ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Say›: 2006-06
43
*Y›l:2 *10-23 Mart 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350
Newroz serhildané Do¤a uyan›yor Mart ay›yla birlikte, kald›r›p üzerinden k›fl›n örtücü sessizli¤ini, topra¤› yar›p baflkald›r›yor tohumlar. Mart ay›nda do¤a ayaklan›yor. Do¤an›n ayaklanmas›na insan›n isyan› efllik ediyor. K›fl›n tek renklili¤inin renk cümbüflüne döndü¤ü bugünlerde, Ortado¤u halklar› farkl› renklerden, farkl› dillerden, dinlerden, uluslardan ya¤maya, iflgale, k›y›ma u¤rat›lmaya karfl› hep bir a¤›zdan seslerini yükseltiyorlar. Medeniyetin befli¤i olan Mezopotamya topraklar›, onlar› “özgürlefltirmek” için gelmifl Conilerin kan, kir ve gözyafl› getiren postallar›n› kabul etmiyor. Yediden yetmifle, kad›n›, erke¤i ve çocuklar›yla halklar, üzerlerinde yap›lan hesaplar› baflkald›r›lar›yla bozuyor, zalimlerin korkular›n› büyütüyorlar. Yüzy›llar önce halka kan kusturan zalim Asurlular›n yerini bugün emperyalistler alm›fl durumda. Ancak diyalekti¤in kaç›n›lmaz hükmü olarak dünün Demirci Kawalar›n›n yerini bugünün emperyalizme karfl› her co¤rafyadan isyan ateflini yakan direniflçiler, savaflç›lar da alm›fl durumda. Ortado¤u’yu “iyi bir lokma” olarak görüp bo¤az›na indirmek isteyenlerin bu hevesleri kursaklar›nda kalm›fl durumda. Ç›kart›lmak istenen “iç savafl”a, hararetle savunulan “medeniyetler çat›flmas›”na ra¤men, farkl› uluslardan Ortado¤u halklar› direniflin türküsünü hep birlikte söylüyorlar. Irak’›n emperyalist iflgalcilerin Yapt›¤› eylemler ile devletin 15 fiubat sald›r›lakanl› postallar›yla çi¤nenmesinin r› ve Recep Tayyip Erdo¤an’›n Mersin gezisi s›ras›ny›ldönümü yaklafl›rken, Ortado¤u da bir köylüye hakaret etmesinin yan›na kalmayacahalklar›n›n bayram› olan zulme ¤›n›n alt›n› bombalar› ile çizen TKP/ML T‹KKO karfl› direnifli simgeleyen Newroz militanlar› yapt›klar› aç›klamada 21 fiubat 2006 tada yaklafl›yor. Newroz kutlamalar› rihinde Mersin Mezitli AKP binas›n› ve yine ayher yerde emperyalizmin, iflbirlikçi n› tarihte Mersin Mezitli Ülkü Ocaklar›n› bomve uflaklar›n›n, halklar› kan gölünbalad›klar›n› duyurdular. Elimize geçen bildiride “fiubat ay› içerisinde de bo¤mak isteyenlerin korkular›Mersin’e yapt›¤› gezi s›ras›nda Erdo¤an’›n bir köylün›n büyütüldü¤ü kutlamalar olye yönelik sarfetti¤i hakaretler bu karfl› devrimci mak zorundad›r. Da¤ bafllar›nda partinin genel çizgisini oluflturmaktad›r. Ad› geçen yak›lan atefllere flehirlerden, fabripartinin ve bu partinin baflta Genel Baflkan› olan kalardan, okullardan, alanlardan, Erdo¤an ve Maliye Bakan› Kemal Unak›tan gibisokaklardan yükselen isyan atefllerinin pratikte gösterdikleri halk düflmanl›¤›n› haleri efllik etmelidir! Son bulsun dikaretlere vard›rmalar› içinde bulunduklar› ç›kmaz›n da en büyük göstergesidir. Bu halk düflmanlar›na ye zulüm, son bulsun diye sömüyönelik yapt›¤›m›z bombalama eyleminin yeri Erdorü, son bulsun diye insan›n insana ¤an’›n halk›m›za aç›ktan hakaret etti¤i yer olan Merkullu¤u! Newroz isyand›r, isyan› sin’dir” denildi. Sayfa 8 hep beraber alanlarda büyütelim!
TKP/ML T‹KKO Erdo¤an’›n hakaretlerine ve 15 fiubat sald›r›lar›na bombalarla yan›t verdi...
Kürt halk›na
özgürlük
Demokratik Devrimle gelecektir Türkiye Kürdistan›’nda HPG güçleriyle TC ordusu aras›ndaki çat›flmalar artarak devam ediyor. Son olarak 23 fiubat 2006 tarihinde Mardin’in Dargeçit ilçesinde operasyon yapan faflist TC güçleri, 7 HPG gerillas›n› katletti. Operasyonlar süresince s›k s›k çat›flmalar yafland› ve Mardin’deki çat›flman›n ard›ndan cenazeler gittikleri illerde çat›flmalarda defnedildi. Bundan k›sa bir süre önce 15 fiubat vesilesiyle yap›lan eylemlere de polis sald›rm›fl, panzerleri kitlenin üzerine sürerek onlarca insan›n yaralanmas›na neden olmufl, yine onlarca insan tutuklanm›flt›. K›sa bir dönem önce Diyarbak›r Kulp’ta ortaya ç›kan toplu mezarlarda kaybedilen 11 köylünün kemikleri bulunmufltur. Artan operasyonlarla, katledilen ve iflkence edilen gerillalar ile sald›r›ya u¤rayan yafll›, çocuk, kad›nlarla devlet cephesinden Kürt halk›na verilmek istenen bir mesaj vard›r. Bu mesajlar› do¤ru okumak zorunday›z. Sayfa 3
2
10-23 Mart 2006
43
Kürt, Türk Çeflitli Milliyetlerden Halk›m›z! Aç›klama; Elimize e-mail yolu ile ulaflan bildiriyi güncel de¤erinden kaynakl› oldu¤u gibi yay›nl›yoruz. Binlerce y›ld›r genelde Ortado¤u halklar› ve özelde Kürt halk› taraf›ndan kutlanan Newroz Bayram›, krallar›n, imparatorlar›n, padiflahlar›n zulmüne karfl› mazlum halklar›n isyana dönüfltürdükleri öfkenin somut bir ifadesidir. ‹nsanl›k tarihi zalimlerin zulmüne karfl› savaflan halklar›n zaferleriyle ilerledi. Tarihin her kesitinde Demirci Kawalar ile Zalim Dehaklar aras›nda k›yas›ya mücadeleler yafland›. Ve o mücadele bugün de sürüyor ve sürecektir de. Ta ki yeryüzünde bask› ve sömürüyü yaratan tüm zulüm imparatorluklar› yok edilene dek.
‹flçiler, köylüler, gençler! Yaflad›¤›m›z ça¤da zalim Dehaklar›n temsilcileri emperyalistler ve iflbirlikçileridir. Demirce Kawa ve insanl›k tarihindeki di¤er tüm hakl› ve meflru baflkald›r›lar› ise en ileri düzeyde s›n›f bilinçli proletarya temsil etmektedir. Emperyalistler ve suç ortaklar› Dehak gibi sömürü ve zulmün en yayg›n ve en vahfli biçimlerini uygularken, ona karfl› bafl e¤meden direnenler de Kawa gibi korkusuzca ileri at›lmaktad›r. Bugün Demirci Kawa’n›n baflkald›r›s›n› Newroz Bayram› olarak kutlayan Ortado¤u halklar›n›n topraklar›n›n önemli bir bölümü emperyalist iflgal alt›ndad›r. ‹flgalciler kendi emperyalist ç›karlar› için bölge halklar›n› bölüp-parçalayarak birbiriyle savaflt›rmaktad›r. Bölgeye “demokrasi”, “özgürlük” ve “uygarl›k” götürme yalanlar›yla militarist güçlerini y›¤anlar, Afganistan ve Irak sokaklar›n› kan banyosuna çevirdiler.
Ama tarih “demokrasi” ve “özgürlük” ad›na ezilen halklara savafl açanlar›n sömürü ve zulüm politikas›n› uygulamada hiçbir s›n›r tan›mayanlar›n, ezilenlerin flanl› mücadeleleri sonucunda zulüm imparatorluklar›yla birlikte yok olup gittiklerine tan›kt›r. T›pk› zalim Dehak gibi onlar da yok olacaklard›r! Emperyalistlerin ve iflbirlikçilerinin zulmü ne kadar vahfli ve ac›mas›zca olursa olsun, bizler bugün de tarihin tan›kl›¤›na, ezilenlerin tarihi yarat›c›l›¤›na ve zaferlerinin kaç›n›lmazl›¤›na inanmal›y›z. Elbette ki, zaferler kendili¤inden gelmez. Zaferler do¤ru bir siyasetin yol göstericili¤inde savaflan örgütlü y›¤›nlarla, a¤›r bedellerle kazan›l›r.
Ezilenler, emekçiler; Faflizm ve destek güçleri, al›fl›lagelen bir flekilde yine Newroz’un özünü karartan, formalite oldu¤u apaç›k kutlamalar düzenleyecek. Biz ise Newroz Bayram›n› ezilenlerin zulme isyan› oldu¤unu bilerek kutlayaca¤›z. Bugün iflçi s›n›f›n›n, yoksul köylülerin, zulme u¤rayan di¤er halktan kesimlerin talana ve zulme u¤ramaya devam ediflini protesto edece¤iz; bu u¤urda yürütülen mücadeleyi savunaca¤›z. Çünkü Newroz Bayram› herkese ait de¤ildir; gericili¤e, karanl›¤a isyan edenlere aittir. Newroz’u, ayn› zamanda onu yozlaflt›rma gayretinde olanlara karfl› savunmak için de özüne uygun kutlamal›y›z.
Bugün Newroz Bayram›n› özüne uygun olarak kutlamak demek, Irak’taki emperyalist iflgale ve iflbirlikçilerine karfl› tereddütsüzce tav›r almak demektir. Çünkü ça¤›m›z›n Dehaklar› olan emperyalistler ve iflbirlikçileri bugün Irak’ta mazlum halk üzerinde iflgalci bir diktatörlük kurmufl; her gün kanla, canla beslenmekteler. Petrol u¤runa, dünya imparatorlu¤u u¤runa halk›n kan› ak›t›lmakta. Irak’ta ba¤›ms›zl›¤› için savaflan bir halk direnifli yaflanmakta. Demirci Kawa’n›n zalimlerin zulmüne karfl› ortaya koydu¤u cüret ve cesaret bugün Irak’ta gözlerimizin önünde yeniden yaflanmaktad›r. Newroz ateflinin alevleri Irak’ta gö¤ü ayd›nlatmaktad›r. Yakt›¤›m›z ateflleri Irak’taki direnifl atefliyle birlefltirmeliyiz. Irak’ta emperyalizmi utanç duvar›na çarpan direnifli muzaffer k›lmak için Newroz ateflini güçlendirmeliyiz… Bu tarihi görev genelde Ortado¤u ve özelde Kürt halk›n›n önünde durmaktad›r. Emperyalist iflgalcilerin, ezilenleri birbirine düflürme, zenginlik kaynaklar›n› talan etme politikas› ancak bu do¤ru devrimci duruflla bofla ç›kar›l›r. Ezilenlerin birli¤i, kardeflli¤i “iflgalciler topraklar›m›zdan defolun” fliar›yla somut bir olgu haline gelir. Bu gerçekleri yads›yarak, emperyalist iflgalcilerin ezilen halklar›n lehine iyi ve güzel bir gelecek yaratacaklar›na inan›larak Newroz Bayram› kutlan›lmaz. Çünkü Newroz Bayram› zalimin yan›nda olmay› de¤il, ona bafl kald›rmay› simgeliyor. Onu tarihi bo-
Ba¤c›lar’da Halk fiöleni yap›ld›! Demokratik Haklar Platformu’nun düzenledi¤i 2. Demokratik Haklar ve Kültür fienli¤i 26 fiubat akflam› Ba¤c›lar Olimpik Stadyumu’nda gerçekleflti. Binlerce kiflinin kat›ld›¤› halk flöleninde özellikle Mercan Vadisi’nde flehit düflen 17’ler için haz›rlanan sinevizyon gösteriminde ve Mehmet Özer’in okudu¤u fliirlerle duygulu anlar yaflan›rken Temel Demirer’de coflkulu bir konuflma yapt›. Grup Yel, Mo¤ollar, Servet Kocakaya, Grup Munzur ve Yeni Türkü sahne alarak flark›lar› ve türküleriyle kitleyi coflturdu. Emekçi, fiiwan Perwer, Grup Devinim ve Hindistan’dan bir Maoist’in videoyla gönderdi¤i mesajlar da geceye renk katt›. Hareketli geçen flölende s›k s›k “Vartinik’ten Mercan’a feda olsun can›m›z Halk Savafl›na”, “Mercan flehitleri ölümsüzdür”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “‹flçi köylü gençlik halk savafl›nda birlefltik” sloganlar› da at›ld›. (‹stanbul)
yu ezilenlerin kutlama günü haline getiren de bu gerçe¤in ta kendisidir.
Devrimciler, yoldafllar, yurtseverler! Newroz Bayram›n›, emperyalist iflgalcilere ve iflbirlikçilerine karfl› mücadele etme tarihi biliniciyle kutlayal›m. Newroz Bayram›n›, Kürt halk›na karfl› yürütülen sald›r›lara karfl› aktif olarak mücadele etmenin güncel bir görev ve demokrasi, ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelemizin bir parças› oldu¤u tarihi sorumlulu¤uyla kutlayal›m. Bu sorumluluk bilinciyle koflullar›m›z›n oldu¤u her alanda ortak devrimci bir tutumla emperyalizmi, ›rkç›l›¤› ve flovenizmi hedefleyen, ezilenlerin birli¤ini içeren, devrimci sloganlar›m›zla, pankartlar›m›zla alanlardaki yerimizi alarak fliarlar›m›z› hayk›ral›m. NEWROZ P‹ROZ BE! KAHROLSUN EMPERYAL‹ZM VE HER TÜRDEN GER‹C‹L‹K! EMPERYAL‹ST ‹fiGALC‹LER ORTADO⁄U’DAN DEFOLUN! YAfiASIN DEMOKRAS‹, BA⁄IMSIZLIK VE SOSYAL‹ZM MÜCADELEM‹Z! Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist Merkez Komitesi – Siyasi Büro Mart 2006
3
43
10-23 Mart 2006
Kürt topraklar›na özgürlük Demokratik Devrimle gelecektir! Türkiye Kürdistan›’nda HPG güçleriyle TC ordusu aras›ndaki çat›flmalar artarak devam ediyor. Son olarak 23 fiubat 2006 tarihinde Mardin’in Dargeçit ilçesinde operasyon yapan faflist TC güçleri, 7 HPG gerillas›n› katletti. 1 hafta boyunca süren operasyon süresince s›k s›k çat›flmalar yafland› ve Mardin’deki çat›flman›n ard›ndan cenazeler gittikleri illerde çat›flmalarla defnedildi. Bundan k›sa bir süre önce Türkiye Kürdistan›’n›n birçok ilinde 15 fiubat vesilesi ile yap›lan eylemlere de polis sald›rm›fl, kad›n, çocuk, yafll› demeden panzerleri kitlenin üzerine sürerek onlarca insan›n yaralanmas›na neden olmufl, yine onlarca insan tutuklanm›flt›. K›sa bir zaman önce Diyarbak›r Kulp’ta ortaya ç›kan toplu mezarlarda onlarca insan›n kemikleri bulunmufl, böylece bir zamanlar “bizde de¤il” diyerek karakol kap›lar›ndan çevrilen ailelerin yak›nlar›n›n ak›beti ortaya ç›km›flt›. Son dönem artan operasyonlarla, katledilen ve iflkence edilen gerillalar ile, sald›r›ya u¤rayan yafll›, çocuk, kad›nlarla devlet cephesinden Kürt halk›na verilmek istenen bir mesaj vard›r. Anadilde e¤itim hakk› talebinden dolay› E¤itim-Sen’in kap›s›na kilit vurmaya çal›flanlar›n, “terör örgütü üyesi” diye K›z›ltepe’de 12 yafl›ndaki U¤ur Kaymaz ve babas› Ahmet Kaymaz’› infaz eden ve ard›ndan da tüm aileyi “zaten teröristtiler” diyerek yarg›lamaya çal›flanlar›n; toplu mezarlardan ç›kan kemiklerin hesab›n› vermeyenlerin vermeye çal›flt›klar› mesaj› do¤ru okumak zorunday›z. Bu mesajlar› do¤ru okumak ve alg›lamak elbette ki bilimsel bir bak›fl aç›s›n› gerektirir. Tarihi tecrübelere s›rt›n› dönenler, emperyalizm ile ezilen halklar›n ç›karlar›n› birlefltirenler, sorunlar›n›n çözümünü yanl›fl merkezde arayanlar anti-bilimsel bak›fl aç›lar›yla faflist Kemalist diktatörlü¤ün vermeye çal›flt›¤› veya verdi¤i mesajlar› da do¤ru okuyamazlar, ortaya do¤ru devrimci sonuçlar ç›karamazlar. Kürt sorununun “çözümü” önündeki en büyük engel olarak hükümetleri hatta tek tek flah›slar› görmek bizi kesinlikle yanl›fl noktalara götürecektir. Oysa sözü edilen tek tek flahsiyetlerin, hükümetlerin sald›r›lar› de¤ildir. Kald› ki, hükümetler de flahsiyetler de de¤iflmekte ama Kürt sorunu orta yerde durmaktad›r. En önemlisi de Kürt halk›na karfl› asimilasyon ve zulüm politikas› sürmektedir. Tabi ki bu süreçte hükümette olmas›ndan kaynakl› AKP uygulanan bu politikadan sorumludur. Bu do¤rudur. Bu do¤runun yan› s›ra görülmesi gereken di¤er bir
do¤ru ise; bu politikan›n hükümet de¤il, bir devlet politikas› oldu¤udur. R. Tayyip Erdo¤an vb. figüranlar›n görevi de bu politikaya parlamentoda resmiyet kazand›rmaktan ibarettir. “Devlette devaml›l›k esast›r” politikas›n›n Kürtler için anlam›, kim gelirse gelsin, imha ve inkara dayal› bir politika izlenmesidir.
Eylemler ‹mhay› Önlemek ‹çin Yine de¤erlendirilmesi gereken bir baflka konu da son süreçte HPG’nin gelifltirdi¤i askeri eylemlerdir. Burada flunu görmek gerekir ki, eylem say›s›ndaki art›fl ya da devletin kay›plar› esasta bir politika de¤iflikli¤inin sonucu de¤il, imha olmamak için kendini aktif olarak savunman›n bir sonucudur. Bu durum meflru savunma olarak tan›mlanmaktad›r. Burada gözden kaç›r›lmamas› gereken iki önemli nokta vard›r. Birincisi; artan gerilla eylemlerinin bilinçli bir tercih de¤il, bir zorunlulu¤un ürünü oldu¤u ve ulusal hareket önderli¤inin bu askeri pratikle, Türk hâkim s›n›flar› üzerinde sorunun “çözümüne dönük” bir bas›nç yaratmay› hedefledi¤idir. Di¤er bir anlat›mla Erdo¤an’›n “düflünmezsen Kürt sorunu yoktur” söylemine, silahlar›n düflündürmeye sevk etme gücüyle egemenlere yan›t veriliyor. Bu yan›t ayn› zamanda içinde kendini korumay› da bar›nd›r›yor. ‹kincisi; gerilla sald›r›lar› bir tercih de¤il bir zorunluluktan dolay› gündeme gelse de, yine de bir gerçe¤in a盤a ç›kmas›na vesile oluyor. Nedir o gerçek? Bu ülkede en geri düzeyde de olsa elde edilmesi gereken her demokratik talebin büyük bir bedel istedi¤idir. Radikal, devrimci mücadele olmadan, devrimci fliddete yönelmeden statükolar› parçalaman›n mümkün olmad›¤›n› gösteriyor. Daha
Burada de¤erlendirilmesi gereken önemli bir nokta da Mardin’deki sald›r›lar›n ard›ndan da bir kez daha ortaya ç›kan halk›n biriktirdi¤i ve patlama aflamas›na gelen öfkedir. Gerek cenazelerde, gerekse yap›lan eylem ve etkinliklerde söz ve pratiklerde daha net ortaya ç›kan bu gerçek, bizim üzerinden yüklenece¤imiz önemli bir ayakt›r.
aç›k bir dille ifade etmek gerekirse; reformist talepler için de fliddet bir zorunluluk arz ediyor. Burada önemli olan reformlar› her fleyin merkezine koyan, silahlar›n de¤ifltirici gücünü reformlara endeksleyen anlay›fllar ile siyasal iktidar mücadelesine kilitlenen ama reformlar u¤runa da mücadele etmeyi yads›mayan ancak bunu da iktidar mücadelesine kanalize eden anlay›fllar› birbirine kar›flt›rmamakt›r. ‹kinci anlay›fl, tam da devrimci ve komünistlerin anlay›fl›n› ortaya koymaktad›r. Geçmifl süreci objektif bir gözle izleyen herkes, karfl›s›nda flu gerçekleri görür: Süreç boyunca Kürt hareketinin yapt›¤› tüm ça¤r›lara faflist Kemalist diktatörlü¤ün yan›t› özce flu olmufltur: “Ya teslim olun ya da öleceksiniz!” Nitekim bu süreç yüzlerce gerillan›n yaflam›na mal olmufltur. Mardin’de yaflanan katliam ve cenazelere yönelik sald›r› bunun son örne¤idir. Ancak burada de¤erlendirilmesi gereken önemli bir di¤er nokta da Mardin’deki sald›r›lar›n ard›ndan da bir kez daha ortaya ç›kan halk›n biriktirdi¤i ve patlama aflamas›na gelen öfkedir. Gerek cenazelerde, gerekse yap›lan eylem ve etkinliklerde söz ve pratiklerde daha net ortaya ç›kan bu gerçek, bizim üzerinden yüklenece¤imiz önemli bir ayakt›r.
Aslolan S›n›f Savafl›m›d›r Elbette ki bu sonuçlar› haz›rlayan izle-
nen reformist politikad›r. “‹mral› manifestolu” bu politikan›n daha da derinlefltirilip sistemlefltirilmesi sürecidir. S›n›f savafl›m›n› yads›yan, demokrasi ve özgürlü¤ü emperyalist iflgalcilerde arayan, ezen ve ezilenlerin gelece¤ini yanl›fl merkezde gören, di¤er bir ifadeyle kurt ile kuzunun bir arada yan yana yaflamas›n› sa¤lama çabas›n› gösteren bu anlay›fl, ezilen halklar›n kurtuluflunun de¤il, emperyalist-kapitalist sistem ve iflbirlikçilerinin sömürüsü ve bask›s› alt›nda kölece yaflamaya devam etmenin teminat›d›r. “Bar›fl içinde bir arada yaflayal›m”, “Birbirimizin haklar›na sayg›l› olal›m”, “iki taraf›n da demokratik yanlar›n› birlefltirelim” söylemleri soyut söylemlerdir. Marksist-Leninist-Maoist devlet çözümlemesinde bu anti-bilimsel düflünüfl tarz›na yer yoktur. S›n›f savafl›m›nda her zaman bu soyut söylemlerin propagandas›n› burjuvazi yapm›flt›r. O da proletarya ve ezilen emekçi y›¤›nlar› uyutmak amac›yla... Böylesi temel sorunlarda anti-bilimsel bir düflünüfl tarz›na sahip olan bir hareketin önderli¤inin sunaca¤› “çözüm” önerileri de çözümsüzlü¤e, yurtsever Kürt kitlesinin ulusal devrimci enerjisinin sistem içine ak›t›lmas›na, orada da eriyip yok olmas›na götürmekten kendini kurtaramaz. Tarihin de¤iflim motoru olan s›n›f mücadelesi tezini yads›mak; baflta iflçi s›n›f› olmak üzere tüm ezilenlerin gelece¤ini emperyalist burjuvazinin “insaf›na” terk etmektir. Tüm ezilenlerin önüne burjuva egemenlik sisteminin afl›r› anti-demokratik uygulamalar›na karfl› tav›r alma, onlar› düzeltmek için çaba sarf etme görevini koymakt›r. Yani köklü bir de¤iflim yerine onun bir parças› olarak hareket ederek, baz› bozuk noktalar›n› tamir etmeye çal›flmakt›r. Bu, ufku burjuva-feodal egemenlik sisteminin içine hapsolmufl burjuvamilliyetçi bir düflünüfl tarz›d›r. Kürt sorununun çözümünü isteyen her devrimci, her ezilen ulus yurtseveri öncelikle bu düflünüfl tarz›na, bu bak›fl aç›s›na itiraz etmek zorundad›r. Baflka da bir alternatif yoktur.
4
10-23 Mart 2006
S›n›fsal Bak›fl NEWROZ ATEfi‹N‹, NE FAfi‹ZM NE DE REFORM‹ZM SÖNDÜREB‹L‹YOR! Newroz’lar birikim, kaynama ve hareket noktas› olmay› sürekli korudular. Bu seneki Newroz’a da alevlerin yükseldi¤i koflullarda gidiyoruz… ‹ki sene önceki Newroz’un bir kaç ay sonras›nda (2004 Haziran) ulusal hareket, “tek tarafl› ateflkesi” sonland›ran bir süreci (pasif savunmadan aktif savunmaya geçifl) bafllatt›¤›n› ilan etmiflti. Geçen seneki Newroz’lu günlerde yarat›lan provokasyon ve hemen tezgahlanan bayrak kampanyalar›n›n ard›ndan ise, faflist Türk devletinin iki hamlede geniflletti¤i “topyekun sald›r›” dönemine girilmiflti. Aç›kça ilan edilen programa uyularak, bu dönemde baflta Kürt Ulusal Hareketinin askeri güçlerine ve di¤er dinamiklerine azg›n bir biçimde yönelinmifl, bu sald›r›lar ayn› zamanda komünistleri ve tüm devrimci güçleri de hedefleyen bir içerikte yürütülmüfltü. Hatta yine ilan edildi¤i üzere kapsam daha da genifl tutulmak suretiyle, bütün demokrat, ilerici mevziler susturulmak, sindirilmek istenmiflti. Irkç›-floven bir kampanyan›n örgütlendi¤i bu evrede, sivil faflistler devreye sokularak linç sald›r›lar› gerçeklefltirilmiflti. K›z›l Elmac› faflist/sosyal-faflist koalisyon, bütün Kemalist çevreler ve “Kurtlar Vadisi” türü dizi-filmlerle yürütülen propagandalardan, D‹SK yönetimi, TKP vb.lerinin sosyal-floven politikalar›na kadar dört bir yandan gelen destek ile yol alan ›rkç›-floven devlet kampanyas›, eski h›z›ndan fazla bir güç kaybetmeden devam etmektedir. Sahte bir “anti-Amerikanc›l›k” örtüsü alt›nda, kitlelerin ABD emperyalizmine duydu¤u tepki/öfkeden yararlan›larak, ABD emperyalizminin en sad›k uflaklar›ndan birisi olan Türk Devleti’nin propagandas› yap›lmaktad›r. Linç sald›r›lar› eflli¤inde büyütülen faflist teröre, gerilla cenazelerinde verilen serhildanl› karfl›l›klar›n yaratt›¤›
PART
gerilimle t›rmanan süreç, fiemdinli’deki “suçüstü olay›” ile önemli bir dönemece ulaflt›. Bu önemli f›rsat›n de¤erlendirilmesinde, aya¤a kalkan kitleleri yat›flt›rmaktan baflka hiçbir etkinlik sergilemeyen yurtsever güçler yine frene basmay› tercih ettiler. Ulusal Hareket’e yön verenlerin bütün manevralar›na karfl›n, faflist diktatörlü¤ün uzlaflmaz politikalar› ve pervas›z tutumlar›, süreci yeniden eski mecras›nda ak›tmaya devam etti. fiemdinli soruflturmas› konusunda; de¤il yakalananlar›n arkas›ndaki kiflilere gitmek, eldeki delillerin yok edilmesine kalk›fl›lmas›, Meclis’te oluflturulan komisyon faaliyetlerinin göstermelik bir ifllev tafl›d›¤›n›n daha iflin bafl›nda a盤a ç›kmas›, faflist Türk devletinden çok ondan bu konuda beklenti yayanlar›n niteli¤iyle ilgili önem tafl›yordu. Öcalan üzerindeki tecridin fiili görüflme yasa¤› ile koyulaflt›r›lmas›na tepkiler, 15 fiubat protestolar› ile birlikte gösterileri yeniden yo¤unlaflt›rd›. Son bir aydaki gözalt›lar›n bine ulaflmas›, tutuklamalar›n üç yüz kifliyi aflmas› söz konusudur. Sald›rganl›k öyle bir boyuta ulaflt› ki, ço¤unlu¤u 60’l› 70’li yafllarda Bar›fl Anneleri ‹nisiyatifi üyesi 24 kad›n, Öcalan üzerindeki bask›lar› protesto ettikleri için Diyarbak›r’da tutukland›lar (24.02.06). Son MGK ve onun alt komisyonu olarak ifllev gören TMYK (Terörle Mücadele Yüksek Kurulu) toplant›lar›nda, burjuva bas›na s›zan haberlere göre ele al›nan konular›n bafl›nda, Newroz vesilesiyle daha da yo¤unlaflaca¤› düflünülen (AKP’li T. Çömez’in aç›klamalar›) kitle eylemlerinin bast›r›lmas› için “önlemler” almak vard›r. Al›nacak önlemlerin neler oldu¤u sadece son bir aya bak›ld›¤›nda bile rahatl›kla görülmektedir. Her türlü provokasyon ve vahflice sald›r› sonucunda, ölüler, yaral›lar, yüzlerce tutuklu ve
VE DEVR M
21. yüzy›l, yerküremizin muhteflem tarihsel deneyimlerden yola ç›karak do¤rudan yana radikal tav›rlara tan›k olacak bir yüzy›ld›r. Bu deneyimlerin yarat›c›lar›, emperyalist ve komprador kapitalist düzene muhalif kitlelerin dolayl› ve dolays›z hareketleri oldu¤u tart›fl›lmaz bir gerçektir. ‹flte s›n›f mücadelesi sahnesinde sergilenen iki karfl›t›n (burjuvazi ile proletarya) çarp›flmas›nda devrimci ve komünistlerin ölümü gibi da¤lar kadar yüce ve beyaz ordunun ölümü gibi tarih sahnesinde bir hiç kadar de¤ersiz ölümler mevcuttur. Ezilen yoksul halklar›n iradesini ikti-
EH TLER
43 binlerce gözalt›… Meseleyi baflka bir pencereden ve daha genifl bir paranteze alarak inceledi¤imizde ‹ran, Irak ve Irak Kürdistan’›ndaki geliflmeler ile Hamas’›n ziyareti vesilesiyle gündemlefltirilmeye çal›fl›lan tart›flmalara de¤inmek gerekmektedir. Faflist Türk devletinin “Kürt sorunu” ile ilgili iç faktörler/dengeler kadar gözetmek zorunda oldu¤u d›fl etmenlerde, özellikle bölgedeki son geliflmelerin kendilerine yükledikleri “sorumluluk” nedeniyle ellerini güçlü hissettikleri bir dönemden geçildi¤i unutulmamal›d›r. Emperyalist çevrelerden yap›lan yorumlar kadar, hakim s›n›f sözcülerinin beyanlar›na yans›yan ifadeler de bunu gösterir içeriktedir. ‹ran’la ilgili sorunun geldi¤i aflamayla beraber, Suriye ve Hamas konusundaki temaslar›n AKP’nin ba¤›ms›z icraatlar› olarak görülemeyece¤i a盤a ç›km›flt›r. Kald› ki ABD ve AB emperyalistlerinin TC devletinin bölgeyle iliflkin misyonu konusunda son dönemde üst üste yapt›klar› aç›klamalar dikkatle okunmal›d›r. Bu çerçevede, Komprador PatronA¤a devletinin pek yak›nda Hamas gibi, PKK ile görüflece¤ini iddia etmek (M. Karay›lan) kitleleri büyük bir yan›lg› içerisine sokmakt›r. Öcalan’›n her görüflme sonras› aç›klamas›nda; devletten kültürel haklar ve siyasallaflma/görüflme karfl›l›¤›nda, gerillan›n silahs›zland›r›larak teslim olmas›n› teklif etme rutinine, flimdi de Hamas örne¤i eklenmifl (daha önce IRA, ETA vd. örnekler veriliyordu), ancak acizlik tablosu de¤iflmemifltir. Kürt halk›n›n potansiyelinin önemli bir bölümü her ne kadar böylesi bir önderli¤in etkisi alt›nda ise de, faflist diktatörlü¤ün a¤›r bas›nc› alt›ndaki kitlelerin reformizmin bentlerini de zorlayarak sergiledikleri mücadele, ciddi bir birikim yaratmaktad›r. Onbinlerin savafl alan›na çevirdikleri Diyarbak›r, Dargeçit ve Yüksekova’daki gerilla cenazeleri, Cizre’de tank taburuna do¤ru yap›lan yürüyüfl, “her zaman” için “kendili¤inden” durdurulabilir türden eylemler de¤ildir. ‹lk on y›ll›k savafl döneminin ard›ndan, ikinci on y›ll›k zaman diliminde bu miras›n tüketilmesi/kullan›lmas› üzerinden yürütülen politikalar›n yok
edemedi¤i dinamikler, kendini yeniden üretim sürecinde, içinde bulunduklar› durumu aflacak bir müdahale ile karfl›laflamad›klar›ndan k›s›r bir döngüye hapsolmufl durumdad›rlar. S›n›fsal bilincin ulusal mücadeleye seferber olmufl güçlerle buluflmas›n› gerektiren bu durum, demokratik halk devriminin zaferi aç›s›ndan büyük önem arz etmektedir. Bunun günümüzdeki anlam›, öncelikle Kürt halk›n›n yürüttü¤ü demokratik mücadelenin ba¤r›nda yer almakt›r. Demokratik talepleri u¤runa mücadeleleri çerçevesinde eylem birlikleri gerçeklefltirmek ve onlara yönelik her türlü sald›r›y› birlikte gö¤üslemeye çal›flmakt›r. Faflist diktatörlü¤ün yaklafl›k yirmi y›ll›k zaman dilimi içerisinde öncelikli gündem olarak ele ald›¤› ve sald›r›lar›n› bütün boyutlar›yla esas olarak yöneltti¤i Kürt halk› ve Ulusal Harekete karfl› yürüttü¤ü ›rkç›-floven propagandan›n karfl›s›na güçlü bir biçimde dikilmektir. Ulusal Sorun ile ilgili ülkemiz tarihinde kendisine komünist, sosyalist, Marksist vb. s›fatlar takan hemen herkesin flovenizm ve Kemalizm’le zehirlendi¤i geçmiflin “utanc›na” son veren ‹brahim yoldafl›n izinde bugün daha da ›srarl› olmak durumunday›z. Daha da ›srarl› olman›n gere¤i, onca yaflananlara karfl›n Kemalizm ve flovenizm zehirinin “sol” çevrelerden hala ak›t›lamamas› bir yana Ulusal Hareket’in kan›na da girmesidir. Devrimci, ilerici, demokrat kesimlerin bile ar›zal› oldu¤u bu konuda kitlelerin Kemalizm’in ›rkç›-floven ideolojisinin etkisi alt›ndan çekilmesi için ne kadar s›k› çal›flma yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Bugün somut görev olarak önümüzde, Newroz kutlamalar› için düzenlenecek etkinliklerin örgütlenmesinde aktif biçimde yer almak geliyor. Egemenlerin engelleme giriflimlerini bofla ç›kararak en genifl kat›l›ml› Newroz gösterileri düzenlenmesi, faflist diktatörlük ile hesaplaflmada, sürece verilecek en iyi yan›t olacakt›r. Newroz’un merkezi mitingler d›fl›nda semtlerde ve uygun alanlarda çeflitli eylemlerle yaflat›lmas› gerekir. Yap›lacak eylemlerin özellikle de son süreçte geliflen sald›r›lara etkili bir karfl› koyufl mesaj› tafl›mas› oldukça önemlidir.
ANNECY DE B R GECEYLE ANILDI
dara tafl›mak için ömürlerini ölümle onurland›r›lm›fl zor ve çetin bir sofraya ba¤dafl kuranlar, tarihin devrimci harflerle yaz›lm›fl kan k›rm›z› sayfalar›na adlar›n› iyilikten, asilikten, onurdan, sevdadan, yücelikten yana ne varsa “en”leri ile beraber yazd›lar. Onlar, insanl›¤› nihai hedefe ulaflt›racak yolun ilk geçifl noktas› olan devrim için bedel ödediler ve Devrim fiehitleri kervan›na güç katt›lar. Onlar›n ölümü, ad› devrim olan bir destan›n yarat›lmas›na hizmet eden yüce ölümdür. Hakl› ve meflru olan bu destan›n objektif gerçekli¤e büründürülmesi için afl›lanacak subjektif gü-
cü, yani bilimselli¤i özünde tafl›yarak MLM dünya görüflünü kendine rehber edinmifl ölümsüzlerin kervan› da, Parti fiehitleri olarak yüceli¤ini ortadan kalkmayacak kadar hissettirmektedir. Bu hissi, bölgemiz kitesine tafl›mak için düzenledi¤imiz, “Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Gecesi” 25 fiubat’ta Fransa’n›n Annecy kentinde baflar›yla gerçeklefltirildi. Sayg› duruflu ve aç›l›fl konuflmas›yla bafllayan gecede, ilk olarak yerel bir grup olan Grup Hasat sahne ald›. Daha sonra söyledikleri halk ve devrimci ezgileriyle Sezen ve Ozan ikilisi, dinleti-
leriyle be¤eni kazand›lar. Ard›ndan izletilen “Umudun Atefl Toplar›na...” adl› sinevizyon ise, kitlenin ilgisini oldukça çekerek ifade etmek istedi¤i ile amac›na ulaflm›flt›r. Akabinde Grup Hayk›r›fl’›n, burjuvazinin yoz kültürüne alternatif bir kültür olarak yeni demokrasi kültürün canl›l›¤›yla söyledi¤i devrimci türkü ve marfllar, kitlenin ellerinde dalgalanan k›z›l bayraklara efllik etti. Nihayetinde Arzu’nun sundu¤u dinletinin ard›ndan, kitlesel kat›l›m›n sergilendi¤i anma gecesi baflar›l› bir flekilde sona erdi. Annecy TKP/ML Taraftarlar›
5
43
10-23 Mart 2006
Kazananlar her zaman direnenler olmufltur!
