slogan›n› hayk›rd›. Bu tarihler aras›nda her akflam saat 20:00’de Eski Karakol dura¤›nda “fiemdinli failleri aç›klans›n, J‹TEM la¤vedilsin” pankart›; “fian olsun fiemdinli serh›ldan›na”, “Kürdistan faflizme mezar olacak” vb. dövizleri ve her siyasetin kendi flamalar›yla kat›ld›klar› meflaleli yürüyüfller gerçeklefltirildi. 18 Kas›m akflam› ayn› pankart, meflaleler, flamalar, dövizlerle alk›fl ve ›s-

l›klarla yürüyüfle geçen kitle, yol boyunca s›k s›k fiemdinli ve Yüksekova’da katledilenlerin isimlerini hayk›rarak “Yafl›yor” slogan›n› att›. Yürüyüfl boyunca iki polis akrebinin ortam› provoke etmeye çal›flt›¤› gözlemlenirken, halk›n balkonlara, esnaf›n dükkânlar›n›n önüne ç›karak eylemi sahiplendikleri görüldü. Yürüyüfl s›ras›nda kitle ad›na bir kifli yapt›¤› konuflmalarda “fiemdinli, Yüksekova halk›n› ve direnifllerini sahipleniyoruz. Orada yak›lan k›v›lc›m› atefle çevirmek, her tarafa yaymak gerekiyor. Bu atefli harlamak gerek” dedi ve polis akreplerini göstererek “‹flte bunlar fiemdinli, Yüksekova’da halk› katledenlerdir. Bunlar 1 May›s’ta, Gazi’de, Armutlu’da insanlar›m›z› katledenlerdir” fleklinde konufltu. Yürüyüfl minibüs son dura¤›nda fiemdinli ve Yüksekova’da katledilenler için yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflu ve yap›lacak eylemlere kat›l›m ça¤r›s›n›n ard›ndan saat 20:30’da sona erdi. 19 Kas›m Cumartesi günü saat 19:00’da Gülsuyu Dinler Sokak’ta biraraya gelen Partizan, BDSP, ESP, DHP, HKM, PDD üyeleri de yapt›klar› eylemle fiemdinli ve Yüksekova direniflini selamlad›lar ve devletin katliamc› yüzünü teflhir ettiler. Sa¤anak ya¤mura ra¤men “J‹TEM, M‹T, Kontr-gerilla da¤›t›ls›n; Kürt halk›na özgürlük” pankart› açan yaklafl›k 100 kiflilik kitle kendi döviz ve flamalar›yla eyleme kat›l›rken Partizan kitlesi de ‹brahim Kaypakkaya ve Mao’nun flamalar›yla eylemdeki yerini ald›. Kitle, Dinler Sokak’tan çeflitli sloganlarla Minibüs Caddesi’nden yürüyerek Nurettin Sözen Park›’na geldi. Burada kitle ad›na bir kifli yapt›¤› konuflmada “fiemdinli’de devletin gerçek yüzü a盤a ç›km›flt›r. Bunun teflhirini iyi yapmal›y›z. fiemdinli’deki direnifle bir ses de buradan bizler kat›yoruz. Bu direnifli büyütmek, ülkenin her taraf›na yaymak gerekiyor” dedi. (Kartal) Mersin’de bildiri da¤›t›m›na gözalt›! fiemdinli olaylar› ve Mersin’deki katliama iliflkin bildiri da¤›t›m› yapan okurlar›m›z TMfi ekipleri taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Çilek Mahallesi’nde bildiri da¤›t›m› yapt›klar› s›rada gözalt›na al›nan Berat Demirtafl, Mahmut Toraman ve Abdullah fianl› TMfi polisleri taraf›ndan gözalt›na al›narak Karaduvar Nat›k Karadeniz Polis Karakolu’na götürüldü. Buradan Savc›l›k talimat› ile Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürülen okurlar›m›z, Terörle Mücadele fiubesi taraf›ndan sorguland›. Burada okurlar›m›za sözlü sald›r›da bulunan polisler ayr›ca küfür ederek tehditlerde de bulundu. Ayr›ca baz› resimler göstererek bu “flah›slar› tan›yor musunuz?” fleklinde sorular sorulmufltur. Okurlar›m›z daha sonra Savc›l›k talimat› ile dava aç›lmak üzere serbest b›rak›lm›fllard›r. (Mersin)


ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr

BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

fiemdinli halk›, hesap sorma gününü bekliyor! Aç›klama: Elimize posta kanal›yla ulaflan bildiriyi güncelli¤inden dolay› yay›nl›yoruz. Çeflitli Milliyetlerden Halk›m›za, Faflist diktatörlü¤ün kontra timlerinin fiemdinli halk› taraf›ndan suçüstü yakalanmas›yla ortaya serilen durum; Demokratik Halk Devrimi mücadelesi aç›s›ndan dikkatle de¤erlendirilmesi gereken özellikler tafl›maktad›r. Susurluk’tan sonra ilk defa ve fakat bu kez tam da yap›lan bir sald›r›n›n hemen ard›ndan yakalanan kontr-gerilla ekibinin deflifre olmas›; devrim ve karfl›-devrim cephesinde büyük bir hareketlenme yaratm›flt›r. Kendisine “suçlu” damgas› vurarak zulüm uygulayan gerçek suçlular›, suçüstü yakalaman›n verdi¤i öfkenin fliddetini tafl›yan, baflta fiemdinli olmak üzere Türkiye Kürdistan›’n›n di¤er bölgelerindeki halk hareketleri, karfl›-devrim cephesindeki korku, telafl ve pani¤i daha da büyütmüfltür. Ele geçirdi¤i katillere sahip ç›k›lmas› ve bir k›sm›n›n serbest b›rak›lmas› üzerine öfkesi daha da büyüyen, gösterilerine ateflle karfl›l›k buldukça flehitler ve yaral›lar veren Kürt halk›n›n serhildanlar zincirine çevirdi¤i co¤rafyada faflist diktatörlü¤ün açmazlar› büyümektedir. fiemdinli’deki durum, bir “kaza” sonucu ortaya dökülen Susurluk’tan, olay›n a盤a ç›kar›l›fl biçimi kadar kontra faaliyetinin yo¤unlaflt›¤› bölgenin hassasiyeti aç›s›ndan da farkl›l›k arz etmektedir. Faflist Türk devleti, Kürt ulusunun devrimci dinamiklerinin yeniden güç kazanmamas› için, bölgede son dönemde Ulusal Hareket’in eylemleriyle yükselifle geçen sürecin önünü kesmek amac›yla kontra faaliyetini yo¤unlaflt›rm›fl bulunuyordu. Bunun sekteye u¤ramas› ve aksine devlet aleyhindeki geliflmelerin daha da güçlenecek olmas›, hesaplar› büsbütün bozmufltur. Yakalanan kontra elemanlar›na faflist Türk Ordusu’nun üst düzey komutanlar›n›n aç›ktan sahip ç›kmas›, fiemdinli ile Yüksekova’daki cenaze törenleri ve protesto yürüyüflleri esnas›nda F-16’lara alçaktan uçufl yapt›r›lmas›, büyük bir rest ve meydan okumad›r. Ordunun bu güçleri ve kozlar›yla kendini ortaya atmas›, durumun ciddiyeti hakk›nda yeterince aç›klay›c›d›r. Bu durum

