OGYIK44

Page 1

ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr

Say›: 2006-07

44

*Y›l:2 *24 Mart-6 Nisan 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350

Açl›¤›n, yoksullu¤un, iflsizli¤in, sömürünün, bask› ve zulüm politikalar›n›n çözümü bellidir

lanlarda yak›lan Newroz atefllerine, da¤larda yak›lan isyan ateflleri efllik etti¤i oranda insan›n insana kullu¤unu yaratan bu düzenin sonu yaklaflm›fl demektir...

A

Sürecimiz; emperyalizm ve her türden yerli uflaklar›n›n kitlelerin kafalar›n› buland›rd›¤›, devrimci ve komünistlerin ise bu sald›r›lar karfl›s›nda kitlelerin kafalar›n› açmada ve örgütlemede yetersiz kald›¤›; düflman›n sald›r›lar›n›n kapsaml› oldu¤u, buna karfl› geliflen kendili¤inden kitle hareketlerinin yönlendirilmesinde ve sald›r›lar›n karfl›lanmas›nda devrimci ve komünistlerin yeterli olamad›¤›, devrimcilerin ve komünistlerin önderli¤inde gelifltirilen kimi direnifllerin ise tecrit edildi¤i; buna paralel y›lg›nl›¤›n, tasfiyecili¤in ve devrime s›rt dönmenin revaçta oldu¤u bir süreçtir. Tam da bu nedenle bizler; Baflkan Mao taraf›ndan genel ilkeleri ortaya konulan ve yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde politik iktidar›n al›nmas›n›n temel yolu olan Halk Savafl› stratejisinin ve onun günümüzdeki ön ad›m› olan gerilla savafl›n›n do¤ru ele al›nd›¤›nda yenilmez bir güç oldu¤unu savunuyoruz. Gerilla savafl› bu yenilmezli¤ini, halkla iliflkisinden, halk›n s›n›f mücadelesine önderlik etmesinden al›r. Yani Proletarya Partisi halka önderlik edebildi¤i oranda, halk›n çeflitli biçim ve içeriklerde gerilla savafl› için örgütlenebildi¤i oranda baflar›l› olacakt›r.


2

24 Mart-6 Nisan 2006

“Zafer direnen emekçinin olacak!”

Direniflin Dilinden... Biz 28 arkadafl sendikal› oldu¤umuz için 24 Kas›m 2005 tarihinde haks›z olarak iflten at›ld›k. Bunun üzerine sendikan›n öncülü¤ünde fiili olarak direnifle bafllad›k. Bu arada çal›flt›¤›m›z dönemde sadece servisimizi yapan eski korucu Fuat Özalp, çal›flt›¤›m›z Cevahir Deri’nin güvenli üretim yapabilmesi için d›flar›dan iflçi getirip direnifli k›rmak için sermaye sahibi Seyit Ahmet Cevahiro¤lu’na paral› köpeklik yapmaya bafllad›. Bunun üzerine biz dire-

niflçiler, iflçilerin yanl›fl yapt›klar›n›, yerlerinin bizim yan›m›z oldu¤unu anlatmaya çal›flt›k. Ancak iflçi s›n›f›n›n ne anlama geldi¤ini bilmeyen bu insanlar, bizlerle hareket etmek yerine silahlarla sopalarla bizlere sald›rd›lar. Bizim direniflimizi k›rmaya yönelik kavgac› bir tav›r sergilediler. Bunun üzerine bizler de kendimizi korumak zorunda kald›k. Bu arada arbedeler yafland›. Sald›r›ya u¤rayan bizdik ve haks›z yere gözalt›na al›nd›k. Bizlere yap›lan sald›r›lar sadece Cevahir ve Özalp’le s›n›rl› de¤ildi. Organize Deri Sanayii Bölgesi’ndeki ‹flveren Sendikas› da bu sald›r›lara ortak oldu. Bizler bu sald›r›lara karfl› örgütlü bir flekilde tek yumruk halinde cevap verdik. Kanunen hakl› olmam›za ra¤men yarg›n›n ve mülki amirlerin ve kolluk güçlerinin bize yönelik fiziki ve psikolojik bask›lar›na maruz kald›k. Bugün arkaya dönüp bakt›¤›m›zda direniflin ne anlama geldi¤ini görüyoruz. Bu denli zor bir süreçte direniflçilerin birbirine nas›l ya-

Belçika’n›n baflkenti Brük sel’de 26 fiubat 2006’da Gare de Midi önünde, Kay›ts›z Göç menler Kay›ts›zlar› Koruma Birli¤i (UDEP) taraf›ndan düKay›ts›z zenlenen yürüyüflte “K lara özgürlük, reform” fleklinde sloganlar at›larak, ayr›ca Orman kanunlar›na hay›r ” “O vb. yaz›l› pankartlar aç›ld›. AyYaflas›n enternasyona r›ca “Y lizm” sloganlar› da at›ld›. Yaklafl›k 10 bin kiflinin kat›ld›¤› yürüyüflte yerli halk›n da yo¤un kat›l›m› sevindiriciydi. (Belçika ‹K okurlar›)

k›nlaflt›¤›n›, dostluklar›n›n nas›l pekiflti¤ini, iflçilerin kendilerine olan özgüvenlerinin nas›l artt›¤›n› ve direnmeden hak al›namayaca¤›n› gördük. Birbirimize daha çok kenetlenerek direniflimizi devam ettiriyoruz. 24 Kas›m 2005 tarihinden bugüne yaflad›¤›m›z süreçte iflveren iflçi sendikas›n› kabul etti resmi olarak. Tafleron Fuat Özalp’in resmi olarak iliflkisini bitirdi¤ini gördük. Fakat gayri meflru varl›¤›n› sürdüren tafleron, iflverenin ve kendi ç›karlar›n›n savunuculu¤una ve uflakl›¤›na devam ediyor. ‹flverenle arabuluculu¤u üstlenen Tuzla Kaymakam› 14 fiubat’tan bu yana bu sorunun çözümü için ad›m atmad›. 4 Mart’ta AKP Tuzla ilçe teflkilat›n›n kongresine Baflbakan’›n da gelece¤ini duyunca sesimizi baflbakana duyurmak amac›yla sendika yöneticileri, Dünya Deri iflçileri ve ailelerimizle beraber kongre salonunun oraya gittik. Orada sorunlar›m›z› ona iletebilecek bir yetkili arad›k. Bizlerden 3 temsilciyi Baflbakan’la görüfltüreceklerini söylediler. Emniyet Müdürü ve AKP’li Belediye Baflkan Yard›mc›s› sözlerinde durmad›lar. Bizden bir dilekçe alarak Baflbakan’a verece¤ini söylediler ve Çevik Kuvvet eflli¤inde bizi kongre salonunun etraf›ndan uzaklaflt›rd›lar. Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi öncülü¤ünde bugün direniflimiz 5. ay›nda devam ediyor. Sendikam›z, örgütlü fabrikalar›n temsilci komitesi delegesi ve biz direniflçiler tek yumruk halindeyiz. Biz direniflçiler, anayasan›n vermifl oldu¤u sendikal› olmak hakk›n› kulland›¤›m›z için iflten at›lmam›za ra¤men, ifle sendikal› olarak geri dönmek için direniflimize devam ediyoruz. Buradan iflçi s›n›f›na sesleniyoruz; KURTULUfi YOK TEK BAfiINA YA HEP BERABER YA H‹Ç B‹R‹M‹Z! (Cevahir Deri iflçileri)

ALMANYA/BERL‹N’DE DOKTORLAR GREVDE Alman üniversite hastanelerindeki ve devlet hastanelerindeki doktorlar 16 Mart tarihinden itibaren süresiz greve gidiyor. Yap›lan bir oylaman›n sonucuna göre, 22 bin klinik doktorundan % 98’inin ifl b›rakma yönünde karar verdi¤i aç›kland›. Doktorlar bu karar›n, art›k daha uzun süre kötü koflullarda çal›flmak istemediklerinin bir sinyali olarak alg›lanmas› gerekti¤ini bezaman›n ihtiya lirtiyor ve patronlar›n “z c›na uygun” sözlerine uygun hareket etmeyeceklerini söylüyorlar. Grev ilk etapta sekiz üniversite hastanesinde bafllayacak. Doktorlar sendikas›, % 30 ücret art›fl›, düzenlenmifl ifl saatleri ve mesailerin tam ödenmesini talep ediyor.

işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!

ABONEL‹K fiARTLARI

BELÇ‹KA’DA GÖÇMENLER ‹Ç‹N EYLEM

44

Dünya Deri direniflimiz 6 fiubat 2006 tarihinde bafllad›. O günden bu yana çeflitli bask›lara maruz kald›k. Gerek iflveren, gerek jandarma bask›lar›na ra¤men direniflimizi onurlu bir flekilde sürdürüyoruz. ‹flten ç›kar›ld›¤›m›z güne kadar fabrikam›z sanayiinin gözde fabrikalar›ndan biriydi. Oysa iflverenlerimiz, “iifl yok, geçici olarak ifli durduruyoruz” diyerek resmi kapatma olmadan 37 iflçiyi kap› önüne b›rakt›. Bizim maddi olarak fazla duramayaca¤›m›z›, en k›sa zamanda birli¤in bölünece¤ini sanan iflverenimizin bu düflünceleri bofla ç›k›nca bölge kaymakaml›¤›na dilekçe yaz›p; “‹flçiler bizi tehdit ediyor. Fabrikam›za giremiyoruz, can güvenli¤imiz yok” diyerek ve kaymakam taraf›ndan bir yaz› ç›kartt›rarak, b›rak›n fabrika önünde durmay› bizi sanayiye sokmamaya çal›flt›lar. Oysa kaymakamla yap›lan görüflmeler sonunda kaymakam sendikam›za “bana 1 Mart’a kadar süre verin sorununuzu çözece¤im” diye söz vermiflti. Fakat geçen bu süre içerisinde en ufak bir geliflme olmad›¤› gibi iflverenler zaman kazand›. Çal›flmaktan, ekmekten baflka hiçbir düflüncesi olmayan biz iflçilebunlar terörist, bunlar yol re iflverenler “b

kesenler, bunlar› çal›flt›rmam” diyor. Oysa 12 ay›n 10 ay›n› gece gündüz çal›fl›yoruz. S›rt›m›zdan büyük kazançlar paralar kazan›yor patronlar. Baflbakan Erdo¤an’›n bölgemize geldi¤ini duyduk. Bize sürülen bu lekenin, bu hakaretin düzeltilmesi için Baflbakan›n gelmesini f›rsat bilip ondan yard›m isteyip bu durumu çözmesi için istekte bulunacakt›k. Fakat AKP ilçe baflkan yard›mc›s›n›n dedi¤i gibi yasalar da, kanunlar da sermayeden yana. B›rak›n Baflbakana sesimizi duyurmay› bizi soka¤a ç›kart›p soka¤›n iki taraf›na polis kordonu kurdular. Baflbakan’la toplant› sonras› randevu almam›za ra¤men bu geliflme olmad›. Yani iflçinin direnmekten baflka bir yolu olmad›¤› ortaya ç›kt›. Sözün özü sendikal› oldu¤umuz için, kölelik düzenine son vermek için anayasal hakk›m›z› kulland›¤›m›z için k›fl›n ortas›nda kap› önüne b›rak›ld›k. ‹flverenlerimiz flunu bilsin bask›lar bizleri y›ld›ramaz. Onurlu bir flekilde direne direne kazanaca¤›z. Tüm iflçi emekçi s›n›f dostlar›n›n deste¤ini bekliyoruz. ZAFER D‹RENEN EMEKÇ‹N‹N OLA CAK! (Dünya deri iflçileri)

“B›kmadan, usanmadan mücadelemiz sürecek” Biz Gönen’de direniflte olan deri iflçile ri olarak direniflimizin 250. gününde ilk günkü gibi mücadelemizi kararl›l›kla sür dürüyoruz. Çeflitli uygulamalarla patronlar›n sald›r›lar›na maruz kalmam›za, polisin araya girip arac› olmas›yla selam verdi¤imiz için bile bizi karakola götürüp ifadeler al›nmas›na, paralar teklif edilmesine, darp edilmemize ra¤men mücadelemizden y›lmad›k/y›lmayaca¤›z. Milenyum y›l›nda 1800’lü y›llardan kalma koflullarda çal›flmak istemiyoruz. Bunun için Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduk.

YUNAN‹STAN’DA GENEL GREV S‹STEM‹ FELÇ ETT‹ 15 Mart’ta Yunanistan’da kamu ve özel flirkette çal›flanlar›n 24 saatlik genel grevi baflar›yla sona erdi. Yunanistan iflçi s›n›f›na yönelik sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤›, özellefltirmelerin h›z kazand›¤› bu dönemde, son olarak da, iflçilerin toplu sözleflme haklar›n›n gasp›na yönelik çal›flmalar gerici Yunan devleti taraf›ndan yap›lmaktad›r. Bu sald›r›lara karfl› iflçi eylemleri de çeflitli biçimlerde sürmekte. 15 Mart’taki genel grev, Yunanistan ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu ve Yunanistan Kamu Çal›flanlar› Konfederasyonu taraf›ndan örgütlendi. Grev süresince flehir içi ve flehirleraras› kara ulafl›m›yla, adalarla anakara aras›ndaki deniz ulafl›m› durdu.

6 AYLIK: 10.200.000

‹nsanca yaflamak istiyoruz. Di¤er yerlerde duyarl› baz› belediye baflkanlar› direnen emekçinin yan›nda olup çeflitli yard›mlar yaparken burada emniyet, patron ve yandafllar› ve belediye baflkan› adeta bir ekip halinde çal›fl›p, bizleri sindirmek istiyor. Çeflitli cezalar kesiliyor; para, yürüyüfl yasa¤› vs. Çad›r kuruyoruz, y›k›l›yor veya belediye para cezas› kesiyor. Esnaf bizi kötülüyor. Ancak b›kmadan usanmadan onurlu mücadelemizi sonuna kadar sürdürece¤iz. Ta ki sendikal› olarak ifle geri dönene kadar. (Gönen Deri iflçileri)

F‹L‹P‹NLER’DE B‹R YARGISIZ ‹NFAZ DAHA Filipinler’de Luisita Çiftli¤i’ndeki tar›m iflçilerinin sendika liderlerinden 33 yafl›ndaki Tirso Cruz, 17 Mart’ta motosikletli bir kifli taraf›ndan yap›lan silahl› sald›r› sonucu katledildi. Birleflik Luisita ‹flçileri Sendikas› yönetici ve ilerici Anakpawis Partisi temsilcisi olan Cruz, 16 Kas›m 2004’de Luisita Çiftli¤i’ndeki greve sald›rarak katliam yapan devletin vahfletine de tan›k olanlardand›. Cruz ayr›ca Arroyo Halk ‹ktidar›” talepli eylemlerin de örgütlekarfl›t›, “H yicilerindendi. Cruz, uzun zamand›r ölüm tehditleri al›yordu. Filipinler’de yükselen devrim mücadelesine karfl› katliamc›, faflist yüzünü her geçen gün daha fazla gösteren faflist Filipinler devleti, ola¤anüstü halle, yarg›s›z infazlarla mücadeleyi durdurmaya çal›fl›yor. Ancak her bask›, daha genifl kitlelerin eylemlere deste¤ini ve daha fazla gencin Yeni Halk Ordusu’na kat›l›m›n› sa¤lamaktan baflka bir ifle yaram›yor.

1 YILLIK: 20.400.000

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.


3

44

24 Mart-6 Nisan 2006

Unak›tan; Bir Tüccar!!... 2002 seçimleriyle tan›flt›¤›m›z AKP hükümeti, aradan geçen 4 y›ll›k süre içerisinde kendisini hükümet yapan egemen s›n›flar›n isteklerini yerine getirmek için canla baflla çal›fl›yor. Bir yandan Ortado¤u’daki geliflmeler, öte yandan ülkemizde yaflananlar, hükümeti daha h›zl› yol almas› için zorluyor. ABD emperyalizminin bölgedeki de¤iflen ihtiyaçlar›, karfl›laflt›¤› engeller, ayn› zamanda ülkemiz egemenlerinin de bu de¤iflime ayak uydurmas›n› zorunlu k›l›yor. Afganistan’da kuyru¤u kapt›ran, Irak’a giren ancak ç›kamayan, bata¤a hergün biraz daha saplanan, ekonomik krizin nefesini ensesinde hisseden ABD giderek sald›rganlaflmaktad›r. Yaflad›¤› darbo¤azdan kurtulman›n zorunlu bir yolu ve ayn› zamanda daha büyük bir ç›kmaz›n da kendisi olarak sald›rmak, iflgal etmek, y›kmak zorundad›r. ABD emperyalizmi için en hayati kararlar›n al›nd›¤›, en önemli ad›mlar›n at›laca¤› yerlerin bafl›nda Ortado¤u geliyor. Politikalar›n› yaflama geçirmek için bölgedeki devletlerle adeta satranç oynayan ABD, yapt›¤› hamlelerin baflar›ya ulaflmas› için elinden geleni yap›yor. Her olas›l›¤› hesapl›yor ve tafllar›n uyumlu hareket etmesini istiyor. Tam da bu noktada insanl›¤a, dünya halklar›na açt›¤› savaflta en önemli ve sa¤lam kozlar›ndan birini ülkemiz hakim s›n›flar› oluflturuyor. Büyük Ortado¤u Projesi ile önümüzdeki on y›llarda giriflece¤i katliamlar›n hesab›n› yapan, katillere kap›lar›n› açan komprador burjuvazi ve toprak a¤alar›n›n iktidar›, bu maratonda efendilerinin emirlerini harfiyen yerine getirmenin endiflesi içindedir. Son birkaç ay içinde; ABD, Irak, Filistin, ‹srail, Suriye ve Ürdün üzerinden yaflanan ziyaret trafi¤i bile, ülkemizin bu co¤rafyada ABD emperyalizmi için kufland›¤› misyonu yans›tmaktad›r. ‹ran’›n hedef tahtas›na konuldu¤u, sular›n ›s›t›ld›¤›, kamuoyunun haz›rland›¤› bugünlerde uflaklar›n her prati¤i önem tafl›maktad›r. Türkiye Kürdistan›’nda yeni bir havaalan› çal›flmas›na bafllayan ve flimdiden “‹ran’a girmeyece¤iz” 盤l›klar› atanlar›n içeride de uyumlu bir hat tutturmalar› önemli. Ç›kart›lan yasalar ve hali haz›rda Meclis’te bekleyenler uflaklar›n hassasiyetlerini de gösteriyor. Tarihinin en büyük özellefltirmelerini yapan, K‹T’leri, ormanlar›, k›y›lar›, limanlar› satan hakim s›n›flar, s›n›rs›z sömürü ça¤r›s›na h›zl› bir yan›t oldular. Kemal Dervifl döneminde ç›kard›klar› “15 günde 15 yasa” ile iflçi s›n›f› ve emekçilerin gelece¤ini karartmak için cüretli ad›mlar atan, köylülü¤ün idam ferman›n› imzalayanlar gelecekte daha büyük sald›r›lara haz›rlan›yorlar. Emperyalizmin ç›karlar›n›n sözcüsü AKP hükümeti, tüm bunlarla beraber fliflirildi ve

piyasaya sunuldu. Bu anlam›yla hükümet üzerinden yürütülen her tart›flma, perdenin arkas›ndaki oyunlar›n yans›mas›d›r. Gösterime sokulan bu kukla oyununda oyuncular›n her söylemi ipi elinde tutan›n tavr›d›r. AKP ekseninde geliflen tart›flmalar, sürecin ihtiyaçlar›na ve t›kanma noktalar›na da iflaret ediyor. Mal varl›¤› ile bafllayan AKP ve CHP’nin seviyesiz polemikleriyle devam eden tart›flmalar, derinlerde cereyan eden ç›kar dalafllar›na dikkat çekiyor. AKP’den ayr›larak ANAP’a geçen Erkan Mumcu’nun ard›ndan flimdi de Abdüllatif fiener televizyon ekranlar›n› süslüyor. Birden bire demokratl›¤› keflfedilen fiener’e bu ilgi,

nan, milyonlarca insan›n›n sa¤l›¤› ile oynayan AKP‘nin hizmetlerinden sadece biri “Sa¤l›kta Dönüflüm Projesidir.”

AKP’nin sa¤l›k politikas›; “Hastane görmeden ölün!!..” Hükümet, dört y›ll›k hizmet kervan› içinde en baflar›l› olduklar› alan›n sa¤l›k oldu¤unu iddia etmekte. Rakamlar›n bize anlatt›¤› ise oldukça farkl›. Örne¤in; 1999-2006 aras›nda genel bütçe içinde sa¤l›¤a ayr›lan pay, yüzde 35’ten yüzde 23’e gerilerken Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n bütçesi ise yüzde 25’ten yüzde 15’e düflmüfltür. SSK hastaneleri, özellefltirmenin ilk ad›m› olarak sa¤l›k bakanl›¤›na devredilirken, sosyal güvenlik kurumlar›ndan gelen para, özel sektöre aktar›lmaktad›r. Hükümet kamunun ilaç, teknoloji al›m› vb. ihtiyaçlar›n› karfl›lamak yerine buralardaki potansiyeli özel sektörün geliflimi için kullanmakta. Yani sermayeyi emekçilerin paras›yla emekçilere ra¤men güçlendirmektedir. Böylelikle sosyal güvenlik kurumlar› eriyerek yok olacak, hizmet üretemeyecek ve kamunun paras› ile büyüyen sermayenin elinde kalacakt›r. Bunun en önemli kan›t› SSK hastanelerinin Sa¤l›k Ba-

lerinde çizdi¤i profil, emperyalistlerin isabetli bir tercih yapt›¤›n› göstermektedir. Halk›n yaflam›n› zehir edecek, dünyas›n› karartacak, sevdiklerinden koparacak böyle bir proje tam da Unak›tan’›n harc›d›r.

Unak›tan’dan bir inci; “Satar›m arkadafl!!...” Unak›tan’›n bakanl›kta, hesap uzman› olarak bafllayan serüveni, bakan s›fat› ile sürüyor. 59. hükümetin en büyük, en çok ses getiren icraatlar›n›n alt›nda Onun imzas› var. Özellefltirmelerin hükümet içindeki pratik önderi konumunda olan bakan, kamuya ait olmayan di¤er hizmetleri ile de dikkatleri üzerinde topluyor. CHP’nin AKP’yi y›pratmak için en zay›f halka olarak gördü¤ü Unak›tan, y›pranan imaj›na ra¤men emperyalistlerin deste¤i ile ayakta kalmay› baflar›yor. Bakan’›n özel hayat› belki de AKP’den çok ses getirdi/getiriyor. Galataport ihalesi öncesi ihaleyi kazanan sermaye grubu ile s›cak iliflkiler kurdu¤u ortaya ç›kt›. Kendisine ba¤l› Özellefltirme ‹daresi’nin TÜPRAfi özellefltirmesi öncesinde, flirket hisselerini yüzde 14.76’l›k bölümünü arac› kurumlar vas›tas›yla yurtd›fl›nda yerleflik yat›r›mc›lara 446 milyon dolara satt›¤› kamuoyuna yans›d›. Sat›fltan k›sa bir süre sonra TÜPRAfi 4.4 milyara sat›-

“Halen seyir halinde olan bir hükümetiz. Seyir halinde iken yap›lan hatalar olabilir, yolculuk esnas›nda tökezleyenler de olabilir, gücü azalanlar da olabilir. Burada bizim görevimiz tökezleyen, takati çekilen arkadafllar›m›za da omuz verip hizmet kervan›ndan geri kalmamalar›n› sa¤lamakt›r” sözleri çetenin halk düflmanl›¤›nda ›srar›n› da göstermektedir. Cumhurbaflkanl›¤› seçimlerinde alternatif yaratma çabalar›ndan ba¤›ms›z de¤erlendirilemez. Renkli hayallerle bezenen, güzel vaatlerle parlat›lan AKP‘nin yolsuzluklar›n›n aniden a盤a ç›kar›lmas› ve sunulmas› ile Ortado¤u’daki geliflmeler ars›nda s›k› bir ba¤ mevcut. Muhalif olmayan muhalefetin AKP‘ye yüklenmesi ise esas olarak Maliye Bakan› Kemal Unak›tan üzerinden olmakta. Kulland›¤› üsluptan çok özellefltirme uygulamalar› ile gündeme gelmesi gereken Bakan, hükümetin çizgisini temsil ediyor, görünmeyen icraatlar›n› ortaya seriyor. Öncekilerden pek de bir fark› olmayan bu tüccar›n icraatlar›n›, siyaset sahnesindeki yükseliflini anlamak hükümetin niteli¤ini tan›makt›r. Örne¤in; ezilenlerin, emekçilerin “sa¤l›k hakk›” konusunda al›nan yol 59. hükümetin pusulas›n›n yönünü de gösteriyor. Özellefltirmeleri büyük bir coflkuyla savu-

kanl›¤›’na devredilmesine ra¤men sa¤l›k alan›nda yap›lan yat›r›mlar›n yerinde saymas›d›r. Hükümet, emekçilerin özel hastane ve polikliniklerden, özel eczanelerden yararlanmas›n› sa¤layarak politikalar›n›n özünü gizlemekte, bir rahatlama yaflanm›fl gibi lanse etmektedir. Bununla geliflecek tepkilerin önüne de geçmifl olmaktad›r. Gerçekler sermayenin sa¤l›¤a egemen olmas› ile su yüzüne ç›kacak ve iflte o zaman emekçiler için kara günler bafllayacakt›r. AKP döneminde k›zam›k, difteri, tetanoz, bo¤maca afl›lama oran› gerilemifl, 1999’da 5 dolar olan kifli bafl›na koruyucu sa¤l›k harcamas› 4.8 dolara düflmüfltür. Bunun anlam› Malatya ve Ankara’da yaflanan kolera skandal›n›n, Kufl Gribi tradejisinin ard›ndan baflka görüntülerin ortaya ç›kaca¤›d›r. Bu politikalar›n uygulanmas›n›n teminat› olan Unak›tan’›n yaflam›, siyaset kulis-

l›nca yüzde 24.76’l›k hissesi alan Afel-Global menkul yat›r›m ortakl›¤›n›n alt› ayl›k kâr› 800 milyon dolar› geçti. Arsas›n›n üzerinde yüzde 6 imar izni varken bu oran yüzde 15’e ç›kar›ld›. Böylece hem villa kaçak olmaktan kurtuldu hem de Unak›tan’›n arsa üzerinde birden fazla villa infla etme olana¤› do¤du. Tavukçuluk ifli yapan o¤lunun gümrük bedelini yükselten yasal düzenlemenin hemen öncesinde yurtd›fl›ndan m›s›r ithal etti¤inin anlafl›lmas› üzerine Unak›tan; “Tavuk yemi ithal edildi, sorun yok” aç›klamas›nda bulundu. Babas›n›n izinden giden o¤ul Unak›tan g›da sektöründen sonra otomotiv sektörüne de girdi. Türkiye distribütörlü¤ünü Do¤ufl otomotivin yapt›¤› Alman otomotiv tekeli Wolsvagen’in yetkili bayisi oldu. ‹stanbul At›flalan› bölgesinde tamamen cam cepheli dev bir kompleks infla eden Unak›tan, 15 milyon dolarl›k bir yat›r›m gerçeklefltirdi.


4

24 Mart-6 Nisan 2006

44

“ABD emperyalistleri gergin durumlar›n daima kendi yararlar›na oldu¤unu zannediyorlar. Gerçekte ise ABD’nin yaratt›¤› gerilim, onlar›n beklentilerinin tersine dönüfltü, bu durum bütün dünya halklar›n›n ABD sald›r›lar›na karfl› ayaklanmas›na yol açt›. ABD tekelci gruplar› sald›r› ve savafl siyasetini inatla sürdürmekte devam ederlerse, günün birinde dünya halklar› onlar› idam sehpas›na götürecektir.” (Mao Zedung, Polemik, ‹nter Yay›nlar›, 1.Bas›m, s. 320) Dördüncü y›l›na giren iflgali, en büyük sald›r›lardan (Samarra bölgesindeki direniflçilere yönelik, 50’den fazla uçak, 200 askeri araç ve binlerce askerle) birisini bafllatarak “kutlamak” zorunda kalan emperyalistler, düfltükleri aczi bundan daha iyi kan›tlayan bir tablo sunamazlard›. Son olarak sahneye koymak istedikleri “iç savafl” ç›karma takti¤i de tutmay›nca, yeniden yo¤un bir biçimde k›r›m ve katliama giriflen iflgalcilerin, ç›kmaz›n getirdi¤i sorunlar karfl›s›nda daha da zor durumlara düflecekleri görülebilmektedir. Bu durum, yaln›zca Irak’a iliflkin sonuçlar do¤urmayacak, baflta bölge olmak üzere dünyadaki süreci yak›ndan etkileyecektir. Bunun en belirgin göstergesi, Irak’ta u¤rad›klar›, ancak henüz tescillenmemifl yenilginin do¤urdu¤u sonuçlar›n flimdiden görülen etkileridir. Öyle ki, zaman›nda en az 5-10 ülkede ayn› anda iflgal ve sald›r› yürütme kapasitesini hedefleyen ABD emperyalizminin bugün bunun çok uza¤›nda bir noktada ç›rp›nmas› ve Irak’ta, hatta Afganistan’da dikifl tutturamam›fl olmas›d›r. Henüz Afganistan ve özellikle de Irak’ta baflar›s›z olundu¤u koflullarda, ‹ran ve Suriye’ye yönelik sald›r› haz›rl›klar›na giriflti¤i izlenimi veren, ABD ve yede¤indeki ‹ngiliz emperyalistleri-

nin bu manevralar› da esasen Irak bata¤›ndan durumu kurtarabilmeyi amaçlamaktad›r. ‹ran’a yönelik hiç de sürpriz olarak de¤erlendirilemeyecek nitelikteki nokta vurufllar ve de Suriye’ye yönelik kendisi veya ‹srail eliyle gerçeklefltirilebilecek sald›r›lar›n merkezinde, Irak’taki “esas oyun”u kazanma derdi vard›r. Irak iflgalinden bu yana ilk kez “ulusal güvenlik stratejisi”ni gözden geçirdi¤i söylenen ABD emperyalizminin, “demokrasinin teflvik edilmesi” kavram›n› d›fl politikada ana unsur (maske) olarak kullanaca¤› aç›klanmaktad›r. Rusya’ya “özgürlük davas›n› önlememe”, Çin’e ise “bar›flç›l kalk›nmaya do¤ru ilerlemesi” mesaj› verilen bu belgede, “önleyici müdahale” stratejisinden vazgeçilmedi¤inin özellikle alt› çizilmektedir (Financial Times, 16.06.2006). Bu belgelerin kamuoyunda yay›nlanmas›, bafll›bafl›na yeni bir sald›r› program› ve gözda¤› ilan› olarak bilinmektedir. ABD’nin tam da ifllerinin yolunda gitmedi¤i bir dönemde, böylesi tarzda ç›k›fl yapmas›na ihtiyac›n›n bulundu¤u, anlafl›l›r bir durumdur. Sorun, bununla bir yere var›p varamayaca¤› ve her fleye ra¤men yeni hamleler gelifltirip gelifltiremeyece¤idir. Bir yere varma konusunda orta vadede bile flans›n›n bulunmad›¤›na dair inanc›m›z, yeni planlar›n› sahneye koyabilece¤i konusunda öngörülü olmam›z gerekti¤iyle çeliflmemektedir. Bu öngörü, her zaman haz›rl›kl› olman›n ötesinde, kapana s›k›flm›fl durumdaki yaral› düflmanla yüzyüze gelmekten kaynaklanan bir duruma iliflkin “karfl› durufl”un belirlenmesi aç›s›ndan önem arz etmektedir. O düflman ki, her zamankinden daha fazla sald›rgan olman›n maddi zeminine sahip bir pozisyonda ve kendine biçti¤i misyonuna mahkum bir

biçimde hareket etmektedir. Bugün için, bafl›n› ABD’nin çekti¤i emperyalistlerin, ço¤u kez yerli gerici ve faflistlerle iflbirli¤i içerisinde gelifltirdi¤i sald›r›lar›n, beklenen sonuçlar› elde etme flans›n›n bulunmad›¤›, bir dizi örnekle sabittir. 11 Eylül’le aç›lan perdenin ard›ndan sergilenenlerin, dünyay› yeniden biçimlendirme/paylafl›m derdinde olanlar›n büyük çapl› hamlesi olarak okunmas› gerekir. Aç›l›fl› ve ç›k›fl› “iyi” yap›lan bu hamlenin amac›na ulaflmas› için öncelikle ilk ad›mlar›n yere sa¤lam basmas› gerekiyordu. Irak’taki direnifli k›rmaktaki ›srar, Ortado¤u’nun elde tutulmas› aç›s›ndan da bu ba¤lamda kilit bir hesaplaflma oluflturmaktad›r. Irak’taki iflgalin baflar›l› olmas›n›n, BOP’nin hayata geçirilmesi aç›s›ndan vazgeçilmez öneme sahip oldu¤u aç›kt›r. Bu kadar büyük askeri operasyona karfl›n istenilen sonucun elde edilemeyip de Irak’ta kontrolün sa¤lanamamas› halinde projenin yaflam flans› kalmayacakt›r. Bunun di¤er bir ifadesi, dünya egemenli¤ini elde tutma konusunda ciddi bir güç kayb›na u¤ramak demektir. fiu anda, seçimlerini yapm›fl, anayasas›n› ve devlet kurumlar›n› oluflturmufl durumda bir Irak görüntüsüne karfl›n, meflruiyetine kendilerinin dahi inanmad›¤› kukla bir “rejim” bulunmaktad›r. Fiili durumda, yaln›zca iflgal ve direniflin varl›¤›ndan söz edilebilecek bir Irak gerçekli¤i yaflanmaktad›r. Bugün ABD emperyalizminin bölgedeki ‹ran ve Suriye gibi devletlere yönelik tehditlerinin yeterli a¤›rl›k tafl›maktan yoksun oluflunun en önemli nedeni Irak prati¤idir. Bu durum, hem tehdit yöneltti¤i devletler, hem de müttefikler oluflturmak aç›s›ndan sorunlar do¤urmaktad›r. Irak’›n etnik yap›s› ve güç dengeleri nedeniyle var olan hassasl›¤›, iflgalden kaynakl› büsbütün karmafl›k bir hal al›nca, de¤il yönetmek kontrol sa¤lamak bile imkans›z bir hale gelmifltir. Di¤er yandan, iflgale karfl› direniflin yaratt›¤› sonuçlar› de¤erlendirdi¤imizde, meselenin Irak boyutlar›n› aflt›¤› giderek daha iyi görülmektedir. Üçüncü y›l›n› dolduran direnifl, bütün yalan, çarp›tma ve iftiralardan kendisini soyutlam›fl, ba-

fiirketlerin al›m›n›n zorunlu oldu¤u pastörize yumurta ticaretiyle birlikte fosforik asit yat›r›m› da yapan Unak›tanlar›n y›ld›z›, AKP hükümeti boyunca giderek parlad›. Fosforik asit yat›r›m› için yüzde yüz gümrük vergisi teflviki ve KDV’den muafiyet gibi uygulamalar› oldu¤u da eklenmeli. Unak›tan’›n pastörize s›v› yumurta pazar›na girmesinin ard›ndan likit yumurtada KDV oran› yüzde 14’den yüzde 8’e indirildi. Ailece ticaret yapan Unak›tanlardan, Zeynep Unak›tan da en az babas› ve erkek kardefli kadar becerikli. Telsim ihalesi için aday flirketlerden Vodafone ile görüflen Zeynep Unak›tan, ikinci bir Galataport skandal› yarataca¤a benziyor. 11 fiubat 2006 tarihinde AKP Çatalca ‹lçe teflkilat› Ola¤an Kongresi’nde konuflan Unak›tan, k›sa zamanda ulaflt›¤› büyük sermaye için; “Paran›n bereketi geldi, koyacak yer bulam›yorum. Düzgün çal›fl›r-

san›z, aln›n›z›n terini çal›flt›¤›n›z ifle katarsan›z oraya bereket, baflar› geliyor” buyurmufllar. Maliye Bakan›’n›n marifetleri bununla da s›n›rl› de¤il. Seydiflehir Eti Alüminyum Fabrikas›’n›n özellefltirilmesi s›ras›nda fabrikay› sat›n alan Cengiz ‹nflaat yetkilileriyle samimi iliflkiler kurdu¤u kamuoyuna yans›d›. Seçim bölgelerinden tepkiler alan, Unak›tan’›n yol arkadafllar›ndan Bal›kesir Milletvekili Turhan Çömez, Afyon milletvekili Mahmut Koçak, Baflbakan’dan azar iflitme tehlikesine ra¤men, bu bas›nca dayanamayarak mektup yaz›yor, muhalefet ediyorlar. Kuflkusuz onlar hükümetin IMF ve Dünya Bankas› direktifleriyle talan politikalar›na karfl› ç›km›yorlar, onlar pastadan pay kapman›n, koltuk kapman›n ve vurgunun sessiz sedas›z yap›lmas›n›n derdindeler. Bakan›n tüm yolsuzluklar›na, rüflvet, hi-

le, yalan-dolana batm›fl prati¤ine ra¤men AKP’nin tutumu “fi›rac›n›n flahidi bozac›” türünden olmaktad›r. Emperyalistlerin s›n›rs›z sömürü, kurflun bomba ile özgürlük, katliamlarla demokrasi gerçe¤inin ülkemizdeki yans›mas›, denizi, suyu, topra¤› liman›, eme¤i, insan hayat›n›, gelece¤ini pazarlamakt›r. AKP bugün için egemen s›n›flar›n; dizginsiz bir talan›n›n, iflçi s›n›f›n› emekçi halk› yok sayarak, kan üzerinden yükselen saltanat›n›n birkaç sözcükle ifadesidir. AKP’nin 12 Mart 2006 tarihinde K›z›lcahamam kamp›nda konuflan Erdo¤an’›n, Maliye Bakan› için sarf etti¤i; “Halen seyir halinde olan bir hükümetiz. Seyir halinde iken yap›lan hatalar olabilir, yolculuk esnas›nda tökezleyenler de olabilir, gücü azalanlar da olabilir. Burada bizim görevimiz, tökezleyen, takati çekilen arkadafllar›m›za da omuz verip hizmet kervan›ndan geri kalma-

S›n›fsal Bak›fl ‹fiGALC‹LER D‹REN‹fi ATEfi‹NDE KAVRULMAYA DEVAM ED‹YOR!

flar›s›n› kabul ettirmifl ve rüfltünü ispatlam›flt›r. Bunu herkesten önce teslim eden iflgalcilerin kendisidir. Ülke boyutlar›n› aflma hususu ise kendisinin bu “ispat”›na paralel dünyan›n bütün direnifl odaklar› nezdinde güç, moral ve ilham kayna¤› olmas›d›r. Önderlik eden hareketlerin politik niteli¤ine bakmaks›z›n, direniflçilerin iflgale karfl› yürüttükleri mücadelenin dünya halklar› taraf›ndan sahiplenilmesi, ABD ve di¤erleri bak›m›ndan ciddi bir zaaf oluflturmaktad›r. Bu zaaf giderilmeden ileriye do¤ru mesafe al›namayaca¤›n› bilen ABD emperyalizminin meseleyi hala birinci gündem olarak ele almas› ve di¤er bütün konular› buna endeksli de¤erlendirmesi anlafl›l›r bir durumdur. Irak direnifli merkezi bir bütünlükten yoksundur. Parçal› say›labilecek önderliklerin anti-emperyalist perspektif tafl›mad›¤›n› anlamak zor de¤ildir. Direniflte komünist güçler olmad›¤› gibi devrimci kuvvetlerin de zay›f bir katk›s›ndan söz edilebilmektedir. Mücadeleyi son derece olumsuz yönde etkileyen türden provokatif eylemler gerçeklefltiren gruplar da direniflte yer almaktad›r. Direnen gruplar›n kendi aras›nda, iflgalciler taraf›ndan da sürekli kanat›lmaya çal›fl›lan, ciddi bir bölümü Saddam döneminden kalma yaralar ve çeliflkiler bulunmaktad›r. Bunlar›n ötesinde; iflgal ve direnifl güçleri aras›nda muazzam bir askeri güç dengesizli¤i vard›r. K›yas kabul etmez bu durum, co¤rafi koflullar›n elveriflsizli¤inden kaynakl› gerilla savafl›ndaki zorlu¤un eklenmesiyle daha da büyümektedir. Emperyalistler Kürt halk›n›n tamam› ile fiii nüfusun önemli bir bölümünü uflak ve iflbirlikçileri eliyle yedeklemifl durumdad›r. Direnifl atefli bu koflullar alt›nda iflgalcileri kavurmaya devam etmektedir. Emperyalizme karfl› mücadelede bu atefli yüre¤inde hissetmeyen, bunun moraliyle ›s›nmayan hiç kimsenin kalmad›¤› bir dünya gerçekli¤ini yafl›yoruz. ABD emperyalizminin “her fleye muktedirlik”, “yenilmezlik” balonlar›n› söndüren, dünyaya “kay›ts›z flarts›z itaat”› dayatan egemenlik projesini bozan Irak direnifli, yenilmezdir art›k! malar›n› sa¤lamakt›r” sözleri çetenin halk düflmanl›¤›nda ›srar›n› da göstermektedir. Onlar dönen çark›n birer difllileri olarak birbirlerini kollamak durumundalar. Çark›n dönebilmesi için bunu yapmak zorunda olduklar›n› biliyorlar. Yap›lan yolsuzluklar›n, kendi ç›karlar› aç›s›ndan da zarar verici oldu¤unu bilmelerine ra¤men flimdiki zamanda yap›lacak tek fleyin korumak ve korunmak oldu¤unu biliyorlar. Zira da¤a taflacaklar›n olas› öfkesi, korkuyu her gün biraz daha art›r›yor. Bizim de görevimiz, tökezleyen gericileflen, ayaklar›m›za dolanan çark›, tarihin çöplü¤üne atmak, mücadeleye daha fazla omuz vermek, halka hizmet kervan›na daha s›k› sar›lmak, direnifl bayra¤›n› yükseklerde dalgaland›rmak, örgütlülüklerimizi güçlendirmek, iflçi s›n›f› ve ezilenlerin yan›nda daha fazla olmak, onlar› mücadeleye, katmak, onlar için daha çok çal›flmakt›r.


5

44

24 Mart-6 Nisan 2006

“Sa¤l›kl›” ölüm yasas›na geçit yok!