6 fiubat 2006 tarihinde sahte kapatmayla 37 iflçiyi kap› önüne koyan Dünya Deri patronunun sald›r›s›na karfl› Deri-‹fl Tuzla fiubesi öncülü¤ünde iflçiler direnifle bafllam›fllard›. Yine anayasal haklar›n› kullanarak sendikaya üye olduklar› için iflten at›lan Cevahir Deri iflçilerinin de, 24 Kas›m 2005 tarihinden itibaren bafllatt›klar› direnifl patronun, kaymakam›n ve jandarman›n tüm sald›r›lar›na ra¤men devam ediyor. Kaymakam, sendika yönetimiyle 15 fiubat’ta yapt›¤› görüflmede “Bana 1 Mart’a kadar müsaade edin. Bu tarihe kadar sorunu çözece¤im. Ama siz de iflçilerin hepsini fabrika önünde tutmay›n, sürekli bas›n aç›klamas› yapmay›n” demiflti. Sendika yönetimi ise jandarman›n bask›lar›n› geri çekmesi durumunda 3-5 kifli nöbetlefle fabrika önünde bekleyeceklerini, ancak sorun
çözülmezse mücadelelerinin kesintisizce sürdürülece¤ini belirtmiflti. 3 Mart Perflembe günü kaymakamla yap›lan görüflmede yine ayn› sözler verilirken kaymakam›n iflçiler lehine ad›m atmayaca¤› görüldü. Sendika ise mücadeleyi yükselterek devam edeceklerini aç›klad›. Deri-‹fl Tuzla flubesi y›llard›r Devrimci Demokratik Sendikal Birlik anlay›fl›yla iflçi s›n›f›ndan ald›¤› güç ile örgütlenme faaliyeti yürütmektedir. ‹flçilerin ekonomik taleplerini politik taleplerle bütünlefltirmeye çal›flan sendika yönetimi sadece havzadaki iflçilerin sorunlar›na yan›t olmak de¤il, burada yaflanan sorunlar› ülke sorunlar›yla birlefltirerek mücadele etmektedir. 1996’daki Ölüm Oruçlar› sürecinde ülkede üretimi durdurarak devrimci tutsaklar›n direnifllerini sahiplenen, F Tipi hapishanelere karfl› ç›kan, NATO sürecinde ifl b›rakarak, alanlara ç›karak NATO’yu protesto eden, 1 May›s’larda, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde, Newroz kutlamalar›nda alanlara ç›kan sendika yönetimine ve iflçilere yönelik sermayenin ve onun bekçili¤ini yapan kolluk güçlerinin sald›r›lar› her daim olmufltur. Sermayenin ve kolluk güçlerinin amaçlar› sendikal örgütlenmenin önüne geçmektir. Bunun için el birli¤iyle sald›r›lar› artt›rarak, iflçilere gözda¤› vermeye çal›flmaktad›r. Daha ucuz
Emekçinin Gündemi YAKLAfiAN ILPS SEMPOZYUMU ÜZER‹NE Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB) iflçi s›n›f›n›n ekonomik, demokratik örgütlemesinde bir mevzi olarak, anti-emperyalist bir niteli¤e de sahiptir. Emperyalizmle dünya halklar› aras›ndaki bafl çeliflmede dünya halklar›n›n lehine bu çeliflkinin çözülmesi için mücadele yürütür. Emperyalizmin sömürü, talan, iflgal, katliam ve bask›lar›na karfl› tüm iflçi ve emekçileri emperyalizme karfl› mücadele için sevk etme ve örgütlemekle yükümlüdür. Emperyalizm, her geçen gün daha da derinleflen kriziyle sald›rganl›¤›n› art›rmaktad›r. ‹flgal ve sald›rgan politikalar›yla insanlar› katletmeye, kültürel de¤erleri ya¤malamaya, kendi makyavelist anlay›fl›yla dünyan›n do¤as›n› bozmaya, dünyay› yaflanmaz bir hale getirmeye çal›flmaktad›r. Kendi ç›karlar›n› dünyan›n di¤er ülkelerine ve halklara, uflaklar› araçlar›yla dayatmaktad›r. Dün en çarp›c› biçimiyle Vietnam’da karfl›m›za ç›kan emperyalist iflgal, katliam bu gün Irak ve Afganistan’da iflgal ve iflkencelerle sürmektedir. Baflta ABD emperyalizminin bu gün yeni iflgal senaryolar›n› çizmeye çal›flt›¤› ‹ran, can çekiflen emperyalizmin dünya halklar› üzerindeki bir manevras›d›r. ‹flçi ve emekçiler aç›s›ndan emperyalizm; bask›, sömürü, katliam ve ülke de¤erlerinin talan› anlam›na gelmektedir. Bunun için emperyalizme karfl› tüm iflçi ve emekçilerin ortaklaflarak mücadele etmesi zorunludur. “Bir yandan, birkaç elde yo¤unlaflm›fl,
ve yaln›zca küçük ve orta kapitalisti de¤il, çok küçük kapitalist ve çok ufak patronlar› da kendine ba¤layan yayg›n ve s›k› bir iliflki a¤› kurmufl olan mali-sermaye, öte yandan dünyay› paylaflma ve baflka ülkelere egemen olma yolunda baflka ulusal mali gruplara karfl› giriflilen gitgide yo¤unlaflan savafl›m, bütün mülk sahibi s›n›flar›n tamam›yla emperyalizmin saf›na geçmesine neden olmaktad›r. Emperyalizmin gelece¤i konusunda ‘genel’ tutku, onu coflkuyla savunmak her yönden süsleyip püslemek; günümüzün özelli¤i iflte budur.” (LeninEmperyalizm) 1916’da Lenin yoldafl emperyalizme iliflkin bu belirlemeleri yap›yor. Bu belirlemelerin bugün de gerçekli¤ini korudu¤unu görmekteyiz. Bugün de emperyalistler, onlar›n ufla¤› devletler, politikac›lar ve kalemflörler emperyalizmi iyi göstermenin, ona mecbur oldu¤umuz ve emperyalizmin baki oldu¤u yalanlar›n› yaymaktad›rlar. Ancak gerçekler bunun tam tersidir. Zira en son suçlar› Irak’ta, Afganistan’da yaflananlar ve Türkiye’de özellefltirme, sendikas›zlaflt›rma, iflsizlefltirme politikalar› emperyalizmin gerçek niteli¤ini gözler önüne sermektedir. Emperyalizm sadece ülkemizde de¤il, dünyan›n tüm ülkelerinde iflçi ve emekçilerin aleyhine politikalar gelifltirmekte ve uygulamaktad›r. Bundan kaynakl› dünyan›n di¤er ülkelerindeki iflçi ve emekçilerle ortak mücadele yürütmek, karfl›l›kl› birikimleri paylaflmak ve birbirini desteklemek di-
iflçi çal›flt›rmak, kaçak, sosyal güvenceden yoksun b›rakmak, araflt›rmayan, ülke sorunlar›na müdahale etmeyen bir deri iflçisi yaratmak amac›yla tüm pervas›z yöntemleri uygulamaya çal›flmaktad›rlar. Bunun bir ad›m› olarak da tafleron sistemi havzada yaflama geçirilmeye çal›fl›l›yor. Eski korucu olan Fuat Özalp ve çetesini öne süren sermayedarlar havzaya tafleron sokmay› baflar›rlarsa kendilerine dikensiz gül bahçesi yaratacaklar›n› hesaplayarak bütün güçleriyle sendika yönetimi ve iflçilere sald›rmaktad›r. Bunun fark›nda ve bilincinde olan Deri-‹fl Sendikas› ve Tuzla fiubesi bu sald›r›lara karfl› iflçilerle bütünleflerek karfl› koymaya çal›flmaktad›r. Sermayenin ve kolluk güçlerinin sald›r›lar› sadece Tuzla deri iflçileriyle kalmamakta yine Çorlu’da mevsimlerdir direniflte olan ‹leri Deri ve Birsinler Deri, yine aylard›r direniflte olan Gönen Deri iflçileri üzerinde de sald›r›lar devam etmektedir. Deri-‹fl Sendikas› Genel Merkez yöneticileri ile flube yöneticileri terörist olarak lanse edilmekte, iflçilerle birlikte gözalt›na al›nmakta, direnifl çad›rlar› y›k›lmakta, Gönen’de çeteler iflçilere kurflun s›kmakta, Tuzla’da sendika yönetimine ve iflçilere silah çekilmekte, kazma saplar›, demir çubuklarla sald›r›lmaktad›r. Sermayenin amac› sendikal örgütlülü¤ü yok etmek, iflçileri kölece koflullarda çal›flt›rmakt›r. Deri-‹fl Merkez ve flube yöneticileri ve iflçiler kendi sorunlar›n› ülke sorunlar›yla birlefltirerek
mücadele yürütmektedirler. Ülkede sar› sendikal anlay›fl›n hâkim oldu¤u, sendika a¤ababalar›n›n cirit att›¤› bir süreçte Deri-‹fl Sendikas›’n›n verdi¤i mücadele önemsenmeli ve sahiplenilmelidir. Burada deri iflçilerinin verdi¤i anlaml› mücadeleyi di¤er ifl kollar›na tafl›mak, iflçilerin seslerine ses katmak, mücadeleyi yükseltmek baflta devrimci, demokrat, ilerici ve yurtseverlere düflmektedir. Tuzla’daki mücadelede patronlara ve uzant›lar›na geri ad›m att›rmak çok önemlidir. Unutmayal›m ki direnenler her zaman kazanmam›flt›r ama kazananlar her zaman direnenler olmufltur. (Kartal)
¤er bir deyiflle emperyalizme karfl› birleflmek ve direnmek zorunludur. DDSB, bu anlay›fl› benimsemekte ve bunun gere¤ini gücü oran›nda yerine getirmektedir/getirmelidir. Bu anlay›fl›n ürünü olarak DDSB anti-emperyalist mücadeleyi dünyada tek çat› alt›nda toplamaya çal›flan ILPS’ye üye olmufltur. ILPS çeflitli ülkelerden anti-emperyalist, devrimci, demokratik örgütlenmelerin oluflturdu¤u uluslararas› bir kurumdur. Bugüne kadar birçok çal›flmaya ve direnifle imza atm›flt›r. Kuruluflundan bugüne yeni yeni kurum ve örgütlenmelerin kat›lmas›yla birlikte genifllemifl ve güçlenmifltir. ILPS dünyada yayg›nlaflmas›na karfl›n ülkemizde istenilen düzeyde geliflme kat edememifltir. Bunun nedeni ILPS’nin niteli¤i de¤ildir. Esas nedeni ILPS Türkiye Seksiyonu ve Türkiye’den üye olan kurum ve örgütlerin ILPS’yi bir dizi demokratik kurum, iflçi ve di¤er emekçilere yeterince tafl›yamamas›d›r. ILPS’nin niteli¤i, geliflmesi ve genifllemesi için uygundur. Ancak Türkiye’den üye kurum ve örgütlerin kitlelere ILPS’yi yeterince tafl›yamamas› darlaflmas›na yol açm›flt›r. ‹yi bir çal›flmayla Türkiye’de anti-emperyalist nitelik tafl›yan birçok örgütlenme ILPS’nin çat›s› alt›nda örgütlenebilir. Bu noktada hele ki emperyalizmin sald›rganl›¤›n›n ald›¤› boyut itibariyle, genifl bir örgütlenme zemininin oldu¤u günümüzde, baflta DDSB olmak üzere di¤er üye kurum ve örgütlenmeler çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›rmal› ve yayg›nlaflt›rmal›d›r. Türkiye’de anti-emperyalist mücadelenin önemli bir geçmifli vard›r. Bugün de bakt›¤›m›zda iflçi ve emekçilerin emperyalizme karfl› önemli bir tepkisi vard›r. Bu tepkinin güçlü bir flekilde harekete geçirilmesi, ILPS’nin yayg›nlaflmas›, di¤er ülke deneyimlerinin ülkemize aktar›lmas›, di¤er
ülkelerde verilen mücadelenin birlefltirilmesine ba¤l›d›r. Bu noktada di¤er ülkelerin iflçi s›n›f›n›n mücadele deneyimlerini ülkemize tafl›ma, bu temelde onlarla enternasyonal bir iliflki gelifltirme olana¤› yaratan ILPS önemli bir araçt›r. ILPS’nin Türkiye’de yayg›nlaflmamas›n›n nedeni Türkiye’deki üye bileflenlerinin ILPS’nin misyonunu ifllevini ve iflleyiflini yeterince kavramamas› ve bu temelde kitle ve örgütlere tafl›yamamas›d›r dedik. ILPS dar bir örgütlenme de¤ildir. Emperyalizme ve demokrasi karfl›tlar›na karfl› en genifl kitleyi, örgütü kendi çat›s› alt›nda toplamay› hedeflemektedir. Onu lokal görmek ILPS’nin varl›k nedenine terstir. ILPS’nin öneminin kavranmas› onun gerçek misyonunu üstlenmesini sa¤layacakt›r. Önümüzdeki süreçte baflta DDSB faaliyetçileri olmak üzere di¤er tüm ILPS bileflenleri ILPS’yi yayg›nlaflt›rmak ve gelifltirmek için çal›flmalar›na h›z vermelidir. Bu konuda 23 Nisan 2006 tarihinde ILPS’nin Türkiye’de yapaca¤› emperyalizmin iflçi s›n›f› üzerindeki sald›r›lar› ve bunlara karfl› örgütlenmeyi konu alan uluslararas› sempozyum iyi ele al›nmas› gereken bir çal›flmad›r. ILPS Türkiye Seksiyonu ve DDSB’nin daha somut bir çal›flma üzerinden sürdürece¤i bu faaliyette DDSB’liler ILPS’yi genifl bir flekilde anlatmal›, propagandas›n› yapmal›d›r. ‹flçi s›n›f› ve di¤er emekçilerin ve sendikalar›n›n ILPS’ye üye olmas› Türkiye’deki iflçi ve emekçi mücadelesinin geliflmesinin, iflçi ve emekçilerin bilinçlenmesinin ve daha nitelikli bir örgütlenme içine girmesinin yolunu açacakt›r. Sorunu böyle kavrad›¤›m›z oranda çabalar›m›z daha fazla olacak ve sonuç al›c› çal›flmalar› hayata geçirmifl olaca¤›z.
Direnifl, patronu masaya oturttu Serna-Seral direniflinin 167. gününde patron sendikayla masaya oturdu. Patron, orta¤› ve avukat›, TEKS‹F Bak›rköy fiube Baflkan› ve iflçi temsilcileriyle görüfltü. ‹flçilerin tazminatlar›n› vererek direniflin bitmesini isteyen patrona, sendikal› olarak ve toplu sözleflme imzalanarak iflbafl› yapana kadar grevin devam edece¤i söylendi. Bir saate yak›n süren görüflme sözleflme tasla¤›n›n haz›rlanmas› için Sal› gününe ertelendi. Gazetemizi haz›rlad›¤›m›z saatlerde görüflme halen devam etmekteydi. (Kartal)
6
10-23 Mart 2006
43
Köylünün önündeki örgütlenme araçlar›:
Kooperatifler... Biz devrimcilerin görevi bugün Malatya ve Tokat köylülerinin hayk›r›fl›na kulak vermek, Sinan köylüsünün a¤a zulmüne karfl› kavgas›na omuz vermektir. Bu hayk›r›fla cevap olarak köylülerin örgütlü mücadeleye kat›lmas›n› sa¤lamak köylüleri kooperatiflere tafl›mak için köylüleri hareketlendirmeliyiz ve bu çerçeveye göre kitle çal›flmalar›m›z› ele almal›, köylünün üretimine kat›lmal›y›z.
Türkiye’de büyük bafl hayvan say›s›n›n 25 milyon olmas›na ve Avrupa’da birinci s›ray› almas›na ra¤men bu zamana kadar hayvanc›l›k konusunda do¤ru politikalar›n konmamas› ya da süreklili¤i sa¤lanm›fl bir politikan›n olmamas› bugün için hayvanc›l›¤›n önündeki önemli bir sorundur. Türkiye’deki s›¤›rc›l›¤›n geliflimi önündeki di¤er bir sorunsa yerli s›¤›rc›l›¤›n gelifltirilmesinin daha verimli hale gelmesi konusunda hiçbir çal›flma yap›lmamas›d›r. Fakat di¤er taraftan ise s›¤›rc›l›¤› gelifltirme ad› alt›nda AB ve ABD’den hayvan ithalât› yap›lmakta; bunlar getirilirken ya da köylüye verilir-
Rize’de enerji santrali haz›rl›¤›!
Sanko Holding, Rize’nin ‹kizdere ilçesinde bir milyar dolarl›k 4 enerji santrali kurmaya haz›rlan›yor. Enerji Piyasas› Üst Kurulu’nun açt›¤› su kullan›m ihalelerini kazanan Holding, ‹kizdere s›n›rlar› içerisinde bulunan Tosköy’de 720 megavat gücünde bir termik santral ile Cimil Vadisi’nde 144 megavat gücünde iki hidroelektrik santrali ve Anzer Vadisi’nde 34 megavat gücünde bir hidroelektrik santrali yapmaya haz›rlan›yor. fiirket ve devlet yetkilileri a¤›zlar›ndan sular ak›tarak yörede incelemelerde bulunurken, Çernobil facias›n›n artan kanser vakalar› sonucu nerede ise her evden kanser sonucu ölümlerin oldu¤u yöre halk› ise Karadeniz Bölgesi’nin en do¤al yerlerden biri olan bölgede kurulacak santrallerin bölgenin do¤al güzelliklerine ve yaflamlar›na zarar vermesinden endifle ediyor. (H. Merkezi)
ken hayvan›n yaflayaca¤› çevresel koflullar göz önüne al›nmadan bu hayvanlar ülkeye sokuluyor ve telef olmas›na neden olunuyor. 2 sene önce Gümüflhane’deki köylere da¤›t›lan 200 büyük bafl hayvan›n ortam koflullar›na al›flmadan % 75’lik bir k›sm› telef olmufltu. Türkiye bir taraftan hayvan ithal ederken di¤er taraftan kaçak hayvan girifline karfl› önlem almad›¤› için yerli üretimin Pazar sorununa neden olmaktad›r. Di¤er bir sorun ise Türkiye’de yetifltirilen büyük bafl hayvanlar›n ya hastal›kl› oluflu ya da hastal›k geçirmifl oluflu nedeniyle ihracat›n›n engellenmesidir. Bu hayvanlar ise iç pazara sunulmaktad›r. ‹ç pazara giren kaçak hayvanlar›n ucuz oluflu nedeniyle bugün yerli üretimin et ürünleri piyasada hak etti¤inden daha ucuza sat›lmaktad›r. Bu da üreticinin eme¤ini karfl›lamamaktad›r. Hayvanc›l›¤›n uzun süredir yaflad›¤› bu sorunlar yetmiyormufl gibi bir de AB ve IMF politikalar›yla tar›m ve hayvanc›l›¤› bitirme çabalar› vard›r. Türkiye nüfusunun % 40’›ndan fazlas›n› köylü olufltururken AB ülkelerinde bu oran % 5’tir ve tar›m ve hayvanc›l›k büyük flirketler taraf›ndan yap›lmaktad›r. Türkiye’deki köylülük oran›n› % 5’e çekmek isteyen AB, bu çerçevede köylüye yeni sald›r›lar getirecektir. Hayvanc›l›¤a da bu süreçte yeni sorunlar yükleyecektir. AB normlar› Türkiye hayvanc›l›¤›na çeflitli k›staslar getirirken bu k›staslar küçük çapta yap›lan besicili¤in önüne geçmekte, hayvansal ürünler olan süt, peynir vs. üretiminin de köylünün elde etmede zorlanaca¤› araçlarla yap›lmas›n› öngörmektedir. Di¤er taraftan 3–5 hayvanla yap›lan besicili¤in önüne geçerken büyük flirketlerin iflletti¤i büyük çiftliklere kolayl›k sa¤lamakta ve bu çiftliklerin üretti¤i hayvansal ürünlerin pazara girmesinin önünü açmaktad›r. Köylüler bundan kaynakl› hayvanc›l›¤› b›rakmak zoruna kalacaklard›r. Köylü zaten tefeci tüccar yüzünden ürünlerini pazara sunmakta sorun yaflarken; bir taraftan da devlet küçük çaptaki besicili¤i bitirmektedir. Besicili¤in geliflmesi için devlet taraf›ndan verilen krediler bu ifli yapan üreticiye de¤il daha büyük flirketlere veril-
mektedir. Küçük derecedeki üreticilerin kredi almas› imkâns›zlaflt›r›lmaktad›r. T. Kürdistan›’nda emperyalizmin Türkiye’deki yerli uflaklar› büyük çapta toprak alarak hayvanc›l›k ve tar›m üzerine sektör kurmaya çal›fl›yor. Zaten köylü hiçbir destek almaks›z›n yapmaya çal›flt›¤› tar›m ve hayvanc›l›kta ürünlerini iç pazara sürmekte sorun yaflarken bir de büyük flirketler bu sektöre el atarak yoksul ve orta halli köylülü¤ün bitmesine neden olacakt›r. Peki, köylü bu sald›rganl›k karfl›s›nda nas›l durmal›d›r? Bugün köylünün; bu sald›rganl›¤› geri püskürtebilmesi için örgütlü hareket etmesi gerekmektedir. Köylünün önündeki örgütlenme araçlar› kooperatiflerdir. Bugün köylünün en önemli sorunu ise do¤ru örgütlenmenin olmay›fl›d›r varolanlar ise devlete ba¤l› oldu¤u için köylüyü pasifize etmektedir. Devletin köylüyü pasifize etme politikalar›na karfl› biz devrimcilerin önünde duran görev bu kooperatifleri halka kurdurtmak ve buralar› devrimcilefltirmektir. Bu perspektifle köylerde yapaca¤›m›z her çal›flman›n temelinde kooperatif kurmak olmal›d›r. Köylüyü örgütlemeyi ele al›rken onlar›n sorunlar›n› dinlemek de¤il onlar›n üretimine kat›lmak, onlarla terlemek, onlarla ayn› sorunlar› paylaflmak, köylünün sorununu pratik içinde ö¤renerek çözüm üretmek gerekir. Bugün bu sorunlar›n kooperatiflerle çözülece¤ini kitlelere anlatmak ve bununla da kalmay›p sorunlar›n çözümünü kitlelere pratiklerle göstermek gerekir. Kooperatiflerde özellikle yoksul köylüler ve orta halli köylüler küçümsenmeyecek bir öneme sahiptir.
Devrimimiz aç›s›ndan köylünün temel güç oluflturdu¤u ve köylüyü örgütlü mücadeleye çekme yönünde do¤ru bir kooperatifçili¤in bizim aç›m›zdan önemi yads›namaz. Bundan kaynakl› köy çal›flmalar›m›z› bu esasa göre flekillendirmeliyiz… Bugün do¤ru bir kooperatifçilik nas›l olmal›d›r? Kuraca¤›m›z kooperatif yerelde bölgesel, sonra ülke genelinde yay›lma amac›n› hedeflemelidir. Kooperatif, öncelikle yoksul ve orta halli köylünün ekonomik ve demokratik sorunlar›n› çözmeye yönelmelidir. Yine köylülük aç›s›ndan ürünün pazar sorununda engel olan ve eme¤inin karfl›l›¤›n› almas›nda engel olan tefeci tüccara, toprak a¤alar›na, faflist devlet sömürüsü ve zulüm politikalar›na karfl› köylüleri örgütleme ve harekete geçirme hedefli olmal›d›r. Biz devrimcilerin görevi bugün Malatya ve Tokat köylülerinin hayk›r›fl›na kulak vermek, Sinan köylüsünün a¤a zulmüne karfl› kavgas›na omuz vermektir. Bu hayk›r›fla cevap olarak köylülerin örgütlü mücadeleye kat›lmas›n› sa¤lamak, köylüleri kooperatiflere tafl›mak için köylüleri hareketlendirmeliyiz ve bu çerçeveye göre kitle çal›flmalar›m›z› ele almal›, köylünün üretimine kat›lmal›y›z. Köylü kitlesine kuru ajitasyondan öteye gidip onlar› pratiklerimizle harekete geçirmeliyiz. Baharla beraber köylülerin de hareketlendi¤i ve üretimin bafllad›¤› bir dönemdir. Bu dönemde köylünün üretimine kat›l›p bu üretim içerisinde kooperatiflerin gereklili¤ini halka benimsetmeli ve örgütlü mücadeleye ça¤r›lar yaparak bu süreçteki çal›flmalar›m›z› bu do¤rultuda ele almal›y›z. Kelkit ‹K Okuru
7
42
Azarlanan köylüden Baflbakan’a suç duyurusu Mersin’de narenciye üreticilerinin sorunlar›na dikkat çekmek amac›yla Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’› protesto eden ve ‘Lan’ diye azarlanarak ummad›¤› tepkiyle karfl›laflan 43 yafl›ndaki Mustafa Kemal Öncel, R. Tayyip Erdo¤an hakk›nda savc›l›¤a suç duyurusunda bulundu. 6 Mart günü Mersin Adliyesi’ne giden Mustafa Kemal Öncel, suç duyurusu dilekçesini nöbetçi Cumhuriyet Savc›s›’na verdi. Öncel, Baflbakan Erdo¤an hakk›nda ‘hakaret’, Bakan Eker hakk›nda ‘Anayasa’y› ihlal’ di¤er kifliler hakk›nda da ‘tehdit ve kaç›rma’ suçlar›ndan dava aç›lmas›n› istedi. Öncel, savc›l›ktan ç›kt›ktan sonra adliye bahçesinde gazetecilere aç›klamada bulunmak istediyse de görevli polisin adliye içinde bunu yapamayaca¤› uyar›s› üzerine adliye d›fl›na ç›karak konufltu. Öncel, Baflbakan’›n Mersin gezisi s›ras›nda aralar›nda geçen diyalog sonras› savc›l›¤a suç duyurusunda bulunmak istedi¤ini, ancak, tehdit yüzünden, R. Tayyip Erdo¤an’dan da af diledi¤ini aç›klad›¤› bas›n toplant›s›n› yapmak zorunda b›rak›ld›¤›n› ifade ederek flunlar› söyledi: “Baflbakan’a karfl› hiçbir zaman hata yapmad›m. Özür dilemesi gereken bir kifli varsa say›n Baflbakan’d›. Ben AKP teflkilat›n›n ahlak, fleref ve namus fakiri baz› yetkilileri taraf›ndan kaç›r›larak özür dilettirildim. Ben flerefini asla ayaklar alt›na ald›racak biri de¤ilim. Baflbakan’a bir tek fley söylüyorum; ‘Ben flerefimle oynatmayaca¤›m.’ Ölümü göze ald›m. Erkeksen gel buraya… Benim artistlikte, kahramanl›kta hiçbir zaman gözüm olmad›. Bu halk›n feryad› ve duygular›n›n tercüman› olduysam, sisteme olan isyandand›r. ‹flte çiftçi yine kan a¤l›yor, limonunu, sebzesini alan yok. Gözümüze bakarak yalan söyleme, medya üzerindeki bask›y› da kald›r. Dün yapt›¤›n gibi ya teflkilat›n›n çakallar› ile ya da devletin güvenlik güçlerini kullanarak Kemal Öncel’i sindirmeye çal›flacaks›n.” “Evime gelip, beni sindirdiler, tehdit ettiler. Asker arkadafl›m› da kullanarak beni kaç›rd›lar. Sonuçta hakl› oldu¤um halde Baflbakan’dan özür dilettirildim. Bununla ilgili delillerim de var. Delillerim, evime sindirme amaçl› gelen ilçe baflkan›n›n b›rakt›¤› ve kendisinin el yaz›s› bulunan ka¤›t, kaç›r›lmamda kullan›ld›¤›n› düflündü¤üm asker arkadafl›m Hanefi Çelik’in evimi ziyareti s›ras›nda kasete alm›fl oldu¤um görüflmeler delildir. Benimle yap›lan telefon görüflmeleri de GSM flirketi operatörlerince ortaya ç›kar›lacakt›r.” (H. Merkezi)
10-23 Mart 2006
Fiskobirlik “maliyetinin alt›nda f›nd›k sat›lmayacak” garantisi veremiyor Fiskobirlik, üreticisinden ald›¤› f›nd›¤› maliyetinin alt›nda satmayaca¤›n› aç›klad›. 2005 y›l› al›m kampanyas›n› sürdüren Fiskobirlik 50 kooperatifi arac›l›¤›yla üreticiden 50 bin 560 ton f›nd›k al›m› gerçeklefltirdi¤i aç›klamas› yapt›. Ald›¤› f›nd›¤›n Türkiye rekoltesinin yüzde 10’nuna karfl›l›k geldi¤ini, üreticiden bugüne kadar ald›¤› f›nd›¤›n sat›fl›n›n yap›lmad›¤›n› aç›klayan Fiskobirlik, ödedi¤i ürün bedellerinin yüzde 60’›n› borçlanmadan karfl›lad›¤›n› belirtti. Kalan borcunun ödenmesi için finans kurulufllar›yla görüflmeler yap›ld›¤›n› belirten yetkililer, borçlar›n›n 2005 y›l› rekoltesinin yüzde 4 kadar› ol-
du¤una de¤indiler. Aç›klamada; “Alm›fl oldu¤umuz 2005 ürünü f›nd›¤› maliyetinin alt›nda satmayaca¤›z” vaadinde bulunan Fiskobirlik, bugüne kadar üreticiden ald›¤› f›nd›¤› neden iflleyip satmad›¤›n› aç›klam›yor? Borcunu ödeyebilmek için finans kurulufllar›na baflvurmas›n›n ne-
deni nedir? F›nd›k ihraç sezonunun 25. haftas›nda Türkiye 142 bin ton iç f›nd›k ihraç etmifltir ve Türkiye’nin 2005 f›nd›k rekoltesi yaklafl›k 483 bin ton olarak aç›klanmaktad›r. Ayr›ca Fiskobirlik aç›klamas›nda “toplam dünya f›nd›k üretim rekoltesi ve iç tüketim gözönüne al›nd›-
¤›nda ihracat sezonunun kalan 27 haftal›k döneminde fiyatlar›n yükselece¤i bir gerçektir” deniliyor. “Üreticilerimiz piyasalara yay›lan spekülatif haberlere itibar etmemelidir” denilmektedir. En son kabuklu f›nd›¤› üreticiden 4.50 YTL’ye sat›n alan tüccarlar ve ihracatç›lar bu fiyat›n alt›na düflürmeye çal›flmaktad›rlar. 25 haftada 142 bin ton ihraç edilen iç f›nd›¤› tüccar, üreticiden karfl›larken Fiskobirlik, ald›¤› 50 bin ton f›nd›¤› depolar›nda bekletmektedir. Köylüler emanetteki f›nd›¤›n düflük fiyattan sat›laca¤› yönünde endiflelenmekte ve sat›p satmamakta karars›z kalmaktad›r. (Samsun)
Terme Bal Üreticileri Genel Kurulu’nu yapt› Terme Bal Ürünleri Üreticileri Tar›msal Birli¤i 1. Ola¤an Genel Kurulu’nu yapt›. 5200 say›l› yasaya göre gezginci ar›c›lar›n gönüllü çal›flmalar›yla oluflturdu¤u Birlik, üyelerinin ve yönetiminin birarada çal›flabilmesinin heyecan›yla ilk Genel Kurulu’nu 27 fiubat tarihinde birlik binas›nda gerçeklefltirdiler. Genel Kurul divan›na Terme Ziraat Odas› Baflkan› Yetkin Karamollao¤lu, Mustafa Nuri Özmen ve Mithat Türky›lmaz oy birli¤i ile seçildiler. Faaliyet ve mali raporun okunmas› ve onaylanmas›yla devam eden Genel Kurul’da Birlik Baflkan› Yüksel Y›ld›z kurulufl çal›flmalar›nda yasan›n yeni ve uygulama esaslar›n›n eksikli¤inden kaynakl› yaflad›klar› sorunlardan bahsetti. Bu sorunlar içerisinde üyelerine nakil belgesi, ana ar› temini, kredi vb. uygulama eksiklerinin yasal engellerden kaynakl› giderilemedi¤ini vurgulayan Yüksel Y›ld›z, sorunlar›n çözümü için yetkililerle görüflmelerinin devam etti¤inden bahsetti. 5200 say›l› yasaya göre ülkenin birçok il ve ilçesinde ürün ve ürün gruplar› baz›nda Tar›msal Üretici Birlikleri yayg›nlaflmakta. Ayn› ürün ve ürün gruplar› üzerinden de¤iflik il ve ilçelerde kurulan birlikler üst birlik kurmak için görüflüyorlar. Terme Bal Ürünleri Üreticileri Tar›msal Birli¤i Baflkan› Yüksel Y›ld›z, Antalya-Serik, Artvin-Borçka, Edirne-Lalapafla, Kastamomu-Merkez, Mersin-Mut, Ordu-Fatsa’da bal üreticilerinin yeni kurduklar› üretici birlikleriyle görüflmelere bafllayarak Üst Birlik kurma çal›flmalar›na bafllayacaklar›n› Genel Kurulda aç›klad›. Birli¤e üye olan gezginci ar›c›lardan Genel Kurul sonras›nda gazetemiz için görüfllerini ald›k. Birlik ile ilgili beklentileri nelerdir, çal›flmalar› nas›l olmal› fleklinde sorular›m›z› yan›tlad›lar: Yusuf Çiftçi, Kozluk köyündenim ar›c›l›¤a 1984 y›l›nda bafllad›m. Önceden Samsun Ar› Yetifltiricileri Birli¤i’ne üyeydim. Samsun bize uzak oldu¤u için
ar› nakil belgesi vb. ifllerimizi takip etmek zor oluyordu. fiimdi Terme’de Birli¤imiz kuruldu iflimizi rahat yapal›m, hem bal›m›z› de¤erlendirelim, hem de ana ar›, bal paketleme tesisi, ar› nakil belgesi vb. konularda sorunlar›m›z› çözelim diye buraday›z. Birlik yeni kuruldu. Bugün Genel Kurulumuzu yapt›k. Biz Termeli ar›c›lar olarak kurdu¤umuz Birlikle daha yolun bafl›nday›z. Destek bekliyoruz. ‹lk baflta bizlerin çal›flmaya kat›lmas›, desteklemesi flart. Birlik kurulsun biz yiyelim de¤il, o zaten faydac›l›kt›r. Bence yetkililerin de kat›ld›¤› toplant›larda bizlerin bilgilendilmesi gerekir, o zaman birli¤e kat›l›m daha da fazla olacakt›r. Biz sab›rl›y›z Terme’de kurdu¤umuz Birlik zamanla geliflecektir.
Harun Akyaz›, Çaml›ca köyündenim. Bu Birli¤in kurulmas›n› hem maneviyat hem de maddiyat aç›s›ndan destekliyorum. Bize y›llar önce Samsun’dan Ar›c›lar Birli¤i gelmiflti. Onlar›n bize hitap etmesi pek samimi de¤ildi. Bugün Terme’de Birli¤imiz var, her türlü sorunun çözülece¤ine inan›yorum. Bugün birarada oturabilece¤imiz, sohbet edece¤imiz, sorunlar›m›z› çözece¤imiz binam›z›n bulunmas› benim için de iyi. Benim flu an iste¤im daha kaliteli nas›l bal üretebilirim, paketleyip satabilirim sorunu. Birlik benim bal›m› de¤erlendirmemde, paketleyip pazarlamas›n› yapmamda yard›mc› olacakt›r diye düflünüyorum. (Samsun)
Diyarbak›r köylüleri yol için yollarda! Yollar› 21 y›ld›r yap›lmad›¤› için çocuklar›n› okula göndermeme karar› alan 12 köyün köylüleri köy yollar›n› yeniden kullanmaya bafllayan kamyonlar› protesto ederek oturma eylemi bafllatt›. Eyleme müdahale eden jandarman›n kendilerine hakaret etti¤ini söyleyen köylüler, jandarman›n olayda taraf olmas› durumunda çocuklar›n› tümüyle okula göndermeme karar› alacaklar›n› belirtti. Diyarbak›r’a ba¤l› 12 köyün sakinlerinin 21 y›ld›r 8 kilometrelik yollar›n›n yap›lmamas› nedeniyle bafllatt›klar› okullar› protesto eyleminin ard›ndan belediye yolu 2 gün önce yapmaya bafllarken, köylüler, yollar›n bozulmas›na neden olan kamyonlar›n yeniden yolu kullanmas› nedeniyle oturma eylemi yapt›. Geçti¤imiz y›l Diyarbak›r merkeze ba¤lanarak mahalle olan 97 köy aras›nda bulunan 12 köyden Tan›fl Köyü Muhtar› Abdulselam Yakar
yolun, kum ocaklar›nda çal›flan kamyonlar taraf›ndan kullan›lmas›n› istemediklerini belirtti. Oturma eylemi nedeniyle jandarman›n köye geldi¤ini ve kendilerine ba¤›rd›¤›n› kaydeden Yakar, flunlar› söyledi: “Jandarma ‘yapt›¤›n›z suçtur’ dedi. Biz de ‘suç da olsa kamyonlar›n geçmesine izin vermiyoruz’ dedik. Di¤er araçlar kullanabilir ama kamyonlar›n kullanmas›n› istemiyoruz. Kamyonlar daha önce yolun çok bozuk olmas› nedeniyle yolu kullanm›yorlard›. Yol yap›lmaya baflland› tekrar yolu kullanmaya bafllad›lar. Biz eylemlerimize devam edece¤iz.” Öte yandan yolu kullanan kamyonlar›n ait oldu¤u ‹ntim ‹nflaat’›n sahibinin Diyarbak›r Söz gazetesi sahibi M. Ali Alt›nda¤, Arzakç› ‹nflaat’›n sahibinin ise Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Diyarbak›r ‹l Baflkan› Abdullah Arzakç› oldu¤u ö¤renildi. (H. Merkezi)
8
10-23 Mart 2006
43
TKP/ML T‹KKO militanlar› Erdo¤an’›n pervas›zl›¤›na ve 15 fiubat sald›r›lar›na bombalarla yan›t verdi! Geçti¤imiz hafta Türkiye kamuoyunu oldukça meflgul eden konulardan biri de Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’›n bir gezi için bulundu¤u Mersin’de bir köylüyü azarlamas›, hakaret etmesi ve ard›ndan köylünün Erdo¤an’›n korumalar› taraf›ndan dövülmesi olmufltu. Biz de bu konuya gazetemizde genifl yer vermifl, bu yaflananlar›n asl›nda devletin köylü düflman› yüzünü bir kez daha hiçbir soruya yer b›rakmayacak biçimde gösterdi¤ini söylemifltik. Bu olay›n yank›lar› hala sürüyor. Yapt›¤› eylemler ile devletin bu sald›r›lar›n›n yan›na kalmayaca¤›n›n alt›n› bombalar› ile çizen TKP/ML T‹KKO militanlar› bu konuyu da gündemlerine ald›lar. Elimize e-mail yolu ile ulaflan bir
bildiriye göre militanlar 21 fiubat 2006 tarihinde Mersin’de yapt›klar› eylemle halk düflmanlar›n› ve onlar›n pervas›zl›klar›n› cezaland›rd›klar›n› bildirdiler. “fiubat ay› içerisinde Mersin’e yapt›¤› gezi s›ras›nda AKP Genel Baflkan› R. T. Erdo¤an’›n bir köylüye yönelik sarfetti¤i hakaretler, bu karfl› devrimci partinin genel çizgisini oluflturmaktad›r. Ad› geçen partinin ve bu partinin baflta genel baflkan› olan Baflbakan R. T. Erdo¤an ve Maliye Bakan› Kemal Unak›tan gibilerinin pratikte gösterdikleri halk düflmanl›¤›n›, hakaretlere kadar vard›rmalar›, içinde bulunduklar› ç›kmaz›n da en büyük göstergesidir. ‹flte bu halk düflmanlar›n› cezaland›rmak amac›yla Mersin Mezitli AKP
binas› Partimiz TKP/ML’ye ba¤l› militanlar taraf›ndan 21 fiubat 2006 tarihinde parça tesirli ve zaman ayarl› bir bomba ile bombalanm›flt›r” denilen bildiride ayr›ca yer olarak Mersin’in seçilmesinin de sebebi flöyle aç›klan›yor; “Bu halk düflmanlar›na yönelik yapt›¤›m›z bombalama eyleminin yeri, R. T. Erdo¤an’›n halk›m›za aç›ktan hakaret etti¤i yer oldu¤u için Mersin’dir.” Bildiride ayr›ca 21 fiubat tarihinde 15 fiubat komplosunu k›namak için yap›lan Mersin Mezitli Ülkü Ocaklar›’n› bombalama eylemi de duyurularak “Son dönemde sivil faflistlerin halk›m›za yönelik artan sald›r›lar›na karfl› AKP’nin yan›s›ra Mezitli Ülkü Ocaklar›’n›n da bulundu¤u
bu binay› bombalamam›z, bilinçli bir tercihtir” denilmektedir. Bildiride ayr›ca yaflanan bir yanl›fl anlamaya da aç›kl›k getirilerek söz konusu eylemlerin 24 fiubat tarihli Gündem gazetesinde “AKP Mezitli binas›na sald›r›y› TAK (Kürdistan Özgürlük fiahinleri) üstlendi” fleklinde verilmesi de düzeltilmektedir. “Bu haberin yanl›fl bir anlafl›lma üzerine verildi¤ini düflünüyoruz. Partimizin gerçeklefltirdi¤i bu eylem, asla bir uyar› eylemi de¤ildir. Bu eylem, halk düflmanlar›n› ve onlar›n pervas›zl›klar›n› cezaland›rma eylemidir. 15 fiubat’›n hesab›n› sorma eylemidir. Halk›m›za yönelen sald›r›lar›n hesab›n› sorma eylemidir denilen bildiri sloganlarla son buluyor.
Operasyonlar devam ediyor Kürt halk› evlatlar›n› bayraklarla u¤urlad›! 23 fiubat 2006 tarihinde Mardin’in Dargeçit ilçesinde operasyon yapan faflist TC ordusu, 7 HPG gerillas›n› katletti. 1 hafta boyunca süren operasyon süresince s›k s›k çat›flmalar yafland›. Çat›flmalarda katledilen Xalit fiex Ali, ‹dris ‹mir, Fevzi Hasko, Ergin Ekinci adl› gerillalar ailelerine geç teslim edilerek cenazelerin sahiplenilmesinin önüne geçilmeye çal›fl›ld›. Ancak bugüne kadar binlerce evlad›n› sar›-k›rm›z›-yeflil bayraklar›yla günefle u¤urlayan Kürt halk›, savaflç›lar›n› bir kez daha zafer iflaretleri ve “fiehit na m›r›n” sloganlar›yla son yolculu¤una u¤urlad›.
fliddet uyguland›. Bas›n mensuplar›n›n J‹TEM taraf›ndan tehdit edildi¤i olaylarda ço¤u yaral› olan çok say›da kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlardan 39’u tutuklanarak Diyarbak›r E Tipi Hapishanesi’ne götürüldü. ‹dris Yakut ve ‹dris ‹mir’in cenazeleri 27 fiubat’ta Batman’›n Ba¤lar Mahallesi’ndeki Selimiye Camii’ye götürüldü. 10 bin kifli 14 km. uzakl›kta bulunan Çay Mahallesi’ndeki ‹kiztepe Mezarl›¤›’na “fiehit na m›r›n”, “HPG cepheye misillemeye” sloganlar›yla yürüdü. Defin iflleminin ard›ndan flehitler için sayg› duruflu yap›ld› ve DTP Batman ‹l
Ergin Ekinci’nin cenazesi 25 fiubat’ta Mardin’den al›narak Diyarbak›r’da Yeniflehir Mezarl›¤›’na götürüldü. Kortejler halinde yürüyen kitle “HPG cepheye misillemeye”, “‹ntikam, intikam” vb. sloganlar›yla mezarl›¤a kadar yürüdü. DTP Diyarbak›r ‹l Baflkan› Ahmet Cengiz’in ve ailesinin yapt›¤› konuflmalar›n ard›ndan binlerce kifli Bayramo¤lu semtine do¤ru yürüyüfle geçti. Huzurkent Caddesi’nde panzerlerle barikat kuran polis, yürüyüfle izin vermeyerek gaz bombalar›yla sald›r›ya geçti. Kitle de tafllarla karfl›l›k verince polis kitleye atefl açt›. Silahl› sald›r›da DTP Merkez ‹lçe Yöneticisi Sadiye Sular baca¤›ndan yaraland›. Kitle ara sokaklara da¤›larak çat›flmaya devam ederken J‹TEM elemanlar› cop ve kalaslarla çocuklar› ve kad›nlar› dövdü. Ev ve iflyerlerine girilerek içeride bulunanlara da
Baflkan› Ayhan Karabulut bir konuflma yapt›. Yakut ve ‹mir’in aileleri ertesi gün yapt›klar› aç›klamada cesetlere iflkence yap›ld›¤›n› söylediler. ‹dris Yakut’un babas› Sad›k Yakut o¤lunun s›rt›nda uzun çizgiler fleklinde darp izleri oldu¤unu söyledi. Yakut “Darp izleri ise sürtünme ile ortaya ç›kan derileri kalm›flt›. Her yan›nda yan›klar vard›. Ne yan›klar› bilmiyorum ama o¤luma iki kurflun isabet etmifl biri omzuna di¤eri gövde k›sm›na. Bu flekilde öldü¤ünü düflünmüyorum. Ya iflkenceyle öldürüldüler ya da öldükten sonra iflkence yapt›lar” dedi. ‹dris ‹mir’in babas› Yusuf ‹mir ise o¤lunun kafatas›ndan içeri girip çenesinden ç›kan bir kurflun oldu¤unu söyledi. ‹mir “O¤lumun ayak k›sm›nda bulunan birçok ke-
mik k›r›lm›fl. Çocu¤umun kafatas›ndan giren ve di¤er taraftan ç›kan mermi olay›n çat›flma de¤il infaz oldu¤unu gösteriyor. Otopsi raporunu ald›ktan sonra dava açaca¤›z” fleklinde konuflarak o¤lunun iki küçük çocu¤u oldu¤unu ve babalar›n› hiç görmedi¤ini ekledi. Hüseyin Özkaya’n›n cenazesi ise 27 fiubat’ta al›narak ertesi gün geç saatlerde Mufl’ta defnedildi. Diyarbak›r Devlet Hastanesi morgundan al›narak, 30 araçl›k konvoyla Mufl’a götürülen Özkaya’n›n cenazesi Bingöl-Mufl aras›nda bulunan Yayg›n Beldesi Jandarma Karakolu’nda tutuldu. Her üç kilometrede bir kurulan kontrol noktalar›nda saatlerce bekletilen cenaze Varto ‹lçe Merkezi girifline polis panzerleri taraf›ndan kurulan barikatlarla uzun süre daha engellendi. Saat 22:30’da Özkaya’n›n do¤du¤u yer olan Do¤anca (Sofya) köyüne girifl yapan kitle gece yar›s› köy mezarl›¤›nda defin ifllemlerini gerçeklefltirdi. Yoldafl Özer’in cesedi de Diyarbak›r’dan al›narak ailesi taraf›ndan Bitlis’e götürüldü. Kalabal›k bir grup taraf›ndan 28 fiubat’ta 00:30 civar›nda karfl›lanan Özer ailesi asker ve polis taraf›ndan bir süre bekletildikten sonra sabaha karfl› Karfl›yaka Mezarl›¤›’na götürüldü. Hüseyin Özkaya “fiehit na m›r›n” sloganlar›yla gömüldü. Suriye do¤umlu olan Xalit fiex Ali ve Feyzi Hesko’nun cenazeleri ise Mardin’in Nusaybin ilçesine götürüldü. Nusaybin’de kitlesel bir flekilde karfl›lanan flehitler s›n›rda uzun süre bekletildikten sonra Suriye’ye al›nd›. HPG gerillalar›n›n flehit düflmesi üzerine Türkiye Kürdistan›’nda onbinlerin kat›ld›¤› eylemler gerçeklefltirilirken protesto edilirken birçok yerde halk ve polis aras›nda saatler süren çat›flmalar yafland›. Operasyona iliflkin bir aç›klama yapan HPG Bas›n ve ‹rtibat Merkezi TSK’n›n kimyasal silah kulland›¤›n› bildirdi. HPG Ana Karargah komutanl›¤› da gerillalara yap›lan operasyonun cevaps›z kalmayaca¤›n› söyledi. (H. Merkezi)
‹zmir’de bir kifli daha polis taraf›ndan kaç›r›ld›! Faflizmin sindirme, bask› alt›na alma yöntemlerinden bir tanesi de iflkencedir. Özellikle “k⤛t üzerinde” idam cezas›n›n kald›r›lmas›ndan sonra ve “AB uyum yasalar›”na göre sözde iflkenceye s›f›r tolerans gösterilece¤i palavralar›n›n ard›ndan yeni bir sald›r› dalgas› yay›lmaya bafllad›. ‹dam etmedi¤ini, gözalt›na almad›¤›n› kaç›rarak iflkence ve tecavüz etme, katletme yoluna girdi faflizm. Birçok devrimci ve demokrat kiflinin kaç›r›larak iflkenceye maruz kalmas› olaylar› hepimizin haf›zas›nda canl›d›r. Bu uygulamalar›n en son örne¤i ‹zmir’de yafland›. 5 Ocak günü Menemen Asarl›k’ta Müjde Demirpençe adl› 23 yafl›ndaki bir kad›n kaç›r›larak ajanl›k teklif edilmifl ve tehdit edilmifltir. Olayla ilgili olarak 3 Mart günü saat 13:30’da ‹HD ‹zmir fiubesi’nde bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Yaflad›klar›n› anlatan Demirpençe, 5 Ocak günü Menemen Asarl›k üstgeçidinde Toros marka bir arac›n yan›nda durdu¤unu ve kendisini arac›n içine ittiklerini ve bir da¤›n bafl›na götürdüklerini anlatt›. Kendisini kaç›ranlar›n üç kifli olduklar›n› ve sürekli olarak kendilerine yard›mc› olmalar›n› istediklerini, örgüt hakk›nda bilgi istediklerini anlatt›. Kaç›r›ld›ktan 1.5 saat sonra serbest b›rak›ld›¤›n›, daha sonra 20 Ocak ve 2 fiubat günlerinde ise yolunun kesildi¤ini, rahats›z edildi¤ini anlatan Demirpençe, daha önce Antep’te de benzer fleyler yaflad›klar›n›, ablas›n›n kaç›r›ld›¤›n› da sözlerine ekledi. Babas›n›n 13 y›l hapiste kald›¤›n›, abisinin de halen K›r›klar F tipi Hapishanesi’nde yatt›¤›n› anlatan Demirpençe, bugüne kadar korktu¤u, psikolojik olarak etkilendi¤i için bu olay› anlatmad›¤›n› da sözlerine ekledi. Aç›klamada ayr›ca ‹HD ve ESP temsilcileri de birer konuflma yaparak olay› k›nad›klar›n› ve peflini b›rakmayacaklar›n› eklediler. (‹zmir)
9
43
Ay›fl›¤› Ekin Sanat Merkezi’ne sald›r› Sar›gazi Ay›fl›¤› Ekin Sanat Merkezi’ne yönelik jandarma sald›r›s›n› k›nayan sanat merkezi çal›flanlar›, 22 fiubat’ta ‹HD’de bir bas›n aç›klamas› yapt›. Bas›n aç›klamas›n› yapan Fatma Y›ld›r›m, 21 fiubat günü, Sar›gazi Ay›fl›¤› Ekin Sanat Merkezi ve sanat merkezi çal›flanlar›n›n evlerine jandarma taraf›ndan, efl zamanl› olarak bask›n düzenlendi¤ini söyledi. Y›ld›r›m, bask›n sonucunda kültür merkezi sahibi Feyzullah Eraslan ve çal›flanlar› F›rat Sözer, Sevgi K›rca, Bar›fl Cengiz, Alev Oral ile Ferhat Çetiner’in gözalt›na al›nd›¤›n› kaydetti.
10-23 Mart 2006
Kaymaz ailesi suçlamalara cevap verdi:
“As›l terörist sizsiniz!” “Bizim ailemizi, U¤ur’u birçok kifli savunmufl ve sahiplenmifltir. O zaman bu insanlar da bu halk da teröristtir. Bu durumda polisin gelip hepimizi tutuklamas› gerekir.”