ayn› zamanda yaflad›klar› korkunun bir baflka göstergesi olarak da de¤erlendirilmelidir. Bu geliflmeler karfl›s›nda; AKP hükümet yetkililerinin baflta Tayyip Erdo¤an olmak üzere yat›flt›r›c› nitelikte ve sahtekarca demeçler vermesini akl› bafl›nda hiç kimse dikkate almam›flt›r. Öyle ki Baflbakan›n bölgeye gidip de bundan üç ay öncekine benzer biçimde, bu kez “Kürt kimli¤i”ne iliflkin resmi söyleme ayk›r› kabul edilen konuflmalarla manevralara giriflmesi de bölge halk›n›n ilgisini çekmemifltir. “Meselenin takipçisi olaca¤›z”, “olaylar› gitti¤i yere kadar araflt›raca¤›z” türünden sözlerin, devleti somut olarak yaflayan hiç kimse taraf›ndan inand›r›c›l›¤›n›n bulunmad›¤› görülmektedir. ‹flçiler, Köylüler, Emekçiler Ancak faflist-Kemalist Türk devletini baflka bir biçimde yaflayan ve alg›layan çevreler; “adli süreç beklenmeli”, “AKP’nin rejim ile çeliflkisi var” gibi gerekçe ve senaryolar üzerinden, kitlelerde beklenti yaratmak ve oluflan muhalefet ve bask› gücünü zay›flatmak istemektedirler. Burjuva medya kurulufllar›n›n elbirli¤iyle çanak tuttu¤u bu propagandaya, “ayd›n” s›fat›yla ortaya ç›kan baz› gruplardan kimi reformist ak›mlara kadar birçok kesim de kat›lmaktad›r. AKP’nin rejim ile çeliflkili oldu¤u iddia edilen ‹slamc›l›¤›n›n dahi Beyaz Saray laboratuarlar›nda dam›t›ld›¤›, bilmeyenin kalmad›¤› bir s›rd›r. AKP’nin, hükümette bulundu¤u 3 y›l içerisinde emperyalistlerle (ABD, AB, IMF, DB, DTÖ) olan iliflkisi, onlar›n verdikleri direktifleri canla baflla yerine getirmekteki “azmi” ve “kararl›l›¤›”, ülkemiz halk›na ve Kürt ulusuna yönelik izledi¤i politika ve uygulamalardaki “üstün baflar›s›” ortadad›r. Komünistlere, devrimcilere, demokrat ve ilerici güçlere karfl› baflta hapishaneler olmak üzere bütün alanlardaki yönelimi, a¤›r bilançolarla devam etmektedir. Art›k kendi taban›nda dahi “takiyye” olarak alg›lanmaya bafllanan manevralar› (türban, imam hatipler, zina tart›flmas› vb.) d›fl›nda ve özellikle de esasl› konular›n hemen hiç birinde rejimle en küçük bir çeliflkisi yoktur. Ne TSK, ne de TOBB ve TÜS‹AD ile doku uyuflmazl›¤› bulunmaktad›r.

Hakim s›n›f klikleri aras›ndaki çeliflkiler, rejimin temel sorunlar›nda genellikle kriz yaratmaz. Çünkü bu zemin üzerinde esasl› ve uzlaflmaz bir çeliflki yoktur. Kriz dönemlerinde askeri darbelere ya da müdahalelere kadar uzanan süreçlerde yaflanan sorunlar›n özünde s›n›f mücadelesinin gerçeklikleri vard›r. AKP hükümetinden Faflist Türk devletinin aleyhine sonuç do¤uracak bir icraatta bulunmas›n› bekleyenler, ABD emperyalizminin Irak halk›na “özgürlük” ve “demokrasi” getirmifl oldu¤unu düflünenlerden daha iyimserdir. AKP böyle olmakla beraber, düzenin di¤er kurum ve kiflilikleri de bir flirketin ortaklar›, bir ailenin fertleri gibidirler. Ahmet Necdet Sezer ile Astsubay Ali Kaya aras›nda görev yeri ve unvan› d›fl›nda faflist diktatörlü¤e hizmet aç›s›ndan hiçbir fark olmad›¤› bilinmelidir. Birbirlerine fiemdinli ile Kandil da¤›na gitme konusunda bedavadan “hodri meydan” çeken Mehmet A¤ar ile Tayyip Erdo¤an aras›nda Kürt halk›n›n kan›n› dökme hevesi konusunda zerre kadar fark bulunmad›¤› da anlafl›lmal›d›r. Partileri aras›ndaki farklarla ilgili bofl ve yanl›fl yere yaz›lanlar›n kütüphaneler doldurdu¤u Devlet Bahçeli ile Deniz Baykal aras›ndaki farks›zl›k, linç sald›r›lar›n›n üstüne son geliflmeler karfl›s›ndaki tutumlar ile pekiflti¤i üzere, iyice görülmelidir. Yurtseverler, Demokratlar, Devrimciler; fiemdinli’de halk›n sillesini yiyen kontra faaliyetinin, devletle organik iliflkisinin bulunmad›¤› söylenecek; flimdiden dillendirildi¤i gibi, “yerel” ve “ba¤›ms›z” oldu¤u aç›klanacakt›r. Oysa bilindi¤i üzere, yöredeki bütün kontra sald›r›lar›, ordunun kontrol ve denetimi alt›ndaki geçifller ve olanaklar kullan›larak ve hatta son eylemde oldu¤u gibi gündüz pervas›zl›¤›yla yap›lm›flt›r. Kontra mensuplar› için kamuoyuna ordunun en üst düzey komutanlar›ndan aç›k destek mesajlar› yay›nlanmas› ve Kürt köylerini yakmaktan sab›kal› eski bir Türk subay›n› askeri helikopterle Ankara’dan avukat olarak göndermeleri ve nihayetinde esas elebafllar›n›n tutuklanmamas› da çok aç›k göstergelerdir. Faflist Türk devletinin bu sürece iliflkin farkl› bir politika izlemesi beklenmedi¤i