Türk-‹fl ‹stanbul fiubeleri 18 Mart Cumartesi günü saat 12:00’de Galatasaray Lisesi önünde biraya gelerek Genel Sa¤l›k Sigortas›’n› protesto etti. Lise önünde “Herkese Sa¤l›k, Sosyal Güvenlik Hakk› ‹çin Birleflik Mücadele” pankart› açan kitle, kortejler oluflturarak, ‹stiklal Caddesi’nden Taksim Meydan›’na kadar yürüdü. Yürüyüfl s›ras›nda “Birlik mücadele zafer”, “Paras›z e¤itim, paras›z sa¤l›k”, “Zam, zulüm, iflkence iflte AKP” gibi hükümeti protesto eden sloganlar at›ld›. D‹SK ve KESK’in de destek verdi¤i eyleme, grevlerinin 184. günündeki Serna-Seral Tekstil iflçileri de kat›ld›. Deri-‹fl Tuzla fiubesi’nin “Kölelik Yasas›na Hay›r” pankart› arkas›nda oluflturulan kortejlere, Cevahir Deri ve Dünya Deri direniflindeki iflçiler de

DDSB ve Tuzla Deri-‹fl flamalar›, dövizleri ile kat›ld›lar ve s›k s›k “Yaflas›n Tuzla direniflimiz” slogan›n› att›lar. Direniflteki di¤er iflçiler ise att›klar› “Tuzla iflçisi yaln›z de¤ildir” slogan› ile desteklerini ifade etti. Meydana gelindi¤inde burada bir konuflma yapan Belediye-‹fl 3 No’lu fiube Baflkan› Hüseyin Ayr›lmaz, “Hükümet sendikalar›, sosyal kurulufllar› dinlemelidir. Yeter ki biz kararl› olal›m, yeter ki bizim bafl›m›zdakiler bize önderlik edebilsin, iflte o zaman karfl›m›zda hiçbir hükümet duramaz” fleklinde konufltu. Ard›ndan bas›n aç›klamas›n› Türk-‹fl 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak okudu. Büyükkucak yasa kabul edildi¤i taktirde yaflanacak uygulamalardan baz› örnekler vererek sözlerine flöyle devam etti; “Emeklilik yafl› 68’e yükseltile-

cek, pirim gün say›s› 9000 güne ç›kar›lacak, emeklilik maafllar› % 23 ile % 33 oran›nda düflürülecek, ayl›k geliri 127 liradan fazla olan herkesten 64 ile 431 lira aras›nda sa¤l›k vergisi al›nacak, sa¤l›k hizmetleri temel teminat paketi ile s›n›rlanacak, daha fazlas› için ek sigorta yapt›rmak gerekecek.” Hükümetin IMF ve DB reçeteleri ile hareket etti¤ini belirterek, “amaç sosyal güvenli¤e ayr›lan devlet katk›s›n› azaltmak, sa¤l›¤› ve sosyal güvenli¤i piyasalaflt›rmak, ticarilefltirmek ve özellefltirmektir” fleklinde konufltu. ‹stanbul Tabipler Odas› ad›na Dr. Osman Öztürk de yürüttükleri mücadelelerden bahsederek, yasa hakk›nda bilgi verdi ve birleflik mücadele etmenin önemine de¤indi. Tuzla Organize Sanayi bölgesinde direniflte olan Dünya Deri iflçilerinden, biri iflyeri temsilcisi toplam üç kiflinin göz alt›na al›nmas›, miting alan›ndaki iflçilerin öfkeli sloganlar› ile protesto edildi ve iflçilerin serbest b›rak›lmas› istendi. S›k s›k sloganlar›n at›ld›¤› miting, saat 13:00’de sona erdi. Miting bitiminde Deri-‹fl Tuzla fiubesi, Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu’nun düzenledi¤i mitinge destek verdi. (‹stanbul)

Emekçinin Gündemi SALDIRILARI ÖRGÜTLÜ GÜCÜMÜZLE PÜSKÜRTEL‹M! Emperyalist-kapitalist sistemin her geçen gün daha da çürümesi ve ekonomik ve siyasi krizlerinin, derinleflmesi kaç›n›lmazd›r. Çünkü bu sistemin varl›¤›n›n devam› daha fazla sömürü, kan, gözyafl› ve iflgale dayanmaktad›r. Bu sebepten dolay›d›r ki, dünya ezilen haklar›n›n emperyalizme, faflizme ve onun iflbirlikçi ve uflak faflist iktidarlar›na karfl› s›n›f bilinçli mücadeleleri ve kendili¤inden geliflen mücadeleler geliflerek güçlenmektedir. Ülkemizde emperyalizme göbekten ba¤l› komprador patron-a¤a devletinin uygulam›fl oldu¤u tüm ekonomik ve siyasi politikalar, genifl halk y›¤›nlar›n›, iflçi s›n›f›n›, iflsizleri, yoksul köylüleri etkilemekte ve mücadelenin tohumlar›n› atmaktad›r. Bugün ülkemizde uygulanan ekonomik politikalar tamamen IMF, Dünya Bankas› ve Dünya Ticaret Örgütü’nün dayatt›¤› sosyal y›k›m yasalar›d›r. ABD ve AB’nin AKP hükümetine dayatt›¤› özellefltirmelere h›z verme, kölelik yasalar› ve di¤er anti-demokratik yasa tasar›lar› ile hedeflenen hem yeni sald›r›lara zemin haz›rlamak hem de uzun y›llar›n mücadelesi sonucu kazan›lm›fl haklar› gasp etmektir. Bu yasa

tasar›lar›ndan bugün için en öne ç›kan ve tart›fl›lan› GSS (Genel Sa¤l›k Sigortas›)’d›r. Bu yasa tasar›s›n›n gündeme geldi¤i günden bugüne çeflitli sendikalar›n ve demokratik kitle örgütlerinin çeflitli protestolar› gerçekleflmifltir. Ancak flu bir gerçek ki bu eylemler sadece yasay› protesto etme temelinde kalm›fl, devlete yasay› geri çektirmek için olmazsa olmaz olan s›n›f sendikac›l›¤› perspektifinden gücünü almam›fl ve birleflik bir zeminde ele al›nmad›¤› için tek tek sendikalar›n protestolar› olarak kalm›flt›r. KESK’e ba¤l› sendikalar›n emekçileri, grevli, toplu sözleflmeli, s›n›f ç›karlar›n› esas alan bir politik mücadeleden yoksun b›rakarak ekonomik demokratik k›r›nt›larla yetinmeyi kendisi için yeterli görmesi, do¤all›¤›nda emekçilerin beklentilerine cevap verememifltir. Zaten bu politikalarla cevap vermesi de mümkün de¤ildir. Sadece GSS ile ilgili de¤il, birçok ifl kolunda KESK’e ba¤l› sendikalar›n ülkenin en temel, stratejik kurumlar›n›n özellefltirilmesine, genel anlamda AKP hükümetinin hayata geçirmek istedi¤i politikalara yönelik eylemleri olmufltur. Ancak bu eylemler yu-

“Mücadele ederek ölümleri durdurabiliriz!” Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde Çiçek Tersanesi’ne ba¤l› Kavi Denizcilik Tafleronu’nda çal›fl›rken 10 Mart 2006 tarihinde iskeleden düflerek hastaneye kald›r›lan Nur Do¤an Çelik isimli iflçi, 14 Mart Çarflamba günü yaflam›n› yitirdi. 15 Mart Perflembe günü Limter-‹fl Sendikas› öncülü¤ünde bir araya gelen iflçiler, yolu trafi¤e kapatarak olay› protesto etti. Tuzla Tersanesi önünde bir araya gelen iflçiler “‹flçiler birleflin, ölümleri durdurun” yaz›l› pankart açarak “Direne direne kazanaca¤›z”, “Art›k ölmek istemiyoruz” vb. sloganlar eflli¤inde Çiçek Tersanesi’ne yürüdüler. Çiçek Tersanesi önünde konuflma yapan Limter-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Cem Dinç, meydana gelen ifl kazalar› ve ölümlerden dolay› patronlar› k›nayarak “Bizler tersanedeki cinayetleri önlemek için iflçilerle

kar›da bahsini etti¤imiz çerçeveyi aflamam›flt›r. Yine bu anlamda 18 Mart Cumartesi günü Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar›n örgütledi¤i ve DDSB’li emekçilerin de kat›l›mlar› ile göz doldurdu¤u eylem, süreç aç›s›ndan önemlidir, ancak geç kal›nm›fl bir tepkidir. Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi’nin direniflte olan Cevahir ve Dünya Deri iflçileri Belediye-‹fl Sendikas›’na ba¤l› iflçilerin birlikte oldukça coflkulu bir flekilde kat›ld›¤› eylem, biz DDSB’lere önemli veriler sunmaktad›r. Bunlardan en önemlisi, devletin ivmelenen sald›r›lar› karfl›s›nda emekçi kitlelerdeki rahats›zl›kt›r. Bu rahats›zl›¤› örgütlülük kanal›na ak›tmak ise ancak ve ancak bizlerin elindedir. Bu eylemin gösterdi¤i bir di¤er önemli nokta da, emekçilerin birleflik ve kitlesel eylemlerle alanlar› doldurmas›n›n zor olmad›¤›d›r. Yine DDSB örgütlülü¤ünün bulundu¤u birçok ilde DDSB’liler bu yasa tasar›s›na karfl› eylemler örgütlemifl, yap›lan eylemlere kat›l›m sa¤lam›flt›r. Ayr›ca bunun gibi direniflte olan iflyerleri ziyaret edilmifl, bildiriler bas›larak da¤›t›lm›fl ve böylece sürece müdahil olunmufltur. Bu önemlidir. Özellikle TEKEL eylemlilikleri sürecinde sergilenen bu pratikler bundan sonras› aç›s›ndan da örnek teflkil edecek özelliktedir. Emperyalizme, faflizme, feodalizme ve gericili¤e karfl› mücadele eden biz DDSB’liler flunun bilincinde olmal›y›z ki;

birlikte ‘Bahara haz›r ol’ ça¤r›s› ile iflçileri bahar eylemleri ile mücadele etmeye ça¤›r›yoruz. Bu kampanya ile öncelikli amac›m›z ölümleri durdurmak. Di¤er taleplerimiz ise, iflçi sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i ve de ücretlerin artmas›. Bunun için her Cumartesi bir araya geliyoruz tersane iflçileri olarak. Ancak direnerek, mücadele ederek ifl cinayetlerini durdurabiliriz” dedi. Daha sonra konuflan Limter-‹fl Sendikas› E¤itim Uzman› Kamber Sayg›l› ise “dünyan›n hiçbir yerinde bu kadar ifl kazas› ve ölümler yok. Baharda yap›lacak olan eylemlikler ile ölümlere dur demek zorunday›z” dedi. ‹flçiler “Art›k Yeter” yaz›l› siyah çelengi tersane önüne b›rakarak eylemi sonland›rd›. Ölen iflçinin cenazesi Kand›ra’n›n Bolu köyünde defnedildi.

emekçilerin gerçek kurtuluflu komik yüzdelik zamlar veya grevli toplu sözleflmelerden yoksun bir sendikal anlay›flla olamaz. ‹fl güvencesini sa¤lamak, GSS vb. kölelik yasalar›na karfl› durmak, kararl› ve fiili meflru direnme gücümüzle gerçekleflecektir. ‹flçi s›n›f›n› ve kamu emekçilerini, kararl› bir mücadeleye sevk etmeliyiz. Bu mücadeleyi s›n›f bilinçli kadrolarla s›n›f sendikac›l›¤› ilkelerini esas alanlar›n gelifltirece¤ini tarihi süreç kan›tlam›flt›r. ‹flçi s›n›f›n› mücadelesinin geliflmesi için ortak sorunlara karfl›, ortak eylem ve etkinliklere s›n›f dayan›flmas› içerisinde h›z vermeli, direniflleri büyütmeli, özellefltirmelere, kölelik yasalar›na karfl› tutarl›, kararl› eylemleri hizmet gücünü kullanarak gelifltirmeliyiz. Ekonomik, demokratik, k›r›nt› ç›karlar›yla yetinmeyip, s›n›f ç›karlar›m›z› hedefleyen politik, siyasi kazan›mlar›m›z› gelifltiren s›n›f mücadelesine hizmet etmek ancak böyle mümkündür. Patron-a¤a devleti halk›m›z ve iflçi s›n›f› üzerindeki sömürü politikalar›n›, özellefltirmeleri kölelik yasalar›n› pekifltirmek, yeni anti-demokratik sald›r› yasalar›n› ç›kartmak için IMF ve Dünya Bankas›’n›n dayatt›¤› bu yasalar›n toplum üzerinde hayat bulmas›n›n yolu toplumun en örgütlü ve iktidar karfl›t› muhalif kesimlerini marjinallefltirmeyi hedeflemektedir.


6

24 Mart-6 Nisan 2006

44

Köylü yoksullafl›yor! Daha önce “tar›mda kendi kendine yeten ülke” olarak övünülen Türkiye, art›k tar›msal alanda emperyalistlerin ve yerli uflaklar›n›n iflbirli¤iyle “her fleyi ithal eden ülke”ye dönüfltürüldü.

“Geçen hafta Türkiye ‹statistik Kurumu (T‹K) taraf›ndan yay›mlanan yoksulluk göstergeleri ülkemizdeki bireylerin dörtte birinden fazlas›n›n yoksul oldu¤unu gösterdi. Kent ve k›r ayr›m› yap›ld›¤›nda kentlerde bu oran yüzde 17 civar›na geriliyor. Ancak k›rda yaflayan nüfusun yaklafl›k yüzde 40’› yoksul” diye bafll›yor Faik Öztrak Milliyet’teki yaz›s›na. Türkiye ‹statistik Kurumu verilerinin ne kadar gerçe¤i yans›tt›¤›, ya da gerçek rakamlar›n verilenden çok daha fazla oldu¤u bir yana, burada atlanmamas› gereken önemli bir nokta var. O da; köylünün ya da k›rsal kesimde yaflanan yoksullu¤un art›k burjuva-feodal yazarlarca bile görmezden gelinemeyecek bir seviyeye ulaflt›¤›d›r. Özellikle son süreçlerde burjuva-feodal bas›nda tar›m ve köylülükle ilgili yaz›lar›n artt›¤›n› görüyoruz. Daha çok devrimci ve sosyalist bas›nda ifllenen (ancak baz›lar›nca yok say›lan) bu sorun, yak›c›l›¤›n› gün geçtikçe art›r›yor ve san›ld›¤›n›n aksine oldukça genifl bir kesimi ilgilendiriyor. Yine (T‹K)’in araflt›rmas›na göre, nüfusun yaklafl›k % 40’› yani 27 milyon insan k›rsal kesimde yafl›yor ve bunlar›n 11 milyonu yoksul. Köylüyü bu duruma getiren süreç ise belli aral›klarla “yenilenen” IMF ve DB patentli politikalar›n kesintisiz iflliyor oluflu. IMF ve Dünya Bankas›’n›n de¤iflen koflullara uygun olarak tüm yar› sömürgeleri farkl› flekilde denetimi alt›na almak için planlad›¤› neo-liberal politikalar›n Türkiye aya¤› olan ve ülke üretiminin tüm alanlar›n› kapsayan 24 Ocak Kararlar›’n›n hayata geçirilmesi normal koflullarda mümkün de¤ildi. Ülkenin ekonomisini özellikle de tar›m›n› felç edecek ve tamamen emperyalistlerin denetimine sokacak olan bu kararlar›n uygulanmas› için 12 Eylül 1980’de bir darbe tezgahlanm›fl, karfl›lar›na dikilecek tüm muhalif

kesim “etkisiz” hale getirilerek tafllar yerli yerine oturtulmufltu. ‹flte o gün uygulamaya konulan as›l plan› desteklemek için sürekli yeni yeni “icatlarla” bugüne gelindi. Alternatif ürün, Sözleflmeli çiftçilik, Do¤rudan Gelir Deste¤i.. Ve her biri bir “zeka ve yarat›c›l›k” örne¤i olan daha bir sürü plan. En genifl kesimin üreterek geçimini sa¤lad›¤› temel ürünlere (pancar, tütün, pamuk vb.) kotalar konulurken, sübvansiyonlar kald›r›l›rken, köylü hep çeflitli manipülasyonlarla kand›r›ld›. Ne yaz›k ki planlanan büyük oyunu ancak yaflayarak ö¤-

renebildi köylü ya da ö¤reniyor ve ö¤renecek. Sözleflmeli çiftçilikle kendi topra¤›nda köle durumuna geldi¤ini, alternatif ürün aldatmacas›yla her y›l farkl› bir ürüne yönlendirildi¤ini, kendisine önerilen ürünlerden hangisini ekse zarar etti¤ini ve yaflad›¤› topraklarda en iyi yetiflen ürünü “gönül r›zas›yla” art›k üretmedi¤ini ya da üretemedi¤ini biliyoruz. Ayr›ca Do¤rudan Gelir Deste¤i aldatmacas›yla tar›ma uygun topraklar›n› üçbefl kurufla elden ç›kard›¤› için üretim de yapam›yor zaten. Tüm bu zorluklar› “alt edip de” üretim yapabilenler üretti¤ini satamad›¤› için sefalete mahkum oluyor. K›sacas› köylü üretse de üretemese de her durumda ma¤dur. Büyük tar›m tekellerinin etkinlik alan›n› art›rmalar› daha do¤rusu ülkedeki tar›m alan›n› ele geçirmeleri için yap›lan tüm bu “düzenlemeler” daha do¤rusu ayak oyunlar›n›n sonuçlar› art›k ortaya ç›kmaya bafllad›. Daha önce “tar›mda kendi kendine yeten ülke” olarak övünülen Türkiye art›k tar›msal alanda emperyalistlerin ve yerli uflaklar›n›n iflbirli¤iyle “her fleyi ithal eden ülke”ye dönüfltürüldü. Evet, hiç abartm›yoruz, tar›msal alanda akla gelebilecek her fley ithal ediliyor. Tar›msal arazinin ve iklimin uygunlu¤undan dolay› “tah›l ambar›” olan Türkiye, art›k bu¤day ithal ediyor ya da daha düne kadar en fazla canl› hayvan ihraç eden ülke iken bugün canl› hayvan ithal ediyor. Ve ilginç bir ayr›nt›; Tar›msal ithalatta ilk s›rada yer alan ülke de ABD. Yani IMF ve Dünya Bankas› programlar›n›n fikir babas› ABD. ABD’den yaklafl›k 1 milyar dolarl›k ithalat yap›l›yor. Hem de ülkemizde en rahat, en bol yetiflebilecek ürünler. Ard›ndan Almanya, Rusya vb. ile liste devam ediyor. Gelip ülkemize yerleflen flirketleri de hiç saym›yoruz. fiimdi tafllar yerli yerine oturuyor; neden köylüye üretim

yapt›r›lmad›¤›n›, üretti¤inin neden satt›r›lmad›¤›n›, neden açl›¤a, sefalete mahkum edildi¤ini anlayabiliyoruz. Daha fazla kâr için ruhunu fleytana satanlar do¤ay› da alt üst ediyorlar. Yapt›klar›yla iklimleri tersine çevirenler flimdi de “Geneti¤i De¤ifltirilmifl Organizmalar”la do¤an›n insana en büyük arma¤an› olan besinleri yine insano¤luna düflmanlaflt›r›yor. Yine bu yolla üretilen ucube “besinleri” piyasaya sürebilmek, pazarda pay kapmak için özellikle bizim gibi yar›-sömürge ülkelerdeki tar›m› en alt seviyeye çekmeye, halk› açl›¤a mahkum ederek kârlar›na kâr katmaya devam ediyorlar. Halk›m›z, özellikle de köylülük, art›k yoksullu¤a da de¤il, açl›¤a do¤ru h›zla yol al›yor. Yaflanan tüm bu zorluklara ra¤men genel bir sessizli¤in ve kabullenmenin hüküm sürmesi anlafl›lmaz gelebilir. Köylülü¤ün durumu ülkede yaflayan di¤er kesimlerin durumundan ba¤›ms›z de¤il elbette. Ancak yaflananlar, çekilen zorluklar, yap›lan haks›zl›klar suya yaz›lm›yor. Olmas› gereken tepki flimdilik verilemiyor belki (çok çeflitli nedenleri olsa da) ama, sessiz kalabal›klar öfke biriktirmeye devam ediyor. Biriken bu öfke b›çak kemi¤e dayand›¤›nda a盤a ç›k›yor. Baflbakan› protesto eden Mersinli köylünün yapt›¤› ve söyledikleri asl›nda köylülerin ne durumda olduklar›n›n ve neleri göze alacak duruma geldiklerinin iyi bir örne¤idir. Olay, kameralar önünde gerçekleflti¤i için üstü örtülemedi, tek ve uç bir olay gibi görünüyor. Yeterince medyatik olmad›¤› için sahibinin sesi burjuva bas›nda yeterince yer bulamayan onlarca olay oluyor. Çeflitli illerde yap›lan köylü mitingleri, traktörleriyle yollar› kapatan köylüler, bir y›ll›k emekle üretti¤i ürünü elinde kald›¤› için ürününü yakan ya da suya döken üreticiler, tüm koflullar uygun olmas›na ra¤men kotalar nedeniyle üretim yapamayan ve açl›¤a mahkum olanlar›n yapt›¤› eylemler ne yaz›k ki uflak medya için haber de¤eri bile tafl›m›yor. Bunlar olanlar, bir de olmas› daha do¤rusu yap›lmas› gerekenler var ki bizim önemsememiz gereken as›l nokta buras›. Halk›m›z

ama özellikle de k›rsal kesimde yaflayan halk›m›z gün geçtikçe yoksullafl›yor, yaflam koflullar› daha da zor hale geliyor. Ancak kitlelerin bilinçli bir flekilde kendi sorunlar›na sahip ç›kma, demokratik haklar›n› kullanma gibi bir gerçekli¤i yok. Zaten bizim varl›¤›m›z›n nedeni de bu de¤il mi? O halde bugün her zamankinden daha çok kitlelerin özellikle de köylülü¤ün içinde olmak, onlar› kendi sorunlar› üzerinden örgütleyerek harekete geçirmek gerekiyor. Kooperatif, dernek, sendika varsa içinde yer alarak; yoksa imkanlar›m›z dahilinde yenilerini kurup faaliyete geçirerek bu alandaki bofllu¤u gidermeye çal›flmal›y›z. Ama bunlardan da önemlisi belli biçimlere tak›l›p kalmadan, dar kal›plara kendimizi s›k›flt›rmadan, bulundu¤umuz alan›n somutuna uygun yeni tarzlarla örgütlenme faaliyetini sürdürmektir. Köylülük üzerinde yeterli bir etkimizin olmad›¤› bir gerçek, ama bu duruma müdahale etmek, içten içe mayalanan öfkenin patlayaca¤› zamana haz›r olmak için bugünden faaliyetimizi yo¤unlaflt›rmam›z gerekiyor. Aksi takdirde ne bugünkü gidiflata müdahale edebiliriz ne de ilerde patlama potansiyelini ba¤r›nda tafl›yan ve bu potansiyeli gün geçtikçe art›ran kitle hareketlerine haz›rlanabiliriz.

TÜM KÖY-SEN Karadeniz’de Tüm Köy-Sen Ordu’da yapt›¤› toplant›yla Karadeniz’de örgütlenme çal›flmalar›n› yayg›nlaflt›rmaya bafllad›.Tüm Köy-Sen Genel Baflkan› fievki Konur toplant› öncesi yapt›¤› aç›klamada üreticiler olarak sorunlar›na sahip ç›k›lmas› gerekti¤inden bahsederek, bölgede Ordu, Giresun, Samsun illerini kapsayan örgütlenme çal›flmalar›n›n bafllad›¤›n› vurgulad›. Örgütlenme ve E¤itim Uzman› Sat›lm›fl Baflkavak’›n da söz ald›¤› toplant›da hükümetin f›nd›k üreticilerini de düflünmedi¤ini, f›nd›¤a destek olmayarak Fiskobirlik’in kredi olanaklar›n› ortadan kald›rarak üreticileri zor durumda b›rakt›¤›n› vurgulad›. Avrupa Birli¤i anlaflmalar›n›n da üretici köylüyü olumsuz etkileyece¤ini belirten Baflkavak, “Örgütlenirsek hükümetlere istedi¤imizi yapt›rabiliriz” dedi. Ayr›ca, Fiskobirlik’ten emekli oldu¤unu ve flu an müfettifl olarak görev yapt›¤›n› söyleyen Orhan Kara ise, Fiskobirlik’in tasfiye edilmeye çal›fl›ld›¤›n› ve yerini özel flirketlerin alaca¤›ndan bahsederek, bu durumun üretimin de yok edilmesi anlam›na gelece¤ini belirtti. Samsun, Giresun temsilcileri ile Ordu Tüm Köy-Sen Yönetim Kurulu üyelerinin seçilmesiyle toplant› sona erdi.


7

44

24 Mart-6 Nisan 2006

Köylü her yönden k›skaca al›n›yor! çal› “ben ilac›m› tan›d›k yerden al›yorum. Böyle bir sorunla karfl›laflmad›m; ancak birçok arkadafl böylesi durumlarla karfl›laflt›klar›n› söylüyorlar. Yani ortal›kta bir sahte ilaç olay› var. Devletin bu durumu denetlemesi gerekiyor. Ancak bu yap›lm›yor, devlet önlem alm›yor” diyerek yaflanan geliflmeleri özetliyor.

Eski tohum ambalajlan›p, köylüler aldat›l›yor

Her geçen gün artan ve artt›kça köylünün daha da yoksullaflmas›na neden olan sald›r›lar, köylüleri vurmaya devam ediyor. Siyanürlü alt›n arayarak köylüyü zehirleyen, tar›ma kota koyarak, düflük taban fiyatlar›yla üretimi vuran zihniyet bugün köylülerin pahal›ya ald›klar› gübreyi tar›m ilaçlar›n› denetlemeyerek bu zulmü daha da boyutland›r›yor. Yine uygulanan politikalar sonucu ne ekece¤ine karar veremeyen köylüyü her y›l ekti¤i üründen vazgeçmek zorunda b›rakan patron-a¤a devleti, yurtd›fl›na ithal etti¤i ürünler ile Türkiye’de tar›m›n, üretimin ölmesine aç›k davetiye ç›kar›yor. Tüm bu sorunlarla ilgili olarak Tarsus’un Atalar Köyü’nde yaflayan Arap milliyetinden Ayhan Karaçal›’n›n görüfllerini ald›k. Eskiden yafl sebze vb. üreterek ve serac›l›k yaparak geçimini sa¤layan Karaçal›, uygulanan politikalardan kaynakl› köylünün zor durumda oldu¤unu vurguluyor. Yaflanan geliflmelerle her geçen gün daha da yoksullaflan köylüler proleter düflüncenin ›fl›¤›yla buluflamad›¤› için yaflad›klar›n› bir kader olarak görüyor ya da “böyle gelmifl, böyle gidiyor” diyerek yorumluyor.

“Ürettiklerimiz flimdi para yapm›yor” Karaçal› “eskiden sebze ve serac›l›kla u¤rafl›yordum. fiimdi m›s›ra döndüm, sebze üretimi eskiden iyi para yap›yordu, flimdi yapm›yor. Tohum çok pahal›, giderler çok, ürün sat›lm›yor. 16-20 YKr’ye say›l›yor domates. Art›k biber de ekmiyorum” diyerek sebze üretiminde köylünün yaflad›¤› s›k›nt›lar› özetliyor. Bu s›k›nt›lar yüzünden ekemez, üretemez duruma gelen yoksul köylüler çözümü baflka ürünlerin ekimine yönelerek bulmaya çal›fl›yor. Ancak durum bunlarda da çok farkl› olmuyor. Patron-a¤alar›n tar›m politikalar›ndan kaynakl› köylüler her sene zarar ediyor ve genelde ürünü elinde kal›yor. Dolay›s›yla bu ürünler tüketici yerine çöpe gidiyor. Yani üretilen maldan köylüler kar de¤il zarar ediyorlar. Yoksulluk ise daha da t›rman›yor.

Devlet tar›m ilaçlar›n› denetlemiyor Köylülerin ürettikleri ürünler ellerinde kald›¤› gibi, sat›n ald›klar› ve milyarlara mal olan tar›m ilaçlar› da sahte ç›k›yor. Tarsus’ta a盤a ç›kan bu geliflmeye göre; bu bölgede sat›lan sahte tar›m ilaçlar› ve gübrelerden kaynakl› trilyonlarca yol-

suzluk yap›l›yor. Üretimin daha kaliteli olmas› ve tüketiciye ürünün daha iyi ulaflmas› için kullan›lan tar›m ilaçlar› vb. ürünlerin köylülere sahte olarak ulaflmas› kaliteyi düflürüyor. Milyarlarca lira ödenerek al›nan ilaçlar›n sahte ç›kmas› ürünün kalitesini düflürmekle birlikte, ürünün telef olmas›na da neden oluyor. Örne¤in ilac›n içindeki bir maddenin % 75 civar›nda olmas› gerekirken bu oran % 10-20 olunca üründen istenilen verim al›nam›yor ve köylüler ma¤dur oluyorlar. Tarsus’ta bir iki dükkan›n sahte tar›m ilac› satmaktan mühürlenmesi bu sektörde trilyonlarca paran›n döndü¤ünü de gösteriyor. Yani birkaç dükkan›n mühürlenmesiyle devlet bu iflin önüne geçmifl olmuyor. Aksine yaflanan olay örtbas ediliyor. ‹stenildi¤inde rahatl›kla önüne geçilebilecek olayda devlet, herhangi bir ad›m atm›yor ve köylüler fark›nda olmadan bu ilaçlara gerçek ilaçlarm›fl gibi milyarlarca para ödüyor. Bu konuyla ilgili soru yöneltti¤imiz Kara-

Karaçal›’n›n verdi¤i bir di¤er bilgiye göre de köylüler üzerindeki sald›r›lar›n hiç de az olmad›¤›n› gösteriyor. 2005 y›l›nda “2005 y›l›nda üretilmifltir” yaz›l› ambalajlarla sat›lan fasulye tohumlar› ürün vermemifl ve köylüler % 100 zarar etmifllerdir. Daha önceden patron-a¤alar›n elinde kalan y›llarca önceki fasulye tohumlar› 2005 y›l›na aitmifl gibi ambalajlan›p piyasaya sürülmüfl ve köylüler bunu sat›n alm›fllard›r. Köylüler fasulyeyi tarlaya ekmifller ancak beklenen verim elde edilmemifl ve % 100’lük bir zararla karfl› karfl›ya kalm›fllar. Karaçal› “ben 2004 y›l›nda ald›¤›m fasulyeyi ektim ve çok güzel verim ald›m” diyerek köylülere 2005 y›l›nda sat›lan eski tohumun ise y›llarca önceye ait oldu¤unu gözler önüne seriyor.

Sald›r›lar saymakla bitmiyor... Karaçal› köylülerin bafl›nda bulunan vergi oranlar›n›n da çok yüksek oldu¤unu belirterek “vergiyi düflürmeleri laz›m” diyor. “ Mazot fiyatlar› çok yüksek, devletin verdi¤i do¤rudan gelir deste¤i çok düflük. Bu destekten büyük toprak sahipleri faydalan›yor, biz de¤il. Bizi en fazla etkileyen

mazot ve gübre fiyatlar›d›r, naylon fiyatlar› da yüksek. Devletin sorunlar›m›za el atmas› laz›m. Ben 50 yafl›nday›m. Her gelen Baflbakan ayn› fleyi söylüyor. Seçimden seçime bize görünüyorlar, sonra görünmüyorlar” diyerek devletin sald›r›lar›n› ve yerine getirilmeyen vaatleri hat›rlatan Karaçal› sözlerini sürdürüyor: “Biz üretip çok ucuza sat›yoruz. Ürün tüketiciye ulaflana kadar bir çok arac›dan, tüccardan geçiyor. Tüketici ürünü çok pahal›ya ald›¤› için fazla alam›yor, talep azal›yor, ürün elde kal›yor. Tüketici ürünü direkt üreticiden alsa o zaman iki taraf da ma¤dur olmaz.” Yaflanan sald›r›lar anlat›lmakla bitmiyor. Onlarca sorunla karfl› karfl›ya olan köylüler, bunlar yetmiyormufl gibi bir de Türkiye’nin baflbakan› olan ama halk›n de¤il patronlar›n-a¤alar›n sözcüsü olan Recep Tayyip Erdo¤an’›n hakaretlerine maruz kal›yor. Emperyalizmin kölesi olan AKP hükümeti ve patron-a¤alar›n zulmüne karfl› köylülerin bilinçlenmesi gerekti¤i de ortada duran büyük bir gerçeklik. Bu yüzden bütün ‹flçi-Köylü okurlar›n›n bu konuda çaba harcamas› gerekmektedir. (Mersin)

‹nay köylüleri eylemlerine devam ediyor... Uflak Eflme K›fllada¤ yöresinde TÜPRAG taraf›ndan iflletilmek istenen alt›n madenine karfl› ç›kan ‹nay köylüleri yine kefenlerle yürüdüler. Geçti¤imiz günlerde Bakanlar Kurulu taraf›ndan al›nan ve resmi gazetede yay›nlanan karara göre TÜPRAG’›n iflletece¤i alt›n madeni için topraklar›ndan su yolu geçmesine izin vermeyen ‹nay köyündeki arazinin acil olarak kamulaflt›r›lmas›na karar vermiflti. Uflak-Eflme K›fllada¤ mevkiinde siyanür liçi yöntemi ile alt›n üretimi yapacak olan TÜPRAG Ltd. fiti. Ulubey ilçesinde 2 kuyudan ç›karaca¤› suyu madene götürmek için 13 km’lik su isale hatt› açma çal›flmas› yap›yor. Daha önce defalarca çeflitli biçimlerde eylem yapan ‹nay köylüleri, Bakanlar Kurulu’nun bu karar›n›n ard›ndan flirketin ifl makinelerinin söz konusu arazide su yolu açma çal›flmas› yapmaya bafllamas› üzerine yeniden harekete geçti. Köylülerin çal›flma yap›lmas›na tepki göstermesi üzerine bölgeye y›¤›nak yapan Jandarma, köylülerin gerekli izinleri sormas› üzerine “Gerekli izinler var ama kimseye göstermek zorunda de¤iliz” cevab›n› verince köylüler, Ulubey Kaymakaml›¤› ve Uflak Valili¤i’ne izinsiz yap›lan kaz›n›n durdurulmas› için dilekçe verildi. Madenci flirketin topraklar›ndan madende kullanaca¤› su

yolunu geçirmesine izin vermeyen ‹nay köylüleri, flirketin su yolunu açma çal›flmalar›na karfl› yine eylem yapt›lar. 9 Mart günü flirketin kaz› çal›flmas› yapt›¤› yere üzerlerine giydikleri ve kefen dedikleri beyaz elbiseleriyle yürüyen ‹nayl›lar, bir kez daha topraklar›nda siyanürlü alt›n madeni istemediklerini tekrarlad›lar. Beyaz kefenlerin üzerine “siyanürcü flirket memleketi terk et”, “Siyanüre hay›r”, “Siyanürlü alt›na hay›r” yaz›lar›n› yazan ‹nayl›lar, ‹nay Un Fabrikas›’na kadar yaklafl›k 300 metre sloganlar ve ellerindeki çanlarla yürüdüler. Köylülerin flirketin kaz› yapt›¤› bölgeye yaklaflmas› üzerine bölgede yo¤un y›¤›nak yapan jandarma, köylülerin önüne barikat kurdu. Bu durumu protesto eden köylüler, bir süre daha barikat›n önünde eylem yapt›ktan sonra, geldikleri yoldan sloganlar atarak ve çan çalarak geri döndüler. Köylülere hitap eden Avukat Tahsin Köse, madencilerin rahat hareket etmesi için Bakanlar Kurulu karar› ç›karan hükümete seslenerek, “Bu siyanürcüler ifli bitince yar›n buray› terk edecekler. Bu zehirle biz yaflamak zorunda kalaca¤›z. Bizi görün, bu ülkenin gerçek sahipleri bizleriz” diye konufltu. (‹zmir)


8

24 Mart-6 Nisan 2006

44

Tecrit kald›r›ls›n, talepler kabul edilsin! TUYAB, TUDEF, ÇHD Adalet Bakanl›¤›’na faks çekti

Dünya Doktorlar› Ör gütü: F T ipi sistemin kartviziti

TUYAB, TUDEF, ÇHD 13 Mart Pazartesi günü saat 14:00’de Galatasaray Postanesi önünde bir araya gelerek bafllatt›klar› kampanya çerçevesinde hapishanelerde yaflanan hak ihlalleri ve insan haklar› suçlular›n› Adalet Bakanl›¤›’na faks çekerek bildirdi. “‹nsan hücreye s›¤ar m›? Tecrit kald›r›ls›n, talepler kabul edilsin!” pankart› açan kitle, “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” gibi sloganlar att›. Aç›klamay› Seza Mis Horuz okudu. Aç›klamada, “6. y›l›na giren tecrit her gün derinleflerek devam ediyor. 24 saat içinde sadece 1 saat havaland›rmaya ç›kar›lan yak›nlar›m›z, ‘cezan›n uygulanmas›’ de¤il, ceza içinde cezan›n uygulanmas›na maruz kal›yorlar” denildi. Kitle taleplerini flu flekilde s›ralad›; * Uluslararas› sözleflmelere göre 15 kifliden az olan mekânlar tecrit say›lmaktad›r. Hücre tipi, F ve D Tipi hapishaneleri bu esasa uygun olarak yeniden düzenlenmelidir. Bu düzenlemeler yap›lana kadar hücre kap›lar› aç›k tutulmal›d›r. * C‹K de¤ifltirilmelidir. (‹çinde Baro, ÇHD, TTB’den oluflan bir kurulun gözetiminde yap›lmas›…) *Tutsaklar›n tüm haklar›n› koflulsuz kullanmalar› sa¤lanmal›d›r. *Ba¤›ms›z izleme kurullar› oluflturulmal›d›r. Bu kurullar tutuklu ve hükümlü yak›nlar›, ‹HD, Baro, Tabipler Birli¤i, ayd›n ve sanatç›lardan oluflturulmal›d›r. (‹stanbul)

F Tipi hapishanelerin Türkiye’deki sistemin kartviziti oldu¤unu belirten Dünya Doktorlar› Onursal Baflkan› Bernard Grancon, uygulanan tecrit politikalar›yla insan haklar› sicilinin daha da kötüleflti¤ini söyledi. 18 Mart 2006 tarihinde TUYAB’›n “Tecrit kald›r›ls›n, talepler kabul edilsin!” kampanyas› kapsam›nda ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde yapt›¤› aç›klamaya Bernard Grancon ve Dr. Nevin Küçükçaml› kat›ld›. F Tipi hapishanelerde kalan tutsaklar›n sa¤l›k durumuna iliflkin bilgi veren Dr. Nevin Küçükçaml›, F tiplerinde tutulan insanlarda tedavi edilemeyecek psikolojik ve fiziki hasarlar›n meydana geldi¤ine dikkat çekerek, “Bunlar görme bozuklu¤u, iflitme sorunu ve ayr›ca sosyal anlamda asosyalleflme a盤a ç›k›yor. Bu uygulama alt›nda uzun süre kalan insanlarda bunun tedavisi zorlafl›yor” dedi. Ayr›ca TAYAD taraf›ndan Elektrik Mühendisleri Odas›’nda (EMO) bir panel düzenlendi. F Tipi hapishanelerde uygulanan tecrit politikas› ve Fatma Koyup›nar’a iliflkin düzenlenen panele Dünya Doktorlar› Onursal Baflkan› Bernard Grancon, Yüksek Mimar Hasan K›v›rc›k, TAYAD Baflkan› Mehmet Güvel, Sinema Yönetmeni Hüseyin Karabey ve Fatma Koyup›nar’›n abisi Hasan Koyup›nar kat›ld›. (H. Merkezi)

Dersim halk› sald›r›lara barikatlar›yla karfl› koydu! 14 Mart Sal› günü akflam saatlerinde Dersim Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’ne çok say›da polisin kat›ld›¤› bir bask›n yap›ld›. Bask›na kars› ç›kan Dernek Baflkan› Murat Kaymaz, Dernek Sekreteri Elif Akkurt ve Dernek Üyesi Derya Ula¤ polis taraf›ndan “da¤a zorla adam göndermek” iddias›yla gözalt›na al›nd›. Bir gün öncesinde Hasan Akda¤ adl› taksi floförünü öldürdü¤ü için tutuklanan polisin serbest b›rak›lmas›na tepki gösteren Dersim halk›, bask›n› haber al›r almaz dernek etraf›nda toplanarak polisin sald›r›s›n› ve keyfi göz alt›lar› protesto ederek, gözalt›na al›nanlar›n serbest b›rak›lmas›n› istedi. Polisin toplanan kitleye sald›r›s› sonucu çat›flma ç›kt›. Polisin halk› da¤›tmak için gaz bombas›, biber gaz› ve tazyikli suyla sald›rmas› üzerine, kitle tafl ve sopalarla karfl›l›k ver-

di. Yaklafl›k 400 kifli, iki saat boyunca polisle çat›flt›. Sanat Soka¤›’nda toplanan ve say›lar› 1000’e ulaflan kitle, daha sonras› Emniyet Müdürlü¤ü’ne ve Merkez Karakolu’na yönelerek, Emniyet’e giden yollar› kapatt›. Bunun üzerine Karakol’dan havaya atefl aç›ld›. Kitle üzerine gaz bombas› at›ld›. Yine polis panzeri s›k s›k kitle içerisine girerek halk› da¤›tmaya çal›flt›. Çat›flma esnas›nda kitle s›k s›k “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Katil devlet hesap verecek”, “Birlik mücadele zafer”, “Faflizme karfl› omuz omuza” vb. sloganlar› at›ld›. Çat›flmalar›n büyümesiyle korkuya kap›lan kolluk güçleri, flehir merkezine cok say›da z›rhl› araç, asker, polis ve Özel Tim takviyesi yaparak, kentin önemli noktalar›nda “güvenlik” önlem-

leri ald›. Sald›r›n›n yafland›¤› akflam geç saatlerde ve 15 Mart Çarflamba günü polis ve jandarma evlere operasyon düzenleyerek toplam 43 kifliyi daha gözalt›na ald›. Emniyette sorgulamas› biten 46 kifli, 17 Mart günü Savc›l›¤a ç›kar›ld›. Savc›l›k taraf›ndan ifadesi al›nan 46 kifliden 30’u serbest b›rak›l›rken; 16 kifli “memura mukavemet”, “kamu mal›na zarar vermek”, “halk› kin ve nefrete tahrik” vb. gerekçelerle akflam saatlerinde tutuklama talebiyle Asliye Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkeme Temel Haklar Derne¤i Baflkan› Murat Kaymaz’›n da aralar›nda oldu¤u 13 kifliyi tutuklad›. Tutuklananlar Tunceli Kapal› Hapishanesi’ne gönderildi. Mahkeme ç›k›fl›nda slogan atan dernek üyelerine polis sald›rarak slogan atmalar›n› engelledi. (Malatya)

Mersin’de TAYAD’l› ailelere polis sald›r›s› TAYAD’l› Ailelerin Mersin’de Çarfl› Merkezi’nde “Sana Tecridi Anlatmak ‹stiyorum” kampanyas› çerçevesinde ast›klar› “Tecride son” afiflleri Mersin polisinin keyfi uygulamalar› sonucu gözalt›lar ile sonuçland›. 17 Mart 2006 tarihinde Mersin Merkezi’nde TAYAD’l› Aileler imzal› “Tecridi Kald›r›n Ölümleri Durdurun” önlükleri ile saat 14:00’da afiflleme yaparak F tipi hapishanelerdeki tecrit gerçe¤ini anlatmalar›na Mersin polisi gözalt›larla engel olmaya çal›flt›. Ellerinde izin belgeleri olmas›na ra¤men “izinsiz afifl as›yorsunuz, bu izin ‹stanbul’dan al›nm›fl” gibi gerekçelerle TAYAD’l› Aileleri engellemeye çal›flan polis;

Gülbeyaz Karaer, Sevtap Türkmen, Gülcan Görüro¤lu, Eray Sa¤lam, Özlem Tatl›, Tar›k Güler, Özkan Kay›kç› ve haber amaçl› orada bulunan Yürüyüfl Dergisi Muhabiri

Mehmet Tafl’› ö¤len saatlerinde çarfl› merkezinde, sokak ortas›nda döverek gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nan TAYAD’l›lar karakolda da tehdit, bask› ve hakaretlere u¤rad›lar. Yaklafl›k 4 saat gözalt›nda tutulan ailelere izinsiz afifl asmaktan kifli bafl›na 109 milyon ceza kesildi. Yürüyüfl muhabirinin foto¤raf makinesine el koyup k›ran polis izinli olan 155 tane afifle de keyfi olarak el koydu. TAYAD’l› Aileler akflam saatlerinde serbest b›rak›ld›lar. Bu sald›r› üzerine yaz›l› bir aç›klama yapan Mersin TAYAD’l› Aileler “tecrit zulmünü emekçi halk›m›za anlatmam›z› hiçbir güç engelleyemeyecek” dedi. (Mersin)

Fatma Koyup›nar’a zorla müdahale protesto edildi ‹zmir’de 10 Mart günü Basmane’de bulunan AKP Konak ‹lçe binas› önünde TAYAD’l› aileler taraf›ndan Ölüm Orucundayken Gebze Devlet Hastanesi’ne götürülen Fatma Koyup›nar’a zorla müdahale edilmesi protesto edildi. “F tipi hapishanelerde tecride son” pankart›n›n aç›ld›¤›, “Tecridi kald›r›n ölümleri durdurun” vb. sloganlar›n at›ld›¤› eylemde yap›lan bas›n aç›klamas›nda AKP’nin hükümete geldikten sonra tecridin giderek artt›¤› anlat›larak, zorla müdahale iflkencesi de k›nand›. (‹zmir)

Kürkçüler’de sald›r›lar art›yor Sürekli ceza ve bask› uygulamalar›yla tutsaklar› siyasi düflüncelerinden koparmaya çal›flan devlet, bu nokta da s›n›r tan›m›yor. Hapishanelerde yaflanan hukuksuzluklar mektup ve görüfl yasa¤› yüzünden d›flar›ya tafl›nam›yor. Kürkçüler F Tipi Hapishanesi’nde yaflananlar hapishane idaresinin keyfi uygulamalar›na bir örnek teflkil ediyor. Kürkçüler F Tipi’nde kalan PKK’li tutsaklar, 15 fiubat’ta, Öcalan’›n Türkiye’ye getirilmesinin y›ldönümünde iki günlük dönüflümlü açl›k grevi yapt›lar. Bunun üzerine hapishane idaresi tüm PKK’li tutsaklar›n sohbet, spor gibi sosyal aktiviteler ile birbirleriyle görüflmelerine yasak getirdi. Ailelerin verdi¤i bilgiye göre tutsaklar bir buçuk ay boyunca aileleriyle görüflemeyecekler. (Mersin)


9

44

24 Mart-6 Nisan 2006

8 Mart çeflitli illerde coflkuyla kutland› ‹STANBUL * 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde Kad›köy ‹skele Meydan›’nda toplanan Al›nteri, BDSP, BES 1 No’lu fiube, Belediye-‹fl 2 No’lu fiube, Bilinç Ve Eylem, ÇHD, Demokratik Kad›n Hareketi, Deri-‹fl Tuzla fiubesi, Devrimci Hareket, Emekçi Kad›nlar, Emekli-Sen 2 No’lu fiube, EHP’li Kad›nlar, Genel-‹fl 2-3-7 No’lu Bölge fiubeleri, HÖC’lü Kad›nlar, Haber-Sen 9 No’lu fiube, HKM, Kald›raç, Köz, Odak, Partizan, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i, Proleter Devrimci Durufl ve Tunceli Dernekleri Federasyonu “Cinsel, ulusal, s›n›fsal sömürüye son” pankart› açarak bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›klamay› yapan Melek Alt›ntafl, kad›n›n emek ve özgürlük mücadelesini temsil eden 8 Mart’›n s›n›fsal niteli¤inin yok edilmesine karfl› alanlarda olduklar›n› ifade etti. (H. Merkezi) * E¤itim-Sen 5 No’lu fiube 8 Mart günü saat 18.30’da yapt›¤› meflaleli yürüyüflle 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü kutlad›. Sendika binas› önünde bir araya gelen yaklafl›k 50 kifli slogan ve dövizlerle yürüyüfle geçerek Kartal Meydan›’na geldiler. Burada bas›n metnini E¤itim-Sen ‹stanbul 5 No’lu fiube Kad›n Sekreteri Filiz Çay okudu. Çay, konuflmas›nda “Biz kad›nlar bu günü Clara’dan, Rosa’dan, Olympe’den, Zilan’dan, Leyla’dan, Cindy’den, Güldünya’dan, Amina’dan, Sevda’dan ve daha nice kad›n›n mücadelesinden ald›¤›m›z güçle büyütece¤iz” dedi. (Kartal) ANKARA 8 Mart günü Sakarya Caddesi’nde bir araya gelen kitle pankartlar ve dövizleri ile yürüyüfle geçti. Kitle taraf›ndan at›lan ortak sloganlarla gerçekleflen yürüyüfl Apdi ‹pekçi Park›’nda son erdi. Burada çeflitli konuflmalar yap›ld›. fiehit düflen kad›n iflçiler özgülünde tüm devrim flehitleri ad›na bir dakika-

l›k sayg› duruflu yap›ld›. Ard›ndan ortak haz›rlanan bas›n metni sloganlar eflli¤inde okundu. ‹dilcan Kültür Merkezi ve Mamak iflçi Kültürevi’nin müzik guruplar› marfllar ve türküler soylemesiyle mitinge kat›lan kitle halaya durdu. ‹ZM‹R 8 Mart günü Konak Kemeralt› giriflinde bir araya gelen ve “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” yaz›l› ortak pankart açan Partizan, DKH, Kald›raç, HÖC, BDSP, ‹C‹, Kurtulufl Partisi, EKD saat 12:30’da bas›n aç›klamas› yapt›. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan haz›rlanan ortak bildiriler da¤›t›ld›ktan sonra Konak Postanesi’nden hapishanelerdeki kad›n tutsaklara kart at›ld›. MERS‹N * Kad›n tutsaklara dayan›flma kartlar› gönderildi Partizan, ESP, HÖC’lü Kad›nlar, EKD-G, DHP ve BDSP 8 Mart 2006 tarihinde Mersin Büyük Postane önünde topland›lar. Kad›n Devrimci Tutsaklara yaz›lan dayan›flma kartlar›n› göndermek için Postane