Sar›gazi Ay›fl›¤› Ekin Sanat Merkezi’nde kalaflnikof mermileri bulundu¤unun iddia edildi¤ini kaydeden Y›ld›r›m, iddialar›n as›ls›z oldu¤unu belirtti.
Devrimci sanat zincirlenemez! 6 çal›flan›n›n gözalt›na al›nd›¤› ve bunlardan 4 kiflinin tutukland›¤› sald›r›ya iliflkin Sar›gazi ve ‹kitelli Ekin Sanat Merkezi ve Gazi Ay›fl›¤› ile Ay›fl›¤› Kültür Merkezi; 3 Mart Cuma günü ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde aç›klama yapt›. Saat 12.00’de bafllayan aç›klamaya tutuklanan Bar›fl Cengiz’in ailesi de kat›ld›. ‹mzas› geçen kurumlar ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Sevgi K›rca, Feyzullah Güven’in evinin bas›ld›¤›n› ve ayn› saatte di¤er çal›flanlar›n da evlerinin bas›larak gözalt›na al›nd›¤›n› belirtti. Ayr›ca Bar›fl Cengiz adl› arkadafllar›n›n da yolda yürürken kafas›na çuval geçirilerek gözalt›na al›nd›¤›n› belirten K›rca; bu arkadafllar›n›n ise “‹stanbul’u kana bulamas›na ramak kala” manfletleriyle verildi¤ini ve ayn› zamanda da “üzerinde boru tipi bomba ve malzemeleri bulundu” diye bahane edilerek tutukland›¤›n› anlatt›. ‹ki gün boyunca gözalt›nda tutulduklar›n›, bodrum katta beton zemin üzerinde yatmak zorunda b›rak›ld›klar›n›, avukatlar›yla ç›kacaklar› güne kadar konuflturulmad›klar›n›, talep ettikleri fleker ve suyun verilmeyerek “tuvaletten için” diye de yan›t verildi¤ini belirten K›rca; kendisinin de 2. ve 3. günün akflam›nda gözleri ba¤lanarak bilinmeyen bir yere götürülmek istendi¤ini ancak di¤er arkadafllar›n›n tepkileri sonucu bundan vazgeçildi¤ini anlatt›. Alev Oral ve kendisinin ç›kar›ld›klar› Savc›l›kta serbest b›rak›ld›klar›n› söyleyen K›rca, Feyzullah Erarslan, Ferhat Çetiner, Bar›fl Cengiz ve F›rat Sözeri’nin ise tutuklanarak Bayrampafla Hapishanesi’ne konuldu¤unu belirtti. Bu ak›l almaz yalanlar›n ve düzenlenen komplonun Ekin Sanat Merkezi’nin çal›flmalar›n› durdurmak için oldu¤unu söyleyen K›rca, Ay›fl›¤› ve Ekin Sanat Merkezleri’nin bu komplolar› bofla ç›karaca¤›n› ve sanat cephesinde verdikleri mücadelenin devam edece¤ini vurgulayarak yalan haber yapan Gözcü gazetesini y›rtt› ve aç›klamay› bitirdi. (‹stanbul)
21 Kas›m 2004’te evinin önünde katledilen Ahmet ve U¤ur Kaymaz’›n katili polislerin güvenli¤i gerekçesiyle Eskiflehir’e al›nan mahkemesinin 4. duruflmas› polis avukatlar›n›n sald›r› arenas›na dönüfltü. Mardin’in K›z›ltepe ilçesinde Özel Hareket Timlerinin düzenledi¤i operasyonda katledilen Kaymaz ailesi “terörist” olarak gösterilmek istenirken; katil polislerin avukatlar› iddianameleriyle Ahmet ve U¤ur Kaymaz’›n “katli vaciptir” içerikli bir savunma yapt›lar. Katledilen Kaymazlar›n terörist oldu¤unu iddia ederek polislerin katliamdan ceza almadan kurtulmalar›n› sa¤lamak için hayal gücünü zorlayan avukatlar, as›ls›z iddialarla Kaymaz ailesini ve katliam› protesto etmek için sokaklarda eylem yapan insanlar› suçlad›. 22 fiubat 2006 tarihinde Eskiflehir A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen duruflmaya DKÖ temsilcileri, DTP üyeleri, Kaymaz ailesi ve avukatlar› kat›ld›. Kaymaz ailesinin avukatlar›ndan Kemal Aytaç ilk savunmay› yaparak, kendilerine devlet terörü uyguland›¤›n› söyledi. Güvenlik koflullar›ndan kaynakl› olarak davan›n Eskiflehir’de görülmeye devam edemeyece¤ini, davan›n Diyarbak›r’a veya Ankara’ya al›nmas› için Adalet Bakanl›¤›’na baflvurulmas›n› istedi, ancak mahkeme bu talebi reddetti.
San›k polislerin avukat› ise davan›n kamuoyu taraf›ndan yarg›land›¤›n› belirterek “Söz konusu edilen kamuoyu terör örgütünün yandafllar›d›r, sokakta eylem yapanlard›r. E¤er polisleri U¤ur Kaymaz öldürseydi U¤ur Kürtlerin kahraman› olurdu. Ailede 2 gerilla, 1 milis var. Ahmet Kaymaz da hüküm giyen bir PKK’l›d›r. Allah’›n bildi¤i kuldan saklanmaz. Bu aile teröristtir” fleklinde konuflarak Diyarbak›r’›n Yeniflehir Beldesi’ndeki polis karakoluna yap›lan bir eylemin silah›n›n Ahmet Kaymaz’›n öldürüldükten sonra üzerinden ç›kt›¤›, ailenin tüm fertlerinin PKK sempatizan› ve aktif üyesi oldu¤unu ileri sürerek iddias›n› da bir itirafç›n›n ifadeleriyle kan›tlamaya çal›flt›. Polis avukatlar›n›n 12 yafl›ndaki U¤ur’a ve Kaymaz ailesine ‘terörist aile’ diyerek savunma s›n›r›n› aflt›¤›n› söyleyen amca Reflat Kaymaz, bu sald›r›yla ilgili suç duyurusunda bulunacaklar›n› ve dava açacaklar›n› söyledi. Kaymaz “Avukatlar›n bu tutumla amac› halk› provokasyona getirmektir” dedi. Ahmet Kaymaz’›n Yeniflehir Karakol bask›n›nda yer ald›¤›na iliflkin iddialara da “Pasaport kay›tlar›na göre kardeflimin o dönemde Irak’ta oldu¤u resmi belgelidir. Zaten operasyon sonras› çekilen foto¤raflarda da görülüyor ki, kardeflim Ahmet ve ye¤enim U¤ur’un her
yer çamur olmas›na ra¤men çoraplar› dahi kirlenmemifltir. Adli T›p raporunda da görüldü¤ü gibi U¤ur tutulduktan sonra s›rt›na 9 kurflun s›k›lm›flt›r. Ahmet ise 5 dakika kadar sorguland›ktan sonra infaz edilmifltir. Burada sadece U¤ur de¤il babas› da infaz edilmifltir. Kamuoyunda sadece U¤ur’dan bahsedilmesi yanl›flt›r. Ahmet Kaymaz terörist de¤ildir ki, yap›lan aç›klamalarda ve haberlerde gözard› ediliyor” fleklinde tepki gösterdi. Faillerin belli olmas›yla birlikte bu iflin arkas›nda olan kiflilerin Mardin Valisi’nin ve operasyonu yöneten amirlerin yarg›lanmas›n› isteyen amca Kaymaz, son olarak polis avukatlar›n›n sald›r›lar› ve ailelerinin terörist olarak gösterilmeye çal›fl›lmas›na da flu sözlerle tepki gösterdi: “Üç amcam›z da devletin korucular› taraf›ndan aç›k bir flekilde ailelerinin gözü önünde infaz edilmesine karfl›n, aç›lan davadan sonra bu insanlar derin devlet taraf›ndan korunarak serbest b›rak›ld›lar. Savunma avukatlar› ailemiz için terörist aile tan›mlamas› yapm›flt›r. Bizim ailemizi, U¤ur’u birçok kifli savunmufl ve sahiplenmifltir. O zaman bu insanlar da bu halk da teröristtir. Bu durumda polisin gelip hepimizi tutuklamas› gerekir. ‹çiflleri Bakan›’na, Adalet Bakan›’na ve hukuka bir Mardinli olarak güvenmiyorum. As›l terörist sizsiniz.” (H. Merkezi)
1 May›s Mahallesi Demokrasi Platformu oluflturuldu
1 May›s Mahallesi emekçi halk›na; Bundan tam 11 y›l önce, ilk olarak Gazi Mahallesi’nde giriflilen devlet provokasyonu ve katliam›, mahallemizde gerçeklefltirilen katliam sald›r›s›yla sürdürülmüfltür. Susurluk’ta a盤a ç›kan, bugün fiemdinli’de bir kez daha suçüstü yakalanan kontrgerillan›n 1000 operasyonlar›ndan biri olan bu sald›r›lara karfl› tepkilerimizi ve protestolar›m›z› yükselttik. fiehitlerimize ve davaya sahip ç›kt›k; unutmad›k, unutulmas›na da müsaade etmedik, ettirmeyece¤iz. Bugün 11. y›l› geride kal›rken 12 Mart 1995 Gazi ve 15 Mart 1995 1 May›s katliamlar›n› protesto etmek ve flehitlerimizi anmak, kontrgerilladan hesap sormak, halk-
lar›m›z›n adalet talebini yükseltmek için, biz afla¤›da imzas› bulunan devrimci demokratik güçler olarak “1 May›s Mahallesi Demokrasi Platformu”nu oluflturduk. Mart ay› içerisinde 16 Mart 1978 Beyaz›t ve 1988 Halepçe katliamlar›n›n protestolar› ve yerelde yap›lacak olan Newroz kutlamas›n›, 30 Mart 1972 K›z›ldere anmas›n› da ayn› platform çat›s› alt›nda birlikte yapma karar› ald›k. Güzellefltirme Derne¤i, Pir Sultan Abdal Derne¤i, Do¤ufl Spor, May›sta Yaflam Koop., Özgür Yurttafl Hareketi, ESP, DTP, Partizan, DHP, EMEP, SODAP, SDP, KÖZ
10
10-23 Mart 2006
TUYAB çal›flmalar›na devam ediyor... Bugün egemenler taraf›ndan gündemden düflsünler, unutulsunlar diye üzerlerinde çeflitli yöntemler uygulanan devrimci tutsaklar için yeni bir çal›flma bafllatan TUYAB, faaliyet kapsam›nda ailelere, ayd›nlara, sanatç›lara, duyarl› kurum ve kurulufllara giderek tutsaklar›n d›flar›daki sesi olmaya devam ediyor. Yaklafl›k 4 haftad›r çeflitli çal›flmalar yapan, “Tecrit Kald›r›ls›n,
Toplant›n›n ard›ndan ailelerin görüfl ve önerileri do¤rultusunda meslek odalar›, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütlerine bir ça¤r› yap›larak tüm kurumlar›n kat›ld›¤› bir toplant› örgütlendi. ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde yap›lan toplant›ya ÇHD, ‹stanbul Tabip Odas›, ÖDP, Halkevleri, TUDEF, DHP kat›l›rken, çal›flmalar içinde görüflülen EMEP, SDP, 78’liler Vakf›, TMMOB, HKM bu
Talepler Kabul Edilsin” fliar›n› kendilerine bayrak edinen TUYAB, çeflitli DKÖ’lerin, partilerin, ayd›nlar›n kat›l›m› ile çal›flmay› Türkiye çap›na yaymay› hedefliyor. Çal›flman›n ilk ad›mlar›ndan biri olarak tutsak aileleri ile bir toplant› yap›ld›. Ailelere bu çal›flman›n amac› ve hedefi anlat›larak görüfl ve önerileri al›nd›. Tutsak yak›nlar› da toplumda hapishanelere yönelik duyarl›l›¤›n azald›¤›n› belirterek, özellikle kamuoyuna, ayd›nlara, sanatç›lara, yazarlara büyük sorumluluk düfltü¤ünü belirtti.
çal›flmay› olumlu bulduklar›n› ve üzerlerine düflen sorumluluklar› yerine getireceklerini belirtiler. Toplant›da k›saca; bir sonraki toplant›ya daha genifl ça¤r› yap›lmas› ve kurumlar›n önerileri ile gelmeleri kararlar› al›nd›. Ayr›ca ÇHD, TUDEF ve TUYAB’dan oluflan bir yürütme seçildi. Toplant›ya kat›lan tutsak yak›nlar› hem tutsaklar›n hem de kendilerinin yaflad›¤› zorluklar› anlatt›lar. Kampanya çerçevesinde örgütlenen ikinci toplant› da yine ‹HD’de yap›ld›. Toplant›ya TKP, ÖDP, 78’liler Vakf›, ‹HD Cezaevi
Komisyonu, SDP, Odak, ÇHD, ÖMP, EHP, Temel Demirer ve Av. Kemal Aytaç kat›ld›. Toplant›da flu öneriler getirildi: hapishaneler sorununu kitlelerin gündemi yapabilmenin araçlar›n› yaratma, di¤er aile örgütleri ile iliflki kurma, konuyu kamuoyuna tafl›ma vb. Ayr›ca TUYAB’l› aileler “‹nsan hücreye s›¤ar m›?” fliar› ile Ankara’ya giderek Ankara Tabip Odas›, ‹HD Genel Merkezi, TMMOB ve T‹HV ile görüfltü. Görüflülen kurumlar bu noktadaki görüfl ve önerilerini aktar›rken, TUYAB da amaçlar›n›n çal›flmalar› ortaklaflt›rmak oldu¤unu dile getirdi. 3 Mart Cuma günü biraraya gelen bileflenler Galatasaray Postanesi önünde çal›flmay› kamuoyuna duyurdu. Kitle ad›na aç›klama yapan Seda Eker; 12 Eylül AFC’sinin tutsaklar›n haklar›na getirdi¤i k›s›tlamalar› bile gölgede b›rakan yeni C‹K ve tecrit uygulamas›na dikkat çekerek emperyalizmin ülkemizdeki halklara yöneltti¤i F tipi sald›r›s›nda geçen 6 y›l içerisinde var edilen koflullarda da hiçbir düzelme olmad›¤›n› belirtti. 2005 y›l›nda yürürlü¤e giren C‹K’le beraber kimliksizlefltirme, tedavilerin engellenmesi, savunma haklar›n›n gasp edilmesi gibi sald›r›lar›n da yasallaflt›¤›n› belirten Eker bu taleplerini çeflitli çal›flmalarla dillendireceklerini söyledi. Eylemin bitiflinde k›sa bir aç›klama yapan Meltem Kuruhan, çal›flmalar›n›n devam edece¤ini, daha yeni Ankara’dan geldiklerini ve burada TTB, TMMOB ve ‹HD’nin genel merkezleriyle görüfltüklerini dile getirdi. (‹stanbul)
“Babat’›n katilleri hesap verecek!” 3 Mart 2004 tarihinde Devrimci Hareket dergisinden ç›karken kontrgerilla taraf›ndan kafas›na atefl edilerek öldürülen Önder Babat vuruldu¤u yerde an›ld›. Okuru oldu¤u Devrimci Hareket dergisinden ç›kt›ktan sonra Taksim ‹mam Adnan Sokak’ta kafas›na kurflun s›k›larak öldürülen ‹stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö¤rencisi Babat, 3 Mart Cuma günü saat 18:45’te dostlar› ve yoldafllar› taraf›ndan ölümsüzleflti¤i yerde an›ld›. Babat’›n öldürüldü¤ü yerde biraraya gelen kitle, Önder Babat’›n posterlerini açarak s›k s›k “Önder Babat ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar›n› att›. Meflalelerin yak›ld›¤› anma etkinli¤inde devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaflam›n› yitirenler için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›l›rken, Devrimci Hareket dergisi ad›na yap›lan aç›klamada, Babat’›n devlet taraf›n-
dan öldürüldü¤ü belirtildi. Aç›klamada, “Önder Babat’›n katliyle ilgili hangi de¤erlendirmemiz, hangi iddiam›z bofl ç›kt›? ‘Devlet insanlar› öldürmez’ diyenler; salt bu iki y›lda ya-
flananlar› düflünün; ama kendinizi kand›rmadan. Örne¤in fiemdinli’yi kendi gözlerinizle izleyin. Tescilli katilleri kim, neden serbest b›rak›yor? Kulp’ta ortaya ç›kar›lan toplu mezara bak›n. Orada köylüleri kaç›r›p kurflu-
na dizdikten sonra cesetlerini yakan›n devlet oldu¤u kesinleflmedi mi?” denildi. Aç›klaman›n ard›ndan Babat’›n vuruldu¤u yere karanfiller b›rakan grup, “fiehitlere sözümüz devrim olacak” slogan› atarak da¤›ld›. (‹stanbul) ‹ZM‹R ‹ki y›l önce Taksim’de bafl›ndan vurularak öldürülen Önder Babat’›n ölüm y›l dönümünde ‹zmir’de Devrimci Hareket taraf›ndan bas›n aç›klamas› yap›ld›. Saat 12:00’de eski Sümerbank önünde bir araya gelen gruba di¤er devrimci yap›lar da destek verdi. “Önder’in katili faflist TC devleti”, “Önder Babat ölümsüzdür” sloganlar›n›n at›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda Önder Babat’›n neden katledildi¤inin ortada oldu¤u, katillerinin bu yüzden bulunmad›¤› belirtildi.
43
TAYAD 20 yafl›nda
1986 y›l›nda tutuklu ve hükümlü aileleri ile dayan›flmak ve hapishanelerde yaflanan sorunlar› kamuoyuna tafl›mak amac›yla oluflturulan TAYAD, 20. y›l› dolay›s›yla 3 Mart Cuma akflam› Muammer Karaca Tiyatrosu’nda bir etkinlik gerçeklefltirdi. Etkinlik F tipi hapishaneleri ve tecridi protesto ederken bu mücadelede yaflam›n› yitirenler ve ölüm orucu direniflçileri için bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. “Hayata Dönüfl!” operasyonu ve F tipi hapishanelerde yaflam›n› yitirenlerin resimlerinin as›ld›¤› etkinlikte aç›l›fl konuflmas›n› yapan TAYAD Genel Baflkan› Mehmet Güvel, TAYAD’›n kuruluflundan bu güne kadar yapt›klar›na iliflkin bilgi vererek, flunlar› dile getirdi: “Mücadele bizlere çok fley ö¤retti. Bütün devrimciler bizim evlatlar›m›z oldu. Onlar›n sesi ve kula¤› olduk. 1986’dan 2006’ya kadar görerek, yaflayarak bilinçlendik. Bedenlerimizi evlatlar›m›z için coplara ve panzerlere siper ettik. Analar ve babalar olarak yafll›y›z, hastay›z demeden mücadele ettik. ‹flkencelerden geçirildik.” TAYAD’›n son 20 y›l›n tarihi oldu¤unu belirten Güvel, “Bu tarih; bask› ve zulme karfl› yükselen sestir” dedi. Geceye kat›lan Mihri Belli ise, TAYAD’l›lar›n hapishanelerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler için verdi¤i mücadelenin önemine vurgu yaparak, “F tipi cezaevlerini sessiz bir flekilde kabul etseydik bu Türkiye’nin çok büyük bir ay›b› olurdu. Kürtler, Lazlar ve Türkler omuz omuza emperyalizme karfl› savafl verdi. Sosyalistler en sa¤lam yurtseverlerdir. Bizim birinci sorunumuz ba¤›ms›zl›k ve demokrasidir” diye konufltu. fiair Orhan Alkaya’›n Ölüm Orucu’nda yaflam›n› yitiren Sevgi Erdo¤an için okudu¤u fliirin ard›ndan, etkinlik sinevizyon gösterisi, flair Mehmet Özer, TAYAD Tiyatro Grubu, Nurettin Güleç, Hilmi Yaray›c› ve Grup Yorum’un sahne almas›yla son buldu. (H. Merkezi)
‹ZM‹R F tipi hapishanelerde yaflanan tecridin kald›r›lmas›n› isteyen TAYAD üyeleri, 1 Mart günü ‹zmir Kemeralt› giriflinde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Saat 12:30’da üzerlerinde “Tecridi kald›r›n ölümleri durdurun” TAYAD imzal› önlüklerle toplanan kitle ad›na yap›lan bas›n aç›klamas›nda, F tipi hapishanelerde sürdürülen tecridin amac› anlat›l›rken, bu tecride karfl› herkesin duyarl› olmas› ça¤r›s› yap›ld›. Aç›klaman›n ard›ndan 5 dakikal›k oturma eylemi yap›ld›. Oturma eylemi s›ras›nda “Sana tecridi anlatmak istiyorum” bafll›kl› bir bildiri okundu. Kitle daha sonra Kemeralt› giriflinde bildiri da¤›tt›.
SAMSUN Samsun’da biraraya gelen TAYAD’l› aileler 25 fiubat Cumartesi günü Çiftlik Süleymaniye geçidinde bir eylem yapt›. F Tiplerinde bulunan tutsaklar›n yaflam koflullar›n› anlatan ve mektuplar›n›n da yer ald›¤› bildirinin okundu¤u eylemde çeflitli sloganlar at›ld›. Ard›ndan oturma eylemi ve bildiri da¤›t›m› yap›ld›. Eylem süresince ve bildiri da¤›t›m› boyunca sivil polislerin kitleyi yak›ndan takip ederek, taciz etmesi dikkat çekti.
11
43
10-23 Mart 2006
Tekir da¤ F T ipi fiubat A y› hak ihlallerinde yine keyfiyet var F Tipi Hapishanelerden her geçen gün artan hak ihlallerine dair haberler gelirken, AKP hükümeti gelen flikâyetleri “hapishaneyi kötü gibi göstermek” iddias›yla yalanlamaktan baflka bir fley yapm›yor. Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde de en son aç›klanan fiubat ay› hak ihlalleri listesine bak›ld›¤›nda de¤iflen bir fley olmad›¤› görülüyor. Yap›lan aç›klamaya göre; “Cezaevi E¤itim Kurulu” taraf›ndan fiubat ay›nda tutsaklar›n ad›na yat›r›lan posta, kantinden al›nan ve ailelerin yat›rd›¤› toplat›lmas› olmayan gazete ve dergiler verilmedi. ‹çeri al›nmayan gazete ve dergiler ise flöyle belirtildi: Yeni Evrede Mücadele Birli¤i, Odak, Yeni Demokrat Gençlik, Sosyalizm Yolunda Özgür Gençlik, Ülkemizde Gençlik Gelecektir, Halk ‹çin Devrimci Demokrasi, At›l›m, Sanat ve Hayat Dergisi’nin Tehcir Türküleri eki, Ufuk Çizgisi, Sosyalizm Yolunda K›z›l Bayrak, Yürüyüfl olarak belirtildi. Yine gazetemiz ‹flçiKöylü’nün de 2006/03 say›l› gazetede 6-79-12. Sayfalar›nda 2006/04 say›s›nda ise 912 ve son sayfalar›nda “örgütsel seminer çal›flmas› niteli¤inin bulunmas›, somut örgütsel eylem mesajlar›n›n bulunmas›,
örgütsel eylem için ölenleri övücü, yüceltici ifadelerin bulunmas›, örgüt mensuplar›n› ve sempatizanlar›n› itaatsizli¤e teflvik eden” yaz›lar oldu¤u iddias›yla tutsaklara verilmedi¤i belirtildi. Hakk›nda herhangi bir yasaklama olmamas›na ra¤-
men yay›nlar›n içeri al›nmamas› F tiplerinde keyfi uygulamalar›n baflta gelenlerinden birini oluflturuyor. Maddeler halinde s›ralanan hak ihlallerinde flunlar yer al›yor:
- 17 Haziran 2005 tarihinde Dersim Mercan Vadisinde 17 MKP önder kadro ve savflç›s›n›n katledilmesi üzerine 30 Haziran 2005 tarihinde Genel Kurmay Baflkanl›¤›, Cumhurbaflkanl›¤› ve Meclis Baflkanl›¤›’na protesto amaçl› toplu olarak gönderdi¤imiz dilekçelere Genel Kurmay ve Cumhurbaflkanl›¤›’n›n flikayeti, Adalet Bakanl›¤›’n›n talimat› üzerine “Türklü¤ü ve TSK’y› alenen afla¤›lamaktan” dolay› hakk›m›zda dava aç›lm›flt›r. - Reflat CAYMAZER isimli adli tutuklu arkadafl›m›z hücre cezas› ile ilgili uygulaman›n kanunsuzlu¤u ve hücreye götürülme esnas›nda maruz kald›¤› uygulamalar› anlatan bir dilekçe ile 13-022006 tarihinde Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na suç duyurusunda bulunmufltur. Herhangi bir cevap henüz verilmemifltir. Ancak 12-02-2006 tarihinde havaland›rma kap›lar› kapat›ld›¤› esnada gardiyanlar keyfi arama yapm›fllar ve arkadafl›m›z›n “hücre psikolojisi” üzerine yapt›¤› bir çal›flmaya hiçbir gerekçe gösterilmeden el konulmufltur. Arama pazar günü, yani tatil gününde yap›lm›flt›r. Bu da keyfiyetin boyutunu göstermektedir.
Tohum’dan tutsaklarla dayan›flma etkinli¤i Tohum Kültür Merkezi’nde devrimci tutsaklar ile dayan›flmak amac›yla bir kermes örgütlendi. Hapishanelerde ve tüm dünyada devrim mücadelesinde flehit düflenler için yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflunun ard›ndan bir Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri faaliyetçisinin yapt›¤› konuflma ile kermes devam etti. Yap›lan konuflmada “devrimci tutsaklar› sahiplenmek asl›nda kendimizi sahiplenmektir. ‹deallerimizi,
devrime olan inanc›m›z› sahiplenmenin di¤er ad›d›r. Bu, ayn› zamanda içerde ve d›flar›da yüreklerimizi birlefltirmek demektir” denildi. Tohum Kültür Merkezi’nin hapishaneler ile ilgili haz›rlam›fl oldu¤u sinevizyonun izlenmesinin ard›ndan tutsak bir yoldafl›n fliiri okundu. Ard›ndan sahne alan TKM Müzik Grubu söyledi¤i marfllarla hapishanelere selam göndedi. (PfiTA)
2005 y›l›nda hak ihlalleri tavana vurdu! 24 fiubat Cuma günü ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde yap›lan bas›n aç›klamas› ile 2005 y›l› insan haklar› ihlalleri aç›kland›. Raporun aç›klanmas›ndan önce ‹HD ‹stanbul fiubesi ad›na k›sa bir aç›klama yapan Eren Keskin; bu y›l içinde hak ihlallerinin geçmifl y›llara göre çok daha yüksek oldu¤unu ve bunlar›n bafll›calar›n› gözalt›nda kaba dayak, gayri-resmi gözalt›larda iflkence, yarg›s›z infazlar›n oluflturdu¤unu söyledi. Özellikle hapishanelerdeki sald›r›lar›n dikkat çekici boyutlara ulaflt›¤›na de¤inen Keskin, 2005 y›l›nda hapishanelerde 9 kiflinin yaflam›n› yitirdi¤ini, bunlardan 2’sinin tedavileri yap›lmad›¤›ndan, 7’sinin ise hapishane koflullar›n› protesto etmek için kendini yakt›¤›n› belirtti. Art›k gözalt›larda tutanak uygulamas›n›n yap›lmad›¤›n› sözlerine ekleyen Keskin, halk aras›nda “kaç›rma” diye tabir edilen durumlar›n a¤›rl›k kazand›¤›n›, bu olaylarda sözlü hakaret ve cinsel taciz baflta olmak üzere, kaba dayak ve ölümle, tehdit iflkencelerinin uyguland›¤›n› söyledi. Keskin’in ard›ndan söz alan fia-
ban Dayanan; tekrar hapishanelerdeki uygulamalara dikkat çekerek, yaflam›n› yitiren 9 kiflinin durumunu aç›klad›. Konu üzerine hapishanelerde sa¤l›k önlemlerinin yetersiz oldu¤unu belirten Dayanan; hak ihlalleri konusunda da y›l içinde birçok baflvuru oldu¤unu, bunlar›n a¤›rl›kl› olarak haberleflme, savunma (avukat görüflü ve davaya götürülme), görüfl haklar›n›n k›s›tlanmas› oldu¤unu belirtti. Ayn› zamanda benzer bir durumun d›flar›da da yafland›¤›n›, gözalt›nda hak ihlallerinin devam etti¤ini vurgulayan Dayanan, 2005 y›l›nda kendilerine 196 kiflinin baflvurdu¤unu ve bunlardan 5’inin çocuk oldu¤unu söyledi. Dayanan; daha 2005’in bafl›nda Gökhan Belgüzar’›n gözalt›nda katledilmesi olay›n›n yafland›¤›n› hat›rlatarak, gözalt›nda iflkence konusunda ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü ve Sar›gazi Jandarma Komutanl›¤›’n›n mimli oldu¤unu söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan da¤›t›lan rapora göre flunlar özetlenebilir; * Gözalt›nda iflkence devam ederken, art›k halktan insanlara da a¤›r iflkenceler uygulan›yor.
* Hapishanelerde yeni C‹K ile beraber tutsaklar›n tedavi, savunma ve görüfl haklar› keyfi olarak gasp ediliyor, yap›lan yasal ifllemlerden ise sonuç al›nam›yor. Tecrit koflullar›n›n a¤›rlaflt›r›lmas› için tutsaklar›n üretimde bulunabilece¤i her fley sak›ncal› ilan ediliyor. “Amaç d›fl› kullan›m” gerekçesi ile pek çok fley yasakl› durumda. Ayr›ca baz› hapishanelerde tutsaklar havaland›rmaya ç›kart›ld›klar›nda hücre kap›lar› kilitlenerek havaland›rmada kalmalar› sa¤lan›yor. * Kaç›rma olaylar›nda art›fl gözlenirken bugüne kadar yaflanan olaylarda devrimcilere belli bir yönelme oldu¤u ve yasal ifllemler bafllat›ld›¤›nda da yarg›n›n a¤›rlaflt›r›ld›¤› belirtiliyor. Raporda iflkencenin karakollardan taflarak sokaklara s›çrad›¤›n›n alt› çiziliyor. * Bas›n ve yay›n alan›nda pek çok yazar ve gazetenin ceza ald›¤›na dikkat çekilirken, bu olaylardan bir k›sm›n›n medyaya yans›mas› ile al›nan kararlar›n geri al›nd›¤›n›n veya cezalar›n ertelendi¤i belirtiliyor. Özellikle toplatmalar ve say›, kitap yasaklamalar› bu hususta bafl s›ray› çekiyor. (‹stanbul)
F Tiplerinde bitmeyen çiçek krizi!
- 14–02–2006 tarihinde Nihat KONAK gelen ziyaretçisine kurutulmufl çiçek vermek istemifl ve bu do¤rultuda idareye dilekçe yazm›flt›r. Dilekçe ile birlikte kurutulmufl çiçe¤i gardiyana teslim etmifltir. Fakat çiçek mektup cezas› oldu¤u gerekçesi ile ziyaretçisine verilmeyerek geri getirilmifltir! Yine ayn› tutsa¤›n ziyaretçisinin getirdi¤i o¤lunun fotograflar› “mektup cezas› var” denilerek verilmemifltir. Foto¤raf baflka hücrede kalan arkadafl›n ad›na yat›r›larak al›nabilmifltir. ‹lginçtir, ad›na foto¤raf yat›r›lan arkadafl sorun ç›kar›lmadan kabul edilmifltir. Getirilen giysilerin yat›r›lmas› istenince “örgütsel çal›flma” denilerek reddedilmifltir. - 08-02-2006 tarihinde Hasan Rüzgar’› ziyaretine gelen kardefli Bar›fl Rüzgar hava muhalefeti nedeniyle geç kald›¤› için görüflmeye al›nmam›flt›r. Niçin gecikti¤ine dair müdür ve savc›l›k ile görüflüp izin alm›fl, ama buna ra¤men ziyarete izin verilmemifltir. Ziyaretçi, Dersim gibi uzak bir yerden gelmifl ancak izin almas›na ra¤men keyfiyete tak›lm›flt›r.
“Umudun Atefl Toplar›” ‹zmir’de an›ld›! Ocak ay›n›n son haftas› olan Parti ve Devrim fiehitlerini Anma Haftas›’nda ‹zmir’de yap›lamayan anma, 26 fiubat günü Ada Kültür Merkezi’nde yap›ld›. Hareketli geçecek olan Mart ay› öncesi yap›lan anma, çeflitli aksakl›klardan kaynakl› olarak istenilen düzeyde olmam›flt›r. Etkinli¤in yap›laca¤› yer olan Ada Kültür Merkezi’nde de önceden konuflulmas›na ra¤men çeflitli eksikliklerin ç›kmas› ve baz› teknik sorunlar nedeniyle geç bafllayan etkinlikte öncelikle tüm devrim ve komünizm flehitleri için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Ard›ndan Partizan ad›na yap›lan konuflmada, emperyalizm ve faflizmin dünya halklar›na karfl› sürdürdü¤ü sald›r›lardan ve bu sald›r›lara karfl› özellikle Irak ve Filistin’de yükselen direniflten ve Marksist-LeninistMaoist partiler öncülü¤ünde yükseltilen Halk Savafl›’ndan bahsedildi. Halk Savafl›’n›n büyütülmesi için flehitlerimizin pratiklerimizden ö¤renilmesi gerekti¤inden bahsedilen konuflma, “fiehitlerimizi anmak yan›p y›k›larak, yas tutarak olmaz. Onlar› anmak b›rakt›klar› bayra¤› daha yukar› tafl›makla anlam bulacakt›r. fiehitlerimizden ö¤renmek onlar›n davas›n› daha da ileriye tafl›mak, s›n›f mücadelesindeki ›srar›m›z ve kararl›l›¤›m›z›n da göstergesi olacakt›r” fleklinde son buldu. Konuflman›n ard›ndan “Umudun Atefl Toplar›na2” adl› sinevizyon gösterimi yap›ld›. Çeflitli fliirlerin okundu¤u fliir dinletisinin ard›ndan, söz flehit yak›nlar›na verildi. ‹lk olarak Proletarya Partisi flehitlerinden Mehmet Ali ve Halil Çak›ro¤lu’nun kardefli Hüseyin Çak›ro¤lu bir konuflma yapt›. Ard›ndan MKP flehidi Binali Güler’in babas› Hasan Güler bir konuflma yapt›. ‹zmir Demokratik Haklar Platformu, ‹zmir ESP, SGD ve BDSP’nin göndermifl olduklar› destek mesajlar›n›n da okundu¤u etkinlik, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü dolay›s›yla yap›lacak eyleme ça¤r›n›n ard›ndan Grup Kavel’in söyledi¤i türkü ve marfllarla sona erdi. (‹zmir)
10-23 Mart 2006
12
43
Halka ver di¤i eme¤i çal›p satmaya kalkan haddini bilmez bir zavall›:
MAALESEF ADI HALA “EMEKÇ‹” Ozan “Emekçi” son bombas›n› da aç›klamas›n›n bitiminde patlatmakta ve “hukuksal haklar›n› sakl› tutmak”tan bahsetmektedir. Hangi hukuk? diye sorman›n abesli¤i ortadad›r. Bafl›ndan beri anlatmaya çal›flt›¤›m›z, proleter bak›fl aç›s›n›n yön verdi¤i hukuk anlay›fl›nda, “Emekçi”nin özel bir “hak”k›ndan söz edilemeyece¤ini belirtmifltik. Kendisinin de katk›s› olan eserler, kolektifin, bir baflka deyiflle partinin, halk›n, devrimin de¤eri/mal› olmufl durumdad›r. Mücadelenin bir parças› olarak üretilmifl ve kopmaz ba¤larla u¤runa mücadele verilen de¤erlere nakfledilmifllerdir. Onlar› oradan söküp almaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Tarih, insanl›¤›n öyküsünü her ne kadar ileriye do¤ru kurgulam›flsa da, bunun düz bir hat izlemesine izin vermemifltir. De¤il zikzaklar, geriye do¤ru savrulufllar›n da yafland›¤› süreç, nihayetinde ileriye do¤ru bir rotada ak›p gitmek durumundad›r. Bu çok genifl zaman dilimini kat eden nice kuflaklar içinde büyük yüklerin alt›na giren devrimciler, bunun bedelini öncelikle ödeyen konumundad›r. Bu bedel, önceden göze al›nan bir özellik arz etmesi nedeniyle san›ld›¤› kadar büyük bir y›k›m getirmemektedir. Kay›plar, kazan›mlar ile yürünülecek ve hedefe ulafl›lacakt›r. Bu yükü tafl›yanlar ve pek tabi ki tafl›yamayanlar da olacakt›r. Bunun da büyük bir olgunlukla karfl›lanmas› gerekmektedir. Kiflilerin kendilerini her durumda ifade etmesinde as›l olan, samimi ve dürüst davranmas›d›r. Kendi gerçekli¤ini aç›k bir biçimde ortaya koymas›, baflka mesele ve konular› perdeleme arac› olarak kullanmamas›d›r. Bu konuda ne yaz›k ki ciddi oranda zafiyet yaflanmaktad›r. S›n›f savafl›m› çok çeflitli cephelerde verilmekte, herkes bir biçimde mücadeleye katk› sunmaktad›r. Tüm çaba ve katk›lar de¤erli ve onurludur. Gerek savafl cepheleri ve alanlar›, gerekse de üstlenilen görevler aç›s›ndan de¤er ayr›m› yap›lmas› kabul edilemezdir. Komünistler tarihleri boyunca meseleye bu perspektifle yaklaflmaya çal›flm›fllard›r. Komünistler örgütlü bir faaliyetin neferleridir. Aksi bir tan›mlaman›n koordinatlar› içerisinde “komünist” sözcü¤ünün yeri yoktur. Bir zamanlar ülkemizde çeflitli revizyonist çevrelerin terennüm etti¤i, daha sonra kimi oportünistlerin de heveslendikleri flekliyle, “partisiz komünist/kadro” gibi tan›mlamalar, ideolojik olarak “komünizm”den, “komünist partisi”nden, “örgütlenme”den ne anlafl›ld›¤›yla (burjuva-liberal) ilgili bir sapmadan kaynaklanmaktad›r. Örgütlü faaliyete damgas›n› vuran parti kolektifi, ortak iradeyi oluflturmaktad›r. Bireycili¤in yok edilmeye çal›fl›ld›¤› ortamda, bireysellik kolektife tabi olarak ele al›nmak durumundad›r. Her türlü üretim kolektifin amac› ve hedefleri do¤rultusunda, onun iradesiyle gerçekleflti¤i gibi, onun damgas›n› tafl›mak durumundad›r. Kitlelere sunulufl biçimi nas›l
olursa olsun, bu durum de¤iflmez. Bu, kolektif içerisindeki “ben” ile “biz”in çat›flmal›/çeliflmeli iliflkisidir. Ne var ki, küçük burjuvazi için dünya baflka türlü alg›lanmakta ve yaflanmaktad›r. O, kolektiften koptu¤u ya da kendini “özgürlefltirdi¤i” anda, “ben”li¤ine kavuflmakta, “bireysel” haklar›n›n kurtar›c›l›¤›na soyunmakta ve kolektif üretim içinde, kendi katk›s› olarak gördü¤ü, kabul etti¤i, düflündü¤ü ne varsa, tümüne sahip ç›kma derdine düflerek, bu “emekleri” yeni yaflam›nda “sermaye” olarak kullanmak için “kurtulufl mücadelesi” bafllatmaktad›r. Burjuva hukukunun kendine güvence sa¤layaca¤› hangi olanaklar varsa onlara baflvuran, “telif”, “patent”, “tescil” vb. peflinde koflan bu flah›slar›n, di¤er yandan bulundu¤u mekânlara ve yeni hayatlar›ndaki kisvelerine göre baflka çevrelere “yamanma/s›¤›nma” ihtiyaçlar› da bu faaliyetlerinden ötürü gerekli bir hal arz etmektedir. Bu tiplerin hemen hepsinin geçifl süreçlerinde h›zl› bir viraj alarak farkl› bir çevrenin himayesine girmesi tesadüf de¤ildir. Bu çerçevede yeni bir geliflme meydana gelince; türünün ibretlik örneklerinden birisi olarak bilinen Ozan “Emekçi” ile kendisinin menajerli¤ine soyunanlar› -Grup fiiar’›n “Y›lmad›k” isimli albüm çal›flmas›ndaki bir tasarruflar› vesilesiyle yapt›¤› konuflmalar ve yaz›l› aç›klamadaki küstahl›¤› nedeniyle- gündemimize almak zorunda kald›k. Bu tip düflkünlerin reklam›n› yapmak veya onlar› k›rp›p (de¤erlerimizi çi¤neye çi¤neye yorulmak bilmeyen baz› “eski”ler için bile söylenen, hep flu “de¤erimizdir” palavras› yok mu!) y›ld›z yaratmaya çal›flan “ucuz hesap”ç›lara polemik imkan› yaratmak riski tafl›sa da, yan›t verilmesi ve gerekli uyar›lar›n yap›lmas› gerekiyordu. Daha önemlisi, do¤ru anlay›fllar›n alt›n›n çizilmesi, kitlelerin ayd›nlat›lmas› ve do¤ru yönde bilgilendirilmesinin gereklili¤i ortaya ç›km›flt›. Öncelikle herkesin flunu iyi bilmesi gerekiyor ki, maalesef hala “Emekçi” olarak an›lan nostalji tüccar›n›n, siyasetimiz saflar›nda yer ald›¤› dönemde üretilen müzik eserlerinin hiç birisi üzerinde bireysel anlamda “hak” iddia etmesi, ne hukuki (onun anlad›¤› burjuva anlam›yla de¤il) ne de ahlaki olarak mümkün de¤ildir.