Paris, fiemdinli, Gazi; Kavga büyüyor! Faflist TC devletinin fiemdinli’de a盤a ç›kan yüzü ülkenin birçok yerinde oldu¤u gibi 27 Kas›m 2005 tarihinde bu kez kendini Gazi Mahallesi’nde gösterdi. fiemdinli’de a盤a ç›kan J‹TEM terörünü, Kürt halk› üzerindeki sald›r›lar› protesto etmek için saat 15:00’te Heykel Park›’nda bir araya gelen Partizan, DHP, HÖC, ESP, BDSP ve DTP alk›fllar ve sloganlarla eylemi bafllatt›lar. Kitlenin önünde “Halklar›n katili devlet fiemdinli’de iflbafl›nda” yaz›l› ortak pankart aç›l›rken Partizan flamalar›yla ve coflkusuyla eylemden önce “fiemdinli’nin katili patrona¤a devleti” slogan›yla topland›lar. Heykel Park›’nda toplanan kitle buradan yürüyüfle geçerek, s›k s›k at›lan “fiehit nam›r›n”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Yaflas›n devrimci dayan›fl-

ma”, “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir”, “Kahrolsun M‹T, CIA, Kontr-gerilla”, “Faflizme karfl› silah bafl›na” vb. sloganlar hayk›r›ld›. Mahallede sloganlarla yürüyen kitle halk›n alk›fllar› ve zafer iflaretleriyle selamlan›rken Partizan eyleme “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir”, “T. Kürdistan› faflizme mezar olacak”, “Kürt ulusuna özgürlük halk savafl›yla gelecek” vb. yaz›l› dövizlerle kat›ld›. Kitle s›k s›k “Halk›m›z saflara hesap sormaya” slogan›n› da atarak çevreden eylemi izleyen halk› kortejlere davet etti. Halktan birçok insan›n kortejlere kat›ld›¤› görüldü. Yürüyüflün ard›ndan eylem bileflenleri ad›na ortak bas›n aç›klamas› okundu. Yap›lan aç›klamayla faflist TC’nin Kürt halk› üzerindeki sald›r›lar› k›nan›rken, “yap›lan katliamlarla

devletin kirli yüzü bir kez daha kendini göstermifltir” denildi. Bas›n aç›klamas›ndan sonra kitle da¤›l›rken faflist TC’nin kolluk güçleri kitle üzerine gaz bombalar› atmaya bafllad›. Bunun üzerine kitle de tafllarla polise yan›t verdi. Sokak aralar›nda saatlerce süren çat›flmada polis terör estirdi. Polisin terörü sonucu halktan birçok insan zarar görürken, halk yaralanan ve gazdan etkilenen devrimcilere kucak açt›. Eylem s›ras›nda TKP/ML militanlar› duvarlara “Yaflas›n TKP/ML, T‹KKO, TMLGB”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n Halk Savafl›” vb. yaz›lamalar yaparken birçok yerde de TKP/ML T‹KKO ve TMLGB imzalar› at›ld›. Kurulan barikatlarda TKP/ML, MKP, TK‹P ve MLKP yaz›l› pankartlar aç›ld›. Eylemde çat›flmalar sürerken s›k s›k “Yaflas›n Partimiz