TMY Tasar›s› Karfl›t› Birlik AB Bilgi Merkezi önündeydi 11 Mart Cumartesi günü saat 12:00’de, AB Bilgi Merkezi önünde bir araya gelen TMY Tasar›s› Karfl›t› Birlik, tasar›y› protesto etti. “TMY Tasar›s› geri çekilsin! Tüm anti-demokratik yasalar iptal edilsin!” pankart› açan kitle, “Faflist yasalar geri çekilsin”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “TMY Tasar›s› geri çekilsin” vb. gibi sloganlar att›. Aç›klamay› okuyan Ruhan Akbaba, “TMY tasar›s›, MGK ve Genel Kurmay’›n iste¤i ile Newroz’dan önce geçirilip Mart ay› sonunda yasalaflt›r›lmak isteniyor” dedi. Toplumun birçok kesiminden tepki toplayan, temel hak ve özgürlükleri k›s›tlayan TMY tasar›s›n›n bu kadar çok yasalaflt›r›lmak istenmesinin sebebi, “tasar›n›n ç›kmas›n› en çok kimin istedi¤inde gizlidir” diyerek, Hilmi Özkök ve Cemil Çiçek’in aç›klamalar›na vurgu yap›ld›. Akbaba aç›klaman›n devam›nda, son dönemde yaflanan gözalt› ve tutuklamalar›n, Newroz öncesi sald›r› sinyalleri oldu¤unu belirtti. Son olarak Akbaba, “TMY tasar›s› birlik olarak bundan sonra da eylemlerimiz devam edecek. Toplumun tüm duyarl› kesimlerini mücadele etmeye ça¤›r›yoruz” dedi. (‹stanbul)

önünde toplanan kitle “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü - PART‹ZAN, ESP, HÖC’lü Kad›nlar, EKD-G, DHP, BDSP” yaz›l› pankart açarak eylemi bafllatt›. Kitle ad›na bas›n metnini Partizan okuru Gonca Özken okudu. Özken yapt›¤› aç›klamada 8 Mart’›n k›saca tarihine de¤inerek kad›n›n kurtuluflunun erkek s›n›f kardeflleriyle omuz omuza verece¤i mücadeleden geçti¤ini belirtti. Aç›klaman›n ard›ndan Postaneye giren temsilciler, yaklafl›k 20 kad›n tutsa¤a dayan›flma kartlar›n› postalad›lar. * KESK’ten kad›nl›-erkekli kutlama 8 Mart 2006 tarihinde Mersin’de Taflbina önünde bir araya gelen KESK fiubeler Platformu saat 12.45’te 8 Mart’›, erkek ve kad›n emekçiler olarak birlikte kutlad›lar. S›k s›k “Kad›n-erkek el ele mücadeleye”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “8 Mart k›z›ld›r, k›z›l kalacak”, “Cinsel, ulusal, s›n›fsal sömürüye son” vb. sloganlar›n at›ld›¤› eylemde, bas›n metnini KESK fiubeler Platformu ad›na Selma K›l›çman okudu. Eyleme Partizan ve DDSB kitlesel kat›l›m sa¤larken, ayr›ca birçok kurum da destek verdi. (Mersin) KARS 8 Mart için saat 12:00’de bir eylem yapan Kars Devrimci 8 Mart Platformu (YDG, Devrimci Demokrasi, Mücadele Birli¤i ve HÖC) bir bas›n metni ve ortak bir pankart haz›rlad›. Eyleme kat›l›mc›lar›n say›s› fazla olmamas›na ra¤men halk›n ilgisi oldukça fazlayd›. Polislerin tedirginli¤i ve yo¤un önlemi de göze çarp›yordu. Saat 11:30’da KAÜ-ÖDER’in bas›n aç›klamas›, saat 13:00’te de E¤itim-Sen’in bas›n aç›klamas› gerçekleflti. 7 Mart’ta da KAÜ-ÖDER’in 8 Mart için düzenledi¤i gece yo¤un ilgiyle karfl›land›. fiiirler, skeçler ve slayt gösterimi ile bafllayan etkinlik, müzik ile son buldu. AMED Miting 8 Mart günü ‹stasyon Meydan›’nda gerçeklefltirildi. Korteje erkeklerin al›nmamas›, farkl› pankarta izin verilmemesi ve nicel anlamdaki zay›fl›¤›m›z üzerine mitingde pankart açmamay› kararlaflt›rd›k. Haz›rlad›¤›m›z kufllamalar› miting alan›nda yapt›k. 8 Mart eyleminin Amed’de geçen y›la nazaran daha sönük geçti¤ini gözlemledik. Yaklafl›k 2000 kiflinin kat›ld›¤› eylemde tertip komitesi bar›fl söylemini ayyuka ç›karm›flt›. Ancak kitlenin yaln›zca bir k›sm› bar›fl

sloganlar›na c›l›z bir flekilde kat›ld›. Bunun sebebi, kitlenin 8 Mart’› geçti¤imiz günlerde Mardin-Dargeçit’te flehit düflen gerillalar› anmaya dönüfltürmek iste¤iydi diyebiliriz. Ayr›ca aniden-h›zl› bir flekilde örgütlenen bir eylem daha gerçeklefltirdik. 8 Mart akflam› saat 17:30’da Sanat Soka¤› giriflinde Dicle Gençlik Derne¤i ile birlikte bir bas›n aç›klamas› yapt›k. Dicle Gençlik Derne¤i “Özgürlük direnmekte, kurtulufl devrimde”-Gençlik Federasyonu imzal› pankartla, biz de “Ji bo Rizgariya Jin u Jiyan, biji fleregelan”-Partizan imzal› pankart ve flamalar›m›zla eyleme kat›ld›k. Meflaleli k›sa yürüyüflün ard›ndan sivil polisin engellemesini “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›yla aflt›k. Tecridin, feodal bask›n›n, kapitalist yozlaflt›rman›n, kad›n› metalaflt›r›lmaya çal›fl›ld›¤›n›n vurguland›¤› bas›n aç›klamas› sloganlarla sona erdi. (Amed YDG) ERZ‹NCAN Erzincan’da da 8 Mart üç farkl› etkinlik ile kutland›. Erzincan’da kurulan kad›n platformu, Türkiye’nin her yerinde oldu¤u gibi 8 Mart’› erke¤in olmad›¤› toplant›lar, erke¤in olmad›¤› bas›n aç›klamalar› ve sadece kad›n›n inisiyatif oldu¤u bir güne çevirmek istediler. Yapt›klar› ça¤r› sonucu toplant›ya giden erkek yoldafllar›m›z toplant›ya al›nmak istenmemifl, bunu elefltiren yoldafllar toplant›dan ç›km›fllard›r. Bizden sonra platformun yap›s›n› elefltiren Gençlik Derne¤i Federasyonu da toplant›y› terk etmifltir. Di¤er bir ayr›flma da E¤itim-Sen’in tutumundan kaynakl› olmufltur. E¤itim-Sen bir bas›n aç›klamas› yapaca¤›n› dile getirmifl ve ajitasyonda serbestlik koyarken bas›n metnine ve sloganlara müdahale etmifltir. Biz de bu yaflananlardan kaynakl› 8 Mart’› özüne uygun anma bilinciyle çal›flmalar›m›za bafllad›k. ‹lk önce Gençlik Derne¤i Federasyonu’yla görüflüp bir bas›n aç›klamas› yapma karar› ald›k. Eyleme ça¤r› amac›yla flehir merkezinde, beldeler ve lise, dershane, üniversitelerde kufllama ve afifl yapt›k. ‹ç çal›flma olarak da Partizan pullamalar› yap›p, duvar gazeteleriyle, gazete da¤›t›m›yla kitleye duyurular yapt›k. 7 Mart günü Erzincan E¤itim-Sen’in önünde toplan›p “Sömürüye karfl› bafl e¤meyen kad›nlar›n yolunday›z” Partizan ve Gençlik Derne¤i Federasyonu imzal› pankart arkas›nda kortejler oluflturup yürüfle geçtik. Vak›flar ‹fl Han› önünde bas›n metnini okuyup, halaylar ve sloganlarla eylemizi tamamlad›k. (Erzincan YDG) S‹VAS 8 Mart 2006 tarihinde Sivas’ta E¤itimSen fiubesi taraf›ndan 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü kutland›. Aç›l›fl konuflmas›n› E¤itim-Sen fiube Baflkan› Veli Hasgül yapt›. Hasgül, konuflmas›nda hükümetin izledi¤i politikalara de¤indi. Hükümetin e¤itim ve sa¤l›k alan›nda yapt›¤› de¤ifliklikleri elefltiren Hasgül, emek örgütlerinin kararl› durufllar› sonucu mücadeleye devam edilece¤i ve kazan›mlar›nda mücadele sonucu oluflaca¤›n› belirtti. Etkinlikte ayr›ca bir fliir dinletisi yap›ld›. Devrimci Demokratik Sendikal Birlik ad›na bir mesaj okundu. Etkinlik müzik dinletisi ile son buldu. (Sivas DDSB)


10

24 Mart-6 Nisan 2006

Gazi halk› flehitlerine sahip ç›kt›!

44 TKP/ML militanlar›ndan eylemler TKP/ML M‹L‹TANLARI GAZ‹ VE 1 MAYIS fiEH‹TLER‹N‹ ANDI * TKP/ML militanlar› taraf›ndan 7 Mart günü 1 May›s Mahallesi’nin de¤iflik noktalar›na “Yaflas›n Gazi ve 1 May›s direniflimiz” fleklindeki yaz›lamalar yap›ld›. * 9 Mart günü 3001 Caddesi üzerinde bulunan bofl bir dükkâna TKP/ML militanlar› taraf›ndan “Gazi ve 1 May›s fiehitleri ÖlümsüzdürTKP/ML T‹KKO” imzal› bomba süsü verilmifl pankart as›ld›. Saat 20:00’de as›lan pankart›n ertesi gün saat 09:00’a kadar as›l› kald›¤› ö¤renildi. TKP/ML M‹L‹TANLARI TUZLA DER‹ ‹fiÇ‹S‹NE YÖNEL‹K SALDIRILARI KINADI

12 Mart 1995 gecesi Gazi Mahallesi’nde ço¤unlukla Alevilerin gitti¤i 3 kahvehane sivil faflistler taraf›ndan otomatik silahlarla taranm›flt›. Alevi dedesi Halil Kaya sald›r› esnas›nda ölürken, 20 kifli de a¤›r yaralanm›flt›. Faflistler olay yerinden uzaklaflt›ktan sonra gasp ettikleri taksinin floförünün bo¤az›n› keserek öldürmüfl, arac› atefle vermifl ve ard›ndan karakola s›¤›nm›fllard›. Sald›r›y› ö¤renen mahalle halk› ise, toplanarak karakola yürümüfl ve katillerin kendilerine teslim edilmesini istemiflti. Halk›n üzerine atefl açan polis, mahalle halk›ndan bir kifliyi öldürmüfl, ancak halk›n ertesi gün yine toplanarak yürüyüfle geçmesini engelleyememiflti. Bu kez Özel Harekat Timleri ve Çevik Kuvvet eflli¤inde ateflli silahlar kullan›larak 15 kifli katledilmifl ve 3 bölgede soka¤a ç›kma yasa¤› ilan edilmiflti. Ancak barikatlar kurarak direnifle geçen mahalle halk›, ödenen bedellerin hesab›n› isteyerek eylemlerini sürdüreceklerini aç›klam›fllard›. Olaylar ‹stanbul Ümraniye ve Ankara’ya taflm›fl, buralarda ise toplam 4 kifli katledilmifl, 56 kifli ise yaralanm›flt›. Devrimci örgütlenmenin engellenmesi ve o dönemde güçlü olan halk hareketlerinin bast›r›lmas› için Sivas, Marafl ve Çorum katliamlar› gibi Gazi Mahallesi’nde katliam planlar›n› devreye koyan faflist TC devleti, Gazi halk›n›n öfkesini dindirmeyi baflaramam›flt›. Sald›r›y› bir Alevi-Sünni çat›flmas› olarak göstererek mezhepler aras› çat›flmaya dönüfltürmek isteyen faflist TC, bu amac›nda da baflar›l› olamam›flt›. 12 Mart’tan sonra mahalle özgülünde yeni sald›r› biçimlerini hayata geçirmeye çal›flan devlet için, emekçilerin yaflad›¤› yerler her daim bir korku unsuru olmaya devam ediyor. Emekçi halklar ise, bu faflist sald›r›lar karfl›s›nda gösterdi¤i direnifllerle tarih yazmaya devam ediyor. Katliam›n y›ldönümünde Gazi Mahallesi’nde bir dizi anma etkinli¤i gerçeklefltirilerek devletin katliamc› yüzü teflhir edildi. Panel ve konserlerin yerald›¤› anma etkinliklerinin sonunda 12 Mart günü, katliam sald›r›s›n›n gerçekleflti¤i yer olan Eski Karakol önünde binlerce kiflinin toplanmas› ile yürüyüfl bafllad›. 12 Mart Platformu ve HÖC’ün ayr› ayr› gerçeklefltirdi¤i yürüyüflte ilk flehidin verildi¤i yer olan Nalbur Dura¤›’nda bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. ‹smetpafla Caddesi’nde bulunan Cemevi önüne kadar flehit aileleri ve devrimci-demokrat kurumlar/örgütler “Hesaplaflma günü korkunç olacak”, “Katil devlet hesap verecek”, “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz”, “Ana-

lar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “Gazi flehitleri ölümsüzdür” vb. sloganlarla yürüdüler. 15 bin polisin konuflland›r›ld›¤› Gazi Mahallesi gün boyunca helikopterlerle izlenirken, Cemevi’nde flehitler için verilen yemekten sonra tekrar yürüyüfle geçen yaklafl›k 5 bin kifli, sloganlarla Gazi Mezarl›¤›’na giderek burada sayg› duruflunda bulundu. fiehit aileleri ad›na Zeynep Poyraz’›n babas› Cemal Poyraz bir konuflma yaparak katliamc›lar›n hala cezas›n› çekmedi¤ine dikkat çekti. “Ödedi¤imiz vergilerle al›nan ateflli silahlar yaln›z bizi yakmaz. Yar›n sizleri de yakabilir” diyerek herkesi sald›r›lar karfl›s›nda ortak hareket etmeye ça¤›rd›. Grup Yorum da söyledi¤i Gazi Marfl›’yla Gazi’nin direnifl ruhunu selamlad›. Anma etkinli¤i HÖC’ün alandan ayr›lmas› üzerine 12 Mart Platformu bileflenlerinin mezar bafl›nda tek tek anma yapmas›yla sona erdi. (‹stanbul) Hesap sorma bilinci ve iradesiyle mücadeleyi büyütelim! 12 Mart 1995 Gazi ve 15 Mart 1995 1 May›s katliamlar›n› protesto etmek ve flehitleri anmak amac›yla kurulan 1 May›s Mahallesi Demokrasi Platformu 15 Mart Çarflamba günü yapt›¤› eylemle Gazi ve Ümraniye katliam›n› protesto etti. Sabah saatlerinde Ümraniye flehitlerinin mezarlar› ziyaret edilerek karanfiller b›rak›ld›. Ö¤len saat 12.00’de PSAKD Ümraniye fiubesi’nde verilen yeme¤in ard›ndan kitle kortejler oluflturarak sloganlarla yürüyüflün bafllayaca¤› Cennet Dü¤ün Salonu’nun önüne geldi. Esnaf›n bir k›sm›n›n kepenk kapatt›¤› gözlemlenirken, polisin sabah›n erken saatlerinden itibaren mahalleyi ablukaya ald›¤› da görüldü. Saat 13.00’te en önde Gazi ve Ümraniye flehitlerinin resimlerinin de bulundu¤u “Gazi flehitleri ölümsüzdür unutmayaca¤›z/unutturmayaca¤›z...” pankart›yla flehit aileleri, “Gazi ve 1 May›s’tan fiemdinli’ye kontrgerilladan hesap soraca¤›z” ve “Beyaz›t ve Halepçe katliam›n› unutturmayaca¤›z-1 May›s Demokrasi Platformu” pankartlar› aç›ld›. Her kurum kendi pankart ve flamalar›yla yürüyüfle kat›l›rken, Partizan kitlesi de “Kahrolsun katliamc› komprador patron-a¤a devleti” pankart›yla yürüyüflteki yerini ald›. Yaklafl›k 800 kiflinin kat›ld›¤›, yolun trafi¤e kapat›ld›¤› yürüyüfl, saat 13:00’te bafllarken kitle s›k s›k “1 May›s flehitleri ölümsüzdür”, “1 May›s faflizme mezar olacak”, “Katil devlet hesap

Elimize posta yolu ile ulaflan bir bildiride TKP/ML militanlar› “Bizler TKP/ML militanlar› olarak, Tuzla deri iflçisinin onurlu direniflini selamlayan ve jandarma, polis, J‹TEM, tafleronlar ve kontralar›n sald›r›lar›n› k›nayan ve sald›rganlar› uyaran TKP/ML ‹stanbul Üst Komitesi imzal› bildiriyi Kaynarca/Kavakp›nar Mahallesi’nde yayg›n olarak da¤›tt›k. Bildiriyi kamuflajl› k›yafetlerimizle evlerin içlerine kadar ulaflt›rmaya çal›flt›k. Baz› evlerin balkonlar›ndaki çamafl›r iplerine mandalla tutturulmufl bildiriler b›rakt›k. Yine mahallede 4 k›raathaneye gerekli güvenlik önlemlerini ald›ktan sonra kamuflajl› olarak girdik” denildi. verecek” vb. sloganlar att›. Kitle flehitlerin vuruldu¤u 30 A¤ustos ‹lkö¤retim Okulu önüne geldi¤inde burada Gazi ve 1 May›s flehitleri flahs›nda tüm devrim flehitleri için sayg› duruflu yap›ld›. Bas›n metnini platform ad›na okuyan Erdal Y›ld›r›m “Devlet kontrgerillay› emekçilere yönelik sald›r›lar için her dönem örgütlemifl, kullanm›flt›r. Kontrgerilla bu devletin gerçek yüzüdür. Gazi ve 1 May›s katliamlar›nda onlar vard›r” dedi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan alk›fllarla karanfillerin yere b›rak›lmas›yla eylem saat 14:45’te sona erdi. (Kartal) “Devletin sindirme politikalar›na boyun e¤meyece¤iz!” Gülsuyu’nda bir araya gelen BDSP, PDD, HKM, Maltepe PSAKD, Partizan, SDP ve KSD çevreleri 12 Mart Pazar günü saat 19:00’da Heykel’de bir aç›klama yapt›. Yaklafl›k 100 kiflilik kitle “Yaflas›n Gazi direniflimiz” ortak imzal› pankart aç›p, yakt›klar› meflalelerle yürüdü. Her kurum kendi flamalar›n› tafl›rken Partizan kitlesi de baflkan Mao’nun ve Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n resimlerinin oldu¤u flamalar› tafl›d›. Kitle “Yaflas›n Gazi direniflimiz”, “Dün Sivas’ta bugün Gazi’de, çözüm faflizme karfl› savaflta”, “Katil devlet hesap verecek” vb. sloganlarla Fatma Han›m Meydan›’na kadar yürüdü. Fatma Han›m Meydan›’n›n çevresi TMfi polisleri ve panzerlerle saatler öncesinde ablukaya al›n›rken buraya gelen kitle, devrim ve komünizm flehitleri için bir dakikal›k sayg› duruflu yapt›. Sayg› duruflunun ard›ndan kitle ad›na bir kifli yapt›¤› aç›klamada devletin katliamc› yüzünü teflhir etti. Eylem “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›yla son bulurken, uzun bir zaman›n ard›ndan kitlenin coflkulu ve kararl› bir flekilde Fatma Han›m Meydan›’na yürümesi bir olumluluk olarak de¤erlendirilmelidir. (Kartal)

‹srail’den “FHKC bask›n›!” Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i (FHDD) 18 Mart Cumartesi günü saat 11:00’de, ‹stanbul ‹ngiliz Konsoloslu¤u önünde bir eylem yaparak ‹srail’in hapishane bask›n›n› k›nad›. “Kahrolsun emperyalizm ve Siyonizm! Filistinli tutsaklar serbest b›rak›ls›n!” pankart› açan kitle, “Filistinli tutsaklar yaln›z de¤ildir”, “Kahrolsun ‹srail siyonizmi” sloganlar›n› att›. Ayr›ca Arapça dövizler ve Ahmed Sada’at’›n foto¤raflar› tafl›nd›. Burada FHDD Genel Sekreteri Emriye Demirk›r k›sa bir konuflma yaparak, Filistinli tutsaklar›n serbest b›rak›lmas› için bir kampanya bafllatacaklar›n›, imza stand› açacaklar›n› ve mücadelelerine devam edeceklerini söyledi. Bas›n aç›klamas›n› ise FHDD Baflkan› Füsun Band›r okudu. ‹srail’in yapt›¤› bask›n› anlatan Band›r flöyle konufltu; “28 Mart tarihinde ‹srail’de yap›lacak olan seçimler öncesi katil fiaron’un izinden gitti¤ini göstermeye çal›flan Ehud Olmert, bu sald›r›yla ‹srail içindeki radikal kesimlerin oylar›n› almay› hedeflemekte ve Filistin halk›n› yok etmeyi amaçlad›¤›n› bir kez daha dünyaya duyurmaya çal›flmaktad›r.” Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan, sald›r›da pay› olan iflbirlikçi ‹ngiliz emperyalizmini protesto etmek için, ‹ngiliz Konsoloslu¤u önüne siyah çelenk b›rak›ld›. “Dünyan›n gözleri önünde ifllenen bu insanl›k suçuna karfl› herkesi duyarl› olmaya ça¤›r›yoruz” fleklindeki ça¤r›dan sonra eylem sona erdi. (‹stanbul)

Fikret Baflkaya Sivas’tayd› 11 Mart 2006 tarihinde E¤itim-Sen Sivas fiubesi Fikret Baflkaya’y› bir konferans için Sivas’a getirdi. Sivas Halk E¤itim Merkezi’nde yap›lan konferans›n konusu “Emperyalizm ve Büyük Ortado¤u Projesi (BOP)” idi. Baflkaya konferansta siyonizm-emperyalizm iliflkisine de¤indi ve “bu durum ‹srail’i bölge devleti olmaktan ç›kar›p emperyalizmin kalesi haline getirmifltir” dedi. Konferans sorularla sona erdi. (Sivas DDSB)


11

44

24 Mart-6 Nisan 2006

“Em 16 Adar e Û Halepçe Ji Bir Nakin”* 16 Mart’› ve Halepçe’yi unutmayaca¤›z...

Bursa Beyaz›t, Halepçe, Gazi katliamlar›n›n y›ldönümü dolay›s›yla Bursa’da meflaleli yürüyüflle anma ve protesto eylemleri yap›ld›. 16 Mart akflam› Osmangazi Metro ‹stasyonunda bir araya gelen Al›nteri, BAT‹S, BDSP, DHP, ESP, HÖC, HKP, SGD ve Partizan meflalelerle Santral Garaj önüne kadar yürüdü. “Gazi, Halepçe, Beyaz›t katliamlar›n›n hesab›n› soraca¤›z” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde kitle “Katil devlet hesap verecek”, “Gazi’nin hesab›n› soraca¤›z”, “Halepçe’nin hesab›n› soraca¤›z”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z”, “Beyaz›t’›n hesab›n› soraca¤›z” vb. sloganlar att›. Tüm devrim flehitleri ad›na sayg› duruflunun da yap›ld›¤› eylemde kurumlar ad›na yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan eylem sona erdi.

Mersin Mersin’de 11 Mart 2006 tarihinde içinde Partizan’›n da bulundu¤u Mersin Demokrasi Platformu bileflenleri bir araya gelerek 12 Mart Gazi, 16 Mart Halepçe ve Beyaz›t, 30 Mart K›z›ldere katliamlar›n›n y›ldönümü vesilesiyle bir bas›n aç›klamas› yapt›. Saat 12:30’da ‹HD Mersin fiubesi önünde toplanan kitle “Gazi’nin, Halepçe’nin, Beyaz›t’›n, K›z›ldere’nin hesab› sorulacak” , “Katil devlet hesap verecek!”, “Mahir Çayan ölümsüzdür” vb. sloganlar hayk›rd›. Kitle ad›na okunan aç›klamayla katliamlar k›nan›rken, bu katliamlar›n sorumlular›n›n bugün fiemdinli’de ortaya ç›kt›¤› belirtildi. Eylemde “Mersin Demokrasi Platformu” imzal› pankart aç›l›rken eylem alk›fllarla bitirildi.

Malatya

* 16 Mart 1978’de ‹stanbul Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi önünde düzenlenen bombal› sald›r›da 7 devrimci ö¤renci katledilmifl, yüzlerce ö¤renci de yaralanm›flt›. 10 y›l sonra ayn› gün Irak’ta Saddam Hüseyin liderli¤indeki Baas Rejimi, Halepçe’de 5 bin Kürt’ü kimyasal silahlarla katletmiflti. ‹ki katliam›n ayn› gün gerçekleflti¤i tarih olan 16 Mart, birçok yerde protestolara sahne oldu. ‹stanbul Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi önünde anma yapan Sosyalist Gençlik Derne¤i, YÖGEH Gençlik Meclisi, DTP Gençli¤i, Özgürlükçü Gençlik Derne¤i Giriflimi, Sosyalist Demokrasi Gençli¤i, Gençlik Dernekleri Federasyonu, Devrimci Gençlik, Ö¤renci Muhalefeti, Ekim Gençli¤i, EHP Gençli¤i, Yeni Demokrat Gençlik, Kald›raç, Halk›n Kurtulufl Partisi Gençli¤i, Demokratik Gençlik Hareketi, Demokratik Gençlik Derne¤i ve Devrimci Sosyalist Gençlik vb. bileflenler, ‹Ü Merkez Kampüsü, Edebiyat Fakültesi ve Beyaz›t otobüs dura¤›nda toplanarak, Beyaz›t Meydan›’na yürüdüler. “16 Mart’tan fiemdinli’ye katleden devlettir” ve Türkçe ve Kürtçe olarak “Halepçe’den fiemdinli’ye emperyalizme karfl› mücadeleye” yaz›l› pankartlar› tafl›yan ö¤renciler “fiehîd na m›r›n”, “Beyaz›t faflizme mezar olacak”, “Dîsa dîsa serhildan. Dîsa dîsa berxwedan”, “Em Halepçe ji bir nakin”, “16 Mart’› unutma, unutturma” vb. sloganlar atarak

7 devrimci ö¤rencinin katledildi¤i fakülte önüne yürümeye devam ettiler. Fakülte önünde, ö¤rencilerin katledildi¤i yere karanfiller b›rak›l›rken, sayg› duruflu yap›larak Beyaz›t Marfl› okundu. Kitle ad›na bas›n metnini okuyan Göksen Çal, 16 Mart’›n büyük katliamlara sahne oldu¤unu, ancak halklar›n kurtulufl umudu olan sosyalizm inanc›n› yok etmeyi baflaramad›¤›n› vurgulad›. fiemdinli’de devletin kolluk güçlerinin korundu¤unu, 16 Mart Beyaz›t Katliam›’n› gerçeklefltirenlerin ödüllendirildi¤ini hat›rlatan Çal, o günden bugüne egemenler cephesinden herhangi bir de¤iflim yaflanmad›¤›n›, ancak ezilen emekçi halklar›n gün geçtikçe yoksullaflt›¤›n›n ve öfkesinin giderek büyüdü¤ünün alt›n› çizdi. Katliamlarla dolu Kürt co¤rafyas›nda en a¤›r darbelerden biri olan Halepçe Katliam›’n› gerçeklefltiren Irak devletinin katliam için silah sat›n ald›¤› ABD taraf›ndan bugün iflgal alt›nda oldu¤una dikkat çeken Çal, egemenlerin ç›karlar› neyi gerektiriyorsa onu uygulad›¤›n› söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan Grup Yorum k›sa bir dinleti verdi. * 78’liler Vakf› üyeleri de ayn› gün sabah saatlerinde ‹stanbul Adliyesi önünde bir araya gelerek 7 ö¤rencinin öldürüldü¤ü 16 Mart katliam›n› protesto ettiler. (*) 16 Mart’› ve Halepçe’yi unutmayaca¤›z. (‹stanbul)

Mersin Gençlik Derne¤i’nden protesto nkara’da 17 Ocak 2005 tarihinde gözalt›na al›n›p tutuklanan Gençlik Derne¤i Federasyonu üyelerine 5 y›l 6 ay hapis cezas› verilmesi Taflbina önünde 13 Mart 2006 tarihinde yap›lan bas›n aç›klamas›yla protesto edildi. Tutuklamalar› protesto eden dövizlerin de aç›ld›¤› eylemde bas›n metnini okuyan Gençlik Derne¤i Mersin fiubesi Baflkan› Özkan Kay›kç›, sald›r›lar›n kendilerini y›ld›ramayaca¤›n› belirtti. Eyleme Partizan da destek verdi. (Mersin)

A

78’liler Derne¤i’nden 12 Mart’› protesto eylemi eçti¤imiz günlerde 12 Eylül darbesinin bafl mimar› Kenan Evren’in Kanal D’de yay›nlanan Genç Bak›fl program›nda sarf etti¤i sözlerden dolay› suç duyurusunda bulunan Mersin 78’liler Derne¤i, 12 Mart 2006 tarihinde yapt›¤› eylemle 12 Mart darbesini de protesto etti. Saat 12:30’da Mersin Taflbina önünde bir araya gelen kitle alk›fllarla eyleme bafllad›. “Darbeciler Halka Hesap Verecek-Mersin 78’liler Derne¤i” pankart›n› açan kitle ad›na bas›n metnini Dernek Baflkan› Ethem Dinçer okudu. Yap›lan aç›klamayla 12 Mart darbesi k›nanarak, bu darbenin 12 Eylül’ün de habercisi oldu¤u vurguland›. S›k s›k “Darbeciler halka hesap verecek”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” vb. sloganlar›n da at›ld›¤› eyleme Partizan, DDSB, BDSP, Halkevleri ve çeflitli kurumlar da destek verdi. (Mersin)

G 16 Mart Beyaz›t ve Halepçe katliamlar›n› protesto etmek için bir araya gelen Partizan, HÖC, PDD, ESP ve SGD kitlesi Malatya Merkez Postanesi önünde bir bas›n aç›klamas› düzenledi. Kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹brahim Bozay “1978’de Beyaz›t’ta devrimci ö¤rencileri katleden zihniyet bugün de devrimci ö¤rencileri üniversitelerde soruflturmalarla, okuldan atmalarla y›ld›rmaya çal›flmaktad›r. Buna karfl›n ö¤renciler de kendi meflru mücadelelerini sürdürmektedirler” dedi. At›lan sloganlarla bas›n aç›klamas› son buldu.


24 Mart -6 Nisan 2006

12

44

“Sa¤l›k hakk›n› savunmak, yaflam hakk›n› savunmakt›r!” u tasar›yla amaçlanan, sa¤l›k hakk›m›z›n elimizden al›narak piyasaya koflullar›na terk edilmesidir. Herkese paras› kadar sa¤l›k ilkesi hâkim k›l›nmaya çal›fl›l›yor.

B

Egemenlerin “Sa¤l›kta Dönüflüm Projesi”, “Sosyal devletin gere¤i” vb. diyerek vitrine ç›kard›¤›, fakat tüm di¤er ç›kard›¤›/ç›karaca¤› yasalar gibi, direkt IMF’nin ve DB’nin direktiflerinin uygulanmas›ndan baflka bir anlama gelmeyen, tamamen egemen s›n›flar›n ç›kar› gözetilerek planlanm›fl olan GSS (Genel Sa¤l›k Sigortas›), iflçi s›n›f›n›n ve emekçilerin geçmifle dönük tüm kazan›mlar›n› yok etti¤i gibi, ayn› zamanda çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n gelece¤ini de ipotek alt›na almak istemektedir. GSS ile ilgili SES Mersin fiube baflkan› Y›lmaz Bozkurt’un görüfllerini ald›k. DDSB: Genel Sa¤l›k Sigortas› hakk›nda bilgi verebilir misiniz? Y›lmaz Bozkurt: Genel Sa¤l›k Sigortas›’n› Sosyal Sigortalarla birlikte de¤erlendirmek laz›m. Genel ad› Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa Tasar›s›d›r ad› geçen. Bu da sa¤l›kta dönüflüm projelerinin alt bafll›klar›ndan birisidir. Ayn› zamanda Aile Hekimli¤i ile de birlikte de¤erlendirmek gerekiyor. Hastanelerin ticarethanelere dönüfltürülmesi de bu kapsamda ele al›nmal›d›r. Bu tasar›yla amaçlanan, sa¤l›k hakk›m›z›n elimizden al›narak piyasaya koflullar›na terk edilmemizdir. Herkese paras› kadar sa¤l›k ilkesi hâkim k›l›nmaya çal›fl›l›yor. “Paras› olmayan›n sa¤l›k hakk› yoktur, sa¤l›k sisteminin d›fl›ndad›r” ilkesi hayata geçirilmeye çal›fl›l›yor. Bu yasa tasar›s›yla asgari ücretin üçte birinden fazla geliri olan her bir bireyden sa¤l›k pirimi kesilecektir. Yani bugünkü asgari ücretin üçte biri sa¤l›k pirimi olarak talep edilmektedir. Ayl›k ortalama 64 ile 431 YTL aras›nda sa¤l›k vergisi al›nacakt›r. 128 YTL ile bu ülkede nas›l geçinilece¤i ayr› bir tart›flma konusu. Ülkemizde y›llard›r Ba¤-Kur ve SSK primlerinin ödenme oranlar› çok düflük, bu 127 üzerindekilerden nas›l vergi al›naca¤› tart›flmal› asl›nda. Bizim ülkemizde yoksulluk ve açl›k s›n›r› ortada. Açl›k s›n›r›n›n 550 YTL oldu¤u günümüzde 128 YTL’den 64 YTL sa¤l›k vergisinin al›n-

mas› gerçekten kayg› verici bir durumdur. Art› yap›lan bütün hizmetlerden sa¤l›k katk› paylar› al›nacakt›r. Örne¤in biz kamu çal›flanlar›ndan flu anda % 20 ilaç katk› pay› öderken, bu yasa ç›kt›¤›nda ald›¤›m›z her hizmete karfl›l›k katk› pay› ödemek zorunda olaca¤›z. Yani aç›k ve net olarak IMF ve DB “Bu yasalar› ç›kartmazsan›z, sizinle önümüzdeki dönem stant-by anlaflmalar›n› hayata geçirmeyiz, kredi vermeyiz” demektedir, yetkililer de hükümet baflta olmak üzere bunlara harfi harfine uyarak, sa¤l›¤›n bir meta gibi al›n›p sat›lmas›n› gündeme getirmektedir. Bu yasay› Kamu Yönetimi Temel Kanunu’ndan ba¤›ms›z ele al›rsak yan›lg›lara düfleriz. Yerel Yönetimler Yasa Tasar›s›’nda “iflyerleri, kamu kurum ve kurulufllar› haks›z rekabet oluflturamaz. Oluflturduklar› takdirde bir daha aç›lmamak üzere kapat›l›rlar” vurgusu vard›r. Söz konusu yasa tasar›s›yla ileriki dönemlerde hastaneler ‹l Özel ‹dareleri’ne ve belediyelere devredilecek ve belediyeler kanunundaki maddeye göre belediyeler iflletemedikleri hastaneleri kiraya verebilecek, devredebilecek. Hastanelerimiz özel flirketlere, emperyalist flirketlere ve yerli sermayeye peflkefl çekilecektir. Bu yasa tasar›s›yla “anayasal hak” olan sa¤l›k hakk›, bir sa¤l›k yard›m›na dönüfltürülecektir. Sanki sosyal yard›m ve dayan›flma vakf›ndan yakacak ve g›da yard›m›na dönüfltürülecektir. Oysa hak ile yard›m çok farkl› fleylerdir. Bir sosyal devletin yapmas› gereken yaflamsal hak olan sa¤l›k ve e¤itim hakk›n› tüm halka ücretsiz ulaflt›rmakt›r. DDSB: Aile Hekimli¤i uygulamas› hakk›nda neler söylemek istersiniz? - Bu uygulamayla doktorlar›n önceli¤ine hastan›n sa¤l›¤› de¤il hastan›n bu hizmeti alabilmek için prim ödeyip ödemedi¤i konmufltur. E¤er hizmet almak için bekleyen hasta sigorta primini ödememiflse o

hasta için verilecek bir hizmet yoktur. Yani hizmet almak için sa¤l›k kurulufluna gelen hasta evine gönderilip prim ödemesi beklenecektir. Hasta “kaderine” terk edilecektir. Bunun beraberinde doktor hizmeti alamayan, teflhisi konamayan hastalar›n kendi doktorlar› olma zorunlulu¤unu do¤uracak, bilinçsizce ilaç tüketimine gidilecek, eczaneler hem tedavi hem de ilaç sat›m merkezlerine dönüflecektir. Aile hekimli¤inin getirdi¤i zararlardan biri, sa¤l›k ocaklar›n› ortadan kald›r›p, bu kurumlar›n görevi olan koruyucu sa¤l›k hizmetleri mant›¤›n›n yok edilmesidir. Bu yasan›n tek “olumlu” diyebilece¤imiz yan› 18 yafl›na kadar çocuklar›n sa¤l›k hizmetinden ücretsiz yararlanmas›d›r. Oysa ki devlet tüm halka bu hizmeti ücretsiz ulaflt›rmak zorundayken bütün halktan al›p 18 yafl›na kadar çocuklara verme talebi, sadece k›y›m olan yasay› çekici k›lma çabas›d›r. Yani ölümü gösterip s›tmaya raz› etmek çabas›d›r. Ancak biz biliyoruz ki, devletin asli görevi batakl›¤› kurutmakt›r. Ad›na kasko diyebilece¤imiz “daha çok hastalanan daha çok prim öder” anlay›fl› bizim ülke koflullar›m›zda uygulanabilir bir sistem de¤ildir. Düzce’de uygulamas› ya-

p›lmaktad›r. Ücretlerle cazip hale getirilen bu uygulamada pratisyene 1.500 YTL, sa¤l›k çal›flan›na ise 800 YTL verilmektedir. Hizmet alan ailelerden ise flu an ücret al›nmamaktad›r. Ancak bu uygulama GSS’nin yasalaflmas› ile birlikte son bulacakt›r. Ailelerden prim al›nacak, doktor ve sa¤l›k çal›flanlar›n›n ücreti ödenenin çok alt›na çekilecektir. Ayr›ca GSS’ nin yasalaflmas›yla sanayide oldu¤u gibi hastanelerde de parça bafl›, art› prim gibi uygulamalar bafllayacakt›r. Ne kadar çok hasta muayene edersen o kadar çok ücret al›rs›n. Bir hekim iki ayda 1000 hastaya ulafla-

mazsa o hekimin sözleflmesi yenilenmeyecektir. Bir hekim ve sa¤l›k çal›flan› 3000 hastaya bakmak zorunda. Büro iflleri de dâhil. ‹ddia edildi¤i gibi her hastaya bir doktor düflmeyecek ve telefon açt›¤›nda doktor aya¤›m›za gelmeyecektir. Aç›kt›r ki ülkemizde sa¤l›¤› nitelikli k›lmak “çabas›yla” yap›lan yasalar sa¤l›¤› niteliksizlefltirmektedir. Daha önce çeflitli ülkelerde (Yunanistan, Hollanda vb.) hayata geçirilmeye çal›fl›lan bu uygulamalardan olumsuz sonuçlar›ndan kaynakl› geri dönülmüfltür. Almanya’da flu an bu uygulama t›kanma aflamas›ndad›r. Küba’da buna benzer bir uygulama tamamen gönüllülük esas›na göre ve tamamen yafll›l›ktan kaynakl› hastal›klara müdahalede uygulanmaktad›r. DDSB: Sa¤l›k emekçileri olarak bu sald›r›lara karfl› çal›flmalar›n›z nelerdir, bir eylem takviminiz var m›? - Biz bütün emek örgütleri olarak, baflta SES ve TTB olmak üzere bu yasan›n hayata geçmemesi için bütün yollar› deneyece¤iz. TTB merkezden bafllayarak Genel Sa¤l›k Sigortas›’n›n neden hayat bulamayaca¤›n› çeflitli faaliyetlerle anlataca¤›z. TTB ve SES sald›r› yasalar›n›n hayat bulmamas› için ne gerekiyorsa yapacakt›r. Bütün bu sald›r›lara karfl› halkla bütünleflmemiz, kitleleri bilinçlendirmemiz, kay›plar›n›n fark›na vard›rmam›z, alan örgütlülüklerinin, demokratik kitle örgütlerinin ve iflçi sendikalar›n›n ortaklaflmas›, birlikte mücadele yürütmesi gerekmektedir. Biz herkese eflit, ücretsiz, ulafl›labilir sa¤l›k hakk› talep ediyoruz. Sa¤l›ktan tasarruf yaflam hakk›ndan tasarruf anlam›na gelir. Çocuklar›m›z›n yaflam hakk›ndan tasarrufu kabul etmedik/etmeyece¤iz. DDSB: Son olarak söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? - Halka ulaflma ve do¤ru bilgi aktar›m› noktas›nda bize bu söz hakk›n› tan›d›¤›n›z için teflekkürü borç biliyoruz. Halka ulaflman›n, duyarl›l›k yaratman›n görev bilincini bu flekilde dayan›flmayla sunman›z bizi memnun etti. Siz arac›l›¤›n›zla ‹flçiköylü gazetesine teflekkür ediyorum. Halka ulaflman›n en güvenilir yolunun sosyalist bas›n oldu¤u bilinciyle dayan›flma içerisinde çal›flmalar›m›z› sürdürmemizi temenni ediyorum. Olanak tan›d›¤›n›z için teflekkürler. (Çukurova DDSB)


13

44

Dünyada 8 Mart kutlamalar› Fransa

f›ndan bir konuflma yap›ld›. Ard›ndan sözü AT‹K Kad›n Komisyonu’ndan bir arkadafl ald›. K›sa bir aradan bir aradan sonra ikinci bölümde seminere kat›lan fiebnem Korur Fincanc› söz alarak Türkiye ve dünyadaki kad›n hareketlerine vurgu yapan bir konuflma yapt›. Ard›ndan yap›lan müStrabing zik dinletisi ile etkinlik sona erdi. (S çevresi AT‹K üyeleri)

Londra

Toplumumuzda, cinsel durumundan dolay› çifte bask› gören kad›nlar›n s›n›f mücadelesinde yer almalar› olmazsa olmazd›r. Böyle bir mücadele ise, ancak 8 Mart’›n anlam›n› tafl›d›¤› devrimci bilincin kuflan›lmas›yla örgütlenebilecektir. Bu perspektifle 5 Mart tarihinde Fran sa’n›n Saint-Brieuc kentinde ‹flçi-Köylü, At›l›m, Devrimci Demokrasi okurlar›n›n ve yerel kurumlar›n örgütledi¤i bir etkinlik düzenlendi. Halk oyunlar›, skeç, tiyatro, fliir ve müzik dinletilerin oldu¤u ve SezenOzan ikilisinin sundu¤u dinletinin be¤eni kazand›¤› etkinlikte, kad›nlar›n mücadelede yer edinmelerinin önemine vurgu yap›ld›. Paris’te, Dünya Emekçi Kad›nlar Günü ile ilgili her y›l geleneksel olarak düzenlenen yürüyüfl, bu y›l da 8 Mart’ta Mont parnasse’da bafllad›. Akflam saatlerinde gerçekleflen yürüyüflte, Frans›z kurumlar›n yan› s›ra Fransa Türkiyeli ‹flçiler Fede rasyonu (FT‹F), Avrupa Demokratik Ka d›n Hareketi (ADKH) ve Türkiyeli Göçmen ‹flçilerin Kültürel Derne¤i (ACT‹T) gibi kurum ve kurulufllar da kat›ld›. Geçen y›lla k›yasland›¤›nda genel olarak bir kitlesel azalman›n görüldü¤ü yürüyüflte bir canl›l›k mevcuttu. Yine ayn› bilinçle 12 Mart tarihinde Paris’te, Halklarla Dayan›flma Derne¤i’nin düzenledi¤i ve kültürel etkinlikle zenginlefltirilmifl bir seminer verildi. Semineri AT‹K-Yeni Kad›n ad›na veren kifli, toplumumuzda kad›n›n yeri ve örgütlenme gere¤ine de¤indi. Kat›l›mc›lar taraf›ndan düflüncelerin belirtildi¤i ve sorular›n da cevap buldu¤u seminerin ard›ndan, SezenOzan ikilisi söyledi¤i devrimci ve halk türküleri ile programa renk katt›lar. Ve Françoise ve Mahmut Demir’in sundu¤u güzel dinletinin ard›ndan etkinlik sona erdi.