43 O dönemde kendisinin bir ozan olarak sanatsal faaliyet yürütmekte oluflu, bireysel bir isim kullan›fl› bu durumu de¤ifltirici bir rol oynamaz. Kendisinin icra etti¤i bütün müzik eserleri, yürütülen faaliyetin ürünü olarak yarat›lm›fllard›r. O faaliyetin bir parças› olarak kullan›lm›fl, yaflat›lm›fllard›r. Tümüne can veren Proletarya Partisi’nin büyük bedeller u¤runa yürüttü¤ü mücadeledir. Bütün parçalar›n› flekillendiren ana tema/eksen budur. Kald› ki mücadele tarihimizden onlarca ozan gelip geçmifl ve hepsinin kolektifte, hem de benzer biçimde (kendi isimleri alt›nda) çal›flmalar› olmufltur. Ozanlar›n bu eserlerin üretiminde hangi oranda katk›ya sahip oldu¤u, meselenin esas yan› de¤ildir. Zira saflarda bulunan ve yap›ya tabi bütün bireyler çeflitli alanlarda ve konularda sürekli üretimde bulunmaktad›rlar. Bütün bunlar kolektifin ortak de¤erleri haline gelerek halka ve devrime mal olmaktad›r. Kimse yap›yla bir biçimde iliflkisini kopard›ktan sonra, kendisinin “pay”›n› kolektifin içinden çekip alma “hakk›n›” ileri sürme gafletinde bulunamaz. Gönüllü bir biçimde kavgaya dâhil olan›n temel namus anlay›fl› bunun ön kabulüyle örülmüfltür. Herhangi bir ozan›n yoldafllar›m›za ait bir a¤›t yakmas›, bir marfl bestelemesi, bir türkü söylemesi nas›l durduk yerde gündeme gelemeyecekse, bunun için bir iliflkilenmenin gere¤i ortaya ç›k›yorsa, “iliflki” denilen olgu yani örgütsel boyut esas/belirleyici konuma gelmifl demektir. Art›k esas damgay› vuran ve tayin eden odur. Dolay›s›yla üretilenin sahibi ve üzerinde tasarruf hakk›nda bulunacak olan da kolektif olmak durumundad›r. Sanatsal faaliyet, soyut bir ortamda do¤maz. Durduk yere gerçekleflmez. Ona yaflam›n kendisi yön verir. Sanatç›ya ilham verecek olan hayat›n ak›fl› ve mücadelesidir. Eserlerde sanatç›n›n rolünü teslim etmekle beraber, onu yaratan koflullar› da ›skalamamak gerekir. Mücadeleden ve örgütlü yaflamdan kopuk birisinin nas›l bir üretim faaliyeti içerisinde olabilece¤i, bizzat konumuz olan “nostalji tüccar›” örne¤iyle ortadad›r. ‹flte yukar›da özetlemeye çal›flt›¤›m›z gerçeklik içerisinde, tipik örneklerden birisi olarak, saflar›m›zdan uzaklaflt›ktan sonra “kendisi için sanatç›” formunda “piyasa”ya kulaç atan “Emekçi”, önce yurtsever çevreye yanaflm›fl, sonra “alevicilik”ten nemalanmaya çal›flm›fl, ard›ndan da dümeni, kendi deyifliyle “dolduruflçulu¤unu” yapan DD çevresine k›rm›flt›r. Yaklafl›k 15 y›ll›k bu süre zarf›nda yapt›¤› konuflmalar ve yazd›¤› yaz›larda Kemalizm övgücülü¤ünden Filistin sövgücülü¤üne kadar her fley vard›r, ama flimdi a¤z›na almaya utanmad›¤› “Kaypakkaya”ya dair, inkar edici nitelemelerden baflka hiçbir fley yoktur. Burada “Emekçi”nin piyasadaki apolitik yolculu¤unu ayr›nt›land›rmakla
13 magazin yazarl›¤› derekesine düflmek gibi bir niyetimiz yok. Ancak flu kadar›n›n bilinmesinde fayda var ki, “Emekçi”nin gerek 11 fiubat günü Wuppertal’daki gecede gerekse de DD’de yay›nlanan 8 fiubat’taki bas›n aç›klamas›nda, sözünü etti¤i “de¤erler”le uzun seneler önce vedalaflt›¤› ve bu de¤erleri a¤z›na alma cüretinde bulunmas›nda as›l suçlunun kendisi olmad›¤›d›r. Grup fiiar; “Emekçi” ve menajerli¤ini yapan DD çevresinin çok iyi bildi¤i bir gruptur. Bu grubu, “alet olunan”, “yönlendirilen”, doldurufla getirilen” bir konumda göstererek; hem “arkadafllar”, “kardefller” diye sözde babacan tav›rlar ve ö¤üt veren bir edayla seslenip, hem de “gasp”la “kolayc›l›¤› ilke edinmekle” suçlay›p, k›flk›rt›c›, sapt›r›c› ve sald›rgan bir tutum sergilenmifltir. Bu tutumun ard›nda ak›llar› s›ra, yakalanan f›rsat› de¤erlendirmek suretiyle Grup fiiar flahs›nda siyasetimizi y›pratma çabas› oldu¤u çok aç›k bir biçimde görülmektedir. Grup fiiar, t›pk› kendisinin bir zamanlar saflar›m›zda yer ald›¤› biçimde, halk demokrasisi, ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesinde saf tutmufl, devrimci bir müzik toplulu¤udur. Yönlendirilmek, kötü de¤il iyi bir fleydir. fiu andaki ruh hali ve devrimcili¤e bak›fl aç›s›n›n “Emekçi”ye bu sözleri sarf ettirmesi normaldir. Örne¤in konu edilen “Y›k›las› ‹stanbul” eserinde (pek tabi di¤er a¤›t ve marfllarda) ismi geçen flehit yoldafllar›m›z da siyasetimiz taraf›ndan yönlendiriliyorlard›. Bütün komünistler/devrimciler, bir mekanizmaya tabi olarak yönlendirilirler. “Emekçi”, sahip ç›kmaya “çal›flt›¤›”, sözde kendi eserine, anlay›fl olarak iflte bu kadar yabanc› bir noktada durmaktad›r. “Doldurufl” fleklindeki kaset piyasas› a¤z›yla kulland›¤› ifadesi ise kendi durumunu ele verici mahiyettedir. Zira bu aç›klamas›ndan henüz bir gün önce, böyle düflünmesini gerektirecek bir durumun olmad›¤›n› yoldafllar›m›z›n yapt›klar› aç›klamalar üzerine “anlad›¤›n›”, “kabul etti¤ini” beyan eden kendisi olmufltur. Yani bizimle yapt›¤› görüflmeye ra¤men, konuflmam›z›n ard›ndan kendi tabiriyle “doldurufla” getirilerek bu metni yazd›¤› için, içinde bulundu¤u durumu yaz›s›na yans›t›vermifltir. Saflar›m›z› terk ettikten sonra bütün de¤erlerimize yabanc›laflan karakteri buna fazlas›yla uygundur. Grup fiiar, seslendirmesini ilk olarak “Emekçi”nin yapt›¤› eserlerimizi söyledi¤i zaman bunun ad› taklit de¤il, yeniden yorumlamakt›r. Kald› ki ilk kez albüm çal›flmas› yapan Grup fiiar’›n bu tip sadece bir parçaya yer vermesini, “ilke edinmek” olarak nitelemek de ayr›ca iftirac›l›kt›r. Yinelemek ad›na belirtecek olursak, bizimle iliflkili oldu¤u dönemde üretilen ve mücadelemizin bir parças› olarak yaflamla bütünleflen eserlerin “Emekçi”nin bireysel mülkiyeti say›lmas›n› kabul etmemiz mümkün de¤ildir. Kolektifin çat›s› alt›ndaki bütün
eylem, etkinlikler ve üretimler kolektife aittir. Bunun için herhangi birisinin, “sanatç›l›k ayr›cal›¤›”, “kitlelere sunufl fark›ndaki özgünlük” vb. ad› alt›nda “hak” talebinde bulunmas›, proletaryan›n bak›fl aç›s›na yabanc›d›r. “Emekçi”nin Grup fiiar’› “gasp anlay›fl›” ile suçlamas› da ayn› kapsamda yan›tlanmas› gereken utanmazl›¤›na bir örnektir. Üstelik bu konuda seçici, duyarl› olma ö¤üdü veren “üstad›n” kendisi “genç kardeflleri” için esasen hiç de iyi bir örnek de¤ildir. Gelene¤imizin müzik ile ilgili yetersizli¤inin do¤urdu¤u denetimsizlikten de yararlanan “büyük usta”n›n seslendirdi¤i eserlerin hat›r› say›l›r bir bölümünün bestesinin çeflitli halk müzi¤i eserlerine ait oldu¤u zamanla a盤a ç›km›flt›r. Baflka bir ifadeyle söyleyecek olursak, “Emekçi”nin kasetlerinde yer alan parçalar›n ciddi bir bölümünün müzi¤i kendisine ait de¤ildir. “Ozan›m›z”; kaynaklar›n›, as›l sahiplerini belirtmeden (ç)ald›klar› müziklerin üstüne (gasp anlay›fl›yla ve tam da kolayc›l›¤› ilke edinerek) söz yazarak, kendi eseri gibi seslendirmifltir. Buna ra¤men bu ürünler, dönemin atefli içerisinde, o günün flartlar›nda, mücadelemizde belirli bir yer edinmifl ve kitlelere mal olmufllard›r (bunun ayr› bir sosyolojik araflt›rma konusu oldu¤u aç›kt›r). Ancak, sanatsal üretim, ifl ahlak›, kolayc›l›¤› ilke edinmek, gasp anlay›fl› gibi konular› sorgulamaya kalkt›¤›m›zda, “Emekçi”nin portresi budur. Bu çal›flma tarz›n› aflan bir kültür yaratmam›fl olmak ve geliflme seviyesi yakalamamakla, döneme iliflkin, elbette ondan daha fazla, konuyla ilgili yetersizli¤imizden ötürü bizim de pay›m›z bulunmaktad›r. Ozan “Emekçi” son bombas›n› da aç›klamas›n›n bitiminde patlatmakta ve “hukuksal haklar›n› sakl› tutmak”tan bahsetmektedir. Hangi hukuk? diye sorman›n abesli¤i ortadad›r. Bafl›ndan beri anlatmaya çal›flt›¤›m›z, proleter bak›fl aç›s›n›n yön verdi¤i hukuk anlay›fl›nda, “Emekçi”nin özel bir “hak”k›ndan söz edilemeyece¤ini belirtmifltik. Kendisinin de katk›s› olan eserler, kolektifin, bir baflka deyiflle partinin, halk›n, devrimin de¤eri/mal› olmufl durumdad›r. Mücadelenin bir parças› olarak üretilmifl ve kopmaz ba¤larla u¤runa mücadele verilen de¤erlere nakfledilmifllerdir. Onlar› oradan söküp almaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Kendisinin tabi oldu¤u burjuvazinin hukuk sistemleri ise ancak onun ticari haklar›n› “koruyabilir.” Onlar›n da bizim nezdimizde hükmünün olmad›¤›n› iyi bilmesi gerekir. Bizimle iliflkili oldu¤u dönemlerde üretilen parçalara iliflkin yaklafl›m›m›z› aç›kça ortaya koymufl bulunuyoruz. Bu konuda her türlü tasarruf hakk›na yaln›zca kolektifin sahip bulundu¤unun alt›n› da özenle çiziyoruz. Gerekli gördü¤ümüz her durumda, her eserle ilgili her türlü çal›flma yapmam›z›n en do¤al hakk›m›z oldu¤unu da belirtiyoruz. Kendisini de böylesi du-
10-23 Mart 2006 rumlarla karfl›laflt›¤›nda hukuksal haklar›n› sakl› tutmamaya özellikle davet ediyoruz. Grup fiiar’›n albümünde yer verdi¤i “Y›k›las› ‹stanbul” isimli eserin, sözmüzik bölümüne “Emekçi”nin ad›n›n yerine Anonim yaz›lmas› fleklindeki tasarrufun, kendisiyle 8 fiubat’ta yetkili düzeyde bir yoldafl›m›z›n yapt›¤› görüflmede, esasen “Emekçi”nin hak etmedi¤i bir taltifte bulunularak gazetemizde yap›lacak bir aç›klama ile afl›laca¤› kararlaflt›r›ld›¤› halde, bas›n aç›klamas› ve gecede konuflma yap›lmas›, kas›tl› hareket edildi¤inin en büyük kan›t›d›r. “fiiiri bölmeye haklar› yoktur.” gibi ukalal›klar›, “‹fle yaramayaca¤›n› bile bile k›n›yorum (Yine de belli olmaz. Ola ki bir ifle yarar.)” gibi hezeyanlar› dâhil olmak üzere, “Emekçi”nin bas›n aç›klamas›nda ve konuflmalar›nda Grup fiiar’a ve flahs›nda bize ak›l vermeye giriflmesi, ahlaks›zca hakaretlere kalk›flmas› ve hak talebinde bulunmaya yeltenmesi, en hafif deyimiyle haddini bilmezliktir. Bu tutumunun hesab›n› vermek zorunda oldu¤unu, bundan kaçma flans›n›n bulunmad›¤›n›, burada alt›n› özenle çizerek belirtiyoruz. Menajerli¤ini üstlenen DD çevresi ise en az kadrolu sanatç›lar› “Emekçi” kadar suçludur. Nerede bizimle sorun yaflayan, bize sald›rma, çemkirme, iftira/çamur atma, kinini kusma hevesi, niyeti olan varsa bunlar›n kap›s›n› çalmakta ve pek kolayl›kla, birinci mevkide kabul görüp, mevzilerine yerlefltirilmektedir. Yay›nevleri, dergi ve gazete sayfalar› ile anma ve kutlama gecelerindeki kürsü ve standlar, büyük bir k›sm› parti düflmanl›¤›n› yaflam felsefesi bellemifl unsurlar›n hizmetine sonuna kadar aç›kt›r. Üstelik bütün bunlar, bize “yoldafl” deme perdesi alt›nda, tam bir ortaoyunu sergilenerek, ikiyüzlülükle kotar›lmaktad›r. Bir dizi örnekle sabit olan bu durumun, bilinçli bir tutumdan/tercihten kaynakland›¤› ve bunun hiç kuflkusuz bir çizgiye karfl›l›k geldi¤i ortadad›r. Bu tür ar›zal› kiflileri ve “itilaflar›” kullanarak “politik” mücadele yürütmeye çal›flmak, küçük burjuvazinin proletarya ile hesaplaflmas›nda baflvurdu¤u “apolitik” yaklafl›ma denk düflmekle beraber, onun tutars›z, kaypak ve belkemi¤i olmayan s›n›fsal karakterine de iflaret etmektedir. DD’cilerin, zaten hiçbir zaman benimsemedikleri, söylemlerinde i¤reti duran, “yoldafl” vb. sözcükleri pratiklerine uygun davranmak ad›na, kald›rmalar› gerekmektedir. Kendi söylemek istedikleri sözleri sarf etmek, teflhir ya da y›pratma kampanyalar›n› yürütmek için bu tür bozuk ve sorunlu tipleri paravan olarak kullanma yöntemini terk etmeli, perde gerisinde durmaktan vazgeçmelidirler. Nihayet son sözümüz, böylesi unsurlar› himaye etmelerinin ne o kiflilere ne de kendilerine en küçük bir yarar sa¤lamayaca¤›, aksine, meydana gelecek olumsuzluklardan kendilerinin de sorumlu olacaklar›d›r.
10-23 Mart 2006
14
43
Uzun bir süredir Arroyo karfl›t› hareketin geliflti¤i Filipinler’de ABD emperyalizminin destekledi¤i Arroyo hükümeti ülkede bir hafta süren bir ola¤anüstü hal ilan etti. Bu süre içinde birçok eyleme sald›r› yafland›, insanlar tutukland›, devlet terörü hakim k›l›nd›. Bununla birlikte ola¤anüstü hal amac›na ulaflamad›. Çünkü halk hareketinin Arroyo’yu devirmek için art›k daha çok nedeni var...
Filipinler’de halka karfl› ola¤anüstü hal! 24 fiubat 2006 sabah› Filipinler Baflkan› Gloria Arroyo, 1017 Nolu Bildirgeyi yay›nlayarak tüm ülke çap›nda Ola¤anüstü Hal ilan etti. 1972 y›l›nda Ferdinand Markos’un ilan etti¤i s›k›yönetim için kulland›¤› cümleleri t›pat›p ayn› flekilde kullanan Arroyo “tüm ayaklanma veya isyan hareketlerini” fliddetle bast›rmalar› için silahl› güçlere talimat verdi. Bunlar› yaparken de “afl›r› solcular” ve “afl›r› sa¤c›lar” taraf›ndan planlanan bir darbe tehlikesi oldu¤unu ve bunlar›n “askeri-komünist diktatörlük” kurmay› hedeflediklerini iddia etti. ABD’nin destekledi¤i Arroyo rejimi ne kadar büyük bir yalan söylerse o kadar kolay inan›laca¤›n› zannediyordu muhtemelen. Arroyo’nun ilan etti¤i s›k›yönetim tarihinin, 1986’da Markos diktatörlü¤ünün halk hareketi ile y›k›l›fl›n›n 20. y›ldönümü kutlamalar›na denk gelmesi kesinlikle bir tesadüf de¤ildir. Asl›nda bir hafta süren Ola¤anüstü Hal esas olarak Filipinler devrimci ve demokratik hareketini ve güçlerini hedeflemektedir. Bunlar Bayan (Halk) ve Gabriela gibi demokratik örgütler; Bayan Muna (Önce Halk) Partisi, Gabriela Kad›n Partisi, Anakpawis (‹flçi, köylü ve k›r yoksullar›n›n partisi) gibi Mecliste temsilcisi olan ilerici partiler ve Filipinler’de silahl› devrimi örgütleyen Filipinler Komünist Partisi ve ona ba¤l› Yeni Halk Ordusu’dur. Bu güçler Arroyo hükümetini y›kmak ve onun yerine yurtsever ve demokratik güçlerden oluflan bir geçifl hükümeti kurmak için tüm politik güçleri birlefltirmeye çal›flmaktad›rlar. Arroyo’nun ilan etti¤i Ola¤anüstü Hal sonucu tüm gösteriler yasakland›, polis tüm bar›flç›l protestolara sald›rd›, bas›na k›s›tlamalar getirildi, muhalif kiflilere yönelik tutuklama kampanyas› bafllat›ld›. Bu bir hafta içinde Adalet Bakanl›¤› 59 kiflilik bir “darbeci” listesi yay›nlamaktan da geri durmad›. Bu listede Kongrede milletvekili olan parti temsilcilerinin d›fl›nda hala Hollanda’da sürgünde yaflayan J. M Sison ve Filipinler Komü-
nist Partisi’nin lider kadro ve üyeleri de bulunuyordu. Senaryonun tam olmas› için bu listeye 6 ordu görevlisinin isimleri de eklenmiflti. 24 fiubat günü ö¤len sonra, Manila’da Bayan örgütünün düzenledi¤i yürüyüfle binlerce polis, cop ve gözyaflart›c› gaz ile sald›rd›. Ö¤renciler okullar›n› kapatarak yürüyüfle kat›ld›lar. Gecenin geç saatlerinde polis 50 bin kiflinin kat›ld›¤› eylemi fliddetle bast›rmaya çal›fl›yordu. Ertesi gün yani 25 fiubat’ta KMU (1 May›s Sendikas›) lideri ve Anakpawis Partisinin temsilcisi olan, ayr›ca Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi’nin eski baflkan› 74 yafl›ndaki Crispin Beltran tutukland› ve sorgu için Crame Kamp›na götürüldü. K›sa bir süre sonra, Markos Diktatörlü¤ü döneminde en uzun süre politik tutsak olan insanlardan biri olan Bayan Muna Partisi temsilcisi Satur Ocampo’nun tutukland›¤› haberi geldi. Askerler televizyon istasyonlar›n› kuflatma alt›na al›rken, polis ise günlük Tribune gazetesinin bürosunu bast›. Ola¤anüstü Hal’in ilk kurban› ise Manila’da vurularak öldürülen 54 yafl›ndaki emekli ö¤retmen Napoleon Pornasdoro oldu. Pornasdoro’nun ad› 2001 y›l›nda Arroyo iktidara geldi¤inde yay›nlanan 250 solcu aktivist listesinde bulunuyordu. 25 fiubat’ta, protestolar Manila ve di¤er eyaletlere yay›ld›. Bayan örgütü 1017 Nolu Bildirgeye karfl› sokaklar›n, okullar›n, fabrikalar›n savunulmas› ça¤r›s› yapt›. Ulusal Gazeteciler Sendikas›, Ola¤anüstü Hal’in kald›r›lmas›n› istedi, KMU önderli¤indeki yüzlerce iflçi, Crame Kamp›’n›n önünde toplanarak Beltran’›n serbest b›rak›lmas›n› istedi. Ola¤anüstü Hal, ABD destekli Arroyo hükümetinin zaten k›r›nt› halindeki son halk deste¤ini de silip götürdü. ABD’nin eski sömürgesindeki gittikçe kötüleflen bu durum üzerine Beyaz Saray ve Pentagon’da alarma geçildi. 1946 y›l›nda resmi olarak ba¤›ms›zl›-
¤›n ilan›ndan bu yana, Filipinler’in ekonomisi, politikalar›, ordusu ve kültürü ABD emperyalizminin hakimiyeti alt›ndad›r. Baflkan Arroyo Bill Clinton ile birlikte Georgetown Üniversitesinde okumufltur. O tarihten bu yana hiçbir Filipinler Baflkan› ABD’nin onay› olmaks›z›n seçilmemifltir. Filipinler ABD’den en çok askeri yard›m alan 4. ülke konumundad›r. 1017 Nolu Bildirgenin yay›nlanmas›ndan hemen birkaç gün sonra ABD
land›. Bu gündemlerdeki en önemli anahtar unsur ise Hindistan ve Nepal’deki Maoist devrimci hareketlerin yükselifline nas›l karfl› konulaca¤›d›r. Hindistan Komünist Partisi (Maoist) Hindistan’da 12 eyalette politik ve askeri olarak aktif durumdad›r. Nepal Komünist Partisi (Maoist) ise neredeyse k›rsal kesimin tamam› kurtar›lm›fl ve monarfliye son vermek için son hamlenin zaman›n›n gelmesini beklemektedir. ABD’nin bu hareketlere karfl› bir
yetkilileri Manila’da Arroyo ile görüfltü. Bu ola¤anüstü görüflmelerde solun nas›l ezilece¤i stratejileri tart›fl›ld›, sa¤c› yetkililerin darbe tehlikesine nas›l son verilece¤i üzerine yorumlar yap›ld›. ABD’nin Filipinler’deki bu faaliyet rüzgar› Irak, Filistin, Haiti, Bolivya ve daha birçok ülkede sömürgeci politikalar›n›n güçlü sars›nt›lar geçirdi¤i bir süreçte geldi. ABD, Güney Asya’da geliflmekte olan devrimci hareketlerden oldukça rahats›z bir durumdad›r. Bush’un Hindistan’a yapt›¤› ziyaret “dünyan›n en genifl demokrasisi” ile iliflkileri güçlendirmek olarak tan›m-
kampanya bafllatmas› kadar do¤al daha ne olabilir ki? Filipinler’de 1017 Nolu Bildirge ask›ya al›nd›. Ancak bu Bildirgenin ilan etti¤i ola¤anüstü hal ve sald›r›lar devam etmektedir. Bu devlet terörü ne askeri darbe giriflimlerini ne de iflçi, köylü, k›r yoksulu, kad›nlar, gençlik vb. ezilenlerin devrimci hareketini durdurabilecektir. Bu büyük bask›, kitle örgütlerinin saflar›n› s›klaflt›r›rken, da¤larda savaflan Yeni Halk Ordusu gerillalar›n›n genç iflçi ve ö¤rencilerin yeni kat›l›mlar›yla güçlenmesini beraberinde getirecektir.
15
43
10-23 Mart 2006
1017 Nolu Bildirge kald›r›lsa da terör sürüyor
Filipinler Ulusal Demokratik Cephe Bafl Dan›flman› Prof. Jose Maria Sison Gloria M. Arroyo, Meclisin aç›klad›¤› ve onaylad›¤› anayasal koflullara uymaks›z›n rejimin demokratik haklar› k›s›tlamas›na ve s›k›yönetim erkini kullanmas›na karfl› Filipinler gerici hükümetinin Anayasa Mahkemesine yap›lan flikayetleri tart›flmal› ve akademik göstermek giriflimiyle 1017 Nolu Bildirgeyi ask›ya ald›. 1017 Nolu Bildirge aldat›c› bir flekilde “ulusal ola¤anüstü hal” ilan› olarak adland›r›ld› ancak bildirgenin zorunlu k›sm› Markos’un 1081 Nolu Bildirgesiyle ilan etti¤i s›k›yönetimin kelimesi kelimesine kopyas›d›r. Bu Bildirgeyle, Arroyo ola¤anüstü yetkilere el koymaktad›r. Bu yetkilerin içinde yasad›fl› fliddeti, ayaklanmay› ve isyan› bast›rmak bahanesiyle kararname ve talimatnameler yay›nlamak, hukuki dayanaks›z tutuklama emirleri vermek, konuflma ve toplanma özgürlü¤ünü k›s›tlamak, yürüyüfl ve grevleri da¤›tmak, kamu kurulufllar›n›n büyük medyan›n ve di¤er iflyerleri-
nin idaresini “kamu ç›kar›” yalan›yla almak vb. yetkiler bulunuyor. Arroyo’nun kendisi ve kabine, polis ve ordu içindeki üst düzey subaylar›, 1017 Nolu Bildirgeyle t›pat›p ayn› zalim içerikte bir bildirgeyi defalarca kez yay›nlayabilece¤ini ilan ettiler. Bunlar ayn› zamanda, böyle bir bildirgeyle yada onsuz, Arroyo rejimine karfl› olan halka ve yurtsever, ilerici ve di¤er güçlerin genifl birleflik cephesine karfl› bask›c› önlemleri yaflama geçirebilecekleriyle de övünmektedirler. 1017 Nolu Bildirge, “komünistlerin” ve “macerac› askerlerin” 24 fiubat’ta engellenen darbe komplosu oldu¤u büyük yalan› üzerine aç›klanm›flt›r. Gerçek olan ise rejimin, Markos faflist diktatörlü¤ünün y›k›lmas›n›n 20. y›ldönümü kutlamalar› için yap›lacak kitle eylemlerine sald›rmak ve bu eylemleri k›rmak için bu bildirgeyi kulland›¤›d›r. Rejim, halk›n 24 fiubat’ta toplant›s› büyürse ordu ve polisin Edsa1 ve Edsa2’de yapt›klar› gibi kendisinden deste¤ini çekece¤inden korktu. Ordu ve polis yetkililerinden herhangi bir grubun bir darbesi hiçbir surette gerçekleflmemifltir. Ola¤anüstü yetkileri elinde toplayarak, Meclisin onaylad›¤› anayasal koflullar› ihlal ederek, hukuki gerekçe göstermeksizin tutuklama ve arama yaparak bir darbe gerçeklefltiren Arroyo yönetici kli¤inin kendisidir. Arroyo rejimi, Arroyo karfl›t› genifl birleflik cephenin ittifak›n› ve aktif çabalar›n›, asker ve polisin rejimden deste¤ini çekmelerini engellemek için ko-
münistlerin ve gerici hükümetin askeri yetkililerinin bir “komplosu” olarak göstermek üzere bir propaganda kampanyas› yürütmeye devam etmektedir. Arroyo ve onun ilkesel suç ortaklar› sözde darbe komplosu ve darbe giriflimi uydurmaktan, 1017 Nolu Bildirgeyi ç›karmak ve uygulamaktan ve bu bildirgenin kurbanlar›n›n demokratik haklar›n›n ihlal edilmesinden sorumludurlar. Bu bildirgenin kurbanlar› yapt›klar› yürüyüfllere vahflice sald›r›lan halk, hukuki gerekçe olmaks›z›n tutuklananlar, fliddetli bir bask›ya maruz kalan 6 kongre üyesi, büyük medyan›n sindirilmesi amac›yla sald›r›ya u¤rayan birçok gazete bürosu, ayaklanma, darbe vs. ile uydurma bir flekilde suçlanan herkestir. Arroyo rejimi, kendi gayri meflru ve ahlaks›z yönetimini uzatmak için Arroyo-De Venecia plan› (Anayasa reformu) ile demokratik haklar› k›s›tlamak ve halk› sindirmek anac›yla bildirge, kararname ve talimatnameler yay›nlamaya devam edecek. Arroyo-De Venecia plan›, ABD’nin ekonomik ve askeri talimatnameleriyle uyumlu bir flekilde ulus ve demokrasi karfl›t› anayasal düzenlemeleri gerçeklefltirmeyi ve Arroyo’yu Markosçu diktatörlük yetkileriyle ödüllendirmeyi amaçlamaktad›r. Arroyo rejimi faflist diktatörlük ve devlet terörizminin kanl› yolunda yürümeye inat etmektedir. 1017 Nolu Bildirge’nin yay›nlanmas›ndan önce de, rejim iflçi ve köylülerin ezilen kitlelerine karfl› sindirme kampanyalar›yla özellikle Bantay Baya’da büyük insan
haklar› ihlalleri gerçeklefltirmekteydi. Bu flekilde birçok sendika ve köylü lideri, gençlik ve kad›n aktivisti, insan haklar› savunucular›, rahip ve papaz, gazeteci, avukat, memur ve ilerici parti listelerinin üyeleri Arroyo rejiminin ölüm mangalar› taraf›ndan kaç›r›ld›, ölümüne iflkence edildi ve halka aç›k yerlerde silahla vurularak katledildi. 2001’den bu yana Arroyo aç›ktan terörü onaylad› ve methetti ve iflkenceci ve katil ordu ve polis yetkililerini h›zla terfi ettirdi. Onun rejiminin terörü 1017 Nolu Bildirgenin kald›r›lmas›na karfl›n devam edecek ve tüm kötülükleriyle yükselecektir. Bu, ulusal güvenlik görevlisi olan kabine üyelerinden bir grup taraf›ndan çeflitli istihbarat servislerinin en üstteki yetkililerinin yard›mlar›yla planlanm›fl ve yönetilmifltir. Devrimci yay›nlara göre büyüyen faflist diktatörlü¤ün kanl› suçlar› birçok insan› devrimci yeralt›na ve silahl› mücadele yürütmeye itmektedir. Genifl halk kitleleri ve yurtsever, ilerici ve di¤er Arroyo karfl›t› güçlerin genifl birleflik cephesinin kitle protesto eylemlerini yükseltmekten ve gerici hükümetin sivil memurlar›n›n ve ordu ve polis yetkililerinin Arroyo yönetici kli¤inden desteklerini geri çekmeleri için teflvik etmekten baflka bir seçenekleri yoktur. Arroyo-d›flar› kampanyas›n›n kitle hareketinin önümüzdeki gün ve aylarda ulusal baflkent bölgesinde ve ülke çap›nda yo¤unlaflaca¤›ndan eminiz.
Arroyo ve ola¤anüstü hal lanetlendi! Arroyo rejiminin ülkede ilan etti¤i Ola¤anüstü Hal’in ard›ndan hem Filipinler’de hem de birçok ülkede protesto gösterileri düzenlendi, Arroyo hükümeti ve icraatlar› lanetlendi. Yunanistan’dan Hollanda’ya, Kore’den ABD’ye kadar birçok ülkede tutuklanan devrimcilerin serbest b›rak›lmas› ve Ola¤anüstü Hal’in kald›r›lmas› için eylemler yap›ld›. Tutuklu bulundu¤u Crame Kamp›’ndan 2 Mart’ta d›flar›ya k›sa bir mesaj ulaflt›rmay› baflaran Crispin Beltran mesaj›nda “1017 No’lu Bildirge vahfli bir flekilde “eflit üstünlü¤ün” dengesini bozucu bir iflleve sa-
hiptir. Aç ve öfkeli kitleler bu açgözlü ve zalim hayvan› öldürmelidirler. Bu aldatmaca demokratik insan tsunamisi ile birlikte ortadan kald›r›larak tarihin çöplü¤üne at›lmal›d›r. Ben, kendimi özgürlük ve demokrasi için bu nadir mücadeleye kat›lmaya adad›m” dedi. Ola¤anüstü Hal öncesinde Yeni Halk Ordusu da bir dizi eylem ve sald›r› gerçeklefltirmifl, bu sald›r›larda birçok silah ele geçirmifltir. Bu sald›r›lardan Mindanao adas›nda gerçeklefltirileninde YHO befl düflman gücünü öldürmüfl, silahlar›na el koymufl ve kay›p vermeden geri çekilmifltir.
16
10-23 Mart 2006
43
Direniflin gücü iflgalcileri çaresizlefltiriyor! ald›r›lar›n hemen ertesinde Arap bas›n›nda ç›kan de¤erlendirmelerde bu sald›r›lar›n iflgalci güçler taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i, çünkü bu sald›r›lardan ancak onlar›n ç›kar sa¤layaca¤› üzerinde duruldu ve Irak halk›n›n iflgale kadar böyle bir ayr›m› bilmedikleri yaz›ld›. Buna karfl›l›k emperyalist ülkelerde ise yaflananlar›n üzerine deyim yerindeyse bal›klama atlanarak “Sünni isyanc›lar” hatta daha ileri giderek sald›r›lar›n ard›ndan dönemin bafl “teröristi” El Kaide bile arand›.
S
Irak’ta “iç savafl” provas› ‹flgalin üçüncü y›l›n› geride b›rakt›¤›m›z flu günlerde, Irak’ta son dönem yaflanan geliflmeler, “‹flgalin yeni bir perdesi mi oynan›yor?” sorusunu sorduruyor. Oyuncular›n ve aktörlerin de¤iflmedi¤i bu perdede, yoksul Irak halk›n›n kan kokusu daha fazla hissediliyor. Hastane morglar›nda 1.100’ün üzerinde oldu¤u söylenen çocuk, kad›n, erkek cesetleri için art›k gömülecek yer bulunam›yor. Yani iflgalin tanklar› ve kanl› paletleri alt›ndaki erken ölüm, bu co¤rafyada art›k kendine yer bile bulam›yor. ‹flgalin direniflle dolu mecras› ak›p giderken Irak halk›n›n gündemi de¤ifltiriliyor, iflgalin “yeni” biçimi dün oldu¤u gibi yine onlar›n iradelerinden ba¤›ms›z bir flekilde sofraya sunularak ortak olmalar› isteniyor. Kurtlar sofras›na davet edilen halk›n bu daveti red edifli ise ölüm bilançolar›n›n her gün biraz daha artmas›yla karfl›l›k buluyor. Bu ölümlere iflgalin bafl›ndan itibaren timsah gözyafllar› dökenler ise rollerini ayn› ustal›kla oynamaya devam ederek gözyafllar›n› ak›t›yorlar. Direniflin ve direniflçilerin gücü, dün emperyalistleri Felluce’de tüm teknik donan›mlar›na ve insan gücü anlam›ndaki üstünlüklerine ra¤men dize getirdiklerinde, özgürlü¤ün gerçek sahiplerinin kimler oldu¤unu ve en önemlisi de, nas›l elde edilece¤ini göstermiflti. ‹flgalcilerin bombalad›klar› her kar›fl toprak, yeni direniflleri ve yeni direniflçileri do¤ururken onlar bu savafl› kaybettiklerini çoktan anlam›fllard›. Emperyalistler ve suç ortaklar› için cehenneme dönen bu mevzi, flimdi farkl› bir zemine tafl›narak, direnifl odaklar› da¤›t›lmaya, y›llard›r bir arada yaflayan ve düflmanlar›na karfl› iflgalin bafl›ndan itibaren ortak tav›r tak›nan halklar birbirine k›rd›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Sahnelenen oyunda inen perdenin ad›na ise “medeniyetler çat›flmas›” ya da bir baflka ifadeyle “iç savafl” ad› verilmektedir.
Irak’›n iflgal edildi¤i günden bugüne özellikle de ABD taraf›ndan dillendirilen “iç savafl” bugüne kadar iflleyen süreçte iflgale karfl› birlikte duruflla bertaraf edilmifl, bir anlamda emperyalistlerin bu beklentileri bofla ç›kart›lm›flt›. Emperyalistlerin Irak plan›nda di¤erleri gibi bu da tutmam›flt›.
Irak’ta sonuç al›c› vurufllar fiubat ay› ortalar›nda Irak’›n Samarra kentinde, fiiiler için kutsal kabul edilen Ali El Hadi ve ‹mam Hasan El Askeri türbesine düzenlenen bombal› sald›r›n›n ard›ndan Irak’ta f›rt›na koptu ve bu sald›r›y› hedefleri iyi gözetilmifl yeni sald›r›lar izledi. Bu sald›r›lar›n gerek dünya bas›n›nda gerekse de ülkemizdeki yorumlan›fl› “Irak’ta mezhep çat›flmas›” biçiminde oldu. Bir süredir “karikatür krizi” ile bafllayan hareketli süreci takiben Irak’ta yaflanan geliflmeler emperyalistlerin bu tezinin “do¤rulanmas›” amac›n› tafl›r nitelikte. “Bat›” ile iliflkilerini ‹ran hedefi ile birlikte düzenlemek zorunda olan ABD’nin yönetmenli¤ini yapt›¤› bu oyunun Irak’taki biçimi Samarra sald›r›s› ile bafllad› ve devam ettiriliyor. Birbirini izleyen bu süreçlerin rastlant›sal geliflmeler oldu¤unu düflünecek kadar “iyi niyetli” de¤ilsek, tabloya farkl› pencerelerden bakarak “kötü niyetlerimizi” a盤a ç›karmak durumunday›z. Sald›r›lar›n hemen ertesinde Arap bas›n›nda ç›kan de¤erlendirmelerde bu sald›r›lar›n iflgalci güçler taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i, çünkü bu sald›r›lardan ancak onlar›n ç›kar sa¤layaca¤› üzerinde duruldu ve Irak halk›n›n iflgale kadar böyle bir ayr›m› bilmedikleri yaz›ld›. Buna karfl›l›k emperyalist ülkelerde ise yaflananlar›n üzerine deyim yerindeyse bal›klama atlanarak “Sünni isyanc›lar” hatta daha ileri giderek
sald›r›lar›n ard›ndan dönemin bafl “teröristi” El Kaide bile arand›. Yap›lan de¤erlendirmeler aras›ndaki bu farkl›l›klar meseleye nereden bak›lmak istendi¤inin aç›k kan›t›d›r. Kimin veya kimlerin elinin güçlendirilmek istendi¤i hizmette aç›k verilerdir. Türbelere yönelik sald›r›lar›n ard›ndan özellikle de Arap bas›n›nda yay›nlanan haberlerde sald›r›n›n ‹ngiliz askerleri taraf›ndan yap›lma ihtimalinin çok yüksek oldu¤u üzerinde duruldu. “False flag” (sapt›rma) operasyonu dedikleri, bir baflkas›n› suçlamaya yönelik sabotaj türüne benzedi¤i ifade edilen bu sald›r› türlerinin daha önce ‹ngiliz ve ABD askerleri taraf›ndan da kullan›ld›¤› ve bu sald›r› biçiminin de di¤erlerine çok benzedi¤i vurguland›. Bu noktada flunu da vurgulamak gerekir: sald›r›lar›n bafllad›¤› günden bu zamana sald›r›lar›n sorumlular› olarak gösterilen taraflar yapt›klar› aç›klamalarda bu sald›r›lar›n kendileri taraf›ndan gerçeklefltirilmedi¤ini ›srarla aç›klamaktad›rlar. Bu aç›klamalarda üzerinde durulan esas tema ise Irak halk›n›n birli¤i ve bütünlü¤ü olmufltur. Bu aç›klamalar›n ard›ndan devam eden sald›r›lar› “halk›n tepkisi” olarak ifadelendirmek gerçekçi gelmese de, amac›m›z sald›r›y› kimin yapt›¤›n› tespit etmek de¤il, bu sald›r›n›n kimlerin ifline yarad›¤› ve neden yap›ld›¤› olmal›d›r. Bu sald›r›lar›n neden gündeme geldi¤ini anlamak için öncelikle ABD’nin Ortado¤u aç›s›ndan içinde bulundu¤u tabloya ve Irak’taki son sürece bakmakta fayda var. Filistin’de seçimleri kazanan Hamas Türkiye üzerinden de ald›¤› talimatlar› yerine getirmede gerekli çabay› göstermezse hem ‹srail’in hem de ABD’nin bafl›n› a¤r›tacak. Hamas’›n bugünkü Ortado¤u konjonktüründeki yerini ve niteli¤ini tart›flmay› bir kenara b›rakarak meseleye Filistin halk› aç›s›ndan yaklaflmak gerekirse: silahl› mücadelenin ve ABD-‹srail’e
duyulan nefretin ve kinin kendisini anlamak gerekir. ‹flgalcilere ve Siyonistlere duyulan tepkinin kendisidir halk› Hamas’a yönlendiren ve lider olarak seçtiren. Emperyalistlerin Hamas rahats›zl›¤›n›n önemli bir nedenini oluflturan bu gerçek, üstünden atlanamayacak biçimde kendini göstermektedir. ‹ran pazarl›klar› ise ABD’nin umdu¤undan daha çetin gitmekte. Ahmedinecad gittikçe daha cüretkâr aç›klamalar yaparken, iflgal planlar›n›n ya da savafl konseptlerine göre “önleyici vurufl”un san›ld›¤› kadar kolay olmayaca¤› kendini k›sa zamanda gösterdi. “Medeniyetler çat›flmas›” tezinin ise ABD’nin yaln›zl›k sendromunu aflmada ne kadar ifle yarayaca¤›n› önümüzdeki günlerde daha net görece¤iz. Ancak bu hamlelerin tümünün yak›n vadede çözüm olmayaca¤› ortada olan bir gerçektir. Irak ise bu tabloda ABD aç›s›ndan yine iç karartan bir noktada duruyor. Patlamalar›n yafland›¤› günlerde Avrupa bas›n›, Irak’ta, ABD ve ‹ngiltere’nin tercihlerinin aksine Caferi’nin, hem de Mukteda El Sadr’›n bask›s›yla Baflbakan seçilmesini, Irak’›n siyasi sürecini belirleyecek kadar güçlendi¤ini gösterdi¤ini yaz›yor. Sadr’›n bu yükselifli ABD aç›s›ndan iyiye iflaret de¤ildi. Çünkü Sadr, ABD iflgaline karfl› daha ›l›ml› bir tutum benimseyen, ‹ran kökenli Sistani’den farkl› olarak “Irak fiii hiyerarflisinin Irak/Arap bir aileye geçmesini isteyen” bir kanattan geliyordu. Ayr›ca, 2005 y›l› Aral›k ay›nda Sadr milisleri, ABD ile iflbirli¤i yapan Tahran merkezli “Irak’ta ‹slam Devrimi Yüce Konseyi’” adl› grupla, Ba¤dat’ta ve Güney’de girdikleri kanl› çat›flmalar› kesin bir biçimde kazanarak fiii ittifak› içinde konumlar›n› pekifltirmifllerdi. Caferi’yi iflte bu etki seçtirmiflti. (Ramadani, The Guardian, 24/02/06) Bu s›rada, Güney’de fiii bölgelerin-
43 de ‹ngiltere de denetimi elinden kaç›r›yor, Basra’y› “milislere ve yerel yönetime devr” plan›n› devreye sokmay› düflünüyor. Sadr’›n Basra’daki temsilcisi, “‹ngilizler halka karfl› eylemlerini sürdürürlerse, Basra’y› onlara kitle mezar› yapaca¤›z” diyordu. (Finer, Washington Post, 26/02/06) Pentagon’dan yak›n zamanda yap›lan aç›klamaya göre ise, isyanc›larla savaflacak çaptaki Irakl› taburlar›n say›s›n›n birden s›f›ra düfltü¤üydü. (Associated Press, 24/02/06) Sadr yine hükümetin kurulmas› aflamas›nda yapt›¤› aç›klamalarla ABD’yi hedef alan aç›klamalarda bulunarak “ülkeyi terk etmeli” talebini yineledi. Irak’ta iflgalin bafllad›¤› günlerdeki gücünü önemli oranda koruyan Sadr özellikle devlet yönetimindeki etki gücünü de halk›n bu deste¤inden almaktad›r. Bombalar›n türbelere düfltü¤ü günlerde Irak’ta yaflanan kritik geliflmeleri ana hatlar›yla özetleyen bu durumla birlikte kargaflan›n ABD’ye nas›l fayda sa¤layaca¤›n› ya da ABD’nin bu kargafladan nas›l faydalanmak isteyece¤ini k›saca özetleyelim. Asl›nda bugünkü koflullarda ABD durumdan fayda sa¤lama yerine geliflmelerin yaratt›¤› panik durumunda. Irak yönetimiyle yap›lan görüflmeler bu pani¤in bir yans›mas›. Irak’taki yorgun askerlerini daha fazla bu cehennemde tutamayaca¤›n› iyi bilen ABD savafl kurmaylar›, May›s ay›ndan itibaren askerlerini geri çekme planlar› yapt›klar›n› aç›klam›fllard›. Ancak yaflanan kargafla bu planlar›n ertelenmesini beraberinde getirece¤i için mevcut durumdan pek hoflnut kald›¤› söylenemez. Türk devletinin yapt›¤› aç›klamalarda da “bu çat›flmal› ortama bir an önce son verilmesi” “temennileri”ni yine bu pani¤in bir ifadesi olarak alg›lamak gerekir. Çünkü Irak’ta bulunan savafl makineleri art›k yorgun düflmüfl ve psikolojileri alt-üst olmufl durumdad›r. Bu geliflmelerin bir yönü. Di¤er yönü ise kamuoyunda tart›fl›lan Yugoslavya vb. örneklerin verildi¤i duruma d›flar›dan müdahale meselesi. New York Times gazetesinde yay›nlanan “‹ç savafl ç›karsa Türkiye Irak’a girer” manfletinin anlam› da burada yatmaktad›r. Ne de olsa daha önce Yugoslavya’n›n
17
10-23 Mart 2006
“parçalanmas›n› engellemek” için komflu ülkeler de dahil olmak üzere bir müdahale süreci gerçekleflmiflti. Tarihte örnekleri de olan böylesi durumlar›n flimdi Irak’ta iflletilme hedefi tafl›nmaktad›r. Böylesi bir durum ABD ve ‹ngiltere’nin Irak’taki zor durumunu da de¤ifltirecek bir içerik tafl›maktad›r. Bu hedefin kurgusunu oluflturan ise
Caferi ‹stanbul’dayd›
yine Ortado¤u’nun mevcut yap›s›d›r. Daha önce de belirtti¤imiz gibi Ortado¤u ülkelerinden birinde yaflanan geliflmeler di¤er ülkeleri de etkilemekte, hatta önemli ölçüde belirlemektedir. Bunu iyi bilen emperyalistler de durumdan faydalanma amac›yla, di¤er ülkelerin müdahalesinin önünü açmak için yapt›klar› aç›klamalarda “Irak’taki çat›flmalar›n ard›ndan Lübnan, Kuveyt ve özellikle de Suudi Arabistan’daki fiii’ler ayaklanacaklar. Buna karfl›l›k, Suudi Arabistan, Ürdün ve Kuveyt gibi Sünni ülkeler, Sünnileri savunmak ve Irak s›n›r›nda Sünni tampon bölgeleri yaratmak zorunda kalacaklar” denilmektedir. Bu elveriflli koflullarda ABD mevcut gücüyle bu kadar kargaflaya müdahale edemeyece¤i için di¤er bölge ülkelerinden destek ve yard›m almak zo-
Hamas’a ABD direktiflerini ileten Türkiye’nin uflak yönetimi ayn› içerikteki görevini tekrar yerine getirmek için bu sefer de ‹brahim El Caferi’yi Ankara’da konuk etti. ABD Büyükelçisi Ross Wilson’un Kanal 7’de kat›ld›¤› bir programda yapt›¤› flu aç›klama ziyaretin içeri¤inin anlafl›lmas› aç›s›ndan oldukça aç›kt›r: “Irak’›n yeni liderlerine destek vermesi ve liderlere ulusal birlik hükümetini kurmak için gerekli uzlaflmay› sa¤lamak yolunda pratik yard›mda bulunmas› için Türk yetkilileri teflvik ettik. Türkiye, Sunni, fiii ve Kürt topluluklar›yla yapt›¤› temaslar›, onlar› do¤ru istikamete sevk etmek amac›yla sürdürdü. Bunu takdir ediyoruz.” (01/03/06 Radikal) Sadr’dan habersiz yap›lan bu alelacele ziyaretin neden yönetimin di¤er bileflenlerinden gizlendi¤i ise oldukça anlafl›l›r. Yönetimde Türkiye üzerinden ABD isteklerini en rahat kavrayacak ve bu anlamda da en rahat ad›m atacak kifli olarak saptanan›n Caferi olmas›d›r. Yukar›da da vurgulad›¤›m›z gibi Sadr’› etkili hale getiren yine direniflin kendisiydi. Bu anlamda bilinçli bir tercih olan Caferi’nin ABD’nin güvenilir kifli olma adayl›¤›na hak kazand›¤›n› da söylemek yanl›fl olmayacakt›r. Ancak bu geliflmeyi takiben önümüzdeki günlerde Türkiye’ye Irak’tan gelecek olan di¤er konu¤un Sadr oldu¤u söylenmektedir. Kendi talebi üzerine flekillenecek bu görüflmede ise Sadr arkas›ndaki destekle pazarl›k masas›nda olmak istedi¤ini söyleyecektir. Bu tabloda unutulmamas› gereken di¤er bir kesim ise Kürtler. KYB liderlerinden Cafer Mustafir çat›flmalar›n yafland›¤› günlerde, “Irak’›n sonuna do¤ru ilerlendi¤ini gören Kürt liderlerin ateflten uzak durmay› seçecekleri kesin” aç›klamas›nda bulunmufltur. Bu aç›klaman›n ilk elden düflündürdü¤ü ise Kürtlerin “ba¤›ms›z” yönetimlerini kurma hedefleriyle hareket etmeye ve
runda kalacak. Bu senaryolar› ço¤altmak mümkün ancak burada üzerinde durulmas› gereken nokta Türkiye’ye biçilen rolün aç›ktan ifade edilmesi ve devam›nda yaflanan geliflmelerdir.
dolay›s›yla Türkiye’nin Kerkük sendromu yaflamaya devam edece¤idir.