halde, “sald›rganlardan/katillerden hesap sorulmas› ve gerçeklerin a盤a ç›kar›lmas›” talebiyle, en genifl eylem birlikleri oluflturarak, sonuna kadar ›srarl› ve kararl› bir kampanya yürütülmesi gerekmektedir. Susurluk’ta “kazayla” ortaya saç›lanlar, faflist Türk devletinin bütün üstünü örtme çabalar›na karfl›n, birçok gerçekli¤in halk taraf›ndan daha iyi görülmesine neden olmufltu. Gerçeklerin a盤a ç›kar›lmamas›, halka ve devrimcilere yönelik ifllenmifl say›s›z suçun ayd›nlat›lmamas›, baflta flefler olmak üzere ço¤u katliamc›lar›n yarg›lanmamas›, baz› çete elemanlar›na ödül mahiyetinde sembolik “cezalar” verilmesi dahi, düzenin teflhiri aç›s›ndan belli bir tablo ortaya ç›karm›flt›. O dönemde yürütülen çeflitli kampanyalar›n ve demokratik kitle eylemlerinin teflhir faaliyetinin etkili olmas›ndaki pay› yads›nmamal›d›r. Eldeki onca delile ra¤men kontra faaliyetinin herhangi bir biçimde sökülmesine izin verilmeyece¤i, ba¤lant›lar›n›n a盤a ç›kar›lmayaca¤›, eylemlerinin büyük oranda ayd›nlat›lmayaca¤› ve deflifre olan elemanlar›n en çok Susurluk tarz›nda “ceza”land›r›lacaklar› iyi bilinmelidir. Yürütülecek kampanyan›n hedefi aç›s›ndan, devletin daha fazla teflhir edilmesine hizmet etmesi suretiyle kitlelerin devrim mücadelesine kazan›lmas›nda rol oynamas› esast›r. Bu bilinçle kampanya faaliyetine bütün alanlarda var gücümüzle kat›lmak durumunday›z. Faflist katillerden, kontr-gerillan›n ölüm makinelerinden as›l hesap soracak olan bu düzenin savc›lar› ve mahkemeleri de¤ildir. Onlarla hesaplaflmay› bugün için ertelemek durumunda kalan fiemdinli halk›, hesap sorma gününü sab›rs›zl›kla bekliyor. Biz onlar› daha fazla bekletmemekle yükümlüyüz! KONTR-GER‹LLA HALKA HESAP VERMEL‹D‹R! H‹ÇB‹R HALK DÜfiMANI CEZASIZ KALMAYACAK! KAHROLSUN KOMPRADOR PATRON-A⁄A DEVLET‹! YAfiASIN HALK SAVAfiI! YAfiASIN PART‹M‹Z TKP/ML, T‹KKO VE TMLGB! TKP/ML MK SB Kas›m 2005 TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO-TMLGB” slogan› da at›ld›. Kitle çat›flma boyunca birkaç kez da¤›l›rken sürekli tekrar toplan›p polise tafl ve molotof kokteylle sald›rd›. Eylem esnas›nda gözalt›lar da olurken, polis, devrimci öfkeden yaralanarak pay›n› ald›. Birkaç polis, at›lan molotof kokteyllerle yaraland›. Polis birçok yerde at›lan tafllar ve molotof kokteyllerle kovaland›. Kitleyi da¤›tamayan polis mahalleden çekilmek zorunda kald›. Saat 18:30’da tüm kitle bir araya gelerek Cemevi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Sokaklarda ve caddelerde barikatlar kuran devrimciler yollar› molotof kokteyllerle ve yakt›klar› atefllerle tutuflturdular. Cemevi önündeki Mobesse kameras› da tahrip edilirken kitle buradan slogan ve alk›fllarla da¤›ld›lar. (‹stanbul)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.