Belçika-Verviyer Belçika Verviyer’de 8 Mart 2006 tarihinde saat 14:00’te bafllayan eylem ile birlikte bildiri da¤›t›lm›fl ve pankart aç›lm›flt›r. Eyleme yaklafl›k 20 kifli kat›lm›fl, Partizan Yaflas›n 8 Mart Dünya olarak Frans›zca “Y Emekçi Kad›nlar Günü ” yaz›l› pankart aç›lm›fl ve Partizan imzal› bildiriler da¤›t›lm›flt›r. Bir saatlik anmadan sonra eylem Belçika ‹K okurlar›) bitirilmifltir. (B

Strabing 8 Mart’ta Strabing bölgesindeki kutlamalar Platting Çevresi Alevi Kültür Derne ¤i’nde yap›ld›. Yaklafl›k 70 kiflinin kat›ld›¤› seminer bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Daha sonra bir kad›n arkadafl tara-

Londra’da çal›flmalar›n› yürüten, Av rupa Türkiyeli ‹flçiler Konfederasyonu (AT‹K) ‹ngiltere Kad›n Komitesi, Göçmen ‹flçiler Kültür Derne¤i Kad›n Komisyonu, Yüz Çiçek Açs›n Kültür Merkezi Kad›n Ko misyonu, Rojwoman Kad›n Komisyonu bir araya gelerek 8 Mart etkinliklerini örgütlemek için bir komite oluflturdu. Komitenin alm›fl oldu¤u kararlar do¤rultusunda, 8 Mart günü, “‹‹flgale, sosyal y›k›mlara ve kad›na yönelik fliddete karfl› 8 Mart’ta alanlara!” fliar›yla düzenlenen yürüyüfle yaklafl›k 80 kifli kat›ld›. Manor House Tren ‹stasyonu’nda bafllayan yürüyüfl, ‹ngilizce, Kürtçe ve Türkçe at›lan sloganlarla bitifl yeri olan Wood Green Kütüphanesi önüne kadar coflkuyla gelindi. Yine komitenin alm›fl oldu¤u kararla 11 Mart Cu martesi günü kültürel bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik program›nda Serhat Tunç Ar›can, Yel Da¤› fiiir Grubu, Rojwoman Müzik Grubu, Barbara Halk Sahnesi, GikDer Kad›n Halkoyunlar›, Yüz Çiçek Tiyatro Toplulu¤u, Nehir Müzik Grubu yer ald›. Düzenlenen etkinli¤e 250 civar›nda kitle Londra ‹flçi Köylü Okurlar›) kat›ld›. (L

24 Mart -6 Nisan 2006

ha de¤inildi ve müzik eflle¤inde program sona erdi. 12 Mart Pazar günü fiebnem Korur Fincanc›’n›n ve AT‹K-Yeni Kad›n Komis yonu’ndan bir kad›n arkadafl›n da kat›ld›¤› Kad›na Yönelik Her Hürlü fiiddete Ha “K y›r!” bafll›¤› alt›nda bir panel gerçeklefltirildi. Panele yaklafl›k olarak 100 kiflinin kat›lmas› ve tart›flma ortam›n›n gelen farkl› görüfl ve sorularla canl› tutulmas› panelin baflar›l› geçmesine neden oldu. Ayr›ca yine konular›n güncelli¤i ve panelistlerin ko-

nuyu güncellefltirerek anlatmalar› özellikle kad›n arkadafllar›m›z taraf›ndan çok verimli olarak de¤erlendirildi. Yine kad›n sorununun sadece ev ve efller aras›nda s›n›rl› olmad›¤› dünyada her alanda kad›n›n fliddet gördü¤ü verilen istatistik bilgilerle anlat›lmas› beyinlerin daha da netleflmesi yönünde olumlu bir ad›m oldu. Panel son olarak kad›n›n kurtuluflunun ancak örgütlü mücadele ile son bulaca¤› Hamburg AT‹K-Yeni ça¤r›s› ile sona erdi. (H Kad›n Komitesi)

Almanya devletinden Irakl› direniflçiye bask› Almanya’n›n çeflitli kentlerinde Irak’taki emperyalist iflgale karfl› Irak halk›n›n direniflini destekleme/savunma amaçl› yap›lan etkinlikler Alman devleti taraf›ndan engellenmeye çal›fl›ld›. Özgür Irak Komitesi taraf›ndan düzenlenen etkinliklere kat›lmak için Almanya’ya gelen Irak Yurtseverler Birli¤i temsilcisi Awni Al Kalemji, 11 Mart’ta Berlin’de gözalt›na al›nd›. Herhangi bir gerekçe gösterilmemesine ra¤men Kalemji’nin Almanya’da kitle toplant›lar›nda konuflma yapmas›n›n yasakland›¤› aç›kland›. Ayr›ca Kalem-

ji’nin kald›¤› evde de arama yap›ld›. Kalemji ayr›ca Hamburg’da da gözalt›na al›nd›. Irak halk›n›n emperyalist iflgale karfl› hakl› direniflini desteklemek ve anti-emperyalist mücadeleyi gelifltirmek için yap›lmak istenen etkinliklere Avrupal› emperyalist devletler tahammül edememekte. Bunun son örne¤ini, taraf›n› bir kez daha gösteren Alman devleti verdi. Bu örnekle bir kez daha AB’nin emperyademokrasi”sinin halklar için anlam› list “d da görülmüfl oldu.

Almanya/Thüringen’de direnifl yay›l›yor! Thüringen’de kamu hizmetinde, sendikalar›n öncülü¤ünde sürdürülen grevler beflinci haftas›na girerken, VER.D‹ iflçileri de direnifle kat›ld›. Thüringen Eyalet Baflbakan› Dieter Althaus’un, çal›flma süresinin haftada 42 saate ç›kar›lmas›na dönük provakatif talebine hak etti¤i cevap, VER.D‹ iflçilerinin de Sal› gününden itibaren ilk kez greve kat›lmas›yla verilmifl oldu. VER.D‹ iflçilerinin direniflçi tutumu, burjuva medyan›n ve politikac›lar›n sald›r›s›na u¤ramakta gecikmedi. Bunlar VER.D‹ iflçilerini, kufl gribinden tutal›m, güney Almanya’daki kar f›rt›nas›na kadar, neredeyse her fleyin sorumlusu ilan etmekteler! Ancak onlar›n bu sald›r›lar› art›k halk

aras›nda pek de etkili olmuyor. Halk art›k bu grevlerin gençli¤in gelece¤i için sürdürülmesi gerekti¤ini çok iyi biliyor. Bunun yan›s›ra, bugün kamu hizmetindeki iflçiler ve metal iflkolundaki iflçiler aras›nda da büyük bir dayan›flma geliflmifl durumda. Birçok flehirde ortak aç›klamalar yap›yorlar. Devletin özel çöp toplama firmalar› arac›l›¤›yla gerçeklefltirmeye çal›flt›¤› grev k›rma giriflimleri de grev cephesini k›ramad›, aksine yeni mücadele biçimleri gelifltirilmesine yarad›. Örne¤in, aflama aflama süresiz greve gitme kararlar› al›nd›. Stuttgart’taki eylemde, eylemin istikrar› için, iflçilerle haftal›k oylama yap›l›yor. K›sacas›, sald›r›lar eylemleri daha güçlü k›l›yor!

Viyana’da ›rkç›l›¤a karfl› yürüyüfl Hamburg Bizler Hamburg Yeni Kad›n Komitesi olarak bu y›lki 8 Mart etkinliklerini bir kampanya süreci olarak ele al›p çal›flmalar›m›za bu düzlemde start verdik. Çünkü 8 Mart’›n sadece bir günlük bir eylemle geçifltirilecek bir karakterde olmad›¤›n›, çok daha yo¤un ve ciddi bir eylemlilik süreciyle karfl›lanmas› gerekti¤inin bilincindeydik. Bu eylemliliklerimizin ilkini Hamburg’da düzenli olarak sabah programlar› yapan Merhaba Hamburg ve Göçmen Radyo da 8 Mart’›n tarihçesini ve Avrupa’da son dönemler de yap›lan sosyal k›s›tlamalar›n kad›n cephesinde etkilerini içeren bir program yapt›k. Ayn› gün di¤er kurulufllarla ortak olarak düzenlenen mitinge kat›larak 8 Mart’›n anlam ve önemine bir kez daha vurgu yapt›k. Daha sonra Peru Kad›n Halk Hareketi’nin düzenledi¤i Peru Devriminde Kad›n›n Yeri” adl› semi“P nere toplu kat›l›m sa¤lanarak enternasyonal dayan›flman›n önemine bir kez da-

Avusturya’da koalisyon hükümetinin küçük orta¤› olan afl›r› sa¤c› Özgürlükçüler Partisi’nin (FPÖ) Genel Baflkan› H. C. Strache, 30 Kas›m 2005’te Meclis’e bir halk oylamas› yap›lmas›na dair bir önerge sundu. Bu, Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne girmesine karfl›, Avusturya’n›n tarafs›zl›¤›n›n muhafaza edilmesini isteyen ve Avrupa Birli¤i Anayasas›’na karfl› bir önerge. Fakat FPÖ’nün söz konusu halk oylamas›n› yapmak istemesinin tek nedeni Meclisi’nde bu oylamay› destekleyip desteklemeyece¤ini ö¤renmek veya önergenin halk taraf›ndan ne kadar ilgi görece¤ini veya ne kadar oy toplayaca¤›n› ö¤renmek de¤il. FPÖ’nün bu halk oylamas›n› yapmak istemesinin tek veya en önemli nedeni, ayr›mc› ve yabanc› düflman›

bir ortam yaratmak istemesidir. Yani Avusturya halk›n› göçmenlere karfl› k›flk›rtmak ve böylelikle gelecek seçimler için oy toplamakt›r. Geçmiflteki seçimlerde yapt›¤› gibi FPÖ bu halk oylamas›nda da ayr›mc› ve bölücü politikas›n› sürdürmeye devam etmektir. Bundan dolay›, Viyana’da faaliyet yürüten; AT‹GF, YDG, AF, AST, At›l›m, HÖC, ADHK, REVOLUTION, SJ12 bir araya gelerek, ›rkç›l›¤a karfl› çeflitli etkinlikler yapt›lar. ‹lk olarak Viyana’n›n merkezi yerlerinde üç hafta boyunca standlar aç›ld›. Standlarda ›rkç›l›¤› teflhir eden konuflmalar yap›larak bildiriler da¤›t›ld›. En son 4 Mart 2006 tarihinde yap›lan yürüyüflle ›rkç›l›k bir kez daha k›nand›. Avusturya AT‹GF taraftarlar›) (A


14

24 Mart-6 Nisan 2006

44

Siyonist ‹srail’in pervas›z sald›r›lar›na Eriha Hapishanesi Bask›n› eklendi

ilistin halk›n›n onurlu evlatlar› emperyalizme, faflizme ve siyonizme karfl› direnmeye devam ediyor. ‹srail zindanlar›nda düflse boyun e¤miyor, ba¤›ms›zl›k fliar›n›, Filistin’in kendi kaderini tayin hakk›n› tüm emperyalist oyunlara ra¤men hayk›rmaktan bir an olsun vazgeçmiyor. Filistin her zaman ezilen dünya halklar›n›n direniflinde önemli bir sembol, emperyalistler içinse kabus olmufltur.

F 14 Mart sabah› 10:10’da 80 araç, 2 buldozer ve 2 helikopter ile Jericho (Eriha) Hapishanesi’ni çeviren ‹srailli askerler, megafonla hapishanedekilere etraflar›n›n sar›ld›¤›n› ve aralar›nda Filistin Halk Kurtulufl Cephesi (FHKC) Genel Sekreteri Ahmed Sa’adat’›n de bulundu¤u 6 devrimcinin kendilerine teslim edilmesini istediler. Ahmet Sa’adat ve yoldafllar› teslim olmad›lar. El Cezire’yi arayarak ucunda ölüm de olsa direneceklerini aç›klad›lar. Bu arada ‹srailliler 2 Filistinli güvenlik görevlisini öldürdü ve 8’ini yaralad›. ‹srail buldozerleri 11:30’dan itibaren hapishanenin d›fl duvarlar›n› y›kmaya bafllad›. Yaklafl›k 9 saat süren operasyonun sonucunda ‹srail, Filistin yönetimine ait hapishaneden 6 tutsa¤› zorla, zorbaca, tüm dünyan›n gözü önünde kaç›rd›. Elbette ‹srail’e bu pervas›zl›¤› yaparken cesaret verenler vard›. Bunlar ABD ve ‹ngiliz emperyalizmiydi. Jericho Hapishanesi ABD’li ve ‹ngiliz güvenlik birimlerinin de denetimindeydi ve 14 Mart sabah›, ‹srail’in sald›r›s›ndan 15-20 dakika önce hapishaneyi terk ederek sald›r›n›n planlan›fl düzeyini de gözler önüne serdiler. Ahmed Sa’adat 3 Ekim 2001’de FHKC Genel Sekreterli¤ine seçildi. 2001 y›l›nda Filistinlilere “böcek” diyen faflist Turizm Bakan› Zeevi’nin cezaland›r›lmas› eyleminden sorumlu tutuldu. Irkç›, siyonist Moledet Partisi’nin kurucusu olan Zeevi’nin cezaland›r›lmas› eylemi FHKC lideri Ebu Ali Mustafa’n›n (El Z›bri) ‹srail’in Apaçi helikopterinden at›lan füzeyle, A¤ustos 2001’de flehit edilmesinin ard›ndan intikam amac›yla yap›lm›flt›.

Ahmet Sa’adat ve 5 arkadafl› ABD, ‹ngiltere ve ‹srail’in bask›s›yla 15 Ocak 2002’de Filistin yönetimince tutukland›. Sa’adat 2003 y›l›nda yapt›¤› aç›klamada kendisinin tutuklanmas›nda ‹srail, ABD, ‹ngiltere ve Filistin yönetiminin anlaflmas› oldu¤unu, Filistin yönetiminin ‹srail ve ABD’nin taleplerine bo¤un e¤di¤ini aç›klam›flt›. Sa’adat ve arkadafllar› 1 May›s 2002’de Jericho Hapishanesi’ne nakledildi. Bu nakil, Arafat’a yönelik ‹srail ordusunun 34 günlük ablukas›n›n sonucunda yap›lan anlaflman›n maddelerinden biriydi. Bu anlaflmada ayr›ca hapishanenin ABD ve ‹ngiliz güvenlik güçlerince denetlenece¤i maddesi de bulunmaktayd›. FHKC’nin ABD ve ‹srail’in terör listesinde yer almas› ve “2 devletli çözüm” önerisine muhalefet etmesi nedeniyle ABD’nin ve ‹srail’in FHKC’nin liderini hedefine almas› flafl›rt›c› olmam›flt›r. Ahmed Sa’adat’›n herhangi bir delil olmadan tutuklanmas› nedeniyle Filistin Yüksek Adalet Mahkemesi, 3 Haziran 2003’de Sa’adat’›n derhal serbest b›rak›lmas› karar›n› ald›. Bu mahkeme esnas›nda Filistin Yönetimi Baflkanl›k Saray› (Mugata) ‹srail tanklar›yla çevrilmiflti. ‹srail’in terörizmi karfl›s›nda boyun e¤en Filistin yönetimi mahkeme karar›na karfl›n Sa’adat’› serbest b›rakmad›. Ancak son aylarda ‹slami Cihad üyelerinin serbest b›rak›lmas› ve Sa’adat ve arkadafllar›n› esir etmesinin nedeni de bu beklenti olarak gösterildi. Operasyonu planlayanlardan ‹srail Savunma Bakan› Mopez yapt›¤› aç›klamada bir ‹srailli bakan› öldürenin serbest dolaflamayaca¤›n› ilan etti.

FHKC Genel Sekreterinin ve yoldafllar›n›n terörist ‹srail devleti taraf›ndan kaç›r›lmas›n›n ard›ndan tutsaklarla dayan›flma amaçl› çeflitli eylemler de gerçekleflti. FHKC’nin askeri kanad› Ebu Ali Mustafa Tugay› ad›na El Arabiya televizyonunu arayan bir yetkili, Sa’adat’e zarar verilsin ya da verilmesin, bunun ‹srail’e bedelinin çok a¤›r olaca¤›n› ve çok fliddetli karfl›l›k vereceklerini ilan etti. FHKC Siyasi Büro ise 16 Mart’ta yapt›¤› aç›klamada söz konusu suçun, Filistin halk›na yönelik Siyonist sald›rganl›¤›n bir devam› olan bir terör sald›r›s› oldu¤unu vurgulad›. Aç›klamada ayr›ca Amerikan ve ‹ngiliz yönetimi de siyonist iflgal güçlerle iflbirli¤i içinde olduklar› için mahkum edildi. “Bu operasyonlar Ameri-

ka’n›n sözlerinin ve garantilerinin yan›lsamadan baflka bir fley olmad›¤›n›n kan›t›d›r.” Bunlarla birlikte FHKC, Filistin yönetiminin de bu sald›rganl›kta pay› oldu¤unu aktard›. Genel Sekreterlerinin bask› sonucunda tutukland›¤› için, Jericho Hapishanesi’nde Amerikan-‹ngiliz görevlilerin bulunmas›n› kabul ederek ulusal egemenli¤i koruyamad›¤› için, Filistin Yüksek Mahkemesi’nin derhal serbest b›rak›lmas›n› istedi¤i halde Sa’adat’› b›rakmad›¤› için Filistin yönetimi elefltirilmektedir. FHKC tüm bask›lara, tutuklamalara, katliamlara ra¤men Filistin halk›n›n mücadelesini sürdüreceklerini, siyonist düflman bask›lar›n›n Halk Cephesini zay›flatamayaca¤›n› belirterek direnifl ça¤r›s›nda bulundu.


15

44 Olay›n ard›ndan Gazze’de 15 bin kifli ‹srail’in sald›rganl›¤›n› protesto etti. Gazze’de ‹ngiliz Kültür Merkezi ve Amerikan Dil Okulu ile Ramallah’ta ‹ngiliz Kültür Merkezi ile HSBC binalar› yak›ld›. FHKC ve ‹slami Cihat Gazze fieridi’nde ‹srail askerlerine yönelik sald›r› düzenledi ancak ‹srail taraf›ndan kay›p olmad›. Gazze’de 8, Bat› fieria’da 2 yabanc› kaç›r›ld›. Kaç›r›lanlar daha sonra serbest b›rak›ld›. ‹srailli ve ‹ngiliz 2 bar›fl aktivisti, Uluslararas› Dayan›flma Hareketi ad›na Jericho Hapishanesi’ne girmek istedi ancak ‹srailli askerler taraf›ndan tutukland›lar. Israil, Bat› fieria’ya giden yollar› kapatt›. 14

Mart’ta Gazze’deki Frans›z Kültür Merkezi’ne sald›r› düzenleyen FHKC’lilerle Filistin polisi aras›nda çat›flma ç›kt› ve ç›kan çat›flmada Yasser Reeha (26) adl› FHKC’li öldürüldü. 17 Mart’ta ise Filistin’de genel grev oldu. Tüm iflyerleri kapat›l›rken, eylemler yapan halk Sa’adat’›n kaç›r›lmas›n› protesto etti. Arap siyasi partileri ve bar›fl gruplar›, ‹srail baflbakan›n›n seçime yat›r›m yapt›¤›n› savundu. Sürgündeki Hamas lideri Khaled Meshal (Halid Meflal) ise ‹srail’i uyararak Sa’adat’a zarar verilmemesini söyledi.

ABD ise operasyon bittikten sonra her iki tarafa “sakin olun” ça¤r›s›nda bulundu. Bu ça¤r› dahi ABD emperyalizminin taraf›n› göstermektedir. Operasyon tamamland›ktan, Sa’adat ve arkadafllar› ele geçtikten sonra sakinleflme talebi, “olay› kabullenin” demekten baflka bir anlama gelmemektedir. Filistin halk›n›n onurlu evlatlar› emperyalizme, faflizme ve siyonizme karfl› direnmeye devam ediyor. ‹srail zindanlar›nda esir bile düflse boyun e¤miyor, ba¤›ms›zl›k fliar›n›, Filis-

24 Mart-6 Nisan 2006 tin’in kendi kaderini tayin hakk›n› tüm emperyalist oyunlara ra¤men hayk›rmaktan bir an olsun vazgeçmiyor. Filistin her zaman ezilen dünya halklar›n›n direniflinde önemli bir sembol, emperyalistler içinse kabus olmufltur. Bundand›r ki uluslararas› hukuku ayaklar alt›na alarak, ‹srail devleti dünyan›n gözü önünde terörist faaliyetlere devam ediyor. ‹srail’i, ABD ve ‹ngiliz emperyalizmini bu kötü duruma düflüren Filistinli direniflçilere bin selam! * Yakt›klar› ateflte yanacaklar!

Filistin yönetimi Sa’adat’› serbest b›rakmad› Ahmed Sa’adat’›n herhangi bir delil olmadan tutuklanmas› nedeniyle Filistin Yüksek Adalet Mahkemesi, 3 Haziran 2003’de Sa’adat’›n derhal serbest b›rak›lmas› karar›n› ald›. Bu mahkeme esnas›nda Filistin Yönetimi Baflkanl›k Saray› (Mugata) ‹srail tanklar›yla çevrilmiflti. ‹srail’in terörizmi karfl›s›nda boyun e¤en Filistin yönetimi mahkeme karar›na karfl›n Sa’adat’› serbest b›rakmad›.

‹ntifada devam ediyor! Filistin halk›n›n ‹srail siyonizmine karfl› verdi¤i ba¤›ms›zl›k savafl› 50 y›l› aflk›n zamand›r devam ediyor. Filistinliler çocuk yafltan itibaren ‹srail’in tank›na, keskin niflanc›lar›na karfl› taflla, sapanla direniyor. Katliamlar, bask›lar Filistinlilerin iflgale karfl› direniflini engelleyemiyor. Direnifl gelene¤i nesilden nesile aktar›larak sürdürülüyor. ABD ve ‹ngiliz emperyalizminin oyunlar›na, Filistin yönetiminin iflbirlikçili¤ine ra¤men Filistin halk›n›n intifadas› sonlanm›yor. Emperyalizmin her oyunu eninde sonunda bozuluyor. Filistin Ulusal Bilgi Merkezi’nin aç›klad›¤› raporda 19 Eylül 2000’de bafllayan ‹ntifada’n›n ard›ndan Filistin halk›n›n ödedi¤i bedellere yer veriyor. Rapora göre 19 Eylül 2000’den günümüze; - 4298 Filistinli yaflam›n› yitirdi. Bunlar›n 801’i çocuk, 272’si ise kad›n. - 732 kifli ‹srail hava kuvvetlerinin bombard›man›yla, 394’ü ‹srail güçlerince yarg›s›z infazla, 65’i silahl› ‹srailli sivillerce öldürüldü. Ölenlerin 140’› yaral› oldu¤u halde ‹srail’in kontrol noktalar›ndan ge-

çemedikleri için yaflam›n› kaybetti. Ölenlerin 344’ü ise Filistin yönetiminin güvenlik güçlerinin üyesi. - 46 353 kifli ‹srail sald›r›lar›nda yaraland›. - Hapishanelerde 9200 Filistinli tutuklu. Bunlar›n 116’s› kad›n, 1389 tutsak ise lise ve üniversite ö¤rencisi, 319’u çocuk. Bunlar›n aras›nda 11 yafl›ndan küçükler de bulunmakta. 205 ö¤retmen de tutukland›. - ‹srail’in 28 toplama kamp› var.

Ayr›ca 3852 adet kontrol noktas› da mevcut. - Bu dönemde 71 470 ev y›k›ld›. Bunlar›n 7628’i tamamen y›k›ld›. - Filistin’de 12 üniversite kapal›. 1125 lise ise farkl› zamanlarda kapat›ld›. 350 okul ise bombaland›. - ‹flgal sonucunda 272 bin iflçi iflsiz kald›. ‹flgal alt›ndaki Filistin topraklar›nda yoksulluk oran› %53,5, - ‹srail’in zulmüne ve bask›lar›na karfl›n Filistin halk›n›n ba¤›ms›zl›k mücadelesi, bedel ödenerek devam ediyor. Terörist ‹srail devleti hiçbir zaman rahat yüzü görmeyecek.


16

24 Mart-6 Nisan 2006

44

Sürecimiz zordur. Zorluk ise fiziksel de¤il ideolojik-politiktir.

Mücadelenin ön saflar› olarak gerilla... ›n›f mücadelesinin gereklili¤ini ve mücadelenin bizlere yükledi¤i görevleri, ne kadar kavrarsak tüm alanlarda onu o kadar hayata geçiririz. Gerilla alan› için de bu durum fazlas› ile böyledir.

S Proletarya Partisi’nin politik iktidar hedefli yürüttü¤ü savafl çizgisinin flu an ki somut biçimi olan gerilla savafl›n› gelifltirmek için; Proletarya Partisi

militanlar›, gerilla savafl›n›n verildi¤i faaliyet alan›nda görev almaya her zaman haz›r olmal›d›rlar. Bu ise partili militanlara çeflitli biçimlerde somut görevler yüklemektedir. Bu somutlu-

¤un en bafl›nda ise bilinçlenmek gelmektedir. Bu ise flu sorular›n aç›kl›¤a kavuflturulmas›yla sa¤lanabilir: Gerilla olmaya aday yoldafllar› ne gibi zorluklar bekliyor? Gerillada aranan temel özellik nedir? Gerilla alan›n›n temel özelli¤i nedir? Proletarya Partisi’nin süreci nas›l bir militan ve gerilla istemektedir? Her fley amaçta netlikle bafllar. Nerede olursan ol; ister içerde, ister d›flar›da, ister da¤ bafl›nda, ister yurtd›fl›nda temel mesele budur. Bu konuda netli¤i yakalad›ktan sonra yap›lamayacak/gerçeklefltirilemeyecek hiçbir fley yoktur. Onun için en baflta ideolojik netlik esast›r. Bugün baflaramad›¤›m›z/gerçeklefltiremedi¤imiz faaliyetlere bakt›¤›m›zda, bu konudaki kavray›fls›zl›¤›m›z›n belirleyici oldu¤unu görürüz. Onun için hangi alanda olursak olal›m fark etmez, s›n›f mücadelesi içinde duruflumuzu netlefltirmeli, güçlendirmeliyiz. Gerilla alan› da bu kapsamda di¤er alanlardan farkl› de¤ildir. Fark, bu alan›n s›n›f mücadelesinin en keskin sürdü¤ü ve iki taraf için de en küçük hatalar›n bile imhayla sonuçlanma olas›l›¤›n›n oldu¤u bir niteli¤e sahip olmas›d›r. Bundan dolay› gerilla, sadece yaflayabilmek için bile çok olas›l›kl› ve çok yönlü düflünmek, her fleyi amac› do¤rultusunda harekete geçirmesini bilmek zorundad›r. Bir baflka anlat›mla; e¤er di¤er alanlar›m›zdaki militanlar›m›z geldikleri alanda yapabilecekleri bir dizi iflleri gerillaya geldikten sonra görüyorlarsa, buradaki noksanl›k, bulunmufl olduklar› alanda s›n›f mücadelesini kavramadaki yetersizliktir. S›n›f mücadelesinin yak›c›l›¤›n› tam hissetmemeleridir. Bu durumun fark›na gerillada varmalar› ise, deneye dayal› bir kavray›fl›n ürünüdür. Ama yaz›m›z›n konusu bu olmad›¤› için sadece de¤inilerde bulunup geçiyoruz. Faaliyet alanlar›n›n hepsinin kendi-

ne has özellikleri olmakla birlikte nitelik olarak bir fark yoktur, fark biçimdedir. Elbette Halk Savafl› stratejisini benimseyen Proletarya Partisi için gerilla savafl›n›n önemi farkl›d›r. Ama bu fark biçimde de¤il özdedir. Yani onu gelifltirebilme, tüm faaliyetleri o eksende örgütlemede, devrim yapmadaki baflar›m›z›n sonuçta gerilla savafl› ile olaca¤›ndad›r. Yoksa s›n›f mücadelesi dar bir alana hapsedilmifl olur. Ve biçimde yap›lan bir dizi olumlu, baflar›l› ifllere ra¤men gerilla savafl›n› neden gelifltiremedi¤imizi anlayamay›z. Esas olan budur, ancak bununla birlikte tali olan da çok önemlidir. Yani tali alandaki baflar›lar›m›z› devam ettirip, esas alandaki baflar›s›zl›¤›m›za yo¤unlaflmal›y›z. Disiplinli, planl›, fedakar çal›flma tarz›n› devam ettirirken, halk› gerilla savafl› için, gerilla savafl›n›n içinde örgütleme çal›flmalar›na a¤›rl›k vermeliyiz. Halk Savafl›’n›n özü halk›n savafl›na önderlik etmektir, esasta bunda baflar›s›z›z. Bu konuyu tam anlam›yla aç›kl›¤a kavuflturmak önemlidir. Çünkü bugün devrimci çevrelerde dillendirilen “y›llard›r gerilla savafl› veriyorlar; ancak bir geliflme olmuyor” söylemine cevap bu noktada gizlidir. Evet, Proletarya Partisi y›llard›r gerilla savafl› veriyor; ancak bugün gelinen aflamada gerilla savafl› olmas› gerekti¤i güçte de¤ildir. Bunun nedeni gerilla savafl›n›n yanl›fll›¤›nda ya da ülkemizde uygulanamazl›¤›nda de¤il. Kald› ki, yan›bafl›m›zda ulusal hareketin yürüttü¤ü silahl› mücadelenin, bir dönem ald›¤› biçim ve boyut hepimizin malumudur. Burada ulusal hareketin yürüttü¤ü mücadelenin hangi içerikte ve hangi ideolojik temelde yükseldi¤i tart›flmas›na girmeden, yürütülen bu silahl› mücadelenin gerilla savafl›n›n baz› temel özelliklerini içinde bar›nd›rd›¤›n› söylemek yeterlidir. Ulusal hareket, Proletarya Partisi’nin gerilla savafl›n› savunmas›ndan daha sonra tarih sahnesinde ye-


44 rini ald› ve yükseltti¤i gerilla mücadelesiyle önemli bir zaman diliminde, dünyan›n say›l› ordular›ndan biri olan TC ordusunu önemli ölçüde y›pratt›. Bu gerçe¤in bilinmesi önemlidir. Tam da bu nedenle bizler; Baflkan Mao taraf›ndan genel ilkeleri ortaya konulan ve yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde politik iktidar›n al›nmas›n›n temel yolu olan Halk Savafl› stratejisinin ve onun günümüzdeki ön ad›m› olan gerilla savafl›n›n do¤ru ele al›nd›¤›nda yenilmez bir güç oldu¤unu savunuyoruz. Gerilla savafl› bu yenilmezli¤ini, halkla iliflkisinden, halk›n s›n›f mücadelesine önderlik etmesinden al›r. Yani Proletarya Partisi halka önderlik edebildi¤i oranda, halk›n çeflitli biçim ve içeriklerde gerilla savafl› için örgütlenebildi¤i oranda baflar›l› olacakt›r. ‹flte burada karfl›m›za gerilla savafl› ve gerilla savafl›nda ilerleyememek sorusunun cevab› ç›kmaktad›r. Halk› gerilla savafl› için çeflitli biçimlerde örgütleyecek olan Proletarya Partisi’dir. Proletarya Partisi’nin bu görevini baflar›yla yerine getirmesinin temel koflulu ise, ona yön veren ideolojiyi ne oranda kavray›p kavramad›¤›d›r. Ülkemizde Proletarya Partisi, (di¤er önemli nedenler bir yana) revizyonizmle “Halk Savafl›’n›n yürütülüp yürütülmemesi” mücadelesi üzerine yaflanan tart›flmalar ve revizyonizmin “Halk Savafl› teorisini kufla çevirdi¤i” ve bu anlam›yla “Halk Savafl› yürütmek gibi bir kayg›ya sahip olmad›¤›” elefltirileri üzerinden yaflanan kopuflla kurulmufltur. Ancak Proletarya Partisi’nin kuruluflundan k›sa bir süre sonra önderlik düzeyinde ald›¤› darbeler nedeniyle, ilk örgütsel yenilgisini almas›, Halk Savafl› uygulanmas› yönünde att›¤› bu cüretli ad›m›n sekteye u¤ramas›na yol açm›flt›r. Proletarya Partisi, bu yenilgisinin ard›ndan yaflad›¤› toparlanmaya ra¤men 1980 darbesi sonras›nda ikinci yenilgisini alm›fl, bu durum ise beraberinde gerilla savafl›n›n yükseltilememesini de getirmifltir. Proletarya Partisi’nin gerilla savafl› konusunda somut olarak att›¤› ad›mlar, ancak 1987 tarihi sonras›ndad›r. (Daha önce at›lan ad›mlar, gerçeklefltirilen çal›flmalar kuflkusuz ki vard›r. Ancak at›lan bu ad›mlar kendi içinde yetersizlikler ve baz› sorunlar› tafl›maktad›r. Ayr›ca bu ayr› bir çal›flmay› içerdi¤i için burada detayl›ca girmeye gerek yoktur.) Geliflen kitle hareketleriyle birlikte yeniden toparlanmaya bafllayan komünist hareket, gerilla savafl›n›n ülkemiz topraklar›nda yürütülmesi noktas›nda somut ad›mlar atmaya ve bu do¤rultuda gerilla birlikleri oluflturmaya bafllam›fl, ancak emperyalizmin dünya üzerinde estirdi¤i ideolojik sald›rganl›¤›n Proletarya Partisi’ni de etkilemesi nedeniyle kendi içerisinde yaflad›¤› sol ve sa¤ tasfiyecilik nedeniyle güç kaybetmifltir. Bu süreç bilinmektedir. Bu nedenle Proletarya Partisi’nin

17 gerilla savafl›n› yükseltememesinde belirleyici olan, Proletarya Partisi’nin Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimini kavray›fl›ndaki yetersizli¤idir. Yani di¤er bir ifadeyle bugün gerilla savafl›n›n istenen ve arzu edilen boyutta olmamas›n›n nedeni gerilla savafl›n›n yanl›fll›¤›nda, uygulanabilir olmas›nda de¤il, onu hayata geçirecek, ona yön verecek partinin Marksizm-LeninizmMaoizm’i tam anlam›yla kumandaya oturtamamas›d›r. Bu giderildi¤i oranda, Proletarya Partisi Marksizm-LeninizmMaoizm’i tüm faaliyetinin merkezine oturttu¤u oranda, gerilla savafl›n› yükseltecektir. Bu kaç›n›lmaz bir sonuçtur. O yüzden mesele s›n›f mücadelesinin her alanda çeflitli biçimlerde ve flekillerde sürdü¤ü ve bunun da bize somut olarak s›n›f mücadelesinin gereklerine yan›t olmay›, bunu gerçeklefltirirken de olaylara ve olgulara Marksizm-Leninizm-Maoizm aç›s›ndan bakmay› koflullamaktad›r. Bu gerçeklefltirildi¤i ve bu baflar›labildi¤i oranda, gerilla savafl›n›n büyümesi, geliflip güçlenmesi kaç›n›lmazd›r. Çünkü maddenin binlerce y›ll›k hareketi, onlarca devrim deneyimi ve Komünist Manifesto’daki ifadeyle: “S›n›f savafl›m›n›n gözlerimizin önünde cereyan eden tarihsel hareketinden” bu sonuç ç›kmaktad›r. S›n›f mücadelesinin gereklili¤ini ve mücadelenin bizlere yükledi¤i görevleri, ne kadar kavrarsak tüm alanlarda onu o kadar hayata geçiririz. Gerilla alan› için de bu durum fazlas› ile böyledir. Hatta orada bu kavray›fl daha derin olmak zorundad›r. E¤er ki gerilla bulunmufl oldu¤u alan›n do¤as› gere¤i yapt›klar›n› baflar› olarak görürse, esasta Halk Savafl›’n› kavramam›fl demektir. Gerilla için önemli olan bunun ötesine geçmedeki baflar›d›r. Baflka alanlar›m›z bunlar› çok büyük fedakarl›k olarak görebilir (bu da yanl›flt›r) gerilla için ise bu kesinlikle böyle görülmemelidir. Böyle görülmesi demek orada yaflam›m›z› devam ettirmekten baflka bir fley yapt›rmaz bize. Bu saflar›m›zda ve devrimci örgütlerde s›k s›k rastlanan olumsuz bir durumdur. Gerilla yaflam›n› devam ettirmek için de¤il devrimi yapmak için vard›r. Kendinde bu düflünüflü maddilefltirmek ve buna göre örgütlenmek zorundad›r gerilla. Baflar›s›n›n ve baflar›s›zl›¤›n›n ölçü kayna¤› budur. Bu noktaya kilitlenmek gerillaya baflar›y› getirecektir. Bu gerçeklikten hareketle gerilla alan› da di¤er alanlar›m›z gibi s›n›f mücadelesinin verildi¤i bir aland›r. Özgünlü¤ü ise s›n›f mücadelesinin en ön saf› olmas›d›r. Yani çeliflkiler burada daha net ve keskin yaflanmaktad›r. Burada esas olan alan›n özgünlü¤ünden kaynaklanan fiziksel vb. zorluklar de¤il, esas olan yine bu alanda elde edilecek baflar› ve baflar›s›zl›klar›n devrimimizde belirleyici olmas›d›r. Proletarya Partisi’nin genel stratejisi ekseninde tüm faaliyetler buna göre yani en ön

saflardaki çarp›flmalara göre koordine edildi¤i için, buradaki baflar› ya da baflar›s›zl›k partinin tüm faaliyetlerini son tahlilde belirler. Bu etki dar anlam›yla sadece psikolojik bir etki de¤ildir. Devrimi yapmak bir güç sorunu ise ve bu gücü örgütleyip savaflt›ram›yorsan do¤all›¤›nda di¤er bütün faaliyetler buna göre zay›flam›fl demektir. Bunlar› niye anlat›yoruz, sorunu ortaya koymak için. Sorun fludur: Süreci-

mizde gerillan›n misyonu nedir? Gerillay› kavray›fl›m›z ne kadar derin olursa, gerilla alan›na geldi¤imizde yapacaklar›m›z veya gerilla alan›n›n bizden neler bekledi¤i o kadar aç›k olur. Sorun yal-

n›zca so¤u¤a, uzun yürüyüfllere al›flma sorunu de¤ildir. Bunlar gerillan›n temel misyonunu kavraman›n yan›nda daha tali sorunlard›r. Önemli olan “bugün sürecimizin özgünlükleri nedir?” soru-

10-23 Mart 2006 sundan yola ç›karak “sürecimizin militan›nda aranan özellikler ne olmal›d›r?”, “sürecimizin gerillas›nda aranan özellikler nelerdir?” sorular›na yan›t bulmakt›r. Yoksa dar anlamda sadece gerillan›n kendine has özeliklerini veya nedenden ba¤›ms›z fiziksel zorluklara nas›l katlan›laca¤›n› anlat›r›z ki bu da sürecimize yan›t olmaz.


24 Mart-6 Nisan 2006

18

44 samda gidilen alan›n kitlesinin, ekonomik, politik, kültürel vs. özelliklerinden bafllanarak özellikleri ö¤renilmelidir. Gidilecek alan Karadeniz ise baflkad›r, Dersim ise daha baflka. Örne¤in Türkiye Kürdistan›’nda gerilla olacak yoldafllar baflta Kürtçeyi ö¤renmelidir. Yine Kürt ulusunun ulusal kültürel özellikleri ö¤renilmelidir. Yeni görev alan›n›n askeri bir alan olmas›ndan kaynakl› ilk önce “Gerillan›n El Kitab›” okunarak ifle bafllanmal›d›r. Sonra “Askeri E¤itim” broflürü,

“Bir fley yaparken, onun gerçek koflullar›n›, do¤as›n›, baflka fleylerle olan iliflkilerini anlam›yorsan›z, onu yöneten yasalar› ya da o iflin nas›l yap›laca¤›n› ya da nas›l daha iyi yap›laca¤›n› bilmiyorsunuz demektir”

Sürecimiz zordur. Zorluk ise fiziksel de¤il ideolojik-politiktir. Yukar›da da ifade etti¤imiz gibi as›l meselemiz Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimini faaliyetimizin merkezine oturtmakt›r. Belirleyici olan budur. Tayin edici mesele budur. Ancak burada bu nokta üzerinde geniflçe bir de¤erlendirme yapma amac› tafl›m›yoruz. Biz sadece gerilla alan› ve gerilla mücadelesine dair de¤inilerde bulunaca¤›z. Ama Proletarya Partisi militanlar›n›n, gerilla adaylar›n›n bunlar› bir kez daha incelemelerini sal›k veririz. Sürecimiz; emperyalizm ve her türden yerli uflaklar›n›n kitlelerin kafalar›n› buland›rd›¤›, devrimci ve komünistlerin ise bu sald›r›lar karfl›s›nda kitlelerin kafalar›n› açmada ve örgütlemede yetersiz kald›¤›; düflman›n sald›r›lar›n›n kapsaml› oldu¤u, buna karfl› geliflen kendili¤inden kitle hareketlerinin yönlendirilmesinde ve sald›r›lar›n karfl›lanmas›nda devrimci ve komünistlerin yeterli olamad›¤›, devrimcilerin ve komünistlerin önderli¤inde gelifltirilen kimi direnifllerin ise tecrit edildi¤i; buna paralel y›lg›nl›¤›n, tasfiyecili¤in ve devrime s›rt dönmenin revaçta oldu¤u bir süreçtir. Özgünlüklerini k›saca ortaya koydu¤umuz bu süreçte, gerilla alan›nda, Proletarya Partisi’nin önceli¤i ise özellikle orta kadrolara duydu¤u yak›c› ihtiyaçt›r. Bunlar bilince ç›kar›l›nca her militan›n ne yapmas› gerekti¤i ve günün gerillas›nda aranan özelliklerin neler oldu¤u kendili¤inden ortaya ç›kmaktad›r. Sorun gerilla say›s› de¤il niteliktir, yani savaflç›dan çok komutan adaylar›na ihtiyaç vard›r. Proletarya Partisi’nin hemen hemen tüm faaliyet alanlar›nda (gençlik, bat›, yurtd›fl›) buna benzer sorunlar yaflanmaktad›r. Özcesi temel sorun önderlik ve yönetici sorunudur. Proletarya Partisi militanlar› bunun bilinciyle hareket etmek zorundad›r. Gerillaya kat›lmak isteyen yoldafllar›n en baflta sürecimizin temel özelliklerini kavram›fl olmalar› gerekmekte-

dir. Yani gerilla olmak politik bir tercihtir, ama süreç bizden çok daha fazla ideolojik netlik ve politik bilinç istemektedir. Gerillaya kat›lmay› düflünen yoldafllar; “acaba so¤u¤a al›flabilir miyim?” veya “kat› disipline al›flabilir miyim?” diye düflünmemelidir. Bu tip sorunlar ortaya ç›kar ama bunlar kolay afl›lacak sorunlard›r. Elbette kendi alan›nda yaflam›n› örgütleyememiflse, örne¤in profesyonel faaliyet yürüten militanlar›m›z gece birde, ikide yat›p, saat dokuzda kalk›yorsa; yapaca¤› iflleri hep bir sonraki güne b›rak›yorsa, bu yoldafllar sorun yaflarlar. Ama bu sorunlar› gerillaya geldi¤i için de¤il, bulundu¤u alanda görünürde örgütlü olmas›na karfl›n, yaflam›n› devrimci tarzda örgütlememifl olmas›ndan dolay›d›r. Sürecimizin militan ve gerilla tipi HAKAN KARABULUT yoldafl flahs›nda kristalize olan kifliliktir. Yani bulundu¤u alanda görevlerini lay›k›yla yerine getiren, bunun kendisine yetmemesi üzerine hiç tereddütsüz en ön saflarda yerini almas›n› bilen kiflilik. Gerilla alan›na geldi¤inde ise bu bilinçle hareket ederek alan›n tüm özelliklerini en ince ayr›nt›s›na kadar gözlemleyen, gerekti¤inde küçük notlar tutarak ö¤renmek için bin türlü yol ve yöntem bulan, bundan dolay› k›sa zamanda gerillaya adapte olan ve ondan öte komutanl›¤a bilgileri dahilinde katk›lar sunan militan tipidir… Türkiye devrimci hareketi tarihini inceledi¤imizde görece¤iz ki, düflüncede devrim yapma noktas›nda netlefltikten sonra göze al›nmayacak zorluk yoktur. Mahirleri ö¤renci kantinlerinden K›z›ldere’ye getiren, Sinanlar› Nurhaklara, Komünist önderi tereddütsüzce Dersim Da¤lar›’na ç›karan bu netliktir. Her ne kadar ideolojik farkl›l›klar var olsa bile, o süreçten ö¤renilmesi gereken devrim yapma iste¤indeki netliktir. Ondan dolay› bilmedikleri bir dizi sorunun alt›ndan kalkabilmifllerdir. Bugünün militanlar› ve gerillalar› o süreci analiz edip, bu tecrü-

beyle donanmal›, o sürecin militan duruflunu kuflanmal›d›r. Buraya kadar sürecimizin gerilla ve militan tipinin ideolojik politik yönüne vurgu yapt›k. Bir de olay›n teknik yönü vard›r. Ki bizce talidir. Esas kavrad›ktan sonra buradaki sorunlar›n bir bir ortadan kalkaca¤› kesindir. Bunlar› bilmeyenler için daha çekici geldi¤ini biliyoruz ama, önerimiz bunlardan çok sürecin politik özelli¤inde odaklanmak ve o yan›n› kavramakt›r. Ama talinin de önemli oldu¤unu düflündü¤ümüz için bu konuda merakl›lar›n› bilgilendirece¤iz. Gerilla alan›nda faaliyet yürütmeye karar vermek, bugün için; “ben en ön saflarda düflmanla savaflaca¤›m, partinin ihtiyaç duydu¤u nitelikli insan tipine, kadro ihtiyac›na yan›t olaca¤›m” demektir. Bunu net bir flekilde söyledikten sonra, haziran ay›nda karlar üstünde ve kar ya¤›fl› alt›nda bata ç›ka Zine Gedi¤i afl›lacakt›r Dersim’de. Saatlerce, gecenin ve orman›n karanl›¤›na eklenen bilinmezli¤in ve acemili¤in karanl›¤›n›n da afl›lmas› demektir Yaylac›k Tokat’ta…. Elbette militanlar›n yaflam›nda her yeni görev, heyecan ve coflku demektir. Bu yeni görev gerilla alan› olunca daha fazlas› demektir. Faaliyet alan›nda yoldafllar›n yeni görevini bildirmesiyle bafllar bu heyecan ve coflku. ‹lk önce, “acaba orada nelere ihtiyaç vard›r?” sorusuyla bafllayan al›flverifl telafl›na; yar›m b›rak›lan ifller ve “kalan yoldafllar yapabilecek midir?” kayg›s› eklenir, karmafl›k duygular yaflayan gerilla adaylar›n›n heyecan›na. Ama zamanla afl›l›r bunlar. Öncelikle yeni alan›n özelliklerinin ö¤renilmesi gerekir. Mao yoldafl›n; “bir fley yaparken, onun gerçek koflullar›n›, do¤as›n›, baflka fleylerle olan iliflkilerini anlam›yorsan›z, onu yöneten yasalar› ya da o iflin nas›l yap›laca¤›n› ya da nas›l daha iyi yap›laca¤›n› bilmiyorsunuz demektir” sözünden yola ç›k›larak alan›n özgünlükleri ö¤renilmelidir. Bu kap-

“Alt Komutanl›k E¤itimi” broflürleri okunmal›d›r. Gerilla an›lar› tekrar gözden geçirilmeli, gerilla alan› ile ilgili var olan bir dizi yaz› okunmal›d›r. Ayn› zamanda “Kas›rga Taburu”, “Moskova Önlerinde” gibi kitaplar okunmam›flsa, ilk elden bulunup tekrar okunmas› yararl›d›r. Elbette bu okuduklar›n›n ne anlama geldi¤ini ancak o an ki bilinci oran›nda kavrar yoldafllar. Ama gerekli birçok fley mutlaka ö¤renilecektir. Biz de gerillaya kat›lacak yoldafllara bu kapsamda faydal› olaca¤›n› düflündü¤ümüz için gerilla alan›nda tecrübeli yoldafllar›n anlat›mlar›ndan aktarmalarda bulunaca¤›z. Bir yoldafl gerillaya kat›l›fl›n› anlatm›flt›: “….May›s ay›n›n sonlar›yd›, ... ilinden yola ç›kt›k. Yolculuk boyunca hep gerillalar› düflünüyorum. Do¤a koflullar›n›n zorluklar› karfl›s›nda zorlanaca¤›m› pek düflünmüyorum. fiehirden belirli bir mesafe uzaklafl›nca sorumlu yoldafl -kuryemiz- hemen silahlar› ç›kard›. Hepsi kaleflnikof, bana Yugoslav yap›m› bir kaleflnikof verdi. K›saca nas›l kullan›ld›¤›n› anlatt› ve yürüyüfle bafllad›k. Ben hareketli bir faaliyet alan›ndan geldi¤im için yürüyüflte hiç zorlanaca¤›m› düflünmüyordum, ama bir saate yak›n yürüdükten sonra, gözlerim yoldaflta mola vermesini bekliyorum. Art›k soluk borum nefes al›p vermeme yetmiyor, ci¤erlerimde bir zorlanma var. Ama yoldaflta hiçbir fley yok gibi, onun derdi baflka sanki. Ben kendimle u¤rafl›rken yoldafl ise, gözleri ile etraf› süzüyor, tüm sesleri dinliyor. Ben silah›m› omzumda as›l› tafl›rken o hiç elinden b›rakm›yor. Bazen k›sa bir süre duruyor ben ‘oh be mola’ diye sevinecekken, o yürümeye bafll›yor, daha sonra anl›yorum ki bu k›sa durufllar hep ses dinlemek içinmifl... En sonunda bir mola verdik. fiehirden ald›¤›m›z meyve sular›n› ikram ediyor yoldafl. Sanki hiç yorulmam›fl gibi geliyor bana, ama ben daha fazla soluklanmak için meyve suyunu alm›yorum. ‹çimden de kendime k›z›yorum, ‘o kadar bofl zaman›n vard› niye spora bafllamad›n, niye daha fazla yürüyüfle ç›kmad›n’ diye. ➫