Irak halk› açl›¤›n ve ölümün pençesinde yafl›yor! Irak’ta itlerin dalafl› sürerken halk›n açl›k ve ölümle pençelenen yaflam mücadelesi dün oldu¤u gibi bugün de tüm gerçekli¤iyle devam ediyor. Petrol ülkesi Irak’ta iflgalin ve emperyalist politikalar›n sonucu olarak halk büyük bir s›k›nt› yafl›yor. Bugün Irak’ta ifli oldu¤u için sevinen 8 milyon Irakl› günde sadece 1 dolar kazan›yor ve e¤er varsa ailesini bu 1 dolarla geçindirmek zorunda kal›yor. Yoksul halk›n imdad›na yetiflen IMF, flimdi Irak halk›n› açl›ktan ve yoksulluktan kurtarma u¤rafl›nda. Yani onlar da iflgal vesilesiyle IMF ile tan›flt›. Saddam yönetimi s›ras›nda uygulanan ambargodan kaynakl› en temel ihtiyaçlar›n› karfl›layamayan halk bugün dünden çok daha kötü yaflam koflullar›na mecbur b›rak›lm›fl durumda. IMF’nin ön gördü¤ü kurtarma projesi ise bugün devletten yard›m alarak yaflam›n› sa¤layan 5 milyon ailenin say›s›n›n azalt›lmas› üzerine. Verilere göre iflgalden önce 1.5 milyon insan›n evsiz oldu¤u Irak’ta bugün evsizlerin say›s› 3 milyonu aflm›fl durumda. Felluce, Samarra, Telafer görüntüleri yaflanan y›k›m›n çap›n› anlamak aç›s›ndan oldukça ç›plakt›. Ve Irak iflgalden önce sahip oldu¤u enerji kapasitesinin yar›s›n› kullan›rken, bugün Irak’›n büyük bir kesimine günde sadece 2-6 saat elektrik verilmekte. Geçti¤imiz hafta ‹ngiliz askerlerinin büyük bir zevkle dinledikleri Irakl› gençlerin iflkence 盤l›klar›na eklenen Guantanamo’nun yeni insanl›k foto¤raflar› gelecek y›llar›n emperyalistler aç›s›ndan nas›l dizayn edilece¤ini de göstermektedir. Onlar›n ezilenleri ve kendilerine baflkald›ranlar› ancak bu yöntemlerle sindirmekten baflka çareleri yok. Çünkü onlar›n gelecek planlar› insanl›¤›n yükselen 盤l›klar› alt›nda yap›lmakta. Ve yine onlar bu 盤l›klar›n sonlar›n› haz›rlayan gerçe¤i de içinde tafl›d›¤›n› çok iyi biliyorlar. Ve bu 盤l›klar sadece kulaklar› de¤il, yürekleri ve bilinçleri de t›rmal›yor.
Caferi ‹stanbul’da
10-23 Mart 2006
18
43
“Ölümün adamlar›na ölüm”* Güç kaybeden emperyalizm, komünizme dair korkular›n›n artmas›nda haks›z say›lmaz. Onlar ezilenlerin baflkald›r›lar›na karfl›l›k olarak, her gün biraz daha t›rmand›rd›klar› sald›r›lar›n, kendileri için bir çözüm olmad›¤›n› tarihi ders ve tecrübelerden çok iyi biliyorlar. Bu yüzden her gün biraz daha korkuyorlar. Bu yüzden her gün biraz daha sald›rganlafl›yorlar. Sald›r› ve iflgallerle ezilenlerin sosyal yaflamlar›n› ve her türlü haklar›n› talan eden emperyalistler, girdikleri muharebelerin tümünü yenilgiyle kapatmak durumunda kald›lar/kal›yorlar. Bu ç›kmaz onlar›n daha fazla teröristleflmelerine neden
Burjuvazinin Stalin yoldafl flahs›nda gelifltirdi¤i bu sald›r›lar kuflkusuz Kruflçev’in konuflmas›n›n üzerindeki sansürün ortadan kalkmas› ve bunun yeni keflfedilmifl olmas› de¤ildir. Ülkemizde ve dünyada geliflen s›n›f mücadelesinin ve özelde de Halk Savafl›’n›n bugün somut kazan›mlarla katetti¤i yol emperyalistleri ve uflaklar›n› korkutmaktad›r.
olurken di¤er taraftan da korku ve düflmanlar›na yönelik sald›r›lar›n› t›rmand›r›yorlar. Çeflitli söylemlerle bafllat›lan bu sald›r›n›n özünü teflkil eden, komünist ideolojiye yönelik sald›r›, son dönem Baflkan Mao’ya yönelik sald›r›larla kendini göstermiflti. Mao Zedung ve Çin Devrimi ile ilgili çeflitli ülkelerde yay›nlanan makale ve TV programlar›n›n yan› s›ra, farkl› içerikte ancak özünde komünistlere ve Marksist-Leninist-Maoist ideolojiye yönelik sald›r›lar› kapsayan yay›nlar, yap›lan reklamlarla kitlelere sunulmufltu. “Madam Mao Olmak” kitab› Türkçe’ye de çevrilerek ülkemizde yay›nlanan bu içerikteki kitaplardan biri olmufltur. Bu sürecin devam› niteli¤inde alg›layabilece¤imiz Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Genel Kurulu Strausburg’da 24 Ocak’ta yapt›¤› oturumunda “komünizmin suçlar›n›” k›nam›fl ve varl›¤› insanl›¤a karfl› suç teflkil eden faflizmle, insanl›¤›n kurtuluflunu savunan komünizm ayn› zeminde de¤erlendirilerek konuyla ilgili ortak bir aç›klama yapm›flt›. “Komünizm ve faflizmin suçlar›n›” k›nayarak ezilenlere ve onlar›n öncülerine yönelik bugüne kadar yapt›¤› say›s›z katliam ve
k›y›m› bir kenara iterek “meseleyi ayd›nlatm›flt›.” Kuflkusuz bu aç›klamalar ve k›namalar onlar›n suçlar›n› unutturacak içerik ve nitelikte olmad›¤› gibi, as›l korkular›n›n anlafl›lmas› ve kavranmas› anlam›nda da önemlidir. Yani ne “‹slami terör”, ne de “El Kaide” bunlar›n hiçbiri as›l tehlike olma noktas›na gelmedi. Bu, 11 Eylül sald›r›lar›ndan bugüne ABD baflta olmak üzere emperyalistlerin izledikleri pratik hatla ortadad›r.
Stalin sorular› terletti! Emperyalistler taraf›ndan komünist ustalar flahs›nda komünist ideolojiye yönelik sald›r›n›n yeni ad› Mao’dan sonra flimdi de Stalin yoldafl oldu. Abbas Güçlü’nün Kanal D’de yay›nlanan “Genç Bak›fl” program›nda ç›kan tart›flma vesilesiyle burjuva kalemflörlerin büyük bir ço¤unlu¤u Stalin üzerine tahliller yapmaya, “delikanl›lara”, yak›n tarihi hat›rlatmaya çal›flt›lar. Programa kat›lan ANAP Baflkan› Erkan Mumcu Stalin’den “diktatör” diye söz edince salondaki gençler tepki göstermifl ve sorular›yla Mumcu’yu kravat›n› ç›kartt›racak kadar terletmifllerdi. Tart›flmalar üzerine program› neredeyse yar›da kesmek zorunda kalan Güçlü, “yeni” bir tart›flman›n da kamuoyunun
gündemine oturmas›na vesile oldu. Bu program› takiben gençlere önce Sabah gazetesinin Yay›n Yönetmeni Fatih Altayl› kendince bir “tarih dersi” vermeye kalkt›. Gençlerin Stalin’i savunmalar› üzerine flaflk›na dönen Altayl›, köflesinde “Stalinist gençlik” bafll›kl› bir yaz› yazd›. “Masal” gibi bilinen iddialar› tekrarlayan Altayl›, “Önceki gece üniversite ö¤rencilerinin Erkan Mumcu’ya gösterdi¤i tepkiyi görünce, gençli¤in önemli bir bölümünün ‘yak›n tarihi’ çok da do¤ru bilmediklerini anlad›m” iddias›nda bulundu. Çünkü Altayl›’ya göre, “Stalin’in uygulamalar› en koyu komünistlerce bile benimsenmiyor ve elefltiriliyor”du, ama gençler bunu bilmiyordu. Erkan Mumcu’nun yar›m b›rakt›¤› cümlesini tamamlamaya çal›flan Altayl›, Stalin’i Hitler’le k›yaslayarak, “20 milyonun üzerinde kiflinin ölümünden sorumlu” oldu¤unu okuyucular›na duyurmufl oldu. Tabi süreç bununla bitmedi ve Altayl›’y› takiben Vakit gazetesi, baflörtüsü yasa¤›n› elefltirdi¤i 10 fiubat tarihli gazetenin manfletinde büyük puntolarla “Böyle zulmü ne Hitler, ne de Stalin yapt›” diye yazd›. Akflam gazetesinin Genel Yay›n Yönetmeni Serdar Turgut da bu koronun içinde yer alanlardan. Turgut, Erdo¤an’›n Mersin’de köylüyle yapt›¤› tart›flman›n ard›ndan kaleme ald›¤› yaz›s›nda “Stalin de her rasyonel insan›n yapmas› gerekeni yapm›fl ve köylü sorununu kökünden çözmeye giriflmifltir, öldürmede yeterli h›z ve ivmeyi tutturamad›¤›ndan Rusya’da köy-
lülük bitmemifltir ama onlar flimdi terbiye edilmifl haldedir” diyerek komünistlere yönelik kinini kustu. Stalin tart›flmalar› bununla kalmad› ve Radikal gazetesi 21 fiubat’ta Kruflçev’in 20. Kongre’de söyledi¤i ve yeni aç›klanan sözleri haberlefltirdi. Kruflçev’in konuflmas›, Radikal gazetesinde geniflçe, tüm ayr›nt›lar›yla verilmiflti. Gazete spotundan resim alt›na kadar Kruflçev’in saçma iddialar›na yer verdi: “Stalin olmasa 2. Dünya Savafl› olmazd›”, “Stalin her zaman takip edilme ve öldürülme korkusuyla yaflad›” vb. iddialar›n yer ald›¤› yaz›yla “Radikal” de bu koroya kat›lm›fl oldu. Söylenenlere dair bir fleyler demeden önce Mao yoldafl›n Kruflçev ile ilgili yapt›¤› flu de¤erlendirmeyi aktaral›m: “Kruflçev emperyalistlere tavizler verdikçe, onlara yaltaklanmak için çaba gösterdikçe, emperyalistlerin ifltah› o denli artacakt›r. Kendisini tarihteki en büyük görüflme yanl›s› olarak gören Kruflçev, her defas›nda, sevgisi karfl›l›k bulmayan bir sevgili durumuna düflüyor ve s›k s›k alay konusu oluyor. Say›s›z tarihi olgular kan›tl›yor ki, emperyalistler ve gericiler teslimiyetçilerin zevahiri kurtarmas›n› hiç de düflünmüyorlar.” Kruflçev ile ilgili bu gerçe¤i unutmadan, dile getirilen 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› ile ilgili saptamalara gelirsek; meseleyle ilgili söylenmesi ve hat›rlanmas› gereken ilk gerçek Stalin’in önderli¤inde Sovyet halk›n›n Hitler’e ve faflizme karfl› büyük fedakarl›klarla gerçeklefltirdi¤i direnifltir. ➫
43 1. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’nda Alman emperyalistlerinin karfl›s›nda sosyalist bir gücün olmamas› kay›plar›n›n büyüklü¤ünü ve boyutunu azalt›yordu. Ancak 2. Paylafl›m Savafl›’nda Alman emperyalistlerinin karfl›s›nda, hesaba katmad›klar›, “unuttuk”lar›, her yönüyle örgütlenmifl büyük emek gücü ve Sovyet iktidar› vard›. Sovyetler Birli¤i’nin varl›¤›n› ve gücünü hesaba katmayan Alman emperyalistleri tarihlerinin en büyük hatas›n› ifllediler. Alman emperyalizminin en sald›rgan, en gerici ve en ba¤naz kesiminin iktidar gücü olan Hitler faflizmi Sovyetlere sald›r› karar›n› ald›¤›nda kendi sonunun da bafllang›ç karar›n› al›yordu. Bu alçakça sald›r› karfl›s›nda suskun kalmayan Sovyet halk›n›n önderlerinden, dönemin D›fliflleri Bakan› V. Molotov yoldafl›n sesi radyolarda yank›lanmakta gecikmedi. “Sovyetler Birli¤i Yurttafllar›! Bugün sabahleyin saat dörtte Alman ordular› Sovyetler Birli¤ine karfl› hiçbir ihtarda bulunmadan, savafl ilan etti¤ini duyurmadan, ülkemize sald›rd›. SSCB hükümeti, kahraman ordumuzun ve filomuzun, Sovyet havac›l›¤›n›n gözüpek flahinlerinin yüklendi¤i görevi yerine getireceklerine ve sald›rgana y›k›c› darbeyi indireceklerine sars›lmaz bir güven besledi¤ini belirtir. Bir zamanlar Napolyon’un da Rusya’ya karfl› bafllatt›¤› savafla, halk›m›z Anayurt savafl›yla cevap verdi ve Napolyon yenilgiye u¤rat›ld›. K›z›l Ordu ve bütün Sovyet halk›, yurt için, namus için, özgürlük için bafllayan Anayurt Savunmas›n› bir ça¤r›ya, bir parolaya dönüfltürecektir”
19 zahmet edip Sovyet belgelerini, o dönemi kapsayan kitaplar› kar›flt›rs›nlar, Stalingrad’› incelesinler yeter...” (K›br›s’ta Sosyalist Gerçek, 3 fiubat 2006 say›s›) Onlar önderleri ile birlikte Moskova önlerinde gelifltirdikleri o muazzam direniflle dünyan›n ezilen milyonlar›na ba¤›ms›zl›¤›, özgürlü¤ü ve düflman›n her koflul alt›nda yenilmeye mahkum oldu¤u gerçe¤ini arma¤an ederek tarihin sayfalar›na geçti. fiimdi burjuva kalemflörler ve onlar›n sesi bu tarihi direnifli ve bu direniflte Stalin yoldafl›n önderli¤ini karartmak istiyor. Bugün komünizmi faflizmle bir tutmak isteyen, Stalin’i “diktatör” olarak gösteren Avrupa ülkeleri, SSCB sayesinde faflizmden kurtuldular ve bu tam 25 milyon Sovyet insan›n›n can› pahas›na oldu! Yine habere göre Rusya Federal Arflivi’nde yer alan ve üstünde “50 y›l gizlidir” mührü bulunan konuflmada, Stalin dönemi bir “facia” olarak niteleniyor ve Kruflçev’in iktidara gelifli ile birlikte bu “facia” son buluyor! Kruflçev’in bu “ünlü” konuflmas› Rusya’da revizyonizmin iktidara geliflinin ilan›yd› ayn› zamanda. Bu konuda
mücadelesi teorisi yerine hümanizmi koymufl ve Komünizm ülküsünün yerine “özgürlük”, “eflitlik” ve “kardefllik” gibi burjuva fliarlar›n› geçirmifltir. Bu program, hala emperyalizmin ve kapitalizmin boyunduru¤u alt›nda yaflayan ve dünya nüfusunun üçte ikisini meydana getiren halklar›n devrimi sonuna kadar götürmelerine karfl› ç›kan bir programd›r. Bu, kapitalizmin sürdürülmesi veya restorasyonu için revizyonist bir programd›r.” (Polemik, ‹nter Yay›nlar›-1. bas›m-1988, Sayfa 87-88) Burjuvazinin Stalin yoldafl flahs›nda gelifltirdi¤i bu sald›r›lar kuflkusuz Kruflçev’in konuflmas›n›n üzerindeki sansürün ortadan kalkmas› ve bunun yeni keflfedilmifl olmas› de¤ildir. Ülkemizde ve dünyada geliflen s›n›f mücadelesinin ve özelde de Halk Savafl›’n›n bugün somut kazan›mlarla katetti¤i yol emperyalistleri ve uflaklar›n› korkutmaktad›r. Stalin flahs›nda yürütülen sald›r›lar›n nedenini de burada aramak gerekir. “Öldü¤ü”, “tarihe kar›flt›¤›” iddia edilen sosyalizmin ve ideolojilerin bugün için kendisini çok
Mao yoldafl›n yapt›¤› saptamalar› bu vesileyle bir kez daha hat›rlayacak olursak: “Program, SBKP yönetiminin 20. Kongre’den bu yana izledi¤i ve esas içeri¤i ‘bar›fl içinde bir arada yaflama’, ‘bar›fl içinde yar›fl’ ve ‘bar›fl içinde geçifl’ olan yanl›fl çizgiyi sistemlefltirmede bir ad›m daha ileri gitmifltir. Program, Marksizm-Leninizm’in özünü, yani proletarya devrimi, proletarya diktatörlü¤ü ve proletarya partisi konusundaki ö¤retileri kabaca revizyona tabi tutmakta, Sovyetler Birli¤i’nde art›k proletarya diktatörlü¤üne ihtiyaç olmad›¤›n› ve SBKP’nin proletaryan›n öncüsü olma niteli¤inin de¤iflti¤ini ilan ederek, “bütün halk›n devleti” ve “bütün halk›n partisi” gibi saçma teoriler gelifltirmektedir. Program, Marksizm-Leninizm’in s›n›f
keskin ve net bir biçimde gösteriyor oluflu, egemenlerin sald›r›lar›n›n da sistemleflmesini beraberinde getiriyor. ‹deolojik planda yürütülen bu sald›r› kampanyas›nda Kruflçev gibi revizyonizmin temsilcilerinin fliflirilmesi ise yine tesadüfi de¤il, oldukça bilinçli bir tercihtir. Ancak ne var ki her türlü kal›ba dökülen revizyonizmden tutal›m da, çeflitli söylemlerle yap›lan sald›r›lar›n halk kitleleri üzerindeki etkisini, milyonlar›n emperyalist-kapitalist sisteme yönelik artan tepki ve öfkesi onlar›n gelecek özlemlerini daha da yo¤unlaflt›rm›fl durumdad›r. Bugünün Rusya’s›nda yap›lan son anketlere göre nüfusun yar›s›ndan fazlas› yüzde 51 olarak ifade edilen bir oranda “Stalin gibi bir lidere bugün de ihtiyac›m›z var” demektedir. Bunu kitlelerin gelece¤e olan özlemlerinin bir yans›mas› olarak görmek ve kavramak gerekir.
“Davam›zda hakl›y›z! Düflman yenilecek! Zafer bizim olacak!” Eflsiz komutan, büyük komünist Stalin yoldafl önderli¤inde, Sovyet halklar› için büyük anayurt savunmas› bafllam›flt›. Ekim Devriminin, sosyalizmin kazan›mlar›n› kanla canla savunma ve koruma zaman›yd› flimdi. SSCB’ye sald›ran faflistler, MarksizmLeninizm ile yetifltirilmifl, 1936 Anayasas›’na göre anavatan› koruman›n bir yükümlülük ve insanl›k için zorunluluk oldu¤unun bilincine varm›fl partili militanlar›n, yurtsever devrimci Sovyet halk›n›n, K›z›l Ordunun ve Devlet Baflkan› Joseph Stalin’in üstün baflar›lar›, askeri ve siyasi dehalar›yla geri püskürtüldüler. Stalingrad Savunmas›, bu savafl›n dönüm noktalar›ndan biridir, Sovyet Partizanlar› ev ev, kar›fl kar›fl flehri savunmufl ve tarihe geçen kahramanl›klar yaratm›fllard›r. “Discovery Channel gibi mekanlardan Normandy ç›kartmas›n›n ‹kinci Dünya Savafl›’n›n kaderini tayin etti¤ini sanan saftirikler,
10-23 Mart 2006 Stalin yoldaflla ilgili bugün gelifltirilen sald›r›lara yan›t olmak belirleyici derecede önemlidir. Bugün bayraklaflt›r›lan Latin Amerika’daki “devrimler”i revizyonizmin dalgaland›r›lan bayra¤› olarak görmek durumunday›z. Çünkü bu “devrimlerle” ezilenlere gösterilen devlet ayg›t›n›n zor kullanmaks›z›n y›k›labilece¤i revizyonist tezidir. “fiiddete dayal› devrimin proleter devriminin evrensel bir yasas› oldu¤u gerçe¤ine iliflkin olarak Lenin, ‘kapitalizm ile sosyalizm aras›nda uzun bir ‘do¤um sanc›s›’ dönemi oldu¤unu ve fliddetin daima eski toplumun ebesi oldu¤una’ dikkati çekmifltir. Lenin bir baflka yerde flöyle söyler: “Burjuva devlet “proleter devlete (proletarya diktatörlü¤üne) yerini ‘sönüp gitme’ yoluyla de¤il, genel kural olarak ancak ve yaln›z fliddete dayal› bir devrim ile b›rakabilir” ve flöyle devam eder: “Kitleleri sistemli bir flekilde bu görüfllerle, fliddete dayal› devrim üzerine tam da bu görüfllerle e¤itme gereklili¤i, Marks ve Engels’in tüm ö¤retisinin temelinde yatmaktad›r.” Bugün “model” olarak önümüze konulan örnekleri bu temel Marksist önermelerle anlamak ve bunlar›n dünyada komünist ideolojiye karfl› estirilen rüzgarla olan ba¤lant›s›n› kurmak oldukça önemlidir. Bizler aç›s›ndan Stalin’i bir kez daha tan›mlamak gerekirse Mao yoldafl flöyle der: “Yoldafl Stalin Marksizm-Leninizm teorilerinde kapsaml›, devir açan geliflmelerin mimar›yd› ve Marksizm’i ileri do¤ru yeni bir aflamaya götürdü. Yoldafl Stalin kapitalizmin düzensiz geliflmesi yasas› üzerine Lenin’in teorisini ve sosyalizmin önce tek bir ülkede zafere ulaflabilece¤i teorisini yarat›c› bir biçimde gelifltirdi. Yoldafl Stalin yarat›c› bir flekilde kapitalist sistemin genel bunal›m›n›n teorisine katk›da bulundu. Sovyetler Birli¤i’nde komünizmin kuruluflu teorisine katk›da bulundu. Sömürge ve yar› sömürge ülkelerde devrim teorisine katk›da bulundu. Yoldafl Stalin gene yarat›c› bir biçimde parti örgütlenmesi üzerine Lenin’in teorisini gelifltirdi.” “Stalin, Lenin’in ölümünden sonra, SBKP’ye ve Sovyet halk›na, içteki ve d›fltaki düflmanlara karfl› azimle savaflmada, dünyadaki ilk sosyalist devletin korunmas› ve pekifltirilmesi ve tar›m›n kolektiflefltirilmesi çizgisinin savunulmas›nda, sosyalist dönüflümde ve sosyalist inflada kazan›lan büyük baflar›lara önderlik etti.” * Stalin’in anayurt savunmas›nda yapt›¤› radyo konuflmas›ndan: “Yurttafllar, kardefller ve k›zkardefller, ordumuzun ve donanmam›z›n erleri, dostlar›m, yoldafllar›m size hitap ediyorum. Ölümün adamlar›na ölüm, ölümün adamlar›na ölüm...”
20
10-23 Mart 2006
43
‹nisiyatif sahibi olmak; s›n›f mücadelesinin yasalar›n› kavramakla mümkündür... Komünist Manifesto’nun ilan›yla birlikte 158 y›ld›r ezenlere karfl› verilen iktidar mücadelesinde, kazan›lan her zafer, kolektif bir zeminde kazan›lm›flt›r. Ancak bugüne de¤in dünyada baflar› kazanm›fl birçok iktidar mücadelesinde bireylerin tek tek rolü de küçümsenemeyecek ve gözard› edilemeyecek bir gerçekliktir. Bu anlam›yla s›n›f savafl›m›nda kiflilerin belli noktalarda belirleyici hale gelen rolü, kazan›lmas› gereken bir tak›m özellikleri de zorunlu k›lmaktad›r. Bu, savafl›n do¤as› gere¤idir. Bu gerçe¤i gözard› eden bir bireyin, s›n›f savafl›m›nda ›srarc› olmas› beklenemez. Bu yaz›da as›l konumuz devrimci bir bireyin sahip olmas› gereken özelliklerden biri olan inisiyatif sorununa de¤inmektir. Gazetemizin bir önceki say›s›nda yay›nlanan “‹nisiyatifli bir gerilla komutan› nas›l olur?” yaz›s›nda da vurguland›¤› gibi inisiyatif soyut, edinilmesi güç, kavranmas› zor ve bizlere uzak bir fley de¤ildir. Bu yaz›da as›l olarak inisiyatif sahibi bir komutan›n savafl› nas›l flekillendirdi¤i ve yönlendirdi¤ini, gerek TKP/ML-T‹KKO gerillalar›n›n ve özellikle de Diyarbak›r k›rsal›nda 35 bin gücüyle TC tarihinin say›l› büyük operasyonlar›ndan biri-
olmas› gereken temel özelliklerden biridir. Bu özelli¤i kazanmak niyetle, istemle, duygusal ifadelerle yaflam bulacak bir fley de¤ildir. ‹nisiyatif sahibi olmak, ancak yaflama çok yönlü bakabilmek, olaylar› ve olgular› do¤ru kavrayabilmek, somut flartlar›n somut tahlili ilkesini yaflama uygulayabilmek, ö¤renmekö¤retmek, savafl›n yasalar›n› ve onun ideolojisi Marksizm-Leninizm-Maoizm’i asgari oranda bilmek ve yaflama uygulayabilmek, savafla göre flekillenmek, kitlelerin ruh halini anlayabilmek, öngörülü olmak, at›lan ad›mlar›n getirisi ve götürüsünü do¤ru hesaplayabilmek ve daha sayabilece¤imiz birçok örnekle kazan›labilir. Ancak flunu hemen vurgulamak gerekir ki, savafl nas›l savafl içerisinde ö¤renilirse inisiyatif de ancak savafl içerisinde kazan›l›r; s›n›f mücadelesindeki duruflu, savafla göre flekillenifli ve kavray›fl yetene¤iyle paralel geliflir. ‹nisiyatif sahibi olmak çok genifl bir kavramd›r. Yaflam›n her an›nda, savafl›n her alan›nda uygulanabilir özelli¤i vard›r. Ama baz› durumlar vard›r ki, inisiyatif kullanmak, varl›kla yokluk aras›nda do¤ru olan tercihi yapmak anlam› tafl›r. Özellikle faflizmin hüküm sürdü¤ü ve ölümün s›cakl›¤›n› ensemizde hissetti¤imiz Halk Savafl› stratejisinin flekil alm›fl hali olan Gerilla Savafl›’n›n esas oldu¤u ülkemizdeki s›n›f savafl›m›nda iyi bir militan›n, iyi bir kadronun ve iyi bir komutan›n sahip olmas› gereken en önemli özelliklerden birisidir inisiyatif. S›n›f savafl›m›n›n, belli beklentiler ve niyetler üzerinden yürümesi mümkün de¤ildir. Bazen en olmad›k yerde ani geliflmelerle karfl›laflabiliyoruz. Bunu en uç örneklerle somutlaflt›r›rsak, legal bir kitle gösterisinde kolluk güçlerinin o an beklen-
‹nisiyatif sahibi olmak çok genifl bir kavramd›r. Yaflam›n her an›nda, savafl›n her alan›nda uygulanabilir özelli¤i vard›r. Ama baz› durumlar vard›r ki, inisiyatif kullanmak, varl›kla yokluk aras›nda do¤ru olan tercihi yapmak anlam› tafl›r.
ne karfl› direnen PKK gerillalar›n›n mücadele deneyimlerinden aktar›mlarla anlatmaya çal›flaca¤›z. Kürt ulusal mücadelesinin bugün içerisinde bulundu¤u teslimiyetçi-reformist duruflu bir yana, bizim burada as›l ele almam›z gereken nokta, PKK gerillalar›n›n askeri savafl noktas›ndaki deneyimleri ve katk›lar›d›r. Bu somut örneklere girmeden önce, k›saca inisiyatifin nas›l kazan›ld›¤› ve savafltaki önemi üzerine baz› vurgulamalar yapmakta fayda var. ‹nisiyatif sahibi olmak her militanda
meyen sald›r›s›nda, ani geliflen herhangi bir operasyonda, k›rsalda düflülen bir düflman operasyonunda vs. vs. Kuflkusuz faflizm koflullar›nda beklenmeyen sald›r›lar de¤ildir bunlar, öngörülü olmak en kaba tan›m›yla asl›nda budur. Ancak bu gibi durumlarda kitlenin ve savaflç›n›n ruh halini koruyabilmek ve mevcut durumu tersine çevirebilmek bu anda uygulanan inisiyatifle bafllar. S›n›f savafl›m› ülkemizde sadece Gerilla Savafl›’yla s›n›rl› de¤ildir. Mücadelenin legalillegal çok çeflitli alanlar› ve araçlar› mevcuttur. Ve yukar›da k›saca de¤inisini yapt›¤›m›z inisiyatif olgusu da do¤al olarak s›n›f savafl›-
m›n›n tüm mevzilerinde geçerlili¤i olan olmazsa olmaz bir özelliktir. Bunu belirtmekle beraber “21. yüzy›l ayaklanmalar ça¤›nda” yar›-feodal, yar›- sömürge ülkelerin savafl stratejisinin temel flekil alm›fl hali olan Gerilla Savafl›’nda bu gerçeklik daha bir hissedilir. Çünkü savafl›n en k›zg›n mevzisi olan k›rsal alanda düflmanla girilecek muharebenin ne zaman ve nerede patlak verece¤i belli olmaz. Ülkemiz da¤lar›nda bu muharebeyi her an yaflayaca¤›n› bilmek önemli bir olgu iken, o an› yaflamak ise belli sorumluluklar› da beraberinde getiriyor. Çünkü herhangi bir düflman karfl›laflmas›nda ya da pususunda ölümü yenmek için yap›lacak ilk ifl düflmana karfl› inisiyatifi ele geçirmektir. Ki burada gerilla komutan›na da ayr› bir rol düflmektedir. Proletarya Partisi’nin 34 y›ll›k geçmifli bu gibi deneyimlerle dolu iken yine Kürt ulusal hareketinin askeri deneyimlerinden de ö¤renmemiz gereken y›¤›nca deneyim ve tecrübe mevcuttur. Konuyu biraz daha somutlamak aç›s›ndan gerek Proletarya Partisi’nin gerekse de Kürt ulusal hareketinin k›sa mücadele tarihi olan ama çok önemli deneyimlerin mevcut oldu¤u tarihlerinden kesitler sunmakta fayda var. Savafla ve savaflç›ya yön verebilmek için her fleyden önce anlafl›lmas› gereken nokta savafl›n yani s›n›f mücadelesinin yasalar›na hakim olmak, bilmek ve en önemlisi de kavramakla ilintilidir. Bu gerçekler kavran›lmad›¤› sürece savaflta hatalara düflmek, yanl›fllar yapmak da kaç›n›lmaz hale gelecektir. Bu deneyim ve birikim ise ço¤u zaman yan›ndakiler aç›s›ndan: “Komutan yoldafl, düflman operasyonlar›n› bofla ç›karmadaki deneyimi, birikimi, manevra kabiliyeti gerilla birli¤ine ayr› bir güven veriyordu” sözlerinde somutlanmaktad›r. Herhangi bir düflman operasyonunda gerilla komutan›n›n ilk ifli gerillay› çemberden ç›kar›p, muharebenin inisiyatifini ele geçirmektir. Çünkü çat›flmada inisiyatifi ele almak üstünlü¤ü de ele geçirmek demektir. “Komutan mevzilenip, silah›n› düflmana do¤rultmufl. E¤er düflman fark eder çat›flma ç›karsa nöbetçiyi nas›l çekece¤inin plan›n› yap›yor kafas›nda… En h›zl› da komutan›n kalbi çarp›yor. O bütün birli¤in sorumlulu¤unun a¤›rl›¤›n› hissediyor.” Bu anlat›m T‹KKO’ya ba¤l› bir gerilla birli¤inin Karadeniz’deki K›fl Üslenim Alan›’n›n yak›nlar›nda fark edilen düflman askerleri sonras› gerilla komutan›n›n gelifltirdi¤i refleksin resmini yans›tmaktad›r. Komutan bir taraftan çat›flma olas›l›¤›n› de¤erlendirirken, di¤er taraftan da olas› bir çat›flmada gerillay› nereye çekebilece¤inin plan›n› yap›yor. ‹flte somut olarak inisiyatif sahibi bir gerilla komutan›n›n öngörülü olmas›n›n nedeni çat›flma an›nda yoldafllar›na karfl› alm›fl oldu¤u sorumluluk bilincidir. Bazen savafl›n en olmaz yerinde istenmeyen kararlar›n uygulanmas›nda kullan›lmak zorunda kal›n›r inisiyatif. Duygular›n de¤il yasalar›n hüküm sürdü¤ü savaflta omuz omuza savaflt›¤›n, ölümün üzerine birlikte yürü-
dü¤ün yoldafl›m›z ölümle-yaflam aras›ndayken kullanmak zorunda kal›n›r. 22 May›s 2003’de Giresun Bulancak mevkiinde düflman güçleriyle girilen bir çat›flmada T‹KKO’ya ba¤l› birli¤in komutan› böylesi bir karar› vermek zorunda kal›r. “… Böyle giderse tüm birlik bir kez daha çat›flma yaflayacak ve belki birkaç yoldafl daha kaybedilecektir. Komutan elleri yoldafllar›n›n bitkin bedeninde, gözleri par›lt›l› gözlerinde; yine zor bir karar an›ndad›r. Bu an› saatler süren operasyon s›ras›nda iki defa daha yaflam›fl ve karar›n› duygular›ndan yana vermifltir. Devrimci duygular ile gerekliliklerin çat›flmas›nda duygular hakim gelmifl, ama verilen kararlar gerilla birli¤ini yeni ç›kmazlara sokmufltur. fiimdi ise karar, birli¤in yaflamas›yla imhas›n› belirleyecek önemdedir. Ve komutan yoldafl ‘Yoldafllar partimizin daha fazla kayba tahammülü yok’ der son olarak.” 1996 y›l›nda Diyarbak›r k›rsal›nda 35.000 kiflilik TC ordusu çok kapsaml› bir operasyonla imha amaçl› sald›r›r 300 kiflilik PKK gerilla grubuna. Gerillalar›n beklemedi¤i anda bafllam›flt›r sald›r›. Çünkü henüz bar›naktan ç›kmam›flt›r. Ama niyetler bir kez daha hükmünü yitirir ve gerçekler ç›kar sahneye. ‹flte böylesi bir anda ilk yap›lacak olan da bu ani operasyona ra¤men inisiyatifi düflmana b›rakmamaktad›r. Bunun içindir baflta eyalet komutan› Cemal olmak üzere Komuta Kademesi ve yüre¤i özgürlük atefliyle tutuflan gerillalar›n çabas›. Çat›flma bafllar. Komuta kademesi yapt›klar› toplant› ile operasyon alan›n› terk etme karar› al›r. Ancak düflman operasyonu yo¤un olarak bafllam›flt›r. “En büyük teknik insand›r” belirlemesi yurtsever gerillalar›n bu çat›flmas›nda bir kez daha anlam kazan›r. Yaklafl›k on gün süren bu büyük muharebede açl›k, uykusuzluk ve çetin hava koflullar›na karfl› da mücadele etmek zorunda kalan gerillalar, kay›plarla birlikte önemli bir tarih yaz›yorlar. Kay›plar› sadece flehitler anlam›nda de¤il, bu çetin koflullar› kald›ramayarak düflmana teslim olanlarla oluyor. Ancak bu büyük muharebede kaçanlar›n etkisi hissedilmeyecek biçimde zay›ft›r. Düflman›n sald›r› takti¤ini önce anlamayan çözdükten sonra ise büyük bir ustal›kla karfl›l›k veren gerillalar, düflmana önemli kay›plar verdirerek bu çemberi yar›yorlar. Aram Yay›nlar› taraf›ndan yay›nlanan Satranç isimli kitapta anlat›lan bu tarihi direniflin okurken düflündürdükleri ve yaflatt›¤› bir dizi yan bulunmaktad›r. Düflman kuflatmas› alt›nda, düflmana önemli kay›plar verdirilerek kazan›lan bu muharebenin komutan› Cemal, düflman›nda bile kendisine karfl› önemli bir sayg›nl›k oluflturuyor. Yapt›¤› manevralar ve savafl an›nda gelifltirdi¤i taktiklerle birlikte yarat›lan bu sayg›nl›k yine savafl›n büyük tecrübelerinin sonucu olarak karfl›m›za ç›k›yor. Gerilla birli¤inin içinde bulundu¤u koflullarda moralini toparlamak için düflmana karfl› önemli bir sald›r› karar› ald›¤›nda, savaflan bir gücün ancak savaflt›¤› koflullarda yetkinleflece¤ini o da çok iyi biliyor.
21
43
PUSULA D‹S‹PL‹N ÜZER‹NE Disiplin deyince akla ilk gelen genelde “uyulmas› gereken kurallar”d›r. Oysa bu çok dar ve s›¤ bir tan›m oldu¤u gibi, sadece biçimsel bir yaklafl›m›n ürünüdür. Disiplin bir yaflam tarz›n› ve onun tüm alanlar›n› kapsayan kurallard›r. Bir ressam›n yaflam tarz› ile bir iflçininki farkl› oldu¤undan dolay› disiplin anlay›fllar› da farkl›d›r. Çünkü yaflamlar› için gerekli koflullar farkl›d›r. Kurallar, yaflam›n zorluklar›ndan ç›kar. Her toplumun, her s›n›f›n, her kesimin ve her alan›n kendine has kurallar› vard›r. ‹lk insanlar avc›l›k kurallar›na uymasalard›, herhalde evrimleflme flanslar› olmazd›. ‹flçi fabrika disiplinine uymak zorundad›r yoksa iflsiz/aç kal›r. Bir devrimci parti, devrimci savafl›n kurallar›na uymak zorundad›r; yoksa yok olur. Bir devrimci, devrimi savafl›n kurallar›n›/disiplinini uygulayan/uygulatan partinin kurallar›na/disiplinine uymak zorundad›r; yoksa faaliyeti aksar veya yok olabilir. Devrimcinin amac› ülkesini ve dünyay› de¤ifltirmek, insanl›¤›n kurtuluflunu sa¤lamakt›r. Bunu tek bafl›na yapamayaca¤›na göre baflkalar›na ihtiyaç duyar. Bunlarla bir örgüt çat›s› alt›nda toplan›r ve her örgütün kendine has kurallar› oluflur. (Gençlik, ordu vs.) Ayr›ca düflman ve illegalite gerçe¤i birçok kural› beraberinde getirir. Yani ideolojik ve siyasal birli¤in temelinde kurulan örgütsel kurallara uymadan ideolojik-siyasal amaçlar›n gerçekleflemeyece¤i de bir gerçekliktir. Disiplin insanl›¤›n kurtuluflu davas›na giden temel araçlardan biridir. Bu bilinç zay›flad› m› disiplin de zay›flar. Peki, yaflam tarz›nda netleflen ve saflara kat›lan biri niye disiplinsizlik yap›yor? fiu bir gerçek ki, saflarda s›n›f mücadelesi farkl› boyutlarda devam etmektedir. Disiplinsizlik son tahlilde iki s›n›f›n çat›flmas›n›n sonucudur. Farkl› yaflam tarzlar›na/s›n›flara ait duygu, düflünce ve al›flkanl›klar› pratikte birbiriyle çat›fl›r. Sorumluluk bilincinin zay›fl›¤›, rahatç›l›k, acelecilik, gurur-kibir gibi hastal›klar da disiplinsizlik için zemin oluflturur. Örgütle bütünleflemeyen, ideolojisini önemsemeyenlerde disiplinsizlik zemini çoktur.
Bu tür zaaflar karfl›s›nda bir yandan disiplinin Komünist Parti için önemi anlat›l›rken di¤er yandan ideolojik-siyasal yetkinlik kazand›r›lmal›d›r. Çünkü disiplin, ideolojik-siyasal birli¤in ürünüdür. Ayn› amaç için bir araya gelmifl insanlar›n ortak ruhi flekillenmesi kurallar›n mekanik de¤il, gönülden ba¤l› bir flekilde ve özümseyerek uygulanmas›n› sa¤lar. Disiplin, demokrasinin yaflamas› için zorunlu araçlardan birisidir. Demokratik bir flekilde al›nan kararlar›n s›k› bir flekilde hayata geçirilmesini sa¤lar. E¤er bu böyle olmasayd› bireylerin demokrasiye olan inançlar› da zedelenirdi. Demokrasi ile disiplin diyalektik bütünlük oluflturur. Biri olmadan di¤eri temelsiz olur. Demokrasinin ancak s›k› bir disiplinle yaflat›labilece¤i unutulmamal›d›r. Disiplin ayr›ca sorumluluk bilincinin ürünüdür. Örgütüne, yoldafllar›na, halk›na sorumluluk duyan biri bu sorumlulu¤a paralel kendini disipline eder. Her kural ihlalinin bir sorumsuzlu¤a, bazen de büyük kay›plara yol açabilece¤i kayg›s›yla hareket eder. Disiplini kavramak iç disiplini de gelifltirir. ‹ç disiplin olmadan geliflim olmaz. Niyetlerle geliflim, de¤iflim olmaz. ‹ç disiplini zay›f birisi ideolojisini özümsemede sorun yafl›yordur; iradesi, görev bilinci, sorumluk bilinci zay›ft›r. Kendini de¤ifltiremeyen birinin baflkalar›n›n ne kadar de¤ifltirece¤i de tart›fl›l›r durumdad›r. Ülkemizde feodalizmin etkisi yo¤un oldu¤undan, disipline bir tepki vard›r. Evde, okulda, iflyerinde, sokakta genelde afla¤›layan, ezen bir disiplin vard›r. Kiflinin haklar›n›, istemlerini, duygular› önemsemeyen bir disiplin anlay›fl› hâkimdir. Bu tür bir disiplin ço¤u gençte bir aflamadan sonra tepkiye yol açarak, “disipline gelmeyen bir kiflilik” yarat›r. ‹taatkâr bir disiplin anlay›fl›n› reddetmek, tüm kurallara karfl› ç›kmak de¤ildir. Mücadelenin bizden beklediklerine göre bir disiplin anlay›fl› oturtulmal›d›r. Kendindeki disiplini objektif tahlil edebilen bir militan olmas› gerekenle do¤ru bir karfl›laflt›rma yapabilir ve de¤iflimi kolay olur. Örgüt disiplinine tepkisel de¤il, siyasal bir yaklafl›m sergilemesine vesile olur. Uyulmas› gereken kurallar›n halk
10-23 Mart 2006 için, amac›m›z için olmas› disiplinimizi burjuva-feodal disiplinden ay›r›r. Örgüt disiplini, örgütü örgüt yapan temel ayaklardan birisidir. En çok önemsenmesi, üzerinde durulmas› gereken konulardan biridir. Farkl› fikirlerin ayn› hedefe yöneltilebilmesinin en önemli arac›d›r. Disiplinin olmad›¤›, gevfledi¤i bir örgütte birçok ideolojik hastal›k yaflam zemini bulur. Liberallik, dedikoduculuk, ahbap-çavufl iliflkisi, adam kay›rma, görev bilinci zay›fl›¤›, çeflitli feodal iliflkiler vb. disiplinin gevfledi¤i ortamlarda a盤a ç›kar. Bu hastal›klar esas olarak ideolojik-siyasal olarak çözülmesine ra¤men disiplin bunlar›n yay›lmas›n› a盤a ç›kmas›n› önler veya nötralize eder. Disiplin, bir örgütün tek vücut gibi sistemli, koordineli ve ortak bir bilinçle hareket etmesini sa¤lar. Tek vücut olabilen örgüt, d›flar›dan gelen tehlikelere karfl› daha çabuk tedbir al›r, vücudun içerisine giren tehlikeleri de çabuk tespit edip, etkisizlefltirir. Disiplin özellikle askeri alanlarda, faaliyetlerde k›sa sürede ve daha a¤›r kay›plarla hissedilmesi nedeniyle di¤er alanlara göre daha s›k› uygulan›r. Bir eylemde ya da bir askeri faaliyette bir hata bazen tüm bileflenin imhas›na yol açabildi¤i için askeri faaliyetteki tüm bireyler disiplini s›k› bir flekilde uygular/uygulat›r. Bir gerillan›n nöbet kurallar›na uymamas› birli¤in imha olmas›na neden olabilir. fiehirdeki bir eylemde, komutan›n talimatlar›n› dinlememek eylemi bofla ç›karabilir. Veya kay›pla sonuçlanmas›na sebebiyet verebilir. Di¤er alanlarda ise disiplinin gevflemesinin ya da s›k› bir flekilde uygulanmamas›n›n sonuçlar› askeri pratiklerdeki gibi hemen görülmedi¤i için “bir fley olmaz” mant›¤› için güçlü bir zemin yarat›r. Oysa böyle düflünmeyen, her iliflki ve prati¤i uzun vadede ve bütünü kapsayacak bir flekilde de¤erlendiren örgütlülük ve militanda bu zemin çok zay›f olur. Bu alanlarda gevfletilen her kural, örgütte küçük bir gedik açar ve bu gedikler bir gün birleflerek kocaman bir delik açar. Bu aflamaya gelene kadar da “ufak tefek” disiplinsizliklerin önemi olmad›¤› düflünülür. Bu tür disiplinsizlikler bir a¤ac› içten kemiren kurtlara benzer. Bu kurtlar a¤aca ilk yerlefltiklerinde hatta biraz yay›ld›klar›nda bile a¤aca verdikleri zarar görünmez; a¤aç dimdik ayakta, her türlü f›rt›nalara gö¤üs gerer. Oysa zaman geçtikçe bu kurtlar a¤ac›n içine büyük oranda oyarak boflalt›r. A¤aç d›flar›dan genelde sa¤lamm›fl gibi görünür. Oysa içi boflalan bir a¤aç f›rt›naya gerek kalmadan güçlü bir rüzgârda
bile devrilir. Örgüt içindeki disiplinsizliklerde yukar›da bahsi geçen hastal›klar›n a盤a ç›kmas› ve yay›lmas› için ortam haz›rlar ve örgütün içini yavafl yavafl boflalt›r; sonra... Aç›k yap›lan disiplinsizliklerin yan›nda gizli disiplinsizlikler de vard›r. Bunlar, kafas›na yatmayan ifli, görevi ya da politikay› lay›k›yla hayata geçirmezler, ifli yavafl veya yüzeysel yaparlar. Bunun, di¤er disiplinsizlikten öz olarak bir fark› yoktur. Örgütü zay›flat›r, bütünlü¤ü bozar. Ayr›ca o görevin ya da politikan›n nesnelli¤e uygun olup olmad›¤›n›n anlafl›lmas›n›n önüne geçer. Dolay›s›yla o politikan›n birey yüzünden mi oldu¤u kayg›s› ile nerede yanl›fl yap›ld›¤›, neresinin de¤iflmesi gerekti¤i mu¤lâk kal›r. Tekrarlanmas›na neden olur. Birey karfl› ç›kt›¤› bir politikay› en iyi flekilde prati¤e geçirdi¤i takdirde o politikan›n gerçek yaflama ne kadar uydu¤u ya da hiç uymad›¤› görülür. Aksi takdirde politikan›n nesnelli¤e uyup uymad›¤› anlafl›lamayaca¤›ndan yanl›fl yap›lmaya devam edilecek, eksiklikler giderilip pratikten daha ileri bir teoriye ulafl›lamayacak, dahas› bu sorunlar yüzünden örgüt sürecin gerisinde kalacakt›r. Son tahlilde her türlü disiplinsizlik, yaflam›m›z› adad›¤›m›z davam›za zarar vermekte, devrim ve sosyalizmin buna paralel uzaklaflmas›na neden olmaktad›r. Olaya bireysel de¤il de genifl aç›dan, s›n›fsal aç›dan yaklafl›labilinirse durumun abart›lmad›¤› aç›kça görülür. Kendisine disiplinsizlik “hakk›n›” tan›yan birinin bu “hakk›n” herkese tan›nmas› durumunda neler olabilece¤ini düflünmesi yeter. Bu “hakk›” sadece kendisinde bulan birisi de bu yönüyle burjuvalaflm›fl demektir. Baflkalar›n›n üzerinden yaflamak, geçinmek, “pay kapmakt›r.” Devrimcili¤e yak›flan bir tav›r de¤ildir. Disiplinin ayr›ca ahlaki bir yan› vard›r. Hak talep edip görevleri aksatmak/kurallara uymamak samimi bir davran›fl/devrimci bir tav›r de¤ildir. Di¤er yandan baflka insanlar›n (ki bunlar dava arkadafllar›d›r) yaflamlar›n› tehlikeye sokmaya, onlar›n bir araya gelip güzel bir dünya kurma hayallerinin somutlaflt›¤› örgütü zay›flatmaya hakk› yoktur. Disiplin konusunda derinleflmek s›n›f mücadelesinde derinleflmekle paralel yürür. Disiplini ne kadar çok kavrarsak mücadelenin her alan›n› bir o kadar kavramam›z zorunlu hale geliyor. Dolay›s›yla herkesin derinleflmesi örgütün derinleflmesidir. Herkesin niteli¤inin artmas› örgütün niteli¤inin artmas›d›r. Unutulmamal›d›r ki, “bir zincir en zay›f halkas› kadar güçlüdür.”
22
10-23 Mart 2006
43
‹flten atmalara, ücret kesintilerine karfl› mücadele Emperyalist-kapitalist sistemin içinde bulundu¤u krizin ilk yükünü iflçi s›n›f› ve ezilen kesimler yüklenirken, dünyan›n birçok yerinde s›n›fa yönelik sald›r›lar da art›yor. ‹flten atmalar, tafleronlaflt›rma, ücret kesintisi, esnek çal›flma vb. sald›r›lara karfl› dünyan›n her yerinde iflçiler ise grevden protesto yürüyüfllerine kadar birçok eylem gerçeklefltiriliyor. ‹flte son bir ay içinde yap›lan grev ve eylemlerden örnekler: Filipinler: 17 fiubat’ta iflçiler Manila’da 125 peso (2.41 dolar) ücret art›fl› için Manila sokaklar›ndayd›. Eylemde çat›flma ç›kaca¤›na kesin gözüyle bak›l›rken herhangi bir sald›r›n›n yaflanmad›¤› ö¤renildi. Filipinler’de özellikle k›rsal kesimde günlük asgari ücret 105 peso (2.02 dolar) civar›ndayken, Manila’da ise bu rakam sadece 275 pesoya ulaflabiliyor. ‹flçiler yoksulluk s›n›r› olarak belirlenen 613 pesonun üzerinde ücret belirlenmesini istiyorlar. 17 fiubat’taki eylemi düzenleyen 1 May›s Sendikas› (KMU) Baflkan› Elmer Labag, iflçilerin özellefltirmeye, deregülasyona ve anayasa reformuna karfl› olduklar›n›, ücretlerine ise % 12 oran›nda zam istediklerini söyledi. 24 fiubat’ta ise Filipinler’de medya çal›flanlar› ba¤l› bulunduklar› flirketin toplu çal›flma anlaflmas›n› imzalamamas› üzerine greve gittiler. Grev karar›n› aç›klayan sendika baflkan› Carlos Jizmundo temel sorunlar›n ifl güvenli¤i, sendikan›n tan›nmas› ve ayr›l›k tazminat› oldu¤unu söyledi. fiirket ise Çal›flma Bakanl›¤›ndan Particia Sto. Thomas ile grevin durdurulmas› için 10 fiubat’ta bir anlaflma imzalam›flt›. Thomas, iflçi karfl›t› hareket-
leriyle tan›nm›fl ayn› zamanda Hacienda Çiftli¤i katliam›n›n emrini veren kifli. Çin: Say›lar› bini aflk›n olan devletin sahip oldu¤u Heze Yün Tekstil Fabrikas› iflçileri ücretlerinin art›r›lmas›n› istedi. Fabrikada yöneticiler 500 bin yuan (62.500 dolar) ücret al›rken iflçilerin ücreti ise ortalama 5 bin yuan. ‹flçilerin ço¤unlu¤unu kad›nlar oluflturuyor ve sadece 300 yuan civar›nda ayl›k ücret al›yorlar. Çin Emek Bülteninin haberine göre resmi fabrika sendikas› iflçilere yard›mc› olmak için hiçbir giriflimde bulunmad›. Yönetim ise grevci iflçilerden ifle geri dönmek için bir forum imzalamas›n› istiyor. Formu imzalamayan iflçilerin iflten ç›kart›laca¤› ifade ediliyor. Hindistan: Ülkenin güneyindeki Tamil Nadu eyaletinde üç bin civar›ndaki kooperatif banka iflçisi 20 fiubat günü greve ç›kt›. ‹flçiler 4 y›ld›r ücretlerinde düzeltme yap›lmas›n› istiyorlar. 2001 y›l›nda belirlenen ücretlere % 10’luk bir art›fl isteyen iflçiler hükümet taleplerini reddederse grevin tüm eyalete yay›laca¤›n› aç›klad›lar. 19 fiubat’ta ise 700 Tamil Nadu hükümeti çal›flan› ve ö¤retmen bilgisayar teknisyenlerinin ifllerine iade edilmeleri ve ücret zamm› talebiyle protesto gösterisi düzenledi. 20 fiubat’ta da Andhra Pradesh’te binlerce kömür madeni iflçisi
maden flirketinin önünde gösteri yapt›. Sri Lanka: Seylan Elektrik Kurumunda çal›flan 10 binden fazla iflçi 22 fiubat’ta grev yapt›. ‹flçiler, 2006 y›l› için söz verilen ücret art›fl›n› istediler. Hükümet son dakikada ücretlerin 15 Mart’ta verilece¤ini söyledi ancak daha önce de benzer sözler duyan iflçiler bu konuda flüpheliler, bu nedenle talepleri karfl›lanmazsa anlaflmazl›¤›n derinleflece¤ini söylediler. 17 fiubat’ta ise ifllerine geri dönmek isteyen banka çal›flanlar› Colombo merkezinde gösteri düzenledi. ‹flçilerin Maliye Bakanl›¤›na ulaflmas›n› engellemek isteyen polis yola barikatlar kurdu. Barikatlar›n önünde protesto yapan iflçiler 5 arkadafllar›n› toplad›klar› imzalar› Bakanl›k sekreterine vermek üzere gönderdiler. 14 fiubat’ta da Seylan Petrol fiirketinde iflçiler flirket yönetim yerinde protesto gösterisi düzenlediler. fiirketin özellefltirilmesi karar›na karfl› yap›lan eylemi Birleflik Sendikalar Federasyonu örgütledi. 13 fiubat’ta 50 sa¤l›k hizmeti floförü ifl akitlerinin onaylanmas› için greve, ertesi gün ise açl›k grevine bafllad›. Eyalet Sa¤l›k Bakanl›¤›n›n konuyla ilgilenece¤ine dair söz vermesi üzerine iflçiler eylemlerini 17 fiubat’ta sona erdirdiler. Avustralya: Yeni bir yasayla ücretlerinde kesinti
Nürnberg AEG grevi sürüyor AEG flirket yöneticilerinin planlar› Polonya’da ve Romanya’da üretim yaparak, kâr üzerine kâr katmak. Buradaki as›l amaç ise daha düflük ücretle iflçi çal›flt›rmak ve oradaki iflçilerin her türlü haktan yoksun olmas›d›r. Hiçbir ülkenin s›n›rlar›n› tan›mayan ekonomide AEG bir istisna de¤il. Siemens, Opel, Bosch gibi Almanya’n›n birçok fabrikas›nda toplu iflten ç›karmalar, üretim bölümlerinin kapat›lmas› gibi planlar söz konusu. Tüm ifl kollar›n›n durumu ayn› ve üretim tek bir amaca hizmet ediyor. Ancak bir yandan flirket yöneticileri difllerini bilerken, iflçilerin öfkesi ve hakl› direniflleri de gün be gün daha da art›yor. Daha ucuz ifl gücünden yararlanmak için 1750 AEG iflçisinin gelece¤iyle oynayan ElectroLux’un flefi Hans Straberg “bu kapatt›¤›m›z ilk fabrika de¤il ki” diyen flirket yöneticilerinin planlar›na ba¤l› kald›lar. Bir ad›m bile geri atmayarak, iflçilerin hakl› taleplerini reddeden patron; iflçilerin-grevcile-
rin kararl› direnifliyle karfl›lafl›nca difllerini bilemifltir. ‹flçilerin yüksek moral ve direnme kararl›l›¤› patronu zor durumda b›rakm›flt›r. 18 fiubat’ta Otonom, anti-faflist guruplar›n düzenlemifl oldu¤u “AEG iflçilerine kardeflçe dayan›flma” pankart›yla Cumartesi günü saat 12:00’de 250 civar›nda kitle grev çad›r›na
do¤ru yürüdü. Grev çad›r›nda konuflma yapan organizatörler, bafllatt›klar› kampanya hakk›nda bilgi verdiler. Boykot kampanyas›na ça¤r› ilanlar› ve imzalar›yla ve ayn› zamanda çarfl›n›n göbe¤inde ElectroLux markal› bulafl›k makinesini çe-
kiç ile tahrip ederek sokaktaki insanlar› duyarl›l›¤a ça¤›rd›lar. Destek amac›yla toplanan 1000 Euro IGM grev yöneticisi Jürgen Wechsler’e teslim edildi. Ard›ndan konuflma yapan Wechsler “bu yo¤un dayan›flmadan dolay› duyarl› insanlara buradan bir kez daha teflekkür ediyorum, manevi güç çok önemli” dedi. 20 fiubat Pazartesi günü saat 11:00’de otobüslerle ve trenlerle gelen NRW Kuzey Ren Westfalya eyaletinden kitleler Nürnberg AEG iflçilerine destek verdi. Saat 11:00’de bafllayan yürüyüfl, kalabal›k ve coflkuluydu, yürüyüflte 450 civar›nda kitle Nelson-Mandela alan›nda toplan›p, grev çad›rlar›na kadar yürüdü. Almanya genelinde yayg›nlaflan iflçi ç›karmalar, bugün hepimizin sorunudur. ‹flçilerin sesine ses tafl›mak onlar›n sesi olmak, bugün yine hepimizin görevidir. Çünkü sadece Nürnberg de¤il iflçi s›n›f›n›n oldu¤u her yerde direnifller geliflecek ve büyüyecektir. (Nürnberg ‹K okuru)
yap›lmak istenen otomotiv iflçileri 21 fiubat’ta ifl durdurarak bir miting düzenlediler. Ücretlerin düflüflünü öngören anlaflma Mart ay› içinde görüflülecek. Baflkent Melbourne’da medya sektöründe çal›flan teknisyenler 21 fiubat’ta üç saatlik ifl b›rakma eylemi yapt›lar. Güney Avustralya’da ise et üreticisi iflçiler 20 fiubat’ta iflbafl› yapmayarak sendikas›z çal›flma sözleflmeleri olarak bilinen anlaflman›n imzalanmas›n› reddettiklerini ifade ettiler. Yeni Zelanda: Elektrik iflçileri sendika taraf›ndan geçti¤imiz y›l May›s ay›nda yap›lan toplu sözleflme anlaflmas› üzerinden gerçeklefltirilen görüflmelerin donmas› üzerine ifl b›rakt›. fiubat ay›n›n ilk haftalar›nda 58 iflçinin greve gitmesi üzerine flirket % 5’lik ücret art›fl›n› kabul etti. Fakat sendika sözcüsü ücret art›fl› kadar çal›flma koflullar›n›n düzeltilmesinin önemli oldu¤unu söyledi. Yunanistan: Yunanistan’da toplusözleflme görüflmelerinin t›kanmas› ve hükümetin toplu sözleflme hakk›n› ifllevsiz k›lacak olan bir yasa tasar›s› haz›rlamas›, iflçi ve emekçilerdeki tepkinin 22 fiubat’ta grev ve gösterilere dönüflmesine neden oldu. Hükümetin grevlere karfl› ola¤anüstü hal ilan etmesi, bütün emekçileri bir araya getirdi. Yunanistan ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (GSEE), 28 fiubat’ta 4 saatlik ifl b›rakma eylemi gerçeklefltirirken, 15 Mart’ta ise bir günlük genel greve gidilece¤ini duyurdu. Aç›klamada, genel grevin ard›ndan hükümetin tutumunu de¤ifltirmemesi halinde, yeni eylem kararlar›n›n al›naca¤› vurguland›.
Nepal’e destek eylemi
1 fiubat 2005 tarihinden itibaren kral›n mutlak gücü elinde bulundurdu¤u Nepal’de halk›n mücadelesine destek vermek için komflu ülke Hindistan’›n baflkenti Yeni Delhi’de bir yürüyüfl ve miting düzenlendi. Mitingde Kral Gyanendra’n›n demokrasiyi bo¤arak Himalaya Krall›¤›n› bir savafl alan›na çevirme giriflimi protesto edilirken, monarflinin bar›fl, refah ve demokrasinin önündeki en büyük engel oldu¤u vurguland› ve Nepal halk›n›n mücadelesine destek ça¤r›s›nda bulunuldu. Konuflmalarda son on y›ld›r Nepal’in çalkant›l› bir süreçten geçti¤i ve feodalizmin son kalesinin y›k›lmas›nda Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in önemli bir rol oynad›¤› ifade edildi.
23
43
Bat› Bengal’de Maoist gerilla sald›r›s›
Arjantin’de iflçiler darbe destekçisi For d’a dava açt› 1970 ve 80’lerde Arjantin’deki Ford otomobil fabrikas›nda çal›flan iflçiler, Ford flirketine ve onun Arjantin’deki kolu olan Ford Arjantin’e karfl›, 1976 ile 1983 y›llar› aras›ndaki askeri diktatörlük döneminde fabrikadan kaç›r›lmalar›na ve flirkete ait yerlerde iflkence görmelerine göz yumuldu¤u gerekçesiyle tazminat davas› açt›. Ford Arjantin aleyhine, ayn› iflçiler taraf›ndan 2003 y›l›nda aç›lan ayr› bir kamu davas› da var. 24 fiubat günü aç›lan tazminat davas›nda, Ford Arjantin’in dört eski yöneticisi ile emekli bir subay›n mahkemede ifade vermesi de isteniyor. Eski sendikac›lar taraf›ndan aç›lan davada, Ford yöneticilerinin, baflkent Buenos Aires’in hemen kuzeyinde bulunan fabrikadaki sendikac›lar› tasfiye etmek amac›yla bir plan kurduklar› ve bunu fliddet kullanarak uygulad›klar› iddia ediliyor. Davac› iflçilerden biri, bafllar›na çuval geçirildikten sonra dövüldüklerini, baz›lar›na elektrik floku verildi¤ini, iflkence gördüklerini ve kurfluna dizile-
cekleri izlenimiyle sahte infaz mangalar›n›n karfl›s›na ç›kar›ld›klar›n› ileri sürüyor. Bir di¤er davac›, fabrikadan kaç›r›larak, flirket taraf›ndan sa¤lanan tafl›tlarla bir yerden di¤erine nakledildiklerini iddia ediyor. Davac› iflçiler, flirket yetkililerinin, kaç›r›l›p iflkence edilen iflçilerin kimliklerini istihbarat ajanlar›na sa¤lad›¤›n› da ileri sürüyor. Ford flirketi, yöneltilen suçlamalara flu ana kadar bir yan›t vermedi. Eski iflçiler flirketten, miktar› daha belirlenmemifl bir tazminat ve aç›k bir özür talep ediyorlar. Ayr›ca, askeri diktatörlük y›llar›nda yafland›¤›n› ileri sürdükleri olaylar› ve kaybolan iflçileri anmak amac›yla, Ford fabrikas›n›n içinde bir an›t yap›lmas›n› istiyorlar. Ford Arjantin’in Buenos Aires’in d›fl›ndaki fabrikas›nda çal›flan befl bin iflçi Ford’un Falcon marka arabas›n› üretiyor. Falconlar askeri diktatörlük y›llar›nda bask›n›n bir sembolü haline gelmiflti. Çünkü insanlar› kaç›r›p toplama merkezlerine götüren gizli ajanlar bu otomobilleri kullan›yorlard›.
26 fiubat günü Bat› Bengal’in Midnapore bölgesinde Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’e ba¤l› Maoist gerillalar bir polis arac›n› havaya uçurdu. Sald›r›da befl polis ölürken üçü de yaraland›. Devlet yetkilileri polis arac›n›n bir operasyona gitmek üzere yola ç›km›fl oldu¤unu aç›klad›lar. Bölgede etkinli¤ini art›ran Maoistler fiubat ay›n›n bafl›nda da bir bankada kamulaflt›rma eylemi yapm›flt›. 8 fiubat’ta ise Belpahari’de polisle Maoist gerillalar aras›nda çat›flma yafland›¤› ö¤renildi. Di¤er yandan Chhattisgarh eyaletinde de Hindistan devleti taraf›ndan beslenen ve Maoistlere karfl› operasyonlar düzenleyen bir çeteye ait kamyonun alt›na döflenen may›n›n patlamas›yla 55 çete üyesi öldürüldü,
Evrensel Bak›fl ‹RAN GÜNDEM‹ VE ANT‹-EMPERYAL‹ST MÜCADELE ÜZER‹NE–1 ABD için bugün ‹ran’a bir iflgal sald›r›s› düzenlenmesi ne kadar gerçekçidir, kâr-zarar hesaplar›nda hangisi daha a¤›r basar tart›flmalar› bir yana, sürecin neredeyse dördüncü y›l›n› doldurmak üzere olan Irak’›n iflgal süreciyle baz› benzerlikleri ve ciddi ayr›m noktalar› var. Neydi? Irak, kimyasal silah üretiyordu; ki yalan oldu¤u çok k›sa sürede ortaya ç›kt›. Bugün ‹ran, askeri amaçl› nükleer çal›flmalar yap›yor, üstelik bunu da gizlemiyor ve hatta bu konudaki ›srar›n› da sürekli dile getirdi/getiriyor. Irak, halk›n tüm yoksullu¤una karfl›n petrol zengini bir ülkeydi, ‹ran da dünyan›n üçüncü büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi durumunda. Irak, iflgalden bir süre önce petrol al›flveriflinde kullan›lan dolardan vazgeçerek Euro kullan›laca¤›n› aç›klam›flt›. ‹ran da bugün petrol üretimini k›smaktan, Mart sonunda petrol borsas› açmaktan bahsediyor. OPEC’in ikinci büyük petrol üreticisi olarak ‹ran’›n petrol fiyatlar› üzerinde çok ciddi etkisi oldu¤unu da göz önüne al›rsak bu ABD dolar› için uluslararas› konumda önemli bir zay›flamay› do¤uracakt›r. Bunun gibi bir dizi benzerliklerin ötesinde iki ülke aras›nda çok ciddi farkl›l›klar da mevcut demifltik. Öncelikle ‹ran, Irak gibi y›llarca ambargoyla y›prat›lm›fl bir ekonomiye sahip de¤il. Aksine bölgesel planda önemli bir güç.
10-23 Mart 2006
Ve yukar›da da de¤indi¤imiz gibi petrol fiyatlar› üzerindeki belirleyicili¤i de dikkate al›n›rsa emperyalist-kapitalist sistemi sarsacak önemli bir güce sahip oldu¤u görülür. ABD destekli fiah’›n ‹slam Devrimiyle y›k›ld›¤› 1979’da ‹ran’›n bu gücü net olarak ortaya ç›km›fl, petrol fiyatlar› bir anda tavan yapm›flt›. Yan› s›ra bölgede önemli bir güç olmas› sadece ekonomik durumla ilgili de de¤il. Siyasi dengelerin son derece kaygan oldu¤u Ortado¤u’da politik olarak da birçok ülkeyi direkt, bir k›sm›n› da destek verdi¤i çeflitli örgütler vas›tas›yla etkilemekte, politikalar›na yön vermektedir. ‹flgal alt›ndaki Irak’ta fiii nüfusun iflgale karfl› aktif direnifle giriflmemesi yönüyle dahi ABD emperyalizmi ‹ran yönetimine ihtiyaç duymaktad›r. Zira kendi “seçtirdi¤i” Irak hükümeti dahi ‹ran kökenli fiiilerin etkisi alt›nda bulunuyor. Asl›nda tüm bu veriler bir yan›yla ABD emperyalizminin ‹ran’a yönelik iflgal sald›r›s›nda elini ba¤lar görünürken asl›nda yine tam da ayn› nedenlerle ‹ran’da bir rejim de¤iflikli¤ini, kendisi için mutlak yada kaç›n›lmaz hale getiriyor. Küresel güç olma hayalleriyle yat›p, imparatorluk rüyalar› görüp yeni sald›rganl›k planlar›yla uyanan ABD emperyalizmi için önce bölgeye yönelik ve burayla da s›n›rl› kalmay›p küresel planlar›n› bozabilecek, o tatl› rüyalar›na kâbus gibi çökebilecek bir
gücün varl›¤›na son verilmesi son derece önemli. Üstelik ‹ran, Büyük Ortado¤u Projesi gibi stratejik önemdeki planlar›na çomak sokacak cinsten bir ç›banbafl› olmay› sürdürürken. Tüm bunlar›n yan›nda Irak’›n lideri Saddam kendi ülkesinde de bitmifl, sadece fliddet yöntemleriyle iktidarda kalmay› baflarabilen bir diktatörken, ‹ran’daki gerici ‹slam Rejimi ülke içindeki önemli muhalefete karfl›n, ‹ran halklar› içinde hala önemli bir güç oda¤›d›r. Ayr›ca yukar›da da bahsetti¤imiz gibi bölgedeki fiii nüfusu içinde ciddi bir otoritedir. ABD’nin bir süredir ‹ran’a yönelik yürüttü¤ü psikolojik sald›r› kampanyas›na karfl› ‹ran devlet baflkan› Ahmedinecad’›n tutumu da ABD karfl›t› halk üzerinde etkili olmakta, prestijini yükseltmektedir. Bu noktada ABD liderli¤indeki emperyalist sald›rganl›k temelinde anti-emperyalizm üzerine birkaç vurgu yapmak yerinde olacakt›r. Zira bugün ‹ran’a yönelik sald›rganl›¤a karfl› gelifltirilen tutumda baz› yanl›fl yaklafl›mlar dünya çap›nda etkili olmaktad›r. 1979’da iktidara gelen gerici ‹slam Rejimi, ‹ran halk› üzerinde özellikle de ‹ran’daki sol, devrimci ve Maoist güçler üzerinde tam anlam›yla bir diktatörlük kurmufltur. Elinde bu güçlerin kan› kurumam›flt›r, kurumas› da mümkün de¤ildir. Zira hala bu rejime muhalefet olan güçleri kanl› yöntemlerle bast›rmaya devam etmektedir. Böylesine zalim bir diktatörlü¤e karfl› ülke içinde muhalif olan ba¤›ms›z, devrimci halk güçleri anti-emperyalist mücadelede müttefiklerimizdir ve emperyalizmin ‹ran sald›rganl›¤›n› lanetlerken bu gerici rejimi es geçmek mümkün de¤ildir. ‹ran rejimi-
20’den fazlas› ise yaraland›. Sald›r›n›n George W. Bush’un ülkeyi ziyareti s›ras›nda gerçekleflmesi ise eylemin etkisini art›rd›. Yeni Delhi’deki burjuva analistler ülkede Maoistlerin güçlenerek Keflmir ‹slamc› militanlar›ndan daha tehlikeli hale geldi¤ini itiraf etmek zorunda kald›lar. Yetkililer bu sald›r›n›n ard›ndan yüzlerce polis gücünü bölgeye gönderdiler. nin anti-ABD’ci söylemleri yada sald›r›n›n hedefi durumunda olmas› bu gerçe¤i asla de¤ifltirmez. Bu konuda kafalar öylesine kar›fl›kt›r ki, ABD’nin ‹ran’daki muhalefeti destekleyerek istedi¤i sonuca ulaflma planlar›n›n yaratt›¤› paranoya ile ülke içinde zulme u¤rayan, sefalet içinde yaflayan iflçi s›n›f› ve emekçi halk›n rejim karfl›t› hareketi dahi bu temelde ele al›narak gözler kapat›lmaktad›r. Oysa ‹ran’da önemli bir rejim karfl›t›, ba¤›ms›z muhalefet bulunmaktad›r ve ilericili¤ini kimsenin tart›flmaya hakk› yoktur. Di¤er bir yan ise dün Irak’a sald›rganl›k sürecinde bitmifl bir lider olarak Saddam’›n lanetlenmesi ne kadar kolayd›ysa, bugün ‹slami Rejime “söz söylemek” kimileri için mümkün de¤ildir. Üçüncü bir yön de bugün Ortado¤u’da iflgale karfl› direnen güçlerin ço¤unlu¤unun ‹slami kesimler olmas›, bu güçlere anti-emperyalist niteli¤i atfedilmesine neden olmaktad›r. Belki örne¤in Irak meselesinde bu yaklafl›mla hareket etmek çok önemli yanl›fl sonuçlar do¤urmam›fl olsa da özellikle ‹slami bir rejimle yönetilen ‹ran söz konusu oldu¤unda bu yaklafl›m›n sakatl›¤› daha bir ortaya ç›kmaktad›r/ç›kacakt›r. Bu üç yaklafl›mla ideolojik temelde mücadele etmek anti-emperyalizm anlay›fl›n›n yerli yerine oturmas› ve anti-emperyalist birleflik bir devrimci cephe yaratmak aç›s›ndan son derece önemlidir. Günümüzde ABD’nin D›fliflleri Bakan›na öpücük göndererek “meydan okuyan” popülist liderler de ›srarla anti-emperyalist kategorisine sokulurken, bu konunun önemle üzerinde durulmas›n›n aciliyeti ortadad›r. Bu nedenle önümüzdeki say›m›zda bu konuya devam edece¤iz.
10-23 Mart 2006
24
43
Kad›n sorununun saflar›m›zdaki yans›malar› üzerine... Kad›n ve erkek aras›ndaki do¤al olmayan ayr›m (yani kad›n›n kad›n oldu¤u için ezilmesi, erkek ile kad›n aras›ndaki ezme-ezilme iliflkisi) s›n›flar›n ortaya ç›kmas›na dayan›r esas olarak. Bizim kad›n sorunu dedi¤imiz ve çözmeyi hedefledi¤imiz (kimi yanl›fl fikir sahiplerinin aksine) ikincisidir. Binlerce y›l öncesine dayanan kad›n sorunu, bugün de hala tüm yak›c›l›¤›yla yaflanmaya devam ediyor. Kad›n sorununun kayna¤›, s›n›fl› toplum oldu¤u için bir bütün olarak çözülmesi de ancak s›n›fs›z toplumla mümkündür. Kad›n›n her türlü ezilmiflli¤inin, sindirilmiflli¤inin, edilgenli¤inin ortadan kalkmas› ancak bu mücadeleyle olacak. Bunun için de özgür ve eflit kad›n ve erkek bireylerden oluflan komünist toplumun yarat›lmas› için mücadele etmek esast›r. Bu sorunun esas ve nihai çözümü ancak budur. Fakat bu demek de¤il ki, bu sorun ancak komünizmde çözülür öyleyse bir fley yapmayal›m, bekleyelim ya da ne yapsak bofluna. Aksine yar›n› bugünden kurma iddias›nda olan bizler, bu sorunu da bugünden çözmenin ad›mlar›n› ataca¤›z. Bunun için de önce kendimizden ve saflar›m›zdan bafllamam›z gerekiyor. Kad›n sorunu tek bafl›na kad›nlar›n de¤il ayn› zamanda erkeklerin de sorunudur. Bu sorununun bir parças› da erkeklerdir. Dolay›s›yla sorunun parças› olanlar çözümün de parças› olmak zorundalar. Fakat bu yaz›m›zda esas olarak kad›nlar üzerinde duraca¤›z. Çünkü haklar da özgürlükler de bahfledilmezler, verilmezler; ancak zorlu ve uzun mücadeleler sonucunda elde edilirler. De¤iflik biçimde bile olsa bu durum saflar›m›z için de geçerlidir. Ve bu sorunun esas muhataplar›, ezilenleri biz kad›nlar oldu¤umuz için esas çözücüleri de biz olaca¤›z. Marks “geçmiflin ölü yükü a¤›rd›r” diyor. Biz hala yo¤un bir flekilde eskiye ait olan ölü yüklerin a¤›rl›¤›n› tafl›yoruz s›rt›m›zda. Yetiflti¤imiz toplumdan edindi¤imiz edilgenlik, kendine güvensizlik, sorgulamama, kendini ifade edememe, düflünsel olarak kendini fazlaca katmama, sorumluluk almaktan kaç›nma, hata yapmaktan korkma vs. bunlara benzer ve bunlar›n sonucu olan onlarca geri özelli¤i tafl›yoruz flu veya bu oranda üzerimizde. Art›k bizi engelleyen, geri b›rakt›ran, yavafllatan bu a¤›r ölü yüklerimiz-
den kurtulmam›z gerekiyor. Devrim mücadelesinde daha faal, daha etkin ve üretken olabilmemiz asl›nda bizde var olan potansiyeli ve gücü a盤a ç›karmam›zdan geçiyor. Bunun için de önce ve hemen bizi ba¤layan, ba¤lamas›na izin verdi¤imiz geri yanlar›m›za savafl açmam›z flart. Saflar›m›zda; edilgenlik, kendine güvensizlik, bilimsel sorgulamama, kendini ifade edememe, düflünsel olarak kendini katmama, sorumluluk almaktan kaç›nmak gibi noksanl›klar de¤iflik boyutlarda zaten var. Ama kad›n yoldafllarda bunlar›n ortaya ç›k›fl› ve yans›mas› ise özel olarak incelemeyi gerektirecek boyutta. Sürecimiz aç›s›ndan özellikle her alanda önderli¤e ihtiyac›n yak›c› bir flekilde hissedildi¤i gerçe¤i, kad›n yoldafllarda ç›kan baz› noksanl›klar›n at›lmas›n›/üstüne gidilmesini zorunluluk haline getiriyor.
Kad›n yoldafllar kolayca birçok fleye “ben yapamam” diyebiliyor. Veya bir ifle at›lmaktan (sadece pratik bir ifl de¤il özellikle de düflünsel veya sorumluluk alma vb.) ya da kendini önermekten geri durma en s›k yaflanan durumlar. Anlafl›lmas› aç›s›ndan özellikle k›rsal alanda, gerillada, çok rahat yap›lacak bir ifl karfl›s›nda en az befl alt› y›l k›rsal alanda olan kad›n yoldafl çekinerek yanafl›rken hatta “ben yapmasam” derken k›rsala daha yeni gelmifl bir iki ayl›k erkek yoldafl yapmak istemektedir. Erkek yoldafl›n yapma iste¤inin ne kadar gerçekleflir oldu¤u bir tarafa, ama kad›n yoldafllar›n geri durmalar› çözülmesi gereken sorundur. Yine bir pratik faaliyette kendisinden daha tecrübesiz komutan yoldafla elefltiri ve önerileri ile çok fley katacakken sessiz kalmak bir sorundur. Yani ucunda ölümün bile oldu¤u bir prati¤e gözünün k›rpmadan giderken, düflünsel anlamda kendini katED‹LGENL‹K mama durumu olarak kendini gösBiz kad›nlar› engelleyen en yayg›n termektedir. Yine sorumluktan kaçve yo¤un olumsuzluklar›m›z›n bafl›n- mak da edilgenli¤in bir yans›mas› olada edilgenlik meselesi geliyor. rak ortaya ç›kmaktad›r. Edilgenlik nedir? “Bir fleye karfl› Edilgenlik fiziksel bir durum de¤iltepki göstermeyen, etkinli¤i olma- dir. Aksine birçok kad›n yoldafl›m›z yan, baflkas›n›n etkisine katlanan, çok büyük fedakarl›klar gösteriyorlar, edilgin, çekingen, durgun.” (TDK birçok zorlu¤a karfl› mücadele ediyorSözlü¤ü) lar. Yap›lacak denilen bir ifli özveriyle Peki bu, saflar›m›zda nas›l yans›- yap›yorlar. Edilgenlik daha çok kenyor? dini önerSaflar›Kendini gerçeklefltime denilen me, karar m›zda verme, soyeteneklerinin fark›na var ma ve daha çok rumluüst bir noktaya tafl›mak için ka söyleneni luk ald›nlar›n edilgenli¤i k›r›p “ben de yapmak, ma, düvar›m” demesi zorunludur . hep yukafl ü n c e r›dan taliüretme, matlar bekyönetme lemek, gibi kokendi alanularda n›nda deortaya 盤ifltirme ve dek›yor. ¤iflme gücünü Edilgenli¤iyeteri derecemizin toplumde kullanmasal köklerine mak, sorumbakal›m; ta çok luluk almaktan küçük yafllarkaçmak, elefltiri dan itibaren k›z ve öz elefltiride çocuklar› en “güyeteri kadar akvenli” yer olan eve tif olmamak, çekapat›l›r, anne-baba kingenlik fleklinve a¤abeylerin korude kendini gösteryucu kanatlar› alt›na mektedir. al›n›rlar. Bir yerlere gitmelerine, bir
fleylerin sorumlulu¤unu almalar›na, yafl›n›n elverdi¤i ölçüde bir fleylerin karar›n› vermelerine yani k›sacas› hayat›n içine dalarak hayat› tan›malar›na izin verilmez. Her zaman büyükler, ço¤u zamanda büyük olmasa da erkekler “en iyiyi, en do¤ruyu” bilir ve kad›nlara onlar›n söyledikleri her fleyi yapmak, itirazs›z itaat etmek kal›r. Mesela b›rakal›m çocuk ya da genç bir kad›n›, belli bir hayat tecrübesi olan daha ileri yaflta bir kad›n bile bir yere giderken yada yaln›z kalaca¤› zaman yan›na bir erkek çocuk verilir. Bu küçücük ama erkek olan çocu¤a kendisinden çok daha büyük, deneyimli, bir durumda müdahale edebilecek fiziksel kuvvete sahip olan kad›ndan çok daha fazla güvenilir. Kad›nlar da böyle yetifltikleri için kendilerinden çok küçük veya yetersiz de olsa bir erke¤e güvenirler. Kad›nlar erkeklerin aksine uysal, söz dinleyen, “a¤›r bafll›”, “oturakl›” yetifltirilmeye çal›fl›l›r. Çocuklu¤umuzdan beri en çok duydu¤umuz kelimeler genelde “sen k›zs›n/ kad›ns›n...” ya da “k›z k›sm› dedi¤in...” diye bafllayan ve arkas›ndan “flunu yapamazs›n, böyle davranma, flöyle konuflma...” gibi devam eden binlerce müdahaleyle yontulup flekillendirilir kad›nlar. Bunlara uymayanlar ya fiziksel fliddet yöntemleriyle ya da d›fllama gibi çeflitli psikolojik bask›larla “yola getirilir.” Bu ve benzeri yaklafl›mlar kad›n›n do¤umundan ölümüne kadar devam eder. Saflar›m›zda kad›n›n kendisi sorumluluk almak istemezken, sorumlu olan erkek yoldafllarda e¤ilim olarak erkek yoldafllara görev verme/kad›na görev vermeme e¤ilimi ortaya ç›k›yor. Buradaki kayg› veya paradoks iflin “bir flekilde” yap›lmas› ile kad›n yoldafllar›n gelifltirilmesi aras›nda ortaya ç›kmaktad›r. Bu iyi niyetle yap›lsa bile kad›n› gelifltirmeyen, toplumun kad›na bak›fl aç›s›ndan beslenmektedir. Saflar›m›zda ise y›llard›r parti saflar›nda olan ideolojik ve politik olarak daha geliflkin olan kad›n yoldafl bir ifl karfl›s›nda baflka bir erkek yoldafl› önerebilmektedir, iflin garibi kad›n yoldafla sordu¤umuzda “Hanginiz bunu daha iyiiyi yapars›n›z?” diye kendisinin iyi yapaca¤›n› da ifade etmekte ama, yine de erkek yoldafl›n yapmas›n› önermektedir. Bu y›llard›r kad›na biçilen misyonun içsellefltirilmesidir. Bir kad›n gerilla Devam edecek
25
43
10-23 Mart 2006
Silah›yla kalemini birlikte kuflananlar-1-
Filistin edebiyat›: Yürek, sapan; tafl, sözcük... Y›llard›r farkl› ülkelerin iflgallerine karfl› direnen Filistin halk›n›n yaratt›¤› direnifl, mücadele içerisinde kendi edebiyat›n› da yaratm›flt›r. Tanklara karfl› tafllar› kuflananlar›n önünde gidenlerden bununla birlikte sözcüklere hükmederek hem eflsiz güzellikte hem de bir halk›n isyan›n› anlatan ayn› zamanda isyan› yayan, halk›n›n isyanc›s› olmakla halk›n›n flairi, yazar› olmay› ayr› tutmayan edebiyatç›lar yetiflmifl-
Gassan Kanafany, 1972’de ‹srail istihbarat› MOSSAD taraf›ndan Beyrut’ta evinin önünde duran arabas›na 150 kg TNT konularak havaya uçuruldu. O s›rada yan›nda bulunan on yedi yafl›ndaki ye¤eni Melis de onunla birlikte flehit düfltü. Ac›mas›zca gerçeklefltirilen bu suikast sonras›nda, iki flehidin ceset parçalar› 150 metre kareye yay›lm›flt›. Filistin’in kuzeyinde bulunan tarihi flehir Akka’da 1936 y›l›nda do¤an Kanafany, 8 Temmuz 1972’de 36 yafl›nda öldürüldü. Filistin mücadelesinde bu devrimcinin -Marksist-Leninist-Maoist- erken say›labilecek bir tarihte (Filistin Komünist Partisi’ni saymazsak), neden ‹srail’in ilk hedefleri aras›nda yer ald›¤›n› anlamak için ‹srail ‹flçi Partisi’nin lideri ve uzun zaman baflbakanl›k yapan Golda Mair’in Gassan Kanafany’yi anlatan sözlerini okumam›z yeterlidir: “E¤er Filistin halk›n›n kamplarda ve sokaklarda, insanlar›n›n ruh halini ve yaflad›klar›n› ve devrimin halini anlamak istersek, Gassan Kanafany’nin yaz›lar›n› takip etmemiz yeterlidir…” Gazeteci olan ve 11 Aral›k 1967’de FHKC (Filistin Halk Kurtulufl Cephesi) örgütünün kurucular›ndan ve ayn› zamanda Polit Büro üyesi olan Gassan Kanafany, Filistin’in özgürlük mücadelesinde George Habbafl, Vadi Haddad, Abu Ali Mustafa ile birlikte, sa¤›n (El Fetih) mücadele anlay›fl›n› reddederek feodal ve gerici Arap ülkelerinin liderleriyle ittifak yap›larak bir yere var›lamayaca¤›na inand›. Kanafany, Filistin mücadelesi için gerçek anlamda Marksist-Leninist-Maoist devrim yolunu ve iflgale karfl› direniflin tek yol anlay›fl›n› benimseyen ve savunan insanlardand›. Filistin devrimci hareketinin ilk ve temel tafllar›n› oluflturan FHKC’nin içinde, kültürel/siyasi bilincin devriminin silahla birlikte ayn› zamanda ve ayn› yo¤unlukta yürütülmesi gerekti¤ini örgütün içinde ve kendisinin kurdu¤u El’hadef dergisinde inanarak savundu. El’hadef ilk sayfas›nda -ayn› Lenin’in Pravda’s› gibi- “Öyle bir gazete düflünün bir k›v›lc›ma benzesin, o k›v›lc›m büyük bir atefle dönecektir” diyordu. Devrimin edebiyat› “direniflin edebiyat›” temelini kuran/araflt›ran Kanafany, örgütün içinde sa¤lam bölgesel/enternasyonalist kültürel e¤itimin her devrimcinin ruh g›das›n›n temel ilkelerinden oldu¤unu hep savundu. Devrimci silah tafl›yorsa, ayn› silah›n›n gücü oldu¤u gibi kültür ve bilinç gücüyle kuflat›lmas› gerekti¤ini hep savundu. Üretti¤i büyük eserler say›labilecek k›sa hikâyeler, ro-
manlar ve tiyatro eserleri, Filistin halk›n›n derin yaras›n› anlat›yordu. Yarat›c›l›¤› ve erken ayr›l›fl› onun üstüne yap›lan araflt›rmalar›n nedeni oldu uzun süreler içinde “Neden ‹srail’in ilk hedefleri aras›na girdi?” sorusunun cevab› onun yaflam›nda gizliydi. Onun yarat›c›l›¤›n› gösteren ve en önemli k›sa romanlar›ndan olan “Güneflin alt›ndaki adamlar” hikâyesinde; “neden tank›n duvar›na vurmad›lar?”sorusuyla iflgal edilen bir ülkenin yaflama hakk› elinden al›nan halk›n›n psikolojisini tüm aç›kl›¤›yla gözler önüne seriyordu. O hikâyede zengin Arap petrol ülkesine giden üç ayr› nesilden kaçak Filistinlilerin durumunu ve yaflad›klar›n› anlat›yordu. Filistinliler, vize alamad›klar› için bir petrol tankerinin floförüyle - o da Filistinli!!!- onlar için büyük rakam say›labilecek bir paraya anlafl›yorlar, gizlice girebilmeleri için petrol ülkesine. Hayatlar› de¤iflsin diye kaç›yorlard›, s›n›rda floförün fazla durmas› ve s›n›r bekçisinin sorgulamas›n›n uzunlu¤u, gevezeli¤i yüzünden tankerin içinde bo¤ularak ölmeleri, floförün tankerin kap›s›n› açt›¤›nda ve cesetlerle karfl›laflt›¤› zaman tekrar tekrar yüksek sesle kendine sormas›: “Neden tankerin duvar›n› vurmad›lar nefessiz kald›klar›nda?” Neden bo¤ularak ölmeyi tercih ettiler? Korktular... Yaflad›klar› s›k›nt›lar› giderebilmek için zengin bir dünya hayal ederek mi? Ayn› s›k›nt›ya tekrar dönmemek için mi? Bo¤ularak gelen bir ölümün, bo¤ularak yaflamaktan daha kolay gelmesinden mi? Kendi gerçeklerinden kaç›yor, umutlar›n› kolayca hiçe say›labilecek bir adama teslim ediyorlard›. Korku… ‹flte bu korkunun yaratt›¤› derin endifleler ‹srail liderlerinin içindeydi. Sadece silah›yla de¤il, kalemiyle kuflanan bir insand› Gassan Kanafany... Hayatta k›sa bir süre kalan/öyle gözüken, 36 yafl›nda flehit düflen bir devrimcinin uzun yaflam›na/mücadelesine bir göz atal›m ve sizinle paylaflal›m... DEVR‹MC‹ EDEB‹YATÇI OLARAK GASSAN KANAFANY... Yukar›da bahsetti¤imiz gibi, direniflin edebiyat›n› araflt›r›rken, bilimsel bir araflt›rma olarak yaklaflmak gerekti¤inin bilincindeydi. Sadece edebiyat olarak ya da kültür olarak yetinmemek gerekti¤ini de biliyordu. 1919’da ‹ngilizlerin iflgali alt›nda bulunan Filistin halk›n›n direnifli ve özellikle 1936’da “1936 devrimi sorunu” alt›nda yapt›¤› uzun araflt›rma/okuma niteli¤indeki kitaplar› dev-
tir. Oldukça genifl bir konu olan Filistin Edebiyat› yaz› dizisi içerisinde sözcükleriyle direnifli ateflleyen edebiyatç›lar›n sadece bir k›sm› al›nabilecektir. Ancak görülece¤i üzere ülkemizin onurlu bir avuç ayd›n›n› ayr› tutarsak bu edebiyatç›lar›n “masabafl›” ayd›nlardan oldukça farkl› oldu¤u görülecektir. Onlar; direniflin bizzat bir parças›d›rlar. Tafl ve sözcük ayn› ifllevdedir; düflmana f›rlat›lan bir tahrip arac›d›r. Bu say›m›zda ele alaca¤›m›z Gassan Kanafany; hem bir edebiyatç› hem de FHKC’nin kurucular›ndand›r. “Ölüm davas› ölenin davas› de¤ildir... Geride kalanlar›n davas›d›r” diyen, eserleri 20 dile çevrilmifl olmas›na karfl›n Türkçede bulunmamayan bu büyük dava adam› ve çok yönlü edebiyatç›n›n okuyucular›m›z taraf›ndan ilgiyle okunaca¤›n› düflünüyoruz….