19

44

24 Mart-6 Nisan 2006

Neyse yürüyüflümüz hep bu iç çat›flmayla sabaha kadar sürdü. Ama kafamda flu netti, di¤er yoldafllar yap›yorlarsa ve sabaha kadar ancak yetifleceksek konaklama yerine, kesinlikle ben mola istememeliydim. Belki biraz küçük burjuva gurur da vard› ama keskin çeliflkiler karfl›s›nda gururun de¤il, bilincin belirleyici oldu¤unu k›sa zamanda ö¤rendik. Belki küçük bir pratikti ama olsun, konaklama

Türkiye devrimci hareketi tarihini inceledi¤imizde görece¤iz ki, düflüncede devrim yapma noktas›nda netlefltikten sonra göze al›nmayacak zorluk yoktur. Mahirleri ö¤renci kantinlerinden K›z›ldere’ye getiren, Sinanlar› Nurhaklara, Komünist önderi tereddütsüzce Dersim Da¤lar›’na ç›karan bu netliktir.

yerine yetiflemezsek, büyük pratikleri yapmaya zaman kalmayacakt›. Onun için tüm zorlanmama, her taraf›mdan terler akmas›na ra¤men mola istemedim ve grubun yürüyüflünü yavafllatmamak için elimden gelen çabay› saffettim. Sabah konaklama yerine vard›k. Kahvalt›m›z› yap›p beklerken gerillalar da geldi. Önce köfleden karart›lar görününce sorumlu yoldafl ve di¤er tecrübeli yoldafllar hemen silahlar›n› al›p bir tafl›n arkas›na geçtiler. Biz ise yoldafllar›n ne yapt›klar›n› anlamaya çal›fl›yoruz. Derken karfl›l›kl› Kürtçe konuflmalar bafllad›. Sert ve yüksek sesle ba¤›r›yorlar. Biz yine bir fley anlam›yoruz. Ben yine kendime k›z›yorum yan›mda Kürt yoldafllar olmas›na karfl›n faaliyet yürütmeye gelece¤im alan›n kültürel özelliklerini ve Kürtçeyi ö¤renmedi¤im için. Ben bunlar› düflünürken kayalar›n arkas›na mevzilenen yoldafllar aya¤a kalk›yorlar, karart›lar ise yaklaflmaya bafll›yor. Evet bunlar gerilla…. Kokular› bir de so¤u¤un yakm›fl oldu¤u yüzleri ilk fark etti¤im özellikleri oluyor. ‹lk baflta kara kuru bir Kürt k›z› olan Eylem (Y›ld›z Ayr›ç), genç ve güleç yüzü ile Y›lmaz (Yusuf Ayata) ve babacan görünümüyle R›za (Ahmet Laço) yoldafllar geliyor. Biz gelen yoldafllar› merakla inceliyoruz. Gelenlerin de bizi inceledi¤ini bir araflt›rmadan geçirildi¤imizi hissediyoruz. Ard›ndan çaydanl›klar suyla dolduruluyor ve bir hoflbefl an› bafll›yor. (…….) Bu konaklama yerinde bir haftaya yak›n kal›yoruz. Hemen hemen hergün yeni gerilla adaylar› geliyor ve say›m›z otuz befle kadar ç›k›yor. Herkese silahlar› veriliyor. Öncelikle silah söküp takma, nöbetin nas›l tutulaca¤› ve alan›n özgünlükleri k›saca anlat›l›yor. ‹lk kural sese dikkat etmek ve dost bile olsa kimseye görünmemek, daha da önemlisi göründüysen bunu fark etmek. Kald›¤›m›z alanda bu konuda birkaç prati¤imiz oluyor… Art›k di¤er gerilla grubunun yan›na gidece¤iz. Ayarlamalar yap›l›yor. Kald›¤›m›z yere bahar gelmifl ovalar ayakla-

r›m›z›n alt›nda yemyeflil uzan›yor. Orada kald›¤›m›z süreçte salyangoz etiyle de ilk kez tan›flm›fl oluyoruz. Pek sevmedim; ama bilimsel olarak zararl› olmad›¤›n› bildi¤im ve yemek zorunda oldu¤um için hiç kayg› tafl›madan yedim… Ö¤leden sonra hareket ettik. Her tarafta bir bahar havas›. Çiçekler açm›fl, ›flk›n denen bir ot ç›km›fl. Dersimli olan yoldafllardan yemesini ö¤rendik. Ekfli bir tad› var, baz›lar› da ac›. Bahar havas›n› ta hücrelerimizde hissediyoruz. Art›k gerillay›z ve de Munzurlara do¤ru yola ç›k›yoruz… Oldukça mutlu görünüyoruz. Biz mutlu olmayal›m da kim olsun? Munzurlarda silah çataca¤›z, t›pk› o türkünün sözlerindeki gibi... Ama bunun o kadar da kolay olmad›¤›n› k›sa zaman sonra ö¤rendik. ‹ki saatlik yürüyüflten sonra karl› alana vard›k. Öncümüz Mehmet Zeki yoldafl bir hain taraf›ndan bizi ald›klar› ilk yerdeki ma¤arada flehit edildi- artç›m›z ise R›za yoldafl. Grup otuz befl kifli. Akflama do¤ru Erzincan’dan Munzurlara devrilinen o meflhur Zine Gedi¤i’ne var›yoruz. Her taraf sis. Önce karla kar›fl›k ya¤mur ya¤›yordu, sonra kara döndü. Alttaki kar bir metre var. Yeni ya¤an karla birlikte eski kar yumufluyor. Bata ç›ka ilerliyoruz. Önce e¤lence gibi geliyor. Yoldafllarla e¤lenerek, birbirimize kartopu atarak ilerliyoruz. Ama zirvelere t›rmanmaya bafllad›kça iflin rengi de¤ifliyor. Grup kopuyor. Ba¤›ra ça¤›ra bulufluyoruz. Ayaklar›n›n yap›s›ndan kaynakl› paytak paytak yürüyen, normal koflullarda yürümekte bile oldukça zorlanan, buna ra¤men bu zor koflullarda müthifl bir iradeyle yürümeyi ö¤renen ‹smail yoldafl› bu vesileyle anmak gerekir. (Yoldafl, Pozvenk çat›flmas›nda flehit düfltü.) Ben bu tip zorluklardan fazla etkilenmiyorum, hatta biraz da hofllan›yorum. Ama bu durum uzun sürdükçe iflin rengi de¤iflmeye bafll›yor… Gece saat 11:00, ama biz gidece¤imiz yere gidememifliz. Sonradan ö¤rendi¤ime göre yolu kaybetmifliz ve tekrar Erzincan taraf›na, di¤er taraftan

Mercan Vadisi’ne do¤ru dönmüflüz. Tekrar geri dönüyoruz ve biz bahar yüzlü gerilla adaylar› bu ilk s›navdan yorulmufl bitkin haldeyiz. R›za yoldafl bir o tarafa bir bu tarafa, bir en önde, bir en arkada, zorlananlara yard›m etmek için kofluflturuyor. Sonra kayal›k bir alana geliyoruz. R›za yoldaflla Mehmet Zeki yoldafl, kendi aralar›nda bir fleyler konufluyorlar. Burada ma¤ara varm›fl. Ama ay› olabilirmifl, onun için önce ma¤araya atefl edilecek. Gerillalar geri çekiliyor ve Mehmet Zeki yoldafl atefl ediyor. Bekleniyor, ay› ç›kmay›nca ma¤aralara gerillalar yatmak için da¤›t›l›yor. Ama kimsenin uyuyacak hali yok. Birinin midesi bulan›yor, birinin bafl› a¤r›yor, birinin sinüziti ya da migreni az›yor vs. Bak›yorum Mehmet Zeki yoldafl atm›fl parkay› damlan›n alt›nda yat›yor. Benim midem bulan›yor. Bir taraftan kendimle u¤rafl›rken, di¤er taraftan da düflünüyorum. Önceden fiziksel zorluklar bana pek önemli gelmiyordu. Fakat flimdi görüyorum ki durum hiç de öyle de¤il. Ondan da kötüsü bu durumun baflka fleyleri sorgulatmas›, yani ‘yapabilecek miyim’ diye düflündürmesi. Bununla u¤rafl›yorum ama pes etmiyorum. Tekrar buraya niçin geldi¤imi sorguluyorum. Halk geliyor gözlerimin önüne, yoksulluk geliyor, en baflta da ailemin çektikleri. Evlere temizli¤e giden annemin dönüflünü bekleyiflimiz… 12 Eylül’de komflular›m›z›n bir bir ortadan kayboluflu, üniversitedeyken yaflad›¤›m maddi zorluklar, gösterilerde polisten yedi¤im coplar, Ankara’n›n meflhur

DAL’› ve Kürtlerin 盤l›¤› geliyor akl›ma… Yaflad›¤›m bu ve benzeri durumlar beni güçlendiriyor. Ama o gece bir türlü bitmek bilmiyor. Sonuçta ‘proletaryan›n zaferiyle’ gün a¤ar›yor. Sanki benim çeliflkilerim gibi bir çeliflki de havada yaflan›yormufl da ve oradaki çeliflki de proletaryan›n zaferiyle sonuçlanm›fl gibi sabahleyin akflam ki f›rt›nadan hiçbir eser kalmam›flt›. Sabah güzel bir günefl do¤uyor. Biz de kayal›¤›n kenar›ndaki çarçur otlar›n› yakarak ›s›n›yoruz. Sonra komutan yoldafllar, biraz moral vermek için olsa gerek, karfl›da bir kaya gösterdiler ve herkesin befl mermi s›kmas›na izin verdiler. Ve elimdeki silahla ilk kez atefl ediyorum. Gece yaflad›klar›mdan sonra fena da gelmedi hani. Bu ilk s›namadan yanl›fl hat›rlam›yorsam üç yoldafl› kaybederek ç›kt›k. Yani üç kifli mücadeleyi b›rakt›....” Devam edecek


24 Mart-6 Nisan 2006 den... Gerillan›n Kalemin

Uzunca bir süredir gözleri usul usul ya¤an karda, kula¤› televizyonda havan›n düzelece¤ine dair bir haber bekliyordu. Onun beklentisine inat, kar ve so¤ukla ilgili haberler gündemi iflgal etmeye devam ediyordu. Kar gerçekten de faflistmifl” dedi kendi ken“K dine. Bu sözün her k›fl gerillada çokça tekrar edildi¤ini duymufltu. O zaman ne demek istediklerini kavrayamasa da, flimdi daha iyi anl›yordu. Yerinden kalk›p biraz volta att›ktan sonra, kanallar› taramaya bafllad›. Kafas›n› toplayam›yor, düflünceler aras›nda oradan oraya gezinip duruyordu. Düflüncelerinden s›yr›l›p Ocak ay›n›n son haftas› yani Parti ve Devrim fiehitleri Haftas› üzerine düflünmeye bafllad›. Bu kapsamda bir toplant› yap›lm›fl ve yap›labilecekler kararlaflt›r›lm›flt›. Hedef olarak Malatya Valili¤i seçilmiflti. Düflman›n Kürt halk›na yönelik imha, iflkence, zorla göç ettirme, gözalt›nda kaybetme, tecavüz; neredeyse yüzy›l› bulacak inkar, yok sayma, asimilasyon, k›sacas› bir halk› hem fiziksel hem de manevi olarak yok etme politikalar›n›n uygulama merkezleri ve uygulay›c›lar› partimizin hedefleri aras›ndad›r. Tüm kirli ifller devletin bu resmi kurumlar›nda, resmi ünvanl› kiflilerce yap›lmaktad›r. ‹flte bu nedenle özellikle de Türkiye Kürdistan›’nda bulunan bu kurumlar ve kifliler hedeflerimiz aras›nda ilk s›ralarda yer almaktad›r. Bunlardan biri de Malatya Valili¤i’dir. Türkiye’de Zo (Ermenileri) diyenleri temiz“T ledik. Lo (Kürtler) diyenlerin köklerini de ben temizleyece¤im” diyen Sakall› Nurettin Paflalardan devral›nan ›rkç›-floven düflüncenin daha do¤rusu düflüncesizli¤in mirasç›lar› bugün ayn› ruh haliyle Kürtleri katletmeye devam ediyor. Mahmut Esat Bozkurt’un flu aç›klamalar› insan olan herkesin kan›n› donduracak cinsten de¤il mi?; “Biz Türkiye denen dünyan›n en hür ülkesinde yafl›yoruz. Mebusunuz inançlar›ndan bahsetmek için buradan daha müsait bir ortam bulamazd›. Onun için hislerimi saklamayaca¤›m. Türk bu ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanlar›n bu memlekette tek haklar› vard›; hizmetçi olma hakk›, köle olma hakk›. Dost ve düflman, hatta da¤lar bu hakikati böyle bilsinler.” ‹flte bu sözler, Türk hakim s›n›flar›n›n Kürtlere ve Kürt sorununa bak›fl›n›n en yal›n ifadesidir. Bunlar› söylemekten ve buna uygun davranmaktan hiç çekinmediler. Dün Bozkurt, bugün Hakkari valisi… fiemdinli’deki olaylar üzerine faflizan bir ruh hali ile pervas›zca yapt›¤› aç›klamalar› halk›n öfVali istifa” sloganlar›yla Hakkesine çarpan ve “V kari’den def edilen Vali Erdo¤an Gürbüz, yeni hofl geldin” atand›¤› Tokat’ta T‹KKO’cular›n “h bombalar›yla karfl›lanm›flt›. Biz de özel bir kararnameyle merkezden Malatya Valili¤i’ne atanan, sistemin gedikli bürokratlar›ndan, H. ‹brahim Daflöz’e böyle bir “kkarfl›lama töreni” için tüm haz›rl›klar›m›z› yapt›k. Düflenlerimizin hesab›n› sormak, u¤runa flehit düfltükleri davay› gelifltirip büyütece¤imize sözümüzdür eylemlerimiz. Onlar ki eflitli¤in, özgürlü¤ün hakim oldu¤u bir dünya için bedel ödemekten çekinmediler. Da¤ bafllar›nda son mermisine kadar çat›fl›rken; dar a¤açlar›nda cellatlar›n surat›na özgürlük sloganlar› hayk›r›rken; ölüm oruçlar›nda bedenlerini hesaps›zca ölüme

20

44

“Bitmedi daha sürüyor o kavga ve süre cek, yeryüzü aflk›n yüzü oluncaya dek!” yat›r›rken, zindanlarda, iflkencehanelerde s›r vermeyip ser verirken; faflizmin yüzü gibi karanl›k dehlizlerde “kkaybedilirken” yaflamaya devam edeceklerini çok iyi biliyorlard›. Ölerek yaflamak ve yaflatmak onlara özgüydü çünkü. Ölen sadece bedenleriydi. U¤runa flehit düfltükleri düflüncenin tohumlar› kara baflkald›ran kardelenler gibi sürgün vermeye devam ediyor her yandan. Çünkü üretenlere, yaratanlara, ço¤altanlara, güzellefltirenlere yap›lan tarihsel haks›zl›k varl›¤›n› sürdürüyor. Devrimin s›ra neferleri bu haks›zl›k ortadan kald›r›lana kadar yaflayarak ya da ölerek bu kavgay› sürdürüyorlar/sürdürecekler. Egemenler, bu kaç›n›lmaz sonu bildikleri için eldeki tüm silahlar›yla sald›r›yorlar. Bize düflen görev ise devrimciler aç›s›ndan görece dezavantajl› olan bu süreçte, görevlerimize dört elle sar›lmak, dumanl› havadan yararlanarak ortaya ç›kan ve elden geldi¤ince ortal›¤› daha da buland›rmaya çal›flan kurtlar›n oyunlar›n› a盤a ç›kararak dumanl› havay› da¤›tmak, zay›fl›¤›, k›r›lganl›¤›, tereddüdü bir yana b›rakarak, militan bir ruhla kuflanmakt›r. Partinin, savafl›n ihtiyaçlar›na yan›t olmak, zorlu süreçleri omuzlamak, ideolojimizden ald›¤›m›z güçle sorunlara kafa yormak, zorluklar›n üzerine gitmek, hesap sorma bilinciyle gücümüz oran›nda düflmana darbeler vurmak… Bunlar flehitlerimize lay›k olman›n somut göstergeleridir. Taktikler, görevler belirlendikten sonra onlar› her alanda yarat›c› bir flekilde hayata uygulamak militanlara düflüyor. “fiehit yoldafllar›n an›s›na, devimci mücadelenin gelifltirilmesi, bu saltanat düzeninin yeryüzünden silinmesi için Ocak ay›n›n son haftas›nda gelece¤e dair umudumuzu, s›n›f kinimizi, birli¤imizi ve amac›m›zla bütünleflmifl kimli¤imizi en ileri seviyede hayk›rmak için ileri at›lal›m” diyen militanlara ça¤r›”s› kendisi do¤al önderli¤in “m ça¤r› olan bu haftada tüm alanlardan yan›t bulacakt› mutlaka. Televizyona olan ilgisinin bir yan› da buydu. Bir ara geçen son dakika haberine Trabzon MHP binas›nda patladikkat kesildi. “T ma” haberini okuyunca nefesi kesilir gibi oldu. Evde yaln›zd›. Yerinden f›rlayarak yak›ndan bir kez daha geçen haberi okudu. Ça¤r›ya ilk yan›t geldi bile. hassas vatandafl›n hassas flehri”. Trabzon, “h 1921’de Mustafa Suphi ve yoldafllar›n› linç giriflimiyle bafllayan ve bir daha da linç ruh halinden kurtulamayan “hassas” flehir. Yak›n zamanda Mersin’deki bayrak provokasyonunun ard›ndan ilk linç giriflimli sald›r›lar, yine bu ilde yap›ld›. Ve en son bildiri da¤›tan TAYAD’l› devrimciler, önde faflist MHP’liler, arkada milliyetçi faflist duygular› devlet taraf›ndan provokasyonlarla, yalan-dolanla sürekli canl› tutulmufl “hassas vatandafllar” olmak üzere ve devletin kolluk kuvvetlerinin de gözü önünde linç edilmek istendi. Tüm bu olaylarda baflrol birçok olayda oldu¤u gibi devlet taraf›ndan beslenen MHP’li sivil faflistlerindi. Bu sald›r›lar›n hiçbirinde failler ne yaz›k ki “bulunamam›flt›”, bunlar›n yerine zaten ellerinin alt›nda olan, sald›r›ya u¤rayanlar gözalt›hassas vatandafl›” na al›nm›flt›. Çünkü bunlar “h galeyana getirerek “suç ifllemifller”di. Ama devrimci irade onlar› yani as›l suçlular› buldu. Çünkü zaten gün gibi ortadayd›lar. Pervas›zd›lar; çünkü devrimci fliddeti ruhunda ve teninde hissetmeyeli epey zaman olmufltu. fiimdi hissettiler ve hissetmeye devam edecekler. Bir süre sonra televizyonda ikinci son dakika Rize Belediyesi’nde patlama.” haberini gördü: “R Art›k yerinde duram›yor, kab›na s›¤am›yordu. Evde kimse olmad›¤› için sevincini paylaflam›yor, ne yapsa heyecan›n› dindiremiyordu. Bizimkiler her yerden selama durmufltu. ‹flte örgüt olmak, ortak amaçlar için yürümek, oradaki bizimkilerin ac›s›n›, sevincini burada hissedebilmek; faflizme ayn› anda kin kusmak, ayn› hedeflere yönelmek, ayn› düflünebilmek… Bir an Rize Belediye Baflkan› geldi gözlerinin

önüne. Trabzon’da oldu¤u gibi, burada da mezar anmas› yapan devrimciler dönüflte sivil faflistlerin sald›r›s›na u¤ram›fl ve linç girifliminin ard›ndan Halil Bak›rc› a¤z›ndan köpükler saçarak linççilere aç›kça destek verirken flöyle demiflti: “EE¤er onlar oldu¤unu bilsem inip ben de vururdum…. Bir daha buraya gelmeye cesaret edemezler. Gelirlerse çok farkl› olur.” ‹flte bombalar›m›zla geldik ve geliflimiz tescilli faflistin de ifade etti¤i gibi çok farkl› oldu ve gelmeye devam edece¤iz. Üçüncü eylem haberini ald›¤›nda ise art›k daha sakindi. Bir bomba da Merzifon Kaymakaml›¤›’nda patlam›flt›. Merzifon, Kürdistan flehirlerini and›r›yordu. ‹ti-miti, askeri-polisiyle ilçeyi adeta iflgal etmiflti devletin kolluk kuvvetleri. 5. Ana Jet Üs Komutanl›¤› bu ilçeye konuflland›r›lm›flt›. Bu seçimin tesadüfi olmad›¤›n›, bütünlüklü bir stratejinin parças› oldu¤unu hat›rlatmaya bile gerek yok. Donan›m› için hiçbir “ffedakarl›ktan” kaç›n›lmam›fl olan Merzifon Mekanize Birli¤i de yine burada bulunuyor. Kendilerince önemli gördükleri operasyonlarda özellikle de Türkiye Kürdistan›’na yönelik harekatlarda buradaki gücü kulland›klar›n› biliyoruz. Halktan ald›klar› vergilerle yine halk›n üzerine -özellikle de Kürt halk›n›n- ölüm kusmak için ne kadar çok “ççal›flt›klar›” zaten biliniyor. Y›llard›r bu bölgede bir sülük gibi halk›n eme¤ini sömüren, devrimcilerin kan›na girenlere hesap gününün yaklaflt›¤› hat›rlat›lm›flt› bu eylemle. O bunlar› düflünürken kap› çald›. Yoldafllar gelmifl olmal› diyerek f›rlad› yerinden. Kap›y› heyecanla açt›. H›zl›ca içeri giren yoldafllar›n gözleri gülüyordu. Sar›ld› onlara. “Her halde duydunuz, yoldafllar bizden önce davrand›, uzaklardan gelen selamlar› s›cac›kt›. Yar›n hemen biz de harekete geçmeliyiz, yoldafllar bizden selama yan›t bekliyor” dedi. ‹çeri geçtiklerinde daha oturmadan Murat hay›flanan bir ifadeyle: “Evet eylemler güzel ama Parti ve Devrim fiehitleri Haftas›’nda direkt yoldafllar›n hesab›n› sormaya yönelik bir fleyler olsayd› daha iyi olmaz m›yd›?” dedi. Sorumlu yoldafl yerine oturduktan ve gülen gözleriyle onu süzdükten sonra: “Hay›r yoldafl küçük düflünüyorsun, genifl bakam›yorsun. Oralarda yap›lan sald›r›lar sadece devrimci dostlar›m›za de¤il tüm devrimcilere, devrimci düflünceye yap›lm›flt›r. Bu pervas›zl›k, tüm devrimci camiaya ondan da öte halka yap›lm›flt›r. Bu pervas›zl›¤a, bu sald›rganl›¤a, linç ruh haline bir dur demek, devrimci iradenin gücünü, yapabileceklerini bu paçavralara göstermek devrimci bir sorumluluktur. fiehitlerimizin u¤runa can›n› verdikleri davaya, düflünceye sald›r›l›rken, militan bir ruhla karfl› koymak, bugün bizler için flehitleri anman›n en güzel biçimlerinden biridir. E¤er flehit yoldafllar›m›z yafl›yor olsayd›, ayn› fleyi yaparlard›. Kald› ki biz devrimci dayan›flma için de eylemler yapabiliriz. Ve bugün buna çok daha fazla ihtiyaç var. Geçmiflte buna çok daha büyük önem veriliyordu. Sinan Cemgillerin ihbarc›s›n› cezaland›ran ‹brahim de¤il miydi? Mahir ve yoldafllar› ‹srail Baflkonsolosunu Denizlerin idam›n› engellemek için kaç›rmad›lar m›? Örnekleri ço¤altabiliriz. ” dedi. Onaylayan bak›fllarla yoldafl›n› süzerken baflka bir fley söylemeyi gereksiz buldu. O konunun bir an önce yapacaklar› eyleme gelmesini bekliyordu. ‹lk defa böyle bir eylemin sorumlulu¤unu alacakt›. Heyecanl›yd›. Di¤er yerlerden gelen bomba seslerine buradan da bir yan›t verilecekti ve bu yan›tta onun önemli bir pay› olacakt›. ‹stihbarat daha önce yine kendisinin sorumlulu¤unda yap›lm›flt›. Kendisi de Kürt’tü. Bu eylemle hem yoldafllar›na hem de Kürt halk›na bir selam yollanacakt›. Bu da kendisini ayr›ca heyecanland›r›yordu. Herkesin gözlerinin içi gülüyordu ama en çok da onun. Di¤er yandan da “yapabilecek miyim, baflarabilecek miyim?” sorular› beynini meflgul ediyordu. Çünkü sorumluluk almak onu kor-

kutuyordu. Ama korkmadan, çekinmeden, kayg›lanmadan, halk›m›z›n deyimiyle “yyürek tuz ö¤ütmeden” ö¤renilemez, baflar› elde edilemezdi. Hele de devrimci yaflamda bunlar yaflam›n do¤al birer parças›yken. Evden ç›kacaklar› s›rada sorumlu yoldafl bir kez daha yap›lmas› gerekenleri tekrar etti. Tekrar tekrar hat›rlatmaktan çekinmiyordu çünkü biliyordu ki “Karargahta yap›lan her hata, görülmeyen her eksiklik cephe boyunca da sürer”di. Yoldafllar dedi son kez: “Sun Tzu’nun ünlü laf›n› Gerçek koflullar› ö¤renirsen sak›n unutmay›n. ‘G kimin kazanaca¤›n› da bilirsin’ diyor Sun Tzu. Siz gerçek koflullar› kendiniz gördünüz. Gerçe¤in göründü¤ü gibi olmad›¤›n›, o flatafatl› güç gösterisinin alt›n›n asl›nda bofl oldu¤unu, hiçte göründükleri kadar güçlü olmad›klar›n›, devrimci irade karfl›s›nda ise hepten güçsüz olduklar›n› prati¤inizden biliyorsunuz. Bir çok yerde böyle oldu¤una emin olabilirsiniz. Yoldafllar, uzun zamand›r süren sessizli¤e bu cepheden de bir ses vermek, Kürt halk›n›n ac›lar›n› paylaflmak ve bu ac›lar›n hesab›n› sormak, flehitlerimizin bize devretti¤i mücadele bayra¤›n› daha da ileri tafl›mak görevi omuzlar›n›zda. TKP/ML militanlar›na yak›flan bir duruflla, tarihsel sorumlulu¤unuzu, parti ve devrim flehitlerini bir an bile ak›ldan ç›karmadan, misyonunuza uygun davranaca¤›n›za ve baflaraca¤›n›za inan›yorum.” Bu sözlerin ard›ndan yola koyuldular. Valili¤e yaklaflt›kça heyecan art›yordu. Gözleri önce d›flar›da nöbet tutan askerlere tak›ld›, sonra da içeride bekleyen polislere. Demek ki sadece polis koruyam›yordu Valili¤i ki, bir de askerle güçlendirmifllerdi. Türkiye Kürdistan›’n›n birçok ilinde oldu¤u gibi burada da gizli ola¤anüstü hal uygulan›yordu. Ne tarafa dönseniz resmi üniformal› birilegüriyle karfl›lafl›rs›n›z. Valili¤in çevresinde ise “g venlik” önlemleri çok daha yo¤un. Ama ne fayda biz buraya girmeye karar vermifltik ve girecektik. D›flar›da kendisi, kap›ya yoldafllar› ise di¤er tarafa yönelmiflti. Kap›ya vard›¤›nda heyecan›n›n azald›¤›n› fark etti. Gerilla an›lar›ndan birinde: Her fley silahlar›n patlad›¤› ana kadard›r, ondan “H sonra heyecan falan kalmaz” fleklinde bir cümle okumufltu. Kendisi de benzer bir durum yafl›yordu. Hemen s›yr›ld› düflüncelerinden. Askerleri ve polisleri geçtikten sonra rahat bir nefes ald›, ifl tamamd› art›k. Bomba düzene¤ini kurarken patlama an›n› getirdi gözlerinin önüne, heyecanland› bir an. ‹flini bitirip ç›kmak üzereyken geri dönüp bir kez daha kontrol etti düzene¤i. Kendi hatas›ndan dolay› bir olumsuzluk olsun istemiyordu. Çünkü burada sadece bomba de¤il, halk›n öfkesiyle bütünleflmifl s›n›f kini, düflenlerin hesab›n› sorman›n yaratt›¤› coflku da patlayacakt›. Daha önce efl zamanl› yap›lm›fl olan Trabzon MHP, Rize Belediyesi ve Merzifon Kaymakaml›¤› eylemlerinin üstüne bu eylem de eklenince ….. Valilikten ç›k›p yoldafllar›yla bulufltu¤unda sadece “ttamam” diyebildi. Gerisini gözleri anlat›yordu zaten. ‹flin bu kadar çabuk bitti¤ine inanam›yorlard›. H›zla uzaklaflt›lar. Yürürken derin düflüncelere dalm›flt›. Her sürecin özellikleri farkl› oldu¤u için yap›lmas› gerekenler de farkl›l›k tafl›r. Sürecimiz zorlu ve yükümüz a¤›rsa; ideolojik olarak daha sa¤lam, daha kararl›, daha militan bir durufl sergilemezsek süreci tersine çeviremeyiz. Kitlelerin kat›l›m› geri düzeyde oldu¤una göre, bizde bu gerçekli¤i göz ard› etmeden ama bu gerçekli¤e esir de olmadan planlama yapmal›y›z. Süreçte müdahaleci olmak, edilgen kalmamak, yönlendirmek ve de¤ifltirmek için devrimci bak›fl aç›s›ndan, devrimci ruh halinden taviz vermemek gerekiyor. Bu da zorlu bir ifltir ve güç gerektirir. Ama unutmayal›m, biz gücümüzü tarihsel hakl›l›¤›m›zdan al›yoruz. Ezen ve ezilenin oldu¤u yerde güçler aras›ndaki muazzam dengesizli¤in her zaman var olaca¤›n› da ak›ldan ç›karmadan düflünmeli buna uygun flekillenmeliyiz.


21

44 Murat’›n dürtmesiyle s›yr›ld› düflünceleBiz bu yönlü mütevaz› bir ad›m att›k” rinden. “B dedi kendi kendine. Murat “anlamad›m” dercesine bak›nca “sonra anlat›r›m, gidelim” dedi. Evde Murat’›n hat›rlatmas› üzerine düflündüklerini bir ç›rp›da anlatt›ktan sonra: “Biliyor musun” dedi. “San›r›m gerilla an›lar›nda okumufltum. Gerilla biraz geri çekildi¤i zaman düflman çekirge sürüsü gibi da¤›l›yormufl ormana. Ama gerilladan bir eylem ya da müdahaleyle karfl›laflt›¤›nda ise hareketini k›s›tl›yor, öyle istedi¤i her yere dalam›yor, gidece¤i zaman da çok daha kalabal›k ve daha çekingen hareket ediyormufl. Bu kural her yerde geçerli asl›nda. ” diyerek sürdürdü konuflmas›n›. Di¤er alanlarda yap›lan eylemler ve kendisinin bizzat sorumlu olarak kat›ld›¤› eylemin ard›ndan canl›l›¤›, coflkusu artm›fl, yerinde duramaz olmufltu. ‹fl yapmaktan de¤il ama soYapabilir rumluluk almaktan geri duruyordu. “Y miyim? ” kayg›s› bazen yapabileceklerinin önüne geçebiliyordu. Fakat bu eylemi yapabilece¤ini dahas› yapmas› gerekti¤ini biliyordu

ve kendisini önermiflti. Eylem yapmak devrimci mücadelenin sadece bir parças› olsa da, özel bir yeri vard›r devrimciler için. Hesap sorman›n, bedel ödetmenin en yal›n biçimidir. O da, yar›nlara yürüyüflün zorlu yolculu¤unda düflenlerin, bedel ödeyenlerin hesab›n› sorman›n, kitlelerle birlikte ve onlar için yüründü¤ünün somut ifadelerinden biri olan böyle bir eylemin parças› olarak hakl› bir onur duyuyordu. Kendine olan güveni artm›fl yapabileceklerinin düflündü¤ünden daha fazla oldu¤unun fark›na varm›flt›. Yeni görevler için kendini daha istekli hissediyordu. Bu coflkulu ruh haliyle gitti¤i görevlerden birinden dönerken, biraz ›s›n›p bir çay içmek için girdi¤i çayevinde çay›n› yudumlarken yan masada oturan genç çiftin konuflmalar›na bu aralar ne kulak misafiri oldu. Delikanl› “b çok patlama oldu böyle, neler oluyor anlamad›m, bak bugün de Adana Türk Amerikan Derne¤i’nde bomba patlam›fl” dedi. O ana kadar sesi k›s›k oldu¤u için fark edemedi¤i aç›k olan televizyona yöneltti bak›fllar›n›. Ay-

PUSULA PART‹L‹ YAfiAMDA KAVRANMASI VE UYGULANMASI GEREKEN ZORUNLULUKLAR! Parti Öncülük Siyasal iktidar mücadelesinde örgüt, örgütlülük bir ihtiyaçt›r. Hem de s›radan bir ihtiyaç de¤ildir. Yaflam için hava ve su ne ise, tepeden t›rna¤a kadar militarizmle flekillenip örgütlenmifl faflist burjuva-feodal egemenlik sistemlerini yerle bir etmek için, örgüt ve örgütlülük de o kadar gereklidir. Elbetteki örgüt siyasal iktidar mücadelesi için sadece bir araçt›r, e¤er bu araç amaç haline dönüfltürülürse, bu bir sapma olur. Arac›n, amaçtan ba¤›ms›zlaflmas›, s›n›f mücadelesinin devrimci ilerleyifli aç›s›ndan kabul edilemez. Devrimin kumandas›n› elinde bulunduran s›n›f bilinçli proleter öncü, kitleleri kendi bayra¤› alt›nda toplamad›¤› müddetçe devrim bir hayal olmaktan öteye gitmez. Kitleleri örgütlemek, kitlelerin somut sorunlar›na uygun politika belirleyip ona uygun bir pratik ad›m atmakla olur. Çünkü, öncülük yol göstermeyi ve öngörüyü içerir. Öncülük, kitleleri somut sorunlar üzerinde fikir üretme, tart›flma sürecine katma, yani onlar› kavgan›n birer öznesi haline getirme becerisini ve taktik ustal›¤›n› göstermeyi içerir. Öncülük salt söyleyen de¤il, söylenenin hangi taktik araç ve örgütlenme mekanizmalar›yla yap›laca¤›n› da ortaya koymakt›r. E¤er söylenenler uygulanm›yorsa/yap›lm›yorsa bunun nedenlerini araflt›r›p ortaya ç›karmak ve ön aç›c› olmak için ideolojik, politik, örgütsel planda gereken tedbirleri almak, öncü olman›n varl›k gerekçesidir. Örgütlülük, özgürlü¤ü s›n›rlama arac› de¤il, bilakis bireye özgüven kazand›ran sorgulama, soru sorma becerisini ve yetene¤ini kazand›rma arac›d›r. Örgütlülü¤ün geliflmeyi, özgür düflünmeyi köstekledi¤i, özgür düflünce ve yarat›c›l›¤› öldürdü¤ü tezi burjuva bir tezdir. Elbetteki burada sözünü etti¤imiz örgüt kendi içinde demokratik-merkeziyetçilik ilkesini uygulayan, haklar ve görevler noktas›nda gereken hassasiyeti gösteren, irade ve eylem birli¤i olan proletaryan›n s›n›f bilinçli öncü örgütüdür. Kuflkusuz her örgüt üyesi, haklar noktas›nda ortaya koydu¤u titizli¤i görevlerini yerine getirmede de ortaya koymak zorundad›r. Çünkü haklar görevlerle birlikte vard›r. Ve tüm bunlar örgüt tüzü¤üyle belirlenir. Örgütlü olma iste¤ini ve iradesini ortaya koyan herkes bu yükümlülü¤ü ve sorumlulu¤u tafl›mak zorundad›r. Bir parti veya o partiyi yönlendiren önderlik için kolektif akl›n kullan›lmas›, yap›lan tüm çal›flmalarda enerjisini ve gücünü merkezilefltir-

mesi politikas› baflar› için olmazsa olmazd›r. Örne¤in, bir parti tüm gücünü ve enerjisini belirledi¤i hedeflere yöneltme temelinde bir merkezileflme yaratmazsa, orada ortaya bir çözüm gücü ç›karamaz. Ve belirlenen hedefler de ya belirlenmifl olmakla kal›r ya da de¤ifltirme, ilerletme gücünden yoksun kal›r. De¤ifltirme gücünden yoksun kalan bir söylem s›n›f savafl›m› için bir anlam ifade etmez. Söylemler s›n›f savafl›m› için ancak teori ile prati¤in uyumuyla anlam kazan›r. Disiplin, elefltiri, özelefltiri, fikir üretme, inisiyatif gelifltirme vb. tüm sorunlar parti yaflam›nda olmazsa olmazlard›r. Parti disiplini ihlal edilerek parti için iyi fleyler yap›lamaz. Parti disiplinini s›k›c› bulup kendi bafl›na hareket etme, ifl yapma prati¤ine yönelip hala, kolektifin bir parças› oldu¤unu iddia etmek, e¤er bir kavray›fls›zl›ktan kaynaklanm›yorsa, tek kelimeyle örgütlü yaflamla alay etmektir. Çünkü, ben partiliyim” demek, örgütlü yaflama dair “b ortaya bir irade koymakt›r. Ve disiplinsiz bir duruflla, ortaya konulan iradenin arkas›nda durulamaz. Verilen söze sad›k kal›namaz. Partili yaflam, parti disiplinine uymay›, kurallara uygun olarak elefltiri, özelefltiri silah›n› kullanmay› içerir. Yani her partili, her parti militan› parti hukukuna uygun olarak elefltiri yapma ve yine bir militan olman›n sorumlulu¤u gere¤i hatalar›na karfl› özelefltirel bir tutum tak›nmas› gerekir. Elbetteki parti hukukunu ve sorumlulu¤unu d›fllayan/tafl›mayan her elefltirinin etki gücü zay›ft›r, amaca da hizmet etmez. Peki parti hukukuna uygun ya da sorumluluk tafl›yan elefltiri ne anlam ifade ediyor? Elefltiri ve özelefltirinin yerinde ve zaman›nda yap›lmas›n›, elefltiriyi direkt muhataplar›na yaparak her türlü dedikodu tutumundan uzak durmay› içerir. Sorumluluk tafl›yan elefltiri, elefltirdi¤i komiteyi, bireyi y›pratmay›, teflhir etmeyi de¤il, tam aksine yanl›fllar› gösterip düzeltme ve do¤rular› hakim k›larak, kolektif iradeyi güçlendirmeyi içerir. Bireylerde ve kolektif iradede yanl›fllar›n düzeltilerek do¤rular›n geliflmesine hizmet etmeyen her elefltiri bofla harcanan bir çabadan baflka bir fley de¤ildir. Elefltiriyi bir bast›rma arac› olarak kullananlar, elefltirinin amaçlar› noktas›nda bir e¤itime ihtiyaçlar› olduklar› bir gerçektir. Aç›k olan di¤er bir olgu ise, elefltiri ve özelefltiri silah›n›n do¤ru bir tarzda iflletilmesi, partinin savafl içindeki düzeyinden, sahip olunan kadro ve militanlar›n devrim ve sosyalizm mücadelesi

24 Mart-6 Nisan 2006

n› anda çayevinin sahibi de fark etmifl olacak ki ses verdi televizyona. Televizyona bakarken heyecandan kalbi küt küt atmaya bafllad›. Sadece “eellerinize sa¤l›k yoldafllar” dedi içinden. Daha birkaç gün önce Adana Çocuk fiube Müdürlü¤ü yine TKP/ML militanlar›n›n bombalar›na hedef olmufltu. Çocuklara özellikle de Kürt çocuklar›na yapt›¤› iflkencelerle teflhir olan bu karakol da kaç›n›lmaz sondan kurtulamam›flt›. Çayevi sahibinin yorumuyla gülümsemekte oldu¤unu fark edip toparlanEld›. Orta yafll› bir adam olan çayevi sahibi: “E leriniz dert görmesin çocuklar. Ama öncelikle derne¤e de¤il de Amerikan askerlerinin bulundu¤u yerlere tonlarca bomba koyup iflkencecileri paramparça edin ki bizde size dua edelim” diyordu. Bu tip eylemlerde hiç istemedi¤imiz halde bazen halk›m›z›n zarar gördü¤ü ya da yaraland›¤› oluyor. En büyü¤ünden en küçü¤üne att›¤›m›z her ad›mda halk›n zarar görmemesi için azami çaba sarf ediliyor. Partimizin 34 y›ll›k tarihi buna tan›kt›r. Burjuva medyada

bunu çok iyi bilmesine ra¤men çarp›tmaya, devrimcileri terörist gibi göstermeye devam Bomban›n gece patlamas› büyük bir ediyor. “B faciay› önledi” ya da “o okullar›n tatil olmas› can kayb›n› önledi” gibi haberlere hemen her eylem sonras› rastlar›z. Oysa gündüz yap›ld›¤›nda çok daha etkili bir eylem olabilecekken ve direkt düflmana kay›p verdirme olana¤› varken o bomban›n saati halk zarar görmesin diye geceye ayarlanm›flt›r zaten. Ya da çocuklar›n zarar görmemesi için özellikle okulun tatil oldu¤u zaman seçilmifltir. Hedefimiz birlikte özgür yar›nlar› yarataca¤›m›z halk›m›z de¤il; direkt sistemin kendisidir. “Ölenler dövüflerek öldüler/ günefle gömüldüler/ vaktimiz yok onlar›n matemini tutmaya” diyor flair. Matem tutmuyoruz, yar›nlara yürüyor ve faflizmden hesap soruyoruz. “Faflizmden hesap sormak; bombalar›m›z›, silahlar›m›z› kullanmakt›r. Bitiremeyecekleri bir düflmanla karfl› karfl›ya olduklar›n› onlara korkusuzca göstermeliyiz. Bu kavgada kazanan biz olaca¤›z.”

karfl›s›ndaki durufllar›ndan ba¤›ms›z de¤ildir. Çünkü do¤ru bir elefltiri ve hatalar karfl›s›nda tereddüt edilmeden verilen bir özelefltiri, mücadelenin ilerlemesine, yoldafll›k iliflkilerinin daha da pekiflmesine yol açar. Bunu yapmak da yüksek bir sorumluluk duygusunu gerektirir. Peki yaflam›n merkezine mücadeleyi koymayan, devrimcili¤i bir yaflam tarz› olarak alg›lamayan, yoldafllar›n hatalar›n› düzeltme sorumlulu¤unu ve bilincini tafl›mada problemli olan bir düflünüfl tarz› bu silahlar› kullanmada do¤ru pratik bir durufl sergileyebilir mi? Bu soruya tereddütsüzce evet demek mümkün de¤ildir. ‹flte demokrasi ad›na, yaman elefltiricilik ad›na meflru zeminde yap›lamayan ya da yap›c› de¤il, y›k›c› bir iflleve sahip olan tüm elefltiriler bu problemli kavray›fl›n›n ürünüdür. Ve meflru zeminde dile getirilmeyen her elefltiri, dedikodu kültürünün ürünüdür. Dedikoduculuk, devrimci elefltiri kültürüyle ve demokrasiyle ba¤daflmaz. S›n›f savafl›m›nda tüm militanlar›n yap›c›, yerinde ve zaman›nda yap›lan elefltirilere ihtiyac› vard›r. Bugün bu ihtiyaç daha ileri düzeyde kendini hissettirmektedir. Do¤ru temelde yap›lan elefltirilerde ›srarl› olmak olumlu sonuçlar getirebilir. Elefltiriyorum, elefltiriyoruz ama bir fley de¤iflmiyor diyenler, elefltirilerini ve elefltiri silah›n› kullanmada izledikleri yöntemleri her seferinde gözden geçirmelidir. Elefltiride yöntem zenginli¤ini yaratmak, olumlu sonuçlar elde edilen pratikler üzerinde daha bir derinleflmek olmas› gerekendir. Tecrübelerden yararlanmak, tecrübeleri do¤ru tarzda yorumlaman›n ad› ve anlam› da budur. Bizim yapmam›z gereken de bu olmal›d›r. Evet, gerçekten de gözleriniz gelece¤e dö“E nük bir flekilde savaflmal›s›n›z. Bunu yapabilmek için içimizdeki en iyi fleylere hitap etmeli, son elli y›lda Çin’de K›z›l bayra¤›n simgelefltirdi¤i umudun tekrar tekrar canland›r›lmas›, arzu ve cesaretin körüklenmesi, nefle ve hiddet duygular›n›n ayakland›r›lmas›, sevmek ve nefret etmek için ça¤r›da bulunulmal›d›r. Mao Zedung k›saca, devrimin bir ihtiras dram› oldu¤unu ifade eder” (Çin Kültür Devrimi Tarihi) Evet, içimizdeki en iyi fleylere hitap etmeliyiz. En kötü koflullarda dahi s›n›f savafl›m›n›n kaç›n›lmazl›¤›na ve s›n›f bilinçli proletaryan›n zaferine inanmal›y›z. Düflmana nefret, s›n›f dostlar›na ve emekçilere karfl› güven duymak, onlar› sevmek tamamen s›n›fsal ve ideolojik bir durufl sorunudur. Kitlelere güvenlerini yitirenler, ne içindeki iyi fleylere hitap edebilirler ne de yaflanan, yaflat›lan iyi ve güzel fleyleri görüp hat›rlayabilirler. Çünkü onlar›n kalbi umuttan yana de¤il, umutsuzluktan yana çarp›yor. Gözleri iyi fleyleri de¤il, hep kötü fleyleri görmekle meflguldür. S›n›f savafl›m› bu tür karamsar ve umutsuz düflünüfl sahipleriyle yol almaz. S›n›f savafl›m› baflar› ve zaferi hayal olmaktan ç›karma cesaretine sahip olan militanlarla yürütülür. Evet, yar›n›n baflar›s›n› bugünden güvence alt›na almak için, bugünün sorunlar›n› çözmeye aday ve yar›n›n teminat› olacak kadrolar› s›n›f

savafl›m› içinde yaratmak bugün öncelikli görevlerden biridir. Çünkü, do¤ru bir politika belirlemek tek bafl›na yetmez. Do¤ru politikay› anlaml› k›lacak ve maddi güce dönüfltürecek olan kadro ve ileri militanlard›r. Do¤ru politika kendi kadrosunu yarat›r tezi elbette do¤rudur. Ama yaratma sürecine köprü olarak asgari düzeyde öncü kadro ve ileri militan›n ilk hamlede olmas› da zorunludur. Yani do¤ru politikay› kiminle uygulayaca¤›z? Kiminle hareketsizli¤e hareket kazand›raca¤›z? Devrimi kiminle beyinlerde iktidar yapaca¤›z? Kiminle moralsizli¤e moral, cesaretsizli¤e cesaret kazand›raca¤›z? vb. Bunlar› söylemekle her fleyin bir avuç kahramanla hal olaca¤›n› söylemiyoruz. Ama ideolojik k›r›lmalar›n yafland›¤›, devrim ve sosyalizm davas› karfl›s›nda tereddütlerin oldu¤u bir ortamda, yetmifllerin devrimci kahramanl›¤›na ihtiyaç vard›r. Kavgay› yaflam›n›n merkezine oturtan, özveride s›n›r tan›mayan militanlara ihtiyaç vard›r. Unutmamak gerekir ki böylesi süreçlerde herkes, ald›¤› talimatla görevlerine namludan f›rlayan mermi gibi sar›lm›yor. Tam aksine böylesi süreçlerde bu özelliklere sahip olan militanlar›n say›s› azd›r. Ama etki güçleri fazla olaca¤› kesindir, sessizli¤i bozacak, mücadele alanlar›nda k›z›l alevleri tutuflturacak olan da bu ideolojik donan›ma sahip olan kavgan›n hesaps›z militanlar›d›r. Kitleleri harekete geçirecek olan da bu güçtür. Çünkü kitleler bu propaganda ve ajitasyonu yürüten, haks›zl›¤a ve adaletsizli¤e karfl› namluda huzursuz olan mermi kadar huzursuz ve asi olan militanlar›n gözlerinde kendi özgür gelece¤ini görür. Sa¤lam ve pratikleri uyum içinde olan her militan›n söylemlerinin etki gücü kitleler içinde büyüktür. Yani, tüm mesele inanmak ve inand›rmakta dü¤ümleniyor. ‹nanmayan inand›ramaz da. ‹nanmayan zaferin müjdecisi de¤il, bozguncusu olur. ‹nançs›zlar›n ve bozguncular›n yo¤un oldu¤u bir süreçte, s›n›f mücadelesi kurak bir bahara benzer. S›n›f savafl›m› kurak baharlar da yaflayabilir, yaflam›flt›r. Ancak de¤iflim süreklidir, hareket daimidir. Sürmekte olan s›n›f kavgas›n›n her ilerleyifli ezenlerle ezilenleri birbirinden ayr›flt›r›yor. Ezilenlerin öfkesi ve kini birikmeye devam ediyor. Devrimci militan görece durgunlu¤un içindeki bu hareketlili¤i bilerek hareket eder. Ezilenlerin içindeki isyan duygusunu hissederek yaflar. Kurak baharlar›n kendine duydu¤u ihtiyac›n fark›nda olarak sorumluluk tafl›r, görevlerine tam bir özverili ile sar›l›r. ‹flte devrimin kadrosunda bu özellikler vard›r. Halk kitleleri devrimin kadrosundaki bu özellikleri görmelidir, yaflamal›d›r. ‹flte ancak o zaman, s›n›f savafl›m›n›n ilerlerken kaç›n›lmaz olarak yaratt›¤› çöplükten gelen oportünist sesler iflitilmez olur; ancak o zaman gelece¤in ›fl›kland›r›lm›fl güzergah› gözlerin içine oturur… Militan bir hareketin militan birer savaflç›s› olmak iflte bu yüzden gereklidir…


24 Mart-6 Nisan 2006

22

44

Fransa’da üniversiteler ve sokaklar iflgal alt›nda! Fransa’da ö¤renci grevleri flubat ay›ndan beri sürüyor. Üniversite Ö¤rencileri Sendikas›’n›n aç›klamas›na göre ülke genelindeki 84 üniversitenin 59’unda ö¤renciler boykotta. Fransa’da toplumsal muhalefet aral›kl› olarak patlamaya devam ediyor. Geçti¤imiz aylarda tüm ülkeyi sarsan göçmen gençlerin isyan› Fransa’y› yang›n yerine çevirmifl, tüm bask›lara karfl›n günlerce sürmüfl, göçmenler, üzerlerindeki ›rkç› bask›lara, ekonomik sorunlara isyan etmiflti. fiubat’tan bu yana ise Fransa sokaklar›n› ö¤renciler ve iflçiler dolduruyor. Eylemciler yaln›zca bar›flç›l eylemlerle yetinmiyor, üniversiteleri, okullar› iflgal ediyor, sokaklara barikatlar kurup polisle çat›fl›yorlar. Üniversite ve lise ö¤rencilerini, ö¤retim üyelerini, iflçileri birlefltiren temel mesele ise Frans›z hükümetinin 8 Mart’ta kabul etti¤i CPE adl› yasa. Yasa, 26 yafl›ndan küçük gençlerle 20’den fazla iflçi çal›flt›ran yerleri ilgilendiriyor. Yasaya göre, ilk defa çal›flma yaflam›na at›lan 26 yafl›ndan küçüklerin patron taraf›ndan 2 y›l içinde, gerekçe göstermeden iflten ç›kar›lmas› mümkün k›l›n›yor. Hükümet bu yasan›n ülkedeki yo¤un iflsizli¤e karfl› bir önlem olarak ç›kar›ld›¤›n› savunsa da, bu bahaneler, Frans›z halk›n› inand›rm›yor. Fransa halk›, bu yasan›n sosyal haklar›na yönelik önemli bir hak gasp› oldu¤u bilinciyle eylemlerine devam ediyor.