rimci insanlar›n dikkate almalar›n›n gerekti¤ini ve FHKC’nin içinde okutulmas›/e¤itilmesi ve tart›fl›lmas› gerekti¤ini bir ilke olarak koydu. FHKC’nin ilk genel kurulunda ve program›nda yer almas›n› üstüne basa basa savundu. Filistin tarihini sorgularken do¤ru ve bilimsel saptama yapmak gere¤ini fliddetle savundu. 1919-1948 aras› dönem mutlaka ya geçifltirilir iflgalciler taraf›ndan ya da sapt›r›l›r. Neden 1936’da ‹ngilizlere karfl› direniflin doruk noktas›na geldi¤i dönemde ‹ngilizlere karfl› dünyada ilk defa ve rekor düzeyde olarak tarihe geçen 6 ayl›k bir genel grev vard› Filistin’de. Bu süre içinde grevi bafllatan ve önderlik yapan ‹zzeddin El-Kassam (flu anda HAMAS’›n askeri kanad›n›n ad› buradan ilham alm›flt›r), bir cami imam›yd› ve Filistin topra¤›n›n dinde kutsal olmas›ndan dolay›, ‹ngilizlere karfl› Filistin’in genelinde sad›k kal›narak halk bu imam› takip etmifl, yine ayn› lider (ElKassam) kendisi ‹ngilizlerle oturarak grevi bitirmifltir. Sonras›nda ise anlaflma yapt›¤› iflgalci ‹ngilizler taraf›ndan s›n›rd›fl› edilmifltir. Filistin halk› 1919-1948 aras›nda ‹ngiliz iflgali alt›nda yaflam›fl ve bu uzun süre içinde direnifl göstermifltir. Bu direniflin neden baflar›l› bir sonucu getirmedi¤ini - bunca kitleyi arkas›na alm›fl olmas›na ra¤men (Filistin halk›n›n tümü diyebilece¤imiz!!) ve halk›n tamam›na yak›n› genel grevin oldu¤u 6 ay boyunca hiçbir ticaret yerini açmamas›na ra¤men- flehirlerde, kasabalarda, köylerde Filistinlilerin dillerinde, hikaye, fliirler, halk müzi¤inin zengin bir tablo oluflturdu¤u halde ve neden bunca ac›ya ra¤men baflar›lmam›fl olmas›n›, Gassan Kanafany basit ama ayn› zamanda derin bir saptamayla iflaret etti; din ve feodalizm gerici Arap liderlerinin rolü çok etkiliydi bu direnifl süresinde. Yazd›¤› araflt›rmalar›nda ve kendi yazd›¤› eserlerinde hem zengin direniflin izlerini hem de baflar›s›zl›¤› ve bunun bilimsel nedenlerini hep ele ald›. “Kör adamla sa¤›r adam” adl› hikâyesinde topluma zeki ve derin bir yaklafl›mda bulunuyordu, halk›n hurafelere inanc›n› ve dini farkl› bir ele al›fl› vard›. O hikâyede iki adam›n toplumun zorlamas›yla “ermifl” san›lan bir fleyhin bulundu¤u mezarda kabire varmadan önce bulufltuklar› anlar› ve konufltuklar›n› ifade ediyordu: “Sa¤›r adama ba¤›rarak soruyor yard›mc› olsun diye. Nereye gitmek istedi¤ini. Kör adam anlatmaya bafllar. Ama sa¤›r olan ba¤›rarak onu duyamayaca¤›n› söyler. Çünkü kendisi sa¤›rd›r. Birleflmifl Mil-
letler’in insani yard›m kuruluflunda çal›flt›¤›n› ve sa¤›rl›¤›n tek güzel taraf›n›n insanlar›n oluflturduklar› sellerin o az yard›m› alabilmek için kalabal›¤›n sesini duymamak oldu¤unu söyler. Kör adam iflaretle anlatmaya çal›fl›r. Ailesinin ve çal›flt›¤› iflyerinde -f›r›n iflçisi olarak çal›flmaktad›r- iflçilerin ›srarlar›yla geldi¤ini anlat›r. Sonra kör sorar iflaret diliyle, anlamaz ama sa¤›r adama ba¤›rarak anlat›r, buraya fleyhin sa¤›rl›¤›n› iyilefltirsin diye dua etmeye geldi¤ini. ‹nsanlar›n ermifl kiflinin kendisini mezar›n›n bafl›ndaki a¤açta yüzü belirdi¤ini, hasta ve özürlü insanlar› iyilefltirdi¤ini anlat›yorlar. Kör adam gözlerini iflaret ederek ona buraya ayn› amaçla geldi¤ini izah eder. Sa¤›r adam o zaman haydi birlikte o fleyhe gidelim der. Mezara geldiklerinde kör adam iflaret diliyle gördüklerini söylemesini ister. Sa¤›r adamdan ve sorar: “Ne görüyorsun orada?” Sa¤›r olan› pek net gözükmedi¤ini ba¤›rarak söyler. Kör adam gel omuzuma ç›k diye teklif eder, sa¤›r kabul eder. Birfleyler m›r›ldanmaya bafllar, sonra gülmeye. Kör olan›n ne gördü¤ünü sorar merakla. Sa¤›r dur bir dokunay›m diye ba¤›r›r ve alayc› gür ve keskin bir sesle mezarda hayk›r›r: “Sadece mantar... sadece mantar... bir mantar y›¤›n›ndan medet umduk ikimiz” kör adam ve sa¤›r adam kinaye baz›nda ikisinin birlefliminin bir do¤ru adam etti¤ini topluma iflaret ederek, özürlülüklerini tamamlayarak, böylece arkadafll›klar› bafllar. ‹kisi toplumdaki bat›l inançlara karfl› de¤iflik bir yaklafl›mla nas›l direndiklerini anlat›r. Sonra ikisinin iflgale karfl› direnifli içinde yer almas›yla bu k›sa hikayeyle farkl› bir ele al›fl› vard› Gassan Kanafany’nin. ‹kinci büyük damgas› Filistin Halk Edebiyat›nda 1948’de ‹srail taraf›ndan iflgal edilen topraklarda yaflayan Filistinli edebiyatç›lar›n eserlerine dikkat çeken devrimci/edebiyatç› Filistin tarihinde yer ald›. “1948 topra¤›nda direnifl edebiyat›”d›r. Ciddi araflt›rmalar yap›p ve sadece bununla yetinmeyerek, orada halkevleri, kütüphaneler ve FHKC’nin kollar›na ait gazete, dergi ve kültürel yay›nlara maddi manevi destek sa¤lamas›n› bildi. Filistin halk› taraf›ndan, orada yetiflen ve Filistin kimli¤iyle bütünleflen edebiyatç›lar, Filistin halk›n›n dünyada yak›ndan tan›nmas›n› sa¤lad› ki, Filistin edebiyat›nda önemli rol oynayan ve tarih niteli¤inde eserlerini yazan bir nesil vard› Filistin’in 1948 iflgali alt›nda. Bunlardan bir kaç› dünya ve Arap edebiyat›nda önemli yer ald›; Mahmud Dervifl, Samih El Kassem, Leyla Tokan, Tevik Zeyad... Sürecek...
26
10-23 Mart 2006
M a rtt ‹‹SSY A N DIIRR!! K›fl›n dinginli¤inin ve sessizli¤inin ard›ndan günü örten gecenin karanl›¤›n›n üstünden at›lmas› gibi, do¤a beyaz örtüsünün alt›ndan dirilifle geçiyor, toprakta sakl› olan tohum deliyor topra¤›n örtüsünü, boy veriyor dünyaya kardelen direngenli¤inde. Mart ay› do¤an›n bin bir renginin cümbüflünü, hareketin sonsuz devinimini insano¤lunun gözlerine sunuyor. Gözlerimizin önünde do¤a ayaklan›yor… Mart ay› biz devrimcilere iflçi s›n›f›n›n ve cümle emekçilerin zulme karfl› isyanlar›n› anlat›yor…
Kökeni tarihte olan isyanlar› temsil ediyor Newroz. Newroz, “Nevruz”laflt›r›lmaya çal›fl›l›p, hakk›nda çok fley söylense de gerçek olan Newroz’un zulme karfl› direniflin bir simgesi olmas›d›r. Zalim Asurlular›n egemenli¤ine, Dehak’›n zalimli¤ine son veren Demirci Kawa’n›n isyan ateflidir Newroz. Dehak’›n alt edilifli ile gün, yeni bir güne evrilmektedir, 21 Mart Newrozdur. Newroz, mazlumlar›n zafer bayram›d›r. 1982’de Diyarbak›r Askeri Hapishanesi’nde iflkenceyi, bask› ve zulmü protesto ederek hayat›na son veren Mazlum Do¤an’›n eyleminin tam da Newroz’a denk düflürülmesi, yine Zekiye Alkan’›n Diyarbak›r’›n surlar›nda gencecik bedenini tutuflturmas›, ayn› flekilde Rahflan Demirel, Nilgün Y›ld›r›m (Berivan), Bedriye Tafl (Ronahi)’›n bu eylemlerini Newroz’a denk getirmesi çok anlaml›d›r. “Newroz atefli çal› ç›rp›yla de¤il, en iyi insan bedeniyle gürleflir” diyenlerin b›rakt›klar› direnifl gelene¤i büyütülerek yar›nlara aktar›lmaktad›r. Aradan as›rlar geçti, krallar yerini imparatorlara, imparatorlar yerini diktatörlere b›rakt›. 16-17 Mart 1988 tarihinde Halepçe’de yaflananlar günümüz Dehaklar›n›n eseriydi. Halepçe Katliam›, kimyasal silahlar›n halk üzerinde bu kadar genifl çapl› kullan›ld›¤› ilk sald›r›yd›. Ço¤unlu¤u yafll› kad›n ve çocuklardan oluflan beflbin Kürt bu sald›-
r›da katledildi. Y›llar sonra ayn› co¤rafya bu kez de halk› “özgürlefltirmeye” gelmifl conilerin döktü¤ü kanla y›kanacakt›. Elbetteki süren yaln›zca zalimlerin zulmü de¤il, zulme karfl› ezilen halklar›n direniflidir de. Newroz gelene¤ini güncellefltirmenin yolu devrimci bir bak›fl aç›s›yla Irak iflgalini, iflgale karfl› yürütülen direnifli ve bu direnifl karfl›s›nda özellikle Kürt önderliklerinin tak›nd›¤› olumsuz tutumun gelecekte bölge halklar› için yol açaca¤› tehlikeleri sorgulamaktan, do¤ru çözüm önerileri sunmaktan, bu u¤urda mücadele etmekten geçer. Tarih ezilen halklara, uluslara zalim Dehak’›n ard›llar›na suç ortakl›¤› yapmay› de¤il, Kawa’n›n ça¤dafl yoldafllar› olmay›, zalimlerin zulmüne karfl› sonuna kadar savaflmay› emrediyor.
72 gün süren rüya… Tarihin kendilerinden bekledi¤i “direnifli” hayata geçirip, özgür bir toplumda yaflama hayalinin ilk uygulay›c›lar›yd›lar onlar. 18 Mart 1871’de kurulan iflçi s›n›f›n›n ilk iktidar›d›r Paris Komünü. 28 May›s 1871’de y›k›lsa da bir hayalin gerçekleflebilirli¤ini, uygulanabilirli¤ini ispatlam›flt›r tüm dünyaya. fiöyle demektedir 14 Mart 1883’te yaflam›n› yitiren Marksizm biliminin kurucusu Karl Marks: “Komün, Frans›z toplumunun bütün sa¤l›kl› ö¤elerinin temsili, dolay›s›yla da gerçek ulusal hü-
kümet oldu¤u kadar, ayn› zamanda da, eme¤in özgürlü¤üne kavuflmas›n›n cüretli savaflç›s›d›r ve sözün tam anlam›yla enternasyonaldir. Komünün ald›¤› en büyük toplumsal karar, kendi öz varl›¤›, ve eylemi olmufltur. Belli konulardaki öteki kararlar›, yaln›z halk için halk›n yönetimini gösterir. F›r›n iflçilerinin gece çal›flmas›n›n yasaklanmas›, patronlar›n iflçilerden çeflitli bahanelerle ceza kesmelerinin yasaklanmas›, bunlar›n bafll›calar›ndand›r.” ‹flçi s›n›f›n›n, iktidar› bu ilk ele geçiriflinden sonra 20. yüzy›lda peflpefle gelen devrimler, eflit ve özgür bir dünya yaratma cüretinin somuta uygulanmas› olmufltur. Tarih; yenilgilerin de yenildi¤ini göstermifltir. Ayn› özgür dünya yaratma umudu yine yüreklerde, bilinçlerde ve bileklerdedir. Egemenler içinse, bu umudu engellemenin baflta gelen yolu toplu k›y›mlard›r, katliamlard›r.
Beyaz›t’›n yedi karanfili… Bask›, iflkence, k›y›m, katliam sistemin süreklilik gösteren devlet politikas› olmas›na ra¤men, toplumsal muhalefetin durumuna göre yo¤unlu¤u de¤iflmektedir. S›n›f mücadelesinin yükseldi¤i, toplumsal muhalefetin güçlendi¤i durumlarda egemenler korku yaymak amac›yla bu araçlara daha fazla baflvurmaktad›rlar. Tarihler 16 Mart 1978’i gösterdi¤i zaman ‹stanbul Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi’nde yaflananlar buna örnektir.
43 KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Binali Y‹⁄‹T: Dersim Pülümür do¤umludur. Yoksulluk nedeniyle Almanya’ya gider. Burada örgütlü mücadelenin gücünü kavrayarak militan bir örgütleyici olur, AT‹F’in örgütlenmesinde büyük çaba harcar. Almanya’dan dö- Binali Yi¤it nerken 12 Mart 1979’da fiereflikoçhisar yak›nlar›nda geçirdi¤i trafik kazas›nda yaflam›n› yitirir. Mustafa AKDAL: 19 Mart 1982’de Almanya’da geçirdi¤i bir trafik kazas›nda hayat›n› kaybetti. Niyazi GÜNDO⁄DU: 1956 y›l›nda Sivas Hafik’te M. Akdal do¤du. ‹stanbul’da mücadele yürüttü. Okmeydan› Kültür ve Dayan›flma Derne¤i (Ok-Der) baflkanl›¤› yapt›. 1977’de gözalt›na al›narak tutukland›. Hapishaneden ç›k›nca askere al›nd›. Memleketine döndü¤ünde 16 Mart 1983’te tekrar gözalt›na al›narak bir gün sonra iflkencede katledildi. H›d›r YILDIZ: 1968 Dersim Hozat Amutka köyü Gefltek Mezras›’nda do¤du. Yoksulluk nedeniyle okuyamad› ve hayvanc›l›k yapmaya bafllad›. Gerillayla iliflkisi küçük yafllarda bafllar ve aralar›na kat›lmak için can atar. 17 yafl›ndayken gerillaya kat›l›r. 17 Mart 1985’te içinde bulundu¤u birlik Hozat Mistiken’de pusuya düfler. Burada vurulur ve yaral› olarak düflman›n eline geçer. Düflman sorguda N. Gündo¤du kendisinden bir fley alamay›nca kurfluna dizerek katleder. Seyit KONUK: Tokat Merkez’e ba¤l› Dive köyündendir. 13 Mart 1982’de yoldafllar› ‹brahim Ethem Coflkun ve Necati Vardar’la birlikte ‹zmir Buca Hapishanesi’nde faflizmin kalemini k›ranlar olmufllard›r. Ömür KARAMOLLAO⁄LU: 1955 y›l›nda Malatya Akçada¤’da do¤du. Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oyuncu olarak çal›flt›. 1975’te THKP-C/HDÖ üyesi olarak profesyonel devrimcilik yaflam›na bafllad›. 24 Mart 1977’de bir bomban›n patlamas› sonucu flehit düfltü. Ölüm Orucu fiehitleri: Cengiz SOYDAfi, 21 Mart 2001 (DHKP-C), Yeter GÜZEL, 10 Mart 2002 (TKP(ML)), Do¤an TOKMAK, 16 Mart 2002(DHKP-C), TunH. Y›ld›z cay YILDIRIM, 21 Mart 2002 (DHKP-C)
27
43 Hergün 50-60 polisin önünde bekledi¤i fakültede yaln›zca 9 polis vard›r. S›n›flar›ndan ç›kan devrimci-demokrat ö¤rencilere pusuda bekleyen sivil faflistler “Hepinizin sonu geldi art›k!” diye ba¤›rarak üzerlerine bomba atarak, kurflun ya¤muruna tutarak sald›r›r. Bu kargaflan›n içinde bir ses “Belan›z› buldunuz!” diye ba¤›rmaktad›r. Bomban›n patlad›¤› yerde 7 karanfil; Cemal Sönmez, Baki Ekiz, Ahmet Turan Ören, Abdullah fiimflek, Hamit Ak›l, Murat K›r ve Hatice Özen yaflam›n› yitirir. 43 ö¤rencinin yaraland›¤› katliam davas›nda 1984’te tüm san›klar›n beraat›yla sonuçland›. 19 y›l sonra 1997 y›l›nda katliam› gerçeklefltirenlerden Zülküf ‹sot’un ablas› Remziye Akyol, katliamdan bir süre sonra öldürülen, dönemin Eminönü-Beyaz›t Ülkü Ocaklar› Baflkan Yard›mc›s› olan kardeflinin katliam› gerçeklefltirenlerden birisi oldu¤unu aç›kl›yordu. Akyol, kardeflinin emri bizzat Alparslan Türkefl’ten ald›¤›n› ve bir polis minibüsüyle üniversite önüne kadar getirtildiklerini, bombay› kardeflinin att›¤›n› söylüyordu.
nen yara bu kez Gazi’deydi. Önce ‹smetpafla caddesi üzerindeki kahvehaneler otomatik silahlarla taranm›fl, 67 yafl›ndaki Halil Kaya katledilmiflti. Bu
Havaya atefl edilince, mart›lar vurulur… Gizli sakl› yap›lan, “faili meçhul” yap›lan onca sald›r›n›n yan›nda, egemenlerin pervas›zca göz göre göre katlettikleri yaflamlar vard›r. 12 Mart 1995 akflam› televizyonlardan yans›yan kitleye aç›ktan atefl eden polislerin görüntüsü kaz›nm›flt› haf›zalara. Aç›lmak iste-
kahvehaneleri sivil faflistlere taratan devlet, olay› Alevi-Sünni çat›flmas› gibi göstermeye çal›fl›yordu ancak amaç gözda¤› vermekti. Gazi halk› katliama karfl› barikatlar›n› kurmufltu. Direnifl buradan Okmeydan›, Nurtepe, Güzeltepe, Alibeyköy ve Ümraniye 1 May›s
Mahallesi’ne yay›lm›flt›. Gazi ve Ümraniye’de; Halil Kaya, Reis Kopal, Fadime Bingöl, Sezgin Ekin, Ali Y›ld›r›m, Zeynep Poyraz, Mümtaz Kaya, Dilek Sevinç, Fevzi Tunç, Hakan Sel, Mesut Efe, Hüseyin Bilal, Hasan Gürgen, Dinçer Y›lmaz, Hasan Ersürer, fiefika Sevi, Güllü Altunba¤, Mehmet Gündüz, Genco Demir, ‹smihan Yüksel, Hasan Puyan, ‹smail Baltac›, Hakan Çabuk flehit düfltü. T›pk› Beyaz›t katliam›n›n davas›nda oldu¤u gibi y›llarca süren davadan ç›kan karar beraat oluyordu. Tan›k anlat›mlar› olay› bütün ç›plakl›¤›yla gözler önüne seriyordu oysa: “Özellikle PTT binas›n›n önündeki k›rm›z› araban›n yan›nda bir polis oturmufl, 1617 yafllar›nda bir çocu¤u hedef alarak atefl ediyordu. Benim bildi¤im havaya atefl edildi¤i zaman mart›lar vurulur…” (Dönemin Zübeyde Han›m Mahallesi muhtar vekili) Mart; isyanla katliam›n iç içe geçti¤i bir ayd›r, yaflam›n kendisi gibi. Mart Ayferdir; mücadele içinde özgürleflen, önderleflen, komutanlaflan kad›nd›r. Mart Ahmet Muharrem Çiçek’tir, ölümüne de¤erlere sahip ç›kmad›r, can›n› koymakt›r ortaya usulca. Mart; Mazlum Do¤an’d›r, zulümle ve bask›ya karfl› yarat›lan isyan ateflini büyütmektir… Mart Newroz’dur, Mart K›z›lderedir… Da¤ bafllar›nda yak›lan atefli, alanlarda büyütmeye! Hesab› sorulsun diye vurulan mart›lar›n, bedeli ödetilsin diye soldurulan karanfillerin…
Muharrem olunmal›! Proletarya Partisi’nin tohumlar› henüz topra¤a yeni at›ld›ktan sonra Mart ay›nda topra¤› çatlatan bir Çiçek’ti O. Mütevazilikle son sözlerini söylerken yoldafllar›na, geride kalanlara neyi b›rakt›¤›n› iyi biliyordu O. Aradan geçen onca y›ldan sonra bile -ki, s›n›f mücadelesi aç›s›ndan bak›ld›¤›nda oldukça k›sa, k›sac›k ömürlü insano¤lu içinse oldukça uzun bir zaman- direnifliyle hala ard›llar›n›n dilinde simgeleflmifl bir isim O. Arkas›ndan yak›lan a¤›tlarla, marfllarla her eylem alan›nda dillerden düflmeyen bir türkü O. Muharrem’den Muharrem’e uzanan bir direnifl gelene¤inin ilk ve en önemli halkalar›ndan birisi O. Ahmet Muharrem Çiçek, Elaz›¤ Karakoçan’da gerici bir ailenin çocu¤u olarak do¤du. Üniversite ö¤renimine kadar bu gerici kültürün etkisi alt›ndayd›. ‹stanbul Üniversitesi T›p Fakültesi’ne kay›t yapt›rd›ktan sonra ö¤renci gençli¤in akademik-demokratik mücadelesinden
ve anti-fa-
flist, anti-emperyalist mücadelesinden etkilendi. Giderek militanlaflarak kendisini çevreleyen gericili¤in etkisinden s›yr›ld›. O, içinde yer ald›¤› TKP/ML saflar›nda geliflmekte ve yetkinleflmekteydi. Parti üyesi ve T‹KKO ‹stanbul Bölgesi Gerilla Komutan› iken, 19 Mart 1973’te ‹stanbul fiehremini’de polisle girdi¤i çat›flmada flehit düfltü. Son mermisine kadar düflmanla çat›flmas› ve mermisi bittikten sonra düflmana sa¤lam hiçbir de¤erin geçmemesi için silah›n› parçalamas› yoldafllar›na Parti de¤erlerinin korunmas› ve düflmana teslim edilmemesi noktas›nda önemli bir gelenek b›rakt›. Onun b›rakt›¤› bu bayrak, ölüm orucunda inanc› ve sabr›yla ölümsüzleflen Muharrem Horoz’dan, Dersim’de son mermisine kadar çat›flan Muharrem Yi¤itsoy’a geçti. fiimdi yeni Muharremler büyütüyor umudun ad›mlar›n› koyaklarda, sokaklarda, okullarda, alanlarda ve hayk›r›yor: Muharrem olunmal›!
10-23 Mart 2006 GÜN’DE DÜN… 9 Mart 1965. Zonguldak Kömür ‹flletmeleri direniflinde Sat›lm›fl Tepe ve Mehmet Çandar adl› iflçiler öldürüldü. Zonguldak Kozlu’daki Ere¤li Kömür ‹flletmesi’nde çal›flan maden iflçileri, Türk‹fl ve hükümetin engellemelerine ra¤men greve gittiler. Grevci maden iflçileri çal›flmak isteyen iflçilerin yer alt›na inmesini engellediler. Hükümet geliflmeler üzerine Kozlu’ya bir tümen asker gönderdi. Kozlu’da iflçilerin direnifli çat›flmaya dönüfltü; aç›lan atefl sonucunda iki iflçi öldü,15 jandarma yaraland›,14 kifli gözalt›na al›nd›. Olaylar›n radyodan verilmesi hükümet karar›yla durduruldu.13 Mart günü olaylar yat›flt›, iflçiler iflbafl› yapt›. 10 Mart 1965. Zonguldak’ta1500 maden iflçisi greve bafllad›. 11 Mart 1976. ABD Baflkan› Nixon fiili’deki seçimler s›ras›nda Allende’nin seçilmesini önlemek için CIA’ya emir verdi¤ini itiraf etti. 12 Mart 1925. Çin’de Guomindang Baflkan› Sun Yat-Sen öldü, Yerine General Çan Kay-flek getirildi. 14 Mart 1956. Sovyetler Birli¤i Komünist Partisi 1. Sekreteri Stalin’in ölümü üzerine yerine getirilen Malenkov görevini 8 gün sonra Kruflçev’e devretti. 15 Mart 1984. ‹ngiltere’de maden iflçileri ülke çap›nda bir grev bafllatt›. 19 Mart 1965. Merzifon’un Çeltek Linyit ‹flletmesi’ndeki grizu patlamas›nda 69 iflçi öldü, 58 iflçi yaraland›. 20 Mart 1933. Nazilerin ilk toplama kamp› Münih yak›nlar›nda aç›ld›. 1971. Batman’da miting yapan üç bin köylü “Aç›z” diye ba¤›rd›. 1990. Mardin’in Cizre ilçesinde kepenk kapatma eylemi yap›ld›. Eylem s›ras›nda polisin sald›r›s› sonucunda 4 kifli öldü. Kepenk kapatma eylemi ertesi gün Nusaybin, ‹dil, Silopi ve Midyat’a da yay›ld›. 21 Mart 1992. Newroz kutlamalar› s›ras›nda T. Kürdistan›’nda kad›n ve çocuklar›n da aralar›nda bulundu¤u 57 kifli öldü. Cizre ve fi›rnak’ta Newroz gösterilerine polisin sald›r›s› uzun süre tart›fl›ld›. Polise ait oldu¤u belirtilen bir araçtan bir grup gazeteciye Cizre sokaklar›nda atefl aç›ld›. Bu s›rada Sabah gazetesi muhabiri ‹zzet Kezer öldü. 22 Mart 1978. 1971’de ‹stanbul Maltepe’de Hüseyin Cevahir’i vuran emekli Deniz Yarbay› Cihangir Erdeniz 23 Haziran 1978’de dükkan›nda öldürülerek cezaland›r›ld›. 23 Mart 2001. NATO, Kosova savafl›nda “seyreltilmifl uranyum” mermisi kulland›¤›n› itiraf etti.
28
10-23 Mart 2006
43
Çorlu’da direnifl 1. y›l›n› doldurdu
KARARLILIK DEVAM ED‹YOR!
Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için ifllerinden at›lan ‹leri Deri ve Birsinler Deri iflçilerinin at›ld›klar› günden itibaren fabrikalar› önünde bafllatt›klar› direnifl, birinci y›l›n› geride b›rakt›. 2005 fiubat ay›nda ifllerine son verilen ‹leri Deri iflçileri direniflin 380’li günlerindeyken; Birsinler Deri iflçileri 250’li günlerdeler. Bir y›l boyunca fabrikalar› önünde kurduklar› direnifl çad›rlar›nda her türlü zorlu¤a katlanarak direnen iflçiler, bu süreçte patron ve Çorlu Emniyet Müdürlü¤ü’nün fiziksel ve psikolojik sald›r›lar›na maruz kalm›flt›. Çad›rlar› y›k›lan/yak›lan, birçok kez gözalt›na al›nan, tehdit edilen iflçiler, iflyerlerine geri dönünceye kadar sürdüreceklerini söyledikleri direnifllerinden hiçbir taviz vermedi. Bir y›l içerisinde ‹leri Deri patronu fabrikan›n ismini Müge Deri olarak de¤ifltirmifl, Birsinler Deri patronu ise fabrikay› satm›flt›. ‹fl Mahkemesi’nde açt›klar› davada yerel mahkemenin verdi¤i ifle iade karar›n› tan›mayan patronlar karar› Yarg›tay’a tafl›rken sivil polisler eflli¤inde ‹leri Deri fabrikas›na iflçi alarak üretime bafllam›flt›. Son olarak fiubat 2006’da karakola ça¤r›lan iflçiler, gözalt›na al›nm›fl ayn› gün direnifl çad›rlar› y›k›lm›flt›. Yarg›tay ise ‹fl Mahkemesi’nin verdi¤i karar› bozarak geri gönderdi. Tüm bu geliflmelerin yan› s›ra Deri-‹fl sendikas› ve iflten at›lan iflçiler çalmad›k kap› b›rakmayarak seslerini duyurmaya çal›flt›lar. Gönen ve Tuzla deri iflçilerinin, Nakliyat-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için iflten at›lan Coca-Cola iflçilerinin direnifllerine de destek veren Çorlu Deri iflçilerini 3 Mart’ta Deri-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Yener Kaya ve Baflkan Vekili Musa Servi ile birlikte CHP Genel Baflkan Vekili Cevdet Selvi, Çorlu Belediye Baflkan› Altan Ersin, CHP Edirne Milletvekili Rasim Çak›r, CHP Çorlu ‹lçe Baflkan› Ünal Baysal ve CHP Tekirda¤ ‹l Baflkan› ziyaret ederek iflçilerin sorunlar›n› çözmek için üzerlerine düflen her görevi yerine getireceklerini söylediler. CHP Genel Baflkan Vekili Cevdet Selvi Cevahir Deri ve Dünya Deri iflçilerinin Çorlu Deri iflçileriyle ayn› s›k›nt›lar› yaflad›¤›n› söylerken; ‹fl Yasas›’n› tan›mamakta direnen patronlar› elefltirdi. ‹lerleyen günlerde sendikan›n fabrikaya resmi grev karar› ast›¤›nda iflverenin de s›k›nt›l› günler geçirece¤ini söyleyen Selvi; “Asgari ücretin de alt›nda ücret vererek, iflçiyi aç-susuz b›rakmak kimseye yak›flmaz. Dün Tuzla’da bugün burada çözülmesi mümkün olup da haklar› istismar edilen iflçiler Türkiye’ye yak›flm›yor” fleklinde konuflurken bugüne kadar patronlarla yap›lan görüflmelerin hiçbirinden olumlu yan›t ala-
mad›klar›n› ekledi. Bu sorunun muhakkak çözülece¤ini söyleyen Selvi, ziyaretler sonras› yapt›klar› de¤erlendirmelerle Meclis’te soru önergesi vereceklerini de belirtti. Selvi, tüm bunlar› söylerken, CHP’nin hükümette oldu¤u dönemde deri iflçilerine ve genelde iflçi s›n›f›na yönelik sald›r›lar› “unutmufltu” muhtemelen. Selvi’den hemen sonra k›sa bir konuflma yapan Yener Kaya ise 1 y›l› aflk›n süredir verilen emek mücadelesinin er ya da geç kazan›laca¤›n› söyledi. Kendilerini çad›rda ziyaret eden CHP’lileri Çorlu Deri iflçileri de “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Sendika yoksa üretim de yok” sloganlar›n› atarak karfl›lad›lar.
‹leri Deri’de zafer tüm iflçilere yans›yacak Ziyaret sonras› görüfltü¤ümüz Deri-‹fl Sendikas› Çorlu Temsilcisi Ali Bayram direniflin geldi¤i son aflamay› de¤erlendirdi; “Yerel Mahkeme patronu haks›z bulmufltu, patronun 15 gün öncesinden haber verilmeden iflten ç›kar›lmas›, ç›kar›l›fl biçi-
mini de¤erlendirdikten sonra bu karar› vermiflti. Sonras›nda patron karar› Yarg›tay’a tafl›m›flt›. Yarg›tay’dan da karar›n bozulmas› yönünde yerel mahkemeye geri döndü dava. Ancak yerel mahkemede karar› veren hâkim ‘bu karar önüme gelirse, ben yine ayn› karar› veririm’ diyor. Çünkü patronu hakl› gösteren hiçbir durum yok ortada. Önceki geliflmeleri zaten biliyorsunuz. Benim çad›rlarda olmad›¤›m bir saatte TMfi’den polisler gelerek çad›rdaki iflçileri topluyorlar. Onlar›n kafalar›n› kar›flt›rmak için konufluyorlar. Emniyet’e davet ediyorlar, sorunu çözelim diye. Ard›ndan beni de arad›lar. ‹flçileri baflka bir tarafa beni baflka bir tarafa ald›lar. Bizi tehdit ettiler, ‘mahkemeyi kaybettiniz, çad›rlar›n›z› y›kaca¤›z, sizi burada bar›nd›rmayaca¤›z’ gibi laflar ettiler. Biz de ifade vermedik avukat istedik. Emniyet müdürü de iflçilere dönerek ‘Arkadafllar bu adam sizi kand›r›yor, sendikac›lar sizi kand›r›yor. ‹nanmay›n, gidin iflverene paran›z› al›n bu ifli de b›rak›n’ dedi. Ben de ‘Siz bugüne kadar bu sorunu çözme çabas›na girmediniz. fiimdi gelip de iflçilerle bu flekilde konuflman›z do¤ru de¤il’ dedim. Biraz daha tart›flt›k. Sonra kaçar ad›mlarla oradan ayr›ld›. ‘Ben seni orada tutmam’ dedi ve gitti. Avukatlar geldikten sonra ifade verdik ve ç›kt›k. Saatler ald› tabi bu anlatt›klar›m. Biz o gün tedbirliydik. Bizi ald›klar›nda çad›rlara gelerek y›kabilirler diye birkaç arkadafl› çad›rlarda b›rakm›flt›k. Dedi¤imiz gibi de oldu. Sivil polisler çad›rlara gitmifller ve insanlar›n oldu¤unu görünce geri gitmifller.
Bizi b›rakt›ktan sonra akflam çad›rda kimse kalmay›nca da tekrar gidip y›km›fllar. Ama nas›l bir kindir ki, jiletlerle, b›çaklarla paramparça etmifller çad›rlar›, içerideki eflyalar› k›r›p dökmüfller. Biz de tekrar 10 dakika içerisinde kurduk çad›rlar›m›z›. Sonras›nda ise Çorlu Demokrasi Platformu’na haber verdik, bas›n aç›klamas› yapt›k. ‹flveren direniflteki iflçilerin evlerine sivil polislerle beraber giderek ‘siz birkaç kifliyle birlikte gelin, size istedi¤iniz kadar para veririz’ diyorlar. Arkadafllar da ‘Benim evime geldiniz, ben sizi misafir olarak kabul ettim. Bir daha da bu teklifle benim evime gelmeyin’ diye cevap veriyorlar. Polis özellikle göçmen iflçilere ‘Siz sürekli s›n›rdan geçip geliyorsunuz. Çay ve benzeri fleyler getiriyorsunuz. Bunlar› size getirtmeyiz. Sizi s›n›r d›fl› ederiz’ diye tehdit ediyorlar. Özellikle bu son 10 gündür bilinçli bir flekilde polisler taraf›ndan takip ediliyorum, kiminle sohbet etti¤im takip ediliyor, nereye gidersem izleniyorum. Harb-‹fl Sendikas›’n›n flube baflkan›na gidip ‘Bunlar PKK’n›n y›ldönümünü kutlayacaklar. Sak›n bunlarla iliflki kurma, bunlar› gönder’ diyorlar. Art›k kritik bir döneme giriliyor patronlar aç›s›ndan. Çünkü resmi grev karar› as›lacak, ‹leri Deri patronu çok zorlanacak. Süreç sonunda sendikayla birlikte iflçiler iflyerlerine geri dönerse buradaki tüm deri iflçileri örgütlenmeye bafllayacak. Burada oturmufl bir faaliyet örülmüfl olacak. Son günlerde bu sald›r›lar› art›rmalar›n›n nedeni de bundan korkmalar›.” (‹stanbul)
Deri iflçileri: “Duyun sesimizi, sesimize ses kat›n!” Cevahir Deri iflçileri 24 Kas›m 2005, Dünya Deri iflçileri de 6 fiubat 2006 tarihinden beri direniflte. ‹flçiler sendika öncülü¤ünde devletin ve kolluk güçlerinin sald›r›lar›na ra¤men cesurca ve onurlu bir flekilde direnifllerini sürdürdüler/sürdürecekler. Ancak deri iflçileri seslerini duyuramad›klar›n› ifade ediyorlar. ‹flçilerin sesini ancak devrimci ve sosyalist bas›n duyuyor ve duyurmaya çal›fl›yor. Seslerini duyuramayan iflçiler, 4 Mart Cumartesi günü AKP Tuzla ilçe teflkilat›n›n 2. Ola¤an Kongresi’ni Tuzla’da Kafkale Spor Kompleksi’nde yapaca¤›n› duyunca seslerini Baflbakan’a iletmek amac›yla aileleriyle ve sendika yönetimiyle birlikte kongrenin yap›laca¤› yere gittiler. Çeflitli dövizlerle Spor Kompleksi’nin önüne gelen iflçiler yo¤un polis ablukas›na ra¤men spor salonunun önünde beklemeye bafllad›. Burada Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiube Baflkan› Hasan Sonkaya, AKP’li olan Tuzla Belediye Baflkan Yard›mc›s› Sadem Çolak’la görüfltü. Sonkaya Baflbakan’la görüflmek istedik-
lerini, dertlerini baflbakana anlatacaklar›n› dile getirirken, Çolak “Bir heyet oluflturun. Pazartesi ya da Sal› günü gelin ben sizi bakanla görüfltüreyim ya da ben Baflbakan’a talebinizi iletirim. Burada beklerseniz polis size müdahale eder” dedi. Halbuki iki ayd›r AKP’li Belediye Baflkan› veya yönetimiyle görüflmek için defalarca kez giriflimde bulunan sendika yönetimi ve iflçilerin taleplerine yan›t bile verilmemiflti. Bu arada kitlenin etraf› polis taraf›ndan kordona al›n›rken k›sa süreli gerginlikler yafland›. Sonkaya tek amaçlar›n›n seslerini Baflbakan’a iletmek oldu¤unu, bunun için salonun d›fl›nda bekleyeceklerini belirtirken iflçiler “Anayasal hakk›m›z› kulland›¤›m›z için soka¤a at›ld›k. Silah çekenlere dayak atanlara ifllem yap›lmazken bizler gözalt›na al›n›yoruz, terörist damgas› yiyoruz” dediler. Yap›lan tart›flmalar büyürken polis fleflerinden birinin flube baflkan› Hasan Sonkaya’y› kastederek “Bu adam provokatör. Bunun baflbakanla görüflmek gibi bir derdi yok. Bu sizin
baflkan›n›z olamaz. Yerine baflkas›n› seçmelisiniz” sözleri iflçilerin tepkilerine neden oldu. Bu arada yine söz alan Kadem Çolak “Bu ülkeyi Baflbakan yönetmiyor. Sermaye dünyay› ve ülkeyi yönetiyor. 11 Eylül sald›r›s›n›n ard›nda sermaye var. Dünyada her y›l 1 trilyon dolar silahlanmaya ayr›l›yor” derken iflçiler, “Biz ekme¤imiz, afl›m›z, onurumuz için direniyoruz” dediler. Yap›lan uzun tart›flmalar sonucunda 3 kiflilik heyet oluflturulmas› ve bu heyetin Baflbakan’la görüfltürülece¤i söylendi. Polisler Baflbakan gelmeden iflçileri kordona al›rken sürekli “tamam, al›n bunlar›” anonslar› yap›larak iflçiler tehdit edildi. ‹flçiler polis kordonuyla spor kompleksinin d›fl›na götürülürken d›flar›da da tecrit edildiler. fiube baflkan› Hasan Sonkaya ve iki direniflçi iflçi içeride Baflbakan’la görüflmeyi beklerken kendilerinden bir dilekçe yazmas› ve bunu baflbakana iletecekleri söylenirken heyet bir dilekçe verdikten sonra saat 17:00 civar›nda iflçiler eylemlerine son verdiler. (Kartal)
29
43
10-23 Mart 2006
Kondular›n ne kokusu, ne sesi, ne de ac›s› ulafl›yor Çankaya’ya... Ankara’n›n göbe¤inde bir mahalle, bir köy. fiehir merkezine yar›m saat uzakl›kta bir yerleflim yeri. Ülkenin baflkentinde ülkenin kalbinin att›¤›, hayati kararlar›n al›nd›¤›, gelece¤in belirlendi¤i Çankaya’ya iki ad›ml›k bir yer. Egemenlere ait gökdelenler yükseliyor s›ra s›ra. Lüks villalar, güvenli, korunakl›, tertemiz, kocaman yollar›yla sokaklar, caddeler uzan›yor muntazam, düzenli, her fleyin yerli yerinde oldu¤u. Pahal›, deri koltuklara y›¤›larak, emekçilerin hayat›na yön veriyorlar. Belki de bu yaz tatilini hangi adada geçireceklerini tart›fl›yorlar. Kanarya Adalar›na m› yoksa Havai Adalar›na m› gitsek? Ara s›ra (Rüzgar ters esti¤inde) mis gibi hava a¤›rlafl›yor gelen kokularla, hemen perdeyi çekiyor içlerinden biri. Gökdelenlerin hemen ard›. ‹ki dünya, iki gelecek, iki ayr› yaflam, yeni ve eski, iyi ve kötü. Göz alabildi¤ine gecekondu, bir o kadar yoksulluk-sefalet. “S›n›rs›z bir özgürlük”. So¤uktan donabilirsiniz diledi¤inizce veya susuz kalabilirsiniz doya doya, istedi¤iniz kadar yürüyebilirsiniz örne¤in. Ancak bu gecekondulara da rahat yok. Egemenlerin yeni icad› ‘Kentsel Dönüflüm Projesinden’ paylar›na düfleni al›yorlar. Kokusu yüzünden yaz›n yan›ndan geçilmeyen bu yerlerde yaflayan emekçiler her gün bin bir sorunla karfl› karfl›ya kal›yorlar. Mamak Çöplü¤ünün hemen üstünde bir köy. Bakmay›n öyle dedi¤imize Çankaya’n›n kap› komflusu. Buras› da t›pk› ülkemizin di¤er bölgeleri gibi yoksullu¤un girdab›nda. Buradan çekti¤iniz foto¤rafta her fleyi bulmak mümkün. ‹flsizli¤i, yoksullu¤u, asgari ücretle ölesiye çal›flt›r›lanlar›, üretemedikleri için köylerini terk ederek büyük flehirlere göç edenleri. 14-15 yafl›nda evlendirilen genç k›zlar›... Bu tabloda egemenlerin yaratt›¤› her türlü sorun mevcut. Yollar çamur içinde, belediye otobüsü yok, altyap› yok... Tüm bunlar›n içinde yaflam mücadelesi veren bunca a¤›r yükü omuzlamaya çal›flan emekçileri daha da zor günler bekliyor. Bafllar›n› soktuklar› küçücük kondula-
r› bafllar›na y›k›lacak. Büyük bir ço¤unlu¤u soka¤a at›lacak. Tek suçlar› yoksul olmak, emekçi olmak, yaflam› al›nteriyle sürdürmek. Yerle bir edilecek mahallelerden sadece biri Yakup Abdal. Ankara Büyükflehir Belediyesinin uygulad›¤› projenin flimdilik son dura¤›. Yang›ndan mal
tiklerin yak›ld›¤› s›rada onlar›n yan›ndayd›k. Ac›lar›na sevinçlerine ortak olmaya çal›flt›k. Her birinin gözlerinde y›llar›n birikmifl öfkesi, hesap sorma gününü düflünüyorlar. Emekçilerin, iflçilerin sorunlar›n› yans›tan bizler onlar›n sorunlar›n› dertlerini dinledik flimdi onlara kulak verelim;
kaç›r›rcas›na alelacele iki gün içinde tebligat gönderip y›k›ma geliyorlar. Kuflkusuz aceleleri var. Daha fazla talan, daha fazla vurgun, daha fazla para istiyorlar. Emekçiler mi? ‹htiyac› karfl›lad›¤› sürece ‘ekme¤ini verir’ sonra da soka¤a. Yakup Abdal emekçi halk›m›z›n çekti¤i s›k›nt›lar› anlat›yor dürüstçe. Kondular›n yükselen duvarlar›; villalar› babalar gibi savunanlara, maafl› kendisine yetmez iken trilyonluk dü¤ün yapanlara karfl› yal›n, hesaps›zca duruyor. Daha çok vurgun için birbirini bo¤azlayanlar›n, milyonlarca insan› açl›¤a sürükleyenlerin iki ad›m ilerisinde duruyor kondukentler. Y›k›m ekipleri sadece kerpiç, tu¤la ve harçtan yap›lan evleri y›kmayacak. Geçmifle ait olanlar›, gelece¤i, dünü, yar›n›, al›nterini, y›llar›n eme¤ini de yok edecekti. Onlar da bunun fark›ndayd› ve ‘kap›da’ karfl›lad›lar davetsiz misafirleri. Biz barikatlar›n kuruldu¤u, las-
“Gündüz kad›nlar gece erkekler bekleyecek” Arap Metin; Çorum, Sungurluluyum. 6 y›ld›r burada oturuyorum. Arsam tapulu, flu anda Çankaya belediyesinden al›nd›, Büyükflehir Belediyesine verildi. 2 gün önce tebligat geldi. Buradaki insanlar›n ço¤unun durumu kötü, asgari ücretle çal›fl›yorlar. Büyükflehir bize su getirdi, bizden 1,5 milyar ald›. Su patlad› biz kendimiz yapt›k. fiimdi 450 evi y›kacaklar›n› söylüyorlar. Neslihan; Çorumluyum. Oyak sitesinde çal›fl›yorum. Yemek ifli yap›yorum. Sabah›n köründe kalk›yorum, oturdu¤umuz yerden belediye otobüsü geçmiyor. Evimizi y›kacaklar›na milletvekillerinin evini y›ks›nlar. Köyümüzde su yok, okulumuzda su yok, yollar çamur içinde. Ö¤retmen-
ler çocuklar›m›za galofl giydirip okula al›yorlar. K›fl›n ortas›nda soka¤a atacaklar bizi. Düflünmekten uyuyam›yorum. Melih Gökçek buradaki insanlara kömür, makarna verip kand›r›yor. Mahalleli y›k›m ekipleriyle gelen elektrikçilerin arabas›n› parçalad›. Biz diyoruz ki; ölmek var dönmek yok, gündüz kad›nlar gece erkekler bekleyecek. Ülker Y›ld›z; 19 yafl›nday›m. Evliyim, eflim iflsiz. 5 kifli ayn› evde kal›yoruz. K›fl ortas›nda çocuklar›m›zla birlikte bizi soka¤a at›yorlar. Gökçek, çad›r verece¤im diyor, kendisi lüks yerlerde kal›yor. Bizim evlerimizi y›kaca¤›na milletvekillerinin villalar›n› y›ks›nlar. Veli Gök; Çorum U¤urluda¤l›y›m. 60 yafl›nday›m, iki y›ld›r buraday›m. Herhangi bir gelirim yok emekli de de¤ilim. Köyde 18 dönüm arazimi sat›p buraya geldim ancak bafl›m›z› sokacak bir yer alabildik. Evde 8 kifliyiz, hiç kimse çal›flm›yor. Evimiz tapulu, bize ka¤›t gelmedi ancak yar›n bize de gelecek. K›fl ortas›nda nereye gidece¤iz? Hüsniye Köküz; 1998 y›l›nda Çorum Sungurlu’dan geldik. 7 tane çocu¤um var. 10 kifli ayn› evde kal›yoruz. Y›llard›r suyumuz yok. Çamafl›r makinesine tasla su tafl›yoruz. Burada do¤ru dürüst bir evimiz yok, yolumuz yok. Bugün y›kmaya geldiler. Elektrik su kesildi. Bize ka¤›t gelmedi. Avukata gidecek param›z yok. 2 y›ld›r su bekliyoruz gelmiyor. Madem evlerimizi y›kacakt› neden su, elektrik paras› al›yor bizden. Bir alt mahalleden su için 350 milyon ald›lar, bizden 1,5 milyar ald›lar. Evlerimizi y›kmaya gelirlerse silah›m›z› elimize al›p çat›ya ç›kaca¤›z ya kendimi ya onlar› vuraca¤›m, vurmaya mecburum. Biz k›z çocuklar›m›z› okutmak için buraya geldik, buras› bizim, tapulu yerimizi y›kt›rmayaca¤›z. Onlara oy vermeyece¤iz. Biz yoksulluktan burada bekliyoruz. Çocuklar›m›z›n ifli yok gücü yok. 4 paket makarna ile insanlar› kand›r›yorlar. Destek olacaklar›na köstek oluyorlar. (Ankara)
Tuzla’ya CHP ç›kartmas›!
2 Mart Perflembe günü ise CHP milletvekilleri, Petrol-‹fl Genel Merkez yöneticileri, Ayd›nl› köyü muhtar› ile EMEP Tuzla ‹lçe yöneticileri direniflte olan Dünya ve Cevahir Deri iflçilerini ziyaret ettiler. Ziyarette 700 deri iflçisi bir araya gelirken iflçiler “Yaflas›n halklar›n kardeflli-
¤i”, “Yaflas›n Tuzla direniflimiz” pankartlar› “‹flçiler birleflin sömürüye son”, “Birlik, mücadele, zafer”, “Yaflas›n Tuzla direniflimiz” önlükleriyle, “Deri-‹fl Tuzla fiubesi” flamalar›yla bas›n aç›klamas›na kat›ld›lar. ‹flçiler bas›n aç›klamas›nda yaklafl›k bir saat üretimi de durdurdular. Burada s›ras›yla Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› Hasan Sonkaya, CHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Cevdet Selvi ile Deri‹fl Genel Baflkan› Yener Kaya birer ko-
nuflma yapt›lar. Hasan Sonkaya yapt›¤› konuflmada, “Sendikal› olmak iflçilerin anayasal hakk›d›r. Anayasal haklar›n› kullanan iflçiler iflten at›l›yor. ‹fllerine sendikal› olarak geri dönmek isteyen iflçiler ve sendikam›z devletin kolluk güçleri taraf›ndan bask›ya maruz kal›yoruz. Bizler hakl›l›¤›m›zdan ve meflrulu¤umuzdan ald›¤›m›z güçle mücadelemizi sürdürece¤iz” dedi. Bas›n aç›klamas› boyunca iflçiler s›k s›k “Tuzla’da tafleron istemiyoruz”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “Birlik mücadele zafer” vb. sloganlar›n› att›lar. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Cevdet Selvi’nin yan›na giden iflçiler “Hakl› olmam›za ra¤men ma¤dur durumday›z. Çocuklar›m›z› okula gönderemiyoruz, eve yiyecek götüremiyoruz. Bu soruna çözüm
bulman›z› istiyoruz” dediler. CHP milletvekili Berhan fiimflek ise meclise bir soru önergesi vererek Deri-‹fl Tuzla fiubesi yöneticilerine yap›lan sald›r›lar›n gerçek olup olmad›¤›n›n araflt›r›lmas›n› ve sorumlular hakk›nda soruflturma aç›lmas›n› talep etti. CHP Milletvekillerinin deri iflçilerini ziyaret etmesi, meclise soru önergesi vermesi bir olumluluktur. Deri iflçilerinin seslerini duyurmufllard›r, sald›rganlar› teflhir etmifllerdir. Ancak faflist Kemalist CHP’nin iflçileri düflünerek böyle yapmad›klar›n› da görmek gerekmektedir. Burada CHP milletvekillerinin tek amac› gelece¤e yat›r›m yapmakt›r. Bu gerçekli¤i iflçilere anlatmak devrimci ve demokrat iflçilere düflmektedir. (Kartal)
30
10-23 Mart 2006
‹flçi-köylü’den 2006 8 MART’I VE ÖNÜMÜZDEK‹ SÜREÇ ÜZER‹NE... Ezilen emekçiler aç›s›ndan politik ve pratik bir canl›l›¤› bar›nd›ran Mart ay›n› karfl›lam›fl bulunmaktay›z. Tarihte birçok katliama, vahflete takvim olan Mart ay› bunun yan› s›ra direnifllerle de an›lmaktad›r. Egemenler ve ezilenler aras›nda süren kesintisiz mücadele, Mart ay›na yeni katliamlar› ve beraberinde yeni direniflleri not etmeye devam ediyor. ‹flte tüm bunlardan ötürü, devrimci ve komünistler aç›s›ndan da daha özel bir yerde durmaktad›r 2006 Mart ay›. Yan›s›ra nitelikli bir muhalefetin ve örgütlenmelerin, eylemlerin yakaland›¤› Mart ay›, arifesi oldu¤u Nisan ve May›s ay›na maya olufluyla da di¤er süreçlerden ayr›flmaktad›r. Bu temelde 2006 Mart’›na bakt›¤›m›zda “perflembenin gelifli çarflambadan belli olur” misali haz›rl›klar›na bafllad›¤›m›z bu aylar› flimdiden öngörmeli, örgütlemeliyiz. Mart ay›n›n politik ve pratik atmosferinin start› 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’yle bafllad›. ‹nsanl›¤›n kurtuluflu davas›nda, cinsel, ulusal, s›n›fsal sömürünün katmerli a¤›nda bo¤ulmak istenen emekçi kad›n›n örgütlenme ve özgürleflme mücadelesinin milad›d›r 8 Mart. Bu derece tarihsel bir öneme sahip olan, bu günün nas›l ele al›nd›¤›, nas›l örgütlendi¤i, kad›n sorununa hangi ideolojik-politik pencereden bak›ld›¤›yla ilintilidir. ‹flte bu noktada yaflanan kaç›n›lmaz saflaflmalar anlafl›l›r olmal›d›r. Her tür örgütlenmeye rengini veren onun ideolojik ve politik muhtevas›d›r. Kad›n sorununun kayna¤›n› erkekte arayanlar, elbette ki çözümü erkek karfl›tl›¤›nda arayacak, kad›n
sorununu emperyalist-kapitalist sistemin ta kendisinde arayanlar da kad›n›n kurtuluflunu kad›n erkek ele yürütülecek bir mücadelede yani devrimde arayacakt›r. Son y›llarda bu tart›flmalar üzerinden yaflanan ayr›flmalarla birkaç farkl› yerde örgütlenen 8 Martlar devrimci ve komünistler için kabul edilebilir de¤ildir. Sonuç üzerinden soruna s›n›fsal bakanlarla bakmayanlar›n ayr›flmas› kimilerince bir olumluluk gibi de¤erlendirilse de bu do¤ru de¤ildir ayr›ca meselenin özü de bu de¤ildir. Bu ayr›flmalar›n pratik süreçte bu denli etkili olmas›n›n nedeni devrimci ve komünistlerin kitleler ve DKÖ’ler içindeki zay›f örgütlülü¤üdür. Daha do¤ru bir ifade ile sorunu s›n›fsal özünden koparanlara cesaret veren zemindir. Bu yönüyle bu tart›flmalar›, üzerinden atlamamas› gereken ancak esasa oturan tart›flmalar olarak almamak gerekir. Bu noktadan 2006 8 Mart’›na dair esasta söylenecekler ise; Yukarda dikkat çekti¤imiz farkl› ele al›fllara karfl›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nün ortak örgütlenmesi elbette mümkündü. 2006 8 Mart’›n› birleflik ve kitlesel örgütleme konusunda devrimci ve komünistler ciddi bir çabaya girmifltir, ancak bu giriflim ve çabalar baflta baz› feminist çevreler ve Demokratik Özgür Kad›n Hareketi’nin de içinde oldu¤u 8 Mart Kad›n Platformu taraf›ndan karfl›l›ks›z b›rak›lm›flt›r. Bu karfl›l›ks›z b›rakma, birlefltirme ça¤r›lar›n›n yap›ld›¤› görüflmelerde devrimci ve komünistlere erkeksiz bir 8 Mart eylemi dayatmas› olarak ç›km›flt›r karfl›m›za. Birçok devrimci kurum, çeflitli sendika
Belediye iflçileri “‹fl görmeme” hakk›n› kullan›yor! Genel-‹fl Sendikas› Kocaeli fiubesi’nde örgütlü bulunan, 1998 y›l›ndan itibaren maafllar›n›n küçük bir k›sm›n› alarak yaflayan Yalakdere Belediye iflçileri 16 fiubat Perflembe günü 4857/34 madde gere¤ince ifl görmeme hakk›n› kullanmaya bafllad›lar. ‹flçilerin maafllar› 550-600 YTL aras› de¤iflirken Belediye iflçilere 150 YTL gibi komik bir rakam ödeme yap›yor. Belediye baflkan› kendi maafl›n› (2 bin 600 YTL), memurlar›n maafl›n› tam öderken iflçilere “150 YTL ile geçinin” diyor. Kocaeli’de 46 belediye bulunurken iflçilerin maafllar›n›n ödenmedi¤i tek belediye Yalakdere Belediyesi. Belediye’nin gelir sa¤lad›¤› yolcu minibüslerine Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan el konulmufl. Belediye’de daha önceleri 55-60 kifli çal›fl›rken baz›lar› emekli olmufl baz›lar› ise maafllar›n› alamad›¤› için ifl akitlerini fesh etmek zorunda kalm›fl. Emekli olan iflçiler alacaklar›n› daha alamazken iflçilerin her birinin belediyeden yaklafl›k 20-25 bin YTL alacaklar› bulunuyor. 25 fiubat Cumartesi günü Genel-‹fl Sendikas› 3 No’lu Bölge Baflkan› Veysel Demir, Genel-‹fl ‹stanbul ve ‹zmit yöneticileri Yalakdere Belediye iflçilerini ziyaret ederken burada neler yap›labilece¤i, nas›l mücadele edilece¤i üzerine konuflmalar yap›ld›. ‹flçiler haklar›n› alana kadar hizmet vermeyeceklerini, belde halk›yla bütünlefltiklerini ve koflullar› de¤ifltirmenin zaman›n›n geldi¤ini vurguluyorlar. (Kartal)
43 flubeleri ve demokratik kitle örgütü bu aflamadan sonra birlikteli¤ini korumufl ve s›n›fsal özüne uygun bir 8 Mart’› örgütlemifltir. Geçti¤imiz y›l yine Beyaz›t’ta ve devletin vahfli sald›r›lar›na ra¤men yap›lan eylemde yakalanan olumluklar bu y›la da tafl›nm›flt›r. Devletin en küçük demokratik hak ve talebe tahammülsüzlü¤ünün örneklerinden biri olan 2005 8 Mart eylemine yönelik sald›r›, o günlerde Türkiye’de olan AB Troykas›’n›n timsah gözyafllar›yla dünya kamuoyunda önemli bir gündem olmufltu. TC’yi yapt›¤› sald›r›dan dolay› k›namak bir yana, AB’yi ülkemiz halklar› nazar›nda “demokratik, iflkence karfl›t›” gösterme çabas›ndan baflka bir anlam ifade etmeyen bu durum devleti ve polisini kamuoyunda tart›fl›l›r duruma da düflürmüfltü. Emperyalist efendilerinin “iyi bir AB imaj›” kayg›s›n› gölgelemek istemeyen devlet, durumu kurtarmak için sald›r›lar›na “slogan” gerekçelerini s›ralam›fl durmufltu. Tüm bunlar›n ard›ndan yine devrimcilerin, komünistlerin ve çeflitli DKÖ ve sendika flubelerinin baflvurdu¤u mitinge izin vermemifl ancak yine Beyaz›t’ta yap›lan eyleme sald›rmay› göze alamam›flt›r. Özellefltirmelerle, yürürlü¤e giren TCK, C‹K (yak›nda gündemleflecek TMY) ile yapaca¤›n› zaten yapan devlet, süreci aç›s›ndan sald›r›ya ihtiyaç görmemifl, kamuoyunda bir kez daha ayn› gündem üzerinden tart›fl›lmay› uygun görmemifltir. Geçen y›lki tablo üzerinden herkesin gözünün Beyaz›t eylemi üzerinde oldu¤u bir anda devletin sald›rmamas› oldukça “ak›ll›cad›r.” Geçen y›lki sald›r›s›yla kitlelere “alanlara ç›kmay›n, bu eylemleri yapan yasa d›fl› terör örgütleridir, kand›r›lmay›n” mesajlar› vermeyi hedefleyen devlet, bu y›lki 8 Mart eyleminin kararl›l›¤› ve kitleselli¤iyle pek de hedefine ulaflamad›¤›n› görmüfltür. Bu y›lki 8 Mart eylemini de¤erlen-
dirirken irdelenmesi gereken bir di¤er konu da, geçen y›l oldu¤u gibi bu y›l da ESP ve EKD taraf›ndan örgütlenen üçüncü bir 8 Mart eylemidir. 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü gibi bir gündem üzerinden devrimcilerin, çeflitli DKÖ ve sendika flubelerinin örgütledi¤i bir eylemde “yer meselesi” üzerinden ayr›flan ve baflka bir miting örgütleyen ESP ve EKD’nin bu tutumu bizler aç›s›ndan kabul edilebilir bir tutum de¤ildir. Yukar›da bahsini etti¤imiz Mart ay›n›n kendisinden sonra gelen süreç aç›s›ndan da önemi ve belirleyicili¤i ile birlikte ele ald›¤›m›zda bu parçal› durufl devrimciler aç›s›ndan olumlu olarak de¤erlendirilemez. *** Devletin özellikle Türkiye Kürdistan›’nda ivmesini art›rd›¤› sald›r›lar ve bu sald›r›lar karfl›s›ndaki kitlesel ve militan durufl ile birlikte de¤erlendirdi¤imizde, önümüzdeki en yak›n gündem olan Newroz’un bu y›l aç›s›ndan önemi daha bir artmaktad›r. Bunun yan› s›ra iflçilere ve emekçilere dönük sald›r›larla birlikte ele alarak yüklenmemiz gereken 1 May›s gündemi de bugünden çal›flmalar›na bafllanmas› ve örgütlenmesi gereken bir süreçtir. Hat›rlanaca¤› gibi geçen y›l Partizan olarak birçok ilde okurlar›m›z pankartlar› ile 1 May›s kutlamalar›na kat›lm›fl, baz› yerlerde tertip komitesinde yer alm›fl, çal›flmalara ve tart›flmalara aktif olarak kat›lm›fl ve az›msanmayacak bir kitleyi alanlarda toparlam›flt›. Bu olumluluklar› 2006 1 May›s’›na tafl›man›n yan›nda önemli olan bir di¤er konu da, kitle çal›flmas› aç›s›ndan ortaya ç›kan eksikliklerimizi gidermek, 1 May›s’› sadece bir günlük bir kutlama olarak de¤il bir örgütlenme süreci olarak ele almak ve bu y›l çok daha kitlesel bir flekilde sald›r›lara dur demek için çal›flmalar›m›za h›z vermektir.
“Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” Kartal’da biraraya gelen BDSP, Partizan, DHP, ‹flçi Gazetesi, Kurtulufl, HKM, Emekli-Sen ile PDD çevreleri 27 fiubat Pazartesi günü direniflte olan Cevahir Deri, Dünya Deri ile Serna-Seral iflçilerini ziyaret ederek direniflleri sahiplendiklerini belirttiler. Kitle Deri-‹fl Tuzla fiubesi önüne “Tuzla deri iflçileri yaln›z de¤ildir, Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” pankart›yla ve sloganlarla geldi. Yap›lan sohbetlerin ard›ndan direniflteki iflçilerle birlikte flube önünde bir aç›klama yap›ld›. Kurumlar ad›na yap›lan konuflmada “‹flçi s›n›f›na yönelik çeflitli sald›r›lar var. Bizler bu sald›r›lara karfl› topyekün direnifl hatt›n› örmeliyiz. Bugün mücadele hatt›n› örmek tek tek direnifllere sahip ç›kmaktan geçmektedir. Bu bilinçle deri iflçilerinin direnifllerini sahipleniyoruz” denildi. Daha sonra konuflan Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› Hasan Sonkaya “Birço¤unuzun da bildi¤i gibi sendikam›z sanayiinin yüzde 90’›nda örgütlü bulunmakta. Havzada bir sürü bask› ve sald›r›lara maruz kald›k. Cevahir Deri’de sald›r›lara u¤rad›k ama y›lmad›k. Dünya Deri’de 37 arkadafl›m›z sahte kapatmayla kap› önüne konuldu. Biz direniflimizi sonuna kadar sürdürece¤iz. Dayan›flmam›z alanlarda da sürecektir” dedi.
Kitle Serna Seral önüne de “Serna-Seral iflçisi yaln›z de¤ildir, yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” pankart› ve sloganlarla geldi. Direnifl çad›r›nda yap›lan sohbette iflçiler genel olarak yaflad›klar› sorunlar› anlatt›lar. Direniflin kendilerine katt›¤› bilince vurgu yaparken direnifllere destek ziyaretlerinin artmas› gerekti¤ini belirttiler. Kurumlar ad›na yap›lan konuflmada ise, “Buradaki kazan›m iflçi s›n›f›n›n kazan›m›d›r. Biz bu bilinçle direniflinizi sahipleniyoruz ve bundan sonra daha s›k yan›n›zda olaca¤›z” denildi. (Kartal)
31
43
8 Mart emekçi kad›nlar›nd›r! 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü için 5 Mart’ta Beyaz›t Meydan›’nda miting düzenleyece¤ini bas›na duyuran bileflen 2 Mart’ta Beyaz›t Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yapt›. Kitle ad›na aç›klama yapan Aysu Baykal bu seneki 8 Mart’› emperyalist sald›rganl›¤›n daha da pervas›zlaflt›¤›, yoksullu¤un artt›¤›, sefaletin derinleflti¤i, kölelik yasalar›n›n dayat›ld›¤›, sosyal hak ve güvencenin gasp edildi¤i, F tipi sald›r›s›n›n ve tecritin devam etti¤i bir süreçte karfl›lad›klar›n› söyledi. 8 Mart’› yaratanlar›n mücadele ruhu-
na bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç oldu¤unu söyleyen
Baykal, “E¤er sömürü ve bask›lara karfl› yeter demek gerekti¤ine inan›-
yorsak, kölelik düzeninin bizi ö¤üten çarklar›n› parçalay›p insanca yaflamak istiyorsak, 8 Mart’› yaratan, mücadele ile özgürleflenlerin alanlardaki sesi olmak için baflta emekçi kad›nlar olmak üzere tüm iflçi ve emekçileri, ilericileri, devrimcileri 5 Mart tarihinde Beyaz›t Meydan›’nda gerçeklefltirece¤imiz mitinge kat›lmaya ça¤›r›yoruz” dedi. Polisin yo¤un y›¤›nak yapt›¤› Beyaz›t Meydan›’nda yap›lan aç›klama “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” ve “Cinsel, s›n›fsal, ulusal sömürüye son” slogan› at›larak son buldu. (‹stanbul)
Emperyalist sald›rganl›¤a ortak olmayaca¤›z Irak’taki emperyalist iflgale asker pazarlamak için can atan ülkemiz egemenlerinin asker tezkeresi ç›karma giriflimlerinin y›l dönümü olan 1 Mart Çarflamba günü yüzlerce insan ‹ran’a ve Suriye’ye s›çrat›lmak istenen iflgali k›nad› ve ezilen dünya halklar›na dayan›flma mesajlar›n› gönderdi. Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, Küresel Bar›fl ve Adalet Koalisyonu, SDP, EMEP, SODAP ve Özgür-Der üyesi yüzlerce kifli, “Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak”, “Afganistan, Irak... fiimdi ‹ran. Emperyalist sald›rganl›¤a izin vermeyece¤iz”, “‹ncirlik üssü kapat›ls›n. ABD evine dön!”, “Irak’a özgürlük direniflle gelecek” yaz›l› pankartlar açarak Taksim Gezi Park›’nda üç koldan yürüyerek bir araya geldi. ABD’li iflgal karfl›t› annelerden Celeste Zappala ve çok say›da ayd›n ve sanatç›n›n destek verdi¤i eylemde kitle ad›na ortak aç›klama yapan Bilgesu Erenus; 1 Mart tezkeresinin oylanmas›n›n üzerinden 3 y›l geçmifl olmas›na dikkat çekerek, “3 y›l önce savafl karfl›tlar› ve anti-emperyalist güçler olarak bizler, Türkiye’nin ABD’nin yede¤inde Irak’›n iflgaline kat›lmas›na hay›r diyerek, asker tezkeresi Meclis’te oyland›¤› gün Ankara sokaklar›ndayd›k. O gün ‘Irak’ta iflgale son, Türkiye sald›r› üssü olamaz” diyen yüz binler kazand›’ diyerek kitlenin ve örgütlülü¤ün gücüne dikkat çekti. ‹flgal alt›nda olan Irak’ta 100 binlerce insan›n katledildi¤ini, iflkence gördü¤ünü, kad›nlar›n tecavüze u¤rad›¤›n›, çocuklar›n hastal›k ve açl›ktan öldü¤ünü belirten Erenus, “Irak ne
özgür ne de güvenli bir ülkedir. Irak, ABD ve ‹ngiltere’nin bafl›n› çekti¤i emperyalist iflgal güçlerinin denetimi ve yönetimi alt›ndad›r. Sözde Irak hükümeti de ABD ve ‹ngiltere’nin kuklas› olmaktan baflka bir iflleve sahip de¤ildir. Irak için özgür bir gelecek, ancak Irak direnifl güçlerinin taleplerinin iflgalciler taraf›ndan kabul edilmesinde ve iflgal güçlerinin Irak’› kay›ts›z, koflulsuz terk etmesindedir, çünkü Irak’›n kaderini Irak halk› belirleyecektir” dedi. ABD’nin Irak’takine benzer ge-
rekçelerle ‹ran ve Suriye’yi de tehdit etti¤ini belirten Erenus, ABD emperyalizminin Ortado¤u’ya yönelik iflgal ve sald›rgan giriflimlerine karfl› kararl›l›kla karfl› durmaya devam edeceklerini söyledi. Türkiye’deki egemenlerin ABD’nin kuyru¤una tak›lmaya haz›r göründüklerine dikkat çeken Erenus, “Emperyalist güçleri Genelkurmay, büyük sermaye ve AKP hükümetini bir kez daha uyar›yoruz! Ülkemizi kardefl halklara karfl› bir sald›rganl›k ve savafl üssü haline getirecek ad›mlar atmaktan, Türkiye’yi ABD ve ‹ngiltere’nin peflinde ‹ran ve Ortado¤u halklar›n›n katili konumuna getirecek giriflimlerden vazgeçin!” diye konufltu.
Kardefl halklar›n analar› da alanlardayd›! Irak iflgalinde o¤lunu kaybeden ABD’li iflgal karfl›tlar›ndan Celeste Zappala ise, o¤lunun 2004 y›l›nda Irak’ta kimyasal silah bulmak için görevlendirilen araflt›rma grubunu korumakla görevlendirildi¤ini ve bu u¤urda sipere gönderildi¤ini, bu s›rada öldürüldü¤ünü belirtti. Savafl›n bir felâket oldu¤unu ifade eden ve bugün burada olmaktan da gurur duydu¤unu aç›klayan Zappala, “Bir yalan için çocuklar›n› kaybeden 100’lerce anneden sadece biriyim. Ben o¤lunu Irak’ta kaybeden 2294 Amerikal› anneden biriyim. Ben; bir yalan için sevdiklerini kaybeden binlerce anneden sadece biriyim” diyerek konufltu. Böyle bir günde burada olmaktan müteflekkir oldu¤unu da söyleyen Zappala, “Buran›n benim ülkeme çok fley ö¤retece¤ine inan›yorum. Sizler; Bush’un Türkiye topraklar›n› ve halk›n› kullanarak Irak’taki iflgal planlar›na hay›r dediniz” dedi ve ekledi; Pek çok insan›n Bush’un arkas›ndaym›fl gibi gösterilmesine at›fta bulunurcas›na konuflan Zappala; “Bar›fl mümkündür. Ülkemdeki insanlar Bush’tan ve iflgalden yana de¤il” dedi. Zappala’n›n konuflmas›n›n ard›ndan ufak bir dinleti yapan Grup Yorum, ABD emperyalizminin de¤il dünya halklar›n›n kazanaca¤›n› belirterek “6 Milyar›z” ve “Düflenlere” adl› marfllar› okudu. Grup Yorum’un türkü ve marfllar›ndan sonra kitle sloganlarla eylemi bitirdi. (‹stanbul)
10-23 Mart 2006 ANKARA EK‹N SANAT’TA 8 MART ETK‹NL‹⁄‹ Bu y›l Ankara’da 8 Mart’a iliflkin oluflturulan Devrimci 8 Mart Platformu taraf›ndan bir dizi etkinlik gerçeklefltirildi. Feministlerin yaklafl›mlar›ndan kaynakl› ortaklaflma çabas›na girilmezken, ESP ile etkinliklerin beraber yap›lmas› konusunda görüflmeler yap›ld›, ancak baflar›lamad›. Platform, 8 Mart’a iliflkin bildiri basarak da¤›t›m›n› gerçeklefltirdi. Ç›kard›¤› afiflleri ast›. 4 Mart günü de Ekin Sanat Merkezi’nde bir etkinlik düzenlendi. “Kad›n›n kurtuluflu iflçi s›n›f›n›n kurtuluflundan ba¤›ms›z de¤ildir” slogan›yla gerçeklefltirilen etkinlikte sunuflun ard›ndan Tuzla Deri-‹fl, Sefaköy ‹flçi Kültür Evi, Demokratik Kad›n Hareketi taraf›ndan haz›rlanan sinevizyon gösterimi yap›ld›. ‹flçi Kültür Evi müzik grubunun sahne almas›n›n ard›ndan TAYAD, Nakliyat-‹fl, ÇHD, 78’liler, DKH ad›na birer konuflma yap›ld›. ‹dilcan Müzik Grubu’nun müzik dinletisiyle sona eren etkinlik, ortak ifl yapma kültürü aç›s›ndan önemliydi. Ankara’da oluflturulan platformdan Al›nteri, DHP, Kald›raç, HÖC, 78’liler, Nakliyat-‹fl, Halk›n Kurtulufl Partisi, ODAK, ÇHD, BDSP ve Partizan yer ald›. MAMAK’TA 8 MART ETK‹NL‹⁄‹ 8 Mart’› semtlerde emekçi kad›nlara ulaflmak amac›yla 5 Mart günü Aç›kal›n Dü¤ün Salonu’nda bir etkinlik gerçeklefltirildi. ‹dilcan ‹flçi Kültür Evi, AKADER, Pir Sultan ve Partizan taraf›ndan oluflturulan birlikteli¤in ilk etkinli¤i 25 fiubat Cumartesi günü yap›ld›. 8 Mart’›n tarihsel önemi üzerine yap›lan anlat›m ve TAYAD’l› bir ailenin konuflmalar›yla süren etkinlikte KESK’ten sendika çal›flmas› yürüten kad›n bir emekçi de kat›ld›. Oluflturulan birliktelik etkinliklerin afifllerini, bildirilerini semtlerde da¤›tarak emekçi kad›nlar›n kat›l›m›n› sa¤lamaya çal›flt›. Yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan AKA-DER taraf›ndan haz›rlanan sinevizyon gösterimi izlendi. ‹flçi Kültür Evi ve ‹dilcan müzik gruplar›n›n sahne almas›n›n yan›s›ra Pir Sultan Abdal Semah Ekibi de bir gösterim sundu.
BURSA Bursa’da Partizan, ESP, BDSP, DHP, BAT‹S, HÖC, Kurtulufl Partisi, Al›nteri, SGD, EKD’den oluflan devrimci kurumlar iki ayr› eylem yaparak 8 Mart› kutlama karar› ald›lar. 3 Mart günü Alt›parmak SSK Genel Müdürlü¤ü önünde “8 Mart 1857 New York, 29 Aral›k 2005 Bursa, kapitalizm kad›nlar› öldürüyor!” pankart› açarak bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›klamada; 29 Aral›k 2005 günü Özay Tekstil firmas›nda yanan 5 kad›n iflçinin ölümünden 4 gün sonra sigortal› yap›lmas›n› protesto ettiler. 5 iflçi kad›n›n yand›¤› Bursa Nilüfer ilçesine ba¤l› Yaylac›k köyünde bulunan Özay Tekstil fabrikas›na gidildi. Yaylac›k köyü içinden pankart aç›l›p, kortejler oluflturarak sloganlar ve alk›fllarla fabrika önüne gidildi. Kitle “Özay Tekstil patronu hesap verecek”, “Kad›n erkek el ele mücadeleye”, “Kaza de¤il katliamd›r, katliam›n sorumlusu kapitalizmdir”, “Her gün 8 Mart her gün mücadele” vb. sloganlar att›lar. Fabrika önünde yap›lan aç›klamada “Türkiye’de emekçi kad›nlar›n, kapitalistler taraf›ndan cehenneme benzeyen iflyerlerinde bir daha yak›larak öldürülmemesi için, bundan böyle her y›l 5 kad›n tekstil iflçisini, devrimci duygular›m›zla ölümsüzlefltirelim” denildi. Kitle beraberlerinde getirdikleri karanfilleri yanan 5 iflçi kad›n›n an›s›na fabrikan›n bahçesine att›lar. Kitle buradan otobüse binerek 45 gündür direniflte olan BPO iflçilerini ziyaret etti. “BPO iflçileri yaln›z de¤ildir”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” sloganlar› ve alk›fllarla direniflteki iflçilerin yan›nda olduklar›n› belirttiler.
ERZ‹NCAN 7 Mart günü saat 12:20’de Partizan ve Gençlik Derne¤i Federasyonu taraf›ndan 8 Mart etkinli¤i yap›ld›. Erzincan E¤itimSen önünde toplan kitle, "Sömürüye karfl› bafl e¤meyen kad›nlar›n yolunda" yaz›l› ortak imzal› pankart arkas›nda kortejler oluflturarak dövizler ve sloganlar ila yürüyüfle bafllad›. Vak›flar ‹flhan›’na kadar yürüyen kitle burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamay› Ulviye Yörük okudu. Bu s›rada bir kiflinin ortam› provoke etme çabas› da kitlenin duruflu sonucu bofla ç›kart›ld›.
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Newyorklu kad›nlar›n yakt›klar› atefl Beyaz›t’tayd› Bundan tam 120 y›l önce “eflit ifle eflit ücret”, “8 saatlik iflgünü, sendikalaflma” talebiyle Newyork’lu dokuma iflçisi kad›nlar›n yakt›klar› atefl bugün ard›llar› taraf›ndan harlan›yor. Ülkemizde 8 Mart Dünya
Emekçi Kad›nlar Günü’nün kutlanmaya bafllanmas›n›n ard›ndan devlet 8 Mart’›n içini boflaltmaya çal›flarak 8 Mart’› Dünya Kad›nlar Günü’ne indirgemeye çal›flt›. Bu günlerde Tansu Çiller baflta olmak üzere devlet erkan› meydanlarda boy göstererek devrimci özü karartmaya çal›flt›lar. Ancak devrimciler, demokratlar, ilericiler tüm bu politikalara karfl› 8 Mart’›n özüne uygun kutlamak için mücadelelerini kesintisizce sürdürdüler/sürdürüyorlar. 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar gününü devrimci özüne uygun kutlamak amac›yla bir araya gelen Al›nteri, BDSP, BES 1 No’lu fiube, Belediye-‹fl 2 No’lu fiube, Bilinç ve Eylem, ÇHD, Demokratik Kad›n Hareketi, Deri-‹fl Tuzla fiubesi, Devrimci Hareket, Emekçi Kad›nlar, Emekçi Hareket Partili Kad›nlar, Emekli-Sen 2 No’lu fiube, Genel‹fl 2 No’lu Bölge, 3 No’lu fiube, Genel-‹fl 2 No’lu Bölge 7 No’lu fiube, Haber-Sen 9 No’lu fiube, HÖC’lü Kad›nlar, HKM, Kurtulufl Partisi, Kald›raç, Köz, Odak, Partizan,
MERS‹N
Mersin’de yaflanan ayr›flman›n ard›ndan bir araya gelen Partizan, HÖC’lü Kad›nlar, DHP, BDSP, ESP ve EKD-G 5 Mart 2006 tarihinde saat 13:00’de Mersin ‹stasyonu’nda toplanarak 8 Mart’› özüne uygun bir flekilde kutlad›. Pankart ve flamalar›n› açan kitle sloganlar eflli¤inde kortejlerini oluflturdu. En önde “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” yaz›l› ortak pankart aç›l›rken Partizan kitlesi eyle-
Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i (Eflgüdüm), PDD ve Tunceli Dernekleri Federasyonu 5 Mart Pazar günü “Emperyalist sald›rganl›¤a, devlet terörüne, cinsel, ulusal, s›n›fsal sömürüye ve ezilmeye karfl› emekçi kad›nlar mücadeleye” fliar›yla bir miting düzenlediler. Beyaz›t’taki miting için baflvuru günler öncesinden yap›lm›fl, ancak devlet “yasal miting alan› olmad›¤›” gerekçesi ile mitinge izin vermemiflti. Bu karara ra¤men mitingi yapma karar› alan kurumlar, 5 Mart Pazar günü saat 12:30 civarlar›nda Saraçhane Park›’nda toplanmaya bafllad›. Partizan kitlesi Belediye-‹fl Sendikas› 2 No’lu fiube önünde toplanmaya bafllayarak burada halaylar çekerek, coflkulu bir flekilde yürüyüfl saatini beklediler. Sabah erken saatlerde Saraçhane Park›’n›n etraf› ve Beyaz›t Meydan› etraf›nda Çevik Kuvvet, panzer ve TMfi polislerince yo¤un y›¤›nak yapt›¤› gözlemlenirken miting tertip komitesinin polisle yapt›¤› görüflmeler sonucu yolun bir fleridi trafi¤e kapat›larak yap›lan yürüyüfl saat 13:00’te me “Kad›n Erkek Elele, Demokratik Devrime” yaz›l› pankartla kat›ld›. Çevik Kuvvet’in tehditlerine ra¤men kitle sloganlarla Ulu Çarfl›’ya do¤ru yürüyüfle geçti. Uzun zamandan beridir kullan›lmas›na izin verilmeyen ‹stiklal Caddesi boyunca yürüyen kitle cami önündeki meydana geldi. Kitle ad›na bas›n metnini Gülbeyaz Karaer okudu. Aç›klaman›n ard›ndan emekçi kad›nlar›n talepleri okundu ve eylem alk›fllarla sona erdi. Ayn› bileflen 8 Mart 2006 tarihinde Mersin Merkez PTT önünde yapaca¤› bas›n aç›klamas›yla kad›n tutsaklara dayan›flma kartlar› göndererek tutsaklar›n 8 Martlar›n› kutlayacak. Ayn› gün E¤itim-Sen Mersin fiubesi önünde toplanacak olan KESK bileflenleri Taflbina’ya yürüyecekler. Burada yap›lacak olan bas›n aç›klamas›na DDSB de pankart›yla kat›lacak.
bafllad›. Yaklafl›k 2 bin kiflinin kat›ld›¤›, kitlenin coflkulu oldu¤u mitingde önde “Emperyalist sald›rganl›¤a, cinsel, ulusal, s›n›fsal sömürüye ve ezilmeye karfl› kad›nlar mücadeleye” ortak pankart›n›n arkas›nda her kurum kendi pankart ve flamalar›yla kat›l›rken Partizan kitlesi de “Kad›n erkek elele-Demokratik Devrime Partizan” yaz›l› pankart›, flehit düflen devrimci kad›nlar›n resimleri ve çeflitli dövizlerle kat›ld›. Yürüyüflün ard›ndan gelinen Beyaz›t Meydan›’nda devrim mücadelesinde flehit düflen kad›nlar an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Aç›l›fl konuflmas›nda, 8 Mart’›n tarihinden, bugün de hala yaflanmakta olan sorunlardan bahsedilerek, 8 Mart’›n içinin boflalt›lmaya çal›fl›ld›¤›ndan söz edildi. Mitingde s›k s›k, “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” ve “Cinsel s›n›fsal ulusal sömürüye son” sloganlar› at›ld›. Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan, TAYAD’l› Naime Kara tecrite karfl› mücadele-
“Düflünmediklerini savunamazs›n” 26 fiubat günü 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü vesilesiyle Partizan okurlar› taraf›ndan Sar›gazi’de düzenlenen etkinli¤e, fiair Ruhan Mavruk, Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri ad›na da Semiha K›rkoç kat›ld›. Partizan temsilcisinin yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›nda, 8 Mart’›n içeri¤inin boflalt›lmak istendi¤i belirtilerek bu günün tarihsel anlam›na de¤inildi. Ard›ndan, dünya, Türkiye ve Türkiye Kürdistan›’nda devrimci mücadelede flehit düflenler için bir dakikal›k sayg› duruflunda bulunuldu. Sinevizyon gösteriminin ard›ndan ilk sözü alan Semiha K›rkoç, “tarihe ve bugüne bakt›¤›m›zda kad›nlar sömürüldükleri kadar ön saflarda savaflan da olmufllard›r” dedi. Ard›ndan söz alan Ruhan Mavruk, “düflünmedi¤in bir fleyi savunamazs›n, savunmad›¤›n bir fleyi de düflünmezsin” diyerek sözlerine bafllad› ve fliirlerini okudu. fiiir dinletisinin de yap›ld›¤› panelde son olarak TKM Müzik Grubu sahne ald›. (Kartal)
lerini anlatan bir konuflma tapt›. Ruhan Mavruk’un da bir fliir dinletisi sundu¤u mitingde, BES 1 No’lu flube ad›na Nevreste Do¤an, ÇHD ad›na da P›nar Akbina birer konuflma yapt›. Ayr›ca polis taraf›ndan tecavüz iflkencesine maruz kalan Sevda Ayd›n da bir konuflma yapt›. Ayd›n,”benim flahs›mda tüm devrimcilere yap›lan bu sald›r› örgütlü bir karfl› koyuflla alt edilecek” fleklinde konufltu. Ard›ndan Grup Yorum, Grup Gece Tutufltu ve Grup Yel’in sahne almas›yla halaylar ve sloganlar eflli¤inde süren miting, saat 16:00’da sona erdi. (‹stanbul)
‹ZM‹R
‹zmir’de 5 Mart günü Partizan, HÖC, EKD, ‹C‹, BDSP, DKH, Kald›raç, Kurtulufl Partisi, ÖMP ve Devrimci Hareket saat 13:30’da Konak Pier önünde topland›. Eyleme Ay›fl›¤› Kültür Merkezi ve Köz de destek verdi. “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” ortak pankart›n›n arkas›nda kat›l›mc›lar pankartlar, flama ve dövizleriyle kendilerini ifade ettiler. Eylemde Partizan da “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar GünüKad›n erkek el ele Demokratik Devrime” Partizan-YDG imzal› pankart› açarken, Partizan flamalar› ve flehit kad›n yoldafllar›n resimleri tafl›nd›. Saat 14:00’de yürüyüfle bafllayan yaklafl›k 600 kiflilik kitle, eski Sümerbank önünde büyük bir çember oluflturdu. Bir dakikal›k sayg› duruflunun ard›ndan ortak aç›klama yap›ld›. Aç›klaman›n ard›ndan okunan fliirden sonra s›ras›yla iflçi, kamu emekçisi, hapishane ve ö¤renci gençlik ad›na konuflmalar yap›ld›. Konuflmalar›n ard›ndan fliirler okundu. Grup Kavel ve son olarak da Grup Gün Ifl›¤› sahneye ç›kt›. Okunan marfllar ve halay parçalar› eflli¤inde kitle halaya durdu. Yaklafl›k 3 saat süren kitlesel bas›n aç›klamas› sloganlarla sona erdi.