Fransa, Bat› Avrupa’da iflsizli¤in en yüksek oldu¤u ülke. Özellikle gençler aras›nda iflsizlik çok yayg›n. Fransa’da her 4 gençten biri iflsiz. Bu oran, yoksul semtlere gidildikçe % 50’ye kadar yükseliyor. Emperyalist-kapitalist sistemin içinde bulundu¤u genel ekonomik krizin bir yans›mas› olan bu durum, Frans›z emperyalizmi aç›s›ndan içinden ç›k›lmas› güç bir durum yarat›yor ve çare olarak emekçilerin haklar›na sald›r›lar düzenleniyor. Fransa Cumhurbaflkan› Chirac, Frans›z Baflbakan Villepin’i destekledi¤ini aç›klasa da, baflbakan›n iyi bir durumda olmad›¤› ortada. Kamuoyu deste¤inin azald›¤› baflbakan, 16 Mart’taki büyük eylemlerin ard›ndan eylemcilere diyalog ça¤r›s›nda bulunmak zorunda kald›. Fransa’da eylemler ise güçlenerek devam ediyor. Fransa’da benzer bir yasa 1994’de de meclis taraf›ndan kabul edilmifl; ancak ö¤rencilerle iflçilerin direniflleri sonucu 2 ay sonra yürürlükten kald›r›lm›flt›. Fransa’da gençler bu örne¤i tekrar yaflama geçirmek istiyorlar. Ülkede ö¤renci grevleri flubat ay›ndan beri sürüyor. Üniversite Ö¤rencileri Sendikas›’n›n aç›klamas›na göre ülke genelindeki 84 üniversitenin 59’unda ö¤renciler boykotta. 38 üniversitede fakülte bina-

lar›na girifl ve ç›k›fl engelleniyor. Bununla birlikte üniversite ö¤rencileri, liseli ö¤renciler, iflçiler ve ö¤retim üyeleriyle birlikte büyük eylemler düzenliyorlar. 7 fiubat’taki eyleme 400 bin kifli, 7 Mart’taki eyleme ise 1 milyon kifli kat›ld›. 16 Mart’taki eyleme ise polis 350 bin kiflinin kat›ld›¤›n› iddia ederken, eylemciler gerçek say›n›n bunun 4 kat› oldu¤unu savunuyor. Eylemler ülkenin dört bir yan›nda düzenleniyor. Bu eylemlerin yan›nda iflgal eylemleri de düzenleniyor. Fransa’da 68 hareketinin sembollerinden olan Sarbonne Üniversitesi ö¤renciler taraf›ndan iflgal edildi. 8 Mart’ta 30 civar›nda ö¤renci taraf›ndan iflgal edilen Sarbonne Üniversitesi’ndeki direnifle 11 Mart’ta polis barikat›n› aflan yaklafl›k 600 ö¤renci daha kat›ld›. Sabaha karfl› polisin düzenledi¤i sald›r› ile iflgal sona erdi. Ayn› gün iflgale destek için d›flar›da toplanan 2 bin ö¤renci de polisle çat›flt›. Bu Sarbonne Üniversitesi’nde, 68’den sonra gerçekleflen en büyük iflgal eylemiydi. 16 Mart akflam› ise ö¤rencilerle polis aras›nda ç›kan çat›flmada polis ö¤rencilere plastik mermi ve gaz bombalar›yla sald›rd›. Eylemci ö¤renciler ise sald›r›y› molotof ve taflla cevaplad›.

Hindistan’da Maoistler K›z›l Koridor oluflturdular... Hindistan’da Hindistan Komünist Partisi (Maoist) önderli¤inde yükselen Halk Savafl›, emperyalizmin ve faflist Hint devletinin gündemine daha fazla girmekte. ‹ki Maoist partinin birleflmesinin ard›ndan taktik sald›r›lar› yo¤unlaflt›ran ve K›z›l ‹ktidarlar›n› geniflleten Maoistler, alternatif bir güç olarak Hindistanl› emekçilerin deste¤ini daha fazla almakta. Bununla birlikte, Nepal’de ülkenin büyük bölümünü kurtaran Nepalli Maoistlerin zafere ulaflmas›n› engellemek amac›yla Hindistan devletinin ve ABD emperyalizminin iflgal planlar›n›n daha da netleflti¤i bu süreçte Hindistanl› Maoistlerin mücadelesi de, Nepal devriminin gelece¤i aç›s›ndan önem kazanmaktad›r. Bu bilinçle hareket eden Hindistanl› Maoist-

ler etki alanlar›n› Nepal s›n›r›na do¤ru geniflletmeyi ve bu bölgelerde kurtar›lm›fl bölgeler yaratmay› önüne koymaktalar. Bu plan›n karfl›l›¤›n› da al›yorlar. Hindistan devriminin yükseliflini yerinde incelemek için k›z›l iktidarlar› ziyarete gelen CNN haber ekibinin verdi¤i bilgiye göre Hindistanl› Maoistler, k›z›l iktidarlar›n›n bulundu¤u Andhra Pradesh eyaletinden Nepal s›n›r›na kadar uzanan bir K›z›l Koridor oluflturduklar›n› aç›klad›lar. Bu bölgede Dandakaranya Kurtar›lm›fl Bölgesi’ne ba¤l› Janatana Sarkar K›z›l ‹ktidar› bulunuyor. Bu kurtar›lm›fl bölge 92 bin kilometrekare geniflli¤i ile Kerale eyaletinin 2 kat› büyüklü¤ünde bir alan› kapl›yor. Dandakaranya Devrimci Halk Komite-

si baflkan› Sannu, CNN’e yapt›¤› aç›klamada iktidarlar›n›n Hint devletinden tamamen ba¤›ms›z oldu¤unu, üretimi gelifltirmek için tüm halk›n kooperatiflerde kolektif bir flekilde çal›flt›¤›n› aktar›yor. Yine, kurtar›lm›fl bölgeye ba¤l› 5 bölge sekreterinden biri olan Ganish Uyike ise bu bölgeye ilk geldiklerinde 25 kifli olduklar›n›, orman görevlerinin, hükümetin ve toprak a¤alar›n›n sömürüsüne son vererek halk iktidar›n› kurduklar›n›, binlerce insan›n saflar›na kat›ld›¤›n› aç›kl›yor. CNN ekibi k›z›l iktidarda çocuklar›n da örgütlü oldu¤unu ve oyunlar›nda dahi gerilla taktiklerini sergilediklerini belirtiyor ve flu yorumda bulunuyor: “Maoistler yaln›zca iyi savaflm›yorlar, iyi yönetebildiklerini de kan›tl›yorlar.”

Nepal’de kuflatma devam ediyor!

Nepal’de Halk Savafl› emin ad›mlarla zafere do¤ru ilerliyor. Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in haz›rlad›¤› plana uygun olarak eylemler baflar›yla devam ediyor. 14 Mart’tan itibaren Nepal’in baflkenti Kathmandu, Halk Kurtulufl Ordusu taraf›ndan ablukaya al›nm›fl durumda. Gerici rejimin s›k›flt›¤› baflkentin çevresi gerillalar taraf›ndan çevrilmifl durumda. NKP(Maoist)’in yapt›¤› aç›klamada ablukan›n 3 hafta sürece¤i, 3 Nisan’dan itibaren ise Kral iktidardan kovulana kadar süresiz genel grev ilan edilecek. Genel grev boyunca ulafl›m duracak, fabrikalar, okullar, iflyerleri kapal› kalacak, büyük kitle eylemleri düzenlenecek. Bas›n›n verdi¤i bilgilere göre ablukan›n 5. gününde baflkentte hayat durmufl durumda. Gerici devletin yetkilileri bu ablukan›n, geçen y›l 1 hafta süren ablukaya nazaran çok daha s›k› oldu¤unu ifade etmekteler. G›da, benzin vb. temel ihtiyaç maddelerinde s›k›nt› yaflanmaya bafllam›fl durumda. Sebze fiyatlar› baflkentte % 80 artt›. Polisin verdi¤i bilgiye göre günde binden fazla kamyonun girip ç›kt›¤› baflkente, ablukadan bu yana yaln›zca birkaç kamyon girdi. Gerici devlet ise umutsuzca yard›m aray›fl›na girmifl durumda. Nepal Kraliyetinin bakanlar› ABD, Çin, Hindistan gibi ülkelerle görüflmeler yaparak yard›m ar›yorlar. Kraliyetin devrilmesi için Maoistlerle ittifak yapan 7 muhalefet partisi ise, kendi içinde görüfl ayr›l›klar› yaflamakta. Delhi’de toplant›lar alan muhalefet partileri abluka ve genel grev konular›nda anlaflmaya çal›fl›yor. Gerici devletin ‹çiflleri Bakan› Kamal Thapa ise Maoistlerle iflbirli¤i yapt›klar› için muhalefet partilerine karfl› zor kullanmaktan çekinmeyeceklerini aç›klad›. Nepal devriminin zaferinin arifesinde sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›ran NKP(Maoist) önderli¤indeki Halk Kurtulufl Ordusu, Nepal halk›n›n yüzlerce y›ld›r ac›s›n› çekti¤i gerici, zorba rejimden kurtuluflunun garantisi olmaya devam ediyor.


23

44

Miloseviç öldü! Yugoslavya’n›n eski devlet baflkan›, savafl suçlar›ndan dolay› yarg›land›¤› Lahey’deki hücresinde 14 Mart günü ölü olarak bulundu. Miloseviç’in nas›l öldü¤ü konusunda çeflitli iddialar ileri sürülse de bu ölümün çeflitli flüpheleri de do¤urdu¤u ortadad›r. Miloseviç’in kald›¤› Scheweningen Hapishanesi Birleflmifl Milletler’in denetiminde, maksimum güvenlikli ve yüksek teknolojinin kullan›ld›¤› bir hapishane olarak bilinmektedir. Böylesi bir hapishanede tutuklunun ölümünün nedeninin bilinmemesi küçük bir ihtimaldir. 1999 bahar›nda ABD/NATO kuvvetlerinin Yugoslavya’ya yönelik sürdürdü¤ü 78 günlük hava bombard›man›n›n ard›ndan geliflen süreçte yakalanan Miloseviç, ABD ve NATO taraf›ndan kurulan sahte bir mahkemede yarg›lanmaktayd›. Savafl suçlar›ndan dolay› yarg›lanan Miloseviç’i

yarg›layanlar›n künyesine bak›ld›¤›nda, bu mahkemenin de niteli¤i anlafl›lacakt›r. Mahkemenin amac› ABD/NATO’nun Yugoslavya’ya yönelik askeri sald›rganl›¤›n› meflrulaflt›rmakt›. Saddam ve Miloseviç davalar›nda oldu¤u gibi emperyalistlerin, diktatör olduklar› ve savafl suçu iflledikleri için kimseyi yarg›lamaya hakk› yoktur. Çünkü tüm savafl suçlar› ve diktatörler emperyalist-kapitalist sistemin bir ürünü olarak ortaya ç›kmaktad›r. ABD emperyalizmi geçmiflten bugüne iflgal etti¤i onlarca ülkede yapt›¤› katliamlar ve yaratt›¤› y›k›mlarla dünya halklar›n›n düflman› olarak teflhir olmufl durumdad›r. Yugoslavya’da, Afganistan’da, Irak’ta sivilleri, büyük küçük demeden katleden, binlerce insana Ebu Garib, Guantanamo gibi kamplarda iflkence eden, halklar›n ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelelerine azg›nca sald›ran ABD’dir. Pinochet, Marcos, Mobutu gibi diktatörleri, askeri darbeleri destekleyen ABD emperyalizmidir. Dünya üzerindeki tüm katliamlar›n, soyk›r›mlar›n, açl›¤›n, sefaletin, zulmün kayna¤› emperyalistlerdir. Ülkemiz halk› da ABD emperyalizmi-

Evrensel Bak›fl ‹RAN GÜNDEM‹ VE ANT‹-EMPERYAL‹ST MÜCADELE ÜZER‹NE–2 Geçen say›m›zda, ‹ran gündemi ba¤lam›nda anti-emperyalizm anlay›fl›na ve önümüzdeki süreçte anti-emperyalist birleflik bir devrimci cephe yaratman›n önemine de¤inmifltik. Günümüzdeki her ABD karfl›tl›¤›na anti-emperyalist bir nitelik yüklenmesi, gerçek anti-emperyalistli¤in k›staslar›n›n ne oldu¤unun veya nas›l olmas› gerekti¤inin sorgulanmas›n› da beraberinde getirmifltir. Emperyalist sald›rganl›¤›n giderek artmas›yla birlikte, bugün tüm dünyadaki ezilen emekçi y›¤›nlarda sisteme karfl› giderek yükselen bir hoflnutsuzluk söz konusudur. Bu sald›rganl›¤›n bafl›n› çeken gücün ABD emperyalizmi olmas›, iflgallerin ve katliamlar›n O’nun öncülü¤ünde gerçekleflmesi, halklar›n öfkesini do¤rudan ABD emperyalizmine yöneltmektedir. Bu durum ise di¤er emperyalist güçlerin, özellikle de AB emperyalizminin bu sald›rganl›ktaki rolünü arka plana itmekte, hatta zaman zaman iflgal vb. fiili sald›r›lar›n karfl›s›ndaym›fl gibi bir hava yarat›lmas›n› da beraberinde getirmektedir. T›pk› Irak iflgali öncesinde Almanya ve Fransa’n›n sözde iflgal “karfl›tl›klar›” gibi. Oysa bu “karfl›tl›k” sadece ve sadece buradaki ç›karlar›n›n zedelenmesinden kaynakl›yd›-ki zaten iflgal sonras› bir biçimde iflgale dahil oldular. ABD d›fl›ndaki emperyalist güçlerin süreçteki rollerinin ve kimilerinin bunlarla olan iliflkilerinin yads›nmas›ndan hareketle, anti-emperyalist niteli¤e iliflkin en büyük kafa kar›fl›kl›¤›, daha do¤rusu yan›lg›, en çok da Latin Amerika’daki geliflmeler özgülünde yaflanmaktad›r. Bu geliflmelerin bafl›nda gelen ve üzerinde en çok tart›fl›lan ise, “halkç›”, “sos-

yalist” vb. nitelikler yüklenen Venezüella baflkan› Chavez’le ilgili geliflmelerdir. Kendisinin ABD karfl›t› görünen prati¤i, baz› kesimlerin O’na bu nitelikleri yüklemesine ve anti-emperyalist kategoride de¤erlendirilmesine yol açmaktad›r. Ancak, bu de¤erlendirmelerde bulunanlar, nedense ayn› Chavez’in, AB emperyalistleri ile olan çeflitli ve kamuoyuna fazla aç›lmayan ekonomik vd. iliflkilerini bir tarafa b›rakal›m, bugün emperyalistler aras›ndaki dünya hakimiyeti kavgas›nda giderek büyüyen iki büyük emperyalist güç olan Çin ve Rusya ile girdi¤i “yak›n” iliflkileri nedense görmezden gelmekteler. Chavez bu iki ülke ile, baflta yüksek miktarlarda silah al›m› olmak üzere, birçok ekonomik-siyasi iliflki gelifltirmektedir. Hangi tipte ve say›da silahlar ald›¤›, bu iliflkilere dair kamuoyuna yans›yan bilgiler aras›ndad›r. Peki bu durumda hala Chavez’in anti-emperyalistli¤inden söz edebilir miyiz? Hay›r! Chavez olsa olsa ABD karfl›t› olarak de¤erlendirilebilir- o da flimdilik! Son dönemde “halkç›” vb. söylemlerle iktidara gelen bir di¤er Latin Amerikal› lider de Morales’dir. Ancak O’nun ne kadar “halkç›” oldu¤u da, k›sa bir süre önce halklar›n katili ABD’nin eli kanl› bakan› Rice ile kol kola, gülücükler da¤›tarak karfl›s›na geçtikleri kameralara yans›yan görüntülerde ortaya ç›kt›! Latin Amerika’da son süreçte iktidar olanlar›n ne kadar “sosyalist”, “halkç›” veya “anti-emperyalist” olduklar›na iliflkin örnekleri daha da art›rmak mümkün. Ancak bu örneklerde ortaya ç›kacak tablo ayn› olacakt›r.

24 Mart-6 Nisan 2006

nin gerçek yüzünü çok iyi bilmektedir. Ülkemizi yar›-sömürge haline getiren, cuntalar› destekleyen, üsler açan ABD emperyalizmidir. Ve ayn› emperyalist devletler utanmadan kendi ç›karlar›n› bozan di¤er gerici iktidarlar›, diktatörleri demokrasi, özgürlük ad›na yarg›lama cüretini göstermektedir. Ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelesi veren halklara, örgütlere, kiflilere yönelik sald›rganl›¤›na h›z vermektedir. Emperyalistler ve onlar›n borazanc›lar› olan medya ikiyüzlüdür. Miloseviç’in gerici yönetiminin yaratt›¤› y›k›mlara, Balkanlardaki savafllar›n sonuçlar›na “üzülerek” Miloseviç hakk›nda a¤z›na geleni yazan, onun kasapl›¤›n›, halk düflmanl›¤›n›, diktatörlü¤ünü manfletlerde mahkum eden medya, ülkemizde ise Kürt ulusuna ve emekçi halka yönelik uygulanan topyekün sald›r› kampanyas›n›n ön cephesinde yer almaktan çekinmemektedir. Aç›kt›r ki, emperyalizmi, faflizmi ve her türden gericili¤i yarg›layarak tarihin çöplü¤üne yollayacak olan enternasyonal proletarya ve onun önderli¤indeki dünyan›n ezilen halklar› olacakt›r! Latin Amerika’daki durumu özetleyecek olursak: Burada iktidara gelen mevcut önderliklerin arkalar›na ald›klar› rüzgar, köklü devrimci bir alt-üst oluflu ön görenhedefleyen devrimci bir rüzgar de¤ildir. Bu rüzgar, sistem içi çözümleri ön gören reformizm rüzgar›d›r. B›rakal›m devrimci olmay›, anti-emperyalist dahi de¤ildir. Çünkü anti-emperyalist olman›n k›stas›, bir emperyalist güce karfl› olup, di¤erleri ile iflbirli¤i içinde olmay› de¤il, bir bütün olarak, tüm emperyalist güçlere, bu güçlerle tüm iliflkilere karfl› olmay› gerektirir. Bunu da b›rakal›m; en önce kapitalizme karfl› olmak ilk k›stast›r. Chavez ve Morales örneklerinde, her ne kadar “sosyalizm” söylemi parlat›lsa da ülkenin sosyo-ekonomik yap›s› böyle söylememktedir. Uygulanan “sosyal reformlar›” ise sosyalist iddias›ndaki hiç kimse böyle de¤erlendiremez (umar›z). Ancak buradaki geliflmeler bize ayn› zamanda halklar›n sosyalizmi yeniden kurtulufl umudu olarak görmeye bafllad›klar›n›n mesaj›n› da vermektedir. Çünkü buralardaki halk y›¤›nlar› oylar›n› esas olarak sosyalist söylemlere vermifltir. Geriye, do¤ru önderliklerle rüzgar› bu yöne çevirmek kal›yor. Latin Amerika gerçe¤ini, ‹ran gündemi ile birlikte yeniden hareketlenen Ortado¤u sürecinde yeniden tart›fl›lmaya bafllanan anti-emperyalist mücadele ve anti-emperyalizm anlay›fl› ba¤lam›nda üzerinde durulmas› gereken bir mesele oldu¤u için ele ald›k. Çünkü bu süreçte oluflturulmaya çal›fl›lan-oluflturulmas› gereken anti-emperyalist birleflik devrimci cephe, anti-emperyalizm anlay›fl› noktas›nda net bir görüflü de gerektirmektedir. Bu süreç ayn› zamanda, emperyalizmi tüm kurum ve kurulufllar› ile birlikte ortadan kald›rmay› ve tüm insanlar›n, özgür, eflit, bask›s›z, sömürüsüz, bar›fl içinde yaflayaca¤› bir dünya kurmay› hedefleyen devrimci güçlerin, sistem içi “iyileflmeleri” ön gören reformist güçlerle aralar›na

net bir çizgi koymalar›n› da gerektiren bir süreçtir. Ayn› çizginin netleflmesi bugün Ortado¤u’da yükselen ‹slami hareketler aç›s›ndan da geçerlidir. Bunlar bölge halklar›na baflka alternatif sunulamad›¤› için yükselmifller ve bunlar›n önderliklerinin halklar› götürecekleri yer ortaça¤ karanl›¤›d›r. Emperyalizmin komünizme karfl› kendisinin yaratt›¤› ve büyütüp besledi¤i bu hareketlerin, bugün ç›karlar› gere¤i karfl› olduklar› emperyalist güçlerle ittifak yapmayaca¤›n›n garantisi yoktur. Onlar›n güçlü olduklar›nda, hele de iktidar olduklar›nda ittifak yapmayacaklar›, hatta ‹ran örne¤inde oldu¤u gibi vinçlerin ucunda salland›racaklar› yegane güçler, devrimcilerdir. ‹ran devrimi ayn› zamanda ABD emperyalizmine karfl› bir devrimdi. Ancak Humeyni’nin iktidara tafl›nmas›nda, ona özel uçak tahsis eden, propaganda faaliyetinde say›s›z olanaklar sunan Frans›z emperyalizminin oldukça büyük pay› vard›. ‹ran, devrim sonras› devrimi birlikte yapt›¤› devrimcileri zindanlara doldurup, iflkenceden, katliamdan geçirirken, AB emperyalistleri ile olan iliflkilerini gelifltirerek, günümüze kadar sürdürdü. Sonuç olarak: Bu süreçte, özellikle de ‹ran gündemi özgülünde yarat›lmas› gereken anti-emperyalist birleflik devrimci cephede anti-emperyalizm anlay›fl›n›n ayaklar›n›n yere basmas›, di¤er bir deyimle de, yerli yerine oturmas› için, hem bugün Latin Amerika özgülünde yükselifle geçen reformist- revizyonist anlay›fla karfl›, hem de Ortado¤u’da direnen güçlerin ço¤unlu¤unun ‹slami kesimler olmas›ndan kaynakl›, bunlar›n anti- emperyalist olarak de¤erlendirilmesi anlay›fl›na karfl›, ideolojik temelde mücadele verilmesi zorunludur. Aksi bir tutum ve bu yönlü kafa kar›fl›kl›¤›n›n sürmesi, emperyalizme karfl› gerçek bir karfl› koyuflu de¤il, onu güçlendirecek, halklar›n kurtuluflunu ortadan kald›ramasa bile, geciktirecek olan, yanl›fl sonuçlar› da beraberinde getirecektir.


24 Mart -6 Nisan 2006

24

Kad›n sorununun saflar›m›zdaki yans›malar› üzerine-2-

Kendine Güvensizlik Korku, çekinme ve kuflku duymadan Güven “K inanma ve ba¤lanma duygusu, itimat; yüreklilik cesaret.” Kendine güvensizlik, öz güvensizlik, kiflinin kendine güvenmeme duygusudur. Saflar›m›zda nas›l ortaya ç›kmaktad›r: Özellikle kad›n yoldafllar›m›z bir fleyler yapma konusunda kendilerine güvenmemekteler. Komutan, parti üyesi, siyasi sorumlu olma konusunda güvensizlik, yapabilecekleri bir dizi konuda geri durma, kendi zaaflar›n›n üstüne gitmeme, noksanl›klar›n› abartma, bir noktaya tak›l›p kalma, kendini küçümseme fleklinde ortaya ç›k›yor. Elbette en baflta kad›n yoldafllar gelmifl olduklar› toplumun etkisi dolay›s› ile hep ikinci planda kalmak istemektedir. Ama zorunlu kal›nd›¤›nda ise istenileni yapmaktad›rlar. Aktif devrimci mücadeleye kat›lmam›z bir kad›n olarak önemli bir ad›m, toplumun bize biçti¤i geri misyona indirdi¤imiz büyük bir darbe oldu. Toplumdaki edilgen kad›n tipine indirilmifl bir darbe oldu¤u kesindir. Ama kesinlikle yeterli de¤ildir. Hele de bu sorunun çok karmafl›k ve köklü bir sorun oldu¤unu düflündü¤ümüzde büyük bir ad›m atmakla beraber, henüz yolun bafllar›nday›z. Biz devrimci kad›nlar, kad›n sorununu toplumdaki bir kad›n gibi kaba, aç›k bir flekilde yaflamad›¤›m›z için ço¤u zaman bu sorunun fark›nda bile olmuyoruz. Asl›nda birçok duygu, düflünce ve davran›fl›m›z›n kökeninde toplumun bizlere yükledi¤i olumsuz özelliklerin izleri var fakat bunlar› göremedi¤imiz durumlar çokça oluyor. Bu durum flunu da gösteriyor; o derece ifllemifl ki bu, toplumdaki kad›n bak›fl aç›s› bize, onu kendimizde fark edemiyor, rahats›zl›k duymuyor, dolay›s›yla da gündemimize al›p çözmeye pek yanaflm›yoruz. Yapabilece¤imiz bir fleyi “yyapamam”, kolayca acaba yapabilir miyim?” kayg›yapaca¤›m›z bir fleyi “a lar›yla karfl›lad›k, ilk akl›m›za gelen bu olumsuz düflünceler oldu ço¤u zaman. Yani toplumun bize ördü¤ü duvarlar› biz de kendi kafam›zda ördü¤ümüz ve onlar› hala (büyük bir bölümünü) y›kmad›¤›m›z için kendi kendimizi gerili¤e mahkum etmifl durumday›z. Önce kendi zincirlerimizi k›rmal›y›z; kafam›zdaki zincirleri. En zor ifl insan›n kendini yenmesi, en büyük zafer insan›n kendine karfl› kazand›¤› zaferdir. LeYapam›yorum de¤il yapm›yonin’in söyledi¤i gibi: “Y rum deyin.” Yani yap›lamaz diye bir fley yok. Asl›nda yapmak istememek ya da yapamayaca¤›n› düflünmek, subjektivizm var. E¤er herhangi birfley yap›labiliyorsa onu biz de yapabiliriz, e¤er bir fley yap›lam›yorsa onu ilk yapan neden biz olmayal›m? Fark›nda olmadan ço¤u zaman toplumun biz kad›nlara bak›fl aç›s›yla bak›yoruz kendimize. “Ben flunu yapamam, çok zor, acaba yapabilir miyim” gibi ifadeleri en çok biz kad›nlar kullan›yoruz. Toplumun bizlere güvensizli¤i bizim de kendimize güvensizli¤imizi do¤urdu. Lenin’in dedi¤i gibi bizim yapamayaca¤›m›z bir fley yok. Bizi engelleyen ne erkeklerdir ne de toplumdur. (Biz bu toplumun geri yanlar›na bayrak açarak bu saflara geldik zaten.) Bizi engelleyen dolay›s›yla da mücadele edece¤imiz, aflaca¤›m›z esas engel kendimiziz. Birçok fleyi yapamayaca¤›m›z için de¤il yapamayaca¤›m›z› düflündü¤ümüz için yapam›yoruz. Yani en bafltan kafam›zda kaybediyoruz. Bir fleyi kazanman›n ön

koflullar›ndan biri de ona inanmakt›r. Bertolt Brecht mücadele edenler yenilebilirler, mücadele etmeyen“m ler ise zaten yenilmifltir” diyor. Esas mesele kafada; kendimize güvenmekte, baflaraca¤›m›za inanmaktad›r. Zorluklarla, kendi geri yanlar›yla savaflmayanlar güçlü olmazlar, güçlenemezler. Kendimize güvenimizi kazanmam›z, edilgenliklerimizi k›rmam›z ancak kendimizle u¤raflmam›zla mümkün. Ama böyle bir çabaya girmeyenler yenilgiyi, geri olmay› ve geri kalmay› kabullenmifl ve bafltan kaybetmifller demektir. Bizim yaklafl›m›m›z teslim olmak, boyun e¤mek de¤il, de¤ifltirmektir. Devrimcilik de bu de¤il midir zaten; eskiyi y›kmak ve yeniyi kurmak. Bu da ancak mücadeleyle oluyor. Mesela, çevremizde belki birço¤umuz görmüflüzdür; (boflanma, ölüm, terk edilme gibi) çeflitli nedenlerle art›k evin dire¤i, dayanak noktas› olan bir erke¤in olmamas› sonucu hayata at›lan kad›nlar›. Bu kad›nlar sonuçta hayat›n› sürdürebilmek, çocuklar›na A yfer Celep bakabilmek için hayat›n içine dalm›fl ve birçok zorlukla mücadele etmek zorunda kalm›flt›r. Dünkü o gerçek hayattan, hayat›n zor ve mücadele isteyen yönlerinden yal›t›lm›fl, pasif, seyirci olarak sürdürdükleri konumlar›na son verip gerçek hayata at›ld›klar› zaman kendilerine güvenlerinin geliflti¤ini, daha giriflken, tuttu¤unu koparan, daha fazla düflünen, kendilerini daha rahat ifade eden insanlar haline geldiklerini görürüz. Onlar›n bu geliflimlerinin nedeni (her ne kadar bir zorunluluk, yaflam›n dayatmas› sonucu olsa da) pratik içine girmeleri ve karfl›lafl›lan sorunlarla mücadele etmeleridir. Bir kad›n olarak dünkü edilgen kabuklar›n› k›r›p kendi gerçek güçlerini görmeleri dikkate al›nmas› gereken bir durum. Kad›nlar›n edilgenlikleri, kendine güvensizlikleri pratikten, gerçek hayattan yal›t›lmalar›ndan ama bu yal›t›lman›n gerekçeleri bilimsel de¤il. Yani kad›nlar gerçekten, objektif olarak (fiziksel, düflünsel, zeka, ruhsal, biyolojik, duygusal vs.) güçsüz, yeteneksiz, yetersiz, beceriksiz olduklar› için hayat›n d›fl›na itilmediler. Tersine bedensel ve zihinsel olarak hayat›n d›fl›na itildikleri için, özne de¤il nesne muamelesi gördükleri ve bu durumu kabullendikleri için edilgen ve kendine güvensiz oldular. Öyleyse d›fl›na itildi¤i hayat›n tekrar içine girildi¤inde, ancak o zaman edilgenlik ve güvensizlikler k›r›l›yor, afl›l›yor. Biz devrimci kad›nlar olarak hayat›n bize dayatmas›n› beklemeden, bu meseleyi yani bu toplumda yetiflen ve flekillenen, toplumun feodal ve burjuva de¤erleri sonucu üzerimizde bar›nd›rd›¤›m›z tüm geri yanlar›m›z› atmak için kendimizle mücadele etmek zorunday›z. Daha do¤rusu mücadele etmek zorunda oldu¤umuzu kavramal›y›z. Bir sorunu çözmek için önce onu kavramak, sorun olarak görmek bundan da öte çözülmesi gerekti¤ini gerçekten ama gerçekten içimizde hissetmek, gerçekten istemek gerekiyor. Bir kad›n gerilla Devam edecek

44

Devletin “demokrasicilik” oyunu bir mahkeme komedisine dönüfltü... 8 MART ‹fiKENCEC‹LER‹NE DAVA: PERDE 1 Geçti¤imiz y›l Saraçhane ve Beyaz›t Meydan›’nda 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü nedeniyle yap›lan kutlamalara polisin biber gazlar›, cop ve tekmelerle vahflice sald›r›s› sonucu yüzlerce kifli yaralanm›fl ve yine birçok kifli de gözalt›na al›nm›flt›. ‹lk sald›r› (Saraçhane) henüz eylem bafllamam›flken bekleme aflamas›nda; di¤eri ise (Beyaz›t) bas›n aç›klamas› bittikten sonra yani kitle da¤›l›rken gerçekleflmiflti. Yani her iki sald›r› da “ssuç” olarak gösterilen eylem s›ras›nda olmam›flt›... Bu eylemin oldu¤u gün AB Troykas›’n›n Türkiye’de oluflu ve sald›r›n›n tüm Avrupa’n›n gözü önünde gerçekleflmifl olmas› tüm Avrupa ve dünyan›n gözünü Türkiye’ye çevirmesine Demokratiklefltik, neden olmufltu. “D art›k Türkiye’de iflkence tarihe kar›flm›flt›r, AB’ye girmemizin önünde engel yoktur...” vb. aç›klamalarla AB’ye girmek için Avrupa’ya flirin görünmeye çal›flan TC hükümeti, bu kez 8 Mart kutlamalar›nda iflkenceyi tüm dünyaya naklen izlettirdi. Ve Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde kad›n erkek herkese dünyan›n gözü önünde meydan daya¤› çekildi. ‹lk anda herhangibir tepki gelmedi kimseden. Taa ki AB “flfloke oldu¤unu..” aç›klayana kadar... Günlerce insanlar kad›nlar gününde kad›nlar›n nas›l ac›mas›zca dövüldüklerini konufltu. Di¤er ülkelerde de günlerce konuflulan bu görüntüler bizlere hiç de yabanc›, uzak gelmiyordu asl›nda. Çünkü bu görüntüler ilk defa yaflanm›yordu ülkemizde. Bu kez farkl› olan yaln›zca AB Troykas›’n›n Türkiye’de bulunuyor oluflu ve tüm dünyan›n bu görüntüleri naklen izlemifl olmas›yd›. AB’nin “floke olmas›n›n” ard›ndan hemen aç›klamalar yap›ld›. Ard›ndan bu hatan›n telafisini yapmak için yetkililer ifle koyuldu. Hemen dört tane üst düzey müfettifl atand› olay› incelemek üzere. Bunlardan birisi vali yard›mc›s›yd›. Bir an önce suçlular bulunmal› ve bu münferit” olay aç›kl›¤a kavuflturul“m mal›yd›(!) Türkiye’nin hanesine yaz›lan olumsuz not, bulunacak birkaç suçlu polis memuruyla düzeltilmeliydi(!) Öyle de yap›ld›. EMN‹YET AM‹RLER‹ SUÇSUZ(!) 14 Mart 2006 günü ilk duruflmas› görülen davada yarg›lanan 54 polis ve bir o kadar da onlar› korumak üzere çevik kuvvet polisleri ve olayda yaralananlardan 11 kifli haz›r bulundu. Olay an›nda yaralananlar›n (bunlar›n her birinin yaraland›klar›na

dair adli t›p raporlar› bulunmaktad›r); Emniyet Müdürü, yard›mc›lar›, Çevik Kuvvet fiube Müdürü ve Çevik Kuvvet polisleri hakk›nda yapt›klar› suç duyurusunun ard›ndan h›zl› bir flekilde Çevik Kuvvet’te görev yapan 54 polis memuru hakk›nda soruflturma aç›ld›. Ancak as›l emirleri veren üst düzey yetkilileri hakk›nda (Emniyet Müdürü ve yard›mc›lar›, Çevik Kuvvet fiube Müdürü, ‹çiflleri Bakan›) de¤il de o gün ya olay s›ras›nda araçta görev yapan ya da olay yerinden çok uzakta görev yapan polisler tespit edilip bunlar hakk›nda soruflturma aç›lm›flt›. Amaç soruflturman›n bir an önce kapat›lmas› için o gün dayak olay›na kat›lmad›klar› kan›tlanabilecek polisler tespit edilmiflti. Yani as›l sald›r› emrini verenler ve uygulayanlar suçsuz bulundu. Konuyla ilgili Mahkeme karar› da flöyle aç›kland›: “fiüpheliler Emniyet Müdür Yard›mc›lar› olan fiefik Kul, Hakan Ayd›n Türkeli ve fiükrü Pekgil, ‹stanbul ‹l Emniyet Müdürü ve Çevik Kuvvet fiube Müdürünün, görevlerinin gereklerini yasalar›n kendilerine verdi¤i yetkileri kullanmak suretiyle yerine getirmifl olduklar›, dolay›s›yla görevlerini kötüye kullanmad›klar›n›n anlafl›lmas› nedeniyle flüpheliler hakk›nda üzerlerine at›l› suçlardan dolay› kamu ad›na kovuflturmaya yer olmad›¤›na karar verildi...” Ve 54 polisin yarg›lanmas›na devam edildi. MÜFETT‹fiL‹K ‹FADELER‹ BASKI ALTINDA ALINMIfi... Yarg›lanan polisler elbette bütün suçlamalar› reddettiler. Orada yaralananlardan, coplu, biber gazl› sald›r›lardan habersizlerdi(!) Ya da kendilerinin hiç alakalar› olmam›flt›. Oysa olay›n hemen ard›ndan olay› incelemek üzere görevlendirilen müfettifllere verdikleri ifadelerde suçlamalar› kabul etmifllerdi. Aleacele haz›rlanan dosyada belirlenen polisler suçlamalar› kabul etmifl, amirler aklanm›flt›. Oysa flimdi durum farkl›yd›. Bütün polisler istisnas›z müfettifllere verdikleri ifadeleri reddettiler. Gerekçe ise ifadelerinin bask› alt›nda al›nmas›, söylemedikleri fleylerin yaz›lmas›yd›. Ne AB demagojisi ne Türkiye egemenlerinin bu göstermelik davas›, al›nlar›na bulaflan karal›ktan kendilerini kurtaramayacakt›r. Bilinmelidir ki emekçi kad›nlar›n hak alma mücadelesi bir bütün olarak ülkemiz emek mücadelesiyle ilintili yükselmektedir: Bu bask›lar›n ve iflkencelerin toptan ortadan kald›r›lmas› da bu mücadelenin baflar›s›yla paralel yürüyecektir.


25

44

24 Mart-6 Nisan 2006

Silah›yla kalemini birlikte kuflananlar-2-

Kamplar; küllerle kaplanan öfkenin atefli...

Gassan Kanafany’nin edebiyatç›/gazeteci/yazar/sanatç› yönlerinden bahsetmeden önce, devrimci Gassan Kanafany’nin tarihine bir göz atmam›z gereklidir, o zaman neden ‹srail’in ilk hedefleri aras›nda yer ald›¤›n› daha net bir flekilde anlar›z.

Filistin; intifada ve katliam Bu yaz›da devrimci /örgütçü/sanatç›/yazar Gassan Kanafany’yi ele al›rken, tarihten bahsetmemek olanaks›zd›r. De¤iflimi sa¤layan tarihinin kendisidir. Filistin tarihinin bütün mecralar›n› gözler önüne sererken de, geliflen bütün siyasi olaylar›yla birlikte do¤ru da okumak gereklidir. O zaman kolayca anlafl›l›r; neden Gassan Kanafany s›radan vatansever küçük bir burjuva oluflumdan s›yr›l›p, köklü bir de¤iflimden geçerek -düflünce/pratik- saf›n› de¤ifltirerek devrimci oldu?

K›sa bir tarihi hat›rlatma... Filistin halk› Siyonizm taraf›ndan planl› ve sistematik bir flekilde, iki aflamayla topra¤›ndan edilmifltir. ‹lk aflama; Siyonizmin ilk genel konferans›nda (1892) al›nan kararlar do¤rultusunda, ak›ll›ca bir flekilde ve zamana yayarak, Filistin’de yaflayan Yahudilerin arac›yla toprak al›nmas›yla bafllam›flt›r. Genel bir yarg› vard›r Filistinlilerin topra¤›n› kendi r›zas›yla satt›klar› fleklinde. Oysa orada yaflayan herhangi bir Filistinli Yahudi, ister Osmanl› zaman›nda olsun, ister ‹ngilizlerin iflgali zaman›nda, bu topraklarda rahatça al›m/sat›m yapabilirdi, böylece Filistin’de yaflayan bu Yahudiler arac›l›¤›yla bu topraklar elde edilmifltir. Ancak seçtikleri yerler ve kurduklar› yerleflimler belirli ve itinayla seçilmifl yerlerdir. ‹kinci aflama; 1946’da Filistinlilere karfl› savafl bafllat›lm›flt›r. “Palfor antlaflmas›” (Palfor; zaman›nda ‹ngiltere D›fliflleri Bakan›yd›) ile 1919’da Yahudilere vatan vaat edilmiflti zaten, bu ve buna ilaveten ‹ngilizlerin iflgali zaman›nda Yahudi örgütleri sistematik bir flekilde silahland›r›ld›, hafif silahlardan a¤›r silahlara kadar donat›ld›. Yahudiler aç›k aç›k ordular›n› kuruyorlard›, sadece uygun bir zaman› kolluyorlard›. Seçtikleri zamanlama da mükemmeldi, ‹kinci Emperyalist Paylafl›m Savafl›’na giren ve yorgun düflen kapitalist devletler kendi yaralar›n› sarmakla meflgulken, Siyonizmin projesini uygulamak için daha uygun bir zaman olamazd›. Sözde, Siyonizmin deyimiyle, ilk mücadeleleri iflgalci ‹ngiliz gücüne karfl›yd› -sözüm ona ba¤›ms›zl›k

savafl›yd›- oysa gerçek tam aksiydi. Yahudilerin planl› bir göçü vard› ‹ngilizlerin iflgali zaman›nda. Bir de Avrupa ülkeleri Hitler’in yapt›¤› zulmün vicdan azab›yla ve onun getirdi¤i bir göz yumma -susma politikas›- ile içten içe bu savafl›n gizli destekleyicisiydi. Avrupa ülkeleri bununla yetinmeyip y›ll›k para yard›m paketleri bafllatm›fllar -bunlar sonraki y›llarda da, günümüzde de devam etmektedirsavafl ayn› planla ve ayn› yay›lma politikas›yla yap›ld›¤› gibi, sistematik ve demografik da¤›l›ma göre yap›lm›flt›r. Filistin halk› sürgün edilerek flehirlerinden edilmifltir, kimi zaman katliam yap›larak kimi zamanda silah zoruyla Lübnan, Ürdün ya da Suriye’nin s›n›r›na do¤ru göçe zorlanarak sürgün edilmifltir. Y›llarca gizli bir planla birlikte ilk aç›k ad›m› atan Siyonizm hareketi, sistematik ve demografik da¤›l›ma göre bu plan› uygulam›flt›r. 1948’de ‹srail Filistin halk›n› sistematik ve demografik da¤›l›m›na göre iki ayr› bölgeye; Bat› fieria ve Gazze fieridi’ne s›k›flt›rd›. Bunun d›fl›nda baz› flehirlerde yaflayan Filistinliler ve özellikle de eski mahallelerde yaflayan Filistinliler bilinçli ve planl› b›rak›lm›flt›r, ‹srail ayn› y›l›n kas›m ay›nda devlet kurdu¤unu ilan etmifltir. Sürgüne zorlanan Filistinliler komflu Arap ülkelerine (Ürdün, Lübnan, Suriye) kamplarda sürgün olarak yerlefltirildi. Kamplardaki sefil yaflam flartlar›, gerici Arap ülkelerinin gerçek yüzünü ve Filistinlilere olan tutumunu gösteriyordu ve ayn› zamanda küllerle kaplanan Filistin halk›n›n öfkesinin atefli de saklan›yordu bu kamplarda.

rinden kaçmamas›, gerçeklerle yüzleflmesi gerekti¤ini, o genç yaflta o k›sa hikayelerde bile seziliyordu. Kamplar›n sefil yaflam›, isyan ve devrim ruhunu tafl›yan insanlar›n do¤uflunun yeriydi, yüzbinlerce insan darac›k alanlarda ve yokluk içinde yafl›yordu. Bunun için de Filistin devrim mücadelesi daha çok Filistin d›fl›ndaki civar Arap ülkerinin kamplar›ndayd›, örgüt ve direnifl gruplar›n›n oluflumu ve do¤uflu için uygun bir ortamd›. ‹çten içte kapitalist dünyayla iflbirli¤i yapan gerici Arap ülkeleri, Filistin’in direnifl gruplar›na ses ç›karm›yorlard› bafllarda, daha sonra Filistinlilerin örgütleme biçimi ve niteli¤i birçok Arap ülkesini rahats›z etti. Filistinli örgütlere ilk gerçeklefltirdikleri dayatma, silahlar›n› yaflad›klar› kamplar›n d›fl›nda tafl›mayacaklar›yd›; ‹kinci dayatma ‹srail s›n›r›na s›zmay› yada israil devletine karfl› askeri operasyon yapmay› yasaklad›lar, sonra aleni bir savafl bafllatt›lar. Filistinlilere karfl› ilk ac›mas›zca savafl bafllatan ülke Ürdün’dü, Kral Hüseyin bilindi¤i gibi, ‹ngiliz adam›yd›. E¤itimini ‹ngiltere’de tamamlad›ktan sonra, ülkesine döner dönmez ‹ngilizlerin deste¤iyle babas› Kral Abullah’a deli damgas› vurarak taht›ndan indirmiflti. Vadi ‹rbd Katliam› bütün dünyan›n gözleri önünde yapt› (Kara Eylül Örgütünün ismi bundan ilham ald›) durum Suriye’de yada Lübnan’da farkl› de¤ildi. Bu ac› ve uzun süreç Gassan’›n büyüdü¤ü ve yetiflti¤i ça¤d›r,

Gassan Kanafany ve kamplar 12 yafl›nda göç eden Gassan Kanafany ve ailesi, böyle yerlerde yaflad›. ‹lk önce babas›n›n çal›flt›¤› flehir (babas› avukatt›) olan Yaffa’dan göçe zorland›lar (Yaffa katliam›ndan sonra). Kuzeyde bulunan Akka’ya, kendi memleketine dönmek zorunda kald›lar. Akka’da flehir yak›nlar›nda bulunan evlerine yerleflmifllerdi, evleri flehir d›fl›nda Arap güçleri (kurtarma subaylar›) ad› alt›ndaki küçük ordularla ve Filistin direniflçilerinin oluflturdu¤u gruplar›n bar›nd›¤› yere yak›nd›. Abisi flöyle anlat›r; “onlara yemek ve kahve getirirdi, saatlerce onlar›n konuflmalar›n› dinlerdi”. Güç dengesi Yahudilerin yan›ndayd› ve savafl kay›p edildi, tekrar ailesiyle birlikte Lübnan’a göçe zorlan›r, sonra oradan Suriye’ye. Bu ac› dönemin çaresizli¤inin Gassan Kanafany’nin hayat›na büyük bir etkisi oldu, devrimci, edebiyatç›, düflünür yazar bir insan olarak hayat›n› yönlendirdi. Çok erken denecek bir yaflta farkl› ifllerde iflçi olarak çal›flmaya bafllad›. Çocuklu¤unda Filistin’den göç etmeden önce Yaffa’da “Ferir” okulunda Frans›zca ve ‹ngilizce iyi bir e¤itim alan parlak bir ö¤renciydi, ablas› onun zekas›n› fark etti ve hep destek oldu, sürgünde gündüz çal›flan çocuk, geceleri ablas›n›n (ö¤retmendi) kitaplar›n›n dünyas›na dalard›, de¤iflik ve farkl› mecmualar, gazeteler...Erken yazmaya bafllad›, bu zeka ve çal›flma azmi ödüllendirildi, 17 yafl›nda geldi¤inde “Rai” gazetesinde bafl yazarlardand›, yaz›lar› hep Filistin halk›n›n trajedisini tafl›yan eserlerdi. Filistin halk›n›n kendi kade-

Kanafany vatansever direniflçi gruplar›n içinde yer ald›, Milli Arap Haraketi ad› alt›nda bir örgüte mensuptu ve faal üyesiydi. fiam Üniversitesi’nin Arap Edebiyat› bölümünden mezun olan Kanafany, e¤itimci olarak örgütünün atad›¤› yerlere giderek de¤iflik Arap ülkelerinde de iflini sürdürdü. Filistin davas›na karfl› Arap ülkelerinin aç›k ya da gizli tutumlar›n›n bu milliyetçi direnifl zihniyetiyle bir yere var›lmayaca¤› gerçe¤ini anlad›. Siyonizm projesinin asl›nda sömürgeci devletlerin emperyalizmin temel parçalar›ndan oldu¤una

inand›. Ayr›ca feodal gerici Arap ülkeleriyle bir yere var›lamayaca¤› gerçe¤ini ve Arap ülkelerini, iktidarlar›n›n emperyalizmin sad›k destekleyicileri oldu¤unu savundu.

Devrimci Gassan Kanafany 1967’de Filistinli devrimciler FHKC örgütünü kurduklar›nda esas üç çekirdekten olufluyordu. FHKC bilinenin aksine bir ML parti ya da örgüt de¤ildi, örgütün oluflumu küçük burjuva devrimci denen, ço¤u ö¤renci gruplardan oluflan üç fraksiyonun birleflimiydi; ana temeli olan Milli Arap Hareketi ve iki küçük gruptan oluflan Dönüfl Gençleri ve ‹ntikam Gençleri adlar› alt›nda olan direniflçi örgütlerin çekirdi¤inden oluflmufltu, FHKC örgütünün taban› içinde bu milliyetçi, vatansever duygular›yla bir yere var›lmayaca¤›na inan›p savunanlardand›. Gassan Kanafany, kendi deyimiyle; “Davada baflar›l› de¤ilsek e¤er; dava de¤ildir de¤iflmesi gereken, biziz.” Bu k›sa sözü ne kadar hakl› oldu¤unu belirtiyordu. George Habbafl’la ve onlara inanlarla birlikte bu inanc› tafl›yordu. FHKC’nin ilk kurultay›n› yapmadan önce, örgütün içinde, tabana inerek, bildiri ve uzun araflt›rmalar yayarak, okutarak ve tart›flarak savunup durdular; Sloganla ve hamasetle bir yere var›lamayaca¤›n›, sa¤c› direnifl flekli ve felsefesi ile bir yere var›lmayaca¤›n›, uzun bir stratejiyle donat›lm›fl bir gerilla savafl› bafllatmadan bir yere var›lmayaca¤›n›, halk savafl›n› Filistin’in içine tafl›nmas› gerekti¤ini, gerici Arap ülkeleriyle iflbirli¤i yaparak baflar›l› olunamayaca¤›n›, sadece d›flardan gerçeklefltirilen operasyonlarla bu uzun direniflte baflar›l› olunamayaca¤›n›, sadece kamplarda devrimin baflar›l› olamayaca¤›n›, örgütün bir halk partisine dönüflmesi gerekti¤ini, devrimci örgütlerinin stratejisini çizmeden, düflman›n›, dostunu belirlemeden asla baflar› sa¤lamayaca¤›n›, silahl› mücadelenin yan›nda, devrim kültürüne ayn› silah sevdas›n› tafl›mak gerekti¤ini, Filistin devrimini enternasyolizmin bir parças›, dünya devriminin bir parças› yapmak gerekti¤ini, esas düflman›n Arap gerici devletlerdi ve sömürgeci emperyalizm oldu¤unu, var olan Arap ülkelerinin iktidarlar›n›n y›k›lmas›n› sa¤lamak için Arap devrimci hareketlerine destek sa¤lamak gerekti¤ini... Marksizm’i yeni kurulan FHKC’nin en basit hücrelerinden liderlik piramitindeki en yüksek mertebeye kadar genifl bir devrim niteli¤inde tart›flma olana¤›n› yaratt›lar, böylece kurultaya girildi. FHKC’nin stratejisinin temelinde uzun gerilla savafl›na dayal› silahl› örgüte dönüflme evresini sa¤layan ve bunun için var gücüyle çal›flan ve baflar›l› bir flekilde ilkelerini yerlefltiren liderlerindendi Gassan Kanafany. Kurultay bildirisinin siyasi k›sm›n›n tamam›na yak›n, George Habbafl ve Gassan Kanafany’n›n kendi elleriyle yaz›ld›¤› FHKC’nin içinde herkes taraf›ndan biliniyordu, bu siyasi bilinçle FHKC’nin nitelikçi de¤iflimi böylece olmufltu. Gelecek yaz›da; Filistin içinde mücedelenin potansiyel yükselifli ve Gassan Kanafany’nin FHKC’nin içinde neden önceli¤i içeriye -Filistin içine- verdi¤ini anlataca¤›z.


26

24 Mart-6 Nisan 2006

Uyan›kken düfl göremezsin... Geçmifli as›rlara dayanan Siyah direnifl hareketinde iki e¤ilim vard›r. Birincisi, sahibi hastaland›¤›nda, “Neyin var efendi, hasta m›yd›?” diye soran ‘ev kölesi’ tavr›n›n tipik bir örne¤i olan ve Martin Luther King, Jr.’da simgelenen ‘medeni haklar’ modeli; ikincisi, sahibi yata¤a düfltü¤ünde, efendisi bir an önce ölsün diye dua eden ‘tarla kölesi’ tavr›n› benimseyen ve Malcolm X’in çizgisinde somutlanan derin direnifl hareketi. Kara Panterler Partisi, Malcolm X’in çizgisinde, tüm mücadelesini Siyahlar’›n nihai kurtulufluna adanm›fl bir ‘kitle fliddeti’ne dayal› bir özgürlük hareketiydi. Aralar›ndaki bu derin farktan ve ABD emperyalizmi için yaratt›klar› tehlikenin farkl›l›¤›ndan dolay› bugün, Martin Luther’in do¤umgünü Amerika’da Ulusal Bayram olarak kutlan›rken, Mumia Abu Jamal halen hapishanede tutulmaya devam ediyor, ABD’de yaflayan siyahlar›n polislerce dövüldü¤ü görüntülerin alt›nda ABD emperyalizmi di¤en ülkelerin halklar›n› “özgürlefltirmeye” devam ediyor…! Martin Luther King, Morehouse Koleji Sanatlar Fakültesi, 1948 sosyoloji mezunudur. 1955’te Boston Üniversitesi’nde felsefe doktoras› yapm›flt›r. 1954’de, Martin Luther King, Alabama-Montgomery’deki Dexter baptist kilisesi papaz› olmufltur. Montgomery otobüs boykotlar›nda liderlik etmifltir. Otobüs boykotlar›, ülkedeki ayr›mc›l›k yüzünden ç›km›flt›r. Bayan Rosa Parks’›n bir beyaza kendi oturdu¤u yeri vermemesi üzerine ç›kan gerilim sonras› boykotlar görülmüfltür. Siyahlar›n ayaklanmalar› bafllam›flt›r. Martin Luther King, eylemine, ABD yönetiminin otobüslerde gerçekleflen ayr›mc›l›¤› durdurmas›yla beraber son vermifltir. Irklar›n eflitli¤i, inanc› için çabalam›fl, haks›zl›klara karfl› fliddeti öngörmeyen direnifli savunmufltur. Alabama eyaletinin Montgomery kentinde ilk protesto gösterilerini düzenleyen King, Georgia eyaletinin Atlanta flehrinde bar›flç› eylemleriyle tan›nm›flt›r. King, daha sonra Washington, D.C.’de A¤usBir tos 1963’te Lincoln An›t›’n›n önünde ünlü “B Rüyam Var” konuflmas›n› yapm›flt›r. Martin Luther King’in bafllatt›¤› bar›fl yanl›s› protesto eylemleri, 1964 Yurttafl Haklar› Yasas›’n›n ç›kmas›n› sa¤lam›flt›r. Yasayla Amerika Birleflik Devletleri’nde ›rk ayr›mc›l›¤› yasaklanm›flt›r(!) ‹nsan haklar› için ve siyahlar›n ikinci s›n›f vatandafl olmaktan ç›kar›lmas› için yapt›¤› çal›flmalarla King, 1964 Nobel Bar›fl Ödülüne lay›k görülmüfltür. Martin Luther King, Tennessee eyaletinin Memphis kentinde 4 Nisan 1968’de bir suikast sonucu yaflam›n› yitirmifltir. 1986’dan beri her y›l Ocak ay›n›n üçüncü Pazartesi günü ABD’de King’in do¤um günü Ulusal Bayram olarak kutlan›yor. Oysa bugün herkes ABD’deki ›rk ayr›mc›l›¤›n›n devam etti¤ini, ülkedeki siyahlar›n ve göçmenlerin en kötü koflullarda yaflamak zorunda b›rak›ld›¤›n› biliRüyalar ülkesi” ABD, içinde yaflayan eziyor. “R lenler için bir “kkabus” olmaya devam ediyor. Sadece uyan›k olanlar düfl görmüyor. Siyah Özgürlük Hareketi içinde Martin bar›flç›l” olmayanlar da vard›. Luther gibi “b WASP k›saltmas›yla (Beyaz, Anglosakson, Beyaz Amerikal›lar) nitelendirilen Amerikan Sistemi’nde siyahlar›n özgürlük mücadelesi, Afrika’dan gemilerle getirildikleri döneme kadar uzan›yor. Ebu-Cemal, Kara Panterler Partisi’nin bu tarihsel siyah hareketinin, özellikle 19. yüzy›ldaki hareketlerin bir devam› oldu¤u görüflünde. Parti’nin ortaya ç›k›fl›nda 1965 y›l›ndaki Watts ayaklanmas›n›n yeri büyük. ABD’de bu y›l›n en önemli politik olay› olan

ayaklanma, siyahlar›n öfkesinin adeta bir patlamas› olarak nitelendirilebilir. ‹flte Kara Panterler Partisi bu ayaklanman›n atefliyle ortaya ç›kt›. Martin Luther King, bar›flç›l eylemleri kullanmay› savunup, devrimci fliddeti reddederken, Kara Panterler Siyahlara yönelik büyük fliddete karfl›l›k vermek ve oluflan öfkeyi tutarl› bir siyasal harekete dönüfltürmek üzere kuruldu. Parti, örgütlülükten uzak ayaklanmalar›n düzensizli¤ine son vermek ve devrimci alternatifi gündeme getirmek istiyordu. Tarihteki sistem karfl›t› hareketlerin ço¤u gibi böyle bir oluflum ancak gençler aras›ndan ç›kabilirdi. Bob Seale, 1960’l› y›llar›n ortalar›nda dünyan›n dört bir yan›nda devrim rüzgârlar›n›n esti¤i ve Martin Luther King Medeni Haklar Hareketi’nin ABD’nin güneyinde yükselmekte oldu¤u bir dönemde California’daki Merritt College ö¤rencisiydi. Bir gün Huey Newton ad›nda inançl› ve bilgili bir ö¤renciye rastlad›. Bu rastlant› Parti’nin do¤ufluna sebep olacakt›. ‹ki gencin dertleri ortakt›: Siyah Amerikal›lar, yüzy›llard›r arad›klar› fleye, özgürlü¤e nas›l ulaflacakt›? ‹kisi de ortak seslerini temsil edecek bir örgüt ar›yordu. Ancak s›n›fsal bir bak›fl aç›s›n› savunuyor, Medeni Haklar Hareketi’nin seçkinlerinden uzaklaflmak istiyorlard›. Franz Fanon’un anti-sömürgeci ve anti-emperyalist bak›fl aç›s›ndan ve siyah milliyetçisi Malcom X’den etkilenmifllerdi. K›sa sürede küçük de olsa bir grup oluflturdular. Öz-Savunma için Kara Panterler Partisi ad›yla 1966’da kurulan örgüt, daha sonra Kara Panterler Partisi ad›n› alacakt›. Parti, bir medeni haklar grubu de¤ildi, laikti, aktif direnifl öneriyordu ve yönelim bak›m›ndan sosyalistti. Mao Zedung’tan etkilenmifllerdi, Mao’nun ünlü K›z›l Kitab›n› ellerinden düflürmüyorlard›. Watts’ta ortaya ç›kan isyanc› ruh, yabanc›laflm›fl getto insanlar›n›n on binlercesini Kara Panterler’e kat›lmaya ya da onu desteklemeye yöneltecek etkili bir toplumsal güç oluflturdu¤u için parti k›sa süre içinde büyüyecekti. Partinin ilk icraatlar›ndan biri silahl› polis izleme devriyeleriydi. Silahl› panterler, geceleri polis çevirmelerini ve tutuklamalar›n› uzaktan gözlemliyor, polisin durdurdu¤u zanl›lara hukuki haklar›n› bildiriyordu. Bu tür eylemler güçlü bir örgütlenme arac› oldu. Nisan 1967’de siyah bir gencin Richmond’da öldürülmesi üzerine parti yo¤un protesto gösteriThe Black leri düzenledi. Bu arada ayn› ay ‘T Panther Community News Service’in ilk say›s› bas›ld›. Parti’nin ortaya ç›k›fl›ndan alt› ay

sonra bir baflka olay, örgütü ülkenin dört bir yan›ndaki milyonlarca insan›n zihnine sokacakt›. 2 May›s 1967’de Parti’nin silahl› üyeleri California Eyalet Meclisi’ni iflgal etti. Eylemde Bobby Seale dahil yirmi befl Panter tutukland›, ancak bu parti için büyük bir reklam olmufltu. Bu olay partiyi yerel olmakan ç›kard›. Art›k ülkenin dört bir yan›nda genç kad›n ve erkekler flube kurmak istiyordu. Parti, bundan sonra üç y›l içinde giderek geniflledi. 1969’a gelindi¤inde k›rktan fazla flubesi ve yemin ederek parti üyeli¤ine al›nm›fl binlerce üyesi vard›. Kara Panterler’in bu derece büyük bir harekete dönüflmesinin bir nedeni de, ilk günlerinden beri topluma hizmet etmeyi çok ciddiye almas›yd›. 1968’de Seattle flubesini bafllatt›. Panterler, esnaftan yiyecek topluyor, gerekli personeli bir araya getirip mahalle çocuklar›na kahvalt› haz›rl›yordu. 1971’e gelindi¤inde ücretsiz sa¤l›k, giyecek, ulafl›m, ambulans gibi ona yak›n program gelifltirilmiflti. Ancak parti için topluluk hizmeti ayn› zamanda devrimci mücadeleyi biraz daha ileriye götürmek, komünal direnifl köprübafllar› elde etmek, de¤iflime uygun bir iklim yaratmak demekti. Bu giriflimlerden biri de Devrimci Halk›n Anayasa Kongresiydi (DHAK). Yeni bir toplumun temelini oluflturacak devrimci bir üstyap›n›n gelifltirilmesinin bir yoluydu bu. Bu, soldaki çeflitli hareketleri bir araya getirecek bir giriflim olarak hayal edilmekteydi. Çeflitli ö¤renci gruplar›, sosyalist örgütler, kad›n gruplar›, yerli gruplar›, eflcinsel ve lezbiyen gruplar› kongre kat›l›mc›lar› aras›ndayd›. 1970’de ülkenin dört bir yan›ndan gelen alt› bin kat›l›mc›yla gerçeklefltirilen DHAK, Kara Panterler içinde milliyetçilikten s›yr›lan bir çizgiyi öne ç›kartt›. Kara Panterler’in ülkenin en büyük toplumsal hareketi haline gelmesine sistem cevap vermekte gecikmedi. FBI COINTELPRO (Counter ‹ntelligence Program-Karfl› ‹stihbarat Program›) ülkedeki sistem karfl›t› hareketlere, özellikle de siyah hareketlere karfl› oluflturulmufl bir nevi kontrgerilla örgütüydü. COINTELPRO, 1956 ile 1971 aras›nda siyah gruplara karfl› iki yüz doksan befl eylem düzenledi. Bu örgütün do¤rudan müdahaleleri d›fl›nda profesyonel oldu¤u bir alan daha vard›: Harekete kendi ajanlar›yla s›zmak. Bu bask›n ve sald›r›lar›n kamuoyunca kabul edilmesini sa¤layan ise Amerikan medyas› oldu. 1971’de bir grup Kara Panter’in Pennsylvania’daki bir FBI bürosuna gizlice girmesi ile belgeler kamuoyuna aktar›ld› ve COINTELPRO deflifre oldu.

44 KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Cemal Ferhat: Dersim Hozat-Peyik (Ça¤larca) Köyü do¤umlu olan Cemal Ferhat, Nisan 1980’de Hozat’ta Halk›n Kurtuluflu taraftarlar›n›n b›çakl› sald›r›s› sonucu flehit düfltü. Emin U¤urlu: Proletar- Emin U¤urlu ya Partisi saflar›nda mücadele yürütürken 27 Mart 1982’de Almanya’da geçirdi¤i bir trafik kazas› sonucu flehit düfltü. Veysel Y›ld›z: Kürt milliyetinden olan Veysel Y›l- Veysel Y›ld›z d›z bir Partizan olarak 28 Mart 1982 y›l›nda Malatya’da gözalt›na al›n›r. Yafl› 40’›n üzerinde olan Veysel Y›ld›z yo¤un iflkencelere ra¤men ser verip s›r vermeyerek 31 Mart 1982’de katAli Uçar ledilir. Ali Uçar: 1959 Dersim Ovac›k Güney Konak (Çakperi) do¤umlu olan Ali Uçar, Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle 1976 y›l›nda tan›fl›r. Bu süreçten sonra birçok kamulaflt›rma ve cezaland›r- C. Çetinkaya ma eyleminde yer alan Uçar, 80 sonras› oluflturulan ilk askeri komisyon içerisinde yer al›r. Son olarak görev yapt›¤› Bak›rköy-‹ncirli’de bir evi boflaltmaya gitti¤inde düflman›n kurdu¤u pusuya Davut Kirman düfler. Ali Uçar düfltü¤ü pusuda kendi imkanlar› ve olanaklar›yla çat›fl›r. Bu çat›flma s›ras›nda 6 Nisan 1983’te flehit düfler. fierif Ahmet Aslan: Nisan 1984’te ‹zmir Buca Hapishanesi’nde yakaland›¤› bir hastal›k sonucu flehit düfler. Cihan Çetinkaya: Zeytinburnu’nda lümpen arkadafl çevresinden ç›k›p Partizanlarla yeni tan›flt›¤› bir dönemde eski arkadafl çevresinde ç›kan bir kavgada Nisan 1997’de yaflam›n› yitirdi. Davut Kirman: 1950 Artvin fiavflat do¤umlu, Gürcü milliyetindendir. Proletarya Partisi’ne her türlü olanaklar›n› sunmaktan geri durmam›flt›r. Hasta oldu¤u dönemde bile gözalt›na al›nmas›na ra¤men teslim olmam›flt›r. Son günlerini Ulucanlar Hapishanesi’nde geçiren Partizanlar›n Davut amcas›, tahliye olduktan k›sa bir süre sonra yakaland›¤› kanser hastal›¤› nedeniyle Nisan 1998’de yaflam›n› yitirdi. Ölüm Orucu fiehitleri: Adil Kaplan 7 Nisan 2001 (MKP), Bülent Çoban 7 Nisan 2001 (DHKP/C), Meryem Altun 1 Nisan 2002 (DHKP/C), Yusuf Arac› 26 Mart 2003 (DHKP/C) Talat Türko¤lu: 1 Nisan 1996’da gözalt›na al›narak kaybedildi. Nurettin Öztük: Kurtulufl dergisinin yaz› iflleri müdürlü¤ünü yapt›. 1971’de Suriye’ye giderek El-Fetih hareketine kat›ld›. 5 Nisan 1984’te faaliyetlerine Türkiye’de devam ederken gözalt›na al›n›p kaybedildi.


27

44 Ancak devlet Kara Panterler’i zeki bir stratejiyle parçalamay› baflard›. COINTELPRO taraf›ndan partinin öne ç›kan liderlerine sözde baflka liderlerden yaz›lm›fl düzmece mektuplar gönderildi. Her mektup di¤er parti liderinin kusurunu veya yanl›fl›n› elefltiriyordu. Yaflanan bölünme sonunda Oakland’da bir Bat› fiubesi, New York’da bir Do¤u fiubesi kuruldu. Bu ayr›l›ktan sonra bu kez devlet de¤il kardefllerinin eliyle panterler öldürülmeye bafllad›. ‹ki grup aras›ndaki çat›flmalar FBI’y› sevindirirken birçok panterin hayallerini y›kt›. Bu bölünmeden sonra farkl› bölünmeler de yafland› ve 1982’de Kara Panterler tamamen tarihe gömüldü. bar›fl›n›n” kendi lehlerine bir Kapitalizmin “b “tticarethane” bar›fl› oldu¤unu Kara Panterler Partisi kurucular›ndan Huey Newton, 1972 y›l›nda flunlar› söylüyordu: “fiunu unutmay›n; kapitalistler, ancak onlar› ticareti ve iktisadi ideolojileri alt›na girmeyi kabul etti¤inizde bar›flç› bir birlikte varoluflu kabul edeceklerini id-

dia etmektedirler.” (Ebu-Cemal, s.102) ÖrneDevrimci Bir Halk›n Anayasas›” ¤in projeniz “D gibi bir proje ise ve bu projeyle haz›rlanacak anasayada ABD’nin kanl› difllisi olan ordusunu da¤›t›p onun yerine halk milisinin alaca¤› yaz›l›ysa, ABD’nin sald›rganl›¤›n› ve baflka devletlerin içifllerine kar›flmas›n› yasaklayan bir uluslararas› haklar yasas› yer al›yorsa ve bu anayasa kongresinin toplanmas› 1970 tarihini tafl›yorsa, belki de hepsinden önemlisi KPP’nin istihbar a t s o r u m lu s u E ld r ig e C le ver’in Vietnam’daki siyah askerlere mektup yaz›p “Orada Vietnaml›lar› öldürmeleri için emir veren ›rkç› domuzlar› hemen öldürmeye bafllamalar›n›” (Ebu-Cemal, s. 124) ard›ndan da Kara Panterler Partisi Milislerini Vietnaml›lar›n yan›nda savaflmaya

ça¤›r›yorsa, kapitalizmin bar›fl içinde gerçekprojeler” leflmesine izin verdi¤i projelerin nas›l “p oldu¤unu ve bunun d›fl›nda ne olursa olsun nas›l bask›yla, zora, hatta cinayetle, k›y›mlarla sonland›r›ld›¤›n› anlat›yor. Kara Panterler Vietnam’dan Filistin, Cezayir mücadelelerine kadar, Clever’in “Dünyan›n her yerindeki devrimcileri destekliyoruz. Biz savafl›m›z› tek ve ayn› olarak görüyoruz; emperyalizm ve kapitalizme karfl› savafl. Ve bu savafl bölünemez” diyordu. Bugün de ABD’de Afro-Amerikal›lar›n özgürlü¤ünü savunan ve sisteme yedeklenmeyen Malcom X Taflra Hareketi gibi örgütlenmeler mevcuttur. (Kaynak: Mumia Ebu Cemal, Biz Özgürlük ‹stiyoruz-Kara Panterler Partisi’nde Geçen Bir Hayat-,Agora Kitapl›¤›, 1. Bas›m Aral›k 2004. Çev: Mehmet Harmanc›)

Bir direnifl senfonisiydi “Onlar” Kavgan›n atefliyle harmanlanan topraklar, nice direnifllere gebedir geçmiflten günümüze ad›nda isyan› bar›nd›ran. Her direnifl bir sonrakinin mayas› olmufltur. Pir Sultan’lar›n mayas› Seyit R›za’larda yo¤rulmufltur zalimlere karfl›. Demirci Kawa’n›n atefli Mazlum Do¤an’›n bedeni olmufltur ihanete ve teslimiyete karfl›. Kaypakkaya’n›n direngenli¤i on y›llard›r somutlaflm›flt›r iflkencehanelerde s›nav verenlerin bedenlerinde. Her direnifl ayr› tarihlerde ve mekanlarda da yaflansa, iradenin, kararl›l›¤›n ve inanc›n ortaklaflt›¤› paylar olmufllard›r

ezilenlerin hakl› savafllar›nda. ‹flte böylesi direnifllerin bir halkas›n› oluflturur 30 Mart 1972’de K›z›ldere Direnifli. Mustafa Suphi’lerin kanlar›yla k›z›la boyanan KaraONLAR”›n kan›n› tafl›yan K›z›ldere’yle deniz, “O bulufltu¤u yerde daha bir k›rm›z›ya çalar rengini. Kan k›rm›z›ya kesen Karadeniz bir direnifle tan›kl›k ediyordu 1972 30 Mart’›nda. Dört bir yandan sar›lm›fl, her taraftan kurflunlara hedef Biz buraya olan kerpiç bir evde “ONLAR”›n; “B dönmeye de¤il ölmeye geldik” diyen savafl sloganlar›yla yank›land› K›z›ldere. Sadece direnifl mi? Devrimci dayan›flman›n en güzel örneklerinden birinin de önemli halkalar›ndan birini oluflturuyordu K›z›ldere. Çünkü “ONLAR”› K›z›ldere’de buluflturan Devrimci Eylem Birli¤i üç devrimcinin yaflam›na karfl› s›k›lan kurflunu oluflturuyordu. THKO Önderleri Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan’›n idam karar›n› engellemek için THKP-C önder ve savaflç›lar›

Mahir Çayan, Sinan Kaz›m Özüdo¤ru, Ertu¤rul Kürkçü, Hüdai Ar›kan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Y›lmaz, Ahmet Atasoy ve THKO’dan Ömer Ayna ile Cihan Alptekin’i K›z›ldere’de bir araya getiren devrimci dayan›flma Türkiye Devrimci Hareketinin mihenk tafllar›ndan biridir. Dönemin devrimci silahl› karfl› koyuflun yarat›c›lar›ndan olan Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan’›n yakalanmalar›yla bafllayan ve haklar›nda verilen idam karar›n›n iptal edilmesi için yap›lan eylemler sürecinde çok genifl bir yelpazede tepkiler a盤a ç›karken böylesi bir tepkide di¤erlerinden farkl› olarak somutlafl›yordu K›z›ldere’de silahlar›n namlusunda. Deniz’lerin ida-

m›n› engellemek için Ordu Ünye’de bulunan Nato Üssü’nden üç ‹ngiliz Teknisyeni kaç›ran THKP-C ve THKO önder ve savaflç›lar› kaç›rd›klar› teknisyenlerle birlikte Niksar’›n K›z›ldere Köyü’nde bir eve yerleflirler. Ancak Mahir Çayan ve arkadafllar›n›n kald›¤› ev, 30 Mart 1972’de TC askerleri taraf›ndan kuflat›l›r. Askerlerin “tteslim olun” ça¤r›Arkadafllarla bu lar› yank›lan›r K›z›ldere’de. “A arada topland›k ve flartlar›m›z kabul edilmedi¤i taktirde ‘ölmek var, dönmek yok’ diye karar verdik” çat›flmadan sa¤ olarak kurtulan Ertu¤rul Kürkçü’nün anlat›mlar› “teslim olun” ça¤r›lar› karfl›s›nda sergilenecek olan direniflin en yal›n ifadesiydi. Öyle ki Onlar’›n kararl›l›¤› operasyona kat›lan dönemin ‹çiflleri Bakan› Ferit Kubat’›n O güne iliflkin Mecliste yapt›¤› aç›klamas›nda flöyle ifade ediliyordu egemenler taraf›n-

dan. “Devaml› ihtar ve tekliflerimiz karfl›s›nda ‘Biz buraya dönmeye de¤il Ölmeye geldik’ diyorlard›. Bu sözlerden ölmeye ve öldürmeye kararl› olduklar› taraf›m›zdan anlafl›lm›flt›r.” 30 Mart 1972’de saat 14:00’de faflist TC ordusu taraf›ndan bafllat›lan ve 10 devrimcinin katledilmesiyle sonuçlanan K›z›ldere’de Tarihe düflülen not bir kez daha direnifl oldu. 12 Mart 1971 muht›ras›n›n gölgesinde gerçeklefltirilen bu katliam karfl›s›ndaki direnifl ve devrimci dayan›flma aradan geçen 34 y›ll›k zaman zarf›nda birçok direnifl içerisinde filizlendi ve boy verBalyoz di. 12 Mart muht›ras›yla bafllat›lan “B Operasyonu” s›ras›nda aranan insanlar›n içerisinde olan on devrimcinin katledilmesiyle devlet, K›z›ldere’nin son oldu¤unu ba¤›r›yordu burjuva medyada. Ancak yap›lanlar tarihin her kesitinde oldu¤u gibi gerçekleri çarp›tanlar olmufllard›r. Çünkü K›z›ldere ne ilk, ne de sondu. Yüzy›llar öncesinden ald›¤› direniflçi ruhu yüzy›llar sonras›na devredecek kadar tarihi bir direniflle Onlar ” “O ölümsüzlefltiler. ONLAR, Türkiye Devrimci Hareketine b›rakt›klar› bu direniflin bir parças› olarak ölümü göze alarak yaflama geçirdikleri devrimci dayan›flma örne¤i ile bir baflka anlamlaflt›rd›lar bu direnifli. Nas›l ki K›z›ldere direnifli kendinden sonraki direnifllere ilham vermiflse, sergiledikleri devrimci dayan›flma örne¤i de yolumuzu ayd›nlatan bir meflaledir. Son de¤ildi K›z›ldere, son olmad›. Mahirler, Cihanlar, Ömerler, Kaz›mlar, Hüdailer... Son olmad› Onlar. 34. y›l›nda K›z›ldere’den devral›nan direnifl ruhu isyan atefllerinin tutufltu¤u her mevzide bir k›v›lc›md›r bugün. Çünkü K›z›ldere’den yükselen direnifl bayra¤› emekçi halk›n kurtulufl mücadelesinin içerisinden ç›k›p gelmifltir.

24 Mart-6 Nisan 2006 GÜN’DE DÜN… 24 Mart 1970. Adana Hapishanesi’nde 900 hükümlü ve tutuklu hapishane yönetimine karfl› isyan bafllatt›. 25 Mart 1961. Adalet Bakanl›¤› idam cezalar›n›n hapishane bahçelerinde infaz olunmas› hakk›nda karar ald›. 1988. ‹stanbul’daki Metris Askeri Hapishanesi’nden 29 tutuklu ve hükümlü firar etti. 27 Mart 1950. Bizim Köy’ün yazar› Mahmut Makal tutukland›. Mahmut Makal, köyün ekonomik ve sosyal yap›s›n› kötü gösterdi¤i gerekçesiyle, hem Cumhuriyet Halk Partisi hem de Demokrat Parti döneminde çeflitli bask›larla karfl›laflt›. 1976. D›fliflleri Bakan› Ça¤layangil ile ABD D›fliflleri Bakan› Henry Kissinger Washington’da Savunma ‹flbirli¤i Anlaflmas›’n› imzalad›. Bu anlaflmaya göre, Türkiye üslere izin verecek, Amerika Birleflik Devletleri de buna karfl›l›k Türkiye’ye 4 y›l için 15 milyar lira verecekti. 1991. ‹stanbul Valili¤i memur sendikalar›n› mühürletti. Bu olay› protesto eden 2000 kiflilik memur grubuna polis sald›rd›, 6 kifli yaraland›. 28 Mart 1939. Madrid General Fransisco Franco’nun faflist güçlerinin eline düfltü. ‹spanya ‹ç Savafl› sona erdi. 30 Mart 1996. Befl y›l önce bugün, ‹zmir Büyükflehir Belediye Baflkan› Burhan Özfatura, T. Kürdistan›’ndan göç edenlere ‹zmir’e giriflte vize uygulanmas›n› istedi. 31 Mart 1925. fieyh Sait Ayaklanmas›’n›n oldu¤u bölgede, Divan-› Harb taraf›ndan verilen idam cezalar›n›n ayr›ca onay gerektirmeden yerine getirilmesi hakk›ndaki kanun kabul edildi. 1 Nisan 1991. tarihinde Türk Hava Yollar› ve Havafl’ta çal›flan 10.500 iflçi greve bafllad›. 2 Nisan 1990. Siirt’in Batman ilçesinde 15 bin esnaf›n kat›ld›¤› kepenk kapatma eylemine güvenlik güçleri müdahale etti. Kepenkleri balyozlarla açt›. 3 Nisan 1949. 12 ülke Washington’da Kuzey Atlantik Antlaflma Örgütü’nü yani NATO’yu kuran anlaflmay› imzalad›. 4 Nisan 1951. Amerika Birleflik Devletleri’nde, atom bombas› s›rlar›n› Sovyetler Birli¤i’ne verdikleri iddias›yla Julius ve Ethel Rosenberg ölüm cezas›na çarpt›r›ld›. Yarg›lama boyunca suçsuzluklar›n› tekrarlayan Rosenbergler 19 Haziran 1953’de elektrikli sandalyede idam edildiler. 1987. 12 Eylül 1980’den 1987’ye kadar 14 bin kiflinin yurttafll›ktan ç›kar›ld›¤› aç›kland›.


28

24 Mart-6 Nisan 2006

44

‹ntihar eden polis mi? Yaflam›n her an›na nüfuz eden çark›n belki de en meflhur difllisidir polis. Devletin dokunan eli, gören gözü, vuran kas›d›r. ‹flkence yapan beynidir. ‹ktidar› alm›flt›r arkas›na, bu yüzden korkusuzdur. Polis sadece üniformal› de¤ildir. Her hamlesi ile eme¤e daha fazla yabanc›laflan, her ad›m› ile sonunu biraz daha yak›nlaflt›ran, can çekiflen ve her günde ölen çark›n bir parças›d›r. ‹ntihar eden, yapt›klar›yla emekçilerin öfkesini, düflmanl›¤›n› kazanan faflizmdir. Son dönemlerde artan polis intiharlar›, burjuva-feodal bas›nda “hak etti¤i” yeri bulamasa da, genifl çevrelerin kar›flt›¤› bir tart›flman›n yaflanmas›na neden oldu. Emniyet Genel Müdürlü¤ü’nün yapt›¤› araflt›rmaya göre 1991-2006 y›llar› aras›nda toplam 380 polis intihar etmifl. Özellikle 2000 y›l›ndan sonra intiharlarda ciddi bir art›fl yaflanm›fl. Televizyonlarda izlemeye al›fl›k oldu¤umuz görüntülerin aksine bu kez, polis kendisine “sald›r›ld›¤›” için gündemdeydi. En son Meclis’te görevli polis memuru Bayram Kafal›’n›n intihar›, gözleri tekrar polislerin üzerine çevirdi. Konu polisin intihar›ndan çok kredi kartlar›n›n kullan›m› ve al›nacak tedbirler, ç›kar›lacak yasalarla ba¤lanmaya çal›fl›ld›, üstü kapat›ld›, kredi kart› borcundan dolay› yapt›klar› harcamalar sorguland›. Olay›n böyle dikkat çekmesi intihar edenin s›radan bir kamu görevlisi de¤il polis olmas›ndan kaynaklanmaktad›r. Bu intihar›n bas›na yans›mas›ndan k›sa bir süre önce Ba¤-Kur’da çal›flan bir kamu emekçisi, Defterdarl›k’›n sürgün karar›n› haber al›nca bunal›ma girmifl ve intihar etmiflti. BES üyesi olan kamu emekçisinin üstelik bask›lar yüzünden intihar etmesi bizim “duyarl›” bas›n›m›z›, yetkilileri rahats›z etmedi. Hatta gazetelerin köflelerinde küçük harflerle an›lmay› bile hak etmedi. Ancak s›ra “devletin polisine” gelince ifller de¤iflti… ‹ktidar›n koruyucu güçlerinden biri olan polis, di¤erlerinden farkl› olarak toplumsal olaylarda ve adli vakalarda devletin otoritesini tesis etmekle görevliydi. ‹fl böyle olunca polisin y›pranan imaj›, devletin makyaj›n› tazelemesini de gerektirecekti. Çünkü polis asla devletten ve sistemden ayr› bir kurum de¤ildir. Aksine sistemin çarklar›n›n düzenli ifllemesinde vazgeçilmez bir yeri vard›r. Polis yetkileri, davran›fllar›yla devletin gücünü temsil eder. Toplumun di¤er kesimlerinden üstündür. “Halk›n mal ve can güvenli¤ini” sa¤l›yordur. Kulland›¤› otomobil, giyimi, kimli¤i her fleyiyle farkl›d›r. Sivil de¤ildir k›saca. Polis sadece h›rs›zlar› yakalayan, kötülerin peflinden koflturan fedakar, cesur, mert, vatan aflk›yla yan›p tutuflan de¤ildir; ayn› zamanda toplumun “yoldan ç›kmamas›n›n”, egemenlerin saltanat›n› sürdürmesinin garantisidir. Bu yan›yla çark›n önemli bir difllisidir. Sistem d›fl›na taflabilecek, sisteme yönelebilecek ak›mlar› denetleyen, gözetleyen otorite, iktidar ad›na el koyan-

d›r. Bu kurumda yaflananlar, sistemin nas›l soluk al›p verdi¤inin ayakta kald›¤›n›n resmidir. Ona verilen e¤itim faflist bir zihniyetten, gericilikten, yabanc›laflmadan, bencillikten g›das›n› al›r ve ç›kara dayal›d›r, devlete itaati emreder, düflünmeyi yasaklar, insani olan› çürütür. Bu yüzden çürümüfltür, her yan› dökülen yozlaflman›n, gericili¤in, faflizmin aynas›d›r. Adli ve toplumsal olaylarda kitlelerin karfl› karfl›ya kald›¤› polis flahs›nda, devlettir. Onun nezdinde iktidard›r, otoritedir; onun kültürü, yaflam›d›r.

“Fedakar iyi polis…” Medyan›n yaflam›m›za girmesiyle birlikte ilk karfl›laflt›¤›m›z görüntülerden biridir “kahraman” polis. Her türlü fedakarl›¤› yapan, kötülerin amans›z takipçisi, alt›n kalpli, iyi polis! ‹stisnas›z her dönem yap›lan sinema filmlerinde aslan yürekli, cesur polis kötü kalpli mafya babalar›n›n, ka-

tillerin korkulu rüyas›d›r. Kimi zaman bunu görevinden al›nma u¤runa bile olsa yapar. Tek derdi kötülerden ar›nm›fl, insanl›¤›n mutlu bir dünyaya ulaflmas›d›r. Bunun için gece gündüz demeden halk›na hizmet eder. Ülkemizde Yeflilçam’›n unutulmaz eserlerinin büyük bir ço¤unlu¤unda esas o¤lan mutlaka polistir. Dillere destan olmufl iyi polis Cüneyt Ark›n bunlardan sadece biridir. Burada devlet, polis maskesi alt›nda suçlar›n› aklarken ayn› zamanda toplumun en sevilmeyen kurumunun imaj›n› tazelemifl, halk›n iyiye güzele dair

duygular›n› da kendine yedeklemifl Onca güzel öyküye, flirin göolur. Örne¤in; Yeflilçam’›n karakolla- rüntüye, samimi pozlara ra¤r›nda iflkence yoktur, polis kibard›r, men, polis toplumun halk›n rüflvet almaz, yalan söylemez, cebinde yol paras› bile yoktur, gecekonduda gözünde haketti¤i tahta otuoturur. Özellikle gençler üzerinde etki- ruyor. Yap›lan kamuoyu ansi olan “Memoli” vb. tiplemelerle sis- ketlerinde en çok korkulan, tem kendisine muhalif olabilecek en sevilmeyen kurum flampiyonbüyük kesimi, ileri duygular›ndan tu- lu¤unu kimseye kapt›rm›yor. tarak içine kanalize etmektedir. Polis; toplumu psikopatlardan temizleyen sorund›r. Biz polisi sadece k›rm›z› ›fl›kta, park lar› çözen halk aras›ndaki iliflkileri düzencezas› keserken de¤il sendikaya üye olduleyen, s›cak yüzlü, babacan oland›r. (Oysa ¤umuzda, ifl istedi¤imizde, çal›flma flartlayaflananlar göstermektedir ki, as›l psikopat r›n›n a¤›rl›¤›n› dile getirdi¤imizde, maafl›olan en küçük hak arama talebine bile kitm›z›n verilmedi¤ini duyurdu¤umuzda, ikleye öldüresiye sald›ran polisin kendisidir ramiye, grev, toplu sözleflme, 8 saatlik ifl ve yaflanan bu intihar olaylar›n›n elbette bu günü için yürüdü¤ümüzde; katliamlara, ifldurumla bir ilgisi vard›r.) Sokaklar›m›za gale, suç ortakl›¤›na sessiz kalmad›¤›m›zbir kar ya¤mas›n, rüzgar ç›kmas›n kamerada gördük. Biz onunla, tacize ve tecavüze lara ilk boy gösteren so¤u¤a tipiye ra¤men u¤rad›¤›m›zda, okulumuzda ö¤retmen olgörevlerini büyük bir aflkla icra eden ünimad›¤›n› söylemeye cesaret etti¤imizde, formal›lard›r. Onlar çocuklar›m›z›n güve“okumak için param›z yok” diyebildi¤inini sa¤layan, kötülüklerden koruyan birer mizde, tarlada “üretemiyoruz” sesimiz melek bizim için. Yaflayan birer iyilik yank›land›¤›nda tan›flt›k. Ve hiçbirimiz perisi onlar, kötülerin kabusu, küsevmedik! çüklerin hayali birer masal kahraman›. Biz polisin; sokak ortas›nda halk› kurflunlarken, okul önlerinde uyuflturucu saDevletin vicdan› polis(!) tarken boy boy resimlerine bakaca¤›z; yeOnca güzel öyküye, flirin görüntü- ni yeni sauna çeteleri, küre operasyonlaye, samimi pozlara ra¤men r›nda mafya babalar›yla milletvekilleriyle polis toplumun halk›n gözünde ha- kol kola hat›rlayaca¤›z. Hayallerimizin y›ketti¤i tahta oturuyor. Yap›lan kamuoyu k›ld›¤›, masum öykünün bitti¤i iyilik meanketlerinde en çok korkulan, sevilmeyen leklerinin buharlaflt›¤› an› tekrar hissedekurum flampiyonlu¤unu kimse- ce¤iz, Susurluk’tan geçerken. Semtlerde ye kapt›rm›yor. Böylesine övgüler “fuhufla dur” demek için yürürken önüdizilen, güzel ifller yapt›¤› söylenen polis müze ç›kan tafllar› kald›rd›¤›m›zda o güneden halk›n gönlünü fethedemiyor? lümseyecek bize. Tescilli katillerle dü¤ünÇünkü madalyonun gerçek yüzünde lerde halaylarla poz verecekler utanmadan. masallar, su perileri, kahramanlar de¤il K›sacas› insan oldu¤umuzu hat›rlad›¤›m›z, gerçekler yat›yor. her ad›mda yan›m›zda olacaklar. Özgürlük Bunun için sadece 2006 y›l›na bak- yürüyüflümüzde s›k›lmadan efllik edecekmam›z yeterli. ‹nsan Haklar› Derne¤i ler bize. Mitinglerde yine en çok onlar› sataraf›ndan aç›klanan 2006 Hak ‹hlal- yaca¤›z. Bizi hiçbir 1 May›s’ta, 8 Mart’ta leri Raporu’na göre sadece ‹stanbul’da 2 yaln›z b›rakmayacaklar. bin 737 kifli gözalt›na al›nm›fl 204’ü iflkenYaflam›n her an›na nüfuz eden çark›n ceden geçirilmifl, 6 kifli dur ihtar›na uyma- belki de en meflhur difllisidir polis. Devled›¤› gerekçesiyle vurulmufl. 11 kifli ise “fa- tin dokunan eli, gören gözü, vuran kas›ili meçhul”. Bugün ülkemizde karakola d›r. ‹flkence yapan beynidir. ‹ktidar› algitmek halk›m›z›n gözünde büyük bir kor- m›flt›r arkas›na, bu yüzden korkusuzku yaratmaktad›r. Buras› so¤uktur, iflken- dur. Polis sadece üniformal› de¤ildir. Her ceyi, daya¤›, küfürleri hat›rlatmaktad›r. hamlesi ile eme¤e daha fazla yabanc›laflan, Buradan hep kötü haberler gelmifltir. Biri her ad›m› ile sonunu biraz daha yak›nlaflt›iflkencede katledilmifltir, biri kendini as- ran, can çekiflen ve her günde ölen çark›n m›flt›r, küçücük çocuklara tecavüz edilmifl- bir parças›d›r. ‹ntihar eden, yapt›klar›yla tir. Manisa’da gözalt›na al›nan gençlere te- emekçilerin öfkesini düflmanl›¤›n› kazacavüz eden polisler hala haf›zalar›m›zda- nan faflizmdir.


29

44

3. y›l›nda Ba¤dat bombalar alt›nda direniyor! Irak iflgalinin 3. y›l›nda tüm dünyada oldu¤u gibi ülkemizde de emperyalist vahflet çeflitli eylemlerle lanetlendi. Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu, Divri¤i Kültür ve Dayan›flma Derne¤i, Kurtulufl Partisi, Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Platformu, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i, 18 Mart Cumartesi günü saat 13:00’de Taksim AKM önünde topland›. “ABD Ortado¤u’dan defol! Irak’ta direnen halklar kazanacak”, “Emperyalizm yenilecek direnen halklar kazanacak” Koordinasyon pankartlar›n›n arkas›nda siyasi parti ve Demokratik Kitle Örgütleri de kendi pankartlar› ve dövizleri ile kat›ld›lar. Kortejler oluflturarak Taksim AKM önünden Dolmabahçe’ye kadar yürüyen yaklafl›k 1000 kifli, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi”, “Irak halk› yanl›z de¤ildir” gibi sloganlar atarak yürüdü. Eyleme Türk-‹fl mitinginden gelen Tuzla Deri-‹fl fiubesi de ILPS kortejinde “No pasaran” pankart› arkas›na DDSB flamalar›yla kat›larak destek verdi. Miting alan›nda bir süre daha at›lan çeflitli sloganlardan sonra ortak sloganlar at›ld›. Aç›l›fl konuflmas›nda, “Irak, Filistin ve ‹ran halklar›n›n yaln›z olmad›¤›n› hayk›rmak için burada topland›k. Irak halk› katlediliyor ama alt edilemiyor. Çünkü dünyan›n tüm silahlar› insanl›k onuru karfl›s›nda aciz kal›yor” denildi. Ard›ndan Irak ve Filistin baflta olmak üzere tüm devrim flehitleri an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflunda

bulunuldu. Koordinasyon ad›na bas›n aç›klamas›n› Yasemin Karada¤ okudu. Karada¤; “Demokrasiden bahseden emperyalistler, ‹srail’in Filistin’de yapt›¤› katliama karfl› tek kelime etmiyorlar. Bizler bu ülkenin anti-emperyalistleri olarak mücadelemize devam edece¤iz” dedi. Ard›ndan Grup Gece Tutufltu türkü ve marfllar›yla mitinge kat›ld›. TAYAD ad›na devam etmekte olan ölüm orucuna destek verilmesi yönünde bir duyuru konuflmas› yap›ld›. Grup Yorum’un sahne almas›yla birlikte söylenen türküler ve marfllar eflli¤inde halaylar çekilmesinin ard›ndan eylem 15:30’da bitti. ANKARA Al›nteri, BDSP, HÖC, ÖDP, HKP, SDP, TKP gibi partilerin, devrimci ve sosyalist gazete ve dergi okurlar›n›n da

pankartlar›yla kat›ld›¤› miting, Kurtulufl Park›’nda SSK ‹flhan› önünde toplan›l›p K›z›lay’a yürünerek gerçekleflti. Yaklafl›k 2000 kiflinin kat›ld›¤› mitingde iflgal karfl›t› sloganlar at›ld›. ‹ZM‹R 18 Mart günü saat 12:30’da Kemeralt› giriflinde bir araya gelen Partizan, Kald›raç, BDSP, HÖC, ESP, TÜMT‹S, ve ÇHD, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol, Emperyalizm yenilecek direnen halklar kazanacak” pankart›n› açarak; s›k s›k “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Filistin’de intifada Irak’ta direnifl kazanacak”, “Emperyalist üsler kapat›ls›n” vb. sloganlar eflli¤inde bir araya geldi. Ayn› içerikteki çeflitli dövizler ve iflgal resimlerinin tafl›nd›¤› eylemde kitle ad›na bas›n aç›klamas› yap›ld›.

Süreç Gönen Deri iflçileri lehine dönüyor Gönen’de Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› gerekçesiyle iflten at›lan yaklafl›k 320 iflçinin direnifli, 22 Temmuz 2005 tarihinden bu yana devam ediyor. ‹rili ufakl› yaklafl›k 40 fabrikan›n bulundu¤u Gönen’de sermaye ve uzant›s› kolluk güçlerinin, çetelerin iflçiler ve sendika üzerindeki bask›lara ra¤men direnifl, ilk günkü gibi kararl›l›kla devam ediyor. Sendikan›n açt›¤› ifle iade davalar›nda yaklafl›k 60 iflçinin ifle iade edilmesine karar verildi. Bu karara patronlar itiraz ederken, davalar halen Yarg›tay’da. Patronlar karara itiraz ederek zaman kazanmaya çal›fl›rlarken, Gönen’de deri sezonunun yaklaflmas›, kalifiye iflçi bulunamamas› patronlar› zor durumda b›rakacakt›r. Patronlar sendikal örgütlülü¤ün bölgeye girmemesi, ucuz, sosyal güvencesiz, kaçak iflçi çal›flt›rabilmek amac›yla her türlü yolu denediler. Kolluk güçlerini arkas›na alan, paral› çeteler tutarak, yerel bas›n› arkalar›na alarak iflçileri sindirmeye çal›flt›lar. Deri-‹fl Genel Merkez yönetimini “terörist” ilan ederek sendika üzerinde güvensizlik yaymaya çal›flt›lar. Bütün bu y›ld›rma, iflçileri bölme sald›r›lar›na ra¤men iflçiler sendikayla bütünleflerek hareket ediyorlar. Sezonun yaklaflma-

s›yla birlikte patronlar› zor günler beklemektedir. Bu süreçte patronlar iflçileri kand›rmak için ellerinden geleni yapacaklard›r. Bugüne kadar iflçileri kand›ramayan, birlikteli¤i bozamayan patronlar›n d›flar›dan iflçi getirmesi de zor görünmektedir.

Onlar›n korkular›n› büyütmek Deri-‹fl Sendikas›’n›n iflçilerle bütünleflerek hareket etmesiyle olacakt›r. Direniflin bafllad›¤› günlerde sezon sonu oldu¤u için rahat hareket eden patronlar›n etekleri flimdiden tutuflmaya bafllam›flt›r. Onlar›n korkular›n› büyütmek Deri-‹fl Sendikas›’n›n iflçilerle bütünleflerek hareket etmesiyle olacakt›r. Ancak bu flekilde Gönen’deki 1800’lü y›llar› aratmayacak ilkel, kölece koflullar› düzeltmek mümkündür. Buradaki direnifli Tuzla Deri iflçilerinin, Çorlu Deri iflçilerinin direniflleriyle bütünlefltirmek gerekmektedir. Gönen’de üretim yapamayan

patron, Tuzla’ya ya da Çorlu’ya, Tuzla’da üretim yapamayan patron, Çorlu’ya da Gönen’e, Çorlu’da üretemeyen patron, Tuzla ya da Gönen’e gitmek zorunda kalacakt›r. Deri-‹fl Sendikas›’n›n örgütlü oldu¤u yerlerde üretim yapmak zorunda kalacaklard›r. Bu fabrikalardaki iflçilerin üretim yapmamalar›, patronlar› masaya oturmak zorunda b›rakacakt›r. Tuzla’da ise sendikal› olduklar› için iflten at›lan, 24 Kas›m 2005 tarihinde direnifle bafllayan Cevahir Deri ile 6 fiubat 2006 tarihinde direnifle bafllayan Dünya Deri iflçilerinin direniflleri tüm sald›r›lara ra¤men devam ediyor. 17 Mart Cuma günü akflam saatlerinde Dünya Deri patronunun baflka bir iflyeri olan Öz Deri’de makinist olarak çal›flan bir kiflinin, kimli¤i belirsiz kiflilerce dövülmesinin ard›ndan, patronun flikayeti üzerine jandarma, polis bölgesi olan fiifa Mahallesi’ne polisle birlikte giderek Dünya Deri iflçilerini akflam evlerinden gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nan Dünya Deri 2. iflyeri temsilcisi Turgut Pullu, Erol Atalar ile Abdullah Toprak bir gece Tuzla Jandarma Karakolu’nda tutulduktan sonra Tuzla Savc›l›¤›na ç›kart›larak serbest b›rak›ld›lar. (Kartal)

24 Mart-6 Nisan 2006 Has Alüminyum iflçileri direniflte!

Dolayoba Sanayii’nde kurulu bulunan Has Alüminyum Fabrikas›’nda çal›flan iflçiler, D‹SK’e ba¤l› Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’na üye olmalar›n›n ard›ndan patronun iflten atma sald›r›s›yla karfl›laflt›lar. 146 iflçinin çal›flt›¤› fabrikada, 96 iflçi sendikaya üye olurken patronun sendikalaflmay› duymas›n›n ard›ndan ilk önce iflçiler sendikadan istifa etmeye zorland›. ‹flçileri çeflitli vaatlerle kand›rmaya çal›flan patron, bunu baflaramay›nca iki güvenlik görevlisini 23 fiubat 2006 tarihinde iflten att›. ‹ki iflçinin iflten at›lmas›n›n ard›ndan fabrikadaki iflçiler yemek boykotu, alk›fllarla protesto eylemleri yaparken, 27 fiubat Pazartesi günü 5 iflçi daha keyfi gerekçelerle iflten at›ld›. Ard›ndan bir iflçi daha 7 Mart’ta iflten at›l›rken, iflçilerin iflten at›lmalar› “küfür etmek”, “hakaret etmek”, “üretime zarar vermek” gibi komik gerekçelerle aç›kland›. Yetki tespiti için bakanl›¤a baflvuru yap›l›rken iflten at›lan iflçiler, 8 Mart 2006 tarihinde fabrika önünde çad›r kurarak direnifle bafllad›lar. 24 y›ll›k fabrikada sendikal örgütlenme ilk olarak 1998 y›l›nda bafllam›fl, o dönemlerde iflçilerin örgütsüz hareket etmeleri sonucu patronun oyunlar›yla sendikal örgütlenmenin önüne geçilmiflti. Bugün eski deneyimlerinden ders ç›karan iflçiler daha bilinçli ve örgütlü hareket ediyorlar. Direnifl çad›r›n›n kurulmas›n›n ard›ndan 13 Mart günü resmi polisler çad›r›n yan›na gelerek iflçilerden çad›r› kald›rmalar›n› istedi. ‹flçiler ise “çad›r› kurmak yasal hakk›m›zd›r. Kesinlikle kald›rmayaca¤›z” diyerek polislere tepki gösterdi. Direniflteki iflçileri sanayiide bulunan di¤er iflçiler de ziyaret ediyor. 14 Mart Sal› günü ise iflçiler, ifle iade davas› açmak amac›yla savc›l›¤a baflvurdular. Direnifl çad›r›nda ziyaret etti¤imiz iflçilerle sohbet ettik. 1999 y›l›ndan itibaren fabrikada çal›flan iflçi Cemal “675 YTL maafl al›yorum. Kaç y›ld›r patronu s›rt›m›zda tafl›yoruz. Bir gün patronu s›rt›mda tafl›mad›m diye kap› önüne kondum. 4 k›z›m var, biri bu y›l üniversite s›navlar›na girecek, bir di¤eri ise daha bebe. Sosyal haklar›m›z olsun, toplu ifl sözleflmesi yapabilelim, daha rahat bir nefes alal›m diye sendikaya üye olduk. Sonuna kadar arkadafllarla birlikte direnece¤iz” dedi. (Kartal)


30

24 Mart-6 Nisan 2006

‹flçi-köylü’den SUÇLULARI SUÇÜSTÜ YAKALAMAK... Burjuva-feodal sistem çürümenin, yozlaflman›n ve küçülmenin en aç›k örneklerini göstermeye devam ediyor. Son günlerde burjuva-feodal medyan›n renkli görüngülerinde, devletin çeflitli kademelerinde farkl› düzeylerde ve yerlerde sorumlu olarak görev yapan baflbakan, bakan, milletvekili, general, vali, albay, emniyet amiri, savc›, polis, itirafç›, gümrük memuru, sanatç›, diyanet görevlisi vb. birçok görevli çete bafl›, eleman› ve rüflvetçi olarak medyada boy göstererek, halk›n karfl›s›na ç›kmaktad›r. Gün geçmiyor ki burjuva-feodal medyada bu çürümüfl ve yozlaflm›fl asalaklar ordusuna mensup “görevliler” medyada teflhir edilmesin ve icraatlar›yla sars›lmas›n; çürümüfl, yozlaflm›fl ç›kar iliflkileri, karanl›k oyunlar› ortaya serilmesin. Hemen her gün bu çete bozuntusu suçlular grubuna mensup katillerin icraatlar› kamuoyuna yans›mas›n. Devletin en yüksek kademesinden en alt kademesine, en legal, aç›k örgütlenmesinden en illegal, gizli örgütlenmelerine kadar suça, rüflvete bulaflmayan görevli say›s› yok denecek kadar az. Bu durumun son örne¤i, geçti¤imiz hafta boyunca kamuoyunu meflgul eden fiemdinli davas›ndaki geliflmeler oldu. fiemdinli ‹ddianamesi’nde Kara Kuvvetleri Komutan› Orgeneral Büyükan›t’›n ad›n›n “çete kurma” suçu ile birlikte an›lmas›, kimi kesimlerce laik, Atatürkçü ordu ile dinci hükümet aras›ndaki çeliflme olarak yorumlan›rken; kimileri taraf›ndan da Büyükan›t’›n önünü kesme giriflimi olarak alg›land›. Elbette ki, meseleyi sadece bunlarla s›n›rlamak do¤ru de¤ildir. Ancak burada önemli olan ve alt› çizilmesi gereken noktalardan birisi devlet yetkililerinin yapm›fl oldu¤u aç›klamalarda giderek artan fark ve pervas›zl›kt›r. Yap›lan tart›flmalar›n hiçbirinde art›k gerçek suçlular›n ad› geçmemekte, halk›n üzerine kurflun s›kanlardan, panzer sürenlerden söz edilmemektedir. Bunun en önemli nedeni de elbette fiemdinli olaylar› ile ilgili halk muhalefetinin ivmesinin giderek düflmüfl olmas›d›r. Öyle ki 11 Kas›m 2005 tarihinde Baflbakan Erdo¤an; “... nereden ge-

lirse gelsin, kim taraf›ndan yap›lm›fl olursa olsun, kim yapm›flsa bunun bedelini ödeyecektir” sözlerini sarfetmifltir. Yine ayn› gün D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül de “...bu konu eskiden oldu¤u gibi kapal› ve karanl›kta kalmayacakt›r” sözleri ile ahkam kesmifltir. Ancak bugün gelinen aflamada burjuva-feodal bas›n arac›l›¤› ile yap›lan aç›klamalardaki pervas›zl›kta, toplumsal muhalefetin durgunlu¤unun önemli bir etkisi vard›r. Paran›n ve zorbal›¤›n egemen oldu¤u sistemde rüflvet, yolsuzluk, doland›r›c›l›k, “namuslu”, “kahraman”, “vatansever” erdemler gibi alk›fllanmakta, taktir toplamaktad›r. Bu suçlular ordusunun “vatan bölünmez“ dedi¤i fleyin asl›nda rüflvet tezgah›n›n korunmas› oldu¤u ortaya ç›k›yor. “Vatansever”, “kahraman” olarak yans›t›lan her kademedeki devlet ve ordu görevlisi bir süre sonra medya arac›l›¤›yla rüflvetçi, kalpazan, çete bafl›, katil, namussuz olarak ortaya ç›k›yor. Bir yandan sömürü ve talan›n en ahlaks›z, soysuz görüngüleri di¤er yandan zulmün ve vahfletin dehflet verici zulüm örnekleri sunulmaktad›r. ‹flçilerin, emekçilerin, ezilenlerin örgütledi¤i her protestoda kolluk güçlerinin yapt›¤› ilk ifl kitleyi fliddetle da¤›tmak, hayk›ranlar›, slogan atanlar› susturmak için göstericilerin a¤›zlar›n› kapatmakt›r. Ayk›r› sesten, protestodan, hayk›r›fltan, sloganlardan bu kadar korkan sistemin kolluk güçleri, paral› bekçileri, ayn› zamanda sömürücülerin, rüflvetçilerin, soyguncular›n, doland›r›c›lar›n, h›rs›zlar›n önünde ceket dü¤ümlemekte kusur etmemektedir. Onlar›n sömürü ve ç›kar iliflkilerini korumak, güvence alt›na almak, serbestçe dolaflmalar›n› kolaylaflt›rmak için her türlü uflakl›¤› yapmay› “vatan görevi” olarak yans›t›yorlar. “Vatan›n bölünmez, parçalanamaz bütünlü¤ü” dedikleri fley egemen s›n›flar›n özel mülkiyetlerinin bölünmezli¤i ve karlar›n›n parçalanmazl›¤›d›r; sömürünün, ya¤ma ve talan›n korunmas›, güvence alt›na al›nmas›d›r. Emekçilere kulübeyi çok görenler sömürücülere saray› bile az bulmaktad›r.

SES, GSS’yi protesto etti SES Mersin fiubesi GSS’yi protesto etmek için, 9 Mart 2006 tarihinde saat 16:00’da bir bas›n aç›klamas› yapt›. Mersin Devlet Hastanesi önünde toplanan yaklafl›k 100 kifli, kortejler oluflturarak AKP il binas›na do¤ru yürüyüfle geçti. Yoldan yürüyen kitlenin önünü kesen polis “kald›r›mdan yürüyün, yoksa yürütmem” diyerek uzun süre yürüyüflü engelledi. Yap›lan görüflmeler sonucunda OPET’e kadar kald›r›mdan yürüyen SES üyeleri, burada tekrar yola ç›kt›lar. Ancak sözünü

tutmayan polis, yeniden kitlenin önünü kesti. Burada yap›lan görüflmeler sonucunda geri ad›m atmayan SES üyeleri yoldan yürümek istediler, ancak kitleyi ablukaya alan Çevik Kuvvet, TMfi ve Güvenlik fiube polisleri tehditler savurmaya bafllad›lar. Yap›lan sald›r›y› protesto eden SES üyeleri aç›klamay› OPET önünde yapt›lar. Eylemde “Emekçiye de¤il, çetelere barikat”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “Y›lg›nl›k yok, direnifl var”, “Hastaneler halk›nd›r sat›lamaz”, “Zafer direnen

44 S›n›f bilinçli proleterler bu utanç verici haks›zl›klara karfl› genifl, etkili, çarp›c› ve an›nda teflhirleri örgütlemek göreviyle karfl› karfl›yad›r. Lenin yoldafl›n deyifliyle “bir suçluyu suçüstü yakalamak ve onu hemen bütün halk›n önünde ve her yerde teflhir etmek, bir sürü ‘ça¤r›lar’ kaleme almaktan çok daha etkilidir.” (LEN‹N. Ne Yapmal›, Syf. 90) T›pk› fiemdinli’de, Susurluk’ta suçüstü yakaland›klar› gibi. Devletin, en üst kademesinden farkl› düzeylerde yer alan sorumlular›na kadar görevlileri son günlerde daha yo¤un olarak suçüstü yakalanmaktad›r. Ordu içindeki bu yozlaflman›n ve bu yozlaflman›n arka arkaya kamuoyuna yans›mas›n›n önü elbette al›nacakt›r. Ordu kendi içinde dizginleri s›k›laflt›racak, bununla birlikte “terörle” mücadelesini art›k bildik “Büyükan›tvari” yöntemlerle sürdürecektir. Ancak, halk›m›z bilmelidir ki, art›k bu ordunun savunulacak bir flerefi kalmam›flt›r. Köylüleri kurfluna dizip y›llarca bunu gizlemenin, eski bir hükümlünün kitap evini bombalatman›n, çeteler içinde rüflvet için dilenmenin nesi sahiplenilebilir. Bunlar ordunun flimdiye kadar gizlenen gerçekli¤idir. Foyalar› arka arkaya ç›k›nca, en tepedeki paflalar› suçlan›nca egemen s›n›flar›n sözcüleri an›nda güya ordunun, ancak asl›nda sömürü düzenini, bürokrat burjuva ve toprak a¤as› s›n›flar›n›n gerici düzenini korumak için nas›l da harekete geçti. Deniz Baykal’›n muhalif kanat olarak R. T. Erdo¤an’a düflmanl›¤›n› art›rd›¤› bu son zamanlarda, ordu Baflbakan taraf›ndan kutsan›nca/kutsat›l›nca aln› öpülecek kifli oluverdi… Demokrasileri sözde, halkç›l›klar› sözde, ayr› saflarda olufllar› sözde; ayn› s›n›flar›n farkl› sözcüleri; kavgalar› ise “ben daha iyi yönetirim” üzerine… Burjuva-feodal sistem, faflist karakterini sömürücü özünü gizleyememekte, haks›zl›¤›n, eflitsizli¤in adaletsizli¤in temsilcisi olmaktan ve bunun sonucu her geçen gün suçüstü yakalanmaktan kurtulamamaktad›r. Sömürünün sorumlular›n› ve zulmün sahiplerini halk›n gözü önünde, an›nda ve çarp›c› tarzda teflhir etmek, s›n›f bilinçli proleterlerin ertelenemez görevidir. Burjuva-feodal sistemin bunal›m›ndan yararlanarak, halk› uyand›rmak, onu sarsmak amaçl› kapsaml›, çarp›c›, etkili ve an›nda teflhir yapmak, sistemin y›k›l›fl›n› çabuklaflt›rmak amaçl› devrimci propaganda ve ajitasyon çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›rmak an›n acil görevidir. An-

emekçinin olacak” vb. sloganlar at›l›rken eyleme Partizan, DDSB, ESP, DHP, SDP, DTP, EMEP, BES, Halkevleri, E¤itim-Sen vb. kurumlar da kat›larak destek verdi. 14 Mart 2006 tarihinde ise yine Mersin Devlet Hastanesi önünde toplanan SES üyeleri, burada bir oturma eylemi yaparak GSS’yi protesto etti. Devlet taraf›ndan örgütlendi¤i çok aç›k olan bir-iki provokasyon girifliminin oldu¤u eylem alk›fllar ve sloganlarla bitirildi. (Mersin)

cak bilmeliyiz ki bu acil görevler kitlelerin e¤itilmesi için asla yeterli olamaz. Kitlelerin e¤itimi yine kitlelerin politik faaliyetleri ile tamamlanabilir. Sadece anlat›c›n›n söylemleriyle, ö¤reticinin çözümleriyle hiçbir gerçek hikaye ya da sorun tümüyle anlat›lm›fl ya da çözümlenmifl olmaz… Dinleyenin ya da ö¤renenin kendi deneyimi yarat›lmak zorundad›r. Ancak bu sayede anlat›c›n›n ya da ö¤reticinin niteli¤i di¤erine aktar›lm›fl olur. Bu nedenle devletin, s›n›f düflmanlar›n›n, sömürenlerin, katledenlerin, zulmedenlerin ve bunlar›n pratiklerinin bizzat kitlelerin eyleminde a盤a ç›kar›lmas› gerekir. Salt devrimci propaganda ve ajitasyon çal›flmas›yla kitlelerin e¤itilmesi, sorunun çözülece¤i anlam›na gelmez. Milyonlarca kitlenin politik e¤itimi için sadece propaganda ve ajitasyonun yetmedi¤i, bunun için kitlelerin bizzat kendi politik deneylerinin gerekli oldu¤u gerçe¤inin mutlaka göz önünde bulundurulmas› gerekti¤ini ak›ldan ç›karmamak laz›m. Ancak bu gerçeklik Proletarya Partisi’nin sosyal yaflam›n bütün yönlerini b›kmadan usanmadan politik olarak teflhir ederek, en genifl kesimlere propagandas›n› yapacak, onlara yol göstermeye çal›flacakt›r. Ve bu çal›flmalar kitleleri iktidar savafl›m›na tafl›ma amac›na kilitlenmelidir. Türkiye’deki son geliflmeler kitlelerin bilincinde bir hareketlenmeye kuflkusuz ki yol açmaktad›r. Ancak bu hareketlenmenin nereye evrilece¤i sorusu taraf›m›zdan yan›tlanmad›kça, bu hareketlenmeye müdahale edilmedikçe kitlelerin politik deneyimini yaratmaya gücümüz yetmeyecektir. Kitleler bazen politik devrimci hareketlerden daha h›zl› davranabilir, pratik olarak onun önüne geçebilirler; bu bizlerin yetersizli¤ine iflaret etmekle birlikte, daha da önemlisi hangi noktalarda bulunmam›z gerekti¤ini de bize gösterir. Görev geliflmelerin do¤ru tahlilini yapmak ve kitlelere düzenin nas›l iflledi¤ini göstermekle birlikte ona nas›l müdahale edece¤ini kavratmakt›r. Kitlelerin kendi politik deneyimlerini yaratmak ve ona yön vermektir. Sistemin politik teflhirinde ›srar, toplumsal prati¤i yönlendirmede ›srarla anlam kazan›r. Devrimin alevlerini büyütmek için kitlelerin mücadelesini iktidar savafl›na tafl›yal›m. Devrimci kavray›fl›m›z› derinlefltirelim!


31

44

24 Mart-6 Nisan 2006

Newroz isyand›r, isyan da¤larda... Newroz isyand›r!

‹zmi

19 Mart Pazar günü S›hh›ye Toros Sokak’ta toplanan DTP, EMEP, SDP, Halkevleri, Pirsultan Abdal Kültür Derne¤i, Ankara 78’liler Derne¤i, ESP, HÖC, Kald›raç vb. polisin miting alan›na girifl noktas›nda “Newroz ‹syand›r” pankart›n› anana sokmamas› üzerine arama noktas› önünde oturma eylemi yaparak sloganlar att›. Bir süre devam eden oturma eyleminde pankart›n al›nmas›n›n ard›ndan alk›fl ve sloganlarla alana girildi. (Ankara)

Newroz ateflini körükle ‹zmir’de 19 Mart günü Gündo¤du Meydan›’nda Newroz mitingi yap›ld›. Bu y›l DTP, EMEP, ESP ve SDP taraf›ndan organize edilen ve mitinge; Partizan, DHP, Kald›raç, ÖMP ve Köz “Newroz isyand›r, Ortado¤u’da iflgale karfl› isyan kazanacak” ortak pankart› açarak kat›ld›. Gümrük’te bulunan DTP’nin önünde toplanarak, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Biji Newroz, biji serh›ldane”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlarla Cumhuriyet Meydan›’na kadar yüründü. Bu arada Kadife Kale’den yürüyüfle geçen yaklafl›k 3000 kiflilik grubun önünün polis taraf›ndan kesilmesi ve yürüyüfle izin verilmemesi üzerine, Cumhuriyet Meydan›’ndaki kitle bu durumu protesto etti. Bunun üzerine polisle kitle aras›nda k›sa süreli bir çat›flma yafland›. Polisin kitlenin üzerine gaz bombas› atmas› üzerine polise tafllarla karfl›l›k verildi. Bir süre devam eden gerginlik s›ras›nda birkaç iflyerinin camlar› da k›r›ld›. Tertip Komitesinin araya girmesiyle sakinlefltirilen eylemde Kadife Kale grubunun gelmesi üzerine ortam yeniden gerildi. Üzerlerinde “Öcalan siyasi irademizdir” tiflörtleri ve konferadalizm bayraklar› olan kitleyle polis aras›nda bir süre gerginlik ve arbede yafland›. Bayraklar› ve tiflörtleri içeri almak istemeyen polis barikat›n› zorlayan bir grup topluca içeri girmek istedi. Polisin birkaç kifliyi gözalt›na almak istemesine tepki gösteren kitle, yeniden arama noktas›na do¤ru harekete geçti. Gözalt›na al›nmak istenenlerin b›rak›lmas›yla mitinge devam edildi. Daha sonra Gündo¤du Meydan›’na yürüyen yaklafl›k 20 bin kiflilik kitle s›k s›k “TC flafl›rma bizi da¤a tafl›rma”, “Öcalans›z dünyay› bafl›n›za y›kar›z” vb. sloganlar att›. Mitingde yap›lan konuflmalar›n ard›ndan sahne alan müzik gruplar›n›n söyledi¤i ezgilerle kitle halaya durdu. (‹zmir)

de de devam etti. Saat 18:00’de bafllayan eylem gece geç saatlere kadar sürdü. Kürt halk› alk›fllar ve ›sl›klar eflli¤inde Newroz atefli yakarak Pazar Soka¤›’nda toplanarak Mersin’in Demirtafl Mahallesi’nde eylemi bafllatt›. Newroz bu y›l Demirtafl Pirinç Fabrikas› Bu esnada “Biji Newroz, yaflas›n arkas›ndaki yolda 18 Mart 2006 tarihinde Newroz-Partizan” yaz›l› pankart ve fla16:00’da büyük bir Newroz atefli yak›lma- malarla eylem yerine gelen Partizan kitles›yla bafllad›. si alk›fllarla karfl›land›. Mahalle halk›n›n Toplanan yaklafl›k 300 kiflilik kitle al- yapt›¤› eyleme aktif flekilde kat›lan Partik›fl ve sloganlarla ateflin etraf›nda halay zan kitlesi s›k s›k “Önderimiz ‹brahim, çekmeye bafllad›. ‹brahim Kaypakkaya”, “Kürt Ulusuna özgürlük halk Mersin savafl›yla gelecek”, “Newroz isyand›r, isyan da¤larda”, “Umut da¤larda Partizanlarda” vb. sloganlar› hayk›rd›. Kürt halk› da sloganlara kat›l›rken polis k›sa süre içinde panzerler eflli¤inde eyleme sald›rd›. Kitle panzerlere tafllarla karfl›l›k verdi. Bir grup gencin Yumuktepe Karakolu’na sald›rmaya yöneldi¤i s›rada kitlenin önüne ç›kan iki sivil polis arac› tafllanarak tahrip edildi. Polis silahlaS›k s›k “Biji Newroz”, “Biji serok Apo” r›n› ateflleyerek olay yerinden kaçmak zovb. sloganlar at›l›rken devletin kolluk güç- runda kald›. Buradan Demirtafl eski son leri panzerlerle Newroz ateflini söndürmek dura¤›na gelen kitle burada yak›lm›fl olan için eylem yerine geldi. Partizan kitlesi- atefli daha da harlad›lar. Buraya da gelen nin panzerlere tafllarla karfl›l›k vermesi panzerlerle kitle aras›nda yaklafl›k iki saat üzerine bütün halk polisle çat›flmaya baflla- daha çat›flma sürdü. Kitle eylemi kendi irad›. Ateflin sönmesi üzerine kitle polise da- desiyle sona erdirdi. (Mersin) ha çok tafl atarak polisleri püskürttü. Sokaklara çöp tenekeleri ve odunlarla barikat Newroz, direnen halklar›n kuran kitle, eylem yerine gelerek tekrar özgürlük meflalesidir! atefl yakt›. Buradan her y›l Newroz’un kutNewroz, zulme isyan›n ad›d›r. Newroz land›¤› Pazar Soka¤›’na giden kitle burada da atefl yakarak barikatlar kurdu. Pazar Soka¤›’na do¤ru yürünürken kitlenin içinden “Kürt ulusuna özgürlük Halk Savafl›’yla gelecek”, “Mazlum, Kemal, Zilan savafla devam”, “Kemal Pir’in katili patron-a¤a devleti” vb. sloganlar s›k s›k at›ld›. Kitlenin at›lan sloganlara efllik etti¤i, alk›fl ve ›sl›klarla destek verdi¤i görüldü. Pazar Soka¤›’nda da süren çat›flma boyunca polis üç defa geri püskürtüldü. Saat 16:00’da bafllay›p, saat 22:30’da biten eylem süresince Partizan kitlesi aktif flekilde yerini ald›. * Mersin’in Demirtafl Mahallesi’nde Newroz kutlamalar› 19 Mart 2006 tarihin-

Demirtafl’›n sokaklar› Newroz atefliyle harland›

Demirci Kawa’n›n çekiciyle zalim Kral Dehak’›n beynini parçalay›p zulmüne son veren günün ad›d›r. Ancak birileri birçok direniflin simgesi olan tarihi günler gibi Newroz’un içini de boflaltmaya çal›flmaktad›rlar. Bu bilinmelidir ki, Zalim Dehak’lar var oldu¤u sürece Demirci Kawa’n›n isyan atefli hiç dinmeyecek, taki Dehaklar yok oluncaya dek. 19 Mart günü Gökdere Bulvar›’nda Newroz DTP, Partizan, ESP, ‹HD, EMEP, SDP taraf›ndan ortak yap›lan mitingle kutland›. Sayg› duruflu ile bafllayan Newroz’un aç›l›fl konuflmas›n› yapan DTP Bursa ‹l Baflkan› Nizam Kapan “Bu topraklar üzerinde bugüne kadar 28 kez Kürt isyan› bast›r›ld›¤›n› 29. Kürt isyan›’n›n ise devam etti¤ini, isyanlar› fliddet kullanarak çözemezsiniz” diyerek, bar›fl ve özgürlük taleplerinde ›srarc› olacaklar›n› söyledi. Tertip Komitesi’nin ortak metnini okuyan ‹HD Bursa fiube Baflkan› Abdülaziz Akyol “Ortado¤u halklar› özgürlük istiyor ve yüzy›llard›r Demirci Kawa’n›n zalim Dehak’a karfl› yakt›¤› özgürlük ateflini, halklar bir meflale gibi elinde tafl›yor. Emperyalist ABD Irak’ta kan ak›tmaya devam ediyor. ABD ve iflbirlikçileri Irak’la yetinmeyip, ‹ran’›, Suriye’yi tehdit ediyor” vurgusunu yapt›. Akyol Kürt halk› üzerinde bask›, fliddet ve asimilasyon uygulamalar›na de¤inerek, “Taleplerimiz aç›kt›r. Kürt halk›n› inkar politikalar›ndan vazgeçilsin. Kürt dili ve kültürü üzerindeki bask›lar kald›r›ls›n. Operasyonlar durdurulsun. Tüm siyasi tutsaklara özgürlük” dedi. DTP Meclis üyesi Sibel Öz de bir konuflma yaparak halk›n Newroz’unu kutlad›. Mitingte kitle s›k s›k “Biji Newroz”, “Biji B›rat›ya Gelan”, “Kahrolsun ABD, iflbirlikçi AKP”, “Selam olsun ‹mral›’ya bin selam”, “Biji Serok Apo” vb. sloganlar› hayk›rd›. Her kurum kendi pankart ve flamalar› ile kat›ld›. Partizan kitlesi “Emperyalizme, Irkç›l›¤a ve flovenizme karfl› Newroz ruhunu kuflan” pankart› ile kat›ld›. Ve “Kürt ulusuna özgürlük Halk Savafl›’yla gelecek”, “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya” vb. sloganlar att›. (Bursa)

Bursa


ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr

BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

Umudu da¤lara tafl›yan Kürt halk› meydanlarda isyan gelene¤ine sahip ç›kt›!

“Newroz Pîroz Be!” ‹stanbul

‹zmir

Bursa

Tarihi say›s›z baflkald›r›, direnifllerle ve kanla yaz›lm›fl olan Kürt halk›n›n, özgürlük taleplerini hayk›rd›¤› gün olan 21 Mart Newroz Bayram› Türkiye’nin dört bir taraf›nda atefller yak›larak kutland›. Demirci Kawa’n›n zalim Dehaq’›n egemenli¤ini sona erdirdi¤i gün yakt›¤› atefl, bugün hala ayn› s›cakl›¤›yla ezen uluslar›n ci¤erini yak›yor. Newroz kelimesinin harflerini bile sonsuz kinlerini bir nebze olsun bast›rmak için de¤ifltirmeye çal›fl›rken; bir yandan da “21 Mart Bahar Bayram›” adland›rmas›yla tarihsel gerçekli¤ini yok etmeye, içini boflaltmaya çal›fl›yorlar. fiemdinli, fi›rnak ve Dersim’de yasaklanan Newroz kutlamalar›, tüm yasaklamalara karfl›n Türkiye Kürdistan›’nda sessizlik dönemini y›rtmak için bir 盤l›¤a dönüflürken, son dönemde artan ›rkç›-faflist-floven sald›r›lara karfl› “yolu yok savaflmaktan baflka” mesaj› veriyordu bir anlamda. 2005 Mersin Newroz kutlamalar›nda bafllat›larak gün be gün yayg›nlaflt›r›lmaya çal›fl›lan faflist sald›r›lar karfl›s›nda “bar›flç›l mücadele”, “demokrasi” söylemleriyle Kürt halk›n›n öfkesini ve tepkisini dizginlemeye çal›flan ulusal hareketin bu politikalar›n›n yeterince hayat bulmad›¤› özellikle ‹stanbul’da yap›lan kutlamalarda kendisini gösterdi. Bugün için sessizce ifadesini bulan ancak alanlarda kendisini somut olarak gösteren ve her f›rsatta karfl›m›za ç›kan Kürt sorunun çözümünün da¤larda oldu¤u ve en küçük demokratik haklar›n dahi

silahl› mücadeleyle kazan›labilece¤i gerçe¤i, kendisini gerek gerilla resimlerinin yo¤un olarak tafl›nmas› gerekse de “PKK”nin s›k ifadelendirildi¤i konuflmalarda coflkunun ve heyecan›n yükselmesiyle hissettirdi. Son dönemde Türkiye Kürdistan›’nda baflta Hakkari/fiemdinli olmak üzere artan sald›r›lar, köylere geceyar›s› bask›nlar›, gerillaya yönelik gelifltirilen on binleri bulan asker say›lar›yla yap›lan operasyonlar, gerilla cenazelerinin tan›nmayacak hale getirilmek için en vahfli yöntemlerle iflkencelerden geçirilmesi, Kürt kelimesinin dahi unutturulmak istenmesi vb. pratikler karfl›s›nda harekete geçmeyen ulusal harekete karfl› sessizce tepki gösterilmesi, Kazl›çeflme’de yap›lan kutlamalara kat›l›mda en somut biçimde kendisini gösterdi. 200 bin

ki-

Mersin

flinin kat›l›m›n›n beklendi¤i 19 Mart’ta yap›lan Newroz kutlamalar›na 50 bin kiflinin kat›lmas› coflkuyu düflürdü. Özel Harekat Timleri, Çevik Kuvvet’in yo¤un y›¤›nak yapt›¤› miting alan›nda s›k s›k helikopterler uçufl yaparken, sahne “Irkç›l›¤a flovenizme Karfl› Halklar›n Kardeflli¤i ‹çin Newroz’a Hoflgeldiniz”, “Bu bahar› genç Kawalar›n direnifl ruhu ve mücadelesi ile Güneflimizin özgürlü¤üne dönüfltürece¤iz”, “Kürt sorununun çözümü için Kürt diline Anayasal güvence ve siyasal genel af istiyoruz” pankartlar› ile donat›ld›. Kürt tarihinde yer alan 28 isyan›n birincisi ve ilk olmas› anlam›yla en önemli olan isyan›n y›ldönümünde sar›-k›rm›z›-yeflil renkli yöresel k›yafetleri, bayraklar› ve yazmalar›yla yediden yetmifle binlerin bulufltu¤u Kazl›çeflme’de, DTP ‹l Baflkan› Do¤an Erbafl’›n kitleye yönelik yapt›¤› konufl-

mada, DTP ile birlikte bar›fl ve demokrasi yolunda yeni bir aç›l›ma gidildi¤ini kaydetti. Yasal düzenlemelerin yap›larak demokratik ve legal olarak mücadele etmenin koflullar›n› yaratmas›n› istedi¤i hükümetin y›llard›r renkleri ve kimlikleriyle orta yerde duran Kürt halk›n›n sesine kulak vermesini istedi. Demokratik kitle örgütleri temsilcileri de sahneye ç›karak kitleyi selamlad›lar. Vardiya Müzik Grubu’nun söyledi¤i Türkçe/Kürtçe marfl ve türkülerle halay çeken kitle, s›k s›k “Newroz pîroz be”, “AKP flafl›rma bizi da¤a tafl›rma”, “Bijî serok Apo”, “Bijî biratîya gelan”, “PKK halkt›r halk burada”, “Bijî aflîtî” sloganlar›n› atarak PKK lideri Abdullah Öcalan’›n resimlerini ve pankartlar›n› tafl›d›lar. Kapat›lan Demokratik Halk Partisi (DEHAP) Baflkan› Tuncer Bak›rhan da yapt›¤› konuflmada Kürt sorunun bar›flç›l yöntemlerle çözülebilece¤ini; ancak devletin ve hükümetin bu konuda ad›m atmamakta ›srar etti¤ini belirtti. Sorunu PKK’nin bitirilmesi olarak alg›layan hükümete 1924’ten beri kendisini gösteren Kürt sorunu içerisinde PKK’nin varl›¤›n›n 29. isyan oldu¤unu söyledi. PKK’nin bitirilmesiyle dahi Kürt sorunun çözülemeyece¤ini ifade eden Bak›rhan bu konuda tüm yetkili makamlar›n üzerine düflen görevleri yerine getirmesini istedi. Alanda önceki senelere oranla devrimci kurumlar›n kat›l›m›n›n da yüksek oldu¤u gözlemlendi. PKK bayraklar› ve pankartlar› d›fl›nda MLKP ve TKEP/L’nin pankart açarak yürümesinin yan›nda alanda “Bijî Partî me TKP/ML”, “Yaflas›n partimiz TKP/ML, halk ordusu T‹KKO, TMLGB”, “Halk Ordusu T‹KKO katillerin peflinde” vb. sloganlar at›ld›. Newroz kutlamas›nda sahne alan Çetin Oraner, U¤ur Karatafl, Dengbefl Kazo, Koma Çiya ve Rojhan Beken söyledikleri Kürtçe ve Türkçe türkülerle çekilen halaylara efllik ettiler. Newroz Bayram›na “Newroz serhildan e” pankart›yla kat›lan Partizan kitlesi ise bayraklar›yla alandaki yerini ald›lar. Partizan korteji de s›k s›k “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya”, “Kürt ulusuna özgürlük Halk Savafl›’yla gelecek”, “Em gerilla gerilla azadîya ser çiya”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z”, “Halklar›n katili patron-a¤a devleti” vb. sloganlar› att›lar. (‹stanbul)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.